13.07.2015 Views

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ile. Sol gözünü bir güneş damlacığı biraz ısıtırgibiydi. Kolum ellerinin ağır donu altındauyuşmağa başladı.IIBir şarkı gibi geliyordu uzaktan. Alacalısabahın içinde, gecikmiş, kararsız, koyu, acelesiz,acı, gücüyle doldurucu, gerici, bolartıcıbir şarkı gibi... Koşarak denize indim. Bir serinlikuçuyordu. Otlar kokularını salmağa başlıyordu.Kırışıksız deniz, kıyılarına çarptığıküçük dalgaları nereden çıkarıyor diye şaştım.Kenardaki çakıllara diktim gözümü. Önce birsürüklenme sesi, sonra hafif bir hışırtı, sonrada suyun kırılması duyuluyordu. Sandal herzamanki yerindeydi. Yanına gidip oturdum.Çakıllar soğuktu. Pabuçlarımı çıkardım sonra,paçalarımı sıvadım. Ayaklarımın ucuyla çakıllarıeşeledim, ıslak toprağı eşeledim. Suat yoldaniniyordu. Gözümün ucuyla kumlu yoldançakıllara geçmesini bekledim. Başımı kaldırmıyordum.Lâcivert keten üstlü, lâstik tabanlıpabuçları yanımda durdu. Buruşuk keten pantolonu,ince bacaklarının üzerinde, denizle çakıllarınönünde, bir sallantı içinde... Başımı ozaman da kaldırmadım. Elimi ince, sivri kemiklibileğine uzattım, tuttum, sıktım. Oturmakistediğini, oturmasını istediğimi sandığınısezdim o zaman. Bileğini daha çok sıktım.Çatal 109

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!