13.07.2015 Views

Multipl Skleroz Patogenezi ve Yenilikler - Klinik Gelişim

Multipl Skleroz Patogenezi ve Yenilikler - Klinik Gelişim

Multipl Skleroz Patogenezi ve Yenilikler - Klinik Gelişim

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Şekil 1: Lökositin, endotel ile ilk teması (tethering) sonrasında endotel üzerinde yuvarlanma fazı gelir. Selektin<strong>ve</strong> selektin ligandları arasındaki etkileşim burada rol oynamaktadır. Bir sonraki evrede, kemotaktik faktörlerlökosit yüzeyindeki reseptörlere bağlanarak, integrinlerin aktivasyonunu tetiklerler. İntegrinlerle, hücreadezyon moleküllerinin etkileşimleri sonucunda, lökositler endotele sıkıca yapışır (adezyon) <strong>ve</strong> migrasyonlarınıgerçekleştirirler (transmigrasyon) (Int.Dr.Fehim Esen tarafından çizilmiştir).layabilirler. MS’te hem mikroglia’lar, hem de astrositlerakti<strong>ve</strong> olurlar <strong>ve</strong> yüksek düzeyde majör doku uyuşumkompleksi (MHC) sınıf II moleküllerini eksprese ederler.24 Mikroglia <strong>ve</strong>/<strong>ve</strong>ya makrofajların antijen sunan hücreolarak ön planda rol oynadıkları ortaya konmuştur. 25Hücre-aracılı immün sistem hastalığı olarak değerlendirilenMS <strong>ve</strong> EAE’nin patogenezlerinde T hücrelerinin rolüön planda ele alınsa da, MS hastalarında hümoral immüncevabın önemi yeni <strong>ve</strong>rilerle ortaya konmaktadır. Son zamanlardabildirilen MS patoloji çalışmaları; patogenezdeB hücrelerinin önemli katkısına dikkat çekmektedir. 26,27Genetik faktörlerİkiz çalışmaları <strong>ve</strong> kardeşlerde yürütülen çalışmalarMS’e yatkınlıkta genetik faktörlerin etkili olduğunu düşündürmektedir.Günümüze kadar elde edilen <strong>ve</strong>riler,her biri orta derecede etkili olan birden fazla genin roloynadığına işaret etmektedir. Aday genleri tanımlamayayönelik çalışmalarda gelinen nokta; insan lökosit antijeni(HLA) lokusu ile IL2RA <strong>ve</strong> IL7RA allelerinin MS için kalıtsalrisk faktörü olabileceğini doğrulamaktadır. 2,26,28,29Hastalığın genetik geçişinde belli bir kalıtım paternigösterilemediğinden, MS’i “hastalığa yatkın kişilerde çevreseltetikleyici faktörlerle karşılaşıldığında ortaya çıkan,genetik olarak kompleks bir hastalık” olarak tanımlamakuygundur. Genetik ile ilgili en açık kanıtlar, kardeşler <strong>ve</strong>ikizlerde yürütülen çalışmalardan sağlanmış olup, monozigotikizlerde normal populasyona göre hastalık riski150-300 kat fazla bulunmuştur. 26Çevresel faktörler<strong>Multipl</strong> skleroz; Kuzey Avrupa, Kuzey Amerika, YeniZelanda <strong>ve</strong> Güney Avustralya gibi bölgelerde daha sık olmasınakarşın, Asya <strong>ve</strong> tropik bölgelerde daha nadirdir. 30İnsidans <strong>ve</strong> prevalansı ekvatordan uzaklaştıkça artmaktadır.31,32 Kadınlarda erkeklere nazaran daha sık görülmektedir.33 Güneş ışığı ile MS prevalansı arasındaki bağlantıdaha önceki ekolojik çalışmalarda gösterilmiştir. 34-38 MSpatogenezinde rol oynayan bir mikroorganizma henüzgösterilememiştir. Epstein-Barr virüs (EBV) enfeksiyonununrolü ileri sürülmekle birlikte, hangi mekanizmalarlaMS riskini arttırdığı tam bilinmemektedir. 39 Yakındönemde bildirilen bir çalışmada çoğu MS hastasınınbeyninde disregüle EBV enfeksiyonu olduğuna dair güçlükanıtlar bildirilmiştir. 40 Sigaranın MS hastalığı için riskartışına neden olduğuna <strong>ve</strong> MS progresyonunu olumsuzetkilediğine dair kanıtlar vardır. Ağır sigara içicilerindebu risk artışı %70 civarında rapor edilmektedir. 30<strong>Multipl</strong> skleroz’da heterojenite<strong>Multipl</strong> skleroz; klinik, radyolojik <strong>ve</strong> tedavi cevaplarıaçısından değerlendirildiğinde heterojen bir hastalık62<strong>Klinik</strong> Gelişim

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!