07.03.2017 Views

Dergi54_Sayı_01

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İmtyaz Sahb<br />

Sakaryaspor A.Ş. adına Kulüp Başkanı<br />

İsmail GÜRSES<br />

Yazı İşler Müdürü<br />

Cihan YILDIRAN<br />

Edtör<br />

Tasarım Yayın Grubu<br />

Reklam Koordnatörü<br />

Aysel UZUN<br />

İletşm Blgler<br />

Sakaryaspor Sportif Hizmetler Tic. ve San. A.Ş.<br />

Yağcılar Mahallesi Karasu Yolu Caddesi 198. Sokak<br />

No: 345 Adapazarı / SAKARYA<br />

Tel: +90 264 281 81 55<br />

Faks: +90 264 281 81 58<br />

Tesis:<br />

Rüstemler Tesisleri<br />

Adapazarı / Sakarya<br />

www.sakaryaspor.com.tr<br />

Yayına Hazırlık<br />

Tasarım Yayın Grubu<br />

Tel: (0216) 418 32 21<br />

www.tasarimgroup.com.tr<br />

Baskı<br />

Matsis Matbaa Hizmetleri<br />

Tevfikbey Mahallesi Dr. Ali Demir Caddesi No: 51<br />

Sefaköy / Küçükçekmece / İSTANBUL<br />

Tel: 0212 624 21 11<br />

1


SAKARYASPOR<br />

İÇİNDEKİLER<br />

26 42 70<br />

4 Başkan’dan...<br />

10 50 + 1 Diriliş Yılı<br />

12 Sakaryaspor’un Kurumsal<br />

Vizyonu / Hakan Pizrenli<br />

15 Küllerinden Yeniden Doğan<br />

Efsane<br />

16 Anka Kuşu<br />

22 Devre Arası Transferlerimiz<br />

22 Maltepe Stadı’nı Doldurduk<br />

23 Bingöl Deplasmanına<br />

Özel Uçak<br />

23 DURAK54 Açıldı!<br />

24 Takımımız İkinci Yarı<br />

Hazırlıklarını Antalya’da<br />

Tamamladı<br />

25 TOYOTA Otomotiv Sanayi<br />

Türkiye Sakaryaspor’a<br />

Destek Vermeye Devam Edecek<br />

25 A SPOR’la Canlı Yayın<br />

Anlaşması<br />

26 Yılmaz Vural ile Röportaj<br />

28 Osman Özdemir ile Röportaj<br />

30 Murat Hacıoğlu ile Röportaj<br />

32 Aytaç Ak ile Röportaj<br />

34 Zafer Aydoğdu ile Röportaj<br />

36 Mümin Aysever ile Röportaj<br />

38 Burak Bekaroğlu ile Röportaj<br />

42 Benim Sevdam,<br />

Benim Tarzım<br />

DÜKKAN54 /<br />

Erkan Pizrenli<br />

44 Kondisyonerimiz<br />

Ali Gürsel ile Röportaj<br />

48 Taraftar Psikolojisi /<br />

Cemre Soysal<br />

50 Maça Bir Yıldız Gibi<br />

Hazırlanmak /<br />

Oktay Berkay Gürkan<br />

52 Rambo Hasan ile Röportaj<br />

54 Tuncay Şanlı ile Röportaj<br />

56 Tolga Ballık ile Röportaj<br />

57 Şansal Büyüka ile Röportaj<br />

“Sakaryaspor’da oynamak<br />

bir ayrıcalıktır.”<br />

58 Turan Sarıgülle ile Röportaj<br />

60 Yeter ki... / Temel Yürek<br />

62 Hakan Dikmen ile Röportaj<br />

64 Sakarya’ya Maça Giderken.. /<br />

Hakan Dikmen<br />

70 Kış Aylarında Beslenme<br />

74 En Güzel 10 Kar Manzarası<br />

80 Her Bölgede Bir Cennet<br />

2


t 3


SAKARYASPOR<br />

O SENE BU SENE;<br />

İNANANLAR BAȘARIR,<br />

50+1 DİRİLİȘ YILI<br />

Sakaryasporumuzun başarısı için bu davaya inanan arkadaşlarımla tekrar yola çıkarken<br />

karşılaşacağımız tüm zorlukları ve engelleri aşacağımıza dair birbirimize söz vermiştik.<br />

Muhteşem taraftarımız tatangaların yüzünü güldürme zamanı artık gelmişti. Bakmasını bilen<br />

göz için her şeyin bir anlamı vardır; büyük şeylere ulaşabilmek için hiçbir şeyi küçümsemeden<br />

çalışmak gerekir. Bir işi yaparken inanmak, benimsemek, algılamak ve cesur olmak gerekir.<br />

Bizim gönlümüzdeki sakaryaspor sevgisi anlatılamaz; bizler bu sezon şampiyonluk hedefine<br />

varmak için Mayıs ayında ‘50+1‘ diriliş sloganı ile yola çıktık. İnandığımız yolda, radikal<br />

değişiklikler yaptık. Güçlü bir kadro oluşturduk ve yol arkadaşlarımızla birlikte inançla<br />

çalıştık. Önümüze çıkan zorluklar, dalgalı denizler bizi yıldıramadı. Şu günlerde, sezon<br />

sonunda şampiyonluğu kucaklamak için dur durak demeden tüm ekip çalışıyoruz. Daha<br />

önceki yönetim döneminde çıkardığımız dergiyi, DERGİ54 adı ile çıkarmak yine bize nasip oldu.<br />

Artık tüm taraftarlarımız, aynı zamanda dijital olarak da okunabilecek dergilerine kavuştular.<br />

Tatangalara gurur duyacakları mağazaları, DÜKKAN54‘ü ve sevimli kafemiz DURAK54’ü<br />

sunduk. Değerli taraftarlarımızı elimizden geldiğince mutlu etmeye çalıştık; DÜKKAN54<br />

Türkiye’de bir çok Süper Lig takımında olmayan, yurtdışı teslimatı da dahil olmak üzere<br />

e-ticaret satışına başladı. Bizi hiç yalnız bırakmadınız, hep desteklediniz. Sizler için ne yapsak<br />

azdır!<br />

Sakarya bizim, Sakaryaspor bizim...<br />

Sakarya Atatürk Stadı’nı her maçta doldurdunuz. Takımınızı iyi günde, zor günde sonuna<br />

kadar desteklediniz. Birlikte, zaman zaman güldük, bazen ağladık ama ben ve ekibim hep<br />

hayalimizin peşinde koştuk. 7 yıllık projemizin en zor yılını tüm dostların yardımı ile geçip,<br />

önce ’50+2’, ‘50+3’ daha sonra ‘50+4’ yıllarımızda Süper Lig’de olmayı planladık, umarım<br />

başarırız...<br />

Yol arkadaşlarımızla kenetlendik; bu büyük camianın her türlü güzelliği ve başarıyı<br />

yaşaması için gecemizi gündüzümüze kattık. Umudumuz, sezon sonu şampiyonluğa<br />

ulaşıp hep birlikte mutluluğu paylaşmak.<br />

SAKARYASPOR KULÜBÜ BAŞKANI<br />

Av. İSMAİL GÜRSES<br />

4


5


SAKARYASPOR<br />

YÖNETİM KURULU ÜYELERİ<br />

6


DİĞER<br />

KURULLAR<br />

7


8<br />

SAKARYASPOR


9


SAKARYASPOR<br />

VİZYONUMUZ<br />

BİREYLERE DEĞİL, EVRENSEL KURALLARA BAĞLI, İNSANA YATIRIM YAPAN İDEALİST BİR KULÜP<br />

Sakaryaspor Kulübü, evrensel ve çağdaş futbol kulübü yönetim değerlerini takip ederek, etkin kurumsal kurallar<br />

çerçevesinde, tüm faaliyet alanlarında sürekli yapısını yenileyerek, çağın gereksinimlerine ayak uydurmayı kendine<br />

öncelikli hedef olarak belirler. Kısa ve uzun vadeli planlarla geleceği yapılandırmaya çaba harcayan ekipler oluşturmak,<br />

UEFA Mali Fair Play kriterlerine uymak için tüm yapılanmayı hayata geçirmek, insana yatırım yapmak, Sakaryaspor<br />

Kulübü’nün vazgeçilmez değerleridir.<br />

ŞEFFAF, VİZYONER VE KİTLESEL İLETİŞİM YÖNTEMLERİNİ ETKİN BİÇİMDE KULLANAN ÇALIŞKAN BİR YÖNETİM<br />

Sakaryaspor Kulübü’nü yöneten ekiplerin mali disiplin ve şeffaflık ilkelerini benimsemesi, eksik tüm kurumsal altyapıyı<br />

bu çerçevede yapılandırması beklenir. Yönetimler, ülkemizin en önemli markalarından birisi olan Sakaryaspor’un futbol<br />

alanında, ‘İstikrar’, ‘Kurumsallık’, ‘Yenilenme’, ‘Güç’, ‘Başarı’ kavramları ile daha sık anılır olmasını sağlamak için gerekli<br />

çalışmaları yaparlar. Ayrıca, kulübün toplumsal marka algısını ve bilinirliğini arttırmak için, konusunda uzman ekipler ile<br />

çalışarak, kitlesel iletişim araçlarını çağdaş standartlarda, şeffaf ve etkin yöntemler kullanırlar.<br />

KURUCU DEĞERLERE BAĞLI, CANINI DİŞİNE TAKIP MÜCADELE EDEN,<br />

SPORTMENLİĞİ ELDEN BIRAKMAYAN BİR TAKIM<br />

Sakaryaspor formasınının ve markasının üzerine yüklenmiş değerleri, ahlakı, kulübün özüne işlenmiş ilkeleri, şanlı<br />

tarihi kazanımları ve zorluklarda elde edilmiş tertemiz başarıları bilen, profesyonel sporcular ile çalışmak, altyapıdan<br />

ise bu kültüre bağlı gençler yetiştirmek Sakaryaspor Kulübünün öncelikli hedefidir. Sakaryaspor formasını giyip,<br />

eşsiz taraftarımızın desteğini alan her sporcunun, tüm emeğini ve çabasını şehrin birleştirici değeri olan Sakaryaspor<br />

Kulübü’nün başarısı için sarf etmesi, zaferler kazanmak için elinden gelen tüm çabayı terinin son damlasına kadar<br />

göstermesi ancak bunu yaparken sportmenlik, dostluk ve kardeşlik ilkelerinden asla taviz vermemesi beklenir.<br />

SÜPER LİG YOLUNDA FORMÜL 4Y<br />

Sakaryaspor Kulübü yönetim kurulunun 2020 Haziran ayına kadar belirlemiş olduğu vizyon programı, FORMÜL 4Y<br />

olarak tanımlanır. FORMÜL 4Y, Sakaryaspor Kulübü’nün belirlemiş olduğu ilkelere tam uyum içerisinde çalışması,<br />

kulübün dönüşümü için gerekli olan sportif ve yönetimsel faaliyetlerin hangi felsefeler ışığında, hangi zaman aralığı<br />

içerisinde yapılacağına dair bir yol haritasıdır. Yeni Yönetim, Yeni Vizyon, Yeni Takım, Yeni Stat bu formülün 4 ayağıdır.<br />

Birbirine organik olarak bağlı bu alanların tümünde yaşanacak değişimlerin, ana “başarı temelli hikâyeye” hizmet<br />

etmesi beklenmektedir. Yeni yönetim anlayışının, yeni vizyonu çerçevesinde, çağdaş standartlarda yapılacak kurumsal<br />

çalışmaları, sportif başarının ana temeli olan mücadeleci, sonuç odaklı yeni takım ile harmanlanacak, yeni stat ise<br />

kulübümüzün mali bağımsızlığının yanında, takımımızın ve taraftarımızın motivasyon altyapısını güçlendirecektir.<br />

FORMÜL 4Y stratejisinin her kademede uygulanması ile Sakaryaspor markasının 4 sezon sonrasında Türkiye Süper<br />

Ligi’ne çıkması, 7 sene içerisinde ise düzenli, istikrarlı, sürekli olarak Süper Lig’de Avrupa kupalarına katılım mücadelesi<br />

veren, şeffaf mali yapısı, kurallara bağlı istikrarlı yönetim anlayışı, sağlam sportif yapısı ile hak ettiği konuma getirilmesi<br />

hedeflenmektedir.<br />

50+1 #DirilişYılı<br />

Kulübümüzün 51. kuruluş yılı olan bu seneye uygun olarak ortaya çıkan felsefe, FORMÜL 4Y’de belirlenen yeni<br />

vizyonun bir ürünüdür ve futboldaki uzatmaları ifade eden +1 tabiri ile harmanlanarak 50+1, 50+2, 50+3, 50+4 olarak<br />

şekillendirilmiştir. Sakaryaspor Kulübünün mevcut, kendi marka değerinin çok aşağısında bulunan sportif ve yapısal<br />

konumundan bir diriliş sergileyerek kurtulması fikri üzerinden yola çıkarak, uzun çalışmalar sonunda, 2<strong>01</strong>6-2<strong>01</strong>7<br />

sezonu 50+1 #DirilişYılı olarak belirlenmiştir. Diriliş hikâyesi bir bütün olarak ifade edilmekte, dipten çıkış, küllerinden<br />

doğma prensipleri üzerine inşa edilmiştir. Tüm kenti, tıpkı kuruluş hikayemizde olduğu gibi birlik içinde kenetlemek,<br />

bu vizyonun bir parçası yapmak için bir sezon boyunca, markalaşmış olan 50+1 #DirilişYılı mottosu kullanılacak, temalı<br />

etkinlikler düzenlenecektir. Takım, yönetim, taraftar kısacası bir kent el ele vererek kulübümüzü diriltmenin önemi<br />

gösteren bu vizyon, önümüzdeki seneler içerisinde de yıllara uygun vizyonlarla sürdürülecektir. Nihai hedef, şehrimizin<br />

plaka numarası ile aynı olan kulübümüzün 54. kuruluş yıl dönümü olan 17.06.2<strong>01</strong>9’u, Türkiye Süper Ligi’ne yükselmeyi<br />

hak etmiş bir kulüp olarak tüm şehirde düzenli, görkemli etkinliklerle kutlamak, Sakaryaspor’u hak ettiği konuma<br />

yükseltmektir.<br />

10


S A K A R Y A R E F E R A N S L A R<br />

RAMADA OTEL SAKARYA I SAPANCA SGM<br />

I SAKARYA AKYAZI<br />

SGM I I MONO<br />

CAFE & RESTAURANT TMO I HENDEK<br />

ATATÜRK PARKI I <br />

I SOPRANO CAFE<br />

T www.tibetmimarlik.com<br />

11


SAKARYASPOR<br />

SAKARYASPOR’UN<br />

YENİ KURUMSAL<br />

VİZYONU<br />

HAKAN PİZRENLİ<br />

Yüksek Divan Kurulu Üyesi<br />

Küçük bir çocukken, soğuk bir kış<br />

gününde, babamın elinden tutup<br />

geldiğim bir maçta tanıştım yeşil ve<br />

siyahın en güzel haliyle. Sakarya<br />

Ata türk Stadyumunu çevrelemiş o<br />

yoğun sevgi formunda, yeşil sahaya<br />

çıkan takımı görünce insanların yüzünde<br />

oluşan o gurur, sevinç ve gülümsede<br />

buldum aradığım heyecanı.<br />

Sakaryaspor benim için Sakarya’yı<br />

babamın doğduğu şehir olmaktan<br />

öteye götürdü; hayatımızın değişmez<br />

bir parçası, tutunup bırakamadığımız<br />

bir tutku haline getirdi. Yıllar yılı iyi<br />

günde kötü günde, yağmurda çamurda<br />

o tribünlerde oturup hep aynı tutku ile<br />

desteklenen o takımı görerek büyüdük<br />

ve kaderin cilvesi, değerli başkanımız<br />

İsmail Gürses sayesinde o renklere<br />

hizmet verir noktaya geldik. Başkanımızın<br />

çizmiş olduğu uzun soluklu<br />

vizyonun, kurumsal yapıda işleyen, bu<br />

güzel şehrin ve insanlarının hak ettiği<br />

konumlara gelmiş istikrarlı, şeffaf<br />

bir Sakaryaspor hayalinin etkisi ve<br />

heyecanı ile kolları sıvayıp çalışmanın<br />

vakti gelmişti.<br />

Yeri gelir hepimiz kendi kendimize<br />

olduğumuz anlarda, yönetimsel konuları<br />

düşünürken “ben olsam böyle<br />

yapardım” diyerek hayıflanırız. Ben<br />

de bu anlarda Sakaryaspor için en<br />

etkili görev yapacağım alanın kitlesel<br />

iletişim, marka yönetimi olduğunu<br />

düşünürdüm ve çok şükür bu görev ile<br />

onulandırıldım.<br />

Ekibimiz ile birlikte Sakaryaspor’un<br />

öncelikle sosyal medya ve internet<br />

ortamındaki geçmiş iletişimini masaya<br />

yatırarak, özellikle yurtdışında<br />

konuşlanan kulüplerin prensiplerini,<br />

çağdaş iletişim standartlarının hangi<br />

yolda ilerlediğini inceleyerek adeta<br />

devrim niteliğinde değişiklikler yapmamız<br />

gerektiğine inandık. Heyecan<br />

ve umudunu kaybetmiş Sakaryaspor<br />

sevdalılarına, doğru hamlelerle neleri<br />

başarabileceğimizi yeniden hatırlatmak,<br />

genç kitleleri kulüp etrafından<br />

kilitlemek, gelecek vizyonumuzu<br />

kitleye daha önce yapılmamış sıklıkta,<br />

görselliğe, estetiğe ve çizilen hayali<br />

elle tutulur gerçeğe çevirecek şekilde<br />

sunmak istedik. Uzun soluklu, sabır<br />

gerektiren bu yolculuğa öncelikle inanılacak<br />

bir ‘değişim’ olgusu sunulması<br />

gerektiğini düşünerek, kulübümüzün<br />

bünyesine aldığımız tüm sosyal medya<br />

hesaplarımızdan bunun iletişiminin<br />

kurumsal bir dille sağlanması gerektiğini<br />

düşündük, eski alışkanlıklarımızdan<br />

sıyrılarak, futbolda sportif ve<br />

kitlesel iletişim başarısının %70’inin<br />

psikolojik olduğunun bilinciyle çalışmalara<br />

başladık.<br />

12


Kulübümüzün 51. kuruluş yıl dönümü<br />

olan 17.06.1965 aslında vizyon<br />

oluşumunda ekibimiz için bir mihenk<br />

taşı oldu. Gece geç saatlerde kulübümüzün<br />

daha önceden kurumsal ve<br />

etkili organizasyonlarla kutlamadığını<br />

tespit ettiğimiz kuruluş yıldönümümüzü<br />

çarpıcı bir şekilde kutlamak<br />

için çalışmalar yaparken, futboldaki<br />

uzatmaları ifade eden +1, kulübümüzün<br />

50 yıllık engin birikimi, köklü<br />

geçmişi ile birleşerek 50+1 oldu. Bu<br />

50 yıllık geçmişimizin önemini kavradığımızı,<br />

ondan güç aldığımızı yansıtan<br />

ancak aynı zamanda yeni bir fidan gibi<br />

taptaze umutlarla geleceğe baktığımızı,<br />

yenilenme arzumuz, ihtiyacımızı<br />

sembolize eden bir kavram olarak<br />

tarafımızca beğenildi. Kulübümüzün<br />

hak ettiği noktalara gelmesi için top<br />

yekün bir ayağa kalkış göstermesi<br />

gerektiğini de düşünerek, #DirilişYılı<br />

kavramı benimsendi ve 50+1<br />

ile harmanlanarak senenin sloganı<br />

oldu. Ekibimiz ile birlikte başkanımız<br />

İsmail Gürses’in çizdiği uzun soluklu<br />

vizyon çerçevesinde de, her seneye ait<br />

sloganlarımız belirlenerek, 50+4 yani<br />

şerimizin plaka numarası 54. yılımızda<br />

Süper Lig’e çıkmış bir Sakaryaspor<br />

hedefi camianın önüne konuldu.<br />

Hedefler bağlamında, profesyonel<br />

ekiplerimiz ile birlikte kulübümüzün<br />

tüm iletişim kanallarının standartlarını<br />

tek tek oluşturarak, belirlediğimiz<br />

içerikler çerçevesinde grafik tasarımcılar<br />

tarafından yapılan her bir<br />

paylaşımın, hem metin hem de görsel<br />

açısından, ulusararası kulüplerin<br />

standardlarına ve çizmek istediğimiz<br />

yeni yola uyacak şekilde sürekli olarak<br />

kontrol edilmesini sağladık. Kulübümüzün<br />

bundan önce yoksun olduğu<br />

kitleye içerik yaratma, sadece kulübümüz<br />

tarafına doğru ve etkin haberlerin<br />

kitleye sağlanmasın garanti altına almak<br />

için ve takımımızı, oyuncularımızı<br />

hak ettikleri şekilde lanse edebilmek<br />

adına, profesyonel fotoğrafçılık hizmeti<br />

alımına başladık ve yüksek standartlı<br />

görsellerin her bir mecrada kullanımını<br />

sağladık. Ayrıca sosyal medyada<br />

kullanılan metin içeriğinin motive<br />

edici, güçlü söylemlere ve kulübümüze<br />

yakışan hırsı, iddiayı yansıtması sağlandı.<br />

İçerik konusunda canlı yayınlar,<br />

Instagram’ın Hikaye özellikleri sürekli<br />

ve uygun zamanlarda kullanılarak<br />

kitlelerin sürekli sıcak tutulması bir<br />

standart haline getirildi.<br />

Bir sonraki aşama ise “Köklere Bağlı<br />

Değişim” kavramını pekiştirmek için,<br />

değişime gerçek bir inanç yaratmak<br />

için, kulübümüzün 1980’li yıllardaki<br />

altın yıllarında, Oğuz Çetin’lerin, Aykut<br />

Kocaman’ların göğsünde gururla taşıdığı<br />

ve onlarca zafere koştuğu efsane<br />

SS logomuza dönüşüm projesiydi.<br />

Sosyal medya hesaplarımızda binlerce<br />

katılımcı ile düzenlenen anket<br />

sonucunda çıkan irade sonucunda,<br />

kulübümüz logo değişimini sağlamış,<br />

tüm alanlarda kurumsal kimlik<br />

çalışmalarını ise profesyonel ekiplerle<br />

tamamlayarak uygulamalarını yaptık.<br />

Logo değişimine ve “küllerinden<br />

yeniden doğan” bir Sakaryaspor’u tüm<br />

Türkiye’ye hatırlatmak için de tüm<br />

sosyal medya hesaplarımızdan paylaşılıp<br />

bir milyon kişi tarafından izlenen<br />

bir profesyonel video yaparak adeta<br />

takipçilerimizi kulübümüzün yaşadığı<br />

değişime kitlemeyi başardık.<br />

Çalışmalarımızın bir diğer ayağını<br />

da takımımızın oyuncularına yönelik<br />

motivasyon çalışmaları oluşturdu.<br />

Fiziksel olarak yenilenmekte olan<br />

Rüstemler tesislerimizde senenin<br />

vizyonunu, manifestosunu, sloganlarını<br />

içeren onlarca pankart hazırlandı,<br />

oyuncularımızın odalarına Sakaryaspor<br />

gerçeğini ve kendilerini nasıl bir<br />

gelecek beklediğini anlatan mektuplar<br />

kaleme alındı.<br />

Çok uzun süredir pasif kalmış internet<br />

sitemizi ise sıfırdan, tüm cihazlara<br />

uyumlu olacak şekilde yenileme işine<br />

de çok geçmeden başlayarak yaklaşık<br />

3 ay süren, ekiplerimizle birlikte gece<br />

gündüz çalışarak, kulüpte bulunmayan<br />

arşiv dosyalarına ulaşarak, sürekli<br />

olarak sitenin güncel tutulacağı bir<br />

şekilde yapılması için çalıştık ve açılışını<br />

gerçekleştirdik. Sakaryaspor.com.<br />

tr’yi açıldığı Ağustos ayından bu yana<br />

76.600 kişinin ziyaret ettiği, kitlenin<br />

güncel haberleri anında öğrendiği,<br />

tüm maç sonuçlarına, raporlarına,<br />

takım oyuncularımızın kurumsal olarak<br />

tanıtıldığı içeriklere, kulübümüzün<br />

videolarına, röportajlara ve maç,<br />

idman fotoğraflarına hiçbir kısıtlama<br />

olmadan ulaşabildiği bir yapı haline<br />

getirmekten ötürü büyük memnuniyet<br />

duyuyoruz.<br />

Kulübümüz ve yönetim kurulumuzun<br />

en önemli projelerinden Dükkan54’ün<br />

büyük fedekarlıklar ve emek ile tamamen<br />

kurumsal bir yapıda kurulmasının<br />

ardından, yönetim kurulu<br />

üyelerimiz Dükkan54’ün e-ticaret<br />

platformuna sahip olması, tüm dünyadaki<br />

Sakaryalılara ürün tedariği<br />

yapılabilmesi için bir internet sitesine<br />

sahip olması gerektiğine dair bir irade<br />

koydular. Bu bağlamda ekibimize başkanımız<br />

ve ilgili yönetim kurulu üyeleri<br />

tarafından verilen görevlendirme ile,<br />

Dükkan54 markasına dair tüm sosyal<br />

medya hesapları kurulup, kulübümüz<br />

kontrolüne geçirilmiş, her bir ürünün<br />

profesyonel fotoğraflarının kurumsal<br />

yapıda paylaşılması, hesapların<br />

Sakaryaspor ile süreli organik bağlı<br />

olarak büyütülmesi projesi hayata geçirilmiş,<br />

bir yandan da dukkan54.com<br />

e-ticaret platformunun kurulumuna<br />

başlandı.<br />

13


SAKARYASPOR<br />

Çok kapsamlı bir uğraş gerektiren,<br />

çok derin detaylar içeren Sakaryaspor<br />

tarihinde bir ilk olacak lisanslı ürün<br />

tedariğinin internetten yapılması<br />

projesi ekiplerimizin fedakar çalışmalarıyla<br />

hayata geçti. Tasarımı ile hem<br />

göze hitap eden, kullanıcı dostu online<br />

satış mağazamız dukkan54.com açıldı<br />

ve açıldığı günden beri 10.000 yeni<br />

kullanıcının ziyaret ettiği, onlarca<br />

sipariş verdiği başarılı bir platform<br />

oldu. Sürekli olarak güncellenen ve<br />

çağa göre yenilenen dukkan54.com<br />

Sakaryaspor Kulübü’nün gelecekteki<br />

önemli gelir kaynaklarından olacaktır;<br />

bu projede katkımız olmasından ötürü<br />

gururluyuz.<br />

Son dönemde uzun girişimler sonucunda<br />

almayı başardığımız “mavi tık”<br />

ile artık tamamen kulübümüze ait<br />

resmi hesap statüsü kazanan sosyal<br />

medya hesaplarımızdan, kitlemizle<br />

temiz, sade, etkin ve çarpıcı iletişim<br />

yapmaya, belirlediğimiz standartların<br />

üstüne koyarak, Türkiye’de sadece<br />

birkaç kulübün gösterebildiği özeni<br />

göstererek, bu alanda diğer ekiplere<br />

yol gösteren bir Sakaryaspor profili<br />

çizmeye, Türk futbolunun en önde<br />

gelen kurumsal iletişim standartlarına<br />

sahip bir kulüp yaratmak en önemli<br />

hedefimiz. Sakaryaspor Başkanımız<br />

İsmail Gürses ve fedakar yönetim kurulunun<br />

çalışmaları ve vizyonu sayesinde,<br />

BİREYLERE DEĞİL, EVRENSEL<br />

KURALLARA BAĞLI, İNSANA YATIRIM<br />

YAPAN İDEALİST BİR KULÜP olacağız!<br />

Belirlediğimiz ilkeler çerçevesinde<br />

bıkmadan usanmadan çalıştığımızda,<br />

bu emeklerin meyvelerini toplayacak,<br />

uzun vadede Avrupa kupalarında mücadele<br />

eden, uluslararası tanınırlığı<br />

yüksek bir kulübe dönüşeceğiz! Tüm<br />

Sakarya kenti, Sakaryaspor camiası<br />

elele vererek bu olguyu gerçeğe<br />

dönüştürecek. Uzun vadede başarı ile<br />

Sakaryaspor’u belirlediğimiz vizyon<br />

çerçevesinde hak ettiğimiz noktalara<br />

getirdiğimizde, bu dirilişin “Sakaryaspor<br />

Modeli” olarak kulüplere örnek<br />

bile teşkil edebileceğini düşünüyoruz.<br />

Yukarıda altından başarı ile kalkabildiğimiz,<br />

Sakaryaspor’a ek değerler<br />

kattığına inandığımız işlerin kısa bir<br />

özetini sunduk. Bizler bir vizyonu<br />

oluşturmak, inanılan değerlerin altını<br />

çizmek ve işlerin belirlediğimiz bu<br />

çerçevede yapıldığını sürekli kontrol<br />

etmek, gerekirse ekip ile birlikte gece<br />

gündüz çalışarak Sakaryaspor’un<br />

hayatımızda ne denli önemli olduğunu<br />

ekiplerimize göstermek ile görevliyiz.<br />

Ancak işin mutfağındaki yetenekli,<br />

aynı görev bilincini taşıyan, fedakar<br />

aşçılar olmadan bu masaya gelen<br />

yemek bu denli lezzetli olmazdı. Sabah,<br />

akşam demeden Sakaryaspor’a<br />

değer katacak projelerde emek veren<br />

ekiplerimize izninizle teşekkür etmek<br />

istiyorum. Anlık transfer haberi girişinden,<br />

maçtaki golün en geç 1 dakika<br />

içinde sosyal medyadaki tüm mecralara<br />

girişine, dukkan54’teki posttan,<br />

dukkan54.com’daki ürüne kadar tüm<br />

görevlerini başarıyla tamamlayan,<br />

yaptığımız işin sorumluluğu ve başarmak<br />

istediğimiz yüksek standartlar<br />

gereği bazen tarafımca daha hızlı,<br />

daha çok çalışma baskısı altında bırakılan,<br />

ancak her seferinde memnuniyet<br />

ile çalışarak görevleri istediğimiz<br />

standartlarda tamamlayan, AZ SONRA<br />

Ajans ve Anıl Arpat’a Sakaryaspor<br />

Kulübü adına teşekkür ederim. İnternet<br />

sitemizin tüm cihazlara uyumlu<br />

olarak kurulumunu başarı ile yapan,<br />

her bir talep ve isteğimizi başarı ile<br />

tamamlayıp, tüm güncellemeleri seri<br />

bir şekilde tamamlayan, kulübümüze<br />

örnek bir internet sitesi kazandırılmasında<br />

önemli katkıları bulunan İLAY<br />

BİLİŞİM, İlker Gülener’e Sakaryaspor<br />

Kulübü adına teşekkür ederim. İç<br />

saha maçlarımızda ve Rüstemler’deki<br />

antrenmanlarda haber, yeni transfer<br />

durumunda da hızlı bir şekilde aksiyon<br />

alarak bize en iyi şekilde profesyonel<br />

fotoğraf sağlayan AMASYALI FOTOĞ-<br />

RAFÇILIK, İrfan Amasyalı’ya Sakaryaspor<br />

Kulübü adına teşekkür ederim.<br />

Dukkan54.com online satış mağazamızın<br />

kuruluşunda gösterdikleri iş<br />

birliği ve desteklerden ötürü, Bilginet<br />

ve Payu firmalarına da Sakaryaspor<br />

Kulübü adına teşekkür ederiz. Beni<br />

Sakaryaspor’lu yapan, hayattaki en<br />

iyi dostum, sırdaşım ve çalışkanlığı,<br />

mükemmel insan ilişkileri, dürüstlüğü<br />

ile benim için örnek kişilik, kulübümüzün<br />

Basın Sözcüsü ve Dükkan54’ten<br />

sorumlu yönetim kurulu üyesi Erkan<br />

Pizrenli’ye ve son olarak bana güvenerek<br />

kulübümüze hizmet etmemi<br />

sağlayan, yolumuzu açan, daimi<br />

destekçimiz, kulübümüzün geleceği ve<br />

bekası için gecesini gündüzüne kadar<br />

başkanımız <strong>Sayı</strong>n İsmail Gürses’e de<br />

sonsuz teşekkürler!<br />

Kulübümüz ve yaptığımız işler ile ilgili<br />

tüm görüş, öneri ve değerlendirmelerinizi<br />

kurumsaliletisim@sakaryaspor.<br />

com.tr adresine gönderebilirsiniz.<br />

Yeşil Siyahlı renklere gönül vermiş<br />

milyonlara kucak dolusu sevgiler!<br />

14


15


SAKARYASPOR<br />

ANKA KUȘU<br />

Sakaryasporumuzun 50+1 Diriliş Yılı<br />

vizyonu ve projesi kapsamındaki ideallerini<br />

yansıtmak ve “küllerimizden<br />

yeniden doğmak” fikrini simgeleştirmek<br />

adına, İzmirli ünlü sanatçı Cem<br />

Erkal’a yaptırılan Anka Kuşu heykelimiz<br />

Atatürk Stadyumu yanındaki yerini<br />

aldı. Anka Kuşu’nun tarih sayfalarında<br />

bu dirilişin sembolü olarak yerini<br />

alması öngörülmektedir.<br />

16


17


18<br />

SAKARYASPOR


19


SAKARYASPOR<br />

TEKNİK KADRO<br />

FUTBOL TAKIMIMIZ<br />

20


21


SAKARYASPOR / HABER KÖŞEMİZ<br />

DEVRE ARASI<br />

TRANSFERLERİMİZ<br />

Devre arası transfer döneminde kulübümüz<br />

7 futbolcu ile anlaşma sağladı.<br />

Coşkun Yılmaz ve Mümin Aysever ile<br />

hücüm hattını güçlendirirken, Abdurrahman<br />

Canlı, Cihan Yıldız, Fahri<br />

Tatan ve Fatih Özçelik ise orta sahaya<br />

takviye verecek olan isimler olarak yeşil<br />

siyahlı formamızı giymeye başladı.<br />

Yeşil siyahın kalesini koruyan isimlerin<br />

arasına ise Bora Sevim eklendi.<br />

MALTEPE STADINI<br />

DOLDURDUK<br />

17. hafta karşılaşmasında deplasmanda Maltepespor ile karşılaşan yeşil<br />

siyahlılarımızı, büyük Sakaryaspor taraftarı yalnız bırakmadı. Sakarya’dan ve<br />

İstanbul’dan yüzlerce taraftarımız otobüslerle ve özel araçlarıyla Maltepe’ye akın<br />

etti. Karşılaşma Maltepe Stadı’nda iki bin kişinin üzerinde taraftarımızın önünde<br />

oynandı.<br />

22


BİNGÖL DEPLASMANINA ÖZEL UÇAK<br />

Diriliş Yılı’nın 15. haftasında deplasmanda 12 Bingölspor ile oynanan karşılaşma için kafilemiz, Sabiha Gökçen<br />

Havalimanı’ndan kalkan, Atlas Global Havayolları’na ait, KK1965 sefer sayılı özel uçakla Bingöl’e ulaştı.<br />

DURAK54 AÇILDI!<br />

#durak54 Atatürk Stadyumu önünde<br />

açıldı! Hazırız, seni bekliyoruz! Maç<br />

öncesi içeceklerini #durak54’ten al,<br />

#Sakaryaspor’a destek ol! #DirilişYılı<br />

23


SAKARYASPOR<br />

TAKIMIMIZ<br />

İKİNCİ YARI<br />

HAZIRLIKLARINI<br />

ANTALYA’DA<br />

TAMAMLADI...<br />

Takımımız, Diriliş Yılı’nın ikinci<br />

yarısında hazırlıklarının 2. etabı için<br />

Antalya’daydı. 1 haftalık Rüstemler<br />

etabı sonrası 2 Ocak’ta Antalya’da toplanan<br />

yeşil siyahlılarımız oniki günlük<br />

verimli bir antrenman programıyla 2.<br />

yarıya hazırlandı. Zaman zaman günde<br />

3 idman yapan ekibimiz bu süreç içerisinde<br />

hem fizik kondisyon açısından<br />

hem taktiksel anlamda çok verimli<br />

çalışmalar yaptı. Yeni transferlerimizin<br />

de dahil olduğu kamp programının<br />

ardından Ankara Adliyespor maçı<br />

için doğrudan Ankara deplasmanına<br />

geçildi.<br />

24


TOYOTA OTOMOTİV SANAYİ TÜRKİYE,<br />

SAKARYASPOR’A DESTEK VERMEYE DEVAM EDECEK<br />

Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye, Sakaryaspor’a sağladığı 250<br />

bin TL’lik desteğe 5. yılında da devam edecek.<br />

Sporun ve sporcunun destekçisi Toyota Otomotiv Sanayi,<br />

Sakarya’nın kalkınmasına yönelik yaptığı çalışmalarını her<br />

alanda sürdürüyor. Bölgenin spor alanındaki faaliyetlerine<br />

de katkıda bulunan Toyota Otomotiv Sanayi, şehrin simgelerinden<br />

Sakaryaspor’a verdiği desteğe bu yıl da devam<br />

edecek. Yenilenen 250 bin TL değerindeki destek anlaşması;<br />

nakit desteği, stat içi ve dışı reklam panolarının yenilenmesini<br />

kapsıyor. Destek anlaşması hakkında konuşan Toyota<br />

Otomotiv Sanayi Türkiye Genel Müdür ve CEO’su Hiroshi<br />

Kato, “Şehrimizin önemli simgelerinden olan takımımız<br />

Sakaryaspor’umuza desteğimizi bu yıl da sürdürmekten<br />

mutluluk duyuyoruz. Yeni dönemde başarılar diliyorum.”<br />

ifadelerini kullandı.Sakaryaspor Kulübü Başkanı Av. İsmail<br />

Gürses “Sakaryasporumuzun küllerinden yeniden doğacağı<br />

bu Diriliş Yılı’nda Toyota’nın kulübümüze vermiş olduğu<br />

desteği çok önemsiyor, kendilerine teşekkürlerimi sunuyorum.”<br />

dedi.<br />

A SPOR’LA CANLI<br />

YAYIN ANLAŞMASI<br />

Başkanımız İsmail Gürses ve yönetim<br />

kurulu üyelerimiz, A SPOR spor yayınları<br />

koordinatörü Serkan Korkmaz,<br />

Spor Yayınları Koordinatör Yardımcısı<br />

Ender Bilgin ve Yayın Müdürü Okan<br />

Esen ile yapılan görüşmenin ardından<br />

karşılıklı anlaşmaya vardı. Başkanımız<br />

İsmail Gürses ve yönetim kurulunun<br />

üzerinde uzun süredir çalıştığı canlı<br />

yayın projesi A SPOR işbirliğiyle hayata<br />

geçti!<br />

#Sakaryaspor’un maçları A SPOR’da<br />

canlı olarak yayınlandı.<br />

25


SAKARYASPOR<br />

YILMAZ<br />

VURAL<br />

26


Sakaryaspor’da teknik görev almış<br />

biri olarak sizden biraz Sakaryaspor’u<br />

dinleyebilir miyiz? Sizin için önemi<br />

nedir bu kulübün?<br />

1953 doğumluyum. Lise öğrenimim sırasında<br />

seçmelerin olduğunu söylediler,<br />

ben de katıldım ve 1969 senesinde<br />

futbola ilk Sakaryaspor altyapısında<br />

başladım. Biz Deve Ziya, Sarı İhsan,<br />

Kaleci Saadettin ile, Sarı Muammer<br />

(Altın Kafa) ile büyüdük. Rıfkı abi,<br />

Antalyalı Erdal ile büyüdük. Dolayısıyla<br />

1965’te kurulan bu kulüp ile<br />

beraber büyüdüm ben. Hiç unutmam,<br />

Galatasaray gelmişti Adapazarı’na<br />

Yıldırımspor ile maç yapmaya; orada<br />

Metin Oktay’ı seyrettik. Düz duvarları<br />

aşıp maçlara girmeye çalışırdık, böyle<br />

bir sevda bizim için. Babam doksanlı<br />

yaşlarında, hala maç kaybettiğimizde<br />

ağlar. Başka takım tutmaz kimse, biz<br />

hepimiz Sakarysporluyuz. Futbolu da<br />

bu kulüple sevdik.<br />

Adapazarı’nda bir futbol kültürü olduğu<br />

söylenir hep, herkes bir şekilde bir<br />

sporla özellikle de futbolla ilgilidir. Siz<br />

de böyle mi düşünüyorsunuz?<br />

Biz buranın yerliyiz; bu şehirde<br />

buranın kültürüyle büyüdüm. Hacı<br />

Numan amca vardı, benim hayatımda<br />

çok önemli bir yeri vardı. Onun evinde<br />

pişen her yere dağıtılırdı, varlıklı bir<br />

adamdı. Evinde bütün mahallenin<br />

çocukları oyun oynardı, buranın böyle<br />

bir kültürü vardı. Bizim o zaman nesil<br />

50.000 kişiydi belki. Yolda yürüdüğünüz<br />

zaman herkes birbirini tanırdı. Bugün<br />

Bulvar neyse, o zaman da öyleydi. Her<br />

şeyi orada yaşardık. Bütün depremlerini,<br />

sinemalarını, insanlarını hatırlarım.<br />

Burada futbol bir hayat biçimidir; kupa<br />

maçlarını, her türlü ligden maçları<br />

herkes takip ederdi ama asıl en çok<br />

mahalle arasında yapılan maçlar,<br />

köylerin birbiriyle maçlarında halk bir<br />

araya gelirdi. İnanılmaz futbol sevgisi<br />

olan, genetiğinde bu spora gönül<br />

vermiş insanlar çıktı buradan. Sadece<br />

futbolda da değil aslında, bir çok spor<br />

dalında Adapazarı’ndan insanları<br />

görürsünüz; bilardoda, motosiklette,<br />

boksta…<br />

Özellikle 80’li yıllarda Sakaryaspor,<br />

büyük kulüplere futbolcu transferlerine<br />

başladı. Bu hızlı ivme nasıl oldu?<br />

Aslında sadece 80’li yıllarda değil, kurulduğundan<br />

beri böyledir. Bir dönemde<br />

milli takımda 8 tane Sakaryaspor’lu<br />

olduğunu hatırlıyorum. Sadece futbolcu<br />

olarak değil; Şansal Büyüka, Fahrettin<br />

Cüroğlu, Tahsin Kaya’yı gündeme taşıyan<br />

kulüp oldu. Şu anda gördüğünüz<br />

bir çok oyuncu, hocalar, teknik insanlar<br />

hepsi Adapazarı’ndan gelir.<br />

Kulübün şu anki durumunu nasıl<br />

değerlendiriyorsunuz?<br />

Tabii bir çok şeyle bağlantılı olarak bir<br />

düşüş süreci yaşamıştı kulüp geçmişte.<br />

Ama şimdi İsmail Başkan ile<br />

birlikte yönetimimiz iyi çalışıyor, tekrar<br />

yükseliyor. Elbette yeni stadın da etkisi<br />

oldu. Hiç unutmuyorum; 2<strong>01</strong>3 senesinde<br />

rahatsızım, evde yatıyordum. Şansal<br />

Büyüka ve o zamanın önemli bir kaç<br />

futbol camiasından ismi aradı. Yakında<br />

transfer yasağı başlayacak, Sakaryaspor<br />

için bir şeyler yapmamız lazım<br />

dediler. Hepimiz dertlendik, koşturduk<br />

gittik Adapazarı’na neler yapabiliriz<br />

diye. Hiçbirimiz 3 ay boyunca para almadan<br />

çalıştık, bir sürü oyuncu çıkardık<br />

o dönemden. Beşiktaş’a, Kayseri’ye<br />

oyuncu gönderdik, onlar tabii kulübe<br />

para transferi sağlayacak bütçe oluşturmuş<br />

oldular. Adapazarı’nda yıllar<br />

sonra geçirdiğim 3 ayı asla unutmam,<br />

çok güzel günlerdi.<br />

Kamuoyunda bu konular çok negatif<br />

yansıdı, şimdi sizden dinleyince<br />

aslında başarısız bir dönem olmadığı<br />

görülüyor…<br />

Ben vefa borcumu yerine getirmek<br />

istedim doğup, büyüdüğüm şehre.<br />

Zararını, yararını düşünmeden<br />

kalktım gittim. Bugün hala aktif olan<br />

çok değerli oyuncular çıkardık ama<br />

bakarsanız o dönemki haberlere benim<br />

dönemim dediğiniz gibi başarısız<br />

görünüyor, insanlar gerçek hikayeyi<br />

bilmiyor elbette. Burada Tatangalarla<br />

iş insanları ile kurduğumuz ilişkiler<br />

sayesinde bugün bile yapılan bazı<br />

yeniliklerin temellerini o zamanki çabalar<br />

atmış oldu. Stat için dahi vali ile<br />

görüştüğümüz zamanları hatırlıyorum.<br />

Hangi 3. Lig yayının maçı naklen veriliyor?<br />

Sponsor bulunmuş, yayın kanalı<br />

bulunmuş maçlar yayınlanıyor, böyle<br />

bir şey bulamazsınız başka yerde.<br />

Büyük çabalardır bunlar. Sakaryaspor<br />

bizim kendi çocuğumuz, Adapazarı’nda<br />

var oluş nedenimiz. Yaşadığı tüm<br />

zorluklara rağmen yerinden vaz geçmeyen,<br />

bu şehrin mücadelesini veren<br />

Adapazarı’nın güzel insanlarının en<br />

değerli markasıdır.<br />

Sakaryaspor bizim<br />

kendi çocuğumuz,<br />

Adapazarı’nda var oluş<br />

nedenimiz. Yaşadığı<br />

tüm zorluklara rağmen<br />

yerinden vaz geçmeyen,<br />

bu şehrin mücadelesini<br />

veren Adapazarı’nın<br />

güzel insanlarının en<br />

değerli markasıdır.<br />

Sizin eğitim geçmişiniz başka kimsede<br />

yok bildiğimiz kadarıyla?<br />

Futboldan gelip de, 2 tane üniversite<br />

bitirmiş kaç kişi var? Türkiye’de<br />

üniversite eğitimi ile sporun bir arada<br />

gidemediği bir durum var. Dünyanın<br />

en önemli spor akademisinde yurtdışında<br />

eğitim gördüm, futbol öğretim<br />

grevlisi oldum. 30 yıldır aralıksız<br />

26 farklı takımda çalıştım. Dünyada<br />

başka örneği yok bunun. Almanya’da<br />

teknik eğitim aldım, kurslar bitirdim.<br />

İlk pro-lisans sahibi benim. 718 resmi<br />

maç yönetmişim. Bir Adapazarlı olarak<br />

bunları başardım, kimsenin desteği<br />

olmadan. Emeğimizle bunları yaşama<br />

şansı buldum. Bir Adapazarlı kimsenin<br />

boyunduruğu altında olmak istemez,<br />

şehrimizin öğretisini aldım ben.<br />

Şu anda Sakaryaspor bir yükseliş<br />

dönemi yaşıyor yeni yönetimle ve taraftar<br />

desteğiyle. Umuyoruz ki Süper<br />

Lig’e giden bir yol var. Siz nasıl görüyorsunuz<br />

kulübün geçmiş dönemlerini<br />

de bilen biri olarak bugünü?<br />

Sakaryaspor profesyonel anlamda<br />

yönetilme yoluna girmişti geçmiş zamanlarda<br />

fakat o süreç yürümedi pek.<br />

Sakarya Belediyesi, Sakarya Taraftarlar<br />

Derneği’ne hisseler devretti. Ben<br />

de hisse aldım o dönemde. Elimden<br />

geldiğince takımın destekçisi olmaya<br />

devam ettim. Başına kim gelirse<br />

gelsin, kim teknik yönetimi yaparsa<br />

yapsın; bütün o ‘biz yaparız, ederiz’<br />

diyenlere rağmen gerçek destekçi<br />

olanlar biz olduk. Şu anda futbolculara<br />

tek kuruş borç yok, kimseye bir<br />

vereceğimiz yok. Bu bir kulüp için çok<br />

önemli adımlar, iyi gelişmeler. İyi bir<br />

yolda olduğumuzu görmek beni mutlu<br />

ediyor. Sakaryaspor şu an tekrar diriliş<br />

dönemini yaşıyor. İsmail Başkan ile,<br />

Tatangalar ile daha da iyi sonuçlar<br />

alınacak.<br />

27


SAKARYASPOR<br />

OSMAN<br />

ÖZDEMİR<br />

30 yıllık bir kariyer...<br />

Gençlerbirliği, Konyaspor,<br />

Adana Demirspor ve daha<br />

niceleri... Ancak her zaman<br />

en çok heyecanlandıran<br />

da Sakaryaspor! Teknik<br />

Direktörümüz Osman<br />

Özdemir ile takımımızı,<br />

kariyerini, unutamadıklarını<br />

Sultanbeyli Belediyespor<br />

maçı öncesi takımımızın<br />

kamp yaptığı otelde<br />

konuştuk.<br />

28


Sadece profesyonel olarak değil, Sakarya<br />

doğumlu ve Sakaryaspor’a gönül<br />

vermiş birisiniz de aynı zamanda. İlk<br />

olarak Sakaryaspor ne ifade ediyor<br />

sizin için, onu soralım.<br />

Sakaryalı olmak bizim için tabii ayrı bir<br />

şeref. Sakaryaspor’da çalışmak da ayrı<br />

bir gurur. Sakaryaspor’un benim için<br />

bir tutku olduğunu düşünüyorum. Geriye<br />

dönük yaklaşık 30 yıllık bir profesyonel<br />

hayatım var. Hem futbolculuk hem<br />

antrenörlük anlamında ama, Sakaryaspor<br />

başka bir şey benim için bambaşka<br />

bir anlam ifade ediyor. Buraya bütün<br />

hizmetimizi amatör ruhla verebilmek<br />

amacımız. İnşallah bunu da başarırız.<br />

Kulüpten bu dönem için ilk teknik<br />

direktörlük teklifi geldiğinde neler hissettiniz?<br />

Zor bir karar oldu mu böyle<br />

bir sorumluluk almak?<br />

Sakaryaspor’da çalışsam da çalışmasam<br />

da Sakaryaspor beni her zaman<br />

heyecanlandırmıştır. Bu benim 2.<br />

göreve gelişim, Sakaryaspor’da daha<br />

önce de geldim. Bu heyecanı yaşadım<br />

ve finalde kaybettik biz. Bu sene de<br />

böyle bi teklif tabii ani bir gelişme oldu.<br />

Bu hafta Pazartesi itibariyle başkan ve<br />

yönetimle görüştük. Açıkçası tekrar 2.<br />

olarak takımın başına gelmek beni gururlandırdı.<br />

Bundan onur duydum ama<br />

bu ihtiyaca karşılık vermek bizim için<br />

çok daha da önemli, inşallah bekleneni<br />

de karşılarız.<br />

Mevcut takım ve mevcut kadro hakkında<br />

ne düşünüyorsunuz? Takımı nasıl buldunuz<br />

geldiğiniz günden bu yana?<br />

Takımın başına gelmeden önce de tüm<br />

Türkiye futbolunu nasıl takip ediyorsam<br />

tabii ki Sakaryaspor’u da takip ediyordum.<br />

Az çok tanıdığım oyuncular var.<br />

Daha önce birlikte çalıştığım oyuncular<br />

da var. Onlarla da şimdi tekrar birlikte<br />

çalışma imkanı sağlayacağız. Şöyle söyleyeyim;<br />

Sakaryaspor’un teknik yapısı<br />

ile, oyuncu kariyeri, oyuncu kalitesi ile<br />

ilgili hiç bir sorun yok. Bu konuda diğer<br />

antrenör arkadaşlarım da farklı düşünmemişlerdir<br />

ama futbol bir performans<br />

oyunu. Özellikle bu alt liglerdeki mücadele<br />

başka bir şey. Buralarda bazen sadece<br />

teknik kapasite ve kağıt üzerindeki<br />

kariyer ve kalite yeterli olmayabiliyor.<br />

Tamamen mücadeleye dönük oyun. Evet,<br />

tecrübe gerekli ve bu tecrübe bizde var<br />

ama biz en az karşı takımlar kadar koşabilirsek,<br />

mücadele edebilirsek zaten<br />

kalitemiz ve teknik kapasitemiz sonuca<br />

mutlaka etki edecektir.<br />

Sakaryaspor’a nasıl bir takım ruhu<br />

kurgulamak istiyorsunuz? Nasıl bir<br />

oyun felsefesi yansıtmak istiyorsunuz?<br />

Bu soruya cevap vermek kolay değil.<br />

Bir oyun felsefesi oluşturmak için<br />

gerçekten uzun bir zamana ihtiyaç var.<br />

Bunu hemen hayata geçirmeniz mümkün<br />

değil. Mazeret olarak söylemiyorum<br />

ama msela önümüzdeki maça<br />

dört eksikle çıkacağız. Cezalı oyuncularımız<br />

var. Kalecimizin bir sakatlığı var.<br />

Yine söylüyorum bu bir mazeret değil,<br />

çünkü kadronun genişliği, oyuncu sayısı<br />

yeterli diye düşünüyorum bu oyun<br />

felsefesini oluşturabilmek için nasıl bir<br />

oyun ortaya koyacağınızı anlatabilmek<br />

biraz zaman alır. Gerçekten kolay bir<br />

soru ve kolay bir cevap değil bu. Takımla<br />

birlikte yaşamak lazım, birlikte nefes<br />

almak lazım. Bu bir süreç. Bu süreç<br />

yeterli mi? 13 hafta kaldı. Amerika’yı<br />

yeniden keşfetmeye gerek yok. Takımın<br />

belirli bir gücü, belirli bir potansiyeli<br />

zaten var. Bunu açığa çıkarabilmek<br />

benim için çok önemli.<br />

13 hafta kaldı dediniz. Sezon sonu için<br />

öngörünüz ne yönde? 11 puan gibi bir<br />

fark var şu an liderle aramızda.<br />

Yarıştığınız takım sizden 2 maçta 4<br />

puan almış. Bu bir handikap. Büyük bir<br />

dezavantaj. İkili averajda da kaybetmiş<br />

durumdayız. Bu 11 puanlık fark matematiksel<br />

baktığınız zaman kapanmayacak<br />

bir fark değil. Ancak hayalci<br />

de olmamak lazım. Karşı taraf 4 maç<br />

peşpeşe kaybedecek. Biz 4 maç peşpeşe<br />

kazanacağız. Bu da ilk 4-5 haftada<br />

olması gereken bir durum. Düşününce<br />

bu ne kadar gerçekleşir? Bilemeyiz.<br />

Ancak, biraz uzak bir ihtimal gibi<br />

gözüküyor. Sistem olarak play-off var.<br />

Bu play-off potasının içinde kalabilmek<br />

önemli. Biz takvim, yarış son güne<br />

kadar neyi gösteriyorsa biz bu yarışın<br />

içinde olmalıyız. Ama 1.lik ama ilk 5<br />

takımın içinde yer almak, bu hedefimiz<br />

zaten her zaman var bizim.<br />

Uzun vadede Sakaryaspor için neler<br />

söylersiniz? 3-4 yıl sonrasını düşündüğünüz<br />

zaman nerede görüyorsunuz<br />

takımı?<br />

Ben 2 sezon önce Sakaryaspor’da çalıştım.<br />

2 sezondan sonra bu sene geldim.<br />

Çok şey değişmiş. Sadece tanıdığım<br />

3 tane oyuncu var Sakaryaspor’da.<br />

Önce bir takımın iskeletini muhafaza<br />

etmesi gerekirken ben şu anda bunu<br />

göremiyorum. Tekrar yeni bir takım<br />

kurulmuş. Ancak yeni bir yönetim ve bu<br />

yeni yönetimin heyecanını, tesis anlamdaki<br />

yapılanmasını gayet iyi görüyorum.<br />

Çok olumlu karşılıyorum. Yeni<br />

yapılan stadın hayata geçmesiyle bu<br />

daha da canlanacak diye düşünüyorum.<br />

Şöyle bir durum var; Sakarya şehri<br />

her zaman futbolla yatıyor, futbolla<br />

kalkıyor. Bu tesisleşme anlamında yeni<br />

bir statla beraber bu sene inşallah bir<br />

üst lige çıkmayı da başarabilirsek bu<br />

şehrin varolan potansiyelinden dolayı<br />

daha da yukarılara çıkmak daha kolay<br />

olacaktır, diye düşünüyorum. Yani,<br />

gelecekle ilgili Sakaryaspor’un yönetim<br />

istikrarı önemli, takım istikrarı önemli,<br />

taraftarın istikrarı önemli. Sadece<br />

teknik adamla, yönetimle değil zincir<br />

şeklinde bu iş ve bunların her biri<br />

zincirin halkaları. Eğer kolektif anlayışı<br />

birlikte oturtabilirsek, aynı şeyleri düşünüp<br />

üzerine basa basa durabilirsek,<br />

kenetlenme sürerse bu şehir hakettiği<br />

yerlerde olur.<br />

Son olarak sizin de bahsettiğiniz 30<br />

yıllık kariyeriniz boyunca, Sakaryaspor<br />

ile yaşadığınız ya da başka bir takımla<br />

yaşadığınız unutamadığınız anlar<br />

hangileridir?<br />

Çok fazla var. Futbolculuğumda<br />

Gençlerbirliği’nde oynarken Türkiye<br />

Kupası kazanmanın mutluluğunu yaşadım,<br />

onu unutamam.<br />

Şimdiki adıyla Hacettepespor olan<br />

takım, o zamanki adıyla Gençlerbirliği<br />

Oftaşspor’du. Antrenör olarak Gençlerbirliği<br />

Oftaşspor ile PTT 1. Lig’den<br />

Süper Lig’e çıkma başarısını gösterdik.<br />

Süper Lig’de çok güzel işler yaptık.<br />

Konyaspor ile PTT 1. Lig’de antrenör<br />

olarak bir play-off oynadım. Sakaryaspor<br />

ile burda bir final oynadık ama nasip<br />

olmadı kazanabilmek. Geçen sene<br />

Hacettepespor ile Bandırma karşısında<br />

kaybettik yine play-off’ta. Yani unutamadığın<br />

anlar çok fazla. Ancak hepsini<br />

sonuçlandırmak önemli. Hele ki bunu<br />

Sakaryaspor ile sonuçlandırabilmek<br />

benim için çok fazla önem taşıyor.<br />

Manevi yönden özellikle büyük önem<br />

taşıyor. 2 yıl önce 54 yaşındaydım. 54<br />

yaşımda öyle bir finali kaybetmek beni<br />

çok üzmüştü. Nasip değilmiş ama,<br />

inşallah bu sene bunu gerçekleştireceğiz.<br />

29


SAKARYASPOR<br />

MURAT<br />

HACIOĞLU<br />

30


Biraz kendinizden ve ailenizden bahsedermisiniz?<br />

Ben evcimen bir insanım ve duygusal<br />

bir yapım var. Bu sene biraz daha ayrı<br />

olacağız ama 10 yaşında bir kızım var.<br />

Futbola ilginiz ne zaman başladı?<br />

Ankara’da futbola başladım, babam<br />

herzaman arkamda ve yanımdaydı.<br />

Sizi ilk olarak nerede izleyip beğendiler?<br />

O zamanlar A takımıyla maç yapıyorduk,<br />

Samet Aybaba hocamız<br />

beni beğenmişti. Bu sayede profesyonel<br />

kısma geçtim, ilk maçım da<br />

Galatasaray’a karşıydı.<br />

Daha önce hangi kulüplerde oynadınız,<br />

Sakaryaspor’a transferiniz nasıl<br />

gercekleşti?<br />

Fenerbahçe’de oynadım, milli formayı<br />

terlettim ve Sakaryapor’un hedeflerini<br />

beğendiğïm için şu an burada şampiyonluğu<br />

yaşamak istiyorum.<br />

Aileniz futbola nasıl bakıyordu, size<br />

destek oldular mı?<br />

Ailem her zaman destek oldu, desteklerini<br />

üstümden hiç eksik k etmediler.<br />

Ben de bu başarıyı hepsine borçluyum.<br />

Kendinize ne gibi hedefler er koydunuz?<br />

Büyük kulüplerde oynamak herkese<br />

nasip olmaz. Ben bu hayallerimi<br />

gercekleştirdim ve şimdi i burdayım ve<br />

yine şampiyon olmak istiyorum. iyorum.<br />

Kendinize örnek aldığınız ız bir futbolcu<br />

var mı, varsa neden o isim? im?<br />

C. Ronaldo, Alex De Souza... İkisi de<br />

çalışkan futbolcular, ben de onları çok<br />

beğeniyorum.<br />

Türk Futbolu’nun gelişimi hakkındaki<br />

düşünceleriniz nelerdir? erdir?<br />

Türk futbolunda biraz gerileme<br />

olduğunu düşünüyorum. Çıkan<br />

futbolcu sayısı az, bence altyapıya<br />

önem verilmeli. Şimdiki<br />

gençler bir yerlere geldiklerinde<br />

başka taraftan bakıyorlar. r.<br />

Yeni yetişen nesil için neler düşünüyorsunuz?<br />

Durmadan çalışmaları ve abilerinin<br />

sözlerini dinlemeleri gerekiyor.<br />

Zamanında biz de dinledik ik ve buralara<br />

kadar geldik. Mesela, ben Hacı Ömer’i<br />

çok beğeniyorum.<br />

Takımdaki arkadaşlık ortamı nasıl?<br />

En önemlisi karaterleri çok düzgün ve<br />

uyumlu arkadaşlarımızın olması. Yaşadığımız<br />

tecrübelerimizi aktarmaya<br />

çalışıyoruz. Hedefimiz büyük, bu arada<br />

50+1 diriliş yılı için başkanımız da çok<br />

çalışıyor. Bizim de görevimiz büyüyor.<br />

Sakaryaspor çok büyük bir kulüp, bu<br />

sene kesin şampiyon olacağız.<br />

Unutamadığız bir anınız var mı?<br />

Unutamadığım çok anım var, anlatsam<br />

günler saatler yetmez.<br />

Son olarak bir şeyler eklemek ister<br />

misiniz?<br />

Siz benim kadar oynayın zaten şampiyonuz<br />

dedim arkadaşlarıma.<br />

Çalışmayı seviyorum ve<br />

herzaman çalışırım.<br />

Şampiyonluk yaşamak<br />

istiyorum; Şampiyon<br />

Sakarya! Sakaryaspor<br />

taraftarı da sahada<br />

mücadeleci bir takım<br />

ruhu göreceklerine<br />

inanmalılar.<br />

Çalışmayı<br />

seviyorum<br />

ve herzaman<br />

çalışırım.<br />

Şampiyonluk<br />

yaşamak istiyorum:<br />

Şampiyon Sakarya!<br />

Sakaryaspor<br />

taraftarı da sahada<br />

mücadeleci<br />

bir takım ruhu<br />

göreceklerine<br />

inanmalılar.<br />

31


SAKARYASPOR<br />

AYTAÇ AK<br />

32


DERNEK<br />

Biraz kendinizden ve ailenizden bahseder<br />

misiniz?<br />

Ben 22.04.1985 Sakarya doğumluyum,<br />

burada büyüdüm. 3 kardeşiz, 2 ablam<br />

var. Annemi ve babamı depremde<br />

kaybettik. Eğitimime İstanbul’da devam<br />

ettim. Akabinde de Harmanlıkspor’da<br />

devam eden bir futbol hayatım vardı.<br />

Futbola ilginiz ne zaman başladı?<br />

Küçük yaşlarda mahallelerde top<br />

oynarken başıma bir iş gelir diye<br />

mahallemizin takımı Harmanlıkspor’a<br />

kaydımı yaptırdı babam. İlk orda başladım.<br />

Teyfik Tetik ilk hocamdır, ikinci<br />

babam gibidir.<br />

Sizi ilk olarak nerede izleyip beğendiler?<br />

Beni Harmanlıkspor’da beğendiler ve<br />

Galatasaray’ın alt yapısına gittim. Oradan<br />

da Güngörenspor’a geçtim. Okul<br />

probleminden dolayı tekrar lisansımı<br />

Harmanlıkspor’a aldılar ve burada<br />

devam ettim.<br />

Daha önce hangi kulüplerde oynadınız<br />

ve Sakaryaspor’a transferiniz nasıl<br />

gerçekleşti?<br />

Harmanlıkspor’a lisansımı aldıktan<br />

sonra burada haftasonları futbol<br />

oynuyordum, Sakaryaspor’a lisansımı<br />

aldılar ve okulum bitene kadar beni<br />

idare ettiler. Sakaryaspor alt yapısına<br />

başladım ve Şaban Hoca ile çalıştım.<br />

Okulum bitince takıma devam ettik. A<br />

Takım’a önerdiler.<br />

A takımında Salih hoca ile oynama<br />

serüvenim böyle devam etti. Süper<br />

Lig’te de oynadım. Beni Malatyaspor’a<br />

sattılar, memleketimden ayrıldığım için<br />

Hikmet Kahraman ile sıkıntılar, sakatlıklar<br />

yaşadık ve Hikmet Karaman’la<br />

anlaşamayıp ayrıldım. <strong>Sayı</strong>n başkanımız<br />

İsmail Gürses aradı ben de seve<br />

seve kabul ettim.<br />

Aileniz futbola nasıl bakıyordu? Başlarda<br />

size destek oldular mı?<br />

Annem, babam bana çok destek oldular.<br />

Babam “futbolcu olsun” dedi ve<br />

Allah Razı olsun babamdan.<br />

Kendinize ne gibi hedefler koydunuz?<br />

Sakaryaspor’a destek olmak için<br />

geldim ve layık olduğu yere çıkarmak<br />

için terinimin son damlasına kadar<br />

şavaşmak istiyorum.<br />

Örnek aldığınız bir futbolcu var mı?<br />

Varsa neden o isim?<br />

Örnek aldığım futbolcu, Puyol derdim<br />

ve Puyol’un çetin duruşu ve hırsını çok<br />

severdim ve örnek alırdım.<br />

Türk futbolu hakkındaki düşünceleriniz<br />

nelerdir?<br />

Ülke futbolu alt yapıdan geçmelidir.<br />

Bizim ülkemizde şansa futbolcu<br />

oluyorsun, futbol için eğitime devam<br />

edemiyor çoğu insan.<br />

Yeni yetişen nesil için tavsiyeleriniz<br />

nelerdir?<br />

Trabzonspor’da gençlerle çok çalıştım.<br />

Arkadaşlarımız için hırs, çaba ve azim<br />

göstermelerini istiyorum. İleride faydalarını<br />

göreceklerdir.<br />

Takımdaki arkadaşlık ortamı nasıl?<br />

Takımda arkadaşlık adaşlık ortamı çok güzel<br />

ve sıcak. Biz bir aileyiz.<br />

Futbol hayatı dışında neler yaparsınız?<br />

Hobileriniz nelerdir?<br />

Profesyonel fotograf makinam var.<br />

Boş zamanlarımda fotoğraf çekiyorum<br />

ve eşime yardım ediyorum, arada da<br />

sinemaya gidiyoruz. iyoruz.<br />

Unutamadığınız nız bir<br />

anınız var mı?<br />

Sakaryaspor forması ile Beşiktaş<br />

sahasına çıkmam unutamadığım bir<br />

anımdır.<br />

Son olarak eklemek istediğiniz<br />

birşey var mı?<br />

Taraftarlarımızdan tek isteğimiz<br />

bize her zaman destek<br />

olsunlar, desteklerini hiç<br />

esirgemesinler. er. Yenildiğimizde<br />

bize küsmesinler,<br />

bu takım şampiyon<br />

bir takımdır ve takım<br />

terinin son damlasına<br />

kadar şavaşacaktır.<br />

ŞAMPİYON<br />

SAKARYASPOR...<br />

Sakaryaspor’a<br />

destek olmak<br />

için geldim ve<br />

layık olduğu<br />

yere çıkarmak<br />

için terinimin<br />

son damlasına<br />

kadar şavaşmak<br />

istiyorum.<br />

33


SAKARYASPOR<br />

ZAFER<br />

AYDOĞDU<br />

34


Biraz kendinizden ve ailenizden bahseder<br />

misiniz?<br />

Ben 1983 Trabzon doğumluyum. Futbola<br />

babamın isteği üzerine Trabzon<br />

Spor alt yapısında başladım. Annem ve<br />

ben hiç istemedk ama bugün buralara<br />

kadar geldim. Biz 3 kardeşiz, eşim Gümüşhaneli.<br />

Onunla Trabzon’da tanıştık<br />

ve bu güzel buluşmanın meyvesi de<br />

Yusuf Çınar. Burada Sakarya’da doğdu,<br />

şampiyon olduğumuzda buradaydık.<br />

Futbola ilginiz ne zaman başladı?<br />

Çocukluğumda başladı. Trabzon’u<br />

bilirsiniz, sokaklarda aşagı mahalle -<br />

yukarı mahalle turnuvalar yapardık.<br />

Sizi ilk nerde izleyip beğendiler?<br />

Babam beni Trabzonspor altyapısına<br />

götürdü ve hocalar beni çok beğendi.<br />

İlk lisansım çıktığında 16 yaşındaydım,<br />

futbola biraz geç başladım.<br />

Daha önce hangi kulüplerde oynadınız<br />

Sakaryaspor’a transferiniz nasıl<br />

gerçekleşti?<br />

Birçok kulüpte oynadım, profesyonel<br />

olarak Gümüşhanespor’a<br />

gittim. 3 sene burada oynadıktan<br />

sonra Maltepespor’a gittim. Sonra<br />

Akçabatsebatspor’a gittim, tekrar<br />

Trabzonspor’a geçtim. Ersun Hoca’nın<br />

zamanında biraz anlaşmazlık oldu.<br />

Beni Trabzon 1461 takımına kiralık<br />

göndermek istediler, ben kabul etmedim<br />

ve anlaşmamızı karşılıklı olarak<br />

fesih ettik. Ben Mardinspor’a gittim ve<br />

oradan Sakaryaspor’a geldim. <strong>Sayı</strong>n<br />

Başkanımız İsmail Gürses zamanında<br />

transferi açamadılar, ben de son gün<br />

Urfa’ya gittim orada yarım sezon geçirdim.<br />

2<strong>01</strong>0 sezonunda <strong>Sayı</strong>n Başkanımız<br />

İsmail Gürses ve Halit Evin ısrarcı<br />

oldular ve beni aldılar.<br />

Sakaryaspor’da başta kötü bir sezon<br />

geçirdim, haksızlıklar oldu ama en<br />

güzeli şampiyon olduk. Benim için Sakaryaspor<br />

manevi anlamda çok önemli.<br />

Manevi olarak yıpratıldım ve mecburi<br />

bir ayrılma yaşandı. Son olarak Tarsus<br />

İdman Yurdu’na transfer oldum, orda<br />

geçirdiğim sezon güzeldi. <strong>Sayı</strong>n Başkanımız<br />

tekrar aradı “Seni aramızda görmek<br />

istiyoruz. Takıma abilik yapman<br />

lazım ve şampiyon olmak istiyorum.”<br />

dedi. Ben de seve seve kabul ettim.<br />

Aileniz futbola nasıl bakıyordu? Başlarda<br />

size destek oldular mı?<br />

Ailen destek oluyor; annem, babam,<br />

kayınpederim, kayınvalidem hep<br />

desteklerini gösteriyolar. 25 yaşında<br />

evlendim, eşim zaten hep destekçim<br />

oldu, hep yanımdadır. Nereye gitsem<br />

hep beraberiz. Kötü geçirdiğimiz<br />

günlerimiz oluyor, beraber gülüyoruz,<br />

beraber üzülüyoruz iyi ki var ve eşime<br />

çok teşekkür ederim.<br />

Kendinize ne gibi hedefler koydunuz?<br />

Burada ben yine şampiyonluk yaşamak<br />

istiyorum. 4 veya 5 sene daha futbol<br />

oynayacağımı düşünüyorum, Süper<br />

Lig olur inşallah. Benim için çok gurur<br />

verici, tek hedefimiz şampiyon olmak!<br />

Örnek aldığınız futbolcu var mı? Varsa<br />

neden o isim?<br />

Şu an örnek aldığım bir futbolcu yok,<br />

ama eskiden vardı. Galatasaray’da<br />

atasaray’da<br />

Bülent’in yanında oynan biri vardı ama<br />

ismi aklıma gelmedi şu an.<br />

Türk futbolunun n gelişimi hakkında<br />

neler düşünüyorsunuz?<br />

Türk Futbolu’nda 3. Liglerde yaş sınırı<br />

olmasına, gençlerin abilerini örnek<br />

almaları için çok karşıyım ama ufak<br />

ufak bir gelişim var.<br />

Yeni yetişen nesil için tavsiyeleriniz<br />

nelerdir?<br />

Şu anda biraz daha farklı yetişiyorlar.<br />

Yani biz eskiden çok çalışıp, çok caba<br />

sarf ediyorduk. Yeni nesil her şeye çabuk<br />

ulaşıyor. Gerçekten ellerindekilerin<br />

kıymetini bilmeleri leri gerekiyor. Sakaryaspor’daki<br />

gençlerimize “Nerede<br />

olduğunuzu iyi bilmeniz gerekir” deriz.<br />

Takımdaki arkadaşlık ortamı<br />

nasıl?<br />

Şu anda çok güzel bir<br />

durumdayız. Hocalarımız,<br />

arkadaşlarımız çok iyiler<br />

Allah bozmasın, ortam<br />

çok güzel.<br />

Unutamadığınız bir<br />

anınız var mı?<br />

Şampiyon olduğumuzdaki<br />

tabloyu<br />

unutamıyorum.<br />

Son olarak eklemek<br />

istediğiniz<br />

bir şey var mı?<br />

Şu an takımımız<br />

çok iyi. Her<br />

takımda inişler<br />

çıkışlar olur, yenildiğimizde<br />

taraftar aftar<br />

bize küsmesin biz bu takımı şampiyon<br />

yapmak için terimizin son damlasına<br />

kadar savaşmak için buradayız. Teşekkürler<br />

Sakaryaspor!<br />

Ben burada<br />

yine<br />

şampiyonluk<br />

yaşamak<br />

istiyorum!..<br />

35


SAKARYASPOR / RÖPORTAJ<br />

MÜMİN<br />

AYSEVER<br />

Her zaman<br />

aklımda olan<br />

bir söz var<br />

‘Kaybettiğinde<br />

değil vazgeçtiğinde<br />

yenilirsin.’<br />

Biraz kendinizden bahseder misiniz?<br />

1987 Bulgaristan Kırcaali doğumluyum.<br />

1990 yılında İzmir’e göç ettik İzmir’de<br />

büyüdüm. İzmirli sayılırım.<br />

Futbola ilginiz ne zaman başladı?<br />

Çocukken mahallede herkes gibi ben de<br />

futbol oynuyordum. 5-6 yaşlarındayken<br />

sürekli futbol oynardım. Maç izlemek<br />

için stadlara gider, televizyondan heyecanla<br />

maçları izlerdik. İnsan o zaman<br />

başlıyor hayallerini kurmaya…<br />

Sizi ilk nerde izleyip beğendiler?<br />

Okulda kendi aramızda maçlar yapardık.<br />

Beden eğitimi öğretmenimiz Tayfun<br />

Hoca aynı zamanda Altay’ın altyapısında<br />

antrenörlük yapıyormuş. Maç yaparken<br />

dikkatini çekti, ‘Seni Altay’a alalım”<br />

dedi. Ben de ailemle görüştükten sonra<br />

Altay’ın alt yapısında futbol oynamaya<br />

başladım.<br />

Daha önce hangi, kulüplerde oynadınız<br />

ve Sakaryaspor’a transferiniz nasıl<br />

gerçekleşti?<br />

Altay, Balıkesirspor, Orhangazispor, Torbalı,<br />

Turgutluspor, İnegölspor, Aydınspor,<br />

Bodrumspor’da oynadım.<br />

Sakaryaspor’a transferim de İsmail<br />

Gürses başkanımın devre arasında<br />

beni arayıp ‘Seni aramızda görmek<br />

isteriz’ demesiyle gelişti. Ben de<br />

Sakaryaspor’da oynamak isteyeceğimi<br />

belirttim. Bodrumspor’da başarılı bir<br />

sezon geçiriyordum. Bonservis sorunum<br />

çözülünce de Sakaryaspor’a geldim.<br />

Aileniz futbola nasıl bakıyordu, size<br />

destek oldular mı?<br />

Ailem bu konuda bana hep destek<br />

olmuştur. Babam pek futbol izlemez ve<br />

anlamaz sadece beni antrenmanlara<br />

götürüp getirirdi. Futbol iyi bir alışkanlık.<br />

Hem sağlık açısından hem de okuldan<br />

kalan zamanlarda iyi bir eğlence<br />

aracı. Ailem de böyle düşündüğü için bu<br />

anlamda onların çok büyük desteğini<br />

gördüm. Buradan aileme de teşekkür<br />

ediyorum. Böyle bir aileye sahip olduğum<br />

için şanslıyım.<br />

Hedefleriniz neler?<br />

Bol gol atmak ve Sakaryaspor’da şampiyonluk<br />

yaşamak. Süper Lig’de Sakaryaspor<br />

formasını giymek istiyorum.<br />

Örnek aldığınız bir futbolcu var mı?<br />

Varsa neden o isim?<br />

Brezilyalı Ronaldo örnek aldığım<br />

futbolcudur. Çalımları, gol vuruşları uşları ve<br />

yeteneğini çok beğeniyorum.<br />

Türk futbolunun gelişimi hakkında kında neler<br />

düşünüyorsunuz?<br />

Türk futbolu günden güne gelişiyor ve<br />

değişiyor. Artık futbolda mekanik ve<br />

kondisyon ön planda sadece teknik yeterli<br />

değil, herkes profesyonel çalışıyor.<br />

Ülkemizde futbola çok büyük yatırımlar<br />

yapılıyor. Yeni stadyumlar alt yapı<br />

tesisleri vb… Onun dışında duygusal bir<br />

ülkeyiz, futbolda yenildiğimiz zaman çok<br />

aşırı üzülüyoruz, yendiğimiz zaman çok<br />

fazla seviniyoruz. Bunu biraz dengelememiz<br />

lazım.<br />

Yeni yetişen nesil için tavsiyeleriniz eriniz<br />

neler?<br />

Çok çalışmaları ve her şeyden önce kendilerini<br />

iyi bireyler olarak yetiştirmelerini tirmelerini<br />

tavsiye edebilirim. Hayalleri ve istekleri<br />

her ne olursa olsun çok istesinler ve<br />

mücadele etsinler. Her zaman aklımda<br />

olan bir söz var ‘Kaybettiğinde değil<br />

vazgeçtiğinde yenilirsin.’<br />

Takımdaki arkadaşlık ortamı nasıl?<br />

Takımda arkadaşlık ortamı gayet güzel.<br />

Geldiğim günden beri hiç yabancılık<br />

çekmedim hatta yıllardır buradayeyemışım<br />

gibi hissediyorum. İlerleyen<br />

zamanlarda bu arkadaşlık eminim<br />

ki şampiyonluk yolunda çok işimize<br />

yarayacak.<br />

Futbol dışında hobileriniz neler?<br />

Futboldan arta kalan zamanlarda<br />

özellikle dinlenmek ve ailemle vakit<br />

geçirmek ilk tercihim. Bazen sinemaya<br />

gitmek ve yüzmek aktivitelerimin içinde<br />

yer alabiliyor.<br />

Unutamadığınız bir an var mı?<br />

Bir gün deplasman maçında eski takım<br />

arkadaşımla rakip olduk ve maç içinde<br />

bana ‘87. dakikada size gol atacağız ve<br />

1 – 0 yeneceğiz rüyamda gördüm’ dedi.<br />

Dakika 87’de golü ben attım ve maçı biz<br />

0 – 1 kazandık.<br />

Son olarak eklemek<br />

istedikleriniz var mı?<br />

İnşallah bu yıl<br />

hep beraber<br />

Sakaryaspor’u<br />

bir üst ligde<br />

göreceğiz. Bunun<br />

için çok çalışmak<br />

zorunda<br />

olduğumuzun<br />

bilincindeyiz. Bunu<br />

başarabilecek güçte<br />

olduğumuzu da<br />

biliyoruz.<br />

36


SÜT ÜRÜNLERİ FABRİKALARI KURUYORUZ<br />

PASTÖRİZATÖR / PASTEURIZER<br />

HOMOJENİZATÖR / HOMOGENIZER<br />

HELLİM ÜNİTESİ / HALLOUMI UNIT<br />

YOĞURT SÜTÜ DOLUM MAKİNASI<br />

YOGHURT MILK FILLING MACHINE<br />

SOĞUTMA TANKI / COOLING TANK<br />

PASTÖRİZE TANK/PASTEURIZER TANK<br />

İSTİKLAL MH. SANAYİ CD. NO:95 SERDİVAN / SAKARYA<br />

TEL: +90 264 281 50 40 – FAKS: +90 264 281 50 41 – MAİL: info@stkmakina.com<br />

WEB : www.stkmakina.com www.homtech.com.tr


SAKARYASPOR / RÖPORTAJ<br />

BURAK<br />

BEKAROĞLU<br />

Biraz kendinizden bahseder misiniz?<br />

1997 Sakarya doğumluyum. Sakaryaspor<br />

altyapısında yetiştim ve küçüklüğümden<br />

beri en büyük hayalim bu<br />

formayı giymekti.<br />

Futbola ilginiz ne zaman başladı?<br />

Futbola olan ilgim çocukluğumda<br />

başladı diyebilirim.<br />

Sizi ilk nerde izleyip beğendiler?<br />

Mahalle arası futbol maçı yaparken<br />

keşfedildim, bir büyüğüm beni o<br />

dönem tTekspor’a götürdü. Orada beğenildim<br />

ve futbol hayatım bu şekilde<br />

başladı.<br />

Daha önce hangi, kulüplerde oynadınız<br />

ve Sakaryaspor’a transferiniz nasıl<br />

gerçekleşti?<br />

Tekspor’dan direkt olarak Sakaryaspor<br />

altyapısına transfer oldum. O günden<br />

beri hep bu forma için savaştım.<br />

Aileniz futbola nasıl bakıyorlardı, size<br />

destek oldular mı?<br />

Ailem her zaman yanımdaydı ve benim<br />

futbolcu olmamı çok istiyorlardı.<br />

Hedefleriniz neler?<br />

En büyük hedefim bir gün Avrupa’da<br />

top oynamak. Tabii önce Sakaryaspor<br />

forması ile en üstlere yükselmek.<br />

İnşallah bu forma ile Süper Lig’de top<br />

oynar daha sonra hedeflerimin peşinden<br />

gidebilirim.<br />

Örnek aldığınız bir futbolcu var mı?<br />

Varsa neden o isim?<br />

David Luiz, en çok ilgimi çeken özelliği;<br />

soğukkanlılığı...<br />

Türk futbolunun gelişimi hakkında<br />

neler düşünüyorsunuz?<br />

Dürüst olmak gerekirse fazla bir gelişim<br />

göstermiyor; aksine gerilediğini<br />

düşünüyorum ve düzeleceğine dair bir<br />

ümidim maalesef yok.<br />

Takımdaki arkadaşlık ortamı nasıl?<br />

Takımımızda çok iyi ve samimi bir<br />

arkadaşlık ortamı var.<br />

Futbol dışında hobileriniz nelerdir?<br />

Futbol dışında bir hobim olduğunu<br />

söyleyemem ama ailem ile zaman<br />

geçirmek.<br />

Unutamadığınız bir an var mı?<br />

Düşmemek için mücadele<br />

verdiğimiz yıl, Hacettepe ile<br />

oynadığımız maçı unutamam.<br />

Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />

Son olarak Sakaryaspor için emeği<br />

geçen herkese ve bizleri destekleyen<br />

taraftarlarımıza teşekkür ederim. Taraftarlarımız<br />

bizi desteklemeye devam<br />

etsinler. 50+1 diriliş yılı ile beraber<br />

eski günlerimizdeki başarılarımızı<br />

tekrar kazanacağız.<br />

38


ARAŞTIRMA<br />

39


40<br />

SAKARYASPOR


41


SAKARYASPOR<br />

BENİM<br />

SEVDAM,<br />

BENİM<br />

TARZIM<br />

DÜKKAN<br />

54<br />

ERKAN PİZRENLİ<br />

Basın Sözcüsü<br />

Mayıs ayında yapılan genel kurul<br />

neticesinde seçilen yönetim<br />

kurulumuz, Başkanımız Av. İsmail<br />

Gürses önderliğinde kararlılıkla<br />

kurumsallaşma ile alakalı adımları<br />

atmak üzere çalışmalara başladı.<br />

Bu bağlamda, yapısal çalışmaların<br />

en önemlilerinden biri ürünlerimizi<br />

satacağımız, gelir getirici bir<br />

mağazamızın olmasıydı. Bu anlamda<br />

yapılan görev bölümünden sonra<br />

hızla ve büyük bir heyecanla organize<br />

olundu. Yeni stat altındaki 450<br />

metrekarelik yeni projemiz yapılana<br />

kadar, eski yönetimimiz zamanında<br />

stor olarak kullanılan mağazanın<br />

acil olarak bakımının yapılmasına ve<br />

değerli taraftarlarımızın hizmetine<br />

sunulmasına karar verildi. Doğru<br />

yöntemin ayrı bir şirket oluşturulup<br />

tüm alım satımların kontrol altında<br />

olduğu barkot<br />

sistemiyle birlikte<br />

yapılması<br />

konusunda<br />

hemfikir olundu.<br />

50+1 DİRİLİŞ<br />

YILI konsepti<br />

anlamında<br />

kurumsal<br />

anlamda da başarılı<br />

olmalıydık. Mağazamızın amızın<br />

ismi oybirliğiyle ‘DÜKKAN54’<br />

olarak seçildi. Ayrıca, siz<br />

değerli taraftarlarımıza<br />

mağazamıza alışverişe<br />

geldiğinizde sıcak, soğuk<br />

içecek ve ufak aperatif<br />

yiyeceklerin sunulacağı<br />

‘DURAK54’ kafe oluşturuldu.<br />

Tüm ekibimizin yoğun<br />

çalışmaları sonucunda unda<br />

42


düzgün çalışan, tüm hesaplarının<br />

bilgisayar ortamında kontrol edilebilir<br />

oluğu bir sistem kuruldu. Eleman<br />

alımlarımızda Sakaryaspor sevdasını<br />

kalbinde hisseden, işini severek yapan<br />

kişiler seçildi.<br />

Tüm bu çalışmalar sonucunda<br />

28.08.2<strong>01</strong>6 tarihinde DÜKKAN54<br />

kapılarını siz pek kıymetli<br />

taraftarlarımıza, TATANGALARA<br />

açtı. Müthiş bir ilgi gösterdiniz,<br />

bizi yüreklendirdiniz. Taleplerinizi<br />

karşılamakta zorlandık, yeni ürünler<br />

konusunda bize yol gösterdiniz. Özet<br />

olarak büyük emekler verilerek<br />

oluşturulan bu mağazaya sahip çıktınız<br />

gözlerimizi yaşarttınız. Sizlerin Başkan<br />

Av. İsmail Gürses yönetimindeki bu<br />

yönetime, bizlere güveniniz tamdı.<br />

Lisanssız ürünlere itibar etmediniz,<br />

sizler bu takımın gerçek sahiplerisiniz.<br />

Hep birlikte güzel bir gelecek bizleri<br />

bekliyor. Bizler, sizlere en iyi hizmeti<br />

vermeye çalışıyoruz, lütfen bizlere<br />

daha fazla güç verin, bizler de sizlerin<br />

yüzünü güldürelim.<br />

Sizlerin bu ilgisinden cesaret alarak<br />

işyerinizden, evinizden yorulmadan<br />

alışveriş imkanını sizlere sunmayı<br />

bir görev bilerek 3 aylık yoğun ve<br />

titiz bir çalışma sonucunda hukuki<br />

boyutlarını da tamamlayarak e-ticaret<br />

platformunu oluşturduk. Bu konuda<br />

Türkiye’de birçok Süper Lig kulübünde<br />

olmayan bir işi başarmanın ve<br />

Sakaryaspor’da bir ilk olmanın haklı<br />

gururunu yaşıyoruz E-ticaretten<br />

alışverişleriniz 19.12.2<strong>01</strong>6 tarihinden<br />

itibaren başlamış ve başarı ile<br />

sürdürülmektedir. Kurumsallaşma<br />

anlamında örnek çalışmalar yaparak<br />

bizden sonraki yönetimlere ve<br />

taraftarlarımıza borçsuz ve sistemi<br />

tıkır tıkır çalışan bir kulüp bırakmak<br />

istiyoruz. Tabii ki sizlerin sonsuz<br />

desteğiyle. Ben, bu arada değerli<br />

basın mensuplarımıza teşekkür etmek<br />

istiyorum. Gerek DÜKKAN54, gerekse<br />

DURAK54 için verdiğiniz destekler<br />

unutulmaz. Bu desteklerinizin artarak<br />

devam edeceğini umut ediyoruz.<br />

Sesimizin daha geniş kitlelere<br />

duyulabilmesi için sizler önemlisiniz.<br />

Yeşil siyah renklerimle gurur<br />

duyuyorum. Bu sene şampiyon<br />

olacağımıza olan inancım tamdır.<br />

Bu ligi kabullenmiyorum ve en kısa<br />

sürede çok üst düzeyde mücadele<br />

edeceğimizi düşünüyorum. Son<br />

olarak tüm Sakaryaspor sevdalılarına<br />

sesleniyor ve takımlarını her<br />

platformda desteklemelerini,<br />

DÜKKAN54’ten daha çok alışveriş<br />

yapmalarını, kahvelerini DURAK54’ten<br />

içmelerini rica ediyorum. Lütfen<br />

gülümseyin ve bize güvenmeye<br />

devam edin. Devam edin ki o güzelim<br />

renklerimizi zirveye taşıyalım. Zirve<br />

bize yakışır daima ve her zaman<br />

SAKARYASPOR...<br />

43


SAKARYASPOR<br />

ALİ<br />

GÜRSEL<br />

44


Onlar için her<br />

takımın görünmez<br />

kahramanları<br />

ve sporun bilim<br />

adamları diyebiliriz.<br />

Takımımızın<br />

olmazsa olmazı,<br />

kondisyonerimiz Ali<br />

Gürsel ile Antalya<br />

kampında bir<br />

araya geldik. İşin<br />

mutfağını, kişisel<br />

hikayelerini ve tabii<br />

ki Sakaryaspor’u<br />

konuştuk.<br />

Okurlarımız için genel bir giriş yapalım,<br />

kondisyoner ne demek? Takımdaki<br />

görevi tam olarak nedir? Sizin<br />

kişisel olarak yapacağınız bir tanım<br />

var mı?<br />

Antrenman bir bütün, biz bu bütünün<br />

parçalarından biriyiz. Bizim aslında<br />

görevimiz; sporcularımızı sağlık,<br />

fiziksel ve psikolojik açıdan öncelikle<br />

analiz etmek ve bu analizleri teknik<br />

heyetimizle paylaşarak hep birlikte bir<br />

antrenman programı hazırlamak ve<br />

bunları sezon içerisinde takımımıza<br />

uygulamak. Tam olarak görevimiz bu.<br />

Bir bütünün parçalarından biriyiz.<br />

Psikolojik dediniz, yani sporcuların<br />

motivasyon durumlarını da inceliyor<br />

musunuz?<br />

Tabii ki. Tüm teknik heyetimizle paylaştığımız<br />

raporlarda bu da var. Her<br />

şeyi doğru bir bütün halde topluyoruz<br />

ve hocalarımıza sunuyoruz. Sonrasında<br />

kararlarştırılan program dahilinde<br />

antrenmanlarımızı uyguluyoruz.<br />

Sezon başarında ve devre arası kamplarında<br />

sıkça duyduğumuz ‘yükleme<br />

yapmak’ terimi tam olarak ne anlama<br />

geliyor?<br />

Eksik gördüğümüz kondisyonel durumlarda<br />

bunu gidermek için yapılan<br />

çalışmalar oluyor. Bu yükleme her zaman<br />

geliştirme amaçlı değil, eğer takım<br />

mevcut durumu iyiyse bu durumu<br />

korumaya yönelik de olabilir. Ancak,<br />

sezon başları ve devre arası izin dönüşü<br />

zamanları olduğu için bu dönemlerdeki<br />

yüklemeler genelde kondisyonu<br />

yükseltmeye yönelik oluyor.<br />

Dünyada çok önemli kondisyonerlerin<br />

takımları inanılmaz derecede<br />

değiştirmiş olduğundan bahsediliyor.<br />

Gerçekten, bir kondisyoner bir takımın<br />

bambaşka bir hal almasını sağlayabilir<br />

mi?<br />

Tabii ki herkesin antrenman bilimi,<br />

seviyesi, sahada uyguladığı antrenman<br />

performansı farklı ama tabii ki biz<br />

kondisyonerler sürekli teknik heyetle<br />

beraber çalışıyoruz. Kondisyonerlerin<br />

önerdiği programlarda herhangi bir<br />

aksi görüş çıkmadığı sürece takıma<br />

genel olarak da sporcu bazında<br />

bireysel olarak da katkıda bulunuluyor.<br />

Planlı ve programlı çalışıldığı sürece<br />

performans artışına ve sakatlıkların<br />

önlenmesine kondisyonerlerin doğrudan<br />

etki ettiği bir gerçek.<br />

Takımımız özeline gelirsek,<br />

Sakaryaspor’un mevcut kondisyon<br />

durumu mevcut performansı nasıl?<br />

Şu an ne durumda takım bu açıdan?<br />

Sezonun ilk yarısında sıkıntı yaşamadık.<br />

Sezona çok iyi bir giriş yaptık<br />

ve kondisyon durumumuzu haftalar<br />

boyunca koruduk. Sakatlık ya da maç<br />

içerisinde gözle görülür bir düşüş veya<br />

kramp gibi sorunlar yaşamadık.<br />

Peki, kritik maçlar öncesi ya da hava<br />

şartlarının çok daha farklı olduğu bir<br />

deplasman öncesi takıma özel programlar<br />

uyguluyor musunuz?<br />

Şöyle genellemekte fayda var; kritik<br />

maç öncesi olmasından ya da hava<br />

şartlarından ziyade hafta içi yapılan<br />

testlerde tespit edilen ya da gözle<br />

görünen antrenman eksikleri olan<br />

oyuncularımıza bireysel programlar<br />

hazırlıyoruz. Hocalarımıza raporlarımızı<br />

sunuyoruz. Verilen karar sonrasında<br />

bu programları uyguluyoruz.<br />

Bunun dışında da hava şartlarının<br />

soğuk olduğu, rakımın yüksek olduğu<br />

ya da düşük olduğu durumlarda yine<br />

teknik heyetimizle birlikte karar alıp<br />

deplasmana daha erken gidiyoruz<br />

ya da o şartlara uygun antrenman<br />

programları uyguluyoruz. Uzak deplasmanlara<br />

bir iki gün önceden gidip<br />

orada antrenman yapmak da takımın<br />

yüksek rakımlı yerlere adapte olmasını<br />

sağlıyoruz.<br />

Takımın sizce şu an en formda, en<br />

kondisyonlu olan ismi hangisi sizce?<br />

Biz ekip olarak bireysel değerlendirmeleri<br />

paylaşmıyoruz. Tabii ki<br />

herkesin öz yetileri farklı biz bunları<br />

geliştirmeye çalışıyoruz.<br />

Ama gerçekten takımımızda motorik<br />

özellikleri doğuştan çok iyi sporcular<br />

mevcut. Ve şu an kamp döneminde<br />

olduğumuz için bütün oyuncularımızın<br />

performansları en üst seviyeye yaklaşmış<br />

durumda. Takım olarak gerçekten<br />

gözle görülür bir performans artışı<br />

var.<br />

Futbolla ilk tanışmanız nasıl oldu?<br />

Biraz kendi hikayenizden bahseder<br />

misiniz?<br />

Ben Marmaris Spor’da profesyonel<br />

futbolcu olarak başladım. Milli kategorilerde<br />

de oynadım. Ancak, geçirdiğim<br />

bir rahatsızlıktan dolayı genç yaşta<br />

bırakmak zorunda kaldım.<br />

Eğitimimi Muğla Üniversitesi’nde<br />

tamamladıktan sonra yine<br />

Marmarisspor’da altyapı antrenörü<br />

olarak göreve başladım. Daha sonra<br />

çeşitli amatör kulüplerde çalıştım.<br />

Derince Belediyespor’da 4 yıllık bir<br />

profesyonel çalışma geçmişim oldu.<br />

Bu sezon başında da Sakaryaspor gibi<br />

büyük bir camiaya geldim.<br />

Ben; salaş uykusuz bir şekilde sınava<br />

girdim ve 90 sorudan 87 net yapmıştım.<br />

Sonuçtan 1-2 hafta sonra milli<br />

takımdan çağırdılar ve bir buçuk iki<br />

sene milli takımın alt kategorilerinde<br />

görev aldım.<br />

Sakaryaspor sizin için ne ifade ediyor?<br />

Sakaryaspor geçmişten bugüne olan<br />

tarihi asla tartışılamaz bir camia. Genç<br />

yaşımızda olmamıza rağmen bunu çok<br />

iyi biliyoruz. Süper ligde izlediğimiz<br />

dönemler de oldu. Sakaryaspor ayrı bir<br />

heyecan. Ancak, işin içine girdiğinizde<br />

daha iyi anlıyorsunuz. Şehir inanılmaz<br />

aşık futbola, bu bana inanılmaz bir<br />

zevk veriyor. Yani kulübün içinde olmak<br />

büyük bir mutluluk, büyük bir zevk. Bir<br />

an önce çok daha iyi yerlere gelmesini<br />

diliyorum. İnşallah bunu yaşamak<br />

bize de nasip olur. Sakaryaspor eski<br />

günlerini fazlasıyla hak ediyor. Şu an<br />

yönetim olarak, teknik ekip olarak, tüm<br />

çalışanlar hepimizin tek arzusu bu.<br />

İnanılmaz mutluyum; bu kulübün bir<br />

parçası olmaktan. İnşallah dediğim gibi<br />

her şey çok daha güzel olacak.<br />

Kariyerinizde unutamadığınız bir maç<br />

var mı?<br />

Aslında çok yakın bir zaman benim için,<br />

1. devrede oynadığımız Tarsus İdman<br />

Yurdu maçı hala aklıma geldiğinde<br />

tüylerim diken diken oluyor. O maç mü-<br />

45


SAKARYASPOR<br />

Her antrenörün en<br />

üst liglerde çalışma<br />

isteği arzusu vardır.<br />

Bunun için kendimizi<br />

geliştirmeye devam<br />

ediyoruz.<br />

Her yaşanan yeni bir<br />

tecrübe oluyor bize.<br />

Tüm bunlar için de<br />

hem şükrediyoruz hem<br />

çalışıyoruz. Gecemizi<br />

gündüzümüzü<br />

Sakaryaspor için<br />

harcıyoruz. İnşallah<br />

hem bizim için hem<br />

kulübümüz için her şey<br />

çok daha iyi olur.<br />

kemmel oynayıp haketmediğimiz kartlar<br />

gördükten sonra yediğimiz 2 gol,<br />

daha sonra 9 kişi kalmış bir takımın<br />

11 kişiye karşı son saniyede tüm takım<br />

olarak hücum etmesi, o gole inanmak<br />

ve o gole sahip olmak muhteşem bir<br />

duyguydu. En yakın tarihten bunu<br />

örnek vereyim, gerçekten hala tüylerim<br />

diken diken oluyor.<br />

Son olarak, uzun vadede kariyeriniz<br />

açısından hedefleriniz neler ve<br />

Sakaryaspor’u 3-4 sene sonra nerede<br />

görüyorsunuz?<br />

Sakaryaspor’un bu projesi 50+4’te<br />

süper ligde olmak, benim de en büyük<br />

hayalim. Hem bunu yaşamak hem<br />

de bunu yaşarken bunun bir parçası<br />

olmak. Hedefimiz tabii ki çok büyük<br />

ama, Sakaryaspor öyle büyük bir camia<br />

ki; tüm camianın ve çevredeki eşimizin<br />

dostumuzun arkadaşlarımızın ve diğer<br />

antrenör arkadaşlarımızın yaklaşımları<br />

paylaşımları bu camianın ne kadar büyük<br />

olduğunu bizlere sürekli hissettiriyor.<br />

Şu an gerçekten kariyerimizin çok<br />

önemli bir noktasında gibi hissediyoruz<br />

ama tabii ki çok çok büyük hedeflerimiz<br />

var. İnşallah bu büyük hedeflerimiz de<br />

Sakaryaspor ile birlikte olur. Her antrenörün<br />

en üst liglerde çalışma isteği,<br />

arzusu vardır. Bunun için kendimizi<br />

geliştirmeye devam ediyoruz. Her yaşanan<br />

yeni bir tecrübe oluyor bize. Tüm<br />

bunlar için de hem şükrediyoruz hem<br />

çalışıyoruz. Gecemizi gündüzümüzü<br />

Sakaryaspor için harcıyoruz. İnşallah<br />

hem bizim için hem kulübümüz için<br />

her şey çok daha iyi olur.<br />

46


47


SAKARYASPOR / MAKALE<br />

TARAFTAR<br />

PSİKOLOJİSİ<br />

Cemre SOYSAL*<br />

Bundan yaklaşık 20 yıl önce ilk defa Simon<br />

Kuper tarafından dile getirilen bir<br />

ifade vardı; “Futbol asla sadece futbol<br />

değildir.” Geçen sürede hem ülkemizde<br />

hem de dünya futbol camiasında<br />

yaşananlar bu tespitin doğruluğunu<br />

kanıtlar nitelikteydi.<br />

19. yüzyılın sonlarına doğru<br />

İngiltere’de doğan modern futbol<br />

kültürü 150 senelik bir geçmişe sahip.<br />

Dünya tarihini düşündüğümüzde çok<br />

da uzun olmayan bir süre içinde kıtaları,<br />

ırkları, ülkeleri birbiriyle bağlayan,<br />

ortak sevinç ve heyecanlara yönelten<br />

bir spor dalı futbol. Çoğu kez akla<br />

getirdiği soru ise şu, hiçbir politik, dini<br />

ya da etnik sebebe gerek kalmaksızın<br />

nasıl oluyor da milyonlarca insanı bir<br />

araya getirmeye bir top ve peşinden<br />

koşan 22 kişi yetiveriyor?<br />

Futbolun psikolojisini anlamaya çalıştığımızda<br />

taraftarlık ilk akla gelen<br />

unsurdur. Tribünler olmazsa futbol<br />

asla aynı zevki vermeyecektir. Taraftar<br />

cezasının olduğu maçlardan sonra<br />

futbolcularla yapılan röportajlarda<br />

çoğu futbolcu, taraftarsız maçların<br />

motivasyonlarını olumsuz yönde<br />

etkilediğini vurgular. Birçok kulübün<br />

taraftar grubu kendini takımının “12.<br />

Adamı” olarak tanımlar. Bunların hiçbiri<br />

tesadüf değildir. Tribün ve takım et<br />

ve tırnak gibidir, birini diğerinden ayrı<br />

düşünmek bütünü bölmek demektir.<br />

İnsanlar doğduğundan itibaren ister<br />

istemez birtakım grupların içine doğar,<br />

yani ait olurlar. Bu bazen bir ülkeye<br />

ait olma, bazen bir şehre ya da bir<br />

dine aidiyet olabilir. Takım tutan ve bir<br />

kulübün taraftarlığını seçen insanlarda<br />

öncelikli motivasyon da bu ait olma<br />

hissidir. Bir camiaya ait olduğunu<br />

hisseden insanlar kendilerini daha<br />

fazla güvende hissetmeye başlarlar.<br />

Önemli bir maçın kritik bir dakikasında<br />

atılan golde bir stat dolusu insanla<br />

beraber sevinmek; ait olma hissinin en<br />

coşkun yaşandığı andır. Maçı tribünde<br />

seyretmenin güzel tarafı da çoğunlukla<br />

beraber olmanın verdiği güven hissidir.<br />

İnsan psikolojisine baktığımızda<br />

yaşanan zorlukları aşarken insanların<br />

“kendileri gibi” birilerine ihtiyaç<br />

duyduğunu gözlemliyoruz. Örneğin;<br />

deprem, doğal afet gibi bir travma<br />

yaşandığında aynı sıkıntıyı yaşayan<br />

insanlar bir araya gelerek başlarından<br />

geçeni anlattıklarında ve yalnız olmadıklarını<br />

hissettiklerinde çaresizlik ve<br />

yalnızlık hisleri azalıyor. Bu noktada da<br />

yine taraftarlığın sadece galibiyetleri<br />

yaşamak için değil olası mağlubiyet,<br />

kaçan gol, kaybedilen şampiyonluk<br />

gibi olumsuz durumları aşmada da<br />

insanlara kuvvet verdiğini söylemek<br />

mümkündür.<br />

Tribünlerin bir diğer etkisi ise tüm<br />

hiyerarşik rütbelerin neredeyse sıfırlanmasıdır.<br />

Bir iş yerindeki patronla iş<br />

yerinin çaycısı tribün söz konusu olduğunda<br />

eşit statüye geçerler. Stadın turnikelerinden<br />

geçtikten sonra herkesin<br />

tek bir ünvanı vardır artık; taraftarlık.<br />

Ya beraber sevinilecek ya da beraber<br />

üzünülecektir. Küçük bir çocuğun<br />

babasıyla aynı anda sevinmesi, berber<br />

çırağı ile genel müdürün beraber üzülmesi<br />

o topun kale çizgisinin neresinde<br />

kaldığına bağlıdır. Toplumsal hayatta<br />

eşitliği yaşayamayan insanlar için<br />

tribünler herkesin nispeten eşit olduğu<br />

bir alandır.<br />

Futbol sadece kulüpler bazında değil;<br />

Dünya Kupası, Avrupa Şampiyonası<br />

gibi uluslararası turnuvalarda da taraftarlık<br />

psikolojisini karşımıza çıkarmaktadır.<br />

Turnuvaların düzenleneceği<br />

senelerde stoklarını arttıran televizyon<br />

markalarından, özel tasarım ürünler<br />

geliştiren markalara kadar birçok<br />

alandaki değişiklikler de gösteriyor ki<br />

futbol yarattığı etki itibariyle oldukça<br />

geniş bir popülasyona hitap etmektedir.<br />

Kendi ülkesinin katılmadığı bir<br />

turnuvada bile kendine favori bir takım<br />

seçip onu destekleyen birçok futbol<br />

seyircisi bulunmaktadır. Bunun sebebi,<br />

yanında olduğumuz tarafın kazanmasına<br />

duyduğumuz ihtiyaçtır. Herkesin<br />

gönlünde bir Arjantin - Brezilya çekişmesi<br />

vardır örneğin. Oysa, hiçbirimiz<br />

Güney Amerika topraklarında doğmamışızdır.<br />

Futbolun endüstriyelleşmesiyle git<br />

gide kaybolan amatör ruhun, sadece<br />

kulüplerin kimyasını değil,º aynı<br />

zamanda taraftarlık şablonlarını ve<br />

tribün atmosferini de doğrudan etkilediğini<br />

söylemek pek yanlış olmaz.<br />

Yukarıda bahsettiğimiz tüm psikolojik<br />

etkiler ise futbolun amatör kalan ruhunun<br />

hiç kaybolmayacağını düşündüğümüz<br />

parçalarıdır.<br />

* Klinik Psikolog<br />

Cemre Soysal, Boğaziçi Üniversitesi Rehberlik<br />

ve Psikolojik Danışmanlık lisansından sonra<br />

Klinik Psikoloji yüksek lisansını tamamlamıştır.<br />

Çocuk ve ergenlerle çalışan Cemre Soysal; duygusal<br />

problemler, performans geliştirme, travma,<br />

okul ve öğrenme sorunları gibi alanlarda<br />

terapiler uygulamaktadır. Ayrıca ailelere yönelik<br />

eğitimler vermektedir. Cemre Soysal terapistliğin<br />

yanı sıra çocuk kitapları yazmakta ve çocuk<br />

kitaplarına danışmanlık vermektedir.<br />

48


GÜNDEM<br />

49


SAKARYASPOR / MAKALE<br />

MAÇA<br />

BİR YILDIZ<br />

GİBİ<br />

HAZIRLANMAK<br />

Oktay Berkay GÜRKAN*<br />

Futbolcu, futbola özgü kas kuvvetini<br />

ancak futbol oynayarak ve futbol hedeflenerek<br />

oluşturulmuş egzersizleri<br />

uygulayarak kazanabilir. Bu nedenle,<br />

futbolcunun ihtiyaç duyduğu kas gücünü<br />

kazanması ve ideal seviyede tutması<br />

için sezon boyunca sistemli ve özel antrenmanlar<br />

yapması gereklidir.<br />

Kas gücünü geliştirmeye yönelik ve futbol<br />

için özel programlanmış egzersizler<br />

ile kas ve sinir sistemleri arasındaki<br />

koordinasyonun sağlanması, hem birey<br />

olarak oyuncunun hem de bir bütün<br />

olarak takımın başarısını derinden<br />

etkiler.<br />

Futbolcunun kondisyon programı iyi bir<br />

aerobik temele dayandırılarak hazırlanmalıdır.<br />

Futbolun fizyolojik talepleri<br />

üzerine yapılan araştırmalar, özellikle<br />

kaleci harici oyuncuların 90 dakikalık<br />

bir maçta ortalama 10 -13 kilometre<br />

arası bir mesafe kat ettiklerini ve yaklaşık<br />

700 yön değişimi gerçekleştirdiklerini<br />

göstermiştir.<br />

Futbolcular saha performanslarını<br />

iyileştirmek için haftada birkaç gün, en<br />

az bir saatlik koşular yaparlar. Ancak,<br />

yapılan antrenmanları spor alanı odaklı<br />

incelediğimizde, maç esnasında ihtiyaç<br />

duyulanın düz bir koşudan ziyade farklı<br />

kademelerde ve yönlerde gelişen yürüme,<br />

ritmik yürüme, koşma ve sprint adı<br />

verilen sürat koşusundan oluştuğunu<br />

görürüz. Bu nedenle bu antrenmanın<br />

yüksek ve düşük yoğunlukları içeren,<br />

çok yönlü bir çalışma olması tercih<br />

edilir.<br />

Bir futbolcu ne zaman fit sayılır?<br />

Profesyonel bir futbol oyuncusundan<br />

oyunda bulunduğu sürece aktif kalması<br />

ve ortalama 9 m. ile 27 m. arasında<br />

değişen mesafelerde sprint atması<br />

beklenir. Böyle bir hıza ve kondisyona<br />

ulaşmak için sporcunun geniş yelpazeli<br />

bir antrenman programını takip etmesi<br />

gereklidir.<br />

Latince’de “ölçülebilir artışlar” anlamına<br />

gelen pliometrik çalışmalar,<br />

antrenörler ve atletler tarafından drill<br />

olarak adlandırılır. Hareket hızını ve<br />

kuvvet-güç üretimini iyileştirmek amacıyla<br />

geliştirilmiş olan bu driller, futbolcu<br />

antrenmanın temelini oluştururlar.<br />

Bu egzersizler, patlama hareketleri<br />

yaparak kas gücünü arttırmayı hedef<br />

alan egzersizlerdir. Sporcunun koşu<br />

ivmesini arttırmak ve çıkış hızını yükseltmek<br />

için kısa mesafe sürat koşuları<br />

(sprint); kas kütlesini, dolayısıyla da<br />

kuvvetini arttırmak için ise ağırlık antrenmanları<br />

takımın çalışma programını<br />

oluştururlar.<br />

Manchester United futbol takımının<br />

fitness ve kondisyon koçu Tony<br />

Strudwick’in anlatımına göre, takım<br />

haftalık rutin antrenmanlarına pazartesi<br />

günleri bir genel durum değerlendirmesi<br />

ile başlıyor. Sakatlanmalara<br />

karşı ısınmalar ve 8 – 9 dakikalık setler<br />

halindeki driller ile devam edilen yarım<br />

saatlik bir antrenmandan sonra sporcular,<br />

spor salonunda kendi çalışmalarına<br />

geçiyorlar. Salı antrenmanları<br />

daha ziyade hız kazanma üzerine,<br />

karşılıklı çalışmalara odaklanırken<br />

Çarşamba günü ısınma ve esneme<br />

sonrası oyuncuları zorlayacak, yoğun<br />

ve kısa egzersizlerle devam ediyor.<br />

Perşembeleri temelde aktif dinlenme<br />

hedeflenen bir gün ve antrenör<br />

bu günde özel antrenman gereken<br />

oyuncularla çalışırken, diğer oyuncular<br />

kendi şahsi antrenmanlarıyla<br />

ilgilenebiliyorlar. Cuma günleri fitness<br />

eğitmeni ile çalışma yapan oyuncular<br />

Cumartesi günkü maça hazır çıkıyor ve<br />

Pazar gününü maç sonrası dinlenmeye<br />

ayırdıktan sonra Pazartesi aynı sistemle<br />

çalışmalarına devam ediyorlar. Bu<br />

da 90 dakikalık maç da dahil, haftalık<br />

ortalama 8 – 9 saatlik bir fiziksel çalışmaya<br />

denk geliyor.<br />

Görüldüğü gibi bu çok çeşitli antrenman<br />

sistemi ile futbolcunun sahada<br />

ihtiyaç duyacağı tüm kondisyona sahip<br />

olması hedefleniyor. Maç sırasında<br />

futbolcunun başarısını doğrudan etkileyecek<br />

hız, güç, esneklik, dayanıklılık<br />

ve kuvvet bu sayede oyuncuya kazandırılarak<br />

maksimum performansla<br />

takımın bir parçası olması sağlanıyor.<br />

Günümüz futbolunda sporcular maça<br />

50


ARAŞTIRMA<br />

hazırlanırken bu çok çeşitli antrenmanları<br />

tercih etmeye başlamış,<br />

saha çalışmalarına spor salonlarında<br />

ağırlık çalışmalarını da eklemişlerdir.<br />

Örneğin; Cristiano Ronaldo haftanın<br />

4 günü, ağırlık çalışmalarını da esas<br />

alan bir antrenman programını takip<br />

etmektedir. Alt ve üst gövde kasları için<br />

ayrı egzersizler uyguladığı ve özellikle<br />

çevikliğe etkisi nedeniyle karın kaslarına<br />

yönelik egzersizlere özen gösterdiği<br />

bilinmektedir.<br />

Kuvvet, birçok spor dalında atletin<br />

ihtiyaç duyduğu bir etken olduğu<br />

halde, özellikle futbolda es geçilmeye<br />

yatkındır. Halbuki güç ve hızın temelini<br />

oluşturan kuvvet, futbolcuların<br />

özellikle birebir mücadeleler esnasında<br />

oldukça ihtiyaç duydukları bir<br />

olgudur. Bu nedenle ağırlık ve kuvvet<br />

antrenmanları oyuncuya sakatlanmalara<br />

karşı dayanıklılık, daha hızlı<br />

bir metabolizma, daha yüksek enerji,<br />

daha iyi denge ve hızlı iyileşme olanağı<br />

kazandırır. Güç, dayanıklılık ve hızın<br />

bir araya gelmesiyle elde edilir. Güçlü<br />

bir oyuncu, yenilmesi zor bir oyuncu<br />

demektir. Futbolcunun performansında<br />

önem taşıyan bir diğer özellik<br />

esnekliktir. Oyuncunun saha içindeki<br />

manevrasının sağlamlığı açısından<br />

önemli olan esneklik için oyuncular<br />

uzman eşliğinde esneme hareketleri<br />

gerçekleştirirler.<br />

Pliometrik antrenmanlar öncelikli<br />

olarak atletler tarafından kullanılmakla<br />

birlikte günümüzde çabuk kuvvet<br />

gerektiren diğer birçok spor branşında<br />

da tercih edilmektedir. Futboldaki<br />

ani hızlanmalar, yön değiştirmeler,<br />

ani duruşlar, kafa topuna çıkış ve şut<br />

atmalar ani, patlayıcı güç gerektiren<br />

anaerobik enerji ile ilgili hareketlerdir.<br />

Yapılan araştırmalarda pliometrik<br />

antrenmanların alt bölge kaslarına<br />

(kalça ve bacak) etkileri incelendiğinde,<br />

bu çalışmaların kas gücünü geliştiğini<br />

tespit edilmiştir. Özellikle, quadriceps<br />

(üst bacak), gastrocnemius (baldır),<br />

hamstring (arka bacak) kasları sıçrama,<br />

vurma ve dönüşlerde patlayıcı kuvvet<br />

olarak kullanıldığından, pliometrik<br />

antrenman futbol için önem taşır.<br />

Yine, maç esnasında ihtiyaca yönelik<br />

egzersizlerden biri, sprint olarak geçen<br />

kısa mesafe hız koşularıdır. Sprint; yön<br />

değiştirme, aniden durma, dönme, yavaşlama<br />

ve sıçramalar içeren, hareket<br />

süratine ve kas gücüne dayanan bir<br />

koşu tipidir. Sporcular oyunun yapısından<br />

dolayı maç içerisinde çoğunlukla<br />

yön değiştirerek ve kısa mesafede<br />

yüksek şiddetle koşarlar.<br />

Futbolcudan beklenen güçlü şutlar ve<br />

uzun paslar, tüm bunların yanında iyi<br />

bir teknik de gerektirdiği için, oyuncu<br />

çok iyi bir kas gücüne de ihtiyaç duyar.<br />

Bacak ve kalça kasları futbolcuya gereken<br />

tek kas grubuymuş gibi düşünülse<br />

de, özellikle gövde kasları sporcunun<br />

hareket bütünlüğünde önemli rol<br />

oynar. Örneğin; kafa vuruşu esnasında<br />

gövde ve boyun kasları, taç atışında ise<br />

bunlara ek olarak omuz ve kol kasları<br />

da devreye girer. Bu nedenle, egzersiz<br />

programı futbolcunun tüm kaslarını<br />

kullanacağı düşünülerek, sadece<br />

hıza ve koşuya odaklanarak değil, kas<br />

gücünden de en yüksek verimi almayı<br />

amaçlayarak hazırlanmalıdır.<br />

Vücuttaki kas miktarı arttıkça dayanıklılık<br />

ve enerjinin artması, vücut dengesinin<br />

gelişmesi ve iyileşme süresinin<br />

kısalması da antrenman çeşitliliğinin<br />

gerekliliğini kanıtlar niteliktedir. Ağırlık<br />

antrenmanıyla kazanılan kuvvet, pliometrik<br />

antrenman ile hız ve güce çevrilir,<br />

sürat antrenmanıyla ivme kazanır.<br />

Sistemli ve etkili bir ön çalışma da takımı<br />

başarıya götürecek yolda atılması<br />

gereken çok önemli bir adımdır.<br />

Günümüz futbolunun geldiği noktada<br />

yalnızca taktiksel üstünlüğün değil, sahadaki<br />

futbolcunun gücünün de önem<br />

kazandığı açıktır. Bu sebeple, kulüplerin<br />

ve sporcuların fiziksel gelişimlerine<br />

yaptıkları yatırım başarının belirleyici<br />

unsuru olacaktır.<br />

* Fitness Eğitmeni<br />

2007 yılında Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi<br />

ve Spor Yüksek Okulu’ndan mezun olan Oktay<br />

Berkay Gürkan, profesyonel eğitmenlik geçmişi<br />

boyunca birçok fitness salonunda çalışmış, branşı<br />

olan Kickbox eğitmenliğine ek olarak kişisel<br />

(personal trainer) ve grup fitness eğitmenliği<br />

yapmıştır ve halen aktif bir şekilde Marmara<br />

Yelken Kulübü bünyesindeki Marmara Fitness<br />

Club’da hizmet vermektedir<br />

51


SAKARYASPOR / RÖPORTAJ<br />

“RAMBO HASAN”<br />

Hasan Kemal Özdemir<br />

Sakaryaspor<br />

formasının değerini<br />

bilsinler, mücadele<br />

etsinler. İnanıyorum ki<br />

takımı seneye 2. Lig’de<br />

göreceğiz.<br />

Sakaryaspor’un önemini sizden dinlemek<br />

isteriz.<br />

Televizyonda izlerken bile tüylerim<br />

diken diken oluyor. Bir tane şampiyonluk<br />

oldu ama çok iyi geçti yıllar<br />

Sakaryaspor camiası çok sahiplendi<br />

beni; seyircisi olsun, basın olsun hepsi<br />

arkamızda oldu. Ailem, oğlum dahil<br />

çok seviyoruz. Sahaya çıktığım zaman<br />

formanın hakkını vermeye çalışan bir<br />

futbolcu tiplemesi vardı bende. Beni<br />

yücelttiler, buna karşılık o formanın<br />

hakkını vermeye çalıştım. Hala o sevgi,<br />

o his içimden çıkmaz.<br />

Şampiyonluk demişken meşhur bir<br />

kafa golünüz vardı Eskişehir’de...<br />

Sakaryaspor taraftarının hakkını kimse<br />

ödeyemez. Eskişehir’i o gün doldurmuşlardı.<br />

Onların sevgisi için çıktık.<br />

Dakika 86’da çıktım o dakika vurdum<br />

ve şampiyon olduk. O şampiyonluk<br />

golü de bana nasip oldu. Şampiyonluk<br />

kupası iki ay sonra geldi kulübe.<br />

Bu sene Sakaryaspor yeni bir yönetimle<br />

eski günlere yeni bir dönüş<br />

yapmanın sinyalini veriyor. Sizin bir<br />

öneriniz var mı takımda şampiyonluk<br />

yaşamış biri olarak?<br />

Umarım bu 50+1 Diriliş yılı güzel geçer.<br />

Sakaryaspor formasının değerini<br />

bilsinler, mücadele etsinler. İnanıyorum<br />

ki takımı 2. Lig’de göreceğiz.<br />

Sakaryaspor sevgisi bende bitmez,<br />

mezara kadar.<br />

Çok oyuncu yetiştiren bir kulüp oldu<br />

Sakaryaspor... Altyapıdaki gençlere<br />

bir tavsiyeniz var mı?<br />

Bizim yetiştiğimiz dönemle onların<br />

arasında büyük farklar var. Biz<br />

toprakta yetiştik, onlar çim sahada<br />

yetişiyorlar. Biz çok zor günlerde futbolcu<br />

olduk, malzemeye açtık, futbola<br />

açtık, TRT’de kendimizi göreceğiz diye<br />

heyecanlanırdık. İnşallah onlar da öğrenirler,<br />

önce insan olacaklar. İnsana,<br />

hakeme, rakibe nasıl davranacağını<br />

öğrenecekler.<br />

Sakaryaspor’dan tekrar bir görev<br />

gelse nasıl değerlendirirsiniz?<br />

Sakaryaspor’a her şekilde destek<br />

olmaya hazırım.<br />

Tatangaları nasıl değerlendirirsiniz?<br />

Onlar başkadır, sevgisi belki boğabilir,<br />

çok severim onları.<br />

52


53


SAKARYASPOR / RÖPORTAJ<br />

TUNCAY<br />

ȘANLI<br />

İlk olarak Sakaryaspor macerasından<br />

başlayalım, Sakaryaspor sizin için ne<br />

ifade ediyor?<br />

Güzel soruyla başlıyoruz. Sakaryaspor<br />

benim için ilk profesyonel hayatım, ilk<br />

profesyonel forma ve tribünden gelip<br />

taraftarı olduğunuz bir takımın futbolcusu<br />

olmak. Bunu anlatmak biraz zor<br />

açıkçası. Bir aile gibi düşünün, kopamayacağınız<br />

bir parça olarak düşünün<br />

benim için bunları ifade ediyor.<br />

Sakaryaspor formasını ilk giydiğiniz<br />

maçı hatırlıyor musunuz?<br />

Sanırım sonradan girdim, Kartal maçı<br />

diye hatırlıyorum. Takım arkadaşım<br />

Oğuz Dağlaroğlu sakatlandı, onun<br />

yerine girdim. Daha sonra da Konya<br />

maçında ilk 11 oynamıştım. Hatırladıklarım<br />

bunlar.<br />

Kulüpten ilk teknik direktörlük teklifi<br />

nasıl geldi? Teklif geldiğinde neler<br />

hissettiniz? Nasıl başladı teknik<br />

direktörlük macerası?<br />

Esasında hiç böyle bir şey yoktu aklımızda.<br />

Sakaryasporumuz için en iyi<br />

teknik adam en katkı sağlayacak kim<br />

olabilir diye destek vermek adına Başkanımızın<br />

yanındaydım. Daha sonra<br />

başkanımızla bir yemeğe çıktık. Sohbet<br />

esnasında “Sen neden denemiyorsun?”<br />

dedi. Benim aklımda da yakın<br />

vadede olmayan bir şeydi. Zaten milli<br />

takımla beraberdim. Başkan böyle<br />

bir teklif yapınca tek başıma verebileceğim<br />

bir karar değildi. Çünkü böyle<br />

bir tecrübem de yoktu çok fazla. Ama<br />

tabii ki bu yola çıkmıştık ve en büyük<br />

tecrübeyi de Avrupa Şampiyonası’nda<br />

milli takımla beraber aldık; hem iyi<br />

yönleriyle hem de zor yönleriyle. Üst<br />

düzey bir tecrübemiz oldu orada.<br />

Onun verdiği tecrübeyle beraber yardımcılarımız<br />

Marco Hoca ve Mohamed<br />

Hoca’nın tecrübeleri de çok fazla.<br />

Daha sonra Fatih Terim ile beraber,<br />

devam ettiğimiz için ondan da bir izin<br />

istedik. O da Sakaryaspor olunca tabii<br />

ki seve seve izin verdi. Böyle bir süreç<br />

başladı. Dediğim gibi aklımızda böyle<br />

bir şey yoktu. Ama olduğu için de son<br />

derece mutluyum.<br />

Biraz daha kişisel sorulara geçelim.<br />

Yıllarca her gittiğiniz takımda ilk<br />

11’deydiniz. Şimdi sadece kulübede<br />

olmak nasıl bir duygu?<br />

Ben oyuncuyken de kulübede olduğumda<br />

yine aynı hırsla devam<br />

ediyordum. Sahaya girecekmiş gibi<br />

oyunun içindeymiş gibi. Verdiğim agresif<br />

tepkiler de dahil sanki oynuyormuşum<br />

gibi. Şu anda da ilk başlarda<br />

daha da sahaya girmek üzereydim.<br />

İlk dönemler kendinizi hala futbolcu<br />

gibi hissedebiliyosunuz. Yaptıklarıma<br />

bazen sonradan izlediğimde ben de<br />

artık teknik sorumlu biri olarak bu<br />

şekilde davranmamam gerektiğini<br />

görüyorum.<br />

Orhangazispor maçındaki gol sevincimiz<br />

ve o kare de bunu gösteriyor<br />

Tabii ki gole yine sevineceğiz ama<br />

bazen abartıp sahaya girmeye çalışıyorum.<br />

Kenarda durmak daha da zor<br />

açıkçası oradaki heyecan daha da zor.<br />

Son olarak Sakaryaspor formasıyla<br />

yaşadığınız unutamadığınız bir an var<br />

mı?<br />

İlk defa profesyonel oldum. İlk defa<br />

Sakaryaspor forması giyiyorum.<br />

Tribünde taraftarı olduğum, kendi<br />

şehrimin takımında ilk defa forma<br />

giydiğim sezon finallere kaldık. Finallerde<br />

penaltılarda Malatya’ya kaybettik,<br />

Süper Lig’e çıkamadık. Benim için<br />

çok üzüntülü ve unutulmaz bir andı.<br />

Bir başkası da Süper Lig’e çıktığımız<br />

Rambi Hasan’ın kafayla gol attığı<br />

maçta ben de tribündeydim. O anı da<br />

unutamam diyebilirim.<br />

54


55


SAKARYASPOR / RÖPORTAJ<br />

TOLGA<br />

BALLIK<br />

Sakarya Büyükşehir Bld. Basketbol Takımı Yönetim Kurulu Üyesi<br />

Sakaryaspor’u,<br />

özellikle<br />

yeni stadın<br />

yapılmasıyla<br />

birlikte yeniden<br />

ayağa kalkıp<br />

Süper Lig’de<br />

görmek<br />

istiyoruz.<br />

İnşallah bu sene<br />

o başlangıcın<br />

yapılacağını<br />

temenni<br />

ediyoruz.<br />

Sakaryaspor’u değerlendirmeniz<br />

mümkün mü? Bu yıl iyi bir atılım<br />

olacağı öngörülüyor.<br />

Evet, Sakaryaspor çok köklü bir takım.<br />

Çocukluğumdan beri takip ediyorum.<br />

Bu sene çok önemli bir sene. Buraya<br />

kadar çok iyi geldi. Sakaryaspor’u<br />

özellikle yeni stadın yapılmasıyla<br />

birlikte yeniden ayağa kalkıp Süper<br />

Lig’de görmek istiyoruz. İnşallah<br />

bu sene o başlangıcın yapılacağını<br />

temenni ediyoruz.<br />

Son dönemde Sakaryaspor’da yenilikler<br />

var. E-ticaret, E-storlar... Taraftar<br />

buna nasıl bakıyor?<br />

Sakaryaspor’un yeniden ayağa kalkmasıyla<br />

teknolojik altyapılar eklendi.<br />

Tüm bu yenilikler de bu doğrultuda<br />

gerçekleşiyor. Artık dünya internet<br />

üzerinden ilerliyor. Bu yüzden<br />

Sakaryaspor’un da bu duruma ayak<br />

uydurup gelir elde etmesi çok önemli.<br />

Güzel gelirlerin olması önemli. Burası<br />

bir milyonluk bir şehir ve insanlar<br />

Sakaryaspor’a çok bağlı. Bu bir milyon<br />

kişi Sakaryaspor’u yeni yapısıyla<br />

maddi ve manevi olarak destekleyecektir.<br />

Çok iyi bir gelir elde edeceğini<br />

düşünüyorum.<br />

Yönetimin yenilenmesini bizim için<br />

değerlendirir misiniz?<br />

Gördüğüm kadarıyla tecrübeli ve iyi<br />

bir yönetim var. İsmail Bey’in başkanlığında<br />

iyi bir ekip kurulduğunu<br />

görüyoruz. İyi bir takım da kuruldu<br />

ve Büyükşehir Belediyemizle iyi bir<br />

destek verildiğini görüyoruz. Müthiş<br />

bir taraftar desteğiyle de bu sene çok<br />

kolay şampiyon olabileceğimizi düşünüyorum.<br />

Siz Basketbol tarafında yönetimdesiniz.<br />

Baskette şu anda şampiyonuz, yani<br />

lideriz. İnşallah play-off’a kalıp oradan<br />

da Süper Lig’e çıkan bir takım olmayı<br />

düşünüyoruz. Ayrıca, bu yıl çok iyi bir<br />

transfer yaptık. ABD’li oyun kurucu<br />

Lazeric Jones ile anlaşma yaptık.<br />

Baskette de futbolda da lig atlamak<br />

bu seneki sloganımız. Bu sene şehirde<br />

spor anlamında bir dönüşüm olacak<br />

anlaşılan.<br />

Kent de ilgileniyor...<br />

Futbol maçları full seyirci ile oynanıyor,<br />

basket maçları full seyirci ile oynanıyor.<br />

Bazı takımlar görüyorsunuz,<br />

iyi bir takım ama hiç taraftar desteği<br />

yok. Bu Sakaryaspor’u çok hızlı hak<br />

ettiği yerlere getirecektir.<br />

Önerileriniz var mı peki taraftar için,<br />

kentliler için? Sakaryaspor’a daha<br />

fazla destek sağlamak için ne yapmalılar?<br />

Yönetimin çok özveriyle çalıştığını<br />

görüp çok mutlu oluyoruz. Taraftardan<br />

da ricamız küfürsüz, temiz sloganlarla<br />

Sakaryaspor’u desteklemeleri.<br />

56


ȘANSAL<br />

BÜYÜKA:<br />

‘SAKARYASPOR’DA<br />

OYNAMAK BİR AYRICALIKTIR.’<br />

Sakaryaspor için bu yıl iyi bir<br />

çıkış´yapacak demiştiniz. 50+1 kutlanıyor<br />

Sakaryaspor için...<br />

Kulüpte bir yenilenme var. Bundan önce<br />

Sakaryaspor hiç hak etmediğï yerlere<br />

düştü. Baktığınızda Türk futbolunun ilk<br />

çeyreğinde Sakaryaspor, 2. çeyreğinde<br />

(yani son 25 yılında) yetiştirdikleri var.<br />

Açıkçası ben, Türk futboluna bu kadar<br />

önemli oyuncular armağan etmiş bir<br />

takımın 3. ligde olmasını hiç kabullenemiyorum.<br />

Bu anlamdaki ilk adımın da<br />

bu sene atıldığına inanıyorum. Bunların<br />

hepsi yönetimden başlar. Büyükşehir<br />

belediye başkanının sınırsız desteğiyle<br />

ve yönetim ile yeni bir takım oluşturulmasını<br />

ilk adım olarak değerlendiriyorum.<br />

Ancak, koca Sakaryaspor’u<br />

ileriye götürecek bir kaç transfere<br />

daha önemli derecede ihtiyaç olduğunu<br />

düşünüyorum.<br />

Yeni bir stad yapılıyor, yeni bir hareketlilik<br />

var takımda. Nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />

Türkiye geneline baktığınızda yenileniyor<br />

stadlar. Ben orada milli maçların<br />

da oynanacağını düşünüyorum. Yakın<br />

gelecekte ise Süper Lig maçları da<br />

oynanacaktır.<br />

Sizde duygusal bir bağ da var<br />

anladığım kadarıyla...<br />

Ben Sakaryalıyım, her platformda<br />

elimden geldiğince katkı sağlamaya<br />

çalışıyorum ama benden daha çok<br />

uğraşanlar var.<br />

Sakaryaspor taraftarını nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />

Sakaryaspor’un seyircisinin profili incelenmeli.<br />

Her maçta 8 bin, 10 bin kişiyle<br />

oynuyor. Ancak, hemşehirlerime küçük<br />

bir diyeceğim var; bana alınmasınlar<br />

bazen öfkeden takıma zarar verebiliyorlar.<br />

O stadın kapanmaması, orada olay<br />

olmaması lazım. Tam destek vereceksin<br />

ama duracağın noktayı bileceksin.<br />

Stadın kapanması demek, takımın<br />

şampiyonluk yürüyüşüne taş koymak<br />

anlamına gelir. Çok coşkulu olacağız,<br />

çok dikkatli olacağız.<br />

Yenilenmiş yönetimi nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />

Yeni bir yönetime ihtiyaç vardı. Şimdi<br />

eskisine göre daha yeterli bir yönetimimiz<br />

var. Onlara hak veriyorum ama<br />

daha iyi bir takıma ihtiyaç var demeden<br />

geçemiyorum. Önemli olan bir diğer<br />

şey de Büyükşehir Belediye başkanımızın<br />

haklılığı ve sınırsız desteği ile<br />

yakaladığımız sinerji. Futbolcularımıza<br />

ise özellikle şunu söylemek istiyorum;<br />

Sakaryaspor bir ayrıcalıktır. Başka yerde<br />

oynamak Sakaryaspor’da oynamaya<br />

benzemez. Aidiyet duygusuyla oynasınlar<br />

ve o formanın hakkını versinler.<br />

Takım yeterli finansal destek alıyor<br />

mu?<br />

Şunu söylemeliyim; Sakaryaspor iş<br />

adamlarından yeterli destek almadı ne<br />

yazık ki. Onların takımımıza yeterli desteği<br />

verdiklerine inanmıyorum, kusura<br />

bakmasınlar. Söz konusu Sakaryaspor<br />

ise, gerisi teferruattır.<br />

Sakaryaspor’un kendi ayakları üzerinde<br />

duran bir kulüp olması için uğraşılıyor.<br />

Sizce, Dükkan 54 iyi bir gelir kaynağı<br />

olacak mı?<br />

Dükkan54 de Sakaryaspor’un attığı<br />

önemli adımlardan biri. Mesela<br />

Hollanda’nın maçlarını izliyorum; bir<br />

tane sivil kıyafet giyen bulamazsınız,<br />

hepsi formalarıyla takımlarına destek<br />

veriyorlar. Sakaryasporlular da<br />

maçlara formalarıyla gitmeliler. Ben<br />

günlük hayatımda, yaşadığım yer olan<br />

Caddebostan’da bile Sakaryaspor<br />

eşofmanlarıyla geziyorum, benim için<br />

en büyük keyif bu.<br />

Türk futbolundan biraz bahseder<br />

misiniz?<br />

Gözükara taraftarlık duygularından<br />

sıyırılıp futbol seyircisi olmak gerekiyor.<br />

Sonuca endeksli seyirci değil, keyif<br />

alan taraftar gerekiyor. Türk futbolunda<br />

mücadele var ama kalite yok, oynatmamaktan<br />

çok oynatmaya ihtiyacımız<br />

var. Türkiye’de altyapı oyuncularına da<br />

yeterli önem verilmesi gerekiyor, iyi altyapı<br />

hocalarına ve birikimli oyunculara<br />

ihtiyaç var. Sakarya’da da iyi bir tarla<br />

var, iyi sürülmesi lazım.<br />

57


SAKARYASPOR / RÖPORTAJ<br />

TURAN<br />

SARIGÜLLE<br />

Türkiye Futbol Adamları Derneği Kurucusu, Eski Genel Başkan Yardımcısı / Milli Olimpiyat Komitesi Üyesi<br />

Şimdi Sakaryaspor 50+1 dönemindesiniz<br />

ve yenilikçi bir dönem bu.<br />

Bahsettiğiniz 50+1 bir ömür. 1965’ten<br />

beri Sakaryasporluyuz. Yaşını bırakın,<br />

yaşından evvel Sakarya’da futbol<br />

beşiği vardır, çok oyuncu yetiştirmiştir.<br />

Sakaryaspor mazisine baktığınızda<br />

saymakla bitmez başarıları. Burada<br />

emeği geçen başta Başkan olmak üzere<br />

değerli dostlarımız geceyi gündüze<br />

katarak Sakaryaspor’u bir üste çıkmak<br />

için canla başla çalıştıklarını biliyoruz.<br />

İnşallah Şubat ayında yeni stadımız da<br />

devreye girmiş olacak. Bu stat Sakarya<br />

için bir onur meselesidir. En sonunda<br />

başarıya ulaşmak için, eski zamanlara<br />

dönmek için.<br />

Yapılan yeniliklere nasıl bakıyorsunuz?<br />

E-ticaretin çok olumlu olduğunu,<br />

bir kaç mağaza açıldığının, şimdi<br />

de yeni bir dükkan daha açılacağının<br />

bilgilerini Erkan Bey’den aldık.<br />

Erkan Bey Sakaryaspor’un neferidir.<br />

Bu mağazalar çoğaldıkça gelirlerin<br />

artacağına inanıyorum. Bu gelişmeleri<br />

takdirle karşılıyorum. Bu mağazalar<br />

başka şehirlerde de açılabilir. İlk önce<br />

Adapazarı’nda oluyor. Yeni transferler<br />

yapıldı, iyi neticeler alınacak.<br />

Sakaryaspor’un mayası çok kuvvetli.<br />

Takımın canla başla biz bunu başaracağız<br />

diyerek maça çıkmaları lazım.<br />

Yönetim Kurulu’na teşekkür ediyorum.<br />

Kentte taraftar konusunda bir sıkıntı<br />

yok, peki şehrin başka ne gibi avantajları<br />

var?<br />

Şampiyonluklar istiyor taraftarlar,<br />

dediğim gibi susamışlar. Coşku da artacak<br />

tabii. Adapazarı bir istasyondur.<br />

Konumu önemli bir coğrafyayı teşkil<br />

ediyor. İstanbul’dan gelen takımlar<br />

Adapazarı’na 1.5 saatte gelirler, köftemizi<br />

yerler ve geri dönerler. Umarım<br />

birinciliği tekrar yaşarız, canı gönülden<br />

arzuluyorum. Sakarya gerek seyircisiyle,<br />

gerek memleket olarak her şeyi<br />

hak ediyor.<br />

Toplu olarak ele alırsak yenilenmesi<br />

gereken şeyler, önerileriniz var mıdır?<br />

Öneriler icraatla gelir. Sakaryaspor<br />

yeni tesislerine, yeni stadına kavuştuğunda<br />

çok güçlenecektir. Performans<br />

farkı olacaktır. Bunu gören taraftar<br />

desteğini artıracaktır. Talebesinden<br />

çiftçisine kadar destekler artarak<br />

devam edecektir. Mağazalarla gelirler<br />

arttıkça yenilenmeler devam edecektir.<br />

Yönetim yenilendi ve taraftar açısından<br />

da takımı değerlendirir misiniz?<br />

Ben 65’ten beri hiçbir maçı kaçırmazdım.<br />

Sakarya’da futbol sevgisi<br />

var, başarıya susamış taraftarlar var.<br />

Yönetime gelince Başkan çok tecrübeli<br />

ve ekibiyle ellerinden geleni yapıyor.<br />

Hak edilen neticeleri almak için takımın<br />

çok iyi oynaması lazım, takıma çok<br />

büyük görevler düşüyor.<br />

58


KONUK<br />

59


SAKARYASPOR / MAKALE<br />

YETER Kİ…<br />

TEMEL YÜREK<br />

Gazeteci - Yazar<br />

Yeni Sakarya Gazetesi<br />

Sakaryaspor bulunduğu ligden kurtulmak<br />

için çok çabanın yanında çok da<br />

para harcadı. Her yeni sezon şampiyonluk<br />

parolasıyla çıkılsa da bir türlü<br />

gerçekleşmedi.<br />

Futbolcu alacaklarını başarıyla temizleyen<br />

yönetimler, tekrar aynı borçları<br />

yapmamak için ince eleyip, sık dokudu..<br />

Hedefe ulaştıracak hamleler bir türlü<br />

gelmedi. Gün geldi Sakaryaspor iflasın<br />

eşiğinden, gün geldi finalden döndü.<br />

Yetti artık, tak etti canımıza dedikçe<br />

sezonlar hüsranla sonlandı.<br />

Şehir, Sakaryaspor’u ve yönetenlerini<br />

sportif başarıyla değerlendirmekte…<br />

Bu yüzden Sakaryaspor önemsenmemeye<br />

başlamıştı. Destekleyenler de<br />

azalmıştı.<br />

Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki<br />

Toçoğlu’nun gayretleriyle Sakaryaspor<br />

ayakta tutulmaya çalışıldı.<br />

Gemi kaptan değiştirmek zorunda<br />

kalınca yeni kaptan Av. İsmail Gürses,<br />

tayfalar da kader birliği yaptığı arkadaşları<br />

oldu.<br />

50+1 Diriliş Yılı sloganıyla yola çıkıldı.<br />

Sezon öncesi transferlerle kadro yenilendiğinde<br />

bu sefer bu iş tamam dedik.<br />

İlk üç maçın güzelliğinden eser kalmayınca<br />

tedirginlik baş gösterdi. Teknik<br />

adam değişikliği ile başlayan hamleler,<br />

peşinden gözden ve de gönülden düşen<br />

futbolcuların tribüne taşınması izledi.<br />

Teknik adam değişikliğinde şahsen<br />

isabet sağlanamadı düşüncesinde<br />

olanlardanım… Umarım yanılanlardan<br />

olurum sezon sonunda…<br />

Ayrıca bazı transferlerin 4’er yıllık<br />

olması da endişelendirmekte... Geçmişte<br />

3’er yıllık sözleşmeler nedeniyle<br />

“kendi evladımız” dediklerimiz bile<br />

Sakaryaspor’u sıkıntıya sokmuştu.<br />

32 yaşında olan bir futbolcu 4 yıl sonra<br />

36 yaşına geldiğinde ne yapılacak?<br />

Tabii ki jübile… 4’er yıl sözleşmeliler<br />

sıkıntı çıkarmazsa ne ala…<br />

İkinci yarı için izlenen ve bilinen oyuncularla<br />

takviyeler peş peşe gelmeye<br />

başladı bu günlerde...<br />

İyi geçirilecek bir kamp dönemi sonunda<br />

ikinci yarı sahada çok daha güçlü bir<br />

Sakaryaspor olacak.<br />

Sahanın dışında da güzel şeyler yapılmakta...<br />

Markamız canlı tutulmakta...<br />

Dükkan54 yeşil-siyah ürünleriyle adeta<br />

bir marka oldu kısa sürede...<br />

Erkan Pizrenli, büyük uğraşlarıyla<br />

ciddi mesai vermekte dükkanda... Yeni<br />

kurulan şirketin projeleri de dikkat<br />

çekeceğe benziyor…<br />

Ulusal kanalın canlı yayınları<br />

Sakaryaspor’u ülke gündeminde tutmak<br />

adına iyi düşünülmüş bir proje...<br />

Sakaryaspor, gerek Büyükşehir Belediye<br />

Başkanı Zeki Toçoğlu’nun maddi<br />

destekleri, gerekse taraftarın tribün<br />

desteği ile sezon sonunda inşallah bu<br />

grubu terk edecek.<br />

Bir yerlere söz verilmiş zaten bu yönde.<br />

Yönetim de sözün yerine getirilmesi<br />

adına zaten elinden geleni esirgemiyor.<br />

Yeter ki Sakaryaspor rakipleriyle boğuşsun.<br />

Kendisiyle boğuşturulduğunda,<br />

başarı hiç gelmedi.<br />

60


KONUK<br />

61


SAKARYASPOR<br />

HAKAN<br />

DİKMEN<br />

62


Yeni sezon, yeni stat<br />

başarılı yönetim<br />

güçlü takım ve büyük<br />

taraftarımız, bize bir<br />

çok başarılı projeye<br />

merhaba deme şansı<br />

veriyor.<br />

Endüstriyel futbol, artık sadece saha<br />

içinde alınan galibiyet ya da kazanılan<br />

kupalardan ibaret değil. Büyük kulüpler<br />

için imajını koruma ve varlığını<br />

devam ettirme yolları da Futbol dünyasında<br />

önem arz etmektedir. Sosyal<br />

medya, Radyo ve televizyon yayıncılığı<br />

aracılığıyla taraftarına ulaşmak,bilgi<br />

verip almak çok önemli. Peki ülkemizde<br />

Lig kulüpleri arasında bu alanda şu<br />

an ne yapılıyor.<br />

Sizin de dediğiniz gibi, artık endüstriyel<br />

futbol bir çok kanaldan besleniyor.<br />

Bu sistem bazen medya bazen tekstil<br />

bazen de e satış ile olabiliyor. Bir takım<br />

için prestij çok önemlidir. Bir sahada<br />

maç kazanmak için hem saha içi hem<br />

saha dışı, yani tarftar ve yöneticilerin<br />

büyük görevi var, diye düşünüyorum.<br />

Bize de radyo ve televizyon yayını yapma<br />

görevi verilip takıma katkı yapma<br />

şansı hazırlandı. Çok mutluyuz.<br />

Neler yapmayı planlıyorsunuz ?<br />

Yeni sezon, yeni stat başarılı yönetim<br />

güçlü takım ve büyük taraftarımız, bize<br />

bir çok başarılı projeye merhaba deme<br />

şansı veriyor. Futbol takımı yeni bir teknik<br />

ekiple yeni stadında, e-ticaretiyle<br />

radyo ve televizyonuyla, dergisi ile<br />

başarıya koşan tüm branşlarıyla, en<br />

önemlisi hiçbir takıma benzemeyen<br />

taraftarıyla ve inşallah yeni bir lige<br />

yükselişinin mutluluğunu radyo ve<br />

televizyonla taçlandırmayı planlıyoruz.<br />

Biz ilk önce İnternet dünyasını kullanmak<br />

istiyoruz.<br />

Çünkü sadece ülkemizde değil tüm<br />

dünyada Sakaryaspor’u tanıtmak ve<br />

anlatmak istiyoruz.<br />

Radyomuz, internet üzerinden ve yerel<br />

radyoların yayın akışlarından süre<br />

alarak devreye girebilir. Sakaryaspor’a<br />

ayrılan değişik saatlerde yapılan programlarla<br />

daha fazla kişiye ulaşmaimkanı<br />

sağlanabilir.<br />

Televizyonumuz ise; yine internet<br />

üzerinden yayına başlayıp, Viyana’da<br />

bulunan İPTV platformunda lisanslanarak<br />

Digitürk ve diğer uydulardan da<br />

yayın yapabilecek. Kuracağımız sistem<br />

tüm bu yayın teknolojilerinin alt yapısına<br />

müsait.<br />

Bu konuda ne gibi çalışmalar yapacaksınız<br />

?<br />

Genellikle bir radyo ve televizyon kanalı<br />

kurmak çok masraflı bir iş. Takım<br />

televizyonu kurmak ise hem maddi<br />

hem de manevi zorluğa sahip. Çünkü,<br />

hareket eden canlı yayınlara müsade<br />

eden teknolojiye ve içerik olarak da<br />

tematik olması gereken bir personel ve<br />

konu olmalı. Herkesin 24 saat kesintisiz<br />

ulaşabileceği bir yayın sistemi<br />

düşünüyoruz. Artık dünyanın neresinde<br />

olursanız olun, Sakarya TV’yi rahatlıkla<br />

izleyebileceksiniz. Şuna inanıyorum ki<br />

başka kulüplerin taraftarları da rahatsız<br />

olmadan kanalımızı izleyebilir.<br />

Televizyonun ve radyonun yayın merkezi<br />

nerede olacak?<br />

Tabii ki başkanımız bize nereyi uygun<br />

görürse orada olacak ama, benim<br />

düşüncem olayın kalbinde olması, yani<br />

yeni yapılan stadımızda olması lazım.<br />

Devamlı takımların içinde olan bir göz<br />

gibi taraftara 24 saat hizmet vermek<br />

istiyoruz.<br />

Hangi programlar olacak ? Bunların<br />

içinde en çok hangi programlar ilgi<br />

çekecek sizce?<br />

Tabii ilk yapmak istediğimiz çok kaliteli<br />

bir ekran. Teknolojik alt yapısı çok<br />

güçlü bir medya oluşturmak istiyoruz.<br />

Bu sayede, altyapı maçları, canlı maç<br />

yayınları, oyuncu röportajları, nostaljik<br />

maçlar, dünya sporu da içeriğimizin<br />

iskeletini oluşturacak…<br />

Bir de bildiğiniz gibi, magazin programlarına<br />

yoğun ilgi var, çünkü futbolcularla<br />

ilgili başka hiçbir yerde göremeyeceğiniz<br />

perde arkası hikayeleri<br />

ekrana getirebiliyoruz. Altyapıyla ilgili<br />

Futbol Akademisi adında bir programımız<br />

olmalı. O hafta oynanan maçlar,<br />

özetler, farklı yaş kategorilerinde<br />

oyuncu ve antrenörlerle röportajlar…<br />

Efsane futbolcularımızdan ve camiamızın<br />

en önemli isimleri programlarımız<br />

arasında olacak.<br />

Bu alanda o kadar hızlı bir gelişme oluyor<br />

ki, iki sene önce Venedik’te kulüp<br />

kanalları toplantısı yapıldı. Türkiye’den<br />

GS TV, BJK TV, FB TV ve Bursaspor TV<br />

olmak üzere dört kanal katıldı. Ben o<br />

zaman çok istemiştim. “Keşke benim<br />

de yönettiğim bir takım kanalı olsa”<br />

demiştim. Şimdi bu toplantılara katılıp<br />

dünyadaki maç yayınlarını ve sponsorları<br />

çekmek mümkün olabilecek.<br />

Benfica takımı, bu işi dünyada en iyi<br />

yapan kulüp kanalına sahip. İki HD<br />

kanaldan yayın yapıyorlar. Havuzdan<br />

çıkmışlar ve Benfica’nın ligdeki iç saha<br />

maçlarını kendileri yayınlıyorlar. Ciddi<br />

bir prodüksiyon var, 18-20 kamerayla<br />

yayın yapıyorlar. İngiltere Premier<br />

Ligi’nin Portekiz’deki yayıncısı bile<br />

Benfica TV, artık düşünün işin boyutunu.<br />

Son olarak ne söylemek istersiniz.?<br />

Radyo - televizyon, dergi ve sosyal<br />

medya, kulüp yönetiminden çalışanlarına,<br />

taraftar ve diğer etkenler hep<br />

beraber yine dünyada fırtına gibi esen<br />

bir takıma sahip olmanın gururunu<br />

yaşamak istiyoruz.<br />

63


SAKARYASPOR / MAKALE<br />

SAKARYA’YA<br />

MAÇA GİDERKEN<br />

HAKAN DİKMEN<br />

Haftasonlarının vazgeçilmez tutkusu<br />

İstanbul’dan Sakaryaspor maçlarına<br />

giderken, hanımlarımız için de vakit<br />

geçirebilecekleri güzel bir gezi planı<br />

yapmalıyız diye düşünüyorum.<br />

Sakarya’nın dört bir yanı tarihi ve<br />

turistik huzur veren doğal güzelliklere<br />

sahip. Sakarya Nehri ve Sapanca Gölü<br />

suyu seven, su gördüğünde huzur<br />

bulan insanlar için cennet.<br />

Takım da bu yıl bizi memnun<br />

ediyor. Pazar maçına Cuma<br />

gününden kaçabilirsek eğer, milat<br />

öncesi uygarlıklar döneminden<br />

Osmanlı Devleti’ne, Osmanlı’dan<br />

Cumhuriyet’e uzanan tarih çizgisinde,<br />

Anadolu’ya binbir renk kazandıran<br />

kültürlerin birleştiği, 19. yüzyılda<br />

başlayan göçlerle, Kafkaslardan ve<br />

Balkanlardan gelen toplulukların<br />

oluşturduğu ve bu kültürlerin barış<br />

içinde yaşadığı bir bölgeyi gezmiş<br />

oluruz.<br />

Sakarya, adını Sakarya Irmağı’ndan<br />

almış. Frigyalılar’a milattan önce 7.<br />

yüzyılda ev sahipliği yapmış bir şehir.<br />

Bu gürül gürül akan nehre kutsal<br />

sayılan “Sangari” adı verilmiş<br />

Frigyalılar tarafından. Bu isim daha<br />

sonraları “Sangarios” ve saldırgan<br />

anlamına gelen “Zakhorion” şekline<br />

dönüşmüş. Herkes nehri Afyon’a<br />

doğru akar sanıyor ama aslında<br />

Sakarya Nehri Karadeniz’e dökülen bir<br />

nehir.<br />

Bu anlattığım güzel nehrin kenarında<br />

yürüyüşler yaparsanız çok farklı<br />

güzelliklere sahip yerler görüp<br />

fotoğraf çekebilirsiniz.<br />

Güzel bir tesadüf; plaka numarası<br />

54 olan Sakarya 22 Haziran 1954<br />

tarihinde 6419 <strong>Sayı</strong>lı Kanunla il olmuş<br />

ve Sakarya adını almış.<br />

İşte böylesine güzel<br />

bir şehrin gezip<br />

görülecek yerleri çok<br />

fazla. Hani derler ya<br />

“Gez Gez Bitmez”<br />

öyle bir yer. Sapanca<br />

da bu tip mesire<br />

yerlerine ev sahipliği<br />

yapan bir ilçesidir.<br />

Bildiğiniz gibi,<br />

Sapanca Gölü yaz<br />

kış en fazla ziyaret<br />

edilen mekanların<br />

başında gelir.<br />

İstanbul’dan Bolu tarafına giderken<br />

aile büyüklerinin öğrencilere neşeli bir<br />

coğrafya sorusu vardır. Bu şaşırtmaca<br />

soru Sapanca Gölü ile ilgilidir. “Söyle<br />

bakalım çocuğum, yolun yanındaki<br />

gördüğümüz deniz hangi denizdir” diye<br />

coğrafya bilgisi test edilir. Çocuklar<br />

da bu kandırmacaya kanmazlar ve<br />

heyecanla “Sapanca Gölü” derler. (Bu<br />

satırları okuyunca durakladınız gibi.<br />

Bence derler, ya sizce?)<br />

Neyse, işte bu şirin yer, yaz, kış demeden<br />

her mevsim seyahat eden yolcuların<br />

uğrak noktasıdır. Sapanca Gölü<br />

kıyısında her keseye uygun çeşitli balık<br />

restoranları ve pansiyonlar bulunur.<br />

Akşamların kalabalık kıyı gezmeleri<br />

kahve sohbetleri pek güzeldir.<br />

Aslında Sapanca Gölünün bir<br />

hikayesi de vardır. Derler ki, “Hızır<br />

Aleyhisselam Sapanca´yı ziyaret<br />

etmiş.” İşte bu başlığın altında hikaye<br />

şöyle; bu tabi bir rivayet. Vaktiyle<br />

Sapanca yerleşim yeri gölün şimdi<br />

olduğu yerdeymiş. Hızır Aleyhisselam<br />

Sapanca’ya gelmiş.<br />

O dönemde kapı kapı dolaşarak aş,<br />

iş istemiş. Kimse ona yiyecek ekmek<br />

dahi vermemiş. Böyle aç dolaştığı bir<br />

gün bir yaşlı teyze kendisine kucak<br />

açmış ve karnını doyurmuş.<br />

Hızır Aleyhisselam da yaşlı teyzeye;<br />

“Arkana hiç bakmadan beni takip<br />

et” demiş ve yürümüş. Teyze bir<br />

yerden sonra dayanamayıp arkasına<br />

baktığında geçtiği her yerin sulara<br />

gömüldüğünü görmüş. İşte göl<br />

böyle olmuş. Ama, teyze arkasına<br />

bakmasaydı, büyüklük ne kadar olurdu<br />

bilinmiyor.<br />

Geride kalan tüm halk ve yapılar sular<br />

altında kalmış. Sapanca Gölü’nün<br />

bilinmeyen fakat kulaktan kulağa<br />

dededen toruna aktarılan, göl seviyesi<br />

çok düştüğünde Hızır Aleyhisselam’ın<br />

gazabı ile batmış olan eski Sapanca<br />

yerleşim yerine ait yapıların<br />

gözüktüğüne dair anlatılanlara iyi bir<br />

kanıt kabul edilir.<br />

Diğer bir hikaye ise şöyle anlatılır;<br />

Bir zamanlar Sapanca Gölü’nün<br />

yerinde, verimli topraklar, bu<br />

toprakların üzerinde de zengin, varlıklı<br />

bir kasaba varmış. Kasaba halkı<br />

zenginmiş, varlıklıymış ama, gözlerini<br />

dünya malı bürümüş, bencillik ve<br />

cimrilik ruhlarını karartmış.<br />

64


Bir gün, Adapazarı’nın güneyindeki<br />

Erenler tepesinde oturan, gözünü<br />

dünyaya kapamış, gönlünü aşk ve<br />

sevgiyle doldurmuş erenlerden bir<br />

eren, bu kasabaya inmiş.<br />

Selâm vermiş, selamını almamışlar,<br />

konuk olmak istemiş, kimse<br />

“buyurun” dememiş, hangi kapıyı<br />

çaldıysa yüzüne kapanmış. Bu fakir,<br />

fakat gönlü zengin dervişe bir bardak<br />

içecek su bile vermemişler.<br />

Derviş gönlü bu, bir kırıldı mı<br />

onarılmaz, onarılsa da faydası olmaz.<br />

Akşama değin yorgun-argın, aç-susuz<br />

kasabayı terk ederken, ötelerde<br />

küçük bir kulübeden sızan mum<br />

ışığına doğru yönelmiş, bir de bu<br />

kapıyı çalayım, belki bir gönül yoldaşı<br />

bulurum diye düşünmüş.<br />

Bu, kasaba halkına sapan yaparak<br />

geçimini sağlayan fakir bir<br />

“sapan”cının iş yeriymiş. Kapıyı<br />

çalmış, az sonra sapancı güler yüzle<br />

konuğuna açmış kapıyı;<br />

“Buyurun, hoş geldin, safa geldin.<br />

Ocaktan tencereyi şimdi indirdim. Bir<br />

konuk göndermesi için Tanrı’ya niyaz<br />

ediyordum, demiş.<br />

Derviş memnun, baş köşeye oturmuş.<br />

Sapancı sofrayı kurmuş, nesi var,<br />

nesi yoksa dervişin önüne getirmiş.<br />

Yemekten sonra, içi talaş dolu<br />

yatağını sermiş, konuğunu yatırmış.<br />

Sabah, erkenden kalkmışlar. Derviş,<br />

Sapancı’dan izin istemiş, Sapancı<br />

da onu karşıdaki tepelere kadar<br />

uğurlamış. Dönüşünde bir de ne<br />

görsün. Kasabanın yerinde koca bir<br />

göl var. Ne ev-bark kalmış, ne tarlatapan.<br />

Koca göl, hepsini bir anda yutuvermiş.<br />

Kendisinden başka hayatta<br />

kimsecikler yok. Dervişin ahı tutmuş,<br />

kırılan bir gönül, bir kasabaya mal<br />

olmuş. O günden sonra, bu koca göle<br />

Sapanca adını vermişler.<br />

Tabii bunlar rivayet dediğimiz<br />

hikayeler. Ama siz şimdi giderseniz<br />

gölde turna balığı, yayın balığı,<br />

sazan türleri ve alabalık gibi bol<br />

miktarda balık görebilirsiniz. Eğer<br />

maharetliyseniz balık da tutabilirsiniz.<br />

Hikayelerini okuduğunuz Sapanca<br />

Gölü’nün uzunluğu 16 km, en<br />

geniş yeri ise Sapanca ile karşı<br />

kıyı arası 5,5 kmdir. Yüzölçümü 42<br />

kilometrekare, en derin yeri ise<br />

Sapanca açıklarında 61 metredir.<br />

Yağış alanı, 252 kilometrekareyi<br />

bulan Sapanca Gölü, genel olarak<br />

güneyindeki dağlardan gelen derelerle<br />

beslenir. Gölde yılda ortalama 75 cm<br />

kadar bir seviye değişikliği görülür.<br />

Göl seviyesi sonbaharda en alçak,<br />

ilkbaharda en yüksektir. Senenin<br />

bol yağışlı zamanlarında çark deresi<br />

kapakları açılarak bir nevi su tahliyesi<br />

sağlanmakta ve gölün seviyesi bu<br />

şekilde dengede tutulmaktadır. Bu<br />

göle girmek yasak değildir ama bence<br />

dikkatli olmak lazım. Gölde çok güzel<br />

kürek yarışları da seyredebilirsiniz.<br />

<br />

65


SAKARYASPOR<br />

AĞA CAMİİ<br />

Kömürpazarı, Bankalar Caddesi<br />

üzerinde bulunan Ağa Camii’nin içinde<br />

de bir sadelik göze çarpmaktadır.<br />

Duvarları süslü olmayıp, çerçeveler<br />

içinde dini yazılar bulunmaktadır. Taş<br />

temel üzerine inşa edilen yapı kâgirdir.<br />

Adapazarı’ndaki küçük camiilerden<br />

biridir. İki kat biçiminde yapılmış<br />

ve minaresi sonradan eklenmiştir.<br />

200 yıllık olduğu söylenen camiinin<br />

üstü çatılı olup, kiremit döşelidir<br />

ve kubbesi bulunmamaktadır.<br />

Camiinin ön bahçesinde bulunan<br />

şadırvan 20<strong>01</strong> yılında yıkılmış, yerine<br />

arka bahçede yeni bir şadırvan<br />

yapılmıştır. Mihrabında aşırı süse<br />

kaçılmamış olup, çini süslemesine<br />

rastlanmamıştır. Yalnızca yağlı boya<br />

ile biraz şekil verilmiştir. Tavanı<br />

ahşap döşeme olup, tavan ortasındaki<br />

elips biçiminde ahşap süsleme ilgi<br />

çekicidir. Camiiyi yaptıranın kimliği<br />

ve yapılış tarihi ile ilgili kesin bir<br />

bilgi bulunmamaktadır. Ancak camii<br />

alanının önceden mezarlık olduğu,<br />

mezarlığın iptal edilerek yerine bu<br />

camiinin yapıldığı bilinmektedir. Ön<br />

bahçede tek kalan mezarın taşının<br />

incelenmesinden de anlaşılacağı<br />

üzere; söz konusu mezarda yatanın bir<br />

asker olduğu ve bayraktarlık yaptığı,<br />

adının Mustafa olduğu ve 1774 yılında<br />

şehit düştüğü ifade edilmektedir. Camii<br />

inşası da muhtemelen bu tarihten<br />

önceye tekabül etmektedir.<br />

SAKARYA MÜZESİ<br />

Sakarya’nın gezilecek yerleri arasında<br />

bulunan Sakarya Müzesi, Merkez<br />

ilçesindedir. 1290 metrekarelik bir<br />

alanda kurulmuştur.<br />

Sakarya tatilinizde müzeyi gezebilir<br />

ve tarihi kalıntılar arasında güzel bir<br />

yolculuğa çıkabilirsiniz. Bahçesinde;<br />

Roma ve Bizans dönemine ait olan<br />

kalıntılar sergilenmektedir. Burada<br />

sunaklar, mezar taşları, sütun<br />

kaideleri vardır. Sakarya Müzesi’nin<br />

sergi salonunda ise; yine Roma<br />

ve Bizans dönemine ait eserler<br />

sergilenmektedir ve bunun yanı sıra<br />

Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait<br />

etnografya eserleri bulunmaktadır.<br />

Sakarya Müzesi şirin binasında sizleri<br />

güzel bir yolculuk için bekliyor. Tabii<br />

tatiliniz sırasında; Acarlar Longozu’nu<br />

ve İnönü Yaylası’nı da mutlaka ziyaret<br />

etmelisiniz.<br />

66


SEYİFLER KALESİ<br />

Diğer bir gezilmesi gereken yer<br />

ise, Seyifler Kalesi olmalıdır. Ferizli<br />

ilçesinin kuzeyinde, Seyifler Köyünün<br />

güneyinde, Sakarya Nehri’nin Çark<br />

Suyu ile yakınlaştığı noktada bulunan<br />

Kale kalıntılarının batı ve kuzey<br />

bölümündeki yarım daire şeklindeki iki<br />

burcu halen ayaktadır.<br />

Bizans döneminde yapılan Stratejik<br />

bir noktada, Karadeniz-Adapazarı<br />

yolu üzerinde olasılıkla Çarksuyu ve<br />

Sakarya Nehri üzerindeki köprülerin<br />

güvenliğini sağlamak amacıyla<br />

her iki akarsuya da çok yakın bir<br />

noktada kurulmuş yaklaşık 80x80m<br />

boyutlarında küçük bir kaledir.<br />

SEYYİD KARAMAN BABA TÜRBESİ<br />

Karaman Baba, kendisi ile ilgili ilk<br />

bilgeler menkıbe olarak Vilâyetnâme<br />

(Manakıb-ı Hacı Bektâş-ı<br />

Velî)’de yer almaktadır. Hacı Bektaş-ı<br />

Veli dönemi erenlerindendir.<br />

Karaman Baba, Anadolu’ya gelen,<br />

etraflarındaki inanlarla birlikte<br />

büyük kahramanlıklar ve kerametler<br />

gösteren “Horasan Erenleri” ve “Alp<br />

Erenleri” arasındadır. Asıl adı “Can<br />

Baba”dır. Kara lakabı ise, üstündeki<br />

kara elbise ve başındaki kara külahtan<br />

ötürü Hacı Bektaş Veli tarafından<br />

kendisine verilmiştir. Söylencelere<br />

göre, Can Baba, Hünkâr Hacı Bektaş<br />

Veli’yi ziyarete giderken, karalar<br />

giyinir, huzura öyle çıkar. Bir süre de<br />

orada kalır. İlk olarak Hacı Bektaş Veli<br />

tarafından Doğu Anadolu yöresinde<br />

görevlendirilir. Karaman (Can) Baba,<br />

Tatarları, gösterdiği kerametlerle;<br />

fokur fokur kaynayan bir kazanın içine<br />

girmesi, keskin bir tas zehiri içmesi,<br />

yanan bir fırına girip yanmaması gibi<br />

her seferinde sapa sağlam kalması<br />

vb. olağanüstü olaylarla çevre<br />

insanları kendisine bağlar yola getirir,<br />

müslümanlaştırır. Aslı ipek bir bez<br />

üzerine yazılmış olup, daha sonra<br />

aynı ölçüde büyük kâğıtlara fotokopi<br />

edilen beratta yer alan bilgilere göre;<br />

Karaman Baba, XIII. yüzyılda önce<br />

Horasan’dan kalkıp Diyar-ı Rum’a<br />

(Anadolu’ya) Erzincan’a gelir. Bir süre<br />

Erzincan’da kalan Karaman Baba,<br />

önce Anadolu’nun Türk toprakları<br />

olmasında ve müslümanlaşmasında<br />

önemli görevler üstlenip, kerametler<br />

gösterir. Doğu’da Hacı Bektaş-ı<br />

Veli tarafından kendisine verilen<br />

görevleri tamamladıktan sonra ve Batı<br />

Anadolu’da görevlendirilir. İstanbul’un<br />

Fethi için Batı Anadolu’ya gelen<br />

Karaman Baba bugünkü Sakarya<br />

topraklarında yer alan tekfurlarla<br />

savaşırken şehit olur. Bu hadiseden<br />

sonra yerli-yerleşik Türkmenler o<br />

mevkiiyi Karaman Baba Tepesi ve<br />

Ormanı olarak adlandırmışlardır.<br />

Halk arasındaki söylencelere göre<br />

10 metreyi aşan mezarına ayağının<br />

sığmadığı söylenmektedir. Aynı<br />

yüzyıllarda yaşamış olan ve I.Alaattin<br />

Keykubat’ın annesi Ümmühan Hatun<br />

tarafından 1227-1228 yıllarında<br />

yaptırılan Eskişehir Seyitgazi’deki<br />

türbede yer alan “Seyyid Battal Gazi”ye<br />

ait olan sandukada yaklaşık 9 metre<br />

civarındadır. Bu döneme ait mezar ve<br />

sandukalarında bu uzunluk genellikle<br />

benzer özellikler taşımaktadır.<br />

Karaman Baba Türbesi son çeyrek<br />

yüzyılda ziyarete ve Hıdırellez’i<br />

kutlamaya gelenler tarafından<br />

yapılmış ve son dönemde de üzeri<br />

kapatılarak tam bir türbe haline<br />

dönüştürülmüştür. Uzun yıllar halk<br />

arasında bereketin artması yönelik<br />

olarak ve çocuğu olmayan kadınların<br />

ziyaret edip adak adadığı bir türbedir.<br />

Yörede Karaman Baba, peygamber<br />

soyundan gelmesinden de dolayı<br />

“Seyyid Karaman Baba” olarak da<br />

anılmaktadır.<br />

67


SAKARYASPOR<br />

SAKARYA NEHRİ<br />

Afyon’da bulunan Bayat Yaylası’ndan<br />

doğan Sakarya Nehri, Türkiye’nin<br />

üçüncü büyük nehri özelliğini<br />

taşımaktadır.<br />

Fırat Nehri ve Kızılırmak Nehri’nden<br />

sonra ön plana çıkan Sakarya Nehri<br />

824 kilometre uzunluğundadır ve balık<br />

sayısı bakımında da oldukça zengindir.<br />

Doğal bir güzellik günümüze<br />

kadar gelebilmiş ve çevresindeki<br />

yeşillik alanlarla çekiciliğini hala<br />

korumaktadır.<br />

Aynı zamanda Türkiye’nin en büyük<br />

santralleri bu bölgede kurulmuştur.<br />

Yeşil bir alanda akan bir nehir<br />

manzaralı bir yerde tatil yapmak sizi<br />

huzura kavuşturacak. Buradaki Karasu<br />

bölgesi önemli tatil merkezlerinden<br />

biridir ve Karasu’da tatil yaparak<br />

hayatınızın en huzurlu zamanlarını<br />

yaşayabilirsiniz.<br />

POYRAZLAR GÖLÜ<br />

Huzur dolu bir yolculuk yapmayı<br />

istiyorsanız eğer; bir doğa harikası<br />

olan Poyrazlar Gölü tam da aradığınız<br />

bir yer.<br />

Aynı zamanda kamp imkanı da sunan<br />

göl, Adapazarı’nın 10 kilometre<br />

uzağında bulunmaktadır. Şehir<br />

merkezine yakındır fakat yeşilliklerin<br />

arasında kaldığı için, girdiğiniz<br />

anda başka bir diyara girmiş gibi<br />

hissedersiniz. Sakinliğiyle sizi<br />

cezbedecektir ve huzurun adresini<br />

bulduğunuzu farkedeceksiniz.<br />

Poyrazlar Gölü’ne günübirlik piknik<br />

yapmak için de ziyaret etmeniz<br />

mümkün. Gölün en derin yeri 12<br />

metredir ve dibi bataklıktır. Bu<br />

sebeple gölde yüzmek yasaktır.<br />

Göl kıyısında olta atarsanız ve aynı<br />

zamanda çok şanslıysanız oltanızın<br />

ucuna kızılkanat takılabilir. Yılınızın<br />

yorgunluğunu atmak için dostlarınızla<br />

veya sevgilinizle bu keyifli zamanlara<br />

yolculuk yapabilirsiniz.<br />

68


MADEN DERESİ<br />

Sakarya-Karasu’da bulunan, yeşil<br />

alanlarıyla büyüleyen, deresinin<br />

sesiyle doğanın sesini birleştirip hiç<br />

duyulmamış bir melodi fısıldayan<br />

Maden Deresi, son zamanlarda yerli<br />

turistler kadar yabancı turistlerin<br />

de en merak ettiği bölgeler arasına<br />

girmiştir.<br />

Maden Deresi, yürüyüşler yapmak,<br />

fotoğraflar çekmek, dostlarınızla<br />

birlikte piknikler gerçekleştirmek için<br />

oldukça ideal bir nokta. Üstelik Ekim<br />

ve Kasım aylarında giderseniz eğer<br />

kestane toplayabilme imkanınız da<br />

bulunuyor. Maden Deresi’nin olduğu<br />

bölgede bir zamanlar Fransızlar<br />

tarafından işletilen madenler varmış.<br />

Fakat 1914 yılında Fransızlar bu<br />

bölgeyi terk etmiş. Bu sebepten dolayı<br />

bu nokta Maden Deresi olarak anılıyor.<br />

KUZULUK KAPLICALARI<br />

Kuzuluk Kaplıcaları Sakarya’nın Akyazı<br />

ilçesinde doğanın bize sunduğu şifalı<br />

su kaynaklarından biridir.<br />

Dinlenmek, bol bol istirahat etmek için<br />

huzurlu bir tatil planları yapıyorsanız<br />

eğer, tatilinizi Sakarya’nın bu güzel<br />

beldesinde geçirebilir ve Kuzuluk<br />

Kaplıcaları’nın termal sularının<br />

keyfini çıkarabilirsiniz. Bu kaplıca<br />

bölgesi Selçuklular döneminden bu<br />

yana şifa dağıtmaya devam etmekte.<br />

Bölgede konaklayabileceğiniz<br />

tesisler bulunuyor. Otellerde termal<br />

tedavi merkezleri bulunmakta<br />

olup, kaynak sularından bolca<br />

faydalanabiliyorsunuz.<br />

İşte size her hafta başka bir köşesini<br />

gezebileceğiniz Sakarya. Maçın<br />

heyecanını yatırştırmak için birebir.<br />

69


SAKARYASPOR / SAĞLIK<br />

KIȘ AYLARINDA<br />

BESLENME<br />

KIȘ MEVSİMİNİ BÜTÜN SOĞUKLUĞUYLA HİSSETTİĞİMİZ ȘU<br />

GÜNLERDE YETERLİ VE DENGELİ BESLENMENİN SAĞLANMASI<br />

SAĞLIĞIMIZIN KORUNMASI AÇISINDAN ÖNEM TAȘIYOR.<br />

Kış mevsiminde havaların soğuması ile birlikte beslenme şeklinde değişikliler oluyor, genellikle yağlı ve şekerli besinlere<br />

eğilim artıyor. Kış aylarında kapalı ortamlarda daha fazla vakit geçirilirken fiziksel aktivite yoğunluğunda azalma oluyor.<br />

Fiziksel aktivitenin az olması, gecelerin uzaması nedeni ile televizyon başında fazla zaman geçirilmesi ve besinlerin atıştırılması<br />

gibi nedenlerden dolayı vücut ağırlığında istenmeyen yönde değişiklikler olabiliyor. Genellikle yaz aylarında dikkat<br />

edilmeye başlanan kilo kontrolü, kış aylarında yerini ihmalkârlığa bırakıyor. Birçok insan, kalın giysiler içerisinde kilolarını<br />

daha rahat saklayabileceklerini düşünerek, sağlıklı beslenme alışkanlıklarından uzaklaşıyorlar.<br />

70


Sağlıklı beslenme önerileri<br />

1. Yaşamın her döneminde yeterli ve<br />

dengeli beslenme sağlığın korunması<br />

için esastır. Bu nedenle, dört besin grubunda<br />

bulunan çeşitli besinler en az 3<br />

ana ve 3 ara öğünde yeterli miktarlarda<br />

alınmalıdır.<br />

2. İmkânlar dâhilinde her gün mevsiminde<br />

bol meyve ve sebze tüketilmesi<br />

öneriliyor. Kış aylarında vücut direncini<br />

artırmak ve vücuda yeterli miktarda<br />

vitamin ve mineral alınmasını sağlamak<br />

için sebze ve meyve çeşitlerinden<br />

yararlanılması gerekiyor. Savunma sistemini<br />

güçlendirici özelliği olan A ve C<br />

vitamini gibi antioksidan vitaminlerden<br />

zengin, havuç, brokoli, kabak, lahana,<br />

karnabahar, maydanoz gibi sebzelerin<br />

yanı sıra kış aylarında bolca bulunan<br />

portakal, mandalina, elma, greyfurt<br />

gibi meyvelerin tüketimi önemli.<br />

3. Gerek C vitamini ihtiyacının karşılanmasında<br />

gerekse de sıvı alımına<br />

katkı sağlaması açısından taze sıkılmış<br />

meyve sularının tüketilmesi de<br />

önemli. Meyve sularının tüketiminde<br />

önemli olan sıkıldıktan hemen sonra<br />

tüketilmesidir. Çünkü meyve suyunun<br />

bekletilmesi C vitamininin azalmasına<br />

neden oluyor.<br />

71


SAKARYASPOR<br />

http://www.sagliklibeslenme.info/saglikli-beslenme-onerileri/<br />

4. E vitamini de bağışıklık sisteminin<br />

güçlendirilmesinde etkilidir. Soğuk<br />

algınlığı ve diğer enfeksiyonlara karşı<br />

vücut direncini arttırmakta, A vitamininin<br />

okside olmasını da engellemektedir.<br />

E vitaminin iyi kaynakları olan; yeşil<br />

yapraklı sebzeler, fındık, ceviz gibi yağlı<br />

tohumlar ve kuru baklagillerin yeterli<br />

miktarlarda tüketilmesi gereklidir.<br />

5. Kış aylarında mahrum kalınan güneş<br />

ışınları, vücudun D vitamini gereksiniminin<br />

karşılanamamasına neden<br />

oluyor. Kemik ve diş sağlığı açısından<br />

önemli olan D vitamini, güneş ışınlarıyla<br />

deri tarafından üretilen bir vitamin<br />

ve besinlerde pek fazla bulunmuyor. D<br />

vitamininin yanı sıra balık, beyin fonksiyonlarının<br />

gelişimi için gerekli çoklu<br />

doymamış yağ asitleri (omega 3), kalsiyum,<br />

fosfor, selenyum ve iyot mineralleri<br />

ile E vitamini için de iyi bir kaynak. Bu<br />

nedenle kış aylarında imkanlar dahilinde<br />

haftada 2-3 kez yenilmesi öneriliyor.<br />

6. Kış aylarındaki beslenme alışkanlıklarının<br />

başında, daha yağlı yiyecekleri<br />

tüketmeye eğilim vardır. Yağ tüketimine<br />

özellikle dikkat edilmeli, katı margarin<br />

ve tereyağından kaçınılmalı, yoğun yağlı<br />

etlerden uzaklaşılmalıdır.<br />

7. Kış aylarında vücut ağırlığı kontrolünün<br />

sağlamasında; basit karbonhidrat<br />

olan saf şeker ve şekerli besinler yerine<br />

kepekli ekmek, makarna, bulgur gibi<br />

tam tahıl ürünlerinin tüketilmesine<br />

özen gösterilmesi, enerjisi yüksek hamur<br />

tatlıları yerine sütlü tatlılar, meyve<br />

tatlılarının tercih edilmesi, hareketsizlik<br />

nedeniyle artan sindirim problemlerinin<br />

önlenmesinde posa içeriği yüksek kuru<br />

baklagillerin tüketilmesi (haftada 2-3<br />

kez) ve düzenli fiziksel aktivite yapılması<br />

önemli.<br />

8. Kış aylarında özellikle çocukların<br />

sevdiği sebzeler azdır. Çocuklara pırasa,<br />

kereviz, ıspanak gibi kış sebzelerini<br />

yedirmek birçok anne için problemdir.<br />

Bu nedenle ısrar etmek yerine bu<br />

sebzeleri değişik şekillerde sunmak<br />

belki de daha faydalı olacaktır. Örneğin;<br />

kereviz yemeğini sevmeyen çocuğunuza,<br />

bu sebzeyi rendeleyerek, yoğurda<br />

karıştırarak ve içine bir miktar da ceviz<br />

ekleyerek sunmak iyi bir yöntemdir.<br />

Aynı şekilde ıspanak yemeğini sevmeyen<br />

çocuklara, ıspanağı bir iç olarak<br />

kullanarak; börek, poğaça ya da krep<br />

yapılmalı ve çocukların bu besinleri<br />

tüketmeleri sağlanmalıdır.<br />

Vücut ısısını dengede tutabilmek için<br />

bol sıvı alımı gerekiyor. Yeterli sıvı alımı<br />

vücutta oluşan toksinlerin (zararlı öğeler)<br />

atılmasında, vücut fonksiyonlarının<br />

düzenli çalışmasında, metabolizma<br />

dengesinin sağlanmasında ve vücutta<br />

pek çok biyokimyasal reaksiyonun<br />

gerçekleşmesinde son derece önemli<br />

rol oynar. Bu nedenle, her gün en az<br />

2-2.5 litre (12-14 su bardağı) su içilmeli,<br />

sıvı alımının karşılanmasında ıhlamur,<br />

adaçayı, kuşburnu çayı, açık çay gibi<br />

içecekler tercih edilmelidir.<br />

72


73


SAKARYASPOR / GEZİ<br />

EN GÜZEL<br />

KAR<br />

MANZARASI<br />

SONBAHARIN SARI YAPRAKLARI, YAZIN PIRIL PIRIL GÜNEȘ<br />

ALTINDA YANAN KUMSALLARI...KIȘ MANZARASI DENİNCE DE AKLA<br />

HEMEN KARLA KAPLI AĞAÇLAR, DAĞLAR, TEPELER GELİYOR. KAR<br />

TÜM ÇİRKİNLİKLERİ ÖRTÜYOR, BEMBEYAZ GÜZELLİKLER KATIYOR.<br />

İȘTE TÜRKİYE’DE SEYRE DEĞER EN GÜZEL 10 KAR MANZARASI...<br />

Kış mevsiminde havaların soğuması ile birlikte beslenme şeklinde değişikliler oluyor, genellikle yağlı ve<br />

şekerli besinlere eğilim artıyor. Kış aylarında kapalı ortamlarda daha fazla vakit geçirilirken fiziksel aktivite<br />

yoğunluğunda azalma oluyor. Fiziksel aktivitenin az olması, gecelerin uzaması nedeni ile televizyon başında<br />

fazla zaman geçirilmesi ve besinlerin atıştırılması gibi nedenlerden dolayı vücut ağırlığında istenmeyen<br />

yönde değişiklikler olabiliyor. Genellikle yaz aylarında dikkat edilmeye başlanan kilo kontrolü, kış aylarında<br />

yerini ihmalkârlığa bırakıyor. Birçok insan, kalın giysiler içerisinde kilolarını daha rahat saklayabileceklerini<br />

düşünerek, sağlıklı beslenme alışkanlıklarından uzaklaşıyorlar.<br />

ZİGANA GEÇİDİ<br />

2 bin 32 metre yükseklikte<br />

Zigana<br />

Gümüşhane-Trabzon Karayolu’nun<br />

60. kilometresinde bulunan Zigana<br />

Geçidi, Gümüşhane’ye bağlı. Trabzon’a<br />

120 km uzaklıkta. Geçit 2 bin 32 metre<br />

yükseklikte bulunuyor. Yılın 5 ayı karla<br />

kaplı olan Zigana’da konaklama da yapılabilecek<br />

bir kayak tesisi var. Kendin<br />

pişir kendin ye türü tesisler de bolca<br />

bulunuyor. Zigana, Hamsiköy sütlacı ile<br />

meşhur. Trabzon ve Gümüşhane’den<br />

gün içinde sürekli araç bulma imkanı<br />

var. Temiz havası ve harika doğasıyla<br />

Trabzon ve Gümüşhaneliler’in günübirlik<br />

gezilerinde en çok tercih ettiği<br />

yerlerin başında geliyor.<br />

74


AYDER YAYLASI<br />

Yılın beş ayı karla kaplı<br />

Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde,<br />

Fırtına Vadisi ile Kaçkarlar arasında<br />

yer alıyor. Bin 200 metre rakımdaki<br />

yayla, Rize il merkezine 80 kilometre<br />

uzaklıkta. Ayder Yaylası’nın çevresinde<br />

3 bin metreyi aşan doruklar ve 2 bin<br />

metreye kadar yükselen ormanlar göz<br />

alabildiğine uzanıyor. Kaplıcaları da<br />

bir hayli ilgi görüyor. Kaplıca gün boyu<br />

ziyaretçi akınına uğruyor. 260 metre<br />

derinlikten çıkan 50 derecelik kaplıca<br />

suyunun başta romatizma, kireçlenme<br />

olmak üzere pek çok hastalığa iyi<br />

geldiği söyleniyor. Kış aylarında yaylada<br />

200 civarında olan yatak kapasitesi<br />

yazın, otel, pansiyon ve özel yayla<br />

evleri ile bin yatağa kadar çıkıyor. Yılın<br />

ortalama beş ayı karla kaplı olarak<br />

geçiyor.<br />

Ilgaz Dağı<br />

ILGAZ HACETTEPESİ<br />

Zengin doğal hayat<br />

Kastamonu Ilgaz Dağı’nın 2 bin 587 metrelik Büyük Hacettepesi ile 2 bin 547 metrelik<br />

Küçük Hacettepesi, kış aylarının vazgeçilmez adreslerinden. Kayak yapmayı<br />

sevenlerin gözdesi. Dört konaklama tesisi bulunuyor. Akarsuları, florası ve yaban<br />

hayvanlarıyla zengin bir doğal hayata sahip. Kayın, meşe, söğüt, titrek kavak,<br />

karaağaç, gökçeağaç, sarıçam ve boyu 40 metreyi bulan göknarları var. Dağdaki<br />

kayak merkezi İstanbul’a 460, Ankara’ya 210 kilometre uzaklıkta. Ulaşım, tur<br />

otobüsleri ve özel vasıtalarla sağlanıyor. Kayak merkezi, Aralık başından Nisan<br />

ayına kadar hizmet veriyor. Üç doğal pisti var. Ilgaz Dağı, 1976’da Bakanlar Kurulu<br />

kararı ile Milli Park ilan edildi.<br />

Ayder Yaylası<br />

SÜMELA MANASTIRI<br />

Çam ormanlarıyla çevrili<br />

Trabzon’un Maçka ilçesine bağlı Altındere<br />

köyü sınırları içerisinde, Altındere<br />

Vadisi’ne hakim Karadağ’ın eteklerinde,<br />

vadiden 300 metre yükseklikte<br />

sarp bir kayalık üzerinde kurulu. İl<br />

merkezine 48 kilometre uzaklıkta.<br />

Bitki zenginliği, peyzaj güzelliği, yaban<br />

hayatı ile yerli ve yabancı turistlerin ilgi<br />

odağı. Manastır yolu üzerinde birçok<br />

konaklama yeri bulunuyor. Çam ormanlarıyla<br />

çevrili Sümela Manastırı<br />

yılın beş ayı kar altında kalıyor. Hemen<br />

altında bulunan tesislerde de yılın her<br />

günü konaklamak mümkün.<br />

Sümela Manastırı<br />

75


SAKARYASPOR<br />

Yedi Göller<br />

YEDİGÖLLER<br />

Kar manzarası sisle birleşince<br />

Bolu’ya 42 kilometre uzaklıktaki Yedigöller,<br />

dere, ırmak ve vadiler arasında<br />

yer alıyor. Toplam 2 bin 900 hektarlık<br />

alana yayılan Sazlıgöl, İncegöl, Nazlıgöl,<br />

Küçükgöl, Deringöl, Büyükgöl<br />

ve Seringöl isimli 7 gölden oluşuyor.<br />

Göllerin etrafı meşe, gürgen, kızılağaç,<br />

karaağaç, karaçam, dişbudak, sarıçam,<br />

köknar, ıhlamur gibi ağaçlar ile<br />

fındık, alıç, üvez türü bodur bitkileri,<br />

eğrelti otları ve rengarenk çiçeklerle<br />

bezenmiş. Kasım ayının ikinci yarısı<br />

ile Aralık, Ocak, Şubat, Mart ve Nisan<br />

aylarında kar yağıyor. Gezi ve piknik<br />

amaçlı gelenlerin yanında, fotoğraf<br />

tutkunlarının da uğrak yeri.<br />

Dağların ardından yükselen sis, beyaz<br />

örtüyle birleşince doyumsuz bir<br />

manzara ortaya çıkıyor. Yedigöller Milli<br />

Parkı sahası içinde, villalardan oluşan<br />

31 yataklı bir dinlenme tesisi var.<br />

ABANT GÖLÜ<br />

Göl çevresinde fayton keyfi<br />

Bolu’ya 32 kilometre uzaklıkta bulunan<br />

Abant, bin 328 metre yükseklikte,<br />

çevresi çam ormanlarıyla kaplı. Çam,<br />

köknar, kayın ağaçlarının çoğunlukta<br />

olduğu ormanların arasında yaylalar<br />

bulunuyor. Aralık-Nisan arasında karlı.<br />

Çam ağaçlarının beyaz bir örtüyle<br />

kaplandığı Abant’a gelenler, 7 kilometrelik<br />

göl etrafında fayton, at ve bisiklete<br />

binilebiliyor, göl kenarında piknik<br />

yapıp, tepelerden kayarak karın keyfini<br />

çıkarabiliyor. Gölün kıyıları nilüfer<br />

çiçekleriyle kaplı, yer yer sazlıklarla<br />

çevrili. Abant’ta 5’er yıldızlı iki otel<br />

bulunmakta; Abant Palace ve Büyük<br />

Abant Oteli.<br />

Abant Gölü<br />

76


Uzungöl<br />

UZUNGÖL<br />

Botanik turu yapılıyor<br />

Trabzon Çaykara’da bulunan Uzungöl,<br />

Trabzon’a 99, Çaykara’ya 19 kilometre<br />

uzaklıkta. Deniz seviyesinden bin 90<br />

metre yükseklikte bulunan göl, dik<br />

yamaçlar ve muhteşem bir orman<br />

örtüsüyle çevrili. Uzungöl, yamaçlardan<br />

düşen kayaların Haldizen deresinin<br />

önünü kapamasıyla oluşmuş.<br />

Trekking, kuş gözlemi ve botanik<br />

turlar yapılıyor, civardaki yaylalara gezi<br />

düzenleniyor. Birçok konaklama tesisi<br />

bulunuyor. Uzungöl’ün boyu bin metre<br />

eni 500 metre, derinliği ise 15 metre.<br />

Trabzon’dan saat başı dolmuş kalkıyor.<br />

Yılın beş ayı karlar altında kalıyor.<br />

Sarıkamış Allahüekber Dağları Milli Parkı<br />

SARIKAMIŞ ORMANLARI<br />

Milli Park ilan edildi<br />

Sarıkamış ilçe merkezinin güney<br />

tarafında bulunan ormanlık alan Kars’a<br />

bağlı. İlçe merkezine 3 kilometre mesafede.<br />

Sarıkamış Ormanları ile Allahüekber<br />

Dağları’nı kapsayan alan Bakanlar<br />

Kurulu kararı ile Sarıkamış Allahüekber<br />

Dağları Milli Parkı olarak ilan<br />

edildi. Çamlarla kaplı bölge kış sporları<br />

bakımından da önemli bir merkez.<br />

77


SAKARYASPOR<br />

ULUDAĞ TUTYELİ PİSTİ<br />

Panoramik manzara<br />

Tutyeli Pisti, uzunluğu ve altyapısı bakımından<br />

kayak yapmaya çok elverişli.<br />

2 bin 550 metre yükseklikte bulunan<br />

pistte Aralık- Mart arası kayak yapmak<br />

için en uygun dönem. Birinci ve ikinci<br />

yerleşim bölgelerinde çok sayıda otel<br />

ve kamuya ait misafirhane bulunuyor.<br />

Bu pistin manzarası ise bir harika. Birinci<br />

ve ikinci yerleşim bölgelerindeki<br />

tüm otel ve tesisler ile Bakacak Bölgesi<br />

ayaklarınızın altında. Panoramik<br />

manzarası izleyenleri büyülüyor. Eğer<br />

hava berrak ise görüş mesafesi Gemlik<br />

Körfezi’ne kadar uzanıyor.<br />

Uludağ<br />

PALANDÖKEN<br />

Erzurum’a kuş bakışı<br />

Erzurum’un güney tarafına düşen Palandöken<br />

Dağı, kent merkezine 4 kilometre<br />

mesafede bulunuyor. Türkiye’nin<br />

en önemli kayak merkezlerinden biri.<br />

İki 5 yıldızlı, bir de 4 yıldızlı otelin yanı<br />

sıra, farklı kurumlara ait küçük oteller<br />

var. Kasım-Mayıs ayları arasında<br />

karla kaplı oluyor. Zirvesi 3 bin 185<br />

metrede bulunuyor. Özellikle geceleri,<br />

Erzurum’un ışıkları ayaklarınızın<br />

altına seriliyor. Erzurum’un üzerine sis<br />

çöktüğünde, sanki ayaklarınız yerden<br />

kesiliyor ve sadece karlı zirveleri görüyorsunuz.<br />

Günbatımı manzarası da ayrı<br />

bir güzelliğe sahip.<br />

Palandöken<br />

78


SAPANCA GÖLÜ<br />

Sapanca Gölü doğusunda yer alan<br />

Sakarya Nehri ve batısındaki İzmit<br />

Körfezi arasında, deniz seviyesinden<br />

33 m yükseklikte yer alıyor. Gölün<br />

uzunluğu, doğu-batı doğrultusunda<br />

16 km, eni ise kuzey-güney<br />

doğrultusunda 5 km’dir. Sapanca<br />

Gölü’nün çevresi ormanlar ve yüksek<br />

tepelerle çevrili. Göl çevresinde yıl<br />

boyunca yapılan gözlemlerde 12<br />

takımdan 28 familyaya 69 kuş türü<br />

belirlenmiştir. Etrafında yürümek ve<br />

bisiklete binmek oldukça keyifli. Sahil<br />

şeridindeki restoranlarda ise alabalık<br />

lezzetleri sunuluyor. Sapanca’da<br />

görülecek yerler arasında ilk sırada<br />

gelir.<br />

79


SAKARYASPOR / TURİZM<br />

HER BÖLGEDE<br />

BİR CENNET<br />

80


HER BÖLGESİ, HER ȘEHRİ İLE BİR TURİZM CENNETİ OLAN,<br />

KEȘFEDİLMEMİȘ BİRÇOK GÜZELİĞİ İÇİNDE BARINDIRAN BİR<br />

ÜLKEDE YAȘIYORUZ. TARİHİ VE DOĞAL GÜZELLİKLERİ İLE HER<br />

YIL BİNLERCE TURİSTİ ÇEKEN BU ÜLKEDE BİZLER BAZEN BİRÇOK<br />

YERİN İSMİNİ BİLE DUYMAMIȘ OLABİLİYORUZ. TÜRKİYE’Yİ YEDİ<br />

BÖLGE ÜZERİNDEN DEĞERLENDİREREK EN DİKKAT ÇEKEN YERLERİ,<br />

GÖRÜLMEYE DEĞER MERKEZLERİ SİZLER İÇİN ARAȘTIRDIK.<br />

Mardin<br />

Zigana Geçidi<br />

2 bin 32 metre yükseklikte Kültürler<br />

Sentezi:<br />

Mardin, Anadolu’yu Mezopotamya’ya<br />

bağlayan Mardin; tarihsel gelişim içerisinde,<br />

onlarca uygarlığa ve onlarca<br />

değişik din, etnik grup ve mezhebe ev<br />

sahipliği yapmış ve birbirinden farklı<br />

bu kültürler, sevgi ve hoşgörüyü bir<br />

potada harmanlayarak ve farklılıklarını<br />

koruyarak, yüzlerce, binlerce<br />

yıl bir arada ve dayanışma içerisinde<br />

yaşamasını bilmiş. Müslüman, Süryani,<br />

Yakubi, Keldani, Nesturi, Yezidi,<br />

Yahudi, Kürt, Arap, Çeçen, Ermeni vs.<br />

gibi farklı din ve farklı etnik kökenden<br />

gelen topluluklar; “doğal toplumsal<br />

hoşgörü” ve uzlaşma ile, “barış ve kardeşlik<br />

içerisinde” bir arada yaşamışlar.<br />

Mardin, bu özelliklerinden dolayı,<br />

“değişik kültürel yapıların barışçıl bir<br />

sentezini oluşturuyor”.<br />

Mardin isminin menşei üzerinde çeşitli<br />

rivâyetler vardır. Mardin’in bulunduğu<br />

bölgeye yerleştirilen “Marde” kavminden<br />

geldiği, bu bölgeye hükmeden<br />

bir kralın Mardin isminde oğlunun<br />

hastalanıp havası ve suyu iyi olan<br />

Batı Kalesi’ne gönderildiği, burada<br />

iyileşmesi üzerine Kale’nin bulunduğu<br />

yerde Mardin isimli şehrin kurulduğu,<br />

Süryânice mukaddes “Mara” kelimesinden<br />

geldiği, Sâsânî komutanlarından<br />

Mardius bu şehri îmâr ettiği için<br />

şehrin eski ismi yerine bu komutanın<br />

isminin verildiği gibi çeşitli rivâyetler<br />

var. Selçuklu Türkleri bu şehri fethedince,<br />

Bizanslıların “Mardie” Arapların<br />

“Maridin” ismi yerine kendi lisanlarına<br />

uygun olarak “Mardin” demişlerdir.<br />

Mardin’in bilinen târihi 3000 sene<br />

öncelere dayanıyor. Mardin bölgesi,<br />

Anadolu’da ilk siyâsî birliği kuran Hitit<br />

İmparatorluğu’nun sınırları dışında<br />

kalmış. Hititler zamânında bu bölge,<br />

Hurri Mitanni Krallığının elindeydi.<br />

Uzun müddet Bâbil ve Asur hâkimiyeti<br />

altında kalan Mardin’i Medler ele<br />

geçirmiş. M.Ö. 4. asırda Makedonya<br />

Kralı İskender, Anadolu ve İran’ı işgâl<br />

ederek imparatorluğuna ilhak etti.<br />

İskender’in ölümü üzerine imparatorluk<br />

parçalandı. Bu bölge Anadolu<br />

gibi Selevkos Devleti’nin payına düştü.<br />

Pers ve sonra Sâsânî hânedanları, bu<br />

bölgeyi ele geçirdiler. M.S. 1. asırdan<br />

îtibâren Roma İmparatorluğu, Toros<br />

ve Fırat ötesi Doğu ve Kuzeydoğu<br />

Anadolu için İran’la mücâdele etti. Her<br />

iki ülke arasında bu bölge el değiştirdi<br />

ve Roma tam bir hâkimiyet kuramadı.<br />

M.S. 395’te Roma İmparatorluğu bölününce<br />

Anadolu gibi bu bölge de, Doğu<br />

Roma (Bizans)’nın payına düştü. 640<br />

târihinde Hazret-i Ömer’in halîfeliği<br />

zamânında, İyaz ibni Ganm kumandasındaki<br />

İslâm ordusu, Mardin’i<br />

fethederek, İslâm devletine kattı. 1071<br />

Malazgirt Zaferinden sonra Mardin<br />

toprakları Selçuklu Türklerinin eline<br />

geçti. Büyük Selçuklulardan sonra<br />

ise Eyyûbîler, Türkiye Selçukluları,<br />

İlhanlılar, Mısır-Suriye-Türk-Memlûk<br />

İmparatorluğu, Timurlular, Karakoyunlular<br />

ve Akkoyunlular hâkim oldu.<br />

1507’de İran’daki Safevîler, Mardin’i<br />

ele geçirdiler.<br />

Mardin<br />

81


SAKARYASPOR<br />

MARDİN, BİRÇOK<br />

FARKLI HALKTAN<br />

İNSANIN BİR ARADA<br />

YAȘAYABİLDİĞİ,<br />

DEĞİȘİK KÜLTÜREL<br />

YAPILARIN<br />

BARIȘÇIL BİR<br />

SENTEZİNİ<br />

OLUȘTURUYOR.<br />

Mardin<br />

Yavuz Sultan Selim Han, 1517 Çaldıran<br />

Zaferi ile Safevîleri Anadolu’dan<br />

attı. Bıyıklı Mehmed Paşa, Mardin’i<br />

fethederek, Osmanlı Devletine bağladı.<br />

Osmanlı devrinde Mardin “Diyâr-ı<br />

Bekr” Beylerbeyliğinin (eyâletinin) 24<br />

sancağından (vilâyetinden) biriydi.<br />

Mardin<br />

Nereyi görmeli?<br />

Mardin gibi bir müze kent olan Midyat,<br />

Mardin’den yaklaşık 1.5 saat uzaklıkta<br />

yer alıyor. Mardin’e benzer evlerin, taş<br />

konakların, kemerli geçitlerin, minare<br />

gibi yükselen çan kuleleriyle Süryani<br />

kiliselerinin bulunduğu Midyat, bir ortaçağ<br />

kentini andırıyor. Bölgeyi Süryanilerin<br />

yavaş yavaş terk etmesi ve göç<br />

almasıyla şehir merkezi 2 km ötedeki<br />

Estel’e kaymış. Telkari diye bilinen taş<br />

işçiliğinin en güzel örnekleri Midyat’ta<br />

bulunuyor.<br />

Mardin’in 5 km doğusunda yer alan<br />

Deyrulzafaran, Yukarı Mezopotamya<br />

tarihi yapıtlarının en tanınmış olanlarından<br />

biri ve Süryani Kadim cemaatinin<br />

dini merkezi. Deyrul; ibadet edilen<br />

yer, zafaran ise civarda bolca yetişen<br />

safran otu anlamında. Manastır, 4.<br />

asırda inşa edilmiş 1600 yıllık bir yapı.<br />

Bugünkü Süryanilerin ataları olan ve<br />

güneşe tapan Aramiler, M.Ö. iki binden<br />

başlayarak 4 bin yıl boyunca burada<br />

her güneş doğuşunda bir ayin düzenleyerek<br />

güneşe kurbanlar sunuyorlarmış.<br />

İsa Mesih’ten sonra Hıristiyanlığı<br />

benimseyip kiliseler kurmuşlar.<br />

Manastır kurulduğu dönemden kalma<br />

mozaikler bugün de duruyor.<br />

82


Amasra<br />

Başından birkaç evlilik geçen Amastris,<br />

son kocası Denys tembellik hastalığına<br />

tutulup, şişmanlıktan kımıldayamaz<br />

hale gelince yönetime el koydu.<br />

Sesamos’a çekilip buranın imarını<br />

başlıca amaç edindi. Amastris’in ölümünden<br />

sonra kent Pontus yönetimine<br />

geçti. Bu dönem Amasra’nın refah<br />

çağı oldu. Pontus’un Roma’ya yenilmesinden<br />

sonra Sesamos, Marmaralı<br />

korsanlar tarafından yağma edildi.<br />

Daha sonra Romalılar kapsamlı bir<br />

imara giriştiler, Roma egemenliği 500<br />

yıl kadar sürdü. Kent Roma’dan sonra<br />

Bizans yönetimine geçti. Ekim 1460<br />

tarihinde Fatih kenti Osmanlı topraklarına<br />

kattı. Osmanlı yönetimindeki<br />

şehir, Bolu Sancak Beyliği’ne baglı bir<br />

merkez olarak varlığını sürdürmüş,<br />

bu dönemde şehri ziyaret eden Batılı<br />

gezginler büyük bir hayranlıkla bahsetmişlerdir.<br />

Canlı bir tarih görünümünde olan<br />

manastırın en büyük özelliklerinden<br />

biri de içinde 52 Süryani patriğinin mezarlarının<br />

bulunması. Manastırın 1 km<br />

kuzeyinde kayalara oyulmuş Meryem<br />

Ana Kilisesi (Theodoros Tapınağı) ve<br />

Mar Yakup Manastırı ile Deyrulzafaran<br />

bir üçlü oluşturmakta. Manastırın içinde<br />

tarihi bir İncil ve kutsal taş mevcut<br />

ve ilk tıp fakültesinin burada kurulduğu<br />

söyleniyor.<br />

Midyat’ın 18 km doğusunda yer alan<br />

Mar Gabriel Manastırı’nın yerel adı<br />

Deyrulumur. Kuş uçmaz kervan geçmez<br />

bir dağ başında yalnız, müstahkem<br />

bir manastır. Süryani cemaatinin<br />

ünlü ve büyük yapıtlarından olan manastır,<br />

yüksekçe bir tepeye yapılmış.<br />

Manastırın temelleri M.S. 397 yılında<br />

atılmış ve kısa sürede tamamlanmış.<br />

Değişik tarihlerde manastırın içinde ve<br />

dışında ekler yapılmış.<br />

Bir kısmı Bizans mozaikleriyle bezeli.<br />

Cumhuriyetten sonra uzun süre terkedilen<br />

manastır, şimdiki metropolitin<br />

gayretleriyle yeniden canlandırılmış.<br />

Yirmi kadar rahibe, yöredeki boşaltılan<br />

manastırlardan buraya taşınmışlar.<br />

Ayrıca muhtaç gençler ve yurt dışından<br />

gelen konuklar manastırda barınabiliyor.<br />

Diğer adı “Kartal Yuvası” olan<br />

Mardin Kalesi, Subari, Sümer, Babil,<br />

Mitaniler, Asur, Pers, Roma, Bizans,<br />

Emevi, Abbasi, Hamdaniler, Selçuklu-<br />

lar, Artuklu, Karakoyunlu, Akkoyunlu,<br />

Safeviler, Osmanlılar dönemlerini, kimi<br />

zaman zaferleri, kimi hayal kırıklıklarını<br />

yaşamış çok önemli bir kale. Kalenin<br />

ovadan yüksekliği bin metre kadar. Bir<br />

kısmı sarp kayaların üzerine oturmuş<br />

olan kalenin güney kesiminde bir kule<br />

hala ayakta. 19.yüzyılın ilk yarısında<br />

mevcut olan surların, bugün bazı<br />

yerlerde yalnız temellerine rastlanıyor.<br />

Birçok kez kuşatılan kale, Timur’u bile<br />

çileden çıkaran direnişini, bünyesinde<br />

barındırdığı su sarnıçları ve ambarlarındaki<br />

bolluk ile sağlamış.<br />

Karadeniz’in incisi Amasra<br />

Kraliçe’nin kenti olarak adlandırılan<br />

Amasra’nın bilinen ilk adı Sesamos’tur.<br />

Ünlü coğrafyacı Strabon’a göre<br />

Sesamos’u İskitlerin bir kolu olan<br />

Amazonlar kurdular. İlk dönem kaynaklarında<br />

Sesamos’un ne anlama<br />

geldiğine rastlanmıyor. Amasralılar<br />

bu adın her bahar Boztepe yamaçlarını<br />

örten yabani susam çiçeklerinden<br />

doğmuş olabileceğini anlatırlar. Kent<br />

300 yıl kadar Fenike egemenliğinde<br />

kalmış. Sesamos o devirlerde canlı bir<br />

pazar yeri ve işlek bir iskeleydi. MÖ.<br />

9. yy’da Fenike Karadeniz kolonilerini<br />

terk edince kent İyonlar’ın egemenliğine<br />

girdi. Bugünkü Amasra’yı<br />

İskender’in baldızı İranlı kraliçe<br />

Amastris kurdu.<br />

Amasra’da görülebilecek yerler<br />

Osmanlı Hamamı, Amasra Kalesi,<br />

Oyma Mağaralar, Kemerdere Köprüsü,<br />

İçkale Mescidi, Bedesten, Fatih Camii,<br />

Antik Tiyatro, Gürcüoluk Mağarası,<br />

Çekiciler Çarşısı ve Kuşkayası Yol Anıtı<br />

Amasra’da mutlaka görülmesi gereken<br />

yerler. Amasra Kalesi’nin tepesinden<br />

Amasra’yı panaromik görebilir,<br />

manzarayı seyrederken çayınızı içebilirsiniz.<br />

Bizans döneminde ünlü olan<br />

buradaki tapınak, Osmanlı zamanında<br />

uzun yıllar boş kalmış ve kendiliğinden<br />

yıkılmış. Döşeme mozaiklerini ve<br />

temellerini ise defineciler sökmüşler.<br />

Yapılan bilimsel etüdler sonucunda<br />

burasının; bir narteks ile köşe oda ve<br />

apsidlere yer verilerek orta mekana<br />

“Haç” planı sağlanmış bir kilise olduğu<br />

açıklanmış. Büyükada’nın, Amasra<br />

‘dan 150-200 metre kadar açıkta<br />

ve her türlü havada kolayca gidilip<br />

gelinemeyecek bir durumda olması<br />

dikkate alınınca Büyükada kilisesinin<br />

yanındaki diğer binalarla bir külliye niteliğinde<br />

ve Manastır işlevinde olduğu<br />

muhakkak. Adanın güney-batı eteğinden<br />

başlayıp tepeye doğru devam eden<br />

kaya basamakları da buraya ulaşıyordu.<br />

Çekiciler Çarşısı’nda tahtadan el<br />

işi değişik hediyelik eşyalar bulabilirsiniz.<br />

Roma İmparatorluğu zamanında<br />

Tiberius Claudius Cermanicus (M.S<br />

41-54) zamanında, Doğu Eyaletleri<br />

İnşaat Ordusu (Legion) Komutanlığı<br />

yaptıktan sonra kaydıhayat şartıyla<br />

Bithynia-Pontus Valiliğine atanan Gaius<br />

Julius Aquilla tarafından yaptırılmış<br />

83


SAKARYASPOR<br />

Amasra<br />

karayolu dinlenme yeri ve anıtı olan<br />

Kuşkayası Yol Anıtı, Krateria-Amastris<br />

ara yolunun son dinlenme noktasında,<br />

Amasra’ya 4 km. mesafede yer alıyor.<br />

Yapıldığı zaman muhtemelen bir de<br />

anıtsal çeşmeyi kapsıyordu. Fakat sonradan<br />

bu çeşme yıkıldı ve suyu biraz<br />

aşağıda, halen Askersuyu diye bilinen<br />

yerde uzun zaman bir pınar olarak<br />

kullanılırdı. Anıt manzumesi şimdiki<br />

durumda, çok muntazam kaya dilimleri<br />

üzerine işlenmiş birbirini tamamlayan<br />

iki kitabeyi, bir insan figürü ile bir<br />

kartal figürü içeren “orta kabartma”<br />

tekniğiyle oyulmuş bir kompozisyon,<br />

oturma sedirlerini ve bir kaç kaya<br />

nişini kapsıyor. Tüm bunlar, yekpare<br />

kayaya oyulmuş, yol kalıntısı boyunca<br />

sıralanıyor. 260-140 cm boyutunda ve<br />

50 cm derinliğinde kemerli bir nişin<br />

içinde kalan normal bir insan büyüklüğündeki<br />

başsız kabartmanın İmparator<br />

Claudius’a mı yoksa yolu yaptıran<br />

Aquilla’ya mı ait olduğu bilinmiyor. Bu<br />

nişin sağında Toskan üslubunda kalın<br />

oyma bir sütunun başlığına bir kartal<br />

oyulmuş.<br />

Kuşkayası, Anadolu’da başka örneği<br />

bulunmayan biricik yol anıtıdır. Eni 5<br />

metreyi bulan Roma kaya yolunun son<br />

izleri de bu anıtın önünde, yüzyıllarca<br />

kullanılmaktan hasıl olan aşınmışlığı<br />

ile görülebiliyor. Amasra’ya kadar<br />

gidipte sahilde yürüyüş yapmamak<br />

olmaz. Yazın denize de girilebilen bu<br />

yerde deniz özleminizi bir miktar olsada<br />

giderebilirsiniz.<br />

Ege’nin en gözde adası Cunda<br />

Alibey Adası ya da Cunda, Ayvalık<br />

koyundaki Ayvalık adaları olarak<br />

adlandırılan irili ufaklı 23 adanın içinde<br />

yerleşime açık tek ada. Ayrıca Ege<br />

Denizi’nde bulunan 4. büyük ada olma<br />

özelliğini taşıyor.<br />

Alibey Adası’nın bugünkü ismi, Kurtuluş<br />

Savaşı’nda padişahın ‘Yunanlılar’a<br />

teslim olun’ emrine karşı gelerek<br />

silahlı mücadeleye başlayan ilk birliğin<br />

kumandanı Yarbay Ali Çetinkaya’ya<br />

ithaf edilmiş. Ada daha önce Cunda<br />

ve Moshonisia (Kokuluada) isimleriyle<br />

tanınıyormuş. Piri Reis’in<br />

Kitab-ı Bahriyesi’nde bahsettiği Yund<br />

Adaları’nın bu bölgeye ait olduğu tahmin<br />

ediliyor.<br />

Adanın nüfusu 2000 yılı itibariyle 5<br />

bin, ancak bu rakam yazın 20 bin’e<br />

kadar çıkabiliyor. Adanın nüfusunun<br />

çoğunluğu Girit ve Midilli adalarından<br />

1924 nüfus mübadelesi zamanında göç<br />

eden Türkler’den oluşuyor. Bu yüzden<br />

adanın yaşlı nüfusunun çoğu Rumca-<br />

Yunanca’yı bilmekte. Son yıllarda ada<br />

nüfusu, emeklilik günlerini sakin bir<br />

yörede geçirmek isteyen büyük şehir<br />

sakinleri tarafından arttırılmış.<br />

Alibey Adası’nın anakaraya bağlantısı<br />

iki ayrı köprü ile sağlanıyor. Dolap<br />

Boğazı mevkiinde 1964 yılında inşa<br />

edilmiş olan Türkiye’nin ilk boğaz<br />

köprüsü, Alibey ve Lale Adaları’nı birleştiriyor.<br />

Lale Adası ise ankaraya 1817<br />

yılında denizin doldurulmasıyla yapılan<br />

500 metrelik hemzemin bir köprü-yol<br />

ile bağlanmakta. Adanın Kurtuluş<br />

Savaşı sırasında düşman kuvvetlerine<br />

katılacağı ancak halkın adayı düşman<br />

kuvvetlerine gitmesin diye bir gecede<br />

taşlarla anakaraya bağladıkları<br />

söyleniyor. Yazları Ayvalık’tan Alibey<br />

Adası’na her saat motor seferleri<br />

de yapılıyor. Adaya otomobilleriyle<br />

gidenler girişte park etmeliler. Zaten<br />

daracık sokaklarda yürümek çok daha<br />

keyifli.<br />

Alibey Adası son yıllarda yerli turizm<br />

merkezleri arasına girdi. Özellikle<br />

sahil şeridindeki rakı-balık lokantaları<br />

ve içki mezeleri ile biliniyor.<br />

84


Cunda<br />

CUNDA UFAK VE SEVİMLİ<br />

BİR YER:<br />

DAR ARA SOKAKLARINDA<br />

BULUNAN EVLERİN<br />

MİMARİSİ, KİLİSELERİ, ESKİ<br />

EVLERİN YA DA AHIRLARIN<br />

DEKORE EDİLEREK BİR<br />

KAFE YA DA BAR HALİNE<br />

GETİRİLMİȘ OLMASI,<br />

İSKELENİN KARȘISINDAKİ<br />

TAȘ KAHVE’NİN İNANILMAZ<br />

YÜKSEKLİKTEKİ TAVANI,<br />

ENFES MİMARİSİ VE<br />

BÜYÜLEYİCİ ATMOSFERİ İLE…<br />

Günlük tekne gezileri sayesinde civar<br />

adalara ve adanın karadan ulaşılması<br />

zor bölgelerine gitmek mümkün.<br />

Midilli Adası’na günü birlik seferler<br />

ise özellikle yaz aylarında yabancı turistlerin<br />

adaya ve Ayvalık’a gelmelerini<br />

sağlıyor. Adanın yüksek kesimlerinden<br />

boğazların, adaların, iç içe girmiş koyların<br />

güzellikleri seyre değer.<br />

Alibey Adası doğal güzellikleri ve<br />

tarihi yapıları nedeniyle koruma altına<br />

alınmış ve 1976 yılında Ayvalık ve<br />

çevresindeki 17 bin 900 hektarlık alan<br />

doğal ve tarihi sit alanı olarak kabul<br />

edilmiş. Alibey Adası’nda mübadele<br />

öncesinden, Rum Ortodoks cemaatinden<br />

kalma sekiz tane manastır<br />

bulunuyor. Kiliselerin en büyüğü Taksiyarhis<br />

Kilisesi. Bu yapıların koruma<br />

altına alınması ancak Alibey Adası’nın<br />

tanınması ve restorasyon için sermaye<br />

aktaracak sponsorların adada mülk<br />

satın almaları ile mümkün olabilmiş.<br />

Son olarak ‘Aşıklar Tepesi’ olarak<br />

bilinen mevkide bulunan değirmenin<br />

restorasyonu 2006 yılında tamamlanmış<br />

ve ziyarete açılmış. Adada, halen<br />

restorasyon için sponsor bekleyen pek<br />

çok tarihi eser bulunuyor. Ada ufak ve<br />

sevimli bir yer.<br />

85


SAKARYASPOR<br />

Dar ara sokaklarında bulunan evlerin<br />

mimarisi, kiliseleri, eski evlerin ya da<br />

ahırların dekore edilerek bir kafe ya da<br />

bar haline getirilmiş olması, iskelenin<br />

karşısındaki Taş Kahve’nin inanılmaz<br />

yükseklikteki tavanı, enfes mimarisi ile<br />

büyüleyici atmosferi, evlerin camlarında<br />

rengarenk açmış çiçekler… Taş<br />

Kahve, en sıcak günde serindir ve çayı<br />

her zaman tazedir.<br />

İç Anadolu’nun “Atlar Diyarı”:<br />

Kapadokya<br />

Kapadokya’nın eşsiz güzelliği, bundan<br />

yaklaşık 60 milyon yıl önce üç yanardağın<br />

püskürttüğü lavlardan arta kalan<br />

küllerin geçen milyonlarca yıl boyunca<br />

yağmur, rüzgar ve diğer doğa olayları<br />

ile aşındırılması sonucu ortaya çıkmış.<br />

Çağlar boyunca birçok medeniyete ev<br />

sahipliği yapmış olan Kapadokya İpek<br />

Yolu’nun en önemli ticari merkezlerinden<br />

biriydi. Aynı zamanda ”Atlar Diyarı”<br />

olarak da bilinen, doğa ve tarihin iç<br />

içe geçtiği bu güzel yerde Peribacaları<br />

ön plana çıkıyor.<br />

İnsan yerleşimlerinin Paleolitik döneme<br />

kadar uzandığı Kapadokya’nın<br />

yazılı tarihi Hititlerle başlar. Tarih<br />

boyunca ticaret kolonilerini barındıran<br />

ve ülkeler arasında ticari ve sosyal bir<br />

köprü kuran Kapadokya, İpek Yolu’nun<br />

da önemli kavşaklarından biridir.<br />

MÖ 12. yüzyılda Hitit<br />

İmparatorluğu’nun çöküşüyle bölgede<br />

karanlık bir dönem başlar. Bu dönemde<br />

Asur ve Frigya etkileri taşıyan geç<br />

Hitit Kralları bölgeye egemen olur.<br />

Bu Krallıklar MÖ 6. yüzyıldaki Pers<br />

işgaline kadar sürer. Bugün kullanılan<br />

Kapadokya adı, Pers dilinde “Güzel<br />

Atlar Ülkesi” anlamına geliyor. MÖ 332<br />

yılında Büyük İskender Persleri yenilgiye<br />

uğratır, ama Kapadokya’da büyük<br />

bir dirençle karşılaşır. Bu dönemde<br />

Kapadokya Krallığı kurulur. MÖ 3. yüzyıl<br />

sonlarına doğru Romalıların gücü<br />

bölgede hissedilmeye başlar. MÖ 1.<br />

yüzyıl ortalarında Kapadokya Kralları,<br />

Romalı generallerin gücüyle atanmakta<br />

ve tahttan indirilmektedir. M.S.<br />

17 yılında son Kapadokya kralı ölünce<br />

bölge Roma’nın bir eyaleti olur.<br />

MS 3. yüzyılda Kapadokya’ya Hıristiyanlar<br />

gelir ve bölge onlar için<br />

bir eğitim ve düşünce merkezi olur.<br />

303-308 yılları arasında Hıristiyanlara<br />

uygulanan baskılar iyice artar. Fakat<br />

Kapadokya baskılardan korunmak ve<br />

Hıristiyan öğretiyi yaymak için ideal bir<br />

yerdir.<br />

Cennet - Cehennem<br />

İNSAN YERLEȘİMİ PALEOLİTİK DÖNEME<br />

KADAR UZANAN KAPADOKYA, DAHA<br />

SONRAKİ DÖNEMLERDE HIRİSTİYANLIĞIN<br />

EN ÖNEMLİ MERKEZLERİNDEN BİRİ OLMUȘ.<br />

KAYALARA OYULAN EVLER VE KİLİSELER,<br />

BÖLGEYİ ROMA İMPARATORLUĞU’NUN<br />

BASKISINDAN KAÇAN HIRİSTİYANLAR İÇİN<br />

DEVASA BİR SIĞINAK HALİNE GETİRMİȘ.<br />

Kapadokya<br />

86


Kapadokya<br />

Derin vadiler ve volkanik yumuşak<br />

kayalardan oydukları sığınaklar<br />

Romalı askerlere karşı güvenli bir<br />

alan oluşturur. 4. yüzyıl, daha sonra<br />

“Kapadokya’nın Babaları” olarak<br />

adlandırılan insanların dönemi olur.<br />

Fakat bölgenin önemi, III. Leon’un<br />

ikonları yasaklamasıyla doruk noktasına<br />

ulaşır. Bu durum karşısında, ikon<br />

yanlısı bazı kişiler bölgeye sığınmaya<br />

başlar. İkonoklazm hareketi yüz yıldan<br />

fazla sürer (726-843). Bu dönemde<br />

birkaç Kapadokya kilisesi İkonoklazm<br />

etkisinde kaldıysa da, ikondan yana<br />

olanlar burada rahatlıkla ibadetlerini<br />

sürdürdüler. Kapadokya manastırları<br />

bu devirde oldukça gelişir.<br />

Yine bu dönemlerde, Anadolu’nun<br />

Ermenistan’dan Kapadokya’ya kadar<br />

olan Hıristiyan bölgelerine Arap<br />

akınları başlar. Bu akınlardan kaçarak<br />

bölgeye gelen insanlar bölgedeki kiliselerin<br />

tarzlarının değişmesine sebep<br />

olur. 11. ve 12. yüzyıllarda Kapadokya<br />

Selçukluların eline geçer. Bu ve bunu<br />

takip eden Osmanlı zamanlarında<br />

bölge sorunsuz bir dönem geçirir.<br />

Bölgedeki son Hıristiyanlar 1924-26<br />

yıllarında yapılan mübadeleyle, arkalarında<br />

güzel mimari örnekler bırakarak<br />

Kapadokya’yı terkettiler.<br />

Bölge günümüzde turizm açısından<br />

büyük bir öneme sahip. Avanos, Ürgüp,<br />

Göreme, Akvadi, Uçhisar ve Ortahisar<br />

Kaleleri, El Nazar Kilisesi, Aynalı Kilise,<br />

Güvercinlik Vadisi, Derinkuyu, Kaymaklı,<br />

Özkonak Yeraltı Şehirleri, Ihlara<br />

Vadisi, Selime Köyü, Çavuşin, Güllüdere<br />

Vadisi, Paşabağ-Zelve belli başlı<br />

görülmesi gereken yerler. Kayalara<br />

oyulmuş geleneksel Kapadokya evleri<br />

ve güvercinlikler yörenin özgünlüğünü<br />

dile getirir. Bu evler 19. yüzyılda<br />

yamaçlara ya kayalardan ya da kesme<br />

taştan inşa edilmişler. Bölgenin tek<br />

mimarı malzemesi olan taş yörenin<br />

volkanik yapısından dolayı ocaktan<br />

çıktıktan sonra yumuşak olduğundan<br />

çok rahat işlenebilmekte ancak hava<br />

ile temas ettikten sonra sertleşerek<br />

çok dayanıklı bir yapı malzemesine<br />

dönüşmekte. Kullanılan malzemenin<br />

bol olması ve kolay işlenebilmesinden<br />

dolayı yöreye has olan taş işçiliği gelişerek<br />

mimari bir gelenek halini almış.<br />

Gerek avlu gerekse ev kapılarının<br />

malzemesi ahşaptır. Kemerli olarak<br />

yapılmış kapıların üst kısmı stilize<br />

sarmaşık veya rozet motifleriyle süslenmiştir.<br />

Yöredeki güvercinlikler 19.<br />

yüzyılın sonları, 18. yüzyılda yapılmış<br />

küçük yapılardır. İslam resim sanatını<br />

göstermek açısından önemli olan güvercinliklerin<br />

bir kısmı manastır veya<br />

kilise olarak inşa edilmişlerdir. Güvercinliklerin<br />

yüzeyi yöresel sanatçılar<br />

tarafından zengin bezemeler, kitabeler<br />

ile süslenmişlerdir. Bölge şarapçılık ve<br />

üzüm yetiştiriciliği ile de ünlüdür.<br />

Akdeniz’de doğal bir oluşum: Cennet<br />

ve Cehennem çöküğü<br />

Cennet ve Cehennem çökükleri, doğal<br />

yollarla oluşmuş Silifke - Narlıkuyu<br />

yakınlarında bulunan tarihi ve turistik,<br />

çok derin mağaralardır.<br />

Akdamar Kilisesi<br />

87


SAKARYASPOR<br />

Akdamar Adası<br />

İki çökük arasında 80 metre mesafe<br />

vardır.Oluşumu çok eski çağlara dayanan<br />

Cennet – Cehennem çökükleri,<br />

bir yeraltı deresinin yol açtığı kimyasal<br />

erozyonla tavanın çökmesi sonucu<br />

meydana gelmiş büyük çukurlardır. Silifke-<br />

Narlıkuyu yakınlarında bulunan<br />

çöküklerden Cennet çöküğünün elips<br />

biçimindeki ağız kısmı çapları 250 m<br />

ve 110 m olup derinliği 70 metredir.<br />

Çökük tabanının güney ucunda 200 m<br />

uzunluğunda ve en derin noktası 135<br />

m olan büyük bir mağara girişi ve bu<br />

mağaranın ağzında küçük bir kilise<br />

vardır. Kilisenin giriş kapısı üzerindeki<br />

4 satırlık kitabede, bu kilisenin 5.yy’da<br />

Paulus adında dindar bir kişi tarafından<br />

Meryem Ana’ya ithafen yaptırılmış<br />

olduğu yazılıdır.<br />

300 basamakta varılan kiliseden sonraki<br />

mağaranın bitim noktasında mitolojik<br />

bir yeraltı deresinin sesi duyulur.<br />

Cennet çöküğünün 75 m kuzeyindeki<br />

Cehennem çukuru da Cennet çöküğü<br />

gibi oluşmuş.<br />

Ağız çember çapları 50 m ve 75 m,<br />

derinliği 128 metre olan çöküğün<br />

kenarları uygun olmadığı için içerisine<br />

inmek mümkün değil. Mitolojiye göre<br />

Zeus, alevler kusan yüz başlı ejderha<br />

Typhon’u buradaki bir kavgada yendikten<br />

sonra, onu Etna Yanardağı’nın<br />

altına sonsuza dek kapatmadan önce<br />

bir süre Cehennem çukurunda hapsetmiştir.<br />

Doğu Anadolu’da bir ada:<br />

Akdamar<br />

Van’ın Gevaş ilçesi sınırları içerisinde<br />

yer alan ve Doğu Anadolu’nun görülmesi<br />

gereken merkezlerinden biri<br />

olan Akdamar Adası, 70 bin metrekare<br />

olan yüzölçümü ve 3 kilometreyi bulan<br />

kıyı uzunluğu ile orta büyüklükte bir<br />

ada. En yüksek noktası deniz seviyesinden<br />

1912 metre yüksekte bulunan<br />

adanın batı uçlarında yüksekliği 80<br />

metreye ulaşan dik kayalıklar var.<br />

Adanın adının nereden geldiğine dair<br />

yaygın halk hikâyesine göre, zamanında<br />

bu adada yaşayan Ermeni baş<br />

keşişin güzelliği dillere destan Tamara<br />

adında bir kızı vardır.<br />

Adanın çevresindeki köylerde çobanlık<br />

yapan bir genç bu kıza âşık olur. Bu<br />

genç Tamara’yla buluşmak için her<br />

gece adaya yüzer. Tamara ise gece<br />

karanlığında yerini belli etmek için<br />

onu bir fenerle bekler.<br />

Bundan haberdar olan kızın babası,<br />

fırtınalı bir gecede elinde fenerle adanın<br />

kıyısına iner ve sürekli yer değiştirerek<br />

gencin boşuna yüzüp, gücünü<br />

yitirmesine neden olur. Yüzmekten gücünü<br />

yitirip, yorulan genç çoban boğulur<br />

ve boğulmadan önce son nefesinde<br />

“Ah Tamara!” diye haykırır. Bunu<br />

duyan kız da hemen ardından kendini<br />

gölün sularına bırakır. O günden<br />

sonra ada Ah Tamara! ismi ile anlatılır.<br />

Bu hikâye Ermeni şair Hovhannes<br />

Tumanyan anlatımıyla efsaneleşmiştir.<br />

Bu efsanenin tarihi gerçeklerle<br />

alakasının zayıf olduğu şüphesizdir.<br />

9. yüzyıldan itibaren kaydedilmiş olan<br />

Ağtamar adının Arapça ĞMR kökünden<br />

“kabartı, tümsek” anlamına gelen bir<br />

türev olması daha kuvvetli bir olasılık<br />

olarak değerlendirilebilir. Günümüzde<br />

adın Türkçeleştirilmiş biçimi olarak<br />

Akdamar kullanılıyor.<br />

En eski kaynaklarda adanın adı, Gevaş<br />

bölgesinde hüküm süren Ermeni<br />

Rştuni sülalesine atfen Rştunik<br />

Adası olarak geçiyor. 705 yılında Vard<br />

Rştuni’nin adada öldürülerek Rştuni<br />

beyliğine son verilmesinden sonra<br />

ada ve yöresi, daha önce Başkale’de<br />

(Ağbak) hüküm süren Ardzruni süla-<br />

88


Cumalıkızık Evleri<br />

lesinin eline geçmiştir. 908’de I. Gagik<br />

Ardzruni bazı Ermeni ve Müslüman<br />

beyleriyle anlaşarak Gevaş’ta (Vostan)<br />

kendini Vaspuragan Kralı ilan etmiş<br />

ve bilahare başkentini adaya taşımaya<br />

karar vermiştir. I. Gagik adada halen<br />

mevcut olan kiliseden başka müstahkem<br />

bir kasaba, saray, çarşı ve liman<br />

inşa ettirmiştir. Ada üzerindeki sivil<br />

yerleşimin 16. yüzyıl başlarına kadar<br />

canlı olarak varlığını sürdürdüğü ve<br />

1535 Osmanlı-İran Harbi’nde tahrip<br />

edildiği anlaşılıyor.<br />

16. yüzyıldan sonra sivil yerleşimin<br />

bulunmadığı adada Kutsal Haç’a<br />

(Surp Khaç) adanmış bir Ermeni<br />

manastırı varlığını sürdürüyor. 19.<br />

yüzyıl sonlarında 300 civarında keşişin<br />

ikamet ettiği manastır, 1895 ve 1915<br />

olaylarından sonra terkedilmiş. Adanın<br />

güney doğusuna kurulmuş olan<br />

kilise, mimari açıdan Ortaçağ Ermeni<br />

sanatının en parlak eserleri arasında<br />

sayılıyor. Kızıl andezit taşından inşa<br />

edilmiş olan kilisenin dış cephesi,<br />

alçak rölyef şeklinde işlenmiş zengin<br />

bitki ve hayvan motifleriyle ve Kutsal<br />

Kitap’tan alınma sahnelerle bezenmiş.<br />

Kilise bu özelliğiyle de Ermeni mimari<br />

tarihi içinde eşsiz bir konuma sahip.<br />

Osmanlı evleri ile ünlü Cumalıkızık<br />

Osmanlı sivil mimarisinin en görkemli<br />

köy yerleşimini günümüze ulaştıran<br />

Cumalıkızık, son yıllarda ülkemiz<br />

yanında tüm dünyada da tanınmaya<br />

başladı. Osmanlıların Bursa’da ilk<br />

yerleştikleri bölgelerden olan Cumalıkızık,<br />

180’i halen kullanılan, bazılarında<br />

ise koruma ve restorasyon<br />

çalışmalarının yapıldığı toplam 270 ev<br />

ile Osmanlı dönemi konut dokusunu<br />

günümüze taşıyor.<br />

1969 yılında Cumalıkızık yerleşiminin<br />

güneydoğusunda Uludağ eteklerindeki<br />

Ihlamurcu mevkiinde Bizans devrine<br />

ait bir kilise kalıntısı bulundu. Kilise<br />

kalıntısının yüzeyde rastlanan bazı<br />

mimari parçaları halen Bursa Arkeoloji<br />

Müzesi’nde saklanmaktadır. Bursa<br />

yakınlarında kurulan Osmanlı Beyliği<br />

kuruluşundan kısa zaman sonra<br />

bölgeye hakim olmayı başarmış, 1326<br />

yılında Bursa’yı, 1331 yılında İznik’i fethederek<br />

yörede varlığını kesin olarak<br />

kabul ettirmiştir.<br />

Böylece Osmanlı halkının bu topraklara<br />

yerleşerek kentler ve köyler<br />

oluşturması sağlanmıştır. Cumalıkızık<br />

vakıf köyü olarak kurulmuş ve bu özelliğini<br />

yerleşim dokusu konut mimarisi,<br />

yaşam biçimine yansıtmıştır. Uludağ’ın<br />

kuzeyindeki dik etekler ile vadilerin<br />

arasında sıkışıp kalan yöre köylerine<br />

bu konumlarından dolayı ‘’kızık’’ adı<br />

verilmiştir. Köylerin birbirlerinden<br />

ayrılması için de dereye yakın olanına<br />

Derekızık, Fidye verene Fidyekızık ve<br />

Kızık köylerinden topluca gidilerek<br />

cuma namazı kılınan köye de Cumalıkızık<br />

adları verilmiştir.<br />

Cumalıkızık evleri genelde üç katlıdır;<br />

birbirine akraba olan ailelerin birlikte,<br />

tam bir işbirliği ve uyum içinde<br />

yaşamlarını sürdürdüğü bilinmektedir.<br />

Evler yapılırken aile mahremiyetine<br />

son derece özen gösterilmiştir. Evlerin<br />

dış kısımlarında zemin ve birinci katlar<br />

ile avlular, sokak döşemesine uygun<br />

moloz taş ve ahşap hatıllı duvarlarla<br />

örülmüştür.<br />

Üst kat ahşap taşıyıcı hımış dolgu,<br />

üstü alaturka kiremitli kırma çatılıdır.<br />

Sokaktan ev içinin görülmesi mümkün<br />

değildir. Pencereler üst katlarda<br />

kafesli veya cumbalıdır. Cumalıkızık<br />

evlerinde genelde iki türlü plan<br />

uygulanmıştır. Bunlardan birincisi<br />

etrafı moloz taşlarla yüksek şekilde<br />

örülmüş bir duvarla çevrili dış avludur.<br />

89


SAKARYASPOR<br />

Cumalıkızık Evleri<br />

Buradan eve giriş kapısına ve hayat<br />

kısmına geçilir. Evin girişi, böylece<br />

sokakla doğrudan ilişkili değildir, ikinci<br />

tip evlerde ise dış avlu yoktur. Sokaktan<br />

kapı yardımı ile doğrudan hayat<br />

kısmına girilir. Dış kapı üzerinde dikey<br />

konulan ağaç hatıllarla ızgaralanmış,<br />

camsız bir aydınlatma ve havalandırma<br />

boşluğu yer alır. Hayat bölümünden iç<br />

avluya, ahıra, depolara ve merdivenlere<br />

geçilir. Evlerin ana giriş kapıları çift<br />

kanatlıdır. Genellikle ceviz ağacından<br />

yapılan bu kanatlar dövme demir kuşaklar<br />

ve iri başlı çivilerle bağlanmıştır.<br />

Kapı kulpları ve tokmak da dövme<br />

demirdendir. Kapıların çift kanatlı<br />

yapılışı elde edilen ürünün ve tarım<br />

araçlarının kolaylıkla içeriye taşınmasını<br />

sağlamaya yöneliktir.<br />

90


1. Poyrazlar Gölü<br />

SAKARYA<br />

Marmara’nın doğa ve kültür harikası<br />

Maden Deresi Şelalesi<br />

Keyifli, huzurlu ve kültürel bir gezi<br />

yapmak istiyorsanız mutlaka tercih<br />

etmeniz gereken bölgelerden biri de<br />

Sakarya. Doğal güzellikleriyle bilinen,<br />

şehir hayatından kopmak isteyenlerin<br />

tercihi Sakarya aynı zamanda kültürel<br />

anlamda da güzelliklere ev sahipliği<br />

yapmaktadır. Tabiatı, kamp alanları<br />

zaten uzunca bir süredir bölgeye hayli<br />

turist çekmekte ve ziyaretine gelenleri<br />

büyülemekte. Bu kent adını; aşağı<br />

havzasında bulunduğu, topraklarında<br />

Karadeniz’e dökülen ve Sakarya il<br />

topraklarını güney-kuzey doğrultusunda<br />

ortadan ikiye bölen Sakarya<br />

Nehrinden alıyor. Sakarya Nehri ise<br />

bu ismi Frigler döneminde bugüne<br />

taşıyor. Şehrin kuzeyinde alçak tepelik<br />

alanlar, orta kısımda Adapazarı ovası<br />

düzlüğü ve güneyde engebeli dağlık<br />

alanlar bulunuyor. Kuzey Anadolu Fay<br />

hattının kuzeyinde olmak üzere, batıdan<br />

Kocaeli platosu Sakarya nehrine<br />

kadar ilerliyor.<br />

91


SAKARYASPOR<br />

Bölgede Samanlı Dağları, Keremali<br />

Dağı, Çam Dağı bulunuyor. Adapazarı<br />

Ovası yani Akova’da Sakarya’nın ekonomisine<br />

büyük katkı sağlayan doğal<br />

alanlardan biri olarak biliniyor.<br />

Sakarya’nı kültürüne değinecek<br />

olursak ilk olarak yemeklerinden<br />

başlamalıyız. Sakarya’da Rumeli<br />

yemeklerinden kentin simgesi haline<br />

gelen; ıslama köfte ile boza, Boşnak<br />

böreği, Pomak pastırması, Arnavut<br />

ciğeri, damat paçası, kaçamak, lutuka,<br />

çiğer sarma, kaymakçina, preşa, prazenika,<br />

gurnik gibi yemekler yapılıyor.<br />

Zaten ıslama köfte herkesin bildiği,<br />

ünlü ve lezzetli yemeklerin başında<br />

geliyor. Halk çalgısı olarak cümbüş,<br />

ud, keman, klarnet, davul ve darbuka<br />

kullanılıyor. Başlıca halk oyunları;<br />

konak getirme, karşılama, ince hava,<br />

Geyve-taraklı zeybeği, karagözlüm,<br />

ada kasabı, kadın karşılaması, argat<br />

sallaması, Geyve-Taraklı çiftetellisi,<br />

allı yazma, elmayı top top yapalım, Taraklı<br />

karşılaması, Karşıdan gelir sarı,<br />

Geyve-Taraklı kasabı, Korudere ve<br />

Taraklı zeybeği, kocakarı kocaadam,<br />

gelin bindirme, gelin indirme, Türkmen<br />

alayı, zöbek olarak biliniyor.<br />

İsmi ve kültürel özelliklerine değindiğimiz<br />

Sakarya’nın doğal güzellikleri<br />

ise bambaşka bir konu olarak karşımıza<br />

çıkıyor.<br />

Sakarya Poyrazlar Gölü<br />

Bir doğa harikası olan Poyrazlar Gölü,<br />

sakin ve unutamayacağınız bir tatil<br />

için harika bir alan. İnönü Yaylası’nda<br />

olduğu gibi burada da kamp yapabilirsiniz.<br />

Adapazarı’na 10 km uzaklıkta<br />

olan bölge yeşilliklerle çevrili, yaz-kış<br />

görülmesi gereken bir yer. Rüya gibi<br />

bir alan denebilir. Poyrazlar Gölü’nün<br />

en derin yeri 12 metre. Dibi bataklık<br />

olduğu için gölde yüzmek yasak. Ama<br />

kıyıda olta atabilir balık tutmanın<br />

keyfine varabilirsiniz.<br />

Kuzuluk Kaplıcaları<br />

Sakarya’nın görülmesi gereken yerlerinden<br />

biri Kuzuluk Kaplıcaları’dır.<br />

Akyazı ilçesinde doğanın bize sunduğu<br />

şifalı su kaynağı olan Kuzuluk<br />

Kaplıcaları kış ayında dinlenmek ve<br />

kemiklerinizi ısıtmak için iyi bir tercih<br />

olabilir. Bu bölgede tatil yapabileceğiniz<br />

tesisler yer alıyor. Kaynak suyunun<br />

şifalı olmasının yanında bölge<br />

otellerinde termal tedavi merkezleri<br />

bulunuyor.<br />

Sakarya Nehri<br />

Türkiye’nin üçüncü büyük nehri olan<br />

Sakarya Nehri Afyon’da bulunan Bayat<br />

Yaylası’ndan doğuyor. 824 kilometre<br />

uzunluğunda olan bu Nehir balık çeşitliliği<br />

ve sayısı bakımından da önem<br />

arz ediyor. Çevresindeki yeşil alanlar<br />

oldukça güzel ve ilgi çekici.<br />

Doğanın harika görünümünü bir kez<br />

daha yansıtan bir nehir Sakarya Nehri.<br />

Bölgenin en ilgi çeken yerlerinden<br />

Sakarya Nehri<br />

92


Karagöl Yaylası<br />

2. Deprem Müzesi<br />

biridir burası. Doğal hayat ve dinlence<br />

mekânı olarak tavsiye ediyoruz.<br />

Karagöl Yaylası<br />

Büyük kent hayatının yoğun temposundan<br />

sıkıldıysanız ve dinlendirici bir<br />

tatile ihtiyacınız varsa doğanın bu yemyeşil<br />

halini görmeniz, burada zaman<br />

geçirmeniz gerekiyor. Karagöl Yaylası<br />

sıkıldığınız griden sizi uzaklaştıracak<br />

bir bölge. Yeşilin en güzel tonlarının<br />

olduğu bu harika yaylayı keşfetme hissi<br />

ve temiz hava adeta başınızı döndürecek.<br />

Yaylanın adının Karagöl olmasının<br />

sebebi ise yağmur yağdığına yayladaki<br />

çukurların dolup göl gibi görünmesi.<br />

Yöre halkı bu güzel görüntüye Karagöl<br />

Yaylası ismini vermiş. Taraklı’da<br />

bulunan Karagöl Yaylası’na Kemaller<br />

Köyü’nden iki saatlik bir tırmanışın<br />

ardından ulaşabilirsiniz. Doğa yürüyüşünü<br />

seviyorsanız tırmanma süreci de<br />

oldukça keyifli geçecektir. Yaylanın bitki<br />

örtüsünü köknar, çam ve meşe ağaçları<br />

oluşturuyor. Toplam alanı ise 567 hektar.<br />

Bu arada Roma döneminden tarihi<br />

eserler de göreceğiniz yaylada yer alan<br />

evler ahşaptan yapılmış. Bunun yanında<br />

doğa sevdalılarının kamp yapabilecekleri<br />

yerler de bulunuyor. Hür cuma<br />

pazar kuruluyor ve şenlikler yapılıyor.<br />

Sakarya Müzesi<br />

Sakarya Müzesi, Merkez ilçesinde yer<br />

alıyor. 1290 metrekarelik bir alana<br />

kurulmuş olan müzenin zemin katında<br />

hizmet büroları birinci katında da müdür<br />

odasıyla bir sergi salonu bulunuyor.<br />

Aynı zamanda Sakarya Müzesinin<br />

bahçesinde Bizans ve Roma dönemine<br />

ait kalıntılar; sunaklar, mezar taşları,<br />

sütun kaideleri de sergileniyor. Müzenin<br />

içinde Roma ve Bizans dönemine<br />

ait eserlerle birlikte Osmanlı Dönemi<br />

ve Cumhuriyet Dönemi eserleri de<br />

bulunuyor.<br />

93


SAKARYASPOR<br />

Tatil yapmaya gittiğiniz bölgenin müzelerini<br />

gezerek tarihine ve bölgenin<br />

önemine dair birçok şey öğrenebilirsiniz.<br />

Sakarya Müzesi de tam anlamıyla<br />

böyle bir yer.<br />

Deprem Müzesi<br />

Adapazarı’nda bulunan Deprem Müzesi<br />

2004 yılında ziyaretçilere kapılarını açtı.<br />

Coğrafyasını anlatırken değindiğimiz<br />

gibi Sakarya fay hattı üzerinde. 1967-<br />

1999 yıllarında Adapazarı’nda meydana<br />

gelen depremler sebebiyle bu müzenin<br />

açılmasına karar verilmiş. Müzenin<br />

içinde depremden önce ve sonrasına<br />

ait fotoğraflar yer alıyor. Bunun yanında<br />

müzenin içinde elektronik bir stand<br />

ve depremle ilgili birçok unsur sergileniyor.<br />

Deprem Müzesi’nin en önemli<br />

misyonu da deprem farkındalığının<br />

önemine dikkat çekmek.<br />

3. Soğucak Yaylası<br />

94


Geyve Ali Fuat Paşa Kuvayı Milliye<br />

Müzesi<br />

Geyve Ali Fuat Paşa Kuvayı Milliye<br />

Müzesi, 1989 yılında açılmıştır. Müzede<br />

Kuvayı Milliye dönemine ait eserler<br />

sergilenmektedir.<br />

Soğucak Yaylası<br />

900 dönüm kadar bir araziye sahip<br />

olan Soğucak Yaylası, 1.100 m. yüksekliğinde<br />

ve Sapanca’ya 17 km. mesafededir.<br />

Sapanca-Muradiye Köyü istikametinden,<br />

Erdemli Köyü’ne gelmeden<br />

önce sağa ayrılan yolu takip ederek, 35<br />

dakika kadar süren bir yolculukla yaylaya<br />

ulaşmak mümkündür. En yoğun<br />

dönemi, temmuz ayının ikinci haftasına<br />

denk gelen yayla şenlikleri zamanıdır.<br />

Yöre halkı ve çevre illerden gelen vatandaşların<br />

katılımıyla tam bir panayır<br />

havasında geçen “Soğucak Yayla<br />

Şenlikleri”, bir gün sürmekte, ancak<br />

yayla daha şenliklere bir hafta kala<br />

dolmaya başlamaktadır. Yayla şenlikle-<br />

Rahime Sultan Camii<br />

95


SAKARYASPOR<br />

Sapanca Gölü<br />

Uzunluğu 16 km olan Sapanca Gölü,<br />

İzmit Körfezi’nin doğusunda yer alıyor.<br />

Güneyinde en yüksek yer 1606 metreyi<br />

bulurken kuzeyindeki en yüksek<br />

yer 300 metre. Sakarya’nın Sapanca<br />

ilçesinde bulunan bu göl, her mevsim<br />

ziyaretçi akınına uğramaktadır. Aynı<br />

zamanda ülkenin en bilenen doğa alanlarından<br />

biridir.<br />

İnönü Yaylası<br />

Doğa tutkunlarının vazgeçilmezi İnönü<br />

Yaylası kamp alanı olarak da bilinmektedir.<br />

Adapazarı-Pamukova sınırlarında<br />

olan yayla çam, göknar ve meşe ağlarının<br />

arasında uzanıp giden bir vadide<br />

yer alıyor. Bölgenin İstanbul’a yakın<br />

olması günlük turlar için de tercih edilme<br />

sebebi. Doğanın keyfini çıkarmak<br />

ve kamp yapmak için ülkemizin güzel<br />

bölgelerinden biri İnönü Yaylası. Yaylaya<br />

ulaşım zor değil, bu güzel kamp<br />

alanı insan üzerinde çok güzel bir etki<br />

bırakıyor. Yaylanın içinde küçük ve büyük<br />

olmak üzere mağaralar da bulunuyor.<br />

Harika bir gezi ve kamp alanı olan<br />

İnönü Yaylası’na en kısa zamanda gidip<br />

doğanın içinde eğlenceli bir zaman<br />

geçirebilirsiniz.<br />

ri kapsamında, bisiklet ve at yarışları,<br />

karakuşak güreş müsabakaları, folklor<br />

gösterileri ve sanatçıların katılımıyla<br />

halk konserleri düzenlenmektedir.<br />

Rahime Sultan Camii<br />

Rahime Sultan Camii Sapanca’nın tarihi<br />

ibadet mekanlarından biri. 1892 yılında<br />

inşa edilen caminin minaresi 1999 depreminde<br />

zarar görmüş. Rahime Sultan<br />

Camii bölgenin görülmesi gereken<br />

tarihi mekanlarından biridir.<br />

Rüstempaşa Cami<br />

Sapanca’nın en eski camisi olan Rüstempaşa<br />

cami, Mimar Sinan’ın kalfalarına,<br />

Rüstem Paşa tarafından 1555<br />

yılında yaptırılmıştır. Bölgenin önemli<br />

tarihi mekanları arasında sayılmaktadır.<br />

4. İnönü Yaylası<br />

Acarlar Longozu<br />

Dünyanın en büyük ikinci longozu<br />

Sakarya’da bulunuyor.<br />

Acarlar Longozu içinde fazlasıyla balık<br />

türlerini barındırıyor. Karasu ilçesinde<br />

1,562 hektarlık bir alanda bulunan bu<br />

longoz, doğanın harikalarından biri<br />

olarak gösterilebilir. Özellikle gidip<br />

görülmesi gereken önemli doğa harikalarından<br />

biri Acarlar Longozu. Gezip<br />

tabiatın o mükemmel kokucunu ciğerlerinizde<br />

hissedebilir, yeşilin bin bir<br />

çeşidini görebilir, hayvanlarıyla zaman<br />

geçirebilirsiniz.<br />

İstanbuldere<br />

İstanbuldere, Sakarya-Sapanca’da<br />

bulunan, sıklıkla tercih edilen doğal<br />

alanlardan biri. İstanbuldere’nin çevresindeki<br />

yürüyüş parkuru ve tabii<br />

ki muhteşem doğası ziyaretçilerine<br />

oldukça keyifli anlar yaşatmak için<br />

yeterli. Kayın ağaçlarının kestane<br />

ağaçlarıyla dostluğunu görebileceğiniz,<br />

suyun yeşille harmanlandığı bu bölge<br />

muhakkak listenizde yer almalı.<br />

1. http://muratyazici.com.tr/wp-content/<br />

uploads/2<strong>01</strong>5/12/poyrazlar-g%C3%B6l%C3%BCadapazar%C4%B1-sakarya.jpg<br />

2. http://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/sakarya/<br />

gezilecekyer/adapazari-deprem-ve-kultur-muzesi<br />

3. http://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/sakarya/<br />

gezilecekyer/sogucak-yaylasi<br />

4. http://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/sakarya/<br />

gezilecekyer/nonu-yaylasi<br />

96

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!