You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Zafer, "Zafer benimdir" diyebilenindir.<br />
Başarı ise, "Başaracağım" diye başlayarak sonunda<br />
"Başardım" diyebilenindir.
V<br />
M<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>ne<br />
yön veren<br />
uzman tedarik kurumu<br />
izyon<br />
Ülkemizin stratejik savunma ve güvenlik ihtiyaçlarına<br />
teknolojik gelişmeler doğrultusunda özgün yurtiçi<br />
çözümler sunan, uluslararası pazara entegre ve<br />
rekabetçi bir savunma sanayiine yön veren uzman<br />
tedarik kurumu olmak"<br />
isyon<br />
"Ülkemizin savunma ve güvenliğine yönelik TSK ve<br />
kamu kurumlarının sistem ihtiyaçlarını karşılamak,<br />
savunma sanayiinin geliştirilmesine yönelik strateji ve<br />
yöntemleri belirlemek ve uygulamak"
YAYIN KURULUNDAN<br />
Değerli okuyucularımız,<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>'nın 25. kuruluş yıldönümünü kutladığımız 2010<br />
yılının bu son sayısını, <strong>Müsteşarlığı</strong>mızın ve sektörümüzün bu dönemde yaşadığı<br />
tecrübeleri sizlerle paylaşmaya ayırdık.<br />
Kurucumuz ve ilk Müsteşarımız Sayın Vahit ERDEM'in de belirttiği gibi, 1985<br />
yılında sadece 1 Başkan ile doğan <strong>Müsteşarlığı</strong>mız, bu süre zarfında hızla yol<br />
kateden ve yaklaşık 30 milyar dolar mertebesinde savunma tedariği<br />
projelerini 400'e yakın uzman kadrosuyla hayata geçiren ve genç yaşına rağmen,<br />
kendisinden "<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>'ne Yön Veren Uzman Tedarik Kurumu" olarak<br />
bahsedilen bir kurum haline gelmiştir.<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>mızın kuruluşunun kazandırdığı ivme ile de, çeyrek asırlık dönemde;<br />
özgün ürünleri, ihracatı, Ar-Ge yatırımları, ana yüklenicileri ve KOBİ'leriyle hızla<br />
gelişen ve silahlı kuvvetlerimizin ihtiyaçlarını her geçen gün daha büyük oranlarda<br />
karşılamada önemli mesafeler kateden bir savunma sanayiinden söz edilebilir<br />
hale gelinmiştir.<br />
Bu sayımızda, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>'nda şimdiye kadar görev yapmış olan<br />
Müsteşarlarımızla yaptığımız söyleşileri, sektörümüzün 25 yıldaki gelişimini<br />
anlatan çalışmayı, yoğun bir emeğin ürünü olan sektör değerlendirmesini<br />
ve projelerimizden bazı başarı hikayelerini bulacaksınız.<br />
Dergimizin bu sayısı, diğerlerinden farklı olarak, <strong>Müsteşarlığı</strong>mızın 25<br />
yılı ve projelerimizden örneklerin verildiği tanıtım filmleri ile<br />
önceki sayılarımızın tümünün elektronik kopyalarını içeren<br />
bir CD ile birlikte siz okuyucularımıza sunulmaktadır.<br />
Nice çeyrek asırlara...
G NDE Yayın Sahibi <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
<strong>Müsteşarlığı</strong> Adına<br />
Murad BAYAR<br />
Danışma Kurulu Prof. Dr. Canan ÇİLİNGİR<br />
Prof. Dr. Aydın KÖKSAL<br />
Dr. Veysel YAYAN<br />
Dr. Faruk YARMAN<br />
Mehmet AKÇAY<br />
Necip BERKMAN<br />
Turgut ŞENOL<br />
Bu<br />
sayımızda <strong>Savunma</strong><br />
Yayın Kurulu Peyman ZEREN (Başkan)<br />
Osman KAYAKESEN<br />
Ahmet GÜRZUMAR<br />
Ayşegül TOKATLI<br />
Banu ÇETİN<br />
Bedriye CİCİOĞLU<br />
Canan KOŞAR<br />
Ender UĞUR<br />
Esra AYDEMİR<br />
Füsun KAYAALP<br />
İrfan ŞAHİN<br />
Kurtuluş İŞLEK<br />
Merve KOÇAK<br />
Muhammed Ali GÜLER<br />
Necmi KOLDAŞ<br />
Tamer ÖZDEMİR<br />
Tutku ÖNEL<br />
Zeynep YÜKSEL<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong><br />
Sorumlu<br />
Yazı İşleri Müdürü<br />
Necmi KOLDAŞ<br />
Fotoğraflar Veli YILDIRIM<br />
06<br />
09<br />
14<br />
16<br />
19 ORTAK<br />
Yayın İdare Adresi T.C. M.S.B.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong><br />
Nasuh Akar Mah.<br />
Ziyabey Caddesi 1407. Sokak<br />
No: 4 (06520) Balgat / ANKARA<br />
Tel: +90 312 411 90 00<br />
Faks: +90 312 411 93 86<br />
www.ssm.gov.tr<br />
yk@ssm.gov.tr<br />
ÜRETİM<br />
1990 - 2000<br />
Yayın Türü Ulusal Süreli Yayın<br />
Yayın Şekli 3 Aylık - Türkçe<br />
Yayın Tarihi Aralık 2010<br />
Tasarım ve<br />
Baskı<br />
<strong>Sanayii</strong> Müsteşarı<br />
Murad BAYAR<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Eski Müsteşarı<br />
Vahit ERDEM<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Eski Müsteşarı<br />
Yalçın BURÇAK<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Eski Müsteşarı<br />
Prof. Dr. Dursun Ali ERCAN<br />
Türk <strong>Savunma</strong><br />
<strong>Sanayii</strong>nin Kısa Tarihi<br />
Bülent E. BEYOĞLU,<br />
Abdurrahman KILIÇ<br />
Art Tanıtım<br />
Kızılırmak Sokak No: 27/10<br />
06640 Bakanlıklar / ANKARA<br />
Tel: +90 312 425 59 96<br />
Faks: +90 312 425 57 27<br />
www.arttanitim.com.tr<br />
art@arttanitim.com.tr
26<br />
31<br />
45<br />
68<br />
96<br />
Türk <strong>Savunma</strong> Sanayinin<br />
Ekonomik ve Mali Analizi<br />
Arzu G. KÜFLÜ<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nin<br />
25 Yılı<br />
Projelerimizden<br />
Başarı Hikayeleri<br />
Firmalarımızın<br />
25 Yılı<br />
Vefalı Personelimiz<br />
Bilge MOLVALI,<br />
Mehmet KABAK,<br />
Serdar DEMİREL<br />
"Tüm yayın hakkı <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>'na ait olup, ücretsizdir.<br />
Parayla satın alınmaz. Yazıların sorumluluğu yazarına aittir.<br />
Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.<br />
103<br />
110<br />
118<br />
125<br />
SSM'nin<br />
Kuruluşu Böyle Okundu<br />
SSM 25. Yıl<br />
Etkinlikleri<br />
Gündem<br />
Haberler
Murad BAYAR<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarılığı’ndaki<br />
görevime 1989’un ilk aylarında başladım. O<br />
gün itibari ile Müsteşarılığımızın kırkıncı<br />
çalışanı olmuştum. Şimdi ise kuruluşumuzun<br />
25. yılını kutluyoruz. Bir insanın hayatı<br />
açısından değerlendirdiğiniz zaman aslında,<br />
25 yaşına gelmiş bir kişinin hayata ilişkin<br />
sorumluluklarını yeni yeni üstlenmeye<br />
başladığı düşüncesi çerçevesinde, 25 yılın<br />
çok da uzun bir zaman olarak değerlendirilmesi<br />
mümkün değildir. Dolayısıyla, SSM'yi<br />
de bu kapsamda ele almak gerekmektedir.<br />
Bununla birlikte, SSM bu süreçte çok daha<br />
hızlı ilerledi ve sorumluluklarını tama yakın<br />
olarak üstlenebilecek bir noktaya geldi. 25 yıl<br />
içerisinde ciddi bir mesafe alındı. Geriye<br />
dönüp bakıldığında, bugün yetersiz olduğu<br />
düşünülen bir çok şeyin 25 yıl öncesinde<br />
aslında hiç olmadığı görülebilir. Bunun en<br />
önemli itici gücü ise, Silahı Kuvvetlerimizin<br />
modern silah sistemleri ile donatılması<br />
görevinin bütünsel olarak ele alınmaya<br />
başlanması olmuştur. 25 yılın sonunda bugün<br />
Türkiye’de özgün ürünleri, ihracaatı, ana<br />
yüklenicileri, alt yüklenicileri, KOBİ’leri ile<br />
gelişmiş bir <strong>Savunma</strong> sanayii sektörünün<br />
varlığından söz etmek mümkündür.<br />
SSM kurulduğunda -ki hâlâ bugün de öyle- o<br />
gün itibarıyla, Türkiye’de mevcut bu işi<br />
yürüten Milli <strong>Savunma</strong> Bakanlığı ve Kuvvet<br />
Komutanlıkları vardı. Aslında SSM henüz<br />
yokken de, silah sistemleri ordumuzun<br />
envanterine giriyordu. Ancak günümüzde
SSM, 360 kişilik bir kurum olarak uzmanlığıyla<br />
varlığını ortaya koymaktadır.<br />
Bu süreçte kurumun ne kadar başarılı olduğu<br />
sorusu önem taşıyor. Tabii ki bunun değerlendirmesi<br />
de yapılmaktadır. Halihazırda<br />
Stratejik Planı'nın ilki yürürlükte. Önümüzdeki<br />
5 yıllık dönemi kapsayacak olan ikinci planın<br />
hazırlık çalışmaları da devam ediyor. Şu<br />
biliniyor ki, SSM'nin paydaşları, SSM'ye<br />
kendisinin verdiğinden daha yüksek not<br />
vermekteler. SSM kendine daha düşük not<br />
veriyor. Baktığımızda projelerin büyük oranda<br />
arttığını görüyoruz. Tabii bu Silahlı Kuvvetlerin<br />
projelerinin artmadığı anlamına gelmiyor.<br />
Silahlı Kuvvetlerin zaten benzer bir ihtiyaç<br />
grafiği vardı ve bunlar değişik yöntemlerle<br />
karşılanıyordu. Bununla birlikte, SSM'deki<br />
projelerin artması Türkiye’deki toplam<br />
savunma harcamalarının artması anlamına<br />
da gelmiyor. Ayrılan kaynakta geçmiş yıllara<br />
göre artış olmamasına rağmen projelerin<br />
artmış olması, tedarik yapısı içerisinde<br />
sanayiye dönen projelerin artması anlamı<br />
taşımaktadır. Önceleri daha çok hazır alım<br />
olarak yürüyen projelerin şimdi sanayi eli ile<br />
yürütülmesi anlamına geliyor.<br />
Bu noktada tabii Silahlı Kuvvetler, SSM'nin en<br />
önemli paydaşı konumunda. Dolayısıyla en<br />
önemli paydaş olarak sürece inanmaları<br />
sağlıklı bir yapının kurulması ve devam<br />
ettirilmesi için gerekli koşul olarak ortaya<br />
çıkmaktadır. Mevcut 3238 sayılı Kanun'da<br />
SSM için iki temel görev belirlenmiştir. Bu iki<br />
temel görev, “Silahlı Kuvvetlerin modernizasyonu”<br />
ve “<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>’nin geliştirilmesi”.<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>n başarısı ise, bu iki temel<br />
görevi dengeli bir şekilde yürütmesinde<br />
yatmaktadır. Eğer bu alanlar arasında bir<br />
denge kurulmazsa ve birinden birine fazla<br />
yük binerse diğer ayak boşta kalabilir. Silahlı<br />
Kuvvetlerin ihtiyaçlarını gidermenin kısa ve<br />
etkin yolu, kendini kanıtlamış hazır ürünler<br />
kullanmaktır. İhtiyacın bu şekilde temin<br />
edilmesi ise, sanayi ayağının boşa çıkması<br />
anlamına gelmektedir. Öbür tarafta bütün<br />
ihtiyacın yurtiçi olanaklarla karşılanmaya<br />
çalışılması, ihtiyacın çok geç temin edilmesi<br />
belki de hiç temin edilememesine neden<br />
olabilecektir. Bu durumda, Silahlı Kuvvetlerin<br />
modernizasyonu anlamındaki görevlerde<br />
aksama meydana gelebilecektir. Bununla<br />
birlikte, iki alan arasındaki dengeyi<br />
kurabilmek ve sürdürebilmek, yerli sanayi<br />
yeteneklerine bağlı olmaktadır. Bu noktada<br />
SSM olarak, ilk kuruluş aşamasından itibaren<br />
sanayinin mevcut yeteneklerinin ötesinde<br />
hedefler içinde olundu. Bu süreçte riskler<br />
üstlenildi. Risklerin üstlenilmesi aşamasında<br />
Silahlı Kuvvetler de zaman açısından esnek<br />
davranabildi. Bütün bu maliyetlere beraberce<br />
katlanıldı. Bugün de bunu yapmaya devam<br />
ediyoruz. Bu açıdan bakıldığında SSM 25<br />
yılda başarılı bir görev gerçekleştirmiştir.<br />
Bugün itibariyle savunma sanayiinde ulaşılan<br />
seviyeye bakıldığında:<br />
� Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaç duyduğu<br />
ana silah sistemlerinin bir çoğu artık<br />
ülkemizde geliştirilmekte ve üretilebilmektedir.<br />
Artık henüz ihtiyaç tanımlama<br />
aşamasında projeler “yurt içi geliştirme”<br />
olarak planlanmakta, “yurt dışı hazır alım”<br />
%10’ların altına düşmüş bulunmaktadır.<br />
� <strong>Savunma</strong> sanayii sektörü yıllık 500 Milyon<br />
Dolar tutarındaki Ar-Ge harcaması ile<br />
ülkemizde teknolojiye en fazla yatırım<br />
yapan sektör konumuna yükselmiştir.<br />
Türkiye’nin en çok Ar-Ge mühendisi<br />
çalıştıran kuruluşlarının başında savunma<br />
sanayii kuruluşları gelmektedir.<br />
� <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İmalatçılar Derneği<br />
(SaSaD)’ın üye sayısı 100’ü aşmıştır.<br />
Dünyada ilk 100 savunma sanayii şirketi<br />
arasına bir Türk şirketi girmiş ve ISO-500<br />
Türkiye’nin en büyük sanayii şirketleri<br />
sıralamasında 11 savunma sanayii şirketi<br />
yer almıştır.<br />
� <strong>Savunma</strong> sanayii ihracatımız 1 Milyar<br />
Dolar hedefine yaklaşmıştır. Dünya<br />
orduları ülkemiz tarafından tasarlanan<br />
kara ve deniz araçları ile silah ve elektronik<br />
sistemleriyle<br />
edilmektedir.<br />
artan bir hızda teçhiz<br />
� Yan sanayi ve KOBİ’lerin savunma<br />
sanayiine katılımları sağlanmış, sadece<br />
OSTİM’de 71, ODTÜ Teknokent’te 74<br />
şirketimiz savunma sanayiine tasarım ve<br />
üretim yapar konuma yükselmiştir. Ülke<br />
çapında savunma sanayiine katılan<br />
KOBİ’lerimizin sayısı 1000’i aşmıştır.<br />
� Üniversitelerimiz ve araştırma enstitülerimiz<br />
yoğun bir şekilde savunma sanayii<br />
Ar-Ge projelerine dahil edilmiş, bugün<br />
itibariyle 20’den fazla üniversitemiz fiilen<br />
savunma sanayiine ilişkin ileri teknolojileri<br />
geliştirme aşamasına gelmişlerdir.<br />
<strong>Savunma</strong> sanayii sektörünün yakın dönem<br />
geleceği ise, bugün atılan temeller çerçevesinde<br />
şu şekilde tarif edilebilir:<br />
� Ana silah sistemlerinin geliştirme ve<br />
üretim aşamalarını tamamlayarak TSK<br />
envanterine kazandırmak;<br />
ATAK Helikopteri<br />
Altay Ana Muharebe Tankı<br />
MİLGEM Korveti<br />
ANKA İnsansız Hava Aracı<br />
GÖKTÜRK Gözlem Uydusu<br />
Hava <strong>Savunma</strong> Sistemi<br />
� Milli Piyade Tüfeği<br />
� Dünyada ilk 100 savunma sanayii şirketi<br />
arasında 3 firmamız ile yer almak,<br />
� Dünyada kendi kategorilerinde başa<br />
oynayan ürünlere sahip olmak,<br />
� Ülke sanayii, üniversiteleri ve araştırma<br />
kuruluşları ile uzun dönemli işbirlikleri<br />
kurarak Türkiye’nin sanayii ve teknoloji<br />
tabanına güçlü bir katkı yapmak,<br />
� Türkiye’nin milli gücünü oluşturan etkin<br />
unsurlar arasına girmek,<br />
Uzun dönemde ise, kavramsal geliştirme<br />
kararı <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Komitesi’nin<br />
Aralık 2010 toplantısında alınmış bulunan<br />
Muharip Jet Uçağı ve Jet Eğitim Uçağı<br />
projeleri ile birlikte Dünyada savunma sanayii<br />
en gelişmiş 10 ülke arasına girmeyi<br />
hedeflemekteyiz.<br />
SSM, şimdiye kadar, mevcut yapı içerisinde,<br />
yani yapısal bir düzeltme olmadan neler<br />
yapılabilir düşüncesi içinde olmuş ve bunda<br />
da başarılı olmuştur. Türkiye toplamda<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> alanında belli bir yere<br />
oturabilir, belli ürün kategorilerinde dünyada<br />
ilk üçe girebilir bir konumda bulunmaktadır.<br />
Ancak, sektörde dünya üzerinde söz sahibi<br />
ülkelere bakıldığında, başarının belirli ürün<br />
kategorilerindeki başarıdan değil, etkin ve<br />
güçlü bir teşkilatlanmaya bağlı olduğu<br />
görülmektedir. Süre içerisinde özgün<br />
geliştirme projelerine ciddi kaynak aktarımları<br />
gerçekleştirildi. Ancak bu projeler Ar-Ge<br />
projeleri ile desteklenemedi. Dolayısıyla,<br />
özgün geliştirme projelerinde hâlâ olgun<br />
teknolojiler kullanılıyor. Özgün projelerde<br />
sistem mühendisliği ve ürün geliştirme<br />
yapılmakla birlikte, teknoloji geliştirilemiyor.<br />
Dünyadaki gelişmiş ülkelere bakıldığında<br />
<strong>Savunma</strong> bütçelerinin %5-15’i tutarındaki bir<br />
meblağ, Ar-Ge faaliyetlerine ayrılmaktadır. Bu<br />
miktarın ülkemiz şartlarında Ar-Ge faaliyetlerine<br />
ayrılması mümkün gözükmemekle<br />
birlikte, hem malî açıdan hem de teknoloji<br />
07
üretim kapasitesi açısından mevcut yapının<br />
geliştirilmesi gerekli koşul olarak ortaya<br />
çıkmaktadır.<br />
Sonuç olarak, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>'nın,<br />
25 yılda kendisine tahsis edilen<br />
imkânları son raddesine kadar kullanarak,<br />
verilen imkanların çok ötesinde bir hizmet<br />
yaptığını söylemek mümkün görünmektedir.<br />
Görünen o ki, savunma sanayii sektörü<br />
kuruluş aşamasını tamamladı. Halihazırda<br />
SaSaD üyesi 100’den fazla imalatçı şirket ve<br />
bini aşkın KOBİ sektörü oluşturmaktadır.<br />
Ancak, Türkiye için <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>’nde<br />
ciddi bir hedef içinde olunacaksa, anılan<br />
sayılar yeterli değildir. Bu yapıların hem kamu<br />
tarafında hem sanayi tarafında ciddi bir<br />
şekilde ve baştan ele alınması gerekmektedir.<br />
Bugün gelinen aşamada çeyrek asırlık<br />
tecrübe ile durumu ortaya yatırıp ciddi bir<br />
hedefle yeni bir yapılanmaya gidilmelidir. O<br />
zaman zaten devletin bu alana tahsis ettiği<br />
ama bir arada görünmeyen kaynaklar çok<br />
daha etkin bir hale getirilebilir. Sektörde yer<br />
alan imalatçı kuruluşların uluslararası<br />
düzeyde profesyonel bir yapılanmayı<br />
hedeflemesi gerekmektedir.<br />
SSM'nin ileriye yönelik kurumsal hedefleri ise<br />
şu şekilde ifade edilebilir:<br />
� 2007 yılında birincisini yayınladığı<br />
Stratejik Plan ile başlattığı stratejik<br />
yönetim uygulamasını sürdürülebilir bir<br />
seviyeye ulaştırmak,<br />
� Kurumsal yönetim sistemini tekrarlanabilir<br />
süreçleri ve güncel bilgi teknolojileri<br />
ile etkin bir konuma getirmek,<br />
� İnsan kaynakları uygulamalarını çağdaş<br />
prensipler doğrultusunda olgunlaştırmak,<br />
� Çalışma modeline uygun modern bir<br />
idare binasına kavuşmuş olmak ve<br />
� <strong>Savunma</strong> tedarik sistemini bütünsel<br />
olarak ele alarak bünyesine entegre<br />
etmektir.<br />
Bugün yola çıktığı istikamette bu hedeflere<br />
ulaştığında SSM bütün boyutları ile dünyada<br />
muadilleri arasında saygın ve ülkemizde<br />
“Örnek Kamu İdaresi” konumuna yükselmiş<br />
olacaktır. Bu yolculukta birinci etken üstün<br />
nitelikli ve motivasyonu yüksek çalışanlara<br />
sahip olmaktır. Çalışanlarının seçilmesi,<br />
yetiştirilmesi ve değerlendirilmesi hususlarında<br />
en titiz davranan kamu kuruluşlarının<br />
başında gelen <strong>Müsteşarlığı</strong>mızın, sahip<br />
olduğu profesyonel kadrosu ile gerek<br />
kurumsal gerekse sektöre dair hedeflerini<br />
başarıyla gerçekleştireceğine inancım<br />
tamdır.
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>nın kuruluşu<br />
nasıl olmuştur? Size göre neden böyle bir<br />
kuruluşa ihtiyaç duyulmuştur?<br />
1984 yılı başında Turgut Özal seçimleri<br />
kazanarak tek başına iktidara gelmişti. Turgut<br />
Özal, o güne kadar el atılmamış sahalara<br />
yönelmek üzere büyük bir reform paketiyle<br />
hükümet icraatına başladı. Bu reform<br />
alanlarından biri de <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> idi.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>nın kurulmasına<br />
esas teşkil eden ve ilham veren Toplu<br />
Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresinin kuruluşu<br />
ve kanunu. 1980’lerin sonunda Türkiye'de<br />
ciddi bir konut sıkıntısı vardı, Ankara'da<br />
kiralık ev bulmakta zorluk çekiliyordu ve iki<br />
sayfalık bir kanunla Toplu Konut ve Kamu<br />
Ortaklığı İdaresi Kanunu çıktı. Bunun<br />
içerisinde temel altyapı yatırımlarıyla ilgili<br />
konularda senet çıkararak kaynak yaratmak,<br />
yeni altyapı yatırımlarına finansman kaynağı<br />
bulmak fikri yatıyordu ve ilk başlandığında<br />
Başkan olarak tayin edildim. Başkanlığım bir<br />
oda ile başladı. Sonrasında ise, iki yıl<br />
içerisinde 200 binin üzerinde konut inşaatı<br />
tamamlandı, Türkiye'nin her tarafında âdeta<br />
bir konut seferberliği başladı. Bu başarı<br />
üzerine, yani bu iyi örnek üzerine daha<br />
doğrusu, onun kanununa benzer <strong>Savunma</strong><br />
<strong>Sanayii</strong> Geliştirme ve Destekleme İdaresi<br />
kurulmasına dair bir kanun çıktı, o da bir<br />
buçuk iki sayfalık kısa bir kanun. Sayın Özal,<br />
bu kurumun başına da beni atadı. Tabii,<br />
teşkilatı kurmak, belli safhaya getirmek zor.<br />
Ben içimden “Eyvah” dedim. Tabii yeni bir<br />
kurumu belli safhaya getirmişken yeniden<br />
Vahit ERDEM<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong><br />
Kurucusu ve ilk Müsteşarı<br />
sıfırdan başlayacağız. Sonuçta, <strong>Savunma</strong><br />
<strong>Sanayii</strong> Geliştirme ve Destekleme İdaresi<br />
Başkanlığına asaleten, yine Toplu Konut ve<br />
Kamu Ortaklığı Başkanlığı’nı da yürütmek<br />
üzere vekâleten atandım.<br />
Bir defa, bunlar belki daha önce düşünülmüş,<br />
tasarlanmış, reform paketlerinin parçaları.<br />
Biliyorsunuz, bizim savunma sanayiimiz o<br />
dönemden önce kapalı bir kutuydu. <strong>Savunma</strong><br />
Bakanlığı ve Silahlı Kuvvetler yönetimi<br />
çerçevesinde doğrudan satın alıma dayalı bir<br />
sistemdi. Bununla birlikte, Silahlı Kuvvetlerin<br />
vakıflarına bağlı bir gelişme de izleniyordu.<br />
Bilhassa Kıbrıs savaşından sonra karşılaşılan<br />
zorluklar dolayısıyla kara, deniz, hava<br />
kuvvetleri vakıfları kuruldu. Bu vakıflar<br />
vasıtasıyla da yatırım yaparak savunma<br />
sanayinin gelişmesine katkıda bulunulmaya<br />
çalışılıyordu. Yani <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>nın<br />
kuruluşundan önce. Tabii, o şekliyle<br />
büyük bir atılım yapmak mümkün değildi,<br />
vakıf işi değil bu, devlet politikası olması<br />
gereken bir konu. Türkiye savunma<br />
sanayiisine çok büyük, daha doğrusu<br />
savunma ihtiyaçlarına, silah sistemlerine<br />
büyük para harcayan ülkelerden birisi. Millî<br />
gelirinin -o zamanlar- yüzde 5’i kadarı<br />
savunmaya ayrılıyordu. Diğer ülkelerle<br />
mukayese ettiğimiz zaman, yani NATO<br />
ülkeleri içerisinde en yüksek kaynak ayıran<br />
ülkelerden biriydi. Bu kadar kaynağı<br />
ayırmamızla birlikte, bu kaynaklar tamamen<br />
dış firmalara gidiyordu. İşte, Amerika’dan<br />
FMS kredisi yoluyla silah ve araç-gereç<br />
tedarik ediyorduk. Almanya’dan yine bazı<br />
09
kullanılmış askerî araç-gereç alıyorduk.<br />
Böyle bir yapı vardı.<br />
O yapının değişmesi gerekiyordu. İşte bu<br />
yapının değişmesi için <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
Geliştirme ve Destekleme İdaresi kuruldu.<br />
Son derece isabetli, geç kalınmış, ama tabii<br />
zararın neresinden dönerseniz o kadar kârdır<br />
derler, o sebeple de kurulması gereken zaruri<br />
bir kurumdu.<br />
“Böyle bir kuruma neden ihtiyaç duyulmuştur?”<br />
sorusu ile ilgili olarak da, vurgulayarak<br />
şunu söyleyeyim: Türkiye kritik bir coğrafyada.<br />
NATO üyesi bir ülke olmakla birlikte,<br />
diğer NATO üyesi ülkelerle mukayese<br />
ettiğiniz zaman, doğu-batı ve kuzey-güney<br />
arasında bir köprü niteliğinde. Doğumuzda<br />
hiçbir demokratik ülke yok, hele o<br />
dönemlerde. Hepsi bir manada Türkiye ile<br />
soğuk ve iyi münasebeti olmayan ülkeler.<br />
Aynı zamanda komünizmin devam ettiği,<br />
Sovyetler Birliği’nin devam ettiği bir dönem.<br />
Yunanistan’la problemlerimiz var. Kıbrıs<br />
savaşı esnasında Amerika Birleşik Devletleri’nin<br />
koyduğu ambargoyla çektiğimiz<br />
büyük sıkıntılar var. Yani en azından kritik bazı<br />
üretimleri yapamayışımızın acılarını çeşitli<br />
vesilelerle çektiğimizi biliyoruz. Bilhassa<br />
Kıbrıs hadisesi bunu çok net bir şekilde ortaya<br />
koydu. O bakımdan, bizim gibi savunma<br />
harcamalarına büyük önem veren, büyük<br />
savunma harcaması yapan, sayısal olarak<br />
NATO’nun ikinci büyük ordusu olan böyle bir<br />
ülkenin kendi sanayisini bu alanda geliştirmemesi<br />
çok büyük eksikliktir. Türkiye<br />
çapında, Türkiye büyüklüğünde olup da hele<br />
böyle bir stratejik mevkide olan bir ülkenin<br />
kendi savunma sanayisini geliştirmemesi<br />
diye bir şey söz konusu olamaz. Ama o<br />
zamana kadar öyle gitmiş maalesef. Ve<br />
harcamalarımız da tamamen doğrudan dış<br />
alım yoluyla yabancı ülkelere gidiyordu. FMS<br />
dediğimiz kredileri dört gözle beklerdik o<br />
zaman, çok beklediğimiz bir kredi olurdu her<br />
sene, ne kadar verecekler diye. Hâlbuki FMS<br />
içerisinde bir kısım hibe, diğer kısımlar kredi.<br />
Toplamda baktığımız zaman FMS’nin bize<br />
maliyeti oldukça yüksek. Direkt üretici<br />
firmadan alınsa belki daha ucuza mal olacak.<br />
Çünkü herhangi bir silahın lojistik maliyeti<br />
kendi maliyetinin çok üzerindedir. On yıllık<br />
süreyi dikkate alırsanız, kendi maliyeti lojistik<br />
maliyetinin yanında –tabi bu, alınan silah<br />
sistemine bağlı bir değişken- yüzde 15<br />
civarındadır. Bunu da ben Sayın Turgut Özal’a<br />
anlattığımda, “Eski hükümetlerin dört gözle<br />
beklediği FMS kredisinden vazgeçelim”<br />
ifadesinde bulundu ve o konuda da biz bir<br />
çalışma yaptık. Ve o çalışmanın sonunda,<br />
Sayın Özal Amerika Birleşik Devletleri’ne<br />
yaptığı ilk seyahatinde “No aid, more trade”<br />
cümlesini kullandı. “Yardım istemiyoruz, artık<br />
ticaret istiyoruz.” O zamanki adıyla <strong>Savunma</strong><br />
<strong>Sanayii</strong> Geliştirme ve Destekleme İdaresi<br />
Başkanlığı Türkiye'de ciddi bir boşluğu<br />
doldurdu ve memnuniyetle ifade edeyim ki<br />
saygın kamu yönetimi içerisinde oldukça<br />
etkili büyük hizmetlere imza atan bir kurum<br />
halinde başladığı gibi gelişerek, büyüyerek<br />
devam ediyor. Bunu da görmekten memnuniyet<br />
duyuyorum.<br />
İlk atandığımda, elimde iki sayfalık kanun, bir<br />
de ben varım. Bu haliyle başladık. İlk işim, o<br />
zamanın Genelkurmay Başkanı ve kuvvet<br />
komutanlarından randevu almak oldu. O<br />
zamanın Genelkurmay Başkanı Orgeneral<br />
Necdet Üruğ. Ona gittim, dedim ki: “Sayın<br />
Komutanım, Hükümet beni bu göreve tayin<br />
etti ve mademki tayin etti, burada başarılı<br />
olmak istiyorum. Başarılı olabilmem için<br />
Silahlı Kuvvetlerimizin bunu canı gönülden<br />
desteklemesi lazım, başta zatıâliniz olmak<br />
üzere.” “Peki, binanız var mı?” dedi, “Hiçbir<br />
şeyimiz yok, iki sayfa kanun var, bir de ben<br />
varım.” dedim. Özel Kalem Müdürünü çağırdı<br />
ve dedi ki: “Vahit Bey ne zaman gelirse kapım<br />
açık olacak, destekleyeceğiz.” Kirazlıdere<br />
mevkisindeki bina boşmuş, Silahlı Kuvvetler<br />
yapmış, öyle duruyor, “Gidip oraya<br />
oturacaksın, verin anahtarını” dedi. Anahtarı<br />
aldık, gittik. Odaları mütevazı mobilyalar ile<br />
döşenmiş olan bir bina. Oturdum tek başıma.<br />
Sonra bir sekreter buldum, ondan sonra<br />
Devlet Planlama Teşkilatı ve Türkiye'nin<br />
saygın kurumlarından birkaç kişiyi transfer<br />
ederek işe başladık.<br />
Bu süreçte ciddi destekler gördük. Tabii, çok<br />
zorluklarla da karşılaştık. O da normal, bir<br />
kurum başka bir kurumun işine el atıyorsa<br />
reaksiyonla karşılaşır. Planlama Teşkilatının<br />
kuruluşu da öyle olmuştur. Planlama<br />
kurulunca proje bazında kaynak tahsisini<br />
Planlama yapmaya başladı. Bütün kurumlar<br />
reaksiyon gösterdi ama Planlama başarılı<br />
olunca, Türkiye'nin ekonomik gelişmesinde,<br />
kaynak tahsisinde daha rasyonel, daha etkili<br />
olunca herkes saygı duymak durumunda<br />
kaldı.<br />
Tabii, karşılaşılan güçlükler sadece kurumlarla<br />
da değil. O zaman çok sayıda temsilci<br />
vardı. Mevcut sistem büyük çapta ithalata<br />
dayandığı için tabii komisyoncular memnun<br />
hayatından, firmalar da memnun. Biz artık<br />
firmalara şunu demeye başladık: “Bize<br />
komisyoncularınızla gelmeyeceksiniz, bize<br />
yatırım anlayışıyla geleceksiniz. Eski<br />
alışkanlıklarınızı bırakacaksınız bir tarafa.<br />
Müşterek üretim, teknoloji transferi,<br />
Türkiye'de üretim, Türkiye'de katma değeri<br />
artırma gibi politikalara ağırlık vereceğiz. O<br />
zaman destek görürsünüz. Yoksa mal<br />
satmaya geliyorsanız bize gelmeyin dedik.<br />
Belli başlı büyük ülkelerin savunma sanayicileriyle<br />
paneller yapıldı, toplantılar yapıldı.<br />
Amerika, Fransa, İngiltere, onlara hep yeni<br />
politikayı anlattık. Hatta “Defense News”<br />
dergisinde bir makale çıktı. Makalede, “Artık<br />
bundan sonra Türkiye'ye firmalar elini kolunu<br />
sallayarak gitmesinler, karşılarında ciddi bir<br />
kurum var. Çatır çatır pazarlık yapıyorlar,<br />
ceketinizi bile soyabilirler.” yazıyordu. Yani bir<br />
defa Türkiye'nin savunma sanayi politikasını,<br />
ki hâlâ o kanun geçerli, yabancı firmalara,<br />
yerli firmalara ciddi bir şekilde anlattık ve<br />
onun arkasında da durduk, o prensipten de<br />
asla taviz vermedik ve o kabul gördü. Onun<br />
üzerine hâlâ da devam ediyor.<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>nız döneminde yaşadığınız<br />
ve sizde iz bırakan ilginç bir olayı<br />
bizlerle paylaşmak ister misiniz?<br />
Tabii, anlatacak çok<br />
şey var, ama bunlardan<br />
biri, her yerde anlatıyorum, burada da tekrar<br />
onu anlatayım isterseniz. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı<br />
zamanında <strong>Savunma</strong> Bakanlığı’nda bir<br />
toplantıya davet ettiler. Ben tek başıma<br />
katıldım, zaten fazla eleman da yoktu. O<br />
zamanın Müsteşarı orgeneral idi, bütün daire<br />
başkanlarını toplamış. <strong>Savunma</strong> Bakanlığında<br />
Daire Başkanları var biliyorsunuz, Dış<br />
Tedarik Daire Başkanı, o zaman <strong>Sanayii</strong><br />
Dairesi vardı, işte oturttular beni de sivil<br />
olarak. Dedi ki Müsteşar: “Bizim 27 dairemiz<br />
vardı, yeni bir daire daha kuruldu 28 oldu.”<br />
Konuşmasını bitirince “Bir dakika Sayın<br />
Müsteşar, bir defa bizim kuruluşumuz daire
aşkanlığı değil, başkanlık. Eğer sizin 27<br />
dairenize 28 inci daire eklenmiş olsaydı Millî<br />
<strong>Savunma</strong> Bakanlığı bünyesinde bir daire<br />
daha kurulmuş olurdu. Zaten <strong>Sanayii</strong> Dairesi<br />
de var. Onun için, evvela çıkan kanunu çok iyi<br />
anlamamız lazım. Burası hükm-ü şahsiyeti,<br />
ayrı bütçesi ve ayrı karar mekanizması olan<br />
bir kurum. Başkanlık, en azından korgeneral<br />
seviyesinde. Beni oturttunuz asteğmen gibi<br />
alta ama…” dedim. Öyle deyince bir durdu,<br />
şaşırdı. O zaman bir albay vardı Hukuk<br />
Müşaviri, ona döndü, “Doğru mu?” dedi.<br />
Hukuk Müşaviri, “Efendim, Vahit Bey doğru<br />
söylüyor” dedi. Öylece bir şeyi atladık. Bir<br />
sürü protokol problemleri yaşadık o dönemde.<br />
Diğer önemli yaşadığım; Aselsan bizi şikayet<br />
etmiş, “<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Geliştirme ve<br />
Destekleme İdaresi Başkanlığı Aselsan’ı<br />
köstekliyor, engel oluyor, yabancı firmalarla iş<br />
birliği yapıyor elektronik konusunda…”<br />
vesaire gibi. Bu yazı Genelkurmaya gitmiş,<br />
bir kopyası da elime geçti. Neredeyse biz<br />
vatana ihanetle suçlanıyoruz o yazıda. Bunun<br />
üzerine bir toplantı tertiplendi, beni de<br />
çağırdılar, yanımda bir iki arkadaşım vardı.<br />
İşte, <strong>Savunma</strong> Bakanlığı Müsteşarı böyle<br />
oturmuş, masanın başında, ben de sağ<br />
yanında oturuyorum. Karşıda da Kara, Deniz,<br />
Hava Kuvvetlerinden generaller oturuyor.<br />
Toplantı başladı, işte şikâyetler, şunlar, bunlar<br />
anlatıldı. Bir sorgulama havası vardı. Uzun<br />
süre dinledim. Sonra dedim ki: “Sayın<br />
Müsteşarım, biz, bize verilen yetkiler<br />
çerçevesinde ve hukuka dayanarak,<br />
kanunumuza dayanarak, karar mekanizmalarımıza<br />
dayanarak görevlerimizi yapıyoruz.<br />
Onun için, bu toplantıda da ben bulunmayı<br />
doğru bulmuyorum. Kusura bakmayın, ben<br />
kalkıyorum.” Bunun üzerine Sayın Turgut Özal<br />
ile konuyu görüştüm. Aynı günün akşamı<br />
Başbakanlık Kanun Kararlar Genel Müdürü<br />
Şahver Kobal diye bir bayan vardı. Şahver<br />
Hanım dedi ki:”Vahit Bey, sizin orası<br />
müsteşarlık oluyor.” O zaman hükümetin<br />
kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi<br />
vardı, “Söyleyeceğiniz bir şey var mı?” dedi,<br />
“Var” dedim, geldim. İşte, ismini değiştirdik,<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Geliştirme ve Destekleme<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong> değil de, “<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>” kısa, öz. İçinde bazı şeyler<br />
değiştirdik. Ertesi gün Resmî Gazete’de<br />
yayınlandı.<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>mızın 25 yılda katettiği yol<br />
nedir ve bugün geldiği noktada kuruluş<br />
amacına ne ölçüde hizmet etmiştir?<br />
Şunu ifade edeyim, geçenlerde de işte bir<br />
sergi vardı, yirmi beşinci yıl dönümü<br />
dolayısıyla, orada da gördüm. <strong>Savunma</strong><br />
<strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>, başında da söylediğim<br />
gibi, Türk kamu idaresinde yaptığı işlerle<br />
ilgili olarak saygın bir yerde bulunuyor. Türk<br />
savunma sanayisinin gelişmesinde anahtar<br />
kurum. Sıfırdan başlandı. Hem araştırma<br />
geliştirmeye el atıldı o zaman, üniversitelerle,<br />
teknolojik gelişmeye katkı sağlayacak,<br />
mühendis yetiştirmeye de katkı sağlayacak<br />
araştırma geliştirme projeleri verdik<br />
üniversitelere, TÜBİTAK’a. Ayrıca, müşterek<br />
üretim veya kendi sermayemizle savunma<br />
sanayinde faaliyet gösterecek firmalar<br />
kuruldu. İşte, Zırhlı Muharebe Aracı (ZMA)<br />
Projesi imzalandı. Başlangıçta çok<br />
problemler yaşadık, büyük aşamalardan<br />
geçti. Ama baktığınızda bugün ciddi bir firma<br />
haline geldi, teknolojik seviyesi yükseldi,<br />
tecrübe kazandı. <strong>Müsteşarlığı</strong>n kuruluş<br />
aşamasında F-16 uçaklarının gövde ve<br />
motorların üretimine ilişkin karar verilmişti<br />
ancak ortada net bir durum yoktu. Hemen<br />
Hazineden listeleri devraldık, süratle F-16<br />
tesisleri bitirildi, motor fabrikası bitirildi, onlar<br />
devreye girdi.<br />
F-16 elektronik kart projesi geliştirildi ve<br />
yazılım alanına Türkiye ilk öyle girdi. Bugün<br />
çok gelişti yazılım konusu. Mobil radar, yine<br />
bir müşterek yatırımla gerçekleştirildi. O<br />
birçok tecrübe kazandırdı, mühendis yetişti.<br />
Yönetim teknolojileri, kalite, vesaire gibi<br />
konularda bütün bu yatırımlar katkı sağladı<br />
çalışanlara.<br />
Roket sanayi o zaman kuruldu, tamamen<br />
kendi öz firmalarımızın ortaklığıyla ve<br />
Roketsan bugün rokette önemli, saygın bir<br />
firma. Buna benzer dediğim gibi firmalar<br />
kurulurken, aynı zamanda offset konusunda<br />
en ciddi dokümanı <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
<strong>Müsteşarlığı</strong> hazırladı o dönem. Oturduk,<br />
araştırma yaptık bir çalışma grubuyla, bir<br />
offset el kitabı hazırladık ve her yaptığımız<br />
proje anlaşmasına, müşterek yatırım anlaşmasına<br />
offset koyduk. Teknoloji transferi keza<br />
aynı şekilde. Kalite kontrol sistemi gelişti.<br />
Türkiye'de sanayi envanterini o zaman ilk biz<br />
yaptık. Belki o dokümanları karıştırırsanız<br />
görürsünüz. Yani ciddi bir sanayi envanteri<br />
yaptık, hem kuruluş çalışmaları, hem<br />
yatırımlar hem konsept manasına gelecek.<br />
Offset, araştırma-geliştirme gibi alanlarda<br />
ciddi şekilde gelişmeler yaşandı o dönem.<br />
Tabii, ondan sonra gelen müsteşarlar<br />
döneminde bunların üzerine yenileri<br />
konmaya çalışıldı, devam etti. İşte, Murad<br />
Bey’in <strong>Müsteşarlığı</strong> zamanında araştırma,<br />
geliştirme, teknolojik kabiliyet kazanma<br />
konularında mesafe kat edildi. Yeni projelere<br />
imza atıldı, F-35 gibi, Atak Helikopteri gibi,<br />
vesaire.<br />
Bugün geldiğimiz noktaya baktığımız zaman,<br />
Türk <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>, uluslararası alanda iş<br />
birliği yapabilecek, belli kabiliyetler<br />
kazanmış, mühendisi, ustası, çırağı olan,<br />
kalite yönetim sistemleri açısından NATO<br />
standartlarına adapte olmuş bir yapıda<br />
bulunuyor. Bu memnuniyet verici. Tabii bunun<br />
devam etmesi lazım. Bu yeterli mi? Yeterli<br />
değil. İşte, üç hafta evvel bir NATO<br />
parlamenter heyeti geldi Türkiye'ye.<br />
İstanbul'da birtakım yerlere ziyaretler<br />
düzenledik. Başbakan, Genelkurmay<br />
Başkanı, <strong>Savunma</strong> Bakanı, hepsi kabul etti<br />
heyeti. İstanbul'da Kale Havacılık’a götürdüm<br />
onları. Kale Havacılık’a niçin götürdüm?<br />
Teknoloji üreten ve benim bildiğim yerlerden<br />
biri. Yakından tanıyorum onları. Orada taktik<br />
seviyede insansız hava aracını gösterdik.<br />
Fransız eski bakan, onunla ilgilendi, dedi ki:<br />
“İngiltere, Fransa stratejik insansız hava aracı<br />
geliştiriyor, siz girmek istemez misiniz, siz de<br />
katılsanız?” Yabancı heyetin bu ilgisi, bizim<br />
artık yeni sistem geliştiren, yeni konsept<br />
oluşturan bir seviyeye yaklaştığımızın delili.<br />
Bu seviyeye gelmiş olmak tabii memnuniyet<br />
verici, ama bunu abartmamamız lazım. Aynı<br />
zamanda küçümsememek de gerekiyor.<br />
Sıfırdan başlandı ve bu seviyeye gelindi.<br />
Dünyaya baktığınız zaman gelişen<br />
teknolojiler baş döndürücü. Onun için, daha<br />
alınacak çok büyük mesafeler var. Bakın,<br />
Güney Kore’de bizi yine NATO parlamenterleri<br />
olarak Samsung firmasına davet<br />
ettiler. Samsung 1980’lerde kurulmuş bir<br />
firma. Sahibi Japonya’da tahsil etmiş, gelmiş<br />
bir elektronik firması kurmuş, evvela bir<br />
tekstil, oradaki kazandığını oraya yatırmış ve<br />
11
otuz senede geldiği nokta müthiş. Teknoloji<br />
üretiminde Sony’i geçtiğini söylüyorlar. Tabii,<br />
onları görünce bizim daha çok mesafe kat<br />
etmemiz lazım.<br />
Geldiğimiz nokta, takdire şayan, ama yeterli<br />
değil. Mukayeseyi bizim seviyemizde, bizim<br />
büyüklüğümüzde ülkelerle yapmamız lazım,<br />
Fransa ile, Almanya ile, İngiltere ile, İtalya ile<br />
ve benzeri ülkelerle. Çünkü biz 70 milyon<br />
nüfuslu, tarihî geçmişi olan, büyük tarihî<br />
tecrübesi olan, devlet tecrübesi olan bir<br />
ülkeyiz. Büyük bir Silahlı Kuvvetleri olan bir<br />
ülkeyiz. Bulunduğumuz çevre ve tehditler<br />
Türkiye'nin güçlü olmasını gerektiriyor. Bütün<br />
bunları dikkate aldığımız zaman, daha çok<br />
gayret edip bu trendi sürdürmemiz lazım.<br />
Gelinen nokta memnuniyet verici, takdirle<br />
karşılıyorum, benden sonraki arkadaşlar<br />
bayrağı daha da ileri götürdüler. Ama bu ileri<br />
taşımanın, aynı kararlılık ve aynı istikrarla<br />
devam ettirilmesi lazım. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>nın asla politize edilmemesi<br />
gerekiyor. Oraya alınan personelin nitelikli<br />
olması ve belli kıstaslara uygun olarak işe<br />
alınması gerekiyor. Memnuniyetle ifade<br />
ediyorum ki, aynı şekilde devam ettiriliyor bu<br />
gelenek. Bu şevk, bu heyecan ve bu kalite<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>nda sürdürülmelidir<br />
diye tavsiye ediyorum.<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>n, kendi kuruluş<br />
amaçlarından biri olan <strong>Savunma</strong><br />
<strong>Sanayii</strong>ni geliştirmek görevini<br />
yeterince başarıyla yürüttüğüne<br />
inanıyor musunuz?<br />
Biraz önceki soruya vermiş olduğum cevapta<br />
ifade etmiş oldum aslında. Hakikaten<br />
bozulmadan bugüne kadar devam etti<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>. O gün de söyledim, 25.<br />
Kuruluş Yıldönümünde. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde<br />
arkadaşlara “Yahu gidin biraz evinizde oturun<br />
kardeşim” diyordum ben, “Çalışın” demiyordum.<br />
Sabahlara kadar çalışıldığını hatırlıyorum.<br />
Heyecanın devam ettiğini de görüyorum.<br />
İyi bir şey.<br />
Bakın, Çin’e birkaç defa gittim, Kore’ye gittim,<br />
Japonya’ya gittim. Bir defa, Orta Asya’nın<br />
doğusuyla Türkiye'nin batısında, son derece<br />
gelişmiş ülkeler bulunuyor. Teknoloji üreten<br />
ülkeler. Arada kalan büyük bir blok var. Biz o<br />
arada kalmayalım. Biz Batı’ya yakınız, Batı ile<br />
ciddi iş birliğimiz var. Bizim de teknoloji<br />
üreten, teknoloji satan bir ülke haline<br />
gelmemiz lazım. Teknoloji alan ve teknoloji<br />
satan bir ülke. Sadece taklit eden veya<br />
üretilmiş teknolojileri kopyalayan ülke<br />
olmaktan da yavaş yavaş kurtulmamız lazım.<br />
O safhaya doğru gidiyoruz. İçimizde uhde<br />
olan hususlardan birisi, mesela bir araba<br />
sanayinde kendi arabamızı üretemedik.<br />
Güney Kore 1953’te savaştan sonra kuruldu.<br />
1960’lı yıllarda Türkiye'den geriydi, her<br />
şeyiyle. Bugün Güney Kore araba sanayisinde<br />
dünyayı ciddi bir şekilde etkiliyor, dünya ile<br />
rekabet ediyor. Elektronik sanayisinde de<br />
öyle. Biz maalesef araba sanayisinde erken<br />
başladığımız halde, bir Türk tipi, Türk modeli<br />
araba üretemedik. Yoğun bir iç talep olmasına<br />
rağmen. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde bunu becermemiz<br />
lazım. İşte <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong><br />
bu politikaları akıllıca sürdürürse,<br />
araştırma-geliştirme, teknoloji üretimine<br />
ısrarla devam ederse bir gün kendi<br />
teknolojimizi belli alanlarda üretir hale geliriz.<br />
İşte, piyade tüfeği üretiliyor MKE’de. Demek<br />
ki, gayret edince bunlar olabilir.<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>n, başlangıç aşamasındaki<br />
durumu ile şimdiki durumunu<br />
karşılaştırabilir misiniz?<br />
Yukarıda Müsteşarlık dönemimdeki gelişmeleri<br />
özetlemiş oldum aslında. Bunlar birbirinin<br />
devamıdır. Gayet tabii, 1993’te ayrıldım ben,<br />
aradan 17 yıl geçmiş. Bu sürede büyük<br />
mesafeler kat etmesi tabiidir, memnuniyet<br />
vericidir. Kuruluş aşamasında başında<br />
bulunduğum bir kurum ne kadar ileriye<br />
giderse ben memnun olurum. İlla bizim<br />
dönem daha iyi gibi bir iddia söz konusu<br />
olamaz. O bir temel taşıdır. O temel taşlar<br />
üzerinde devamlı yükselmek gerekiyor. O<br />
bakımdan, bir mukayeseden ziyade,<br />
devamlılığın olduğunu söylemek istiyorum.<br />
Onu da memnuniyetle ifade edeyim ki, gelen<br />
arkadaşlar, bilhassa Sayın Murad Bayar,<br />
geçmişi irdeleme yerine geleceğe bakıyor,<br />
öyle de olması lazım. Geçmişte bunlar<br />
yapılmış, biz daha çok işler yapmamız lazım,<br />
daha çok proje üretmemiz, daha çok gayret<br />
etmemiz, teknoloji üretmemiz, sistem<br />
üretmemiz lazım anlayışıyla bakılıyor<br />
geleceğe. Bu, memnuniyet verici. Trendin<br />
devamlı yukarıya doğru gittiğini görüyorum.<br />
Başta trendin çok yüksek olması normal,<br />
sıfırdan başlıyorsunuz. 1 olan şeyi 2 yaparsan<br />
gelişme yüzde 100 olur, ama 100 olan bir şeyi<br />
101 yapmak kolay değildir. O bakımdan,<br />
mühim olan trendin pozitif istikamette devam<br />
etmiş olması. Bunu öyle görüyorum ben. Yani<br />
bıraktığım 1993’ten beri <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
<strong>Müsteşarlığı</strong> gelişiyor, gelişmeye devam<br />
ediyor. Bu trendi el birliğiyle sürdürmemiz<br />
lazım diyebilirim bu konuyla ilgili olarak.<br />
Görevde olduğunuz zaman süresince<br />
yapmak isteyip de yapma imkânı<br />
bulamadığınız bir icraat var mıdır?<br />
Şimdi, tabii belli zamana sığdırılacak belli<br />
konular vardır. Her konuyu, her şeyi bir zaman<br />
dilimine sığdıramazsınız. Hazmettikçe yeni<br />
gelişmelere ancak başlayabilirsiniz. Bununla<br />
birlikte, Sayın Turgut Özal’ın kafasında olup<br />
da bana “Bu hazırlığı yapın” dediği, fakat o<br />
dönem yapılamayan bir konu var: <strong>Savunma</strong><br />
<strong>Sanayii</strong> ile silah sistemlerinin tedarikinin<br />
entegre edilmesi. Bunun hâlâ gündemde<br />
olması lazım. Sayın Turgut Özal’ın kafasında<br />
olan da buydu. Yani <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
<strong>Müsteşarlığı</strong> devletin kurumu, TSK ile de iç<br />
içe çalışıyor. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>nın<br />
hem sanayileşme hem tedarik kurumu<br />
olması lazımdı silah sistemleri açısından.<br />
<strong>Savunma</strong> Bakanlığının diğer üniteleri de tabii<br />
yine devam etmesi lazım, iaşe, ibate, vesaire<br />
konularıyla. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong><br />
onları da yüklenirse onun altından kalkamaz.<br />
Diğer lojistikler Bakanlık ve kuvvetlerde<br />
olması lazım. Ama silah sistemleri tedariki ve<br />
sanayileşme görevi bütünüyle <strong>Savunma</strong><br />
<strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>nda olması lazım.<br />
Kanun'da bu değişikliğin yapılması gerektiğini<br />
düşünüyorum.<br />
Bir de muadiliyet sistemi getirilebilir,<br />
Amerika’da falan var bu. Nedir bu? Daire<br />
başkanı tuğgeneral ise, sivil de olsa<br />
tuğgeneral seviyesinde kabul edilir<br />
Amerika'da. Şimdi o biraz aşıldı galiba.<br />
Amerika'dan bir sivil geleceği zaman bize<br />
yazı gelir, “Bu gelen kişi orgeneral seviyesindedir.”<br />
Hâlbuki sivil kişi, ona göre orgeneral<br />
muamelesi yapılırdı. İşte bizim zamanımızda<br />
kanun tasarısı hazırlanıp da uygulanamayan<br />
bu konu var, onun da bir gün gerçekleşeceği<br />
kanaatindeyim.<br />
Onun dışında, “Aslında şu projeyi şöyle
yapsaydık…” Yani, pişman olacağım bir şey<br />
yok, onu söyleyeyim çok açık olarak.<br />
Geçmişte şu büyük hataları yaptık, keşke öyle<br />
olmasaydı diyeceğim bir şey aklıma gelmiyor.<br />
O günün şartlarında ve o günün tecrübesiyle,<br />
o günün kadrosuyla yapılabileceklerin<br />
azamisini ve en iyisini yapmaya çalıştığımız<br />
kanaatindeyim. Tabii, kimse kabahat kabul<br />
etmez manasına da anlamayın bunu, buna<br />
samimi olarak inandığım için söylüyorum.<br />
O dönemden altyapı sağlam<br />
kurulmamış olsaydı muhtemelen bu<br />
gelişme de sağlanamazdı.<br />
Evet, zaten en ufak bir aksaklıkta tedbirimizi<br />
alıyorduk, en ufak. Yani herhangi bir<br />
büyümeden, herhangi bir şeye yol açmadan<br />
hakikaten o temel öyle atıldı, öyle de devam<br />
ediyor.<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>n bundan sonraki dönemde<br />
Türkiye için neler yapabileceği<br />
hususundaki düşünceleriniz nelerdir?<br />
Kısmen bunu ifade ettiğimi söyleyebilirim<br />
ama bundan sonra ağırlık verilecek konu,<br />
öyle zannediyorum ki araştırma, geliştirme,<br />
teknoloji üretimi. Bilhassa kritik konularda.<br />
Bugünün tehditleri 20. Yüzyılın tehditlerinden<br />
çok farklı. Yani 1980’li yılların sonuna,<br />
Sovyetler Birliği’nin varlığına kadar tehditler<br />
devletten devlete tehditti. Bugün devletten<br />
devlete tehditler farazi olarak var kabul edilir.<br />
Ama esas tehditler daha küçük tehditler. Bu<br />
küçük tehditler, daha çok istihbarat ağırlıklı,<br />
teknolojik ağırlıklı silahları gerektiriyor. Sivil<br />
hedeflere zarar vermeyen, direkt tehdidi yok<br />
eden silah sistemlerinin geliştirilmesi 21.<br />
Yüzyılın önemli baskılarından birisi. Tabii,<br />
elektronik teknolojisi her zamankinden daha<br />
da önem kazanmış durumda. O bakımdan,<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> belki 21.<br />
Yüzyılın tehditlerini dikkate alarak ve doğması<br />
muhtemel tehditleri de dikkate alarak<br />
araştırma, geliştirme ve teknoloji gelişimine<br />
ağırlık vermesi gerekir. Bu, dünyada<br />
yapılmaya başlandı. Ben NATO Parlamentosunda<br />
da görev yaptığım için bunları çok<br />
tartışıyoruz. Mesela, yeni tehditler arasında<br />
“Siber Saldırı” var. Buna karşı ne tedbirler<br />
alınabilir? Silahlı Kuvvetlerin elektronik<br />
sistemine bir saldırı olsa, silah sistemlerini<br />
çalıştıramazsınız, arazi sistemlerini çalıştıra-<br />
mazsınız. Bu, örneklerden bir tanesi. O<br />
bakımdan, bugünün ve geleceğin muhtemel<br />
tehditleri çok yakından takip edilmeli. Yani<br />
tank ve onun gibi klasik silahlar eski önemini<br />
korumuyor. Yatırımlarımızı ona göre yönlendirmemiz<br />
lazım. Stratejimizi ona göre<br />
belirlememiz lazım. Bu, tanktan vazgeçelim<br />
anlamına gelmemeli pek tabiî ki. Ama<br />
dünyanın gidişatı, bugünkü gidişatı, daha da<br />
uzun süre devam edecek gidişatı, dediğim<br />
gibi, yeni tehditler. Bu yeni tehditlere karşı<br />
alınacak tedbirler önem kazanıyor. O<br />
bakımdan, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> bunlara ağırlık<br />
vermeli. Mesela, insansız hava aracı<br />
bunlardan biri. O konuda epey mesafe kat<br />
edildi. Maalesef çok geciktik onda. Şunu da<br />
söyleyeyim: Daha ben <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
Müsteşarı iken belki başladık, hatta<br />
örneklerini getirdik falan ama Silahlı<br />
Kuvvetler “Benim ihtiyacım yok” dediği<br />
zaman, sizin yapacağınız fazla bir şey<br />
olmuyor. Biz o zaman bunu benimsemiş<br />
olsaydık, insansız hava aracında çok daha<br />
ileriye gitmiş olurduk. Elinizdeki top tüfek,<br />
klasik silahlar çok da fazla etkili olmuyor bu<br />
tip savaşlarda. Onun için diyorum, yani<br />
istihbarata yönelik, gözetlemeye yönelik<br />
teknolojilere ağırlık vermemiz lazım.<br />
Zannediyorum <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong><br />
da bunun bilincinde, farkındadır. TSK ile bu<br />
konuda iş birliği yapması gerekiyor. Bilim<br />
adamlarını bu konuya kanalize etmek<br />
gerekiyor. Askerlerimiz çok kıymetli,<br />
vatanperver, ama uzmanlık ayrı bir şey. Bizim<br />
Silahlı Kuvvetlerimiz sahaya göre yetişiyor.<br />
Ama karargâh ve bilimsel çalışma ayrı şeyler.<br />
Onun için, mutlaka <strong>Savunma</strong> Bakanlığımızın<br />
da uzmanlarla donatılması lazım. Mesela,<br />
tehdit değerlendirmesi, ihtiyaç belirlenmesi o<br />
kadar önemli ki. Bunun bilimsel çalışmalara<br />
dayanması lazım. Tabii, sahadaki askerimizin<br />
tecrübelerine de ihtiyacımız var, sahada ne<br />
gibi zorluklarla karşılaşıyorlar, nasıl silahlara<br />
ihtiyaçları var, vesaire. Ama dünyadaki<br />
gelişmelerin ve tehditlerin seyrini stratejistler<br />
belirler. O tip stratejistlerle beraber<br />
çalışacaklar. Konsept iyi belirlenirse, harekât<br />
ihtiyacı iyi belirlenirse, silah araç gereç<br />
ihtiyacı iyi belirlenirse <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
<strong>Müsteşarlığı</strong> da o kadar etkin çalışır ve doğru<br />
sanayiler kurar. Doğru sanayilere yönelir. O<br />
bakımdan, bunlara ağırlık verilmesi gerekir<br />
gelecekte. Tehdit değerlendirmesi, dünyada<br />
gelişen tehditler, buna karşı geliştirilecek<br />
teknolojiler önem taşıyor. Tabii ki klasik<br />
silahlar değişmez; savaş uçağı, helikopter,<br />
zırhlı araçlar yine devam edecektir.<br />
25. yılımızda SSM çalışanlarına<br />
söylemek istedikleriniz nelerdir?<br />
SSM çalışanlarını can-ı yürekten kutluyorum.<br />
Bugüne kadar gösterdikleri çalışmaları,<br />
başarıları takdirle izliyorum ben. Her ne kadar<br />
uğramıyorsam da kuruluşunda etkili<br />
olduğum kurumları yakından izliyorum.<br />
Benim en çok başında bulunduğum,<br />
kuruluşuna vesile olduğum kurumların<br />
başında <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong><br />
geliyor. Çünkü stratejik önemi var. Türkiye'nin<br />
bekasını güçlendirecek bir konsept bu.<br />
Türkiye'nin güçlü bir devlet, dünyada saygın,<br />
sözü geçen devlet olmasında etkili olacak bir<br />
kurum. Onun için yakından takip ediyorum.<br />
Onun için, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>nda<br />
çalışan arkadaşlarımızın da bu şuurda<br />
olduğuna inanıyorum. İnşallah bu gayretleri,<br />
bu çalışmaları aynı şekilde devam eder. Onlar<br />
sayesinde bu teşkilat bu seviyeye geldi.<br />
Yöneticiler sadece çalışanlara istikamet verir,<br />
güç verir, cesaret verir, teşvik eder, yetki verir,<br />
sorumluluk verir. Belki Planlamadan gelme<br />
ya da Sayın Turgut Özal’la çalışmanın verdiği<br />
bir alışkanlık olabilir, çalıştığım arkadaşlara<br />
hep güvenmişimdir, yetki vermişimdir. Yani<br />
illa her şeyi ben kararlaştıracağım diye bir şey<br />
yok. Gelir konuşuruz, ona göre müşterek<br />
kararlar çıkar. Arkadaşlar belli seviyelerde<br />
yetkilidir, kendi kararlarını verirler, vesaire.<br />
Safha safha tabii. Bugünkü anlayışın da öyle<br />
olduğunu zannediyorum.<br />
Merkezî yönetimler, yani yöneticinin her şeyi<br />
şahsında toplaması, bugüne kadar modern<br />
yönetimlerde başarılı olamamıştır, olamaz.<br />
Çalışanlar bir şey yaptıklarına inanacaklar.<br />
Kendi gayretlerinin sonucunda bu hale<br />
geldiklerine inanacaklar. Bu anlayışa göre<br />
yönetilirse ileride çok daha büyük işlere,<br />
projelere <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>nın<br />
imza atacağına inanıyorum.<br />
Çok teşekkür ediyoruz.<br />
13
Yalçın BURÇAK<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Eski Müsteşarı<br />
Göreve gelmeden önce SSM hakkındaki<br />
bilgileriniz nelerdi?<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> görevine<br />
tayinimden önce, 25 yıl çalıştığım Hazine ve<br />
Dış Ticaret <strong>Müsteşarlığı</strong>nda (o tarihdeki<br />
ismi), Müsteşar Yardımcısı olarak görev<br />
yapmakta idim. Bu itibarla FMS kredileri<br />
(Foreign Military Sales) ile <strong>Savunma</strong><br />
<strong>Sanayii</strong>nin almış olduğu dış krediler<br />
Hazineden geçerdi. Bu krediler münasebetiyle,<br />
kredilere mevzu teşkil eden projeler<br />
hakkında da vasati bir bilgiye sahiptim. Buna<br />
ilaveten, bu sektörün yaptığı ithalat ve ihracat<br />
işlemleri ile offset uygulamaları da bilgimiz<br />
dahilinde idi.<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>nız döneminde yaşadığınız<br />
ve sizde iz bırakan ilginç bir olayı<br />
bizlerle paylaşmak istermisiniz?<br />
Ben Müsteşar olarak 1993-2000 yılları<br />
arasında görev yaptım. Hiç şüphesizdir ki bu<br />
süre zarfında birçok ilginç olay yaşadım. Ama<br />
bunlardan en ilginç olanı; görevi devraldığımda<br />
beni tebrik’ e gelen <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
kuruluşlarının yönetim kurulları üyelerinin,<br />
mutad nezaket cümlelerinin hemen<br />
akabininde, önüme bir fatura uzatmaları<br />
oluyordu. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nin bütçesinin<br />
oluşturan Sav. San. Destekleme Fonu hemen<br />
hemen tükenmiş durumdaydı. Kimseye<br />
alacaklarını ödeyemiyor ve alacaklı firmalara<br />
karşı çok mahçup oluyordum.<br />
Olayı incelediğimde gördüğüm manzara şu<br />
idi. 1991 yılına kadar fon gelirleri giderlerini<br />
karşılarken, 1991’ den sonra döviz kurlarında<br />
meydana gelen beklenmeyen artışlar<br />
yanında, projelere yapılan ödemelerin bu<br />
dönemde yoğunluk kazanması sebebiyle, fon<br />
gelirleri, giderlerini karşılayamaz hale<br />
gelmişti.<br />
İlk icraat olarak durumu Sn. Bakanımıza,<br />
Maliye Bakanına, Hazine Müsteşarına etraflı<br />
bir şekilde izah ettikten sonra Sn. Başbakanın<br />
da uygun görüşünü alarak işe başladım.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Gelirleri arasında Alkollü<br />
İçkiler ile Tütün Mamullerinden alınan Fon<br />
payı önemli bir kalemi teşkil etmektedir.<br />
<strong>Savunma</strong> sanayii hakkındaki 3238 sayılı<br />
Kanunun 1985 yılında kabul edildiği zaman;<br />
Sigaradan paket başına 40 TL alkollü<br />
içkilerden şişe başına 200 TL fon payı tahsil<br />
edilmekteydi. Bu paylar, maktu olarak tespit<br />
edildikleri cihetle, yıllardır cari olan enflasyon<br />
karşısında tamamen erimiş ve alım gücünü<br />
kaybetmiş duruma gelmişti.<br />
İlk icraat olarak: Sigara satışından alınan fon<br />
payı 40 TL ’ den 200 TL ’ ye, Alkollü içkilerden<br />
alınan fon payı da 200 TL ’ den 1000 TL ’ ye<br />
yükseltildi. Bilahare de 1995 yılında çıkarılan<br />
4120 sayılı Kanun ile fon payı “oransal” olarak<br />
belirlendi ve önce %5 ve son olarak da 1996<br />
yılında fon payı %10’ a yükseltildi. Bu şekilde<br />
fon payı enflasyon karşısında erimekten<br />
kurtarılmış oldu.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Destekleme Fonuna<br />
Akaryakıt Tüketim Vergisi hasılatı üzerinden<br />
%1 , 2 nisbetinde alınan pay, 1996 yılında %3 ,<br />
5’ e yükseltildi.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Desteklem Fonu Gelirleri<br />
üzerinden Genel Bütçeye 1988-1993 yılları<br />
arasında %50’ye varan kaynak aktarma<br />
uygulaması, 1994 yılı başında tamamen<br />
kaldırıldı.<br />
Fon gelirlerinin %2’si KOSGEB fonuna<br />
aktarılmakta idi. Bu uygulamaya 4120 sayılı<br />
Kanun ile 1995 yılında son verildi.<br />
Keza Fon gelirlerinin %1’i tutarındaki kısmı<br />
Afetler Fonuna aktarılırken, bu uygulamaya<br />
4120 sayılı Kanun ile 1995 yılında son verilerek<br />
bütün gelirlerin savunma sanayii için<br />
kullanılması sağlandı.<br />
Böylece 1994 yılından itibaren alınan ve<br />
yukarıda belirtilen tedbirler sayesinde fon<br />
gelirlerimiz eskisi ile kıyaslanamayacak<br />
değerde yükselmiş ve projeleri rahatlıkla<br />
finanse edebilecek duruma gelmiştir.
Finansman konusunda yapmış olduğum<br />
diğer bir uygulama da, Körfez Savaşından<br />
sonra, memleketimizin uğradığı zararın<br />
telafisi amacıyla, 1991 yılında, Kuveyt, Suudi<br />
Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, ABD ile<br />
Türkiye’ nin iştirak ettiği Türk <strong>Savunma</strong> Fonu<br />
kurulmuş ve yaklaşık 1 Milyar Dolarlık bir<br />
meblağ New York’ daki Federal Reserve<br />
Bank’ da açılmış olan bir hesapta duruyordu.<br />
Bu uygulama çok şaşırtıcı idi. Bize ait bir para<br />
neden Amerika’ da durmaktaydı. Uzun<br />
uğraşlardan sonra bu parayı da Türkiye’ ye<br />
getirdik.<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>n 25 yılda katettiği yol ve<br />
bugün geldiği noktada, kuruluş<br />
amacına ne ölçüde hizmet etmiştir?<br />
Bu sene <strong>Müsteşarlığı</strong>mızın 25. kuruluş<br />
yıldönümünü büyük bir mutluluk ve gurur<br />
duyarak kutladık. 25 yıllık bir dönem,<br />
insanların hayatlarında uzunca bir süre<br />
olmalarına mukabil, devletlerin ve kurumların<br />
hayatında oldukça kısa sürelerdir.<br />
Bu itibarla 25 sene gibi çok kısa bir sürede,<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>mız, çok büyük kapsamlı ve en<br />
son teknolojileri bünyesinde barındıran<br />
projeleri başarı ile yürütmüştür.<br />
Bir ülkenin sanayi altyapısı ne kadar gelişirse,<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> de o ölçüde gelişme<br />
kaydedecektir. Unutulmaması gerekir ki,<br />
ülkemiz 1970’ li yıllarda nal çivisini dahi ithal<br />
etmekteydi. Gene unutmamak gerekir ki,<br />
ülkemizde ilk otomobil 40 sene önce imal<br />
edilmiştir.<br />
Bu gerçekleri göz önüne aldığımızda, bugün<br />
gelinen noktada hemen hemen her türlü silah<br />
ve silah sistemlerini büyük ölçüde yerli imkan<br />
ve kabiliyetlerle karşılayan bir kurum haline<br />
geldiğini görmekteyiz. Kuruluşumuzun<br />
faaliyetleri sonucu gerçekleştirmiş olduğu<br />
ihracat tutarı 832 milyon $ dır. Bu meblağ,<br />
ülkemizin 1972 yılında yapmış olduğu toplam<br />
ihracat tutarına çok yakındır. (1972 yılı toplam<br />
ihracatı : 884 milyon $ dır.)<br />
Yukarıda ana hatlarına değindiğim hususları<br />
dikkat nazarına aldığımızda <strong>Müsteşarlığı</strong>mızın<br />
kuruluş amaçlarına büyük ölçüde<br />
hizmet ettiğini düşünüyorum.<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>n kuruluş amaçlarından<br />
biri olan savunma sanayiini geliştirmek<br />
görevini yeterince başarıyla<br />
yürüttüğüne inanıyor musunuz?<br />
Kuruluşundan bugüne kadar gerçekleştirilen<br />
projelere baktığımızda bunu başarıyla<br />
yürütmüş olduğunu görüyoruz. Yukarıda da<br />
belirtmiş olduğum gibi, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nin<br />
gelişimi, milli sanayimizin gelişimiyle doğru<br />
orantılıdır. Mevcut bir sinai yapıyı geliştirmek<br />
için, AR-GE (Araştırma ve Geliştirme)<br />
kaynaklarına ihtiyaç duyulmaktadır. Gelişmiş<br />
ülkeler araştırma ve geliştirme için Gayri Safi<br />
Milli Hasılatlarının %2 ila 3’ü nisbetinde bir<br />
pay ayırırlarken, bu pay ülkemizde bindelerle<br />
ifade edilmektedir. Bütün kısıtlı imkanlara<br />
rağmen, bugün geldiğimiz noktada çok<br />
büyük bir başarı kaydettiğine inanıyorum.<br />
Tıpkı ihracattaki başarısı gibi. Ülkemizin 49<br />
yılda erişmiş olduğu ihracat rakamını,<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>miz 25 yılda yakalamıştır.<br />
Bugün Dünyamızda gelişmiş ülkelerin<br />
ürettikleri silah sistemleri, çok kısa bir sürede<br />
yenileri ile değiştirilmekte ve eski olan 1. nesil<br />
silahlar üçüncü ülkelere satılmaktadır.<br />
Kendileri ise ikinci nesil olan daha gelişmiş<br />
olanları kullanmaktadır. Silah sistemlerindeki<br />
teknolojilerin geliştirilmesi için çok önemli bir<br />
AR-GE harcamasına ihtiyaç duyulmaktadır.<br />
Bu itibarla <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>mizin; ilgili<br />
kuruluş ve firmaları arzu edilen bir şekilde<br />
geliştirilebilmesi, büyük meblağlara ulaşan<br />
kapsamlı bir AR-GE desteğiyle mümkün<br />
olacaktır.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>mizin geliştireceği yeni<br />
teknolojiler çok kısa bir sürede ülke<br />
sanayiinede yansıyacak ve büyük bir ivme<br />
kazandıracaktır. Batılı ülke sanayilerinin<br />
gelişmesine hep savunma sanayiileri öncülük<br />
etmiştir.<br />
Bugün gelinen nokta ile sizin<br />
döneminizdeki SSM arasındaki farkı<br />
nasıl tanımlarsınız?<br />
Ben 1993-2000 yılları arasında görev yaptım<br />
ve çok değişik iktidarlarla ve 8 ayrı Bakanla<br />
çalıştım. O dönemin zorluklarını bugün daha<br />
iyi anlayabiliyoruz. Bugün ise, iktidarın tam<br />
manasıyla desteklediği bir <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
vardır. Çok da başarılı proje ve hizmetlere<br />
imza atmıştır. <strong>Müsteşarlığı</strong>mız bugün artık<br />
gelişmesini tamamlamış ve en verimli çağına<br />
gelmiştir.<br />
Görevde olduğunuz zaman süresince<br />
yapmak isteyip de yapma imkanı<br />
bulamadığınız bir icraat var mıdır?<br />
Görevde bulunduğum süre zarfında en<br />
yapmak istediğim icraat, Müsteşarlığa yeni<br />
bir bina yapmaktı. Mevcut binamız, ilk kurucu<br />
Müsteşarımız Vahit Erdem bey’ den<br />
dinlediğim kadarı ile eski bando ve mızıka<br />
okulu imiş. Müsteşarlık ilk kurulduğu<br />
zamanlarda, dönemin Genelkurmay Başkanı<br />
Sn. Necdet Ürüğ burayı <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>ne<br />
bila bedel (ücretsiz olarak) tahsis etmiş.<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>mız faaliyetlerinin arzu edilen bir<br />
şekilde gerçekleşebilmesi için yeni ve günün<br />
ihtiyaçlarına cevap verebilen bir binaya<br />
ihtiyacımız vardı. Hemen çalışmalara<br />
başladım ve MSB ile temaslar yaptım.<br />
Bugünkü binamızın karşısındaki yeri ücretini<br />
MSB’ ye ödeyerek, kağıt üzerinde aldık ve<br />
inşaat için gerekli İcra Kurulu Kararını da<br />
çıkardık. Ancak bir türlü inşaat aşamasına<br />
geçemiyorduk. Parasını da nakit olarak<br />
ödemiş olduğumuz bir arsa üzerindeki<br />
tasarruf hakkımız sanki görünmez bir el<br />
tarafından engelleniyordu. Oysa ki biz bütün<br />
bu faaliyetleri Silahlı Kuvvetlerimize daha<br />
fazla ve daha iyi hizmet vermek için<br />
yapıyorduk. Bu itibarla yapmak isteyip de<br />
yapamadığım ve içimde ukde olarak kalmış<br />
tek proje budur.<br />
Bugün iftiharla söyleyebilirim ki Sn. Murad<br />
Bayar çok kısa bir sürede bu projeyi başarıyla<br />
gerçekleştirdi. Hiç şüphem yoktur ki, yeni<br />
binamız bittiği zaman, <strong>Müsteşarlığı</strong>mızın<br />
amaçları doğrultusunda sarfettiği faaliyetler<br />
büyük bir ivme kazanacak ve bu ivmeden de<br />
gerek ülkemiz gerekse Silahlı Kuvvetlerimiz<br />
büyük yararlar sağlıyacaktır.<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>n, bundan sonraki<br />
dönemlerde Türkiye için neler<br />
yapabileceği konusundaki<br />
düşünceleriniz nelerdir?<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>mız kuruluşundan çok kısa bir<br />
süre sonra kendisinden beklenenden çok<br />
fazlasını layıkıyla başarmıştır. Bugün<br />
geldiğimiz noktada, artık konvansiyonel silah<br />
ve sistemlerinin sonuna geldiğimizi düşünüyorum.<br />
Günümüz savaşları cephelerde<br />
cereyan etmeyecektir. Önümüzdeki yılların<br />
mücadelesi, insan kaybını minimize eden, en<br />
gelişmiş teknolojilere dayalı silah sistemleri<br />
ile olacaktır. Bu bakımdan, bunu gerçekleştirmek<br />
herşeyden önce, AR-GE projelerine<br />
kaynak ayırmakla gerçekleşebilir. Bu itibarla,<br />
ülkemizin çok cüzi miktardaki AR-GE<br />
kaynaklarının arttırılarak, bunun aslan payının<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>ne verilmesi gerektiğine<br />
inanıyorum. Unutulmamalıdır ki, gelişmiş<br />
ülkelerin sanayiinin lokomotifi, her zaman<br />
savunma sanayii olmuştur.<br />
25. yılımızda SSM çalışanlarına<br />
söylemek istedikleriniz?<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>, yetişmiş<br />
uzman kadrolardan oluşan bir proje ofisidir.<br />
Burada çok iyi yetişmiş, yaptıkları her<br />
projeden değerli tecrübeler kazanmış ve bu<br />
sektöre gönül vermiş bir kadro mevcuttur. Bu<br />
itibarla <strong>Müsteşarlığı</strong>mız mensuplarının,<br />
kendilerine tevdi edilen görevin ulvi yapısına<br />
uygun bir şekilde, vazifelerini tam manasıyla<br />
ifa edeceklerine yürekten inanıyor, hepsine<br />
sağlık, mutluluk ve başarılarının devamını<br />
diliyorum.<br />
15
Bir Konuk Bir Söyleşi<br />
Prof. Dr.<br />
Dursun Ali ERCAN<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Eski Müsteşarı<br />
Göreve gelmeden önce SSM hakkındaki<br />
bilgileriniz nelerdi?<br />
Müsteşarlık görevine atanmadan önce Milli<br />
<strong>Savunma</strong> Bakanlığı teknik danışmanlık<br />
görevinde bulunmuştum. Bu görevim<br />
sırasında, Silahlı Kuvvetlerimizin donanım ve<br />
lojistik konularıyla ilgili raporlar hazırlarken<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayi <strong>Müsteşarlığı</strong>’nın görev ve<br />
faaliyetleri hakkında da derinlemesine<br />
bilgiler edinmiştim; ancak SSM çalışanlarını<br />
ve sektördeki şirket yöneticilerini tanımıyordum.<br />
Bu zor başlangıç durumunun<br />
üstesinden gelebilmemde Müsteşarlık<br />
personelinin her zaman minnetle yad<br />
edeceğim sıcak ve samimi destekleri önemli<br />
rol oynamıştır.<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>nız döneminde yaşadığınız<br />
ilginç bir olayı bizlerle paylaşmak ister<br />
misiniz?<br />
Aslında görevde bulunduğum 1460 günün<br />
hemen her günü benim için ilginçti. Yaptığınız<br />
işi sever ve önemserseniz, meşakkatli de<br />
olsa, o sürecin her anı sizin için ilginç ve<br />
unutulmazdır. Yaşadığım ilginç olaylardan<br />
biri örneğin, <strong>Müsteşarlığı</strong>mın ilk ayı<br />
içerisindeydi. Yanıma kimseyi almadan, tek<br />
başıma binayı gezmeye çıktım. Binanın en üst<br />
katında odalardan birinde bir kalabalık<br />
gördüm. Sadece Müsteşarlık elemanları<br />
değil, zannediyorum aralarında savunma<br />
sanayi firma temsilcilerinin de bulunduğu<br />
9–10 kişilik bir grup toplantı halindeydi.<br />
Ben hiçbirini tanımıyorum tabii. Odaya<br />
girdiğimde, hiç kimse ilgilenmedi benimle.<br />
Ben de kendilerine “Kolay gelsin arkadaşlar,<br />
ne yapıyorsunuz?” diye sordum. Bana bir süre<br />
garip garip baktılar. Yanıt veren olmadı.<br />
Ondan sonra, tekrar ne yaptıklarını sordum.<br />
Çalıştıkları projeyi söylediler. Bunun üzerine<br />
“Peki, projenin durumu nedir? Fiyatı nedir? ”<br />
gibi birtakım sorular sorunca, odadakilerden<br />
birisi bayağı bozuldu ve bana şüpheli bir<br />
ifadeyle “Siz kim oluyorsunuz?” diye sordu.<br />
“Ben yeni Müsteşarım burada” dedim.<br />
Şaşırdılar ve ayağa kalktılar. Yanlarına<br />
oturdum, birlikte çay içtik, toplantıyı bir süre<br />
izledim ve ayrıldım. İlginç bir tanışma anıydı.<br />
Yine Müsteşarlık görevine yeni başladığım<br />
zamanlarda idi. Modernizasyon projelerinden<br />
biri ile ilgili tespit edilmiş liste fiyatı için<br />
“Olur” imzası istemeye gelmişti bir<br />
arkadaşımız. Yazıya bir baktım ki milyon<br />
dolarlar mertebesinde bir rakam. O kadar<br />
büyük para hayatımda görmüş değilim.<br />
Doğrusu şaşkınlıktan nasıl imza atacağımı<br />
unuttum. Bir türlü imzalayamadım. Bozuntuya<br />
da vermedik tabii, “Sen git, ben bir<br />
düşüneyim, acelesi yoksa üzerinde biraz<br />
daha çalışalım” dedim. İmzalamayışım iyi de<br />
olmuş. Nitekim daha sonra fiyat dahil, bazı<br />
düzeltmeler yapılmıştı. İlginç anılarımın<br />
hepsini anlatmam mümkün değil. Aslında<br />
kişisel anılarınız kadar, belki ondan da değerli<br />
olanı, birlikte çalıştığınız insanların sizle ilgili<br />
anılarıdır. Önemli olan, ardınızda kötü anılar<br />
bırakmamış olmanızdır. Umarım bu benim<br />
için de geçerlidir.<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>n 25 yılda kat ettiği yol ve<br />
bugün geldiği noktada, kuruluş amacına<br />
ne ölçüde hizmet etmiştir?<br />
SSM kuruluş yasasında açıkça belirtildiği<br />
gibi, amaç Türk Silahlı Kuvvetleri’nin silah<br />
ve donanım gereksinimini olabildiğince<br />
yurtiçi milli olanaklarla karşılamaktır. Bunun
için ulusal savunma sanayisinin gelişkin ve<br />
yetkin olması gerekir. Cumhuriyetimizin<br />
kurucusu, Mustafa Kemal Atatürk’ün 1 Kasım<br />
1937 tarihindeki Meclis açış konuşmasını<br />
hatırlayalım. Ulu önder (bu günkü Türkçeye<br />
çevrilmiş haliyle) şunları söylemişti:<br />
“.....Harp endüstrisi kuruluşlarımızı daha çok<br />
geliştirmek ve genişletmek için alınan<br />
önlemlere devam edilmeli ve endüstrileşme<br />
çalışmalarımızda da ordu ihtiyacı ayrıca göz<br />
önünde tutulmalıdır. ”<br />
Atatürk’ün bu sözünü göreve başladığımın<br />
haftasında özel olarak imal ettirdiğim tunç<br />
Atatürk büstünün kaidesine yazdırmıştım. Bu<br />
yıl içinde denizaltı gemilerini yurdumuzda<br />
yapmaya başladık. Hava Kuvvetlerimiz için<br />
yapılmış olan üç yıllık program, büyük<br />
milletimizin yakın ve bilinçli ilgisiyle<br />
şimdiden başarılmış sayılır. Bundan sonrası<br />
için, bütün uçaklarımızın ve motorlarının<br />
memleketimizde yapılması ve harp hava<br />
endüstrimizin de bu esasa göre geliştirilmesi<br />
zorunludur. ......<br />
Ne yazık ki büyük Atatürk, birçok konuda<br />
olduğu gibi, bu konuda da anlaşılmamış,<br />
Atatürk zamanındaki sanayi kalkınma ivmesi<br />
1938 sonrası adeta sıfırlanmıştır. Haliyle<br />
sanayi ile birlikte uzunca bir durgunluk<br />
dönemi yaşayan savunma sanayimiz de,<br />
özellikle 1950’de NATO üyeliğine girişle<br />
başlayan rehavetten, ancak 1974 Kıbrıs barış<br />
harekatından sonraki ambargoların etkisiyle<br />
uyanmış; MKEK'nda modernizasyon<br />
faaliyetleri başlamış, TSKGV kurulmuş,<br />
ASELSAN örneğinde olduğu gibi milli<br />
kuruluşlar hizmete girmiştir. 1985’te <strong>Savunma</strong><br />
Sanayi Destekleme Fonu ve ardından<br />
SSM’nın kuruluşu Atatürk’ün 1937 de<br />
söylediğinin ancak 48 yıl sonra idrak<br />
edildiğini gösteriyor. Önemli bir konunun<br />
altını çizmeliyim: SSM kuruluş amacını<br />
gerçekleştirmek bakımından her zaman<br />
mevcut koşullarda olabileceğin en iyisini<br />
yapmıştır. <strong>Savunma</strong> sanayimizin bugünkü<br />
durumunu irdelerken başarıların veya<br />
başarısızlıkların tümüyle SSM’ye mal<br />
edilemeyeceğini unutmayalım. Hükümet<br />
politikalarının ve ihtiyaç makamı olan TSK’nin<br />
sürece etkin girdilerini unutmamak gerekir.<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>n kuruluş amaçlarından biri<br />
olan savunma sanayisini geliştirmek<br />
görevini başarıyla yürüttüğüne inanıyor<br />
musunuz?<br />
Bu göreceli bir soru, yanıt da göreceli olacak<br />
tabii. Herkes iyi niyetli çalışıyor, elinden<br />
geldiğince, eldeki olanaklar çerçevesinde<br />
faydalı olmaya çalışıyor. Ben Müsteşarlık<br />
çalışanlarının büyük bir kısmının yaptıkları<br />
işin bilincinde olduklarına, işlerini severek<br />
yaptıklarına inanıyorum. Bunu gördüm,<br />
yaşadım. O bakımdan mutluyum. Onun için<br />
de bu soruya yanıtım şöyle olur:<br />
koşullarda “Evet”.<br />
mevcut<br />
<strong>Savunma</strong> sanayisinin önem ve anlamını<br />
görevde bulunduğum süre içersinde değişik<br />
söyleşilerimde dile getirmiştim. Uluslararası<br />
politikada sözü dinlenir, güçlü ve bağımsız bir<br />
devlet olarak yaşamak istiyorsanız her şeyden<br />
önce güçlü bir orduya ihtiyacınız vardır. Güçlü<br />
bir ordu illa asker sayısı bakımından büyük<br />
bir ordu anlamında değildir. Ulus ve yurt için<br />
savaşacak iyi eğitilmiş nitelikli asker kadar,<br />
silah ve donanım bakımından üstün teknolojik<br />
yeteneklere sahip bir orduyu kastediyorum.<br />
Böyle bir ordunun gücünü alacağı milli bir<br />
savunma sanayisinin varlığı yaşamsal önem<br />
ve önceliktedir. Bir ülkede savunma<br />
sanayisinin gelişmişlik derecesinin en önemli<br />
ve somut göstergelerinden biri de dünya<br />
savunma sanayi pazarındaki pay oranıdır. Bu<br />
pazardaki paylarının büyüklüklerine göre<br />
sıralanmış ilk 15 ülkenin büyük çoğunluğu<br />
aynı zamanda 120 ülke arasındaki gelişmişlik<br />
sıralamasında da ilk 30’da yer alıyorlar<br />
(Türkiye dünya insani gelişmişlik sıralamasında<br />
maalesef 83. sırada). Çin, Ukrayna ve<br />
Rusya, bu üç ülke dünya gelişmişlik<br />
sıralamasında pek de önlerde olmadıkları<br />
halde savunma sanayilerini ileri düzeyde<br />
geliştirebilmiş özel konumda (istisnai)<br />
ülkelerdir. <strong>Savunma</strong> sanayi pazar payları<br />
listesinde ülkelerin yanındaki rakamlar<br />
gelişmişlik sıralamasındaki yerlerini<br />
gösteriyor. * işaretli olan ülkeler aynı<br />
zamanda nükleer silahlara sahip olan<br />
ülkelerdir. (nükleer silahlara ve uzun menzilli<br />
roketlere sahip olmalarına rağmen Hindistan,<br />
Pakistan ve Kuzey Kore bu listede bulunmuyorlar.)<br />
Dünya savunma pazarının % 60'ını elinde<br />
tutan iki ülke, ABD ve Rusya'nın başını çektiği,<br />
listede G–20 üyesi olan Türkiye ne yazık ki ilk<br />
yirmiye giremiyor. Oysa Türk ordusu<br />
dünyanın en kuvvetli orduları arasında 9uncu<br />
sırada gösteriliyor. Dolayısıyla savunma<br />
sanayisinde hedefimiz, 2020 ye kadar dünya<br />
savunma sanayi pazarında ilk 10. Ülke (pay<br />
oranı % 2'nin üzerinde) arasına girmek<br />
olmalıdır. Eminim, Türkiye <strong>Savunma</strong><br />
sanayisinde ilk 10 ‘a girdiği gün insani<br />
gelişmişlik sıralamasında da belki 50<br />
basamak ilerleyerek ilk 30 a girmiş olacaktır.<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayi<br />
Pazar Payı Sıralaması<br />
Bugün gelinen nokta ile sizin<br />
döneminizdeki SSM arasındaki farkı<br />
nasıl tanımlarsınız?<br />
SSM’nın son zamanlardaki başarılı projelerini<br />
takdirle takip ediyorum. Bu vesile şu mesajı<br />
vermek isterim: Kurumsal başarı bir bayrak<br />
yarışıdır. Tüm koşucuların iyi koşması gerekir<br />
bayrak yarışında. Bu anlamda, tabii ki bugüne<br />
kadar yapılanlarda ve yapılacak olanlarda<br />
tüm Müsteşarlık çalışanlarının payı olduğu<br />
göz önünde bulundurulmalı ve Kurumun<br />
eriştiği sonuçlar, başarılar ya da başarısızlıklar,<br />
kişiselleştirilmeden, bir sistem<br />
bütünselliği içerisinde değerlendirilmelidir.<br />
Son gelinen noktada, Milgem, Altay, Anka<br />
projeleri önemli kilometre taşlarıdır. Başarılarından<br />
dolayı tüm SSM personelini<br />
kutluyorum.<br />
�<br />
�<br />
Benim görev dönemime gelince,<br />
başlarken kendimize stratejik hedefler<br />
koymuştuk.<br />
10 yıl içerisinde (2010 yılı sonuna kadar)<br />
<strong>Savunma</strong> sanayi sektöründe istihdamın 40<br />
bin kişi,<br />
� Üretimde altyapı kullanım oranının %80 ,<br />
�<br />
Projelerde ortalama yerli katkı oranının<br />
% 60,<br />
� Offset oranlarının en az %50,<br />
�<br />
1.<br />
2.<br />
3.<br />
4.<br />
5.<br />
6.<br />
7.<br />
8.<br />
9.<br />
10.<br />
11.<br />
12.<br />
13.<br />
14.<br />
15.<br />
.<br />
21.<br />
Ülke<br />
Adı<br />
ABD *<br />
Rusya *<br />
Almanya<br />
Fransa *<br />
İngiltere *<br />
Hollanda<br />
Çin *<br />
İtalya<br />
İsrail *<br />
İsveç<br />
Ukrayna<br />
İspanya<br />
İsviçre<br />
Kanada<br />
Güney Kore<br />
Türkiye<br />
Kaynak : SIPRI<br />
<strong>Savunma</strong> sanayisinde üretimin 200 bin<br />
dolar/adam.yıl ve<br />
� İhracatın 50 bin dolar/adam.yıl<br />
İnsani Gelişim Göstergesi<br />
(HDI) sıralaması<br />
4<br />
65<br />
10<br />
14<br />
26<br />
7<br />
89<br />
23<br />
15<br />
9<br />
69<br />
20<br />
13<br />
8<br />
12<br />
olmasını hedeflemiştik. Bu günkü durumda<br />
83<br />
17
Bir Konuk Bir Söyleşi<br />
bu hedeflere ne oranda eriştiğimizi tam<br />
olarak bilemiyorum, ama ilk dört yıl<br />
kapsamına giren oranları (yaklaşık yüzde 40)<br />
kısmen yakalamıştık. Özellikle offset<br />
konusundaki ciddi ve kararlı bir tutumla<br />
yürütülen dış ilişkilerle savunma sanayi<br />
şirketlerimizin yıllık cirosu, 850 milyon<br />
Dolar’dan yıllık ortalama %11 artışla 1,3<br />
milyar Dolar’a yükselmişti. Bu rakam<br />
Türkiye’de sanayinin genel gelişiminin çok<br />
üzerinde bir rakamdır. 2000-2003 yılları<br />
arasında savunma ürünleri ihracatımız da 100<br />
milyon dolardan yıllık ortalama %40 artışla<br />
400 milyon dolara yükselmişti. Dünya<br />
savunma sanayi pazarındaki payımız binde 2<br />
civarındaydı ve 27. sıradaydık. 6 yıl sonra<br />
bugün memnuniyetle görüyorum ki 6<br />
basamak daha iyileşmiş durumdayız. 21.<br />
sıraya yükselmiş bulunuyoruz; ancak<br />
savunma ürünleri ithalat sıralamasında 11.<br />
sıradan 6. sıraya gelmiş olmamız hiç de<br />
sevindirici bir şey değildir. Bu konuda SSM<br />
kadar TSK ne de sorumluluk düşmektedir.<br />
Türkiye genelindeki gelişmelere paralel<br />
olarak, savunma sanayi alanında da AR-GE<br />
ye ayrılan bütçenin 10 katına çıkması<br />
gerçekten heyecan vericidir. Umarım, doğru<br />
yöntemlerle ve etkin olarak kullanılır bu<br />
kaynaklar.<br />
Görevde olduğunuz zaman süresince<br />
yapmak isteyip de yapma imkanı<br />
bulamadığınız bir icraat var mıdır?<br />
Çoook. Özetle söyleyeyim ki yaptıklarım<br />
yapmak istediklerimin onda biri bile değil.<br />
Her şeyden önce SSM çalışanları için, yaşam<br />
kalitesini yükseltmek, çocuklarına daha iyi<br />
bakım, eğitim olanakları sunmak düşüncesiyle<br />
Bilkent bölgesinde 200 dairelik bir<br />
lojman kompleksi satın almak istedim. O<br />
zamanki değeri 20 milyon dolar kadardı.<br />
Ayrıca Eskişehir ODTÜ karşısında Sanayi ve<br />
Ticaret Bakanlığı’nın yanında İş Bankası’na<br />
ait olan binayı Müsteşarlık binası olarak<br />
almak istemiştim. ODTÜ kampüsündeki<br />
teknoparka da yakın olacaktık. O binanın<br />
bedeli de 22 milyon Dolar’dı. (Şimdiki<br />
değerleri belki beş katına çıkmıştır) Maalesef<br />
o dönemde ne Milli <strong>Savunma</strong> Bakanı’nı ne de<br />
Genelkurmay Başkanı’nı ikna edemedim.<br />
Oysa toplam 42 milyon Dolar, bizim<br />
ihalelerimizde pazarlık marjı mertebesindeki<br />
rakamlardı aslında. Bir yandan silahlı<br />
kuvvetlerimizin modern silah ve donanımlara<br />
sahip olması için gayret gösteren, diğer<br />
yandan ülke kaynaklarının dışarıya gitmemesi<br />
için didinen, 28 ihalede 1 milyar<br />
Dolar’ın üzerinde indirim sağlayan SSM<br />
çalışanlarını bu olanaklara kavuşturmayı çok<br />
arzuladım; ama gel gör ki tedarik makamlarının<br />
her zaman anlamakta çok zorlandığım<br />
“aciliyet” gerekçesiyle ihale süreçlerine<br />
sürekli müdahil oldukları bir dönemde<br />
Müsteşarlık yapmak kolay bir iş değildi. 250<br />
kişilik yetersiz personel mevcudunu 300<br />
çıkarmak için istediğim kadro bile verilmemişti.<br />
Ama hayat böyle.... Ne yaparsınız, her<br />
şey istediğiniz gibi yürümüyor.<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>n, bundan sonraki dönemlerde<br />
Türkiye için neler yapabileceği<br />
konusundaki düşünceleriniz nelerdir?<br />
SSM kuruluş yasasında çok açık olarak<br />
belirtilmiş amaçlarını gerçekleştirmek üzere<br />
yine yasada belirtilen görevlerini yerine<br />
getirmeye devam edecektir şüphesiz.<br />
Genelde ülkemiz için neler yapılabileceğini<br />
söyleyebilmek için, daha doğrusu nelerin<br />
yapılması gerektiğini öngörebilmek için, hem<br />
ülkemizin, hem de dünyamızın gidişatını iyi<br />
bilmek gerekir. Peşinen söyleyeyim ki<br />
gezegenimiz çok kötü bir geleceğe doğru<br />
gidiyor. Nüfusumuz azalan bir hızla da olsa<br />
hala artıyor; 2040 larda Türkiye 100 milyon,<br />
dünya 10 milyar sınırına gelecek. Yaşam<br />
kaynakları hoyratça bir savurganlıkla yok<br />
edilirken, bir yandan da doğal koşullar<br />
gittikçe olumsuzlaşıyor. Bu nedenle başta<br />
açlık ve susuzluğun tetiklediği kitlesel<br />
hareketler, ülkeler arası hatta kıtalar arası<br />
göçler olabilir; asimetrik bir savaş şekli olan<br />
terörün daha da yaygınlaşmasına yol açabilir.<br />
Yani güvenlik problemleri gittikçe daha<br />
karmaşıklaşacak ve daha zorlaşacak<br />
demektir. 2040 - 2050 arasını ben çok kötü<br />
gelişmelere gebe görüyorum. Özellikle<br />
petrolün kritikleşmesi ve enerji krizi,<br />
hazırlıksız yakalanan ülkeler için baş edilmesi<br />
zor meseleler. Bu arada coğrafi komşuluk<br />
ölçüleri de değişiyor. Hızlı ve uzun menzilli<br />
ulaşım ve iletişim araçları dünyayı küçülttü,<br />
problemleri daha karmaşık hale getirdi. Artık,<br />
tüm dünya ülkeleri nerdeyse birbiriyle komşu<br />
durumuna geldi bu küçülen dünyada. Bu<br />
problemlerin üstesinden gelebilmenin<br />
yegane yolu, devlet yönetiminde, Atatürk'ün<br />
dediği gibi, akıl ve bilimi rehber almaktır.<br />
Güvenlik tanımlaması da değişiyor ve bütün<br />
dünyada ülkeler gelecek güvencesi için<br />
önlemlerini alıyorlar. Gizli ve amansız bir<br />
savaş sürüyor hemen her alanda. Kâğıt<br />
üstündeki barış antlaşmalarından, ardında<br />
fiziksel bir güç yoksa, ülke güvenliğinin<br />
garantisini beklemek safdillik olur. “Si vis<br />
pacem para bellum” * kuralı hâlâ geçerlidir<br />
ve geçerli olmaya da devam edecektir.<br />
Velhasıl, kuvvetli bir orduya sahip olmak<br />
gerekiyor. Kuvvetli ordu, kuvvetini gücünü<br />
kendi özünden, kendi içinden alan, kendi<br />
milli savunma sanayisine dayanan ordudur.<br />
<strong>Savunma</strong> sanayisinde birinci öncelik alanı<br />
bence iletişimdir.<br />
İleri iletişim teknolojilerinin<br />
yanı sıra, özellikle uzay teknolojilerinde<br />
çalışmalar yapmalıyız. Mustafa Kemal’in<br />
Sakarya savaşında ilginç bir söylemi vardır:<br />
“Hattı müdafaa yok, sathı müdafaa vardır ve<br />
o satıh bütün vatandır....” Cumhuriyeti<br />
kurduktan sonra da “İstikbal göklerdedir.”<br />
demiştir. Bugün olsa Atatürk muhtemelen<br />
şöyle söylerdi: “Sathı müdafaa yok hacmi<br />
müdafaa vardır.” Gerçekten de bugün<br />
bakınız, havaya, uzaya hâkim olan ülkeler<br />
karada ve denizde de hakim konumdalar.<br />
Yukarıda verdiğim liste başı ülkeler uzay<br />
araştırmalarında başta olan ülkelerdir. Uzaya<br />
gönderilen uyduların, gözlem araçlarının<br />
(doğru kelime casus uydu) büyük bir<br />
kısmının finansmanı dolaylı yollarla askerî<br />
projelerden ve askerî bütçelerden karşılanıyor.<br />
<strong>Savunma</strong> sanayisinde ikinci önemli konu,<br />
üretimde olsun, yönetimde olsun, insan<br />
faktörüdür. Personelimizin gerçekten çok<br />
kaliteli, üretken, profesyonel, ama bir o kadar<br />
da yurtsever, cumhuriyete bağlı, ulusdevletten<br />
yana aydın kişiler olması gerekiyor.<br />
Futbol takımlarına dışarıdan futbolcuların<br />
getirildiği gibi, <strong>Savunma</strong> Sanayi <strong>Müsteşarlığı</strong>’na<br />
yurt dışından ithal uzman personel<br />
getirip çalıştıramazsınız. <strong>Savunma</strong> Sanayi<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>, herhangi bir kamusal kurum<br />
değildir, en geniş anlamıyla ulusal/milli<br />
olmak mecburiyeti vardır; personelinin<br />
yaşam standartları da üst düzeyde tutulmuş<br />
olmalıdır.<br />
25. yılımızda SSM çalışanlarına<br />
söylemek istedikleriniz?<br />
Başta sayın Müsteşar Murad Bayar olmak<br />
üzere tüm SSM çalışanlarına başarılar ve<br />
esenlikler diliyorum. Unutmasınlar, onlar<br />
Türkiye’nin en önemli ve ayrıcalıklı kurumlarından<br />
birinde çalışıyorlar ve yaptıkları iş<br />
çok önemli ve çok anlamlı. <strong>Savunma</strong><br />
sanayimizin gelişmesine katkıda bulunmak<br />
demek, Türkiye’nin güçlü olmasına, ülkemizin<br />
müreffeh ve güvenli bir geleceğe umutla<br />
bakabilmesine katkıda bulunmak demektir.<br />
Siyasal etmenlerin etkisinde kalmadan, bilimi<br />
rehber alan, yurtsever, üretken insanların<br />
dayanışmacı işbirliği ruhuyla, başaramayacakları<br />
hiç bir şey yoktur. Nice 25 yıllara...<br />
*Barış istiyorsan savaşa hazır ol
Türk <strong>Savunma</strong><br />
<strong>Sanayii</strong>nin Kısa Tarihi<br />
Bülent E. BEYOĞLU, Abdurrahman KILIÇ<br />
Osmanlı’da harp sanayii<br />
Orta Avrupa’da kullanılmaya başlayan<br />
ateşli silah teknolojisini kısa zamanda<br />
kazanmayı başaran Osmanlılar, topu ilk<br />
defa 1386 da Karamanoğulları’na karşı<br />
yapılan savaşta ve 1389’da I. Kosova<br />
Savaşı’nda kullandılar. 1450-1550 yılları<br />
arasında ise teknolojik yeterlilik ve<br />
kullanım yeteneği açısından dünyadaki<br />
en iyi topçuluk sistemine sahip olmuşlardır.<br />
Avrupa devletlerinin Osmanlı’yı yakalamaları<br />
ancak 17. Yüzyılın başında gerçekleşmiştir.<br />
Ridaniye (1517), Mohaç<br />
(1526) ve Preveze (1538) savaşlarında elde<br />
edilen kesin zaferler ateşli silah tekniğinin<br />
ulaştığı seviyenin en belirgin emâreleri<br />
olmuşlardır.<br />
Osmanlılar, farklı şehirlerde onun üzerinde<br />
tophane kurarak fetihleri desteklemişler;<br />
ateşli silah teknolojisinin siyasi<br />
çıkarlar doğrultusunda diğer ülkelere<br />
tahsisi konusunda dikkatli davranmışlardır.<br />
Orta Asya’daki iç savaşlarda,<br />
sömürgeciliğe direnen Açe ve Habeşistan<br />
gibi ülkelerde Osmanlı yardımı ile alınan<br />
silahlar kullanılmıştır.<br />
Denizcilik faaliyetleri, Çaka Bey’in 50<br />
parça gemiden oluşan ilk türk donanmasını<br />
1081’de kurmasıyla başlamıştır. 16<br />
ve 17. Yüzyıl Osmanlı İmparotorluğu<br />
dönemine gelindiğinde ise Süveyş’ten<br />
Tuna’ya, Karadeniz’den Cezayir’e kadar<br />
140 tersane ile, 500’ü büyük savaş<br />
gemileri olmak üzere 4000 platformluk bir<br />
donanmayla Akdeniz hakimiyeti sağlanmıştır.<br />
İlerleyen dönemde harp teknolojisinin<br />
Avrupa’nın gerisinde kaldığı, Kalyon<br />
tekniğine batıdan 100 yıl sonra 17. Yüzyıl<br />
sonunda geçildiği gözlemlenmektedir.<br />
1796 yılına gelindiğinde Nizam-Cedid ile<br />
birlikte Türk Ordusu’nun teknoloji,<br />
mühendislik, işçilik ve hatta eğitime kadar<br />
Avrupa’ya bağımlı hale geldiği gözlemlenmektedir.<br />
Bu durum yakın geleceğe<br />
kadar devam edecektir.<br />
Cumhuriyet dönemi<br />
1920’li ve 1930’lu yıllarda başta Askeri<br />
Fabrikalar Genel Müdürlüğü’nün kuruluşu<br />
olmak üzere, özellikle silah-mühimmat<br />
ve havacılık sektörlerinde önemli<br />
girişimlerde bulunulmuş; sanayileşme<br />
adına adımlar atılmıştır. Cumhuriyetin ilk<br />
yıllarında, sanayileşme bir devlet politikası<br />
olarak benimsenmiş ve savunma<br />
sanayiinin, topyekün sanayileşmenin ve<br />
kalkınmanın bir parçası olduğu kabulüyle<br />
hareket edilmiştir. Bu dönemde Türk<br />
savunma sanayii uçak üretebilecek<br />
yetkinliğe ulaşmıştır.<br />
I. Dünya Savaşı sonunda İstanbul ve<br />
çevresinden gizlice Anadolu’ya getirilen<br />
makina, usta ve işçiler, Kurtuluş<br />
Savaşı’nın kazanılmasında önemli bir rol<br />
oynamışlardır. Ankara, Konya, Eskişehir,<br />
Keskin ve Erzurum’da kurulan küçük ve<br />
basit atölyeler hafif silah ve mühimmat<br />
desteğini sağlamışlardır.<br />
1924 ve 1945 yılları arasında yoğun bir<br />
sanayileşme çabası olduğu; 22 yıl<br />
içerisinde 17 adet Fabrika, tesis ve<br />
19
SAVUNMA SANAYİİ KURULUŞLARIMIZ<br />
1921 Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü<br />
1924 Yavuz zırhlısının bakımı amacıyla Gölcük Tersanesi<br />
1924 Ankara’da hafif silah ve top tamir atölyeleri ile<br />
fişek ve marangoz fabrikaları<br />
1925 Şakir Zümre Fabrikası<br />
1925 Eskişehir hava tamirhanesi<br />
1926 Junkers ile Türk Hükümeti arasında bir anlaşma<br />
yapılarak TAMTAŞ<br />
1927 Mühimmat Fabrikası<br />
1928 Pirinç Fabrikası<br />
1930 Kayaş Kapsül Fabrikası<br />
1930 Nuri Killigil tabanca, havan ve mühimmat üretim<br />
esisleri<br />
1931 Kırıkkale Elektrik Santrali ve çelik fabrikası<br />
1936 Barut, Tüfek ve Top Fabrikaları<br />
1936 Nuri Demirağ Uçak Fabrikası<br />
1941 Ankara’da Türk Hava Kurumu Uçak Fabrikası<br />
1941 Taşkızak tersanesinin yeniden faaliyete geçmesi<br />
1942 Malatya Uçak Onarım Atölyeleri<br />
1943 Mamak Gaz Fabrikası (gaz maskesi)<br />
1945 Ankara’da ilk Uçak Motoru Fabrikası<br />
1950 Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK)<br />
1952 İbrahim Örs Döküm <strong>Sanayii</strong><br />
1954 MSB Ar-Ge Dairesi Başkanlığı<br />
1957 Mühimmat Fabrikası<br />
1963 OTOKAR<br />
tersanenin faaliyete geçirildiği gözlemlenmektedir.<br />
TAMTAŞ’ın<br />
Kayseri’deki tesislerinde 1939<br />
yılına kadar, 15 adet Alman Junkers A-20<br />
uçağı, 15 adet ABD Hawk muharebe<br />
uçağı, 15 adet Gotha irtibat uçağı olmak<br />
üzere toplam 112 uçak üretilmiştir. Nuri<br />
Demirağ’ın İstanbul’da 1936 yılında<br />
kurduğu uçak fabrikasında ise lisans<br />
altında ‘Nu. 37’ koduyla 24 adet uçak ve<br />
çok sayıda planör üretimi gerçekleştirilmiştir.<br />
Ancak, özel sektöre ait olan bu<br />
fabrika da 1943 yılında kapatılmıştır.<br />
<strong>Savunma</strong> sanayiindeki bu yatırımların<br />
yanı sıra, dönemin tedarik yaklaşımını<br />
göstermesi açısından 1936’da Almanya<br />
Germania Werft firmasına siparişi verilen<br />
denizaltılar dikkat çekicidir. İmzalanan<br />
sözleşmeye göre; bu dört denizaltıdan iki<br />
tanesi Almanya'da, diğer iki tanesi ise<br />
Türkiye'de inşa edilecektir. Ayrıca,<br />
gemilerin inşaatında kullanılacak işçilerin<br />
%75'i, makine ve teçhizatın montesinde<br />
kullanılacak işçilerin en az %30'u Türk<br />
olacaktır. Denizaltılara isimleri bizzat<br />
ATATÜRK tarafından verilmiştir: Saldıray,<br />
Batıray, Atılay, Yıldıray.<br />
Ardından gelen II. Dünya Savaşı’nın ağır<br />
koşulları sırasında İngiltere ve ABD’den<br />
alınan askeri yardımlar, dönemin Sovyet<br />
tehdidi karşısında TSK’nın caydırıcılığının<br />
artırılmasına önemli ölçüde katkı sağlamış;<br />
ancak hibe olarak alınan bu<br />
malzemelerin bakımı için ayrılan kaynaklar,<br />
yardım amacının tam tersi olarak, milli<br />
bütçe üzerinde ağır bir yük oluşturmuştur.<br />
Dolayısıyla 1920’li ve 1930’lu yıllarda<br />
büyük fedakarlıklar pahasına elde edilen<br />
savunma sanayii kabiliyetleri kaybedilmeye<br />
başlanmıştır. Silahlı Kuvvetlerin<br />
yurt içi siparişleri azalmış ve bu nedenlerle<br />
askeri fabrikalar verimliliklerini<br />
yitirmeye başlamıştır. Tüm bu sebeplerle<br />
askeri fabrikalar 1950 yılında Kamu<br />
İktisadi Devlet Teşekkülü şeklinde kurulan<br />
Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu<br />
(MKEK) Genel Müdürlüğü bünyesinde<br />
toplanmıştır.<br />
Askeri yardımlarının savunma sanayii ve<br />
bütçe üzerinde yaratmış olduğu olumsuz<br />
etkilerin yanı sıra, 12 Temmuz 1947 tarihli<br />
ve “Türkiye’ye Yapılacak Yardım<br />
Hakkında Anlaşma” başlıklı anlaşmanın<br />
dördüncü maddesi, 1964 Haziran’ında<br />
Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahale kararının<br />
engellenmesine neden olmuştur.<br />
Yeniden ulusal savunma sanayii<br />
Kıbrıs konusu, savunma ihtiyaçlarının<br />
karşılanmasında diğer ülkelere bağımlı<br />
hale gelinmesinin sakıncalarını kuşkuya<br />
yer bırakmayacak şekilde gözler önüne<br />
sermiştir.<br />
Bu çerçevede, Hava (1970), Deniz (1972)<br />
ve Kara Kuvvetleri Güçlendirme Vakıfları<br />
(1974) kurulmuştur. Daha sonra bu üç<br />
vakıf, 1987’de Türk Silahlı Kuvvetlerini<br />
Güçlendirme Vakfı (TSKGV) çatısı altında<br />
bir araya toplanmıştır. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>’nın kurulmasına kadar<br />
geçen bu süreç, ulusal savunma sanayiinin<br />
yine devlet eliyle oluşturulması<br />
çabalarının sarf edildiği bir dönem olarak<br />
değerlendirilebilir. Türk savunma<br />
sanayiinin bugün önemli oyuncuları<br />
konumunda olan birçok firma TSKGV<br />
sahipliğinde veya iştirakı olarak faaliyet<br />
göstermektedir.<br />
1945’ten 1975’e kadar geçen otuz senelik<br />
süre zarfında 6 yeni kuruluşun hizmete<br />
geçirildiği görülmektedir. Bugün<br />
Türkiye'nin en büyük savunma firmaları<br />
dahil olmak üzere, 25 yeni kuruluşun 1975<br />
1972<br />
SAVUNMA SANAYİİ KURULUŞLARIMIZ<br />
Güdümlü Araçlar Teknoloji ve Ölçüm Merkezi<br />
(Bugünkü adıyla <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Araştırma ve<br />
Geliştirme Enstitüsü - Tübitak SAGE)<br />
1975 ASELSAN<br />
1979 Barış Elektrik<br />
1979 İŞBİR<br />
1978 ASMAŞ<br />
1981 ASPİLSAN<br />
1982 HAVELSAN<br />
1982 İleri Teknoloji A.Ş.<br />
1983 <strong>Savunma</strong> Donatım İşletmeleri Genel Müdürlüğü<br />
1984 TUSAŞ Havacılık ve Uzay <strong>Sanayii</strong> (TAI)<br />
1984 Aksa Makina<br />
1984 ETA Elektronik Tasarım Sanayi<br />
1985 <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Geliştirme ve Destekleme İdaresi<br />
Başkanlığı (SaGeB; bugünkü adıyla <strong>Savunma</strong><br />
<strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> - SSM)<br />
1985 TUSAŞ Motor <strong>Sanayii</strong> (TEI)<br />
1986 MAN Kamyon ve Otobüs <strong>Sanayii</strong><br />
1986 STFA SAVRONİK Elektronik <strong>Sanayii</strong><br />
1987 Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı<br />
1987 MİKES-Mikrodalga Elektronik Sistemler <strong>Sanayii</strong><br />
1987 FMC-Nurol <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> (FNSS)<br />
1988 ROKETSAN<br />
1988 TRANSVARO<br />
1989 SELEX (Eski adıyla Marconi Komünikasyon)<br />
1989 GATE Elektronik<br />
1990 Aydın Yazılım (AYESAŞ)<br />
1990 HAVELSAN Teknoloji Radar<br />
(Eski adıyla Thomson-Tekfen Radar)<br />
1990 MTU Motor Türbin Sanayi (MTU-Türk)<br />
ve 1990 yılları arasında hayata geçtiği<br />
dikkat çekmektedir.<br />
1980 öncesinde ülkemizin savunma<br />
sistemleri edinmedeki temel yaklaşımı;<br />
kullanılmış ürünlerin hibe ya da satın<br />
alınması yöntemidir. Bu yöntemde en<br />
yaygın olarak kullanılan iki kaynak FMS<br />
kredisi ve Alman yardımlarıdır. Bu açıdan<br />
bakıldığında SSM’nin kurulmasından<br />
önce TSK’nın modern silah ve savunma<br />
araçları tedarik etmesi pek mümkün<br />
olmamıştır. SSM kurulana dek, F-16<br />
projesi haricinde ciddi bir tedarik<br />
çalışması gerçekleşmemiştir. F-16 projesi<br />
kapsamında kurulan TEI ve TAI, tedarik<br />
stratejisindeki değişikliğin ilk göstergeleri<br />
niteliğindedir.
SSM’nin 1985 yılında kurulması ile birlikte<br />
TSK’nın modern savunma ürünlerini<br />
envantere alma süreci kolaylaşmıştır. Bu<br />
yeni süreç, Silahlı Kuvvetlerimizin<br />
caydırıcılığını artıran ve savunma<br />
sanayiinin gelişimini tetikleyen önemli<br />
unsurlardan<br />
dirilebilir.<br />
biri olarak değerlen-<br />
Esasen SSM’nin kuruluşu, savunma<br />
sanayiinin kurulması ve geliştirilmesi<br />
çabalarına yönelik bir strateji değişikliğinin<br />
göstergesi niteliğindedir. O güne<br />
kadar, MKEK ve Vakıflar eliyle yürütülen<br />
faaliyetler çerçevesinde elde edilen<br />
kazanımlar, bir miktar birikim sağlamış<br />
olmakla birlikte, istenilen seviyede bir<br />
altyapı oluşturamamıştır. Bütçeden<br />
ayrılan küçük paylara ve bağışlara<br />
dayanarak bu alanda başarı kazanmak<br />
mümkün olmamıştır. Bu sebeplerle,<br />
sektöre sürekli kaynak sağlayabilecek,<br />
devletin yanı sıra yerli ve hatta yabancı<br />
sermayenin yatırım yapabileceği bir<br />
savunma sektörü oluşturulması hedeflenmiştir.<br />
1980’lerde özel sektör savunma şirketleri<br />
yok denecek kadar az iken, <strong>Müsteşarlığı</strong>n<br />
kurulmasıyla birlikte savunma sanayii<br />
alanında özel sermaye yatırımları artış<br />
göstermiştir. Ancak politika belirsizliği,<br />
talep değişkenliği, sektörün devlet<br />
sahipliğindeki kuruluşların mutlak hakimiyeti<br />
altında olması ve serbest rekabet<br />
koşullarının tam anlamıyla bulunmaması<br />
SAVUNMA SANAYİİ KURULUŞLARIMIZ<br />
1991 ESDAŞ Elektronik Sistemler Destek <strong>Sanayii</strong><br />
1991 <strong>Savunma</strong> Teknolojileri Mühendislik (STM)<br />
1992 Nurol Makina <strong>Sanayii</strong><br />
1993 Trabzon Silah <strong>Sanayii</strong> (TİSAŞ)<br />
1994 GİRSAN Silah <strong>Sanayii</strong><br />
1995 Kale Havacılık<br />
1997 RMK Marine Gemi Yapım <strong>Sanayii</strong><br />
1997 ATEL Telekominikasyon<br />
1998 Alp Havacılık<br />
1998 MİLSOFT Yazılım Teknolojileri<br />
1998 Yonca-Onuk Ortaklığı<br />
1998 Havelsan EHSİM<br />
2001 Inta SpaceTurk<br />
2002 YALTES Elektronik ve Bilgi Sistemleri<br />
2003 Vestel <strong>Savunma</strong><br />
2004 Global Teknik<br />
2005 SDT Uzay ve <strong>Savunma</strong> Teknolojileri<br />
2006 Meteksan<br />
gibi nedenlerle, bu dönemde savunma<br />
sektörü yatırımcılar açısından oldukça<br />
riskli bir alan olarak değerlendirilmiştir.<br />
Bu koşullar altında, Türkiye’de savunma<br />
sanayiine yapılan yatırımların başlangıcında<br />
sanayiciler değil; devletin de<br />
yönlendirmesiyle, nispeten daha büyük<br />
sermaye birikimine ve devletle çalışma<br />
kültürüne sahip olan kimi müteahhitinşaat<br />
firmaları yer almıştır.<br />
Bu yeni sanayileşme yaklaşımında ilk<br />
adımlar, bir proje kapsamında geliştirilen<br />
ortak girişim (joint venture) yatırımlarıyla<br />
atılmış; proje modellerinde lisans altında<br />
üretim yaklaşımı tercih edilmiştir.<br />
F-16 uçaklarının montaj ve entegrasyonu<br />
için TAI ortak girişimi, 1984 yılında TUSAŞ<br />
(%49), Lockheed Martin (%42), General<br />
Electric (%7), TSKGV (%1.9) ve Türk Hava<br />
Kurumu (%0.1) işbirliğiyle kurulmuştur.<br />
Ancak, 2005 yılında LM ve GE hisseleri<br />
TUSAŞ tarafından satın alınmıştır.<br />
TEI firması, yine F-16 projesi kapsamında,<br />
motorlarının montajı ve testleri ile bazı<br />
motor parçalarının üretimlerini gerçekleştirmek<br />
üzere, TUSAŞ, TSKGV, Türk Hava<br />
Kurumu ve General Electric arasında<br />
imzalanan ortaklık anlaşması ile 1985<br />
yılında kurulmuştur.<br />
FNSS <strong>Savunma</strong> Sistemleri, NUROL<br />
Holding ve Amerikan United Defense<br />
L.P.’nin oluşturduğu bir Türk-Amerikan<br />
yatırım ortaklığıdır. Bugün firmanın %49<br />
hissesi BAE'ye, %51 hissesi ise Nurol<br />
Holding'e aittir. 1989’dan günümüze çok<br />
sayıda zırhlı muharebe aracı tasarımı,<br />
üretimi ve ihracatı gerçekleştirilmiştir.<br />
SELEX (eski adıyla Marconi/Selenia<br />
Komünikasyon) 1989 yılında TSK ihtiyacı<br />
olan elektronik harbe karşı korumalı,<br />
frekans atlamalı HF/SSB telsizlerin<br />
üretimini yapmak amacıyla Marconi<br />
Communications International, Has<br />
Holding, Elit Elektronik, Cihan Elektronik<br />
ortaklığıyla kurulmuştur.<br />
Bir diğer JV modeli olan Thomson-Tekfen<br />
Radar Firması, Thales Group (eski adı<br />
Thomson-CSF) ve Tekfen işbirliğiyle, 1990<br />
yılında Ankara’da, Türk Hava Kuvvetleri’nin<br />
“Erken Uyarı ve Kontrol Sistemi<br />
Projesi” kapsamında kullanılan 3 boyutlu<br />
uzun menzilli mobil radarların üretimini<br />
yapmak üzere kurulmuş; proje tamamlandıktan<br />
sonra Havelsan tarafından satın<br />
alınmış ve Havelsan Teknoloji Radar<br />
(HTR) adını almıştır.<br />
MİKES firması elektronik harp alanında,<br />
BAE Systems ve Destek A.Ş. (% 49.98 BAE<br />
Systems, % 26.73 Destek Elk. Sis. A.Ş.)<br />
ortaklığında kurulmuş bir JV firmasıdır.<br />
Ancak 2002 yılında Mikes’in sermayesini<br />
temsil eden hisselerin %72’si Aselsan<br />
tarafından devralınmıştır. BAE Systems'in<br />
Mikes'teki %49.98'lik payı, bu şirket ile<br />
SSM arasındaki SPEWS-1 Projesi<br />
kapsamında, offset taahhüdü karşılığında<br />
Aselsan'a bedelsiz olarak devredilmiştir.<br />
SSM’nin Mobil Radar Projesinde görev<br />
almak üzere, 1990 yılında Aydın<br />
Corporation tarafından kurulan AYESAŞ,<br />
halen L3 ve Vestel firmalarının<br />
ortaklığında savunma sanayii için yazılım<br />
ve elektronik temelli faaliyetlerini<br />
sürdürmektedir.<br />
2000’li yıllara gelindiğinde; SSM’nin<br />
kurulmasıyla vücut bulan son sanayileşme<br />
yaklaşımından (yabancı teknoloji<br />
ve sermayenin teşviki) sapmaların<br />
başladığı, yeni arayışlara yönelindiği<br />
gözlenmektedir. Proje bazında oluşturulan<br />
JV’lerden FNSS ve TEI başarıyla<br />
yoluna devam ederken, Thomson-Tekfen<br />
Radar, Mikes ve son olarak TAI firmaları<br />
birer birer kamu kontrolüne alınmışlardır.<br />
JV’ler yoluyla tesisleşme ve lisans altında<br />
üretim projeleri yoluyla teknoloji edinme<br />
stratejisi kuruluş aşamasında olumlu<br />
sonuçlar verdiyse de; günün beklentilerine<br />
uyum sağlayamayan firmalar<br />
yaşamlarını sürdürememişlerdir.<br />
Gelinen durum<br />
Artık kuruluş aşamasını tamamlamış ve<br />
olgunlaşma dönemine girmekte olan Türk<br />
savunma sanayiinin günümüz stratejilerinde<br />
ise tasarım ve uluslararası rekabet<br />
hedefleri öne çıkmaktadır. <strong>Savunma</strong><br />
<strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nın uygulamalarında<br />
gözlemlenen tedarik yaklaşımları<br />
da bunu destekler niteliktedir.<br />
Müsteşarlık tedarik modellerini adet ve<br />
sözleşme bedelleri bazında 3’er yıllık<br />
dilimler halinde inceleyecek olursak:<br />
Gelinen noktada, yürütülmekte olan<br />
tedarik programı sayısının artışına paralel<br />
21
HAZIR ALIM<br />
... - 1990<br />
� Hafif Nakliye Uçağı<br />
� Başlangıç Eğitim Uçağı<br />
� Genel Maksat Helikopteri<br />
� IR Jammer Tedariki<br />
� Meltem Deniz Keşif Uçağı<br />
� Cougar Helikopteri<br />
� Zırhlı Muharebe Aracı<br />
� IRCM Tedariği<br />
� Mayın Avlama Gemisi<br />
olarak, yurtiçi geliştirme projelerinde de<br />
dikkate değer bir artış yaşanmaktadır.<br />
2000 öncesinde yurtiçi geliştirme modeli<br />
Milyar $<br />
70<br />
60<br />
50<br />
40<br />
30<br />
20<br />
10<br />
0<br />
15<br />
14<br />
13<br />
12<br />
11<br />
10<br />
9<br />
8<br />
7<br />
6<br />
5<br />
4<br />
3<br />
2<br />
1<br />
0<br />
ORTAK ÜRETİM<br />
1990 - 2000<br />
Proje modellerinin evrimi<br />
TASARIM<br />
2000 - ...<br />
� Hürkuş Eğitim Uçağı<br />
� MİLGEM Korveti<br />
� Süratli Anfibi Gemi<br />
� İHA Projeleri<br />
� ALTAY Tankı<br />
altında ancak 250 milyon dolarlık sözleşme<br />
imzalanmış iken; yeni binyılın ilk 9<br />
yılında yaklaşık 5,4 milyar dolarlık yurtiçi<br />
geliştirme sözleşmesine imza atıldığı<br />
Yurtdışından Alım Ortak Üretim Yurt İçi Geliştirme<br />
61 proje<br />
%21<br />
25 proje 24 proje<br />
33 proje<br />
%15<br />
%3<br />
%40<br />
%44<br />
%33<br />
%46<br />
17 proje<br />
%12<br />
%41<br />
%82<br />
%61<br />
%16<br />
%21<br />
%47<br />
1985 - 1997 1998 - 2000 2001 - 2003 2004 - 2006 2007 - 2009<br />
Tedarik modellerinin (adet bazında) yıllar itibarı ile gelişimi<br />
Yurtdışından Alım Ortak Üretim Ar-Ge Yurt İçi Geliştirme<br />
%28<br />
%70<br />
%32<br />
%59<br />
%8<br />
%3<br />
%79<br />
%18<br />
%38<br />
%57<br />
1985 - 1997 1998 - 2000 2001 - 2003 2004 - 2006 2007 - 2009<br />
Tedarik modellerinin (sözleşme bedeli bazında) yıllar itibarı ile gelişimi<br />
%18<br />
%7<br />
%70<br />
%22<br />
görülmektedir. Projelerin, yerli firmalar<br />
sorumluluğunda ve ana yükleniciliğinde<br />
hayata geçirilmeye başlaması sektör<br />
performans verilerine de olumlu yansımaktadır.<br />
Son dönemde, yüksek teknoloji silah<br />
sistemlerinin yurtiçinde tasarım ve üretimine<br />
başlanılmıştır:<br />
� Milli Piyade Tüfeği prototipi geliştirilmiş<br />
ve atış denemelerine başlanmıştır;<br />
2011 yılında seri üretime geçilecektir.<br />
� İlk milli tankın konsept tasarımı<br />
tamamlanmıştır.<br />
� 50 km ve daha uzun menzilli obüs ve<br />
roket sistemlerinin seri üretimleri<br />
tamamlanarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ne<br />
teslim edilmiştir.<br />
� 24 saat havada kalacak ve 30 bin ft<br />
irtifada görev yapacak insansız hava<br />
aracının prototip tasarım ve imalatı<br />
tamamlanmıştır; uçuş testlerine 2011<br />
yılında başlanılacaktır.<br />
� İlk kez korvet sınıfı savaş gemisi<br />
yurtiçinde tasarlanarak inşa edilmiş ve<br />
2008 yılında denize indirilmiştir. Yeni<br />
Tip Karakol Botları, Sahil Güvenlik<br />
Arama Kurtarma Gemisi ve Tank<br />
Çıkartma Gemileri denize indirilerek<br />
seyir denemelerine başlanmıştır.<br />
� 2.5m çözünürlükte görüntü alacak ilk<br />
elektro-optik istihbarat uydumuzun<br />
üretimine başlanılmış olup, 2012<br />
yılında fırlatması yapılacaktır.<br />
� Geçtiğimiz dönemlerde yurtdışında<br />
yaptırılmış olan uçak modernizasyonları,<br />
ülkemizde yapılabilir hale<br />
gelmiş ve başta F-16’lar olmak üzere<br />
F-4, C-130 ve T-38 uçakları ile Sikorsky<br />
helikopterleri sanayiimiz tarafından<br />
modernize edilmektedir.<br />
� Tank modernizasyonları artık firmalarımız<br />
tarafından üstlenilmekte;<br />
yurtiçinde geliştirilen atış kontrol<br />
sistemleri ile etkinlikleri artırılmaktadır.<br />
<strong>Savunma</strong> sanayiimizdeki gelişmelerin<br />
sonucu olarak, Silahlı Kuvvetlerimizin<br />
ihtiyaçlarının 2002 yılında %25 olan<br />
yurtiçinden karşılanma oranı, 2009<br />
verileriyle %45,7 seviyesine ulaşmış; dışa<br />
bağımlılığın azalmasına ve ordumuzun
Milyon $<br />
2009<br />
2008<br />
2007<br />
2006<br />
2005<br />
2004<br />
2003<br />
2002<br />
2001<br />
2009<br />
2000<br />
1999<br />
2008<br />
2007<br />
1998<br />
1997<br />
2006<br />
2005<br />
2004<br />
2003<br />
2002<br />
2001<br />
2000<br />
1999<br />
1998<br />
1997<br />
2.500<br />
2.000<br />
1.500<br />
1.000<br />
500<br />
0<br />
Milyon $<br />
1.000<br />
800<br />
600<br />
400<br />
200<br />
0<br />
1.205<br />
138<br />
968<br />
1.075<br />
80 84<br />
SAVUNMA SANAYİİ 25 ÇALIŞMASI<br />
852 849<br />
1.062<br />
1.301<br />
1.337<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Sektör Cirosu<br />
123<br />
<strong>Savunma</strong> ve Havacılık <strong>Sanayii</strong> İhracatı<br />
1.591<br />
Net Satışlar (Toplam Ciro, $)<br />
Üretimden <strong>Savunma</strong> ve Havacılık Satışları ($)<br />
Dolaysız <strong>Savunma</strong> Cirosu ($)<br />
<strong>Savunma</strong> Dışı Havacılık <strong>Sanayii</strong> Cirosu ($)<br />
Toplam <strong>Savunma</strong> ve Havacılık Cirosu ($)<br />
GSYİH İçerisinde Sektörün Brüt Katma Değer Payı<br />
Toplam Ciro İçerisinde Üretimden Satışların Oranı<br />
Dönem (2009) Karı ($)<br />
Toplam Gelirler İçerisinde Faaliyet Dışı Gelirlerin Oranı<br />
Siparişi Alınmış Ancak Henüz Ödeme Alınmamış İş Tutarı (Bekleyen Siparişler, $)<br />
Toplam Bekleyen Siparişlerin Ciro’ya Oranı<br />
Kişi Başına Ciro (Ortalama, $)<br />
İşgücü Verimliliği (Kişi Başına Yaratılan Net Katma Değer, $)<br />
Toplam İstihdam<br />
Mühendis Sayısı<br />
Yurtiçi Yan Sanayi Kullanımının Ciroya Oranı<br />
Yurtiçi Yan Sanayiye Aktarılan Toplam İşpayı Tutarı ($)<br />
Toplam <strong>Savunma</strong> ve Havacılık Ürünleri İthalatı ($)<br />
<strong>Savunma</strong> ve Havacılık İhracatı ($)<br />
<strong>Savunma</strong> ve Havacılık İhracatı İçerisinde Offsetin Payı<br />
<strong>Savunma</strong> Dışı Havacılık <strong>Sanayii</strong> İhracatı ($)<br />
<strong>Savunma</strong> DışıHavacılık Sanayi İhracatı İçerisinde Offsetin Payı<br />
Toplam Ar-Ge Harcamaları ($)<br />
Özkaynaklarla Gerçekleştirilen Ar-Ge Harcamaları ($)<br />
Dış finansman ile Gerçekleştirilen Ar-Ge Harcamaları ($)<br />
Toplam Ar-Ge İçerisinde Özkaynak Kullanım Oranı<br />
134<br />
248<br />
331<br />
196<br />
337<br />
1.720<br />
487<br />
2.010<br />
615<br />
2.317<br />
784<br />
2.319<br />
832<br />
2009 Verisi<br />
2.585.939.890<br />
1.979.794.146<br />
1.526.618.905<br />
171.749.896<br />
2.141.188.516<br />
0,176%<br />
90%<br />
334.866.162<br />
42%<br />
13.784.923.536<br />
5,33<br />
131.100<br />
52.132<br />
19.725<br />
6.298<br />
27%<br />
697.257.446<br />
543.329.599<br />
761.328.607<br />
50%<br />
162.830.028<br />
58%<br />
305.663.383<br />
108.803.140<br />
196.860.243<br />
36%<br />
caydırıcılığına önemli katkı sağlanmıştır.<br />
1985’den günümüze gelinen noktada,<br />
rakamlar ve üretilen projeler, doğru yolda<br />
ilerlediğimize işaret etmektedir. Ancak, 25<br />
yılın daha sağlıklı bir muhasebesini<br />
yapabilmek için, mutlaka ülkemiz<br />
savunma sanayiinin diğer ülke sanayileri<br />
ile karşılartırılması (benchmark) gerekecektir.<br />
Verilere dayalı kıyaslama<br />
Ülkemiz savunma sanayii sektörü; askeri<br />
fabrikalar, Tübitak Enstitüleri, MKEK,<br />
TSKGV ve SSM bağlısı şirketler ve özel<br />
sermayeli firmalardan oluşan karma bir<br />
yapı sergilemektedir. Ağırlıklı olarak<br />
kamu sahipliğinde olan sektörde, bu<br />
alanda faaliyet gösteren yan sanayi ve<br />
KOBİ’ler hariç olmak üzere 110 firmada -<br />
askeri fabrikalar dahilkişi<br />
istihdam edilmektedir.<br />
yaklaşık 45.000<br />
2010 yılında ilk kez gerçekleştirilen<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> 25 sektör analiz<br />
çalışması sonuçlarına göre, üretimden<br />
savunma ve havacılık satışlarına göre en<br />
büyük 25 firmanın performansına<br />
bilgiler aşağıda tablolaştırılmıştır:<br />
ilişkin<br />
<strong>Savunma</strong> sanayii üzerine yapılan<br />
değerlendirmelerin daha sağlıklı bir<br />
temele oturtulmasını teminen, Türkiye ile<br />
denk savunma harcaması yapan ülkeleri<br />
incelemek doğru olacaktır:<br />
Brezilya,<br />
1930’larda hızlı bir sanayileşme<br />
süreci yaşamıştır. <strong>Savunma</strong> sanayii de bu<br />
altyapıyı kullanmıştır. Ülkenin en büyük üç<br />
savunma firması 1960’larda kurulmuş;<br />
1980’de net ihracatçı konumuna<br />
gelinmiştir. Ardından Pazar daralması ve<br />
sürdürülebilirlik sıkıntıları başgöstermiş<br />
ve silah endüstrisi neredeyse durma<br />
noktasına gelmiştir. 1994’te sektörde<br />
önemli bir dönüşüm yaşanmıştır. Üç<br />
büyük şirketten Avibrás ve Engesa<br />
sektörden çekilmiş; Embraer özelleştirilmiştir.<br />
Bugün dünyanın üçüncü büyük<br />
uçak şirketi konumunda olup, hem askeri<br />
hem sivil satışları ihracat ağırlıklıdır.<br />
Gelirinin %90’ını diğer ülkelerden elde<br />
eden firmanın satışlarının çoğu sivil<br />
ağırlıklıdır.<br />
Kanada ordusu TSK’ya göre küçük bir<br />
ordudur. <strong>Savunma</strong> sanayiisi ise alt sistem<br />
ve komponent üretimine odaklanmıştır.<br />
23
18.000<br />
16.000<br />
14.000<br />
12.000<br />
10.000<br />
8.000<br />
6.000<br />
4.000<br />
2.000<br />
0<br />
Kanada<br />
Brezilya<br />
Avustralya<br />
İspanya<br />
İsrail<br />
Türkiye<br />
Yunanistan<br />
Suriye<br />
İran<br />
2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008<br />
Türkiye ile yakın miktarda savunma harcaması yapan<br />
ülkelerin rakamları (Kaynak: SIPRI Yearbook 2009)<br />
Sektördeki arzın %60 yabancılara ait olup,<br />
ana firmalar genellikle Kanada-ABD<br />
ortaklığıdır. Yaklaşık 70.000 kişiye istihdam<br />
yaratan endüstride, yıllık 10 milyar<br />
dolarlık savunma ve güvenlik satışı<br />
gerçekleşmekte; bunun yarısı ihraç<br />
edilmektedir. Bu ihracatın %80’i ABD’ye<br />
yapılmaktadır. Sektörde görev alan<br />
şirketlerin büyük kısmı, sivil sektörlere de<br />
hizmet vermektedir.<br />
Avustralya savunma sanayii, Anzus İttifakı<br />
kapsamında ABD ile stratejik işbirliği<br />
kurmuştur. Amerikan şirtketlerinin<br />
yatırımları ortaklıklar kapsamında teşvik<br />
edilmektedir. Thales bu ülkede önemli bir<br />
oyuncudur. Sektör birkaç büyük havacılık<br />
şirketi ve birkaç yüz KOBİ’den oluşmaktadır.<br />
Avustralya savuna endüstrisi<br />
2007’de 11.000 kişi istihdam ederek 1,7<br />
milyar dolarlık iş hacmine ulaşmıştır.<br />
İsrail’de<br />
150 kadar savuma firması<br />
bulunmakta olup, “Top 100 Arms<br />
Producing Companies” listesine<br />
bunlardan dördü girebilmiştir. Bu<br />
firmalardan yalnızca Elbit Systems özel<br />
girişimdir. Sektör yaklaşık 50.000 kişiye<br />
istihdam yaratmaktadır. Bu gün ordu<br />
ihtiyaçlarının yurt içinden sağlanmasının<br />
yanısıra, endüstri gelirleri büyük<br />
çoğunlukla ihracattan sağlanmaktadır.<br />
1967’deki Altı Gün Savaşları’ndan sonra,<br />
ana tedarikçi konumunda olan Fransa’nın<br />
silah ambargosu uygulaması, İsrail’i bu<br />
alanda sanayileşmeye iten sebeplerden<br />
birisi olmuştur. 1986’de tamamen yerli bir<br />
uçak olan Lavi İsrail tarafından geliştirilmiş<br />
ve prototipi uçmuştur. Ancak<br />
hükümet, bu yetkinliğin sürdürülebilirlik<br />
maliyetini üstlenmemiş ve proje rafa<br />
kaldırılmıştır. Projeden vazgeçilmesinin<br />
ardından, Amerikan şirketleri ile anlaşma<br />
yapılarak IAI’nin alt yüklenicilikten,<br />
Boeing ve Lockheed Martin ile ortaklıklar<br />
kurma noktasına gelmesi sağlanmıştır.<br />
ABD’nin finansman desteğiyle şirket ürün<br />
çeşitlenmesine giderek, ilk Anti-Füze<br />
sistemileri, uydu ve İHA’ları geliştirmeye<br />
başlamıştır. Bu dönemde İsrail firmaları<br />
niş alanlarda uzmanlaşma yoluna<br />
gitmişler; yeni platformlar üretmek yerine<br />
“bakım ve modernizasyon projelerine”<br />
yönelmişlerdir. Ar-Ge çalışmaları sivil<br />
alana kaydırılmış ve mevcut yetenekler<br />
iletişim ve tıp teknolojileri gibi sivil yüksek<br />
teknoloji alanlarındaki ürünlerin geliştirilmesinde<br />
kullanılmıştır.<br />
2006 yılında İspanya bakanlıkları A400M,<br />
Eurofigther ve F100 Fırkateynleri için 1,2<br />
milyar dolarlık kredi sağlamışlardır.<br />
Ekonomideki küçülmeye rağmen hükümetin<br />
son yıllarda yerli firmalarla 4 milyar<br />
Avroluk sözleşme imzalaması, 150 kadar<br />
İspanyol savunma şirketine iş yaratarak<br />
sektörün hızla büyümesini sağlamıştır.<br />
Bugün ülkenin 4 büyük savunma firması<br />
“SIPRI Top 100 Arms Producing<br />
Companies” listesinde yer almaktadır.<br />
Bunlardan Casa firması EADS, Santa<br />
Barabara Sistemas ise GENERAL<br />
DYNAMICS girişimidir. Casa firması<br />
Avrupa’daki konsorsiyum projeleri<br />
sayesinde iş hacmini büyütürken; Brezilya<br />
ile 700 milyon dolarlık nakliye uçağı satışı<br />
ve deniz uçağı modernizasyonu projelerini<br />
yürütmektedir. Navantia ise amfibi<br />
gemiler ve destroyer ihraç ederek önemli<br />
bir oyuncu olmuştur.<br />
ÜLKE<br />
İspanya<br />
G. Kore<br />
İsrail<br />
İsviçre<br />
Singapur<br />
İsveç<br />
Norveç<br />
Finlandiya<br />
Türkiye**<br />
TOPLAM<br />
Firma<br />
Casa (EADS)<br />
Navantia<br />
Indra<br />
St. Barabara Sis.(GD)<br />
Samsung<br />
73 LIG Nexl<br />
Samsung Techwin<br />
Elbit Sis.<br />
IAI<br />
Rafael<br />
IMI<br />
Saab<br />
ST Engineering<br />
RAUG<br />
Kongsberg Gruppen<br />
Patria<br />
SSM 25 Firmaları<br />
SAMSUNG hariç 15 firma<br />
Sektör *<br />
H<br />
Gm<br />
El<br />
SS AA KS/M<br />
H El AA Gm<br />
El<br />
SS El M AA<br />
El<br />
H El F<br />
H F KS/M Diğer<br />
SS AA KS/M<br />
H El F<br />
H El AA KS/M Gm<br />
SS H M KS/M<br />
El F KS/M<br />
H AA KS/M<br />
Tümü<br />
Tümü<br />
Güney Kore ordusu görece TSK’dan daha<br />
büyük olup; ülkenin savunma harcaları 25<br />
milyar $ civarındadır (SIPRI Yearbook<br />
2010). Ülkenin savunma sektörü örnek<br />
alınabilinecek bir gelişim serüvenine<br />
sahiptir. Nitekim ülkenin ekonomik<br />
gelişimi incelendiğinde; 1965 yılında kişi<br />
başı geliri Türkiye’nin üçte biri iken, bu<br />
oran 1980’ler sonrasında tersine<br />
dönmüştür. 1971’e kadar Amerikan<br />
yardımlarına bağımlı olan G.Kore,<br />
1973’teki savunma sanayii kanunu ile<br />
birlikte atılım yapmıştır. Aynı dönemde<br />
gemi inşa, çelik ve elektronik sektörlerini<br />
devlet politikası ile desteklenmiştir. 1990’a<br />
gelindiğinde yerli firmalar ordu ihtiyacının<br />
%70’ini karşılamayı başarmıştır. Sektörde<br />
Samsung ve Hyundai gibi endüstri devleri<br />
de bulunmaktadır. Yetmiş ve seksenli<br />
yıllardaki sanayileşme atılımı, ülke<br />
savunma sanayiini de sürüklemiştir. 2007<br />
yılında G.Kore endüstrisi kendi ihtiyacı<br />
olan tüm konvensiyonel silahları üretme<br />
noktasına gelmiştir. 2007-11 orta vadeli<br />
planı, savunma harcalamlarının %20’sini<br />
yerli teknoloji ve sanayiinin gelişimi için<br />
ayırmayı öngörmüştür.<br />
Tabloda 2008 verileriyle, “SIPRI Top 100<br />
Arms Producing Companies” listesine<br />
giren firmalardan seçilenler yer almaktadır.<br />
2008 <strong>Savunma</strong><br />
Satışı (Milyon $)<br />
2.510<br />
1.880<br />
1.000<br />
650<br />
1.010<br />
770<br />
750<br />
2.520<br />
2.230<br />
1.530<br />
620<br />
3.000<br />
1.280<br />
760<br />
740<br />
670<br />
1.970<br />
20.910<br />
<strong>Savunma</strong>/ Kâr Çalışan<br />
Toplam Satış Oranı Sayısı<br />
89% 4% 5.730<br />
88% -4% 5.540<br />
29% 8% 24.810<br />
100% 4% 1.870<br />
1% 6% 276.000<br />
100% 5% 2.440<br />
35% 6% 2.190<br />
96% 8% 10.880<br />
62% 3% 16.000<br />
100% 3% 6.000<br />
95% 0% 3.200<br />
83% -1% 13.290<br />
34% 9% 19.000<br />
54% 3% 6.310<br />
38% 5% 5.240<br />
86% 0% 2.800<br />
76% 13% 19.725<br />
65% 4% 125.300<br />
Verimlilik<br />
($/Kişi)<br />
492.845<br />
386.101<br />
140.427<br />
347.594<br />
628.402<br />
315.574<br />
969.406<br />
242.463<br />
225.000<br />
255.000<br />
203.125<br />
271.633<br />
198.789<br />
224.881<br />
374.046<br />
279.643<br />
131.103<br />
255.044
Sonsöz ...<br />
25. yılını kutlayan <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
<strong>Müsteşarlığı</strong> olgunluk çağına yeni<br />
ulaşmış; hatta genç sayılabilecek bir<br />
kurum olarak önemli bir rol üstlenmiştir.<br />
Bugün savunma sanayiimizin ulaşmış<br />
olduğu aşama ve Silahlı Kuvvetlerimizin<br />
envanterine alınan modern sistemler her<br />
ne kadar mutluluk verici olsa da daha<br />
önümüzde katedilecek önemli bir yol<br />
bulunmaktadır. Türk savunma sanayii<br />
hala çok küçük bir sektördür. Yerli sanayi,<br />
çok sayıda geliştirme projesinin sorumluluğunu<br />
üstlenmiş olmakla birlikte henüz<br />
çıktıları yeni yeni görülmeye başlanmıştır.<br />
Sektörün ihracat performansı potansiyelinin<br />
çok altında gerçekleşmektedir.<br />
Sistemlerin modernizasyonları ve lojistik<br />
B<br />
A<br />
desteklenmesi sürecinde hala yurtdışına<br />
önemli bir iş hacmi kaçmaktadır.<br />
Tedarik makamlarının -bazen kaçınılmaz<br />
ve gerekli olan- “tek kaynaktan temin<br />
kararları”nı titizlikle vermesi ve bunun<br />
firmalarımızın hantallaşmasına yol<br />
açmamasına özen göstermesi gerekmektedir.<br />
Verilere dayalı bir kıyaslama<br />
yapıldığında; önümüzdeki dönemde<br />
firmalarımızın verimliliklerini ve dinamizmini<br />
artıracak çabalara ihtiyaç duyulduğu<br />
görülmektedir. İhracat, lojistik ve sivil<br />
sektör entegrasyonunun bu anlamda<br />
önemli katkılar yapabileceği değerlendirilmektedir.<br />
Projeler kapsamında edinilen<br />
teknolojilerin ve yetkinliklerin sürdülebilirliği<br />
ancak bu yönde atılacak adımlar ile<br />
mümkün olabilecektir.<br />
Dünya örnekleri, devlet politikaları eşliğinde<br />
ve mevcut endüstriyel altyapının<br />
üzerine inşa edilen savunma sanayiilerini<br />
işaret ederken; ülkemizde ise görece<br />
daha kaotik (paydaş beklentileri<br />
paradoksu) bir ortamda oluşan ve buna<br />
rağmen diğer endüstrilerden daha hızlı<br />
mühendisliğe geçebilmiş bir savunma<br />
sanayiinden söz edilebilir. Performans<br />
rakamları müspet bir gelişim eğilimi<br />
göstermekle birlikte, gelişimin hızında bir<br />
düşüş de dikkat çekmektedir. Yeniden<br />
hızlı bir yükseliş için tüm paydaşların<br />
işbirliği yapmasına ve hem tedarik süreci<br />
hem de sanayinin problemlerine ilişkin<br />
bütünsel çözümler üretilmesine ihtiyaç<br />
duyulmaktadır.<br />
KAYNAKÇA<br />
1) AKALIN Tansel Z. ve Bıyıkoğlu N., Türk <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Tarihi, Milsoft<br />
2) <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>, Tarihçe, http://www.ssm.gov.tr/.<br />
3) http://www.turkishnavy.net/<br />
4) GÖNLÜBOL, Mehmet. Olaylarla Türk Dış Politikası (1919-1995), Siyasal Kitabevi, 9.Baskı, Ankara, 1996.<br />
5) BEYOĞLU Bülent E. (2006), “Türk <strong>Savunma</strong> Sektörünün Yapısal Analizi ve Sanayileşme Modeli Önerisi”, Kara Harp<br />
Okulu <strong>Savunma</strong> Bilimleri Enstitüsü, <strong>Savunma</strong> Yönetimi Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2006.<br />
6) Wiki, TUSAŞ, http://tr.wikipedia.org/<br />
7) Milliyet Gazetesi, Aselsan’ın Mikes Ortaklık Yapısıyla İlgili Açıklaması. 12 Ekim 2001<br />
http://finans.milliyet.com.tr/c/haber_ic.asp?id=382853.<br />
8) The Military Balance 2009<br />
9) http://www.globalsecurity.org/military/world/index.html<br />
10) CADSI’s Military Procurement Report, Canadian Association of Defense and Security Industries, Aralık 2009.<br />
11) Council On Hemispheric Affairs, Embraer: Brazilian Military Industry becoming a Global Arms Merchant?,<br />
http://www.coha.org/<br />
12) JANE’S, http://www.janes.com/articles/Janes-World-Defence-Industry/Spain--Defence-Industry-Spain.html<br />
13) SIPRI Yearbook 2009<br />
14) ARSLANHAN S. ve KURTSAL Y., Güney Kore İnovasyondaki Başarısını Nelere Borçlu? Türkiye İçin Çıkarımlar, TEPAV<br />
Politika Notu, Eylül 2010.<br />
15) <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>, SSM 25 Çalışması Raporu<br />
16) http://www.rekabet.gov.tr/pdf/04-81-1157-290.pdf<br />
ülent E. BEYOĞLU<br />
SSM Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı, Stratejik Planlama Şube Müdürü,<br />
İlk, orta ve lise öğenimini Bilecik’te tamamladıktan sonra, 1999 yılında ODTÜ<br />
Makina Mühendisliği bölümünden lisans, 2006 yılında Kara Harp Okulu <strong>Savunma</strong><br />
Bilimleri Enstitüsü, <strong>Savunma</strong> Yönetimi Ana Bilim Dalından yüksek lisans<br />
derecesini almıştır. Halen aynı enstitüde Teknoloji Yönetimi alanında Doktora<br />
çalışmalarını yürütmektedir. 1999 yılından bugüne SSM’de görev yapmakta olup<br />
İngilizce bilmektedir.<br />
bdurrahman KILIÇ<br />
SSM Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı, Stratejik Planlama Şube Müdürlüğü,<br />
Uzman Yardımcısı, 1986 yılında Kayseri’de doğmuş, 2009 yılında Boğaziçi<br />
Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden mezun olmuş ve aynı yıl<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> Stratejik Planlama Şubesinde göreve<br />
başlamıştır. Halen ODTÜ Ekonomi Bölümü’nde master çalışmaları devam<br />
etmektedir.<br />
25
Türk <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nin<br />
Ekonomik ve Mali Analizi<br />
A. G. KÜFLÜ<br />
Giriş:<br />
İstanbul Sanayi Odası’nın her yıl yayımladığı<br />
ISO 500 (Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi<br />
Kuruluşu) Raporunda, 2009 yılında istihdamın<br />
düştüğü, satışlar ve üretimden satışların<br />
azaldığı ve ihracatın daralmaya devam ettiği<br />
yer almıştır. Bu anlamda, 2008 yılında yaşanan<br />
krizin etkilerinin henüz tam olarak geçmediğini<br />
söylemek mümkündür.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> Stratejik<br />
Planlama Şubesi olarak, sektörümüzü daha<br />
iyi tanımak, ülkenin genel ekonomik<br />
durumuyla mukayase edebilmek ve sonuç<br />
olarak sektörümüzü daha iyi yönlendirebilmek<br />
amacıyla bir çalışma gerçekleştirilmiştir.<br />
Çalışmaya baz teşkil etmek üzere<br />
savunma sanayiinde varlık gösteren 41<br />
savunma firması/kuruluşunun son beş yıllık<br />
(2005-2009 yılları) bilanço, gelir-gider tablosu<br />
ve diğer ilgili verileri toplanmıştır.<br />
Çalışmaya konu 41 savunma firması<br />
/kuruluşu verileri ile SASAD (<strong>Savunma</strong><br />
<strong>Sanayii</strong> Derneği)’ın tüm savunma sanayii<br />
sektörü için yayımlamış olduğu 2009 yılı<br />
verilerini karşılaştırdığımızda, 41 savunma<br />
firması/kuruluşu verilerinin tüm savunma<br />
sanayini %80-%90 oranında temsil ettiğini<br />
söylemek mümkündür. Bu nedenle çalışmada<br />
41 Sanayi Firması/Kuruluşuna ilişkin<br />
değerlendirmeler ‘<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>’nin<br />
bütününü temsil eden değerlendirmeler<br />
olarak ifade edilmektedir.<br />
Çalışmanın sonuçlarının özeti aşağıda<br />
sunulmuş olup, genel ekonomik durumun<br />
tersine savunma sektörünün istikrarlı bir<br />
şekilde ve hızla büyüdüğüne işaret<br />
etmektedir.<br />
Ekonomik Büyüklükler:<br />
<strong>Savunma</strong> sanayiinin yarattığı brüt katma<br />
değerin son 5 yıldaki seyri incelendiğinde,<br />
savunma sektörü olarak Gayri Safi Yurtiçi<br />
Hasıladan alınan payınson beş yılda binde<br />
1,8’den binde 2,6’ya<br />
çıktığı görülmektedir.<br />
2009 yılında <strong>Savunma</strong> sanayii Brüt Katma<br />
Değeri Toplamı 2.515.109.367,57 TL<br />
gerçekleşmiştir.<br />
3<br />
2,5<br />
2<br />
1,5<br />
1<br />
0,5<br />
0<br />
<strong>Savunma</strong> Sektörü Brüt KD/GSYİH (Binde)<br />
2005 2007 2008 2009<br />
Brüt KD/GSYİH (Binde)<br />
TABLO-1 (GSYİH İçerisinde <strong>Savunma</strong> Sektörünün Payı)<br />
Bu gösterge savunma sanayiinin GSYİH’dan<br />
(1) daha büyük bir hızla büyüdüğünü<br />
göstermektedir.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Net Satışları (Ciro)<br />
<strong>Savunma</strong> sanayiindeki son 5 yıla ilişkin ciro<br />
rakamlarını incelediğimizde;<br />
2005 yılından itibaren Dolaylı ve Dolaysız<br />
<strong>Savunma</strong> Cirosundaki artış trendi özellikle<br />
2008 yılından sonra hızlandığından <strong>Savunma</strong><br />
sanayii Cirosu Toplamı da aynı paralelde<br />
artış trendi yakalayarak 2009 yılında<br />
3.181.676.491,04 TL’ye<br />
ulaşmıştır.<br />
41 <strong>Savunma</strong> Firması/Kuruluşu, faaliyet
4.000.000.000<br />
3.500.000.000<br />
3.000.000.000<br />
2.500.000.000<br />
2.000.000.000<br />
1.500.000.000<br />
1.000.000.000<br />
500.000.000<br />
0<br />
2005 2007 2008 2009<br />
Dolaylı <strong>Savunma</strong> Cirosu<br />
Dolaysız <strong>Savunma</strong> Cirosu<br />
Toplam <strong>Savunma</strong> Cirosu<br />
TABLO-2 (Son 5 Yıllık <strong>Savunma</strong> Cirosu TL)<br />
alanlarına göre, Havacılık Sektörü, Denizcilik<br />
Sektörü, Karacılık Sektörü, Roket-Silah<br />
Mühimmat Sektörü, Yazılım-Elektronik<br />
Sektörü olarak sınıflandırılmak suretiyle<br />
aşağıdaki tablolar oluşturulmuştur:<br />
1,2<br />
1<br />
0,8<br />
0,6<br />
0,4<br />
0,2<br />
0<br />
2005 2007 2008 2009<br />
Havacılık sektörü<br />
Denizcilik sektörü<br />
Karacılık sektörü<br />
Roket-muhimmat-silah sektörü<br />
Yazılım-elektronik sektörü<br />
Toplam<br />
TABLO-3 (Sektörlerin ‘Toplam Ciroları’ içerisinde<br />
‘<strong>Savunma</strong> sanayii Cirosu’ Oranı)<br />
Denizcilik sektörü ile Roket-silah-mühimmat<br />
sektörü dışında diğer sektörlerde ciro<br />
içerisindeki savunmaya ilişkin net satışlardan<br />
elde edilen cironun oranı son beş yılda artış<br />
göstermiştir.<br />
0,50<br />
0,45<br />
0,40<br />
0,35<br />
0,30<br />
0,25<br />
0,20<br />
0,15<br />
0,10<br />
0,05<br />
0,00<br />
2005 2007 2008 2009<br />
Havacılık sektörü<br />
Denizcilik sektörü<br />
Karacılık sektörü<br />
Roket-muhimmat-silah sektörü<br />
Yazılım-elektronik sektörü<br />
TABLO-4 (Toplam <strong>Savunma</strong> Satışlarına ilişkin<br />
Ciro içerisindeki sektörel paylar)<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde gerçekleşen savunma<br />
ürünleri satışlarından elde edilen toplam ciro<br />
içerisinde Havacılık sektörü ile Yazılım-<br />
Elektronik<br />
sektörlerdir.<br />
Sektörü en fazla paya sahip<br />
1,2<br />
1<br />
0,8<br />
0,6<br />
0,4<br />
0,2<br />
0<br />
2005 2007 2008 2009<br />
Havacılık sektörü<br />
Denizcilik sektörü<br />
Karacılık sektörü<br />
TABLO-5 (Sektörlerin <strong>Savunma</strong> Satışlarına ilişkin cirolarının<br />
içerisinde ‘Üretimden <strong>Savunma</strong> Satışları’nın Payı)<br />
<strong>Savunma</strong> ürünleri satışından elde edilen<br />
toplam cironun içinde ne oranda üretimden<br />
satış olduğunu incelediğimizde, son beş yılda<br />
bu oranın artarak 2009 yılında %92ye<br />
ulaştığını görmekteyiz.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nin İhracat Performansı<br />
Türkiye’de yaşanan genel ekonomik<br />
durumun tersine ‘<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İhracatı’<br />
özellikle 2008 yılından sonra hızlı bir artış<br />
gözlemlenmektedir. 2009 yılında bu değer<br />
1.131.705.293,23 TL olmuştur.<br />
1.200.000.000<br />
1.000.000.000<br />
800.000.000<br />
600.000.000<br />
400.000.000<br />
200.000.000<br />
0<br />
Roket-muh.-silah sektörü<br />
Yazılım-elektronik sektörü<br />
Toplam savunma sektörü<br />
2005 2007 2008 2009<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İhracatı<br />
Offset Dışı<br />
Offset Kapsamı<br />
TABLO-6 (<strong>Savunma</strong> Sanayi İhracatı TL)<br />
<strong>Savunma</strong> sanayiinde gerçekleştirilen ihracat<br />
içerisinde Offset Kapsamında yapılan ihracat<br />
istikrarlı bir şekilde artarken Offset Dışı<br />
ihracat 2008 yılından sonra hızlı bir artış<br />
trendine girmiş ve Offset kapsamındaki<br />
ihracat rakamına yaklaşmıştır. 2009 yılı<br />
itibariyle Offset Kapsamında savunma sanayii<br />
İhracatı 616.202.082,60 TL,<br />
Dışı sanayii<br />
İhracatı 515.367.004,36 TL gerçekleşmiştir.<br />
<strong>Savunma</strong> sanayii İhracatı içerisinde Offset<br />
Dışı ihracatın oranı 2008 yılından itibaren<br />
yükselerek %45’e<br />
çıkmıştır.<br />
0,60<br />
0,50<br />
0,40<br />
0,30<br />
0,20<br />
0,10<br />
0,00<br />
2005 2007 2008 2009<br />
Havacılık sektörü<br />
Denizcilik sektörü<br />
Karacılık sektörü<br />
TABLO-7 (<strong>Savunma</strong> Sanayi İhracatında sektörel paylar)<br />
Toplam <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> ihracatında en<br />
büyük payın havacılık sektörüne ait olduğunu<br />
ikinci sırayı karacılık sektörünün aldığını<br />
görüyoruz.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İthalat:<br />
Roket-muh.-silah sektörü<br />
Yazılım-elektronik sektörü<br />
<strong>Savunma</strong> sanayii ithalatının da, ihracatı gibi<br />
son beş yılda artış eğiliminde olduğunu<br />
görüyoruz.<br />
Sav. ve Siv. H. İthalatı<br />
1.200.000.000<br />
1.000.000.000<br />
0,70<br />
0,60<br />
0,50<br />
0,40<br />
0,30<br />
0,20<br />
0,10<br />
0,00<br />
800.000.000<br />
600.000.000<br />
400.000.000<br />
200.000.000<br />
0<br />
2005 2007 2008 2009<br />
Sav. ve Siv. H. İthalatı<br />
TABLO-8 (<strong>Savunma</strong> Sanayi İthalatı)<br />
2005 2007 2008 2009<br />
Havacılık sektörü<br />
Denizcilik sektörü<br />
Karacılık sektörü<br />
Roket-muh.-silah sektörü<br />
Yazılım-elektronik sektörü<br />
TABLO-9 (<strong>Savunma</strong> Sanayine ilişkin ithalat<br />
toplamı içerisindeki sektörel paylar)<br />
27
2009 yılı itibariyle savunma sanayiine ilişkin<br />
ithalat, toplamda<br />
leşmiştir.<br />
964.620.210 TL gerçek-<br />
Toplam <strong>Savunma</strong> sanayii ithalatında yıllar<br />
itibariyle payı azalmakla birlikte, ilk sırayı<br />
yazılım-elektronik sektörü almaktadır. Yazılımelektronik<br />
sektörü 2009 yılı itibariyle, toplam<br />
savunma sanayii ithalatının %33’üne sahiptir.<br />
İkinci sıra % 28 ile havacılık sektörüne,<br />
üçüncü sıra ise % 16 ile Karacılık sektörüne<br />
aittir.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İhracatı-<strong>Savunma</strong><br />
İthalatı Farkı:<br />
1.200.000.000<br />
1.000.000.000<br />
800.000.000<br />
600.000.000<br />
400.000.000<br />
200.000.000<br />
0<br />
Grafiği incelediğimizde, savunma sanayii<br />
ithalatının da ihracatının da artmakta olduğu<br />
görülmektedir. Son beş yılda savunma sanayii<br />
ihracatı savunma sanayii ithalatının üzerinde<br />
seyretmektedir. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde artı<br />
yönde bir Net İhracattan söz etmek sevindiricidir.<br />
2009 Yılı İtibariyle;<br />
<strong>Savunma</strong> sanayii ithalatı<br />
<strong>Savunma</strong> sanayii ihracatı<br />
<strong>Savunma</strong> sanayii İthalat-İhracat<br />
Farkı (Net İhracat)<br />
964.620.210,88 TL<br />
1.131.705.293,23 TL<br />
167.085.082,34 TL<br />
Sektörlerin savunma ihracatı – ithalatı<br />
farklarını incelersek:<br />
2009 Yılı İtibariyle,<br />
2005 2007 2008 2009<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İhracatı<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İthalatı<br />
TABLO-10 (<strong>Savunma</strong> Sanayi İhracat-İthalat<br />
Farkı: Net İhracat. TL)<br />
Havacılık sektörü<br />
Denizcilik sektörü<br />
Karacılık sektörü<br />
Roket-mühimmat-silah setörü<br />
Yazılım-elektronik sektörü<br />
İhracat- İthalat Farkı<br />
307.395.073,30 TL<br />
73.395.761,14 TL<br />
205.223.452,12 TL<br />
53.741.937,59 TL<br />
182.849.547,26 TL<br />
Kırmızı ile gösterilen rakamlar ithalat<br />
fazlalığını, siyah ile gösterilen rakamlar<br />
ihracat fazlalığını göstermektedir. Görüldüğü<br />
üzere Havacılık, Karacılık ve Roket-silahmühimmat<br />
sektörleri pozitif yönde net ihracat<br />
gerçekleştiren ve bu anlamda Gayrisafi<br />
Yurtiçi Hasıla’ya katkı sağlayan sektörlerimizdir.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde Arge Faaliyetleri:<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayinde firma verilerine<br />
dayanarak yapılan çalışmada özkaynaktan<br />
yapılan ve dış finansmandan karşılanan ar-ge<br />
harcamalarındaki artışın, özellikle 2008<br />
yılından sonra ivme kazandığını görebiliyoruz.<br />
2009 yılı itibariyle <strong>Savunma</strong><br />
alanında yapılan toplam Arge harcamaları<br />
yaklaşık 500.000.000 TL’ye, Özkaynaktan<br />
Arge harcamaları 180.000.000 TL’ye, Dış<br />
Finansmandan<br />
ükselmiştir.<br />
Arge 320.000.000 TL’ye<br />
600.000.000<br />
500.000.000<br />
400.000.000<br />
300.000.000<br />
200.000.000<br />
100.000.000<br />
0<br />
2005 2007 2008 2009<br />
Özkaynaktan Arge<br />
Dış finansmandan Arge<br />
Toplam Arge<br />
TABLO-11 (<strong>Savunma</strong> Sanayinde Ar-Ge Harcamaları.TL)<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İstihdam<br />
İSO 500 verilerini incelerken 2009 yılında<br />
çalışanların sayısında dramatik düşüşler<br />
olduğundan bahsetmiştik. <strong>Savunma</strong> sanayiine<br />
baktığımızda son 5 yıl içerisinde toplam<br />
istihdamda istikarlı bir artış olduğunu, özellikle<br />
2009 yılındaki daha belirgin bir artışla<br />
savunma sanayiinde çalışan sayısının 650<br />
kişiye ulaştığını görüyoruz. Herbir sektörde<br />
25.000<br />
20.000<br />
15.000<br />
10.000<br />
5.000<br />
0<br />
2005 2007 2008 2009<br />
Havacılık sektörü<br />
Denizcilik sektörü<br />
Karacılık sektörü<br />
Roket-muh.-silah sektörü<br />
Yazılım-elektronik sektörü<br />
TOPLAM<br />
TABLO-12 (<strong>Savunma</strong> Sanayinde yaratılan istihdam)<br />
istihdam edilen insan sayısı aşağıdaki<br />
grafikte gösterilmiştir.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde Bekleyen<br />
Siparişler<br />
Henüz bilanço kalemlerine avans ya da<br />
satışlar olarak yansımamış, yani herhangi bir<br />
ödemesi alınmamış siparişler olarak<br />
tanımlanan ‘bekleyen savunma sanayii<br />
siparişleri’, 2009 yılında 21.472.807.676 TL<br />
bildirilmiştir. Havacılık sektörünün<br />
10.317.696.115 TL ile fazla bekleyen siparişe<br />
sahip sektör olduğunu görmekteyiz. İkinci<br />
sırada 7.210.462.646 TL ile yazılım-elektronik<br />
sektörü gelmektedir. Roket-mühimmat-silah<br />
sektörü 2.004.381.000 TL, Karacılık sektörü<br />
1.234.180.086TL, Denizcilik sektörü<br />
549.058.283TL bekleyen siparişe sahiptir.<br />
Analize konu olan savunma firmaları verileri,<br />
firmaların 2009 yılı itibariyle toplam bekleyen<br />
siparişleri içerisinde savunma ve havacılık<br />
sektörüne ait siparişlerin oranının ortalama<br />
%98 olduğu göstermektedir. Sektörlerin<br />
sürekliliği ile ilgili bir gösterge olarak kabul<br />
edilen bekleyen siparişlerin <strong>Savunma</strong><br />
Cirolarına oranı ise 2009 yılı itibariyle<br />
aşağıdaki gibidir:<br />
Havacılık sektörü<br />
Denizcilik sektörü<br />
Karacılık sektörü<br />
Roket-mühimmat-silah setörü<br />
Yazılım-elektronik sektörü<br />
<strong>Savunma</strong> bekleyen<br />
siparişler/<br />
<strong>Savunma</strong> cirosu<br />
9,82<br />
10,83<br />
2,15<br />
4,77<br />
6,18<br />
Bekleyen siparişlerle sektörel ciroları<br />
karşılaştırırsak; havacılık sektöründe 2009<br />
toplam cirosunun 9,5 katı bekleyen sipariş<br />
vardır. Havacılık sektöründe toplam cironun<br />
hemen hemen tamamını savunma cirosunun<br />
oluşturması nedeniyle savunma siparişlerinin<br />
savunma cirosuna oranı da aynıdır.<br />
Denizcilik sektöründe toplam cironun<br />
yaklaşık 2 katı bekleyen sipariş vardır.<br />
Bununla birlikte Denizcilik sektöründe 2009<br />
yılında gerçekleşen savunma cirosunun 10<br />
katı kadar savunmaya ilişkin bekleyen sipariş<br />
olduğunu görüyoruz. Denizcilik sektöründe<br />
gerçekleşen cironun %16’sının savunmaya<br />
yönelik olduğunu gözönüne alınarak sektörün<br />
sürekliliği konusunda sözkonusu oranlar<br />
yorumlanmalıdır.<br />
Karacılık sektöründe savunma alanında<br />
Toplam bekleyen<br />
siparişler/<br />
Toplam Ciro<br />
9,55<br />
1,83<br />
1<br />
2,87<br />
5,01
ekleyen siparişlerin savunma cirosunun<br />
yaklaşık 2 katı olduğunu, toplam bekleyen<br />
siparişlerin ise toplam cironun yaklaşık 1 katı<br />
olduğunu görüyoruz. Karacılık sektöründe<br />
gerçekleşen cironun yaklaşık %50’sinin<br />
savunmaya yönelik olduğu düşünülerek,<br />
özellikle savunma dışı alanda düşük<br />
bekleyen sipariş oranı, sektörün sürekliliğini<br />
tehlikeye sokabilmektedir.<br />
Roket-mühimmat-silah sektöründe savunma<br />
alanında bekleyen siparişlerin savunma<br />
cirosunun yaklaşık 5 katı olduğunu, toplam<br />
bekleyen siparişlerin ise toplam cironun<br />
yaklaşık 3 katı olduğunu görüyoruz.<br />
Cirosunun büyük kısmının savunmaya<br />
yönelik işlerin oluşturduğu yazılım-elektronik<br />
sektöründe, savunma alanında bekleyen<br />
siparişler savunma cirosundan, toplam<br />
bekleyen siparişler ise toplam cirodan<br />
yaklaşık 5-6 kat büyüktür.<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayinin Hacmi<br />
<strong>Savunma</strong> sanayiinde tamamlanmış işleri<br />
gösteren ciro (net satışlar), henüz tamamlanmamış<br />
işlerden avansı alınanlar, ödemesi<br />
henüz yapılmamış siparişler toplamı<br />
savunma sanayiinin o yıl itibariyle genişliğini<br />
göstermektedir. 2009 yılı itibariyle sektörün<br />
hacmi 28.720.973.723 TL’dir.<br />
değerleri bu<br />
rakamın %28’i kadardır. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>nda gerçekleştirilen projelerde<br />
ara aşamalar tamamlanmış olsa dahi avans<br />
olarak değerlendirilmekte ve fatura<br />
kesilememektedir. Dolayısıyla bir sektörü<br />
değerlendirirken salt ciro değerlerini dikkate<br />
almak sektör hakkında yanlış sonuçlar<br />
çıkarmamıza sebep olabilmektedir. Faturaların<br />
kesildiği yıllarda ciro değerlerinde,<br />
35.000.000.000<br />
30.000.000.000<br />
25.000.000.000<br />
20.000.000.000<br />
15.000.000.000<br />
10.000.000.000<br />
5.000.000.000<br />
0<br />
Havacılık sektörü<br />
Denizcilik sektörü<br />
Karacılık sektörü<br />
1<br />
Roket-muh.-silah sektörü<br />
Yazılım-elektronik sektörü<br />
Yan sanayi<br />
TOPLAM<br />
TABLO-13 Faaliyet Alanlarının 2009 yılı itibariyle genişlikleri<br />
savunma sanayiinde ilave bir gelişme<br />
olmadığı halde, ani artışlar gözlemlenebilmektedir.<br />
Dolayısıyla savunma sanayiine<br />
yönelik analizlerde ciro değerleri ile<br />
birlikte sektörel hacim de önem kazanmaktadır.<br />
<strong>Savunma</strong> Aanayinde İşgücü Verimliliği<br />
İşgücü verimliliği, yaratılan Net Katma Değer<br />
(faktör fiyatlarıyla katma değer)’in İşgücü<br />
sayısına bölünmesiyle elde edilen rakamdır.<br />
Başka deyişle kişi başına düşen net katma<br />
değer, 1 kişinin yarattığı katma değerdir.<br />
Faaliyet alanları bazında incelersek;<br />
Havacılık sektöründe son beş yılda işgücü<br />
verimliliğinin arttığını ve 2009 yılında<br />
ortalama 70.000 TL’ye<br />
ulaştığını, Denizcilik<br />
sektöründe de son beş yılda artış trendi<br />
olduğunu ve 2009 yılı itibariyle işgücü<br />
verimliliğinin ortalama 55.000 TL olduğunu<br />
görüyoruz. Kara Araçları sektöründe 2009 yılı<br />
itibariyle ortalama işgücü verimliliği<br />
105.000TL’ye<br />
ulaşmış ve bu sektör savunma<br />
sanayinde en yüksek işgücü verimliliğine<br />
sahip sektör olmuştur.<br />
Roket-silah-mühimmat sektöründe, işgücü<br />
verimliliği ortalama 27.000 TL olup diğer<br />
sektörlere göre işgücü verimliliği epeyce<br />
düşüktür.<br />
Yazılım-elektronik sanayiindeki firmaların<br />
çoğunda son 5 yılda işgücü verimliliği<br />
istikrarlı bir şekilde artmıştır. 2009 yılı<br />
itibariyle ortalama işgücü verimliliği 93.000<br />
TL olarak gerçekleşmiştir.<br />
ISO 500 (İstanbul Sanayi Odasının en büyük<br />
500 sanayi kuruluşu) çalışmasının 2009<br />
verileri (cari fiyatlarla) incelendiğinde 27<br />
sektör içerisinde en çok işgücü verimliliğine<br />
sahip 5’er sektör ile savunma sanayi ile<br />
ilşkilendirilebilecek diğer bazı sektörlerin<br />
işgücü verimliliği, sektörümüz verilerinin<br />
karşılaştırılması açısından aşağıda verilmiştir<br />
(2):<br />
Petrol Ürünleri Sanayi<br />
: 420.956 TL<br />
Çeşitli Petrol ve Türevleri Sanayi : 221.343 TL<br />
Tütün işletme Sanayi<br />
: 209.721 TL<br />
İçki Sanayi<br />
: 170.276 TL<br />
Elektrik Makinaları Sanayi : 108.327 TL<br />
Taşıt Araçları Sanayi<br />
: 56.917 TL<br />
Demir-Çelik Dışında Ana Metal Sanayi : 56.244 TL<br />
Diğer İmalat Sanayi<br />
: 36.965 TL<br />
İmalat Sanayi için genel<br />
: 64.663 TL<br />
Görüldüğü üzere, Kara Araçları sektörü en<br />
yüksek verimliliğe sahip sektörlerdeki işgücü<br />
verimliliğine yakın bir verimlilik sağlamaktadır.<br />
Yazılım-Elektronik sektörü de<br />
benzer şekilde yüksek verimlilikle çalışmaktadır.<br />
Havacılık sektörü ISO 500<br />
çalışmasında yer alan İmalat Sanayinde<br />
işgücü verimliliği ortalamasına yakın bir<br />
işgücü verimliliği sağlarken, Denizcilik<br />
sektörü söz konusu ortalamaya yaklaşmıştır.<br />
Roket-silah-mühimmat sektörü ise İmalat<br />
Sanayi ve Diğer İmalat Sanayi ortalamasının<br />
altında bir işgücü verimliliğine sahiptir.<br />
Bu çerçevede sonuç olarak, <strong>Savunma</strong><br />
sanayiinde işgücü verimliliği düşük olan<br />
sektörlerde verimliliğin artırılmasına yönelik<br />
tedbirlerin alınmasının, bunun sözkonusu<br />
olmadığı durumlarda ise –diğer ülke<br />
menfaatleri ile çelişmemek kaydıyla- işgücü<br />
verimliliği yüksek olan sektörlere yatırımların<br />
kaydırılmasının ekonomik anlamda katma<br />
değer yaratacağı değerlendirilmektedir.<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayinin Mali Yapısı:<br />
<strong>Savunma</strong> sanayinde faaliyet gösteren başlıca<br />
firma/kuruluşların bilanço ve gelir-gider<br />
tablolarındaki son beş yıllık verilere<br />
dayanılarak firmaların likidite durumları, mali<br />
durumları, karlılık durumları ve verimlilik<br />
durumları ‘Oran Analizi’ tekniği ile<br />
incelenmiştir. Firmaların ‘likidite durumları’<br />
borçlarını ödeme güçlerini, ‘mali durumları’<br />
faaliyetlerini sürdürmelerinde borçların<br />
öneminin ne olduğunu başka bir deyişle<br />
borç-özkaynak dengesini sağlayıp sağlayamadıklarını,<br />
‘verimlilik durumları’ ise<br />
aktiflerini yani varlıklarını ne derece etkin<br />
kullandıklarını gösteren ifadelerdir.<br />
Ekonomik karlılık ise, firma ve kuruluşların<br />
yarattıkları net katma değerin varlıklarına<br />
oranını; başka bir deyişle işletmeye konulan<br />
sermaye karşılığı ekonomiye ne kadar ilave<br />
kıymet (net katma değer) kazandırılıdığını<br />
ifade etmektedir.<br />
<strong>Savunma</strong> sektörünün, sektörel özellikleri de<br />
dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde<br />
çıkan sonuçlar değerlendirildiğinde,<br />
savunma sanayinin mali yapısı hakkında<br />
dikkat çeken ve sektörel ortalamaları<br />
yansıtanbaşlıca konular şunlardır:<br />
� Yazılım-elektronik sektörü, genel olarak,<br />
likidite açısından iyi durumda olduğu gibi<br />
özsermaye-borç dengesini de sağlıklı bir<br />
29
� şekilde sağlamış görülmektedir.<br />
Sözkonusu sektörün mali yapıya ilişkin<br />
göstergeler değerlendirildiğinde en<br />
istikrarlı sektör olduğunu söylemek<br />
mümkündür.<br />
� Denizcilik sektöründe toplam varlıkların<br />
neredeyse tamamının dışkaynak yani<br />
borçlarla finanse edildiği görülmektedir.<br />
Dış kaynak bağımlılığı yüksektir.<br />
� Kara Sistemleri Sektöründe efaaliyet<br />
gösteren firmaların genel olarak son 5 yıl<br />
içerisinde mali açıdan belirli bir istikrarı<br />
yakalayarak özsermaye-borç dengesini<br />
sağlıklı bir şekilde oluşturdukları<br />
görülmektedir.<br />
� Havacılık sektöründe de borçların<br />
özsermayeye oranının yüksek olduğu<br />
göze çarpmaktadır.<br />
� Roket-silah-mühimmat sektörü firmaları<br />
likidite ve mali durumları itibariyle<br />
birbirlerinden<br />
mektedirler.<br />
farklı bir profil sergile-<br />
� Verimlilik açısından değerlendirildiğinde,<br />
her bir sektörde genel olarak atıl<br />
kapasiteden söz etmek mümkündür.<br />
� Karlılık açısından değerlendirdiğimizde,<br />
2009 yılı itibariyle, satış karlılığı (3)<br />
ortalaması en yüksek sektör Yazılımelektronik<br />
sektörü, ikinci olarak da<br />
A<br />
� Havacılık sektörü olmuştur. Bunu Roketsilah-mühimmat<br />
ve Denizcilik sektörleri<br />
takip etmektedir. En düşük satış karlılığı<br />
oranı Karacılık sektöründe gerçekleşmiştir.<br />
Genel olarak satış karlılık<br />
oranlarına baktığımızda kar eden savunma<br />
sanayi firma ve kuruluşlarının satış<br />
karlılığının büyük sanayi firmaları için<br />
öngörülen oranların üzerinde olduğunu<br />
söylemek mümkündür.<br />
� Ekonomik karlılık (4) açısından değerlendirildiğinde,<br />
2009 yılı itibariyle, satış<br />
karlılığı ortalaması en düşük olan Karacılık<br />
Sektörü’nün ortalama %23 (yaklaşık) oranı<br />
ile en yüksek ekonomik karlılık oranına<br />
sahip iki sektörden biri olduğunu<br />
görüyoruz. Diğer sektör, aynı oran ile<br />
Roket-silah-mühimmat sektörüdür. Bu<br />
sektörleri ortalama %20 (yaklaşık)<br />
ekonomik karlılık oranı ile Yazılım-<br />
Elektronik sektörü takip etmektedir.<br />
Havacılık sektörünün ekonomik karlılık<br />
oranı ortalama %17 cıvarındadır. En düşük<br />
ortalama ekonomik karlılık oranı ise %8<br />
(yaklaşık) ile Denizcilik sektörü’ne aittir.<br />
2009 yılı ISO 500 raporunda Türkiye’nin 500<br />
büyük sanayi kuruluşu için ekonomik karlılık<br />
ortalaması %13,6 olarak bildirilmiştir. (5) Bu<br />
verileri, <strong>Savunma</strong> Sanayinin ekonomik<br />
DİPNOTLAR<br />
rzu Küflü<br />
verimlilik oranları ile karşılaştırdığımızda,<br />
genel olarak savunma sanayinde ekonomik<br />
karlılık oranının bu oranın oldukça üzerinde<br />
kaldığını gözlemlemekteyiz. ISO 500<br />
raporuna göre, Türkiye genelinde 3. en<br />
yüksek ekonomik karlılığa sahip sektör olan<br />
kimyasal ürünler sanayinde ekonomik karlılık<br />
oranının %28 olduğu göz önüne alındığında,<br />
savunma sanayinin bu orana yaklaştığı<br />
görülmektedir. Bu anlamda, savunma<br />
sektörünü ülke savunmasının yanı sıra,<br />
istikrarlı bir ekonomi sağlanmasına yaptığı<br />
katkı ile de değerlendirmek gerekliliği ortaya<br />
çıkmaktadır.<br />
Sonuç:<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde son beş yılda görülen<br />
gelişmeler, hem ulusal savunmamız<br />
açısından, hem de Türkiye ekonomisi<br />
açısından mutluluk ve gurur vericidir.<br />
<strong>Savunma</strong> sanayimiz öncü olabilecek<br />
potansiyele sahip bir sektör olduğunu<br />
kanıtlamıştır. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong><br />
olarak sektör firma/kuruluşlarımız ve<br />
ordumuz ile birlikte savunma sanayimizi daha<br />
ileriye taşıyacağımıza olan inancımız<br />
büyüktür. Bu çalışmamızda bize desteğini<br />
esirgemeyen ve verilerini büyük bir titizlikle<br />
bizimle paylaşan tüm firma ve kuruluşlarımıza<br />
teşekkür ediyoruz.<br />
1) GSYİH= Tüketim Harcamaları + Yatırım Harcamaları + Devlet Harcamaları + (İhracat-İthalat) olarak<br />
tanımlanmakta olup, özetle ülke içinde yaratılan hasıladır.<br />
2) Veriler ISO 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2009 Raporundan alınmıştır.<br />
3) Satış karlılığı bir liralık satış karşılığı elde edilen karı (faaliyet ve faaliyet dışı kar) gösterir.<br />
4) Ekonomik karlılık, firmanın yarattığı net katma değerin varlık toplamına oranıdır, başka bir deyişle<br />
işletmeye konulan sermaye karşılığı ekonomiye ne kadar ilave kıymet (net katma değer)<br />
kazandırılıdığını gösterir. Sektörlerin sürekliliği açısından önemlidir.<br />
5)<br />
Veriler ISO 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2009 Raporundan alınmıştır.<br />
1991 yılında A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü mezun olan Arzu<br />
Güzide Küflü, 1998 yılından bu yana, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>'nda uzman<br />
olarak çalışmaktadır. Deniz Araçları Daire Başkanlığı'nda 5 yıl boyunca Ani<br />
Müdahale Botları, Mayın Avlama Gemisi ve MİLGEM Projelerinde görev<br />
almıştır. Daha sonra atandığı MEBS Daire Başkanlığı'nda ise TBS, HELSİM,<br />
Yangın ve Yara <strong>Savunma</strong> Simülatörü ve F-16 Simülatörü projelerinde İdari<br />
Yardımcı olarak 6,5 yıl görev yapmıştır. Halen Strateji Geliştirme Daire<br />
Başkanlığı'na bağlı Stratejik Planlama Şube Müdürlüğünde Uzman olarak<br />
hizmetini sürdürmektedir.
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nin<br />
25 Yılı<br />
1985 Öncesi <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
Ülkemizde, Cumhuriyet döneminde harp<br />
silah, araç ve gereçlerinin üretilmesi<br />
amacıyla Anadolu'da bazı tesisler<br />
kurulmuştur. Cumhuriyetin ilk yıllarında<br />
daha ziyade mühimmat üreten, ağır<br />
sanayi gerektirmeyen nitelikte tesisler<br />
kurulmasını takiben, 1933-1939 yıllarında<br />
savunma sanayiinin temelini teşkil<br />
edecek yatırımlara geçilmiş ve özellikle<br />
havacılık sektöründe önemli girişimler<br />
olmuştur. Ancak 2. Dünya Savaşı ve<br />
sonrasında NATO ittifakına girilmesiyle<br />
artan askeri yardımlar, henüz kuruluş<br />
aşamasındaki savunma sanayiinin<br />
gelişmesini yavaşlatmıştır.<br />
1950 yılında Askeri Fabrikalar Umum<br />
Müdürlüğü, Makina ve Kimya Endüstrisi<br />
Genel Müdürlüğü 'ne dönüştürülmüşse de<br />
1950-1960, arasındaki dönemde savunma<br />
sanayii<br />
kalmıştır.<br />
faaliyetleri belli bir seviyede<br />
1963 yılında başlayan planlı dönemde,<br />
ithal ikamesine dayalı politikalar çerçevesinde<br />
bazı savunma sanayii yatırımları<br />
MKEK<br />
TUSAŞ<br />
Türk Uçak<br />
<strong>Sanayii</strong><br />
ASELSAN<br />
yapılmıştır. Özellikle Kıbrıs Harekatı'ndan<br />
sonra Aselsan, Aspilsan, Îşbir, Havelsan<br />
gibi savunma sanayiine yönelik şirketler<br />
oluşmuştur. Türkiye'nin kendi uçağını<br />
yapmasına ilişkin faaliyetlerin bir sonucu<br />
olarak TUSAŞ A.Ş. kurulmuş, bilahare<br />
TUSAŞ'ın da iştiraki ile TUSAŞ Havacılık<br />
ve Uzay <strong>Sanayii</strong> A.Ş. (TAI) ve uçak<br />
motorlarının üretimi için TUSAŞ Motor<br />
<strong>Sanayii</strong> A.Ş. (TEI) kurulmuştur.<br />
Kıbrıs Barış Harekatı sonrası ülkemize<br />
uygulanan ambargo, milletlerarası<br />
münasebetlerde, savunmada dışa bağımlılığın<br />
zararını açıkça göstermiştir.<br />
<strong>Savunma</strong> sanayiinin devlet tekelinde<br />
kalması ve savunma ihtiyacının istenilen<br />
ölçüde teşvik edilerek yerli sanayii ile<br />
entegrasyonunun sağlanamaması sebebi<br />
ile genel sanayileşmede elde edilen<br />
başarı savunma sanayiine intikal ettirilememiştir.<br />
Bunun sonucu olarak; TSK<br />
yeterince modernize edilememiş,<br />
ekonomiye olan yük giderek artmış ve<br />
savunma sanayii gelişememiştir.<br />
<strong>Savunma</strong><br />
Donatım<br />
İşletmeleri<br />
Gn. Müd.<br />
TUSAŞ<br />
Havacılık<br />
ve Uzay<br />
<strong>Sanayii</strong><br />
SAGEB<br />
1950 1973 1975 1983 1984 1985<br />
31
1985<br />
1986<br />
1985 - 1990 Dönemi<br />
SAGEB Kuruluş<br />
1980'li yıllar,<br />
Türk Silahlı Kuvuetleri'nin modernizasyonu ve çağdaş teknolojiye dayalı ulusal savunma sanayiinin Devlet eliyle ve<br />
yönlendirmesiyle oluşturulması çalışmalarının hız kazanmaya haşladığı yıllardır.<br />
Modern savunma sanayiinin geliştirilmesi<br />
ve TSK'nın modernizasyonunun sağlanması; taşıdığı özelliğe, öneme ve maddi<br />
yükünün büyüklüğüne uygun, özel bir statüsü olan bir kuruluşu ve süreklilik arz eden istikrarlı finansman kaynaklarını<br />
gerektirmektedir.<br />
Bu gerekçelerden<br />
hareketle, Milli <strong>Savunma</strong> Bakanlığı 'na bağlı, tüzel kişiliği haiz "<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Geliştirme ve Destekleme İdaresi<br />
Başkanlığının (SAGEB) kurulmasına imkan veren 3238 Sayılı Kanun 7.11.1985 tarihinde kabul edilmiştir. 3238 sayılı kanunun geçici birinci<br />
maddesi gereğince, <strong>Savunma</strong> Donatım İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Başkanlığa devredilmiştir.<br />
Başkanlığın Görevleri:<br />
a) İcra komitesinin aldığı kararlan uygulamak,<br />
b) Proje bazında<br />
yıllar itibariyle verilecek olan alımları programlarını sipariş kontratına<br />
bağlamak,<br />
c) Mevcut milli sanayi, savunma sanayii ibtiyaçlanna<br />
göre reorganize ve entegre etmek,<br />
yeni teşebbüsleri teşvik ve bu entegrasyona ve ihtiyaçlara göre yönlendirmek, yabancı<br />
sermaye ve teknoloji katkısı imkanlannı araştırmak, teşebbüsleri yönlendirmek, bu<br />
konudaki Devlet katılımını planlamak,<br />
d) Fon kaynaklannı<br />
dikkate alarak alım programlarını ve finansman modellerini<br />
belirlemek,<br />
e) ihtiyaç<br />
duyulan modern silah, araç ve gereçlerin özel veya kamu kuruluşlarında<br />
imalatını planlamak,<br />
f) Gerektiğinde<br />
özel, kamu veya karma nitelikli yeni yatırımları dışa açık olmak kaydıyla<br />
desteklemek,<br />
g) Modern silah, araç<br />
ve gereçleri araştırmak, geliştirmek, prototiplerin imalini<br />
sağlamak, avans vermek, uzun vadeli siparişleri ve diğer mal ve ekonomik teşvikleri<br />
tespit etmek,<br />
h) işin özelliğine göre yıllar içinde yapılacak alımın şartlarını, Milli <strong>Savunma</strong> Bakanlığınca<br />
belirlenecek şartname ve standartları dikkate alarak teknik ve mali konuları<br />
kapsayan<br />
kontratları yapmak,<br />
i) <strong>Savunma</strong> sanayii ürünleri ihracatı ve offset ticareti konularını<br />
koordine etmek,<br />
j) Fondan kredi vermek veya yurt içinden ve yurt dışından kredi almak ve gerektiğinde<br />
yerli ve yabancı sermayeli şirketler kurmak ve iştirak etmek,<br />
k) Üretilen malın kontrat muhteviyatına uyup uymadığını, kalite kontrolleri ile kontrat<br />
şartlarının yerine getirilip getirilmediğini takip etmek,<br />
l) Uygulama aksaklıklarının ilgili kurum ve kuruluş/ar nezdinde çözümlenmesini temin<br />
etmek.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Destekleme Fonu<br />
(SSDF)<br />
TSK'nın modernizasyonunun sağlanması<br />
ve Türkiye'de modern savunma sanayiinin<br />
kurulması için gerekli kaynağın,<br />
genel bütçe dışında devamlı ve istikrarlı<br />
bir şekilde temini amacıyla TCMB<br />
nezdinde ve Başkanlık emrinde SSDF<br />
kurulmuştur.<br />
Gelir Kaynakları:<br />
� Genel bütçeye konulan ödenek<br />
� Alkollü içki ve tütün mamulleri satışından alınan pay<br />
� Eğlence yerlerine giriş biletlerinden ve her nevi müşterek bahislerden alınan pay<br />
� TSKGV'den aktarmalar<br />
� Milli Piyango safi hasılattan alınan pay<br />
� Milli <strong>Savunma</strong> Bakanlığı bütçesinden aktarmalar<br />
� Kanunla kurulan fonlardan aktarmalar<br />
� Akaryakıt tüketiminden alınan pay<br />
� Gelir ve Kurumlar vergisinden alınan pay<br />
� Talih oyunları hasılatından alınan pay<br />
� Fon mal varlığı gelirleri<br />
� Bedelli askerlik gelirleri<br />
� Bağış ve yardımlar<br />
SAVUNMA SANAYİİ YÜKSEK KOORDİNASYON KURULU<br />
Başkan: Başbakan<br />
Genelkurmay Başkanı, Devlet Bakanı, Milli <strong>Savunma</strong> Bakanı, Dışişleri<br />
Bakanı, Maliye ve Gümrük Bakanı, Sanayi-Ticaret Bakanı, Kuvvet<br />
Komutanları, Jandarma Gen. Komutanı, Başbakanlık Müsteşarı, D.P.T.<br />
Müsteşarı, Hazine Dış Ticaret Müsteşarı<br />
SAVUNMA SANAYİİ İCRA KOMİTESİ<br />
Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Milli <strong>Savunma</strong> Bakanı,<br />
Komite Sekreteri, SAGEB Başkanı<br />
DENETLEME KURULU<br />
BAŞKAN<br />
YARDIMCISI<br />
DAİRE<br />
BAŞKANI<br />
DAİRE<br />
BAŞKANI<br />
DAİRE<br />
BAŞKANI<br />
SAVUNMA SANAYİİ GELİŞTİRME<br />
VE DESTEKLEME İDARESİ<br />
BAŞKANI<br />
BAŞKAN<br />
YARDIMCISI<br />
DAİRE<br />
BAŞKANI<br />
DAİRE<br />
BAŞKANI<br />
SAVUNMA SANAYİİ<br />
DESTEKLEME FONU<br />
BAŞKAN<br />
YARDIMCISI<br />
İDARİ VE MALİ İŞLER<br />
DAİRE BAŞKANLIĞI<br />
PERSONEL VE EĞİTİM<br />
DAİRE BAŞKANLIĞI<br />
3238 sayılı kanunun getirdiği sistem şeması<br />
Personel Durumu (1986)<br />
58 personel görev yapmaktadır.
Projelerden Örnekler<br />
� Zırhlı Muharebe Aracı: FNSS Ortak yatırım şirketi<br />
kurulmuştur.<br />
� Çok Namlulu Roket Sistemi (MLRS) ve Roketleri<br />
� Roket <strong>Sanayii</strong> Projesi: Roketsan firması kurulmuştur.<br />
� F-16 Uçağı Elektronik Harp Sistemleri: Mikes firması<br />
kurulmuştur.<br />
� HF/SSB Telsizi Üretim Projesi: Markoni firması<br />
kurulmuştur.<br />
� Mobil Radar Kompleksleri: Ayesaş ve Thomson Tekfen<br />
Radar firmaları kurulmuştur.<br />
� Hafif Nakliye Uçağı Başlangıç Eğitim Uçağı<br />
� Helikopter<br />
� Uzaktan Kumandalı Uçan Araçlar (RPV)<br />
� İleri Teknoloji Endüstri Parkı (İTEP)<br />
� Emniyet Genel Müdürlüğü için Genel Maksat<br />
Helikopteri Alımı<br />
� Ar-Ge Projeleri<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong><br />
Tedarik Stratejisi<br />
Zırhlı Muharebe Aracı FNSS <strong>Savunma</strong> F-16 Uçağı Elektronik Mikes Mikrodalga<br />
Sistemleri A.Ş. Harp Sistemleri Elektronik A.Ş.<br />
kurulmuştur<br />
kurulmuştur.<br />
Mobil Radar Kompleksi Aydın Yazılım ve HF/SSB Telsizi<br />
Markoni<br />
Elektronik San. A.Ş.<br />
kurulmuştur.<br />
ÜretimProjesi Kominikasyon A.Ş.<br />
Roketsan Roket San. ve<br />
Tic. A.Ş. kurulmuştur.<br />
Başlangıç<br />
Eğitim Uçağı<br />
Taarruz Helikopteri<br />
Alımı<br />
Çok Namlulu Roket<br />
Sistemi (MLRS)<br />
ve Roketleri<br />
Hafif Nakliye<br />
Uçağı<br />
İleri Teknoloji Endüstri<br />
Parkı (İTEP)<br />
30.10.1989 tarih ve 390 sayılı KHK ile <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (SAGEB), <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>'na (SSM) dönüştürülmüştür.<br />
3238 sayılı kanun çerçevesinde; savunma sanayinin gelişirilmesi için uygulanan yeni model, lisans ile alınan teknolojinin yeni gelişmeleri<br />
takip etmek konusunda yarattığı zorluklar gözönünde tutularak, yabancı üreticilerin yatırıma iştirak ve yerli ortakları ile birlikte üretimin her<br />
aşamasında sorumlu oldukları "ortakyatırım şirketi" modeli ile üretim tercih edilmiştir. 3238 sayılı kanunun, savunma sanayiinin yerli ve<br />
yabancı özel sektör yatırımlarına açmak suretiyle bu sektöre önemli bir yenilik getirmiştir.<br />
Diğer Faaliyetler<br />
3 Mayıs 1989'da<br />
MTA'da II. IDEA<br />
özel seminerinde<br />
Vahit Erdem'in<br />
konuşması<br />
� Kalite Kontrol Sistemi Çalışmaları<br />
� Sanayi Envanteri Çalışmaları<br />
� Sanayi Güvenliği Çalışmaları<br />
� Hafif Silah İthalatı ve Satışı Çalışmaları<br />
� Off-set Uygulamaları ile îlgili Çalışmalar<br />
� Comdef <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Sergisine İştirak<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Komitesi Toplantısı<br />
(1989)<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Komitesi Toplantısı Çıkışı<br />
(1990)<br />
33<br />
1987<br />
1988 1989<br />
1990
1992<br />
1993<br />
Öncelikler<br />
<strong>Savunma</strong> sanayiinin kurulması ve geliştirilmesine<br />
yönelik çalışmalar yapılırken;<br />
1991 1991 - 1995 Dönemi<br />
� Mevcut sanayi potansiyelinden azami<br />
ölçüde yararlanılması,<br />
� İleri teknolojili yeni yatırımların yönlendirilmesi<br />
ve teşvik edilmesi,<br />
� Araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin<br />
desteklenmesi, teşvik edilmesi,<br />
� Mümkün olduğunca kendi kendine yeterli<br />
bir savunma sanayiinin kurulması,<br />
hedeflenmiştir.<br />
<strong>Savunma</strong> ve Havacılık dergisinden bir makale<br />
Projelerden Örnekler<br />
� İnsansız Hava Aracı Projesi (İHA)<br />
� Genel Maksat Helikopter Projesi (BlackHawk)<br />
� Genel Maksat Helikopter Projesi (Cougar)<br />
� Denizde İkmal Muharebe Destek Gemisi<br />
� Deniz Eğitim Uçağı<br />
� 2. Paket Hücum Helikopteri (Süper Cobra)<br />
� Emniyet Genel Müdürlüğü Büyük Tip Zırhlı Araç Tedariği<br />
� Ar-Ge Projelerinden Örnekler: - Güdümlü Füze Tasarım Altyapısı Geliştirme<br />
� Kaideye Monteli Stinger (KMS) - Kripto Analiz Merkezi<br />
Müsteşar Yardımcısı<br />
(İdari ve Mali İşler)<br />
Daire Başkanı<br />
(Fon Yönetimi)<br />
Daire Başkanı<br />
(Pers. ve Eğ.)<br />
Daire Başkanı<br />
(İd. Mali İşl.)<br />
SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI<br />
Müsteşar<br />
Hukuk Müşaviri Özel Kalem<br />
Müsteşar Yardımcısı<br />
(Ekonomik)<br />
İnsansız Hava Aracı<br />
(İHA)<br />
Müsteşar Yardımcısı<br />
(Teknik)<br />
Genel Maksat<br />
Helikopteri<br />
(BlackHawk)<br />
Daire Başkanı Daire Başkanı Daire Başkanı Daire Başkanı<br />
Şube Müdürü<br />
(OFF-SET)<br />
Şube Müdürü<br />
(Yerli Katkı ve San.)<br />
Şube Müdürü<br />
(Dış İlişkiler)<br />
Şube Müdürü<br />
(Krediler)<br />
Denetleme Kurulu<br />
Şube Müdürü<br />
(Enf. Dok. Bil. İşl)<br />
Şube Müdürü<br />
(Kalite Kontrol)<br />
Şube Müdürü<br />
(Korn.Kont ve Radar)<br />
Şube Müdürü<br />
(Elek. Harp)<br />
<strong>Savunma</strong> ve Havacılık dergisinden<br />
bir röportaj<br />
Genel Maksat<br />
Helikopteri<br />
(Cougar)<br />
Deniz Eğitim<br />
Uçağı<br />
Denizde İkmal<br />
Muharebe<br />
Destek Gemisi<br />
2. Paket Hücum<br />
Helikopteri<br />
(Süper Cobra)<br />
1995 sonu itibariyle SSM tarafından kontrata<br />
bağlanan projelerin tedarik bedeli 9,6<br />
Milyar ABD Dolarına ulaşmıştır.
Genel Kurmay<br />
Başkanlığı<br />
Diğer Faaliyetler<br />
� TAFICS Projesi<br />
SHP'de Yer<br />
Alan Proje<br />
� Geleceğin Büyük Uçağı (FLA)<br />
� Türkiye'de Mühimmat Sanayi Çalışmaları<br />
� Türkiye'de Gemi Endüstrisi İmkanları Çalışması<br />
� MKEK Mühimmat Hattı Modernizasyonu<br />
PROJE İŞLEM AKIŞ ŞEMASI<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
M.S.B. SSM<br />
Yatırım Projesi<br />
Teklife Çağrı<br />
Firmalar SSM Proje Grubu Projeye Başlama İcra Komitesi<br />
Dosyası<br />
Değerlendirme<br />
Nihai Seçim<br />
SSM İcra Komitesi SSM<br />
Test ve Demo<br />
Kararı<br />
Proje Yönetim<br />
Ofisi<br />
Teknik ve Taktik İstekler Teknik-Taktik İstekler + Önseçim<br />
Sözleşme<br />
SSM Firma<br />
İmzalanması<br />
Sözleşme<br />
Görüşmeleri<br />
� MKEK Tabanca Fişeği Hattı Modernizasyonu<br />
� Kalite Çalışmaları<br />
� Sanayi Güvenliği Çalışmaları<br />
� Hafif Silah İthalatı ve Satışı<br />
� IDEF <strong>Savunma</strong> ve Havacılık Fuarı<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Komitesi Toplantısı<br />
(1994)<br />
Deniz Eğitim Uçağı Projesi İmza Töreni<br />
(1994)<br />
Personel Durumu (1995)<br />
184 personel görev yapmaktadır.<br />
35<br />
1994 1995
1997<br />
1998<br />
1999<br />
Genel Değerlendirme<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> tarafından 80'li yılların sonunda imzalanan sözleşmeleri müteakip 1995 yılından itibaren Deniz Platformları ve<br />
Alçak İrtifa Hava <strong>Savunma</strong> Sistemlerinin milli imkanlarla geliştirilmesine yönelik projeler ile, Havadan Erken İhbar Kontrol Uçağı, Uzun Ufuk,<br />
MALE İnsansız Hava Aracı gibi döneminin yüksek teknolojili sistemlerinin tedariği sürecine başlanmıştır.<br />
1996 1996 - 2000 Dönemi<br />
Dönemin operasyonel ihtiyacına binaen elektronik harp projeleri ile ilgili çalışmaların hız kazandığı görülmektedir.<br />
Deniz Helikopteri ING-GPS Tedarik Sözleşmesi<br />
İmza Töreni (1998)<br />
Projelerden Örnekler<br />
� Genel Maksat Helikopter Projesi (Cougar-II)<br />
� 90 Tonluk Sahil Güvenlik Botu<br />
� F-5 Modernizasyonu<br />
� Deniz Karakol ve Gözetleme Uçağı (Meltem-I)<br />
� Mayın Avlama Gemisi<br />
� Zırhlı Muharebe Aracı-II<br />
� X-Band Uydu Haberleşme Sistemi<br />
� Genel Maksat Helikopteri Depo Seviyesi Bakım<br />
� Sahil Güvenlik Helikopteri Ar-Ge Projelerinden<br />
Örnekler:<br />
� Ar-Ge 98-1<br />
� Ar-Ge 99-1 - Modelleme Simülasyon Sistemleri<br />
Müsteşar Yardımcısı<br />
(İdari ve Mali İşler)<br />
Daire Başkanı<br />
(Fon Yönetimi)<br />
Daire Başkanı<br />
(Pers. ve Eğ.)<br />
Daire Başkanı<br />
(İd. Mali İşl.)<br />
SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI<br />
Hukuk Müşaviri Özel Kalem<br />
Daire Başkanı<br />
(Ekonomik)<br />
Müsteşar<br />
Müsteşar Yardımcılığı<br />
(Sanayi Hizmetleri)<br />
Şube Müdürü<br />
(Dış İlişkiler)<br />
Daire Başkanı<br />
(İTEP)<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Komitesi Toplantısı<br />
(1997)<br />
Denetleme Kurulu<br />
Daire Başkanı<br />
(1. teknik)<br />
Genel Maksat<br />
Helikopter<br />
Cougar II<br />
90 Tonluk Sahil<br />
Güvenlik Botu<br />
Ani Müdehale Botu Sözleşmesi İmza Töreni<br />
(1997)<br />
F-5<br />
Modernizasyonu<br />
Deniz Karakol ve<br />
Gözetleme Uçağı<br />
(Meltem-I)<br />
Mayın Arama Gemisi Zırhlı Muharebe<br />
X-Band Uydu<br />
Genel Maksat<br />
Aracı-II<br />
Haberleşme Sistemi Helikopteri Depo<br />
Seviyesi Bakım<br />
Müsteşar Yardımcılığı<br />
(Teknik)<br />
Daire Başkanı<br />
(2. teknik)<br />
Sahil Güvenlik<br />
Helikopteri<br />
Deniz Helikopteri (SeaHawk) 2. Paket Tedarik<br />
Sözleşmesi İmza Töreni (1999)
Aselsan ile F-16 Elektronik Harp 2. Paket<br />
İmza Töreni (2000)<br />
EUROSATORY 2000<br />
19-23 Haziran 2000 tarihlerinde Paris Le Bourget 'de<br />
düzenlenen Eurosatory 2000 Uluslararası <strong>Savunma</strong><br />
<strong>Sanayii</strong> Fuarı'na ilk kez <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong><br />
2<br />
olarak 18 m lik bir alan kiralanmış ve diğer savunma<br />
sanayii firmaları ile birlikte iştirak edilmiştir.<br />
Diğer Faaliyetler<br />
� HEAŞ A.Ş. 'nin Kuruluşu<br />
� Kalite Çalışmaları<br />
� Sanayi Güvenliği Çalışmaları<br />
� Hafif Silah İthalatı ve Satışı Çalışmaları<br />
� IDEF <strong>Savunma</strong> ve Havacılık Fuarı<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Komitesi Toplantı Öncesi<br />
(2000)<br />
HEAŞ A.Ş.'nin Kuruluş Protokolü İmza Töreni<br />
(2000)<br />
Personel Durumu (2000)<br />
271 personel görev yapmaktadır.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Komitesi Toplantısı<br />
(2000)<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> 15. Yılını,<br />
Bilkent'te 7-8 Kasım 2000 Tarihlerinde<br />
düzenlenen "<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>'nin Dünü,<br />
Bugünü ve Yarını"konulu Sempozyum<br />
etkinliği ile kutladı.<br />
37<br />
2000
2001<br />
2003<br />
2004<br />
Genel Değerlendirme<br />
SSM 2005 yılında 20. Kuruluş Yıldönümünü Türkiye'nin etkin savunma sanayii ve ana sistem tedarik kurumu niteliğini kazanmış olarak idrak<br />
etmiştir. 2005 yılında savunma sanayii sektörü toplam cirosunu % 19 artırarak 1,6 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşmıştır.<br />
2002 2001 - 2005 Dönemi<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Komitesi Toplantısı<br />
(2001)<br />
Projelerden Örnekler<br />
� Özel Kuıvvetler (BlackHawk) Modernizasyonu<br />
� Leopard Tanklarının İyileştirilmesi<br />
� Deniz Keşif Gözetleme ve Karakol Uçakları Meltem-II<br />
� Havadan Erken İhbar ve Kontrol Uçağı (Barış Kartalı)<br />
� Geleceğin Savaş Uçağı<br />
� Füze İkaz Sistemi<br />
� F-162. Paket Elektronik Harp<br />
� A400M Geleceğin Büyük Uçağı<br />
� Cougar Depo Seviyesi Bakım<br />
� Uzun Ufuk<br />
� Genesis<br />
� Helsim<br />
� Ar-Ge Projelerinden Örnekler:<br />
� Ar-Ge 2004<br />
Tedarik Stratejisi:<br />
• ihracat alanında bir önceki yıla nazaran % 72'lik bir artışla 337 Milyon Dolara,<br />
şirketlerin öz kaynaklarından yaptıkları Ar-Ge çalışmalarında ise%3 'lük artışla<br />
79 Milyon ABD Dolarına ulaşılmıştır. <strong>Savunma</strong> sanayiinde özgün sistemleri<br />
geliştirme yönünde atılan adımlar beraberinde ciddi bir ihracat potansiyelini<br />
de doğurmuştur. SSM 2005 yılında ciddi bir ihracat destek programı başlatmış<br />
ve Abu Dhabi'de gerçekleştirilen IDEX Uluslararası <strong>Savunma</strong> fuarına 22 firma<br />
ile ulusal katılım sağlanmıştır.<br />
Özel Kuvvetler<br />
(BlackHawk)<br />
Modernizasyonu<br />
Geleceğin<br />
Savaş Uçağı<br />
Atış Kontrol Sistemi<br />
Modernizasyonu<br />
Leopard<br />
F-16 2. Paket<br />
Elektronik Harp<br />
Geleceğin Savaş Uçağı Projesi İmza Töreni<br />
(2002)<br />
Deniz Keşif<br />
Gözetleme ve Karakol<br />
Uçakları Meltem<br />
A400-M<br />
Havadan Erken İhbar<br />
ve Kontrol Uçağı<br />
Barış Kartalı<br />
Cougar Depo<br />
Seviyesi Bakım<br />
Uzun Ufuk Savaş Yönetim Sistemi<br />
Modernizasyonu<br />
Genesis<br />
Helsim<br />
İhtiyaçların yurtiçinden karşılanma oranı % 25 'ler seviyesindedir. Bu tespitten hareketle, TSK ihtiyaçlarının, özgün tasarımlarla karşılanması<br />
hedeflenmiştir. <strong>Savunma</strong> tedarik çevriminin üç ana unsuru olan ihtiyaç belirleme, tedarik/ar-ge yönetimi ve savunma sanayi sektöründe hu<br />
amaca odaklı yeniden yapılanma bir gereklilik olarak ortaya çıkmaktadır. Temel olarak, ihtiyaç belirlemede uzun vadeli planlama, tedarik/arge<br />
yönetiminde savunma sanayi politikalarının milli bütünlük içinde uygulanabilmesinin<br />
temini ve tedarik harcamalarının dünyada olduğu gibi savunma sanayinin gelişiminde temel<br />
enstrüman olarak kullanımı ve sektörde iç ve dış pazarda rekabet edebilecek güçlü yapıların<br />
oluşturulması hedeflenmiştir.<br />
Mayıs 2004, İcra Komitesi Toplantısı<br />
İcra Komitesi Toplantısı<br />
(2004)<br />
Mayıs 2004 tarihinde yapılan <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra<br />
Komitesi Toplantısında, daha önce çalışmaları<br />
başlatılan; ATAK Helikopteri, Milli Tank ve İnsansız<br />
Hava Aracı projelerinde yurtiçi özgün geliştirme<br />
modeline geçilmesine karar verilmiştir.
Aselsan tarafından milli imkanlarla üretilen<br />
Kaideye Monteli Stinger sistemlerinin ilk partisi<br />
26 Kasım 2004 tarihinde düzenlenen<br />
bir törenle teslim edildi.<br />
Diğer Faaliyetler<br />
� Türk <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Ürünleri Katalogu Çalışmaları<br />
� <strong>Savunma</strong> Fuarlarına Milli Katılımın Gerçekleştirilmesi<br />
� Sözleşmeler ve Fiyat Analizleri ile İlgili Çalışmalar<br />
� Kalite ve Sanayi Güvenliği Çalışmaları<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Komitesi Toplantısı<br />
(2005)<br />
� Stratejik Planlama Faaliyetleri Bilgi Yönetimi Faaliyetleri<br />
KMS Teslim Töreni<br />
Havacılık Bakım Onarım Merkezi<br />
(HABOM) Projesi<br />
Türk Hava Yolları 'nm HABOM Projesi için<br />
kullanacağı Sabiha Gökçen Uluslararası<br />
Havalimanındaki arazinin <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
<strong>Müsteşarlığı</strong> tarafından 25 yıllığına Türk<br />
Hava Yolları'na tahsisine ilişkin anlaşma 3<br />
Aralık 2004'de imzalanmıştır. Türk Hava<br />
Yolları hu proje ile bölgesinde önemli bir<br />
bakım merkezine sahip olmayı ve bakım<br />
gelirlerini artırmayı hedeflemektedir.<br />
Personel Durumu (2005)<br />
245 personel görev yapmaktadır.<br />
HABOM<br />
39<br />
2005
2007<br />
2006 2006 - 2010 Dönemi<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Komitesi Toplantısı<br />
(2006)<br />
Tedarik Stratejisi:<br />
SSM'de üç aşamalı bir tedarik stratejisi izlenmektedir:<br />
SSM'de Stratejik Yönetime Geçiş: İlk Stratejik Plan (2007-2011)<br />
Stratejik Amaçlar:<br />
Stratejik Hedeflerden Örnekler:<br />
1. Öncelikli alanlarda özgün geliştirme modelinin uygulanması, böylelikle savunma sanayimizin ürün<br />
portföyünün geliştirilmesi hedeflenmektedir.<br />
2. Türk pazarı için geliştirmenin maliyet-etkin olmadığı durumlarda, ortak geliştirme veya<br />
konsorsiyumlara ortak olma yöntemine başvurulmaktadır. Böylelikle sanayimizin tasarım/risk ortağı<br />
olma kapasitesinin geliştirilmesi hedeflenmektedir.<br />
3. Yukarıdaki önceliklerin sağlanamaması durumunda hazır alım yoluyla tedarik yapılmaktadır. Hazır<br />
alım ile tedarik yönteminde de, mutlaka ortak üretim ve off-set yoluyla Türk sanayine iş imkanları<br />
sağlanmaktadır.<br />
Misyon: Ülkemizin savunma ve güvenliğine yönelik TSK ve kamu kurumlarının sistem ihtiyaçlarını<br />
karşılamak, savunma sanayiinin geliştirilmesine yönelik strateji ve yöntemleri belirlemek ve<br />
uygulamak.<br />
Vizyon: Ülkemizin stratejik savunma ve güvenlik ihtiyaçlarına teknolojik gelişmeler doğrultusunda<br />
özgün yurtiçi çözümler sunan, uluslar arası pazara entegre ve rekabetçi bir savunma sanayiine yön<br />
veren uzman tedarik kurumu olmak.<br />
1. Kullanıcı ihtiyaçlarına ve endüstriyel hedeflere uygun olarak tedarik faaliyetlerini etkinleştirmek.<br />
2. <strong>Savunma</strong> sanayiini özgün yurtiçi çözümler sunabilecek ve uluslararası alanda rekabet edebilecek<br />
şekilde yapılandırmak<br />
3. Uluslararası işbirliğini gözeten çok taraflı sanayi, savunma ve güvenlik projelerine aktif katılım<br />
sağlamak.<br />
4. Kurumsal yapıyı etkinleştirmek.<br />
• İhtiyaçların yurtiçi karşılanma oranı 2010 yılı itibariyle % 50'ye çıkarılacaktır, (en son verilerle<br />
Türkiye'de yurtiçi karşılama oranı, diğer ülkeler karşılaştırması) (2009 faaliyet raporu)<br />
• 2011 yılında savunma ürün ve hizmet ihracatı 1 milyar dolara çıkarılacaktır. (İhracat rakamları en son<br />
verilerle)<br />
Projelerden Örnekler<br />
� Türk Başlangıç ve Temel Eğitim Uçağı (Hürkuş)<br />
� ATAK Helikopteri<br />
� Yeni Tip Karakol Botu<br />
� Sahil Güvenlik Arama Kurtarma Gemisi<br />
� Seyyar Yüzücü Hücum Köprüsü<br />
� Çok Bantlı Sayısal Müşterek Telsiz<br />
� Uzun Menzilli Tanksavar Füze (UMTAS)<br />
� RF Köreltici Karıştırıcı<br />
� Süratli Amfibi Gemi<br />
� Mayına Karşı Korumalı Araç<br />
� Milli Tank (Altay)<br />
� Göktürk Keşif Gözetleme Uydusu<br />
� Ar-Ge Projelerinden Örnekler:<br />
� Kaska Entegre Kumanda Sistemi (Avcı)<br />
Türk Başlangıç ve<br />
Temel Uçağı<br />
Hürkuş<br />
Seyyar Yüzücü<br />
Hücum Köprüsü<br />
ATAK Helikopteri<br />
Çok Bantlı Sayısal<br />
Müşterek Telsiz<br />
Tüsside (2005)<br />
Stratejik Planlama Ekibi, Ilgaz (2006)<br />
Yeni Tip Karakol Botu<br />
Uzun Menzilli<br />
Tanksavar Füze<br />
UMTAS<br />
SSM Mevcut Bina<br />
Sahil Güvenlik Arama<br />
Kurtarma Gemisi<br />
RF Köreltici<br />
Karıştırıcı<br />
Süratli Amfibi Gemi Mayına Karşı<br />
Milli Tank (Altay) Göktürk Keşif<br />
Korumalı Araç<br />
Gözetleme Uydusu
SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI<br />
SSM tarafından düzenlenen III. Kalite Kurultayı (2008)<br />
Personel Durumu (2010)<br />
358 personel görev yapmaktadır.<br />
Müsteşar<br />
İç Denetim Hukuk Müşavirliği Özel Kalem Müd.<br />
Kurumsal Yönetim<br />
Hizmetleri Müsteşar<br />
Yardımcılığı<br />
Personel Eğitim<br />
Daire Başkanlığı<br />
Strateji Geliştirme<br />
Daire Başkanlığı<br />
Tedarik Yönetim<br />
Daire Başkanlığı<br />
İdari ve Mali İşler<br />
Daire Başkanlığı<br />
Sanayi<br />
Hizmetleri<br />
Müsteşar Yardımcılığı<br />
Sanayileşme<br />
Daire Başkanlığı<br />
AR-GE ve Teknoloji<br />
Yönetimi<br />
Daire Başkanlığı<br />
Kalite Test ve<br />
Sertifikasyon<br />
Daire Başkanlığı<br />
Uluslararası İşbirliği<br />
Daire Başkanlığı<br />
Diğer Faaliyetler<br />
� <strong>Savunma</strong> Sanayi Sektör Stratejisi Dokümanı<br />
� KOBİ'lerin Desteklenmesi Çalışmaları<br />
� Teknoloji Yönetim Stratejisi Dokümanı<br />
� <strong>Savunma</strong> Sanayi İhracat Stratejisi Dokümanı<br />
� Kalite-Test ve Sertifikasyon Faaliyetleri<br />
� 2. Dönem Stratejik Planlama Çalışmaları<br />
� Stratejik İnsan Kaynakları Yönetim Sistemi Çalışmaları<br />
� Bilgi Yönetimi Çalışmaları<br />
� Tedarik Lojistiği Çalışmaları<br />
� Tedarik Süreci İyileştirme Faaliyetleri<br />
� Hizmet Binası İnşası<br />
� <strong>Savunma</strong> Sanayi Gündemi Dergisi<br />
<strong>Savunma</strong><br />
Hizmetleri<br />
Müsteşar Yardımcılığı<br />
Kara Araçları<br />
Daire Başkanlığı<br />
Deniz Araçları<br />
Daire Başkanlığı<br />
Hava Araçları<br />
Daire Başkanlığı<br />
Muharebe Elektronik<br />
ve Bilgi Sistemleri<br />
Daire Başkanlığı<br />
Elektronik Harp ve<br />
Algılayıcılar<br />
Daire Başkanlığı<br />
Roket-Füze ve<br />
Mühimmat<br />
Daire Başkanlığı<br />
Milli Tank (Altay) İmza Töreni (2008)<br />
SSM 24. Kuruluş Yıldönümü Anıtkabir Ziyareti (2009)<br />
DSA 2010 Malezya Fuarına milli katılım sağlanmıştır.<br />
IDEX 2009 Ahu Dhabi Fuarında milli katılım sağlanmıştır.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Komitesi Toplantısı (2008)<br />
SSM Tarafından Düzenlenen<br />
I. SSM Tedarik Lojistiği Kurultayı (2009)<br />
SSM Yeni Bina Temel Atma Töreni (2010)<br />
41<br />
2008<br />
2009 2010
Sosyal Sorumluluk Projeleri<br />
3 Kasım 2006<br />
SSM Çalışanları tarafından<br />
savunma sanayii<br />
sektörünün de katkılarıyla<br />
Çocuk Hastalıkları<br />
Araştırma Vakfı yararına<br />
kermes düzenlenmiştir.<br />
28 Mart 2009<br />
Çevre ve Orman Bakanlığı<br />
Ağaçlandırma ve Erozyon<br />
Kontrolü Genel Müdürlüğü<br />
tarafından yürütülen<br />
Hatıra Ormanı<br />
kampanyasına katılım<br />
sağlanarak, Esenboğa<br />
Protokol yolu üzerinde SSM<br />
çalışanları hatıra<br />
ağaçlandırması yapılmıştır.<br />
9 Mayıs 2008<br />
SSM Çalışanları tarafından<br />
savunma sanayii sektörünün<br />
de katkılarıyla Ankara<br />
Cerrahi Onkoloji Derneği<br />
yararına kermes<br />
düzenlenmiştir.<br />
Köşklüdere<br />
İlköğretim Okulu, Mamak<br />
Tadilat Öncesi ve<br />
Sonrası<br />
Cücük Köyü<br />
İlköğretim Okulu, Akyurt<br />
Tadilat Öncesi ve Sonrası<br />
30 Nisan 2010<br />
SSM Çalışanları tarafından<br />
savunma sanayii sektörünün<br />
de katkılarıyla düzenlenen<br />
kermesin geliriyle, Milli Eğitim<br />
Bakanlığı tarafından<br />
yürütülen % 100 eğitime<br />
destek kampanyası<br />
çerçevesinde Akyurt ilçesine<br />
bağlı Cücük Köyü ilköğretim<br />
okulu ve Mamak ilçesine bağlı<br />
Köşklüdere ilköğretim<br />
okulunun bakım ve<br />
onarımları yapılmıştır.<br />
Köşklüdere<br />
İlköğretim Okulu, Mamak<br />
Tadilat Öncesi ve<br />
Sonrası<br />
Cücük Köyü<br />
İlköğretim Okulu, Akyurt<br />
Tadilat Öncesi ve Sonrası
2010 ve sonrası... Hedefler<br />
Mevcut Durum<br />
25.000<br />
20.000<br />
15.000<br />
10.000<br />
5.000<br />
250<br />
200<br />
150<br />
100<br />
50<br />
0<br />
0<br />
5448<br />
Hedefler<br />
7448<br />
7957<br />
9687<br />
10221<br />
17445<br />
2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009<br />
� Ülke savunma sanayiinin Türk Silahlı Kuvvetleri için stratejik bir yetenek olarak konumlandırılması<br />
� Başlatılan özgün, geliştirme projeleri tamamlanarak güçlü bir ürün portföyünün oluşturulması<br />
� <strong>Savunma</strong> sanayii sektörünün ürün tasarımından, üretim ve lojistik desteğe uzanan ömür devir döngüsünün tamamında etkin rol alması<br />
� Ar-Ge çalışmalarına sistematik bir boyut kazandırılması ve savunma sanayiinin ihtiyaç duyduğu teknolojik tabanın güçlendirilmesi<br />
� Dünya ihracat pazarında konumumuzun sağlamlaştırılması ve belli ürün kategorilerinde pazar liderliği sağlanması<br />
� <strong>Savunma</strong> sanayii sektörünün yüksek teknoloji içeren diğer kamu alım projelerinde öncelikle başvurulacak kaynak konumuna getirilmesi<br />
� SSM'nin modern idare binası, yetişmiş profesyonel kadroları, etkin teşkilatı ve kurumsal süreçleri ile uluslararası kabul görmüş örnek bir<br />
kamu idaresi olarak performansında sürekliliği sağlaması<br />
İhracat Gerçekleştirdiğimiz Ülkeler<br />
ABD, Almanya, Arnavutluk, Azerbaycan,<br />
Belçika, BAE, Bosna Hersek. Bulgaristan,<br />
Cezayir, Endonezya, Fransa, Filipinler,<br />
Gürcistan. Hollanda, İngiltere, İran,<br />
İspanya, İsrail, İtalya, Kazakistan, KKTC,<br />
Güney Kore, Makedonya, Malezya, Mısır,<br />
Pakistan, Polonya, Suudi Arabistan,<br />
Sudan, Şili, Tunus, Türkmenistan,<br />
Umman, Uruguay, Ürdün ve NAMSA,<br />
NC3A, OCCAR.<br />
Adet Bazında<br />
Tedarik Proje Modellerinin Dağılımı<br />
18923<br />
22981<br />
Sözleşmesi İmzalanmış Projelerin Toplam Bedeli<br />
34<br />
41<br />
42<br />
43<br />
24<br />
49<br />
58<br />
1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009<br />
64<br />
79<br />
90<br />
120<br />
Özkaynaklar ile Gerçekleşitirilen Ar-Ge<br />
228<br />
206<br />
50.0<br />
40.0<br />
30.0<br />
20.0<br />
10.0<br />
0<br />
25<br />
36,7<br />
41,6<br />
44,2 45,7 50<br />
2003 2006 2007 2008 2009 2010 Hedefi<br />
TSK İhtiyaçlarının Yurtiçinden Karşılanma Oranı (%)<br />
30<br />
25<br />
20<br />
15<br />
10<br />
5<br />
0<br />
27<br />
6<br />
29<br />
9<br />
24<br />
9<br />
2000-2004 2001-2005 2002-2006 2003-2007 2004-2008<br />
22<br />
İhracat Sıralama<br />
İthalat Sıralama<br />
9<br />
Türkiye'nin İthalat-lhracal Sıralaması<br />
21<br />
8<br />
2.500 $<br />
2.000 $<br />
1.500 $<br />
1.000 $<br />
500 $<br />
0$<br />
1000<br />
900<br />
800<br />
700<br />
600<br />
500<br />
400<br />
300<br />
200<br />
100<br />
0<br />
349<br />
1.062<br />
1.301<br />
1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009<br />
SSM'nin Yeni Hizmet Binası Kirazlıdere Mevkii<br />
1.303<br />
1.591<br />
1.720<br />
Türk <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Firmalarının<br />
Toplam Dolaysız Cirosu<br />
<strong>Savunma</strong> Ürünleri İhracatı<br />
Sivil Havacılık Ürünleri İhracatı (Ağırlıklı olarak<br />
savunma offsetlerinden faydalanılmaktadır.)<br />
138<br />
80<br />
84<br />
123<br />
134<br />
248<br />
331<br />
196<br />
337<br />
352<br />
135<br />
420<br />
195<br />
1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 Hedefi<br />
2.0.10<br />
576<br />
670<br />
Türk <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nin İhracat Performansı<br />
208<br />
162<br />
2.317<br />
1 Milyar $<br />
2.319<br />
43
Platform Projeleri Hayata Geçiyor<br />
Kara Araçları<br />
Altay İmza Töreni 29 Temmuz 2008 Altay Tankının<br />
kavramsal tasarımı tamamlandı<br />
Deniz Araçları<br />
Taktik Tekerlekli Araçlar teslim edildi.<br />
Milli Gemi Denize İndi Süratli Amfibi Gemi Denize İndi<br />
Sahil Güvenlik Arama Kurtarma Gemisi<br />
Sözleşme İmzası<br />
Hava Araçları<br />
Sahil Güvenlik<br />
Arama Kurtarma Gemisi Denize İndi<br />
Türk İnsansız Hava Aracı İmza Töreni Türk İnsasız Hava Aracı Roll-out Töreni<br />
Yeni Tip Karakol Botu Denize İndi<br />
Hürkuş İlk Montaj Tamamlandı Atak Uçuş Testlerine Başladı
Projelerimizden Başarı Hikayeleri<br />
Altay Projesi<br />
Oğuz TUBAY, Metin NARTER, Ahmet Raci YALÇIN<br />
2010 yılında 25. yılını kutladığımız<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>mızın hem sanayileşme, hem<br />
teknoloji açısından en büyük ve kapsamlı<br />
projelerinden birisi olan ALTAY Projesi,<br />
kara muharebelerinin en önemli unsuru<br />
ve Türk Silahlı Kuvvetlerimizin en temel<br />
ihtiyaçlarından ana muharebe tankının<br />
yurt içinde özgün olarak tasarımını,<br />
geliştirilmesini, prototip üretimini, testlerini<br />
ve kalifikasyonunu içermektedir.<br />
Ana muharebe tankları, ağır ateş gücü,<br />
yüksek hareket kabiliyeti, modern komuta<br />
kontrol sistemi ve yüksek seviyede bekaya<br />
sahip yapısı itibariyle dünya ordularının<br />
vazgeçilmez muharebe araçları arasında<br />
yer almaktadır. Ana muharebe tankları,<br />
teknolojik ilerlemelere paralel olarak<br />
üretici ülkeler tarafından sürekli geliştirilmekte;<br />
ateş gücü, hareket kabiliyeti,<br />
komuta kontrol yeteneği ve koruma<br />
seviyesi sürekli iyileştirilmektedir.<br />
Envanterimizde bulunan ve genellikle<br />
üçüncü ülkelerden hibe yoluyla temin<br />
edilen tanklar için de ortalama yaşlarının<br />
yüksek olması, önemli bir bölümünün<br />
teknolojik, fiziki ve ekonomik ömürlerinin<br />
azalmış olması sebebiyle zaman<br />
içerisinde modernizasyon ihtiyacı<br />
doğmaktadır. Gerek modernizasyon<br />
projeleri gerek yeni nesil tankların yurt<br />
dışından temini kapsamındaki sınırlı<br />
teknoloji transferi ve kazanımlar ilgili<br />
ülkelerin<br />
mektedir.<br />
izni çerçevesinde gerçekleş-<br />
Ülkemizin modern tank ihtiyacının<br />
karşılanması amacıyla 1999 yılında<br />
başlatılan “ Modern Tank Projesi”<br />
kapsamında yapılan fizibilite çalışmaları<br />
neticesinde farklı proje modelleri<br />
değerlendirilmiş ve nihayetinde lisans<br />
altında üretime karar verilmiştir. Ancak<br />
ihale döneminde, gerek kazanımların<br />
kısıtlı olması, gerek proje maliyetinin<br />
yüksek olmasından dolayı, proje Mayıs<br />
2004’te <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Komitesi<br />
(SSİK) Kararı ile iptal edilmiş ve KKK’nın<br />
ana muharebe tankı ihtiyacının milli<br />
imkanlarla karşılanması amacıyla yeni bir<br />
proje başlatılmasına yönelik tarihi bir<br />
karar alınmıştır.<br />
“<strong>Müsteşarlığı</strong>mıza 1998 tarihinde<br />
girdiğimde Modern Tank Projesi ile<br />
çalışmalara başlamıştım. Çok yoğun<br />
geçen 3 yıl sonunda, 2002 yılında<br />
karar almak için Projenin SSİK’e<br />
sunulmasını beklerken, Modern Tank<br />
Projesinin maliyet etkin olmayacağı<br />
değerlendirilerek, projenin iptal<br />
edilmesi kararıyla karşılaşmıştık. Bu<br />
durum karşısında <strong>Müsteşarlığı</strong>mızın<br />
almış olduğu inisiyatif sonucunda,<br />
başlangıcında kendimizin bile<br />
inanamadığı, fakat çalışmaların<br />
sonucunda kendimiz de dahil olmak<br />
üzere her paydaşı ikna ettiğimiz tarihi<br />
SSİK Kararını aldırdık. Kısacası ölen<br />
bir projeden milli bir proje ortaya<br />
çıkarmıştık.”<br />
Akbulut ÇAKMAKÇI<br />
45
Projelerimizden Başarı Hikayeleri<br />
Modern Tank Projesinin iptal edilmesi<br />
üzerine, kara araçları sektörünün önde<br />
gelen BMC A.Ş., FNSS A.Ş. ve OTOKAR<br />
A.Ş. (BOF Grubu) firmaları <strong>Müsteşarlığı</strong>mızca<br />
görevlendirilerek en uygun<br />
proje modelinin belirlenmesi ve yurt içi<br />
imkan ve kabiliyetlerin belirlenmesi için<br />
Temmuz 2004 - Nisan 2005 tarihleri<br />
arasında bir fizibilite çalışması gerçekleştirilmiştir.<br />
Söz konusu fizibilite<br />
çalışmaları sonucunda “ Milli İmkanlarla<br />
Modern Tank Üretimi”<br />
projesinin modeli,<br />
“ gereken alanlarda, yurt dışından teknik<br />
destek alınarak, ana muharebe tankının yurt<br />
içinde tasarlanması ve geliştirilmesi”<br />
olarak belirlenmiş ve Şubat 2006’da<br />
Teklife Çağrı Dosyası (TÇD) BOF Grubuna<br />
yayımlanmıştır.<br />
“TÇD yayımlanmadan önce, inisiyatif<br />
alarak ASELSAN A.Ş. ile Tank Atış<br />
Kontrol Sisteminin (TAKS) geliştirilmesine<br />
ilişkin sözleşme imzalamıştık.<br />
Proje Grubu olarak tankın<br />
milli olabilmesi için TAKS’ın milli<br />
olması gerektiğine inandığımız ve<br />
bunu başardığımız için mutluluk<br />
duymaktayım.”<br />
Akbulut ÇAKMAKÇI<br />
Ancak, projedeki iş payı, sorumluluk gibi<br />
konularda firmalar arasında yaşanan<br />
anlaşmazlık nedeniyle firmalar BOF<br />
Grubu olarak ihaleye girmemiş, bunun<br />
yerine BMC ile FNSS birlikte, OTOKAR ise<br />
tek başına ihaleye girme kararı almıştır.<br />
“Kara Araçları Daire Başkanlığında<br />
göreve başlayalı 2 yıl olmuştu. M60<br />
Modernizasyonu ve Leopard 1<br />
Yenileştirilmesi Projeleri ile ilgili<br />
faaliyetlerin yoğun olduğu bir<br />
dönemde, Daire Başkanlığımızdaki<br />
yeniden yapılanmayla, “Milli<br />
İmkanlarla Modern Tank Üretimi<br />
Projesi” bizim gruba devredildi.<br />
Böylece, M60 ve Leopard 1<br />
Projelerinden kazandığımız tecrübeleri<br />
yeni projeye aktarma fırsatı<br />
doğmuştu. Şunu açıkça ifade<br />
etmeliyim ki, her iki projeden hem<br />
bizler, hem KKK, hem de projede<br />
görev alan sanayimiz önemli tecrübe<br />
ve birikimler elde etmişti. ”<br />
Oğuz TUBAY<br />
Modernizasyon projelerinde kazanılan<br />
deneyim ve ana yüklenici adaylarıyla<br />
yapılan görüşmelerde tespit edilen<br />
hususlar<br />
yapılmıştır.<br />
ışığında TÇD’de revizyon<br />
“Ana yüklenici firma adayları model<br />
gereği Teknik Destek Sağlayıcı (TDS)<br />
adayı firmalarla bu aşamada<br />
görüşemiyordu. Adaylar, kendini<br />
ispatlamış alt sistemleri kullanmak<br />
suretiyle Dönem I’de bir tank<br />
geliştirmeyi ve Dönem II’de bu alt<br />
sistemleri yerlileştirerek belirli bir<br />
yerli katkıyla projenin icrasını<br />
öngörüyordu.<br />
Bilindiği gibi tanktan söz edilince akla<br />
beka, ateş gücü, hareket kabiliyeti ve<br />
komuta kontrol hususları gelir. Milli<br />
bir tankta en azından beka, ateş gücü<br />
ve komuta kontrol ile ilgili çözümlerin<br />
milli olmasının zaruri olduğu<br />
değerlendirildi. Hareket kabiliyeti<br />
kapsamına giren sistemler ise kritik<br />
olmakla birlikte prototip aşamasında<br />
yurtdışından temin edilebilirdi.<br />
Leopard 1 tankları için VOLKAN<br />
Sistemini başarıyla geliştiren<br />
ASELSAN firması bu kez Milli Tank<br />
Projesi için görevlendirilmiş ve Mart<br />
2006’da dünyanın en modern AKS<br />
sistemini geliştirmek üzere görevlendirilmişti.<br />
Keza, Tank Komuta<br />
Kontrol ile ilgili TÜBİTAK Kaynaklı bir<br />
proje kapsamında STM ile imzalanan<br />
sözleşmeyle çalışmalar başlatılmıştı.<br />
Geriye en kritik konu olarak beka<br />
unsuru kapsamındaki zırh sistemi<br />
kalmıştı. Zırh ile ilgili o tarihe kadar<br />
değişik kurum ve kuruluşlarda bir<br />
takım çalışmalar yapılmış olmasına<br />
rağmen kat edilen mesafe yeni proje<br />
için kendi imkan ve kabiliyetlerimizle<br />
bir zırh geliştirmeye yetecek seviyede<br />
değildi. Bu nedenle, bir taraftan TDS<br />
adaylarıyla, bir taraftan da bu<br />
konuda işbirliği yapılabilecek<br />
muhtelif ülkelerle süratle görüşmeler<br />
yapılarak zırh konusundaki işbirliği<br />
imkanlarını tespit etmeye çalıştık.”<br />
Metin NARTER<br />
“ Ana yüklenici adayı firmalarımız her<br />
ne kadar zırhlı araçlar konusunda<br />
deneyimli olsa da tank tasarımı ve<br />
imalatı konusunda kabiliyetleri<br />
oldukça sınırlıydı. Bu ister istemez<br />
proje için önemli bir risk oluşturuyordu.<br />
Günümüzde tank konusunda<br />
söz sahibi ülkelerde devlet politikası<br />
gereği tank konusunda sorumlu bir<br />
firma belirlenmiş ve tank ile ilgili tüm<br />
projeler söz konusu firma öncülüğünde<br />
yürütülmüştür. Bu sayede,<br />
tank konusunda önemli kazanımlar<br />
sağlanmış ve bilgi birikimi oluşturulmuştur.<br />
Milli tank projemizde ana<br />
yüklenici olacak firmamızın da, diğer<br />
ülkelerde olduğu gibi, geçmişte<br />
başlatılan tank modernizasyonu<br />
projelerinde yer almak suretiyle bilgi<br />
birikimi ve tecrübe kazanmasını ve<br />
böylelikle bu tarihi projede daha<br />
donanımlı ve tecrübeli olarak görev<br />
almasını gönül arzu ederdi. “Tankla<br />
ilgili bu süreçleri yaşamamış bir<br />
firma böyle büyük bir projenin<br />
altından kalkabilecek miydi?” Benzer<br />
kaygıyı duyan bir basın organımız<br />
tarafından durumu resmeden bir<br />
karikatür yayınlanmıştı.”<br />
Oğuz TUBAY
“Proje ile ilgili bir toplantıda Sayın<br />
Müsteşar çerçeve içerisindeki bu<br />
karikatürü bana tebessüm ederek<br />
hediye ettiğinde kendisine karikatürü<br />
geçici süreyle aldığımı ve tankların<br />
kalifikasyonunun başarıyla tamamlandığı<br />
gün iade edeceğimi ifade<br />
ettim. Laf aramızda masamın yanı<br />
başımda o günden beri duran bu<br />
karikatür beni sürekli motive etti ve<br />
zaman zaman projede yaşanan<br />
sorunlar nedeniyle umutsuzluğa<br />
düştüğüm anlarda motivasyonumu<br />
yeniden kazanmamı sağladı.<br />
Yaklaşık 15 yıl zahmetli havacılık<br />
projelerinde çalışıp başarılı işlere<br />
imza atmıştım. Kara Araçlarındaki<br />
çalışma arkadaşlarımla birlikte M60<br />
ve Leopard Projelerindeki sorunları<br />
çözerek önemli mesafeler katetmiştik.<br />
Buralardan aldığım cesaretle<br />
milli tank projesini de arkadaşlarımla<br />
birlikte en iyi şekilde yürüteceğime<br />
inancım sonsuzdu.”<br />
Oğuz TUBAY<br />
TDS’yi belirlemek için Aralık 2005’de<br />
Teknik Destek ve Yardım Dokümanı<br />
(RFTSA) yayımlanmış ve ADD (Güney<br />
Kore), GIAT (Fransa), KMW ve RLS<br />
(Almanya) firmalarının cevapları Şubat<br />
2006’da alınmıştır.<br />
TDS adaylarıyla ve zırhla ilgili alternatif<br />
ülkelerle yapılan görüşmeler belli bir<br />
olgunluğa gelince, ana yüklenici seçimine<br />
yönelik çalışmalara hız verilmiştir. Ocak<br />
2007’de en son en iyi tekliflerin alınmasını<br />
müteakip değerlendirme heyetince<br />
çalışmalar tamamlanmıştır.<br />
“Bu arada 2007 yılının başlarında<br />
geçirdiğim talihsiz bir kazayla<br />
ayağımı kırdığımdan bir müddet iş<br />
yerine gelemedim. Böylesine tarihi<br />
bir projenin karar noktasına geldiği<br />
bir dönemde iş yerinde fiziki olarak<br />
bulunamamam beni son derece<br />
üzüyordu. Bu nedenle, her gün<br />
arkadaşlarımla telefonda istişare<br />
etmek suretiyle projedeki gelişmeleri<br />
takip etmeye çalıştım. Zaman zaman<br />
telekonferans yoluyla <strong>Müsteşarlığı</strong>mızda<br />
yapılan kritik toplantılara<br />
katkı sağlamaya çalıştım.<br />
Müteakiben, Mart 2007 tarihli SSİK<br />
Kararı ile OTOKAR firması ana<br />
yüklenici olarak seçilmişti. Bu arada<br />
sağlığıma yeniden kavuşmaya<br />
başlayınca raporlu olmama rağmen<br />
iş yerine gidip gelmeye başladım.<br />
Ankara dışındaki önemli toplantı ve<br />
faaliyetlere de katılabilmek için<br />
kuruma başvurdum. Fakat raporumun<br />
bitiş tarihinden önce resmi<br />
olarak kurumda göreve başlayabilmem<br />
için hastaneden alınacak<br />
yeni bir sağlık raporunu getirmem<br />
gerektiği söylenince bu konudaki<br />
ısrarımdan<br />
kaldım.”<br />
vazgeçmek zorunda<br />
Oğuz TUBAY<br />
Mart – Temmuz 2007 döneminde SSM,<br />
Gnkur. Bşk.lığı, KKK ve OTOKAR<br />
personelinden oluşan ekip TDS adaylarından<br />
KMW ve ADD/ROTEM ile<br />
görüşmelerde bulunmuştur. Müteakiben,<br />
OTOKAR TDS değerlendirme raporunu<br />
SSM’ye göndermiştir. Temmuz 2007 tarihli<br />
SSİK Kararı ile ROTEM/ADD TDS olarak<br />
seçilmiştir.<br />
“Proje modeli üzerinde günlerce,<br />
haftalarca biraz da esprili bir şekilde<br />
“beyin fırtınası” dediğimiz görüş<br />
oluşturma çalışmaları gerçekleştirildi.<br />
Aynı ekip, (1 Prj. Md. ve 6<br />
uzman) TÇD revizyonu, teklif<br />
değerlendirme, ana yüklenici ve<br />
yabancı teknik destekçi seçimi<br />
faaliyetlerini gerçekleştirdi.<br />
Sözleşme görüşmelerinin ortasında<br />
üç uzman arkadaşımızın rotasyona<br />
uğraması nedeniyle Proje Grubu 4<br />
kişiye düştü. 4 kişilik proje grubumuz<br />
bir taraftan faaliyetleri yoğun olarak<br />
devam eden 3 projede (M60, Leopard<br />
ve EHS) çalışırken bir taraftanda<br />
ALTAY Projesi kapsamında imzalanacak<br />
6 sözleşme (SSM-OTOKAR, SSM-<br />
ROKETSAN, SSM-MKE, OTOKAR-<br />
ROTEM, ROKETSAN-ROTEM ve MKE-<br />
ROTEM) ile ilgili görüşmelere aktif<br />
olarak katılım sağlıyordu. Bu<br />
sözleşmelerin tamamlanması ve<br />
imza aşamasına getirilmesi gerçekten<br />
büyük emek ve mesai<br />
gerektirdi.”<br />
Aydın BAYRAKLI<br />
OTOKAR ile ROTEM/ADD sözleşme<br />
görüşmeleri 2007 yazını müteakip<br />
başlamıştır. Sözleşme görüşmelerinin<br />
önyargısız geçmesi, sözleşmenin ALTAY<br />
Projesinin hedef ve amacına uygun<br />
hususlar içermesinin sağlanması, devam<br />
eden tank modernizasyon projelerinden<br />
kazanılan tecrübelerin paylaşılması<br />
maksadıyla SSM/KKK olarak görüşmelere<br />
aktif katılım sağlanmıştır.<br />
“Tank konusundaki deneyimi sınırlı<br />
olan OTOKAR tarafından sözleşme<br />
görüşmelerine katılan personelin<br />
sayıca yetersiz kalması, Güney Kore<br />
tarafının ilk kez bu büyüklükte bir<br />
işbirliği içinde yer alması, OTOKAR<br />
ile ROTEM/ADD arasındaki<br />
görüşmelerin Mart – Temmuz 2007<br />
dönemi ile sınırlı olması, Güney Kore<br />
tarafının İngilizce lisanına hakimiyetinin<br />
yetersiz olması, taraflar<br />
arasındaki iş kültürünün farklı olması<br />
vs.nedenlerle görüşmeler beklenenden<br />
daha yavaş ilerliyordu.<br />
Zaman zaman hararetli tartışmaların<br />
ardından iki firma arasında<br />
arabuluculuk ve hakemlik görevini<br />
de yapmak bizlere kalıyordu.”<br />
Oğuz TUBAY<br />
“Yabancı teknik desteğin de yer aldığı<br />
proje modelinin mimarı olarak SSM<br />
tüm sözleşme görüşmelerinde<br />
başroldeydi. Yerli firmalarımızın tank<br />
üretimi gibi büyük çaplı proje<br />
deneyimlerinin ve bilgi birikimlerinin<br />
yetersiz olması nedeniyle SSM’nin<br />
üstlendiği rol ve sarf ettiği emek<br />
beklenenin çok üzerinde olmuştu.<br />
Grubumuzdan tecrübeli 3 arkadaş<br />
rotasyon nedeniyle ayrılmış, 3<br />
arkadaş ise işe yeni başlamıştı.<br />
Yenilerden 1 arkadaşımız kısa süre<br />
sonra görev değişikliği ile kurumumuzdan<br />
ayrıldı. Özellikle MKE-<br />
ROTEM sözleşmesi, tarafların katkılarının<br />
en az olduğu sözleşme olmuş,<br />
SSM personeli adeta MKE personeli<br />
gibi çalışmıştı.<br />
47
Projelerimizden Başarı Hikayeleri<br />
Nitekim Temmuz 2008’de tüm<br />
sözleşmeler büyük bir törenle imzalanmış<br />
ve herkes bir süreliğine de<br />
olsa rahat bir nefes almıştı. Oysa<br />
daha sonra anlaşılacaktı ki, bazı<br />
şeyleri sözleşmeye yazmak ne kadar<br />
güçse uygulamaya geçirmek kat be<br />
kat meşakkatliydi.”<br />
Metin NARTER<br />
ALTAY Projesi kapsamında, SSM,<br />
OTOKAR, ROTEM ve Türk Alt yükleniciler<br />
10 sözleşmeye imza atmışlardır.<br />
“30 Temmuz 2008 tarihinde<br />
Sözleşmenin imzalanması esnasında<br />
Başbakanımız konuşurken düşünüyordum.<br />
Mutluydum çünkü bu 10<br />
yıllık süreçte tank projesinin her<br />
aşamasında bulunmuştum ve en<br />
önemlisi kendi tankımız olan ALTAY<br />
Sözleşmesini imzalayabilmiştik.<br />
ALTAY Projesine biraz olsun katkıda<br />
bulunabilmek beni gururlandırmıştı.<br />
Ekip olarak çok çalışmıştık, yorgunduk<br />
ama mutluyduk. ALTAY’ın bir<br />
aşaması bitmişti ve yeni bir aşamaya<br />
geçmiştik, artık sözleşme yönetimine<br />
ilişkin faaliyetlere başlayacaktık<br />
fakat ertesi gün maillerim arasında<br />
rotasyona uğradığımı görünce...”<br />
Akbulut ÇAKMAKÇI<br />
“Güney Kore’den transfer edilecek<br />
teknoloji devlete ait olduğundan,<br />
devletten devlete hususları SSM –<br />
DAPA arasında imzalanacak MOU<br />
yoluyla düzenlemeyi öngördük.<br />
Ancak böyle bir MOU’nun iki ülkenin<br />
meclisleri tarafından onaylanması<br />
gerekeceğinden ve bunun da zaman<br />
alacağından alternatif bir yol arandı.<br />
Hukuk Müşavirliğimizin de katkılarıyla<br />
bu konu mektup teatisi yoluyla<br />
aşıldı.”<br />
Oğuz TUBAY<br />
“Sistem ve altsistem arasında gri<br />
sahaları önlemek adına zırh, silah ve<br />
sistem seviyesinde Güney Kore<br />
tarafından bize karşı ROTEM’i tek<br />
sorumlu tutan bir yapı kurduk.<br />
Projenin ilerleyen safhalarında<br />
bunun ne denli doğru bir karar<br />
olduğunu tecrübe ettik.”<br />
Oğuz TUBAY<br />
ALTAY Projesi, Dönem I (tasarım ve<br />
prototip üretimi) ve Dönem II (Seri Üretim)<br />
olmak üzere iki dönemde gerçekleştirilecektir.<br />
Dönem I kapsamında;<br />
TDS’den ihtiyaç duyulan alanlarda teknik<br />
destek alınması suretiyle, ana yüklenici<br />
taraından ALTAY tankının yurt içinde<br />
tasarımı, geliştirilmesi, prototip üretimi,<br />
testleri, kalifikasyonu ve tüm hakları,<br />
SSM’de olacak şekilde Teknik Veri Paketi<br />
(TVP) oluşturulması hedeflenmektedir.<br />
Yaklaşık 7 yıl sürecek olan Dönem I;<br />
Kavramsal Tasarım, Detaylı Tasarım ve<br />
Prototip Geliştirme ve Kalifikasyon olmak<br />
üzere 3 aşamada gerçekleştirilecektir.<br />
Dönem I’in son 2 (iki) yılı içerisinde,<br />
Dönem II ön hazırlıklarının tamamlanabilmesi<br />
ve Dönem II’ye mümkün olan<br />
en kısa sürede geçilebilmesini teminen;<br />
ana yüklenici ile seri üretim sözleşmesi<br />
imzalanması hedeflenmektedir.<br />
“Projeye isim verilmesi ile ilgili olarak<br />
bir anımı paylaşmak istiyorum. Milli<br />
İmkanlarla Tank Üretim Projesi için<br />
KKK MİMTÜ, <strong>Müsteşarlığı</strong>mız Türkçe<br />
yazışmalarda MİTÜP, İngilizce<br />
yazışmalarda ise TNMBT gibi<br />
kısaltmaları kullanmaktaydı.<br />
Gerek taraflarca kullanılan farklı<br />
kısaltmaların önüne geçmek gerek<br />
projenin cesametini yansıtacak ve<br />
milli tarihimize uygun bir isim<br />
belirlemek maksadıyla Kasım<br />
2007’de Daire Başkanlığına vekalet<br />
ettiğim bir dönemde Genelkurmay<br />
Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri<br />
Komutanlığı’ndan projeye bir isim<br />
verilmesini yazılı olarak talep ettik.<br />
Diğer ülkelerdeki tank programlarına<br />
bakıldığında, tankların ya yırtıcı ve<br />
güçlü bir hayvan (Black Panther,<br />
Leopard, vb.) ya da ülke tarihindeki<br />
önemli şahsiyetlerin (Abrahams,<br />
Merkava, vb.) isimleriyle anıldığı<br />
görülmektedir. Ortaçağdan 1900’lerin<br />
başlarına kadar, tankların görevlerini<br />
süvari birlikleri icra ediyordu.<br />
Günümüzde birçok ülkenin zırhlı<br />
birliğinin amblemlerinde hala zırhlı<br />
süvari figürü kullanılmaktadır.<br />
Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından,<br />
İzmir’e ilk giren süvari alayının<br />
komutanı Fahrettin ALTAY’ın<br />
anısına projeye ALTAY ismi verilmiştir.<br />
“Kızıl Tay” anlamına da gelen<br />
bu isim aynı zamanda atalarımızın<br />
geldiği ALTAY Dağlarını temsil<br />
etmektedir.”<br />
Oğuz TUBAY<br />
“Daha önce SSM’nin birçok projesinde<br />
de yaşandığı üzere en büyük<br />
sorunlardan biri, yerli ve yabancı<br />
firmaların doku uyuşmazlığı olmuştu.<br />
Zira bu sorunla projenin sonuna<br />
kadar yaşanması gerekeceği bir süre<br />
sonra tüm taraflarca kabullenilmişti.<br />
Ana Yüklenici firmanın SSM ile ilk<br />
sözleşmesinin ALTAY Sözleşmesi<br />
olması da, başta karşılıklı güven
eksikliği olmak üzere birtakım<br />
sıkıntılar yaşanmasına neden oldu.<br />
Zaman içerisinde, söz konusu<br />
sıkıntılar azalma eğilimi gösterdi.”<br />
Metin NARTER<br />
“Sözleşme imzasından sonra takvim<br />
yürürlük şartlarının yerine getirilmesi<br />
aşamasında, daha önce ön onayları<br />
alınmış olmasına rağmen Güney<br />
Kore Hükümeti izinlerinin tamamen<br />
bürokratik nedenlerle gecikmesi ve<br />
Proje Takviminin bu yüzden geç<br />
başlaması<br />
lığıydı.”<br />
büyük bir hayal kırık-<br />
Metin NARTER<br />
ALTAY Projesinin Hedefleri ve<br />
Kazanımlar:<br />
� Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakkı SSM’ye ait<br />
bir tankın tasarımı, geliştirilmesi,<br />
kalifikasyonu ve üretimi,<br />
� KKK.nın modern tank ihtiyacının yurt<br />
içinden karşılanması,<br />
� Yurt içinde, ana muharebe tankı<br />
tasarımı, geliştirilmesi, entegrasyonu,<br />
üretimi, testi ve kalifikasyonu ile ilgili alt<br />
yapı, bilgi birikimi ve kabiliyet<br />
oluşturulması,<br />
� Üçüncü ülkelere tank satışı veya yurt<br />
içinde kazanılan kabiliyet kapsamında<br />
bu ülkelerdeki tankların modernizasyonu,<br />
� Ana muharebe tanklarında kullanılacak<br />
zırhın tasarımı, geliştirilmesi,<br />
test ve kalifikasyonu ile ilgili alt yapı,<br />
bilgi birikimi ve kabiliyeti oluşturulması,<br />
� Modern bir Atış Kontrol Sisteminin<br />
geliştirilmesi,<br />
� Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakkı SSM’ye<br />
ait120<br />
üretimi<br />
mm 55 kalibre Ana silahın<br />
� Türk <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>ne kazandırılacak<br />
yeni teknoloji ve yetenekler ile<br />
TSK’nın önümüzdeki yıllarda ihtiyaç<br />
duyacağı kara platformlarının<br />
tamamen yurt içinden karşılanması.<br />
“Projenin başlangıcında ALTAY<br />
Tankının özgün bir milli tank yerine<br />
Güney Kore’nin K2 tankına benzeyeceği<br />
ve tasarım-geliştirme işlerini<br />
ağırlıklı olarak ROTEM/ADD mühendislerinin<br />
yapacağı, dolayısıyla<br />
projedeki kazanımımızın sınırlı<br />
olacağı endişesini taşıyorduk. Zaman<br />
içerisinde bu endişelerimizin yersiz<br />
olduğunu gördük, Türk mühendislerinin<br />
ROTEM/ADD mühendislerinden<br />
hiç geri kalmadığını, hatta<br />
tankla ilgili tecrübelerinin sınırlı<br />
olmasına rağmen çoğu durumda<br />
onlardan daha fazla alternatifler ve<br />
özgün çözümler ürettiğini gördük.”<br />
Oğuz TUBAY<br />
Projede yaşanan gelişmeleri gözden<br />
geçirmek, ilerleyen aşamalarda gerek<br />
yerli firmalarla gerek Güney Kore menşeli<br />
firma ve kuruluşlarla yaşanabilecek<br />
sorunları ele almak amacıyla SSM,<br />
Gnkur. Bşk., KKK ve gerektiğinde ilgili<br />
diğer firma veya kuruluşların yöneticilerinden<br />
müteşekkil bir üst düzey komitenin<br />
oluşturulmasının faydalı olacağı değerlendirilmiştir.<br />
Bahse konu komitenin belirli<br />
dönemlerde Ana Yüklenici ve/veya Alt<br />
Yüklenici firmalar tarafından bilgilendirilmesi,<br />
Projede özellikle Güney Koreli<br />
firma ve kuruluşlarıyla ortaya çıkabilecek<br />
ülkelerarası düzeydeki problemlerin<br />
çözümüne yönelik girişimlerde bulunması<br />
öngörülmüştür.<br />
Proje Grubu, daha önce gerçekleştirilen<br />
tank projelerinde görev yapan personel,<br />
SSM’de göreve yeni başlayan genç ve<br />
çalışma şevkiyle dolu personel ve<br />
STM’den danışman arkadaşlarla birlikte<br />
oluşturularak, tecrübe ve dinamizmin bir<br />
arada olduğu, proje yönetim tecrübesi<br />
yüksek bir Proje Müdürü ile Proje<br />
çalışmalarını yürütmektedir.<br />
“Müsteşarlıkta çalışmaya başlayalı<br />
henüz birkaç hafta olmuştu ki, Proje<br />
Grubumla birlikte ALTAY Projesi<br />
Başlangıç Toplantısına katılmıştım.<br />
Sanırım bu Müsteşarlıktaki ilk resmi<br />
toplantım olmuştu. Müsteşar Yardımcımız<br />
Ömer İNAK başkanlığında<br />
OTOKAR’da yaklaşık 100 kişinin<br />
katılımıyla gerçekleştirilen toplantıyı,<br />
OTOKAR, ASELSAN, ROKETSAN,<br />
MKE ve ROTEM’in yaptığı sunumları<br />
hatırlıyorum. ALTAY Projesinin ne<br />
anlama geldiğini ülkemiz ve<br />
sektörümüz için ne kadar önemli bir<br />
proje olduğunu o gün anlamıştım.<br />
Daha sonra her uzman yardımcısı<br />
gibi oturup ALTAY Sözleşmelerini<br />
okumaya başlamıştım. Proje<br />
kapsamında 10 Sözleşme olduğu için<br />
günlerce, haftalarca sözleşme<br />
okuduğumu hatırlıyorum. Bir<br />
mühendis olarak hiç kolay olmamıştı<br />
“işbu” Sözleşmeleri okumak, projede<br />
49
Projelerimizden Başarı Hikayeleri<br />
ortaya konulan kurguyu sözleşmelerden<br />
anlayabilmek. Fakat gerek<br />
Proje Müdürümüzün gerek Uzmanlarımız<br />
her konuda yardımları,<br />
takıldığım, anlayamadığım zamanlarda<br />
iş yoğunluklarının arasında<br />
vakit ayırıp Projeyi, yapısını,<br />
kurgusunu, Sözleşme süreçlerini<br />
anlatmaları sayesinde bu zorluğu<br />
atlatabilmiştim. ALTAY gibi bir<br />
projede çalışırken takım olarak<br />
hareket etmenin ne kadar gerekli<br />
olduğunu<br />
miştim.<br />
onlar sayesinde öğren-<br />
Bazen yoğun, bazen sıkıntılı, bazen<br />
ise mutluluk verici günlerimiz olmuştu,<br />
bu Proje’de çalışırken fakat<br />
grubumuzu en çok zorlayan olay<br />
zannediyorum ki Uzmanlarımız Metin<br />
Bey ve Aydın Bey’in rotasyona<br />
uğramalarıydı. Projede çalışırken<br />
tecrübeleriyle, diğer tank projelerindeki<br />
birikimleriyle, bana ve<br />
grubumuzdaki diğer genç arkadaşlara<br />
her zaman yardımcı olmuşlar,<br />
her sorunumuza bir çözüm getirmişlerdi.<br />
Onların rotasyonundan sonra<br />
Proje Müdürümüzün tabiriyle “işin<br />
başa düştüğünü” ve “artık okyanusa<br />
açılmanın vaktinin geldiğini” anlamıştık.<br />
Sanırım artık Ömer Paşamızın bir<br />
toplantıda “Türk Tankını yapıyorsunuz,<br />
rüyanızda tankı görmeden<br />
olmaz bu iş!” demekle neyi anlatmak<br />
istediğini çok daha iyi anlayabiliyorum<br />
ve ALTAY gibi bir projede<br />
çalışmaktan ve “Tank Grubunun” bir<br />
parçası olmaktan gurur duyuyorum.<br />
Ahmet Raci YALÇIN<br />
“ALTAY Projesinin sadece Silahlı<br />
Kuvvetlerimize değil, savunma<br />
sanayimize de çok büyük katkı<br />
yapacağını düşünmekteyim. Kamu<br />
ya da sanayi tarafında olsun bu<br />
projede çalışan ben ve diğer genç<br />
mühendisler, proje tamamlandığında<br />
büyük tecrübe elde edeceğiz.”<br />
Atilla Adem AYDIN<br />
“ALTAY Projesinde görev almaktan ve<br />
bu takımın bir parçası olmaktan<br />
kıvanç duyuyoruz. ALTAY Projesinde<br />
çalışmanın verdiği mutluluk Projeyi<br />
başarı ile tamamlayıp ALTAY Tanklarımızı<br />
tören sahasında geçiş<br />
yaparken izlediğimizde tarifsiz bir<br />
gurura dönüşecek.”<br />
Alper ANIK<br />
“Biz bir takımız ve en güçlü yanımız<br />
dayanışma içinde olmamız. Birbiri-<br />
mize destek verdiğimiz sürece ALTAY<br />
Projesinin başarılı olacağına inancım<br />
sonsuz.”<br />
Yiğit YILMAZ<br />
“Müsteşarlıkta çalıştığımızı duyan<br />
herkesin “Biz kendi tankımızı<br />
yapabiliyor muyuz?” sorularına,<br />
ileride “Yaptık bile!” diye cevap verebilmeyi<br />
umuyorum. Halkın konuya<br />
ilgisinden anlaşılmakta ki ALTAY<br />
Tankı sadece bir harp aracı değil<br />
ülkemizin üretim yeteneğinin bir<br />
göstergesi olacak. Tüm vatandaşlarımızın<br />
gururunu kabartacak ve<br />
ülke olarak öz güvenimizi artıracak<br />
bu projenin başarısı için var gücümüzle<br />
çalışacağız.”<br />
Tuğrul Gazi APA<br />
Mevcut durum itibarıyla, Aşama I<br />
(Kavramsal Tasarım) tamamlanmış olup,<br />
Aşama II (Detaylı Tasarım) faaliyetleri<br />
devam etmektedir.<br />
“Bütün güçlüğüne rağmen böylesine<br />
tarihi bir projede çalışmanın sorumluluğunu<br />
omuzlarımda taşıyor ve<br />
haklı gururunu yaşıyorum. Üretim,<br />
satış ve kullanım hakları tamamen<br />
ülkemize ait olacak milli bir tankın,
kullanıcımız ve sanayicimizle birlikte<br />
ellerimizde şekil alması, bizlere adeta<br />
çocuğunun doğumunu bekleyen bir<br />
babanın duyduğu heyecanı veriyor.<br />
Böylesine önemli bir projede<br />
çalışmanın bir ayrıcalık olduğu<br />
bilinciyle, Sayın Müsteşar’ın emaneti<br />
olan karikatürü iade edeceğim<br />
günleri dört gözle bekliyorum…”<br />
Oğuz TUBAY<br />
Oğuz<br />
TUBAY<br />
A<br />
1967 yılında Hatay’da dünyaya geldi. 1988 yılında İTÜ Uçak Mühendisliği<br />
Bölümünden Lisans ve 1991 yılında Yüksek Lisans derecelerini aldı. Mayıs 1991’de<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>nda Sözleşmeli Personel olarak işe başladı. “Taarruz<br />
Helikopterleri” Teziyle Nisan 1996’da Uzman oldu.<br />
Oğuz TUBAY 1991 – 1996 yılları arasında Hava Araçları Dairesinde Genel Maksat<br />
Helikopteri, Taarruz Helikopteri (AH-1W), vb. projelerde Proje Mühendisi olarak,<br />
1996 – 2004 yılları arasında da aynı dairede Proje Müdürü olarak Deniz Helikopteri, Black Hawk Depo<br />
Seviyesi Bakım, Özel Kuvvetler için Genel Maksat Helikopteri Tedariki, vb. projelerde çalışmıştır.<br />
2004 yılından bu yana Kara Araçları Dairesinde Tank ve Paletli Araçlar Proje Müdürü olarak görev<br />
yapmakta olan Oğuz TUBAY, teslimatları tamamlanan Leopard 1 İyileştirme ve M60 A1 Modernizasyonu<br />
Projeleri ve ALTAY Projesi de dahil olmak üzere toplam 7 projeyi yürütmektedir.<br />
Evli ve iki çocuk babası olan Oğuz TUBAY, iyi derecede İngilizce ve orta derecede Almanca bilmektedir.<br />
M etin NARTER<br />
Metin NARTER 1972 yılında Ankara’da doğmuş, 1988 yılında Ankara Atatürk Lisesi,<br />
1995 yılında A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olmuştur. 2001 yılında<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nda göreve başlamış olup, Haziran 2007 tarihinde<br />
“Tank Üretiminde Millileştirme Stratejisi” konulu tezi ile uzmanlık kadrosuna<br />
atanmıştır. Tank Projeleri Grubu’ndaki görevinden sonra, halihazırda Strateji<br />
Geliştirme Daire Başkanlığı’nda çalışmaktadır. Evli ve iki çocuk babası olan Metin<br />
NARTER İngilizce bilmektedir.<br />
hmet Raci YALÇIN<br />
1985 yılında Ankara’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Ankara’da tamamlamıştır. 2003-<br />
2008 yılları arasında ODTÜ Makine Mühendisliği’ndeki eğitimini tamamlayarak<br />
mezun oldu. 2008 Aralık ayında <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> Kara Araçları Daire<br />
Başkanlığı’nda göreve başladı. Halen Tank ve Paletli Araçlar Grubunda çalışmaya<br />
devam etmekte olup İngilizce bilmektedir.<br />
51
Projelerimizden Başarı Hikayeleri<br />
ARGE-2004 Projesi<br />
Tamer AYAR<br />
ARGE-2004 Projesi, Türk Taarruz ve Taktik<br />
Keşif Helikopteri’nin üretimine yönelik<br />
başlatılan ATAK Projesi kapsamında<br />
kullanılmak üzere Milli ve Özgün Görev<br />
Bilgisayarı ile birlikte özgün çevre birimlerin<br />
tasarlanmasını ve bu projeye yönelik bir<br />
model olarak seçilen AH-1S Cobra Helikopteri<br />
üzerine entegrasyonunu gerçekleştirmek<br />
amacı ile Kasım 2004 tarihinde<br />
başlatılmıştır.<br />
ARGE 2004 Projesi’ne başlamadan önce<br />
etkili bir risk yönetimi yapılarak ARGE 2001<br />
Projesi kurgulanmıştır. Akabinde, ARGE 2001<br />
projesinin başarılı bir biçimde tamamlanması<br />
sonucunda ARGE 2004 Projesi başlatılmıştır.<br />
Ancak Projenin başlatılabilmesi ve hayata<br />
geçirilmesi kolay olmamış bir takım<br />
zorluklarla karşılaşılmıştır. Zira ARGE 2004<br />
Projesinin başlatılması kararı aslında çok<br />
büyük bir proje olan ATAK Projesinin mevcut<br />
modelimin iptalini ve yeni bir modelle ATAK<br />
Projesinin başlatılması sonucunu da<br />
doğurmuştur.<br />
<strong>Savunma</strong> sanayimize en kritik projelerin<br />
teslim edilebileceğini ve güveni gösteren,<br />
aynı zamanda büyük bir ana sistem projesi<br />
(ATAK) takvimine ve hedeflerine uyumlu,<br />
çıktıları ve sonucu doğrudan büyük bir ana<br />
sistem projesini etkileyecek olan ARGE 2004<br />
Projesinin hayata geçirilmesi ve yürütülmesi<br />
pek çok sıkıntıları da beraberinde getirmiştir.<br />
Projenin yürütülmesinde, tüm gözlerin Proje<br />
üzerinde olması projenin yürütülmesinde çok<br />
stresli bir ortamı beraberinde getirmiştir.<br />
Tüm zorluklar, projenin normal proje yönetim<br />
süreçlerine ilave olarak tüm paydaşlarla iyi<br />
iletişim kurulması ve tüm süreçlerin yakından<br />
ve bire bir takibi ile aşılmış ve sonuçta mutlu<br />
sona ulaşılmıştır.<br />
ARGE 2004 Projesi; <strong>Müsteşarlığı</strong>mızca<br />
başarıyla tamamlanmış olan en büyük Ar-Ge<br />
Projelerinden birisi olması, Türkiye’nin önde<br />
gelen sanayi kuruluşlarını ortak bir anlayış,<br />
disiplin, birikim, yetenek ve kabiliyetleri<br />
nispetinde bir araya getirmiş olması ve birçok<br />
ana sistem projesi ve platforma alt yapı
oluşturması gibi içerisinde pek çok ilkleri<br />
taşımaktadır.<br />
ARGE 2004 Projesi, sanayimizin geldiği<br />
noktanın değerlendirilebilmesi ve <strong>Müsteşarlığı</strong>mızın<br />
bu yeni dönemdeki <strong>Savunma</strong><br />
Sistemlerinin tedarikinde uyguladığı/<br />
uygulayacağı politikaların anlaşılabilmesi<br />
açısından önemli bir örnektir. Acil ihtiyaçlardan<br />
doğan hazır alımlar yerine Yerli<br />
Sanayimizin etkin bir biçimde içinde yer<br />
alacağı Ar-Ge’ ye dayalı programlar ve<br />
sanayimizde teknoloji odaklı ihtisaslaşmaları<br />
sağlayacak etkili proje yönetimi bu yeni<br />
dönem içinde <strong>Müsteşarlığı</strong>mızın vizyonunu<br />
teşkil etmiş ve bu uygulamalardan biri de<br />
ARGE 2004 Projesi olmuştur.<br />
ARGE 2004 Projesinde, ATAK Projesi<br />
ihtiyaçlarını karşılayan bir Görev Bilgisayarı<br />
donanımı ve yazılımı özgün olarak geliştirilmiş,<br />
geliştirilen yazılım ve donanımların<br />
haberleşme, seyrüsefer, silah ve diğer tüm<br />
sistemlerle entegre bir şekilde başarılı bir<br />
şekilde aviyonik sistem entegrasyonu<br />
tamamlanmıştır.<br />
Ar-Ge kültürü ve ortak çalışma kültürünün<br />
daha tam manasıyla oluşmadığı bir dönemde<br />
teknik ve idari olarak çok zor bir mühendislik<br />
çalışması olan ARGE 2004 Projesinde kısa<br />
sayılabilecek bir takvim içerisinde olumsuz<br />
koşullar ve riskler de fırsata çevrilmiş ve<br />
beraberinde başarıya ulaşılmıştır.<br />
ARGE 2004 Projesi ile savunma sanayimizde<br />
kendine güven ve milli tasarım olguları<br />
geliştiği gibi ülkemizin savunma sanayinde<br />
dışa bağımlılığını azaltacak ve teknolojik<br />
üstünlük sağlayacak pek çok önemli adım<br />
atılmıştır.<br />
Proje kapsamında, Platformda yer alan Uçuş,<br />
Seyrüsefer, Güvenli Haberleşme, Silah,<br />
Elektronik Harp, Hedef Tespit ve Teşhis<br />
Sistemlerinin kontrolünü gerçekleştiren, hava<br />
aracında yer alan aviyonik sistemlerin arıza ve<br />
yedekleme yönetimini sağlayan, hava aracı<br />
platform bilgilerinin sayısal olarak izlenebilmesine<br />
imkan veren Milli ve Özgün Görev<br />
Bilgisayarı ile proje kapsamında tasarlanacak<br />
özgün birimlere ait yazılım ve donanım<br />
geliştirme faaliyetleri ASELSAN-TÜBİTAK<br />
MAM –TAI (ASMATA) Konsorsiyumu<br />
tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda<br />
35 adet sistemin Görev Bilgisayarı üzerinden<br />
tek merkezden yönetimi sağlanmıştır.<br />
Aviyonik ve silah sistemlerinin AH-1S Cobra<br />
Helikopteri’ne entegrasyonu, yer testleri,<br />
uçuş testleri ve havadan-yere anti-tank füze<br />
Tamer<br />
AYAR<br />
Şekil 1 – AH-1S Atış testleri uçuşunda<br />
atış testleri başarıyla gerçekleştirilmiştir.<br />
ARGE-2004 Projesi kapsamında tüm sinai ve<br />
mülkiyet hakları <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’na<br />
(SSM) ait olan Özgün Görev<br />
Bilgisayarının donanımı ve yazılımı tamamen<br />
milli olarak geliştirilmiştir. Bu görev bilgisayarı,<br />
hedef tespit, silah, elektronik-harp,<br />
seyrüsefer, taktik veri iletimi ve haberleşme<br />
sistemlerini tek merkezden kontrol ederek,<br />
görev ve uçuş yönetimini gerçekleştirmekte,<br />
görüntü sunumunu yönetmekte ve platform<br />
üzerindeki tüm bilgi alışverişini denetlemektedir.<br />
Geliştirilmiş olan Özgün Görev Bilgisayarı<br />
çevresinde oluşturulan aviyonik ve silah<br />
sistemleri mimarisi, tüm dünyada hedeflenen<br />
modernizasyon projelerinde oluşturulmaya<br />
çalışılan yapı ile benzer kriterler göz önüne<br />
bulundurularak tasarlanmıştır. Proje kapsamında<br />
kazanılan birikim ve geliştirilen yazılım<br />
ve donanım altyapısı ATAK Helikopteri<br />
projesine aktarılmış olup, ATAK projesinin<br />
bitiminde, Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine,<br />
mevcutlar arasında en ileri aviyonik, silah<br />
sistemleri ve görev yapma kabiliyetine sahip<br />
bir helikopter kazandırılacaktır. ATAK Projesi<br />
ile birlikte tüm yazılım ve donanımı ile<br />
aviyonik ve silah sistemlerine tam hakim<br />
olduğumuz ilk hava platformuna sahip<br />
olunacaktır.<br />
1971 Kırklareli doğumlu olan Tamer AYAR, Endüstri Mühendisliğinde Lisans ve<br />
Yüksek Lisans ve Doktora eğitimine devam etmiş ve 2000 yılına kadar Gazi<br />
Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümünde Araştırma görevlisi olarak görev<br />
yapmıştır. 2000 yılından bu yana <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nda<br />
çalışmaktadır. Halen Ar-Ge ve Teknoloji Yönetimi Daire Başkanlığı’nda Proje<br />
Müdürü olarak görev yapmakta olan Tamer AYAR evli ve 2 çocuk sahibidir. Pek<br />
çok ulusal ve uluslarası dergi ve yayında çok sayıda yayınlanmış makalesi mevut<br />
olan Ayar İngilizce bilmektedir.<br />
53
Projelerimizden Başarı Hikayeleri<br />
Hürkuş<br />
Eğitim Uçağı Projesi<br />
Osman SOYLU<br />
SSM Gündemi Dergimizin Mayıs 2007 tarihli<br />
olan ilk sayısında “Türk Havacılık <strong>Sanayii</strong>nde<br />
İkinci Perde” başlığıyla Hürkuş projesini ve<br />
ekiplerimizi tanıtmış ve projemizin henüz<br />
başladığı o dönemde hedeflerimizi belirtme<br />
imkanı elde etmiştik. Aradan geçen 3 yıldan<br />
sonra 25. Yıl Özel Sayımızda ise tüm bu süreç<br />
boyunca özveriyle çalışan ekiplerimizden,<br />
projenin başından beri yaşanan çeşitli<br />
zorluklardan ve elde edilen başarılardan<br />
bahsetmek istiyoruz. Daha önce heyecan ile<br />
yaptığımız işbaşının bizi bu iddialı hedefte<br />
nereye getirdiğini anlatmayı hedefliyoruz.<br />
Projenin Tarihçesi<br />
Birinci sayıda da bahsetmiştik ancak yine de<br />
kısaca bahsetmek gerekir ki Türkiye’de<br />
ulusal havacılık sanayiinin çıkışı Türkiye<br />
Cumhuriyeti’nin başlangıcı ile aynı<br />
zamanlara denk gelmektedir. Yıl henüz 1925<br />
iken Türkiye’de özgün uçak tasarım ve<br />
üretimine başlanmıştır ancak bilindiği gibi<br />
1950’lerde ABD yardımlarıyla bu çabalar<br />
sona ermiştir.<br />
1974 Kıbrıs Barış Harekatını takiben TUSAŞ<br />
ve ASELSAN’ın kurulmasının ardından TAI ve<br />
TEI ile birlikte ulusal havacılık sanayiinin<br />
temelleri yeniden atılmıştır. 2000’li yıllara<br />
gelindiğinde birçok ortak üretim projesini<br />
başarı ile geride bırakan ve özgün yurtiçi<br />
çözümlerle birlikte özellikle modernizasyon<br />
ve sistem entegrasyonunda kendini ispat<br />
etmeye çalışan bir Türk Havacılık <strong>Sanayii</strong><br />
karşımıza çıkmaktaydı.<br />
Bizi 2006 yılında Hürkuş projesinin imzalanmasına<br />
götüren süreçte yaşanan bazı<br />
olaylardan da burada bahsetmek uygun<br />
olacaktır. 2004–2005 tarihleri bugün teslimatları<br />
başlamış olan Temel Eğitim Uçağı<br />
(TEU) Projesinin acil ihtiyaç olarak Hava<br />
Kuvvetleri Komutanlığımız tarafından tanımlandığı<br />
dönemdir.
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nın görev ve<br />
sorumlukları gereğince, Silahlı Kuvvetlerimizin<br />
ihtiyaçlarını zamanında karşılarken<br />
yurt içi imkan ve kabiliyetleri de olabildiğince<br />
geniş bir çerçevede kullanmak durumundayız.<br />
Özgün çözümler uzun zaman isterken,<br />
kullanıcı ise ihtiyacının olabildiğince kısa<br />
sürelerde karşılanmasını talep etmektedir.<br />
Eğitim uçağı projesinde de SSM, ihtiyacı<br />
karşılamak üzere TUSAŞ ana yükleniciliğinde<br />
özgün bir uçak geliştirilmesini<br />
önermiş ve buna ilişkin ön çalışmaları<br />
TUSAŞ’a yaptırmıştı. Ancak bu teklif Hava<br />
Kuvvetleri Komutanlığı tarafından, ömrünü<br />
dolduran T-37’lerin envanterden acilen<br />
çıkarılması gereği ve özgün geliştirmeye<br />
dayalı bir çözümün gecikmeye yol açacağı<br />
endişesiyle kabul görmemişti.<br />
Bilindiği gibi hava aracı geliştirilmesi ve<br />
kullanıcıya teslime hazır hale gelmesi, raftaki<br />
bir ürün için bile 2-3 yıllık süreleri<br />
kapsamaktadır. Bu durumda sanayimizin,<br />
ihtiyacı çok önceden görerek talep henüz<br />
kendisine ulaşmadan hazırlıklara başlaması<br />
gerekmektedir. İşte bu noktada <strong>Müsteşarlığı</strong>mızın<br />
kullanıcı ile olan yakın işbirliğinin<br />
sonucu olarak ihtiyaçları önceden, zamanında,<br />
tespit ederek sanayinin hazırlanmasına<br />
imkan tanıması gibi sorumluluğu da ortaya<br />
çıkmaktadır. İşte HÜRKUŞ projesinde<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>mızın bu zor rolü test edilmiştir.<br />
Kullanıcının eğitim uçağı ihtiyacı önceden<br />
görülerek TAI’nin bu konudaki çalışmaları<br />
desteklenmiştir. Ancak kullanıcı ihtiyacının<br />
“acil” olarak belirtilmesi nedeniyle bu<br />
hazırlıkların da yeterli olmadığı görülmüş, bir<br />
ara formül ile bir taraftan hazır uçaklar<br />
alınırken diğer taraftan da takvim baskısı<br />
olmadan kullanıcı ihtiyaçlarının tam olarak<br />
karşılanacağı bir uçak geliştirme sürecine<br />
adım atılmıştır. Ancak şunu belirtmemiz<br />
gerekir ki bu süreç, SSM ile Hava Kuvvetleri<br />
Komutanlığı’nın da yer aldığı ve TUSAŞ’ın<br />
sahip olduğu tasarım-geliştirme kabiliyetlerinin<br />
şiddetle sorgulandığı birçok tartışmalı<br />
toplantının da yaşandığı bir dönem olmuştur.<br />
Sonunda, Sayın Milli <strong>Savunma</strong> Bakanımız<br />
Vecdi GÖNÜL’ün SSİK toplantısındaki özel<br />
gayretleriyle, 19 Ocak 2005 tarihinde TEU<br />
hazır alım projesi için alınan karar ile birlikte<br />
HÜRKUŞ Projesi’nin – o zamanki adı Türk<br />
Başlangıç ve Temel Eğitim Uçağı Geliştirme<br />
Projesi – başlatılması için karar alınmıştır. Bu<br />
süreçte Genelkurmay Başkanlığımızın<br />
destek ve katkılarının da bu kararın<br />
altyapısının hazırlanmasında çok önemli<br />
olduğunu vurgulamamız gerekiyor. Böylece<br />
alınan karar ile kullanıcısı tanımlanmamış bir<br />
şekilde “Türk Başlangıç ve Temel Eğitim<br />
Uçağı Geliştirme” Projemiz başlamış ve 15<br />
Mart 2006 tarihinde SSM tarafından<br />
imzalanan ilk “maliyet artı teşvik” tipi<br />
sözleşme<br />
başlamıştır.<br />
ile uçak geliştirme takvimi<br />
2006 yılında projemizin ismi ile ilgili bir anket<br />
çalışması yürütülerek bazı adaylar belirlenmiş,<br />
ilk 5 sırada çıkan isimler olan “Hezarfen,<br />
Göktürk, Anka, Atmaca ve Hürkuş”<br />
isimlerinden Hürkuş ismi Vecihi HÜRKUŞ<br />
anısına projemize verilmiştir.<br />
HÜRKUŞ Geliştirme Projesi hedefleri<br />
Hürkuş Projesi ile özgün bir Başlangıç ve<br />
Temel Eğitim Uçağının tasarlanması,<br />
geliştirilmesi, test ve doğrulamasının<br />
yapılması, prototip üretiminin ve EASA CS<br />
23’e göre sivil sertifikasyonunun gerçekleştirilmesi<br />
ve Teknik Veri Paketinin oluşturulması<br />
hedeflenmiştir.<br />
Bu hedeflere ilave olarak orta vadede “jet<br />
motorlu eğitim uçağı” nın yurtiçi tasarımına<br />
yönelik yetenek ve bilgi birikiminin sağlanması<br />
amaçlanmıştır. Ancak bugün Hürkuş<br />
projesi sayesinde geldiğimiz noktada o<br />
dönem uzun vade hedefi olarak aklımızdan<br />
geçen ancak telaffuz edemediğimiz “muharip<br />
jet” uçağının yurtiçi tasarımının yapılması ve<br />
2020’li yıllarda ortaya çıkacak ihtiyaca yönelik<br />
çalışmaların planlanması imkanı elde<br />
edilmiştir. 15 Aralık 2010 tarihli İcra Komitesi<br />
ile bu iki hedef için de kavramsal tasarım<br />
çalışmalarına başlama kararı alınmıştır.<br />
Ayrıca bugün gururla belirtmek isteriz ki,<br />
Projenin başlangıcında yukarıda saydığımız<br />
gerekçelerle projeyi Kullanıcı olarak desteklemek<br />
konusunda çekingen olan Hava<br />
Kuvvetleri Komutanlığımız, daha önce protkol<br />
kapsamında vermekte olduğu desteğin<br />
kapsamını genişleterek Nisan 2010’da bizzat<br />
Hava Kuvvetleri Komutanımıza yapılan<br />
sunumu müteakip beklediğimiz seviyede<br />
desteği bizlere vermeye başlamıştır. Bu<br />
çerçevede Hava Kuvvetleri Komutanlığımızın<br />
Kullanıcı olarak proje kapsamına resmen<br />
dahil olacağı sözleşme değişikliği yakın<br />
zamanda yürürlüğe girecektir.<br />
Projenin Evreleri ve Yaşanan Sıkıntılar<br />
Ön Tanımlama Evresi<br />
Kavramsal Tasarım Evresi<br />
Ön Tasarım Evresi<br />
Detay Tasarım Evresi<br />
Üretim ve Teste<br />
Hazırlık Evresi<br />
Test ve Ürün<br />
Değerlendirme Evresi<br />
Mart - Temmuz 2006<br />
Temmuz - Kasım 2006<br />
Kasım 2006 - Temmuz 2007<br />
Temmuz 2007 - Mart 2009<br />
Mart 2009 - 2012<br />
Projenin ilk sekiz aylık Kavramsal Tasarım<br />
Fazını kapsayan sözleşme, Türk Havacılık<br />
Tarihi’nin en önemli adımlarından biri olarak<br />
15 Mart 2006 tarihinde TUSAŞ ile SSM<br />
arasında imzalanarak yürürlüğe girmiştir.<br />
TUSAŞ’ı bu noktaya getiren süreçte A400M<br />
Projesinin ve onun getirdiği tasarım ve<br />
geliştirme altyapısının rolü çok büyüktür.<br />
A400M gibi dünya standardında ve sivil<br />
sertifikasyona tabi bir uçak tasarımında görev<br />
almak, TUSAŞ tasarım alt yapısına çağ atlatan<br />
bir unsur olmuş ve milli bir ürün tasarlama<br />
projesi için gerekli ortamı yaratmıştır.<br />
10 Nisan 2006 tarihinde SSM’nin katılımıyla,<br />
Proje Başlangıç Toplantısı gerçekleştirilmiş<br />
ve proje ekibi oluşturulmuştur. 25 Mayıs 2006<br />
tarihinde, SSM Proje Kontrol Ofisi açılışı<br />
gerçekleştirilmiştir. Projenin ilk dört ayı<br />
sonunda, Ön Tanımlama Aşaması Değerlendirmesi<br />
Toplantısı 17-18 Temmuz 2006<br />
tarihlerinde SSM ve TUSAŞ’ın katılımıyla<br />
gerçekleştirilmiştir. 15 Temmuz 2007<br />
tarihinde Ön Tasarım Değerlendirme<br />
Toplantısı gerçekleştirilmiştir. Bu aşamadan<br />
itibaren girilen “Detay Tasarım” evresinde<br />
karşılaşılan sorun aslında projenin başından<br />
beri yaşanmakta olan en önemli sorunumuzdu,<br />
A400M projesinin yetiştirmiş olduğu<br />
tüm iş gücü mevcut projelerde istihdam<br />
ediliyordu ve Hürkuş Projesine tecrübeli<br />
insan kaynağı aktarımında ihtiyacın oldukça<br />
altındaydı. Bu sorunun esas sebepleri olarak<br />
projenin Kullanıcı tarafından ihtiyaca yönelik<br />
olarak takip edilmemesi ve TUSAŞ yönetiminin<br />
bu kapsamda daha acil olarak<br />
değerlendirdiği sabit fiyatlı ve sıkışık takvimli<br />
projeleri önceliklendirmesi karşımıza çıkmaktaydı.<br />
Tüm bu hususlara ilave olarak<br />
yabancı alt sistem sağlayıcısı firmaların<br />
devamında kesin siparişi olmayan sadece 2<br />
prototipi içeren bir projeye ciddi olarak<br />
yaklaşmamaları sorunu tüm süreçte önemli<br />
gecikmelere sebep oldu.<br />
Tanımlanan bu risk faktörleri SSM’nin ve<br />
55
Projelerimizden Başarı Hikayeleri<br />
TUSAŞ proje ekibinin gayretlerine rağmen ilk<br />
evrelerde takvim ve maliyet olarak<br />
gerçekleşmemiş ancak detay tasarım fazına<br />
gelindiğinde ve özellikle Kritik Tasarım<br />
Değerlendirmesi (CDR) sürecinde takvimde<br />
gecikme ile sonuçlanmıştır. Ancak tecrübeli<br />
insan kaynağının projeye tahsis edilememesinin<br />
farklı sonuçları da olmuştur, projenin<br />
özelliği itibariyle çok özel bir yeri olmasından<br />
dolayı, sayıları ve tecrübeleri az da olsa tüm<br />
çalışanların heyecanı, özverisi ve gayreti<br />
büyük seviyedeydi. Ekibimizin ilk işi rakip<br />
uçakları daha da iyi tanımaya çalışmak oldu.<br />
Gecikmiş bir beklentiyi karşılarken hiçbir<br />
zaman hedef küçültmeden, hep en iyi ürünü<br />
ve en kaliteli tasarımı ortaya çıkarmaya<br />
odaklanıldı. Bunun yanı sıra ilerideki tasarım<br />
projelerimize alt yapı oluşturması için iş gücü<br />
yetiştirildi. Bu genç ekip TUSAŞ’a Avrupa<br />
Sivil Havacılık Otoritesi EASA’dan Tasarım<br />
Organizasyon onayı almak için her yaptığı<br />
çalışmayı; toplantı tutanakları, kazanç-kayıp<br />
analizleri, tasarım veri akışları, analiz<br />
raporları, sistem tanımlama dokümanları,<br />
sistem arayüz dokümanları, sistem yerleşim<br />
dokümanları gibi dokümante etti, prosedürleri<br />
uygulayıp geliştirdi.<br />
Müteakiben 31 Mart 2009 tarihinde,<br />
planlanandan yaklaşık 12 aylık bir gecikme<br />
ile Kritik Tasarım Değerlendirme Toplantısı<br />
başarı ile gerçekleştirilmiştir. Burada, Hürkuş<br />
Projesinin başlangıcından bu yana gördüğü<br />
desteği vurgulamak için Milli <strong>Savunma</strong><br />
Bakanımız Sayın Vecdi GÖNÜL’ün Kritik<br />
Tasarım Değerlendirme Toplantısına (CDR)<br />
katılım sağladığını özellikle vurgulamamız<br />
gerekir.<br />
Yaşanan gecikmede vurgulanması gereken<br />
önemli bir husus da proje hedeflerinden biri<br />
olan EASA tip sertifikasına sahip bir ürün<br />
ortaya koyma hedefinin aynı zamanda alt yapı<br />
geliştirmek ile ve takvimsel hedefleri<br />
gerçekleştirmek hedefleri ile zaman zaman<br />
çelişmesidir. Ancak tüm hedefler göz önüne<br />
alınarak çalışmalar mevcut kaynaklarla<br />
mümkün olan en etkin şekilde yürütülmüştür.<br />
Rüzgar Tüneli Testleri : Hürkuş Projesine ait<br />
rüzgar tüneli testleri iki aşama olarak Mayıs-<br />
Haziran ve Temmuz Ağustos 2008 döneminde<br />
RUAG İsviçre’de gerçekleştirilmiştir. Bu<br />
testler ile geometri doğrulama, geniş<br />
hacimde aerodinamik veritabanı oluşturma,<br />
analiz araçlarını doğrulama ve yük analizleri<br />
için veritabanı oluşturmak amaçlanmıştır.<br />
1/3.5 ölçekli model ile motor açık ve kapalı<br />
durumlarda, değişik konfigürasyonlarda<br />
testler gerçekleştirilmiştir. Testler sonucunda<br />
HÜRKUŞ dış geometrisi ve tasarım esnasında<br />
kullanılan analiz araçları başarılı bir şekilde<br />
doğrulanmış ve detay analizler için<br />
veritabanları oluşturulmuştur.<br />
Özellikle Kritik Tasarım Fazı’nın tamamlanması<br />
ile birlikte, TUSAŞ içinde tasarım<br />
grupları dışındaki bölümler de HÜRKUŞ’a<br />
katılmışlardır. Ayrıca Yurt içinde yer alan 19<br />
farklı yardımcı sanayi firmamız da parça<br />
üretimi konusunda destek olarak Hürkuş<br />
Projesinde pay sahibi olmaktadır. İlk parça<br />
kesimi, ilk takım üretimi, ilk montajın her biri<br />
ayrı bir heyecanda ancak her seviyede destek<br />
alarak geçmiştir. Bugün geldiğimiz noktada,<br />
yapısal tasarım çalışmaları, sistem tasarım ve<br />
tedarik faaliyetleri büyük ölçüde tamamlanmış,<br />
uçağa ait binlerce parçanın üretimi<br />
tamamlanmış ve montaj faaliyetlerine geçilmiş<br />
durumdadır.<br />
Bugün itibariyle gelinen noktada, HÜRKUŞ<br />
Projesi sayesinde, uçak tasarımına hakim<br />
yaklaşık 150 mühendis yetişmiş, sınıfında<br />
üstün bir uçak ortaya konmuş, bu tasarımı ve<br />
nasıl ortaya konduğunu tarifleyen yüzlerce<br />
tasarım, analiz ve test dokümanı, binlerce<br />
teknik resim ve CATIA modeli yaratılmıştır.<br />
Ayrıca SSM tarafından ilk kez uygulanan<br />
“maliyet artı teşvik” tipi sözleşme ile bugüne<br />
kadar planlanan kaynağın yarısından fazlası<br />
ödenmiş ve TUSAŞ muhasebe sistemi ile<br />
uyumlu olarak belirlenen dokümantasyon ve<br />
raporlama süreci ile önemli bir uygulama<br />
Akım Yönü Akım Yönü
tecrübesi elde edilmiştir.<br />
Hürkuş Rüzgar Tüneli Testleri<br />
Maksimum Kalkış Ağırlığı : 3000 kg<br />
Yük Limitleri<br />
: +7g / 3,5g (Temiz Konf)<br />
+2,5g / 0g (Flap ve L/G açık Konf.)<br />
Servis Tavanı<br />
: 30.000 ft<br />
Maksimum Seyir Hızı : 270 knot (Deniz Seviyesinde)<br />
0 - 15.000 ft Tırmanma Zamanı : 5 dakika<br />
İlk bakışta sınıfındaki uçaklara benzediği<br />
düşünülen HÜRKUŞ uçağının farklılıkları bazı<br />
tasarım detaylarında gizlidir, bunlardan biri<br />
olan kanat profili TUSAŞ mühendisleri<br />
tarafından optimize edilmiş ve ATA<br />
(Advanced TAI Airfoil) olarak adlandırılmıştır.<br />
HÜRKUŞ tasarımı sırasında özveri ile bizleri<br />
destekleyen Hava Kuvvetlerimizin pilotlarıyla<br />
yapılan çalışmalar, uçak-pilot ara yüzünün<br />
kullanıcı beklentileri çerçevesinde oluşturulmasında<br />
çok önemli katkı sağlamıştır. Uçuş<br />
ve sistem emniyeti çalışmalarında 19 sistemin<br />
300 fonksiyonu için 1500’den fazla hata<br />
senaryosu çalışılmış, bunlara yönelik<br />
tedbirler tasarıma yansıtılmıştır. Bu anlamda,<br />
EASA uzmanları ile birlikte çalışılmakta olup,<br />
uçağın performansı kadar emniyeti için de<br />
Hürkuş-A Kokpit<br />
önemli miktarda tasarım çabası sarf<br />
edilmiştir.<br />
Yaklaşık 150 tasarım mühendisinin çalıştığı<br />
bu boyutta bir projede Sistem Mühendisliği<br />
araçları da etkin olarak kullanılmıştır.<br />
Sözleşme kapsamındaki 221 gereksinim,<br />
tasarımı şekillendirmek ve doğrulamak<br />
amacıyla 1672’si sertifikasyon gereksinimi<br />
olmak üzere, toplam 20,960 gereksinime<br />
kırılmıştır. Bunlardan türetilen alt sözleşme<br />
teknik şartnameleri sayesinde, alt sözleşmeci<br />
firmalardan sağlanan sistemlerin uçağın<br />
bütünüyle uyumu sağlanmıştır.<br />
HÜRKUŞ Teknik Özellikleri<br />
Alt Sözleşme Süreci<br />
HÜRKUŞ üzerinde bulunan yaklaşık 32 sistem<br />
için, sözleşme gereksinimlerinden yola<br />
çıkılarak ana sistem mimarilerinin belirlenmesinin<br />
ardından sistemler için alt sözleşme<br />
sürecine girilmiştir. Bu dönem TUSAŞ’ta<br />
HÜRKUŞ sistemleri çalışanlarının yaşadığı en<br />
yoğun toplantı dönemini beraberinde<br />
getirmiştir. Bu uzun ve yorucu sürecin<br />
sonunda HÜRKUŞ için birbiri ile ve uçakla<br />
uyumlu, istenen performansı verebilecek en<br />
maliyet etkin ve performansı yüksek sistemler<br />
belirlenmiştir.<br />
14 uçak ve 18 pilot sisteminin temininde<br />
TUSAŞ’ın karşılaştığı en büyük sorun seri<br />
üretim kapsamında belirtilen uçak sayısının<br />
firmalar tarafından çok az bulunması<br />
olmuştur. Yönetimlerini ikna edebilmek için<br />
diğer ülkelerin 100’lü sayıları bulan üretim<br />
hedefine benzer sayıların telaffuz edilmesini<br />
isteyen taleplerle karşılaşılmıştır. Ancak<br />
SSM’nin de devreye girmesi ile sorunlar<br />
zamanla aşılmış ve sistemler belirlenmiştir.<br />
Sertifikasyon Süreci<br />
Şubat 2007 yılında başlayan Tasarım<br />
Organizasyonu Onayı sürecinde TUSAŞ<br />
EASA ile ana yüklenici firma olarak ilk kez<br />
tanışmış ve Türk Havacılığı için büyük bir<br />
deneyimin ilk adımını atmıştır. 3 yıl içerisinde<br />
EASA tarafından gerçekleştirilen 2 büyük<br />
denetimin sonuçları, henüz başlangıç<br />
aşamasındaki tasarım sisteminin oluşturulmasında<br />
ve işletilmesinde doğru yolda<br />
ilerlendiğini göstermiştir. 5 ana fazdan oluşan<br />
Tasarım Organizasyonu Onayı sürecinde, 4.<br />
Fazın 2011 sonu ile tamamlanması planlanmıştır.<br />
Ülkemiz için bir ilk olacak Tasarım<br />
Organizasyonu Onayı Belgesinin ise 2012<br />
yılında alınması hedeflenmektedir.<br />
HÜRKUŞ Projesi kapsamında şimdiye kadar<br />
yapılan EASA denetimleri ve toplantılarının<br />
hepsi son derece başarılı olmuş ve denetim<br />
raporlarında tüm çalışanlara gurur veren<br />
övgü ifadeleri yer almıştır.<br />
Tüm uçak disiplinlerine ait 1672 uçuşa<br />
elverişlilik gereksinimine uyumun EASA’ya<br />
gösterilmesi süreci olan Tip Sertifikasyonu<br />
ise Aralık 2008’de yapılan başvuru ile<br />
resmiyet kazanmıştır. EASA’nın atadığı<br />
sertifikasyon uzmanları ile Haziran 2009<br />
tarihinden bu yana 18 toplantı gerçekleştirilmiştir.<br />
Tasarım Sürecine Kullanıcı Katılımı<br />
Hava Kuvvetleri Komutanlığı, SSM, Hv.K.K.lığı<br />
ve TUSAŞ arasında imzalanmış olan Protokol<br />
ile Proje boyunca TUSAŞ’ın tasarım, idame<br />
işletme ve diğer teknik konularda ihtiyaç<br />
duyduğu desteği sağlamıştır. Yapılacak<br />
sözleşme değişikliği düzenlemesi ile<br />
Hv.K.K.lığı, SSM ile birlikte TUSAŞ<br />
tesislerinde projenin her faaliyetine dahil<br />
olmak ve gelişimi takip edip katkıda<br />
bulunmak için mevcut SSM Ofisinde daimi<br />
temsilci görevlendirecektir. Bu adım ile<br />
birlikte “Kullanıcı ve Yüklenici’nin ürün<br />
geliştirme safhasından başlayarak doğru<br />
ürünü doğru şekilde beraber tanımlaması”<br />
hedefi doğrultusunda önemli bir mesafe<br />
57
Projelerimizden Başarı Hikayeleri<br />
katedilmiş olacaktır. Yakın zamanda envantere<br />
girmiş olan benzer platform ve alt<br />
sistemler için hem tasarım hem de bakım<br />
yönünden edinilen engin tecrübe,<br />
HÜRKUŞ’un daha mükemmel hale gelebilmesi<br />
için kesintisiz bir şekilde tasarımcıya<br />
aktarılmaktadır. Sistem mühendisliği<br />
sürecindeki bu önemli bir iyileştirmeyle<br />
birlikte, HÜRKUŞ’un karşılaştırılması muhtemel<br />
diğer muadillerinin özelliklerini kendinde<br />
toplayan ve onlardan daha üstün özelliklere<br />
sahip olacağını düşünmekte ve bunun da<br />
gelecekte ülkemiz adına çok farklı ilkleri<br />
yaşatacağına inanmaktayız.<br />
Sonuç ve Değerlendirme<br />
Bugün hem tedarik makamı SSM hem de ana<br />
yüklenici TUSAŞ olarak ifade etmemiz<br />
gerekir ki başlangıcında öngörülen takvimin<br />
yakalanamaması hususunda yaşanan problemlerin<br />
her biri tecrübe olarak bilgi<br />
haznemize eklendi, alınan dersleri not ettik.<br />
Hava Kuvvetleri Komutanlığımızın da projeye<br />
çok önemli destek sağlamaya başladığı bu<br />
aşamada öncelikli hedefimiz 2012 yılında<br />
Hürkuş-A Prototipini başarıyla uçurmak ve<br />
test etmektir. Havacılık stratejimizin önemli<br />
bir ayağı olan ve bizi uçuş kontrol bilgisayarı<br />
geliştirme hedefimize ulaştıracak olan<br />
Hürkuş-B versiyonu bunu izleyecek ve<br />
temellerini bu yıl attığımız özgün “Jet Eğitim<br />
Uçağı” ile “Muharip Uçak” geliştirme projeleri<br />
yine bu adımları izleyecektir.<br />
Bizlere bu planlamaları yapmak konusunda<br />
özgüven veren Hürkuş Projesinde, problemlere<br />
hep birlikte çözüm oluşturarak başarılı<br />
bir ekip çalışması ve proje yönetimi ortaya<br />
koyduğumuza inanıyoruz. Gelecek nesillere<br />
iyi bir miras bırakmak, Türk Havacılık<br />
sanayinde geri dönülemez bir noktaya<br />
ulaşmak amacıyla çalışmalarımıza azim ve<br />
heyecanla devam ediyoruz. Projenin<br />
başlangıcından bu zamana kadar özveri ve<br />
heyecanla çalışan ve aynı azimle projeyi<br />
başarıyla sonuçlandıracaklarına inandığımız<br />
emeği geçen tüm SSM Proje Grubu, Kalite<br />
Test ve Sertifikasyon Dairesi çalışanlarına,<br />
Hava Kuvvetleri personeline ve TUSAŞ<br />
ekibine şükranlarımızı sunuyoruz.<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>mızın 30. yılındaki yayını için<br />
sözümüz Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığımız<br />
başta olmak üzere diğer ülke hava<br />
kuvvetleri için üretilmiş ve üretilmekte olan<br />
Hürkuş versiyonlarının başarı hikayelerini<br />
anlatmak olacaktır.<br />
SSM- TUSAŞ Proje Ekibi<br />
Osman<br />
SOYLU<br />
SSM Proje Ekibi<br />
Osman SOYLU Proje Md.<br />
Safa ATALAY Uzman<br />
Bedriye CİCİOĞLU Uzman<br />
Hüseyin AVŞAR Uzman<br />
A.Tolga SAYIN Uzman<br />
Özlem GÜNER Uzman<br />
Halil İbrahim ÖZTÜRK Uzman Yrd.<br />
Sancak Emre GÜÇLÜ Uzman Yrd<br />
Esra ÜNSAL Proje Asistanı<br />
Ersan TANER PKO<br />
1995 yılı Ankara Gazi Anadolu Lisesi, 1999 yılı Ankara Gazi Üniversitesi Endüstri<br />
Mühendisliği bölümünü bitirdikten sonra aynı yıl SSM’de Sözleşmeli Personel<br />
olarak göreve başlamıştır. 2003 yılında Gazi Endüstri Mühendisliği bölümünden<br />
yüksek lisans derecesi almıştır. SSM’de sırası ile 2. Ekonomik işler Dairesinde,<br />
Sözleşmeler ve Maliyet Analizi Şubesinde çalıştıktan sonra halihazırda Hava<br />
Araçları Dairesinde Uçak Projeleri Müdürü olarak görev yapmaktadır, İngilizce<br />
bilmektedir.
Radyo Frekans Köreltme/Karıştırma<br />
Sistem Tedariği Projesi<br />
Zeynep ERTÜRK, M. Sami ULUKAVAK, Ayşin SEZGİN, Serim Seda ÇARHOĞLU,<br />
Ülkemiz jeopolitik ve jeostratejik konumu<br />
gereği yıllar boyu iç ve dış tehditlere<br />
maruz kalmıştır. Özellikle Ortadoğu – Orta<br />
Asya – Kafkasya ve Balkanlar ekseninde<br />
şekillenen nüfuz ve çıkar mücadeleleri<br />
doğrultusunda tehdit algılamalarında<br />
asimetrik unsurlar ön plana çıkmış ve El<br />
Yapımı Patlayıcılar (EYP) ülkemizde en<br />
önemli asimetrik tehdit konusu olmuştur.<br />
EYP’ler düşük maliyete sahip olmaları ve<br />
düşük risk unsuru taşımaları, kolay temin<br />
edilebilen bileşenlerden oluşmaları, basit<br />
olarak hazırlanabilmeleri, teknolojinin<br />
etkin ve hızla kullanımına açık olmaları ve<br />
medya etkisinden dolayı günümüz<br />
asimetrik savaşı içerisinde geniş bir<br />
kullanım alanı bulmaktadır.<br />
EYP’lerin kullanımının kamuoyunda<br />
olumsuz psikolojik etki yaratması ve<br />
Resim 1: Sistemlerin Arazi Testlerinden Bir Alıntı<br />
yüksek tahrip gücü dikkate alındığında,<br />
EYP ile mücadelenin önemi artmakta ve<br />
bu alanda teknoloji kullanımı etkin bir<br />
yöntem olarak belirmektedir. Bu kapsamda,<br />
EYP’lerle mücadelede zaman<br />
önemli bir etken olup, tehdidin en kısa<br />
sürede bertaraf edilmesi, değişen tehdit<br />
ve teknolojilere göre karşı tedbir yöntemlerinin<br />
iyileştirilebilmesi konunun milli<br />
imkanlarla ele alınmasını gerektirmektedir.<br />
EYP ile mücadele alanında yürütülen<br />
faaliyetler içerisinde <strong>Müsteşarlığı</strong>mız da<br />
önemli bir yer almakta ve yerli savunma<br />
sanayiimizin imkan ve kabiliyetlerini<br />
kullanarak yürüttüğü projelerle mücadeleye<br />
destek sağlamaktadır.<br />
Bu kapsamda, <strong>Müsteşarlığı</strong>mız tarafından<br />
2004 yılında konvoy koruma amaçlı<br />
59
Projelerimizden Başarı Hikayeleri<br />
araç tipi Radyo Frekans Köreltme/<br />
Karıştırma Sistem Tedariği Projesi<br />
çalışmalarına başlanarak EYP tehditlerine,<br />
karşı tedbir oluşturmak amacıyla<br />
yoğun bir çalışma ile öncelikle “EYP ile<br />
Mücadele” konsepti ortaya konulmuş ve<br />
müteakiben yerli ve yabancı çeşitli<br />
firmaların sistemleri incelenerek, test<br />
edilmiştir. Ancak, “çok gizli” statüdeki<br />
tehdit bilgilerimizin yabancı kuruluşlarla<br />
paylaşılmamasının önem arz etmesi<br />
sebebiyle Proje kapsamında Elektronik<br />
Harp alanında 25 yılı aşkın deneyimi ve<br />
yüksek bilgi birikimi ile ASELSAN A.Ş.<br />
firması görevlendirilmiştir. Böylelikle<br />
EYP’lerle mücadelede Türkiye’de<br />
tasarım, geliştirme, üretim, bakım ve<br />
idame altyapısı oluşturulması için ilk<br />
adım atılmıştır.<br />
Proje ekibimizin katılımı ve desteği ile<br />
ASELSAN A.Ş., konsept gösterimi<br />
amacıyla 5-6 ay gibi çok kısa bir süre<br />
zarfında konvoy korumaya yönelik ilk<br />
prototip olan MİLKAR-5A Kavramsal<br />
Gösterim Sistemi’ni ortaya çıkarmıştır. Bu<br />
süreçte, TSK, Proje ekibimiz ve ASELSAN<br />
A.Ş. temsilcileri manevi duygularla,<br />
yüksek azimde çalışmış ve birbirine<br />
oldukça yakın konuşlandırılmış olan fazla<br />
sayıda antenin, eş zamanlı olarak, yüksek<br />
seviyede sürekli güç basmasına dayanan<br />
bu yeni sistemi, olası risklerine karşın çok<br />
kısa bir sürede geliştirmeyi başarmıştır.<br />
Bir Hatıra:<br />
Sistemlerin arazi testlerinden birinde<br />
test ekibi olarak test düzeneklerini<br />
kurmuş ve testlerimize başlamıştık.<br />
Testlere devam ederken uzaktan<br />
birinin bize doğru yaklaştığını<br />
gördük. Gelen kişi testleri yaptığımız<br />
arazinin bitişiğinde bulunan köyün<br />
muhtarıymış. Selam verdi ve anlatmaya<br />
başladı:<br />
-Efendim<br />
siz testlere başladınız bizim<br />
sularımız kesildi.<br />
-Muhtar<br />
Bey bizim testlerin sularınız<br />
kesilmesiyle bir alakası olamaz ki!<br />
Proje ekibimiz suların kesilmesiyle<br />
testlerin bir alakasının olmadığına<br />
muhtarı zor ikna etti.<br />
Ancak ikinci gün yine aynı olay<br />
yaşanır. Muhtar sularının kesilmesini<br />
yaptığımız testlere bağlamıştır.<br />
Muhtara su kesintisi ile ilgili neden<br />
böyle düşündüğü sorulur. Sonradan<br />
anladık ki su dağıtım şebekesi cep<br />
telefonu haberleşmesi ile sağlanmaktaymış<br />
ve gerçekten biz testlere<br />
başladığımızda su şebekesi sinyal<br />
alamadığından dağıtım pompası<br />
kapanmaktaymış. Hiçbirimizin<br />
aklına köyün su dağıtım şebekesinin<br />
bu kadar teknolojik olacağı gelmemişti.<br />
Resim 2: Sistemlerden Bir Örnek<br />
Sonuçları başarılı çıkan ve “ Milli Radyo<br />
Frekans Köreltme/Karıştırma Sistemleri”nin<br />
öncüsü olan MİLKAR-5A Sistemi<br />
birlik denemelerinin gerçekleştirilmesi<br />
amacıyla Temmuz 2005 ayında TSK’ya<br />
teslim edilmiştir. Birlik denemeleri so-<br />
nucunda edinilen tecrübelerle ihtiyacın<br />
acil ve orta-uzun vadeli olmak üzere ikiye<br />
ayrılmasıyla çalışmalar farklı bir boyut<br />
kazanmıştır.<br />
İlk etapta, acil ihtiyacın karşılanmasına<br />
ilişkin teknik istekler belirlenmiş ve<br />
ülkemizin bu alandaki teknolojik altyapısı<br />
göz önünde bulundurularak, daha kısa<br />
sürede geliştirilme imkânı olan ve ihtiyacı<br />
karşılayabilen aktif karıştırma yönteminin<br />
kullanıldığı sistemlerin tedariğine yönelik<br />
ASELSAN A.Ş. ile zorlu müzakareler<br />
sonucunda Ekim 2006 ayında sözleşme<br />
imzalanmıştır.<br />
Sözleşme kapsamında yürütülen faaliyetler<br />
esnasında, ihtiyacın acil olması,<br />
ülkemizde sinyal karıştırıcı teknolojilerinin<br />
yeni gelişmekte olması ve bu konuda<br />
tecrübeli insan kaynağnın kısıtlı olması<br />
sebebiyle çeşitli zorluklar yaşanmıştır.<br />
Ancak, proje yönetimi açısından edinilen<br />
tecrübeler kullanılmış ve “Hızlı Prototipleme<br />
ve Seri Üretim” mantığı ile TSK,<br />
Proje ekibimiz ve ASELSAN A.Ş. tarafından<br />
tehdit analizi üzerine çalışmalar<br />
yürütülerek, arazide hareket kabiliyeti<br />
daha yüksek olan MİLKAR-5A2 Sistemi<br />
geliştirilmiştir. Ülke güvenliği açısından<br />
projenin kritik öneme sahip olması,<br />
ihtiyacın aciliyeti bu çalışmalarda Proje<br />
ekibimiz üzerinde motive edici unsurlar<br />
olmuş ve tüm paydaşların aktif katılımıyla<br />
Resim 3: Sistemlerin Entegrasyon Faaliyetlerinden Bir Alıntı
2004<br />
MİLKAR-5A MİLKAR-5A2 MİLKAR-5A4 MİLKAR-5A3<br />
2005<br />
2007<br />
çalışmalar çok kısa bir süre içerisinde<br />
azami gayret gösterilerek tamamlanmıştır.<br />
Aktif karıştırma yöntemi kullanılarak<br />
geliştirilen prototip MİLKAR-5A2<br />
Sistemi Mayıs 2007 ayında K.K.K.lığı<br />
kullanımına verilmiştir.<br />
Diğer taraftan, orta-uzun vadeli ihtiyaçların<br />
karşılanmasına yönelik Mart 2007<br />
ayında ASELSAN A.Ş. ile ayrı bir sözleşme<br />
imzalanmış ve “Reaktif Karıştırma”<br />
yönteminin kullanıldığı MİLKAR-5A3<br />
Sistemi’nin geliştirilmesi çalışmalarına<br />
başlanarak, karıştırma teknikleri açısından<br />
son derece kritik bir teknolojinin<br />
ülkemize kazandırılmasına yönelik<br />
önemli bir adım atılmıştır.<br />
Bu teknolojinin kullanımı ile, aktif<br />
karıştırma sistemlerine göre kıyaslanmayacak<br />
kadar yüksek etkinlik mesafelerine<br />
sahip, yaklaşık 1000 kat daha<br />
verimli sistemler geliştirilebilmesi mümkün<br />
olmuş, yakın gelecekte çok daha<br />
küçük ve etkin karıştırma sistemleri<br />
geliştirilebilmesine olanak sağlanmıştır.<br />
Yakındaki tehditlerin “Reaktif Karıştırma”<br />
uygulaması ile uzaktaki tehditlerin ise<br />
arka plan gürültüsü kullanılarak “Aktif<br />
Karıştırma” uygulaması ile bertaraf<br />
edilmesini sağlayan yapısıyla açık<br />
literatürde bir ilk olan MİLKAR-5A3<br />
Sistemi yoğun tasarım/geliştirme<br />
çalışmaları neticesinde Temmuz 2010<br />
ayında kabul faaliyetlerinin başarıyla<br />
tamamlanmasının ardından TSK envanterine<br />
alınmıştır.<br />
Proje kapsamında geliştirilen sistemlerin<br />
kullanımı sırasında elde edilen tecrübeler,<br />
yeni tehditlerin incelenmesi, değişen<br />
tehditlere ve ihtiyaca göre sistemlerin<br />
güncel olarak ayakta tutulması;<br />
tasarlanan sistemlerin iyileştirilmesi ve<br />
geliştirilmesi gerekliliğini ortaya çıkarmıştır.<br />
Bunun sonucu olarak, frekans<br />
bandı daha geniş ve etkinlik mesafesi<br />
2008<br />
Araç Tipi RFEYP Karıştırma/Köreltme Sistemleri<br />
2010<br />
2011<br />
daha yüksek olan sistemlerin tasarlanıp<br />
geliştirilmesi çalışmalarının devamı<br />
sağlanmıştır. TSK kullanımına verilen<br />
MİLKAR-5A4 Sistemi bunun bir örneğini<br />
teşkil etmektedir.<br />
Bununla birlikte, değişen tehdit sadece<br />
mevcut sistemlerde iyileştirme yapılmasını<br />
değil farklı kullanım konseptine sahip<br />
yeni sistemlerin de geliştirilmesi gerekliliğini<br />
doğurmuştur. Bunun sonucunda,<br />
konvoy korumaya ilave olarak tim, yaya ve<br />
sabit tesis korunmasına yönelik sistem<br />
ihtiyacı hasıl olmuş ve konuya yönelik<br />
çalışmalara başlanmıştır.<br />
Bu kapsamda, Proje ekibimiz tarafından<br />
ilgili firmaların yurtiçi geliştirme ve üretim<br />
kabiliyetleri incelenmiş, birçok defalar<br />
ürüne yönelik gösterimler gerçekleştirilmiştir.<br />
Bu çalışmalarda Proje ekibimizi<br />
en çok zorlayan gösterimlerin açık<br />
arazide, korunaklı bölge olmaksızın, kış<br />
aylarının zorlu hava koşullarında uzun<br />
sürelerle gerçekleştirilmesi olmuştur. Bu,<br />
hem gösterimlerden doğru sonuçlar elde<br />
edilmesi hem de çalışmaların sürekliği<br />
açısından ekibimizi zorlamış ancak,<br />
faaliyetler özverili çalışma ve uzman<br />
personelin çabaları ile başarıyla<br />
tamamlanmıştır. Bu çerçevede, yurtiçi<br />
kabiliyet ve gösterim sonuçları uygun<br />
değerlendirilen firmalara ihtiyacın<br />
karşılanmasına yönelik sistem geliştirme<br />
görevi verilmiştir. Hali hazırda tim, yaya ve<br />
sabit tesis korunmasına yönelik sistem<br />
tedariği faaliyetleri devam etmektedir.<br />
EYP ile mücadele kapsamında, ihtiyaç<br />
duyulan sistemler böylesine yoğun bir<br />
süreçte ve bu denli kısa sürelerde<br />
tasarlanmış, geliştirilmiş, teslim edilmiş ve<br />
etkin bir şekilde kullanımına geçilmiştir.<br />
Ürün odaklı çalışma yaklaşımı ile birçok<br />
sorun kısa sürede giderilmiş; her ürün bir<br />
öncekinden daha üstün olarak geliştirilerek,<br />
hem TSK’nın bu ürünleri en kısa<br />
sürede kullanabilmesi sağlanmış, hem de<br />
sürekli yenilenen ürünlerle, güncellenen<br />
tehdide karşı her an ayakta durulabilme<br />
başarısı elde edilmiştir. Bu sistemler<br />
kullanılarak gerçekleştirilen faaliyetlerde,<br />
tespit edilen EYP’lerin etkisiz hale<br />
getirilmesi, konvoyların güvenle görevlerini<br />
yürütmeleri ve bölgelerden gelen<br />
olumlu haberler Proje kapsamında elde<br />
edilen başarının önemli bir göstergesidir.<br />
Gelinen aşama değerlendiğinde, bu<br />
alanda ülkemizde teknolojik altyapı<br />
kurularak, iç güvenlik açısından kritik<br />
teknolojilerin milli olarak üretilebilmesi<br />
sağlanmış olup, aynı zamanda savunma<br />
sanayiimize ihracat potansiyeli kazandırılarak<br />
ülke ekonomisine katkı sağlanabilecek<br />
seviyeye ulaşılmıştır.<br />
SSM, EYP İle Mücadele Proje Ekibi<br />
Proje ekibimiz tarafından TSK ve<br />
ASELSAN A.Ş. ile işbirliği içinde yürütülen<br />
Radyo Frekans Köreltme/Karıştırma<br />
Sistem Tedariği Projesi;<br />
� Ülkemizin elde ettiği teknolojik kazanımlar,<br />
� TSK’nın kritik ihtiyaçlarının milli olarak<br />
ivedilikle karşılanması,<br />
� <strong>Savunma</strong> sanayiimizin konuya yönelik<br />
ihracat potansiyeline sahip olması<br />
hususları dikkate alındığında örnek bir<br />
proje olarak değerlendirilmekte olup,<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>mız Stratejik Planı’nda yer<br />
alan “Kullanıcı memnuniyetinin sağlanması<br />
çerçevesinde <strong>Müsteşarlığı</strong>n proje<br />
yönetim süreleri kısaltılacaktır.” ve<br />
“<strong>Savunma</strong> sanayiini özgün yurt içi<br />
çözümler sunabilecek ve uluslararası<br />
alanda rekabet edebilecek şekilde yapılandırmak”<br />
hedeflerinin gerçekleştirilmesine<br />
katkıda bulunmaktadır.<br />
61
Projelerimizden Başarı Hikayeleri<br />
Zeynep<br />
ERTÜRK<br />
S<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>, Uzman<br />
Zeynep ERTÜRK, 1994 yılında Hacettepe Üniversitesi Matematik Bölümü’nden<br />
lisans, 2000 yılında Gazi Üniversitesi Matematik Eğitimi Bölümü’nden yüksek lisans<br />
derecesini almıştır. 1994-2000 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Matematik<br />
Bölümü’nde Araştırma Görevlisi olarak görev yapmıştır. 2001 yılında başladığı<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’ndaki görevine Elektronik Harp ve Algılayıcılar Daire<br />
Başkanlığı’nda devam etmekte olup, İngilizce bilmektedir. “Ömür Devri Maliyet<br />
Analizi Yaklaşımı ve <strong>Savunma</strong> Projelerine Uygulamaları” konulu uzmanlık tezi ile<br />
uzman olmuştur. Ömür Boyu Maliyet Yönetimi ile Maliyet Analizi, IDARM Programı<br />
kapsamında Maliyet ve Fiyat Analizi Teknikleri, Ömür Devri Yönetimi, Tedarik<br />
Yönetimi İlkeleri ve Maliyet Artı Kontratlar konusunda eğitimler almıştır.<br />
M.<br />
A<br />
Sami ULUKAVAK<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>, Uzman Yardımcısı<br />
M.Sami ULUKAVAK, 2007 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Elektrik ve<br />
Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden lisans derecesini almıştır. 2008 yılında<br />
başladığı <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’ndaki görevine Elektronik Harp ve<br />
Algılayıcılar Daire Başkanlığı’nda devam etmekte olup İngilizce bilmektedir. İleri<br />
Elektronik Harp Teknolojileri ve Proje Yönetimi konularında eğitimler almıştır.<br />
yşin SEZGİN<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>, Proje Asistanı<br />
Ayşin SEZGİN, 1998 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Çalışma<br />
Ekonomisi ve Endüstriyel İlişkiler Bölümü’nden lisans derecesini almış olup,<br />
“Yoksulluk Kültürü” ve “Enformal Sektörün Ekonomi İçindeki Yeri ve Ekonomi<br />
Üzerindeki Etkileri” hakkında tez çalışmaları olmuştur. 1999 yılında Fon Yönetimi<br />
Daire Başkanlığı’nda başladığı <strong>Savunma</strong> Sanayi <strong>Müsteşarlığı</strong>’ndaki görevine<br />
Elektronik Harp ve Algılayıcılar Daire Başkanlığı’nda devam etmekte olup, İngilizce<br />
bilmektedir. Elektronik Harp’in Temelleri, Proje Yönetimi Metodolojisi ve<br />
Uygulamaları, Maliyet Artı Sözleşme Tiplerinde Maliyetlerin Tespiti ve Denetimi,<br />
Damga Vergisi Mevzuatı, KDV Kanunu Kapsamında 93 Sayılı Tebliğ Uygulamaları, Stopaj Mevzuatı ve<br />
Uygulamaları ile Bütçeleme Esasları konusunda eğitimler almıştır.<br />
erim Seda ÇARHOĞLU<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>, Proje Asistanı<br />
Serim Seda ÇARHOĞLU, 2003 yılında Selçuk Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler<br />
Fakültesi, İktisat Bölümü’nden lisans, 2006 yılında Gazi Üniversitesi Kamu Yönetimi –<br />
Avrupa Birliği ve Türkiye İlişkileri Bölümü’nden yüksek lisans derecesini almış olup,<br />
“Avrupa Birliği İstihdam Politikaları ve Türkiye Örneği” hakkında tez çalışması<br />
olmuştur. 2006-2008 yılları arasında HAVELSAN A.Ş.’de Eğitim Uzmanı olarak görev<br />
yapmıştır. 2009 yılında başladığı <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’ndaki görevine<br />
Elektronik Harp ve Algılayıcılar Daire Başkanlığı’nda devam etmekte olup, İngilizce<br />
bilmektedir.
TSK<br />
Çok Bantlı Sayısal<br />
Müşterek Telsiz Projesi<br />
Rıfat Tekin KARA, Ayhan ÇAKICI<br />
Yazılım tabanlı telsiz tedariki çalışmaları,<br />
Milli <strong>Savunma</strong> Bakanlığı ve Aselsan<br />
arasında; 2003 yılında imzalanan “Çok<br />
Bantlı Sayısal Müşterek Telsiz Sistemi Pilot<br />
Üretimi” Projesi ile başlamıştır. Söz<br />
konusu pilot üretimin devamı olarak,<br />
Gnkur. Bşk.lığı bağlılarının (Gnkur. MEBS<br />
Bşk.lığı, Gnkur. Öz. Kuv. K.lığı ve Gnkur.<br />
Elektronik Harp D. Bşk.lığı), Kuvvet<br />
Komutanlıklarının ve Sahil Güvenlik<br />
Komutanlığının telsiz ihtiyacının karşılanması<br />
maksadıyla, TSK Çok Bantlı Sayısal<br />
Müşterek Telsiz (ÇBSMT) Projesi,<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Komitesi<br />
Kararı ile 2006 yılında başlatılmıştır.<br />
(SSİK)<br />
Projede öngörülen 11 prototip kapsamında<br />
327 adet telsizin ASELSAN<br />
A.Ş.’den tedarik edilmesine ilişkin<br />
Sözleşme, Nisan 2008’de <strong>Müsteşarlığı</strong>mız<br />
ve ASELSAN arasında imzalanmıştır. 18<br />
Aralık 2008 tarih ve 444 sayılı SSİK kararı<br />
ile tedarik edilecek telsiz adedi 1.277<br />
arttırılarak ve toplam tedarik miktarı 1.604<br />
de ulaşmıştır. Söz konusu telsizler, çok<br />
bantlı, sayısal, yazılıma dayalı, yazılım ile<br />
yönetim, kontrol, konfigürasyon ve<br />
geliştirme imkanı olan, NATO ve milli<br />
sistemlerle karşılıklı çalışabilir, emniyetli,<br />
esnek, müşterek, “Yazılım Tabanlı<br />
Muhabere Mimarisi (SCA - Software<br />
Communication Architecture)” teknolojisine<br />
sahiptir.<br />
Dünyadaki Yazılım Tabanlı Telsizler<br />
(Software Defined Radio) ile ilgili<br />
gelişmeler ve Amerika Birleşik Devletlerinin<br />
bu kapsamda yürütmekte olduğu JTRS<br />
(Joint Tactical Radio System) Projesi<br />
gözönünde bulundurularak, yazılım<br />
değişikliği ile yeni işletme özellikleri<br />
kazandırılabilecek, farklı frekans bantlarında,<br />
farklı dalga şekilleri ile çalışabilecek<br />
bir telsiz platformu geliştirilmesi<br />
hedeflenmiştir. Geliştirilen telsizler;<br />
donanım değişikliğine gerek duyulmadan,<br />
sadece yazılım değişikliği ile V/UHF<br />
Cihazlar 9600, 9600A, SK2/VHF, SK2/UHF,<br />
5100, APCO25, HF Cihazlar ise STANAG<br />
4538 ALE, 4539 ve 4285 Modem çalışma<br />
kiplerinde çalışmayı sağlayacak özelliktedir.<br />
50W Sabit Merkez Telsizi Konfigürasyonu<br />
Bu telsizler ile;<br />
� Türk Silahlı kuvvetlerinin elinde<br />
bulunan (yerli/yabancı) telsizlerin<br />
tümünün birbiriyle haberleşme yapması<br />
mümkün değilken söz konusu<br />
telsiz projesi ile kuvvetlerin müşterek<br />
harekatta kullanabileceği ortak milli<br />
63
Projelerimizden Başarı Hikayeleri<br />
kriptolu ve Elektronik Harp Korumalı<br />
telsiz çözümü oluşturulmaktadır.<br />
� Tüm Kuvvetlerin Ağ Destekli Harekat<br />
Yeteneğinin temelini oluşturan yüksek<br />
hızlı telsiz veri ağı çözümü gerçekleştirilmektedir.<br />
� Milli Kriptolu ve Frekans Atlamalı HF<br />
çözümü geliştirilmektedir.<br />
� Geniş frekans bandında (30-512 MHz)<br />
frekans atlama yeteneği ile Elektronik<br />
Harp tehdidine karşı beka kabiliyeti<br />
kazanılmaktadır.<br />
� Kuvvet kullanıcılarının ülkemizdeki tüm<br />
haberleşme altyapılarına (TASMUS,<br />
TAFICS, JEMUS, SAHMUS, Türk<br />
Telekom) otomatik entegrasyonu<br />
sağlanmaktadır.<br />
� Yazılım Tabanlı Telsiz Teknolojisi ile<br />
gelişmeye açık bir haberleşme<br />
altyapısı oluşturmaktır.<br />
Proje aslında tek bir proje gibi görünse de,<br />
idari ve mali yönden karmaşık bir yapıya<br />
sahiptir. Öncelikle, Proje’de ihtiyaç<br />
makamı tek bir kuvvet veya kurum<br />
olmayıp, Genelkurmay Başkanlığı, Kara<br />
Kuvvetleri Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri<br />
Komutanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı,<br />
Özel Kuvvetler Komutanlığı ve Sahil<br />
Güvenlik Komutanlığı’dır. Bu durum,<br />
eşdüdüm sağlanmasını zorlaştırmakta,<br />
bir komutanlıktan katılım olmaması<br />
durumunda karar alınmasını geciktirmekte<br />
ve haftada en az bir kez yapılan<br />
toplantılarda devamlı aynı personelin<br />
katılımını zorlaştırmakta idi. Öncelikle<br />
yapılan toplantılarda eşgüdüm eksikliğinden<br />
kaynaklanan sorunlar halledilmiş<br />
ve karşılıklı bir güven ortamı<br />
yaratılmıştır. Bu şekilde, herkesin fikrini<br />
açıkça ifade ettiği rahat bir ortama<br />
dönüşmüş ve proje sürecinde yaşanan<br />
sıkıntılar tedarik makamı, kullanıcı ve<br />
yüklenici üçgeninde karşılıklı anlayış<br />
içinde çözümlenerek, etkin bir proje<br />
yönetimi ve tüm faaliyetlerin ilgili<br />
kurumlar ile başarılı koordine edilmesi ile<br />
iyi bir proje yönetim örneği sağlanmıştır<br />
11 adet ayrı prototip olması her bir prototip<br />
için ayrı ayrı Sistem Gereksinimleri<br />
Gözden Geçirme (SRR), Ön Tasarım<br />
Gözden Geçirme (PDR), Kritik Tasarım<br />
Gözden Geçirme (CDR), Prototip ve Seri<br />
Ayhan ÇAKICI ve Rifat Tekin KARA<br />
Üretim aşamaları olması sonucunu<br />
doğurmuş, ancak tek bir projeden ziyade<br />
11 ayrı projenin, tek bir proje içinde<br />
yürütülmesi başarılı ve etkin proje<br />
yönetimi süreçleri ile sağlanmaktadır.<br />
V/UHF telsiz üretiminde uzmanlaşmış<br />
olan Aselsan’ın HF telsiz üretiminde de<br />
gerekli olan teknoloji kazanımını<br />
sağlaması ve bu konuda dünyada sözü<br />
geçen bir firma olması yönünde çalışmalarımız<br />
devam etmektedir.<br />
Proje kapsamında, Prototip grubu 9 olarak<br />
adlandırılan VLF/HF Gemi Almacının<br />
doğrudan tedarik edilmesi yerine<br />
Aselsan’a ilave süre verilerek, söz konusu<br />
almaç tasarımının yerli olarak yapılmasına<br />
yönelik gerekli düzenlemeler yapılmıştır.<br />
Bugün gelinen aşamada, Projeye yeni<br />
prototip ve dalga boyu eklenmesi için<br />
çalışmalar yapılmaktadır. Bir taraftan<br />
proje yürütülürken diğer taraftan yeni<br />
prototip ve dalga şekilleri için teknik<br />
şartname hazırlanması ve teklif alınmasına<br />
yönelik çalışmalar yapılmakta<br />
olup, çalışmaların olgunlaşmasını müteakip<br />
SSİK Kararı alınarak projeye<br />
ilaveler yapılacaktır.<br />
Telsiz sözleşmesi imzalanmış olmasına<br />
rağmen, Kabulü yapılacak olan telsizlerle<br />
ilgili platformlara kurulum ve bütünleş-<br />
tirilmesine yönelik bir sözleşme yapılmamış<br />
olması kabulü yapılan telsizlerin<br />
depoda kalması anlamına gelmekte<br />
olduğundan, Telsizlerin ilgili platformlara<br />
kurulum ve bütünleştirmesine yönelik<br />
SSİK Kararı alınmıştır. Bu çerçevede, ilave<br />
sözleşme yapılmasına ilişkin faaliyetlerde<br />
sona gelinmiş olup, Ocak 2011 içerisinde<br />
ek sözleşme imzalanması planlanmaktadır.<br />
Bu Proje kapsamında, Dünyada yürütülen<br />
benzer programlar yakından takip<br />
edilmekte, işbirliği imkanları araştırılmaktadır.<br />
Özellikle SCA’nın test edile-<br />
*bilmesi için Avrupada ilk test merkezi<br />
TÜBİTAK içerisinde kurulmuş ve ilk<br />
denemeler başarı ile gerçekleştirilmiştir.<br />
ABD’nin yürüttüğü Joint Tactical Radio<br />
System (JTRS) ve Finlandiya, Fransa,<br />
İtalya, İspanya, İsveç ve Polonya’nın<br />
yürüttüğü European Secured Software<br />
Defined Radio Referential (ESSOR) ile<br />
koordinasyon çalışmaları devam etmektedir.<br />
Yazılım Tabanlı Telsizde ulaşılması<br />
hedeflenen, SCA Uyumlu telsiz çalışmaları<br />
devam etmekte olup, şuan dünyada<br />
üretilmiş bir SCA uyumlu telsiz<br />
yoktur. Proje kapsamında SCA uyumlu bir<br />
telsiz üretilmesi; yapılamadığı takdirde bir<br />
risk, yapıldığı takdirde de bir ilk olacaktır.<br />
HF sırt telsizlerinde mevcut teknik şartnamede<br />
yer alan 7.500 kg telsiz<br />
ağırlığının, 1,5 kg azaltılması sağlanarak,<br />
hem kullanıcı memnuniyeti sağlanmış<br />
hem de Aselsan’ın yaptığı bu iyileştirme<br />
sayesinde telsizin ihraç imkanları arttırılmıştır.<br />
ASELSAN;, Pakistan ve Azerbaycan’a<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>mızın verdiği izinle yazılım<br />
tabanlı telsiz satışı yapmıştır. Ayrıca<br />
Endonezya, Kazakistan, Filipinler, Suriye,<br />
S. Arabistan, Yemen ve Vietnama da<br />
ihracat yapılmasına yönelik çalışmaları<br />
devam etmektedir. Türk Silahlı Kuvvet-<br />
10W Sırt Telsizi Konfigürasyonu
lerinin kullanmadığı silah ve haberleşme<br />
sistemlerinin başka ülkelere ihracat<br />
imkanı olmadığı dikkate alındığında, TSK<br />
ÇBSMT projesinin diğer ülkelere yapılan<br />
ihracatta önemli rol oynadığı söylenebilir.<br />
Veri ve sesin bir yerden bir yere etkili, hızlı<br />
ve güvenli ulaştırılması barış ve muharebe<br />
ortamında çok önemlidir. Bu nedenle milli<br />
kriptolu telsizlerin tüm kuvvet komutanlıkları<br />
tarafından kullanılması müşterek<br />
yapılan harekatlarda zorunluluktur. Bu<br />
amaçla başlatılan telsiz projesinde, ilgili<br />
tüm paydaşlarla uyum ve eşgüdüm içinde<br />
çalışarak kullanıcı memnuniyeti sağlanmaya,<br />
yerli alt yüklenici seçimleri<br />
yapılarak savunma sanayii alt yapısı<br />
güçlendirilmeye ve proje müddetince<br />
teknolojik gelişmeler takip edilerek son<br />
teknolojilerin projede uygulamaya<br />
geçirilmesine çalışılmaktadır.<br />
Tüm bu Proje çalışmaları ve Proje<br />
Yönetimi uygulamaları değerlendi-<br />
2009<br />
2010<br />
2012<br />
2012<br />
2013<br />
10 W V/UHF SIRT 10/50 W V/UHF ARAÇ<br />
20 W HF SIRT 20 W HF ARAÇ<br />
100/400/1000 W<br />
HF GEMİ TELSİZİ 400 W HF SABİT 100 W HF ARAÇ<br />
15 W V/UHF HAVA TELSİZİ<br />
100 W HF HAVA TELSİZİ<br />
rildiğinde; birden çok ihtiyaç makamının<br />
bulunduğu, 11 prototip içeren ve yeni<br />
tekonoloji gerektiren bu zorlu proje<br />
sürecinde; problem çıkan noktalarda<br />
gerekli müdahalaler yapılmış ve etkin<br />
R ıfat Tekin KARA<br />
A<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>, Uzman<br />
DALGA ŞEKİLLERİ<br />
9600<br />
9600A<br />
SK2<br />
5100<br />
HAVA / YER<br />
HF STANAG 4539<br />
HF STANAG 4538<br />
HF STANAG 4285<br />
APCO 25<br />
HF MİLLİ FA<br />
APCO 25<br />
(SCA UYUMLU)<br />
HF STANAG 4285<br />
(SCA UYUMLU)<br />
(D9 4539 ANNEX-D)<br />
(D12 FREKANS ATLAMA)<br />
iletişimin sağlandığı bir ortam tesis<br />
edilmiş ve sinerji yaratılarak, ekip halinde<br />
sorunları fırsata dönüştürebilme amaçlanmıştır.<br />
1971 yılında Tarsus’ta doğan Rıfat Tekin KARA, 1993 yılında Çukurova Ünivesitesi<br />
İ.İ.B.F. İktisat bölümünden mezun olmuştur. 1994 yılında SSM’de çalışmaya<br />
başlamıştır. 1998-1999 yıllarında Amerika Birleşik Devletlerinde National<br />
Univercity’de İşletme Yüksek Lisansı yapmış, 2005-2006 Milli Güvenlik<br />
Akademisine devam etmiş ve 59. dönem olarak mezun olmuştur. “Döviz Kuru ve Faiz<br />
Oranı Risklerinden Korunma Teknikleri ve Bu Tekniklerin Türkiye Uygulanma<br />
İmkanları” konulu uzmanlık tezi çalışmasını müteakip 2000 yılında uzman olmuştur.<br />
Müsteşarlıkta Fon Yönetimi Daire Başkanlığında göreve başlamış, halen Muhabere<br />
Elektronik ve Bilgi Sistemleri (MEBS) Daire Başkanlığı’nda görevine devam<br />
etmektedir. Evli ve bir çocuk babası olan Kara İngilizce ve orta derece Almanca bilmektedir.<br />
yhan ÇAKICI<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>, Uzman<br />
1976 yılında Silistre’de doğan Ayhan ÇAKICI, 1999 yılında Yakın Doğu Üniversitesi<br />
Bilgisayar Mühendisliği bölümünden mezun olmuştur. 2001 yılından bugüne<br />
SSM’de görev yapmakta olup, Geni İnşa Sektöründe Kalite Yönetimi konulu<br />
uzmanlık tezi çalışmasını müteakip 2007 yılında uzman olmuştur. Müsteşarlıkta<br />
sırasıyla Teknik Şartnameler ve Dokümantasyon Şubesi, Kalite-Test ve Sertifikasyon<br />
Daire Başkanlığı’nda çalışmış; X-Band Uydu Haberleşme sistemi, Genesis, Ani<br />
Müdahale Botları, 90 Tonluk Sahil Güvenlik Botu, Mayın Avlama Gemisi, MİLGEM<br />
gibi birçok projenin kalite,test ve kabul faaliyetlerinde görev almıştır. 2008 yılından<br />
itibaren, Muhabere Elektronik ve Bilgi Sistemleri (MEBS) Daire Başkanlığı’nda<br />
görevini sürdürmektedir. Evli olan Ayhan ÇAKICI, İngilizce bilmektedir.<br />
65
Projelerimizden Başarı Hikayeleri<br />
Uzun Menzilli Tanksavar<br />
Füze (UMTAS) Projesi<br />
Betül CANBEK<br />
2005 yılının Mayıs ayı Uluslararası <strong>Savunma</strong><br />
Fuarı –IDEF’in üçüncü gününde, 3 kişilik<br />
SSM proje ekibinin olağanüstü gayretleriyle,<br />
yalnızca 2 hafta süren müzakereler sonucunda<br />
imzalanan Uzun Menzilli Tanksavar<br />
Füze (UMTAS) Projesi.<br />
Şu ana kadar yalnızca hayali kurulan, bizim<br />
ülkemizde gerçekleştirilmesi ise imkânsız<br />
görülen bir proje.<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>mızca füze ana yüklenicisi olarak<br />
seçilen Roketsan A.Ş. ile bir tabuyu daha<br />
kırma hülyasıyla çıkmıştık yola.<br />
Projenin ilk dönemi yalnızca tasarımın<br />
yapılması (kavramsal tasarım ile sistem/alt<br />
sistem tasarım) ile neticelenecekti. Dönem<br />
süresince ve sonunda elimize geçecek olan<br />
tek şey entellektüel iş ürününden, yani<br />
raporlamalardan,<br />
kâğıttan ibaretti.<br />
bir diğer bakışla da<br />
Gerek yerli gerekse yabancı savunma<br />
çevrelerinden “Amerika’yı yeniden mi<br />
keşfedeceksiniz? Biz bile en az 10–15 sene<br />
uğraştık, halâ daha bitiremedik, sizler boş<br />
verin bu işleri. Yazık bu kadar harcanan<br />
paraya, zamana ve enerjinize” denildi. Millî<br />
bir kaynağı telafisi olmayacak boş bir şeye<br />
sarf ettiğimiz yönünde bizlere vicdan azabı<br />
hissettirmeye çalışanlar çıktı. Dahası, zaman<br />
zaman “kâğıt mı uçuracaksınız”, yahut<br />
“kâğıtlar iyi uçuyor mu?” diyenler oldu.<br />
Bizler bunlara cevap vermedik, yalnızca<br />
direndik. Bu işi Roketsan’ın yapabileceğine
kendisinden daha çok inandık. Aklımızın bir<br />
köşesinde bir tereddüt, sonunda mahçup<br />
olma endişesi yok muydu? Elbette vardı.<br />
Hamasete girmeden, ancak ayaklarımız yere<br />
basarak azimle, sebatla ve inançla görevimizi<br />
yaptık. Ülkemizde böyle bir yerli ürünün<br />
olmamasını bir eksiklikten ziyade fırsat olarak<br />
gördük. Aleyhimize gibi görünen bir durumu<br />
lehimize çevirmek için devamlı gayret<br />
gösterdik.<br />
Aradan geçen zaman içinde, her şeyden önce<br />
Roketsan’ın bir şeyler yapmış olduğunu<br />
görmek ve göstermek imkânına kavuştuk.<br />
Bunların moralimiz üzerindeki etkisi çok<br />
büyüktür. Elle tutulur, gözle görülür ilk füze<br />
prototipi, 2008 yılında fırlatılan balistik test<br />
füzesiydi. Doğru yolda olduğumuzun, masa<br />
başından sahaya inebildiğimizin bir delili<br />
olarak yaşadığımız heyecan ve gururu tarif<br />
etmek zor. Arkasından muhtelif konfigürasyonlarda<br />
birkaç füze prototipi daha.<br />
Karapınar’ın kışının ayazında ve yazının<br />
sıcağında yapılan pek çok deneme.<br />
Bizim için artık sıradanlaşmaya başlayan,<br />
başarılı olunacağından şüphe duymadığımız<br />
bir döngüye girmeye başlamıştık. Duygularımızın<br />
tavan yaptığı an ise güdümlü test<br />
füzesinin başarısıydı.<br />
Bir yerde iş varsa aksaklık çıkması da gayet<br />
doğaldır. Çalışmalarımızın çeşitli safhalarında<br />
çıkan aksaklıklar şevkimizi hiçbir<br />
şekilde kırmadı. Eğer yaptığımız işten bir<br />
zevk alamasaydık asıl en büyük aksaklık o<br />
olacaktı. İşlerimizi bu kadar sıkışık bir<br />
takvimde monotonluktan uzak, her an<br />
adrenalin salgılayarak yürütmeye çalışıyoruz.<br />
Hamama giren terler deyip gözümüzde dağ<br />
gibi büyüyen sorunları, projeyi yeknesaklıktan<br />
uzak kılıp bizi her an dinamik tutan<br />
bir teşvik unsuru olarak gördük ve öyle de<br />
üstesinden geldik.<br />
Hepimiz, SSM, TSK ve Roketsan hep birlikte,<br />
ekip ruhuyla öğrendik füzeyi, sorunlara da<br />
hep birlikte dayanışma içinde çözümler<br />
ürettik. Mesai mefhumu gözetmeden<br />
fedakârca çalıştık. Empatik dinlemenin<br />
faydalarını yaşayarak öğrendik. Her durumda<br />
“kazan-kazan” felsefesini hayata geçirmek<br />
için çabaladık. Müsteşarımızın güvenini boşa<br />
çıkarmadık. Ancak, halen katedilmesi<br />
gereken mesafeler olduğunun farkındayız ve<br />
bu sebeple ihtiyatla hareket ediyoruz. Zira,<br />
bizim kendimizi gerçekten başarılı sayacağımız<br />
gün, yani asıl bayramımız, füzemizin<br />
ATAK helikopterinden ateşlenerek hedefini<br />
bulduğu gün olacaktır.<br />
Zaman her şeyin en iyi ilacıdır. Katılım<br />
sağlanan bütün fuarlarda füzemizin maketine<br />
bile ilgi gösterilmekte, bilgi talep edilmekte,<br />
forumlarda heyecanla tartışılmakta. Geldiğimiz<br />
nokta itibariyle, kritik tasarım aşamasını<br />
da başarıyla tamamladık. Hâlihazırda,<br />
füzemizin öncelikle AH-1S tipi helikoptere<br />
entegrasyonu için çalışmalar sürdürülüyor.<br />
Aynı zamanda, hem alt sistem bazında hem<br />
de füze bütününde doğrulama çalışmaları<br />
yerine getiriliyor. Sırada ise ürünün kalifikasyonu<br />
var. Zorluklar kademe kademe. Her<br />
Betül<br />
CANBEK<br />
seferinde farklı seviyede bir zorlukla ve biri<br />
bitmeden diğeriyle tanışıyoruz. Neden?<br />
Çünkü “This is rocket science!”<br />
Projemiz başarıyla tamamlandığında dünya<br />
da yeni bir konseptle tanışacak ve bizler<br />
dünyanın belli başlı oyuncuları arasına girmiş<br />
olacağız. RF veri bağı ve kızıl ötesi arayıcı<br />
başlık gibi kritik birimleri aynı anda üzerinde<br />
taşıyan uzun menzilli ilk tanksavar füze<br />
sistemi bizim olacak.<br />
Bir zamanların teknoloji transferi yapmaktan<br />
başka bir rol biçilemeyen ülkesi olarak bu<br />
kadar iddialı bir alanda bile adından söz ettirir<br />
tasarımlara imza atılacak olması, aynı<br />
zamanda hem ülkemizin hem de SSM’nin<br />
hanesine geçecek diğer bir artı olarak yerini<br />
alacak. UMTAS, çeşitli menzil ve özelliklerde<br />
başka füze programlarının geliştirilmesine<br />
daha şimdiden ilham oldu bile.<br />
Projemize karşı hala önyargılarıyla bakanlara<br />
diyoruz ki “Pencereye bakarsanız tozları,<br />
sinek izlerini, cama çarpan topun kırdığı yeri<br />
görürsünüz. Pencereden bakarsanız ardındaki<br />
dünya gözlerinizin önüne serilir.”<br />
Orta Doğu Teknik Üniversitesi İstatistik Bölümünden mezun oldu. 2001 yılında<br />
çalışmaya başladığı <strong>Savunma</strong> Sanayi <strong>Müsteşarlığı</strong>’nda 2007 yılına kadar Kalite-Test<br />
ve Sertifikasyon Daire Başkanlığı’nda görev yapmıştır. Yazılımda Altı Sigma tez<br />
çalışmasını müteakip uzman olmuştur. Halen Roket-Füze ve Mühimmat Daire<br />
Başkanlığı Güdümlü Füze Grubu’nda Uzman olarak görevine devam etmektedir<br />
67
Firmalarımızın 25 Yılı<br />
HAVELSAN<br />
HAVELSAN 1982 yılında kurulmuş ve 1996<br />
yılından itibaren istikrarlı bir şekilde<br />
büyüyerek, sektörde “sistem ve yazılım”<br />
şirketi olarak adını duyurmuştur.<br />
HAVELSAN’ın büyümesinde, Türk Silahlı<br />
Kuvvetleri, Milli <strong>Savunma</strong> Bakanlığı ve,<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nın (SSM)<br />
desteklerinin yanısıra SSM’nin savunma<br />
sektörüne yönelik doğru strateji ve politikalarının<br />
çok büyük katkısı olmuştur.<br />
1.Organizasyonel yapıdaki<br />
değişiklikler:<br />
HAVELSAN’ın, son yıllarda, mali büyümesine<br />
paralel olarak, sürdürebilir büyümeyi<br />
sağlamak, ülke, SSM ve TSKGV amaç ve<br />
hedefleri ile hizalanmak, teknoloji ve mühendislik<br />
şirketi olarak güçlenerek büyümek ve<br />
kurumsal yönetimde (yönetişim) profesyonelliği<br />
artırmak için; şirket yönetim<br />
sistemlerinde, metodolojilerinde ve organizasyonda<br />
önemli değişiklikler yapılmıştır.<br />
Bu süreç, şirketimizde ”değişim yönetimi”<br />
çerçevesinde ele alınmış, şirketin tüm<br />
HAVELSAN Merkez Bina<br />
paydaşları ve değerlerini kapsayan bir<br />
yönetim sistemi kurgulanmıştır:<br />
� Operasyonel yönetimden stratejik yönetime<br />
geçilmiş ve “Strateji Odaklı<br />
Organizasyon”a dönüşüm gerçekleştirilmiştir.<br />
� Bu çerçevede, teknoloji/pazar odaklı<br />
stratejik iş birimleri kurulmuştur. Stratejik<br />
iş birimleri, şirketin teknik yetkinliklerinin<br />
gelişimi ile paralel olarak oluşturulmuştur.<br />
Tek tek projelerle başlanan bu yolda,<br />
projelerden proje portföyü, ürün yönetimi<br />
sürecine geçişte, organizasyonda yer alan<br />
teknik birimler, teknoloji odaklı stratejik iş<br />
birimlerine doğru çevrilmiştir. Aviyonik<br />
bakım-onarım, Simülasyon Sistemleri<br />
Direktörlüğü, Elektronik Harp ve Test<br />
Eğitim Sahası Direktörlüğü ile başlanan<br />
yolculukta, Deniz Savaş Sistemleri,<br />
Simülasyon ve Eğitim Sistemleri, Hava ve<br />
<strong>Savunma</strong> Sistemleri, Hava Komuta Kontrol<br />
ve Yönetim Bilgi Sistemleri Grup
Program<br />
Direktörlüğü<br />
Pazarlama<br />
Direktörlüğü<br />
OPERASYONLAR GRUP<br />
BAŞKANLIĞI<br />
SATIN ALMA ve SÖZLEŞMELER<br />
DİREKTÖRLÜĞÜ<br />
AR-GE ve MÜHENDİSLİK<br />
DİREKTÖRLÜĞÜ<br />
PAZARLAMA ve ENDÜSTRİYEL<br />
İŞBİRLİĞİ DİREKTÖRLÜĞÜ<br />
BİLGİ ve SİSTEM<br />
YÖNETİM MÜDÜRLÜĞÜ<br />
GÜVENLİK ve TESİSLER<br />
MÜDÜRLÜĞÜ<br />
Yazılım Sistemleri<br />
Direktörlüğü<br />
Finans<br />
Direktörlüğü<br />
Başkanlıkları, stratejik iş birimi olarak<br />
gelişmiştir. Yukarıda HAVELSAN’ın 1997<br />
ve 2010 yılı organizasyon değişimi yer<br />
almaktadır.<br />
� HAVELSAN’da ilk dönemlerden itibaren<br />
var olan Ar-Ge birimi, yıllar içinde, şirketin<br />
gelişim sürecine paralel olarak organizasyonda<br />
müdürlük olarak yer almıştır.<br />
2000 yılında Ar-Ge Direktörlüğü olarak<br />
yeniden yapılandırılmıştır. Bugün itibariyle,<br />
şirketin bir bütün olarak stratejik<br />
YÖNTİM KURULU<br />
GENEL MÜDÜRLÜK<br />
GENEL MÜDÜR YARDIMCILIĞI<br />
Avyonik Sistemleri Simülasyon Sis.<br />
Direktörlüğü<br />
Direktörlüğü<br />
İdari<br />
Direktörlük<br />
1997 yılı Organizasyon Şeması<br />
Ynt.Krl.Koordinatörü<br />
HV.KOM.KNT. ve YÖNT.BİL.SİST.<br />
GRUP BAŞKANLIĞI<br />
Kalite ve Güvence<br />
Birimi<br />
YÖNTİM KURULU<br />
GENEL MÜDÜR<br />
SİMÜLATÖR ve EĞİTİM<br />
SİSTEMLERİ GRUP BAŞKANLIĞI<br />
Elektronik Harp<br />
Sis. Direktörlüğü<br />
AR-GE<br />
Birimi<br />
hedefleri doğrultusunda Ar-Ge yatırımlarını<br />
yönlendirmek koordine etmek,<br />
projeden ürün yönetimine geçmek ve<br />
“ürün hattı” metodolojisini uygulamak Ar-<br />
Ge ve Mühendislik Direktörlüğü’nün<br />
sorumluluğudur. Buradaki gelişim süreci<br />
de, şirketin büyümesi, teknik yetkinliklerinin<br />
gelişmesi, olgunluk düzeyinin<br />
artması ile paralellik göstermektedir. Ar-<br />
Ge ve ürün ödüllerimiz bu gelişimin en<br />
güzel kanıtıdır.<br />
� 1996 yılında başlayan ve bir süre kurum<br />
kültürü haline gelen proje yönetiminden,<br />
şirkette yönetim süreçlerinin olgunlaşması,<br />
yurtiçinde ve yurtdışında rekabetin<br />
artması, ekonomik krizler ve teknolojik<br />
gelişmeler gibi pek çok etkeni doğru<br />
yönetmek ve bu etkenlere karşı doğru<br />
planlama yapılarak 2005 yılından itibaren<br />
entegre proje yönetimi, ürün yönetimi ve<br />
süreç yönetimine geçilmiştir. Bu süreçte<br />
alınan belgeler, sertifikalar da gelişimin<br />
bir başka göstergesidir.<br />
� Artan proje portföyü, stratejik hedeflerimiz<br />
ve SSM’nin sektör stratejileri doğrultusunda,<br />
etkin bir iş-eko sistemi oluşturulması<br />
ve yönetimine, özellikle 2006<br />
İDDK. Bşk.lığı<br />
GENEL MÜDÜRLÜK OFİSİ HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ<br />
2010 yılı Organizasyon Şeması<br />
DENİZ SAVAŞ SİSTEMLERİ<br />
GRUP BAŞKANLIĞI<br />
HAVA SAVUNMA SİSTEMLERİ<br />
GRUP BAŞKANLIĞI<br />
FİNANS DİREKTÖRLÜĞÜ<br />
İNSAN KAYNAKLARI<br />
DİREKTÖRLÜĞÜ<br />
KALİTE ve SÜREÇ YÖNETİM<br />
DİREKTÖRLÜĞÜ<br />
STRATEJİ ve KURUMSAL<br />
YÖNETİM DİREKTÖRLÜĞÜ<br />
BK ÖZEL PROJE<br />
MÜDÜRLÜĞÜ<br />
yılında ağırlık verilmeye başlanmış ve<br />
stratejik amaçlarımızdan biri haline<br />
gelmiştir. Bu amaçların gerçekleştirilebilmesi<br />
için İş Geliştirme Direktörlüğü,<br />
Endüstriyel İşbirliği ve Pazarlama<br />
Direktörlüğü olarak 2009 yılında yeniden<br />
yapılandırılmıştır. Güney Kore ile 2002<br />
yılında imzalanan CN-235 Hafif Nakliye<br />
Uçağı Tam Uçuş Simülatörü sözleşmesinin<br />
imzalanması ile başlayan büyük<br />
ölçekli ihracat yolculuğumuz sonucunda,<br />
69
Firmalarımızın 25 Yılı<br />
vizyonumuzda, yalnızca yurtiçinde<br />
büyümeye değil yurtdışında büyümeye<br />
odaklı pazarlama stratejilerimizde,<br />
stratejik hedeflerimiz ve SSM’nin sektör ve<br />
ihracat stratejileri doğrultusunda organizasyonel<br />
yapıda değişikliğe gidilmesini<br />
zorunlu kılmıştır. Projeden, proje portföyü,<br />
ürün yönetimi ve ihracata dayalı<br />
büyümeye doğru yaşanan gelişme,<br />
pazarlama, iş geliştirme ve satış<br />
süreçlerinde dolayısı ile organizasyonel<br />
yapıda bu ihtiyacı karşılayacak değişiklikler<br />
yapılmış ve İş Geliştirme<br />
Direktörlüğü’nün, Endüstriyel İşbirliği ve<br />
Pazarlama Direktörlüğü olarak yeniden<br />
tasarlanmasında<br />
olmuştur.<br />
bir başka gerekçe<br />
� 2009 yılında, kurumsal yönetim unsurlarının,<br />
stratejik yönetimin sağlıklı<br />
işleyebilmesi için ”Strateji ve Kurumsal<br />
Yönetim Direktörlüğü kurulmuş ve<br />
sektörde bu alanda uygulanan en etkin<br />
metodoloji ve araçlarla stratejik planlama<br />
ve kurumsal performans yönetimine<br />
geçilmiştir. 2010 yılında, bu organizasyon<br />
sorumluluğunda, kurumsal risk yönetimine<br />
de başlanmıştır.<br />
� Yönetimin vazgeçilmez fonksiyonları olan<br />
planlama, izleme, ölçme, değerlendirme<br />
alt süreçlerine ağırlık verilmiş ve<br />
yönetimin etkinliğini artırmak için bilgi<br />
teknolojilerinden yararlanmak üzere<br />
Kurumsal Yönetim Otomasyonu Bilgi<br />
Sistemi kurulmuştur. Bu sistem ile, 2001<br />
yılında başlayan ve otomasyona geçen<br />
süreçlerimize yenileri dahil edilmiş,<br />
böylece, şirketin bütün süreçleri,<br />
değerleri, varlıkları entegre bir yapıda<br />
işler hale getirilmiştir. Bu sistem ile,<br />
yöneticilerimiz, işlemleri, gerçekleşmeleri,<br />
hedefleri, sistem üzerinden<br />
ilişkisel yapıda izleyebileceklerdir.<br />
Bundan sonraki süreçte hedefimiz,<br />
teknoloji, yenilikçilik ve yönetsel olgunluk<br />
düzeylerimizi hedefler doğrultusunda<br />
geliştirmek ve artırmaktır.<br />
Genel olarak, organizasyonel değişim,<br />
HAVELSAN’ın teknik yetkinliklerinin artması,<br />
bir teknoloji şirketi olarak büyümesi,<br />
rekabetçiliğini artırmasına yönelik olarak<br />
yeniden yapılanma ile ilişkili olarak<br />
gerçekleşmiştir. Aslında bu değişim,<br />
şirketlerin, organizasyonların yaşayan<br />
varlıklar olması nedeniyle kaçınılmaz bir<br />
süreçtir. Yönetimin, yöneticilerin temel<br />
sorumluluğu, bu sürecin, kaynakların,<br />
varlıkların doğru yönetilmesidir. Başarılı bir<br />
yönetim / stratejik yönetim, değişimi,<br />
dışarıdan gelen zorlamalar yerine, “durumsal<br />
farkındalığı-situational awareness” artırıp,<br />
değişimin gerektiğini vaktinde öngörebilmek<br />
ve zamanında harekete geçebilmek, gerekli<br />
tedbirleri alabilmek, adımları atabilmektir.<br />
1.200<br />
1.000<br />
800<br />
600<br />
400<br />
200<br />
0<br />
250<br />
200<br />
150<br />
100<br />
50<br />
0<br />
80<br />
60<br />
40<br />
20<br />
0<br />
223<br />
2001<br />
12,9<br />
2000<br />
3,3<br />
2001<br />
314<br />
2002<br />
38,6<br />
2001<br />
4,5<br />
2002<br />
59,6<br />
2002<br />
348<br />
2003<br />
8,2<br />
2003<br />
60,1<br />
2003<br />
İş Hacmi (M $)<br />
470<br />
2004<br />
23,3<br />
2004<br />
HAVELSAN’da bu süreçte başarılı bir tarihçe<br />
oluşturulduğunu söyleyebiliriz.<br />
2.Ciro, ihracat, yurtiçi karşılama<br />
oranlarındaki değişiklikler :<br />
1996 yılından bugüne kadar olan dönemde,<br />
HAVELSAN’ın ciro, ihracat, yurtiçi karşılama<br />
oranlarındaki değişimlere baktığımızda,<br />
artan bir ivme göze çarpmaktadır.<br />
HAVELSAN, 2000’li yılların başında başlattığı<br />
büyüme atağını, 2001-2005 döneminde, iş<br />
hacmindeki büyümeyi hızlı bir ivme ile<br />
655<br />
2005<br />
Satışlar (TL )<br />
50,3<br />
2004<br />
122,8<br />
2005<br />
İhracat (M $)<br />
60<br />
2005<br />
683<br />
2006<br />
26,7<br />
185,1<br />
2006<br />
2006<br />
694<br />
2007<br />
230,7<br />
2007<br />
30,5<br />
2007<br />
780<br />
2008<br />
208,2<br />
2008<br />
49,2<br />
2008<br />
1.020<br />
2009<br />
2009<br />
190,6<br />
57<br />
2009
ABD ALMANYA FRANSA<br />
KORE CUMHURİYETİ<br />
KUZEY AFRİKA ÜLKELERİ<br />
İTALYA<br />
PAKİSTAN KANADA<br />
KÖRFEZ ÜLKELERİ<br />
TÜRKİ CUMHURİYETLER<br />
gerçekleştirmiştir (yaklaşık 3 katı).<br />
2005-2009 döneminde, iş hacminde büyüme<br />
devam etmiştir. 2005-2008 döneminde<br />
büyüme daha düşük bir ivme ile devam<br />
etmiştir.<br />
HAVELSAN, 2009 yılında 1 milyar Dolarlık iş<br />
hacmi ile beklenen performansı göstermiştir.<br />
İş hacmi, 2005-2009 döneminde 1,6 kat, 2001-<br />
2009 yılları arasına bakıldığında ise 5 kat<br />
artmış ve 1 milyar ABD Dolar’ına ulaşmıştır.<br />
3.Personel sayısında gelişmeler:<br />
HAVELSAN’ın personel sayısında gelişmeler,<br />
yukarıda açıkladığımız diğer unsurlar<br />
gibi paralel bir büyüme eğilimi göster-<br />
PERSONELİN EĞİTİM DURUMU<br />
35 130 105 641 280<br />
İLKOKUL ¦ LİSE ¦ ÖN LİSANS ¦ LİSANS ¦ Y.LİSANS ve ÜSTÜ<br />
MÜHENDİS ORANI<br />
2010 T<br />
2009<br />
2008<br />
2007<br />
2006<br />
2005<br />
2004<br />
2003<br />
2002<br />
2001<br />
2000<br />
0 250 500 750 1000 1250<br />
PERSONEL SAYISI<br />
1207<br />
MÜHENDİS SAYISI<br />
703 %58<br />
memektedir. 1998 yılında yaklaşık 500 olan<br />
çalışan sayısı, 2004 yılına 1000 kişiye yükselmiş,<br />
2005-2010 yılları arasında ise ortalama<br />
1200 kişi civarında sabitlenmiştir.<br />
Toplam personelin yaklaşık %60’ı mühendistir.<br />
Bu durum, son 5-6 yıllık dönemde,<br />
özellikle benimsenmiş ve titizlikle uygulamaya<br />
alınmış stratejinin sonucudur.<br />
Personel yönetiminde de, kurumsal<br />
yönetişimin gereği olan ve yenilikçilik,<br />
verimliliği artırmak, çalışanların yetkinliklerini,<br />
stratejik hedefler doğrultusunda<br />
yetiştirmek ve güçlendirmek üzere metodolojik<br />
yetenek yönetim sistemleri uygulanmaktadır.<br />
Büyüme, verimlilik hedeflerimiz; teknolojik<br />
olarak odaklanmak, uzmanlık alanlarında<br />
derinleşmek, sektörde alanında uzman iş<br />
ortakları yaratmak, iş ortaklarıyla birlikte<br />
büyümek ve bunun üzerine iş-eko sistemi<br />
oluşturmak stratejileri üzerine kurgulanmıştır.<br />
Bu dönemde kurulan teknokent şirketlerinden,<br />
görüntü üreteci konusunda<br />
SİMSOFT, aerodinamik veri hesaplama<br />
konusunda AEROTİM, çevresel ses ve<br />
haberleşme alanında C2TECH, Debriefing,<br />
Veri Kayıt Merkezi, Görsel Veritabanı, Üretimi<br />
ve 3 Boyutlu Modeller alanında BITES,<br />
elektronik harp analiz yazılımı konusunda<br />
EHSİM, deniz platformları konsollarının<br />
üretiminde AYESAŞ, YALTES, yazılım<br />
bakımında MİLSOFT, konsol ve elektrikkablolama<br />
altyapısı alanında çalıştığımız<br />
diğer şirketler örnek olarak verilebilir. Bu<br />
KOBİ/teknokent şirketlerinin ortaya çıkışı,<br />
devlet politikaları ve SSM’nin yurtiçi<br />
karşılama seviyesini artırmak, KOBİ/<br />
altyüklenicileri güçlendirmek ve teknoloji<br />
stratejileri sayesinde gerçekleştirilmiştir.<br />
HAVELSAN da, iş-eko sistemini kurma ve<br />
tedarikçileri ile birlikte büyüme stratejilerinin<br />
kararlı uygulamaları ile SSM’nin bu konudaki<br />
stratejilerine destek olmaktadır. Tekrar<br />
vurgulamakta fayda olduğunu değerlendirdiğimiz<br />
için, bu sonuçlar, ülke, TSK, MSB,<br />
SSM vizyon ve hedeflerinin hizalanması<br />
sayesinde sektörde yaratılan büyük sinerjiden<br />
elde edilmiştir.<br />
4.<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong><br />
sayesinde kazanılan teknoloji, yetenek<br />
ve tecrübeler:<br />
HAVELSAN’ın teknolojik kazanımlarında,<br />
özellikle, TSK, MSB ve SSM’nin katkıları ve<br />
destekleri her zaman için çok güçlü olmuştur.<br />
Bütün bu güzide kurumlar, aynı hedefler<br />
doğrultusunda hizalandığından yalnızca<br />
HAVELSAN değil tüm savunma sektöründe<br />
istikrarlı bir büyüme gerçekleştirilmiş ve<br />
katma değer yaratılmıştır.<br />
Teknolojik kazanımlar, TSK’nın bugün ve<br />
71
gelecekteki ihtiyaçları, teknolojilerin kritikliği,<br />
yurtdışına bağımlılığın azaltılması, dolayısı ile<br />
yurtiçi karşılama ve bütünsellik kriterleri<br />
çerçevesinde ele alınmış ve Ar-Ge yatırımları<br />
ile hayata geçirilmiştir. Özellikle, son 10 yıl<br />
içinde SSM ile imzalanan sözleşmeler<br />
çerçevesinde geliştirilen sistemler, uzmanlık<br />
ve teknolojik derinliğin artmasının yanısıra,<br />
HAVELSAN’ın yeni ürünler ve teknolojiler<br />
geliştirmesinde de tetikleyici rol oynamıştır.<br />
Aşağıda detaylı bir şekilde açıklanan tüm<br />
ürün/Ar-Ge çalışmaları, bu projelerle<br />
filizlenmiş, TSK’nın bugün ve özellikle<br />
gelecek ihtiyaçları ve aynı zamanda diğer<br />
sektörlerde de kullanılabilirliği göz önünde<br />
bulundurularak geliştirilmiştir.<br />
HAVELSAN’ın özkaynakları ile yaptığı Ar-Ge<br />
yatırımları yıllar itibariyle artmış ve gelirlerin<br />
yaklaşık %6-8 oranına ulaşmıştır.<br />
ESİD “Yenilikçilik ve<br />
Yaratıcılık Ödülü”<br />
CN-235 FAI<br />
Teknoloji Ödülü<br />
Ayrıca, HAVELSAN, 2008 yılında Sanayi<br />
Bakanlığı tarafından “Ar-Ge Merkezi” olarak<br />
tanımlanan ilk 5 şirketten biri olmuştur.<br />
Yukarıda detaylı olarak da belirtilen<br />
HAVELSAN; stratejik yönetim sistemi ve iş<br />
planları meyvesini vermiş ve dünyanın saygın<br />
ve önemli danışmanlık firmalarından birisi<br />
olan Frost & Sullivan tarafından her yıl<br />
gerçekleştirilen "En İyi Uygulamalar<br />
Araştırması" sonucunda "<strong>Savunma</strong> ve<br />
Havacılık Sektörü" kategorisinde " 2010<br />
Avrupa'nın Rekabetçi Strateji Lideri<br />
Ödülü"ne<br />
layık görülmüştür.<br />
Ayrıca, Frost & Sullivan tarafından<br />
HAVELSAN'ın dünya savunma pazarında bir<br />
ilk olarak üç farklı ülkenin Hava Kuvvetleri<br />
Komutanlıkları'nın (Türk Hava Kuvvetleri,<br />
Kore Cumhuriyeti Hava Kuvvetleri, Pakistan<br />
Hava Kuvvetleri) kullanımına başarılı bir<br />
şekilde sunduğu "Elektronik Harp Test<br />
ve Eğitim Sistemi (EHTES)" projesi<br />
HAVELSAN'ın müşterilerine verdiği önemi ve<br />
marka gücündeki liderliğini pekiştiren en<br />
önemli örnek olarak da belirlendi.<br />
Havelsan tarafından gerçekleştirilen bir<br />
çok projeden biri olan ve HAVELSAN<br />
tarafından, 1996-1999 yıllarında Hava<br />
Kuvvetleri Komutanlığı (H.K.K.lığı) için<br />
elektronik harp test, eğitim ve optimizasyon<br />
maksadıyla geliştirilmiş olan Elektronik<br />
Harp Test ve Eğitim Sahası (EHTES) hava<br />
savunma ve elektronik harp ile ilgili test,<br />
eğitim ve değerlendirme konusunda da,<br />
HAVELSAN’ı<br />
getirmiştir.<br />
sektörde önemli bir yere<br />
EHTES’in Türk Hava Kuvvetleri tarafından<br />
kullanımı, Pakistan Hava Kuvvetleri’nin,<br />
elektronik harbe yönelik test ve eğitim<br />
konularında ihtiyacını karşılamak için<br />
HAVELSAN’ı tercih etmesini sağlamıştır.<br />
2007 yılında başlayan Pakistan Hava<br />
Kuvvetleri EHTES Projesi (PAF EWTTR),<br />
silah sistemlerinin sahada kurulumu, saha<br />
kabul testleri ve eğitim faaliyetleri gerçekleştirilerek<br />
Haziran 2010’da Pakistan Hava<br />
Kuvvetleri’ne teslim edilmiştir.<br />
2006 yılında iş geliştirme çalışmalarına<br />
başlanan Kore Cumhuriyeti Hava Kuvvetleri<br />
ile EHES proje (Kore Cumhuriyeti EHES)<br />
sözleşmesi 16 Nisan 2009 tarihinde Seul /<br />
Kore Cumhuriyeti’nde imzalanmış ve 21<br />
Mayıs 2009 tarihinde proje takvimi başlatılmıştır.<br />
EHTES ile elde edilen kazanımların, Pakistan<br />
ve Kore’ye ihracatında, Hv.K.K.lığımızın<br />
desteği, Milli <strong>Savunma</strong> Bakanlığımız ve<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>mızın bu<br />
süreçteki lider rolü ile SSM’nin ihracat<br />
stratejileri ve ihracat hedeflerinin çok büyük<br />
katkıları olmuştur.<br />
Şirketin büyüme ve teknolojik olarak<br />
uzmanlaşmasına paralel olarak,<br />
HAVELSAN’da kurulmuş olan simülasyon<br />
laboratuarları, Simülasyon Merkezi, 6<br />
hareketli tam uçuş, tam görev simülatörlerinin<br />
üretilmesine imkan verecek şekilde<br />
genişletilmiştir.<br />
Deniz savaş sistemlerini geliştirdiğimiz<br />
Yazılım Geliştirme Lab, İstem Entegrasyon<br />
lab. HAVELSAN’da ve Deniz Kuvvetleri’mizin<br />
Gölcük tesislerinde kurulmuştur.<br />
HAVELSAN Simülasyon Teknolojileri Merkezi<br />
HAVELSAN Deniz Savaş Yönetim Sistemleri<br />
Teknoloji Merkezi<br />
HAVELSAN ODTÜ-TEKNOKENT AR-GE BİNASI<br />
Elektronik Harp Test ve Eğitim Sahasını<br />
geliştirmek için kurulan yazılım geliştirme ve<br />
test ve entegrasyon labratuarları, yurtdışı<br />
müşterilerin ihtiyaçlarını geliştirmek üzere ve<br />
ayrı alanlar olarak genişletilmiş ve farklı<br />
tesisler kurulmuştur.<br />
ODTÜ Teknokent’e, C4ISR, Hava Komuta<br />
Kontrol, Komuta Kontrol Bilgi Sistemleri<br />
alanlarında Ar-Ge projelerimizi geliştirmek<br />
üzere tesis kurulmuştur.<br />
Bunun yanında, mevcut simülatörler, yeni<br />
fonksiyonlar, yeni özellikler içerecek şekilde<br />
güncel teknolojilerle modernize edilmiş ve<br />
simülatör bakım-onarım-idame-işletme<br />
projesi ile başladığı Simülasyon ve Eğitim<br />
Sistemleri ile MELTEM II, GENESİS<br />
projeleri ile başladığı Savaş Yönetim<br />
Sistemlerinde Türkiye’nin Mükemmeliyet<br />
Merkezi olmayı başarmıştır.
YONCA ONUK A.O.<br />
TERSANE<br />
Yonca-Onuk A. Ortaklığı Tuzla – İstanbul’da<br />
kurulmuş 12,500 m2 kapalı alana ve ısı<br />
kontrollu havalandırma sistemli kompozit<br />
üretim atölyelerine sahip bir tersanedir.<br />
Yonca-Onuk 50m boy ve 300 deplasman tona<br />
kadar, ileri kompozit malzemeden, yüksek<br />
süratli bot üretim kapasitesine sahiptir ve<br />
1989 yılından beri ileri teknolji ürünü<br />
hücumbot, ticari tekne, yat dizayn ve inşa<br />
etmektedir. Tersanede üretim, AQAP2120<br />
Kalite Güvence Sistemine tam uyumlu olarak<br />
yapılmakta ve mühendislik ve gemi inşası,<br />
Det Norske Veritas (DNV) klaslama<br />
kurallarına ve denizcilik standartlarına uygun<br />
olarak yürütülmektedir.<br />
Mühendislik ve Endüstriyel Dizayn<br />
Yonca-Onuk A. Ortaklığı, kendi tasarım ve<br />
mühendislik kabiliyetlerine sahip kendi<br />
teknolojisini geliştirmiş milli bir kuruluştur.<br />
Bilgisayar destekli tasarım ve mühendislikte<br />
katı modelleme ana platformu olarak Catia<br />
kullanılmakta olup otomotiv endüstrisi<br />
standartlarında üretim resimlerine dayalı bir<br />
uygulama yapılmaktadır. Bugün Yonca-Onuk<br />
tersanesi, dünyadaki ileriye yönelik tüm<br />
eğilim ve gelişmeleri dikkate alarak müşteri<br />
istekleri ve uluslararası kurallar çerçevesinde<br />
kompozit teknolojisinde; yüksek süratli,<br />
yüksek manevra kabiliyetli ve yüksek<br />
denizcilik özelliklerine sahip botların<br />
inşasında, dünyada önder tersaneler<br />
arasında yer almaktadır. Bu özellikleri ve<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nca yürütülen<br />
birçok milli projeye imza atan Yonca-Onuk<br />
Ortaklığı, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nın<br />
dış satıma önem veren desteğinden de güç<br />
alarak uluslararası piyasada da kendini<br />
kanıtlamış ve Pakistan, Gürcistan, Malezya,<br />
73
Firmalarımızın 25 Yılı<br />
Birleşik Arap Emirlikleri’ne gerçekleştirdiği<br />
ihracatlara ilaveten şimdi de Mısır, Malezya<br />
ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde ortak üretime<br />
başlamıştır.<br />
MRTP (Multi Role Tactical Platform)<br />
(Çok Amaçlı Taktik Platform) Konsepti<br />
1996 yılında talihsiz bir trafik kazasında genç<br />
yaşta kaybettiğimiz Kaan Onuk tarafından<br />
yaratılan MRTP konsepti’nin program<br />
hedefleri, ileri teknolojileri kullanarak çok<br />
maksatlı taktik platform (MRTP) konseptini<br />
geliştirmek ve kanıtlamak doğrultusunda<br />
maliyet, tekne büyüklüğü, mürettebat sayıları,<br />
tespit edilebilme imkanı AZALTILIRKEN;<br />
menzilin, görev/silah yükünün, hızın, sığ<br />
sularda hareket kabiliyetinin, güvenilirlik/<br />
göreve hazır olma/bakım kolaylığının,<br />
modülerlik ve konfigürasyon değiştirme<br />
özelliğinin, değişik görev yapabilme (Multi<br />
Mission) kabiliyetlerinin ARTTIRILMASI<br />
amaçlanmış ve sağlanmıştır.<br />
İleri kompozit tekne yapısı MRTP programının<br />
en önemli ögelerinin başında<br />
gelmektedir. Bu sayede ağırlığın azaltılması<br />
ile performansın, taşıma kapasitesinin<br />
artması, yakıt tasarrufu sağlanabilmektedir.<br />
Korozyona üstün dayanıklılık daha uzun<br />
hizmet ömrü ve çok daha ucuz bakım imkanı<br />
elde edilebilmektedir. Yüksek hız, denizcilik<br />
ve manevra yeteneği yanı sıra geliştirilmiş<br />
akustik/manyetik/IR/RKA iz kontrolu kritik<br />
ortamlarda tehditten kaçınma/fark edilememe<br />
konusunda nicel üstünlük sağlayarak<br />
başarı ve güven sağlamanın anahtarı<br />
olmaktadır.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>nın, 1996<br />
yılında Sahil Güvenlik Komutanlığı ihtiyacı<br />
doğrultusunda altı adet bot alımı için açtığı<br />
uluslararası ihaleyi yerli dizayn tek teklifi<br />
veren Yonca-Onuk A. Ortaklığı tamamen milli<br />
imkanlarla tasarlanan ONUK MRTP15 Ani<br />
Müdahale Botu ile kazandı. İlki 1998'de teslim<br />
edilen ONUK MRTP15 botlarından halen<br />
Sahil Güvenlik Komutanlığı’mızın envanterinde<br />
18 adet bulunmakta ve arama/<br />
kurtarma, devriye, kaçakçılık ve yasa dışı<br />
avlanma ile mücadele gibi görevlerde<br />
başarıyla kullanılmaktadır.<br />
1998 yılında <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong><br />
tarafından yine Sahil Güvenlik Komutanlığı<br />
ihtiyacı doğrultusunda 10 adet “90 Tonluk<br />
Sahil Güvenlik Botu” alımı için açılan ihaleyi<br />
de yine tamamen milli imkanlarla geliştirilen<br />
ONUK MRTP29 botlarıyla kazanan Yonca-<br />
Onuk Ortaklığı daha yüksek tonajlı botlarda<br />
da Türk tasarımı/Türk üretimi çizgisini<br />
sürdürdü. Bu ihale kapsamında teslim edilen<br />
dokuz adet ONUK MRTP29 Sahil Güvenlik<br />
Botu da Sahil Güvenlik Komutanlığımızın<br />
envanterinde başarıyla görev yapmaktadır.<br />
90 tonluk Sahil Güvenlik Botu projesinin<br />
onuncu botu <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong><br />
ve Yonca-Onuk Ortaklığı tarafından<br />
desteklenen ARGE projesi kapsamında<br />
ONUK MRTP33 olarak inşa edilmiş ve ilk bot<br />
TCSG 301 2004 yılında Sahil Güvenlik<br />
Komutanlığı’na teslim edilmiştir. Bu<br />
kapsamda bugüne kadar SGK na 13 adet<br />
“Kaan33” sınıfı bot teslim edilmiştir.<br />
Sahil Güvenlik Komutanlığı Yonca - Onuk<br />
Ortaklığı'nın ürettiği MRTP botlarına Kaan<br />
adını verdi. Kaan’ın babası, Yonca-Onuk<br />
Ortaklığı Yönetim Kurulu Başkan Yrd. Dr.<br />
Ekber Onuk, "Poyraz kanallarında "Kaan" kod<br />
adlı botları konuşurken duymak bize<br />
bambaşka duygular veriyor." diyor.<br />
Bugün Sahil Güvenlik Komutanlığı'nda 18<br />
adet Kaan15, 1 adet Kaan19, 9 adet Kaan29 ve<br />
13 adet Kaan33 görev yapmaktadır.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nca yürütülen<br />
yeni proje kapsamında, Sahil Güvenlik<br />
Komutanlığı için 17 adet ONUK MRTP20<br />
inşasını öngören sözleşme imzalanmış olup<br />
Kasım 2010 da yürürlüğe girmiştir. Projenin 2<br />
yıl içinde tamamlanması ön görülmektedir.<br />
ONUK MRTP20 Geliştirilmiş Ani Müdahale<br />
Botlarının sujetli versiyonu olan ONUK<br />
MRTP20/U botlarından 2 adedi 2008 yılı<br />
içerisinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na<br />
teslim edilmiştir.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nca açılan<br />
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Su Altı Taarruz<br />
Timleri için intikal botu (SAT) ihalesini de<br />
Yonca-Onuk Ortaklığı kazanmıştır. Bu<br />
kapsamda tamamen milli imkanlarla dizayn<br />
ve inşa edilen 2 adet ONUK MRTP22/U botu<br />
2010 yılı içerisinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na<br />
teslim edilmiştir.<br />
Yonca - Onuk Ortaklığı, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>’nca yürütülen projeler kapsamında<br />
Sahil Güvenlik Komutanlığı dışında<br />
başka kuruluşlar için de tekneler üretmiştir.<br />
Bu kapsamda bu güne kadar, Gümrük<br />
Muhafaza Genel Müdürlüğüne üç adet<br />
ONUK MRTP15 ve dört adet ONUK MRTP16,<br />
Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü’ne<br />
4 adet ONUK MRTP16 botu teslim edilmiştir.<br />
Bugün Kaan sınıfı botlar tamamen Türk<br />
mühendisleri ve Türk uzmanlar tarafından<br />
geliştirilip Yonca - Onuk tersanesinde inşa<br />
ediliyorlar. Aselsan'ın geliştirdiği silahlarla<br />
donatılan MRTP'ler Pakistan özel kuvvetleri,<br />
Birleşik Arap Emirlikleri, Gürcistan ve<br />
Malezya tarafından da beğeniyle kullanılıyor.<br />
Geleceğin hücumbotu olarak tasarlanmakta<br />
olan güdümlü mermi ve yüksek kalibreli topla<br />
teçhiz edilecek ONUK MRTP41 (45m, 50<br />
knot) üstün sürat ve manevra kaabiliyeti yanı<br />
sıra 500-600 tonluk bir hücumbot denizci-
liğine sahip olmak üzere geliştirilmektedir.<br />
Yonca-Onuk Ortaklığı kuruluşundan bu yana<br />
gelişimine büyük bir azim ve kararlılıkla<br />
devam etmektedir. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nın<br />
1985 yılında kuruluşu ile birlikte bu<br />
gelişme daha da ivme kazanmış olup<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>nın destek ve<br />
katkılarıyla oluşan bu gelişmeler şöyle<br />
özetlenebilir;<br />
1. Organizasyon yapısındaki<br />
değişiklikler;<br />
Firmanın mevcut organizasyon yapısı<br />
MSB/SSM’nın koyduğu esaslar çerçevesinde,<br />
MSB Üretim Müsade Belgesi ve<br />
Tesis Güvenlik Belgesi koşullarına uygun<br />
düzenlemeler yapılarak söz konusu belgeler<br />
temin edilmiştir. Ayrıca, Ortaklığımız MSB<br />
dan AQAP2120 Üretimde Kalite Güvence<br />
sertifikası almış ve imalat söz konusu<br />
kurallara uygun hale getirilmiştir. Kalite<br />
kuralları ve dokümantasyon, SSM yönergeleri<br />
çerçevesinde yeniden düzenlenerek, Kalite<br />
Yönetim Planı ve Konfigürasyon Yönetim Planı<br />
tüm projeler için uygulanmaya başlanmıştır.<br />
2. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong><br />
sayesinde kazanılan teknoloji, yetenek ve<br />
tecrübeler;<br />
SSM nın açmış olduğu ulusal ve uluslararası<br />
ihaleler yoluyla kazanılan projeler çerçevesinde<br />
çeşitli boyutlarda ve özelliklerde<br />
ürünler dizayn edilerek bu ürünlerin tasırım<br />
ve mühendislik hesapları tamamlanmıştır.<br />
Başta İstanbul Teknik Üniversitesi olmak<br />
üzere, TUBİTAK, TTGV ve diğer önemli yerli<br />
ve yabancı kuruluşlarla sürdürülen ortaklaşa<br />
projeler ve işbirliği, SSM desteğinde<br />
tamamlanan ARGE projeleri çerçevesinde<br />
mevcut kompozit teknolojisi ile süratli<br />
müdahale, karakol ve hücum botları<br />
inşasında dünya standartları seviyesine<br />
ulaştırılmıştır. Kuruluşumuz 2003 yılında,<br />
ONUK MRTP “Çok Amaçlı Taktik Platform ”<br />
Projesi ile TUBİTAK - TTGV – TUSİAD<br />
Tarafından verilen V. Teknoloji Başarı<br />
Ödülüne layık görülmüştür.<br />
3. Ciro, İhracat Yurtiçi katma değerdeki<br />
artışlar;<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığ’nın kuruluşundan<br />
buyana geçen sürede Ortaklığımızın<br />
yıllık cirosu ve ihracatı belirgin bir artış<br />
göstermiştir.<br />
belirtilmiştir.<br />
Bu artış aşağıdaki tabloda<br />
Ciro, İhracat ve<br />
Katma değer<br />
Yıllık Ciro<br />
İhracat toplamı<br />
Yurt içi<br />
katma değer %<br />
4. Personel sayısındaki artışlar;<br />
Ortaklığımızın çalışan personel sayısı da<br />
gelişen projeler doğrultusunda önemli bir<br />
artış göstermiştir. Bu artış da aşağıdaki<br />
tabloda açıkça gözlemlenebilir.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> destek ve<br />
katkılarıyla yürütülen ARGE projeleri ve<br />
ulusal ve uluslararası projelerle kazanılan<br />
tecrübeler sayesinde Yonca-Onuk Ortaklığı<br />
kuruluşunda belirlediği ileri kompozit teknolojisi<br />
ile süratli botlar dizayn ve inşasında<br />
dünya lideri olma hedefine ulaşmıştır.<br />
Mühendis<br />
Teknisyen<br />
İşçi<br />
Toplam<br />
2001 yılı 2009 yılı<br />
4.996.765,00<br />
0<br />
%40<br />
1998 2009<br />
11<br />
8<br />
71<br />
90<br />
35.987.308,00 TL<br />
7.987.308,00 $ US<br />
%55<br />
22<br />
13<br />
144<br />
179<br />
75
Firmalarımızın 25 Yılı<br />
ASELSAN<br />
1- <strong>Müsteşarlığı</strong>n Kuruluşundan İtibaren Kuruluşumuzun Organizasyon Yapısındaki<br />
Değişiklikler<br />
2006<br />
2010<br />
MALİ İŞLER<br />
Haberleşme Cihazları<br />
Grup Başkanlığı<br />
YÖNTİM KURULU<br />
GENEL MÜDÜR<br />
BİLGİ YÖNETİMİ İNSAN KAYNAKLARI VE DESTEH HİZMETLERİ<br />
MALZEME İKMAL<br />
Haberleşme Cihazları<br />
Grup Başkanlığı<br />
STRATEJİ YÖNETİMİ<br />
BİLGİ YÖNETİMİ<br />
MALZEME İKMAL<br />
Mikroelektronik<br />
Güdüm ve Elektrooptik<br />
Grup Başkanlığı<br />
GENEL MÜDÜR<br />
Mikroelektronik<br />
Güdüm ve Elektrooptik<br />
Grup Başkanlığı<br />
ULUUSLARARASI PAZAR GELİŞTİRME<br />
Mikrodalga ve Sistem<br />
Tekonolojileri<br />
Grup Başkanlığı<br />
Radar, Elektronik Harp<br />
ve İstihbarat Sistemleri<br />
Grup Başkanlığı<br />
SÖZLEŞMELER<br />
Mali İşler<br />
Grup Başkanlığı<br />
İNSAN KAYNAKLARI VE DESTEH HİZMETLERİ<br />
ULUUSLARARASI PAZAR GELİŞTİRME<br />
SÖZLEŞMELER<br />
BASKI DEVRE<br />
<strong>Savunma</strong> Sistem<br />
Teknolojileri<br />
Grup Başkanlığı
2- MÜSTEŞARLIĞIN KURULUŞUNDAN<br />
İTİBAREN MÜSTEŞARLIK SAYESİNDE<br />
KAZANILAN TEKNOLOJİ, YETENEK VE<br />
TECRÜBELER<br />
A. Helikopter Elektronik Harp Sistemleri<br />
(HEWS) Projelerinde SSM ile imzalanmış<br />
sözleşmeler kapsamında kazanılan<br />
teknoloji, yetenek ve tecrübeler aşağıda<br />
sıralanmıştır.<br />
1. Helikopterler üzerinde sistem entegrasyonu<br />
tecrübesi kazanımı<br />
a. İlk kez Kızılötesi Karşı Tedbir Sistemi<br />
(IRCM) entegrasyonu ile başlanan çalışmalar<br />
kapsamında K.K.K.lığı envanterindeki çeşitli<br />
tip ve sayıdaki helikopterlere entegrasyon<br />
ASELSAN ana yükleniciliğinde gerçekleştirilmiştir.<br />
Bu sayede helikopterlerin elektriksel<br />
ve mekanik yapıları hakkında bilgi edinilmiş<br />
ve ASELSAN’a verilen görev başarı ile yerine<br />
getirilmiştir.<br />
b. Füze İkaz Sistemi (MWS-TU) ve Karşı<br />
Tedbir Atıcı (CMDS) Sistemi Projesi<br />
kapsamında, TSK helikopterleri üzerinde<br />
yapılan detaylı mühendislik çalışmaları<br />
sayesinde:<br />
I. Helikopterlerde mevcut alt sistemler ile<br />
MWS ve CMDS sistemlerinin mekanizasyonu<br />
II. Harici yük analizleri, yapısal ve aerodinamik<br />
hesaplamalar, yorulma,<br />
dayanım ve güvenilirlik analizleri<br />
III. Uçuş güvenliğini ilgilendiren, harici<br />
yük, güvenli ayrılma analizleri ve<br />
mühimmat atışlı testler<br />
IV. Elektromanyetik Uyumluluk ve girişim<br />
denemeleri,<br />
V.<br />
Helikopter üzerinde bulunan diğer<br />
elektrik-elektronik ve mekanik sistemlerle<br />
mekanizasyon çalışmaları tamamlanmıştır.<br />
c. Gerçekleştirilen proje faaliyetleri sırasında,<br />
5. ABMK.lığı ile doğrudan çalışma imkanı<br />
sağlanmış, bu sayede TSK platformlarına<br />
entegrasyon konusunda ülkemizdeki mevcut<br />
bilgi birikimi ve tecrübenin üst düzeyde<br />
kullanılması sağlanmıştır.<br />
d. Projelerde kazanılan imkanlarla, helikopter<br />
platformlarına tamamen milli kaynaklar ile<br />
elektronik harp sistemlerinin entegrasyonu<br />
gerçekleştirilmiştir.<br />
2. Füze İkaz Sistemi (MWS-TU) Projesi<br />
kapsamında Morötesi (UV) teknolojisi ile ilgili<br />
teknolojiler ülkemize kazandırılmış, varolan<br />
teknik birikim ilk kez profesyonel anlamda bir<br />
ürüne dönüştürülmesi sağlanmıştır.<br />
a. Bu kapsamda Bilkent Üniversitesi, Nano<br />
Teknoloji Araştırma Merkezi’ne (NANOTAM)<br />
MOCVD Reaktör yatırımı gerçekleştirilmiştir.<br />
İlk kez Aliminyum Galyum Nitrat (AlGaN)<br />
malzemesi büyütülmesi başarılmıştır. Bu<br />
sayede;<br />
I. UV spektrumunda işaretleri algılayabilen<br />
hassas dedektörlerin imalatı<br />
ülkemizde<br />
bilmiştir.<br />
ilk kez gerçekleştirile-<br />
II. GaN teknolojili transistör imalatı yapılabilmesi<br />
imkanı elde edilmiş ve MWS-<br />
TU Projesi kapsamının dışında da ileri<br />
teknolojili ürünlerde kullanılabilecek<br />
yarı iletken teknolojisine bir başlangıç<br />
yapılmıştır.<br />
b. Ülkemizde 1. ABMK.lığında bulunan görünür<br />
optik üretim altyapısına ilave teknoloji ve<br />
ekipman desteği ile MWS-TU Projesinde<br />
üretilen sensörlerin objektiflerinde kullanılan<br />
küresel ve küresel olmayan mercekler büyük<br />
oranda yurtiçinden karşılanmıştır.<br />
c. ASELSAN’da UV bandında çalışan<br />
elektrooptik birimlerin üretim ve test altyapısı<br />
kurulmuş, doğrulanmış ve üretim yapılmıştır.<br />
3. Karşı Tedbir Atıcı (CMDS) Sistemi Projesi<br />
kapsamında<br />
a. Ülkemizde ilk kez helikopter platformlarında<br />
kullanılmaya uygun karşı tedbir atıcı<br />
sistemi (chaff/flare atıcısı) geliştirilmiş ve<br />
kalifiye edilerek TSK helikopterlerinin elektronik<br />
harp kendini koruma sistemi olarak<br />
kullanılmaktadır.<br />
b. Chaff ve flare mühimmatı tasarım ve üretim<br />
teknolojisi MKE Kurumuna kazandırılmış ve<br />
ülkemizin ihtiyaçlarının yerli üretimle karşılanmasına<br />
yönelik üretim ve test altyapıları<br />
kurulmuştur.<br />
c. TSK platformlarının Kızılötesi İz Ölçümü<br />
yapılabilmesi maksadıyla ASELSAN tarafından<br />
Kuzgun IRSM sistemi geliştirilmiş ve<br />
çeşitli platformların iz ölçümleri yapılmıştır.<br />
Bu sistem hava platformlarının uçuşu esnasında<br />
otomatik hedef izleme, aynı anda ölçüm<br />
yapma yetenekleri ile IR bandında platformun<br />
izini çıkarabilen dünyadaki en ileri teknolojili<br />
sistem olup, tamamen Aselsan tarafından<br />
tasarlanıp doğrulanmış ve iz ölçümleri başarı<br />
ile tamamlanmıştır.<br />
d. Platformların Radar Kesit Alanı hesaplamalarına<br />
yönelik Bilkent Üniversitesi<br />
Hesaplamalı Elektromanyetik Merkezi’nde<br />
(CEM) altyapı sağlanmış ve bilgi birikimi<br />
oluşturulmuştur. Bu sayede TSK hava<br />
araçlarının radar kesit alanları yüksek<br />
doğrulukla hesaplanmış ve kullanılan altyapı<br />
ile Bilkent Üniversitesi çok bilinmeyenli<br />
elektromanyetik problemleri çözme konusunda<br />
dünya rekorunu elde etmiştir.<br />
e. Ülkemizde ilk kez tamamen gerçek verilere<br />
dayalı bir füze-platform angajmanı için<br />
bilgisayarlı simülasyon sistemi geliştirilmiş,<br />
aynı zamanda EH karşı tedbir geliştirme<br />
maksatlı olarak Kapalı Döngü Simülatör<br />
(HITL) sistemi geliştirilmektedir.<br />
4. Radar İkaz Almacı (RİAS), RF Karıştırıcı<br />
(RFKS), Lazer İkaz Almacı (LİAS) ve Süit<br />
Merkezi Yönetim Bilgisayarı (SMYB)<br />
geliştirme ve Platformlara Entegrasyonu<br />
Projesi kapsamında:<br />
a. Ülkemizde ilk kez ve tamamen milli<br />
imkanlar kullanılarak TSK helikopterleri için<br />
RİAS, RFKS, LİAS ve SMYB alt sistemlerinden<br />
oluşan bir elektronik harp kendini koruma<br />
sistemi geliştirilmektedir.<br />
b. Projede geliştirme yoluyla Teknik Üreteci,<br />
Sayısal Radyofrekans Hafıza Birimi (DRFM),<br />
Aktif Elektronik Taramalı Faz Dizili Anten<br />
(AESA), Sayısal Almaç gibi ileri teknoloji<br />
ürünleri milli imkanlar kullanılarak Aselsan<br />
tarafından geliştirilmiştir.<br />
c. Çalışmalar kapsamında, ülkemizdeki<br />
üniversiteler, araştırma kuruluşları ve<br />
şirketlerin bilgi birikiminden ve özgün<br />
teknolojik çözümlerinden faydalanılmıştır.<br />
d. Projede ODTÜ Mikro Elektronik Tasarım<br />
(MET) Merkezi, Mikro Elektromekanik<br />
Sistemler (MEMS) konusunda kazanılmış<br />
yeteneğin mikrodalga frekanslarına genişletilmesi<br />
ve uzmanlaşması için gerekli<br />
cihazlarla donatılmış ve radar/elektronik harp<br />
sistemlerinin geliştirilmesinde kritik öneme<br />
haiz yapıtaşlarının geliştirilmesi ve ASELSAN<br />
ürünlerinde kullanılması için önemli aşamalar<br />
kaydedilmiştir.<br />
e. Proje kapsamında geliştirilen sistem,<br />
özellikleri itibarıyla henüz dünyadaki hiçbir<br />
77
Firmalarımızın 25 Yılı<br />
ülkenin silahlı kuvvetlerinde bulunmayan ve<br />
dünyada ilk olacak bir elektronik harp kendini<br />
koruma sistemidir.<br />
f. ASELSAN Elektronik harp kendini koruma<br />
sistemi, proje sözleşmesine uygun olarak<br />
tamamen milli imkanlarla TSK platformlarına<br />
entegre edilecektir.<br />
B. Elektronik Destek (ED) ve Elektronik<br />
Taarruz (ET) Sistemleri Projelerinde SSM<br />
ile imzalanmış sözleşmeler kapsamında<br />
kazanılan teknoloji, yetenek ve tecrübeler<br />
aşağıda sıralanmıştır.<br />
1. Radar ED/ET Sistemleri geliştirilmiş ve<br />
Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na mobil platformda<br />
aktif sistem yeteneği kazandırılmıştır.<br />
Proje kapsamında geliştirilen özel almaç<br />
yapısı sayesinde, bu alanda dünyadaki<br />
gelişmiş ülkelerin kullandığı teknolojiler ile<br />
aynı seviyeye gelinmiştir. Bu proje, halen<br />
devam eden veya projelendirme aşamasında<br />
olan bir çok proje için örnek teşkil etmektedir.<br />
2. Hava Kuvvetleri Komutanlığı ihtiyacı olan<br />
Kara Platformu Uzaktan Karıştırma Sistemi<br />
Projesi kapsamında faz dizili anten yapısı ile<br />
radarları karıştırma yeteneğine sahip sistem<br />
geliştirilmektedir. Bu yetenek, halen projelendirme<br />
aşamasında olan Hava Platformu<br />
Uzaktan Karıştırma Sistemi için de önemli bir<br />
kazanç olacaktır.<br />
3. Deniz platformu ED Sistemi geliştirilmiş ve<br />
Milgem Projesi kapsamında birinci gemiye<br />
entegrasyonu tamamlanmıştır. Halen projelendirme<br />
aşamasında olan denizaltı projeleri<br />
kapsamında ihtiyaç duyulan ED Sistemleri<br />
özgün olarak ASELSAN tarafından geliştirilen<br />
sistemler kullanılarak karşılanması planlanmaktadır.<br />
4. Haberleşme Elektronik Harp alanında HF<br />
Dinleme ve Kestirme Sistemleri geliştirilmiş<br />
ve teslim edilmiştir.<br />
5. Önleyici Elektronik Harp alanında araç ve<br />
taşınabilir karıştırma/köreltme sistemleri<br />
geliştirilmiş ve kullanıma sunulmuştur.<br />
Bunların içinde olan Pasif Köreltme Sistemi,<br />
halen dünyada çok az ülkenin sahip olduğu<br />
bir yetenektir.<br />
C. Radar Projelerinde SSM ile imzalanmış<br />
sözleşmeler ve bunlar kapsamında<br />
kazanılan teknoloji, yetenek ve tecrübeler<br />
aşağıda sıralanmıştır:<br />
1. SAR Teknolojileri Geliştirilmesi Projesi<br />
kapsamında ülkemizde ilk kez ve tamamen<br />
milli imkanlar kullanılarak hava platformları<br />
için Özgün Yapay Açıklıklı Radar (SAR)<br />
sistemi geliştirilmiştir. Bu projede ilk defa<br />
ASELSAN ve TUSAŞ tarafından bir radar<br />
sisteminin hava platformuna entegrasyonu<br />
gerçekleştirilmiş ve radar uçuş testlerinden<br />
başarıyla geçmiştir.<br />
2. Kundağı Motorlu Namlulu Hava <strong>Savunma</strong><br />
Silah Sistemi ve Ateş İdare Cihazı için<br />
geliştirilen ve faz dizili anten yapısında olan<br />
Hava <strong>Savunma</strong> Sistemleri Mobil Arama<br />
Radarı projesinde sayısal huzme yönlendirme<br />
gibi gelişmiş radar teknolojileri<br />
kazanılmaktadır.<br />
3. Kundağı Motorlu Namlulu Hava <strong>Savunma</strong><br />
Silah Sistemi ve Ateş İdare Cihazı için<br />
geliştirilen Hava <strong>Savunma</strong> Sistemleri Atış<br />
Kontrol Radarı projesi kapsamında ülkemizde<br />
ilk kez ve tamamen milli imkanlar kullanılarak<br />
bir atış kontrol radarı geliştirilmektedir.<br />
4. 3 Boyutlu Arama Radarı Projesi kapsamında<br />
deniz platformları için ihtiyaç duyulan<br />
arama radarlarının üretimi ve platformlara<br />
entegrasyonu azami yerli katkı ile gerçekleştirilmektedir.<br />
Bu projede, S-Bant Katı Hal<br />
Gönderme/Alma Modülleri ASELSAN<br />
tarafından özgün olarak geliştirilmiş, radarın<br />
radom, soğutucu kabini gibi kritik birimlerine<br />
ilişkin teknolojilerin yurt içi alt yükleniciler<br />
tarafından kazanılması sağlanmıştır.<br />
D. Tüm bu projelerden elde edilen<br />
tecrübeler ışığında :<br />
1. TSK tarafından belirlenen gereksinimlerin,<br />
SSM tarafından kurgulanan akılcı tedarik<br />
yöntemleri ile, Aselsan tarafından karşılanabildiği,<br />
2. Projelerde ASELSAN tarafından elde<br />
edilen başarıların temelinde,<br />
a. SSM ile yürütülen çalışmalarda oluşan<br />
sinerjinin,<br />
b. Aselsan’ın sahip olduğu teknolojik altyapı<br />
ve birikimin birlikte çalışılan diğer firma ve<br />
kuruluşlara aktarılmasındaki başarının,<br />
c. Temel teknolojilerin gelişimine gösterdiğimiz<br />
önem ve inancın,<br />
d. Ülkemizdeki üniversite, araştırma<br />
kuruluşları ve firmaların sahip olduğu bilgi<br />
birikimi ve nitelikli insan gücünün yönlendirilmesindeki<br />
maharetin bulunduğu,<br />
3. Bugüne kadar elde edilen başarılı<br />
sonuçların, savunma sanayiinde teknolojik<br />
olarak kritik eşiğin aşıldığı, ülkemizin<br />
bağımsızlığına büyük katkıları olduğu ve bu<br />
aşamaya gelen sanayimize katkıda bulunmaktan<br />
dolayı büyük mutluluk ve kıvanç<br />
duyduğumuzu ifade etmek isteriz.<br />
3- MÜSTEŞARLIĞIN KURULUŞUNDAN<br />
İTİBAREN CİRO, İHRACAT, YURTİÇİ<br />
KAŞILAMA ORANLARINDAKİ<br />
DEĞİŞİKLİKLER<br />
Yıllar<br />
1985<br />
1986<br />
1987<br />
1988<br />
1989<br />
1990<br />
1991<br />
1992<br />
1993<br />
1994<br />
1995<br />
1996<br />
1997<br />
1998<br />
1999<br />
2000<br />
2001<br />
2002<br />
2003<br />
2004<br />
2005<br />
2006<br />
2007<br />
2008<br />
2009<br />
TOPLAM<br />
Toplam Satış<br />
(000 USD)<br />
40.408<br />
56.153<br />
49.583<br />
43.172<br />
46.538<br />
69.142<br />
74.281<br />
108.472<br />
135.818<br />
130.210<br />
146.613<br />
154.401<br />
172.405<br />
174.235<br />
195.781<br />
224.475<br />
213.232<br />
210.943<br />
209.789<br />
258.217<br />
318.046<br />
341.480<br />
478.301<br />
535.476<br />
572.361<br />
4.959.532<br />
İhracat<br />
(000 USD)<br />
12.389<br />
12.922<br />
11.648<br />
11.093<br />
11.558<br />
12.465<br />
10.078<br />
21.855<br />
42.854<br />
22.612<br />
34.564<br />
30.443<br />
23.784<br />
16.062<br />
23.596<br />
28.158<br />
19.362<br />
12.253<br />
32.795<br />
32.850<br />
22.362<br />
9.143<br />
21.500<br />
67.469<br />
59.297<br />
603.112<br />
Yİ Karşılama<br />
Oranı (%)<br />
40<br />
52<br />
76<br />
51<br />
43<br />
57<br />
58<br />
54<br />
47<br />
49<br />
42<br />
54<br />
42<br />
50<br />
66<br />
69<br />
60<br />
61<br />
61<br />
60<br />
56<br />
53<br />
66<br />
61<br />
4- MÜSTEŞARLIĞIN KURULUŞUNDAN<br />
İTİBAREN PERSONEL SAYISINDAKİ<br />
DEĞİŞİKLİKLER<br />
Yıl<br />
1984<br />
1990<br />
1995<br />
2008<br />
2010<br />
Toplam Personel Sayısı<br />
1724<br />
2000<br />
2336<br />
3127<br />
3900
5- MÜSTEŞARLIĞIN KURULUŞUNDAN İTİBAREN SSM PROJE EKİPLERİYLE SAĞLANAN PROJELERLE İLGİLİ TESTLERE,<br />
TOPLANTILARA VE TÖRENLERE İLİŞKİN ÖZEL FOTOĞRAFLAR.<br />
15 Şubat 2002<br />
Altay İmza Töreni - Temmuz 2008<br />
30 Nisan 2009 ASELSAN - MKEK İşbirliği Anlaşması<br />
Göktürk Projesi İmza Töreni - Temmuz 2009<br />
SSM İmza Töreni - Eylül 2006<br />
PİTON ve BOA Objektif Tak. Müş. Üretim<br />
İmza Töreni - Aralık 2009<br />
Nisan 2009 FAMAE - ASELSAN<br />
Havadan Taşınabilir 105mm Hafif çekişli Obus Projesi - Kasım 2009<br />
79
Firmalarımızın 25 Yılı<br />
TUSAŞ TÜRK Havacılık ve<br />
Uzay Sanayi A.Ş.<br />
1.Giriş :<br />
15 Mayıs 1984 tarihinde yabancı ortaklı bir<br />
şirket olarak kurulan TUSAŞ, kısa sürede<br />
temel alt yapı çalışmalarını tamamlayarak<br />
Türkiye’de F-16 uçaklarının müşterek<br />
üretimine başlamıştır. Zaman içerisinde idari<br />
ve teknik yapısı ile projelerinde önemli<br />
gelişmeler olan TUSAŞ, 2005 yılında yabancı<br />
hisselerin satın alınarak milli bir şirkete<br />
dönüştürülmesinden sonra Türkiye’de uçak,<br />
helikopter, insansız hava araçları (İHA) ve<br />
uydu gibi hava-uzay platformlarının tasarımı,<br />
geliştirilmesi, imalatı, sistem entegrasyonu,<br />
modernizasyonu ve satış sonrası hizmetleri<br />
alanlarında bir teknoloji merkezi haline<br />
gelmiştir. TSKGV’nın bağlı ortakları arasında<br />
yer alan TUSAŞ’ın ikinci büyük hissedarı<br />
SSM’dir. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin<br />
Modernizasyonu amacıyla SSM tarafından<br />
başlatılan tüm ulusal havacılık projelerinde<br />
önemli görev ve sorumluluklar üstlenen<br />
TUSAŞ aynı zamanda SSM tarafından<br />
yürütülen A400M ve JSF gibi uluslararası<br />
katılım projelerinde önemli iş paylarına<br />
sahiptir. Hiç kuşkusuz ki TUSAŞ’ın bu<br />
gelişiminde milli ve modern bir savunma<br />
sanayinin geliştirilmesini hedefleyen, ileri<br />
teknoloji yatırımlarını ve araştırma-geliştirme<br />
faaliyetlerini teşvik eden SSM ’nin politika ve<br />
uygulamalarının önemli bir rolü bulunmaktadır.<br />
Faaliyetlerini Akıncı-Ankara’da bulunan 5,000<br />
dönüm alanda yaklaşık 225,000 metrekare<br />
kapalı alandan oluşan ileri teknoloji ürünü<br />
makine ve teçhizatla donatılmış modern<br />
tesislerinde yürüten TUSAŞ ayrıca, savunmahavacılık<br />
kabiliyet tabanını geliştirmek,<br />
üniversite ve belirli alanlara odaklanmış<br />
küçük-orta ölçekli teknolojik şirketler ile ortak<br />
sinerji yaratmak üzere mühendislik esaslı<br />
faaliyetlerin bir bölümünü ODTÜ-Teknopark<br />
yerleşkesinde yürütmektedir. Dünyaca kabul<br />
görmüş NATO AQAP-2110, ISO-9001:2000 ve<br />
AS EN 9100 sertifikasyonlarına sahip olan<br />
TUSAŞ’ta Aralık 2010 tarihi itibarıyla 1486’sı<br />
mühendis olmak üzere toplam 3537 nitelikli<br />
personel çalışmaktadır.<br />
Kuruluş yıllarında tek bir proje “F-16<br />
uçaklarının müşterek üretimi projesi’’ ile işe<br />
başlayan TUSAŞ; takip eden yıllarda SSM<br />
tarafından başlatılan savunma-havacılık<br />
projelerine etkin bir biçimde görev<br />
alabilmek, yerli katkı payını artırmak, tasarımmühendislik<br />
alt yapısını kurmak, ihracat<br />
potansiyelini geliştirmek, yeni teknolojilere<br />
adapte olmak ve teknolojik gelişmeler<br />
doğrultusunda kendini yenileyebilmek, yerli<br />
sanayi alt yapısını destekleyerek bu<br />
olanaklardan olabildiğince yararlanmak,<br />
satış sonrası destek hizmetlerini sunmak,<br />
dinamik bir yapıya kavuşmak ve nihayet<br />
stratejik hedefleri arasında yer alan “TSK’ya<br />
Egemen Sistemler Sağlamak’’ amacıyla<br />
organizasyonunu sürekli gözden geçirerek<br />
gerekli görülen değişiklik ve iyileştirmeleri<br />
yapmıştır. TUSAŞ’ın organizasyon yapısındaki<br />
gelişmeler aşağıda özetlenmiş ve<br />
bugünkü organizasyon yapısı şekilde gösterilmiştir.
2.Kuruluşundan günümüze TUSAŞ<br />
organizasyonunda gerçekleşen<br />
değişiklikler:<br />
� Kuruluşunda F-16 projesinin ortak üretim<br />
çalışmalarına başlanırken, ilk organizasyon<br />
yapılanmasında o zamanki ABD’li<br />
ortağı General Dynamics'ten (daha sonra<br />
Lockheed Martin olmuştur) destek almak<br />
üzere bazı yönetici pozisyonları Yönetim<br />
Direktörünü (Genel Müdür) de kapsayacak<br />
şekilde ABD’lilerden oluşturmuştur.<br />
� 1990 yılına gelindiğinde yeterli deneyime<br />
sahip olunması sebebiyle GD yöneticileri,<br />
görevlerini atanan Türk yöneticilere<br />
devretmiş, F-16 projesi dışında yeni iş<br />
arayışları, iş geliştirme faaliyetleri için<br />
Proje Geliştirme Direktörlüğü ihdas<br />
edilmiştir.<br />
� 1991 yılından sonra F-16 projesi dışında<br />
CN-235 ve SF-260D uçaklarının üretimi<br />
için sözleşmelerin imzalanmasını takiben<br />
organizasyon bu projeleri de kapsayacak<br />
şekilde değiştirilmiş, montaj ağırlıklı<br />
başlayan ve detay parça, takım imalatı ile<br />
fazlar halinde gelişen üretim alt yapısı yeni<br />
projelerin ihtiyaçları doğrultusunda<br />
kompozit imalatını da içerecek şekilde<br />
genişletilmiştir.<br />
� 1996-1997 yıllarında yapılan organizasyon<br />
ve alt yapı değişiklikleri ile başarılı üretim<br />
faaliyetleri gerçekleştirmenin yanı sıra,<br />
malzeme ihtiyacını planlayan, satın alan,<br />
alt sözleşme faaliyetlerini yürüten bir<br />
kurum haline gelinmiştir.<br />
� 1998 yılından itibaren Yönetim<br />
Direktörlüğü (Genel Müdür) görevi de<br />
Türk ortağa devredilmiş, daha yoğunlaştırılmış<br />
bir yapılanmaya gidilmiş,<br />
fonksiyonlar ana ve destek olarak<br />
sınıflandırmaya tabi tutulmuş, mühendisliği<br />
hazır üretimi başarıyla tamamlayabilen,<br />
bunların yanında az sayıda<br />
mühendislik desteğiyle sadece birkaç<br />
münferit projeyle arge çalışması yürütebilen<br />
yapıdan, planlayan, tasarlayan bir<br />
yapıya dönüşümün ilk aşamasında<br />
Tasarım ve Mühendislik İcra Direktörlüğü<br />
oluşturulmuştur.<br />
� 1999 yılında TUSAŞ'ın askeri projelerinin<br />
yanı sıra sivil programlarının ve ihracatının<br />
da belirli seviyelere gelmesiyle askeri ve<br />
sivil projeler için ayrı program yönetimi ve<br />
üretim yapılanmaları oluşturulmaya<br />
başlanmış, 2000 yılında alt sözleşme<br />
faaliyetlerinin artmasıyla birlikte ayrı bir<br />
birim haline getirilmiştir, ATAK<br />
Taarruz/Taktik Keşif Helikopteri Programı’nın<br />
ana yüklenicisi olmasını takiben,<br />
organizasyon bu projenin hazırlıklarını<br />
yapmak üzere oluşturulan birim sebebiyle<br />
değiştirilmiştir.<br />
� 2003 yılında A400M programının tasarım<br />
faaliyetlerinin başlamasını takiben<br />
organizasyon yapısında Tasarım ve<br />
Mühendislik Direktörlüğü’ne projelerin<br />
teknik yönetiminin de sağlanması<br />
amacıyla bir müdürlük eklenmiştir.<br />
� 2005 yılında şirketin yabancı hisselerinin<br />
satın alınarak millileştirilmesi, TAI-TUSAŞ<br />
birleşmesi paralelinde organizasyon ve<br />
üst yönetim değişiklikleri yapılmış,<br />
yürütülen projelerin sayısının ve içerdiği<br />
sorumlulukların artmasıyla Askeri/Ticari<br />
Program yönetimi yapılanması yerine ana<br />
projeler için ayrı Program Yönetimi<br />
yapılmasını sağlamak üzere organizasyon<br />
genişletilmiştir.<br />
� 2006 yılında tasarım ve mühendislik<br />
projelerine ağırlık verilmesi sebebiyle<br />
geliştirilecek ürünlerin teknik yönetimini<br />
sağlamak üzere organizasyon genişletilmiş,<br />
yapısal tasarım ve mühendisliğin<br />
yanı sıra aviyonik ve elektrik sistemleri<br />
alanında gelişmeler paralelinde ilgili<br />
birim ihdas edilmiştir.<br />
� 2007 yılında TUSAŞ organizasyonu; proje<br />
DENETİM KURULU<br />
YÖNETİM KURULU<br />
GENEL MÜDÜR<br />
sayılarının üç haneli sayılara ulaşması,<br />
Silahlı Kuvvetlerimize Egemen Sistem<br />
sağlamak hedefiyle özgün ürünler<br />
üzerinde çalışmalar ile proje içeriklerinin<br />
ve sorumluluklarının artması neticesinde<br />
yetki ve sorumlulukların gruplar altında<br />
olabildiğince optimize edilebilmesi, proje<br />
esaslı olmayan ve ürün gruplarına<br />
dağıtılamayan disiplinlerin ortak hizmet<br />
sağlayıcı şeklinde görevine devam etmesi<br />
kararı doğrultusunda ürün bazlı yapılanma<br />
çerçevesinde geniş çaplı olarak<br />
değiştirilmiştir. TUSAŞ tarihindeki en<br />
önemli organizasyon değişikliği şirketin<br />
bugünkü gelişimi ve stratejik hedeflerinin<br />
gerçekleşmesine olanak sağlayan temel<br />
yapıyı oluşturmaktadır.<br />
� 2007 yılından günümüze kadar alınan<br />
projelerin artması ve yeni sorumluluklar<br />
sebebiyle Entegre Uçak ve Entegre<br />
Helikopter gruplarında yeni birimlerin<br />
yanı sıra, tesis ve insan kaynakları<br />
yönetimlerinin örgütlenmesini sağlamak<br />
üzere yeni birimler oluşturulmuş, şirketimizin<br />
yürütmekte olduğu proje/ programlar<br />
kapsamında tasarımın idame<br />
edilebilirlik açısından desteklenmesi,<br />
ürünün ömür boyu işletimi için alt yapının<br />
oluşturulması, ürün garantisinin takibi,<br />
performans bazlı lojistik destek sağlanması<br />
ve benzeri lojistik faaliyetlerin bir<br />
arada yürütülmesi amacıyla Lojistik Hizmetleri<br />
Başkanlığı ihdas edilmiştir.<br />
İÇ DENETİM VE<br />
DEĞERLENDİRME KURULU BAŞKANLIĞI<br />
GENEL SEKRETERLİK UÇUŞ İŞLEMLERİ MÜDÜRLÜĞÜ<br />
ÜRETİM BAŞKANLIĞI<br />
TEKNİK HİZMETLER<br />
BAŞKANLIĞI<br />
TESİSLER VE VARLIK<br />
YÖNETİMİ BAŞKANLIĞI<br />
STRATEJİK PLANLAMA VE<br />
ENDÜSTRİYEL İŞBİRLİĞİ BAŞKANLIĞI<br />
YAPISAL VE UYDU<br />
GRUP BAŞKANLIĞI<br />
ENTEGRE UÇAK GRUP<br />
BAŞKANLIĞI<br />
Şekil 1 : TUSAŞ Organizasyon Şeması<br />
İNSAN KAYNAKLARI<br />
BAŞKANLIĞI<br />
MALİ İŞLER<br />
BAŞKANLIĞI<br />
KURUMSAL YÖNETİM<br />
SİSTEMLERİ BAŞKANLIĞI<br />
LOJİSTİK HİZMETLER<br />
BAŞKANLIĞI<br />
ENTEGRE HELİKOPTER<br />
GRUP BAŞKANLIĞI<br />
81
Firmalarımızın 25 Yılı<br />
3.Kuruluşundan günümüze TUSAŞ’ın<br />
Personel sayısındaki gelişmeler :<br />
1984 yılında kurulmasını takiben F-16<br />
uçaklarının ortak üretim projesi kapsamında<br />
faaliyetlerine başlayan TUSAŞ, o dönemde<br />
gerekli altyapı çalışmaları ile üretim<br />
faaliyetlerini planlamak ve yürütmek üzere %<br />
20’si mühendis olan 900 kişilik bir işgücü ile<br />
mühendisliği hazır F-16 üretimi projesine<br />
özgü yapılanmaya gitmiştir.<br />
Bu yapılanma çok yalın haliyle F-16 üretimi<br />
için Amerikalı ortağın öngördüğü şekilde<br />
kurulmuş, o zamanki işgücü için en önemli<br />
husus dil bilmek ve mühendislik bilgisini<br />
sadece uygulama için kullanmak şeklinde<br />
belirlenmişti. ABD’de bulunan tesisin daha<br />
küçük bir modeli olarak kurulan organizasyon<br />
yapısı iş başı eğitimleriyle desteklenerek,<br />
öğretilen işin hatasız ve istenilen kalitede<br />
üretilmesi öngörülerek başarıya ulaşılması<br />
hedeflenmişti.<br />
Bu görev, çekirdek kadro ile oldukça başarılı<br />
gerçekleştirilmiş ve program başladığı<br />
şekilde her zaman plana uygun ve istenilen<br />
kalitede yürütülerek F-16 uçakları müşteriye<br />
sunulmuştur. F-16 Program faaliyetleri planlanan<br />
şekilde 100 personelden başlayarak<br />
1992 yılında en fazla 2380 kişiye ulaşmış, bu<br />
süre zarfında F-16 projesine ek olarak, 1987<br />
yılından itibaren, Mısır Hava Kuvvetleri için F-<br />
16, Türk Hava Kuvvetleri için ise SF-260<br />
Eğitim ve CN–235 Ulaştırma uçağı projeleri<br />
ile gerçekleştirilmiştir.<br />
Şirketimizin ağırlıklı olarak F-16 Programı<br />
kapsamında azami personel sayısına ulaştığı<br />
yıllarda yukarıda sunulan projelerle edinilen<br />
üretim tecrübesi, imalat mühendisliği ve<br />
kalite mühendisliği faaliyetlerinin yanı sıra,<br />
tasarım konularında da kullanılmaya<br />
başlanmıştır. O yıllarda, yaklaşık 550<br />
mühendis ağırlıklı olarak; montaj/imalat/kalite<br />
mühendisliği ve mühendislik<br />
çalışmalarını destekleyen MRB ya da diğer<br />
adıyla Malzeme İnceleme Mühendisliği<br />
kavramlarıyla hizmet verilmiş ve tecrübe<br />
kazanılmıştır.<br />
1996-1997 yıllarına gelindiğinde mühendisliği<br />
hazır üretimi çok başarılı şekilde<br />
planlayıp, tamamlayabilen bir alt yapı ortaya<br />
çıkmıştır. Bu tarihlerden sonra artık yeni iş<br />
arayışlarına girmek, kazanılan tecrübeyi<br />
katma değeri yüksek işlere çevirmek ve ülke<br />
kalkınmasına bu yönde fayda sağlamak yeni<br />
hedef olarak belirlenmiştir. Bu çerçevede iş<br />
gücü yapısı üretenden çok planlayan,<br />
tasarlayan, satın alma yapan, alt sözleşme<br />
yönetimini gerçekleştiren ve dünya firması<br />
kalitesinde müşteri memnuniyeti sağlayan bir<br />
alt yapıya dönüştürülmeye başlanmıştır. Bu alt<br />
yapı çalışmaları yukarıda özetlenen organizasyon<br />
değişikliklerinin yanı sıra gelişim<br />
olanaklarını ve farklılaştırmayı da beraberinde<br />
getirmiştir.<br />
Kuruluşundan bu yana geçen 26 yıl içinde<br />
önemli bir yeri bulunan ve 2003 yılından<br />
başlayarak 2005 yılı sonuna kadar devam<br />
eden Yeniden Yapılanma, yabancı hisselerinin<br />
TUSAŞ tarafından satın alınarak<br />
şirketin millileştirilmesi, TAI – TUSAŞ<br />
Birleşmesi, şirket üst yönetiminde ve<br />
organizasyonunda yapılan değişiklikler,<br />
Şirket Stratejik Planının hazırlanması ve şirket<br />
çalışanlarının şirket hedefleri doğrultusunda<br />
gelişmelerini sağlayacak eğitim/gelişim<br />
planları ile kariyer sisteminin devreye<br />
alınması ve gelecekte şirket yönetici<br />
kadrolarına getirilecek çalışanların belirlenerek<br />
yedekleme planlarının hazırlanması<br />
İnsan Kaynakları fonksiyon alanlarında yoğun<br />
ve kapsamlı çalışmaların yapılmasını gerektirmiş<br />
ve bu faaliyetler bir plan dahilinde<br />
gerçekleştirilmiştir.<br />
Şirketin geliştirilmesi ve yeni iş alanları<br />
yaratılmasına yönelik şirket yönetimi<br />
tarafından yürütülen yoğun girişim ve<br />
çalışmalar sonucu şirket bünyesine alınan<br />
yeni program ve projelerle istihdam sayısı<br />
2004 yılından itibaren istikrarlı bir şekilde<br />
kademeli olarak artmaya, iş yapış şekli ise<br />
emek yoğundan bilgi yoğuna dönüşmeye<br />
başlamıştır.<br />
Yeni alınan iş alanlarının gerektirdiği nitelikte<br />
personel istihdamı nedeniyle teknisyen<br />
ağırlıklı mevcut işgücü yanında mühendis ve<br />
özellikle tasarım mühendisi sayılarında artış<br />
sağlanmış, 2003 yılında 400 olan mühendis<br />
sayısı 1464’e, 117 olan tasarım mühendis<br />
sayısı ise 895’e ulaşmıştır. 2003 yılı sonunda<br />
istihdam edilen çalışan sayısı 1717 iken, bu<br />
sayı 2010 yılı sonunda 3537’ye yükselmiştir.<br />
Son altı yıl içinde 919 çalışanımız çeşitli<br />
nedenlerle şirketimizden ayrılmış, buna<br />
karşılık 2765 yeni işe alım yapılmıştır. Söz<br />
konusu büyümeyi sağlayabilmek için<br />
yaklaşık 50.000 aday başvurusu incelenmiş,<br />
10.000 aday çeşitli sınav, mülakat ve teknik<br />
görüşmelerden geçirilmiş ve bunlardan<br />
yapılacak görevin gerektiği nitelikler ile şirket<br />
kültür ve profiline en uygun 2765’i şirkete<br />
kazandırılmıştır. SSM’nin milli bir savunma<br />
sanayii altyapısının tesisini öngören politika<br />
ve uygulamaları sayesinde kazanılan bu<br />
değer, belirli dönemlerde ülkemizin yaşadığı<br />
ekonomik dar boğazlar dikkate alındığında,<br />
nitelikli istihdam alanında TUSAŞ’ın ülkemize<br />
sağlamış olduğu katkıyı göstermektedir.<br />
İnsan Kaynakları fonksiyon alanlarında<br />
sağlanan değişim/gelişim ve son altı yıl<br />
içinde istihdam sayısında gerçekleştirilen<br />
artış ile iş yapış şeklinde meydana gelen<br />
değişiklikler Eğitim alanında da yeni atılımlar<br />
yapılmasını gerektirmiştir. Bu kapsamda 10<br />
yıl içinde Eğitim bölümünde verilmekte olan<br />
teknik ders sayısı 120 farklı konudan 257 farklı<br />
konuya, yıllık eğitilen personel sayısı<br />
1,612’den 13,838’e kişi başına düşen yıllık<br />
eğitim saati ise 20’den 37’ye yükselmiştir.<br />
TUSAŞ’ın büyümesine paralel olarak 3308<br />
sayılı Çıraklık Yasası kapsamında staj olanağı<br />
sağlanan Meslek Lisesi öğrencisi yıllık sayısı<br />
12’den 80’e, Yaz Stajı olanağı sağlanan<br />
üniversite öğrencisi yıllık sayısı ise 60’dan<br />
575’e yükselmiştir. Üniversite– <strong>Sanayii</strong><br />
işbirliği kapsamında ODTÜ, İTÜ ve TOBB<br />
Üniversiteleri ile gerçekleştirilen protokoller<br />
(Ko-op ve Ortak Eğitim) kapsamında söz<br />
konusu üniversitelerin çeşitli mühendislik<br />
dallarında öğrenim gören öğrencilerin yaz<br />
tatilleri boyunca şirketimizde özel programlarda<br />
akademik bilgilerini fiiliyata<br />
aktarmaları sağlanmış, böylece hem<br />
öğrencilere iş yaşamı gerçekleri gösterilmiş,<br />
hem de Şirketimiz ihtiyaçlarının karşılanmasında<br />
değerlendirilmek üzere etkin bir<br />
aday havuzu yaratılmıştır.<br />
Ayrıca havacılık ve uzay teknolojilerinde<br />
Kompozit maddelerin kullanımının giderek<br />
arttığı dikkate alınarak söz konusu teknolojinin<br />
gençlerimize kazandırılmasını teminen<br />
sosyal sorumluluk projelerimiz kapsamında<br />
KAZAN Efes Anadolu Endüstri Meslek<br />
Lisesi son sınıf öğrencilerine şirketimizde<br />
Kompozit eğitimleri verilmek üzere Kazan<br />
Kaymakamlığı ile protokol imzalanarak,<br />
2008–2009 Eğitim – Öğretim yılından itibaren<br />
uygulamaya başlanmıştır. Bu eğitimlerin<br />
sonunda hem şirketimiz ihtiyaçlarına uygun<br />
nitelik ve sayıdaki gencimizin Kompozit<br />
Teknisyeni olarak istihdamı, hem de<br />
şirketimizin konuşlanmış olduğu bölgenin<br />
istihdamda ön alması sağlanmış olacaktır.
Havacılık ve uzay gibi en son teknolojilerin ve<br />
bu teknolojilerin gerektirdiği hassas bilgilerin<br />
kullanıldığı sektörde en önemli unsurlardan<br />
biri de güvenliktir. Gerek iç ve dış<br />
müşterilerimiz, gerekse ürünlerimizin niteliği<br />
Tesis ve Bilgi Güvenliği başta olmak üzere<br />
güvenlik alanında her türlü önlemin<br />
alınmasını, çalışanlarımızda güvenlik bilinç<br />
ve disiplinin oluşturulmasını ve sürekli<br />
denetim/kontrollerle bu alanda en ufak bir<br />
aksaklığın olmamasını dikte ettirmektedir.<br />
Güvenlik teşkilatımız şirketimizin kuruluşundan<br />
bu yana 7 gün 24 saat çalışma<br />
sistemiyle güvenlik alanında büyük özveri ile<br />
faaliyetlerini sürdürmekte olup, bugüne<br />
kadar bu alanda büyük çapta bir olayın<br />
400<br />
350<br />
300<br />
250<br />
200<br />
150<br />
100<br />
50<br />
0<br />
200<br />
180<br />
160<br />
140<br />
120<br />
100<br />
80<br />
60<br />
40<br />
20<br />
0<br />
1986<br />
Yıllara Göre Satışlar - ABD Doları<br />
1987<br />
1988<br />
1989<br />
1990<br />
1991<br />
1992<br />
1993<br />
1994<br />
1995<br />
1996<br />
meydana gelmemiş olması da bunun güzel<br />
bir örneğini teşkil etmektedir.<br />
26’nci yılını idrak ettiği 2010 yılında 100’ün<br />
üzerinde program ve projesi bulunan, yüksek<br />
öngörüye sahip bir plan dahilinde istikrarlı ve<br />
kontrollü büyümesini devam ettiren TUSAŞ’ın<br />
dünya markası havacılık şirketi olma hedefini<br />
gerçekleştirmek ve dünya havacılık devleri<br />
arasındaki haklı yerini almak yönünde atılım<br />
ve girişimlerini aynı azim ve kararlılıkla<br />
önümüzdeki dönemde de devam ettirmesi<br />
1997<br />
Yıllara Göre Yurtiçi ve Yurtdışı Satışlar - ABD Doları<br />
YURTİÇİ YURDIŞI<br />
1986<br />
1987<br />
1988<br />
1989<br />
1990<br />
1991<br />
1992<br />
1993<br />
1994<br />
1995<br />
1996<br />
1997<br />
bir zorunluluk olup, gelinen noktada bunu<br />
gerçekleştirecek yönetim kalitesi, insan<br />
kaynağı, deneyim ve alt yapıya sahip<br />
bulunmaktadır.<br />
TUSAŞ kuruluşundan bu yana geçen 26 yıllık<br />
dönemde, ülkemizin lider havacılık şirketi<br />
olarak önemli başarılara imzasını atmıştır.<br />
2010 yılı sonu itibariyle gerek insan kaynağı<br />
ve alt yapısının kalitesi, gerekse iç/dış<br />
müşterileri ile paydaşları nezdinde kazanmış<br />
olduğu itibar geleceğe güvenle bakmasını<br />
sağlamaktadır.<br />
4. TUSAŞ’ın yıllar itibarıyla ciro, yurtdışı<br />
ve yurtiçi satış oranları :<br />
1998<br />
1998<br />
1999<br />
1999<br />
2000<br />
2000<br />
2001<br />
2001<br />
2002<br />
2002<br />
2003<br />
2003<br />
2004<br />
2004<br />
2005<br />
2005<br />
2006<br />
2006<br />
2007<br />
2007<br />
2008<br />
2008<br />
5. SSM sayesinde kazanilan teknoloji,<br />
yetenek ve tecrübeler :<br />
a. Alt yapı ve tesis Kazanımları:<br />
2009<br />
2009<br />
Oca-Eyl 2010<br />
2010<br />
Oca-Eyl<br />
SSM tarafından başlatılan havacılık ve<br />
modernizasyon projeleri yoluyla TUSAŞ<br />
önemli bir altyapı zenginliğine kavuşmuştur.<br />
Bu projelere yönelik ihtiyaçlardan yola<br />
çıkılarak Türkiye’de havacılık sektörüne<br />
yönelik ilk kompozit üretim altyapısı<br />
TUSAŞ’ta oluşturulmuş ve devam eden<br />
yıllarda JSF projesi gibi projeler sayesinde<br />
ileri seviye kompozit malzeme uygulamaları<br />
için altyapı oluşturulmuştur. Diğer taraftan,<br />
SSM tarafından yürütülen Erciyes ve Barış<br />
Kartalı gibi projeler kapsamında TUSAŞ<br />
geniş gövdeli uçaklara yönelik önemli bir<br />
hangar altyapısı ve destek ekipmanı<br />
envanterine sahip olmuştur. Belirtilen<br />
projelerin gerektirdiği teknolojik yatırımlar<br />
sayesinde TUSAŞ, bölgenin en iyi malzeme,<br />
kalibrasyon, proses kontrol laboratuarlardan<br />
birine sahip olmuştur. SSM ofset projelerinden<br />
elde edilen kazanımlar ile TUSAŞ<br />
özellikle Boeing ve Airbus gibi dünyanın önde<br />
gelen uçak firmalarına gövde yapıları, ana<br />
parça ve komponent üretebilen önemli bir<br />
tesis birikimi ve ekipman envanterine sahip<br />
olmuştur.<br />
En gelişmiş savaş uçağı olarak tanımlanan<br />
JSF/F-35’in başta “Orta Gövde”si olmak üzere<br />
kompozit yapısallarının TUSAŞ’ta imal<br />
edilebilmesi amacıyla, SSM tarafından<br />
sağlanan kredi desteğiyle 2007 yılından<br />
itibaren çeşitli ileri teknoloji yatırımları<br />
yapılmıştır. JSF Projesi’nin en önemli<br />
kazanımı ileri kompozitler ile imalat<br />
teknolojisinin kazanılmış olmasıdır. 2008 ve<br />
2010 yıllarında Orta Gövde detay kompozit<br />
parçalarının üretildiği “Kompozit İmalat<br />
Tesisi” ilk iki fazı devreye alınmış ve 2008 yılı<br />
itibariyle programdaki üretim faaliyetleri<br />
başlamıştır. Projenin üretim artışına uygun<br />
olarak fazlar halinde büyüyecek şekilde<br />
planlanan tesisin 2011 yılında tamamlanması<br />
hedeflenmektedir. Tamamlandığında yaklaşık<br />
21.000 m²’lik bir kapalı alana sahip<br />
olacak tesiste, Hassas Frezeleme, Ultrasonik<br />
Muayene, Otoklav, Gerçek Zamanlı X-Işınlı<br />
Muayane, temiz oda şartlarında çalışan Fiber<br />
Serme Tezgahları ile kompozit serme<br />
işlerinin yapıldığı Temiz Oda bulunmaktadır.<br />
Bunların dışında Pylon gibi kompleks metalik<br />
parçaları işlemek üzere temin edilen ve<br />
edilecek olan 5-eksenli işleme merkezleri de<br />
program kapsamında yer almaktadır.<br />
JSF/F-35’in en sofistike yapısal ana<br />
bölümlerinden biri olan “Orta Gövde”nin<br />
montaj işlemlerinin yapılabilmesi için<br />
gereken, sıcaklık kontrollü olan ve 12.525 m2<br />
büyüklüğündeki “JSF Orta Gövde Montaj<br />
Tesisi”nin inşaatına Temmuz 2010’da<br />
başlanmış olup, bu tesisin Mart 2011’de<br />
kullanıma alınması planlanmıştır. Tesiste, orta<br />
gövdenin delik delme işlemlerinin yapılabilmesi<br />
için Otomatik Delme tezgahları yer<br />
alacaktır.<br />
83
Firmalarımızın 25 Yılı<br />
Orta Gövde kaplama prosesinin sıcaklık ve<br />
nem kontrollü bir ortamda yapılması<br />
gereksinimi dolayısıyla, Temmuz 2010’da,<br />
1350 m2 büyüklüğünde “JSF Orta Gövde<br />
Kaplama Tesisi”nin inşaatına ve bu prosesin<br />
özel olarak tasarlanmış robotik ekipmanlarla<br />
boyanması için gerekli ekipmanların<br />
tedarikine başlanmıştır. Ekim 2011’de<br />
kullanıma alınacak olan Kaplama tesisi ile<br />
birlikte TUSAŞ, robotik boyama kabiliyeti<br />
kazanacaktır.<br />
b. İmalat Teknolojilerindeki kabiliyet ve<br />
yetenek kazanımları :<br />
Fiber Serme İşlemi<br />
JSF projesi orta gövde imalatı kapsamında<br />
yatırımı yapılan fiber serme tezgahı ile reçine<br />
emdirilmiş fiberlerin 5 eksende hareket eden<br />
kafa ile otomatik olarak bir mandrel etrafına<br />
serme prosesi kabiliyeti kazanılmıştır.<br />
Mandrel ve tezgah birbiriyle koordineli<br />
hareket ederek 7 eksen CNC kontrollü serim<br />
işlemleri yapılmaktadır. Bu teknoloji ile<br />
TUSAŞ F-35 uçağı hava alıkları gibi kompleks<br />
geometriye sahip kritik kompozit parçaları<br />
üretebilen dünyadaki sayılı firmalardan biri<br />
olmuştur.<br />
Hassas Kompozit İşleme<br />
JSF projesi kapsamında yatırımı yapılan<br />
tezgah ile kompozit yapısal parçaların hassas<br />
olarak yüzey frezeleme, kenar kesme ve delik<br />
delme işlemleri yapılmaktadır. İklimlendirilmiş<br />
bir ortamda ve toplam tezgah çalışma<br />
alanında 60 mikron hacimsel hassasiyette<br />
parça işleyebilmektedir. Ayrıca tezgah kendi<br />
içinde ölçüm kabiliyetine sahiptir.<br />
Büyük Gerdirme Presi<br />
A400M projesi kapsamında yatırımı yapılan<br />
gerdirme presi ile büyük gövdeli uçakların<br />
kabuk imalatı yeteneği kazanılmıştır. 1500 ton<br />
kuvvete ulaşabilen gerdirme presi ile 7400<br />
mm enine, 9000 mm boyuna gerdirme işlemi<br />
yapılarak gövde panelleri üretilebilmektedir.<br />
CNC kenar kesme tezgahı<br />
A400M projesi kapsamında yatırımı yapılan 5<br />
eksen kenar kesme tezgahı ile büyük gövdeli<br />
uçakların kabuklarının kenar kesme ve delik<br />
delme işlemleri yapılmaktadır. Tezgah ile her<br />
parça için ayrı tutma aparatı yerine nümerik<br />
kontrollü, programlanabilen esnek aparat<br />
sistemi kullanılmaktadır.<br />
Otomatik Perçin Makinası<br />
A400M projesi orta gövde imalatı<br />
kapsamında yatırımı yapılan otomatik perçin<br />
makinası ile uçak gövde panelleri<br />
üretilmektedir. Tezgah ile delme, raybalama,<br />
havşa açma ve perçinleme işlemi nümerik<br />
kontrollü program ile otomatik olarak<br />
yapılmaktadır. 3500 * 9000 mm ölçülerinde<br />
panellerde perçin çakımı yapılabilmektedir.<br />
Dakikada 6 perçin çakabilme kapasitesi ile<br />
panel montaj süreleri büyük ölçüde kısalmış<br />
ve montaj kalitesi büyük ölçüde artmıştır.<br />
Esnek Montaj Aparatı<br />
A400M projesi orta gövde imalatı kapsamında<br />
panellerin birleştirilmesinde esnek<br />
montaj aparatı kullanılmaktadır. Lazer<br />
pozisyonlama sistemi ile paneller en uygun<br />
şekilde konumlandırılarak birleştirme işlemi<br />
yapılmaktadır. Bu aparat sayesinde olası<br />
tasarım değişiklikleri aparat tadilatına gerek<br />
olmadan uygulanabilmektedir.<br />
Otomatik Boya Tesisi<br />
Boeing yolcu uçakları alt montaj parçalarının<br />
üretimi kapsamında yatırımı yapılan otomatik<br />
boya tesisi ile düz ve düze yakın geometriye<br />
sahip parçalar için robot kafalı otomasyon<br />
sistemi vasıtası ile boyama yeteneği<br />
kazanılmıştır. Bu tesis ile uçak parçaları hızlı<br />
ve kaliteli şekilde boyanarak işgücü ve<br />
maliyetlerde büyük kazançlar sağlanmıştır.<br />
Yüksek Hızda Talaşlı İmalat<br />
A400M projesi kapsamında yatırımı yapılan 5<br />
eksen dik işleme merkezi ve yatay işleme
merkezi ile yapısal uçak parçalarının yüksek<br />
hızlarda talaşlı imalat yeteneği kazanılmıştır.<br />
Bu yetenekle, büyük boyutlarda kritik ve<br />
kompleks yapısal uçak parçaları mono blok<br />
halde üretilebilir hale gelmiştir. Parça işleme<br />
süreleri ve parça kalitesinde büyük kazanç<br />
elde edilmiştir.<br />
c. Projelerden kaynaklanan teknolojik<br />
kazanımlar ve birikimler:<br />
SSM sorumluluğunda yürütülen projeler<br />
kapsamında TUSAŞ, havacılık ve uzayın her<br />
alanında önemli atılımlar gerçekleştirmekte,<br />
özgün ürün geliştirme ve modernizasyon<br />
projeleri ve uluslararası şirketlerle ortaklaşa<br />
yürüttüğü çalışmalarla uçak, helikopter,<br />
insansız hava araçları ile uyduların tasarım,<br />
geliştirme, modernizasyon, sistem entegrasyonu,<br />
test, doğrulama, lojistik destek ve<br />
sertifikasyon faaliyetlerinde önemli kabiliyetler<br />
elde etmektedir.<br />
SSM sorumluluğunda yürütülen ve TUSAŞ’a<br />
kabiliyet kazandıran projelere yönelik bilgiler<br />
aşağıda özetle sunulmaktadır.<br />
UAV-X1 Projesi: TUSAŞ’ın ilk ürün geliştirme<br />
projesi olup, tasarım tamamen TUSAŞ<br />
mühendisleri tarafından yapılmıştır. Bu proje<br />
ile,<br />
a.<br />
b.<br />
c.<br />
TUSAŞ’ta hava araçlarının geliştirilmesi<br />
sürecinde rol alan temel mühendislik<br />
disiplinlerinin altyapısı oluşturulmaya<br />
başlanmış; aerodinamik, performans ve<br />
uçuş mekaniği, yapısal tasarım ve<br />
analiz, sistem tasarımı, elektrik ve<br />
aviyonik sistemleri tasarımı grupları<br />
önemli deneyim edinmiş, geliştirilen bir<br />
ürünün yer ve uçuş testleriyle ilgili ilk<br />
tecrübeler yaşanmıştır.<br />
TUSAŞ’ta ilk kez sayısal akışkanlar<br />
dinamiği hesapları geliştirilen bir ürün<br />
için yapılmış, rüzgar tüneli testleri,<br />
kompozit malzeme kupon testleri, sonlu<br />
elemanlar analizleri ilk kez gerçekleştirilmiştir.<br />
3 Boyutlu bilgisayar modeli de ilk kez bu<br />
d.<br />
proje ile gerçekleştirilmiş, sistem<br />
yerleşim tasarımında bu model kullanılmıştır.<br />
Aviyonik entegrasyon ve testleri de ilk<br />
olarak bu projede gerçekleştirilmiştir.<br />
A400M Projesi: A400M Uçağı’nın Ön Orta<br />
Gövde, Arka Gövde Üst Bölümü, Paraşütçü<br />
Kapıları, Acil Çıkış Kapısı, Arka Üst Kaçış<br />
Kapağı ve Kuyruk Konisi gibi ana yapısal<br />
parçalarının yanı sıra en önemli uçuş kontrol<br />
yüzeylerinden olan Kanatçık (Aileron) ve<br />
Sürat Frenleri’nin (Spoiler) tasarımını TUSAŞ<br />
tarafından gerçekleştirmektedir. Bu proje ile;<br />
a.<br />
b.<br />
c.<br />
TUSAŞ’ın tasarım alanında eriştiği<br />
yeterliliğinin uluslararası gereksinimlere<br />
uygun olduğu geçirdiği denetimler<br />
sonucu kanıtlanmıştır. Bu kapsamda<br />
TUSAŞ, Avrupa Havacılık Otoritesinin<br />
(EASA) Part-21 standardı gereği<br />
Airbus’ın Tasarım Organizasyon Onayı<br />
(DOA) kapsamında yerini almıştır.<br />
Dünyadaki iki büyük uçak üreticisinden<br />
birisi olan Airbus’ın güvenilir bir<br />
tasarım/üretim<br />
olmuştur.<br />
endüstriyel ortağı<br />
Türkiye’de ilk kez FAR21/JAR21 uyumlu<br />
bir tasarım organizasyonu TUSAŞ’ta<br />
oluşturulmuştur.<br />
YARASA Projesi: Programın birinci fazında<br />
ilave yakıt tankı enstalasyonu uygulanmış,<br />
ikinci fazında ise helikoptere yönelik sistem<br />
geliştirme, aviyonik sistem entegrasyonu,<br />
platformun yapısal ve elektriksel modifikasyon<br />
tasarımı çalışmaları gerçekleştirilmiştir.<br />
Bu süreçte sistem tasarımı ve<br />
sistem yazılımı konularında Elbit firması ile<br />
işbirliği yapılmış ve aviyonik sistem<br />
entegrasyonuna yönelik teknoloji transferi<br />
gerçekleştirilmiştir. Proje kapsamında<br />
platforma Görev Bilgisayarı, CDU, yeni nesil<br />
haberleşme sistemleri, personel belirleme<br />
sistemleri, gece görüş sistemleri, FLIR, hava<br />
radar sistemleri, otopilot sistemleri, CMFD ve<br />
Görev Destek sistemi entegre edilmiştir. Bu<br />
program kapsamında Elbit ve TUSAŞ<br />
tarafından ortaklaşa geliştirilen Sistem<br />
Entegrasyon Laboratuarı (SEL), sistem<br />
testlerini ve entegrasyon çalışmalarını<br />
desteklemek<br />
muştur.<br />
amacıyla TUSAŞ’ta kurul-<br />
C-130E/B Aviyonik Modernizasyon Projesi:<br />
Uçaklar, uluslararası seyrüsefer ihtiyaçlarına<br />
uyumlu, glass kokpit ile modernize edilmiş,<br />
yüksek harekat etkinliğine sahip çok amaçlı<br />
görev bilgisayarı ve yer görev planlama<br />
sistemi ile gece görüş uyumlu gösterge ve<br />
ışıklandırma sistemleriyle donatılmaktadır.<br />
Bu konfigürasyon ve kapsamda bir<br />
modernizasyon/entegrasyon projesi, TUSAŞ<br />
ana yükleniciliğinde ve milli olanaklarla ilk<br />
kez gerçekleştiriliyor olması nedeniyle büyük<br />
önem taşımaktadır.<br />
T-38 Aviyonik Modernizasyon (ARI) Projesi:<br />
Bu projede, özgün bir görev bilgisayarı<br />
yazılımı ile birlikte geliştirilmekte, uçaklara<br />
MFD, HUDUFCP-SCP, EGIR, DADC,<br />
Intercom, EICAS, Digital Video Data<br />
Recorder/DTS, CTVS, VOR/ILS, Aviyonik<br />
Aktivasyon Paneli, HOTAS, V/UHF<br />
takılmakta, kablo donanımları değiştirilmektedir.<br />
Bu projede C-130 projesinde de<br />
olduğu gibi TUSAŞ ana yükleniciliğinde ve<br />
milli olanaklarla ilk kez gerçekleştiriliyor<br />
olması nedeniyle büyük önem taşımaktadır.<br />
Türk Başlangıç ve Temel Eğitim Uçağı<br />
(HÜRKUŞ) Projesi: Türboprop motorlu bir<br />
eğitim uçağının tasarlanması, teknik veri<br />
paketinin oluşturulması, test ve doğrulamalarının<br />
yapılması, prototip üretimlerin<br />
yapılıp uçuş testlerinin yapılması ve<br />
sertifikasyonun gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir.<br />
HÜRKUŞ projesinde tasarım<br />
faaliyetleri sertifikasyon süreci, Avrupa<br />
Havacılık Otoritesinin EASA CS23’e göre<br />
yürütülmektedir. HÜRKUŞ projesi ile<br />
ülkemizde tasarımı yapılan bir uçağın Avrupa<br />
normlarına göre tip sertifikasının alınması ilk<br />
kez gerçekleşecektir. Bu süreçte CS-23<br />
gereksinimlerinin irdelenerek sertifikasyon<br />
temelinin oluşturulması, sertifikasyon<br />
planlarının oluşturulması, EASA ile panel<br />
toplantılarının yapılması, sertifikasyon testleri<br />
ve uyum gösterim çalışmaları yürütülmektedir.<br />
Özgün TİHA (ANKA) Geliştirme Projesi:<br />
ANKA İnsansız Hava Aracı sistemi milli<br />
olanaklarla geliştirilmektedir. Sistemde üç<br />
hava aracı ile bir adet yer sistemi<br />
bulunmaktadır. Yer sistemleri; Yer Kontrol<br />
İstasyonu, Veri Linki Sistemi ve Otomatik<br />
Kalkış ve İniş alt sistemlerinden oluşmaktadır.<br />
Hava aracı üzerinde ASELFLIR-300T kamera<br />
ve SAR faydalı yükleri bulunmaktadır.<br />
Taarruz Helikopteri Projesi: Türk Taarruz-<br />
Taktik/Keşif Helikopterinin (ATAK) Türk<br />
85
Firmalarımızın 25 Yılı<br />
Silahlı Kuvvetlerine milli imkanlarla<br />
kazandırılmasını amaçlayan ATAK projesi<br />
çerçevesinde tamamiyle milli imkanlar<br />
kullanılarak oluşturulacak olan T129<br />
helikopterleri üretimi TUSAŞ’ta sürdürülmektedir.<br />
Türk endüstrisinin hakimiyeti<br />
altında egemen bir ürün yaratılacak ve<br />
helikopterlerin kullanım ömrü boyunca<br />
istenilen kapsamda modernizasyon yapılma<br />
imkanı sağlanacaktır.<br />
Göktürk-1 Projesi: Türk “Özgün Uydu<br />
Geliştirme Projesi”ne aktif olarak katılmakta<br />
olan TUSAŞ, Göktürk-1 Projesi kapsamında<br />
ise seçilen yabancı ana yüklenici firmanın<br />
yerli ana alt yüklenicisi konumundadır. Bu<br />
proje kapsamında SSM tarafından TUSAŞ<br />
bünyesinde Uydu Montaj ve Entegrasyon<br />
Test Tesisi inşa edilmektedir.<br />
Yapısal Test Laboratuarı: Projelerin Yapısal<br />
Test ihtiyaçlarının karşılanması için detay<br />
seviyeden tam uçak seviyesine kadar tasarım<br />
geliştirme ve sertifikasyon testlerinin icra<br />
edilmesi için Yapısal Test Laboratuarı<br />
kurulmuştur. TUSAŞ’ta bugüne kadar<br />
A400M, ANKA, HÜRKUŞ, ATAK, ARI ve<br />
ERCİYES programlarında statik, yorulma,<br />
titreşim ve uçuş yükleri kalibrasyon testleri<br />
icra edilmiş veya icra edilmesi planlanmıştır.<br />
Yukarıda özet bilgileri sunulan SSM<br />
sorumluluğunda yürütülen projelerde geçen<br />
25 yıllık sürede gerçekleştirilen çalışmaların,<br />
TUSAŞ’a kazandırdıklarını birkaç başlık<br />
altında değerlendirebiliriz:<br />
a.<br />
b.<br />
c.<br />
d.<br />
e.<br />
f.<br />
Konusunda uzmanlaşmış donanımlı<br />
mühendis kadrosu,<br />
Ulusal ve uluslararası tasarım süreçlerine<br />
uyumlu talimatlar ve iş akışları,<br />
Test sistem tasarım ve icra altyapısı,<br />
Test icrası için gerekli tesis ve yatırım<br />
altyapısı,<br />
Test icra ve veri analizi için gerekli<br />
yazılım altyapısı,<br />
Her türlü hava aracının yapısal testlerini<br />
havacılık standartlarına ve havacılık<br />
otoritelerinin kurallarına göre icra<br />
edebilme kabiliyetidir.<br />
Sistem Entegrasyon Laboratuarları (SEL)<br />
Kurulumu: TUSAŞ tarafından yürütülen<br />
projelerin SEL ihtiyacının karşılanması için<br />
SEL’in donanım altyapısı hazırlanmakta,<br />
SEL’de kullanılacak olan benzetim yazılımları<br />
oluşturulmakta, sistemin yazılımı SEL’de test<br />
edilmektedir. TUSAŞ’ta şu anda YARASA,<br />
ARI, ERCIYES, ANKA, KT-1 SEL’leri kurulmuş<br />
ve çalışmaktadır.<br />
Yukarıda özet bilgileri sunulan SSM<br />
sorumluluğunda yürütülen projelerde geçen<br />
yirmi beş yıllık sürede gerçekleştirilen<br />
çalışmaların, TUSAŞ’a kazandırdıklarını<br />
birkaç başlık altında değerlendirebiliriz:<br />
a.<br />
b.<br />
c.<br />
d.<br />
e.<br />
f.<br />
g.<br />
Teknolojik bilgi sahibi eğitilmiş donanımlı<br />
mühendisler,<br />
Süreçleri tanımlı mühendislik organizasyonu,<br />
Tasarım araçları,<br />
Bilgisayar altyapısı,<br />
Aviyonik mimari oluşturma ve ihtiyaç<br />
duyulan yazılımını en üst seviyede<br />
gerçekleştirme,<br />
Test faaliyetleri için gerekli olan tesis ve<br />
cihazlar,<br />
Her türlü hava aracının özgün tasarımını,<br />
üretimini, montajını, lojistik desteğini,<br />
yapısal, yer ve uçuş testini uluslararası<br />
havacılık standartlarında yapma kabiliyetidir.<br />
Sonuç olarak, TUSAŞ’ta uluslararası standartlarda<br />
ürünlerin ortaya konması için<br />
gerekli olan modern tasarım araçları, bilgisayar<br />
donanımı ve altyapısı ile test faaliyetleri<br />
için gerekli olan tesis ve cihazlar ile önemli bir<br />
altyapı oluşturmuştur.<br />
TUSAŞ’ın bugün geldiği bu noktada<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>mızın, mühendislerimize<br />
duyduğu güvenin büyük katkısı<br />
olmuş, kabiliyetlerin gelişmesinde, bu<br />
güvene paralel olarak TUSAŞ’ın üstlenmiş<br />
olduğu projeler itici güç oluşturmuştur.<br />
TUSAŞ, tasarım ve geliştirme alanında<br />
çalışan toplam sayısı 1000’e ulaşan<br />
mühendislik gücü ve birikimi, süreçleri<br />
tanımlı, uluslararası standarttaki mühendislik<br />
organizasyonu ve tasarım araçları, bilgisayar<br />
yazılım ve donanımı, test laboratuarları,<br />
lojistik destek ve test donanımları ile<br />
gelecekteki projeleri de güvenle üstlenebilecektir.<br />
6. Sonsöz :<br />
TUSAŞ, SSM tarafından yürütülen ulusal<br />
havacılık projelerinde üstlendiği görevlerin<br />
yanı sıra, küresel ölçekli tasarım ve geliştirme<br />
programlarında takım oyuncusu olarak yer<br />
almakta, havacılık sektöründe lider<br />
konumundaki uluslararası kuruluşlar ile<br />
yapısal komponentlerin tasarım ve üretiminde<br />
birlikte çalışarak ve uluslararası<br />
şirketlerin tedarik zincirinde ayrıcalıklı bir<br />
ortak konumunda bulunmaktadır.<br />
Kuruluşundan bugüne kadar yaptığı tüm<br />
çalışmalarında, Ülkemizin milli gücünü ve<br />
bunun bir alt unsuru olan askeri kapasiteyi<br />
desteleyecek teknolojik kapasiteyi geliştirmek<br />
amacına hizmet eden TUSAŞ,<br />
faaliyetlerini bu anlayış içinde öncelikle Türk<br />
Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) hava-uzay<br />
ihtiyaçlarını özgün ve egemen sistemlerle<br />
karşılayacak kabiliyet ve ürünleri geliştirme<br />
ekseninde yürütmektedir. TUSAŞ; vizyonu ve<br />
misyonu doğrultusunda dünyadaki emsallerinden<br />
farksız son derece modern ve<br />
eksiksiz bir tesiste tasarım ve üretim<br />
faaliyetlerini yürütmektedir. TUSAŞ, elde<br />
ettiği deneyim ve bilgi birikiminden de<br />
faydalanarak, sabit ve döner kanatlı hava<br />
platformları, insansız hava araçları ve uydu<br />
alanlarında tasarım, üretim, modernizasyon,<br />
modifikasyon ve sistem entegrasyonu yapabilecek<br />
teknolojilere sahiptir.<br />
SSM sayesinde kazanılan teknoloji, yetenek<br />
ve tecrübeler TUSAŞ’ın uluslararası alanda<br />
rekabet gücünün artmasına destek olmakta,<br />
bölgede ve üçüncü ülkelere yönelik sabit ve<br />
döner kanatlı askeri ve ticari hava<br />
platformlarının modernizasyon, modifikasyon<br />
ve sistem entegrasyonu programları<br />
ile satış sonrası hizmetlerinin üstlenilmesine<br />
olanak sağlamaktadır.<br />
Dünyadaki son teknolojik gelişmeleri<br />
yakından izleyerek havacılık alanında öncü<br />
kuruluşlar arasında yer almaya kararlı olan<br />
TUSAŞ, başta SSM tarafından önümüzdeki<br />
dönemde başlatılacak Jet Eğitim Uçağı ve<br />
Muharip Uçak projeleri olmak üzere ulusal ve<br />
uluslararası yeni savunma ve havacılık<br />
projelerinde üstleneceği görev ve sorumlulukları<br />
ülkemiz ve müşterilerimizin<br />
beklentilerini karşılayacak şekilde başarıyla<br />
yerine getirmek için tavizsiz hizmet anlayışını<br />
sürdürerek ülkemize 21. yüzyılda yeni ufuklar<br />
açmayı hedeflemektedir.
FNSS<br />
<strong>Savunma</strong> Sistemleri A.Ş.<br />
Kuruluşundan Bugüne FNSS<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Geliştirme ve Destekleme<br />
İdaresi Başkanlığı (bilahare <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>), 7 Kasım 1985 tarih ve 3238<br />
sayılı Kanun ile kurulurken, FNSS’nin de ilk<br />
tohumları aylar öncesinden atılmaya<br />
başlanmış ve 24 Temmuz 1986 tarihinde<br />
Nurol İnşaat ve Ticaret A.Ş. ile FMC<br />
Corporation arasında imzalanan Mutabakat<br />
Zaptı (Memorandum of Understanding) ile<br />
bir Ortak Girişimin çerçevesi belirlenmiştir.<br />
SSM’nin kuruluşundan hemen sonra ele<br />
aldığı ilk büyük savunma sanayii projesi, Türk<br />
Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyacını karşılamak<br />
üzere, paletli Zırhlı Muharebe Araçlarının<br />
Türkiye’de üretimini öngören Zırhlı<br />
Muharebe Aracı Projesi olmuş; 18 Temmuz<br />
1986 tarihinde teklife çağrı yapılmış; 27 Ekim<br />
1986 tarihinde ilk teklifler verilmiştir. FMC ile<br />
Nurol arasındaki görüşmeler ise, 1 Temmuz<br />
1987 tarihinde imzalanan Ortak Girişim<br />
Anlaşması ile sonuçlanmış; “FMC-Nurol<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> A.Ş. (FNSS)” adı resmiyet<br />
kazanmıştır. Bu Anlaşmaya göre, FNSS’nin<br />
%51’i FMC’ye, %49’u ise Nurol’a ait olmuştur.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>, 1988 Şubat<br />
ayında ihalenin sonuçlandığını ve FNSS ile<br />
sözleşme müzakerelerine başlanacağını ilan<br />
etmiş; müzakereler 23 Mayıs 1988 tarihinde<br />
imzalanan sözleşme ile meyvesini vermiştir.<br />
Bir milyar doların üzerindeki bedel ile<br />
imzalanan sözleşme, yaklaşık 1700 aracın 10<br />
yıl içinde Türkiye’de üretilmesini öngörmüştür.<br />
Şirket kuruluş işlemleri ile paralel yürütülen<br />
sözleşmenin yürürlüğe girmesi ile ilgili<br />
işlemler 1989 yılının ilk aylarında tamamlanmış<br />
ve SSM, FNSS ve davetli kişi ve<br />
kuruluşların katılımı ile yapılan bir tören ile<br />
sözleşme, 15 Ağustos 1989 tarihinde<br />
yürürlüğe girmiştir.<br />
Türkiye’nin ilk büyük <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
projesi olarak nitelendirilen Zırhlı Muharebe<br />
87
Firmalarımızın 25 Yılı<br />
Aracı (ZMA) Projesi aynı zamanda başarı ile<br />
tamamlanan ilk büyük proje olmasıyla da<br />
bilinmektedir. Zırhlı Muharebe Aracı Projesi,<br />
Türkiye’de bu sektörün standardını da<br />
belirleyen proje olmuştur ve bu proje ile Türk<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde Zırhlı Muharebe<br />
Araçları alanında tasarım, geliştirme ve<br />
üretim kabiliyetlerinin yerleştirilmesine<br />
yönelik ilk temel atılmıştır.<br />
FNSS’nin ortaklık yapısında zaman içinde<br />
ilginç gelişmeler yaşanmıştır. 1994 yılında<br />
FMC Corporation, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
alanındaki faaliyetlerini Amerika’da yerleşik<br />
diğer bir savunma şirketi olan BMY-Harsco ile<br />
birleştirmiş ve ortaya çıkan yeni şirkete,<br />
United Defense LP (UDLP) adı verilmiştir.<br />
1997 yılında ise United Defense LP Carlyle<br />
Group tarafından satın alınmış ve FMC<br />
Corporation savunma alanından çekilmiştir.<br />
Bu değişiklik ile FNSS’nin FMC Corporation<br />
ile herhangi bir ilişiği kalmadığından şirketin<br />
kuruluşundan itibaren “FMC-Nurol <strong>Savunma</strong><br />
<strong>Sanayii</strong> A.Ş. (FNSS)” olan adı 1997 yılından<br />
itibaren “FNSS <strong>Savunma</strong> Sistemleri A.Ş.“<br />
olarak değiştirilmiştir.<br />
2005 yılının Ekim ayında ise ortaklar arasında<br />
varılan mutabakata istinaden, şirketin<br />
sermaye yapısı %51 Nurol Holding A.Ş. %49<br />
UDLP olarak değiştirilmiş, böylece hisse<br />
yapısında çoğunluk Türklere geçmiştir. Aynı<br />
yıl içinde UDLP’nin hisselerini bir dünya devi<br />
olan BAE Systems satın almıştır.<br />
Ürünler<br />
FNSS kuruluşundan günümüze yapmış<br />
olduğu çalışmalar ile gerek paletli gerekse<br />
de tekerlekli karmaşık kara muharebe<br />
platformlarını tasarlayıp geliştirebilecek alt<br />
yapı ve kabiliyete ulaşmış olup, farklı<br />
ihtiyaçlar çerçevesinde değişik ağırlık<br />
sınıflarında araçları geliştirip üretebilecek<br />
seviyeye gelmiştir.<br />
FNSS, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> sayesinde,<br />
paletli ve tekerlekli araç üretimi<br />
konusunda büyük bir tecrübe edinmiş ve<br />
paletli Zırhlı Muharebe Araçları (ZMA), ZMA<br />
geliştirme ve üretiminde kazanmış olduğu alt<br />
yapı ile geliştirilen AKINCI-ZMA araç ailesi,<br />
PARS Taktik Tekerlekli Zırhlı Aracı (TTZA),<br />
25/30mm Uzaktan Komutalı Silah Kulesi,<br />
Seyyar Yüzücü Hücum Köprüsü (SYHK) gibi<br />
ürünlerini geliştirmiştir. Ayrıca, FNSS, SSM<br />
ile imzalamış olduğu AZMİM kapsamında<br />
da, TSK için bir Amfibi Zırhlı Muharebe İş<br />
Makinası geliştirecek ve kısa sürede teslim<br />
edecekitir.<br />
Ciro<br />
FNSS sadece savunma alanında faaliyet<br />
gösteren bir Şirket olup, cirosunun tamamını<br />
bu alanda yaptığı satışlardan kazanmaktadır.<br />
FNSS şirketi cirosu 100-150 milyon dolar<br />
civarında olup; Şirket son 4 yılda satışlarının<br />
tamamını yurtdışına yapmıştır. ZMA projesinin<br />
başarıyla yürütülmesini takiben başlayan<br />
ihracat, şirketi uluslararası piyasada tanınır<br />
hale getirmiştir.<br />
FNSS, önümüzdeki on yılda, cirosunu 250<br />
milyon dolar civarına çıkarmayı hedeflemektedir.<br />
İhracat<br />
ZMA projesinden edinilen tecrübe ile FNSS,<br />
Türkiye’nin ilk ana savunma sistemi ihracını<br />
1997 yılında Birleşik Arap Emirliklerine,<br />
Türkiye’nin en büyük savunma ihracat<br />
projesini ve ilk teknoloji transferini de<br />
Malezya’ya gerçekleşmiştir.<br />
FNSS, Türkiye sınırları dışında fabrika işleten<br />
ilk savunma şirketi olup; Suudi Arabistan Kara<br />
kuvvetlerine ait ana tamir ve bakım fabrikasını<br />
2004 yılından beri işletmektedir.<br />
1997 yılında ilk ihracatını Birleşik Arap<br />
Emirliklerine gerçekleştiren FNSS, bu ülkeye<br />
133 adet ZMA satmıştır. Bu satış ile Türkiye ilk<br />
defa bir başka ülkeye ana sistem bazında bir<br />
savunma ürünü ihraç etmiştir.<br />
Bilahare, uzun yılların çabalarının sonucu<br />
olarak 2000 yılında Malezya’ya 211 adetlik<br />
büyük bir satış gerçekleştirilmiş; bu ihracat<br />
projesi de Türkiye’nin bugüne kadar bir<br />
defada gerçekleştirdiği en büyük ana sistem<br />
ihracatı olmuştur. Aynı proje ile Malezya’ya<br />
teknoloji transferi de gerçekleştirilmiştir.<br />
Değişik konfigürasyonlarda 56 adet Zırhlı<br />
Muharebe Aracını içeren yeni bir sözleşme<br />
ise 2008 yılında imzalanmıştır.
Zırhlı Araç Modernizasyonu faaliyetleri<br />
çerçevesinde ilk ihracat sözleşmesi 2004<br />
yılında Suudi Arabistan ile imzalanmış olup,<br />
Suudi Arabistan Kara Kuvvetlerinin değişik<br />
tiplerdeki M113 Zırhlı Personel Taşıyıcıları<br />
Suudi Arabistan Sialhlı Kuvvetlerinin Al-Kharj<br />
Bakım Onarım tesislerinde gerçekleştirilmektedir.<br />
Proje çerçevesinde Al-Kharj<br />
tesislerinin yönetimi de FNSS tarafından<br />
yürütülmektedir.<br />
FNSS ayrıca Filipinler ve Bahreyn ile araç modernizasyonu<br />
projeleri gerçekleştirmekte;<br />
Belçika ve Birleşik Arap Emirlikleri Ordularına<br />
ise M113 ve ZMA tipi araçlar için lojistik ve<br />
teknik destek hizmetleri vermektedir.<br />
Offsetler<br />
FNSS, bugüne kadar yaklaşık 1 milyar dolar<br />
tutarında SSM offset gereksinimini karşılamıştır.<br />
Müşteri memnuniyeti ve buna bağlı<br />
olarak artan satışlar sayesinde FNSS, yerli bir<br />
şirket olarak Türk Kara <strong>Savunma</strong> Sanayimizin<br />
kara araçları sektöründe amiral gemisi<br />
olmuştur.<br />
Personel<br />
FNSS şirketinde toplam yaklaşık 600 kişi<br />
çalışmakta olup; bunun yaklaşık 200’ü Suudi<br />
Arabistan’da işletmekte olduğu Ana Tamir ve<br />
Bakım Fabrikasında çalışmaktadır.<br />
Şirketin kuruluş yıllarında, personel yapısı<br />
üretim ağırlıklı iken, bugün tasarım mühendisliği<br />
personel yapısında ağırlık kazanmıştır.<br />
Şirket politika olarak eğitime büyük önem<br />
vermekte, bu alana çok büyük bütçeler<br />
ayırmaktadır. Son yıllarda Şirketin personeline<br />
verdiği eğitimlerin toplamı 60 saat/kişi-yıl<br />
mertebesinde seyretmektedir. Bu oran,<br />
Avrupa ortalamarının üzerinde bir rakamdır.<br />
FNSS yönetimi için, işçi sağlığı ve güvenliği<br />
bir numaralı önceliktir. Kurulduğu günden<br />
bugüne kadar FNSS, bu alanda büyük<br />
yatırımlar yapmış ve personelinin sağlığını ve<br />
iş güvenliğini en ön planda tutmuştur.<br />
FNSS ve ARGE<br />
Ar-Ge’ye de çok büyük önem veren FNSS,<br />
yıllık cirosunun ortalama yüzde 5’ini her yıl Ar-<br />
Ge’ye yatırmaktadır. Yaklaşık 100 mühendisin<br />
ve teknik elemanın çalıştığı tasarım bölümü,<br />
FNSS şirketi’nin özgün ve tamamen yerli imkanlar<br />
ile ürün geliştirmesini sağlamaktadır.<br />
FNSS, tüm dünyada söz sahibi olmanın müşterilerinin<br />
ihtiyacı haline gelmeyi başarmıştır.<br />
Yerli <strong>Sanayii</strong> Faaliyetleri<br />
FNSS şirketinin gerçekleştirmiş olduğu 1658<br />
araçlık birinci ZMA projesinde %83’lük bir<br />
yerli katkı sağlanmıştır. Bu rakam yeni<br />
hesaplamalar ile ikinci paket ZMA projesinde<br />
de %53 seviyesinde gerçekleşmiştir. FNSS’de<br />
ZMA üretimine yönelik temel kabiliyetlerin<br />
yerleşmeye başlamasıyla birlikte yerlileştirme<br />
çalışmalarına yoğunlaşılmış ve Türkiye<br />
çapında ZMA’larda kullanılan alt sistem ve<br />
parçaların yerli olarak üretilmesinde<br />
kullanılabilecek küçük ve orta ölçekli yan<br />
sanayi firmaları birer birer tespit edilip<br />
incelenerek, çalışılabilecek 100’ün üstünde<br />
firma belirlenmiş ve bu firmalara eğitim,<br />
tezgah ve finansman verilmeye başlanmıştır.<br />
FNSS bugüne kadar yan sanayii’ye yaklaşık<br />
100 milyon dolar yatırım yapmıştır ve bu<br />
sayede bu kuruluşların da üretim ve<br />
hizmetlerinde NATO Askeri Şartnameleri’nde<br />
istenen kalite seviyesine ulaşmaları<br />
sağlanmıştır. Bugün ise FNSS’nin geliştirmiş<br />
olduğu 200’ün üzerinde yan sanayii şirketi<br />
mevcut olup bu şirketler hem FNSS’e hem de<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayi’nin diğer firmalarına hizmet<br />
vermektedir.<br />
FNSS ve Performans<br />
Verimli çalışmaları sayesinde başarıya ulaşan<br />
FNSS’nin hemen her yıl aldığı birçok ödül<br />
bulunmaktadır. Vergi alanında birçok defalar<br />
Ankara vergi rekortmeni olan FNSS, en son<br />
olarak, SSM’nin ilk defa düzenlediği Ödül<br />
Töreninde iki ödüle layık görülerek yüksek<br />
performanslı iş başarısını bir defa daha<br />
89
Firmalarımızın 25 Yılı<br />
kanıtlamıştır. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nın<br />
25. Yılı kutlamaları kapsamında gerçekleştirilen<br />
“SSM 25 Yaşında” sergisinde,<br />
SSM’nin hazırlamış olduğu “<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
25 Analizi” sonucunda FNSS, Verimlilik<br />
kategorisinde birincilik ödülüne ve Net<br />
İhracat kategorisinde<br />
layık görülmüştür.<br />
ise ikincilik ödülüne<br />
FNSS ve Sosyal Sorumluluk<br />
<strong>Savunma</strong> alanında ülkemizin dış ülkelerdeki<br />
başarılı elçisi olan FNSS, yurt içinde birçok<br />
sosyal sorumluluk projesine bütçe ayırmakta<br />
ve toplumumuzun kalkınmasına destek vermektedir.<br />
Bu çerçevde birçok okul yenileme projesi<br />
gerçekleştirilmiş olup; Üniversite öğnecilerine<br />
her yıl artan oranlarda destek<br />
sağlanmaktadır. 2010 yılında 20’inci kuruluş<br />
yılını kutlayan FNSS <strong>Savunma</strong> Sistemleri A.Ş.,<br />
TEV-ODTÜ Burs fonuna katkı sağlamıştır.<br />
Bu yıl üçüncüsü düzenlenen FNSS Zırhlı<br />
Araçlar Plastik Maket yarışması ile vatandaşlarımızın,<br />
özellikle gençlerimizin, yan<br />
uğraş alanlarında zenginleşmeleri amaçlanmaktadır.<br />
Bu yarışmaya katılım, giderek<br />
artmaktadır.<br />
Şirket, yine bir sosyal sorumluluk projesi<br />
kapsamında, savunma sektöründe tasarımcı<br />
geliştirmeye yardımcı olmak, genç tasarımcıları<br />
profesyonel çevrelerle buluşturmak ve<br />
Türkiye'de özgün ürün geliştirme çalışmalarına<br />
destek olmak amacıyla, Türkiye’de ilk<br />
kez askeri araç tasarım yarışması; FNSS<br />
Mil.Design 2011’i düzenleyecektir. Bu<br />
yarışma kara araçları savunma sektörünün<br />
nedenli geliştiğinin bir göstergesidir.<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayi <strong>Müsteşarlığı</strong>’nın rehberliğinde,<br />
Türkiye artık ana sistem ithalatı<br />
yapmamaktadır. Bu durum şirketleri<br />
tamamen özgün, milli tasarıma yöneltmektedir.<br />
Bu yarışma da gerek üniversite<br />
öğrencilerini profesyonel hayatla buluşturmak<br />
gerekse kara araçları sektöründe<br />
tasarımı geliştirme hedefindedir.
ROKETSAN<br />
20 nci Y.Y.’ın sonlarına doğru daha da hızlanan<br />
teknolojik gelişmeler sayesinde savunma<br />
sanayi ürünleri de gittikçe artan oranda ileri<br />
teknoloji kullanılarak tasarlanmaya, üretilmeye<br />
ve daha önce akla gelmeyen yeni<br />
ürünler ve harp yöntemleri görülmeye<br />
başlamıştır. Bunun neticesinde yeni savunma<br />
sanayi ürünlerinin tedarikinde dışa bağımlılık<br />
oranı ve riskinin gittikçe arttığı fark edilmiş ve<br />
süratle tedbir alınması ihtiyacı ortaya<br />
çıkmıştır. Modern silah ve teçhizata sahip<br />
olma mecburiyetiyle gelişmeleri yakından<br />
izleyerek ihtiyaçlarını ve önceliklerini<br />
belirlemekte olan Türk Silahlı Kuvvetleri,<br />
günümüz harplerinin özelliği haline gelen<br />
uzun menziller dâhilinde etkili darbe<br />
sağlayan roket ve füzelerin gittikçe artan<br />
önemini ortaya koymuştur. Bu değerlen-<br />
dirme ve taleplerin neticesi olarak Roketsan,<br />
Haziran 1988 tarihinde, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra<br />
Komitesinin T.S.K.’nin roket ve füze<br />
ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlayacak bir<br />
sanayi kurumunun oluşturulması maksadıyla<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nın (SSM)<br />
koordinasyonunda kurulmuştur. Kuruluş<br />
amacına ulaşabilmek için savunma sanayi<br />
teknolojilerindeki hızlı gelişmeleri yakalamak<br />
ve izleyebilmek esas alınmış, bu maksatla<br />
Avrupa Stinger Konsorsiyumu büyük bir fırsat<br />
olarak kabul edilmiş ve bu programın içinde<br />
yer alınmıştır. Roketsan, kuruluş amacını<br />
gerçekleştirmeye yönelik doğru stratejiler<br />
sayesinde konsorsiyum gereklerini zamanında<br />
ve tam olarak yerine getirmekle<br />
kalmamış, bu ara hedefi süratle aşarak<br />
roket/füze alanında gerçek bir milli sanayi<br />
91
Firmalarımızın 25 Yılı<br />
oluşmasını sağlamıştır.<br />
1988 yılında, kuruluş kararını takiben<br />
İskitler’de kiralık bir dairede, sınırlı savunma<br />
sanayi deneyimine sahip ancak kendilerine<br />
verilen milli görevin heyecanıyla dolu 25<br />
kişilik çekirdek kadro ile çalışılmaya<br />
başlanmış, Avrupa Stinger Konsorsiyumunun<br />
gereklerine yönelik planlama ve hazırlık<br />
çalışmalarına paralel olarak Elmadağ’da<br />
seçilmiş 1000 dönümlük arazide tesis inşa<br />
çalışmaları yürütülmüştür. 1989 Yılı başında<br />
arazide tesfiye ve hazırlık çalışmaları<br />
başlamış, üretimin gerçekleştirilebilmesi<br />
için gerekli bina ve altyapı inşaatı 1991 yılında<br />
tamamlanmıştır. Aynı yıl içinde sözleşme<br />
gereği Stinger füzelerinin fırlatma ve uçuş<br />
motorlarının üretimine başlanmıştır. Bu proje<br />
kapsamında bütün konsorsiyumun ihtiyacını<br />
karşılayacak şekilde sevk sistemi üretim ve<br />
ihracı gerçekleştiren Roketsan, programa<br />
katılan 15 üretici firma arasında ikinci büyük<br />
iş payına sahip olmuştur. Bu ekonomik<br />
faydadan çok daha önemlisi, ülkemizin<br />
ihtiyaç duyduğu başta kompozit yakıt<br />
teknolojisi olmak üzere pek çok ileri teknoloji<br />
ve deneyim elde edilmiş, bu kazanımlar<br />
sonraki projelerin gerçekleştirilebilmesinde<br />
en büyük desteği sağlamışlardır. Henüz<br />
kuruluş aşamasındayken teşkil edilen<br />
Mühendislik Geliştirme (Mü-Ge) biriminde<br />
görev alan çok sayıda mühendis, Stinger ve<br />
daha sonra iştirak edilen Milli ve Nato<br />
projelerinden elde ettikleri teknolojileri<br />
geliştirmiş ve yeni ürünlerin tasarımında<br />
görev almıştır. Stinger projesinde başlangıçta<br />
henüz tesisi olmadığı ve deneyimsiz oluşu<br />
nedeniyle diğer program ortakları tarafından<br />
şüpheyle ve güvensizlikle karşılanan<br />
Roketsan, MSB’lığının destek ve himayesinde<br />
hat kalifikasyonunu tamamlayan ilk firma<br />
olarak, programın önünde ve sıfır hata ile<br />
sevkiyat yapmış ve bu sayede bütün program<br />
ortaklarının takdirini kazanarak müteakip<br />
potansiyel projeler için gerekli güven ve<br />
saygınlığını yaratmıştır.<br />
Yine SSM’nın desteğiyle roket ve füze tasarımı<br />
için gerekli uzman personeli yetiştirmek ve<br />
tasarım araçlarını geliştirmek amacıyla<br />
1992’de başlatılan füze tasarım altyapısı<br />
(uzman personel ile bilgisayar donanımları ve<br />
özel tasarım yazılım programları gibi tasarım<br />
araçları) geliştirme projesinin (GÜFTAG<br />
Projesi) 1995’de tamamlanmasıyla Roketsan<br />
için “tasarım odaklılık” dönemi başlamıştır.<br />
Sistem sorumlusu olma hedefiyle oluşturulan<br />
bu altyapı sayesinde, Stinger projesinin 1999<br />
yılında tamamlanmasından önce Türk Silahlı<br />
Kuvvetlerinin ihtiyacını karşılamak üzere<br />
Dünya’daki emsallerinden çok daha gelişmiş<br />
ve tamamen Roketsan tasarımı kompozit<br />
yakıtlı 11 km menzile sahip TR-107 Roketi ile<br />
40 km menzilli TR-122 Roketi ve T-122<br />
Sakarya ÇNRA Silah Sistemi üretimleri<br />
gerçekleştirilebilmiştir. Bu silah ve sistemlerin<br />
1996 yılında Kara Kuvvetleri envanterine<br />
alınması Roketsan ve Türk Silahlı Kuvvetleri<br />
için önemli bir kilometre taşı daha oluşturmuştur.<br />
Kara Kuvvetlerimizin derinlikte ateş gücünü<br />
arttıracak uzun menzilli roket ve füzelerin<br />
üretilmesi amacıyla Milli <strong>Savunma</strong> Bakanlığı’nca<br />
90’lı yılların sonlarına doğru<br />
başlatılan projeleri gerçekleştirebilmek için<br />
üretim altyapısı kuvvetlendirilmiş ve çeşitlendirilmiştir.<br />
Yeni teknolojilerin de elde edildiği<br />
bu gayretler neticesinde Kasırga Roketleri ve<br />
Yıldırım Füzeleri TSK envanterine kazandırılmıştır.<br />
Yine Kara Kuvvetlerimizin ihtiyacı doğrultusunda<br />
2004 Yılında Milli <strong>Savunma</strong> Bakanlığı’nca<br />
başlatılan ve desteklenen 2,75” Lazer<br />
Güdümlü Havadan Yere Füze (Cirit)<br />
projesinde Dünya’daki emsallerinin çoğundan<br />
farklı olarak baştan sona yeni tasarım<br />
çalışması uygulanmış ve bu sayede lazer<br />
güdüm, ara safha güdüm, duyarsız roket<br />
motoru yakıtı ve duyarsız harp başlığı imla<br />
maddesi gibi ileri teknolojiler kazanılmıştır.<br />
2004 yılı başında, geçmişte kazanılmış<br />
yetenekler sayesinde tamamen özgün<br />
tasarımla üretilen roket ve silah sistemlerinin<br />
ihracına yönelik sözleşmeler imzalanmıştır.<br />
Böylece yurt dışına sistem seviyesinde ürün<br />
ve hizmet satışı dönemi başlatılmıştır.<br />
2005 Yılında SSM tarafından başlatılan ve<br />
halen desteklenen özgün füze sistemleri<br />
(Uzun Menzilli Tanksavar Füzesi-UMTAS;<br />
Orta Menzilli Tanksavar Füzesi-OMTAS ve<br />
Çekili Alçak İrtifa Hava savunma Füze<br />
sistemi-ÇAİHSFS) geliştirilmesi çalışmaları<br />
kapsamında Roketsan ile imzalanan projeler<br />
sayesinde Roketsan ana yükleniciliğinde<br />
oluşan geniş bir sanayi yapılanması ortaya<br />
çıkmıştır. Ayrıca bu projeler ile Füze Üstü RF<br />
Veri Bağı, IIR Arayıcı Başlık, Duyarsız Tandem<br />
Harp Başlığı ve Platform Entegrasyonu<br />
teknolojileri kazanılmıştır. Çift Kademeli Sevk<br />
Sistemi ile Cirit Füzesi çalışmaları sırasında<br />
elde edilen Duyarsız Roket Motoru ve Ara<br />
Safha Güdüm teknolojileri daha da geliştirilmiştir.<br />
2006 Yılında SSM ile başlatılan Karşı Tedbir<br />
Atım Sistemi Destek Merkezi (CSC) tesis<br />
edilmesine yönelik çalışmalar devam<br />
etmektedir. Bu destek merkezinde beş<br />
eksenli döngü simülasyon sistemi ile özel<br />
simülasyon yazılımları vasıtasıyla karşı tedbir<br />
atım sistemlerinin algoritmaları geliştirilmektedir.<br />
Milli <strong>Savunma</strong> Bakanlığı tarafından başlatılan<br />
ve NATO NAMSA ile yürütülen, raf ömrü<br />
tamamlanmış mühimmatın emniyetli ve<br />
çevreye zarar vermeksizin imha edilmesi<br />
amacıyla Mühimmat Ayırma ve Ayıklama<br />
Tesisi (MAAT) kurulması çalışmaları<br />
neticesinde tesis 2007 yılının Kasım ayında<br />
tamamlanarak teslim etmiştir. Yine NAMSA<br />
ile birlikte yürütülen anahtar teslimi<br />
Mühimmat Ömür Belirleme Tesisi inşası<br />
tamamlanmış, kalifikasyon çalışmalarına<br />
devam edilmektedir.<br />
Kasım 2009’da SSM ve Roketsan arasında<br />
imzalanan sözleşme gereği başlatılan ve Milli<br />
Tank Projesi ile diğer çeşitli zırh sistemlerinin<br />
tasarımı, geliştirilmesi, üretimi ve testi için<br />
gerekli altyapının bulunduğu bir Balistik<br />
Koruma Merkezi (BKM) kurulması çalışmaları<br />
Roketsan tarafından tamamlanmış ve<br />
tesis 28 Ekim 2010’da Milli <strong>Savunma</strong>
Bakanımız Sayın Vecdi GÖNÜL tarafından<br />
hizmete alınmıştır.<br />
1988 yılında 25 kişilik çekirdek kadrosuyla<br />
faaliyetine başlayan Roketsan, kuruluşunun<br />
10 ncu yılı sonunda, 1998 yılı Aralık ayında 550<br />
kişilik kadroya ulaşmıştır. Sayısı ve kapsamı<br />
gittikçe artan projelerin yarattığı ihtiyaç<br />
neticesinde bugün itibariyle % 53’ü mühendis<br />
olmak üzere personel sayısı 1100’ ü geçmiştir.<br />
Doğru analiz ve değerlendirme, planlama ve<br />
gayretlerin yarattığı gittikçe artan iş hacmi<br />
sayesinde son yüz yılın en ağır krizine rağmen<br />
2010 yılında personel sayısını % 20’nin<br />
üzerinde arttırılabilmiştir.<br />
Roketsan, üretime ilk başladığı yıl olan<br />
1991’de 2.788 TL ve 1999’da 21.000.000 TL<br />
toplam satış gerçekleştirmişken, 2009 yılında<br />
bu rakam 110.000.000 TL’a ulaşmış olup 2010<br />
yılı beklentisi 230 milyon TL’nin üzerindedir.<br />
1991’den bugüne gerçekleştirilen yaklaşık<br />
1,2 Milyar TL’lik toplam satışın %29’u ihracat<br />
olarak gerçekleşmiştir. 2009 Yılı içerisinde<br />
toplam bedeli 1 Milyar Doları aşan sözleşmeler<br />
imzalanmış olup bunun %15’ini<br />
ihracat projeleri oluşturmaktadır. 2009 yılı<br />
Dünyada ekonomik krizin en ağır sürdüğü yıl<br />
olmasına rağmen Roketsan sahip olduğu<br />
yetenekleri, yarattığı güven, doğru pazar<br />
geliştirme gayretleri sayesinde hedeflerine<br />
ulaşmış ve ileriki yıllara umut ve güvenini<br />
taşıyabilmiştir. Devam eden, yeni alınan ve<br />
tamamlanan projeler birlikte değerlendirildiğinde<br />
mevcut 1,5 Milyar Dolarlık<br />
taahhüdün, kısa süre içerisinde 2,5 Milyar<br />
doları geçeceği değerlendirilmektedir.<br />
Üretim faaliyetlerine iki ayrı yerleşkede<br />
devam etmekte olup, yerleşkelerden birinde<br />
1000 dönüm arazi üzerinde 1991 yılında<br />
tamamladığı toplam 21.150 m2’lik 37 adet<br />
binada başlayan Roketsan, bugün itibariyle<br />
iki ayrı yerleşkede 75.000 m2’si kapalı alan<br />
olmak üzere toplam 2.090.000 m2 alan<br />
üzerinde tesis edilmiş 120 adet binada,<br />
1100’ü aşkın başarıya odaklanmış perso-<br />
neliyle faaliyetlerine devam eden dev bir<br />
savunma sanayi kuruluşu haline gelmiştir.<br />
Daima kendi teknolojisini yaratabilmeyi ve<br />
kullanmayı hedeflemiş olan Roketsan iki ayrı<br />
yerleşkede konuşlanmış iki Ar-Ge merkezine<br />
ilave olarak üçüncü bir Ar-Ge merkezi tesisi<br />
için çalışmalarını sürdürmektedir. 5700 m2<br />
kapalı alana sahip 5 binadan oluşan Ar-Ge<br />
Merkezi-1 ile 6300 m2 kapalı alana sahip 5<br />
binadan oluşan Ar-Ge Merkezi-2 tesislerinde<br />
bugün itibariyle Roketsan’ın personelinin<br />
yaklaşık %30’unu oluşturan ve %33’ü doktora<br />
ve yüksek lisans seviyesinde olmak üzere<br />
%95’i mühendis yaklaşık 350 personel görev<br />
yapmaktadır.<br />
Başta MSB’lığı, TSK, SSM ve TSKGV ile diğer<br />
Vakıf Kuruluşları olmak üzere bütün<br />
Türkiye’den aldığı destekle Roketsan, ürettiği<br />
roket-füze sistemleri ve diğer ürünleriyle ülke<br />
savunmasına hizmet etmeyi, Türkiye’nin<br />
teknolojik alt yapısına katkıda bulunmayı ve<br />
birlikte çalıştığı alt yükleniciler ile iş<br />
ortaklarının gelişimini başlıca görevleri kabul<br />
ederek çalışmalarına gittikçe artan hızla ve<br />
gururla devam etmektedir. Yurtiçi geliştirme<br />
ve üretim çalışmalarının yanında ağırlıklı<br />
olarak Orta Doğu Bölgesinde ürün, tasarım ve<br />
hizmet kalitesini ispatlamış, Amerika<br />
kıtasından Uzak Doğu’ya, Güney Afrika’dan<br />
Kuzey Avrupa’ya kadar birçok alanda<br />
faaliyetlerini sürdürmektedir ve dünya devi<br />
savunma sanayi şirketleri arasında bir marka<br />
haline gelmeye başlamıştır.<br />
Bizzat önderlik ettiği kuruluş çalışmalarından<br />
itibaren Roketsan’ın faaliyetlerine sonsuz<br />
destek veren ve kuruluşunun 25 nci yılını<br />
kutlayan <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’na<br />
şükranlarımızı sunarız.<br />
Hüseyin BAYSAK<br />
Genel Müdür<br />
93
Firmalarımızın 25 Yılı<br />
KÜÇÜKPAZARLI<br />
HAVACILIK<br />
Küçükpazarlı Tarihi<br />
Küçükpazarlı, 1975 yılında en büyük iki<br />
kardeş tarafından kurulmuştur. Küçük bir<br />
kalıp atölyesi olarak çalışmalarına başlayan<br />
firma, 1987 yılında Ostim’de kendi yerine<br />
taşındı. 1994’te pres işlerinin artması üzerine<br />
“imalat bölümü” adı altında 1.OSB’nde yeni<br />
bir şube açan Küçükpazarlı bu şubesinde,<br />
inşaat ve otomotiv sektörüne hizmet vermeye<br />
başladı. <strong>Savunma</strong> sanayine yönelik uluslararası<br />
standartlarda parça üreten kalıp<br />
bölümü ise 1997 yılında kuruldu.<br />
2000 yılında ise ISO 9001:2000 belgesi ile<br />
kalite konusunda ilk sertifikasını aldı.<br />
Denetlemeler sonucunda Küçükpazarlı 2001<br />
yılında TAI-TUSAŞ tarafından “yan sanayi”<br />
olarak kalifiye edilmiştir. 2005 yılında<br />
firmanın almış olduğu “havacılık üzerinde<br />
uzmanlaşma” kararı üzerine 1. OSB’ nde<br />
Küçükpazarlı Havacılık birimi kuruldu.<br />
2006 yılında TAI-TUSAŞ ile Stratejik Ortaklık<br />
Anlaşması imzalayan firma, 2009’da bir uzay<br />
ve havacılık standartı olan AS 9100 belgesini<br />
almaya hak kazandı.<br />
Küçükpazarlı Havacılık Hakkında...<br />
Kurulduğu ilk günden beri hassas, güvenilir<br />
ve kaliteli ürünler üretmeyi kendine öncelikli<br />
hedef olarak belirleyen Küçükpazarlı’nın<br />
kalıp bölümünün ardından, 1994 yılında<br />
İmalat, 2005 yılında ise Havacılık bölümleri<br />
faaliyete geçmiştir.<br />
<strong>Savunma</strong> sanayimizin uluslararası düzeyde<br />
gelişmesi yolunda çalışmalarına devam eden<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nın belirlemiş<br />
olduğu “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarının<br />
karşılanmasında dışa bağımlılığın en<br />
aza indirgenmesi”<br />
hedefi, firmanın havacılık<br />
biriminin kurulmasında en büyük etken<br />
2<br />
olmuştur. 4.500 m kapalı alanda faaliyetlerini<br />
sürdüren Küçükpazarlı Havacılık bugün, 12<br />
farklı havacılık programında yılda 150 bin<br />
adet parça üretmektedir.<br />
“Uluslararası büyük projelere katılan,<br />
Türkiye’nin lider uzay ve havacılık şirketlerinden<br />
birisi olmak” firmanın ana hedefidir.<br />
İyi eğitimli ve istekli çalışanlar ile yeni<br />
teknolojileri verimli kullanarak, müşteri<br />
gereksinimlerini tam anlamıyla karşılamayı<br />
kendisine misyon edinen firma, 18’i üniversite<br />
mezunu olmak üzere 70 çalışanı ile bir<br />
“hassas üretim” firmasıdır ve yılda 350 ton<br />
alüminyum ve 15 ton işlenmesi zor malzeme<br />
işlemektedir.<br />
Küçükpazarlı, en büyüğü 6 metre ve 7 tanesi 1<br />
metre üstü kapasiteli toplam 12 adet 5 eksen<br />
CNC işleme merkezi ile ülkemizin önemli
kabiliyet ve kapasiteli merkezlerinden birisi<br />
olmuştur. Makinelerde tercih, ucuz makineden<br />
ziyade verimli çalışmayı sağlayan<br />
tezgahlar olmuştur.<br />
Küçükpazarlı Havacılık TAI’nin Stratejik<br />
ortağı ve en büyük yardımcı sanayisidir.<br />
Karmaşık şekilli uçak gövde parçalarının,<br />
ebat olarak, Türkiye’de, TAI’den sonraki en<br />
büyük üreticisi olan firmanın müşterileri<br />
arasında Roketsan, Aselsan, FNSS ve<br />
TÜBİTAK SAGE de bulunmaktadır.<br />
ERP sisteminin adaptasyonu ile uzay ve<br />
havacılık parçalarının montajı firmanın kısa<br />
vadedeki hedefleri arasındadır.<br />
Sac-metal işleme kabileyeti için yatırım,<br />
ihracatın artırılması, işlenmesi zor madde-<br />
lerdeki kapasitenin artırılması, projelere<br />
ortak olarak katılmak, yan sanayi kullanmak,<br />
mevcut kapalı alanı genişletmek ve 100 kişi<br />
ile 20 M Dolar ciro yapmak orta vadeli<br />
hedefleri oluşturmaktadır.<br />
Küçükpazarlı’nın uzun vadeli hedefleri<br />
arasında ise, daha büyük projelerin üstesinden<br />
gelerek, projelere tasarım aşamasında<br />
katılmak gelmektedir.<br />
Boeing, Airbus ve F35 (JSF) uçakları için kritik<br />
parçalar üreten firma, ticari iş hacmini yıllık<br />
yüzde 30’dan fazla büyütmektedir. Bu yıl ki<br />
havacılık cirosu 10 milyon doların üzerinde<br />
olup, bu yıl ki ana sanayilerden bağımsız<br />
savunma ve havacılık ihracat rakamı 500 bin<br />
dolardır. Bu hedeflerin belirlenmesinde,<br />
planlamanın yapılmasında ve gerekli stratejilerin<br />
oluşturulmasında <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>’nca açıklanan “ 2010 yılı sonuna<br />
kadar savunma sistem ihtiyaçlarının yurt içi<br />
karşılanma oranının ortalama yüzde 50’ye<br />
çıkarılacağı ve savunma sanayi ürün ve<br />
hizmet ihracatının 2011 yılında en az 1<br />
Milyar ABD doları olarak gerçekleştirileceği”<br />
şeklinde belirttiği stratejik<br />
hedefler belirleyici olmuştur.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nın başta<br />
uluslararası işbirlikleri olmak üzere, tedarik<br />
yönetimi, teknoloji ve sanayi yönetimi<br />
konularında belirlemiş olduğu değerleri<br />
yakından takip eden Küçükpazarlı, sürekli<br />
yeni teknolojilere, eğitime ve personele<br />
yatırım yapmaktadır. Son olarak yeni üretim<br />
hattı için 13 milyon dolarlık bir yatırım yapan<br />
Küçükpazarlı Havacılık, bu yatırımın son<br />
safhası olan 2.5 milyon dolarlık yeni makine<br />
anlaşmasını 12 Ekim tarihinde İstanbul’da<br />
yapılan Uluslararası Metal İşleme Teknolojileri<br />
Fuarı’nda imzalamıştır. Sanayi ve<br />
Ticaret Bakanı Sayın Nihat Ergün’ün de<br />
katıldığı törende imzalanan anlaşma<br />
kapsamında alınan makineler ile 2010 yılı için<br />
havacılık sanayine yönelik yapısal uçak<br />
gövde parçaları üretiminde planlanan<br />
kapasite tamamlanmıştır. Tamamlanan bu<br />
üretim hattı ile 3 yıl içerisinde 20 milyon dolar<br />
ciro hedefleyen firma ayrıca bu üretim hattı ile<br />
sektörde 100 kişiye istihdam sağlayacaktır.<br />
95
Vefalı Personelimiz<br />
Bilge MOLVALI<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>mız bundan tam 25 yıl önce 07<br />
Kasım 1985 tarihinde imzalanıp, 13 Kasım<br />
1985 tarihinde yürürlüğe giren 3238 sayılı<br />
kanunla ‘’MSB <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Geliştirme<br />
ve Destekleme İdaresi Başkanlığı’’<br />
adı altında kurulmuştur. Başkanlık fiilen<br />
1986 yılı Ocak ayından itibaren göreve<br />
Eskişehir yolu, Kirazlıdere Mevkii’ ndeki<br />
eski binamızda başladı.<br />
Kuruluş aşamasında, Etibank Genel<br />
Müdürlüğü’nden naklen gelen ben<br />
Başkanlığın 9 uncu personeliyim. Bir de<br />
Toplu Konut ve Kamu İdaresi Başkanlığından<br />
gelen birkaç geçici personel<br />
(Sekreter,Şoför)<br />
Başladığım ilk günü hiç unutamam…<br />
Kirazlıdere Mevkii, bozuk bir yol (yedek<br />
ayakkabı getirirdim yanımda) daha önce<br />
Spor Okulu olarak kullanılan binamızda<br />
tadilat devam ediyor, her taraf toz içinde…<br />
9 kişiyiz ama bunların birisi Başkanımız<br />
Sn. Vahit Erdem ve 2 yardımcısı Sn. Metin<br />
Ergün ile Sn. Özdemir Kandemir Paşa.<br />
Daire Başkanlıkları kadroları var, kimin<br />
hangi görevde olduğu da açık değil,<br />
sadece Personel ve Eğitim Daire Başkanı<br />
belli, Sn. Cemal Tarhan… Sn. Osman Kayakesen<br />
ve ben de o’na bağlıyız.<br />
Tabii ki ilk iş eleman alımı oldu, evrak diye<br />
bir birim henüz yok,gazete ilanı verdik,<br />
yazışmalar ve elden başvurular başladı.<br />
Elimizde sadece <strong>Savunma</strong> Donatım İşleri<br />
Genel Müdürlüğünden (bizden önce<br />
kapatılmış) kalan 2, 3 daktilo ve bir o kadar<br />
da facit (hesap makinası) var. İlk uzman,<br />
uzman yardımcısı ve destek hizmetleri<br />
sınıflarına sınavla alınan personelin<br />
sorularını bu daktilolarla yazdık,daktilolar<br />
elektronik bile değildi, daksil icat<br />
edilmemiş, yanlış yazarsanız silin, kağıdın<br />
yırtılma olasılığı fazla… Soruları sınavdan<br />
bir gece önce yazardık ve kasaya<br />
kilitlerdik, genelde bende dururdu<br />
anahtar, tabi sorumluluğun verdiği korku<br />
öyle büyük ki, o gece uyku yok…<br />
Daha sonra Daire Başkanlıkları oluşmaya<br />
başladı, alınan elemanlar o Dairelere<br />
paylaştırıldı .<br />
07 Mayıs 1986 sabahı iş yerine geliyoruz<br />
(sabahları eşim bırakırdı arabayla)<br />
Kirazlıdere, yol değişik, meğer o gün ilk<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Komitesi Toplantısı<br />
yapılacağı için, gece yol asfaltlanmış,<br />
yanlış yola girdik zannetmiştik…<br />
Teknoloji ilerledikçe daktiloların yerini<br />
bilgisayarlar aldı (ancak şimdi olduğu gibi<br />
herkese bir bilgisayar nerede? Biz de 1<br />
adet var ve sadece birkaç paket program<br />
kullanılıyor), proje sayısı arttıkça, eleman<br />
ihtiyacı da arttı… daha sonra sınavlar<br />
ÖSYM’ye yaptırılmaya başlandı. Ancak<br />
Personel ve Eğitim Daire Başkanlığı’ndaki<br />
eleman sayısında 5 yıl süreyle artış<br />
olmadı, Daire Başkanımız dahil, bir de<br />
sekreteri, Osman Bey ve ben. Personel<br />
sayısı az olunca kişi başına düşen iş<br />
hacmi ve onun getirdiği sorumluluk da<br />
fazlalaşıyor.
1989 yılında 390 sayılı KHK (daha sonra bu<br />
KHK’yi kanunlaştıran 20.3.1991/3704<br />
sayılı Kanun) ile ‘’<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
Geliştirme ve Destekleme İdaresi<br />
Başkanlığı’’ ibaresi ''<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>'', Başkan ibaresi Müsteşar,<br />
Başkan Yardımcısı ibaresi de Müsteşar<br />
Yardımcısı olarak değişti. Müsteşarımız<br />
yine Sn. Vahit Erdem, yardımcıları da<br />
(Kadro sayısı 3’e çıktı) Sn. Metin Ergün, Sn.<br />
Veysel Yayan ve Sn. Ahmet Söylemezoğlu....<br />
Benim daha önce Bayındırlık ve İskan<br />
Bakanlığı, Afet İşleri Genel Müdürlüğünde<br />
Planlama Müdürü olarak, daha sonra<br />
Etibank Genel Müdürlüğü, Pazarlama ve<br />
Satış Daire Başkanlığında Uzman olarak<br />
(toplam 15 yıl ) çalışmış olmama ve<br />
yapılan işlerin birbirine benzememesine<br />
rağmen işe intibakım çok kolay olmuştu.<br />
Ancak, oturmuş bir kuruluştan sonra yeni<br />
kurulan bir kuruluşta çalışmak çok çok<br />
farklı geldi.<br />
Üniversite’yi bitirdikten sonra TODAİE<br />
(Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi<br />
Enstitüsü)’ de ‘’Kamu Yönetimi Uzmanlık<br />
Bölümü’’ nde Yüksek Lisansımı yaparken<br />
‘’Personel Yönetimi’’ dersleri okumuş , tam<br />
not almıştım ve kendimi bilgili kabul<br />
ederek de, böyle bir göreve aday olmuştum.<br />
Ancak SSM’ye başladıktan sonra<br />
anladım ki, iş, iş’te öğreniliyormuş.<br />
Başlangıçta çok acemilik yaşadım,<br />
Başbakanlık, Emekli Sandığı işlemleri,<br />
Devlet Personel, DPT, Emniyet Genel<br />
Müdürlüğü… her birine bizzat giderek<br />
adeta eğitim aldım, göreve başlayan her<br />
bir personelin özlük hakları ile ilgili<br />
işlemleri buralardan geçiyordu. Bilmeyerek<br />
hatalarım mutlaka olmuştur ama en<br />
iyiyi yapmaya daima gayret ettim, inanın<br />
çok da severek yaptım işimi. Sorumluluk<br />
verildikçe insanın kendine güveni artıyor,<br />
bir de takdir edildikçe… Hiç unutmam,<br />
(Görece başlayacak personelin mülakatı<br />
tamamlandıktan sonra tutanak düzenlenir<br />
ve Sınav Komisyonu üyelerine de bu<br />
tutanak imzalatılır) Veysel Bey’e giderdim<br />
imzaya, şöyle bir bakardı tutanağa ve<br />
‘’Teşekkürler Bilge Hanım, uzmanlık tez’i<br />
kadar güzel olmuş’’ derdi, oysa yarım<br />
sayfa ve kalıplaşmış bir yazı. Metin Bey<br />
(Personel ve Eğitim Dairesi o’na bağlıydı)<br />
mevzuatı çok iyi bilirdi, iş konusunda çok<br />
titizdi ve daima çekinirdim, dolayısıyla da<br />
cok dikkat ederdim. Çalışmalarımdan<br />
kendilerinin memnun olduğunu davranışlarından<br />
anlardım, saat 18.00'de işten<br />
çıkmak pek fazla mümkün olamıyordu,<br />
yaptığım iş'ten duyduğum tatminle<br />
(çocuklarım o zaman küçüklerdi) durumdan<br />
asla şikayet etmedim ve onlardan çok<br />
şey öğrendim.<br />
1997 Yılında Yöneticilerimiz sırasıyla<br />
değişmeye başladı, önce Bakan, sonra<br />
Müsteşar Yardımcıları, daha sonra<br />
Müsteşar ve Daire Başkanları… Ben yeni<br />
Yönetim döneminde de aynı şekilde<br />
çalışmaya devam ettim, ancak bir gün<br />
haklı olduğuma inandığım bir konuda<br />
itiraz ettiğim için hiç de hak etmediğim bir<br />
şekilde görevden alındım. Tabii ki çok<br />
üzüldüm, ben daha önceki Yöneticilerimle<br />
doğru bildiğim her konuda konuşabilir<br />
dim, açıklık vardı. Bir süre inanamadım,<br />
kabullenemedim. Sonra zor günler<br />
başladı, <strong>Müsteşarlığı</strong>mızda (eski bina) var<br />
olan yer sıkıntısını en fazla yaşayanlardan<br />
biriyim, inanmayacaksınız ama 13 kez<br />
yerim değişti. İş yerine gelip de hiçbir<br />
görev verilmeden oturmak hiç de kolay<br />
değildi. Rahmetli annem birgün ’’Kızım<br />
sen ne yaptın da, böyle bir muameleyle<br />
karşılaştın’’ demişti, o’nu üzmek de benim<br />
üzüntümü kat kat arttırmıştı.<br />
‘’Her iş’te bir hayır vardır’’ demişler<br />
Atalarımız,bu arada hayatımın en büyük<br />
acılarını yaşadım, önce annem, sonra<br />
ablam ve sonra da eşimi kaybettim. Pasif<br />
görevde olmam nedeniyle, hastalıkları<br />
süresince elimden geldiğince onlara<br />
görevlerimi yapabildim.<br />
Her şeye rağmen Müsteşarlık’ta o kadar<br />
çok dost edinmişim ki, zor günlerimde<br />
hepsi yanımda oldu ve destekleriyle bana<br />
yeniden güç verdiler.<br />
Tabii zaman içinde yönetici kadrolarında<br />
tekrar değişiklikler oldu ve son olarak<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>mıza Sn. Murad Bayar<br />
Müsteşar olarak atandı. 2006 Yılında,<br />
benim gibi pasif halde bulunan tüm<br />
personele görevler verdi, bana da son<br />
yıllarda insan kaynakları yönetiminin en<br />
önemli konularından biri olan motivasyon<br />
yönetimi kapsamında sosyal faaliyetler<br />
düzenlenmesi görevini verdi ve ben tekrar<br />
Personel ve Eğitim Daire Başkanlığı<br />
elemanı oldum (yuvama döndüm). Bu<br />
kapsamda ilk olarak ‘’Happy Hour’’lar<br />
başlattık. Yöneticiler ve çalışanlar arasında<br />
kaynaşma sağlanması amacıyla, her<br />
ay bir Daire’de akşam üzeri saat 17:00<br />
sularında, ev sahibi Dairenin ikramları<br />
eşliğinde toplanılıyordu. Sonra sırasıyla<br />
ilkler başladı. Çok güzel bir ‘’İstanbul’’<br />
gezisi gerçekleştirdik… Sonra ilk<br />
‘’Kermes’’, sonra Komiteler kurduk, Spor<br />
Faaliyetleri başladı (pilates, tavla,<br />
satranç, bovling, masa tenisi), İngilizce<br />
Kursları, tiyatro, sinema, Kitap Kulübü, vs.<br />
Personelin yapmak istediği her sosyal<br />
etkinliği başta Müsteşarımız olmak üzere<br />
tüm Yöneticilerimiz destekledi.<br />
Personel ve Eğitim Daire Başkanlığı<br />
bünyesinde bulunmak bana çok iyi geldi,<br />
bu dairede daha önce yaptığım işler için<br />
de zaten artık taze kana ihtiyaç vardı ve<br />
ben şimdi yeni kadroyu seyrederken<br />
çalışmalarından<br />
gurur duyuyorum.<br />
ve yaratıcılıklarından<br />
Yeni görevimi ise bundan tam 40 yıl önce<br />
işe başladığım ilk günün istek, heves ve<br />
zevkiyle yerine getirmeye çalışıyorum.<br />
Her insanın hayatta yapmak istediği ve<br />
kendi imkanlarıyla asla gerçekleştiremeyeceğine<br />
inandığı hayalleri vardır. İşte<br />
ben bu görevle hayallerimi gerçekleştirdim.<br />
Yıllar önce bir vesile ile A.Ü. Tıp Fakültesi<br />
Hastanesi, Çocuk Hastalıkları, Thelasemia<br />
(Akdeniz Anemisi) Bölümünde hasta<br />
çocukları ziyaret etmiş, daha sonra da<br />
Derneğe üye olmuştum. Hastalığın<br />
tedavisi çok pahalı ve sosyal güvencesi<br />
olmayan hasta çocuklara yardım da bir<br />
kişinin karşılayabileceğinden çok<br />
fazlaydı. Doğal olarak kendi maddi<br />
imkanlarımla istediğim katkıda bulunamazdım.<br />
İlk olarak bu Dernek adına, daha<br />
sonra ‘’Cerrahi Onkoloji ‘’Derneği adına<br />
Kermes düzenledik, son olarak da ‘’Okul<br />
Onarımı’’ projemizi gerçekleştirdik. Bu üç<br />
kermesimizde de <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
Firmalarının desteklerini aldık. Sonuç o<br />
kadar güzeldi ki, böyle bir görevde bana<br />
da pay düşmesi ve aktif halde çalışmak<br />
SSM’de yaşadığım tüm olumsuzlukları<br />
unutturdu. Bana bu şansı tanıyan başta<br />
Sayın Müsteşarım Murad Bayar olmak<br />
üzere tüm Yöneticilerime sonsuz teşekkürler…<br />
97
Vefalı Personelimiz<br />
Mehmet KABAK<br />
Yıl 1986 aylardan Haziran bir yaz sabahı o<br />
zaman ki 2 katlı ve kapısında <strong>Savunma</strong><br />
Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi<br />
Başkanlığı (SAGEB) yazan Kurum<br />
binamızın kapısından içeri girdim. Müracaata<br />
yönelerek, Kurumun sınavına gireceğimi<br />
söyledim. Müracaattaki görevli<br />
memur beni Personel Dairesi'ne<br />
yönlendirerek, Personel ve Eğitim Daire<br />
Başkanlığı’nda görev yapmakta olan<br />
şuandaki İdari ve Mali İşler Dai.Bşk. Sn.<br />
Osman KAYAKESEN ve Personel Uzmanı<br />
Bilge MOLVALI ve o zaman ki Personel<br />
Eğitim Dai.Bşk. M.Cemal TARHAN ile<br />
tanışmamızı sağladı. Bizleri odanın<br />
birinde misafir ettikten sonra, sınavımızı<br />
gerçekleştirmek için alt kattaki yemekhaneye<br />
indik ve görevli amirlerimizin<br />
nezaretinde sınavımız gerçekleşti.<br />
Sınavımın güzel geçtiğini bildiğim için o<br />
gün mutlu bir şekilde Kurumdan ayrıldım.<br />
Bir ay sonra hayatıma yön verecek ve<br />
ailemin rızkını kazanacağım Sınav<br />
sonucu yazılı olarak adresime geldiğinde,<br />
hayatımın en mutlu günlerinden birini<br />
yaşamıştım.<br />
9 Temmuz 1986 günü, memuriyetimin yeni<br />
dönem başlangıcı için yollardayım. Taksi<br />
şoförü <strong>Savunma</strong> Sanayi Geliştirme ve<br />
Destekleme İdari Başkanlığı, Kirazlıdere<br />
sözlerime boş gözlerle bakıyordu.<br />
Anlaşılan <strong>Savunma</strong> Sanayi Geliştirme ve<br />
Destekleme İdaresi Başkanlığı binasını<br />
bulması biraz zaman alacak, ilk günkü<br />
mesaime geç kalabileceğim için<br />
endişeleniyordum, ancak endişeme ortak<br />
olan taksi şoförü kısa sürede benim de<br />
yardımım ile yolu bularak, memuriyette<br />
yıllarımı geçireceğim bina önüne park<br />
etti. Böylece görev tanımım gereği<br />
Kurumumuzun M-9 kimlik numarası ile<br />
daktilograf olarak ilk memuriyet ve mesai<br />
hayatıma geç kalmadan başlamış oldum.<br />
Göreve başlamamızı takiben 657 Sayılı<br />
Devlet Memurları Kanunu ve görevimizle<br />
ilgili Hizmet İçi Eğitime tabi tutularak, ilk<br />
eğitimimizi almış olduk. Devlet Memuru<br />
olduğumu, bir yıl sonra asaletimin tasdik<br />
olduğunda öğrendim.<br />
1985 yılında 3238 Sayılı Kanun’la<br />
“<strong>Savunma</strong> Sanayi Geliştirme ve Destekleme<br />
İdaresi Başkanlığı” (SAGEB)<br />
kuruldu. Daha sonra Başkanlık, 1989<br />
yılında 390 sayılı Kanun Hükmünde<br />
Kararname ile <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong><br />
olarak yeniden yapılandırıldı.<br />
3238 sayılı <strong>Savunma</strong> Sanayi Hakkındaki<br />
Kanun’un amacı “modern bir savunma<br />
sanayinin geliştirilmesi ve Türk Silahlı<br />
Kuvvetleri’nin modernizasyonunun sağlanması”<br />
şeklinde ifade edilmektedir.
1986 yılında ilk işe başladığımda toplam<br />
27 personelimiz vardı. Üst yönetimde;<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayi Geliştirme ve Destekleme<br />
İdaresi Başkanı Sn. Vahit ERDEM,<br />
Başkan Yardımcısı Sn. Metin ERGÜN,<br />
Başkan Yardımcısı Sn. Em. Tümğ.<br />
Özdemir KANDEMİR, idari amirlerimiz<br />
olarak, Personel ve Eğitim Dairesi Başkanı<br />
Sn. M. Cemal TARHAN, İdari ve Mali İşler<br />
Dairesi Başkanı<br />
Sn. Hasan Ali TÜRKARSLAN, Şube<br />
Müdürü Sn. Mehmet TOPAL, Personel ve<br />
Eğt. Dai. Bşk. Uzmanı Sn. Bilge MOLVALI,<br />
Personel ve Eğt. Dai. Bşk. Şefi Sn. Osman<br />
KAYAKESEN ve hepsi birbirinden değerli<br />
diğer mesai arkadaşlarım.<br />
İlerleyen yıllarda Müsteşar olarak atanan<br />
Sn. Yalçın BURÇAK, Sn. Dursun Ali<br />
ERCAN, Müsteşar Yardımcımız Sn. Hasan<br />
MOLLAOĞLU önce Dai.Bşk. daha sonra<br />
Müsteşar Yardımcımız olan Sn. Veysel<br />
YAYAN, Dai.Bşk. daha sonra Müsteşar<br />
Yardımcımız olan Sn. İsmail TOHUMCU,<br />
Dai.Bşk. daha sonra Müsteşar Yardımcımız<br />
olan Sn.Dr. Faruk ÖZLÜ, Müsteşar<br />
Yardımcımız olarak atanan Sn. Hüseyin<br />
ÖZERİ, Uzman iken daha sonra Dai.Bşk.<br />
olan Sn. Nadi KÖKLÜ, Uzman iken daha<br />
sonra Dai.Bşk. olan Sn. Ali DOĞAN, Şube<br />
Müdürümüz Sn.Yılmaz GÜNDÜZ Albay ve<br />
Şube Müdürümüz merhum Sn. Mehmet<br />
DAVRANALP Binbaşı, yukarıda bahsettiğim<br />
ve bu Kuruma gerçekten emekleri<br />
geçen amirlerimi ve mesai arkadaşlarımı<br />
saygı ile anıyorum.<br />
2000 yılında personel sayımız artığı için<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> olarak ek<br />
bina ihtiyacımız doğdu. Anıttepe’de kiraladığımız<br />
ek binaya Amirlerim tarafından<br />
idari bina ve lokal sorumlusu olarak<br />
görevlendirildim. 3 yıl bu idari görevleri<br />
yürüttükten sonra, Sn. Müsteşar Yardımcımız<br />
İsmail TOHUMCU’nun sekreteryasında<br />
5 yıl çalıştım. Kendisi ile çalıştığım<br />
5 yıllık süre içerisinde çok güzel çalışma<br />
hayatım oldu. Kendisini çalışkan, devlet<br />
memuriyetinde adabı, teamülleri bilen,<br />
prensip sahibi, işine saygılı ve devlet<br />
çıkarlarını her zaman ön planda tutan bir<br />
amir olarak gördüm.<br />
Sn. Müsteşarımız Murad BAYAR’ın<br />
Kurumumuza Müsteşar olarak atandığını<br />
duyduğumda, daha önce <strong>Savunma</strong><br />
<strong>Sanayii</strong>nde Uzman olarak çalışmış,<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayi Sektörünü iyi bilen ve<br />
ODTÜ Elektrik-Elektronik Mühendisliği<br />
Bölümü’nü bitirmiş genç dinamik mesai<br />
arkadaşımın <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı<br />
olmasından, şahsım adına ülkemiz ve<br />
savunma sanayinin geleceği açısından<br />
bir şans olarak gördüm. Bunun kanıtı da<br />
“Yılın Genç Bürokrat Ödülüne” layık<br />
görülmesidir.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nın bir<br />
personeli olarak ilk yıllardaki çalışma<br />
heyecanım ve iş tecrübemi 25 yıllık<br />
çalışma hayatımın içinde amirlerimin<br />
bilgi birikimleri, tecrübeleri ve bana olan<br />
güven duygularını geliştirerek kazanmaya<br />
çalıştım. Memuriyet hayatımın ilk<br />
çalışma yıllarında çok kıymetli amirlerimin<br />
ve değerli mesai arkadaşlarımın bilgi<br />
birikimleri ve tecrübeleri çalışma<br />
hayatımda ışıklı bir yol olmuştur. Objektif<br />
olmayı, etik düşünmeyi, beşeri ilişkileri<br />
önce ailemden sonra öğretmenlerimden<br />
daha sonra ise değerli amirlerimden<br />
öğrenmeye çalıştım.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nın 25<br />
yıldır başta Türk Silahlı Kuvvetleri’nin<br />
ihtiyacı olan lojistik tedariklerinin öncelikli<br />
yerli katkı ve acil durumlarda dış alım<br />
yoluyla sağlamasında, savunma sanayi<br />
şirketleri ve KOBİ’lerin alt yapılarının<br />
üretime yönelik geliştirmesi yönünde<br />
yaptığı hizmet ve katkıları görmek, bugün<br />
359 SSM, 68 STM ve 110 destek personeli<br />
arkadaşlarımla paylaşmaktan onur ve<br />
gurur duyuyorum.<br />
Bir anımı kıymetli mesai arkadaşlarımla<br />
paylaşmak istiyorum. <strong>Savunma</strong> sanayi<br />
çalışma hayatımın içinde, bir gün hafta<br />
sonuydu. Mahalle futbol turnuva maçımız<br />
vardı. Ben de o gün turnuva maçına<br />
gitmiştim. Turnuvanın final maçını<br />
oynayacağız. Bir haftadır takım olarak bu<br />
maça hazırlanmıştık. Maç başladı.<br />
Kazanmak için her iki takımda da kıyasıya<br />
mücadele var. İlk yarı bir sıfır mağlubuz.<br />
Devre arası antrenörümüzden ikinci yarı<br />
için taktik-teknik bilgiler alıyoruz.<br />
Arkadaşlarla ilk yarıyı değerlendiriyoruz.<br />
Bu sırada Mehmet diye birinin bağırdığını<br />
duydum. Kafamı kaldırdığımda Veysel<br />
Bey’le, Nadi KÖKLÜ’nün olduğunu<br />
gördüm. Hemen Daireye gitmemiz<br />
gerektiğini söylediler. Antrenörümüzden<br />
müsaade aldım ve maçın ikinci yarısına<br />
çıkmadan eşofmanlarım ve spor<br />
ayakkabılarımla terli terli Daireye döndük.<br />
Eve gidip üzerimi değişeyim dedim.<br />
Kulakları çınlasın Veysel Bey ve Nadi Bey<br />
hiç gerek yok böyle de çalışabilirsin<br />
dediler. Oturdum yeşil ekranlı bilgisayarın<br />
başına, bir de öğrendim ki, Mısır’a 40 F-16<br />
satışı için Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem<br />
Müdürü Sn. Engin GÜNER’e bir bilgi yazısı<br />
hazırlayacağız. Yazı o zamanki Cumhurbaşkanımız<br />
merhum Turgut ÖZAL<br />
tarafından Mısır’a götürülecek. Yazıyı<br />
hazırladık. Üçümüz beraber Cumhurbaşkanlığı<br />
Köşkü’ne hareket ettik. Üzerimde<br />
eşofman, ayağımda spor ayakkabı,<br />
Cumhurbaşkanlığı Köşküne geldik. Beni<br />
götürmelerinin sebebi yazıda değişiklik<br />
olursa, zaman sınırlı olduğu için orada<br />
Özel Kalem Sekreterliğinde yazıda<br />
değişiklik yapmamız. Özel Kalem Sekreterliği’ne<br />
vardık. Yazı orada okundu ve<br />
değerlendirildi. Merhum Cumhurbaşkanımız<br />
Turgut ÖZAL tarafından bazı<br />
değişiklikler yapılarak, Özel Kalem<br />
Müdürü Engin GÜNER tarafından yazı<br />
tekrar bize getirildi ve düzeltmek için<br />
tekrar daktilonun başına oturduk.<br />
Düzeltmeleri yaptık. Yazıyı nihai hale<br />
getirdik. Yazıyı çabuk ve düzgün düzelttiğim<br />
için bir de Cumhurbaşkanlığı Özel<br />
Kalem Müdürlüğü’nde görevli Şahver<br />
Hanım iş teklifinde bulunmaz mı! Seni<br />
buraya alalım diye. Ama ben Kurumumdan<br />
memnum olduğumu söyleyerek,<br />
nazik tekliflerine teşekkür ettim ve Köşkten<br />
görevimizi layıkıyla yerine getirmenin<br />
huzuru içinde Kurumumuza geri döndük.<br />
25 yıllık bir çalışma hayatımı acı ve tatlı<br />
anılarımla geride bırakırken <strong>Müsteşarlığı</strong>mızın<br />
25.hizmet yılını kutluyor, mesai<br />
arkadaşlarıma ve amirlerime saygılarımı<br />
sunuyorum.<br />
Özgeçmiş<br />
1963 Kayseri İli, Develi İlçesi doğumluyum.<br />
Ankara Ayrancı Ticaret Lisesi Mezunuyum.<br />
Evli 2 çocuk babasıyım. Müzik<br />
dinlemeyi, futbol ve masa tenisi oynamayı<br />
çok severim. 25 yıldır <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>’nda çalışmaktayım. Şu anda<br />
Kurumumuz Genel Evrak İdari Şefi olarak<br />
görev yapmaktayım.<br />
99
Vefalı Personelimiz<br />
Serdar DEMİREL<br />
Benden <strong>Müsteşarlığı</strong>mız dergisi için<br />
SSM’nin kuruluş yılları ile ilgili anılarımı<br />
kağıda dökmem istendiğinde gözümün<br />
önünde ilk uçuşan görüntü o yılların<br />
sıcaklığı ve biz; Müsteşarından (o zaman<br />
Başkan idi tabiiki) çaycısına toplam 15<br />
kişinin duyduğu müthiş heyecan ve<br />
çalışma ortamının sıcaklığı oldu. Sonra<br />
kendi kendime bir uyarı verdim : “Hayır bu<br />
yazının o zamanki projelerimizle ilgili bir<br />
yazı olması gerekiyor” diye. Daha sonra<br />
bir anda kafamda bir şimşek çaktı , eğer<br />
bu konu gündeme geldiğinde benim ilk<br />
aklıma gelen o tarihte SSM’deki ilişkiler ve<br />
insanlar oluyor ise bu derginin okuyucularının<br />
da ilk etapta okumaları gereken<br />
budur diye düşündüm ve bu yazı ortaya<br />
çıktı . İşte size 1986 yazının son aylarındaki<br />
SSM...<br />
1986 Haziran ayında ITU Makina’dan<br />
mezun olduğumda maalesef muhteşem<br />
bir rahatlama hissedemedim çünkü karar<br />
vermiştim Master ve Doktora yapacaktım.<br />
Bunun için de bir yandan İTU, ODTU ve<br />
İstanbul Üniversitesinin (MBA) sınavlarına<br />
girerkende bir yandan da ABD de bir<br />
Üniversite ile yazışıyordum (Rochester<br />
Instutute of Technology). ITU , ODTU ve<br />
İstanbul Universitesinin hepsinin sınavlarını<br />
kazanmıştım ama benim kararım<br />
kesindi ABD de MBA yapacaktım hatta<br />
Universiteden kabulumü dahi almıştım.<br />
Yazın ortalarına doğru hiç beklenmedik<br />
bir gelişme oldu. O tarihlerde Harp<br />
Akademisinde Öğretim görevlisi olan aile<br />
dostumuz bir subay (daha sonra milletvekili<br />
de oldu) bana bir sohbet esnasında<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Geliştirme ve Destekleme<br />
İdaresinin kurulduğundan eleman<br />
alımı yapacağından ve mutlaka başvurmam<br />
gerektiğinden bahsetti . Benim<br />
aklımda iş sınavına girmek hiç yoktu her<br />
işimi ayarlamıştım ABD ye gidecektim.<br />
Ancak o zamanki adı ile SAGEB’in<br />
geleceğinin çok parlak olduğu, kuruluş<br />
aşamasında giren eleman olma fırsatının<br />
her zaman ele geçmeyeceği vb yönündeki<br />
baskılar sonucunda sırf yakınlarımı<br />
kırmamak için sınava girmeye karar<br />
verdim(ama esas niyetim sadece beni<br />
sevenleri kırmamaktı yoksa ABD de<br />
kalacağım yeri bile ayarlamıştırm)<br />
Bana verdikleri kirazlıdere mevkii yazan<br />
adres son derece manidardı bahcelievlerde<br />
epey sorusturup bir sonuç<br />
alamayınca bir kaç taksiciye sordum ve<br />
bir tanesi “Gel ben seni götüreyim<br />
askerliğimi orada yaptım” dedi ve taksiye<br />
bindim . Su anda yıkılmıs olan SSM binası<br />
o tarih için mimarisi son derece şık bir<br />
bina idi ve yepyeniydi. Miss gibi de boya<br />
kokuyordu. Orta kapıdan girince hemen<br />
solda bir kapı , kapının önünde tezgah gibi<br />
konulmuş bir masa ve masanın başında
Osman KAYAKESEN Bey’i gördüm ve<br />
başvuru formumu onun elinden aldım.<br />
Ancak garip olan bir şey vardı orada<br />
gördüğüm 2-3 kişi kafamdaki devlet<br />
memuru kalıplarına pek uymuyordu<br />
herkes son derece güleryüzlü ve yakın<br />
davranıyordu. Çok üzerinde durmadım,<br />
nasıl olsa benimkisi bir formalite sınavı idi<br />
sadece.<br />
Yazılı Sınav Beşevler’de Gazi Üniversitesinde<br />
idi hiç çalışmadım zaten sorular da<br />
son derece basit sorulardı, okuldan<br />
mezun olalı da az olduğu için cevaplarda<br />
hiç zorlanmadım ama kendimi de fazla<br />
zorlamadım. O tarihte her kurum kendi<br />
sınavını yapardı o sebeple sınavdaki<br />
Gözetmenler de Bilge MOLVALI Hanım,<br />
Osman KAYAKESEN Bey ve o tarihteki<br />
Personel Daire Başkanı Cemal TARHAN<br />
Bey idi. Sınavdan çıktığım da çok mutlu<br />
idim benden bekleneni yapmıştım artık<br />
gönül rahatlığı ile ABD ye okumaya<br />
gidebilirdim ama evdeki hesap çarşıya<br />
uymadı. 1 hafta sonra eve bir zarf geldi<br />
yazılı sınavda başarılı olduğum için sözlü<br />
sınava çağırıyorlardı.<br />
Hayatımda en rahat girdiğim sınavlardan<br />
biri idi eski binamızda giriş katında evrak<br />
bölümünün karşısındaki küçük odayı<br />
toplantı odası haline getirmişlerdi. Sınav<br />
heyeti Sn Vahit ERDEM, Sn Metin ERGÜN,<br />
Sn Veysel YAYAN ve Sn Ali DOĞAN dan<br />
oluşuyordu. Açıkcası sınavda çok rahat<br />
davrandım ve bu mülakattan sonra beni<br />
asla işe almayacaklarından emindim<br />
ancak sanırım tam tersine benim rahat<br />
tavrım puan yaptı ve bir süre sonra<br />
güvenlik soruşturmamın tamamlandığını<br />
ve 1 Eylül 1986 da işe başlamamı belirten<br />
bir yazı aldım SAGEB (SSM’nin o zamanki<br />
adı)’den.<br />
Bu yazı ile birlikte bütün planlarım bir<br />
anda değişti. Sevenlerim elime geçenin<br />
büyük bir fırsat olduğu konusunda beni<br />
ikna etmişti. Gerçekten de SAGEB o<br />
tarihte adı sıklıkla telafuz edilen gözde bir<br />
kurum idi ve üstelik ben bu kuruma daha<br />
ilk kurulduğu günden kabul edilme<br />
şansına sahip olmuştum. ABD de yüksek<br />
lisans hiiiç önemli değildi nasılsa SAGEB<br />
beni gönderirdi zaten eğitime çok önem<br />
verdiklerini de öğrenmiştim. Nitekim<br />
gönderdiler de; tam 13 yıl sonra 1999 da.<br />
Ve 2000 yılında da bitiremeden de geri<br />
çağırdılar.<br />
1 Eylül 1986 saat 09:00 da SSM binasında<br />
daha önce form aldığım oda ile sınava<br />
girdiğim odanın tam ortasındaki odada<br />
buldum kendimi. Bilge MOLVALI hanım<br />
her zamanki güleryüzü ile bizi rahatlatıyordu.<br />
Bizi derken zaten 2 kişi idik<br />
benden 5 dakika önce 8:55 de gelen<br />
Ahmet BOYNUEĞRİ ve ben. Güvenlik<br />
soruşturması tamamlanan bir de Nadir<br />
BIYIKOĞLU var fakat o dişçi randevusu<br />
sebebiyle izin istemiş 2 Eylül de<br />
başlayacak. Bu sıralamaya göre Ahmet<br />
bey’e 13 bana da 14 no’lu sicil numaraları<br />
verildi ve doğruca Başkan Yardımcısı<br />
Metin ERGÜN beyin yanına çıkarıldık.<br />
Yaşadıklarıma inanamıyordum. Devlet<br />
daireleri hele de personel bölümleri<br />
soğuk olur diye düşünürken önce Bilge<br />
Hanımın güleryüzü ardından da kurumun<br />
2 nolu yöneticisinin makamı. Kendi<br />
kendime çok doğru bir iş yaptım diye<br />
düşündüm. Metin bey bizi misafir<br />
koltuklarında ağırladı. Türk Kahveleri ve<br />
yaklaşık 1 saat süren uzun bir sohbet. Bize<br />
kendi ilk işini anlatıyor ve o tarihte 1<br />
masanın etranına 2nci sandalye konarak<br />
kendisine yer gösterildiğini bizim çok<br />
şanslı olduğumuzu anlatıyordu. Metin Bey<br />
ile görüşmemizin ardından odamıza çıktık<br />
Odamız biz gelmeden hazırlanmıştı . Pırıl<br />
pırıl bir oda ve 3 tane masa önünde de<br />
misafir koltukları. Ben hemen pencere<br />
önündeki masalardan birini kaptım ama<br />
Ahmet beyin zaten pencere önü ile bir<br />
hesabı yoktu o da kendince kapı önündeki<br />
masayı kaptı. Bizi daha şaşırtan olay ise<br />
kurum da adeta vip misafir muamelesi<br />
görüyor olmaktı. Örneğin daha masamıza<br />
yeni oturmuşken içeri Depo Sorumlusu<br />
Zeynel ACER bey girdi elinde bir sürü<br />
malzeme. Kırtasiye malzemeleri kül<br />
tablaları masa üstü için kalemlikler, envai<br />
tür kalem klasör vb. Tek tek hepimize<br />
dağıtıldı ilave isteklerimiz soruldu. Biz<br />
nasıl bir kuruma başlamıştık.<br />
Odamızda 1 tek telefon vardı ama ilk gün<br />
hiç problem olmadı. Ama ertesi gün Nadir<br />
BIYIKOĞLU bey’de işe başlayınca durum<br />
değişti. Nadir bey daha önce dışarıda<br />
serbest çalışmış SAGEB’e bürosunu<br />
kapatıp gelmişti bu sebeple çok fazla<br />
arayanı vardı hatta çoğu zaman Nadir bey<br />
bizim odadaki telefon ile konuşurken<br />
yandaki 2 odadan gelinip “Nadir<br />
telefonun bitince gel bizim odada da<br />
telefonun var” dendiğini bilirim.<br />
İlk 1 ayımız çok sakin geçti katta 20 oda<br />
vardı koridorun 1 ucunda biz üçümüz 1<br />
odada oturuyorduk. Diğer uçta ise<br />
rahmetli Mehmet DAVRANALP. Biz<br />
dördümüzden başka da katta kimsecikler<br />
yoktu. İş olmadığı için arada bir keşfe<br />
çıkıyorduk. Odaların kapıları kilitli idi bir<br />
tek bizim karşımızda çok güzel döşenmiş<br />
tek kişilik bir oda vardı. Biz tabi uzman<br />
yardıcıları olarak herhalde burası uzman<br />
odası diye içimizden geçiriyorduk. Daha<br />
sonra Veysel YAYAN beyin Daire<br />
Başkanlığına atanıp o odaya oturması ile<br />
hem Daire Başkanı kavramını hem de o<br />
odanın bir Daire Başkanı odası olduğunu<br />
öğrenecektik.<br />
Dediğim gibi ilk başlarda çok sakindik.<br />
Bazen bir firmadan bir broşür gelirdi.<br />
Broşür diyince hani o fuarlarda masalara<br />
yığılıp da taşımaya üşendiğimiz için<br />
elimize almadığımız 1 sayfalık kağıtlardan<br />
bahsediyorum öyle kapsamlı bir şey<br />
değil. Ama o broşürler o kadar ciddiye<br />
alınırdıki anlatamam. Önce broşürün<br />
önüne bir evrak akış fişi eklenir, sırasıyla<br />
Başkan (Müsteşar) Başkan Yardımcısı<br />
(sadece 1 tane idi) Uzmanlar ve ardından<br />
en son bize gelirdi. Gelene kadar da<br />
üzerine destan gibi notlar yazılırdı. Evrak<br />
akış yoğunluğu haftada 3 broşür<br />
mertebesinde olduğu için son derece<br />
normaldi tabii ki bu kadar ciddiye<br />
alınması. Ancak problem en son bize<br />
geldiğinde bizim bu broşürler ile ne<br />
yapacağımızı bilemiyor olmamızdı. Öyle<br />
ya resmi evrak muamelesi görmüş,<br />
zimmetle teslim edilmiş, atsan atılmaz,<br />
işlem yapıyım desen bişe denmiyorki ne<br />
işlem yapacaksın. Bu hengamede<br />
durumdan ilk vazife çıkaran Nadir Bey<br />
oldu ben bu silah istemlerini üretibilecek<br />
kapasite için sanayiye soru yazıları yazıp<br />
mevcut tezgah kabiliyetlerinin bir<br />
envanterini çıkaracağım dedi. Yönetim de<br />
destek olunca bu çalışma başladı. Hatta<br />
Nadir Bey ayrıldıktan çok sonra da bu<br />
çalışma gelişerek devam etti. En son<br />
ulaştığı ve amacını yitirdiği nokta STRAB<br />
projesi olarak bilinir.<br />
101
Vefalı Personelimiz<br />
Bu sakin günlerimiz bizimle aynı sınavı<br />
kazanan diğer personelin de güvenlik<br />
soruşturmalarını peyderpey tamamlayıp<br />
işe başlamaları ile sona erdi. İlk önce<br />
bizden 1 ay sonra Nuran İNCİ , Elife ÜNAL<br />
ve Ali Vasfi DEMİRTAŞ onları takip eden<br />
aylarda da diğer personel işe başladı<br />
artık 3 değil tam 12 uzman yardımcısı idik.<br />
Tam 3 tane de Projemiz vardı. Zırhlı<br />
Muharebe Araçları Projesi, Alçak İrtifa<br />
Hava <strong>Savunma</strong> Sistemi Projesi ve HFSSB<br />
Telsiz projesi.<br />
Bu projelerin en önem verileni Alçak İrtifa<br />
Hava <strong>Savunma</strong> Sistemi idi ama malesef<br />
yıllarca çalışma ve emeği müteakkip iptal<br />
edildi. 2006’lı yıllarda Roket Füze ve<br />
Mühhimmat Şubesinin ilk projelerinden<br />
biri olarak Alçak İrtifa Hava <strong>Savunma</strong><br />
Projesinin yeniden dirilip geldiğini<br />
görünce için için gülümsemedim desem<br />
yalan olur.<br />
Ben makina mühendisi olarak Zırhlı<br />
Muharebe Aracı Projesinde görevlendirilmiştim.<br />
Artık hayatım değerlendirmeyi<br />
yaptığımız “Komisyon Odasında” geçiyordu.<br />
O tarihlerde hepimizin bekar<br />
olması sebebiyle çalışma saatlerinin<br />
sabah 9:00 Akşam (sabaha Karşı) 04:00<br />
olması da pek kimseyi rahatsız etmiyordu.<br />
Hatta sabaha kadar çalıştıktan sonra<br />
Jusmmat (Şimdiki ODC)’ ın bulunduğu<br />
tepeye bakarak güneşin doğuşunu<br />
seyredip ondan sonra eve gitmek de bir<br />
rituel olmuştu.<br />
Ancak değişmeyen tek bir şey vardı bize<br />
verilen değer. Her akşam nöbetçi<br />
personel saat 19:00 19:30 arası tüm katları<br />
gezer, tüm çalışanlara ne yemek istediğini<br />
sorar yarım saat sonra da herkese sipariş<br />
ettiği yemek ulaştırılırdı. Sabah eve<br />
giderken de mutlaka herkes evine ulaştırmadanmazdı.<br />
nöbetçi araç kurumdan ayrıl-<br />
Gerçekten yoğun çalışıyorduk ama<br />
yorulmuyorduk yaptığımız işin önemi tam<br />
tersine bize heyecan veriyordu. Ama en<br />
önemlisi amirlerimizin bize verdiği destek<br />
idi. O tarihte kurumun yegane uzman<br />
yardımcıları olarak okuldan yeni mezun<br />
gençler olduğumuz halde katıldığımız tüm<br />
toplantılara tam yetki ile katıldık . Hata<br />
yapmamaya çalıştık. Hata yaptığımız da<br />
oldu ama amirlerimiz Vahit ERDEM,<br />
Metin ERGÜN, Veysel YAYAN, Ali DOĞAN<br />
tarafından hiç bir zaman ezdirilmedik.<br />
Haa kuruma döndüğümüzde yalnız<br />
kalınca fırçamızı yedik o da ayrı konu<br />
tabiiki.<br />
O günlerden aklımda kalan bir kaç isim ve<br />
bir kaç anı daha var ki onları da<br />
yazmazsam rahat edemiyeceğim.<br />
Komisyon Odalarımız ve O odalarda<br />
geçen saatlerimizden bahsetmiştim. Gine<br />
bir gün komisyon odasında çalışırken<br />
kapı açıldı ve Daire Başkanımız Ali<br />
DOĞAN bey içeri girdi . Arkadaşlar TRT<br />
çekim yapacak gizli evrakları toplayalım<br />
dedi. Biz hazırlandık benim üzerimde yeni<br />
aldığım ilk kez giydiğim ve hiç beğenmediğime<br />
karar verdiği açık gri kalın bir<br />
ceketim vardı. TRT çekim yapsın diye bir<br />
de mizansen yaptık bir grubumuz toplantı<br />
masasına oturdu ortaya bazı proje ile<br />
alakasız kağıtlar açtık ben ve bir<br />
arkadaşımda bilgisayarın başına geçtik<br />
bir hesap tablosu programı açtık güya<br />
çalışıyoruz. O zamanlar Bilgisayarlar yeni<br />
bir kavram TRT kameramanının en çok<br />
hoşuna giden sahne de bilgisayar bölümü<br />
olmuş nedense. O çirkin kıyafetimle bol<br />
bol beni çekmiş. O klip nerdeyse 2000’li<br />
yıllara kadar ortalama ayda 1 kez olmak<br />
üzere sürekli silahlı kuvvetler saatinde<br />
gösterildi. Ve ben o gün ne olursa olsun işe<br />
giderken mutlaka şık giyinmek gerektiğini<br />
öğrendim.<br />
Komisyon odalarımızın en büyük eğlencesi<br />
ise kurumumuzun önce müstahdemi<br />
sonra çaycısı en son da Bahçıvanı olarak<br />
tanınan Şükrü İYİİŞ idi . Telefon ile arayıp<br />
“Şükrü dayı bize 2 çay 1 kahve 1 kola” diye<br />
tek tek sipariş verirdik o da dikkatle dinler<br />
ve sorardı “kola 1 değil mi...” diye ama<br />
yıllar boyu 1 kere bile doğru sipariş<br />
geldiğini görmedik mesela siz 2 çay 2<br />
oralet isterdiniz. Odaya 3 tane ayran 1<br />
kola 1 fanta gelirdi.<br />
Şükrü dayı yaptığı her görevde kurum<br />
efsanelerine konu olmuştu. Ben görmedim<br />
ama çok anlatılan bir hikayesi de<br />
şudur. O tarihte Bayrak Garnizonundan<br />
emekli olmuş bir Mehmet TOPAL<br />
Albayımız var. Kurumun taşıtları ve hizmetlilerinden<br />
o sorumlu. Ancak askerliğin<br />
de etkisiyle babacan fakat çok sert bir<br />
yapısı var (yada bize o zaman öyle<br />
gelirdi). O kadar ototiter ki biz uzman<br />
yardımcıları bile tir tir titrerdik. Diyelim<br />
Bakanlığa toplantıya gidilecek ajandamızı<br />
alır aşağıya inerdik. Kapısna gelip<br />
Mehmet Albayım bizim MSB ye toplantıya<br />
gitmemiz lazım araç varmı dediğimizde<br />
“Gencecik adamsınız hemen şurası<br />
yürüyün“ der bizim de ısrar etmek aklımıza<br />
dahi gelmezdi.<br />
Gine bir gün felaket bir yağmur yağıyor<br />
Bülent OKYAR bey servisten iniyor ve<br />
Şükrü Dayı’yı üzerinde yağmurluk ile<br />
elinde hortum çimenleri sularken buluyor.<br />
Ne yapıyorsun şükrü dayı zaten yağmur<br />
yağıyor dediğinde Şükrü Dayı’nın cevabı ,<br />
“Valla bülent bey TOPAL albayım çimler<br />
her gün sulanacak dedi ben görevimi<br />
yapayım da neme lazım” oluyor. Gerçekten<br />
de fıkra gibi ama gerçek.<br />
Yıllar geçerken biz büyüdük iş yükümüz<br />
de büyüdü ama Türkiye’de olmayan bir<br />
şeyi daha başarabilmek için duyduğumuz<br />
çocukca heyecan hiç eksilmedi. Umarım<br />
SSM bir sonraki 25nci yıllına çok daha<br />
büyük başarılar ile ulaşır ve 2008-2009-<br />
2010 lu yıllarda işe giren arkadaşların<br />
SSM’nin 50nci yılı için anılarını yazarken<br />
benim duyduğum keyfi, heyecanı ve<br />
mutluluğu duyarlar.<br />
Nice 25 yıllara SSM.
7 Kasım 1985 - Hürriyet<br />
SSM'nin<br />
Kuruluşu Böyle Okundu<br />
18 Şubat 1976 - Milliyet<br />
103
SSM'nin Kuruluşu Böyle Okundu<br />
25 Ocak 1987<br />
27 Nisan 1987 27 Nisan 1987
15 Kasım 1987<br />
29 Nisan 1987<br />
105
SSM'nin Kuruluşu Böyle Okundu<br />
6 Ocak 1989 3 Mayıs 1989
25 Mart 1989<br />
12 Nisan 1989<br />
107
SSM'nin Kuruluşu Böyle Okundu<br />
11 Mayıs 1989<br />
26 Mayıs 1989
17 Ekim 1989<br />
14 Ocak 1991<br />
1991<br />
25 Mart 1991<br />
23 Nisan 1991<br />
109
25. Yıl Etkinlikleri<br />
SSM 25. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ ETKİNLİKLERİ KAPSAMINDA ANITKABİR<br />
ZİYARETİ (01 KASIM 2010)<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>mızın 25. Kuruluş Yıldönümü Etkinlikleri kapsamında Müsteşarımız Sn. Murad<br />
BAYAR başkanlığındaki SSM Personeli Anıtkabir’e ziyarette bulunmuşlar, mozaleye çelenk<br />
koyulmasının ardından Müsteşarımız Anıtkabir Anı defterini imzalamışlardır.
25. YIL ETKİNLİKLERİ KAPSAMINDA TRT TÜRK SANAT MÜZİĞİ KONSERİ<br />
(10 ARALIK 2010)<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>mızın kuruluşunun 25nci yılı etkinlikleri kapsamında 10 Aralık tarihinde TRT<br />
Ankara Radyosunda düzenlenen “Türküden Besteye” adlı konseri izlemeye Sn. Müsteşarımız,<br />
Müsteşar yardımcılarımız ve SSM personeli eşleri ile birlikte katılmışlardır<br />
“SSM 25 YAŞINDA” SERGİSİ AÇILIŞ<br />
TÖRENİ ( 05 KASIM 2010)<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nın 25. Yılı<br />
kutlamaları kapsamında, <strong>Müsteşarlığı</strong>n<br />
kuruluşundan günümüze gelişimini özetleyen<br />
panolar ile yürütmekte olduğu projelere<br />
ilişkin tanıtıcı maketlerin yer aldığı “SSM 25<br />
Yaşında” sergisi, Milli <strong>Savunma</strong> Bakanımız<br />
Sn. M. Vecdi GÖNÜL’ün ev sahipliğinde 5<br />
Kasım 2010 tarihinde saat 18:30’da<br />
Cermodern Sanat Merkezi’nde açılmıştır.<br />
7-9 Kasım 2010 tarihleri Resim ve Heykel<br />
müzesinde gösterimi devam eden serginin<br />
açılışı Sayın Başbakan Recep Tayyip<br />
ERDOĞAN tarafından yapılmış olup, açılış<br />
törenine Genelkurmay Başkanı Orgeneral<br />
Işık KOŞANER, Kültür Bakanı Ertuğrul<br />
GÜNAY, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral<br />
Eşref Uğur Yiğit, Jandarma Genel Komutanı<br />
Orgeneral Necdet ÖZEL, Kara Kuvvetleri<br />
Kurmay Başkanı Orgeneral Bekir KALYONCU<br />
ve diğer üst düzey askeri ve sivil personel<br />
katılmıştır.<br />
111
1. Özlem GÜNER<br />
Bakış<br />
“Bakış ki zamanı dondurduğumuzu<br />
sandığımız, bakış ki sonsuzluğu getiren.”<br />
25. Yıl<br />
Fotoğraf Yarışması
2. Bilge MOLVALI<br />
Ruh Güzelliği<br />
01 Mart 2003 tarihinde kaybettiğim çok<br />
sevgili ablam Duygu Eroğlu'na ait İzmir,<br />
Selçuk ilçesi Yoncaköy'de kendisine ait<br />
yazlık evinin bahçesinde bir gül...<br />
Hastanede son günlerinde ''Haziranda<br />
beraber gidip gülleri seyredelim ''demişti<br />
ama kısmet olmadı....<br />
3. Hakkı Burak SAĞ<br />
Blackpool<br />
Her yolculuk, küçük bir adımla başlar. Bu<br />
yüzden, başarının anahtarı doğru atılacak<br />
küçük bir adımda yatar.<br />
Esra AYDEMİR<br />
ÇAVUŞ<br />
Cambridge<br />
Kendimize kim olduğumuzu hatırlatmak<br />
için hepimizin aynalara gereksinimi<br />
vardır. Cambridge barındırdığı tüm<br />
güzelliklerle benim için bu aynalardan<br />
biriydi..<br />
113
Günnur Nazlı<br />
TOPÇU<br />
Dinginlik<br />
“Öyle zamanlar vardır ki sessizliğin sesini<br />
dinlemek istersiniz. “Dinginlik” de öyle bir<br />
anda çekmiş olduğum bir fotoğraf.<br />
Yusuf Bilge TUNÇ<br />
İHA<br />
İnsanlığa ilham veren doğaya sevgi ve<br />
hayranlıkla…<br />
Erhan ÖZAYDIN<br />
Deniz-Boğaz-Martı<br />
“Bu fotoğraf İstanbul’un benim aklımdaki<br />
özeti gibi, sıcak ve hayat dolu bir şehir.”
Dinçer BATIRBEK<br />
Altın Tapınak ve<br />
Buda'nmış Ağaçlar<br />
Güneydoğu Asya’nın gizemli dünyası<br />
Tayland’ın başkenti Bangkok’ta bulunan<br />
Altın Tapınak, klasik sundurmalı uzakdoğu<br />
mimarisine eşlik eden, yerel<br />
motiflerde budanmış tropik ağaçlarıyla<br />
ilginç bir uyum gösteriyor. Tapınağın sivri<br />
kuleleri altında Budist rahipler, yüzyıllardır<br />
Doğu’nun dingin bilgeliğini, meraklı<br />
ziyaretçilerle paylaşıyorlar.<br />
Elif BEŞEL<br />
Düzen<br />
Uzak toprakların havasını, eski zamanların<br />
seyahatlerini, girişimci ve yenilikçi<br />
ruh insanlarının hangi aşamalardan<br />
sonra böyle güzel görünümlerle, bu denli<br />
düzenli göz zevkimizi okşayan bu görüntüyü<br />
kalıcı kılmak istedim. Yalnız göründüklerine<br />
aldanmayın, nice hayatlara<br />
tanıklık ettiler, mutluluklarını üzüntülerini<br />
paylaşan bir dost oldular insanlara…<br />
Salih SALİHOĞLU<br />
Kapı Komşuları<br />
Doğadaki uyum ve birlikte yaşamın<br />
yarattığı tatlı bir süpriz olarak çektiğim bir<br />
fotoğraftı. Ama bugün fotoğrafa baktığımda<br />
artan nüfus ve gelecek kuşaklara<br />
ne kalacak konusunda verdiği mesajı<br />
daha anlamlı buluyorum.<br />
115
Abdurrahman KILIÇ<br />
İki Dünyanın<br />
Kavuşması<br />
“Yer ve göğün bu kadar yakın olduğu bir<br />
mezarlıkta, insanlar ölülerini ziyarete<br />
gelmiştir. Bu sırada yaklaşan kara bir<br />
bulut ve ona doğru uzanan sarı otlar,<br />
orada ki insanların düşüncesinden geçen<br />
ölüm ve yaşam fikirlerini somut bir tablo<br />
halinde sunmaktadır.“<br />
Karlı ve soğuk bir Boston sabahında<br />
üşüyerek okula doğru koştururken içimi<br />
ısıtan güneş ışıklarını farkedip “hayata bir<br />
dakikalık bir mola” verdiğim anın resmidir.<br />
Bulunduğumuz yolların herzaman<br />
“güneşli birden fazla dakika ile dolu<br />
olması” dileği ve bana bu fırsatı sağlayan<br />
Kurumuma teşekkürlerimle...<br />
Anlatılmaz, yaşanır!<br />
Aysun KÜÇÜK<br />
Yol<br />
Bülent Ecevit<br />
BEYOĞLU<br />
Defne
25. Yıl<br />
Spor Etkinlikleri<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>nın 25.Yıl Kuruluş Yıldönümü kapsamında Futbol, Basketbol,<br />
Voleybol, Bowling ve Masa Tenisi branşlarında turnuvalar düzenlenmiştir. Anılan turnuvalara<br />
SSM ile birlikte ASELSAN, FNSS, HAVELSAN, GATE, MIKES, MILSOFT, NUROL,<br />
ROKETSAN, STM, TAI firmaları katılım sağlamışlardır.”<br />
117
Gündem<br />
İmza Törenleri<br />
ORTA MENZİLLİ TANKSAVAR SİLAH SİSTEMİ (OMTAS) PROJESİ GELİŞTİRME<br />
DÖNEMİ (DÖNEM-2) SÖZLEŞMESİ (29 TEMMUZ 2010)<br />
K.K.K.lığının, orta menzilli modern tanksavar silah ihtiyacının yurt içi geliştirme yoluyla<br />
karşılanması maksadıyla Orta Menzilli Tanksavar Silah Sistemi (OMTAS) Projesi Geliştirme<br />
Dönemi (Dönem-2) Sözleşmesi, <strong>Müsteşarlığı</strong>mız ve Roketsan A.Ş. arasında, 29 Temmuz 2010<br />
tarihinde <strong>Müsteşarlığı</strong>mızda gerçekleştirilen törenle imzalanmıştır.<br />
Sahil Güvenlik Komutanlığı ihtiyacına binaen,<br />
Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın planlı kuvvet<br />
yapısına ulaşabilmesi ve 2692 Sayılı Kanunla<br />
verilen görevleri etkinlikle yerine getirebilmesi<br />
amacıyla 17 adet bot tedariğine<br />
yönelik olarak, 25 Tonluk Sahil Güvenlik Botu<br />
Tedarik Projesi Sözleşmesi SSM ve Yonca-<br />
Onuk A.O. firması arasında 07 Eylül 2010<br />
EHTES PROJESİ İMZA TÖRENİ<br />
(04 KASIM 2010)<br />
Hava Kuvvetleri Komutanlığının ihtiyacı<br />
doğrultusunda EHTES Projesi kapsamında<br />
tedariki gerçekleştirilen hava savunma<br />
sistemine ait EH Test ve Değerlendirme<br />
Laboratuvarı geliştirilmesine yönelik Sözleşme<br />
Değişikliği, 4 Kasım 2010 Çarşamba günü<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>mız, Hava Kuvvetleri Komutanlığı<br />
ve TUBİTAK SAGE’nin de katılımıyla<br />
düzenlenen törenle <strong>Müsteşarlığı</strong>mız ile<br />
Ortadoğu <strong>Savunma</strong> Teknolojileri AR-GE ve<br />
Yazılım San.Tic. arasında imzalanmıştır.<br />
UYDU VE ARGE İMZA TÖRENİ (03 EYLÜL 2010)<br />
25 TONLUK SAHİL GÜVENLİK BOTU PROJESİ İMZA TÖRENİ (07 EYLÜL 2010)<br />
GÖKTÜRK Keşif ve Gözetleme Uydusu Projesi teknoloji kazanım yükümlülüğü çerçevesinde<br />
“Uydu SAR Konsept Tasarım Raporu”nun hazırlanmasına ilişkin Protokol 03 Eylül 2010 Cuma<br />
günü <strong>Müsteşarlığı</strong>mız, Hava Kuvvetleri Komutanlığı ve ilgili firmaların katılımıyla düzenlenen<br />
törenle <strong>Müsteşarlığı</strong>mız, ASELSAN A.Ş. ve SDT Uzay ve <strong>Savunma</strong> Teknolojileri A.Ş. arasında<br />
imzalanmıştır.<br />
tarihinde imzalanmıştır.<br />
Bu çerçevede, Sn. Müsteşarımız ve Sahil<br />
Güvenlik Komutanı Tümamiral İzzet<br />
ARTUNÇ’un katılımıyla gerçekleştirilen<br />
törene, SGK’lığı ve Yonca-Onuk A.O.<br />
temsilcileri iştirak etmiştir.<br />
TÜBİTAK İLE EHDM HİZMET SÖZLEŞMESİ İMZA TÖRENİ<br />
(22 KASIM 2010)<br />
Kara Kuvvetleri Komutanlığının ihtiyacı doğrultusunda Helikopter Elektronik Harp Projeleri<br />
kapsamında, kurulacak Elektronik Harp Destek Merkezinde, TSK envanterinde yer alan<br />
helikopter platformlarının kızıl ötesi, radar ve lazer güdümlü tehdit füzelerine karşı<br />
korunmalarını sağlamak maksadıyla tedarik edilecek elektronik harp sistemlerinin;<br />
simülasyon, saha testi, uçuş testi, program geliştirme, program değiştirme, tehdit analiz ve<br />
eğitimlerin değişen harekat koşullarına göre yapılanmasına ve bahse konu merkezde ihtiyaç<br />
duyulacak olan mühendislik desteğine yönelik Elektronik Harp Destek Merkezi Mühendislik<br />
Desteği Alım Sözleşmesi 22 Kasım 2010 Pazartesi günü TÜBİTAK, Genelkurmay Başkanlığı ve<br />
Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın da katılımıyla düzenlenen törenle <strong>Müsteşarlığı</strong>mız ile<br />
TÜBİTAK arasında imzalanmıştır.
Konferans, Toplantı, Fuar<br />
MSB MÜSTEŞARI KORGENERAL ÜMİT<br />
DÜNDAR’A VERİLEN BRİFİNG<br />
(13 EYLÜL 2010)<br />
MSB Müsteşarı Korgeneral Ümit DÜNDAR ve<br />
beraberindeki heyet <strong>Müsteşarlığı</strong>mıza bir<br />
ziyarette bulunmuşlar ve kendilerine bir<br />
brifing verilmiştir.<br />
GÜNEY AFRİKA /CAPE TOWN<br />
ULUSLARARASI UZAY/HAVACILIK VE<br />
SAVUNMA FUARI (21-26 Eylül 2010)<br />
Türk savunma sanayii işbirliğinin hedef<br />
bölgeler ve ülkeler ile geliştirilmesi amacıyla,<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> koordinasyonunda,<br />
Milli <strong>Savunma</strong> Bakanı Sayın M.<br />
Vecdi GÖNÜL başkanlığında oluşturulan<br />
heyet, 11 savunma sanayii firması ve<br />
Genelkurmay Başkanlığı temsilcilerinin de<br />
katılımıyla, 21-26 Eylül 2010 tarihleri arasında<br />
Güney Afrika/Cape Town’da ilk defa<br />
düzenlenen AAD 2010 Uzay/Havacılık ve<br />
<strong>Savunma</strong> fuarına iştirak etmiştir.<br />
İtalya Hava Kuvvetleri Komutanı, Pakistan<br />
Hava Kuvvetleri Komutanı, Azerbaycan<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayi Bakanı, Almanya (SASAD<br />
muadili) AGD&SI Başkanı, Angola Hava<br />
Kuvvetleri Komutanı, Endonezya Kara<br />
Kuvvetleri Komutanı, Omman Hava Kuvvetleri<br />
Komutanı ve Heyeti, Katar Hava Kuvvetleri<br />
Heyeti, Malezya Hava Kuvvetleri Komutanı,<br />
Gabon Hava Kuvvetleri Komutanı, Suudi<br />
Arabistan Ana malzeme Direktörü ve<br />
beraberindeki Heyet, Hindistan Heyeti,<br />
Lesoto Heyeti ve Denel firması Yetkilileri<br />
standımızı ziyaret etmişlerdir.<br />
Sayın Bakanımız fuarın ilk gününde Müsteşarımız<br />
eşliğinde fuara katılan firmalarımızın<br />
standlarını ziyaret ederek firmalarımızdan<br />
fuarda tanıtılan ürünleri ve potansiyel ihracat<br />
TOBB SAVUNMA MECLİSİ TOPLANTISI (30 EYLÜL 2010)<br />
Türkiye <strong>Savunma</strong> Sanayi Sektör Meclisi toplantısı 30 Eylül 2010 tarihinde TOBB Ekonomi ve<br />
Teknoloji Üniversitesi toplantı salonunda gerçekleştirilmiştir. Toplantıya <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
Müsteşarı Sn. Murad Bayar ‘ın yanı sıra SASAD Yönetimi ve Üye firma temsilcileri katılmıştır.<br />
Toplantıda <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı Sn. Murad BAYAR 2009 yılı verilerinin genel bir<br />
değerlendirmesini yaparak, halen yürütülmekte olan projeler hakkında bilgi vermiş ve<br />
sektördeki firmalardan beklentilerini açıklamıştır.<br />
konuları hakkında bilgi almışlardır.<br />
2011 Yılı Fuarları ile ilgili olarak fuar<br />
organizasyon firmaları ile toplantılar yapılmıştır.<br />
BİLİŞİM ZİRVESİ (05 EKİM 2010)<br />
Türkiye’nin en büyük bilgi, iletişim ve eğitim<br />
platformu olan Bilişim Zirvesi 2010, 4-5 Ekim<br />
2010 tarihleri arasında İstanbul'da gerçekleştirilmiştir.<br />
Bu yıl Telekom, e-Sağlık, Finans, <strong>Savunma</strong><br />
temalı Konferansların yer aldığı Bilişim Zirvesi<br />
2010’nun <strong>Savunma</strong>da Bilişim temalı tüm gün<br />
süren oturumunun açılışına Sn. Müsteşarımız<br />
Murad BAYAR bir konuşma ile katılmışlardır.<br />
Konuşmalarında, gelişen sensör<br />
teknolojisi ve bu alanda SSM tarafından<br />
yürütülen tedarik ve geliştirme projeleri<br />
hakkında bilgiler aktarmış, bu sayede veri<br />
toplama kapasitesinin oldukça arttırıldığını<br />
belirtmiştir.<br />
Konferansta MEBS Daire Başkanı Sn. Mete<br />
ARSLAN "Ağ Destekli Yetenek; Kritik Tesis ve<br />
Altyapıların Güvenliği” Paneli Başkanı olarak,<br />
Ağ Destekli Yeteneğin (ADY) ulusal ihtiyaçlar<br />
ve kritik tesis ve altyapıların güvenliği<br />
çerçevesinde şekillendirilmesine yönelik<br />
AnelTech, Aselsan, Havelsan, STM,<br />
TUBİTAL<br />
almıştır.<br />
UEKAE firmalarının görüşlerini<br />
Ayrıca <strong>Savunma</strong> Çözümlerinin Kamu Ve Özel<br />
Sektöre Uyarlanması Paneli’ne Sanayileşme<br />
Dairemizden <strong>Sanayii</strong> Katılımı ve Offset Şube<br />
Müdürü Uzman Dinçer BATIRBEK konuşmacı<br />
olarak katılmıştır.<br />
2. KÜRESEL HAVACILIK, UZAY VE<br />
OFFSET KONFERANSI (07 EKİM 2010)<br />
6-8 Ekim 2010 tarihleri arasında ESBAŞ Ege<br />
Serbest Bölgesi’nde düzenlenen 2. Küresel<br />
Havacılık, Uzay ve Offset Konferansı’na Milli<br />
<strong>Savunma</strong> Bakanı Sayın M. Vecdi GÖNÜL’ün<br />
ve <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı Sayın Murad<br />
BAYAR’ın katılımlarıyla gerçekleşen konferansta<br />
savunma sanayiinde faaliyet gösteren<br />
çok sayıda yerli ve yabancı firma temsilcileri,<br />
akademisyenler, derneklerden temsilciler ve<br />
diğer ilgililerin sunumları ile çeşitli paneller<br />
gerçekleştirilmiştir.<br />
119
Gündem<br />
Konferans, Toplantı, Fuar<br />
3’ÜNCÜ DENİZ SİSTEMLERİ SEMİNERİ<br />
(11-12 EKİM 2010)<br />
Deniz sistemleri konusundaki ortak bilgi<br />
birikiminin artırılması, karşılıklı işbirliklerinin<br />
geliştirilmesi, ilgili üniversite/araştırma<br />
kuruluşlarının ve firmaların yetenekleri<br />
hakkındaki farkındalığın sağlanması, söz<br />
"CHALLENGES İN AUTONOMOUS<br />
SYSTEMS: MANNED/UNMANNED<br />
INTEGRATED OPERATİONS"<br />
TOPLANTISI (12-14 EKİM 2010)<br />
NATO-RTO "Systems Concepts and<br />
Integration (SCI-216)" çalışma grubunun<br />
"Challenges in Autonomous Systems:<br />
Manned/Unmanned Integrated Operations"<br />
toplantısı 12-14 Ekim 2010 tarihleri arasında<br />
Antalya'da gerçekleştirilmiştir.<br />
Müsteşarımız Sn. Murad Bayar tarafından<br />
yapılan "Turkey's Aviation and UAV<br />
Perspectives" isimli açılış konuşmasında<br />
Türkiye’deki İnsanlı ve İnsansız<br />
Hava Aracı (İHA) Projeleri'ne yönelik<br />
SSM’nin yaklaşımları anlatılmıştır. Toplan-<br />
UKTI DSO SEMPOZYUMU<br />
(03 Kasım 2010)<br />
03 Kasım 2010 tarihinde, İngiltere Ticaret ve<br />
Yatırım, <strong>Savunma</strong> ve Güvenlik Kuruluşu (UKTI<br />
DSO) tarafından Londra'da her yıl<br />
düzenlenen, İngiltere'nin savunma, güvenlik<br />
ve ticaret stratejisi ile ilgili Bakanlarının, üst<br />
düzey kamu ve özel sektör yöneticilerin<br />
katılım sağladığı DSO Sempozyumu'na<br />
konuşmacı olarak davet edilen SSM Murad<br />
Bayar, İngiltere Uluslararası Güvenlik<br />
Stratejisi Bakanı Gerald Howarth'ın<br />
konuşmasını takiben, <strong>Müsteşarlığı</strong>mızın<br />
konusu sistemlerin tasarımı ve üretimine<br />
yönelik oluşturulan yol haritası ve stratejilerin<br />
paylaşılması amacıyla gerçekleştirilen Deniz<br />
Sistemleri Semineri’nin üçüncüsü, <strong>Müsteşarlığı</strong>mız<br />
ev sahipliğinde ve RMK Marine ve<br />
HAVELSAN’ın ana sponsorluğunda 11-12<br />
Ekim 2010 tarihlerinde ODTÜ Kültür ve<br />
Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilmiştir.<br />
Seminer ODTÜ Rektörü’ne vekâleten Rektör<br />
Yardımcısı Prof. Dr. Volkan ATALAY, <strong>Savunma</strong><br />
<strong>Sanayii</strong> Müsteşarı Murad BAYAR, SASAD<br />
Genel Sekreteri Kaya YAZGAN ve seminerin<br />
organizasyon çalışmalarını <strong>Müsteşarlığı</strong>mız<br />
adına yürüten (E) Y.Müh.Kd.Alb.A.Zafer<br />
BETONER’in yaptığı açılış konuşmaları ile<br />
başlamıştır. Açılış konuşmalarında; gemi inşa<br />
sektörü ve tersanelerin son dönemdeki<br />
durumları, askeri gemi projelerinin gemi inşa<br />
tıda ülke temsilcileri insanlı ve insansız<br />
sistemlerin birlikte çalışabilirliği konusunda<br />
tecrübelerini aktarmışlar, ayrıca katılımcı<br />
firmalar tarafından bu konudaki teknolojik<br />
kabiliyetleri sunulmuştur.<br />
RTO tarafından “çok uluslu insanlı ve insansız<br />
sistemlerin birlikte çalışabilirliği ve işbirliği”<br />
açısından planlanan bir demo/gösteri<br />
(Cooperative Demonstration of Technology,<br />
CDT) ile ilgili senaryo, konsept ve teknolojiler<br />
hakkında fikir alışverişinde bulunulmuştur."<br />
“TEKNOLOJİ YÖNETİMİNDE<br />
SAVUNMA SANAYİNİN ROLÜ”<br />
KONULU KONFERANS (14 EKİM 2010)<br />
14 Ekim 2010 tarihinde Erzurum Atatürk<br />
yurtdışı pazarlarda İş ve Ortaklık Geliştirme<br />
stratejisine ilişkin bir konuşma ve sunum<br />
yapmıştır.<br />
Sempozyumda ayrıca Güney Kore <strong>Savunma</strong><br />
Tedarik ve Program Kuruluşu (DAPA)<br />
Başkanı, Komisyoner Soo-Man Chang<br />
tarafından, Güney Kore'nin savunma tedarik<br />
sistemini ve uluslararası pazarlara yaklaşımını<br />
kapsayan bir sunuş gerçekleştirilmiştir.<br />
UKTI DSO Başkanı Richard Paniguian'ın<br />
konuşması ile açılan Sempozyumun sabah<br />
oturumu, İngiltere'nin uluslararası pazarlarda<br />
ve yan sanayinin gelişimine etkileri, deniz<br />
sistemlerine yönelik ihtiyaçlarımızın özgün ve<br />
milli tasarım ile karşılanmasının Türk<br />
savunma sanayisiinin gelişmesine ve<br />
uluslararası pazarda rekabet edebilir bir<br />
yapıya kavuşmasındaki önemi, bu alanda var<br />
olan ihracat potansiyelinin yeni tasarımlarla<br />
birlikte artırılmasının gerekliliği, ayrıca<br />
üretilen bu ürünlerin lojistik desteğinin<br />
sağlanması ve bu yönde SSM’nin sektörden<br />
beklentileri hususları dile getirilmiştir.<br />
Söz konusu organizasyonda gemi platform /<br />
sistem ve alt sistemleri kapsamında 8<br />
üniversite, 28 yerli ve yabancı firma tarafından<br />
toplam 42 sunum gerçekleştirilmiş ve 53<br />
firmanın tanıtım faaliyetleri sergilenmiş olup,<br />
seminere 700 kişi kayıt yaptırmıştır.<br />
Üniversitesi tarafından düzenlenen “Teknoloji<br />
Yönetiminde <strong>Savunma</strong> Sanayinin Rolü”<br />
konulu konferansa Sn. Müsteşarımız Murad<br />
BAYAR, Müsteşar Yardımcımız İsmail<br />
TOHUMCU, Proje Müdürü Tamer AYAR<br />
katılım sağlamışlardır.<br />
350 kişilik bir katılımın gerçekleştiği söz<br />
konusu konferansta Sayın Müsteşarımız<br />
konuyla ilgili bir konuşma ve sunum<br />
gerçekleştirmiştir.<br />
Sayın Müsteşarımız Başkanlığında SSM<br />
Heyeti Konferans bitiminde Erzurum<br />
9.Kolordu Komutanı Korgeneral Kenan<br />
HÜSNÜOĞLU’na makamında bir nezaket<br />
ziyareti gerçekleştirmiştir.<br />
ve deniz ötesi işbirliklerinde nasıl başarılı<br />
olabileceğine yönelik Müsteşarımız, Gerald<br />
Howarth, Soo-Man Chang ve BAE Systems<br />
CeO'su Ian King'in katıldığı bir panel ile<br />
kapanmıştır.
AB BİLGİLENDİRME GÜNÜ AÇILIŞI<br />
(23 KASIM 2010)<br />
Türk firmalarını AB politikaları hakkında<br />
bilgilendirmek; güncel gelişmeler, ortaklık<br />
fırsatları ve Ar-Ge çalışmalarına ilişkin<br />
Avrupa’nın beklentileri konularında<br />
farkındalığı arttırmak amacıyla Ar-Ge ve<br />
Teknoloji Yönetimi Daire Başkanlığı<br />
tarafından 23 Kasım 2010 tarihinde<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>mız Konferans Salonunda,<br />
“Güvenlik Araştırma ve Teknolojileri<br />
konusunda Avrupa Teşvikleri” konulu bir Bilgi<br />
Günü düzenlenmiş olup, söz konusu etkinliğe<br />
TÜBİTAK, ASD, REA ve Avrupa Komisyonu<br />
temsilcileri<br />
sağlamıştır.<br />
de konuşmacı olarak katılım<br />
UÇUŞ SİMÜLATÖRÜ SEMPOZYUMU<br />
(26 KASIM 2010)<br />
Askeri ve sivil uçuş eğitim simülatörlerine<br />
yönelik orta ve uzun dönemdeki ülkemiz<br />
ihtiyaçlarının yurt içinden karşılanma oranının<br />
artırılması ve aynı zamanda sektörün dışa<br />
açılımının sağlanması ve bu alanda yerli<br />
sanayiinin gelişim, yatırım alanlarının<br />
belirlenmesi, üniversite ve araştırma<br />
kurumlarının sektöre katkılarının artırılması<br />
amacıyla Türk Silahlı Kuvvetleri ve bu alanda<br />
bilgi birikime ve teknolojik altyapıya sahip<br />
savunma sanayii firmalarının, üniversite ve<br />
araştırma kuruluşlarının katılımı ile 26 Kasım<br />
2010 tarihinde <strong>Müsteşarlığı</strong>mız konferans<br />
salonunda “Türkiye'de Uçuş Eğitim<br />
Simülatörü Sektörünün Mevcut Durumu ve<br />
Hedefleri” başlıklı Simülatör Çalıştayı<br />
gerçekleştirilmiştir.<br />
YENİ FİKİRLER YENİ İŞLER FİNALİ<br />
(27 KASIM 2010)<br />
Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve ODTÜ<br />
Teknokent tarafından düzenlenen Yeni<br />
Fikirler Yeni İşler Yarışmasının 2010 yılı final<br />
günü etkinliği Sayın Müsteşarımızın da<br />
katılımıyla 27 Kasım 2010 tarihinde ODTÜ<br />
Kültür ve Kongre Merkezinde gerçekleşmiş<br />
olup, Genel ve Sanayi Kategorisi'nde 5,<br />
<strong>Savunma</strong> Kategorisi'nde 2, Telekomünikasyon<br />
ve Bilişim Kategorisi'nde 2 finalistin<br />
yarıştığı final töreninde; Kurup isimli grup,<br />
Akustik Hedef Tespiti ve Takibi projesi ile<br />
50.000. TL tutarındaki <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Özel<br />
Ödülünü (birincilik ödülü); Bilkentliler isimli<br />
grup YKS projesi ile 10.000 TL tutarındaki<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Özel Ödülünü (ikincilik<br />
ödülü) almaya hak kazanmıştır.<br />
BİLİM VE TEKNOLOJİ YÜKSEK<br />
KURULU’NUN 22. TOPLANTISI<br />
(15 ARALIK 2010)<br />
Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun 22.<br />
Toplantısı, Başbakan Sayın Recep Tayyip<br />
ERDOĞAN’ın başkanlığında, 15 Aralık 2010<br />
tarihinde, TÜBİTAK Uzay Teknolojileri<br />
Araştırma Enstitüsü’nde yapılmış olup, söz<br />
konusu toplantıya Müsteşarımız Sayın<br />
Murad BAYAR ve Ar-Ge ve Teknoloji Yönetimi<br />
Daire Başkanı Sayın Zübeyde ÇAĞLAYAN<br />
katılım sağlamışlardır.<br />
SAVUNMA SANAYİİ İCRA KOMİTESİ<br />
TOPLANTISI (15 ARALIK 2010)<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Komitesi Toplantısı 15<br />
Aralık 2010 tarihinde müsteşarlığımızda<br />
gerçekleştirilmiştir.<br />
SAVUNMA SANAYİİ TEKNOLOJİ<br />
PAYLAŞIMI SEMİNER VE SERGİSİ<br />
(16 ARALIK 2010)<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> “Teknoloji Paylaşımı<br />
Seminer ve Sergisi” Türkiye Odalar ve<br />
Borsalar Birliği’nin ev sahipliğinde ve Milli<br />
<strong>Savunma</strong> Bakanı Sn. Vecdi Gönül’ün<br />
himayesinde 16 Aralık 2010 Perşembe günü<br />
saat 09.00’da TOBB Ekonomi ve Teknoloji<br />
Üniversitesi’nde gerçekleştirilmiştir.<br />
TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sn.<br />
Tanıl KÜÇÜK ve <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı<br />
Murad BAYAR’ın açılış konuşmalarıyla<br />
başlayan toplantıya, üst düzey bürokratlar ve<br />
çok sayıda özel sektör temsilcisi katılmışlardır.<br />
121
Gündem<br />
Törenler<br />
SÜRATLİ AMFİBİ GEMİSİ (LCT) DENİZE<br />
İNDİRME TÖRENİ (02 EKİM 2010)<br />
Sayın Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN,<br />
Sayın Genelkurmay Başkanı, Sayın Milli<br />
<strong>Savunma</strong> Bakanı, Sayın Ulaştırma Bakanı,<br />
Kuvvet Komutanları ve Sayın Müsteşarımızın<br />
katılımları ile 02 Ekim 2010 tarihinde<br />
gerçekleştirilen törenle Süratli Amfibi Gemi<br />
Projesi’nin 1’inci Gemi Ç-151 denize indirilmiştir.<br />
Sürat, araç/personel taşıma kapasitesi, silah<br />
ve yardımcı sistemler ile dünya donanmalarında<br />
kendi sınıfının en kabiliyetli gemileridir.<br />
SEYYAR CERRAHİ HASTANE TESLİM<br />
TÖRENİ (04 EKİM 2010)<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> tarafından TSK<br />
Sağlık Komutanlığı için tedarik edilen 30<br />
Yataklı Seyyar Cerrahi Hastane ve Mobil İlk<br />
Yardım İstasyonu Sayın Milli <strong>Savunma</strong><br />
Bakanı, Sayın Sağlık Bakanı, Kara Kuvvetleri<br />
ve Hava Kuvvetleri Lojistik Komutanları,<br />
4üncü Kor. Komutanı, TSK Sağlık ve GATA<br />
Komutanı ve Sayın Müsteşarımızın katıldıkları<br />
bir törenle Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim<br />
edilmiştir.<br />
Sistem, 30 Yataklı Seyyar Cerrahi Hastane ve<br />
Mobil İlk Yardım İstasyonu olmak üzere, iki<br />
ana bölümden oluşmaktadır. Sistemin ana<br />
yapısı Alüminyum, Özel Alaşım Çelik, Çelik<br />
Konteyner ile Şişme Tip Çadırlardan<br />
oluşmaktadır. Sistemi oluşturan tüm unsurlar<br />
yine proje kapsamında tedarik edilen taktik<br />
tekerlekli araçlarla hizmet yerlerine taşınmaktadır.<br />
CÜCÜK KÖYÜ İLKÖĞRETİM OKULU<br />
AÇILIŞ TÖRENİ (15 EKİM 2010)<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>mızın 25. Kuruluş Yıldönümü<br />
Etkinlikleri ve Sosyal Sorumluluk Projeleri<br />
Amfibi Gemi (LCT) Tedarik Projesi tamamen<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayi Destekleme Fonu (SSDF)<br />
kaynakları ile finanse edilmekte olup; özgün<br />
kapsamında, bu yıl bir ‘’Okul Projesi’’<br />
gerçekleştirilmesi düşünülmüş ve 30 Nisan<br />
2010 tarihinde <strong>Müsteşarlığı</strong>mızda, <strong>Savunma</strong><br />
<strong>Sanayii</strong> firmalarının da katkılarıyla kermes<br />
düzenlenmiştir. Kermesten elde edilen gelirle<br />
bakım ve onarımı yapılan Ankara Akyurt<br />
ilçesi Cücük Köyü Cücük İlkokulu’nun<br />
açılışı Üst Yönetimimizin de katılımlarıyla<br />
gerçekleştirilmiştir.<br />
SAHİL GÜVENLİK ARAMA KURTARMA<br />
GEMİSİ TEDARİK PROJESİ İKİNCİ<br />
GEMİ “TCSG GÜVEN”İN DENİZE<br />
İNDİRME TÖRENİ (17 ARALIK 2010)<br />
Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın ihtiyacına<br />
binaen, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>’nca<br />
yürütülen Sahil Güvenlik Arama Kurtarma<br />
Gemisi Tedarik Projesi kapsamında inşa<br />
faaliyetleri RMK Marine Tersanesi’nde<br />
devam etmekte olan 4 (dört) adet Arama<br />
Kurtarma Gemisi’nden ikincisi “TCSG<br />
GÜVEN” 17 Aralık 2010 tarihinde düzenlenen<br />
tören ile denize indirilmiştir.<br />
Törene, Sayın Bakanımız, Sayın İçişleri<br />
Bakanı, Sayın Müsteşarımız, Sahil Güvenlik<br />
Komutanı ve Koç Holding A.Ş. Yönetim Kurulu<br />
Şeref Başkanı Sayın Rahmi KOÇ ile çok<br />
bir milli dizayna sahip söz konusu gemilerin<br />
inşası ile yerli firmalara önemli bir iş olanağı<br />
sağlanmaktadır.<br />
sayıda sivil ve askeri yönetici katılmıştır.<br />
Konuşmalarda; hali hazırda Tuzla bölgesinde<br />
askeri ve özel tersanelerimizde toplam bedeli<br />
2 Milyar Doları bulan askeri gemi inşa<br />
projelerinin <strong>Savunma</strong> Sanayi <strong>Müsteşarlığı</strong><br />
tarafından yürütülmekte olduğu, özellikle<br />
MİLGEM, Yeni Tip Karakol Botu, Süratli<br />
Amfibi Gemisi ve Sahil Güvenlik<br />
Platformlarına yönelik projeler ile bu sektörde<br />
hissedilir derecede gelişme sağlandığı ve<br />
gelinen aşamada ihtiyaçların büyük oranda<br />
yerli olarak karşılandığı, gemilerin % 30’unu<br />
oluşturan ana tahrik ve sevk sistemlerinde ise<br />
yerliliği arttırabilmek için ana makine,<br />
teçhizat ve tahrik sistemlerinin yapılması<br />
gerektiği, savunma sanayi projelerinde özel<br />
sektörün beklenen performansı göstermesi<br />
gerektiği vurgulanmıştır.<br />
Söz konusu gemilerden ilki olan “TCSG<br />
DOST” 9 Haziran 2010 tarihinde denize<br />
indirilmişti. Tüm Gemilerin, inşa faaliyetlerinin<br />
başarı ile tamamlanmasını müteakip<br />
Eylül 2011 - Aralık 2012 arasında Sahil<br />
Güvenlik Komutanlığı’na teslim edilmesi<br />
planlanmaktadır.
Ziyaretler<br />
DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI<br />
KURMAY BAŞKANI KORAMİRAL<br />
NUSRET GÜNER'İN VEDA ZİYARETİ<br />
(13 AĞUSTOS 2010)<br />
Görev yeri değişen Deniz Kuvvetleri<br />
Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral<br />
Nusret GÜNER, Sn. Müsteşarımıza veda<br />
ziyaretinde bulunmuştur.<br />
MSB MÜSTEŞARI KORG. ÜMİT<br />
DÜNDAR'IN ZİYARETİ (06 EYLÜL 2010)<br />
MSB <strong>Müsteşarlığı</strong>’na yeni atanan<br />
Korgeneral Ümit DÜNDAR Sn. Müsteşarımız<br />
Murad BAYAR’a bir nezaket<br />
ziyaretinde bulunmuşlardır.<br />
GENELKURMAY GENEL PLAN<br />
PRENSİPLER BAŞKANI KORGENERAL<br />
MEHMET EMİN ALPMAN’IN ZİYARETİ<br />
(06 EYLÜL 2010)<br />
Genelkurmay Genel Plan Prensipler<br />
Başkanı Korgeneral Mehmet Emin<br />
ALPMAN ve beraberindeki heyet<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>mıza bir nezaket ziyaretinde<br />
bulunmuşlar ve kendilerine bir brifing<br />
verilmiştir.<br />
SURİYE CUMHURBAŞKANI 1NCİ<br />
YARDIMCISI HASAN TÜRKMANİ'NİN<br />
ZİYARETİ (28 EYLÜL 2010)<br />
Suriye Cumhurbaşkanı 1nci Yardımcısı<br />
Hasan TÜRKMANİ ve beraberindeki heyet<br />
Sayın Müsteşarımıza bir nezaket<br />
ziyaretinde bulunmuşlar ve kendilerine<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayi <strong>Müsteşarlığı</strong> hakkında<br />
bir brifing verilmiştir.<br />
IRAK SAVUNMA BAKANI ABDÜLKADER<br />
MOHAMMED JASSİM AL-MAFRAJİ’NİN<br />
ZİYARETİ (30 EYLÜL 2010)<br />
Irak <strong>Savunma</strong> Bakanı Abdülkader<br />
Mohammed Jassim AL-MAFRAJİ ve<br />
beraberindeki heyet Sayın Müsteşarımıza<br />
bir nezaket ziyaretinde bulunmuşlar ve<br />
kendilerine <strong>Savunma</strong> Sanayi <strong>Müsteşarlığı</strong><br />
hakkında bir brifing verilmiştir.<br />
SUUDİ ARABİSTAN ÖZEL KUVVETLER<br />
KOMUTANI TÜMG. FAHED BİN TURQİ<br />
BİN ABDULAZİZ’İN ZİYARETİ<br />
(25 EKİM 2010)<br />
Suudi Arabistan Özel Kuvvetler Komutanı<br />
Tümg. Fahed Bin Turqi Bin ABDULAZİZ ve<br />
beraberindeki heyet Sayın Müsteşarımıza<br />
bir nezaket ziyaretinde bulunmuşlar ve<br />
kendilerine <strong>Savunma</strong> Sanayi <strong>Müsteşarlığı</strong><br />
hakkında bir brifing verilmiştir. Brifingin<br />
ardından heyet onuruna bir öğlen yemeği<br />
verilmiştir.<br />
İTALYA SAVUNMA BAKAN YARDIMCISI<br />
GUIDO CROSETTO'NUN ZİYARETİ<br />
(11 KASIM 2010)<br />
İtalya <strong>Savunma</strong> Bakan Yardımcısı Guido<br />
CROSETTO ve beraberindeki heyet Sayın<br />
Müsteşarımıza bir nezaket ziyaretinde<br />
bulunmuşlar ve kendilerine <strong>Savunma</strong><br />
Sanayi <strong>Müsteşarlığı</strong> hakkında bir brifing<br />
verilmiştir.<br />
KONGO SAVUNMA BAKANI CHARLES<br />
MWANDO NSIMBA'NIN ZİYARETİ<br />
(23 KASIM 2010)<br />
Kongo <strong>Savunma</strong> Bakanı Charles<br />
MWANDO NSIMBA ve beraberindeki<br />
heyet Sayın Müsteşarımıza bir nezaket<br />
ziyaretinde bulunmuşlar ve kendilerine<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayi <strong>Müsteşarlığı</strong> hakkında<br />
bir brifing verilmiştir.<br />
NİJERYA SAVUNMA BAKANI PRENS<br />
ADETOKUNBO KAYODE'NİN ZİYARETİ<br />
(23 KASIM 2010)<br />
Nijerya <strong>Savunma</strong> Bakanı Prens<br />
Adetokunbo KAYODE ve beraberindeki<br />
heyet Sayın Müsteşarımıza bir nezaket<br />
123
ziyaretinde bulunmuşlar ve kendilerine<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> hakkında<br />
bir brifing verilmiştir.<br />
PAKİSTAN HAVA KUVVETLERİ<br />
KOMUTAN YARDIMCISI KORG.<br />
MOHAMMAD HASSAN'IN ZİYARETİ<br />
(25 KASIM 2010)<br />
Pakistan Hava Kuvvetleri Komutan<br />
Yardımcısı Korg. Mohammad HASSAN ve<br />
beraberindeki heyet Sayın Müsteşarımıza<br />
bir nezaket ziyaretinde bulunmuşlardır.<br />
KAZAKİSTAN MÜHENDİSLİK FİRMASI<br />
YETKİLİLERİNİN ZİYARETİ<br />
(26 KASIM 2010)<br />
Kazakistan Mühendislik Firması yetkilileri<br />
Sayın Müsteşarımıza bir nezaket ziyaretinde<br />
bulunmuşlardır.<br />
AVUSTRALYA BÜYÜKELÇİSİ PETER<br />
DOYLE'UN VEDA ZİYARETİ<br />
(08 ARALIK 2010 )<br />
Türkiye’de ki görevi sona eren Avustralya<br />
Büyükelçisi Peter DOYLE Sayın Müsteşarımıza<br />
bir veda ziyaretinde bulunmuşlardır.<br />
JANDARMA GENEL KOMUTANI<br />
ORGENERAL NECDET ÖZEL’İN<br />
ZİYARETİ (20 ARALIK 2010)<br />
Jandarma Genel Komutanı Orgeneral<br />
Necdet ÖZEL Sayın Müsteşarımıza bir<br />
nezaket ziyaretinde bulunmuşlardır.<br />
(E) KORG. HAYRETTİN UZUN VE (E)<br />
KORG. MEHMET ÇAVDAROĞLU’NUN<br />
ZİYARETLERİ (21 ARALIK 2010)<br />
Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme<br />
Vakfı Genel Müdürlüğü görevine atanan<br />
(E) Korg. Hayrettin UZUN ve Aselsan<br />
Yönetim Kurulu Başkanlığı görevi sona<br />
eren (E) Korg. Mehmet ÇAVDAROĞLU<br />
Sayın Müsteşarımıza bir nezaket ziyaretinde<br />
bulunmuşlardır.<br />
KONGO SAVUNMA BAKANI CHARLES<br />
MWANDO NSIMBA'NIN ZİYARETİ<br />
(23 KASIM 2010)<br />
Kongo <strong>Savunma</strong> Bakanı Charles<br />
MWANDO NSIMBA ve beraberindeki<br />
heyet Sayın Müsteşarımıza bir nezaket<br />
ziyaretinde bulunmuşlar ve kendilerine<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> hakkında<br />
bir brifing verilmiştir.<br />
CUMHURBAŞKANI ABDULLAH GÜL’ÜN<br />
TUSAŞ TESİSLERİNİ ZİYARETİ<br />
(21 ARALIK 2010)<br />
Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül ve<br />
beraberindeki heyet 21 Aralık 2010<br />
tarihinde TUSAŞ – Türk Havacılık ve Uzay<br />
<strong>Sanayii</strong> A.Ş. tesislerini ziyaret ederek,<br />
yürütülmekte olan projeler ile ilgili bilgi<br />
almıştır. Ziyaretinde kendilerine başta<br />
Milli <strong>Savunma</strong> Bakanı Sn. M. Vecdi Gönül,<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı Sn. Murad<br />
Bayar ile TSKGV Genel Müdürü Sn.<br />
Hayrettin Uzun eşlik etmiştir.<br />
TUSAŞ’ta bulunmaktan ve çalışmaları<br />
görmekten duyduğu memnuniyeti ifade<br />
eden Cumhurbaşkanı Gül, “Her şeyden<br />
önce gurur verici. Türkiye’nin geldiği<br />
noktayı gösteriyor. Türkiye’de herkesin<br />
aslında, gurur verici ve öz güvenimizi<br />
artırıcı bu büyük başarıları takip etmesi<br />
gerekir” demiştir.<br />
İlk olarak Özgün İnsansız Hava Aracı<br />
“ANKA” Montaj Alanı’nda bilgi alan<br />
Cumhurbaşkanı, daha sonra T-38<br />
Aviyonik Modernizasyonu ve F-16<br />
Program alanlarını gezmiştir. Öncel IV<br />
Program alanında bulunan bir F-16’nın<br />
kokpitine çıkarak, basın mensuplarına<br />
demeç veren Sn. Cumhurbaşkanı başta<br />
Milli <strong>Savunma</strong> Bakanı Sn. M. Vecdi Gönül,<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı Sn. Murad<br />
Bayar, TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Sn.<br />
M. Yalçın Kaya ve TUSAŞ Genel Müdürü<br />
Sn. Muharrem Dörtkaşlı olmak üzere,<br />
TUSAŞ’ta emeği geçen herkese teşekkürlerini<br />
dile getirmiş ve<br />
TUSAŞ’ın çalışmalarını destekleyeceğini<br />
ve başarılarının arkasında olacağını, uzay<br />
sanayiyle ilgili de çok önemli projeler<br />
gerçekleştirildiğini vurgulayarak “Bunları<br />
günü geldiğinde herkes duyacak ve<br />
görecek. Bunlar Türkiye’nin büyük<br />
başarılarıdır. Kimsenin bunları gözden<br />
kaçırmamasını isterim” demiştir.
Haberler 125<br />
BASINDAN HABERLER<br />
ANADOLU AJANSI<br />
15 Ekim 2010<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müşteşarlığı<br />
Ankara'da Bir Köy İlkokulunu Onardı<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müşteşarlığı ve Aselsan<br />
Genel Müdürlüğü Tarafından Eğitime Destek<br />
Projesi Kapsamında Onarılan Ankara'nın<br />
Akyurt İlçesine Bağlı Cücük İlköğretim Okulu<br />
Düzenlenen Törenle Hizmete Açıldı<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müşteşarlığı ve Aselsan<br />
Genel Müdürlüğü tarafından eğitime destek<br />
projesi kapsamında onarılan Ankara'nın<br />
Akyurt ilçesine bağlı Cücük ilköğretim Okulu<br />
düzenlenen törenle hizmete açıldı.<br />
Açılışta, Akyurt Kaymakamı Mustafa Yiğit,<br />
Akyurt İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Mesut<br />
Bayar, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müşteşarı Murad<br />
Bayar ile Aselsan Genel Müdürü Cengiz<br />
Ergeneman'ın hazır bulundu. <strong>Savunma</strong><br />
<strong>Sanayii</strong> Müşteşarı Murad Bayar, yaptığı<br />
konuşmada, müşteşarlık olarak onarıma<br />
mütevazi bir katkı sunduklarını belirterek,<br />
sosyal sorumluluk projelerine ilgisiz kalmayacaklarını<br />
söyledi.<br />
21 Ekim 2010<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>miz ABD pazarında<br />
Türk savunma sanayii ürünleri artık ABD<br />
pazarında müşteri arayacak.<br />
Türk savunma sanayii ürünleri artık ABD<br />
pazarında müşteri arayacak. Amerikan-Türk<br />
İş Konseyi’nin 17-20 Ekim günlerinde<br />
Washington’da düzenlediği toplantıya katılan<br />
Milli <strong>Savunma</strong> Bakanı Vecdi Gönül, <strong>Savunma</strong><br />
<strong>Sanayii</strong> Müsteşarı Murad Bayar ve<br />
Genelkurmay Plan ve Prensipler Başkanı<br />
Korgeneral Mehmet Emin Alpman ile birlikte<br />
Türk savunma sanayi ürünlerinin tanıtım ve<br />
pazarlanması görevini üstlenen “STM<br />
<strong>Savunma</strong> Teknolojileri Mühendislik ve<br />
Ticaret A.Ş.”nin ofisinin açılışını yaptı. Ofisin<br />
temsilciliğine ise uzun süre İzmir’de görev<br />
yapan ve Şubat 2010’da emekliye ayrılan<br />
Amerikalı emekli Hava Korg. Maurice Lee<br />
McFann getirildi. McFann’ın Türk savunma<br />
ürünlerinin tanıtımı ve pazarlama faaliyetlerinin<br />
yanı sıra, Türkiye’nin almak istediği<br />
silahlar konusunda ABD’de faaliyette<br />
bulunacak.<br />
1 milyar dolarlık ihracat hedefi<br />
25 Ekim 2010<br />
Türk <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> 2011 yılında 1 milyar<br />
dolarlık ihracat hedefliyor.<br />
TOBB Türkiye <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Meclisi<br />
toplantısına katılan <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
Müsteşarı Murad Bayar, savunma sanayinii,<br />
Ar-Ge ve teknolojik gelişime en çok önem<br />
veren sektör olarak nitelendirdi. Bayar, güçlü<br />
savunma sanayiinin, güçlü yan sanayi ile<br />
mümkün olduğuna dikkat çekerken, sektörde<br />
2011 yılında 1 milyar dolar ihracat hedeflendiğini<br />
kaydetti.<br />
Bayar, sanayileşme ve teknoloji boyutlu<br />
stratejik plan kapsamında, 2011 yılı için,<br />
sektörde kişi başı 250 bin dolar ciro<br />
ortalamasına ulaşılacağını hedeflediklerini
Haberler<br />
de söyledi. En önemli hedeflerinden birisinin<br />
de savunma sanayiinde küçük ve orta ölçekli<br />
işletmeler (KOBİ) ve yan sanayi entegrasyonunun<br />
geliştirilmesi olduğunu dile getiren<br />
Bayar, güçlü savunma sanayiinin güçlü yan<br />
sanayi ile mümkün olduğuna dikkat çekti.<br />
Hürkuş, 2011'de havalanacak<br />
29 Ekim 2010<br />
Türk Havacılık ve Uzay <strong>Sanayii</strong> (TAI)<br />
tarafından geliştirilen başlangıç ve temel<br />
eğitim uçağı Hürkuş, 2011 yılında gökyüzüne<br />
merhaba diyecek. Uçak, temel gece ve<br />
gündüz görev yapabilme kabiliyeti ile<br />
öğretmen ve öğrenci pilotun arka arkaya<br />
oturduğu bir tasarıma sahip olacak.<br />
Türk başlangıç ve temel eğitim uçağı<br />
(Hürkuş), 2011'de gökyüzüne merhaba<br />
diyecek. Türk Havacılık ve Uzay <strong>Sanayii</strong> (TAI)<br />
tarafından geliştirilen Hürkuş, özgün bir<br />
eğitim uçağı olarak tasarlanıyor. TAI'den<br />
verilen bilgilere göre Hürkuş, eğitim uçakları<br />
kategorisinde dünyadaki en üst düzey<br />
projelerle eşdeğerde olacak. Uçağın parça<br />
üretimine 2009'da başlandı. İlk uçuş ve<br />
testlerin ardından 2013'te uçağa Avrupa<br />
Havacılık Otoritesi'nden sertifika alınması<br />
planlanıyor.<br />
2006 yılında <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> ve<br />
TAI arasında imzalanan program çerçevesinde,<br />
özgün bir eğitim uçağı prototipinin<br />
tasarlanması, geliştirilmesi, test ve doğrulamasının<br />
yapılması, üretiminin ve sertifikasyonunun<br />
gerçekleştirilmesi ve sisteme ait<br />
teknik veri paketinin oluşturulması hedeflendi.<br />
Hürkuş adı verilen Türk başlangıç ve<br />
temel eğitim uçağı, gece ve gündüz görev<br />
yapabilme kabiliyeti ile öğretmen ve öğrenci<br />
pilotun arka arkaya oturduğu bir tasarıma<br />
sahip olacak. Uçak ayrıca, genel kullanım,<br />
aletli uçuş, seyrüsefer ve formasyon eğitim<br />
aşamalarını gerçekleştirebilme özelliklerini<br />
de taşıyacak. Hürkuş, standart uçak<br />
sistemlerinin yanı sıra kabin basınçlandırma,<br />
fırlatma sistemi, uçak üzeri oksijen üretimi<br />
sistemine (OBOGS) de sahip olacak. Uçağa,<br />
Türk havacılık tarihinin en önemli isimlerinden<br />
pilot Vecihi Hürkuş anısına bu isim<br />
verildi.<br />
06 Kasım 2010<br />
Başbakan<br />
sergi açtı<br />
Erdoğan, Org. Koşaner'le<br />
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “<strong>Savunma</strong><br />
<strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> 25 Yaşında” sergisinin<br />
açılışını yaptı.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>nın 25. kuruluş<br />
yıl dönümü kutlamaları kapsamında Cer<br />
Modern Sanat Galerisi'ndeki “SSM 25<br />
Yaşında” sergisi açıldı.<br />
Sergi'nin açılışına Başbakan Erdoğan'ın yanı<br />
sıra Milli <strong>Savunma</strong> Bakanı Vecdi Gönül, Kültür<br />
ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Genel<br />
Kurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner,<br />
Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Uğur<br />
Yiğit, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral<br />
Necdet Özel, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı<br />
Murad Bayar katıldı.<br />
Başbakan Erdoğan'ı, sergiye gelişinde Milli<br />
<strong>Savunma</strong> Bakanı Gönül, Kültür ve Turizm<br />
Bakanı Günay ile <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı<br />
Bayar karşıladı.<br />
Başbakan Erdoğan, açılışta yaptığı konuşmada,<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>nın,<br />
savunma alanında milliliği ön plana çıkaran<br />
çok önemli adımlar attığını, <strong>Müsteşarlığı</strong>n,<br />
Atak Helikopteri, İnsansız Hava Aracı<br />
(ANKA), Ana Muharebe Tankı (Altay) gibi bir<br />
çok başarılı projeye imza attığını söyledi.<br />
Erdoğan, geleceğe dönük yeni projelere<br />
devam edileceğini ifade ederek, “Daha nice<br />
25 yıllara, başarılarının devamını diliyorum”<br />
dedi.<br />
Başbakan Erdoğan, daha sonra Milli<br />
<strong>Savunma</strong> Bakanı, Kültür ve Turizm Bakanı,<br />
Genelkurmay Başkanı, Deniz Kuvvetleri<br />
Komutanı, Jandarma Genel Komutanı ve<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı ile serginin<br />
açılışını yaptı.<br />
Açılışın ardından sergiyi gezen Başbakan<br />
Erdoğan'a, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı<br />
Bayar, sergide yer alan maketler hakkında<br />
bilgi verdi.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>nın 25. yılı<br />
kutlamaları kapsamında açılan özel defteri<br />
imzalayan Erdoğan, şunları yazdı: “<strong>Savunma</strong><br />
<strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>mızın yıl dönümü<br />
kutlama törenlerinde sergi açılışını yaptık.<br />
Daha nice uzun yıllara başarı dileklerimle.<br />
Kuruluşta emeği geçenleri rahmetle<br />
anıyorum, idamesinde gayreti olanları<br />
kutluyorum.”<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>nın 25. Yılı<br />
kutlamaları kapsamında, müsteşarlığın<br />
kuruluşundan bugüne kadar gelişimini<br />
özetleyen panolarla, yürütmekte olduğu<br />
projelere ilişkin tanıtıcı maketlerin yer aldığı<br />
sergi, 9 Kasıma kadar ziyaret edilebilecek.<br />
06 Kasım 2010<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> 25. yaşını Kutluyor<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>'nın 25. yılı<br />
nedeniyle <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı Murad<br />
BAYAR, çalışanlarla birlikte anıtkabir'i ziyaret<br />
etti.<br />
BAYAR," İlk 25 yılında kuruluş ve olgunlaşmalarını<br />
tamamlayan Müsteşarlık,<br />
önümüzdeki dönemde savunma sanayii<br />
sektörümüzü dünyada sayılı ülkeler arasına<br />
yükseltmeyi hedeflemektedir" dedi.<br />
09 Kasım 2010<br />
Bakandan silah alımları için büyük iddia<br />
Milli <strong>Savunma</strong> Bakanı Gönül ve <strong>Savunma</strong><br />
<strong>Sanayii</strong> Müsteşarı Bayar, 23 milyar dolarlık<br />
240 projenin imzalandığını açıkladı. Yerli<br />
savunma sanayiinin gelişmesine önem<br />
verdiklerini belirten Gönül, silah alımlarında<br />
aracıları ortadan kaldırdıklarını söyledi.<br />
Gönül, geçmişte alımlar sırasında etkin<br />
yerlerdeki kimselere "ikna aracı" dağıtıldığını<br />
ileri sürdü.<br />
Milli <strong>Savunma</strong> Bakanı Vecdi Gönül ve<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı Murad Bayar,<br />
yerli savunma sanayiinin bugün ulaştığı nokta<br />
ve <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> çalışmalarının<br />
25 yılda geldiği yer konusunda<br />
açıklamalarda bulundu. Bakan Gönül, Türk<br />
Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarının öncelikle<br />
ülke içi kaynakların geliştirilmesi politikasında<br />
önemli bir mesafe kat edildiğini belirtti.<br />
Buna göre, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong><br />
bugün 240 projeyi imzalamış durumda ve<br />
bunun parasal hacmi de 23 milyar doları<br />
buluyor... Bayar, toplam harcamaların yüzde<br />
46’sının yerli savunma sanayiinden<br />
karşılandığını, her yıl bu miktarı arttırmayı<br />
hedeflediklerini açıkladı. Günümüz dünyasında<br />
petrolün ve savunma sanayiinin en<br />
önemli iki konu olduğuna vurgu yapan Bakan<br />
Gönül, TSK’nin ihtiyaçlarının karşılan-
masında yerli sanayiinin geliştirilmesine<br />
önem ve öncelik verdiklerini, silah<br />
alımlarında aracıları ortadan kaldırdıklarını,<br />
kendisinin hiçbir silah aracısını görüşmeye<br />
kabul etmediğini belirtti. Ordunun ihtiyacı<br />
olan silah sistemlerinin edinilmesinde ve<br />
silahların yenilenmesi konularında, ülke<br />
içinde yetkin bir savunma sanayii oluştu.<br />
Bunun ötesinde geliştirilen yerli sanayi<br />
savunma sistemleri de Ortadoğu ve Malezya,<br />
Pakistan gibi çok sayıda ülkeye de satılmaya<br />
başlandı. 2011 yılında yerli savunma sanayii<br />
ihracat hedefi bir milyar dolar olarak<br />
gerçekleştirilecek...<br />
‘İkna aracını kaldırdık’ Gönül, büyük silah<br />
alımlarında önemli ölçülerde rüşvetin<br />
döndüğüne ve bunun da aracı mekanizması<br />
üzerinden yapıldığına işaret eden açıklamalar<br />
yaptı. Gönül, bu aracı mekanizmasının<br />
daha önce şöyle işlediğini öne sürdü: Büyük<br />
silah satıcılarının burada, önemli ölçüde<br />
emekli albay ve generallerden oluşan<br />
danışman ve aracı kişi ve kuruluşları vardı.<br />
Silah şirketleri aracılara büyük kâr payları<br />
ayırırdı, bu aracı paylarını da, sattığı silahların<br />
fiyatları üzerine bindirirdi. Tabii aracılar da,<br />
aldıkları paraların bir kısmını da silah<br />
sistemlerinin alımında etkin yerlerdeki<br />
kimselere “ikna aracı” olarak dağıtıyorlardı!<br />
Gönül, bu mekanizmayı ortadan kaldırdıklarını<br />
belirtti: “Ordu da silah satıcı ve<br />
aracılarının Genelkurmay’a girmesini<br />
yasaklamış durumda”. Bayar şu bilgileri<br />
verdi: “TSK’nin ihtiyaçları merkezi olarak<br />
müsteşarlık tarafından karşılanıyor. Bütün<br />
ihtiyaçlar ve ihaleler merkezileşti. Her türlü<br />
silah ve teçhizat ihtiyacı konusunda<br />
araştırmalar yapılıyor ve projeler hazırlanıyor.”<br />
Bayar diyor ki: “İhtiyacın öncelikli<br />
durumuna göre hareket ediyoruz. Tamamen<br />
yerli üretiminden tutun, ortaklıklar halinde<br />
üretimi, kısmen yerli üretimi ve kısmen lisans<br />
anlaşmalarıyla üretimi veya doğrudan<br />
dışarıdan satın alımı da seçenekler arasında.”<br />
Dışarıdan satın almalarda ve ortaklıklarda<br />
Türkiye off-set anlaşmasını şart koşuyor. Yani<br />
satıcı şirket, toplam fiyatın belirli oranlarında,<br />
Türkiye’den mal / hizmet alımında bulunuyor.<br />
Bakanlık, off-set anlaşmalarında, savunma ve<br />
havacılık sanayinden alımları şart koştu.<br />
Böylece, büyük yabancı silah şirketleri,<br />
ürettikleri sistemlerin önemli parçalarını<br />
Türkiye’de üretmeye yöneldiler. Bugün<br />
onlarca yerli şirket, Amerika’nın ünlü<br />
şirketlerine çok önemli parçalar üretiyor ve<br />
bu alanda yetkinleşiyor.<br />
Milli projeler<br />
Müsteşar Bayar, yerli savunma sanayii AR-<br />
GE’sinde çalışan toplam mühendislerin<br />
sayısının, Türkiye’de diğer sektörlerde<br />
çalışan toplam AR-GE mühendislerinden<br />
fazla olduğunu açıkladı. Bayar, savunma<br />
ihtiyaçlarının tamamen yurtiçinde geliştirilme<br />
olanaklarının giderek arttığını ve son 5 yılda<br />
6.2 milyar dolarlık bir hacme ulaşıldığını<br />
açıkladı. Bu projeler arasında şunlar var.<br />
Milli Tank Projesi, Otokar tarafından<br />
yürütülüyor, prototipler hazırlandı, tamamen<br />
yerli lisans olacak, 2015 yılında seri üretimine<br />
geçilecek.<br />
Milgem – Milli Gemi Projesi tamamen ulusal<br />
tasarımlarla geliştirilen savaş gemilerini, milli<br />
komuta kontrol sistemini kapsıyor.<br />
Aselsan’ın füze ikaz sistemini orduda da<br />
kullanılıyor. Roketsan’ın tanksavar füzeleri,<br />
orta ve uzun menzilli denemeleri yapılıyor.<br />
Bu arada Atak helikopterlerinin üretimine<br />
geçilmesiyle yerli sanayi büyük bir yetkinlik<br />
kazanacak. Atak’ların motoru dışında görev<br />
bilgisayarları dahil hepsi yerli üretim olacak.<br />
Türkiye A400M ulaştırma uçağı üretiminde<br />
de konsorsiyum üyesi. TUSAŞ bu uçağın<br />
üretiminde önemli rol üstleniyor. Diğer bir<br />
konsorsiyum katılımı, F-35 savaş uçakları<br />
üretiminde. Türkiye bu üretimden 5-6 milyar<br />
dolarlık bir üretim hacmini ülkeye getirecek.<br />
İnsansız hava uçakları konusunda da artık dış<br />
alıma gerek kalmayacak bir noktaya gelindi.<br />
Yerli sanayiinin ürettiği çok farklı amaçlı<br />
uçaklar orduda kullanıma girmeye başladı.<br />
Tankların ve F-16’ların modernizasyonu<br />
ülkemizde yapılıyor. Öyle ki dünyada F-16<br />
ların modernizasyonunun yapılacağı az<br />
sayıdaki ülkeler arasında Türkiye.<br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>n bu yıl hedefi, savunma<br />
ihtiyaçlarının ülke içinde karşılama oranını<br />
yüzde 50’ye çıkarmak. Bu arada, savunma<br />
sanayiinin sektör cirosunun da 2009 yılında<br />
2.3 milyar dolara ulaştığı görülüyor.<br />
1.000 KOBİ silah yapıyor<br />
11 Kasım 2010<br />
Türkiye, savunma sanayisinde sessiz sedasız<br />
devrim yaptı. 2010'da yerli üretimin payı ilk<br />
kez % 51 oldu. Bine yakın KOBİ, yılda 3 milyar<br />
doları bulan dev projeleri üstlendi<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong>, 2007 yılında<br />
savunma sanayiisinde üretimde yerli payını<br />
daha da artırmak için Küçük ve Orta Boy<br />
İşletmelere (KOBİ ) açılma kararı aldı. Bu<br />
karar çerçevesinde Silahlı Kuvvetler'in ihtiyaç<br />
duyduğu teçhizatların üretimine Türkiye'deki<br />
organize sanayi bölgelerinde faaliyet<br />
gösteren KOBİ'ler de dahil edilmeye<br />
başlandı. Müsteşarlık bu konuda işi sıkı<br />
tutarak hazırladığı projelerde ana yüklenici<br />
firmalara yan sanayi ile birlikte çalışma<br />
mecburiyeti getirdi.<br />
SİSTEMDE 1.000 FİRMA VAR<br />
Bu sistem yerli savunma sanayiisini<br />
zıplatmaya yetti. Yüzde 25'lerde seyreden<br />
savunma sanayiisindeki yerli payı 2009'da<br />
yüzde 45'e, 2010'da ise yüzde 51'e çıktı.<br />
Değişim en fazla KOBİ'lere yaradı ve savunma<br />
sanayiisindeki dev firmalarla iş yapmaya<br />
başlayan KOBİ'lerin sayısı hızla arttı. Bugün<br />
sadece Ankara'da Kurulu olan OSTİM'de 250<br />
firma savunma sanayiinde alt yüklenici olarak<br />
çalışmaya başladı. Kendi aralarında bir araya<br />
gelerek savunma sanayii kümelenmesi<br />
başlatan firmalar teknolojide de sınıf atladılar.<br />
<strong>Savunma</strong> sanayiisine iş yapan KOBİ sayısı<br />
Türkiye genelindeyse bini geçti.<br />
DIŞ BAĞIMLILIK BİTTİ<br />
SABAH'a konuşan <strong>Savunma</strong> Sanayi Müsteşarı<br />
Murad Bayar gelinen noktada Türkiye'nin<br />
artık savunma sanayisinde kendine yeter bir<br />
ülke olduğunu kaydetti. Özellikle karada ve<br />
denizde dış bağımlılığın tamamen bittiğini<br />
vurgulayan Bayar, "<strong>Savunma</strong> sanayisindeki<br />
bu değişim çok önemli. KOBİ'lerin yetenekleri<br />
ve heyecanları bizleri çok etkiledi. Bu değişim<br />
sektörü de ateşledi" dedi. "2010'da savunma<br />
sanayisinde yerli payının yüzde 50 olmasının<br />
yanı sıra ihracatımız da 1 milyar doları aşıyor"<br />
diyen Bayar, kısa zamanda yerli payını yüzde<br />
70'lere çıkaracaklarını da sözlerine ekledi.<br />
Türkiye'nin kendi milli piyade tüfeğini her<br />
türlü kara ve deniz aracını üretebilir durumda<br />
olduğunu sözlerine ekleyen Bayar, "Dinamik<br />
ve esnek yapılara sahip KOBİ'lerin savunma<br />
projelerinde görev alması hem maliyetlerin<br />
düşmesini sağladı hem de gecikmelerin ve<br />
ana yüklenicide gereksiz kapasite oluşumunun<br />
önüne geçti" şeklinde konuştu<br />
127
Haberler<br />
<strong>Savunma</strong>nın devleri belli oldu<br />
22 Kasım 2010<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> <strong>Müsteşarlığı</strong> (SSM) son<br />
yıllarda hızlı bir yükseliş trendi yakalayan ve<br />
dikkat çeken performans sergileyen Türk<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>ni mercek altına aldı.<br />
Türkiye'nin önde gelen 25 savunma şirketini<br />
belirlendi. Bu yılın önde gelen 25 savunma<br />
sanayii şirketi arasında ilk 5'i ASELSAN,<br />
TUSAŞ Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş (TAI),<br />
Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK),<br />
Otomotiv ve <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> A.Ş (OTOKAR)<br />
ve TUSAŞ Motor Sanayi A.Ş (TEI) oluşturdu.<br />
İlk 25 şirket belirlenirken ciroları içerisinde<br />
savunma ve havacılık payı yüzde 20'nin<br />
üzerinde olanlar ile üretim, savunma ve<br />
havacılık satışları esas alındı. Söz konusu 25<br />
firmanın, Türkiye'deki savunma sanayi<br />
sektöründe toplam savunma ve havacılık<br />
ihracatının yüzde 92'sine, toplam Ar-Ge'nin<br />
yüzde 61'ine, toplam savunma cirosunun da<br />
yüzde 66'sına sahip olduğu kaydedildi. Net<br />
satışları 2 milyar 585 milyon dolar, toplam<br />
ihracatları 799 milyon dolar, Ar-Ge<br />
harcamaları 306 milyon doları bulan söz<br />
konusu 25 firma, 19 bin 725 kişiye de istihdam<br />
sağlıyor.<br />
27 Kasım 2010<br />
Yeni fikirler ve işlere 220 bin TL ödül<br />
gelecek<br />
Tüm Türkiye’deki üniversite öğrencilerini<br />
yenilikçi ürün ve teknolojileri geliştirmeye<br />
teşvik etmek amacıyla ODTÜ ve ODTÜ<br />
Teknokent tarafından düzenlenen Yeni<br />
Fikirler Yeni İşler Yarışması’nın (YFYİ) altıncı<br />
yıl finalinde toplam 220 bin TL ödül<br />
dağıtılacak.<br />
Yarışmanın finali bugün ODTÜ’de gerçekleşecek.<br />
Bu yıl 500 başvuru ile geçen yıllara göre<br />
başvuru sayısını ikiye katlayan YFYİ’de finale<br />
kalan 9 proje toplamda 220 bin TL olan<br />
ödülleri alabilmek için bugün ODTÜ Kültür ve<br />
Kongre Merkezi’nde yarışacak. Yarışmaya<br />
katılan projeler, maddi ödüllerin yanı sıra<br />
ODTÜ Teknokent’te ücretsiz olarak 3 yıl<br />
süreyle “şirket” olarak faaliyet gösterebilmek<br />
ve tüm danışmanlık desteklerinden faydalanabilmek<br />
için hak kazanacak. 220 bin TL<br />
ödülün dağıtılacağı yarışmada toplam 9 proje<br />
yarışıyor.<br />
05 Aralık 2010<br />
<strong>Savunma</strong> sanayi 1 milyar dolara ulaşıyor<br />
<strong>Savunma</strong> sanayii alanında yakın zamana<br />
kadar dışa bağımlı olan Türkiye, tedarikteki<br />
yerli payını hızla artırıyor. Sektörün devleri<br />
arasında yer alan Aselsan, MKEK (Makine<br />
Kimya Endüstrisi Kurumu), Havelsan ve TAI<br />
gibi kamu kuruluşlarının yanı sıra pek çok<br />
özel kuruluş pazarda giderek daha fazla pay<br />
almaya başladı. Örneğin <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>'nın (SSM) geçtiğimiz günlerde<br />
açıkladığı 25 şirketten oluşan savunma<br />
devleri listesine özel sektörden 17 şirket<br />
girmeyi başardı. 2009 yılı itibariyle 3.5 milyar<br />
lira ciroya ulaşan sektörde ihracat da rekor<br />
kırmaya hazırlanıyor. Halen 670 milyon dolar<br />
civarında olan ihracatın 2011 yılında 1 milyar<br />
dolara ulaşması bekleniyor. Yerli tedarik oranı<br />
yüzde 50'lere yaklaştı.<br />
06 Aralık 2010<br />
İlk Türk malı savaş uçağı için start<br />
Türkiye, tamamen milli olanaklarla savaş<br />
uçağı üretmek üzere düğmeye bastı.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Komitesi Toplantısı'nda<br />
dün bir araya gelen Başbakan Tayyip<br />
Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral<br />
Işık Koşaner ve Milli <strong>Savunma</strong> Bakanı Vecdi<br />
Gönül, savaş uçaklarının üretimi için Türk<br />
Havacılık ve Uzay Sanayi (TUSAŞ) ile<br />
sözleşme imzalama kararı aldı. Kavramsal<br />
tasarım yapılması için yapılacak sözleşme<br />
görüşmelerinin ardından Türkiye'nin ilk milli<br />
savaş uçağının üretimine başlanacak.<br />
Tamamen Türk mühendislerinin tasarlayacağı<br />
savaş uçaklarının 2020'de Hava<br />
Kuvvetleri Komutanlığı'nın envanterine<br />
girmesi hedefleniyor. Türk malı savaş<br />
uçaklarının yeni nesil jetler F-35'lerden daha<br />
gelişmiş bir sisteme sahip. Toplantının<br />
ardından açıklama yapan Milli <strong>Savunma</strong><br />
Bakanı Gönül, "İlk Türk savaş uçağını<br />
üretiyoruz. Bunu dünyada yapabilen 5 ya da 6<br />
ülke var" dedi. Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın<br />
2020'li yıllardan sonraki jet eğitim<br />
uçağı ve muharip uçak ihtiyacının karşılanacağını<br />
belirten Gönül, "F-4 uçak-larının<br />
görev süreleri bitiyor. Bu uçaklar F-16 ve F-<br />
35'lerin yerine geçecek" diye konuştu.<br />
Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu ve<br />
birkaç ülkenin ortak üretimiyle geliştirilen F-<br />
35 projesi, Türkiye'nin yurtdışıyla ortak olarak<br />
yürüttüğü son proje olacak" dedi.<br />
TASARIMA 20 MİLYON DOLAR<br />
Cumhuriyet'in 100. yılına yetişecek uçakların<br />
2 yıllık tasarım aşaması için <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
<strong>Müsteşarlığı</strong>, 20 milyon dolar bütçe ayırdı.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı Murad Bayar<br />
"Bunu kısa vadeli bir proje olarak düşünmeyin.<br />
Türkiye'nin elinde 400'e yakın muharip<br />
uçak var. Önce F-4'ler daha sonra F-16 Block<br />
30'ların ayrılmasından sonra yerli uçaklar<br />
yavaş yavaş bunların yerine geçecek" diye<br />
konuştu.<br />
HELİKOPTER İHALESİ UZADI<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İcra Kurulu'nun dünkü<br />
toplantısında, TSK, bazı kurum ve kuruluşların<br />
helikopter ihtiyacını karşılamak üzere<br />
açılan Genel Maksatlı Helikopter İhalesinin<br />
karara bağlanması bekleniyordu. Ancak,<br />
fiyatlar uygun bulunmadığı için ihale<br />
sonuçlanmadı. ABD'li Skorsky ile İtalyan<br />
Agusta Westland firmalarının yarıştığı ihalede<br />
109 adet genel maksatlı helikopter alınması<br />
planlanıyordu. Gönül, "Teklifler birçok<br />
noktada uygun görülmedi. En önemli neden<br />
fiyatlar. Görüşmeler, yine 2 firmayla devam<br />
edecek" dedi.