04.10.2016 Views

İnsan Manzaraları

Bir Edebiyat Dergisi

Bir Edebiyat Dergisi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

SÖYLEŞI KÖŞESİ<br />

Hiçbir<br />

Romanımı<br />

Huzurla<br />

Okumadım<br />

Bu hafta “Bir saat sonra ne yapacağımı<br />

merak etmediğim için mesleğim<br />

sorulduğunda “yazar” diyorum”<br />

diyen genç edebiyatçı Hakan<br />

Günday ile gerçekleştirdiğimiz görüşmenin<br />

ve sorularımıza verdiği<br />

derin cevapları sizinle paylaşıyoruz.<br />

• İlk yazdığınız kitap “Kinyas ve Kayra”<br />

nın çıkış öyküsünü bizlerle paylaşabilir<br />

misiniz?<br />

23 yaşındaydım ve bir üniversiteden diğerine<br />

sürüklenmekle meşguldüm. O sıralar<br />

kayıtlı olduğum üniversitede, dördüncü<br />

yılımı geçiriyordum ama hala ikinci sınıftaydım.<br />

Yine bir sabah okulun bulunduğu<br />

caddenin ortasındaki refüjde duruyor<br />

ve etrafıma bakıyordum. Sol kaldırımda<br />

üniversite, sağ kaldırımda da sıra sıra dizilmiş<br />

kıraathaneler ve kırtasiyeler vardı.<br />

Ben o sabah sola saptım. Önce bir defterle<br />

kalem aldım. Sonra da o kıraathanelerden<br />

birine girdim. Ve yazmaya başladım. İki<br />

buçuk ay boyunca o kahveye gidip geldim<br />

ve sonunda Kinyas ve Kayra bitti.<br />

Şimdi dönüp bakıyorum da, o romanda<br />

yazdıklarımı şöyle özetlemek mümkün:<br />

Anlamadığım ne varsa! Ve hala da öyle<br />

yapıyorum: Anlam veremediğim ne varsa,<br />

üstüne yazarak gitmeye çalışıyorum.<br />

• Yazdıklarınız arasından en sevdiğiniz<br />

kitabınız hangisi?<br />

Bugüne kadar yazmış olduğum kitapların<br />

hiçbirini huzurla okuyamadım çünkü<br />

sayfalarını her çevirişimde içlerinde bir<br />

sürü hata gördüm. Dolayısıyla “en sevdiğim<br />

kitabım” genelde son yazdığım kitap<br />

oluyor. Çünkü ondaki hataları görmeye<br />

henüz zamanım olmamış olmuyor.<br />

• Kendi kitaplarınızın evrenlerinden birinde<br />

yaşamak isteseydiniz bu hangisi<br />

olurdu? Neden?<br />

Herhalde hiçbiri. Çünkü eğer içinde yaşamak<br />

isteyeceğim o evreni bulabilmiş olsaydım<br />

sonraki kitapları yazmama gerek<br />

kalmazdı.<br />

• Romanlarınızın bazılarında neden karakter<br />

olarak kendi isminizi (kendinizi)<br />

kullanıyorsunuz?<br />

Bir isim benzerliğinin yol açabileceği tepkileri<br />

incelemek için.<br />

• Kinyas ve Kayra, Zargana ve son olarak<br />

Azil’in karakterleri ve konuları çok orjinal<br />

ve büyüleyici, böyle karakterler ve hikayeler<br />

yaratabilmiş bir insanın beyninin<br />

içini merak etmemek elde değil. Hakan<br />

Günday nasıl biridir? neler yapar? nasıl<br />

bu hale gelebilmiştir?<br />

Sadece hikayelerin ve yazının değerli olduğu<br />

edebiyatın iyi yanı, bunu yapanların<br />

hiçbir öneminin olmamasıdır. Hakan<br />

Günday’ın hiçbir önemi yoktur. Sadece<br />

bir isimdir.<br />

• Kitaplarınızın konularını seçerken beslendiğiniz<br />

yerler neler? Konularınızı nasıl<br />

buluyorsunuz? Karakterlerinizi nasıl seçip<br />

oluşturuyorsunuz?<br />

İhamın gerçek kaynağı alfabedir. Kelimeleri<br />

oluşturan harfler. Konular ve karakterler<br />

en son gelir. Dilin sınırı kelimeler<br />

olduğu için, oyunun kurallarını onlar belirler.<br />

• En çok hangi yazarları okursunuz? İzini<br />

takip ettiğiniz yazarlar var mı?<br />

Her türden kitabı okumaksa gözleri vaktinden<br />

önce bozabilir yine de birbirine hiç<br />

benzemeyen yazarları okumaya çalışıyorum.<br />

Eğer etkilenmeye açık olursanız,<br />

hepsinden de bir şeyler öğrenirsiniz. Dolayısıyla<br />

Jack London da okuyorum, Şule<br />

Gürbüz de… Robert Müsil de okuyorum,<br />

Murat Uyurkulak da…<br />

• Karakter oluşturmak için çok insan tanımak<br />

gerekiyor mu? Romanlarınızdaki<br />

karakterlere benzer insanlar tanıdınız mı?<br />

Çok insan tanımaya gerek yok diye düşünüyorum.<br />

Tek bir insanı çok iyi tanımak<br />

yeterli. Romanlarımda konuşan insanların<br />

benzerleri ortalarda pek görünmediğinden,<br />

romanlarımda yaşamayı tercih<br />

ediyorlar.<br />

• Kitaplarınızın hangi türe girdiğini düşünüyorsunuz?<br />

Türkiye’deki yeraltı edebiyarı<br />

hakkında ne düşünüyorsunuz?<br />

Bir türe girmeleri gerektiğini düşünmüyorum.<br />

Kitapçı reyonlarındaki levhaların<br />

hiçbiri bana bir şey ifade etmiyor. Kitap<br />

türleri, müşterinin markette peynir bulmasını<br />

kolaylaştırmaya benzer bir yöntemin<br />

sonucu olduğu için benimle bir ilgileri<br />

yok. Yer altı, tek bir kitaptan ibaret olan<br />

bir edebiyattır: Yeraltından Notlar . Bu<br />

edebiyata sığmaya çalışan diğer kitaplarsa,<br />

birkaç nesil sonra satış grafikleri yükseldiği<br />

takdirde Kişisel Gelişim raflarına<br />

konabilirler.<br />

• Çağdaş Türk Edebiyatı hakkındaki düşünceleriniz<br />

nelerdir?<br />

Çağdaş Türk Edebiyatının ne demek olduğunu<br />

bilmiyorum. Türk edebiyatını<br />

biliyorum. Çocukluğu gençlikten, olgunluğu<br />

yaşlılıktan ayırmaktansa öldüğü gün<br />

ne halde olduğuna bakmak lazım. Geride<br />

ne bıraktığına. O gün gelene kadar toptancı<br />

bir anlayışın cevaba dönüşmesi hayli<br />

gereksiz.<br />

• Yaptığınız işe inanıyor musunuz? (bir<br />

ropörtajınızda edebiyata inanmıyorum<br />

diye birşey söylemişsiniz)<br />

Edebiyata inanmıyorum ama bu konuda<br />

çok yetenekliyim, cümlesini sarf eden<br />

Céline’di. Louis Ferdinand Céline. Bense<br />

böyle bir cümleyi tekrarlamanın keyfine<br />

varmaya çalışmış olan sıradan bir salağım.<br />

• Niçin yazıyorsunuz?<br />

Şimdilik, bu dünyada yapılabilecek daha<br />

ilginç bir iş bulamadığım için yazıyorum<br />

diyebiliriz.<br />

• Romanlarınızdan geçinebilecek kadar<br />

para kazanabiliyor musunuz? Geçinemiyorsanız,<br />

para kazanmak için başka ne<br />

yapıyorsunuz?<br />

Son birkaç yıldır, kitapların gelirleriyle<br />

geçiniyorum çünkü tek masrafım hayatta<br />

kalmak. Ama buna bir gün, hayatı yaşamak<br />

masrafı da eklenirse, ne iş olsa yaparım!<br />

• Kitaplarınız senaryolaştırmaya oldukça<br />

uygun dolayısıyla kitaplarınızdan birini<br />

filme çekileceği söylense ne hissedersiniz?<br />

Hissedeceklerim, kitapları filme kimin<br />

çekeceğine göre değişir. Söz konusu şahsın<br />

kimliğine göre bir küfür gibi algılayabilir<br />

ya da set işçisi olabilirim.<br />

• Bir romanın başarılı olabilmesi için sizce<br />

olmazsa olmaz koşul nedir?<br />

Bir saniye için bile olsa, gerçek olduğuna<br />

inandırması.<br />

• Yazarlık öğrenilecek birşey midir? Eğer<br />

öyleyse siz nasıl öğrendiniz?<br />

Yazar olunamayacağını öğrenene kadar<br />

yazarlığın ne olduğu<br />

tabii ki öğrenilebilir.<br />

Ben<br />

hâlâ bu bilginin<br />

peşindeyim, dolayısıyla<br />

öğrenebildiğimi<br />

söyleyemem.<br />

• Kendinizi yazmak<br />

için şartlandırır<br />

mısınız?<br />

“Günde şu kadar<br />

yazmalıyım”<br />

gibi; yoksa fikirleriniz<br />

geliştikçe<br />

mi yazarsınız?<br />

Şartlandığım tek<br />

şey, “günde şu<br />

kadar okumalıyım,” konusudur. Yazmaksa,<br />

önceden hiçbir semptomu olmayan<br />

bir hastalık gibidir. Gelir, gider. Ne oldu<br />

bana, dersiniz. Önünüzde bir kitap duruyordur.<br />

• Yazarken çektiğiniz zorluklar nelerdir?<br />

Çok fazla sigara içiyor ve çok fazla kayboluyorum.<br />

Dolayısıyla metnin dumanından<br />

gözlerimin görmediği anlar çok<br />

oluyor.<br />

• Yazarken belirli bir teknik gözetiyor<br />

musunuz?<br />

Bir an önce yazıp kurtulma tekniğini uyguluyorum.<br />

Koşarak, nefes nefese, geriye<br />

bakmadan. Dalgayı yakalamış sörfçü gibi.<br />

Düşmeden önce en iyi hamleleri yapmak<br />

gerekiyor. Galiba bunun Türkçe’si, çalakalem<br />

tekniği.<br />

• Kendi kitaplarını yayınlatmak isteyen<br />

biz okuyucularınıza örnek olmak açısından<br />

ilk kitabınızı yayınlatma maceranızı<br />

anlatır mısınız?<br />

Üniversitenin bilmem kaçıncı sınıfındayken,<br />

okula gitmektense bir kahveye girip<br />

yazmaya başladım. İki ay sonra yedi<br />

nüshada çoğaltıp yayınevlerine bıraktım.<br />

Üçü reddetti, üçünden cevap gelmedi, Om<br />

Yayınevi editörü Nevzat Çelik kabul etti.<br />

Ancak bu macera, tavsiye edilecek türden<br />

değil. Çünkü doğrusu, önce yayınevlerini<br />

tanımak, hangisinin hangi romanları<br />

bastığını öğrenip, tarzları tanımak. Benim<br />

hiçbir fikrim yoktu. Kitapçıda önüme<br />

gelen kitabı çekip yayınevi adresi alıyordum.<br />

Nevzat Çelik’le karşılaşmamız ancak<br />

romanlarda olabilecek bir tesadüftü.<br />

• İlk kitabınız öncelikle adı pek duyulmamış<br />

bir yayınevinden basılmış daha sonra<br />

Doğan Kitaba nasıl geçebildiniz? Yeni<br />

yazarlar ilk kitaplarını büyük bir yayınevinden<br />

bastırabilir mi?<br />

Yayınevlerinin mali bilançolarına bakmaksızın,<br />

hepsine yönelebilirler. Buradaki<br />

yazar-yayıncı işbirliği asgari müşterek<br />

üzerine kuruludur. Bir ticarethane olan<br />

yayınevinin sorumlusuyla, kutsal bir kitap<br />

metni yazdığını düşünen yazar bir araya<br />

geldiğinde, ortak noktalar sadece asgari<br />

olarak kalır. Ticaret ve sanatın hiçbir<br />

ilgileri olmasa da, varmış gibi yapılarak<br />

davranılır. Sonuçta, yeni romanlar, onları<br />

eksiltmeden yayımlayacak herhangi<br />

bir yayınevine götürülebilir. Önemli olan<br />

metnin tamamının kabul görmesi ve karşılığında<br />

telif hakkı ödenmesidir.<br />

• Bir kitabı yazmaya başladığınızda, yazılarınız<br />

ne gibi evrelerden geçiyor? İlk<br />

sözcüğünüzden son sözcüğünüze kadar<br />

neler değişiyor bu evrede?<br />

6 7<br />

Yazmayı, düşünmenin bir yolu olarak benimsediğiniz<br />

takdirde, anlattığınız hikaye<br />

bir araca dönüşüyor. Ve o araç sayesinde,<br />

başlangıçta sorgulamak istediğiniz kavramı<br />

olabildiğince derinlemesine inceleyebiliyorsunuz.<br />

Sonuç olarak, ilk sözcükten<br />

son sözcüğe vardığımda, o kavram hakkında,<br />

kendim hakkında, dolayısıyla insan<br />

olmak hakkında daha çok düşünmüş<br />

ve öğrenmiş oluyorum. Daha çok… Ama<br />

asla yeterli değil!<br />

• Yazarken kendinizi dış dünyaya kapattığınız<br />

oluyor mu? Veya nasıl bir ruh halinde<br />

oluyorsunuz?<br />

Nasıl bir ruh haline sahip olduğumu tarif<br />

etmem pek mümkün değil ama bildiğim<br />

bir şey varsa, o da, yazarken, başka hiçbir<br />

şey düşünemediğim. Bu da şu anlama<br />

geliyor: 9 ay boyunca<br />

tavana bakıp, üç<br />

ay boyunca aralıksız<br />

biçimde yazmak. Ve<br />

tabii ki o üç ay süresince,<br />

“dış dünya”<br />

hakkında yazarken,<br />

dış dünyanın asla<br />

orada olmaması gerekiyor.<br />

• Yazarlığa adım atan<br />

ve atmak isteyenlere<br />

ne gibi bir öneriniz<br />

olur?<br />

Son derece kişisel<br />

bir uğraş olduğu<br />

için bu konuyla ilgili<br />

verebileceğim<br />

tek tavsiye: Hiçbir tavsiyeye uymamaları<br />

ve sadece yazmaları. Yazmayı, kalp atışı<br />

gibi doğal bir eylem olarak kabul etsinler.<br />

Yazdıklarını önce sol, sonra sağ gözleriyle<br />

okusunlar yeter.<br />

• Yazmayı bırakacağınız bir an sizce hiç<br />

gelir mi?<br />

O an zaten sürekli içinde yaşadığım bir<br />

an. Yazmaya başladığım ilk günden beri<br />

bu böyle. Ve bir daha yazıp yazmayacağımı<br />

bilemediğim için de her kitabı son<br />

kitabımmış gibi yazıyorum.<br />

• Eğer yazarlık yapmasaydınız ne yapıyor<br />

olurdunuz?<br />

Hiç bilmiyorum. Çünkü benim bu hayatta<br />

hiçbir konuda bir B planım olmadı. Kim<br />

bilir ne yapıyor olurdum? Her şey olabilirdi.<br />

<strong>İnsan</strong> istediği işi yapmıyorsa, diğer<br />

bütün işler ona aynı gelir sonuçta...

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!