HAZAR WORLD - SAYI: 36 - KASIM 2015
TRANS PASİFİK ORTAKLIK (TPP) / TRANS-PACIFIC PARTNERSHIP (TPP) 2025 YILINDA GSYİH’DE GÖRÜLECEK TAHMINI DEĞIŞIM (%) PREDICTED PERCENTAGE CHANGE IN GDP IN 2025 TPP 0.3 ABD USA 0.1 Avustralya Australia 0.2 Kanada Canada 0.1 Şili Chile -0.3 Meksika Mexico 1.6 Yeni Zelanda New Zealand 0.6 Peru Peru 2 TPP & RCEP 2.7 Brunei Brunei -0.3 Japonya Japan 0.2 Kore Korea 4.3 Malezya Maleysia 6.1 Singapur Singapore 1.9 Vietnam Vietnam 28.2 Sadece RCEP RCEP-Only -0.3 Çin China -0.3 Hong Kong Hong Kong -0.3 Endonezya Indonesia -0.3 Filipinler Philippines -0.1 Tayland Thailand -0.3 Diğerleri Others -0.3 Rusya Russia -0,1 Tayvan Taiwan -0,5 Avrupa Europe -0,1 Hindistan India -0,1 Küresel Ekonomi Global Economy 0,2 Kaynak: Dünya Ekonomik Forumu. https://agenda.weforum.org/wp-content/uploads/2015/10/tpp-change-in-gdp_1024.png Source: World Economic Forum. https://agenda.weforum.org/wp-content/uploads/2015/10/tpp-change-in-gdp_1024.png Verimlilik artışı da bu sanayi kollarına yapılan yatırımları arttıracak. Bunun yanı sıra TPP, yatırımcıların daha fazla korunmasını da öngörüyor. Bunun da elbette iş yatırımlarını arttırması bekleniyor. Bu durumda söz konusu anlaşmanın TPP ülkeleri üzerinde uzun vadede çok ciddi olumlu etkiye sahip olacağı, ancak anlaşmaya taraf olmayan ülkelerin de bundan olumsuz etkileneceği söylenebilir. TPP, üye ülkelerin GSYİH rakamlarını bir hayli yükseltecek, ancak üye olmayan ülkelerdeki verimliliği düşürecek. Örneğin Vietnam için tahmini kazanım miktarı %28 oranında olacak, ancak verimlilik artışı sayesinde ülkenin daha ciddi kazanımlar elde edeceği de öngörülüyor. ABD, Kanada ve Japonya gibi sanayileşmiş üye ülkeler de bu anlaşmadan fayda sağlayacak, fakat bu ekonomilerin büyüklüğü ve gelişmişlik düzeyi göz önüne alındığında, diğer üye ülkelere kıyasla daha az kazanım elde edecekler. TPP üyesi olmayan ülkeler ise bu anlaşmadan zarar edecek. Ayrıca Çin, Endonezya, Tayland, Filipinler ve Tayvan gibi diğer Pasifik ülkelerinde TPP, ÜYE ÜLKELERIN GSYİH RAKAMLARINI BIR HAYLI YÜKSELTECEK, ANCAK ÜYE OLMAYAN ÜLKELERDEKI VERIMLILIĞI DÜŞÜRECEK. TPP WILL SIGNIFICANTLY INCREASE GDP IN MEMBER COUNTRIES BUT WILL REDUCE OUTPUT IN NON- MEMBER COUNTRIES. and equipment, chemical, petrochemical and electronic equipment which exhibit increasing returns to scale. Efficiency gains, in turn, will increase investments in these industries. Furthermore, the TPP also requires increased protection of investors, which will naturally increase business investments in these countries. Therefore, it can reasonably be expected that this agreement will have significant positive effects on the economies of the TPP countries in the longer run. These gains will come at the expense to non-participating countries. TPP will significantly increase GDP in member countries but will reduce output in non-member countries. In particular, note that expected gain in Vietnam is above 28%, implying greater benefits for this country stemming from efficiency gains. Industrialized member countries such as the US, Canada and Japan will also benefit from this agreement, however the gains will be small given their relative size and level of development. Non-TPP countries will lose from this 16 KASIM 2015 SAYI 36 - NOVEMBER 2015 ISSUE 36
www.hazarworld.com anlaşmanın oluşturacağı zarar nispeten daha yüksek olacak. ABD, Kanada ve Japonya’nın Avrupa ülkelerinin uluslararası ticaretinde göreli öneme sahip olmaları sebebiyle, anlaşma Avrupa ülkeleri üzerinde de olumsuz etkiye sahip olacak. TPP Anlaşması, Çin’i anlaşma dışında bırakması sebebiyle de eleştiriliyor. TPP genellikle ABD’nin geniş dış politika hedeflerine ulaşmayı ve özellikle de Çin’in bölgede artan nüfuzunu kırmayı amaçlayan bir platform olarak değerlendiriliyor. Fakat “Çin karşısında TPP projesinin en temel problemi, hatalı bir çevreleme politikası üzerine kurulmuş olması değil, aksine Çin’i ticaret ve yatırıma yeni standartlar getiren bu anlaşmayı imzalamaya teşvik edecek kadar çekici bir anlaşma olamama ihtimalidir.” Aslında Çin yalnızca Pasifik Havzası ülkelerinde değil tüm dünyada kendi ticaret ve iş girişimlerini sürdürme konusunda son derece aktif davranan bir ülke. TPP ANLAŞMASI, ÇIN’I ANLAŞMA DIŞINDA BIRAKMASI SEBEBIYLE ELEŞTIRILIYOR. THE TPP AGREEMENT IS CRITICIZED FOR LEAVING CHINA OUTSIDE THE AGREEMENT. YENİ BİR TİCARET DÜZENİ Dünya yeni bir ticaret düzeninin eşiğinde bulunuyor. Yakın bir tarihte ABD öncülüğünde on iki Pasifik ülkesi Trans Pasifik Ortaklık Anlaşması’nı imzaladı. ABD bir yandan da Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı’nı (TTIP) kurmak için AB ile görüşmeler yapıyor. Bu iki anlaşma hayata geçirildiğinde, söz konusu bloklar küresel GSYİH’nin yaklaşık %63’üne tekabül ettiği için dünya ticaret düzeni köklü bir değişikliğe uğrayacak. TPP ve TTIP gibi tercihli ticaret anlaşmaları, dünyanın geri kalanı pahasına üye ülkelere ciddi ekonomik kazanımlar sağlıyor. TPP veya TTIP’ye katılan ülkeler önemli ekonomik kazançlar elde ederken, diğer ülkeler bu anlaşmalardan zararlı çıkıyor. Her iki anlaşmaya da katılan ABD elbette ekonomik kazanım konusunda aslan payını alacak. Diğer yandan Çin, Rusya, Brezilya, Güney Afrika ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler ise bu ortaklıklar sebebiyle zarara uğrayacak. Çin, dünyanın geri kalanıyla, özellikle de kaynak bakımından zengin ülkelerde ticaret ve iş ilişkilerini geliştirme konusunda bir hayli aktif davranıyor. Dünya ülkeleriyle ikili ticari ilişkilerin geliştirilmesi, anlaşma dışında kalan ülkelerin karşılaşacağı zararlı etkileri tamamen ortadan kaldırmasa da hafifletmeye yaragreement. Also note that loss will be relatively high in other Pacific countries such as China, Indonesia, Thailand, Philippines, and Taiwan. European countries will also be negatively affected given thye relative importance of the US, Canada and Japan in international trade of European countries. The TPP agreement is also criticized for leaving China outside the agreement. In fact, the TPP is often viewed as a platform for achieving wider US foreign policy goals, and specifically countering the rising influence of China in the region. But it is also argued that “The most fundamental challenge to the TPP project vis-à-vis China is not that it is built around a faulty notion of containment, but rather that it may not constitute a powerful enough enticement to propel China to sign on to these new standards on trade and investment.” In fact, China has been rather active in pursuing her own trade and business initiatives not only in the Pacific Basin countries, but all over the globe. A NEW TRADE ORDER The world is at the edge of a new trade order. Recently, twelve Pacific countries, led by the USA, have signed the Trans- Pacific Partnership agreement. The USA also holds discussions with the EU for establishing a Transatlantic Trade and Investment Partnership. Once these two agreements enter into force, the world trade order will be altered fundamentally as these blocs cover about 63% of the global GDP. Preferential trade agreements such as TPP and TTIP bring significant economic gains to parties of these agreements at the cost of the rest of the world. Countries joining either TPP or TTIP will obtain significant economic benefits whereas other countries will lose. Naturally, the USA, which joins both these agreements will obtain lion’s share of economic gains. On the other hand, developing countries such as China, Russia, Brazil, South Africa and Turkey will be negatively affected from these trade partnerships. China has been quite active in developing trade and business ties with the rest of the world, especially with resource-rich countries. Establishing close bilateral trade relationships with world countries naturally mitigate but not fully eliminate the negative effects of being left outside. HAZAR WORLD 17
- Page 1: HAZAR STRATEJİ ENSTİTÜSÜ YAYINI
- Page 4 and 5: IÇINDEKILER CONTENTS 04 HAZAR’A
- Page 6 and 7: HAZAR’A DAİR / CASPIAN OVERVIEW
- Page 8 and 9: ÖZEL HABER / SPECIAL REPORT KRITIK
- Page 10 and 11: ÖZEL HABER / SPECIAL REPORT MODERN
- Page 12 and 13: HABER ANALİZ / IN DEPTH ERMENİSTA
- Page 14: ERMENİSTAN AÇIKLAMASI / ARMENIA S
- Page 17: www.hazarworld.com ABD Ticaret Tems
- Page 22 and 23: RÖPORTAJ / INTERVIEW VOLKSWAGEN CO
- Page 24 and 25: VOLKSWAGEN CO 2 EMİSYON SKANDALI /
- Page 26 and 27: GÖRÜŞ / OPINION TÜRKİYE-RUSYA
- Page 28 and 29: TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİ / T
- Page 30: TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİ / T
- Page 33 and 34: www.hazarworld.com Enerjide merkez
- Page 35 and 36: www.hazarworld.com ekonomisinin en
- Page 37 and 38: www.hazarworld.com te olan ülkeler
- Page 39 and 40: www.hazarworld.com Öte yandan dün
- Page 41 and 42: www.hazarworld.com taraftan, yalnı
- Page 43 and 44: www.hazarworld.com duracağa benzem
- Page 45 and 46: www.hazarworld.com milyar dolara ç
- Page 47 and 48: www.hazarworld.com ve Avrupa’ya g
- Page 49 and 50: www.hazarworld.com SİNEMA SANATINI
- Page 51 and 52: www.hazarworld.com 04 beyaz perdeye
- Page 53 and 54: www.hazarworld.com KİTAP / BOOK YA
- Page 55 and 56: www.hazarworld.com ХАЛДУН Я
- Page 57 and 58: www.hazarworld.com ЕЖЕГОДНО
- Page 59 and 60: www.hazarworld.com мирующим
- Page 61 and 62: www.hazarworld.com в Сирии,
- Page 63 and 64: www.hazarworld.com ОПАСНЫЕ
- Page 65 and 66: www.hazarworld.com ЭНЕРГЕТИ
www.hazarworld.com<br />
anlaşmanın oluşturacağı zarar nispeten<br />
daha yüksek olacak. ABD, Kanada ve<br />
Japonya’nın Avrupa ülkelerinin uluslararası<br />
ticaretinde göreli öneme sahip olmaları<br />
sebebiyle, anlaşma Avrupa ülkeleri<br />
üzerinde de olumsuz etkiye sahip olacak.<br />
TPP Anlaşması, Çin’i anlaşma dışında<br />
bırakması sebebiyle de eleştiriliyor. TPP<br />
genellikle ABD’nin geniş dış politika<br />
hedeflerine ulaşmayı ve özellikle de Çin’in<br />
bölgede artan nüfuzunu kırmayı amaçlayan<br />
bir platform olarak değerlendiriliyor.<br />
Fakat “Çin karşısında TPP projesinin<br />
en temel problemi, hatalı bir çevreleme<br />
politikası üzerine kurulmuş olması değil,<br />
aksine Çin’i ticaret ve yatırıma yeni standartlar<br />
getiren bu anlaşmayı imzalamaya<br />
teşvik edecek kadar çekici bir anlaşma<br />
olamama ihtimalidir.” Aslında Çin yalnızca<br />
Pasifik Havzası ülkelerinde değil tüm<br />
dünyada kendi ticaret ve iş girişimlerini<br />
sürdürme konusunda son derece aktif<br />
davranan bir ülke.<br />
TPP ANLAŞMASI,<br />
ÇIN’I ANLAŞMA<br />
DIŞINDA BIRAKMASI<br />
SEBEBIYLE<br />
ELEŞTIRILIYOR.<br />
THE TPP AGREEMENT<br />
IS CRITICIZED FOR<br />
LEAVING CHINA<br />
OUTSIDE THE<br />
AGREEMENT.<br />
YENİ BİR TİCARET DÜZENİ<br />
Dünya yeni bir ticaret düzeninin eşiğinde<br />
bulunuyor. Yakın bir tarihte ABD<br />
öncülüğünde on iki Pasifik ülkesi Trans<br />
Pasifik Ortaklık Anlaşması’nı imzaladı.<br />
ABD bir yandan da Transatlantik<br />
Ticaret ve Yatırım Ortaklığı’nı (TTIP)<br />
kurmak için AB ile görüşmeler yapıyor.<br />
Bu iki anlaşma hayata geçirildiğinde,<br />
söz konusu bloklar küresel GSYİH’nin<br />
yaklaşık %63’üne tekabül ettiği için<br />
dünya ticaret düzeni köklü bir değişikliğe<br />
uğrayacak.<br />
TPP ve TTIP gibi tercihli ticaret anlaşmaları,<br />
dünyanın geri kalanı pahasına<br />
üye ülkelere ciddi ekonomik kazanımlar<br />
sağlıyor. TPP veya TTIP’ye katılan ülkeler<br />
önemli ekonomik kazançlar elde<br />
ederken, diğer ülkeler bu anlaşmalardan<br />
zararlı çıkıyor. Her iki anlaşmaya da<br />
katılan ABD elbette ekonomik kazanım<br />
konusunda aslan payını alacak. Diğer<br />
yandan Çin, Rusya, Brezilya, Güney<br />
Afrika ve Türkiye gibi gelişmekte olan<br />
ülkeler ise bu ortaklıklar sebebiyle zarara<br />
uğrayacak.<br />
Çin, dünyanın geri kalanıyla, özellikle<br />
de kaynak bakımından zengin ülkelerde<br />
ticaret ve iş ilişkilerini geliştirme konusunda<br />
bir hayli aktif davranıyor. Dünya<br />
ülkeleriyle ikili ticari ilişkilerin geliştirilmesi,<br />
anlaşma dışında kalan ülkelerin<br />
karşılaşacağı zararlı etkileri tamamen<br />
ortadan kaldırmasa da hafifletmeye yaragreement.<br />
Also note that loss will be<br />
relatively high in other Pacific countries<br />
such as China, Indonesia, Thailand,<br />
Philippines, and Taiwan. European<br />
countries will also be negatively affected<br />
given thye relative importance of the US,<br />
Canada and Japan in international trade<br />
of European countries.<br />
The TPP agreement is also criticized for<br />
leaving China outside the agreement. In<br />
fact, the TPP is often viewed as a platform<br />
for achieving wider US foreign policy<br />
goals, and specifically countering the rising<br />
influence of China in the region. But it<br />
is also argued that “The most fundamental<br />
challenge to the TPP project vis-à-vis<br />
China is not that it is built around a faulty<br />
notion of containment, but rather that<br />
it may not constitute a powerful enough<br />
enticement to propel China to sign on to<br />
these new standards on trade and investment.”<br />
In fact, China has been rather<br />
active in pursuing her own trade and<br />
business initiatives not only in the Pacific<br />
Basin countries, but all over the globe.<br />
A NEW TRADE ORDER<br />
The world is at the edge of a new trade<br />
order. Recently, twelve Pacific countries,<br />
led by the USA, have signed the Trans-<br />
Pacific Partnership agreement. The USA<br />
also holds discussions with the EU for<br />
establishing a Transatlantic Trade and<br />
Investment Partnership. Once these two<br />
agreements enter into force, the world<br />
trade order will be altered fundamentally<br />
as these blocs cover about 63% of the<br />
global GDP.<br />
Preferential trade agreements such as<br />
TPP and TTIP bring significant economic<br />
gains to parties of these agreements at the<br />
cost of the rest of the world. Countries<br />
joining either TPP or TTIP will obtain<br />
significant economic benefits whereas<br />
other countries will lose. Naturally, the<br />
USA, which joins both these agreements<br />
will obtain lion’s share of economic gains.<br />
On the other hand, developing countries<br />
such as China, Russia, Brazil, South<br />
Africa and Turkey will be negatively affected<br />
from these trade partnerships.<br />
China has been quite active in developing<br />
trade and business ties with the rest of<br />
the world, especially with resource-rich<br />
countries. Establishing close bilateral<br />
trade relationships with world countries<br />
naturally mitigate but not fully eliminate<br />
the negative effects of being left outside.<br />
<strong>HAZAR</strong> <strong>WORLD</strong><br />
17