17.07.2015 Views

www.notindir.com

www.notindir.com

www.notindir.com

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

<strong>www</strong>.<strong>notindir</strong>.<strong>com</strong>gösteriyor, onları kötülük ve ahlâksızlıktan korumaya çalışıyorlardı. Toplumların kurucubir biçimde gelişmesini istiyorlar, bu yüzden uyumsuzluk gösterenleri ortadan kaldırıyor,kalanların gelişme yeteneğinde bir toplum kurması için gerekli temel kavramlaröğretiyorlardı.Delillerin eksikliği yüzünden bu varsayımda birtakım boşluklar vardır: Gelecek, buboşluklardan kaçının doldurulabileceğini gösterecektir. Bu kitap birçok tahminden oluşanbir varsayımı ortaya koymaktadır ve bu varsayım doğru olmayabilir. Bununla birlikte,tabuların koruyuculuğunda, saldırıya uğramadan yaşayan dinlerin kuruluş ilkelerinebakınca, varsayımımın en az onlar kadar geçerli olabileceğini görmekteyim.Gerçek hakkında birkaç kelime söylemek belki de yarar sağlayacaktır. Dinine inanan vekuşku uyandıracak bir saldırıya uğramayan her insan «gerçeği» bulduğuna da inanır.Bu yalnız Hıristiyanlar için değil, küçük, büyük her dinin taraftan için geçerlidir.Teosofistler[3]din bilginleri ve filozoflar, öğretilen üzerinde yıllarca kafa patlattıktansonra «gerçeğe» vardıklarına inanırlar. Doğal olarak her dinin bir tarihi, Tanrı'sınınverdiği sözler Tanrı'sının koyduğu yasalar ve... diyen peygamber ve bilge kişileri vardır.«Gerçeğin» ispatlanması, insanın inandığı dinin tam içinden başlar ve dışına doğru isler.Bunun sonucu olarak, çocukluktan başlayarak bizlere kabul ettirilen tek yönlü birdüşünce biçimi ortaya çıkar.Böylece birçok kuşak gerçeği benliğinde topladığına inanarak geçip gider.Ben, daha alçak gönüllü davranarak, gerçeğe sahip olamayacağımızı, ona ancakinanabileceğimizi ileri sürüyorum. Gerçeği bulmak isteyen insan, onu kendi dinininsiperleri ve sınırları içinde aramamalıdır. Hem hayatın amacı ve gereği nedir? Gerçeğeinanmak mı, yoksa onu aramak mı?Tevrat'ta yazılı olanların arkeolojik yollarla ispatlandığını düşünecek olsak bile budurumda, söz konusu inanışlardan oluşan bir din de ispatlanmış sayılamaz. Eski şehirler,köyler sanat eserleri ve yazılı kalıntılar belli bir bölgede toprak üstüne çıkarılınca, obölgede insanların yaşadığı ve tarihin yazdığı bir uygarlığın gerçekten var olduğu ortayaçıkar. Ancak bu buluntular o bölge insanının inandığı tanrının (uzay yolcusu değil de) tekve ulaşılmaz bir tanrı olduğunu açığa çıkaramaz.Bugündünya nın dört bucağında yapılan kazılar, geleneklerin gerçeklere uygundüştüğünü göstermiştir. Ama bir tek Hıristiyan çıkıp da, Peru'daki kazılar sonucu ortayaçıkan İnka öncesi tanrısınıgerçek tanrı olarak kabul eder mi? Demek istediğim, gerekmitoloji, gerek gerçek deneyler, bir toplumun tarihini oluşturur; bundan öteye geçemez.Ama bence bu bile çok şeydir.Gerçeği arayanlar, ispatlanmamış yeni ve cesur düşüncelere, yalnızca düşünce (ya dainanış) biçimlerine uymadığı için karşı çıkmamalıdırlar. Yüz yıl önceuzay yolculuğu diyebir şey söz konusu olmadığı için, babalarımız ve büyükbabalarımız, atalarınauzay dan

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!