13.07.2015 Views

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ca iyiden/ iyiye sapıtmış," dedi biri. "Evimiyaktılar kahrolasıcalar." diyordu Hasan bey.Fikret çekti kolumdan. "Gel, Kör Meryemebakalım." Rahmi beyamca nerede, dedim ozaman. "Gelir neredeyse, babam erkenden telefonetti. İstanbuld'aymış. Nazmiye teyzem,onu bekliyormuş zpten. Ellerinde kalanı alıpİstanbula gideceklermiş. Gel Meryeme bakalım."Fikretin babasını düşünüyordum. İstasyonşefi olmakjtelefonu açıp İstanbuldakilerlekonuşmak, güzel bir şeydir herhalde. İstanbulda,babam da konuşur telefonda. Amaburadan konuştuğunu hiç bilmiyorum. Halûkbeyin evi, dört duvar kalmıştı önündengeçtiğimizde. Pencerelerden, dökük, kara karasıvalar görünüyordu koca koca direklerin arasından.Halûk bey nerede peki, dedim. "Uyuyormuşo. Neden sonra uyanmış da zor kurtarmışlar.Bütün arka taraf tutuşmuşmuş. Zatenkırık dökük evdi, ne yaptılarsa fayda etmedi.Çok bir şeyini de kaçıramadı. Kitapları,her şeyi yandı..." Zaten resimsiz kitaplardıonlar, bir gün karıştırmıştım, biliyorum."...Kurtarabildiklerini bir bavula doldurdu,bir şeyler söyledi. İstanbula gitti galiba. Erkenden.İtfaiyeler Hasan beyin evi kurtulsundiye uğraştılar. Üst kat gitti ama altı kaldı.Gel be artık, Meryemi göreceksin." Marsık ko-Kavruk 79

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!