17.07.2015 Views

www.notindir.com

www.notindir.com

www.notindir.com

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

<strong>www</strong>.<strong>notindir</strong>.<strong>com</strong>Dar kafalılık, yeni düşünceler ortaya çıktığında, insanların yakasına yapışan bir hastalıkolsa gerek. Ama yirmi birinci yüzyıla yaklaşırken, araştırmacıların bu hastalıktankendilerini kurtarmaları ve karşılaşabilecekleri akıl almaz gerçekleri önyargıyakapılmaksızın değerlendirmeleri tek çıkar yoldur. Bu arada, yüzyıllardır dokunulmaztanınan yasa ve bilgiler yeniden ele alınmalı, incelenmeli ve değerlendirilmelidir. Buatılımları durdurmaya çalışacak tepkiciler ordusu, nasıl olsa gerçekler adına savaşanlartarafından yenilecektir. Çok değil, yirmi yıl önce, bilim çevresinde uydulardan sözedenlere deli gözüyle bakılırdı. Bugün bir sürü yapma uydu dünyanın çevresindedurmadan dönmekte. Birtakım uydular ayın ve Venüs'ün yüzüne yumuşak inişleryapmakta; birtakımı da Merih'in birinci sınıf fotoğraflarını çekerek dünyayagöndermekte... Bu fotoğrafların ilki, 1958 ilkbaharında 0.000.000.000.000.000.01 vatgibi akıl almaz ölçüde küçük bir radyo dalgasıyla gönderilmişti.Ancak bugün dünya üzerinde akıl almaz diye bir şey kalmamıştır. 'İmkânsız'sözününbilim adamlarınca kullanılması ise, tam anlamıyla 'imkânsızdır.' Bu gerçeği günümüzdekabul etmek istemeyenler, yarın kendi kendilerinden utanacaklardır. Öyleyse biz, binlerceyıl önce uzak gezegenlerden gelen astronotların, atalarımızı ziyaret ettiğini savunanvarsayımımıza sıkı sıkıya sarılalım ve onu daha da geliştirmeye devam edelim:Atalarımız astronotların üstünteknoloji si karşısında ne yapacaklarını şaşırmışlardı.Onları 'tanrı' kabul etmiş ve tapınmaya koyulmuşlardı. Astronotların bu tepki karşısındasabırla, tapınılmaya göz yummaktan başka çareleri yoktu. Bu konuda, yakın bir gelecektebilinmeyen gezegenlere gidecek olandünya lıuzay adamlarının da, hazırlıklı olmasıgerekir!Dünyamızın bazı bölgelerinde hâlâ makineli tüfeğe şeytanların silâhı olarak bakan ilkelinsanlar yaşamaktadır. Öyleyse bir jet uçağı, bu insanlara, pekâlâ melekleri taşıyan biraraç olarak görünebilir. Aynı şekilde bir el radyosundan çıkan sesleri tanrıların sesisayabilirler. Bu ilkel ve saf insanlar, bizlerin günlük hayatta kullandığımız teknikaraçların öyküsünü, efsaneler biçimine sokarak, babadan oğula aktarmaktadırlar. Göktengelen tanrıların resimlerini yaşadıkları mağaralara çizmektedirler. Tıpkı binlerce yılönceki ilkel insanların yaptığı gibi. Bir farkla ki, yirminci yüzyılın ilkel insanı, gördüğüuçakların resmini çizmektedir, oysa binlerce yıl önce yaşayan ilkel insanlar çok başkauçan nesneler görmüşlerdi...Kohistan, Fransa, Kuzey Amerika, Sahra, Güney Rodezya, Peru ve Şili'de bulunanmağara resimleri, varsayımımıza büyük katkıda bulunmaktadır. Bunlardan Tassili'de(Sahra) olanları, Henri Lhote adlı bir Fransız bilgini ortaya çıkartmıştı. Yüze yakınmağara duvarında rastlanan resimlerin ortak özelliği hepsinde hayvan ve insan şekilleriyanında kısa, şık elbiseler giymiş şekiller olmasaydı. Bu varlıkların ellerinde sopalar,sopaların üstünde de ne olduğu anlaşılmayan çantalar vardı.Bir duvarda , hayvanresimleri yanında -Lhote'un isim babalığıyla- Büyük Merih tanrısı adını alan ve dalgıçelbisesine benzeyen elbiseler giyen bir yaratığın resmi bulunmuştu. Resmin beş metreboyunda olması, onu yapan 'vahşî'nin, hiç de sandığımız kadar vahşî olmadığını açıkçagösterir. Çünkü yerden yüksekliği de göz önünde tutulunca, bu resmin ancak bir yapı

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!