# 01 - Yeni Anne
Doğru annelik yoktur. Annelik sürekli bir öğrenme halidir.
Doğru annelik yoktur. Annelik sürekli bir öğrenme halidir.
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Blogbabba Kösesi ¸ ˙<br />
ASTRONOT ve EVREN<br />
E.Ö. ve E.S.<br />
Ebeveynlik Öncesi ve Ebeveynlik Sonrası.<br />
Başlangıçlar genelde zordur. Ebeveynlik de öyle. Şöyle anlatayım:<br />
Farzedelim ki genel bir alışkanlık olarak sabahları çayınızla<br />
beraber gazetinizi okurken astroloji bölümünde burçları<br />
okumayı seviyorsunuz. Gezegenler, bunların çekim alanları,<br />
Venüs güneşi seviyor, Neptün bu hata size göz kırpıyor, yatırım<br />
yapın, Uranus çevrim içi, iyi haber gelebilir, Mars Merküri ile bar<br />
çıkışında görüntülendi, iş planlarınızı yaparken iki kere düşünün,<br />
filan. Derken “bir” şey oluyor, hop, ertesi gün bir bakıyorsunuz<br />
Jüpiter'e giden uzay mekiğinde eş kaptan rolünde astronot<br />
olmuşsunuz… Biraz abarttım mı? Olsun. Elbetteki aradaki<br />
ortalama 9 ay 10 günlük sürede hazırlık kampları sürüyor. Birden<br />
atlamıyorsunuz suya, lakin o hazırlık kampları ne kadar gerçekçi<br />
oluyor, iş başa düşünce daha net anlaşılıyor.<br />
Şöyle ki:<br />
Doğum sonrası olası Lohusa sendromu (anne veya baba - evet<br />
babalar da lohusa olabiliyor), emzirme teknikleri, emzirememe<br />
durumları, panik ataklar, Greko-romen alt değiştirme güreşleri,<br />
bez, büyük gelen bez, küçük gelen bez, ihtiyacın olan bezin, ama<br />
sadece o boy bezin markette olmaması, dolu bezin taşması,<br />
dolması gereken ama doldurulmayan bezin yarattığı endişeler,<br />
şampanya misali lavman partisi, hiç bitmeyen biberon<br />
yıkamalar, biberonun delik sayısının bir türlü gerekene denk<br />
gelmemesi, ek delikler açmak sonra da pişman olmak, emzik<br />
konusunda bir türlü karar verememek, o emziğe en çok ihtiyaç<br />
olunduğunda o emziğin üstüne saç yapışmış bir şekilde yerde<br />
bulunması, hatta çoğu zaman bulunamaması, uykusuzluk, hem<br />
de esaslı uykusuzluk, rüya ile gerçeğin ayırımını kaybedip sabah<br />
kalktığında acaba gece gerçekten uçuyor muydum ben diye<br />
şüphelenmek, ağlayan bebeği susturamamak, ağlamayan<br />
bebeği bir anormallik mi var diye çimdiklemek, büyük<br />
ebeveynlerin verdiği ve modern pedagoglarla çelişen öğütler<br />
arasında ambale olmak, yürüme yaşını geçtiğinde emekliyorsa<br />
hiç bir zaman yürüyemeyecek diye ağlamak, başkasının çocuğu<br />
12 kelimeye ulaştığında sizinki sıfır noktasında diye hayılanmak,<br />
çocuğu yıkarken korkudan ellerinin titremesi, iki yüz kişinin<br />
senin işine karışması, okuduğun kitaplarda tavsiye edilenleri<br />
deneyip yanılmak, yanıldıkça daha çok okumak, okudukça daha<br />
çok yanılmak, ilk ateş 38 olduğunda sanki çocuğun alnı değil de<br />
mahalle yanıyormuş gibi dünyayı ayağa kaldırmak, çocuk<br />
doktoru seçimi, doktordan kıllanma süreci, başka doktorlar<br />
denemek, her bulunan doktorun bir öncekinden daha iyi olduğu<br />
konusunda kendini avutmak, aradan zaman geçince eski<br />
doktorun burunda tütmesi, okul arayışına girmek -yuh artık daha<br />
yeni doğdu demeyin- kreşten bahsetmiyorum, ilkokul yemin<br />
ederim, bebek ağladığında niye ağladığını bilememek, her şeyi<br />
deneyip hiç bir şey işe yaramadıktan sonra çaresizce oturmak,<br />
kendini hiç bir işe yaramayan bir ebeveyn olarak hissetmek, her<br />
tecrübeden çıkan sonucu müspet tecrübe olarak görmek, ama<br />
aynı yöntem bir sonraki durumda işe yaramayınca doktoru<br />
aramak, doktorun sakinliği ve açıklaması akla yatmayınca<br />
anneanneyi/babaanneyi aramak, ona da inanmamak, tam aynı<br />
zamanda kendin ebeveynlerinin seni nasıl büyüttükleri<br />
konusunda hayretlere düşmek, pişik kremini bir süre sonra<br />
ekmek hariç her şeye sürüp medet ummak, kakadan fal bakmak,<br />
“Rengi koyu yeşil…hıhı…evet… bakiyim?…Yaani, sulu diyemem<br />
ama tam katı değil, o kesin, kulak memesi kıvamında, hmmm, üç<br />
vakte kadar ishal diyorsunuz, anlıyorum, tamam bir sonraki kaka<br />
da böyle çıkarsa sizi arıyoruz, teşekkürler…”, bebek arabasını<br />
alırken size sunulan 6 eksende hareket edebilen, bir oda bir<br />
salon, çocuk banyolu arabaya aslında ihtiyacınız olmadığını<br />
bilmenize rağmen o dört haneli fiyatı ödemek, ve kasada<br />
ödemeyi yaparken bir dahaki ay hangi harcamayı kısmanız<br />
gerektiğiyle ilgili hesaplar yapmak, dışarıda güzel bir akşam<br />
yemeği niyetiyle girdiğiniz restauranttan, 15 dakika sonra<br />
çılgınca ağlayan bir bebekle koşarak çıkmak, bir buçuk saatlik bir<br />
filmi 2 ayda seyretmek, havaalanında güvenlikten geçerken<br />
esaslı küfürler eşliğinde bir türlü katlayamadığınız puseti<br />
tekmelemek, mama çok sıcak olduğunda soğutmak, çok<br />
soğutunca yine ısıtmak, tutturamayınca, yenisini yapmak,<br />
hahaaa şimdi aklıma geldi, mama seçimi yapmak, bir mamanın<br />
gaz yapması, yenisine geçmek -aynı bez gibi her bittiğinde sizin<br />
yeni geçtiğiniz mamayı markette bulamamak, bebek<br />
uyuyakaldığı için gidilen yerde ebeveynlerden birinin mafya<br />
baronunu gözetleyen FBI ajanı gibi saatlerce arabada oturması,<br />
arada diğer eşin arabadaki eşe su ve yemek getirmesi, …<br />
Daha devam ederdim ama bunun ucu oldukça açık. Herkes aynı<br />
tecrübeyi yapmadığı gibi, her ortak tecrübe de aynı miktarda<br />
olmuyor. Söylemek istediğim, ebeveynlik öncesi ve sonrası<br />
arasında ciddi bir fark var. Ve ebeveynlik zor iş. Amacım kimseyi<br />
korkutmak değil çünkü bu kadar emek, enerji, zaman, para<br />
harcanmasının elbet bir karşılığı var.<br />
O güzel varlık fırından yeni çıkmış poğaça gibi ılık ve yumuşak<br />
uyandığında, kucağınıza alıp kokusunu içinize çekerek<br />
boynundan öptüğünüz an var ya. İşte o, siz uzay mekiğinde<br />
acemi astronot olarak bocalarken, bir saniyeliğine mekiğin<br />
camından dışarıda gördüğünüz eşsiz güzellikteki evrene aşık<br />
olup kendinizi akışa bıraktığınız an.