07.03.2017 Views

Dergi54_Sayı_01

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

SAKARYASPOR / MAKALE<br />

SAKARYA’YA<br />

MAÇA GİDERKEN<br />

HAKAN DİKMEN<br />

Haftasonlarının vazgeçilmez tutkusu<br />

İstanbul’dan Sakaryaspor maçlarına<br />

giderken, hanımlarımız için de vakit<br />

geçirebilecekleri güzel bir gezi planı<br />

yapmalıyız diye düşünüyorum.<br />

Sakarya’nın dört bir yanı tarihi ve<br />

turistik huzur veren doğal güzelliklere<br />

sahip. Sakarya Nehri ve Sapanca Gölü<br />

suyu seven, su gördüğünde huzur<br />

bulan insanlar için cennet.<br />

Takım da bu yıl bizi memnun<br />

ediyor. Pazar maçına Cuma<br />

gününden kaçabilirsek eğer, milat<br />

öncesi uygarlıklar döneminden<br />

Osmanlı Devleti’ne, Osmanlı’dan<br />

Cumhuriyet’e uzanan tarih çizgisinde,<br />

Anadolu’ya binbir renk kazandıran<br />

kültürlerin birleştiği, 19. yüzyılda<br />

başlayan göçlerle, Kafkaslardan ve<br />

Balkanlardan gelen toplulukların<br />

oluşturduğu ve bu kültürlerin barış<br />

içinde yaşadığı bir bölgeyi gezmiş<br />

oluruz.<br />

Sakarya, adını Sakarya Irmağı’ndan<br />

almış. Frigyalılar’a milattan önce 7.<br />

yüzyılda ev sahipliği yapmış bir şehir.<br />

Bu gürül gürül akan nehre kutsal<br />

sayılan “Sangari” adı verilmiş<br />

Frigyalılar tarafından. Bu isim daha<br />

sonraları “Sangarios” ve saldırgan<br />

anlamına gelen “Zakhorion” şekline<br />

dönüşmüş. Herkes nehri Afyon’a<br />

doğru akar sanıyor ama aslında<br />

Sakarya Nehri Karadeniz’e dökülen bir<br />

nehir.<br />

Bu anlattığım güzel nehrin kenarında<br />

yürüyüşler yaparsanız çok farklı<br />

güzelliklere sahip yerler görüp<br />

fotoğraf çekebilirsiniz.<br />

Güzel bir tesadüf; plaka numarası<br />

54 olan Sakarya 22 Haziran 1954<br />

tarihinde 6419 <strong>Sayı</strong>lı Kanunla il olmuş<br />

ve Sakarya adını almış.<br />

İşte böylesine güzel<br />

bir şehrin gezip<br />

görülecek yerleri çok<br />

fazla. Hani derler ya<br />

“Gez Gez Bitmez”<br />

öyle bir yer. Sapanca<br />

da bu tip mesire<br />

yerlerine ev sahipliği<br />

yapan bir ilçesidir.<br />

Bildiğiniz gibi,<br />

Sapanca Gölü yaz<br />

kış en fazla ziyaret<br />

edilen mekanların<br />

başında gelir.<br />

İstanbul’dan Bolu tarafına giderken<br />

aile büyüklerinin öğrencilere neşeli bir<br />

coğrafya sorusu vardır. Bu şaşırtmaca<br />

soru Sapanca Gölü ile ilgilidir. “Söyle<br />

bakalım çocuğum, yolun yanındaki<br />

gördüğümüz deniz hangi denizdir” diye<br />

coğrafya bilgisi test edilir. Çocuklar<br />

da bu kandırmacaya kanmazlar ve<br />

heyecanla “Sapanca Gölü” derler. (Bu<br />

satırları okuyunca durakladınız gibi.<br />

Bence derler, ya sizce?)<br />

Neyse, işte bu şirin yer, yaz, kış demeden<br />

her mevsim seyahat eden yolcuların<br />

uğrak noktasıdır. Sapanca Gölü<br />

kıyısında her keseye uygun çeşitli balık<br />

restoranları ve pansiyonlar bulunur.<br />

Akşamların kalabalık kıyı gezmeleri<br />

kahve sohbetleri pek güzeldir.<br />

Aslında Sapanca Gölünün bir<br />

hikayesi de vardır. Derler ki, “Hızır<br />

Aleyhisselam Sapanca´yı ziyaret<br />

etmiş.” İşte bu başlığın altında hikaye<br />

şöyle; bu tabi bir rivayet. Vaktiyle<br />

Sapanca yerleşim yeri gölün şimdi<br />

olduğu yerdeymiş. Hızır Aleyhisselam<br />

Sapanca’ya gelmiş.<br />

O dönemde kapı kapı dolaşarak aş,<br />

iş istemiş. Kimse ona yiyecek ekmek<br />

dahi vermemiş. Böyle aç dolaştığı bir<br />

gün bir yaşlı teyze kendisine kucak<br />

açmış ve karnını doyurmuş.<br />

Hızır Aleyhisselam da yaşlı teyzeye;<br />

“Arkana hiç bakmadan beni takip<br />

et” demiş ve yürümüş. Teyze bir<br />

yerden sonra dayanamayıp arkasına<br />

baktığında geçtiği her yerin sulara<br />

gömüldüğünü görmüş. İşte göl<br />

böyle olmuş. Ama, teyze arkasına<br />

bakmasaydı, büyüklük ne kadar olurdu<br />

bilinmiyor.<br />

Geride kalan tüm halk ve yapılar sular<br />

altında kalmış. Sapanca Gölü’nün<br />

bilinmeyen fakat kulaktan kulağa<br />

dededen toruna aktarılan, göl seviyesi<br />

çok düştüğünde Hızır Aleyhisselam’ın<br />

gazabı ile batmış olan eski Sapanca<br />

yerleşim yerine ait yapıların<br />

gözüktüğüne dair anlatılanlara iyi bir<br />

kanıt kabul edilir.<br />

Diğer bir hikaye ise şöyle anlatılır;<br />

Bir zamanlar Sapanca Gölü’nün<br />

yerinde, verimli topraklar, bu<br />

toprakların üzerinde de zengin, varlıklı<br />

bir kasaba varmış. Kasaba halkı<br />

zenginmiş, varlıklıymış ama, gözlerini<br />

dünya malı bürümüş, bencillik ve<br />

cimrilik ruhlarını karartmış.<br />

64

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!