13.07.2015 Views

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

duk, bu kadar koştuk, koşturdun beni. Atınısın sen. İç. Sen de serinle" Bana bakmadı bile.Ben katı katı durdum. Suladı, soktu içeri.Düğmelerini ilikledi. Sonra başını çevirdi. Gözgözegeldik. Dudağının ucu biraz kıvrıldı, gözlerikısıldı. Boynunu kırdı. Gülümsüyordu, köpeklere baktı sonra, onlar da kalktı, yerdenbir taş alıp çayıra doğru fırlattı, ikisi de taşlargibi fırladılar taşın ardından, o da koşmağabaşladıtrenbir yıkıntı gürültüsü içindetepemden geçmeğe başladıuzaktan gelişini duymadımdüdüğünü bileşakaklarım atıyor tekerlerin altındasustu sonra şaşaklarım dasustuuzaktalardı şimdi. Köye doğru koşmadılar.Taşı köyden yana atmıştı oysa. Ben köyedönecektim. Dönmeyecektim. Ardlarından koştum.Fikretin annesinin istediği tereleri attımelimden. Durdum. Avucumun terini pantolonumasildim. Köpeklerin sesi uzaktaydı. Azileride duruyordu Müşfik. Ağırlaştım. Gittimarkasında durdum. Bacakları boncuk boncukparlıyordu. Döndü. "Gel bebekçiye gidelim"dedi. Köpekler yemyeşil, havlaya havlaya gel-34 Beşinci Gün

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!