13.07.2015 Views

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Oysa harp, olmayacak bir şeydi, olmamalıydı.Babası duymuşmuş ikizlerin, hem radyodan.Yalandı ama. "Yurtta sulh, cihanda sulh,"dememiş miydi Ata? Daha geçenlerde bir yerdeokumuştum bunu. Demişti ya, Almanlar Ata'yı dinleyecek miydi? Pekâlâ geçmişti ama Alman askerleri geçen yılki cenaze töreninde;bacaklarını bir tuhaf atarak öne; büyük, amcanımkel başım hatırlatan miğferi eriyle...Umursamıyor değillerdi demek.Gene de uymuyorlardı ona. Ninem belkibunun için kızıyordu onlara. Haklıydı o halde.Hem sonra belki de radyo yalan söylemişti.Belki de Metin'le Çetin şakacıktan uyduruvermişlerdibu lâfı. Yoo ama, bisikletlerini çamurluarsaya, nasıl sürerlerdi, öyle olsa?... Doğruydubu lâf, doğruydu muhakkak.Demek Ata'nın dedikleri ellerini kollarınıbağlamıyordu Almanların. Ata ölmüş olduğuiçin mi yoksa?...Taşlığın kenarında, taşın sert soğuğu yavaşvavaş içime işlerken, bir yıl önceki cenazedünlerini, ancak bugün sarhoşluk diyebileceğim bir halle, nasıl yeniden yaşadığımı hatırlarım.Işıklar içinde bir kalabalığın aktığı, ağıraeır aktığı o yol geliyordu aklıma. TaksimdekiAnıttan Harbiyeye uzanan yol. Evimiz Anıtın26 Şarkısız Gecelerin İlki

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!