17.07.2015 Views

www.notindir.com

www.notindir.com

www.notindir.com

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

<strong>www</strong>.<strong>notindir</strong>.<strong>com</strong>etmiş, onu gözleriyle görmüş bir kişinin gerçekten var olduğunu ortaya koyar.Aslında binlerce yıl önce doğuda müthiş bir tufan olduğu kesin olarak anlaşılmıştır. EskiBabil'in çivi yazısı tabletleri, geminin nerede bulunması gerektiğini kesin olarakanlatırlar. Bu bilgiden yararlanan araştırmacılar Ağrı dağının güney kesiminde, gemininkonduğu yeri göstermesi muhtemel olan üç tahta parçası bulmuşlardır. Ancak 6000 yılönce tahtadan yapılmış ve tufana dayanmış bir geminin kalıntılarını bulmak hemenhemen imkânsız gibidir.Gılgamış Destanı'nda Tufan'dan başka, yazıldığı çağda yapılamayacak türden olağanüstüşeyler de anlatılmaktadır. Bunları, destanı yüzyıllar boyu elden geçirenlerin eklediğini dedüşünemeyiz. Çünkü anlatımlarda gizlenen bilgiler, ancak günümüz bilgileri aracılığıylaanlaşılabilmektedir.Belki de, birtakım yeni sorular bu karanlığa ışık tutacaktır. Gılgamış Destanı,Sümerlerden değil de Tiahuanaco bölgesinden çıkmış olamaz mı? Gılgamış soyu GüneyAmerika'dan gelmiş ve beraberinde destanı da getirmiş olamaz mı? Doğrulayıcı birkarşılık, Güneş Kapısından söz edilmesini, büyük bir denizin aşılmasını, aynı zamanda daSümerlilerin nasıl birdenbire ortaya çıktıklarını açıklayabilir. Kuşkusuz, FiravunlarMısır'ının gelişmiş kültürü, yazılmış, öğretilmiş ve öğrenilmiş eski sırları saklayan büyükkitaplara dayanıyordu. Daha önce de belirtildiği gibi Musa bu ülkede yetişmiş,kitaplıklardan bol bol yararlanma imkânı bulmuştu. Hangi dilde yazmış olduğu kesinolarak bilinmese bile, beş kitabın yazarının aydın bir kişi olduğu kesindi.Gılgamış Destanı'nın Asurlular ve Babilliler kanalıyla Mısır'a geldiğini, genç Musa'nınonu okuyarak kendi amaçlarına uyguladığını düşünelim. Bu durumda gerçek Tufan olayı,Tevrat'taki değil, Gılgamış Destanın'dakidir.Böyle sorular sormamalı mıyız? Bana kalırsa, geçmişi araştırmanın klasik yöntemiçoktan yıkılmıştır. Bu türden araştırma hiç bir zaman, kesin ve dokunulmaz sonuçlaraulaşamaz. Kendi kurduğu bir düşünce biçimine öylesine sıkı sıkıya bağlıdır ki, yaratıcıbir dürtü doğurabilecek yeni görüşlere hiç bir açık kapı bırakmaz.Eski Doğu'ya yöneltilen araştırmaların çoğu, kutsal kitapların dokunulmazlığı vekutsallığı karşısında eriyip gitmiştir. İnsanlar soru sormaya ve kuşkularını bu tabu'nunyüzüne haykırmaya cesaret edememişlerdir. Hatta büyük ölçüde aydınlanmışsayılabilecek on dokuz ve yirminci yüzyıl bilginleri bile, sonunda Tevrat'ta anlatılanlarındoğru olmadığını ileri sürmenin kaçınılmaz olduğunu gördüklerinden, binlerce yılınyanlışından oluşan düşünce zincirlerinden kopmamayı seçmişlerdir. Ancak, en koyuHıristiyan bile, Tevrat'ta anlatılan birtakım olayların, o büyük Tanrı'yla bağdaşmadığınıanlamış olmalıdır. Kutsal kitabın dinsel dogmalarını korumak isteyen kişiler, önce çokeskilerde insanı kimin eğittiğini, toplum hayatı için yasaları kimin koyduğunu, ilk sağlıkkurallarını kimin verdiğini ve yoldan çıkmış olanları kimin yok ettiğini açığaçıkarmalıdırlar.Bu türden sorular sormamız ve bu biçimde düşünmemiz dinsiz olduğumuz anlamına

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!