13.07.2015 Views

2. Cilt - Kültür ve Turizm Bakanlığı

2. Cilt - Kültür ve Turizm Bakanlığı

2. Cilt - Kültür ve Turizm Bakanlığı

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

2007 yılında öncelikle Holosen <strong>ve</strong> daha sonrasında Pleistosen seviyelerdeçalışılmıştır. Holosen dolguda yaptığımız bu yılki çalışmalar, H 10 <strong>ve</strong> G 10plan karelerinin en üst seviyelerinin kazılmasıyla başlatılmıştır. Daha öncekisenelerden bilindiği üzere, Holosen seviyeler genellikle sarımsı <strong>ve</strong> kah<strong>ve</strong>rengitonlarında sedimanlar içeren jeolojik birimlerden oluşmaktadır. Kazı alanınınen doğu ucunda gerçekleştirilmiş olan kazılarda, daha önceki yıllardadetaylandırarak belirtmiş olduğumuz <strong>ve</strong> H.I’den H.IV’e kadar tanımlananHolosen tabakalar tespit edilmiştir (Çizim: 4). 0 olarak belirtmiş olduğumuz enüst kısım, günümüz toprağıyla da karışık hâlde bulunan Geç Roma <strong>ve</strong> ErkenBizans-Ortaçağ buluntularının bir karışımını sergilemektedir. Bu kısımdasedimantasyon höyük topraklarının en üst seviyesinde olduğu gibi çok tozlu<strong>ve</strong> gri bir yapıdadır. H.I’den H.IV’e kadar devam ettiğimiz bu katlaşım içindeyer yer depremler nedeniyle düşmüş olan iri kalker blokların yanında kalkertaş döküntüler bu Holosen tabakalaşmanın genel karakteristiklerindendir.Holosen seviyeler, Pleistosen seviyelere oranla kazılması daha kolay <strong>ve</strong>yumuşak topraklı alanlardır. H. I jeolojik birimi, 0 seviyesi kadar karışık olmasada, 0 <strong>ve</strong> H.II buluntularının da karışık olarak ele geçirildiği, daha çok Geç RomaDönemine ait buluntuları sergileyen bir ünitedir. H.II jeolojik biriminde, İlkTunç Çağı özelliği gösteren buluntular yanında Kalkolitik unsurlar da tespitedilmiştir. H.III <strong>ve</strong> H.IV ise tamamen Kalkolitik Çağ buluntuları <strong>ve</strong>rmiştir. H.IIjeolojik birimi daha çok sarımsı tonlarında <strong>ve</strong> bol kalker döküntülüdür. H.IIIkah<strong>ve</strong>rengi tonlarında olup kalker döküntünün devam ettiği bir seviyedir.H.IV jeolojik seviye ise kah<strong>ve</strong>rengimsi gri tonlarında <strong>ve</strong> yer yer bol karbonlubol kalker döküntülü bir depolanma süreci ile temsil edilmektedir. ÖzellikleH.III ile H.IV jeolojik birimleri arasında gözle görülür bir kalker yoğunluğugözlemlenmiştir (Çizim: 4). Bu yoğunluğu, 2006 yılı kazılarımızın sonuçlarınagöre, bir kalker taş döşemenin varlığına bağlamış <strong>ve</strong> bunun açıklanabilmesiiçin kazıların C Gözü’ne doğru ilerlemesi gerektiğini belirtmiştik (Yalçınkaya<strong>ve</strong> diğ., 2008: 472). Bu yılki kazılarımızın ilk ayağını oluşturan bu alan,kuşkularımızın devam ettiğini teyit etmekle beraber, tüm alanın da açılmasıgerektiği gerçeğini ortaya koymaktadır.B Gözü kazılarımızın ikinci ayağını oluşturan alan ise, Pleistosen seviyelerletemsil edilmektedir. 2005 yılı kazılarımız sırasında E 11 plan karesinde en son35. arkeolojik seviyeyi kazmıştık (Yalçınkaya <strong>ve</strong> diğ., 2007: 545). 2007 yılındakazıya aynı plan karede, 36. arkeolojik seviyeden başlayarak devam edilmiştir.B Gözü’nün ne kadar derine indiği şimdiye değin bilinmemekteydi. Ancakbu yılki kazılarda, 40. arkeolojik seviyenin sonunda ana kayaya ulaşılmıştır(Çizim: 5). Ana kayanın eğimi güneydoğu-kuzeybatı yönündedir. DolayısıylaB Gözü’nün kültürel katlaşımının şimdilik açmış olduğumuz alan içerisinde290

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!