KAZANIMLARIMIZI CÜRETLE BÜYÜTECEĞİZ! - Yürüyüş

KAZANIMLARIMIZI CÜRETLE BÜYÜTECEĞİZ! - Yürüyüş KAZANIMLARIMIZI CÜRETLE BÜYÜTECEĞİZ! - Yürüyüş

13.07.2015 Views

Hikmet Sami Türk!Her yerde karşında birDidem Akman bulacaksın!Tecritveişkencedevamediyor!TAYAD’lılarAKP’ninzulmünesessizkalmıyor!SUSMUYOR!Tutsakların kanı var ellerinde! Bundantam 11 yıl önce, katliam ordusunun başındazafer(!) çığlıkları atıyor, hapishanelerikurtardığını ilan ediyordu.Katil Hikmet Sami Türk, 11 yılsonra bir koruma ordusu ile seçim çalışmasıyapıyor Ankara’da DSP adına!Bir katil, bir halk düşmanı olduğunu elbettegizlemeye çalışıyor seçim propagandalarında.Ama boşuna bir çaba.O her köşe başında korkuyla irkiliyor.Girdiği her sokakta ürperiyor. Katillerinunutulmayacağını, asla bağışlanmayacağınıçok iyi biliyor!Dinle Hikmet Sami Türk!Onların üzerinde “bir şey” olsun ya daolmasın; hapishanelerde zulmettiğin hertutsak, öfkesiyle, hesap sorma isteğiylesana karşı bir Didem Akman’dır. Bir reformistbile, bir adli tutuklu bile, seni birkaşık suda boğmaya hazırdır. Hiç yolu yok,tutsakların bu haklı öfkesinden kurtulamayacaksın.“Beni hatırladınız mı?”“Kolumu koparttınız!”Burdur Hapishanesi’nde bir saldırı sırasındakepçeyle kolu kopartılan Veli Saçılık,seçim çalışmalarını sürdüren HikmetSami Türk’ten hesap sordu!Türk’e, “Beni hatırladınız mı?” diyesoran Saçılık, Türk’ün “Hatırlayamadım”“Tecrit ne?”TAYAD'lı Aileler, 3-4 Haziran günlerindeİstanbul Mecidiyeköy’de Metrobüsdurağında masa açarak tecriti halka anlattılar.İmza topladılar.“Tecrit ne?” diye soranlara tecrit anlatıldı.Hapishanelerde katledilen tutsaklarınsorumlusunun halk düşmanı AKP iktidarıolduğu belirtildi.demesi üzerine, “Kolumu koparttınız,nasıl hatırlamazsınız, hatırlamanız lazım.Burdur’u ben hiç unutmuyorum, koptukolum, çöplükte bulundu.” dedi. Türk ise“Benimle ilgisi yok!” diyerek saldırıdakisorumluluğunu gizlemeye çalıştı.Parçalanıp, çöpe atılmıştı Veli Saçılık’ınkolu. Ve bir köpeğin ağzından aldılaro kolu. Hikmet Sami Türk, böyle birzulmün sorumlusuydu.“Sen doğa katliamını bırak,insan katilamının hesabını ver!”H. Sami Türk, günlerdir Ankara girişindeçadırlarda Ankara’ya girebilmekiçin direnişlerini sürdüren ve kendilerini“Büyük Anadolu Yürüyüşçüleri” olarakadlandıran çevreci grupları da seçim çalışmalarıçerçevesinde “ziyaret” etmeyekalkıştı. Kalkıştı çünkü, o ziyaret gerçekleşemedi.Bir düzen politikacısı gibi nutuk atacak,şirin gözükecek, oy isteyecekti. Ancak hiçkonuşturmadılar katili. Katlettiği tutsaklarınhesabını sordular. “Sen doğa katliamını bırak,insan katliamının hesabını ver” dediler.Nereye giderse gitsin, bir katil olduğuhep söylenecek!Nereye giderse gitsin! Hep karşısına DidemAkmanlar’ın çıkacağı korkusuyla yaşayacak!4 Haziran’da açılan masada seçimlerleilgili bildiriler de dağıtılarak, seçimlerinhalkın hiçbir sorununu çözmeyeceği çözümünmücadeleden geçtiği söylendi.24HAKLARIMIZI DİRENEREK SAVUNACAK

Tecritte Nasıl Diri Kalınır? Tecrite Karşı Nasıl Mücadele Edilir?TUTUKLAMALARDAKİ keyfiyetive zalimliği, birkaç gazeteci ve birkaç generalin Silivri Hapishanesi’neatılmasıyla FARKEDENLER!TECRİTİ, “ünlü” kişilerin tek kişilikhücrelere atılmasıyla KEŞFE-DENLER!Açın gözlerinizi; 19 Aralık2000’den bu yana tecrit hücrelerindetutulan devrimcileri görün.Açın kulaklarınızı; devrimcilerin 11yıldır anlattıklarına kulak verin.Tecrite karşı 11 yıldır sürdürülenmücadeleyi ve TAYAD’lı Ailelerindaha yeni başlattığı “Biz doğurduktecrite ezdirmeyeceğiz” kampanyasınıgörün...Tecrite karşı mücadeleyi devrimcitutsaklardan ve devrimci tutsakyakınlarından öğrenmeliyiz. Onlarındireniş tarihinde bu konuya dair tümsoruların cevapları verilmiştir.Hücre gözükmeyecek...Hücrede tek başına olunduğu, yani tecrit hissi verecekfotoğraf da yasak... Hücredeki nemli, küflü bölümlerin fotoğrafınıçekmek de yasak... Kameraların fotoğrafları yasak...Yasak, yasak, yasak... Yalnız “tecrit”in özgürlüğü varorada...Bu fotoğraf yasakları, gazeteci ve milletvekili adayıTuncay Özkan’ın Silivri Hapishanesi’nde fotoğraf çektirmekistemesi üzerine gündeme geldi.Tecrit üzerine açıklamalar yaptılar, Özkan veBalbaylar... Tecrit üzerine yazılar yazdılar onların düzenbasınındaki arkadaşları...Bu küflü, bu nemli, bu yapayalnız koşullarda insanlarıyaşatmanın işkence olduğunu yazdılar. Yazmalarıiyiydi, en azından arkadaşlarını sahiplenmeydi ama çokönemli, çok vahim eksiklikler vardı hep bu yazılarda.Eksik 1: O tecrit, ülkemizin hapishanelerinde yeniyaşanmaya başlanmamıştı. 2000 yılının 19 Aralık’ındanbu yana o tecrit altında yaşayanlardan söz etmiyorsanız,sizin tecrite karşı çıkışınız, tutarlı bir demokratlık, tutarlıbir insan hakları savunuculuğu değildir. Bunun adı“benim arkadaşım tecrit edilmesin, ama devrimciler tecritteinim inim inlesin, ölsün...” demektir ki; hangidemokratlığa sığdırılabilir böyle bir tavır?Eksik 2: O tecrit hücreleri gündeme getirildiğinde,tüm tutsaklar ve tutsak yakınları o hücrelere karşı çıkarken,arkadaşları Tuncay Özkan, katil bir bakanla, SamiTürk’le el ele vermiş, hücrelerin reklamını yapıyor,onların nasıl lüks odalar olduğunu kanıtlıyordu. Veçok çarpıcıdır; o zaman Tuncay Özkan’ın elindekikamera da, F Tiplerinin “kötü” yanlarını gizliyor, masanınüzerindeki naylon çiçeklere zum yapıyordu!Tuncay Özkan’ın ve onun yaşadıklarından hareketlebugün tecriti yazıp ona karşı çıkanların, bu çarpıcı olayadair söyleyecekleri bir cümle yok mudur? Bizce olmalıdır.Eksik 3: Bugün tecrit zulmünün, hücrelerdeki tecritişkencesinin uygulayıcısı, AKP iktidarıdır. Ancak AKPiktidarı tek değildir bu konuda. Bugün Balbaylar’ın milletvekiliadayı olduğu CHP, tecrit işkencesinin ortağıdır.Savundukları Ecevit ve DSP tecrit katliamının mimarlarıarasındadır. Savundukları ordu, tecrit katliamınınbirinci dereceden sorumlusu ve uygulayıcıları arasındadır.Onları da eleştirmeden, mahkum etmeden, tecritekarşı tutarlı bir tavır alınmış olunmaz.*Tecritin ne kadar acımasız olduğuna dair örnekleri 11yıl sonra anlatıyor bazıları. Biz 11 yıldır bunları anlatabilmekiçin defalarca öldük. Tecrit işkencedir gerçeğinianlatmaktı öncelikli amacımız. Ama demokrasinin olmadığı,faşizmle yönetilen bir ülkede, gerçeği anlatabilmek,sesini duyurabilmek, ölerek mümkündü bazen. Bizde öldük.Ölümlerimizi ve hala süren tecriti duymayanlar, duymazdangelenler, tecrit devrimcilere uygulansın ama düzengüçlerinin “kendi içlerinde” uygulanmasın diyenlerdirve onlar zulmün saflarındadırlar. Çıkın zulmünsaflarından.Seçimler için resim çektiren bir başka tutuklu, MustafaBalbay’dı. Balbay, kitapların arasına uzanıp poz vermiş.Balbay’ın o pozu verebilmesi bile, bizim 122 kez ölmemizinsonucudur. O pozu verebilmesi, bizim, F tiplerinin açılışındanitibaren 5-6 yıl boyunca kesintisiz gördüğümüz işkencelerinsonucudur. Katıdır ama gerçek budur.Devrimci tutsaklar 19 Aralık 2000’den bu yana, F Tiplerininhücrelerinde direniyor ve üretiyorlar. Bir veya üçkişilik hücrelerde, tecritin fiziki, psikolojik etkileri nasılen aza indirilir, devrimci tutsaklar, bu konuda müthiş birirade ve yaratıcılık sergilediler. Düşmana hiçbir noktadaboyun eğmezken, taleplerini adım adım kabul ettirdiler.Tecrit altında onuruyla, düşünceleriyle, siyasi kimlikleriyleyaşamanın destanını yazdılar ve yazmaya da devam ediyorlar.Sayı: 272Yürüyüş12 Haziran2011KAZANIMLARIMIZI CÜRETLE BÜYÜTECEĞİZ!25

Hikmet Sami Türk!Her yerde karşında birDidem Akman bulacaksın!Tecritveişkencedevamediyor!TAYAD’lılarAKP’ninzulmünesessizkalmıyor!SUSMUYOR!Tutsakların kanı var ellerinde! Bundantam 11 yıl önce, katliam ordusunun başındazafer(!) çığlıkları atıyor, hapishanelerikurtardığını ilan ediyordu.Katil Hikmet Sami Türk, 11 yılsonra bir koruma ordusu ile seçim çalışmasıyapıyor Ankara’da DSP adına!Bir katil, bir halk düşmanı olduğunu elbettegizlemeye çalışıyor seçim propagandalarında.Ama boşuna bir çaba.O her köşe başında korkuyla irkiliyor.Girdiği her sokakta ürperiyor. Katillerinunutulmayacağını, asla bağışlanmayacağınıçok iyi biliyor!Dinle Hikmet Sami Türk!Onların üzerinde “bir şey” olsun ya daolmasın; hapishanelerde zulmettiğin hertutsak, öfkesiyle, hesap sorma isteğiylesana karşı bir Didem Akman’dır. Bir reformistbile, bir adli tutuklu bile, seni birkaşık suda boğmaya hazırdır. Hiç yolu yok,tutsakların bu haklı öfkesinden kurtulamayacaksın.“Beni hatırladınız mı?”“Kolumu koparttınız!”Burdur Hapishanesi’nde bir saldırı sırasındakepçeyle kolu kopartılan Veli Saçılık,seçim çalışmalarını sürdüren HikmetSami Türk’ten hesap sordu!Türk’e, “Beni hatırladınız mı?” diyesoran Saçılık, Türk’ün “Hatırlayamadım”“Tecrit ne?”TAYAD'lı Aileler, 3-4 Haziran günlerindeİstanbul Mecidiyeköy’de Metrobüsdurağında masa açarak tecriti halka anlattılar.İmza topladılar.“Tecrit ne?” diye soranlara tecrit anlatıldı.Hapishanelerde katledilen tutsaklarınsorumlusunun halk düşmanı AKP iktidarıolduğu belirtildi.demesi üzerine, “Kolumu koparttınız,nasıl hatırlamazsınız, hatırlamanız lazım.Burdur’u ben hiç unutmuyorum, koptukolum, çöplükte bulundu.” dedi. Türk ise“Benimle ilgisi yok!” diyerek saldırıdakisorumluluğunu gizlemeye çalıştı.Parçalanıp, çöpe atılmıştı Veli Saçılık’ınkolu. Ve bir köpeğin ağzından aldılaro kolu. Hikmet Sami Türk, böyle birzulmün sorumlusuydu.“Sen doğa katliamını bırak,insan katilamının hesabını ver!”H. Sami Türk, günlerdir Ankara girişindeçadırlarda Ankara’ya girebilmekiçin direnişlerini sürdüren ve kendilerini“Büyük Anadolu <strong>Yürüyüş</strong>çüleri” olarakadlandıran çevreci grupları da seçim çalışmalarıçerçevesinde “ziyaret” etmeyekalkıştı. Kalkıştı çünkü, o ziyaret gerçekleşemedi.Bir düzen politikacısı gibi nutuk atacak,şirin gözükecek, oy isteyecekti. Ancak hiçkonuşturmadılar katili. Katlettiği tutsaklarınhesabını sordular. “Sen doğa katliamını bırak,insan katliamının hesabını ver” dediler.Nereye giderse gitsin, bir katil olduğuhep söylenecek!Nereye giderse gitsin! Hep karşısına DidemAkmanlar’ın çıkacağı korkusuyla yaşayacak!4 Haziran’da açılan masada seçimlerleilgili bildiriler de dağıtılarak, seçimlerinhalkın hiçbir sorununu çözmeyeceği çözümünmücadeleden geçtiği söylendi.24HAKLARIMIZI DİRENEREK SAVUNACAK

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!