AramızdanAyrılanlar

Sayfa 117
duygusunun aşılandığı uygar dünyada var olmak hedefi olan bir Türkiye’ nin insanıydılar. Oysa
günümüz Türkiyesi, borç sarmalında yüzen, kendini yok oluşa sürükleyen bir ülke konumunda.
Aydınlık dolu bir geleceğe yönelebilmek için neler yapılabilir? Biraz da buna kafa yoralım:
Yaşadığımız tüm olumsuzluklara ve kendimizi uçuruma sürüklememize rağmen, bugün
hâlâ ayakta kalabilmişsek, bilimin belli alanlarında kişisel özverilerle az da olsa uluslararası
düzeyde bilim üretebiliyorsak bu, Cumhuriyeti kuranların bize bıraktığı ve halen tükenmemiş
olan mirası sayesindedir. Ama unutulmamalı ki, kötü kullanılırsa bir gün miraslar da tükenir.
Cumhuriyet’in kuruluş hedeflerinden sapmamız bizi bugünkü acıklı duruma getirdi. Sağlıklı bir
şekilde yeniden düşünmeli, kendimize belirli hedefler seçmeliyiz. Hedefi olmayan ulusların
parlak bir geleceği olamayacağını, hedefsizliğin başka umutsuzluklarla birleşince her türlü
insanca değer yargılarından ve ahlâk normundan kopuşu da beraberinde getireceğini
aklımızdan çıkarmayalım. Cumhuriyeti kuran iradenin bir bilim, kültür ve sanat toplumu
yaratmak istediğini, ancak bu yolla çağdaş dünyada onurlu bir yer edinebileceğimizi
unutmayalım.
Bilim ve teknolojinin birbirinin içine girdiği ve birbirini ürettiği (Nobel ödüllü Amerikalı
fizikçi Leon M. Lederman, bilim ve teknolojinin içten içe birbirini dokumak ve çoğaltmak
sürecinin üç aşaması olduğunu belirtiyor: 1. Bilim teknolojiyi doğurur. 2. Bilim daha çok bilim
üretmek için doğurduğu teknolojiyi kullanır. 3. Daha çok bilim daha çok teknoloji üretir.)
günümüzde ülkeler artık teknolojik sınıflara ayrılıyor: Teknolojiyi üreten ülkeler, teknolojiyi
kullanan ülkeler, teknolojiden kopuk yaşayan ülkeler. Ne yazık ki, Türkiye teknolojiden kopuk
yaşayan ülkeler arasında yer alıyor.
Bilim ve teknoloji üretmek geleneği olan sanayileşmiş ülkeler, bunu bir devlet politikası
haline getirip hedeflerine bu şekilde ulaşıyorlar. Birkaç örnekle bu durumu aydınlatalım:
Birincisi, 1960’ lı yılların başında, zamanın ABD başkanı J.F. Kennedy on yıl içinde Ay’ a gitme
hedefini ortaya koydu. On yıllık süre dolmadan bu hedef gerçekleşti. Bu hedefin gerçekleşme
süresi içinde birçok yan sanayi doğdu, pek çok insana yeni iş olanağı yaratıldı. Bir diğeri,
Japonların gerçekleştirdiği hedeftir. 1980’ lerde Japonlar on yıllık plan yaptılar; beşinci kuşak
süper bilgisayar ve yonga (çip) üretme hedefini seçmişlerdi; bunu başardılar. Yıllarca üzerinde
çalışılan bir başka büyük bilimsel çalışma olan “İnsan Genomu Projesi” nin ( Bu projenin
temeli, 1953 yılında Sir Francis Crick ve James Watson nın DNA nın yapısının çift sarmal
olduğunu açıklayan temel bilim çalışmasına dayanır. Projenin tamamlanması ile birlikte
moleküler biyolojide yepyeni ufuklara doğru gidiliyor) tamamlandığı haberi, 2000 yılında
Aramızdan Ayrılanlar
Türk Fizik Derneği