13.07.2015 Views

PDF Dosyası - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

PDF Dosyası - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

PDF Dosyası - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

hnk


MİKROBİYOLOJİÖZETİBirinci Kitap(İmmünoloji ve Seroloji Bölümü)Eczacılık Fakültesi öğrencileri içinVDoç., Dr., A. Cemâl OMURTAGANKARA ÜNİVERSİTESİ, ECZACILIK FAKÜLTESİ,Mikrobiyoloji ve Besin Kontrolü Kürsüsü Doçenti.. IANKARA1966


İÇİNDEKİLERKitap hakkındaSayfaGiriş 1KISIM I 3Antigen 3Teksin 3Antikor 4Organizma içinde teşekkül eden antikor nevileri 41 — Agglutinin'ler 42 — Precipitin'ler 53 — Lysin'ler 54 — Opsonin'ler 55 — Koruyucu antikorlar 56 — Antitoksinler 5Hastalık yapıcı mikroorganizmaların patogeniteleri 5Ektotoksin'ler 6Ektotoksin hasıl eden bakteriler 7EHRLICH'in ektotoksinlerin organizmada hastalık yapmateorisi 7Endotoksin'ler 8Ektotoksin ve endotoksinlerin birbirlerinden farkları 9Bakterilerin kapsüler materyalinin patogenite ile münasebeti10Bakterilerin ekstrasellüler anzimleri 11KISIM II 12Premunition 12Bağışıklık 12I — Hareketli olan yiyici hücreler: 16A — Microphage'lar 16B — Macrophage'lar 16II — Sesil olan yiyici hücreler 16


SayfaAntikorların aktivitesi 21Immunite Türleri 24I — Doğal bağışıklık 241 — Relâtif bağışıklık 242 — Absolute bağışıklık 24II — Edinsel bağışıklık 241 — Aktif edinsel bağışıklık 24a — Tabiî olarak meydana gelen 24b — Sun'î olarak meydana gelen 242 — Pasif olan edinsel bağışıklık 24a — Sun'î olarak meydana getirilen 24b — Anadan geçen 24Yüksek duyarlık halleri: 26Allerji 26İnsanda allerjinin klinik belirtileri: 26Serum hastalığı 26Ürtiker 27Anjiyönöyrotik ödem 27Bronşiyal astma 27Saman nezlesi 27Allerjinin diyagnostik alandaki tatbikatı 27İdiyosinkraziva 28Anafilâksi 28KISIM III 29Bakteriyoloji lâboratuvarlarmda kullanılan kan muayenemetodları 29Kanın terkibi 30Günlük lâboratuvar metodları 30Kan muayenelerinde kullanılan cihazların temizlenmesi 31Kapillar kanın almması 33Erythrocyte'leri sayımı 35Ak yuvarların sayımı 40Erythrocyte ve Leukocyte'lerin sayımmdaki hata kaynakları 43Hemoglobinin hesabı 43Erythrocyte'lerin Sedimentasyon sür'atinin tâyini 44Leukocyte formülü 46— II —I


SayfaKan frotilerinin hazırlanması ve boyanması 46PAPENHEİM boyama metodu 48WRIGHT boyama metodu 49GIEMSA boyama metodu 50Leukocyte tablosu 51Leukocyte'lerin sınıflandırılması 54I — Agranulocyte'ler 541 — Lymphocyte'ler 542 — Monocyte'ler 54II — Granulocyte'ler 551 — Neutrophil'ler 552 — Eosinophil'ler 553 — Basophil'ler 55Patolojik olan Leukocyte nevileri 55Normal erythrocyte'ler 56Anormal erythrocyte'ler 561 — Poikilocyte'ler 562 — Polychromatophilia 563 — Anisocytosis 564 — Basophilic degeneration 575 — Nucleus'lu erythrocyte'ler 57Koagülâsyon süresinin tâyini 57LEE ve WHITE'in Vena kanı kullanılarak koagülâsyonsüresini tâyini metodu 57Kanama süresinin tâyini 58DUKE'nin kanama süresini tâyin metodu 58KISIM IV 59Mikrobiyolojide diyagnostik yönünden yararlanılan serolojikreaksiyonlar 59Serolojik reaksiyonlarla ilgili terimlerin tarifi 59Hapten 59Heterophile antigen 59Komplement 601 — Agglutination 60Agglutination çeşitleri 61A— Kan serumu ile agglutination 611 — Tüpte (yavaş) "veya makroskopik agglutination 61— III —


Sayfa2 — Lâm üzerinde (plâte) veya çabuk agglutination 61a — Mikroskopik agglutination 61b — Makroskopik agglutination 61B — Süt serumu ile agglutination 621 — Tüpte (yavaş) veya makroskopik agglutination 622 — Lâm üzerinde (çabuk) agglutination 62C— Tam sütle agglutination 621 — Abortus Bank Ring Test ile tüpte çamuk makroskopikagglutination 622 — Lâm üzerinde (plâte) çabuk makroskopikagglutination 62Hastalıkların Diyagnostiğinde Agglutination Deneyi 62Bakterilerin İdantifikasyonunda kullanılan AgglutinationTekniği 62Kan grupları ve kan gruplarının tâyini 64Kan gruplarının tâyini metodları 671 — Lâm Metodu 672 — Tüp Metodu 68Rh tiplerinin tâyin metodları 692 — Precipitation 713 — Toksin - Antitoksin neutralisation deneyi 734 — Bazı serolojik reaksiyonlara esas olan baktericid ve Lyticreaksiyonlar 745 — Komplementi fikzasyon deneyleri 766 — Opsono - Cytophagic testLiteratür80^— IV —


KİTAP HAKKINDA<strong>Ankara</strong> <strong>Üniversitesi</strong>, Eczacılık Fakültesi öğrencilerine 1962 yılındanberi vermekte olduğum «immünoloji ve Seroloji» dersinin notlarını biraraya toplıyarak, bunları 1964 yılında «Mikrobiyolojiye Giriş» adı altındaRoto ile teksir ettim.Son yıllarda her alanda olduğu gibi; Mikrobiyoloji alanında da büyükgelişmeler olmuştur. Bu gelişmeleri Literatürden toplıyarak, EczacılıkFakültesi öğrencilerinin bilmesi lâzım gelenlerini kolay anlaşılırhale getirerek ilgili bölümlerine ilâve ettim. Bunun yanında gereksizbulduğum kısımları metinden çıkarmak suretiyle «Mikrobiyolojiye Giriş»adlı broşürümde köklü değişiklikler yaparak, bu Broşürü bir derskitabı haline getirdim.Bunu yaparken, bir kısmı meslek hayatına atılmış, bir kısmı daileri sınıfta bulunan öğrencilerimin devamlı ısrar ve teşviklerinden büyükkuvvet aldım. Yine onların yardımı ile konuların mümkün olduğukadar kolay anlaşılır hale gelmesini sağlamak amacı ile bölümleri oldukçabasitleştirdim.Yaptığım bu değişiklikler, öğrencilerimin ihtiyacına cevap verirsekendimi mutlu sayacağım.Bu kitabın tertibinde emeği geçen öğrencilerime ve kürsümüz personelineburada teşekkür etmeyi büyük bir borç bilirim.A. Cemâl OMURTAG1966


GİRİŞMikrobiyoloji, biyolojinin gözle görülmeyecek kadar küçük canlılarınıinceleyen geniş bir koludur.Pek çok ilimlerin bünyesinde yer alan mikrobiyolojinin bütün bölümleriile birlikte tetkik edilmesi, geniş bir eğitim süresi isiter. Bundandolayıdır ki, Amerika Birleşik Devletleri gibi, ilmen çok gelişmişmemleketlerde «Mikrobiyoloji» başlı başına müstakil bir meslek halinialmıştır. Bu geniş bilim, bugün artık aşağıdaki özel bölümleri içindemütalâa edilmeğe başlanmıştır:1 — Patogenik Bakteriyoloji2 — Viroloji3 — Mükoloji4 — Indüstriyel Mikrobiyoloji5 — Besin Mikrobiyolojisi6 — Toprak ve Bitki MikrobiyolojisiBu özel bölümlerden başka, «Besin Mikrobiyolojisi» içinde mütalâaedilmekte olan «Sütçülük Mikrobiyolojisi» son seneler içinde besinmikrobiyolojisinden ayrı olarak eğitilmeğe başlanmıştır.Mikrobiyolojinin özel bölümlerine girmeden önce Epidemiyoloji(Epidemiologie), immünoloji (Immunologie) ve Seroloji (Serologie)ile Genel mikrobiyoloji bölümleri hakkında özet fakat özlü bir bilgiedinmek icap etmektedir.Eczacılık Fakültesinde, Mikrobiyoloji dersi namı altında hazırlananbirinci kitapta; patogen mikroorganizmaların organizmada husule getirdiğiimmünolojik olaylar ve bunların serolojik metodlara dayanıla-1


ak diyagnostikleri, allerji, anaflaksi, idiyosinkrazi olayları ve Genelmikrobiyoloji namı altında hazırlanan ikinci kitapta, mikroorganizmalarınşekil, yaşama, üreme, çevre şartlarına karşı direnme, ölme gibiözellikleri ile klâsifikasyonları tetkik edilecektir. Ayrıca bu özelliklerintesbitinde kullanılan âlet ve metodlar da bildirilecektir. Patogenik bakteriyolojideise SCHİZOMYCETES (Sınıf II) içindeki PSEUDOMONA-DALES (Takım I), CHLAMYDOBACTERIALES (Takım II), EUBACTE-RÎALES (Takım IV), ACTINOMYCETALES (Takım VI), SPIROCHAE-TALES (Takım IX), MYCOPLASMATALES (Takım X), Takımları ileMÎCROTATOBIOTES (Sınıf III) Sınıfı içindeki RICKETTSIALES( TakımI) ile VİRALES (Takım II) Takımları hakkında kısa fakat lüzumlubilgi verilecektir. Patogenik bakteriyoloji tetkik edildiğinde, mikroorganizmalarınmühim bir kısmının insan ve hayvanlar arasında müşterek birpatogeniteye sahip oldukları görülür. însan ve hayvanlarda müşterekenenfeksiyon yapma özelliğinde olan hastalık etkenlerinin sebep olduklarıhastalıklara, Zoonosis veya Zoonoslar veyahut da Zoonotik hastalıklardenir. Indüstriyel mikrobiyolojide; Eczacılıkta önemi olan mikroorganizmalarve bunların Indüstriyel Farmasideki tatbikatından bahsedilecektir.2


KISIM I.Antigen, Toksin, Antikor, ArititoksinA n t i g e n : Organizmaya Parenteral olarak verildiklerindeAntikor hasıl etmek üzere o organizmayı uyaran substanslara denir.Meydana gelen bu antikorlar modifiye olmuş globülinlerdir. Antigen denensubstanslar organizmada kendilerine karşı meydana gelen ve antikordenen bağışıklık maddeleri ile özel reaksiyonlar verme veya birleşmeözelliğindedirler.Antigenler umumiyetle protein tabiatındadırlar. Bununla beraberkeza bazı polysakkaritler de bir antigen gibi aktivasyon gösterebilirler.Halbuki, Lipid'ler veya Nükleik asit'ler ancak proteinler ile birleştikleritakdirde antigen etkisi gösterebilirler. Bazı organizmalar, kan dolaşımındabulunan ve hattı zatında kendi bünyesi için antigen olmamasıicap eden, kendi bünyesine ait muayyen bazı substanslara karşı antikordoğururlar. Bu nev'i antigenlere iso-antigen ve bunlara karşı teşekküleden antikorlara da iso-antikor denir.Bakterilerin antigenik özellikleri; bunların, kirpik, gövde ve kapsüllerineait olmak üzere bakteri üzerindeki yerine göre 3 nev'i olarakbilinmektedir. Kirpik antigenine, flageller antigen veya H antigeni, kapsüleait olan antigene, kapsüler antigen veya karbonhidrat substansı,gövdesine ait olan antigene de somatik veya gövde veyahut da O antigenidenir.Agglutinogen, Precipitinogen, Toksin (Toxin) ve Toksoid (Toxoid)ismi verilen substanslar, muhtelif serolojik reaksiyonlarda kullanılanantigenlere verilmiş özel isimlerdir. Yalnız bunlar içinde Toksin'in özelbir tarifi vardır.Toksin : Duyar olan organizmada, hastalık tevlit etme kudretindebulunan bakteri zehirlerine verilen umumî bir isimdir. Bunlarmuhtelif derecede toksik etkiye sahiptirler. Toksinlerin toksik kudretlerinintâyininde belli esaslar kabul edilmiştir.3


Belli ağırlıktaki herhangi nevi duyar bir deney hayvanını, bellibir zaman süresi içinde, belli bir enjeksiyon metodu tatbiki ile öldürmeğeyetecek olan toksin miktarı gibi kritikler, toksinlerin toksik kudretlerinintâyini için kabul edilmiş olan esaslardır.Buna göre belli bir toksinin; belli ağırlıktaki bir deney hayvanını,belli bir yoldan enjeksiyon ile, belli bir süre içinde öldüren en azmiktarına, o toksinin Minimal Lethal Dose (MLD = En Az ÖldürücüDoz)'u denir.Diphtherie Toksini'nin MLDsi; bu toksinin 250 gramlık bir kobayı,subkütan inokülâsyon ile 4 gün içinde öldüren en az miktarıdır.Tetanus toksini'nin MLDsi; bu toksinin, 350 gramlık bir kobayı 4gün içinde öldüren en az miktarıdır.Antikor (Antibody, Antikörper, Anticorpus) : Organizmayaenjekte edilen antigenlere bir cevap olarak, o organizmanın globülinimâli ile görevli hücrelerinde teşekkül eden, modifikasyona uğramış,başlıca gamma ve kısmen de beta globülinlerdir. Antikorlar, normal şartlarda,içinde teşekkül ettiği organizmayı koruma özelliğindedirler.Agglutination meydana getiren antikorlara Agglutinin ve Precipitationhusule getiren antikorlara da Precipitin denir.Bir canlıda belli bir antigene karşı elde edilen antikorları havi serumao antigenin antiserum'u denir.Meselâ; Brucella antiserumunda olduğu gibi. Burada Brucella species'indenbirine karşı elde edilmiş antikorları havi serum anlaşılır.Belli bir canlıda belli bir antigene karşı teşekkül eden antiserumlara« anti serum» denir. Meselâ; «Tavşan anti-at serumu» veya«anti ....... serumu», «Anti-at, tavşan serumu» gibi. Burada; tavşana,at serumu inokülâsyonları ile tavşanda at anti serumu hazırlanmış olduğuanlaşılmaktadır.Organizma içinde teşekkül eden antikor nevileri :1 — Agglutinin'ler : Bir organizma içinde kendilerinin teşkilinesebep olan mikroorganizmaları invitro olarak evvelâ immobilize etmeve sonra da kümeler teşkil ederek onları toplu bir hale getirme özelliğindeolan antikorlara agglutininler denir. Bunlar bakteri gibi tam bir hücreözelliğinde bulunan yani erimiş halde olmayan antigenlere karşı teşekkülederler.4


2 — Precipitinler: Eriyik halde bulunan antigen moleküllerinekarşı, organizmada teşekkül etmiş olan antikorlar olup, kendilerinekarşı teşekkül ettikleri antigenlerle, precipitat'lar teşkil edecek olanreaksiyon meydana getirirler. Precipitinlerin mevcudiyeti, ancak antigeneriyik halinde bulunduğu takdirde presipitasyon reaksiyonu ileaçıklanabilir.3 — Lysin'ler : Umumiyetle komplement ile birlikte bulunan buantikorlar organizma için antigen karekteri arzeden hücreleri eritirler.4 — Opsoninler : Leukocyte'lerin; organizmaya giren mikroorganizmaveya diğer yabancı hücreleri fagozite etmesini temin eden antikorlardır.5 — Koruyucu (nötralize edici) antikorlar : Antigenik özellikteolan mikroorganizmaların enfeksiyon meydana getirme kudretini tâdileden antikorlardır.6 — Antitoksinler : Toksin veya toksoid'leri floküle veya nötralizeetmek üzere, onlara karşı özel olarak teşekkül etmiş olan antikorlardır.Antitoksin, antikorun daha özel bir tarifidir. Buna göre antitoksin;bir toksin veya toksoidin eksitasyonuna cevap olarak canlı organizmahücreleri tarafından husule getirilen ve o toksin veya toksoid için özelolan bir antikordur. Organizma içinde teşekkül eden antitoksinler, kendisininteşkiline sebep olan toksin veya toksoid ile nötralize veya floküleolmak üzere invivo olarak bağlandığı gibi, tüp içinde deneysel(in vitro) olarak da bağlanmak özelliğindedirler.Hastalık Yapıcı Mikroorganizmaların PatogeniteleriMikroorganizmaların muayyen şartlara bağlı olarak organizmadahastalık tevlit etme kudretine o mikroorganizmanın patogenite (pathogenitât,pathogenicity')si denir. Bir mikroorganizmanın mutlak olarakhastalık tevlit etme kudretine ise o mikroorganizmanın virulans (virulance,virusiyet)'i denir. Bir kısım yazarlar tarafından bu iki deyim,yani; patogenite ile virusiyet birbirinin sinonimi olarak kullanılmış isede, bunlann ifade ettiği manâ az evvel de izah edilmiş olduğu gibi birbirindenfarklıdır.Mikroorganizmalardan bakterilerin, bu patogenite ve virusiyet özellikleri,kendilerinin imâl ettiği toksinler, kapsül veya membranma bağlımateryal ile ekstrasellüler anzimleri tarafından meydana gelir. Bakterilerin,toksin imâl edişlerindeki sebebin —«kendilerinin yaşayıp üre-5


dikleri bir ortamın diğer bakteri soyları tarafından istilâ edilmesinemâni olmak için mi?» yoksa; «üredikleri ortamdaki yaşama aktivasyonlarısonu teşekkül eden ekskresyon (excretion = Salgı) 1ar mı?» —olduğu henüz tesbit edilmiş değildir. Her ne olursa olsun bakterilerintoksin imâl edişlerindeki sebep henüz kat'î olarak açıklanmış değildir.Bakterilerin patogenite ve virulansları ile ilgili özelliklerini meydanagetiren toksinler; ya bakteriler tarafından üredikleri ortama verilirlerveya bakterilerin kendi iç bünyelerinde saklı kalırlar. Bu iki şekle göre;toksinler ayrı ayrı isimler alırlar: Toksinlerini üredikleri ortama verenbakterilere ait toksinlere, Ektotoksin = Ekzotoksin (Ectotoxin,Exotoxin) yani Dış toksin denir. Bunlara aynı zamanda Soluble toksinveya gerçek toksinler de denmektedir., Toksinini kendi bünyesi içinde tutanbakterilere ait toksinlere de Endotoksin (Endotoxin) yani İç toksindenir.Organizma için zararlı etkiye malik toksin hasıl eden bütün mikroorganizmalar,şartlar ne olursa olsun o canlı için mutlak patogen biretkiye sahip olmayabilirler. Bunun en iyi misâli kısan ve hayvanlarda tetanus'umeydana getiren Clostridium tetani'dir. Clostridium tetani'ninyıkanmış sporları bir hayvana oral olarak verilir veya sağlam bir dokuyaithal edilecek olursa, tetanus'u meydana getirmeyebilir. Fakatnekroze olmuş bir dokuya aynı yıkanmış sporlar verilecek olursa, sporlarburada açılarak vegetatif şekle geçer ve toksin imâl ederek hastalığımeydana getirirler.Ektotoksinler:Ektotoksinler ısıya karşı labil yani dayanıksızdırlar. Isıtıldıklarındaveya bekletildiklerinde toksisitelerini kaybederek denatüre olurlar,yani bozulurlar. Fakat, Kızıl (Scarlatina = Scarlet fever) i meydana getirenStreptococcus hemolyticus'un eksotoksini ısıya karşı dayanıklılıkbakımından endotoksinlere yaklaşan bir özellik arzeder ve yalnız buözelliğinden dolayı da ektotoksinlerden ayrılırlar. Çünkü bütün ektotoksinler60 C° de tahrip edildikleri halde, Streptococcus hemolyticus'un ektotoksinikaynama derecesinde 20 dakikada dahi tamamen tahrip olmaz.Bunun içindir ki gerçek ektotoksinlerin nihaî kritiğinin «münasipbir hayvana münasip bir teknik dahilinde enjeksiyonlarını müteakipancak kendisini nötralize edecek spesifik bir antitoksin imâl etme kabiliyetigöstermeleri şarttır.» şeklinde yapılması daha uygun bir tarifolarak kabul edilebilir.Ektotoksinler; suda erirler. Alkol, Ammonium sulphate, Chlorurde zinc ve Aluminium sulphate da ise çöktürülürler. Oksigen ve ısı, ek-6


totoksinler için zararlı tesir yapar. pH 5,5 olan ortamda ektotoksinler -tahrip olurlar. Keza trypsin gibi proteolytic fermentler eksotoksinleritahrip ederler.Ektotoksin Hasıl Eden Bakteriler :ı1 — Scarlatina (kızıl hastalığı) yı tevlit eden Streptococcus hemolyticusErythrogenic toksin veya DICK toksin'i denen bir ektotoksin verir.Bu ektotoksin deride lokal veya generalize olan eritematöz (erythematous)lekeler meydana getirir.2 — Staphylococcus aureus'un imâl ettiği ektotoksin Hemolysisyaparak insan ve hayvanlarda Necroslar husule getirir.3 — İnsan ve hayvanlarda suprasyonlar tevlit eden Pseudomsonasaeruginosa, keza ektotoksin imâl eder.4 — İnsanlarda dizanteri yapan Shigella dysenteriae'da ektotoksinhasıl eder.5 — İnsan ve hayvanlarda tetanus yapan Clostridium tetani, sinirseldokuya atak yapan Tetanospasmin ile, kanı hemolize eden Tetanolysinisimleri verilen ektotoksin'leri imâl eder.6 — İnsan ve hayvanlarda besin zehirlenmesi yapan Clostridiumbotulinum da keza çok kuvvetli bir ektotoksin hasıl eder.7 — İnsan ve hayvanlarda Malignant oedem veya gazlı gangren yapanClostridium septicum ektotoksin imâl eder.8 — İnsanlarda difteri yapan Corynebacterium diphtheriae'nın dahasıl ettiği toksin keza bir ektotoksindir.EHRLICH'in, Ektotoksinlerin Organizmada Hastalık Yapma Teorisi :Ektotoksinlerin organizmada hastalık husule getirici tesiri EHRLICHtarafından aşağıdaki tarzda izah edilmiştir:EHRLİCH'e göre bir toksin molekülü toksofor (toxophor) ve haptofor(haptophore) denen iki kısımdan terekküp eder. Toksin molekülününhastalık yapma kudreti bunun toksofor kısmından ileri gelmektedir.Toksin molekülünün bu toksofor kısmı hem ısıya labil (thermolabile)7


ve hem de kimyasal maddelere karşı dayanıksızdır. Toksin molekülühaptofor kısmı ile hücrelere bağlandıktan sonra toksofor kolu ile de,afinitesinden dolayı tutunmuş olduğu dokulara zararlı etkisini yapar.Ektotoksinlerin bu özelliklerini tesbit etmiş olan EHRLICH, toksoforkolu formalin gibi kimyasal bir madde ile tahrip edilmiş bir Ektotoksininorganizmaya verilmesi halinde, o şahısta o ektotoksini hasıleden bakteriden mütevellit hastalığa karşı bir Inununite (Bağışıklık)nin meydana geldiğini bulmuştur. Herhangi bir ektotoksin'in toksoforkolu kimyasal bir madde ile tahrip edildikten sonra geriye kalan haptoforkısmına; EHRLICH, toksoid (Toxoid) ismini vermiştir. EHRLICH'in bu keşfi ektotoksin imâl eden patogen bakterilere karşı insan vehayvanlarda immunite verecek olan aşıların esasını teşkil etmiş bulunmaktadır.Endotoksinler:Endotoksin'ler; bakteri hücresinin ya invitro ekstraksiyonu veyainvivo otolizis (autolysis) i sureti ile ölümü üzerine serbest kalırlar. Bundandolayı bu nev'i toksinlere intraselluler (intracellular) veya insolubletoksinler de denir. Endotoksinler bir hayvana enjekte edilecek olursa,enjeksiyon noktasında steril bir abse, toksemiya (Toxemia) haline aitgenel semptomlar ve vücut ısısının yükselmesi gibi özel olmayan (nonspesifik)belirtiler hasıl ederler. Bu enjeksiyonların meydana getirdiğitoksik belirtilere paralel olarak organizmada herhangi bir derecedeuötralize edici bir antitoksin teşekkül etmez.Endotoksinlerin hücrenin içinde mahfuz kaldıkları halde organizmadakipatogenitelerinin nasıl vukua geldiği sorusu hatıra gelebilir. Organizmayagiren bakterilerin organizmada çoğalmaya başlaması ile birlikte,organizma da, bunlarla savaşmaya başlar. Bu savaş neticesi birkısım bakteriler ölüme duçâr olur. Bakterilerin bu şekilde tahriplerisonu endotoksinler serbest kalarak organizmada nonspesifik hastalıksemptomlarının meydana gelmesine sebep olurlar. Bu hal organizmanınsavunma aktivasyonunun artışı oranında bakterilerin parçalanmasınave endotoksinlerinin de organizma içinde artmasına sebep olacağından,semptomların da şiddeti artar.8


Ektotoksin, ve Endotoksinlerin Birbirlerinden FarklarıEktotoksinler: Endotoksinler :1 — Üredikleri ortama bakterilertarafından salınırlar.2 — Kuvvetli toksiktirler. 1 c.c. tetanustoksini 50,000 - 75,000kobayı öldürür.3 — Formalin ve diğer bazı kimyasalmaddelerle toksoid halegeçer, yani toksisitesini kaybedipancak antigenik kudretinimuhafaza ederler.4 — Muayyen doku ve hücrelerekarşı aşırı afiniteleri vardır.Bundan dolayı da özel hastalıksemptomları meydana getirirler.5 — 60 C° de tahrip olurlar. AncakStreptococcus hemolyticus ileBesin zehirlenmesi yapan Staphylococcus'leristisna arzeder.1 — Üredikleri ortam içinde, bakterilerinparçalandırılması suretileserbest hale geçebilirler.2 — Umumiyetle toksisiteleri zayıftır.Kuvvetli endotoksiniolan bazı gram negatif bakterilerinancak 0,5 c.c. miktarlarındakiendotoksinleri, fındıkfareleri için öldürücüdür.3 — Formalin ile muamele edilmeksuretile toksoid hale intikaletmezler. Bundan dolayıantigenik özelliklerinde de birdeğişme meydana gelmez. Ancak1936 da GRASSET (17)Endotoksin ihtiva eden bakterihücrelerini, mükerrerendondurma ve çözme işlemlerinetâbi tutarak, bu bakterileriparçalamış ve bunlarıformalin ile Detoksifiye etmeksuretiyle endotoksoid(Endotoxoid) haline inkilâpettirebilmiştir.4 — Fievr gibi genel semptom gösterir.Fakat özel hastalıksemptomları meydana getirmezler.5 — 60 C° de ısıya arzedildiklerindetoksisiteleri bâki kalır.9


6 — Kimyasal maddeler ve ultravioleışınlarla değişikliğe uğrarlar.7 — Oda derecesinde muhafazaedilemezler, edildikleri takdirdede bozulurlar.8 — Antitoksin tevlit ederler.9 — Muhtemelen protein tabiatındadırlar.6 — Kimyasal maddeler ve ultravioleışınlarla bir değişikliğeuğramazlar.7 — Oda derecesinde muhafazaedilebilirler.8 — Antitoksin tevlit etmezler, fakatbuna mukabil diyognostikteyararlanılan agglutinin,precipitin ve komplementifikse eden antikorlar tevlitederler.9 — Muhtemelen' Lipoprotein -carbonhydrate kompleksi tabiatmdadırlar(20).Bakterilerin Kapsüler MateryalininPatogenite İle MünasebetiBakterilerin patogenik etkilerinin, bunların intra ve ekstra (extra)sellüler (celluler) hasılatı olan endo ve ektotoksinleri ile, bakteri hücresininmembranına bağlı bir materyal ve Ekstrasellüler anzimlerindenileri geldiği daha önce bildirilmişti.Kapsüle ait materyal, bakteriyi fagozite (phagocyte) olmaktan veantikorların tesirinden korur. Kapsüle ait bu materyal organizma içintoksik olmaktan ziyade, bakteriyi koruyucu mahiyettedir. Çünkü bukapsüler materyal organizmanın savunma kuvvetleri ile bağlanmaözelliğindedir. Bunun neticesi olarak organizmanın savunma kuvvetleri,bakteri hücresine erişemeden kapsül tarafından blokaja duçar olurlar.Bakteri kapsüllerinin terkibi, bakteri türüne göre değişiktir. Virulanolan Pneumoccoccus'lerin kapsülleri Polysaccharidic acid'lerden müteşekkildir.Uygun kültür şartlarında birçok Streptococcus'ler hyaluronic acidihtiva eden bir kapsül imâl ederler (12).10


Bakterilerin Ekstrasellüler Anzimleri :Bunlar doğrudan doğruya toksik etki göstermezler ise de, enfeksiyonolayında önemli rol oynarlar. Bunlar, bazı dokuların; Hemoliz, koagülasyonve proteolizlerini intaç ederler. Meselâ; Beta hemolytic Streptococcus'unimal ettiği hemolysin (Streptolysin S) al yuvarları hemolizeeder. Bundan başka kalp adalesinde ve diğer parankimatöz organlardadegeneratif bozukluklar meydana getirirler.Patogen olan Staphylococcus aureus stamlarmın meydana getirdiğiCoagulase denen anzim benzeri bir substans, insan ve tavşan kan plasmasınıkoagüle eder.Clostridium welchii'nin imal ettiği Collagenase anzimi adeleninproteolizisini husule getirir (29).Bütün bunlar hastalık belirtilerinin ve patolojik olayların meydanagelmesine yardım eder.11


KISIMIIPREMUNITIONIPREIMMUNIZATIONÖzellikle tuberculose'da olduğu gibi bazı hastalık etkenleri şahıslardameydana getirdikleri enfeksiyondan sonra, uzun bir süre o organizmadacanlı olarak saklı kalırlar.AYGÜN (3), (4), ŞERGENT'in önceden silâhlanma adı verdiği bunev'i bağışıklığın, gerçek bağışıklıktan ayrı olarak mütalâa edilmesininumumiyetle Immunoloklar tarafından kabul edilmiş olduğunu bildirmektedir.fBAĞIŞIKLIK (IMMUNITE, IMMUNITAET, IMMUNITY)Hastalık yapma kudretinde olan bakterilere patogen bakterilerve bakterilerin hastalık tevlit etme kudretlerindeki farklılıklarının dapatogenite veya virulans deyimleri ile ayrı ayrı ifade edildiği daha öncebildirilmişti. Bakterilerin bu patogen özellikleri her canlı türü, her yaşve bünye için ve her şart altında değişiklik arzeder. Bundan dolayı organizmadaherhangi bir enfeksiyonun meydana gelebilmesi için lüzumluolan bir takım dış ve iç faktörlere ihtiyaç vardır. Bunlar arasında organizmanıno patogen mikroorganizma soyuna karşı duyar olması ve omikroorganizmanın, duyar olan o organizma içine girebilmesi ve oradaçoğalabilmesi zikredilebilir, işte virulan bir mikroorganizmanın duyarolan veya olmayan bir organizma içine dahil olduktan sonra, lüzumluolan her türlü iç ve dış faktörlerin mevcut olması halinde dahi, birhastalık meydana getirememesi olayı o orgaizmanın bağışık (İmmun)oluşu ile izah edilir. Bu hal; tababetin ilk devrelerinde, bazı hastalıklarıgeçirebilen şahısların, o hastalıklara karşı bir dirençlik kazanmışolduğu müşahade edilmekle, âşikâr bir hal almıştır, tik önceleri bu halinmihanikiyet tarzı karanlık; kalmış olup, ancak immunologi ilmininteessüsünden sonra izahı mümkün olmuştur. Bununla beraber hastalıkla-12


a karşı basit şekilde Immunizasyon (Immunisation) metodlan, hastalıklarınmikroorganizmalar tarafından meydana geldiği bilinmediği tarihlerdedahi bilinmekte idi. Çok eski tarihlerde Çinli'lerin, selim tabiatteseyreden çiçek epidemilerinde, hastalığı almayan sıhhatli çocukları,sun'i olarak hastalığa bulaştırmak suretile şiddetli seyredecek çiçek epidemilerinekarşı bunların korunmasına yönelen tedbirler aldıklarına dairklâsik literatürlerde kayıtlar vardır. Şüphesiz bu pek amprik bağışıklıkverme metodu çok tehlikeli olmakla beraber o zamanki korunma ölçüleridikkat nazara alınacak olursa o gün için hiç yoktan yararlı olarak kabul edilmek icap eder. Gerek hayvanlar gerekse insanlar üzerinde immunitetemin etmeğe yönelen çalışmaların neticesi olarak (1798) deJENSEN (33) ve (1880) de de büyük kimyager PASTEUR tarafındanmuhtelif hastalıklara karşı koruyucu aşılar keşfedilmiştir. Bu çalışmalarımüteakip 1881 senesinde METCHNIKOFF, organizmaya giren bakterilerin,organizmada muayyen bazı hücreler tarafından yutulduğunubildirmiş ve bunun neticesi olarak da fagozitozis (phagocytosis) fenomeniniizah etmiştir. Araştırıcı organizmada bakterileri yeme özelliğindeolan hücrelere yiyici hücre anlamına gelen fagozit (phagocyte) 1eradım vermiştir. Bu suretle ilk defa olarak Sellüler (Celluler) ImmuniteTeorisi ortaya konulmuştur. 1890 da da BEHRING ve KITASATO tarafından,Kanda tetanus toksinini nötralize eden bir maddenin teşekkülettiği bildirilmiştir. Bunun üzerine; immunitenin, fagozitozözelliğinde olan hücreler tarafından değil, fakat, kanda özel olaraktoksinleri nötralize etmek üzere teşekkül eden bazı substanlar tarafındanmeydana getirildiği ileri sürülmüştür. Bu suretle de Humoral ImmuniteTeorisi doğmuştur, immunitenin izahı bakımından yapılan araştırmalardevam ederken, 1898 - 1900 seneleri arasında EHRLICH (33) ImmunitedeYan Zincirler Teorisini ortaya atmıştır. EHRLICH'e göre organizmahücreleri bir takım yan zincirler ihtiva etmektedir. Hücrelerbunlar vasıtasiyle besin maddelerine veya diğer substanslara kimyasalafiniteleri dolayısiyle bağlanırlar. EHRLICH, hücrenin aktivasyonunumeydana getiren bu yan zincirlere Reseptör (Receptor) 1er adını vermiştir.Enfeksiyon (Infection) ve intoksikasyon (Intoxication) gibi patolojikhallerde organizmaya girmiş olan toksik substanslar kan dolaşımıile organizmaya dağılırlar. Bu zaman, bu toksinler, kendilerinin haptoforgrupları ile birleşme özelliğinde olabilen ve organizma hücrelerine aityan zincirler tarafından yakalanırlar (35). EHRLICH'e göre antigenlerintabiatları ne olursa olsun hücrelerin bir takım özel reseptörlerinetutunurlar. Bütün vakalarda antigen yapısında olan maddelerin hepsiorganizma için yabancı substanslar olduğundan yani hücrenin normalyapısına uymadığından, bu substanslar hücrenin reseptörlerini nor-13


mal fonksiyonlarından saptırırlar. Bu hal hücrenin aynı tipte yeni reseptörlerimal etmesine sebep olur. Bu suretle daha fazla miktarda imaledilen reseptörler o antigene karşı spesifik antikorlar olarak teşekkületmiş oluriar. İşte bu antikorların esas özellikleri kendisine tekabüleden antigenlerle birleşmektir. Yani reseptörlerin meydana geliş mekanizmasıEHRLICH'e göre antikorların imali olarak kabul edilmektedir.Organizmaya giren her antigenik maddenin yapısı muayyendir ve muayyendokulara ait hücrelere etki gösterir. Meselâ: Tetanus toksini, sinirseldokuya karşı etki gösterip, diğer dokulara karşı bir etki göstermez.Bununla beraber bir canlıya ait doku hücrelerine etkili olan toksikmadde diğer canlı nev'ilerinin aynı doku hücreleri için etkili olmayabilir.Meselâ insan,at, domuz, sığır, koyun, keçi, maymun, kobay ve tavşanınsinirsel dokusuna etkili olan Tetanus toksini; köpek, kedi, kuş vesoğukkanlı hayvanların bu dokularına karşı hiç bir etki gösteremez.EHRLICH'e göre Reseptörler hücrelere merbut olarak kalabildiklerigibi hücrelerden ayrılarak kan serumuna da atılabilirler. Gerekhücreye. bağlı ve gerekse hücreden ayrılarak kan serumuna dağılmışolan Reseptörler, organizmaya giren bakteri veya onların toksinleri ile,organizma doku hücrelerinin bunlarla afinitelerinin mevcudiyeti halindebirbirleri ile temasa gelir gelmez birbirlerine bağlanırlar. EHRLICH buolayı kimyasal bir nötralizasyon olarak bildirmiştir. Bu nazariye sahiplerindenher biri kendi noktai nazarlarının doğruluğu üzerinde durmuşlarsada, hakikatte bağışıklığın teşekkülünde bunların hepsinin birkül halinde rolü vardır. Çünkü bağışıklık hattı zatında çok kompleksolan biyolojik olaylara dayanmaktadır.METCHNIKOFF'un organizmanın, bakteri ve diğer hücre veya substanlarıyiyen hücrelerine, yiyici hücre anlamına gelen phagocyte'ler vebakteri, hücre veya diğer substanların phagocyte'ler tarafından yutulmasınada phagocytose olayı (phagocttosis) ismini vermiş olduğu dahaönce bildirilmişti. Buna göre METCHNIKOFF kandaki ak yuvarların sadecebakterileri içlerine alarak onları yemeleri, imha etmeleri keyfiyetinin,immuniteye sebep olduğuna inanmıştır. Halbuki bağışıklığınteessüsü; organizmanın enfeksiyöz hastalıklara karşı kendisini korumasıile ilgili en enteresan ve en karışık olaylardan biridir. Buradadikkat edilmesi icap eden bir nokta vardır ki, o da bu olayın, yiyicibir leukocyte'in herhangi bir patogen mikroorganizmayı fagozite etmesişeklinde mütalâa edilecek kadar basit olmadığıdır. Bu olayı kolaylaştıracakbir takım yardımcı olaylar da hem zaman içinde birlikteseyreder veya seyretmek zorundadır. Fagozitoz olayı kanda mevcut veopsonin denen bir antikorun yardımı ile meydana gelmektedir. Opso-14


nin denen bu antikor normal kan serumunda mevcuttur. WRIGHTve DOUGLAS, opsoninlerin 60 C° de 15 dakikada tahrip edildikleriniyani bunların thermolabile olduklarını bildirmişlerdir. Ancak adı geçenopsoninler yardımı iledir ki, leukocyte'ler yiyicilik özelliği kazanabilirler.Fakat leukocyte'lere bu vasfı veren opsoninlerin immun opsonineolması lâzımdır. Immun opsoninlere, Bakteriyotropin (Racteriotropin)de denir. Bakteriyotropinler 70 C° ye kadar dayanırlar. Buözellikleri ile thermostabil'dirler. Bakteriyotropinler biraz evvel debildirilmiş olduğu gibi bakteriler üzerine tesir ederek leukocyte'lerinbunları fagozite etmesine hizmet etmiş olurlar. WRIGHT ve DOUGLAS;Immun opsoninlerin; bakterileri, yiyici hücreler için bir gıda gibi hazırlamağahâdim olduğunu bildirmişlerdir. Esasen «opsonine» kelimesininbir manası da, gıda hazırlamak anlamına gelmektedir. Fagozitozisolayında immun opsonin'lerin aktivasyonlarmı aşağıda izah edilenbir deney ile göstermek mümkündür. Herhangi münasip bir hayvandan,steril fizyolojik tuzlu su (% 0,9) içine, steril olarak bir miktarnormal kan alınır. Alman bu kan evvelâ defibrine ve sonra da santrifüjeedilir. Bu zaman dipte al yuvarlar, onun üstünde ak yuvarlar veen üst tabaka olarak da kanın plâsma kısmı sıralanır. Orta tabakadatoplanmış olan ak yuvarlar kan serumu ve eryhrocyte'lerden serbesthale gelinceye kadar mükerreren santrifüje edilmek sureti ile yıkanır.Bundan sonra leukocytler, sulandırılmış bir bakteri süspansiyonu ilekarıştırılıp 15 dakika 37,5 C° lik etüve konur ve bundan ilâm üzerine birpreparat yapılarak boyanır, mikroskopla muayene edilir ise burada bakterilerinleukocytler tarafından yutulmamış olduğu görülür. Fakat aynıişlem, bu deneyde kullanılan bakteriye karşı immun kılınmış bir serumilâve etmek suretile tekrar edilirse, mikroskop altında muayenede pekçok sayıda bakterilerin leukocytler tarafından yutulmuş olduğu görülür.Bu olay, Immun opsonin veya Bakteriyotropin denen antikorların, leukocytlerefagozitoz özelliği kazandırdığını göstermektedir. Bu deneyden,bir organizmanın bakterilerin zararlı etkilerinden savunmasında, SellülerImmunite ile Humoral Immunite'nin birbirlerini tamamlayıcı bir aktivasyongöstermiş olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, organizmadaki Sellülerbağışıklığın teşekkülünde rol oynayan yiyici hücreler, leukocytlerdenibaret değildir. Organizmada bu olaya iştirak eden yiyici özellikte diğerbazı hücreler ile bazı doku kısımları daha vardır ki, METCHNIKOFForganizmada phagocytose'u meydana getiren bu yiyici hücreleri Mobilve Nonmobil olmak üzere iki kısma ayırmıştır (23).15


protoplâsması, oldukça sabit bir santral grup ile, buna bağlanan fakataz dayanıklı atomlar veya atom gruplarından müteşekkil yan zincir (receptor)1er ihtiva eden, çok kompleks olan organik moleküllerden müteşekkildir.Hücreler yaşamalarını devam ettirebilmek için bünyelerinebazı besin maddeleri almak mecburiyetindedirler, işte EHRLICH'e görebu besin maddeleri evvelâ hücrenin yan zincirlerine bağlanmakta vesonra hücre metabolizmasına dahil olmaktadırlar. Bu hale göre EHR-LICH, beslenme ile ilgili nietabolizma olayını, hücrelerin protoplâsmasındakikimyasal bir transformasyon olarak bildirmektedir. Araştırıcı,lüzumlu besin maddelerinin hücreler tarafından yakalanması fiilinin reseptör(receptor) 1ar sayesinde vukua geldiğini kabul etmektedir. Buteoriye göre, protoplâsmanın dayanıklı olan esas santral kısmı, bu kimyasaltransformasyonlardan müteessir olmaktadır.işte hücre beslenmesindeki teoriyi bu şekilde izah eden EHRLICH;antikor teşkilindeki mekanizmayı da aynı Yan Zincirler Teorisine dayamıştır.EHRLICH'e göre, pek çok sayıda teşekkül eden reseptör, hücredenayrılmak suretile serbest hâle geçerek kana dökülürler.EHRLICH, bu şekilde teşekkül tarzını bildirdiği reseptör (antikor)leri üç sıra halinde mütalâa etmiştir:I — Birinci sıradaki reseptörlerin bir tek haptofor grubu olup;bunlar, şekil (1) de görüldüğü gibi toksinlerin haptofor grubu ile biı>leşerek, toksin - antitoksin nötralizasyonunu husule getirirler.II — Şekil (2) de görüldüğü gibi, bu sıradaki reseptörlerin birihaptofor, diğeri ergofor (ergophor), veya zimofor (Zymophor) deneniki grubu vardır. Bunlar aglutinasyon ve presipitasyon reaksiyonlarındarol oynayan Agglutinin ve precipitinlerdir.III — Üçüncü sıradaki reseptörlerin biri sitofilik (cytophilic, eytophile)diğeri de komplimentofilik (Complementophilic, komplementophil)denen ve şekil (3) de görülen iki haptofor grubu vardır. Komplimentofilikgrubu ile komplemente, sitofilik grup yardımı ile de, ilgilihücreye bağlanır ve sonra da komplementin yardımı ile bağlandığı hücreyieritir. Bu olay sitolizin (Cytolysin, Cytolysime), bakteriyolizin (bacteriolysin,bakteriolysine) veya hemolizin (hemolysin, haemolysine) denenserolojik reaksiyonların esasını teşkil eder. Buradaki reseptöreamboseptör (amboceptor) de denir.EHRLICH'in teorisine göre, sayıları belli olmayacak kadar çok olanantigenler için lüzumlu olan reseptörlerin hazırlanabilmesi; hücrede,17


(ŞEKİL : 1)EHRLICH'in I oi grup reseptörleri.Y = Hücre, T — Toksin, R — Reseptörler, H = Haptophor,A - Antitoksin, A" = Hücreden ayrılmış antitoksin, T - A = ToksinAntStoksin ünitesi.EHRLICH'in H nci grup reseptörleri.


pek çok sayıda reseptörün mevcut bulunmasını icap ettirmektedir. Bununlaberaber bu olay mümkün görülse bile kuduz ve botulism de; sinirselhücreler, toksin veya antigenler tarafından irrite edildikleri halde,bu hastalıklara karşı antikorların teşekkül etmemesi, EHRLICH'inteorisinin eskiden yapılan müdafaasını güçleştirmiş bulunmaktadır. Bununlaberaber EHRLICH'ten sonra, antikor teşkilinin izahı üzerinde çalışanlarda,EHRLICH'in ileri sürmüş olduğu klâsik nazariyenin izlerigörülmektedir.EHRLICH'in III cü grup Reseptör (Amboceptor) U.Y — Hücre, B — Bakteri, Cg (CH) Cytophdlic grup = Cytophilic haptophor,kg. (KH) = Komplementophilic haptophor, K = Komplement, Ab (HIG. R.) =Amboceptor, K-F = Komplement fikzasyonu olayı.Bu konu üzerinde 1930 da BREINL ve HAUROWITZ (8), 1932 deALEXANDER (1) ve keza 1932 de MUDD (24) birbirlerinden ayrı olarak19


çalışmışlardır. Bunlara göre, antikorlar: antigenlerin etkisi ile organizmahücreleri tarafından yeniden senteze edilen globülinlerdir. Antigenlerinbu etkisi, hücreler tarafından yeniden senteze edilecek olan globülinlerebir kalıp vazifesi görmüş oldukları şeklinde mütalâa edilmektedir.Teşekkül etmiş olan bu globülinler ile antigenlerin birleşmesindenmeydana gelen antigen-antikor kombinasyonunun birbirinden ayrıldığıfarzedilir. Bundan sonra hücrenin antikoru attığı ve daha evvelayrılmış olan antigenin de hücre etrafında yeniden daha fazla sentezeedilecek globülinlere tekrar birer kalıp vazifesi görmeğe devam ettiğikabul edilmektedir.1947 de SALLEY ve LIBBY (31); yaptıkları denemelerde, immunkıldıkları fındık farelerindeki antikor miktarının düşüşü ile antigenlerinvücutta parçalanarak yıkılmaları arasında bir münasebetin mevcutolduğunu bildirmişlerdir. Keza 1947 de HERDEGEN, HALBERT veMUDD (19); sıvı yağ içinde emülsifiye ettikleri Dizanteri (dysenterie)aşısım fındık farelerine enjekte etmek suretile, yaptıkları bir denemede,18 - 24 hafta sonra enjeksiyon yapılan bölgeden antigenik Substanslarıntekrar elde edildiğini tesbit etmişlerdir. Keza araştırıcılar bu denemelerinde,enjeksiyon yapılmış olan fındık farelerindeki antikor titresinin;antigenin enjekte edildiği yerde, bu antigenin özeilliğini kaybederekbozulması ile paralel bir şekilde düştüğünü bildirmişlerdir.immunitenin teşekkülünde âmil olan antikorların teşkiline ait aklaen uygun gelen hipotez 1941 de BURNET (9) tarafından bildirilmiştir.BURNET; antikorların, yabancı antigenlerle ilk temaslarında hücreiçinde devamlı bir şekilde modifikasyona tâbi olan proteinase üniteleritarafından senteze edildiklerini bildirmiştir. BURNET'in hücrelerinanzim ihtiva etmesi fikri, umumî bilgiye aykırı değildir. Bu suretlebu anzimler, yabancı antigenlerle temasa gelince özel reaksiyonlarvermek üzere değişikliğe uğrayacak olan globülin moleküllerinin meydanagelmesinde âmil olmasına dair düşünce eğilimi, hakikate en çokyaklaşan bir hipotez olarak görülmektedir.MERCHANT (23), Antikorların teşekkülünün, yani globülin'lerdehusule gelen değişikliklerin; globülin'lerin imâl edildiği dokularda vukuageldiğini bildirmektedir. Bu suretle bu antikorların hangi hücrelerdeteşekkül ettiği pek çok araştırmalara konu teşkil etmiştir. Bumaksatla; dalağın çıkarılması, kolîoidal partiküller kullanmak suretileReticulo - Endothelial - System'in blokajı, benzen kullanmak suretilekemik iliği gibi kan yapan (hematopoietic) dokuların tahribi suretilemuhtelif denemeler yapılmıştır. Bu denemeler ile antikorların; dalak20


hücreleri, lympho-noduli'ler, kemik iliği ve organizmanın Reticulo-Endothelialhücreleri tarafından meydana getirilmekte olduğu açıklanmağaçalışılmış ise de bu denemelerin hiç biri, antikor imâlinde herhangibir organ veya sistemin özel bir görevi olduğunu kat'i olarak açıklamağakâfi gelmemiştir.MURPHY ve STURM (25) tarafından lymphocyte'lerin önemli birantikor kaynağı olabileceği ileri sürülmüştür. KAPLAN, COONS veDEANE (21); floresan mikroskop yardımı ile muhtelif antigenlerindoku hücrelerinde lokalize olduklarını tesbit etmişlerdir. Pneumococcalpolysaccharide'ler; büyük bir çoğunlukla Reticulo-Endothelial System,adî epithelium ve fibroblast (histion conjunctivum hücreleri) lardabulunmuşlardır. Fakat, antigenlerin hücrelerdeki mevcudiyetinin antikorlarınbu hücreler tarafından yapıldığını açıklamağa yeter bulunmadığıbildirilmektedir.SMITH ve arkadaşları (33), antikor imâlinin, organizmaya genişolarak yayılmış olan Reticulo - Endothelial System'in bir fonksiyonu neticesimeydana geldiği hususunda pek çok immünoloğun düşünce beraberliğindeolduğunu bildirmektedirler.Fakat MERCHANT (23), antikorların meydana gelişinde, antigenlerinorganizmayı eksite ediş mekanizmasının tamamen aydınlanmamış,antikor teşkilini izaha yarıyacak kat'î bir bilginin henüz açık olarakortaya konmamış olduğunu, buna ait izahın gelecekteki immonologlardanbeklendiğini bildirmektedir.Antikorların Aktivitesi:immünoloji bilimi, aralarında afinite mevcut olan antikor ve antigenlerinbirbirleri ile olan münasebetlerini inceler. Bu suretle seroloji;fert veya toplumun enfeksiyon ve immunite durumları hakkında fikirverecek olan reaksiyonları kıymetlendirmek suretile klinikçiye,diagnostikte yardım eder.EHRLICH, kendisinin ortaya koyduğu yan zincirler nazariyesinegöre; I ci, II ci ve III cü sıra reseptörler olarak, üç grupta mütalâa ettiğiantikorların,antigenlerle birleşme özelliklerinin, diagnostik'de faydalanılanmuhtelif nev'i Serolojik reaksiyonları meydana getirdiğinibildirmiştir. EHRLICH, antikorlarla antigenlerin birleşmeleri olayını,kuvvetli bir kalevinin, kuvvetli bir asidi nötralize etmesine benzetmiştir.Ancak; Immuniteyi müteakip antikor ve antigenlerin bazı ahvâldebirbirlerine bağlanmamaları olayı, EHRLICH'in bu izahım şüphelligöstermektedir.21


Antigen Antikor Yardımcı faktörler Husule gelen reaksiyonToksin Antitoksin Elektrolitik ortam NötralizasyonSüspansiyon halindeAg-glutinogen (Bakteri,Erythrocyte)Agglutinin n Agglutination (Hücrelerinkümelenmesi).Frecipitinogen (Bakteriekstrakt'ı, At Kanserumu, Proteinler)Precipitin»•Precipitation (Proteinmoleküllerininflokülasyonu)Bakteri Hücreleri Opsonin Micro vemacrophage'larHücre veya hücreekstraktı.Komplementi tesbiteden antikor. ( Amboceptor)KomplementPhag-ocytosis (Antigenikyapıdaki hücrelerinhazmı ve Lysisi).Komplementin tesbitineticesi antigenik yapıdakihücrenin Lysis'iCanlı Bakteri hücresi Bacteriocidin Bakterilerin ölümü.Anaphylactogen (Herhangi bir yabancıprotein).Anaphylactiıı,AllerginBelli değil1Kas (adele) kontraksiyonlarıve endothelialbozukluklar.CETVEL : 1Homolog olan Antigeıı ve Antikorların yardımcı faktörler karşısında husulegetirdiği serolojik sonuçlar. (23), (33)


immünoloji alanında, EHRLICH'ten sonraki araştırıcılar, öncelerideğişik tipteki antigenlerin, değişik antikorların husulüne sebep olduklarıfikrini ileri sürmüşlerdi. Fakat daha sonraları muhtelif serolojikreaksiyonların meydana gelmesinde rolü olan yardımcı faktörler ile,antigen ve antikor münasebetleri incelenerek değerlendirilmiştir. Buyönden yapılan çalışmalar ZINSSER tarafından Unitarian hipotezinamı altında izah edilmiştir. Unitarian hipotezine göre;muhtelif serolojik reaksiyonları meydana getiren antigen ile ona karşıteşekkül eden özel antikor ve lüzumlu yardımcı faktörler, cetvel (1) degösterilmiştir.Enfeksiyöz bir hastalıkta; serolojik herhangi bir reaksiyon yardımıile o hastalığa has antikor miktarının tâyini, geniş çapta o hastalığınetkeni olan antigenin fiziksel karakterine bağlıdır. Şöyle ki; eğer antigenbir toksin özelliğinde ise, serolojik reaksiyon olarak Nötralizasyondanyararianmak icap eder.Eğer, yapılacak olan bakteri süspansiyonu hem stable (dayanıklı)ve hem de homogen karakterde ise, o takdirde agglutination reaksiyonu,antikor titresinin tâyini için elverişli bir metoddur.Eğer, antikorların teşekkülünde rol oynayan antigen, bakteri veyaherhangi bir hücrenin eksraktı ise o takdirde serolojik reaksiyonunPrecipitation olması lâzımdır.Fakat funguslarla yapılan antigenler, büyük hücre kitlelerini vemycelium yumakçıklarını ihtiva ettiği için agglutination raeksiyonununokunmasını güçleştirirler. Bu sebepten, bu nev'i enfeksiyonların serolojikdiagnostiğinde, komplement - fikzasyonu reaksiyonundan faydalanılmayolu tercih edilir.Bundan dolayı enfeksiyöz hastalıkların diyagnostiğinde bu ve bunabenzer özellikler gözönüne alınmak suretile serolojik metodlar seçilir.23


IMMUNİTE TÜRLERİImmunite; biri «doğuştan» ve diğeri, «sonradan kazanılan» olmaküzere iki kısımda mütalâa edilir. Bunlardan I — Doğal yani Doğuştangelen bağışıklık; 1 — Relatif ve 2 — Absolute olmak üzere ayrıcaikiye ayrılır.II. Edinsel (sonradan kazanılan) bağışıklık da 1 — Aktif ve 2 —pasif olmak üzere keza ikiye ayrılır.1. Aktif Edinsel bağışıklık:Bu bağışıklık da a — tabiî vei b — sun'î olmak üzere iki kısımdamütalâa edilir.a. Tabiî olarak meydana gelen,b. Sun'î olarak meydana getirilen.2. Pasif olan edinsel bağışıklık.Pasif olan edinsel bağışıklık da; a — «Sun'î olarak meydana getirilen»ve b — «Anadan geçen» olmak üzere iki kışıma ayrılır.I — Doğal Bağışıklık:a. Sun'î olarak meydana getirilen,b. Anadan geçen.Bu nev'i bağışıklık kalıtımla geçen bir bağışıklık olup, buna «genetikbağışıklık» da denir. Muhtelif hayvan nev'ilerinin, muhtelif bakteriyelenfeksiyonlara veya muhtelif bakteri toksinlerine karşı olan dirençlikleriarasında büyük farklar vardır. Bu hal her canlı türü içinözel bir durum arzeder. Bunun için de bu nev'i bağışıklık bir tür (Species)bağışıklığıdır.Bu nev'i bağışıklık, Absolut veya Relatif özellikte olabilir. Tuberculosis;insan ve sığırlarda görülebilen bir enfeksiyondur. Fakat koyun,keçi, at, kedi ve köpeklerde nispeten ender görülen bir enfeksiyondur.Tavşan, kobay, hamster, rat ve fındık farelerinde ise adı geçen bu enfeksiyonçok ender görülür.Bir canlı species'inin muhtelif soyları arasında hastalıklara dirençlikleriveya duyarlıkları bakımından farklar vardır. Meselâ: Anthraxesas itibariyle herbivorous yani ot yiyenlerle omnivorous yani hem otve hem et yiyenlerin hastalığıdır.Herbivor'lardan Cezayir koyunları Anthrax'a karşı oldukça yüksekbir dirençlik göstermesine mukabil, diğer memleket koyunları bu enfeksiyonakarşı duyardır.24


Kanatlılar, Anthrax'a karşı doğall olarak bağışıktırlar. Fakat buhayvanlar soğuk suya batırılmak sureti ile organizmalarının dirençliklerikırılacak olursa, Anthrax'a karşı duyar hale getirilirler. Bu hal relatifolan bir doğal bağışıklık olarak izah edilir. İnsanların difterisinekarşı çift tırnaklı hayvanlar doğal olarak bağışıktırlar. Keza çift tırnaklıhayvanlar tek tırnaklıların Malleus'una karşı doğal olarak bağışıktırlar.Bu hale absolut doğal bağışıklık denir.II — Edinsel Bağışıklık:Bu nev'i bağışıklık; ya, organizmaya patogen bir mikroorganizmanıngirerek bir enfeksiyon yapması veya muhtelif metodlar ile öldürüldüktenveya zayıflatıldıktan sonra aşı şeklinde hazırlanmış olan hastalıketkenlerinin sun'î olarak verilmesi suretile organizmanın bu hastalıketkenlerine karşı antikorlar imâl etmesi sonu meydana gelir ki bu takdirdetabiî olarak organizmaya giren mikroorganizmanın tevlit ettiğibir enfeksiyonu müteakip husule gelen bağışıklığa tabiî aktif edinselbağışıklık, sun'î olarak aşılarla elde edilen bağışıklığa da sun'î aktifedinsel bağışıklık denir. Veyahut da bunlardan başka herhangi bir hastalıketkenine karşı başka bir canlıda husule getirilmiş antikorlar, o enfeksiyonetkeninden korunması istenen canlıya hazır olarak verilir ki bunada sun'î olan pasif edinsel bağışıklık denir. Burada daha önce belli birenfeksiyona karşı hyperimmunisation'a yatırılmış hayvanlardan eldeedilen hyperimmun serumların, meselâ; Tetanus veya Diphtheria'da olduğugibi aynı enfeksiyon şüphesi karşısında, geçici bir süre için immunitemeydana getirmek maksadı ile enjeksiyon sureti ile hariçten verilenbir immunitedir. Bu şekilde temin edilen pasif immunitenin devamsüresi 15 -30 gün arasında değişiklik gösterir. Fakat bu nev'i immunisation'da,immunitenin süresi, hyperimmun serum ile enfeksiyon etkenininbirlikte enjekte edilmesi sureti ile uzatılabilir. Sansibilize koyunçiçek aşısı ve domuz kolerasında olduğu gibi, bu usul Veteriner tababettemuhtelif memleketlerde tatbik edilmektedir. Bu usulden daha ziyadebazı virusî hastalıklarda yararlanılmaktadır. Ancak bu tarz immunisation,aktif ve pasif immunisationun karışık bir şeklidir. Fekondeolmuş analarda meydana gelen immunisationlarm, fekondasyondansonra yavrularda görülmesi, immunitenin anadan yavruya geçtiğini göstermektedir.Bu nev'i bağışıklığa, anadan geçen edinsel bağışıklık denir.25


YÜKSEK DUYARLIK HALLERİ (HIPERSANZIBILITE)(HYPERSENSIBILISATION )Bu deyim altında; normal organizma tarafından, herhangi bir yol ilealındığında reaksiyon doğurmayan maddelerin herhangi yüksek duyar(hipersanzitif: hypersensitive) bir organizma tarafından alındığında,klinik olarak, değişik şiddet ve şekillerde ortaya çıkan bir takım anormalreaksiyonlar mütalâa edilmektedir. Değişik klinik belirtiler gösterenbu reaksiyonlardan herhangi biri, normal organizmada bağışıklığınhusule gelmesi olayının aksine olarak duyar olan bir organizmadahusule gelebilir. Hipersansibilizasyon denen bu yüksek duyarlık hali,bağışıklığın teşekkül edememesi sonu değişik şekillerde husule gelen,organizmanın savunamadığını gösteren paradoks olaylardır. Organizmadakisağlık durumunun bu ahenksizlik hallerinin teşekkül tarzı oldukçakarışıktır. Bu paradoks olaylar, insanlarda; (Allerji), (Anafilaksi),(İdiyosinkraziya veya idiyosinkrazi) gibi bazı deyimlerin verilmesinesebep olan, özel klinik şemptom'lar ile tezahür eder. Bağışıklığın aksine,tabiî olarak teşekkül den bir paradoks olay olan Allerji'den, Beşerive Veteriner tababette diyagnostik maksadı ile yararlanılmaktadır. Aynışekilde deney hayvanları üzerinde deneysel olarak meydana getirilenAnafilaksi olayından da lâboratuvarda diyagnostik maksadı ile yararlanılmaktadır.Bu nev'i diagnostik; şüpheli organik maddelerden, deneyhayvanları üzerinde anafilaktik şok husule getirme esasına dayanır. Bumaksat için kullanılan en uygun deney hayvanı kobaydır.Allerji (Allergi = Allergie = Allergy = Allergia)Etimolojik manası «değişik enerji», «değişik iş» demek olan allergikelimesi, allos = değişik ve ergon = energi kelimelerinden teşekkül etmiştir.Bu hali husule getiren etkene a 1 1 e r g e n denir. Allergenlerinorganizmada meydana getirdiği antikora da a il 1 e r g i n denir.Allergi deneysel olarak meydana getirilemez. Muhtelif allergenlerdenmeydana gelen allerjik hal klinik olarak değişik şekillerde tezahür eder.İnsanda allerginin klinik belirtileriAllerjik olarak vukua gelen klinik tablolar; serum hastalığı, deriallergisi (Urticaria), Eczema, Bronchial asthma, Angioneurotic oedem,saman nezlesi olmak üzere pek muhteliftir.Serum Hastalığı: Difteri, Tetanus gibi hastalıklarda terapötikmaksatlar ile bu hastalıklara karşı hazırlanmış bağışık serumların herhangibir hastaya enjeksiyonunu müteakip, o şahsın bağışık serumdaki26


yabancı proteine duyar olması halinde, değişik bir süre içinde hastalıksemptomlarına benzer belirtiler ile meydana gelir (37). Bu semptomlar:dispinö (dyspnoea), mafsallarda şişme ve ağrı, ateş yükselmesi, başağrısı, kan basıncının düşmesi, löykopeniya (leucopenia), albuminuriave kanın koagülasyon kabiliyetinin düşmesi gibi pek değişiktir. Serumhastalığı, daha evvelce serum enjeksiyonları yapılmış olduğu bilinmiyeninsanlara serum enjeksiyonları yapılmasını müteakip de meydana gelebilir.Ürtiker (Urticaria) : Buallerjik hal soğuk, sıcak ve ışık gibi allergenolmayan sebeplerden ileri geldiği gibi, serum enjeksiyonunu müteakipveya bazı besin maddeleri veyahut ta bazı ilâçların alınması sonu meydanagelebilir (15).Anjiyönöyrotik ödem (Angioneurotic oedem) : Birden vukua gelenve ekseriya yüze inhisar eden çok şiddetli bir Urticaria'yı andırır. Meydanageliş sebebi Urticaria'yı meydana getiren sebeplerin aynıdır.Bronşiyal astma (Bronchial asthma) : Bu allerjik hal bazı şahıslarınsolunum yollarının yün ve pamuk gibi muhtelif tabiattaki tozlarile polen tozları ve küfe karşı aşırı duyar olması sonu nefes almada güçlüklekarakterize edilen klinik bir tablo gösterir.Saman nezlesi: Polen, ev, yün ve sair gibi tozlar tarafından meydanagelen allerjik bir haldir. Daha ziyade burun ve yukarı solunumyolu mucosa'larının bozuklukları ile karakterize edilir.Allerik ekzama . Her hangi bir allergenin sebep olduğu bir Dermatosis'dir.Allergi'nin diyagnostik alandaki tatbikatı1 — Trichinosis invazyonuna yakalanmış insanlara Trichinella spiralis'inekstraktları intradermal olarak enjekte edilmek sureti ile Trichinosis'in,2 — Ascaridiasis invazyonunda, keza aynı şekilde ascaridekstraktları intradermal olarak enjekte edilmek sureti i '«e Ascaridiasis'in,3 — Tuberculosis'de tuberculinisation sureti ile Tuberculosis'in, 4 —Brucellosis'de; Brucellergen denen Brucella allergeninin intradermalenjeksiyonu sureti ile brucellosis'in, 5 — Malleus'da ,malleinisation suretiile Malleus'un, 6 — Diphtheria'da SCHICK reaksiyonu ile Diphtheria'nm,7 — Scarlatina (Kızıl) da DICK reaksiyonu ile Scarlatina'-mn, 8 — Variola ovina'da özel bir şekilde hazırlanan bir allergenin intradermalolarak enjeksiyonu ile Variola ovina'nm diagnostiğinde allergi'denyararlanılmaktadır (27). Bundan başka Echinococcosis (Hydati-27


Idosis), Leishmaniasis, Durin (Beygir frengisi) nin diyagnostiğinde allerjikreaksiyonlardan faydalanılmaktadır.İdiyosinkraziya (Idiosynkrasia) Idiyosinkrazi (Idiosynkrasie,Idiosyncrasy)Bir kısım besin maddelerine veya ilâçlara karşı bazı şahıslar yüksekduyardırlar. Besin maddesine bağlı bu nev'i yüksek duyarlık halineidiyosinkraziya denir. Idiyosinkrazi kendisini meydana getiren besinmaddelerinin sindirimini müteakip klinik olarak; kusma, bulantı,diarrhea, intestinal kramplar gibi değişik semptomlar ile tezahür eder.Bundan başka idiyosinkraziyalardan mütevellit Urticaria, deride eruption(kırmızı leke) 1er, ekzama, asthma gibi klinik belirtiler de müşahadeedilebilir. Idiyosinkrazilerin klinik olarak diyagnostiği; ancak bunev'i besin maddelerinin alimenter olarak (sindirim yolu ile) alınmasısureti ile kabildir. Deri içi (intradermal = intracutan) yoldan istifade etmekmümkün değildir. Organizmanın yüksek duyar olduğu besin maddesitesbit edildikten sonra, oral olarak gayet küçük dozlardan başlanmakve gittikçe artırılmak sureti ile yüksek duyar olan şahsın desanzibilizeedilmesi mümkündür.Anafilaksi (Anaphylaxis = Anaphylaxie)Organizmanın kendi yapısına uymayan ve fakat toksik de olmayanyabancı proteinli bir maddenin parenteral yol ile enjeksiyonundan 10-14gün veya çoğunlukla 2 hafta sonra yine ayni proteinli madde artan miktarlardayine Parenteral yol ile ayni organizmaya enjekte edilirse; dyspnoeaveya asphyxia, defekasyon, idrar yapma ve nihayet ekseriya ölümleneticelenen organizmanın tam anlamı ile kendisini koruyamadığı görülürki bu hale Anafilaksi denir. Etimolojik manası esasen bu patolojikhali kesin olarak ifade etmektedir. Prophylaxis'in tamamen aksineolan bir konmamama halidir. «Ana=âri», «Phyliaxis=savunma». Anaphylaxishalini meydana getiren etkene anaphylactogen denir. Daha evvelceatta hazırlanmış tetanus antitoksik serumu almış bir insana yaklaşıkolarak 14 gün sonra aynı şahsa yine atta hazırlanmış bir bağışık serumverilmesi halinde anafîlaksi ile izah edilen serum hastalığı meydanagelir.28


KISIMIIIBAKTERİYOLOJİ LABORATUVARLARINDA KULLANILAN KANMUAYENE METODLARIOrganizmanın savunmasında rolü olan kan dokusu ile ilgili Al yuvarlarile Ak yuvarların sayımı, Leukocyte formülü, Haemologlobin'inhesabı, sedimantasyon hızı, koagülasyon ve kanama sürelerinin tayinigibi bir kısım laboratuvar muayene metodlarının bakteriyoloji ders vetatbikatlarında bildirilmesi adet hükmüne girmiştir.Bu muayenelere geçmeden evvel fizyoloji ders kitaplarında geniş bilgiverilen kanın terkibinin, burada ancak şema (1) de bir şema halindeverilmesi ile yetinilmiştir.75 Kilogramlık bir insanın vücudunda 3,500-5,400 c.c. kan vardır.Normal bir erkeğin 1 mm 3 , kanındaki al yuvarların sayısı 4,600,000-6,200,000 olup ortalama olarak 5,400,000 dir. Ak yuvarların sayısı ise6,500 dür.Normal bir kadının 1 mm 3 , kanındaki al yuvarların sayısı 4,200,000- 5,400,000 olup ortalama olarak 4,800,000 dir. Ak yuvar sayısı ise7,500 dür.Normal bir çocuğun 1 mm 3 , kanındaki ail yuvarların sayısı 4,500,000- 5,000,000 dur. Ak yuvar sayısı ise 9,000 dir.Sâlim bir insanın kan dolaşım sisteminde 25,000,000,000,000 al yuvarve 30,000,000,000 ak yuvar vardır. Her gün 2,000,000,000,000 den fazla alyuvar ölmektedir.Ak yuvarlardan neutrophirierin ömrü 60 saat, eosinophile'lerin 8 - 12gün ve basophile'lerin 12-15 gündür.29


KANIN TERKİBİ" Serum albumin• Serum• Serum globülinPlâsma"% 48.7- Gltlkoz, ekstraktif maddeler,kalsyum tuzları, sodyümklorür, potasyum klorür,karbonat'lar ve fosfat'lar.Kan' FibrinogenOksihemoglobin(Oxyhemoglobin)Sellüler elementler%51,3" Al yuvarlar •- Ak yuvarlar. Hemokonia'tarTrombosit" (Thrombocyte)'ler• Lesitin (Leclthin)-TuzlarŞEMA : 1Kanın terkibi (AVALLACE (36) dan alınmıştır)GÜNLÜK LABORATUVAR METODLARINormal olarak erythrocyte ve leukocyte'ler belli sayılar arasındaoynar. Bunun dışında, sayılardaki artış veya eksiliş patolojik sayılır.Patolojik hallerden kanda erythrocyte'lerin azalışına Oligocythemia veyaAnemia, artmasına Polycythemia denir.Leukocyte'lerin azalışına Leukopenia veya Leukocytopenia veyahutda Hypoleukocytosls denir. Burada leukocytelerin miktarı 5,000veya daha düşüktür.Luekocyte'lerin artışına Leukocytosis denir. Biri fizyolojik, diğeripatolojik olarak iki halde vukua gelir. Sindirim esnasında ve gebeliktegörülen leukocytosis normal bir leukocytosis'dir.Leukocytosis halinde 1 mm 3 , kandaki leukocyte miktarı (10,000) eyükselir. Hyperleukocytosis halinde ise bu miktar 25,000 nin üzerindedir.30


Kan zehirleri ile zehirlenme hallerinde leukocyte'lerin miktarı artar.Buna Toxic leukocytosis denir. Ölümden az evvel vukua gelenleukocyte artışına da Agonal leukocytosis denir.însan ve muhtelif hayvanların normal kan unsurları cetvel (2), (3)ve (4) de görülmektedir. Keza cetvel (2) de insanlardaki normal kanamave koagülasyon süreleri ile sedimentasyon hızı da görülmektedir.Kan Muayenelerinde Kullanılan Cihazların TemizlenmesiPipetler, ilâmel ve sayım lâmları, kullanılmalarını müteakip mümkünmertebe sür'atle temizlenmelidirler. Bunun için kullanılmış olanmalzemeler üzerindeki kan ve serum izleri giderilinceye kadar aka*- sualtında yıkanmalı, pipetlerin ise içleri akar suya arzedilmelidir. Bunumüteakip, bu malzeme kurumadan evvel, derhal alkol veya asetondangeçirilmelidir. Eğer aseton kullanılmayıp yalnız alkol kullanılmışise pipetlerin içinden eter geçirilmesi yerinde olur. Bundan sonra pipetlerkuruyuncaya kadar; ya içlerinden hava geçirilir, veya dikey vaziyetteetüvlerde kurutulur. Kan pipetlerinin bulbusları içindeki cam bon-Ergin erkeklerde4,6 - 6,2 MilyonErythrocyte'ler Ergin kadınlarda 4,2 - 5,4 "(1 m.m 3 ) Çocuklarda 4,0 - 5,5 "Total leukocyteBebeklerde 6,0 "Erginde 5,000 - 10,000Çocuklarda 5,000- 14,000(1 m.m.3.) Bebeklerde 10,000 veya daha yukarıThrombocyte (1 m.m.3.) 250,000 - 500,000Haemoglobin Ergin erkeklerde 16(100 c.c./gr. olarak) Ergin kadınlarda 14,5Sedimentation hızı Westergren Erkekte (1-15) m.m.(1 saatte) metodu ile Kadında (0 - 20) m.m.1 - 7 dakika (Kapillar tüp metodu)Koagülasyon süresi 5 - 8 (LEE ve WHITE metodu)10-30 (HOWELL metodu)Kanama süresi 1 - 3 dakika (DUKE metodu ile)CETVEL : 2Kan unsurlarının normal miktarları ile sedimentasyon hızı, kanama ve koaglilasyonsürelerine ait normal limitler (22)31


cukların serbestçe hareket edebilmesi bunların münasip şekilde kurutulmuşolduklarını açıklar.NevilerErythrocyte'ler(Milyoncinsinden)Hemoglobin(100 cc/gr.) Thrombocyte LeukocyteAt 5,7- 8,7 10,5 - 16,4 35,000- 500,000 5,000 -11,000Sığır 5,0 -10,3 8,0 -14,5 5,000 -12,000Koyun 8,0 - 14,7 9,0 - 14,5 4,000 -10,000Domuz 5,0- 9,0 9,0 -16,8 100,000 7,000 - 20,000Keçi 9,0-19.0 12,7 -14,2 5,000 - 14,000Köpek 5,5- 8,8 12,5 - 17,3 250,000 - 450,000 5,000 - 20,000Kedi 7,0 -10,0 8,0 - 13,8 5,000 - 40,000Maymun 5,0- 7,0 12,3 -19,9 155,000 - 424,000 7,000 - 25,000Tavşan 4,5- 7,0 10,4 -15,6 200,000 - 1,000,000 3,000 -12,000Kobay 4,5- 6,8 15,6 - 17,3 200,000 - 900,000 5,000 - 23,000Rat 7,0 -10,0 15,6 - 19,0 500,000- 1,200,000 6,000 -16,000B. Fındık faresi 8,0 - 11,0 15,6 -17,3 3,000 - 22,000Tavuk 1,6- 4,5 8,6 -16,5 45,000 - 55,000 16,000 - 40,000Kurbağa 0,4- 0,6 10,000 - 38,000CETVEL:3Muhtelif hayvanların normal kan unsurlarıNeviler Neutrophil'leı Eosinophil'Ier Basophil'lerMonocyteTeıŞayet herhangi bir sebepten dolayı pipetin kılcal olan sap kısmındakan kurumuş olarak kalmış ise, bu takdirde bir beygir Mı veya inceeğrilmez bir tel ile bu leke çıkarılmalı ve pipet Antiformin, Nitricacid veya Bicromate - sulphuric acid gibi temizleyici sıvılar içine bir ge-Lymphocyte'ler3,000- 6,900 50 - 600 0- 100 1,200- 4,800 100- 1,450At1,200- 4,800 180- 1,800 0- 100 2,700 - 6,900 150- 1,800Sığır1,000 - 4,500 50 - 700 0- 200 2,500 - 7,000 50- 800Koyun2,400 - 10,00050 - 200 0- 800 3,200 - 12,000 50- 2,000Domuz2,100- 3,350 0 - 1,100 0-600 2,100 -11,250 50- 600Keçi3,600 - 15,000 100- 2,000 0 - 400 600 - 6,000 100- 2,400KöpekKedi3,000 - 24,700 100 - 3,800 0- 150 1,200 - 15,200 50- 5,7002,400- 12,500 50- 1,250 0- 100 3,200 -13,750 50 - 3,000Maymun1,200- 6,500 0- 200 50- 300 1,200- 6,500 50- 2,000Kobay 1,800 - 10,000 100 - 3,000 0 - 400 2,100 - 11,000 50- 4,000B. Fındık. F 1,200- 6,000 0- 600 0- 200 4,000 - 12,000 150- 550Rat 600- 10,000 0- 550 0- 100 2,200 -15,000 50- 1,650Tavuk 4,000- 16,000 400 - 4,000 200 - 1,600 8,000 - 24,000 1,000- 6,000Kurbağa 700- 2,600 2,600- 10,000 700- 2,600 6,000 - 22,80032CETVEL : 4Muhtelif hayvanların kanlarında Neutrophil, Eosinophil, Basophil, lymphocyte veMonocyte'lerin normal miktarları


ce terkedilmelidir. Eğer antiformin kullanılmış ise pipetlerin bu sıvıiçinde 20 dakika bırakılması kâfidir. Bunu müteakip bu nev'î pipetlerintemizlenmesi için tatbik edilecek işlem yukarıda bildirildiği şekildetekrar edilir.Lâm ve lâmellerin de kullanılmalarını müteakip derhal su ile temizlenmeleri,yumuşak ve tüysüz bir bezle kurulanmaları icap eder. Temizliktekullanılacak bezlerin yıkanmış mermerşahi olması bu maksadahizmet eder. Bu suretle lâmın üzerindeki çizgilerin silinmesi ve eskimişkan izlerinden mütevellit lâmda puslu lekelerin meydana gelmesi önlenmişolur. Lâm üzerinde meydana gelmiş olan lekeler, desinormalNa OH solüsyonu veya yukarıda bildirilen temizleyici sıvılardan biriiçine lâmları daldırmak suretile giderilir.Kapillar Kanın AlınmasıUmumiyetle kan parmağın veya kulağın meme kısmı hafifçe delinmeksuretiyle alınır. Çocuklarda kan almak için ayağın baş parmağı veyatopuk kullanılır. Kulak memesinden kan almak ayakta durmağı icapettirdiğinden ve saçlar da çalışmağı güçleştirdiğinden parmağın kullanıldığıhallere nazaran pipetlerin kullanılmalarını güçleştirebilir. Bundandolayı parmaktan kan almamayı zorunlu kılan bir durum olmadıkçaparmaktan kan almak tercih edilmelidir. Eğer kulağın kullanılmasındabir zorunluluk varsa o takdirde kan almak için kulağa yapılacakdelme ameliyesinin, kulağın memesinin köşesine yapılmışı lâzımdır.Ancak hastanın yattığı taraftaki kulak kullanılmamalıdır. Çünkü bukulak kongestiyone bir durum arzeder. Delme için kullanılan kan iğnelerimuhtelif şekillerde olabilir ise de en basit olanı, Şekil (4) de görülenHAGEDORN iğnesidir. Bu iğne lâstik bir mantara takılı, ucu sivriolan düz bir iğnedir. Lâstik mantar % 95 lik alkolü havi bir şişeninağzına kapatılır. % 70 lik alkol iğneyi paslandıracağından dolayıdır kibu maksat için alkol absolu kullanılır. Bu iğne deride üç köşeli bir delikaçtığından kolayca kanama elde edilir. Bu basit delici iğneden başkaçarpma Iansetler de kullanılır. Bu âletlerin kullanılması esnasındaderide derin delik açmamağa dikkat etmek icap eder.Parmaktan kan alınacağı zaman bu parmağın ödemsiz, kongestiyonveya inflamasyondan ârî olması icap eder. Soğuk veya ıslak olan eleait parmaktan alınan kan muayenelerinin neticeleri ekseriya hatalı olur.33


Bu gibi hallerde kan almak mecburiyeti varsa, el birkaç dakika için ılıksuya daldırılır ve masaj yapılmağı müteakip kurulanır. Kan almak içinorta parmak tercih edilir ve bu parmağın son phalanx'ı kullanılır. Kanalmadan evvel parmak ucu alkole batırılmış bir pamuk ile iyice uğuşturulmaksuretile deri temizlenir. Bundan sonra kuru bir pamuk veyagaz bezi ile derinin kuruması temin edilir. Parmağın son phalanx'ı sıkılırve kan iğnesi ile deri delinir, ilk çıkan kan damlası kuru bir pamuklasilinerek atılır, lüzumlu olan kan nümunesi, kan pipetlerine alındıktansonra, parmak alkolle silinerek üzeri kapatılır. Parmaktan kanınrahatça alınmasını temin için derinin delinen kısmı açılacak şekildeparmaklar arasında gerilir ve dipten hafif sıkılmak suretile istenilenbüyüklükteki kan damlasının çıkması temin edilmiş olur.(ŞEKİL : 4)Kapillar kanın alınmasında kullanılanHAGEDORN iğnesi.Thoma'nın kanı sulandırmapipeti.34


Materyal :Erythrocyte'lerin SayımıTHOMA'nın sulandırma pipetiGeliştirilmiş NEUBAUER sayma lamıÖzel lâmelSulandırma mayiiİşlem :HAGEDORN iğnesi İle delinmiş olan deriden çıkan kan THOMA'nınsulandırma pipetine alınır. Bu pipet 1 işaretine kadar uç kısmından itibaren10'a bölünmüştür. Bu taksimatlardan yalnız 0,5 ile 1 e ait taksimatüzerinde rakam vardır. Bundan sonra pipetin hemen orta kısmınagelen yerde bir bulbus olup, bu bulbusun önünde (1) ve bulbusun nihayetucunda da (101) rakamı vardır. Bulbusun içinde umumiyetle kırmızıbir cam boncuk bulunur.Şekil (6) da görülen NEUBAUER lâmı erythrocyte ve leukocyte sayımındakullanılmaktadır. Bu lâmın üzerine özel lâmel kapatıldığı zamanşekil (7) de görüldüğü gibi 0,1 m.m. lik bir boşluk meydana gelirki burada da sayım odası bulunur. Erythrocyte ve leukocyte sayımınınyapılması için şekil (6) de görüldüğü gibi bölünmüş olan iki sayım alanıvardır. Geliştirilmiş Neubauer sayım lâmmın şekil (8) de sayım içinbölünmüş olan bir sayım alanı görülmektedir.Sayım için bölünmüş alan; 3 er m.m. boyutlarında yani (3 m.m.x 3 m.m.) 9 m.m. 2 dir. Böylece sayım alanı, büyük kare denen 9 adet,1 m.m. 3 lik alanlara bölünmüştür. Bu büyük karelerden ortada bulunan1 m.m 2 . lik alan, 25 adet orta büyüklükteki karelere ayrılmıştır. Bu 25adet orta büyüklükteki her bir kare de, 16 küçük kareye ayrılmıştır.Böylece bir büyük karede yani 1 m.m 2 . lik sayım alam içinde 400 küçükkarecik vardır. Küçük karelerin ayrıtları (dılı) 0,05 m.m. dir.Gerek lâm ve lâmel ve gerekse pipetler Haemacytometer denen veşekil (9) da görülen bir kutu içinde toplu olarak bulunurlar.Sulandırma Solüsyonları :Burada kullanılacak olan sulandırma ortamı, erythrocyte'lrin korunmasınayardım edecek izotonik bir solüsyon olmalıdır. Bu maksatiçin saf suda % 0,85 oranında NaCl ihtiva eden, fizyolojik tuzlu sukullanıldığı gibi HAYEM veya TOISSON tarafından bildirilen sulandırmasolüsyonlarının kullanılması da tavsiye edilmektedir. Bir kısım yazarlarHayem sulandırma solüsyonuna renk vermek için Mycobacterium35


tuberculosis'in boyanmasında kullanılan Carbol-fuchstn boyasmdanpembe bir renk verecek kadar damlatılmasını tavsiye ederler.SPENCERw# BnjM-lmec 1 İm^roveci< JN«ubauer#oYıOmm ieSpı J— &AR GiNT(ŞEKİL : 6)NEUBAUER'iıı sayma lâmı.(ŞEKİL : 7)Sayma lâmının uzunluğunakesldi.f) 3 C Dt1z3SS1K3 S S F....L*(ŞEKİL : 8)jVEUBAUER sayma lâmının bölünüş şekli.fN


Hayem Sulandırma Solüsyonu :Sodium chloride (kimyaca saf) 1,0 Gr.Sodium sıilphate (kimyaca saf, kristal) 5,0 Gr.Mercuric chloride (Hg Cl 2 ) = Civa (2) klorür(kimyaca saf) 0,5 Gr.Distile su200,0 cc.İşlem:Kan, Thoma pipetinin 0,5 işaretine kadar dikkatlice çekilir. Eğerkan fazla çekilmiş ise o takdirde 0,5 işaretinden fazla kan, bir kurutmakâğıdının, pipetin uç kısmına temas ettirmek suretile geri alınır. Bundansonra pipetin bulbusunun diğer tarafındaki 101 işaretine kadarHAYEM solüsyonu çekilmek suretile kan 200 defa sulandırılmış olur.Pipetin arka ucundaki lâstik, kendi üzerine kıvrılıp serçe parmakla sıkıştırıldıktansonra pipetin kan alman ağzı baş parmakla kapatılır. Bundansonra pipetin bulbusunun diğer tarafındaki 101 işaretine kadarkanma bilek hareketi ile yapılır. Bir tek istikamete olacak şekilde ne horizontal(yatay) ve nede vertikal (dikey) olarak çalkanmamalıdır.Özel lâmel, sayım lâmı ortasındaki sayım alanının üzerine gelecektarzda oturtulur. îlk üç damla kan, pipetten çıkarılarak atılır. Bundansonra pipetin ucu sayım alanına hafifçe temas ettirilerek pipetteki ka-(ŞEKİL : 9)Haemocytometer. 37


(ŞEKİL, : 10)Kılcallık olayına dayanılarak sayımodasının kan numunesi ile doldurulması tekniği./temin edilir. Eğer bu yayılma işlemi düzgün bir şekilde olmaz da, sayımalanının kenarlarına taşar veya içinde hava habbeleri teşekkül ederise lâm ve lâmel temizlenmek suretile ameliye tekrarlanmalıdır.Umumiyetle, numune kanın sayım alanına yayılmasını müteakip 2veya 3 dakika sonra bütün al yuvarlar hareketsiz hale geçerler. Bundansonra kuvvetli büyüten kuru sistem objektif ile muayene edilir.38


Sayım Alanında Erythrocyte'lerin Sayım Tekniği:Bunun için üst ve sol taraf çizgileri üzerine isabet eden al yuvarlar,ait oldukları kendi küçük karecikleri içinde sayılır, fakat küçük kareciğinsağ ve alt taraf çizgileri üzerine isabet edenler, bu karede sayılmayıp,bunların ait oldukları karenin üst ve sol çizgilerine isabet ettiklerikarelerin içinde sayılmaları icap eder.Sayım lâmı üzerindeki sayım alanının 9 adet büyük karesindenŞekil (8) de görülen ortadaki GFLK karesinin içindeki orta karelerden5 tanesindeki erythrocyte'lerin tamamı sayılır. Daha önce her orta büyüklüktekikare içinde 16 küçük kare'nin mevcut olduğunu görmüştük.Bu suretle 80 adet küçük kare içindeki erythrocyte'ler sayılmış olur.Eğer bulunan rakam 10,000 ile çarpılır ise 1 m.m 3 . kandaki erythrocytemiktarı bulunmuş olur.GFLK merkezî büyük karesi içinde 25 adet orta büyüklükteki kareolduğu ve her bir orta büyüklükteki kare içinde de 16 adet küçükkare bulunduğuna göre, GFLK büyük karesi içinde 16 X 25 = 400 küçükkare vardır. Bu her bir küçük karenin yüzey alanı 1/400 m.m 2 . dir.1Çünkü bir küçük karenin ayrıtı — m.m. dir. Yani 1 ayrıtı 1 m.m. olan20büyük karenin her bir ayrıtı 5 orta büyüklükteki kare ayrıtına bölün-1müştür. Bu suretle orta büyüklükteki karenin bir ayrıtı — m.m. eder.5Her bir orta büyüklükteki karenin ayrıtı da 4 küçük kare ayrıtına bö-1 1 1lündüğünden, bir küçük kare ayrıtı — X — = — m.m. eder. Bir küçük5 4 201 1 1kare alanı ise — X — = m.m 2 . eder. Bunlardan 80 adedine teka-20 20 400bül eden yüzey alanı, 1/5 m.m 2 . eder.1 80 180 X = = — m.m 2 .400 400 5Erythrocyte'ler bir yüzey üzerinde olmayıp, bilindiği gibi 1/10 m.m. derinliğindekihacim içine yayılmışlardır. Buna göre sulandırılmış erythrocyte'lerden80 küçük kare içindekiler, 1/5 m.m. 2 X 1/10 m.m. = 1/50 m.m. 3 .39


hacim içinde sayılmışlardır. 1 m.m 3 . deki sulandırılmış erythrocyte'lerinmiktarını bulmak için de, bu bulunan miktarın 50 ile çarpılması lâzımgelir. Bu sonuca aşağıdaki şekilde de varmak mümkündür. Her bir kü-1 1 1çük küp = X — = m.m 3 . dür.400 10 4 0001 80 180 küçük küp = 80 X = = — m.m 3 .4 000 4 000 501 m.m 3 . deki erythrocyte miktarını bulmak için, bulunan miktarın 50misli alınması icap eder. Daha evvelce de bilindiği gibi sayımı yapılankan numunesi 1/200 oranında sulandırılmış idi. Bundan dolayı, 50 ileçarpmadan çıkacak neticenin tekrar 200 ile çarpılması icap etmektedir.O halde bir kere 50 ve bir kere de 200 ile çarpım yapılmaktansa bir defada 50 X 200 = 10 000 ile çarpılmak sureti ile, 1 m.m 3 . numune kandakierythrocyte'lerin miktarı bulunmuş olur.5 adet orta büyüklükteki karede sayımı yapılan erythpocyte miktarlarıarasındaki maksimum fark % 15 ten fazla olmamalıdır. Eğer bufark % 15 ten fazla ise o takdirde ya lâm veya lâmel kirli veyahut kan,sulandırılma solüsyonu ile iyi karıştırılmamış veyahut da teknik bir hatayapılmıştır.THOMA'nın Leukocyte sulandırma pipetiAk Yuvarların SayımıBurada eıythrocyte'leri hemolize edecek nitelikte bir sulandırmasodüsyonu kullanılır.Sulandırma solüsyonu:Glacial acetic acid0,5 gr.HO100,0 c.c.40


Renk vermek için GRAM boyamada kullanılan Gentian violet boyasolüsyonundan bir damla damlatılır. Bu solüsyonun her iki haftada birtaze olarak hazırlanması icap eder. Bundan başka, sulandırma için kullanılanpipet, erythrocyte sayımında kullanılan pipetten farklıdır. Leukocyte'lerinsayımında kullanılan pipet, erythrocyte'lerin sayımında kullanılansulandırma pipetine nazaran daha küçüktür. Bu pipetin içindekiboncuk umumiyetle beyazdır. Diğer materyal erythrocyte sayımında kullanılanmateryalin aynıdır.*İşlem:Parmak ucundan iri bir damla kan, pipetin 0,5 işaretine kadar çekilir.Şayet kan, 0,5 işaretini geçmiş ise bu zaman fazla çekilmiş kan,pipetin ucundan kurutma kâğıdına emdirilerek 0,5 işaretine gelmesi teminedilir. Eğer pipetin uç kısmının dış tarafına bulaşmış kan izlerivarsa, bunlar temizlenir. Müteakiben hiç vakit kaybetmeden sulandırmasolüsyonuna daldırılarak 11 işaretine kadar bu solüsyondan çekilir.Bundan sonra pipet, kırmızı kürreciklerde olduğu tarzda çalkalanır, 3 - 4damla kan çıkarılarak atılır. Sonra sayım alanı üzerine aynen erythrocyte'lerdeolduğu gibi yayılır. Durulma meydana gelir gelmez, az büyütenkuru objektif ile muayene edilir. Leukocyte'lerin sayımı, erythrocyte'lerinsayımından farklıdır. Burada yüzey alanları birer m.m 5 . olanve şekil 12 de görülen NEUBAUER sayım lâmının köşelerindeki büyükkareler üzerindeki leukocyte'lerin hepsi sayılır ve bulunan leukocytemiktarı 50 ile çarpılır. Bu suretle 1 m.m 3 . kandaki leukocyte miktarıbulunmuş olur. Burada, kan; 1/20 oranında sulandırılmış ve 1/10 m.m.yükseklik içindeki bir hacme dağıtılmıştır. Kan numunesinin içine dağıldığıhacim 4 m.m 2 x 1/10 m.m. = 4/10 m.m 3 . = 0,4 m.m 3 . dür. Hattızatında 1 m.m 3 . kandaki leukocyte miktarı matlup olduğundan 1 m.m 3 .kandaki leukocyte miktarına tekabül eden miktarın bulunması için 2,5ile çarpılması gerekir. Fakat muayeneye alınan kan numunesi 20 defasulandırılmış olduğundan, aslında 20 misli olması icap ederdi. Böylece4 büyük karedeki leukocyte miktarının bir defa 20 ve bir defa da 2,5ile çarpılması icap ettiğinden, sadece bir kerre 50 ile çarpılır. Buna göre:4 büyük karedeki leukocyte miktarı x 2,5 x 20 = 4 büyük karedekileukocyte miktarı x 50 = 1 m.m 3 . deki leukocyte miktarı.Leukocyte sayımında birer m.m 2 . alanında olan 4 köşedeki «büyükkarelerin leukocyte miktarları arasındaki farkın % 25 ten fazla olmamasıicap eder.41


'mmim*1 fimW/ M1 **» ı1tIM fitnı^(ŞEKİL : 12)NEUBAUER lâımnda leukocyte sayımının yapıldığı 4 adet büyük kar*42XV/0 NHCtV0.02c.c.(ŞEKİL : 13)SAHLI Hemoglobinometresl.


Erythrocyte ve Leukocyte'lerin Sayımındaki Hata Kaynaklan:Erythrocyte ve leukocyte'lerin sayılmasında yapılacak hataya enziyade kan alma pipetleri, kanın sayımında kullanılan lâm ve lâmellersebep olur. Bundan dolayı Amerika Birieşik Devletlerinde «StandardlarBürosu» tarafından tasdik edilmiş âlet ve malzemeler kullanılır.Bundan başka hatadan korunmak için kullanılan pipetlerin uçlarınınkırık olmaması, solüsyonların taze hazırlanması ve temiz bulundurulmasınaçok dikkat etmek icap eder. Aynca gerek kanın alınması ve gereksesulandırma işlemleri esnasında hata yapılmamasına, sayımlarıngayet büyük bir dikkat ve ciddiyet ile yapılmasına yeteri kadar önemverilmelidir. Bütün bunlardan başka değişik metodlar kullanıldığı takdirdeyukarıda bildirilen noktalara aşırı dikkat gösterilse bile yine deneticeler farklı bulunabilir. Bundan dolayı bir memleketin muhtelif müesseselerindeaynı analizler için kullanılan metodların da standardizeedilmeleri, sağlıkla yakın ilgisinden dolayı halledilmesi icap eden enönemli hususlardan biridir.Manipülâsyon : Koagülâsyona meydan vermiyecek şekilde seri yapılmalı,pipetler uygun bir şekilde ve yeteri derecede çalkalanmalı, sayımodasını doldurmadan önce pipetlerden birkaç damla kan çıkarmalı,kanı, sayım odasının dışına taşırmamalı, sayım odası, hava habbelerimeydana gelmiyecek şekilde doldurulmalı, objektif ile lâmele dokunmamalı,sulandırma solüsyonu içinde maya veya diğer ecnebi cisimciklerbulunmamalıdır. Erythroblast'ların nucleus'ları, sulandırmamayiinin içinde Acetic acid tarafından erimediği için bu nucleus'lu kırmızıkan küreciklerinin nucleus'ları sayım hatalarına sebep olabilir. Bunucleus'lu erythrocyte'lere yani erythroblast'lara, Erythroblastosis fetalis(Erythroblastosis neonatorum) ve COOLEY'in anemisinde pek mebzulbir şekilde tesadüf edilir. Bu nev'i erythrocyte'lere, kan frotilerindefazla miktarda tesadüf edilmesi halinde, total leukocyte sayımınınözel bir formül ile ayrıca hesap edilmesi icap eder. Bu nev'i erythrocyte'lernormal olarak kemik iliğinde ve hastalık hallerinde de kan dolaşımındabulunurlar. Bunlar erythrocyte'leri teşkil etmek üzere gelişimhalindeki nucleus'lu erythrocyte'lerdir.Hemoglobinin HesabıHemoglobin'in hesabı için Photoelectric colorimeter; WINTROBE;HADEN - HAUSSER; SANFORD, SHEARD ve OSTERBERG metodlarıgibi özel âletleri icap ettiren metodlar var ise de lâboratuvarlarca hemtatbiki kolay ve hem de yayılmış olmasından dolayı burada SAHLI metodununverilmesi uygun görülmüştür.43


SAHLI Metodu:SAHLI'nın hemoglobinometresinin derecelenmiş tüpü, 10 rakamınıgösteren göstergesine kadar, 1/10 Normal H C1 solüsyonundan ilâve edilir.Parmak ucundan veya kulak memesinden daha evvelce bildirilenteknik dahilinde 20 m.m 3 . lü'k özel pipeti ile kan alınır. Ancak ilk damlakan silinerek atılır ve sonra pipet 20 rakamını gösteren göstergesinekadar kanla doldurulur. Kan derhal H Cl solüsyonu ihtiva eden derecelitüp içine konur. Muhtelif defalar pipet içine solüsyonu çekmekve üflemek sureti ile pipetteki kanın son zerresine kadar tüp içine aktarılması temin edilir. Sonra tüp, hemoglobinometredeki yerine konup1 -10 dakika kendi haline terk edilir. Bundan sonra dereceli tüp içindekikarışım, Standard tüp ile aynı renk kesafeti gösterinceye kadar butüpe tfcO ilâve edilir. H2O nun tüp içine damlatılması gayet dikkatli vetedrici bir şekilde yapılmalıdır. Bu suretle Standard tüpün kesafetinitutturma daha emniyetle yapılmış olur. Her iki tüp de aynı renkte olunca,dereceli tüp içindeki sıvı yüzeyinin en çukur olan kısmının tüp üzerindekiçizgiye isabet eden rakamı, hemoglobinometre kuzeye çevrilmişolduğu halde okunur. SAHLI hemoglobinometrelerinin tüpleri üzerindekikıymetler; 100 c.c. daki kanın, hem gram ve hem de % hemoglobinmiktarlarını göstermektedir. Buna göre; gün ışığında yapılan muayenede,normal hemoglobin değerleri:Cinsiyet % Hemoglobin Gr. Cinsinden HemoglobinErkek 100 16Kadın 90 14,5Erythrocyte'lerin Sedimentasyon Sür'atinin Tâyini :Aşikâr anemilerdeki erythrocyte'lerin sedimentasyon (çöküş) süratinormal haldeki ne nazaran daha sür'atle vukua gelir. Polycythemiayani erythrocyte miktarının normalden fazla olması halinde ise çökmehızı daha yavaştır. Kanın sedimentasyon hızının tâyini için muhtelifmetodlar bildirilmiştir. Bunlardan GRAFİK veya CUTLE metodu; LINZENMEIR metodu; WINTROBE ve LANDSBERG metodu, WESTER-GREN metodu; BALACHOWSKY metodu; ROURKE-ERNSTENE metodu;SMITH'in MİKRO metodu lâboratuvarllarda kullanılan metodlararasındadır. Her metod için normal ve anormal değerler değişik olarakverilmiştir.44


Materyal :WESTERGREN metoduWESTERGREN sedimentasyon cihazı, 2 c.c. lik enjektör, saat camı,kan almada kullanılan lâstik boru, % 3,7 sodium citrate solüsyonu(Steril), alkoldür.İşlem :% 3,7 Sodium citrate steril solüsyonundan 2 c.c. lik şırıngaya 0,4 c.c.işaretine kadar çekilir. Deri dezenfekte edildikten sonra usulüne göre2 c.c. işaretine kadar vena kanı aynı enjektöre çekilir. İğne venadan çıkarılıp,nahiye alkollü pamuk ile silinir. Sonra enjektörün pistonu geriçekilerek, kan enjektör içinde çalkanır. Bundan sonra "enjektör içindekikan saat camı içine boşaltılır. Westergren pipetine, saat camındakicitrate'lanmış kandan tam olarak (0) işaretine kadar çekilir ve âlettekiyerine tesbit edilir. Bunun için parmak pipetin üstünden çekilmedenönce pipetin dip kısmı sıkıca âletin kaidesindeki lâstik tıkaca bastırılırve pipet âletin üst kısmındaki yay vasıtası ile tamamen dikey vaziyetteve sıkıca tutturulur. Okumalar bir saat esnasındaki zaman zarfında5 dakikalık aralıklar ile yapılarak bir kart üzerinde grafiği çizilirveyahut da bir saat sonunda yalnız bir okuma yapılabilir. Bu tecrübesaat 10 - 16 arasında ve 22 - 27 C° 1er arasında mümkün olduğu kadarsür'atlle yapılmalıdır. Bu metodda bir saat sonundaki normal netice;Erkeklerde: 1-15 m.m., kadınlarda: 0-20 m.m. dir.Leukocyte FormülüKan frotilerinin hazırlanması ve boyanması:Erythrocyte'lerin ve muhtelif nev'i leukocyte'lerin muayenesinindiyagnostikteki önemi büyüktür. Bu maksat için boyanmış veya natifpreparatlar kullanılır. Lâm veya lâmel üzerindeki hazırlanacak olan frotilergayet ince ve düzgün olmalıdır. Bu durum kat'i ve doğru neticealınması bakımından esastır. Günlük çalışmalar için muhtelif boyamametodları kullanılabilir. Polychrome boyalar leukocyte'lerin granüllerininneutraî, acid ve basic boyanmalarını temin ettiğinden tercihan kullanılırlar.46


Doğru kan frotisi yapma tekniği.2S-Ç0 .25-50A n i • o* r ıt! 1 ! I 2\ i I! J L ! t L_j L.JI1 ı—| I| I I 1LJ h > i2S ~fCr—f r—ıı ı ı1 1iLJ 13ı I '2S-S0(ŞEKİL : 16)Froti üzerinde yapılan sayım tekniği.İşlem :Lâmlar tamamen temiz ve yağdan ârî olmalıdır. Eğer lâmlar yeniise, sabunlu su ile yıkanmalı ve akar suda bolca çalkalanmalıdır. Sonra15 dakika 95° lik alkolde tutulmalı ve daha önceden yıkanmış, kurutulmuştülbent veya mermerşahi ile kurulanmalıdır. Eğer kullanılmışlâmların tekrar kullanılması icap ediyorsa, o takdirde evvelâ bunlarınüzerindeki immersion yağı Xylol ile giderilmelidir. Sonra az miktardatoz sabun ihtiva eden su içinde kaynatılıp çeşme suyundan bolca olarak47


geçirilmelidir. Bundan sonra % 0,1 nitric acid solüsyonu içinde bir gecebırakılmağı müteakip akar sudan geçirip, yıkanmış mermerşahi veyatülbent ile kurulamak sureti ile kullanılmak için hazırlanmalıdır.Frotilerin yapılması için kullanılacak kan önceden bildirilen teknik dahilindeparmak ucu veya kulak memesinden temin edilir. Lâm, sol elinbaş parmağı ile orta parmak arasında tutulur. Bu lâmın nihayet ucundan0,5 cm. kadar mesafede ve ortasındaki bir nokta çok küçük bilkan damlasına dokundurulur. Bu işlem esnasında endothelial hücrelerinlâma geçmemesi için, lâmın deriye dokundurulmamasına dikkat edilmelidir.Sağ elin baş parmağı ile işaret parmağı arasında tutulan lâmel,lâmın üzerindeki kan damlasına hemen temas edecek ve onun önüne,kan tarafında 30 derecelik bir açı teşkil edecek şekilde konur. Lâmelinkana temas etmesini müteakip kan damlası lâmın ve lâmelin bitiştiği hatboyunca yayılır. Bundan sonra ince bir safiha halinde yayılacak ve lâmelile lâm arasındaki aynı açıyı muhafaza edecek veçhile lâmel ileridoğru itilir. Bu işlem esnasında lâmele lüzumsuz basınç yapılmamalıdır.Lâmel, lâm üzerinde hareket ettirilirken meydana gelen frotinin lâmınkenarlarına yayılmamasına dikkat etmek icap eder. Bir hastaya aitfroti hazırlanırken aynı zamanda birkaç froti birden hazırlanmalıdır.Hastanın ismi frotinin ya ortasına veya nihayet ucuna, frotinin üzerineçizilerek yazılır. Froti kurumağa terk edilir. Yazın yapılan frotiler sineklerden korunmak için bir petri kutusu kapağı altında muhafaza edilmelidir.Froti yapılırken, kanın lâmın kenarlarına dokunacak şekildeyayılmamasına dikkat etmek icap eder. Çünkü, iri hücreler lâmın kenarındave lymphocyte'ler ile normoblast'lar gibi küçük hücreler ise lâmınortasında teraküm etmek eğilimindedirler. Eğer kan deriden rahatçaakmıyor ise, kurumuş olan kan damlası deriden silinir. Sonra az miktareter ile hafifçe temizlenir ve eterin kuruması için beklenir. Buna rağmenkan yine serbestçe çıkmaz ise, bu takdirde başka bir noktadanyeniden kan alınır. Froti için, iri kan damlaları kullanılmamalı ve kalınfroti yapılmamalıdır. Lâm üzerinde lâmel süratle hareket ettirilir isefroti kalın olur.PAPENHEİM Boyama MetoduBu usul ile boyama; pyronine-methylgreen boyasından dolayı, erythrocyte'lerve lymphocyte'ler üzerinde çalışmak için çok uygundur. Çünkübu metodda polychromatophilia çok iyi gösterilir. Burada değişikliğeuğramış kan korpusküllerinin boyanışları aşağı yukarı kırmızı vebütün nucleus'lar ise maviden kırmızımtrak erguvana bakan bir renkgösterirler. Basophile granüller ve lymphocyte'lerın cytoplasmaları kırmızıboya alırlar.48


Boyanın Hazırlanması: Boya; saf suda sature methylgreen solüsyonundan30-40 c.c. ile yine saf suda sature pyronine solüsyonunun10-15 c.c. sinin karıştırılması sureti ile hazırlanır. Bu boya karışımıtakriben bir ay bekletilmelidir. Eğer bu boyalardan bir tanesi çok froyubir boya özelliği gösteriyor ise o takdirde diğer boyadan biraz fazla ilâveetmek sureti ile bu mahzur önlenmelidir.Boyama Tekniği: Froti ısıtılarak tesbit edildikten sonra lâmınüzeri boya solüsyonu ile örtülecek şekilde boyadan ilâve edilir. Frotibu hali ile 0,5-5 dakika boyanmağa bırakılır. Müteakiben saf su ileyıkanır ve dikey vaziyette dayanarak kurumağa terkedilir. Bu şekildehazırlanan froti muayeneye hazır hale gelmiştir.WRIGHT Boyama MetoduLâboratuvarda yapılacak olan günlük kan muayenelerinde kullanılmasıtavsiye edilen iyi bir boyama metodudur.WRIGHT Boya Solüsyonu: Burada kullanılan bütün cam malzemetamamen kuru olmalıdır. 60 c.c. metil alkol (asetondan ârî) içindeWRIGHT'in aşağıda hazırlanış tekniği bildirilen boyasından 0,1 gr. eritilir.Boya havanda ezilir ve boya solüsyon haline gelinceye kadar üzerineazar azar metil alkol dökülür. Sonra renkli bir şişeye konur, 24saat sonra filtre kâğıdından süzülür. Bu şekilde hazırlanan boya herzaman dayanıklı değildir. Hazırlanan bu boya solüsyonu ile boyamadenemesi yapılarak frotiyi kaç dakikada boyadığı tâyin edilerek etiketüzerine bu boyama süresi kaydedilir. Ekseriya bu boyama süresi birdakika olarak tesbit edilmektedir.WRIGHT Boyasının Yapılması: Sodium bicarbonate'm H 2 0 daki% 0,5 solüsyonundan 100 c.c. miktarı ile 1 gr. methylene blue bir havandakarıştırılır. Methylene blue aynı havanda solüsyon halini alıncayakadar ezilir. 6 cm. yükseklik almasına imkân verecek bir hacimdeki erlenmayereaktarılır. Bir saat açık otoklavda (100 C) ısıtılır. Sonra soğutularakfiltre kâğıdından süzülür. Bu filtratm her 100 c.c. na, sudamünhal Eosin Yellovvish (Eosin Y)'in H 2 0 daki % 0,1 solüsyonundan500 c.c. ilâve edilir. Eosin solüsyonu yavaş yavaş ve devamlı olarak aynışekilde karıştırılarak presipitat husule gelecek şekilde ilâve edilir. Bukarışımdan bir damla beyaz filtre kâğıdı üzerine koyarak kurutmak suretiile serbest Eosin halkasının teşekkül edip etmediği denenir. Buserbest Eosin halkası, ortasında eflâtun bir leke ve onun etrafmda açıkpembe bir hâle ile gözükür. Eğer filtre kâğıdı üzerinde yapılan dene-49


görülünceye kadar ilâve edilir. Halkanın ortasındaki leke mavi renkolmayıp, eflâtun renkte olmalıdır. Bu suretle hazırlanan boya solüsyonuWHATMAN NO: 5 filtre kâğıdından süzülür, filtre kâğıdı üzerindeki presipitatalınarak etüvde kurutulur. Bu kurutma işlemi birkaç günsürer. Bu suretle WRIGHT'ın stok boyası hazırlanmış olur. Bu hazırlananboya solüsyonu renkli bir şişe içinde saklanır. Üzerine WRIGHTboyası diye yazılır. Bu şekilde hazırlanan boya dayanıklıdır.Boyama işlemi : Boya solüsyonu metil alkol ihtiva ettiğinden frotinintesbit edilmesine lüzum yoktur. Bundan dolayı kendi halinde kurumuşlâmın üzeri, 10 damla WRIGHT'm stok solüsyonu ile örtülür. Buvaziyette bir dakika tutulur. Bu suretle fikzasyon temin edilmiş olur.Boyanın uçmasından dolayı kurumanın önüne geçmek için, bidayettepreparat üzerine yeter miktarda boya ilâve edilmelidir. Preparat üzerinekonmuş olan boya miktarına eşit miktarda ya Buffer solüsyonu veyaderhal kaynatılmış ve oda derecesinde soğutulmuş H 2 0'dan ilâve edilir.îyice karıştırılır ve 3 - 5 dakika kendi haline terk edilir. Burada zamanıkesin olarak tâyin etmek denemelerle mümkündür. Preparatınüzerinde ince yeşil madenî bir tabaka hasıl olur. Froti esmer kırmızıveya tuğla kırmızısı bir renk alıncaya kadar su ile yıkanır. Bu yıkamaişlemi için ekseriya 30 saniye yeterlidir. Froti üzerinde boya tabakasınıntortulan yıkama işlemi ile bertaraf edilmiş olur. Preparat dikey olarakdayanarak kurumağa terk edilir.GIEMSA Boyama MetoduBu boyamada kullanılan boya, ya ana (stok) solüsyon halinde hazırolarak piyasadan temin edilir veya lâboratuvar tarafından hazırlanır.Lâboratuvarda hazırlamak için; 1 gr. toz GIEMSA, 66 gr. glycerol(glycerin) de eritilir. Birkaç saat sonra 66 c.c. methyl alkol ilâve edilir.Bu ana solüsyon eskidiği nispette değer kazanır.Boyama İşlemi : Preparat kendi haline terk edilerek kuruduktansonra asetonsuz methyl alkol ihtiva eden kaba daldınlarak 3 - 5 dakikabırakılır. Sonra çıkarılarak havada kurutulur. Kurutma işlemi mümkünolduğu kadar sür'atle yapılmalıdır. Bu suretle froti fikze edilmiş olur.1 cc. ana GIEMSA solüsyonu, hafif hafif sallanan ve 10 c.c. H 2 0 yu havibir cam silindir içine damla damla damlatılır. Burada kullanılan suyunpH sının 7,0 olmasına dikkat edilmelidir. Bu maksadın temini içinya Buffer solüsyonu kullanılır veya kaynatılmak sureti ile içinde erimişolan C0 2 'i çıkanlmış veya aşağıda bildirildiği veçhile hazırlanan H 2 0kullanılır. Fikze edilmiş olan kuru preparat hazırlanan boya solüsyonunuhavi lâmlıklara daldırılarak 15-30 dakika boyanır. Sonra nötral50


H 2 0 ile yıkanır ve dikey vaziyette dayanarak havada kurumağa terkedilir. GIEMSA boyasında kullanılan distile suyun nötralizasyonu içinaşağıda bildirilen usulden istifade edilmektedir. Bunun için nötral distilesuyun bulundurulacağı cam kap tercihan pyrex veya yalnız distilesu muhafaza etmek için kullanılacak cam kap olmalıdır. Suyun distilâsyonuesnasında lâstik eklentiler kullanılmamalıdır. Keza distile sularıbir kaptan başka bir kaba aktarmak için sifon kullanılmamalı, ancakboşaltılmalıdır. Temiz bir deney tübü, nötralize edilecek su ile çalkanır.Birkaç hematoxylin kristali kuru ve temiz bir pens ile bu tüp içineatılır, üzerine 5 c.c. nötralize edilecek H 2 0'dan konur ve çalkanır.Husule gelen renge dikkat edilir. Eğer su nötral ise 10 saniye içindeaçık pembe renk husule gelir. Eğer su asit ise 5 dakikadan fazla devamedecek sarı bir renk meydana gelir. Eğer su alkali ise derhal veya birdakikadan kısa bir zaman içinde kırmızımsı - pembe bir renk teşekküleder. Eğer su ekseriya olduğu gibi asit ise, o takdirde nötralize etmekiçin % 1 potassium carbonate kullanılır. Eğer su alkali ise, bu hal distilâsyondanmütevellittir. Böyle bir su kullanılmamalıdır. Nötralize edileceksuya, nötralize edici madde muayyen zaman fasılaları ile birer damlahalinde damlatılır. Her bir veya iki damlayı müteakip suyun bulunduğukap çalkanır ve reaksiyonu kontrol edilir. Eğer su, 10 saniye içindeiz halinde sarı veya mavi renk almayıp, pembeye dönerse su nötral olmuşturve kullanılabilir. Eğer çok fazla miktarda potassium carbonateilâve edilmiş ise su alkali olur. Bu gibi alkali suların bir kısmı dökülürve nötralize edilmemiş, hafif asit reaksiyonlu su ilâve edilir. Su, nötralolana kadar aynen yukarıdaki gibi işleme tâbi tutulur. Bu şekilde işlemetâbi tutulan su GIEMSA ve WRIGHT boyalan için çok iyi neticeverir.Leukocyte TablosuSonucun doğru alınması için frotinin düzgün yayılmış ve iyi boyanmışolması icap eder. Bunun için de evvelâ mikroskobun az büyütenkuru sistem objektifi ile, yapılmış olan frotideki leukocyte'lerinmuntazam bir şekilde yayılmış ve iyi boyanmış olup olmadığı kontroledilir. Leukocyte tablosunun, cetvel halinde tanzimi için leukocyte formülündenyararlanılır. Bunun için froti üzerinde 100 veya çoğunluklayapıldığı gibi 200 leukocyte sayılır. Bunlar ait olduğu leukocyte nev'ilerinegöre tasnif edilirler. Yani cetveldeki yerlerine yazılır ve sonra herbir cetveldeki leukocyte nev'inin yüzdesi bulunur. Bunun için aşağıdakiusulden istifade edilmek sureti ile froti tetkik edilerek leukocytenev'ileri tesbit edilir. Burada Şekil (16) da görüldüğü gibi, dörde bö-51


lünmüş frotinin her bir bölümüne bir damla sedir yağı konur ve frotidekisıra numarasına göre sayım yapılır. Sayım her bir bölümdeki okistikametinde ve Şekil (16) da görülen istikamet takip edilerek yapılır.Eğer formül 100 leukocyte üzerinden yapılacak ise 25; eğer 200 leukocyteüzerinden yapılacak ise o takdirde cetvel (5) de görüldüğü üzere herbir bölümde 50 adet leukocyte sayılır. Bilâhare normal ve anormal herbir leukocyte nev'inin yüzde oranı tesbit edilir. Bu leukocyte tablosunailâveten ayrıca kanın bütün sellüler elementlerinin tam bir morfolojiktetkiki de yapılmak icap eder. Bunun için de al ve ak yuvarlak ile thrombocyte'lerinhepsi muayene edilmelidir. Ayrıca muhtelif leukocyte'lerin% nispetleri, bunların 1 m.m 3 . kandaki hakikî miktar ve değerlerinivermez. Bundan ötürü her bir nev'i leukocyte % miktarının 1 m.m 3 . dekimiktarına çevrilmesi gerekir. Bunun için total leukocyte miktarının bilinmesihalinde, leukocyte tiplerinin 1 m.m 3 . deki miktarlarını bulmakkabildir.52


CETVEL : 5Normal bir Löykosit kan tablosu (16).Normal % | 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100 10 20 30 40 50 60 70 80 90 200Basophlle 0,5(0-1) j1 1Eosinoppile3 (2-4)Nucleus'u kompaktolan Neutrophile0,5 (0-1)1 1 1 1 1 61 1 1/221212Nucleus'u Çomakşeklinde olan neutrophile4 (3-5)1 1 1 2 1 1 1 1 1 10 5Nucleus'u parçalıolan neutrophile63 (58-66)6 5 7 7 10 5 7 7 4 5 6 7 2 7 9 3 4 9 4 9 1236112 >Lymphocyte'ler23 (21-30)3 2 3 1 5 3 1 3 4 2 2 4 3 1 3 3 1 4 1 492412Monocyte'ler6 (4-8)1 2 2 1 2 1 1 1 11512200 100


LEUKOCYTE'LERİN SINIFLANDIRILMASINormal olan leukocyt'ler ekseri müracaat kitaplarında üç nev'i altındamütâlea edilirler.I. Lymphocyte (Lümfosüt) 1er: Bunlar menşelerini lymphoid(lümfoyid) dokulardan alırlar.II. Monocyte (Monosüt) veya Endothelial leukocyte (Endoteliyallöykosit) 1er: Bunlar menşeini Reticulo - Endothelial System'den alanleukocyte'lerdir.III. Granulocyte (Granülosit) 1er: Bunlar menşeini kemik iliğindenalırlar. Normal olan leukocyte nevilerinin 1 m.m. 3 kandaki miktarlarıCetvel (6) da görüldüğü veçhile yaşa göre değişiktir.E R G İ N Ç O C U K L A R% Total Sayı % Total SayıNeutrophil 60-70 3,000 - 7,000 40-65 2,000 - 8,000Eosinopil 1- 4 50 - 400 1- 5 25 - 700Basophil 0 - 0,5 0 - 50 0- 0,5 0 - 75Lymphocyte 20-30 1,000 - 3,000 30-60 2,500 - 9,000Monocyte "2- 6 100 - 600 0,5 J 7 25 - 700CETVEL, : 6Normal leukocyte'lerin nevilerinin ergin ve çocuklardaki % de nispetleri vetotal mliktarlarıLeukocytler yukarda bildirilen bu tasniften başka, fakat hemen hemenaynı mahiyette olan diğer bir şekilde yapılan tasnife göre iki esasnev'e ayrılırlar.I — Agranulocyte (Agranülosüt) 1er: Bunlar da ikiye ayrılırlar:1 — Lymphocyte'ler: Büyüklükleri 7-15 mikron arasında olup, birerythrocyte'den bir neutrophil granulocyte'e kadar değişiktir. Yani iriliufaklıdırlar. Nucleusları yuvarlak ve bazik boyalarla koyu renkteboyanırlar. Küçük olan lymphocyte'lerde nucleus, cytoplasmayı hemenhemen doldurur ve daha koyu renktedir. Büyük olan lymphocyte'lerinnucleusları ise biraz daha hafif boya alır. Bunlar daha fazla cytoplasmaihtiva ederler. Büyük ve daha açık boyananlar umumiyetle gençolan lymphocyte'lerdir. Erginleşmelerini müteakip bunların cesametle-54


inde küçülme vukua gelir. Yani küçük olan lymphocyte'lerin erginleşmişolduklarına dair umumî bir inanç vardır.Lymphocyte'lerin kandaki sayılarının artması haline lymphocytosisve azalması haline de lymphopenia denir.2 — Monocyte'ler: Bunlara Mononuclear leukocyte veya Endothelialleukocyte veyahut da Endotheliocyte'ler de denir. Bnnlarm yuvarlaknucleuslu olanlarının lymphocyte'lerden tefriki müşküldür. Ancak şekil(17) de de görüldüğü gibi bunların nucleuslarmın etrafındaki cytoplaşmaşeridi lymphocyte'lerinkine nazaran daha geniştir. Ayrıca nucleuslarıda lymphocyte'lerinkine nazaran daha açık boyanır. Bundan başka Monocyte'lerinnucleuslarmın kenarları girintili çıkıntılı olup, zamanla atnalı şeklini alır. Kandaki miktarlarının normalden fazla olmasına Monocytosisdenir.II — Granulocyte'ler: Bunlar da cytoplasmalarında mevcut granüllerinboyalara karşı gösterdikleri reaksiyonlara göre 1 — Neutrophil(Heterophil), 2 — Eosinophil (Acidophil) ve 3 — Basophil granulocytelerolmak üzere üçe ayrılırlar.Bu Acidophil, neutrophil, basophil granulocyte'lere aynı zamandapolynuclear veya polymorphonuclear leukocyte'ler de denir. Bundanda anlaşıldığı veçhile bunların nucleus'ları bir kaç parçalıdır. Fakatparçalar birbirleri ile rabıtalıdır. Ancak bunlardan Basophil'lerin nucleuslarıekseriya vazıh bir lobulatıon göstermez.1 — Neutrophil'ler: Bunlar, nükleusları gayri muntazam şekilli velobus'lara bölünmüş olmakla kolayca tanınabilirler. Bu nucleuslarkurdele, bant benzeri veya segmentli olabilirler. Segmentler 1 - 7 taneolabilir ve hepsi de birbirlerine ince nucleus bantları ile bağlıdırlar.Cytoplasmaları içinde bir çok küçük granüller vardır. Bu granüller kat'iolarak ne mavi (baz) veya ne de kırmızı (asit) renge boyanmazlar.Bundan dolayı da bunlar neutrophil olarak kabul edilirler. Kandaki nisbetlerininazalışına Neutropenia ve artışına da Neutrophilia denir.2 — Eosinophil'ler : Bunların granülleri neutrophillerinkinden dahabüyük, yuvarlak veya ovaldir. Aynı zamanda vazıh olan bu granüllerWRIGHT metodu ile boyamada pembeden parlak kırmızıya kadardeğişebilen bir şekilde boyanabilirler. Bu özelliklerinden ötürü acidophil'dirler.Normal nispetten daha fazla artışına Eosinophilia ve azalışınada Eosinopenia denir.3 — Basophil'ler: Bunların neutrophil'lerden farkı, granüllerininbiraz daha büyük ve WRIGHT boyama metodu ile koyu mor rengeboyanmalarıdır. Bu özelliklerinden dolayı Basophil'dirler. 'Bunlar büyüklükbakımından neutrophil'lere nazaran biraz küçükcedirler. Nuc-55


leus'ları aşikâr bir lobülasyon göstermez. Kandaki nisbetlerinin artmasıhaline Basophilia veya Basophilic leukocytosis denir.Patolojik Olan Leukocyte Nev'ileriOrganizmanın sağlık halinde iken kan dolaşımmda tesadüf edilmeyenleukocyte nev'ilerine anormal leukocyte'ler denir. Bunlar patolojikhallerde, kan dolaşımında bulunurlar ve bu takdirde de organizmanınnormal olan fizyolojik halinden ayrıldığını bildirirler. Bunlarumumiyet itibarı ile Myelocyt, Promyelocyt, Neutrophil myelocyt, Acidophilmyelocyt, Basophil myelocyt, Lymphoblast, Genç lymphocyt'»ler olup, patolojik hallerde kanda bulunan anormal leukocyte'lerdir.Şekil (18) de görülen bu anormal leukocyte'lerin tetkiki geniş lâboratuvarmuayenesini icap ettirdiğinden burada sadece isimleri verilmekle yetinilmiştir.NormalErythrocyte'lerNormal erythrocte'ler veya normocyte'ler : Bikonkav yani iki yüzüoyuk diskler şeklindedirler. Bunlar acidophil'dirler. Büyüklükleri yeknasaktır.Ortalama olarak 7,5 mikron kutrundadırlar. Fakat umumiyetle5,5 veya 9,5 mikron kutrunda da olabilirler. Kalınlıkları 1,9 - 2,1mikrondur. Şekil (19) da görüldüğü gibi orta kısımları, kenarlara nazarandaha açık renktedir. Preparatların hazırlanmasındaki mekaniktesirlerden dolayı bazı boyalı preparatlarda, şekilleri bozulmuş erytrocyte'lergörülebilir. Boyanmadan muayene edilen natif (taze) preparatlardaerytrocye'ler para dizisi halinde bulunabilirler. Bazan da kenarlarıçentiklikler gösterebilir. Bu her iki değişiklik de patolojik birdeğişiklik değildir. Bazan çok yavaş kurutulan kan frotilerindeki erythrocye'lerdeışığı fazla kıran renksiz benekler görülür. Bunlar; macrocyte'lerdemüşahede edilen Endoglobular degenerasyonlardaki yuvarlakveya gayri muntazam, kesin veya gayri muayyen bir şekilde hudutlanmışolan renksiz sahalar ile karıştırılmamalıdırlar.Anormal Erythrocyte'lerAnemi vakalarına ait kan frotilerindeki erythrocyte'lerin muayeneleribüyük bir önem taşır. Çünkü anemilerde kanda muhtelif anormalerythrocyte'ler görülür (Şekil : 20).1 — Poikilocyte'Ier: Bunlar şiddetli anemilerde görülürler. Oval,pyriform (armut biçiminde), caudate (kuyruklu), veya çomak şeklinialmış erythrocytelerdir. Bunlar büyük veya küçük olabilirler. Kanda bunev'i erythrocyte'lerin bulunması haline poikilocytosis denir.56


2 — Polychromatophilia: Bu nev'i erythrocyte'ler bazik boyalaraKarşı anormal bir afinite gösterirler. Bu suretle açık veya uçuk mavibir renk arzederler. Erythrocyte'lerin polychromatophilia hali anemininbir beldeğidir.3 — Anisocytosis: Erythrocyte'lerin normal hacimlerine nazarandaha büyük veya daha küçük olmalarıdır. Beş mikrondan küçük olanlarınamikrocyte, 10-12 mikron arasında olanlarına makrocyte, 12-16mikron arasında olanlarına megalocyte ve 16-20 mikron arasında olanlarınada gigantocyte'ler denir.4 — Basophilic degeneration: Burada erythrocyte'lerin içinde şekil(21) de görüldüğü gibi muhtelif büyüklükteki mavi benekler veya granüllermevcuttur. Bu hal kurşunla zehirlenme vak'alarmm diyagnostiğindeönem taşır.5 — Nucleus'lu erythrocyte'ler: Bu nev'i nucleus'lu erythrocte'lervahim anemia ve leukemia'larda görülür.Bunlardan başka daha bazı anormal erythrocyteler varsa da bunlardaha geniş lâboratuvar bilgisi icap ettiren haller için önemli olduğundan,burada onlar hakkında teferruata girişilmemiştir.KOAGÜLASYON SÜRESİNİN TÂYİNİ :Koagülâsyon süresinin uzaması, thromboblastin, prothrombin, fibrinogenazlığı veya kanda bir antikoagülânm mevcudiyeti gibi kanınkoagülâsyonuna mani olan sebeplerden ileri gelebilir. Vena kanınınkullanılması ile yapılan koagülâsyon süresinin tayini, kapillar kan kullanmaksureti ile yapılana nazaran tercih edilir. Vena kanı kullanılmaksureti ile koagülâsyon süresinin tayininde LEE ve WHITE metodu veyabunun modifiye şekli kullanılmaktadır. Bunlardan başka diğer metodlarvar ise de biz burada LEE ve WHITE metodunu göreceğiz.LEE ve YVHITE'ın Vena Kanı Kullanılarak KoagülâsyonSüresinin Tayini MetoduBu amaçla kullanılacak olan steril bir enjektör ve iç çapı 8 m.m.olan kimyaca temiz bir deney tüpü, steril fizyolojik tuzlu su ile çalkanır.İçinden steril tuzlu su geçirilmiş steril iğneyi havi enjektör ile dokusuyuklarından korunacak şekilde ve enjektörün pistonuna vakum yaptırmadanvenadan 1 c.c. kan alınır. Derhal zaman tesbit edilir ve iğneenjektörden çıkarılarak kan az evvel bildirilen deney tüpüne aktarılırEğer oda ısısı 20 - 32 santigrad derece arasında ise tüp oda derecesine,eğer oda ısısı bu dereceler arasında değil ise içinde 20 - 25 santigrad de-57


ecede su bulunan bir beherglas içine terk edilir. Tüpte kanın sıvılığı kalmayıncayave tüp tersine çevrilebilecek hale gelinceye kadar, her 15 saniyedebir, tüp sallanır. Koagülâsyon olur olmaz derhal zaman tesbitedilir. Kanın enjektöre alındığından itibaren koagülâsyonun vukua gelinceyekadarki geçen zamana «koagülâsyon süresi» denir. Normal olarakbu koagülâsyon süresi 6,5 dakika olup en az 5 ve en çok da 8 dakikaarasında değişir. Eğer iç çapı 9 m.m. olan deney tüpleri kullanılmışise o zaman bu koagülâsyon süresi 6-11 dakika arasında olacak şekildedeğişiklik gösterir.KANAMA SÜRESİNİN TÂYİNİ :Parmak veya kulaktaki derin bir kesikten akan kanın durması içinihtiyaç olunan zamana «kanama süresi» denir. Kapillâr damarların endothelium'larındakimahiyeti karanlık kalan bazı bozukluklar veya kapillardamarların kontraksiyon kabiliyetinde husule gelen bozukluklarkanama süresine tesir eder. Kanama süresi, doku soyuklarının koagülâsyonuçabuklaştırmasından ötürü deneysel olarak elde edilen koagülâsyonsüresine nazaran daha kısa olarak bulunur. Bu hal normaldir.DUKE'nin Kanama Süresini Tayin MetoduGerektiği takdirde el, ılık suya daldırılır ve yeteri kan sirkülâsyonununtemini için iyice uğuşturulur. Kan alınacak olan parmak ucu veyakulak memesi temizlenerek derince delinir. GRADWOHL parmakucunun delinmesi yerine kulak memesinin kesilmesini tercih etmekteve delmeği tavsiye etmemektedir. Kan alma işlemi; açılan yeri el ilesıkıştırmaksızın kanın damla damla akması temin edilecek şekilde yapılmalıdır.Delinen yerden ilk kan damlasının çıkış anı tesbit edilir.Teşekkül eden damlalar filtre kâğıdına alınır. Yalnız bunun içinfiltre kâğıdı parmağa dokundurulmamalıdır. Kanamanın kesildiği antesbit edilir. Kanamanın başlangıcı ile sona erişi arasındaki zaman süresi,kanama süresini bildirir. Normal olan kanama süresi 1 - 3 dakikadır.Bu süre içinde ortalama olarak filtre kâğıdı üzerinde 6 leke meydanagelir.58


KISIMIVMİKROBİYOLOJİDE DİYAGNOSTİK YÖNÜNDEN YARARLANILANSEROLOJİK REAKSİYONLAR1 — Agglutination: Agglutinogen — Agglutinin reaksiyonları2 — Precipitation: Precipitinogen — Precipitin reaksiyonları3 — Toxin — Antitoxin neutralisation deneyi,4 — Bazı serolojik reaksiyonlara esas olan baktericid ve lyticolaylar,5 — Komplementi fikzasyon deneyi.6 — Opsono — cytophagic test (5).Serolojik reaksiyonlarla ilgili terimlerin tarifi:Bunlardan antigen ve Anticorpus hakkında bundan evvelki bölümdebilgi verilmişti. Ancak serolojik reaksiyonlarda kullanılacak antigenve anticorpus ile ilgili olarak, evvelki bilgimize ilâveten bir kısımbilgi daha verilecektir. Agglutination deneyinde; antigen tabirinden,agglutinin ile birleşecek olan bakterinin bütün gövdesinin fizyolojiktuzlu suda belli oranda yapılmış süspansiyonu anlaşılır.Hapten : Antigenin bir parçası olan ve onun spesifikliğini temineden kısmî bir antigendir. Bundan dolayı buna Partial antigen'de denir.Spesifik oluşu her bir Hapten'in değişik kimyasal bünyeye sahip olmasındandır.Bundan dolayı da her bir hapten, kendisine karşı canlı organizmadateşekkül eden antikor ile reaksiyon verir. Hapten kendisinitaşıyan molekül'den ayrıldığı takdirde geriye kalan substans canlı organizmaiçin antikor teşkil etme özelliğini kaybeder. Fakat spesifik serumile reaksiyon verir (33).Heterophile antigen : Spesifik olduğu antikorlardan başka, diğerantikorlara karşı da afinitesi olan antigen demektir. Morfolojik ve biyoşimikkarakterleri birbirlerinden farklı olan bakteriler arasında antigenyakınlığı olabilir. İşte bu nev'i müşterek antigenlere heterophileantigen ismi verilmektedir.Forssman antigeni denen bu antigen yakın-59


lığının bir kısım bakterilerde mevcut olduğu bulunmuştur. Böyle antigenlerekarşı teşekkül eden antikorlara da Forssman antikoru denir.Komplement : Bütün canlıların normal serum'larında muhtelifderecelerde bulunan bir substanstır. Bu substans, komplement fikzasyonudenen serolojik olayda, antigen - anticorpus ünitesi ile birleşerekAntigen (Bakteri) in lysis'ini temin etmeğe yönelen bir görevi vardır.Komplement, aon - spesifik'tir ve bunun için de immunizasyon süresinceartmaz. Bakterilere karşı teşekkül eden, ısıya nispeten dirençliolan Anticorpusların aksine, umumiyetle 56 C° de 30 dakikada inaktiveolur ve buzluk ısısında dahi bir kaç günde bozulur.1. AGGLUTİNATİON :Agglutination reaksiyonu; agglutinin denen antikorların, Antigendenen ve bir süspansiyon halinde bulunan bakteri veya hücreleri, kümeleyicibir şekilde etkilemesi neticesi meydana gelir.Agglutinin antikoru bazı ahvalde, tabiî olarak teşekkül etmiş olabilir.Böyle agglutininlere normal agglutinin denir. Bazı ahvalde, normalserumda bulunan bu gibi normal agglutininler bazı bakterilerinagglutinationunu husule getirebilirler. Bu hal; Brucellosis ve diğer bazıenfeksiyöz hastalıkların diyagnostiği bakımından yapılan agglutinationdeneylerinde hatalı sonuçların meydana gelmesine sebep olur. Buhatalı olan serolojik olayın sebebi; o hastalığı geçirmemiş olan şahıslarınkendilerinde mevcut bulunan normal agglutininlerin aspesifikolarak reaksiyon vermesindendir. Bu hal serum dilüsyonlarının ilk kademelerindepozitif reaksiyon vermekle ortaya çıkar.Bundan başka bazı bakteri suspansiyonlarmdaki antigenler, agglutininlerihavî spesifik olan antiseruma ihtiyaç göstermeden, kendi kendileriniagglutine etmek özelliğindedirler. Bu nev'i agglutinationa Spontsoıagglutination veya Autoagglutination (kendi kendine agglutination)denir. Bu hatalı aggluination, antigen olarak kullanılan bakterilerindüşük ısı derecelerinde veya bunların serumlu besi ortamlarındaüretilmesinden ileri gelmektedir. Autoagglutination denen bu hatalıolay keza agglutination reaksiyonunun serolojideki diyagnostik değerinidüşürmektedir. Bu hâle bir kısım Bacillus'larla, Actinomycetes'lerin pekçoğunda ve Streptococcus gibi bakteri gruplarında tesadüf edilmektedir.Hatalı agglutinationa sebep olan diğer bir hal daha vardır ki, buda, bir kısım antigen (bakteri süspansiyon) lerin hidrogen iyon kon-60't


santrasyonu yüksek olan ortamlarda kendiliklerinden agglutination'aduçar olmaları olayıdır. Bu hal; deneysel olarak bazı bakteri süspansiyonlarınabir miktar asit ilâve etmek suretiyle meydana getirilebilir.Asit agglutination'u denen bu hale, agglutination üzerinde çalışan laboratuvarlardameydan verilmemesi için bu reaksiyonlarda kullanılacakmalzemelerde, asit solüsyonların kullanılmaması veyahut da bu malzemeningayet iyi bir şekilde bo'l sudan geçirilmesi icap eder.Bu bildirilen hatalı agglutination'lara ilâveten diyagnostikde yanıltıcıdiğer bir nev'i agglutination daha vardır ki, buna da Coagglutinationveya Grup Agglutination'u denir. Bu olaydaki özellik, antigenlerinsutrukturlarında saklıdır. Şöyle ki; herhangi bir mikroorganizmaya aitAgglutinogen'lerin bir kısmı, her hangi diğer bir mikroorganizmayaait Agglutinogen'lerin bazıları ile aynı yapıda olabilirler. Bunun neticesiteşekkül eden agglutinin'ler arasında, bu iki ayrı bakteri ile reaksiyonverecek müşterek agglutininler mevcut olmuş olur. Böyle agglutininlere,Coagglutinin'ler denir. Agglutination reaksiyonunda hataya düşülmemesiiçin Agglutinin absorption'undan istifade edilir. Aglutininabsorptionu, müşterek reaksiyon verme özelliğinde olan bakteri süspansiyonuile spesifik serumun reaksiyon vermesi sonu, santrifüje edilip,bakiye serumun, ileri derecede sulandırılmış hadleri özel antigenile işleme tâbi tutulacak tarzda reaksiyonun tekrarlanması suretile icraedilebilir.Hata ihtimalleri bertaraf edilmek veya gözönünde tutulmak suretile,Agglutination reaksiyonundan; bakterilerin idantifikasyonunda (34)ve her hangi bir hastalığın diyagnostiğinde olmak üzere iki şekilde yararlanılmaktadır.Agglutination ÇeşitleriAgglutination'lar; tüpte yavaş veya (lâm üzerinde) çabuk, mikroskopikveya makroskopik, kan veya süt serumları veyahut da tam sütleyapılır.A — Kan serumu ile agglutination:1 — Tüpte (yavaş) veya makroskopik agglutination.2 — Lâm üzerinde (plate) veya çabuk agglutination.a. Mikroskopik agglutination.b. Makroskopik agglutination (11).61


B — Süt serumu ile agglutination:1 — Tüpte (yavaş) veya makroskopik agglutination.2 — Lâm üzerinde (çabuk) agglutination (2).C — Tam süt ile agglutination :1 — Abortus Bang Ring Test ile tüpte çabuk makroskopikagglutination (26).2 — Lâm üzerinde (plate) çabuk makroskopik agglutination(5).Her bir agglutination çeşidine ait teknik, özel konularında verilecektir.Hastalıkların Diyagnostiğinde Agglutination Deneyi :Genellikle organizmada hastalık yapma kudretinde olan bir mikroorganizmanınspesifik bir aglutinin imal ettiği daha önce bildirilmişti.İşte bu agglutininleri ihtiva eden bir serum, o hastalık halini meydanagetiren mikroorganizma süspansiyonu ile muayyen şartlar altındakikarışımlarına ait itibar edilen dilüsyonlarında vukua gelen Agglutinationfenomeni, hastalığın o mikroorganizma tarafından meydanageldiğini açıklamış ofar.Bu serolojik olaydan; Salmonella typhosadan mütevellit, insanlarıntifosu; insan ve hayvanların Brucellosisi; Enteritis'li havyanlara aitet ve mamullerinin yenmesi neticesi insanlarda besin zehirlenmesinesebep olan Salmonellosis; insan ve hayvanlardaki Tularemia, insan vehayvanlarda suprasyonlara sebep olan Pseudomonas aeruginosa, insanve hayvanların Colibacillosis'ine sebep olan Escherichia coli ve nihayetMalleus gibi enfeksiyonların diyagnostiğinde yararlanılmaktadır.Bunlara ait metodlar özel bahislerinde verilecektir.Bakterilerin İdantifikasyonunda kullanılanAgglutination TekniğiBuradaki serolojik işlem hastalıkların diyagnostiğindeki olayınaksine olarak agglutinin ihtiva eden serum, belli bir deney hayvanında,belli bir mikroorganizma kullanılmak suretiyle deneysel olarak eldeedilmiştir. Bu belli agglutinini ihtiva eden kan serumu ile şüpheli olpnmikroorganizma süspansiyonunun agglutination verip vermedikleritesbit edilmek suretiyle sero - diyagnostik'leri yapılır.Burada agglutinan serumların ihzarı için çok kere deney hayvanıolarak tavşandan istifade edilir.62


Aggl(utinan serum elde etmek için belli bir mikroorganizmanın18 - 24 saatlik kültürünün 1 c.c. sinde 500,000,000 mikroorganizma ihtivaedecek şekilde fizyolojik tuzlu suda hazırlanmış süspansiyonundantavşanlara intravenous veya intraperitoneal veyahut da nadir olaraksubcutan yol ile 0,5 c.c. dan başlanarak ve 0,5 c.c. artırılmak üzere 5 - 7günlük fasılalarda bir seri enjeksiyon yapılır. Genel olarak 3 enjeksiyonumüteakip agglutinin titresini tayin için kulak venasından 1 - 2 c.c.miktarında deneme kanı alınmağa başlanır. Fakat çoğunlukla arzu edilenagglutinin titresi 6 - 8 enjeksiyondan sonra elde edilmiş olur. Denemekanları çoğunlukla son enjeksiyondan 7 gün sonra alınır. Serum ayrılarak,agglutinin titresini tayin için agglutination deneyi yapılır.Serumu ayırmak ,için; steril olarak bir şırıngaya alman kan sterilbir tüpe aktarılarak birkaç saat oda derecesinde bulundurulduktansonra bir gece buzluğa terk edilir. Sonra tübün kenarlarına tutunmuşolan kanın alekası steril bir ansla kurtarılır. Ayrılmış olan serum kısmısteril bir tüpe aktarılır. İcap ettiği takdirde erythrocyte'lerden kurtarılmaküzere santrifüj de edilebilir.Serolojik reaksiyonlarda kullanılacak olan serum bu suretle hazırlanmışolur.Patogen mikroorganizmalarla tavşanlarda agglutinan serum eldeetmek için bu bakteriler 60 C° deki su banyosunda bir saat ısıtılmak veya% 0,3 formalin ile işleme tâbi tutulmak sureti ile öldürülürler.Arzu edilen agglutinin titresi elde edildikten sonra, deneme hayvanındankan alınarak serumu ayrılır. Çoğunlukla 2,5 - 3 kiloluk bir tavşanınkalbinden 50 c.c. kan alınabilir. Böylece ayda bir defa olmak üzereaynı miktar kan alınabilir.Alman kan, serumun ayrılması için koagülâsyona terk edilir. Serumiyice ayrıldıktan sonra aseptik olarak, ölçülü steril bir kap içinealınır ve % 0,5 nispetinde phenol veya % 0,3 nisbetinde Tricresol gibiprezervatiflerden biri ilâve edilip ampuller içinde buzlukta muhafazaedilir. ÇETİN (10) bu maksat için % 0,1 p - kloro - m - kresol, % 0,01merthiolat da ilâve edildiğini bildirmektedir.Bir de total kan alma işlemi vardır ki, burada, kan almağı müteakiptavşan öldürülmüş olur.63


IKan Grupları ve Kan Gruplarının TâyiniKan kaybetmekte olan yaralılara, bazı şirurjikal müdahalelerdensonra veya bazı enfeksiyonlar?, takip eden hastalık hallerinde kan verilmesiicap eder. Bu gibi ahvalde kan verilecek hasta ile kan vereceksağlam şahsın kan gruplarının bilinmesinde kaçınılmaz zorunlulukvardır. Bundan başka; adlî tababette, yavrunun babasının tâyininde kangruplarından yararlanılmaktadır.DUBOS (12); 1900 de LANDSTEINER'in normal insan erythrocyte'-leri ile yine normal insan serumu birbiri ile karşılaştığı zaman birkümelenme veya Agglutination'un meydana geldiğini müşahade etmişolduğunu bildirmiştir. Bu agglutination olayı; erythrocyte'lerde bulunaniki antigenin veya kan faktörünün değişik olarak dağıldığını vebunlara karşı antikor (Isoagglutinin)'lerin teşekkül ettiği fikrini uyandırmıştır.İşte bu bilgi, insan kanının 4 büyük grup içinde taksim edilmesineyol açmıştır. Bu 4 grubun tefriki, erythrocyte'lerdeki agglutinogenlerile bunlara karşı serumda teşekkül eden agglutininlerin mevcudiyetiesasına dayanmaktadır. LANDSTEINER, insanların erythrocyte'lerininbirbirinden farklı 2 antigenik yapıda olduğunu bildirmiş ve bunlaraA ve B antigenleri ismini vermiştir. Bilgin, bundan sonra insanlardaABO system adını verdiği kan gruplarını tesbit etmiştir.Erythrocyte'ler bu A ve B agglutinogenlerinden her birini teker tekerihtiva etmeleri halinde A veya B; A ve B agglutinogenlerini* her ikisinibirlikte ihtiva etmesi halinde A B; veyahut da ne A ve ne de BAggl(utinogen'lerinden hiç birisini ihtiva etmemesi halinde ise O grubuolmak üzere 4 grupta sınıflandırılırlar. Böylece O grubuna dahil olanerythrocyte'ler ne A ve ne de B agglutinogeni ithiva etmezler. İşte kangrupları tasnif edilirken, o şahsm erythrocyte'lerinin ihtiva ettiği agglutinogennev'i esas alınır. Şöyle ki; erythrocyte'lerindeki agglutinogennev'i A olan şahıs A grubundan; B agglutinogeni nev'inden olan şahıs Bgrubundan; AB agglutinogeni nev'iden olan şahıs AB grubundan; ne Ave ne de B agglutinogeni ihtiva etmeyen şahıs ise O grubundandır.Bu grup özellikleri kalıtımla ana ve babadan yavruya ya münferidenveya müştereken geçer. Babanın antigen vasfını alması halinde babadominant, anne ise resesiftir. Bunun dışında, yavru; anne ve babanınkan gruplarından başka değişik bir agglutinogen özelliğinde olamaz.Adı geçen bu kan grubu özellikleri doğuşla beraber yavruda teşekkülettiği halde, bunlara karşı organizmada teşekkül edecek antikorlariçin muayyen bir süreye ihtiyaç vardır. AYGÜN (4), çocuklarda bu olayınancak bir yaşından sonra teşekkül ettiğini bildirmektedir.64


Buna göre A grubundan olan bir insanin kanında anti - B agglutinini,B grubundan olan bir insanın kanında anti-A Agglutinin! teşekküleder.AB kan grubundan olan şahıslarda bunlarla ilgili hiç bir agglutininteşekkül etmez. O kan grubundan olan şahısların erythrocyte'lerindehiç bir agğlutinogen özelliği yoktur. Fakat O kan grubuna dahil olanşahıslarda anti - A ve anti - B agglutininleri vardır.Bu husus aşağıdaki cetvelde açıklanmış bulunmaktadır.Kan grubu Agglutinogen AgglutininA A Anti-BB B Anti - AAB A ve B —0 — Anti-A ve Anti-BC E T V E L : 7Değişik kan gruplarındaki agglutinogen ve agglutininler arasındaki ilişkilerCetvel (7) nin tetkikinden de anlaşılacağı veçhile, herhangi bir sebeplebir şahıstan diğerine kan aktarılmasında, evvelâ şahıslar arasındakibu agglutinogen ve agglutinin münasebetlerinin gözönüne aiınmasıicap eder.Buna göre A B grubunda olan şahıslar; A, B, AB ve O grubundanolan herkesten kan alabilir, fakat kendi grupları dışında hiç bir kangrubundaki şahısa kan veremezler.O grubundan olanlar da keza her gruptan olan şahsa kan verebilir,fakat yalnız O grubundan olan şahıslardan kan alabilirler.A grubundan olan şahıslar A ve O grubundakilerden kan alabilirler.Ve yalnız A grubundakilere kan verebilirler.B grubundan olanlar B ve O grubundakilerden kan alabilirler, ancakB grubundan olanlara kan verebilirler.Araştırıcılar tarafından A agglutinogeninin değişik antigenik yapılargösterdiği bildirilmiştir. Bu değişik antigenik yapılar Aı, A 2 , A 3 , A


ditmektedirler. Fakat A 2 veya bilhassa A 2 B antigen yapısında olan erythrocyte'lerise anti-A agglutininleri ile daha az kuvvetli bir reaksiyonverdikleri bildirilmektedir.LANDSTEINER ve WIENER 1940 da bağışık serum elde etmekiçin bir tavşana Rhesus macassus ismi verilen maymunun erythrocyte'-lerini zerketmeleri sonu, bu bağışık serumun bir kısım insanların erythrocyte'lerini de agglutine ettiğini tesbit etmişlerdir.Bu agglutinasyona sebep olan antigenin A ve B antigenlerindenfarklı olduğu bulunmuştur. Bulunan bu yeni antigen, üzerinde çalışılanmaymun nev'inin isminden ötürü Rhesus kelimesinin Rh harfleriile sembolize edilmiş ve Rh faktörü denilmiştir.Bu Rh faktörü kalıtımla yavruya geçme özelliğindedir. Bu Rh faktörününbeş değişik antigenik şekli bildirilmiştir.WIENER'e göre bunlar Rh», rh', rh", hr' ve hr" dir. FISHER veRACE'e göre D, C, E, c ve e olarak gösterilmiştir (32).Fakat bunlardan en önemlisi Rh 0 (D) olup, bunun kanda bulunupbulunmadığına göre Rh pozitif veya Rh negatif denmektedir. Ancaknormal olarak bu Rh grubu antigenlerine karşı kanda teşekkül etmişagğlutinine rastlanmaz. Yalnız, Rh negatif olan bir şahsa Rh pozitifkan nakledilirse, işte o zaman Rh antigenine karşı agglutininler teşekküleder. Bu hal; önce Rh negatif olup bilâhare Rh pozitif kana karşıagglutinin imâl etmiş olan şahsa yeniden Rh pozitif kan nakli yapılmasıhalinde, o şahsın kanında al yuvarların hemolyse olmasını intaçeder.Bu durum tıpta kan transfüzyonlarında çok önemlidir.Rh faktörünün diğer tıbbî yönü de ginekoloji alanında görülmektedir.Bu hal ginekologi'de erythroblastosis fetalis (erythroblastosisneonatorum) veya yeni doğan yavruların hemolitik ikterusu ismi ilebilinmektedir. Burada yavrular ya ikterus'lu veya erken veyahutda ölü olarak doğarlar. Bunun da sebebi Rh negatif bir anneninRh pozitif bir baba tarafından fekonde edilmesi sonu, fötus'a intikaleden Rh pozitif antigeninin, plâsenta yolu ile anneye geçerek annede Rh pozitif antigen'e karşı agglutinin teşekkül etmesine sebep olur.Annede teşekkül eden bu agglutininler tekrar plâcenta yolu ile fötus'ageçerek, fötüsün erythrocyte'lerinin agglutine veya hemolize olmasınasebep olabilir.66


Kan grupları ile ilgili olarak erythrocyte'lerin taşıdığı açıklanan veM, N, MN sembolleri ile göserilen üç agglutinogen daha bildirilmektedirki, bu agglutinogen'ler de LANDSTEİNER ve LEVINE'nin 1927 ve1928 senelerinde yaptıkları çalışmalarla açıklanmıştır (14). însan alyuvarlarınakarşı immunize edilmiş tavşan serumlarının muayyen insan alyuvarlarıile agglutinasyon deneyi sonu husule gelen aggglutinasyon fenomenindensonra yine de bir kısım al yuvarlan agglutine edebilenagglutininler ihtiva ettiğinin anlaşılması ile bu M. N ve MN faktörleriortaya konmuştur.Ancak deneysel olarak elde edilen bu faktörlerin kan naklinde birönemi yoktur. Çünkü M ve N'e karşı normal olarak insanda agglutininteşekkül etmemektedir. Ayrıca M ve N faktörleri de insan için gayetzayıf antigenik özelliktedir (14). Bu M ve N faktörü daha ziyade babanıntayini bakımından adlî tababetde önemlidir.Kan Gruplarının Tayini Metodları :Bu maksat için tüp veya lâm agglutination metodu kullanılır.Her iki metod için Ticarî anti - A ve anti - B kan grubu serumlarıkullanılır.1 — Lâm Metodu: Kan grubu tayin edilecek şahsa ait erythrocytelerinfizyolojik tuzlu su içinde % 10 süspansiyonu yapılır. Temiz ikilamdan birine «anti - A» ve diğerine «anti - B» işareti açık olarak yazılır.Bu lâmlardan her biri üzerine bu % 10 erythrocyte süspansiyonundaniki damla damlatılır. Anti-A işaretli lâm üzerindeki süspansiyona,anti - A serumundan bir damla ve anti - B işaretli lâm üzerindeki erythrocytesüspansiyonuna da, anti - B serumundan bir damla damlatılır.Ayrı birer cam bagetle her bir lâmdaki anti serum ile erythrocyte süspansiyonu1,2 cm. çapında bir daire olacak şekilde yayılır ve agglutinationunmeydana gelişi izlendiği esnada lâm da sallanır. Pozitif sonuç20-60 saniye arasında lâm üzerinde süratle kümeleşmenin görülmesi iledeğerlendirilir. İki dakikalık bir süre sonunda, süspansiyonda bir kümeleşmeningörülmemesi ve erythrocyte'lerin süspansiyonun yayıldığıalanın ortasına doğru toplanma eğiliminde olması agglutination'unve dolayısı ile sonucun negatif olduğunu gösterir.Oda ısı derecesi Agglutinin'ler için en çok aktif olan bir ısıdır. Bubakımdan agglutination reaksiyonunun, çabuklaştırılma ve kolaylaştırılmasıiçin lâm ısıtılmamalıdır. Nisbî rutubetin düşük olduğu hallerdesüspansiyon alanının etrafında bir kuruma meydana gelebilir.Bu hal kenarlarda granüler bir pseudo agglutinoation'un husule gelmesinesebep olur. Eğer, iki dakika içinde böyle bir olay vukua gelmiş67


ise, o takdirde kan grubu tâyininde lâm metodu yerine tüp metodu kullanılmalıdır.2 — Tüp metodu: Grubu tâyin edilmek istenen şahsm erythrocyte'lerininfizyolojik tuzlu suda % 2 süspansiyonu hazırlanır.1x7 cm. lik iki deney tüpünden her birine bu süspansiyondan 2 şer(0,05 c.c.) damla konur. Sonra bir tüpe anti-A, diğerine anti-B yazılmaksuretile tüpler işaretlenir. Bundan sonra anti - A yazılı tüpebir damla anti - A serumu, diğerine de anti - B serumundan bir damlailâve edilir ve erythrocyte'lerin, tüp içinde dağılmalarını teminiçin tüpler hafifçe çalkanır.Dakikada 1000 devire ayar edilen santrifüjde bir dakika santrifüjeedilir ve santrifüje edilmeği müteakip tüpler derhal çalkanmak suretilesonuç değerlendirilmek üzere okunur. Tüpün dibindeki erythrocyteçöküntüsünün erythrocte'lerin kümelenmeden muntazam bir suspansi-5'on halinde dağılmaları; sonucun negatif olduğunu gösterir.Buna mukabil bir veya iki iri erythrocyte kümesi halinde toplanmışolmaları ve bu kümeler dışında serbest kalmış erythrocyte'lerin bulunmaması,sonucun pozitif olduğunu bildirir.3 — Sonuçların Okunması : A Grup erythrocyte'leri yalnız Anti - Aserumu tarafından agglutin'a edilir.B Grup erythrocyte'leri yalnız anti - B serumu tarafından agglutineedilirler. , ,A B Grup erythrocyte'leri de anti - A ve anti - B serumları tarafındanagglutine edilirler. O grup erythrocyte'leri ise hiç bir agglutinan se-Erythrocyte gruplarıanti - A ilereaksiyonA 4- —B — +AB + +anti - B ilereaksiyonO — —68CETVEL : 8A, B. AB ve O Erythrocyte gruplarının, anti-A ve anti-B serumları ileverdikleri reaksiyonlar4- : Agglutination pozitif— : Agglutination negatif


görülmek-rum tarafından agglutine edilmezler. Bu hal Cetvel (8) detedir.Bazı A veya AB grubu erythrocyte'leri, Standard anti-A serumuile zayıf reaksiyon verebilirler. Bu erythrocyte'ler A 2 veya A2 B Sub -gruplarına aittirler. Bu hücrelere ait reaksiyonun kuvveti, santrifügasyondanevvel tüpleri oda ısısında on dakika tutmak suretiyle daha daartırılabilir.Rh Tiplerinin Tâyin Metodlan :Bunun için lâboratuvarlarda lâm ve tüp agglutinationkullanılmaktadır.metodları1. Lâm metodu: Muayene edilecek erythrocyte'in % 40-50 oranındasüspansiyonu aynı erythrocyte'in alındığı şahsa ait serum veya plâsmasıiçinde yapılır. Bu süspansiyondan 0,1 c.c. mikarında bir lâm üzerinedamlatılır.Bunun üzerine, lâm deneyi ile tip tayininde kullanılmak üzere özelolarak hazırlanmış serumdan bir damla damlatılır ve 3-3,5 cm. lik çapındabir alana yayılarak Lâm bir lâmba üzerinde yavaş ve dikkatlicesallanırken, lâm sıcaklığını muhafaza ettiği esnada alanın kenarlarında agglutinationun 15 saniye içinde başlamasına dikkat edilir. Bu agglutination,süspansiyonun büyük yapışkan bir kitle halinde kümelenecekşekilde süratle yayılması ile sonuçlanır.Eğer 2 dakika içinde herhangi bir agglutination görülmez ise reaksiyonnegatif olarak değerlendirilir.Netice mikroskop altında okunmamalı, iki dakikadan sonraki reaksiyonlarnazarı itibara alınmamalı, ayraçlar fiziyolojik tuzlu su ilesulandırılmamalı, Erythrocyte süspansiyonları % 40 oranından dahaaşağı oranda hazırlanmamalıdır.2. Tuzlu su tüp metodu : Muayene edilecek erythrocytin serum fizyolojikiçinde hazırlanan % 2 süspansiyonundan 10X70 m.m. lik deneytüpü içine 2 damla (0,05 c.c.) konur. Üzerine, özel olarak tuzlu su tüpdeneyi için hazırlanmış anti - Rh 0 tipi serumundan bir damla ilâve edilir.Sonra erythrocyte'ler ile bu serum muntazam bir şekilde ve dikkatlicekarıştırılır.37 C° de 20 dakika etüve konur ve bu süre sonunda 1000 devirde2 dakika santrifüje edilir ve santrifüjden alınır alınmaz derhal, erythrocyteçöküntüsünü yeniden oynatmağa yetecek derecede bir kuvvetle tüpçalkanır.


Burada, pozitif reaksiyonda, çöküntünün bir bütün halinde küvmelenmiş şeklini muhafaza ettiği; daha zayıf Rh 0 reaksiyon veren pozitifvak'alarda ise erythrocyte'lerin iki üç küme halinde dağılmış olarakkümelenmiş oldukları görülür.Negatif sonuç; tüpte, erythrocyte'lerin hiç bir kümelenme meydanagetirmemesi ve muntazam bir şekilde dağılmış olması ile değerlendirilir.Bu tüp metodunun; Metod No: 1 ve Metod No: 2 olmak üzere, Modifiye tüp deneyi namı altında iki ayrı usulde uygulanan değişik şekilleride literatürlerde (32) yer almıştır.70


2 — PRECIPITATIONPrecipitation'un vukua gelişindeki prensip, agglutination'dakininhemen hemen aynıdır. Aradaki fark reaksiyonun tezahürü ile antigeninbüyüklüğündedir.Agglutination reaksiyonunda kullanılan agglutinan serumun, ancakbakteri hücresinin kendisi ile reaksiyon vermek özelliğinde olduğu,agglutination kısmında bildirilmiştirPrecipitationda ise, spesifik antikorları ihtiva eden presipitan serum,bakterilerin kendisi ile değil, ancak bunların filtratları ile reaksiyonverme özdliğindedir.Burada antigen olarak kullanılan maddeye Preeipitinogen, organizmadabu antigene karşı teşekkül eden antikora Precipitin ve bu antikorlarıihtiva eden seruma da Precipitan serum denir.Bu reaksiyonun özelliği hattı zatında antigen olarak kullanılacakmaddenin berrak olmasındadır. Bundan dolayı invitro olarak deneydekullanılacak Precipitinogen'in o maddenin filtratı olması icapeder. Esasen bu reaksiyonun agglutination'dan farkı da yukarıda bildirilmişolduğu gibi, buradadır.Precipitation deneyi çok hassas serolojik metodlardan biridir. Bureaksiyonda antigen olarak kullanılan madde, 1/100,000 oranına kadarsulandırılmış olması halinde dahi yine reaksiyon verebilir, Bu reaksiyoniçin hazırlanacak precipitan serum, preeipitinogen maddeninnev'ine göre, kullanılacak deney hayvanı ve deney hayvanına verilmekiçin hazırlanma tekniği farklılık gösterir. Meselâ en iyi Anthrax precipitanserumu merkeplerden elde edildiği halde, diğer bazı precipitanserumlar tavşanlardan elde edilebilir. Bununla beraber GÜRTÜRK(18) Anthrax precipitan serumu istihsalinde tavşan ve keçi gibi deneyhayvanlarından herhangi birini tavsiye etmektedir. Keza Anthrax precipitanserumu elde etmek maksadile deney hayvanına, Bacillus anthracis'inkapsüllü şeklinin verilmesi lâzımdır.Bir özellik arzetmeyen precipitan serum ihzarı için umumiyetleBerkefeld'den süzülmüş antigen gittikçe artan dozlar halinde 3 er günara ile 5 - 6 defa intravenous veya intraperitoneal olarak verilir. Sonenjeksiyondan 7 gün sonra, deneme kanı alınarak precipitin'in değerinitâyin için titrasyon yapılır. Eğer titre düşük ise münasip yüksekliktetitrasyon elde edilinceye kadar ilâve enjeksiyonlar yapılmalıdır.İI71


Tavşanın kalbinden alınan kanın, koagülâsyondan sonra serumkısmı aseptik olarak alınır ve ampullere konur. Bundan sonra serumunnev'i, tarih ve titresi ampüller üzerine yazılıp + 4 C° de buzluktasaklanır.Precipitin antikoru, teşekkül ettiği precipitinogen nev'ine karşı yüksekbir spesifite gösterir ise de, birbirlerine yakın nev'ilerin proteinlerinekarşı teşekkül eden precipitin antikorları, diğer nev'e ait precipitinogenlerile precipitation verebilir. Group Precipitation'u denen bu olay, anti-sığırprecipitan serumu ile koyun serumuna ait precipitinogenin meydanagetirdiği precipitation reaksiyonunda görülür. Precipitan serumlarakafiyen prezervatif madde ilâve edilmez. Çünkü reaksiyonda yanıltıcıbir etki meydana getirir. Ayrıca precipitan serumun hemolizliolmamasına son derece dikkat edilmelidir.Bazı deneyler için 37 C° de 30 ar dakikalık fasılalarla reaksiyonların2 saat tetkik edilmesi bildirilmektedir.Biz laboratuvarlarımızda Anthrax ile sucuk, salam ve sosislerdekitek tırnaklı hayvan etlerinin diagnostiği için yaptığımız precipitationdeneylerinde oda ısısında (5-10) dakika içinde teşekkül edenreaksiyonları değerlendirmekteyiz.Bizim laboratuvarlarımızda kullandığımız metod, Amerika Birle»şik Devletlerinde kullanılmakta olan STUART ve WHEELER (34) tarafındanbildirilen teknikten farklıdır.Bu reaksiyondan :1 — Syphilis'in diagnostiğinde (Kahn deneyi) olarak,ır2 — Sperma ve kan lekelerinin tayin ve tefrikinde adlî tababette(7).3 — Anthrax'ın diagnostiğinde Ascoli deneyi olarak,4 — Streptococcus'lerde olduğu gibi bakteri stamm'larınm klâsifikasyonunda,5 — Echinococcosis ve Trichinosis gibi paraziter invazyonların diagnostiğinde6 — Etlerin nev'ilerini tayinde,7 — Meningococcus meningitis'den ileri gelen menengitis'in, suprativemeningitis'lerden ayırıcı diagnostiğinde faydalanılmaktadır.72


3 — TOKSİN - ANTİTOKSİN NEUTRALİSATİON DENEYİBu reaksiyon; ektotoksin imâl eden bir bakteriye ait tiplerin veyabakteri nevilerinin birbirinden tefriki maksadı ile kullanılır.Bunun için lâboratuvara diyagnostik maksadı ile gönderilen herhangibir patolojik maddeden, hastalık etkeni olarak izole edilen bakteri,toksin hasıl edecek bir ortamda üretilir. Elde edilen kültürün, ültrasantrifügasyonveya Seitz süzgecinden filtrasyonu suretile toksini eldeedilir.Bu şekilde hazırlanan filtratın evvelâ duyar deney hayvanları üzerindetoksisitesi tesbit edilir. Bundan sonra bu toksin, hastalığı yaptığışüphe edilen bakteri toksinine karşı hazırlanmış belli bir antitoksikserum ile karıştırıldıktan muayyen bir süre sonra aynı nev'i duyar deneyhayvanına enjeksiyonu yapılır. Toksisitesi tayin edilmemiş olan filtratlariçin, toksin antitoksin karışımı verildiği esnada şahit olarak kontrol enjeksiyonuyapılmak icap eder. İzole edilen bir Streptococcus'un, Scarlatina(Scharlach, Scarlet fever) nın etkeni olan Beta hemolytic Streptococcus olup olmadığının kat'i diyagnostiği için neutralisation deneyindenyararlanılır. Bunun için izole edilen bu sreptococcus'un kültürüne aitfiltrati ile, Beta hemolytic streptococcus antiserumunun karışımı yapılarak,duyar deney hayvanları üzerindeki beldekleri tesbit edilmek suretilediyagnostik yapılır. Clostridium septicum ile Clostridium feseri'-nin birbirlerinden diferansiyal diagnostiğinde bu neutralisation deneyindenyararlanıldığı gibi Clostridium botilinum A, B, C, D, E tiplerininbirbirlerinden tefriki ile keza Clostridium perfringens'in A, B, C, D, E, Ftiplerinin birbirlerinden tefrikinde bu testten yararlanılmaktadır.73


4 — BAZI SEROLOJİK REAKSİYONLARA ESAS OLAN BAKTERİCİDVE LYTİC REAKSİYONLARHer hangi bir lâboratuvar deneme hayvanına, antigen olarak herhangi bir mikroorganizma veya yabancı bir hücre enjekte edilirse bunlarıöldürme veya lize etme kudretinde olan antikorlar teşekkül eder.Bu olay ilk defa Pfeiffer phenomeni olarak Kolera etkeni ile bunakarşı hazırlanmış immun serumun bir kobayın periton boşluğunda temasagelmelerini müteakip Kolera etkeninin erimesi üzerine tesbitedilmiştir.Bir deneme hayvanına, herhangi bir yabancı hayvana ait erythrocyte'lerinenjekte edilmesi neticesi amboceptor veya hemolysin denenbu erythrocyte'leri eritme yeteneğinde olan Anti - erythrocyte antikorlarınteşekkül etmiş olduğu bulunmuştur.Antigenlerin eriye veya ölebilmelerini temin edecek olan bu reaksiyonlarınmeydana gelebilmesi için iki komponente ihtiyaç vardır. Bunlardanbiri 56 C° de 30 dakika ısıtılmağa dirençli olan ve antigenin enjeksiyonusonucu organizmada husule gelen o antigene karşı spesifikolup onunla birieşebilen antikordur. Bu antikorlara, kullanılan antigenlerinnev'ilerine göre; amboceptor (hemolysin), bacteriolysin gibimuhtelif isimler verilir.Diğer komponent ısıya dayanıksız «thermo - labile» olup bir çokhayvanların taze kan serumlarında bulunur. Bu komponente EHRLÎCHtarafından Complement, BORDET tarafından da (Alexin) ismi verilmiştir.Bu bir antikor olmamakla beraber Antigen - Antikor kompleksinebağlanır. Buna komplementin tesbiti (fikzasyoııu) reaksiyonu denir.Antigen - Antikor kompleksi yani birbirlerine bağlanmış hücre ve amboceptorkompleksi, hassasiyet kazanmış yani duyar kılınmış olarak tavsifedilirler. Bunun neticesi duyar kılınmış Antigen - Antikor kompleksiiçindeki antigen, komplementin aracılığı ile lize edilmiş olur. Aleksinsüratle bozulma eğilimindedir. Bunun için, reaksiyonlarda kullanılacakolan aleksin'in taze yani deney hayvanından hemen temin edilmiş olmasıicap eder. Dondurulmuş olarak muhafaza edilmiş olan aleksin de, tazealeksin yerine kullanılabilir. Umumiyetle deney hayvanları arasında,aleksin kaynağı olarak kobay kullanılır.74*


Aleksin'in fiziksel veya kimyasal özelliklerine göre Cı, C 2 , Cj ve Ctolarak gösterilen dört komponenti idantifiye edilmiştir.Serolojik reaksiyonlar komplementin bu dört komponentine ihtiyaçgösterir. Ancak thermo-'lâbile olarak bildirilen komplementin son zamanlardaidantifiye edilen bu komponentlerinden C 3 ve C 4 ün 66 C° de 30 dakikadainaktive edildiği halde Cı ve C 2 nin 50 C° de 30 dakikada inaktiveedildikleri bildirilmiştir. Fakat ısıya dayanıklı olan C 3 komponenti, bunuhavi serum oda ısısında bulundurulacak olursa derhal tahrip olmaktadır.Son zamanlarda, bir kısım gram negatif bakterilere karşı, serumunbakterisidal aktivitesinde properdin denen bir serum proteininin kısmîbir görevi olduğu bildirilmektedir. PAYZIN ve arkadaşları (30) bunungram alan bazı bakterilere karşı etkili, fakat staphylococcus'lere karşıetkili olmadığım bildirmektedirler. Ancak properdin; komplementin C.«komponenti ve Magnesium iyonu ile beraber olduğu takdirde etki gösterebilmektedir.Properdin 56 C° de 30 dakikada tahrip olur. Rat, fındıkfaresi ve sığırda en ziyade; tavşan ile insanda orta derecede; kobay'daise en az bulunmaktadır.75


5 — KOMPLEMENT! FİKZASYON DENEYLERİKomplement fikzasyonu testleri, iki ayrı sisteme ihtiyaçBu deney, iki kademeli bir deney olarak da kabul edilebilir.gösterir.1 ci sistem: Bu sistemde enfeksiyona ait etken (belli bir antigen)ile enfeksiyondan şüpheli antikoru havi serum (belli olmayan, fakat buantigene karşı teşekkül etmiş olan özel antikor şüphesini taşıyan serum)ve bir de titresi malûm olan alexin (Complement) vardır.Eğer antikor ve antigen biribirlerine karşı spesifik iseler, biribirleriile birleşirler. Bu zaman komplementi de çekerek onu tesbit (fikse)ederler.Komplement; antigen ile antikor birbirleri ile birleşmedikçe bunlarabağlanamaz. Komplementin antigen-antikor ünitesine fikzasyonu mekanizmasıyeteri kadar aydınlatılmamıştır.Eğer aspesifik iseler o takdirde de komplement, bunların birbirlerinebağlanmasında hiçbir yardımcı rol oynamaz.2 ci Sistem: İkinci kademeyi teşkil eden bu reaksiyonda bir koyunerythrocyte süspansiyonu ile, bu erythrocyte nev'ine karşı tavşanda hazırlanmışolan ve Amboceptor denen, antikoyun erythrocyte'i tavşan serumu[Hemolysin (*)] vardır. Bunlar birbirlerine karşı spesifik olduklarıiçin birbirleri ile bağlanırlar. Bu bağlanmağı müteakip bu iki sistemyani birinci sistem ile ikinci sistem birbirleri ile birleştirilirler ise, birincireaksiyondaki antigen ve şüpheli antikorun birbirine karşı spesifikolmamaları halinde, bağlanmamış olan serbest komplement, duyar kılınmış yani hemolysin ile bağlanmış olan koyun erythrocyte'lerine bağlanarak,erythrocyte'leri lize eder. Bunun neticesi de hemolyse fenomenimeydana gelir.(*) Buradaki hemolysin deyimi bakterilerin, al yuvarları eriten toksini anlamındakullanılmamıştır.76


Eğer birinci sistemdeki antigen ile şüpheli antikorlar birbirleri içinspesifik iseler o takdirde amboseptör (hemolysin=ıantikoyun erythrocyte'leritavşan serumu) ile duyar kılınmış yani amboseptör ile bağlanmışolan koyun erythrocyte'leri komplement ile birleşemediklerindenlysis reaksiyonu olamaz. Bunun neticesi hemolyse vukua gelmez.1. ve 2. Reaksiyonlardaki 1. ve 2. sistemin birbirleri ile birleşmelerinimüteakip erythrocyte'lerin erimeleri yani hemolyse olmaları, birincisistemdeki antigenle antikorun birbirlerine karşı sipesifik olmadığını,bunun sonucunda da şüphe edilen enfeksiyonun söz konusu olmadığı vekomplement fikzasyon deneyinin o enfeksiyon için negatif olduğu açıklanmışolur.Erythrocyte'lerin hemolyse olmamaları halinde şüphe edilen enfeksiyonungerçek ve komplement fikzasyonu deneyinin de o enfeksiyoniçin positif olduğu açıklanmış olur.Şekil (22) ile (23) de bu reaksiyonlara ait şematik izah görülmektedir.Şekil (24) de ise bu reaksiyonun değerlendirilmesi görülmektedir.Lâboratuvarlarda on çok Syphilis'in diyagnostiğinde WASSERMANNdeneyi olarak faydalanılan bu deneyden pek çok bakteriyel, riketsiyal vevirutik hastalıkların diyagnostiğinde istifade edilmektedir.Bu komplement'in fikzasyonu reaksiyonunda bütün ayraçlar ileçevre şartlarının gayet dikkatli olarak kontrol edilmesi icap eder. Antikorunaranacağı serumda komplement mevcut olabilmesi ihtimalinekarşı bu serum 30 dakika, 56 santigrat ısı derecesinde inaktive edilmelidir.Antikomplementer tabiatta olan bazı serum ve antigenler, antigenile antikorun birbirlerine bağlanmadıkları yani birbirlerine karşı bir afiniteleriolmadığı ahvalde, komplementi tahrip veya fikse ederek, hatalıreaksiyon meydana getirebilirler. Bu gibi ahvalde ısıtmak veya dilüsyonyapmak suretiyle bu antikomplementer özellik bertaraf edilebilir.komple-Antigen ve inaktive edilmiş olan seruma ilâve edilecekmentin miktarı dikkatlice titre edilmelidir.Antigen -f- Antikor+Komplement karışımına ait reaksiyonun husulüiçin bu sistem ya 1 saat 37 santigrat ısı derecesindeki su banyosuna veyaender hallerde ( + 5) — ( + 10) santigrat ısı derecesindeki buzluğa4 saat süre ile terkedilir.77


obıOwtj3 3 3o o o o"ts5 O I- 1 Ol O M3 3 3 3>—ı ı—' P-O O O O o ©M M M M H» WCi vı vı vı Ol vı3 3 3 3 3 3I•ssM %ı iP |M O O O © o ©© 05 H* V C0 M VsWi. a g. e. g. s. g.s #B «s 8Su banyosunda 37 C° de 1 saat inkübasyon© © © © © ©m d "to Vı "to oı oı m "to W W taı ı a a E a© © © O © © _©VsOl"toİÜ"mvı"to01VsOl"toVI Wfi3 3 3 3 3 3 3t—* »—' t—* t—t >—<


Bundan sonra ikinci sistem yani hemolytic sistem ilâve edilerek15-30 dakika 37 santigrat ısıdaki su banyosuna konur. Şema (2) komplementinfikzasyonu deneyini şematik olarak göstermektedir.Bu müddet hitamında hemolyse olayının vukua gelip gelmediği tesbitedilir.Bu serolojik deneyden; belli bir serum ile belli olmayan bir antigeninnev'i veya malûm bir antigen i'le, malûm olmayan bir serumunnev'i veya titresini tâyin etmek için yararlanılır.Aniıjen~~—ZDjMikor (ç^—n sâdjjUutafolUifdHe mal {fiinJietbeti kampte w twfNttjalîfVÇjEKtL : 22)Pozitif komplement fikzasyon deneyi şemasıAntijenBaşarmaj(ŞEKİL : 23)Negatif kompiement fikzasyoa deneyi şemasıHej^ol^uePoirKfO79


6 — OPSONO - CYTOPHAGİC TESTBu deney; Neutrophyle'lerin Brucellâ grubu mikroorganizmalarıinvitro olarak fagosite etme özelliklerinden yararlanılarak yapılmıştır(32).Deneyin Yapılması :1 — Bakteri süspansiyonunun hazırlanması:Katı besi yerindeki Smooth Brucellâ Strain'ine ait kültürler ticarîformalinin fizyolojik tuzlu sudaki % 0,4 solüsyonu ile yıkanır.24 saat oda derecesine terk edilir. Santrifüje edilir. Mayi kısım atılır.Tuzlu sudaki % 0,1 formalin ile tekrar süspansiyon yapılır. Bu süspansiyonunkesafeti, tüpün 2 cm. arkasında bulunan plâtin özenin görülebileceğiderecedeki yoğunlukta olmalıdır.2 — Citrate'h kanın hazırlanması :Serum fizyolojik ile hazırlanmış % 10 nispetindeki Steril Sodiumcitrate solüsyonundan bir küçük tüpe (0,1 c.c.) konur. Üzerine 2 c.c.alınmış taze kan ilâve edilir ve koagülâsyonun önüne geçmek için derhalriyice karıştırılarak buzluğa konur.3 — Citrate'lı kan ile, antigen (bakteri) süspansiyonunun karıştırılması:Dört saat içinde citrate'lı kanın antigenle karıştırılması lâzımdır.Bunun için 0,1 c.c. citrate'lı kan 0,1 c.c. formollü bakteri süspansiyonuile steril küçük bir deney tübü içinde karıştırılıp, 37 C° deki subanyosunda 30 dakika tutulur. İyice karıştırılır. Pasteur pipeti ile azbir miktar alınır ve ince bir froti yapılır. Leukocyte'lerin büzülerek şekillerininbozulmasına meydan vermemek için lâm havagazı bekindensüratle 4 def'a geçirilerek kurutulur. Bundan sonra preparat; on mislisulandırılmış Ziehl-Neelsen Carbolfuchsin boya solüsyonu ile lâmın üzeriiyice örtülecek şekilde 2 dakika boyanır, çeşme suyu ile hafifçe yıkanıpkurumağa terk edilir.Sonra immersiyonla mikroskop altında muayene edilir. BuradaNeutrophile'lerin nucleusları ile fagosite edilmiş Bmcella grubu mikroorganizmalarkoyu kırmızı boya almış olup, leukocyte'lerin cytoplasmalarmınhafif penbeye boyanmış oldukları görülür. Cytoplasma içindekigranüller ise boya almazlar. Bu suretle fagosite edilmiş Brucellâ grubumikroorganizmalar kolayca sayılırlar. Denemede, şahit olarak negatifve positif citrate'lı kan numuneleri ile paralel çalışmalıdır.80


işlemin Dayandığı Prensip:Burada Neutrophile'lerin Brucellâ grubu mikroorganizmalara karşımevcut ilgileri, onları fagosite etmeğe sevkeder. Böylece in vitro aşikârbir phagocytosis, in vivo bir afinitenin mevcut olduğunu ve dolayısı ileorganizmanın bir enfeksiyonu geçirmekte olduğu veya bu hastalığa yakalanmışbulunduğunu gösterir. în vitro bir afinitenin mevcut olmayışıveya pek az oluşu, phagocytosisin vukua gelmemesi veya pek az birnispette vuka gelmesi ile neticeleneceğinden in vivo bir ilginin de mevcutolmadığı tesbit edilmiş olur.Fakat, allerjik reaksiyona takriben % 98 pozitif cevap veren vak'alardaOpsonocytophagic Test positif olarak cevap vermesine mukabil,allerjik reaksiyona negatif cevap veren normal şahıslarda bu testin ancak% 70 nispetinde negatif sonuç vermiş olduğu tesbit edilmiştir.İşlemin Değerlendirilmesi:Preparatm muhtelif alanlarındaki 25 adet neutrophil içindeki Brucellâgrubu mikroorganizmalar sayılır ve 25'e bölünerek bir neutrophile'inphagocyte'e ettiği mikroorganizma hesap edilir. Buna göre:Phagocyte'e edileıı mikroorganizma sayısıKarar0 )1—20 ( + )21—40 ( + +)41 ve daha fazla ( + + + +)— SON —81


&(ŞEKÎL : 17)Normal olan leukocyte nev'ilerı.1 - Neutrophil, 2 - Eosinohil,3 - Basophil, 4 - Lymphocyte,5 - Monocyte.(ŞEKİL : 18)Patolojik olan leukocyt nev'ileri. 1 - Myeloblast'lar (14-20 mikron), 2 - Promyelocyt'lar, 3 - Basophil myelocyt,4 - Eosinophil myelocyt, 5 - Neutrophil myelocyt (10-12 mikron), 6 - Lymphoblast (12-18 mikron)(ŞEKİL : 19)Normal erythrocyte'ler


® G)â b5(ŞEKİL, : 20)Patolojik oian erythrocyte'ler. 1 - Poikilocyte'ler, 2 - Polychromatophilia,3 - Anisocytosis, 4 - Basophilic degeneration, 5 - Nucleus'lu erythrocyte'ler(a. Microblast, b. Normoblast, c. Macroblast).(ŞEKİL, : 21)Kurşun zehirlenmesinde erythrocyte'lerde görülen patolojik şekiller. 1 -Basophilic noktalanmış erythrocyte, 2 - Eosinophile, 3 - Lymphocyte, 4 -Segmentlenmiş neutrophile, 5 - Hemokonia'lar, 6 - Polichromatic erythrocyte,7 - Hypochromic erythrocyte.


a b c(ŞEKİL : 24)Komplementin fikzasyonu deneyinin değerlendirilmesi,a = Hemolyse negatif, komplement fikze edilmiş, Reaksiyon pozitif;b = Kısmi hemolyse, komplement kısmen fikze edilmiş, Reaksiyonşüpheli; c = Hemolyse pozitif, komplement fikze edilmemiş, Reaksiyon negatif.


LİTERATÜRI — A|exander, J. (1932) : Protoplasma, 14,296. (Bak : SMITH, D. T. ve arkadaşları(1948) : Zinsser's textbook of bacteriology. Appleton - Century -Crofts, Inc., New York, Ninth Ed. Page 159).2 — American Public Healt Assoclatıon (1953) : Standard methods for theexaminatlon of dairy products. Miicrobiological, Bioassay and Chemical AmericanPublic Healt Association. 1970 Broadway, New York. N. Y.3 — Ay gün, S. T. (1946) : Bağışıklık Bilimi (immünoloji ve Seroloji) genel bölümve Immunodiagnostik., T. C., Tarım Bakanlığı <strong>Ankara</strong> Yüksek ZiraatEnstitüsü Ders Kitabı : 9, Sahife : 10 - 11. »4 — Aygün, S. T. (1957) : Bağışıklık Bilg-isi (immünoloji ve Seroloji). <strong>Ankara</strong><strong>Üniversitesi</strong>, Veteriner Fakültesi Yayınları 93, Ders kitabı 41, Yeni DesenMatbaası, 2. Baskı.5 — BEŞE, M. (1959) : Yurdumuz koyunlarında Brucellose enfeksiyonu, Serolojikkültürde üretme ile allerjik reaksiyonlar arasında mukayeseli deneyler.<strong>Ankara</strong> <strong>Üniversitesi</strong>, Veteriner Fakültesi, 99, Çalışmalar 52.6 — Braıın, H. ve ÖkM'm, Z. (1940) : Mikrobiyoloji ve Salgınlar Bilgisi ders kitabı,istanbul <strong>Üniversitesi</strong> Yaygılarından, Sayı 103, İstanbul Kenan Basımevive klişe fabrikası.7 — Braun, H. ve Öktem, Z. (1945) : Mikrobiyoloji ve Salgınlar Bilgisi öğrenci,Hekim ve Mütehassıslar için, Birinci Çilt, İsmail Akgün Matbaası., Sayfa :337.8 — Breınl, F. and Haurowıtz, F. Z. (1930) : Z. Fhysiol. Chem. 192 : 45 (Bak :SMITH, D. T. ve Arkadaşları (1948) : Zinsser (s tewtbook of bacteriology.Appleton - Century - Crofts, Inc., New York Ninth Ed., P : 159).9 — Burnet, F. M. (1941) : Production of Antibodies, MacMillan and Co., Ltd.London. (Bak : SMITH, D. T. ve Arkadaşları (1948) : Zinsser's textbook ofBacteriology, Appleton - Century - Crofts, Inc., New York, Ninth Ed., Page :160.10 — Çetin, E. T. (1965) : Pratik Mikrobiyoloji. İsmail Akgün Matbaası İstanbul,Sayfa : 231.II — Department of Veterınary Pathology And Hygıene, Coll. of VeterınaryScience, Umversıty of Illinois (4/16/1947) : Instructions to veterlnarians forconducting the rapid plate agglutination test for brucellosis.85


12 —• Dubos, R. J. (1952) : Bacterial and Mycotic infection of man. J. B. Lippincottcompany, Philadelphia, London Montreal. Second Ed. P : 20.13 — Flemang, A. (1929) : Lancet, I : 217. (Bak : SMITH, D. T. ve Arkadaşları(1948) : Zinsser's textbook of bacteriology. Appleton - Century - Crofts, Inc.New York Ninth Ed. Page : 145- 146).14 — Fraııkel, S., Reıtman, S. and Sonııenwırth, A. C. (1963) : Cllinical LaboratoryMethods and Diagnosis. The C. V. Mosby Company. Vol II, Page : 1304 - 1305).15 — Frobısher, Jr. M. (1949) : Fımdamentals of bacteriology. W. B. Saunderscompany, Philadelphia and London. Fourth Ed.16 — Gradvvohl, R. B. H. (1956) : Clinical laboratory methods and diagnosis. TheC. V. Mosby company. Volume I, P : 615.17 — Gr&sset, E. (1939) : Typhoid endotoxoid vaccine. A revievv of the resultsof preventive inoculation in an inoculated population of 400 000 Brit. Med.J., 2,58-61. (Bak : DUBOS, R. J. (1952) : Bacterial and mycotic infectionsof man., J. B. Lippincott company, Philadelphia, London, Montreal, SecondEd. Page : 430).18 — Gürtürk, S. (1964) : immünoloji ve Seroloji, A. Ü. Veteriner Fakültesi, Derskitabı 65, istiklâl Matbaası, <strong>Ankara</strong>, Sahife : 1 - 83.19 — Herdegen, M. Halbert, S. P. and Mudd, S, (1947) : J. Immunol. 56 357. (Bak :SMITH, D. T. ve Arkadaşları (1948) : Zinsser's tevvtbook of bacteriology.Appleton - Century - Crofts, Inc., New York, Ninth Ed. P : 159.20 — Jawetz, Eb., Melnıek, J. L. and Adelberg, E. A. (1956) : Review ctf MedicalMicrobiology. Longe Medical Publications Los Altos, California, Second Ed.,Page : 127. 221 — Kaplan, M. H. Coons, A. H. and Deane, H. W. (1950) : Jour. Exp. Med.(19 : 13-30.) Bak: Merchant, I. A. (1950) : Veterinary bacteriology andvirology. The Iowa State College Press, Ames, Iowa Fourth Ed. p : 186).22 — Kolmer, J. A. and Boerner, F. (1945) : Approved laboratory technic. FourthEd. Appleton - Century - Crofts, Inc. New York.23 — Merchant, I. A. (1950) : Veterinary bacteriology and Virology. The IowaState College Press. Ames, Iowa.24 — Mudd, S. (1932) : J. Immunol., 23 : 423. (Bak : SMITH, D. T. ve Arkadaşları(1948) Zinsser's textbook of bacteriology Appleton - Century - Crofts,Inc. New York, Ninth Ed. Page : 159).25 — Murphy, J. B. and Sturm, E. (1947) : Soc. Exp. Biol. and Med. 66 : 303-7.(Bak : MERCHANT, I. A. (1950) : Veterinary bacteriology and virology. TheIowa State College Press, Ames Iowa, Fourth Ed. Page: 186).26 — Omurtag, A. C. (1954) : Enstitü Br. S. 6. su şu ile A. B. D. lerinde kullanılanA. B. R. Test Antigeninin hazırlanması ve buna ait tecrübelerle şahsî mütalâam.Türk Veteriner Hekimleri Derneği 92 - 93, Sayfa : 1465 - 1476.86


27 — Omurtag, A. C. (1954) : Koyunların borreliota variolasında allergie. TürkVeteriner Hekimleri Dergisi. Sayı 92 - 93. Sayfa : 1478 -1492.28 — Onul, B. (1962) : înfeksiyon hastalıkları. A. Ü., Tıp Fakültesi yayınlarından.Sayı : 105-479.29 — Öktem, Z. (1959) : Tıbbî Bakteriyoloji, İstanbul <strong>Üniversitesi</strong> yayınlarındanNo : 806, Fakülte No : sı 34, Kurtuluş Matbaası, istanbul, sahife : 156.30 — Fayzuı, S., Özsan, K. Ekmen, H., ve Fişek . N. H. (1965) : Sağlık Hizmetine!Miknobiyoloji. I? Genel Mikrobiyoloji A. Ü. Tıp Fak. Yayınlarından. A. Ü.Basımevi. Sayı : 153 Sayfa : 289.31 — Salley, D. J. and Lıbby, B. L. (1947) : J. Immunol, 55:27. (Bak: SMITH,D. T. ve arkadaşları (1948) : Zinsser's textbook of bacteriology. Appleton-Century - Crofts. Inc., New York, Ninth Ed., Page : 160).32 — Sımmons, J. S. and Gentzkow, C. J. (1955) : Medical and Public Healt LaboratoryMethods. Lea and Febiger, Philadelphia.33 — Smıth, D. T. ve Arkadaşları (1948) : Zinsser'e textbook of bacteriology.Appleton - Century - Crofts, Inc. New York, Ninth Ed. P : 159,147.34 — Stuart, C. A. and Wheeler, K. M. (1847) : Serological methods. Pure CultureStudy of bacteria. Vol. 15, No. 3-4 Leaflet VIII.35 — Tanner, F. W. (1946) : Bacteriology. Third Ed., right printing. New York,John Wiley Sons. Inc.36 — Wallage. G. I. (1957) : Pathogenic Bacteriology. 326., University of IllinoisCollege of Liberal and Schiences, Dept. of Bacteriology, Urbana, 111. U. S. A.37 —• "VVılson, G. S. and Mile», A. H. (1957) : Topley and Wilson's principles ofbacteriology and immunuty, Edward Arnold (Fublishers) Ltd. London. FourthEd. Vol. II, page : 1315 -1316.87

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!