yönetim sorunları - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

yönetim sorunları - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı yönetim sorunları - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

kitaplar.ankara.edu.tr
from kitaplar.ankara.edu.tr More from this publisher
13.07.2015 Views

üşmeler yapan yazar, görüş bildirme yazısını bitirip 3 Mayıs 1971 akşamıdaktilo ettikten sonra ertesi sabah kuruma bıraktı. 2Bunu izleyen günün sabahı kuruma uğrayan yazar, Genel Sekreterle,Yardımcısıyla MPM'nin yeniden düzenlenmesi konusu üzerinde görüştü.Bu görüşme sırasında Genel Sekreterin kendisine örgüt-yöntem danışmanlığıgörevini önermesi üzerine bir duraksama geçiren yazar, bir ikigün düşünmek için izin istedi. Güzün ilk haftalarında beklenen bir doğumdolayısıyla yaz aylarını Ankara'da geçirmek durumunda bulunanaile, yaptığı toplu değerlendirme sonunda, görevin getireceği ek katkınınsağlıyabileceği geçim kolaylığını da göz önünde bulundurarak bu öneriyeolumlu yanıt vermenin uygun olacağı sonucuna vardı.Genel Sekreter, 12 Temmuz 1971 günü yazara danışmanlığa atanmaişinin kesinleştiğini, buna sevindiğini bildirdi. Ertesi gün saat 09.30'dakuruma uğrayan yazar, Genel Sekreterle birlikte sözleşme taslağı üzerindeçalıştı. Ortaya konan sözleşmeye göre yazar, kuruma "Yönetim,Eğitim, Örgütlendirme Danışmanı" olarak alınmaktaydı. Yazar, sözleşmede,4936 sayılı Üniversiteler Yasasımn 115 sayılı yasayla değiştirilen31. maddesi uyarınca haftada on saati geçmemek üzere çalışma, ayrıcakendisinden beklenen görevlerden gerekenleri görev yeri dışında da yürütebilmekuralına yer verilmesini sağlamakta yarar görmüştü. Dahasonra yapılıp üniversiteye de bildirilen düzenlemeye göre, Danışman,kurumda Pazartesi, Çarşamba, Cuma günleri öğleden sonraları çalışacaktı.Buraya değin söylenenler, okuyucuya Danışman'ın bu göreve getirilmesineyol açan gereksinmelerle gelişmeler konusunda açık bir görüş kazandırmayayetecektir. Genel Sekreter daha sonraları Danışman'a "sizbeni tanımazsınız ama ben sizi uzaktan tanır, çalışmalarınızı takdir ederdim"diyerek onun Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü GenelMüdürlüğü sırasında yaptığı işlerden etkilenmiş olduğunu dolaylı bir biçimdebelirtmişti.Nisan 1965-Nisan 1968 arasında üç yıl süreyle TODAİE Genel Müdürüolarak eylemli yöneticilik görevinde bulunan yazar, bu kez ondanoldukça değişik bir danışmanlık deneyine başlamış, bir başka deyişle bir2 Daha önce Genel Sekreter, odasında yazara böyle bir görüş bildirme işi içinne kadar bir maddi karşılık isteyeceğini sormuş, bu gibi işleri kamu kesiminde hiçbirkarşılık söz konusu olmadan yapmaya alışık olan yazar ilk kez karşılaştığıböyle bir soruyu nasıl yanıtlayacağını bilemeyerek durumu onlarm değerlendirmesinebırakmıştı. Yazar daha sonra yeniden düzenleme yazanağını sunan meslekdaşınınbu konuda kurumla imzaladığı sözleşmede en çok bir ayını verdiği buçalışma için bir üniversite profesörünün o günkü koşullarda bir yıllık aylık toplamıtutarında bir karşılık istemiş bulunduğunu gördüğünde bu tür konulardane denli toy olduğunu bir kez daha anlamıştı.4

"komuta görevinden sonra bir "kurmay" görevinde deneyler edinmek fırsatınıbulmuş oluyordu. Ana görevi dolayısıyla bağlı bulunduğu üniversite,eğitim, araştırma, yayın yoluyla bilimin yayılıp gelişmesine çalışanbir kuruluştu. TODAİE ise yine eğitim, araştırma, yayın yoluyla Türkkamu yönetiminin gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla kurulmuştu.Şimdi çalışma süresinin bir bölümünü ayıracağı kurumun ana işlevleri deilk ikisi gibi eğitim, araştırma, yayındı. Danışman, şimdi de kendini yönetimalanındaki yaklaşık yirmi yıllık bilgi, deney birikimini değişik biraçıdan değerlendirip güçlendirebileceği yeni bir eylem alanı içinde bulmuştu.Burada öyküsü sunulacak danışmanlık deneyi, Ordu'nun Cumhuriyetdönemindeki üç yönetime el koyma eyleminden ikisinin yer aldığı oldukçaçalkantılı bir dönemi kuşatır. İlki 27 Mayıs 1960'ta gerçekleşen elkoymadan yaklaşık on yıl sonra ülkede tedirginlikler artmış, Ordu'nunyeni bir eylemine yol açacağı anlaşılan olaylar yoğunluk kazanmıştı. GenelKurmay Başkanıyla kuvvet komutanlarının Cumhurbaşkanına, MilletMeclisi ile Cumhuriyet Senatosu Başkanlıklarına 12 Mart 1971 günü verdikleri"muhtıra" üzerine Süleyman Demirel başkanlığındaki Adalet Partisihükümeti görevi bıraktı. Yeni hükümeti kurmakla 19 Mart 1971 günüNihat Erim görevlendirildi. CHP Genel Sekreteri Bülent Ecevit, parti içiayrılıkları da su yüzüne çıkaran bir davranışla 21 Mart 1971 günü bu görevdençekildi. 26 Nisan 1971 gününü izleyen gece yarısından başlayarakbütün yurtta sıkıyönetim uygulamasına başlandı. Sıkıyönetim komutanlıkları,18 Mayıs günü çok sayıda üniversite öğretim üyesini de içine alantutuklamalar yaptılar. Sıkıyönetim öncesinde olduğu gibi sıkıyönetimdensonra da, o günlerde öğrenci olayları olarak nitelendirilen olaylar sürmekteydi.Ülkedeki öbür yüksek öğretim kurumlarında olduğu gibi yazarınöğretim üyesi olduğu Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesindede boykotlar, "forum"lar, sınavları erteletme girişimleri birbirini izliyor,sınavlar ancak Sıkıyönetim Komutanlığınca alınan sıkı güvenlik önlemlerialtında yapılabiliyordu. 3 Otuz dört yıldır CHP Genel Başkanlığı göreviniüzerinde bulunduran İsmet İnönü, partisindeki düşüngüsel kaymalarkarşısında duyduğu tedirginliklerin de etkisiyle 8 Mayıs 1972 günü bugörevden çekildi. Toplumsal çalkantılarla atbaşı giden bir dizi hükümetdeğişikliklerinden sonra, Danışman'ın bu görevinden ayrıldığı 12 Temmuz1979 gününden yaklaşık bir yıl sonra, olgunlaşan olaylar 12 Eylül 1980 günüOrdu'nun ülke bütünlüğünü koruyabilmek için yönetime yeniden elkoymasını kaçınılmaz kıldı. Burada öyküsü sunulacak olan danışmanlıkdeneyinin yaşandığı dönemde ülkede egemen olan koşullar işte bunlardı.3 Bu olayların özellikle üniversite kesimindeki ayrıntılarını vurgulayan, ilkelden gözlemlere dayanan bir dökümü için aşağıdaki yayınımıza bakınız:Özkaynakça - Bir Deneme (AÜ SBF yayını, 1983), s. 59-63, 82-87.5

üşmeler yapan yazar, görüş bildirme yazısını bitirip 3 Mayıs 1971 akşamıdaktilo ettikten sonra ertesi sabah kuruma bıraktı. 2Bunu izleyen günün sabahı kuruma uğrayan yazar, Genel Sekreterle,Yardımcısıyla MPM'nin yeniden düzenlenmesi konusu üzerinde görüştü.Bu görüşme sırasında Genel Sekreterin kendisine örgüt-yöntem danışmanlığıgörevini önermesi üzerine bir duraksama geçiren yazar, bir ikigün düşünmek için izin istedi. Güzün ilk haftalarında beklenen bir doğumdolayısıyla yaz aylarını <strong>Ankara</strong>'da geçirmek durumunda bulunanaile, yaptığı toplu değerlendirme sonunda, görevin getireceği ek katkınınsağlıyabileceği geçim kolaylığını da göz önünde bulundurarak bu öneriyeolumlu yanıt vermenin uygun olacağı sonucuna vardı.Genel Sekreter, 12 Temmuz 1971 günü yazara danışmanlığa atanmaişinin kesinleştiğini, buna sevindiğini bildirdi. Ertesi gün saat 09.30'dakuruma uğrayan yazar, Genel Sekreterle birlikte sözleşme taslağı üzerindeçalıştı. Ortaya konan sözleşmeye göre yazar, kuruma "Yönetim,Eğitim, Örgütlendirme Danışmanı" olarak alınmaktaydı. Yazar, sözleşmede,4936 sayılı Üniversiteler Yasasımn 115 sayılı yasayla değiştirilen31. maddesi uyarınca haftada on saati geçmemek üzere çalışma, ayrıcakendisinden beklenen görevlerden gerekenleri görev yeri dışında da yürütebilmekuralına yer verilmesini sağlamakta yarar görmüştü. Dahasonra yapılıp üniversiteye de bildirilen düzenlemeye göre, Danışman,kurumda Pazartesi, Çarşamba, Cuma günleri öğleden sonraları çalışacaktı.Buraya değin söylenenler, okuyucuya Danışman'ın bu göreve getirilmesineyol açan gereksinmelerle gelişmeler konusunda açık bir görüş kazandırmayayetecektir. Genel Sekreter daha sonraları Danışman'a "sizbeni tanımazsınız ama ben sizi uzaktan tanır, çalışmalarınızı takdir ederdim"diyerek onun Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü GenelMüdürlüğü sırasında yaptığı işlerden etkilenmiş olduğunu dolaylı bir biçimdebelirtmişti.Nisan 1965-Nisan 1968 arasında üç yıl süreyle TODAİE Genel Müdürüolarak eylemli yöneticilik görevinde bulunan yazar, bu kez ondanoldukça değişik bir danışmanlık deneyine başlamış, bir başka deyişle bir2 Daha önce Genel Sekreter, odasında yazara böyle bir görüş bildirme işi içinne kadar bir maddi karşılık isteyeceğini sormuş, bu gibi işleri kamu kesiminde hiçbirkarşılık söz konusu olmadan yapmaya alışık olan yazar ilk kez karşılaştığıböyle bir soruyu nasıl yanıtlayacağını bilemeyerek durumu onlarm değerlendirmesinebırakmıştı. Yazar daha sonra yeniden düzenleme yazanağını sunan meslekdaşınınbu konuda kurumla imzaladığı sözleşmede en çok bir ayını verdiği buçalışma için bir üniversite profesörünün o günkü koşullarda bir yıllık aylık toplamıtutarında bir karşılık istemiş bulunduğunu gördüğünde bu tür konulardane denli toy olduğunu bir kez daha anlamıştı.4

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!