17.07.2015 Views

www.notindir.com

www.notindir.com

www.notindir.com

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

<strong>www</strong>.<strong>notindir</strong>.<strong>com</strong>Işın, Sibirya üstlerinde atmosfere çarpınca maddeye dönüşmüştü. Bu açıklamayı, birazzorlanarak hazırlanmış izlenimi verdiği için kabul edemiyorum.Olayı anti-maddenin toprağa çarpmasıyla açıklamak isteyen teoriyi de kabuledemiyorum. Uzayın derinliklerinde anti-madde bulunduğuna kesinlikle inanıyorsam da,Tunguska'da izine rastlanabileceğini sanmıyorum; çünkü maddeyle anti-maddeninçarpışması, ikisinin de yok olmasıyla sonuçlanır. Üstelik bir anti-madde parçasınındünyaya kadar maddeyle çarpışmadan gelebilmesi çok uzak bir ihtimaldir.Ben, nükleer patlamanın, bilinmeyen bir uzay gemisinin enerji pilinin patlaması sonucuortaya çıktığını ileri sürenlerin görüşüne katılıyorum. Garip bir görüş mü? Belki, ama hiçolmazsa imkânsız değil.Tunguska göktaşı hakkında raflar dolusu kitap vardır. Ancak en önemli bilgilerden biri,patlama merkezindeki radyoaktivitenin, bugün bile, başka yerlerde olduğundan iki kerefazla olduğudur. Ağaçların ve yaş çemberlerinin dikkatlice incelenmesi, radyoaktivitenin1908'den sonra gözle görülür biçimde arttığını doğrulamaktadır.Bu olay -ve başkaları- hakkında tek ve kesin bir bilimsel delil ortaya konuncaya kadarhiç kimsenin, hem de neden göstermeksizin birtakım açıklamaları reddetmeye hakkıyoktur. Güneş sistemimizdeki gezegenler hakkında bildiklerimiz çok kolay anlaşılırtürdendir. Bizim anladığımız biçimde hayat, o da kısıtlı miktarlarda; yalnızca Merih'tegelişebilir. İnsan, hayatı kendi aklının yarattığı teorik bir sınıra hapsetmiştir. Bu sınırınadı ekosferdir. Güneş sistemimizde yalnızDünya , Venüs ve Merih ekosferin sınırınagirerler. Bununla birlikte hayatın, yalnız bizim anladığımız biçimde olmayacağını,bilinmeyen hayat türlerinin gelişmek için bambaşka koşullar arayabileceğiniunutmayalım. 1962 yılına kadar Venüs'te hayat olduğuna inanılıyordu. Mariner ll'ninVenüs'e 33.789 kilometre yaklaşarak yolladığı bilgiler bu gezegeni de kural dışı bıraktı.Mariner ll'den gelen raporlar, Venüs'ün aydınlık ve karanlık yanlarındaki yüzey ısısının420 derece santigrat olduğunu bildiriyordu. Böyle bir ısıda su bulunması imkânsızdı;ancak erimiş metallerden oluşan gölcükler bulunabilirdi. Böylece Venüs'ü Dünya'nın ikizkardeşi olarak niteleyen düşünce de, kökten yıkılmış oldu. Bununla birlikte, yüzeydebulunan karbonla karışık hidrojenin her türlü bakteri için yetişme ortamı olabileceğiinancı yerleşti. Yakın zamanlara kadar bilginler Merih'te hayat olmasınındüşünülemeyeceğini ileri sürüyorlardı. Ne var ki bir süredir bu iddia 'zorlukladüşünülebilir' biçimini almıştır, çünkü Mariner IV'ün başarılı Merih seferi, istesek deistemesek de Merih'te hayat olabileceğini ortaya koymuştu. Hatta komşumuz Merih'insayısız bin yıl önce bir uygarlık barındırmış olması bile mümkündür. Her durumda daMerih'in ayı olan Phobos özel bir dikkat ve inceleme gerektirir.Merih'in iki ayı vardır: Phobos ve Deimos (Yunanca anlamları Korku ve Dehşettir).Bunlar, Amerikan astronomi uzmanı Asaph Hail tarafından 1877'de keşfedilmeden öncede biliniyorlardı. 1610 yıllarında Johannes Kepler, Merih'in yanında iki uydubulunduğundan kuşku duyuyordu. Capucine rahibi Schyrl, Merih aylarını bir iki yıl dahaönce gördüğünü ileri sürmüştü, ancak yanılmış olmalıydı, çünkü çağının optik araçlarıyla

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!