13.07.2015 Views

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ür görmez bağırmağa başladı, ama boğuk,peltek, kısık bir sesle... Nerede kaldın, bitiremedinmi kutuyu daha, bir şeyler daha kaldımı içinde, bir iki cıgara falan?... Eline sıkıştırdığımkutunun heyecanı içinde sustu.Elleri titriyordu karanlıkta, biliyordum, kibrityalımı da titrekti, sesi kesilmişti, derin derinsoluduğunu duyuyordum yalnız... Dumanıçekiyordu, emiyordu, cıgarası ortalığı aydınlatıyordu...Havada bir yanık kokusu vardı. Yıllarcaönce yanan Meryem'in bostanını ansıdım, başımıkorkuyla kaldırıp baktım. Artık yalnızen üst kattan ışık geliyordu. Ne duman vardıhavada ne yalım. Ama o yanık kokusu hâlâ geliyorduburnuma. Sonra bir yanık değil de birsaç, yağlı, yeni boyanmış bir saç bir kadın saçıkokusu olduğunu anladım, anlayıverdim.Bir kadm saçı kokusu, hafif yanık, yağlı birboya kokan bir kadın saçı... Alna doğru taşanbir boya gördüm sonra...Ne dikiliyorsun dedi babam - Reşit Bey -birden, ne dikiliyorsun? Sanki hiçbir zamangöğe, bana, içen bir adama, karanlıkta içenbir adama bakmadın şimdiye değin... Cıgarasınıisteyen, bekleyen, oğlundan istediği cıgarasıiki saatte gelmeyen bir adamın sabırsızlığınıhiç görmemişmiş gibi...Anahtar 145

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!