13.07.2015 Views

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

"Maymun elini" dedi. Sonra dışarı çıktı. Dilâverhanım büyük bir güçlükle konuştu gene :"Annen, ninen nasıllar?" "Ninem üç gündürİstanbulda; öbür gün gelecek galiba" dedim."Selâm söyle. Size gelmek isterdim ama...Daldı gene Dilâver hanım. Müşfik çekiştirdikolumdan o zaman, "Haydi gidelim." Denizedoğru yürüdük, köşklerin yakasından. Bizi görünce, neden kızarmış olduğunu sordum Müşfiğe. Kulağıma, "Annemin eli saçlarımdayJıda ondan," diye fısıldadı; şaşırdım; hiç konuşmadıksonra; dolaşa dolaşa ilk buğday tarlasına vardık... Kısa, sert sapların, samanlarınüstünde, çıplaklığı —çıplak, çatlak, yanık, kararmışçıplaklığı— duya duya çıplak yola çıktık.Denize indik sonra. Çırılçıplaktı o daUzakta, çok, çok uzakta, bir kaç çatlak dalgakıvırcıklaşıyordu, ak, ak... Dümdüzdü denizFener solda, dimdik, yalnız, sarı ile, duruk,derin, koyu mavi - yeşilin arasında, aklığındayapayalnızdı. Sağda uzakta, Sarıkumun denizeyürüyen uzak burnunda, balıkçı Arifin evininpencerelerini, ışıltının içinden gördümsandım. Gök gürler gibi bir şey duyduk sonra.Fikrete bakıyordum. Birden döndük Müşfiğe.Çakıl sektiriyordu her zamanki gibi. Yadırgadımbu kez. Hiç konuşmamış olduğumuzu oîaraan anladım. Yadırgadım. Gene sustuk.Kavruk

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!