13.07.2015 Views

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

kaç gün içinde; büyümüş, çok büyümüş, koskoca bir adam olmuş gibiydi. Oysa bizi hiç düşündürmemiştiaramızdaki yaş farkı; onunlakonuşurken, altı yılı hiç getirmemiştim aklıma,o güne kadar...Ninem ağır ağır yukarı çıkarken, Fikretbeni yan odaya çekti. Kapıyı kapar kapamazyere çömeldi, karyolanın altından, kırmızı lokomotifin,yeşil vagonların, parlak çelik raylarındolduğu oyuncak kutusunu çekti. Trenleoynamak benden çok, onun hakkı gibi gelirdibana... Babası, Sarıkum istasyon şefiydi çünkü...Birden rahatlamış olduğumu hâlâ hatırlarım.Bir haftalık büyüklüğü savrulup gitmiştiFikretin. Keyfim yerine geldi, oyuna daldık.Oynamaktan yorulunca yere yatıp kitapokuduk. Odaya dolan güneş bizi, daldığımızuzak adalardan güçlükle getirdi Sarıkuma.Ama kimse tutamazdı bizi artık. Gene de, nineminbizi salıvermesini beklemiştik ya sokakkapısının önünde...Evin önünde uzanan çayırlık, balçık balçıktı.Ayaklarımız çamurdan ağırlasın yürüyemezoluncaya kadar koşmağa çalıştık. Bizimgibi öteki çocuklar da, epeydir unutulmuş birkapalılığı anlatmak istiyorlardı. Toplandığımız22 Şarkısız Gecelerin İlki

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!