AramızdanAyrılanlar

Sayfa 247
Montreal’ deki Türk arkadaşları arasında iki kişinin yeri farklıydı. Onlardan sevgiyle söz
ederdi: Dr. Vahit Gedikoğlu ve Kılıç Kaplan Arıtürk. Dr. Vahit Gedikoğlu ile bir süre aynı evi
paylaşmışlar. Vahit bey orada bir Kadın Doğum Kliniğinde çalışıyormuş. Şevkete gerçek bir
ağabey gibi davranmış. Daha sonra İstanbul’da haberleştiklerini ve bazen görüştüklerini
biliyorum. Dr. Vahit Gedikoğlu bir süre Zeynep Kamil Hastanesinin başhekimliğini yapmıştı.
Kılıç Kaplan Arıtürk ise akıllı, esprili, pratik zekalı ve arkadaş canlısı biri olarak Şevketi çok
etkilemiş. Onunla birlikte yaşadıkları gerçekten komik anıları anlatırdı. Çok sonraları, benim
meslek çevremde, değerli bir hocamızın, Prof. Dr. Sedat Arıtürk’ün adı geçmişti, o zaman
söylemişti Şevket, Kılıç Kaplan Arıtürk’ün ağabeyi olduğunu.
Bir de Montreal Üniversitesi’nde arkadaş olduğu Claude Guay ve kardeşi ile çok derin
dostlukları olmuş. Tatillerde hemen hemen bütün Kanada’ yı birlikte camping yaparak
gezmişler. Bu dönemde edinilen kamp deneyimlerinden sonraki yıllarda Ege ve Akdeniz
kıyılarında yaz tatillerimizde yaptığımız gezilerde çok işimize yaradı. Kıyılarımızın güzelliklerinin
tadını çıkardık. Claud Guay ile her zaman haberleştiler. Şevket’i kaybettikten hemen sonra
Claude’ dan mektup geldi. Çocukları ve karısı ile Türkiye’ ye geleceğini, bizleri görmek istediğini
yazıyordu. Ne yazık ki seneler sonra Türkiye’ye gelmek üzere bulduğu bu seyehat fırsatında,
artık Şevketi görme olanağı yoktu.
“L’Université de Montréal’ in Fizik Bölümü’ndeki asistanlık anıları pek çoktu: Öğrencilerle
ilişkileri çok iyiymiş.Yardımcı asistanlık yaptığı hocası “Nobel Ödüllü” imiş.
Montreal Üniversitesi’ndeki çalışma süresinin bitiminde “Northen Electric” şirketinden
iş teklifi almış. Yanlış hatırlamıyorsam Northen Elektrik Kanada’ da o zamanın büyük telefon
şirketlerinden biriymiş ve Türkiye’de iş yapma hazırlıkları varmış. Şevket’ in bu cazip teklifi
düşünmeye imkanı olmamış. Çünkü o sırada, henüz Kanada’da iken babasının vefat haberini
almış ve İstanbul’a dönmüş.
Yeri gelmişken burada biraz ailesinden söz etmek istiyorum. Doğrusu söz etmeye değer.
İstanbul ve Osmanlı kültürünü bilen insanlarmış. Babası Mustafa Nasır Bey gerçek bir İstanbul
beyefendisi imiş. Şevketin annesi, Nasır Bey’in her zaman çok şık, çok kibar ve nüktedan
olduğunu söylerdi. Onu hep saygı ve hayranlıkla anmıştır. Büyük babası, Mehmet Şevket Bey
ise, Osmanlı döneminin Saraybosna valilerinden imiş. Ailenin bir kolu Saraybosna’ da
yaşıyormuş. 1900 lü yılların başında akrabaların birbirine gönderdiği kartpostallar mevcut. Aile
bunları saklamış. Soyadlarının Alipasic olduğu anlaşılıyor. Kayınvalidem “kızım, bu Şevket
Aramızdan Ayrılanlar
Türk Fizik Derneği