13.07.2015 Views

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

90819f1c3862fb4fbd80db6103a4a4aefc0ad1be

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

girmiştim. Sarıkumun killi toprağı gene tabanınımaltında birikiyor, boyumu uzatıyor, benisal lana sendeliye, sancılı sancılı yürütüyordu.Fenere giden yoldaydım şimdi; az kalmıştıköyden çıkmama. Aklımdan, köy, diye geçirmemegüldüm sonra. Köy değil, insan bucakbile derken düşünürdü artık herhalde. Feneruzaktan göründü. O zaman, otelden cıkalıberiilk olarak başımı kaldırın bakmış olduğumunfarkına vardım. Deniz, turuncu bir ışıltı içindeakıyordu. Yumuşamış gibi duran fener, gö-RÜn, yarısı turuncu, yarısı belirsiz bir mavi ilekurşunînin arasında gidin gelen yumuşaklığına,bir başparmağın hafif bir bastırmasıylagömülmüştü sanki. Dolaylarında,, her zamankigibi*, sarı uğultulu buğdaylar eğilin bükülüyordu.Daracık yoldan buğday tarlalarının arkasındakicavırlara doğru yürüdüm. Feneri değil,evimizi görmek istivordüm. Gene de dolasadolaşa gidecektim ama..Cayırlar sansarı,, kuru. san sap sırıtan, ardalarla,pisipisilerle kaplıydı her zamanki gibi.. ,, , .Tren völuna kadar uzanacak, oradan gidecektimevimize; eskiden de gittiğim yoldan.Güneşte pişen cayırların önündeki beyaz yağlıb'oyalıl serin evi görecektim... Dalıyordum.Sarıklıma Giriş 11

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!