04.12.2012 Views

--KAPAK ARAÞTIRMA kopya - Kültür ve Turizm Bakanlığı

--KAPAK ARAÞTIRMA kopya - Kültür ve Turizm Bakanlığı

--KAPAK ARAÞTIRMA kopya - Kültür ve Turizm Bakanlığı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

mektedir. Bu yüzden kaleye çıkış kesiminin de bu yönlerden olduğu sanılmaktadır. Kalenin<br />

Ortaçağ <strong>ve</strong> Osmanlı Devleti döneminde kullanılmış olması, mimarî yapıların plânlarının<br />

değişmesine <strong>ve</strong> tahrip olmasına neden olmuştur. Kale duvarlarında kullanılan<br />

irili ufaklı andezit taşlar, çevrede bulunan zengin andezit yataklarından elde edilmiştir.<br />

Kalenin güneyinde çok büyük taşların arası daha küçük taşlarla doldurulmuştur, ancak<br />

bu durum duvarın örgü düzenini bozmuştur. Bu kesimde yıkılan duvarların kapı girişini<br />

yansıtıp yansıtmadığı anlaşılamamaktadır. Yıkılan duvar taşlarının arkasındaki dolgu<br />

tabakasında kullanılan andezit taşların fazla büyük olmadığı <strong>ve</strong> işlenmediği görülmektedir.<br />

Yine güney kesimde kayalığın doğal biçimine göre duvarın çok az da olsa kuleye<br />

benzer yarım ay biçiminde yapıldığı saptanmıştır. Kale duvarlarının nispeten sağlam<br />

kaldığı <strong>ve</strong> duvar örgüsünün belirgin olarak görüldüğü yer, doğu kesimidir. Taş dizisinin<br />

iki, üç, hatta dört sıra halinde günümüze değin korunduğu bu kesimdeki duvarların<br />

mevcut yüksekliği 1-1.80 m. arasında değişmektedir. Dış yüzleri <strong>ve</strong> birleşme yerleri<br />

düzeltilen iri taşların arasına, daha küçük taşlar da yerleştirilmiştir. Bu örgü biçimi, tıpkı<br />

güney duvarında olduğu gibi duvarın yapılış yöntemini <strong>ve</strong> anıtsallığını bozmaktadır.<br />

Doğu duvarının bir başka ilginç özelliği, duvarları güçlendirmek <strong>ve</strong> savunma yönünden<br />

üstünlük sağlamak amacıyla yapılan kurtin <strong>ve</strong> bastiyonlara yer <strong>ve</strong>rilmemiş olmasıdır.<br />

Bu eksikliği gidermek için duvarlara bir eğim <strong>ve</strong>rilmiştir. Ne yazık ki, kale içinde <strong>ve</strong> eteklerinde<br />

yok denecek kadar az çanak çömlek parçasına rastlanmıştır. Bu yüzden tarihleme<br />

konusunda kalenin konumu <strong>ve</strong> duvar örgü sistemi bir bilgi <strong>ve</strong>rebilmektedir. Özellikle<br />

daha küçük taşların üzerine konulan büyük taşlar, duvar örgüsünün düzensizliği <strong>ve</strong><br />

geç döneme ait olduğu konusunda çok önemli bir bilgi <strong>ve</strong>rmektedir. Taş duvarların düzensiz<br />

örgü biçimi, güney kesiminde yayvan yarım ay biçimli kule çıkıntısına yer <strong>ve</strong>rilmesi,<br />

kalenin M.Ö. 7. yüzyılın sonlarına doğru yapıldığına işaret etmektedir. Bu yüzden<br />

Yukarı Korhan, Aşağı Korhan <strong>ve</strong> İsabey göletlerinin de M.Ö. 7. yüzyılda yapılmış olduğu<br />

anlaşılmaktadır.<br />

Yukarı Korhan Kalesi, güneyde Küp Gölü <strong>ve</strong> yakın çevresine kadar uzanan yaylaları,<br />

göletleri <strong>ve</strong> su kaynağını koruyan çok önemli bir yönetim merkezidir. Hatta kale<br />

güney eteğine yayılan sivil yerleşim merkezi <strong>ve</strong> göletleriyle birlikte bu bölgenin en büyük<br />

yönetim <strong>ve</strong> ekonomik merkezlerinin başında gelmektedir. Ne yazık ki, sivil yerleşim<br />

merkezine ait konutların çok büyük bir kısmı, Ortaçağ <strong>ve</strong> Osmanlı Devleti döneminde<br />

kullanıldığından, büyük ölçüde tahrip olmuştur. Oldukça geniş bir alana yayılan konut<br />

kalıntılarının bir kısmı da, yeni yapılan yol çalışmaları sırasında tahrip edilmiştir. Urartu<br />

özelliğini koruyan konut kalıntıları, ancak kalenin güney eteğinde, aşağıya doğru teraslar<br />

halinde uzanan arazide, kayalıklar içinde görülebilmektedir. Örneğin kayalığın<br />

düzeltilmesiyle elde edilen boş bir alana, 8x9.5 m. büyüklüğünde bir oda yapılmıştır.<br />

Odanın girişinin kuzeydoğu kesimde olduğu sanılmaktadır. Ortalama 1.5 m. genişliğindeki<br />

duvarlarda iri taşlar kullanılmıştır. Duvarın iç <strong>ve</strong> dış kısmında dış yüzleri <strong>ve</strong> birleşme<br />

yerleri kabaca düzeltilmiş taşlar kullanılırken, ara kısımların doldurulduğu görülmektedir.<br />

Duvarlardaki taşların bazıları dört, bazıları ise üç sıra halinde günümüze<br />

ulaşmıştır.<br />

M.Ö. 7. yüzyılın sonlarında Urartu Krallığı’nın kuzeyden <strong>ve</strong> doğudan bir çekirge<br />

sürüsü gibi gelen İskitler tarafından yıkılmasından sonra, bu yöredeki Urartu kale <strong>ve</strong><br />

yerleşim merkezlerinin Pers egemenliğine kadar varlığını sürdürdüğü anlaşılmaktadır.<br />

Bölgenin Ağrı Dağı’nın eteklerinde olması <strong>ve</strong> ana yolların dışında kalması, küçük insan<br />

topluluklarının çok güçlü bir siyasî güç olmadan varlıklarını sürdürmesine olanak sağlamıştır.<br />

AfiA⁄I KORHAN GÖLET‹<br />

Aşağı Korhan Göleti, Korhan Kalesi’nin batı eteğinde <strong>ve</strong> Yukarı Korhan Göleti’nin<br />

de ortalama 450-500 m. kuzeyinde yer almaktadır (Çizim: 1). Deniz seviyesinden<br />

1950 m. yüksekliğindeki gölet, Yukarı Korhan Göleti’nden 22-23 m. daha aşağıdadır.<br />

Ortalama 95x47 m. büyüklüğündeki gölet, kabaca elips bir plân göstermektedir (Çizim:<br />

205

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!