16.07.2015 Views

Doğal Çözümler - Küre Dağları Milli Parkı

Doğal Çözümler - Küre Dağları Milli Parkı

Doğal Çözümler - Küre Dağları Milli Parkı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Koruma Gerekçeleri2000 yılında Bangkok’ta, WWF ve Uluslararası DoayıKoruma Birlii’nin (IUCN) Korunan Alanlar DünyaKomisyonu (WCPA) tarafından düzenlenen birkonferansta, korunan alanların saladıı çok çeitli sosyalve çevresel faydaları tanımlama ve ölçmenin acil birihtiyaç olduu kabul edildi. WWF Koruma Gerekçeleriprojesi buna bir yanıt olarak gelitirilmitir. Proje unlarıamaçlamaktadır:• Korunan alanlardan elde edilen çok çeitli faydalarıtanımlama ve mümkünse ölçme• Korumaya olan destei artırma• Yeni disiplinlerarası ortaklıklar oluturma• Yenilikçi mali mekanizmaları tespit etme• Korunan alanların yönetim stratejilerini geniletme vegüçlendirmeProje 2003 yılından bu yana, korunan alanların dahakapsamlı deerlerine dair en geni bilgi kaynaını ortayaçıkarmıtır. Bugüne kadar altı rapor yayınlanmı (www.panda.org/protection/arguments) ve kullanımı kolay yenibir araç olan Korunan Alan Fayda Deerlendirme Aracı(PA-BAT) gelitirilip, sahada test edilmitir ve halihazırdauygulanmaya alınmıtır.Yayınlanan raporlar unlardır:• Saf Akı: Korunan orman alanlarının içme suyu içinönemi• Besin Depoları: Korunan alanları, tarım ürünleriningenetik çeitliliini güvenceye almak için kullanma• nancın Ötesi: Biyoçeitliliin korunmasını desteklemekiçin inançları ve korunan alanları birbirine balama• Güvenlik Aı: Korunan alanlar ve yoksulluunazaltılması• Doal Güvenlik: Korunan alanlar ve afetlerin azaltılması• Yaamsal Bölgeler: Korunan alanların insan salıınakatkısıProje; Dünya Bankası, Birlemi Milletler (BM) DoalAfetlerin Azaltılmasına Yönelik Uluslararası Strateji, DünyaSalık Örgütü, Birmingham Üniversitesi, Dinler ve Korumattifakı ve pek çok korunan alan kurumunu da kapsayan birdizi ortak ile yürütülmektedir. Serinin bu yeni raporu,Dünya Bankası ile ilikileri devam ettirmektedir veBirlemi Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve PACT2020: Korunan Alanlar ve klim Dönüümü ttifakı’nınbirçok üyesinin ibirliiyle yürütülmütür.PACT 2020:Korunan Alanlar ve klim Dönüümü8–10 Mart 2008 tarihlerinde düzenlenen IUCN KonseyToplantısı’nda iklim deiiklii, biyoçeitlilie yönelik enbüyük tehdit olarak kabul edilmitir ve küresel korunanalanlar sistemi de en etkili çözüm olarak gösterilmitir.Bu, resmi olarak 2008 yılında IUCN Dünya KorumaKongresi’nde balatılan ve IUCN Yenilikçilik Fonutarafından desteklenen PACT 2020: Korunan Alanlar veklim Dönüümü’nün douu olmutur.PACT 2020; IUCN Sekreterlii, IUCN üyeleri ve DoalKaynakları Koruma Tekilatı (TNC), WWF International,Yaban Hayatı Koruma Dernei (WCS), UluslararasıKoruma Örgütü (CI), Yaban Vakfı, Fauna & FloraInternational, klim, Toplum ve Biyoçeitlilik ttifakı(CCBA), Dünya Bankası, Birlemi Milletler KalkınmaProgramı ile Birlemi Milletler Çevre Programı (UNEP) veDünya Koruma zleme Merkezi’nin (WCMC) de dahilolduu uluslararası örgütler ile beraber IUCN KorunanAlanlar Dünya Komisyonu tarafından yönetilen bir ortaklııkapsamaktadır.PACT 2020, “Korunan alanların ve korunan alansistemlerinin; biyoçeitliliin ve insanların geçim kaynaklarınınkorunması açısından, iklim deiikliine uyum/etkilerininazaltımı stratejilerine önemli bir katkı olarak tanınmasınısalamayı” amaçlamaktadır.Eylemler unları gelitirmeyi içermektedir:• klim deiiklii uyum/etkilerinin azaltımının bütünleikbir unsuru olarak, korunan alanlar için salam birgerekçe ve eylem planının ortaya konulmasınısalayacak bir durum analizi• Bölgesel uygulama programları için rehberlik ve projeönerileri gelitirilmesi• IUCN tarafından desteklenen bir politika eylem planınınönemli ilgi grupları tarafından kabul edilmesi• Korunan alan ve iklim deiiklii konusunda, politikamüdahalelerinin küresel ve ulusal düzeyde tasarlanmasıve üstlenilmesi• levsel bir iletiim/örenme aı gelitirilmesiBu yayın, söz konusu ibirliinin ilk ürünlerindendir veKasım 2009’da Granada, spanya’da Endülüs BölgeselYönetim Konseyi evsahipliinde gerçekletirilen PACT2020 Korunan Alanlar ve klim Deiiklii Zirvesi’ne enöncelikli girdilerden biri olacaktır.


Korunan alanlar iklim deiikliiylemücadelede insanlara yardım ediyorDOAL ÇÖZÜMLERNigel Dudley, Sue Stolton, AlexanderBelokurov, Linda Krueger, NikLopoukhine, Kathy MacKinnon,Trevor Sandwith ve Nik SekhranIUCN-WCPA, TNC, UNDP, WCS,Dünya Bankası ve WWF’in talebi vedesteiyle hazırlanmı bir rapordur


Her hakkı saklıdır © WWF, 2010Türkçe baskı © WWF-Türkiye, 2011ISBN: 978-605-61279-6-0IUCN-WCPA, TNC, UNDP, WCS, Dünya Bankası ve WWFtarafından yayınlanmıtır.Önerilen atıf ekli: Dudley, N., S. Stolton, A. Belokurov, L.Krueger, N. Lopoukhine, K. MacKinnon, T. Sandwith ve N.Sekhran [editors] (2010); Natural Solutions: Protected areashelping people cope with climate change, IUCNWCPA,TNC, UNDP, WCS, World Bank and WWF, Gland,Switzerland, Washington DC and New York, USABu eser, kaynak tam olarak belirtildii müddetçe, haksahibinin önceden yazılı izni olmadan da, eitim ya dadier ticarî olmayan amaçlarla çoaltılabilir. Bu eserinyeniden satı ve dier ticarî amaçlarla hak sahibinin yazılıizni olmadan çoaltılması kesinlikle yasaktır.Bu kitaptaki corafi birimlerin belirtilme ekli ve materyalinsunumu, katılımcı örgütlerin herhangi bir ülkenin, bölgeninya da alanın veya bunların yetkililerinin yasal durumunaya da bunun sınır ve hudut bölgelerinin tahdidine dairherhangi bir görüünü ifade etmemektedir.Yazarlar bu raporun içeriinden sorumludur. Bu eserdeifade edilen görüler eserin yazarlarına aittir ve bunlarınIUCN-WCPA, TNC, UNDP, WCS, Dünya Bankası veWWF’in görülerini temsil etmesi gerekmez.Tasarım: millerdesign.co.ukTürkçe Grafik Tasarım Uygulama: tasarimhane.com.trBasım: Görsel Sanatlar MatbaacılıkFSC numarası FSC MIX CREDIT SGS-COC-006061Türkçeye Çeviren: Bilge ÇelikTürkçe Düzelti: Baak Avcıolu Çokçalıkan (WWF-Türkiye),smail enelBu kitap, WWF’in “Yaayan bir Dünya için KorunanAlanlar” programı ile T.C. Orman ve Su leri Bakanlıı,UNDP ve WWF-Türkiye ibirliinde yürütülen, KüreselÇevre Fonu (GEF) destekli “Orman Koruma AlanlarıYönetiminin Güçlendirilmesi” projesi kapsamında; GEFKüçük Destek Programı (SGP) ve MAVA Vakfı’nın maddikatkısı ve Görsel Sanatlar Matbaacılık’ın desteiyleTürkçeletirilerek basılmıtır.


ÖnsözGünümüzde iklim deiikliine yönelik müdahale, sera gazı emisyonlarınıdenetlenemez etkilerden kaçınmaya yetecek kadar azaltma(“yönetilemeyenden kaçınma”) ve çoktandır ortada olan etkilerin üzerine gitme(“kaçınılmaz olanı yönetme”) balıklarına younlamalıdır.Doal ekosistemleri karbon yutakları ve uyum kaynakları olarak yönetmek,giderek artan ekilde gerekli, etkili ve görece olarak uygun maliyetli birstrateji olarak görülmektedir. Stern klim Deiikliinin Ekonomisine Dairnceleme adlı rapor, hükümetlerin “doal kaynak koruma, kıyı koruma ve acildurum hazırlıının yanı sıra, iklime karı hassas kamu malları” için politikalargelitirmesini önermitir.Dünyanın korunan alanlar aı, iklim deiikliinin etkilerini azaltmaya veetkilerine uyum göstermeye yardım etmektedir. Korunan alanlar, karasalkarbonun yüzde 15’ini tutar ve toplulukların iklim deiikliinin etkilerineuyum salamasını mümkün kılan afetleri azaltma, su tedarii, gıda ve insansalıını koruma gibi ekosistem hizmetleri salar. Pek çok doal ve yönetilenekosistem, iklim deiikliinin etkilerini azaltmaya yardımcı olabilir. Ancakkorunan alanlar, dier doal ekosistem yönetim yaklaımlarına göre, yasalarve yönetiim açısından netlik, ayrıca kapasite ve etki bakımından avantajlarasahiptir. Koruma pek çok durumda karbon salınımını engellemenin veekosistem hizmetlerinin düzgün ilemesini salamanın tek yoludur.Dünya çapında korunan alan sistemlerine yapılan yatırımlar olmasaydı durumçok daha kötü olabilirdi. Yatırımları hükümetler, yerel topluluklar, yerli halklar,sivil toplum kuruluları ve özel sektörün ibirlii yoluyla artırmak, bu temelhizmetlerin daha da iyi korunmasını salar. Kanıtlar, korunan alanların ieyaradıını gösteriyor: Bu rapor tamamlandıktan hemen sonra yayınlanan birDünya Bankası aratırması, korunan tropik alanların, bilhassa yerli halklartarafından korunanların, dier yönetim sistemlerine göre daha az ormankaybedilmesine sebep olduunu göstermitir*.Fakat iklim, biyoçeitlilik ve topluma yönelik bu ortak faydalar sıklıkla gözdenkaçırılmakta veya gözardı edilmektedir. Bu kitap, korunan alanların iklimdeiikliinin etkilerini azaltmada ne kadar önemli katkı saladıını ve dahada fazlasını baarmak için ne yapılması gerektiini ilk defa açıkça ortayakoymaktadır. klim ve biyoçeitlilik hakkında ei görülmemi müzakereleregiritiimiz u dönemde, bu mesajların politika üretenlere yüksek seslive açık ekilde ulatırılması ve etkili politikalar ve mali mekanizmalaradönütürülmesi büyük önem taımaktadır.Lord Nicholas SternLondra Ekonomi ve Politika Bilimi Okulu,Grantham klim Deiiklii ve Çevre Aratırma Enstitüsü Bakanı, IG Patel Ekonomi ve SiyasetProfesörü,* Nelson, A. ve K. Chomitz (2009); Protected Area Effectiveness in Reducing Tropical Deforestation: A Global Analysis of the Impact ofProtection Status, Independent Evaluation Group, Evaluation Brief 7, The World Bank, Washington DC


4çindekilerÖnsöz 3Kısaltmalar ve sözlük 6Yönetici özeti ve temel politikalar 7Bölüm 1Giri 13klim deiikliinin doa, doal kaynaklar ve bunlara baımlı insanlar üzerindeki etkileri 14Uluslararası ve ulusal müdahaleler - karar vericiler korunan alanların rolüne nasıl bakıyor? 19Dünya korunan alanlar sisteminin iklim deiikliini ele alma potansiyeli 22Neden korunan alanlar? 25klim deiiklii azaltım ve etkilerine uyumda korunan alanların destek yolları 28Bölüm 2Azaltım: Korunan alanların rolü 29Korunan alanların azaltım potansiyeli 30Ormanlar ve azaltım 31Sulak alanlar, turbalıklar ve azaltım 34Deniz ve kıyı ekosistemleri ve azaltım 37Çayırlar ve azaltım 41Topraklar ve azaltım 43Bölüm 3Uyum: Korunan alanların rolü 45Doal afetlerin etkilerini azaltmada korunan alanların rolü 46Korunan alanların suyun korunmasındaki rolü 51Korunan alanların temiz su tedariindeki rolü 54Korunan alanların deniz ve tatlısu balıkçılıını desteklemedeki rolü 58Korunan alanların tahılların yabani akrabaları ve yerel çeitleri muhafazaya katkısı 62Korunan alanların iklim deiikliinden kaynaklanan salık sorunları karısındaki rolü 65Korunan alanların biyoçeitliliin korunması ve ekosistem direncinin sürdürülmesindekirolü 68


5Bölüm 4Korunan alanları iklim deiikliiyle mücadelede kullanma fırsatları 71Korunan alan sistemini geniletme ve daha kapsamlı koruma stratejileri ile ulusal veyerel iklim deiiklii azaltım ve etkilerine uyum planları ile bütünletirme fırsatları 72Etkin korunan alan alarının finansmanı 78Korunan alanların REDD programlarını güçlendirme aracı olarak kullanımı 80Bölüm 5klim deiikliinin korunan alan tasarımı, yönetimi ve yönetiimi açısındanetkileri 87klim deiikliinin korunan alanlar üzerindeki olası etkileri 88klim deiiklii koulları altında korunan alanları planlama ve yönetme 93Korunan alanların azaltım ve uyum çabaları için kullanılmasının yönetiim açısındansonuçları 98Bölüm 6Politika önerileri 101Politika önerileri 102Teekkür ve kaynakça 103Teekkür 104Kaynakça 106Yazarların özgeçmileriArka kapak içinde


6Kısaltmalar ve formüllerBI Biodiversity International, UluslararasıBiyoçeitlilik ÖrgütüCBD Convention on Biological Diversity, BiyolojikÇeitlilik SözlemesiCDM Clean Development Mechanism, Temiz GeliimMekanizmasıCH 4 MetanC KarbonCI Conservation International, UluslararasıKoruma ÖrgütüCO 2KarbondioksitEBA Ekosistem temelli uyumGEF Global Environment Facility Trust Fund,Küresel Çevre FonuSG Sera gazlarıGt Gigaton (1.000.000.000 ton ya da 1 milyonmetrik ton)IPCC Intergovernmental Panel on Climate Change,Hükümetlerarası klim Deiiklii PaneliIUCN International Union for Conservation of Nature,Uluslararası Doa Koruma BirliiMg Megagram (1.000.000 gram)Mt Megaton (1.000.000 metrik ton)REDD Reducing Emissions from Deforestation andDegradation, Ormansızlama ve BozulmaKaynaklı Emisyonları AzaltmaPowPA Programme of Work on Protected Areas,Korunan Alanlar Programı (CBD’nin)Tg Teragram (1.000.000.000.000 (bir trilyon) gram)TNC The Nature Conservancy, Doal KaynaklarıKoruma TekilatıUNDP United Nations Development Programme,Birlemi Milletler Kalkınma ProgramıUNFCCC United Nations Framework Convention onClimate Change, Birlemi Milletler klimDeiiklii Çerçeve SözlemesiWCPA World Commission on Protected Areas,Korunan Alanlar Dünya Komisyonu (IUCN’in)WCS Wildlife Conservation Society, Yaban HayatıKoruma DerneiWWF World Wide Fund for Nature, Dünya DoayıKoruma VakfıSözlükUyum: Doa ve insan sistemlerinin fiili ya da bekleneniklim deiiklii etkilerine karı hassasiyetini azaltmagiriimleri ve önlemleri. Farklı uyum türleri vardır: leriyedönük veya tepkisel, özel veya kamusal, otonom veyaplanlı gibi 1 .Emisyon indirimlerinin eklenebilirlii: Bir sera gazıemisyonu azaltma projesinin yokluunda zatengerçekleecek olan emisyon azalması haricindegerçekleen, emisyon kaynaklarının azaltılması veyayutakların emisyon emilimini artırması yoluyla salananemisyon azalımı 2 . Kyoto Protokolü’nün MüterekUygulama ve Temiz Kalkınma Mekanizmalarımaddelerinde belirtildii gibi Müterek Uygulama veTemiz Kalkınma Mekanizmaları proje faaliyeti 3 .Karbon tutumu: Karbon tutumu, atmosferdeki karbonunaaçlar, topraktaki mikroorganizmalar ve tahıllar dadahil canlı organizmalar tarafından emilmesini vekarbonun topraklarda depolanmasını içeren, atmosferikkarbondioksit seviyelerini indirme potansiyeline sahipbiyokimyasal bir süreçtir 4 .Ekosistem temelli uyum: nsanlara iklim deiikliininolumsuz etkilerine uyum göstermeleri için yardım edengenel bir uyum stratejisinin bir parçası olarak,biyoçeitliliin ve ekosistem hizmetlerinin kullanımı 5 .Ekosistem hizmetleri (ya da ekosistem ürün vehizmetleri): nsanların ekosistemlerden edindiifaydalar. Bunlar gıda, su, odun ve lif gibi tedarikhizmetlerini; iklimin, sellerin, hastalıkların, atıkların ve sukalitesinin düzenlenmesi gibi düzenleyici hizmetleri;rekreasyon, estetik zevk ve ruhani doyum gibi kültürelhizmetleri; ve toprak oluumu, fotosentez ve besindöngüsü gibi destek hizmetlerini kapsar 6 .Eit CO 2konsantrasyonu (karbondioksit): Karbondioksitve dier sera gazlarının belli bir karıımına eit miktardaıınımsal zorlamaya sebep olacak karbondioksitkonsantrasyonu 7 .Sızıntı: Bir toprak parçası üzerindeki karbon tutumuetkinliinin (örn. aaç dikimi) istem dıı biçimde,dorudan ya da dolaylı bir etkinlii tetiklemesi ve bununda ilk etkinliin karbon etkilerini tamamen ya da kısmenortadan kaldırması hali. Sera gazları (SG) kaynaklarınınyol açtıı antropojenik emisyonlarda, proje sınırınındıında meydana gelen, ölçülebilir ve sera gazıemisyonlarını azaltmak için tasarlanmı bir projeetkinliine atfedilebilir net deiim 9 .Azaltım: Her birim çıktı baına düen kaynak girdileri veemisyonlarını azaltan teknolojik deiim ve ikame.Birçok sosyal, ekonomik ve teknolojik politikaemisyonlarda azalmaya yol açsa da, iklim deiikliibakımından azaltma, sera gazı emisyonlarını azaltmakve yutakları geniletmek için politikaların uygulanmasıanlamına gelmektedir 10 . klim sisteminin antropojenikzorlanmasını azaltmak için antropojenik bir müdahaledirve sera gazı kaynaklarını ve emisyonlarını azaltma vesera gazı yutaklarını geniletme stratejilerini içerir 11 .Kalıcılık: Belirli bir yönetim ve bozulma ortamındakikarbon havuzunun uzun ömürlülüü ve depolarınınistikrarı.Direnç: Bir sistemin, durum deitirmeden geçirebildiideiim miktarı. Direnç, bozulma karısında bütünlüümuhafaza etme eilimidir 13 .Hassasiyet: Bir sistemin, iklim deikenlii ve aırılıklarıda dahil iklim deiikliinin olumsuz etkilerine maruzkalma ve bunlarla baa çıkamama derecesi. Hassasiyetiklim deiikliinin karakteri, büyüklüü ve oranı, ayrıcabir sistemin maruz kaldıı varyasyon, buna hassaslııve uyum kapasitesinin bir ilevidir 14 .


Yönetici özeti ve temel politikalar7Doal Çözümler: KanıtAaıdaki bölüm, özet ve bunun ile ilikili bir politika analizidir.Ana metin atıfları ve kanıtı destekleyen verileri içerir.Korunan alanlar, iklim deiikliine karı küresel müdahalenin temel bir parçasıdır.Sera gazı emisyonlarını düürmek suretiyle, iklim deiikliinin sebeplerini ortadankaldırmaya yardım ederler. nsanların baımlı olduu temel hizmetleri sürdürerek,toplumun iklim deiikliinin etkileriyle baa çıkmasına yardımcı olurlar. Korunanalanlar olmasaydı tehditler daha da ciddi olurdu. Korunan alanların güçlenmesi iklimkrizinin en etkili doal çözümlerinden birisini tekil edecektir.Korunan alanlar, iklim deiikliine karıyapılan iki temel müdahaleye öyle katkısalayabilir:Azaltım• Depolama: Bitkiler ve toprakta hâlihazırdamevcut olan karbonun kaybının önlenmesi• Tutma: Atmosferden daha fazlakarbondioksitin doal ekosistemlerdetutulmasıUyum• Koruma: Ekosistem bütünlüününsürdürülmesi, yerel iklimin düzenlenmesi,fırtınalar, kuraklıklar ve deniz seviyesininyükselmesi gibi aırı doa olaylarının risklerive etkilerinin azaltılması• Tedarik: nsanların su kaynakları, balıkçılık,hastalıklar ve tarımsal üretimde iklimdeiikliinin sebep olduu deiikliklerlemücadele etmesine yardımcı olacak önemliekosistem hizmetlerinin sürdürülmesiKorunan alanların iklime müdahalestratejilerinde kullanımına ilikin fırsatlaraulusal ve bölgesel hükümetlerce öncelikverilmelidir. Küresel düzeyde, BiyolojikÇeitlilik Sözlemesi’nin (CBD) KorunanAlanlar Programı temel bir iklim deiikliiazaltım ve etkilerine uyum aracı olarakharekete geçirilmedir. klim deiikliineuyum ve etkilerinin azaltımını desteklemedeulusal stratejilerin bir parçası olarak korunanalanların rolü, BM klim Deiiklii ÇerçeveSözlemesi (UNFCCC) tarafından datanınmalıdır. Bu demektir ki:• UNFCCC: Korunan alanları, iklim deiikliiuyum ve etkilerini azaltım araçları olaraktanımalı; REDD ve uyum fonları da dahilolmak üzere, iklim deiikliine ilikinkilit mali mekanizmalarını, korunanalan sistemlerinin oluturulmasına,gelitirilmesine ve etkin yönetimine kanalizeetmelidir.• CBD: COP10’daki Korunan Alanlar Programı’nı, korunan alanların iklimdeiikliine müdahaledeki rolünü daha netbiçimde ele alarak, dier CBD programlarıile uyumlu ekilde yenilemelidir.• Ulusal ve yerel yönetimler: Azaltım içindoal habitatların kaybı ve bozulmasınıönleme ve uyum için doal ekosistemlerinkırılganlıını azaltıp dirençlerini artırmarolleri de dahil olmak üzere korunanalan sistemleri, ulusal iklim deiikliistratejilerine eklenmelidir.


8Yönetici özeti ve temel politikalarBenzersiz bir sorunklim deiiklii, gezegen üzerindeki yaamı benzerigörülmemi bir düzeyde tehdit etmektedir. Bunun yanısıra, etkinin ölçei ve hızına dair tahminler de sürekliolarak güncellenmektedir; öyle ki zaten ciddi olan birdurum daha da tehdit edici hale gelmektedir. Bu konuyailikin gerçekler iyi bilinmektedir. Atmosferdeki seragazları, bir dizi son derece ciddi ve tahmin etmesi güçsonuçları olan daha ılıman sıcaklıklara, buzul erimesine,deniz seviyesinde yükselmelere ve öngörülemeyen biriklime yol açmaktadır. Yakın tarihli aratırmalar giderek içkarartıcı bir tablo çiziyor. Bu raporun yazılması sırasındayeni bilgiler gösteriyor ki; okyanuslarda asitlenmedenötürü mercan resifi sistemlerinin geni çaplı çöküünüönlemek için çok geç kalmı olabiliriz;. Dünya Bankası’nagöre, 2010’dan itibaren gelimekte olan ülkeler içiniklim deiikliine uyumun maliyeti yılda 75–100 milyonAmerikan dolarını bulacaktır; Birleik Krallık MeteorolojiKurumuna göre iklim deiiklii beklenenden hızlı ilerliyorolabilir ve ortalama sıcaklık seviyesi Sanayi Devrimi öncesiile karılatırıldıında 2060’a kadar 4 o C artabilir. Ancakdurum u an ciddi olsa da, iklim deiikliinin yol açtıısorunları azaltmak için hâlâ pek çok ey yapmak mümkün.Bu rapor azaltım ve uyum açısından korunan alanlarınoynayabilecei role; imdiye kadar küresel müdahalestratejilerinde yeterli önem verilmeyen bir dizi seçeneeodaklanıyor. klim deiikliine “yeni” çözümler için aceleederken, etkisi kanıtlanmı bir alternatifi gözden kaçırmatehlikesi ile karı karıyayız.Neden korunan alanlar?Korunan alan, IUCN tarafından “doanın ve ilgili ekosistemhizmetleri ve kültürel deerlerin uzun vadeli muhafazasınısalamak için, yasal ya da dier etkili yollar vasıtasıylatanınan, tahsis edilen ve yönetilen, açıkça belirlenmi corafibir alan” olarak tanımlanır.Arazi kullanımının deimesinden kaynaklanan sera gazıemisyonlarıyla mücadele etmek ve iklim deiikliineuyumda yaamsal olan ekosistem hizmetlerini sürdürmekiçin farklı arazi kullanımı yönetim stratejilerine gerekduyulacaktır. Ancak korunan alanlar, ulusal iklim deiikliiazaltım ve etkilerine uyum stratejilerini desteklemekbakımından müthi bir avantaja sahiptir; çünkü yönetimbiçimlerini belirleyen resmi politikaların ve yasalarındesteinin yanı sıra, sahada ciddi bir kapasiteye veuzmanlıa sahiptirler. Ulusal ölçekteki bir korunan alansisteminin avantajları unlardır:Yönetiim ve koruma• Karbon yutaklarını, depolama ve ekosistem hizmetleriniölçmek için kullanılabilecek, tanımlanmı sınırlara sahiptir• Kara ve su ekosistemlerini yönetmek için istikrarlı, uzunvadeli bir mekanizma salayan, yasal veya dier etkiliçerçeveler dahilinde çalıır• Geni çaplı sosyal ve kültürel gereksinimleri karılayan,kabul görmü yönetiim yapılarına sahiptir• Bir dizi destekleyici sözleme ve anlama (CBD, DünyaMirası, Ramsar, nsan ve Biyosfer, Nesli Tehlike AltındaOlan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin UluslararasıTicaretine likin Sözleme (CITES), vb. gibi) ve Natura2000 gibi bölgesel anlamalarca, politika çerçevesi, araçlarve politik destek salamak amacıyla desteklenir• Korunan alanların kültürel ve sosyal deerini tanır veinsanları yönetime meru ve etkin bir ekilde dahil edeneriilebilir, yerel yaklaımları uygulamada deneyimsahibidirKalıcılık• Ekosistemlerin ve doal kaynakların kalıcılıı ve uzunvadeli yönetimine balılıa dayanır• Yerel, ulusal ve uluslararası ilgiyi belirli bir korunan alanaodaklayarak, o alanın korunmasına katkıda bulunurEtkinlik• Karasal/denizel ölçekte, özellikle korunan alansistemlerinin, doal ekosistemleri ve ekosistemhizmetlerini devam ettirmenin etkin bir yolu olduukanıtlanmıtır• klim deiiklii ile ilikili yeni bilgilere veya koullarahızlı müdahaleye olanak tanıyan yönetim planlarıyladesteklenir• klim deiikliine uyum için yaamsal önemde olan birdizi ekosistem hizmetini üretmek için ekosistemlerinnasıl yönetileceini anlayan ve yönetim uzmanlıı vekapasitesi olan personele ve gerekli donanıma sahiptir• klim deiiklii azaltım ve etkilerine uyuma yönelikkara ve deniz ölçeinde daha geni yaklaımlarıngelitirilmesiyle ilikilendirmek üzere, korunan alanlarınplanlanması ve yönetiminde edinilen tecrübeleri ortayaçıkarma fırsatları salar• Hükümet bütçe ödenekleri ve GEF ile LifeWeb’densalanan finansman da dahil mevcut mali mekanizmalarıkendine çeker• Özellikle IUCN Korunan Alanlar Dünya Komisyonu vekoruma ile ilgilenen STK’ların içinde olduu, tavsiyeve yardım salamaya hazır uzman aları tarafındandesteklenirzleme, dorulama ve raporlama• CBD’ye taraf hükümetlerin taahhütleriyle, ekolojiktemsiliyeti olan korunan alan sistemleri kurmak amacıyladesteklenir• Altlıklar oluturmak ve izlemeyi salamak için IUCNyönetim sınıfları, yönetiim tipleri ve Kırmızı Listeile UNEP Dünya Koruma zleme Merkezi’nin DünyaKorunan Alanlar Veritabanı gibi düzenli ve güncel verikaynaklarına sahiptir (bu sistemler UNFCCC ihtiyaçlarınıkarılamak için bazı güçlendirmelere gerek duymaktadır)yi yönetilen korunan alanlar, iklim deiiklii müdahalestratejilerini uygulamada uygun maliyetli bir seçeneksunabilir, çünkü balangıç maliyetleri çoktan karılanmıtırve sosyo-ekonomik maliyetleri korunan alanların saladııdier hizmetler tarafından dengelenmitir. Korunan alanlariyi bir kapasiteye, etkin yönetime, kabul edilmi yönetiimyapılarına, yerel ve yerleik topluluklardan kuvvetli birdestee sahip olduklarında etkinlii fazladır. deal olarakkorunan alanlar ve koruma gereksinimleri daha genikarasal ve denizel stratejiler ile bütünletirilmelidir.Korunan alanlar hâlihazırda dünya kara yüzeyinin yüzde13,9’unu ve artan (hâlâ yetersiz olsa da) oranda kıyı veokyanus alanını kapsar. Nüfus ve geliim baskılarınınbilhassa güçlü olduu pek çok yerde korunan alanlargeride kalan yegane doal ekosistemleri korumaktadır.En iyi korunan alanlar doal ekosistemlerin yönetimi içinilham veren modellerdir.


Yönetici özeti ve temel politikalar9Korunan alanlar, iklim deiiklii sorunlarınamüdahalede ne yapabilir?AzaltımDepolama: Bitkiler ve toprakta hâlihazırda mevcutkarbonun kaybının önlenmesiSorun: Ekosistem kaybı ve bozulması, sera gazıemisyonlarının temel sebepleridir. Hükümetlerarası klimDeiiklii Paneli sera gazı emisyonlarının yüzde 20’sinin,ormansızlama ve arazi kullanımının deimesindenkaynaklandıını tahmin etmektedir.Korunan alanların rolü: Korunan alanlar, arazi kullanımınındönüümünü ve karbon kaybını engellemek ve karbonudoal ekosistemlerde tutmak için bilinen en etkili yönetimstratejisidir: UNEP-WCMC’nin aratırmasına göre korunanalanlar içindeki tropik ormanlar, koruma dıındakileregöre çok karbon tutar. Bunlar, daha fazla “yüksek karbon”ekosisteminin korunması ve karbonun tutulması içinhabitatların yönetimi ve bazı durumlarda da restorasyonuiçin turbadaki su seviyesini yükseltmek gibi fırsatlar sunar.UNEP-WCMC’nin verileri u anda dünyanın korunan alanaında 312 Gt karbonun, baka bir deyile dünyanınkarasal karbon stounun yüzde 15’inin depolandıınıgöstermektedir.Sonuçlar: Karbon depolama, korunan alanların kapladııalanın artırılması ve daha fazla karbonu tutmak için bazıKarbon depolama ve tutma örneklerikorunan alanlardaki yönetimin deitirilmesi içingerekçeler sunar. Yakın bir zamanda, yeni korunanalanların seçimi kısmen karbon depolama potansiyellerinegöre yapılabilir, bu da yeni seçim araçlarına duyulanihtiyaca iaret eder. Bir korunan alanda, kontrollü yakmagibi yönetim faaliyetleri de karbon emisyonu sonuçlarınıve bu tür uygulamaların kabul edilmi UNFCCC kuralları ileilikisini göz önüne almak durumunda olacaktır.Karbon Tutma: Daha fazla karbondioksitin doalekosistemlerde tutulmasıSorun: Çou doal ve yarı doal ekosistem karbondioksittutar, böylece sera gazlarını azaltır. Bu hizmetlerinbazıları habitatların yok edilmesi ve bozulması nedeniylerisk altındadır: Bu eilimler devam ederse, inandırıcısenaryolara göre önümüzdeki birkaç yıl içinde bazıekosistemler karbon yutaı olmaktan çıkıp karbonkaynaı haline gelebilir. Bu tehdidi ortadan kaldırmak içinuzmanlamı idari müdahaleler gerekmektedir.Korunan alanların rolü: Ekosistemlerin korunmasıgenelde karbon tutma potansiyellerini güvenceye alır.klim deiiklii ya da dier faktörler karbondioksitintutulmasını aksatmaya devam ettiinde (korunan alanlardabile), alan yönetimini özel olarak tutulmayı artırmak içindeitirme potansiyeli bulunur. Bu, doal yenilemeninaktif restorasyonu ve tevikini içerir. Bozulmu ormanlar,el dememi ormanların karbon deerinin yarısından dahaazına sahip olabilir.• Madagaskar: Yılda 4 milyon ton CO 2emisyonunuönleyen, yaklaık 6 milyon hektar büyüklüünde yenikorunan alan oluturulmaktadır• Tanzanya: Dou Ark Daları, yüzde 60’ı mevcutorman rezervlerinde olmak üzere, 151 milyon tondanfazla karbon depolamaktadır• Belarus: Bozulmu turbalıkların restorasyonuve korunması sayesinde, turbalık yangınları veminerallemeden kaynaklanan yıllık 448.000 ton CO 2deerinde sera gazı emisyonu önlenmektedir• Rusya Federasyonu: Komi Cumhuriyeti’nde 1,63milyon hektar bakir tayga ormanı ve turba arazisininkorunması, 71,5 milyon tonluk karbon depolarınınkorunmasını salamaktadır• Bolivya, Meksika ve Venezüella: Korunan alanlar, 25milyon hektar orman alanını kapsamaktadır; ki bu datahminen 39 ila 87 milyar Amerikan doları deerinde4 milyar tondan fazla karbonu depolamaktadır• Kanada: 72–78 milyar Amerikan doları deerinde4,432 milyon ton karbon 39 millî parkta tutulmaktadır• Brezilya: Brezilya Amazonu’ndaki korunan alanlar vebakir araziler 2050’ye kadar 670.000 km 2 ’lik alandaormansızlamayı engelleyebilir. Bu, 8 milyar tonkarbon emisyonunun engellenmesi demektir.Sonuçlar: Bazı korunan habitatların, özellikle dekıta içi suların, haliçlerin ve turbalıkların yönetiminikarbon tutma potansiyellerini sürdürmek amacıylauyarlamak gerekebilir. Restorasyonun rolü kimikorunan alanlarda, özellikle ormanlarda, mangrovlardave doal ve ilenmi otlaklarda artacaktır.UyumKoruma: Ekosistem bütünlüünün sürdürülmesi, yereliklimin düzenlenmesi, fırtınalar, kuraklıklar ve denizseviyesinin yükselmesi gibi aırı doa olaylarının riskleri veetkilerinin azaltılmasıSorun: Binyıl Ekosistem Deerlendirmesi, küreselekosistem hizmetlerinin yüzde 60’ının bozulduunu tahminetmektedir, ki bu “1940’lardan bu yana tüm kıtalarda sellerinve büyük orman yangınlarının sayısında ciddi bir artıaneden olmutur”. klim afetlerinden kaynaklanan ekonomikkayıplar 50 yılda on kat artmıtır ve seller, fırtınalar, gelgitkabarmaları, kuraklıklar ve çıların sebep olduu “doal”afetlerin sıklıı ve iddeti artmaya devam edecektir.


10Yönetici özeti ve temel politikalarKorunan alanların rolü: Korunan alanlar en büyüklerihariç, bütün doal afetlerin etkisini azaltmaya yardımedebilir:•Seller: Sel sularının daılması için alan salar ve etkileridoal bitki örtüsü yoluyla azaltır•Toprak kaymaları: Topraı ve karı, kaymayı önleyecekekilde sabit hale getirir ve kayma meydana geldiindehızını keser•Fırtına dalgaları: Fırtına dalgalarını; mercan resifleri,bariyer adalar, mangrovlar, kum tepeleri ve bataklıklarlaengeller•Kuraklık ve çölleme: Otlatma baskısını hafifletir vehavzalar ile toprakta suyun tutulmasını salar•Yangınlar: Yangına hassas alanların igalini engeller vegeleneksel yönetim sistemlerini korurSonuç: Ekosistemlerin, insan topluluklarının, türlerin veekosistemlere direnç katan süreçlerin bütünlüü, giderekdaha da deiken hale gelen aırı iklim artlarına karıkorunmada temel bir etkendir. Güncellenmi bir korunanalanlar boluk analizi, biyoçeitliliin yanı sıra, dieryaamsal ekosistem hizmetlerini de göz önüne almalıdırve bunun için bazı yönetim yaklaımlarının deitirilmesigerekebilir. Afet azaltım seçeneklerinin tanınması, özelliklede dalar, dik yamaçlar ile kıyı ve iç sulak alanlardakikorunan alanların artırılmasında itici güç olacaktır.Tedarik: klim deiiklii yüzünden su kaynakları,balıkçılık, hastalıklar ve tarımsal üretimde yaanandeiikliklerle insanların mücadele etmesine yardımcıolacak önemli ekosistem hizmetlerinin sürdürülmesiSorun: klim deiikliinin gıda, içilebilir su ve gelenekselilaç kıtlıını daha da kötületirmesi ve belli hastalıkvektörlerinin yayılımını ve dolayısıyla da alternatif kaynakve yeni ürün ihtiyacını artırması olasıdır. Gıda ve sukaynaı kıtlıı öngörülemez ve bazen de aır olacaktır,bu da en savunmasız konumda olanlar için insanî yardımmaliyetlerini artıracaktır.Korunan alanların rolü: Korunan alanlar gerekli doalkaynakların ve hizmetlerin sürdürülmesinde kanıtlanmıaraçlardır; direnci artırıp, geçim kaynaklarının iklimdeiiklii karısındaki hassasiyetini azaltabilirler:• Su: Hem daha saf su hem (özellikle tropikal dalık bulutormanlarında) artan su akıını salar• Balık kaynakları: Deniz ve tatlı sulardaki korunanalanlar, balık stoklarını korur ve çoaltır• Gıda: Yabani tahıl türlerini koruyarak ekinlerinçoalmasını ve polenleme hizmetlerini salar;topluluklar için sürdürülebilir gıda tedarik eder• Salık: Bozulmu ekosistemlerde artan vektör kaynaklıhastalıkların yayılımını yavalatmak için habitatıkorumaktan tutun, geleneksel ilaçlara eriim salamayakadar pek çok fayda salarSonuç: Korunan alan uzmanları, bu alanların iklimdeiiklii koulları altında geçim kaynaklarınıdesteklemeye devam etmesini salamak amacıyla, ilgiliulusal ve yerel yönetimlerle ve ekosistem hizmetlerininyönetiminden sorumlu teknik kurumlarla yakın bir çalımayürütmelidir. Kimi durumlarda, insan topluluklarının iklimdeiiklii karısındaki hassasiyetlerini azaltmaya yarayanekosistem hizmetlerini gelitirmek için korunan alanlarıniçindeki veya yakınındaki ekosistemleri onarmak amacıylayatırım yapmak gerekebilir.Ilıman bir ormanda sonbahar yaprakları © Nigel DudleyKoruma ve tedarik örnekleri• Küresel: Dünyanın en büyük 105 ehrinden 33’ü, içmesularını orman koruma alanlarında bulunan su toplamahavzalarından temin etmektedir• Küresel: Deniz koruma alanlarında yapılan 112aratırma, bu alanların balıkların boyutunu vepopülasyonunu artırdıını ortaya koymutur• Kenya: Mercan resiflerinin korunması yoluylabalıkçılıın kalitesinin artırılması, hem mercanresiflerinin muhafazasını hem de yerel halkın kii baınagelirinin artmasını salamaktadır• Papua Yeni Gine: Kimbe’de mercan resiflerini, kıyıhabitatlarını ve gıda güvenliini korumak için, iklimdeiikliine direnç amacıyla yerel olarak iletilen birdeniz koruma alanı aı tasarlanmaktadır• Küresel: Korunan alanlarda yürütülen yüzden fazlaaratırma, önemli yabani tahıl türleri tespit etmitir• Kolombiya: Özellikle tıbbî deeri olan bitkilerikorumak için Alto Orito Indi-Angue Koruma Alanıoluturulmutur• Trinidad ve Tobago: Nariva sulak alanlarınınrestorasyonu ve muhafazası, bu alanların bir karbonyutaı, yüksek biyoçeitlilie sahip bir ekosistem vekıyı fırtınalarına karı doal bir tampon sistemi olarakönemini gösterilmektedir• Sri Lanka: Muthurajawella Korunan Alanı, yılda 5 milyonAmerikan dolarından yüksek bir deere denk gelen selkoruması salamaktadır• Avustralya: Melbourne’un (neredeyse yarısı korunanalanlar olan) ormanlık su toplama havzalarının yönetimi,su üretimine yönelik olumsuz etkilerin en aza indirilmesiiçin iklim deiiklii senaryolarına göre uyarlanmaktadır• sviçre: Ormanların yüzde 17’si çıları durdurmakamacıyla kontrol edilmektedir, bu da yılda 2 ila 3,5milyar Amerikan doları tasarrufa karılık gelmektedir.


Yönetici özeti ve temel politikalar11Korunan alan sistemleri oluturulması vegüçlendirilmesi için yeni adımlarKorunan alanlar hâlihazırda, iklim deiikliine karıyaamsal önemdeki azaltım ve uyum faydalarınısalamaktadır. Ancak, bu alanların potansiyeli kısmenkullanılabilmekte ve bütünlükleri de risk altındakalmaya devam etmektedir. Gerçekten de aratırmalargösteriyor ki, korunan alan sistemleri tamamlanıpetkin ekilde yönetilmedikçe, iklim deiikliinedayanmak için yeterince güçlü olmayacak ve müdahalestratejilerine olumlu katkı salamayacaklardır. Korunanalanların boyut, kapsam, birbiriyle balanabilirlik,bitki örtüsü restorasyonu, etkili yönetim ve kapsamlıyönetiim özelliklerinin artırılması sayesinde, küreselkorunan alan sistemi, iklim deiikliinin yarattıısorunlara çözüm olabilir ve dier kaynak yönetimiprogramları için bir model tekil edebilir. Bu noktada ikimesele önemlidir:• Finans: Balangıç olarak bazı finansman giriimlerineramen, analizler küresel korunan alan aına verilendestein maksimum etkinlik için gerekenin yarısındançok daha az olduunu ve bazı hükümetlerin u andaverilen net destei düürdüünü göstermektedir.klim deiikliinin getirdii yeni zorluklar ve fırsatlarlabaa çıkmada ek kapasite geliimi de dahil, korunanalanlar için geniletilmi bir rolü sürdürme ve salamaamacıyla daha fazla kaynak gerekmektedir.• Politika: Günümüzün ikiz çevresel krizleri olanbiyoçeitlilik kaybı ve iklim deiikliine yönelik ulusalve uluslararası politika araçları genellikle yeterli ölçüdeegüdümlü deildir, bu da kaynak israfına, deerlive tamamlayıcı politika fırsatlarının kaçırılmasına yolaçmaktadır.Aaıdaki kutuda özetlenen altı önemli müdahaleyi elealmak için mali ve politik araçlar gerekmektedir.ki önemli çok taraflı çevre antlaması –UNFCCC veCBD– sırasıyla iklim deiiklii azaltım ve etkilerine uyumile ekosistem koruma ve yönetiminden sorumludur.UNFCCC ekosistem direnci ile insan topluluklarınınhassasiyet ve direnci arasındaki ilikiyi açık bir ekildetanır ve CBD kapsamında alınan kararlar, iklimdeiikliinin biyoçeitlilik ve ekosistemler üzerindeoluturduu tehdide dikkat çeker. Her iki sözlemeninuygulama programları dahilinde, önemli bir iklimdeiiklii azaltım ve etkilerine uyum aracı olarak korunanalanların etkinliliini artırmak için bazı adımların atılmasıgereklidir. Böylece, ülke seviyesinde ve toplu olarakküresel toplum için hedeflenen sonuçların elde edilmesiamacıyla, korunan alanların potansiyeli gelitirilebilir.Ulusal yönetimlerin de bazı giriimlerde bulunmasıgerekmektedir.Korunan alanların iklim deiikliine müdahale mekanizması olarak daha etkin ilevgöstermesi için politika ve yönetimde altı temel yenilik gereklidir• Daha fazla ve daha büyük korunan alanlar: Özelliklebüyük miktarda karbonun depolandıı ve/veyatutulduu ve korunmadıı takdirde bu karbonunkaybolabilecei ekosistemler ya da önemli ekosistemhizmetlerinin tehdit altında olduu yerler; özellikletropikal ormanlar, turbalıklar, mangrovlar, tatlısu ve kıyıbataklıkları ve deniz çayırı yataklarının yanı sıra denizekosistemleri• Karasal/denizel korunan alanlar arasında balantıkurulması: Korunan alanların ya da araya giren sularındıındaki doal ya da yarı doal bitki örtüsününyönetimini kullanma. Bu, ekosistemin karasal/denizelölçekte iklim deiikliine direncini ve bir ekildekoruma altında olan toplam yaam alanını artırmakamacıyla balantılar ina etmede önem taıyantampon bölgeleri, biyolojik koridorları ve ekolojik adımtalarını içerebilir.• Her tür yönetiim türünün tanınması ve uygulanması:Özellikle yerli halklar ve topluluklarca korunan alanlarve özel korunan alanlar yoluyla iklime müdahalestratejilerinin bir parçası olarak daha fazla ilgigrubunun, korunan alan ilan ve yönetimine dahilolacak hale gelmesinin tevik edilmesi• Korunan alanlar dahilinde yönetimin gelitirilmesi:Ekosistemlerin ve korunan alanlarda saladıklarıhizmetlerin tanınmasının ve yasadıı kullanım ya daakılcı olmayan yönetim kararları nedeniyle bozulupkaybolmamasının temin edilmesi• Korunan alanlar dahilinde karbon depoları içinkoruma düzeyinin artırılması: Karbon depolamadayüksek deeri olan belirli özelliklere yönelik korumave yönetimin tanınması, örnein yalı ormanlarındevamını salama, yüzeyin bozulmasını veya turbalarınkurumasını önleme ve ayrıca bitki örtüsünün bozulmuolduu korunan alanlarda restorasyon imkanlarınıkullanma• Yönetimin bir kısmının özellikle azaltım ve uyumihtiyaçlarına odaklanması: Gerekli durumlardayönetim planlarının, seçim araçlarının ve yönetimyaklaımlarının yenilenmesini de içerir


12 Yönetici özeti ve temel politikalarEvenk ren geyii yetitiricisi, Sibirya, Rusya Federasyonu © Hartmut Jungius / WWF-CanonUNFCCC• Korunan alanların kalıcı karbon depolama ve tutumaraçları olarak rollerini tanıma ve dirençli korunan alansistemlerinin arazi temelli emisyon azaltımını baarmakiçin ulusal stratejilerin temel bir bileeni olarakuygulanmasının talep edilmesi• Ekosistemlerin, iklim deiikliinin etkilerine uyumdakirolünü vurgulama ve doal ekosistemlerin teknolojive altyapı temelli uyum tedbirlerine uygun maliyetli biralternatif olarak korunması ve hatalı uyumdan kaçınmakiçin doal ekosistemleri, ulusal uyum stratejilerine veeylem planlarına (Ulusal Uyum Eylem Programları-NAPAda dahil) dahil edilmesi• klim ile ilikili finans mekanizmaları yoluyla malî veteknik yardım almak için korunan alanların veya ulusalkorunan alan alarının güçlendirilmesini içeren, ulusalolarak uygun azaltım ve uyum eylemlerine izin verilmesiCBD• COP 10’daki Korunan Alanlar Programı’nın, dierCBD programları ile uyum içinde iklim deiikliietkilerini ve müdahale stratejilerini daha açık ele almakamacıyla yenilenmesi• Ülkelerin iklim etkilerini deerlendirmeleri ve kendikorunan alan sistemlerinin direncini artırmaları içindestekleme amaçlı araçlar ve yöntemler gelitirmesinintevik edilmesi ve azaltım ve uyumdaki rollerinin tamolarak aratırılmasının salanması• Korunan alan alarının bir iklim deiiklii müdahalestratejisi olarak faydalarını daha da artırmak için ulusalkorunan alanlar ve sınır ötesi korunan alanlar arasındaartan balantıların öneminin vurgulanması• Deniz koruma alanlarının ve az temsil edilenbiyomlardaki korunan alanların gelitirilmesi için politikönceliin gelitirilmesiUlusal ve yerel yönetimler• Korunan alan sistemlerinin rolünün, ulusal iklimdeiiklii stratejilerinin ve eylem planlarının içineeklenmesi• Azaltımın, doal habitatların kaybı ve bozulmasınınazaltılması kapsamında ele alınması• Doal ekosistemlerin hassasiyetini azaltarak vedirencini artırarak uyumun güçlendirilmesi• Biyoçeitlilie ve iklim deiiklii azaltım ve etkilerineuyuma faydalar getirmek için korunan alanların etkinyönetiminin salanması


Bölüm 1GiriHükümetlerarası klim Deiiklii Paneli, iklimdeki olası eilimleri ve beklenenekolojik müdahaleleri oldukça ayrıntılı biçimde göz önüne sermitir. Bubölümün ilk kısmı, korunan alanlar ile en yakından ilgili meselelere dairIPCC’nin en son görüünü özetlemektedir.kinci kısım hükümetlerarası süreçlerin, özellikle de BM klim DeiikliiÇerçeve Sözlemesi ve Biyolojik Çeitlilik Sözlemesi’nin, korunan alanlarözelinde azaltım ve uyum konularını nasıl ele aldıını incelemektedir. Ulusalyönetim müdahalelerine dair bazı örneklere de yer verilmektedir.Sonrasında, korunan alanlar bir kavram olarak sunulmaktadır. Kapsamve alan hakkında bazı istatistiklerin yanı sıra, farklı yönetim modelleri veyönetiim yaklaımlarının kapsamı tanımlanmaktadır.Son olarak ve en önemlisi bu bölümde, korunan alanların iklim deiikliiylemücadeleye destek olma noktasında, neden benzersiz bir konuma sahipolduu açıklanmaktadır.


14 Bölüm 1klim deiikliinin doa, doal kaynaklar vebunlara baımlı insanlar üzerindeki etkileriANA MESAJLARklim deiikliinin karasal ve denizel ekosistemleri olumsuz etkilemeyeçoktan balamı olması ve bu deiikliklerin önümüzdeki yüzyıl boyuncaoran ve iddetinin artacak olması yüksek bir olasılıktır. Bu, su ve gıdanındaha az eriilebilir olması, doal afetlerin daha sık gerçeklemesi, insansalıının tehdit altına girmesi, türlerin yok olması ve ekosistemlerin ortadankalkması ya da bozulması anlamına gelir. Korunan alanlardaki ekosistemlerve türler de bu etkilerin dıında kalmayacaktır.Hükümetlerarası klim Deiiklii Paneli’nin 2007’deyayınlanan Dördüncü Deerlendirme Raporu, 75çalımadan alınan 29.000’den fazla gözlem verisiserisinden faydalanmaktadır 15 . Sonuçlar pek çok fizikselve biyolojik sistemde önemli deiiklikler göstermektedir;bunların yüzde 89’undan fazlası, iklim deiikliinin doalsistemler üzerindeki öngörülen etkileriyle uyumludur.Genel olarak bu analiz, IPCC’yi u sonuca götürmütür:“Bütün kıtalar ve çou okyanustan elde edilen gözlemverileri, çou doal sistemin bölgesel iklim deiikliinden,özellikle de sıcaklık artıından etkilenmekte olduunu ortayakoymutur.”Aaıdaki bölüm, doal ekosistemler ve doal kaynaklarailikin IPCC’nin vardıı sonuçlardan bazılarını özetlemekteve insan toplulukları için sonuçlarını ana hatlarıylabelirtmektedir. Korunan alanlar üzerindeki etkiler veolası yönetim müdahaleleri daha sonra, Bölüm 5’tetartıılacaktır.Mevcut etkilerIPCC, son ısınmanın, aaıdakileri de kapsayan karasalbiyolojik sistemleri ciddi ekilde etkilemekte olduunadair çok kuvvetli (örn. yüzde 90) bir olasılık olduunudeerlendirmektedir:• Daha erken meydana gelen bahar olayları, örneinyapraklanma, yumurtlama ve ku göçü gibi• Bitkiler ve hayvanlar doal yayılı sınırlarının kutuplarave yüksek irtifaya doru kaymasıKar, buz ve donmu topraklar (sürekli donmu karalardahil) ile ilikili doal sistemlerin etkilenmi olmasına dairolasılık yüksek (yüzde 80) düzeydedir:• Buzul göllerinde genileme ve sayısal artı• Sürekli don bölgelerindeki zemin dengesizliinde vedalık yörelerdeki kaya heyelanlarında artı• Deniz buzulu biyomlarında bulunanlar da dahil kuzeyve güney kutup bölgelerinin ekosistemlerinde meydanagelen ve besin zincirinin en tepesindeki avcılarıetkileyen deiikliklerAyrıca hidrolojik sistemler üzerindeki etkilere dairaaıdakileri de içeren kuvvetli bir olasılık da bulunur:• Buzullar ve kardan beslenen pek çok nehirde yüzeyakıı ve erken bahar yüksek debisinin artıı• Pek çok bölgede göllerin ve nehirlerin termal yapıyı vesu kalitesini etkileyen ekilde ısınmasıTuzlu su ve tatlısu biyolojik sistemlerindeki deiimlerin,artan su sıcaklıkları ve buz örtüsü, tuzluluk, oksijenseviyeleri ve çevrimi ile ilikili olduuna dair kuvvetli birolasılık mevcuttur:• Yüksek enlemli okyanuslarda alg, plankton ve balıkmiktarındaki daılım ve deiimlerde kaymalar• Yüksek enlemli ve yüksek rakımlı göllerde alg vezooplankton miktarında artılar• Nehirlerde daılım deiiklikleri ve erken balık göçleriklim deiikliinin mercan resifleri üzerindeki etkilerinedair daha fazla kanıt vardır. Bununla birlikte, bu etkileridier baskılardan (örn. aırı balık avı ve kirlilik) ayırmakzordur. Deniz seviyesinde artı ve insan kalkınması dakıyısal sulak alanların ve mangrovların kaybına ve kıyısaltakınların giderek zararının artmasına katkıda bulunur.Yönetilen ve insan yapısı sistemlerin deerlendirilmesi,deiim nedenlerinin son derece karmaık olmasıdüünüldüünde, özellikle güçtür ve IPCC’nin bu sistemlerüzerindeki etkileri deerlendiren raporlara atfettii olasılıkbu yüzden daha düüktür (yüzde 50):• Kuzey Yarıküre’nin yüksek enlemlerinde tarım veorman yönetiminin etkileri, erken bahar tahıl ekimi veormanların yangın ve zararlılardan ötürü bozulmasındakideiimleri içerir• Avrupa’da görülen aırı sıcaklardan kaynaklananölümler, Avrupa’nın kimi kesimlerinde bulaıcı hastalıkvektörlerindeki deiimler ve Kuzey Yarıküre’nin yüksekve orta enlemlerinde mevsimsel alerjen polen üretimininerken balaması ve artması gibi insan salıı üzerindekikimi etkiler• Avcılık faaliyetleri ile kar ve buz üzerinde kısalanseyahat mevsimi ile ilgili; düük irtifalı alpin alanlardaise da sporları faaliyetlerindeki deiiklikler gibi, KuzeyKutbu’nda insan faaliyetleri üzerindeki etkiler:Gelecee dönük etkiler: IPCC’nin dördüncü raporu, dahaönceki raporlara göre 21. Yüzyıl için öngörülen etkilere


Giri15Yeil deniz anemonu, Olympic Sahili, Washington DC, ABD © Fritz Pölking / WWFdair daha yüksek bir güvenilirlie sahiptir. Isınmanınen fazla karalar üzerinde ve yüksek kuzey enlemlerininçounda etkili olacaı ve Güney Okyanus (Antartikayakınlarında) ve Kuzey Atlantik’in kuzey kesimlerinde enaz etkili olacaı sonucuna varılmaktadır.Rapor unları öngörmektedir:• Aırı sıcak hava, ısı dalgası ve youn yaılar gibiolgular muhtemelen daha da sıklaacaktır• Yüksek enlemlerde yaılar muhtemelen artacaktır• Çou subtropikal kara bölgesinde yaıların azalmasıolasıdır• Tropik siklonların (tayfun ve kasırgalar) daha iddetliolması olasıdır1,5’ten 2,5 0 C’ye kadar artan küresel sıcaklıkortalamasının, atmosferdeki CO2konsantrasyonundaartıla birlikte “ekosistemin yapısı ve ilevi, türlerinçevreyle etkileimleri ve türlerin corafi daılımlarında köklüdeiiklikler; ayrıca su ve gıda temini gibi ekosistem ürünlerive hizmetleri ile biyoçeitlilik üzerinde büyük ölçüde olumsuzsonuçlar” yaratması kuvvetle muhtemeldir.Özellikle bu yüzyılda:• Muhtemelen pek çok ekosistemin direnci; iklimdeiiklii, bununla balantılı bozulmalar (örn. seller,kuraklık, orman yangınları, böcekler, okyanuslardaasitlenme) ve dier etkenlerin (örn. toprak kullanımınındeimesi, kirlilik, doal sistemlerin bölünmesi,kaynakların aırı tüketimi) öngörülemeyen birbirleimiyle aılacaktır• Karasal ekosistemlerce net karbon tutulumunun yüzyılınortalarına doru zirveye ulaması ve bunun ardındanazalması ve hatta durumun tersine dönmesi, böyleceiklim deiikliinin büyümesi olasıdır• Bitki ve hayvan türlerinin yaklaık yüzde 20-30’u büyükolasılıkla hızla yok olma tehdidi altına girecektirDier önemli etkiler unları kapsar:• Kıyı alanlarının iklim deiiklii ve deniz seviyesindeyükselmeden ötürü erozyona uraması ve bununsonucunda milyonlarca insanın yüzyılın sonuna kadaryıllık sel olaylarından etkilenmesi• Milyonlarca insanın salıının; kötü beslenme,ishal, kalp ve (zemin seviyesindeki ozonun yüksekkonsantrasyonu nedeniyle) solunum hastalıklarındanetkilenmesi; daha fazla aırı hava olayı ve bazı bulaıcıhastalıkların daılımındaki deiimlere balı etkiler• Genel olarak, iklim deiikliinin tatlı su sistemlerindekiolumsuz etkileri faydaların önüne geçecektir. Yaılarve sıcaklıktaki deiiklikler, deien akı ve sumevcudiyetine yol açacaktır. Yüzey akıının yüksek


16Bölüm 1ÖRNEK ÇALIMAAvustralya’daki yangınların kuvvet, iddet vesıklıı artacakÇalı yangını yönetim uzmanları, aratırma örgütleri 16ve aratırmacılara 17 göre iklim deiiklii, 7 ubat2009’daki feci Victoria yangınları gibi Avustralya çalıyangınlarının doasını ve iddetini etkilemektedir.Bu durum daha da kötüye gidecektir. klimdeiiklii öngörüleri, aırı yangın günlerininsayısının 2020’ye kadar (1990’lara göre) -yüksekküresel ısınma tahminlerine göre- yüzde 15-65arasında artacaını ve felakete varan yangınolaylarının 1973’te kaydedilen 12 noktadan, 2009 ve2020 (36 yıldan fazla) arasında 20 noktaya çıkacaınıifade ediyor 18 .ahsen Avustralya’da 1970’lerden beri pek çokyangında itfaiye eri, yangın stratejisti ve olaykontrolörü olarak çalı yangını yönetiminde bulundumubat 2009 Victoria yangınlarının iddeti ve yarattııdehet u ana kadar gördüüm yangınların eniddetlisini bile aıyordu. Yangının meydana geldiikoullara bakınca bu hiç de aırtıcı bir durum deil.Yangınlardan önce, tarihte örnei olmayan ciddi veuzun süreli bir kuraklık yaandı. Orta Victoria’da 12yıllık yaı toplamları, 1997’den önceki herhangi bir12 yıllık dönemde kaydedilmi en düük seviyenin bileyüzde 10-13 altındaydı. Bakent Melbourne’da rekoriddette bir sıcak hava dalgası olutu, bu da 7 ubat’ın(Kara Cumartesi) öncesindeki 11 günün her birisindeen yüksek sıcaklıın 30 0 C’nin üstünde olmasıylasonuçlandı. Kara Cumartesi gününde Melbourne’da,o güne kadar kaydedilmi en yüksek sıcaklık yaandı(46 0 C), üstelik nem saatlerce yüzde 10’un altındakaldı. Daha da kötüsü, atmosferik istikrarsızlık devasaısı yayım sütunlarının oluumuna ve bunun sonucundada ciddi bir yangın havasına zemin hazırladı. KaraCumartesi günü balayan 100 yangın içinde, üstatmosferdeki bir hava boluundan etkilenenler enkötüleriydi. 2005 yılında Güney Avustralya’da yaananbir yangın hariç, bunlar Avustralya’nın kayıtlı tarihindegörülen en aırı yangın havası koullarıydı. Yangınınortalama yayılım hızı 12 km/s’ydi (bazı mahallidurumlarda daha da hızlı), ancak yangının önündesaatte 100 km/s hızındaki rüzgarlarla sürüklenenalevli odun parçaları, yangınların rüzgarın 35 kilometreönüne bile sıçramasına yol açıyordu. Bu aırı sıçramaolayının ei daha önce görülmemiti. 100 metreyüksekliinde alevler görüldü ve salınan toplam ısımiktarının Hiroima’da kullanılan atom bombasıbüyüklüünde 1500 bombaya eit olduu tahminediliyor 20 . Ne yazık ki, 173 kii yaamını yitirdi ve 2029ev yandı. Bu, iklim deiikliinin etkiledii bir yangınhavası davranııydı. Daha önce karılatıklarımdançok daha aırdı ve Avustralyalıları gelecekte bekleyenyangın davranıının habercisiydi.Kaynak: Graeme L. Worboysenlemler ve bazı nemli tropikal alanlarda yüzyılınortasına kadar yüzde 10–40 oranında artması öngörülsede, yararlı etkilerin yaı ve yüzey akıındaki artandeikenlikten kaynaklanan olumsuz etkiler tarafındandengelenmesi beklenmektedir. nsanların yüzde 20’sinehir takını potansiyelinin 2080’lere kadar artabileceialanlarda yaayacaktır.• Bunun tam tersine, orta enlemler ile yaısızdönencelerdeki bazı kurak bölgelerde; azalan yaılar,yüksek buharlama ve terleme oranlarından ötürüyüzde 10-30 arası akı azalması olması olasıdır. Çouyarı kurak alan (örn. Akdeniz Havzası, ABD’nin batısı,Afrika’nın güneyi ve Brezilya’nın kuzeydousu) sukaynaklarının azalmasından ötürü madur olacaktır. Sonolarak artan sıcaklıklar, tatlı su gölleri ve nehirlerininfiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerini aırlıklı olarakolumsuz ekilde etkileyecektir.• Ekinlerin verimliliinde orta ve yüksek enlemler arasındahafif artılar; alçak enlemlerdeyse düüler görülecektir.Bölgesel artılar da bildirilmitir. IPCC aaıdaki etkilerintümüne, etkilerin büyüklüü ve zamanlaması, iklimdeiikliinin miktarı ve oranına göre deiecek olmasınaramen yüksek ya da çok yüksek olasılık verir.Afrika• 2020’ye kadar 75–250 milyon insanın artan su sıkıntısınamaruz kalacaı öngörülmektedir.• 2020’ye kadar bazı ülkelerde, yamura dayalı tarımürünlerinin üretimi yüzde 50’ye varan oranlardadüebilecektir.• Yüzyılın sonuna doru deniz seviyesinde öngörülenyükselme, büyük miktarda nüfus barındıran alçak kıyıkesimlerini etkileyecektir. Uyum maliyeti GSMH’nin enaz yüzde 5-10’una karılık gelebilir.• 2080’e kadar kurak ve yarı kurak alanların yüzde 5-8oranında artması öngörülmektedir.Asya• 2050’lere gelindiinde Orta, Güney, Dou veGüneydou Asya’da su varlıının, özellikle büyük nehirhavzalarında dümesi öngörülmektedir.• Bata Güney, Dou ve Güneydou Asya’daki younnüfuslu mega delta alanları olmak üzere kıyı alanları,artan deniz takınları ve bazı mega deltalarda nehirtakınlarından ötürü en çok risk altındaki yerlerolacaktır.• klim deiikliinin, hızlı ehirleme ve sanayileme ilebalantılı baskıları iddetlendirecei öngörülmektedir.• Temelde seller ve kuraklıkla ilikili olarak ishaldenkaynaklanan endemik hastalık ve ölümlerin Dou,Güney ve Güneydou Asya’da artması beklenmektedir.Avustralya ve Yeni Zelanda• Büyük Bariyer Resifi ve Queensland YamurTropikleri’ni de içeren, ekolojik açıdan zengin bazınoktalarda 2020’ye kadar ciddi biyoçeitlilik kayıplarınınyaanacaı öngörülmektedir.• 2030’a kadar Güney ve Dou Avustralya ile YeniZelanda, Northland ve bazı dou bölgelerinde sugüvenlii sorunlarının iddetlenmesi öngörülmektedir.• 2030’a kadar bu alanlar boyunca tarım ve ormanürünleri üretiminin kuraklık ve yangınlar sebebiyleazalacaı öngörülmektedir.


Giri17WE COULD GET RID OR MOVEICE PIC AND PUT SOLUTIONSUNDER HERE - OR ADD ANOTHERPIC.Su Kenya, Nairobi’de çok kıymetli bir kaynaktır. © Martin Harvey / WWF CANON• 2050’ye kadar bazı alanlarda devam eden kıyıgeliimi ve nüfus artıının, riskleri aırlatıracaıöngörülmektedirAvrupa• klim deiikliinin, doal kaynaklar ve deerlerininnitelik ve niceliindeki bölgesel farkları artırmasıbeklenmektedir.• Olumsuz etkiler; artan ani sel, kıyı su baskını ve erozyonriskini içerecektir.• Dalık alanlar; buzulların geri çekilmesi, azalan karörtüsü ve yaygın tür kayıplarıyla karı karıya kalacaktır.• Güney Avrupa’da iklim deiikliinin su varlıı,hidroenerji potansiyeli, yaz turizmi ve ekinlerinverimliliini azaltacaı öngörülmektedir.Latin Amerika• Yüzyılın ortalarına kadar sıcaklıktaki artılarnedeniyle toprak suyunda görülecek düülerin,Dou Amazonlardaki tropikal ormanların yerinekademeli olarak savanların geçmesine yol açacaıöngörülmektedir.• Benzer ekilde, yarı kurak bitki örtüsüne sahip alanlaryerlerini kurak alan bitkilerine bırakma eilimindeolacaktır.• Pek çok alanda türlerin soyunun tükenmesi yüzündenciddi biyoçeitlilik kaybı riski bulunmaktadır.• Yaılardaki deimelerin ve buzulların yok olmasınınsu varlıını ciddi ekilde etkileyecei öngörülmektedir.Kuzey Amerika• Batı dalarındaki ısınmanın azalan kar birikmesine, dahafazla kı takınlarına ve azalan yazlık ırmak akılarınayol açması, bunun da su kaynakları için rekabetiiddetlendirmesi öngörülmektedir.• Isı dalgalarının sayısı, iddeti ve süresinin, ehirlerdesalık üzerinde olumsuz etkiler gösterecei tahminedilmektedir.• Kıyı toplulukları ve habitatları iklim deiiklii,kalkınma ve kirlilik yüzünden baskı altında kalacaktırKutup Bölgeleri• Deien kar ve buzul koulları, altyapıya ve yerlileringeleneksel yaam tarzlarına zarar verecektir.• Her iki kutup bölgesinde de belirli ekosistemlerve habitatların türlerin istilasına karı savunmasızolacaı öngörülmektedir.• Buzulların, buz tabakasının ve deniz buzulununkalınlık ve yayılımındaki azalmalar ve doalekosistemlerdeki deiimler göçmen kular,memeliler ve yırtıcılar da dahil pek çok organizmayazarar verecektir.Küçük Adalar• Deniz seviyesindeki yükselmenin takınları,fırtına dalgalarını, erozyonu ve dier kıyı afetleriniiddetlendirmesi beklenmektedir.• Yüzyılın ortalarına kadar iklim deiikliinin,Karayipler ve Pasifik’teki gibi pek çok küçük adanınsu kaynaklarını azaltması beklenmektedir. Bununsonucunda buralar, düük yaılı dönemlerde talebikarılamada yetersiz kalacaktır• Artan sıcaklıklar ile beraber, yabancı türlerinistilasında artı beklenmektedir.


18 Bölüm 1Buzul oyuntusu, Spitsbergen, Norveç © Steve Morello/WWF-CanonÇÖZÜMLERklim deiikliinin ele alınması yaam ve çalıma biçimimiz ile karılıklı etkileimyollarında büyük ve kökten deiiklikler gerektirmektedir. Birincil öncelik, seragazlarının emisyonunu azaltmak ve karbon tutum oranlarını artırmaktır.Bu rapor, mantıklı herhangi bir müdahale stratejisinin önemli bir kısmınadeinmektedir: Korunan alanların, doal ve yarı doal sistemleri korumanın biraracı olarak, yani hem atmosferdeki karbonu yakalayıp tutmak hem de insanlarınve ekosistemlerin iklim deiikliinin etkilerine uyum göstermesine yardım etmekamacıyla kullanılması.Elbette korunan alanlar tam bir çözüm sunmadıı gibi bunlara duyulan güven,emisyonları kaynaında azaltma çabalarının yerine geçmemeli veya bu çabalarıbaltalamamalıdır. Ancak bugüne kadar sıklıkla ihmal edilmi olmalarına ramen,stratejinin yaamsal bir parçasıdır.


Giri19Uluslararası ve ulusal müdahaleler – karar vericilerkorunan alanların rolüne nasıl bakıyor?ANA MESAJLARIPCC korunan alanların, iklim deiikliine yönelik azaltım ve uyum çabalarıaçısından yaamsal önemde olduunu belirtmitir. Dier hükümetlerarasıörgütler de, özellikle CBD, bu mesajı tekrarlamıtır. Ulusal hükümetlerhâlihazırda korunan alanları kendi iklim müdahale stratejilerine dahil etmeyebalamıtır. Ancak yapılması gereken daha çok ey vardır.Korunan alanlar öteden beri hükümetler ve hükümetlerarası örgütler tarafından yaygın olarak pratik birer azaltımve uyum stratejisi olarak görülmütür. Bu bölüm kararvercilerin mevcut müdahalelerinin bazılarını gözdengeçirmektedir.Hükümetlerarası klim Deiiklii Paneli: IPCC, azaltımve uyum kapasitesinin artırılmasında, emisyonların veiklim deiikliine hassasiyetin azaltılmasında korunanalanların bir etken olarak kullanılması çarısında bulunur 21 .IPCC raporu, toplam azaltım potansiyelinin yüzde65’inin tropiklerde bulunduunu ve toplamın yaklaıkyüzde 50’sinin ormansızlama kaynaklı emisyonlarınazaltılmasıyla elde edilebileceini söyleyerek, iklimetkilerini sınırlandırma bakımından özellikle ormanlarınkorunması ve yönetimine odaklanmıtır 22 . Rapor, ormanlarile balantılı azaltım eylemlerinin muhtemelen görecedüük maliyetli olacaını ve iklim deiikliine uyum vesürdürülebilir kalkınma ile önemli sinerji yaratabileceini,bunun da beraberinde istihdam, gelir yaratma,biyoçeitlilik ve havza koruma, yenilenebilir enerjikaynakları ve yoksulluun hafifletilmesi bakımından önemliortak faydalar salayacaını göstermitir 23 . Ormancılıküzerine IPCC raporu u sonuca varmıtır: “Etkili korumadanötürü aaçların yeniden büyümesi karbon tutulumuylasonuçlanırken, korunan alanların uyumlu yönetimi debiyoçeitliliin muhafazasına ve iklim deiikliine karıdaha az hassasiyete yol açar." Örnein ekolojik koridorlar,deien iklime uyuma olanak tanıyan flora ve fauna göçüiçin fırsatlar yaratır. 24 Bu kazanımları baarmaya yönelikmekanizmalar bakımından IPCC, çevresel olarak etkiliolduu kanıtlanan ormanlar ile ilgili politikaların, önlemlerinve araçların unları içerdiini belirtmektedir:• Orman alanlarını artırmak, ormansızlamayı azaltmak veormanları muhafaza edip, yönetmek için mali tevikler(ulusal ve uluslararası)• Arazi kullanım düzenlemesi ve uygulatılması 25Arazi yönetimine ilikin kabul edilmi yaklaımların maliteviklerle desteklenen bu birleimi tam olarak, mevcutraporda savunulan modeldir.BM klim Deiiklii Çerçeve Sözlemesi: UNFCCChenüz, korunan alanlara özel olarak atıfta bulunmamıtırSonbaharda göknar ve kayın aaçları, Finlandiya© Mauri Rautkari / WWF-Canonve u anda emisyon azaltımının yerine getirilmesi ile ilgiliyoun müzakereler devam etmektedir. Bununla birlikte2007 yılı Bali Eylem Planı, Kopenhag müzakereleri içinbir yol haritası çizmi ve özel olarak azaltım ve uyumstratejileri üzerinde, pek çok ülkede yanıtlanmayabalanan daha fazla eylem çarısında bulunmutur(bakınız Tablo 1). 2009 Haziran’ında Birlemi MilletlerÇevre Programı (UNEP), UNFCCC’nin ve dierlerinin doalekosistemlerin karbon tutumundaki rolüne daha fazladikkat etmesini isteyen bir rapor yayınladı 26 .


20Bölüm 1Biyolojik Çeitlilik Sözlemesi: CBD korunan alanlarıniklim deiikliini ele almadaki rolünü Korunan Alanlar Programında (PoWPA) tanımıtır: “1.4.5 klim deiikliiuyum tedbirlerini korunan alan planlamasına, yönetimstratejilerine ve korunan alan sistemlerinin tasarımınaeklenmesi”. Daha açık olarak, CBD’nin Bilimsel, Teknikve Teknolojik Danıma Alt Organı (SBSTTA) SBSTTA11’de (Tavsiye XI/14), “biyolojik çeitlilik, çölleme, arazibozulması ve iklim deiikliini ele alan etkinlikler arasındasinerjinin tevik edilmesinde rehberlik” çarısındaTablo 1: Korunan alanları kullanan ulusal iklim deiiklii müdahaleleriÜlke Belge AyrıntılarAvustralyaBrezilyaUlusal Biyoçeitlilik Plan iklim deiikliinin, biyoçeitlilik üzerindeki etkilerini ele almak üzere deiik yetkive klim Deiiklii alanlarının faaliyetlerini koordine etmek için gelitirilmitir. Özellikle deniz koruma alanları ileEylem Planı (2004- ilikili olarak (Strateji 4.2 ve 4.5), iklim deiikliinin etkilerinin deerlendirilmesini kapsayan2007) 31 (Strateji 5.2 ve ilgili eylemler) yeni rezervlerin gelitirilmesi de dahil korunan alanlara dairstratejiler ve eylemleri içerir.klim Deiiklii Plan, iklim deiiklii karısında azaltım ve uyumu hedefleyen faaliyet ve önlemleriUlusal Planı tanımlamaktadır. Planın,“tüm Brezilya biyokütlesinde yasadıı ormansızlamanın sıfıra(2008) 32 ulaması için ormansızlama oranında sürekli azalmanın yollarının aranması” amacı olmaküzere, iki tanesi ormanlar ile ilgili olan yedi belirgin amacı vardır. Faaliyetler, “korunacak,saklanacak ve yönetilecek ulusal ormanların tanımlanmasını” ve “özellikle Amazonormanlarında ormansızlatırmanın azaltılması, sürdürülebilir kullanım ve koruma için ulusal veuluslararası mali kaynakların toplanması” amacıyla bir Amazon Fonu oluturulmasını içerir.ÇinFinlandiyaUlusal klimDeiikliiProgramı (2007) 33klim DeiikliineUyum için UlusalStrateji (2005) 34Program 2010’a kadarki amaçları özetlemektedir. Doal kaynakların korunmasına ikikez deinilir; bölüm 2.3.4 unu belirtir: “klim deiikliiyle mücadelede iklim deiikliineuyum kapasitesini arttırmak için orman ve sulak alanların korunmasını güçlendirmekve… karbon tutum kapasitesini arttırmak için orman ve sulak alanların restorasyonunu veaaçlandırmayı güçlendirmek… gereklidir.” Bölüm 3.3.2: “Doal ormanların korumasını vedoa rezervlerinin yönetimini güçlendirerek ve sürekli temel ekolojik restorasyon programlarıuygulayarak, kilit ekolojik korunan alanlar kurulması ve doal ekolojik restorasyonungüçlendirilmesi. 2010 itibariyle, tipik orman ekosistemlerinin ve kilit rol oynayan ulusal yabanhayatının yüzde 90’ı etkili bir ekilde korunmakta ve tüm bölgenin yüzde 16’lık bölümünüdoal rezerv alanları oluturmakta ve 22 milyon hektarlık çöllemi alan kontrol altındadır.”Alpin alanlardaki ve dou bölgelerindeki korunan alan aı iklim deiikliine uyum içinmuhtemelen yeterli olacaktır, çünkü “insan kaynaklı baskıları azaltmak için arazi kullanımınıetkili ekilde düzenlemek ve böylece alpin habitat tipleri ve türlerin habitatlarının korunmasınıtevik etmek” için bir fırsat vardır. Ancak Finlandiya’nın güneyinde korunan alanlar daha azyaygındır ve “korunan alanların türlere uyum/dönüüm fırsatları salama imkânları sınırlıdır.”Müdahaleler unu içerir: “örnein Barents ibirlii içinde korunan alanlar aının dahakapsamlı uluslararası deerlendirilmesi ve gelitirilmesi…”.Hindistanklim Deiiklii Plan 2017 yılına dein sürecek olan 8 ana “ulusal amaç” tanımlamakta ve bakanlıklarıÜzerine Ulusal Babakanlık klim Deiiklii Konseyine detaylı uygulama planlarını sunmayaEylem Planı yönlendirmektedir. Himalaya Ekosistemini Sürdürmek için Ulusal Amaç’ta öyle yazar:(2008) 35 “Hindistan’ın su ihtiyacının temel bir kaynaı olan buzulların küresel ısınmanın bir sonucuolarak geri çekileceinin tahmin edildii Himalaya bölgesindeki biyoçeitlilii, ormanörtüsünü ve dier ekolojik deerleri korumayı amaçlar”.MeksikaGüney Afrikaklim DeiikliiÖzel Programı(2009 taslaı)Güney Afrikaiçin Ulusalklim DeiikliiMüdahaleStratejisi (2004) 37Programın amaçları daha önce yayınlanan Ulusal klim Deiiklii Stratejisinde (ENACC)bulunan talimatları gelitirmek ve güçlendirmektir. Strateji enerji üretimini, enerji kullanımını,tarımı, ormanları ve dier arazi kullanımlarını, atıklar ve özel sektörü kapsamaktadır veçou 2012 yılına kadar olan 41 azaltım amacını ve ilgili 95 hedefi içermektedir. Korunanalanları muhafaza, geniletme ve birbirine balama, ekosistem direncini ina etme ve REDDprojelerini tasarlama, deneme ve uygulama planlarını içerir 36 .Strateji CDM projelerinden salık önlemlerine ve iklim deiikliiyle mücadeleyi teviktedbirlerine kadar uzanan bir dizi meseleye ilikin 22 temel eylemle sonlanır; ve “bitkiler,hayvanlar ve deniz biyoçeitlilii için koruma planları gelitirmek” üzere bir eylem içerir.


Giri21bulunmu ve bir dizi müdahale istemitir 27 . PoWPA’nın2010 sonlarında yapılması planlanan gözden geçirmesinin,korunan alan politikaları içinde iklim deiiklii azaltımve etkilerine uyuma yapılan vurguyu artırması olasıdır.Bu meseleler PoWPA’nın geleceini planlamak içinyapılan yakın zamandaki toplantılarda güçlü ekilde gözeçarpmıtı 28 . Buna ilaveten CBD ve UNFCCC imdiden,iki sözleme arasındaki sinerjileri inceleyen bir müterekçalıma grubuna sahiptir.Dier uluslararası sözlemeler: Binyıl Bildirisi veonun Binyıl Kalkınma Hedefleri (MDG), SürdürülebilirKalkınma Dünya Zirvesi ve onun Johannesburg UygulamaPlanı, Dünya Mirası Sözlemesi 30 (korunan alanlarınazaltımdaki rolüne açık bir ekilde bakan sözleme) veBM Sürdürülebilir Kalkınma Komisyonu gibi pek çokdier uluslararası antlama iklim deiiklii tartımalarınıiçermektedir.Ulusal müdahaleler: Artan sayıda hükümet, korunanalanları iklim deiikliiyle mücadele etmek için kullanıyor,ancak büyük çounluk korunan alanları hala UlusalUyum Eylem Programları’na dahil etmiyor. Tablo 1 ulusalgiriimlerin bazılarını özetlemektedir.Karmaıklıı ve sebep, etki ve müdahale yelpazesiningeniliinden ötürü iklim deiiklii, pek çok uluslararasıaraç arasında sinerji, ülkelerdeki farklı hükümetbirimleri arasında ibirlii ve farklı ilgi gruplarınınkatılımını gerektirir 38 . Günümüzde bu genelde mümkünolmamaktadır. Hükümetler “kahverengi çözümlere”(emisyonların azaltılması vb.) odaklanır, “yeil” ve“mavi” çözümlerin (karasal bitki örtüsü veya denizlerve okyanuslarda depolanan karbon) ikincil etkilerini herzaman düünmezler. Örnein emisyonların azaltılmasınayönelik dar bir odaklanma uygun ekilde planlanmadııtakdirde sıklıkla, karasal sistemlerden ek karbonunkaybolmasıyla sonuçlanan biyoyakıt üretimini teviketmitir. Daha bütünletirilmi yaklaımlara acilen ihtiyaçduyulmaktadır 39 .Ekosistemler ve biyoçeitliliin ekonomisi aratırmasının (TEEB) temel bulguları 2010 yılındayayımlanacak; ancak Kopenhag iklim görümelerine bir girdi olarak 2009 yılında yayınlananiklim deiiklii özet raporu, karar vericiler için bazı acil konuların altını çiziyor.TEEB klim Sorunları Güncellemesi 40 , Kopenhag’daki kararvericilerin göz önüne alması gereken özel öneme sahipüç sorunun altını çizmektedir:1. Mercan resiflerinin iklim deiikliinden kaynaklananciddi ekolojik, sosyal ve ekonomik sonuçlaryaratacak muhtemel kaybının acilen ele alınması.2. klim deiiklii azaltımı için orman karbonu üzerindeerken ve uygun bir antlama.3. Bilhassa iklim deiikliine uyumun bir aracı olarakciddi potansiyelinden dolayı ekolojik altyapılarayönelik kamu yatırımları için maliyet-faydagerekçesinin benimsenmesi (özellikle ormanların,mangrovların, nehir havzalarının, sulak alanların vs.restorasyonu ve korunması).Makale ayrıca, ormanları temel bir azaltım seçeneiolarak dahil etmenin önemli bir emsal ve ekosistemhizmetlerine yönelik dier ödemelerin gelitirilmesi içinpotansiyel bir platform oluturacaını vurgulamaktadır.Bu amaçla TEEB unu kabul etmektedir: “Baarılı birküresel antlama, ekosistemlerin ve biyoçeitliliinekonomisini hakim kılan yeni bir çaa toplumun giriini ilaneder: Söz konusu olan yalnızca ekosistem faydalarını ortayakoymak deil, maddi ödüller yoluyla bunları tevik etmektir”.Böyle bir antlama TEEB’in bütün raporlarındasavunduu küresel ekonomik model deiikliininbalangıcına iaret edecektir.Bununla birlikte raporun da belirttii gibi, “ölçmediimizeyi yönetemeyiz”. Ormanlardaki karbon tutumununölçümü görece iyi yapılandırılmı ve kesinken, toprak, suve dier biyotadaki (akılar) karbon tutumunun ve karbonstounun ölçümü daha az gelimi,standartlatırılmamıtır ve ekosistem hizmetleri boyuncabalantıların deerlendirilmesi zayıf kalmaktadır.Dolayısıyla böyle bir antlamanın uygulanması, çeitliekosistemlerde karbon depolanması ve tutumu içingüvenilir küresel ölçüm ve hesaplamalar gerektirecektir.Makale ayrıca bir küresel orman karbon antlamasında,korunan alanda elde edilen baarıya dair birdeerlendirmenin de yer alması gerektiinibelirtmektedir. TEEB koruma etkinliinin göstergelerininunları içerebileceini öne sürer:• Ormana baımlı topluluklarda tarımsal olmayan gelirgetirici etkinliklerin gelitirilmesi çabaları• Mevcut korunan alanların yönetimini, personel vedonanımın yanı sıra, orman toplulukları ile antlamalarıda arttırmak suretiyle gelitirme• Korunan alanları yeni yasalar yoluyla geniletme• Korunan alan yönetiminin baımsız biçimdedenetlenmesini tevik etmeGenel olarak, ekonomik bakımlardan TEEB raporu unlarıbelirtmektedir: “Dorudan koruma, örnein korunan alanlaryoluyla yapılan ya da sürdürülebilir kullanım kısıtlamaları,ekosistem hizmetlerini salayarak ekolojik altyapımızı salıklıve üretken tutmanın bir yoludur. Faydalar arasında, kamumalları ve ekosistemlerin hizmetlerinin kıymetlendirilmesinieklediimiz ve yatırım üzerindeki sosyal kazanımlarıhesapladıımız sürece çok yüksek fayda-maliyet oranlarıgözlenir.”


22 Bölüm 1Dünya korunan alanlar sisteminin iklimdeiikliini ele alma potansiyeliANA MESAJLARKorunan alanlar, doal ekosistemlerin daimi muhafazası için yaamsalöneme sahiptir ve halihazırda kritik derecede önemli ekosistem ilevlerisalamaktadır. Korunan alanlarda dünya çapında dirençli bir a olumasınısalamak için pek çok yönetim yaklaımı ve yönetiim tipi kullanılır.Korunan Alanlar Nedir?Biri IUCN’nin dieri CBD’nin olmak üzere iki küreselkorunan alan tanımı varsa da, bunlar özde aynı mesajıiçermektedir.• IUCN tanımı: Doanın, ilgili ekosistem hizmetleri vekültürel deerleri ile birlikte uzun vadeli korunması içinkanunen ya da baka etkin yollarla tahsis ve ilan edilen veyönetilen, belirli sınırlara sahip corafi alan 41 .• CBD tanımı: Belirli koruma amaçlarını gerçekletirmeküzere tasarlanan ve yönetilen corafi olarak tanımlananalan.Korunan alanlar, insan ziyaretinin yasaklandıı yada çok sıkı biçimde kontrol edildii çok sıkı korunanalanlardan, biyoçeitlilii koruma etkinliklerinin insanyerleimini de içerecek biçimde belli düzenlemeleretabi tutulan geleneksel (ve bazı durumlarda modern)üretim etkinlikleriyle paralel olarak yürütüldüü korunankara ve deniz alanlarına kadar çeitlilik gösterir.Yönetim; devletin, yerel yönetimin, kar amacı gütmeyenKüresel korunan alanlar aı haritasıvakıfların, irketlerin, özel ahısların, yerel topluluklarınya da yerli halk gruplarının sorumluluunda olabilir.Zamanla korunan alanlar tepeden inme ve merkezdenyönetilen bir düzenden çok daha kapsayıcı, katılımcıve çeitlilik gösteren yönetim sistemlerine dorubir geliim göstermitir. Uluslararası olarak kabuledilmi bir sınıflandırma sistemi, bu konudaki farklıyaklaımları altı yönetim sınıfı ve dört yönetiim tipiolarak tanımlamaktadır; ekil 1’de görüldüü gibi bunlarherhangi bir kombinasyonda kullanılabilir.Modern korunan alanlar, yönetim biçimlerine deyansıtıldıı gibi sosyal ve kültürel deerler açısındanbirtakım roller üstlenebiliyorsa da aslen biyoçeitliliinkorunmasına odaklanır. Sayıları gittikçe artan hükümetlerbilinçli olarak tüm ulusal ekosistemleri ve türleri, yerleikbitki ve hayvan popülasyonlarını uzun vadedebarındırabilecek yeterli büyüklükteki bir ölçekte korunanalan sistemine dahil etmeye çalııyor. IUCN’nin TürYaatma Komisyonu’nun raporu, memeli, ku, sürüngenve amfibi türlerinin yüzde 80’inin korunan alanlardaimdiden temsil edilmekte olduunu bildirmektedir.


Giri23ekil 1: IUCN’nin korunan alan yönetim sınıfları ve yönetiim tipleri matrisiIUCN Yönetiim TipleriA. Hükümetlertarafından yönetiimB. Ortak yönetiim C. Özel yönetiim D. Yerli halklar ve yereltopluluklar tarafındanyönetiimIUCNSınıflandırması(yönetim hedefi)bakanlık ya da kurumSorumlu federal ya da ulusalkurumSorumlu yerel bakanlık ya dayönetimHükümet tarafından atananSınırötesi korunan alanhükümler)birlikçi yönetim (çeitli çoulcuyönetim kurulu)birlikçi yönetim (çoulcuve iletilenÖzel ahıs tarafından ilan edilentarafından ilan edilen ve iletilenKâr amacı gütmeyen kurululartarafından ilan edilen ve iletilenKâr amacı güden ahıslarve iletilenYerli halk tarafından ilan edilenedilen ve iletilenYerel topluluklar tarafından ilanI – Doanın ya da yabanhayatının mutlak korunmasıII – Ekosistem koruması verekreasyonIII – Doa anıtı ya daözelliklerin korunmasıIV – Habitatların ve türlerinkorunmasıV – Karasal ve denizel peyzajalanlarının korunmasıVI – Koruma ve sürdürülebilirkaynak kullanımıÇou korunan alan yalıtılmı biçimde ilev görmez,biyolojik koridorlar ya da baka uygun habitatlar yoluylabirbirleri ile balantılı olmaları gerekir. Böylece korunanalanlar çou kez ulusal ya da bölgesel biyoçeitlilikkoruma stratejisinin çekirdeini oluturur, ancak tekkoruma aracı deildirler.Küresel bir sistem: Dünyada kara yüzeyinin yüzde13,9’unu kaplayan 120.000 kadar ilan edilmi korunanalan* bulunmaktadır; denizlerdeki korunan alanlarkara yüzeyinin yüzde 5,9’unu ve açık denizlerin yüzde0,5’ini kaplamaktadır 42 . Ayrıca devlet sistemleri dıındasayıları bilinmeyen birtakım korunan alanlar da var kibunlar, bazı ülkelerde devlet tarafından kurulan korunanalanlarla kıyas edilebilecek genilii bulabilmektedir 43 .Tüm bunlar hükümetler, vakıflar, yerel topluluklar, yerlihalk ve ahıslar tarafından karaların ve suların korunmasıamacına adanmı devasa bir yatırımı temsil etmektedir.Korunan alanların çou yirminci yüzyılda kuruldu vedünyada korunan alan mülkiyetinin oluturulması,toprak yönetiminde imdiye kadar gerçeklemi enhızlı bilinçli deiimi temsil etmektedir. Bu hızlı geliimeramen çayırlar, kıta içi sular ve deniz ortamları gibi bazıekosistemler çok yetersiz biçimde korunmaktadır. Dahafazla korumaya imkân verecek fırsatlar, toprak ve sukıtlatıkça ister istemez azalacaktır.* Dünya Korunan Alanlar Veritabanı’nda (WDPA) listelendii ekliyleAmaç: Korunan alanlar ulusal ve uluslararası biyoçeitlilikkoruma stratejilerinin köe talarıdır. Youn olarakyönetilen kara ve deniz alanlarında varlıını devamettirmesi mümkün olmayan türler ve ekolojik süreçleriçin sıınak vazifesi görürler, doal evrim ve gelecektekiekolojik restorasyon için alan yaratırlar. Korunan alanlarkara ve deniz alanları ile bütünleiktir ve sıklıkla geridekalan doal ekosistemin çekirdeini olutururlar. Böylece,sınırlarının çok dıında kalan ekosistemlerin birleimine,yapısına ve daha kapsamlı ilev görmesine katkı salarlar.Korunan alanlar ayrıca, geni bir çeitlilikteki daha acilinsan çıkarlarına da cevap verir. nsanlar (hem yakınındakihem de ülke çapında ve uluslararası) yabani türlerdebulunan gen kaynaklarından, ekosistem hizmetlerinden,doal alanların saladıı rekreasyon imkanlarından vekorunan alanların geleneksel ve hassas durumdaki insantoplulukları için saladıı koruma ilevinden faydalanabilir.Çou insan, kendi eylemlerimizden kaynaklı tür yokolularını önlemeye yönelik etik bir zorunluluumuzolduuna inanıyor. Bir ülkenin balıca korunan alanlarıulusal miras bakımından, örnein Notre Dame Katedraliya da Tac Mahal kadar önemlidir. Ayrıca pek çou, zenginbiyoçeitliliklerinin yanı sıra yeri doldurulamaz kültürel vemanevi deerlere de sahiptir.Korunan alanlar büyük bir çeitlilik gösterse de, CBDve IUCN tanımlarının da belirttii gibi hepsi belirli


24Bölüm 1Tablo 2: 2009’da küresel korunan alan arazisinin ekolojik temsiliyet özellii: CBD 2010 hedefinedoru ilerleme44Biyom Alan (km 2 ) Korunan alan %’siIlıman çayırlıklar, savan ve çalılıklar 10,104,060 4.1Boreal ormanları / tayga 15,077,946 8.5Tropikal ve subtropikal ine yapraklı ormanlar 712,617 8.7Akdeniz ormanları, aaçlıklar ve maki 3,227,266 10.2Tropikal ve subtropikal kurak geni yapraklı ormanlar 3,025,997 10.4Çöller, kurak ve nemsiz çalılıklar 27,984,645 10.8Ilıman geni yapraklı ve karıık ormanlar 12,835,688 12.1Ilıman ine yapraklı ormanlar 4,087,094 15.2Tropikal ve subtropikal çayırlıklar, savanlar ve çalılıklar 20,295,424 15.9Tropikal ve subtropikal nemli geni yapraklı ormanlar 19,894,149 23.2Da çayırları ve çalılıklar 5,203,411 27.9Mangrovlar 348,519 29.1Su basar çayırlar ve savanlar 1,096,130 42.2Otlaklar, Bosna-Hersek © Michel Gunther / WWF-Canonzorunluluklara tabidir. Hepsi korunmakta olduu kabuledilen, ayırt edilebilir, corafi olarak belirli alanlardır*.Bu tür kabuller genellikle kanunlar eklindedir, ancaktoplumun kendi kararıyla belirleyip ilan etmesi ya davakıfların ya da irketlerin politikaları eklinde de olabilir.Korunan alanların aynı zamanda yönetilmesi gerekir; buyönetim, alanı olduu gibi bırakma kararını içerebileceigibi alanın daha önce hasara uradıı durumlarda etkinrestorasyon yapılmasını ya da ekosistem bütünlüünümuhafaza edecek baka tedbirlerin alınmasını (örn.yabancı istilacı türlerin kontrolü) da gerektirebilir. uönemli bir husustur ki korunan alanlar deerlerini uzunvadede korumak üzere tasarlanırlar, yani ileride bir kenaraatılabilecek ya da deitirilebilecek geçici tahsislerdeillerdir. Ekosistemlerin ve ekolojik süreçlerin saduyuluyönetimi ve türlerin korunmasına yönelik bir taahhüdütemsil ederler. Korunan alanların iklim deiikliiniazaltmak ve iklim deiikliine uyum salamak için çokuygun bir araç olması da tam olarak bu alanların doalekosistemlerin muhafazası için uzun vadeli koruma veyönetime sahip olmalarından kaynaklanır.* Korunan alanların sınırları bazı durumlarda zamanla deiebilir,örnein eer alan yılın belli zamanlarında balıkların yumurtlamasıiçin yasaklanıyor ve dier zamanlarda açık oluyorsa - ancak budurumlar istisnadır.


Giri25Neden korunan alanlar?ANA MESAJLARHer ne kadar doal ve gözetim altındaki ekosistemler iklim deiikliiazaltım ve etkilerine uyuma yardımcı olsa da, korunan alanlar birçok avantajsunmaktadır; genellikle yasal onay, uzun süreli koruma taahhüdü, kabuledilen yönetim ve yönetiim yaklaımları ile yönetim planlama ve kapasitesi.Bunlar genellikle en uygun maliyetli seçeneklerdir. Birçok durumda genialanlarda tek kalmı doal ya da yarı doal habitatları içerir.Bu raporun büyük kısmı, iklim deiiklii azaltımve etkilerine uyum için doal ekosistemlerin, insantopluluklarına saladıı yardımın rolüne odaklanır. Teoride,herhangi bir doal ya da yarı doal ekosistem, yönetiimsistemi nasıl olursa olsun; örnein kullanılmayan toprakparçaları, yerli halkların toprakları ya da stratejik rezervolarak ayrılan bölgeler iklim deiiklii uyum ve etkilerininazaltımını desteklemek için yönetilebilir. Pek çok yönetimaltındaki ekosistem için de aynısı geçerlidir. Hükümetlerve dier toprak sahipleri, ekosistem deerlerini bütündoal ve kültürel habitatlar içerisinde farkına varmanınve sürdürmenin yollarını bulmada yaratıcı olmalıdır. Yerlihalklar ve yerel topluluklar genellikle doal sistemindeerlerinin farkındadır ve bu deerlerin varlıını binlerceyıldır korumaktadır.Buna ramen, birçok geleneksel yönetim sistemi dıbaskılardan dolayı yıkılmaktadır. Bu dı baskılar; nüfusbaskısı, doal kaynaklara ulama talebi ve bazen detoplumlar içerisindeki sosyal deiikliklerden oluur.Ekosistemler bozuldukça, hizmetleri de geriler veyakaybolur. Küresel ekonomik sistem güçlü bir ulusal veuluslararası siyaset çerçevesinde uygulanmadıı takdirde,bu süreci daha da iddetlendirebilir.Her ne kadar doal sistemlerin yüksek deerlere sahipolduu anlaılmı olsa da, bunlar genellikle ekosistemhizmetleri eklinde bir toplumdaki pek çok insana, hattaulusal ya da küresel topluma daılır. Bir birey ya da irketiçin, bu kaynakları yenilenemez bir ekilde kullanmakdaha kazançlıdır. Mesela ormanlamı bir boaltımhavzası, mansaptaki topluluklara yüksek piyasa deeriolan temiz su salayarak faydalı olabilir, ancak topraksahibi su kalitesine ve tedarik hizmetlerine zarar verecekolsa bile, kereste satarak anlık kazanç salayabilir. Bunedenle korunan alanlar, hem uzun hem de kısa vadedeekosistemlerin yerel ve küresel faydalarını sürdürmeninyollarını sunar.Korunan alanlar, iklim deiiklii azaltım ve etkilerineuyum açısından saladıkları katkılar bakımından, dieryönetiim sistemleri ile kıyaslandıında toprak ve doalkaynak yönetimi noktasında esiz bir konumdadır. Dahaözel olarak, bir korunan alan u avantajlara sahiptir:Yönetiim ve koruma• Karbon yutakları, depolama ve ekosistem hizmetleriniölçmede kullanılabilecek belirli sınırlara sahiptir.• Kara ve su ekosistemlerini yönetmek için kalıcı, uzunsüreli bir mekanizma salayan yasal ya da dier etkiliçerçeveler altında çalıır.• Geni çaplı sosyal ve kültürel gereklilikleri yerinegetirmek için kabul edilmi yönetiim yapılarına sahiptir• Politika çerçeveleri, araçları ve politik destek salamakiçin bir dizi destekleyici sözleme ve antlama (CBD,Dünya Mirası, Ramsar, nsan ve Biyosfer ve CITES)ve Natura 2000 gibi bölgesel sözlemeler tarafındandesteklenmektedir.• Korunan alanların kültürel ve sosyal deerini kabuleder ve insanları yönetime meru ve etkin ekilde katanulaılabilir, yerel yaklaımların uygulanmasında deneyimsahibidir.stikrar• Doal kaynakların ve ekosistemlerin istikrarı ve uzunvadeli yönetimine yönelik bir taahhüt etrafında ekillenir.• Yerel, ulusal ve uluslararası dikkati, belirli bir korunanalana younlatırarak, alanın korunmasına katkıdabulunur.Etkinlik• Özellikle kara ve deniz peyzajı ölçeindeki korunan alansistemleri vasıtasıyla, doal ekosistemleri ve ekosistemhizmetlerini devam ettirmenin kanıtlanmı etkili biryoludur.• klim deiiklii ile ilgili yeni bilgilere veya koullarahızlı müdahaleye olanak tanıyan yönetim planlarıncadesteklenir.• klim deiikliinin etkilerine uyumda, yaamsal olanbir dizi ekosistem hizmetini üretmek için ekosistemlerinnasıl yönetileceini anlamak da dahil, yönetim uzmanlııve kapasitesi salayan personel ve araç gerece sahiptir.• klim deiiklii azaltım ve etkilerine uyuma yönelik karave deniz peyzajı ölçeinden daha geni yaklaımlargelitirilmesi ile ilikilendirmek için korunan alanplanlaması ve yönetiminde edinilen tecrübeleri ortayaçıkarma fırsatları salar.• Hükümet bütçe ödeneklerini, GEF ve LifeWeb fonlarınıiçeren mevcut mali mekanizmaları kullanabilir.


26Bölüm 1• Özellikle IUCN'nin Korunan Alan Dünya Komisyonuve koruma ile ilgili STK’lar da dahil olmak üzere,yardım ve öneri salamaya hazır olan uzman alarıncadesteklenirler.zleme, dorulama ve bildirim• Ekolojik olarak temsil edilebilir korunan alan sistemlerinikurmak için CBD altındaki hükümet taahhütlerincedesteklenir.• Temel oluturma ve izlemeyi kolaylatırmak içinIUCN yönetim sınıfları, yönetiim tipleri ve KırmızıListeler ile UNEP Dünya Koruma zleme Merkezi,(UNEP-WCMC) Dünya Korunan Alanlar Veritabanıgibi organize ve zengin veri kaynaklarına sahiptir (busistemlerin, UNFCCC’nin ihtiyacını karılamaya yönelikgüçlendirilmeye ihtiyacı olabilir).yi yönetilen korunan alanlar, iklim deiiklii müdahalestratejilerini uygulamada uygun maliyetli bir seçeneksunabilir, çünkü balangıç maliyetleri halihazırdakarılanmıtır ve sosyo-ekonomik maliyetler,korunan alanların sunduu dier hizmetler tarafındankarılanmaktadır. Korunan alanlar iyi bir kapasiteye,etkin bir yönetime, kabul edilmi yönetiim yapılarına veyerel ile yerleik topluluklardan güçlü bir destee sahipolduunda en etkilidir. deal olarak, korunan alanlar vekorunma ihtiyaçları, daha geni kara ve deniz peyzajstratejileri içine bütünletirilmelidir. En iyi korunan alanlar,doal ekosistemlerin süreklilii ve yönetimi için ilhamveren modellerdir. Nüfus ve kalkınma baskılarının oldukçagüçlü olduu birçok yerde korunan alanlar, geriye kalantek doal ekosistemlerdir ve bundan dolayı ekosistemhizmetlerinin tedariini düzenlemede özellikle kritik bir roloynarlar.Bu rapor, iyi tasarlanan ve yönetilen korunan alanlarınsaladıı iklim deiiklii faydalarını tanımaktadır veböyle bir sistemin küresel ölçekte gelitirilmesini ve etkilibir ekilde yönetilmesini salamak için ihtiyaç duyulanbasamakları gözden geçirir.Korunan alanlar ekosistemleri ve içerdikleri karbonukorumada etkili çalıır mı?Ekosistem fonksiyonlarını sürdürmede ve ekosistemhizmetlerini salamada korunan alanların faydası birdizi etkene balıdır; korunan alanların sınırları dıındakiarazilerin bütünlüü ve bunun sonucu olarak korunanalan tarafından salanan katma deer, insan kaynaklıtehditlere karı tampon arazisinde korunan alanın etkinliive baka yerde ekosistem ilevini bozabilecek arazikullanımı üzerinde korunan alanın oluturulmasının nedenolabilecei herhangi yer deitirme etkisi gibi.Korunan alan etkinlii üzerine yapılan aratırmalar, habitatbozulmasının yanında toptan habitat kaybını azaltmabakımından potansiyel faydalara odaklanır. Büyük ölçekli birçalıma, 22 tropikal ülkedeki 92 korunan alanın karılatııantropojenik tehditleri incelemi ve korunan alanlarınçounun ekosistemleri korumada baarılı olduu sonucunavarmıtır. Korunmayan alanlardan farklı olarak, kaçak aaçkesimini önlemenin yanı sıra, arazi tralaması, avcılık,yangınlar ve evcil hayvanların otlatılmasını durdurarakCBD’nin Korunan Alanlar Programı 2004ve 2009 yılları arasında büyük baarılarsergilemitirPoWPA geni bir kesimce CBD’nin en baarılı giriimiolarak görülmektedir ve ilk olarak ilerlemenin izlenmesiiçin ölçülebilir hedefler koymutur. Her ne kadaruygulama eksik ve deiken kalsa da, 2004’tekiuygulamasından beri PoWPA’da sıralanan eylemlerdeönemli gelimeler kaydedilmitir. Bunlar:• Toplam 27 ülke, yaklaık 60 milyon hektarlık kara ve denizalanını kapsayan 5.900 yeni korunan alan kurduunu bildirdi• 2005 ve 2007 yılları arasında sınır ötesi korunan alanda yüzde34 oranında artı salandı• Korunan alanların yüzde 30’u halihazırda yönetimplanına sahiptir ve bir yüzde 30’luk dilim için de planlargelitirilmektedir• Korunan alanların kurulması ve yönetiminden kaynaklananmaliyetler ve faydaların adaletli paylaımı için birçok ülkeninyasama ve politika çerçeveleri vardır ve ilgili kanunlar vepolitikalar ilgi gruplarının, yerlilerin ve yerel topluluklarınkorunan alanların planlama, kurulu ve yönetimine katılmasınadair açık bir art içerir (ancak politik ve yasal çerçevelerinuygulanmasında daha fazla ilerlemeye gerek vardır)• 2.322 korunan alanın yönetim etkinlii deerlendirmesonuçlarına dair bir aratırma, bu alanların yüzde 86’sınınetkili yönetim kıstaslarını karıladıını ortaya çıkardı. Bununda yüzde 22‘si iyi yönetime sahipti 46korumayı salamaktadırlar 47 .Tutarlı bir yöntem kullanılarakWWF ve Dünya Bankası tarafından bütün dünyadaki330 korunan alanda yapılan bir aratırma, bu alanlardabiyoçeitlilik koullarının devamlı olarak yüksek puan aldıınıortaya koymutur. Queensland Üniversitesi tarafındanyönetilen küresel bir çalıma 2300 korunan alanın yönetimetkinliini deerlendirmitir ve yüzde 86’sının kendi iyiyönetim kriterlerini karıladıını bulmutur 49 . 2008 tarihli birdier geni kapsamlı aratırma, 22 ülke ve 49 farklı noktadabütünleik bir meta veri analizi kullanılarak, arazi örtüsününtralanmasının önlenmesi bakımından korunan alanlarınetkinliini deerlendirmitir. Aratırmanın sonucuna göre,korunan alanlar çevreleri ile karılatırıldıında daha düükarazi tralama oranlarına ve korumanın balamasını takibensınırlar içinde azalan oranlara sahiptir 50 . Dier bir güncelrapor (IUCN korunan alan sınıflandırmasını kullanarak) 4tropikal alan; Amazon, Atlantik sahili, Batı Afrika ve Kongoçapında birçok korunan alan yönetim tipini karılatırmıtır:Yöntem, korunan alanlar dahilinde ve etrafında deienmesafelerde doal bitki örtüsü deiimlerinin birdeerlendirmesini içermektedir. Bu aratırma, korunanalanların doal bitki örtüsünü koruma derecesinin sözkonusu bölgeler arasında ciddi ekilde deien özgülcorafi kapsama dayandıını vurgulamaktadır. Ancakyine de bu ekip, korunan alanları etkin olarak sınıflandırırve rezervler içinde orman örtüsünün youn olduunu veürkütücü düzeyde insan etkisinin görüldüü çevre alanlarıile karılatırıldıında “çarpıcı ekilde yüksek” olduunubelirtir 51 .


Giri27Fijililer yeni bir deniz koruma alanının oluturulmasını kutluyor © Brent Stirton/Getty ImagesGünümüzde küresel korunan alan sisteminin ekosistemleri veekosistem hizmetlerini korumadaki etkinliine dair kapsamlıbir deerlendirme bulunmamasına ramen, bu alanlarkıyaslanabilir pek çok kara ve su yönetim sisteminden dahakapsamlı ekilde deerlendirilmitir.Korunan alanların, çevrelerindeki alanlardan daha iyi ilediibulunmutur. Onlar olmaksızın biyoçeitlilik kaybının veinsan topluluklarının dayandıı hizmetlerin kaybının yarattııtehditler çok daha büyük olacaktır.


28 Bölüm 1klim deiiklii azaltım ve etkilerine uyumdakorunan alanların destek yollarıANA MESAJLARKorunan alanlar, doal ekosistemlerdeki karbonu tutarak ve depolayarakdoaya ve topluma; iklim deiikliini azaltmak ve çeitli ekosistem hizmetibiçimlerinin salanması yoluyla, mevcut ve tahmin edilen deiikliklere uyumnoktasında yardım edebilir.Korunan alanlar, hem iklim deiikliini azaltmaya hem deetkilerine uyum salamaya hizmet edebilir. Azaltım, aksitakdirde atmosfere salınacak ya da atmosferde kalacakkarbonun depolanıp uzaklatırılmasıyla salanır ve uyumda iklim deiikliinin insanlar üzerindeki muhtemeletkilerinden bazılarına dorudan çözüm üreten bir diziçevresel ürün ve hizmetin salanması yoluyla elde edilir.Bu roller geçmite büyük oranda fark edilmemi veyaküçümsenmi, en iyi ihtimalle olduu gibi kabul edilmitir.lerleyen bölümlerde, anlayı boluklarını dolduracak veiklim deiikliine müdahale stratejilerini desteklemekiçin korunan alanların potansiyelini en yüksek düzeyeçıkarmada gerekli olan basamakları özetleyeceiz.Korunan alanların faydalarının üç sacayaı aaıdakiekilde özetlenmitir ve 2. ve 3. bölümlerde daha ayrıntılıirdelenecektir.ekil 2: Korunan alanların faydalarının üç “ayaı”AzaltımTutma: Karbonun ualanlardaki canlı ve ölübitki örtüsü içindeyakalanması vedepolanması: Ormanlar Çayırlar Kıta içi sular Deniz sistemleri Toprak ve humusAfet destei:Aaıdaki olaylarakarı ekosistemhizmetlerini kullanarakrisk deerlendirmesive risk azaltımı: Çı Kasırga Sel Gel-git ani seviyedeiimi Kuraklıknsan ihtiyaçlarınınkarılanması: Temiz su Balıklarınyumurtlaması Yabanıl besinler naat malzemeleri Yerel ilaçlar Barınma Tarımsalbiyoçeitlilik Eczacılık Genetik malzemeUyum


29Bölüm 2Azaltım: Korunan alanların rolüBu bölüm; ormanlardaki, iç sular ve denizlerdeki, otlaklardaki ve tarımsalsistemlerdeki korunan alanların azaltıma (yakalama, depolama ve karbonkaybından sakınma) nasıl katkıda bulunacaını incelemektedir. Tutulmaktaolan karbon miktarı biyomlar arası farklılık göstermesine ramen, bazı ortaközellikler de bulunmaktadır: Bütün biyomlar önemli miktarda karbon depolar. Bütün biyomlar, net akı hakkında bazen belirsizlikler olusa da,atmosferden karbon yakalayabilir. Arazi ve su kullanımında son dönemlerde görülen deiimler, depolanankarbonun genellikle hızlı bir biçiminde kaybına yol açmaktadır. Bu deiimlerin bazıları, ayrıca ekosistemlerin daha fazla karbondioksityakalama kabiliyetini de azaltmaktadır. Dolayısıyla çou ekosistem, yönetim biçimine ve dı tehditlerin doasıve kapsamına balı olarak, karbon yutaı olmaktan çıkıp karbon kaynaıhaline gelebilir. klim deiikliinin olumsuz bir geri dönü oluturma ihtimali yüksektir:klim deiiklii sürdüü müddetçe doal ekosistemlerin karbon tutumpotansiyelini zayıflatması da olasıdır (örnein yangın ve kuraklık olaylarınıve iddetini artırarak). Korunan alanlar, halihazırda doal ekosistemlerde depolanan karbonugüvenceye almada ve daha fazla karbonu yakalamada önemli bir rolesahiptir: Etkili yönetim, korunan alanların karbon kaynaı olmaktansa netkarbon yutaı olmaya devam etmesini salamaya yardım edecektir.


30 Bölüm 2Srebarna Doa Rezervi, Bulgaristan © Nigel DudleyKorunan alanların azaltım potansiyeliÇalımalar halen balangıç aamasında da olsa,UNEP-WCMC’nin sürdürmekte olduu aratırmalargöstermektedir ki, korunan alanlar büyük miktarda karbondeposu içermektedir ve bu miktar tablo 3’te de görüldüügibi, karasal karbon miktarının genellikle yüzde 15’i olarakdeerlendirilmektedir. Karbon dünya üzerinde eit birekilde daılmamıtır ve korunan alanlardaki karbonunyüzde 60’ı Amerika ve Afrika’da bulunmaktadır. Korunanalanlardaki karbon miktarının bölgesel oranları da ciddideiiklikler göstermektedir; Grönland’da toplamınyarıdan fazlası, Pasifik’te yalnızca yaklaık yüzde 4’ügibi. Bunun sonuçları pek çok kritik biyom için bir sonrakibölümde detaylı bir ekilde tartıılmıtırTablo 3: Korunan alanlarda farklı biyomlarda depolanan karbon tahminleriBölge Karbon deposu (Gt) YüzdeToplam Korunan alanda Korunan alanda1 Kuzey Amerika 388 59 15.12 Grönland 5 2 51.23 Orta Amerika ve Karayipler 16 4 25.24 Güney Amerika 341 91 26.85 Avrupa 100 14 13.66 Kuzey Avrasya 404 36 8.87 Afrika 356 49 13.78 Ortadou 44 3 7.89 Güney Asya 54 4 7.210 Dou Asya 124 20 16.311 Güneydou Asya 132 20 15.012 Avustralya veYeni Zelanda 85 10 12.013 Pasifik 3 0 4.314 Antarktika ve çevre adalar 1 0 0.3Karbon deposu için verilen rakamlar yuvarlanmıtır ancak yüzdelik rakamlar gerçek sayılardan hesaplanarak verilmitir.


Azaltım: Korunan Alanların Rolü31Ormanlar ve azaltımANA MESAJLAROrmanlar yeryüzünün en geni karasal karbon deposudur ve doal yalıaamasında tutmaya devam ederler, ancak ormansızlama, bozulma veiklim deiikliklerinin uzun vadeli etkileri yüzünden bu özellii kaybetme riskitaımaktadırlar. Korunan alanlar, ormanlardaki karbon miktarlarını korumave artırma konusunda çok önemli bir yol sunar ancak baarıya ulaılabilmesiiçin dikkatli bir yönetime gereksinim duyarlar.PotansiyelOrmanlar büyük miktarda karbon deposu barındırır.Ormansızlama ve ormanların bozulması iklimdeiikliinin temel nedenleri arasında kabul edilmektedir.IPCC’nin öngörülerine göre orman kaybı ve bozulmasıbirarada, küresel karbon emisyonunun yüzde 17’sindensorumludur ve bu en geni üçüncü sera gazı emisyonukaynaı olarak tüm dünyanın ulaım sektörünü geridebırakmaktadır. The Eliasch Review’ın öngörüsüne görekayda deer bir azaltım olmazsa, orman kaybının sebepolduu iklim deiikliinin küresel ekonomik maliyeti 2100yılında, 1 trilyon Amerikan dolarını bulabilir. Arazidönüümünün sera gazı emisyonundaki rolü konusundayakın zamanlardaki dier tahminler de benzer sonuçlaraulamaktadır. Neredeyse son zamanlardaki tüm ormankayıpları gelimekte olan ülkelerde olmaktadır.Özellikle tropiklerde orman kaybı ve bozulmasınıdurdurmak ve geri çevirmek, bu nedenden ötürü iklimdeiiklii ile ilgili en acil gereksinimlerden biridirve genellikle IPCC gibi hükümetler arası kurumlar,aratırmacılar, hükümetler ve sivil toplum kurulularıtarafından da kabul edilmektedir. Dünyanın anaorman tiplerinden her biri, karbon depolama için farklıpotansiyeller barındırmaktadır ve karar vericilere farklıfırsatlar ve zorluklar sunarlar. En önemlileri aaıdatartıılmaktadır.Tropikal ormanlar: En geni karasal karbon deposudur.Kayıplarda önemli yeni bir etken olarak görünen tarımalanına 61 ve soya fasülyesi 64 gibi biyoyakıt 63 bulunduranotlaklara 62 dönüümden kaynaklananlar da dahil olmaküzere, orman kayıpları ve ormanın bozulması, rolleriniazaltmaya devam etmesine ramen.halen aktif yutakdurumundadırlar. Nemli tropikal ormanlarda depolanankarbon miktarı hakkındaki tahminler, 170–250 karbon/hektar (tC/ha) 65,66,67 arasında deimektedir ve ormanlarınkarbon depolama yetenei kısmen, geni odunsutürlerinin 68 miktarına balıdır (bir aaçlandırma ormanı,birincil bir orman kadar faydalı deildir). Depolanankarbonun büyük miktarı toprak üstü biyokütlesindebulunmaktadır ve tahminen toprak üstü biyokütlesinde 160tC/ha’dır, toprak altında 40 tC/ha ve toprak karbonu olarakda 90–200 tC/ha 69 bulunur. Son zamanlardaki aratırmalar,hem Amazonlarda 70 hem Afrika’da 71 tropikal nemliormanların, doal yalı orman safhasına eritiklerindeÖRNEK ÇALIMAGabon’un yalı ormanlarında yapılan orman tutum çalımaları, etkili uzun süreli korumanın karbonuyakalama ve depolamadaki önemini göstermektedir.Gabon hükümeti milli park sistemini 2002’de kurmutur;bu sistem 13 korunan alanı içermekte ve ülkenin toplamalanının yüzde 10’dan fazlasını temsil etmektedir. Ormankaynakları üzerindeki nüfus baskısı düük olduundan,Gabon’da ormansızlama gibi bir sorun yoktur vehükümetin kalkınma politikası kısmen ormancılıadayanmaktadır. Geni orman örtüsünün varlıı nedeniyle,zengin bir biyoçeitlilik bulunmaktadır ve ülke, yabanhayatı ve yamur ormanı bitki örtüsü için bir sıcak noktaolarak görülmektedir.Yaban Hayatı Koruma Dernei (WCS) aratırmacılarıdier bilimadamları ile birlikte, ülkenin yalı ormanlarındasüre gelen karbon tutumuna dair aratırmalar yürütmüve görülmütür ki 1968’den 2007’ye kadar yaayanaaçlardaki toprak üstü karbon stou çalımabölgelerinde artmıtır. Bu süreçte ölçülemeyen ormanbileenlerinin (yaayan kökler, küçük aaçlar, ölü kütle)dısal deerlemesi ve kıta bütününe ölçeklendirme,Afrika’nın tropikal yamur ormanlarında 260 milyonton CO 297artıı olduunu göstermitir. Bu çalıma,hızlı büyüyen yeni ormanlar her ne kadar en iyi karbonyutakları olarak görülse de, Gabon’un yalı ormanlarınındaha fazla karbon sabitlemeye devam ettiini ve birkarbon yutaı olarak ilev gördüünü ortaya koymutur.Bu, Gabon’dakiler gibi yalı ormanlar barındıranbölgelerdeki korunan alanların iklim deiikliinidüzenlemedeki önemini göstermektedir.Kaynak: WCS


32Bölüm 2karbon depolamaya devam ettiine dair güçlü kanıtlarsunmaktadır, bu da doal ormanları sürdürme gerekçesinekatkı salar. Fakat, iklim deiikliinin etkileri bu tutumuazaltabilir ve hatta tersine bile çevirebilir; örneinAmazon’un kuruması temel bir karbon kaybına sebepolabilir 72 . Miombo ormanı gibi dier tropikal ormanlarhektar baına daha az karbon barındırır, ancak daha genialan kapladıkları için toplam rezervleri daha fazla olabilir.Güney Afrika’da doal miombo ormanlarında yapılanaratırmada 94-48 Mg C/ha ölçülmütür ve aaçlık alanlarmısır tarlasına çevrildiinde bu oran birden 9-28 Mg C/ha’ya dümütür 73 . Miombodaki toplam karbon deposununyüzde 50 ila 80’i topraın en üst 1,5 metresindedir,ancak temizleme sonrası topraktaki birikim oranı oldukçadüüktür.ÖRNEK ÇALIMABolivya, Meksika ve Venezüella’daki korunanalanlar 4 milyar ton karbon depolayan yaklaık25 milyon hektar ormana sahiptir ve bunlarsayesinde kaçınılan küresel zarar tahminen 45ile 77 milyar dolar arasındadır.Bolivya: Ülkenin korunan alanlarındaki tropikalormanların, uluslararası karbon piyasası fiyatlarına (enaz 5 dolar, en fazla 20 dolar) göre, 3,7 ile 14,9 milyardolar arası deerde, tahminen 745 milyon ton karbondepoladıı tahmin edilmektedir. Kereste üretimi, tarımadönüüm, yerleim ve yangın kaynaklı hasar sebebiyleorman örtüsünün neredeyse yüzde 10’unun kaybı ileberaber ormansızlama ciddi bir tehdit oluturmaktadır.Meksika: Meksika’da federal hükümet ve eyaletkorunan alanlarında 2,2 milyar ton üzerinde karbontutulmaktadır. Çok düük fiyattan bile hesaplansa, buhizmet en az 34 milyar dolara karılık gelmektedir.Ayrıca, bata Rio Bravo Deltası, Alvarado Lagünü,Papaloapan Nehri’nin düzlükleri, Grijalva-Mezcapala-Usumacinta Deltaları, Los Petenes ve Sian Ka’anChetumal Körfezleri olmak üzere Meksika’nın alçak kıyıbölgeleri, deniz seviyesindeki yükselmeye karıhassastır. Bu be bölgenin dördünde kıyı yerleiminikoruma, fırtına ve gelgit dalgalarının yaratacaı hasarıve kıyı erozyonunu azaltma amaçlı korunan alanlarkurulmutur.Venezüella: Karbon deposu mevcutta, Canaima <strong>Milli</strong>Parkı’nda 1 milyar dolar, Imataca Orman Rezervi’nde94 milyon dolar, Sierra Nevada <strong>Milli</strong> Parkı’nda ise 4,5milyon dolar olarak tahmin edilmektedir. Hükümetyaklaık 20 milyon hektarlık ormanın, deeri 7 milyarile 28 milyar dolar arası olan olası 1,4 milyar ton karbondepolayarak azaltıma destek saladıını belirtmektedir.1990 ve 2005 arası Venezüella, ormanlarının ve aaçlıkhabitatının yüzde 7,5’ini kaybetmitir.Kaynak: TNCBoreal ormanları: Temel olarak Kanada, Alaska,Rusya ve skandinavya’da bulunan, ine yapraklı vegeni yapraklı, yava gelien ve tür daılımı düükaaçlardan olumaktadır. Genellikle toprakta ve yaprakdöküntülerinde depolanmı olan hektar baına ortalama60–100 ton karbon ile dünyanın en büyük ikinci karbonstounu oluturmaktadırlar 76,77 . Yalı boreal ormanlarınkarbon tutumuna devam edip etmedii konusunda uzunsüreli bir tartıma vardır, ancak son aratırmalar devamettii yöndedir 78 . Fakat öngörülen iklim deiikliinin,yangınlarda artı ve böcek kaynaklı hasar gibi ekolojiketkilerinden dolayı boreal ormanların gelecekteki rolühalen belirsizliini korumaktadır. Eer yangın sıklııfazla ise, karbon kaybı yaanır 79 ve iklim modellemesinegöre Rusya ve Kanada’da artan sıcaklıklar sebebiyleyangınların olaanüstü ölçüde artma ihtimali vardır 80 .Bu demektir ki, yangın yönetimi gibi stratejilerle risklerazaltılmazsa, bu biyom gelecekte bir yutak olmaktan çıkıpbir karbon kaynaına dönüebilir.Ilıman ormanlar: Ilıman ormanlar muazzam bir tarihselgerileme geçirmi olmalarına ramen 81 , u sıralar pek çokalanda genilemekte 82,83 ve aktif olarak karbon depolarıoluturmaktadırlar. Arazi kullanım politikalarındaki venüfus daılımındaki deiimler, bu eilimin pek çok ülkedesürecei anlamına gelmektedir. Yakın zamanda yapılanaratırma, bilinen en yüksek karbon deposunun (canlıve ölü madde olarak) Avustralya’daki ılıman Eucalyptusreglans ormanlarında 1,867 tC/ha olarak bulmutur.Yazarlara göre, yüksek karbon için önemli kıstaslar, (1)hızlı büyümeye fakat yava çürümeye neden olan görecedüük sıcaklıklar ve yüksek yaı ve (2) daha az zarargörmü eski, çok tabakalı ve farklı yalı ormanlardır 84 .Ayrıca çou ılıman bölgedeki artan aaçlandırmaolanakları, karbon yararlarına katkıda bulunur 85 . ÖrneinAvrupa’da, ormanlar halihazırda Avrupa’nın karbonemisyonunun yüzde 7–12’sini tutmaktadır 86,87 . Ilımanormanlardaki karbon miktarının tahminen 150-320 tC/ha olduu düünülmektedir; bunun yüzde 60’ı bitkibiyokütlesinde ve geri kalanı topraktadır 88 . Bu tutumunbir kısmı gelecekte, örnein Akdeniz bölgeleri 89 veAvustralya’daki 90 artan orman yangınları sebebiyle yokolabilir.Korunan alanların rolüKorunan alanların orman kaybını ve bozulmasını azaltmadakilit bir role sahip olabilecei ve olması gerektii yaygınolarak kabul edilmektedir 91,92 . Örnein IPCC (ayrıca, iyiyönetimin gereinin altını çizerek) korumanın rolünü açıkçatanımlamaktadır: “Etkili korumadan ötürü aaçların yenidenbüyümesi karbon tutumuna yol açarken, korunan alanlarınuyarlanabilir yönetimi de biyoçeitliliin korunmasına yolaçacak ve iklim deiikliine karı hassasiyeti azaltacaktır” ve“korunan alanlar, yerel rezervler, odun dıı orman rezervlerive topluluk rezervleri ilan ederek, ormanları yasal olarakkorumanın bazı ülkelerde orman örtüsünün muhafazasındaetkin olduu kanıtlanmıken, dier ülkelerde kaynak vepersonel yetersizlii, yasal olarak korunan ormanların dierarazi kullanımlarına dönüümesiyle sonuçlanmaktatır” 93 .Benzer ekilde; 14 aratırma örgütü, BM organları veIUCN’nin bir koalisyonu olan Ormanlar çin birliiOrtaklıı, her tür sürdürülebilir orman yönetimininkarbon tutumuna yardımcı bir role sahip olmasınaramen, “korunan orman alanlarıının, ekosistemlerin ve


Azaltım: Korunan Alanların Rolü33Batı Kongo Havzası tropikal yamur ormanları, Gabon Martin Harvey / WWF-Canonpeyzajların iklim deiikliine olan direncini artırdıını vegenetik kaynakları ve ekosistem hizmetleri sayesinde iklimdeiikliine uyum için bir ‘güvenlik aı’ saladıını” belirtir:“Ancak, korunan alanların yönetimi için yetersiz kalan maddikaynaklar, iklim deiiklii azaltım ve etkilerine uyumave ele alınması gereken gereksinimlere ciddi bir tehditoluturmaktadır” 94 .Korunan orman alanları ancak, etkin bir ekildeyönetiliyorsa ve yeterince personel ve kaynaa sahipseiklim balamında artan biçimde önem kazanır.UNEP-WCMC 95 tarafından yapılan bir aratırma,korunan alanların tropikal ormanları korumada dieryönetim seçeneklerinden çok daha etkili olduunu ilerisürer. Mükemmel deillerdir; tahminlere göre korunanalanlardaki ormanlar 2000-2005 yılları arasında çalımayapılan ülkelerde yaanan tropikal orman kayıplarınınyüzde 3’üne karılık geliyordu, ancak bu ortalamadan çokdaha iyi bir rakamdır. Korunan alanların ormansızlamayıkontrol etmek için yasal koulları vardır ve bu sayedekaynak ve fonlardaki artı daha büyük gelimelersalayacaktır.ÇÖZÜMLERKorunan orman alanlarını artırmak: Hem var olan korunan alanları koruyarakhem de yeni korunan alanlar oluturarak.Korunan orman alanlarındaki yönetimin etkinliini artırmak: IUCN-WCPA’nın yönetim etkinlii deerlendirme çerçevesini 96 kullanandeerlendirmenin daha ileri uygulanmasıyla ve yönetim kapasitesioluturarak.Korunan alanlardaki ormanları restore etmek: Örnein aırı kesime uramıorman alanlarında, terk edilmi tarım alanlarında ve iklim deiikliinin dierarazi kullanımlarını zayıf kıldıı yerlerde.Yüksek karbon depolama ve tutum potansiyeli bulunan alanları tespitetmek için daha etkin yöntem ve kıstaslar gelitirmek; ve bunu korunanalanların seçiminde ek bir süzgeç olarak kullanmak.Yönetim eitimleri gerçekletirmek: klim deiikliiyle mücadeleye karıplanlama için örnein, yangın düzenleri, akarsu akıı ve istilacı türlere yönelikmuhtemel müdahaleler.


34Bölüm 2Sulak alanlar, turba ve azaltımANA MESAJLARSulak alanlar, özellikle turbalıklar büyük miktarda karbon içermektedir vekorunmaları ciddi derecede önemlidir. Fakat mevcut koullar ve yönetimtedbirlerine balı olarak, kullanılan net karbon kaynaı veya karbon yutaıolabilirler. Mevcut bazı iklim deiiklikleri, depolanmı karbonun çounuriske atmaktadır. Özellikle tropiklerde sulak alanların net karbon dengesihakkındaki bilgimiz sınırlıdır. Hem karbon depolaması ve hem de yanlıyönetim sebebiyle artan kayıp potansiyeli yüksek olmasına ramen, doruyönetim kararları verilmesi son derece önemlidir.PotansiyelSulak alanlar, özellikle turbalıklar olmak üzere çok önemlikarbon depolarıdır. Turbalıklar kara yüzeyinin sadeceyüzde üçünü kaplamalarına ramen, aynı miktarıntoplamda bütün karasal biyomlardakine eit 99 olacakekilde, turbanın gezegenin en büyük karbon deposunuiçerdii düünülmektedir. El dememi turba alanlarınınhektarda 1.300 tona kadar karbon içerdii hesaplanmı 100ve küreselde 550 Gt karbonun depolanmı olduu tahminedilmektedir 101 .Sadece sulak alan sistemlerindeki toplam karbon dengesihakkında deil, sulak alanların küresel alanı ve mevcutkarbon stokları hakkında da halen temel belirsizliklervardır 102 . Ramsar Sekreteryası’nın bilimsel paneli 2007’de,dünyada 1.280 milyon hektar sulak alan bulunduunuhesaplamı (dünya karasal yüzeyinin yüzde dokuzu),ancak bunun gerçein altında bir tahmin olduunainanılmıtır 103 . Karbon açısından önemli bölgeler, bataEndonezya olmak üzere Güneydou Asya’nın tropikalormanlarındaki turbalar ve de halen büyük oranda buzlakaplı olan, Rusya, Kanada, Alaska ve skandinavya’nınkuzey tundra alanlarındaki turbalardır.Özellikle turbalıklar olmak üzere, sulak alanların yanlıyönetimi büyük oranda karbon kaybına yol açabilir 104 .Güneydou Asya’daki turbalıklar üzerine yapılan birçalımaya göre, kurutulmu turbalıklardaki CO 2emisyonuyılda 355–874 Mt’ye edeer olduu ve aırlıkla buna ekolarak, Endonezya’da turbalık yangınlarından 1997–2006arası yıllık 1.400 Mt CO 2emisyon salındııhesaplanmıtır 105 . Turbalıklar, yok olmalarına vebozulmalarına yol açabilecek pek çok tehditle karıkarıyadır. Sıklıkla palmiye yaı aaçlandırmasınınkurulmasına bir adım olarak turbalıkların kurutulması,emisyonlarda keskin bir artıa sebep olabilir 106 . Fosilyakıtlara alternatif olarak biyolojik yakıt potansiyeli ayrıcadikkat ve yatırım çekmeye balamıtır, ancak karbonaTundrada koan karibu (Rangifer tarandus), Kobuk Vadisi <strong>Milli</strong> Parkı, Alaska, ABD © Staffan Widstrand / WWF


Azaltım: Korunan Alanların Rolü35dayalı bir bakı açısıyla turbalıkların bitkisel yakıt ürünleriiçin kurutulması anlamsızdır: Hesaplamalara görebiyolojik yakıtın bu süreçteki karbon kaybının yerinidoldurması 420 yıl alacaktır 107 . UNEP-WCMC’nin sontahminlerine göre turbalık dönüümleri sebebiyle yıldahâlihazırda 0,5 ila 0,8 Gt karbon kaybı yaanmaktadır 108 .Tundra bölgelerindeki karbon kayıpları u an için daha azolsa da, ısınma buzları çözerken ve daha da ilerisi turbayıkurutup ve ısıtırken, bu bölgelerin tropiklerdeki kayıplarıama potansiyeli vardır. Alaska’daki bazı aratırmabölgeleri çoktan karbon yutaından karbon kaynaınadönümütür. klim deiikliinin kontrol dıına çıkmariskine dair ciddi tahminlerin çou, Kutup tundralarındanani olarak serbest bırakılan karbon salımı riskineodaklanır 110 .Turbaların karbon tutmayı sürdürme potansiyelideikenlik gösterebilir ve halen tam olarak anlaılabilmideildir. Net karbon dengesi, zaman içinde bölgelerarasında ve bir bölge içindeki deiimlere yol açaniklimsel ve hidrolojik deikenlere balıdır. Sulak alanlar,özellikle de turbalıklar, karbon ve nitrojen yutaı; ancakmetan ve sülfür kaynaı olmaya eilimlidir 111 . Çeitli buetkileimler arasındaki denge, sulak alan sistemlerinintamamıyla net bir karbon kaynaı ya da yutaı olupolmayacaını belirler. Kıta içi sulak alanların toplamtutumu üzerine yapılan kimi deerlendirmeler, karbontutumunun bata metan kaybı olmak üzere dierkayıplarla oldukça eit biçimde dengelenecei sonucunavarmıtır 112 . Bu ekosistemlerin devamlı tutum sayesindeiklim deiikliinin azaltımına katkıda bulunabileceiniiddia ederken ihtiyatlı olunmalıdır, ancak turbalıklarıyakmanın ya da kurutmanın bu ekosistemlerde binyıllarboyunca biriktirilen devasa depolardan atmosfere geçenemisyonları artıracaı açıktır.Oksijen yoksunluu sebebiyle CO 2emisyonununyavaladıı veya durduu yerlerde karbon anaerobikkoullarda depolandıında, tutum fazlasıyla uzun süreliolabilir; bu özellikle turba çöküntüleri için geçerlidir.Yönetimindeki (özellikle hidroloji ile ilgili) basit deiimlerveya iklimsel koullar bir bölgeyi net yutaktan net karbonkaynaına dönütürebilir. Yakın zamanda yapılan birdeerlendirmeye göre tahminler metrekarede yıllık220 gram CO 2kazancı ile metrekarede yıllık 310 gramCO 2kaybı arasında deimektedir 113 . Ilıman turbalarharicindeki tüm konularda ciddi bilgi eksiklii vardır vebu yüzden tüm veriler ve öngörüler temkinli biçimde elealınmalıdır.klim deiiklikleri sulak alan kaynaklarına dayalıtoplumları bu alanları sömürüye sürüklediinden, sulakalanlar üzerindeki baskı artmak durumundadır. ÖrneinLesotho’da alçak otlaklarda artan arazi bozulması,yayla otlatması ile bu bölgelerdeki büyükba otlatmasınıaraya serpitiren geleneksel yaylacılık sistemlerinizayıflatmaktadır. Bu sistemin yerini, dalardaki önemliturba ambarları da olan sulak alanlardaki hayvancılıaodaklanan daha yerleik bir sistem almaktadır. Büyükbahayvanların turbaları çinemesi sulak alanlar üzerindebaskı kurmaktadır (bu yüzden de karbon kaybınıartırmaktadır); dahası, yaylalarda kalıcı insan nüfusundakiartı, sulak alanlardaki turbaların yakıt ve tarım amaçlıkullanımını artırmıtır.ÖRNEK ÇALIMABirlemi Milletler Kalkınma Programı’nın birprojesi kapsamında, Belarus’taki turbalıklarınrestorasyonunun, bozulmu sulak alanlarınonarımında ve sera gazı emisyonlarınınazaltılmasında uygun maliyetli bir yöntemolduu kanıtlanmıtır.Belarus’ta 40.000 hektar bozulmu turbalık doalhaline dönütürülmütür ve 150.000 hektar darestorasyonu beklemektedir. Bu alanların yarısıhalihazırda korunan alanlarda bulunmaktadır; dieryarısı da u sıralar hükümet tarafından gelitirilmekteolan yeni bir koruma kategorisi ile korunacaktır. Buçalıma, sera gazı emisyonunda, turbalıklardakiyangınlardan ve mineralizasyondan kaynaklanan448.000 ton CO 2’ye edeer yıllık azalmasalamıtır 120 . Bozulmu turbalıkların rehabilitasyonusayesinde hükümet, olası yangınla mücadeleoperasyonlarında kaçınılan masraflar bakımındanyılda 1,5 milyon dolar kâr elde etmektedir. Turbalıkalanların restorasyonu; yeniden oluturulan sulak alanavlanma ve balıkçılık alanları, tıbbi bitkiler ve yabanimeyvelerden faydalanan yerel topluluklar tarafındangeni oranda desteklenmektedir.Belarus’ta uygulanan yöntemler, hükümet tarafındanülke kapsamında tekrarlanmak üzere uyarlanmıtır.Turbalık rehabilitasyonunun ekonomik ve ekolojikfaydalarından etkilenen hükümet, bütün mevcut turbaçıkarma irketlerine turbalık alanları maden iletmesisonunda doal durumlarına dönütürmeleri içintalimat vermitir.Alman Hükümeti Belarus’taki deneyimleredayanarak, Kyoto Protokolü Temiz KalkınmaMekanizmaları’na göre turbalık yönetimi için sera gazıazaltım yöntemlerini gelitirmeye yönelik çabalarıdesteklemektedir. Turbalık rehabilitasyon projeleri,baarılı olmaları durumunda, Kyoto ProtokolüMüterek Uygulama ve Temiz Kalkınma Mekanizmalarıtarafından fonlama için elverili olabilir.Kaynak: UNDPBuna ramen, yönetim yaklaımlarındaki bilinçlideiikliklerin bozulmu turba sistemlerinden yaanankarbon kayıplarını en azından yavalattıına vemuhtemelen nihai olarak durdurabileceine dair delillerde vardır. Kanada’daki bir aratırma, kesilen turbaalanlarından kaynaklanan CO 2kaybının restorasyon vebitki örtüsünün yenilenmesi sayesinde yavalatılabildiinigöstermitir 114 . Benzer sonuçlar Güneydou Asya,Rusya, Arjantin ve Himalayalardan da bildirilmektedir 115 .Turbaların özellikle kuru oldukları zaman (yangına maruzkaldıkları nadir durumlarda) karbon kaybı yaadııgöz önüne alındıında, turbalık habitatlarının yenidensu tutması görece net bir tedbirdir 116 . Her ne kadar subaskınının derinlii ve suda tutulma zamanı 117 gibi birdizi meselenin ele alınması gerekse de bunun tersine,Klimantan’daki bir aratırma projesi temizlenmi turbalarınyeniden su tutan alanlarının karbon dengesinde çok azdeiime yol açtıını ortaya koymutur 118 .


36Bölüm 2ÖRNEK ÇALIMATakınlar, Trinidad veTobago’nun Karayip’tekiadalarında büyük bir problemdir ve iklimdeiiklii sebebiyle artması olasıdır. Halkınartacak sel baskınlarıyla baa çıkmasınayardımcı olmak için Trinidad’da, korunanNarivaBataklıı’nın doal sel düzenionarılmaktadır.Trinidad ve Tobago’da yakın zamanlarda oluanbüyük takınların, azaltım önlemlerini fazlasıyla acilkılacak ekilde iklim deiiklikleri sebebiyle dahada yıkıcı hale gelmesi mümkündür 121 . Trinidad’ındou kıyısında yer alan Nariva Korunan Alanı,içerdii yüksek biyoçeitlilik ve habitat deerinedeniyle, ulusal ve uluslararası önemde bir sulakalandır. Ancak sulak alanlar, membadaki bir baraj vepirinç üretiminden kaynaklı hidrolojik deiikliklertarafından tehdit edilmektedir 122 .Nariva Yeniden Ormanlatırma ve Karbon TutumProjesi Nariva’nın sulak alanlarını; karbon yutaı,biyoçeitlilie sahip bir ekosistem ve kıyı fırtınalarınakarı doal bir tampon sistemi olarak saladıklarıhizmetlerin tanınması yoluyla onarma ve korumaçabalarına katkıda bulunacaktır. Proje, sera gazıazaltım ve etkilerine uyum gereklerini birletirenönemli bir fırsattır. Bozulmu sulak alanların yerliaaç türleriyle yeniden ormanlatırılması kısmı,2017’ye kadar 193.000 tona edeer CO 2satınalmayı planlayan BiyoKarbon Fonu tarafındanfinanse edilecektir 123 . Bu fonlama, bataklıındoal su döngüsünün orijinal drenaj düzeninedönmesini salayan yapay engelleri kaldıracakolan bir su yönetim planının uygulanmasına faydasalayacaktır 124 .Kaynak: Dünya BankasıKorunan alanların rolüHalihazırda turbalarda depolanmı olan karbonunyönetimi, karbon müdahale stratejilerinde en kritiköelerden biridir ve de iyi yönetilen korunan alanların çokbüyük oranlarda karbon barındırma potansiyeli vardır.Korunan alanlar, doal turbalıkların ve karbon tutan dierkıta içi su habitatlarının devamlılıının salanmasındayaamsal önem taımaktadırlar (Karayipler ve Kanadaile ilgili örnek çalımalara bakınız). Belirli öncelikler,özellikle yakmalardan geriye kalan turbaların korunmasıve bozulmu turbalıklarda doal hidrolojik sistemlerinyeniden tesisini içermektedir. Yönetimi gelitirmek içindaha fazla aratırmaya ihtiyaç vardır. (Belarus ile ilgiliörnek çalımaya bakınız)ÖRNEK ÇALIMAKanada Parklar kurumu, milli parklar aındakidepolanan karbon miktarını ve deeriniaratırmıtır. Toplam depolamanın 4,432 milyonton olduu ve 70 milyon Kanada dolarınınüzerinde bir deer taıdıı tahmin edilmektedir.Aratırma, Kanada kara parçasının u anda yaklaıkyüzde 2,25’ini kaplamakta olan 39 milli parktadepolanan toplam karbon miktarını tahmini olarakhesaplamıtır. Kanada Orman Hizmetlerince gelitirilenbir Karbon Bütçe Modeli kullanılarak, bu parklarıntoplamda yaklaık 4,432 milyon ton karbon içerdiive bunun yüzde 47’sinin toprakta, yüzde 8’inin bitkibiyokütlesinde ve kalan yüzde 45’inin turbalıklardadepolandıı bulunmutur. Kanada’nın borealbölgelerinin tamamı en yüksek miktarda karbonudepolamaktadır. Çalıma, iki senaryo kullanarak bukarbonu yerine koyma maliyetini saptamıtır. Korunanalanları yeniden ormanlatırarak ve sınırdaki tarımarazilerini aaçlandırarak karbonu yerine koymamaliyeti 2000 yılı bedellerine göre 1 ton için sırasıyla16,25 ve 17,5 Kanada doları olarak saptanmıtır. Bufiyatlar temel alındıında, karbon tutumunda milliparkların deerinin 72 ila 78 milyon Kanada dolarıarasında olduu tahmin edilmektedir 119 .Kaynak: Kanada ParklarıÇÖZÜMLERDoal turbaların korunması: Boreal, ılıman ve tropikal bölgelerde,mümkünse korunan alan alarının geniletilmesi de dahil olmak üzere,mevcut turba kaynaklarını korumak için acil adımlara ihtiyaç vardır. Bu adım,turbalık alanların kendisi kadar bu bölgeleri besleyen havzaların tamamınınkorunmasını da içerecektir.En iyi yönetim stratejilerinin ortaya konulması: Turbalıklar ve dier kıta içisulardaki karbon dengesi hakkında ve sulak alanları karbon yutaı olaraksürdürmede en iyi yönetim uygulamalarının yanısıra, özellikle bir sistemiyutak olmaktan bir karbon kaynaına çevirebilecek koulların birleimihakkında daha fazla ey örenmek için ilave çalıma gereklidir.


Azaltım: Korunan Alanların Rolü37Deniz ve kıyı ekosistemleri ve azaltımANA MESAJLARKıyı ve deniz alanları, özellikle de yıllık 0.2 Gt’lik karbon saklamapotansiyeline sahip kıyı zonları, büyük miktarda karbon depolamaktadır.Tuzcul bataklıkların, mangrovların ve deniz çayırı yataklarının tümü önemlikarbon tutma potansiyeline sahiptir. Tüm bu sistemler günümüzde baskıaltındadır; daha iyi koruma olmazsa, yutak olmaktan çıkıp emisyonkaynaına dönüebilirler. Hem yeni korunan alanların kurulması, hem de varolan korunan alanların daha iyi uygulanması ve yönetimine acil ihtiyaç vardır.Okyanuslar, ılık sulardan daha büyük miktarda karbonemen souk sular ile birlikte, atmosferin 50 katı inorganikkarbonu içermektedir ve bu karbon çözünmü CO 2,karbonik asit ve karbonat olarak bulunur 125 . Çözünmüinorganik karbon, fitoplankton tarafından fotosentezleçözünmü parçacıklı organik karbona dönütürülür 126 .Dünya okyanuslarının sanayilemeden bu yana insankaynaklı CO 2’nin yüzde 30’unu emmi olduunainanılmaktadır 127 ve bu, okyanus asitlenmesi dahil pek çokekosistem sorununa yol açmaktadır 128 .Az miktarda karbonun derinlere dalan ve deniz yataınagömülen fitoplanktonlar sayesinde tutulmasına ramen,kıyı zonu en fazla deniz mineralizasyonunun ve organikkarbon gömülmesinin -yıllık toplam 0,2 Gt- gerçekletiibölgelerdir 129 . Bu yüzden, küresel karbon dengesiaçısından küçük artılar bile çok önemlidir. Ancak,okyanus tutumu aratırmalarına olan güvenimiz henüz tamdeildir. Kıyı zonundaki net tutumun, çevresel bozulmau haliyle devam ederse, karbon kaybına dönüebileceieklinde güçlü bir fikir birlii bulunmaktadır 130,131,132 . Dörtana kıyı zonu bitki örtüsü tipinin karbon tutum potansiyeliaaıda ayrı ayrı incelenmitir.Gelgit tuzcul bataklıklarıTuzcul bataklıklar, kutup ikliminden tropie kadar çokfarklı iklimlerdeki kapalı denizler ve haliçli sahillerdebulunur, ancak en fazla bulundukları yerler ılımaniklimlerdir 133 .Potansiyel: Gelgitli tuzcul bataklıkların topraklarında veonların tropikal edeeri olan mangrov bataklıklarındabulunan her bir CO 2molekülü, muhtemelen herhangidier ekosistemde bulunanlardan, bu ekosistemlerdebaka sera gazı üretimi olmaması nedeniyle daha büyükdeere sahiptir (yani, tutum açısından net karbon dengesidaha iyidir) 134 . Dünya çapında gelgitli tuzcul bataklıklardadepolanan karbon oranları üzerine yapılan bir derlemeninortaya çıkardıına göre, ortalama olarak topraklarımetrekarede yıllık 210 g ila 770 g CO 2depolamaktadır 135 .Ancak üretkenlik oranı ve dolayısıyla karbon tutumu,corafi bölgeye 136 ve türlere göre ciddi deikenlikgösterir 137,138,139 . Gelgit takın suları, inorganik çöküntülerigelgit topraklarına katar, ancak daha da önemlisi, topraıdoyurup, anaerobik ayrıım potansiyelini azaltır. Anaerobikayrıım çok daha az etkili olduundan, toprakta organikmaddelerin birikimine ve etkin karbon yutaına yol açar.Fakat, geni tuzcul bataklıkları kuruma sebebiylekaybedilmektedir ve besin zenginletirmesi ile denizseviyesi yükselmesi de tuzcul bataklıkların yaamasıve bütünlüüne karı dier tehditlerdir 140 . Gelgit tuzculbataklıklarının restorasyonu, dünyanın doal karbonyutaklarını artırmaya yardımcı olabilecektir. Gelgitinkurutulmu tarım bataklıklarına geri dönmesi, tuzculbataklıklardaki karbon yutaklarında belirgin bir artısalayacaktır. Örnein Kanada’da tahminlere göre, FundyKoyu bölgesindeki tarım için “kazanılmı” bataklıklarıntamamı iyiletirilirse, tutulan yıllık CO 2oranı, KyotoProtokolü kapsamında Kanada’nın 1990 yılı emisyonseviyelerinin hedeflenen azaltımının yüzde 4-6’sınaedeer hale gelecektir 141 .Korunan alanların rolü: Hızlanan deniz seviyesiyükselmesi karısında tuzcul bataklıkları sürdürmek, bualanların kıta içine doru yayılabilmesine izin verilmesinigerektirir. Bu, yükselen deniz seviyelerine karı kıyıyakınındaki tarımsal ve dier arazilerden vazgeçilmesinigerektirecektir. Ayrıca, bu tuzcul bataklıklarınyakınlarındaki yerleimler engellenmeli ve eermümkünse, tampon bölgeler aracılııyla düzenlemeleryapılmalıdır. Deniz koruma alanları, gelecek deiimlereolanak salayacak ekilde bir erit gibi sahil bölgesiniçevrelemelidir. Karadaki tampon bölgeleri, ayrıca tuzculbataklıklardaki zirai amaçlı besin zenginletirmesiniazaltmaya yardımcı olur ve bu yüzden yeraltı üretimi 142 vekarbon tutumu potansiyeli salar.MangrovlarMangrov sistemleri genellikle tropikal ve subtropikalgelgit bölgelerinde yetiirler. Tralama kesim, kentleme,nüfus artıı, su çevirme, kıyısal geliim, turizm, su ürünleriyetitiricilii (muhtemelen en önemli sebep 146 ) ve tuz göletiinası gibi sebeplerle 145 mangrovlar dünya çapında hızlaazalmaktadır ve neredeyse doal alanlarının yarısınınaltına inmilerdir 143,144 .


38Bölüm 2Sundarbans <strong>Milli</strong> Parkı’nda deniz alçalmasında mangrov ormanları, Banglade © David Woodfall / WWF-UKPotansiyel: Mangrovlar, karbon tutumunda önemli birrol oynayabilir. Küresel ölçekte mangrov alanlarının160.000 km 2 ’yi kapladıı eklindeki güncel bir tahminkullanılarak, yakın dönemde net temel üretim yıllık 218+/- 72 Tg C olarak hesaplanmıtır. Bu üretimin yaklaıkyüzde 38’inden kök üretimi, yaklaık olarak yüzde 31’likbölümden ise bitkisel döküntüler ve odun üretimi her ikisiolmak üzere sorumludur 147 . Ekvatoral bölgede üretkenlikçok daha yüksektir 148 ve tutum karasal ormanlardakilerdendaha hızlı olabilir 149 .Mangrovlar CO 2tutumuna, yerel olarak ya da bitiiksistemlerdeki çökeltiye mangrov karbonunun gömülmesive orman biyokütlesinin net büyümesi aracılııylakatkıda bulunur. Bunlardan ilki uzun dönemli bir yutakiken ikincisi çok daha kısa dönemlidir. kinci durumdahem çökelme tahminlerinden hem de kütle denkliideerlendirmelerinden türetilen; tuzcul bataklıklarve mangrovlardaki karbon tutumu üzerine yapılan 154çalımadan oluan bir analiz 150 , mangrovlar için küreselolarak 160.000 km 2 lik bir alanı kaplayan yılda yaklaık18,4 Tg C’ye edeer bir miktara yaklamaktadır. Herbir mangrov sisteminin çökeltisinde depolanmı karbonmiktarı, hem mangrovların yerel üretimlerinden hem degelgit 152 tarafından getirilen organik maddeden türetilecekekilde özgün ekolojiye balı olarak, küreselde ortalamayüzde 2,2’lik 151 bir deiim gösterir.Bu rakamlar halentahminidir ve bu ekosistemdeki karbon miktarlarınıngelecei halen bir zemine oturmamaktadır 153 . Mangrovlar,hem üretim sonucu dorudan girdi olarak, hem deçökelme oranlarını artırarak çökeltide depolanan karbonuetkilemektedir; bunun aksine, mangrovları tralamak budepolamaları azaltacaktır 155 . Mangrovlar genellikle karasalormanlardan daha az odun döküntüsü içermelerineramen 156 , özellikle büyük bir bozulma aaçların geniçaplı ölümlerine yol açmısa 157,158,159 , bu miktar bazıdurumlarda karbon depolama için çok önemli olabilir.Korunan alanların rolü: Artan sayıda mangrov ormanıdevlet ya da topluluk korunan alanları içindedir vegenellikle balık üretiminin sürdürülmesi ve kıyısaltoplulukların fırtına hasarlarından korunması gibiekosistem hizmetlerinin devamı için kurulmutur.Günümüze kadar, mangrov restorasyonu verehabilitasyonuyla karbon tutulumunu artırma potansiyeliüzerine çok az çalıma yapılmıtır, ancak aratırmalaragöre, üretkenlik, doal mangrov sistemlerine benzerolacak ve mangrovların restorasyonu görece olarakkolay olacaktır 160 . Eer çökelti birikim oranı, denizseviyesi yükselmesi ile örtüecek düzeyde olsaydı,mangrovlar yayılımını doal olarak geniletebilirdi.Ancak bu durum, mevcut altyapı ve topografyaya balıolacaktır ve bu yüzden de planlama bunu hesaba katmayıgerektirir. IUCN, deniz seviyesi yükselmesi karısındamangrovların direncini desteklemeye yönelik yöneticilerinkullanabilecei on stratejilik bir rehber yayınlamıtır 161 .Mangrov ormanlarındaki rehabiltiasyon/restorasyon,hem kısa hem uzun vadede, etkin bir CO 2yutaısalama potansiyeline sahiptir. Çökelti birikimi ve komusistemlerle olan karbon deiim oranından etkilenenyutaın büyüklüü, birincil üretimle alakalı etmenlere veçökeltide saklanan biyokütlenin derecesine balı olarak,ciddi oranda deiiklik gösterecektir.Deniz çayırı yataklarıDeniz çayırları, deniz alanları boyunca olan, geni veüretken çayırlardır ve kapladıkları alan farklı tahminlere göreyaklaık 177.000 162 , 300.000 163,164 veya 600.000 165 km 2 ’dir.Yeni bir aratırma, deniz çayırlarındaki besin döngüsüdeerinin yılda 1,9 trilyon Amerikan doları olduunu tahminetmitir 166 . nsan müdahaleleri, en büyük nedenötrofikasyon ve siltasyona yol açacak ekilde olmak üzere,deniz çayırı yaam alanlarında büyük kayıplara nedenolmutur 167 . Deniz çayırları giderek azalmaktadır; 1879’da ilktanımlandıklarından beri bilinen alanlarının yüzde 29’utükenmitir, üstelik tükenme hızları da giderek artmaktadırki mevcutta tahmin edilen oran yılda yüzde 7’dir 168 . klim


Azaltım: Korunan Alanların Rolü39deiiklii de, tuzluluk oranında, derinlikte ve ısıda deiimyaratacaı, ötrofikasyonu artıracaı ve ultraviyole ıınradyasyonunda muhtemel deiiklikleryaratabilecei için, yosun üzerinde olan baskıyıartırabilecektir. Sonuçları tahmin etmek halen güçtür 169 .Potansiyel: Canlı deniz çayırı biyokütlesi göreceli olarakdüük olmasına ramen 170 , net üretimin mutlak oranı vebu sayede karbon alımı buna kıyasla yüksektir 171 . Bunaek olarak, yapraklar yava ayrıır 172 ve deniz çayırları,kökleri ve rizom sistemleri sayesinde, büyük miktarda-kısmen mineralize olmu- yeraltı karbonu depolar. Buyüzden, okyanuslardaki toplam karbon depolarının yüzde15’ini oluturan önemli bir karbon yutaıdırlar. ÖrneinPosidonia oceanica türü deniz çayırı, ürettii karbonunbüyük oranını gömebilir ve yüzde 40 kadarı organikkarbon içerii olan kısmen mineralize olmu birkaç metrekalınlıında yeraltı kütlesiyle sonuçlanır. Bu kütle bin yılsüreyle kalabilecei için uzun vadeli bir karbon yutaıolmaktadır 173, 174, 175 . Özellikle kaç türün P. oceanica’yabenzer tutum potansiyeline olabilecei ile ilikili olarak,dier türlerin uzun süreli depolama davranıları hakkındahalen örenilecek çok ey vardır, bu da sonuç olarakküresel depolama tahminlerini çok yuvarlak kılacaktır.Mevcut verilerin bir derlemesi, deniz çayırı biyokütlelerininortalama yüzde 16’sının depolanmakta olduunugöstermektedir 176 .Çökeltilerde kısa vadeli karbon depolanmasına yöneliktahminlerin ortalaması 177 yıllık metrekare baına133 g C’dir. Bu deer, yıllık metrekare baına ortalama83 g C olan uzun vadeli karbon gömülmeleri ile ilgili olantahminlerle 178 kıyaslanabilecek düzeydedir. Daha netküresel öngörülerde bulunabilmek için, farklı biyocorafibölgelerdeki baskın deniz çayırı türlerinin daılımıve younluu hakkında güvenilir tahminlere ihtiyaçvardır 179 , ayrıca daha fazla aratırmaya ihtiyaç olduu dabilinmektedir.Korunan alanların rolü: Deniz çayırı yataklarınınsaladıı karbon yutaı hizmeti sadece dünyadakideniz çayırı habitatlarının salıı ve genilii korunaraksürdürülebilir 180 . Kanıtlar göstermektedir ki habitatölçeinde deniz çayırı kaybını geri döndürmek çokgüçtür 181 ; restorasyon ihtimalini azaltmak ve böylelikle varolan deniz çayırları yataklarının korunması ve sürekliliiönceliklidir.Mercan resifleriMercan resifleri dünyadaki en yüksek deniz biyoçeitliliinidesteklemektedir. Ne yazık ki, pek çou insan faaliyetlerinedeniyle bozulmutur. El dememi mercan resifininkalmamı olması mümkündür; tahminler 2030’da resiflerinyüzde 15’inin kaybedilecei uyarısını yapmaktadır 182 .Aslında, pek çok bölgede mercan resifi azalma oranıyüzde 95’i geçmitir.Potansiyel: Mercan resifleri karbon depolamaz.Yönetilmeyen resif metabolizması, kalsiyum karbonatçökelmesinin yan etkileri nedeniyle, net bir CO 2kaynaıdır 184,185 . Eer iklim deiiklii sebebiyle kireçlenmeazalırsa 186 (örnein suların ısınması veya okyanusasitlenmesi sebebiyle 187 ), bu teoride mercanlardankaynaklanan CO 2emisyonunu azaltabilir. Bunun nedeniölü mercanlar CO 2emmez, fakat bu kayıpların dev ekolojikyan etkileri tüm dier avantajları sıfırlayabilir.Mercan resiflerinin rolü, bu resiflerin CO 2yönetimindenfayda salayacak olması ve kıyısal toplumlar ile karasalekosistemleri denizin yükselmesinden korumasıdır.leride de söz edilecei gibi mercan resifleri, kıyısaltoplumların deniz seviyesi yükselmesinden kaynaklanacakhassasiyetini ve iklim deiikliinin dier belirtileriniazaltacak olan ekosistem hizmetlerinin salanmasında,temel bir rol oynamaktadır.Sally zarif bacaklı yengeç (Grapsus grapsus), Galapagos © Nigel Dudley


40 Bölüm 2Mercan kolonilerine yumurtayan papaz balıı, Fiji © Cat Holloway / WWF-CanonÇÖZÜMLERKıyı mangrovları, tuzcul bataklıkları ve deniz çayırı topluluklarınınkorunmasının artırılması: Dünyanın doal karbon yutaklarını artırmanınve okyanusları daha geni karbon yönetim eması ile bütünletiren dahaetkili deniz yönetim rejimlerini gelitirmenin mükemmel bir yolu olarak denizkoruma alanı ve bütünletirilmi kıyı yönetimi.Karbon tutum potansiyelini, deniz boluk analizlerine ve dier korunanalan deerlendirmelerine ekleme: Ekosistemlerin korunması, iyiletirilmesive restorasyonu için yönetim planlarını gelitirmeye yönelik araçlarıngelitirilmesi amacıyla karbon tahsisi ve CO 2alımı için en uygun senaryolarda dahil simülasyon modellerinin ve alan çalımalarının kullanımı vegelitirilmesi.Deniz koruma alanlarının yönetim etkinliini artırma: Kıyı bozulması, aırıbalık avı veya okyanus ve kara temelli kirlilik gibi dier insan kaynaklı baskıetkenlerinin azaltılmasıyla, ekosistem direncinin ve dolayısıyla da doal denizkarbon yutaklarının muhafazası, sürdürülmesi ve restorasyonu.


Azaltım: Korunan Alanların Rolü41Çayırlar ve azaltımANA MESAJLARDoal çayırlar büyük bir karbon deposu sunmaktadır, ancak kayıplar vebozulma günümüzde büyük miktarlarda karbonu serbest bırakmaktadır.Yönetim, yaı ve CO 2düzeylerine balı olarak çayırlar, bir karbon kaynaıya da bir karbon yutaı olabilirler. Aratırmalar göstermektedir ki, doalçayırların arazi dönüümü ve yanlı yönetime karı korunması politikaları ileberaber bazı yönetim deiiklikleri, çayırlarda karbon yakalama ve tutumunuartırabilir ve bu daha yaygın olarak uygulanmalıdır.PotansiyelDoal çayırlar çou toprakta olmak üzere büyük miktardakarbon tutmaktadır. Tarihsel deiimler, özellikle detarım alanına dönütürme, bu biyomdan büyük miktardakarbonu serbest bırakmı durumdadır. Gene de çayırlar,büyük miktarda karbon içermektedir. Tahminlere göreotlatma alanları tek baına dünyadaki toprak karbonununyüzde 10–30’unu 188 ve çayırlar biyosferdeki toplamkarbonun yüzde 10’undan fazlasını tutabilir 189 . Ilımançayırlar ve stepler genellikle ılıman ormanlara kıyaslabiyokütlede daha düük karbona sahiptir (örnein Çinsteplerinde 190 ), ancak daha yüksek seviyede toprakkarbonu tutabilirler 191 . Savanlar ve tropikal çayırlar ılımançayırlara göre genellikle daha yüksek karbon depolamaoranına sahiptir; bu oran tropikal çayırlar için 2 tC/ha’danaz ve aaçlık savanlar için 30 tC/ha’ya kadar olabilir 192 .Dünyanın karasal alanının yüzde 40,5 kadarı (Grönlandve Antarktika hariç) çayırdır. Bunun yüzde 13,8’i aaçlıksavan ve savan; yüzde 12,7’si açık ve kapalı fundalık;yüzde 8,3’ü aaçlık olmayan çayır ve yüzde 5,7’situndradır 193 .Küresel öneme sahip bu karbon depoları gittikçe artanbir tehdit altındadır. Çayırların dönüümü ve bozulmasıkarbon kayıplarını olaanüstü ölçüde artırabilir.Aratırmalar bozulmu çayırların temel bir karbon kaynaıolabileceini göstermektedir; örnein Çin’de yapılan biraratırma, 1980’lerden 2000’lere dein çayırlarda yaanankayıpların oranında hızlı bir artı bulmutur 194 . YükselenCO 2seviyelerinin topraktaki karbon kayıplarını artırdııve olumsuz bir geri dönü oluturduu düünülmektedirki bu; Birleik Krallık’taki uzun süreli verileri içeren biraratırmayla da desteklenen bir durumdur 195 . Artan CO 2seviyelerinin potansiyel bir sonucu olan 196 , çayırlarınaaçlık savanlara dönüümünün genellikle net karbontutumunu artıracaı öngörülmektedir, ancak bu kesindeildir 197 .Çayırlar bazı durumlarda ek karbon da tutabilirler; ılımançayırlarda ölçülen ve modellenen karbon tutum oranları,her yıl hektar baına 0’dan 8 Mg C’yi aan orandadır 198 .Bununla birlikte farklı deneylerin bir sentezi, çayırlarınözellikle kil ve mil içerii, CO 2seviyeleri ve ısısının yanısıra, yaı ve ııın varlıına göre net karbon kaynaıya da yutaı olabileceini ortaya koymaktadır. Yıliçindeki deiim örnein Tibet 199 ve Kanada 200 içingösterilmitir. Kuzey Amerika’daki sekiz mera alanındagerçekletirilen bir aratırma, neredeyse her bölgeninyıllık iklim düzenlerine balı olarak karbon yutaı ya dakaynaı olabildiini, ancak sekiz doal meradan beininaratırma dönemi boyunca atmosferik CO 2için tipikyutaklar olduunu göstermitir. Kuraklıklar, yüksek karbonalımı dönemlerini kısıtlama eilimindedir ve böylelikle enverimli bölgelerin bile karbon kaynaı olmasına sebepolmaktadır 201 . Ana deikenlerin ıık varlıı ve yaıolduu görülmütür 202 .Yönetsel uygulamalar, kayıpları kontrol altına almayısalayabilir ve yüzey biyokütlesini ve topraktaki karboniçeriini oluturmak da dahil tutum potansiyeliniartırabilir 203 . Tarım alanlarını kalıcı çayırlara dönütürmekde karbon tutumunda artıla 204 sonuçlanabilir ve tarımınverimsiz olduu (ya da iklim deiiklii sonucu verimsizhale gelecei) yerlerde bir seçenek olabilir.115 aratırmayı ele alan bir meta analiz, aratırmalarınyüzde 74’ünde yararlı yönetim iyiletirmelerinin topraktakarbon içeriini ve younluunu artırabildiini ortayakoymutur. Ortalama toprak karbonu da bütün iyiletirmeörneklerinde artmıtır. Tarımdan çayıra dönüüm, topraksolucanlarının getirilmesi ve sulama, en büyük artıa yolaçmıtır 205 . Deiikliklerin karmaık olması art deildir;örnein sürdürülebilir otlama sistemlerinin uygulanmasıve daha yaılı alanlarda aırı otlatmanın azaltılması 206dorudan tutuma neden olabilir. Bazı meralarda otlatmaile bir arada yakmanın, kısmen çürümeye karı dirençliodun kömürünün oluumu yoluyla karbon depolamasınıartırdıı bulunmutur 207 , ancak yanan biyokütledenkaynaklanan kayıplar ile dengelenmesi gereklidir. Farklıbölge ve koullara özgü net veriler pek çok durumda hâlâeksiktir.Korunan alanların rolüIlıman çayırlar en az korunan karasal biyomdur (yüzde4,1208) ve youn otlatma ile tarımsal bitkilerin, biyoyakıtlarve kaıt aaçlandırmaları ile yer deitirilmesi sonucu


42 Bölüm 2Serengeti <strong>Milli</strong> Parkı çayırları, Tanzanya © Sue Stoltondönüümü büyük bir hızla devam etmektedir. Çayırlardageniletilmi korunan alanların kurulması, çayırlardanoluacak, gelecekte ortaya çıkacak karbon kayıplarınıazaltmaya yönelik görece olarak hızlı alınabilecek ve(sayfa 42) hem karbon depolama hem de biyoçeitliliinkorunması için avantajları olan önemli acil bir adımdır.ÇÖZÜMLERLatin Amerika’da deerli çayır alanlarını tanımlamakamacıyla önemli bazı çalımalar yürütülmü olmasınaramen 209 , bunun hem gelitirilmesi hem de önemliçayırlara ait küresel bir boluk analizi oluturmak için dahayaygın olarak tekrarlanması gerekmektedir. Böyle alanlarhafif otlama yapılsa da kesin olarak belirlenen sınırlardahilinde olan IUCN VI. sınıf rezervlerinin gerekliliklerineuyabilir.Çayır habitatlarında korunan alanların geniletilmesi: Düük younlukluevcil hayvan otlatmanın çayırlarda dikkatli biçimde bütünletirildii alanlarda,hem sıkı korunan alanlar (IUCN I-IV. sınıfları) hem de korunan peyzajlar (V.ve VI. sınıfları) dahil karbon depolarını istikrarlı hale getirip yeniden inaedilmesine yardımcı olur.Yönetimin gelitirilmesi: Korunan peyzajlarda ve doal kaynak çıkartılanrezervlerde sürdürülebilir otlatma uygulamalarının tanıtılmasını içermektedir.Çayırlarda karbon tutumundaki durum ve eilimler üzerine daha fazlaaratırma: Özellikle kayıpları en aza indirgeyebilen ve depolama ile tutumuen yüksek seviyeye çıkarabilen yönetim seçeneklerine odaklanılması.


Azaltım: Korunan Alanların Rolü43Topraklar ve azaltımANA MESAJLARToprak devasa bir karbon deposu salar. Topraın daha az sürüldüütarım biçimleri, daha uzun ömürlü tahıllar ve organik yöntemler gibidaha fazla karbon tutulmasını salayan tarımsal uygulamaların, önemliküresel etkileri olabilir. IUCN V. ve VI. sınıfı korunan alanlardaki toprakyönetimi, daha çok karbon depolamayı baarmak için gelitirilebilir.PotansiyelTahminler büyük ölçüde farklılık gösterse de 2 ,toprakların karasal karbon döngüsündeki enbüyük karbon deposu olduu ve atmosfer ve bitkiörtüsü toplamından daha fazla karbon tuttuudüünülmektedir 210 . Toprak-karbon akıındaki göreceküçük deiiklikler, küresel ölçekte ciddi etkileryaratabilir. Yine de hükümetlerarası iklim deiikliigiriimlerinde, toprak karbonu bir azaltım stratejisiolarak sıklıkla göz ardı edilmitir 211 .Toprak karbonu bütün karasal biyomları etkiler;burada toprakların tarımsal sistemlerdeki rolü vekorunan alanlarda (özellikle IUCN V ve VI sınıfı) tarımsaltoprakların yönetimi ile ilgili sonuçlar incelenmektedir.Toprak, yönetime balı olarak sera gazları kaynaıya da yutaı olabilir. Karbon topraa, tarımsal bitkiartıkları ve dier organik katı maddeler yoluyla CO 2’yiatmosferden transfer ederek, hemen tekrar yayılmayanbir formda tutunur. Toprakta karbon tutumu topraabiyokütle ekleyen, topraın bozulmasını azaltan,toprak ve suyu muhafaza eden, topraın yapısınıgelitiren ve toprak faunası etkinliini gelitiren yönetimsistemleriyle artırılır. Bunun aksine, arazi yönetimideiiklii ve iklim deiiklii yoluyla depolanan toprakkarbonu, kayba karı hassas hale gelebilirken, iklimselaırılıkların sıklaması, karbon ve toprak organik maddehavuzlarının tutarlılıını etkileyebilir; örnein 2003’teAvrupa’daki sıcak hava dalgası ciddi toprak karbonukayıplarına yol açmıtır 212,213 .Günümüz tarımı: Tarım çou zaman, sera gazıemisyonları için bir yutaktan ziyade bir kaynaktır vetoplam küresel antropojenik emisyonların tahminîolarak yüzde 10-12’sine karılık gelir. Küresel ölçektedoal habitata yönelik en büyük deiim etkenidir.Tarımsal emisyonların çou topraktan deildir ve tarımalanları atmosfere ve atmosferden çok büyük CO 2akıları yaratmasına ramen, net akı görece azdır 214 .Bununla birlikte geçmiteki kayıplar çok büyüktür;tahminler çou tarım topraının orijinal organik toprakiçeriinin yüzde 50–70 kadarını kaybetmi olduunugöstermektedir 215 , bu da restorasyon ve böylece dahaçok karbon yakalanması için yeterli boluk salar.2Bitki örtüsündeki karbon potansiyeline dair çou tahmin,toprak altını kapsamaktadır, öyle ki birçok biyomun içeriinebalı olarak en geni karbon deposu olduu ileri sürülür.Karbon tutumunu artırmak için tarımsal uygulamalardapotansiyel deiiklikler: Tarım, karbon depolarınıkoruyup yeniden oluturmak için tasarlanan yönetimdeiiklikleri yoluyla karbonu azaltıma potansiyelinesahiptir. Bireysel tarım sistemleri ve düzenlemeleri içindeerlendirilmesi gereken, evrensel olarak uyarlanabilirbir uygulama listesi yoktur. Ancak, IPCC günümüzdetarım için mevcut olan azaltım uygulamalarını, u ilgilikonuları içerecek ekilde tanımlamıtır 216 :• Toprak karbonu depolanmasını artırmak içingelitirilmi tarımsal bitki ve otlatma arazisi yönetimi• Tarıma açılmı turbalı toprakların ve bozulmuarazilerin restorasyonu• CH 4emisyonlarını düürmek için gelitirilmi pirinçtarımı teknikleri ile besi hayvanı ve gübre yönetimi N 2Oemisyonlarını düürmek için gelitirilmi azotlu gübreuygulamaları teknikleriSı toprak ilemeli tarım uygulamaları, erozyonu vefosil yakıtların kullanımını azaltırken toprak karbonubiriktirebilir 217 . Toprak organik maddesinin biriktirilmeside ürün verimliliini artırmaktadır 218 . Ancak sonuçlar,toprak türü ve koullarına göre deiebilir ve yukarıdaözetlenen bir dizi yöntemden ölçülen karbon tutumuoranları 50 ila 1000 kg/ha/yıl arasında deiir 219 , buda net faydaların geni ölçekli hesaplanmasını çokzorlatırmaktadır.Tarımın, karbon tutumumuna ne sunmak durumundaolabileceine dair çok çeitli görü vardır. AvrupaBirlii (AB), kendi tarım topraklarının CO 2tutmapotansiyelini ihtiyatlı bir tahminle yılda 60-70 Mt CO 2olarak hesaplamıtır, bu da AB’nin antropojenik CO 2emisyonlarının yüzde 1,5-1,7’sine karılık gelmektedir.Teknik ölçümler organik katkılara balı olmalıdır; organiktarım, korumalı toprak ileme, bazı alanların kalıcıolarak yeniden bitkilendirilmesi ve nadas yerine odunsubiyoenerji ürünlerinin yetitirilmesi 220 . Pew Küresel klimDeiiklii Merkezi adına ABD’de 2006’da yürütülenbir aratırma, çou çiftçinin karbon depolamak içinhasat atıklarının muhafazası, topraın sürülmemesive gübre, suni gübre ile suyun etkili kullanımı gibiteknikleri benimsemesi ve nitrojen oksit ve metandauygun maliyetli indirimlere gitmesi halinde, ABD’nintoplam sera gazı emisyonlarının yüzde 5 ila 14 arasındaazaltılabileceini öngörmütür 221 . Öte yandan, gene


44Bölüm 2Evros Deltası tarım arazileri, Yunanistan © Michel Gunter / WWF-CanonABD’de bulunan Rodale Enstitüsü’nün 23 yıllık birçalıması, organik ve geleneksel münavebe sistemlerinikarılatırmı ve tarım alanlarında evrensel olarak organikyöntemlerin benimsenmesinin mevcut CO 2emisyonlarınınneredeyse yüzde 40’ını tutabileceini iddia etmitir 222 .Gerçek rakamlar, karbon tutum tekniklerinin uygulanmaoranına ve farklı iklim deiiklii koullarındaki tutum ileemisyonlar arasındaki etkileime balı olacaktır.Deientarımsal sistemlerden elde edilen tutum kazançları,sonuç olarak tarla veriminin dümesi halinde dahafazla alanın tarım için temizlenmesi ihtiyacı olasılıınakarı dengelenmelidir; ancak bunun kaçınılmaz olduuvarsayılmamalıdır.Korunan alanların rolü: Pek çok korunan alan içinde,azınlık hisseleri ya da korunan peyzajlar içindeki yönetimsistemleri eklinde çiftlikleri içermektedir ve bunlarınçou, biyoçeitlilik faydalarını artırmak 223 ve korumaÇÖZÜMLERhedeflerini karılamak 224,225 amacıyla daha sürdürülebilirtarım biçimlerine doru kaymaktadır. Bunlar ayrı olarakolmasa da, özellikle V. ve VI. sınıf korunan alandabulunabilecektir. Avrupa’da V. sınıf korunan peyzajlarınyüzde 52’si (alan olarak) çiftlikleri içermektedir 226 . Örneintalya’da organik tarım, bazı V. sınıf milli parklarda özeltevikler ve fonlar almaktadır 227 . Karbon tutumu bu türçiftliklerde toprak yönetimini gelitirmede ek bir teviksalar. Verimsiz tarım alanlarının yeniden doal bitkiörtüsüne kavuturulması da karbonu tutmanın etkili biryoludur 228 .BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün oluturduu 2008 KüreselKarbon Boluu Haritası gibi yeni haritalama araçları;bozulmu topraklarda ek karbonun depolanmasıpotansiyeline sahip alanların yanında, toprak karbondepolamasının en büyük olduu alanları saptayabilir 229 ,böylece korunan alan boluk analizleri için kıymetli ek biraraç salar.Gıda ve lif üretmenin yanı sıra karbon da yakalayan tarım yöntemlerininbenimsenmesi: Özellikle organik üretim, sı toprak sürme ve uygun olduuyerde kalıcı olarak üretimden kaldırmaya odaklanarak, yasalar, tevikler,ayrıcalıklı fon ve tarım toplumunda kapasite artırımı yoluyla.Model yaklaımlarının desteklenmesi: V. sınıf korunan alanlar dahilindetarımın yeni ve geleneksel karbon yakalama teknikleri için bir model vedeneme tahtası yapılması.Tarımsal tutum potansiyelinin daha iyi anlaılmasına ulaılması:Potansiyelin büyüklüü hakkında süregelen belirsizlik yeni yönetimyaklaımlarının uygulanmasını kösteklemektedir; tahminleri tamamlayıpsentezlemek için acil çalımalar gerekmektedir.


45Bölüm 3Uyum: Korunan alanların rolüKorunan alanlar, ekosistem temelli yaklaımlar yoluyla uyumun pek çokyönü ile ele alınmasında uygun maliyetli ve pratik bir yol sunmaktadır.Bazı korunan alanlar öncelikli olarak, daha geni ekosistem hizmetleri içinoluturulmaktadır, ancak yine de bunların ulusal ve yerel uyum stratejilerive yönetim planlar ile bütünletirilmesi hakkında örenilecek hâlâ çok eyvardır.Ekosistem temelli uyum, biyoçeitlilii ve ekosistem hizmetlerini genelbir uyum stratejisi içinde kullanır. nsanlara, iklim deiikliinin olumsuzetkilerine uyum salamada yardım eden hizmetleri sürdürmek içinekosistemlerin sürdürülebilir yönetimi, korunması ve restorasyonunu içerir.Bu bölümde, bir dizi uyum zorluu karısında ve özellikle de yerel seviyedeiklim deiiklii etkilerini ele almak için toplum temelli yaklaımlar kullanarakkorunan alanların ekosistem temelli uyuma nasıl katkıda bulunabileceineaçık bir ekilde bakacaız.Bölüm; “doal” afetlerin etkilerini önleme ya da azaltmada, güvenli veiçilebilir su kaynakları salamada, iklim ile balantılı salık sorunlarını elealmada ve yabani besinler, su ürünleri ve tahılların yabani akrabaları da dahilolmak üzere, gıda kaynaklarını korumadaki rollerini içermektedir.Son olarak korunan alanların, iklim deiiklii baskısı altında biyoçeitliliikorumadaki rolüne bakacaız. Bu, ekosistem direncini sürdürmek vesunabilecekleri ekonomik deerlerini güvenceye almak için yok olma venesillerin olası tükenmesini önlemek için önemlidir.


46 Bölüm 3Doal afetlerin etkilerini azaltmada korunan alanların rolüANA MESAJLARDoal afetlerin sıklıı hızla artmaktadır, çünkü aırı hava olaylarıyaygınlamakta ve ayrıca nüfus baskısı veya arazi imtiyazındakieitsizlikler nedeniyle insanlar, dik yamaçlar ve sel düzlükleri gibideiken alanlarda yaamaya zorlanmaktadır. Ormanlar ve sulak alanlarda dahil korunan ve iyi yönetilen ekosistemler, pek çok sel ve gelgit olayı,toprak kayması ve fırtınaya karı tampon görevi görebilir.Dou Dongting Gölü’nde sel, Hunan Eyaleti, Çin © Yifei Zhang / WWF-Canon


Uyum: Korunan alanların rolü47TehditAırı iklim olayları ile balantılı doal afetlerde hızlı birartı yaanmaktadır. klim deiiklii daha kararsız birhava durumu yaratmaktadır ve özellikle fakir ülkelerdeki(zayıf altyapı ve yetersiz afet uyarısının hassasiyetiartırdıı yerlerde) insan toplulukları artan bir ekilde riskaltındadır. Artan nüfus nedeniyle, çou gelimekte olanülkede toplulukların hassasiyeti artmaktadır ve bazıdurumlarda toprak mülkiyetindeki eitsizlikler insanlarımarjinal, afetlere açık alanlarda yaamaya itmektedir. Butür toplumlar ayrıca, aırı hava olaylarından kurtulmakiçin gereken malî araçlar, sigorta sistemleri ve dierkaynaklardan da mahrumdur 230 . Hava ve sellerden ötürüolan ekonomik kayıplar 50 yılda on kat arttmıtır 231ve dünya nüfusunun yarıdan fazlası, afete dönümepotansiyeli olan doal olaylara karı savunmasızdurumdadır 232 .klim deiiklii afete yol açabilen tehlikelerin birçouüzerinde dorudan bir etkiye sahiptir. Depremler gibijeolojik tehlikelerin olay baına en büyük can kaybına yolaçmasına ramen hidro-meteorolojik tehlikeler çok sayıdainsanı etkiliyor.En son IPCC raporuna göre, “artan buharlamayounluu ve deikenliinin pek çok alanda sel vekuraklık riskini artırması öngörülüyor” 233 . klim deiiklii,2005’te Japonya’daki Afet Risklerinin Azaltılması DünyaKonferansı tarafından da afetlere ilikin temel bir tehditolarak tanınmıtır 234 . Örnein sel riskleri, denizlerdekideiikliklerle (daha yüksek deniz seviyeleri ve fırtınadalgaları), buzul göllerinin tamasıyla (Nepal gibi ülkelerdegörülen bir sorun) ve daha youn ve uzun aralıklı yaıolaylarıyla artabilir 235 . Aırı yaıların younluu vesıklıının da toprak kaymalarında iddet ve sıklık artıınayol açması olasıdır 236 .klimin daha deiken ve aırı havaya daha çok maruzhale gelmesine dair ayrıca, artan kanıtlar vardır. Yamurmiktarında küresel deiikliklere dair bir inceleme, yaıdaılımında her yerde artan bir deiim görüldüünüortaya koymutur (özellikle yüksek enlemlerde (KuzeyYarıküre) artan yaı, Çin, Avustralya ve Pasifik’tekiküçük ada devletlerinde yaılarda düü ve Ekvatorbölgelerinde artan bir deiim 237 ). Subtropikal GüneyAmerika’da, Andların dousunda yıllık yaılar bazıalanlarda 1960’lardan beri yüzde 40 kadar artmıtır.Halihazırda Malezya’da, örnein doal afetlerin birçouartık, iddetli yamurlardan kaynaklanmaktadır 239 .Dahası doal ekosistemler, ormansızlama ve sulakalanların kurutulması gibi etkinlikler nedeniyle bozulursave buna balı olarak ekosistem hizmetlerinin etkinliidüerse; aırı yamur, kasırga, deprem ya da kuraklık gibidoal tehditlerin sonuçları muhtemelen aırlaacaktır.Afet azaltım uzmanları, iklim deiiklii etkilerinin doalafetlerin dier etmenleri ile birlikte deerlendirilmesigerektiini vurgulamaktadır 240 . Bu durumlarda, bir doaltehlikenin gerçek bir afet haline gelmesi ihtimalleriartmaktadır.ÖRNEK ÇALIMAYeni Zelanda’nın iklim deiiklii sonucunda daha ciddi sellere maruz kalacaı öngörülmektedir.Bu noktada doal çözümler etkili olabilir; örnein, Whangamarino Sulak Alanlarının korunması afetönlemede ülkenin milyonlarca dolarını tasarruf edecei hesaplanmaktadır.Gerçek fırtına vakaları ve farklı sıcaklık artıısenaryolarının modellenmesi üzerine yeni bir çalıma,Yeni Zelanda’da sırasıyla 0,5 o C, 1,0 o C ve 2,7 o C’lik sıcaklıkartılarının yaıı ortalama yüzde 3,5 ve 33 oranındaartırdıını ortaya çıkarmıtır 276 . Ve genel olarak, daha çokyamur da daha çok sel anlamına gelmektedir.Yeni Zelanda’da, 150 yıl önce var olan sulak alanlarınyaklaık yüzde 90’ı kurutulmu, doldurulmu ya da bakabir ekilde ortadan kaldırılmıtır 277 . 4.871 hektarlık birsulak alan yönetim rezervini barındıran 7.290 hektarbüyüklüündeki Whangamarino Sulak Alanı, NorthIsland’daki en geni ikinci bataklık ve sazlık kompleksidir.Sulak alan, sel kontrolünde (bunun deeri 2003rakamlarıyla yıllık 601.037 Amerikan doları olarak tahminedilmitir 278 ) ve çökelti tutumunda önemli bir role sahiptir.Deerler, sel olan yıllarda artı göstermektedir ve 1998yılındaki sel önlemesinin tek baına 4 milyon Amerikandoları deerinde olduu tahmin edilmektedir. Sulak alanındeerine dair bir deerlendirme u sonuca varmıtır:“Eer Whangamarino Sulak Alanı var olmasaydı, bölgekonseyi, nehrin aaı yataı boyunca milyonlarca dolarpahasına su setleri ina etmek durumunda olurdu” 279 .Ancak, sulak alanların sel kontrolü amacıyla artankullanımı ve dier ekosistem deerlerinin korunmasıarasında bir denge vardır. Bölge, biyoçeitlilik açısındankayda deer bir öneme sahiptir ve botanik açıdan NorthIsland’daki herhangi bir büyük alçak tabanlı turbalıktandaha fazla çeitlilie sahiptir. Bu çeitlilik, bölgeselolarak nadir olan çok sayıda topluluun desteklenmesiimkânını verir 280 . Sulak alan aynı zamanda, tehlikealtındaki Güneydou Asya adaları balıkçılının (Botauruspoiciloptilus) bilinen en büyük popülasyonunu barındırırve balıkçılık ile avcılık açısından deerlidir. Bu yüzden,iklim deiikliinin dolaylı etkilerinin azaltılmasını dagüvenceye almak amacıyla besin ve çökelti yükünüartıran sel suları girii dikkatli ekilde yönetilmekdurumundadır.Whangamarino, Yeni Zelanda’da her birisi sulak alanrestorasyonu için yılda yaklaık 500.000 Yeni Zelandadoları tutarında kaynak alan üç sulak alandan birisidir 281 .Kaynak: Koruma Bakanlıı, Yeni Zelanda


48Bölüm 3Siklonlar saatte 119 km hıza erien aralıksız rüzgârlarüretince, Atlantik ve kuzeydou Pasifik’in kasırgalarıve batı Pasifik’in tayfunları haline gelirler. Hassas kıyıbölgelerinde, daha büyük fırtına olaylarının sonuçlarıdeniz seviyesindeki yükselmelerle aırlaacaktır. IPCC,gelecekteki tropikal siklonların daha yüksek rüzgârhızları ve iddetli yaı ile birlikte daha youn olacaınıbildirmektedir 241 . Daha sert fırtına olaylarına dair kanıtlarimdiden mevcuttur. 2005 yılında, tarihteki en yıkıcıkasırga mevsimlerinden birinde 242 Latin Amerika veKarayipler, 14’ü kasırga olmak üzere 26 tropikal fırtınageçirmitir. Böyle afetlerin sonuçları, ülkelerin geneldekarılayamayacaı ekonomik maliyetlerin yanı sıra, cankaybı ve bütün toplulukların yer deitirmesini içerebilir.Örnein Meksika’da, 2005 yılında Wilma Kasırgası’nın17.788 milyon ve Tabasco sellerinin 2007’de 3.100,3milyon Amerikan dolarına mal olduu tahmin edilmitir 244 .Siklonlar, en az 26,5 o C’de ve 50 m derinde olan tropikalokyanuslar üzerindeki ılık ve nemli hava tarafındanbeslenir. Denizler ne kadar ısınırsa, o kadar fazlasayıda alan bu kritik sıcaklıa eriir ve daha fazla fırtınaoluur 245 . Çok yakın zamana kadar Güney Atlantik’tesadece iki tropikal siklon kaydedilmi ve hiçbir kasırgayaanmamıtır. Fakat 28 Mart 2004 tarihinde, Brezilya’nıngüney kıyısı ilk kasırgası olan Catarina Kasırgası’nıyaamıtır 246 .Kıyısal sulak alanlar insanların dolaylı ve dorudanetkinlikleri nedeniyle her yıl yüzde bir oranındaazalmaktadır. Eer deniz seviyesi bir metre yükselirse,dünyanın mevcut kıyısal sulak alanlarının yarıdan fazlasıyok olabilir 247 . IPCC’ye göre bu süreç imdiden balamıdurumdadır, bu da kıyı sellerinden doan zararlarıartırmaktadır 248 . Bir tahmine göre, günümüzde her yıl 10milyon insan kıyı sellerinden etkilenmektedir ve bu rakambütün iklim deiiklii senaryolarına göre çarpıcı birbiçimde artacaktır 249 .Ekologlar, mühendisler ve afet yardım uzmanlarıgenellikle, yöre halkı veya yerel topluluklar tarafındankullanılan geleneksel yaklaımlardan yararlanarakkalkınma, koruma ve afete hazırlık arasındaki en uygundengeyi aramaktadır. Ancak Uluslararası Afet AzaltmaStrateji Merkezi’ne göre, “Günümüzde çevresel yönetimaraçları afetlerin meydana gelme ve hassasiyet eilimlerinisistematik olarak bütünletirmemektedir” 250 . Aratırmalar,afetlerin azaltım maliyetinin genelde afet kurtarmamaliyetlerinden çok daha az olduunu göstermesineramen durum bu ekildedir 251 . Dünya Bankası ve ABDJeolojik Aratırma Kurumu, etkili afet azaltımına yapılanher bir dolar yatırımın doal afetlerin azalan kayıplarıbakımından yedi dolarlık tasarruf saladıını ilerisürmektedir 252 . IPCC’nin belirttii gibi, “klim deiiklii;su, toprak, hava kirlilii, salık ve afet riski ile ormansızlamadahil küresel çevre ve doal kaynak sorunlarındaki diereilimler ile birlikte bütün ölçeklerde etkileim içindeolacaktır. Birlemi etkileri gelecekte, bütünleik azaltım veuyum önlemlerinin yokluunda bir araya getirilebilir” 253 .Korunan alanların rolüEkosistem hizmetlerinin korunması ve restorasyonu pekçok hükümet ve hükümetlerarası örgüt tarafından afethazırlıını kuvvetlendirmeye yönelik önemli bir adımolarak görülmektedir. lk korunan alanlardan bazıları insantopluluklarını, iklim aırılıkları ve balantılı tehlikelere karıkorumak için kurulmutur.ÖRNEK ÇALIMAKorunan alanlar, orman kaybını azaltarak ve toprak duraanlıını artırarak toprak kaymalarınakarı korumaya yardımcı olabilir. sviçre 150 yıldan uzun süredir Alpin ormanları korumaksuretiyle, milyarlarca dolar deerinde korumayla sonuçlanan bir doal afet yönetim politikasıtakip etmektedir.klim deiiklii, bütün hidro-meteorolojik afet türlerininiddetini artırma potansiyeline sahiptir; daha youn vesık yamurlar, çok daha fazla sayıda toprak kaymasıylasonuçlanabilir 282 . Bu durum sviçre’de bir sorun olaraktanımlanmıtır 283 ; toprak kaymalarındaki yeni tarihliartılar, daha iddetli yamurlara ve hayvancılıktakiyüksek younlua balanır 284 . Ormanların tralanması dadik yamaçlarda sı topraktaki kaymaların sıklıını ciddiölçüde artırabilir 285 .Avrupa Komisyonu, “Tepe yamaçlarının tekraraaçlandırılması, sı ancak yine de tehlikeli olantoprak kaymalarının (esas olarak çamur ve döküntüakımı) olumasını azaltmaya yardımcı olur” ve“aırı ormansızlama genellikle toprak kaymasıylasonuçlanmaktadır 286 ” yorumunda bulunur. sviçre’depolen kayıtlarının incelenmesi, geçmite antropojenikorman tralamasının ve tarımsal etkinliklerin artantoprak kayması hareketleri ile ilikili olduuna dairgüçlü kanıtlar sunmaktadır 287 . 150 yıl kadar önce sviçrehükümeti, aaçların aırı tüketiminin ciddi çılara, toprakkaymalarına ve sellere neden olduunu kabul edereksıkı bir koruma ile restorasyon sistemi getirmitir 288 .Orman meçereleri; kaya dümesi, toprak kaymalarıve çılara karı koruma amaçlı yönetilmektedir 289 . 1987yılındaki ciddi bir sel olayının ardından, Federal Sel veOrman Koruma Kararnamesi yoluyla ormanları doalafetlere karı korunmada kullanmak amacıyla bir adımdaha atılmıtır 290 . Doal afet yönetiminin dört temelunsuru belirlenmitir: Afet deerlendirmesi, korumagerekliliklerinin tanımlanması, tedbirlerin planlanmasıve acil durum planlaması 291 . Ormanların kullanımı doalyıkımları önlemenin temel bir bileeni olarak kabuledilmitir ve bugün sviçre ormanlarının toplam alanınınyüzde 17’sini oluturan Alpin bölgesi ormanları, temelolarak koruyucu ilevleri için yönetilmektedir. nsanlariçin önemli faydalarından baka, bu koruma ormanlarıyılda 2 ila 3,5 milyar Amerikan doları arasında olduutahmin edilen hizmetler sunar 292 .


Uyum: Korunan alanların rolü49Tablo 4: Korunan alanların doal felaketleri önleme veya azaltımdaki rolüne örneklerAfetKorunanalanların rolüKorunanalanınhabitat tipiÖrneklerSelSu takını içinveya selinzayıflatılması içinboluk salamaBataklıklar, kıyısalsulak alanlar,turbalıklar, doalgöller• Sri Lanka’daki Muthurajawella Bataklıkları’ndan oluan iki rezerv,Colombo yakınında 3.068 ha’lık bir alanı kaplamaktadır. Selizayıflatmanın ekonomik deeri (2003 deerlerine çevrildiinde) yılda5.033.800 Amerikan doları olarak tahmin edilmektedir 259 .Su akıını emmeve azaltmaIrmak kenarı veda ormanları• Madagaskar’daki Mantadia <strong>Milli</strong> Parkı’nın yukarı havzalarında ormankoruma faydaları, ürünlere yönelik azalan sel hasarı bakımından 126.700Amerikan doları olarak hesaplanmıtır (1991 yılında Madagaskar 207Amerikan dolarlık GSMH’ye sahipti) 260 .Toprak kayması,kaya dümesi veçıTopraı, gevekkayaları ve karıduraanlatırmaDik yamaçlardakiormanlar• Seller ve toprak kaymaları Nepal’de sık görülen afetlerdir ve yılda yaklaık200 yaama mal olmaktadır 261 . Shivapuri <strong>Milli</strong> Parkı, Katmandu’da evseltüketim için temel su kaynaıdır. Toprak kayması koruma tedbirleriparktaki 12 yerlekede uygulanmıtır 262 .Yeryüzü ve karhareketlerine karıtamponYamaçlarınüstünde vealtındaki ormanlar• 150 yıl önce sviçre hükümeti, orman kaybının ciddi çılar, toprakkaymaları ve seller ile ilikili olduunu kabul etmitir 263 . Ormanların yüzde17’si toprak kayması ve çılara karı koruma için yönetilmektedir 264 , buda yılda 2–3,5 milyar Amerikan doları deerinde hizmet salamaktadır 265 .Gelgit dalgaları vefırtına dalgalarıOkyanusbaskınlarına karıfiziksel bir engeloluturmaMangrovlar,bariyer adaları,mercan resifleri,kum tepeleri• Honduras’taki Rio Plátano Rezervi’nde yaayan yerli topluluklar, balıkhabitatlarını gelitirmek ve dar kıyı eridinin erozyonuna karı koymakiçin Ibans Lagünü’nün kıyılarını mangrov ve dier türlerle yenidenaaçlandırmaktadır 266 .• 2004 tsunamisinin ardından, resiflerin bir deniz parkında bulunduuHikkaduwa, Sri Lanka’daki aratırmalar, hasarın karaya sadece 50 mnüfuz ettiini ve dalgaların yalnızca 2 -3 metre yüksekliinde olduunugöstermitir. Resiflerin mercan madenciliinden yaygın ekildeetkilendii yakınlardaki Peraliya’da ise dalgalar 10 metre yükseklie,hasar ve su baskını karanın 1,5 km içine kadar erimitir 267 .Gelgitin ani seviyedeiimi içintakın boluusalamaKıyı bataklıkları• Black River Lower Morass, Jamaica’daki en büyük tatlısu sulak alanekosistemidir. Bataklık, nehir sel suları ve denizden gelen takınlarakarı doal bir tampon ilevi görmekte 268 ve 20.000 insan için önemli birekonomik kaynaktır.Kuraklık veçöllemeOtlatma veçineme baskısınıazaltmaÖzellikle otlaklarama aynızamanda kurakormanlar• Cibuti’deki Day Ormanları, bu önemli orman alanının daha fazla kaybınıve çöllerin genilemesini önlemek için balatılan yeniletirme projelerinesahip bir korunan alandır 269 .Kuraklıadayanıklı bitkilerinmuhafazasıBütün kurak alanhabitatları• Mali’de çölleme kontrolünde milli parkların rolünün farkına varılmı vekorunan alanlar kuraklıa dayanıklı türlerin önemli bir deposu olarakgörülmektedir 270 .YangınYangını kontroleden yönetimsistemlerinisürdürmeSavanlar, kurak veılıman ormanlar,bodur çalılıklar• Filipinlerdeki Kitanglad Daı <strong>Milli</strong> Parkı’nda bölgedeki farklı etniktopluluklardan gönüllüler, yangın gözetleme görevini üstlenmektedir.Gönüllü muhafaza giriimleri geleneksel toprak idaresi fikri ileuyumaktadır ve kabile ileri gelenlerinden oluan bir konsey tarafındanatamaları onaylanmaktadır 271 .Doal yangındirencinisürdürmeOrmanlardayangındansıınma bölgeleri,sulak alanlar• Endonezya’daki Kutai <strong>Milli</strong> Parkı ve çevresindeki çalımalar 1982-3’tekiorman yangınlarının, yangının ormanaltı bitkileri yoluyla yayıldıı ve büyükaaçların ancak alevler sarmaıklardan atlayınca etkilendii korunanbirincil ormanlardan ikincil ormanlara göre daha fazla aaç yok ettiiniortaya çıkarmıtır 272 . Benzer ekilde Amazonlardaki yeni aratırmalar,yangın etkisinin korunan alanlarda görece olarak çevre alanlardandaha az olduunu bulmutur 273 . Ormanların bölünmesi ayrıca zeminörtüsünün kurumasına zemin hazırlayarak yangın tehlikesini artırır.Kasırgalar vefırtınalarAcil fırtınahasarlarına karıtamponOrmanlar,mercan resifleri,mangrovlar,bariyer adaları• Banglade ve Hindistan’da Sundarban olarak bilinen korunan mangrovsistemleri, sulak alan ve kıyıları duraanlatırmaya yardım eder vekarasal bölgeleri siklonlardan korumada Sundarban’ın rolüne katkıdabulunur. Mangrovlar, siklonlar sırasında yükseklii 4 m’yi aabilen fırtınadalgalarını kırabilir 274 ve kıyı alanlarının, az miktarda ya da hiçbir mangrovörtüsü bulunmayan alanlara göre rüzgâr ve dalga kabarmalarından dahaaz etkilenen bu ormanlar tarafından korunmasıyla sonuçlanır.


50 Bölüm 3Namibya’da kurak çayırlardaki çöl oluumu © Nigel DudleyJaponya’da orman koruma çabaları, 15. ve 16. yüzyıllardatoprak kaymalarına engel olmak için balamıtır 254 .Günümüzde Japonya’nın neredeyse 9 milyon hektarkoruma ormanı bulunmaktadır ve 13’ü aırı iklimetkilerini azaltma ile ilikili olan 17 kullanıma sahiptir 255 .Ortadou’da, çayır erozyonunu engellemek için himaadı verilen korunan alanlar bin yıldan uzun bir süre önceoluturulmutur 256 . Geleneksel olarak yönetilen birçokYerli Halklar ve Topluluklarca Korunan Alan (ICCA) vekutsal doal sitler, aırı hava olaylarının neden olduuseller ve toprak kaymalarına karı korunmada doal bitkiörtüsünü kullanmaktadır 257 . Korunan alanların doal yıkımriskini azaltmadaki en acil rolü, doal afetlerin etkileriniiyiletirmeleridir. Bu bakımdan korunan alanlar üç temelfayda salamaktadır:• Gelgit dalgaları veya seller gibi doal afetlere karıkoruma salayan kıyı mangrovları, mercan resifleri,takın yatakları ve ormanların da içinde bulunduudoal ekosistemlerin muhafazası.• Aırı hava olaylarının azaltımında önemli bir rol oynayantarımsal ormancılık sistemleri, teraslamalı tarım vekurak arazilerde meyve aacı ormanları gibi gelenekselkültürel ekosistemlerin korunması.• Bu tür sistemlerin bozulduu ya da kaybolduudurumlarda aktif veya pasif restorasyon fırsatısunulması.Bu tür ekosistem hizmetlerinin deeri önemli olabilir.ABD’de kasırgalar ile balantılı sellerin azaltımında sulakalanların rolüne ilikin yeni yayınlanan bir analiz, hektarbaına yılda ortalama 8.240 Amerikan doları bir deeröngörürken, fırtından korunma hizmetlerinde ABD’dekikıyısal sulak alanların yılda 23,2 milyar Amerikan dolarısalayacaı hesaplanmaktadır 258 .ÇÖZÜMLERGeni ölçekli planlama: Doal ekosistemlerin afetleri önleyebilecei veazaltabilecei yerleri tanımlamak için ulusal ve bölgesel/sınır ötesi bir ölçektedoal fırsat analizleri, afet müdahale kurumları ile ibirlii içindeyürütülmelidir ve topluluklara tampon görevi gören yaamsal ekosistemhizmetlerini güvenceye almak amacıyla hassas alanlarda yeni korunanalanların kurulması da dahil, ilikili ekosistem koruma stratejilerioluturulmalıdır. Bu, daha geni afet risk yönetimi planları ve sistemleribalamında üstlenilmelidir.Korunan alanların afet azaltımına olan katkısını daha iyi yansıtmak vesürdürmek için bazı korunan alan yetkilileri, yönetim hedeflerini ve yönetimplanlarının revizyonunu dikkate alabilir.


Uyum: Korunan alanların rolü51Korunan alanların suyun korunmasındaki rolüANA MESAJLARklim deiikliinin suyun eriilebilirlii üzerinde genel bir olumsuz etkisininolması beklenmektedir. Su kaynaklarının daha deiken hale gelmesi olasıdırve belirli alanlar daha az toplam yaı alacaktır. Özellikle bulut ormanlarıve bazı yalı okaliptüs ormanları olmak üzere kimi doal ekosistem, sutoplama havzalarındaki net suyu artırabilirken, çou sulak alan su akıınındüzenlenmesine yardım eder ve korunması iklim kaynaklı su baskısınıhafifletmeye yardımcı olabilir.TehditBirçok ülke imdiden su azlıı yaamaktadır 293 veartması olasıdır. nsanlıın corafik ve geçici olarakeriilebilir su akıının yarıdan fazlasını kullanmakta olduuhesaplanmaktadır 294 . 2025’e gelindiinde yaklaık bemilyar insan su sıkıntısı çekebilir 295 . Su tedariine yönelikyeni yaklaımlara duyulan ihtiyaç giderek daha çok kabulgörmektedir 296 . Sulama, su kıtlıı durumunda zarar görecekilk sektör olmasına ramen 298 , insanların su tüketiminindörtte üçü tarıma yöneliktir ve genellikle su çok verimsizkullanılmaktadır 297 .klim deiikliinin suyun eriilebilirliini deitirmesibeklenmektedir. Daha ılık koullar muhtemelen hidrolojikdöngüyü hızlandıracak, tatlı su kaynaklarını artıracak veböylelikle teorik olarak su baskısını düürecektir. Ancak,yerel deiiklikler ve dalgalanmalar herhangi bir avantajıdengeleyecektir 299,300 . Örnek olarak, bazı ılıman ve yarıtropikalbölgeler daha az yamur alırken, güney ve douAsya’nın özellikle yaılı mevsim süresindeki bir artıyoluyla da olsa daha fazla suya sahip olmasıbeklenmektedir 301 . Dünyanın pek çok bölgesinde yaıınuzamsal ve zamansal deikenliinde artı olması olasıdır.Hidrolojik rejim de muhtemelen dier etkenlerdenetkilenecektir. Örnein, Güney Afrika Cape FloristicBölgesi’nde iklim deiikliinin, hem yangın düzensizliirejimini hem de yeraltı suyu ve dere akıını deitirenyabancı igalci odunsu bitkilerin yayılma oranını artırmasıbeklenmektedir.Cayambe-Coca Doa Rezervi Bulut Ormanı, Ekvator © Kevin Schafer / WWF-Canon


52 Bölüm 3Korunan alanların rolüGenç ormanlar ve yabancı bitki aaçlandırmaları da dahilbirçok orman, net su akıını düürmektedir. Çünküaaçlar, çayır ve tahıllar gibi alternatif bitkilerden dahayüksek su kaybı oranlarına sahiptir. Ancak dier doalormanlar (özellikle tropikal dalık bulut ormanları ve bazıyalı ormanlar) toplam su akıını artırır, böylelikle doalormanların tralanma ihtimali olan durumlarda korunanalanların kurulması, su kaynaklarını korumaya yardımcıolabilir 302 .Bulut ormanı kuakları veya bölgeleri, tipik olarakbüyük kıtasal iç dalarda veya sıradalarda 2000-3500metre irtifalarda oluur, ancak ada dalarında denizseviyesinden 400-500 metre kadar yukarıda oluabilirler 303 .Bulut ormanları 381.166 km 2 ’lik bir alanı kaplamaktadır(2004 rakamlarıyla); bunun yüzde 60’ı Asya’da, yüzde 25’iAmerika Kıtası’nda ve yüzde 15’i de Afrika’dadır. Teorikdaılım daha da genitir, ancak bu durum iklim deiikliiile birlikte deiebilir 304 .Bulut ormanları, atmosferik nemi yapraklar ve dier bitkiörtüsü üzerinde younlatırarak “süpürme” yeteneinesahiptir, böylece su tedariine katkıda bulunurlar 305 . Bulutormanlarının toplam su tüketimi tipik olarak, dalarınalçak kesimlerinde bulunan ormanlardakinden çok dahadüüktür. Bu iki etken birlikte, bulut ormanlarındansızan akarsu akıının, aynı miktardaki yamur için dahabüyük olma eiliminde olduu ve aynı zamanda kurakdönemlerde daha güvenilir olduu anlamına gelmektedir.Bulut ormanından elde edilen su kazancı, normal yamurmiktarının yüzde 100’ü ya da daha fazlası olabilirken,nemli alanlarda bu yalnızca yüzde 15–20 daha fazladır;fakat bu katkı bile kaliteli su kıtlıı çeken toplumlar içinönemli olabilir. Bu su çıkarma ilevi bulut ormanlarıtralandıı takdirde kaybolur; bu yüzden korunan alansistemlerinde bulut ormanlarının dahil edilmesi, su tedarikfaydalarını güvenceye alıp sürdürmenin bir yoludur.Avustralya’daki aratırma ayrıca kimi yalı okaliptüsormanlarının, su toplama havzalarından net su akıınıartırabildiini ileri sürmektedir (örnek çalımaya bakınız).Birçok sulak alan ve nemçeker toprak, yaılı mevsimboyunca anlık yamurun yakalanması ve depolanmasında,yeraltı suyu kaynaklarının yeniden dolmasında ve özellikleakı oranının yöneltilmesinde kilit bir rol oynar ve bu dasonuç olarak evsel, tarımsal ve dier kullanımlar için tümyıl boyunca suya eriebilirlik salar. Korunan alanlar;yangınları, odunsu bitkilerin istilasını, sürdürülebilirolmayan otlatmayı kontrol etmek için hem sulak alanekosistemlerinin sürekli ilevini hem de yönetim rejimlerinigüvenceye alabilir. Dier kullanımlar bu sistemler üzerindeiklim ile ilikili etkilerden kaçınmaya ve bu sistemlerebaımlı topluluklar için temel su hizmetlerini sürdürmeyeyardımcı olabilir, çünkü bu, düey yaıa bir katkıdır.ÖRNEK ÇALIMADünya çapında bir dizi hükümet ve belediye, içme suyu kaynaklarını korumak için ormanlarınıkorumaktadır. Avustralya’da, iklim deiikliinin tehditlerine bakıldıında etkili yönetim özellikleönem taımaktadır.Melbourne için iklim deiiklii etkilerine dair tahminlerartan sıcaklıklar, azalan yamur ve daha aırı iklimolaylarına dair bir öykü anlatmaktadır. Su kaynaklarıüzerindeki potansiyel etkiler, azalan akarsu akıındanötürü düen arzı ve azalan akarsu akılarına da yolaçabilen su toplama havzalarındaki artan çalı yangınıriskini içermektedir ve su kalitesi üzerinde de bir etkiyesahiptir 306 .Melbourne’un suyunun yüzde 90’ı ormanlatırılmı sutoplama havzalarından gelir. Bunun neredeyse yarısıkoruma altındadır ve kalanın büyük çounluu sutoplama için yönetilmektedir. Su yönetimi için önemtaıyan korunan alanlar; Kinglake <strong>Milli</strong> Parkı (IUCNII. sınıfı, 21.600 ha), Yarra Ranges <strong>Milli</strong> Parkı (II. sınıfı,76.000 ha) ve Baw Baw <strong>Milli</strong> Parkı’nı (II. sınıfı, 13.300ha) içermektedir. Melbourne’un su toplama havzasınınyönetimi, su verimi ile ormanların bozulması arasındakibalantıları açıa kavuturmada özellikle önem taıyan,havza bozulması ile havza su verimi arasındaki ilikilerüzerine deneysel ve analitik bir aratırma programı ileyönlendirilmektedir. 1939 yılındaki bir doal yangındatamamen ya da kısmen yanan, aaçlandırılmı büyüksu toplama havzalarından toplanan yamur ve yüzeyakıı verilerinin incelenmesi, aaçlandırılmı su toplamahavzalarında su veriminin ormanın yaı ile ilikili olduusonucuna varmıtır 307 . Orman bozulmasının ortalama yıllıkyüzey akıını, yetikin bir ormandakine kıyasla yüzde50’ye kadar düürebilecei ve eski haline dönmesinin150 yılı bulabilecei hesaplanmıtır. Bunun sebebiyalı ormanlardan olan su kaybının, genç ormanlarakıyasla birim alan baına daha düük olmasıdır. Varılansonuç, yangın ya da aaç kesimi yoluyla oluan ormanbozulmasının kısadan orta vadeye kadar su veriminidüürdüüdür (bozulmadan hemen sonraki ilk birkaç yılhariç) 308 .Melbourne’da insanların iklim deiikliinin etkileriylebaa çıkmalarına yardım edebilecek bir dizi su kaynaıyönetim seçenei tespit edilmitir. Su toplama havzasıve rezervuar yönetimi açısından bu seçenekler arasında,çalı yangınları veya aaç kesimi ve buharlama gibibozulmalardan kaynaklanan su verimi etkilerini en azaindirgemek için aaçlandırılmı havzaları yönetmek deyer almaktadır 309 .Kaynak: WWF


Uyum: Korunan alanların rolü53Sulak alanlar, Dyfi Biyosfer Rezervi, Galler © Sue StoltonÇÖZÜMLERKorunan alanlar; önemli su hizmetleri salayan ormanları, sulak alanları vedier ekosistemleri korumak ile iklim deiikliinin bu hizmetler üzerindekietkilerine karı koymak için uyarlanabilir yönetim uygulamalarını kullanmakamacıyla oluturulabilir. Korunan alan çözümleri, iklim deiiklii koullarıaltında su güvenliini ele alan bütünletirilmi ulusal uyum stratejileri veeylemleri balamında düünülmeli ve uygulanmalıdır.Bulut ormanları: Özellikle su tedariini güvenceye almak maksadıyla, kalanbulut ormanlarının korunmasına küresel olarak acilen odaklanılmalıdır.Okaliptüs ormanları: deal yönetim stratejilerini gelitirmek için, yalıokaliptüs ormanlarının su tedariine olan faydalarının, iklim deiikliikoulları altında ek yangın tehlikesi ile nasıl dengeleneceine dair aratırmagereklidir.Tatlısular: Genellikle düük bir temsiliyeti olan tatlısu biyomunun, korunanalanlardaki aırlıını artırmak için planlarda özellikle dikkat çekilmelidir.


54 Bölüm 3Korunan alanların temiz su tedariindeki rolüANA MESAJLARTemiz suya eriimin olmaması, kurak bölgelerdeki toplulukların yanı sıraneredeyse bir milyar ehir sakini için de çok kritik bir sorundur. Üstelik bumesele, iklim deiiklii altında muhtemelen daha da kötüye gidecektir.Orman ve sulak alan korunan alanları, içlerinde dünyanın en kalabalıkehirleri de olan geni kırsal ve kentsel nüfusa, ucuz ve temiz içme suyusalamaktadır. klim deiiklii karısında temiz su kaynaklarını korumakçok önemlidir ve korunan alan sistemlerinin yaygınlaması ve etkinyönetimine yeterli yatırım arttır.Nepal’de yerel kaynak suyu © Simon de Trey-White / WWF-UK


Uyum: Korunan alanların rolü55TehditGeçtiimiz yüzyılda dünya nüfusu üç katına çıkmı, ancakinsani su talebi altı kat artmıtır 310 . Aynı zamanda birçok suhavzası, çeitli hidrolojik etkilere yol açan ormansızlamave dier deiikliklerden ötürü bozulmutur 311 . klimdeiiklii dier baskılarla birlemekte ve mevcut kriziderinletirmektedir. klim modellerinin deimesineramen; yamurlardaki büyük deikenlikler, bazıbölgelerde artan su gerilimi (örn. periyodik kıtlıklar) veçevresel hizmetlerin bozulmasından ötürü, su kalitesininiklim deiiklii tarafından olumsuz ekilde etkilenmesibeklenmektedir 312 . 2008 tarihli IPCC raporu klimDeiiklii ve Su u sonuca varmıtır: “Su miktarı vekalitesinde iklim deiikliinden doan deiimlerin; gıdamiktarını, güvenilirliini, eriimini ve kullanımını etkilemesibeklenmektedir 313 ”.Temiz su eksiklii imdiden, kamu salıı üzerindedevasa bir etki yaratmaktadır. Yıllık ölümlerin yüzde4’üne karılık gelen 2,2 milyon ölüm, temiz su eksikliive sıhhi temizlie balanmaktadır. ehirler kötü biçimdeetkileniyor: Asya’da 700 milyon, Afrika’da 150 milyon veLatin Amerika ile Karayipler’de 120 milyon ehir sakinininyeterli içilebilir suya eriiminin olmadıı hesaplanmakta 314ve bu rakamların artması beklenmektedir 315 . Suya eriimkonusunda, topluluklar ve devletler arasındaki gerilimlerpolitik sorunlar yaratmaktadır 316 . Bütün bu baskılar iklimdeiiklii koulları altında artacaktır.Korunan alanların rolüyi yönetilen doal ormanlar neredeyse daima, dier sutoplama havzalarından gelen sulara göre içinde daha azçökelti ve kirletici bulunan yüksek kalitede susalamaktadır 317 . Birkaç ülke halihazırda bilinçli ya dabilinçsiz olarak ormanları, içilebilir su tedarik etmeninuygun maliyetli bir yolu olarak kullanmaktadır. Sulakalanlar ve çayır habitatları da dahil dier doal habitatlarda, sudaki kirlilik düzeylerini ve çözünmez maddeleriazaltmada kilit bir rol oynarlar. Sulak alanlar yüksek besinmadderi ile de ba etmede oldukça etkili olabilir ve bazısu bitkileri toksik maddeleri dokularında biriktirerek, içindeyetitikleri suyu saflatırabilir 318 . Örnein Florida’nın servibataklıklarında, sulak alanlara giren atık sudaki azotunyüzde 98’i ve fosforun yüzde 97’si, su yeraltı deposunavarmadan önce uzaklatırılır 319 .Kentsel içme suyu salayan ormanlık su havzalarınınbirçou zaten korunmaktadır. Bazen bu durum onaylanırve korunan alan oluturulması için havza koruma temelbir sebep olmu olur. Bu gibi durumlarda suyun deeribazen, ehrin etrafında baka türlü kaybolacak olandoal alanların korunmasına fırsat salamaktadır. Dierdurumlarda, korunan alanların havza olarak deeritanınmamı ve mansaptaki faydalar geçici ama yinede sosyal ve ekonomik açıdan önemli olarak kalır. Bazıdurumlarda tam bir koruma, nüfus baskısı veya mevcutarazi mülkiyet dokusundan ötürü elverili olmayabilir,ancak su kalitesini (örnein bir orman yönetimi sertifikasistemi yoluyla) sürdürme ve gelitirme odaklı çokluamaç yönetimi ve restorasyonunu da dahil olmak üzereçok sayıda baka orman yönetim seçenei mevcuttur.Ulusal ve yerel yönetimler, bireyler ve topluluklar, örneinekosistem hizmetleri ödeme (PES) tasarısı yoluyla finanskorunmasına da 320 yardım edebileceini giderek dahafazla kabul etmektedir 321 .Aratırmalar, dünyanın en büyük ehirlerinin yaklaıküçte birinin (105 ehirden 33’ü) içme suyunun ciddibir kısmını, dorudan korunan alanlardan elde ettiinigöstermektedir 322 . Bu ehirlerin en az be tanesi dahasuyu, korunan alanları içeren uzak havzalardan doankaynaklardan almaktadır. En az sekiz tanesi daha suyu,hidrolojik sistem ilevlerini sürdürmeye öncelik verilenbir ekilde yönetilen ormanlardan temin etmektedir.Bu muazzam ehirlerin dier birkaç tanesi ise bununtersine, su havzaları bozulduu için su kaynakları ileilgili sıkıntılar yaamaktadır ve u anda sularını, sukaynakları açısından taıdıkları deer nedeniyle korunmasıdüünülen ormanlardan çekmektedirler. Mevcut korunanalanların etkili yönetimi, bu su kaynaklarının korunmasıiçin elzemdir ve korunan alan sisteminin geniletilmesi,bu havzalara ait daha geni bir alanın iklim deiiklii vedier insan kaynaklı baskı unsurlarının bileiminin sebepolduu bozulmaya karı korunmasını garantiye alacaktır.Kentsel su kaynaklarını koruyan korunan alanlara ait bazıkilit örnekler bir sonraki sayfada tablo 5’te özetlenmitir 323 .ÖRNEK ÇALIMABuzulların hızlı erimesi çou And ülkesinde sutedariini tehdit etse de, Ekvator’daki yenilikçibir emanet fonu, bakentin su tedarii içinyaamsal önem taıyan iki korunan alandahavza koruma tedbirlerinin doru ekildeyönetilmesini salamaktadır.Quito’nun 1,5 milyon sakininin yaklaık yüzde 80’i, içmesularını iki korunan alandan temin etmektedir: Antisanave Cayambe-Coca Ekolojik Rezervi. Resmi olarakEkvator’un milli park sisteminin bir parçası olarakkorunuyor olsalar da, bu rezerv alanları, içlerinde ya daetraflarında yaayan 27.000 insan tarafından büyükbahayvan, süt inekçilii ve kereste ürünleri üretimiamacıyla da kullanılmaktadır 324 .Rezervlere yönelik tehditleri kontrol etmek içinhükümet, yukarı havzalarda korumanın daha katıyaptırımı ile hidrolojik ilevleri gelitiren ya da koruyan,su kuyularını korumak, erozyonu önlemek ve nehirkıyıları ile yamaçları duraan hale getirmek amaçlıönlemleri de içeren, havzaları korumayı hedefleyeneylemleri vurgulayacak yönetim planlarını tasarlamakiçin yerel bir STK ile çalımaktadır 325 . Korunanalanların daha etkin yönetimine, 2000 yılında DoalKaynakları Koruma Tekilatı (TNC) ve Birleik DevletlerUluslararası Kalkınma Kuruluu’ndan (USAID) alınandestekle oluturulan bir emanet fonu (Fondo del Agua,ya da FONAG olarak bilinen) sayesinde ulaılmaktadır.Fon, kritik arazilerin kazanımı ve gelitirilmi tarımsaluygulamalar da dahil havza koruma tedbirlerininfinansmanına yardım etmektedir 326 .Kaynak: TNC


56 Bölüm 3Tablo 5: Korunan alanlardan su alan büyük ehirlerKentMumbai, HindistanJakarta, EndonezyaKaraçi, PakistanTokyo, JaponyaSingapurNew York, ABDLos Angeles, ABDBogota, KolombiyaCali, KolombiyaMedellin, KolombiyaBelo Horizonte, BrezilyaBrasilia, BrezilyaRio de Janeiro, BrezilyaSao Paulo, BrezilyaSalvador, BrezilyaSanto Domingo,Dominik CumhuriyetiCaracas, VenezüellaMaracaibo, VenezüellaBarselona, spanyaMadrid, spanyaViyana, AvusturyaSofya, Bulgaristanbadan, NijeryaAbidjan, Fildii SahiliNairobi, KenyaDar es Salaam,TanzanyaCape Town, GüneyAfrikaDurban, Güney AfrikaJohannesburg, GüneyAfrikaHarare, ZimbabveSidney, AvustralyaMelburn, AvustralyaPerth, AvustralyaKorunan Alanangay Ghandi <strong>Milli</strong> Parkı (IUCN II.sınıfı, 8.696 ha)Gunung Gede Pangrango & Gunung Halimun (IUCN II. sınıfı, 15.000 ha & 40.000 ha)Kirthar <strong>Milli</strong> Parkı (IUCN II. sınıfı, 308.733 ha) & 5 yaban hayatı koruma alanları (toplam 318.391 ha)Nikko <strong>Milli</strong> Parkı (IUCN V. sınıfı, 140,698 ha) & Chichibu-Tama <strong>Milli</strong> Parkı (V. sınıfı,121.600 ha)Bukit Timah & Merkezi Su Toplama Havzası Alanı, (IUCN IV. sınıfı, 2.796 ha)Catskill Eyalet Parkı (IUCN V. sınıfı, 99.788 ha)Angeles Ulusal Ormanı (VI. sınıfı, 265,354 ha)Chingaza <strong>Milli</strong> Parkı (IUCN II. sınıfı, 50.374 ha)Farallones de Cali <strong>Milli</strong> Parkı (IUCN II. kategori, 150.000 ha)Alto de San Miguel Rekreasyon Parkı & Yaban Hayat Barınaı (721 ha)Mutuca, Fechos, Rola-Moça & 7 dier küçük korunan alan (17.000 ha)Brasilia <strong>Milli</strong> Parkı (IUCN II. sınıfı, 28.000 ha)Tijuca <strong>Milli</strong> Parkı (IUCN II. sınıfı, 3.200 ha) & ehir alanında 3 baka parkCantareira Eyalet Parkı (IUCN II. sınıfı, 7.900 ha) & 4 baka eyalet parkıLago de Pedra do Cavalo & Joanes/Ipitinga Çevre Koruma Alanı (IUCN V. sınıfı)Be korunan alana sahip Madre de las Aguas (Suların Anası) Koruma AlanıGuatopo (122,464 ha), Macarao (15,000 ha) ve Avila <strong>Milli</strong> Parkı (85.192 ha, tümü IUCN II. sınıfı)Perijá <strong>Milli</strong> Parkı (IUCN II. sınıfı, 295.288 ha)Sierra del Cadí-Moixeró (IUCN V. sınıfı, 41.342 ha) & Pedraforca (IUCN V. sınıfı 1.671 ha)Peñalara (15.000 ha) & Cuenca Alta del Manzanares (IUCN V. kategori, 46.323 ha)Donau-Auen <strong>Milli</strong> Parkı (IUCN II. sınıfı, 10.000 ha)2 milli park (Rila & Vitosha) ve Bistrishko Branishte Biosfer RezerviOlokemeji Orman Rezervi (7.100 ha) & Gambari Orman RezerviBanco <strong>Milli</strong> Parkı (IUCN II. sınıfı, 3.000 ha)Aberdares <strong>Milli</strong> Parkı (IUCN II. sınıfı, 76.619 ha)Uluguru Doa Rezervi (IUCN II. sınıfı)Cape Peninsula <strong>Milli</strong> Parkı (29.000 ha) & Hottentots Holland Doa Rezervi (IUCN IV. sınıfı, 24.569 ha)Ukhlahlamba-Drakensberg Parkı, (IUCN I. kategori [yüzde 48] & II. kategori [yüzde 52], 242.813 ha)Maluti/Drakensberg Sınırötesi Parkı & Ukhlahlamba-Drakensberg Parkı (yukarıya bakınız)Robert McIlwaine (55.000 ha) & Robertson Gölü Rekreasyon Parkları (8.100 ha, her ikisi de IUCN V. sınıfı)Blue Mountains ve Kanangra-Boyd <strong>Milli</strong> Parkları ve 2 dier korunan alanKinglake (21.600 ha), Yarra Range (76.000 ha) & Baw Baw <strong>Milli</strong> Parkı (13.300 ha hepsi IUCN II. sınıfı)Yanchep <strong>Milli</strong> Parkı (IUCN Ia sınıfı, 2.842 ha)


Uyum: Korunan alanların rolü57Rio de Janeiro’da gece © Nigel Dickinson / WWF - CanonÇÖZÜMLEROrman su toplama havzalarının korunması: Özellikle ormanlar ve dierbitki örtüsündeki çevresel bozulmanın su kalitesini düürdüü yerlerde,gelitirilmi korunan alan yönetimine yatırım yapılması ve önemli suhavzalarının kapsamlı ulusal uyum stratejileri çerçevesinde ele alınmasıiçin korunan alan sisteminin geniletilmesi gerekir.Sulak alanların yönetilmesi: Sulak alan ilevlerini zayıflatan igalciyabancı türlerin uzaklatırılması yoluyla önemli ilevlerinin sürdürülmesi.Orman yönetimi ve su tedarii yaklaımlarının bütünletirilmesi:Temiz su tedariinde, korunan ormanların mümkün olan en etkili ekildekullanılmasını salamak amacıyla çevre bakanlıkları, özel ve resmi korunanalan kurumları ve su irketleri arasında ibirlikçi yaklaımlar gereklidir.Çevresel Hizmetler Ödeme tasarılarının uygulanması: Latin Amerika vedier yerlerden alınan dersler, su toplama havzalarındaki bitki örtüsününsaklanmasının mansap faydalarına yol açması gibi toprak yönetimiseçeneklerinin olduu alanlardaki topluluklar ya da arazi sahipleri içinmaliyet telafisi modelleri salayabilir.


58Bölüm 3Korunan alanların deniz ve tatlısubalıkçılıını desteklemedeki rolüANA MESAJLARAırı balık avı ve zarar verici avlanma teknikleri yüzünden balıkçılık küreselolarak gerilemektedir. klim deiiklii bu gerilemeyi hızlandıracak gibigörünmektedir. Deniz ve tatlısu koruma alanlarının, balık stoklarının yenidenoluumuna yardım edebilecei ve sınırlarının ötesindeki stokları tazelemekiçin depo olarak hareket edebileceine dair oldukça çok kanıt vardır. Dahagenel bir bakıla korunan alanlar, dier baskıları uzaklatırmak suretiyle iklimdeiikliinin bazı etkilerine karı sucul topluluklarının direncini artırabilir.Aırı ölçüde hassas olduu bilinenler de dahil, bu tür korunan alanları enuygun yerlerde konumlandırmak için dikkatli planlama gereklidir.TehditDeniz ekosistemleri karmaıktır ve iklim deiikliiningetirdii ek baskılar olmadan bile çeitli unsurların baskısıaltındadır; balıkçılık (hem türlerin dorudan stoktankaldırılması hem de deniz yataında trol avcılıının etkilerigibi balantılı zararlar yüzünden); kirlilik ve ötrofikasyon;istilacı türler ve hastalıkların getirilmesi; madencilik vepetrol çıkarılması; kıyısal kalkınma ve turizm. Bunlararasında balıkçılık, genel ekolojinin bozulması ve insanlarıngıda kaynakları üzerindeki dorudan etkileri açısındanmuhtemelen en önemlisidir 327 . Pek çok tatlısu ekosistemi debenzer baskılar altındadır ve denizler gibi düük korumaaltındadır. klim deiikliinin balık yataklarınıngerilemesinde aırlatırıcı bir etken olduu yaygın olarakkabul görmektedir. Balık azalmasının temelinde yatansebepleri tanımlamak zordur. Deniz türlerinin; yumurtalar,Mafia Adası Deniz Parkı’nda geleneksel balıkçılık, Tanzanya © Meg Gawler / WWF-Canon


Uyum: Korunan alanların rolü59larvalar, yavrular ile beraber, corafi olarak ve farklı suseviyelerinde bulunan erikinler olmak üzere karmaıkhayat hikâyeleri vardır, bu da belirli deiim etkenlerininetkisini tahmin etmeyi güçletirmektedir 328 . Dahası içgöçve üretkenlik, uzun vadeli eilimleri tanımlamayıgüçletirecek ekilde yıldan yıla deime eilimindedir 329 .Sorunlar veri eksii nedeniyle aırlamaktadır; çou denizbalık stounun durumu gelimi ülkelerde bile pekbilinmemektedir.Hereye ramen, daha yüksek sıcaklıklara verilenbasit bir müdahaleden daha karmaık olan iklimdeiikliinin, balık yatakları üzerindeki etkisinin birtanımını yapmaktayız 331 . Deniz balıkçılıı için, okyanuskimyasındaki deiiklikler genel olarak önemli olabilir,bunun en çok bilineni ise okyanus asitlenmesidir 332 . Larvataınımını 333 ve dolayısıyla nüfus dinamiklerini etkileyecekolan okyanus döngüsü de ayrıca deiecektir. Toplulukdüzeyinde, bir ya da iki önemli tür üzerindeki etkilerdaha büyük deiiklikler getirebilir. Üstelik, iklim ile dierinsan baskıları arasındaki sinerjik etkiler büyük olasılıklaönemlidir. Tatlısu balıklarının, örnein azalan su miktarı 334ve oksijen kıtlıından etkilenmesi de olasıdır.klim deiikliinin, deniz balıkçılıı üzerindeki etkilerinedair bazı önemli bölgesel aratırmalar bulunmaktadır,fakat ulusal ya da bölgesel ölçekteki birleik etkileritahmin etmek zordur. Uluslararası Deniz AratırmalarıKonseyi (ICES), Kuzey-Dou Atlantik Deniz ÇevresininKorunması Sözlemesi (OSPAR) Komisyonu DenizcilikSahası’nda 288 bireysel inceleme devam ettirerek, iklimdeiikliinin deniz türlerinin daılımı ve bolluundakietkilerine dair kanıtlar aramıtır. Buna göre, vakalarınyaklaık dörtte üçünde iklim deiiklii önemli ölçüdeönemli bir etkendir. Özellikle de aratırmaların; a)daılımlarında kuzeye doru bir kayma ya da derinleme;b) kuzey kesimde bolluk artıı ve daılımın güney kesimdebir düü bulunduunu ortaya çıkardıı balık türleri içingeçerlidir. Aratırma, balıkçılık baskının hafiflemesi gibigeni ölçekli habitat etkilerini azaltmak için gerekenadımların, temel bir uyum stratejisi olabilecei sonucunavarmıtır 335 . Ön aratırmalar, insanların beslenmesindezincirleme etkisi olacak ekilde bazı tatlısu balıkçılıınında iklim deiikliinin bir sonucu olarak azalacaını ilerisürmektedir 336 .Denizlerdeki balıkçılıın potansiyel iklim deiikliinekarı hassasiyeti, göstergeye dayalı bir yaklaımla 132ülke için hesaplanmıtır. En yüksek hassasiyet orta vebatı Afrika’da (örn. Malawi, Gine, Senegal ve Uganda),Peru ve Kolombiya’da ve tropikal Asya’da (örn. Baglade,Kamboçya, Pakistan ve Yemen) bulunmutur 337 .Korunan alanların rolüDeniz ve tatlısu koruma alanları, mercan resifininbeyazlaması gibi yıkıcı olaylar sonrasında popülasyonlarıyeniden oluturmak amacıyla üreme için güvenli bölgelersalayarak, aırı balıkçılık ve iklim deiikliinin balıkTablo 6: Deniz Koruma Alanlarının (DKA) balıkçılık üzerindeki etkisi – dünyadan yeni aratırmaörnekleriDKA’larArtan balıksayısıKomualanlarayayılmaMedes Adaları DKA, spanya 343 Columbretes Adaları Deniz Rezervi, spanya 344 Côte Bleue DKA, Fransa 345Cerbere-Banyuls ve Carry-le-Rouet DKA’ları, Fransa ve Medes, Cabrera, Tabarca, veCabo de Palos DKA’ları, spanya 346Nabq Yönetilen Kaynak Korunan Alanı, Mısır 347 Mombasa DKA, Kenya 348 Malindi ve Watamu <strong>Milli</strong> Deniz Parkları, Kenya 349 Saldanha Körfezi, Langebaan Lagünü, Güney Afrika 350 Apo Adası, Filipinler 351 Wakatobi Deniz <strong>Milli</strong> Parkı, Endonezya 352Monterey Körfezi Ulusal Deniz Sıınaı; Hopkins Deniz Yaamı Barınaı; Point LobosEyalet & Ekoloji Rezervi; Big Greek Deniz Ekolojik Rezervi, ABD 353Soufrie`re Deniz Yönetim Alanı, St Lucia 354 Abrolhos Ulusal Deniz Parkı, Brezilya 355Rottnest Adası, Batı Avustralya 356Not: yukarıda deinilen çalımaların hepsi komu alanlara yayılma (yani DKA’dan çevreye yayılma) olgusunu incelememitir


60Bölüm 3stokları üzerindeki birleik etkisini dengelemede önemlibir araç sunar. Balıkçılık yönetimine ihtiyati bir yaklaım,deniz ve tatlısu ekosistemleri ile balık stokları üzerindekimevcut baskı unsurlarını azaltmaya çalıacaktır: Denizekosistemlerinde iklim deiikliinden kaynaklanansorunların hepsini çözemese de, balık stoklarınısürdürmede daha yüksek bir olasılık sunabilir.WWF için yürütülen geni bir deerlendirmede, Robertsve Hawkins (2000) tam olarak korunan rezervlerin denizbalıklarına getirdii bir dizi faydayı tanımlamıtır:• Balıkçılık alanlarındaki stokları yenileyen döllerinyetimesi: Aratırmacılar deniz koruma alanlarında(DKA), özellikle etraftaki alanlarda youn balıkçılıkyapılıyorsa, balık younluunun genel olarak yüksekolduu sonucuna varmıtır 338 . 80 farklı DKA’da yapılan112 baımsız çalımaya dair yeni bir deerlendirme,rezerv içindeki tüm biyolojik ölçümlerin çevre alanlara(ya da bir DKA kurulmasından önce aynı alandakilere)göre çarpıcı ekilde yüksek olduunu ortaya çıkarmıtır.Referans alanlarına göre DKA’larda yalnızca 1 ila 3yıl sonra; popülasyon younluu yüzde 91, biyokütleyüzde 192 ve ortalama organizma boyutu ve çeitliliiyüzde 20–30 oranında daha yüksek olmutur. Dahası buartılar küçük DKA’larda bile görülmütür 339 .• Erikin ve yavru balıkların balıkçılık alanlarınayayılması: DKA’lar içinde popülasyon ve balıkbireylerinin boyutları arttıkça, çevre sulara yayılmayabalarlar, bu da balıkçılık etkinlikleri için ek kaynaksalayarak ve daha büyük popülasyonları oluturmayayardım eder. Yayılımı etkileyen altı unsur vardır:Korumanın baarısı; DKA’nın kurulma süresi; DKAdıındaki balıkçılık younluu; türlerin hareketlilii;rezervin sınır uzunluu (alan oranına göre daha büyükkenar daılımı artırır); sınırın boluklu oluu ve süreklihabitat türü varsa dıarı göçün tevik edilmesi 340 . Tablo6 kimi yeni aratırmayı özetlemektedir.• Hassas türler için barınak salanması: Küçük boyutlubozulmalara veya düük balıkçılık baskısına biledirenecek bir sıınak salanması.• Habitat hasarının önlenmesi: Bütün balıkçılık çeitleri,balantılı olarak hasar yaratır: Trol avcılıı ve dinamitkullanımı en ciddi olanlardır, fakat olta avcılıı bile birmiktar bozulmayla sonuçlanır ve çöpler dipte yaayantopluluklara hasar verebilir.• Doal biyolojik toplulukların geliiminin tevikedilmesi (balıkçılık alanlarında bulunan topluluklardanfarklı olabilir): Örnein ili’de bir DKA’nın kurulmasıkum midyesi yataklarının, kaya midyeleri ile yerdeitirmesine neden olmutur. Bunun nedeni,kum midyesini kontrol eden ancak baka yerlerdeaırı tüketilmi olan avcı salyangoz Concholepasconcholepas’ın ıslah edilmesidir 341 .• Yıkıcı insan bozulmalarının yenilenmesi için olanaksalanması: Bütün türleri ve etkili ekosistem ilevleri ilebirlikte salıklı ekosistemlerin büyük ani bozulmalardansonra yenilenmesi, aırı kullanım yüzünden zaten zayıfdümü olan ekosistemlere göre daha olasıdır 342 . Bufayda, iklim deiiklii koulları altında daha da önemkazanacaktır.Korunan tatlısu alanlarının balıklar üzerindeki etkisidaha az ele alınmıtır, ancak yararlı etkilere iaret edenkanıtlar vardır; örnein Malawi Gölü için. Malawi’deinsanların tükettii hayvansal proteinin yaklaık yüzdeÖRNEK ÇALIMAPapua Yeni Gine’de, özellikle deniz kaynaklarını ve biyoçeitlilii iklim deiiklii karısındakorumak için yeni bir deniz koruma alanı aı tasarlanmaktadırklim deiiklii, hem mercan resifleri hem de denizkaynakları üzerindeki mevcut baskılara yenileriniekleyecektir. Mercanların beyazlaması ve ölümüne yolaçan artan deniz sıcaklıkları ve mangrovlar ilekaplumbaa yumurtlama alanları gibi kritik kıyıhabitatlarını tehdit eden deniz seviyesi yükselmeleriolacaktır.Doal Kaynakları Koruma Tekilatı (TNC), özel olarakiklim deiikliine direnç için tasarlanan bir denizkoruma alanı (DKA) aı gelitirmek amacıyla, Papua YeniGine’deki Batı Yeni Britanya li, il ve tara hükümetleri veKimbe Körfezi’nin biyolojik açıdan en zengin alanlarındakitoplulukların birçou ile çalımalar yürütmektedir 366 .Bu a her bir habitat tipinin temsiliyetini garanti altınaalmayı, larva daılımı için ekolojik balantıyı sürdürmeyive geçmiteki mercan beyazlaması olaylarına karıdaha dayanıklı olduu kanıtlanmı alanlar gibi iklimdeiiklii etkileri altında yaamını sürdürme ihtimaliolan alanları korumayı amaçlamaktadır. Bu çabalar,mercan resiflerinin artan deniz sıcaklıklarının etkilerialtında yaamını sürdürmesini güvenceye almayı vebeyazlamadan etkilenen mercanların, salıklı resiflerdengelen larvalarla yenilemesini salamaya çalımaktadır.Aın planlanması sırasında, toplulukların deniz kaynaıihtiyaçlarının da ele alınmasını güvenceye almak içinayrıca sosyoekonomik çalımalar yürütülmütür.Bu çabalar, okyanus asitlenmesinin mercan resifleriüzerindeki etkilerine yönelik olmasa bile, alanınekosistemlerindeki dier baskı unsurlarını düürmeyekatkısı olacaktır ve bunun da ekosistemlerin dirençleriniartırmada kritik bir rol oynaması beklenmektedir.Bu yaklaım zorunlu olarak katılımcıdır, çünkünihayetinde yerel topluluklar, bölgedeki karar almayetkisini oluturmaktadır 367 . Yerel olarak yönetilen denizalanları, yerel yönetimlerin yasal çerçeveleri altındakurulmaktadır ve bütün DKA aını kapsamak amacıylaKörfez çapında bir oluum için planlar gelitirilmektedir.Alandaki ön aratırmalar oldukça küçük DKA’ların bilebazı balık stoklarını yenilemede etkili olabileceini 368 vedolayısıyla uzun vadeli gıda güvenlii saladıını ortayakoymaktadır. Yerel olarak yönetilen dört büyük denizalanı çoktan kurulmu durumdadır ve altı tanesi dahageliim aamasındadır 369 .Kaynak: Doal Kaynakları Koruma Tekilatı (TNC)


Uyum: Korunan alanların rolü61Tablo 7: Tam olarak korunan deniz rezervlerinin mercan resifi alanlarındaki balıkçılık üzerindekietkilerine dair bilgi birikimi 363Rezervdeki etkiSınırlar içinde balık ve omurgasız biyokütle artııErikin bireylerin komu yatakları desteklemek üzere yayılmasıYakınlardaki balık içeren resiflere demografik destek salamakamacıyla larvaların yayılmasıArtan mercan birikimi (Karayipler)Gelien biyoçeitlilikBilimsel durumOnaylanmı ve geni ölçüde raporlanmıtırBirkaç çalımada teyit edilmitirBeklenen bir durumdur, ancak ispatlanmamıtıru ana kadar birkaç çalımada onaylanmıtırKarıık sonuçlar vardır (olumlu, olumsuz veya etkisiz olarakraporlanmıtır)75’i balıkçılıktan salanır ve önemli bir istihdamkaynaıdır 357 . Ancak, geçtiimiz yıllarda ciddi bir gerilemesöz konusudur 358 . Aratırmalar Malawi Gölü <strong>Milli</strong> Parkı 360tarafından salanan bir yıllık bir borç erteleme 359 vekorumanın, tutulan balık sayısında artıla ve yerel balıkçıtoplulukların refahıyla sonuçlandıını göstermektedir. LaoPDR’deki aratırmalar, korunan alanlardaki ortak yönetimyaklaımlarının kısmen balıkçı topluluklardaki gelenekselekolojik bilgi seviyesinin yüksek olmasından dolayı balıkyataklarını korumada özellikle baarılı olduunu ortayakoyar 361 .Dünya çapındaki mercan resifleri, pek çok yerde yüzde95’i aan oranlarda yaygın azalma yaamaktadır, bu dakorunan alanların rolü de dahil olmak üzere resiflerinkorunmasına yönelik youn bir ilgi yaratmaktadır 362 .Resifler ayrıca birçok balık için önemli üreme alanlarıdır.DKA’lar, resiflerin karı karıya olduu sorunların hepsiniolmasa da bazılarını çözebilir. Mercanlar konusundaDKA’ların etkinliine dair mevcut bilgiler Tablo 7’deözetlenmitir.Mevcut çou DKA kıyı sularındadır. Dier çou eyinyanısıra, balık stoklarını yenilemek amacıyla derindenizlerin (pelajik) korunması 364 için DKA’lara hem detatlısu koruma alanlarına verilen destek artmaktadır.Bunlar iklim deiiklii sonucu görülmesi muhtemelolan deiimleri (örnein balıkların larva dönemlerininkonumları) göz önüne alarak planlanmalıdır, aksi takdirdeyanlı yerlerin korunması söz konusu olabilir 365 .Korunan alanlar iklimsel olmayan baskıları, özelliklede dearj yolları üzerindeki baskıyı gidermek yoluyladeniz ve su ekosistemleri ile türlerin direncini artırabilir.Aırı hassasiyet olasılıı olan alanlarda yeni korunanalanların kurulması gerekmektedir. Korunan alanlar,iklim deiikliinin balık popülasyonları üzerindekietkilerinin hepsini, örnein okyanus kimyasındakideiikliklerden kaynaklananları, çözemeyecektir. Ancak,iklim deiikliinin birçok balık türü üzerindeki etkileriniçevreleyen devasa bilimsel belirsizlikler düünüldüünde,korunan alanlar kapsamlı bir uyarlamalı yönetimyaklaımının bir parçası olarak balık yatakları için birsigorta mekanizması salayabilir.klim deiikliinin tehdidi altındaki balık stokları için bir depoolarak yerel topluluklarca kabul edilen ve yönetilen, deniz ve tatlısukorunan alanlarının kurulması. Bu tür korunan alanlar, etraftaki balıkpopülasyonları üzerindeki etkileri açısından dikkatlice izlenmelidir vegerekirse boyut ve yönetim rejimleri uyarlanmalıdır.ÇÖZÜMLERDeniz ve tatlısu koruma alanlarında tahmin edilen iklim deiikliininııında planlama yapılması ve en uygun konumda ve mümkün olan en iyiboyut ve balantılarla kurulmalarının salanması.klim deiikliinin balıkçılık üzerindeki etkilerini ele almak için kapsamlıbir uyarlamalı yönetim stratejisinin bir parçası olarak deniz sistemlerinindirencinin artırılması ve deniz koruma alanlarının yönetilmesi.


62Bölüm 3Korunan alanların tahılların yabani akrabalarıve yerel çeitleri muhafazaya katkısıANA MESAJLARTahılların yabani akrabaları ve geleneksel tahıl çeitleri (yerel çeitler),modern tahıl türlerinin iklim deiikliine uyum göstermesine yardımetmede kullanılabilecek genetik malzeme içerir ve pek çok geleneksel tür,kuraklık gibi iklim aırılıklarına daha iyi uyum salamıtır. Korunan alanlarbu yaamsal tarımsal kaynak için yerinde uygun maliyetli koruma salar.North Air’de kalıntı yabani süpürge darısı tarlası, Nijer © John E. Newby, WWF-CanonTehditIPCC’ye göre ortalama sıcaklık artıı 1–3 o C’yiaarsa, küresel gıda üretimi potansiyelinin dümesimuhtemeldir 370 . Etkilere dair hâlâ fazlaca belirsizlik olsada; küresel gıda güvenliinde bir azalmayı, Afrika’da belirlisorunlar 373 ile gelimi ve gelimekte olan dünya arasındagıda arzında artan farklılıklar 373 ve tahıl kıtlıı nedeniyleartan kötü beslenme riski 374 getirmesi mümkündür.Tarım, hızla deien koullara ve belki de artan bitkihastalıklarına uyum göstermek zorunda kalacaktır 375 ;etkiler kısmen bitkinin uyum kuvveti ile belirlenecektir 376 .Tahılların yetitirilmesinde kullanılan genetik malzemeninbüyük kısmı, yakın akraba olan yabani türlerden (tahıllarınyabani akrabaları - CWR) ve geleneksel tahıl çeitlerinden(yerel çeitler) 377 gelmektedir ve birarada tarımsalbiyoçeitlilik olarak adlandırılır. Tarımsal biyoçeitliliinekonomik deerine dair küresel tahminler, yılda yüzmilyonlarca dolarla on milyarlarca dolar arasındadeimektedir 378 . Bununla birlikte, bu kaynak habitatkayıpları ve dier etkenler yüzünden tükenmektedir 379 .klim deiiklii tahılların yabani akrabalarına yönelentehditleri de artırabilir 380 . Modellemeler bazı tahıllarınyabani akrabalarının yüzde 97’sinin daılım büyüklüündebir azalmayla karılaabileceini ve yüzde 16-22’sininsoyunun tükenme tehdidi altında olduunu önesürmektedir 381 . Gıda arzını dengeleme stratejileri, tahıllarınyabani akrabaları ile yerel çeitlerin yerinde (in-situ)koruma stratejilerini de içermelidir. Fakat ürün çeitliliimerkezlerinden (tahılların yabani akrabalarının younolması muhtemelolan) bazılarında koruma, ortalamanın oldukça altındadırve ulusal korunan alan stratejilerinin bu konuyu ele almasıaçık bir gerekliliktir 382 .


Uyum: Korunan alanların rolü63Tablo 8: Korunan alanlar içinde muhafaza edilen bazı tahılların yabani akrabalarıÜlke Korunan alan Tahılların yabani akrabası ve yerelçeitlerle balantısıArjantin Nahuel Huapi <strong>Milli</strong> Parkı (MP), IUCN II. sınıfı, 475.650 ha Patatesin yabani akrabasını barındırır (Solanum brevidensve S. tuberosum) 385 .Ermenistan Erebuni Devlet Rezervi, IUCN Ia sınıfı, 89 ha Yabani buday (Triticum spp.)Avustralya Border Ranges MP, IUCN II. sınıfı, 31.683 ha Limon meyvesindeki hastalıa direnci artırmaya yardımeden Microcitrus australasica 386 .Bolivya Madidi MP, IUCN II. sınıfı, 1.895.750 ha Pampalarda yabani ananas (Ananas sp.) yaygındır 387 .Kamerun Waza MP, IUCN II. sınıfı, 140.707 ha Yabani pirinç gibi uzun ömürlü çayır (Oryza barthii) veSorghum sp. 388Çin Xishuangbanna Doa Rezervi, IUCN V. sınıfı, 247.439 ha 38 türün önemli gen kaynaklarına sahip olduubelirlenmitir 389 .Costa Rica Volcán Irazú MP, IUCN II. sınıfı, 2.309 ha Yabani avokado ve avokadonun yakın akrabası P.schiedeana 390Çek Cum. Sumava MP, IUCN II. sınıfı, 68.520 ha Pek çok yabani meyve aacı 391Ekvator Galapagos Adaları, 766.514 ha (karasal alan) Endemik domates (Lycopersicon cheesmanii) 392Etiyopya Bale Daları MP, IUCN II. sınıfı, 247.100 ha Alçak enlemli ormanlarda kahve (Coffea arabica) 393Guatemala Mario Dary Rivera, IUCN III. sınıfı, 1.022 ha Nadir bir biber, Capsicum lanceolatum 394Almanya Schorfheide-Chorin Biyosfer Rezervi, 129.161 ha Antik tahıl ve sebze türleri için yetitirme programları 395Hindistan Silent Valley MP, IUCN II. sınıfı, 8.952 ha Kakule, biber, tatlı patates, fasülye vs. tahılların yabaniakrabalarıEndonezya Bukit Baka - Bukit Raya MP, IUCN II. sınıfı, 181.090 ha Jackfruit (Artocarpus spp.), durian, çin aacı (L.chinensis) ve mango 396ran Touran Korunan Alanı, IUCN V. sınıfı, 1.102.080 ha Arpanın yabani akrabası (Hordeum sp.) 397 .Kırgızistan Besh-Aral Devlet Rezervi, IUCN Ia sınıfı, 63.200 ha Ceviz (Juglans regia), armut ve yabani erik (P.sogdiana). 398Mauritius Black River Gorges MP, IUCN II. sınıfı, 6.574 ha Çarkıfelek meyvesi (Passiflora edulis f. flavicarpa),ananas, vs. 399Nijer Aïr ve Ténéré Doa Rezervi IUCN IV. sınıfı, 6.456.000 ha Darı, arpa, buday ve süpürge darısının yabani akrabaları 400spanya Montseny MP, 30.117 ha Prunus sp 401 dahil tahılların yabani akrabalarıTacikistanDashtidzumsky Devlet Doa Rezervi, IUCN Ia sınıfı,53.400 haAntepfıstıı, badem, akçaaaç, nar ve yabani incir 402Türkiye Kazdaı MP, IUCN II. sınıfı, 21.300 ha Meyve atası, fındık, süs ve orman türleri açısından zengin 403Uganda Kibale MP, IUCN IV. sınıfı, 76.600 ha Yabani robusta kahvesi (C. canephora) 404Korunan alanların potansiyeliTarımsal biyoçeitlilii korumak için iki seçenek vardır:Gen bankalarında alan dıı (ex-situ) koruma (örn.Svalbard’daki Küresel Tohum Deposu, Norveç) vetahılların yabani akrabalarının doal habitatlarını veyerel çeitleri barındıran kültürel habitatları korumasuretiyle yerinde (in-situ) koruma. Her ikisi de gereklidir.Ex-situ koleksiyonlar ekosistemin bozulmasına karıgaranti salamalarına ramen pahalıdır; salıklı doalpopülasyonlardaki çeitliliin sadece küçük bir kısmınıbarındırır ve evrimlemez. Depolanan materyali yenidendöllemede de sorunlar ortaya çıkabilir ve her bir yenidölün döngüsünde genetik çeitlilik kaybolur 383 . Tahıllarınyabani akrabalarının daılım alanlarını, ulusal korunanalanlar sisteminin içine dahil etmenin önemi, biyoçeitliliive dolayısıyla tahılların yabani akrabalarını tehditlerekarı korunmada dier toprak yönetiim sistemlerinekıyasla iyi yönetilen korunan alanların göreceli baarısıile vurgulanmaktadır. Korunan alanlar, toplumun iklimdeiikliine uyum göstermesini salamada kritik roloynayacak tahılların yabani akrabalarını korumak için birsigorta mekanizması salamaktadır. Gen havuzu ne kadarküçük olursa, insanların hastalıklara karı dirençli olan yada iklim deiiklii ile beraber deien çevresel koullarauyum salayabilen tahıllar ve hayvanlar yetitirmek içingenleri kullanma yetenekleri o kadar kısıtlı hale gelir.Korunan alanlar zaten pek çok tahılın yabani akrabasınıyerinde korumaktadır ve birkaçı da, V. sınıf korunan karapeyzajları bata olmak üzere, özel olarak yerel çeitlerikorumak için yönetilmektedir (tablo 8 bazı örneklervermektedir) 384 .


64Bölüm 3Korunan alanlarda, tahılların yabaniakrabalarının korunmasında en iyi uygulamastandartlarına ulamakTarım, yabani bitkilerin ehlîletirilmesi ile balamıtır.Gıda açısından güvenli bir gelecek için günümüztahıllarının yabani akrabaları yaamsal bir önemesahiptir. Tahılların yabani akrabaları, zararlılar ve dierbaskı unsurlarına karı dirence katkı salamaktadır vegelecekteki tahılların iklim deiikliine uyumundaönemli bir rol oynayacaktır.Korunan alanlar, yabani akrabaların korunması için belli birodak noktası salayarak, gelecekteki ürün geliimininvarlıını garanti altına alır. Ne yazık ki, özellikle orijin ya daçeitlenme merkezlerinde bu türlerin korunması çok büyükbir sorundur ve hiçbir ekilde güvence altında deildir.Kayda deer politik ve kurumsal çaba ve bunun yanı sıra,zaman ve parasal kaynak gerekmektedir. Taıdıklarıöneme ramen yabani akrabalar, bayrak tür olarakgörülmemektedir ve gerekli taahhütler ile kaynaklarısalamak güçtür. Maalesef önemleri, fark yaratacakinsanlar -karar alıcılar ve korunan alan yöneticileritarafındançok az anlaılmaktadır. Tarım sektörü ve doakoruma kesimi arasındaki mevcut iletiimsizlik de budurumu iyice kötületirmektedir. Çok az sayıda örnekalınacak ya da tekrarlanabilecek baarılı koruma örneivardır ve baarının kolay bir ablonu da yoktur.UNEP-GEF destekli ‘Gelitirilmi bilgi yönetimi ve alanuygulaması ile tahılların yabani akrabalarının yerindekorunması’ adlı küresel projeyle UluslararasıBiyoçeitlilik Örgütü (Biodiversity International - BI), buzorlukların birçounu amayı üstlenmitir. Proje;Ermenistan, Bolivya, Madagaskar, Sri Lanka veÖzbekistan’da uluslararası ve ulusal ortaklar ileçalıarak, ilgili paydaları dahil eden etkili ortaklıklarkurmaya önemli bir zaman ve kaynak ayırmıtır. Bu çaba,tahılların yabani akrabalarına yönelik tehditlerindeerlendirilmesi ve yönetimi için kapsamlı eylemler ilesonuçlanmıtır. Bu eylemler, belirli türler ve korunanalanlara yönelik olarak tahılların yabani akrabaları içinulusal eylem planı taslaı ile birlikte bu türlerin korunanalanlar dıında korunması için rehber ve usulleriiçermektedir. Yabani akrabaların korunmasınıdesteklemek için ulusal yasaların analizi vegüçlendirilmesi bu korumaya katkı salamıtır. Öndeerlendirme programları da, ürün gelitirilmesindeyabani akrabaların katkısını gören tüm ülkelerdebalamıtır. Projeden alınan bilgi ve veriler, gelecektekarar alma ve eylemlere ihtiyaç duyulan desteisalayacak bir Küresel Portal’a balı, ulusal bilgisistemlerine dahil edilmitir. Proje ayrıca uygulanabilirörneklerin eksikliini, projeden edinilen derslere ve çıkaniyi uygulamalara dayalı bir Tahılların Yabani AkrabalarınınYerinde Korunması El Kitabı çıkarmak suretiyle elealmayı ummaktadır. Yenilikçi kamu bilinci ve yaygınkapasite artırımı ile birlikte proje, tahılların yabaniakrabalarının korunmasının gelitirilmesine önemliölçüde katkı salamıtır.Danny Hunter: Uluslararası Biyoçeitlilik Örgütü (BI)ÇÖZÜMLERTahıl Çeitlilik Merkezleri’nde korunan alanların artırılması: Yüksek çeitlilikoranına sahip yerleri belirlemek için boluk analizinden faydalanmak.Ulusal ve yerel planlamaların uygulanması: Devletlerin, tarımsalbiyoçeitlilik envanteri 406 ve boluk analizini 407 içeren, Ulusal TarımsalBiyoçeitlilik Koruma Stratejileri’ne 405 ihtiyaçları vardır. Korunan alanlaryönetim planları kapsamında, tahılların yabani akrabalarının ve yerelçeitlerin korunmasını tanımlamalı ve ele almalıdır. Bu çalımalar, iklimdeiiklii koulları altında gıda güvenliini sürdürmek amacıyla tasarlanan,ulusal uyum stratejileri ve eylem planlarının içine dahil edilmelidir.Yeni yaklaımlar: Tarımsal biyoçeitliliin korunması için tarım sektörüve STK’lardan alınan desteklerin yanında, Yerli Halklar ve TopluluklarcaKorunan Alanlar gibi toplumsal yaklaımları da dahil eden yeni yaklaımlargereklidir.klim deiikliine uyum: Korunan alan yönetimi, tür daılım alanlarınınrezervlerin dıına taması ihtimalini 408 dikkate almalıdır. Bu kapsamda,tahmin edilen daılım alanlarında yeni korumanın oluturulması ihtiyacını gözönünde bulundurmalıdır.Yeni ortaklıklar: Yerinde korumayı tevik etmede özellikle tohum irketlerinindahil olduu tarım sektörü ile ibirliinin artırılması.


Uyum: Korunan alanların rolü65Korunan alanların iklim deiikliindenkaynaklanan salık sorunları karısındaki rolüANA MESAJLARklim deiiklii, vektörlerle ve hayvanlardan bulaabilen çeitlihastalıkları artırma potansiyeline sahiptir. Bu tür artılar çevreselzararlarla iddetlenebilir. Büyük ve etkin yönetilen korunan alanlara sahipbozulmamı ormanlar; sıtma, ark çıbanı (leishmaniasis) ve sarıhummagibi hastalıklara daha az yakalanma oranı ile ilikilendirilebilir. Korunanalanlar ayrıca, topluma yeni salgın hastalıklarla mücadeleye yardım etmekiçin önemli bir kodeks olabilecek yeni ilaç materyalleri ve bitkisel ilaçlariçin önemli kaynaklardır.TehditDünya Salık Örgütü (WHO), küresel hastalık yükününyüzde 23-25’inin çevresel koulların ileri yönetimi ileönlenebileceini tahmin etmektedir 409 . Örgüte göre,“… en büyük salık etkileri doal afetler veya epidemilergibi akut oklardan deil, salıa destek olan ve geliendünyanın pek çok yerinde zaten baskı altında olan doal,ekonomik ve sosyal sistemler üzerinde aamalı olarak oluanbaskıdan kaynaklanıyor.” 410 . klim deiiklii, gelecektesalıımızı etkileyecek en önemli etkenlerden birisiolarak görülmektedir 411 . WHO iklim deiikliinin yılda150.000 ölümden sorumlu olduunu tahmin etmekte 412ve Genel Müdürü Margaret Chan, iklim deiikliiniküresel çapta halk salıı için en önemli mesele olaraktanımlamaktadır 413 . Daha fakir ülkeler bu durumdanorantısız bir ekilde etkilenecektir 414 .ifalı otlar ve tıbbî bitkilerin yetitirilmesi, smaili Doa Rezervi, Azerbaycan © Hartmut Jungius / WWF-Canon


66Bölüm 3Vektörle bulaan hastalıklar yılda 1,1 milyon, ishale balıhastalıklarsa 1,8 milyon insanın ölümünden sorumludur 415 .Bu hastalıkların çou, sıcaklıktaki ve yamur miktarındakideiikliklere karı hassastır. shal vakaları, iklimdeiiklii sonucu su kıtlıı çekme olasılıı olan alanlardahijyeni korumak için gereken suyun azlıı nedeniyleartabilir. Bunun tam tersine, iklim deiiklii sonucusellerin kanalizasyon sistemlerini tıkadıı alanlarda ishalartacaktır 416 . Aratırmalar, iklim deiikliinin örneinPasifik Adaları’nda ishal hastalıklarını artırabileceini ilerisürmektedir 417 . Dier etkiler, kene kaynaklı ensefalitinkuzeyde sveç’te yayılıındaki ve Bengal Körfezi’ndekoleradaki artıı olabilir 418 . Deien sıcaklıklar veyamur miktarının, hastalık vektörü böcek daılımınıdeitirmesi beklenmektedir; bunlardan sıtma 419 ve danghumması 420 özellikle, Avrasya ve Afrika’da en büyükendie kaynaıdır 421 . Yeni artılar kısmen iklim deiikliiile balantılı olabilir 422 . Aratırmalar, iklim deiikliininAfrika’da 2030’a kadar 90 milyon insanı sıtma ve dünyaÖRNEK ÇALIMAKolombiya’da yeni bir korunan alan, gelenekselsalık hizmetlerinin devamını salamakamacıyla kullanılmaktadır.klim deiikliinin pek çok hastalıın yayılmasınıve yaygınlıını artırması bekleniyor. Kolombiya’dahidrolojik ve iklimsel deiiklikler çoktan sıtma artıınaneden olmaya balamıtır 440 .Kolombiya, temel salık hizmeti ihtiyaçlarınıkarılamada ana kaynak olarak yerelde toplanangeleneksel ilaçlara balı olan pek çok ülkeden biridir.Geleneksel ilaçların sürdürülebilir kaynakları, hem ilgilitürlerin hem de kullanımlarına dair kültürel bilginindevamı için büyük oranda ekosistem bütünlüünebalıdır. Ancak, bu bütünlük tehdit altındadır 441 ,bunun sebebi kısmen yerli salık hizmetlerinin habitatbozulmasının ya da kaynakların ve toprakların kaybınınyol açtıı sonuçlarla baa çıkamamasıdır 442 .Orito Ingi Ande Tıbbî Bitkiler Barınaı’nın kurulması,Güneybatı Kolombiya’da Patascoy Tepesi’nin douyamaçlarında yaayan yerli topluluklar tarafındanönerilmitir. Barınak, deniz seviyesinden 700 ila 3.300metre arasında deien yüksekliklerdeki 10.200ha’lık tropikal yamur ormanı ve And ormanlarınıkapsar. 2008’de ilan edilen korunan alan, gelenekselkültürü ve ilgili peyzajları güçlendirip, onarmayıamaçlamaktadır. Koruma stratejileri, yerel halklarınaman geleneklerini sürdürmesini ve buna balıolarak tıbbî bitkilerin korunmasına odaklanmaktadır.Korunan alan, yerli ifacıların “topraklarımızın vekutsal alanlarımızın mülkiyetinin geri alınması”amacını gerçekletirmektedir: “Orman bizim içinkaynaklarımızın pınarıdır. Ormanlar ortadan kalktııtakdirde ilaç ve hayat da yok olur” 443 .Kaynak: WWFçapında 2 milyar insanı daha 2080’lere kadar danghumması riskine sokabileceini öne sürmektedir 423 , ancakbazı uzmanlar bu verilere karı çıkmaktadır 424 .Yeni bulaıcı hastalıklar da görülmedik bir hızla ortayaçıkmaktadır: 1976–1996 arasında WHO, 30’un üzerindeyeni görülen bulaıcı hastalık* kaydetmitir; buna HIV/AIDS, ebola, lyme hastalıı, lejyoner hastalıı, toksik E.coli ve yeni bir hanta virüsünün yanı sıra, antibiyotiklerekarı artan direnci de dahil etmek gerekir 425 . AyrıcaAfrika’da kolera ve Rift Vadisi humması ile Latin Amerikave Güney Asya’da dang humması gibi mevcut iklime karıhassas enfeksiyonlarda da yeniden görülme ve yayılmavardır 426 . klim deiiklii genellikle, doal ekosistemlerinyok edilmesi veya bozulması, yüzey sularındakideiimler, besi hayvanı ve tahılların yaygınlaması,kontrolsüz çarpık ehirleme, hastalık vektörlerini kontroletmek için kullanılan tarım ilaçlarına karı gelien direnç,göç ve uluslararası seyahat, ticaret (yasal ve yasadıı)ve patojenlerin ortaya çıkıı gibi etkenlerle paralelhareket eder 427 . Ekosistemlerin bozulması, sıklıkla bazıdepo türlerin ve eklembacaklı vektörlerin yayılımıylasonuçlandıından, ortaya çıkan bu zararlıların baskısıinsana bulama potansiyeli olan patojenlerin daha fazlayayılması ve artmasıyla sonuçlanır. klim deiiklii artanbir sorun yaratarak, depo konakçıları, eklembacaklıvektörler ve bunların patojenlerini daha da destekler.2008 yılında 61. Dünya Salık Genel Kurulu’na katılan193 ülke, iklim deiikliine daha fazla odaklanma çarısıyapan bir karara oybirliiyle destek vermitir. Genel Kurul,WHO’dan destek programını güçlendirmesini ve salıauluslararası iklim deiiklii tartımalarında tam olarakyer verilmesini istemitir 428 . Özel olarak: (c) “özelliklesalıın korunması için olumlu faydaların salanabildiidurumlarda, potansiyel uyum ve azaltım tedbirlerinindeniz hayatı, su kaynakları, arazi kullanımı ve ulaımüzerindeki salık etkileri… hakkındaki çalımalar”belirtilmitir.Korunan alanların rolüKorunan alanlar, hastalıklara karı ekosistemlerin bilinçliyönetiminden faydalanmak için bir fırsat salayabilir.Örnein ekolojik bozulmalar, özellikle eklembacaklıvektörler tarafından taınan sıtma, ark çıbanı,kriptosporidyoz, giyardiyaz, Rodezya uyku hastalıı,istosomozis, filaryaz ve nehir körlüü (onkoserkiyazis)gibi hastalıkların ortaya çıkıı ve yaygınlamasıylailikilendirilmitir 429,430 . Peru Amazonlarında gerçekletirilenbir aratırma, ana sıtma vektörü olan Anophelesdarlingi’’nin ormansızlamı alanlarda, youn ormanlıkalanlara göre 278 kat daha yüksek bir sokma oranınasahip olduunu göstermitir 431 . Ormansızlamanınengellenmesi ya da doal bitki örtüsünün onarılması,vektör kaynaklı hastalık riskini azaltabilir 432 . Sıtmanınciddi bir risk yarattıı alanların çou büyük çaplı habitatkayıpları yaamıtır ve görece olarak zayıf ekildekorunmaktadır 433 . Ancak korumanın olduu alanlarda,aratırmalar faydaları göstermeye balamıtır.* Geçtiimiz 20 yılda görülme sıklıı artan ve yakın gelecekteartma tehdidi bulunan bulaıcı hastalık


Uyum: Korunan alanların rolü67Endonezya’da Flores Adası’ndaki 32.000 ha’lık RutengParkı, adadaki bütünlüü bozulmamı da ve alçakda ormanlarını korumaktadır. Ormansızlamanınsıtma gibi bulaıcı hastalıkların yayılması yoluyla kırsalekonomiler ve geçim üzerindeki etkisini inceleyenaratırmacılar, ormanların korunması ile çocuklardakisıtma vakalarının azalması arasında önemli istatistikselbaıntılar bulmutur. Aratırma, korunan alanın yakınındayaayan topluluklarda, yakınlarında bozulmamı ormanlarbulunmayan topluluklara göre daha az sıtma ve dizanterivakasına rastlandıını, çocukların salık sorunlarınedeniyle okula devamsızlıının daha düük olduunu veürün kaybından kaynaklanan açlıın daha az olduunuortaya koymutur 434 .Korunan alanlar ayrıca, artan hastalık düzeyleriylemücadeleye yardım etmek üzere geleneksel tıp içingereken yaamsal kaynakları da salamaktadır. ÖrneinNepal’daki Langtang <strong>Milli</strong> Parkı’nda yürütülen biraratırma, tıbbî ve aromatik bitkilerin kullanıldıını venüfusun yaklaık yüzde 90’ının geleneksel tıbbagüvendiini tespit etmitir 435 . Birçok doal genetik kaynakda ilaç ticareti için malzeme salamaktadır 436 . ÖrneinAndasibe <strong>Milli</strong> Parkı’ndan toplanan Strychnopsis thouarsiikabukları, Madagaskar’da geleneksel olarak sıtmatedavisinde kullanılmaktadır ve sıtmanın tedavisinde dedeney koullarında baarılı olduu bulunmutur 437 . 2000yılında, 200’ün üzerinde irket ve Birleik Devletlerhükümet kurumları, yamur ormanı bitkilerinin tıbbîkapasitelerini aratırmı ve bitkisel ilaç sektörünün yılda30 milyon Amerikan dolarından fazla getirisi olduutahminini yapmıtır 438 . 2008 yılındaki bir aratırma, korunanalanların hem geleneksel tıp hem de eczacılık sektörü içingenetik malzeme kaynaı olduuna dair düzinelerce vakatespit etmitir 439 . Daha genel olarak korunan alanlar, insansalıına yönelik yan faydalar ile beraber temiz su ya daafetlerin azaltımı gibi temel ekosistem hizmetlerinikorumaya da yardım edebilir.Kayan Metarang <strong>Milli</strong> Parkı, Endonezya © Alain Compost / WWF-CanonÇÖZÜMLERKorunan alanlar salıa pek çok katkı salamaktadır, fakat özellikle iklimdeiiklii ile ilgili olanlar unlardır:Böcek hastalık vektörlerini kontrol etmede doal ekosistemlerin kullanımı:Orman habitatlarının korunması ile böcek kaynaklı hastalıkların azaltılmasıarasındaki balantıları kurmak için daha fazla aratırmaya acil ihtiyaç vardır.Bu aratırmaların, peyzaj ölçeinde planlama ve restorasyon da dahil,alan düzeyinde müdahaleler için ek yönetim tavsiyelerine yön vermesibeklenmektedir.Yeni ve mevcut ilaçlara malzeme salamak amacıyla genetik kaynaklarınkorunması: Mevcut, yeni ve ortaya çıkmakta olan hastalıklarla savaımda,yerel ve küresel salık ürünlerinin eriilebilir olmasını salamak amacıylakorunan alanların kullanımı.Hastalık kontrolü için korunan alanları ekosistem hizmetlerine uyarlamak:Özellikle içilebilir su kaynaklarının tedarii, balık protein kaynaklarınınsürdürülmesi ve sel zararlarının önlenmesi.


68 Bölüm 3Korunan alanların biyoçeitliliin korunması veekosistem direncinin sürdürülmesindeki rolüANA MESAJLARBu raporda özetlenen pek çok strateji (tahıl üretimi, ilaçlar, gıda vs.),iklim deiikliini ele almada bir kaynak olarak biyoçeitliliin korunmasıüzerine dayanmaktadır. Pek çok tür, iklim deiiklii ve mevcut baskılarınkarıımından ötürü tehdit altındadır. Korunan alanlar, mevcut tehditleriyönetmede ve dolayısıyla genel baskıları azaltmada ve ayrıca biyoçeitliliitehdit eden iklim tehlikelerini azaltmaya yönelik aktif yönetim tedbirlerisalamada yaamsal bir rol oynayabilir. Esasen korunan alanlar,iklim deiikliini ele almak için gereken bir dizi ekosistem hizmetinigüvence altına almak amacıyla, kara/deniz peyzaj düzeyinde daha geniekosistem direncinin sürdürülmesi için kilit araçlar da salar. Korunanalanlar bu katkıyı, insan varlıının olduu ve olmadıı yerlerde, bütünlüübozulmamı ya da parçalı ekosistemleri koruyarak ve türlerin yaamdöngüsü veya göç yapılarının belirli kısımlarına younlaarak yapar.Yumuak mercan, Papua Yeni Gine © Jürgen Freund / WWF-Canon


Uyum: Korunan alanların rolü69Korunan alanlar genelde, temel olarak biyoçeitliliinkorunması amacıyla oluturulmaktadır. Yönetilen karasalve denizel peyzajlarda hayatta kalamayan türler veekolojik süreçler için esiz yararlar salar. Evrim için alanve özellikle hızlı çevresel deiimler esnasında yaamsalolan ileriki restorasyonlar için bir temel oluturur 444 .“Sürdürülebilir ekilde yönetilen” ekosistemler bile doalyenilenme, hassas türler 445 ve bazı mikrohabitatlar (örn.ölü aaçlar 446 ) gibi anahtar ekosistem hizmetlerini veyatürlerini sıklıkla ortadan kaldırmaktadır.Korunan alanlar genellikle, bütün bir bölgede geriyekalan yegane doal ya da yarı doal alanlardır ve önemlibir miktardaki tür buradan baka yerde görülmez 447 .Yeni araçlar ve yaklaımlar, alanların seçilme 448,449 veyönetilme 450,451 hassasiyetini artırmıtır ve bunlarınrolü CBD de dahil ulusal ve küresel politikalarca kabuledilmektedir 452 .Koruma biyologları arasında, daha büyük çeitliliinaynı zamanda ekosistemlerde daha büyük dirençsaladıına dair artan bir kanı 453 ve yüksek karbona sahipekosistemlerin aynı zamanda yüksek biyoçeitlilie sahipolduu yönünde bir kabul 454 bulunmaktadır. Direnç, birekosistemin ilevlerini (biyolojik, kimyasal ve fiziksel)bozulma karısında sürdürme yeteneine iaret eder.klime karı dirençli bir ekosistem, ilev ve ekosistemhizmetlerini iklim deiiklii karısında sürdürecektir.Ekosistem temelli uyum, yeni iklim koulları altındaekosistemlerin direncini sürdürmek için önlemlergerektirir, böylece temel hizmetler salanmaya devamedebilir.Ancak, direncin bütün bilimsel yönleri net deildir. Biliminsanları, kısmen ilgili karmaık biyolojik ve fiziksel geribesleme döngüleri nedeniyle farklı iklim deiikliisenaryolarının ekosistem ilevi üzerindeki etkisini hâlâ tamolarak anlamı deildir. Dahası, direnci sürdürmek içinekosistemlerin nasıl yönetileceine dair önemli ölçüdebelirsizlik bulunmaktadır. Bilim insanları, ekosistemlerüzerindeki iklim ile ilikili olmayan baskı unsurlarının (tersidurumda ekosistem bozulmasına yol açabilen)giderilmesinin, çou ekosistemi iklim deiiklii koullarıaltında daha dirençli kılmaya hizmet edeceineinanmaktadır. Buna ilikin birçok örnek önceki bölümlerdeayrıntılı olarak verilmitir. Ekosistem direncini sürdürmekiçin ekosistemlerin uyarlanabilir ekilde nasıl yönetileceikonusunda iki düünce ekolü daha vardır. Bunlardan biri,sistemin içsel baımlılıını ve dayanıklılıını artırmaksuretiyle, ekosistemdeki tür zenginliinin ekosistemdirencini artırdıını varsayar (tutarlılık-çeitlilik olarakbilinen varsayım). kinci bir ekol ise esas rolü oynayanıntek baına tür zenginlii deil ilevsel çeitlilik olduunuileri sürer. Bu görü aslında, alan yöneticilerininekosistemleri ilevleri için yönetmesi gerektiini vebiyolojik ilevleri sürdüren türlerin (tohum daıtanlar gibi)ise yönetsel müdahalelerin hedefi olması gerektiinisavunmaktadır. Bu aamada, ihtiyat ilkesi kritik hizmetlersalayan ekosistemlere yönelik mevcut (iklim ile ilikiliolmayan) baskı unsurlarının azaltılmasını destekleyebilir veiklim deiikliinin etkilerini önlemede tampon görevigörebilir.Buna ek olarak, ilevsel çeitlilii sürdürmek içinhayata geçirilmesi gereken yönetim stratejilerine ilikinbelirsizlikler göz önüne alındıında; ekosistemlerdeki türzenginliini koruma önlemleri, ilgili dier pratik ve etikmeselelerin yanı sıra ekosistem direnci yönünden teminataltındadır.klim deiiklii biyoçeitlilii baskı altına sokmaktadır.Dolayısıyla, biyoçeitliliin korunması için temel araçve ekosistem direncini gelitirmek için bir mekanizmarolü olan korunan alanlara yeni sorunlar yaratır. ÖrneinUluslararası Doayı Koruma Birlii’nin (IUCN) TürleriYaatma Komisyonu, türleri iklim deiikliine karıbilhassa duyarlı kılan özelliklerini tanımlamıtır: Özellemihabitat gereksinimleri; dar çevresel toleranslar; bozulmasımuhtemel belirli çevresel dürtülere baımlılık; kesintiyeuraması muhtemel türler arası etkileimlere baımlılık; vedaılım için düük yetenek ya da kısıtlı fırsatlar 455 .Korunan alanların rolüKorunan alanların, biyoçeitlilii koruma ve ekosistemdirencini sürdürmedeki kilit rolleri aaıda özetlenmitir:• Ekosistemlerin sürdürülebilir yönetimi ve ilevselçeitliliin korunması balamında korunan alanlarınyönetilmesi: Korunan alanlar genellikle, biyoçeitliliitek baına muhafaza edemez ancak; ortak yönetimesahip daha geni karasal veya denizel peyzajlarabütünleik olmaları gereklidir. Bununla birlikte, butür stratejilerin esas çekirdei ve iklim deiikliininbelirsizliklerini ele almanın temel bir aracı olmaya devamederler.• Geni, bütünlüe sahip ekosistemlerin korunması:Ekosistemin yapısını ve çeitliliini sürdüren bir ölçekte,zaman içinde hayatta kalmaya yetecek büyüklüktetür popülasyonları ile birlikte korunması 456 . Böylealanlar hem bilinen türleri hem de bilim tarafındanhenüz tanımlanmamı türleri korumaktadır 457 . Ekolojiksüreçler türler ve habitatlar kadar önem taıyabilir. Sınırötesi korunan alanlar burada kilit bir rol oynayabilir.Bütünlüe sahip geni ekosistemlerin korunması, iklimdeiikliinin habitat koullarını azaltacaı alanlardatürlerin popülasyonlarını sürdürmek için önemli birönlem olabilir. Örnein Afrika’nın belli bölgelerindekisuya baımlı antilop ve dier büyük hayvanların susıkıntısı çekmesi olasıdır ve geni kurak mevsimotlaklarına ihtiyaç duyabilirler. Bunun salanamaması,ekonomik önem taıyanlar da dahil (örnein turizmendüstrisi için önemli olan türler) yaban hayatıpopülasyonlarının çöküüne yol açabilir.• Ekosistemlerin tehlike altındaki parçalarınınkorunması: Bozulma ve ekosistem kaybının zatenyaygın olduu durumlarda ve dier türlü yönetilenkarasal ve denizel peyzajların anahtar özelliklerininrisk altında olduu yerlerde yararlıdır. Burada korunanalanlar, müdahalenin bir unsuru olarak dirençliekosistemleri sürdürmek için daha geni çabalaratemel esaslar salar 458 . levlerin ve yapısal çeitliliinkorunması yoluyla direncin gelitirilmesi olasıdır.


70 Bölüm 3• Doal ekosistemlerin insan müdahalesi olmadankorunması: nsan etkilerinin uzun geçmiine ramenbazı türler, habitatlar ve ekosistemler hâlâ son derecekırılgandır: Örn. çinenme nedeniyle zarar görmü bitkitürleri 459,460 , kolayca rahatsız edilebilen sosyal yapılarasahip hayvanlar 461 , yeni ortaya çıkan hastalıklaraduyarlı 462 ya da aırı toplamaya maruz kalan 463 türler.Mutlak koruma alanları müdahalelere karı bir tamponilevi görür. Dier tehditleri azaltarak, hassas türleriniklim deiikliinin etkileriyle baa çıkmasını salamadakritik önemde olabilir.• Türlerin ya da habitatların özellemi ihtiyaçlarınauyarlanan yönetimle korunması: Ekosistemdeiikliinin köklü olduu yerlerde (istilacı türlerdenkaynaklananlar dahil) korunan alanlar açık ekildebelirli bir türü ya da ekosistem ilevi türünü korumak vegerekirse onarmak için uyarlanmı yönetim eylemlerineihtiyaç duyabilir. Yönetim kararları temel olarakkoruma ihtiyaçları dorultusunda yönetilmektedir.Bu tür müdahaleler, yangın, kuraklık, yeni yabancıistilacı türlerin yayılması ve iklim deiikliinin dierrisk ve belirtileri tarafından tehdit edilen habitatlarınyönetilmesinde özellikle önemli olabilir.• Sınırlı daılıma sahip ve endemik türlerin korunması:Korunan alanlar, çok nadir ya da dar yayılılı olan bazıtürlerin popülasyonun tümünü ya da büyük bir kısmınıkoruma altına almayı garanti eder. Tahmin edilendüzeylerdeki iklim deiiklii, yaban hayatının kitleselolarak yok olması riskini doururken, hassas türlerüzerindeki dier insan kaynaklı baskılayıcıların ortadankaldırılmasıyla korunan alanlar, baskıların birleiketkisini azaltarak soyun tükenme riskini düürür.• Türlerin yaam döngüsünün belirli safhalarınınkorunması: Bir tür ya da grubun yaam döngüsününbelirli dönemlerini korumak amacıyla belirli dönemlerdeveya bir tür esnek bölgelemeyle korunan alanlaroluturulabilir. Bu, iklim deiikliine karı hassas türlerüzerindeki mevcut baskıları düürmek için önemli birtedbir olabilir. En yaygın örnekler, genellikle deniz ya datatlısu balıklarının üreme alanlarını korumak amacıylaPasifik’teki gibi geleneksel uygulamalar üzerineekillenen geçici bölgelemedir 464 .• Göçmen türler için habitat parçalarının korunması:Göçmen türler, yüzlerce ya da binlerce kilometrelikrotaları boyunca uygun habitat ihtiyaçlarını karılamakiçin belirli zorluklarla karılaırlar. Korunan alanlarkular, balıklar ve memelilerin göç yollarını koruyabilir.Beyaz boyunlu turna ve dier göçmen kular için gıdatemini 465 , yumurtlayan somonların olduu nehirlerdebalıkçılık kısıtlamaları 466 veya göçmen kular içinAmerika’daki Batı Yarıküre Kıyı Kuları Rezerv Aı gibi“adım taları” 467 örnekleri verilebilir. Çou göçmen tür;balıkçılık, besin döngüsü ve turizm gibi ekonomik faydasalamaktadır ve bunun gibi ekosistem faydalarınıniklim deiiklii nedeniyle daha fazla zayıflama olasılııbulunmaktadır.ÖRNEK ÇALIMAMercan resiflerinin korunması yoluyla gelitirilen balık yataklarının salıı, Dou Afrika’dakimercanları ve geçim yollarını koruyarak ikili faydalar salayabilir.Deniz koruma alanları, tükenen balık stoklarının yenidenoluturularak mercan resiflerinin salıını desteklemesive ayrıca yakınında faaliyet gösteren balıkçıların gelirleriniartırması sayesinde iki yönlü fayda salamaktadır.Resifler, alglerle beslenen ve ekosistemi dengedetutmaya yardımcı olan otçul balık türlerinin varlııyla iklimdeiikliinin etkilerine daha iyi dayanabilir. Otçullar vemercanların etkileimleri ile ilgili incelemeler, otçullarınyokluunda mercanların yükselen sıcaklıklardankaynaklanan beyazlama olaylarına daha duyarlı olduunuöne sürmektedir 468 . Su ortamında otçullar ortadankalktıında, resifler iklim deiikliinin zararlı etkilerinedaha açık hale gelmekte ve balıklar için yavru yetitirmeyeri olarak yaamsal ekosistem ilevlerini daha azdesteklemektedirler.Kenya kıyılarının açıklarında bulunan dört deniz milliparkındaki mercan resifi balıkları ve dier otçullara dairneredeyse kesintisiz 37 yıllık verisi olan bir aratırma,mercan resiflerinin yönetimine dair, bilim insanlarınadeerli bilgiler vermitir 469 . WCS’nin aratırmacıları yereltopluluklar ile çalıarak, bu bulguları yönetimuygulamalarında deiiklik tavsiyelerinde kullanmıtır.Bazı kilit alanları balıkçılıa kapatmak ve özellikle zararverici olan belirli balıkçılık donanımlarını kısıtlamak, artandeniz sıcaklıklarının etkilerine karı deniz sistemleriiçinde yüksek direnç gelitirilmesine yardım eder. Birgrup bilim insanının yürüttüü yeni bir çalıma,endüstriyel ülkeler olan Yeni Zelanda ve zlanda’daolduu gibi Kenya’nın da, küresel balık stokları salıınıkayda deer ekilde gelitiren bir balıkçı ulus olduunuortaya çıkarmıtır 470 .Bunun yanı sıra WCS’nin aratırmacıları, yakınzamanlarda balıkçı toplumlarda ekonomik gelimeler ileilikili yeni veriler elde etmitir. Bu ekonomik faydanınsebebi yalnızca balık stoklarının genel olarak korunanalanların yanındaki balıkçılıı gelitirmesi deil, aynızamanda daha deerli balık gruplarının daha çabukyenilenmesi ve daha da yaygınlaması sonucu hasadıartırmasıdır. Bunun toplam etkisi; kısıtlanmı donanım veava kapalı sahalarda kii baı gelirin hiçbir kısıtlamanınolmadıı sahalara oranla sırasıyla yüzde 41 ve yüzde 135daha yüksek oluudur 471 .Kaynak: WCS


71Bölüm 4Korunan alanları iklim deiikliiylemücadelede kullanma fırsatlarıBu bölüm, önceki sayfalarda toplanan kanıtları gözden geçirerekkorunan alan sistemlerinin iklim deiiklii karısında azaltım ve uyummücadelesindeki rollerini sürdürme ve artırma fırsatlarına deinmektedir: Korunan alan sistemi içindeki toplam yüzölçümün artırılması Korunan alanları arazi kullanım dokusu içinde bütünletiren peyzajyönetim yaklaımları yoluyla ve topluluk temelli yaklaımlarla yerel uyumstratejilerinin bir parçası olarak mevcut korunan alanların geniletilmesi Mevcut korunan alan sistemlerinde koruma düzeyini yükselterek,tehditlere etkili ekilde cevap verilmesini ve karbon depolanmasınıgaranti altına almak Korunan alanların yönetiminin gelitirilmesi ve uyumlatırılması Yerli halklar ve topluluklarca korunan alanlar ve özel rezervler de olacakekilde farklı korunan alan yönetiim modellerinin tevik edilmesi Biyoçeitliliin korunması ve dier hedeflerin yanı sıra, korunan alanyönetiminin dorudan iklim deiiklii azaltım ve etkilerine uyumaodaklanmasıBu stratejiler ayrıca, korunan alanlar ancak ulusal ve yerel iklim deiikliiuyum ve azaltım strateji ve eylem planlarının içine dahil edildiinde etkiliolabilir. Bu çabalar, dier mahalli ve sektörel uyum ve azaltım eylemleriile bütünletirildii takdirde etkili olacaktır. Bu planların kapasite artırımıve yeterli finansmana ihtiyacı olacaktır: Bu nedenden ötürü bu bölüm aynızamanda, korunan alanların finansmanına ilikin mevcut durumu kısacagözden geçirmekte ve özellikle uyum ve azaltıma finansman salamak içinfonların ve pazara dayalı mekanizmaların olası kullanımına deinmektedir.


72Bölüm 4Korunan alan sistemini geniletme ve dahakapsamlı koruma stratejileri ile ulusal veyerel iklim deiiklii azaltım ve etkilerineuyum planları ile bütünletirme fırsatlarıANA MESAJLARKorunan alanların iklim deiiklii müdahale stratejilerindeki rolü altı yollaartırılabilir: (1) Korunan alanın büyüklüü ve kapsamını artırarak; (2) karasal/denizel peyzaj yaklaımları yoluyla korunan alanların ilevlerini genileterek;(3) farklı korunan alan yönetiim modellerini tevik ederek; (4) korunanalanlarda yönetim etkililiini artırarak; (5) korunan alanlar dahilindekikoruma düzeyini yükselterek; (6) bazı yönetim etkinliklerine, özellikle iklimmüdahalelerine odaklanarak. Ayrıca korunan alan sistemlerinin, ekosistemtemelli uyuma katkısını azamiye çıkarmak için özel planlama gereksinimlerineihtiyaç olacaktır.Korunan alan sistemleri, doal ekosistemlerin azaltım veuyum ilevlerini sürdürme ve yükseltmenin etkili yoludur.Korunan alan sistemini güçlendirmek, geniletmek vegelitirmek; özellikle ormansızlamayı ve büyük karbondepolarına sahip dier ekosistemlerin kaybını azaltmayayönelik olarak önerilen azaltım stratejilerinin çou hedefinikarılayacak, iklim deiikliine yönelik mantıklı birmüdahaledir. Bu süreci hızlandırmak için yasal ve politikgiriimler ve araçlar mevcuttur, öyle ki bu müdahaleleriuygulamak için gereken ön adımların birçou çoktanatılmıtır.klim deiiklii müdahale stratejilerini desteklemede,korunan alan sistemlerinin rolünü güçlendirmek içinaltı seçenek bulunmaktadır (bunların her birisi ilerleyensayfalarda daha detaylı olarak tartıılmaktadır):Daha büyük ve daha fazla korunan alan ve tamponbölge: Özellikle büyük miktarda karbonun depolandııve/veya yakalandıı ve koruma olmadıı durumda yokolma ihtimalinin olduu yerlerde ya da - tropikal ormanlar,turbalıklar, mangrovlar, tatlısu ve kıyı bataklıkları ve denizçayırı yatakları gibi ve deniz ekosistemleri de olmak üzereönemliekosistem hizmetlerinin tehdit altında olduuyerlerde ekosistem direncinin güçlendirilmesi.Korunan alanların karasal/denizel peyzajlar dahilindebirbirine balanması: Korunan alanların ya da içinegiren suların dıındaki ekosistemlerin yönetiminin dahiledilmesi. Karasal/denizel peyzaj ölçeinde, ekosistemleriniklim deiikliine karı direncini ve belli bir statüdekoruma altında olan habitat miktarını artırmak amacıylabalantıları kurmada öneme sahip olan tampon bölgeleri,biyolojik koridorları ve ekolojik adım talarını 472 içerebilir.Bu tür önlemlerin, bir peyzaj düzeyinde arazi kullanımplanı ve yönetim sistemi çerçevesinde ele alınmasıgerekir.Her tür korunan alan yönetiim tipinin tanınması veuygulanması: Toplulukların iklim müdahale stratejilerininbir parçası olarak, özellikle yerli halklar ve topluluklarcakorunan alanlar ile özel korunan alanlar olmak üzere,korunan alanların ilan ve yönetimine daha fazla ilgigrubunun katılımının tevik edilmesi.Korunan alanlarda yönetimin iyiletirilmesi: Korunanalanlar içindeki ekosistemler ile saladıı hizmetlerinkaçak aaç kesimi ve arazi dönüümü, kaçak avlanma,istilacı türler ve kötü yangın yönetiminden kaynaklıetkiler gibi yasadıı kullanım ve uygun olmayan yönetimnedeniyle bozulması veya kaybolmasının önlenmesi.Korunan alanlar dahilinde koruma düzeyinin artırılması:Yüksek karbon deerleri olan belirgin özelliklerehedeflenen koruma ve yönetimi salamak; örnein,doal yalı ormanların korunması, arazi bozulması yada turbalıkların kurumasının önlenmesi ve bozulanekosistemlerin onarılması.Yönetimin bir kısmının özel olarak azaltım ve uyumihtiyaçlarına odaklanması: Yönetim planlarının, alanseçim araçlarının ve yönetim yaklaımlarının gerektiiekilde deitirilmesini kapsar.1. Daha büyük ve daha fazla korunan alanKorunan alanların, özellikle de korunan büyük alanlarınsayısının artırılması, ekosistem bütünlüünü korumak veekosistem direncini iklim deiiklii koulları altında en üst


Korunan alanları iklim deiikliiyle mücadelede kullanma fırsatları73Korunan alanların geniletilmesi için uygunalanları tespit etmenin bir yolu olarakboluk analiziCBD Korunan Alanlar Programı (PoWPA) zamanabalı hedefleri olan çoklu amaçlara sahiptir. Genelamaç ekolojik temsiliyete sahip korunan alan alarınıtamamlamaktır. Yerli toplumlar, yerel topluluklar ve ilgilipaydaların tam ve etkin katılımıyla, korunan alansistemlerine dair bir boluk analizinin tamamlanmasınabalamak üzere taraflar yönlendirilmitir (PoWPA’nın1.1.4 ve 1.1.5 numaralı etkinlikleri 477 ). Ulusal korunanalan boluk analizi sürecinde gereken yöntemindetayları, araçlar ve örnek çalımaların bilgilerinikapsayan detaylar mevcuttur 478 . Buna uygun olarakbirkaç Taraf ülke, kendi korunan alan sistemlerine dairboluk analizlerini tamamlamıtır. u anda UNDP GEF,20 ülkede daha süregelen boluk analizlerinidesteklemektedir (bkz. Tablo 9). Çou yüksek karbondepolarına sahip olan ve hâlihazırda koruma altındaolmayan bu biyomların belirli kısımları, REDDkapsamında ya da iklim deiiklii ile mücadeledeülkelerin bireysel çabalarının bir parçası olarak doalkarbon depolarını teminat altına almak amacıylakorunma potansiyeline sahiptir.CBD boluk analizi, koruma ihtiyacı olan karbonaçısından zengin doal ekosistemlerin tanımlanmasıiçin haritalama verisi ve araçları salayabilir. Birçokpilot ülke, Orman Karbonu Ortaklık Fonu (FCPF) ve/veya Birlemi Milletler REDD programı içindedir.Kendi ulusal boluk analizleri yoluyla ülkeler, korunanalan sistemlerini geniletmek ya da gelitirmek içinyüksek öncelikli alanlarını belirlemitir. Kendi korunanalanlarının boluk analizlerini tamamlamı ya dayürütmekte olan ülkelerde teknoloji ve kapasitemevcuttur. Yüksek öncelikli bölgeler, ekosistemözelliklerini de içeren çoklu corafi bilgi sistemleri(CBS) veri katmanlarının dikkatli analizine dayalı birkoruma önerir.lgili paydalar analize dahil edilmitir. Belirlenenalanlar yüksek biyoçeitlilik deeri taımakta veekosistem hizmetlerinin tedarii yoluyla etraflarındakinüfusların geçimi için önemlidir 479 .Kaynak: CBDdüzeye çıkarmak için önemli olacaktır 473 . Korunan alanlarıntoplam ölçüsü; tek tek korunan alanların sınırlarınıngeniletilmesi ile ulusal ve bölgesel sınırların ötesindekilerde dahil olmak üzere farklı korunan alanların birbirinebalanmasıyla ele alınabilir. Bu alanların içinde veyayakınında yaayan yerel toplulukların ihtiyaçlarının elealınması ve onlar için geçim fırsatlarının ve dier yararlarınsalanması için uygun sosyal teminatlar gereklidir.Pek çok hükümet halen daha, CBD PoWPA’da verilentaahhütler dorultusunda korunan alan sistemlerinigeniletmekte ve güçlendirmektedir 474 . Bunun temelamacı ekolojik temsiliyete sahip, iyi yönetilen korunanalan alarının tamamlanmasıdır. PoWPA herkesçekabul edilmi eylemlere, zaman çizelgesine ve politikdestee sahiptir. Bu program birçok ülkede, yeni korunanalanları tanımlayıp ilan etmek için somut eylemlerlesonuçlanmıtır 475 . Korunan alanların alanı ve yerineilikin veriler sürekli artmaktadır 476 . Bu durum, iklimdeiikliine uyumu ele almayı hedefleyen ek korumaiçin bir politik çerçeve salayabilir. CBD, ulusal korunanalan sistemlerine eklenmesi gerektii düünülen alanlarıtanımlamaya yardım etmek üzere, kara ve sulardaki enuygun alanların tespitine yardım eden bir boluk analiziyöntemi de dahil bir dizi araç salamaktadır (kutuyabakınız). Çou korunan alan kurumu, iklim modellemesinibütünletirmek ve sistematik koruma planlarınınsalamlıını artırmak için boluk analizi yöntemlerini iklimdeiikliinin etkilerine uyarlamaktadır.Boluk analizi bu konulara dair tek bilgi kaynaı deildir;küresel ölçekte yürütülen (ekolojik bölgeler 480 ve önemlidoa alanları 481 gibi) ve ulusal giriimler de dahil dierönceliklendirme uygulamaları da, alan seçimi için deerliveriler salar.2. Karasal/denizel peyzajlar dahilinde korunan alanlarınbirbirine balanması ve korunan alanlar arasındakibalantıları artırmakKorunan alanlar izole halde bulunmazlar ve daha genibir karasal ya da denizel peyzajın bir parçası olarak ilevgörürler. Kurulmaları ve yönetimlerine dair meselelerinkarmaıklıı göz önüne alındıında, koruma altındakiarazilerin oranı yerel koullara göre esnek kalmalıdır.Bu yüzden belirli yerler ve durumlara uygun olan peyzajyaklaımı olarak bilinen yaklaımda; koruma, yönetimve ayrıca restorasyonunun da bir karıımı bulunmalıdır.Geçim ile ilgili konular, mevcut politikalar, kurumlar veçıkarlar göz önüne alındıında, hem ulusal hem yerelölçeklerde müdahalelere ihtiyaç duyulmaktadır. Peyzajyaklaımının genel ilkesi; biyoçeitlilik ile ekolojik,ekonomik ve sosyal faydalar salayan ve zarar vericideiikliklere direnen; koruma, yönetim ve restorasyonundengeli bir mozaiini oluturmaktır 482 . Burada deinilenikiz kavramlar; direncin artırılması bakııyla ekolojikbalantının artırılması 483 ile daha geni ölçekli korumahedeflerine katkı salayabilen dier yönetim sistemlerihakkında yapıcı düünülmesidir 484 . Bu yaklaım, bir kezelde edildiinde sonsuza kadar statik kalacak tek bir“ideal” mozaik olduunu ifade etmemektedir. Ancak dahaziyade, uygulandıında karasal ya da denizel bir peyzajı,çevresel deiikliklere dirençli kılmaya yardım edebilenbir dizi muhtemel mozaik bulunduunu söylemektedir.Fiilen ya da potansiyel olarak herhangi bir “korumavizyonu”, çekien dier vizyonların (ekonomik gelime,sürdürülebilir kalkınma, kültürel deerler) ve planlanmıya da planlanmamı sosyal ve politik çalkantıların yanındavar olacaktır. Bu yüzden uyarlanabilir yönetim, bir peyzajyaklaımını uygulamak için gereken zaman dilimi içindevazgeçilmez olacaktır. Baarılı geni ölçekli korumaprogramları bu sebeple; hükümetler, özel sektör ve yereltopluluklar ile ortaklıklar kurmutur. Peyzaj yaklaımınınbir parçası olarak, korunan doal alanlar arasındakoridorlar oluturma fırsatları, örnein yaban hayatı içingöç yolları açmak gibi, salanan ekosistem hizmetlerinindevamlılıına büyük ölçüde katkıda bulunacaktır.


74 Bölüm 4Tablo 9: Halen boluk analizlerini ve REDD gibi arazi kullanım ve orman temelli azaltım tedbirlerininuygulanması potansiyeline sahip, karbon açısından zengin biyomları deerlendiren ülkelerBiyomTakın çayırları ve savanlarIlıman ine yapraklı ormanlarDa çayırları ve fundalıklarMangrovlarTropikal ve subtropikal nemli geni yapraklıormanlarTropikal ve subtropikal çayırlar, savanlar vefundalıklarÇöller ve kuru fundalıklarIlıman geni yapraklı ve karıık ormanlarBoreal orman ve taygaTropikal ve subtropikal kurak geni yapraklı ormanlarAkdeniz ormanları, aaçlık ve fundalıklarTropikal ve subtropikal ine yapraklı ormanlarIlıman çayırlar, savanlar ve fundalıklarDeniz biyomları (kıyı sılıkları)Halen boluk analizlerini uygulayan ülkelerDominik CumhuriyetiMoolistanAfganistan, Moolistan, Papua Yeni GineDominik Cumhuriyeti, Panama, Papua Yeni Gine, Samoa, NikaraguaAfganistan, Antigua ve Barbuda, Maldivler, Mikronezya, DominikCumhuriyeti, Panama, Papua Yeni Gine, Samoa, Solomon Adaları, Fiji,KomorPapua Yeni Gine, MoritanyaAfganistan, Antigua ve Barbuda, Ermenistan, Cibuti, Moolistan, MoritanyaArnavutluk, Ermenistan, Bosna-HersekMoolistanAntigua ve Barbuda, Dominik Cumhuriyeti, Panama, Dou TimorArnavutluk, Bosna-HersekDominik Cumhuriyeti, NikaraguaAfganistan, Ermenistan, MoolistanArnavutluk, Antigua ve Barbuda, Cibuti, Dominik Cumhuriyeti, Maldivler,Mikronezya, Panama, Papua Yeni Gine, Samoa, Solomon Adaları, Fiji,NikaraguaBu tür herhangi bir yaklaım, tarım, ormancılık, balıkçılıkve madencilik gibi ekonomik sektörler tarafından iletilenüretim uygulamalarını yeniden düzenlemeye ve ekosistembütünlüüne yönelik bunlardan kaynaklanan tehditleriazaltmaya çalıan peyzaj düzeyinde bir arazi kullanımsistemi ile içiçe geçmi durumda olacaktır.3. Her tür korunan alan yönetiim tipinin tanınması veuygulanmasıKorunan alanların yüzölçümünün, devletler tarafından çokfazla geniletilmesini beklemek, sınırlı ve muhtemelenbaarılamayacak bir hedeftir. Yeni korunan alan giriimleri,özellikle doal ve yarı doal ekosistemlerde yaayanyerel toplulukları ve yerli halkları ile ayrıca, koruma veiklime müdahale deerleri açısından toprak ve suyunyönetimine katkı vermek isteyen, iin ehli özel bireyler,ortaklıklar ve irketleri de içeren çok daha geni bir ilgigrubu dahil olursa daha etkili olur. Hükümetler bu ihtiyacıkabul etmektedirler: Örnein Avustralya’da yeni yayımlananAvustralya’nın Biyoçeitlilii ve klim Deiiklii 485 adlı rapor,yeni yönetiim yaklaımları ihtiyacını vurguluyor. Özelliklehükümetlerin, yerli halklar ve topluluklarca korunanalanların uzun süreli varlıını kabul etmesi gereklidir. Bu,söz konusu toplulukların haklarına ve kültürlerine saygıduyarken aynı zamanda yüzyıllar içinde gelitirilmigeleneksel yaklaımları, uyum ile birletirmek suretiylekatkı salar.Bu ayrıca, korunan alanın açık tanımının dıındakalabilecek, ancak yine de geçerli iklim müdahalestratejilerine katkıda bulunacak yeni koruma kavramlarınıkabul etme anlamına gelmektedir 486 . Bu sıklıkla; korumanınkesin biçimlerinin çou dier ilgi grubu ile müzakereedilmesi, farklı yönetim modellerinin kabul edilmesi,risk alınması ve dier insanların önceliklerini planlamasüreçlerine dahil edilmesi anlamına gelir. klim deiikliigiderek gerçekletikçe, yerel topluluklar giderek dahafazla üstünlük almakta ve doal ekosistemlerin öneminibazen hükümetten daha hızlı kabul etmektedirler. ÖrneinDünya Kaynakları Enstitüsü tarafından toplanan bazı“tabandan gelen” müdahaleler unları içermektedir:Rio de Janerio’nun yamaçlarındaki varoların, sellerdenkaynaklanan toprak kaymalarıyla mücadele etmek içinbölgenin katılımcı ekilde yeniden ormanlatırılması,Moolistan’da kırsal aların eski haline getirilmesi veTanzanya’daki geleneksel duvarların yenilenmesinin tevikedilmesi 487 .4. Korunan alanlarda yönetimin iyiletirilmesiKorunan alanlar genelde bir dizi paralel baskı ve tehdit(ya da “deiim etmeni”) ile karı karıyadır. Dolayısıyla,peyzaj ölçeindeki yaklaımlarda bu meselelerede ilgi gösterilmelidir. Baskılar bir kez tanımlanıpdeerlendirildiinde, hem ana tehditlere (kaçak avcılık,arazi gaspı, orman yangınları, yasadıı aaç kesimi, iklimdeiiklii ve arazi dönüümü gibi) yönelik stratejilerin


Korunan alanları iklim deiikliiyle mücadelede kullanma fırsatları75oluturulması önemlidir, hem de zayıf yönetiim, fakirlik,yanlı tevikler, ticari engeller ve yatırım akıı gibi alttayatan sebepler ele alınmalıdır. Bir peyzaj yaklaımının dierunsurlarında olduu gibi tehditleri ele almak için stratejikmüdahaleler; alan temelli eylemlerden balayarak peyzaj,ulusal ve ekolojik bölge ile uluslararası düzeye kadaruzanacaktır. Mümkün olduu durumlarda belirli baskılarıkarılama çabaları, topluluun orman yönetimine katılımınınartırılması gibi ortaklar ile çalıma fırsatlarından en iyi ekildeyararlanmalıdır.Azaltım ve uyum çerçevesinden bakıldıında, korunanalanlarda ekosistemlerin koruma etkinliinin artırılmasıyeni korunan alanların oluturulması kadar etkili olabilir.Korunan alan yönetim etkinliini anlama yaklaımlarıoldukça gelimitir 488 ve deerlendirme araçları dayaygın ekilde uygulanmaktadır 489 . Bunların bazıları, iklimuyum stratejilerinde kullanılan korunan alan ihtiyaçlarınıkarılamada uyarlamaya gereksinim duyabilir, örneinekosistem hizmetlerinin uyuma olan faydalarını hesaplamakgibi. Korunan alan yönetim etkinliini deerlendirmek veilerletmek, bu gelimeye önemli oranda hız veren CBDPoWPA’daki bir dizi ölçülebilir hedefin kapsamındadır.Ancak, belirli ekosistemleri sürdürme ve saladıkları hizmetdeerini artırmak bakımından, iklim deiikliinin korumayınasıl etkileyeceine dair yöneticiler için yeterli tavsiyeleryoktur.Özellikle iklim deiikliinin ııı altında, deerli ekosistemhizmetleri kapsamında etkin yönetim amacıyla parkyöneticilerinin, bu faydalara dair düzenli deerlendirmeyitam olarak katılımcı bir biçimde yürütmesi gerekecektir.5. Karbon depoları için korunan alanlarda korumadüzeyinin artırılmasıKimi durumlarda korunan alanda depolanan karboniçin korumayı en üst düzeye çıkarmak için ek adımlarsavunulabilir. Bu durum, doal habitatlar için dahasıkı koruma salamak amacıyla yönetim amaçlarınındeitirilmesini içerebilir: Örnein daha önce sınırlarıdahilinde belli oranda kullanıma izin verilmi olan korunanalanlarda, mutlak koruma alanlarının ayrılması (bir dierdeyile IUCN V. ya da VI. sınıfındaki bir korunan alandanIa, Ib, ya da II sınıfına yakın bir alana kaydırma) gibi. Dierörneklerdeki uygulamalar, bitki örtüsünün yenilenmesineya da yangın yönetimi veya su akıındaki yapısaldeiikliklere odaklanabilir. Mevcut korunan alanlarınyönetimini iyiletirmek de tutum potansiyeli açısındanönemlidir.Genel olarak karbonun depolanması ve tutumu sadecebireysel alanlar yerine, peyzaj ölçeinde ölçülmelive planlanmalıdır. Özellikle yangına karı hassasekosistemlerde olmak üzere bazı takas sistemlerine maruzkalacaktır. Örnein yanıcı madde birikimini azaltmakiçin kontrollü yakma bir miktar karbonu serbest bırakır,ancak gelecekteki daha yıkıcı kayıpları önleyebilir. klimdeiikliinin kendisinin ekosistem ilevleri üzerindekimuhtemel etkilerinin yaptıı gibi, doal bozulma desenleri,tutulmayı artırma çabalarında hesaba alınmalıdır.6. Yönetimin bir kısmının özel olarak azaltım ve uyumihtiyaçlarına odaklanmasıYukarıda tanımlanan yönetim etkinlii ve planlamaÖRNEK ÇALIMARusya Federasyonu’ndaki KomiCumhuriyeti’nde 1,63 milyon hektarlık bakirtayga ormanı ve turbalık topraın UNDP GEFile korunması, 2010 ila 2020 arasında sera gazıemisyonlarında 1,75 milyon ton CO 2’ye edeerbir indirim salayacaktır.Dünyanın elde kalan bakir ormanlarının dörttebiri Rusya’dadır. Komi Cumhuriyeti’nin yüksekbiyoçeitlilie sahip boreal ormanları, nesli tükenmeküzere olan türlerin ve uluslararası öneme sahiphabitatların yuvasıdır. Bu alanlar, WWF Küresel 200listesindeki ekolojik bölgeler arasında ve UNESCO’nunDünya Mirası Alanları listesi içindedir. Komi Hükümetiyüzde 14,6’lık bir korunan alan yüzölçümü hedefinigerçekletirmeyi taahhüt etmektedir. Bu taahhütdorultusunda GEF desteiyle UNDP, Cumhuriyet’teki1,63 milyon hektarlık bakir tayga ormanı ve turbalıkalanda daha iyi korumanın oluturulmasınayardım etmektedir. Bu alanlar 71,5 milyon tondanfazla karbon depolamaktadır, ancak yangınlar veiklim deiikliinden kaynaklanan risklerle karıkarıyadırlar. Yılda yaklaık 41.760 hektarlık ormanyangında yok olmakta ve iklim deiiklii ormanyapısını yaprak döken aaçlarda artı ve endemizminortadan kalkması ile etkilemektedir. Projeyle, Komi’ninkorunan alanlarında yangınları daha iyi yönetmek veine yapraklı aaç topluluklarının yükselen sıcaklıklarınetkisine karı direncini artırmak için kapasitegelitirilmektedir. Karmaık bir karbon izleme sistemikurulmaktadır; bu da tayga ormanlarının ve turbalıklarınkarbon döngüsüne dair küresel bir bilimsel anlayııgelitirecektir.Kaynak: UNDPmeselelerini uygulamada korunan alan sorumluları,özel planlama ve deerlendirme araçlarına ihtiyaçduyabilir. Turbalıklar gibi bazı ekosistemlerde gerekendoru korunan alan yönetim talimatlarını tanımlamak veekosistem direncini sürdürmek için daha fazla bilimselaratırma gerekebilir. Daha genel olarak iklim deiikliikoulları altında korunan alanların yönetilmesi; planlama,örgütlenme, liderlik ve deerlendirme ile ilgili meselelerbakımından korunan alanlarla ilgili kurumun çalımaeklinde ciddi deiiklikler gerektirecektir. Korunan alankurumunda böyle geni çaplı deiikliklerin uygulanması;korunan alan sistemleri düzeyinde temel bir deiimstratejisi planının ve tek tek korunan alan yönetimplanlarının gelitirilmesini gerektirecektir. Kurumsaldüzeyde ve kadrolardaki tecrübe birikimini gelitirmek veortaya çıkan yönetim zorlukları ile fırsatların ele alınmasınısalamak için kapasite artırımına da gerek vardır. Bubecerilerin çouna hükümet temsilcilikleri dıında, topraıkorumak için yöneten kiiler ve yerel topluluklar da ihtiyaçduyulacaktır. Dorusu, korunan alan kurumları bellidurumlarda bu tür bilgiler için yararlı bir adres olabilir. Butür deiikliklerin detayları bu raporun kapsamı dıındadır.Ancak Bölüm 5’te bazı ilgili konulara deinilecektir.


76 Bölüm 4ÖRNEK ÇALIMAAvustralya’da Aborjin arazi sahipleri ile sıvılatırılmı doal gaz üreticisi arasındaki bir ortaklık, seragazı emisyonlarını dengelemede doal yangın yönetimini iyiletirmektedir.Uygun yangın yönetimi sosyal, ekonomik ve kültürelsebepler yüzünden temel bir konudur ve ayrıca karbonemisyonlarını da düürebilir. Doal yangınlar, fosilyakıtların karbon emisyonlarının kabaca yüzde 40’ındansorumludur 490 . Bazı yangınlar ekolojik açıdan gerekliolsa da doal yangınlar dikkatsizlik, kundaklama ve iklimdeiikliinin etkileri sonucu artmaktadır.Avustralya’da yerli orman muhafaza grupları, KuzeyBölgesi’ndeki Batı Arnhem Arazisi’nde 28.000 km 2boyunca stratejik yangın yönetimi uygulamaktadır.Yaban yangınları, birkaç on yıl önce Aborjinler alanı terkettiinden bu yana ciddi ölçüde artmıtır. Bunun kültürelalanlar ve yaban hayatı üzerinde aır sonuçları vardırve artık savan yangınları da Kuzey Bölgesi’ndeki seragazlarının en büyük kaynaklarından biridir. Yeni yönetimstratejisi, kurak mevsimin balarında peyzaj boyuncabir yamalı yakma mozaii oluturur; bu hem doalyangınların yayılmasını hem de sera gazı emisyonlarınısınırlamaktadır.lk dört yıl baarılı olmutur; yılda yaklaık 122.000ton CO 2’ye edeer miktar azaltılmıtır. Yıkıcı doalUyuma yönelik dier yönetsel çözümlerEkosistem ilevlerini sürdürmek genelde tek bir korunanalanın sınırlarından daha büyük olan geni alanlarınyönetimini gerektirmektedir. Bu tür durumlarda korunanalanlar, peyzaj düzeyinde (kullanım ekillerine balı olarak)her birisi farklı yönetiim sistemi altındaki arazi kullanımdokusu içinde, bir dizi dier arazi yönetim sistemi ilebirlikte bir yönetim aracı olacaktır. Korunan alanların iklimdeiikliine müdahale için bir araç olarak kullanılmasınınyöntemsel detayları bu yayının kapsamı dıındadır,fakat temel unsurların bazıları özetlenmitir. Aaıdakisorular bir ekosistem temelli uyum stratejisini gelitirirkenyanıtlanmalıdır:• Ekosistem temelli mevcut seçenekler nelerdir veseçeneklerin uygulanabilir olduunu göstermek içinhangi kanıtlar (bilimsel veriler ya da geleneksel ekolojikbilgi) vardır?• Riskleri önlemede hata eikleri nedir (bu soru aynızamanda mühendislik çözümlere de uygulanır. Tipik birsoru öyle olacaktır: Sulak alanların yıkıcı su baskınlarınayol açmadan emebildii en fazla yamur miktarı nedir?).• Direnci sürdürmek için gereken tedbirler nelerdir?• Baka hangi uyum seçenekleri vardır? Bu mühendislikçözümlerin fizibilite, maliyet ve faydalarının ya dadavranı temelli çözümlerin ele alınmasını gerektirir.• Hangi ekosistem yönetim seçenekleri vardır?• Yerel sosyoekonomik ve ekolojik balamda, hangi seçeneken uygundur? Seçenekler korunan alan kurulumunuiçermektedir; ekosistemlere yönelik tehditleri azaltmakamacıyla hangi korunan alan tasarımının ve yönetimyangınlarda kayda deer bir azalma olmutur; ancakbunun nesli tükenmek üzere olan türlerin durumundabir iyileme yaratıp yaratmadıını kefetmek zamanalacaktır.Geleneksel Aborjin arazi sahipleri ve yerli ormanmuhafaza grupları, Darwin Sıvılatırılmı Doal Gazirketi (DLNG), Kuzey Bölgesi Hükümeti ve Kuzey ToprakKonseyi arasında bir ortaklık olan proje, Darwin’dekibir sıvılatırılmı doal gaz tesisinden kaynaklananemisyonları dengelemektedir. Anlamanın bir parçasıolarak, DLNG önümüzdeki 17 yıl boyunca yangınyönetimine yılda yaklaık 1 milyon Avustralya dolarısalamaktadır.Alınan derslerin korunan alanlar da dahil, yangına hassastropikal Avustralya ve dier tropikal savanlar boyuncapotansiyel kullanımı bulunmaktadır. Büyük irketler buyaklaımı kullanarak benzer dengeleme anlamalarınagirme imkânlarını aratırmaktadır 491 .Kaynak: Tropikal Savan Yönetimi birlii AratırmaMerkezi, Avustralyasisteminin uygun olduu, hangi ekosistemin restorasyonuve ekonomik sektörlerce hangi deien üretim eklininuygulandıı sorusu hangi durumlarda ortaya çıkar.• Uzun vadede ekosistem temelli uyumun dier uyumseçeneklerine göre karılatırmalı maliyetleri vefaydaları nelerdir? Korumanın fırsat maliyetleri bueitliin içinde hesaba katılmalıdır. Dahası, ekosistemtemelli uyumun maliyetleri yürürlükte olan yönetimsistemine balı olacaktır.• Ekosistem temelli uyumu sürdürmek için hangi teviklergereklidir? Bunlar örnein vergi kredilerini, ekosistemhizmetleri için ödemeleri ve sigorta programlarınıiçerebilir.• Mevcut korunan alanlar ekosistem temelli uyumakatkı salamak için ne yapabilir ve gerekli hizmetlerisalamada hangi yeni korunan alanlar kurulmalıdır?• Maliyet karılatırmalarına eklenmek üzere, bu türkorunan alanlar dier hangi faydaları (ekonomik olan veolmayanlar) salayabilir?• Yerel topluluklar ve dier ilgi grupları farklı seçeneklerinasıl görmektedir?Ekosistem temelli uyum çözümleri plansız bir ekildetakip edilmemelidir; kapsamlı ulusal uyum stratejilerininbir parçası olarak deerlendirilmeli ve gelitirilmelidir.Eninde sonunda bunların deerlendirilmesi ve dierseçenekler ile ekonomik, politik ve kültürel zeminlerdeverilen kararlarla karılatırılması gerekecektir.


Korunan alanları iklim deiikliiyle mücadelede kullanma fırsatları77Alarını kurutan balıkçı, Papua Yeni Gine © Brent Stirton / Getty Images / WWFÇÖZÜMLERAlanları tanımlama ve yönetim yöntemleri: Özellikle iklim deiikliimüdahalelerini, korunan alan boluk analizleri ile bütünletirme bakımındandaha fazla gelitirilmeli ve düzeltilmelidir.Politika balantıları: UNFCCC ve CBD; korunan alan ve iklim deiikliihedeflerini ezamanlı olarak uygulayan ulusal eylemleri müterek olaraktanımalı ve desteklemelidir.Çok sektörlü yaklaımlar: Bir karasal/denizel peyzaj ölçeinde farklısektörlerin birbirlerinden baımsız faaliyet göstermesindense, birlikteplanlama yapması ve çalıması önemlidir; örnein koruma, afet azaltımı,tarım, ormancılık, balıkçılık ve dierleri gibi.


78 Bölüm 4Etkin korunan alan alarının finansmanıANA MESAJLARBazı olumlu giriimlere ramen korunan alanların mevcut finansmanı hâlâyetersizdir. Korunan alan sisteminin çıktılarının arasında, iklim azaltımve uyumu faydalarının da göz önüne alınması, korunan alanların gerçekdeerinin tanınmasını salamaktadır ve farklı finans mekanizmaları tarafındandikkate alınmalıdır.ÖRNEK ÇALIMAMadagaskar’da orman koruma projeleri, hemtutum yoluyla iklim deiikliinin sebepleriniele almayı hem de topluluklara mevcut iklimdeiiklii baskılarına uyum salamada yardımetmeyi hedeflemektedir.Madagaskar’da yaklaık altı milyon hektarlık yenikorunan alan oluturulmaktadır ki bu yılda 4 milyon tonkarbonun önlenmesinden sorumlu olacaktır. Korunanalanların karbonu depolama ve yakalaması, bir diziekosistem hizmetinin salanması ve biyoçeitliliinkorunması eklinde üçlü fayda salamasıbeklenmektedir 501 . Çoklu faydaları Çevresel HizmetlerÖdeme programları ile balantılı hale getirme fikriyaygın ekilde ilgi çekmektedir 502 .Örnein Mantadia orman koridoru restorasyon projesi,Antasibe ve Mantidia korunan alanlarını birbirinebalayan 3.020 hektarlık ormanı onarmaktadır 503 .Habitat restorasyonu ve yeniden ormanlatırmanınbirlikte 2012’ye kadar 113.000 ton ve CO 2edeeri ve30 yıl boyunca 1,2 milyon ton CO 2edeeri karbontutması beklenmektedir. Proje ayrıca, ormanlarıkeserek ve yakarak elde edilen tarım alanlarınıazaltmayı ve karbon kredileri yoluyla alternatif gelirsalamayı amaçlamaktadır. Buna ek olarak yereltopluluklara, bölgeye özgü be sürdürülebilir geçimkaynaı sunmaktadır: Orman bahçeleri, sarokabahçeleri, meyve bahçeleri, karıık endemik türve yakacak odun aaçlandırması. Dier faydalarınyanında, mevcut korunan alanlar selleri ıslah etmedede önem taımaktadır 504 .Ülkede geride kalan ormanların en büyük alanlarındanolan 425.000 hektarlık Ankeniheny-Zahama koridoru,yerel toplulukların ormana güvenli yasal eriiminisalayan ve bir kota sistemiyle kullanım haklarıveren sözlemeye dayalı anlamalarla korunacaktır.Karbon kredileri topluluklara kazandırılacaktır vebaka tevikler ek salık hizmetlerinden sürdürülebilirtarımın kurulmasını desteklemeye kadar uzanmaktadır.Projenin 30 yıl boyunca 10 milyon ton CO 2edeerinigüvenceye alması beklenmektedir 505 .Kaynak: CIArkaplanCBD 1993 yılında yürürlüe girdiinden beri, dünyanınkorunan alanları sayı olarak neredeyse yüzde yüz artmıve alan olarak da yüzde 60 büyümütür. Ancak aynıdönemde, biyoçeitliliin korunmasına yönelik uluslararasıfinansman sadece yüzde 38 oranında artmıtır 492 . Korunanalanların u anki finansmanı genellikle yetersiz kabuledilmektedir ve küresel açıklara dair tahminler yılda1,0–1,7 milyar Amerikan doları 493 , 23 milyar Amerikandoları 494 veya 45 milyar Amerikan doları 495 arasındadeimektedir. Ayrı bir tahmin, denizlerin ve okyanuslarınyüzde 20-30’unu kaplayan kapsamlı bir deniz korumaalanı sistemini finanse etmenin yılda 5–19 milyar Amerikandolarına mal olacaını 496 ileri sürmektedir. Bu açıklar,korunan alanlar dahilinde izin verilen kaynak kullanımdüzeyine balı olarak, korunan alanlar tarafından salanan4.400 milyar ve 5.300 milyar Amerikan doları arasındahesaplanan toplam ürün ve hizmetlerin yıllık deeri ilekarılatırılmazsa, özellikle ekonomik kriz dönemlerindedevasa para miktarları gibi görünebilir 497 .Finansmandaki bu boluk günümüzde gündemealınmamaktadır. Korunan alanların hükümet finansmanınadair 2008 yılında 50’den fazla ülkede gerçekletirilen biranaliz, CBD PoWPA’ya yönelik taahhütlere ramen malîdestein genel olarak azalmakta olduunu göstermitir 498 .Korunan alanların bu raporda belirtilen iklim deiikliiazaltım ve etkilerine uyumdaki rolünün gerçekletirilmesiiçin bu açıklarla yüzleilmelidir. Bunun alternatifi, korunanalan sistemlerinin iklim deiikliini ele almada yapabileceibüyük katkıdan feragat etmektir ve bu, daha sonraki biraamada alınması gereken daha masraflı tedbirlere yolaçabilir.Yeni fırsatlarklim deiiklii tevik mekanizmaları, ulusal planlamave finansmanda hesaba katılması gereken birkaç yenifırsat salamaktadır. Korunan alanlar, ulusal REDD’lerinve dier arazi kullanımı stratejilerinin kilit bir bileeniolarak dahil edilmelidir ve ekolojik boluk analizleri, iklimaçısından öncelikli yatırımları tanımlamaya yardım etmekiçin kullanılmalıdır. Ülkeler; turbalık, tatlısu, çayır, deniz vetoprak karbon depoları gibi “dier” tutum mekanizmalarınıazaltım eyleminin bir parçası olarak dahil etme fırsatlarınıve özel olarak, etkin iklim deiiklii uyumu için yaamsalolan temel ekosistem hizmetlerine yatırım fırsatlarınıaratırmalıdır.


Korunan alanları iklim deiikliiyle mücadelede kullanma fırsatları79Baobab aaçları vadisi, Madagaskar © Nigel DudleyÖRNEK ÇALIMAKarbonun Korunan Alan Yönetim EtkinliiniArtırmak Suretiyle Tutulması: Tanzanya’danÖrnek Bir ÇalımaUNDP GEF finansmanıyla Tanzanya Hükümetitarafından yürütülen çalıma, Dou Ark Daları’nınönemli bir karbon deposu oluturduunu göstermitir.Aratırma dalarda, 151,7 milyon ton karbonundepolandıını hesaplamıtır; bu miktarın yüzde60’ı mevcut orman rezervlerinde bulunmaktadır.Ormansızlama geçen 20 yılda temel olarakkorunmayan ormanlarda ve aaçlık alanlarda olmaküzere yaklaık 34 milyon ton karbonun kaybıylasonuçlanmıtır. Aratırma ayrıca, bozulmamıormanların hektar baına 100 ila 400 ton arasındakarbon (hektar baına ortalama 306 ton) depoladıınıancak bozulmu ormanların hektar baına yaklaık 85ton karbon depoladıını hesaplamıtır.Bu bulgular, yeni kurulmu üç doa rezervindeyönetimi güçlendirmek için Uluslararası klimnisiyatifi’nden salanacak finansmanı gelitirmekiçin kullanılmıtır. Bu rezervler için referans karbontahmini 18,25 milyon ton civarındadır, ancak ormanlarbozulmaya devam ettikçe bu miktar dümektedir. Dahagüçlü bir yönetim sisteminin hayata geçirilmesiyle,bozulmu orman alanlarının yenilenmesi sayesindeormanlar ek olarak 5,5 milyon ton karbon dahatutacaktır. Bu da genel olarak kabaca, 23,8 milyon tonkarbonun depolanması anlamına gelmektedir.klim ile ilgili piyasa içi ve dıı çeitli giriimlerin, korunanalanların oluturulması ve yönetimini malî açıdanaaıdakiler de dahil desteklemesi düünülmelidir:• Biyo-karbon dengesi için düzenlenmi uluslararası piyasa• Biyo-karbon dengesi için gönüllü uluslararası piyasa• Havzaların korunması için gönüllü ekosistem hizmetleriödemesi (PES)• Gönüllü evsel çevre dengelemesi• Küresel biyoçeitliliin korunması için GEF ödemeleri• Gönüllü uluslararası ticari biyoçeitlilik dengeleyicileri• Düzenlenmi uluslararası ticari biyoçeitlilik dengeleyicileriEkosistem hizmetlerine ilikin finansmanın gelitirilmesineek olarak, aaıdakileri gerçekletirmek için ekonomiktedbirler alınmalıdır:1. Çevresel dısallıkları hesaba katmadan geliimi tevikeden tarım, balıkçılık ve enerji gibi sektörlere yönelikçevresel açıdan bozuk sübvansiyonların giderilmesi,2. Doal kaynaklar için uygun fiyatlandırma politikalarınınuygulanması,3. Besin maddesi salınımını azaltmak ve karbon alımınıtevik etmek için mekanizmaların kurulması,4. Ekosistem hizmetlerini bozan etkinliklerdenvazgeçilmesi için ücretlerin, vergilerin, gümrüklerin vetarifelerin uygulanması 500 .Kaynak: Neil Burgess, UNDP


80 Bölüm 4Korunan alanların REDD programlarınıgüçlendirme aracı olarak kullanımıANA MESAJLARKorunan alanlar, ulusal REDD stratejilerinin önemli bir yapı taı olmapotansiyeline sahiptir. Korunan alanlar etkin olarak yönetildikleri durumlarda,ormansızlamayı ve orman bozulmasını azaltmanın güçlü araçları olduklarınıgöstermilerdir. Yeni korunan alanlar, arazi kullanımının deimesindenkaynaklanan emisyonları dorudan düürebilir. Bu yüzden, potansiyelemisyon kaçaklarını ele alan ulusal programlar balamında önerilen bazıREDD kredileme mekanizmaları kapsamında geçerli olabilirler. Orman kaybıve bozulmasını azaltmanın ötesinde bu tür alanlar, iklim deiikliine uyumdayaamsal olan ekosistem hizmetlerini güvenceye alacak ve nesli tükenmeküzere olan türleri koruma altına alacaktır (REDD Plus).Yasuni <strong>Milli</strong> Parkı, Ekvator © Nigel Dudley


Korunan alanları iklim deiikliiyle mücadelede kullanma fırsatları81ArkaplanKorunan alanlarda bulunan ormanlar ve muhtemel dierhabitatlar, “ormansızlama ve orman bozulumundankaynaklanan emisyonları azaltmak” için önemli potansiyelsunar (REDD). Arazi kullanımı ve yönetimindekideiikliklerden kaynaklanan azalmaları ölçme vedorulama yöntemleri u anda, UNFCCC altındagelitirilmektedir. Pek çok kurum, çoktan korunanalanların REDD’in bir parçası olacaını 506 düünmektedir.Küresel orman korunan alanları aı ihtiyacı, korunanalanlar ile karbon tutumu ve depolanması arasındakipotansiyel birliktelikleri açık ekilde inceleyen CBD 507altında tanımlanmı durumdadır. REDD’e ilikin birçoktartıma, çoklu kullanıma sahip peyzajlarda orman kaybınıönlemeye odaklanır. Ancak korunan alanlardaki ormanlarda, bu alanlar dıındaki ticari amaçlı ya da tüzel kiilerceyönetilen ormanlar ile balantılı olarak önemli seçeneklersunmaktadır. Çayırlar, turbalıklar ve sulak alanlar gibidier ekosistemlerde depolanan karbonun korunmasının,REDD türü mekanizmalarca desteklenmeye uygun olmasıda mümkündür 508 .Halihazırda yürütülmekte olan büyük politika müzakereleri,tüm ülke temelinde referans emisyon düzeyleri ile izleme,raporlama ve dorulama sistemlerinin kurulmasınıöngörmektedir. Bu nedenle ulusal hükümetler;ormansızlama ve orman bozulmasından kaynaklananbilimsel açıdan savunulabilir bir referans emisyondüzeyini müzakere etmek ve REDD mekanizmalarıyoluyla tazminat almak amacıyla emisyonları, belirlenendüzeyin altına çekmek zorunda kalacaktır. Korunanalanlar ile yerli halklar ve topluluklarca korunan alanlarda dahil, referans ormansızlama düzeylerini aaıçeken mevcut orman koruma çabaları, bu çabalarıengellememek için ulusal REDD programlarının kurulumuesnasında dikkate alınmalıdır. Tazminat, esnek muhasebestandartlarına sahip olan ve ulusal açıdan uygun azaltımeylemleri sistemi (NAMA) içinde görülebilir. Fon temellimekanizmalar yoluyla desteklenen, veya daha kesinölçülen emisyon kesintileri arayan özel sektör yatırımcılarıtarafından fonlanan, piyasa temelli bir yaklaım altındaoluabilir.Halihazırda, REDD tevikini sadece büyük açıkları olanyüksek emisyon ülkelerine yönelik eriilebilir kılmak için ilkplanlar, REDD’in Bali Eylem Planı’ndaki tanımını dahil etmefırsatı vermektedir (örn. mevcut ormanların korunmasını dahiletme ve karbon depolarını gelitirme veya “REDD Plus”).Korunan alanların kurulması ve etkin yönetimi yoluyla ya dadier yollarla korumaya yatırım yapan ve sonuç olarakormansızlama ve orman bozulmasından dolayı tarihselolarak düük emisyon seviyelerine sahip olan ülkelerin• UNFCCC Kyoto Süreci Temiz Geliim Mekanizması (CDM)gereince sadece aaçlandırma ve ormanlatırma projeleridengeleyiciler olarak kullanılmaya uygundur; bu var olanormanların korunmasının mekanizma dıında kalması anlamınagelir. Ancak, bu deiebilir. 2007’de Endonezya, Bali’deki 13.UNFCC Taraflar Konferansı’nda Kyoto’ya ek olarak kaçınılanormansızlama ve orman bozulumundan kaynaklanan düükemisyonları telafi etmek amacıyla bir mekanizma gelitirmek içinanlamaya varıldı. REDD’in uygulamada ne anlama geleceinindetayları henüz tam olarak anlaılmı deil. u ana kadarturbalıklar, bazı tatlı sular gibi doal karbon depoları ve yosunyatakları gibi deniz ekosistemleri REDD kapsamına girmemitir,ancak teorik olarak gelecekte böyle olabilir.ihtiyaçlarını tanımak ve karılamak için REDD’e duyulanihtiyaç hakkında ayrıca tartıma sürmektedir. Bu, korumaiçin ahlaki olmayan teviklerin oluturulmasından kaçınmadaönemlidir.Hükümetler eninde sonunda, emisyonları nasılazaltacaklarını seçecek ve arazi kullanımındaki deiimlerve ormancılıktan kaynaklanan emisyonları azaltmak için içtevik ve politika mekanizmalarını tasarlayacaktır.Kapsamlı ilgi grubu müzakerelerini salamak için sosyalihtiyat politikaları ve dier rehberler ile özellikle yerel veyerli topluluklar üzerindeki olumsuz etkileri önleyenprogramların tasarlanması için güçlü bir uluslararasıdestek vardır. Benimsenen ulusal REDD uygulamastratejilerine balı olarak proje temelli yaklaımlar; ormankaybının yerel etmenlerini ele almanın ve REDDstratejilerinin yükümlülüklerini ve tarafsızlıını garantietmenin doru bir yolu olmaya devam edebilir. Ulusaltemeller, herhangi bir projede oluabilecek kaçaklara karıgaranti altına almaya yardım eder. Ormanlara sahipgelimekte olan ülkeler arasından REDD giriimlerine olangeni katılım, ormansızlamanın uluslararası düzeyde yerdeitirmesine karı koruma salayacaktır (uluslararasıkaçak).REDD’in avantajları ve dezavantajlarıGelimekte olan ülkeler çapında REDD’i etkin ekildeuygulamak için gereken kaynaklar ciddi ölçüdedir.Hem malî tevikler yoluyla ormansızlamayı azaltmapotansiyeli hem de sahip olunan olası para miktarıhakkındaki tahminlerde büyük farklar olmasına ramen,yılda 55 milyar Amerikan dolarına kadar bir deer önesürülmektedir 509 . Stern raporu 510 , REDD mekanizmalarınıyürürlüe koymak için yılda 10 milyar dolar gerekeceiniöne sürer. REDD birkaç kritik meseleyi tek bir mekanizmaiçinde ele alma potansiyeline sahiptir: klim deiikliininve arazi bozulmasının azaltılması, biyoçeitliliinkorunmasının gelitirilmesi, insan refahının artırılması veyoksulluun hafifletilmesi. Dünya Bankası ve BirlemiMilletler gibi kurumlar, REDD projelerine yatırımyapmaktadır. Ancak, kapasitenin artırılması ve sürekli,öngörülebilir ve uzun vadeli fonlama gerektirecektir.Bununla birlikte REDD’in genel orman politikası içindeuygulanmasında, korunan alanlar için zorluklar olacaktır.Çou REDD finansmanının hem ülkelere hem de ülkeleriçinde en yüksek ormansızlama oranlarını yaayanbölgelere gitmesi beklenmektedir. Yüksek ormansızlamaalanlarındaki müdahaleler yerel olarak orman kaybındankaynaklanırken, bu tür REDD etkinlikleri aslında iyikorunmayan korunan alan arazileri üzerinde yenilenmibaskı yaratılması gibi zıt etkiler oluturabilir. REDD’inbaka yerlerde uygulanmasından ötürü oluan potansiyelsaldırılara karı REDD politikaları, korunan alanlarıgüçlendirme ihtiyacını göz önüne almalıdır. Benzer ekildekarbon açısından en zengin orman ekosistemlerineodaklanan REDD tevikleri, sulak alanlar ve çayırlargibi biyoçeitlilik için can alıcı olan ve dier önemliekosistem hizmetlerini salayan dier habitatların deerinidüürebilir. REDD programları biyoçeitlilik güvenceleriniiçermeli ve arazi temelli karbon tutumunu optimize ettii


82 Bölüm 4Amazon yamur ormanları, Loreto Bölgesi, Peru © Brent Stirton/Getty Imagesiçin insanların ve yaban hayatının ihtiyaçlarını göz önündebulunduran daha geni bir ulusal arazi kullanım planlamasürecinin parçası olmalıdır.Korunan alanlar tabiatları bakımından doal habitatlarınuzun vadeli korunmasına ayrılmı olmalarından dolayı,süreklilik açısından pek çok dier arazi yönetim sisteminegöre önemli ek avantajlar sunarlar. Çou iyi korunanalan kabul edilmi yönetim politikasına ve yönetiimdüzenlemesine sahip olmalıdır. Genelde en azından, bellibir seviyede ulusal karbon envanterlerinin gelitirilmesineyardım edebilen altlık verileri ve izleme sistemlerine sahipolacaklardır. Korunan alanların izlenmesi ayrıca ulusalaltlık ve izleme çabalarının içine girdi salayabilir.Aynı zamanda, zayıf yönetilen çou korunan alandayasadıı aaç kesimi ve dier tehditler ormanlarınbozulmasına yol açmaktadır. Böyle korunan alanlarda,yönetim etkiniinin gelitirilmesi ormanların bozulmasınıazaltabilir ve ormanların karbon tutumunu gelitirebilir.Korunan alanlardakiler de dahil çou yıkıcı orman kaybıve bozulması yasadııdır ve hızlı orman bozulmasıyaayan ülkelerin çounun bu soruna yaklamak içinyönetiim sistemine sahip olmadıını düünmek içinsebepler vardır 511 . Sonradan ormansızlaan alanlardakiREDD yatırımları basitçe boa gitmektedir. Ayrıca, itimadıazaltmaları dolayısıyla, gelecekte böyle bir mekanizmayıkullanma fırsatlarını engellemeleri olasıdır. Ancak, buherhangi bir ekosistem yönetimi için geçerlidir ve REDDfinansmanının korunan alanlardaki önemli bir kullanımının,yasadıı aaç kesimini ele alacaına dair bir varsayımvardır.Yerel düzeyde mekanizmalar; örnein aırı rüzgarlar,yangınlar ya da hastalıklar (buna kendi içinde dolaylıolarak iklim deiiklii neden olabilir) yoluyla rastlantısalorman kaybını açıklamak için gereklidir. Bu birkaçalanı birletirmek suretiyle baarılabilir. Genel olarakbu rastgele olaylar, emisyonların azaltılması için ulusalhedefleri etkileyecek kadar büyük olmayabilir, ancak bazıdurumlarda (El Niño’nun yangın rejimlerinde deiiklikyaratması gibi) birkaç ülkenin ibirliine gitmesinigerektirecek kadar ciddi olabilirler.Daha genel olarak bazı analistler, kötü yönetilen REDDprojelerinin arazi mülkiyet güvenlii ve kaynaklara eriimbakımından fakir ülkeler üzerindeki baskıyı artıracaındanendie etmektedir 512,513 : Orman kaybının önemli birkısmı, bu kaynaklara el konulduu taktirde birkaç dierseçenekle yüz yüze kalacak fakir çiftçiler ve toplayıcılarıneylemleri yüzündendir. Bu yasal boluu ele almak içinmekanizmalar tartıılıyor olsa da, bu sorunlar yatırımcılarıREDD fonlarını en güvenli seçeneklere -ki bunlar dagenellikle en akut sorunlarla karı karıya olan ormanlardeildir- yatırmaya tevik etmektedir.Bazı eylemci gruplar ve yöre halkı örgütleri, REDD’indünyanın zenginlerinin enerji ve fosil yakıt tüketimini


Korunan alanları iklim deiikliiyle mücadelede kullanma fırsatları83Tablo 10: Korunan alanlarda muhtemel koullara sahip karbon projeleri için WWF Meta-Standartçerçevesindeki unsurların karılatırılmasıSorun Ayrıntılar Korunan alan çıkarımlarıKarbonhesaplamaSosyal veçevreseletkilerDorulama vesertifikasyonEk katkı özelliiKaçakDevamlılıklgi gruplarımüzakeresiSürdürülebilirkalkınmaYüksek KorumaDeerleri’ninTanımlanmasıÇevresel etkilerindeerlendirilmesiUzun vadeliuygulanabilirlikDorulamaSertifikasyonREDD fonlaması genelde, yalnızca ormanların risk altında olduu alanlardaki korunanalanlara ve baımsız deerlendirmelerin açıkça bitki örtüsünün kaybolduunu yada bozulduunu gösterdii ve ek kaynakların bunu azaltabilecei korunan alanlarauygulanabilir olmalıdır.Bir korunan alanın kurulmasının, basitçe orman kaybını baka bir yere kaydırmayacakekilde analizinin yapılması gerekecektir; örn. yöre halkının kaynak kayıplarının,aaçlandırma veya dier yenilenebilir enerji kaynakları yoluyla yeterli ölçüdekarılanması.Korunan alanlar doal bitki örtüsünü ebediyen korumayı amaçlamaktadır. Eer bitkiörtüsünün kaldırılması yönetimin bir parçasıysa, durum karmaık hale gelebilir; örn.yanıcı maddelerin azaltılması için kontrollü yangın uygulaması gibi. Bu yalnızca, belirliülkelerdeki bazı alanlara uygulanacaktır (ve korunan alanlar dıındaki ormanlarda dauygulanabilir). Bu tür kayıpları açıklamak için yaklaımlar mevcuttur.Korunan alanlar, gittikçe daha çok kapsalımlı ilgi grubu süreçlerine gereksinimduymaktadır; örn. CBD PoWPA dorultusunda kurulan yeni korunan alanlar için böylebir gereksinim vardır. Yerli halk toplulukları tarafından ilan edilen artan sayıda korunanalanda bu durum yansımaktadır.Korunan alanlar, geçim kaynaklarını engellememeyi garantiye almak için katı sosyal veçevresel güvencelere daha çok balanmaktadır. Bir dizi yönetim yaklaımı ve yönetiimtipinin uygulanması buna yardımcı olabilir; örn. IUCN VI. sınıftaki doal kaynak ilemerezervleri, yaayan aaçları korurken deerli ürünlerin (odun dıı orman ürünleri gibi)sürdürülebilir ekilde toplanmasını kolaylatırır. Bu durum, ormanların baka durumlardatehdit altında olduu hallerde, REDD projesi için ideal bir senaryo sunmaktadır.Korunan alanlar özel olarak koruma deerleri için seçilmektedir ve uygun alanlarıtanımlamak için gittikçe karmaık olan bir dizi araç mevcuttur.Benzer ekilde, günümüzde korunan alanların çevresel yararlarını; örn. su salama,topraın dengelenmesi veya toplulukları iklim aırılıklarından koruma açısındandeerlendiren bir dizi yöntem vardır.IUCN’in korunan alan tanımı, korumanın uzun vadeli yapısını korunan alanları diersürdürülebilir ve doaya saygılı arazi kullanım biçimlerinden ayıran temel bir özellik olarakvurgulamaktadır.Korunan alanların yönetim etkinliini izleyen ve deerlendiren yöntemler geçen on yıldahızlı ekilde artmıtır. Bunların bazısı hâlihazırda karbona ilikin konuları ele almaktadır(örnein uzaktan algılama yoluyla orman örtüsünün izlenmesi) ve belli gelimelere ihtiyaçduyulsa da karbon hesaplamasını mevcut deerlendirmeler ile bütünletirmek mümkünolacaktır.Bazı korunan alan sertifika programları bulunmaktadır; örn. Avrupa’daki Pan Parkprogramı ve yeil ekoturizm programları gibi; ve dierleri de gelitirilmektedir. Bazıkorunan alanlar da korunan alanlardaki ormanları sertifikalamak için Orman YönetimKonseyi gibi mevcut programları kullanmaktadır. Her iki yaklaım da REDD kapsamındakarbon hesaplamaya uygulanabilir. Ayrıca, özellikle REDD projeleri için gelitirilen artansayıda sertifika programı vardır.Bütün karbon dengeleme projelerinde ortak olan tamamen teknik bazı meselelere -çift sayımdan kaçınılması, uygun kayıtsüreçleri ve yayınlama ile izleme gibi- bu tabloda deinilmediine dikkat edilmelidir.


84 Bölüm 4Amazon’da yerli halkın yaadıı topraklardave korunan alanlarda karbon tutumpotansiyeli: Stanford Üniversitesi’ndegerçekletirilen çalıtay sonuçlarıKarbon depoları haritalarının bir araya getirilmesi,gelecekte arazi kullanımı deiim modelleri, yerli halkaait arazilerin ve korunan alanların konumu ve yönetimihakkındaki bilgiler, REDD üzerindeki etkilerinin tahminedilmesini salamaktadır. Yapılan bir çalıma, tümbunların birarada 2050 yılı itibariyle yalnızca BrezilyaAmazonu’nda tahminen 670,000 km²’lik bir alanınormansızlamasının önüne geçilebileceini göstermitir.Bu 8 milyar tonluk karbon emisyonunun engellenmesianlamına gelmektedir 527 . Konum önemlidir:Ormansızlama riskinin yüksek olduu bölgelerdebulunan söz konusu korunan alanların ve yerli halkınyaadıı toprakların, bu riski düürerek emisyonlarıazaltma potansiyeli daha fazladır.Korunan alanlar ve yerli halka ait araziler, muhtemelenortaya çıkan REDD çerçeveleri dahilinde ve muhtemelenyalnızca engelledikleri “fazladan” emisyon kadardeerlendirilebilirler (örn. karbon depolarının kendisi içindeil). Krediler bu nedenle, ormansızlamanın yeniyaandıı alanlarda bulunan yeni kurulmu bölgeler içinya da yönetimleri iyiletirilecek, ormansızlamayı vebozulmayı azaltacak var olan bölgeler içindir. Piyasalarilem yapmaya izinli olsa dahi, Brezilya dengelemeyehizmet etmeyen kuralları onaylamaktadır. Peru, korunanalanlara dorudan yarar salayacak proje tabanlıdengelere izin vermektedir. Çalıtayda bu mekanizmalarıkullanarak REDD projelerinin potansiyelini ve bunlarakarı tehditleri açıklayan (üçü korunan alanlarda ve biriyerli arazilerinde bulunan) Peru, Bolivya ve Brezilya’daki4 proje tanıtılmıtır.Konferansta elde edilen sonuçlar:• Korunan alanlar ve yerli toprakları, REDD çerçevesindeçekici seçenekler olabilir ve ormansızlatırmayıölçülebilir, raporlanabilir ve dorulanabilir (MRV)yollarla azaltabilir.• Bunun ne kadar olduu konum, finansman miktarı,kanunlara ve bu karbonun hâlihazırda hassas olupolmamasına göre deiir• Korunan alanlar ve yerli araziler için finansmanbolukları ve korumanın bazen kaıt üzerinde kalması,bu bölgelerden sürekli bir karbon emisyonuna nedenolmaktadır.• Hızla gelien REDD çerçeveleri, ulusal taban çizgisinekarı azalan karbon emisyonunu büyük olasılıklaödüllendirecektir.• Korunan alanlar ve yerli arazilerin, karbon emisyonunuazaltacakları bir platform oluturmaları gerekecektir.• REDD fonuna eriim olacaksa, savunucular yenirezervlerin kurulmasına ve var olanların daha iyiyönetilmesine odaklanmalıdır.Kaynak: WWFkesmektense en fakir insanların yapacaı fedakarlıklaradayandıı gerekçesiyle REDD’e karı olduklarınıaçıklamıtır. Bu sorular, var olan gönüllü tasarılardaolduu gibi güçlü bir sosyal güvence 514,515 ve güçlübir politik çerçeve gerektirir (örn: klim, Topluluk veBiyoçeitlilik Birlii): birçok yerli halk örgütünün ve yereltoplulukların hâlihazırda REDD tasarılarını aratırıyorolduu gerçei, çounluun bu problemleri zorlayıcıgörmediini göstermektedir.Yaklaımlar konusunda bir denge savunulmaktadır. REDDmekanizmasının, biyoçeitliliin korunması ve doalormanlarda yaayan insanlar için potansiyel faydalarıbulunmaktadır. Ancak bu yalnızca, gerçekten ihtiyaçduyanlar için sosyal faydaları en üst düzeye çıkaran birçerçeve içerisinde, REDD’in gerçek faydalar salayacaınıgaranti altına alacak sosyal ve çevresel anlamda yeterlikorumanın uygulanmasıyla mümkündür. u andapotansiyel REDD finansmanını kullanmak için ormankayıplarını durdurmak en acil önceliktir. Bununla birlikte,korunan alan tampon bölgelerinde yeniden ormanlatırmave aaçlandırma ile tehlike altındaki türleri korumak içintedbirlere yatırım yapma gibi iklim deiikliine uyumiçin yaamsal olan dier ekosistem hizmetlerini telafietmek amacıyla gelimi REDD giriimlerini gelitirmekiçin önemli potansiyel vardır: Bu, biyoçeitlilik sıcaknoktalarında ve müdahalenin baka türlü uygun maliyetliolmayabilecei, yüksek insan nüfusu artıına sahipyerlerde ormansızlama ve orman bozulmasındankaçınmayı içerir. Korunan alanlar bu tür giriimler için idealolarak uygun ve denenmi giriimlerdir.REDD programlarına korunan alanları dahil etmeninavantajları: Orman kaybını ve tahribatını aza indirmeninbir yolu, REDD ve birçok korunan alan yönetim modelininfelsefesinde olduu gibi ormanları kalkınmadan korumaktır.Bu sayede REDD mekanizmalarını korunan alanlar aınıniçine dahil etmek, her iki sonuca da aynı anda ulamakadına potansiyel olarak güçlü bir yoldur. Korunan alanlarınkarbon tutumu konusunda yukarıda da bahsedilen oldukçafazla avantajı bulunmaktadır. Ancak yine de özetlemekgerekirse:• Genellikle etkin ekilde yönetilen korunan alanlar,özellikle kullanımdaki daha sıkı kontrolleri içerenler(IUCN I-IV. sınıf) ormanlara tam bir korumasalamaktadır. Böylece iklim faydalarını en üst düzeyeçıkararak, ölçüm ve hesaplamayı görece olarakkolaylatırmaktadır.• Pek çok ülke, korunan alanlarını yöneten kanunlar vepolitikalara sahiptir, öyle ki korunan alanların REDDkapsamında finansmanı uzun politik ve yasal gecikmelerolmadan, mevcut bir çerçevenin içerisine oturabilir.• Pek çok ülke ayrıca, korunan alanlar için ilgili bakanlıklabalantılı bir kurum, korunan alanlar için kabul edilmistandartlar ve tekilat yapısı gibi kurumsal bir yapıyasahiptir. Bu sayede, REDD’in uygulanması hazır biraltyapıya sahip olacaktır.• Birçok ülke eitilmi bir korunan alan personelkadrosuna ve buna ek olarak donanım, veri yönetimsistemleri ve danıma süreçleri gibi (kapasitenin düükya da eksik olduu yerlerde tüm bunları gelitirmekREDD finansmanı için potansiyel bir kullanımdır) ilgilikapasiteye sahiptir. Pek çok ülke ayrıca, uygulamayayardım etmek için ilgili STK’lara sahiptir.• Korunan alanlar, çoktan REDD’in temel bir gereksinimiolarak tanımlanmı arazi dokusu antlamalarınıoluturmak ve düzenlemek için sistemlere sahiptir.


Korunan alanları iklim deiikliiyle mücadelede kullanma fırsatları85Göç eden zebralar, Tanzanya © Sue Stolton• Pek çok koruma stratejisinin de odaı olan 516 zenginbiyoçeitlilie sahip tropikal ormanlarda karbondepolama muhtemelen bilhassa yüksek olacaktır.• Korunan alanların yönetim etkinliinin izlenmesindekullanılan teknikler oldukça ileri düzeydedir 517 ve birçokdurumda bu teknikler, tam anlamıyla yeni donanımasahip bir araca gereksinim duyulmadan, karbonhesaplamasını da içerebilecek ekilde dönütürülebilir.Aynı zamanda sertifikasyon sistemleri de geliimaamasındadır.• Korunan alanlar, altı IUCN yönetim sınıfında özetlendiiüzere, çok sayıda yönetim yaklaımı ve yönetiimtürü içermektedir ve bu nedenle, çok çeitli sosyal veçevresel koullara uyarlanabilen esnek bir araçtır.• Ekolojik bölge koruma planlarını, ulusal ve yereldüzeyde korunan alanların boluk analizlerini 519 vedier geni çaplı planlama giriimlerini içeren mevcutçalımalar, yeni korunan alanlar için olası bölgelerhakkında bilgi salar.• Korunan alanlar, çoklu çevresel yararlarıoluturabilecek, iyi bir donanıma sahiptir. Bunlar aynızamanda yok olma tehlikesiyle karı karıya olan türlerinkorunmasında olduu kadar, iklim deiimine uyumsalanması alanındaki yararları da içerebilir.• Korunan alanları REDD finansmanına uygun halegetirmek, örnein CBD’nin Korunan Alanlar Programıile dorudan balantı oluturarak Rio Sözlemelerive dier uluslararası araçlar arasındaki birlikteliinartırılmasına yardımcı olabilir.• Birçok korunan alan ek sosyal ve çevresel deerleresahiptir (bunlara raporun 2. bölümünde deinilmektedir).REDD kapsamında korunan alanların kullanımı ileilgili bazı potansiyel kısıtlamalar: Korunan alanlarREDD’e özgü zorlukların birçounu paylamaktadır.Kötü planlanmı ya da uygulamaya geçirilmi korunanalanlar, zorla yer deitirme ve geleneksel kaynaklaraeriimin engellenmesi sonucu yoksulluu artırarak refahıdüürebilir 521 . Yasadıı aaç kesimi ve ate kullanımı, dahabüyük peyzajlarda olduu kadar korunan alanlarda dagerçeklemektedir. Birçok korunan alan halen sistemlerve alanlar düzeyinde etkin olmayan yönetimlerin sıkıntısınıçekmekte ve deerleri dümeye devam etmektedir 522 .Tüm bu sorunlara dikkat çekmek için araçlar, tekniklerve yöntemler vardır; ancak iyi yönetilen bir REDD emasıbunların uygulanmasını salamalıdır.Ek katkı oluturabilme özelliine ilikin olarak, REDD ileilgili belirli bir soru oluabilir- örnein projenin olmamasıhalinde nelerin ortaya çıkacaına ek olarak bir karbondenkletirme projesiyle oluturulan sera gazı emisyonazaltımlarının seviyesi. Eer korunan alanlar zatenuygulamadaysa, onların korunması için para harcamakoldukça az fayda salayabilir. Görünen o ki korunanalanlardaki REDD fonlaması yalnızca aaıda belirtilenkoulları salayan bölgelerde uygulanabilir:• Orman kaybı ve bozulması riski bulunan alanlarda, yenikurulmakta olan korunan alanlar• Yeterli kaynaa sahip olmayan ve orman örtüsünü yada niteliini (baımsız bir deerlendirme tarafındanbelirlenir) kaybetmekte korunan alanlar• Alternatif uzun vadeli finansman kaynakları olmayan veREDD finansmanı olmadan ormansızlamanın artmasımuhtemel olan alanlar• Korunan alanlara destek olmadan, REDD bozuktevikler yaratma riski taımaktadr (örn. doal ormanlarıaaçlandırma alanlarına dönütürmek ya da dahagenel anlamda baskı altındaki ormanları ödüllendirmek,böylelikle iyi koruma politikalarına ve güçlü çevreselyönetiim kaydına sahip ülkeleri cezalandırmak)• REDD ödemeleri, ormanların uzun vadede korunmasınıtevik edecek ekilde çevredeki topluluklardakalkınmayı ve geçimi desteklemek amacıylakullanılabilir.


86 Bölüm 4Korunan alanlar ile ilgili hâlâ çözüm bekleyen meselelervardır. Yetersiz bir koruma düzenine sahip bir ormanınsıkı bir yönetimi olan korunan alana terfi etmesi REDDkapsamında sayılır mı? Örnekler, orman rezervlerininstatüsünü korunan alana dönütürüyor olabilir.Kapasitenin gelitirilmesi durumunda, dengesizliklerintelafisi nasıl hesaplanır? REDD projeleri ormanlarlamı sınırlı olmalıdır? Baka türlerdeki bitki örtülerinin,örnein turbalıkların korunması ve restorasyonu, en azormanlardaki kadar karbon depolanmasını salayabilir.Sosyal adalete ve çevresel baarıya ulamakWWF, potansiyel REDD projelerinin etkin ve sosyal açıdanadil olabilmesini temin edebilmek için gerekli adımlarıtanımlamıtır 523 . Doru bir uygulama, baarının ve REDDdengeleme planlarının halk tarafından benimsenmesininön artı olacaktır 524 . Tablo 10’da bu adımları bir çerçeveolarak ele alınmakta ve korunan alanlar ile ilgili olasısonuçları tartıılmaktadır.klim deiiklii bakımından potansiyel kazanımlar;ormanın tipine, yaına ve ormanla ilikili topraklara vebitki örtüsüne göre çeitlilik gösterecektir. GüneydouAsya’nın, yaayan aaçlardaki karbon miktarınınyeraltında depolanan karbona göre çok küçük kaldııturbalık ormanları ve tropikal bölgelerdeki baka ormanlargibi en yüksek biyokütleye sahip ormanlar, özellikle deertekil edecek ormanlar arasında olacaktır.ÇÖZÜMLEROrman korunan alanları REDD’i, ulusal uyum stratejileri kapsamındauygulamak için geçerli ve uygulanabilir araçlar sunmaktadır. imdiyekadar REDD tasarılarına ilikin getirilen eletirilere yanıt salamapotansiyelleriyle baarılı bir ekilde konunun üzerine gitmektedir.Bu potansiyelin en yüksee çıkarılabilmesi için birtakım ilerleme veiyiletirmelere ihtiyaç duyulmaktadır.Ek katkı özellii ve kaçaklar: Korunan alan oluturulması ve yönetimibakımından ek katkıların nasıl salanacaı ve nelerin ek özellikler olaraksayılabileceini belirlenmesi; geni ölçekli deerlendirme yöntemleride dahil olmak üzere salınım kaçaklarını önleyebilecek mekanizmalarıntanımlanmasıdır 526 .Kalıcılık: irketler, yerli halklar ve topluluklarca korunan alanlar dahil,devlet mülkü olmayan korunan alanlarda kalıcılıı garanti altına alacakmekanizmaların gelitirilmelidir.lgi gruplarına danıma ve etkin katılım: Korunan alanlara ilikin REDDtasarılarında ilgi gruplarının, özellikle de yerlilerin ve yerel topluluklarıngörüünün alınması ve katılımı için minimum standartlar üzerinde uzlaılması.Çevresel ve sosyal etkilerin deerlendirilmesi: REDD projelerinin çevreselhizmetler, yoksulluun azaltılması ve insanlıın refahı ile ilgili dier sosyalkonular açısından ek faydalarını deerlendirmede kullanılacak yöntemlerinkapsamıdır.Dorulama ve sertifikasyon: Karbon muhasebesinin mevcut yönetimetkinlii deerlendirmeleri ile nasıl bütünletirilebileceinin belirlenmesive sertifikasyon sürecinin korunan alanlara nasıl uyarlanabileceinin yada korunan alanlarda hâlihazırda kullanılmakta olanların nasıl karbonmuhasebesini de içerecek biçimde deitirilebileceinin kapsamıdır.


87Bölüm 5klim deiikliinin korunanalan tasarımı, yönetimi veyönetiimi açısından etkileriKorunan alanlar iklim deiiklii kaynaklı pek çok sorunla karı karıyadır.Tanımlanmı en önemli tehditlerden bazıları önceki bölümlerde özetlenmitir.klim deiikliinin öngörülen seyri ve iklim deiikliine karı oluturulacakdirence yönelik ilkelerin; alan tasarımı ve yönetimine eksiksiz olarak dahiledilmesi kaydıyla, korunan alan sistemlerinin bu baskıların büyük bölümüile ba edebilecei, deerlerini ve hizmetlerini koruyabilecei sonucunavarılmıtır.Mevcutta korunan alan sistemlerinin çou tamamlanmamı durumda vepek çou da yetersiz ekilde yönetilmektedir. klim deiikliinin her geçengün artan etkilerinin ele alınması ve korunan alanların tam potansiyellerinigerçekletirebilmesi için, önce bu sorunların aılması gerekmektedir.Bu kısa bölüm; biyoçeitlilii korumada korunan alanların etkinliinisürdürmek, ekosistem hizmetlerini devam ettirmek ve iklim deiiklii azaltımve etkilerine uyuma katkı salamak için uyum eylemlerine ilikin bazı önerilersunmaktadır.


88 Bölüm 5klim deiikliinin korunan alanlar üzerindeki olası etkileriANA MESAJLARYapılan aratırmalar korunan alan sistemlerinin; tasarımları sırasındagelecekteki iklim deiikliini dikkate aldıkları, direnç oluturma ilkeleriiçerdikleri, ekolojiyi tümüyle temsil ettikleri ve iyi yönetildikleri takdirde ortaiddetteki iklim deiim senaryolarında makul düzeyde salam kalacaklarınıöngörmektedir. Mevcut durumsa her zaman böyle deildir. Etkiler; habitatkayıplarından, tek tek türler için uygun artların ortadan kalkmasından,balantı zayıflıından, istilacı türlerin baskısından, yangın ve dier bozucuetmenlerin düzenlerindeki deiimlerden, aırı hava olaylarından ve özellikleiklim deiiminin insan yerleimi ve kaynak kullanımı üzerindeki etkilerininyaratacaı insan kökenli baskılardan kaynaklanacaktır.TehditAlan gözlemlerine dayanan modelleme çalımaları,iklim deiiminin ekosistemler üzerindeki etkisinindeerlendirilmesinin temelini olutururlar. Deiikliklerinher yerde görülmesi beklenmekle birlikte; kuraklık,orman ölümleri ve doal yangınların tehdidi altındakiAmazon bölgesi, boreal ormanlarının bir bölümü veorman istilası riski taıyan Kutup tundraları etkilere karıen hassas olacaı öngörülen alanlar kapsamındadır 528 .Bazı bölgelerde iklim deiiminin ekosistemler üzerindedönüümsel etkiler yaratarak aırı derecede tür yokoluuna ve ekosistem ilevlerinde ve ekolojik süreçlerdebüyük deiimlere yol açması olasıdır. Doal KaynaklarıKoruma Tekilatı’ndaki aratırmacılar, iklimle ilgilipotansiyel bitki örtüsü deiimlerini ekolojik bölgelerdüzeyinde inceleyerek; 1990-2100 arasında dünyaçapında buzsuz bölgelerin yüzde 34’ünde potansiyel bitkiörtüsü deiimi olacaını belirlemitir. Bu deiim, Afrikaiçin ortalama yüzde 24 ile Avrupa için yüzde 46 arasındadeerler almaktadır 529 . Güney Afrika’da ele alınan iklimmodelleri, ülkenin güney ve batı bölgelerinde Succulentve Nama Karoo içinde kalan geni bölgeler ile fynbosbiyomunun bazı bölümlerinde daha kurak, çöl benzeriartların hâkim olacaını öngörmekte olup, halen ülkedebu artlarda hiçbir bir ekosistem bulunmamaktadır.Fynbos biyomu içindeki dar yayılılı endemik Proteaceaetürlerinin yüzde 10’unun kaybolacaı senaryosu ilebiyoiklimsel modeli temel alan çalımaya göre; Fynbosbiyomunda 2050’ye gelindiinde yüzde 51 ila yüzde 65kayıp beklenmektedir.Sabit konumu olan ve genellikle yalıtılmı korunanalanların daha hassas olması beklenebilir. Aslındamodellemeler ve alan gözlemleri karıık müdahalelerortaya koymaktadır. Bireysel korunan alanların çoununhabitat ve tür kaybına uraması olasıdır, ancak iyitasarlanmı korunan alan sistemlerinin iklim deiiminemakul ölçülerde dayanabileceine ilikin kanıtlarbulunmaktadır. Bir çalımada, Sahra Altı Afrika’da üreyenkuların yayılıındaki deiimler modellenmitir.Çalımada; Afrika’nın Önemli Ku Alanları (ÖKA) aındakitür dönüümünün (yerel türlerin yok oluu ve yerlerine yenitürler gelmesi) 2085 itibariyle ÖKA’ların yüzde 42’sindekiöncelikli türleri kapsayacaı, ancak aın bütünündeöncelikli türlerin yüzde 88-92’sinin halen bulunduklarıÖKA’ların birinde ya da birden fazlasında uygun bir habitatbulabileceini öngörülmektedir. Sadece yedi ya da sekiztürün tüm uygun habitatlarını kaybedecei tahminedilmektedir 530 . Benzer ekilde, 1200 Avrupa bitki türüüzerinde gerçek deil de “ideal” bir rezerv aı kullanarakyapılan bir aratırmada, 2050 itibariyle Avrupa’daki türlerinbiyoiklimsel yayılıında yüzde 6-11 oranında teorik birkayıp olacaı belirlenmitir 531 .Bu çalımalar yalnızca iklim etkilerini dikkate almakta veiklim deiimi olmaması durumunda, iyi yönetilen veekolojik temsiliyeti yüksek korunan alan alarındakitürlerin güvende olduunu varsaymaktadır. Bir bakaçalımada üç bölgede, Meksika, Güney Afrika’daki CapeBitki Bölgesi ve Batı Avrupa, yayılı modellemesiuygulanmıtır. Çalımada; tamamlanmı bir korunan alanaı varsayılarak, Cape’de türlerin yüzde 78’iningelecekteki yayılım için hedeflenen temsiliyeti karıladıı,Meksika’da yüzde 89’un, Avrupa’da ise yüzde 94’ün tamtemsiliyeti koruduu belirlenmitir. Ancak eer mevcutkorunan alan sistemi deerlendirilmi olsa idi, çok dahafazla türün hayatta kalmasının risk altında olduugörülecekti 532 .Aslında çok az sayıda korunan alan sistemi eksiksizdirgerçekletirilenküresel bir analizde; memelilerin yüzde6-11’inin ve amfibilerin yüzde 16-17’sinin yetersiz korunan,“boluk türler” olduu, tehlike altındaki türler içinse buyüzdenin daha yüksek olduu tahmin edilmektedir 533 .Dolayısıyla eer böyle giderse, sistemler tam temsiliyetesahip olmadıı ve korumada daha aırı iklim deiimininöngörüldüü kuzey bölgelere yönelik bir yanlılık olduuiçin iklim deiikliinin korunan alanlar üzerinde çok dahabüyük etkileri olabilecektir 534 . Örnein bir çalımada,Kanada’daki korunan alanların yüzde 37-48’inin iklimdeiikliinden dolayı karasal biyom tiplerinde birdeiiklik yaayabilecei tahmin edilmektedir 535 .Bu bulgular, iklim deiiklii altında gelecekteki eilimlerinönemli göstergeleridir. klim deiiklii azaltım veetkilerine uyuma yönelik pek çok eylemin balı olduu


Korunan alan yönetim ve yönetiim uygulamaları89Hu aacıyla kaplı yamaçlar, Nalychevo Doa Parkı, Kamçatka Özerk Bölgesi, Rusya Federasyonu © Darren Jew/WWF-Canonekosistem hizmetlerinin muhafazası ile ekosistemdayanıklılıı arasındaki iliki ise pek az anlaılabilmitir.Halihazırda ekosistem dayanıklılıını korumanın önemli birparçasının; temelde yatan doal ekosistem bileiminin,yapısının ve ilevinin korunması olduunu varsaymaktayız.Korunan alanlar üzerindeki etkilerKorunan alan özelinde ya da sistemlerinde aratırılmaktaolan özgün etkilerin bazıları aaıda daha ayrıntılı olarakincelenmektedir.Habitat kaybı: Bu durumun, özellikle kar ve buzul örtüsükaybının bölgeye has türlerde habitat kaybına yol açtııkıyı bölgeleri ve dalarda farkedilir düzeyde olmasıolasılıı vardır 536 . Örnein 1938’den bu yana ABD’deChesapeake Koyu’ndaki Blackwater Ulusal Yaban HayatıBarınaı bataklıının üçte biri yok olmutur ve pek çokku türü için kı habitatı salayan geri kalan bölümününde büyük ölçekli deiime uraması beklenmektedir.Kaybın yarısının, yeraltı kaynaklarından su çekilmesindenkaynaklandıı düünülürken geri kalan kısmının, denizseviyesindeki yükselmeye balı olduu sanılmaktadır 537 .Uzun vadede deniz seviyesi yükselme hızının yaklaık3 mm/yıl olacaını varsayan bir modelleme, göçmensu kuları için yönetilen habitat alanının 2050’ye kadargörece sabit kalacaını, ancak sonra tamamen gelgitebalı bataklıklara dönüeceini öngörmektedir. Bangladeve Hindistan’daki Sundarbans mangrov ormanı fırtınalarakarı paha biçilmez bir tampon oluturmaktadır. Builev, önceleri ormansızlatırma nedeniyle giderek artanbir tehdit altında iken, imdi deniz seviyesi yükselmesive bunun sonucunda tuzlulukta oluan deiimlerin;doal yenilenmeyi güçletirecei ve korunmakta olanmangrovları bile etkileyebilecei düünülmektedir 539 . Tümbu deiikliklerin bu ekosistemlerdeki uyum tedbirlerive bunlara baımlı topluluklar ve onların geçim yollarıüzerinde önemli etkileri vardır.Belirli türler için elverili iklim koullarının kaybı: Türlerinpopülasyon ve yaam öyküleri, yayılılarındaki deiimlerve deien tür bileimleri yoluyla, iklim deiikliindenetkilendiine dair kanıtlar halen mevcuttur 540 . Yaygınolarak üç tür tepki gözlenmektedir: (i) Türler, özellikle aynıyayılı alanını muhafaza edebildikleri takdirde yukarılarave kutuplara doru göçerler, (ii) elverili iklim koullarısayesinde artı gösterirler, (iii) sınırlı göç edebilmepotansiyeli, sınırlı daılım ve/veya uygun koullu alanlarındaralması yüzünden azalırlar 541 . Eer türün “yeni” yayılıalanı bir korunan alanın dıında kalıyorsa, tür daha hassasduruma dümektedir. Örnein Meksika’da Tehuacán-Cuicatlán Biyosfer Rezervi’nde yapılan çalımalar,deien iklimin mevcut koruma sınırı dıında kalan nadirkaktüs türleri için uygun habitatları yok edeceini önesürmektedir 542 .


90 Bölüm 5ÖRNEK ÇALIMAAlçak rakımlı Banglade, sele karı çou ülkeye göre daha korumasız durumdadır ve iklim öngörülerisellerin artacaı yönündedir. Mangrovların doal koruma ilevlerinin, fırtınaların zararlarınıazaltmada etkin olduu kanıtlanmakla birlikte, bu yaamsal ekosistem hizmetinin iklim deiikliininetkilerini azaltabilmesi için Banglade’in doal mangrov ormanları olan Sundarban’ın daha çoununetkin biçimde korunması gerekmektedir.Banglade çoklu afetlerden kaynaklı ölüm oranının enfazla olduu ülkeler arasında baı çektii 573 gibi, dünyadaiklim deiikliinin etkilerine karı en korumasız ülkelerarasında bulunmaktadır 574 . Normal seller (barsha) her yılBanglade’in yüzde 30’unu etkilemekte olup; yerleimlertopraın gübrelenmesi ve balıklara üreme ortamınınoluturulması açısından büyük kazanımlar salayansele karı uyumlu hale getirilmitir. Anormal seller(bonya) ise toplam kara alanının yüzde 50’den fazlasınısu altında bırakmakta ve çok yıkıcı olabilmektedir 575 .Küresel iklim modellerinin analizi gelecek 100 yıl içindeAsya musonları döneminde yaıların be kat artacaınıöngörmektedir 576 .Doal habitatların saladıı ekosistem hizmetleri,çevresel yıkımlar sonucu bozuldukça onların yerlerinialmak üzere altyapı gelitirilmitir. Yirminci yüzyılın sonyarısında Banglade’te alçak rakımlı arazileri gelgite balısu baskınlarına ve tuz sızmasına karı korumak amacıylabir dizi kıyı seti ina edildi. Setlerin arkasında oluturulanaraziler deeri yüksek tarım alanlarına dönütürüldü.Ancak setler, fazla yaı ve/veya nehir selleri sonrasındatatlı suyun setin öteki tarafındaki araziden boalmasınaengel olmaktadır. Eer deniz seviyeleri, tahmin edildiiekilde yükselirse, yüksek düzeyli ani seviye deiimlerituzlu suyun seti amasına sebep olabilecektir. OECD’ninbelirttii gibi “iklim deiiklii özellikle de hâlihazırdasetlerle korunmakta olan bölgelerde kıyı selleri açısındançifte bela yaratabilir” 577 .Banglade’te afetlerin etkilerini azaltabilecek doalhabitatlar halen mevcuttur. Sundarban doal DünyaMirası alanı olarak kabul edilmi dünyanın en genimangrov ormanı 578 olup Banglade’in toplam doalormanlarının yüzde 43’ünü oluturmaktadır 579 . 3,5 milyoninsanın asgari geçimini ve güneybatı Banglade’inkasırgalardan korunmasını salamaktadır 580 .Mangrovların kapsamlı kök sistemleri sulak alanlarınve kıyı eridinin istikrarlı hale gelmesine yardım eder,dört metreyi aan fırtına dalgalarını 581 kırar ve sonuçtamangrovlarla iyice kaplanmı alanlar daha az mangrovbulunan ya da hiç bulunmayan alanlara göre rüzgârdan vedalgalardan daha az zarar görür 582 .Ancak ormansızlatırma yüzünden mangrov eridiningenilii hızla azalmaktadır 583 ; son elli yıl içinde ormanınyüzde 50 kadarı yok olmutur 584 . Dünya Mirası statüsüneramen, Sundarban ekolojik bölgesinin sadece yüzde15’i katı biçimde korunmaktadır ve sadece bir bölgenin,Sajnakhali Yaban Hayat Sıınaı’nın ekosistem ilevlerinigerektii ekilde korumaya yetecek kadar geni olduudüünülmektedir. Ayrıca korunan alanlar uygun yönetimiçin gerekli yetimi ve adanmı igücü ve altyapı yokluuçekmektedir 585 .Can ve mal kaybı bakımından en çok zarar veren seller,sahil bölgelerinde gelgitin yükselme döneminin büyükkasırgalarla çakıtıı zamanlarda gerçeklemektedir 586 .Milyonlarca insanın etkilendii bu olayların insana yönelikbilançoları korkunç olmaktadır. Mangrov tamponununetkinlii, 2007’deki Sidr Kasırgası’ndan sonra daha daartırılmıtır. Sundarban; kasırganın darbesini göüslemi,mangrov aaçlarının youn kütlesinin rüzgâr vefırtına dalgasının iddetini baarılı biçimde düürmesisonucunda da bölge sakinlerini daha yıkıcı sonuçlaryaamaktan kurtarmıtır; 587 .Arazi gözlemleri teorileri dorulumakta ve türler imdideniklim deiikliinden dolayı yaama alanlarınıkaydırmaktadır 543 . 143 farklı çalıma üzerinde yapılan birmeta analiz; yumuakçalardan memelilere, çayırlardanaaçlara çeitli türlerde sıcaklıa balı istikrarlı kaymalarolduunu göstermitir 544 . 1700 tür üzerinde yapılan benzerbir çalıma, yayılı alanlarında kutuplara doru ortalamaher on yılda 6,1 km’lik kaymayla iklim deiikliitahminlerini yine dorulamıtır 545 .Ortalama sıcaklık yükseldikçe, pek çok tür için en uygunhabitatlar daha yüksek rakımlara ya da daha yüksekenlemlere çıkacaktır. Daha yüksek rakımlı alanlarınvar olmadıı ya da deiikliklerin ekosistemlerin uyumsalayamayacaı kadar hızlı gerçekletii hallerde,dorudan müdahaleler (örnein türlerin yapay yollarlataınması) yapılmadıı sürece yerel kayıplar ya da küreseltür yok olularıyla karılaılacaktır. Yayılı alanlarınınsınırlarında bulunan türlerin ilk etkilenenler olmasımuhtemeldir. Örnein ABD’de Glacier <strong>Milli</strong> Parkı’ndayayılı alanlarının güney sınırında ya da sınırın yakınındabulunan yedi kutup ve alpin tipi damarlı bitki 1989’dan2002’ye kadar incelenmitir. Bu dönemdeki ortalama yazsıcaklıı önceki kırk yıldan ortalama 0,6 °C daha yüksekölçülmütür. Yüksek rakımlardaki türlerin iklime balı yokolularına ilikin öngörüler ile tutarlılık içerisinde dörttürün yaygınlıı yüzde 31 ila 65 oranında azalmı oluphiçbir türde artı görülmemitir 546 .Gözlemler; daha az bulut ve daha ılık hava koullarısebebiyle tropikal dalık bulut ormanlarının yüksek riskaltında olduunu 547 , özellikle amfibilerle 548 (amfibi türleridünya çapında azalmaktadır 549 ) ilgili olarak ciddi etkileraltında kalmasının beklendiini göstermektedir 1986-87’deEl Niño/ Güney Salınımı’na balı bir kuraklık ile ilikili iklimdeiikliinin, Costa Rica’daki iyi yönetilen bir korunanalan olan Monteverde Bulut Ormanı’nda amfibi kayıplarınayol açtıı düünülmektedir 550 . Altın karakurbaası (Bufo


Korunan alan yönetim ve yönetiim uygulamaları91Kepulauan Auri Takımadaları’ndan küçük bir resif, Teluk Cenderawasih Deniz Rezervi, Batı Papua, Endonezya © Ronald Petocz/WWF-Canonperiglenes) ile Harlequin kurbaası (Atelopus varius)yok olmu ve dört baka kurbaa türü ile iki kertenkeletürünün popülasyonu yıkıma uramıtır. 30 km 2 ’likalanda yapılan ayrıntılı bir incelemede, aynı dönemde 50kurbaa ve karakurbaası türünün 20’sinin yok olduubulunmutur 552 . Bu korunan alanda, sinekkuu türlerininde yayılı ve nüfus bakımından deiim geçirdiine ilikinkanıtlar bulunmaktadır 553 .ABD milli parklarında yapılan bir çalıma, eeratmosferdeki CO 2düzeyi iki katına çıkarsa mevcut memelitürlerinin ortalama yüzde 8,3’ünün ortadan kalkacaına,en yüksek kayıpların Big Bend ve Great Smoky Mountains<strong>Milli</strong> Parkları’nda (sırasıyla yüzde 20,8 ve yüzde 16,7)olacaına iaret etmektedir. Bitki örtüsü tiplerindekietkiler, öngörülen deiikliklerden kaynaklanacaktır.Toynaklı memeliler hariç çou memelilerin etkileneceidüünülmektedir. Genel olarak çou türün mevcut corafikonumlarında ya da yakınında sabit kalması ve yayılılarınıkuzeye doru geniletmesi beklenmektedir 554 . Buöngörülerin bazıları, Yosemite <strong>Milli</strong> Parkı’ndaki yüzyıldanfazla bir süredir toplanan küçük memeliler ile ilgili verilerinkarılatırmalı gözlemleriyle de desteklenmektedir.ncelenen 28 türün yarısı daha yüksek rakıma (ortalama500 metre) çıkmılardır.Bu gelimeyle bazı yüksek rakımtürleri tehdit edilir hale gelseler de mevcut yükseltieimlerinin korunması halen dier türlerin göç ederektepki vermelerine olanak tanımaktadır 555 . Meksika’dabu deiimler, görece az sayıda tür kaybı olacaını,ancak yayılılarda çarpıcı düü ve yüksek oranda türdönüümü (türlerin yüzde 40’ından fazlası) görüleceiniöngören tahminler ile, geni bir tür yelpazesi yönündenuyumaktadır 556 .Memeli popülasyonlarındaki deiimler sıklıklauygun besinin bulunabilirlii ile balantılıdır. Örnein,Madagaskar’daki Ranomafana <strong>Milli</strong> Parkı’nda 1986-2005arasında kılar 1960-1985 dönemine göre daha kurudur,bu yüzden meyve üretimi ve balı olarak da lemurlarınhayatta kalma oranı dümütür 557 .Da ekosistemleri sıklıkla iklim deiikliine karı özelliklehassas olarak nitelenmektedir. skoçya yaylalarındakiüç ulusal doa rezervinde yürütülen bir aratırmada,topluluk tiplerinin daılımını temsil eden 31 tür içindaılım modelleri incelenmitir. Bütün türler için daılımve sıcaklık arasında bir iliki tespit edilmi; ve modellerarktik-alpin topluluklarının düük iklim deiikliisenaryolarında bile ciddi tür eksilmesi geçireceinigöstermitir. Örnein, ngiliz dalık bölgelerinin ayırtedici topluluk tiplerinden olan Racomitrium-Carex yosunsüpürgeotu,dier toplulukların üst kesimlere doruyayılmasıyla uygun iklim alanlarını kaybedebilir 558 . ICIMODtarafından Kasım 2008’de düzenlenen UluslararasıDa Biyoçeitlilik Konferansı’nda düey irtifalardanötürü sıcaklık, nem ve güne radyasyonundaki marjinaldeiikliklerin bile yüksek oranda endemik olan fauna vefloranın daılımını etkileyebilecei, bunun da beraberindeyerel toplulukların son derece belirli ve yerellemi olankaynak kullanımları üzerinde etkiler getirecei ifadeedilmitir 559 .Yeni baskılar: Bu deiiklikler korunan alanlarayeni, birbirleri ile balantılı baskılar getirecektir.Örnein sulak alanlarda yeni türlerin istilası, mevcutrekabetçi etkileimleri ve beslenme dinamiklerinideitirebilecektir 560 . Benzer ciddiyetdeki dier bir tehditise, bazıları iklim deiiklii nedeniyle yayılacak olanhastalık ve böcek türlerindeki görece hızlı deiikliklerdenkaynaklanabilir. Sıcaklık, böcek türlerini dorudan etkiler:Örnein ılıman bölgelerdeki daha ılık koullar, kıınhayatta kalmayı artırır ve yaz mevsimini uzatır, bu daböcek geliimini ve üremesini artırır 561 . ABD’de BandelierUlusal Anıtı’ndaki bodur çamlar (Pinus edulis), yükseksıcaklıklar ve kuraklık sonucu yüksek irtifalara ve yenidaılımlara yayılan kabuk böceklerinin istilası nedeniyleölmektedir. Kabuk böcei benzer ekilde Yellowstone’daboz ayılar için kritik bir gıda kaynaı olan besin açısındanzengin beyaz kabuklu çam (Pinus albicaulis) tohumlarınınölümlerinde artıa yol açmaktadır 562 . klim deiikliindenötürü istilacı türlerde ortaya çıkacak bir artıın,ABD’deki Sonora Çölü’nde kaktüsleri öldüren yangınlarıbesleyebileceine dair öngörüler vardır 563 .Kilit türlerin kaybı: Birkaç göçmen tür için iklimdeiikliinin etkileri halen incelenmektedir. Sonuçlar


92 Bölüm 5son 20–30 yıldır türlerin yanıt verdiine dair önemlimiktarda kanıtlar ortaya koymaktadır. Kuzey Yarıküre 564 veAvustralya’daki 565 aratırmalar, kuların üreme alanlarınadaha erken geldikleri ve daha geç ayrıldıklarına ilikinbenzer davranılar sergilediklerini göstermektedir.Almanya, Avusturya ve sviçre sınırındaki bir Ramsaralanı olan Constance Gölü’nde, 1980–1992 arasında kısıcaklıklarının arttıı bir dönem boyunca uzun mesafe göçeden kuların oranı azalırken kısa mesafe göçenler ileyerleik olanların oranı ise artmıtır; bu, daha ılık kıların,özellikle uzun mesafe göçmenleri için ciddi bir tehditoluturabileceini göstermektedir 566 .Flora da etkilenmektedir. Avrupa Alplerinde gözleneniklimsel ısınma bazı bitki türlerinin her on yılda bir yukarıdoru 1–4 metre arasında hareket etmesi ve bazı yüksekirtifa türlerinin kaybı ile ilikilendirilmitir; bu sviçre <strong>Milli</strong>Parkı gibi korunan alanları dorudan tehdit etmektedir 567 .Suudi Arabistan’ın Asir Yaylaları’ndaki Juniperus proceraaaçlıkları iklim deiiklii ile balantılı yaygın gerilemesergilemektedir 568 . ABD’de Joshua Tree <strong>Milli</strong> Parkı, adınıaldıı Joshua aacını kaybedebilir. Aratırmacılar, ikliminısınmasından ötürü Joshua aaçlarının (Yucca brevifolia)park içerisinde daha fazla dayanamayacaınıöngörmektedir 569 .Aırı olaylar: Türlerin aamalı olarak kaymasına ilaveolarak, iklim deiiklii aynı zamanda ekosisteminilev göstermesini etkileyebilmekte, kuraklık ve yangınriskini artırabilmektedir. Birleik Krallık’taki Peak District<strong>Milli</strong> Parkı’nda yıllık ortalama 3 o C sıcaklık artıı, azalantoprak nemi ve havalanma ile turba topraklarında artanoksitlenme, bitki örtüsü tipini turbalıktan kuru çalılıa veasitli otlaklara çevirebileceinden turbalıkların yayılımındayüzde 25’lik bir azalmayla sonuçlanabilir, bu da artanyangın riskine yol açar 570 . Özellikle Avustralya’da birçokkorunan alan sisteminde artan yangınlardan, daha sıcakkoullar sorumlu tutulmaktadır 571 .nsan kaynaklı baskılarda artı: klim deiikliinin etkilerigenellikle insan kaynaklı baskılardan ayrıdeerlendirilemez. klim deiiklii; kaynaklarıntüketilmesi, kirlilik ve bozulmadan kaynaklanan etkilerihızlandırabilen ek bir baskıdır. Örnein mercan resiflerindeyapılan yeni aratırmalar; iklim deiikliinin azalan sukalitesi ve anahtar türlerin aırı kullanımından kaynaklananmevcut baskıları iddetlendirdiini ileri sürerek, resiflerinartan bir ekilde ilevlerini yapamaz hale gelmekteolduunu ortaya koymakta ve iklim deiikliinin halenmercan resiflerine yönelik en büyük tehdit olduusonucuna varmaktadır 572 .ÇÖZÜMLERTam temsiliyete sahip korunan alan alarının tamamlanması: Aratırmalaralan sistemlerinin ancak bütünsel, ekolojik açıdan tam temsiliyet sahibive son derece dirençli biçimde tasarlandıkları takdirde gerçekten etkiliolabileceini ortaya koymaktadır.Balantıların tevik edilmesi: Genetik alıverii kolaylatırmak için tamponbölgelerin, biyolojik koridorların ve adım talarının kullanımı yoluyla korunanalan sistemlerinin ekolojik açıdan balantılı olmasını salamak.Etkinlilii artıracak tedbirlerin güçlendirilmesi: klim deiiklii insankullanımından kaynaklanan mevcut baskılar ile ortaklaa faaliyetgösterecektir. Kaynak kullanımlarının bir dizi iklim deiiklii senaryosualtında nasıl deieceini anlamak yöneticilerin korunan alanlar üzerindekietkileri önceden görmesine yardımcı olabilecei gibi, ekosistem bütünlüünüzayıflatabilecek kaynak kullanımı yaklaımlarını düzenlemek üzere ilgigrupları ile çalımayı kolaylatıracaktır.Takasın olacaını kabul etme: iklim deiiklii, etkilerin ölçei bakımındanbölgeler arasında devasa bir asimetri olmasına ramen doal ekosistemlerüzerinde dönüümsel bir etki gösterecektir. Korunan alanlar dahilindeekosistem bütünlüünü sürdürmek için gereken uyum tedbirlerinin maliyetve faydaları, statüyü devam ettirmenin mümkün olmayacaı varsayımındanhareketle, baarı ihtimali balamında düünülmelidir. Bu bakı açısı, korunanalan yönetimini uyarlamaya yönelik yatırımların nereye odaklanacaına ilikinkararlarda etkili olacaktır.


Korunan alan yönetim ve yönetiim uygulamaları93klim deiiklii koulları altında korunanalanları planlama ve yönetmeANA MESAJLARPotansiyel iklim müdahale rolleri olan azaltım ve uyumu gerçekletirebilmeleriiçin korunan alan sistemlerinin planlama, deerlendirme, politika ve eitimsonuçları ile birlikte uyarlanması ve çou kez geniletilmeleri gerekecektir.Her korunan alanın deien koulları karılamak için uyum gösterebilen biryönetime gereksinimi olacaktır. Buna ilaveten, korunan alan kurumlarının dahageni peyzajlarda doal kaynak yönetiminin temel salayıcısı olma potansiyelivardır ve bu sayede sektör ve topluluk temelli uyuma katkıda bulunurlar.Burada tanımlanan fırsatlardan mümkün olduuncayararlanmak isteniyorsa, 4. bölümde de belirtildii gibikorunan alan planlaması ve idaresinin, gelitirilmesigerekmektedir. Bu sayede; (i) korunan alan sistemleri,geni ölçekli doal alanların bir parçası olarak gelitirilir vebütünletirilirken, korunan alanlar olası iklim deiikliklerihakkında tam bilgi ve konumları kullanılarak tanımlanırve tasarlanır; (ii) varolan korunan alanlar iklim deiikliialtında dinamik bir çevrede u anki ve gelecektekimuhafaza deerleri göz önüne alınarak idare edilir; (iii)balantılar sayesinde korunan alanlar daha geni karasalve denizel alanlar ile bütünleir ve (iv) iklim deiikliiazaltım ve etkilerine uyumu azami hale getirilmesibakımından ek faydalar salanır. Bu yüzden korunanalanlar, doal ve yarı-doal ekosistemlere direnç katmakve bunu biyoçeitlilii korumak ve iklim deiiklii azaltımve etkilerine uyum fonksiyonlarını desteklemek amaçlıdaha geni stratejilerin esas bir parçası -genelde esasparçası- haline gelir.Bu yüzden, korunan alan sistemlerinde ve bireyselkorunan alanlarda direnci korumak için gerekli bazıadımlar bu bölümde kısaca incelenmektedir. Bu adımların,hem genel ekosistem seviyesinde hem de daha büyükçapta tür ve genetik çeitlilikte direnci ele almasıgerekmektedir.Yönetime dair bazı genel tespitlerklim deiiklii altında koruma sistemlerini yönetenlerin;yeni olan ya da yeni vurgulanan, planlama, kapasite vegünlük yönetim ile ilgili sonuçları da içeren aaıdaki birdizi konuyu dikkate alma ihtiyaçları vardır:Öngörü: Korunan alanların sayısı ve konumunun, dahageni karasal ve denizel peyzaj ile olan ilikisine kararvermek, gelecekteki çevresel hava koulları tahminlerini,biyomlardaki deiiklikler, önemli sıınma alanları veuygulanabilir olduu yerde türlerin hareketinin salanmasıiçin önemli alanları kararlara yansıtmak 589 .Kapsamlı ve temsiliyete sahip bir rezerv sisteminigelitirmek ve korumak: Özellikle etkin ekildetamponlanan ve dier benzer korunan alanlara ekolojikolarak balantılanan çekirdek alanlar ve mutlak korumaalanların sayısını artırmak 590 ve aynı zamanda gerektikçekorunan alan sistemlerini deniz suyu baskınları gibideien çevresel koullara uyarlı hale getirmek.Balantıların kolaylatırılması: Örnein tevik programlarıve politika araçları gibi yollarla desteklenen korunanalanların, hem dier korunan alanlar ile hem de dahageni karasal ve denizel peyzajdaki genetik balantıları veekosistem ilevlerini sürdürmeye yardım edecek ekildeyönetilen kara ve su ile balantılı olmalarını salamak.Yönetimin etkin bir ekilde uygulanması: Korunan alanlarüzerindeki mevcut baskıları azaltarak iklim deiikliinekarı dirençlerini kuvvetlendirmek 591 .Önemli habitatların muhafazası ve rehabilitasyonu:Rehabilitasyon, doal bozulma ile sosyal ve kültüreldeerleri karılamak için dikkatli planlamaya ihtiyaçduymasına ramen, ekolojik bütünlüün yenidenkazanılması veya artırılması ve direnci güçlendirmek içinrehabilitasyon tekniklerinin gerekli olduu ekildeuygulanması 592 ve iklim deiiklii azaltım çerçevesindenbakıldıında ek katkılarının garanti altına alınması 593 .Esnek yaklaımların kullanılması: Sistemin esnekliini veetkinliini en üst düzeye çıkarmak için yeni yönetimmodellerinin 594 ve yönetiim seçeneklerinin 595 aratırılmasıgereklidir. lgi gruplarından salanan destein güvenceyealınmasına ve pek çok geleneksel yaklaımın potansiyeldeerinin koruma için kullanılmasına yardım edebilir.Bunu,biyoçeitliliin korunması ve sürdürülebilir kullanımınailikin geleneksel ve yerel bilgiyi, yenilikleri veuygulamaları geleneksel bilgi sahiplerinin rızasıylatoplayarak, muhafaza ederek ve yayarak yapar 596 .Kapasite gelitirilmesi: klim deiiklii koulları altındakikorunan alanları yönetirken ihtiyaç duyulan beceri vebilgileri oluturmak ve korunan alanları iklim deiikliiazaltım ve etkilerine uyum göstermek için daha geniçabalarla birletirmek amacıyla yönetimi deitirmek.


94 Bölüm 5Uyum modelleri olarak korunan alanlarAcil yönetim konularına ek olarak korunan alanlarayrıca, örnekler sunarak ve eitim ile farkındalıkyaratmada anahtar bir rol oynayarak, sürdürülebiliryönetim ilkeleri modeli olmalıdır. Bunlar örnein havataıtlarının kullanımı, ısıtma ve soutma, atık yönetimiyoluyla fosil yakıt enerjisinin tüketilmesi sonucuoluan sera gazı emisyonlarını düürmek suretiyle,etkili tasarım, teknoloji ve yalıtımın kullanılmasıyla,yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının üstdüzeye çıkarılmasıyla 588 , geri dönüümle, kullanılanmateryallerin yaam döngüsünün deerlendirilmesiyoluyla ve korunan alanlara eriim için toplu taımanınkullanılmasını kolaylatırarak iklim deiiklii etkilerineuyum ve etkilerinin azaltımı için tüm müdahalelerisergilemelidir. Daha büyük topluluklara; örneinhava durumu, kaynak yönetim müdahaleleri ve iklimdeiikliinin etkilerine uyumda gereken beceri vebilgilerin yanı sıra yetikinler ve çocuklar için eitselmateryal ve olanaklar gibi bilgi ve kaynaklar salamadaçou kez korunan alanlara daha büyük bir rol düer.Korunan alanlar çou kez; hava, ekolojik dayanaklar,deien koullar ve yeni tehditler hakkında yerelbilgilerin tek kaynaı olacaktır. Uyum stratejileri temkinliolarak kullanılırsa, yönetim müdahaleleri hakkında pratikdeneyimlerin temel kaynakları da olabilirler. Böylecebireysel korunan alan yönetim ekipleri, bu yüzdenhızla deien iklim koulları altında doal kaynakyönetimindeki bilgi ve becerilere daha geni eriim içinortamlar salayabilirler. Korunan alanlara yönelik buyeni ek vurgu; daha fazla kaynak, yönetim ve personelbeklentilerine yaklaımda yeni bir bakı açısı anlamınagelebilir.Kaliteli bilgiye yatırım yapmak: Hızla deien çevrelerinyönetimine yardım etmek için gereken bilginin, korunanalan yöneticileri için ve onlar vasıtasıyla da daha genibir toplum için eriilebilir olmasını salamak amacıylaaratırmaların yönetilmesi.Çevredeki peyzaj ve yerel topluluklarda daha büyükbir rol üstlenme: Deien koullarda eitim ve yönetimtavsiyeleri, acil durum müdahaleleri ve topluluk hizmetlerigibi.Hedef 1Temsiliyeti yüksek ve dirençli, korunan alan alarıoluturulmasıYukarıdaki genel hususlara ek olarak, korunan alanalarını gelitirme ile ilikili bazı dier önemli meselelerunları içerir:Temsiliyeti yüksek sistemlerin planlanması-tasarlanmasıve potansiyel yeni korunan alanların tespiti• Her bir önemli habitat ve topluluk tipi için bir alandandaha fazlası ayrılacak ekilde, en azından bazıkorunan alanları mümkün olduunca geni biçimdetasarlamak 597 .• Varlıını baımsız olarak sürdürebilen ekosistemleri vetür popülasyonlarını doal uyum ve evrimi salamakiçin korumaya çalımak ve bütün yaayabilir habitatlarınkaybolma ihtimalini azaltmak için türleri kendi daılım vedeikenlikleri süresince korumak 598 .• Özellikle (i) kırılgan ekosistemlerin ve türlerin, (ii) deniztürleri 599 de dahil bütün ölçeklerde iklim sıınaklarının 600ve (iii) iklimin tutarlı kalacaının öngörüldüü alanlarınkorunmasına odaklanmak.• Nehir akılarında ve kıyı toporafyasında 601 öngörülendeiiklikleri düzenleme ihtiyacını kabul etmek.• Öngörülen iklim deiikliklerinden potansiyel korumakazanımlarını en üst düzeye çıkarmak: Yeni kıyısal sulakalanlar, yeni bitki örtüsü toplulukları gibi 602 .• Bölünmeyi azaltmak ve korunan alanlar arasında 603geni ölçekli balantıyı artırmak ve bu geni ölçeklidoal alanlara etkin yönetimi uygulamak (bazı alanlar,genetik takas ve istilacı tür riski altında izole olmagereksinimi duyabilir).• Bilhassa eim (gradyan) deiiminin ani olduuhallerde, türlerin daılımlarını hızlı ekilde kaydırmasınaizin veren enlemsel, boylamsal ve yükseklik eimlerinidahil etmek için geni ölçekli koruma koridorlarınaolanak tanımak 604 .Planlama – bireysel korunan alanlar• Sıcaklık ve yaı deitikçe, daılımı kolaylatırmakiçin bireysel korunan alanlarda mümkün olduu kadarenlemsel, boylamsal ve yükseklik ile ilgili deiime izinvermek.• Yeni alanların türler tarafından kullanımına fırsatsalamak için bir korunan alan içinde topografikheterojenlii dahil etmeye çalımak (örn. kuzey vegüneye bakan yamaçlar, irtifa farkları ve vadilerinvarlıı).• Öngörülen baskı unsurlarını yönetim planlarında hesabakatmak: kuraklık, yangınlar, buzul gölü çatlamaları,derelerin kuruması, istilacı türler gibi 605 .Planlama – tampon bölgeler• Korunan alanların etrafında sürdürülebilir ormanyönetimi gibi ortak yönetimin kullanılmasıyla tamponbölgelerin kurulmasını tevik etmek; yaygınlatırmaiçin uygun tarım arazilerinin belirlenmesi 606 ; gelenekselyönetim uygulamalarına dönmek; ya da balıkçılıkizinlerini deitirmek 607 .• Ekosistem ilevini ve direncini sürdürmek amacıyla;peyzajın genel ekolojik bütünlüünü güvenceye alan,ekonomik etkinlikleri yöneten, peyzaj düzeyinde arazikullanım planlamasına ve yönetim sistemlerine, korunanalanların yönetiminin ve tampon bölgelerinin balantısınıkurmak.Dirençli korunan alan sistemlerinin planlanması ile ilikilipolitika ve yasalar• Yerel toplulukların daha önceden alınmı onayıylayürütülen, çoklu tanımlara ve yönetim yaklaımlarına


Korunan alan yönetim ve yönetiim uygulamaları95sahip, korunan alanların korunması ve geniletilmesi içingüçlü politik destei salamak• lgi gruplarının katılımını garanti altına alma: Yerelve yerli topluluklarının yanı sıra ulusal çıkar gruplarıve giriimlerinin düük etkili turizm sektörü gibidestekleyici özel sektörün katılımı.• Türlerin iklim deiikliine karı tepkilerinin gerektirmesihalinde korunan alan sınırlarının esnek ekilde bölgelereayrılmasına izin verilmesi gibi potansiyel deiiklikleridüzenlemek üzere yasa taslakları hazırlamak.• Türlerin korunmasını ve bir gün doaya geri dönmesinisalamak üzere orijin ülke de dahil 609 nadir ya da neslitükenmek üzere olan türlerin 608 alan dıında uygunekilde korunması yoluyla güvence salamak; butürlerin kendi doal habitatları dıında korunması içinbazı seçim süreçlerine iaret eder.Korunan alan sistemlerine yönelik yeni bir yaklaımgelitirmek için eitim ve kapasite artırımı• Yöneticiler ve orman muhafaza memurlarına teknik(örn. hava tahmini, modelleme, potansiyel soruna daireik deerinin belirlenmesi, uyarlanabilir yönetim),yönetsel (örn. bütçe uygulamaları, yeni yatırımlar, yeniyönetim zorlukları) ve sosyal (örn. müzakere, bilgisalama, deiikliklerin alt balıklara ayrılması) sorunlarıkapsayan ayrıntılı eitim salamak.Hedef 2Mevcut korunan alanların uyarlanabilir yönetimiDünyanın karasal yüzeyinin önemli bir miktarı imdidenkorunan alanlar içinde bulunmakla beraber, bu alanlarınbüyük bir kısmı yetersiz yönetilmekte ve tehdit altındabulunmaktadır. Üstelik bir kısmı, nitelik olarak gerilemekteolup deerlerini korumaları mümkün görülmemektedir 610 .Bu durum ise, biyoçeitlilik krizine yol açmakta ve karbontutumunu da içeren çevresel hizmetleri azaltmaktadır. Busorunlar iklim deiikliiyle aırlaacaktır. Uyarlanabiliryönetim çou kez, mevcut yönetimin güçlendirilmesiylebalar 612 , fakat iklim deiikliinin etkilerini azaltmak içinyöneticilerin gerçekletirebilecei çok sayıda ilave eylemlervardır:• Korunan alan personelinin deien koulları karılamayeteneini artırmak için iklim eilimleri ve popülasyonekoloji modellemesi de dahil etkili hava tahminiyöntemlerini devreye sokmak 613 .• Yangın sıklıı 614 , kar yaıı 615 , buzların erimesi 616 ,kuraklıın derecesi ve etki alanı 617 , tayfunlar, kasırgalar,iddetli yamurlar, su baskınları ya da okyanustakınları gibi yıkıcı hava olayları 618 , mevsimlik sulakalanlarda deien su akıı vb. gibi olgulardaki muhtemeldeiikliklere karı dengeleme tedbirlerinden uygunolanları uygulamak.• Hem uzun süreli göçmen türler hem de peyzaj içindekibüyük memelilerin hareket biçimlerindeki deiiklikleriçin, türlerin göç desenlerindeki deimeleri tanımak veplanlamak.• Deien iklimin sebep olduu ya da iddetlendirdiizararlı istilacı türlere 619 ve yeni hastalıklara karı kontroltedbirlerini planlamak ve gerekli olduu durumdauygulamak.• Hava koulları, deniz seviyesinde yükselme ve dierönemli deiikliklerde 620 yükseklie balı deimelerdurumunda kendileri yeterince hızlı hareket edemeyentürlerin yerinin deitirilmesi süreçlerini planlamak vegerekli olduu durumda uygulamak.• Ekoloji ve biyoma yönelik beklenen deiiklikler ııındaziyaretçi yönetimine yeni yaklaımlar getirmek: Korunanalanlara daha iyi toplu taıma eriimi gibi karbonemisyonlarını azaltan eylemlerin yanı sıra ek yangıntehlikeleri, fazladan çı riski veya aırı sıcaklar gibi.• Korunan alanların içinde ve etrafında yaayan yereltopluluklar ve yerli halklar ile, özellikle yönetimyaklaımları ve daha geni balantılara ilikin meselelerüzerinde ibirlii yapılmasına dair yeni yaklaımlargelitirmek.Bireysel korunan alanların yapısında yapılan deiiklikler• Sınırları deerlendirmek ve bunların deien çevreselkoullar altında deitirilmesine gerek olup olmadıınıdüünmek, örnein kıyı rezervlerinden içerilerde kalanfarklı yükseklie balı eimleri veya alanları dahil etmek.• Mümkün olduu durumlarda korunan alanlar etrafındatampon bölgeler oluturmak 621 , doal kaynakların insantopluluklarını desteklemeye yardım edebildii yerlerdeve ayrıca yaban türlerinin, iklim deitii takdirde kolonikurmalarının mümkün olduu yerlerde sürdürülebiliryönetim biçimlerini tevik etmek.• Korunan alanları, biyolojik koridorlar ve dier yönetimstratejileri vasıtasıyla yeniden birbirlerine balayarakinsan etkinliklerinin hâkim olduu karasal ve denizelpeyzajlarda türlerin geçi olanaklarını artırmak 622 .zleme ve aratırma• Anahtar koullar ve türler için gelecekteki deiikliklerinölçülecei temel veriler oluturmak.• klim ve ekosistem müdahalesinde gelecekte meydanagelecek deiiklikleri izlemede kullanılabilecek anahtarbelirteçleri (türler, ekolojik süreçler, vs.) belirlemek.• Uzun vadeli izleme ve deerlendirme yürütmek vesonuçlarını uyarlanabilir yönetim stratejilerini tasarlamakiçin kullanmak 625 .Yöneticiler için çıkarımlarYukarıda listelenen deiiklikler, korunan alan yöneticileriiçin temel yeni bir görev ve yeni zorluklara ve ayrıca,beceri ve araçlarının gelitirilmesine iaret etmektedir.Bunların bazıları aaıda daha ayrıntılı sunulmutur:


96Bölüm 5ÖRNEK ÇALIMAFin hükümeti, iklim deiiklii etkilerineuyuma yardım etmek üzere politika ihtiyacını 627belirlemi ve korunan alanların rolüne dairbir tartımayı da içeren bir klim DeiikliiEtkilerine Uyum Ulusal Stratejisi’ni 628tamamlamıtır.Korunan alanların belirlenmesi ve yönetimi bakımından,korunan alanların boyutu ve konumuna ilikin çeitlisorunlar tanımlanmıtır. Uygun habitat alanlarının,daha geni korunan alanlarda eriilebilir kalmasınındaha mümkün olduu ve türlerin yayılıp göç etmesineolanak tanıyan aların kurulması amacıyla, korunanalanların mümkün olan yerlerde ekolojik koridorlarya da “adım taları” ile birbirine balanması gerektiibelirtilmitir. Korunan alanların konumuna dair kararlaralınırken iklim deiiklii de dikkate alınmalıdır. Neslitükenmekte olan türlerin sadece halen bulunduklarıalanların deil, aynı zamanda gelecekte bulunmayadevam etmeleri beklenen alanların da korunmasıönemlidir.Günümüzde korunan alan aı açısından kuzeyFinlandiya’nın pek çok yöresinin, iklim deiikliindenbüyük ölçüde etkilenebilen arktik bölgelerde yeralmalarına karın, bu bölgeler halihazırda arktik bitki vehayvanlar üzerindeki etkileri azaltmaya yardım edebilenyaygın korunan alanlara sahiptir. Güney Finlandiya’dabunun tersine, geni korunan alanlar daha azdır. Tehditaltındaki türler için beklentiler, korunan alanlardakihabitatların restorasyonuyla iyiletirilebilir, ancakkoullar deitikçe korunan alanlar aını geniletmekde gerekebilir.Korunan alanların mevcut yönetimi ayrıca, bazıyerel türler ile ilgili beklentilerde, bu türlerle rekabetedebilecek istilacı türlerin yayılmasını engelleyerek,yerel türleri gelitirilebilecei üzerinde durmaktadır.Ancak ekosistemlerin ve türlerin uyum göstermeyetenei netice olarak iklim deiikliinin kapsamınabalı olacaktır. Örnein güney Finlandiya’nın büyükkısmında ladin aaçlarının yerini yava yava geniyapraklı aaç türleri alırsa dier orman türlerinde dekaçınılmaz olarak çarpıcı deiiklikler gözlenecektir.En aırı senaryolarda, ladin ormanlarının güney sınırıkuzeyde Oulu’ya kadar ve douda Fin-Rus sınırınakadar kayacaktır.Kaynak: Tarım ve Ormancılık BakanlııDeerlendirmeGünümüzde korunan alan yöneticileri, kendi bölgelerininbiyolojik deerini anlamaya ve ayrıca yerel topluluklarve dier ilgi grupları için sosyal ve ekonomik deeriniölçmeye çalımaktadırlar. Korunan alanların rolünü ikliminsabitlenmesini kapsayacak ekilde geniletilmesi ilavebazı deerlerin de dikkate alınması gerektirdii anlamınagelmektedir ve unları gerektirir:• Korunan alan dahilinde depolanan karbon miktarınınanlaılması; daha fazla karbon tutum potansiyeli; veartan karbon stouna dair yönetim çıkarımları (örn.bozulmu arazilerde bitki örtüsünün yenilenmesipotansiyeli, yangın riski, ekolojik çıkarımlar).• nsan faaliyetleri (örn. yasadıı ormancılık) ve batayangın olmak üzere dönemsel bozulma etkenlerinedeniyle, karbon salımı potansiyeli ile bunların ortayaçıkaracaı kayıpların etkilerini azaltmak için yöntemönerileri. Kontrollü yangınların gerekli bir yönetim aracıolarak kullanıldıı yerlerde, deien yangın rejimlerininkarbon salımını ve tutumu çıkarımlarını anlamak önemkazanacaktır.• Korunan alanlar tarafından sunulan, iklim deiikliiazaltım ve etkilerine uyuma katkı salayan doalafetlerin etkilerinin iyiletirilmesi, deerli genetikmalzemelerin tedarii ile gıda ve suyun salanması gibiürünler ve hizmetler.• Korunan alan yönetimi uyum tedbirleri ile balantılıödünleimlerin anlaılması. Uyum, korunan alantemsilciliklerine yeni maliyetler yükleyecektir; planlananuyum tedbirlerinin maliyet-fayda hesabı baarı ihtimaligöz önünde tutularak dikkate alınmalıdır.Bu tür deerlendirmelere giriebilmek ve iklimdeiikliinin yarattıı belirsizlikler altında yönetimeyönelik uyarlanabilir bir yaklaımı uygulamak amacıyla,kaynak deerlendirme ve izleme konularına daha büyükbir vurgu yapılması gerekecektir. Yöneticilerin, alanınana deerlerini sürdüren biyotik ve abiyotik özelliklerve etkileimlere ve bunların iklim deiiklii tarafındannasıl etkilenebileceklerine dair çok iyi bir kavrayıa sahipolmaları gerekecektir.AraçlarHedeflere ulamak için birkaç yeni aracın tanımlanması yada gelitirilmesi gerekmektedir:• Bir korunan alan içinde farklı bitki örtüsü tip ve yagruplarından, mevcut ve potansiyel karbon tutumunuhızlı biçimde hesaplama yöntemleri, korunan alanlardabozulmu arazilerin restorasyonu yoluyla karbon tutumfırsatları, özellikle önemli olabilir.• Daha geni korunan alan faydalarının (sosyal veekonomik) deerini tanımlayıp ölçmek için hızlıdeerlendirme yöntemleri 626 .• Hâkim bütçe kısıntıları göz önüne alındıında, farklıuyum seçeneklerinin ödünleim ve maliyet açısındanuygunluunu dikkate almak için fayda-maliyetdeerlendirmesi.• Korunan alan aları içinde iklim deiiklii azaltımve etkilerine uyum potansiyelini hesaba katmak için,ulusal korunan alan boluk analizinin içine katılacakek yöntemler (bu tür düzenlemeler, MARXAN gibi bazıkorunan alan seçim yazılımları için de gerekebilir).• klim uyum tedbirlerinin etkinliinin yanı sıra (budurumda ya bir korunan alanın oluturulmasına ya


Korunan alan yönetim ve yönetiim uygulamaları97Mangrovların izlenmesi, Mafia Adası, Tanzanya © Jason Rubens / WWF-Canonda mevcut bir korunan alanın etkinliinin artırılmasınamüdahale olarak depolanan karbondaki net artı), ekkatkıların dahil edilmesi için korunan alan yönetimetkinlii deerlendirme sisteminde yapılan deiiklikler– bu, müdahalelerin ulusal ve hatta küresel bir düzeydedikkate alımasını içerebilir.• Zamanla oluan bozulma rejimleri ve deiiklikleri dedahil, bütün bir karasal ve denizel peyzaj mozaiinidikkate alan farklı yönetim stratejileri arasındakikarbon takasını hesaplama yöntemleri, örnein ara sırameydana gelen büyük, daha yakıcı yangınlara kıyaslakontrollü yangınların kullanımından doan karbonetkileri.• Korunan alan yönetim uygulamalarını ekolojik, ekonomikve sosyal ilevlerinin iklim deiikliinin ııı altındasürmesini salamak için için uyarlama rehberleri.• Korunan alanların, finansman seçeneklerine eriim içiniklim ile ilikili piyasa ve fon mekanizmalarını içerenrehberler ve iyi uygulamalar.• Orman Yönetim Konseyi gibi mevcut sertifikasyonyapılarında, iklim deiiklii ile ilgili konularısertifikalama kapsamında ele almak için yapılan olasıdüzenlemeler.Korunan alan yöneticileri, korunan alanların deerleriniiklim deiiklii altında korumanın doal unsuru olan birdizi farklı yönetim zorluuyla mücadele ediyor olacaktır.Fazladan korunan alan faydalarının kazanılması ise bugörevlere ek yükler getirecektir. Bu yüzden, etkin yönetim,tekniklerin gelitirilmesi için youn bir aratırma dönemive yöneticilerin sahada kullanabilmesini salamak içinhızlı ve yaygın kapasite geliimi anlamı taır.


98 Bölüm 5Korunan alanların azaltım ve uyum çabaları içinkullanılmasının yönetiim açısından sonuçlarıANA MESAJLARToplumun bütün kesimleri, iklim deiikliine karı hassasiyetin azaltılmasıiçin çözümlerin tasarlanmasında beraber çalımalıdır. Korunan alan kavramı,yerli halklar ve topluluklarca korunan alanlar gibi geleneksel yönetimbiçimlerinin kabul edilmesi ve gerekirse korunması için bir çerçeve sunabilir.Daha genel açıdan bütün korunan alan yöneticileri, ilgi gruplarını yönetimkararlarına ve uyuma tam olarak dahil etmek için çalımalıdırlar.Kenya’da Masailer © Mauri Rautkari / WWF-Canon


Korunan alan yönetim ve yönetiim uygulamaları99Yılların deneyimleri yönetiim sorunlarının, bu sorunlarıyaayan insanların hepsi ya da en azından çoutarafından anlaılıp kabul edildii zaman ve ilgi gruplarınınkorunan alan hedeflerine yardımcı olup aynı zamandaideal olarak yönetim kararlarının alınmasına aktifolarak katıldıı durumlarda, korunan alanların en etkiliolduunu göstermitir. Su, gıda, iklim olayları ve hastalıkyönetim sistemleri, hızlı çevresel deiikliklerin baskısıaltında çökecei için, iklim deiiklii dünya genelindetoplulukların üzerinde baskı yaratacaktır. Bu raporiklim deiikliinin biyoçeitlilik üzerindeki etkilerininele alınması, emisyonlardan sorumlu arazi kullanımdeiikliklerinin yönetilmesi ve ekosistem temelli uyumunkolaylatırılmasında korunan alanların daha büyükkullanımını savunmasına ramen, bu deiikliklerin tarafsızbir sosyal ve çevresel balamda ele alınması gerekir. Kötüplanlanan koruma politikaları yarar getirmektense zararverebilirler. Daha fazla arazi ve su kaynaı uzun vadeli iklimazaltımı ve etkilerinin uyumu amacıyla korunduu takdirde,temel kaynaklar için kısa vadeli talepler korunan arazihakkında çatımalarla sonuçlanabilir.Kötü planlanmı korunan alanlara dair bazı sorunlariyi bilinmektedir: Kamulatırma, sosyal dılanma,artan yoksulluk ve kaynakların yeterli fayda paylaımıolmaksızın tahsis edilmesi 629 . Durban’da 2003 yılında 5.Dünya Parklar Kongresi’nde kabul edilen ve 2004 tarihliCBD PoWPA dahilinde iyiletirilen, korunan alanlara dair“yeni paradigma”, insanları dılamaktansa dahil etmeyi,korumanın maliyet ve faydalarını anlayıp yönetmeyi vesosyal ve çevresel sorunları bir arada ele almayı amaçlayançok farklı bir yaklaım sunmaktadır. Burada tevikettiimiz yüksek koruma düzeylerinin; ancak öncedenbilgilendirilmi rıza, tarafsız tazmin ile maliyet ve faydalarınadaletli daıtımı gibi unsurları içeren sosyal ve kültürelaçıdan kabul edilebilir süreçler yoluyla uygulandıklarıtakdirde mümkün olacaı açıktır. Bu yaklaımlar bütünproblemleri çözmeyecei gibi, pek çok durumda korunanalanları çevreleyen gerilimleri kendiliinden ortadankaldırmayacaklardır, ancak kesinlikle buna yardımedebilirler.Bu raporda daha önce de belirtildii gibi IUCN, korunanalanlar için hükümetler tarafından yönetiimden yereltopluluk sorumluluuna kadar bir dizi farklı yönetiimtürünü kabul etmektedir. CBD PoWPA da korunan alanlarınnasıl yönetilmesi gerektii hakkında ve özellikle korunanalanların maliyet ve faydalarına dair sorunların adaletliekilde yönetilmesinin salanmasında açık yönlendirmeyapmaktadır. Maliyet ve faydanın böyle dengelenmesi,tükenmi kaynaklara ve yüksek yoksullua sahip alanlardatemel ekosistem ilevlerinin korunması ile ilgili kararlaralındıında ve/veya ilaç sektörü için bileikler veya tarımiçin bitkisel üretim gibi korunan alanlardan elde edilenkaynakların, iklim deiiklii etkilerine uyuma yardımetmesi için kullanıldıı durumlarda daha da kritik halegelirler. Eer korunan alanlar iklim kriziyle baa çıkmamızayardım etmede baarılı olacaksa, hesap verilebilirlik vesorumlulukların paylaımı gibi bir alanın yönetiimine ilikinsorunların, koruma stratejilerinden etkilenenlerin tümütarafından kabul edilmesi gerekecektir.Belirli yönetiim ve yönetim hedefleri mantıının kabüledilmesi çou kez, sosyo-ekonomik soruların anlaılmasınadayanır. Eer yerel halk bir bölgenin deerinin farkındaysa,o bölgenin deerinin tanınmaması ya da onların ihtiyaçlarıÖRNEK ÇALIMATanzanya’daki ormanların topluluklarca korunması, ormansızlamayı azaltmada ve dolayısıylakarbon tutumunda etkili olmaktadır.Tanzanya’nın ormanlarının büyük kısmı (yüzde 45) farklıtürden orman rezervlerinde bulunmaktadır. Bu alanlar,müterek orman yönetimi anlamaları (topluluk vehükümetlerin ibirlii) yoluyla katılımcı orman yönetimikapsamındakileri ve köy arazisi orman rezervleridahilindekileri (sadece yerel topluluklar tarafındanyönetilen) içermektedir.Arazi dönüümü, korunan alanlar dıında, içindekileregöre daha yüksek bir oranda seyreder – bu darezervlerin ormansızlamayı düürmede ve dolayısıylaetkili karbon tutumunu güvenceye almada etkilibir araç olduu anlamına gelmektedir. 2008 yılındayayımlanan örnek çalımalar 635 , katılımcı orman yönetimiyaklaımları kullanılarak yönetilen orman rezervlerindekiormanın koullarını, katılımcı yönetim yaklaımlarınınkullanılmadıı alanlarla karılatırmıtır. Bu ilk durumun,“orman koullarını iyiletirilmesi ile baıntılı” olduunugöstermektedir. lk örnek çalıma, “devlet ya da açıkeriim yönetimi altındaki benzer ormanlara kıyasla,miombo aaçlıklarında ve kıyı orman habitatlarındakatılımcı orman yönetimi kapsamında zaman içindehektar baına tabansal alan ve aaç hacminda artı”olduunu göstermitir. kinci örnek çalıma, katılımcıorman yönetimi altındaki üç kıyı ormanı ve Dou Arc daaltı ormanına yöneliktir. Bu da “devlet yönetimi altındakidier türlü benzer üç ormanla karılatırıldıında,hektar baına daha fazla sayıda aaç ve daha yüksekortalamada boy ve çap” olduunu ortaya koymutur.Üçüncü örnek çalıma ise “katılımcı orman yönetimibölgelerinde korumanın balamasından beri, zamaniçinde kıyı ormanları ve Dou Arc ormanlarında kesiminazaldıını” göstermitir.Bu balamda temel baarı ve baarısızlık nedenleri, köyseviyesindeki sosyal uyumun derecesi, liderlik derecesi,toprak mülkiyetinin güvenlii ve kaynakların daıtımı,kurumsal düzenlemelerin tasarımı ve yerel hükümetyetkilisi tarafından sunulan destein derecesine balıdır.Kaynak: UNDP/Neil Burgess


100 Bölüm 5ile ilgisiz görülmesi halinde yönetime katılmaları ya dayönetimi desteklemeleri daha muhtemeldir (bir bölgeninyöneticilerinin, eer o bölge yerel topluluk tarafındankorunmuyorsa, genelde elle tutulamayan deerlerianlaması ve bunları ayrıca bir bölgenin yönetimininparçası olarak görmesi eit derecede önemlidir).Özellikle, iklim deiiklii karısında yöneticiler veyerel halk, iklim deiiklii etkilerine karı hassasiyetidüürmek için çözümlerin tasarlanmasında beraberçalımalıdır. Çou kez, korunan alan personeli bütüntopluluk tarafından paylaılabilecek deerli bir deneyimesahip olacaktır.Topluluklar birlikte çalıtıında ve programları planlamadave uygulamada birbirleri ile iliki kurduklarında, toplulukdirencinde çoklu faydalar elde edilebilir. ÖrneinHindistan’da mangrovlar tarafından salanan ekosistemhizmetleri, mangrovların dönütürülmesi sürecindegenelde görmezden gelinir. Ancak mesela Bhitarkanikamangrov ekosisteminin siklon zararı ile ilikili olarak (1999siklonunu referans noktası alarak) saladıı hizmetlersöz konusu edildiinde, hane sahipleri mangrovunkorunmasına açıkça olumlu yaklamılardır. Anketler,Bhitarkanika Koruma Alanı’nda yerleik 35 köydekihanelerde yapılmıtır. Mangrovlar tarafından korunanköylerde olumsuz etkiler daha düük (örn. evlerin uradııhasarlar) ve olumlu etkenler (örn. ürün verimi) mangrovlartarafından korunmayan köylerdekine göre daha yüksekolmutur. Ekonomik açıdan, mangrovlar tarafındankorunan köylerde siklon vurduunda hane baınayaklaık 44 Amerikan dolarına edeer hasar oluurken,mangrovlarca korunmayan, bunun yerine bir takın seddibulunan köylerde hane baına hasar 153 dolardır. Genelolarak yerel insanlar, mangrov ormanlarının hayatlarını vemülklerini siklonlardan korumadaki ilevlerinin farkındave bunu takdir ediyorlardı; daha da önemlisi yönetiimve yönetim meseleleri bakımından mangrovlarınrestorasyonununda orman bakanlıı ile ibirlii yapmayaistekli olmulardır 630 .Bu ve benzer pek çok örnekten dersler alınması vebunların daha genel olarak bütün yönetim ve yönetiimtürlerinden korunan alanları gelitirme yaklaımlarındauygulanması, iklim müdahaleleri içerisinde ekosistemlerindaha geni kullanımında kritik bir etkendir.ÖRNEK ÇALIMAOrmancılık gibi kaynak kullanımları ekonomik faydalar salamaktadır, ancak pek çevresel faydasalamazlar. Ormansızlamayı ve orman bozulmasını azaltmanın iklim deiikliine karı önemli birstrateji olduu kabul edilir, ancak ekonomik ve sosyal dezavantajlar olmaksızın nasıl baarılabilir?Guyana’daki bir proje bir cevap sunabilir.“Koruma imtiyazları”, dorudan doruya yapısallatırılmıtazminat karılıında doal ekosistemleri koruyarakkaynakların korunmasını gelime ile badatırmayıamaçlar. En basit model olarak, bir kereste irketininhükümete bir kamu ormanlık alanından ürün çıkarmahakkı için ödeme yaptıı bir ormancılık imtiyazıalınabilir 631 . 2002 yılında Uluslararası Koruma Örgütü(CI) ve Guyana Hükümeti, 80.937 hektarlık görece bakirormanı koruyan bir anlama yapmıtır. CI, ormancılıkimtiyazı modeline dayanarak kereste elde etmektenziyade, alanı korumak için yönetme amacıyla EssequiboNehri’nin üst havzasının bir kısmı için 30 yıllık bir üretimlisansı elde etmitir. Bu süre boyunca CI, hükümete birkereste irketinin ödeyecei miktar ile kıyaslanabilenyıllık ücretler ödemenin yanı sıra, yerel topluluklarasalanan faydaları güvenceye almak için bir GönüllüTopluluk Yatırım Fonu salamaktadır 632 . Koruma imtiyazıu anda Guyana’da resmî olarak bir korunan alan olaraktanınmasa da, ormanları ve kaynaklarını doal kaynakolarak kullanan ekonomik kalkınmanın baskılarından - enaz 30 yıllık dönem boyunca- koruyarak bir korunan alangibi ilev göstermektedir 633 . Proje sayesinde Guyana’nıntemiz hava, kaliteli tatlı su ve iklim düzenlemesigibi ekolojik ürünler ve hizmetlerin salanması içinkarbon kredileri ve/veya dier ödeme emalarının birfaydalanıcısı olabilecei umulmaktadır. Bununla birlikte,halen Guyana gibi ihmal edilebilir ormansızlama oranınasahip olan ve biyoçeitlilik açısından yüksek deeri olanbozulmamı yamur ormanlarının bulunduu ülkeler,Kyoto Protokolü’nde yapılması önerilen iyiletirmeleribeklemektedir 634 .Kaynak: CI


101Bölüm 6Politika önerileriBu rapor, bazı özgün politika tavsiyeleri ile tamamlanmaktadır.lk olarak iki temel çok taraflı uluslararası çevre antlamalarının – BMklim Deiiklii Çerçeve Sözlemesi ve Biyolojik Çeitlilik Sözlemesikorunanalanların iklim deiiklii azaltım ve etkilerine uyumdaki faydalarısalamadaki rollerini tanıması ve desteklemesi çarısı yapılmaktadır.kinci olarak da ulusal ve yerel hükümetlere, korunan alan sistemlerini ulusaliklim deiiklii etkilerine uyum stratejileri ve eylem planlarının içine dahiletmeleri çarısı yapılmaktadır.


102Bölüm 6Politika önerileriANA MESAJLARGünümüzde ikiz çevresel krizler olan biyoçeitlilik kaybı ve iklim deiikliinihedefleyen ulusal ve uluslararası politika araçları genellikle yeterli ölçüdeegüdümlü deildir, kaynakları boa harcıyor, deerli ve tamamlayıcı politikafırsatlarını kaçırıyorlardır. Aaıda iklim deiiklii azaltım ve etkilerineuyum için koruma araçları olarak korunan alanların etkinliini en üst düzeyeçıkarmak amacıyla birkaç temel tavsiye verilmektedir.Korunan alanları iklim müdahale stratejilerindekullanılması fırsatlarına, uluslararası düzeyde ve ulusalile yerel hükümetler tarafından öncelik verilmelidir. Heriki sözlemenin uygulama programlarında, korunanalanların iklim deiiklii azaltım ve etkilerine uyum içinönemli bir araç olarak etkinliini gelitirmede birkaçadıma ihtiyaç vardır. Böylece, ülke düzeyinde ve müterekolarak küresel toplum için hedeflenen sonuçların alınmasıpotansiyelleri arttırılabilir. Bunlar aaıdakileri içerir:UNFCCC• Korunan alanların kalıcı karbon depolama ve tutumaraçları olarak rollerini tanıma ve dirençli korunan alansistemlerinin arazi temelli emisyon azaltımını baarmakiçin ulusal stratejilerin temel bir bileeni olarakuygulanmasının talep edilmesi• Ekosistemlerin, iklim deiikliinin etkilerine uyumdakirolünü vurgulama ve doal ekosistemlerin teknolojive altyapı temelli uyum tedbirlerine uygun maliyetli biralternatif olarak korunması ve hatalı uyumdan kaçınmakiçin doal ekosistemleri, ulusal uyum stratejilerine veeylem planlarına (Ulusal Uyum Eylem Programları-NAPAda dahil) dahil edilmesi• klim ile ilikili finans mekanizmaları yoluyla malî veteknik yardım almak için korunan alanların veya ulusalkorunan alan alarının güçlendirilmesini içeren, ulusalolarak uygun azaltım ve uyum eylemlerine izin verilmesiCBD• COP 10’daki Korunan Alanlar Programı’nın, dierCBD programları ile uyum içinde iklim deiikliietkilerini ve müdahale stratejilerini daha açık ele almakamacıyla yenilenmesi• Ülkeleri iklim etkilerini deerlendirmeleri ve kendikorunan alan sistemlerinin direncini artırmalarıiçin destekleme amaçlı araçlar ve yöntemleringelitirilmesinin tevik edilmesi ve azaltım ve uyumdakirollerinin tam olarak aratırılmasının salanması• Korunan alan alarının bir iklim deiiklii müdahalestratejisi olarak faydalarını daha da artırmak için ulusalkorunan alanlar ve sınır ötesi korunan alanlar arasındaartan balantıların öneminin vurgulanması• Deniz koruma alanlarının ve az temsil edilenbiyomlardaki korunan alanların geniletilmesi için politikönceliin gelitirilmesiUlusal ve yerel hükümetler• Korunan alan sistemlerinin rolünün, ulusal iklimdeiiklii stratejilerinin ve eylem planlarının içineeklenmesi• Azaltımı, doal habitatların kaybı ve bozulmasınınazaltılması kapsamında ele alınması• Doal ekosistemlerin hassasiyetini azaltarak vedirencini artırarak uyumun güçlendirilmesi• Biyoçeitlilie ve iklim deiiklii azaltım ve etkilerineuyuma faydalar getirmek için korunan alanların etkinyönetiminin salanmasıMavi maomao balıı sürüsü (Scorpis violaceus), Poor KnightsAdaları, Yeni Zelanda © Brian J. Skerry / National GeographicVeri Tabanı / WWF


Teekkür ve kaynakça


104TeekkürEditörlerin yanı sıra, aaıda adı geçen kiiler de, örnekçalımalara ve ana metne katkıda bulunmulardır:• Neil Burgess, UNDP Teknik Danımanı, BirleikKrallık: Tanzanya’ya dair iki örnek çalıma.• Sarat Babu Gidda, CBD Sekreterlii, Kanada: Bolukanalizi ile ilgili kutu• Danny Hunter, Proje Koordinatörü, Yabani TahılTürleri Projesi, Uluslararası Biyoçeitlilik Örgütü,Roma: Yabani tahıl türleri kutusu• Stig Johansson, Bölgesel Direktör, Metsähallitus,Doa Mirası Hizmetleri, Finlandiya: Finlandiya üzerineörnek çalıma• Kevin O’Connor, Genel Müdür Vekili, KorumaBakanlıı, Yeni Zelanda; Hugh Allister Robertson,Tatlısu Bölümü, Aratırma & Gelitirme Grubu,Koruma Bakanlıı, Yeni Zelanda ve Bruce Jefferies,Koruma Planlaması & Yönetimi Sistemleri Danımanı,Yeni Zelanda; Whangamarino Sulak Alanı örnekçalıması• Luis Pabon-Zamora, Korunan Alanlar Ba PolitikaDanımanı, Doa Koruma, ABD: Bolivya, Meksika veVenezüella örnek çalıması• Taylor Ricketts, Müdür, WWF Koruma Bilim Programı,ABD: REDD bölümü ve örnek çalıması• Graeme Worboys, IUCN-WCPA Müdür Yardımcısı,Da Biyomları Bölümü, Avustralya: Yangın etkilerikutusu ve korunan alan yönetimi bölümlerine katkılar• Alexander Kozulin, Ba Aratırmacı, Belarus UlusalBilimler Akademisi; Belarus ile ilgili örnek çalıması• Svetlana Zagirova, Kutup Ormanları BiyoçeitlilikBölümü Bakanı, Komi Bilim Merkezi, RusyaFederasyonu; Rusya örnek çalıması• Miguel A. Morales, Uygulamalı BiyoçeitlilikBilimleri Merkezi, Uluslararası Koruma Örgütü, ABD;Madagaskar ve Guyana vaka çalımaları• Alison Green, Deniz Koruma Alanları BilimKoordinatörü, TNC, Avustralya; Paul Lokani, GüneyPasifik Kıyı/Deniz Projeleri Yöneticisi, TNC, PapuaYeni Gine; Barbara Masike, Melanezya ProgramOrtaklıı Koordinatörü, TNC, Papua Yeni Gine veRod Salm, Müdür, Mercan Resiflerinin KorunmasınıDönütürme, TNC, Hawaii; Papua Yeni Gine örnekçalıması• Dan Lafolley, Müdür Yardımcısı, WCPA Deniz veDoa, ngiltere, Birleik Krallık; Gabriel Grimsditch,WCPA Deniz Uzmanlar Grubu, CORDIO DouAfrika, Kenya; Mats Björk, Botanik Bölümü,Stockholm Üniversitesi, sveç; Steve Bouillon,Leuven Üniversitesi, Belçika; Gail Chmura, McGillÜniversitesi, Montreal, Kanada; Jean-Pierre Gattuso,Laboratoire d’Océanographie de Villefranche,Fransa; James Kairo, Kenya Deniz ve BalıkçılıkAratırma Enstitüsü, Kenya; Hilary Kennedy, BangorÜniversitesi, Galler; Victor H. Rivera-Monroy, Okyanusve Kıyı Bilimleri Bölümü, Louisiana Eyalet Üniversitesi,Baton Rouge ABD; Stephen V. Smith, Centro deInvestigación Científica y de Educación Superior deEnsenada, Meksika; ve Robert Twilley, Sulak AlanlarBiyokimyası Müdürü, Lousiana Eyalet Üniversitesi,ABD; deniz ekosistemlerinde tutum ile ilgili bölümüntemelini oluturan iklim deiiklii ve deniz korumaalanları hakkında yayınlanacak IUCN kitabında eyazarlıkyapmıtır; Adrian Phillips, IUCN-WCPA eski bakanı,metnin düzeltilmesi görevi kendisine verilmitir. HelenPrice düzelti okumaları hizmetlerini salamıtır. Bunaek olarak, aaıdakiler, metne ve/veya bilgilere tavsiyeve yorumlarıyla katkıda bulunmulardır: Robin Abell,WWF Koruma Bilgi Programı, ABD; Tim Badman,Bakan, Dünya Mirası Programı, IUCN, sviçre; AndreasBaumueller, Biyoçeitlilik Politika Görevlisi, WWF AvrupaPolitikaları Ofisi, Belçika; Charles Besançon, KorunanAlanlar Programı Bakanı, UNEP-WCMC, Birleik Krallık;Harry Biggs, WCPA Tatlısu Çalıma Kolu, Kruger Park,Güney Afrika; Sarah Bladen, Koruma letiimleri Müdürü,WWF International, sviçre; Luigi Boitani, Bakan, Hayvanve nsan Biyolojisi Bölümü, Roma Üniversitesi, talya;Fred Boltz, Birinci Bakan Yardımcısı, Küresel Stratejiler,klim Deiiklii Lideri, Uluslararası Koruma Örgütü, ABD;Tom Brooks, Koruma Öncelikleri ve Destei, UygulamalıBiyoçeitlilik Bilim Merkezi, Uluslararası Koruma, ABD;Hannah Campbell, klim Uyumu ve Topluluklar BaYöneticisi, Uluslararası Koruma Örgütü, ABD; BernhardCoetzee, Yayılım Biyolojisi Merkezi, Botanik ve ZoolojiBölümü, Stellenbosch Üniversitesi, Güney Afrika; NickDavidson, Müdür Yardımcısı, Ramsar Sözlemesi, sviçre;Barney Dickson, UNEP-WCMC, Birleik Krallık; AdrianaDinu, Bölgesel Uygulamalar Lideri, Enerji ve ÇevreUygulamaları, UNDP Bratislava Bölge Merkezi, Slovakya;Joanna Durbin, Müdür, klim, Topluluk & Biyoçeitlilikttifak Merkezi Çevresel Liderlii, ABD; Chris Elliott,Müdür, Orman ve Karbon Giriimi, WWF International;Mary Edwards, Profesör, Southampton Üniversitesi,Birleik Krallık; Abigail Entwistle, Bilim Direktörü,Uluslararası Fauna & Flora Dernei, Birleik Krallık;Jamison Ervin, Küresel Proje Yönetici Asistanı ErkenEylem Projesi, UNDPGEF, ABD; Penelope Figgis, IUCN-WCPA Müdürü, Okyanusya Avustralya, Yeni Zelanda,Pasifik Adaları ve Papua Yeni Gine, Avustralya; MiriamGeitz, klim Deiiklii Görevlisi, WWF International KutupProgramı, Norveç; Elie Hakizumwami, WWF, Kamerun;Larry Hamilton, WCPA Dalar ve Balanırlık UzmanlııGrubu, ABD; Bill Henwood, WCPA Otlaklar UzmanlıkGrubu, Kanada; Liza Higgins-Zogib, Müdür, nsanlar veMuhafaza, WWF International, sviçre; Marc Hockings,IUCN-WCPA Müdürü, Bilim ve dare, Doçent Doktor,ntegratif Sistemler Okulu, Queensland Üniversitesi,Avustralya; Sarah Jones, Fundacion Vida Silvestre,Argentina; Cyril Kormos, Politikalar Bakan Yardımcısı,The WILD Vakfı, ABD; Reimund Kube, Program Görevlisi,Yoksulluk ve Çevre Programı, WWF-ABD; Richard Leck,WWF klim Deiiklii Stratejileri Lideri, Mercan ÜçgeniGiriimi, Avustralya; Colby J. Loucks, Müdür Yardımcısı,Koruma Bilimi Programı, WWF ABD; Heather ColmanMc-Gill, UNDP teknik Danımanı; Carlotta Maggio,WWF talya; Gernant Magnin, WWF Hollanda; John H.Matthews, Tatlısu iklim Deiimi Uzmanı, WWF klimUyum Merkezi, ABD; Imen Meliane, Uluslararası Denizcilik


105Politikaları Ba Danımanı, Doal Kaynakları KorumaTekilatı, ABD; Vijay Moktan, Program Direktörü, WWFBhutan; Lida Pet-Soede, WWF Mercan Üçgeni ProgramLideri, Endonezya; Jamie Pittock, WCPA Tatlısu UzmanlıkGrubu, Avustralya; Gert Polet, WWF Hollanda; SandeepChamling Rai, WWF Birleik Krallık; Devendra Rana, WWFInternational, sviçre; Ana Rodrigues, Centre d’EcologieFonctionnelle et Evolutive, Montpelier, Fransa; PedroRosabal, Korunan Alanlar Programı, IUCN, sviçre;Chrissy Schwinn, Doal Kaynakları Koruma Tekilatı,ABD; Gordon Shepherd, WWF International, sviçre;Jane Smart, Müdür, Biyoçeitlilik Koruma Grubu, IUCN,sviçre; Andrew Smith, Pasifik Ada Ülkeleri Kıyısal DenizProgramı, Doal Kaynakları Koruma Tekilatı, Avustralya;Jonathan Smith, UNEP-WCMC, Birleik Krallık; JasonSpensley, LifeWeb Giriimi, CBD Sekreteryası, Kanada;David Stroud, Birleik Doa Koruma Komitesi, BirleikKrallık; Martin Taylor, WWF, Avustralya; Rod Taylor,WWF Uluslararası Ormanlar Programı, WWF, Endonezya;Michelle Thieme, WWF Koruma Bilimi Programı, ABD;Melissa Tupper, WWF, ABD ve Kit Vaughan, WWF-BirleikKrallık. Son olarak, korunan alanların dünya üzerindekiyerlerini gösteren haritayı saladıkları için UNEP-WCMC’den Charles Besançon ve Amy Milam’a teekkürederiz.Bu raporun hazırlanması çok youn ve heyecanlı bir süreçolmutur ve büyük oranda yardım alınmıtır. Umuyoruzki kimse atlanmamıtır; eer isimler istemeden listedıında kalmısa kendilerinden özür dileriz. Ayrıca, neyazık ki önerilen örnek çalımaların hepsini takip edecekyer ve zaman olmamıtır: Umarız bu zengin tecrübe ileribasımlarda daha detaylı bir ekilde yayınlanır.


106Kaynakça1 Adapted from IPCC (2007); Climate Change 2007:Synthesis Report Contribution of Working Groups I, II andIII to the Fourth Assessment Report of the IIPCC, CoreWriting Team, Pachauri, R.K. and Reisinger, A. (eds.)IPCC, Geneva, Switzerland. pp 104. http://www.ipcc.ch/pdf/assessment-report/ar4/syr/ar4_syr_appendix.pdf,accessed 13th October, 20092 Adapted from Metz, B., O. R. Davidson, P. R. Bosch,R. Dave, L. A. Meyer (eds) (2007); Climate Change 2007:Mitigation of Climate Change. Contribution of WorkingGroup III to the Fourth Assessment Report of the IPCC,Cambridge University Press, Cambridge, United Kingdomand New York, NY, USA. http://www.ipcc.ch/pdf/assessment-report/ar4/wg3/ar4-wg3-annex1.pdf,accessed 13th October, 20093 IPCC (2001); Climate Change 2001: Synthesis Report.A Contribution of Working Groups I, II, and III to the ThirdAssessment Report of the IPCC [Watson, R. T. and theCore Writing Team (eds.)], Cambridge University Press,Cambridge, United Kingdom, and New York, USA4 OECD (2001); Environmental Indicators for Agriculture –Vol. 3: Methods and Results, glossary, pages 389-3915 CBD (2009); Connecting biodiversity and climate changemitigation and adaptation, Report of the second ad hoctechnical expert group on biodiversity and climatechange, CBD Technical Series No.41, Montreal, Canada6 CBD (2009); op cit7 Solomon, S., D. Qin, M. Manning, Z. Chen, M. Marquis,K.B. Averyt, M. Tignor and H.L. Miller (eds.) (2007); ClimateChange 2007: The Physical Science Basis. Contribution ofWorking Group I to the Fourth Assessment Report of theIPCC. Cambridge University Press, Cambridge, UnitedKingdom and New York, NY, USA, 996 pp, accessed 13thOctober, 20098 ibid9 Glossary of CDM Terms. CDM-Glos-05. http://cdm.unfccc.int/Reference/glossary.html, accessed 13thOctober, 200910 Metz, B.; O.R. Davidson, P.R. Bosch, R. Dave, L.A.Meyer (eds) (2007); op cit11 CBD (2009); op cit12 IPCC (2000); IPCC Special Report: Land use, Land-useChange, and Forestry, IPCC, Geneva, Switzerland13 IPCC TAR (2001a); Climate Change 2001: Impacts,Adaptation and Vulnerability. IPCC Third AssessmentReport, Cambridge University Press; and UNDP (2005);Adaptation Policy Frameworks for Climate Change:Developing Strategies, Policies and Measures, (ed.) B. Lim,E. Spanger-Siegfried, Co-authors I. Burton, E. Malone, S.Huq, UNDP14 IPCC (2007); op cit15 Pachauri, R. K. and A. Reisinger (eds.) (2007);Climate Change 2007: Synthesis Report, IPCC, Geneva,Switzerland, pp 10416 CSIRO advises that “observed increase in frequencyand magnitude of very hot days in Australia is mostlydue to anthropogenic increases in greenhouse gasemissions”. CSIRO [Commonwealth Scientific andIndustrial Research Organisation] (2009) Climate changeand the 2009 Bushfires. Prepared for the 2009 VictorianBushfires Royal Commission, Canberra17 Professor David Karoly of the University of Melbourneexplained that the maximum temperature, relativehumidity and drought index for the fire outbreakday (7 February 2009) were exceptional and canreasonably be linked to climate change, in AndrewCampbell (http://www.triplehelix.com.au/documents/ThoughtsontheVictorianBushfires_000.doc)18 CSIRO (2009); op cit19 2009 Victorian Bushfires Royal Commission InterimReport, available at: www.royalcommission.vic.gov.au,accessed 1st October 200920 Tolhurst, K. (2009); Report on the Physical Nature of theVictorian Fires occurring on 7th February 2009, Submissionto the 2009 Victorian Bushfires Royal Commission,University of Melbourne, Melbourne21 IPCC (2007); Summary for Policymakers. In: ClimateChange 2007: Mitigation. Contribution of Working Group IIIto the Fourth Assessment Report of the IntergovernmentalPanel on Climate Change [B. Metz, O.R. Davidson, P.R.Bosch, R. Dave, L.A. Meyer (eds)], Cambridge UniversityPress, Cambridge, United Kingdom and New York, NY,USA.22 ibid.23 ibid.24 Nabuurs, G. J., O. Masera, K. Andrasko, P. Benitez-Ponce, R. Boer, M. Dutschke, E. Elsiddig, J. Ford-Robertson, P. Frumhoff, T. Karjalainen, O. Krankina, W.A.Kurz, M. Matsumoto, W. Oyhantcabal, N.H. Ravindranath,M.J. Sanz Sanchez, X. Zhang, 2007: Forestry. In ClimateChange 2007: Mitigation. Contribution of WorkingGroup III to the Fourth Assessment Report of theIntergovernmental Panel on Climate Change [B. Metz,O.R. Davidson, P.R. Bosch, R. Dave, L.A. Meyer (eds)],Cambridge University Press, Cambridge, United Kingdomand New York, NY, USA.25 IPCC (2007); op cit26 Trumper, K., M. Bertzky, B. Dickson, G. van derHeijden, M. Jenkins, and P. Manning (2009); The NaturalFix? The role of ecosystems in climate mitigation, A UNEPrapid response assessment, United Nations EnvironmentProgramme, UNEPWCMC, Cambridge, UK27 http://www.cbd.int/recommendation/sbstta/?id=10973, accessed 11 August 2009)28 IUCN-WCPA (2009); The future of the CBD Programmeof Work on Protected Areas, IUCN-WCPA, Gland,Switzerland29 Ad hoc Technical Expert Group on Biological Diversityand Climate Change (2003); Interlinkages betweenBiodiversity and Climate Change, CBD Technical Seriesnumber 10, CBD Secretariat, Montreal30 Collete, A. (2007); Case Studies on Climate Change andWorld Heritage, UNESCO, Paris


10731 http://www.environment.gov.au/biodiversity/publications/nbccap/pubs/nbccap.pdf, accessed 1stOctober 200932 http://www.mma.gov.br/estruturas/208/_arquivos/national_plan_208.pdf, accessed 1st October 200933 http://www.ccchina.gov.cn/WebSite/CCChina/UpFile/File188.pdf, accessed 1st October 200934 http://www.mmm.fi/attachments/ymparisto/5kghLfz0d/MMMjulkaisu2005_1a.pdf, accessed1st October 200935 http://www.energymanagertraining.com/NAPCC/main.htm and http://www.pewclimate.org/docUploads/India%20National%20Action%20Plan%20on%20Climate%20Change-Summary.pdf, accessed 1st October200936 Fransen, T. et al (2009); National Climate ChangeStrategies: Comparative Analysis of Developing CountryPlans, WRI37 http://unfccc.int/files/meetings/seminar/application/pdf/sem_sup3_south_africa.pdf, accessed 1st October200938 McNeely, J. A. (2008); Applying the diversity ofinternational conventions to address the challenges ofclimate change, Michigan State Journal of International Law17: 123-13739 TEEB (2009); TEEB Climate Issues Update, September2009, The Economics of Ecosystems and Biodiversity40 ibid41 Dudley, N. [editor] (2008); Guidelines for ApplyingProtected Area Management Categories, IUCN, Gland,Switzerland42 Coad, L., N. D. Burgess, B. Bombard and C. Besançon(2009); Progress towards the Convention on BiologicalDiversity’s 2010 and 2012 targets for protected areacoverage. A technical report for the IUCN internationalworkshop “Looking at the Future of the CBD Programmeof Work on Protected Areas”, Jeju Island, Republic ofKorea, 14-17 September 2009. UNEP World ConservationMonitoring Centre, Cambridge43 Pathak, N. (2009); Community Conserved Areas in India,Kalpavriksh, Pune, India44 Coad, L., N. D. Burgess, C. Loucks, L. Fish, J. P. W.Scharlemann, L. Duarte and C. Besançon (2009); Theecological representativeness of the global protected areasestate in 2009: progress towards the CBD 2010 target,UNEP-WCMC, WWF US and ECI, University of Oxford45 Borrini-Feyerabend, G., M. Pimbert, M. T. Farvar, A.Kothari and Y. Renard (2004); Sharing Power: Learning bydoing in co-management of natural resources throughoutthe world, IIED, IUCN, CEESP, CMWG and Cenesta,Tehran46 IUCN-WCPA (2009); op cit47 Bruner, A. G., R. E. Gullison, R. E. Rice and G. A. B.da Fonseca (2001); Effectiveness of parks in protectingtropical biodiversity, Science 291, 125-12948 Dudley, N., A. Belokurov, L. Higgins-Zogib, M.Hockings, S. Stolton and N. Burgess (2007); Trackingprogress in managing protected areas around the world,WWF International, Gland, Switzerland49 Leverington F., M. Hockings and K. L. Costa (2008);Management effectiveness evaluation in protected areas:a global study. University of Queensland, IUCN-WCPA,TNC, WWF, Gatton, Australia50 Nagendra, H. (2008); Do Parks Work? Impact ofProtected Areas on Land Cover Clearing, Ambio 37: 330-33751 Joppa, L. N., S. R. Loarie and S. L. Pimm (2008); Onthe Protection of ‘Protected Areas, Proceedings of theNational Academy of Sciences 105: 6673-667852 UNEP-WCMC (2008); State of the world’s protectedareas: an annual review of global conservation progress,UNEP-WCMC, Cambridge53 Nabuurs, G. J., et al (2007); op cit54 Eliasch, J. (2008); Climate Change: Financing globalforests – the Eliasch Review, Earthscan, London55 Canadell, J. G., C. Le Quéré, M. R. Raupach, C. B.Field, E. Buitenhuis, P. Ciais, T. J. Conway, N. P. Gillett,R. A. Houghton and G. Marland (2007); Contributions toaccelerating atmospheric CO 2growth from economicactivity, carbon intensity, and efficiency of natural sinks,Proceedings of the National Academy of Sciences 104:18866-1887056 Nabuurs, G. J. et al (2007); op cit57 Malhi, Y., J. T. Roberts, R, A. Betts, T. J. Killeen, W. Liand C. A. Nobre (2008); Climate Change, Deforestation,and the Fate of the Amazon, Science 319: 169-17258 For example European Climate Change Programme(2002); Working Group on Forest Sinks: Conclusions andrecommendations regarding forest related sinks & climatechange mitigation59 Pearce, F. (2009); The New Climate Deal: A pocketguide, WWF International, Gland, Switzerland60 Sandwith, T. and I. Suarez (2009); Adapting to ClimateChange: Ecosystem-based adaptation for people andnature, The Nature Conservancy, Arlington, VA. USA61 Morton D. C. , R. S. DeFries, Y. E. Shimabukuro, L. O.Anderson, E. Arai, F. del Bon Espirito-Santo, R. Freitasand J. Morisette (2006); Cropland expansion changesdeforestation dynamics in the southern Brazilian Amazon,Proceedings of the National Academy of Sciences of UnitedStates 103: 14637-1464162 Geist, H. J. and E. F. Lambin (2002); Proximate Causesand Underlying Driving Forces of Tropical Deforestation,BioScience 52: 143-15063 Danielsen, F. H. Beukema, N. D. Burgess, F. Parish,C. A, Bruhl, P. F. Donald, D. Murdiyarso, B. Phula, L.Reijders, M. Struberg and E. B. Fitzherbert (2009); BiofuelPlantations on Forested Lands: Double Jeopardy forBiodiversity and Climate, Conservation Biology, DOI:10.1111/j.1523-1739.2008.01096.x64 Cerri, C. E. P., M. Easter, K. Paustian, K. Killian, K.Coleman, M. Bernoux, P. Falloon, D. S. Powlson, N. H.Batjes, E. Milne and C. C. Cerri (2007); Predicted soilorganic carbon stocks and changes in the Brazilian


108Amazon between 2000 and 2030, Agriculture, Ecosystems& Environment 122: 58-7265 Malhi, Y., D. Wood, T. R. Baker, J. Wright, O. L.Phillips, T. Cochrane, P. Meir, J. Chave, S. Almeida, L.Arroyo, N. Higuchi, T. J. Killeen, S. G. Laurance, W. F.Laurance, S. L. Lewis, A. Monteagudo, D. A. Neill, P. N.Vargas, N. C. A. Pitman, C. A. Quesada, R. Salomao, J. N.M. Silva, A. T. Lezama, J. Terborgh, R. V. Martinez and V.Vinceti, (2006); The regional variation of aboveground livebiomass in old-growth Amazonian forests, Global ChangeBiology 12: 1107-113866 Chave, J., Olivier, J., Bongers, F., Chatelet, P., Forget,P. M., van der Meer, P., Norden, N., Riera, B., andCharles-Dominique, P. (2008); Aboveground biomass andproductivity in a rain forest of eastern South America,Journal of Tropical Ecology 24: 355-36667 Lewis, S. L., G. Lopez-Gonzalez, B. Sonké, K. Affum-Baffoe, T. R. Baker, L. O. Ojo, O. L. Phillips, J. M. Reitsma,L. White, J. A.Comiskey, D. Marie-Noel, C. E. N. Ewango,T. R. Feldpausch, A. C.Hamilton, M. Gloor, T. Hart, A.Hladik, J. Lloyd, J. C. Lovett, J. R. Makana, Y. Malhi, F.M. Mbago, H. J. Ndangalasi, J. Peacock, K. S. H. Peh, D.Sheil, T. Sunderland, M. D. Swaine, J. Taplin, D. Taylor,S. C. Thomas, R.Votere and H. Woll (2009); Increasingcarbon storage in intact African tropical forests, Nature457: 1003-100668 Baker, T. R., O. L. Phillips, Y. Malhi, S. Almeida, L.Arroyo, A. Di Fiore, T. Erwin, T. Killeen, S. G. Laurance,W. F. Laurance, S. L. Lewis, J. Lloyd, A. Monteagudo, D.Neill, S. Patiño, N. Pitman, J. N. M. Silva and R. VásquezMartínez (2004); Variation in wood density determinesspatial patterns in Amazonian forest biomass, GlobalChange Biology 10: 545-56269 Amundson, R. (2001); The carbon budget in soils,Annual Review of Earth and Planetary Sciences 29: 535-56270 Baker, T. R., O. L. Phillips, Y. Malhi, S, Almeida, L.Arroyo, A. Di Fiore, T. Erwin, N. Higuchi, T. J. Killeen, S. G.Laurance1, W. F. Laurance, S. L. Lewis, A. Monteagudo,D. A. Neill, P. Núnez Vargas, N. C. A. Pitman, J. N. M. Silvaand R, V Martínez (2004); Increasing biomass in Amazonforest plots, Philosophical Transactions of the Royal SocietyB 359: 353–36571 Lewis, S. L., G. Lopez-Gonzalez, B. Sonke´, K. Affum-Baffoe, T. R. Baker, et al (2009); op cit72 Phillips, O. L., E. O. C. Aragão, S. L. Lewis, J. B. Fisher,J. Lloyd, G. López-González, Y. Malhi, A. Monteagudo,J. Peacock, C. A. Quesada, G. van der Heijden, S.Almeida, I. Amaral, L. Arroyo, G. Aymard, T. R. Baker,O. Bánki, L. Blanc, D. Bonal, P. Brando, J. Chave, A. C.Alves de Oliveira, N. D. Dávila Cardozo, C. I. Czimczik,T. R. Feldpausch, M. Aparecida Freitas, E. Gloor, N.Higuchi, E. Jiménez, G. Lloyd, P. Meir, C. Mendoza, A.Morel, D. A. Neill, D. Nepstad, S. Patiño, M. C. Peñuela,A. Prieto, F. Ramírez, M. Schwarz, J. Silva, M. Silveira,A. Sota Thomas, H. ter Steege, J. Stropp, R. Vásquez, P.Zelazowski, E. Alvarez Dávila, S. Andelman, A. Andrade,K-J. Chao, T. Erwin, A. Di Fiore, E Honorio, H. Keeling,T. J. Killeen, W. F. Laurance, A. Peña Cruz, N. C. A.Pitman, P. Núñez Vargas, H. Ramírez-Angulo, A. Rudas,R. Salamão, N. Silva, J. Terborgh and A. Torres-Lezama(2009); Drought sensitivity of the Amazon Rainforest,Science 323: 1344-134773 Woomer, P. L. (1993); The impact of cultivation oncarbon fluxes in woody savannahs of Southern Africa,Water, Air and Soil Pollution 70: 403-41274 Walker, S. M. and P. V. Desanker (2004); The impact ofland use on soil carbon in Miombo Woodlands of Malawi,Forest Ecology and Management 203: 345-36075 Williams, M., C. M. Ryan, R. M. Rees, E. Sambane,J. Fernando and J. Grace (2008); Forest Ecology andManagement 254: 145-15576 Malhi, Y., D. D. Baldocchi, and P. G. Jarvis (1999); Thecarbon balance of tropical, temperate and boreal forests,Plant, Cell and Environment 22: 715–74077 Luyssaert, S., I. Inglima, M. Jung, A. D.Richardson,M. Reichsteins, D. Papale, S. L. Piao, E. D. Schulzes,L. Wingate, G. Matteucci, L. Aragao, M. Aubinet, C. Beers,C. Bernhoffer, K. G. Black, D. Bonal, J. M. Bonnefond,J. Chambers, P. Ciais, B. Cook, K. J. Davis, A. J. Dolman,B. Gielen, M. Goulden, J. Grace, A. Granier, A. Grelle,T. Griffis, T. Grunwald, G. Guidolotti, P. J. Hanson, R.Harding, D. Y. Hollinger, L. R. Hutyra, P. Kolar, B. Kruijt,W. Kutsch, F. Lagergren, T. Laurila, B. E. Law, G. LeMaire, A. Lindroth, D. Loustau, Y. Malhi, J. Mateus, M.Migliavacca, L. Misson, L. Montagnani, J. Moncrieff, E.Moors, J. W. Munger, E. Nikinmaa, S. V Ollinger, G. Pita,C. Rebmann, O. Roupsard, N. Saigusa, M. J. Sanz, G.Seufert, C. Sierra, M. L. Smith,J. Tang, R. Valentini, T. Vesala, and I. A. Janssens, (2007);CO 2balance of boreal, temperate, and tropical forestsderived from a global database, Global Change Biology 13:2509-253778 Luyssaert, S. E., D. Schulze, A. Börner, A. Knohl, D.Hessenmöller, D., B. E. Law, P. Ciais and J. Grace (2008);Old-growth forests as global carbon sinks, Nature 455:213-21579 Bond-Lamberty, B., S. D. Peckham, D. E.Ahl, and S.T. Gower (2007); Fire as the dominant driver of centralCanadian boreal forest carbon balance, Nature 450: 89-9380 Stocks, B. J., M. A. Fosberg, T. J. Lynham, L. Mearns,B. M. Wotton, Q. Yang, J-Z. Jin, K. Lawrence, G. R.Hartley, J. A. Mason and D. W. McKenney (1998); Climatechange and forest fire potential in Russian and Canadianboreal forests, Climatic Change 38: 1-1381 Dudley, N. (1992); Forests in Trouble, WWFInternational, Gland, Switzerland82 Economic Commission for Europe (2000); ForestResources of Europe, CIS, North America, Australia, Japanand New Zealand, UNECE and FAO, Geneva and Rome83 Perlis, A. (ed); (2009); State of the World’s Forests 2009,FAO, Rome84 Keith, H., B. G. Mackey and D. B. Lindenmayer (2009);Re-evaluation of forest biomass carbon stocks andlessons from the world’s most carbon-dense forests,Proceedings of the National Academy of Sciences 106:11635-1164085 Mansourian, S., D. Valauri and N. Dudley (2005); ForestRestoration in Landscapes: Beyond planting trees, Springer,New York


10986 Goodale, C. L., M. L. Apps, R. A. Birdsey, C. B.Field, L. S. Heath, R. A. Houghton, J. C. Jenkins, G. H.Kohlmaier, W. Kurz, S. Liu, G. Nabuurs, S. Nilson and A.Z. Shvidenko (2002); Forest carbon sinks in the Northernhemisphere, Ecological Applications 12: 891-89987 Janssens, I. A., Freibauer, A., Ciais, P., Smith, P.,Nabuurs, G., Folberth, G., Schlamadinger, B., Hutjes,R. W. A., Ceulemans, R., Schulze, E. D., Valentini, R.,and Dolman, A. J. (2003); Europe’s terrestrial biosphereabsorbs 7 to 12% of European anthropogenic CO 2emissions, Science 300: 1538-154288 Amundson, R. (2001); op cit89 Schröter, D., W. Cramer, R. Leemans, I. C. Prentice,M. B. Araújo, N. W. Arnell, A. Bondeau, H. Bugmann, T. R.Carter, C. A. Gracia, A. C. de la Vega-Leinert, M. Erhard,F. Ewert, M. Glendining, J. I. House, S. Kankaanpää, R. J.T. Klein, S. Lavorel, M. Lindner, M. J. Metzger, J. Meyer,T. D. Mitchell, I. Reginster, M. Rounsevell, S. Sabaté,S. Sitch, B. Smith, J. Smith, P. Smith, M. T. Sykes, K.Thonicke, W. Thuiller, G. Tuck, S. Zaehle and B. Zier(2005);Ecosystem Service Supply and Vulnerability toGlobal Change in Europe, Science 310: 1333-133790 Williams, A. A. J., D. J. Karoly and N. Tapper (2001);The sensitivity of Australian fire danger to climate change,Climatic Change 49: 171-19191 Noss, R. F. (2001); Beyond Kyoto: Forest managementin a time of rapid climate change Conservation Biology 15:578-59192 Mansourian, S., A. Belokurov and P. J. Stephenson(2009); The role of forest protected areas in adaptation toclimate change, Unasylva 231/232: 63-6993 Nabuurs, G. J., et al (2007); op cit94 CPF (2008); Strategic Framework for Forests andClimate Change: A Proposal by the CollaborativePartnership on Forests for a Coordinated Forest-sectorResponse to Climate Change.95 Campbell, A., V. Kapos, I. Lysenko, J. Scharlemann, B.Dickson, H. Gibbs, M. Hansen and L. Miles (2008); Carbonemissions from forest loss in protected areas, UNEP WorldConservation Monitoring Centre, Cambridge96 Hockings, M., S. Stolton, F. Leverington, N. Dudleyand J. Courrau (2006, 2nd edn); Evaluating Effectiveness:A framework for assessing management effectiveness ofprotected areas, Best Practice Protected Area Guidelinesnumber 14, IUCN and James Cooke University, Gland,Switzerland and Brisbane Australia97 Lewis, S. L., G. Lopez-Gonzalez, B. Sonke´, K. Affum-Baffoe, T. R. Baker, et al (2009); op cit98 Emerton, L. and L. Pabon-Zamora (2009); ValuingNature: Why Protected Areas Matter for Economic andHuman Wellbeing, The Nature Conservancy. Arlington, VA99 Parish, F., A. Sirin, D. Charman, H. Jooster, T.Minayeva and M. Silvius [editors] (2007); Assessmenton Peatlands, Biodiversity and Climate Change, GlobalEnvironment Centre, Kuala Lumpur and WetlandsInternational, Wageningen, Netherlands100 Pena, N. (2008); Including peatlands in post-2012climate agreements: options and rationales, Reportcommissioned by Wetlands International from JoanneumResearch, Austria101 Sabine, C. L., M. Heimann, P. Artaxo, D. C. E. Bakker,C. T. A. Chen, C. B. Field, N. Gruber, C. Le Queré, R. G.Prinn, J. E. Richey, P. Romero Lankao, J. A. Sathayeand R. Valentini (2004); Current status and past trendsof the global carbon cycle, in: The Global Carbon Cycle:Integrating Humans, Climate and the Natural World, (C. B.Field and M. R. Raupach, eds.), Island Press, Washington,D.C., USA, pp. 17-44102 Mitra, S., R. Wassmann and P. L. G. Vlek (2005); Anappraisal of global wetland area and its organic carbonstock, Current Science 88: 25-35103 Ramsar Scientific and Technical Review Panel(STRP) (2005); Wetlands and water, ecosystems and humanwell-being – Key Messages from the Millennium EcosystemAssessment, presented by STRP to Ramsar COP9, 2005104 Ramsar Secretariat, Ramsar Scientific & TechnicalReview Panel and Biodiversity Convention Secretariat(2007); Water, wetlands, biodiversity and climate change:Report on outcomes of an expert meeting, 23–24 March2007, Gland, Switzerland105 Hooijer, A., M. Silvius, H.Wösten and S. Page (2006);PEAT-CO 2, Assessment of CO 2emissions from drainedpeatlands in SE Asia, Delft Hydraulics report Q3943 (2006)106 Verwer, C., P. van der Meer and G. Nabuurs (2008);Review of carbon flux estimates and other greenhouse gasemissions from oil palm cultivation on tropical peatlands –identifying gaps in knowledge, Alterra report 1741. Alterra:Wageningen, Netherlands107 Fargione, J., J. Hill, D. Tilman, S. Polasky and P.Hawthorne (2008); Land clearing and the biofuel carbondebt, Science 319: 1235-1238108 Trumper, K., M. Bertzky, B. Dickson, G. van derHeijden, M. Jenkins and P. Manning, P (2009); The NaturalFix? The role of ecosystems in climate mitigation, A UNEPrapid response assessment, United Nations EnvironmentProgramme, UNEPWCMC, Cambridge, UK109 Callaghan, T. V., L. O. Björn, F. S. Chapin III, Y.Chernov, T. R. Christensen, B. Huntley, R. Ims, M.Johansson,D. Jolly Riedlinger, S. Jonasson, N. Matveyeva, W.Oechel, N. Panikov and G. Shaver (2005); Arctic Tundraand Polar Desert Ecosystems, in ACIA, Arctic ClimateImpact Assessment, Cambridge University Press,Cambridge UK110 Hansen, J., M. Sato, P. Kharecha, G. Russell, D.W. Lea and M. Siddall (2007); Climate change and tracegases, Philosophical Transactions of the Royal Society 365:1925-1954111 Ramsar Secretariat (2002); Climate change andwetlands: impacts, adaptation and mitigation. COP8Information Paper DOC 11112 Bridgham, S. D., J. P. Megonigal, J. K. Keller, N. B.Bliss and C. Trettin (2006); The carbon balance of NorthAmerican wetlands, Wetlands 26: 889-916113 Lloyd, C. (in prep); The role of wetlands in the globalcarbon cycle, Ramsar Technical Report [series numberpending]


110114 Erwin, K. (2009); Wetlands and global climatechange: the role of wetland restoration in a changingworld. Wetlands Ecology and Management 17: 71–84115 Wetlands International (2008); Advice to UNFCCCParties for COP14 and associated meetings, December2008, Wetlands International, Wageningen, Netherlands116 Lloyd, C. R. (2006); Annual carbon balance of amanaged wetland meadow in the Somerset Levels, UK,Agricultural and Forest Meteorology 138: 168-179117 Rochefort, L., S. Campeau and J. L. Bugnon (2002);Does prolonged flooding prevent or enhance regenerationand growth of Sphagnum?, Aquatic Botany 74: 327-341118 Jauhiainen, J. S. Limin, H. Silvennoinen and H.Vasander (2008); Carbon dioxide and methane fluxesin drained tropical peat before and after hydrologicalrestoration, Ecology 89: 3503-3514119 Kulshreshtha, S. N., S. Lac, M. Johnston and C.Kinar (2000); Carbon Sequestration In Protected Areas OfCanada: An Economic Valuation, Economic FrameworkProject, Report 549, Canadian Parks Council, Warsaw,Canada120 Rakovich V.A. and Bambalov N.N. (in print);Methodology for measuring the release and sequestrationof carbon from degraded peatlands (in Russian, Oct 2009 –being prepared for print)121 Ramlala, B. and S. M. J. Babanb (2008); Developinga GIS based integrated approach to flood managementin Trinidad, West Indies, Journal of EnvironmentalManagement 88; 1131–1140122 Gibbes, C., J. Southworth and E. Keys (2009);Wetland conservation: Change and fragmentation inTrinidad’s protected areas, Geoforum, 40; 91–104123 wbcarbonfinance.org/Router.cfm?Page=Projport&ProjID=9643, accessed 23rd August2009124 Anon (2009) Nariva Swamp Restoration ProjectAppraisal Document May 29, 2009, EnvironmentalManagement Authority of Trinidad and Tobago, www.ema.co.tt/docs/public/NARIVA%20SWAMP%20RESTORATION%20-ENVIRONMENTAL%20ASSESSMENT%2029%20MAY%2008.pdf, accessed 23rdAugust 2009125 Raven, J. A. and P. G. Falkowski (1999); Oceanicsinks for atmospheric CO 2, Plant, Cell and Environment 22:741-755126 Field, C. B., M. J. Behrenfeld, J. T. Randerson and P.Falkowski, P. (1998); Primary production of the biosphere:integrating terrestrial and oceanic components, Science281: 237-240127 Lee, K., S.-D. Choi, G. H. Park, R. Wanninkhof,T. H. Peng, R. M. Key, C. L. Sabine, R. A. Feely, J. L.Bullister, F. J. Millero and A. Kozyr (2003); An updatedanthropogenic CO 2inventory in the Atlantic Ocean, GlobalBiogeochemical Cycles 17: 27-1-27-17128 Orr, J. C., V. J. Fabry, O. Aumont, L. Bopp, S. C.Doney, R. A. Feely, A. Gnanadesikan, N. Gruber, A.Ishida, F. Joos, R. M. Key, K. Lindsay, E. Maier-Reimer,R. Matear, P. Monfray, A. Mouchet, R. G. Najjar, G.-K.Plattner, K. B. Rodgers, C. L. Sabine, J. L. Sarmiento,R. Schlitzer, R. D. Slater, I. J. Totterdell, M.-F. Weirig,Y. Yamanaka and A. Yool (2005); Anthropogenic oceanacidification over the twenty-first century and its impacton calcifying organisms, Nature 437: 681-686129 Duarte, C. M. (2002); The future of seagrassmeadows, Environmental Conservation 29: 192-206130 Cagampan, J. P. and J. M. Waddington (2008);Net ecosystem CO 2exchange of a cutover peatlandrehabilitated with a transplanted acrotelm, Ecoscience 15:258-267131 Uryu, Y., C. Mott, N. Foead, K. Yulianto, A. Budiman,Setiabudi, F. Takakai, Sunarto, E. Purastuti, N. Fadhli,C. M. B. Hutajulu, J. Jaenicke, R. Hatano, F. Siegertand M. Stuwe (2008); Deforestation, Forest Degradation,Biodiversity Loss and CO 2Emissions in Riau, Sumatra,Indonesia, WWF Indonesia Technical Report. Jakarta,Indonesia. 74 pp132 Jaenicke, J., J. O.Rieley, C. Mott, P. Kimman and F.Siegert (2008); Determination of the amount of carbonstored in Indonesian peatlands, Geoderma 147: 151-158133 Chapman, V. J. (1977); Chapter 1 Introduction, Pp1-30 in Chapman, V. J. (ed.) Ecosystems of the World 1Wet Coastal Ecosystems, Chapman, V. J. (ed) Elsevier,Amsterdam 428 pages134 Bridgham, S. D, J. P. Patrick Megonigal, J. K. Keller,N. B. Bliss and C. Trettin (2006); The carbon balance ofNorth American wetlands, Wetlands 26: 889-916135 Chmura, G. L., S. Anisfeld, D. Cahoon and J. Lynch(2003); Global carbon sequestration in tidal, salinewetland soils, Global Biogeochemical Cycles 17: 1-12136 Turner, R. E. (1976); Geographic variation in saltmarsh macrophyte production: a review, Contributions inMarine Science 20: 47-68137 Roman, C. T. and F. C. Daiber (1984); Abovegroundand belowground primary production dynamics oftwo Delaware Bay tidal marshes, Bulletin of the TorreyBotanical Club 3: 34-41138 Ibañez, C., A. Curco, J. W. Jr. Day and N. Prat (2000);Structure and productivity of microtidal Mediterraneancoastal marshes, pp 107-137 in Concepts andControversies in Tidal Marsh Ecology, M. P. Weinstein andD. A. Kreeger (eds), Kluwer Academic Publishers, London139 Neves, J. P., L. F Ferreira, M. P. Simões and L. C.Gazarini (2007); Primary production and nutrient contentin two salt marsh species, Atriplex portulacoides L. andLimoniastrum monopetalum L., in Southern Portugal,Estuaries and Coasts 30:459-468140 Greenberg, R., J. Maldonado, S. Droege and M. V.McDonald (2006); Tidal marshes: a global perspectiveon the evolution and conservation of their terrestrialvertebrates, BioScience 56: 675-685141 Connor, R., G. L. Chmura and C. B. Beecher (2001);Carbon accumulation in Bay of Fundy salt marshes:implications for restoration of reclaimed marshes, GlobalBiogeochemical Cycles 15: 943-954142 Darby, F. A., and R. E. Turner (2008); Below- andaboveground Spartina alterniflora production in aLouisiana salt marsh, Estuaries and Coasts 31: 223-231


111143 Spalding M. D., F. Blasco and C. D. Field (eds.)(1997); World Mangrove Atlas, International Society forMangrove Ecosystems, Okinawa, Japan144 Valiela I., J. L. Bowen and J. K. York (2001);Mangrove forests: one of the world’s threatened majortropical environments, BioScience 51: 807-815145 Farnsworth E. J. and A. M. Ellison (1997); The globalconservation status of mangroves, Ambio 26: 328-334146 Primavera J. H. (1995); Mangroves and brackishwaterpond culture in the Philippines, Hydrobiologia 295: 303-309147 Bouillon S., A. V. Borges, E. Castañeda-Moya,K. Diele, T. Dittmar, N. C. Duke, E. Kristensen, S.Y. Lee, C. Marchand, J. J. Middelburg, V. Rivera-Monroy, T. J. Smith and R. R. Twilley (2008); Mangroveproduction and carbon sinks: a revision of global budgetestimates, Global Biogeochemical Cycles 22, GB2013,doi:10.1029/2007GB003052148 Saenger P., and S. C. Snedaker (1993); Pantropicaltrends in mangrove aboveground biomass and annuallitterfall, Oecologia 96: 293-299149 Suratman, M. N. (2008); Carbon sequestrationpotential of mangroves in South East Asia, In: ManagingForest Ecosystems: The Challenge of Climate Change, F.Bravo, V. LeMay, R. Jandl and K. Gadow (eds.), Springer:Netherlands, pp. 297-315150 Chmura G. L., S. C. Anisfeld, D. R. Cahoon and J. C.Lynch (2003); Global carbon sequestration in tidal, salinewetland soils, Global Biogeochemical Cycles 17: 1111,doi:10.1029/2002GB001917151 Kristensen E, S. Bouillon, T. Dittmar and C.Marchand (2008); Organic matter dynamics in mangroveecosystems, Aquatic Botany 89: 201-219152 Twilley R. R. (1995); Properties of mangrovesecosystems and their relation to the energy signature ofcoastal environments, in: Maximum Power, C. A. S. Hall(ed), Colorado Press, Colorado, p 43-62153 Bouillon S. et al (2008); op cit154 Perry C. and A. Berkely (2009); Intertidal substratemodifications as a result of mangrove planting: impactsof introduced mangrove species on sediment microfaciescharacteristics, Estuarine and Coastal Shelf Science 81:225-237155 Granek E. and B. I. Ruttenberg (2008); Changes inbiotic and abiotic processes following mangrove clearing,Estuarine and Coastal Shelf Science 80: 555-562156 Allen J. A., K. C. Ewel, B. D. Keeland, T. Tara and T.J. Smith (2000); Downed wood in Micronesian mangroveforests, Wetlands 20: 169-176157 Rivera-Monroy V. H., R. R. Twilley, E. Mancera, A.Alcantara-Eguren, E. Castañeda-Moya, O. Casas-Monroy,F. Reyes, J. Restrepo, L. Perdomo, E. Campos, G. Cotesand E. Villoria (2006); Adventures and misfortunes inMacondo: rehabilitation of the Cienaga Grande de SantaMartaa lagoon complex, Colombia, Ecotropicos 19: 72-93158 Krauss K. W., C. E. Lovelock, K. L. McKee, L.Lopez-Hoffman, S. M. L. Ewe and W. P. Sousa (2008);Environmental drivers in mangrove establishment andearly development: a review, Aquatic Botany 89: 105-127159 Simard M., V. H. Rivera-Monroy, J. E. Mancera-Pineda, E. Castaneda-Moya and R. R. Twilley (2008) ; Asystematic method for 3D mapping of mangrove forestsbased on Shuttle Radar Topography Mission elevationdata, ICEsat/GLAS waveforms and field data: Applicationto Cienaga Grande de Santa Marta, Colombia, RemoteSensing of Environment 112: 2131-2144160 McKee K. L. and P. L. Faulkner (2000); Restoration ofbiogeochemical function in mangrove forests, RestorationEcology 8: 247-259161 McLeod, E. and R. V. Salm (2006); ManagingMangroves for Resilience to Climate Change, IUCN, Gland,Switzerland162 Waycott, M., C. M. Duarte, T. J. B. Carruthers,R. J. Orth, W. C. Dennison, S. Olyarnik, A. Calladine,J. W. Fourqurean, K. L. Heck, Jr., A. R. Hughes, G. A.Kendrick, W. J. Kenworthy, F. T. Short, and S. L. Williams(2009); Accelerating loss of seagrasses across the globethreatens coastal ecosystems, Proceedings of the NationalAcademy of Sciences 106: 12377–12381163 Green E. P. and F. T. Short (2003); World Atlas ofSeagrasses, University of California Press 310pp164 Heck Jr. K. L., T. J. B. Carruthers, C. M. Duarte, A. R.Hughes, G. Kendrick, R. J. Orth and S. W. Williams (2008);Trophic transfers from seagrass meadows subsidizediverse marine and terrestrial consumers. Ecosystems 11:1198-1210165 Charpy-Roubaud C. and A. Sournia (1990);The comparative estimation of phytoplanktonmicrophytobenthic production in the oceans, MarineMicrobial Food Webs 4: 31-57166 Waycott et al (2009); op cit167 Orth R. J., T. J. B. Carruthers, W. C. Dennison, C. M.Duarte, J. W. Fourqurean, K. L. Heck Jr., A. R. Hughes,G. A. Kendrick, W. J. Kenworthy, S. Olyarnik, F. T. Short,M. Waycott and S. L. Williams (2006); A Global Crisis forSeagrass Ecosystems, Bioscience 56: 987-996168 Waycott et al (2009); op cit169 Short, F. T. and H. A. Neckles (1999); The effects ofglobal climate change on seagrasses, Aquatic Botany 63:169-196170 Duarte C. M. and C. L. Chiscano (1999); Seagrassbiomass and production: a reassessment, Aquatic Botany65: 159-174171 Mateo M. A., J. Cebrian, K. Dunton and T.Mutchler (2006); Carbon flux in seagrass ecosystems,in Seagrasses: Biology, Ecology and Conservation, W. D.Larkum, R. J. Orth and C. M. Duarte (eds), Springer, NewYork172 Smith S. V. (1981); Marine Macrophytes as a GlobalCarbon Sink, Science 211: 838-840173 Pergent G., J. Romero, C. Pergent-Martini andM. A. Mateo and C. F. Boudouresque (1994); Primaryproduction, stocks and fluxes in the Mediterraneanseagrass Posidonia oceanica, Marine Ecology ProgressSeries 106: 139-146


112174 Romero J., M. Pérez, M. A. Mateo and A. Sala(1994);The belowground organs of the Mediterraneanseagrass Posidonia oceanica as a biogeochemical sink,Aquatic Botany 47: 13-19175 Mateo M. A., J. Romero, M. A. Pérez, M. M. Littlerand D. S. Littler (1997); Dynamics of millenary organicdeposits resulting from the growth of the Mediterraneanseagrass Posidonia oceanica. Estuarine, Coastal and ShelfScience 44: 103-110176 Duarte C. M. and Cebrián J. (1996); The fate ofmarine autotrophic production, Limnol. Oceanogr. 41:1758-1766177 Cebrián J. (2002); Variability and control of carbonconsumption, export, and accumulation in marinecommunities, Limnoloy and Oceanography 47: 11-22178 Duarte C. M., J. J. Middelburg and N. Caraco (2005);Major role of marine vegetation on the oceanic carboncycle, Biogeosciences 2: 1-8179 Duarte C. M. (1999); Seagrass ecology at the turn ofthe millennium: challenges for the new century, AquaticBotany 65: 7-20180 Björk M., F. Short, E. Mcleod and S. Beer (2008) ;Managing seagrasses for resilience to climate change,IUCN, Gland, Switzerland. 56pp181 Ralph P. J., D. Tomasko, K. Moore, S. Seddon and C.A. O. Macinnis-Ng (2006); Human impacts on seagrasses:Eutrophication, sedimentation and contamination, inSeagrasses: Biology, Ecology and Conservation, W. D.Larkum, R. J. Orth and C. M. Duarte (eds), Springer, NewYork182 Wilkinson, C. R. (ed) (2008); Status of Coral Reefs ofthe World: 2008, GCRMN/Australian Institute of MarineScience183 Mumby, P. J. and R. S. Steneck (2008); Coral reefmanagement and conservation in light of rapidly evolvingecological paradigms, Trends in Ecology and Evolution 23:10184 Kleypas, J. A. (1997); Modeled estimates of globalreef habitat and carbonate production since the lastglacial maximum. Paleoceanography 12: 533-545185 Gattuso, J. P., M. Frankignoulle and S. V. Smith(1999); Measurement of community metabolism andsignificance in the coral reef CO 2source-sink debate,Proceedings of the National Academy of Science 96:13017-13022186 D’Eath, G., J. M. Lough and K. E. Fabricius (2009);Declining coral calcification on the Great Barrier Reef,Science 323: 116-119187 Atkinson, M. J. and P. Cuet (2008); Possible effects ofocean acidification on coral reef biogeochemistry: topicsfor research, Marine Ecology Progress Series 373: 249-256188 Schuman, G. E., H. H. Janzen and J. E. Herrick (2002);Soil carbon dynamics and potential carbon sequestrationby rangelands, Environmental Pollution 116: 391-396189 Nosberger J., H. Blum and J. Fuhrer (2000); Cropecosystem responses to climatic change: productivegrasslands, in Climate change and global crop productivity,Hodges H. F. (ed), CAB International, Wallingford, UK, pp271–291190 Fan, J., H. Zhong, W. Harris, G. Yu, S. Wang, Z. Huand Y. Yue (2008). Carbon storage in the grasslands ofChina based on field measurements of above- and belowgroundbiomass, Climatic Change 86: 375-396191 Amundson, R. (2001); The carbon budget in soils,Annual Review of Earth and Planetary Sciences 29: 535-562192 Grace, J., J. San José, P. Meir, H. S. Miranda andR. A. Montes (2006); Productivity and carbon fluxes oftropical savannas, Journal of Biogeography 33, 387-400193 White, R., S. Murray and M. Rohweder (2000); PilotAnalysis of Global Ecosystems: Grassland Ecosystems,World Resources Institute, Washington DC194 Xie, Z. B., J. G. Zhu, G. Liu, G. Cadisch, T. Haegawa,C. M. Chen, H. F Sun, H. Y. Tang and Q. Zeng (2007); Soilorganic carbon stocks in China and changes from 1980sto 2000s, Global Change Biology 13: 1989-2007195 Bellamy, P. H. P. J. Loveland, R. I. Bradley, R. M.Lark and G. J. D. Kirk (2005); Carbon losses from all soilsacross England and Wales 1978–2003, Nature 437: 245-248196 Morgan, J. A., D. G. Milchunas, D. R. Lecain, M. Westand A. R. Mosier (2007); Carbon dioxide enrichment altersplant community structure and accelerates shrub growthin the shortgrass steppe, Proceedings of the NationalAcademy of Sciences of the United States of America 104:14724-14729197 Jackson, R. B., J. L. Banner, E. G. Jobbágy, W. T.Pockman and D. H. Wall (2002); Ecosystem carbon losswith woody plant invasion of grasslands, Nature 418: 623-626198 Jones, M. B. and A. Donnelly (2004); Carbonsequestration in temperate grassland ecosystems and theinfluence of management, climate and elevated C02, NewPhytologist 164: 423-439199 Yang, Y., J. Fang, Y. Tang, C. Ji, C. Zheng, J. Heand B. Zhu (2008): Storage, patterns and controls of soilorganic carbon in the Tibetan grasslands, Global ChangeBiology 14: 1592-1599200 Flanagan, L. B., L. A. Wever and P. J. Carlson (2002);Seasonal and interannual variation in carbon dioxideexchange and carbon balance in a northern temperategrassland, Global Change Biology 8: 599 - 615201 Svejcar, T., R. Angell, J. A. Bradford, W. Dugas,W. Emmerich, A. B. Frank, T. Gilmanov, M. Haferkamp,D. A. Johnson, H. Mayeux, P. Mielnick, J. Morgan, N.Z. Saliendra, G. E. Schuman, P. L. Sims and K. Snyder(2008); Carbon fluxes on North American rangelands,Rangeland Ecology and Management 61: 465-474202 Emmerich, W., J. Bradford, P. Simms, D. Johnson,N. Saliendra, A. Sveicar, R. Angell, A. Frank, R. Phillips,K. Snyder and J. Morgan (forthcoming); Physiologicaland environmental regulation of inter-annual variability inCO 2exchange on rangelands in the western USA, GlobalChange Biology203 Soussana, J. F., P. Loiseau, N. Vuichard, E. Ceschia,J. Balesdent, T. Chevallier and D. Arrouays (2004); Carboncycling and sequestration opportunities in temperategrasslands, Soil Use and Management 20: 219-230


113204 Post, W. M. and K. C. Kwon (2000); Soil CarbonSequestration and Land-Use Change: Processes andPotential, Global Change Biology 6: 317–328205 Conant, R. T., K. Paustian and E. T. Elliott (2001);Grassland management and conversion into grassland:effects on soil carbon, Ecological Applications 11: 343-355206 Conant, R. T. and K. Paustian (2002); Potentialsoil carbon sequestration in overgrazed grasslandecosystems, Global Biochemical Cycles 16:doi:10.1029/2001GB001661207 Rice, C. W. (2000); Soil organic C and N in rangelandsoils under elevated CO 2and land management, In:Proceedings: Advances in Terrestrial Ecosystem CarbonInventory, Measurements, and Monitoring. 3–5 October2000, USDA-ARS, USDA-FS, USDA-NRCS, US Dept.Energy, NASA, and National Council for Air and StreamImprovement, Raleigh, NC, pp. 83208 Coad, L., N. D. Burgess, C. Loucks, L. Fish, J. P.W. Scharlemann, L. Duarte and C. Besançon (2009); Theecological representativeness of the global protected areasestate in 2009: progress towards the CBD 2010 target,UNEP-WCMC, WWF US and ECI, University of Oxford209 Bilenca, D. and F. Miñarro (2004); Conservationstrategy for the natural grasslands of Argentina, Uruguayand southern Brazil: Phase II Identification of ValuableGrasslands Areas (VGAs), Fundacion Vida Silvestre,Buenos Aires210 Lal, R. (2004); Soil carbon sequestration impacts onglobal climate change and food security, Science 304:1623-1627211 Scherr, S. J. and S. Sthapit (2009); Mitigating ClimateChange Through Food and Land Use, World Watch Report179, World Watch Institute, USA212 Easterling, W. E., P. K. Aggarwal, P. Batima, K. M.Brander, L. Erda, S. M. Howden, A. Kirilenko, J. Morton,J.-F. Soussana, J. Schmidhuber and F. N. Tubiello (2007);Food, fibre and forest products, Climate Change 2007:Impacts, Adaptation and Vulnerability. Contribution ofWorking Group II to the Fourth Assessment Report of theIntergovernmental Panel on Climate Change, M. L. Parry, O.F. Canziani, J. P. Palutikof, P. J. van der Linden and C. E.Hanson [Eds.], Cambridge University Press, Cambridge,UK, 273-313213 IPCC (2007) op cit214 Smith, P., D. Martino, Z. Cai, D. Gwary, H. Janzen, P.Kumar, B. McCarl, S. Ogle, F. O’Mara, C. Rice, B. Scholesand O. Sirotenko (2007) Agriculture. In Climate Change2007: Mitigation. Contribution of Working Group III to theFourth Assessment Report of the Intergovernmental Panelon Climate Change [B. Metz, O.R. Davidson, P.R. Bosch,R. Dave, L.A. Meyer (eds)], Cambridge University Press,Cambridge, United Kingdom and New York, NY, USA.215 Lal, R. (2003); Global potential of soil carbonsequestration to mitigate the greenhouse effect, CriticalReviews in Plant Sciences 22: 158-184216 IPCC (2007) op cit217 Barker, T., I. Bashmakov, A. Alharthi, M. Amann,L. Cifuentes, J. Drexhage, M. Duan, O. Edenhofer, B.Flannery, M. Grubb, M. Hoogwijk, F. I. Ibitoye, C. J.Jepma, W.A. Pizer, K. Yamaji (2007); Mitigation froma cross-sectoral perspective. in Climate Change 2007:Mitigation. Contribution of Working Group III to the FourthAssessment Report of the Intergovernmental Panel onClimate Change [B. Metz, O.R. Davidson, P.R. Bosch,R. Dave, L.A. Meyer (eds)], Cambridge University Press,Cambridge, United Kingdom and New York, NY, USA218 Lal, R. (2004); Soil carbon sequestration impacts onglobal climate change and food security, Science 304:1623-1627219 Lal, R. (2004a); Soil sequestration to mitigate climatechange, Geoderma 123: 1-22220 European Climate Change Programme(undated);Working Group Sinks Related to AgriculturalSoils: Final Report (http://ec.europa.eu/environment/climat/pdf/finalreport_agricsoils.pdf, accessed 1stOctober 2009)221 Paustian, K., J. M. Antle, J. Sheehan and E. A. Paul(2006); Agriculture’s Role in Greenhouse Gas Mitigation,Pew Center on Global Climate Change, Washington DC222 LaSalle, T. J. and P. Hepperly (2008); RegenerativeOrganic Farming: A Solution to Global Warming, RodaleInstitute, USA223 Stolton, S., B. Geier and J. A. McNeely (eds) (2000);The Relationship between Nature Conservation, Biodiversityand Organic Agriculture, International Federation ofOrganic Agricultural Movements (IFOAM), IUCN,Associazone Italiana per l`Agricoltura Biologica (AIAB) andWWF224 Dudley, N., D. Baldock, R. Nasi and S. Stolton (2005);Measuring biodiversity and sustainable managementin forestry and agricultural landscapes, PhilosophicalTransactions of the Royal Society 360: 457-470225 Phillips, A. (2002); Management Guidelines for IUCNCatgeory V Protected Areas: Protected Landscapes /Seasscapes, Best Practice Protected Areas GuidelinesSeries number 9, Cardiff University and IUCN226 Gambino, R. (ed) (2008); Parchi d’Europa: Verso unapolitica europea per le aree protette, ETS Edizioni, Pisa227 Pugliese, P. (2002); Organic farming and sustainablerural development: a multi-faceted and promisingconvergence, Sociologia Ruralis 41: 112-130228 Post, W. M. and K. C. Kwon (2000); Soil carbonsequestration and land-use change: processes andpotential, Global Change Biology 6: 317-328229 http://www.fao.org/nr/water/news/soil-db.html,accessed 6th July 2009230 UNEP (2002); Global Environment Outlook 3, UNEP,Nairobi, Kenya231 Stolton, S., N. Dudley and J. Randall (2008); NaturalSecurity: Protected areas and hazard mitigation, WWF,Gland, Switzerland232 Dilley, M., R. S. Chen, U Deichmann, A L Lerner-Lamand M Arnold (2005); Natural Disaster Hotspots: A GlobalRisk Analysis, The World Bank, Washington233 Bates, B., Z. W. Kundzewicz, S. Wu and J. Palutikof(eds) (2008); Climate Change and Water, IntergovernmentalPanel on Climate Change, WMO and UNEP, Geneva


114234 Helmer, M. and D. Hilhorst (2006); Editorial: Naturaldisasters and climate change, Disasters 30: 1-4235 Huq, S., S. Kovats, H. Reid and D. Satterthwaite(2007); Editorial: Reducing risks to cities from disastersand climate change, Environment and Urbanization 19:3236 van Aalst, M. K. (2006); The impacts of climatechange on the risk of natural disasters, Disasters, 30:1,5-18237 Dore, M. H. I. (2005): Climate change and changesin global precipitation patterns: What do we know?Environment International, 31:8, 1167-1181238 AIACC (2004); It’s raining, it’s pouring... It’s timeto be adapting, Report of the Second AIACC RegionalWorkshop for Latin America and the Caribbean BuenosAires, Argentina 24-27 August 2004, Assessment ofImpacts and Adaptations to Climate Change (AIACC),Washington DC, USA239 Shaluf, I. M. and A. Fakhru’l-Razi (2006); Disastertypes in Malaysia: an overview; Disaster Prevention andManagement, 15:2, 286 – 298240 van Aalst, M. K. (2006); op cit241 IPCC (2007); Climate Change 2007 – The PhysicalScience Basis: Summary for Policymakers, Working GroupII Contribution to the Intergovernmental Panel on ClimateChange Fourth Assessment Report: Climate Change 2007242 WMO (2005); WMO Statement on the Status of theGlobal Climate in 2005, WMO Press Release No. 743, 15thDecember 2005243 CEPAL (2007); Exercise to Estimate the EconomicImpact of Hurricane Wilma in the Tourism Sector inQuintana Roo, Training on assessment of socio-economicand environmental impact of disasters, Subregionallocation in Mexico, June 18 to 22, 2007.244 Zapata-Martí R. (Focal Point of DisastersAssessment, CEPAL) (2008); Flooding in Tabasco:Monitored Socio-Economic Assessment by CEPAL andCONAPRED, seplan.tabasco.gob.mx/seplanet/vision_cepla/vision_cepal_tab_08.pps, accessed 28th July 2009245 Meyer, P. (1997); Tropical Cyclones, Swiss Re, Zurich,Switzerland246 Simms, A., J. Magrath and H. Reid (2004); Up insmoke? Threats from, and responses to, the impact ofglobal warming on human development, new economicsfoundation, London247 Nicholls, R. J. and F. M. J. Hoozemans (2005);Global Vulnerability Analysis in M Schwartz (editor),Encyclopaedia of Coastal Science, Springer248 IPCC (2007); Climate Change Impacts, Adaptation andVulnerability: Summary for Policymakers, Working Group IIContribution to the Intergovernmental Panel on ClimateChange Fourth Assessment Report: Climate Change 2007249 Huq, S., S. Kovats, H. Reid and D. Satterthwaite(2007); op cit250 ISDR (2004); Living with Risk: A global reviewof disaster reduction initiatives, UN/ISDR, Geneva,Switzerland251 Simms, A., J. Magrath and H. Reid (2004); op cit252 World Bank (2004); Press Release: Natural Disasters:Counting the Cost, 2 March, 2004, World Bank,Washington DC253 Pachauri, R. K. and A. Reisinger (Eds.) (2007);Climate Change 2007: Synthesis Report, IPCC, Geneva,Switzerland, pp 104254 Kumazaki, M., M. Tsutsui, K. Shimada, M. Suzuki andY. Yasuda (eds.) (1991); Green Forever: Forests and peoplein Japan, The National Land Afforestation PromotionOrganisation, Tokyo255 Anon (undated); Forest Conservation in Japan,Government of Japan, Tokyo256 Bagader, A. A., A. T. Al-Chirazi El-Sabbagh, M. As-Sayyid Al-Glayand, M. Y. Izzi-Deen Samarrai, (1994);Environmental Protection in Islam, IUCN EnvironmentalPolicy and Law paper No. 20. Rev., 1994, IUCN, GlandSwitzerland257 Pathak, N., T. Balasinorwala and A. Kothari (2005);Community Conserved Areas: Lessons from India, for theCBD Programme of Work, Kalpavriksh, Pune, India258 Costanza, R., O. Perez-Maqueo, M. L. Martinez, P.Sutton, S. J. Anderson and K Mulder (2008); The value ofcoastal wetlands to hurricane prevention, Ambio 37: 241-248259 ibid260 Kramer, R., D. Richter, S. Pattanayak, and N.Sharma (1997); Ecological and Economic Analysis ofWatershed Protection in Eastern Madagascar; Journal ofEnvironmental Management; 49: 277-295261 Government of Nepal (2004); Strengthening disasterpreparedness capacities in Kathmandu Valley, Draftreport for UNDP, www.undp.org/cpr/disred/documents/regions/asia/nepal_preparedness_prodoc.pdf, accessed1st October 2009262 http://www.unep-wcmc.org/sites/pa/1095v.htm,accessed 19th July 2009263 McShane, T. O. and E. McShane-Caluzi (1997); Swissforest use and biodiversity conservation, In HarvestingWild Species: Implications for Biodiversity conservation (ed.)C H Freese, John Hopkins University Press, Baltimore andLondon264 Brändli, U. B. and A. Gerold (2001); Protectionagainst natural hazards, In Swiss National Forest Inventory:Methods and Models of the Second Assessment (eds.)P Brassel and H Lischke, WSL Swiss Federal ResearchInstitute, Birmensdorf265 ISDR (2004); Living with Risk: A global reviewof disaster reduction initiatives, UN/ISDR, Geneva,Switzerland266 Simms, A., J. Magrath and H. Reid (2004); op cit267 Fernando, H. J. S., S. G. Mendis, J. L. McCulleyand K. Perera (2005); Coral poaching worsens tsunamidestruction in Sri Lanka, Eos Trans. AGU 86:301, 304; andLiu, P. L. F., P. Lynett, H. Fernando, B. E. Jaffe, H. Fritz,B. Higman, R. Morton, J. Goff and C. Synolakis (2005);Observations by the International Survey Team in SriLanka, Science, 308:1595


115268 http://sea.unep-wcmc.org/sites/pa/0513q.htm(accessed 19/6/09)269 UNCCD (2006); Ten African Experiences: Implementingthe United Nations Convention to Combat Desertificationin Africa: Secretariat of the United Nations Convention toCombat Desertification, Bonn, Germany270 Berthe, Y. (1997); The role of forestry in combatingdesertification, World Forestry Congress, Antalya, Turkey271 Karki, S. (2002); Community Involvement in andManagement of Forest Fires in Southeast Asia, ProjectFirefight Southeast Asia, Jakarta Indonesia272 MacKinnon, K. S., G. Hatta, H. Halim and A. Mangalik(1997); The Ecology of Kalimantan, Oxford UniversityPress, Oxford UK273 Adeney, J. M., N. L. Christensen Jr. and S. L. Pimm(2009); Reserves Protect Against Deforestation Fires inthe Amazon, PLoS One 4: 3-12274 RAMSAR (2002); Draft Thematic Paper onManagement of Africa’s Wetlands; www.ramsar.org/cop8/cop8_nepad_thematic.doc, accessed 19th July 2009275 Mascarenhas, A. (2004): Oceanographicvalidity of buffer zones for the east coast of India: Ahydrometeorological perspective, Current Science, 86:3276 Mullan, B., D. Wratt, S. Dean, M Hollis, S Allan, TWilliams, G Kenny G and Ministry for the Environment(2008); Climate Change Effects and Impacts Assessment:A Guidance Manual for Local Government in New Zealand:2nd Edition, Ministry for the Environment, Wellington277 Ausseil, A.-G., P. Gerbeaux, W. Chadderton, T.Stephens, D. Brown, and J. Leathwick (2008); Wetlandecosystems of national importance for biodiversity: Criteria,methods and candidate list of nationally important inlandwetlands. Landcare Research, Wellington278 Schuyt, K. and L. Brander (2004); The EconomicValues of the World’s Wetlands, WWF, Gland, Switzerland279 Department of Conservation (2007); Economic Valuesof Whangamarino Wetland, DoC, Auckland, New Zealand280 Information from the Directory of Wetlands ofInternational Importance entry for New Zealand 5NZ003(http://www.wetlands.org/rsis/, accessed 17th September2009)281 www.doc.govt.nz/conservation/land-and-freshwater/wetlands/arawai-kakarikii-wetland-restorationprogramme/background/,accessed 23rd August 2009282 van Aalst, M. K. (2006); The impacts of climatechange on the risk of natural disasters, Disasters, 30:1,5-18283 Bürki, R., H. Elsasser, B. Abegg and U. Koenig (2005);Climate change and tourism in the Swiss Alps, in C. M.Hall and J. E. S. Higham (eds), Tourism, Recreation andClimate Change, Channel View Publications, Bristol284 Meusburger, K. and C. Alewell (2008); Impactsof anthropogenic and environmental factors on theoccurrence of shallow landslides in an alpine catchment(Urseren Valley, Switzerland), |Natural Hazards and EarthSystems Sciences 8: 509-520285 Montgomery, D. R., K. M. Schmidt, H. M. Greenbergand W. E. Dietrich (2000); Forest clearing and regionallandsliding, Geology 28 (4): 311-314286 Hervás, J. (ed.) (2003); Lessons Learnt from LandslideDisasters in Europe, European Commission Joint ResearchCentre287 Dapples, F., A. F. Lotter, J. F. N. van Leeuwen, W.O. van der Knaap, S. Dimitriadis and D. Oswald (2004);Paleolimnological evidence for increased landslideactivity due to forest clearing and land-use since 3600 calBP in the western Swiss Alps, Journal of Paleolimnology,27:2; 239-248288 McShane, T. O. and E. McShane-Caluzi (1997); op cit289 Brändli, U-B. and A. Gerold (2001); op cit290 2004 Swiss National Report to the Convention onProtection and Use of Transboundary Watercourses andInternational Lakes, available at: www.unece.org/env/water/meetings/ecosystem/Reports/Switzerland_en.pdf,accessed 1st October 2009291 Lateltin, O., C. Haemmig, H. Raetzo and C. Bonnard(2005); Landslide risk management in Switzerland,Landslides 2: 313–320292 ISDR (2004); op cit293 De Sherbinin, A. and V. Dompka (ed) (1998); Waterand Population Dynamics: Case Studies and Implications,American Association for the Advancement of Science,Washington DC294 Postel, S. L., G. C. Daily and P. R. Ehrlich (1996);Human appropriation of renewable fresh water, Science271: 785-788295 Arnell, N. W. (1999); Climate change and global wateruse, Global Environmental Change 9: 531-549296 Gleik, P. (2003); Global freshwater resources: softpath solutions for the 21st century, Science 302: 1524-1528297 Wallace, J. S. (2000); Increasing agricultural wateruse efficiency to meet future food production, AgriculturalEcosystems and the Environment 82: 105-119298 Rosegrant, M. W. and S. A. Cline (2003); Global foodsecurity: challenges and promises, Science 302: 1917-1919299 Oki, T. and S. Kanae (2006); Global hydrologicalcycles and world water resources, Science 313: 1068-1072300 Bates, B., Z. W. Kundzewicz, S. Wu and J.Palutikof [editors] (2008); Climate Change and Water,Intergovernmental Panel on Climate Change, WMO andUNEP, Geneva301 Arwell, N. W. (2004); Climate change and globalwater resources: SRES emissions ans socio-economicscenarios, Global Environmental Change 14: 31-52302 Hamilton, L. S, J. O. Juvik and F. N. Scatena (1994);Tropical Montane Cloud Forests Ecological Studies SeriesVol.110, Springer-Verlag, New York, Berlin, London, Parisand Tokyo303 Hamilton, L. S., J. O. Juvik, and F. N. Scatena(1995); The Puerto Rico tropical cloud forest symposium:


116introduction and workshop synthesis, in Tropical MontaneCloud Forests [edited by] L S Hamilton, J O Juvik and FN Scatena, Springer-Verlag Ecological Studies 110, NewYork: 1-23304 Bubb, P., I. May, L. Miles and J. Sayer (2004); CloudForest Agenda, UNEP World Conservation MonitoringCentre, Cambridge305 Bruijnzeel, L. A. (1990); Hydrology of Moist TropicalForests and Effects of Conversion: A State of KnowledgeReview, UNESCO International Hydrological HumidTropics Programme, Paris306 Howe, C., R.N. Jones, S. Maheepala, B. Rhodes(2005); Melbourne Water Climate Change Study,Implications of Potential Climate Change for Melbourne’sWater Resources, Melbourne Water andCSIRO Urban Water and Climate Impact Groups, Victoria,Australia307 Kuczera G. (1987); Prediction of water yieldreductions following a bushfire in ash-mixed specieseucalypt forest, Journal of Hydrology, 94:215-236.308 Peel M., F. Watson, R. Vertessy, A. Lau, I. Watson,M. Sutton and B. Rhodes (2000); Predicting the WaterYield Impacts of Forest Disturbance in the Maroondah andThomson Catchments using the Macaque Model TechnicalReport, Report 00/14, December 2000, CooperativeResearch Centre for Catchment Hydrology and MelbourneWater, Australia309 Howe, C., R.N. Jones, S. Maheepala, B. Rhodes(2005); op cit310 World Water Council (2000); World Water Vision,Earthscan, London311 Hamilton, L. with contributions from N. Dudley,G. Greminger, N. Hassan, D. Lamb, S. Stolton and S.Tognetti (2008); Forests and Water, FAO Forestry Paper155, Food and Agricultural Organization, Rome312 Arnell. N. W. (2004); Climate change and global waterreserves: SRES emissions and socio-economic scenarios,Global Environmental Change 14: 31-52313 Bates, B., Z. W. Kundzewicz, S. Wu and J.Palutikof [editors] (2008); Climate Change and Water,Intergovernmental Panel on Climate Change, WMO andUNEP, Geneva314 United Nations Human Settlement Programme (2003);Water and Sanitation in the World’s Cities: Local Action forGlobal Goals, Earthscan, London315 World Bank (2002); Water – Priority for ResponsibleGrowth and Poverty Reduction: An Agenda for Investmentand Policy Change, World Bank, Washington, USA316 Shiva, V. (2002); Water Wars: Privatization, pollutionand profit, Pluto Press, London317 Aylward, B. (2000); Economic Analysis of Land-useChange in a Watershed Context presented at a UNESCOSymposium/Workshop on Forest-Water-People in theHumid Tropics, Kuala Lumpur, Malaysia, July 31 –August4, 2000318 Jeng, H. and Y. J. Hong (2005); Assessment ofa natural wetland for use in wastewater remediation,Environmental Monitoring and Assessment 111: 113-131319 Ramsar Convention Bureau (2008); Waterpurification: Wetland Values and Functions leaflet,Ramsar Bureau, Switzerland320 Johnson, N., A. White and D. Perrot-Maitre (2000);Developing Markets for Water Services from Forests:Issues and Lessons for Innovators, Forest Trends,World Resources Institute and the Katoomba Group,Washington DC321 Pagiola, S., N. Landell-Mills, and J. Bishop (2002);Making market-based mechanisms work for both forestsand people, in S. Pagiola, J. Bishop, and N. Landell-Mills(eds), Selling Forest Environmental Services: Market-basedMechanisms for Conservation Earthscan, London322 Dudley, N. and S. Stolton (eds) (2003); RunningPure: The importance of forest protected areas to drinkingwater, WWF International and The World Bank, Gland,Switzerland and Washington DC323 Dudley, N. and S. Stolton (eds) (2003); op cit324 Postel, S. L. and B. H. Thompson (2005); Watershedprotection: Capturing the benefits of nature’s watersupply services, Natural Resources Forum, 29: 98–108325 Pagiola, S., J. Bishop and N. Landell-Mills [editors](2002); Selling Forest Environmental Services: Market-basedmechanisms for conservation and development, Earthscan,London, UK326 Postel, S. L. and B. H. Thompson (2005); op cit327 Pauly, D., R. Watson and J. Alder (2005); Globaltrends in world fisheries: impacts on marine ecosystemsand food security, Philosophical Transactions of the RoyalSociety B 360: 5-12328 Tasker, M. L. (ed) (2008); The effect of climate changeon the distribution and abundance of marine species in theOSPAR Maritime Area, ICES Cooperative Research ReportNo. 293. Copenhagen, Denmark329 FAO (2007); Adaptation to climate change inagriculture, forestry and fisheries: Perspective, frameworkand priorities, FAO, Rome330 Roberts, C. M. and J. P. Hawkins (2000); Fullyprotectedmarine reserves: a guide, WWF EndangeredSeas Campaign, 1250 24th Street, NW, Washington, DC20037, USA and Environment Department, University ofYork, York, YO10 5DD, UK331 Harley, C. D. G., A. R. Hughes, K. M. Hultgren, B. G.Miner, C. J. B. Sorte, C. S. Thornber, L. F. Rodriguez, L.Tomanek and S. L. Williams (2006); The impacts of climatechange in coastal marine systems, Ecology Letters 9:228–241332 Orr, J. C., V. J. Fabry, O. Aumont, L. Bopp, S. C.Doney, R. A. Feely, A. Gnanadesikan, N. Gruber, A.Ishida, F. Joos, R. M. Key, K. Lindsay, E. Maier-Reimer,R. Matear, P. Monfray, A. Mouchet, R. G. Najjar, G-K.Plattner, K. B. Rodgers, C. L. Sabine, J. L. Sarmiento,R. Schlitzer, R. D. Slater, I. J. Totterdell, M-F. Weirig,Y. Yamanaka and A. Yool (2005); Anthropogenic oceanacidification over the twenty-first century and its impacton calcifying organisms, Nature 437: 681-686333 Hinrichsen, H. H., G. Kraus, U. Böttcher and F. Köster(2009); Identifying eastern Baltic cod nursery grounds


117using hydrodynamic modelling: knowledge for the designof Marine Protected Areas, ICES Journal of Marine Science66:101-108334 Xenopoulos, M. A., D. M. Lodge, J. Alcamo, M.Märker, K. Schulz and D. van Vuuren (2005); Scenarios offreshwater fish extinctions from climate change and waterwithdrawal, Global Change Biology 11: 1557-1564335 Tasker, M. L. (ed) (2008); op cit336 Ficke A. D., C. A. Myrick and L. J. Hansen (2007);Potential impacts of global climate change on freshwaterfisheries, Review of Fish Biology and Fisheries 17: 581-613337 Allison, E. H., A. L. Perry, M. C. Badjeck, W. N.Adger, K. Brown, D. Conway, A. S. Halls, G. M. Pilling,J. D. Reynolds, N. L. Andrew and N. K. Dulvy (2009);Vulnerability of national economies to the impacts ofclimate change on fisheries, Fish and Fisheries, 10, 173–196338 Pérez-Ruzafa, A, E Martín, C Marcos, J M Zamarro, BStobart, M Harmelin-Vivien, S Polti, S Planes, J A García-Charton and M González-Wangüemert (2008); Modellingspatial and temporal scales for spill-over and biomassexportation from MPAs and their potential for fisheriesenhancement, Journal for Nature Conservation, 16: 4, 234-255339 Halpern, B. S. (2003); The impact of marine reserves:do reserves work and does reserve size matter?,Ecological Applications, 13: 1; 117-137340 Roberts, C. M. and J. P. Hawkins (2000); op cit341 Castilla, J. C. and L. R. Duran (1985); Humanexclusion from the rocky intertidal zone of central Chile:the effects on Concholepas concholepas (Gastropoda).Oikos 45: 391-399342 Connell, J. H. (1997); Disturbance and recovery ofcoral assemblages, Proceedings of the 8th InternationalCoral Reef Symposium, Panama 1: 9-22343 Stelzenmüller, V., F. Maynou and P. Martín (2008);Patterns of species and functional diversity around acoastal marine reserve: a fisheries perspective, AquaticConservation: Marine and Freshwater Ecosystem, 19: 5, 554– 565 and Stelzenmüller, V, F Maynou and P Martín (2007);Spatial assessment of benefits of a coastal MediterraneanMarine Protected Area, Biological Conservation 136:4, 571-583344 Stobart, B., R. Warwick, C. Gonzalez, S. Mallol,D. Diaz, O. Renones and R. Goni (2009); Long-termand spillover effects of a marine protected area on anexploited fish community, Marine Ecology-Progress Series384: 47-60345 Claudet, J., D. Pelletier, J. Y. Jouvenel, F. Bachetand R. Galzin (2006); Assessing the effects of marineprotected area (MPA) on a reef fish assemblage in aNorthwestern Mediterranean marine reserve: identifyingcommunity-based indicators, Biological Conservation 130:349–369346 Goni, R., S. Adlerstein, D. Alvarez-Berastegui, A.Forcada, O. Renones, G. Criquet, S. Polti, G. Cadiou,C. Valle, P. Lenfant, P. Bonhomme, A. Perez-Ruzafa, J.L. Sanchez-Lizaso, J. A. Garcia-Charton, G. Bernard, V.Stelzenmueller and S. Planes (2008); Spillover from sixwestern Mediterranean marine protected areas: evidencefrom artisanal fisheries; Marine Ecology-Progress Series:366: 159-174347 Ashworth, J. S. and R. F. G. Ormond (2005); Effectsof fishing pressure and trophic group on abundance andspillover across boundaries of a no-take zone; BiologicalConservation 121: 3, 333-344348 McClanahan, T. R. and S. Mangi (2000); Spillover ofExploitable Fishes from a Marine Park and Its Effect onthe Adjacent Fishery, Ecological Applications 10: 6, 1792-1805349 Kaunda-Arara, B. and G. A. Rose (2004); Effects ofMarine Reef National Parks on fishery CPUE in coastalKenya, Biological Conservation 118:1–13350 Kerwath, S. E., E. B. Thorstad, T. F. Næsje, P. D.Cowley, F. Økland, C. Wilke and C. G. Attwood (2009);Crossing Invisible Boundaries: the Effectiveness of theLangebaan Lagoon Marine Protected Area as a HarvestRefuge for a Migratory Fish Species in South Africa,Conservation Biology 23: 653–661351 Abesamis R. A. and G. R. Russ (2005); Densitydependentspillover from a marine reserve: Long-termevidence, Ecological Applications 15: 1798–1812352 Unsworth, R. K. F., A. Powell, F. Hukom and D.J. Smith (2007); The ecology of Indo-Pacific grouper(Serranidae) species and the effects of a small scale notake area on grouper assemblage, abundance and sizefrequency distribution, Marine Biology 152: 243-254353 Paddack, M. J. and J. A. Estes (2000); Kelp forest fishpopulations in marine reserves and adjacent exploitedareas of central California, Ecological Applications 10:855–870354 Roberts, C. M., J. A. Bohnsack, F. Gell, J. P. Hawkinsand R. Goodridge (2001); Effects of Marine Reserves onAdjacent Fisheries, Science 294: 1920 – 1923355 Francini-Filho, R. B. and R. Leão de Moura (2008);Dynamics of fish assemblages on coral reefs subjectedto different management regimes in the Abrolhos Bank,eastern Brazil; Aquatic Conservation in Marine andFreshwater Ecosystems 18: 1166–1179356 Babcock, R. C., J. C. Phillips, M. Lourey and G.Clapin (2007); Increased density, biomass and eggproduction in an unfished population of Western RockLobster (Panulirus cygnus) at Rottnest Island, WesternAustralia, Marine and Freshwater Research 58: 286-292357 Munthali, S. M. (1997); Dwindling food-fish speciesand fishers’ preference: problems of conserving LakeMalawi’s biodiversity, Biodiversity and Conservation 6:253-261358 Ogutu-Ohwayo, R. and J. S. Balirwa (2006);Management challenges of freshwater fisheries in Africa,Lakes & Reservoirs: Research and Management 11: 215–226359 Kasuloa, V. and C. Perrings (2006); Fishing downthe value chain: Biodiversity and access regimes infreshwater fisheries – the case of Malawi, EcologicalEconomics 59: 106 – 114


118360 Drill, S. L. (2008); The use of protected areas forbiodiversity and stock conservation in an East Africanlake, Reconciling Fisheries With Conservation, AmericanFisheries Society Symposium 49: 1253-1262361 Baird, I. (2000); Integrating Community-Based FisheriesCo-Management and Protected Areas Management inLao PDR: Opportunities for Advancement and Obstaclesto Implementation, Evaluating Eden Series, DiscussionPaper No.14, International Institute for Environment andDevelopment, London, UK362 Mumby, P. J. and R. S. Steneck (2008); Coral reefmanagement and conservation in light of rapidly evolvingecological paradigms, Trends in Ecology and Evolution 23:10363 Adapted from: Mumby, P. J. and R. S. Steneck(2008); op cit364 Game, E. T., H. S. Grantham, A. J. Hobday, R. L.Pressey, A. T. Lombard, L. E. Beckley, K. Gjerde, R.Bustamante, H. P. Possingham and A. J. Richardson(2009); Pelagic protected areas: the missing dimensionin ocean conservation, Trends in Ecology & Evolution 24:360-369365 van Keeken, O. A., M. Van Hoppe, R. E. Grift and A.D. Rijnsdorp (2007); Changes in the spatial distribution ofNorth Sea plaice (Pleuronectes platessa) and implicationsfor fisheries management, Journal of Sea Research 57:187–197366 Green, A., S. E. Smith, G. Lipsett-Moore, C. Groves,N. Peterson, S. Sheppard, P. Lokani, R. Hamilton, J.Almany, J. Aitsi and L. Bualia (2009); Designing a resilientnetwork of marine protected areas for Kimbe Bay, PapuaNew Guinea, Oryx doi:10.1017/S0030605309990342367 Cinner, J. E. and S. Aswani (2007); Integratingcustomary management into marine conservation,Biological Conservation 140: 201-216368 Almany, G. R., M. L. Berumen, S. R. Thorrold, S.Planes and G. P. Jones (2007); Local Replenishment ofCoral Reef Fish Populations in a Marine Reserve, Science,316: 742-744369 Green, A., P. Lokani, S. Sheppard, J. Almany, S. Keu,J. Aitsi, J. Warku Karron, R. Hamilton and G. Lipsett-Moore (2007); Scientific Design of a Resilient Network ofMarine Protected Areas Kimbe Bay, West New Britain,Papua New Guinea, The Nature Conservancy PacificIslands Countries Report number 2370 Bernstein, L., P. Bosch, O. Canziani et al (2007);Climate Change 2007: Synthesis Report, IPCC, Geneva371 Schmidhuber, J. and F. N. Tubiello (2007); Globalfood security under climate change, Proceedings of theNational Academy of Science 104: 19703-19708372 Fischer, G., M. Shah, F. N. Tubiello and H. vanVelhuizen (2005); Socio-economic and climate changeimpacts on agriculture: an integrated assessment 1990-2080, Philosophical Transactions of the Royal SocietyLondon B 360: 2067-2083373 Parry, M., C. Rosenzweig and M. Livermore(2005); Climate change, global food supply and hunger,Philosophical Transactions of the Royal Society London B360: 2125-2138374 Patz, J. A., D. Campbell-Lendrum, T. Holloway andJ. A. Foley (2005); Impact of regional climate change onhuman health, Nature 438: 310-317375 Chakraborty, S., A. V. Tiedemann and P. S. Cheng(2000); Climate change: potential impact on plantdiseases, Environmental Pollution 108: 317-326376 Garrett, K. A., S. P. Dendy, E. E. Frank, M. N. Rouseand S. E. Travers (2006); Climate change effects on plantdiseases: genomes to ecosystems, Annual Review ofPhytopathology 44: 489-509377 Meilleur, B. A. and T. Hodgkin (2004); In situconservation of crop wild relatives: status andtrends, Biodiversity and Conservation 13: 663–684378 FAO (1998); The State of the World’s Plant GeneticResources for Food and Agriculture, FAO, Rome andUniversity Press, Cambridge, UK379 Maxted, N. (2003); Conserving the genetic resourcesof crop wild relatives in European Protected Areas,Biological Conservation 113380 Jarvis, A., A. Lane and R. J. Hijmans (2008);The effect of climate change on crop wild relatives,Agriculture, Ecosystems and the Environment 126: 13-23381 Lane, A., A. Jarvis and R. J. Hijmans (undated); Cropwild relatives and climate change: predicting the loss ofimportant genetic resources, Biodiversity International,UNEP and GEF382 Stolton, S., T. Boucher, N. Dudley, J. Hoekstra, N.Maxted and S. Kell (2008); Ecoregions with crop wildrelatives are less well protected, Biodiversity 9: 52-55383 Maxted, N., B. V. Ford-Lloyd and J. G. Hawkes(1997); Complementary Conservation Strategies, in Plantgenetic conservation: the in situ approach, Maxted, N., B.V. Ford-Lloyd and J. G. Hawkes (eds), Chapman & Hall,London, UK384 Amend, T., J. Brown, A. Kothari, A. Phillips and S.Stolton (2008); Protected Landscapes and AgrobiodiversityValues, Values of Protected Landscapes and Seascapesvolume 1, IUCN and GTZ, Kasparek Verlag,Heidelberg385 Maxted, N., B. V. Ford-Lloyd and J. G. Hawkes (eds)(1997); op cit386 Davis, S. D., V. H. Heywood and A. C. Hamilton(1994); Centres of plant diversity: A guide and strategy fortheir conservation, 3 volumes, IUCN, Cambridge, UK andWWF, Gland, Switzerland; Vol 2: 465387 Davis, S. D., V. H. Heywood and A. C. Hamilton(1994a); Centres of plant diversity: A guide and strategy fortheir conservation, 3 volumes, IUCN, Cambridge, UK andWWF, Gland, Switzerland, Vol 3: 358388 Groombridge, B. (1992); Global Biodiversity: Status ofthe Earth’s Living Resources, WCMC with Chapman andHall, London: 550389 Davis, S. D., V. H. Heywood and A. C. Hamilton(1994); op cit Vol 2: 190390 Tuxill, J. and G. P. Nabhan (1998); Plants andProtected Areas: A guide to in situ management, StanleyThornes, UK


119391 Alexanian, S. M. (2001); Management, conservationand utilization of plant genetic diversity in CEEC, CISand other Countries in Transition, in Seed policy andprogrammes for the Central and Eastern EuropeanCountries, Commonwealth of Independent States andother Countries in Transition, Proceedings of the RegionalTechnical Meeting on Seed Policy and Programmesfor the Central and Eastern European Countries,Commonwealth of Independent States and otherCountries in Transition, Budapest, Hungary, 6 – 10 March2001, FAO Plant Production and Protection Papers: 168,FAO, Rome392 Nuez, F., J. Prohens and J. M. Blanca (2004);Relationships, origin, and diversity of Galápagostomatoes: implications for the conservation of naturalpopulations, American Journal of Botany, 91:86-99393 Burgess, N., J. D’Amico Hales, E. Underwood, E.Dinerstein, D. Olson, I. Itoua, J. Schipper, T. Rickettsand K. Newman (2004); Terrestrial ecoregions of Africaand Madagascar: a continental assessment, Island Press,Washington DC, p 262394 Bosland, P. W. and M. M. Gonzalez (2000); Therediscovery of Capsicum lanceolatum (Solanaceae), andthe importance of nature reserves in preserving crypticbiodiversity. Biodiversity and Conservation 9:10, 1391-1397395 http://www.unesco.org/mabdb/br/brdir/directory/biores.asp?mode=all&code=GER+06, accessed 1stOctober 2009396 Davis, S. D., V. H. Heywood and A. C. Hamilton(1994); op cit; Vol 2: 326397 Groombridge, B. (1992); op cit, 551398 Musuraliev, T. M. (1998); Forest management andpolicy for the walnut-fruit forests of the Kyrgyz Republic,in Biodiversity and sustainable use of Kyrgyzstan’s walnutfruitforests, Blaser, J., J. Carter and D. Gilmour (eds),IUCN Gland, Switzerland and Cambridge, UK andINTERCOOPERATION, Bern, Switzerland399 Damania, A. B. (1996); Biodiversity conservation:a review of options complementary to standard ex situmethods, Plant Genetic Resources Newsletter, 107:1-18400 Ingram, G. (1990); Multi-gene pool surveys in areaswith rapid genetic erosion: An example from the Aïrmountains, northern Niger. Conservation Biology 4: 78-90401 Bonet, M. A. and J. Valles (2002); Use of non-cropfood vascular plants in Montseny biosphere reserve(Catalonia, Iberian Peninsula), International Journal of FoodScience Nutrition, 53 (3):225-48402 Krever, V., O. Pereladova, M. Williams and H.Jungius (1998); ); Biodiversity Conservation in Central Asia:An analysis of biodiversity and current threats and initialinvestment portfolio, WWF, Gland, Switzerland403 Tan, A. (1998); Current status of plant geneticresources conservation in Turkey, in The Proceedings ofInternational Symposium on In Situ Conservation of PlantGenetic Diversity, N. Zencirci, Z. Kaya, Y. Anikster and W.T. Adams (eds); Central Research Institute for Field Crops,Turkey404 Oryem-Origa, H., J. M. Kasenene and M. J. S.Magambo (2004); Some aspects of wild robusta coffeeseedling growth in Kibale National Park, Uganda, AfricanJournal of Ecology, 42: 34-39(6)405 Scholten, M., N. Maxted, S. P. Kell and B. V. Ford-Lloyd (2008); Creation of a national crop wild relativestrategy: a case study for the United Kingdom. in CropWild Relative Conservation and Use, Maxted, N., B. V.Ford-Lloyd, S. P. Kell, J. M. Iriondo, E. Dulloo and J.Turok, CAB International406 Maxted, N., J. G. Hawkes, L. Guarino and M.Sawkins (1997); The selection of taxa for plant geneticconservation. Genetic Resources and Crop Evolution, 44:337-348407 Maxted, N., E. Dulloo, B. V. Ford-Lloyd J. M.Iriondo, and A Jarvis (2008); Gap Analysis: a tool foreffective genetic conservation assessment, Diversity andDistribution 14: 1018-1030408 Araújo, M., M. Cabeza, W. Thuiller, L. Hannah and P.H. Williams (2004); Would climate change drive speciesout of reserves? An assessment of existing reserveselectionmethods, Global Change Biology 10: 1618-1626409 Prüss-Üstün A and C Corvalán (2006); Preventingdisease through healthy environments – Towards anestimate of the environmental burden of disease, WHO,Geneva, Switzerland410 WHO (2008); Protecting health from climate change –World Health Day 2008, WHO, Switzerland411 McMichael, A. J., D. H. Campbell-Lendrum, C. F.Corralán, K. L. Ebi, A. K. Githeko, J. D. Scheraga andA. Woodward (eds) (2003); Climate Change and HumanHealth: Risks and responses, World Health Organisation,Geneva412 Patz, J. A., D. Campbell-Lendrum, T. Holloway andJ. A. Foley (2005); Impact of regional climate change onhuman health, Nature 438: 310-316413 Neira, M., R. Bertollini, D. Campbell-Lendrum andD. Heymann (2008); The Year 2008: A Breakthrough Yearfor Health Protection from Climate Change?, AmericanJournal of Preventive Medicine, 35:5414 Haines, A., R. S. Kovats, D. Campbell-Lendrum andC. Corvalan (2006); Climate change and human health:impacts, vulnerability, and mitigation, The Lancet 367:2101-2109415 WHO (2008); op cit416 Hunter, P. R. (2003);Climate change and waterborneand vector-borne disease, Journal of Applied Microbiology94: 37S–46S417 Singh, R. B. K., S. Hales, N. de Wet, R. Raj, M.Hearnden and P. Weinstein (2001); The influence ofclimate variation and change on diarrhoeal disease in thePacific Islands, Environmental Health Perspectives 109:155-159418 Patz, J. (2002); A human disease indicator for theeffects of recent global climate change, Proceedings ofthe National Academy of Sciences 99: 12506–12508419 Martens, W. J. M., L. W. Niessen, J. Rotmans, T. H.Jetten and A. J. McMichael (1995); Potential Impact ofGlobal Climate Change on Malaria Risk, EnvironmentalHealth Perspectives 103


120420 Hales S. et al. Potential effect of population andclimate changes on global distribution of dengue fever: anempirical model. Lancet, 2002, 360:830–834.421 van Lieshout, M., R. S. Kovats, M. T. J. Livermore andP. Martens (2004); Climate change and malaria: analysisof the SRES climate and socio-economic scenarios,Global Environmental Change 14: 87–99422 McMichael, A. J. (2002); Population, environment,disease, and survival: past patterns, uncertain futures,The Lancet, 359423 Hay S. I. et al. (2006); Foresight on population atmalaria risk in Africa: 2005, 2015 and 2030. ForesightProject, 2006:40, Office of Science and Innovation,London424 Rogers, D. J. and S. E. Randolphe (2000); The globalspread of malaria in a future, warmer world, Science 289:1763-1766425 Epstein P. R. and E. Mills (eds) (2005); ClimateChange Futures: Health, Ecological and EconomicDimensions, Harvard Medical School, USA426 WHO (2008); Protecting health from climate change –World Health Day 2008, WHO, Switzerland427 World Health Organisation (2005); Ecosystems andHuman Well-being: Health Synthesis, WHO, Geneva,Switzerland428 Neira, M., R. Bertollini, D. Campbell-Lendrum andD. Heymann (2008); The Year 2008: A Breakthrough Yearfor Health Protection from Climate Change?, AmericanJournal of Preventive Medicine, 35:5429 Chivian, E. and A. Bernstein (2008); Sustaininglife: How human health depends on biodiversity, OxfordUniversity Press, New York430 Patz, J. A., T. K. Graczyk, N. Geller and A. Y. Vittor(2000); Effects of environmental change on emergingparasitic diseases, Journal of Parisitology 30: 1395-1405431 Vittor, A. Y., R. H. Gilman, J. Tielsch, G. Glass, T.Shields, W. S. Lozano, V. Pinedo-Cancino and J. A. Patz(2006); The effect of deforestation on the human-bitingrate of Anopheles darling, the primary vector of falciparummalaria in the Peruvian Amazon. Am. J. Trop. Med. Hyg.,74(1):3-11432 Oglethorpe, J., C. Honzak and C. Margoluis (2008);Healthy people, healthy ecosystems: A manual forintegrating health and family planning into conservationprojects, World Wildlife Fund, Washington, D.C.433 Hoekstra, J. M., T. M. Boucher, T. H. Ricketts andC. Roberts (2005); Confronting a biome crisis: globaldisparities of habitat loss and protection, Ecology Letters,8: 23–29434 Pattanayak, S. K., C. G. Corey, Y. F. Lau and R. A.Kramer (2003); Forest malaria: A microeconomic study offorest protection and child malaria in Flores, Indonesia,Duke University, USA, available at: http://www.env.duke.edu/solutions/documents/forest-malaria.pdf, accessed1st July 2009435 Shrestha, I. and K. Shrestha (2008); Medicinal andaromatic plants in Langtang National Park, in WaterTowers of Asia: Experiences in wetland conservationin Nepal, B B Bhandari, S O Suh and S H Woo (eds),IUCN Nepal and Gyeongnam Ramsar EnvironmentalFoundation, South Korea: 92-103436 Newman, D. J., C. M. Gordon and K. M. Snader(2003); Natural Products as Sources of New Drugs overthe Period 1981-2002, Journal of Natural Products 66:1022-1037437 Carraz M., A. Jossang, J. F. Franetich, A. Siau,C. Liliane, L. Hannoun, R. Sauerwein, F. Frappier, P.Rasoanaivo, G. Snounou and D. Mazier (2006); A plantderivedmorphinan as a novel lead compound activeagainst malaria liver stages. PLoS Med 3:12: e513.doi:10.1371438 Zakrzewski, P. A. (2002); Bioprospecting orBiopiracy? The Pharmaceutical Industry’s Use ofIndigenous Medicinal Plants as a Source of Potential DrugCandidates, University of Toronto Medical Journal, 79:3439 Stolton, S. and N. Dudley (2009); Vital Sites: Thecontribution of protected areas to human health, WWFInternational, Gland, Switzerland440 Poveda G, Rojas W, Quiñones ML, Vélez ID, MantillaRI, Ruiz D, Zuluaga JS and Rua GL (2001); Links Couplingbetween annual and ENSO timescales in the malariaclimateassociation in Colombia, Environ Health Perspect.,109:5, 489-93441 Montenegro, R A and C Stephens (2006); Indigenoushealth in Latin America and the Caribbean, The Lancet,367:3442 Stephens, C, J Porter, C Nettleton and R Willis (2006);Disappearing, displaced, and undervalued: a call to actionfor Indigenous health worldwide, The Lancet, 367:17443 www.amazonteam.org/umiyac-declaration.html,accessed 4th March 2009444 Sinclair, A., S. Mduma and P. Arcese (2002);Protected areas as biodiversity benchmarks forhuman impact: agriculture and the Serengeti avifauna,Proceedings of the Royal Society of London SeriesB-Biological Sciences 269: 2401-2405445 Henle, K., K. F. Davies, M Kleyer, C. Margules andJ Settele (2004); Predictors of species sensitivity tofragmentation, Biodiversity and Conservation 13: 207–251446 Dudley, N. and D. Vallauri (2004); Deadwood – LivingForests: The importance of veteran trees and deadwood tobiodiversity, WWF, Gland, Switzerland447 Ricketts, T. H., E. Dinerstein, T. Boucher, T. M.Brooks, S. H. M. Butchart, M. Hoffmann, J. F. Lamoreux,J. Morrison, M. Parr, J. D. Pilgrim, A. S. L. Rodrigues,W. Sechrest, G. E. Wallace, K. Berlin, J. Bielby et al.(2005); Pinpointing and preventing imminent extinctions,Proceedings of the National Academy of Sciences 102:18497–18501448 Margules, C. R. and R. L. Pressey (2000); Systematicconservation planning, Nature 405: 243-253;449 Eken, G., L. Bennun, T. M. Brooks, W. Darwall, L.D. C. Fishpool, M. Foster, D. Knox, P. Langhammer, P.Matiku, E. Radford, P. Salaman, W. Sechrest, M. L. Smith,S. Spector and A. Tordoff (2004); Key Biodiversity Areasas Site Conservation Targets. BioScience 54: 1110 – 1118


121450 Dudley, N. [editor] (2008); Guidelines for Applyingthe IUCN Protected Areas Management Categories, IUCN,Gland, Switzerland;451 Hockings, M., S. Stolton and N. Dudley (2004);Management effectiveness: assessing management ofprotected areas?, Journal of Environmental Policy andPlanning 6: 157-174452 Dudley, N., K. J. Mulongoy, S. Cohen, C. V. Barberand S. B. Gidda (2005); Towards Effective Protected Areas:An action guide to implement the Convention on BiologicalDiversity Programme of Work on Protected Areas, CBDTechnical Series number 18, Secretariat of the Conventionon Biological Diversity, Montreal453 Thompson, I., B. Mackey, S. McNulty and A.Mosseler (2009); Forest Resilience, Biodiversity, andClimate Change: A synthesis of the biodiversity/resilience/stability relationship in forest ecosystems, CBD TechnicalSeries no. 43, Secretariat of the Convention on BiologicalDiversity, Montreal454 Kapos V., C. Ravilious, A. Campbell, B. Dickson, H.K. Gibbs, M. C. Hansen, I. Lysenko, L. Miles, J. Price,J. P. W. Scharlemann and K. C. Trumper (2008); Carbonand biodiversity: a demonstration atlas, UNEP-WCMC,Cambridge, UK455 Foden, W., G. Mace, J.C. Vié, A. Angulo, S. Butchart,L. DeVantier, H. Dublin, A. Gutsche, S. Stuart and E. Turak(2008); Species susceptibility to climate change impacts,in J.C. Vié, C. Hilton-Taylor and S. N. Stuart (eds). The2008 Review of the IUCN Red List of Threatened Species,IUCN, Gland, Switzerland456 Sanderson, E. W., K. H. Redford, A. Vedder, P. B.Coppolillo and S. E. Ward (2002); A conceptual modelfor conservation planning based on landscape speciesrequirements, Landscape and Urban Planning 58: 41-56457 Peres, C. A. (2005); Why we need megareserves inAmazonia, Conservation Biology 19: 728-733458 Groves, C. R., D. B. Jensen, L. L. Valutis, K. H.Redford, M. L. Shaffer, J. M. Scott, J. V. Baumgartner,J. V. Higgins, M. W. Beck and M. G. Anderson (2002);Planning for biodiversity conservation: puttingconservation science into practice, Bioscience 52: 499-512459 Leonard, R. E., J. M. McBridge, P. W. Conkling and J.L. McMahon (1983); Ground Cover Changes Resulting fromLow-level Camping Stress on a Remote Site, USDA ForestService, Northeast Forest Experimental Station, ResearchPaper NE530460 Cole, D. N. (1995); Experimental trampling ofvegetation: 1: Relationship between trampling intensityand vegetation response, Journal of Applied Ecology 32:203-214461 For example: Kirika, J. M., N. Farwig and K Böhning-Gaese (2008); Effects of Local Disturbance of TropicalForests on Frugivores and Seed Removal of a Small-Seeded Afrotropical Tree, Conservation Biology 32: 318-328462 Daszak, P., A. A. Cunningham and A. D. Hyatt (2000);Emerging infectious diseases of wildlife: threats tobiodiversity and human health, Science 287: 443-449463 For example: Walsh, P. D., K. A. Abernethy, M.Bermejo, R. Beyers, P. De Wachter, M. E. Akou, B.Huijbregts, D. I. Mambounga, A. K. Toham, A. M. Kilbourn,S. A. Lahm, S. Latour, F. Maisels, C. Mbina, Y. Mihindou,S. N. Obiang, E. N. Effa, M. P. Starkey, P. Telfer, M.Thibault, C. E. G. Tutin, L. J. T. White and D. S. Wilkie(2003); Catastrophic ape decline in western equatorialAfrica; Nature 422: 611-614464 Johannes, R. E. (1982); Traditional conservationmethods and protected marine areas, Ambio 11: 258-261465 Higuchi, H., K. Ozaki, G. Fujita, J. Minton, M. Ueta,M. Soma and N. Mita (1996); Satellite tracking of whiteneckedcrane migration and the importance of the Koreandemilitarised zone, Conservation Biology 10: 806-812466 Romakkaniemi, A., I. Perä, L. Karlsson, E. Jutila, U.Carlsson and T. Pakarinen (2003); Development of wildAtlantic salmon stocks in the rivers of the northern BalticSea in response to management measures, ICES Journalof Marine Science 60: 329-342467 Bildestein, K. L., G. T. Bancroft, P. J. Dugan, D.H. Gordon, R. M. Erwin, E. Nol, L. X. Paque and S. E.Senner (1991); Approaches to the conservation of coastalwetlands in the Western hemisphere, The Wilson Bulletin103: 218-254468 Mumby, P. J., A. R. Harborne, J. Williams, C. V.Kappel, D. R. Brumbaugh, F. Micheli, K. E. Holmes, C. PDahlgren, C. B. Paris and P. G. Blackwell (2007); Trophiccascade facilitates coral recruitment in a marine reserve,Proc Natl Acad Sci, 104, 8362-8367469 McClanahan, T. R., N. A. J. Graham, J. M. Calnan andM. A. MacNeil (2007); Toward pristine biomass: Reef fishrecovery in coral reef marine protected areas in Kenya,Ecological Applications, 17: 4, 1055-1067470 Worm, B., R. Hilborn, J. K. Baum, T. A. Branch, J.S. Collie, C. Costello, M. J. Fogarty, E. A. Fulton, J. A.Hutchings, S. Jennings, O. P. Jensen, H. K. Lotze, P. M.Mace, T. R. McClanahan, C. Minto, S. R. Palumbi, A. M.Parma, D. Ricard, A. A. Rosenberg, R. Watson and D.Zeller (2009); Rebuilding Global Fisheries. Science 325,578471 McClanahan, T. (in press) Conservation Biology472 Dudley, N. and M. Rao (2008); Assessing and CreatingLinkages: Within and beyond protected areas, A QuickGuide for Protected Area Practitioners, The NatureConservancy, Arlington VA473 Noss, R. F. (2001); op cit474 Secretariat of the Convention on Biological Diversity(2004); Decisions adopted by the Conference of the Partiesto the Convention on Biological Diversity at its SeventhMeeting. UNEP/CBD/COP/7/21, SCBD Montreal, http://biodiv.org/decisions/?dec=VII/28475 Dudley, N., K. J. Mulongoy, S. Cohen, S. Stolton, C.V. Barber and S. B. Gidda (2005); op cit476 Chape, S., J. Harrison, M. Spalding and I. Lysenko(2005); Measuring the extent and effectiveness ofprotected areas as an indicator for meeting globalbiodiversity targets, Phil. Trans. R. Soc. B 360, 443–455


122477 https://www.cbd.int/decisions/cop7/?m=COP-07&id=7765&lg=0, accessed 1st July 2009478 Dudley, N. and J. Parrish (2006); Closing the Gap:Creating ecologically-representative systems of protectedareas, CBD Technical Series volume 24: CBD Secretariat,Montreal:479 CBD Secretariat (2008); The CBD PoWPA GapAnalysis: a tool to identify potential sites for action underREDD, CBD Secretariat, Montreal480 Olson, D. M., E. Dinerstein, E. D. Wikramanayake,N. D. Burgess, G. V. N. Powell, E. C. Underwood, J.A. D’amico, I. Itoua, H. E. Strand, J. C. Morrison, C.J. Loucks, T. F. Allnutt, T. H. Ricketts, Y. Kura, J. F.Lamoreux, W. W. Wettengel, P. Hedao, and K. R. Kassem(2001); Terrestrial ecoregions of the world: a new map oflife on earth, Bioscience 51481 Eken, G., et al (2004); op cit482 Aldrich, M., A. Belokurov, J. Bowling, N. Dudley,C. Elliott, L. Higgins-Zogib, J. Hurd, L. Lacerda, S.Mansourian, T. McShane, D. Pollard, J. Sayer and K.Schuyt (2003); Integrating Forest Protection, Managementand Restoration at a Landscape Scale, WWF International,Gland483 Dudley, N. and M. Rao (2008); Assessing and creatinglinkages within and beyond protected areas: A quick guidefor protected area managers, The Nature Conservancy,Arlington, VA, USA484 Dudley, N. and J. Courrau (2008); Filling the gaps inprotected area networks: a quick guide for practitioners, TheNature Conservancy, Arlington VA USA485 Steffen, W. A. Burbidge, L. Hughes, R. Kitching, D.Lindenmayer, W. Musgrave, M. Stafford Smith and P.Werner (2009); Australia’s Biodiversity and Climate Change,Department of Climate Change, Canberra486 Borrini-Feyerabend, G., A. Kothari and G. Oviedo(2004) Indigenous And Local Communities And ProtectedAreas—Towards Equity And Enhanced Conservation, IUCNCambridge, UK487 McGray, H., A. Hammill and R. Bradley (2007);Weathering the Storm: Options for framing adaptation anddevelopment, World Resources Institute, Washington DC488 Hockings, M., S. Stolton, F. Leverington, N. Dudleyand J. Courrau (2006); op cit489 Hockings, M. (2003); Systems for assessing theeffectiveness of management in protected areas.BioScience 53:823-832490 van der Werf, G. R., J. T. Randerson, G. J. Collatz,L. Giglio, P. S. Kasibhatla, A. F. Arellano, S. C. Olsen andE. S. Kasischke (2004); Continental-Scale Partitioning ofFire Emissions During the 1997 to 2001 El Niño/La NiñaPeriod, Science 303: 5654491 savanna.cdu.edu.au/information/arnhem_fire_project.html, accessed 24th August 2009492 Mulongoy, K. J., S. B. Gidda, L. Janishevski and A.Cung (2008); Current funding shortfalls and innovativefunding mechanisms to implement the Programme ofWork on Protected Areas, Parks, 17:1, IUCN493 Bruner, A. G., R. E.Gullison and A. Balmford(2004); Financial Costs and Shortfalls of Managingand Expanding Protected-Area Systems in DevelopingCountries”, BioScience 54(12):1119-1126494 Quintela, C. E., L. Thomas and S. Robin (2004);Proceedings of the Workshop Stream ‘Building a SecureFinancial Future: Finance & Resources’, Vth IUCNWorld Parks Congress, IUCN, Gland, Switzerland andCambridge, UK495 Balmford, A., A. Bruner, P. Cooper, R. Costanza, S.Farber, R. E. Green, M. Jenkins, P. Jefferiss, V. Jessamy,J. Madden, K. Munro, N. Myers, S. Naeem, J. Paavola, M.Rayment, S. Rosendo, J. Roughgarden, K. Trumper andR. K., Turner (2002); Economic reasons for conservingwild nature, Science 292496 Balmford, A., P. Gravestock, . Hockley, C. J. McCleanand C. M. Roberts (2004); The worldwide costs of marineprotected areas, PNAS 101(26): 9694–9697497 Balmford, A., A. Bruner, P. Cooper, R. Costanza, S.Farber, R. E. Green, M. Jenkins, P. Jefferiss, V. Jessamy,J. Madden, K. Munro, N. Myers, S. Naeem, J. Paavola, M.Rayment, S. Rosendo, J. Roughgarden, K. Trumper andR. K., Turner (2002); op cit498 Mansourian, S and N. Dudley (2008); Public Funds toProtected Areas, WWF International, Gland499 Mulongoy, K. J., S. B. Gidda, L. Janishevski and A.Cung (2008); op cit500 CBD (2009); Connecting biodiversity and climatechange mitigation and adaptation, Report of the secondad hoc technical expert group on biodiversity and climatechange, CBD Technical Series No.41, Montreal, Canada501 Hannah, L., R. Dave, P. P. Lowry II, S. Andelman,M. Andrianarisata, L. Andriamaro, A. Cameron, R.Hijmans, C. Kremen, . MacKinnon, H. H. Randrianasolo,S. Andriambololonera, A. Razafimpahanana, H.Randriamahazo, J. Randrianarisoa, P. Razafinjatovo,C. Raxworthy, G. . Schatz, M. Tadross and L. Wilme(2008); Opinion piece: Climate change adaptation forconservation in Madagascar, Biodiversity Letters 4: 590-594502 Wendland, K. J., M. Honzák, R. Portela, B. Vitale,S. Rubinoff and J. Randrianarisoa (in press); Targetingand implementing payments for ecosystem services:Opportunities for bundling biodiversity conservation withcarbon and water services in Madagascar, EcologicalEconomics503 Pollini, J. (2009); Carbon Sequestration for LinkingConservation and Rural Development in Madagascar: TheCase of the Vohidrazana-Mantadia Corridor Restorationand Conservation Carbon Project, Journal of SustainableForestry 28: 322 – 342504 Kramer, R. A., D. D. Richter, S. Pattanayak and N.P. Sharma (1997); Ecological and Economic Analysis ofWatershed Protection in Eastern Madagascar, Journal ofEnvironmental Management: 49, 277–295505 Anon (2008); Harnessing Nature as a Solution toClimate Change in Madagascar, Conservation International,Antananarivo


123506 See for instance Dutschke, M. and R. Wolf (2007);Reducing Emissions from Deforestation in DevelopingCountries, GTZ, Eschborn, Germany, 29 p507 Pistorius, T., C. Schmitt and G. Winkel (2008); AGlobal Network of Forest Protected Areas under theCBD, University of Freiburg, Faculty of Forest andEnvironmental Sciences508 TEEB (2009); op cit509 Quoted in Saunders, J. and R. Nussbaum (2008);Forest Governance and Reduced Emissions fromDeforestation and Degradation (REDD), Briefing PaperEEDP LOG BP 08/01,Chatham House, London, 4p510 Stern, N. (2006); Stern Review on The Economics ofClimate Change, HM Treasury, London511 Saunders, J. and R. Nussbaum (2008); op cit512 Lohmann, L. (guest editor and author) (2006);Carbon Trading: A critical conversation on climate change,privatization and power, Development Dialogue 48, TheDag Hammarskjöld Centre, Uppsala, Sweden513 Mehta, A. and J. Kill (2007); Seeing Red? “Avoideddeforestation” and the rights of indigenous peoples andlocal communities, Fern, Brussels and Moreton-in-the-Marsh UK514 Smith, J. and S. J. Scherr (2002); Forest Carbon andLocal Livelihoods: Assessment of opportunities and policyrecommendations, CIFOR Occasional Paper number37, Center for International Forestry Research, Bogor,Indonesia515 Peskett, L., C. Luttrell and D. Brown (2006); Makingvoluntary carbon markets work better for the poor: thecase of forestry offsets, ODI Forestry Briefing number 11,Overseas Development Institute, London516 Brown University (2008); Biodiversity Is Crucial ToEcosystem Productivity, ScienceDaily517 Hockings, M., S. Stolton, F. Leverington, N. Dudleyand J. Courrau (2006 2nd edition); op cit518 Dudley, N. (2004); Protected areas and certification,in International Environmental Governance: A internationalregime for protected areas (eds.) J Scanlon and FBurhenne-Guilmin, IUCN Environmental Law andPolicy Paper number 49, IUCN Gland, Switzerland andCambridge UK: pp41-56519 Dudley, N. and J. Parrish [editors] (2006); op cit520 Kapos, V., P. Herkenrath and L. Miles (2007);Reducing emissions from deforestation: A key opportunityfor attaining multiple benefits, UNEP World ConservationMonitoring Centre, Cambridge521 Colchester, M. (2003); Salvaging Nature: Indigenouspeoples, protected areas and biodiversity conservation,World Rainforest Movement, Montevideo Uruguay andMoreton-in-the-Marsh UK522 Carey, C., N. Dudley and S. Stolton (2000);Squandering Paradise? WWF, Gland, Switzerland523 Rietbergen-McCracken, J. (ed (2008); Green CarbonGuidebook, WWF US, Washington DC524 Oestreicher, J. S., K. Benessaiah, M. C. Ruiz-Jaen,S. Sloan, K. Turner, J. Pelletier, B. Guay, K. E. Clark,D. G. Roche, M. Meiners and C. Potvin (2009) Avoidingdeforestation in Panamanian protected areas: An analysisof protection effectiveness and implications for reducingemissions from deforestation and forest degradation,Global Environmental Change 19; 279–291525 Swallow, B., M. van Noordwijk, S. Dewi, D.Murdiyarso, D. White, J. Gockowski, G. Hyman, S.Budidarsono, V. Robiglio, V. Meadu, A. Ekadinata, F.Agus, K. Hairiah, P. N. Mbile, D. J. Sonwa, S. Weise (2007);Opportunities for Avoided Deforestation with SustainableBenefits: An Interim Report by the ASB Partnership for theTropical Forest Margins, ASB Partnership for the TropicalForest Margins, Nairobi, Kenya526 Dudley, N., R. Schlaepfer, W. J. Jackson, J. P.Jeanrenaud and S. Stolton (2006); Manual on ForestQuality, Earthscan, London527 WWF (2009); Connecting Amazon Protected Areasand Indigenous Lands to REDD Frameworks Conference,February 11-12, 2009, papers available from www.worldwildlife.org/science/stanfordgroup.html, accessed1st October 2009528 Scholze, M., W. Knorr, N. W. Arnell and I. C.Prentice (2006); A climate-change risk analysis for worldecosystems, Proceedings of the National Academy ofSciences 103: 35529 Gonzalez, P., R. P. Neilson and R. J. Drapek(2005); Climate change vegetation shifts across globalecoregions. Ecological Society of America Annual MeetingAbstracts 90: 228530 Hole, D. G., S. G. Willis, D. J. Pain, L. D. Fishpool,S. M. H. Butchart, Y. C. Collingham, C. Rahbek and B.Huntley (2009); Projected impacts of climate change on acontinent wide protected area network; Ecology Letters 12:420–431531 Araújo, M. B., M. Cabeza, W. Thuiller, L. Hannah andP. H. Williams (2004); Would climate change drive speciesout of reserves? An assessment of existing reserveselectionmethods; Global Change Biology 10: 9, 1618-1626532 Hannah, L., G. Midgley, S. Andelman, M. Araújo, G.Hughes, E. Martinez-Meyer, R. Pearson and P. Williams(2007); Protected area needs in a changing climate,Frontiers in Ecology and the Environment 5:3, 131-138.533 Rodrigues, A. S. L., S. J. Andelman, M. I. Bakarr, L.Boitani, L, T. M. Brooks, R. M. Cowling, L. D. C. Fishpool,G. A. B. da Fonseca, K. J. Gaston, M. Hoffmann, J. S.Long, P. A. Marquet, J. D. Pilgrim, R. L. Pressey, J.Schipper, W. Sechrest, S. H. Stuart, L. G. Underhill, R. W.Waller, M. E. J. Watts and X. Yan (2004); Effectiveness ofthe global protected area network in representing speciesdiversity, Nature 428: 640–643534 Gaston, K. J., S. F. Jackson, L. Cantú-Salazar andG. Cruz-Piñón (2009); The Ecological Performance ofProtected Areas, Annual Review of Ecology, Evolution, andSystematics 39:1, 93-113535 Lemieux, C. J. and D. J. Scott (2005); Climate change,biodiversity conservation and protected areas planning inCanada, The Canadian Geographer 49: 4, 384-399536 Haeberli, W. and M. Beniston (1998); Climate changeand its impacts on glaciers and permafrost in the Alps,


124Ambio 27: 258-265537 Leatherman, S. P., R. Chalfont, E. C. Pendleton andT. L. McCandless (1995); Vanishing Lands: Sea level,society and the Chesapeake Bay, Laboratory of CoastalResearch, University of Maryland538 Khalil, G. M. (1992); Cyclones and storm surges inBangladesh: Some mitigative measures, Natural Hazards6:1539 Agrawala, S., T. Ota, A. Uddin Ahmed, J. Smith andM. van Aalst (2005); Development and Climate Changein Bangladesh: Focus on Coastal Flooding and theSundarbans, OECD, Paris, France540 McCarty, J. P. (2001); Ecological Consequences ofRecent Climate Change, Conservation Biology 15:2, 320-331541 Midgley, G. F., L. Hannah, D. Millar, M. C. Rutherfordand L. W. Powrie (2002); Assessing the vulnerability ofspecies richness to anthropogenic climate change in abiodiversity hotspot, Global Ecology and Biogeography 11:445-451; and Berry, P. M., T. P. Dawson, P. A. Harrisonand R. G. Pearson (2002); Modelling potential impacts ofclimate change on the bioclimatic envelope of speciesin Britain and Ireland, Global Ecology and Biogeography11(6): 453-462.542 Téllez-Valdés, O. and P. D. Vila-Aranda (2003);Protected Areas and Climate Change: a Case Study ofthe Cacti in the Tehuacán-Cuicatlán Biosphere Reserve,México, Conservation Biology 17 (3): 846543 Thomas, C. D. and J. J. Lennon (1999); Birds extendtheir ranges northwards, Nature 399: 213544 Root, T. L., J. T. Price, K. R. Glass, S. H. Schneider,C. Rosenzweig and J. A. Pounds (2003); Fingerprint ofglobal warming on wild animals and plants, Nature 421:57-60545 Parmesan, C. and G Yohe (2003); A globally coherentfingerprint of climate change impacts across naturalsystems, Nature 421: 37-42546 Lesicaac, P. and B. McCuneb (2004); Decline ofarctic-alpine plants at the southern margin of theirrange following a decade of climatic warming, Journal ofVegetation Science, 15(5): 679-690547 Still, C. J., P. N. Foster and S. H. Schneider (1999);Simulating the effects of climate change on tropicalmontane cloud forests, Nature 398: 608-610548 Lips, K. R. (1998); Decline of a tropical montaneamphibian fauna, Conservation Biology 12: 106-117549 Houlahan, J. E., C. S. Findlay, B. R. Schmidt, A. H.Meyer, and S. L. Kuzmin (2000); Quantitative evidence forglobal amphibian population declines, Nature 752: 752-755550 Pounds, J. A. and M. L. Crump (1994); Amphibiandecline and climate disturbance: the case of the goldentoad and the harlequin frog, Conservation Biology 8: 72-85551 ibid552 Pounds, J. A., M. P. L. Fogden and J. H. Campbell(1999); Biological response to climate change on atropical mountain, Nature 398: 611-615553 Deliso, E. (2008); Climate Change and theHummingbirds of the Monteverde Cloud Forest, Costa Rica,Centro Científico Tropical, San José, Costa Rica554 Burns, C. E., K. M. Johnston and O. J. Schmitz(2003); Global climate change and mammalian speciesdiversity in US national parks, Proceedings of the NationalAcademy of Sciences USA 100: 11474–11477555 Moritz C., J. L. Patton, C. J. Conroy, J. L. Parra, G.C. White and S. R. Beissinger (2008); Impact of a centuryof climate change on small-mammal communities inYosemite National Park, USA, Science 322: 261-4.556 Peterson, A. T., M. A. Ortega-Huerta, J. Bartley, V.Sánchez-Cordero, J. Soberón, R. H. Buddemeier and D. R.B. Stockwell (2002); Future projections for Mexican faunasunder global climate change scenarios, Nature 416: 626-629.557 Wright, P. (2007); Considering climate changeeffects in lemur ecology and conservation; In Lemurs,Ecology and Adaptation, L. Gould and M. Sauther (eds),Springer, New York558 Trevedi, M. R., M. D. Morecroft, P. M. Berry and T.P. Dawson (2008); Potential effects of climate change onplant communities in three montane nature reserves inScotland, UK, Biological Conservation 141: 1665-1675.559 ICIMOD (2009); Mountain biodiversity and climatechange. International Centre for Integrated MountainDevelopment, Kathmandu560 Burns, C. E. et al (2003); op cit561 Bale, J. S., G. J. Masters, I. A. Hodkinson, C.Awmack, T. M. Bezemer, V. K. Brown, J. Butterfield,A. Buse, J. Coulson, J. Farrar, J. Good, R. Harrington,S. Hartley, T. H. Jones, R. L. Lindroth, M. Press, L.Symrnioudis, A. Watt and J. Whittaker (2002); Herbivoryin global climate change research: direct effects of risingtemperature on insect herbivores, Global Change Biology8: 1-16562 National Park Service (undated); Climate Change inNational Parks, U.S. Department of the Interior563 Karl, T. R., J. M. Melillo and T. C. Peterson(eds.)(2009); Global Climate Change Impacts in the United States,Cambridge University Press564 McCarty, J. P. (2001); op cit565 Beaumont, L. J., I. A. W. Mcallan and L. Hughes(2006); A matter of timing: changes in the first date ofarrival and last date of departure of Australian migratorybirds, Global Change Biology 12: 1339–1354566 Lemoine, N. and K. Böhning-Gaese (2003); PotentialImpact of Global Climate Change on Species Richness ofLong-Distance Migrants, Conservation Biology 17: 2567 Grabherr, G., M. Gottfried and H. Pauli (1994);Climate effects on mountain plants, Nature, 369: 448568 Fisher, M. (1997); Decline in the juniper woodlandsof Raydah Reserve in Southwestern Saudi Arabia:a response to climate changes? Global Ecology andBiogeography Letters 6(5):379–386569 National Park Service (undated); op cit


125570 McMorrow, J. J. Aylen, K. Albertson, G. Cavan, S.Lindley, J. Handley and R. Karooni (2006); Moorland WildFires in the Peak District National Park, Technical Report 3,University of Manchester, UK571 Williams, A. A. J., D. J. Karoly and N. Tapper (2001);The sensitivity of Australian fire danger to climate change,Climate Change 49: 171-191572 Hoegh-Guldberg, O., P. J. Mumby, A. J. Hooten, R. S.Steneck, P. Greenfield, E. Gomez, C. D. Harvell, P. F. Sale,A. J. Edwards, K. Caldeira, N. Knowlton, C. M. Eakin, R.Iglesias-Prieto, N. Muthiga, R. H. Bradbury, A. Dubi andM. E. Hatziolos (2007); Coral Reefs Under Rapid ClimateChange and Ocean Acidification, Science 318: 1737-1742573 Dilley, M., R. S. Chen, U. Deichmann, A. L. Lerner-Lam and M. Arnold (2005); Natural Disaster Hotspots: AGlobal Risk Analysis, The World Bank, Washington574 Ali, A. (1996); Vulnerability of Bangladesh to climatechange and sea level rise through tropical cyclones andstorm surges, Water, Air, & Soil Pollution, 92:1-2575 Royal Haskoning (2003); Controlling or Living withFloods in Bangladesh, Agriculture & Rural DevelopmentWorking Paper 10, World Bank, Washington576 Palmer, T. N. and J. Räisänen (2002); Quantifyingthe risk of extreme seasonal precipitation in a changingclimate, Nature. 415, 512–514.577 Agrawala, S., T. Ota, A. Uddin Ahmed, J. Smith andM. van Aalst (2005); Development and Climate Changein Bangladesh: Focus on Coastal Flooding and theSundarbans, OECD, Paris, France578 Chowdhurt, Q. I. (editor) (2002); Bangladesh – Stateof the Environment Report 2001, Forum of EnvironmentalJournalists of Bangladesh, with support from the Ministryof Environment and Forest, Government of Bangladesh,Dhaka579 FAO (1999); op cit580 http://www.adb.org/Documents/News/1998/nr1998078.asp, accessed 1st October 2009581 Ramsar Secretariat (2002); Draft Thematic Paper onManagement of Africa’s Wetlands, Ramsar Secretariat,Gland, Switzerland582 Mascarenhas, A. (2004): Oceanographicvalidity of buffer zones for the east coast of India: Ahydrometeorological perspective, Current Science, 86:3583 Khalil, G. M. (1992); Cyclones and storm surges inBangladesh: Some mitigative measures, Natural Hazards,6:1584 FAO (1999); FRA 2000: Forest resources ofBangladesh, Country report; Working Paper 15, ForestResources Assessment Programme, FAO, Rome585 http://www.worldwildlife.org/wildworld/profiles/terrestrial/im/im1406_full.html, accessed 1st October 2009586 Royal Haskoning (2003); op cit587 Paul, B K (2009); Why relatively fewer people died?The case of Bangladesh’s Cyclone Sidr, Nat Hazards,50:289–304588 Lockwood, M., G. L. Worboys, A. Kothari and T.De Lacey (2006); Managing the World’s Protected Areas;Earthscan, London589 Hannah, L., G. F. Midgley, S. Andelman, M Araújo, G.Hughes, E. Martinez-Meyer, R. Pearson and P. Williams(2007); Protected area needs in a changing climate,Frontiers of Ecology and the Environment 5: 131-138590 Hannah, L. G. F. Midgley and D Millar (2002); Climatechangeintegrated conservation strategies, Global Ecologyand Biogeography 11: 485-495591 Hyder Consulting (2008); The Impacts andManagement Implications of Climate Change for theAustralian Government’s Protected Areas, Commonwealthof Australia, Canberra592 Dudley, N. (2005); Restoration of protected areavalues, in S. Mansourian, N. Dudley and D. Vallauri[editors] Beyond Planting Trees, Springer, pp 208-212593 Galatowitsch S. M. (2009); Carbon offsets asecological restorations, Restoration Ecology 17: 563 - 570594 Dudley, N. (ed) (2008); op cit595 Borrini-Feyerabend, G., A. Kothari and G. Oviedo(2004); Indigenous and Local Communities and ProtectedAreas: Towards equity and enhanced conservation, IUCN/WCPA Best Practice Series no. 11, IUCN Cambridge, UK596 CBD (2009); op cit597 Noss, R. F. (2001); op cit598 Hopkins, J. J., H. M. Allison, C. A. Walmsley, M.Gaywood and G. Thurgate (2007); Conserving Biodiversityin a Changing Climate: guidance on building capacityto adapt, Department of Environment, Food and RuralAffairs, London599 Natural Resources Management Ministerial Council(2004); National Biodiversity and Climate Change ActionPlan 2004-2007, Commonwealth of Australia, Canberra600 Taylor, M. and P. Figgis [editors] (2007); ProtectedAreas: buffering nature against climate change. Proceedingsof a WWF-Australia and IUCN World Commission onProtected Areas Symposium, 18-19 June 2007, Canberra,WWF Australia, Sydney601 Hopkins, J. J. et al (2007); op cit602 Dudley, N. and M. Rao (2008); op cit603 Opdam, P. and D. Wascher (2004); Climatechange meets habitat fragmentation: linking landscapeand biogeographical scale levels in research andconservation, Biological Conservation 117: 285-297604 Killeen, T. J. and L. A. Solórzano (2008); Conservationstrategies to mitigate impacts from climate change inAmazonia , Philosophical Transactions of the Royal Society363: 1881-1888605 Markham, A. (1997); Potential impacts of climatechange on ecosystems: a review of implications forpolicymakers and conservation biologists, ClimateChange 6: 179-191606 Bennett, A. F., J. Q. Radford and A. Haslem (2006);Properties of land mosaics: Implications for nature


126conservation in agricultural environments, BiologicalConservation 133: 250-264607 Laffoley, D. (1995); Techniques for managingmarine protected areas: zoning, in Marine ProtectedAreas: Principles and Techniques for Management, (ed) S.Gubbay, Chapman and Hall, London608 Anon (2002); IUCN Technical Guidelines on theManagement of Ex-situ populations for Conservation:Approved at the 14th Meeting of the Programme Committeeof Council, Gland Switzerland, 10 December 2002, IUCN,Gland, Switzerland609 Maunder, M. and O. Byers (2005); The IUCNTechnical Guidelines on the Management of Ex SituPopulations for Conservation: reflecting major changes inthe application of ex situ conservation, Oryx 39: 95-98610 Carey, C., N. Dudley and S. Stolton (2000:Squandering Paradise? WWF International, Gland,Switzerland611 Chapin, F. S. III, O. E. Sala, I. C. Burke, J. P. Grime, D.U. Hooper, W. K. Lauenroth, A. Lombard, H. A. Mooney,A. R. Mosier, S. Naeem, S. W. Pacala, J. Roy, W. L.Steffen and D. Tilman (1998); Ecosystem Consequencesof Changing Biodiversity: Experimental evidence and aresearch agenda for the future, Bioscience 48612 Hockings, M, S Stolton, F Leverington, N Dudley andJ Courrau (2006); op cit613 Hannah, L., G. F. Midgley, T. Lovejoy, W. J. Bond, M.Bush, J. C. Lovett, D. Scott and F. I. Woodward (2002);Conservation of biodiversity in a changing climate,Conservation Biology 16: 264-268614 See for example Stocks, B. J., M. A. Foster, T. J.Lynham, B. M. Wotton, Q. Yang, J-Z. Jin, K. Lawrence, G.R. Hartley, J. A. Mason and D. W. Kenney (1998); Climatechange and forest fire potential in Russian and Canadianboreal forests, Climate Change 38: 1-13615 Spittlehouse, D. L. and R. B. Stewart (2003);Adaptation to climate change in forest management, BCJournal of Ecosystems and Management 4: 1-11616 Barnett, T. P., J. C. Adam and D. P. Lettenmaier(2005); Potential impacts of a warming climate on wateravailability in snow-dominated regions, Nature 438: 303-309617 Lawrence, W. F. and G. B. Williamson (2001); Positivefeedback among forest fragmentation, drought andclimate change in the Amazon, Conservation Biology 15:1529-1535618 Sudmeier-Rieux, K., H. Masundire, A. Rizvi andS. Rietbergen [editors] (2006); Ecosystems, Livelihoodsand Disasters: An integrated approach to disaster riskmanagement, IUCN, Gland, Switzerland and Cambridge,UK619 McNeely, J. A., H. A. Mooney, L. E. Neville, P. J.Schei and J. K.Waage (2001); A Global Strategy on InvasiveAlien Species, IUCN Gland, Switzerland, and Cambridge,UK620 McLachlan, J. S., J. J. Hellmann and M. W. Schwartz(2007);A Framework for Debate of Assisted Migration in anEra of Climate Change, Conservation Biology 21: 297-302621 Halpin, P. N. (1997); Global climate change andnatural area protection: management responses andresearch directions, Ecological Applications 7: 828-843622 Hole, D. G., S. G. Willis, D. J. Pain, L. D. Fishpool,S. H. M. Butchart, Y. C. Collingham, C. Rahbek and B.Huntley (2009); Projected impacts of climate change on acontinent-wide protected areas network, Ecology Letters12: 420-431623 Chape, S., J. Harrison, M. Spalding and I. Lysenko(2005); Measuring the extent and effectiveness ofprotected areas as indicators for meeting globalbiodiversity targets, Philosophical Transactions of the RoyalSociety 360: 443-455624 Welch, D. (2005); What should protected areamanagers do in the face of climate change? The GeorgeWright Forum 22625 Noss, R. F. (2001); op cit626 Dudley, N. and S. Stolton (2009); The Protected AreasBenefits Assessment Tool, WWF International, Gland,Switzerland627 Carter, T. and S. Kankaanpää (2003); A preliminaryexamination of adaptation to climate change in Finland,Finnish environment publications series 640, FinnishEnvironment Institute, Helsinki, 66 p628 Marttila, V. H. Granholm, J. Laanikari, T. Yrjölä, A.Aalto, P. Heikinheimo, J. Honkatuki, H. Järvinen, J. Liski,R. Merivirta and M. Paunio (2005); Finland’s NationalStrategy for Adaptation to Climate Change, Ministry ofAgriculture and Forestry, Helsinki629 Dudley, N., S. Mansourian, S. Stolton and S.Suksawan (2006); Safety Net: protected areas and povertyreduction, WWF International, Gland630 Badola, R. and S. A. Hussain (2005); Valuingecosystem functions: An empirical study on the stormprotection function of Bhitarkanika mangrove ecosystem,India, Environmental Conservation, 32: 1, 85-92631 Rice, R. (2001); Conservation Concessions – ConceptDescription, Conservation International, Washington D.C.632 Alexander, E (2008); Case Study on the UpperEssequibo Conservation Concession as an innovative legalmechanism for biodiversity conservation and a viable optionfor avoiding forest degradation/deforestation, in Fenech,A., D. MacIver and F. Dallmeier (eds.) Climate Changeand Biodiversity in the Americas, Environmental Canada,Toronto, Ontario, Canada633 ibid634 ibid635 Blomley T., K. Pfliegner J. Isango E. Zahabu A.Ahrends and N. Burgess (2008); Seeing the Wood forthe Trees: an Assessment of the Impact of ParticipatoryForest Management on Forest Condition in Tanzania,Oryx 42: 380-391 and Blomley. T. (2006); MainstreamingParticipatory Forestry within the Local Government ReformProcess in Tanzania, International Institute for Environmentand Development, London, UK


Alexander Belakurov Rusya’daki ve Ramsar Sözleme Sekreterlii’ndekiönceki deneyimlerine ek olarak dokuz yıldır WWF International içinçalımaktadır. Uzmanlık alanı çevrebilim ve yönetimi, korunan alanlar vepeyzaj yaklaımlarıdır. Peyzaj Koruma’da Müdür olarak görev yapmaktadır.Nigel Dudley çevrebilimci ve Equilibrium Research’te danıman olarakgörev yapmaktadır. Çalımaları u anda özellikle korumaya geniçerçeveli yaklaımlar, korunan alanlar ve ekolojik bütünlüün ölçülmesiile ilgili konulara odaklanmaktadır. Nigel, IUCN-WCPA ve QuenslandÜniversitesi’nde öretim üyesidir.Linda Krueger son 10 yıldır pek çok konuda hizmet verdii WCS’depolitikadan sorumlu Bakan Yardımcısıdır. WCS’ye katılmadan önce KuzeyAtlantik ttifakı (NATO) Bilimsel ve Çevresel Konular Bölümü’nde danımanolarak görev almı ve ABD Kongresi’nde altı yıl boyunca hukuk asistanıolarak görev yapmıtır.Nikita (Nik) Lopoukhine 2005 yılında emekli olana kadar Kanada <strong>Milli</strong> ParklarGenel Müdürüydü. Nik ilk kez 2004 yılında WCPA Bakanı seçildi ve imdiikinci bakanlık dönemi içindedir.Kathy MacKinnon Dünya Bankası’nın Ba Biyoçeitlilik Uzmanıdır. ÖzellikleAsya’da tropikal ekoloji aratırmaları, korumanın ve korunan alanlarınplanlanması ve yönetiminde geni saha deneyimine sahiptir. Kathy, yaygınolarak uluslararası STK’larla - özellikle IUCN ve WWF ile - ve gelimekte olanülkelerdeki devlet kurumları ile çalımıtır.Trevor Sandwith IUCN-WCPA’nın Bakan Yardımcısı ve Doa Koruma’daBiyoçeitlilik ve Korunan Alanlar Politikaları Müdürüdür. 2001 yılına kadar,biyoçeitlilii bir ölçüde sosyal ve ekonomik geliimin içinde yaymayaodaklanan, nsanlar ve Çevre için Güney Afrika Cape Eylem programındansorumluydu ve u andaki çalıma konusu biyoçeitlilik ve iklim politikasının,iklim deiikliinde etkili toplumsal uyumu nasıl etkileyecei üzerinedir.Nik Sekhran UNDP’de Biyoçeitlilik Ba Teknik Danımanıdır. Eitimiekonomi alanında olan Nik Sekhran, korunan alanları da içeren dünyaçapında ekosistem yönetimi üzerine kapsamlı deneyime sahiptir. Sonzamanlarda, mesleki ilgisi iklimsel risk yönetimi ve ekosistem yönetimiarasındaki balantıya odaklanmıtır.Sue Stolton çevre danımanıdır. Çalımaları temel olarak özellikleuluslararası sözlemeler bakımından korunan alanlar ile ilikili konularaodaklanmaktadır. Sue 1991 yılında Nigel Dudley ortaklıında EqulibriumResearch’ü kurmutur. IUCN-WCPA üyesidir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!