13.07.2015 Views

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

tana gitmiştim. Yağmur yağmağa başlamıştısonra. Önce önemsememiştim. Hızlandığını görünce de dönmek istemiştim eve. Dönülebilecekgibi değildi artık. Dilâver Hanımın evininarkasındaki erikliğe, oradan da evin arka kapısınınsaçağı altına sığınmıştım. Kediler dolaşıyordubacaklarımın arasında. Evde çıt çıkmıyordu.Yağmur daha da hızlanmıştı. Artık yağmurdandeğil, gölleşen sulardan, sıçrayan çamurdankaçabileceğim bir yer arıyordum. Evebu ara dönmek iki kat azar işitmekti. Kapıyıda çalamazdım bu saatte. Birden kedilerin tekerteker kaybolduğunun farkına vardım. Evinköşesini dönüyor, geliniyorlardı bir daha. Bileklerimekadar sulara gömülerek ben de gittimoraya doğru. Köşeyi döner dönmez, açıkduran bodrum penceresiyle karşılaştım. Sarmaşık,taflan örtmüştü önünü. Güçlükle içeri süzüldüm.Bir koku sinmişti ortalığa. Önce onu duymuştum.Bodrumun alaca karanlığına alışıncada o inanılmayacak şeyi görmüştüm. O kuşpisliği, hayvan kokusu içinden bir camlı dolapbelirmişti. İstasyonda börek, poğaça satan ReşitUstanın camlı poğaça kutusunun bir eşi;Tekerlekli kocaman bir kutu, bir dolap. DilâverHanımın bodrumunda kocasının, malınıiçinde sattığı dolabın eşini görmek o kadar ga-Sarıkuma Giriş 17

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!