13.07.2015 Views

3. Cilt - Kültür ve Turizm Bakanlığı

3. Cilt - Kültür ve Turizm Bakanlığı

3. Cilt - Kültür ve Turizm Bakanlığı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Kale Camii’nin bulunduğu alandan başlanarak yapılan araştırmada, suriçi bölümünde, kurumuş otların da olumsuz etkisi ile seramik buluntu ilekarşılaşılmamıştır (Resim: 2). Üst bölümde cami <strong>ve</strong> daha çok kuzeyinde olmaküzere kaya mimarisi kalıntılarının bulunduğu tespit edilmiştir. Bu durum camininbatısındaki ilk platformda da söz konusudur. Kalıntılar; mezar odası, sarnıç, dibek<strong>ve</strong> mağaralardan oluşmaktadır (Resim: 3, 4). Kalenin bulunduğu alanda, güneybölümde ise, bu türden kayaya oyulmuş birimlerin bulunmadığı görülmüştür.Kale Camii’nin batısında kalan <strong>ve</strong> ikinci platform olarak nitelendirdiğimiz,güneyde Aslanlı Burç’tan başlayarak kuzeye doğru gelişen ikinci bölümde yapılanaraştırmanın ana problemi, Kale Camii’ne yakın konumlanmış olma ihtimalibulunan bir saray yapısının aranması olmuştur (Resim: 5). Bu bölümün, olası biryapısal kurgu için düz <strong>ve</strong> geniş bir alan sunuyor olması, ayrıca aslanlı bir burçla,külliyenin bulunduğu alana hâkim bir noktada konumlanması, bu düşünceyigüçlü kılan özellikler arasında yer almaktadır. Adı geçen alanın kuzeyinde, bazımekânlara ait temel kalıntıları çıplak gözle de tespit edilebilir durumdadır. Ancak,yüzeyde küçük buluntuya rastlanmamıştır.Batıda yer alan <strong>ve</strong> sur içerisinde kalan nispeten geniş <strong>ve</strong> düz alanda, çıplakgözle yapılan araştırmalar sonucunda, mekânların varlığına işaret eden kimi temel<strong>ve</strong> duvar kalıntıları tespit edilmiştir. Bu bölümde dikkat çeken en önemli özellik; enüst noktadan başlamak koşulu ile zaman içerisinde büyük oranda doğal nedenlerlegerçekleşen toprak kayması sonucu, yaklaşık olarak 8-10 m. yükseklikte molozladolmuş olmasıdır. Dolgu, özellikle kuzeyde yer alan giriş bölümünde net olarakizlenebilmektedir. Sur içerisinde kalan bu alanda çoğunluk 12.-1<strong>3.</strong> yüzyıl <strong>ve</strong>18.-19. yüzyıla tarihlenen seramik buluntu ile karşılaşılmıştır. Bu bölümün, 12.yüzyıldan başlamak üzere 19. yüzyıla kadar yerleşim alanı olarak kullanıldığı,küçük buluntuların varlığından da anlaşılmaktadır 14 .Günümüzde, kale girişi olarak biri güneydoğuda diğeri ise batıda yer alan ikiaçıklık kullanılmaktadır. Güneydoğuda yer alan giriş, sonradan bu bölümdekiduvarın delinmesi sonucu oluşturulmuştur. Dehlize açılan giriş özgün değildir(Resim: 6). Mağara kuruluşundaki dehliz içerisinde kaçak kazı yapıldığına dairizler mevcuttur. Bugün ziyaretçiler tarafından kullanılan giriş burasıdır. Batıda yer14 Söz konusu seramikler, yüzey araştırmasının tamamlandığı 25 Ağustos 2006 tarihinde SivasMüzesi’ne teslim edilmiş, 28.08.2006 tarihinde Bakanlığa yaptığımız başvuruya 04.09.2006tarih <strong>ve</strong> 144291 sayılı yazı ile <strong>ve</strong>rilen olumlu yanıt sonrasında, ayrıntılı fotoğraf çekimi inceleme<strong>ve</strong> çizimlerinin yapılması amacı ile Sivas Müzesi’nden teslim alınmıştır.193

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!