13.07.2015 Views

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

yikti şimdi. Koyuluk, aşağıdaki serinliğe doğruyol yol akıyordu. Denize dalar gibi akışkansıcaklığı böldüm. Merdivenler gıcırdamadı sanıyorum.Kapının hemen önünde, bir esintiiçinde, sıcağın ardımda kapandığını duydum.Terim soğumağa başladı. Öteki Çuhacılarınhepsi Demirliye gitmişti. Geç vakit döneceklerdi.Dışarının sıcağına daha sonra da dalabilirdim.Esintide, belki biraz da Suatı bekleyerekdurdum. Terim kuruyordu.IIDemirliye doğru çekiyordum. Sandalınbaşında, hâlâ küskün, bir eli denize sarkmış,uyukluyordu. Çok sonra fenerle Demirlininortasındaki kumluğun karşısına geldik. Küreklerhafiflemişti. Önce bir ığıltı duydum, sonrada altımızda kumlar ince ince gıcırdadı. Suyaatladım. Yosunları geçmiştik. Suatı dürttüm.Canlandı. Paçalarını sıvadı, atladı suya. Kırıkdemiri attık, sandalı saldık. Biraz ötede salınmağabaşladı. Güneş yarılmıştı iyiden iyiye.Kumlar kızmağa başlıyordu. Şimdi Sarıkumda,fenerle balıkçı Arifin evi arasında bir sürüinsan denize giriyor olmalıydı. Fenerin berisinde,bebekçi Osman öleli, tek insan kalmamıştı.Fenerle Demirlinin arasında yapayalnızdık.Sararmış kir, çok uzaklarda, bir yandanSarıkumun bir yandan da Demirlinin küçücükÇatal 117

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!