13.07.2015 Views

Sayı 1 - Hacettepe Üniversitesi Türkçe ve Yabancı Dil Öğretimi ...

Sayı 1 - Hacettepe Üniversitesi Türkçe ve Yabancı Dil Öğretimi ...

Sayı 1 - Hacettepe Üniversitesi Türkçe ve Yabancı Dil Öğretimi ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ANA DİLİYLE DÜŞÜNMEKAsuman BAYRAM<strong>Dil</strong> ile düşünce arasındaki bağlantı Antik Yunan’danbu yana felsefenin temel sorularından biri olagelmiş;Aristo’dan bu yana “dil - düşünce ilişkisi” üzerine farklıyorumlar yapılmış <strong>ve</strong> değişik kuramlar üretilmiştir.<strong>Dil</strong>- düşünce ilişkisi etrafında yapılan yorumlarıngeneli, düşüncenin ancak dil ile gerçekleştirilebilecek birzihinsel edim olduğu yönündedir. Buradan düşünceyi dildenayırarak anlamlandırmanın olanaksız olduğu anlaşılıyor.İnsan, bir dil donanımıyla dünyaya gelir <strong>ve</strong> -nörolojikya da fizyolojik bir rahatsızlığı yoksa- farklı basamaklardangeçerek ana dilini edinir. Görüldüğü gibi ana dilininkazanılmasından bahsederken özel bir kavram kullandık:“edinim”. “Edinim” dil bilim literatürü içinde sadece anadilinin kazanımı için kullanabileceğimiz özel bir terim. Bireyler,yetenekleri <strong>ve</strong> arzuları doğrultusunda değişik dilleribir dereceye kadar kullanma becerisini kazanabilirler; ancakburada artık “edinim”den farklı bir durum “öğrenim” devreyegirer. Bu durumu şu basit örnekle açıklamak mümkün:Kimse yenidoğana belli bir dil eğitimi <strong>ve</strong>rmek için özelbir çaba harcamıyor; ama bir de bakıyorsunuz bir bebek,elinde mama şişesiyle kendisine gülümseyen kadına “anne”diyor. Bu süreçte aktif yapı öncelikle bilinçaltı. Kimse bubebeğe düzenli planlı olarak “anne” sözcüğü üzerindealıştırma yaptırmadı; ama bebek belli bir dil olgunluğunaerişince “anne” sözcüğünü kullanabildi. Demek ki dünyayagelen her birey ana dili ne olursa olsun o dili ediniyor. <strong>Dil</strong>edinim süresi, bireylerin sahip olduğu bilişsel zeka düzeylerindekifarklılıklar <strong>ve</strong> edinilecek ana dilin özellikleri sebebiyledeğişiklikler gösteriyorsa da sonuçta her birey bellibir yaşta ana dilini edinmiş oluyor. Sonrasında ise edinilenana dilin öğretimine geçiliyor.Ülkemizde ana dili ile ilgili olarak farklı öğretimbasamaklarında <strong>ve</strong>rilen eğitim, üni<strong>ve</strong>rsite birinci sınıföğrencilerine iki dönem <strong>ve</strong>rilen zorunlu Türk <strong>Dil</strong>i dersleriile sona eriyor.Ana dilinin öğretim kurumlarında ders olarakokutulması, yukarıda bahsettiğimiz gibi üni<strong>ve</strong>rsite düzeyinde<strong>ve</strong>rilen bu iki dönemlik <strong>Türkçe</strong> dersleriyle bitiyor;ama bireyin ana diliyle olan ilişkisi son nefesine kadardevam ediyor. Hatta bireyin, hayatının bir döneminde anadilinden başka bir dilin hüküm sürdüğü bir coğrafyaya göçetmiş olması ya da ikinci bir dili, uzun yıllar kullanmışolması da durumu değiştirmiyor: Birey, ömrünün sonunadek ana diliyle düşünce üretiyor <strong>ve</strong> hayata dair her ayrıntıyıana diliyle algılayıp anlamlandırıyor.Görüldüğü gibi dil-düşünce ilişkisi bizioldukça çarpıcı bir sonuca götürdü: Birey yaşadıkça anadiliyle düşünce üretiyor, hayatı <strong>ve</strong> hayata dair her ayrıntıyıana diliyle algılayıp anlamlandırıyor.Ana dili ile ilgili olarak yinelediğimiz bu tespittenhareketle bireyin yaşadığı hayatı algılaması,değerlendirmesi, iç dünyasını <strong>ve</strong> çevresini ayrıntılarınainerek analiz etmesi ancak <strong>ve</strong> ancak ana diline hâkimiyetiyledoğru orantılı olarak gerçekleşebilecektir, yargısınaulaşmak da pekala mümkün.DenemeAna dili-düşünce ilişkisi ile ilgili olarak yukarıdasıraladıklarımızın arkasından ana dili <strong>Türkçe</strong> olan bireylerolarak bizim dilimizi nasıl kullandığımıza gelmek <strong>ve</strong>dil-düşünce ilişkisini bir de bu yönüyle irdelemek istiyorum.Bilindiği gibi bireyin dilini zenginleştiren etkinliklerinbaşında “okuma” eylemi gelmektedir. Çünkü yazıdilinin kullanıldığı edebî metinler aynı zamanda dilinzenginliklerinin <strong>ve</strong> güzellliklerinin satır satır işlendiğieserlerdir. Seçkin eserleri okuyup dilinizin sözcük sözcüksöz işçileri tarafından bir kuyumcu titizliğiyle nasılişlendiğini gördükçe dilinizin, dilinizin özelliklerinin <strong>ve</strong>güzelliklerinin farkına varırsınız. Okudukça dilinize aitzenginlikleri hem gözlemleyecek hem de bunları adetayudum yudum içerek dilinizin tadına varacaksınız. Sonuçolarak da dil yetiniz, onu kullanma <strong>ve</strong> anlama yeteneğinizartacak; sözcüklerin taşıdığı anlam inceliklerini fark ettikçenasıl bir hazine ile karşı karşıya olduğunuza hem şaşıracakhem de bu hazineden nasiplenmeye, dil denizini kulaçkulaç katetmeye başladıkça bambaşka bir gü<strong>ve</strong>n duygusutarifi zor bir haz hissiyle dimağınızı ağır ağır kaplayacak.Aynı dili kullanan bireylerin sahip oldukları değişikdüzeylerdeki dil yetkinlikleri de sizi epeyce düşünmeyezorlayacak. En başta belirttiğimiz gibi dili kullanma biçimiaslında bireyin hayatı nasıl algılayıp anlamlandırdığının dagöstergesi. <strong>Dil</strong> terazisiyle, ayırmanız çok kolay olacaktırgörüntüleri süslü ama iç dünyaları bir o kadar sığ <strong>ve</strong> basitolan fakir insanları ya da görünüşleri pejmürde ama zihni<strong>ve</strong> gönlü tertemiz asıl zenginleri...Ne yazık ki konuştukça sözleriyle, yazdıkça kalemleriyledillerini özgün <strong>ve</strong> zengin kullanan insanlararastlamak gittikçe zorlaşmakta. Öte taraftan dil heybesinedoldurduğu üç yüz-dört yüz sözcükle günü kurtarmayaçalışan <strong>ve</strong> yaşadıkları bambaşka olsa da hep aynı sözlerleaynılıklarını gözümüzün içine sokan dil yoksunları gündengüne artmakta...Oysaki diliniz, onu kullanma şekliniz, aynanızdırsizin; siz dilinizsiniz, farklılığınız, özgünlüğünüz,yaşamınızı zenginleştirme gücünüz ancak <strong>ve</strong> ancakdilinizi incelik, özellik <strong>ve</strong> güzelliklerine hâkim olarakkullanabildiğiniz oranda gerçekleşir.Öyleyse haydi bir kez daha bu köklü,sistematiğiyle düşünürleri dahi hayran <strong>ve</strong> şaşkınbırakmış,yüzyıllarcakendisine yapılan <strong>ve</strong>fasızlıklardan, horgörmelerden, hainliklerden, mücadelelerden dimdik <strong>ve</strong>sapasağlam çıkabilmiş <strong>Türkçe</strong>mize yeniden; ama bu defabilinçle en çok da ana dili sevgisiyle sahip çıkalım.Sevmek önce değer <strong>ve</strong>rmektir. Saygı duymak,sevileni yüceltmek; yüceltebilmek için de hizmet etmektir,sevdiğiniz için çalışmaktır. Unutmayalım: <strong>Türkçe</strong>mizeyapacağımız her hizmet önce birey olarak kendimize;etraflıca düşündüğümüzde de her birimiz aynı bayrağın,aynı dil bayrağının altında yaşayan bireyler olduğumuz içinulusal kimliğimize yapacağımız hizmettir.25

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!