13.07.2015 Views

Cilt 1 Pdf - Batıya Yön Veren Metinler

Cilt 1 Pdf - Batıya Yön Veren Metinler

Cilt 1 Pdf - Batıya Yön Veren Metinler

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

BATI’YA YÖN VEREN METİNLEROfficiorum’u gibi bir kitap, karmaşık semboller ve figürlerle doludur, katedrallerinbezemeleri de öyle. Durandus “Kilise,” demişti, “dört duvardan oluşur, bu duvarlardört İncili yazanların doktrini üzerine bina edilmiştir; temeli, gayba aşina olan imandır;kapısı Hz. İsa’dır, şamdanı ve mihrabı da öyle.” Modern bir sanat tarihçisi OrtaÇağ sanatı için “evren şemasına dair tamamen idealist bir bakışı ve tarih ile doğanınengin semboller olarak görülmesi gerektiği kanaatini dile getiriyor” 8 demektedir..Aynı metafizik, zühdü ve mucize hissini destekliyordu; bu durum Orta Çağ entelektüellerinintefekkür hayatını neden yücelttiğini açıklar. Luka İncili 10:38-42’dekiMeryem ve Marta’nın hikâyesi, Orta Çağ yazarlarının en sevdiği hikâyelerden biriydive hep bu iki kız kardeşten mütefekkir olan Meryem’i cevval olan Marta’ya tercihediyorlardı. Nitekim Hz. İsa da Meryem’in en iyi olanı seçtiğini söyler. BakışlarınıHz. İsa’nın yüzüne kilitleyen Meryem, görünüşün ardındaki ebedi gerçeği tefekkürediyordu. Hem Aristo da Etik’in (On Üçüncü yüzyılda çok alıntılanan bir çalışma)onuncu bölümünde mutluluğun “tam bir sükûnet”te olduğunu, “kendi kendisindenbaşka bir amacı olmadığı” için tefekküre dalmanın iffetli hareketlerden bile dahadeğerli olduğunu söylemiyor muydu? Statik ve ölümden ileri bir gerçeğe ilişkin tefekkür– bu, hem mistiklerin hem de filozofların idealiydi ve bu durum onların bilgininbir kontrol ve güç aracı olarak algılandığı modern anlayışı ne kadar az kavradıklarınıgösteriyordu.On İki ve On Üçüncü yüzyıllarda Aristocu metafiziğin okulları ele geçirmesiyle,aşırı “gerçekçilik”in gözden düşmeye başladığı doğrudur. Bilindiği gibi, Aristo, ideaları(veya biçimleri) gerçek dünyaya dahil etmiş ve onları maddi fenomenlerle birlikteve maddi fenomenlerin içinde kullanmaya başlamıştır. Bundan ötürü Aristocuskolastikler biçimle maddeyi ilişkilendirmiş ve bilgiyi duyusal algıya hapsetmişlerdir.Ancak asla tüm entelektüeller Aristocu olmamıştır ve daha önemlisi Aristo’nun sistemiteleolojik ve teolojiktir. Hıristiyan Aristocuların tasavvur ettiği biçimiyle evren,maddi olmayan bir sebebe dayanıyordu. Tanrı ilk maddeyi ve formları “ex nihilo”,yani hiçlikten yaratmıştı (burada Kutsal Kitap’ın Tekvin bölümünde yer alan açıklamaAristo’nunkine tercih edilmiştir). “Her şeyin etken, asıl ve nihai sebebi” olan Tanrı,yarattıklarını kendilerine uygun farklı amaç ve görevlere yönlendirmişti. Tanrı evrenidemokratik olmaktan çok hiyerarşik bir modele göre inşa etmişti. Evrenin tümü içinaynı kanunlar geçerli değildi. Evrenin iki bölümü arasında niteliksel farklar mevcuttu:Dört elementin dünyası, yani bu dünya, dümdüz bir çizgi üzerinde hareket ediyordu,bu nedenle değişime ve çürümeye açıktı; yıldızların göksel dünyası ise dairesel birhareket içindeydi ve bu nedenle değişmezdi. Kozmik hiyerarşi psikolojik bir hiyerarşiyide öngörüyordu; Tanrı’dan meleklere ve insana, oradan hayvanlara ve sonra dacansız doğaya uzanan büyük bir “varlık zinciri” mevcuttu. İnsan bu zincirin düğü-8 Émile Mâle, Fransa’da Dinsel Sanat, XIII. Yüzyıl (Londra, 1913), s. 15.210

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!