13.07.2015 Views

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

hiç görmeyeceğim odanın bu halini.belki de geçen akşam...HaklıydıIIKalan günler eksiliyordu. Suata iki günsonra İstanbula gideceğimizi söyleyince ben deo da bir tuhaf olduk. Oysa ikimiz de biliyordukbunu daha önce; biliyorduk, bekliyorduk.Çayırın ortasındaki ağacın dibindeydik. Başınıkaldırdı. Göğe mi baktı, yapraklara mı, bilmiyorum.Dizlerimin arasında, bozaran toprağınkoyu ot lekelerine saplıydı gözlerim. Uzaktan,eski bostanın içinden bir kurbağa sesi aradabir uzanıyordu bize değin. "Bak" dedi çok sonra,"odamın penceresi karanlık, bütün ötekipencereler aydınlıkken". Saçmaladığını düşündüğümüsanmasın diye baktım. Evlerinin ^.ütünodalarında ışık vardı; üçüncü katın birtek penceresi kapkaraydı. Camını ay parlatıyordu."Görsen odamı şu anlarda, nasıl kocaman,nasıl küçücük görünür... Ay başucunavurur yatağın. Her sev büvür, irileşir, her şeyuzaklara kaçar." "Odanı görmedim bu zamanlarda"dedim "doğru, ayısığmda hiç görmedimodam," "Göremeyeceksin de bundan sonra.Bu ^eceden sonra avm düşüşü, yıkımı başlıyor,p,ir dahakinde ise tstanbulda olacaksın."."Başka bV zaman da obır; avın bir dahaparladiğı, tolunay olduğu bir gece seni gör-102 Çatal

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!