13.07.2015 Views

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ların arası yeni kurumağa başlıyordu. Hortumutoplamışlardı, birden yokolmuştu. Otlaryemyeşildi, parlak, temiz, Marsık kokusunaballıbabaların kokusu katılıyordu. Pıhtı pıhtıbir koku. Sıcak, kekremsi, pıhtılaşmış bir koku.Gök kapkaraydı. Kan gibi kokuyordu hava.Gök bile kokuyordu. Nebile bisiklettendüştüğü gün de böyle bir koku vardı eczanede.Kara derisinin üzerinde kan kapkara duruyordu,kokuyordu böyle. Bir et kokusu,kanlı, yanık bir et kokusu. Gök kapkaraydı.Yağmur ne zaman yağdı, dedim. "Yangınısöndürdüklerinde yağmağa başladı. Sahi, senuyanmadın mı hiç?" Köşeyi döndük. Vıcık vıcık,kalabalık sokağa saptık. Fikret dürttü beni."Bak Hasan beye... Sahi sen hiç uyanmadınmı? Söylesene." Hayır, dedim. "Amma uykusendeki. Taa Demirli'den itfaiyeler geldi.Tulumbaların sesiyle bütün Sarıkum sarsıldıda sen duymadın ha? Atıyorsun." Hasan beyçırpmıyordu. Ona doğru gittik. "Üçte uyandım.Kapkaranlıktı. Annem bahçede babamlakonuşuyordu. Ablam giyiniyordu. Sonradanfarkına vardım, bahçeden bir aydınlık geliyordu.Haminnem aşağı indi, ışığı yaktı, yangınvar, dedi, Nazmiyelerin orada. Ablam bahçeyekoştu, biz de gittik arkasından. Sizin bahçedeannenle baban vardı, bizimkilerle konu-Kavruk 77

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!