03.12.2012 Views

D - Savunma Sanayii Müsteşarlığı

D - Savunma Sanayii Müsteşarlığı

D - Savunma Sanayii Müsteşarlığı

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Zafer, "Zafer benimdir" diyebilenindir.<br />

Başarı ise, "Başaracağım" diye başlayarak sonunda<br />

"Başardım" diyebilenindir.


V<br />

M<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>ne<br />

yön veren<br />

uzman tedarik kurumu<br />

izyon<br />

Ülkemizin stratejik savunma ve güvenlik ihtiyaçlarına<br />

teknolojik gelişmeler doğrultusunda özgün yurtiçi<br />

çözümler sunan, uluslararası pazara entegre ve<br />

rekabetçi bir savunma sanayiine yön veren uzman<br />

tedarik kurumu olmak"<br />

isyon<br />

"Ülkemizin savunma ve güvenliğine yönelik TSK ve<br />

kamu kurumlarının sistem ihtiyaçlarını karşılamak,<br />

savunma sanayiinin geliştirilmesine yönelik strateji ve<br />

yöntemleri belirlemek ve uygulamak"


YAYIN KURULUNDAN<br />

Değerli okuyucularımız,<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>'nın 25. kuruluş yıldönümünü kutladığımız 2010<br />

yılının bu son sayısını, <strong>Müsteşarlığı</strong>mızın ve sektörümüzün bu dönemde yaşadığı<br />

tecrübeleri sizlerle paylaşmaya ayırdık.<br />

Kurucumuz ve ilk Müsteşarımız Sayın Vahit ERDEM'in de belirttiği gibi, 1985<br />

yılında sadece 1 Başkan ile doğan <strong>Müsteşarlığı</strong>mız, bu süre zarfında hızla yol<br />

kateden ve yaklaşık 30 milyar dolar mertebesinde savunma tedariği<br />

projelerini 400'e yakın uzman kadrosuyla hayata geçiren ve genç yaşına rağmen,<br />

kendisinden "<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>'ne Yön Veren Uzman Tedarik Kurumu" olarak<br />

bahsedilen bir kurum haline gelmiştir.<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>mızın kuruluşunun kazandırdığı ivme ile de, çeyrek asırlık dönemde;<br />

özgün ürünleri, ihracatı, Ar-Ge yatırımları, ana yüklenicileri ve KOBİ'leriyle hızla<br />

gelişen ve silahlı kuvvetlerimizin ihtiyaçlarını her geçen gün daha büyük oranlarda<br />

karşılamada önemli mesafeler kateden bir savunma sanayiinden söz edilebilir<br />

hale gelinmiştir.<br />

Bu sayımızda, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>'nda şimdiye kadar görev yapmış olan<br />

Müsteşarlarımızla yaptığımız söyleşileri, sektörümüzün 25 yıldaki gelişimini<br />

anlatan çalışmayı, yoğun bir emeğin ürünü olan sektör değerlendirmesini<br />

ve projelerimizden bazı başarı hikayelerini bulacaksınız.<br />

Dergimizin bu sayısı, diğerlerinden farklı olarak, <strong>Müsteşarlığı</strong>mızın 25<br />

yılı ve projelerimizden örneklerin verildiği tanıtım filmleri ile<br />

önceki sayılarımızın tümünün elektronik kopyalarını içeren<br />

bir CD ile birlikte siz okuyucularımıza sunulmaktadır.<br />

Nice çeyrek asırlara...


G NDE Yayın Sahibi <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

<strong>Müsteşarlığı</strong> Adına<br />

Murad BAYAR<br />

Danışma Kurulu Prof. Dr. Canan ÇİLİNGİR<br />

Prof. Dr. Aydın KÖKSAL<br />

Dr. Veysel YAYAN<br />

Dr. Faruk YARMAN<br />

Mehmet AKÇAY<br />

Necip BERKMAN<br />

Turgut ŞENOL<br />

Bu<br />

sayımızda <strong>Savunma</strong><br />

Yayın Kurulu Peyman ZEREN (Başkan)<br />

Osman KAYAKESEN<br />

Ahmet GÜRZUMAR<br />

Ayşegül TOKATLI<br />

Banu ÇETİN<br />

Bedriye CİCİOĞLU<br />

Canan KOŞAR<br />

Ender UĞUR<br />

Esra AYDEMİR<br />

Füsun KAYAALP<br />

İrfan ŞAHİN<br />

Kurtuluş İŞLEK<br />

Merve KOÇAK<br />

Muhammed Ali GÜLER<br />

Necmi KOLDAŞ<br />

Tamer ÖZDEMİR<br />

Tutku ÖNEL<br />

Zeynep YÜKSEL<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong><br />

Sorumlu<br />

Yazı İşleri Müdürü<br />

Necmi KOLDAŞ<br />

Fotoğraflar Veli YILDIRIM<br />

06<br />

09<br />

14<br />

16<br />

19 ORTAK<br />

Yayın İdare Adresi T.C. M.S.B.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong><br />

Nasuh Akar Mah.<br />

Ziyabey Caddesi 1407. Sokak<br />

No: 4 (06520) Balgat / ANKARA<br />

Tel: +90 312 411 90 00<br />

Faks: +90 312 411 93 86<br />

www.ssm.gov.tr<br />

yk@ssm.gov.tr<br />

ÜRETİM<br />

1990 - 2000<br />

Yayın Türü Ulusal Süreli Yayın<br />

Yayın Şekli 3 Aylık - Türkçe<br />

Yayın Tarihi Aralık 2010<br />

Tasarım ve<br />

Baskı<br />

<strong>Sanayii</strong> Müsteşarı<br />

Murad BAYAR<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Eski Müsteşarı<br />

Vahit ERDEM<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Eski Müsteşarı<br />

Yalçın BURÇAK<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Eski Müsteşarı<br />

Prof. Dr. Dursun Ali ERCAN<br />

Türk <strong>Savunma</strong><br />

<strong>Sanayii</strong>nin Kısa Tarihi<br />

Bülent E. BEYOĞLU,<br />

Abdurrahman KILIÇ<br />

Art Tanıtım<br />

Kızılırmak Sokak No: 27/10<br />

06640 Bakanlıklar / ANKARA<br />

Tel: +90 312 425 59 96<br />

Faks: +90 312 425 57 27<br />

www.arttanitim.com.tr<br />

art@arttanitim.com.tr


26<br />

31<br />

45<br />

68<br />

96<br />

Türk <strong>Savunma</strong> Sanayinin<br />

Ekonomik ve Mali Analizi<br />

Arzu G. KÜFLÜ<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nin<br />

25 Yılı<br />

Projelerimizden<br />

Başarı Hikayeleri<br />

Firmalarımızın<br />

25 Yılı<br />

Vefalı Personelimiz<br />

Bilge MOLVALI,<br />

Mehmet KABAK,<br />

Serdar DEMİREL<br />

"Tüm yayın hakkı <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>'na ait olup, ücretsizdir.<br />

Parayla satın alınmaz. Yazıların sorumluluğu yazarına aittir.<br />

Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.<br />

103<br />

110<br />

118<br />

125<br />

SSM'nin<br />

Kuruluşu Böyle Okundu<br />

SSM 25. Yıl<br />

Etkinlikleri<br />

Gündem<br />

Haberler


Murad BAYAR<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarılığı’ndaki<br />

görevime 1989’un ilk aylarında başladım. O<br />

gün itibari ile Müsteşarılığımızın kırkıncı<br />

çalışanı olmuştum. Şimdi ise kuruluşumuzun<br />

25. yılını kutluyoruz. Bir insanın hayatı<br />

açısından değerlendirdiğiniz zaman aslında,<br />

25 yaşına gelmiş bir kişinin hayata ilişkin<br />

sorumluluklarını yeni yeni üstlenmeye<br />

başladığı düşüncesi çerçevesinde, 25 yılın<br />

çok da uzun bir zaman olarak değerlendirilmesi<br />

mümkün değildir. Dolayısıyla, SSM'yi<br />

de bu kapsamda ele almak gerekmektedir.<br />

Bununla birlikte, SSM bu süreçte çok daha<br />

hızlı ilerledi ve sorumluluklarını tama yakın<br />

olarak üstlenebilecek bir noktaya geldi. 25 yıl<br />

içerisinde ciddi bir mesafe alındı. Geriye<br />

dönüp bakıldığında, bugün yetersiz olduğu<br />

düşünülen bir çok şeyin 25 yıl öncesinde<br />

aslında hiç olmadığı görülebilir. Bunun en<br />

önemli itici gücü ise, Silahı Kuvvetlerimizin<br />

modern silah sistemleri ile donatılması<br />

görevinin bütünsel olarak ele alınmaya<br />

başlanması olmuştur. 25 yılın sonunda bugün<br />

Türkiye’de özgün ürünleri, ihracaatı, ana<br />

yüklenicileri, alt yüklenicileri, KOBİ’leri ile<br />

gelişmiş bir <strong>Savunma</strong> sanayii sektörünün<br />

varlığından söz etmek mümkündür.<br />

SSM kurulduğunda -ki hâlâ bugün de öyle- o<br />

gün itibarıyla, Türkiye’de mevcut bu işi<br />

yürüten Milli <strong>Savunma</strong> Bakanlığı ve Kuvvet<br />

Komutanlıkları vardı. Aslında SSM henüz<br />

yokken de, silah sistemleri ordumuzun<br />

envanterine giriyordu. Ancak günümüzde


SSM, 360 kişilik bir kurum olarak uzmanlığıyla<br />

varlığını ortaya koymaktadır.<br />

Bu süreçte kurumun ne kadar başarılı olduğu<br />

sorusu önem taşıyor. Tabii ki bunun değerlendirmesi<br />

de yapılmaktadır. Halihazırda<br />

Stratejik Planı'nın ilki yürürlükte. Önümüzdeki<br />

5 yıllık dönemi kapsayacak olan ikinci planın<br />

hazırlık çalışmaları da devam ediyor. Şu<br />

biliniyor ki, SSM'nin paydaşları, SSM'ye<br />

kendisinin verdiğinden daha yüksek not<br />

vermekteler. SSM kendine daha düşük not<br />

veriyor. Baktığımızda projelerin büyük oranda<br />

arttığını görüyoruz. Tabii bu Silahlı Kuvvetlerin<br />

projelerinin artmadığı anlamına gelmiyor.<br />

Silahlı Kuvvetlerin zaten benzer bir ihtiyaç<br />

grafiği vardı ve bunlar değişik yöntemlerle<br />

karşılanıyordu. Bununla birlikte, SSM'deki<br />

projelerin artması Türkiye’deki toplam<br />

savunma harcamalarının artması anlamına<br />

da gelmiyor. Ayrılan kaynakta geçmiş yıllara<br />

göre artış olmamasına rağmen projelerin<br />

artmış olması, tedarik yapısı içerisinde<br />

sanayiye dönen projelerin artması anlamı<br />

taşımaktadır. Önceleri daha çok hazır alım<br />

olarak yürüyen projelerin şimdi sanayi eli ile<br />

yürütülmesi anlamına geliyor.<br />

Bu noktada tabii Silahlı Kuvvetler, SSM'nin en<br />

önemli paydaşı konumunda. Dolayısıyla en<br />

önemli paydaş olarak sürece inanmaları<br />

sağlıklı bir yapının kurulması ve devam<br />

ettirilmesi için gerekli koşul olarak ortaya<br />

çıkmaktadır. Mevcut 3238 sayılı Kanun'da<br />

SSM için iki temel görev belirlenmiştir. Bu iki<br />

temel görev, “Silahlı Kuvvetlerin modernizasyonu”<br />

ve “<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>’nin geliştirilmesi”.<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>n başarısı ise, bu iki temel<br />

görevi dengeli bir şekilde yürütmesinde<br />

yatmaktadır. Eğer bu alanlar arasında bir<br />

denge kurulmazsa ve birinden birine fazla<br />

yük binerse diğer ayak boşta kalabilir. Silahlı<br />

Kuvvetlerin ihtiyaçlarını gidermenin kısa ve<br />

etkin yolu, kendini kanıtlamış hazır ürünler<br />

kullanmaktır. İhtiyacın bu şekilde temin<br />

edilmesi ise, sanayi ayağının boşa çıkması<br />

anlamına gelmektedir. Öbür tarafta bütün<br />

ihtiyacın yurtiçi olanaklarla karşılanmaya<br />

çalışılması, ihtiyacın çok geç temin edilmesi<br />

belki de hiç temin edilememesine neden<br />

olabilecektir. Bu durumda, Silahlı Kuvvetlerin<br />

modernizasyonu anlamındaki görevlerde<br />

aksama meydana gelebilecektir. Bununla<br />

birlikte, iki alan arasındaki dengeyi<br />

kurabilmek ve sürdürebilmek, yerli sanayi<br />

yeteneklerine bağlı olmaktadır. Bu noktada<br />

SSM olarak, ilk kuruluş aşamasından itibaren<br />

sanayinin mevcut yeteneklerinin ötesinde<br />

hedefler içinde olundu. Bu süreçte riskler<br />

üstlenildi. Risklerin üstlenilmesi aşamasında<br />

Silahlı Kuvvetler de zaman açısından esnek<br />

davranabildi. Bütün bu maliyetlere beraberce<br />

katlanıldı. Bugün de bunu yapmaya devam<br />

ediyoruz. Bu açıdan bakıldığında SSM 25<br />

yılda başarılı bir görev gerçekleştirmiştir.<br />

Bugün itibariyle savunma sanayiinde ulaşılan<br />

seviyeye bakıldığında:<br />

� Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaç duyduğu<br />

ana silah sistemlerinin bir çoğu artık<br />

ülkemizde geliştirilmekte ve üretilebilmektedir.<br />

Artık henüz ihtiyaç tanımlama<br />

aşamasında projeler “yurt içi geliştirme”<br />

olarak planlanmakta, “yurt dışı hazır alım”<br />

%10’ların altına düşmüş bulunmaktadır.<br />

� <strong>Savunma</strong> sanayii sektörü yıllık 500 Milyon<br />

Dolar tutarındaki Ar-Ge harcaması ile<br />

ülkemizde teknolojiye en fazla yatırım<br />

yapan sektör konumuna yükselmiştir.<br />

Türkiye’nin en çok Ar-Ge mühendisi<br />

çalıştıran kuruluşlarının başında savunma<br />

sanayii kuruluşları gelmektedir.<br />

� <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İmalatçılar Derneği<br />

(SaSaD)’ın üye sayısı 100’ü aşmıştır.<br />

Dünyada ilk 100 savunma sanayii şirketi<br />

arasına bir Türk şirketi girmiş ve ISO-500<br />

Türkiye’nin en büyük sanayii şirketleri<br />

sıralamasında 11 savunma sanayii şirketi<br />

yer almıştır.<br />

� <strong>Savunma</strong> sanayii ihracatımız 1 Milyar<br />

Dolar hedefine yaklaşmıştır. Dünya<br />

orduları ülkemiz tarafından tasarlanan<br />

kara ve deniz araçları ile silah ve elektronik<br />

sistemleriyle<br />

edilmektedir.<br />

artan bir hızda teçhiz<br />

� Yan sanayi ve KOBİ’lerin savunma<br />

sanayiine katılımları sağlanmış, sadece<br />

OSTİM’de 71, ODTÜ Teknokent’te 74<br />

şirketimiz savunma sanayiine tasarım ve<br />

üretim yapar konuma yükselmiştir. Ülke<br />

çapında savunma sanayiine katılan<br />

KOBİ’lerimizin sayısı 1000’i aşmıştır.<br />

� Üniversitelerimiz ve araştırma enstitülerimiz<br />

yoğun bir şekilde savunma sanayii<br />

Ar-Ge projelerine dahil edilmiş, bugün<br />

itibariyle 20’den fazla üniversitemiz fiilen<br />

savunma sanayiine ilişkin ileri teknolojileri<br />

geliştirme aşamasına gelmişlerdir.<br />

<strong>Savunma</strong> sanayii sektörünün yakın dönem<br />

geleceği ise, bugün atılan temeller çerçevesinde<br />

şu şekilde tarif edilebilir:<br />

� Ana silah sistemlerinin geliştirme ve<br />

üretim aşamalarını tamamlayarak TSK<br />

envanterine kazandırmak;<br />

ATAK Helikopteri<br />

Altay Ana Muharebe Tankı<br />

MİLGEM Korveti<br />

ANKA İnsansız Hava Aracı<br />

GÖKTÜRK Gözlem Uydusu<br />

Hava <strong>Savunma</strong> Sistemi<br />

� Milli Piyade Tüfeği<br />

� Dünyada ilk 100 savunma sanayii şirketi<br />

arasında 3 firmamız ile yer almak,<br />

� Dünyada kendi kategorilerinde başa<br />

oynayan ürünlere sahip olmak,<br />

� Ülke sanayii, üniversiteleri ve araştırma<br />

kuruluşları ile uzun dönemli işbirlikleri<br />

kurarak Türkiye’nin sanayii ve teknoloji<br />

tabanına güçlü bir katkı yapmak,<br />

� Türkiye’nin milli gücünü oluşturan etkin<br />

unsurlar arasına girmek,<br />

Uzun dönemde ise, kavramsal geliştirme<br />

kararı <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Komitesi’nin<br />

Aralık 2010 toplantısında alınmış bulunan<br />

Muharip Jet Uçağı ve Jet Eğitim Uçağı<br />

projeleri ile birlikte Dünyada savunma sanayii<br />

en gelişmiş 10 ülke arasına girmeyi<br />

hedeflemekteyiz.<br />

SSM, şimdiye kadar, mevcut yapı içerisinde,<br />

yani yapısal bir düzeltme olmadan neler<br />

yapılabilir düşüncesi içinde olmuş ve bunda<br />

da başarılı olmuştur. Türkiye toplamda<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> alanında belli bir yere<br />

oturabilir, belli ürün kategorilerinde dünyada<br />

ilk üçe girebilir bir konumda bulunmaktadır.<br />

Ancak, sektörde dünya üzerinde söz sahibi<br />

ülkelere bakıldığında, başarının belirli ürün<br />

kategorilerindeki başarıdan değil, etkin ve<br />

güçlü bir teşkilatlanmaya bağlı olduğu<br />

görülmektedir. Süre içerisinde özgün<br />

geliştirme projelerine ciddi kaynak aktarımları<br />

gerçekleştirildi. Ancak bu projeler Ar-Ge<br />

projeleri ile desteklenemedi. Dolayısıyla,<br />

özgün geliştirme projelerinde hâlâ olgun<br />

teknolojiler kullanılıyor. Özgün projelerde<br />

sistem mühendisliği ve ürün geliştirme<br />

yapılmakla birlikte, teknoloji geliştirilemiyor.<br />

Dünyadaki gelişmiş ülkelere bakıldığında<br />

<strong>Savunma</strong> bütçelerinin %5-15’i tutarındaki bir<br />

meblağ, Ar-Ge faaliyetlerine ayrılmaktadır. Bu<br />

miktarın ülkemiz şartlarında Ar-Ge faaliyetlerine<br />

ayrılması mümkün gözükmemekle<br />

birlikte, hem malî açıdan hem de teknoloji<br />

07


üretim kapasitesi açısından mevcut yapının<br />

geliştirilmesi gerekli koşul olarak ortaya<br />

çıkmaktadır.<br />

Sonuç olarak, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>'nın,<br />

25 yılda kendisine tahsis edilen<br />

imkânları son raddesine kadar kullanarak,<br />

verilen imkanların çok ötesinde bir hizmet<br />

yaptığını söylemek mümkün görünmektedir.<br />

Görünen o ki, savunma sanayii sektörü<br />

kuruluş aşamasını tamamladı. Halihazırda<br />

SaSaD üyesi 100’den fazla imalatçı şirket ve<br />

bini aşkın KOBİ sektörü oluşturmaktadır.<br />

Ancak, Türkiye için <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>’nde<br />

ciddi bir hedef içinde olunacaksa, anılan<br />

sayılar yeterli değildir. Bu yapıların hem kamu<br />

tarafında hem sanayi tarafında ciddi bir<br />

şekilde ve baştan ele alınması gerekmektedir.<br />

Bugün gelinen aşamada çeyrek asırlık<br />

tecrübe ile durumu ortaya yatırıp ciddi bir<br />

hedefle yeni bir yapılanmaya gidilmelidir. O<br />

zaman zaten devletin bu alana tahsis ettiği<br />

ama bir arada görünmeyen kaynaklar çok<br />

daha etkin bir hale getirilebilir. Sektörde yer<br />

alan imalatçı kuruluşların uluslararası<br />

düzeyde profesyonel bir yapılanmayı<br />

hedeflemesi gerekmektedir.<br />

SSM'nin ileriye yönelik kurumsal hedefleri ise<br />

şu şekilde ifade edilebilir:<br />

� 2007 yılında birincisini yayınladığı<br />

Stratejik Plan ile başlattığı stratejik<br />

yönetim uygulamasını sürdürülebilir bir<br />

seviyeye ulaştırmak,<br />

� Kurumsal yönetim sistemini tekrarlanabilir<br />

süreçleri ve güncel bilgi teknolojileri<br />

ile etkin bir konuma getirmek,<br />

� İnsan kaynakları uygulamalarını çağdaş<br />

prensipler doğrultusunda olgunlaştırmak,<br />

� Çalışma modeline uygun modern bir<br />

idare binasına kavuşmuş olmak ve<br />

� <strong>Savunma</strong> tedarik sistemini bütünsel<br />

olarak ele alarak bünyesine entegre<br />

etmektir.<br />

Bugün yola çıktığı istikamette bu hedeflere<br />

ulaştığında SSM bütün boyutları ile dünyada<br />

muadilleri arasında saygın ve ülkemizde<br />

“Örnek Kamu İdaresi” konumuna yükselmiş<br />

olacaktır. Bu yolculukta birinci etken üstün<br />

nitelikli ve motivasyonu yüksek çalışanlara<br />

sahip olmaktır. Çalışanlarının seçilmesi,<br />

yetiştirilmesi ve değerlendirilmesi hususlarında<br />

en titiz davranan kamu kuruluşlarının<br />

başında gelen <strong>Müsteşarlığı</strong>mızın, sahip<br />

olduğu profesyonel kadrosu ile gerek<br />

kurumsal gerekse sektöre dair hedeflerini<br />

başarıyla gerçekleştireceğine inancım<br />

tamdır.


<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>nın kuruluşu<br />

nasıl olmuştur? Size göre neden böyle bir<br />

kuruluşa ihtiyaç duyulmuştur?<br />

1984 yılı başında Turgut Özal seçimleri<br />

kazanarak tek başına iktidara gelmişti. Turgut<br />

Özal, o güne kadar el atılmamış sahalara<br />

yönelmek üzere büyük bir reform paketiyle<br />

hükümet icraatına başladı. Bu reform<br />

alanlarından biri de <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> idi.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>nın kurulmasına<br />

esas teşkil eden ve ilham veren Toplu<br />

Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresinin kuruluşu<br />

ve kanunu. 1980’lerin sonunda Türkiye'de<br />

ciddi bir konut sıkıntısı vardı, Ankara'da<br />

kiralık ev bulmakta zorluk çekiliyordu ve iki<br />

sayfalık bir kanunla Toplu Konut ve Kamu<br />

Ortaklığı İdaresi Kanunu çıktı. Bunun<br />

içerisinde temel altyapı yatırımlarıyla ilgili<br />

konularda senet çıkararak kaynak yaratmak,<br />

yeni altyapı yatırımlarına finansman kaynağı<br />

bulmak fikri yatıyordu ve ilk başlandığında<br />

Başkan olarak tayin edildim. Başkanlığım bir<br />

oda ile başladı. Sonrasında ise, iki yıl<br />

içerisinde 200 binin üzerinde konut inşaatı<br />

tamamlandı, Türkiye'nin her tarafında âdeta<br />

bir konut seferberliği başladı. Bu başarı<br />

üzerine, yani bu iyi örnek üzerine daha<br />

doğrusu, onun kanununa benzer <strong>Savunma</strong><br />

<strong>Sanayii</strong> Geliştirme ve Destekleme İdaresi<br />

kurulmasına dair bir kanun çıktı, o da bir<br />

buçuk iki sayfalık kısa bir kanun. Sayın Özal,<br />

bu kurumun başına da beni atadı. Tabii,<br />

teşkilatı kurmak, belli safhaya getirmek zor.<br />

Ben içimden “Eyvah” dedim. Tabii yeni bir<br />

kurumu belli safhaya getirmişken yeniden<br />

Vahit ERDEM<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong><br />

Kurucusu ve ilk Müsteşarı<br />

sıfırdan başlayacağız. Sonuçta, <strong>Savunma</strong><br />

<strong>Sanayii</strong> Geliştirme ve Destekleme İdaresi<br />

Başkanlığına asaleten, yine Toplu Konut ve<br />

Kamu Ortaklığı Başkanlığı’nı da yürütmek<br />

üzere vekâleten atandım.<br />

Bir defa, bunlar belki daha önce düşünülmüş,<br />

tasarlanmış, reform paketlerinin parçaları.<br />

Biliyorsunuz, bizim savunma sanayiimiz o<br />

dönemden önce kapalı bir kutuydu. <strong>Savunma</strong><br />

Bakanlığı ve Silahlı Kuvvetler yönetimi<br />

çerçevesinde doğrudan satın alıma dayalı bir<br />

sistemdi. Bununla birlikte, Silahlı Kuvvetlerin<br />

vakıflarına bağlı bir gelişme de izleniyordu.<br />

Bilhassa Kıbrıs savaşından sonra karşılaşılan<br />

zorluklar dolayısıyla kara, deniz, hava<br />

kuvvetleri vakıfları kuruldu. Bu vakıflar<br />

vasıtasıyla da yatırım yaparak savunma<br />

sanayinin gelişmesine katkıda bulunulmaya<br />

çalışılıyordu. Yani <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>nın<br />

kuruluşundan önce. Tabii, o şekliyle<br />

büyük bir atılım yapmak mümkün değildi,<br />

vakıf işi değil bu, devlet politikası olması<br />

gereken bir konu. Türkiye savunma<br />

sanayiisine çok büyük, daha doğrusu<br />

savunma ihtiyaçlarına, silah sistemlerine<br />

büyük para harcayan ülkelerden birisi. Millî<br />

gelirinin -o zamanlar- yüzde 5’i kadarı<br />

savunmaya ayrılıyordu. Diğer ülkelerle<br />

mukayese ettiğimiz zaman, yani NATO<br />

ülkeleri içerisinde en yüksek kaynak ayıran<br />

ülkelerden biriydi. Bu kadar kaynağı<br />

ayırmamızla birlikte, bu kaynaklar tamamen<br />

dış firmalara gidiyordu. İşte, Amerika’dan<br />

FMS kredisi yoluyla silah ve araç-gereç<br />

tedarik ediyorduk. Almanya’dan yine bazı<br />

09


kullanılmış askerî araç-gereç alıyorduk.<br />

Böyle bir yapı vardı.<br />

O yapının değişmesi gerekiyordu. İşte bu<br />

yapının değişmesi için <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

Geliştirme ve Destekleme İdaresi kuruldu.<br />

Son derece isabetli, geç kalınmış, ama tabii<br />

zararın neresinden dönerseniz o kadar kârdır<br />

derler, o sebeple de kurulması gereken zaruri<br />

bir kurumdu.<br />

“Böyle bir kuruma neden ihtiyaç duyulmuştur?”<br />

sorusu ile ilgili olarak da, vurgulayarak<br />

şunu söyleyeyim: Türkiye kritik bir coğrafyada.<br />

NATO üyesi bir ülke olmakla birlikte,<br />

diğer NATO üyesi ülkelerle mukayese<br />

ettiğiniz zaman, doğu-batı ve kuzey-güney<br />

arasında bir köprü niteliğinde. Doğumuzda<br />

hiçbir demokratik ülke yok, hele o<br />

dönemlerde. Hepsi bir manada Türkiye ile<br />

soğuk ve iyi münasebeti olmayan ülkeler.<br />

Aynı zamanda komünizmin devam ettiği,<br />

Sovyetler Birliği’nin devam ettiği bir dönem.<br />

Yunanistan’la problemlerimiz var. Kıbrıs<br />

savaşı esnasında Amerika Birleşik Devletleri’nin<br />

koyduğu ambargoyla çektiğimiz<br />

büyük sıkıntılar var. Yani en azından kritik bazı<br />

üretimleri yapamayışımızın acılarını çeşitli<br />

vesilelerle çektiğimizi biliyoruz. Bilhassa<br />

Kıbrıs hadisesi bunu çok net bir şekilde ortaya<br />

koydu. O bakımdan, bizim gibi savunma<br />

harcamalarına büyük önem veren, büyük<br />

savunma harcaması yapan, sayısal olarak<br />

NATO’nun ikinci büyük ordusu olan böyle bir<br />

ülkenin kendi sanayisini bu alanda geliştirmemesi<br />

çok büyük eksikliktir. Türkiye<br />

çapında, Türkiye büyüklüğünde olup da hele<br />

böyle bir stratejik mevkide olan bir ülkenin<br />

kendi savunma sanayisini geliştirmemesi<br />

diye bir şey söz konusu olamaz. Ama o<br />

zamana kadar öyle gitmiş maalesef. Ve<br />

harcamalarımız da tamamen doğrudan dış<br />

alım yoluyla yabancı ülkelere gidiyordu. FMS<br />

dediğimiz kredileri dört gözle beklerdik o<br />

zaman, çok beklediğimiz bir kredi olurdu her<br />

sene, ne kadar verecekler diye. Hâlbuki FMS<br />

içerisinde bir kısım hibe, diğer kısımlar kredi.<br />

Toplamda baktığımız zaman FMS’nin bize<br />

maliyeti oldukça yüksek. Direkt üretici<br />

firmadan alınsa belki daha ucuza mal olacak.<br />

Çünkü herhangi bir silahın lojistik maliyeti<br />

kendi maliyetinin çok üzerindedir. On yıllık<br />

süreyi dikkate alırsanız, kendi maliyeti lojistik<br />

maliyetinin yanında –tabi bu, alınan silah<br />

sistemine bağlı bir değişken- yüzde 15<br />

civarındadır. Bunu da ben Sayın Turgut Özal’a<br />

anlattığımda, “Eski hükümetlerin dört gözle<br />

beklediği FMS kredisinden vazgeçelim”<br />

ifadesinde bulundu ve o konuda da biz bir<br />

çalışma yaptık. Ve o çalışmanın sonunda,<br />

Sayın Özal Amerika Birleşik Devletleri’ne<br />

yaptığı ilk seyahatinde “No aid, more trade”<br />

cümlesini kullandı. “Yardım istemiyoruz, artık<br />

ticaret istiyoruz.” O zamanki adıyla <strong>Savunma</strong><br />

<strong>Sanayii</strong> Geliştirme ve Destekleme İdaresi<br />

Başkanlığı Türkiye'de ciddi bir boşluğu<br />

doldurdu ve memnuniyetle ifade edeyim ki<br />

saygın kamu yönetimi içerisinde oldukça<br />

etkili büyük hizmetlere imza atan bir kurum<br />

halinde başladığı gibi gelişerek, büyüyerek<br />

devam ediyor. Bunu da görmekten memnuniyet<br />

duyuyorum.<br />

İlk atandığımda, elimde iki sayfalık kanun, bir<br />

de ben varım. Bu haliyle başladık. İlk işim, o<br />

zamanın Genelkurmay Başkanı ve kuvvet<br />

komutanlarından randevu almak oldu. O<br />

zamanın Genelkurmay Başkanı Orgeneral<br />

Necdet Üruğ. Ona gittim, dedim ki: “Sayın<br />

Komutanım, Hükümet beni bu göreve tayin<br />

etti ve mademki tayin etti, burada başarılı<br />

olmak istiyorum. Başarılı olabilmem için<br />

Silahlı Kuvvetlerimizin bunu canı gönülden<br />

desteklemesi lazım, başta zatıâliniz olmak<br />

üzere.” “Peki, binanız var mı?” dedi, “Hiçbir<br />

şeyimiz yok, iki sayfa kanun var, bir de ben<br />

varım.” dedim. Özel Kalem Müdürünü çağırdı<br />

ve dedi ki: “Vahit Bey ne zaman gelirse kapım<br />

açık olacak, destekleyeceğiz.” Kirazlıdere<br />

mevkisindeki bina boşmuş, Silahlı Kuvvetler<br />

yapmış, öyle duruyor, “Gidip oraya<br />

oturacaksın, verin anahtarını” dedi. Anahtarı<br />

aldık, gittik. Odaları mütevazı mobilyalar ile<br />

döşenmiş olan bir bina. Oturdum tek başıma.<br />

Sonra bir sekreter buldum, ondan sonra<br />

Devlet Planlama Teşkilatı ve Türkiye'nin<br />

saygın kurumlarından birkaç kişiyi transfer<br />

ederek işe başladık.<br />

Bu süreçte ciddi destekler gördük. Tabii, çok<br />

zorluklarla da karşılaştık. O da normal, bir<br />

kurum başka bir kurumun işine el atıyorsa<br />

reaksiyonla karşılaşır. Planlama Teşkilatının<br />

kuruluşu da öyle olmuştur. Planlama<br />

kurulunca proje bazında kaynak tahsisini<br />

Planlama yapmaya başladı. Bütün kurumlar<br />

reaksiyon gösterdi ama Planlama başarılı<br />

olunca, Türkiye'nin ekonomik gelişmesinde,<br />

kaynak tahsisinde daha rasyonel, daha etkili<br />

olunca herkes saygı duymak durumunda<br />

kaldı.<br />

Tabii, karşılaşılan güçlükler sadece kurumlarla<br />

da değil. O zaman çok sayıda temsilci<br />

vardı. Mevcut sistem büyük çapta ithalata<br />

dayandığı için tabii komisyoncular memnun<br />

hayatından, firmalar da memnun. Biz artık<br />

firmalara şunu demeye başladık: “Bize<br />

komisyoncularınızla gelmeyeceksiniz, bize<br />

yatırım anlayışıyla geleceksiniz. Eski<br />

alışkanlıklarınızı bırakacaksınız bir tarafa.<br />

Müşterek üretim, teknoloji transferi,<br />

Türkiye'de üretim, Türkiye'de katma değeri<br />

artırma gibi politikalara ağırlık vereceğiz. O<br />

zaman destek görürsünüz. Yoksa mal<br />

satmaya geliyorsanız bize gelmeyin dedik.<br />

Belli başlı büyük ülkelerin savunma sanayicileriyle<br />

paneller yapıldı, toplantılar yapıldı.<br />

Amerika, Fransa, İngiltere, onlara hep yeni<br />

politikayı anlattık. Hatta “Defense News”<br />

dergisinde bir makale çıktı. Makalede, “Artık<br />

bundan sonra Türkiye'ye firmalar elini kolunu<br />

sallayarak gitmesinler, karşılarında ciddi bir<br />

kurum var. Çatır çatır pazarlık yapıyorlar,<br />

ceketinizi bile soyabilirler.” yazıyordu. Yani bir<br />

defa Türkiye'nin savunma sanayi politikasını,<br />

ki hâlâ o kanun geçerli, yabancı firmalara,<br />

yerli firmalara ciddi bir şekilde anlattık ve<br />

onun arkasında da durduk, o prensipten de<br />

asla taviz vermedik ve o kabul gördü. Onun<br />

üzerine hâlâ da devam ediyor.<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>nız döneminde yaşadığınız<br />

ve sizde iz bırakan ilginç bir olayı<br />

bizlerle paylaşmak ister misiniz?<br />

Tabii, anlatacak çok<br />

şey var, ama bunlardan<br />

biri, her yerde anlatıyorum, burada da tekrar<br />

onu anlatayım isterseniz. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı<br />

zamanında <strong>Savunma</strong> Bakanlığı’nda bir<br />

toplantıya davet ettiler. Ben tek başıma<br />

katıldım, zaten fazla eleman da yoktu. O<br />

zamanın Müsteşarı orgeneral idi, bütün daire<br />

başkanlarını toplamış. <strong>Savunma</strong> Bakanlığında<br />

Daire Başkanları var biliyorsunuz, Dış<br />

Tedarik Daire Başkanı, o zaman <strong>Sanayii</strong><br />

Dairesi vardı, işte oturttular beni de sivil<br />

olarak. Dedi ki Müsteşar: “Bizim 27 dairemiz<br />

vardı, yeni bir daire daha kuruldu 28 oldu.”<br />

Konuşmasını bitirince “Bir dakika Sayın<br />

Müsteşar, bir defa bizim kuruluşumuz daire


aşkanlığı değil, başkanlık. Eğer sizin 27<br />

dairenize 28 inci daire eklenmiş olsaydı Millî<br />

<strong>Savunma</strong> Bakanlığı bünyesinde bir daire<br />

daha kurulmuş olurdu. Zaten <strong>Sanayii</strong> Dairesi<br />

de var. Onun için, evvela çıkan kanunu çok iyi<br />

anlamamız lazım. Burası hükm-ü şahsiyeti,<br />

ayrı bütçesi ve ayrı karar mekanizması olan<br />

bir kurum. Başkanlık, en azından korgeneral<br />

seviyesinde. Beni oturttunuz asteğmen gibi<br />

alta ama…” dedim. Öyle deyince bir durdu,<br />

şaşırdı. O zaman bir albay vardı Hukuk<br />

Müşaviri, ona döndü, “Doğru mu?” dedi.<br />

Hukuk Müşaviri, “Efendim, Vahit Bey doğru<br />

söylüyor” dedi. Öylece bir şeyi atladık. Bir<br />

sürü protokol problemleri yaşadık o dönemde.<br />

Diğer önemli yaşadığım; Aselsan bizi şikayet<br />

etmiş, “<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Geliştirme ve<br />

Destekleme İdaresi Başkanlığı Aselsan’ı<br />

köstekliyor, engel oluyor, yabancı firmalarla iş<br />

birliği yapıyor elektronik konusunda…”<br />

vesaire gibi. Bu yazı Genelkurmaya gitmiş,<br />

bir kopyası da elime geçti. Neredeyse biz<br />

vatana ihanetle suçlanıyoruz o yazıda. Bunun<br />

üzerine bir toplantı tertiplendi, beni de<br />

çağırdılar, yanımda bir iki arkadaşım vardı.<br />

İşte, <strong>Savunma</strong> Bakanlığı Müsteşarı böyle<br />

oturmuş, masanın başında, ben de sağ<br />

yanında oturuyorum. Karşıda da Kara, Deniz,<br />

Hava Kuvvetlerinden generaller oturuyor.<br />

Toplantı başladı, işte şikâyetler, şunlar, bunlar<br />

anlatıldı. Bir sorgulama havası vardı. Uzun<br />

süre dinledim. Sonra dedim ki: “Sayın<br />

Müsteşarım, biz, bize verilen yetkiler<br />

çerçevesinde ve hukuka dayanarak,<br />

kanunumuza dayanarak, karar mekanizmalarımıza<br />

dayanarak görevlerimizi yapıyoruz.<br />

Onun için, bu toplantıda da ben bulunmayı<br />

doğru bulmuyorum. Kusura bakmayın, ben<br />

kalkıyorum.” Bunun üzerine Sayın Turgut Özal<br />

ile konuyu görüştüm. Aynı günün akşamı<br />

Başbakanlık Kanun Kararlar Genel Müdürü<br />

Şahver Kobal diye bir bayan vardı. Şahver<br />

Hanım dedi ki:”Vahit Bey, sizin orası<br />

müsteşarlık oluyor.” O zaman hükümetin<br />

kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi<br />

vardı, “Söyleyeceğiniz bir şey var mı?” dedi,<br />

“Var” dedim, geldim. İşte, ismini değiştirdik,<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Geliştirme ve Destekleme<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong> değil de, “<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>” kısa, öz. İçinde bazı şeyler<br />

değiştirdik. Ertesi gün Resmî Gazete’de<br />

yayınlandı.<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>mızın 25 yılda katettiği yol<br />

nedir ve bugün geldiği noktada kuruluş<br />

amacına ne ölçüde hizmet etmiştir?<br />

Şunu ifade edeyim, geçenlerde de işte bir<br />

sergi vardı, yirmi beşinci yıl dönümü<br />

dolayısıyla, orada da gördüm. <strong>Savunma</strong><br />

<strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>, başında da söylediğim<br />

gibi, Türk kamu idaresinde yaptığı işlerle<br />

ilgili olarak saygın bir yerde bulunuyor. Türk<br />

savunma sanayisinin gelişmesinde anahtar<br />

kurum. Sıfırdan başlandı. Hem araştırma<br />

geliştirmeye el atıldı o zaman, üniversitelerle,<br />

teknolojik gelişmeye katkı sağlayacak,<br />

mühendis yetiştirmeye de katkı sağlayacak<br />

araştırma geliştirme projeleri verdik<br />

üniversitelere, TÜBİTAK’a. Ayrıca, müşterek<br />

üretim veya kendi sermayemizle savunma<br />

sanayinde faaliyet gösterecek firmalar<br />

kuruldu. İşte, Zırhlı Muharebe Aracı (ZMA)<br />

Projesi imzalandı. Başlangıçta çok<br />

problemler yaşadık, büyük aşamalardan<br />

geçti. Ama baktığınızda bugün ciddi bir firma<br />

haline geldi, teknolojik seviyesi yükseldi,<br />

tecrübe kazandı. <strong>Müsteşarlığı</strong>n kuruluş<br />

aşamasında F-16 uçaklarının gövde ve<br />

motorların üretimine ilişkin karar verilmişti<br />

ancak ortada net bir durum yoktu. Hemen<br />

Hazineden listeleri devraldık, süratle F-16<br />

tesisleri bitirildi, motor fabrikası bitirildi, onlar<br />

devreye girdi.<br />

F-16 elektronik kart projesi geliştirildi ve<br />

yazılım alanına Türkiye ilk öyle girdi. Bugün<br />

çok gelişti yazılım konusu. Mobil radar, yine<br />

bir müşterek yatırımla gerçekleştirildi. O<br />

birçok tecrübe kazandırdı, mühendis yetişti.<br />

Yönetim teknolojileri, kalite, vesaire gibi<br />

konularda bütün bu yatırımlar katkı sağladı<br />

çalışanlara.<br />

Roket sanayi o zaman kuruldu, tamamen<br />

kendi öz firmalarımızın ortaklığıyla ve<br />

Roketsan bugün rokette önemli, saygın bir<br />

firma. Buna benzer dediğim gibi firmalar<br />

kurulurken, aynı zamanda offset konusunda<br />

en ciddi dokümanı <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

<strong>Müsteşarlığı</strong> hazırladı o dönem. Oturduk,<br />

araştırma yaptık bir çalışma grubuyla, bir<br />

offset el kitabı hazırladık ve her yaptığımız<br />

proje anlaşmasına, müşterek yatırım anlaşmasına<br />

offset koyduk. Teknoloji transferi keza<br />

aynı şekilde. Kalite kontrol sistemi gelişti.<br />

Türkiye'de sanayi envanterini o zaman ilk biz<br />

yaptık. Belki o dokümanları karıştırırsanız<br />

görürsünüz. Yani ciddi bir sanayi envanteri<br />

yaptık, hem kuruluş çalışmaları, hem<br />

yatırımlar hem konsept manasına gelecek.<br />

Offset, araştırma-geliştirme gibi alanlarda<br />

ciddi şekilde gelişmeler yaşandı o dönem.<br />

Tabii, ondan sonra gelen müsteşarlar<br />

döneminde bunların üzerine yenileri<br />

konmaya çalışıldı, devam etti. İşte, Murad<br />

Bey’in <strong>Müsteşarlığı</strong> zamanında araştırma,<br />

geliştirme, teknolojik kabiliyet kazanma<br />

konularında mesafe kat edildi. Yeni projelere<br />

imza atıldı, F-35 gibi, Atak Helikopteri gibi,<br />

vesaire.<br />

Bugün geldiğimiz noktaya baktığımız zaman,<br />

Türk <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>, uluslararası alanda iş<br />

birliği yapabilecek, belli kabiliyetler<br />

kazanmış, mühendisi, ustası, çırağı olan,<br />

kalite yönetim sistemleri açısından NATO<br />

standartlarına adapte olmuş bir yapıda<br />

bulunuyor. Bu memnuniyet verici. Tabii bunun<br />

devam etmesi lazım. Bu yeterli mi? Yeterli<br />

değil. İşte, üç hafta evvel bir NATO<br />

parlamenter heyeti geldi Türkiye'ye.<br />

İstanbul'da birtakım yerlere ziyaretler<br />

düzenledik. Başbakan, Genelkurmay<br />

Başkanı, <strong>Savunma</strong> Bakanı, hepsi kabul etti<br />

heyeti. İstanbul'da Kale Havacılık’a götürdüm<br />

onları. Kale Havacılık’a niçin götürdüm?<br />

Teknoloji üreten ve benim bildiğim yerlerden<br />

biri. Yakından tanıyorum onları. Orada taktik<br />

seviyede insansız hava aracını gösterdik.<br />

Fransız eski bakan, onunla ilgilendi, dedi ki:<br />

“İngiltere, Fransa stratejik insansız hava aracı<br />

geliştiriyor, siz girmek istemez misiniz, siz de<br />

katılsanız?” Yabancı heyetin bu ilgisi, bizim<br />

artık yeni sistem geliştiren, yeni konsept<br />

oluşturan bir seviyeye yaklaştığımızın delili.<br />

Bu seviyeye gelmiş olmak tabii memnuniyet<br />

verici, ama bunu abartmamamız lazım. Aynı<br />

zamanda küçümsememek de gerekiyor.<br />

Sıfırdan başlandı ve bu seviyeye gelindi.<br />

Dünyaya baktığınız zaman gelişen<br />

teknolojiler baş döndürücü. Onun için, daha<br />

alınacak çok büyük mesafeler var. Bakın,<br />

Güney Kore’de bizi yine NATO parlamenterleri<br />

olarak Samsung firmasına davet<br />

ettiler. Samsung 1980’lerde kurulmuş bir<br />

firma. Sahibi Japonya’da tahsil etmiş, gelmiş<br />

bir elektronik firması kurmuş, evvela bir<br />

tekstil, oradaki kazandığını oraya yatırmış ve<br />

11


otuz senede geldiği nokta müthiş. Teknoloji<br />

üretiminde Sony’i geçtiğini söylüyorlar. Tabii,<br />

onları görünce bizim daha çok mesafe kat<br />

etmemiz lazım.<br />

Geldiğimiz nokta, takdire şayan, ama yeterli<br />

değil. Mukayeseyi bizim seviyemizde, bizim<br />

büyüklüğümüzde ülkelerle yapmamız lazım,<br />

Fransa ile, Almanya ile, İngiltere ile, İtalya ile<br />

ve benzeri ülkelerle. Çünkü biz 70 milyon<br />

nüfuslu, tarihî geçmişi olan, büyük tarihî<br />

tecrübesi olan, devlet tecrübesi olan bir<br />

ülkeyiz. Büyük bir Silahlı Kuvvetleri olan bir<br />

ülkeyiz. Bulunduğumuz çevre ve tehditler<br />

Türkiye'nin güçlü olmasını gerektiriyor. Bütün<br />

bunları dikkate aldığımız zaman, daha çok<br />

gayret edip bu trendi sürdürmemiz lazım.<br />

Gelinen nokta memnuniyet verici, takdirle<br />

karşılıyorum, benden sonraki arkadaşlar<br />

bayrağı daha da ileri götürdüler. Ama bu ileri<br />

taşımanın, aynı kararlılık ve aynı istikrarla<br />

devam ettirilmesi lazım. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>nın asla politize edilmemesi<br />

gerekiyor. Oraya alınan personelin nitelikli<br />

olması ve belli kıstaslara uygun olarak işe<br />

alınması gerekiyor. Memnuniyetle ifade<br />

ediyorum ki, aynı şekilde devam ettiriliyor bu<br />

gelenek. Bu şevk, bu heyecan ve bu kalite<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>nda sürdürülmelidir<br />

diye tavsiye ediyorum.<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>n, kendi kuruluş<br />

amaçlarından biri olan <strong>Savunma</strong><br />

<strong>Sanayii</strong>ni geliştirmek görevini<br />

yeterince başarıyla yürüttüğüne<br />

inanıyor musunuz?<br />

Biraz önceki soruya vermiş olduğum cevapta<br />

ifade etmiş oldum aslında. Hakikaten<br />

bozulmadan bugüne kadar devam etti<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>. O gün de söyledim, 25.<br />

Kuruluş Yıldönümünde. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde<br />

arkadaşlara “Yahu gidin biraz evinizde oturun<br />

kardeşim” diyordum ben, “Çalışın” demiyordum.<br />

Sabahlara kadar çalışıldığını hatırlıyorum.<br />

Heyecanın devam ettiğini de görüyorum.<br />

İyi bir şey.<br />

Bakın, Çin’e birkaç defa gittim, Kore’ye gittim,<br />

Japonya’ya gittim. Bir defa, Orta Asya’nın<br />

doğusuyla Türkiye'nin batısında, son derece<br />

gelişmiş ülkeler bulunuyor. Teknoloji üreten<br />

ülkeler. Arada kalan büyük bir blok var. Biz o<br />

arada kalmayalım. Biz Batı’ya yakınız, Batı ile<br />

ciddi iş birliğimiz var. Bizim de teknoloji<br />

üreten, teknoloji satan bir ülke haline<br />

gelmemiz lazım. Teknoloji alan ve teknoloji<br />

satan bir ülke. Sadece taklit eden veya<br />

üretilmiş teknolojileri kopyalayan ülke<br />

olmaktan da yavaş yavaş kurtulmamız lazım.<br />

O safhaya doğru gidiyoruz. İçimizde uhde<br />

olan hususlardan birisi, mesela bir araba<br />

sanayinde kendi arabamızı üretemedik.<br />

Güney Kore 1953’te savaştan sonra kuruldu.<br />

1960’lı yıllarda Türkiye'den geriydi, her<br />

şeyiyle. Bugün Güney Kore araba sanayisinde<br />

dünyayı ciddi bir şekilde etkiliyor, dünya ile<br />

rekabet ediyor. Elektronik sanayisinde de<br />

öyle. Biz maalesef araba sanayisinde erken<br />

başladığımız halde, bir Türk tipi, Türk modeli<br />

araba üretemedik. Yoğun bir iç talep olmasına<br />

rağmen. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde bunu becermemiz<br />

lazım. İşte <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong><br />

bu politikaları akıllıca sürdürürse,<br />

araştırma-geliştirme, teknoloji üretimine<br />

ısrarla devam ederse bir gün kendi<br />

teknolojimizi belli alanlarda üretir hale geliriz.<br />

İşte, piyade tüfeği üretiliyor MKE’de. Demek<br />

ki, gayret edince bunlar olabilir.<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>n, başlangıç aşamasındaki<br />

durumu ile şimdiki durumunu<br />

karşılaştırabilir misiniz?<br />

Yukarıda Müsteşarlık dönemimdeki gelişmeleri<br />

özetlemiş oldum aslında. Bunlar birbirinin<br />

devamıdır. Gayet tabii, 1993’te ayrıldım ben,<br />

aradan 17 yıl geçmiş. Bu sürede büyük<br />

mesafeler kat etmesi tabiidir, memnuniyet<br />

vericidir. Kuruluş aşamasında başında<br />

bulunduğum bir kurum ne kadar ileriye<br />

giderse ben memnun olurum. İlla bizim<br />

dönem daha iyi gibi bir iddia söz konusu<br />

olamaz. O bir temel taşıdır. O temel taşlar<br />

üzerinde devamlı yükselmek gerekiyor. O<br />

bakımdan, bir mukayeseden ziyade,<br />

devamlılığın olduğunu söylemek istiyorum.<br />

Onu da memnuniyetle ifade edeyim ki, gelen<br />

arkadaşlar, bilhassa Sayın Murad Bayar,<br />

geçmişi irdeleme yerine geleceğe bakıyor,<br />

öyle de olması lazım. Geçmişte bunlar<br />

yapılmış, biz daha çok işler yapmamız lazım,<br />

daha çok proje üretmemiz, daha çok gayret<br />

etmemiz, teknoloji üretmemiz, sistem<br />

üretmemiz lazım anlayışıyla bakılıyor<br />

geleceğe. Bu, memnuniyet verici. Trendin<br />

devamlı yukarıya doğru gittiğini görüyorum.<br />

Başta trendin çok yüksek olması normal,<br />

sıfırdan başlıyorsunuz. 1 olan şeyi 2 yaparsan<br />

gelişme yüzde 100 olur, ama 100 olan bir şeyi<br />

101 yapmak kolay değildir. O bakımdan,<br />

mühim olan trendin pozitif istikamette devam<br />

etmiş olması. Bunu öyle görüyorum ben. Yani<br />

bıraktığım 1993’ten beri <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

<strong>Müsteşarlığı</strong> gelişiyor, gelişmeye devam<br />

ediyor. Bu trendi el birliğiyle sürdürmemiz<br />

lazım diyebilirim bu konuyla ilgili olarak.<br />

Görevde olduğunuz zaman süresince<br />

yapmak isteyip de yapma imkânı<br />

bulamadığınız bir icraat var mıdır?<br />

Şimdi, tabii belli zamana sığdırılacak belli<br />

konular vardır. Her konuyu, her şeyi bir zaman<br />

dilimine sığdıramazsınız. Hazmettikçe yeni<br />

gelişmelere ancak başlayabilirsiniz. Bununla<br />

birlikte, Sayın Turgut Özal’ın kafasında olup<br />

da bana “Bu hazırlığı yapın” dediği, fakat o<br />

dönem yapılamayan bir konu var: <strong>Savunma</strong><br />

<strong>Sanayii</strong> ile silah sistemlerinin tedarikinin<br />

entegre edilmesi. Bunun hâlâ gündemde<br />

olması lazım. Sayın Turgut Özal’ın kafasında<br />

olan da buydu. Yani <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

<strong>Müsteşarlığı</strong> devletin kurumu, TSK ile de iç<br />

içe çalışıyor. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>nın<br />

hem sanayileşme hem tedarik kurumu<br />

olması lazımdı silah sistemleri açısından.<br />

<strong>Savunma</strong> Bakanlığının diğer üniteleri de tabii<br />

yine devam etmesi lazım, iaşe, ibate, vesaire<br />

konularıyla. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong><br />

onları da yüklenirse onun altından kalkamaz.<br />

Diğer lojistikler Bakanlık ve kuvvetlerde<br />

olması lazım. Ama silah sistemleri tedariki ve<br />

sanayileşme görevi bütünüyle <strong>Savunma</strong><br />

<strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>nda olması lazım.<br />

Kanun'da bu değişikliğin yapılması gerektiğini<br />

düşünüyorum.<br />

Bir de muadiliyet sistemi getirilebilir,<br />

Amerika’da falan var bu. Nedir bu? Daire<br />

başkanı tuğgeneral ise, sivil de olsa<br />

tuğgeneral seviyesinde kabul edilir<br />

Amerika'da. Şimdi o biraz aşıldı galiba.<br />

Amerika'dan bir sivil geleceği zaman bize<br />

yazı gelir, “Bu gelen kişi orgeneral seviyesindedir.”<br />

Hâlbuki sivil kişi, ona göre orgeneral<br />

muamelesi yapılırdı. İşte bizim zamanımızda<br />

kanun tasarısı hazırlanıp da uygulanamayan<br />

bu konu var, onun da bir gün gerçekleşeceği<br />

kanaatindeyim.<br />

Onun dışında, “Aslında şu projeyi şöyle


yapsaydık…” Yani, pişman olacağım bir şey<br />

yok, onu söyleyeyim çok açık olarak.<br />

Geçmişte şu büyük hataları yaptık, keşke öyle<br />

olmasaydı diyeceğim bir şey aklıma gelmiyor.<br />

O günün şartlarında ve o günün tecrübesiyle,<br />

o günün kadrosuyla yapılabileceklerin<br />

azamisini ve en iyisini yapmaya çalıştığımız<br />

kanaatindeyim. Tabii, kimse kabahat kabul<br />

etmez manasına da anlamayın bunu, buna<br />

samimi olarak inandığım için söylüyorum.<br />

O dönemden altyapı sağlam<br />

kurulmamış olsaydı muhtemelen bu<br />

gelişme de sağlanamazdı.<br />

Evet, zaten en ufak bir aksaklıkta tedbirimizi<br />

alıyorduk, en ufak. Yani herhangi bir<br />

büyümeden, herhangi bir şeye yol açmadan<br />

hakikaten o temel öyle atıldı, öyle de devam<br />

ediyor.<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>n bundan sonraki dönemde<br />

Türkiye için neler yapabileceği<br />

hususundaki düşünceleriniz nelerdir?<br />

Kısmen bunu ifade ettiğimi söyleyebilirim<br />

ama bundan sonra ağırlık verilecek konu,<br />

öyle zannediyorum ki araştırma, geliştirme,<br />

teknoloji üretimi. Bilhassa kritik konularda.<br />

Bugünün tehditleri 20. Yüzyılın tehditlerinden<br />

çok farklı. Yani 1980’li yılların sonuna,<br />

Sovyetler Birliği’nin varlığına kadar tehditler<br />

devletten devlete tehditti. Bugün devletten<br />

devlete tehditler farazi olarak var kabul edilir.<br />

Ama esas tehditler daha küçük tehditler. Bu<br />

küçük tehditler, daha çok istihbarat ağırlıklı,<br />

teknolojik ağırlıklı silahları gerektiriyor. Sivil<br />

hedeflere zarar vermeyen, direkt tehdidi yok<br />

eden silah sistemlerinin geliştirilmesi 21.<br />

Yüzyılın önemli baskılarından birisi. Tabii,<br />

elektronik teknolojisi her zamankinden daha<br />

da önem kazanmış durumda. O bakımdan,<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> belki 21.<br />

Yüzyılın tehditlerini dikkate alarak ve doğması<br />

muhtemel tehditleri de dikkate alarak<br />

araştırma, geliştirme ve teknoloji gelişimine<br />

ağırlık vermesi gerekir. Bu, dünyada<br />

yapılmaya başlandı. Ben NATO Parlamentosunda<br />

da görev yaptığım için bunları çok<br />

tartışıyoruz. Mesela, yeni tehditler arasında<br />

“Siber Saldırı” var. Buna karşı ne tedbirler<br />

alınabilir? Silahlı Kuvvetlerin elektronik<br />

sistemine bir saldırı olsa, silah sistemlerini<br />

çalıştıramazsınız, arazi sistemlerini çalıştıra-<br />

mazsınız. Bu, örneklerden bir tanesi. O<br />

bakımdan, bugünün ve geleceğin muhtemel<br />

tehditleri çok yakından takip edilmeli. Yani<br />

tank ve onun gibi klasik silahlar eski önemini<br />

korumuyor. Yatırımlarımızı ona göre yönlendirmemiz<br />

lazım. Stratejimizi ona göre<br />

belirlememiz lazım. Bu, tanktan vazgeçelim<br />

anlamına gelmemeli pek tabiî ki. Ama<br />

dünyanın gidişatı, bugünkü gidişatı, daha da<br />

uzun süre devam edecek gidişatı, dediğim<br />

gibi, yeni tehditler. Bu yeni tehditlere karşı<br />

alınacak tedbirler önem kazanıyor. O<br />

bakımdan, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> bunlara ağırlık<br />

vermeli. Mesela, insansız hava aracı<br />

bunlardan biri. O konuda epey mesafe kat<br />

edildi. Maalesef çok geciktik onda. Şunu da<br />

söyleyeyim: Daha ben <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

Müsteşarı iken belki başladık, hatta<br />

örneklerini getirdik falan ama Silahlı<br />

Kuvvetler “Benim ihtiyacım yok” dediği<br />

zaman, sizin yapacağınız fazla bir şey<br />

olmuyor. Biz o zaman bunu benimsemiş<br />

olsaydık, insansız hava aracında çok daha<br />

ileriye gitmiş olurduk. Elinizdeki top tüfek,<br />

klasik silahlar çok da fazla etkili olmuyor bu<br />

tip savaşlarda. Onun için diyorum, yani<br />

istihbarata yönelik, gözetlemeye yönelik<br />

teknolojilere ağırlık vermemiz lazım.<br />

Zannediyorum <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong><br />

da bunun bilincinde, farkındadır. TSK ile bu<br />

konuda iş birliği yapması gerekiyor. Bilim<br />

adamlarını bu konuya kanalize etmek<br />

gerekiyor. Askerlerimiz çok kıymetli,<br />

vatanperver, ama uzmanlık ayrı bir şey. Bizim<br />

Silahlı Kuvvetlerimiz sahaya göre yetişiyor.<br />

Ama karargâh ve bilimsel çalışma ayrı şeyler.<br />

Onun için, mutlaka <strong>Savunma</strong> Bakanlığımızın<br />

da uzmanlarla donatılması lazım. Mesela,<br />

tehdit değerlendirmesi, ihtiyaç belirlenmesi o<br />

kadar önemli ki. Bunun bilimsel çalışmalara<br />

dayanması lazım. Tabii, sahadaki askerimizin<br />

tecrübelerine de ihtiyacımız var, sahada ne<br />

gibi zorluklarla karşılaşıyorlar, nasıl silahlara<br />

ihtiyaçları var, vesaire. Ama dünyadaki<br />

gelişmelerin ve tehditlerin seyrini stratejistler<br />

belirler. O tip stratejistlerle beraber<br />

çalışacaklar. Konsept iyi belirlenirse, harekât<br />

ihtiyacı iyi belirlenirse, silah araç gereç<br />

ihtiyacı iyi belirlenirse <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

<strong>Müsteşarlığı</strong> da o kadar etkin çalışır ve doğru<br />

sanayiler kurar. Doğru sanayilere yönelir. O<br />

bakımdan, bunlara ağırlık verilmesi gerekir<br />

gelecekte. Tehdit değerlendirmesi, dünyada<br />

gelişen tehditler, buna karşı geliştirilecek<br />

teknolojiler önem taşıyor. Tabii ki klasik<br />

silahlar değişmez; savaş uçağı, helikopter,<br />

zırhlı araçlar yine devam edecektir.<br />

25. yılımızda SSM çalışanlarına<br />

söylemek istedikleriniz nelerdir?<br />

SSM çalışanlarını can-ı yürekten kutluyorum.<br />

Bugüne kadar gösterdikleri çalışmaları,<br />

başarıları takdirle izliyorum ben. Her ne kadar<br />

uğramıyorsam da kuruluşunda etkili<br />

olduğum kurumları yakından izliyorum.<br />

Benim en çok başında bulunduğum,<br />

kuruluşuna vesile olduğum kurumların<br />

başında <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong><br />

geliyor. Çünkü stratejik önemi var. Türkiye'nin<br />

bekasını güçlendirecek bir konsept bu.<br />

Türkiye'nin güçlü bir devlet, dünyada saygın,<br />

sözü geçen devlet olmasında etkili olacak bir<br />

kurum. Onun için yakından takip ediyorum.<br />

Onun için, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>nda<br />

çalışan arkadaşlarımızın da bu şuurda<br />

olduğuna inanıyorum. İnşallah bu gayretleri,<br />

bu çalışmaları aynı şekilde devam eder. Onlar<br />

sayesinde bu teşkilat bu seviyeye geldi.<br />

Yöneticiler sadece çalışanlara istikamet verir,<br />

güç verir, cesaret verir, teşvik eder, yetki verir,<br />

sorumluluk verir. Belki Planlamadan gelme<br />

ya da Sayın Turgut Özal’la çalışmanın verdiği<br />

bir alışkanlık olabilir, çalıştığım arkadaşlara<br />

hep güvenmişimdir, yetki vermişimdir. Yani<br />

illa her şeyi ben kararlaştıracağım diye bir şey<br />

yok. Gelir konuşuruz, ona göre müşterek<br />

kararlar çıkar. Arkadaşlar belli seviyelerde<br />

yetkilidir, kendi kararlarını verirler, vesaire.<br />

Safha safha tabii. Bugünkü anlayışın da öyle<br />

olduğunu zannediyorum.<br />

Merkezî yönetimler, yani yöneticinin her şeyi<br />

şahsında toplaması, bugüne kadar modern<br />

yönetimlerde başarılı olamamıştır, olamaz.<br />

Çalışanlar bir şey yaptıklarına inanacaklar.<br />

Kendi gayretlerinin sonucunda bu hale<br />

geldiklerine inanacaklar. Bu anlayışa göre<br />

yönetilirse ileride çok daha büyük işlere,<br />

projelere <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>nın<br />

imza atacağına inanıyorum.<br />

Çok teşekkür ediyoruz.<br />

13


Yalçın BURÇAK<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Eski Müsteşarı<br />

Göreve gelmeden önce SSM hakkındaki<br />

bilgileriniz nelerdi?<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> görevine<br />

tayinimden önce, 25 yıl çalıştığım Hazine ve<br />

Dış Ticaret <strong>Müsteşarlığı</strong>nda (o tarihdeki<br />

ismi), Müsteşar Yardımcısı olarak görev<br />

yapmakta idim. Bu itibarla FMS kredileri<br />

(Foreign Military Sales) ile <strong>Savunma</strong><br />

<strong>Sanayii</strong>nin almış olduğu dış krediler<br />

Hazineden geçerdi. Bu krediler münasebetiyle,<br />

kredilere mevzu teşkil eden projeler<br />

hakkında da vasati bir bilgiye sahiptim. Buna<br />

ilaveten, bu sektörün yaptığı ithalat ve ihracat<br />

işlemleri ile offset uygulamaları da bilgimiz<br />

dahilinde idi.<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>nız döneminde yaşadığınız<br />

ve sizde iz bırakan ilginç bir olayı<br />

bizlerle paylaşmak istermisiniz?<br />

Ben Müsteşar olarak 1993-2000 yılları<br />

arasında görev yaptım. Hiç şüphesizdir ki bu<br />

süre zarfında birçok ilginç olay yaşadım. Ama<br />

bunlardan en ilginç olanı; görevi devraldığımda<br />

beni tebrik’ e gelen <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

kuruluşlarının yönetim kurulları üyelerinin,<br />

mutad nezaket cümlelerinin hemen<br />

akabininde, önüme bir fatura uzatmaları<br />

oluyordu. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nin bütçesinin<br />

oluşturan Sav. San. Destekleme Fonu hemen<br />

hemen tükenmiş durumdaydı. Kimseye<br />

alacaklarını ödeyemiyor ve alacaklı firmalara<br />

karşı çok mahçup oluyordum.<br />

Olayı incelediğimde gördüğüm manzara şu<br />

idi. 1991 yılına kadar fon gelirleri giderlerini<br />

karşılarken, 1991’ den sonra döviz kurlarında<br />

meydana gelen beklenmeyen artışlar<br />

yanında, projelere yapılan ödemelerin bu<br />

dönemde yoğunluk kazanması sebebiyle, fon<br />

gelirleri, giderlerini karşılayamaz hale<br />

gelmişti.<br />

İlk icraat olarak durumu Sn. Bakanımıza,<br />

Maliye Bakanına, Hazine Müsteşarına etraflı<br />

bir şekilde izah ettikten sonra Sn. Başbakanın<br />

da uygun görüşünü alarak işe başladım.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Gelirleri arasında Alkollü<br />

İçkiler ile Tütün Mamullerinden alınan Fon<br />

payı önemli bir kalemi teşkil etmektedir.<br />

<strong>Savunma</strong> sanayii hakkındaki 3238 sayılı<br />

Kanunun 1985 yılında kabul edildiği zaman;<br />

Sigaradan paket başına 40 TL alkollü<br />

içkilerden şişe başına 200 TL fon payı tahsil<br />

edilmekteydi. Bu paylar, maktu olarak tespit<br />

edildikleri cihetle, yıllardır cari olan enflasyon<br />

karşısında tamamen erimiş ve alım gücünü<br />

kaybetmiş duruma gelmişti.<br />

İlk icraat olarak: Sigara satışından alınan fon<br />

payı 40 TL ’ den 200 TL ’ ye, Alkollü içkilerden<br />

alınan fon payı da 200 TL ’ den 1000 TL ’ ye<br />

yükseltildi. Bilahare de 1995 yılında çıkarılan<br />

4120 sayılı Kanun ile fon payı “oransal” olarak<br />

belirlendi ve önce %5 ve son olarak da 1996<br />

yılında fon payı %10’ a yükseltildi. Bu şekilde<br />

fon payı enflasyon karşısında erimekten<br />

kurtarılmış oldu.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Destekleme Fonuna<br />

Akaryakıt Tüketim Vergisi hasılatı üzerinden<br />

%1 , 2 nisbetinde alınan pay, 1996 yılında %3 ,<br />

5’ e yükseltildi.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Desteklem Fonu Gelirleri<br />

üzerinden Genel Bütçeye 1988-1993 yılları<br />

arasında %50’ye varan kaynak aktarma<br />

uygulaması, 1994 yılı başında tamamen<br />

kaldırıldı.<br />

Fon gelirlerinin %2’si KOSGEB fonuna<br />

aktarılmakta idi. Bu uygulamaya 4120 sayılı<br />

Kanun ile 1995 yılında son verildi.<br />

Keza Fon gelirlerinin %1’i tutarındaki kısmı<br />

Afetler Fonuna aktarılırken, bu uygulamaya<br />

4120 sayılı Kanun ile 1995 yılında son verilerek<br />

bütün gelirlerin savunma sanayii için<br />

kullanılması sağlandı.<br />

Böylece 1994 yılından itibaren alınan ve<br />

yukarıda belirtilen tedbirler sayesinde fon<br />

gelirlerimiz eskisi ile kıyaslanamayacak<br />

değerde yükselmiş ve projeleri rahatlıkla<br />

finanse edebilecek duruma gelmiştir.


Finansman konusunda yapmış olduğum<br />

diğer bir uygulama da, Körfez Savaşından<br />

sonra, memleketimizin uğradığı zararın<br />

telafisi amacıyla, 1991 yılında, Kuveyt, Suudi<br />

Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, ABD ile<br />

Türkiye’ nin iştirak ettiği Türk <strong>Savunma</strong> Fonu<br />

kurulmuş ve yaklaşık 1 Milyar Dolarlık bir<br />

meblağ New York’ daki Federal Reserve<br />

Bank’ da açılmış olan bir hesapta duruyordu.<br />

Bu uygulama çok şaşırtıcı idi. Bize ait bir para<br />

neden Amerika’ da durmaktaydı. Uzun<br />

uğraşlardan sonra bu parayı da Türkiye’ ye<br />

getirdik.<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>n 25 yılda katettiği yol ve<br />

bugün geldiği noktada, kuruluş<br />

amacına ne ölçüde hizmet etmiştir?<br />

Bu sene <strong>Müsteşarlığı</strong>mızın 25. kuruluş<br />

yıldönümünü büyük bir mutluluk ve gurur<br />

duyarak kutladık. 25 yıllık bir dönem,<br />

insanların hayatlarında uzunca bir süre<br />

olmalarına mukabil, devletlerin ve kurumların<br />

hayatında oldukça kısa sürelerdir.<br />

Bu itibarla 25 sene gibi çok kısa bir sürede,<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>mız, çok büyük kapsamlı ve en<br />

son teknolojileri bünyesinde barındıran<br />

projeleri başarı ile yürütmüştür.<br />

Bir ülkenin sanayi altyapısı ne kadar gelişirse,<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> de o ölçüde gelişme<br />

kaydedecektir. Unutulmaması gerekir ki,<br />

ülkemiz 1970’ li yıllarda nal çivisini dahi ithal<br />

etmekteydi. Gene unutmamak gerekir ki,<br />

ülkemizde ilk otomobil 40 sene önce imal<br />

edilmiştir.<br />

Bu gerçekleri göz önüne aldığımızda, bugün<br />

gelinen noktada hemen hemen her türlü silah<br />

ve silah sistemlerini büyük ölçüde yerli imkan<br />

ve kabiliyetlerle karşılayan bir kurum haline<br />

geldiğini görmekteyiz. Kuruluşumuzun<br />

faaliyetleri sonucu gerçekleştirmiş olduğu<br />

ihracat tutarı 832 milyon $ dır. Bu meblağ,<br />

ülkemizin 1972 yılında yapmış olduğu toplam<br />

ihracat tutarına çok yakındır. (1972 yılı toplam<br />

ihracatı : 884 milyon $ dır.)<br />

Yukarıda ana hatlarına değindiğim hususları<br />

dikkat nazarına aldığımızda <strong>Müsteşarlığı</strong>mızın<br />

kuruluş amaçlarına büyük ölçüde<br />

hizmet ettiğini düşünüyorum.<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>n kuruluş amaçlarından<br />

biri olan savunma sanayiini geliştirmek<br />

görevini yeterince başarıyla<br />

yürüttüğüne inanıyor musunuz?<br />

Kuruluşundan bugüne kadar gerçekleştirilen<br />

projelere baktığımızda bunu başarıyla<br />

yürütmüş olduğunu görüyoruz. Yukarıda da<br />

belirtmiş olduğum gibi, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nin<br />

gelişimi, milli sanayimizin gelişimiyle doğru<br />

orantılıdır. Mevcut bir sinai yapıyı geliştirmek<br />

için, AR-GE (Araştırma ve Geliştirme)<br />

kaynaklarına ihtiyaç duyulmaktadır. Gelişmiş<br />

ülkeler araştırma ve geliştirme için Gayri Safi<br />

Milli Hasılatlarının %2 ila 3’ü nisbetinde bir<br />

pay ayırırlarken, bu pay ülkemizde bindelerle<br />

ifade edilmektedir. Bütün kısıtlı imkanlara<br />

rağmen, bugün geldiğimiz noktada çok<br />

büyük bir başarı kaydettiğine inanıyorum.<br />

Tıpkı ihracattaki başarısı gibi. Ülkemizin 49<br />

yılda erişmiş olduğu ihracat rakamını,<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>miz 25 yılda yakalamıştır.<br />

Bugün Dünyamızda gelişmiş ülkelerin<br />

ürettikleri silah sistemleri, çok kısa bir sürede<br />

yenileri ile değiştirilmekte ve eski olan 1. nesil<br />

silahlar üçüncü ülkelere satılmaktadır.<br />

Kendileri ise ikinci nesil olan daha gelişmiş<br />

olanları kullanmaktadır. Silah sistemlerindeki<br />

teknolojilerin geliştirilmesi için çok önemli bir<br />

AR-GE harcamasına ihtiyaç duyulmaktadır.<br />

Bu itibarla <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>mizin; ilgili<br />

kuruluş ve firmaları arzu edilen bir şekilde<br />

geliştirilebilmesi, büyük meblağlara ulaşan<br />

kapsamlı bir AR-GE desteğiyle mümkün<br />

olacaktır.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>mizin geliştireceği yeni<br />

teknolojiler çok kısa bir sürede ülke<br />

sanayiinede yansıyacak ve büyük bir ivme<br />

kazandıracaktır. Batılı ülke sanayilerinin<br />

gelişmesine hep savunma sanayiileri öncülük<br />

etmiştir.<br />

Bugün gelinen nokta ile sizin<br />

döneminizdeki SSM arasındaki farkı<br />

nasıl tanımlarsınız?<br />

Ben 1993-2000 yılları arasında görev yaptım<br />

ve çok değişik iktidarlarla ve 8 ayrı Bakanla<br />

çalıştım. O dönemin zorluklarını bugün daha<br />

iyi anlayabiliyoruz. Bugün ise, iktidarın tam<br />

manasıyla desteklediği bir <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

vardır. Çok da başarılı proje ve hizmetlere<br />

imza atmıştır. <strong>Müsteşarlığı</strong>mız bugün artık<br />

gelişmesini tamamlamış ve en verimli çağına<br />

gelmiştir.<br />

Görevde olduğunuz zaman süresince<br />

yapmak isteyip de yapma imkanı<br />

bulamadığınız bir icraat var mıdır?<br />

Görevde bulunduğum süre zarfında en<br />

yapmak istediğim icraat, Müsteşarlığa yeni<br />

bir bina yapmaktı. Mevcut binamız, ilk kurucu<br />

Müsteşarımız Vahit Erdem bey’ den<br />

dinlediğim kadarı ile eski bando ve mızıka<br />

okulu imiş. Müsteşarlık ilk kurulduğu<br />

zamanlarda, dönemin Genelkurmay Başkanı<br />

Sn. Necdet Ürüğ burayı <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>ne<br />

bila bedel (ücretsiz olarak) tahsis etmiş.<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>mız faaliyetlerinin arzu edilen bir<br />

şekilde gerçekleşebilmesi için yeni ve günün<br />

ihtiyaçlarına cevap verebilen bir binaya<br />

ihtiyacımız vardı. Hemen çalışmalara<br />

başladım ve MSB ile temaslar yaptım.<br />

Bugünkü binamızın karşısındaki yeri ücretini<br />

MSB’ ye ödeyerek, kağıt üzerinde aldık ve<br />

inşaat için gerekli İcra Kurulu Kararını da<br />

çıkardık. Ancak bir türlü inşaat aşamasına<br />

geçemiyorduk. Parasını da nakit olarak<br />

ödemiş olduğumuz bir arsa üzerindeki<br />

tasarruf hakkımız sanki görünmez bir el<br />

tarafından engelleniyordu. Oysa ki biz bütün<br />

bu faaliyetleri Silahlı Kuvvetlerimize daha<br />

fazla ve daha iyi hizmet vermek için<br />

yapıyorduk. Bu itibarla yapmak isteyip de<br />

yapamadığım ve içimde ukde olarak kalmış<br />

tek proje budur.<br />

Bugün iftiharla söyleyebilirim ki Sn. Murad<br />

Bayar çok kısa bir sürede bu projeyi başarıyla<br />

gerçekleştirdi. Hiç şüphem yoktur ki, yeni<br />

binamız bittiği zaman, <strong>Müsteşarlığı</strong>mızın<br />

amaçları doğrultusunda sarfettiği faaliyetler<br />

büyük bir ivme kazanacak ve bu ivmeden de<br />

gerek ülkemiz gerekse Silahlı Kuvvetlerimiz<br />

büyük yararlar sağlıyacaktır.<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>n, bundan sonraki<br />

dönemlerde Türkiye için neler<br />

yapabileceği konusundaki<br />

düşünceleriniz nelerdir?<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>mız kuruluşundan çok kısa bir<br />

süre sonra kendisinden beklenenden çok<br />

fazlasını layıkıyla başarmıştır. Bugün<br />

geldiğimiz noktada, artık konvansiyonel silah<br />

ve sistemlerinin sonuna geldiğimizi düşünüyorum.<br />

Günümüz savaşları cephelerde<br />

cereyan etmeyecektir. Önümüzdeki yılların<br />

mücadelesi, insan kaybını minimize eden, en<br />

gelişmiş teknolojilere dayalı silah sistemleri<br />

ile olacaktır. Bu bakımdan, bunu gerçekleştirmek<br />

herşeyden önce, AR-GE projelerine<br />

kaynak ayırmakla gerçekleşebilir. Bu itibarla,<br />

ülkemizin çok cüzi miktardaki AR-GE<br />

kaynaklarının arttırılarak, bunun aslan payının<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>ne verilmesi gerektiğine<br />

inanıyorum. Unutulmamalıdır ki, gelişmiş<br />

ülkelerin sanayiinin lokomotifi, her zaman<br />

savunma sanayii olmuştur.<br />

25. yılımızda SSM çalışanlarına<br />

söylemek istedikleriniz?<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>, yetişmiş<br />

uzman kadrolardan oluşan bir proje ofisidir.<br />

Burada çok iyi yetişmiş, yaptıkları her<br />

projeden değerli tecrübeler kazanmış ve bu<br />

sektöre gönül vermiş bir kadro mevcuttur. Bu<br />

itibarla <strong>Müsteşarlığı</strong>mız mensuplarının,<br />

kendilerine tevdi edilen görevin ulvi yapısına<br />

uygun bir şekilde, vazifelerini tam manasıyla<br />

ifa edeceklerine yürekten inanıyor, hepsine<br />

sağlık, mutluluk ve başarılarının devamını<br />

diliyorum.<br />

15


Bir Konuk Bir Söyleşi<br />

Prof. Dr.<br />

Dursun Ali ERCAN<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Eski Müsteşarı<br />

Göreve gelmeden önce SSM hakkındaki<br />

bilgileriniz nelerdi?<br />

Müsteşarlık görevine atanmadan önce Milli<br />

<strong>Savunma</strong> Bakanlığı teknik danışmanlık<br />

görevinde bulunmuştum. Bu görevim<br />

sırasında, Silahlı Kuvvetlerimizin donanım ve<br />

lojistik konularıyla ilgili raporlar hazırlarken<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayi <strong>Müsteşarlığı</strong>’nın görev ve<br />

faaliyetleri hakkında da derinlemesine<br />

bilgiler edinmiştim; ancak SSM çalışanlarını<br />

ve sektördeki şirket yöneticilerini tanımıyordum.<br />

Bu zor başlangıç durumunun<br />

üstesinden gelebilmemde Müsteşarlık<br />

personelinin her zaman minnetle yad<br />

edeceğim sıcak ve samimi destekleri önemli<br />

rol oynamıştır.<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>nız döneminde yaşadığınız<br />

ilginç bir olayı bizlerle paylaşmak ister<br />

misiniz?<br />

Aslında görevde bulunduğum 1460 günün<br />

hemen her günü benim için ilginçti. Yaptığınız<br />

işi sever ve önemserseniz, meşakkatli de<br />

olsa, o sürecin her anı sizin için ilginç ve<br />

unutulmazdır. Yaşadığım ilginç olaylardan<br />

biri örneğin, <strong>Müsteşarlığı</strong>mın ilk ayı<br />

içerisindeydi. Yanıma kimseyi almadan, tek<br />

başıma binayı gezmeye çıktım. Binanın en üst<br />

katında odalardan birinde bir kalabalık<br />

gördüm. Sadece Müsteşarlık elemanları<br />

değil, zannediyorum aralarında savunma<br />

sanayi firma temsilcilerinin de bulunduğu<br />

9–10 kişilik bir grup toplantı halindeydi.<br />

Ben hiçbirini tanımıyorum tabii. Odaya<br />

girdiğimde, hiç kimse ilgilenmedi benimle.<br />

Ben de kendilerine “Kolay gelsin arkadaşlar,<br />

ne yapıyorsunuz?” diye sordum. Bana bir süre<br />

garip garip baktılar. Yanıt veren olmadı.<br />

Ondan sonra, tekrar ne yaptıklarını sordum.<br />

Çalıştıkları projeyi söylediler. Bunun üzerine<br />

“Peki, projenin durumu nedir? Fiyatı nedir? ”<br />

gibi birtakım sorular sorunca, odadakilerden<br />

birisi bayağı bozuldu ve bana şüpheli bir<br />

ifadeyle “Siz kim oluyorsunuz?” diye sordu.<br />

“Ben yeni Müsteşarım burada” dedim.<br />

Şaşırdılar ve ayağa kalktılar. Yanlarına<br />

oturdum, birlikte çay içtik, toplantıyı bir süre<br />

izledim ve ayrıldım. İlginç bir tanışma anıydı.<br />

Yine Müsteşarlık görevine yeni başladığım<br />

zamanlarda idi. Modernizasyon projelerinden<br />

biri ile ilgili tespit edilmiş liste fiyatı için<br />

“Olur” imzası istemeye gelmişti bir<br />

arkadaşımız. Yazıya bir baktım ki milyon<br />

dolarlar mertebesinde bir rakam. O kadar<br />

büyük para hayatımda görmüş değilim.<br />

Doğrusu şaşkınlıktan nasıl imza atacağımı<br />

unuttum. Bir türlü imzalayamadım. Bozuntuya<br />

da vermedik tabii, “Sen git, ben bir<br />

düşüneyim, acelesi yoksa üzerinde biraz<br />

daha çalışalım” dedim. İmzalamayışım iyi de<br />

olmuş. Nitekim daha sonra fiyat dahil, bazı<br />

düzeltmeler yapılmıştı. İlginç anılarımın<br />

hepsini anlatmam mümkün değil. Aslında<br />

kişisel anılarınız kadar, belki ondan da değerli<br />

olanı, birlikte çalıştığınız insanların sizle ilgili<br />

anılarıdır. Önemli olan, ardınızda kötü anılar<br />

bırakmamış olmanızdır. Umarım bu benim<br />

için de geçerlidir.<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>n 25 yılda kat ettiği yol ve<br />

bugün geldiği noktada, kuruluş amacına<br />

ne ölçüde hizmet etmiştir?<br />

SSM kuruluş yasasında açıkça belirtildiği<br />

gibi, amaç Türk Silahlı Kuvvetleri’nin silah<br />

ve donanım gereksinimini olabildiğince<br />

yurtiçi milli olanaklarla karşılamaktır. Bunun


için ulusal savunma sanayisinin gelişkin ve<br />

yetkin olması gerekir. Cumhuriyetimizin<br />

kurucusu, Mustafa Kemal Atatürk’ün 1 Kasım<br />

1937 tarihindeki Meclis açış konuşmasını<br />

hatırlayalım. Ulu önder (bu günkü Türkçeye<br />

çevrilmiş haliyle) şunları söylemişti:<br />

“.....Harp endüstrisi kuruluşlarımızı daha çok<br />

geliştirmek ve genişletmek için alınan<br />

önlemlere devam edilmeli ve endüstrileşme<br />

çalışmalarımızda da ordu ihtiyacı ayrıca göz<br />

önünde tutulmalıdır. ”<br />

Atatürk’ün bu sözünü göreve başladığımın<br />

haftasında özel olarak imal ettirdiğim tunç<br />

Atatürk büstünün kaidesine yazdırmıştım. Bu<br />

yıl içinde denizaltı gemilerini yurdumuzda<br />

yapmaya başladık. Hava Kuvvetlerimiz için<br />

yapılmış olan üç yıllık program, büyük<br />

milletimizin yakın ve bilinçli ilgisiyle<br />

şimdiden başarılmış sayılır. Bundan sonrası<br />

için, bütün uçaklarımızın ve motorlarının<br />

memleketimizde yapılması ve harp hava<br />

endüstrimizin de bu esasa göre geliştirilmesi<br />

zorunludur. ......<br />

Ne yazık ki büyük Atatürk, birçok konuda<br />

olduğu gibi, bu konuda da anlaşılmamış,<br />

Atatürk zamanındaki sanayi kalkınma ivmesi<br />

1938 sonrası adeta sıfırlanmıştır. Haliyle<br />

sanayi ile birlikte uzunca bir durgunluk<br />

dönemi yaşayan savunma sanayimiz de,<br />

özellikle 1950’de NATO üyeliğine girişle<br />

başlayan rehavetten, ancak 1974 Kıbrıs barış<br />

harekatından sonraki ambargoların etkisiyle<br />

uyanmış; MKEK'nda modernizasyon<br />

faaliyetleri başlamış, TSKGV kurulmuş,<br />

ASELSAN örneğinde olduğu gibi milli<br />

kuruluşlar hizmete girmiştir. 1985’te <strong>Savunma</strong><br />

Sanayi Destekleme Fonu ve ardından<br />

SSM’nın kuruluşu Atatürk’ün 1937 de<br />

söylediğinin ancak 48 yıl sonra idrak<br />

edildiğini gösteriyor. Önemli bir konunun<br />

altını çizmeliyim: SSM kuruluş amacını<br />

gerçekleştirmek bakımından her zaman<br />

mevcut koşullarda olabileceğin en iyisini<br />

yapmıştır. <strong>Savunma</strong> sanayimizin bugünkü<br />

durumunu irdelerken başarıların veya<br />

başarısızlıkların tümüyle SSM’ye mal<br />

edilemeyeceğini unutmayalım. Hükümet<br />

politikalarının ve ihtiyaç makamı olan TSK’nin<br />

sürece etkin girdilerini unutmamak gerekir.<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>n kuruluş amaçlarından biri<br />

olan savunma sanayisini geliştirmek<br />

görevini başarıyla yürüttüğüne inanıyor<br />

musunuz?<br />

Bu göreceli bir soru, yanıt da göreceli olacak<br />

tabii. Herkes iyi niyetli çalışıyor, elinden<br />

geldiğince, eldeki olanaklar çerçevesinde<br />

faydalı olmaya çalışıyor. Ben Müsteşarlık<br />

çalışanlarının büyük bir kısmının yaptıkları<br />

işin bilincinde olduklarına, işlerini severek<br />

yaptıklarına inanıyorum. Bunu gördüm,<br />

yaşadım. O bakımdan mutluyum. Onun için<br />

de bu soruya yanıtım şöyle olur:<br />

koşullarda “Evet”.<br />

mevcut<br />

<strong>Savunma</strong> sanayisinin önem ve anlamını<br />

görevde bulunduğum süre içersinde değişik<br />

söyleşilerimde dile getirmiştim. Uluslararası<br />

politikada sözü dinlenir, güçlü ve bağımsız bir<br />

devlet olarak yaşamak istiyorsanız her şeyden<br />

önce güçlü bir orduya ihtiyacınız vardır. Güçlü<br />

bir ordu illa asker sayısı bakımından büyük<br />

bir ordu anlamında değildir. Ulus ve yurt için<br />

savaşacak iyi eğitilmiş nitelikli asker kadar,<br />

silah ve donanım bakımından üstün teknolojik<br />

yeteneklere sahip bir orduyu kastediyorum.<br />

Böyle bir ordunun gücünü alacağı milli bir<br />

savunma sanayisinin varlığı yaşamsal önem<br />

ve önceliktedir. Bir ülkede savunma<br />

sanayisinin gelişmişlik derecesinin en önemli<br />

ve somut göstergelerinden biri de dünya<br />

savunma sanayi pazarındaki pay oranıdır. Bu<br />

pazardaki paylarının büyüklüklerine göre<br />

sıralanmış ilk 15 ülkenin büyük çoğunluğu<br />

aynı zamanda 120 ülke arasındaki gelişmişlik<br />

sıralamasında da ilk 30’da yer alıyorlar<br />

(Türkiye dünya insani gelişmişlik sıralamasında<br />

maalesef 83. sırada). Çin, Ukrayna ve<br />

Rusya, bu üç ülke dünya gelişmişlik<br />

sıralamasında pek de önlerde olmadıkları<br />

halde savunma sanayilerini ileri düzeyde<br />

geliştirebilmiş özel konumda (istisnai)<br />

ülkelerdir. <strong>Savunma</strong> sanayi pazar payları<br />

listesinde ülkelerin yanındaki rakamlar<br />

gelişmişlik sıralamasındaki yerlerini<br />

gösteriyor. * işaretli olan ülkeler aynı<br />

zamanda nükleer silahlara sahip olan<br />

ülkelerdir. (nükleer silahlara ve uzun menzilli<br />

roketlere sahip olmalarına rağmen Hindistan,<br />

Pakistan ve Kuzey Kore bu listede bulunmuyorlar.)<br />

Dünya savunma pazarının % 60'ını elinde<br />

tutan iki ülke, ABD ve Rusya'nın başını çektiği,<br />

listede G–20 üyesi olan Türkiye ne yazık ki ilk<br />

yirmiye giremiyor. Oysa Türk ordusu<br />

dünyanın en kuvvetli orduları arasında 9uncu<br />

sırada gösteriliyor. Dolayısıyla savunma<br />

sanayisinde hedefimiz, 2020 ye kadar dünya<br />

savunma sanayi pazarında ilk 10. Ülke (pay<br />

oranı % 2'nin üzerinde) arasına girmek<br />

olmalıdır. Eminim, Türkiye <strong>Savunma</strong><br />

sanayisinde ilk 10 ‘a girdiği gün insani<br />

gelişmişlik sıralamasında da belki 50<br />

basamak ilerleyerek ilk 30 a girmiş olacaktır.<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayi<br />

Pazar Payı Sıralaması<br />

Bugün gelinen nokta ile sizin<br />

döneminizdeki SSM arasındaki farkı<br />

nasıl tanımlarsınız?<br />

SSM’nın son zamanlardaki başarılı projelerini<br />

takdirle takip ediyorum. Bu vesile şu mesajı<br />

vermek isterim: Kurumsal başarı bir bayrak<br />

yarışıdır. Tüm koşucuların iyi koşması gerekir<br />

bayrak yarışında. Bu anlamda, tabii ki bugüne<br />

kadar yapılanlarda ve yapılacak olanlarda<br />

tüm Müsteşarlık çalışanlarının payı olduğu<br />

göz önünde bulundurulmalı ve Kurumun<br />

eriştiği sonuçlar, başarılar ya da başarısızlıklar,<br />

kişiselleştirilmeden, bir sistem<br />

bütünselliği içerisinde değerlendirilmelidir.<br />

Son gelinen noktada, Milgem, Altay, Anka<br />

projeleri önemli kilometre taşlarıdır. Başarılarından<br />

dolayı tüm SSM personelini<br />

kutluyorum.<br />

�<br />

�<br />

Benim görev dönemime gelince,<br />

başlarken kendimize stratejik hedefler<br />

koymuştuk.<br />

10 yıl içerisinde (2010 yılı sonuna kadar)<br />

<strong>Savunma</strong> sanayi sektöründe istihdamın 40<br />

bin kişi,<br />

� Üretimde altyapı kullanım oranının %80 ,<br />

�<br />

Projelerde ortalama yerli katkı oranının<br />

% 60,<br />

� Offset oranlarının en az %50,<br />

�<br />

1.<br />

2.<br />

3.<br />

4.<br />

5.<br />

6.<br />

7.<br />

8.<br />

9.<br />

10.<br />

11.<br />

12.<br />

13.<br />

14.<br />

15.<br />

.<br />

21.<br />

Ülke<br />

Adı<br />

ABD *<br />

Rusya *<br />

Almanya<br />

Fransa *<br />

İngiltere *<br />

Hollanda<br />

Çin *<br />

İtalya<br />

İsrail *<br />

İsveç<br />

Ukrayna<br />

İspanya<br />

İsviçre<br />

Kanada<br />

Güney Kore<br />

Türkiye<br />

Kaynak : SIPRI<br />

<strong>Savunma</strong> sanayisinde üretimin 200 bin<br />

dolar/adam.yıl ve<br />

� İhracatın 50 bin dolar/adam.yıl<br />

İnsani Gelişim Göstergesi<br />

(HDI) sıralaması<br />

4<br />

65<br />

10<br />

14<br />

26<br />

7<br />

89<br />

23<br />

15<br />

9<br />

69<br />

20<br />

13<br />

8<br />

12<br />

olmasını hedeflemiştik. Bu günkü durumda<br />

83<br />

17


Bir Konuk Bir Söyleşi<br />

bu hedeflere ne oranda eriştiğimizi tam<br />

olarak bilemiyorum, ama ilk dört yıl<br />

kapsamına giren oranları (yaklaşık yüzde 40)<br />

kısmen yakalamıştık. Özellikle offset<br />

konusundaki ciddi ve kararlı bir tutumla<br />

yürütülen dış ilişkilerle savunma sanayi<br />

şirketlerimizin yıllık cirosu, 850 milyon<br />

Dolar’dan yıllık ortalama %11 artışla 1,3<br />

milyar Dolar’a yükselmişti. Bu rakam<br />

Türkiye’de sanayinin genel gelişiminin çok<br />

üzerinde bir rakamdır. 2000-2003 yılları<br />

arasında savunma ürünleri ihracatımız da 100<br />

milyon dolardan yıllık ortalama %40 artışla<br />

400 milyon dolara yükselmişti. Dünya<br />

savunma sanayi pazarındaki payımız binde 2<br />

civarındaydı ve 27. sıradaydık. 6 yıl sonra<br />

bugün memnuniyetle görüyorum ki 6<br />

basamak daha iyileşmiş durumdayız. 21.<br />

sıraya yükselmiş bulunuyoruz; ancak<br />

savunma ürünleri ithalat sıralamasında 11.<br />

sıradan 6. sıraya gelmiş olmamız hiç de<br />

sevindirici bir şey değildir. Bu konuda SSM<br />

kadar TSK ne de sorumluluk düşmektedir.<br />

Türkiye genelindeki gelişmelere paralel<br />

olarak, savunma sanayi alanında da AR-GE<br />

ye ayrılan bütçenin 10 katına çıkması<br />

gerçekten heyecan vericidir. Umarım, doğru<br />

yöntemlerle ve etkin olarak kullanılır bu<br />

kaynaklar.<br />

Görevde olduğunuz zaman süresince<br />

yapmak isteyip de yapma imkanı<br />

bulamadığınız bir icraat var mıdır?<br />

Çoook. Özetle söyleyeyim ki yaptıklarım<br />

yapmak istediklerimin onda biri bile değil.<br />

Her şeyden önce SSM çalışanları için, yaşam<br />

kalitesini yükseltmek, çocuklarına daha iyi<br />

bakım, eğitim olanakları sunmak düşüncesiyle<br />

Bilkent bölgesinde 200 dairelik bir<br />

lojman kompleksi satın almak istedim. O<br />

zamanki değeri 20 milyon dolar kadardı.<br />

Ayrıca Eskişehir ODTÜ karşısında Sanayi ve<br />

Ticaret Bakanlığı’nın yanında İş Bankası’na<br />

ait olan binayı Müsteşarlık binası olarak<br />

almak istemiştim. ODTÜ kampüsündeki<br />

teknoparka da yakın olacaktık. O binanın<br />

bedeli de 22 milyon Dolar’dı. (Şimdiki<br />

değerleri belki beş katına çıkmıştır) Maalesef<br />

o dönemde ne Milli <strong>Savunma</strong> Bakanı’nı ne de<br />

Genelkurmay Başkanı’nı ikna edemedim.<br />

Oysa toplam 42 milyon Dolar, bizim<br />

ihalelerimizde pazarlık marjı mertebesindeki<br />

rakamlardı aslında. Bir yandan silahlı<br />

kuvvetlerimizin modern silah ve donanımlara<br />

sahip olması için gayret gösteren, diğer<br />

yandan ülke kaynaklarının dışarıya gitmemesi<br />

için didinen, 28 ihalede 1 milyar<br />

Dolar’ın üzerinde indirim sağlayan SSM<br />

çalışanlarını bu olanaklara kavuşturmayı çok<br />

arzuladım; ama gel gör ki tedarik makamlarının<br />

her zaman anlamakta çok zorlandığım<br />

“aciliyet” gerekçesiyle ihale süreçlerine<br />

sürekli müdahil oldukları bir dönemde<br />

Müsteşarlık yapmak kolay bir iş değildi. 250<br />

kişilik yetersiz personel mevcudunu 300<br />

çıkarmak için istediğim kadro bile verilmemişti.<br />

Ama hayat böyle.... Ne yaparsınız, her<br />

şey istediğiniz gibi yürümüyor.<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>n, bundan sonraki dönemlerde<br />

Türkiye için neler yapabileceği<br />

konusundaki düşünceleriniz nelerdir?<br />

SSM kuruluş yasasında çok açık olarak<br />

belirtilmiş amaçlarını gerçekleştirmek üzere<br />

yine yasada belirtilen görevlerini yerine<br />

getirmeye devam edecektir şüphesiz.<br />

Genelde ülkemiz için neler yapılabileceğini<br />

söyleyebilmek için, daha doğrusu nelerin<br />

yapılması gerektiğini öngörebilmek için, hem<br />

ülkemizin, hem de dünyamızın gidişatını iyi<br />

bilmek gerekir. Peşinen söyleyeyim ki<br />

gezegenimiz çok kötü bir geleceğe doğru<br />

gidiyor. Nüfusumuz azalan bir hızla da olsa<br />

hala artıyor; 2040 larda Türkiye 100 milyon,<br />

dünya 10 milyar sınırına gelecek. Yaşam<br />

kaynakları hoyratça bir savurganlıkla yok<br />

edilirken, bir yandan da doğal koşullar<br />

gittikçe olumsuzlaşıyor. Bu nedenle başta<br />

açlık ve susuzluğun tetiklediği kitlesel<br />

hareketler, ülkeler arası hatta kıtalar arası<br />

göçler olabilir; asimetrik bir savaş şekli olan<br />

terörün daha da yaygınlaşmasına yol açabilir.<br />

Yani güvenlik problemleri gittikçe daha<br />

karmaşıklaşacak ve daha zorlaşacak<br />

demektir. 2040 - 2050 arasını ben çok kötü<br />

gelişmelere gebe görüyorum. Özellikle<br />

petrolün kritikleşmesi ve enerji krizi,<br />

hazırlıksız yakalanan ülkeler için baş edilmesi<br />

zor meseleler. Bu arada coğrafi komşuluk<br />

ölçüleri de değişiyor. Hızlı ve uzun menzilli<br />

ulaşım ve iletişim araçları dünyayı küçülttü,<br />

problemleri daha karmaşık hale getirdi. Artık,<br />

tüm dünya ülkeleri nerdeyse birbiriyle komşu<br />

durumuna geldi bu küçülen dünyada. Bu<br />

problemlerin üstesinden gelebilmenin<br />

yegane yolu, devlet yönetiminde, Atatürk'ün<br />

dediği gibi, akıl ve bilimi rehber almaktır.<br />

Güvenlik tanımlaması da değişiyor ve bütün<br />

dünyada ülkeler gelecek güvencesi için<br />

önlemlerini alıyorlar. Gizli ve amansız bir<br />

savaş sürüyor hemen her alanda. Kâğıt<br />

üstündeki barış antlaşmalarından, ardında<br />

fiziksel bir güç yoksa, ülke güvenliğinin<br />

garantisini beklemek safdillik olur. “Si vis<br />

pacem para bellum” * kuralı hâlâ geçerlidir<br />

ve geçerli olmaya da devam edecektir.<br />

Velhasıl, kuvvetli bir orduya sahip olmak<br />

gerekiyor. Kuvvetli ordu, kuvvetini gücünü<br />

kendi özünden, kendi içinden alan, kendi<br />

milli savunma sanayisine dayanan ordudur.<br />

<strong>Savunma</strong> sanayisinde birinci öncelik alanı<br />

bence iletişimdir.<br />

İleri iletişim teknolojilerinin<br />

yanı sıra, özellikle uzay teknolojilerinde<br />

çalışmalar yapmalıyız. Mustafa Kemal’in<br />

Sakarya savaşında ilginç bir söylemi vardır:<br />

“Hattı müdafaa yok, sathı müdafaa vardır ve<br />

o satıh bütün vatandır....” Cumhuriyeti<br />

kurduktan sonra da “İstikbal göklerdedir.”<br />

demiştir. Bugün olsa Atatürk muhtemelen<br />

şöyle söylerdi: “Sathı müdafaa yok hacmi<br />

müdafaa vardır.” Gerçekten de bugün<br />

bakınız, havaya, uzaya hâkim olan ülkeler<br />

karada ve denizde de hakim konumdalar.<br />

Yukarıda verdiğim liste başı ülkeler uzay<br />

araştırmalarında başta olan ülkelerdir. Uzaya<br />

gönderilen uyduların, gözlem araçlarının<br />

(doğru kelime casus uydu) büyük bir<br />

kısmının finansmanı dolaylı yollarla askerî<br />

projelerden ve askerî bütçelerden karşılanıyor.<br />

<strong>Savunma</strong> sanayisinde ikinci önemli konu,<br />

üretimde olsun, yönetimde olsun, insan<br />

faktörüdür. Personelimizin gerçekten çok<br />

kaliteli, üretken, profesyonel, ama bir o kadar<br />

da yurtsever, cumhuriyete bağlı, ulusdevletten<br />

yana aydın kişiler olması gerekiyor.<br />

Futbol takımlarına dışarıdan futbolcuların<br />

getirildiği gibi, <strong>Savunma</strong> Sanayi <strong>Müsteşarlığı</strong>’na<br />

yurt dışından ithal uzman personel<br />

getirip çalıştıramazsınız. <strong>Savunma</strong> Sanayi<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>, herhangi bir kamusal kurum<br />

değildir, en geniş anlamıyla ulusal/milli<br />

olmak mecburiyeti vardır; personelinin<br />

yaşam standartları da üst düzeyde tutulmuş<br />

olmalıdır.<br />

25. yılımızda SSM çalışanlarına<br />

söylemek istedikleriniz?<br />

Başta sayın Müsteşar Murad Bayar olmak<br />

üzere tüm SSM çalışanlarına başarılar ve<br />

esenlikler diliyorum. Unutmasınlar, onlar<br />

Türkiye’nin en önemli ve ayrıcalıklı kurumlarından<br />

birinde çalışıyorlar ve yaptıkları iş<br />

çok önemli ve çok anlamlı. <strong>Savunma</strong><br />

sanayimizin gelişmesine katkıda bulunmak<br />

demek, Türkiye’nin güçlü olmasına, ülkemizin<br />

müreffeh ve güvenli bir geleceğe umutla<br />

bakabilmesine katkıda bulunmak demektir.<br />

Siyasal etmenlerin etkisinde kalmadan, bilimi<br />

rehber alan, yurtsever, üretken insanların<br />

dayanışmacı işbirliği ruhuyla, başaramayacakları<br />

hiç bir şey yoktur. Nice 25 yıllara...<br />

*Barış istiyorsan savaşa hazır ol


Türk <strong>Savunma</strong><br />

<strong>Sanayii</strong>nin Kısa Tarihi<br />

Bülent E. BEYOĞLU, Abdurrahman KILIÇ<br />

Osmanlı’da harp sanayii<br />

Orta Avrupa’da kullanılmaya başlayan<br />

ateşli silah teknolojisini kısa zamanda<br />

kazanmayı başaran Osmanlılar, topu ilk<br />

defa 1386 da Karamanoğulları’na karşı<br />

yapılan savaşta ve 1389’da I. Kosova<br />

Savaşı’nda kullandılar. 1450-1550 yılları<br />

arasında ise teknolojik yeterlilik ve<br />

kullanım yeteneği açısından dünyadaki<br />

en iyi topçuluk sistemine sahip olmuşlardır.<br />

Avrupa devletlerinin Osmanlı’yı yakalamaları<br />

ancak 17. Yüzyılın başında gerçekleşmiştir.<br />

Ridaniye (1517), Mohaç<br />

(1526) ve Preveze (1538) savaşlarında elde<br />

edilen kesin zaferler ateşli silah tekniğinin<br />

ulaştığı seviyenin en belirgin emâreleri<br />

olmuşlardır.<br />

Osmanlılar, farklı şehirlerde onun üzerinde<br />

tophane kurarak fetihleri desteklemişler;<br />

ateşli silah teknolojisinin siyasi<br />

çıkarlar doğrultusunda diğer ülkelere<br />

tahsisi konusunda dikkatli davranmışlardır.<br />

Orta Asya’daki iç savaşlarda,<br />

sömürgeciliğe direnen Açe ve Habeşistan<br />

gibi ülkelerde Osmanlı yardımı ile alınan<br />

silahlar kullanılmıştır.<br />

Denizcilik faaliyetleri, Çaka Bey’in 50<br />

parça gemiden oluşan ilk türk donanmasını<br />

1081’de kurmasıyla başlamıştır. 16<br />

ve 17. Yüzyıl Osmanlı İmparotorluğu<br />

dönemine gelindiğinde ise Süveyş’ten<br />

Tuna’ya, Karadeniz’den Cezayir’e kadar<br />

140 tersane ile, 500’ü büyük savaş<br />

gemileri olmak üzere 4000 platformluk bir<br />

donanmayla Akdeniz hakimiyeti sağlanmıştır.<br />

İlerleyen dönemde harp teknolojisinin<br />

Avrupa’nın gerisinde kaldığı, Kalyon<br />

tekniğine batıdan 100 yıl sonra 17. Yüzyıl<br />

sonunda geçildiği gözlemlenmektedir.<br />

1796 yılına gelindiğinde Nizam-Cedid ile<br />

birlikte Türk Ordusu’nun teknoloji,<br />

mühendislik, işçilik ve hatta eğitime kadar<br />

Avrupa’ya bağımlı hale geldiği gözlemlenmektedir.<br />

Bu durum yakın geleceğe<br />

kadar devam edecektir.<br />

Cumhuriyet dönemi<br />

1920’li ve 1930’lu yıllarda başta Askeri<br />

Fabrikalar Genel Müdürlüğü’nün kuruluşu<br />

olmak üzere, özellikle silah-mühimmat<br />

ve havacılık sektörlerinde önemli<br />

girişimlerde bulunulmuş; sanayileşme<br />

adına adımlar atılmıştır. Cumhuriyetin ilk<br />

yıllarında, sanayileşme bir devlet politikası<br />

olarak benimsenmiş ve savunma<br />

sanayiinin, topyekün sanayileşmenin ve<br />

kalkınmanın bir parçası olduğu kabulüyle<br />

hareket edilmiştir. Bu dönemde Türk<br />

savunma sanayii uçak üretebilecek<br />

yetkinliğe ulaşmıştır.<br />

I. Dünya Savaşı sonunda İstanbul ve<br />

çevresinden gizlice Anadolu’ya getirilen<br />

makina, usta ve işçiler, Kurtuluş<br />

Savaşı’nın kazanılmasında önemli bir rol<br />

oynamışlardır. Ankara, Konya, Eskişehir,<br />

Keskin ve Erzurum’da kurulan küçük ve<br />

basit atölyeler hafif silah ve mühimmat<br />

desteğini sağlamışlardır.<br />

1924 ve 1945 yılları arasında yoğun bir<br />

sanayileşme çabası olduğu; 22 yıl<br />

içerisinde 17 adet Fabrika, tesis ve<br />

19


SAVUNMA SANAYİİ KURULUŞLARIMIZ<br />

1921 Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü<br />

1924 Yavuz zırhlısının bakımı amacıyla Gölcük Tersanesi<br />

1924 Ankara’da hafif silah ve top tamir atölyeleri ile<br />

fişek ve marangoz fabrikaları<br />

1925 Şakir Zümre Fabrikası<br />

1925 Eskişehir hava tamirhanesi<br />

1926 Junkers ile Türk Hükümeti arasında bir anlaşma<br />

yapılarak TAMTAŞ<br />

1927 Mühimmat Fabrikası<br />

1928 Pirinç Fabrikası<br />

1930 Kayaş Kapsül Fabrikası<br />

1930 Nuri Killigil tabanca, havan ve mühimmat üretim<br />

esisleri<br />

1931 Kırıkkale Elektrik Santrali ve çelik fabrikası<br />

1936 Barut, Tüfek ve Top Fabrikaları<br />

1936 Nuri Demirağ Uçak Fabrikası<br />

1941 Ankara’da Türk Hava Kurumu Uçak Fabrikası<br />

1941 Taşkızak tersanesinin yeniden faaliyete geçmesi<br />

1942 Malatya Uçak Onarım Atölyeleri<br />

1943 Mamak Gaz Fabrikası (gaz maskesi)<br />

1945 Ankara’da ilk Uçak Motoru Fabrikası<br />

1950 Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK)<br />

1952 İbrahim Örs Döküm <strong>Sanayii</strong><br />

1954 MSB Ar-Ge Dairesi Başkanlığı<br />

1957 Mühimmat Fabrikası<br />

1963 OTOKAR<br />

tersanenin faaliyete geçirildiği gözlemlenmektedir.<br />

TAMTAŞ’ın<br />

Kayseri’deki tesislerinde 1939<br />

yılına kadar, 15 adet Alman Junkers A-20<br />

uçağı, 15 adet ABD Hawk muharebe<br />

uçağı, 15 adet Gotha irtibat uçağı olmak<br />

üzere toplam 112 uçak üretilmiştir. Nuri<br />

Demirağ’ın İstanbul’da 1936 yılında<br />

kurduğu uçak fabrikasında ise lisans<br />

altında ‘Nu. 37’ koduyla 24 adet uçak ve<br />

çok sayıda planör üretimi gerçekleştirilmiştir.<br />

Ancak, özel sektöre ait olan bu<br />

fabrika da 1943 yılında kapatılmıştır.<br />

<strong>Savunma</strong> sanayiindeki bu yatırımların<br />

yanı sıra, dönemin tedarik yaklaşımını<br />

göstermesi açısından 1936’da Almanya<br />

Germania Werft firmasına siparişi verilen<br />

denizaltılar dikkat çekicidir. İmzalanan<br />

sözleşmeye göre; bu dört denizaltıdan iki<br />

tanesi Almanya'da, diğer iki tanesi ise<br />

Türkiye'de inşa edilecektir. Ayrıca,<br />

gemilerin inşaatında kullanılacak işçilerin<br />

%75'i, makine ve teçhizatın montesinde<br />

kullanılacak işçilerin en az %30'u Türk<br />

olacaktır. Denizaltılara isimleri bizzat<br />

ATATÜRK tarafından verilmiştir: Saldıray,<br />

Batıray, Atılay, Yıldıray.<br />

Ardından gelen II. Dünya Savaşı’nın ağır<br />

koşulları sırasında İngiltere ve ABD’den<br />

alınan askeri yardımlar, dönemin Sovyet<br />

tehdidi karşısında TSK’nın caydırıcılığının<br />

artırılmasına önemli ölçüde katkı sağlamış;<br />

ancak hibe olarak alınan bu<br />

malzemelerin bakımı için ayrılan kaynaklar,<br />

yardım amacının tam tersi olarak, milli<br />

bütçe üzerinde ağır bir yük oluşturmuştur.<br />

Dolayısıyla 1920’li ve 1930’lu yıllarda<br />

büyük fedakarlıklar pahasına elde edilen<br />

savunma sanayii kabiliyetleri kaybedilmeye<br />

başlanmıştır. Silahlı Kuvvetlerin<br />

yurt içi siparişleri azalmış ve bu nedenlerle<br />

askeri fabrikalar verimliliklerini<br />

yitirmeye başlamıştır. Tüm bu sebeplerle<br />

askeri fabrikalar 1950 yılında Kamu<br />

İktisadi Devlet Teşekkülü şeklinde kurulan<br />

Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu<br />

(MKEK) Genel Müdürlüğü bünyesinde<br />

toplanmıştır.<br />

Askeri yardımlarının savunma sanayii ve<br />

bütçe üzerinde yaratmış olduğu olumsuz<br />

etkilerin yanı sıra, 12 Temmuz 1947 tarihli<br />

ve “Türkiye’ye Yapılacak Yardım<br />

Hakkında Anlaşma” başlıklı anlaşmanın<br />

dördüncü maddesi, 1964 Haziran’ında<br />

Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahale kararının<br />

engellenmesine neden olmuştur.<br />

Yeniden ulusal savunma sanayii<br />

Kıbrıs konusu, savunma ihtiyaçlarının<br />

karşılanmasında diğer ülkelere bağımlı<br />

hale gelinmesinin sakıncalarını kuşkuya<br />

yer bırakmayacak şekilde gözler önüne<br />

sermiştir.<br />

Bu çerçevede, Hava (1970), Deniz (1972)<br />

ve Kara Kuvvetleri Güçlendirme Vakıfları<br />

(1974) kurulmuştur. Daha sonra bu üç<br />

vakıf, 1987’de Türk Silahlı Kuvvetlerini<br />

Güçlendirme Vakfı (TSKGV) çatısı altında<br />

bir araya toplanmıştır. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>’nın kurulmasına kadar<br />

geçen bu süreç, ulusal savunma sanayiinin<br />

yine devlet eliyle oluşturulması<br />

çabalarının sarf edildiği bir dönem olarak<br />

değerlendirilebilir. Türk savunma<br />

sanayiinin bugün önemli oyuncuları<br />

konumunda olan birçok firma TSKGV<br />

sahipliğinde veya iştirakı olarak faaliyet<br />

göstermektedir.<br />

1945’ten 1975’e kadar geçen otuz senelik<br />

süre zarfında 6 yeni kuruluşun hizmete<br />

geçirildiği görülmektedir. Bugün<br />

Türkiye'nin en büyük savunma firmaları<br />

dahil olmak üzere, 25 yeni kuruluşun 1975<br />

1972<br />

SAVUNMA SANAYİİ KURULUŞLARIMIZ<br />

Güdümlü Araçlar Teknoloji ve Ölçüm Merkezi<br />

(Bugünkü adıyla <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Araştırma ve<br />

Geliştirme Enstitüsü - Tübitak SAGE)<br />

1975 ASELSAN<br />

1979 Barış Elektrik<br />

1979 İŞBİR<br />

1978 ASMAŞ<br />

1981 ASPİLSAN<br />

1982 HAVELSAN<br />

1982 İleri Teknoloji A.Ş.<br />

1983 <strong>Savunma</strong> Donatım İşletmeleri Genel Müdürlüğü<br />

1984 TUSAŞ Havacılık ve Uzay <strong>Sanayii</strong> (TAI)<br />

1984 Aksa Makina<br />

1984 ETA Elektronik Tasarım Sanayi<br />

1985 <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Geliştirme ve Destekleme İdaresi<br />

Başkanlığı (SaGeB; bugünkü adıyla <strong>Savunma</strong><br />

<strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> - SSM)<br />

1985 TUSAŞ Motor <strong>Sanayii</strong> (TEI)<br />

1986 MAN Kamyon ve Otobüs <strong>Sanayii</strong><br />

1986 STFA SAVRONİK Elektronik <strong>Sanayii</strong><br />

1987 Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı<br />

1987 MİKES-Mikrodalga Elektronik Sistemler <strong>Sanayii</strong><br />

1987 FMC-Nurol <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> (FNSS)<br />

1988 ROKETSAN<br />

1988 TRANSVARO<br />

1989 SELEX (Eski adıyla Marconi Komünikasyon)<br />

1989 GATE Elektronik<br />

1990 Aydın Yazılım (AYESAŞ)<br />

1990 HAVELSAN Teknoloji Radar<br />

(Eski adıyla Thomson-Tekfen Radar)<br />

1990 MTU Motor Türbin Sanayi (MTU-Türk)<br />

ve 1990 yılları arasında hayata geçtiği<br />

dikkat çekmektedir.<br />

1980 öncesinde ülkemizin savunma<br />

sistemleri edinmedeki temel yaklaşımı;<br />

kullanılmış ürünlerin hibe ya da satın<br />

alınması yöntemidir. Bu yöntemde en<br />

yaygın olarak kullanılan iki kaynak FMS<br />

kredisi ve Alman yardımlarıdır. Bu açıdan<br />

bakıldığında SSM’nin kurulmasından<br />

önce TSK’nın modern silah ve savunma<br />

araçları tedarik etmesi pek mümkün<br />

olmamıştır. SSM kurulana dek, F-16<br />

projesi haricinde ciddi bir tedarik<br />

çalışması gerçekleşmemiştir. F-16 projesi<br />

kapsamında kurulan TEI ve TAI, tedarik<br />

stratejisindeki değişikliğin ilk göstergeleri<br />

niteliğindedir.


SSM’nin 1985 yılında kurulması ile birlikte<br />

TSK’nın modern savunma ürünlerini<br />

envantere alma süreci kolaylaşmıştır. Bu<br />

yeni süreç, Silahlı Kuvvetlerimizin<br />

caydırıcılığını artıran ve savunma<br />

sanayiinin gelişimini tetikleyen önemli<br />

unsurlardan<br />

dirilebilir.<br />

biri olarak değerlen-<br />

Esasen SSM’nin kuruluşu, savunma<br />

sanayiinin kurulması ve geliştirilmesi<br />

çabalarına yönelik bir strateji değişikliğinin<br />

göstergesi niteliğindedir. O güne<br />

kadar, MKEK ve Vakıflar eliyle yürütülen<br />

faaliyetler çerçevesinde elde edilen<br />

kazanımlar, bir miktar birikim sağlamış<br />

olmakla birlikte, istenilen seviyede bir<br />

altyapı oluşturamamıştır. Bütçeden<br />

ayrılan küçük paylara ve bağışlara<br />

dayanarak bu alanda başarı kazanmak<br />

mümkün olmamıştır. Bu sebeplerle,<br />

sektöre sürekli kaynak sağlayabilecek,<br />

devletin yanı sıra yerli ve hatta yabancı<br />

sermayenin yatırım yapabileceği bir<br />

savunma sektörü oluşturulması hedeflenmiştir.<br />

1980’lerde özel sektör savunma şirketleri<br />

yok denecek kadar az iken, <strong>Müsteşarlığı</strong>n<br />

kurulmasıyla birlikte savunma sanayii<br />

alanında özel sermaye yatırımları artış<br />

göstermiştir. Ancak politika belirsizliği,<br />

talep değişkenliği, sektörün devlet<br />

sahipliğindeki kuruluşların mutlak hakimiyeti<br />

altında olması ve serbest rekabet<br />

koşullarının tam anlamıyla bulunmaması<br />

SAVUNMA SANAYİİ KURULUŞLARIMIZ<br />

1991 ESDAŞ Elektronik Sistemler Destek <strong>Sanayii</strong><br />

1991 <strong>Savunma</strong> Teknolojileri Mühendislik (STM)<br />

1992 Nurol Makina <strong>Sanayii</strong><br />

1993 Trabzon Silah <strong>Sanayii</strong> (TİSAŞ)<br />

1994 GİRSAN Silah <strong>Sanayii</strong><br />

1995 Kale Havacılık<br />

1997 RMK Marine Gemi Yapım <strong>Sanayii</strong><br />

1997 ATEL Telekominikasyon<br />

1998 Alp Havacılık<br />

1998 MİLSOFT Yazılım Teknolojileri<br />

1998 Yonca-Onuk Ortaklığı<br />

1998 Havelsan EHSİM<br />

2001 Inta SpaceTurk<br />

2002 YALTES Elektronik ve Bilgi Sistemleri<br />

2003 Vestel <strong>Savunma</strong><br />

2004 Global Teknik<br />

2005 SDT Uzay ve <strong>Savunma</strong> Teknolojileri<br />

2006 Meteksan<br />

gibi nedenlerle, bu dönemde savunma<br />

sektörü yatırımcılar açısından oldukça<br />

riskli bir alan olarak değerlendirilmiştir.<br />

Bu koşullar altında, Türkiye’de savunma<br />

sanayiine yapılan yatırımların başlangıcında<br />

sanayiciler değil; devletin de<br />

yönlendirmesiyle, nispeten daha büyük<br />

sermaye birikimine ve devletle çalışma<br />

kültürüne sahip olan kimi müteahhitinşaat<br />

firmaları yer almıştır.<br />

Bu yeni sanayileşme yaklaşımında ilk<br />

adımlar, bir proje kapsamında geliştirilen<br />

ortak girişim (joint venture) yatırımlarıyla<br />

atılmış; proje modellerinde lisans altında<br />

üretim yaklaşımı tercih edilmiştir.<br />

F-16 uçaklarının montaj ve entegrasyonu<br />

için TAI ortak girişimi, 1984 yılında TUSAŞ<br />

(%49), Lockheed Martin (%42), General<br />

Electric (%7), TSKGV (%1.9) ve Türk Hava<br />

Kurumu (%0.1) işbirliğiyle kurulmuştur.<br />

Ancak, 2005 yılında LM ve GE hisseleri<br />

TUSAŞ tarafından satın alınmıştır.<br />

TEI firması, yine F-16 projesi kapsamında,<br />

motorlarının montajı ve testleri ile bazı<br />

motor parçalarının üretimlerini gerçekleştirmek<br />

üzere, TUSAŞ, TSKGV, Türk Hava<br />

Kurumu ve General Electric arasında<br />

imzalanan ortaklık anlaşması ile 1985<br />

yılında kurulmuştur.<br />

FNSS <strong>Savunma</strong> Sistemleri, NUROL<br />

Holding ve Amerikan United Defense<br />

L.P.’nin oluşturduğu bir Türk-Amerikan<br />

yatırım ortaklığıdır. Bugün firmanın %49<br />

hissesi BAE'ye, %51 hissesi ise Nurol<br />

Holding'e aittir. 1989’dan günümüze çok<br />

sayıda zırhlı muharebe aracı tasarımı,<br />

üretimi ve ihracatı gerçekleştirilmiştir.<br />

SELEX (eski adıyla Marconi/Selenia<br />

Komünikasyon) 1989 yılında TSK ihtiyacı<br />

olan elektronik harbe karşı korumalı,<br />

frekans atlamalı HF/SSB telsizlerin<br />

üretimini yapmak amacıyla Marconi<br />

Communications International, Has<br />

Holding, Elit Elektronik, Cihan Elektronik<br />

ortaklığıyla kurulmuştur.<br />

Bir diğer JV modeli olan Thomson-Tekfen<br />

Radar Firması, Thales Group (eski adı<br />

Thomson-CSF) ve Tekfen işbirliğiyle, 1990<br />

yılında Ankara’da, Türk Hava Kuvvetleri’nin<br />

“Erken Uyarı ve Kontrol Sistemi<br />

Projesi” kapsamında kullanılan 3 boyutlu<br />

uzun menzilli mobil radarların üretimini<br />

yapmak üzere kurulmuş; proje tamamlandıktan<br />

sonra Havelsan tarafından satın<br />

alınmış ve Havelsan Teknoloji Radar<br />

(HTR) adını almıştır.<br />

MİKES firması elektronik harp alanında,<br />

BAE Systems ve Destek A.Ş. (% 49.98 BAE<br />

Systems, % 26.73 Destek Elk. Sis. A.Ş.)<br />

ortaklığında kurulmuş bir JV firmasıdır.<br />

Ancak 2002 yılında Mikes’in sermayesini<br />

temsil eden hisselerin %72’si Aselsan<br />

tarafından devralınmıştır. BAE Systems'in<br />

Mikes'teki %49.98'lik payı, bu şirket ile<br />

SSM arasındaki SPEWS-1 Projesi<br />

kapsamında, offset taahhüdü karşılığında<br />

Aselsan'a bedelsiz olarak devredilmiştir.<br />

SSM’nin Mobil Radar Projesinde görev<br />

almak üzere, 1990 yılında Aydın<br />

Corporation tarafından kurulan AYESAŞ,<br />

halen L3 ve Vestel firmalarının<br />

ortaklığında savunma sanayii için yazılım<br />

ve elektronik temelli faaliyetlerini<br />

sürdürmektedir.<br />

2000’li yıllara gelindiğinde; SSM’nin<br />

kurulmasıyla vücut bulan son sanayileşme<br />

yaklaşımından (yabancı teknoloji<br />

ve sermayenin teşviki) sapmaların<br />

başladığı, yeni arayışlara yönelindiği<br />

gözlenmektedir. Proje bazında oluşturulan<br />

JV’lerden FNSS ve TEI başarıyla<br />

yoluna devam ederken, Thomson-Tekfen<br />

Radar, Mikes ve son olarak TAI firmaları<br />

birer birer kamu kontrolüne alınmışlardır.<br />

JV’ler yoluyla tesisleşme ve lisans altında<br />

üretim projeleri yoluyla teknoloji edinme<br />

stratejisi kuruluş aşamasında olumlu<br />

sonuçlar verdiyse de; günün beklentilerine<br />

uyum sağlayamayan firmalar<br />

yaşamlarını sürdürememişlerdir.<br />

Gelinen durum<br />

Artık kuruluş aşamasını tamamlamış ve<br />

olgunlaşma dönemine girmekte olan Türk<br />

savunma sanayiinin günümüz stratejilerinde<br />

ise tasarım ve uluslararası rekabet<br />

hedefleri öne çıkmaktadır. <strong>Savunma</strong><br />

<strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nın uygulamalarında<br />

gözlemlenen tedarik yaklaşımları<br />

da bunu destekler niteliktedir.<br />

Müsteşarlık tedarik modellerini adet ve<br />

sözleşme bedelleri bazında 3’er yıllık<br />

dilimler halinde inceleyecek olursak:<br />

Gelinen noktada, yürütülmekte olan<br />

tedarik programı sayısının artışına paralel<br />

21


HAZIR ALIM<br />

... - 1990<br />

� Hafif Nakliye Uçağı<br />

� Başlangıç Eğitim Uçağı<br />

� Genel Maksat Helikopteri<br />

� IR Jammer Tedariki<br />

� Meltem Deniz Keşif Uçağı<br />

� Cougar Helikopteri<br />

� Zırhlı Muharebe Aracı<br />

� IRCM Tedariği<br />

� Mayın Avlama Gemisi<br />

olarak, yurtiçi geliştirme projelerinde de<br />

dikkate değer bir artış yaşanmaktadır.<br />

2000 öncesinde yurtiçi geliştirme modeli<br />

Milyar $<br />

70<br />

60<br />

50<br />

40<br />

30<br />

20<br />

10<br />

0<br />

15<br />

14<br />

13<br />

12<br />

11<br />

10<br />

9<br />

8<br />

7<br />

6<br />

5<br />

4<br />

3<br />

2<br />

1<br />

0<br />

ORTAK ÜRETİM<br />

1990 - 2000<br />

Proje modellerinin evrimi<br />

TASARIM<br />

2000 - ...<br />

� Hürkuş Eğitim Uçağı<br />

� MİLGEM Korveti<br />

� Süratli Anfibi Gemi<br />

� İHA Projeleri<br />

� ALTAY Tankı<br />

altında ancak 250 milyon dolarlık sözleşme<br />

imzalanmış iken; yeni binyılın ilk 9<br />

yılında yaklaşık 5,4 milyar dolarlık yurtiçi<br />

geliştirme sözleşmesine imza atıldığı<br />

Yurtdışından Alım Ortak Üretim Yurt İçi Geliştirme<br />

61 proje<br />

%21<br />

25 proje 24 proje<br />

33 proje<br />

%15<br />

%3<br />

%40<br />

%44<br />

%33<br />

%46<br />

17 proje<br />

%12<br />

%41<br />

%82<br />

%61<br />

%16<br />

%21<br />

%47<br />

1985 - 1997 1998 - 2000 2001 - 2003 2004 - 2006 2007 - 2009<br />

Tedarik modellerinin (adet bazında) yıllar itibarı ile gelişimi<br />

Yurtdışından Alım Ortak Üretim Ar-Ge Yurt İçi Geliştirme<br />

%28<br />

%70<br />

%32<br />

%59<br />

%8<br />

%3<br />

%79<br />

%18<br />

%38<br />

%57<br />

1985 - 1997 1998 - 2000 2001 - 2003 2004 - 2006 2007 - 2009<br />

Tedarik modellerinin (sözleşme bedeli bazında) yıllar itibarı ile gelişimi<br />

%18<br />

%7<br />

%70<br />

%22<br />

görülmektedir. Projelerin, yerli firmalar<br />

sorumluluğunda ve ana yükleniciliğinde<br />

hayata geçirilmeye başlaması sektör<br />

performans verilerine de olumlu yansımaktadır.<br />

Son dönemde, yüksek teknoloji silah<br />

sistemlerinin yurtiçinde tasarım ve üretimine<br />

başlanılmıştır:<br />

� Milli Piyade Tüfeği prototipi geliştirilmiş<br />

ve atış denemelerine başlanmıştır;<br />

2011 yılında seri üretime geçilecektir.<br />

� İlk milli tankın konsept tasarımı<br />

tamamlanmıştır.<br />

� 50 km ve daha uzun menzilli obüs ve<br />

roket sistemlerinin seri üretimleri<br />

tamamlanarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ne<br />

teslim edilmiştir.<br />

� 24 saat havada kalacak ve 30 bin ft<br />

irtifada görev yapacak insansız hava<br />

aracının prototip tasarım ve imalatı<br />

tamamlanmıştır; uçuş testlerine 2011<br />

yılında başlanılacaktır.<br />

� İlk kez korvet sınıfı savaş gemisi<br />

yurtiçinde tasarlanarak inşa edilmiş ve<br />

2008 yılında denize indirilmiştir. Yeni<br />

Tip Karakol Botları, Sahil Güvenlik<br />

Arama Kurtarma Gemisi ve Tank<br />

Çıkartma Gemileri denize indirilerek<br />

seyir denemelerine başlanmıştır.<br />

� 2.5m çözünürlükte görüntü alacak ilk<br />

elektro-optik istihbarat uydumuzun<br />

üretimine başlanılmış olup, 2012<br />

yılında fırlatması yapılacaktır.<br />

� Geçtiğimiz dönemlerde yurtdışında<br />

yaptırılmış olan uçak modernizasyonları,<br />

ülkemizde yapılabilir hale<br />

gelmiş ve başta F-16’lar olmak üzere<br />

F-4, C-130 ve T-38 uçakları ile Sikorsky<br />

helikopterleri sanayiimiz tarafından<br />

modernize edilmektedir.<br />

� Tank modernizasyonları artık firmalarımız<br />

tarafından üstlenilmekte;<br />

yurtiçinde geliştirilen atış kontrol<br />

sistemleri ile etkinlikleri artırılmaktadır.<br />

<strong>Savunma</strong> sanayiimizdeki gelişmelerin<br />

sonucu olarak, Silahlı Kuvvetlerimizin<br />

ihtiyaçlarının 2002 yılında %25 olan<br />

yurtiçinden karşılanma oranı, 2009<br />

verileriyle %45,7 seviyesine ulaşmış; dışa<br />

bağımlılığın azalmasına ve ordumuzun


Milyon $<br />

2009<br />

2008<br />

2007<br />

2006<br />

2005<br />

2004<br />

2003<br />

2002<br />

2001<br />

2009<br />

2000<br />

1999<br />

2008<br />

2007<br />

1998<br />

1997<br />

2006<br />

2005<br />

2004<br />

2003<br />

2002<br />

2001<br />

2000<br />

1999<br />

1998<br />

1997<br />

2.500<br />

2.000<br />

1.500<br />

1.000<br />

500<br />

0<br />

Milyon $<br />

1.000<br />

800<br />

600<br />

400<br />

200<br />

0<br />

1.205<br />

138<br />

968<br />

1.075<br />

80 84<br />

SAVUNMA SANAYİİ 25 ÇALIŞMASI<br />

852 849<br />

1.062<br />

1.301<br />

1.337<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Sektör Cirosu<br />

123<br />

<strong>Savunma</strong> ve Havacılık <strong>Sanayii</strong> İhracatı<br />

1.591<br />

Net Satışlar (Toplam Ciro, $)<br />

Üretimden <strong>Savunma</strong> ve Havacılık Satışları ($)<br />

Dolaysız <strong>Savunma</strong> Cirosu ($)<br />

<strong>Savunma</strong> Dışı Havacılık <strong>Sanayii</strong> Cirosu ($)<br />

Toplam <strong>Savunma</strong> ve Havacılık Cirosu ($)<br />

GSYİH İçerisinde Sektörün Brüt Katma Değer Payı<br />

Toplam Ciro İçerisinde Üretimden Satışların Oranı<br />

Dönem (2009) Karı ($)<br />

Toplam Gelirler İçerisinde Faaliyet Dışı Gelirlerin Oranı<br />

Siparişi Alınmış Ancak Henüz Ödeme Alınmamış İş Tutarı (Bekleyen Siparişler, $)<br />

Toplam Bekleyen Siparişlerin Ciro’ya Oranı<br />

Kişi Başına Ciro (Ortalama, $)<br />

İşgücü Verimliliği (Kişi Başına Yaratılan Net Katma Değer, $)<br />

Toplam İstihdam<br />

Mühendis Sayısı<br />

Yurtiçi Yan Sanayi Kullanımının Ciroya Oranı<br />

Yurtiçi Yan Sanayiye Aktarılan Toplam İşpayı Tutarı ($)<br />

Toplam <strong>Savunma</strong> ve Havacılık Ürünleri İthalatı ($)<br />

<strong>Savunma</strong> ve Havacılık İhracatı ($)<br />

<strong>Savunma</strong> ve Havacılık İhracatı İçerisinde Offsetin Payı<br />

<strong>Savunma</strong> Dışı Havacılık <strong>Sanayii</strong> İhracatı ($)<br />

<strong>Savunma</strong> DışıHavacılık Sanayi İhracatı İçerisinde Offsetin Payı<br />

Toplam Ar-Ge Harcamaları ($)<br />

Özkaynaklarla Gerçekleştirilen Ar-Ge Harcamaları ($)<br />

Dış finansman ile Gerçekleştirilen Ar-Ge Harcamaları ($)<br />

Toplam Ar-Ge İçerisinde Özkaynak Kullanım Oranı<br />

134<br />

248<br />

331<br />

196<br />

337<br />

1.720<br />

487<br />

2.010<br />

615<br />

2.317<br />

784<br />

2.319<br />

832<br />

2009 Verisi<br />

2.585.939.890<br />

1.979.794.146<br />

1.526.618.905<br />

171.749.896<br />

2.141.188.516<br />

0,176%<br />

90%<br />

334.866.162<br />

42%<br />

13.784.923.536<br />

5,33<br />

131.100<br />

52.132<br />

19.725<br />

6.298<br />

27%<br />

697.257.446<br />

543.329.599<br />

761.328.607<br />

50%<br />

162.830.028<br />

58%<br />

305.663.383<br />

108.803.140<br />

196.860.243<br />

36%<br />

caydırıcılığına önemli katkı sağlanmıştır.<br />

1985’den günümüze gelinen noktada,<br />

rakamlar ve üretilen projeler, doğru yolda<br />

ilerlediğimize işaret etmektedir. Ancak, 25<br />

yılın daha sağlıklı bir muhasebesini<br />

yapabilmek için, mutlaka ülkemiz<br />

savunma sanayiinin diğer ülke sanayileri<br />

ile karşılartırılması (benchmark) gerekecektir.<br />

Verilere dayalı kıyaslama<br />

Ülkemiz savunma sanayii sektörü; askeri<br />

fabrikalar, Tübitak Enstitüleri, MKEK,<br />

TSKGV ve SSM bağlısı şirketler ve özel<br />

sermayeli firmalardan oluşan karma bir<br />

yapı sergilemektedir. Ağırlıklı olarak<br />

kamu sahipliğinde olan sektörde, bu<br />

alanda faaliyet gösteren yan sanayi ve<br />

KOBİ’ler hariç olmak üzere 110 firmada -<br />

askeri fabrikalar dahilkişi<br />

istihdam edilmektedir.<br />

yaklaşık 45.000<br />

2010 yılında ilk kez gerçekleştirilen<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> 25 sektör analiz<br />

çalışması sonuçlarına göre, üretimden<br />

savunma ve havacılık satışlarına göre en<br />

büyük 25 firmanın performansına<br />

bilgiler aşağıda tablolaştırılmıştır:<br />

ilişkin<br />

<strong>Savunma</strong> sanayii üzerine yapılan<br />

değerlendirmelerin daha sağlıklı bir<br />

temele oturtulmasını teminen, Türkiye ile<br />

denk savunma harcaması yapan ülkeleri<br />

incelemek doğru olacaktır:<br />

Brezilya,<br />

1930’larda hızlı bir sanayileşme<br />

süreci yaşamıştır. <strong>Savunma</strong> sanayii de bu<br />

altyapıyı kullanmıştır. Ülkenin en büyük üç<br />

savunma firması 1960’larda kurulmuş;<br />

1980’de net ihracatçı konumuna<br />

gelinmiştir. Ardından Pazar daralması ve<br />

sürdürülebilirlik sıkıntıları başgöstermiş<br />

ve silah endüstrisi neredeyse durma<br />

noktasına gelmiştir. 1994’te sektörde<br />

önemli bir dönüşüm yaşanmıştır. Üç<br />

büyük şirketten Avibrás ve Engesa<br />

sektörden çekilmiş; Embraer özelleştirilmiştir.<br />

Bugün dünyanın üçüncü büyük<br />

uçak şirketi konumunda olup, hem askeri<br />

hem sivil satışları ihracat ağırlıklıdır.<br />

Gelirinin %90’ını diğer ülkelerden elde<br />

eden firmanın satışlarının çoğu sivil<br />

ağırlıklıdır.<br />

Kanada ordusu TSK’ya göre küçük bir<br />

ordudur. <strong>Savunma</strong> sanayiisi ise alt sistem<br />

ve komponent üretimine odaklanmıştır.<br />

23


18.000<br />

16.000<br />

14.000<br />

12.000<br />

10.000<br />

8.000<br />

6.000<br />

4.000<br />

2.000<br />

0<br />

Kanada<br />

Brezilya<br />

Avustralya<br />

İspanya<br />

İsrail<br />

Türkiye<br />

Yunanistan<br />

Suriye<br />

İran<br />

2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008<br />

Türkiye ile yakın miktarda savunma harcaması yapan<br />

ülkelerin rakamları (Kaynak: SIPRI Yearbook 2009)<br />

Sektördeki arzın %60 yabancılara ait olup,<br />

ana firmalar genellikle Kanada-ABD<br />

ortaklığıdır. Yaklaşık 70.000 kişiye istihdam<br />

yaratan endüstride, yıllık 10 milyar<br />

dolarlık savunma ve güvenlik satışı<br />

gerçekleşmekte; bunun yarısı ihraç<br />

edilmektedir. Bu ihracatın %80’i ABD’ye<br />

yapılmaktadır. Sektörde görev alan<br />

şirketlerin büyük kısmı, sivil sektörlere de<br />

hizmet vermektedir.<br />

Avustralya savunma sanayii, Anzus İttifakı<br />

kapsamında ABD ile stratejik işbirliği<br />

kurmuştur. Amerikan şirtketlerinin<br />

yatırımları ortaklıklar kapsamında teşvik<br />

edilmektedir. Thales bu ülkede önemli bir<br />

oyuncudur. Sektör birkaç büyük havacılık<br />

şirketi ve birkaç yüz KOBİ’den oluşmaktadır.<br />

Avustralya savuna endüstrisi<br />

2007’de 11.000 kişi istihdam ederek 1,7<br />

milyar dolarlık iş hacmine ulaşmıştır.<br />

İsrail’de<br />

150 kadar savuma firması<br />

bulunmakta olup, “Top 100 Arms<br />

Producing Companies” listesine<br />

bunlardan dördü girebilmiştir. Bu<br />

firmalardan yalnızca Elbit Systems özel<br />

girişimdir. Sektör yaklaşık 50.000 kişiye<br />

istihdam yaratmaktadır. Bu gün ordu<br />

ihtiyaçlarının yurt içinden sağlanmasının<br />

yanısıra, endüstri gelirleri büyük<br />

çoğunlukla ihracattan sağlanmaktadır.<br />

1967’deki Altı Gün Savaşları’ndan sonra,<br />

ana tedarikçi konumunda olan Fransa’nın<br />

silah ambargosu uygulaması, İsrail’i bu<br />

alanda sanayileşmeye iten sebeplerden<br />

birisi olmuştur. 1986’de tamamen yerli bir<br />

uçak olan Lavi İsrail tarafından geliştirilmiş<br />

ve prototipi uçmuştur. Ancak<br />

hükümet, bu yetkinliğin sürdürülebilirlik<br />

maliyetini üstlenmemiş ve proje rafa<br />

kaldırılmıştır. Projeden vazgeçilmesinin<br />

ardından, Amerikan şirketleri ile anlaşma<br />

yapılarak IAI’nin alt yüklenicilikten,<br />

Boeing ve Lockheed Martin ile ortaklıklar<br />

kurma noktasına gelmesi sağlanmıştır.<br />

ABD’nin finansman desteğiyle şirket ürün<br />

çeşitlenmesine giderek, ilk Anti-Füze<br />

sistemileri, uydu ve İHA’ları geliştirmeye<br />

başlamıştır. Bu dönemde İsrail firmaları<br />

niş alanlarda uzmanlaşma yoluna<br />

gitmişler; yeni platformlar üretmek yerine<br />

“bakım ve modernizasyon projelerine”<br />

yönelmişlerdir. Ar-Ge çalışmaları sivil<br />

alana kaydırılmış ve mevcut yetenekler<br />

iletişim ve tıp teknolojileri gibi sivil yüksek<br />

teknoloji alanlarındaki ürünlerin geliştirilmesinde<br />

kullanılmıştır.<br />

2006 yılında İspanya bakanlıkları A400M,<br />

Eurofigther ve F100 Fırkateynleri için 1,2<br />

milyar dolarlık kredi sağlamışlardır.<br />

Ekonomideki küçülmeye rağmen hükümetin<br />

son yıllarda yerli firmalarla 4 milyar<br />

Avroluk sözleşme imzalaması, 150 kadar<br />

İspanyol savunma şirketine iş yaratarak<br />

sektörün hızla büyümesini sağlamıştır.<br />

Bugün ülkenin 4 büyük savunma firması<br />

“SIPRI Top 100 Arms Producing<br />

Companies” listesinde yer almaktadır.<br />

Bunlardan Casa firması EADS, Santa<br />

Barabara Sistemas ise GENERAL<br />

DYNAMICS girişimidir. Casa firması<br />

Avrupa’daki konsorsiyum projeleri<br />

sayesinde iş hacmini büyütürken; Brezilya<br />

ile 700 milyon dolarlık nakliye uçağı satışı<br />

ve deniz uçağı modernizasyonu projelerini<br />

yürütmektedir. Navantia ise amfibi<br />

gemiler ve destroyer ihraç ederek önemli<br />

bir oyuncu olmuştur.<br />

ÜLKE<br />

İspanya<br />

G. Kore<br />

İsrail<br />

İsviçre<br />

Singapur<br />

İsveç<br />

Norveç<br />

Finlandiya<br />

Türkiye**<br />

TOPLAM<br />

Firma<br />

Casa (EADS)<br />

Navantia<br />

Indra<br />

St. Barabara Sis.(GD)<br />

Samsung<br />

73 LIG Nexl<br />

Samsung Techwin<br />

Elbit Sis.<br />

IAI<br />

Rafael<br />

IMI<br />

Saab<br />

ST Engineering<br />

RAUG<br />

Kongsberg Gruppen<br />

Patria<br />

SSM 25 Firmaları<br />

SAMSUNG hariç 15 firma<br />

Sektör *<br />

H<br />

Gm<br />

El<br />

SS AA KS/M<br />

H El AA Gm<br />

El<br />

SS El M AA<br />

El<br />

H El F<br />

H F KS/M Diğer<br />

SS AA KS/M<br />

H El F<br />

H El AA KS/M Gm<br />

SS H M KS/M<br />

El F KS/M<br />

H AA KS/M<br />

Tümü<br />

Tümü<br />

Güney Kore ordusu görece TSK’dan daha<br />

büyük olup; ülkenin savunma harcaları 25<br />

milyar $ civarındadır (SIPRI Yearbook<br />

2010). Ülkenin savunma sektörü örnek<br />

alınabilinecek bir gelişim serüvenine<br />

sahiptir. Nitekim ülkenin ekonomik<br />

gelişimi incelendiğinde; 1965 yılında kişi<br />

başı geliri Türkiye’nin üçte biri iken, bu<br />

oran 1980’ler sonrasında tersine<br />

dönmüştür. 1971’e kadar Amerikan<br />

yardımlarına bağımlı olan G.Kore,<br />

1973’teki savunma sanayii kanunu ile<br />

birlikte atılım yapmıştır. Aynı dönemde<br />

gemi inşa, çelik ve elektronik sektörlerini<br />

devlet politikası ile desteklenmiştir. 1990’a<br />

gelindiğinde yerli firmalar ordu ihtiyacının<br />

%70’ini karşılamayı başarmıştır. Sektörde<br />

Samsung ve Hyundai gibi endüstri devleri<br />

de bulunmaktadır. Yetmiş ve seksenli<br />

yıllardaki sanayileşme atılımı, ülke<br />

savunma sanayiini de sürüklemiştir. 2007<br />

yılında G.Kore endüstrisi kendi ihtiyacı<br />

olan tüm konvensiyonel silahları üretme<br />

noktasına gelmiştir. 2007-11 orta vadeli<br />

planı, savunma harcalamlarının %20’sini<br />

yerli teknoloji ve sanayiinin gelişimi için<br />

ayırmayı öngörmüştür.<br />

Tabloda 2008 verileriyle, “SIPRI Top 100<br />

Arms Producing Companies” listesine<br />

giren firmalardan seçilenler yer almaktadır.<br />

2008 <strong>Savunma</strong><br />

Satışı (Milyon $)<br />

2.510<br />

1.880<br />

1.000<br />

650<br />

1.010<br />

770<br />

750<br />

2.520<br />

2.230<br />

1.530<br />

620<br />

3.000<br />

1.280<br />

760<br />

740<br />

670<br />

1.970<br />

20.910<br />

<strong>Savunma</strong>/ Kâr Çalışan<br />

Toplam Satış Oranı Sayısı<br />

89% 4% 5.730<br />

88% -4% 5.540<br />

29% 8% 24.810<br />

100% 4% 1.870<br />

1% 6% 276.000<br />

100% 5% 2.440<br />

35% 6% 2.190<br />

96% 8% 10.880<br />

62% 3% 16.000<br />

100% 3% 6.000<br />

95% 0% 3.200<br />

83% -1% 13.290<br />

34% 9% 19.000<br />

54% 3% 6.310<br />

38% 5% 5.240<br />

86% 0% 2.800<br />

76% 13% 19.725<br />

65% 4% 125.300<br />

Verimlilik<br />

($/Kişi)<br />

492.845<br />

386.101<br />

140.427<br />

347.594<br />

628.402<br />

315.574<br />

969.406<br />

242.463<br />

225.000<br />

255.000<br />

203.125<br />

271.633<br />

198.789<br />

224.881<br />

374.046<br />

279.643<br />

131.103<br />

255.044


Sonsöz ...<br />

25. yılını kutlayan <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

<strong>Müsteşarlığı</strong> olgunluk çağına yeni<br />

ulaşmış; hatta genç sayılabilecek bir<br />

kurum olarak önemli bir rol üstlenmiştir.<br />

Bugün savunma sanayiimizin ulaşmış<br />

olduğu aşama ve Silahlı Kuvvetlerimizin<br />

envanterine alınan modern sistemler her<br />

ne kadar mutluluk verici olsa da daha<br />

önümüzde katedilecek önemli bir yol<br />

bulunmaktadır. Türk savunma sanayii<br />

hala çok küçük bir sektördür. Yerli sanayi,<br />

çok sayıda geliştirme projesinin sorumluluğunu<br />

üstlenmiş olmakla birlikte henüz<br />

çıktıları yeni yeni görülmeye başlanmıştır.<br />

Sektörün ihracat performansı potansiyelinin<br />

çok altında gerçekleşmektedir.<br />

Sistemlerin modernizasyonları ve lojistik<br />

B<br />

A<br />

desteklenmesi sürecinde hala yurtdışına<br />

önemli bir iş hacmi kaçmaktadır.<br />

Tedarik makamlarının -bazen kaçınılmaz<br />

ve gerekli olan- “tek kaynaktan temin<br />

kararları”nı titizlikle vermesi ve bunun<br />

firmalarımızın hantallaşmasına yol<br />

açmamasına özen göstermesi gerekmektedir.<br />

Verilere dayalı bir kıyaslama<br />

yapıldığında; önümüzdeki dönemde<br />

firmalarımızın verimliliklerini ve dinamizmini<br />

artıracak çabalara ihtiyaç duyulduğu<br />

görülmektedir. İhracat, lojistik ve sivil<br />

sektör entegrasyonunun bu anlamda<br />

önemli katkılar yapabileceği değerlendirilmektedir.<br />

Projeler kapsamında edinilen<br />

teknolojilerin ve yetkinliklerin sürdülebilirliği<br />

ancak bu yönde atılacak adımlar ile<br />

mümkün olabilecektir.<br />

Dünya örnekleri, devlet politikaları eşliğinde<br />

ve mevcut endüstriyel altyapının<br />

üzerine inşa edilen savunma sanayiilerini<br />

işaret ederken; ülkemizde ise görece<br />

daha kaotik (paydaş beklentileri<br />

paradoksu) bir ortamda oluşan ve buna<br />

rağmen diğer endüstrilerden daha hızlı<br />

mühendisliğe geçebilmiş bir savunma<br />

sanayiinden söz edilebilir. Performans<br />

rakamları müspet bir gelişim eğilimi<br />

göstermekle birlikte, gelişimin hızında bir<br />

düşüş de dikkat çekmektedir. Yeniden<br />

hızlı bir yükseliş için tüm paydaşların<br />

işbirliği yapmasına ve hem tedarik süreci<br />

hem de sanayinin problemlerine ilişkin<br />

bütünsel çözümler üretilmesine ihtiyaç<br />

duyulmaktadır.<br />

KAYNAKÇA<br />

1) AKALIN Tansel Z. ve Bıyıkoğlu N., Türk <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Tarihi, Milsoft<br />

2) <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>, Tarihçe, http://www.ssm.gov.tr/.<br />

3) http://www.turkishnavy.net/<br />

4) GÖNLÜBOL, Mehmet. Olaylarla Türk Dış Politikası (1919-1995), Siyasal Kitabevi, 9.Baskı, Ankara, 1996.<br />

5) BEYOĞLU Bülent E. (2006), “Türk <strong>Savunma</strong> Sektörünün Yapısal Analizi ve Sanayileşme Modeli Önerisi”, Kara Harp<br />

Okulu <strong>Savunma</strong> Bilimleri Enstitüsü, <strong>Savunma</strong> Yönetimi Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2006.<br />

6) Wiki, TUSAŞ, http://tr.wikipedia.org/<br />

7) Milliyet Gazetesi, Aselsan’ın Mikes Ortaklık Yapısıyla İlgili Açıklaması. 12 Ekim 2001<br />

http://finans.milliyet.com.tr/c/haber_ic.asp?id=382853.<br />

8) The Military Balance 2009<br />

9) http://www.globalsecurity.org/military/world/index.html<br />

10) CADSI’s Military Procurement Report, Canadian Association of Defense and Security Industries, Aralık 2009.<br />

11) Council On Hemispheric Affairs, Embraer: Brazilian Military Industry becoming a Global Arms Merchant?,<br />

http://www.coha.org/<br />

12) JANE’S, http://www.janes.com/articles/Janes-World-Defence-Industry/Spain--Defence-Industry-Spain.html<br />

13) SIPRI Yearbook 2009<br />

14) ARSLANHAN S. ve KURTSAL Y., Güney Kore İnovasyondaki Başarısını Nelere Borçlu? Türkiye İçin Çıkarımlar, TEPAV<br />

Politika Notu, Eylül 2010.<br />

15) <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>, SSM 25 Çalışması Raporu<br />

16) http://www.rekabet.gov.tr/pdf/04-81-1157-290.pdf<br />

ülent E. BEYOĞLU<br />

SSM Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı, Stratejik Planlama Şube Müdürü,<br />

İlk, orta ve lise öğenimini Bilecik’te tamamladıktan sonra, 1999 yılında ODTÜ<br />

Makina Mühendisliği bölümünden lisans, 2006 yılında Kara Harp Okulu <strong>Savunma</strong><br />

Bilimleri Enstitüsü, <strong>Savunma</strong> Yönetimi Ana Bilim Dalından yüksek lisans<br />

derecesini almıştır. Halen aynı enstitüde Teknoloji Yönetimi alanında Doktora<br />

çalışmalarını yürütmektedir. 1999 yılından bugüne SSM’de görev yapmakta olup<br />

İngilizce bilmektedir.<br />

bdurrahman KILIÇ<br />

SSM Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı, Stratejik Planlama Şube Müdürlüğü,<br />

Uzman Yardımcısı, 1986 yılında Kayseri’de doğmuş, 2009 yılında Boğaziçi<br />

Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden mezun olmuş ve aynı yıl<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> Stratejik Planlama Şubesinde göreve<br />

başlamıştır. Halen ODTÜ Ekonomi Bölümü’nde master çalışmaları devam<br />

etmektedir.<br />

25


Türk <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nin<br />

Ekonomik ve Mali Analizi<br />

A. G. KÜFLÜ<br />

Giriş:<br />

İstanbul Sanayi Odası’nın her yıl yayımladığı<br />

ISO 500 (Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi<br />

Kuruluşu) Raporunda, 2009 yılında istihdamın<br />

düştüğü, satışlar ve üretimden satışların<br />

azaldığı ve ihracatın daralmaya devam ettiği<br />

yer almıştır. Bu anlamda, 2008 yılında yaşanan<br />

krizin etkilerinin henüz tam olarak geçmediğini<br />

söylemek mümkündür.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> Stratejik<br />

Planlama Şubesi olarak, sektörümüzü daha<br />

iyi tanımak, ülkenin genel ekonomik<br />

durumuyla mukayase edebilmek ve sonuç<br />

olarak sektörümüzü daha iyi yönlendirebilmek<br />

amacıyla bir çalışma gerçekleştirilmiştir.<br />

Çalışmaya baz teşkil etmek üzere<br />

savunma sanayiinde varlık gösteren 41<br />

savunma firması/kuruluşunun son beş yıllık<br />

(2005-2009 yılları) bilanço, gelir-gider tablosu<br />

ve diğer ilgili verileri toplanmıştır.<br />

Çalışmaya konu 41 savunma firması<br />

/kuruluşu verileri ile SASAD (<strong>Savunma</strong><br />

<strong>Sanayii</strong> Derneği)’ın tüm savunma sanayii<br />

sektörü için yayımlamış olduğu 2009 yılı<br />

verilerini karşılaştırdığımızda, 41 savunma<br />

firması/kuruluşu verilerinin tüm savunma<br />

sanayini %80-%90 oranında temsil ettiğini<br />

söylemek mümkündür. Bu nedenle çalışmada<br />

41 Sanayi Firması/Kuruluşuna ilişkin<br />

değerlendirmeler ‘<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>’nin<br />

bütününü temsil eden değerlendirmeler<br />

olarak ifade edilmektedir.<br />

Çalışmanın sonuçlarının özeti aşağıda<br />

sunulmuş olup, genel ekonomik durumun<br />

tersine savunma sektörünün istikrarlı bir<br />

şekilde ve hızla büyüdüğüne işaret<br />

etmektedir.<br />

Ekonomik Büyüklükler:<br />

<strong>Savunma</strong> sanayiinin yarattığı brüt katma<br />

değerin son 5 yıldaki seyri incelendiğinde,<br />

savunma sektörü olarak Gayri Safi Yurtiçi<br />

Hasıladan alınan payınson beş yılda binde<br />

1,8’den binde 2,6’ya<br />

çıktığı görülmektedir.<br />

2009 yılında <strong>Savunma</strong> sanayii Brüt Katma<br />

Değeri Toplamı 2.515.109.367,57 TL<br />

gerçekleşmiştir.<br />

3<br />

2,5<br />

2<br />

1,5<br />

1<br />

0,5<br />

0<br />

<strong>Savunma</strong> Sektörü Brüt KD/GSYİH (Binde)<br />

2005 2007 2008 2009<br />

Brüt KD/GSYİH (Binde)<br />

TABLO-1 (GSYİH İçerisinde <strong>Savunma</strong> Sektörünün Payı)<br />

Bu gösterge savunma sanayiinin GSYİH’dan<br />

(1) daha büyük bir hızla büyüdüğünü<br />

göstermektedir.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Net Satışları (Ciro)<br />

<strong>Savunma</strong> sanayiindeki son 5 yıla ilişkin ciro<br />

rakamlarını incelediğimizde;<br />

2005 yılından itibaren Dolaylı ve Dolaysız<br />

<strong>Savunma</strong> Cirosundaki artış trendi özellikle<br />

2008 yılından sonra hızlandığından <strong>Savunma</strong><br />

sanayii Cirosu Toplamı da aynı paralelde<br />

artış trendi yakalayarak 2009 yılında<br />

3.181.676.491,04 TL’ye<br />

ulaşmıştır.<br />

41 <strong>Savunma</strong> Firması/Kuruluşu, faaliyet


4.000.000.000<br />

3.500.000.000<br />

3.000.000.000<br />

2.500.000.000<br />

2.000.000.000<br />

1.500.000.000<br />

1.000.000.000<br />

500.000.000<br />

0<br />

2005 2007 2008 2009<br />

Dolaylı <strong>Savunma</strong> Cirosu<br />

Dolaysız <strong>Savunma</strong> Cirosu<br />

Toplam <strong>Savunma</strong> Cirosu<br />

TABLO-2 (Son 5 Yıllık <strong>Savunma</strong> Cirosu TL)<br />

alanlarına göre, Havacılık Sektörü, Denizcilik<br />

Sektörü, Karacılık Sektörü, Roket-Silah<br />

Mühimmat Sektörü, Yazılım-Elektronik<br />

Sektörü olarak sınıflandırılmak suretiyle<br />

aşağıdaki tablolar oluşturulmuştur:<br />

1,2<br />

1<br />

0,8<br />

0,6<br />

0,4<br />

0,2<br />

0<br />

2005 2007 2008 2009<br />

Havacılık sektörü<br />

Denizcilik sektörü<br />

Karacılık sektörü<br />

Roket-muhimmat-silah sektörü<br />

Yazılım-elektronik sektörü<br />

Toplam<br />

TABLO-3 (Sektörlerin ‘Toplam Ciroları’ içerisinde<br />

‘<strong>Savunma</strong> sanayii Cirosu’ Oranı)<br />

Denizcilik sektörü ile Roket-silah-mühimmat<br />

sektörü dışında diğer sektörlerde ciro<br />

içerisindeki savunmaya ilişkin net satışlardan<br />

elde edilen cironun oranı son beş yılda artış<br />

göstermiştir.<br />

0,50<br />

0,45<br />

0,40<br />

0,35<br />

0,30<br />

0,25<br />

0,20<br />

0,15<br />

0,10<br />

0,05<br />

0,00<br />

2005 2007 2008 2009<br />

Havacılık sektörü<br />

Denizcilik sektörü<br />

Karacılık sektörü<br />

Roket-muhimmat-silah sektörü<br />

Yazılım-elektronik sektörü<br />

TABLO-4 (Toplam <strong>Savunma</strong> Satışlarına ilişkin<br />

Ciro içerisindeki sektörel paylar)<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde gerçekleşen savunma<br />

ürünleri satışlarından elde edilen toplam ciro<br />

içerisinde Havacılık sektörü ile Yazılım-<br />

Elektronik<br />

sektörlerdir.<br />

Sektörü en fazla paya sahip<br />

1,2<br />

1<br />

0,8<br />

0,6<br />

0,4<br />

0,2<br />

0<br />

2005 2007 2008 2009<br />

Havacılık sektörü<br />

Denizcilik sektörü<br />

Karacılık sektörü<br />

TABLO-5 (Sektörlerin <strong>Savunma</strong> Satışlarına ilişkin cirolarının<br />

içerisinde ‘Üretimden <strong>Savunma</strong> Satışları’nın Payı)<br />

<strong>Savunma</strong> ürünleri satışından elde edilen<br />

toplam cironun içinde ne oranda üretimden<br />

satış olduğunu incelediğimizde, son beş yılda<br />

bu oranın artarak 2009 yılında %92ye<br />

ulaştığını görmekteyiz.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nin İhracat Performansı<br />

Türkiye’de yaşanan genel ekonomik<br />

durumun tersine ‘<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İhracatı’<br />

özellikle 2008 yılından sonra hızlı bir artış<br />

gözlemlenmektedir. 2009 yılında bu değer<br />

1.131.705.293,23 TL olmuştur.<br />

1.200.000.000<br />

1.000.000.000<br />

800.000.000<br />

600.000.000<br />

400.000.000<br />

200.000.000<br />

0<br />

Roket-muh.-silah sektörü<br />

Yazılım-elektronik sektörü<br />

Toplam savunma sektörü<br />

2005 2007 2008 2009<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İhracatı<br />

Offset Dışı<br />

Offset Kapsamı<br />

TABLO-6 (<strong>Savunma</strong> Sanayi İhracatı TL)<br />

<strong>Savunma</strong> sanayiinde gerçekleştirilen ihracat<br />

içerisinde Offset Kapsamında yapılan ihracat<br />

istikrarlı bir şekilde artarken Offset Dışı<br />

ihracat 2008 yılından sonra hızlı bir artış<br />

trendine girmiş ve Offset kapsamındaki<br />

ihracat rakamına yaklaşmıştır. 2009 yılı<br />

itibariyle Offset Kapsamında savunma sanayii<br />

İhracatı 616.202.082,60 TL,<br />

Dışı sanayii<br />

İhracatı 515.367.004,36 TL gerçekleşmiştir.<br />

<strong>Savunma</strong> sanayii İhracatı içerisinde Offset<br />

Dışı ihracatın oranı 2008 yılından itibaren<br />

yükselerek %45’e<br />

çıkmıştır.<br />

0,60<br />

0,50<br />

0,40<br />

0,30<br />

0,20<br />

0,10<br />

0,00<br />

2005 2007 2008 2009<br />

Havacılık sektörü<br />

Denizcilik sektörü<br />

Karacılık sektörü<br />

TABLO-7 (<strong>Savunma</strong> Sanayi İhracatında sektörel paylar)<br />

Toplam <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> ihracatında en<br />

büyük payın havacılık sektörüne ait olduğunu<br />

ikinci sırayı karacılık sektörünün aldığını<br />

görüyoruz.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İthalat:<br />

Roket-muh.-silah sektörü<br />

Yazılım-elektronik sektörü<br />

<strong>Savunma</strong> sanayii ithalatının da, ihracatı gibi<br />

son beş yılda artış eğiliminde olduğunu<br />

görüyoruz.<br />

Sav. ve Siv. H. İthalatı<br />

1.200.000.000<br />

1.000.000.000<br />

0,70<br />

0,60<br />

0,50<br />

0,40<br />

0,30<br />

0,20<br />

0,10<br />

0,00<br />

800.000.000<br />

600.000.000<br />

400.000.000<br />

200.000.000<br />

0<br />

2005 2007 2008 2009<br />

Sav. ve Siv. H. İthalatı<br />

TABLO-8 (<strong>Savunma</strong> Sanayi İthalatı)<br />

2005 2007 2008 2009<br />

Havacılık sektörü<br />

Denizcilik sektörü<br />

Karacılık sektörü<br />

Roket-muh.-silah sektörü<br />

Yazılım-elektronik sektörü<br />

TABLO-9 (<strong>Savunma</strong> Sanayine ilişkin ithalat<br />

toplamı içerisindeki sektörel paylar)<br />

27


2009 yılı itibariyle savunma sanayiine ilişkin<br />

ithalat, toplamda<br />

leşmiştir.<br />

964.620.210 TL gerçek-<br />

Toplam <strong>Savunma</strong> sanayii ithalatında yıllar<br />

itibariyle payı azalmakla birlikte, ilk sırayı<br />

yazılım-elektronik sektörü almaktadır. Yazılımelektronik<br />

sektörü 2009 yılı itibariyle, toplam<br />

savunma sanayii ithalatının %33’üne sahiptir.<br />

İkinci sıra % 28 ile havacılık sektörüne,<br />

üçüncü sıra ise % 16 ile Karacılık sektörüne<br />

aittir.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İhracatı-<strong>Savunma</strong><br />

İthalatı Farkı:<br />

1.200.000.000<br />

1.000.000.000<br />

800.000.000<br />

600.000.000<br />

400.000.000<br />

200.000.000<br />

0<br />

Grafiği incelediğimizde, savunma sanayii<br />

ithalatının da ihracatının da artmakta olduğu<br />

görülmektedir. Son beş yılda savunma sanayii<br />

ihracatı savunma sanayii ithalatının üzerinde<br />

seyretmektedir. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde artı<br />

yönde bir Net İhracattan söz etmek sevindiricidir.<br />

2009 Yılı İtibariyle;<br />

<strong>Savunma</strong> sanayii ithalatı<br />

<strong>Savunma</strong> sanayii ihracatı<br />

<strong>Savunma</strong> sanayii İthalat-İhracat<br />

Farkı (Net İhracat)<br />

964.620.210,88 TL<br />

1.131.705.293,23 TL<br />

167.085.082,34 TL<br />

Sektörlerin savunma ihracatı – ithalatı<br />

farklarını incelersek:<br />

2009 Yılı İtibariyle,<br />

2005 2007 2008 2009<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İhracatı<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İthalatı<br />

TABLO-10 (<strong>Savunma</strong> Sanayi İhracat-İthalat<br />

Farkı: Net İhracat. TL)<br />

Havacılık sektörü<br />

Denizcilik sektörü<br />

Karacılık sektörü<br />

Roket-mühimmat-silah setörü<br />

Yazılım-elektronik sektörü<br />

İhracat- İthalat Farkı<br />

307.395.073,30 TL<br />

73.395.761,14 TL<br />

205.223.452,12 TL<br />

53.741.937,59 TL<br />

182.849.547,26 TL<br />

Kırmızı ile gösterilen rakamlar ithalat<br />

fazlalığını, siyah ile gösterilen rakamlar<br />

ihracat fazlalığını göstermektedir. Görüldüğü<br />

üzere Havacılık, Karacılık ve Roket-silahmühimmat<br />

sektörleri pozitif yönde net ihracat<br />

gerçekleştiren ve bu anlamda Gayrisafi<br />

Yurtiçi Hasıla’ya katkı sağlayan sektörlerimizdir.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde Arge Faaliyetleri:<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayinde firma verilerine<br />

dayanarak yapılan çalışmada özkaynaktan<br />

yapılan ve dış finansmandan karşılanan ar-ge<br />

harcamalarındaki artışın, özellikle 2008<br />

yılından sonra ivme kazandığını görebiliyoruz.<br />

2009 yılı itibariyle <strong>Savunma</strong><br />

alanında yapılan toplam Arge harcamaları<br />

yaklaşık 500.000.000 TL’ye, Özkaynaktan<br />

Arge harcamaları 180.000.000 TL’ye, Dış<br />

Finansmandan<br />

ükselmiştir.<br />

Arge 320.000.000 TL’ye<br />

600.000.000<br />

500.000.000<br />

400.000.000<br />

300.000.000<br />

200.000.000<br />

100.000.000<br />

0<br />

2005 2007 2008 2009<br />

Özkaynaktan Arge<br />

Dış finansmandan Arge<br />

Toplam Arge<br />

TABLO-11 (<strong>Savunma</strong> Sanayinde Ar-Ge Harcamaları.TL)<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İstihdam<br />

İSO 500 verilerini incelerken 2009 yılında<br />

çalışanların sayısında dramatik düşüşler<br />

olduğundan bahsetmiştik. <strong>Savunma</strong> sanayiine<br />

baktığımızda son 5 yıl içerisinde toplam<br />

istihdamda istikarlı bir artış olduğunu, özellikle<br />

2009 yılındaki daha belirgin bir artışla<br />

savunma sanayiinde çalışan sayısının 650<br />

kişiye ulaştığını görüyoruz. Herbir sektörde<br />

25.000<br />

20.000<br />

15.000<br />

10.000<br />

5.000<br />

0<br />

2005 2007 2008 2009<br />

Havacılık sektörü<br />

Denizcilik sektörü<br />

Karacılık sektörü<br />

Roket-muh.-silah sektörü<br />

Yazılım-elektronik sektörü<br />

TOPLAM<br />

TABLO-12 (<strong>Savunma</strong> Sanayinde yaratılan istihdam)<br />

istihdam edilen insan sayısı aşağıdaki<br />

grafikte gösterilmiştir.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde Bekleyen<br />

Siparişler<br />

Henüz bilanço kalemlerine avans ya da<br />

satışlar olarak yansımamış, yani herhangi bir<br />

ödemesi alınmamış siparişler olarak<br />

tanımlanan ‘bekleyen savunma sanayii<br />

siparişleri’, 2009 yılında 21.472.807.676 TL<br />

bildirilmiştir. Havacılık sektörünün<br />

10.317.696.115 TL ile fazla bekleyen siparişe<br />

sahip sektör olduğunu görmekteyiz. İkinci<br />

sırada 7.210.462.646 TL ile yazılım-elektronik<br />

sektörü gelmektedir. Roket-mühimmat-silah<br />

sektörü 2.004.381.000 TL, Karacılık sektörü<br />

1.234.180.086TL, Denizcilik sektörü<br />

549.058.283TL bekleyen siparişe sahiptir.<br />

Analize konu olan savunma firmaları verileri,<br />

firmaların 2009 yılı itibariyle toplam bekleyen<br />

siparişleri içerisinde savunma ve havacılık<br />

sektörüne ait siparişlerin oranının ortalama<br />

%98 olduğu göstermektedir. Sektörlerin<br />

sürekliliği ile ilgili bir gösterge olarak kabul<br />

edilen bekleyen siparişlerin <strong>Savunma</strong><br />

Cirolarına oranı ise 2009 yılı itibariyle<br />

aşağıdaki gibidir:<br />

Havacılık sektörü<br />

Denizcilik sektörü<br />

Karacılık sektörü<br />

Roket-mühimmat-silah setörü<br />

Yazılım-elektronik sektörü<br />

<strong>Savunma</strong> bekleyen<br />

siparişler/<br />

<strong>Savunma</strong> cirosu<br />

9,82<br />

10,83<br />

2,15<br />

4,77<br />

6,18<br />

Bekleyen siparişlerle sektörel ciroları<br />

karşılaştırırsak; havacılık sektöründe 2009<br />

toplam cirosunun 9,5 katı bekleyen sipariş<br />

vardır. Havacılık sektöründe toplam cironun<br />

hemen hemen tamamını savunma cirosunun<br />

oluşturması nedeniyle savunma siparişlerinin<br />

savunma cirosuna oranı da aynıdır.<br />

Denizcilik sektöründe toplam cironun<br />

yaklaşık 2 katı bekleyen sipariş vardır.<br />

Bununla birlikte Denizcilik sektöründe 2009<br />

yılında gerçekleşen savunma cirosunun 10<br />

katı kadar savunmaya ilişkin bekleyen sipariş<br />

olduğunu görüyoruz. Denizcilik sektöründe<br />

gerçekleşen cironun %16’sının savunmaya<br />

yönelik olduğunu gözönüne alınarak sektörün<br />

sürekliliği konusunda sözkonusu oranlar<br />

yorumlanmalıdır.<br />

Karacılık sektöründe savunma alanında<br />

Toplam bekleyen<br />

siparişler/<br />

Toplam Ciro<br />

9,55<br />

1,83<br />

1<br />

2,87<br />

5,01


ekleyen siparişlerin savunma cirosunun<br />

yaklaşık 2 katı olduğunu, toplam bekleyen<br />

siparişlerin ise toplam cironun yaklaşık 1 katı<br />

olduğunu görüyoruz. Karacılık sektöründe<br />

gerçekleşen cironun yaklaşık %50’sinin<br />

savunmaya yönelik olduğu düşünülerek,<br />

özellikle savunma dışı alanda düşük<br />

bekleyen sipariş oranı, sektörün sürekliliğini<br />

tehlikeye sokabilmektedir.<br />

Roket-mühimmat-silah sektöründe savunma<br />

alanında bekleyen siparişlerin savunma<br />

cirosunun yaklaşık 5 katı olduğunu, toplam<br />

bekleyen siparişlerin ise toplam cironun<br />

yaklaşık 3 katı olduğunu görüyoruz.<br />

Cirosunun büyük kısmının savunmaya<br />

yönelik işlerin oluşturduğu yazılım-elektronik<br />

sektöründe, savunma alanında bekleyen<br />

siparişler savunma cirosundan, toplam<br />

bekleyen siparişler ise toplam cirodan<br />

yaklaşık 5-6 kat büyüktür.<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayinin Hacmi<br />

<strong>Savunma</strong> sanayiinde tamamlanmış işleri<br />

gösteren ciro (net satışlar), henüz tamamlanmamış<br />

işlerden avansı alınanlar, ödemesi<br />

henüz yapılmamış siparişler toplamı<br />

savunma sanayiinin o yıl itibariyle genişliğini<br />

göstermektedir. 2009 yılı itibariyle sektörün<br />

hacmi 28.720.973.723 TL’dir.<br />

değerleri bu<br />

rakamın %28’i kadardır. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>nda gerçekleştirilen projelerde<br />

ara aşamalar tamamlanmış olsa dahi avans<br />

olarak değerlendirilmekte ve fatura<br />

kesilememektedir. Dolayısıyla bir sektörü<br />

değerlendirirken salt ciro değerlerini dikkate<br />

almak sektör hakkında yanlış sonuçlar<br />

çıkarmamıza sebep olabilmektedir. Faturaların<br />

kesildiği yıllarda ciro değerlerinde,<br />

35.000.000.000<br />

30.000.000.000<br />

25.000.000.000<br />

20.000.000.000<br />

15.000.000.000<br />

10.000.000.000<br />

5.000.000.000<br />

0<br />

Havacılık sektörü<br />

Denizcilik sektörü<br />

Karacılık sektörü<br />

1<br />

Roket-muh.-silah sektörü<br />

Yazılım-elektronik sektörü<br />

Yan sanayi<br />

TOPLAM<br />

TABLO-13 Faaliyet Alanlarının 2009 yılı itibariyle genişlikleri<br />

savunma sanayiinde ilave bir gelişme<br />

olmadığı halde, ani artışlar gözlemlenebilmektedir.<br />

Dolayısıyla savunma sanayiine<br />

yönelik analizlerde ciro değerleri ile<br />

birlikte sektörel hacim de önem kazanmaktadır.<br />

<strong>Savunma</strong> Aanayinde İşgücü Verimliliği<br />

İşgücü verimliliği, yaratılan Net Katma Değer<br />

(faktör fiyatlarıyla katma değer)’in İşgücü<br />

sayısına bölünmesiyle elde edilen rakamdır.<br />

Başka deyişle kişi başına düşen net katma<br />

değer, 1 kişinin yarattığı katma değerdir.<br />

Faaliyet alanları bazında incelersek;<br />

Havacılık sektöründe son beş yılda işgücü<br />

verimliliğinin arttığını ve 2009 yılında<br />

ortalama 70.000 TL’ye<br />

ulaştığını, Denizcilik<br />

sektöründe de son beş yılda artış trendi<br />

olduğunu ve 2009 yılı itibariyle işgücü<br />

verimliliğinin ortalama 55.000 TL olduğunu<br />

görüyoruz. Kara Araçları sektöründe 2009 yılı<br />

itibariyle ortalama işgücü verimliliği<br />

105.000TL’ye<br />

ulaşmış ve bu sektör savunma<br />

sanayinde en yüksek işgücü verimliliğine<br />

sahip sektör olmuştur.<br />

Roket-silah-mühimmat sektöründe, işgücü<br />

verimliliği ortalama 27.000 TL olup diğer<br />

sektörlere göre işgücü verimliliği epeyce<br />

düşüktür.<br />

Yazılım-elektronik sanayiindeki firmaların<br />

çoğunda son 5 yılda işgücü verimliliği<br />

istikrarlı bir şekilde artmıştır. 2009 yılı<br />

itibariyle ortalama işgücü verimliliği 93.000<br />

TL olarak gerçekleşmiştir.<br />

ISO 500 (İstanbul Sanayi Odasının en büyük<br />

500 sanayi kuruluşu) çalışmasının 2009<br />

verileri (cari fiyatlarla) incelendiğinde 27<br />

sektör içerisinde en çok işgücü verimliliğine<br />

sahip 5’er sektör ile savunma sanayi ile<br />

ilşkilendirilebilecek diğer bazı sektörlerin<br />

işgücü verimliliği, sektörümüz verilerinin<br />

karşılaştırılması açısından aşağıda verilmiştir<br />

(2):<br />

Petrol Ürünleri Sanayi<br />

: 420.956 TL<br />

Çeşitli Petrol ve Türevleri Sanayi : 221.343 TL<br />

Tütün işletme Sanayi<br />

: 209.721 TL<br />

İçki Sanayi<br />

: 170.276 TL<br />

Elektrik Makinaları Sanayi : 108.327 TL<br />

Taşıt Araçları Sanayi<br />

: 56.917 TL<br />

Demir-Çelik Dışında Ana Metal Sanayi : 56.244 TL<br />

Diğer İmalat Sanayi<br />

: 36.965 TL<br />

İmalat Sanayi için genel<br />

: 64.663 TL<br />

Görüldüğü üzere, Kara Araçları sektörü en<br />

yüksek verimliliğe sahip sektörlerdeki işgücü<br />

verimliliğine yakın bir verimlilik sağlamaktadır.<br />

Yazılım-Elektronik sektörü de<br />

benzer şekilde yüksek verimlilikle çalışmaktadır.<br />

Havacılık sektörü ISO 500<br />

çalışmasında yer alan İmalat Sanayinde<br />

işgücü verimliliği ortalamasına yakın bir<br />

işgücü verimliliği sağlarken, Denizcilik<br />

sektörü söz konusu ortalamaya yaklaşmıştır.<br />

Roket-silah-mühimmat sektörü ise İmalat<br />

Sanayi ve Diğer İmalat Sanayi ortalamasının<br />

altında bir işgücü verimliliğine sahiptir.<br />

Bu çerçevede sonuç olarak, <strong>Savunma</strong><br />

sanayiinde işgücü verimliliği düşük olan<br />

sektörlerde verimliliğin artırılmasına yönelik<br />

tedbirlerin alınmasının, bunun sözkonusu<br />

olmadığı durumlarda ise –diğer ülke<br />

menfaatleri ile çelişmemek kaydıyla- işgücü<br />

verimliliği yüksek olan sektörlere yatırımların<br />

kaydırılmasının ekonomik anlamda katma<br />

değer yaratacağı değerlendirilmektedir.<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayinin Mali Yapısı:<br />

<strong>Savunma</strong> sanayinde faaliyet gösteren başlıca<br />

firma/kuruluşların bilanço ve gelir-gider<br />

tablolarındaki son beş yıllık verilere<br />

dayanılarak firmaların likidite durumları, mali<br />

durumları, karlılık durumları ve verimlilik<br />

durumları ‘Oran Analizi’ tekniği ile<br />

incelenmiştir. Firmaların ‘likidite durumları’<br />

borçlarını ödeme güçlerini, ‘mali durumları’<br />

faaliyetlerini sürdürmelerinde borçların<br />

öneminin ne olduğunu başka bir deyişle<br />

borç-özkaynak dengesini sağlayıp sağlayamadıklarını,<br />

‘verimlilik durumları’ ise<br />

aktiflerini yani varlıklarını ne derece etkin<br />

kullandıklarını gösteren ifadelerdir.<br />

Ekonomik karlılık ise, firma ve kuruluşların<br />

yarattıkları net katma değerin varlıklarına<br />

oranını; başka bir deyişle işletmeye konulan<br />

sermaye karşılığı ekonomiye ne kadar ilave<br />

kıymet (net katma değer) kazandırılıdığını<br />

ifade etmektedir.<br />

<strong>Savunma</strong> sektörünün, sektörel özellikleri de<br />

dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde<br />

çıkan sonuçlar değerlendirildiğinde,<br />

savunma sanayinin mali yapısı hakkında<br />

dikkat çeken ve sektörel ortalamaları<br />

yansıtanbaşlıca konular şunlardır:<br />

� Yazılım-elektronik sektörü, genel olarak,<br />

likidite açısından iyi durumda olduğu gibi<br />

özsermaye-borç dengesini de sağlıklı bir<br />

29


� şekilde sağlamış görülmektedir.<br />

Sözkonusu sektörün mali yapıya ilişkin<br />

göstergeler değerlendirildiğinde en<br />

istikrarlı sektör olduğunu söylemek<br />

mümkündür.<br />

� Denizcilik sektöründe toplam varlıkların<br />

neredeyse tamamının dışkaynak yani<br />

borçlarla finanse edildiği görülmektedir.<br />

Dış kaynak bağımlılığı yüksektir.<br />

� Kara Sistemleri Sektöründe efaaliyet<br />

gösteren firmaların genel olarak son 5 yıl<br />

içerisinde mali açıdan belirli bir istikrarı<br />

yakalayarak özsermaye-borç dengesini<br />

sağlıklı bir şekilde oluşturdukları<br />

görülmektedir.<br />

� Havacılık sektöründe de borçların<br />

özsermayeye oranının yüksek olduğu<br />

göze çarpmaktadır.<br />

� Roket-silah-mühimmat sektörü firmaları<br />

likidite ve mali durumları itibariyle<br />

birbirlerinden<br />

mektedirler.<br />

farklı bir profil sergile-<br />

� Verimlilik açısından değerlendirildiğinde,<br />

her bir sektörde genel olarak atıl<br />

kapasiteden söz etmek mümkündür.<br />

� Karlılık açısından değerlendirdiğimizde,<br />

2009 yılı itibariyle, satış karlılığı (3)<br />

ortalaması en yüksek sektör Yazılımelektronik<br />

sektörü, ikinci olarak da<br />

A<br />

� Havacılık sektörü olmuştur. Bunu Roketsilah-mühimmat<br />

ve Denizcilik sektörleri<br />

takip etmektedir. En düşük satış karlılığı<br />

oranı Karacılık sektöründe gerçekleşmiştir.<br />

Genel olarak satış karlılık<br />

oranlarına baktığımızda kar eden savunma<br />

sanayi firma ve kuruluşlarının satış<br />

karlılığının büyük sanayi firmaları için<br />

öngörülen oranların üzerinde olduğunu<br />

söylemek mümkündür.<br />

� Ekonomik karlılık (4) açısından değerlendirildiğinde,<br />

2009 yılı itibariyle, satış<br />

karlılığı ortalaması en düşük olan Karacılık<br />

Sektörü’nün ortalama %23 (yaklaşık) oranı<br />

ile en yüksek ekonomik karlılık oranına<br />

sahip iki sektörden biri olduğunu<br />

görüyoruz. Diğer sektör, aynı oran ile<br />

Roket-silah-mühimmat sektörüdür. Bu<br />

sektörleri ortalama %20 (yaklaşık)<br />

ekonomik karlılık oranı ile Yazılım-<br />

Elektronik sektörü takip etmektedir.<br />

Havacılık sektörünün ekonomik karlılık<br />

oranı ortalama %17 cıvarındadır. En düşük<br />

ortalama ekonomik karlılık oranı ise %8<br />

(yaklaşık) ile Denizcilik sektörü’ne aittir.<br />

2009 yılı ISO 500 raporunda Türkiye’nin 500<br />

büyük sanayi kuruluşu için ekonomik karlılık<br />

ortalaması %13,6 olarak bildirilmiştir. (5) Bu<br />

verileri, <strong>Savunma</strong> Sanayinin ekonomik<br />

DİPNOTLAR<br />

rzu Küflü<br />

verimlilik oranları ile karşılaştırdığımızda,<br />

genel olarak savunma sanayinde ekonomik<br />

karlılık oranının bu oranın oldukça üzerinde<br />

kaldığını gözlemlemekteyiz. ISO 500<br />

raporuna göre, Türkiye genelinde 3. en<br />

yüksek ekonomik karlılığa sahip sektör olan<br />

kimyasal ürünler sanayinde ekonomik karlılık<br />

oranının %28 olduğu göz önüne alındığında,<br />

savunma sanayinin bu orana yaklaştığı<br />

görülmektedir. Bu anlamda, savunma<br />

sektörünü ülke savunmasının yanı sıra,<br />

istikrarlı bir ekonomi sağlanmasına yaptığı<br />

katkı ile de değerlendirmek gerekliliği ortaya<br />

çıkmaktadır.<br />

Sonuç:<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde son beş yılda görülen<br />

gelişmeler, hem ulusal savunmamız<br />

açısından, hem de Türkiye ekonomisi<br />

açısından mutluluk ve gurur vericidir.<br />

<strong>Savunma</strong> sanayimiz öncü olabilecek<br />

potansiyele sahip bir sektör olduğunu<br />

kanıtlamıştır. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong><br />

olarak sektör firma/kuruluşlarımız ve<br />

ordumuz ile birlikte savunma sanayimizi daha<br />

ileriye taşıyacağımıza olan inancımız<br />

büyüktür. Bu çalışmamızda bize desteğini<br />

esirgemeyen ve verilerini büyük bir titizlikle<br />

bizimle paylaşan tüm firma ve kuruluşlarımıza<br />

teşekkür ediyoruz.<br />

1) GSYİH= Tüketim Harcamaları + Yatırım Harcamaları + Devlet Harcamaları + (İhracat-İthalat) olarak<br />

tanımlanmakta olup, özetle ülke içinde yaratılan hasıladır.<br />

2) Veriler ISO 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2009 Raporundan alınmıştır.<br />

3) Satış karlılığı bir liralık satış karşılığı elde edilen karı (faaliyet ve faaliyet dışı kar) gösterir.<br />

4) Ekonomik karlılık, firmanın yarattığı net katma değerin varlık toplamına oranıdır, başka bir deyişle<br />

işletmeye konulan sermaye karşılığı ekonomiye ne kadar ilave kıymet (net katma değer)<br />

kazandırılıdığını gösterir. Sektörlerin sürekliliği açısından önemlidir.<br />

5)<br />

Veriler ISO 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2009 Raporundan alınmıştır.<br />

1991 yılında A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü mezun olan Arzu<br />

Güzide Küflü, 1998 yılından bu yana, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>'nda uzman<br />

olarak çalışmaktadır. Deniz Araçları Daire Başkanlığı'nda 5 yıl boyunca Ani<br />

Müdahale Botları, Mayın Avlama Gemisi ve MİLGEM Projelerinde görev<br />

almıştır. Daha sonra atandığı MEBS Daire Başkanlığı'nda ise TBS, HELSİM,<br />

Yangın ve Yara <strong>Savunma</strong> Simülatörü ve F-16 Simülatörü projelerinde İdari<br />

Yardımcı olarak 6,5 yıl görev yapmıştır. Halen Strateji Geliştirme Daire<br />

Başkanlığı'na bağlı Stratejik Planlama Şube Müdürlüğünde Uzman olarak<br />

hizmetini sürdürmektedir.


<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nin<br />

25 Yılı<br />

1985 Öncesi <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

Ülkemizde, Cumhuriyet döneminde harp<br />

silah, araç ve gereçlerinin üretilmesi<br />

amacıyla Anadolu'da bazı tesisler<br />

kurulmuştur. Cumhuriyetin ilk yıllarında<br />

daha ziyade mühimmat üreten, ağır<br />

sanayi gerektirmeyen nitelikte tesisler<br />

kurulmasını takiben, 1933-1939 yıllarında<br />

savunma sanayiinin temelini teşkil<br />

edecek yatırımlara geçilmiş ve özellikle<br />

havacılık sektöründe önemli girişimler<br />

olmuştur. Ancak 2. Dünya Savaşı ve<br />

sonrasında NATO ittifakına girilmesiyle<br />

artan askeri yardımlar, henüz kuruluş<br />

aşamasındaki savunma sanayiinin<br />

gelişmesini yavaşlatmıştır.<br />

1950 yılında Askeri Fabrikalar Umum<br />

Müdürlüğü, Makina ve Kimya Endüstrisi<br />

Genel Müdürlüğü 'ne dönüştürülmüşse de<br />

1950-1960, arasındaki dönemde savunma<br />

sanayii<br />

kalmıştır.<br />

faaliyetleri belli bir seviyede<br />

1963 yılında başlayan planlı dönemde,<br />

ithal ikamesine dayalı politikalar çerçevesinde<br />

bazı savunma sanayii yatırımları<br />

MKEK<br />

TUSAŞ<br />

Türk Uçak<br />

<strong>Sanayii</strong><br />

ASELSAN<br />

yapılmıştır. Özellikle Kıbrıs Harekatı'ndan<br />

sonra Aselsan, Aspilsan, Îşbir, Havelsan<br />

gibi savunma sanayiine yönelik şirketler<br />

oluşmuştur. Türkiye'nin kendi uçağını<br />

yapmasına ilişkin faaliyetlerin bir sonucu<br />

olarak TUSAŞ A.Ş. kurulmuş, bilahare<br />

TUSAŞ'ın da iştiraki ile TUSAŞ Havacılık<br />

ve Uzay <strong>Sanayii</strong> A.Ş. (TAI) ve uçak<br />

motorlarının üretimi için TUSAŞ Motor<br />

<strong>Sanayii</strong> A.Ş. (TEI) kurulmuştur.<br />

Kıbrıs Barış Harekatı sonrası ülkemize<br />

uygulanan ambargo, milletlerarası<br />

münasebetlerde, savunmada dışa bağımlılığın<br />

zararını açıkça göstermiştir.<br />

<strong>Savunma</strong> sanayiinin devlet tekelinde<br />

kalması ve savunma ihtiyacının istenilen<br />

ölçüde teşvik edilerek yerli sanayii ile<br />

entegrasyonunun sağlanamaması sebebi<br />

ile genel sanayileşmede elde edilen<br />

başarı savunma sanayiine intikal ettirilememiştir.<br />

Bunun sonucu olarak; TSK<br />

yeterince modernize edilememiş,<br />

ekonomiye olan yük giderek artmış ve<br />

savunma sanayii gelişememiştir.<br />

<strong>Savunma</strong><br />

Donatım<br />

İşletmeleri<br />

Gn. Müd.<br />

TUSAŞ<br />

Havacılık<br />

ve Uzay<br />

<strong>Sanayii</strong><br />

SAGEB<br />

1950 1973 1975 1983 1984 1985<br />

31


1985<br />

1986<br />

1985 - 1990 Dönemi<br />

SAGEB Kuruluş<br />

1980'li yıllar,<br />

Türk Silahlı Kuvuetleri'nin modernizasyonu ve çağdaş teknolojiye dayalı ulusal savunma sanayiinin Devlet eliyle ve<br />

yönlendirmesiyle oluşturulması çalışmalarının hız kazanmaya haşladığı yıllardır.<br />

Modern savunma sanayiinin geliştirilmesi<br />

ve TSK'nın modernizasyonunun sağlanması; taşıdığı özelliğe, öneme ve maddi<br />

yükünün büyüklüğüne uygun, özel bir statüsü olan bir kuruluşu ve süreklilik arz eden istikrarlı finansman kaynaklarını<br />

gerektirmektedir.<br />

Bu gerekçelerden<br />

hareketle, Milli <strong>Savunma</strong> Bakanlığı 'na bağlı, tüzel kişiliği haiz "<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Geliştirme ve Destekleme İdaresi<br />

Başkanlığının (SAGEB) kurulmasına imkan veren 3238 Sayılı Kanun 7.11.1985 tarihinde kabul edilmiştir. 3238 sayılı kanunun geçici birinci<br />

maddesi gereğince, <strong>Savunma</strong> Donatım İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Başkanlığa devredilmiştir.<br />

Başkanlığın Görevleri:<br />

a) İcra komitesinin aldığı kararlan uygulamak,<br />

b) Proje bazında<br />

yıllar itibariyle verilecek olan alımları programlarını sipariş kontratına<br />

bağlamak,<br />

c) Mevcut milli sanayi, savunma sanayii ibtiyaçlanna<br />

göre reorganize ve entegre etmek,<br />

yeni teşebbüsleri teşvik ve bu entegrasyona ve ihtiyaçlara göre yönlendirmek, yabancı<br />

sermaye ve teknoloji katkısı imkanlannı araştırmak, teşebbüsleri yönlendirmek, bu<br />

konudaki Devlet katılımını planlamak,<br />

d) Fon kaynaklannı<br />

dikkate alarak alım programlarını ve finansman modellerini<br />

belirlemek,<br />

e) ihtiyaç<br />

duyulan modern silah, araç ve gereçlerin özel veya kamu kuruluşlarında<br />

imalatını planlamak,<br />

f) Gerektiğinde<br />

özel, kamu veya karma nitelikli yeni yatırımları dışa açık olmak kaydıyla<br />

desteklemek,<br />

g) Modern silah, araç<br />

ve gereçleri araştırmak, geliştirmek, prototiplerin imalini<br />

sağlamak, avans vermek, uzun vadeli siparişleri ve diğer mal ve ekonomik teşvikleri<br />

tespit etmek,<br />

h) işin özelliğine göre yıllar içinde yapılacak alımın şartlarını, Milli <strong>Savunma</strong> Bakanlığınca<br />

belirlenecek şartname ve standartları dikkate alarak teknik ve mali konuları<br />

kapsayan<br />

kontratları yapmak,<br />

i) <strong>Savunma</strong> sanayii ürünleri ihracatı ve offset ticareti konularını<br />

koordine etmek,<br />

j) Fondan kredi vermek veya yurt içinden ve yurt dışından kredi almak ve gerektiğinde<br />

yerli ve yabancı sermayeli şirketler kurmak ve iştirak etmek,<br />

k) Üretilen malın kontrat muhteviyatına uyup uymadığını, kalite kontrolleri ile kontrat<br />

şartlarının yerine getirilip getirilmediğini takip etmek,<br />

l) Uygulama aksaklıklarının ilgili kurum ve kuruluş/ar nezdinde çözümlenmesini temin<br />

etmek.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Destekleme Fonu<br />

(SSDF)<br />

TSK'nın modernizasyonunun sağlanması<br />

ve Türkiye'de modern savunma sanayiinin<br />

kurulması için gerekli kaynağın,<br />

genel bütçe dışında devamlı ve istikrarlı<br />

bir şekilde temini amacıyla TCMB<br />

nezdinde ve Başkanlık emrinde SSDF<br />

kurulmuştur.<br />

Gelir Kaynakları:<br />

� Genel bütçeye konulan ödenek<br />

� Alkollü içki ve tütün mamulleri satışından alınan pay<br />

� Eğlence yerlerine giriş biletlerinden ve her nevi müşterek bahislerden alınan pay<br />

� TSKGV'den aktarmalar<br />

� Milli Piyango safi hasılattan alınan pay<br />

� Milli <strong>Savunma</strong> Bakanlığı bütçesinden aktarmalar<br />

� Kanunla kurulan fonlardan aktarmalar<br />

� Akaryakıt tüketiminden alınan pay<br />

� Gelir ve Kurumlar vergisinden alınan pay<br />

� Talih oyunları hasılatından alınan pay<br />

� Fon mal varlığı gelirleri<br />

� Bedelli askerlik gelirleri<br />

� Bağış ve yardımlar<br />

SAVUNMA SANAYİİ YÜKSEK KOORDİNASYON KURULU<br />

Başkan: Başbakan<br />

Genelkurmay Başkanı, Devlet Bakanı, Milli <strong>Savunma</strong> Bakanı, Dışişleri<br />

Bakanı, Maliye ve Gümrük Bakanı, Sanayi-Ticaret Bakanı, Kuvvet<br />

Komutanları, Jandarma Gen. Komutanı, Başbakanlık Müsteşarı, D.P.T.<br />

Müsteşarı, Hazine Dış Ticaret Müsteşarı<br />

SAVUNMA SANAYİİ İCRA KOMİTESİ<br />

Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Milli <strong>Savunma</strong> Bakanı,<br />

Komite Sekreteri, SAGEB Başkanı<br />

DENETLEME KURULU<br />

BAŞKAN<br />

YARDIMCISI<br />

DAİRE<br />

BAŞKANI<br />

DAİRE<br />

BAŞKANI<br />

DAİRE<br />

BAŞKANI<br />

SAVUNMA SANAYİİ GELİŞTİRME<br />

VE DESTEKLEME İDARESİ<br />

BAŞKANI<br />

BAŞKAN<br />

YARDIMCISI<br />

DAİRE<br />

BAŞKANI<br />

DAİRE<br />

BAŞKANI<br />

SAVUNMA SANAYİİ<br />

DESTEKLEME FONU<br />

BAŞKAN<br />

YARDIMCISI<br />

İDARİ VE MALİ İŞLER<br />

DAİRE BAŞKANLIĞI<br />

PERSONEL VE EĞİTİM<br />

DAİRE BAŞKANLIĞI<br />

3238 sayılı kanunun getirdiği sistem şeması<br />

Personel Durumu (1986)<br />

58 personel görev yapmaktadır.


Projelerden Örnekler<br />

� Zırhlı Muharebe Aracı: FNSS Ortak yatırım şirketi<br />

kurulmuştur.<br />

� Çok Namlulu Roket Sistemi (MLRS) ve Roketleri<br />

� Roket <strong>Sanayii</strong> Projesi: Roketsan firması kurulmuştur.<br />

� F-16 Uçağı Elektronik Harp Sistemleri: Mikes firması<br />

kurulmuştur.<br />

� HF/SSB Telsizi Üretim Projesi: Markoni firması<br />

kurulmuştur.<br />

� Mobil Radar Kompleksleri: Ayesaş ve Thomson Tekfen<br />

Radar firmaları kurulmuştur.<br />

� Hafif Nakliye Uçağı Başlangıç Eğitim Uçağı<br />

� Helikopter<br />

� Uzaktan Kumandalı Uçan Araçlar (RPV)<br />

� İleri Teknoloji Endüstri Parkı (İTEP)<br />

� Emniyet Genel Müdürlüğü için Genel Maksat<br />

Helikopteri Alımı<br />

� Ar-Ge Projeleri<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong><br />

Tedarik Stratejisi<br />

Zırhlı Muharebe Aracı FNSS <strong>Savunma</strong> F-16 Uçağı Elektronik Mikes Mikrodalga<br />

Sistemleri A.Ş. Harp Sistemleri Elektronik A.Ş.<br />

kurulmuştur<br />

kurulmuştur.<br />

Mobil Radar Kompleksi Aydın Yazılım ve HF/SSB Telsizi<br />

Markoni<br />

Elektronik San. A.Ş.<br />

kurulmuştur.<br />

ÜretimProjesi Kominikasyon A.Ş.<br />

Roketsan Roket San. ve<br />

Tic. A.Ş. kurulmuştur.<br />

Başlangıç<br />

Eğitim Uçağı<br />

Taarruz Helikopteri<br />

Alımı<br />

Çok Namlulu Roket<br />

Sistemi (MLRS)<br />

ve Roketleri<br />

Hafif Nakliye<br />

Uçağı<br />

İleri Teknoloji Endüstri<br />

Parkı (İTEP)<br />

30.10.1989 tarih ve 390 sayılı KHK ile <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (SAGEB), <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>'na (SSM) dönüştürülmüştür.<br />

3238 sayılı kanun çerçevesinde; savunma sanayinin gelişirilmesi için uygulanan yeni model, lisans ile alınan teknolojinin yeni gelişmeleri<br />

takip etmek konusunda yarattığı zorluklar gözönünde tutularak, yabancı üreticilerin yatırıma iştirak ve yerli ortakları ile birlikte üretimin her<br />

aşamasında sorumlu oldukları "ortakyatırım şirketi" modeli ile üretim tercih edilmiştir. 3238 sayılı kanunun, savunma sanayiinin yerli ve<br />

yabancı özel sektör yatırımlarına açmak suretiyle bu sektöre önemli bir yenilik getirmiştir.<br />

Diğer Faaliyetler<br />

3 Mayıs 1989'da<br />

MTA'da II. IDEA<br />

özel seminerinde<br />

Vahit Erdem'in<br />

konuşması<br />

� Kalite Kontrol Sistemi Çalışmaları<br />

� Sanayi Envanteri Çalışmaları<br />

� Sanayi Güvenliği Çalışmaları<br />

� Hafif Silah İthalatı ve Satışı Çalışmaları<br />

� Off-set Uygulamaları ile îlgili Çalışmalar<br />

� Comdef <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Sergisine İştirak<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Komitesi Toplantısı<br />

(1989)<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Komitesi Toplantısı Çıkışı<br />

(1990)<br />

33<br />

1987<br />

1988 1989<br />

1990


1992<br />

1993<br />

Öncelikler<br />

<strong>Savunma</strong> sanayiinin kurulması ve geliştirilmesine<br />

yönelik çalışmalar yapılırken;<br />

1991 1991 - 1995 Dönemi<br />

� Mevcut sanayi potansiyelinden azami<br />

ölçüde yararlanılması,<br />

� İleri teknolojili yeni yatırımların yönlendirilmesi<br />

ve teşvik edilmesi,<br />

� Araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin<br />

desteklenmesi, teşvik edilmesi,<br />

� Mümkün olduğunca kendi kendine yeterli<br />

bir savunma sanayiinin kurulması,<br />

hedeflenmiştir.<br />

<strong>Savunma</strong> ve Havacılık dergisinden bir makale<br />

Projelerden Örnekler<br />

� İnsansız Hava Aracı Projesi (İHA)<br />

� Genel Maksat Helikopter Projesi (BlackHawk)<br />

� Genel Maksat Helikopter Projesi (Cougar)<br />

� Denizde İkmal Muharebe Destek Gemisi<br />

� Deniz Eğitim Uçağı<br />

� 2. Paket Hücum Helikopteri (Süper Cobra)<br />

� Emniyet Genel Müdürlüğü Büyük Tip Zırhlı Araç Tedariği<br />

� Ar-Ge Projelerinden Örnekler: - Güdümlü Füze Tasarım Altyapısı Geliştirme<br />

� Kaideye Monteli Stinger (KMS) - Kripto Analiz Merkezi<br />

Müsteşar Yardımcısı<br />

(İdari ve Mali İşler)<br />

Daire Başkanı<br />

(Fon Yönetimi)<br />

Daire Başkanı<br />

(Pers. ve Eğ.)<br />

Daire Başkanı<br />

(İd. Mali İşl.)<br />

SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI<br />

Müsteşar<br />

Hukuk Müşaviri Özel Kalem<br />

Müsteşar Yardımcısı<br />

(Ekonomik)<br />

İnsansız Hava Aracı<br />

(İHA)<br />

Müsteşar Yardımcısı<br />

(Teknik)<br />

Genel Maksat<br />

Helikopteri<br />

(BlackHawk)<br />

Daire Başkanı Daire Başkanı Daire Başkanı Daire Başkanı<br />

Şube Müdürü<br />

(OFF-SET)<br />

Şube Müdürü<br />

(Yerli Katkı ve San.)<br />

Şube Müdürü<br />

(Dış İlişkiler)<br />

Şube Müdürü<br />

(Krediler)<br />

Denetleme Kurulu<br />

Şube Müdürü<br />

(Enf. Dok. Bil. İşl)<br />

Şube Müdürü<br />

(Kalite Kontrol)<br />

Şube Müdürü<br />

(Korn.Kont ve Radar)<br />

Şube Müdürü<br />

(Elek. Harp)<br />

<strong>Savunma</strong> ve Havacılık dergisinden<br />

bir röportaj<br />

Genel Maksat<br />

Helikopteri<br />

(Cougar)<br />

Deniz Eğitim<br />

Uçağı<br />

Denizde İkmal<br />

Muharebe<br />

Destek Gemisi<br />

2. Paket Hücum<br />

Helikopteri<br />

(Süper Cobra)<br />

1995 sonu itibariyle SSM tarafından kontrata<br />

bağlanan projelerin tedarik bedeli 9,6<br />

Milyar ABD Dolarına ulaşmıştır.


Genel Kurmay<br />

Başkanlığı<br />

Diğer Faaliyetler<br />

� TAFICS Projesi<br />

SHP'de Yer<br />

Alan Proje<br />

� Geleceğin Büyük Uçağı (FLA)<br />

� Türkiye'de Mühimmat Sanayi Çalışmaları<br />

� Türkiye'de Gemi Endüstrisi İmkanları Çalışması<br />

� MKEK Mühimmat Hattı Modernizasyonu<br />

PROJE İŞLEM AKIŞ ŞEMASI<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

M.S.B. SSM<br />

Yatırım Projesi<br />

Teklife Çağrı<br />

Firmalar SSM Proje Grubu Projeye Başlama İcra Komitesi<br />

Dosyası<br />

Değerlendirme<br />

Nihai Seçim<br />

SSM İcra Komitesi SSM<br />

Test ve Demo<br />

Kararı<br />

Proje Yönetim<br />

Ofisi<br />

Teknik ve Taktik İstekler Teknik-Taktik İstekler + Önseçim<br />

Sözleşme<br />

SSM Firma<br />

İmzalanması<br />

Sözleşme<br />

Görüşmeleri<br />

� MKEK Tabanca Fişeği Hattı Modernizasyonu<br />

� Kalite Çalışmaları<br />

� Sanayi Güvenliği Çalışmaları<br />

� Hafif Silah İthalatı ve Satışı<br />

� IDEF <strong>Savunma</strong> ve Havacılık Fuarı<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Komitesi Toplantısı<br />

(1994)<br />

Deniz Eğitim Uçağı Projesi İmza Töreni<br />

(1994)<br />

Personel Durumu (1995)<br />

184 personel görev yapmaktadır.<br />

35<br />

1994 1995


1997<br />

1998<br />

1999<br />

Genel Değerlendirme<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> tarafından 80'li yılların sonunda imzalanan sözleşmeleri müteakip 1995 yılından itibaren Deniz Platformları ve<br />

Alçak İrtifa Hava <strong>Savunma</strong> Sistemlerinin milli imkanlarla geliştirilmesine yönelik projeler ile, Havadan Erken İhbar Kontrol Uçağı, Uzun Ufuk,<br />

MALE İnsansız Hava Aracı gibi döneminin yüksek teknolojili sistemlerinin tedariği sürecine başlanmıştır.<br />

1996 1996 - 2000 Dönemi<br />

Dönemin operasyonel ihtiyacına binaen elektronik harp projeleri ile ilgili çalışmaların hız kazandığı görülmektedir.<br />

Deniz Helikopteri ING-GPS Tedarik Sözleşmesi<br />

İmza Töreni (1998)<br />

Projelerden Örnekler<br />

� Genel Maksat Helikopter Projesi (Cougar-II)<br />

� 90 Tonluk Sahil Güvenlik Botu<br />

� F-5 Modernizasyonu<br />

� Deniz Karakol ve Gözetleme Uçağı (Meltem-I)<br />

� Mayın Avlama Gemisi<br />

� Zırhlı Muharebe Aracı-II<br />

� X-Band Uydu Haberleşme Sistemi<br />

� Genel Maksat Helikopteri Depo Seviyesi Bakım<br />

� Sahil Güvenlik Helikopteri Ar-Ge Projelerinden<br />

Örnekler:<br />

� Ar-Ge 98-1<br />

� Ar-Ge 99-1 - Modelleme Simülasyon Sistemleri<br />

Müsteşar Yardımcısı<br />

(İdari ve Mali İşler)<br />

Daire Başkanı<br />

(Fon Yönetimi)<br />

Daire Başkanı<br />

(Pers. ve Eğ.)<br />

Daire Başkanı<br />

(İd. Mali İşl.)<br />

SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI<br />

Hukuk Müşaviri Özel Kalem<br />

Daire Başkanı<br />

(Ekonomik)<br />

Müsteşar<br />

Müsteşar Yardımcılığı<br />

(Sanayi Hizmetleri)<br />

Şube Müdürü<br />

(Dış İlişkiler)<br />

Daire Başkanı<br />

(İTEP)<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Komitesi Toplantısı<br />

(1997)<br />

Denetleme Kurulu<br />

Daire Başkanı<br />

(1. teknik)<br />

Genel Maksat<br />

Helikopter<br />

Cougar II<br />

90 Tonluk Sahil<br />

Güvenlik Botu<br />

Ani Müdehale Botu Sözleşmesi İmza Töreni<br />

(1997)<br />

F-5<br />

Modernizasyonu<br />

Deniz Karakol ve<br />

Gözetleme Uçağı<br />

(Meltem-I)<br />

Mayın Arama Gemisi Zırhlı Muharebe<br />

X-Band Uydu<br />

Genel Maksat<br />

Aracı-II<br />

Haberleşme Sistemi Helikopteri Depo<br />

Seviyesi Bakım<br />

Müsteşar Yardımcılığı<br />

(Teknik)<br />

Daire Başkanı<br />

(2. teknik)<br />

Sahil Güvenlik<br />

Helikopteri<br />

Deniz Helikopteri (SeaHawk) 2. Paket Tedarik<br />

Sözleşmesi İmza Töreni (1999)


Aselsan ile F-16 Elektronik Harp 2. Paket<br />

İmza Töreni (2000)<br />

EUROSATORY 2000<br />

19-23 Haziran 2000 tarihlerinde Paris Le Bourget 'de<br />

düzenlenen Eurosatory 2000 Uluslararası <strong>Savunma</strong><br />

<strong>Sanayii</strong> Fuarı'na ilk kez <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong><br />

2<br />

olarak 18 m lik bir alan kiralanmış ve diğer savunma<br />

sanayii firmaları ile birlikte iştirak edilmiştir.<br />

Diğer Faaliyetler<br />

� HEAŞ A.Ş. 'nin Kuruluşu<br />

� Kalite Çalışmaları<br />

� Sanayi Güvenliği Çalışmaları<br />

� Hafif Silah İthalatı ve Satışı Çalışmaları<br />

� IDEF <strong>Savunma</strong> ve Havacılık Fuarı<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Komitesi Toplantı Öncesi<br />

(2000)<br />

HEAŞ A.Ş.'nin Kuruluş Protokolü İmza Töreni<br />

(2000)<br />

Personel Durumu (2000)<br />

271 personel görev yapmaktadır.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Komitesi Toplantısı<br />

(2000)<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> 15. Yılını,<br />

Bilkent'te 7-8 Kasım 2000 Tarihlerinde<br />

düzenlenen "<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>'nin Dünü,<br />

Bugünü ve Yarını"konulu Sempozyum<br />

etkinliği ile kutladı.<br />

37<br />

2000


2001<br />

2003<br />

2004<br />

Genel Değerlendirme<br />

SSM 2005 yılında 20. Kuruluş Yıldönümünü Türkiye'nin etkin savunma sanayii ve ana sistem tedarik kurumu niteliğini kazanmış olarak idrak<br />

etmiştir. 2005 yılında savunma sanayii sektörü toplam cirosunu % 19 artırarak 1,6 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşmıştır.<br />

2002 2001 - 2005 Dönemi<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Komitesi Toplantısı<br />

(2001)<br />

Projelerden Örnekler<br />

� Özel Kuıvvetler (BlackHawk) Modernizasyonu<br />

� Leopard Tanklarının İyileştirilmesi<br />

� Deniz Keşif Gözetleme ve Karakol Uçakları Meltem-II<br />

� Havadan Erken İhbar ve Kontrol Uçağı (Barış Kartalı)<br />

� Geleceğin Savaş Uçağı<br />

� Füze İkaz Sistemi<br />

� F-162. Paket Elektronik Harp<br />

� A400M Geleceğin Büyük Uçağı<br />

� Cougar Depo Seviyesi Bakım<br />

� Uzun Ufuk<br />

� Genesis<br />

� Helsim<br />

� Ar-Ge Projelerinden Örnekler:<br />

� Ar-Ge 2004<br />

Tedarik Stratejisi:<br />

• ihracat alanında bir önceki yıla nazaran % 72'lik bir artışla 337 Milyon Dolara,<br />

şirketlerin öz kaynaklarından yaptıkları Ar-Ge çalışmalarında ise%3 'lük artışla<br />

79 Milyon ABD Dolarına ulaşılmıştır. <strong>Savunma</strong> sanayiinde özgün sistemleri<br />

geliştirme yönünde atılan adımlar beraberinde ciddi bir ihracat potansiyelini<br />

de doğurmuştur. SSM 2005 yılında ciddi bir ihracat destek programı başlatmış<br />

ve Abu Dhabi'de gerçekleştirilen IDEX Uluslararası <strong>Savunma</strong> fuarına 22 firma<br />

ile ulusal katılım sağlanmıştır.<br />

Özel Kuvvetler<br />

(BlackHawk)<br />

Modernizasyonu<br />

Geleceğin<br />

Savaş Uçağı<br />

Atış Kontrol Sistemi<br />

Modernizasyonu<br />

Leopard<br />

F-16 2. Paket<br />

Elektronik Harp<br />

Geleceğin Savaş Uçağı Projesi İmza Töreni<br />

(2002)<br />

Deniz Keşif<br />

Gözetleme ve Karakol<br />

Uçakları Meltem<br />

A400-M<br />

Havadan Erken İhbar<br />

ve Kontrol Uçağı<br />

Barış Kartalı<br />

Cougar Depo<br />

Seviyesi Bakım<br />

Uzun Ufuk Savaş Yönetim Sistemi<br />

Modernizasyonu<br />

Genesis<br />

Helsim<br />

İhtiyaçların yurtiçinden karşılanma oranı % 25 'ler seviyesindedir. Bu tespitten hareketle, TSK ihtiyaçlarının, özgün tasarımlarla karşılanması<br />

hedeflenmiştir. <strong>Savunma</strong> tedarik çevriminin üç ana unsuru olan ihtiyaç belirleme, tedarik/ar-ge yönetimi ve savunma sanayi sektöründe hu<br />

amaca odaklı yeniden yapılanma bir gereklilik olarak ortaya çıkmaktadır. Temel olarak, ihtiyaç belirlemede uzun vadeli planlama, tedarik/arge<br />

yönetiminde savunma sanayi politikalarının milli bütünlük içinde uygulanabilmesinin<br />

temini ve tedarik harcamalarının dünyada olduğu gibi savunma sanayinin gelişiminde temel<br />

enstrüman olarak kullanımı ve sektörde iç ve dış pazarda rekabet edebilecek güçlü yapıların<br />

oluşturulması hedeflenmiştir.<br />

Mayıs 2004, İcra Komitesi Toplantısı<br />

İcra Komitesi Toplantısı<br />

(2004)<br />

Mayıs 2004 tarihinde yapılan <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra<br />

Komitesi Toplantısında, daha önce çalışmaları<br />

başlatılan; ATAK Helikopteri, Milli Tank ve İnsansız<br />

Hava Aracı projelerinde yurtiçi özgün geliştirme<br />

modeline geçilmesine karar verilmiştir.


Aselsan tarafından milli imkanlarla üretilen<br />

Kaideye Monteli Stinger sistemlerinin ilk partisi<br />

26 Kasım 2004 tarihinde düzenlenen<br />

bir törenle teslim edildi.<br />

Diğer Faaliyetler<br />

� Türk <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Ürünleri Katalogu Çalışmaları<br />

� <strong>Savunma</strong> Fuarlarına Milli Katılımın Gerçekleştirilmesi<br />

� Sözleşmeler ve Fiyat Analizleri ile İlgili Çalışmalar<br />

� Kalite ve Sanayi Güvenliği Çalışmaları<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Komitesi Toplantısı<br />

(2005)<br />

� Stratejik Planlama Faaliyetleri Bilgi Yönetimi Faaliyetleri<br />

KMS Teslim Töreni<br />

Havacılık Bakım Onarım Merkezi<br />

(HABOM) Projesi<br />

Türk Hava Yolları 'nm HABOM Projesi için<br />

kullanacağı Sabiha Gökçen Uluslararası<br />

Havalimanındaki arazinin <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

<strong>Müsteşarlığı</strong> tarafından 25 yıllığına Türk<br />

Hava Yolları'na tahsisine ilişkin anlaşma 3<br />

Aralık 2004'de imzalanmıştır. Türk Hava<br />

Yolları hu proje ile bölgesinde önemli bir<br />

bakım merkezine sahip olmayı ve bakım<br />

gelirlerini artırmayı hedeflemektedir.<br />

Personel Durumu (2005)<br />

245 personel görev yapmaktadır.<br />

HABOM<br />

39<br />

2005


2007<br />

2006 2006 - 2010 Dönemi<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Komitesi Toplantısı<br />

(2006)<br />

Tedarik Stratejisi:<br />

SSM'de üç aşamalı bir tedarik stratejisi izlenmektedir:<br />

SSM'de Stratejik Yönetime Geçiş: İlk Stratejik Plan (2007-2011)<br />

Stratejik Amaçlar:<br />

Stratejik Hedeflerden Örnekler:<br />

1. Öncelikli alanlarda özgün geliştirme modelinin uygulanması, böylelikle savunma sanayimizin ürün<br />

portföyünün geliştirilmesi hedeflenmektedir.<br />

2. Türk pazarı için geliştirmenin maliyet-etkin olmadığı durumlarda, ortak geliştirme veya<br />

konsorsiyumlara ortak olma yöntemine başvurulmaktadır. Böylelikle sanayimizin tasarım/risk ortağı<br />

olma kapasitesinin geliştirilmesi hedeflenmektedir.<br />

3. Yukarıdaki önceliklerin sağlanamaması durumunda hazır alım yoluyla tedarik yapılmaktadır. Hazır<br />

alım ile tedarik yönteminde de, mutlaka ortak üretim ve off-set yoluyla Türk sanayine iş imkanları<br />

sağlanmaktadır.<br />

Misyon: Ülkemizin savunma ve güvenliğine yönelik TSK ve kamu kurumlarının sistem ihtiyaçlarını<br />

karşılamak, savunma sanayiinin geliştirilmesine yönelik strateji ve yöntemleri belirlemek ve<br />

uygulamak.<br />

Vizyon: Ülkemizin stratejik savunma ve güvenlik ihtiyaçlarına teknolojik gelişmeler doğrultusunda<br />

özgün yurtiçi çözümler sunan, uluslar arası pazara entegre ve rekabetçi bir savunma sanayiine yön<br />

veren uzman tedarik kurumu olmak.<br />

1. Kullanıcı ihtiyaçlarına ve endüstriyel hedeflere uygun olarak tedarik faaliyetlerini etkinleştirmek.<br />

2. <strong>Savunma</strong> sanayiini özgün yurtiçi çözümler sunabilecek ve uluslararası alanda rekabet edebilecek<br />

şekilde yapılandırmak<br />

3. Uluslararası işbirliğini gözeten çok taraflı sanayi, savunma ve güvenlik projelerine aktif katılım<br />

sağlamak.<br />

4. Kurumsal yapıyı etkinleştirmek.<br />

• İhtiyaçların yurtiçi karşılanma oranı 2010 yılı itibariyle % 50'ye çıkarılacaktır, (en son verilerle<br />

Türkiye'de yurtiçi karşılama oranı, diğer ülkeler karşılaştırması) (2009 faaliyet raporu)<br />

• 2011 yılında savunma ürün ve hizmet ihracatı 1 milyar dolara çıkarılacaktır. (İhracat rakamları en son<br />

verilerle)<br />

Projelerden Örnekler<br />

� Türk Başlangıç ve Temel Eğitim Uçağı (Hürkuş)<br />

� ATAK Helikopteri<br />

� Yeni Tip Karakol Botu<br />

� Sahil Güvenlik Arama Kurtarma Gemisi<br />

� Seyyar Yüzücü Hücum Köprüsü<br />

� Çok Bantlı Sayısal Müşterek Telsiz<br />

� Uzun Menzilli Tanksavar Füze (UMTAS)<br />

� RF Köreltici Karıştırıcı<br />

� Süratli Amfibi Gemi<br />

� Mayına Karşı Korumalı Araç<br />

� Milli Tank (Altay)<br />

� Göktürk Keşif Gözetleme Uydusu<br />

� Ar-Ge Projelerinden Örnekler:<br />

� Kaska Entegre Kumanda Sistemi (Avcı)<br />

Türk Başlangıç ve<br />

Temel Uçağı<br />

Hürkuş<br />

Seyyar Yüzücü<br />

Hücum Köprüsü<br />

ATAK Helikopteri<br />

Çok Bantlı Sayısal<br />

Müşterek Telsiz<br />

Tüsside (2005)<br />

Stratejik Planlama Ekibi, Ilgaz (2006)<br />

Yeni Tip Karakol Botu<br />

Uzun Menzilli<br />

Tanksavar Füze<br />

UMTAS<br />

SSM Mevcut Bina<br />

Sahil Güvenlik Arama<br />

Kurtarma Gemisi<br />

RF Köreltici<br />

Karıştırıcı<br />

Süratli Amfibi Gemi Mayına Karşı<br />

Milli Tank (Altay) Göktürk Keşif<br />

Korumalı Araç<br />

Gözetleme Uydusu


SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI<br />

SSM tarafından düzenlenen III. Kalite Kurultayı (2008)<br />

Personel Durumu (2010)<br />

358 personel görev yapmaktadır.<br />

Müsteşar<br />

İç Denetim Hukuk Müşavirliği Özel Kalem Müd.<br />

Kurumsal Yönetim<br />

Hizmetleri Müsteşar<br />

Yardımcılığı<br />

Personel Eğitim<br />

Daire Başkanlığı<br />

Strateji Geliştirme<br />

Daire Başkanlığı<br />

Tedarik Yönetim<br />

Daire Başkanlığı<br />

İdari ve Mali İşler<br />

Daire Başkanlığı<br />

Sanayi<br />

Hizmetleri<br />

Müsteşar Yardımcılığı<br />

Sanayileşme<br />

Daire Başkanlığı<br />

AR-GE ve Teknoloji<br />

Yönetimi<br />

Daire Başkanlığı<br />

Kalite Test ve<br />

Sertifikasyon<br />

Daire Başkanlığı<br />

Uluslararası İşbirliği<br />

Daire Başkanlığı<br />

Diğer Faaliyetler<br />

� <strong>Savunma</strong> Sanayi Sektör Stratejisi Dokümanı<br />

� KOBİ'lerin Desteklenmesi Çalışmaları<br />

� Teknoloji Yönetim Stratejisi Dokümanı<br />

� <strong>Savunma</strong> Sanayi İhracat Stratejisi Dokümanı<br />

� Kalite-Test ve Sertifikasyon Faaliyetleri<br />

� 2. Dönem Stratejik Planlama Çalışmaları<br />

� Stratejik İnsan Kaynakları Yönetim Sistemi Çalışmaları<br />

� Bilgi Yönetimi Çalışmaları<br />

� Tedarik Lojistiği Çalışmaları<br />

� Tedarik Süreci İyileştirme Faaliyetleri<br />

� Hizmet Binası İnşası<br />

� <strong>Savunma</strong> Sanayi Gündemi Dergisi<br />

<strong>Savunma</strong><br />

Hizmetleri<br />

Müsteşar Yardımcılığı<br />

Kara Araçları<br />

Daire Başkanlığı<br />

Deniz Araçları<br />

Daire Başkanlığı<br />

Hava Araçları<br />

Daire Başkanlığı<br />

Muharebe Elektronik<br />

ve Bilgi Sistemleri<br />

Daire Başkanlığı<br />

Elektronik Harp ve<br />

Algılayıcılar<br />

Daire Başkanlığı<br />

Roket-Füze ve<br />

Mühimmat<br />

Daire Başkanlığı<br />

Milli Tank (Altay) İmza Töreni (2008)<br />

SSM 24. Kuruluş Yıldönümü Anıtkabir Ziyareti (2009)<br />

DSA 2010 Malezya Fuarına milli katılım sağlanmıştır.<br />

IDEX 2009 Ahu Dhabi Fuarında milli katılım sağlanmıştır.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Komitesi Toplantısı (2008)<br />

SSM Tarafından Düzenlenen<br />

I. SSM Tedarik Lojistiği Kurultayı (2009)<br />

SSM Yeni Bina Temel Atma Töreni (2010)<br />

41<br />

2008<br />

2009 2010


Sosyal Sorumluluk Projeleri<br />

3 Kasım 2006<br />

SSM Çalışanları tarafından<br />

savunma sanayii<br />

sektörünün de katkılarıyla<br />

Çocuk Hastalıkları<br />

Araştırma Vakfı yararına<br />

kermes düzenlenmiştir.<br />

28 Mart 2009<br />

Çevre ve Orman Bakanlığı<br />

Ağaçlandırma ve Erozyon<br />

Kontrolü Genel Müdürlüğü<br />

tarafından yürütülen<br />

Hatıra Ormanı<br />

kampanyasına katılım<br />

sağlanarak, Esenboğa<br />

Protokol yolu üzerinde SSM<br />

çalışanları hatıra<br />

ağaçlandırması yapılmıştır.<br />

9 Mayıs 2008<br />

SSM Çalışanları tarafından<br />

savunma sanayii sektörünün<br />

de katkılarıyla Ankara<br />

Cerrahi Onkoloji Derneği<br />

yararına kermes<br />

düzenlenmiştir.<br />

Köşklüdere<br />

İlköğretim Okulu, Mamak<br />

Tadilat Öncesi ve<br />

Sonrası<br />

Cücük Köyü<br />

İlköğretim Okulu, Akyurt<br />

Tadilat Öncesi ve Sonrası<br />

30 Nisan 2010<br />

SSM Çalışanları tarafından<br />

savunma sanayii sektörünün<br />

de katkılarıyla düzenlenen<br />

kermesin geliriyle, Milli Eğitim<br />

Bakanlığı tarafından<br />

yürütülen % 100 eğitime<br />

destek kampanyası<br />

çerçevesinde Akyurt ilçesine<br />

bağlı Cücük Köyü ilköğretim<br />

okulu ve Mamak ilçesine bağlı<br />

Köşklüdere ilköğretim<br />

okulunun bakım ve<br />

onarımları yapılmıştır.<br />

Köşklüdere<br />

İlköğretim Okulu, Mamak<br />

Tadilat Öncesi ve<br />

Sonrası<br />

Cücük Köyü<br />

İlköğretim Okulu, Akyurt<br />

Tadilat Öncesi ve Sonrası


2010 ve sonrası... Hedefler<br />

Mevcut Durum<br />

25.000<br />

20.000<br />

15.000<br />

10.000<br />

5.000<br />

250<br />

200<br />

150<br />

100<br />

50<br />

0<br />

0<br />

5448<br />

Hedefler<br />

7448<br />

7957<br />

9687<br />

10221<br />

17445<br />

2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009<br />

� Ülke savunma sanayiinin Türk Silahlı Kuvvetleri için stratejik bir yetenek olarak konumlandırılması<br />

� Başlatılan özgün, geliştirme projeleri tamamlanarak güçlü bir ürün portföyünün oluşturulması<br />

� <strong>Savunma</strong> sanayii sektörünün ürün tasarımından, üretim ve lojistik desteğe uzanan ömür devir döngüsünün tamamında etkin rol alması<br />

� Ar-Ge çalışmalarına sistematik bir boyut kazandırılması ve savunma sanayiinin ihtiyaç duyduğu teknolojik tabanın güçlendirilmesi<br />

� Dünya ihracat pazarında konumumuzun sağlamlaştırılması ve belli ürün kategorilerinde pazar liderliği sağlanması<br />

� <strong>Savunma</strong> sanayii sektörünün yüksek teknoloji içeren diğer kamu alım projelerinde öncelikle başvurulacak kaynak konumuna getirilmesi<br />

� SSM'nin modern idare binası, yetişmiş profesyonel kadroları, etkin teşkilatı ve kurumsal süreçleri ile uluslararası kabul görmüş örnek bir<br />

kamu idaresi olarak performansında sürekliliği sağlaması<br />

İhracat Gerçekleştirdiğimiz Ülkeler<br />

ABD, Almanya, Arnavutluk, Azerbaycan,<br />

Belçika, BAE, Bosna Hersek. Bulgaristan,<br />

Cezayir, Endonezya, Fransa, Filipinler,<br />

Gürcistan. Hollanda, İngiltere, İran,<br />

İspanya, İsrail, İtalya, Kazakistan, KKTC,<br />

Güney Kore, Makedonya, Malezya, Mısır,<br />

Pakistan, Polonya, Suudi Arabistan,<br />

Sudan, Şili, Tunus, Türkmenistan,<br />

Umman, Uruguay, Ürdün ve NAMSA,<br />

NC3A, OCCAR.<br />

Adet Bazında<br />

Tedarik Proje Modellerinin Dağılımı<br />

18923<br />

22981<br />

Sözleşmesi İmzalanmış Projelerin Toplam Bedeli<br />

34<br />

41<br />

42<br />

43<br />

24<br />

49<br />

58<br />

1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009<br />

64<br />

79<br />

90<br />

120<br />

Özkaynaklar ile Gerçekleşitirilen Ar-Ge<br />

228<br />

206<br />

50.0<br />

40.0<br />

30.0<br />

20.0<br />

10.0<br />

0<br />

25<br />

36,7<br />

41,6<br />

44,2 45,7 50<br />

2003 2006 2007 2008 2009 2010 Hedefi<br />

TSK İhtiyaçlarının Yurtiçinden Karşılanma Oranı (%)<br />

30<br />

25<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

0<br />

27<br />

6<br />

29<br />

9<br />

24<br />

9<br />

2000-2004 2001-2005 2002-2006 2003-2007 2004-2008<br />

22<br />

İhracat Sıralama<br />

İthalat Sıralama<br />

9<br />

Türkiye'nin İthalat-lhracal Sıralaması<br />

21<br />

8<br />

2.500 $<br />

2.000 $<br />

1.500 $<br />

1.000 $<br />

500 $<br />

0$<br />

1000<br />

900<br />

800<br />

700<br />

600<br />

500<br />

400<br />

300<br />

200<br />

100<br />

0<br />

349<br />

1.062<br />

1.301<br />

1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009<br />

SSM'nin Yeni Hizmet Binası Kirazlıdere Mevkii<br />

1.303<br />

1.591<br />

1.720<br />

Türk <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Firmalarının<br />

Toplam Dolaysız Cirosu<br />

<strong>Savunma</strong> Ürünleri İhracatı<br />

Sivil Havacılık Ürünleri İhracatı (Ağırlıklı olarak<br />

savunma offsetlerinden faydalanılmaktadır.)<br />

138<br />

80<br />

84<br />

123<br />

134<br />

248<br />

331<br />

196<br />

337<br />

352<br />

135<br />

420<br />

195<br />

1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 Hedefi<br />

2.0.10<br />

576<br />

670<br />

Türk <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nin İhracat Performansı<br />

208<br />

162<br />

2.317<br />

1 Milyar $<br />

2.319<br />

43


Platform Projeleri Hayata Geçiyor<br />

Kara Araçları<br />

Altay İmza Töreni 29 Temmuz 2008 Altay Tankının<br />

kavramsal tasarımı tamamlandı<br />

Deniz Araçları<br />

Taktik Tekerlekli Araçlar teslim edildi.<br />

Milli Gemi Denize İndi Süratli Amfibi Gemi Denize İndi<br />

Sahil Güvenlik Arama Kurtarma Gemisi<br />

Sözleşme İmzası<br />

Hava Araçları<br />

Sahil Güvenlik<br />

Arama Kurtarma Gemisi Denize İndi<br />

Türk İnsansız Hava Aracı İmza Töreni Türk İnsasız Hava Aracı Roll-out Töreni<br />

Yeni Tip Karakol Botu Denize İndi<br />

Hürkuş İlk Montaj Tamamlandı Atak Uçuş Testlerine Başladı


Projelerimizden Başarı Hikayeleri<br />

Altay Projesi<br />

Oğuz TUBAY, Metin NARTER, Ahmet Raci YALÇIN<br />

2010 yılında 25. yılını kutladığımız<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>mızın hem sanayileşme, hem<br />

teknoloji açısından en büyük ve kapsamlı<br />

projelerinden birisi olan ALTAY Projesi,<br />

kara muharebelerinin en önemli unsuru<br />

ve Türk Silahlı Kuvvetlerimizin en temel<br />

ihtiyaçlarından ana muharebe tankının<br />

yurt içinde özgün olarak tasarımını,<br />

geliştirilmesini, prototip üretimini, testlerini<br />

ve kalifikasyonunu içermektedir.<br />

Ana muharebe tankları, ağır ateş gücü,<br />

yüksek hareket kabiliyeti, modern komuta<br />

kontrol sistemi ve yüksek seviyede bekaya<br />

sahip yapısı itibariyle dünya ordularının<br />

vazgeçilmez muharebe araçları arasında<br />

yer almaktadır. Ana muharebe tankları,<br />

teknolojik ilerlemelere paralel olarak<br />

üretici ülkeler tarafından sürekli geliştirilmekte;<br />

ateş gücü, hareket kabiliyeti,<br />

komuta kontrol yeteneği ve koruma<br />

seviyesi sürekli iyileştirilmektedir.<br />

Envanterimizde bulunan ve genellikle<br />

üçüncü ülkelerden hibe yoluyla temin<br />

edilen tanklar için de ortalama yaşlarının<br />

yüksek olması, önemli bir bölümünün<br />

teknolojik, fiziki ve ekonomik ömürlerinin<br />

azalmış olması sebebiyle zaman<br />

içerisinde modernizasyon ihtiyacı<br />

doğmaktadır. Gerek modernizasyon<br />

projeleri gerek yeni nesil tankların yurt<br />

dışından temini kapsamındaki sınırlı<br />

teknoloji transferi ve kazanımlar ilgili<br />

ülkelerin<br />

mektedir.<br />

izni çerçevesinde gerçekleş-<br />

Ülkemizin modern tank ihtiyacının<br />

karşılanması amacıyla 1999 yılında<br />

başlatılan “ Modern Tank Projesi”<br />

kapsamında yapılan fizibilite çalışmaları<br />

neticesinde farklı proje modelleri<br />

değerlendirilmiş ve nihayetinde lisans<br />

altında üretime karar verilmiştir. Ancak<br />

ihale döneminde, gerek kazanımların<br />

kısıtlı olması, gerek proje maliyetinin<br />

yüksek olmasından dolayı, proje Mayıs<br />

2004’te <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Komitesi<br />

(SSİK) Kararı ile iptal edilmiş ve KKK’nın<br />

ana muharebe tankı ihtiyacının milli<br />

imkanlarla karşılanması amacıyla yeni bir<br />

proje başlatılmasına yönelik tarihi bir<br />

karar alınmıştır.<br />

“<strong>Müsteşarlığı</strong>mıza 1998 tarihinde<br />

girdiğimde Modern Tank Projesi ile<br />

çalışmalara başlamıştım. Çok yoğun<br />

geçen 3 yıl sonunda, 2002 yılında<br />

karar almak için Projenin SSİK’e<br />

sunulmasını beklerken, Modern Tank<br />

Projesinin maliyet etkin olmayacağı<br />

değerlendirilerek, projenin iptal<br />

edilmesi kararıyla karşılaşmıştık. Bu<br />

durum karşısında <strong>Müsteşarlığı</strong>mızın<br />

almış olduğu inisiyatif sonucunda,<br />

başlangıcında kendimizin bile<br />

inanamadığı, fakat çalışmaların<br />

sonucunda kendimiz de dahil olmak<br />

üzere her paydaşı ikna ettiğimiz tarihi<br />

SSİK Kararını aldırdık. Kısacası ölen<br />

bir projeden milli bir proje ortaya<br />

çıkarmıştık.”<br />

Akbulut ÇAKMAKÇI<br />

45


Projelerimizden Başarı Hikayeleri<br />

Modern Tank Projesinin iptal edilmesi<br />

üzerine, kara araçları sektörünün önde<br />

gelen BMC A.Ş., FNSS A.Ş. ve OTOKAR<br />

A.Ş. (BOF Grubu) firmaları <strong>Müsteşarlığı</strong>mızca<br />

görevlendirilerek en uygun<br />

proje modelinin belirlenmesi ve yurt içi<br />

imkan ve kabiliyetlerin belirlenmesi için<br />

Temmuz 2004 - Nisan 2005 tarihleri<br />

arasında bir fizibilite çalışması gerçekleştirilmiştir.<br />

Söz konusu fizibilite<br />

çalışmaları sonucunda “ Milli İmkanlarla<br />

Modern Tank Üretimi”<br />

projesinin modeli,<br />

“ gereken alanlarda, yurt dışından teknik<br />

destek alınarak, ana muharebe tankının yurt<br />

içinde tasarlanması ve geliştirilmesi”<br />

olarak belirlenmiş ve Şubat 2006’da<br />

Teklife Çağrı Dosyası (TÇD) BOF Grubuna<br />

yayımlanmıştır.<br />

“TÇD yayımlanmadan önce, inisiyatif<br />

alarak ASELSAN A.Ş. ile Tank Atış<br />

Kontrol Sisteminin (TAKS) geliştirilmesine<br />

ilişkin sözleşme imzalamıştık.<br />

Proje Grubu olarak tankın<br />

milli olabilmesi için TAKS’ın milli<br />

olması gerektiğine inandığımız ve<br />

bunu başardığımız için mutluluk<br />

duymaktayım.”<br />

Akbulut ÇAKMAKÇI<br />

Ancak, projedeki iş payı, sorumluluk gibi<br />

konularda firmalar arasında yaşanan<br />

anlaşmazlık nedeniyle firmalar BOF<br />

Grubu olarak ihaleye girmemiş, bunun<br />

yerine BMC ile FNSS birlikte, OTOKAR ise<br />

tek başına ihaleye girme kararı almıştır.<br />

“Kara Araçları Daire Başkanlığında<br />

göreve başlayalı 2 yıl olmuştu. M60<br />

Modernizasyonu ve Leopard 1<br />

Yenileştirilmesi Projeleri ile ilgili<br />

faaliyetlerin yoğun olduğu bir<br />

dönemde, Daire Başkanlığımızdaki<br />

yeniden yapılanmayla, “Milli<br />

İmkanlarla Modern Tank Üretimi<br />

Projesi” bizim gruba devredildi.<br />

Böylece, M60 ve Leopard 1<br />

Projelerinden kazandığımız tecrübeleri<br />

yeni projeye aktarma fırsatı<br />

doğmuştu. Şunu açıkça ifade<br />

etmeliyim ki, her iki projeden hem<br />

bizler, hem KKK, hem de projede<br />

görev alan sanayimiz önemli tecrübe<br />

ve birikimler elde etmişti. ”<br />

Oğuz TUBAY<br />

Modernizasyon projelerinde kazanılan<br />

deneyim ve ana yüklenici adaylarıyla<br />

yapılan görüşmelerde tespit edilen<br />

hususlar<br />

yapılmıştır.<br />

ışığında TÇD’de revizyon<br />

“Ana yüklenici firma adayları model<br />

gereği Teknik Destek Sağlayıcı (TDS)<br />

adayı firmalarla bu aşamada<br />

görüşemiyordu. Adaylar, kendini<br />

ispatlamış alt sistemleri kullanmak<br />

suretiyle Dönem I’de bir tank<br />

geliştirmeyi ve Dönem II’de bu alt<br />

sistemleri yerlileştirerek belirli bir<br />

yerli katkıyla projenin icrasını<br />

öngörüyordu.<br />

Bilindiği gibi tanktan söz edilince akla<br />

beka, ateş gücü, hareket kabiliyeti ve<br />

komuta kontrol hususları gelir. Milli<br />

bir tankta en azından beka, ateş gücü<br />

ve komuta kontrol ile ilgili çözümlerin<br />

milli olmasının zaruri olduğu<br />

değerlendirildi. Hareket kabiliyeti<br />

kapsamına giren sistemler ise kritik<br />

olmakla birlikte prototip aşamasında<br />

yurtdışından temin edilebilirdi.<br />

Leopard 1 tankları için VOLKAN<br />

Sistemini başarıyla geliştiren<br />

ASELSAN firması bu kez Milli Tank<br />

Projesi için görevlendirilmiş ve Mart<br />

2006’da dünyanın en modern AKS<br />

sistemini geliştirmek üzere görevlendirilmişti.<br />

Keza, Tank Komuta<br />

Kontrol ile ilgili TÜBİTAK Kaynaklı bir<br />

proje kapsamında STM ile imzalanan<br />

sözleşmeyle çalışmalar başlatılmıştı.<br />

Geriye en kritik konu olarak beka<br />

unsuru kapsamındaki zırh sistemi<br />

kalmıştı. Zırh ile ilgili o tarihe kadar<br />

değişik kurum ve kuruluşlarda bir<br />

takım çalışmalar yapılmış olmasına<br />

rağmen kat edilen mesafe yeni proje<br />

için kendi imkan ve kabiliyetlerimizle<br />

bir zırh geliştirmeye yetecek seviyede<br />

değildi. Bu nedenle, bir taraftan TDS<br />

adaylarıyla, bir taraftan da bu<br />

konuda işbirliği yapılabilecek<br />

muhtelif ülkelerle süratle görüşmeler<br />

yapılarak zırh konusundaki işbirliği<br />

imkanlarını tespit etmeye çalıştık.”<br />

Metin NARTER<br />

“ Ana yüklenici adayı firmalarımız her<br />

ne kadar zırhlı araçlar konusunda<br />

deneyimli olsa da tank tasarımı ve<br />

imalatı konusunda kabiliyetleri<br />

oldukça sınırlıydı. Bu ister istemez<br />

proje için önemli bir risk oluşturuyordu.<br />

Günümüzde tank konusunda<br />

söz sahibi ülkelerde devlet politikası<br />

gereği tank konusunda sorumlu bir<br />

firma belirlenmiş ve tank ile ilgili tüm<br />

projeler söz konusu firma öncülüğünde<br />

yürütülmüştür. Bu sayede,<br />

tank konusunda önemli kazanımlar<br />

sağlanmış ve bilgi birikimi oluşturulmuştur.<br />

Milli tank projemizde ana<br />

yüklenici olacak firmamızın da, diğer<br />

ülkelerde olduğu gibi, geçmişte<br />

başlatılan tank modernizasyonu<br />

projelerinde yer almak suretiyle bilgi<br />

birikimi ve tecrübe kazanmasını ve<br />

böylelikle bu tarihi projede daha<br />

donanımlı ve tecrübeli olarak görev<br />

almasını gönül arzu ederdi. “Tankla<br />

ilgili bu süreçleri yaşamamış bir<br />

firma böyle büyük bir projenin<br />

altından kalkabilecek miydi?” Benzer<br />

kaygıyı duyan bir basın organımız<br />

tarafından durumu resmeden bir<br />

karikatür yayınlanmıştı.”<br />

Oğuz TUBAY


“Proje ile ilgili bir toplantıda Sayın<br />

Müsteşar çerçeve içerisindeki bu<br />

karikatürü bana tebessüm ederek<br />

hediye ettiğinde kendisine karikatürü<br />

geçici süreyle aldığımı ve tankların<br />

kalifikasyonunun başarıyla tamamlandığı<br />

gün iade edeceğimi ifade<br />

ettim. Laf aramızda masamın yanı<br />

başımda o günden beri duran bu<br />

karikatür beni sürekli motive etti ve<br />

zaman zaman projede yaşanan<br />

sorunlar nedeniyle umutsuzluğa<br />

düştüğüm anlarda motivasyonumu<br />

yeniden kazanmamı sağladı.<br />

Yaklaşık 15 yıl zahmetli havacılık<br />

projelerinde çalışıp başarılı işlere<br />

imza atmıştım. Kara Araçlarındaki<br />

çalışma arkadaşlarımla birlikte M60<br />

ve Leopard Projelerindeki sorunları<br />

çözerek önemli mesafeler katetmiştik.<br />

Buralardan aldığım cesaretle<br />

milli tank projesini de arkadaşlarımla<br />

birlikte en iyi şekilde yürüteceğime<br />

inancım sonsuzdu.”<br />

Oğuz TUBAY<br />

TDS’yi belirlemek için Aralık 2005’de<br />

Teknik Destek ve Yardım Dokümanı<br />

(RFTSA) yayımlanmış ve ADD (Güney<br />

Kore), GIAT (Fransa), KMW ve RLS<br />

(Almanya) firmalarının cevapları Şubat<br />

2006’da alınmıştır.<br />

TDS adaylarıyla ve zırhla ilgili alternatif<br />

ülkelerle yapılan görüşmeler belli bir<br />

olgunluğa gelince, ana yüklenici seçimine<br />

yönelik çalışmalara hız verilmiştir. Ocak<br />

2007’de en son en iyi tekliflerin alınmasını<br />

müteakip değerlendirme heyetince<br />

çalışmalar tamamlanmıştır.<br />

“Bu arada 2007 yılının başlarında<br />

geçirdiğim talihsiz bir kazayla<br />

ayağımı kırdığımdan bir müddet iş<br />

yerine gelemedim. Böylesine tarihi<br />

bir projenin karar noktasına geldiği<br />

bir dönemde iş yerinde fiziki olarak<br />

bulunamamam beni son derece<br />

üzüyordu. Bu nedenle, her gün<br />

arkadaşlarımla telefonda istişare<br />

etmek suretiyle projedeki gelişmeleri<br />

takip etmeye çalıştım. Zaman zaman<br />

telekonferans yoluyla <strong>Müsteşarlığı</strong>mızda<br />

yapılan kritik toplantılara<br />

katkı sağlamaya çalıştım.<br />

Müteakiben, Mart 2007 tarihli SSİK<br />

Kararı ile OTOKAR firması ana<br />

yüklenici olarak seçilmişti. Bu arada<br />

sağlığıma yeniden kavuşmaya<br />

başlayınca raporlu olmama rağmen<br />

iş yerine gidip gelmeye başladım.<br />

Ankara dışındaki önemli toplantı ve<br />

faaliyetlere de katılabilmek için<br />

kuruma başvurdum. Fakat raporumun<br />

bitiş tarihinden önce resmi<br />

olarak kurumda göreve başlayabilmem<br />

için hastaneden alınacak<br />

yeni bir sağlık raporunu getirmem<br />

gerektiği söylenince bu konudaki<br />

ısrarımdan<br />

kaldım.”<br />

vazgeçmek zorunda<br />

Oğuz TUBAY<br />

Mart – Temmuz 2007 döneminde SSM,<br />

Gnkur. Bşk.lığı, KKK ve OTOKAR<br />

personelinden oluşan ekip TDS adaylarından<br />

KMW ve ADD/ROTEM ile<br />

görüşmelerde bulunmuştur. Müteakiben,<br />

OTOKAR TDS değerlendirme raporunu<br />

SSM’ye göndermiştir. Temmuz 2007 tarihli<br />

SSİK Kararı ile ROTEM/ADD TDS olarak<br />

seçilmiştir.<br />

“Proje modeli üzerinde günlerce,<br />

haftalarca biraz da esprili bir şekilde<br />

“beyin fırtınası” dediğimiz görüş<br />

oluşturma çalışmaları gerçekleştirildi.<br />

Aynı ekip, (1 Prj. Md. ve 6<br />

uzman) TÇD revizyonu, teklif<br />

değerlendirme, ana yüklenici ve<br />

yabancı teknik destekçi seçimi<br />

faaliyetlerini gerçekleştirdi.<br />

Sözleşme görüşmelerinin ortasında<br />

üç uzman arkadaşımızın rotasyona<br />

uğraması nedeniyle Proje Grubu 4<br />

kişiye düştü. 4 kişilik proje grubumuz<br />

bir taraftan faaliyetleri yoğun olarak<br />

devam eden 3 projede (M60, Leopard<br />

ve EHS) çalışırken bir taraftanda<br />

ALTAY Projesi kapsamında imzalanacak<br />

6 sözleşme (SSM-OTOKAR, SSM-<br />

ROKETSAN, SSM-MKE, OTOKAR-<br />

ROTEM, ROKETSAN-ROTEM ve MKE-<br />

ROTEM) ile ilgili görüşmelere aktif<br />

olarak katılım sağlıyordu. Bu<br />

sözleşmelerin tamamlanması ve<br />

imza aşamasına getirilmesi gerçekten<br />

büyük emek ve mesai<br />

gerektirdi.”<br />

Aydın BAYRAKLI<br />

OTOKAR ile ROTEM/ADD sözleşme<br />

görüşmeleri 2007 yazını müteakip<br />

başlamıştır. Sözleşme görüşmelerinin<br />

önyargısız geçmesi, sözleşmenin ALTAY<br />

Projesinin hedef ve amacına uygun<br />

hususlar içermesinin sağlanması, devam<br />

eden tank modernizasyon projelerinden<br />

kazanılan tecrübelerin paylaşılması<br />

maksadıyla SSM/KKK olarak görüşmelere<br />

aktif katılım sağlanmıştır.<br />

“Tank konusundaki deneyimi sınırlı<br />

olan OTOKAR tarafından sözleşme<br />

görüşmelerine katılan personelin<br />

sayıca yetersiz kalması, Güney Kore<br />

tarafının ilk kez bu büyüklükte bir<br />

işbirliği içinde yer alması, OTOKAR<br />

ile ROTEM/ADD arasındaki<br />

görüşmelerin Mart – Temmuz 2007<br />

dönemi ile sınırlı olması, Güney Kore<br />

tarafının İngilizce lisanına hakimiyetinin<br />

yetersiz olması, taraflar<br />

arasındaki iş kültürünün farklı olması<br />

vs.nedenlerle görüşmeler beklenenden<br />

daha yavaş ilerliyordu.<br />

Zaman zaman hararetli tartışmaların<br />

ardından iki firma arasında<br />

arabuluculuk ve hakemlik görevini<br />

de yapmak bizlere kalıyordu.”<br />

Oğuz TUBAY<br />

“Yabancı teknik desteğin de yer aldığı<br />

proje modelinin mimarı olarak SSM<br />

tüm sözleşme görüşmelerinde<br />

başroldeydi. Yerli firmalarımızın tank<br />

üretimi gibi büyük çaplı proje<br />

deneyimlerinin ve bilgi birikimlerinin<br />

yetersiz olması nedeniyle SSM’nin<br />

üstlendiği rol ve sarf ettiği emek<br />

beklenenin çok üzerinde olmuştu.<br />

Grubumuzdan tecrübeli 3 arkadaş<br />

rotasyon nedeniyle ayrılmış, 3<br />

arkadaş ise işe yeni başlamıştı.<br />

Yenilerden 1 arkadaşımız kısa süre<br />

sonra görev değişikliği ile kurumumuzdan<br />

ayrıldı. Özellikle MKE-<br />

ROTEM sözleşmesi, tarafların katkılarının<br />

en az olduğu sözleşme olmuş,<br />

SSM personeli adeta MKE personeli<br />

gibi çalışmıştı.<br />

47


Projelerimizden Başarı Hikayeleri<br />

Nitekim Temmuz 2008’de tüm<br />

sözleşmeler büyük bir törenle imzalanmış<br />

ve herkes bir süreliğine de<br />

olsa rahat bir nefes almıştı. Oysa<br />

daha sonra anlaşılacaktı ki, bazı<br />

şeyleri sözleşmeye yazmak ne kadar<br />

güçse uygulamaya geçirmek kat be<br />

kat meşakkatliydi.”<br />

Metin NARTER<br />

ALTAY Projesi kapsamında, SSM,<br />

OTOKAR, ROTEM ve Türk Alt yükleniciler<br />

10 sözleşmeye imza atmışlardır.<br />

“30 Temmuz 2008 tarihinde<br />

Sözleşmenin imzalanması esnasında<br />

Başbakanımız konuşurken düşünüyordum.<br />

Mutluydum çünkü bu 10<br />

yıllık süreçte tank projesinin her<br />

aşamasında bulunmuştum ve en<br />

önemlisi kendi tankımız olan ALTAY<br />

Sözleşmesini imzalayabilmiştik.<br />

ALTAY Projesine biraz olsun katkıda<br />

bulunabilmek beni gururlandırmıştı.<br />

Ekip olarak çok çalışmıştık, yorgunduk<br />

ama mutluyduk. ALTAY’ın bir<br />

aşaması bitmişti ve yeni bir aşamaya<br />

geçmiştik, artık sözleşme yönetimine<br />

ilişkin faaliyetlere başlayacaktık<br />

fakat ertesi gün maillerim arasında<br />

rotasyona uğradığımı görünce...”<br />

Akbulut ÇAKMAKÇI<br />

“Güney Kore’den transfer edilecek<br />

teknoloji devlete ait olduğundan,<br />

devletten devlete hususları SSM –<br />

DAPA arasında imzalanacak MOU<br />

yoluyla düzenlemeyi öngördük.<br />

Ancak böyle bir MOU’nun iki ülkenin<br />

meclisleri tarafından onaylanması<br />

gerekeceğinden ve bunun da zaman<br />

alacağından alternatif bir yol arandı.<br />

Hukuk Müşavirliğimizin de katkılarıyla<br />

bu konu mektup teatisi yoluyla<br />

aşıldı.”<br />

Oğuz TUBAY<br />

“Sistem ve altsistem arasında gri<br />

sahaları önlemek adına zırh, silah ve<br />

sistem seviyesinde Güney Kore<br />

tarafından bize karşı ROTEM’i tek<br />

sorumlu tutan bir yapı kurduk.<br />

Projenin ilerleyen safhalarında<br />

bunun ne denli doğru bir karar<br />

olduğunu tecrübe ettik.”<br />

Oğuz TUBAY<br />

ALTAY Projesi, Dönem I (tasarım ve<br />

prototip üretimi) ve Dönem II (Seri Üretim)<br />

olmak üzere iki dönemde gerçekleştirilecektir.<br />

Dönem I kapsamında;<br />

TDS’den ihtiyaç duyulan alanlarda teknik<br />

destek alınması suretiyle, ana yüklenici<br />

taraından ALTAY tankının yurt içinde<br />

tasarımı, geliştirilmesi, prototip üretimi,<br />

testleri, kalifikasyonu ve tüm hakları,<br />

SSM’de olacak şekilde Teknik Veri Paketi<br />

(TVP) oluşturulması hedeflenmektedir.<br />

Yaklaşık 7 yıl sürecek olan Dönem I;<br />

Kavramsal Tasarım, Detaylı Tasarım ve<br />

Prototip Geliştirme ve Kalifikasyon olmak<br />

üzere 3 aşamada gerçekleştirilecektir.<br />

Dönem I’in son 2 (iki) yılı içerisinde,<br />

Dönem II ön hazırlıklarının tamamlanabilmesi<br />

ve Dönem II’ye mümkün olan<br />

en kısa sürede geçilebilmesini teminen;<br />

ana yüklenici ile seri üretim sözleşmesi<br />

imzalanması hedeflenmektedir.<br />

“Projeye isim verilmesi ile ilgili olarak<br />

bir anımı paylaşmak istiyorum. Milli<br />

İmkanlarla Tank Üretim Projesi için<br />

KKK MİMTÜ, <strong>Müsteşarlığı</strong>mız Türkçe<br />

yazışmalarda MİTÜP, İngilizce<br />

yazışmalarda ise TNMBT gibi<br />

kısaltmaları kullanmaktaydı.<br />

Gerek taraflarca kullanılan farklı<br />

kısaltmaların önüne geçmek gerek<br />

projenin cesametini yansıtacak ve<br />

milli tarihimize uygun bir isim<br />

belirlemek maksadıyla Kasım<br />

2007’de Daire Başkanlığına vekalet<br />

ettiğim bir dönemde Genelkurmay<br />

Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri<br />

Komutanlığı’ndan projeye bir isim<br />

verilmesini yazılı olarak talep ettik.<br />

Diğer ülkelerdeki tank programlarına<br />

bakıldığında, tankların ya yırtıcı ve<br />

güçlü bir hayvan (Black Panther,<br />

Leopard, vb.) ya da ülke tarihindeki<br />

önemli şahsiyetlerin (Abrahams,<br />

Merkava, vb.) isimleriyle anıldığı<br />

görülmektedir. Ortaçağdan 1900’lerin<br />

başlarına kadar, tankların görevlerini<br />

süvari birlikleri icra ediyordu.<br />

Günümüzde birçok ülkenin zırhlı<br />

birliğinin amblemlerinde hala zırhlı<br />

süvari figürü kullanılmaktadır.<br />

Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından,<br />

İzmir’e ilk giren süvari alayının<br />

komutanı Fahrettin ALTAY’ın<br />

anısına projeye ALTAY ismi verilmiştir.<br />

“Kızıl Tay” anlamına da gelen<br />

bu isim aynı zamanda atalarımızın<br />

geldiği ALTAY Dağlarını temsil<br />

etmektedir.”<br />

Oğuz TUBAY<br />

“Daha önce SSM’nin birçok projesinde<br />

de yaşandığı üzere en büyük<br />

sorunlardan biri, yerli ve yabancı<br />

firmaların doku uyuşmazlığı olmuştu.<br />

Zira bu sorunla projenin sonuna<br />

kadar yaşanması gerekeceği bir süre<br />

sonra tüm taraflarca kabullenilmişti.<br />

Ana Yüklenici firmanın SSM ile ilk<br />

sözleşmesinin ALTAY Sözleşmesi<br />

olması da, başta karşılıklı güven


eksikliği olmak üzere birtakım<br />

sıkıntılar yaşanmasına neden oldu.<br />

Zaman içerisinde, söz konusu<br />

sıkıntılar azalma eğilimi gösterdi.”<br />

Metin NARTER<br />

“Sözleşme imzasından sonra takvim<br />

yürürlük şartlarının yerine getirilmesi<br />

aşamasında, daha önce ön onayları<br />

alınmış olmasına rağmen Güney<br />

Kore Hükümeti izinlerinin tamamen<br />

bürokratik nedenlerle gecikmesi ve<br />

Proje Takviminin bu yüzden geç<br />

başlaması<br />

lığıydı.”<br />

büyük bir hayal kırık-<br />

Metin NARTER<br />

ALTAY Projesinin Hedefleri ve<br />

Kazanımlar:<br />

� Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakkı SSM’ye ait<br />

bir tankın tasarımı, geliştirilmesi,<br />

kalifikasyonu ve üretimi,<br />

� KKK.nın modern tank ihtiyacının yurt<br />

içinden karşılanması,<br />

� Yurt içinde, ana muharebe tankı<br />

tasarımı, geliştirilmesi, entegrasyonu,<br />

üretimi, testi ve kalifikasyonu ile ilgili alt<br />

yapı, bilgi birikimi ve kabiliyet<br />

oluşturulması,<br />

� Üçüncü ülkelere tank satışı veya yurt<br />

içinde kazanılan kabiliyet kapsamında<br />

bu ülkelerdeki tankların modernizasyonu,<br />

� Ana muharebe tanklarında kullanılacak<br />

zırhın tasarımı, geliştirilmesi,<br />

test ve kalifikasyonu ile ilgili alt yapı,<br />

bilgi birikimi ve kabiliyeti oluşturulması,<br />

� Modern bir Atış Kontrol Sisteminin<br />

geliştirilmesi,<br />

� Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakkı SSM’ye<br />

ait120<br />

üretimi<br />

mm 55 kalibre Ana silahın<br />

� Türk <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>ne kazandırılacak<br />

yeni teknoloji ve yetenekler ile<br />

TSK’nın önümüzdeki yıllarda ihtiyaç<br />

duyacağı kara platformlarının<br />

tamamen yurt içinden karşılanması.<br />

“Projenin başlangıcında ALTAY<br />

Tankının özgün bir milli tank yerine<br />

Güney Kore’nin K2 tankına benzeyeceği<br />

ve tasarım-geliştirme işlerini<br />

ağırlıklı olarak ROTEM/ADD mühendislerinin<br />

yapacağı, dolayısıyla<br />

projedeki kazanımımızın sınırlı<br />

olacağı endişesini taşıyorduk. Zaman<br />

içerisinde bu endişelerimizin yersiz<br />

olduğunu gördük, Türk mühendislerinin<br />

ROTEM/ADD mühendislerinden<br />

hiç geri kalmadığını, hatta<br />

tankla ilgili tecrübelerinin sınırlı<br />

olmasına rağmen çoğu durumda<br />

onlardan daha fazla alternatifler ve<br />

özgün çözümler ürettiğini gördük.”<br />

Oğuz TUBAY<br />

Projede yaşanan gelişmeleri gözden<br />

geçirmek, ilerleyen aşamalarda gerek<br />

yerli firmalarla gerek Güney Kore menşeli<br />

firma ve kuruluşlarla yaşanabilecek<br />

sorunları ele almak amacıyla SSM,<br />

Gnkur. Bşk., KKK ve gerektiğinde ilgili<br />

diğer firma veya kuruluşların yöneticilerinden<br />

müteşekkil bir üst düzey komitenin<br />

oluşturulmasının faydalı olacağı değerlendirilmiştir.<br />

Bahse konu komitenin belirli<br />

dönemlerde Ana Yüklenici ve/veya Alt<br />

Yüklenici firmalar tarafından bilgilendirilmesi,<br />

Projede özellikle Güney Koreli<br />

firma ve kuruluşlarıyla ortaya çıkabilecek<br />

ülkelerarası düzeydeki problemlerin<br />

çözümüne yönelik girişimlerde bulunması<br />

öngörülmüştür.<br />

Proje Grubu, daha önce gerçekleştirilen<br />

tank projelerinde görev yapan personel,<br />

SSM’de göreve yeni başlayan genç ve<br />

çalışma şevkiyle dolu personel ve<br />

STM’den danışman arkadaşlarla birlikte<br />

oluşturularak, tecrübe ve dinamizmin bir<br />

arada olduğu, proje yönetim tecrübesi<br />

yüksek bir Proje Müdürü ile Proje<br />

çalışmalarını yürütmektedir.<br />

“Müsteşarlıkta çalışmaya başlayalı<br />

henüz birkaç hafta olmuştu ki, Proje<br />

Grubumla birlikte ALTAY Projesi<br />

Başlangıç Toplantısına katılmıştım.<br />

Sanırım bu Müsteşarlıktaki ilk resmi<br />

toplantım olmuştu. Müsteşar Yardımcımız<br />

Ömer İNAK başkanlığında<br />

OTOKAR’da yaklaşık 100 kişinin<br />

katılımıyla gerçekleştirilen toplantıyı,<br />

OTOKAR, ASELSAN, ROKETSAN,<br />

MKE ve ROTEM’in yaptığı sunumları<br />

hatırlıyorum. ALTAY Projesinin ne<br />

anlama geldiğini ülkemiz ve<br />

sektörümüz için ne kadar önemli bir<br />

proje olduğunu o gün anlamıştım.<br />

Daha sonra her uzman yardımcısı<br />

gibi oturup ALTAY Sözleşmelerini<br />

okumaya başlamıştım. Proje<br />

kapsamında 10 Sözleşme olduğu için<br />

günlerce, haftalarca sözleşme<br />

okuduğumu hatırlıyorum. Bir<br />

mühendis olarak hiç kolay olmamıştı<br />

“işbu” Sözleşmeleri okumak, projede<br />

49


Projelerimizden Başarı Hikayeleri<br />

ortaya konulan kurguyu sözleşmelerden<br />

anlayabilmek. Fakat gerek<br />

Proje Müdürümüzün gerek Uzmanlarımız<br />

her konuda yardımları,<br />

takıldığım, anlayamadığım zamanlarda<br />

iş yoğunluklarının arasında<br />

vakit ayırıp Projeyi, yapısını,<br />

kurgusunu, Sözleşme süreçlerini<br />

anlatmaları sayesinde bu zorluğu<br />

atlatabilmiştim. ALTAY gibi bir<br />

projede çalışırken takım olarak<br />

hareket etmenin ne kadar gerekli<br />

olduğunu<br />

miştim.<br />

onlar sayesinde öğren-<br />

Bazen yoğun, bazen sıkıntılı, bazen<br />

ise mutluluk verici günlerimiz olmuştu,<br />

bu Proje’de çalışırken fakat<br />

grubumuzu en çok zorlayan olay<br />

zannediyorum ki Uzmanlarımız Metin<br />

Bey ve Aydın Bey’in rotasyona<br />

uğramalarıydı. Projede çalışırken<br />

tecrübeleriyle, diğer tank projelerindeki<br />

birikimleriyle, bana ve<br />

grubumuzdaki diğer genç arkadaşlara<br />

her zaman yardımcı olmuşlar,<br />

her sorunumuza bir çözüm getirmişlerdi.<br />

Onların rotasyonundan sonra<br />

Proje Müdürümüzün tabiriyle “işin<br />

başa düştüğünü” ve “artık okyanusa<br />

açılmanın vaktinin geldiğini” anlamıştık.<br />

Sanırım artık Ömer Paşamızın bir<br />

toplantıda “Türk Tankını yapıyorsunuz,<br />

rüyanızda tankı görmeden<br />

olmaz bu iş!” demekle neyi anlatmak<br />

istediğini çok daha iyi anlayabiliyorum<br />

ve ALTAY gibi bir projede<br />

çalışmaktan ve “Tank Grubunun” bir<br />

parçası olmaktan gurur duyuyorum.<br />

Ahmet Raci YALÇIN<br />

“ALTAY Projesinin sadece Silahlı<br />

Kuvvetlerimize değil, savunma<br />

sanayimize de çok büyük katkı<br />

yapacağını düşünmekteyim. Kamu<br />

ya da sanayi tarafında olsun bu<br />

projede çalışan ben ve diğer genç<br />

mühendisler, proje tamamlandığında<br />

büyük tecrübe elde edeceğiz.”<br />

Atilla Adem AYDIN<br />

“ALTAY Projesinde görev almaktan ve<br />

bu takımın bir parçası olmaktan<br />

kıvanç duyuyoruz. ALTAY Projesinde<br />

çalışmanın verdiği mutluluk Projeyi<br />

başarı ile tamamlayıp ALTAY Tanklarımızı<br />

tören sahasında geçiş<br />

yaparken izlediğimizde tarifsiz bir<br />

gurura dönüşecek.”<br />

Alper ANIK<br />

“Biz bir takımız ve en güçlü yanımız<br />

dayanışma içinde olmamız. Birbiri-<br />

mize destek verdiğimiz sürece ALTAY<br />

Projesinin başarılı olacağına inancım<br />

sonsuz.”<br />

Yiğit YILMAZ<br />

“Müsteşarlıkta çalıştığımızı duyan<br />

herkesin “Biz kendi tankımızı<br />

yapabiliyor muyuz?” sorularına,<br />

ileride “Yaptık bile!” diye cevap verebilmeyi<br />

umuyorum. Halkın konuya<br />

ilgisinden anlaşılmakta ki ALTAY<br />

Tankı sadece bir harp aracı değil<br />

ülkemizin üretim yeteneğinin bir<br />

göstergesi olacak. Tüm vatandaşlarımızın<br />

gururunu kabartacak ve<br />

ülke olarak öz güvenimizi artıracak<br />

bu projenin başarısı için var gücümüzle<br />

çalışacağız.”<br />

Tuğrul Gazi APA<br />

Mevcut durum itibarıyla, Aşama I<br />

(Kavramsal Tasarım) tamamlanmış olup,<br />

Aşama II (Detaylı Tasarım) faaliyetleri<br />

devam etmektedir.<br />

“Bütün güçlüğüne rağmen böylesine<br />

tarihi bir projede çalışmanın sorumluluğunu<br />

omuzlarımda taşıyor ve<br />

haklı gururunu yaşıyorum. Üretim,<br />

satış ve kullanım hakları tamamen<br />

ülkemize ait olacak milli bir tankın,


kullanıcımız ve sanayicimizle birlikte<br />

ellerimizde şekil alması, bizlere adeta<br />

çocuğunun doğumunu bekleyen bir<br />

babanın duyduğu heyecanı veriyor.<br />

Böylesine önemli bir projede<br />

çalışmanın bir ayrıcalık olduğu<br />

bilinciyle, Sayın Müsteşar’ın emaneti<br />

olan karikatürü iade edeceğim<br />

günleri dört gözle bekliyorum…”<br />

Oğuz TUBAY<br />

Oğuz<br />

TUBAY<br />

A<br />

1967 yılında Hatay’da dünyaya geldi. 1988 yılında İTÜ Uçak Mühendisliği<br />

Bölümünden Lisans ve 1991 yılında Yüksek Lisans derecelerini aldı. Mayıs 1991’de<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>nda Sözleşmeli Personel olarak işe başladı. “Taarruz<br />

Helikopterleri” Teziyle Nisan 1996’da Uzman oldu.<br />

Oğuz TUBAY 1991 – 1996 yılları arasında Hava Araçları Dairesinde Genel Maksat<br />

Helikopteri, Taarruz Helikopteri (AH-1W), vb. projelerde Proje Mühendisi olarak,<br />

1996 – 2004 yılları arasında da aynı dairede Proje Müdürü olarak Deniz Helikopteri, Black Hawk Depo<br />

Seviyesi Bakım, Özel Kuvvetler için Genel Maksat Helikopteri Tedariki, vb. projelerde çalışmıştır.<br />

2004 yılından bu yana Kara Araçları Dairesinde Tank ve Paletli Araçlar Proje Müdürü olarak görev<br />

yapmakta olan Oğuz TUBAY, teslimatları tamamlanan Leopard 1 İyileştirme ve M60 A1 Modernizasyonu<br />

Projeleri ve ALTAY Projesi de dahil olmak üzere toplam 7 projeyi yürütmektedir.<br />

Evli ve iki çocuk babası olan Oğuz TUBAY, iyi derecede İngilizce ve orta derecede Almanca bilmektedir.<br />

M etin NARTER<br />

Metin NARTER 1972 yılında Ankara’da doğmuş, 1988 yılında Ankara Atatürk Lisesi,<br />

1995 yılında A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olmuştur. 2001 yılında<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nda göreve başlamış olup, Haziran 2007 tarihinde<br />

“Tank Üretiminde Millileştirme Stratejisi” konulu tezi ile uzmanlık kadrosuna<br />

atanmıştır. Tank Projeleri Grubu’ndaki görevinden sonra, halihazırda Strateji<br />

Geliştirme Daire Başkanlığı’nda çalışmaktadır. Evli ve iki çocuk babası olan Metin<br />

NARTER İngilizce bilmektedir.<br />

hmet Raci YALÇIN<br />

1985 yılında Ankara’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Ankara’da tamamlamıştır. 2003-<br />

2008 yılları arasında ODTÜ Makine Mühendisliği’ndeki eğitimini tamamlayarak<br />

mezun oldu. 2008 Aralık ayında <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> Kara Araçları Daire<br />

Başkanlığı’nda göreve başladı. Halen Tank ve Paletli Araçlar Grubunda çalışmaya<br />

devam etmekte olup İngilizce bilmektedir.<br />

51


Projelerimizden Başarı Hikayeleri<br />

ARGE-2004 Projesi<br />

Tamer AYAR<br />

ARGE-2004 Projesi, Türk Taarruz ve Taktik<br />

Keşif Helikopteri’nin üretimine yönelik<br />

başlatılan ATAK Projesi kapsamında<br />

kullanılmak üzere Milli ve Özgün Görev<br />

Bilgisayarı ile birlikte özgün çevre birimlerin<br />

tasarlanmasını ve bu projeye yönelik bir<br />

model olarak seçilen AH-1S Cobra Helikopteri<br />

üzerine entegrasyonunu gerçekleştirmek<br />

amacı ile Kasım 2004 tarihinde<br />

başlatılmıştır.<br />

ARGE 2004 Projesi’ne başlamadan önce<br />

etkili bir risk yönetimi yapılarak ARGE 2001<br />

Projesi kurgulanmıştır. Akabinde, ARGE 2001<br />

projesinin başarılı bir biçimde tamamlanması<br />

sonucunda ARGE 2004 Projesi başlatılmıştır.<br />

Ancak Projenin başlatılabilmesi ve hayata<br />

geçirilmesi kolay olmamış bir takım<br />

zorluklarla karşılaşılmıştır. Zira ARGE 2004<br />

Projesinin başlatılması kararı aslında çok<br />

büyük bir proje olan ATAK Projesinin mevcut<br />

modelimin iptalini ve yeni bir modelle ATAK<br />

Projesinin başlatılması sonucunu da<br />

doğurmuştur.<br />

<strong>Savunma</strong> sanayimize en kritik projelerin<br />

teslim edilebileceğini ve güveni gösteren,<br />

aynı zamanda büyük bir ana sistem projesi<br />

(ATAK) takvimine ve hedeflerine uyumlu,<br />

çıktıları ve sonucu doğrudan büyük bir ana<br />

sistem projesini etkileyecek olan ARGE 2004<br />

Projesinin hayata geçirilmesi ve yürütülmesi<br />

pek çok sıkıntıları da beraberinde getirmiştir.<br />

Projenin yürütülmesinde, tüm gözlerin Proje<br />

üzerinde olması projenin yürütülmesinde çok<br />

stresli bir ortamı beraberinde getirmiştir.<br />

Tüm zorluklar, projenin normal proje yönetim<br />

süreçlerine ilave olarak tüm paydaşlarla iyi<br />

iletişim kurulması ve tüm süreçlerin yakından<br />

ve bire bir takibi ile aşılmış ve sonuçta mutlu<br />

sona ulaşılmıştır.<br />

ARGE 2004 Projesi; <strong>Müsteşarlığı</strong>mızca<br />

başarıyla tamamlanmış olan en büyük Ar-Ge<br />

Projelerinden birisi olması, Türkiye’nin önde<br />

gelen sanayi kuruluşlarını ortak bir anlayış,<br />

disiplin, birikim, yetenek ve kabiliyetleri<br />

nispetinde bir araya getirmiş olması ve birçok<br />

ana sistem projesi ve platforma alt yapı


oluşturması gibi içerisinde pek çok ilkleri<br />

taşımaktadır.<br />

ARGE 2004 Projesi, sanayimizin geldiği<br />

noktanın değerlendirilebilmesi ve <strong>Müsteşarlığı</strong>mızın<br />

bu yeni dönemdeki <strong>Savunma</strong><br />

Sistemlerinin tedarikinde uyguladığı/<br />

uygulayacağı politikaların anlaşılabilmesi<br />

açısından önemli bir örnektir. Acil ihtiyaçlardan<br />

doğan hazır alımlar yerine Yerli<br />

Sanayimizin etkin bir biçimde içinde yer<br />

alacağı Ar-Ge’ ye dayalı programlar ve<br />

sanayimizde teknoloji odaklı ihtisaslaşmaları<br />

sağlayacak etkili proje yönetimi bu yeni<br />

dönem içinde <strong>Müsteşarlığı</strong>mızın vizyonunu<br />

teşkil etmiş ve bu uygulamalardan biri de<br />

ARGE 2004 Projesi olmuştur.<br />

ARGE 2004 Projesinde, ATAK Projesi<br />

ihtiyaçlarını karşılayan bir Görev Bilgisayarı<br />

donanımı ve yazılımı özgün olarak geliştirilmiş,<br />

geliştirilen yazılım ve donanımların<br />

haberleşme, seyrüsefer, silah ve diğer tüm<br />

sistemlerle entegre bir şekilde başarılı bir<br />

şekilde aviyonik sistem entegrasyonu<br />

tamamlanmıştır.<br />

Ar-Ge kültürü ve ortak çalışma kültürünün<br />

daha tam manasıyla oluşmadığı bir dönemde<br />

teknik ve idari olarak çok zor bir mühendislik<br />

çalışması olan ARGE 2004 Projesinde kısa<br />

sayılabilecek bir takvim içerisinde olumsuz<br />

koşullar ve riskler de fırsata çevrilmiş ve<br />

beraberinde başarıya ulaşılmıştır.<br />

ARGE 2004 Projesi ile savunma sanayimizde<br />

kendine güven ve milli tasarım olguları<br />

geliştiği gibi ülkemizin savunma sanayinde<br />

dışa bağımlılığını azaltacak ve teknolojik<br />

üstünlük sağlayacak pek çok önemli adım<br />

atılmıştır.<br />

Proje kapsamında, Platformda yer alan Uçuş,<br />

Seyrüsefer, Güvenli Haberleşme, Silah,<br />

Elektronik Harp, Hedef Tespit ve Teşhis<br />

Sistemlerinin kontrolünü gerçekleştiren, hava<br />

aracında yer alan aviyonik sistemlerin arıza ve<br />

yedekleme yönetimini sağlayan, hava aracı<br />

platform bilgilerinin sayısal olarak izlenebilmesine<br />

imkan veren Milli ve Özgün Görev<br />

Bilgisayarı ile proje kapsamında tasarlanacak<br />

özgün birimlere ait yazılım ve donanım<br />

geliştirme faaliyetleri ASELSAN-TÜBİTAK<br />

MAM –TAI (ASMATA) Konsorsiyumu<br />

tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda<br />

35 adet sistemin Görev Bilgisayarı üzerinden<br />

tek merkezden yönetimi sağlanmıştır.<br />

Aviyonik ve silah sistemlerinin AH-1S Cobra<br />

Helikopteri’ne entegrasyonu, yer testleri,<br />

uçuş testleri ve havadan-yere anti-tank füze<br />

Tamer<br />

AYAR<br />

Şekil 1 – AH-1S Atış testleri uçuşunda<br />

atış testleri başarıyla gerçekleştirilmiştir.<br />

ARGE-2004 Projesi kapsamında tüm sinai ve<br />

mülkiyet hakları <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’na<br />

(SSM) ait olan Özgün Görev<br />

Bilgisayarının donanımı ve yazılımı tamamen<br />

milli olarak geliştirilmiştir. Bu görev bilgisayarı,<br />

hedef tespit, silah, elektronik-harp,<br />

seyrüsefer, taktik veri iletimi ve haberleşme<br />

sistemlerini tek merkezden kontrol ederek,<br />

görev ve uçuş yönetimini gerçekleştirmekte,<br />

görüntü sunumunu yönetmekte ve platform<br />

üzerindeki tüm bilgi alışverişini denetlemektedir.<br />

Geliştirilmiş olan Özgün Görev Bilgisayarı<br />

çevresinde oluşturulan aviyonik ve silah<br />

sistemleri mimarisi, tüm dünyada hedeflenen<br />

modernizasyon projelerinde oluşturulmaya<br />

çalışılan yapı ile benzer kriterler göz önüne<br />

bulundurularak tasarlanmıştır. Proje kapsamında<br />

kazanılan birikim ve geliştirilen yazılım<br />

ve donanım altyapısı ATAK Helikopteri<br />

projesine aktarılmış olup, ATAK projesinin<br />

bitiminde, Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine,<br />

mevcutlar arasında en ileri aviyonik, silah<br />

sistemleri ve görev yapma kabiliyetine sahip<br />

bir helikopter kazandırılacaktır. ATAK Projesi<br />

ile birlikte tüm yazılım ve donanımı ile<br />

aviyonik ve silah sistemlerine tam hakim<br />

olduğumuz ilk hava platformuna sahip<br />

olunacaktır.<br />

1971 Kırklareli doğumlu olan Tamer AYAR, Endüstri Mühendisliğinde Lisans ve<br />

Yüksek Lisans ve Doktora eğitimine devam etmiş ve 2000 yılına kadar Gazi<br />

Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümünde Araştırma görevlisi olarak görev<br />

yapmıştır. 2000 yılından bu yana <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nda<br />

çalışmaktadır. Halen Ar-Ge ve Teknoloji Yönetimi Daire Başkanlığı’nda Proje<br />

Müdürü olarak görev yapmakta olan Tamer AYAR evli ve 2 çocuk sahibidir. Pek<br />

çok ulusal ve uluslarası dergi ve yayında çok sayıda yayınlanmış makalesi mevut<br />

olan Ayar İngilizce bilmektedir.<br />

53


Projelerimizden Başarı Hikayeleri<br />

Hürkuş<br />

Eğitim Uçağı Projesi<br />

Osman SOYLU<br />

SSM Gündemi Dergimizin Mayıs 2007 tarihli<br />

olan ilk sayısında “Türk Havacılık <strong>Sanayii</strong>nde<br />

İkinci Perde” başlığıyla Hürkuş projesini ve<br />

ekiplerimizi tanıtmış ve projemizin henüz<br />

başladığı o dönemde hedeflerimizi belirtme<br />

imkanı elde etmiştik. Aradan geçen 3 yıldan<br />

sonra 25. Yıl Özel Sayımızda ise tüm bu süreç<br />

boyunca özveriyle çalışan ekiplerimizden,<br />

projenin başından beri yaşanan çeşitli<br />

zorluklardan ve elde edilen başarılardan<br />

bahsetmek istiyoruz. Daha önce heyecan ile<br />

yaptığımız işbaşının bizi bu iddialı hedefte<br />

nereye getirdiğini anlatmayı hedefliyoruz.<br />

Projenin Tarihçesi<br />

Birinci sayıda da bahsetmiştik ancak yine de<br />

kısaca bahsetmek gerekir ki Türkiye’de<br />

ulusal havacılık sanayiinin çıkışı Türkiye<br />

Cumhuriyeti’nin başlangıcı ile aynı<br />

zamanlara denk gelmektedir. Yıl henüz 1925<br />

iken Türkiye’de özgün uçak tasarım ve<br />

üretimine başlanmıştır ancak bilindiği gibi<br />

1950’lerde ABD yardımlarıyla bu çabalar<br />

sona ermiştir.<br />

1974 Kıbrıs Barış Harekatını takiben TUSAŞ<br />

ve ASELSAN’ın kurulmasının ardından TAI ve<br />

TEI ile birlikte ulusal havacılık sanayiinin<br />

temelleri yeniden atılmıştır. 2000’li yıllara<br />

gelindiğinde birçok ortak üretim projesini<br />

başarı ile geride bırakan ve özgün yurtiçi<br />

çözümlerle birlikte özellikle modernizasyon<br />

ve sistem entegrasyonunda kendini ispat<br />

etmeye çalışan bir Türk Havacılık <strong>Sanayii</strong><br />

karşımıza çıkmaktaydı.<br />

Bizi 2006 yılında Hürkuş projesinin imzalanmasına<br />

götüren süreçte yaşanan bazı<br />

olaylardan da burada bahsetmek uygun<br />

olacaktır. 2004–2005 tarihleri bugün teslimatları<br />

başlamış olan Temel Eğitim Uçağı<br />

(TEU) Projesinin acil ihtiyaç olarak Hava<br />

Kuvvetleri Komutanlığımız tarafından tanımlandığı<br />

dönemdir.


<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nın görev ve<br />

sorumlukları gereğince, Silahlı Kuvvetlerimizin<br />

ihtiyaçlarını zamanında karşılarken<br />

yurt içi imkan ve kabiliyetleri de olabildiğince<br />

geniş bir çerçevede kullanmak durumundayız.<br />

Özgün çözümler uzun zaman isterken,<br />

kullanıcı ise ihtiyacının olabildiğince kısa<br />

sürelerde karşılanmasını talep etmektedir.<br />

Eğitim uçağı projesinde de SSM, ihtiyacı<br />

karşılamak üzere TUSAŞ ana yükleniciliğinde<br />

özgün bir uçak geliştirilmesini<br />

önermiş ve buna ilişkin ön çalışmaları<br />

TUSAŞ’a yaptırmıştı. Ancak bu teklif Hava<br />

Kuvvetleri Komutanlığı tarafından, ömrünü<br />

dolduran T-37’lerin envanterden acilen<br />

çıkarılması gereği ve özgün geliştirmeye<br />

dayalı bir çözümün gecikmeye yol açacağı<br />

endişesiyle kabul görmemişti.<br />

Bilindiği gibi hava aracı geliştirilmesi ve<br />

kullanıcıya teslime hazır hale gelmesi, raftaki<br />

bir ürün için bile 2-3 yıllık süreleri<br />

kapsamaktadır. Bu durumda sanayimizin,<br />

ihtiyacı çok önceden görerek talep henüz<br />

kendisine ulaşmadan hazırlıklara başlaması<br />

gerekmektedir. İşte bu noktada <strong>Müsteşarlığı</strong>mızın<br />

kullanıcı ile olan yakın işbirliğinin<br />

sonucu olarak ihtiyaçları önceden, zamanında,<br />

tespit ederek sanayinin hazırlanmasına<br />

imkan tanıması gibi sorumluluğu da ortaya<br />

çıkmaktadır. İşte HÜRKUŞ projesinde<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>mızın bu zor rolü test edilmiştir.<br />

Kullanıcının eğitim uçağı ihtiyacı önceden<br />

görülerek TAI’nin bu konudaki çalışmaları<br />

desteklenmiştir. Ancak kullanıcı ihtiyacının<br />

“acil” olarak belirtilmesi nedeniyle bu<br />

hazırlıkların da yeterli olmadığı görülmüş, bir<br />

ara formül ile bir taraftan hazır uçaklar<br />

alınırken diğer taraftan da takvim baskısı<br />

olmadan kullanıcı ihtiyaçlarının tam olarak<br />

karşılanacağı bir uçak geliştirme sürecine<br />

adım atılmıştır. Ancak şunu belirtmemiz<br />

gerekir ki bu süreç, SSM ile Hava Kuvvetleri<br />

Komutanlığı’nın da yer aldığı ve TUSAŞ’ın<br />

sahip olduğu tasarım-geliştirme kabiliyetlerinin<br />

şiddetle sorgulandığı birçok tartışmalı<br />

toplantının da yaşandığı bir dönem olmuştur.<br />

Sonunda, Sayın Milli <strong>Savunma</strong> Bakanımız<br />

Vecdi GÖNÜL’ün SSİK toplantısındaki özel<br />

gayretleriyle, 19 Ocak 2005 tarihinde TEU<br />

hazır alım projesi için alınan karar ile birlikte<br />

HÜRKUŞ Projesi’nin – o zamanki adı Türk<br />

Başlangıç ve Temel Eğitim Uçağı Geliştirme<br />

Projesi – başlatılması için karar alınmıştır. Bu<br />

süreçte Genelkurmay Başkanlığımızın<br />

destek ve katkılarının da bu kararın<br />

altyapısının hazırlanmasında çok önemli<br />

olduğunu vurgulamamız gerekiyor. Böylece<br />

alınan karar ile kullanıcısı tanımlanmamış bir<br />

şekilde “Türk Başlangıç ve Temel Eğitim<br />

Uçağı Geliştirme” Projemiz başlamış ve 15<br />

Mart 2006 tarihinde SSM tarafından<br />

imzalanan ilk “maliyet artı teşvik” tipi<br />

sözleşme<br />

başlamıştır.<br />

ile uçak geliştirme takvimi<br />

2006 yılında projemizin ismi ile ilgili bir anket<br />

çalışması yürütülerek bazı adaylar belirlenmiş,<br />

ilk 5 sırada çıkan isimler olan “Hezarfen,<br />

Göktürk, Anka, Atmaca ve Hürkuş”<br />

isimlerinden Hürkuş ismi Vecihi HÜRKUŞ<br />

anısına projemize verilmiştir.<br />

HÜRKUŞ Geliştirme Projesi hedefleri<br />

Hürkuş Projesi ile özgün bir Başlangıç ve<br />

Temel Eğitim Uçağının tasarlanması,<br />

geliştirilmesi, test ve doğrulamasının<br />

yapılması, prototip üretiminin ve EASA CS<br />

23’e göre sivil sertifikasyonunun gerçekleştirilmesi<br />

ve Teknik Veri Paketinin oluşturulması<br />

hedeflenmiştir.<br />

Bu hedeflere ilave olarak orta vadede “jet<br />

motorlu eğitim uçağı” nın yurtiçi tasarımına<br />

yönelik yetenek ve bilgi birikiminin sağlanması<br />

amaçlanmıştır. Ancak bugün Hürkuş<br />

projesi sayesinde geldiğimiz noktada o<br />

dönem uzun vade hedefi olarak aklımızdan<br />

geçen ancak telaffuz edemediğimiz “muharip<br />

jet” uçağının yurtiçi tasarımının yapılması ve<br />

2020’li yıllarda ortaya çıkacak ihtiyaca yönelik<br />

çalışmaların planlanması imkanı elde<br />

edilmiştir. 15 Aralık 2010 tarihli İcra Komitesi<br />

ile bu iki hedef için de kavramsal tasarım<br />

çalışmalarına başlama kararı alınmıştır.<br />

Ayrıca bugün gururla belirtmek isteriz ki,<br />

Projenin başlangıcında yukarıda saydığımız<br />

gerekçelerle projeyi Kullanıcı olarak desteklemek<br />

konusunda çekingen olan Hava<br />

Kuvvetleri Komutanlığımız, daha önce protkol<br />

kapsamında vermekte olduğu desteğin<br />

kapsamını genişleterek Nisan 2010’da bizzat<br />

Hava Kuvvetleri Komutanımıza yapılan<br />

sunumu müteakip beklediğimiz seviyede<br />

desteği bizlere vermeye başlamıştır. Bu<br />

çerçevede Hava Kuvvetleri Komutanlığımızın<br />

Kullanıcı olarak proje kapsamına resmen<br />

dahil olacağı sözleşme değişikliği yakın<br />

zamanda yürürlüğe girecektir.<br />

Projenin Evreleri ve Yaşanan Sıkıntılar<br />

Ön Tanımlama Evresi<br />

Kavramsal Tasarım Evresi<br />

Ön Tasarım Evresi<br />

Detay Tasarım Evresi<br />

Üretim ve Teste<br />

Hazırlık Evresi<br />

Test ve Ürün<br />

Değerlendirme Evresi<br />

Mart - Temmuz 2006<br />

Temmuz - Kasım 2006<br />

Kasım 2006 - Temmuz 2007<br />

Temmuz 2007 - Mart 2009<br />

Mart 2009 - 2012<br />

Projenin ilk sekiz aylık Kavramsal Tasarım<br />

Fazını kapsayan sözleşme, Türk Havacılık<br />

Tarihi’nin en önemli adımlarından biri olarak<br />

15 Mart 2006 tarihinde TUSAŞ ile SSM<br />

arasında imzalanarak yürürlüğe girmiştir.<br />

TUSAŞ’ı bu noktaya getiren süreçte A400M<br />

Projesinin ve onun getirdiği tasarım ve<br />

geliştirme altyapısının rolü çok büyüktür.<br />

A400M gibi dünya standardında ve sivil<br />

sertifikasyona tabi bir uçak tasarımında görev<br />

almak, TUSAŞ tasarım alt yapısına çağ atlatan<br />

bir unsur olmuş ve milli bir ürün tasarlama<br />

projesi için gerekli ortamı yaratmıştır.<br />

10 Nisan 2006 tarihinde SSM’nin katılımıyla,<br />

Proje Başlangıç Toplantısı gerçekleştirilmiş<br />

ve proje ekibi oluşturulmuştur. 25 Mayıs 2006<br />

tarihinde, SSM Proje Kontrol Ofisi açılışı<br />

gerçekleştirilmiştir. Projenin ilk dört ayı<br />

sonunda, Ön Tanımlama Aşaması Değerlendirmesi<br />

Toplantısı 17-18 Temmuz 2006<br />

tarihlerinde SSM ve TUSAŞ’ın katılımıyla<br />

gerçekleştirilmiştir. 15 Temmuz 2007<br />

tarihinde Ön Tasarım Değerlendirme<br />

Toplantısı gerçekleştirilmiştir. Bu aşamadan<br />

itibaren girilen “Detay Tasarım” evresinde<br />

karşılaşılan sorun aslında projenin başından<br />

beri yaşanmakta olan en önemli sorunumuzdu,<br />

A400M projesinin yetiştirmiş olduğu<br />

tüm iş gücü mevcut projelerde istihdam<br />

ediliyordu ve Hürkuş Projesine tecrübeli<br />

insan kaynağı aktarımında ihtiyacın oldukça<br />

altındaydı. Bu sorunun esas sebepleri olarak<br />

projenin Kullanıcı tarafından ihtiyaca yönelik<br />

olarak takip edilmemesi ve TUSAŞ yönetiminin<br />

bu kapsamda daha acil olarak<br />

değerlendirdiği sabit fiyatlı ve sıkışık takvimli<br />

projeleri önceliklendirmesi karşımıza çıkmaktaydı.<br />

Tüm bu hususlara ilave olarak<br />

yabancı alt sistem sağlayıcısı firmaların<br />

devamında kesin siparişi olmayan sadece 2<br />

prototipi içeren bir projeye ciddi olarak<br />

yaklaşmamaları sorunu tüm süreçte önemli<br />

gecikmelere sebep oldu.<br />

Tanımlanan bu risk faktörleri SSM’nin ve<br />

55


Projelerimizden Başarı Hikayeleri<br />

TUSAŞ proje ekibinin gayretlerine rağmen ilk<br />

evrelerde takvim ve maliyet olarak<br />

gerçekleşmemiş ancak detay tasarım fazına<br />

gelindiğinde ve özellikle Kritik Tasarım<br />

Değerlendirmesi (CDR) sürecinde takvimde<br />

gecikme ile sonuçlanmıştır. Ancak tecrübeli<br />

insan kaynağının projeye tahsis edilememesinin<br />

farklı sonuçları da olmuştur, projenin<br />

özelliği itibariyle çok özel bir yeri olmasından<br />

dolayı, sayıları ve tecrübeleri az da olsa tüm<br />

çalışanların heyecanı, özverisi ve gayreti<br />

büyük seviyedeydi. Ekibimizin ilk işi rakip<br />

uçakları daha da iyi tanımaya çalışmak oldu.<br />

Gecikmiş bir beklentiyi karşılarken hiçbir<br />

zaman hedef küçültmeden, hep en iyi ürünü<br />

ve en kaliteli tasarımı ortaya çıkarmaya<br />

odaklanıldı. Bunun yanı sıra ilerideki tasarım<br />

projelerimize alt yapı oluşturması için iş gücü<br />

yetiştirildi. Bu genç ekip TUSAŞ’a Avrupa<br />

Sivil Havacılık Otoritesi EASA’dan Tasarım<br />

Organizasyon onayı almak için her yaptığı<br />

çalışmayı; toplantı tutanakları, kazanç-kayıp<br />

analizleri, tasarım veri akışları, analiz<br />

raporları, sistem tanımlama dokümanları,<br />

sistem arayüz dokümanları, sistem yerleşim<br />

dokümanları gibi dokümante etti, prosedürleri<br />

uygulayıp geliştirdi.<br />

Müteakiben 31 Mart 2009 tarihinde,<br />

planlanandan yaklaşık 12 aylık bir gecikme<br />

ile Kritik Tasarım Değerlendirme Toplantısı<br />

başarı ile gerçekleştirilmiştir. Burada, Hürkuş<br />

Projesinin başlangıcından bu yana gördüğü<br />

desteği vurgulamak için Milli <strong>Savunma</strong><br />

Bakanımız Sayın Vecdi GÖNÜL’ün Kritik<br />

Tasarım Değerlendirme Toplantısına (CDR)<br />

katılım sağladığını özellikle vurgulamamız<br />

gerekir.<br />

Yaşanan gecikmede vurgulanması gereken<br />

önemli bir husus da proje hedeflerinden biri<br />

olan EASA tip sertifikasına sahip bir ürün<br />

ortaya koyma hedefinin aynı zamanda alt yapı<br />

geliştirmek ile ve takvimsel hedefleri<br />

gerçekleştirmek hedefleri ile zaman zaman<br />

çelişmesidir. Ancak tüm hedefler göz önüne<br />

alınarak çalışmalar mevcut kaynaklarla<br />

mümkün olan en etkin şekilde yürütülmüştür.<br />

Rüzgar Tüneli Testleri : Hürkuş Projesine ait<br />

rüzgar tüneli testleri iki aşama olarak Mayıs-<br />

Haziran ve Temmuz Ağustos 2008 döneminde<br />

RUAG İsviçre’de gerçekleştirilmiştir. Bu<br />

testler ile geometri doğrulama, geniş<br />

hacimde aerodinamik veritabanı oluşturma,<br />

analiz araçlarını doğrulama ve yük analizleri<br />

için veritabanı oluşturmak amaçlanmıştır.<br />

1/3.5 ölçekli model ile motor açık ve kapalı<br />

durumlarda, değişik konfigürasyonlarda<br />

testler gerçekleştirilmiştir. Testler sonucunda<br />

HÜRKUŞ dış geometrisi ve tasarım esnasında<br />

kullanılan analiz araçları başarılı bir şekilde<br />

doğrulanmış ve detay analizler için<br />

veritabanları oluşturulmuştur.<br />

Özellikle Kritik Tasarım Fazı’nın tamamlanması<br />

ile birlikte, TUSAŞ içinde tasarım<br />

grupları dışındaki bölümler de HÜRKUŞ’a<br />

katılmışlardır. Ayrıca Yurt içinde yer alan 19<br />

farklı yardımcı sanayi firmamız da parça<br />

üretimi konusunda destek olarak Hürkuş<br />

Projesinde pay sahibi olmaktadır. İlk parça<br />

kesimi, ilk takım üretimi, ilk montajın her biri<br />

ayrı bir heyecanda ancak her seviyede destek<br />

alarak geçmiştir. Bugün geldiğimiz noktada,<br />

yapısal tasarım çalışmaları, sistem tasarım ve<br />

tedarik faaliyetleri büyük ölçüde tamamlanmış,<br />

uçağa ait binlerce parçanın üretimi<br />

tamamlanmış ve montaj faaliyetlerine geçilmiş<br />

durumdadır.<br />

Bugün itibariyle gelinen noktada, HÜRKUŞ<br />

Projesi sayesinde, uçak tasarımına hakim<br />

yaklaşık 150 mühendis yetişmiş, sınıfında<br />

üstün bir uçak ortaya konmuş, bu tasarımı ve<br />

nasıl ortaya konduğunu tarifleyen yüzlerce<br />

tasarım, analiz ve test dokümanı, binlerce<br />

teknik resim ve CATIA modeli yaratılmıştır.<br />

Ayrıca SSM tarafından ilk kez uygulanan<br />

“maliyet artı teşvik” tipi sözleşme ile bugüne<br />

kadar planlanan kaynağın yarısından fazlası<br />

ödenmiş ve TUSAŞ muhasebe sistemi ile<br />

uyumlu olarak belirlenen dokümantasyon ve<br />

raporlama süreci ile önemli bir uygulama<br />

Akım Yönü Akım Yönü


tecrübesi elde edilmiştir.<br />

Hürkuş Rüzgar Tüneli Testleri<br />

Maksimum Kalkış Ağırlığı : 3000 kg<br />

Yük Limitleri<br />

: +7g / 3,5g (Temiz Konf)<br />

+2,5g / 0g (Flap ve L/G açık Konf.)<br />

Servis Tavanı<br />

: 30.000 ft<br />

Maksimum Seyir Hızı : 270 knot (Deniz Seviyesinde)<br />

0 - 15.000 ft Tırmanma Zamanı : 5 dakika<br />

İlk bakışta sınıfındaki uçaklara benzediği<br />

düşünülen HÜRKUŞ uçağının farklılıkları bazı<br />

tasarım detaylarında gizlidir, bunlardan biri<br />

olan kanat profili TUSAŞ mühendisleri<br />

tarafından optimize edilmiş ve ATA<br />

(Advanced TAI Airfoil) olarak adlandırılmıştır.<br />

HÜRKUŞ tasarımı sırasında özveri ile bizleri<br />

destekleyen Hava Kuvvetlerimizin pilotlarıyla<br />

yapılan çalışmalar, uçak-pilot ara yüzünün<br />

kullanıcı beklentileri çerçevesinde oluşturulmasında<br />

çok önemli katkı sağlamıştır. Uçuş<br />

ve sistem emniyeti çalışmalarında 19 sistemin<br />

300 fonksiyonu için 1500’den fazla hata<br />

senaryosu çalışılmış, bunlara yönelik<br />

tedbirler tasarıma yansıtılmıştır. Bu anlamda,<br />

EASA uzmanları ile birlikte çalışılmakta olup,<br />

uçağın performansı kadar emniyeti için de<br />

Hürkuş-A Kokpit<br />

önemli miktarda tasarım çabası sarf<br />

edilmiştir.<br />

Yaklaşık 150 tasarım mühendisinin çalıştığı<br />

bu boyutta bir projede Sistem Mühendisliği<br />

araçları da etkin olarak kullanılmıştır.<br />

Sözleşme kapsamındaki 221 gereksinim,<br />

tasarımı şekillendirmek ve doğrulamak<br />

amacıyla 1672’si sertifikasyon gereksinimi<br />

olmak üzere, toplam 20,960 gereksinime<br />

kırılmıştır. Bunlardan türetilen alt sözleşme<br />

teknik şartnameleri sayesinde, alt sözleşmeci<br />

firmalardan sağlanan sistemlerin uçağın<br />

bütünüyle uyumu sağlanmıştır.<br />

HÜRKUŞ Teknik Özellikleri<br />

Alt Sözleşme Süreci<br />

HÜRKUŞ üzerinde bulunan yaklaşık 32 sistem<br />

için, sözleşme gereksinimlerinden yola<br />

çıkılarak ana sistem mimarilerinin belirlenmesinin<br />

ardından sistemler için alt sözleşme<br />

sürecine girilmiştir. Bu dönem TUSAŞ’ta<br />

HÜRKUŞ sistemleri çalışanlarının yaşadığı en<br />

yoğun toplantı dönemini beraberinde<br />

getirmiştir. Bu uzun ve yorucu sürecin<br />

sonunda HÜRKUŞ için birbiri ile ve uçakla<br />

uyumlu, istenen performansı verebilecek en<br />

maliyet etkin ve performansı yüksek sistemler<br />

belirlenmiştir.<br />

14 uçak ve 18 pilot sisteminin temininde<br />

TUSAŞ’ın karşılaştığı en büyük sorun seri<br />

üretim kapsamında belirtilen uçak sayısının<br />

firmalar tarafından çok az bulunması<br />

olmuştur. Yönetimlerini ikna edebilmek için<br />

diğer ülkelerin 100’lü sayıları bulan üretim<br />

hedefine benzer sayıların telaffuz edilmesini<br />

isteyen taleplerle karşılaşılmıştır. Ancak<br />

SSM’nin de devreye girmesi ile sorunlar<br />

zamanla aşılmış ve sistemler belirlenmiştir.<br />

Sertifikasyon Süreci<br />

Şubat 2007 yılında başlayan Tasarım<br />

Organizasyonu Onayı sürecinde TUSAŞ<br />

EASA ile ana yüklenici firma olarak ilk kez<br />

tanışmış ve Türk Havacılığı için büyük bir<br />

deneyimin ilk adımını atmıştır. 3 yıl içerisinde<br />

EASA tarafından gerçekleştirilen 2 büyük<br />

denetimin sonuçları, henüz başlangıç<br />

aşamasındaki tasarım sisteminin oluşturulmasında<br />

ve işletilmesinde doğru yolda<br />

ilerlendiğini göstermiştir. 5 ana fazdan oluşan<br />

Tasarım Organizasyonu Onayı sürecinde, 4.<br />

Fazın 2011 sonu ile tamamlanması planlanmıştır.<br />

Ülkemiz için bir ilk olacak Tasarım<br />

Organizasyonu Onayı Belgesinin ise 2012<br />

yılında alınması hedeflenmektedir.<br />

HÜRKUŞ Projesi kapsamında şimdiye kadar<br />

yapılan EASA denetimleri ve toplantılarının<br />

hepsi son derece başarılı olmuş ve denetim<br />

raporlarında tüm çalışanlara gurur veren<br />

övgü ifadeleri yer almıştır.<br />

Tüm uçak disiplinlerine ait 1672 uçuşa<br />

elverişlilik gereksinimine uyumun EASA’ya<br />

gösterilmesi süreci olan Tip Sertifikasyonu<br />

ise Aralık 2008’de yapılan başvuru ile<br />

resmiyet kazanmıştır. EASA’nın atadığı<br />

sertifikasyon uzmanları ile Haziran 2009<br />

tarihinden bu yana 18 toplantı gerçekleştirilmiştir.<br />

Tasarım Sürecine Kullanıcı Katılımı<br />

Hava Kuvvetleri Komutanlığı, SSM, Hv.K.K.lığı<br />

ve TUSAŞ arasında imzalanmış olan Protokol<br />

ile Proje boyunca TUSAŞ’ın tasarım, idame<br />

işletme ve diğer teknik konularda ihtiyaç<br />

duyduğu desteği sağlamıştır. Yapılacak<br />

sözleşme değişikliği düzenlemesi ile<br />

Hv.K.K.lığı, SSM ile birlikte TUSAŞ<br />

tesislerinde projenin her faaliyetine dahil<br />

olmak ve gelişimi takip edip katkıda<br />

bulunmak için mevcut SSM Ofisinde daimi<br />

temsilci görevlendirecektir. Bu adım ile<br />

birlikte “Kullanıcı ve Yüklenici’nin ürün<br />

geliştirme safhasından başlayarak doğru<br />

ürünü doğru şekilde beraber tanımlaması”<br />

hedefi doğrultusunda önemli bir mesafe<br />

57


Projelerimizden Başarı Hikayeleri<br />

katedilmiş olacaktır. Yakın zamanda envantere<br />

girmiş olan benzer platform ve alt<br />

sistemler için hem tasarım hem de bakım<br />

yönünden edinilen engin tecrübe,<br />

HÜRKUŞ’un daha mükemmel hale gelebilmesi<br />

için kesintisiz bir şekilde tasarımcıya<br />

aktarılmaktadır. Sistem mühendisliği<br />

sürecindeki bu önemli bir iyileştirmeyle<br />

birlikte, HÜRKUŞ’un karşılaştırılması muhtemel<br />

diğer muadillerinin özelliklerini kendinde<br />

toplayan ve onlardan daha üstün özelliklere<br />

sahip olacağını düşünmekte ve bunun da<br />

gelecekte ülkemiz adına çok farklı ilkleri<br />

yaşatacağına inanmaktayız.<br />

Sonuç ve Değerlendirme<br />

Bugün hem tedarik makamı SSM hem de ana<br />

yüklenici TUSAŞ olarak ifade etmemiz<br />

gerekir ki başlangıcında öngörülen takvimin<br />

yakalanamaması hususunda yaşanan problemlerin<br />

her biri tecrübe olarak bilgi<br />

haznemize eklendi, alınan dersleri not ettik.<br />

Hava Kuvvetleri Komutanlığımızın da projeye<br />

çok önemli destek sağlamaya başladığı bu<br />

aşamada öncelikli hedefimiz 2012 yılında<br />

Hürkuş-A Prototipini başarıyla uçurmak ve<br />

test etmektir. Havacılık stratejimizin önemli<br />

bir ayağı olan ve bizi uçuş kontrol bilgisayarı<br />

geliştirme hedefimize ulaştıracak olan<br />

Hürkuş-B versiyonu bunu izleyecek ve<br />

temellerini bu yıl attığımız özgün “Jet Eğitim<br />

Uçağı” ile “Muharip Uçak” geliştirme projeleri<br />

yine bu adımları izleyecektir.<br />

Bizlere bu planlamaları yapmak konusunda<br />

özgüven veren Hürkuş Projesinde, problemlere<br />

hep birlikte çözüm oluşturarak başarılı<br />

bir ekip çalışması ve proje yönetimi ortaya<br />

koyduğumuza inanıyoruz. Gelecek nesillere<br />

iyi bir miras bırakmak, Türk Havacılık<br />

sanayinde geri dönülemez bir noktaya<br />

ulaşmak amacıyla çalışmalarımıza azim ve<br />

heyecanla devam ediyoruz. Projenin<br />

başlangıcından bu zamana kadar özveri ve<br />

heyecanla çalışan ve aynı azimle projeyi<br />

başarıyla sonuçlandıracaklarına inandığımız<br />

emeği geçen tüm SSM Proje Grubu, Kalite<br />

Test ve Sertifikasyon Dairesi çalışanlarına,<br />

Hava Kuvvetleri personeline ve TUSAŞ<br />

ekibine şükranlarımızı sunuyoruz.<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>mızın 30. yılındaki yayını için<br />

sözümüz Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığımız<br />

başta olmak üzere diğer ülke hava<br />

kuvvetleri için üretilmiş ve üretilmekte olan<br />

Hürkuş versiyonlarının başarı hikayelerini<br />

anlatmak olacaktır.<br />

SSM- TUSAŞ Proje Ekibi<br />

Osman<br />

SOYLU<br />

SSM Proje Ekibi<br />

Osman SOYLU Proje Md.<br />

Safa ATALAY Uzman<br />

Bedriye CİCİOĞLU Uzman<br />

Hüseyin AVŞAR Uzman<br />

A.Tolga SAYIN Uzman<br />

Özlem GÜNER Uzman<br />

Halil İbrahim ÖZTÜRK Uzman Yrd.<br />

Sancak Emre GÜÇLÜ Uzman Yrd<br />

Esra ÜNSAL Proje Asistanı<br />

Ersan TANER PKO<br />

1995 yılı Ankara Gazi Anadolu Lisesi, 1999 yılı Ankara Gazi Üniversitesi Endüstri<br />

Mühendisliği bölümünü bitirdikten sonra aynı yıl SSM’de Sözleşmeli Personel<br />

olarak göreve başlamıştır. 2003 yılında Gazi Endüstri Mühendisliği bölümünden<br />

yüksek lisans derecesi almıştır. SSM’de sırası ile 2. Ekonomik işler Dairesinde,<br />

Sözleşmeler ve Maliyet Analizi Şubesinde çalıştıktan sonra halihazırda Hava<br />

Araçları Dairesinde Uçak Projeleri Müdürü olarak görev yapmaktadır, İngilizce<br />

bilmektedir.


Radyo Frekans Köreltme/Karıştırma<br />

Sistem Tedariği Projesi<br />

Zeynep ERTÜRK, M. Sami ULUKAVAK, Ayşin SEZGİN, Serim Seda ÇARHOĞLU,<br />

Ülkemiz jeopolitik ve jeostratejik konumu<br />

gereği yıllar boyu iç ve dış tehditlere<br />

maruz kalmıştır. Özellikle Ortadoğu – Orta<br />

Asya – Kafkasya ve Balkanlar ekseninde<br />

şekillenen nüfuz ve çıkar mücadeleleri<br />

doğrultusunda tehdit algılamalarında<br />

asimetrik unsurlar ön plana çıkmış ve El<br />

Yapımı Patlayıcılar (EYP) ülkemizde en<br />

önemli asimetrik tehdit konusu olmuştur.<br />

EYP’ler düşük maliyete sahip olmaları ve<br />

düşük risk unsuru taşımaları, kolay temin<br />

edilebilen bileşenlerden oluşmaları, basit<br />

olarak hazırlanabilmeleri, teknolojinin<br />

etkin ve hızla kullanımına açık olmaları ve<br />

medya etkisinden dolayı günümüz<br />

asimetrik savaşı içerisinde geniş bir<br />

kullanım alanı bulmaktadır.<br />

EYP’lerin kullanımının kamuoyunda<br />

olumsuz psikolojik etki yaratması ve<br />

Resim 1: Sistemlerin Arazi Testlerinden Bir Alıntı<br />

yüksek tahrip gücü dikkate alındığında,<br />

EYP ile mücadelenin önemi artmakta ve<br />

bu alanda teknoloji kullanımı etkin bir<br />

yöntem olarak belirmektedir. Bu kapsamda,<br />

EYP’lerle mücadelede zaman<br />

önemli bir etken olup, tehdidin en kısa<br />

sürede bertaraf edilmesi, değişen tehdit<br />

ve teknolojilere göre karşı tedbir yöntemlerinin<br />

iyileştirilebilmesi konunun milli<br />

imkanlarla ele alınmasını gerektirmektedir.<br />

EYP ile mücadele alanında yürütülen<br />

faaliyetler içerisinde <strong>Müsteşarlığı</strong>mız da<br />

önemli bir yer almakta ve yerli savunma<br />

sanayiimizin imkan ve kabiliyetlerini<br />

kullanarak yürüttüğü projelerle mücadeleye<br />

destek sağlamaktadır.<br />

Bu kapsamda, <strong>Müsteşarlığı</strong>mız tarafından<br />

2004 yılında konvoy koruma amaçlı<br />

59


Projelerimizden Başarı Hikayeleri<br />

araç tipi Radyo Frekans Köreltme/<br />

Karıştırma Sistem Tedariği Projesi<br />

çalışmalarına başlanarak EYP tehditlerine,<br />

karşı tedbir oluşturmak amacıyla<br />

yoğun bir çalışma ile öncelikle “EYP ile<br />

Mücadele” konsepti ortaya konulmuş ve<br />

müteakiben yerli ve yabancı çeşitli<br />

firmaların sistemleri incelenerek, test<br />

edilmiştir. Ancak, “çok gizli” statüdeki<br />

tehdit bilgilerimizin yabancı kuruluşlarla<br />

paylaşılmamasının önem arz etmesi<br />

sebebiyle Proje kapsamında Elektronik<br />

Harp alanında 25 yılı aşkın deneyimi ve<br />

yüksek bilgi birikimi ile ASELSAN A.Ş.<br />

firması görevlendirilmiştir. Böylelikle<br />

EYP’lerle mücadelede Türkiye’de<br />

tasarım, geliştirme, üretim, bakım ve<br />

idame altyapısı oluşturulması için ilk<br />

adım atılmıştır.<br />

Proje ekibimizin katılımı ve desteği ile<br />

ASELSAN A.Ş., konsept gösterimi<br />

amacıyla 5-6 ay gibi çok kısa bir süre<br />

zarfında konvoy korumaya yönelik ilk<br />

prototip olan MİLKAR-5A Kavramsal<br />

Gösterim Sistemi’ni ortaya çıkarmıştır. Bu<br />

süreçte, TSK, Proje ekibimiz ve ASELSAN<br />

A.Ş. temsilcileri manevi duygularla,<br />

yüksek azimde çalışmış ve birbirine<br />

oldukça yakın konuşlandırılmış olan fazla<br />

sayıda antenin, eş zamanlı olarak, yüksek<br />

seviyede sürekli güç basmasına dayanan<br />

bu yeni sistemi, olası risklerine karşın çok<br />

kısa bir sürede geliştirmeyi başarmıştır.<br />

Bir Hatıra:<br />

Sistemlerin arazi testlerinden birinde<br />

test ekibi olarak test düzeneklerini<br />

kurmuş ve testlerimize başlamıştık.<br />

Testlere devam ederken uzaktan<br />

birinin bize doğru yaklaştığını<br />

gördük. Gelen kişi testleri yaptığımız<br />

arazinin bitişiğinde bulunan köyün<br />

muhtarıymış. Selam verdi ve anlatmaya<br />

başladı:<br />

-Efendim<br />

siz testlere başladınız bizim<br />

sularımız kesildi.<br />

-Muhtar<br />

Bey bizim testlerin sularınız<br />

kesilmesiyle bir alakası olamaz ki!<br />

Proje ekibimiz suların kesilmesiyle<br />

testlerin bir alakasının olmadığına<br />

muhtarı zor ikna etti.<br />

Ancak ikinci gün yine aynı olay<br />

yaşanır. Muhtar sularının kesilmesini<br />

yaptığımız testlere bağlamıştır.<br />

Muhtara su kesintisi ile ilgili neden<br />

böyle düşündüğü sorulur. Sonradan<br />

anladık ki su dağıtım şebekesi cep<br />

telefonu haberleşmesi ile sağlanmaktaymış<br />

ve gerçekten biz testlere<br />

başladığımızda su şebekesi sinyal<br />

alamadığından dağıtım pompası<br />

kapanmaktaymış. Hiçbirimizin<br />

aklına köyün su dağıtım şebekesinin<br />

bu kadar teknolojik olacağı gelmemişti.<br />

Resim 2: Sistemlerden Bir Örnek<br />

Sonuçları başarılı çıkan ve “ Milli Radyo<br />

Frekans Köreltme/Karıştırma Sistemleri”nin<br />

öncüsü olan MİLKAR-5A Sistemi<br />

birlik denemelerinin gerçekleştirilmesi<br />

amacıyla Temmuz 2005 ayında TSK’ya<br />

teslim edilmiştir. Birlik denemeleri so-<br />

nucunda edinilen tecrübelerle ihtiyacın<br />

acil ve orta-uzun vadeli olmak üzere ikiye<br />

ayrılmasıyla çalışmalar farklı bir boyut<br />

kazanmıştır.<br />

İlk etapta, acil ihtiyacın karşılanmasına<br />

ilişkin teknik istekler belirlenmiş ve<br />

ülkemizin bu alandaki teknolojik altyapısı<br />

göz önünde bulundurularak, daha kısa<br />

sürede geliştirilme imkânı olan ve ihtiyacı<br />

karşılayabilen aktif karıştırma yönteminin<br />

kullanıldığı sistemlerin tedariğine yönelik<br />

ASELSAN A.Ş. ile zorlu müzakareler<br />

sonucunda Ekim 2006 ayında sözleşme<br />

imzalanmıştır.<br />

Sözleşme kapsamında yürütülen faaliyetler<br />

esnasında, ihtiyacın acil olması,<br />

ülkemizde sinyal karıştırıcı teknolojilerinin<br />

yeni gelişmekte olması ve bu konuda<br />

tecrübeli insan kaynağnın kısıtlı olması<br />

sebebiyle çeşitli zorluklar yaşanmıştır.<br />

Ancak, proje yönetimi açısından edinilen<br />

tecrübeler kullanılmış ve “Hızlı Prototipleme<br />

ve Seri Üretim” mantığı ile TSK,<br />

Proje ekibimiz ve ASELSAN A.Ş. tarafından<br />

tehdit analizi üzerine çalışmalar<br />

yürütülerek, arazide hareket kabiliyeti<br />

daha yüksek olan MİLKAR-5A2 Sistemi<br />

geliştirilmiştir. Ülke güvenliği açısından<br />

projenin kritik öneme sahip olması,<br />

ihtiyacın aciliyeti bu çalışmalarda Proje<br />

ekibimiz üzerinde motive edici unsurlar<br />

olmuş ve tüm paydaşların aktif katılımıyla<br />

Resim 3: Sistemlerin Entegrasyon Faaliyetlerinden Bir Alıntı


2004<br />

MİLKAR-5A MİLKAR-5A2 MİLKAR-5A4 MİLKAR-5A3<br />

2005<br />

2007<br />

çalışmalar çok kısa bir süre içerisinde<br />

azami gayret gösterilerek tamamlanmıştır.<br />

Aktif karıştırma yöntemi kullanılarak<br />

geliştirilen prototip MİLKAR-5A2<br />

Sistemi Mayıs 2007 ayında K.K.K.lığı<br />

kullanımına verilmiştir.<br />

Diğer taraftan, orta-uzun vadeli ihtiyaçların<br />

karşılanmasına yönelik Mart 2007<br />

ayında ASELSAN A.Ş. ile ayrı bir sözleşme<br />

imzalanmış ve “Reaktif Karıştırma”<br />

yönteminin kullanıldığı MİLKAR-5A3<br />

Sistemi’nin geliştirilmesi çalışmalarına<br />

başlanarak, karıştırma teknikleri açısından<br />

son derece kritik bir teknolojinin<br />

ülkemize kazandırılmasına yönelik<br />

önemli bir adım atılmıştır.<br />

Bu teknolojinin kullanımı ile, aktif<br />

karıştırma sistemlerine göre kıyaslanmayacak<br />

kadar yüksek etkinlik mesafelerine<br />

sahip, yaklaşık 1000 kat daha<br />

verimli sistemler geliştirilebilmesi mümkün<br />

olmuş, yakın gelecekte çok daha<br />

küçük ve etkin karıştırma sistemleri<br />

geliştirilebilmesine olanak sağlanmıştır.<br />

Yakındaki tehditlerin “Reaktif Karıştırma”<br />

uygulaması ile uzaktaki tehditlerin ise<br />

arka plan gürültüsü kullanılarak “Aktif<br />

Karıştırma” uygulaması ile bertaraf<br />

edilmesini sağlayan yapısıyla açık<br />

literatürde bir ilk olan MİLKAR-5A3<br />

Sistemi yoğun tasarım/geliştirme<br />

çalışmaları neticesinde Temmuz 2010<br />

ayında kabul faaliyetlerinin başarıyla<br />

tamamlanmasının ardından TSK envanterine<br />

alınmıştır.<br />

Proje kapsamında geliştirilen sistemlerin<br />

kullanımı sırasında elde edilen tecrübeler,<br />

yeni tehditlerin incelenmesi, değişen<br />

tehditlere ve ihtiyaca göre sistemlerin<br />

güncel olarak ayakta tutulması;<br />

tasarlanan sistemlerin iyileştirilmesi ve<br />

geliştirilmesi gerekliliğini ortaya çıkarmıştır.<br />

Bunun sonucu olarak, frekans<br />

bandı daha geniş ve etkinlik mesafesi<br />

2008<br />

Araç Tipi RFEYP Karıştırma/Köreltme Sistemleri<br />

2010<br />

2011<br />

daha yüksek olan sistemlerin tasarlanıp<br />

geliştirilmesi çalışmalarının devamı<br />

sağlanmıştır. TSK kullanımına verilen<br />

MİLKAR-5A4 Sistemi bunun bir örneğini<br />

teşkil etmektedir.<br />

Bununla birlikte, değişen tehdit sadece<br />

mevcut sistemlerde iyileştirme yapılmasını<br />

değil farklı kullanım konseptine sahip<br />

yeni sistemlerin de geliştirilmesi gerekliliğini<br />

doğurmuştur. Bunun sonucunda,<br />

konvoy korumaya ilave olarak tim, yaya ve<br />

sabit tesis korunmasına yönelik sistem<br />

ihtiyacı hasıl olmuş ve konuya yönelik<br />

çalışmalara başlanmıştır.<br />

Bu kapsamda, Proje ekibimiz tarafından<br />

ilgili firmaların yurtiçi geliştirme ve üretim<br />

kabiliyetleri incelenmiş, birçok defalar<br />

ürüne yönelik gösterimler gerçekleştirilmiştir.<br />

Bu çalışmalarda Proje ekibimizi<br />

en çok zorlayan gösterimlerin açık<br />

arazide, korunaklı bölge olmaksızın, kış<br />

aylarının zorlu hava koşullarında uzun<br />

sürelerle gerçekleştirilmesi olmuştur. Bu,<br />

hem gösterimlerden doğru sonuçlar elde<br />

edilmesi hem de çalışmaların sürekliği<br />

açısından ekibimizi zorlamış ancak,<br />

faaliyetler özverili çalışma ve uzman<br />

personelin çabaları ile başarıyla<br />

tamamlanmıştır. Bu çerçevede, yurtiçi<br />

kabiliyet ve gösterim sonuçları uygun<br />

değerlendirilen firmalara ihtiyacın<br />

karşılanmasına yönelik sistem geliştirme<br />

görevi verilmiştir. Hali hazırda tim, yaya ve<br />

sabit tesis korunmasına yönelik sistem<br />

tedariği faaliyetleri devam etmektedir.<br />

EYP ile mücadele kapsamında, ihtiyaç<br />

duyulan sistemler böylesine yoğun bir<br />

süreçte ve bu denli kısa sürelerde<br />

tasarlanmış, geliştirilmiş, teslim edilmiş ve<br />

etkin bir şekilde kullanımına geçilmiştir.<br />

Ürün odaklı çalışma yaklaşımı ile birçok<br />

sorun kısa sürede giderilmiş; her ürün bir<br />

öncekinden daha üstün olarak geliştirilerek,<br />

hem TSK’nın bu ürünleri en kısa<br />

sürede kullanabilmesi sağlanmış, hem de<br />

sürekli yenilenen ürünlerle, güncellenen<br />

tehdide karşı her an ayakta durulabilme<br />

başarısı elde edilmiştir. Bu sistemler<br />

kullanılarak gerçekleştirilen faaliyetlerde,<br />

tespit edilen EYP’lerin etkisiz hale<br />

getirilmesi, konvoyların güvenle görevlerini<br />

yürütmeleri ve bölgelerden gelen<br />

olumlu haberler Proje kapsamında elde<br />

edilen başarının önemli bir göstergesidir.<br />

Gelinen aşama değerlendiğinde, bu<br />

alanda ülkemizde teknolojik altyapı<br />

kurularak, iç güvenlik açısından kritik<br />

teknolojilerin milli olarak üretilebilmesi<br />

sağlanmış olup, aynı zamanda savunma<br />

sanayiimize ihracat potansiyeli kazandırılarak<br />

ülke ekonomisine katkı sağlanabilecek<br />

seviyeye ulaşılmıştır.<br />

SSM, EYP İle Mücadele Proje Ekibi<br />

Proje ekibimiz tarafından TSK ve<br />

ASELSAN A.Ş. ile işbirliği içinde yürütülen<br />

Radyo Frekans Köreltme/Karıştırma<br />

Sistem Tedariği Projesi;<br />

� Ülkemizin elde ettiği teknolojik kazanımlar,<br />

� TSK’nın kritik ihtiyaçlarının milli olarak<br />

ivedilikle karşılanması,<br />

� <strong>Savunma</strong> sanayiimizin konuya yönelik<br />

ihracat potansiyeline sahip olması<br />

hususları dikkate alındığında örnek bir<br />

proje olarak değerlendirilmekte olup,<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>mız Stratejik Planı’nda yer<br />

alan “Kullanıcı memnuniyetinin sağlanması<br />

çerçevesinde <strong>Müsteşarlığı</strong>n proje<br />

yönetim süreleri kısaltılacaktır.” ve<br />

“<strong>Savunma</strong> sanayiini özgün yurt içi<br />

çözümler sunabilecek ve uluslararası<br />

alanda rekabet edebilecek şekilde yapılandırmak”<br />

hedeflerinin gerçekleştirilmesine<br />

katkıda bulunmaktadır.<br />

61


Projelerimizden Başarı Hikayeleri<br />

Zeynep<br />

ERTÜRK<br />

S<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>, Uzman<br />

Zeynep ERTÜRK, 1994 yılında Hacettepe Üniversitesi Matematik Bölümü’nden<br />

lisans, 2000 yılında Gazi Üniversitesi Matematik Eğitimi Bölümü’nden yüksek lisans<br />

derecesini almıştır. 1994-2000 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Matematik<br />

Bölümü’nde Araştırma Görevlisi olarak görev yapmıştır. 2001 yılında başladığı<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’ndaki görevine Elektronik Harp ve Algılayıcılar Daire<br />

Başkanlığı’nda devam etmekte olup, İngilizce bilmektedir. “Ömür Devri Maliyet<br />

Analizi Yaklaşımı ve <strong>Savunma</strong> Projelerine Uygulamaları” konulu uzmanlık tezi ile<br />

uzman olmuştur. Ömür Boyu Maliyet Yönetimi ile Maliyet Analizi, IDARM Programı<br />

kapsamında Maliyet ve Fiyat Analizi Teknikleri, Ömür Devri Yönetimi, Tedarik<br />

Yönetimi İlkeleri ve Maliyet Artı Kontratlar konusunda eğitimler almıştır.<br />

M.<br />

A<br />

Sami ULUKAVAK<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>, Uzman Yardımcısı<br />

M.Sami ULUKAVAK, 2007 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Elektrik ve<br />

Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden lisans derecesini almıştır. 2008 yılında<br />

başladığı <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’ndaki görevine Elektronik Harp ve<br />

Algılayıcılar Daire Başkanlığı’nda devam etmekte olup İngilizce bilmektedir. İleri<br />

Elektronik Harp Teknolojileri ve Proje Yönetimi konularında eğitimler almıştır.<br />

yşin SEZGİN<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>, Proje Asistanı<br />

Ayşin SEZGİN, 1998 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Çalışma<br />

Ekonomisi ve Endüstriyel İlişkiler Bölümü’nden lisans derecesini almış olup,<br />

“Yoksulluk Kültürü” ve “Enformal Sektörün Ekonomi İçindeki Yeri ve Ekonomi<br />

Üzerindeki Etkileri” hakkında tez çalışmaları olmuştur. 1999 yılında Fon Yönetimi<br />

Daire Başkanlığı’nda başladığı <strong>Savunma</strong> Sanayi <strong>Müsteşarlığı</strong>’ndaki görevine<br />

Elektronik Harp ve Algılayıcılar Daire Başkanlığı’nda devam etmekte olup, İngilizce<br />

bilmektedir. Elektronik Harp’in Temelleri, Proje Yönetimi Metodolojisi ve<br />

Uygulamaları, Maliyet Artı Sözleşme Tiplerinde Maliyetlerin Tespiti ve Denetimi,<br />

Damga Vergisi Mevzuatı, KDV Kanunu Kapsamında 93 Sayılı Tebliğ Uygulamaları, Stopaj Mevzuatı ve<br />

Uygulamaları ile Bütçeleme Esasları konusunda eğitimler almıştır.<br />

erim Seda ÇARHOĞLU<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>, Proje Asistanı<br />

Serim Seda ÇARHOĞLU, 2003 yılında Selçuk Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler<br />

Fakültesi, İktisat Bölümü’nden lisans, 2006 yılında Gazi Üniversitesi Kamu Yönetimi –<br />

Avrupa Birliği ve Türkiye İlişkileri Bölümü’nden yüksek lisans derecesini almış olup,<br />

“Avrupa Birliği İstihdam Politikaları ve Türkiye Örneği” hakkında tez çalışması<br />

olmuştur. 2006-2008 yılları arasında HAVELSAN A.Ş.’de Eğitim Uzmanı olarak görev<br />

yapmıştır. 2009 yılında başladığı <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’ndaki görevine<br />

Elektronik Harp ve Algılayıcılar Daire Başkanlığı’nda devam etmekte olup, İngilizce<br />

bilmektedir.


TSK<br />

Çok Bantlı Sayısal<br />

Müşterek Telsiz Projesi<br />

Rıfat Tekin KARA, Ayhan ÇAKICI<br />

Yazılım tabanlı telsiz tedariki çalışmaları,<br />

Milli <strong>Savunma</strong> Bakanlığı ve Aselsan<br />

arasında; 2003 yılında imzalanan “Çok<br />

Bantlı Sayısal Müşterek Telsiz Sistemi Pilot<br />

Üretimi” Projesi ile başlamıştır. Söz<br />

konusu pilot üretimin devamı olarak,<br />

Gnkur. Bşk.lığı bağlılarının (Gnkur. MEBS<br />

Bşk.lığı, Gnkur. Öz. Kuv. K.lığı ve Gnkur.<br />

Elektronik Harp D. Bşk.lığı), Kuvvet<br />

Komutanlıklarının ve Sahil Güvenlik<br />

Komutanlığının telsiz ihtiyacının karşılanması<br />

maksadıyla, TSK Çok Bantlı Sayısal<br />

Müşterek Telsiz (ÇBSMT) Projesi,<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Komitesi<br />

Kararı ile 2006 yılında başlatılmıştır.<br />

(SSİK)<br />

Projede öngörülen 11 prototip kapsamında<br />

327 adet telsizin ASELSAN<br />

A.Ş.’den tedarik edilmesine ilişkin<br />

Sözleşme, Nisan 2008’de <strong>Müsteşarlığı</strong>mız<br />

ve ASELSAN arasında imzalanmıştır. 18<br />

Aralık 2008 tarih ve 444 sayılı SSİK kararı<br />

ile tedarik edilecek telsiz adedi 1.277<br />

arttırılarak ve toplam tedarik miktarı 1.604<br />

de ulaşmıştır. Söz konusu telsizler, çok<br />

bantlı, sayısal, yazılıma dayalı, yazılım ile<br />

yönetim, kontrol, konfigürasyon ve<br />

geliştirme imkanı olan, NATO ve milli<br />

sistemlerle karşılıklı çalışabilir, emniyetli,<br />

esnek, müşterek, “Yazılım Tabanlı<br />

Muhabere Mimarisi (SCA - Software<br />

Communication Architecture)” teknolojisine<br />

sahiptir.<br />

Dünyadaki Yazılım Tabanlı Telsizler<br />

(Software Defined Radio) ile ilgili<br />

gelişmeler ve Amerika Birleşik Devletlerinin<br />

bu kapsamda yürütmekte olduğu JTRS<br />

(Joint Tactical Radio System) Projesi<br />

gözönünde bulundurularak, yazılım<br />

değişikliği ile yeni işletme özellikleri<br />

kazandırılabilecek, farklı frekans bantlarında,<br />

farklı dalga şekilleri ile çalışabilecek<br />

bir telsiz platformu geliştirilmesi<br />

hedeflenmiştir. Geliştirilen telsizler;<br />

donanım değişikliğine gerek duyulmadan,<br />

sadece yazılım değişikliği ile V/UHF<br />

Cihazlar 9600, 9600A, SK2/VHF, SK2/UHF,<br />

5100, APCO25, HF Cihazlar ise STANAG<br />

4538 ALE, 4539 ve 4285 Modem çalışma<br />

kiplerinde çalışmayı sağlayacak özelliktedir.<br />

50W Sabit Merkez Telsizi Konfigürasyonu<br />

Bu telsizler ile;<br />

� Türk Silahlı kuvvetlerinin elinde<br />

bulunan (yerli/yabancı) telsizlerin<br />

tümünün birbiriyle haberleşme yapması<br />

mümkün değilken söz konusu<br />

telsiz projesi ile kuvvetlerin müşterek<br />

harekatta kullanabileceği ortak milli<br />

63


Projelerimizden Başarı Hikayeleri<br />

kriptolu ve Elektronik Harp Korumalı<br />

telsiz çözümü oluşturulmaktadır.<br />

� Tüm Kuvvetlerin Ağ Destekli Harekat<br />

Yeteneğinin temelini oluşturan yüksek<br />

hızlı telsiz veri ağı çözümü gerçekleştirilmektedir.<br />

� Milli Kriptolu ve Frekans Atlamalı HF<br />

çözümü geliştirilmektedir.<br />

� Geniş frekans bandında (30-512 MHz)<br />

frekans atlama yeteneği ile Elektronik<br />

Harp tehdidine karşı beka kabiliyeti<br />

kazanılmaktadır.<br />

� Kuvvet kullanıcılarının ülkemizdeki tüm<br />

haberleşme altyapılarına (TASMUS,<br />

TAFICS, JEMUS, SAHMUS, Türk<br />

Telekom) otomatik entegrasyonu<br />

sağlanmaktadır.<br />

� Yazılım Tabanlı Telsiz Teknolojisi ile<br />

gelişmeye açık bir haberleşme<br />

altyapısı oluşturmaktır.<br />

Proje aslında tek bir proje gibi görünse de,<br />

idari ve mali yönden karmaşık bir yapıya<br />

sahiptir. Öncelikle, Proje’de ihtiyaç<br />

makamı tek bir kuvvet veya kurum<br />

olmayıp, Genelkurmay Başkanlığı, Kara<br />

Kuvvetleri Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri<br />

Komutanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı,<br />

Özel Kuvvetler Komutanlığı ve Sahil<br />

Güvenlik Komutanlığı’dır. Bu durum,<br />

eşdüdüm sağlanmasını zorlaştırmakta,<br />

bir komutanlıktan katılım olmaması<br />

durumunda karar alınmasını geciktirmekte<br />

ve haftada en az bir kez yapılan<br />

toplantılarda devamlı aynı personelin<br />

katılımını zorlaştırmakta idi. Öncelikle<br />

yapılan toplantılarda eşgüdüm eksikliğinden<br />

kaynaklanan sorunlar halledilmiş<br />

ve karşılıklı bir güven ortamı<br />

yaratılmıştır. Bu şekilde, herkesin fikrini<br />

açıkça ifade ettiği rahat bir ortama<br />

dönüşmüş ve proje sürecinde yaşanan<br />

sıkıntılar tedarik makamı, kullanıcı ve<br />

yüklenici üçgeninde karşılıklı anlayış<br />

içinde çözümlenerek, etkin bir proje<br />

yönetimi ve tüm faaliyetlerin ilgili<br />

kurumlar ile başarılı koordine edilmesi ile<br />

iyi bir proje yönetim örneği sağlanmıştır<br />

11 adet ayrı prototip olması her bir prototip<br />

için ayrı ayrı Sistem Gereksinimleri<br />

Gözden Geçirme (SRR), Ön Tasarım<br />

Gözden Geçirme (PDR), Kritik Tasarım<br />

Gözden Geçirme (CDR), Prototip ve Seri<br />

Ayhan ÇAKICI ve Rifat Tekin KARA<br />

Üretim aşamaları olması sonucunu<br />

doğurmuş, ancak tek bir projeden ziyade<br />

11 ayrı projenin, tek bir proje içinde<br />

yürütülmesi başarılı ve etkin proje<br />

yönetimi süreçleri ile sağlanmaktadır.<br />

V/UHF telsiz üretiminde uzmanlaşmış<br />

olan Aselsan’ın HF telsiz üretiminde de<br />

gerekli olan teknoloji kazanımını<br />

sağlaması ve bu konuda dünyada sözü<br />

geçen bir firma olması yönünde çalışmalarımız<br />

devam etmektedir.<br />

Proje kapsamında, Prototip grubu 9 olarak<br />

adlandırılan VLF/HF Gemi Almacının<br />

doğrudan tedarik edilmesi yerine<br />

Aselsan’a ilave süre verilerek, söz konusu<br />

almaç tasarımının yerli olarak yapılmasına<br />

yönelik gerekli düzenlemeler yapılmıştır.<br />

Bugün gelinen aşamada, Projeye yeni<br />

prototip ve dalga boyu eklenmesi için<br />

çalışmalar yapılmaktadır. Bir taraftan<br />

proje yürütülürken diğer taraftan yeni<br />

prototip ve dalga şekilleri için teknik<br />

şartname hazırlanması ve teklif alınmasına<br />

yönelik çalışmalar yapılmakta<br />

olup, çalışmaların olgunlaşmasını müteakip<br />

SSİK Kararı alınarak projeye<br />

ilaveler yapılacaktır.<br />

Telsiz sözleşmesi imzalanmış olmasına<br />

rağmen, Kabulü yapılacak olan telsizlerle<br />

ilgili platformlara kurulum ve bütünleş-<br />

tirilmesine yönelik bir sözleşme yapılmamış<br />

olması kabulü yapılan telsizlerin<br />

depoda kalması anlamına gelmekte<br />

olduğundan, Telsizlerin ilgili platformlara<br />

kurulum ve bütünleştirmesine yönelik<br />

SSİK Kararı alınmıştır. Bu çerçevede, ilave<br />

sözleşme yapılmasına ilişkin faaliyetlerde<br />

sona gelinmiş olup, Ocak 2011 içerisinde<br />

ek sözleşme imzalanması planlanmaktadır.<br />

Bu Proje kapsamında, Dünyada yürütülen<br />

benzer programlar yakından takip<br />

edilmekte, işbirliği imkanları araştırılmaktadır.<br />

Özellikle SCA’nın test edile-<br />

*bilmesi için Avrupada ilk test merkezi<br />

TÜBİTAK içerisinde kurulmuş ve ilk<br />

denemeler başarı ile gerçekleştirilmiştir.<br />

ABD’nin yürüttüğü Joint Tactical Radio<br />

System (JTRS) ve Finlandiya, Fransa,<br />

İtalya, İspanya, İsveç ve Polonya’nın<br />

yürüttüğü European Secured Software<br />

Defined Radio Referential (ESSOR) ile<br />

koordinasyon çalışmaları devam etmektedir.<br />

Yazılım Tabanlı Telsizde ulaşılması<br />

hedeflenen, SCA Uyumlu telsiz çalışmaları<br />

devam etmekte olup, şuan dünyada<br />

üretilmiş bir SCA uyumlu telsiz<br />

yoktur. Proje kapsamında SCA uyumlu bir<br />

telsiz üretilmesi; yapılamadığı takdirde bir<br />

risk, yapıldığı takdirde de bir ilk olacaktır.<br />

HF sırt telsizlerinde mevcut teknik şartnamede<br />

yer alan 7.500 kg telsiz<br />

ağırlığının, 1,5 kg azaltılması sağlanarak,<br />

hem kullanıcı memnuniyeti sağlanmış<br />

hem de Aselsan’ın yaptığı bu iyileştirme<br />

sayesinde telsizin ihraç imkanları arttırılmıştır.<br />

ASELSAN;, Pakistan ve Azerbaycan’a<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>mızın verdiği izinle yazılım<br />

tabanlı telsiz satışı yapmıştır. Ayrıca<br />

Endonezya, Kazakistan, Filipinler, Suriye,<br />

S. Arabistan, Yemen ve Vietnama da<br />

ihracat yapılmasına yönelik çalışmaları<br />

devam etmektedir. Türk Silahlı Kuvvet-<br />

10W Sırt Telsizi Konfigürasyonu


lerinin kullanmadığı silah ve haberleşme<br />

sistemlerinin başka ülkelere ihracat<br />

imkanı olmadığı dikkate alındığında, TSK<br />

ÇBSMT projesinin diğer ülkelere yapılan<br />

ihracatta önemli rol oynadığı söylenebilir.<br />

Veri ve sesin bir yerden bir yere etkili, hızlı<br />

ve güvenli ulaştırılması barış ve muharebe<br />

ortamında çok önemlidir. Bu nedenle milli<br />

kriptolu telsizlerin tüm kuvvet komutanlıkları<br />

tarafından kullanılması müşterek<br />

yapılan harekatlarda zorunluluktur. Bu<br />

amaçla başlatılan telsiz projesinde, ilgili<br />

tüm paydaşlarla uyum ve eşgüdüm içinde<br />

çalışarak kullanıcı memnuniyeti sağlanmaya,<br />

yerli alt yüklenici seçimleri<br />

yapılarak savunma sanayii alt yapısı<br />

güçlendirilmeye ve proje müddetince<br />

teknolojik gelişmeler takip edilerek son<br />

teknolojilerin projede uygulamaya<br />

geçirilmesine çalışılmaktadır.<br />

Tüm bu Proje çalışmaları ve Proje<br />

Yönetimi uygulamaları değerlendi-<br />

2009<br />

2010<br />

2012<br />

2012<br />

2013<br />

10 W V/UHF SIRT 10/50 W V/UHF ARAÇ<br />

20 W HF SIRT 20 W HF ARAÇ<br />

100/400/1000 W<br />

HF GEMİ TELSİZİ 400 W HF SABİT 100 W HF ARAÇ<br />

15 W V/UHF HAVA TELSİZİ<br />

100 W HF HAVA TELSİZİ<br />

rildiğinde; birden çok ihtiyaç makamının<br />

bulunduğu, 11 prototip içeren ve yeni<br />

tekonoloji gerektiren bu zorlu proje<br />

sürecinde; problem çıkan noktalarda<br />

gerekli müdahalaler yapılmış ve etkin<br />

R ıfat Tekin KARA<br />

A<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>, Uzman<br />

DALGA ŞEKİLLERİ<br />

9600<br />

9600A<br />

SK2<br />

5100<br />

HAVA / YER<br />

HF STANAG 4539<br />

HF STANAG 4538<br />

HF STANAG 4285<br />

APCO 25<br />

HF MİLLİ FA<br />

APCO 25<br />

(SCA UYUMLU)<br />

HF STANAG 4285<br />

(SCA UYUMLU)<br />

(D9 4539 ANNEX-D)<br />

(D12 FREKANS ATLAMA)<br />

iletişimin sağlandığı bir ortam tesis<br />

edilmiş ve sinerji yaratılarak, ekip halinde<br />

sorunları fırsata dönüştürebilme amaçlanmıştır.<br />

1971 yılında Tarsus’ta doğan Rıfat Tekin KARA, 1993 yılında Çukurova Ünivesitesi<br />

İ.İ.B.F. İktisat bölümünden mezun olmuştur. 1994 yılında SSM’de çalışmaya<br />

başlamıştır. 1998-1999 yıllarında Amerika Birleşik Devletlerinde National<br />

Univercity’de İşletme Yüksek Lisansı yapmış, 2005-2006 Milli Güvenlik<br />

Akademisine devam etmiş ve 59. dönem olarak mezun olmuştur. “Döviz Kuru ve Faiz<br />

Oranı Risklerinden Korunma Teknikleri ve Bu Tekniklerin Türkiye Uygulanma<br />

İmkanları” konulu uzmanlık tezi çalışmasını müteakip 2000 yılında uzman olmuştur.<br />

Müsteşarlıkta Fon Yönetimi Daire Başkanlığında göreve başlamış, halen Muhabere<br />

Elektronik ve Bilgi Sistemleri (MEBS) Daire Başkanlığı’nda görevine devam<br />

etmektedir. Evli ve bir çocuk babası olan Kara İngilizce ve orta derece Almanca bilmektedir.<br />

yhan ÇAKICI<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>, Uzman<br />

1976 yılında Silistre’de doğan Ayhan ÇAKICI, 1999 yılında Yakın Doğu Üniversitesi<br />

Bilgisayar Mühendisliği bölümünden mezun olmuştur. 2001 yılından bugüne<br />

SSM’de görev yapmakta olup, Geni İnşa Sektöründe Kalite Yönetimi konulu<br />

uzmanlık tezi çalışmasını müteakip 2007 yılında uzman olmuştur. Müsteşarlıkta<br />

sırasıyla Teknik Şartnameler ve Dokümantasyon Şubesi, Kalite-Test ve Sertifikasyon<br />

Daire Başkanlığı’nda çalışmış; X-Band Uydu Haberleşme sistemi, Genesis, Ani<br />

Müdahale Botları, 90 Tonluk Sahil Güvenlik Botu, Mayın Avlama Gemisi, MİLGEM<br />

gibi birçok projenin kalite,test ve kabul faaliyetlerinde görev almıştır. 2008 yılından<br />

itibaren, Muhabere Elektronik ve Bilgi Sistemleri (MEBS) Daire Başkanlığı’nda<br />

görevini sürdürmektedir. Evli olan Ayhan ÇAKICI, İngilizce bilmektedir.<br />

65


Projelerimizden Başarı Hikayeleri<br />

Uzun Menzilli Tanksavar<br />

Füze (UMTAS) Projesi<br />

Betül CANBEK<br />

2005 yılının Mayıs ayı Uluslararası <strong>Savunma</strong><br />

Fuarı –IDEF’in üçüncü gününde, 3 kişilik<br />

SSM proje ekibinin olağanüstü gayretleriyle,<br />

yalnızca 2 hafta süren müzakereler sonucunda<br />

imzalanan Uzun Menzilli Tanksavar<br />

Füze (UMTAS) Projesi.<br />

Şu ana kadar yalnızca hayali kurulan, bizim<br />

ülkemizde gerçekleştirilmesi ise imkânsız<br />

görülen bir proje.<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>mızca füze ana yüklenicisi olarak<br />

seçilen Roketsan A.Ş. ile bir tabuyu daha<br />

kırma hülyasıyla çıkmıştık yola.<br />

Projenin ilk dönemi yalnızca tasarımın<br />

yapılması (kavramsal tasarım ile sistem/alt<br />

sistem tasarım) ile neticelenecekti. Dönem<br />

süresince ve sonunda elimize geçecek olan<br />

tek şey entellektüel iş ürününden, yani<br />

raporlamalardan,<br />

kâğıttan ibaretti.<br />

bir diğer bakışla da<br />

Gerek yerli gerekse yabancı savunma<br />

çevrelerinden “Amerika’yı yeniden mi<br />

keşfedeceksiniz? Biz bile en az 10–15 sene<br />

uğraştık, halâ daha bitiremedik, sizler boş<br />

verin bu işleri. Yazık bu kadar harcanan<br />

paraya, zamana ve enerjinize” denildi. Millî<br />

bir kaynağı telafisi olmayacak boş bir şeye<br />

sarf ettiğimiz yönünde bizlere vicdan azabı<br />

hissettirmeye çalışanlar çıktı. Dahası, zaman<br />

zaman “kâğıt mı uçuracaksınız”, yahut<br />

“kâğıtlar iyi uçuyor mu?” diyenler oldu.<br />

Bizler bunlara cevap vermedik, yalnızca<br />

direndik. Bu işi Roketsan’ın yapabileceğine


kendisinden daha çok inandık. Aklımızın bir<br />

köşesinde bir tereddüt, sonunda mahçup<br />

olma endişesi yok muydu? Elbette vardı.<br />

Hamasete girmeden, ancak ayaklarımız yere<br />

basarak azimle, sebatla ve inançla görevimizi<br />

yaptık. Ülkemizde böyle bir yerli ürünün<br />

olmamasını bir eksiklikten ziyade fırsat olarak<br />

gördük. Aleyhimize gibi görünen bir durumu<br />

lehimize çevirmek için devamlı gayret<br />

gösterdik.<br />

Aradan geçen zaman içinde, her şeyden önce<br />

Roketsan’ın bir şeyler yapmış olduğunu<br />

görmek ve göstermek imkânına kavuştuk.<br />

Bunların moralimiz üzerindeki etkisi çok<br />

büyüktür. Elle tutulur, gözle görülür ilk füze<br />

prototipi, 2008 yılında fırlatılan balistik test<br />

füzesiydi. Doğru yolda olduğumuzun, masa<br />

başından sahaya inebildiğimizin bir delili<br />

olarak yaşadığımız heyecan ve gururu tarif<br />

etmek zor. Arkasından muhtelif konfigürasyonlarda<br />

birkaç füze prototipi daha.<br />

Karapınar’ın kışının ayazında ve yazının<br />

sıcağında yapılan pek çok deneme.<br />

Bizim için artık sıradanlaşmaya başlayan,<br />

başarılı olunacağından şüphe duymadığımız<br />

bir döngüye girmeye başlamıştık. Duygularımızın<br />

tavan yaptığı an ise güdümlü test<br />

füzesinin başarısıydı.<br />

Bir yerde iş varsa aksaklık çıkması da gayet<br />

doğaldır. Çalışmalarımızın çeşitli safhalarında<br />

çıkan aksaklıklar şevkimizi hiçbir<br />

şekilde kırmadı. Eğer yaptığımız işten bir<br />

zevk alamasaydık asıl en büyük aksaklık o<br />

olacaktı. İşlerimizi bu kadar sıkışık bir<br />

takvimde monotonluktan uzak, her an<br />

adrenalin salgılayarak yürütmeye çalışıyoruz.<br />

Hamama giren terler deyip gözümüzde dağ<br />

gibi büyüyen sorunları, projeyi yeknesaklıktan<br />

uzak kılıp bizi her an dinamik tutan<br />

bir teşvik unsuru olarak gördük ve öyle de<br />

üstesinden geldik.<br />

Hepimiz, SSM, TSK ve Roketsan hep birlikte,<br />

ekip ruhuyla öğrendik füzeyi, sorunlara da<br />

hep birlikte dayanışma içinde çözümler<br />

ürettik. Mesai mefhumu gözetmeden<br />

fedakârca çalıştık. Empatik dinlemenin<br />

faydalarını yaşayarak öğrendik. Her durumda<br />

“kazan-kazan” felsefesini hayata geçirmek<br />

için çabaladık. Müsteşarımızın güvenini boşa<br />

çıkarmadık. Ancak, halen katedilmesi<br />

gereken mesafeler olduğunun farkındayız ve<br />

bu sebeple ihtiyatla hareket ediyoruz. Zira,<br />

bizim kendimizi gerçekten başarılı sayacağımız<br />

gün, yani asıl bayramımız, füzemizin<br />

ATAK helikopterinden ateşlenerek hedefini<br />

bulduğu gün olacaktır.<br />

Zaman her şeyin en iyi ilacıdır. Katılım<br />

sağlanan bütün fuarlarda füzemizin maketine<br />

bile ilgi gösterilmekte, bilgi talep edilmekte,<br />

forumlarda heyecanla tartışılmakta. Geldiğimiz<br />

nokta itibariyle, kritik tasarım aşamasını<br />

da başarıyla tamamladık. Hâlihazırda,<br />

füzemizin öncelikle AH-1S tipi helikoptere<br />

entegrasyonu için çalışmalar sürdürülüyor.<br />

Aynı zamanda, hem alt sistem bazında hem<br />

de füze bütününde doğrulama çalışmaları<br />

yerine getiriliyor. Sırada ise ürünün kalifikasyonu<br />

var. Zorluklar kademe kademe. Her<br />

Betül<br />

CANBEK<br />

seferinde farklı seviyede bir zorlukla ve biri<br />

bitmeden diğeriyle tanışıyoruz. Neden?<br />

Çünkü “This is rocket science!”<br />

Projemiz başarıyla tamamlandığında dünya<br />

da yeni bir konseptle tanışacak ve bizler<br />

dünyanın belli başlı oyuncuları arasına girmiş<br />

olacağız. RF veri bağı ve kızıl ötesi arayıcı<br />

başlık gibi kritik birimleri aynı anda üzerinde<br />

taşıyan uzun menzilli ilk tanksavar füze<br />

sistemi bizim olacak.<br />

Bir zamanların teknoloji transferi yapmaktan<br />

başka bir rol biçilemeyen ülkesi olarak bu<br />

kadar iddialı bir alanda bile adından söz ettirir<br />

tasarımlara imza atılacak olması, aynı<br />

zamanda hem ülkemizin hem de SSM’nin<br />

hanesine geçecek diğer bir artı olarak yerini<br />

alacak. UMTAS, çeşitli menzil ve özelliklerde<br />

başka füze programlarının geliştirilmesine<br />

daha şimdiden ilham oldu bile.<br />

Projemize karşı hala önyargılarıyla bakanlara<br />

diyoruz ki “Pencereye bakarsanız tozları,<br />

sinek izlerini, cama çarpan topun kırdığı yeri<br />

görürsünüz. Pencereden bakarsanız ardındaki<br />

dünya gözlerinizin önüne serilir.”<br />

Orta Doğu Teknik Üniversitesi İstatistik Bölümünden mezun oldu. 2001 yılında<br />

çalışmaya başladığı <strong>Savunma</strong> Sanayi <strong>Müsteşarlığı</strong>’nda 2007 yılına kadar Kalite-Test<br />

ve Sertifikasyon Daire Başkanlığı’nda görev yapmıştır. Yazılımda Altı Sigma tez<br />

çalışmasını müteakip uzman olmuştur. Halen Roket-Füze ve Mühimmat Daire<br />

Başkanlığı Güdümlü Füze Grubu’nda Uzman olarak görevine devam etmektedir<br />

67


Firmalarımızın 25 Yılı<br />

HAVELSAN<br />

HAVELSAN 1982 yılında kurulmuş ve 1996<br />

yılından itibaren istikrarlı bir şekilde<br />

büyüyerek, sektörde “sistem ve yazılım”<br />

şirketi olarak adını duyurmuştur.<br />

HAVELSAN’ın büyümesinde, Türk Silahlı<br />

Kuvvetleri, Milli <strong>Savunma</strong> Bakanlığı ve,<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nın (SSM)<br />

desteklerinin yanısıra SSM’nin savunma<br />

sektörüne yönelik doğru strateji ve politikalarının<br />

çok büyük katkısı olmuştur.<br />

1.Organizasyonel yapıdaki<br />

değişiklikler:<br />

HAVELSAN’ın, son yıllarda, mali büyümesine<br />

paralel olarak, sürdürebilir büyümeyi<br />

sağlamak, ülke, SSM ve TSKGV amaç ve<br />

hedefleri ile hizalanmak, teknoloji ve mühendislik<br />

şirketi olarak güçlenerek büyümek ve<br />

kurumsal yönetimde (yönetişim) profesyonelliği<br />

artırmak için; şirket yönetim<br />

sistemlerinde, metodolojilerinde ve organizasyonda<br />

önemli değişiklikler yapılmıştır.<br />

Bu süreç, şirketimizde ”değişim yönetimi”<br />

çerçevesinde ele alınmış, şirketin tüm<br />

HAVELSAN Merkez Bina<br />

paydaşları ve değerlerini kapsayan bir<br />

yönetim sistemi kurgulanmıştır:<br />

� Operasyonel yönetimden stratejik yönetime<br />

geçilmiş ve “Strateji Odaklı<br />

Organizasyon”a dönüşüm gerçekleştirilmiştir.<br />

� Bu çerçevede, teknoloji/pazar odaklı<br />

stratejik iş birimleri kurulmuştur. Stratejik<br />

iş birimleri, şirketin teknik yetkinliklerinin<br />

gelişimi ile paralel olarak oluşturulmuştur.<br />

Tek tek projelerle başlanan bu yolda,<br />

projelerden proje portföyü, ürün yönetimi<br />

sürecine geçişte, organizasyonda yer alan<br />

teknik birimler, teknoloji odaklı stratejik iş<br />

birimlerine doğru çevrilmiştir. Aviyonik<br />

bakım-onarım, Simülasyon Sistemleri<br />

Direktörlüğü, Elektronik Harp ve Test<br />

Eğitim Sahası Direktörlüğü ile başlanan<br />

yolculukta, Deniz Savaş Sistemleri,<br />

Simülasyon ve Eğitim Sistemleri, Hava ve<br />

<strong>Savunma</strong> Sistemleri, Hava Komuta Kontrol<br />

ve Yönetim Bilgi Sistemleri Grup


Program<br />

Direktörlüğü<br />

Pazarlama<br />

Direktörlüğü<br />

OPERASYONLAR GRUP<br />

BAŞKANLIĞI<br />

SATIN ALMA ve SÖZLEŞMELER<br />

DİREKTÖRLÜĞÜ<br />

AR-GE ve MÜHENDİSLİK<br />

DİREKTÖRLÜĞÜ<br />

PAZARLAMA ve ENDÜSTRİYEL<br />

İŞBİRLİĞİ DİREKTÖRLÜĞÜ<br />

BİLGİ ve SİSTEM<br />

YÖNETİM MÜDÜRLÜĞÜ<br />

GÜVENLİK ve TESİSLER<br />

MÜDÜRLÜĞÜ<br />

Yazılım Sistemleri<br />

Direktörlüğü<br />

Finans<br />

Direktörlüğü<br />

Başkanlıkları, stratejik iş birimi olarak<br />

gelişmiştir. Yukarıda HAVELSAN’ın 1997<br />

ve 2010 yılı organizasyon değişimi yer<br />

almaktadır.<br />

� HAVELSAN’da ilk dönemlerden itibaren<br />

var olan Ar-Ge birimi, yıllar içinde, şirketin<br />

gelişim sürecine paralel olarak organizasyonda<br />

müdürlük olarak yer almıştır.<br />

2000 yılında Ar-Ge Direktörlüğü olarak<br />

yeniden yapılandırılmıştır. Bugün itibariyle,<br />

şirketin bir bütün olarak stratejik<br />

YÖNTİM KURULU<br />

GENEL MÜDÜRLÜK<br />

GENEL MÜDÜR YARDIMCILIĞI<br />

Avyonik Sistemleri Simülasyon Sis.<br />

Direktörlüğü<br />

Direktörlüğü<br />

İdari<br />

Direktörlük<br />

1997 yılı Organizasyon Şeması<br />

Ynt.Krl.Koordinatörü<br />

HV.KOM.KNT. ve YÖNT.BİL.SİST.<br />

GRUP BAŞKANLIĞI<br />

Kalite ve Güvence<br />

Birimi<br />

YÖNTİM KURULU<br />

GENEL MÜDÜR<br />

SİMÜLATÖR ve EĞİTİM<br />

SİSTEMLERİ GRUP BAŞKANLIĞI<br />

Elektronik Harp<br />

Sis. Direktörlüğü<br />

AR-GE<br />

Birimi<br />

hedefleri doğrultusunda Ar-Ge yatırımlarını<br />

yönlendirmek koordine etmek,<br />

projeden ürün yönetimine geçmek ve<br />

“ürün hattı” metodolojisini uygulamak Ar-<br />

Ge ve Mühendislik Direktörlüğü’nün<br />

sorumluluğudur. Buradaki gelişim süreci<br />

de, şirketin büyümesi, teknik yetkinliklerinin<br />

gelişmesi, olgunluk düzeyinin<br />

artması ile paralellik göstermektedir. Ar-<br />

Ge ve ürün ödüllerimiz bu gelişimin en<br />

güzel kanıtıdır.<br />

� 1996 yılında başlayan ve bir süre kurum<br />

kültürü haline gelen proje yönetiminden,<br />

şirkette yönetim süreçlerinin olgunlaşması,<br />

yurtiçinde ve yurtdışında rekabetin<br />

artması, ekonomik krizler ve teknolojik<br />

gelişmeler gibi pek çok etkeni doğru<br />

yönetmek ve bu etkenlere karşı doğru<br />

planlama yapılarak 2005 yılından itibaren<br />

entegre proje yönetimi, ürün yönetimi ve<br />

süreç yönetimine geçilmiştir. Bu süreçte<br />

alınan belgeler, sertifikalar da gelişimin<br />

bir başka göstergesidir.<br />

� Artan proje portföyü, stratejik hedeflerimiz<br />

ve SSM’nin sektör stratejileri doğrultusunda,<br />

etkin bir iş-eko sistemi oluşturulması<br />

ve yönetimine, özellikle 2006<br />

İDDK. Bşk.lığı<br />

GENEL MÜDÜRLÜK OFİSİ HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ<br />

2010 yılı Organizasyon Şeması<br />

DENİZ SAVAŞ SİSTEMLERİ<br />

GRUP BAŞKANLIĞI<br />

HAVA SAVUNMA SİSTEMLERİ<br />

GRUP BAŞKANLIĞI<br />

FİNANS DİREKTÖRLÜĞÜ<br />

İNSAN KAYNAKLARI<br />

DİREKTÖRLÜĞÜ<br />

KALİTE ve SÜREÇ YÖNETİM<br />

DİREKTÖRLÜĞÜ<br />

STRATEJİ ve KURUMSAL<br />

YÖNETİM DİREKTÖRLÜĞÜ<br />

BK ÖZEL PROJE<br />

MÜDÜRLÜĞÜ<br />

yılında ağırlık verilmeye başlanmış ve<br />

stratejik amaçlarımızdan biri haline<br />

gelmiştir. Bu amaçların gerçekleştirilebilmesi<br />

için İş Geliştirme Direktörlüğü,<br />

Endüstriyel İşbirliği ve Pazarlama<br />

Direktörlüğü olarak 2009 yılında yeniden<br />

yapılandırılmıştır. Güney Kore ile 2002<br />

yılında imzalanan CN-235 Hafif Nakliye<br />

Uçağı Tam Uçuş Simülatörü sözleşmesinin<br />

imzalanması ile başlayan büyük<br />

ölçekli ihracat yolculuğumuz sonucunda,<br />

69


Firmalarımızın 25 Yılı<br />

vizyonumuzda, yalnızca yurtiçinde<br />

büyümeye değil yurtdışında büyümeye<br />

odaklı pazarlama stratejilerimizde,<br />

stratejik hedeflerimiz ve SSM’nin sektör ve<br />

ihracat stratejileri doğrultusunda organizasyonel<br />

yapıda değişikliğe gidilmesini<br />

zorunlu kılmıştır. Projeden, proje portföyü,<br />

ürün yönetimi ve ihracata dayalı<br />

büyümeye doğru yaşanan gelişme,<br />

pazarlama, iş geliştirme ve satış<br />

süreçlerinde dolayısı ile organizasyonel<br />

yapıda bu ihtiyacı karşılayacak değişiklikler<br />

yapılmış ve İş Geliştirme<br />

Direktörlüğü’nün, Endüstriyel İşbirliği ve<br />

Pazarlama Direktörlüğü olarak yeniden<br />

tasarlanmasında<br />

olmuştur.<br />

bir başka gerekçe<br />

� 2009 yılında, kurumsal yönetim unsurlarının,<br />

stratejik yönetimin sağlıklı<br />

işleyebilmesi için ”Strateji ve Kurumsal<br />

Yönetim Direktörlüğü kurulmuş ve<br />

sektörde bu alanda uygulanan en etkin<br />

metodoloji ve araçlarla stratejik planlama<br />

ve kurumsal performans yönetimine<br />

geçilmiştir. 2010 yılında, bu organizasyon<br />

sorumluluğunda, kurumsal risk yönetimine<br />

de başlanmıştır.<br />

� Yönetimin vazgeçilmez fonksiyonları olan<br />

planlama, izleme, ölçme, değerlendirme<br />

alt süreçlerine ağırlık verilmiş ve<br />

yönetimin etkinliğini artırmak için bilgi<br />

teknolojilerinden yararlanmak üzere<br />

Kurumsal Yönetim Otomasyonu Bilgi<br />

Sistemi kurulmuştur. Bu sistem ile, 2001<br />

yılında başlayan ve otomasyona geçen<br />

süreçlerimize yenileri dahil edilmiş,<br />

böylece, şirketin bütün süreçleri,<br />

değerleri, varlıkları entegre bir yapıda<br />

işler hale getirilmiştir. Bu sistem ile,<br />

yöneticilerimiz, işlemleri, gerçekleşmeleri,<br />

hedefleri, sistem üzerinden<br />

ilişkisel yapıda izleyebileceklerdir.<br />

Bundan sonraki süreçte hedefimiz,<br />

teknoloji, yenilikçilik ve yönetsel olgunluk<br />

düzeylerimizi hedefler doğrultusunda<br />

geliştirmek ve artırmaktır.<br />

Genel olarak, organizasyonel değişim,<br />

HAVELSAN’ın teknik yetkinliklerinin artması,<br />

bir teknoloji şirketi olarak büyümesi,<br />

rekabetçiliğini artırmasına yönelik olarak<br />

yeniden yapılanma ile ilişkili olarak<br />

gerçekleşmiştir. Aslında bu değişim,<br />

şirketlerin, organizasyonların yaşayan<br />

varlıklar olması nedeniyle kaçınılmaz bir<br />

süreçtir. Yönetimin, yöneticilerin temel<br />

sorumluluğu, bu sürecin, kaynakların,<br />

varlıkların doğru yönetilmesidir. Başarılı bir<br />

yönetim / stratejik yönetim, değişimi,<br />

dışarıdan gelen zorlamalar yerine, “durumsal<br />

farkındalığı-situational awareness” artırıp,<br />

değişimin gerektiğini vaktinde öngörebilmek<br />

ve zamanında harekete geçebilmek, gerekli<br />

tedbirleri alabilmek, adımları atabilmektir.<br />

1.200<br />

1.000<br />

800<br />

600<br />

400<br />

200<br />

0<br />

250<br />

200<br />

150<br />

100<br />

50<br />

0<br />

80<br />

60<br />

40<br />

20<br />

0<br />

223<br />

2001<br />

12,9<br />

2000<br />

3,3<br />

2001<br />

314<br />

2002<br />

38,6<br />

2001<br />

4,5<br />

2002<br />

59,6<br />

2002<br />

348<br />

2003<br />

8,2<br />

2003<br />

60,1<br />

2003<br />

İş Hacmi (M $)<br />

470<br />

2004<br />

23,3<br />

2004<br />

HAVELSAN’da bu süreçte başarılı bir tarihçe<br />

oluşturulduğunu söyleyebiliriz.<br />

2.Ciro, ihracat, yurtiçi karşılama<br />

oranlarındaki değişiklikler :<br />

1996 yılından bugüne kadar olan dönemde,<br />

HAVELSAN’ın ciro, ihracat, yurtiçi karşılama<br />

oranlarındaki değişimlere baktığımızda,<br />

artan bir ivme göze çarpmaktadır.<br />

HAVELSAN, 2000’li yılların başında başlattığı<br />

büyüme atağını, 2001-2005 döneminde, iş<br />

hacmindeki büyümeyi hızlı bir ivme ile<br />

655<br />

2005<br />

Satışlar (TL )<br />

50,3<br />

2004<br />

122,8<br />

2005<br />

İhracat (M $)<br />

60<br />

2005<br />

683<br />

2006<br />

26,7<br />

185,1<br />

2006<br />

2006<br />

694<br />

2007<br />

230,7<br />

2007<br />

30,5<br />

2007<br />

780<br />

2008<br />

208,2<br />

2008<br />

49,2<br />

2008<br />

1.020<br />

2009<br />

2009<br />

190,6<br />

57<br />

2009


ABD ALMANYA FRANSA<br />

KORE CUMHURİYETİ<br />

KUZEY AFRİKA ÜLKELERİ<br />

İTALYA<br />

PAKİSTAN KANADA<br />

KÖRFEZ ÜLKELERİ<br />

TÜRKİ CUMHURİYETLER<br />

gerçekleştirmiştir (yaklaşık 3 katı).<br />

2005-2009 döneminde, iş hacminde büyüme<br />

devam etmiştir. 2005-2008 döneminde<br />

büyüme daha düşük bir ivme ile devam<br />

etmiştir.<br />

HAVELSAN, 2009 yılında 1 milyar Dolarlık iş<br />

hacmi ile beklenen performansı göstermiştir.<br />

İş hacmi, 2005-2009 döneminde 1,6 kat, 2001-<br />

2009 yılları arasına bakıldığında ise 5 kat<br />

artmış ve 1 milyar ABD Dolar’ına ulaşmıştır.<br />

3.Personel sayısında gelişmeler:<br />

HAVELSAN’ın personel sayısında gelişmeler,<br />

yukarıda açıkladığımız diğer unsurlar<br />

gibi paralel bir büyüme eğilimi göster-<br />

PERSONELİN EĞİTİM DURUMU<br />

35 130 105 641 280<br />

İLKOKUL ¦ LİSE ¦ ÖN LİSANS ¦ LİSANS ¦ Y.LİSANS ve ÜSTÜ<br />

MÜHENDİS ORANI<br />

2010 T<br />

2009<br />

2008<br />

2007<br />

2006<br />

2005<br />

2004<br />

2003<br />

2002<br />

2001<br />

2000<br />

0 250 500 750 1000 1250<br />

PERSONEL SAYISI<br />

1207<br />

MÜHENDİS SAYISI<br />

703 %58<br />

memektedir. 1998 yılında yaklaşık 500 olan<br />

çalışan sayısı, 2004 yılına 1000 kişiye yükselmiş,<br />

2005-2010 yılları arasında ise ortalama<br />

1200 kişi civarında sabitlenmiştir.<br />

Toplam personelin yaklaşık %60’ı mühendistir.<br />

Bu durum, son 5-6 yıllık dönemde,<br />

özellikle benimsenmiş ve titizlikle uygulamaya<br />

alınmış stratejinin sonucudur.<br />

Personel yönetiminde de, kurumsal<br />

yönetişimin gereği olan ve yenilikçilik,<br />

verimliliği artırmak, çalışanların yetkinliklerini,<br />

stratejik hedefler doğrultusunda<br />

yetiştirmek ve güçlendirmek üzere metodolojik<br />

yetenek yönetim sistemleri uygulanmaktadır.<br />

Büyüme, verimlilik hedeflerimiz; teknolojik<br />

olarak odaklanmak, uzmanlık alanlarında<br />

derinleşmek, sektörde alanında uzman iş<br />

ortakları yaratmak, iş ortaklarıyla birlikte<br />

büyümek ve bunun üzerine iş-eko sistemi<br />

oluşturmak stratejileri üzerine kurgulanmıştır.<br />

Bu dönemde kurulan teknokent şirketlerinden,<br />

görüntü üreteci konusunda<br />

SİMSOFT, aerodinamik veri hesaplama<br />

konusunda AEROTİM, çevresel ses ve<br />

haberleşme alanında C2TECH, Debriefing,<br />

Veri Kayıt Merkezi, Görsel Veritabanı, Üretimi<br />

ve 3 Boyutlu Modeller alanında BITES,<br />

elektronik harp analiz yazılımı konusunda<br />

EHSİM, deniz platformları konsollarının<br />

üretiminde AYESAŞ, YALTES, yazılım<br />

bakımında MİLSOFT, konsol ve elektrikkablolama<br />

altyapısı alanında çalıştığımız<br />

diğer şirketler örnek olarak verilebilir. Bu<br />

KOBİ/teknokent şirketlerinin ortaya çıkışı,<br />

devlet politikaları ve SSM’nin yurtiçi<br />

karşılama seviyesini artırmak, KOBİ/<br />

altyüklenicileri güçlendirmek ve teknoloji<br />

stratejileri sayesinde gerçekleştirilmiştir.<br />

HAVELSAN da, iş-eko sistemini kurma ve<br />

tedarikçileri ile birlikte büyüme stratejilerinin<br />

kararlı uygulamaları ile SSM’nin bu konudaki<br />

stratejilerine destek olmaktadır. Tekrar<br />

vurgulamakta fayda olduğunu değerlendirdiğimiz<br />

için, bu sonuçlar, ülke, TSK, MSB,<br />

SSM vizyon ve hedeflerinin hizalanması<br />

sayesinde sektörde yaratılan büyük sinerjiden<br />

elde edilmiştir.<br />

4.<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong><br />

sayesinde kazanılan teknoloji, yetenek<br />

ve tecrübeler:<br />

HAVELSAN’ın teknolojik kazanımlarında,<br />

özellikle, TSK, MSB ve SSM’nin katkıları ve<br />

destekleri her zaman için çok güçlü olmuştur.<br />

Bütün bu güzide kurumlar, aynı hedefler<br />

doğrultusunda hizalandığından yalnızca<br />

HAVELSAN değil tüm savunma sektöründe<br />

istikrarlı bir büyüme gerçekleştirilmiş ve<br />

katma değer yaratılmıştır.<br />

Teknolojik kazanımlar, TSK’nın bugün ve<br />

71


gelecekteki ihtiyaçları, teknolojilerin kritikliği,<br />

yurtdışına bağımlılığın azaltılması, dolayısı ile<br />

yurtiçi karşılama ve bütünsellik kriterleri<br />

çerçevesinde ele alınmış ve Ar-Ge yatırımları<br />

ile hayata geçirilmiştir. Özellikle, son 10 yıl<br />

içinde SSM ile imzalanan sözleşmeler<br />

çerçevesinde geliştirilen sistemler, uzmanlık<br />

ve teknolojik derinliğin artmasının yanısıra,<br />

HAVELSAN’ın yeni ürünler ve teknolojiler<br />

geliştirmesinde de tetikleyici rol oynamıştır.<br />

Aşağıda detaylı bir şekilde açıklanan tüm<br />

ürün/Ar-Ge çalışmaları, bu projelerle<br />

filizlenmiş, TSK’nın bugün ve özellikle<br />

gelecek ihtiyaçları ve aynı zamanda diğer<br />

sektörlerde de kullanılabilirliği göz önünde<br />

bulundurularak geliştirilmiştir.<br />

HAVELSAN’ın özkaynakları ile yaptığı Ar-Ge<br />

yatırımları yıllar itibariyle artmış ve gelirlerin<br />

yaklaşık %6-8 oranına ulaşmıştır.<br />

ESİD “Yenilikçilik ve<br />

Yaratıcılık Ödülü”<br />

CN-235 FAI<br />

Teknoloji Ödülü<br />

Ayrıca, HAVELSAN, 2008 yılında Sanayi<br />

Bakanlığı tarafından “Ar-Ge Merkezi” olarak<br />

tanımlanan ilk 5 şirketten biri olmuştur.<br />

Yukarıda detaylı olarak da belirtilen<br />

HAVELSAN; stratejik yönetim sistemi ve iş<br />

planları meyvesini vermiş ve dünyanın saygın<br />

ve önemli danışmanlık firmalarından birisi<br />

olan Frost & Sullivan tarafından her yıl<br />

gerçekleştirilen "En İyi Uygulamalar<br />

Araştırması" sonucunda "<strong>Savunma</strong> ve<br />

Havacılık Sektörü" kategorisinde " 2010<br />

Avrupa'nın Rekabetçi Strateji Lideri<br />

Ödülü"ne<br />

layık görülmüştür.<br />

Ayrıca, Frost & Sullivan tarafından<br />

HAVELSAN'ın dünya savunma pazarında bir<br />

ilk olarak üç farklı ülkenin Hava Kuvvetleri<br />

Komutanlıkları'nın (Türk Hava Kuvvetleri,<br />

Kore Cumhuriyeti Hava Kuvvetleri, Pakistan<br />

Hava Kuvvetleri) kullanımına başarılı bir<br />

şekilde sunduğu "Elektronik Harp Test<br />

ve Eğitim Sistemi (EHTES)" projesi<br />

HAVELSAN'ın müşterilerine verdiği önemi ve<br />

marka gücündeki liderliğini pekiştiren en<br />

önemli örnek olarak da belirlendi.<br />

Havelsan tarafından gerçekleştirilen bir<br />

çok projeden biri olan ve HAVELSAN<br />

tarafından, 1996-1999 yıllarında Hava<br />

Kuvvetleri Komutanlığı (H.K.K.lığı) için<br />

elektronik harp test, eğitim ve optimizasyon<br />

maksadıyla geliştirilmiş olan Elektronik<br />

Harp Test ve Eğitim Sahası (EHTES) hava<br />

savunma ve elektronik harp ile ilgili test,<br />

eğitim ve değerlendirme konusunda da,<br />

HAVELSAN’ı<br />

getirmiştir.<br />

sektörde önemli bir yere<br />

EHTES’in Türk Hava Kuvvetleri tarafından<br />

kullanımı, Pakistan Hava Kuvvetleri’nin,<br />

elektronik harbe yönelik test ve eğitim<br />

konularında ihtiyacını karşılamak için<br />

HAVELSAN’ı tercih etmesini sağlamıştır.<br />

2007 yılında başlayan Pakistan Hava<br />

Kuvvetleri EHTES Projesi (PAF EWTTR),<br />

silah sistemlerinin sahada kurulumu, saha<br />

kabul testleri ve eğitim faaliyetleri gerçekleştirilerek<br />

Haziran 2010’da Pakistan Hava<br />

Kuvvetleri’ne teslim edilmiştir.<br />

2006 yılında iş geliştirme çalışmalarına<br />

başlanan Kore Cumhuriyeti Hava Kuvvetleri<br />

ile EHES proje (Kore Cumhuriyeti EHES)<br />

sözleşmesi 16 Nisan 2009 tarihinde Seul /<br />

Kore Cumhuriyeti’nde imzalanmış ve 21<br />

Mayıs 2009 tarihinde proje takvimi başlatılmıştır.<br />

EHTES ile elde edilen kazanımların, Pakistan<br />

ve Kore’ye ihracatında, Hv.K.K.lığımızın<br />

desteği, Milli <strong>Savunma</strong> Bakanlığımız ve<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>mızın bu<br />

süreçteki lider rolü ile SSM’nin ihracat<br />

stratejileri ve ihracat hedeflerinin çok büyük<br />

katkıları olmuştur.<br />

Şirketin büyüme ve teknolojik olarak<br />

uzmanlaşmasına paralel olarak,<br />

HAVELSAN’da kurulmuş olan simülasyon<br />

laboratuarları, Simülasyon Merkezi, 6<br />

hareketli tam uçuş, tam görev simülatörlerinin<br />

üretilmesine imkan verecek şekilde<br />

genişletilmiştir.<br />

Deniz savaş sistemlerini geliştirdiğimiz<br />

Yazılım Geliştirme Lab, İstem Entegrasyon<br />

lab. HAVELSAN’da ve Deniz Kuvvetleri’mizin<br />

Gölcük tesislerinde kurulmuştur.<br />

HAVELSAN Simülasyon Teknolojileri Merkezi<br />

HAVELSAN Deniz Savaş Yönetim Sistemleri<br />

Teknoloji Merkezi<br />

HAVELSAN ODTÜ-TEKNOKENT AR-GE BİNASI<br />

Elektronik Harp Test ve Eğitim Sahasını<br />

geliştirmek için kurulan yazılım geliştirme ve<br />

test ve entegrasyon labratuarları, yurtdışı<br />

müşterilerin ihtiyaçlarını geliştirmek üzere ve<br />

ayrı alanlar olarak genişletilmiş ve farklı<br />

tesisler kurulmuştur.<br />

ODTÜ Teknokent’e, C4ISR, Hava Komuta<br />

Kontrol, Komuta Kontrol Bilgi Sistemleri<br />

alanlarında Ar-Ge projelerimizi geliştirmek<br />

üzere tesis kurulmuştur.<br />

Bunun yanında, mevcut simülatörler, yeni<br />

fonksiyonlar, yeni özellikler içerecek şekilde<br />

güncel teknolojilerle modernize edilmiş ve<br />

simülatör bakım-onarım-idame-işletme<br />

projesi ile başladığı Simülasyon ve Eğitim<br />

Sistemleri ile MELTEM II, GENESİS<br />

projeleri ile başladığı Savaş Yönetim<br />

Sistemlerinde Türkiye’nin Mükemmeliyet<br />

Merkezi olmayı başarmıştır.


YONCA ONUK A.O.<br />

TERSANE<br />

Yonca-Onuk A. Ortaklığı Tuzla – İstanbul’da<br />

kurulmuş 12,500 m2 kapalı alana ve ısı<br />

kontrollu havalandırma sistemli kompozit<br />

üretim atölyelerine sahip bir tersanedir.<br />

Yonca-Onuk 50m boy ve 300 deplasman tona<br />

kadar, ileri kompozit malzemeden, yüksek<br />

süratli bot üretim kapasitesine sahiptir ve<br />

1989 yılından beri ileri teknolji ürünü<br />

hücumbot, ticari tekne, yat dizayn ve inşa<br />

etmektedir. Tersanede üretim, AQAP2120<br />

Kalite Güvence Sistemine tam uyumlu olarak<br />

yapılmakta ve mühendislik ve gemi inşası,<br />

Det Norske Veritas (DNV) klaslama<br />

kurallarına ve denizcilik standartlarına uygun<br />

olarak yürütülmektedir.<br />

Mühendislik ve Endüstriyel Dizayn<br />

Yonca-Onuk A. Ortaklığı, kendi tasarım ve<br />

mühendislik kabiliyetlerine sahip kendi<br />

teknolojisini geliştirmiş milli bir kuruluştur.<br />

Bilgisayar destekli tasarım ve mühendislikte<br />

katı modelleme ana platformu olarak Catia<br />

kullanılmakta olup otomotiv endüstrisi<br />

standartlarında üretim resimlerine dayalı bir<br />

uygulama yapılmaktadır. Bugün Yonca-Onuk<br />

tersanesi, dünyadaki ileriye yönelik tüm<br />

eğilim ve gelişmeleri dikkate alarak müşteri<br />

istekleri ve uluslararası kurallar çerçevesinde<br />

kompozit teknolojisinde; yüksek süratli,<br />

yüksek manevra kabiliyetli ve yüksek<br />

denizcilik özelliklerine sahip botların<br />

inşasında, dünyada önder tersaneler<br />

arasında yer almaktadır. Bu özellikleri ve<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nca yürütülen<br />

birçok milli projeye imza atan Yonca-Onuk<br />

Ortaklığı, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nın<br />

dış satıma önem veren desteğinden de güç<br />

alarak uluslararası piyasada da kendini<br />

kanıtlamış ve Pakistan, Gürcistan, Malezya,<br />

73


Firmalarımızın 25 Yılı<br />

Birleşik Arap Emirlikleri’ne gerçekleştirdiği<br />

ihracatlara ilaveten şimdi de Mısır, Malezya<br />

ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde ortak üretime<br />

başlamıştır.<br />

MRTP (Multi Role Tactical Platform)<br />

(Çok Amaçlı Taktik Platform) Konsepti<br />

1996 yılında talihsiz bir trafik kazasında genç<br />

yaşta kaybettiğimiz Kaan Onuk tarafından<br />

yaratılan MRTP konsepti’nin program<br />

hedefleri, ileri teknolojileri kullanarak çok<br />

maksatlı taktik platform (MRTP) konseptini<br />

geliştirmek ve kanıtlamak doğrultusunda<br />

maliyet, tekne büyüklüğü, mürettebat sayıları,<br />

tespit edilebilme imkanı AZALTILIRKEN;<br />

menzilin, görev/silah yükünün, hızın, sığ<br />

sularda hareket kabiliyetinin, güvenilirlik/<br />

göreve hazır olma/bakım kolaylığının,<br />

modülerlik ve konfigürasyon değiştirme<br />

özelliğinin, değişik görev yapabilme (Multi<br />

Mission) kabiliyetlerinin ARTTIRILMASI<br />

amaçlanmış ve sağlanmıştır.<br />

İleri kompozit tekne yapısı MRTP programının<br />

en önemli ögelerinin başında<br />

gelmektedir. Bu sayede ağırlığın azaltılması<br />

ile performansın, taşıma kapasitesinin<br />

artması, yakıt tasarrufu sağlanabilmektedir.<br />

Korozyona üstün dayanıklılık daha uzun<br />

hizmet ömrü ve çok daha ucuz bakım imkanı<br />

elde edilebilmektedir. Yüksek hız, denizcilik<br />

ve manevra yeteneği yanı sıra geliştirilmiş<br />

akustik/manyetik/IR/RKA iz kontrolu kritik<br />

ortamlarda tehditten kaçınma/fark edilememe<br />

konusunda nicel üstünlük sağlayarak<br />

başarı ve güven sağlamanın anahtarı<br />

olmaktadır.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>nın, 1996<br />

yılında Sahil Güvenlik Komutanlığı ihtiyacı<br />

doğrultusunda altı adet bot alımı için açtığı<br />

uluslararası ihaleyi yerli dizayn tek teklifi<br />

veren Yonca-Onuk A. Ortaklığı tamamen milli<br />

imkanlarla tasarlanan ONUK MRTP15 Ani<br />

Müdahale Botu ile kazandı. İlki 1998'de teslim<br />

edilen ONUK MRTP15 botlarından halen<br />

Sahil Güvenlik Komutanlığı’mızın envanterinde<br />

18 adet bulunmakta ve arama/<br />

kurtarma, devriye, kaçakçılık ve yasa dışı<br />

avlanma ile mücadele gibi görevlerde<br />

başarıyla kullanılmaktadır.<br />

1998 yılında <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong><br />

tarafından yine Sahil Güvenlik Komutanlığı<br />

ihtiyacı doğrultusunda 10 adet “90 Tonluk<br />

Sahil Güvenlik Botu” alımı için açılan ihaleyi<br />

de yine tamamen milli imkanlarla geliştirilen<br />

ONUK MRTP29 botlarıyla kazanan Yonca-<br />

Onuk Ortaklığı daha yüksek tonajlı botlarda<br />

da Türk tasarımı/Türk üretimi çizgisini<br />

sürdürdü. Bu ihale kapsamında teslim edilen<br />

dokuz adet ONUK MRTP29 Sahil Güvenlik<br />

Botu da Sahil Güvenlik Komutanlığımızın<br />

envanterinde başarıyla görev yapmaktadır.<br />

90 tonluk Sahil Güvenlik Botu projesinin<br />

onuncu botu <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong><br />

ve Yonca-Onuk Ortaklığı tarafından<br />

desteklenen ARGE projesi kapsamında<br />

ONUK MRTP33 olarak inşa edilmiş ve ilk bot<br />

TCSG 301 2004 yılında Sahil Güvenlik<br />

Komutanlığı’na teslim edilmiştir. Bu<br />

kapsamda bugüne kadar SGK na 13 adet<br />

“Kaan33” sınıfı bot teslim edilmiştir.<br />

Sahil Güvenlik Komutanlığı Yonca - Onuk<br />

Ortaklığı'nın ürettiği MRTP botlarına Kaan<br />

adını verdi. Kaan’ın babası, Yonca-Onuk<br />

Ortaklığı Yönetim Kurulu Başkan Yrd. Dr.<br />

Ekber Onuk, "Poyraz kanallarında "Kaan" kod<br />

adlı botları konuşurken duymak bize<br />

bambaşka duygular veriyor." diyor.<br />

Bugün Sahil Güvenlik Komutanlığı'nda 18<br />

adet Kaan15, 1 adet Kaan19, 9 adet Kaan29 ve<br />

13 adet Kaan33 görev yapmaktadır.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nca yürütülen<br />

yeni proje kapsamında, Sahil Güvenlik<br />

Komutanlığı için 17 adet ONUK MRTP20<br />

inşasını öngören sözleşme imzalanmış olup<br />

Kasım 2010 da yürürlüğe girmiştir. Projenin 2<br />

yıl içinde tamamlanması ön görülmektedir.<br />

ONUK MRTP20 Geliştirilmiş Ani Müdahale<br />

Botlarının sujetli versiyonu olan ONUK<br />

MRTP20/U botlarından 2 adedi 2008 yılı<br />

içerisinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na<br />

teslim edilmiştir.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nca açılan<br />

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Su Altı Taarruz<br />

Timleri için intikal botu (SAT) ihalesini de<br />

Yonca-Onuk Ortaklığı kazanmıştır. Bu<br />

kapsamda tamamen milli imkanlarla dizayn<br />

ve inşa edilen 2 adet ONUK MRTP22/U botu<br />

2010 yılı içerisinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na<br />

teslim edilmiştir.<br />

Yonca - Onuk Ortaklığı, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>’nca yürütülen projeler kapsamında<br />

Sahil Güvenlik Komutanlığı dışında<br />

başka kuruluşlar için de tekneler üretmiştir.<br />

Bu kapsamda bu güne kadar, Gümrük<br />

Muhafaza Genel Müdürlüğüne üç adet<br />

ONUK MRTP15 ve dört adet ONUK MRTP16,<br />

Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü’ne<br />

4 adet ONUK MRTP16 botu teslim edilmiştir.<br />

Bugün Kaan sınıfı botlar tamamen Türk<br />

mühendisleri ve Türk uzmanlar tarafından<br />

geliştirilip Yonca - Onuk tersanesinde inşa<br />

ediliyorlar. Aselsan'ın geliştirdiği silahlarla<br />

donatılan MRTP'ler Pakistan özel kuvvetleri,<br />

Birleşik Arap Emirlikleri, Gürcistan ve<br />

Malezya tarafından da beğeniyle kullanılıyor.<br />

Geleceğin hücumbotu olarak tasarlanmakta<br />

olan güdümlü mermi ve yüksek kalibreli topla<br />

teçhiz edilecek ONUK MRTP41 (45m, 50<br />

knot) üstün sürat ve manevra kaabiliyeti yanı<br />

sıra 500-600 tonluk bir hücumbot denizci-


liğine sahip olmak üzere geliştirilmektedir.<br />

Yonca-Onuk Ortaklığı kuruluşundan bu yana<br />

gelişimine büyük bir azim ve kararlılıkla<br />

devam etmektedir. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nın<br />

1985 yılında kuruluşu ile birlikte bu<br />

gelişme daha da ivme kazanmış olup<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>nın destek ve<br />

katkılarıyla oluşan bu gelişmeler şöyle<br />

özetlenebilir;<br />

1. Organizasyon yapısındaki<br />

değişiklikler;<br />

Firmanın mevcut organizasyon yapısı<br />

MSB/SSM’nın koyduğu esaslar çerçevesinde,<br />

MSB Üretim Müsade Belgesi ve<br />

Tesis Güvenlik Belgesi koşullarına uygun<br />

düzenlemeler yapılarak söz konusu belgeler<br />

temin edilmiştir. Ayrıca, Ortaklığımız MSB<br />

dan AQAP2120 Üretimde Kalite Güvence<br />

sertifikası almış ve imalat söz konusu<br />

kurallara uygun hale getirilmiştir. Kalite<br />

kuralları ve dokümantasyon, SSM yönergeleri<br />

çerçevesinde yeniden düzenlenerek, Kalite<br />

Yönetim Planı ve Konfigürasyon Yönetim Planı<br />

tüm projeler için uygulanmaya başlanmıştır.<br />

2. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong><br />

sayesinde kazanılan teknoloji, yetenek ve<br />

tecrübeler;<br />

SSM nın açmış olduğu ulusal ve uluslararası<br />

ihaleler yoluyla kazanılan projeler çerçevesinde<br />

çeşitli boyutlarda ve özelliklerde<br />

ürünler dizayn edilerek bu ürünlerin tasırım<br />

ve mühendislik hesapları tamamlanmıştır.<br />

Başta İstanbul Teknik Üniversitesi olmak<br />

üzere, TUBİTAK, TTGV ve diğer önemli yerli<br />

ve yabancı kuruluşlarla sürdürülen ortaklaşa<br />

projeler ve işbirliği, SSM desteğinde<br />

tamamlanan ARGE projeleri çerçevesinde<br />

mevcut kompozit teknolojisi ile süratli<br />

müdahale, karakol ve hücum botları<br />

inşasında dünya standartları seviyesine<br />

ulaştırılmıştır. Kuruluşumuz 2003 yılında,<br />

ONUK MRTP “Çok Amaçlı Taktik Platform ”<br />

Projesi ile TUBİTAK - TTGV – TUSİAD<br />

Tarafından verilen V. Teknoloji Başarı<br />

Ödülüne layık görülmüştür.<br />

3. Ciro, İhracat Yurtiçi katma değerdeki<br />

artışlar;<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığ’nın kuruluşundan<br />

buyana geçen sürede Ortaklığımızın<br />

yıllık cirosu ve ihracatı belirgin bir artış<br />

göstermiştir.<br />

belirtilmiştir.<br />

Bu artış aşağıdaki tabloda<br />

Ciro, İhracat ve<br />

Katma değer<br />

Yıllık Ciro<br />

İhracat toplamı<br />

Yurt içi<br />

katma değer %<br />

4. Personel sayısındaki artışlar;<br />

Ortaklığımızın çalışan personel sayısı da<br />

gelişen projeler doğrultusunda önemli bir<br />

artış göstermiştir. Bu artış da aşağıdaki<br />

tabloda açıkça gözlemlenebilir.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> destek ve<br />

katkılarıyla yürütülen ARGE projeleri ve<br />

ulusal ve uluslararası projelerle kazanılan<br />

tecrübeler sayesinde Yonca-Onuk Ortaklığı<br />

kuruluşunda belirlediği ileri kompozit teknolojisi<br />

ile süratli botlar dizayn ve inşasında<br />

dünya lideri olma hedefine ulaşmıştır.<br />

Mühendis<br />

Teknisyen<br />

İşçi<br />

Toplam<br />

2001 yılı 2009 yılı<br />

4.996.765,00<br />

0<br />

%40<br />

1998 2009<br />

11<br />

8<br />

71<br />

90<br />

35.987.308,00 TL<br />

7.987.308,00 $ US<br />

%55<br />

22<br />

13<br />

144<br />

179<br />

75


Firmalarımızın 25 Yılı<br />

ASELSAN<br />

1- <strong>Müsteşarlığı</strong>n Kuruluşundan İtibaren Kuruluşumuzun Organizasyon Yapısındaki<br />

Değişiklikler<br />

2006<br />

2010<br />

MALİ İŞLER<br />

Haberleşme Cihazları<br />

Grup Başkanlığı<br />

YÖNTİM KURULU<br />

GENEL MÜDÜR<br />

BİLGİ YÖNETİMİ İNSAN KAYNAKLARI VE DESTEH HİZMETLERİ<br />

MALZEME İKMAL<br />

Haberleşme Cihazları<br />

Grup Başkanlığı<br />

STRATEJİ YÖNETİMİ<br />

BİLGİ YÖNETİMİ<br />

MALZEME İKMAL<br />

Mikroelektronik<br />

Güdüm ve Elektrooptik<br />

Grup Başkanlığı<br />

GENEL MÜDÜR<br />

Mikroelektronik<br />

Güdüm ve Elektrooptik<br />

Grup Başkanlığı<br />

ULUUSLARARASI PAZAR GELİŞTİRME<br />

Mikrodalga ve Sistem<br />

Tekonolojileri<br />

Grup Başkanlığı<br />

Radar, Elektronik Harp<br />

ve İstihbarat Sistemleri<br />

Grup Başkanlığı<br />

SÖZLEŞMELER<br />

Mali İşler<br />

Grup Başkanlığı<br />

İNSAN KAYNAKLARI VE DESTEH HİZMETLERİ<br />

ULUUSLARARASI PAZAR GELİŞTİRME<br />

SÖZLEŞMELER<br />

BASKI DEVRE<br />

<strong>Savunma</strong> Sistem<br />

Teknolojileri<br />

Grup Başkanlığı


2- MÜSTEŞARLIĞIN KURULUŞUNDAN<br />

İTİBAREN MÜSTEŞARLIK SAYESİNDE<br />

KAZANILAN TEKNOLOJİ, YETENEK VE<br />

TECRÜBELER<br />

A. Helikopter Elektronik Harp Sistemleri<br />

(HEWS) Projelerinde SSM ile imzalanmış<br />

sözleşmeler kapsamında kazanılan<br />

teknoloji, yetenek ve tecrübeler aşağıda<br />

sıralanmıştır.<br />

1. Helikopterler üzerinde sistem entegrasyonu<br />

tecrübesi kazanımı<br />

a. İlk kez Kızılötesi Karşı Tedbir Sistemi<br />

(IRCM) entegrasyonu ile başlanan çalışmalar<br />

kapsamında K.K.K.lığı envanterindeki çeşitli<br />

tip ve sayıdaki helikopterlere entegrasyon<br />

ASELSAN ana yükleniciliğinde gerçekleştirilmiştir.<br />

Bu sayede helikopterlerin elektriksel<br />

ve mekanik yapıları hakkında bilgi edinilmiş<br />

ve ASELSAN’a verilen görev başarı ile yerine<br />

getirilmiştir.<br />

b. Füze İkaz Sistemi (MWS-TU) ve Karşı<br />

Tedbir Atıcı (CMDS) Sistemi Projesi<br />

kapsamında, TSK helikopterleri üzerinde<br />

yapılan detaylı mühendislik çalışmaları<br />

sayesinde:<br />

I. Helikopterlerde mevcut alt sistemler ile<br />

MWS ve CMDS sistemlerinin mekanizasyonu<br />

II. Harici yük analizleri, yapısal ve aerodinamik<br />

hesaplamalar, yorulma,<br />

dayanım ve güvenilirlik analizleri<br />

III. Uçuş güvenliğini ilgilendiren, harici<br />

yük, güvenli ayrılma analizleri ve<br />

mühimmat atışlı testler<br />

IV. Elektromanyetik Uyumluluk ve girişim<br />

denemeleri,<br />

V.<br />

Helikopter üzerinde bulunan diğer<br />

elektrik-elektronik ve mekanik sistemlerle<br />

mekanizasyon çalışmaları tamamlanmıştır.<br />

c. Gerçekleştirilen proje faaliyetleri sırasında,<br />

5. ABMK.lığı ile doğrudan çalışma imkanı<br />

sağlanmış, bu sayede TSK platformlarına<br />

entegrasyon konusunda ülkemizdeki mevcut<br />

bilgi birikimi ve tecrübenin üst düzeyde<br />

kullanılması sağlanmıştır.<br />

d. Projelerde kazanılan imkanlarla, helikopter<br />

platformlarına tamamen milli kaynaklar ile<br />

elektronik harp sistemlerinin entegrasyonu<br />

gerçekleştirilmiştir.<br />

2. Füze İkaz Sistemi (MWS-TU) Projesi<br />

kapsamında Morötesi (UV) teknolojisi ile ilgili<br />

teknolojiler ülkemize kazandırılmış, varolan<br />

teknik birikim ilk kez profesyonel anlamda bir<br />

ürüne dönüştürülmesi sağlanmıştır.<br />

a. Bu kapsamda Bilkent Üniversitesi, Nano<br />

Teknoloji Araştırma Merkezi’ne (NANOTAM)<br />

MOCVD Reaktör yatırımı gerçekleştirilmiştir.<br />

İlk kez Aliminyum Galyum Nitrat (AlGaN)<br />

malzemesi büyütülmesi başarılmıştır. Bu<br />

sayede;<br />

I. UV spektrumunda işaretleri algılayabilen<br />

hassas dedektörlerin imalatı<br />

ülkemizde<br />

bilmiştir.<br />

ilk kez gerçekleştirile-<br />

II. GaN teknolojili transistör imalatı yapılabilmesi<br />

imkanı elde edilmiş ve MWS-<br />

TU Projesi kapsamının dışında da ileri<br />

teknolojili ürünlerde kullanılabilecek<br />

yarı iletken teknolojisine bir başlangıç<br />

yapılmıştır.<br />

b. Ülkemizde 1. ABMK.lığında bulunan görünür<br />

optik üretim altyapısına ilave teknoloji ve<br />

ekipman desteği ile MWS-TU Projesinde<br />

üretilen sensörlerin objektiflerinde kullanılan<br />

küresel ve küresel olmayan mercekler büyük<br />

oranda yurtiçinden karşılanmıştır.<br />

c. ASELSAN’da UV bandında çalışan<br />

elektrooptik birimlerin üretim ve test altyapısı<br />

kurulmuş, doğrulanmış ve üretim yapılmıştır.<br />

3. Karşı Tedbir Atıcı (CMDS) Sistemi Projesi<br />

kapsamında<br />

a. Ülkemizde ilk kez helikopter platformlarında<br />

kullanılmaya uygun karşı tedbir atıcı<br />

sistemi (chaff/flare atıcısı) geliştirilmiş ve<br />

kalifiye edilerek TSK helikopterlerinin elektronik<br />

harp kendini koruma sistemi olarak<br />

kullanılmaktadır.<br />

b. Chaff ve flare mühimmatı tasarım ve üretim<br />

teknolojisi MKE Kurumuna kazandırılmış ve<br />

ülkemizin ihtiyaçlarının yerli üretimle karşılanmasına<br />

yönelik üretim ve test altyapıları<br />

kurulmuştur.<br />

c. TSK platformlarının Kızılötesi İz Ölçümü<br />

yapılabilmesi maksadıyla ASELSAN tarafından<br />

Kuzgun IRSM sistemi geliştirilmiş ve<br />

çeşitli platformların iz ölçümleri yapılmıştır.<br />

Bu sistem hava platformlarının uçuşu esnasında<br />

otomatik hedef izleme, aynı anda ölçüm<br />

yapma yetenekleri ile IR bandında platformun<br />

izini çıkarabilen dünyadaki en ileri teknolojili<br />

sistem olup, tamamen Aselsan tarafından<br />

tasarlanıp doğrulanmış ve iz ölçümleri başarı<br />

ile tamamlanmıştır.<br />

d. Platformların Radar Kesit Alanı hesaplamalarına<br />

yönelik Bilkent Üniversitesi<br />

Hesaplamalı Elektromanyetik Merkezi’nde<br />

(CEM) altyapı sağlanmış ve bilgi birikimi<br />

oluşturulmuştur. Bu sayede TSK hava<br />

araçlarının radar kesit alanları yüksek<br />

doğrulukla hesaplanmış ve kullanılan altyapı<br />

ile Bilkent Üniversitesi çok bilinmeyenli<br />

elektromanyetik problemleri çözme konusunda<br />

dünya rekorunu elde etmiştir.<br />

e. Ülkemizde ilk kez tamamen gerçek verilere<br />

dayalı bir füze-platform angajmanı için<br />

bilgisayarlı simülasyon sistemi geliştirilmiş,<br />

aynı zamanda EH karşı tedbir geliştirme<br />

maksatlı olarak Kapalı Döngü Simülatör<br />

(HITL) sistemi geliştirilmektedir.<br />

4. Radar İkaz Almacı (RİAS), RF Karıştırıcı<br />

(RFKS), Lazer İkaz Almacı (LİAS) ve Süit<br />

Merkezi Yönetim Bilgisayarı (SMYB)<br />

geliştirme ve Platformlara Entegrasyonu<br />

Projesi kapsamında:<br />

a. Ülkemizde ilk kez ve tamamen milli<br />

imkanlar kullanılarak TSK helikopterleri için<br />

RİAS, RFKS, LİAS ve SMYB alt sistemlerinden<br />

oluşan bir elektronik harp kendini koruma<br />

sistemi geliştirilmektedir.<br />

b. Projede geliştirme yoluyla Teknik Üreteci,<br />

Sayısal Radyofrekans Hafıza Birimi (DRFM),<br />

Aktif Elektronik Taramalı Faz Dizili Anten<br />

(AESA), Sayısal Almaç gibi ileri teknoloji<br />

ürünleri milli imkanlar kullanılarak Aselsan<br />

tarafından geliştirilmiştir.<br />

c. Çalışmalar kapsamında, ülkemizdeki<br />

üniversiteler, araştırma kuruluşları ve<br />

şirketlerin bilgi birikiminden ve özgün<br />

teknolojik çözümlerinden faydalanılmıştır.<br />

d. Projede ODTÜ Mikro Elektronik Tasarım<br />

(MET) Merkezi, Mikro Elektromekanik<br />

Sistemler (MEMS) konusunda kazanılmış<br />

yeteneğin mikrodalga frekanslarına genişletilmesi<br />

ve uzmanlaşması için gerekli<br />

cihazlarla donatılmış ve radar/elektronik harp<br />

sistemlerinin geliştirilmesinde kritik öneme<br />

haiz yapıtaşlarının geliştirilmesi ve ASELSAN<br />

ürünlerinde kullanılması için önemli aşamalar<br />

kaydedilmiştir.<br />

e. Proje kapsamında geliştirilen sistem,<br />

özellikleri itibarıyla henüz dünyadaki hiçbir<br />

77


Firmalarımızın 25 Yılı<br />

ülkenin silahlı kuvvetlerinde bulunmayan ve<br />

dünyada ilk olacak bir elektronik harp kendini<br />

koruma sistemidir.<br />

f. ASELSAN Elektronik harp kendini koruma<br />

sistemi, proje sözleşmesine uygun olarak<br />

tamamen milli imkanlarla TSK platformlarına<br />

entegre edilecektir.<br />

B. Elektronik Destek (ED) ve Elektronik<br />

Taarruz (ET) Sistemleri Projelerinde SSM<br />

ile imzalanmış sözleşmeler kapsamında<br />

kazanılan teknoloji, yetenek ve tecrübeler<br />

aşağıda sıralanmıştır.<br />

1. Radar ED/ET Sistemleri geliştirilmiş ve<br />

Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na mobil platformda<br />

aktif sistem yeteneği kazandırılmıştır.<br />

Proje kapsamında geliştirilen özel almaç<br />

yapısı sayesinde, bu alanda dünyadaki<br />

gelişmiş ülkelerin kullandığı teknolojiler ile<br />

aynı seviyeye gelinmiştir. Bu proje, halen<br />

devam eden veya projelendirme aşamasında<br />

olan bir çok proje için örnek teşkil etmektedir.<br />

2. Hava Kuvvetleri Komutanlığı ihtiyacı olan<br />

Kara Platformu Uzaktan Karıştırma Sistemi<br />

Projesi kapsamında faz dizili anten yapısı ile<br />

radarları karıştırma yeteneğine sahip sistem<br />

geliştirilmektedir. Bu yetenek, halen projelendirme<br />

aşamasında olan Hava Platformu<br />

Uzaktan Karıştırma Sistemi için de önemli bir<br />

kazanç olacaktır.<br />

3. Deniz platformu ED Sistemi geliştirilmiş ve<br />

Milgem Projesi kapsamında birinci gemiye<br />

entegrasyonu tamamlanmıştır. Halen projelendirme<br />

aşamasında olan denizaltı projeleri<br />

kapsamında ihtiyaç duyulan ED Sistemleri<br />

özgün olarak ASELSAN tarafından geliştirilen<br />

sistemler kullanılarak karşılanması planlanmaktadır.<br />

4. Haberleşme Elektronik Harp alanında HF<br />

Dinleme ve Kestirme Sistemleri geliştirilmiş<br />

ve teslim edilmiştir.<br />

5. Önleyici Elektronik Harp alanında araç ve<br />

taşınabilir karıştırma/köreltme sistemleri<br />

geliştirilmiş ve kullanıma sunulmuştur.<br />

Bunların içinde olan Pasif Köreltme Sistemi,<br />

halen dünyada çok az ülkenin sahip olduğu<br />

bir yetenektir.<br />

C. Radar Projelerinde SSM ile imzalanmış<br />

sözleşmeler ve bunlar kapsamında<br />

kazanılan teknoloji, yetenek ve tecrübeler<br />

aşağıda sıralanmıştır:<br />

1. SAR Teknolojileri Geliştirilmesi Projesi<br />

kapsamında ülkemizde ilk kez ve tamamen<br />

milli imkanlar kullanılarak hava platformları<br />

için Özgün Yapay Açıklıklı Radar (SAR)<br />

sistemi geliştirilmiştir. Bu projede ilk defa<br />

ASELSAN ve TUSAŞ tarafından bir radar<br />

sisteminin hava platformuna entegrasyonu<br />

gerçekleştirilmiş ve radar uçuş testlerinden<br />

başarıyla geçmiştir.<br />

2. Kundağı Motorlu Namlulu Hava <strong>Savunma</strong><br />

Silah Sistemi ve Ateş İdare Cihazı için<br />

geliştirilen ve faz dizili anten yapısında olan<br />

Hava <strong>Savunma</strong> Sistemleri Mobil Arama<br />

Radarı projesinde sayısal huzme yönlendirme<br />

gibi gelişmiş radar teknolojileri<br />

kazanılmaktadır.<br />

3. Kundağı Motorlu Namlulu Hava <strong>Savunma</strong><br />

Silah Sistemi ve Ateş İdare Cihazı için<br />

geliştirilen Hava <strong>Savunma</strong> Sistemleri Atış<br />

Kontrol Radarı projesi kapsamında ülkemizde<br />

ilk kez ve tamamen milli imkanlar kullanılarak<br />

bir atış kontrol radarı geliştirilmektedir.<br />

4. 3 Boyutlu Arama Radarı Projesi kapsamında<br />

deniz platformları için ihtiyaç duyulan<br />

arama radarlarının üretimi ve platformlara<br />

entegrasyonu azami yerli katkı ile gerçekleştirilmektedir.<br />

Bu projede, S-Bant Katı Hal<br />

Gönderme/Alma Modülleri ASELSAN<br />

tarafından özgün olarak geliştirilmiş, radarın<br />

radom, soğutucu kabini gibi kritik birimlerine<br />

ilişkin teknolojilerin yurt içi alt yükleniciler<br />

tarafından kazanılması sağlanmıştır.<br />

D. Tüm bu projelerden elde edilen<br />

tecrübeler ışığında :<br />

1. TSK tarafından belirlenen gereksinimlerin,<br />

SSM tarafından kurgulanan akılcı tedarik<br />

yöntemleri ile, Aselsan tarafından karşılanabildiği,<br />

2. Projelerde ASELSAN tarafından elde<br />

edilen başarıların temelinde,<br />

a. SSM ile yürütülen çalışmalarda oluşan<br />

sinerjinin,<br />

b. Aselsan’ın sahip olduğu teknolojik altyapı<br />

ve birikimin birlikte çalışılan diğer firma ve<br />

kuruluşlara aktarılmasındaki başarının,<br />

c. Temel teknolojilerin gelişimine gösterdiğimiz<br />

önem ve inancın,<br />

d. Ülkemizdeki üniversite, araştırma<br />

kuruluşları ve firmaların sahip olduğu bilgi<br />

birikimi ve nitelikli insan gücünün yönlendirilmesindeki<br />

maharetin bulunduğu,<br />

3. Bugüne kadar elde edilen başarılı<br />

sonuçların, savunma sanayiinde teknolojik<br />

olarak kritik eşiğin aşıldığı, ülkemizin<br />

bağımsızlığına büyük katkıları olduğu ve bu<br />

aşamaya gelen sanayimize katkıda bulunmaktan<br />

dolayı büyük mutluluk ve kıvanç<br />

duyduğumuzu ifade etmek isteriz.<br />

3- MÜSTEŞARLIĞIN KURULUŞUNDAN<br />

İTİBAREN CİRO, İHRACAT, YURTİÇİ<br />

KAŞILAMA ORANLARINDAKİ<br />

DEĞİŞİKLİKLER<br />

Yıllar<br />

1985<br />

1986<br />

1987<br />

1988<br />

1989<br />

1990<br />

1991<br />

1992<br />

1993<br />

1994<br />

1995<br />

1996<br />

1997<br />

1998<br />

1999<br />

2000<br />

2001<br />

2002<br />

2003<br />

2004<br />

2005<br />

2006<br />

2007<br />

2008<br />

2009<br />

TOPLAM<br />

Toplam Satış<br />

(000 USD)<br />

40.408<br />

56.153<br />

49.583<br />

43.172<br />

46.538<br />

69.142<br />

74.281<br />

108.472<br />

135.818<br />

130.210<br />

146.613<br />

154.401<br />

172.405<br />

174.235<br />

195.781<br />

224.475<br />

213.232<br />

210.943<br />

209.789<br />

258.217<br />

318.046<br />

341.480<br />

478.301<br />

535.476<br />

572.361<br />

4.959.532<br />

İhracat<br />

(000 USD)<br />

12.389<br />

12.922<br />

11.648<br />

11.093<br />

11.558<br />

12.465<br />

10.078<br />

21.855<br />

42.854<br />

22.612<br />

34.564<br />

30.443<br />

23.784<br />

16.062<br />

23.596<br />

28.158<br />

19.362<br />

12.253<br />

32.795<br />

32.850<br />

22.362<br />

9.143<br />

21.500<br />

67.469<br />

59.297<br />

603.112<br />

Yİ Karşılama<br />

Oranı (%)<br />

40<br />

52<br />

76<br />

51<br />

43<br />

57<br />

58<br />

54<br />

47<br />

49<br />

42<br />

54<br />

42<br />

50<br />

66<br />

69<br />

60<br />

61<br />

61<br />

60<br />

56<br />

53<br />

66<br />

61<br />

4- MÜSTEŞARLIĞIN KURULUŞUNDAN<br />

İTİBAREN PERSONEL SAYISINDAKİ<br />

DEĞİŞİKLİKLER<br />

Yıl<br />

1984<br />

1990<br />

1995<br />

2008<br />

2010<br />

Toplam Personel Sayısı<br />

1724<br />

2000<br />

2336<br />

3127<br />

3900


5- MÜSTEŞARLIĞIN KURULUŞUNDAN İTİBAREN SSM PROJE EKİPLERİYLE SAĞLANAN PROJELERLE İLGİLİ TESTLERE,<br />

TOPLANTILARA VE TÖRENLERE İLİŞKİN ÖZEL FOTOĞRAFLAR.<br />

15 Şubat 2002<br />

Altay İmza Töreni - Temmuz 2008<br />

30 Nisan 2009 ASELSAN - MKEK İşbirliği Anlaşması<br />

Göktürk Projesi İmza Töreni - Temmuz 2009<br />

SSM İmza Töreni - Eylül 2006<br />

PİTON ve BOA Objektif Tak. Müş. Üretim<br />

İmza Töreni - Aralık 2009<br />

Nisan 2009 FAMAE - ASELSAN<br />

Havadan Taşınabilir 105mm Hafif çekişli Obus Projesi - Kasım 2009<br />

79


Firmalarımızın 25 Yılı<br />

TUSAŞ TÜRK Havacılık ve<br />

Uzay Sanayi A.Ş.<br />

1.Giriş :<br />

15 Mayıs 1984 tarihinde yabancı ortaklı bir<br />

şirket olarak kurulan TUSAŞ, kısa sürede<br />

temel alt yapı çalışmalarını tamamlayarak<br />

Türkiye’de F-16 uçaklarının müşterek<br />

üretimine başlamıştır. Zaman içerisinde idari<br />

ve teknik yapısı ile projelerinde önemli<br />

gelişmeler olan TUSAŞ, 2005 yılında yabancı<br />

hisselerin satın alınarak milli bir şirkete<br />

dönüştürülmesinden sonra Türkiye’de uçak,<br />

helikopter, insansız hava araçları (İHA) ve<br />

uydu gibi hava-uzay platformlarının tasarımı,<br />

geliştirilmesi, imalatı, sistem entegrasyonu,<br />

modernizasyonu ve satış sonrası hizmetleri<br />

alanlarında bir teknoloji merkezi haline<br />

gelmiştir. TSKGV’nın bağlı ortakları arasında<br />

yer alan TUSAŞ’ın ikinci büyük hissedarı<br />

SSM’dir. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin<br />

Modernizasyonu amacıyla SSM tarafından<br />

başlatılan tüm ulusal havacılık projelerinde<br />

önemli görev ve sorumluluklar üstlenen<br />

TUSAŞ aynı zamanda SSM tarafından<br />

yürütülen A400M ve JSF gibi uluslararası<br />

katılım projelerinde önemli iş paylarına<br />

sahiptir. Hiç kuşkusuz ki TUSAŞ’ın bu<br />

gelişiminde milli ve modern bir savunma<br />

sanayinin geliştirilmesini hedefleyen, ileri<br />

teknoloji yatırımlarını ve araştırma-geliştirme<br />

faaliyetlerini teşvik eden SSM ’nin politika ve<br />

uygulamalarının önemli bir rolü bulunmaktadır.<br />

Faaliyetlerini Akıncı-Ankara’da bulunan 5,000<br />

dönüm alanda yaklaşık 225,000 metrekare<br />

kapalı alandan oluşan ileri teknoloji ürünü<br />

makine ve teçhizatla donatılmış modern<br />

tesislerinde yürüten TUSAŞ ayrıca, savunmahavacılık<br />

kabiliyet tabanını geliştirmek,<br />

üniversite ve belirli alanlara odaklanmış<br />

küçük-orta ölçekli teknolojik şirketler ile ortak<br />

sinerji yaratmak üzere mühendislik esaslı<br />

faaliyetlerin bir bölümünü ODTÜ-Teknopark<br />

yerleşkesinde yürütmektedir. Dünyaca kabul<br />

görmüş NATO AQAP-2110, ISO-9001:2000 ve<br />

AS EN 9100 sertifikasyonlarına sahip olan<br />

TUSAŞ’ta Aralık 2010 tarihi itibarıyla 1486’sı<br />

mühendis olmak üzere toplam 3537 nitelikli<br />

personel çalışmaktadır.<br />

Kuruluş yıllarında tek bir proje “F-16<br />

uçaklarının müşterek üretimi projesi’’ ile işe<br />

başlayan TUSAŞ; takip eden yıllarda SSM<br />

tarafından başlatılan savunma-havacılık<br />

projelerine etkin bir biçimde görev<br />

alabilmek, yerli katkı payını artırmak, tasarımmühendislik<br />

alt yapısını kurmak, ihracat<br />

potansiyelini geliştirmek, yeni teknolojilere<br />

adapte olmak ve teknolojik gelişmeler<br />

doğrultusunda kendini yenileyebilmek, yerli<br />

sanayi alt yapısını destekleyerek bu<br />

olanaklardan olabildiğince yararlanmak,<br />

satış sonrası destek hizmetlerini sunmak,<br />

dinamik bir yapıya kavuşmak ve nihayet<br />

stratejik hedefleri arasında yer alan “TSK’ya<br />

Egemen Sistemler Sağlamak’’ amacıyla<br />

organizasyonunu sürekli gözden geçirerek<br />

gerekli görülen değişiklik ve iyileştirmeleri<br />

yapmıştır. TUSAŞ’ın organizasyon yapısındaki<br />

gelişmeler aşağıda özetlenmiş ve<br />

bugünkü organizasyon yapısı şekilde gösterilmiştir.


2.Kuruluşundan günümüze TUSAŞ<br />

organizasyonunda gerçekleşen<br />

değişiklikler:<br />

� Kuruluşunda F-16 projesinin ortak üretim<br />

çalışmalarına başlanırken, ilk organizasyon<br />

yapılanmasında o zamanki ABD’li<br />

ortağı General Dynamics'ten (daha sonra<br />

Lockheed Martin olmuştur) destek almak<br />

üzere bazı yönetici pozisyonları Yönetim<br />

Direktörünü (Genel Müdür) de kapsayacak<br />

şekilde ABD’lilerden oluşturmuştur.<br />

� 1990 yılına gelindiğinde yeterli deneyime<br />

sahip olunması sebebiyle GD yöneticileri,<br />

görevlerini atanan Türk yöneticilere<br />

devretmiş, F-16 projesi dışında yeni iş<br />

arayışları, iş geliştirme faaliyetleri için<br />

Proje Geliştirme Direktörlüğü ihdas<br />

edilmiştir.<br />

� 1991 yılından sonra F-16 projesi dışında<br />

CN-235 ve SF-260D uçaklarının üretimi<br />

için sözleşmelerin imzalanmasını takiben<br />

organizasyon bu projeleri de kapsayacak<br />

şekilde değiştirilmiş, montaj ağırlıklı<br />

başlayan ve detay parça, takım imalatı ile<br />

fazlar halinde gelişen üretim alt yapısı yeni<br />

projelerin ihtiyaçları doğrultusunda<br />

kompozit imalatını da içerecek şekilde<br />

genişletilmiştir.<br />

� 1996-1997 yıllarında yapılan organizasyon<br />

ve alt yapı değişiklikleri ile başarılı üretim<br />

faaliyetleri gerçekleştirmenin yanı sıra,<br />

malzeme ihtiyacını planlayan, satın alan,<br />

alt sözleşme faaliyetlerini yürüten bir<br />

kurum haline gelinmiştir.<br />

� 1998 yılından itibaren Yönetim<br />

Direktörlüğü (Genel Müdür) görevi de<br />

Türk ortağa devredilmiş, daha yoğunlaştırılmış<br />

bir yapılanmaya gidilmiş,<br />

fonksiyonlar ana ve destek olarak<br />

sınıflandırmaya tabi tutulmuş, mühendisliği<br />

hazır üretimi başarıyla tamamlayabilen,<br />

bunların yanında az sayıda<br />

mühendislik desteğiyle sadece birkaç<br />

münferit projeyle arge çalışması yürütebilen<br />

yapıdan, planlayan, tasarlayan bir<br />

yapıya dönüşümün ilk aşamasında<br />

Tasarım ve Mühendislik İcra Direktörlüğü<br />

oluşturulmuştur.<br />

� 1999 yılında TUSAŞ'ın askeri projelerinin<br />

yanı sıra sivil programlarının ve ihracatının<br />

da belirli seviyelere gelmesiyle askeri ve<br />

sivil projeler için ayrı program yönetimi ve<br />

üretim yapılanmaları oluşturulmaya<br />

başlanmış, 2000 yılında alt sözleşme<br />

faaliyetlerinin artmasıyla birlikte ayrı bir<br />

birim haline getirilmiştir, ATAK<br />

Taarruz/Taktik Keşif Helikopteri Programı’nın<br />

ana yüklenicisi olmasını takiben,<br />

organizasyon bu projenin hazırlıklarını<br />

yapmak üzere oluşturulan birim sebebiyle<br />

değiştirilmiştir.<br />

� 2003 yılında A400M programının tasarım<br />

faaliyetlerinin başlamasını takiben<br />

organizasyon yapısında Tasarım ve<br />

Mühendislik Direktörlüğü’ne projelerin<br />

teknik yönetiminin de sağlanması<br />

amacıyla bir müdürlük eklenmiştir.<br />

� 2005 yılında şirketin yabancı hisselerinin<br />

satın alınarak millileştirilmesi, TAI-TUSAŞ<br />

birleşmesi paralelinde organizasyon ve<br />

üst yönetim değişiklikleri yapılmış,<br />

yürütülen projelerin sayısının ve içerdiği<br />

sorumlulukların artmasıyla Askeri/Ticari<br />

Program yönetimi yapılanması yerine ana<br />

projeler için ayrı Program Yönetimi<br />

yapılmasını sağlamak üzere organizasyon<br />

genişletilmiştir.<br />

� 2006 yılında tasarım ve mühendislik<br />

projelerine ağırlık verilmesi sebebiyle<br />

geliştirilecek ürünlerin teknik yönetimini<br />

sağlamak üzere organizasyon genişletilmiş,<br />

yapısal tasarım ve mühendisliğin<br />

yanı sıra aviyonik ve elektrik sistemleri<br />

alanında gelişmeler paralelinde ilgili<br />

birim ihdas edilmiştir.<br />

� 2007 yılında TUSAŞ organizasyonu; proje<br />

DENETİM KURULU<br />

YÖNETİM KURULU<br />

GENEL MÜDÜR<br />

sayılarının üç haneli sayılara ulaşması,<br />

Silahlı Kuvvetlerimize Egemen Sistem<br />

sağlamak hedefiyle özgün ürünler<br />

üzerinde çalışmalar ile proje içeriklerinin<br />

ve sorumluluklarının artması neticesinde<br />

yetki ve sorumlulukların gruplar altında<br />

olabildiğince optimize edilebilmesi, proje<br />

esaslı olmayan ve ürün gruplarına<br />

dağıtılamayan disiplinlerin ortak hizmet<br />

sağlayıcı şeklinde görevine devam etmesi<br />

kararı doğrultusunda ürün bazlı yapılanma<br />

çerçevesinde geniş çaplı olarak<br />

değiştirilmiştir. TUSAŞ tarihindeki en<br />

önemli organizasyon değişikliği şirketin<br />

bugünkü gelişimi ve stratejik hedeflerinin<br />

gerçekleşmesine olanak sağlayan temel<br />

yapıyı oluşturmaktadır.<br />

� 2007 yılından günümüze kadar alınan<br />

projelerin artması ve yeni sorumluluklar<br />

sebebiyle Entegre Uçak ve Entegre<br />

Helikopter gruplarında yeni birimlerin<br />

yanı sıra, tesis ve insan kaynakları<br />

yönetimlerinin örgütlenmesini sağlamak<br />

üzere yeni birimler oluşturulmuş, şirketimizin<br />

yürütmekte olduğu proje/ programlar<br />

kapsamında tasarımın idame<br />

edilebilirlik açısından desteklenmesi,<br />

ürünün ömür boyu işletimi için alt yapının<br />

oluşturulması, ürün garantisinin takibi,<br />

performans bazlı lojistik destek sağlanması<br />

ve benzeri lojistik faaliyetlerin bir<br />

arada yürütülmesi amacıyla Lojistik Hizmetleri<br />

Başkanlığı ihdas edilmiştir.<br />

İÇ DENETİM VE<br />

DEĞERLENDİRME KURULU BAŞKANLIĞI<br />

GENEL SEKRETERLİK UÇUŞ İŞLEMLERİ MÜDÜRLÜĞÜ<br />

ÜRETİM BAŞKANLIĞI<br />

TEKNİK HİZMETLER<br />

BAŞKANLIĞI<br />

TESİSLER VE VARLIK<br />

YÖNETİMİ BAŞKANLIĞI<br />

STRATEJİK PLANLAMA VE<br />

ENDÜSTRİYEL İŞBİRLİĞİ BAŞKANLIĞI<br />

YAPISAL VE UYDU<br />

GRUP BAŞKANLIĞI<br />

ENTEGRE UÇAK GRUP<br />

BAŞKANLIĞI<br />

Şekil 1 : TUSAŞ Organizasyon Şeması<br />

İNSAN KAYNAKLARI<br />

BAŞKANLIĞI<br />

MALİ İŞLER<br />

BAŞKANLIĞI<br />

KURUMSAL YÖNETİM<br />

SİSTEMLERİ BAŞKANLIĞI<br />

LOJİSTİK HİZMETLER<br />

BAŞKANLIĞI<br />

ENTEGRE HELİKOPTER<br />

GRUP BAŞKANLIĞI<br />

81


Firmalarımızın 25 Yılı<br />

3.Kuruluşundan günümüze TUSAŞ’ın<br />

Personel sayısındaki gelişmeler :<br />

1984 yılında kurulmasını takiben F-16<br />

uçaklarının ortak üretim projesi kapsamında<br />

faaliyetlerine başlayan TUSAŞ, o dönemde<br />

gerekli altyapı çalışmaları ile üretim<br />

faaliyetlerini planlamak ve yürütmek üzere %<br />

20’si mühendis olan 900 kişilik bir işgücü ile<br />

mühendisliği hazır F-16 üretimi projesine<br />

özgü yapılanmaya gitmiştir.<br />

Bu yapılanma çok yalın haliyle F-16 üretimi<br />

için Amerikalı ortağın öngördüğü şekilde<br />

kurulmuş, o zamanki işgücü için en önemli<br />

husus dil bilmek ve mühendislik bilgisini<br />

sadece uygulama için kullanmak şeklinde<br />

belirlenmişti. ABD’de bulunan tesisin daha<br />

küçük bir modeli olarak kurulan organizasyon<br />

yapısı iş başı eğitimleriyle desteklenerek,<br />

öğretilen işin hatasız ve istenilen kalitede<br />

üretilmesi öngörülerek başarıya ulaşılması<br />

hedeflenmişti.<br />

Bu görev, çekirdek kadro ile oldukça başarılı<br />

gerçekleştirilmiş ve program başladığı<br />

şekilde her zaman plana uygun ve istenilen<br />

kalitede yürütülerek F-16 uçakları müşteriye<br />

sunulmuştur. F-16 Program faaliyetleri planlanan<br />

şekilde 100 personelden başlayarak<br />

1992 yılında en fazla 2380 kişiye ulaşmış, bu<br />

süre zarfında F-16 projesine ek olarak, 1987<br />

yılından itibaren, Mısır Hava Kuvvetleri için F-<br />

16, Türk Hava Kuvvetleri için ise SF-260<br />

Eğitim ve CN–235 Ulaştırma uçağı projeleri<br />

ile gerçekleştirilmiştir.<br />

Şirketimizin ağırlıklı olarak F-16 Programı<br />

kapsamında azami personel sayısına ulaştığı<br />

yıllarda yukarıda sunulan projelerle edinilen<br />

üretim tecrübesi, imalat mühendisliği ve<br />

kalite mühendisliği faaliyetlerinin yanı sıra,<br />

tasarım konularında da kullanılmaya<br />

başlanmıştır. O yıllarda, yaklaşık 550<br />

mühendis ağırlıklı olarak; montaj/imalat/kalite<br />

mühendisliği ve mühendislik<br />

çalışmalarını destekleyen MRB ya da diğer<br />

adıyla Malzeme İnceleme Mühendisliği<br />

kavramlarıyla hizmet verilmiş ve tecrübe<br />

kazanılmıştır.<br />

1996-1997 yıllarına gelindiğinde mühendisliği<br />

hazır üretimi çok başarılı şekilde<br />

planlayıp, tamamlayabilen bir alt yapı ortaya<br />

çıkmıştır. Bu tarihlerden sonra artık yeni iş<br />

arayışlarına girmek, kazanılan tecrübeyi<br />

katma değeri yüksek işlere çevirmek ve ülke<br />

kalkınmasına bu yönde fayda sağlamak yeni<br />

hedef olarak belirlenmiştir. Bu çerçevede iş<br />

gücü yapısı üretenden çok planlayan,<br />

tasarlayan, satın alma yapan, alt sözleşme<br />

yönetimini gerçekleştiren ve dünya firması<br />

kalitesinde müşteri memnuniyeti sağlayan bir<br />

alt yapıya dönüştürülmeye başlanmıştır. Bu alt<br />

yapı çalışmaları yukarıda özetlenen organizasyon<br />

değişikliklerinin yanı sıra gelişim<br />

olanaklarını ve farklılaştırmayı da beraberinde<br />

getirmiştir.<br />

Kuruluşundan bu yana geçen 26 yıl içinde<br />

önemli bir yeri bulunan ve 2003 yılından<br />

başlayarak 2005 yılı sonuna kadar devam<br />

eden Yeniden Yapılanma, yabancı hisselerinin<br />

TUSAŞ tarafından satın alınarak<br />

şirketin millileştirilmesi, TAI – TUSAŞ<br />

Birleşmesi, şirket üst yönetiminde ve<br />

organizasyonunda yapılan değişiklikler,<br />

Şirket Stratejik Planının hazırlanması ve şirket<br />

çalışanlarının şirket hedefleri doğrultusunda<br />

gelişmelerini sağlayacak eğitim/gelişim<br />

planları ile kariyer sisteminin devreye<br />

alınması ve gelecekte şirket yönetici<br />

kadrolarına getirilecek çalışanların belirlenerek<br />

yedekleme planlarının hazırlanması<br />

İnsan Kaynakları fonksiyon alanlarında yoğun<br />

ve kapsamlı çalışmaların yapılmasını gerektirmiş<br />

ve bu faaliyetler bir plan dahilinde<br />

gerçekleştirilmiştir.<br />

Şirketin geliştirilmesi ve yeni iş alanları<br />

yaratılmasına yönelik şirket yönetimi<br />

tarafından yürütülen yoğun girişim ve<br />

çalışmalar sonucu şirket bünyesine alınan<br />

yeni program ve projelerle istihdam sayısı<br />

2004 yılından itibaren istikrarlı bir şekilde<br />

kademeli olarak artmaya, iş yapış şekli ise<br />

emek yoğundan bilgi yoğuna dönüşmeye<br />

başlamıştır.<br />

Yeni alınan iş alanlarının gerektirdiği nitelikte<br />

personel istihdamı nedeniyle teknisyen<br />

ağırlıklı mevcut işgücü yanında mühendis ve<br />

özellikle tasarım mühendisi sayılarında artış<br />

sağlanmış, 2003 yılında 400 olan mühendis<br />

sayısı 1464’e, 117 olan tasarım mühendis<br />

sayısı ise 895’e ulaşmıştır. 2003 yılı sonunda<br />

istihdam edilen çalışan sayısı 1717 iken, bu<br />

sayı 2010 yılı sonunda 3537’ye yükselmiştir.<br />

Son altı yıl içinde 919 çalışanımız çeşitli<br />

nedenlerle şirketimizden ayrılmış, buna<br />

karşılık 2765 yeni işe alım yapılmıştır. Söz<br />

konusu büyümeyi sağlayabilmek için<br />

yaklaşık 50.000 aday başvurusu incelenmiş,<br />

10.000 aday çeşitli sınav, mülakat ve teknik<br />

görüşmelerden geçirilmiş ve bunlardan<br />

yapılacak görevin gerektiği nitelikler ile şirket<br />

kültür ve profiline en uygun 2765’i şirkete<br />

kazandırılmıştır. SSM’nin milli bir savunma<br />

sanayii altyapısının tesisini öngören politika<br />

ve uygulamaları sayesinde kazanılan bu<br />

değer, belirli dönemlerde ülkemizin yaşadığı<br />

ekonomik dar boğazlar dikkate alındığında,<br />

nitelikli istihdam alanında TUSAŞ’ın ülkemize<br />

sağlamış olduğu katkıyı göstermektedir.<br />

İnsan Kaynakları fonksiyon alanlarında<br />

sağlanan değişim/gelişim ve son altı yıl<br />

içinde istihdam sayısında gerçekleştirilen<br />

artış ile iş yapış şeklinde meydana gelen<br />

değişiklikler Eğitim alanında da yeni atılımlar<br />

yapılmasını gerektirmiştir. Bu kapsamda 10<br />

yıl içinde Eğitim bölümünde verilmekte olan<br />

teknik ders sayısı 120 farklı konudan 257 farklı<br />

konuya, yıllık eğitilen personel sayısı<br />

1,612’den 13,838’e kişi başına düşen yıllık<br />

eğitim saati ise 20’den 37’ye yükselmiştir.<br />

TUSAŞ’ın büyümesine paralel olarak 3308<br />

sayılı Çıraklık Yasası kapsamında staj olanağı<br />

sağlanan Meslek Lisesi öğrencisi yıllık sayısı<br />

12’den 80’e, Yaz Stajı olanağı sağlanan<br />

üniversite öğrencisi yıllık sayısı ise 60’dan<br />

575’e yükselmiştir. Üniversite– <strong>Sanayii</strong><br />

işbirliği kapsamında ODTÜ, İTÜ ve TOBB<br />

Üniversiteleri ile gerçekleştirilen protokoller<br />

(Ko-op ve Ortak Eğitim) kapsamında söz<br />

konusu üniversitelerin çeşitli mühendislik<br />

dallarında öğrenim gören öğrencilerin yaz<br />

tatilleri boyunca şirketimizde özel programlarda<br />

akademik bilgilerini fiiliyata<br />

aktarmaları sağlanmış, böylece hem<br />

öğrencilere iş yaşamı gerçekleri gösterilmiş,<br />

hem de Şirketimiz ihtiyaçlarının karşılanmasında<br />

değerlendirilmek üzere etkin bir<br />

aday havuzu yaratılmıştır.<br />

Ayrıca havacılık ve uzay teknolojilerinde<br />

Kompozit maddelerin kullanımının giderek<br />

arttığı dikkate alınarak söz konusu teknolojinin<br />

gençlerimize kazandırılmasını teminen<br />

sosyal sorumluluk projelerimiz kapsamında<br />

KAZAN Efes Anadolu Endüstri Meslek<br />

Lisesi son sınıf öğrencilerine şirketimizde<br />

Kompozit eğitimleri verilmek üzere Kazan<br />

Kaymakamlığı ile protokol imzalanarak,<br />

2008–2009 Eğitim – Öğretim yılından itibaren<br />

uygulamaya başlanmıştır. Bu eğitimlerin<br />

sonunda hem şirketimiz ihtiyaçlarına uygun<br />

nitelik ve sayıdaki gencimizin Kompozit<br />

Teknisyeni olarak istihdamı, hem de<br />

şirketimizin konuşlanmış olduğu bölgenin<br />

istihdamda ön alması sağlanmış olacaktır.


Havacılık ve uzay gibi en son teknolojilerin ve<br />

bu teknolojilerin gerektirdiği hassas bilgilerin<br />

kullanıldığı sektörde en önemli unsurlardan<br />

biri de güvenliktir. Gerek iç ve dış<br />

müşterilerimiz, gerekse ürünlerimizin niteliği<br />

Tesis ve Bilgi Güvenliği başta olmak üzere<br />

güvenlik alanında her türlü önlemin<br />

alınmasını, çalışanlarımızda güvenlik bilinç<br />

ve disiplinin oluşturulmasını ve sürekli<br />

denetim/kontrollerle bu alanda en ufak bir<br />

aksaklığın olmamasını dikte ettirmektedir.<br />

Güvenlik teşkilatımız şirketimizin kuruluşundan<br />

bu yana 7 gün 24 saat çalışma<br />

sistemiyle güvenlik alanında büyük özveri ile<br />

faaliyetlerini sürdürmekte olup, bugüne<br />

kadar bu alanda büyük çapta bir olayın<br />

400<br />

350<br />

300<br />

250<br />

200<br />

150<br />

100<br />

50<br />

0<br />

200<br />

180<br />

160<br />

140<br />

120<br />

100<br />

80<br />

60<br />

40<br />

20<br />

0<br />

1986<br />

Yıllara Göre Satışlar - ABD Doları<br />

1987<br />

1988<br />

1989<br />

1990<br />

1991<br />

1992<br />

1993<br />

1994<br />

1995<br />

1996<br />

meydana gelmemiş olması da bunun güzel<br />

bir örneğini teşkil etmektedir.<br />

26’nci yılını idrak ettiği 2010 yılında 100’ün<br />

üzerinde program ve projesi bulunan, yüksek<br />

öngörüye sahip bir plan dahilinde istikrarlı ve<br />

kontrollü büyümesini devam ettiren TUSAŞ’ın<br />

dünya markası havacılık şirketi olma hedefini<br />

gerçekleştirmek ve dünya havacılık devleri<br />

arasındaki haklı yerini almak yönünde atılım<br />

ve girişimlerini aynı azim ve kararlılıkla<br />

önümüzdeki dönemde de devam ettirmesi<br />

1997<br />

Yıllara Göre Yurtiçi ve Yurtdışı Satışlar - ABD Doları<br />

YURTİÇİ YURDIŞI<br />

1986<br />

1987<br />

1988<br />

1989<br />

1990<br />

1991<br />

1992<br />

1993<br />

1994<br />

1995<br />

1996<br />

1997<br />

bir zorunluluk olup, gelinen noktada bunu<br />

gerçekleştirecek yönetim kalitesi, insan<br />

kaynağı, deneyim ve alt yapıya sahip<br />

bulunmaktadır.<br />

TUSAŞ kuruluşundan bu yana geçen 26 yıllık<br />

dönemde, ülkemizin lider havacılık şirketi<br />

olarak önemli başarılara imzasını atmıştır.<br />

2010 yılı sonu itibariyle gerek insan kaynağı<br />

ve alt yapısının kalitesi, gerekse iç/dış<br />

müşterileri ile paydaşları nezdinde kazanmış<br />

olduğu itibar geleceğe güvenle bakmasını<br />

sağlamaktadır.<br />

4. TUSAŞ’ın yıllar itibarıyla ciro, yurtdışı<br />

ve yurtiçi satış oranları :<br />

1998<br />

1998<br />

1999<br />

1999<br />

2000<br />

2000<br />

2001<br />

2001<br />

2002<br />

2002<br />

2003<br />

2003<br />

2004<br />

2004<br />

2005<br />

2005<br />

2006<br />

2006<br />

2007<br />

2007<br />

2008<br />

2008<br />

5. SSM sayesinde kazanilan teknoloji,<br />

yetenek ve tecrübeler :<br />

a. Alt yapı ve tesis Kazanımları:<br />

2009<br />

2009<br />

Oca-Eyl 2010<br />

2010<br />

Oca-Eyl<br />

SSM tarafından başlatılan havacılık ve<br />

modernizasyon projeleri yoluyla TUSAŞ<br />

önemli bir altyapı zenginliğine kavuşmuştur.<br />

Bu projelere yönelik ihtiyaçlardan yola<br />

çıkılarak Türkiye’de havacılık sektörüne<br />

yönelik ilk kompozit üretim altyapısı<br />

TUSAŞ’ta oluşturulmuş ve devam eden<br />

yıllarda JSF projesi gibi projeler sayesinde<br />

ileri seviye kompozit malzeme uygulamaları<br />

için altyapı oluşturulmuştur. Diğer taraftan,<br />

SSM tarafından yürütülen Erciyes ve Barış<br />

Kartalı gibi projeler kapsamında TUSAŞ<br />

geniş gövdeli uçaklara yönelik önemli bir<br />

hangar altyapısı ve destek ekipmanı<br />

envanterine sahip olmuştur. Belirtilen<br />

projelerin gerektirdiği teknolojik yatırımlar<br />

sayesinde TUSAŞ, bölgenin en iyi malzeme,<br />

kalibrasyon, proses kontrol laboratuarlardan<br />

birine sahip olmuştur. SSM ofset projelerinden<br />

elde edilen kazanımlar ile TUSAŞ<br />

özellikle Boeing ve Airbus gibi dünyanın önde<br />

gelen uçak firmalarına gövde yapıları, ana<br />

parça ve komponent üretebilen önemli bir<br />

tesis birikimi ve ekipman envanterine sahip<br />

olmuştur.<br />

En gelişmiş savaş uçağı olarak tanımlanan<br />

JSF/F-35’in başta “Orta Gövde”si olmak üzere<br />

kompozit yapısallarının TUSAŞ’ta imal<br />

edilebilmesi amacıyla, SSM tarafından<br />

sağlanan kredi desteğiyle 2007 yılından<br />

itibaren çeşitli ileri teknoloji yatırımları<br />

yapılmıştır. JSF Projesi’nin en önemli<br />

kazanımı ileri kompozitler ile imalat<br />

teknolojisinin kazanılmış olmasıdır. 2008 ve<br />

2010 yıllarında Orta Gövde detay kompozit<br />

parçalarının üretildiği “Kompozit İmalat<br />

Tesisi” ilk iki fazı devreye alınmış ve 2008 yılı<br />

itibariyle programdaki üretim faaliyetleri<br />

başlamıştır. Projenin üretim artışına uygun<br />

olarak fazlar halinde büyüyecek şekilde<br />

planlanan tesisin 2011 yılında tamamlanması<br />

hedeflenmektedir. Tamamlandığında yaklaşık<br />

21.000 m²’lik bir kapalı alana sahip<br />

olacak tesiste, Hassas Frezeleme, Ultrasonik<br />

Muayene, Otoklav, Gerçek Zamanlı X-Işınlı<br />

Muayane, temiz oda şartlarında çalışan Fiber<br />

Serme Tezgahları ile kompozit serme<br />

işlerinin yapıldığı Temiz Oda bulunmaktadır.<br />

Bunların dışında Pylon gibi kompleks metalik<br />

parçaları işlemek üzere temin edilen ve<br />

edilecek olan 5-eksenli işleme merkezleri de<br />

program kapsamında yer almaktadır.<br />

JSF/F-35’in en sofistike yapısal ana<br />

bölümlerinden biri olan “Orta Gövde”nin<br />

montaj işlemlerinin yapılabilmesi için<br />

gereken, sıcaklık kontrollü olan ve 12.525 m2<br />

büyüklüğündeki “JSF Orta Gövde Montaj<br />

Tesisi”nin inşaatına Temmuz 2010’da<br />

başlanmış olup, bu tesisin Mart 2011’de<br />

kullanıma alınması planlanmıştır. Tesiste, orta<br />

gövdenin delik delme işlemlerinin yapılabilmesi<br />

için Otomatik Delme tezgahları yer<br />

alacaktır.<br />

83


Firmalarımızın 25 Yılı<br />

Orta Gövde kaplama prosesinin sıcaklık ve<br />

nem kontrollü bir ortamda yapılması<br />

gereksinimi dolayısıyla, Temmuz 2010’da,<br />

1350 m2 büyüklüğünde “JSF Orta Gövde<br />

Kaplama Tesisi”nin inşaatına ve bu prosesin<br />

özel olarak tasarlanmış robotik ekipmanlarla<br />

boyanması için gerekli ekipmanların<br />

tedarikine başlanmıştır. Ekim 2011’de<br />

kullanıma alınacak olan Kaplama tesisi ile<br />

birlikte TUSAŞ, robotik boyama kabiliyeti<br />

kazanacaktır.<br />

b. İmalat Teknolojilerindeki kabiliyet ve<br />

yetenek kazanımları :<br />

Fiber Serme İşlemi<br />

JSF projesi orta gövde imalatı kapsamında<br />

yatırımı yapılan fiber serme tezgahı ile reçine<br />

emdirilmiş fiberlerin 5 eksende hareket eden<br />

kafa ile otomatik olarak bir mandrel etrafına<br />

serme prosesi kabiliyeti kazanılmıştır.<br />

Mandrel ve tezgah birbiriyle koordineli<br />

hareket ederek 7 eksen CNC kontrollü serim<br />

işlemleri yapılmaktadır. Bu teknoloji ile<br />

TUSAŞ F-35 uçağı hava alıkları gibi kompleks<br />

geometriye sahip kritik kompozit parçaları<br />

üretebilen dünyadaki sayılı firmalardan biri<br />

olmuştur.<br />

Hassas Kompozit İşleme<br />

JSF projesi kapsamında yatırımı yapılan<br />

tezgah ile kompozit yapısal parçaların hassas<br />

olarak yüzey frezeleme, kenar kesme ve delik<br />

delme işlemleri yapılmaktadır. İklimlendirilmiş<br />

bir ortamda ve toplam tezgah çalışma<br />

alanında 60 mikron hacimsel hassasiyette<br />

parça işleyebilmektedir. Ayrıca tezgah kendi<br />

içinde ölçüm kabiliyetine sahiptir.<br />

Büyük Gerdirme Presi<br />

A400M projesi kapsamında yatırımı yapılan<br />

gerdirme presi ile büyük gövdeli uçakların<br />

kabuk imalatı yeteneği kazanılmıştır. 1500 ton<br />

kuvvete ulaşabilen gerdirme presi ile 7400<br />

mm enine, 9000 mm boyuna gerdirme işlemi<br />

yapılarak gövde panelleri üretilebilmektedir.<br />

CNC kenar kesme tezgahı<br />

A400M projesi kapsamında yatırımı yapılan 5<br />

eksen kenar kesme tezgahı ile büyük gövdeli<br />

uçakların kabuklarının kenar kesme ve delik<br />

delme işlemleri yapılmaktadır. Tezgah ile her<br />

parça için ayrı tutma aparatı yerine nümerik<br />

kontrollü, programlanabilen esnek aparat<br />

sistemi kullanılmaktadır.<br />

Otomatik Perçin Makinası<br />

A400M projesi orta gövde imalatı<br />

kapsamında yatırımı yapılan otomatik perçin<br />

makinası ile uçak gövde panelleri<br />

üretilmektedir. Tezgah ile delme, raybalama,<br />

havşa açma ve perçinleme işlemi nümerik<br />

kontrollü program ile otomatik olarak<br />

yapılmaktadır. 3500 * 9000 mm ölçülerinde<br />

panellerde perçin çakımı yapılabilmektedir.<br />

Dakikada 6 perçin çakabilme kapasitesi ile<br />

panel montaj süreleri büyük ölçüde kısalmış<br />

ve montaj kalitesi büyük ölçüde artmıştır.<br />

Esnek Montaj Aparatı<br />

A400M projesi orta gövde imalatı kapsamında<br />

panellerin birleştirilmesinde esnek<br />

montaj aparatı kullanılmaktadır. Lazer<br />

pozisyonlama sistemi ile paneller en uygun<br />

şekilde konumlandırılarak birleştirme işlemi<br />

yapılmaktadır. Bu aparat sayesinde olası<br />

tasarım değişiklikleri aparat tadilatına gerek<br />

olmadan uygulanabilmektedir.<br />

Otomatik Boya Tesisi<br />

Boeing yolcu uçakları alt montaj parçalarının<br />

üretimi kapsamında yatırımı yapılan otomatik<br />

boya tesisi ile düz ve düze yakın geometriye<br />

sahip parçalar için robot kafalı otomasyon<br />

sistemi vasıtası ile boyama yeteneği<br />

kazanılmıştır. Bu tesis ile uçak parçaları hızlı<br />

ve kaliteli şekilde boyanarak işgücü ve<br />

maliyetlerde büyük kazançlar sağlanmıştır.<br />

Yüksek Hızda Talaşlı İmalat<br />

A400M projesi kapsamında yatırımı yapılan 5<br />

eksen dik işleme merkezi ve yatay işleme


merkezi ile yapısal uçak parçalarının yüksek<br />

hızlarda talaşlı imalat yeteneği kazanılmıştır.<br />

Bu yetenekle, büyük boyutlarda kritik ve<br />

kompleks yapısal uçak parçaları mono blok<br />

halde üretilebilir hale gelmiştir. Parça işleme<br />

süreleri ve parça kalitesinde büyük kazanç<br />

elde edilmiştir.<br />

c. Projelerden kaynaklanan teknolojik<br />

kazanımlar ve birikimler:<br />

SSM sorumluluğunda yürütülen projeler<br />

kapsamında TUSAŞ, havacılık ve uzayın her<br />

alanında önemli atılımlar gerçekleştirmekte,<br />

özgün ürün geliştirme ve modernizasyon<br />

projeleri ve uluslararası şirketlerle ortaklaşa<br />

yürüttüğü çalışmalarla uçak, helikopter,<br />

insansız hava araçları ile uyduların tasarım,<br />

geliştirme, modernizasyon, sistem entegrasyonu,<br />

test, doğrulama, lojistik destek ve<br />

sertifikasyon faaliyetlerinde önemli kabiliyetler<br />

elde etmektedir.<br />

SSM sorumluluğunda yürütülen ve TUSAŞ’a<br />

kabiliyet kazandıran projelere yönelik bilgiler<br />

aşağıda özetle sunulmaktadır.<br />

UAV-X1 Projesi: TUSAŞ’ın ilk ürün geliştirme<br />

projesi olup, tasarım tamamen TUSAŞ<br />

mühendisleri tarafından yapılmıştır. Bu proje<br />

ile,<br />

a.<br />

b.<br />

c.<br />

TUSAŞ’ta hava araçlarının geliştirilmesi<br />

sürecinde rol alan temel mühendislik<br />

disiplinlerinin altyapısı oluşturulmaya<br />

başlanmış; aerodinamik, performans ve<br />

uçuş mekaniği, yapısal tasarım ve<br />

analiz, sistem tasarımı, elektrik ve<br />

aviyonik sistemleri tasarımı grupları<br />

önemli deneyim edinmiş, geliştirilen bir<br />

ürünün yer ve uçuş testleriyle ilgili ilk<br />

tecrübeler yaşanmıştır.<br />

TUSAŞ’ta ilk kez sayısal akışkanlar<br />

dinamiği hesapları geliştirilen bir ürün<br />

için yapılmış, rüzgar tüneli testleri,<br />

kompozit malzeme kupon testleri, sonlu<br />

elemanlar analizleri ilk kez gerçekleştirilmiştir.<br />

3 Boyutlu bilgisayar modeli de ilk kez bu<br />

d.<br />

proje ile gerçekleştirilmiş, sistem<br />

yerleşim tasarımında bu model kullanılmıştır.<br />

Aviyonik entegrasyon ve testleri de ilk<br />

olarak bu projede gerçekleştirilmiştir.<br />

A400M Projesi: A400M Uçağı’nın Ön Orta<br />

Gövde, Arka Gövde Üst Bölümü, Paraşütçü<br />

Kapıları, Acil Çıkış Kapısı, Arka Üst Kaçış<br />

Kapağı ve Kuyruk Konisi gibi ana yapısal<br />

parçalarının yanı sıra en önemli uçuş kontrol<br />

yüzeylerinden olan Kanatçık (Aileron) ve<br />

Sürat Frenleri’nin (Spoiler) tasarımını TUSAŞ<br />

tarafından gerçekleştirmektedir. Bu proje ile;<br />

a.<br />

b.<br />

c.<br />

TUSAŞ’ın tasarım alanında eriştiği<br />

yeterliliğinin uluslararası gereksinimlere<br />

uygun olduğu geçirdiği denetimler<br />

sonucu kanıtlanmıştır. Bu kapsamda<br />

TUSAŞ, Avrupa Havacılık Otoritesinin<br />

(EASA) Part-21 standardı gereği<br />

Airbus’ın Tasarım Organizasyon Onayı<br />

(DOA) kapsamında yerini almıştır.<br />

Dünyadaki iki büyük uçak üreticisinden<br />

birisi olan Airbus’ın güvenilir bir<br />

tasarım/üretim<br />

olmuştur.<br />

endüstriyel ortağı<br />

Türkiye’de ilk kez FAR21/JAR21 uyumlu<br />

bir tasarım organizasyonu TUSAŞ’ta<br />

oluşturulmuştur.<br />

YARASA Projesi: Programın birinci fazında<br />

ilave yakıt tankı enstalasyonu uygulanmış,<br />

ikinci fazında ise helikoptere yönelik sistem<br />

geliştirme, aviyonik sistem entegrasyonu,<br />

platformun yapısal ve elektriksel modifikasyon<br />

tasarımı çalışmaları gerçekleştirilmiştir.<br />

Bu süreçte sistem tasarımı ve<br />

sistem yazılımı konularında Elbit firması ile<br />

işbirliği yapılmış ve aviyonik sistem<br />

entegrasyonuna yönelik teknoloji transferi<br />

gerçekleştirilmiştir. Proje kapsamında<br />

platforma Görev Bilgisayarı, CDU, yeni nesil<br />

haberleşme sistemleri, personel belirleme<br />

sistemleri, gece görüş sistemleri, FLIR, hava<br />

radar sistemleri, otopilot sistemleri, CMFD ve<br />

Görev Destek sistemi entegre edilmiştir. Bu<br />

program kapsamında Elbit ve TUSAŞ<br />

tarafından ortaklaşa geliştirilen Sistem<br />

Entegrasyon Laboratuarı (SEL), sistem<br />

testlerini ve entegrasyon çalışmalarını<br />

desteklemek<br />

muştur.<br />

amacıyla TUSAŞ’ta kurul-<br />

C-130E/B Aviyonik Modernizasyon Projesi:<br />

Uçaklar, uluslararası seyrüsefer ihtiyaçlarına<br />

uyumlu, glass kokpit ile modernize edilmiş,<br />

yüksek harekat etkinliğine sahip çok amaçlı<br />

görev bilgisayarı ve yer görev planlama<br />

sistemi ile gece görüş uyumlu gösterge ve<br />

ışıklandırma sistemleriyle donatılmaktadır.<br />

Bu konfigürasyon ve kapsamda bir<br />

modernizasyon/entegrasyon projesi, TUSAŞ<br />

ana yükleniciliğinde ve milli olanaklarla ilk<br />

kez gerçekleştiriliyor olması nedeniyle büyük<br />

önem taşımaktadır.<br />

T-38 Aviyonik Modernizasyon (ARI) Projesi:<br />

Bu projede, özgün bir görev bilgisayarı<br />

yazılımı ile birlikte geliştirilmekte, uçaklara<br />

MFD, HUDUFCP-SCP, EGIR, DADC,<br />

Intercom, EICAS, Digital Video Data<br />

Recorder/DTS, CTVS, VOR/ILS, Aviyonik<br />

Aktivasyon Paneli, HOTAS, V/UHF<br />

takılmakta, kablo donanımları değiştirilmektedir.<br />

Bu projede C-130 projesinde de<br />

olduğu gibi TUSAŞ ana yükleniciliğinde ve<br />

milli olanaklarla ilk kez gerçekleştiriliyor<br />

olması nedeniyle büyük önem taşımaktadır.<br />

Türk Başlangıç ve Temel Eğitim Uçağı<br />

(HÜRKUŞ) Projesi: Türboprop motorlu bir<br />

eğitim uçağının tasarlanması, teknik veri<br />

paketinin oluşturulması, test ve doğrulamalarının<br />

yapılması, prototip üretimlerin<br />

yapılıp uçuş testlerinin yapılması ve<br />

sertifikasyonun gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir.<br />

HÜRKUŞ projesinde tasarım<br />

faaliyetleri sertifikasyon süreci, Avrupa<br />

Havacılık Otoritesinin EASA CS23’e göre<br />

yürütülmektedir. HÜRKUŞ projesi ile<br />

ülkemizde tasarımı yapılan bir uçağın Avrupa<br />

normlarına göre tip sertifikasının alınması ilk<br />

kez gerçekleşecektir. Bu süreçte CS-23<br />

gereksinimlerinin irdelenerek sertifikasyon<br />

temelinin oluşturulması, sertifikasyon<br />

planlarının oluşturulması, EASA ile panel<br />

toplantılarının yapılması, sertifikasyon testleri<br />

ve uyum gösterim çalışmaları yürütülmektedir.<br />

Özgün TİHA (ANKA) Geliştirme Projesi:<br />

ANKA İnsansız Hava Aracı sistemi milli<br />

olanaklarla geliştirilmektedir. Sistemde üç<br />

hava aracı ile bir adet yer sistemi<br />

bulunmaktadır. Yer sistemleri; Yer Kontrol<br />

İstasyonu, Veri Linki Sistemi ve Otomatik<br />

Kalkış ve İniş alt sistemlerinden oluşmaktadır.<br />

Hava aracı üzerinde ASELFLIR-300T kamera<br />

ve SAR faydalı yükleri bulunmaktadır.<br />

Taarruz Helikopteri Projesi: Türk Taarruz-<br />

Taktik/Keşif Helikopterinin (ATAK) Türk<br />

85


Firmalarımızın 25 Yılı<br />

Silahlı Kuvvetlerine milli imkanlarla<br />

kazandırılmasını amaçlayan ATAK projesi<br />

çerçevesinde tamamiyle milli imkanlar<br />

kullanılarak oluşturulacak olan T129<br />

helikopterleri üretimi TUSAŞ’ta sürdürülmektedir.<br />

Türk endüstrisinin hakimiyeti<br />

altında egemen bir ürün yaratılacak ve<br />

helikopterlerin kullanım ömrü boyunca<br />

istenilen kapsamda modernizasyon yapılma<br />

imkanı sağlanacaktır.<br />

Göktürk-1 Projesi: Türk “Özgün Uydu<br />

Geliştirme Projesi”ne aktif olarak katılmakta<br />

olan TUSAŞ, Göktürk-1 Projesi kapsamında<br />

ise seçilen yabancı ana yüklenici firmanın<br />

yerli ana alt yüklenicisi konumundadır. Bu<br />

proje kapsamında SSM tarafından TUSAŞ<br />

bünyesinde Uydu Montaj ve Entegrasyon<br />

Test Tesisi inşa edilmektedir.<br />

Yapısal Test Laboratuarı: Projelerin Yapısal<br />

Test ihtiyaçlarının karşılanması için detay<br />

seviyeden tam uçak seviyesine kadar tasarım<br />

geliştirme ve sertifikasyon testlerinin icra<br />

edilmesi için Yapısal Test Laboratuarı<br />

kurulmuştur. TUSAŞ’ta bugüne kadar<br />

A400M, ANKA, HÜRKUŞ, ATAK, ARI ve<br />

ERCİYES programlarında statik, yorulma,<br />

titreşim ve uçuş yükleri kalibrasyon testleri<br />

icra edilmiş veya icra edilmesi planlanmıştır.<br />

Yukarıda özet bilgileri sunulan SSM<br />

sorumluluğunda yürütülen projelerde geçen<br />

25 yıllık sürede gerçekleştirilen çalışmaların,<br />

TUSAŞ’a kazandırdıklarını birkaç başlık<br />

altında değerlendirebiliriz:<br />

a.<br />

b.<br />

c.<br />

d.<br />

e.<br />

f.<br />

Konusunda uzmanlaşmış donanımlı<br />

mühendis kadrosu,<br />

Ulusal ve uluslararası tasarım süreçlerine<br />

uyumlu talimatlar ve iş akışları,<br />

Test sistem tasarım ve icra altyapısı,<br />

Test icrası için gerekli tesis ve yatırım<br />

altyapısı,<br />

Test icra ve veri analizi için gerekli<br />

yazılım altyapısı,<br />

Her türlü hava aracının yapısal testlerini<br />

havacılık standartlarına ve havacılık<br />

otoritelerinin kurallarına göre icra<br />

edebilme kabiliyetidir.<br />

Sistem Entegrasyon Laboratuarları (SEL)<br />

Kurulumu: TUSAŞ tarafından yürütülen<br />

projelerin SEL ihtiyacının karşılanması için<br />

SEL’in donanım altyapısı hazırlanmakta,<br />

SEL’de kullanılacak olan benzetim yazılımları<br />

oluşturulmakta, sistemin yazılımı SEL’de test<br />

edilmektedir. TUSAŞ’ta şu anda YARASA,<br />

ARI, ERCIYES, ANKA, KT-1 SEL’leri kurulmuş<br />

ve çalışmaktadır.<br />

Yukarıda özet bilgileri sunulan SSM<br />

sorumluluğunda yürütülen projelerde geçen<br />

yirmi beş yıllık sürede gerçekleştirilen<br />

çalışmaların, TUSAŞ’a kazandırdıklarını<br />

birkaç başlık altında değerlendirebiliriz:<br />

a.<br />

b.<br />

c.<br />

d.<br />

e.<br />

f.<br />

g.<br />

Teknolojik bilgi sahibi eğitilmiş donanımlı<br />

mühendisler,<br />

Süreçleri tanımlı mühendislik organizasyonu,<br />

Tasarım araçları,<br />

Bilgisayar altyapısı,<br />

Aviyonik mimari oluşturma ve ihtiyaç<br />

duyulan yazılımını en üst seviyede<br />

gerçekleştirme,<br />

Test faaliyetleri için gerekli olan tesis ve<br />

cihazlar,<br />

Her türlü hava aracının özgün tasarımını,<br />

üretimini, montajını, lojistik desteğini,<br />

yapısal, yer ve uçuş testini uluslararası<br />

havacılık standartlarında yapma kabiliyetidir.<br />

Sonuç olarak, TUSAŞ’ta uluslararası standartlarda<br />

ürünlerin ortaya konması için<br />

gerekli olan modern tasarım araçları, bilgisayar<br />

donanımı ve altyapısı ile test faaliyetleri<br />

için gerekli olan tesis ve cihazlar ile önemli bir<br />

altyapı oluşturmuştur.<br />

TUSAŞ’ın bugün geldiği bu noktada<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>mızın, mühendislerimize<br />

duyduğu güvenin büyük katkısı<br />

olmuş, kabiliyetlerin gelişmesinde, bu<br />

güvene paralel olarak TUSAŞ’ın üstlenmiş<br />

olduğu projeler itici güç oluşturmuştur.<br />

TUSAŞ, tasarım ve geliştirme alanında<br />

çalışan toplam sayısı 1000’e ulaşan<br />

mühendislik gücü ve birikimi, süreçleri<br />

tanımlı, uluslararası standarttaki mühendislik<br />

organizasyonu ve tasarım araçları, bilgisayar<br />

yazılım ve donanımı, test laboratuarları,<br />

lojistik destek ve test donanımları ile<br />

gelecekteki projeleri de güvenle üstlenebilecektir.<br />

6. Sonsöz :<br />

TUSAŞ, SSM tarafından yürütülen ulusal<br />

havacılık projelerinde üstlendiği görevlerin<br />

yanı sıra, küresel ölçekli tasarım ve geliştirme<br />

programlarında takım oyuncusu olarak yer<br />

almakta, havacılık sektöründe lider<br />

konumundaki uluslararası kuruluşlar ile<br />

yapısal komponentlerin tasarım ve üretiminde<br />

birlikte çalışarak ve uluslararası<br />

şirketlerin tedarik zincirinde ayrıcalıklı bir<br />

ortak konumunda bulunmaktadır.<br />

Kuruluşundan bugüne kadar yaptığı tüm<br />

çalışmalarında, Ülkemizin milli gücünü ve<br />

bunun bir alt unsuru olan askeri kapasiteyi<br />

desteleyecek teknolojik kapasiteyi geliştirmek<br />

amacına hizmet eden TUSAŞ,<br />

faaliyetlerini bu anlayış içinde öncelikle Türk<br />

Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) hava-uzay<br />

ihtiyaçlarını özgün ve egemen sistemlerle<br />

karşılayacak kabiliyet ve ürünleri geliştirme<br />

ekseninde yürütmektedir. TUSAŞ; vizyonu ve<br />

misyonu doğrultusunda dünyadaki emsallerinden<br />

farksız son derece modern ve<br />

eksiksiz bir tesiste tasarım ve üretim<br />

faaliyetlerini yürütmektedir. TUSAŞ, elde<br />

ettiği deneyim ve bilgi birikiminden de<br />

faydalanarak, sabit ve döner kanatlı hava<br />

platformları, insansız hava araçları ve uydu<br />

alanlarında tasarım, üretim, modernizasyon,<br />

modifikasyon ve sistem entegrasyonu yapabilecek<br />

teknolojilere sahiptir.<br />

SSM sayesinde kazanılan teknoloji, yetenek<br />

ve tecrübeler TUSAŞ’ın uluslararası alanda<br />

rekabet gücünün artmasına destek olmakta,<br />

bölgede ve üçüncü ülkelere yönelik sabit ve<br />

döner kanatlı askeri ve ticari hava<br />

platformlarının modernizasyon, modifikasyon<br />

ve sistem entegrasyonu programları<br />

ile satış sonrası hizmetlerinin üstlenilmesine<br />

olanak sağlamaktadır.<br />

Dünyadaki son teknolojik gelişmeleri<br />

yakından izleyerek havacılık alanında öncü<br />

kuruluşlar arasında yer almaya kararlı olan<br />

TUSAŞ, başta SSM tarafından önümüzdeki<br />

dönemde başlatılacak Jet Eğitim Uçağı ve<br />

Muharip Uçak projeleri olmak üzere ulusal ve<br />

uluslararası yeni savunma ve havacılık<br />

projelerinde üstleneceği görev ve sorumlulukları<br />

ülkemiz ve müşterilerimizin<br />

beklentilerini karşılayacak şekilde başarıyla<br />

yerine getirmek için tavizsiz hizmet anlayışını<br />

sürdürerek ülkemize 21. yüzyılda yeni ufuklar<br />

açmayı hedeflemektedir.


FNSS<br />

<strong>Savunma</strong> Sistemleri A.Ş.<br />

Kuruluşundan Bugüne FNSS<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Geliştirme ve Destekleme<br />

İdaresi Başkanlığı (bilahare <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>), 7 Kasım 1985 tarih ve 3238<br />

sayılı Kanun ile kurulurken, FNSS’nin de ilk<br />

tohumları aylar öncesinden atılmaya<br />

başlanmış ve 24 Temmuz 1986 tarihinde<br />

Nurol İnşaat ve Ticaret A.Ş. ile FMC<br />

Corporation arasında imzalanan Mutabakat<br />

Zaptı (Memorandum of Understanding) ile<br />

bir Ortak Girişimin çerçevesi belirlenmiştir.<br />

SSM’nin kuruluşundan hemen sonra ele<br />

aldığı ilk büyük savunma sanayii projesi, Türk<br />

Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyacını karşılamak<br />

üzere, paletli Zırhlı Muharebe Araçlarının<br />

Türkiye’de üretimini öngören Zırhlı<br />

Muharebe Aracı Projesi olmuş; 18 Temmuz<br />

1986 tarihinde teklife çağrı yapılmış; 27 Ekim<br />

1986 tarihinde ilk teklifler verilmiştir. FMC ile<br />

Nurol arasındaki görüşmeler ise, 1 Temmuz<br />

1987 tarihinde imzalanan Ortak Girişim<br />

Anlaşması ile sonuçlanmış; “FMC-Nurol<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> A.Ş. (FNSS)” adı resmiyet<br />

kazanmıştır. Bu Anlaşmaya göre, FNSS’nin<br />

%51’i FMC’ye, %49’u ise Nurol’a ait olmuştur.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>, 1988 Şubat<br />

ayında ihalenin sonuçlandığını ve FNSS ile<br />

sözleşme müzakerelerine başlanacağını ilan<br />

etmiş; müzakereler 23 Mayıs 1988 tarihinde<br />

imzalanan sözleşme ile meyvesini vermiştir.<br />

Bir milyar doların üzerindeki bedel ile<br />

imzalanan sözleşme, yaklaşık 1700 aracın 10<br />

yıl içinde Türkiye’de üretilmesini öngörmüştür.<br />

Şirket kuruluş işlemleri ile paralel yürütülen<br />

sözleşmenin yürürlüğe girmesi ile ilgili<br />

işlemler 1989 yılının ilk aylarında tamamlanmış<br />

ve SSM, FNSS ve davetli kişi ve<br />

kuruluşların katılımı ile yapılan bir tören ile<br />

sözleşme, 15 Ağustos 1989 tarihinde<br />

yürürlüğe girmiştir.<br />

Türkiye’nin ilk büyük <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

projesi olarak nitelendirilen Zırhlı Muharebe<br />

87


Firmalarımızın 25 Yılı<br />

Aracı (ZMA) Projesi aynı zamanda başarı ile<br />

tamamlanan ilk büyük proje olmasıyla da<br />

bilinmektedir. Zırhlı Muharebe Aracı Projesi,<br />

Türkiye’de bu sektörün standardını da<br />

belirleyen proje olmuştur ve bu proje ile Türk<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde Zırhlı Muharebe<br />

Araçları alanında tasarım, geliştirme ve<br />

üretim kabiliyetlerinin yerleştirilmesine<br />

yönelik ilk temel atılmıştır.<br />

FNSS’nin ortaklık yapısında zaman içinde<br />

ilginç gelişmeler yaşanmıştır. 1994 yılında<br />

FMC Corporation, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

alanındaki faaliyetlerini Amerika’da yerleşik<br />

diğer bir savunma şirketi olan BMY-Harsco ile<br />

birleştirmiş ve ortaya çıkan yeni şirkete,<br />

United Defense LP (UDLP) adı verilmiştir.<br />

1997 yılında ise United Defense LP Carlyle<br />

Group tarafından satın alınmış ve FMC<br />

Corporation savunma alanından çekilmiştir.<br />

Bu değişiklik ile FNSS’nin FMC Corporation<br />

ile herhangi bir ilişiği kalmadığından şirketin<br />

kuruluşundan itibaren “FMC-Nurol <strong>Savunma</strong><br />

<strong>Sanayii</strong> A.Ş. (FNSS)” olan adı 1997 yılından<br />

itibaren “FNSS <strong>Savunma</strong> Sistemleri A.Ş.“<br />

olarak değiştirilmiştir.<br />

2005 yılının Ekim ayında ise ortaklar arasında<br />

varılan mutabakata istinaden, şirketin<br />

sermaye yapısı %51 Nurol Holding A.Ş. %49<br />

UDLP olarak değiştirilmiş, böylece hisse<br />

yapısında çoğunluk Türklere geçmiştir. Aynı<br />

yıl içinde UDLP’nin hisselerini bir dünya devi<br />

olan BAE Systems satın almıştır.<br />

Ürünler<br />

FNSS kuruluşundan günümüze yapmış<br />

olduğu çalışmalar ile gerek paletli gerekse<br />

de tekerlekli karmaşık kara muharebe<br />

platformlarını tasarlayıp geliştirebilecek alt<br />

yapı ve kabiliyete ulaşmış olup, farklı<br />

ihtiyaçlar çerçevesinde değişik ağırlık<br />

sınıflarında araçları geliştirip üretebilecek<br />

seviyeye gelmiştir.<br />

FNSS, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> sayesinde,<br />

paletli ve tekerlekli araç üretimi<br />

konusunda büyük bir tecrübe edinmiş ve<br />

paletli Zırhlı Muharebe Araçları (ZMA), ZMA<br />

geliştirme ve üretiminde kazanmış olduğu alt<br />

yapı ile geliştirilen AKINCI-ZMA araç ailesi,<br />

PARS Taktik Tekerlekli Zırhlı Aracı (TTZA),<br />

25/30mm Uzaktan Komutalı Silah Kulesi,<br />

Seyyar Yüzücü Hücum Köprüsü (SYHK) gibi<br />

ürünlerini geliştirmiştir. Ayrıca, FNSS, SSM<br />

ile imzalamış olduğu AZMİM kapsamında<br />

da, TSK için bir Amfibi Zırhlı Muharebe İş<br />

Makinası geliştirecek ve kısa sürede teslim<br />

edecekitir.<br />

Ciro<br />

FNSS sadece savunma alanında faaliyet<br />

gösteren bir Şirket olup, cirosunun tamamını<br />

bu alanda yaptığı satışlardan kazanmaktadır.<br />

FNSS şirketi cirosu 100-150 milyon dolar<br />

civarında olup; Şirket son 4 yılda satışlarının<br />

tamamını yurtdışına yapmıştır. ZMA projesinin<br />

başarıyla yürütülmesini takiben başlayan<br />

ihracat, şirketi uluslararası piyasada tanınır<br />

hale getirmiştir.<br />

FNSS, önümüzdeki on yılda, cirosunu 250<br />

milyon dolar civarına çıkarmayı hedeflemektedir.<br />

İhracat<br />

ZMA projesinden edinilen tecrübe ile FNSS,<br />

Türkiye’nin ilk ana savunma sistemi ihracını<br />

1997 yılında Birleşik Arap Emirliklerine,<br />

Türkiye’nin en büyük savunma ihracat<br />

projesini ve ilk teknoloji transferini de<br />

Malezya’ya gerçekleşmiştir.<br />

FNSS, Türkiye sınırları dışında fabrika işleten<br />

ilk savunma şirketi olup; Suudi Arabistan Kara<br />

kuvvetlerine ait ana tamir ve bakım fabrikasını<br />

2004 yılından beri işletmektedir.<br />

1997 yılında ilk ihracatını Birleşik Arap<br />

Emirliklerine gerçekleştiren FNSS, bu ülkeye<br />

133 adet ZMA satmıştır. Bu satış ile Türkiye ilk<br />

defa bir başka ülkeye ana sistem bazında bir<br />

savunma ürünü ihraç etmiştir.<br />

Bilahare, uzun yılların çabalarının sonucu<br />

olarak 2000 yılında Malezya’ya 211 adetlik<br />

büyük bir satış gerçekleştirilmiş; bu ihracat<br />

projesi de Türkiye’nin bugüne kadar bir<br />

defada gerçekleştirdiği en büyük ana sistem<br />

ihracatı olmuştur. Aynı proje ile Malezya’ya<br />

teknoloji transferi de gerçekleştirilmiştir.<br />

Değişik konfigürasyonlarda 56 adet Zırhlı<br />

Muharebe Aracını içeren yeni bir sözleşme<br />

ise 2008 yılında imzalanmıştır.


Zırhlı Araç Modernizasyonu faaliyetleri<br />

çerçevesinde ilk ihracat sözleşmesi 2004<br />

yılında Suudi Arabistan ile imzalanmış olup,<br />

Suudi Arabistan Kara Kuvvetlerinin değişik<br />

tiplerdeki M113 Zırhlı Personel Taşıyıcıları<br />

Suudi Arabistan Sialhlı Kuvvetlerinin Al-Kharj<br />

Bakım Onarım tesislerinde gerçekleştirilmektedir.<br />

Proje çerçevesinde Al-Kharj<br />

tesislerinin yönetimi de FNSS tarafından<br />

yürütülmektedir.<br />

FNSS ayrıca Filipinler ve Bahreyn ile araç modernizasyonu<br />

projeleri gerçekleştirmekte;<br />

Belçika ve Birleşik Arap Emirlikleri Ordularına<br />

ise M113 ve ZMA tipi araçlar için lojistik ve<br />

teknik destek hizmetleri vermektedir.<br />

Offsetler<br />

FNSS, bugüne kadar yaklaşık 1 milyar dolar<br />

tutarında SSM offset gereksinimini karşılamıştır.<br />

Müşteri memnuniyeti ve buna bağlı<br />

olarak artan satışlar sayesinde FNSS, yerli bir<br />

şirket olarak Türk Kara <strong>Savunma</strong> Sanayimizin<br />

kara araçları sektöründe amiral gemisi<br />

olmuştur.<br />

Personel<br />

FNSS şirketinde toplam yaklaşık 600 kişi<br />

çalışmakta olup; bunun yaklaşık 200’ü Suudi<br />

Arabistan’da işletmekte olduğu Ana Tamir ve<br />

Bakım Fabrikasında çalışmaktadır.<br />

Şirketin kuruluş yıllarında, personel yapısı<br />

üretim ağırlıklı iken, bugün tasarım mühendisliği<br />

personel yapısında ağırlık kazanmıştır.<br />

Şirket politika olarak eğitime büyük önem<br />

vermekte, bu alana çok büyük bütçeler<br />

ayırmaktadır. Son yıllarda Şirketin personeline<br />

verdiği eğitimlerin toplamı 60 saat/kişi-yıl<br />

mertebesinde seyretmektedir. Bu oran,<br />

Avrupa ortalamarının üzerinde bir rakamdır.<br />

FNSS yönetimi için, işçi sağlığı ve güvenliği<br />

bir numaralı önceliktir. Kurulduğu günden<br />

bugüne kadar FNSS, bu alanda büyük<br />

yatırımlar yapmış ve personelinin sağlığını ve<br />

iş güvenliğini en ön planda tutmuştur.<br />

FNSS ve ARGE<br />

Ar-Ge’ye de çok büyük önem veren FNSS,<br />

yıllık cirosunun ortalama yüzde 5’ini her yıl Ar-<br />

Ge’ye yatırmaktadır. Yaklaşık 100 mühendisin<br />

ve teknik elemanın çalıştığı tasarım bölümü,<br />

FNSS şirketi’nin özgün ve tamamen yerli imkanlar<br />

ile ürün geliştirmesini sağlamaktadır.<br />

FNSS, tüm dünyada söz sahibi olmanın müşterilerinin<br />

ihtiyacı haline gelmeyi başarmıştır.<br />

Yerli <strong>Sanayii</strong> Faaliyetleri<br />

FNSS şirketinin gerçekleştirmiş olduğu 1658<br />

araçlık birinci ZMA projesinde %83’lük bir<br />

yerli katkı sağlanmıştır. Bu rakam yeni<br />

hesaplamalar ile ikinci paket ZMA projesinde<br />

de %53 seviyesinde gerçekleşmiştir. FNSS’de<br />

ZMA üretimine yönelik temel kabiliyetlerin<br />

yerleşmeye başlamasıyla birlikte yerlileştirme<br />

çalışmalarına yoğunlaşılmış ve Türkiye<br />

çapında ZMA’larda kullanılan alt sistem ve<br />

parçaların yerli olarak üretilmesinde<br />

kullanılabilecek küçük ve orta ölçekli yan<br />

sanayi firmaları birer birer tespit edilip<br />

incelenerek, çalışılabilecek 100’ün üstünde<br />

firma belirlenmiş ve bu firmalara eğitim,<br />

tezgah ve finansman verilmeye başlanmıştır.<br />

FNSS bugüne kadar yan sanayii’ye yaklaşık<br />

100 milyon dolar yatırım yapmıştır ve bu<br />

sayede bu kuruluşların da üretim ve<br />

hizmetlerinde NATO Askeri Şartnameleri’nde<br />

istenen kalite seviyesine ulaşmaları<br />

sağlanmıştır. Bugün ise FNSS’nin geliştirmiş<br />

olduğu 200’ün üzerinde yan sanayii şirketi<br />

mevcut olup bu şirketler hem FNSS’e hem de<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayi’nin diğer firmalarına hizmet<br />

vermektedir.<br />

FNSS ve Performans<br />

Verimli çalışmaları sayesinde başarıya ulaşan<br />

FNSS’nin hemen her yıl aldığı birçok ödül<br />

bulunmaktadır. Vergi alanında birçok defalar<br />

Ankara vergi rekortmeni olan FNSS, en son<br />

olarak, SSM’nin ilk defa düzenlediği Ödül<br />

Töreninde iki ödüle layık görülerek yüksek<br />

performanslı iş başarısını bir defa daha<br />

89


Firmalarımızın 25 Yılı<br />

kanıtlamıştır. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nın<br />

25. Yılı kutlamaları kapsamında gerçekleştirilen<br />

“SSM 25 Yaşında” sergisinde,<br />

SSM’nin hazırlamış olduğu “<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

25 Analizi” sonucunda FNSS, Verimlilik<br />

kategorisinde birincilik ödülüne ve Net<br />

İhracat kategorisinde<br />

layık görülmüştür.<br />

ise ikincilik ödülüne<br />

FNSS ve Sosyal Sorumluluk<br />

<strong>Savunma</strong> alanında ülkemizin dış ülkelerdeki<br />

başarılı elçisi olan FNSS, yurt içinde birçok<br />

sosyal sorumluluk projesine bütçe ayırmakta<br />

ve toplumumuzun kalkınmasına destek vermektedir.<br />

Bu çerçevde birçok okul yenileme projesi<br />

gerçekleştirilmiş olup; Üniversite öğnecilerine<br />

her yıl artan oranlarda destek<br />

sağlanmaktadır. 2010 yılında 20’inci kuruluş<br />

yılını kutlayan FNSS <strong>Savunma</strong> Sistemleri A.Ş.,<br />

TEV-ODTÜ Burs fonuna katkı sağlamıştır.<br />

Bu yıl üçüncüsü düzenlenen FNSS Zırhlı<br />

Araçlar Plastik Maket yarışması ile vatandaşlarımızın,<br />

özellikle gençlerimizin, yan<br />

uğraş alanlarında zenginleşmeleri amaçlanmaktadır.<br />

Bu yarışmaya katılım, giderek<br />

artmaktadır.<br />

Şirket, yine bir sosyal sorumluluk projesi<br />

kapsamında, savunma sektöründe tasarımcı<br />

geliştirmeye yardımcı olmak, genç tasarımcıları<br />

profesyonel çevrelerle buluşturmak ve<br />

Türkiye'de özgün ürün geliştirme çalışmalarına<br />

destek olmak amacıyla, Türkiye’de ilk<br />

kez askeri araç tasarım yarışması; FNSS<br />

Mil.Design 2011’i düzenleyecektir. Bu<br />

yarışma kara araçları savunma sektörünün<br />

nedenli geliştiğinin bir göstergesidir.<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayi <strong>Müsteşarlığı</strong>’nın rehberliğinde,<br />

Türkiye artık ana sistem ithalatı<br />

yapmamaktadır. Bu durum şirketleri<br />

tamamen özgün, milli tasarıma yöneltmektedir.<br />

Bu yarışma da gerek üniversite<br />

öğrencilerini profesyonel hayatla buluşturmak<br />

gerekse kara araçları sektöründe<br />

tasarımı geliştirme hedefindedir.


ROKETSAN<br />

20 nci Y.Y.’ın sonlarına doğru daha da hızlanan<br />

teknolojik gelişmeler sayesinde savunma<br />

sanayi ürünleri de gittikçe artan oranda ileri<br />

teknoloji kullanılarak tasarlanmaya, üretilmeye<br />

ve daha önce akla gelmeyen yeni<br />

ürünler ve harp yöntemleri görülmeye<br />

başlamıştır. Bunun neticesinde yeni savunma<br />

sanayi ürünlerinin tedarikinde dışa bağımlılık<br />

oranı ve riskinin gittikçe arttığı fark edilmiş ve<br />

süratle tedbir alınması ihtiyacı ortaya<br />

çıkmıştır. Modern silah ve teçhizata sahip<br />

olma mecburiyetiyle gelişmeleri yakından<br />

izleyerek ihtiyaçlarını ve önceliklerini<br />

belirlemekte olan Türk Silahlı Kuvvetleri,<br />

günümüz harplerinin özelliği haline gelen<br />

uzun menziller dâhilinde etkili darbe<br />

sağlayan roket ve füzelerin gittikçe artan<br />

önemini ortaya koymuştur. Bu değerlen-<br />

dirme ve taleplerin neticesi olarak Roketsan,<br />

Haziran 1988 tarihinde, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra<br />

Komitesinin T.S.K.’nin roket ve füze<br />

ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlayacak bir<br />

sanayi kurumunun oluşturulması maksadıyla<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nın (SSM)<br />

koordinasyonunda kurulmuştur. Kuruluş<br />

amacına ulaşabilmek için savunma sanayi<br />

teknolojilerindeki hızlı gelişmeleri yakalamak<br />

ve izleyebilmek esas alınmış, bu maksatla<br />

Avrupa Stinger Konsorsiyumu büyük bir fırsat<br />

olarak kabul edilmiş ve bu programın içinde<br />

yer alınmıştır. Roketsan, kuruluş amacını<br />

gerçekleştirmeye yönelik doğru stratejiler<br />

sayesinde konsorsiyum gereklerini zamanında<br />

ve tam olarak yerine getirmekle<br />

kalmamış, bu ara hedefi süratle aşarak<br />

roket/füze alanında gerçek bir milli sanayi<br />

91


Firmalarımızın 25 Yılı<br />

oluşmasını sağlamıştır.<br />

1988 yılında, kuruluş kararını takiben<br />

İskitler’de kiralık bir dairede, sınırlı savunma<br />

sanayi deneyimine sahip ancak kendilerine<br />

verilen milli görevin heyecanıyla dolu 25<br />

kişilik çekirdek kadro ile çalışılmaya<br />

başlanmış, Avrupa Stinger Konsorsiyumunun<br />

gereklerine yönelik planlama ve hazırlık<br />

çalışmalarına paralel olarak Elmadağ’da<br />

seçilmiş 1000 dönümlük arazide tesis inşa<br />

çalışmaları yürütülmüştür. 1989 Yılı başında<br />

arazide tesfiye ve hazırlık çalışmaları<br />

başlamış, üretimin gerçekleştirilebilmesi<br />

için gerekli bina ve altyapı inşaatı 1991 yılında<br />

tamamlanmıştır. Aynı yıl içinde sözleşme<br />

gereği Stinger füzelerinin fırlatma ve uçuş<br />

motorlarının üretimine başlanmıştır. Bu proje<br />

kapsamında bütün konsorsiyumun ihtiyacını<br />

karşılayacak şekilde sevk sistemi üretim ve<br />

ihracı gerçekleştiren Roketsan, programa<br />

katılan 15 üretici firma arasında ikinci büyük<br />

iş payına sahip olmuştur. Bu ekonomik<br />

faydadan çok daha önemlisi, ülkemizin<br />

ihtiyaç duyduğu başta kompozit yakıt<br />

teknolojisi olmak üzere pek çok ileri teknoloji<br />

ve deneyim elde edilmiş, bu kazanımlar<br />

sonraki projelerin gerçekleştirilebilmesinde<br />

en büyük desteği sağlamışlardır. Henüz<br />

kuruluş aşamasındayken teşkil edilen<br />

Mühendislik Geliştirme (Mü-Ge) biriminde<br />

görev alan çok sayıda mühendis, Stinger ve<br />

daha sonra iştirak edilen Milli ve Nato<br />

projelerinden elde ettikleri teknolojileri<br />

geliştirmiş ve yeni ürünlerin tasarımında<br />

görev almıştır. Stinger projesinde başlangıçta<br />

henüz tesisi olmadığı ve deneyimsiz oluşu<br />

nedeniyle diğer program ortakları tarafından<br />

şüpheyle ve güvensizlikle karşılanan<br />

Roketsan, MSB’lığının destek ve himayesinde<br />

hat kalifikasyonunu tamamlayan ilk firma<br />

olarak, programın önünde ve sıfır hata ile<br />

sevkiyat yapmış ve bu sayede bütün program<br />

ortaklarının takdirini kazanarak müteakip<br />

potansiyel projeler için gerekli güven ve<br />

saygınlığını yaratmıştır.<br />

Yine SSM’nın desteğiyle roket ve füze tasarımı<br />

için gerekli uzman personeli yetiştirmek ve<br />

tasarım araçlarını geliştirmek amacıyla<br />

1992’de başlatılan füze tasarım altyapısı<br />

(uzman personel ile bilgisayar donanımları ve<br />

özel tasarım yazılım programları gibi tasarım<br />

araçları) geliştirme projesinin (GÜFTAG<br />

Projesi) 1995’de tamamlanmasıyla Roketsan<br />

için “tasarım odaklılık” dönemi başlamıştır.<br />

Sistem sorumlusu olma hedefiyle oluşturulan<br />

bu altyapı sayesinde, Stinger projesinin 1999<br />

yılında tamamlanmasından önce Türk Silahlı<br />

Kuvvetlerinin ihtiyacını karşılamak üzere<br />

Dünya’daki emsallerinden çok daha gelişmiş<br />

ve tamamen Roketsan tasarımı kompozit<br />

yakıtlı 11 km menzile sahip TR-107 Roketi ile<br />

40 km menzilli TR-122 Roketi ve T-122<br />

Sakarya ÇNRA Silah Sistemi üretimleri<br />

gerçekleştirilebilmiştir. Bu silah ve sistemlerin<br />

1996 yılında Kara Kuvvetleri envanterine<br />

alınması Roketsan ve Türk Silahlı Kuvvetleri<br />

için önemli bir kilometre taşı daha oluşturmuştur.<br />

Kara Kuvvetlerimizin derinlikte ateş gücünü<br />

arttıracak uzun menzilli roket ve füzelerin<br />

üretilmesi amacıyla Milli <strong>Savunma</strong> Bakanlığı’nca<br />

90’lı yılların sonlarına doğru<br />

başlatılan projeleri gerçekleştirebilmek için<br />

üretim altyapısı kuvvetlendirilmiş ve çeşitlendirilmiştir.<br />

Yeni teknolojilerin de elde edildiği<br />

bu gayretler neticesinde Kasırga Roketleri ve<br />

Yıldırım Füzeleri TSK envanterine kazandırılmıştır.<br />

Yine Kara Kuvvetlerimizin ihtiyacı doğrultusunda<br />

2004 Yılında Milli <strong>Savunma</strong> Bakanlığı’nca<br />

başlatılan ve desteklenen 2,75” Lazer<br />

Güdümlü Havadan Yere Füze (Cirit)<br />

projesinde Dünya’daki emsallerinin çoğundan<br />

farklı olarak baştan sona yeni tasarım<br />

çalışması uygulanmış ve bu sayede lazer<br />

güdüm, ara safha güdüm, duyarsız roket<br />

motoru yakıtı ve duyarsız harp başlığı imla<br />

maddesi gibi ileri teknolojiler kazanılmıştır.<br />

2004 yılı başında, geçmişte kazanılmış<br />

yetenekler sayesinde tamamen özgün<br />

tasarımla üretilen roket ve silah sistemlerinin<br />

ihracına yönelik sözleşmeler imzalanmıştır.<br />

Böylece yurt dışına sistem seviyesinde ürün<br />

ve hizmet satışı dönemi başlatılmıştır.<br />

2005 Yılında SSM tarafından başlatılan ve<br />

halen desteklenen özgün füze sistemleri<br />

(Uzun Menzilli Tanksavar Füzesi-UMTAS;<br />

Orta Menzilli Tanksavar Füzesi-OMTAS ve<br />

Çekili Alçak İrtifa Hava savunma Füze<br />

sistemi-ÇAİHSFS) geliştirilmesi çalışmaları<br />

kapsamında Roketsan ile imzalanan projeler<br />

sayesinde Roketsan ana yükleniciliğinde<br />

oluşan geniş bir sanayi yapılanması ortaya<br />

çıkmıştır. Ayrıca bu projeler ile Füze Üstü RF<br />

Veri Bağı, IIR Arayıcı Başlık, Duyarsız Tandem<br />

Harp Başlığı ve Platform Entegrasyonu<br />

teknolojileri kazanılmıştır. Çift Kademeli Sevk<br />

Sistemi ile Cirit Füzesi çalışmaları sırasında<br />

elde edilen Duyarsız Roket Motoru ve Ara<br />

Safha Güdüm teknolojileri daha da geliştirilmiştir.<br />

2006 Yılında SSM ile başlatılan Karşı Tedbir<br />

Atım Sistemi Destek Merkezi (CSC) tesis<br />

edilmesine yönelik çalışmalar devam<br />

etmektedir. Bu destek merkezinde beş<br />

eksenli döngü simülasyon sistemi ile özel<br />

simülasyon yazılımları vasıtasıyla karşı tedbir<br />

atım sistemlerinin algoritmaları geliştirilmektedir.<br />

Milli <strong>Savunma</strong> Bakanlığı tarafından başlatılan<br />

ve NATO NAMSA ile yürütülen, raf ömrü<br />

tamamlanmış mühimmatın emniyetli ve<br />

çevreye zarar vermeksizin imha edilmesi<br />

amacıyla Mühimmat Ayırma ve Ayıklama<br />

Tesisi (MAAT) kurulması çalışmaları<br />

neticesinde tesis 2007 yılının Kasım ayında<br />

tamamlanarak teslim etmiştir. Yine NAMSA<br />

ile birlikte yürütülen anahtar teslimi<br />

Mühimmat Ömür Belirleme Tesisi inşası<br />

tamamlanmış, kalifikasyon çalışmalarına<br />

devam edilmektedir.<br />

Kasım 2009’da SSM ve Roketsan arasında<br />

imzalanan sözleşme gereği başlatılan ve Milli<br />

Tank Projesi ile diğer çeşitli zırh sistemlerinin<br />

tasarımı, geliştirilmesi, üretimi ve testi için<br />

gerekli altyapının bulunduğu bir Balistik<br />

Koruma Merkezi (BKM) kurulması çalışmaları<br />

Roketsan tarafından tamamlanmış ve<br />

tesis 28 Ekim 2010’da Milli <strong>Savunma</strong>


Bakanımız Sayın Vecdi GÖNÜL tarafından<br />

hizmete alınmıştır.<br />

1988 yılında 25 kişilik çekirdek kadrosuyla<br />

faaliyetine başlayan Roketsan, kuruluşunun<br />

10 ncu yılı sonunda, 1998 yılı Aralık ayında 550<br />

kişilik kadroya ulaşmıştır. Sayısı ve kapsamı<br />

gittikçe artan projelerin yarattığı ihtiyaç<br />

neticesinde bugün itibariyle % 53’ü mühendis<br />

olmak üzere personel sayısı 1100’ ü geçmiştir.<br />

Doğru analiz ve değerlendirme, planlama ve<br />

gayretlerin yarattığı gittikçe artan iş hacmi<br />

sayesinde son yüz yılın en ağır krizine rağmen<br />

2010 yılında personel sayısını % 20’nin<br />

üzerinde arttırılabilmiştir.<br />

Roketsan, üretime ilk başladığı yıl olan<br />

1991’de 2.788 TL ve 1999’da 21.000.000 TL<br />

toplam satış gerçekleştirmişken, 2009 yılında<br />

bu rakam 110.000.000 TL’a ulaşmış olup 2010<br />

yılı beklentisi 230 milyon TL’nin üzerindedir.<br />

1991’den bugüne gerçekleştirilen yaklaşık<br />

1,2 Milyar TL’lik toplam satışın %29’u ihracat<br />

olarak gerçekleşmiştir. 2009 Yılı içerisinde<br />

toplam bedeli 1 Milyar Doları aşan sözleşmeler<br />

imzalanmış olup bunun %15’ini<br />

ihracat projeleri oluşturmaktadır. 2009 yılı<br />

Dünyada ekonomik krizin en ağır sürdüğü yıl<br />

olmasına rağmen Roketsan sahip olduğu<br />

yetenekleri, yarattığı güven, doğru pazar<br />

geliştirme gayretleri sayesinde hedeflerine<br />

ulaşmış ve ileriki yıllara umut ve güvenini<br />

taşıyabilmiştir. Devam eden, yeni alınan ve<br />

tamamlanan projeler birlikte değerlendirildiğinde<br />

mevcut 1,5 Milyar Dolarlık<br />

taahhüdün, kısa süre içerisinde 2,5 Milyar<br />

doları geçeceği değerlendirilmektedir.<br />

Üretim faaliyetlerine iki ayrı yerleşkede<br />

devam etmekte olup, yerleşkelerden birinde<br />

1000 dönüm arazi üzerinde 1991 yılında<br />

tamamladığı toplam 21.150 m2’lik 37 adet<br />

binada başlayan Roketsan, bugün itibariyle<br />

iki ayrı yerleşkede 75.000 m2’si kapalı alan<br />

olmak üzere toplam 2.090.000 m2 alan<br />

üzerinde tesis edilmiş 120 adet binada,<br />

1100’ü aşkın başarıya odaklanmış perso-<br />

neliyle faaliyetlerine devam eden dev bir<br />

savunma sanayi kuruluşu haline gelmiştir.<br />

Daima kendi teknolojisini yaratabilmeyi ve<br />

kullanmayı hedeflemiş olan Roketsan iki ayrı<br />

yerleşkede konuşlanmış iki Ar-Ge merkezine<br />

ilave olarak üçüncü bir Ar-Ge merkezi tesisi<br />

için çalışmalarını sürdürmektedir. 5700 m2<br />

kapalı alana sahip 5 binadan oluşan Ar-Ge<br />

Merkezi-1 ile 6300 m2 kapalı alana sahip 5<br />

binadan oluşan Ar-Ge Merkezi-2 tesislerinde<br />

bugün itibariyle Roketsan’ın personelinin<br />

yaklaşık %30’unu oluşturan ve %33’ü doktora<br />

ve yüksek lisans seviyesinde olmak üzere<br />

%95’i mühendis yaklaşık 350 personel görev<br />

yapmaktadır.<br />

Başta MSB’lığı, TSK, SSM ve TSKGV ile diğer<br />

Vakıf Kuruluşları olmak üzere bütün<br />

Türkiye’den aldığı destekle Roketsan, ürettiği<br />

roket-füze sistemleri ve diğer ürünleriyle ülke<br />

savunmasına hizmet etmeyi, Türkiye’nin<br />

teknolojik alt yapısına katkıda bulunmayı ve<br />

birlikte çalıştığı alt yükleniciler ile iş<br />

ortaklarının gelişimini başlıca görevleri kabul<br />

ederek çalışmalarına gittikçe artan hızla ve<br />

gururla devam etmektedir. Yurtiçi geliştirme<br />

ve üretim çalışmalarının yanında ağırlıklı<br />

olarak Orta Doğu Bölgesinde ürün, tasarım ve<br />

hizmet kalitesini ispatlamış, Amerika<br />

kıtasından Uzak Doğu’ya, Güney Afrika’dan<br />

Kuzey Avrupa’ya kadar birçok alanda<br />

faaliyetlerini sürdürmektedir ve dünya devi<br />

savunma sanayi şirketleri arasında bir marka<br />

haline gelmeye başlamıştır.<br />

Bizzat önderlik ettiği kuruluş çalışmalarından<br />

itibaren Roketsan’ın faaliyetlerine sonsuz<br />

destek veren ve kuruluşunun 25 nci yılını<br />

kutlayan <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’na<br />

şükranlarımızı sunarız.<br />

Hüseyin BAYSAK<br />

Genel Müdür<br />

93


Firmalarımızın 25 Yılı<br />

KÜÇÜKPAZARLI<br />

HAVACILIK<br />

Küçükpazarlı Tarihi<br />

Küçükpazarlı, 1975 yılında en büyük iki<br />

kardeş tarafından kurulmuştur. Küçük bir<br />

kalıp atölyesi olarak çalışmalarına başlayan<br />

firma, 1987 yılında Ostim’de kendi yerine<br />

taşındı. 1994’te pres işlerinin artması üzerine<br />

“imalat bölümü” adı altında 1.OSB’nde yeni<br />

bir şube açan Küçükpazarlı bu şubesinde,<br />

inşaat ve otomotiv sektörüne hizmet vermeye<br />

başladı. <strong>Savunma</strong> sanayine yönelik uluslararası<br />

standartlarda parça üreten kalıp<br />

bölümü ise 1997 yılında kuruldu.<br />

2000 yılında ise ISO 9001:2000 belgesi ile<br />

kalite konusunda ilk sertifikasını aldı.<br />

Denetlemeler sonucunda Küçükpazarlı 2001<br />

yılında TAI-TUSAŞ tarafından “yan sanayi”<br />

olarak kalifiye edilmiştir. 2005 yılında<br />

firmanın almış olduğu “havacılık üzerinde<br />

uzmanlaşma” kararı üzerine 1. OSB’ nde<br />

Küçükpazarlı Havacılık birimi kuruldu.<br />

2006 yılında TAI-TUSAŞ ile Stratejik Ortaklık<br />

Anlaşması imzalayan firma, 2009’da bir uzay<br />

ve havacılık standartı olan AS 9100 belgesini<br />

almaya hak kazandı.<br />

Küçükpazarlı Havacılık Hakkında...<br />

Kurulduğu ilk günden beri hassas, güvenilir<br />

ve kaliteli ürünler üretmeyi kendine öncelikli<br />

hedef olarak belirleyen Küçükpazarlı’nın<br />

kalıp bölümünün ardından, 1994 yılında<br />

İmalat, 2005 yılında ise Havacılık bölümleri<br />

faaliyete geçmiştir.<br />

<strong>Savunma</strong> sanayimizin uluslararası düzeyde<br />

gelişmesi yolunda çalışmalarına devam eden<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nın belirlemiş<br />

olduğu “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarının<br />

karşılanmasında dışa bağımlılığın en<br />

aza indirgenmesi”<br />

hedefi, firmanın havacılık<br />

biriminin kurulmasında en büyük etken<br />

2<br />

olmuştur. 4.500 m kapalı alanda faaliyetlerini<br />

sürdüren Küçükpazarlı Havacılık bugün, 12<br />

farklı havacılık programında yılda 150 bin<br />

adet parça üretmektedir.<br />

“Uluslararası büyük projelere katılan,<br />

Türkiye’nin lider uzay ve havacılık şirketlerinden<br />

birisi olmak” firmanın ana hedefidir.<br />

İyi eğitimli ve istekli çalışanlar ile yeni<br />

teknolojileri verimli kullanarak, müşteri<br />

gereksinimlerini tam anlamıyla karşılamayı<br />

kendisine misyon edinen firma, 18’i üniversite<br />

mezunu olmak üzere 70 çalışanı ile bir<br />

“hassas üretim” firmasıdır ve yılda 350 ton<br />

alüminyum ve 15 ton işlenmesi zor malzeme<br />

işlemektedir.<br />

Küçükpazarlı, en büyüğü 6 metre ve 7 tanesi 1<br />

metre üstü kapasiteli toplam 12 adet 5 eksen<br />

CNC işleme merkezi ile ülkemizin önemli


kabiliyet ve kapasiteli merkezlerinden birisi<br />

olmuştur. Makinelerde tercih, ucuz makineden<br />

ziyade verimli çalışmayı sağlayan<br />

tezgahlar olmuştur.<br />

Küçükpazarlı Havacılık TAI’nin Stratejik<br />

ortağı ve en büyük yardımcı sanayisidir.<br />

Karmaşık şekilli uçak gövde parçalarının,<br />

ebat olarak, Türkiye’de, TAI’den sonraki en<br />

büyük üreticisi olan firmanın müşterileri<br />

arasında Roketsan, Aselsan, FNSS ve<br />

TÜBİTAK SAGE de bulunmaktadır.<br />

ERP sisteminin adaptasyonu ile uzay ve<br />

havacılık parçalarının montajı firmanın kısa<br />

vadedeki hedefleri arasındadır.<br />

Sac-metal işleme kabileyeti için yatırım,<br />

ihracatın artırılması, işlenmesi zor madde-<br />

lerdeki kapasitenin artırılması, projelere<br />

ortak olarak katılmak, yan sanayi kullanmak,<br />

mevcut kapalı alanı genişletmek ve 100 kişi<br />

ile 20 M Dolar ciro yapmak orta vadeli<br />

hedefleri oluşturmaktadır.<br />

Küçükpazarlı’nın uzun vadeli hedefleri<br />

arasında ise, daha büyük projelerin üstesinden<br />

gelerek, projelere tasarım aşamasında<br />

katılmak gelmektedir.<br />

Boeing, Airbus ve F35 (JSF) uçakları için kritik<br />

parçalar üreten firma, ticari iş hacmini yıllık<br />

yüzde 30’dan fazla büyütmektedir. Bu yıl ki<br />

havacılık cirosu 10 milyon doların üzerinde<br />

olup, bu yıl ki ana sanayilerden bağımsız<br />

savunma ve havacılık ihracat rakamı 500 bin<br />

dolardır. Bu hedeflerin belirlenmesinde,<br />

planlamanın yapılmasında ve gerekli stratejilerin<br />

oluşturulmasında <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>’nca açıklanan “ 2010 yılı sonuna<br />

kadar savunma sistem ihtiyaçlarının yurt içi<br />

karşılanma oranının ortalama yüzde 50’ye<br />

çıkarılacağı ve savunma sanayi ürün ve<br />

hizmet ihracatının 2011 yılında en az 1<br />

Milyar ABD doları olarak gerçekleştirileceği”<br />

şeklinde belirttiği stratejik<br />

hedefler belirleyici olmuştur.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nın başta<br />

uluslararası işbirlikleri olmak üzere, tedarik<br />

yönetimi, teknoloji ve sanayi yönetimi<br />

konularında belirlemiş olduğu değerleri<br />

yakından takip eden Küçükpazarlı, sürekli<br />

yeni teknolojilere, eğitime ve personele<br />

yatırım yapmaktadır. Son olarak yeni üretim<br />

hattı için 13 milyon dolarlık bir yatırım yapan<br />

Küçükpazarlı Havacılık, bu yatırımın son<br />

safhası olan 2.5 milyon dolarlık yeni makine<br />

anlaşmasını 12 Ekim tarihinde İstanbul’da<br />

yapılan Uluslararası Metal İşleme Teknolojileri<br />

Fuarı’nda imzalamıştır. Sanayi ve<br />

Ticaret Bakanı Sayın Nihat Ergün’ün de<br />

katıldığı törende imzalanan anlaşma<br />

kapsamında alınan makineler ile 2010 yılı için<br />

havacılık sanayine yönelik yapısal uçak<br />

gövde parçaları üretiminde planlanan<br />

kapasite tamamlanmıştır. Tamamlanan bu<br />

üretim hattı ile 3 yıl içerisinde 20 milyon dolar<br />

ciro hedefleyen firma ayrıca bu üretim hattı ile<br />

sektörde 100 kişiye istihdam sağlayacaktır.<br />

95


Vefalı Personelimiz<br />

Bilge MOLVALI<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>mız bundan tam 25 yıl önce 07<br />

Kasım 1985 tarihinde imzalanıp, 13 Kasım<br />

1985 tarihinde yürürlüğe giren 3238 sayılı<br />

kanunla ‘’MSB <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Geliştirme<br />

ve Destekleme İdaresi Başkanlığı’’<br />

adı altında kurulmuştur. Başkanlık fiilen<br />

1986 yılı Ocak ayından itibaren göreve<br />

Eskişehir yolu, Kirazlıdere Mevkii’ ndeki<br />

eski binamızda başladı.<br />

Kuruluş aşamasında, Etibank Genel<br />

Müdürlüğü’nden naklen gelen ben<br />

Başkanlığın 9 uncu personeliyim. Bir de<br />

Toplu Konut ve Kamu İdaresi Başkanlığından<br />

gelen birkaç geçici personel<br />

(Sekreter,Şoför)<br />

Başladığım ilk günü hiç unutamam…<br />

Kirazlıdere Mevkii, bozuk bir yol (yedek<br />

ayakkabı getirirdim yanımda) daha önce<br />

Spor Okulu olarak kullanılan binamızda<br />

tadilat devam ediyor, her taraf toz içinde…<br />

9 kişiyiz ama bunların birisi Başkanımız<br />

Sn. Vahit Erdem ve 2 yardımcısı Sn. Metin<br />

Ergün ile Sn. Özdemir Kandemir Paşa.<br />

Daire Başkanlıkları kadroları var, kimin<br />

hangi görevde olduğu da açık değil,<br />

sadece Personel ve Eğitim Daire Başkanı<br />

belli, Sn. Cemal Tarhan… Sn. Osman Kayakesen<br />

ve ben de o’na bağlıyız.<br />

Tabii ki ilk iş eleman alımı oldu, evrak diye<br />

bir birim henüz yok,gazete ilanı verdik,<br />

yazışmalar ve elden başvurular başladı.<br />

Elimizde sadece <strong>Savunma</strong> Donatım İşleri<br />

Genel Müdürlüğünden (bizden önce<br />

kapatılmış) kalan 2, 3 daktilo ve bir o kadar<br />

da facit (hesap makinası) var. İlk uzman,<br />

uzman yardımcısı ve destek hizmetleri<br />

sınıflarına sınavla alınan personelin<br />

sorularını bu daktilolarla yazdık,daktilolar<br />

elektronik bile değildi, daksil icat<br />

edilmemiş, yanlış yazarsanız silin, kağıdın<br />

yırtılma olasılığı fazla… Soruları sınavdan<br />

bir gece önce yazardık ve kasaya<br />

kilitlerdik, genelde bende dururdu<br />

anahtar, tabi sorumluluğun verdiği korku<br />

öyle büyük ki, o gece uyku yok…<br />

Daha sonra Daire Başkanlıkları oluşmaya<br />

başladı, alınan elemanlar o Dairelere<br />

paylaştırıldı .<br />

07 Mayıs 1986 sabahı iş yerine geliyoruz<br />

(sabahları eşim bırakırdı arabayla)<br />

Kirazlıdere, yol değişik, meğer o gün ilk<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Komitesi Toplantısı<br />

yapılacağı için, gece yol asfaltlanmış,<br />

yanlış yola girdik zannetmiştik…<br />

Teknoloji ilerledikçe daktiloların yerini<br />

bilgisayarlar aldı (ancak şimdi olduğu gibi<br />

herkese bir bilgisayar nerede? Biz de 1<br />

adet var ve sadece birkaç paket program<br />

kullanılıyor), proje sayısı arttıkça, eleman<br />

ihtiyacı da arttı… daha sonra sınavlar<br />

ÖSYM’ye yaptırılmaya başlandı. Ancak<br />

Personel ve Eğitim Daire Başkanlığı’ndaki<br />

eleman sayısında 5 yıl süreyle artış<br />

olmadı, Daire Başkanımız dahil, bir de<br />

sekreteri, Osman Bey ve ben. Personel<br />

sayısı az olunca kişi başına düşen iş<br />

hacmi ve onun getirdiği sorumluluk da<br />

fazlalaşıyor.


1989 yılında 390 sayılı KHK (daha sonra bu<br />

KHK’yi kanunlaştıran 20.3.1991/3704<br />

sayılı Kanun) ile ‘’<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

Geliştirme ve Destekleme İdaresi<br />

Başkanlığı’’ ibaresi ''<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>'', Başkan ibaresi Müsteşar,<br />

Başkan Yardımcısı ibaresi de Müsteşar<br />

Yardımcısı olarak değişti. Müsteşarımız<br />

yine Sn. Vahit Erdem, yardımcıları da<br />

(Kadro sayısı 3’e çıktı) Sn. Metin Ergün, Sn.<br />

Veysel Yayan ve Sn. Ahmet Söylemezoğlu....<br />

Benim daha önce Bayındırlık ve İskan<br />

Bakanlığı, Afet İşleri Genel Müdürlüğünde<br />

Planlama Müdürü olarak, daha sonra<br />

Etibank Genel Müdürlüğü, Pazarlama ve<br />

Satış Daire Başkanlığında Uzman olarak<br />

(toplam 15 yıl ) çalışmış olmama ve<br />

yapılan işlerin birbirine benzememesine<br />

rağmen işe intibakım çok kolay olmuştu.<br />

Ancak, oturmuş bir kuruluştan sonra yeni<br />

kurulan bir kuruluşta çalışmak çok çok<br />

farklı geldi.<br />

Üniversite’yi bitirdikten sonra TODAİE<br />

(Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi<br />

Enstitüsü)’ de ‘’Kamu Yönetimi Uzmanlık<br />

Bölümü’’ nde Yüksek Lisansımı yaparken<br />

‘’Personel Yönetimi’’ dersleri okumuş , tam<br />

not almıştım ve kendimi bilgili kabul<br />

ederek de, böyle bir göreve aday olmuştum.<br />

Ancak SSM’ye başladıktan sonra<br />

anladım ki, iş, iş’te öğreniliyormuş.<br />

Başlangıçta çok acemilik yaşadım,<br />

Başbakanlık, Emekli Sandığı işlemleri,<br />

Devlet Personel, DPT, Emniyet Genel<br />

Müdürlüğü… her birine bizzat giderek<br />

adeta eğitim aldım, göreve başlayan her<br />

bir personelin özlük hakları ile ilgili<br />

işlemleri buralardan geçiyordu. Bilmeyerek<br />

hatalarım mutlaka olmuştur ama en<br />

iyiyi yapmaya daima gayret ettim, inanın<br />

çok da severek yaptım işimi. Sorumluluk<br />

verildikçe insanın kendine güveni artıyor,<br />

bir de takdir edildikçe… Hiç unutmam,<br />

(Görece başlayacak personelin mülakatı<br />

tamamlandıktan sonra tutanak düzenlenir<br />

ve Sınav Komisyonu üyelerine de bu<br />

tutanak imzalatılır) Veysel Bey’e giderdim<br />

imzaya, şöyle bir bakardı tutanağa ve<br />

‘’Teşekkürler Bilge Hanım, uzmanlık tez’i<br />

kadar güzel olmuş’’ derdi, oysa yarım<br />

sayfa ve kalıplaşmış bir yazı. Metin Bey<br />

(Personel ve Eğitim Dairesi o’na bağlıydı)<br />

mevzuatı çok iyi bilirdi, iş konusunda çok<br />

titizdi ve daima çekinirdim, dolayısıyla da<br />

cok dikkat ederdim. Çalışmalarımdan<br />

kendilerinin memnun olduğunu davranışlarından<br />

anlardım, saat 18.00'de işten<br />

çıkmak pek fazla mümkün olamıyordu,<br />

yaptığım iş'ten duyduğum tatminle<br />

(çocuklarım o zaman küçüklerdi) durumdan<br />

asla şikayet etmedim ve onlardan çok<br />

şey öğrendim.<br />

1997 Yılında Yöneticilerimiz sırasıyla<br />

değişmeye başladı, önce Bakan, sonra<br />

Müsteşar Yardımcıları, daha sonra<br />

Müsteşar ve Daire Başkanları… Ben yeni<br />

Yönetim döneminde de aynı şekilde<br />

çalışmaya devam ettim, ancak bir gün<br />

haklı olduğuma inandığım bir konuda<br />

itiraz ettiğim için hiç de hak etmediğim bir<br />

şekilde görevden alındım. Tabii ki çok<br />

üzüldüm, ben daha önceki Yöneticilerimle<br />

doğru bildiğim her konuda konuşabilir<br />

dim, açıklık vardı. Bir süre inanamadım,<br />

kabullenemedim. Sonra zor günler<br />

başladı, <strong>Müsteşarlığı</strong>mızda (eski bina) var<br />

olan yer sıkıntısını en fazla yaşayanlardan<br />

biriyim, inanmayacaksınız ama 13 kez<br />

yerim değişti. İş yerine gelip de hiçbir<br />

görev verilmeden oturmak hiç de kolay<br />

değildi. Rahmetli annem birgün ’’Kızım<br />

sen ne yaptın da, böyle bir muameleyle<br />

karşılaştın’’ demişti, o’nu üzmek de benim<br />

üzüntümü kat kat arttırmıştı.<br />

‘’Her iş’te bir hayır vardır’’ demişler<br />

Atalarımız,bu arada hayatımın en büyük<br />

acılarını yaşadım, önce annem, sonra<br />

ablam ve sonra da eşimi kaybettim. Pasif<br />

görevde olmam nedeniyle, hastalıkları<br />

süresince elimden geldiğince onlara<br />

görevlerimi yapabildim.<br />

Her şeye rağmen Müsteşarlık’ta o kadar<br />

çok dost edinmişim ki, zor günlerimde<br />

hepsi yanımda oldu ve destekleriyle bana<br />

yeniden güç verdiler.<br />

Tabii zaman içinde yönetici kadrolarında<br />

tekrar değişiklikler oldu ve son olarak<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>mıza Sn. Murad Bayar<br />

Müsteşar olarak atandı. 2006 Yılında,<br />

benim gibi pasif halde bulunan tüm<br />

personele görevler verdi, bana da son<br />

yıllarda insan kaynakları yönetiminin en<br />

önemli konularından biri olan motivasyon<br />

yönetimi kapsamında sosyal faaliyetler<br />

düzenlenmesi görevini verdi ve ben tekrar<br />

Personel ve Eğitim Daire Başkanlığı<br />

elemanı oldum (yuvama döndüm). Bu<br />

kapsamda ilk olarak ‘’Happy Hour’’lar<br />

başlattık. Yöneticiler ve çalışanlar arasında<br />

kaynaşma sağlanması amacıyla, her<br />

ay bir Daire’de akşam üzeri saat 17:00<br />

sularında, ev sahibi Dairenin ikramları<br />

eşliğinde toplanılıyordu. Sonra sırasıyla<br />

ilkler başladı. Çok güzel bir ‘’İstanbul’’<br />

gezisi gerçekleştirdik… Sonra ilk<br />

‘’Kermes’’, sonra Komiteler kurduk, Spor<br />

Faaliyetleri başladı (pilates, tavla,<br />

satranç, bovling, masa tenisi), İngilizce<br />

Kursları, tiyatro, sinema, Kitap Kulübü, vs.<br />

Personelin yapmak istediği her sosyal<br />

etkinliği başta Müsteşarımız olmak üzere<br />

tüm Yöneticilerimiz destekledi.<br />

Personel ve Eğitim Daire Başkanlığı<br />

bünyesinde bulunmak bana çok iyi geldi,<br />

bu dairede daha önce yaptığım işler için<br />

de zaten artık taze kana ihtiyaç vardı ve<br />

ben şimdi yeni kadroyu seyrederken<br />

çalışmalarından<br />

gurur duyuyorum.<br />

ve yaratıcılıklarından<br />

Yeni görevimi ise bundan tam 40 yıl önce<br />

işe başladığım ilk günün istek, heves ve<br />

zevkiyle yerine getirmeye çalışıyorum.<br />

Her insanın hayatta yapmak istediği ve<br />

kendi imkanlarıyla asla gerçekleştiremeyeceğine<br />

inandığı hayalleri vardır. İşte<br />

ben bu görevle hayallerimi gerçekleştirdim.<br />

Yıllar önce bir vesile ile A.Ü. Tıp Fakültesi<br />

Hastanesi, Çocuk Hastalıkları, Thelasemia<br />

(Akdeniz Anemisi) Bölümünde hasta<br />

çocukları ziyaret etmiş, daha sonra da<br />

Derneğe üye olmuştum. Hastalığın<br />

tedavisi çok pahalı ve sosyal güvencesi<br />

olmayan hasta çocuklara yardım da bir<br />

kişinin karşılayabileceğinden çok<br />

fazlaydı. Doğal olarak kendi maddi<br />

imkanlarımla istediğim katkıda bulunamazdım.<br />

İlk olarak bu Dernek adına, daha<br />

sonra ‘’Cerrahi Onkoloji ‘’Derneği adına<br />

Kermes düzenledik, son olarak da ‘’Okul<br />

Onarımı’’ projemizi gerçekleştirdik. Bu üç<br />

kermesimizde de <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

Firmalarının desteklerini aldık. Sonuç o<br />

kadar güzeldi ki, böyle bir görevde bana<br />

da pay düşmesi ve aktif halde çalışmak<br />

SSM’de yaşadığım tüm olumsuzlukları<br />

unutturdu. Bana bu şansı tanıyan başta<br />

Sayın Müsteşarım Murad Bayar olmak<br />

üzere tüm Yöneticilerime sonsuz teşekkürler…<br />

97


Vefalı Personelimiz<br />

Mehmet KABAK<br />

Yıl 1986 aylardan Haziran bir yaz sabahı o<br />

zaman ki 2 katlı ve kapısında <strong>Savunma</strong><br />

Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi<br />

Başkanlığı (SAGEB) yazan Kurum<br />

binamızın kapısından içeri girdim. Müracaata<br />

yönelerek, Kurumun sınavına gireceğimi<br />

söyledim. Müracaattaki görevli<br />

memur beni Personel Dairesi'ne<br />

yönlendirerek, Personel ve Eğitim Daire<br />

Başkanlığı’nda görev yapmakta olan<br />

şuandaki İdari ve Mali İşler Dai.Bşk. Sn.<br />

Osman KAYAKESEN ve Personel Uzmanı<br />

Bilge MOLVALI ve o zaman ki Personel<br />

Eğitim Dai.Bşk. M.Cemal TARHAN ile<br />

tanışmamızı sağladı. Bizleri odanın<br />

birinde misafir ettikten sonra, sınavımızı<br />

gerçekleştirmek için alt kattaki yemekhaneye<br />

indik ve görevli amirlerimizin<br />

nezaretinde sınavımız gerçekleşti.<br />

Sınavımın güzel geçtiğini bildiğim için o<br />

gün mutlu bir şekilde Kurumdan ayrıldım.<br />

Bir ay sonra hayatıma yön verecek ve<br />

ailemin rızkını kazanacağım Sınav<br />

sonucu yazılı olarak adresime geldiğinde,<br />

hayatımın en mutlu günlerinden birini<br />

yaşamıştım.<br />

9 Temmuz 1986 günü, memuriyetimin yeni<br />

dönem başlangıcı için yollardayım. Taksi<br />

şoförü <strong>Savunma</strong> Sanayi Geliştirme ve<br />

Destekleme İdari Başkanlığı, Kirazlıdere<br />

sözlerime boş gözlerle bakıyordu.<br />

Anlaşılan <strong>Savunma</strong> Sanayi Geliştirme ve<br />

Destekleme İdaresi Başkanlığı binasını<br />

bulması biraz zaman alacak, ilk günkü<br />

mesaime geç kalabileceğim için<br />

endişeleniyordum, ancak endişeme ortak<br />

olan taksi şoförü kısa sürede benim de<br />

yardımım ile yolu bularak, memuriyette<br />

yıllarımı geçireceğim bina önüne park<br />

etti. Böylece görev tanımım gereği<br />

Kurumumuzun M-9 kimlik numarası ile<br />

daktilograf olarak ilk memuriyet ve mesai<br />

hayatıma geç kalmadan başlamış oldum.<br />

Göreve başlamamızı takiben 657 Sayılı<br />

Devlet Memurları Kanunu ve görevimizle<br />

ilgili Hizmet İçi Eğitime tabi tutularak, ilk<br />

eğitimimizi almış olduk. Devlet Memuru<br />

olduğumu, bir yıl sonra asaletimin tasdik<br />

olduğunda öğrendim.<br />

1985 yılında 3238 Sayılı Kanun’la<br />

“<strong>Savunma</strong> Sanayi Geliştirme ve Destekleme<br />

İdaresi Başkanlığı” (SAGEB)<br />

kuruldu. Daha sonra Başkanlık, 1989<br />

yılında 390 sayılı Kanun Hükmünde<br />

Kararname ile <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong><br />

olarak yeniden yapılandırıldı.<br />

3238 sayılı <strong>Savunma</strong> Sanayi Hakkındaki<br />

Kanun’un amacı “modern bir savunma<br />

sanayinin geliştirilmesi ve Türk Silahlı<br />

Kuvvetleri’nin modernizasyonunun sağlanması”<br />

şeklinde ifade edilmektedir.


1986 yılında ilk işe başladığımda toplam<br />

27 personelimiz vardı. Üst yönetimde;<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayi Geliştirme ve Destekleme<br />

İdaresi Başkanı Sn. Vahit ERDEM,<br />

Başkan Yardımcısı Sn. Metin ERGÜN,<br />

Başkan Yardımcısı Sn. Em. Tümğ.<br />

Özdemir KANDEMİR, idari amirlerimiz<br />

olarak, Personel ve Eğitim Dairesi Başkanı<br />

Sn. M. Cemal TARHAN, İdari ve Mali İşler<br />

Dairesi Başkanı<br />

Sn. Hasan Ali TÜRKARSLAN, Şube<br />

Müdürü Sn. Mehmet TOPAL, Personel ve<br />

Eğt. Dai. Bşk. Uzmanı Sn. Bilge MOLVALI,<br />

Personel ve Eğt. Dai. Bşk. Şefi Sn. Osman<br />

KAYAKESEN ve hepsi birbirinden değerli<br />

diğer mesai arkadaşlarım.<br />

İlerleyen yıllarda Müsteşar olarak atanan<br />

Sn. Yalçın BURÇAK, Sn. Dursun Ali<br />

ERCAN, Müsteşar Yardımcımız Sn. Hasan<br />

MOLLAOĞLU önce Dai.Bşk. daha sonra<br />

Müsteşar Yardımcımız olan Sn. Veysel<br />

YAYAN, Dai.Bşk. daha sonra Müsteşar<br />

Yardımcımız olan Sn. İsmail TOHUMCU,<br />

Dai.Bşk. daha sonra Müsteşar Yardımcımız<br />

olan Sn.Dr. Faruk ÖZLÜ, Müsteşar<br />

Yardımcımız olarak atanan Sn. Hüseyin<br />

ÖZERİ, Uzman iken daha sonra Dai.Bşk.<br />

olan Sn. Nadi KÖKLÜ, Uzman iken daha<br />

sonra Dai.Bşk. olan Sn. Ali DOĞAN, Şube<br />

Müdürümüz Sn.Yılmaz GÜNDÜZ Albay ve<br />

Şube Müdürümüz merhum Sn. Mehmet<br />

DAVRANALP Binbaşı, yukarıda bahsettiğim<br />

ve bu Kuruma gerçekten emekleri<br />

geçen amirlerimi ve mesai arkadaşlarımı<br />

saygı ile anıyorum.<br />

2000 yılında personel sayımız artığı için<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> olarak ek<br />

bina ihtiyacımız doğdu. Anıttepe’de kiraladığımız<br />

ek binaya Amirlerim tarafından<br />

idari bina ve lokal sorumlusu olarak<br />

görevlendirildim. 3 yıl bu idari görevleri<br />

yürüttükten sonra, Sn. Müsteşar Yardımcımız<br />

İsmail TOHUMCU’nun sekreteryasında<br />

5 yıl çalıştım. Kendisi ile çalıştığım<br />

5 yıllık süre içerisinde çok güzel çalışma<br />

hayatım oldu. Kendisini çalışkan, devlet<br />

memuriyetinde adabı, teamülleri bilen,<br />

prensip sahibi, işine saygılı ve devlet<br />

çıkarlarını her zaman ön planda tutan bir<br />

amir olarak gördüm.<br />

Sn. Müsteşarımız Murad BAYAR’ın<br />

Kurumumuza Müsteşar olarak atandığını<br />

duyduğumda, daha önce <strong>Savunma</strong><br />

<strong>Sanayii</strong>nde Uzman olarak çalışmış,<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayi Sektörünü iyi bilen ve<br />

ODTÜ Elektrik-Elektronik Mühendisliği<br />

Bölümü’nü bitirmiş genç dinamik mesai<br />

arkadaşımın <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı<br />

olmasından, şahsım adına ülkemiz ve<br />

savunma sanayinin geleceği açısından<br />

bir şans olarak gördüm. Bunun kanıtı da<br />

“Yılın Genç Bürokrat Ödülüne” layık<br />

görülmesidir.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nın bir<br />

personeli olarak ilk yıllardaki çalışma<br />

heyecanım ve iş tecrübemi 25 yıllık<br />

çalışma hayatımın içinde amirlerimin<br />

bilgi birikimleri, tecrübeleri ve bana olan<br />

güven duygularını geliştirerek kazanmaya<br />

çalıştım. Memuriyet hayatımın ilk<br />

çalışma yıllarında çok kıymetli amirlerimin<br />

ve değerli mesai arkadaşlarımın bilgi<br />

birikimleri ve tecrübeleri çalışma<br />

hayatımda ışıklı bir yol olmuştur. Objektif<br />

olmayı, etik düşünmeyi, beşeri ilişkileri<br />

önce ailemden sonra öğretmenlerimden<br />

daha sonra ise değerli amirlerimden<br />

öğrenmeye çalıştım.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nın 25<br />

yıldır başta Türk Silahlı Kuvvetleri’nin<br />

ihtiyacı olan lojistik tedariklerinin öncelikli<br />

yerli katkı ve acil durumlarda dış alım<br />

yoluyla sağlamasında, savunma sanayi<br />

şirketleri ve KOBİ’lerin alt yapılarının<br />

üretime yönelik geliştirmesi yönünde<br />

yaptığı hizmet ve katkıları görmek, bugün<br />

359 SSM, 68 STM ve 110 destek personeli<br />

arkadaşlarımla paylaşmaktan onur ve<br />

gurur duyuyorum.<br />

Bir anımı kıymetli mesai arkadaşlarımla<br />

paylaşmak istiyorum. <strong>Savunma</strong> sanayi<br />

çalışma hayatımın içinde, bir gün hafta<br />

sonuydu. Mahalle futbol turnuva maçımız<br />

vardı. Ben de o gün turnuva maçına<br />

gitmiştim. Turnuvanın final maçını<br />

oynayacağız. Bir haftadır takım olarak bu<br />

maça hazırlanmıştık. Maç başladı.<br />

Kazanmak için her iki takımda da kıyasıya<br />

mücadele var. İlk yarı bir sıfır mağlubuz.<br />

Devre arası antrenörümüzden ikinci yarı<br />

için taktik-teknik bilgiler alıyoruz.<br />

Arkadaşlarla ilk yarıyı değerlendiriyoruz.<br />

Bu sırada Mehmet diye birinin bağırdığını<br />

duydum. Kafamı kaldırdığımda Veysel<br />

Bey’le, Nadi KÖKLÜ’nün olduğunu<br />

gördüm. Hemen Daireye gitmemiz<br />

gerektiğini söylediler. Antrenörümüzden<br />

müsaade aldım ve maçın ikinci yarısına<br />

çıkmadan eşofmanlarım ve spor<br />

ayakkabılarımla terli terli Daireye döndük.<br />

Eve gidip üzerimi değişeyim dedim.<br />

Kulakları çınlasın Veysel Bey ve Nadi Bey<br />

hiç gerek yok böyle de çalışabilirsin<br />

dediler. Oturdum yeşil ekranlı bilgisayarın<br />

başına, bir de öğrendim ki, Mısır’a 40 F-16<br />

satışı için Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem<br />

Müdürü Sn. Engin GÜNER’e bir bilgi yazısı<br />

hazırlayacağız. Yazı o zamanki Cumhurbaşkanımız<br />

merhum Turgut ÖZAL<br />

tarafından Mısır’a götürülecek. Yazıyı<br />

hazırladık. Üçümüz beraber Cumhurbaşkanlığı<br />

Köşkü’ne hareket ettik. Üzerimde<br />

eşofman, ayağımda spor ayakkabı,<br />

Cumhurbaşkanlığı Köşküne geldik. Beni<br />

götürmelerinin sebebi yazıda değişiklik<br />

olursa, zaman sınırlı olduğu için orada<br />

Özel Kalem Sekreterliğinde yazıda<br />

değişiklik yapmamız. Özel Kalem Sekreterliği’ne<br />

vardık. Yazı orada okundu ve<br />

değerlendirildi. Merhum Cumhurbaşkanımız<br />

Turgut ÖZAL tarafından bazı<br />

değişiklikler yapılarak, Özel Kalem<br />

Müdürü Engin GÜNER tarafından yazı<br />

tekrar bize getirildi ve düzeltmek için<br />

tekrar daktilonun başına oturduk.<br />

Düzeltmeleri yaptık. Yazıyı nihai hale<br />

getirdik. Yazıyı çabuk ve düzgün düzelttiğim<br />

için bir de Cumhurbaşkanlığı Özel<br />

Kalem Müdürlüğü’nde görevli Şahver<br />

Hanım iş teklifinde bulunmaz mı! Seni<br />

buraya alalım diye. Ama ben Kurumumdan<br />

memnum olduğumu söyleyerek,<br />

nazik tekliflerine teşekkür ettim ve Köşkten<br />

görevimizi layıkıyla yerine getirmenin<br />

huzuru içinde Kurumumuza geri döndük.<br />

25 yıllık bir çalışma hayatımı acı ve tatlı<br />

anılarımla geride bırakırken <strong>Müsteşarlığı</strong>mızın<br />

25.hizmet yılını kutluyor, mesai<br />

arkadaşlarıma ve amirlerime saygılarımı<br />

sunuyorum.<br />

Özgeçmiş<br />

1963 Kayseri İli, Develi İlçesi doğumluyum.<br />

Ankara Ayrancı Ticaret Lisesi Mezunuyum.<br />

Evli 2 çocuk babasıyım. Müzik<br />

dinlemeyi, futbol ve masa tenisi oynamayı<br />

çok severim. 25 yıldır <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>’nda çalışmaktayım. Şu anda<br />

Kurumumuz Genel Evrak İdari Şefi olarak<br />

görev yapmaktayım.<br />

99


Vefalı Personelimiz<br />

Serdar DEMİREL<br />

Benden <strong>Müsteşarlığı</strong>mız dergisi için<br />

SSM’nin kuruluş yılları ile ilgili anılarımı<br />

kağıda dökmem istendiğinde gözümün<br />

önünde ilk uçuşan görüntü o yılların<br />

sıcaklığı ve biz; Müsteşarından (o zaman<br />

Başkan idi tabiiki) çaycısına toplam 15<br />

kişinin duyduğu müthiş heyecan ve<br />

çalışma ortamının sıcaklığı oldu. Sonra<br />

kendi kendime bir uyarı verdim : “Hayır bu<br />

yazının o zamanki projelerimizle ilgili bir<br />

yazı olması gerekiyor” diye. Daha sonra<br />

bir anda kafamda bir şimşek çaktı , eğer<br />

bu konu gündeme geldiğinde benim ilk<br />

aklıma gelen o tarihte SSM’deki ilişkiler ve<br />

insanlar oluyor ise bu derginin okuyucularının<br />

da ilk etapta okumaları gereken<br />

budur diye düşündüm ve bu yazı ortaya<br />

çıktı . İşte size 1986 yazının son aylarındaki<br />

SSM...<br />

1986 Haziran ayında ITU Makina’dan<br />

mezun olduğumda maalesef muhteşem<br />

bir rahatlama hissedemedim çünkü karar<br />

vermiştim Master ve Doktora yapacaktım.<br />

Bunun için de bir yandan İTU, ODTU ve<br />

İstanbul Üniversitesinin (MBA) sınavlarına<br />

girerkende bir yandan da ABD de bir<br />

Üniversite ile yazışıyordum (Rochester<br />

Instutute of Technology). ITU , ODTU ve<br />

İstanbul Universitesinin hepsinin sınavlarını<br />

kazanmıştım ama benim kararım<br />

kesindi ABD de MBA yapacaktım hatta<br />

Universiteden kabulumü dahi almıştım.<br />

Yazın ortalarına doğru hiç beklenmedik<br />

bir gelişme oldu. O tarihlerde Harp<br />

Akademisinde Öğretim görevlisi olan aile<br />

dostumuz bir subay (daha sonra milletvekili<br />

de oldu) bana bir sohbet esnasında<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Geliştirme ve Destekleme<br />

İdaresinin kurulduğundan eleman<br />

alımı yapacağından ve mutlaka başvurmam<br />

gerektiğinden bahsetti . Benim<br />

aklımda iş sınavına girmek hiç yoktu her<br />

işimi ayarlamıştım ABD ye gidecektim.<br />

Ancak o zamanki adı ile SAGEB’in<br />

geleceğinin çok parlak olduğu, kuruluş<br />

aşamasında giren eleman olma fırsatının<br />

her zaman ele geçmeyeceği vb yönündeki<br />

baskılar sonucunda sırf yakınlarımı<br />

kırmamak için sınava girmeye karar<br />

verdim(ama esas niyetim sadece beni<br />

sevenleri kırmamaktı yoksa ABD de<br />

kalacağım yeri bile ayarlamıştırm)<br />

Bana verdikleri kirazlıdere mevkii yazan<br />

adres son derece manidardı bahcelievlerde<br />

epey sorusturup bir sonuç<br />

alamayınca bir kaç taksiciye sordum ve<br />

bir tanesi “Gel ben seni götüreyim<br />

askerliğimi orada yaptım” dedi ve taksiye<br />

bindim . Su anda yıkılmıs olan SSM binası<br />

o tarih için mimarisi son derece şık bir<br />

bina idi ve yepyeniydi. Miss gibi de boya<br />

kokuyordu. Orta kapıdan girince hemen<br />

solda bir kapı , kapının önünde tezgah gibi<br />

konulmuş bir masa ve masanın başında


Osman KAYAKESEN Bey’i gördüm ve<br />

başvuru formumu onun elinden aldım.<br />

Ancak garip olan bir şey vardı orada<br />

gördüğüm 2-3 kişi kafamdaki devlet<br />

memuru kalıplarına pek uymuyordu<br />

herkes son derece güleryüzlü ve yakın<br />

davranıyordu. Çok üzerinde durmadım,<br />

nasıl olsa benimkisi bir formalite sınavı idi<br />

sadece.<br />

Yazılı Sınav Beşevler’de Gazi Üniversitesinde<br />

idi hiç çalışmadım zaten sorular da<br />

son derece basit sorulardı, okuldan<br />

mezun olalı da az olduğu için cevaplarda<br />

hiç zorlanmadım ama kendimi de fazla<br />

zorlamadım. O tarihte her kurum kendi<br />

sınavını yapardı o sebeple sınavdaki<br />

Gözetmenler de Bilge MOLVALI Hanım,<br />

Osman KAYAKESEN Bey ve o tarihteki<br />

Personel Daire Başkanı Cemal TARHAN<br />

Bey idi. Sınavdan çıktığım da çok mutlu<br />

idim benden bekleneni yapmıştım artık<br />

gönül rahatlığı ile ABD ye okumaya<br />

gidebilirdim ama evdeki hesap çarşıya<br />

uymadı. 1 hafta sonra eve bir zarf geldi<br />

yazılı sınavda başarılı olduğum için sözlü<br />

sınava çağırıyorlardı.<br />

Hayatımda en rahat girdiğim sınavlardan<br />

biri idi eski binamızda giriş katında evrak<br />

bölümünün karşısındaki küçük odayı<br />

toplantı odası haline getirmişlerdi. Sınav<br />

heyeti Sn Vahit ERDEM, Sn Metin ERGÜN,<br />

Sn Veysel YAYAN ve Sn Ali DOĞAN dan<br />

oluşuyordu. Açıkcası sınavda çok rahat<br />

davrandım ve bu mülakattan sonra beni<br />

asla işe almayacaklarından emindim<br />

ancak sanırım tam tersine benim rahat<br />

tavrım puan yaptı ve bir süre sonra<br />

güvenlik soruşturmamın tamamlandığını<br />

ve 1 Eylül 1986 da işe başlamamı belirten<br />

bir yazı aldım SAGEB (SSM’nin o zamanki<br />

adı)’den.<br />

Bu yazı ile birlikte bütün planlarım bir<br />

anda değişti. Sevenlerim elime geçenin<br />

büyük bir fırsat olduğu konusunda beni<br />

ikna etmişti. Gerçekten de SAGEB o<br />

tarihte adı sıklıkla telafuz edilen gözde bir<br />

kurum idi ve üstelik ben bu kuruma daha<br />

ilk kurulduğu günden kabul edilme<br />

şansına sahip olmuştum. ABD de yüksek<br />

lisans hiiiç önemli değildi nasılsa SAGEB<br />

beni gönderirdi zaten eğitime çok önem<br />

verdiklerini de öğrenmiştim. Nitekim<br />

gönderdiler de; tam 13 yıl sonra 1999 da.<br />

Ve 2000 yılında da bitiremeden de geri<br />

çağırdılar.<br />

1 Eylül 1986 saat 09:00 da SSM binasında<br />

daha önce form aldığım oda ile sınava<br />

girdiğim odanın tam ortasındaki odada<br />

buldum kendimi. Bilge MOLVALI hanım<br />

her zamanki güleryüzü ile bizi rahatlatıyordu.<br />

Bizi derken zaten 2 kişi idik<br />

benden 5 dakika önce 8:55 de gelen<br />

Ahmet BOYNUEĞRİ ve ben. Güvenlik<br />

soruşturması tamamlanan bir de Nadir<br />

BIYIKOĞLU var fakat o dişçi randevusu<br />

sebebiyle izin istemiş 2 Eylül de<br />

başlayacak. Bu sıralamaya göre Ahmet<br />

bey’e 13 bana da 14 no’lu sicil numaraları<br />

verildi ve doğruca Başkan Yardımcısı<br />

Metin ERGÜN beyin yanına çıkarıldık.<br />

Yaşadıklarıma inanamıyordum. Devlet<br />

daireleri hele de personel bölümleri<br />

soğuk olur diye düşünürken önce Bilge<br />

Hanımın güleryüzü ardından da kurumun<br />

2 nolu yöneticisinin makamı. Kendi<br />

kendime çok doğru bir iş yaptım diye<br />

düşündüm. Metin bey bizi misafir<br />

koltuklarında ağırladı. Türk Kahveleri ve<br />

yaklaşık 1 saat süren uzun bir sohbet. Bize<br />

kendi ilk işini anlatıyor ve o tarihte 1<br />

masanın etranına 2nci sandalye konarak<br />

kendisine yer gösterildiğini bizim çok<br />

şanslı olduğumuzu anlatıyordu. Metin Bey<br />

ile görüşmemizin ardından odamıza çıktık<br />

Odamız biz gelmeden hazırlanmıştı . Pırıl<br />

pırıl bir oda ve 3 tane masa önünde de<br />

misafir koltukları. Ben hemen pencere<br />

önündeki masalardan birini kaptım ama<br />

Ahmet beyin zaten pencere önü ile bir<br />

hesabı yoktu o da kendince kapı önündeki<br />

masayı kaptı. Bizi daha şaşırtan olay ise<br />

kurum da adeta vip misafir muamelesi<br />

görüyor olmaktı. Örneğin daha masamıza<br />

yeni oturmuşken içeri Depo Sorumlusu<br />

Zeynel ACER bey girdi elinde bir sürü<br />

malzeme. Kırtasiye malzemeleri kül<br />

tablaları masa üstü için kalemlikler, envai<br />

tür kalem klasör vb. Tek tek hepimize<br />

dağıtıldı ilave isteklerimiz soruldu. Biz<br />

nasıl bir kuruma başlamıştık.<br />

Odamızda 1 tek telefon vardı ama ilk gün<br />

hiç problem olmadı. Ama ertesi gün Nadir<br />

BIYIKOĞLU bey’de işe başlayınca durum<br />

değişti. Nadir bey daha önce dışarıda<br />

serbest çalışmış SAGEB’e bürosunu<br />

kapatıp gelmişti bu sebeple çok fazla<br />

arayanı vardı hatta çoğu zaman Nadir bey<br />

bizim odadaki telefon ile konuşurken<br />

yandaki 2 odadan gelinip “Nadir<br />

telefonun bitince gel bizim odada da<br />

telefonun var” dendiğini bilirim.<br />

İlk 1 ayımız çok sakin geçti katta 20 oda<br />

vardı koridorun 1 ucunda biz üçümüz 1<br />

odada oturuyorduk. Diğer uçta ise<br />

rahmetli Mehmet DAVRANALP. Biz<br />

dördümüzden başka da katta kimsecikler<br />

yoktu. İş olmadığı için arada bir keşfe<br />

çıkıyorduk. Odaların kapıları kilitli idi bir<br />

tek bizim karşımızda çok güzel döşenmiş<br />

tek kişilik bir oda vardı. Biz tabi uzman<br />

yardıcıları olarak herhalde burası uzman<br />

odası diye içimizden geçiriyorduk. Daha<br />

sonra Veysel YAYAN beyin Daire<br />

Başkanlığına atanıp o odaya oturması ile<br />

hem Daire Başkanı kavramını hem de o<br />

odanın bir Daire Başkanı odası olduğunu<br />

öğrenecektik.<br />

Dediğim gibi ilk başlarda çok sakindik.<br />

Bazen bir firmadan bir broşür gelirdi.<br />

Broşür diyince hani o fuarlarda masalara<br />

yığılıp da taşımaya üşendiğimiz için<br />

elimize almadığımız 1 sayfalık kağıtlardan<br />

bahsediyorum öyle kapsamlı bir şey<br />

değil. Ama o broşürler o kadar ciddiye<br />

alınırdıki anlatamam. Önce broşürün<br />

önüne bir evrak akış fişi eklenir, sırasıyla<br />

Başkan (Müsteşar) Başkan Yardımcısı<br />

(sadece 1 tane idi) Uzmanlar ve ardından<br />

en son bize gelirdi. Gelene kadar da<br />

üzerine destan gibi notlar yazılırdı. Evrak<br />

akış yoğunluğu haftada 3 broşür<br />

mertebesinde olduğu için son derece<br />

normaldi tabii ki bu kadar ciddiye<br />

alınması. Ancak problem en son bize<br />

geldiğinde bizim bu broşürler ile ne<br />

yapacağımızı bilemiyor olmamızdı. Öyle<br />

ya resmi evrak muamelesi görmüş,<br />

zimmetle teslim edilmiş, atsan atılmaz,<br />

işlem yapıyım desen bişe denmiyorki ne<br />

işlem yapacaksın. Bu hengamede<br />

durumdan ilk vazife çıkaran Nadir Bey<br />

oldu ben bu silah istemlerini üretibilecek<br />

kapasite için sanayiye soru yazıları yazıp<br />

mevcut tezgah kabiliyetlerinin bir<br />

envanterini çıkaracağım dedi. Yönetim de<br />

destek olunca bu çalışma başladı. Hatta<br />

Nadir Bey ayrıldıktan çok sonra da bu<br />

çalışma gelişerek devam etti. En son<br />

ulaştığı ve amacını yitirdiği nokta STRAB<br />

projesi olarak bilinir.<br />

101


Vefalı Personelimiz<br />

Bu sakin günlerimiz bizimle aynı sınavı<br />

kazanan diğer personelin de güvenlik<br />

soruşturmalarını peyderpey tamamlayıp<br />

işe başlamaları ile sona erdi. İlk önce<br />

bizden 1 ay sonra Nuran İNCİ , Elife ÜNAL<br />

ve Ali Vasfi DEMİRTAŞ onları takip eden<br />

aylarda da diğer personel işe başladı<br />

artık 3 değil tam 12 uzman yardımcısı idik.<br />

Tam 3 tane de Projemiz vardı. Zırhlı<br />

Muharebe Araçları Projesi, Alçak İrtifa<br />

Hava <strong>Savunma</strong> Sistemi Projesi ve HFSSB<br />

Telsiz projesi.<br />

Bu projelerin en önem verileni Alçak İrtifa<br />

Hava <strong>Savunma</strong> Sistemi idi ama malesef<br />

yıllarca çalışma ve emeği müteakkip iptal<br />

edildi. 2006’lı yıllarda Roket Füze ve<br />

Mühhimmat Şubesinin ilk projelerinden<br />

biri olarak Alçak İrtifa Hava <strong>Savunma</strong><br />

Projesinin yeniden dirilip geldiğini<br />

görünce için için gülümsemedim desem<br />

yalan olur.<br />

Ben makina mühendisi olarak Zırhlı<br />

Muharebe Aracı Projesinde görevlendirilmiştim.<br />

Artık hayatım değerlendirmeyi<br />

yaptığımız “Komisyon Odasında” geçiyordu.<br />

O tarihlerde hepimizin bekar<br />

olması sebebiyle çalışma saatlerinin<br />

sabah 9:00 Akşam (sabaha Karşı) 04:00<br />

olması da pek kimseyi rahatsız etmiyordu.<br />

Hatta sabaha kadar çalıştıktan sonra<br />

Jusmmat (Şimdiki ODC)’ ın bulunduğu<br />

tepeye bakarak güneşin doğuşunu<br />

seyredip ondan sonra eve gitmek de bir<br />

rituel olmuştu.<br />

Ancak değişmeyen tek bir şey vardı bize<br />

verilen değer. Her akşam nöbetçi<br />

personel saat 19:00 19:30 arası tüm katları<br />

gezer, tüm çalışanlara ne yemek istediğini<br />

sorar yarım saat sonra da herkese sipariş<br />

ettiği yemek ulaştırılırdı. Sabah eve<br />

giderken de mutlaka herkes evine ulaştırmadanmazdı.<br />

nöbetçi araç kurumdan ayrıl-<br />

Gerçekten yoğun çalışıyorduk ama<br />

yorulmuyorduk yaptığımız işin önemi tam<br />

tersine bize heyecan veriyordu. Ama en<br />

önemlisi amirlerimizin bize verdiği destek<br />

idi. O tarihte kurumun yegane uzman<br />

yardımcıları olarak okuldan yeni mezun<br />

gençler olduğumuz halde katıldığımız tüm<br />

toplantılara tam yetki ile katıldık . Hata<br />

yapmamaya çalıştık. Hata yaptığımız da<br />

oldu ama amirlerimiz Vahit ERDEM,<br />

Metin ERGÜN, Veysel YAYAN, Ali DOĞAN<br />

tarafından hiç bir zaman ezdirilmedik.<br />

Haa kuruma döndüğümüzde yalnız<br />

kalınca fırçamızı yedik o da ayrı konu<br />

tabiiki.<br />

O günlerden aklımda kalan bir kaç isim ve<br />

bir kaç anı daha var ki onları da<br />

yazmazsam rahat edemiyeceğim.<br />

Komisyon Odalarımız ve O odalarda<br />

geçen saatlerimizden bahsetmiştim. Gine<br />

bir gün komisyon odasında çalışırken<br />

kapı açıldı ve Daire Başkanımız Ali<br />

DOĞAN bey içeri girdi . Arkadaşlar TRT<br />

çekim yapacak gizli evrakları toplayalım<br />

dedi. Biz hazırlandık benim üzerimde yeni<br />

aldığım ilk kez giydiğim ve hiç beğenmediğime<br />

karar verdiği açık gri kalın bir<br />

ceketim vardı. TRT çekim yapsın diye bir<br />

de mizansen yaptık bir grubumuz toplantı<br />

masasına oturdu ortaya bazı proje ile<br />

alakasız kağıtlar açtık ben ve bir<br />

arkadaşımda bilgisayarın başına geçtik<br />

bir hesap tablosu programı açtık güya<br />

çalışıyoruz. O zamanlar Bilgisayarlar yeni<br />

bir kavram TRT kameramanının en çok<br />

hoşuna giden sahne de bilgisayar bölümü<br />

olmuş nedense. O çirkin kıyafetimle bol<br />

bol beni çekmiş. O klip nerdeyse 2000’li<br />

yıllara kadar ortalama ayda 1 kez olmak<br />

üzere sürekli silahlı kuvvetler saatinde<br />

gösterildi. Ve ben o gün ne olursa olsun işe<br />

giderken mutlaka şık giyinmek gerektiğini<br />

öğrendim.<br />

Komisyon odalarımızın en büyük eğlencesi<br />

ise kurumumuzun önce müstahdemi<br />

sonra çaycısı en son da Bahçıvanı olarak<br />

tanınan Şükrü İYİİŞ idi . Telefon ile arayıp<br />

“Şükrü dayı bize 2 çay 1 kahve 1 kola” diye<br />

tek tek sipariş verirdik o da dikkatle dinler<br />

ve sorardı “kola 1 değil mi...” diye ama<br />

yıllar boyu 1 kere bile doğru sipariş<br />

geldiğini görmedik mesela siz 2 çay 2<br />

oralet isterdiniz. Odaya 3 tane ayran 1<br />

kola 1 fanta gelirdi.<br />

Şükrü dayı yaptığı her görevde kurum<br />

efsanelerine konu olmuştu. Ben görmedim<br />

ama çok anlatılan bir hikayesi de<br />

şudur. O tarihte Bayrak Garnizonundan<br />

emekli olmuş bir Mehmet TOPAL<br />

Albayımız var. Kurumun taşıtları ve hizmetlilerinden<br />

o sorumlu. Ancak askerliğin<br />

de etkisiyle babacan fakat çok sert bir<br />

yapısı var (yada bize o zaman öyle<br />

gelirdi). O kadar ototiter ki biz uzman<br />

yardımcıları bile tir tir titrerdik. Diyelim<br />

Bakanlığa toplantıya gidilecek ajandamızı<br />

alır aşağıya inerdik. Kapısna gelip<br />

Mehmet Albayım bizim MSB ye toplantıya<br />

gitmemiz lazım araç varmı dediğimizde<br />

“Gencecik adamsınız hemen şurası<br />

yürüyün“ der bizim de ısrar etmek aklımıza<br />

dahi gelmezdi.<br />

Gine bir gün felaket bir yağmur yağıyor<br />

Bülent OKYAR bey servisten iniyor ve<br />

Şükrü Dayı’yı üzerinde yağmurluk ile<br />

elinde hortum çimenleri sularken buluyor.<br />

Ne yapıyorsun şükrü dayı zaten yağmur<br />

yağıyor dediğinde Şükrü Dayı’nın cevabı ,<br />

“Valla bülent bey TOPAL albayım çimler<br />

her gün sulanacak dedi ben görevimi<br />

yapayım da neme lazım” oluyor. Gerçekten<br />

de fıkra gibi ama gerçek.<br />

Yıllar geçerken biz büyüdük iş yükümüz<br />

de büyüdü ama Türkiye’de olmayan bir<br />

şeyi daha başarabilmek için duyduğumuz<br />

çocukca heyecan hiç eksilmedi. Umarım<br />

SSM bir sonraki 25nci yıllına çok daha<br />

büyük başarılar ile ulaşır ve 2008-2009-<br />

2010 lu yıllarda işe giren arkadaşların<br />

SSM’nin 50nci yılı için anılarını yazarken<br />

benim duyduğum keyfi, heyecanı ve<br />

mutluluğu duyarlar.<br />

Nice 25 yıllara SSM.


7 Kasım 1985 - Hürriyet<br />

SSM'nin<br />

Kuruluşu Böyle Okundu<br />

18 Şubat 1976 - Milliyet<br />

103


SSM'nin Kuruluşu Böyle Okundu<br />

25 Ocak 1987<br />

27 Nisan 1987 27 Nisan 1987


15 Kasım 1987<br />

29 Nisan 1987<br />

105


SSM'nin Kuruluşu Böyle Okundu<br />

6 Ocak 1989 3 Mayıs 1989


25 Mart 1989<br />

12 Nisan 1989<br />

107


SSM'nin Kuruluşu Böyle Okundu<br />

11 Mayıs 1989<br />

26 Mayıs 1989


17 Ekim 1989<br />

14 Ocak 1991<br />

1991<br />

25 Mart 1991<br />

23 Nisan 1991<br />

109


25. Yıl Etkinlikleri<br />

SSM 25. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ ETKİNLİKLERİ KAPSAMINDA ANITKABİR<br />

ZİYARETİ (01 KASIM 2010)<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>mızın 25. Kuruluş Yıldönümü Etkinlikleri kapsamında Müsteşarımız Sn. Murad<br />

BAYAR başkanlığındaki SSM Personeli Anıtkabir’e ziyarette bulunmuşlar, mozaleye çelenk<br />

koyulmasının ardından Müsteşarımız Anıtkabir Anı defterini imzalamışlardır.


25. YIL ETKİNLİKLERİ KAPSAMINDA TRT TÜRK SANAT MÜZİĞİ KONSERİ<br />

(10 ARALIK 2010)<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>mızın kuruluşunun 25nci yılı etkinlikleri kapsamında 10 Aralık tarihinde TRT<br />

Ankara Radyosunda düzenlenen “Türküden Besteye” adlı konseri izlemeye Sn. Müsteşarımız,<br />

Müsteşar yardımcılarımız ve SSM personeli eşleri ile birlikte katılmışlardır<br />

“SSM 25 YAŞINDA” SERGİSİ AÇILIŞ<br />

TÖRENİ ( 05 KASIM 2010)<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nın 25. Yılı<br />

kutlamaları kapsamında, <strong>Müsteşarlığı</strong>n<br />

kuruluşundan günümüze gelişimini özetleyen<br />

panolar ile yürütmekte olduğu projelere<br />

ilişkin tanıtıcı maketlerin yer aldığı “SSM 25<br />

Yaşında” sergisi, Milli <strong>Savunma</strong> Bakanımız<br />

Sn. M. Vecdi GÖNÜL’ün ev sahipliğinde 5<br />

Kasım 2010 tarihinde saat 18:30’da<br />

Cermodern Sanat Merkezi’nde açılmıştır.<br />

7-9 Kasım 2010 tarihleri Resim ve Heykel<br />

müzesinde gösterimi devam eden serginin<br />

açılışı Sayın Başbakan Recep Tayyip<br />

ERDOĞAN tarafından yapılmış olup, açılış<br />

törenine Genelkurmay Başkanı Orgeneral<br />

Işık KOŞANER, Kültür Bakanı Ertuğrul<br />

GÜNAY, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral<br />

Eşref Uğur Yiğit, Jandarma Genel Komutanı<br />

Orgeneral Necdet ÖZEL, Kara Kuvvetleri<br />

Kurmay Başkanı Orgeneral Bekir KALYONCU<br />

ve diğer üst düzey askeri ve sivil personel<br />

katılmıştır.<br />

111


1. Özlem GÜNER<br />

Bakış<br />

“Bakış ki zamanı dondurduğumuzu<br />

sandığımız, bakış ki sonsuzluğu getiren.”<br />

25. Yıl<br />

Fotoğraf Yarışması


2. Bilge MOLVALI<br />

Ruh Güzelliği<br />

01 Mart 2003 tarihinde kaybettiğim çok<br />

sevgili ablam Duygu Eroğlu'na ait İzmir,<br />

Selçuk ilçesi Yoncaköy'de kendisine ait<br />

yazlık evinin bahçesinde bir gül...<br />

Hastanede son günlerinde ''Haziranda<br />

beraber gidip gülleri seyredelim ''demişti<br />

ama kısmet olmadı....<br />

3. Hakkı Burak SAĞ<br />

Blackpool<br />

Her yolculuk, küçük bir adımla başlar. Bu<br />

yüzden, başarının anahtarı doğru atılacak<br />

küçük bir adımda yatar.<br />

Esra AYDEMİR<br />

ÇAVUŞ<br />

Cambridge<br />

Kendimize kim olduğumuzu hatırlatmak<br />

için hepimizin aynalara gereksinimi<br />

vardır. Cambridge barındırdığı tüm<br />

güzelliklerle benim için bu aynalardan<br />

biriydi..<br />

113


Günnur Nazlı<br />

TOPÇU<br />

Dinginlik<br />

“Öyle zamanlar vardır ki sessizliğin sesini<br />

dinlemek istersiniz. “Dinginlik” de öyle bir<br />

anda çekmiş olduğum bir fotoğraf.<br />

Yusuf Bilge TUNÇ<br />

İHA<br />

İnsanlığa ilham veren doğaya sevgi ve<br />

hayranlıkla…<br />

Erhan ÖZAYDIN<br />

Deniz-Boğaz-Martı<br />

“Bu fotoğraf İstanbul’un benim aklımdaki<br />

özeti gibi, sıcak ve hayat dolu bir şehir.”


Dinçer BATIRBEK<br />

Altın Tapınak ve<br />

Buda'nmış Ağaçlar<br />

Güneydoğu Asya’nın gizemli dünyası<br />

Tayland’ın başkenti Bangkok’ta bulunan<br />

Altın Tapınak, klasik sundurmalı uzakdoğu<br />

mimarisine eşlik eden, yerel<br />

motiflerde budanmış tropik ağaçlarıyla<br />

ilginç bir uyum gösteriyor. Tapınağın sivri<br />

kuleleri altında Budist rahipler, yüzyıllardır<br />

Doğu’nun dingin bilgeliğini, meraklı<br />

ziyaretçilerle paylaşıyorlar.<br />

Elif BEŞEL<br />

Düzen<br />

Uzak toprakların havasını, eski zamanların<br />

seyahatlerini, girişimci ve yenilikçi<br />

ruh insanlarının hangi aşamalardan<br />

sonra böyle güzel görünümlerle, bu denli<br />

düzenli göz zevkimizi okşayan bu görüntüyü<br />

kalıcı kılmak istedim. Yalnız göründüklerine<br />

aldanmayın, nice hayatlara<br />

tanıklık ettiler, mutluluklarını üzüntülerini<br />

paylaşan bir dost oldular insanlara…<br />

Salih SALİHOĞLU<br />

Kapı Komşuları<br />

Doğadaki uyum ve birlikte yaşamın<br />

yarattığı tatlı bir süpriz olarak çektiğim bir<br />

fotoğraftı. Ama bugün fotoğrafa baktığımda<br />

artan nüfus ve gelecek kuşaklara<br />

ne kalacak konusunda verdiği mesajı<br />

daha anlamlı buluyorum.<br />

115


Abdurrahman KILIÇ<br />

İki Dünyanın<br />

Kavuşması<br />

“Yer ve göğün bu kadar yakın olduğu bir<br />

mezarlıkta, insanlar ölülerini ziyarete<br />

gelmiştir. Bu sırada yaklaşan kara bir<br />

bulut ve ona doğru uzanan sarı otlar,<br />

orada ki insanların düşüncesinden geçen<br />

ölüm ve yaşam fikirlerini somut bir tablo<br />

halinde sunmaktadır.“<br />

Karlı ve soğuk bir Boston sabahında<br />

üşüyerek okula doğru koştururken içimi<br />

ısıtan güneş ışıklarını farkedip “hayata bir<br />

dakikalık bir mola” verdiğim anın resmidir.<br />

Bulunduğumuz yolların herzaman<br />

“güneşli birden fazla dakika ile dolu<br />

olması” dileği ve bana bu fırsatı sağlayan<br />

Kurumuma teşekkürlerimle...<br />

Anlatılmaz, yaşanır!<br />

Aysun KÜÇÜK<br />

Yol<br />

Bülent Ecevit<br />

BEYOĞLU<br />

Defne


25. Yıl<br />

Spor Etkinlikleri<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>nın 25.Yıl Kuruluş Yıldönümü kapsamında Futbol, Basketbol,<br />

Voleybol, Bowling ve Masa Tenisi branşlarında turnuvalar düzenlenmiştir. Anılan turnuvalara<br />

SSM ile birlikte ASELSAN, FNSS, HAVELSAN, GATE, MIKES, MILSOFT, NUROL,<br />

ROKETSAN, STM, TAI firmaları katılım sağlamışlardır.”<br />

117


Gündem<br />

İmza Törenleri<br />

ORTA MENZİLLİ TANKSAVAR SİLAH SİSTEMİ (OMTAS) PROJESİ GELİŞTİRME<br />

DÖNEMİ (DÖNEM-2) SÖZLEŞMESİ (29 TEMMUZ 2010)<br />

K.K.K.lığının, orta menzilli modern tanksavar silah ihtiyacının yurt içi geliştirme yoluyla<br />

karşılanması maksadıyla Orta Menzilli Tanksavar Silah Sistemi (OMTAS) Projesi Geliştirme<br />

Dönemi (Dönem-2) Sözleşmesi, <strong>Müsteşarlığı</strong>mız ve Roketsan A.Ş. arasında, 29 Temmuz 2010<br />

tarihinde <strong>Müsteşarlığı</strong>mızda gerçekleştirilen törenle imzalanmıştır.<br />

Sahil Güvenlik Komutanlığı ihtiyacına binaen,<br />

Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın planlı kuvvet<br />

yapısına ulaşabilmesi ve 2692 Sayılı Kanunla<br />

verilen görevleri etkinlikle yerine getirebilmesi<br />

amacıyla 17 adet bot tedariğine<br />

yönelik olarak, 25 Tonluk Sahil Güvenlik Botu<br />

Tedarik Projesi Sözleşmesi SSM ve Yonca-<br />

Onuk A.O. firması arasında 07 Eylül 2010<br />

EHTES PROJESİ İMZA TÖRENİ<br />

(04 KASIM 2010)<br />

Hava Kuvvetleri Komutanlığının ihtiyacı<br />

doğrultusunda EHTES Projesi kapsamında<br />

tedariki gerçekleştirilen hava savunma<br />

sistemine ait EH Test ve Değerlendirme<br />

Laboratuvarı geliştirilmesine yönelik Sözleşme<br />

Değişikliği, 4 Kasım 2010 Çarşamba günü<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>mız, Hava Kuvvetleri Komutanlığı<br />

ve TUBİTAK SAGE’nin de katılımıyla<br />

düzenlenen törenle <strong>Müsteşarlığı</strong>mız ile<br />

Ortadoğu <strong>Savunma</strong> Teknolojileri AR-GE ve<br />

Yazılım San.Tic. arasında imzalanmıştır.<br />

UYDU VE ARGE İMZA TÖRENİ (03 EYLÜL 2010)<br />

25 TONLUK SAHİL GÜVENLİK BOTU PROJESİ İMZA TÖRENİ (07 EYLÜL 2010)<br />

GÖKTÜRK Keşif ve Gözetleme Uydusu Projesi teknoloji kazanım yükümlülüğü çerçevesinde<br />

“Uydu SAR Konsept Tasarım Raporu”nun hazırlanmasına ilişkin Protokol 03 Eylül 2010 Cuma<br />

günü <strong>Müsteşarlığı</strong>mız, Hava Kuvvetleri Komutanlığı ve ilgili firmaların katılımıyla düzenlenen<br />

törenle <strong>Müsteşarlığı</strong>mız, ASELSAN A.Ş. ve SDT Uzay ve <strong>Savunma</strong> Teknolojileri A.Ş. arasında<br />

imzalanmıştır.<br />

tarihinde imzalanmıştır.<br />

Bu çerçevede, Sn. Müsteşarımız ve Sahil<br />

Güvenlik Komutanı Tümamiral İzzet<br />

ARTUNÇ’un katılımıyla gerçekleştirilen<br />

törene, SGK’lığı ve Yonca-Onuk A.O.<br />

temsilcileri iştirak etmiştir.<br />

TÜBİTAK İLE EHDM HİZMET SÖZLEŞMESİ İMZA TÖRENİ<br />

(22 KASIM 2010)<br />

Kara Kuvvetleri Komutanlığının ihtiyacı doğrultusunda Helikopter Elektronik Harp Projeleri<br />

kapsamında, kurulacak Elektronik Harp Destek Merkezinde, TSK envanterinde yer alan<br />

helikopter platformlarının kızıl ötesi, radar ve lazer güdümlü tehdit füzelerine karşı<br />

korunmalarını sağlamak maksadıyla tedarik edilecek elektronik harp sistemlerinin;<br />

simülasyon, saha testi, uçuş testi, program geliştirme, program değiştirme, tehdit analiz ve<br />

eğitimlerin değişen harekat koşullarına göre yapılanmasına ve bahse konu merkezde ihtiyaç<br />

duyulacak olan mühendislik desteğine yönelik Elektronik Harp Destek Merkezi Mühendislik<br />

Desteği Alım Sözleşmesi 22 Kasım 2010 Pazartesi günü TÜBİTAK, Genelkurmay Başkanlığı ve<br />

Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın da katılımıyla düzenlenen törenle <strong>Müsteşarlığı</strong>mız ile<br />

TÜBİTAK arasında imzalanmıştır.


Konferans, Toplantı, Fuar<br />

MSB MÜSTEŞARI KORGENERAL ÜMİT<br />

DÜNDAR’A VERİLEN BRİFİNG<br />

(13 EYLÜL 2010)<br />

MSB Müsteşarı Korgeneral Ümit DÜNDAR ve<br />

beraberindeki heyet <strong>Müsteşarlığı</strong>mıza bir<br />

ziyarette bulunmuşlar ve kendilerine bir<br />

brifing verilmiştir.<br />

GÜNEY AFRİKA /CAPE TOWN<br />

ULUSLARARASI UZAY/HAVACILIK VE<br />

SAVUNMA FUARI (21-26 Eylül 2010)<br />

Türk savunma sanayii işbirliğinin hedef<br />

bölgeler ve ülkeler ile geliştirilmesi amacıyla,<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> koordinasyonunda,<br />

Milli <strong>Savunma</strong> Bakanı Sayın M.<br />

Vecdi GÖNÜL başkanlığında oluşturulan<br />

heyet, 11 savunma sanayii firması ve<br />

Genelkurmay Başkanlığı temsilcilerinin de<br />

katılımıyla, 21-26 Eylül 2010 tarihleri arasında<br />

Güney Afrika/Cape Town’da ilk defa<br />

düzenlenen AAD 2010 Uzay/Havacılık ve<br />

<strong>Savunma</strong> fuarına iştirak etmiştir.<br />

İtalya Hava Kuvvetleri Komutanı, Pakistan<br />

Hava Kuvvetleri Komutanı, Azerbaycan<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayi Bakanı, Almanya (SASAD<br />

muadili) AGD&SI Başkanı, Angola Hava<br />

Kuvvetleri Komutanı, Endonezya Kara<br />

Kuvvetleri Komutanı, Omman Hava Kuvvetleri<br />

Komutanı ve Heyeti, Katar Hava Kuvvetleri<br />

Heyeti, Malezya Hava Kuvvetleri Komutanı,<br />

Gabon Hava Kuvvetleri Komutanı, Suudi<br />

Arabistan Ana malzeme Direktörü ve<br />

beraberindeki Heyet, Hindistan Heyeti,<br />

Lesoto Heyeti ve Denel firması Yetkilileri<br />

standımızı ziyaret etmişlerdir.<br />

Sayın Bakanımız fuarın ilk gününde Müsteşarımız<br />

eşliğinde fuara katılan firmalarımızın<br />

standlarını ziyaret ederek firmalarımızdan<br />

fuarda tanıtılan ürünleri ve potansiyel ihracat<br />

TOBB SAVUNMA MECLİSİ TOPLANTISI (30 EYLÜL 2010)<br />

Türkiye <strong>Savunma</strong> Sanayi Sektör Meclisi toplantısı 30 Eylül 2010 tarihinde TOBB Ekonomi ve<br />

Teknoloji Üniversitesi toplantı salonunda gerçekleştirilmiştir. Toplantıya <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

Müsteşarı Sn. Murad Bayar ‘ın yanı sıra SASAD Yönetimi ve Üye firma temsilcileri katılmıştır.<br />

Toplantıda <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı Sn. Murad BAYAR 2009 yılı verilerinin genel bir<br />

değerlendirmesini yaparak, halen yürütülmekte olan projeler hakkında bilgi vermiş ve<br />

sektördeki firmalardan beklentilerini açıklamıştır.<br />

konuları hakkında bilgi almışlardır.<br />

2011 Yılı Fuarları ile ilgili olarak fuar<br />

organizasyon firmaları ile toplantılar yapılmıştır.<br />

BİLİŞİM ZİRVESİ (05 EKİM 2010)<br />

Türkiye’nin en büyük bilgi, iletişim ve eğitim<br />

platformu olan Bilişim Zirvesi 2010, 4-5 Ekim<br />

2010 tarihleri arasında İstanbul'da gerçekleştirilmiştir.<br />

Bu yıl Telekom, e-Sağlık, Finans, <strong>Savunma</strong><br />

temalı Konferansların yer aldığı Bilişim Zirvesi<br />

2010’nun <strong>Savunma</strong>da Bilişim temalı tüm gün<br />

süren oturumunun açılışına Sn. Müsteşarımız<br />

Murad BAYAR bir konuşma ile katılmışlardır.<br />

Konuşmalarında, gelişen sensör<br />

teknolojisi ve bu alanda SSM tarafından<br />

yürütülen tedarik ve geliştirme projeleri<br />

hakkında bilgiler aktarmış, bu sayede veri<br />

toplama kapasitesinin oldukça arttırıldığını<br />

belirtmiştir.<br />

Konferansta MEBS Daire Başkanı Sn. Mete<br />

ARSLAN "Ağ Destekli Yetenek; Kritik Tesis ve<br />

Altyapıların Güvenliği” Paneli Başkanı olarak,<br />

Ağ Destekli Yeteneğin (ADY) ulusal ihtiyaçlar<br />

ve kritik tesis ve altyapıların güvenliği<br />

çerçevesinde şekillendirilmesine yönelik<br />

AnelTech, Aselsan, Havelsan, STM,<br />

TUBİTAL<br />

almıştır.<br />

UEKAE firmalarının görüşlerini<br />

Ayrıca <strong>Savunma</strong> Çözümlerinin Kamu Ve Özel<br />

Sektöre Uyarlanması Paneli’ne Sanayileşme<br />

Dairemizden <strong>Sanayii</strong> Katılımı ve Offset Şube<br />

Müdürü Uzman Dinçer BATIRBEK konuşmacı<br />

olarak katılmıştır.<br />

2. KÜRESEL HAVACILIK, UZAY VE<br />

OFFSET KONFERANSI (07 EKİM 2010)<br />

6-8 Ekim 2010 tarihleri arasında ESBAŞ Ege<br />

Serbest Bölgesi’nde düzenlenen 2. Küresel<br />

Havacılık, Uzay ve Offset Konferansı’na Milli<br />

<strong>Savunma</strong> Bakanı Sayın M. Vecdi GÖNÜL’ün<br />

ve <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı Sayın Murad<br />

BAYAR’ın katılımlarıyla gerçekleşen konferansta<br />

savunma sanayiinde faaliyet gösteren<br />

çok sayıda yerli ve yabancı firma temsilcileri,<br />

akademisyenler, derneklerden temsilciler ve<br />

diğer ilgililerin sunumları ile çeşitli paneller<br />

gerçekleştirilmiştir.<br />

119


Gündem<br />

Konferans, Toplantı, Fuar<br />

3’ÜNCÜ DENİZ SİSTEMLERİ SEMİNERİ<br />

(11-12 EKİM 2010)<br />

Deniz sistemleri konusundaki ortak bilgi<br />

birikiminin artırılması, karşılıklı işbirliklerinin<br />

geliştirilmesi, ilgili üniversite/araştırma<br />

kuruluşlarının ve firmaların yetenekleri<br />

hakkındaki farkındalığın sağlanması, söz<br />

"CHALLENGES İN AUTONOMOUS<br />

SYSTEMS: MANNED/UNMANNED<br />

INTEGRATED OPERATİONS"<br />

TOPLANTISI (12-14 EKİM 2010)<br />

NATO-RTO "Systems Concepts and<br />

Integration (SCI-216)" çalışma grubunun<br />

"Challenges in Autonomous Systems:<br />

Manned/Unmanned Integrated Operations"<br />

toplantısı 12-14 Ekim 2010 tarihleri arasında<br />

Antalya'da gerçekleştirilmiştir.<br />

Müsteşarımız Sn. Murad Bayar tarafından<br />

yapılan "Turkey's Aviation and UAV<br />

Perspectives" isimli açılış konuşmasında<br />

Türkiye’deki İnsanlı ve İnsansız<br />

Hava Aracı (İHA) Projeleri'ne yönelik<br />

SSM’nin yaklaşımları anlatılmıştır. Toplan-<br />

UKTI DSO SEMPOZYUMU<br />

(03 Kasım 2010)<br />

03 Kasım 2010 tarihinde, İngiltere Ticaret ve<br />

Yatırım, <strong>Savunma</strong> ve Güvenlik Kuruluşu (UKTI<br />

DSO) tarafından Londra'da her yıl<br />

düzenlenen, İngiltere'nin savunma, güvenlik<br />

ve ticaret stratejisi ile ilgili Bakanlarının, üst<br />

düzey kamu ve özel sektör yöneticilerin<br />

katılım sağladığı DSO Sempozyumu'na<br />

konuşmacı olarak davet edilen SSM Murad<br />

Bayar, İngiltere Uluslararası Güvenlik<br />

Stratejisi Bakanı Gerald Howarth'ın<br />

konuşmasını takiben, <strong>Müsteşarlığı</strong>mızın<br />

konusu sistemlerin tasarımı ve üretimine<br />

yönelik oluşturulan yol haritası ve stratejilerin<br />

paylaşılması amacıyla gerçekleştirilen Deniz<br />

Sistemleri Semineri’nin üçüncüsü, <strong>Müsteşarlığı</strong>mız<br />

ev sahipliğinde ve RMK Marine ve<br />

HAVELSAN’ın ana sponsorluğunda 11-12<br />

Ekim 2010 tarihlerinde ODTÜ Kültür ve<br />

Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilmiştir.<br />

Seminer ODTÜ Rektörü’ne vekâleten Rektör<br />

Yardımcısı Prof. Dr. Volkan ATALAY, <strong>Savunma</strong><br />

<strong>Sanayii</strong> Müsteşarı Murad BAYAR, SASAD<br />

Genel Sekreteri Kaya YAZGAN ve seminerin<br />

organizasyon çalışmalarını <strong>Müsteşarlığı</strong>mız<br />

adına yürüten (E) Y.Müh.Kd.Alb.A.Zafer<br />

BETONER’in yaptığı açılış konuşmaları ile<br />

başlamıştır. Açılış konuşmalarında; gemi inşa<br />

sektörü ve tersanelerin son dönemdeki<br />

durumları, askeri gemi projelerinin gemi inşa<br />

tıda ülke temsilcileri insanlı ve insansız<br />

sistemlerin birlikte çalışabilirliği konusunda<br />

tecrübelerini aktarmışlar, ayrıca katılımcı<br />

firmalar tarafından bu konudaki teknolojik<br />

kabiliyetleri sunulmuştur.<br />

RTO tarafından “çok uluslu insanlı ve insansız<br />

sistemlerin birlikte çalışabilirliği ve işbirliği”<br />

açısından planlanan bir demo/gösteri<br />

(Cooperative Demonstration of Technology,<br />

CDT) ile ilgili senaryo, konsept ve teknolojiler<br />

hakkında fikir alışverişinde bulunulmuştur."<br />

“TEKNOLOJİ YÖNETİMİNDE<br />

SAVUNMA SANAYİNİN ROLÜ”<br />

KONULU KONFERANS (14 EKİM 2010)<br />

14 Ekim 2010 tarihinde Erzurum Atatürk<br />

yurtdışı pazarlarda İş ve Ortaklık Geliştirme<br />

stratejisine ilişkin bir konuşma ve sunum<br />

yapmıştır.<br />

Sempozyumda ayrıca Güney Kore <strong>Savunma</strong><br />

Tedarik ve Program Kuruluşu (DAPA)<br />

Başkanı, Komisyoner Soo-Man Chang<br />

tarafından, Güney Kore'nin savunma tedarik<br />

sistemini ve uluslararası pazarlara yaklaşımını<br />

kapsayan bir sunuş gerçekleştirilmiştir.<br />

UKTI DSO Başkanı Richard Paniguian'ın<br />

konuşması ile açılan Sempozyumun sabah<br />

oturumu, İngiltere'nin uluslararası pazarlarda<br />

ve yan sanayinin gelişimine etkileri, deniz<br />

sistemlerine yönelik ihtiyaçlarımızın özgün ve<br />

milli tasarım ile karşılanmasının Türk<br />

savunma sanayisiinin gelişmesine ve<br />

uluslararası pazarda rekabet edebilir bir<br />

yapıya kavuşmasındaki önemi, bu alanda var<br />

olan ihracat potansiyelinin yeni tasarımlarla<br />

birlikte artırılmasının gerekliliği, ayrıca<br />

üretilen bu ürünlerin lojistik desteğinin<br />

sağlanması ve bu yönde SSM’nin sektörden<br />

beklentileri hususları dile getirilmiştir.<br />

Söz konusu organizasyonda gemi platform /<br />

sistem ve alt sistemleri kapsamında 8<br />

üniversite, 28 yerli ve yabancı firma tarafından<br />

toplam 42 sunum gerçekleştirilmiş ve 53<br />

firmanın tanıtım faaliyetleri sergilenmiş olup,<br />

seminere 700 kişi kayıt yaptırmıştır.<br />

Üniversitesi tarafından düzenlenen “Teknoloji<br />

Yönetiminde <strong>Savunma</strong> Sanayinin Rolü”<br />

konulu konferansa Sn. Müsteşarımız Murad<br />

BAYAR, Müsteşar Yardımcımız İsmail<br />

TOHUMCU, Proje Müdürü Tamer AYAR<br />

katılım sağlamışlardır.<br />

350 kişilik bir katılımın gerçekleştiği söz<br />

konusu konferansta Sayın Müsteşarımız<br />

konuyla ilgili bir konuşma ve sunum<br />

gerçekleştirmiştir.<br />

Sayın Müsteşarımız Başkanlığında SSM<br />

Heyeti Konferans bitiminde Erzurum<br />

9.Kolordu Komutanı Korgeneral Kenan<br />

HÜSNÜOĞLU’na makamında bir nezaket<br />

ziyareti gerçekleştirmiştir.<br />

ve deniz ötesi işbirliklerinde nasıl başarılı<br />

olabileceğine yönelik Müsteşarımız, Gerald<br />

Howarth, Soo-Man Chang ve BAE Systems<br />

CeO'su Ian King'in katıldığı bir panel ile<br />

kapanmıştır.


AB BİLGİLENDİRME GÜNÜ AÇILIŞI<br />

(23 KASIM 2010)<br />

Türk firmalarını AB politikaları hakkında<br />

bilgilendirmek; güncel gelişmeler, ortaklık<br />

fırsatları ve Ar-Ge çalışmalarına ilişkin<br />

Avrupa’nın beklentileri konularında<br />

farkındalığı arttırmak amacıyla Ar-Ge ve<br />

Teknoloji Yönetimi Daire Başkanlığı<br />

tarafından 23 Kasım 2010 tarihinde<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>mız Konferans Salonunda,<br />

“Güvenlik Araştırma ve Teknolojileri<br />

konusunda Avrupa Teşvikleri” konulu bir Bilgi<br />

Günü düzenlenmiş olup, söz konusu etkinliğe<br />

TÜBİTAK, ASD, REA ve Avrupa Komisyonu<br />

temsilcileri<br />

sağlamıştır.<br />

de konuşmacı olarak katılım<br />

UÇUŞ SİMÜLATÖRÜ SEMPOZYUMU<br />

(26 KASIM 2010)<br />

Askeri ve sivil uçuş eğitim simülatörlerine<br />

yönelik orta ve uzun dönemdeki ülkemiz<br />

ihtiyaçlarının yurt içinden karşılanma oranının<br />

artırılması ve aynı zamanda sektörün dışa<br />

açılımının sağlanması ve bu alanda yerli<br />

sanayiinin gelişim, yatırım alanlarının<br />

belirlenmesi, üniversite ve araştırma<br />

kurumlarının sektöre katkılarının artırılması<br />

amacıyla Türk Silahlı Kuvvetleri ve bu alanda<br />

bilgi birikime ve teknolojik altyapıya sahip<br />

savunma sanayii firmalarının, üniversite ve<br />

araştırma kuruluşlarının katılımı ile 26 Kasım<br />

2010 tarihinde <strong>Müsteşarlığı</strong>mız konferans<br />

salonunda “Türkiye'de Uçuş Eğitim<br />

Simülatörü Sektörünün Mevcut Durumu ve<br />

Hedefleri” başlıklı Simülatör Çalıştayı<br />

gerçekleştirilmiştir.<br />

YENİ FİKİRLER YENİ İŞLER FİNALİ<br />

(27 KASIM 2010)<br />

Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve ODTÜ<br />

Teknokent tarafından düzenlenen Yeni<br />

Fikirler Yeni İşler Yarışmasının 2010 yılı final<br />

günü etkinliği Sayın Müsteşarımızın da<br />

katılımıyla 27 Kasım 2010 tarihinde ODTÜ<br />

Kültür ve Kongre Merkezinde gerçekleşmiş<br />

olup, Genel ve Sanayi Kategorisi'nde 5,<br />

<strong>Savunma</strong> Kategorisi'nde 2, Telekomünikasyon<br />

ve Bilişim Kategorisi'nde 2 finalistin<br />

yarıştığı final töreninde; Kurup isimli grup,<br />

Akustik Hedef Tespiti ve Takibi projesi ile<br />

50.000. TL tutarındaki <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Özel<br />

Ödülünü (birincilik ödülü); Bilkentliler isimli<br />

grup YKS projesi ile 10.000 TL tutarındaki<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Özel Ödülünü (ikincilik<br />

ödülü) almaya hak kazanmıştır.<br />

BİLİM VE TEKNOLOJİ YÜKSEK<br />

KURULU’NUN 22. TOPLANTISI<br />

(15 ARALIK 2010)<br />

Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun 22.<br />

Toplantısı, Başbakan Sayın Recep Tayyip<br />

ERDOĞAN’ın başkanlığında, 15 Aralık 2010<br />

tarihinde, TÜBİTAK Uzay Teknolojileri<br />

Araştırma Enstitüsü’nde yapılmış olup, söz<br />

konusu toplantıya Müsteşarımız Sayın<br />

Murad BAYAR ve Ar-Ge ve Teknoloji Yönetimi<br />

Daire Başkanı Sayın Zübeyde ÇAĞLAYAN<br />

katılım sağlamışlardır.<br />

SAVUNMA SANAYİİ İCRA KOMİTESİ<br />

TOPLANTISI (15 ARALIK 2010)<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Komitesi Toplantısı 15<br />

Aralık 2010 tarihinde müsteşarlığımızda<br />

gerçekleştirilmiştir.<br />

SAVUNMA SANAYİİ TEKNOLOJİ<br />

PAYLAŞIMI SEMİNER VE SERGİSİ<br />

(16 ARALIK 2010)<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> “Teknoloji Paylaşımı<br />

Seminer ve Sergisi” Türkiye Odalar ve<br />

Borsalar Birliği’nin ev sahipliğinde ve Milli<br />

<strong>Savunma</strong> Bakanı Sn. Vecdi Gönül’ün<br />

himayesinde 16 Aralık 2010 Perşembe günü<br />

saat 09.00’da TOBB Ekonomi ve Teknoloji<br />

Üniversitesi’nde gerçekleştirilmiştir.<br />

TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sn.<br />

Tanıl KÜÇÜK ve <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı<br />

Murad BAYAR’ın açılış konuşmalarıyla<br />

başlayan toplantıya, üst düzey bürokratlar ve<br />

çok sayıda özel sektör temsilcisi katılmışlardır.<br />

121


Gündem<br />

Törenler<br />

SÜRATLİ AMFİBİ GEMİSİ (LCT) DENİZE<br />

İNDİRME TÖRENİ (02 EKİM 2010)<br />

Sayın Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN,<br />

Sayın Genelkurmay Başkanı, Sayın Milli<br />

<strong>Savunma</strong> Bakanı, Sayın Ulaştırma Bakanı,<br />

Kuvvet Komutanları ve Sayın Müsteşarımızın<br />

katılımları ile 02 Ekim 2010 tarihinde<br />

gerçekleştirilen törenle Süratli Amfibi Gemi<br />

Projesi’nin 1’inci Gemi Ç-151 denize indirilmiştir.<br />

Sürat, araç/personel taşıma kapasitesi, silah<br />

ve yardımcı sistemler ile dünya donanmalarında<br />

kendi sınıfının en kabiliyetli gemileridir.<br />

SEYYAR CERRAHİ HASTANE TESLİM<br />

TÖRENİ (04 EKİM 2010)<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> tarafından TSK<br />

Sağlık Komutanlığı için tedarik edilen 30<br />

Yataklı Seyyar Cerrahi Hastane ve Mobil İlk<br />

Yardım İstasyonu Sayın Milli <strong>Savunma</strong><br />

Bakanı, Sayın Sağlık Bakanı, Kara Kuvvetleri<br />

ve Hava Kuvvetleri Lojistik Komutanları,<br />

4üncü Kor. Komutanı, TSK Sağlık ve GATA<br />

Komutanı ve Sayın Müsteşarımızın katıldıkları<br />

bir törenle Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim<br />

edilmiştir.<br />

Sistem, 30 Yataklı Seyyar Cerrahi Hastane ve<br />

Mobil İlk Yardım İstasyonu olmak üzere, iki<br />

ana bölümden oluşmaktadır. Sistemin ana<br />

yapısı Alüminyum, Özel Alaşım Çelik, Çelik<br />

Konteyner ile Şişme Tip Çadırlardan<br />

oluşmaktadır. Sistemi oluşturan tüm unsurlar<br />

yine proje kapsamında tedarik edilen taktik<br />

tekerlekli araçlarla hizmet yerlerine taşınmaktadır.<br />

CÜCÜK KÖYÜ İLKÖĞRETİM OKULU<br />

AÇILIŞ TÖRENİ (15 EKİM 2010)<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>mızın 25. Kuruluş Yıldönümü<br />

Etkinlikleri ve Sosyal Sorumluluk Projeleri<br />

Amfibi Gemi (LCT) Tedarik Projesi tamamen<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayi Destekleme Fonu (SSDF)<br />

kaynakları ile finanse edilmekte olup; özgün<br />

kapsamında, bu yıl bir ‘’Okul Projesi’’<br />

gerçekleştirilmesi düşünülmüş ve 30 Nisan<br />

2010 tarihinde <strong>Müsteşarlığı</strong>mızda, <strong>Savunma</strong><br />

<strong>Sanayii</strong> firmalarının da katkılarıyla kermes<br />

düzenlenmiştir. Kermesten elde edilen gelirle<br />

bakım ve onarımı yapılan Ankara Akyurt<br />

ilçesi Cücük Köyü Cücük İlkokulu’nun<br />

açılışı Üst Yönetimimizin de katılımlarıyla<br />

gerçekleştirilmiştir.<br />

SAHİL GÜVENLİK ARAMA KURTARMA<br />

GEMİSİ TEDARİK PROJESİ İKİNCİ<br />

GEMİ “TCSG GÜVEN”İN DENİZE<br />

İNDİRME TÖRENİ (17 ARALIK 2010)<br />

Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın ihtiyacına<br />

binaen, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nca<br />

yürütülen Sahil Güvenlik Arama Kurtarma<br />

Gemisi Tedarik Projesi kapsamında inşa<br />

faaliyetleri RMK Marine Tersanesi’nde<br />

devam etmekte olan 4 (dört) adet Arama<br />

Kurtarma Gemisi’nden ikincisi “TCSG<br />

GÜVEN” 17 Aralık 2010 tarihinde düzenlenen<br />

tören ile denize indirilmiştir.<br />

Törene, Sayın Bakanımız, Sayın İçişleri<br />

Bakanı, Sayın Müsteşarımız, Sahil Güvenlik<br />

Komutanı ve Koç Holding A.Ş. Yönetim Kurulu<br />

Şeref Başkanı Sayın Rahmi KOÇ ile çok<br />

bir milli dizayna sahip söz konusu gemilerin<br />

inşası ile yerli firmalara önemli bir iş olanağı<br />

sağlanmaktadır.<br />

sayıda sivil ve askeri yönetici katılmıştır.<br />

Konuşmalarda; hali hazırda Tuzla bölgesinde<br />

askeri ve özel tersanelerimizde toplam bedeli<br />

2 Milyar Doları bulan askeri gemi inşa<br />

projelerinin <strong>Savunma</strong> Sanayi <strong>Müsteşarlığı</strong><br />

tarafından yürütülmekte olduğu, özellikle<br />

MİLGEM, Yeni Tip Karakol Botu, Süratli<br />

Amfibi Gemisi ve Sahil Güvenlik<br />

Platformlarına yönelik projeler ile bu sektörde<br />

hissedilir derecede gelişme sağlandığı ve<br />

gelinen aşamada ihtiyaçların büyük oranda<br />

yerli olarak karşılandığı, gemilerin % 30’unu<br />

oluşturan ana tahrik ve sevk sistemlerinde ise<br />

yerliliği arttırabilmek için ana makine,<br />

teçhizat ve tahrik sistemlerinin yapılması<br />

gerektiği, savunma sanayi projelerinde özel<br />

sektörün beklenen performansı göstermesi<br />

gerektiği vurgulanmıştır.<br />

Söz konusu gemilerden ilki olan “TCSG<br />

DOST” 9 Haziran 2010 tarihinde denize<br />

indirilmişti. Tüm Gemilerin, inşa faaliyetlerinin<br />

başarı ile tamamlanmasını müteakip<br />

Eylül 2011 - Aralık 2012 arasında Sahil<br />

Güvenlik Komutanlığı’na teslim edilmesi<br />

planlanmaktadır.


Ziyaretler<br />

DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI<br />

KURMAY BAŞKANI KORAMİRAL<br />

NUSRET GÜNER'İN VEDA ZİYARETİ<br />

(13 AĞUSTOS 2010)<br />

Görev yeri değişen Deniz Kuvvetleri<br />

Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral<br />

Nusret GÜNER, Sn. Müsteşarımıza veda<br />

ziyaretinde bulunmuştur.<br />

MSB MÜSTEŞARI KORG. ÜMİT<br />

DÜNDAR'IN ZİYARETİ (06 EYLÜL 2010)<br />

MSB <strong>Müsteşarlığı</strong>’na yeni atanan<br />

Korgeneral Ümit DÜNDAR Sn. Müsteşarımız<br />

Murad BAYAR’a bir nezaket<br />

ziyaretinde bulunmuşlardır.<br />

GENELKURMAY GENEL PLAN<br />

PRENSİPLER BAŞKANI KORGENERAL<br />

MEHMET EMİN ALPMAN’IN ZİYARETİ<br />

(06 EYLÜL 2010)<br />

Genelkurmay Genel Plan Prensipler<br />

Başkanı Korgeneral Mehmet Emin<br />

ALPMAN ve beraberindeki heyet<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>mıza bir nezaket ziyaretinde<br />

bulunmuşlar ve kendilerine bir brifing<br />

verilmiştir.<br />

SURİYE CUMHURBAŞKANI 1NCİ<br />

YARDIMCISI HASAN TÜRKMANİ'NİN<br />

ZİYARETİ (28 EYLÜL 2010)<br />

Suriye Cumhurbaşkanı 1nci Yardımcısı<br />

Hasan TÜRKMANİ ve beraberindeki heyet<br />

Sayın Müsteşarımıza bir nezaket<br />

ziyaretinde bulunmuşlar ve kendilerine<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayi <strong>Müsteşarlığı</strong> hakkında<br />

bir brifing verilmiştir.<br />

IRAK SAVUNMA BAKANI ABDÜLKADER<br />

MOHAMMED JASSİM AL-MAFRAJİ’NİN<br />

ZİYARETİ (30 EYLÜL 2010)<br />

Irak <strong>Savunma</strong> Bakanı Abdülkader<br />

Mohammed Jassim AL-MAFRAJİ ve<br />

beraberindeki heyet Sayın Müsteşarımıza<br />

bir nezaket ziyaretinde bulunmuşlar ve<br />

kendilerine <strong>Savunma</strong> Sanayi <strong>Müsteşarlığı</strong><br />

hakkında bir brifing verilmiştir.<br />

SUUDİ ARABİSTAN ÖZEL KUVVETLER<br />

KOMUTANI TÜMG. FAHED BİN TURQİ<br />

BİN ABDULAZİZ’İN ZİYARETİ<br />

(25 EKİM 2010)<br />

Suudi Arabistan Özel Kuvvetler Komutanı<br />

Tümg. Fahed Bin Turqi Bin ABDULAZİZ ve<br />

beraberindeki heyet Sayın Müsteşarımıza<br />

bir nezaket ziyaretinde bulunmuşlar ve<br />

kendilerine <strong>Savunma</strong> Sanayi <strong>Müsteşarlığı</strong><br />

hakkında bir brifing verilmiştir. Brifingin<br />

ardından heyet onuruna bir öğlen yemeği<br />

verilmiştir.<br />

İTALYA SAVUNMA BAKAN YARDIMCISI<br />

GUIDO CROSETTO'NUN ZİYARETİ<br />

(11 KASIM 2010)<br />

İtalya <strong>Savunma</strong> Bakan Yardımcısı Guido<br />

CROSETTO ve beraberindeki heyet Sayın<br />

Müsteşarımıza bir nezaket ziyaretinde<br />

bulunmuşlar ve kendilerine <strong>Savunma</strong><br />

Sanayi <strong>Müsteşarlığı</strong> hakkında bir brifing<br />

verilmiştir.<br />

KONGO SAVUNMA BAKANI CHARLES<br />

MWANDO NSIMBA'NIN ZİYARETİ<br />

(23 KASIM 2010)<br />

Kongo <strong>Savunma</strong> Bakanı Charles<br />

MWANDO NSIMBA ve beraberindeki<br />

heyet Sayın Müsteşarımıza bir nezaket<br />

ziyaretinde bulunmuşlar ve kendilerine<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayi <strong>Müsteşarlığı</strong> hakkında<br />

bir brifing verilmiştir.<br />

NİJERYA SAVUNMA BAKANI PRENS<br />

ADETOKUNBO KAYODE'NİN ZİYARETİ<br />

(23 KASIM 2010)<br />

Nijerya <strong>Savunma</strong> Bakanı Prens<br />

Adetokunbo KAYODE ve beraberindeki<br />

heyet Sayın Müsteşarımıza bir nezaket<br />

123


ziyaretinde bulunmuşlar ve kendilerine<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> hakkında<br />

bir brifing verilmiştir.<br />

PAKİSTAN HAVA KUVVETLERİ<br />

KOMUTAN YARDIMCISI KORG.<br />

MOHAMMAD HASSAN'IN ZİYARETİ<br />

(25 KASIM 2010)<br />

Pakistan Hava Kuvvetleri Komutan<br />

Yardımcısı Korg. Mohammad HASSAN ve<br />

beraberindeki heyet Sayın Müsteşarımıza<br />

bir nezaket ziyaretinde bulunmuşlardır.<br />

KAZAKİSTAN MÜHENDİSLİK FİRMASI<br />

YETKİLİLERİNİN ZİYARETİ<br />

(26 KASIM 2010)<br />

Kazakistan Mühendislik Firması yetkilileri<br />

Sayın Müsteşarımıza bir nezaket ziyaretinde<br />

bulunmuşlardır.<br />

AVUSTRALYA BÜYÜKELÇİSİ PETER<br />

DOYLE'UN VEDA ZİYARETİ<br />

(08 ARALIK 2010 )<br />

Türkiye’de ki görevi sona eren Avustralya<br />

Büyükelçisi Peter DOYLE Sayın Müsteşarımıza<br />

bir veda ziyaretinde bulunmuşlardır.<br />

JANDARMA GENEL KOMUTANI<br />

ORGENERAL NECDET ÖZEL’İN<br />

ZİYARETİ (20 ARALIK 2010)<br />

Jandarma Genel Komutanı Orgeneral<br />

Necdet ÖZEL Sayın Müsteşarımıza bir<br />

nezaket ziyaretinde bulunmuşlardır.<br />

(E) KORG. HAYRETTİN UZUN VE (E)<br />

KORG. MEHMET ÇAVDAROĞLU’NUN<br />

ZİYARETLERİ (21 ARALIK 2010)<br />

Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme<br />

Vakfı Genel Müdürlüğü görevine atanan<br />

(E) Korg. Hayrettin UZUN ve Aselsan<br />

Yönetim Kurulu Başkanlığı görevi sona<br />

eren (E) Korg. Mehmet ÇAVDAROĞLU<br />

Sayın Müsteşarımıza bir nezaket ziyaretinde<br />

bulunmuşlardır.<br />

KONGO SAVUNMA BAKANI CHARLES<br />

MWANDO NSIMBA'NIN ZİYARETİ<br />

(23 KASIM 2010)<br />

Kongo <strong>Savunma</strong> Bakanı Charles<br />

MWANDO NSIMBA ve beraberindeki<br />

heyet Sayın Müsteşarımıza bir nezaket<br />

ziyaretinde bulunmuşlar ve kendilerine<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> hakkında<br />

bir brifing verilmiştir.<br />

CUMHURBAŞKANI ABDULLAH GÜL’ÜN<br />

TUSAŞ TESİSLERİNİ ZİYARETİ<br />

(21 ARALIK 2010)<br />

Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül ve<br />

beraberindeki heyet 21 Aralık 2010<br />

tarihinde TUSAŞ – Türk Havacılık ve Uzay<br />

<strong>Sanayii</strong> A.Ş. tesislerini ziyaret ederek,<br />

yürütülmekte olan projeler ile ilgili bilgi<br />

almıştır. Ziyaretinde kendilerine başta<br />

Milli <strong>Savunma</strong> Bakanı Sn. M. Vecdi Gönül,<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı Sn. Murad<br />

Bayar ile TSKGV Genel Müdürü Sn.<br />

Hayrettin Uzun eşlik etmiştir.<br />

TUSAŞ’ta bulunmaktan ve çalışmaları<br />

görmekten duyduğu memnuniyeti ifade<br />

eden Cumhurbaşkanı Gül, “Her şeyden<br />

önce gurur verici. Türkiye’nin geldiği<br />

noktayı gösteriyor. Türkiye’de herkesin<br />

aslında, gurur verici ve öz güvenimizi<br />

artırıcı bu büyük başarıları takip etmesi<br />

gerekir” demiştir.<br />

İlk olarak Özgün İnsansız Hava Aracı<br />

“ANKA” Montaj Alanı’nda bilgi alan<br />

Cumhurbaşkanı, daha sonra T-38<br />

Aviyonik Modernizasyonu ve F-16<br />

Program alanlarını gezmiştir. Öncel IV<br />

Program alanında bulunan bir F-16’nın<br />

kokpitine çıkarak, basın mensuplarına<br />

demeç veren Sn. Cumhurbaşkanı başta<br />

Milli <strong>Savunma</strong> Bakanı Sn. M. Vecdi Gönül,<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı Sn. Murad<br />

Bayar, TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Sn.<br />

M. Yalçın Kaya ve TUSAŞ Genel Müdürü<br />

Sn. Muharrem Dörtkaşlı olmak üzere,<br />

TUSAŞ’ta emeği geçen herkese teşekkürlerini<br />

dile getirmiş ve<br />

TUSAŞ’ın çalışmalarını destekleyeceğini<br />

ve başarılarının arkasında olacağını, uzay<br />

sanayiyle ilgili de çok önemli projeler<br />

gerçekleştirildiğini vurgulayarak “Bunları<br />

günü geldiğinde herkes duyacak ve<br />

görecek. Bunlar Türkiye’nin büyük<br />

başarılarıdır. Kimsenin bunları gözden<br />

kaçırmamasını isterim” demiştir.


Haberler 125<br />

BASINDAN HABERLER<br />

ANADOLU AJANSI<br />

15 Ekim 2010<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müşteşarlığı<br />

Ankara'da Bir Köy İlkokulunu Onardı<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müşteşarlığı ve Aselsan<br />

Genel Müdürlüğü Tarafından Eğitime Destek<br />

Projesi Kapsamında Onarılan Ankara'nın<br />

Akyurt İlçesine Bağlı Cücük İlköğretim Okulu<br />

Düzenlenen Törenle Hizmete Açıldı<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müşteşarlığı ve Aselsan<br />

Genel Müdürlüğü tarafından eğitime destek<br />

projesi kapsamında onarılan Ankara'nın<br />

Akyurt ilçesine bağlı Cücük ilköğretim Okulu<br />

düzenlenen törenle hizmete açıldı.<br />

Açılışta, Akyurt Kaymakamı Mustafa Yiğit,<br />

Akyurt İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Mesut<br />

Bayar, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müşteşarı Murad<br />

Bayar ile Aselsan Genel Müdürü Cengiz<br />

Ergeneman'ın hazır bulundu. <strong>Savunma</strong><br />

<strong>Sanayii</strong> Müşteşarı Murad Bayar, yaptığı<br />

konuşmada, müşteşarlık olarak onarıma<br />

mütevazi bir katkı sunduklarını belirterek,<br />

sosyal sorumluluk projelerine ilgisiz kalmayacaklarını<br />

söyledi.<br />

21 Ekim 2010<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>miz ABD pazarında<br />

Türk savunma sanayii ürünleri artık ABD<br />

pazarında müşteri arayacak.<br />

Türk savunma sanayii ürünleri artık ABD<br />

pazarında müşteri arayacak. Amerikan-Türk<br />

İş Konseyi’nin 17-20 Ekim günlerinde<br />

Washington’da düzenlediği toplantıya katılan<br />

Milli <strong>Savunma</strong> Bakanı Vecdi Gönül, <strong>Savunma</strong><br />

<strong>Sanayii</strong> Müsteşarı Murad Bayar ve<br />

Genelkurmay Plan ve Prensipler Başkanı<br />

Korgeneral Mehmet Emin Alpman ile birlikte<br />

Türk savunma sanayi ürünlerinin tanıtım ve<br />

pazarlanması görevini üstlenen “STM<br />

<strong>Savunma</strong> Teknolojileri Mühendislik ve<br />

Ticaret A.Ş.”nin ofisinin açılışını yaptı. Ofisin<br />

temsilciliğine ise uzun süre İzmir’de görev<br />

yapan ve Şubat 2010’da emekliye ayrılan<br />

Amerikalı emekli Hava Korg. Maurice Lee<br />

McFann getirildi. McFann’ın Türk savunma<br />

ürünlerinin tanıtımı ve pazarlama faaliyetlerinin<br />

yanı sıra, Türkiye’nin almak istediği<br />

silahlar konusunda ABD’de faaliyette<br />

bulunacak.<br />

1 milyar dolarlık ihracat hedefi<br />

25 Ekim 2010<br />

Türk <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> 2011 yılında 1 milyar<br />

dolarlık ihracat hedefliyor.<br />

TOBB Türkiye <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Meclisi<br />

toplantısına katılan <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

Müsteşarı Murad Bayar, savunma sanayinii,<br />

Ar-Ge ve teknolojik gelişime en çok önem<br />

veren sektör olarak nitelendirdi. Bayar, güçlü<br />

savunma sanayiinin, güçlü yan sanayi ile<br />

mümkün olduğuna dikkat çekerken, sektörde<br />

2011 yılında 1 milyar dolar ihracat hedeflendiğini<br />

kaydetti.<br />

Bayar, sanayileşme ve teknoloji boyutlu<br />

stratejik plan kapsamında, 2011 yılı için,<br />

sektörde kişi başı 250 bin dolar ciro<br />

ortalamasına ulaşılacağını hedeflediklerini


Haberler<br />

de söyledi. En önemli hedeflerinden birisinin<br />

de savunma sanayiinde küçük ve orta ölçekli<br />

işletmeler (KOBİ) ve yan sanayi entegrasyonunun<br />

geliştirilmesi olduğunu dile getiren<br />

Bayar, güçlü savunma sanayiinin güçlü yan<br />

sanayi ile mümkün olduğuna dikkat çekti.<br />

Hürkuş, 2011'de havalanacak<br />

29 Ekim 2010<br />

Türk Havacılık ve Uzay <strong>Sanayii</strong> (TAI)<br />

tarafından geliştirilen başlangıç ve temel<br />

eğitim uçağı Hürkuş, 2011 yılında gökyüzüne<br />

merhaba diyecek. Uçak, temel gece ve<br />

gündüz görev yapabilme kabiliyeti ile<br />

öğretmen ve öğrenci pilotun arka arkaya<br />

oturduğu bir tasarıma sahip olacak.<br />

Türk başlangıç ve temel eğitim uçağı<br />

(Hürkuş), 2011'de gökyüzüne merhaba<br />

diyecek. Türk Havacılık ve Uzay <strong>Sanayii</strong> (TAI)<br />

tarafından geliştirilen Hürkuş, özgün bir<br />

eğitim uçağı olarak tasarlanıyor. TAI'den<br />

verilen bilgilere göre Hürkuş, eğitim uçakları<br />

kategorisinde dünyadaki en üst düzey<br />

projelerle eşdeğerde olacak. Uçağın parça<br />

üretimine 2009'da başlandı. İlk uçuş ve<br />

testlerin ardından 2013'te uçağa Avrupa<br />

Havacılık Otoritesi'nden sertifika alınması<br />

planlanıyor.<br />

2006 yılında <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> ve<br />

TAI arasında imzalanan program çerçevesinde,<br />

özgün bir eğitim uçağı prototipinin<br />

tasarlanması, geliştirilmesi, test ve doğrulamasının<br />

yapılması, üretiminin ve sertifikasyonunun<br />

gerçekleştirilmesi ve sisteme ait<br />

teknik veri paketinin oluşturulması hedeflendi.<br />

Hürkuş adı verilen Türk başlangıç ve<br />

temel eğitim uçağı, gece ve gündüz görev<br />

yapabilme kabiliyeti ile öğretmen ve öğrenci<br />

pilotun arka arkaya oturduğu bir tasarıma<br />

sahip olacak. Uçak ayrıca, genel kullanım,<br />

aletli uçuş, seyrüsefer ve formasyon eğitim<br />

aşamalarını gerçekleştirebilme özelliklerini<br />

de taşıyacak. Hürkuş, standart uçak<br />

sistemlerinin yanı sıra kabin basınçlandırma,<br />

fırlatma sistemi, uçak üzeri oksijen üretimi<br />

sistemine (OBOGS) de sahip olacak. Uçağa,<br />

Türk havacılık tarihinin en önemli isimlerinden<br />

pilot Vecihi Hürkuş anısına bu isim<br />

verildi.<br />

06 Kasım 2010<br />

Başbakan<br />

sergi açtı<br />

Erdoğan, Org. Koşaner'le<br />

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “<strong>Savunma</strong><br />

<strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> 25 Yaşında” sergisinin<br />

açılışını yaptı.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>nın 25. kuruluş<br />

yıl dönümü kutlamaları kapsamında Cer<br />

Modern Sanat Galerisi'ndeki “SSM 25<br />

Yaşında” sergisi açıldı.<br />

Sergi'nin açılışına Başbakan Erdoğan'ın yanı<br />

sıra Milli <strong>Savunma</strong> Bakanı Vecdi Gönül, Kültür<br />

ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Genel<br />

Kurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner,<br />

Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Uğur<br />

Yiğit, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral<br />

Necdet Özel, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı<br />

Murad Bayar katıldı.<br />

Başbakan Erdoğan'ı, sergiye gelişinde Milli<br />

<strong>Savunma</strong> Bakanı Gönül, Kültür ve Turizm<br />

Bakanı Günay ile <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı<br />

Bayar karşıladı.<br />

Başbakan Erdoğan, açılışta yaptığı konuşmada,<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>nın,<br />

savunma alanında milliliği ön plana çıkaran<br />

çok önemli adımlar attığını, <strong>Müsteşarlığı</strong>n,<br />

Atak Helikopteri, İnsansız Hava Aracı<br />

(ANKA), Ana Muharebe Tankı (Altay) gibi bir<br />

çok başarılı projeye imza attığını söyledi.<br />

Erdoğan, geleceğe dönük yeni projelere<br />

devam edileceğini ifade ederek, “Daha nice<br />

25 yıllara, başarılarının devamını diliyorum”<br />

dedi.<br />

Başbakan Erdoğan, daha sonra Milli<br />

<strong>Savunma</strong> Bakanı, Kültür ve Turizm Bakanı,<br />

Genelkurmay Başkanı, Deniz Kuvvetleri<br />

Komutanı, Jandarma Genel Komutanı ve<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı ile serginin<br />

açılışını yaptı.<br />

Açılışın ardından sergiyi gezen Başbakan<br />

Erdoğan'a, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı<br />

Bayar, sergide yer alan maketler hakkında<br />

bilgi verdi.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>nın 25. yılı<br />

kutlamaları kapsamında açılan özel defteri<br />

imzalayan Erdoğan, şunları yazdı: “<strong>Savunma</strong><br />

<strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>mızın yıl dönümü<br />

kutlama törenlerinde sergi açılışını yaptık.<br />

Daha nice uzun yıllara başarı dileklerimle.<br />

Kuruluşta emeği geçenleri rahmetle<br />

anıyorum, idamesinde gayreti olanları<br />

kutluyorum.”<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>nın 25. Yılı<br />

kutlamaları kapsamında, müsteşarlığın<br />

kuruluşundan bugüne kadar gelişimini<br />

özetleyen panolarla, yürütmekte olduğu<br />

projelere ilişkin tanıtıcı maketlerin yer aldığı<br />

sergi, 9 Kasıma kadar ziyaret edilebilecek.<br />

06 Kasım 2010<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> 25. yaşını Kutluyor<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>'nın 25. yılı<br />

nedeniyle <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı Murad<br />

BAYAR, çalışanlarla birlikte anıtkabir'i ziyaret<br />

etti.<br />

BAYAR," İlk 25 yılında kuruluş ve olgunlaşmalarını<br />

tamamlayan Müsteşarlık,<br />

önümüzdeki dönemde savunma sanayii<br />

sektörümüzü dünyada sayılı ülkeler arasına<br />

yükseltmeyi hedeflemektedir" dedi.<br />

09 Kasım 2010<br />

Bakandan silah alımları için büyük iddia<br />

Milli <strong>Savunma</strong> Bakanı Gönül ve <strong>Savunma</strong><br />

<strong>Sanayii</strong> Müsteşarı Bayar, 23 milyar dolarlık<br />

240 projenin imzalandığını açıkladı. Yerli<br />

savunma sanayiinin gelişmesine önem<br />

verdiklerini belirten Gönül, silah alımlarında<br />

aracıları ortadan kaldırdıklarını söyledi.<br />

Gönül, geçmişte alımlar sırasında etkin<br />

yerlerdeki kimselere "ikna aracı" dağıtıldığını<br />

ileri sürdü.<br />

Milli <strong>Savunma</strong> Bakanı Vecdi Gönül ve<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı Murad Bayar,<br />

yerli savunma sanayiinin bugün ulaştığı nokta<br />

ve <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> çalışmalarının<br />

25 yılda geldiği yer konusunda<br />

açıklamalarda bulundu. Bakan Gönül, Türk<br />

Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarının öncelikle<br />

ülke içi kaynakların geliştirilmesi politikasında<br />

önemli bir mesafe kat edildiğini belirtti.<br />

Buna göre, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong><br />

bugün 240 projeyi imzalamış durumda ve<br />

bunun parasal hacmi de 23 milyar doları<br />

buluyor... Bayar, toplam harcamaların yüzde<br />

46’sının yerli savunma sanayiinden<br />

karşılandığını, her yıl bu miktarı arttırmayı<br />

hedeflediklerini açıkladı. Günümüz dünyasında<br />

petrolün ve savunma sanayiinin en<br />

önemli iki konu olduğuna vurgu yapan Bakan<br />

Gönül, TSK’nin ihtiyaçlarının karşılan-


masında yerli sanayiinin geliştirilmesine<br />

önem ve öncelik verdiklerini, silah<br />

alımlarında aracıları ortadan kaldırdıklarını,<br />

kendisinin hiçbir silah aracısını görüşmeye<br />

kabul etmediğini belirtti. Ordunun ihtiyacı<br />

olan silah sistemlerinin edinilmesinde ve<br />

silahların yenilenmesi konularında, ülke<br />

içinde yetkin bir savunma sanayii oluştu.<br />

Bunun ötesinde geliştirilen yerli sanayi<br />

savunma sistemleri de Ortadoğu ve Malezya,<br />

Pakistan gibi çok sayıda ülkeye de satılmaya<br />

başlandı. 2011 yılında yerli savunma sanayii<br />

ihracat hedefi bir milyar dolar olarak<br />

gerçekleştirilecek...<br />

‘İkna aracını kaldırdık’ Gönül, büyük silah<br />

alımlarında önemli ölçülerde rüşvetin<br />

döndüğüne ve bunun da aracı mekanizması<br />

üzerinden yapıldığına işaret eden açıklamalar<br />

yaptı. Gönül, bu aracı mekanizmasının<br />

daha önce şöyle işlediğini öne sürdü: Büyük<br />

silah satıcılarının burada, önemli ölçüde<br />

emekli albay ve generallerden oluşan<br />

danışman ve aracı kişi ve kuruluşları vardı.<br />

Silah şirketleri aracılara büyük kâr payları<br />

ayırırdı, bu aracı paylarını da, sattığı silahların<br />

fiyatları üzerine bindirirdi. Tabii aracılar da,<br />

aldıkları paraların bir kısmını da silah<br />

sistemlerinin alımında etkin yerlerdeki<br />

kimselere “ikna aracı” olarak dağıtıyorlardı!<br />

Gönül, bu mekanizmayı ortadan kaldırdıklarını<br />

belirtti: “Ordu da silah satıcı ve<br />

aracılarının Genelkurmay’a girmesini<br />

yasaklamış durumda”. Bayar şu bilgileri<br />

verdi: “TSK’nin ihtiyaçları merkezi olarak<br />

müsteşarlık tarafından karşılanıyor. Bütün<br />

ihtiyaçlar ve ihaleler merkezileşti. Her türlü<br />

silah ve teçhizat ihtiyacı konusunda<br />

araştırmalar yapılıyor ve projeler hazırlanıyor.”<br />

Bayar diyor ki: “İhtiyacın öncelikli<br />

durumuna göre hareket ediyoruz. Tamamen<br />

yerli üretiminden tutun, ortaklıklar halinde<br />

üretimi, kısmen yerli üretimi ve kısmen lisans<br />

anlaşmalarıyla üretimi veya doğrudan<br />

dışarıdan satın alımı da seçenekler arasında.”<br />

Dışarıdan satın almalarda ve ortaklıklarda<br />

Türkiye off-set anlaşmasını şart koşuyor. Yani<br />

satıcı şirket, toplam fiyatın belirli oranlarında,<br />

Türkiye’den mal / hizmet alımında bulunuyor.<br />

Bakanlık, off-set anlaşmalarında, savunma ve<br />

havacılık sanayinden alımları şart koştu.<br />

Böylece, büyük yabancı silah şirketleri,<br />

ürettikleri sistemlerin önemli parçalarını<br />

Türkiye’de üretmeye yöneldiler. Bugün<br />

onlarca yerli şirket, Amerika’nın ünlü<br />

şirketlerine çok önemli parçalar üretiyor ve<br />

bu alanda yetkinleşiyor.<br />

Milli projeler<br />

Müsteşar Bayar, yerli savunma sanayii AR-<br />

GE’sinde çalışan toplam mühendislerin<br />

sayısının, Türkiye’de diğer sektörlerde<br />

çalışan toplam AR-GE mühendislerinden<br />

fazla olduğunu açıkladı. Bayar, savunma<br />

ihtiyaçlarının tamamen yurtiçinde geliştirilme<br />

olanaklarının giderek arttığını ve son 5 yılda<br />

6.2 milyar dolarlık bir hacme ulaşıldığını<br />

açıkladı. Bu projeler arasında şunlar var.<br />

Milli Tank Projesi, Otokar tarafından<br />

yürütülüyor, prototipler hazırlandı, tamamen<br />

yerli lisans olacak, 2015 yılında seri üretimine<br />

geçilecek.<br />

Milgem – Milli Gemi Projesi tamamen ulusal<br />

tasarımlarla geliştirilen savaş gemilerini, milli<br />

komuta kontrol sistemini kapsıyor.<br />

Aselsan’ın füze ikaz sistemini orduda da<br />

kullanılıyor. Roketsan’ın tanksavar füzeleri,<br />

orta ve uzun menzilli denemeleri yapılıyor.<br />

Bu arada Atak helikopterlerinin üretimine<br />

geçilmesiyle yerli sanayi büyük bir yetkinlik<br />

kazanacak. Atak’ların motoru dışında görev<br />

bilgisayarları dahil hepsi yerli üretim olacak.<br />

Türkiye A400M ulaştırma uçağı üretiminde<br />

de konsorsiyum üyesi. TUSAŞ bu uçağın<br />

üretiminde önemli rol üstleniyor. Diğer bir<br />

konsorsiyum katılımı, F-35 savaş uçakları<br />

üretiminde. Türkiye bu üretimden 5-6 milyar<br />

dolarlık bir üretim hacmini ülkeye getirecek.<br />

İnsansız hava uçakları konusunda da artık dış<br />

alıma gerek kalmayacak bir noktaya gelindi.<br />

Yerli sanayiinin ürettiği çok farklı amaçlı<br />

uçaklar orduda kullanıma girmeye başladı.<br />

Tankların ve F-16’ların modernizasyonu<br />

ülkemizde yapılıyor. Öyle ki dünyada F-16<br />

ların modernizasyonunun yapılacağı az<br />

sayıdaki ülkeler arasında Türkiye.<br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>n bu yıl hedefi, savunma<br />

ihtiyaçlarının ülke içinde karşılama oranını<br />

yüzde 50’ye çıkarmak. Bu arada, savunma<br />

sanayiinin sektör cirosunun da 2009 yılında<br />

2.3 milyar dolara ulaştığı görülüyor.<br />

1.000 KOBİ silah yapıyor<br />

11 Kasım 2010<br />

Türkiye, savunma sanayisinde sessiz sedasız<br />

devrim yaptı. 2010'da yerli üretimin payı ilk<br />

kez % 51 oldu. Bine yakın KOBİ, yılda 3 milyar<br />

doları bulan dev projeleri üstlendi<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>, 2007 yılında<br />

savunma sanayiisinde üretimde yerli payını<br />

daha da artırmak için Küçük ve Orta Boy<br />

İşletmelere (KOBİ ) açılma kararı aldı. Bu<br />

karar çerçevesinde Silahlı Kuvvetler'in ihtiyaç<br />

duyduğu teçhizatların üretimine Türkiye'deki<br />

organize sanayi bölgelerinde faaliyet<br />

gösteren KOBİ'ler de dahil edilmeye<br />

başlandı. Müsteşarlık bu konuda işi sıkı<br />

tutarak hazırladığı projelerde ana yüklenici<br />

firmalara yan sanayi ile birlikte çalışma<br />

mecburiyeti getirdi.<br />

SİSTEMDE 1.000 FİRMA VAR<br />

Bu sistem yerli savunma sanayiisini<br />

zıplatmaya yetti. Yüzde 25'lerde seyreden<br />

savunma sanayiisindeki yerli payı 2009'da<br />

yüzde 45'e, 2010'da ise yüzde 51'e çıktı.<br />

Değişim en fazla KOBİ'lere yaradı ve savunma<br />

sanayiisindeki dev firmalarla iş yapmaya<br />

başlayan KOBİ'lerin sayısı hızla arttı. Bugün<br />

sadece Ankara'da Kurulu olan OSTİM'de 250<br />

firma savunma sanayiinde alt yüklenici olarak<br />

çalışmaya başladı. Kendi aralarında bir araya<br />

gelerek savunma sanayii kümelenmesi<br />

başlatan firmalar teknolojide de sınıf atladılar.<br />

<strong>Savunma</strong> sanayiisine iş yapan KOBİ sayısı<br />

Türkiye genelindeyse bini geçti.<br />

DIŞ BAĞIMLILIK BİTTİ<br />

SABAH'a konuşan <strong>Savunma</strong> Sanayi Müsteşarı<br />

Murad Bayar gelinen noktada Türkiye'nin<br />

artık savunma sanayisinde kendine yeter bir<br />

ülke olduğunu kaydetti. Özellikle karada ve<br />

denizde dış bağımlılığın tamamen bittiğini<br />

vurgulayan Bayar, "<strong>Savunma</strong> sanayisindeki<br />

bu değişim çok önemli. KOBİ'lerin yetenekleri<br />

ve heyecanları bizleri çok etkiledi. Bu değişim<br />

sektörü de ateşledi" dedi. "2010'da savunma<br />

sanayisinde yerli payının yüzde 50 olmasının<br />

yanı sıra ihracatımız da 1 milyar doları aşıyor"<br />

diyen Bayar, kısa zamanda yerli payını yüzde<br />

70'lere çıkaracaklarını da sözlerine ekledi.<br />

Türkiye'nin kendi milli piyade tüfeğini her<br />

türlü kara ve deniz aracını üretebilir durumda<br />

olduğunu sözlerine ekleyen Bayar, "Dinamik<br />

ve esnek yapılara sahip KOBİ'lerin savunma<br />

projelerinde görev alması hem maliyetlerin<br />

düşmesini sağladı hem de gecikmelerin ve<br />

ana yüklenicide gereksiz kapasite oluşumunun<br />

önüne geçti" şeklinde konuştu<br />

127


Haberler<br />

<strong>Savunma</strong>nın devleri belli oldu<br />

22 Kasım 2010<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> (SSM) son<br />

yıllarda hızlı bir yükseliş trendi yakalayan ve<br />

dikkat çeken performans sergileyen Türk<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>ni mercek altına aldı.<br />

Türkiye'nin önde gelen 25 savunma şirketini<br />

belirlendi. Bu yılın önde gelen 25 savunma<br />

sanayii şirketi arasında ilk 5'i ASELSAN,<br />

TUSAŞ Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş (TAI),<br />

Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK),<br />

Otomotiv ve <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> A.Ş (OTOKAR)<br />

ve TUSAŞ Motor Sanayi A.Ş (TEI) oluşturdu.<br />

İlk 25 şirket belirlenirken ciroları içerisinde<br />

savunma ve havacılık payı yüzde 20'nin<br />

üzerinde olanlar ile üretim, savunma ve<br />

havacılık satışları esas alındı. Söz konusu 25<br />

firmanın, Türkiye'deki savunma sanayi<br />

sektöründe toplam savunma ve havacılık<br />

ihracatının yüzde 92'sine, toplam Ar-Ge'nin<br />

yüzde 61'ine, toplam savunma cirosunun da<br />

yüzde 66'sına sahip olduğu kaydedildi. Net<br />

satışları 2 milyar 585 milyon dolar, toplam<br />

ihracatları 799 milyon dolar, Ar-Ge<br />

harcamaları 306 milyon doları bulan söz<br />

konusu 25 firma, 19 bin 725 kişiye de istihdam<br />

sağlıyor.<br />

27 Kasım 2010<br />

Yeni fikirler ve işlere 220 bin TL ödül<br />

gelecek<br />

Tüm Türkiye’deki üniversite öğrencilerini<br />

yenilikçi ürün ve teknolojileri geliştirmeye<br />

teşvik etmek amacıyla ODTÜ ve ODTÜ<br />

Teknokent tarafından düzenlenen Yeni<br />

Fikirler Yeni İşler Yarışması’nın (YFYİ) altıncı<br />

yıl finalinde toplam 220 bin TL ödül<br />

dağıtılacak.<br />

Yarışmanın finali bugün ODTÜ’de gerçekleşecek.<br />

Bu yıl 500 başvuru ile geçen yıllara göre<br />

başvuru sayısını ikiye katlayan YFYİ’de finale<br />

kalan 9 proje toplamda 220 bin TL olan<br />

ödülleri alabilmek için bugün ODTÜ Kültür ve<br />

Kongre Merkezi’nde yarışacak. Yarışmaya<br />

katılan projeler, maddi ödüllerin yanı sıra<br />

ODTÜ Teknokent’te ücretsiz olarak 3 yıl<br />

süreyle “şirket” olarak faaliyet gösterebilmek<br />

ve tüm danışmanlık desteklerinden faydalanabilmek<br />

için hak kazanacak. 220 bin TL<br />

ödülün dağıtılacağı yarışmada toplam 9 proje<br />

yarışıyor.<br />

05 Aralık 2010<br />

<strong>Savunma</strong> sanayi 1 milyar dolara ulaşıyor<br />

<strong>Savunma</strong> sanayii alanında yakın zamana<br />

kadar dışa bağımlı olan Türkiye, tedarikteki<br />

yerli payını hızla artırıyor. Sektörün devleri<br />

arasında yer alan Aselsan, MKEK (Makine<br />

Kimya Endüstrisi Kurumu), Havelsan ve TAI<br />

gibi kamu kuruluşlarının yanı sıra pek çok<br />

özel kuruluş pazarda giderek daha fazla pay<br />

almaya başladı. Örneğin <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>'nın (SSM) geçtiğimiz günlerde<br />

açıkladığı 25 şirketten oluşan savunma<br />

devleri listesine özel sektörden 17 şirket<br />

girmeyi başardı. 2009 yılı itibariyle 3.5 milyar<br />

lira ciroya ulaşan sektörde ihracat da rekor<br />

kırmaya hazırlanıyor. Halen 670 milyon dolar<br />

civarında olan ihracatın 2011 yılında 1 milyar<br />

dolara ulaşması bekleniyor. Yerli tedarik oranı<br />

yüzde 50'lere yaklaştı.<br />

06 Aralık 2010<br />

İlk Türk malı savaş uçağı için start<br />

Türkiye, tamamen milli olanaklarla savaş<br />

uçağı üretmek üzere düğmeye bastı.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Komitesi Toplantısı'nda<br />

dün bir araya gelen Başbakan Tayyip<br />

Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral<br />

Işık Koşaner ve Milli <strong>Savunma</strong> Bakanı Vecdi<br />

Gönül, savaş uçaklarının üretimi için Türk<br />

Havacılık ve Uzay Sanayi (TUSAŞ) ile<br />

sözleşme imzalama kararı aldı. Kavramsal<br />

tasarım yapılması için yapılacak sözleşme<br />

görüşmelerinin ardından Türkiye'nin ilk milli<br />

savaş uçağının üretimine başlanacak.<br />

Tamamen Türk mühendislerinin tasarlayacağı<br />

savaş uçaklarının 2020'de Hava<br />

Kuvvetleri Komutanlığı'nın envanterine<br />

girmesi hedefleniyor. Türk malı savaş<br />

uçaklarının yeni nesil jetler F-35'lerden daha<br />

gelişmiş bir sisteme sahip. Toplantının<br />

ardından açıklama yapan Milli <strong>Savunma</strong><br />

Bakanı Gönül, "İlk Türk savaş uçağını<br />

üretiyoruz. Bunu dünyada yapabilen 5 ya da 6<br />

ülke var" dedi. Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın<br />

2020'li yıllardan sonraki jet eğitim<br />

uçağı ve muharip uçak ihtiyacının karşılanacağını<br />

belirten Gönül, "F-4 uçak-larının<br />

görev süreleri bitiyor. Bu uçaklar F-16 ve F-<br />

35'lerin yerine geçecek" diye konuştu.<br />

Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu ve<br />

birkaç ülkenin ortak üretimiyle geliştirilen F-<br />

35 projesi, Türkiye'nin yurtdışıyla ortak olarak<br />

yürüttüğü son proje olacak" dedi.<br />

TASARIMA 20 MİLYON DOLAR<br />

Cumhuriyet'in 100. yılına yetişecek uçakların<br />

2 yıllık tasarım aşaması için <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

<strong>Müsteşarlığı</strong>, 20 milyon dolar bütçe ayırdı.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı Murad Bayar<br />

"Bunu kısa vadeli bir proje olarak düşünmeyin.<br />

Türkiye'nin elinde 400'e yakın muharip<br />

uçak var. Önce F-4'ler daha sonra F-16 Block<br />

30'ların ayrılmasından sonra yerli uçaklar<br />

yavaş yavaş bunların yerine geçecek" diye<br />

konuştu.<br />

HELİKOPTER İHALESİ UZADI<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Kurulu'nun dünkü<br />

toplantısında, TSK, bazı kurum ve kuruluşların<br />

helikopter ihtiyacını karşılamak üzere<br />

açılan Genel Maksatlı Helikopter İhalesinin<br />

karara bağlanması bekleniyordu. Ancak,<br />

fiyatlar uygun bulunmadığı için ihale<br />

sonuçlanmadı. ABD'li Skorsky ile İtalyan<br />

Agusta Westland firmalarının yarıştığı ihalede<br />

109 adet genel maksatlı helikopter alınması<br />

planlanıyordu. Gönül, "Teklifler birçok<br />

noktada uygun görülmedi. En önemli neden<br />

fiyatlar. Görüşmeler, yine 2 firmayla devam<br />

edecek" dedi.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!