Dergi54_Sayı_01
SAKARYASPOR / MAKALE TARAFTAR PSİKOLOJİSİ Cemre SOYSAL* Bundan yaklaşık 20 yıl önce ilk defa Simon Kuper tarafından dile getirilen bir ifade vardı; “Futbol asla sadece futbol değildir.” Geçen sürede hem ülkemizde hem de dünya futbol camiasında yaşananlar bu tespitin doğruluğunu kanıtlar nitelikteydi. 19. yüzyılın sonlarına doğru İngiltere’de doğan modern futbol kültürü 150 senelik bir geçmişe sahip. Dünya tarihini düşündüğümüzde çok da uzun olmayan bir süre içinde kıtaları, ırkları, ülkeleri birbiriyle bağlayan, ortak sevinç ve heyecanlara yönelten bir spor dalı futbol. Çoğu kez akla getirdiği soru ise şu, hiçbir politik, dini ya da etnik sebebe gerek kalmaksızın nasıl oluyor da milyonlarca insanı bir araya getirmeye bir top ve peşinden koşan 22 kişi yetiveriyor? Futbolun psikolojisini anlamaya çalıştığımızda taraftarlık ilk akla gelen unsurdur. Tribünler olmazsa futbol asla aynı zevki vermeyecektir. Taraftar cezasının olduğu maçlardan sonra futbolcularla yapılan röportajlarda çoğu futbolcu, taraftarsız maçların motivasyonlarını olumsuz yönde etkilediğini vurgular. Birçok kulübün taraftar grubu kendini takımının “12. Adamı” olarak tanımlar. Bunların hiçbiri tesadüf değildir. Tribün ve takım et ve tırnak gibidir, birini diğerinden ayrı düşünmek bütünü bölmek demektir. İnsanlar doğduğundan itibaren ister istemez birtakım grupların içine doğar, yani ait olurlar. Bu bazen bir ülkeye ait olma, bazen bir şehre ya da bir dine aidiyet olabilir. Takım tutan ve bir kulübün taraftarlığını seçen insanlarda öncelikli motivasyon da bu ait olma hissidir. Bir camiaya ait olduğunu hisseden insanlar kendilerini daha fazla güvende hissetmeye başlarlar. Önemli bir maçın kritik bir dakikasında atılan golde bir stat dolusu insanla beraber sevinmek; ait olma hissinin en coşkun yaşandığı andır. Maçı tribünde seyretmenin güzel tarafı da çoğunlukla beraber olmanın verdiği güven hissidir. İnsan psikolojisine baktığımızda yaşanan zorlukları aşarken insanların “kendileri gibi” birilerine ihtiyaç duyduğunu gözlemliyoruz. Örneğin; deprem, doğal afet gibi bir travma yaşandığında aynı sıkıntıyı yaşayan insanlar bir araya gelerek başlarından geçeni anlattıklarında ve yalnız olmadıklarını hissettiklerinde çaresizlik ve yalnızlık hisleri azalıyor. Bu noktada da yine taraftarlığın sadece galibiyetleri yaşamak için değil olası mağlubiyet, kaçan gol, kaybedilen şampiyonluk gibi olumsuz durumları aşmada da insanlara kuvvet verdiğini söylemek mümkündür. Tribünlerin bir diğer etkisi ise tüm hiyerarşik rütbelerin neredeyse sıfırlanmasıdır. Bir iş yerindeki patronla iş yerinin çaycısı tribün söz konusu olduğunda eşit statüye geçerler. Stadın turnikelerinden geçtikten sonra herkesin tek bir ünvanı vardır artık; taraftarlık. Ya beraber sevinilecek ya da beraber üzünülecektir. Küçük bir çocuğun babasıyla aynı anda sevinmesi, berber çırağı ile genel müdürün beraber üzülmesi o topun kale çizgisinin neresinde kaldığına bağlıdır. Toplumsal hayatta eşitliği yaşayamayan insanlar için tribünler herkesin nispeten eşit olduğu bir alandır. Futbol sadece kulüpler bazında değil; Dünya Kupası, Avrupa Şampiyonası gibi uluslararası turnuvalarda da taraftarlık psikolojisini karşımıza çıkarmaktadır. Turnuvaların düzenleneceği senelerde stoklarını arttıran televizyon markalarından, özel tasarım ürünler geliştiren markalara kadar birçok alandaki değişiklikler de gösteriyor ki futbol yarattığı etki itibariyle oldukça geniş bir popülasyona hitap etmektedir. Kendi ülkesinin katılmadığı bir turnuvada bile kendine favori bir takım seçip onu destekleyen birçok futbol seyircisi bulunmaktadır. Bunun sebebi, yanında olduğumuz tarafın kazanmasına duyduğumuz ihtiyaçtır. Herkesin gönlünde bir Arjantin - Brezilya çekişmesi vardır örneğin. Oysa, hiçbirimiz Güney Amerika topraklarında doğmamışızdır. Futbolun endüstriyelleşmesiyle git gide kaybolan amatör ruhun, sadece kulüplerin kimyasını değil,º aynı zamanda taraftarlık şablonlarını ve tribün atmosferini de doğrudan etkilediğini söylemek pek yanlış olmaz. Yukarıda bahsettiğimiz tüm psikolojik etkiler ise futbolun amatör kalan ruhunun hiç kaybolmayacağını düşündüğümüz parçalarıdır. * Klinik Psikolog Cemre Soysal, Boğaziçi Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık lisansından sonra Klinik Psikoloji yüksek lisansını tamamlamıştır. Çocuk ve ergenlerle çalışan Cemre Soysal; duygusal problemler, performans geliştirme, travma, okul ve öğrenme sorunları gibi alanlarda terapiler uygulamaktadır. Ayrıca ailelere yönelik eğitimler vermektedir. Cemre Soysal terapistliğin yanı sıra çocuk kitapları yazmakta ve çocuk kitaplarına danışmanlık vermektedir. 48
GÜNDEM 49
- Page 3 and 4: İmtyaz Sahb Sakaryaspor A.Ş. adı
- Page 5 and 6: t 3
- Page 7 and 8: 5
- Page 9 and 10: DİĞER KURULLAR 7
- Page 11 and 12: 9
- Page 13 and 14: S A K A R Y A R E F E R A N S L A R
- Page 15 and 16: Kulübümüzün 51. kuruluş yıl d
- Page 17 and 18: 15
- Page 19 and 20: 17
- Page 21 and 22: 19
- Page 23 and 24: 21
- Page 25 and 26: BİNGÖL DEPLASMANINA ÖZEL UÇAK D
- Page 27 and 28: TOYOTA OTOMOTİV SANAYİ TÜRKİYE,
- Page 29 and 30: Sakaryaspor’da teknik görev alm
- Page 31 and 32: Sadece profesyonel olarak değil, S
- Page 33 and 34: Biraz kendinizden ve ailenizden bah
- Page 35 and 36: DERNEK Biraz kendinizden ve aileniz
- Page 37 and 38: Biraz kendinizden ve ailenizden bah
- Page 39 and 40: SÜT ÜRÜNLERİ FABRİKALARI KURUY
- Page 41 and 42: ARAŞTIRMA 39
- Page 43 and 44: 41
- Page 45 and 46: düzgün çalışan, tüm hesaplar
- Page 47 and 48: Onlar için her takımın görünme
- Page 49: 47
- Page 53 and 54: ARAŞTIRMA hazırlanırken bu çok
- Page 55 and 56: 53
- Page 57 and 58: 55
- Page 59 and 60: ȘANSAL BÜYÜKA: ‘SAKARYASPOR’
- Page 61 and 62: KONUK 59
- Page 63 and 64: KONUK 61
- Page 65 and 66: Yeni sezon, yeni stat başarılı y
- Page 67 and 68: Bir gün, Adapazarı’nın güneyi
- Page 69 and 70: SEYİFLER KALESİ Diğer bir gezilm
- Page 71 and 72: MADEN DERESİ Sakarya-Karasu’da b
- Page 73 and 74: Sağlıklı beslenme önerileri 1.
- Page 75 and 76: 73
- Page 77 and 78: AYDER YAYLASI Yılın beş ayı kar
- Page 79 and 80: Uzungöl UZUNGÖL Botanik turu yap
- Page 81 and 82: SAPANCA GÖLÜ Sapanca Gölü doğu
- Page 83 and 84: HER BÖLGESİ, HER ȘEHRİ İLE Bİ
- Page 85 and 86: Amasra Başından birkaç evlilik g
- Page 87 and 88: Cunda CUNDA UFAK VE SEVİMLİ BİR
- Page 89 and 90: Kapadokya Derin vadiler ve volkanik
- Page 91 and 92: Cumalıkızık Evleri lesinin eline
- Page 93 and 94: 1. Poyrazlar Gölü SAKARYA Marmara
- Page 95 and 96: Karagöl Yaylası 2. Deprem Müzesi
- Page 97 and 98: Geyve Ali Fuat Paşa Kuvayı Milliy
GÜNDEM<br />
49