13.07.2015 Views

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

dibi oyuk gibidir, üstü bir saçak gibi denizeuzanır; kayanın dibine yuvarlanarak sokuldum.O da yuvarlandı, yanıma geldi. Başlarımızsaçağın altındaydı. "Söylediklerin..." dedim,"yersiz lâkırdılardı, biliyorsun..." Çekişmekistemiyormuşçasına, sustururcasma,"Evet, evet, gerekli olan anlaşmak, anlaşıyoruz"dedi. Sustum. Anlayamadım. Susuyorduk.Güneş denizin üzerinde yansımağa başladı.Ayaklarım ısınıyordu. Gevşedim, gevşediğiniduydum. Yüzüne çevirdim gözlerimi. Yunmuşyeşiller, kirpiklerin arasından, sızlatarak bakıyordu."Haydi" dedim, "sandala binmeyecekmiydik?"Kirpikler, gücenik, yeşilleri örttü. Güneşgözlerimin içine dek saplandı. Gene ondan yanabaktım. Elim, aralık ağzının üzerinden dolaştı,gözlerine süründü, saçına tutuldu. Çektim."Haydi kalk." Homurtusu elimi kaçırdı,parmaklarım kıvrılıverdi. Sandalın yanma gittim.Pabuçlarımı içine attım, "kalk" dedim birdaha. Neden sonra denize açılabildik...IÖnce dizleri titremeğe başladı. Sağır vuruşlarınıduyuyordum belimde. Sonra ağzı kapandı,elleri canlandı, gözleri yeniden baktı,içini çekti ağır ağır. "Gitme, gitme daha". Güçlükleanladım. Güneş başımı aşmıştı. Suat gel-Çatal 111

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!