13.07.2015 Views

Türkiye ve Avrupa Birliği Ülkelerinde Küçük ve Orta Boyutlu ...

Türkiye ve Avrupa Birliği Ülkelerinde Küçük ve Orta Boyutlu ...

Türkiye ve Avrupa Birliği Ülkelerinde Küçük ve Orta Boyutlu ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Brug altid stigenår du skal opMange faldulykker sker, fordi der ikke bruges stiger, når derskal arbejdes i højden.Derfor: Brug altid en stige, når du skal til <strong>ve</strong>jrs!


kaçınmayarak bu katkıyı layıkıyla yerine getiren KAMU-ĐŞ'ikutlarken; başta işçi sendikalarımız olmak üzere, tüm ilgilikuruluşları bu alandaki görevlerini yerine getirmeye,kendilerine KAMU-ĐŞ gibi kuruluşları örnek almaya da<strong>ve</strong>tediyorum.Đzmir, 1 Mart 1999Prof. Dr. Fevzi DEMĐRDokuz Eylül Üni<strong>ve</strong>rsitesiĐktisadi <strong>ve</strong> Đdari Bilimler FakültesiÇalışma Ekonomisi <strong>ve</strong> Endüstri ĐlişkileriBölüm Başkanı


ÖNSÖZBu çalışma Dokuz Eylül Üni<strong>ve</strong>rsitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'ne"TÜRKĐYE <strong>ve</strong> AVRUPA BĐRLĐĞĐ ÜLKELERĐNDE KÜÇÜK <strong>ve</strong> ORTABOYUTLU ĐŞLETMELER AÇISINDAN ĐSTĐHDAM POLĐTĐKALARI" ismiyleDoktora Tezi olarak sunulmuş olup; Prof. Dr. Fikret SÖNMEZ, Prof. Dr.Fevzi DEMĐR <strong>ve</strong> Doç. Dr. Abdurrahman AYHAN'dan oluşan jüri tarafından20 Mart 1997 tarihinde oy birliği ile başarılı bulunmuştur. Daha sonrasöz konusu tez genişletilerek, aynı isim altında güncelleştirilmiştir.Ekonomik <strong>ve</strong> sosyal yönden gelişme seviyesi ne olursa olsun, dün olduğukadar bugün de bütün toplumların en önemli problemi işsizliktir.Gelişmiş ülkeler bu problemin halli için, muhtelif istihdam politikaları ileistihdamı devamlı <strong>ve</strong> yüksek seviyede tutmanın gayretini gösterirken; aynızamanda işsizliği azaltmak amacıyla, KOBĐ'lere büyük önem <strong>ve</strong>rmektedirler.Bugüne kadar KOBĐ'ler üzerinde genellikle finansman sorunları, KO-BĐ'lerin ekonomideki yeri, Pazarlama sorunları, KOBĐ'lerin stratejileri yönündepekçok çalışma olmasına karşılık; "ĐSTĐHDAM POLĐTĐKALARI" açısındandoğrudan bir çalışma bulunmamaktadır. Bu çalışma ilkler arasındayer almakla birlikte, aynı zamanda söz konusu alandaki boşluğu dadoldurabilecektir.Tez çalışmaları sırasında Akademik açıdan önderlik edip, yılların birikimiylebana yön <strong>ve</strong>ren değerli Hocam <strong>ve</strong> Tez Danışmanım Sayın Prof. Dr.Fikret SÖNMEZ'e;Tez savunması sırasında değerli eleştirileriyle katkıda bulunan <strong>ve</strong> çalışmanınkitap haline getirilmesi için teşvikini esirgemeyen Sayın Prof. Dr.Fevzi DEMĐR ile Prof. Dr. Abdurrahman AYHAN'a;Kitabın basılmasında yardım <strong>ve</strong> desteğini esirgemeyen KAMU-ĐŞGenel Sekreteri Dr. Naci ÖNSAL <strong>ve</strong> her zaman yardım elini uzatan GenelSekreter Yardımcısı Abdullah KAHRAMAN'a, Sendikanın diğer yetkilileriile emeği geçen herkese en samimi hislerimle teşekkürü bir borç bilirim.Dr. Rebii SAVAŞIR


ÖZET1970 <strong>ve</strong> 1980’li yıllarda peşpeşe yaşanılan petrol şokları<strong>ve</strong> hammadde sıkıntısı; beraberinde maliyet artışlarıylabirlikte, ciddi üretim krizlerini de getirmiştir. Bu ortam içindebüyük işletmeler, bir taraftan eski kârlılıklarını kaybederken;diğer taraftan krizlerden büyük oranda etkilenmişler, hattaesnek arz <strong>ve</strong> talep modeline tam anlamıyla cevap <strong>ve</strong>rememişlerdir.Nitekim ileri teknoloji kullanımının yaygınolduğu bu işletmelerde üretimin gerilediği görülmüştür.Bunun yanında aynı yıllarda KOBĐ’lerde durum tersyönde gelişmiş-tir. Yaşanılan hammadde krizleri <strong>ve</strong>büyümenin durması sonucu, başlangıçta bir çok KOBĐkapanmak mecburiyetinde kalmıştır. Buna rağmen genelistihdam içinde, KOBĐ’lerin istihdam hacimlerinde; büyükişletmelere oranla, önemli bir gerileme olmamıştır. Hattaesnek yapıları sebebiyle, kısa bir süre sonra yeni istihdamalanları da yaratabilmişlerdir.KOBĐ’lerin sanayi içindeki yapısı incelendiğinde; krizşartlarına daha iyi karşı koydukları, ölçekleri itibariyle yenipiyasa şartlarına daha iyi uyum sağladıkları, hızlı işgücühareketliliği, ileri üretim tekniklerine gösterdikleri uyum, işibenimseme, esnek arz <strong>ve</strong> talebe olumlu cevap <strong>ve</strong>rmeleri, herbirinin meslekî eğitimde birer okul görevi üstlenmeleri ileistihdam yaratmadaki katkıları gibi özellikleriyle ekonomik,teknolojik, siyasî <strong>ve</strong> sosyal alanda giderek önem kazandıklarıgörülür. Đşsizliğin büyük problem olduğu günümüzde,KOBĐ’lerin yeni iş alanları meydana getirmedeki başarıları <strong>ve</strong>bölgesel kalkınmaya yaptıkları katkılar da bu işletmelerinönemini daha da artırmıştır.Đşsizliği azaltma <strong>ve</strong> istihdam yaratmada gittikçe önemliyeri olan KOBĐ’lerin; ileri üretim teknolojileriyle donatılması,beraberinde KOBĐ tanımını da getirmiştir. Milletlerarası


literatürde resmi bir KOBĐ tanımı olmadığı gibi, uygulamadaBirliğe üye ülkeler arasında <strong>ve</strong> ülkemizde de bu konuda ortaktanım birlikteliği sağlanamamıştır. Yapılan tanımlarda çalışansayısı ortak özellik olarak karşımıza çıkarken, ülkelerarasında çalışan sayısında da ortak kriter belirlenmişdeğildir. Đşletmelerin istihdam kapasitesindeki bu farklılığa,daha sonra; iş hacmi, ciro, sabit sermaye gibi kriterler deeklenerek, tanım genişletilmiştir.Đçinde bulunduğumuz yüzyıl; ekonomik, teknolojik <strong>ve</strong>sosyal alanda devrim niteliği taşıyan önemli değişimlerledoludur. Bu değişimlerin ortaya çıkmasında, ekonominindünya çapında yeniden yapılanması ile teknolojikdeğişimlerin büyük etkisi olmuştur. <strong>Orta</strong>ya çıkan değişiminen önemli göstergeleri arasında; istihdam ile mesleklerinyapısında ortaya çıkan değişiklikler yer alır. Genel olarakifade etmek gerekirse, yeni bilgi ekonomisinde zenginliğintemel kaynağını; tabiî kaynaklar <strong>ve</strong> fizikî emek yerine, bilgi <strong>ve</strong>haberleşme oluşturur.Đstihdamın sektörel dağılımında görülen gelişmelerarasında, tüm çalışma hayatını etkileyen faktörler içinde;standart-dışı çalışmanın yaygınlaştırılması karşımıza çıkar.Bunun yanında işgücünün yapısındaki gelişmeleriincelediğimizde; kadın işgücünün artan önemi <strong>ve</strong> en azbunlar kadar işsizlik içinde belirgin konuma sahip sakatlarile işgücünün vasıf düzeyindeki gelişmeler, değişimihazırlayan diğer faktörler arasında yer alır.Küreselleşen dünyamızda toplumların temel problemi,rekabet gücü olan işyerlerinin genişletilmesiyle; büyüme <strong>ve</strong>istihdam artışının sağlanmasıdır. Đşletmelerin dünyapiyasalarına açılarak, ürettikleri malı ihraç etmelerinde;rekabet kabiliyetlerinin artırılması, bugünün sanayi stratejilerinintemel unsurunu oluşturur. Böyle bir hedefingerçekleştirilmesinde, bir taraftan işletmeler <strong>ve</strong>rimliçalışmaya yönlendirilirken; diğer taraftan teknolojiye dayalıkaliteli üretim yapan, vasıf seviyesi yüksek işgücüyetiştirmek suretiyle, istihdamın artırılmasının sağlanmasıoldukça önem arz eder.


Bu gelişme stratejileri içinde özellikle KOBĐ’lerin çokönemli rolü bulunmaktadır. <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde KOBĐ’lerin ;<strong>Avrupa</strong> Sosyal Alanı <strong>ve</strong> Gümrük <strong>Birliği</strong> bütünleşmesi ileistihdam hedeflerinin gerçekleştirilmesinde, çok yönlü roloynadıkları görülür. Büyüme <strong>ve</strong> ihracattaki duraklamaylabirlikte artan işsizlik; dikkatleri KOBĐ’lerin rekabet güçleriningeliştirilmesi, yeni iş <strong>ve</strong> işyerleri yaratmak suretiyleistihdamın artırılmasına çevirmiştir.Aslında rekabet gücü, üretim <strong>ve</strong> istihdamın artması;hayat standartlarının iyileştirilmesi için temel şarttır. Birülkede rekabet gücünün artması; üretim, ihracat, kârlılık <strong>ve</strong>dolayısıyla yeni yatırımların artmasına sebep olacaktır. Budurum istihdamın genişlemesine imkân sağlayacaktır. Ayrıcabuna AB’de işgücünün gittikçe yaşlanmasından doğan sosyalgü<strong>ve</strong>nlik sistemlerinin finansmanı ilâ<strong>ve</strong> edildiğinde,<strong>Avrupa</strong>’nın dünya ticaretindeki payı daralacaktır. Dolayısıylarekabet gücü zayıflayacağından, işsizlik oranlarında büyümegörülecektir.Sanayileşerek kalkınmasını sağlamak mecburiyetindeolan ülkemizde, kalkınmanın gerçekleştirilmesi için; ihtiyaçduyulan vasıflı <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>rimli işgücünün yetiştirilmesinin yolu,meslekî eğitimden geçmektedir. Bu sebeple günümüzdemeslekî eğitim, istihdam problemleriyle birlikte elealınmaktadır.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nin meslekî eğitim politikasınabakıldığında, üye ülkeler arasındaki sosyo-kültürelfarklalıklar sebebiyle; standart bir eğitim politikası takipedilmediği, bunun yanında üye ülkelerin meslekî eğitimineyönelik düzenlemelerinde <strong>Birliği</strong>n eğitim alanında belirlediğitemel prensiplere uyum istendiği görülmektedir.Durum <strong>Türkiye</strong> açısından ele alındığında; ülkemizdeuygulanan geleneksel eğitim modelinin iş piyasasınınihtiyaçlarına cevap <strong>ve</strong>rebilecek yeterlilik <strong>ve</strong> kaliteden uzakolduğu görülür. Oysa, ülkemiz sanayiinin en önemliproblemleri arasında yer alan; vasıfsız işgücü fazlasınakarşılık, kalifiye insan kaynağı eksikliği bulunmaktadır.


Geleneksel eğitim modeli üzerine kurulmuş bulunaneğitim sistemimizde; sanayi-okul işbirliğiyerleştirilemediğinden, meslekî eğitim teoride kalmakta <strong>ve</strong>uygulamada başarılı sonuçlar alınamamaktadır. Ülkemizdekihızlı nüfus artışına karşılık, eğitim sistemimizde; eğitimkurumlarının yetersiz sayıda oluşu, eğitim programlarınınçeşitlendirilememiş olması <strong>ve</strong> gençlerin meslekî eğitimkonusunda yeterli ölçüde bilgilendirilememesi, eğitimeayrılan kaynakların ihtiyaçları karşılayamaması ile sanayiokulişbirliğinin yaygınlaştırılamaması gibi bir çokproblemlerle karşı karşıyadır. Bütün bunların yanı sıra,KOBĐ’lerin eğitime katılımları sağlanmak suretiyle; çıraklıksisteminin geliştirilmesi <strong>ve</strong> işletme içi eğitimin yaygınlaştırılmasıgerçekleştirilmelidir.Teknolojik gelişmenin ekonomik büyüme üzerindeki etki<strong>ve</strong> katkıları göz önünde tutularak, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ndeteknolojinin ekonomide oynadığı rol <strong>ve</strong> ülkemizdeki durumuele alınmıştır. Ayrıca teknoloji-sanayileşme-ekonomikbüyüme <strong>ve</strong> istihdam arasındaki ilişki ortaya konulmuş;teknolojik gelişmede gerek duyulan yeni şartlara uygunvasıfta işgücü yetiştirilmesi, teknoloji transferi <strong>ve</strong> kullanımıile araştırma <strong>ve</strong> geliştirme çalışmalarında karşımıza çıkanuygulamalar incelenmiştir.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkeler, teknolojik değişimingerçekleştirilmesinde; Ar+Ge faaliyetlerine oldukça fazla yer<strong>ve</strong> finansman ayırmışlardır. Ülkemizde bu konuya, yeterli birboyut kazandırılamamıştır. Gerek AB’de <strong>ve</strong> gerekseülkemizde, üretim tekniklerinde ortaya çıkan değişmelerinsonucu; eğitim <strong>ve</strong> yeniden eğitim programlarının önemiartmış, pasif iş piyasası politikaları terk edilerek bakışlaraktif iş piyasalarına çevrilmiştir.


SUMMARYPetroleum shocks and raw material problems seen in theyears 1970 and 1980 caused rises in the costs and seriouscrisis. Under these circumstances, large enterprises lost theprofitnesses of the previous years, and on the other handthey were affected by the crises to a large extent and theycouldn't e<strong>ve</strong>n respond to the model of labour supply anddemand. Howe<strong>ve</strong>r, production seemed to decrease in theseenterprises where advanced technology was being usedextensi<strong>ve</strong>ly.On the other hand, the small and medium-sizedenterprises SMEs witnessed the opposite situations. In thebeginning, se<strong>ve</strong>ral SMEs had to close down as result of rawmaterial crises and stagnation of de<strong>ve</strong>lopment. Howe<strong>ve</strong>r,there has not been an important regression in theemployment volumes of SMEs in terms of generalemployment. They could e<strong>ve</strong>n create new employmentopportunities due to their flexible structures after a shorttime.When examined the structure of the SMEs withinindustry, it is seen that they can resist to crisis conditions ina better way, adapt to new market conditions, the fact thatthey ha<strong>ve</strong> rapid manpower mo<strong>ve</strong>ment, adapt to advancedproduction techniques, gi<strong>ve</strong> positi<strong>ve</strong> responses to flexiblesupply and demand, act as a school in vocational training,contribute to creation of employment and play key roles ineconomical, technological, political and social fields. Asemployment is a serious problem today, SMEs play a key rolein their contribution to creating new employment fields.Providing new technologies for SMEs which ha<strong>ve</strong> animportant place in decreasing unemployment and creatingemployment has introduced the definition of SMEs. As there


is no definition of SMEs in international literature, there isstill no agreement on its definition both in our country and inthe countries as members to the Community. In thedefinitions made, the number of employees is a commonfeature, but there is no common criterion in terms of thenumber of employees between the countries. The definitionhas been extended adding some other criteria like labourvolume,endorsement, fixed capital to this differentation inthe employment capacity of enterprises.The century we li<strong>ve</strong> in has been witnessing crucialchanges that ha<strong>ve</strong> the characteristics of reforms in theeconomical technological and social fields. Restructuralism ofthe economy all the around world and technological changesha<strong>ve</strong> had important effect on introducing these innovations.Among the most important indicators of these chages takeplace changes in the structure of the jobs. In general, notnatural sources or physical labour but knowledge andinformation constitute the primary source of the richness ofnew information economy.Among the de<strong>ve</strong>lopments in the sectoral distribution ofemployment, and factors affecting work life, we can see theexpansion of the out-standard work. Howe<strong>ve</strong>r, whenexamined the de<strong>ve</strong>lopments in the structure of themanpower; de<strong>ve</strong>lopment of woman workpower, importance ofyoung workpower, the disabled who at least ha<strong>ve</strong> a definiteposition in the unemployment, and de<strong>ve</strong>lopments seen at thele<strong>ve</strong>l of qualities of manpower take place among the factorsthat cause the changes.The main problem of the societies in our global world isexpansion of enterprises that ha<strong>ve</strong> the competiti<strong>ve</strong> power andproviding the rise in de<strong>ve</strong>lopment and employment.Increasing the competiti<strong>ve</strong> powers of enterprises beingopened out to world markets in terms of exportationconstitute the main concept of today's industrial strategies.In reaching such a goal, enterprises, on one hand, aremotivated to function effecti<strong>ve</strong>ly and they produce quality


ased on technology on the other hand providing highqualifiedmanpower.SMEs ha<strong>ve</strong> an important role among these de<strong>ve</strong>lopmentalstrategies. They play a crucial role in realizing theemployment goals after they are integrated with EuropeanUnion and Customs Union. De<strong>ve</strong>lopment and unemploymentafter the stagnation in exports led to the new employmentopportunities of SMEs by increasing their competiti<strong>ve</strong> power.As a matter of the fact that, rise in production andemployment is a fundemental requirement in making lifestandarts better. Rise in the competiti<strong>ve</strong> power in a countrymeans irises in production, exports, profitability and newin<strong>ve</strong>stments in a country. This will lead to an expansion ofemployment. When added finance of social insurancesystems sourced from the old age in E. C. to this trade shareof Europe in the world will get narrow. By all these,competiti<strong>ve</strong> power will be weakened, rise in unemploymentrates will be seen.In our country which is to de<strong>ve</strong>lop by industrialization; toha<strong>ve</strong> a qualified and profitable manpower for realizatioin ofde<strong>ve</strong>lopment requires vocational training for people. For thatreason, vocational training is handled together with problemsof employment.When examined the vocational training policy of E.C., itcan be seen that a standard educational policy is notfollowed because of the socio-cultural differences between themember countries and a conformity with the fundementalprinciples defined in education by E.C. is asked in theregulations made for vocational training of membercountries.When looked from the stand point of Turkey; it can benoticed that traditional educational model applied in ourcountry can not respond to the needs of business markets.There is the problem of qualified manpower in our countrywhereas there are a lot of workers lacking quality which isone of the main problems of industry. In our education


system based on traditional model, as the school-industrycollaboration is not settled yet, vocational training can becarried out theoretically and good results can't be achie<strong>ve</strong>d.Although the population is increasing rapidly in our country,our educational system faces many problems likeinadequeate numbers of schools, the fact that curriculumsare not di<strong>ve</strong>rsified, not being able to inform the young aboutvocational training, inadequate sources for education, notbeing able to expand the school industry collaboration. Apartfrom these, by making SMEs contribute to education,realization of apprenticeship and expansion of in-servicetraining can be made possible.By evaluating the effect and contribution of technologicalde<strong>ve</strong>lopment to economical de<strong>ve</strong>lopment, the role technologyplays in economy in Europe and its appearance in ourcountry ha<strong>ve</strong> been discussed. Furthermore, the relationshipamong technology, industrialization, economical de<strong>ve</strong>lopmentand employment has been pointed out, and trainingappropriate qualified manpower needed in technologicalde<strong>ve</strong>lopment, transfer and use of technology, and practiceswe meet in studies of research and de<strong>ve</strong>lopment ha<strong>ve</strong> beenstudied.Member states to E.C. ha<strong>ve</strong> in<strong>ve</strong>sted much more financein research and de<strong>ve</strong>lopment activities to realizetechnological innovation. Our country has failed in theseactivities. Both in E.C. and in our country, as a result ofchages seen in production techniques, the importance ofecudation and educational programs has increased andpassi<strong>ve</strong> business market policies ha<strong>ve</strong> been left and theyha<strong>ve</strong> been directed to acti<strong>ve</strong> business markets.


ĐÇĐNDEKĐLERÖZET ............................................................................SUMMARY ....................................................................ĐÇĐNDEKĐLER ...............................................................KISALTMALAR ..............................................................TABLO VE ŞEKĐLLER ...................................................GĐRĐŞ ............................................................................Sayfa No.BĐRĐNCĐ BÖLÜMKOBĐ’LERĐN GENEL DURUMU .....................................I- KOBĐ’LERĐN ÖNEMĐ VE GELĐŞĐMĐ ..........................A- <strong>Türkiye</strong>’de KOBĐ’lerin Önemi <strong>ve</strong> Gelişimi .............1- Osmanlı Đmparatorluğu Dönemi ......................2- Cumhuriyet Dönemi .......................................B- <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde KOBĐ’lerin Önemi <strong>ve</strong> Gelişimi .II- KOBĐ’LERĐN KAPSAMI VE TANIMI ..........................A- <strong>Türkiye</strong>’de KOBĐ’lerin Kapsamı <strong>ve</strong> Tanımı, PlanlıDönemler-deki Đlke <strong>ve</strong> Politikalar .........................1- Genel Olarak KOBĐ’lerin Kapsam <strong>ve</strong> Tanımı .....2- Çeşitli Kanun <strong>ve</strong> Kuruluşlarca YapılanTanımlar .........................................................3- Kalkınma Planları’nda Yer Alan KOBĐ’lerle ĐlgiliHedef, Đlke <strong>ve</strong> Politikalar ..................................B- <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde KOBĐ’lerin Kapsamı <strong>ve</strong> Tanımı...............................................................................


1- <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne Üye Ülkelerde KOBĐ’lerinKapsam <strong>ve</strong> Tanımı ............................................2- <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> <strong>ve</strong> Çeşitli Kuruluşlarca YapılanKOBĐ Tanımları ................................................ĐKĐNCĐ BÖLÜMTÜRKĐYE VE AVRUPA BĐRLĐĞĐ’NDE ĐSTĐHDAM YAPISIVE POLĐTĐKALAR ..........................................................I- TÜRKĐYE’DE ĐSTĐHDAM YAPISI VE GELĐŞMELER ..A- <strong>Türkiye</strong>’de Toplam Nüfus, Çalışma ÇağındakiNüfus <strong>ve</strong> Đşgücü ..................................................1- Toplam Nüfus ................................................2- Çalışma Çağındaki Nüfus ...............................3- Đşgücü ............................................................B- <strong>Türkiye</strong>’de Đstihdam Politikası ............................1- Đstihdam Politikasının Hedefleri ......................2- Đstihdam Politikasının Đlkeleri .........................3- Đstihdam Politikasının Araçları .......................II- AVRUPA BĐRLĐĞĐ’NDE ĐSTĐHDAM YAPISI VEGELĐŞMELER ...............................................................A- <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde Toplam Nüfus, ÇalışmaÇağındaki Nüfus <strong>ve</strong> Đşgücü ..................................1- Toplam Nüfus .................................................2- Çalışma Çağındaki Nüfus ................................3- Đşgücü .............................................................B- <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde Đstihdam Politikası ..................1- Đstihdam Politikasının Hedefleri .......................2- Đstihdam Politikasının Đlkeleri ..........................3- Đstihdam Politikasının Araçları .........................III- ĐŞSĐZLĐK, ĐŞSĐZLĐĞE YÖNELĐK ĐSTĐHDAMPOLĐTĐKALARI ...............................................................A- Genel Olarak Đşsizliğin Tanımı <strong>ve</strong> Çeşitleri ...........B- Gençlerin Đşsizliği <strong>ve</strong> Đstihdamı ...........................1- <strong>Türkiye</strong>’de Gençlerin Đşsizliği <strong>ve</strong> Đstihdamı ......


2- <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde Gençlerin Đşsizliği <strong>ve</strong>Đstihdamı ........................................................3- <strong>Türkiye</strong> <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde Genç ĐşsizliğineKOBĐ’lerin Đstihdam Bakımından Katkıları ......C- Kadınların Đşsizliği <strong>ve</strong> Đstihdamı ..........................1- <strong>Türkiye</strong>’de Kadınların Đşsizliği <strong>ve</strong> Đstihdamı ......2- <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde Kadınların Đşsizliği <strong>ve</strong>Đstihdamı ......................................................................3- <strong>Türkiye</strong> <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde KadınlarınĐşsizliğine KOBĐ’ lerin Đstihdam BakımındanKatkıları ..........................................................D- Sakat <strong>ve</strong> Özürlülerin Đşsizliği <strong>ve</strong> Đstihdamı ..........1- <strong>Türkiye</strong>’de Sakat <strong>ve</strong> Özürlülerin Đşsizliği <strong>ve</strong>Đstihdamı .........................................................2- <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde Sakat <strong>ve</strong> Özürlülerin Đşsizliği<strong>ve</strong> Đstihdamı .....................................................3- <strong>Türkiye</strong> <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde Sakat <strong>ve</strong>Özürlülerin Đşsizliğine KOBĐ’lerin ĐstihdamBakımından Katkıları .......................................IV- MESLEKî EĞĐTĐM VE ĐSTĐHDAM POLĐTĐKALARIARASINDAKĐ ĐLĐŞKĐLER .........................................A- Genel Olarak <strong>Türkiye</strong> <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ndeMeslekî Eğitim <strong>ve</strong> Đstihdam Đlişkileri ....................1- <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim ...............................2- <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde <strong>Orta</strong>k Meslekî Eğitim .........B-<strong>Türkiye</strong>’de KOBĐ’lerin Meslekî Eğitime Katkısı <strong>ve</strong>Đstihdam Đlişkileri ................................................C- <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde KOBĐ’lerin Meslekî EğitimeKatkısı <strong>ve</strong> Đstihdam Đlişkileri ...............................V- TÜRKĐYE VE AVRUPA BĐRLĐĞĐ’NDE TEKNOLOJĐKGELĐŞMELER VE ĐSTĐHDAM POLĐTĐKALARIARASINDA ĐLĐŞKĐLER .............................................A- <strong>Türkiye</strong> <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde Teknoloji,Teknolojik Değişimle Đlgili Genel Tanımlar ...........


B- Teknolojik Gelişmenin Ekonomik Yönü .<strong>ve</strong>Önemi ................................................................C- Teknolojik Gelişmeler Karşısında ĐşgücününVasfı <strong>ve</strong> Meslekî Eğitim .......................................D- Teknolojik Değişimin Đstihdama Etkisi ...............E- Teknolojik Değişimin KOBĐ’lerde Đstihdam EtkisiSONUÇ VE DEĞERLENDĐRME .....................................FAYDALANILAN KAYNAKLAR .......................................


KISALTMALARAAET: <strong>Avrupa</strong> Atom Enerjisi TopluluğuA.B: <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>AB (9): Yunanistan, Đspanya <strong>ve</strong> Portekiz hariçdokuz Avrapa <strong>Birliği</strong> ÜlkesiAB (12): 12 <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> ÜlkesiABD: Amerika Birleşik DevletleriAET: <strong>Avrupa</strong> Ekonomik TopluluğuA.g.a: Adı geçen araştırmaA.g.e: Adı geçen eserA.g.i: Adı geçen incelemeA.g.h: Adı geçen haberA.g.m: Adı geçen makaleA.g.p: Adı geçen programA.g.s: Adı geçen seminerA.g.t: Adı geçen tebliğAKÇT: <strong>Avrupa</strong> Kömür <strong>ve</strong> Çelik TopluluğuAnk: AnkaraAnk. Ün. A.T. Ar <strong>ve</strong>Uygulama Merkezi : Ankara Üni<strong>ve</strong>rsitesi <strong>Avrupa</strong> TopluluğuAraştırma <strong>ve</strong> Uygulama Merkeziar.: AraştırmaAr+ge: Araştırma <strong>ve</strong> geliştirmeASF: <strong>Avrupa</strong> Sosyal Fonu (The EuropeanSocial Fund = ESF)ASO: Ankara Sanayi OdasıAso Der: Ankara Sanayi Odası DergisiA.T: <strong>Avrupa</strong> TopluluğuAÜSB Fak.Der : Ankara Üni<strong>ve</strong>rsitesi Siyasal BilimlerFakültesi DergisiAv. Sos. Şartı : <strong>Avrupa</strong> Sosyal ŞartıAYB: Avrapa Yatırım BankasıAYF: <strong>Avrupa</strong> Yatırım Fonu


BC-Net: Şirketler Arası Đşbirliği Ağı (BusinesseCooperation-Network)Bkz: BakınızBM: Birleşmiş MilletlerBRE: Şirketleri Yaklaştırma Bürosu (Bureau deRapprochemont des Entereprises)CEDEFOP : <strong>Avrupa</strong> Mesleki Formasyon GeliştirmeMerkeziCOM: Komisyon (Commission)COMETT : Yeni teknolojilere yönelik eğitim içinüni<strong>ve</strong>rsiteler <strong>ve</strong> işletmeler arası işbirliği(Programme of the Community inEducation and Training for Technologies)Çal. Ek. <strong>ve</strong> End. Đlş.Bö1: Çalışma Ekonomisi <strong>ve</strong> Endüstri ĐlişkileriBö1ümüDa: DairesiDer: DergisiD.E.Ü: Dokuz Eylül Üni<strong>ve</strong>rsitesiD.E.Ü. Đk. <strong>ve</strong> Đd. Bil.Fak. Der : Dokuz Eylül Üni<strong>ve</strong>rsitesi Đktisad( <strong>ve</strong> ĐdarîBilimler Fakültesi DergisiDĐE: Devlet Đstatistik EnstitüsüDM: Alman Markı (Doche Marke)DPT: Devlet Planlama Teşkil(tıECÜ: <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> Para BirimiEFTA: <strong>Avrupa</strong> Serbest Ticaret <strong>Birliği</strong>EĐB: <strong>Avrupa</strong> Yatırım BankasıEIC: <strong>Avrupa</strong> Bilgi Merkezi (Euro Info Center)EIM : <strong>Küçük</strong> Đşletmeler Araştırma <strong>ve</strong>Danışmanlık (Small Business Researchand Consultancy)ENSR: SME Araştırma Đçin <strong>Avrupa</strong> Şebekesi(European Net Work For SME Research)


ERDF : <strong>Avrupa</strong> Bö1gesel Kalkınma Fonu(European Regional De<strong>ve</strong>lopment Fund)ESĐAD: Ege Sanayicileri <strong>ve</strong> Đş Adamları DerneğiET: Đstihdam Eğitimi (Employment Training)EUROSTAT : <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> Đstatistik OfisiFEDER: Avrapa Bölgesel Kalkınma Fonu (TheEuropean Regional De<strong>ve</strong>lopment Fund =ERDF)F.F: Fransız FrangıGAP: Güneydoğu Anadolu ProjesiGen. Md. Yay. No : Genel Müdürlük Yayın NoHELIOS: Avrapa <strong>Birliği</strong>'nde Açık Toplum ĐçindeBağımsız Yaşayan Özürlü ĐnsanlarILO: Uluslararası Çaışma ÖrgütüĐĐBK: Đş <strong>ve</strong> Đşçi Bulma KurumuĐKV: Đktisadî Kalkınma VakfıĐSO: Đstanbul Sanayi OdasıĐSO Ar. Da. Yay. No : Đstanbul Sanayi Odası AraştırmaDairesi Yayın NoĐst.: ĐstanbulĐst. Es. <strong>ve</strong> San.Der. Bir. : Đstanbul Esnaf <strong>ve</strong> Sanatk(rlar Dernekleri<strong>Birliği</strong>ĐTKĐB: Đstanbul Tekstil <strong>ve</strong> Konfeksiyon ĐhracatçıBirlikleriĐTO: Đzmir Ticaret OdasıĐ. Ü. Đk. Fak. Mec. : Đstanbul Üni<strong>ve</strong>rsitesi ĐkisatFakültesi MecmuasıĐZSiAD: Đzmir Sanayici <strong>ve</strong> Đş Adamları DerneğiKamu-Đş : Kamu Đşletmeleri Đş<strong>ve</strong>renleri SendikasıKHK: Kanun Hükmünde KararnameKĐPLAS: <strong>Türkiye</strong> Kimya, Petrol, Lastik <strong>ve</strong> PlastikSanayii Đş<strong>ve</strong>renleri SendikasıKOBI: <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> <strong>Boyutlu</strong> Đşletmeler


KOS: <strong>Küçük</strong> <strong>Orta</strong> SanayiKOSGEB : <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> ölçekli Sanayii Geliştirme<strong>ve</strong> Destekleme Dairesi BaşkanlığıK. Planı : Kalkınma PlanıKÜSGEM : <strong>Küçük</strong> Sanayii Geliştirme MerkeziKÜSGET : <strong>Küçük</strong> Sanayii Geliştirme Teşkil(tımad: MaddeMat: MatbaasıMEB: Mill( Eğitim BakanlığıMESS : <strong>Türkiye</strong> Madeni Eşya SanayicileriSendikasıMPM: Mill( Prodüktivite MerkeziNo: NumaraNu: NumaraOd: OdasıOECD: Ekonomik Đşbirliği <strong>ve</strong> Kalkınma Teşkilâtı(Organization For Economic Cooperationand De<strong>ve</strong>lopment)OKIK: <strong>Orta</strong> <strong>ve</strong> <strong>Küçük</strong> Đşletmeler KuruluÖĐK: Ön Đhtisas KomisyonuR.G: Resmî Gazetes: SayfaSan. Der. Bir : Sanatkârlar Dernekleri <strong>Birliği</strong>SEGEM: Sınaî Eğitim Geliştirme MerkeziSMEs: <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> <strong>Boyutlu</strong> ĐşletmelerSSCB: Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler <strong>Birliği</strong>T: TahminTAS: Tek <strong>Avrupa</strong> SenediTask Force : <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> <strong>Boyutlu</strong> Đşletmeler ÖzelHizmet GrubuTES-AR : <strong>Türkiye</strong> Esnaf-Sanatk(rlar <strong>ve</strong> <strong>Küçük</strong>Sanayi Araştırma EnstitüsüTESK : <strong>Türkiye</strong> Esnaf <strong>ve</strong> SanatkârlarKonfederasyonu


TL: Türk LirasıT. Đktisat : <strong>Türkiye</strong> Đktisat DergisiTISK : <strong>Türkiye</strong> Đş<strong>ve</strong>renler SendikasıKonfederasyonuTMMOB: <strong>Türkiye</strong> Mimarlar, Mühendisler Odası<strong>Birliği</strong>T.O.B.B: <strong>Türkiye</strong> Odalar Borsalar <strong>Birliği</strong> (<strong>Türkiye</strong>Ticaret Sanayi Deniz Ticaret Odaları <strong>ve</strong>Ticaret Borsaları <strong>Birliği</strong>)TODAIE : <strong>Türkiye</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Doğu Amme ĐdaresiEnstitüsüTOSYÖV : <strong>Türkiye</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler SerbestMeslek Mensupları <strong>ve</strong> Yöneticileri VakfiTRT: <strong>Türkiye</strong> Radyo Televizyon KurumuTÜSSiDE : <strong>Türkiye</strong> Sanayii Sevk <strong>ve</strong> Đdare EnstitüsüUNIDO: Birleşmiş Milletler Sanayii KalkındırmaTeşkilâtıUNICE : <strong>Avrupa</strong> Sanayii <strong>ve</strong> Đş<strong>ve</strong>renKonfederasyonları <strong>Birliği</strong>Ün: Uni<strong>ve</strong>rsiteWB: Dünya Bankası (World Bank)Yay. No: Yayın NumarasıYÖK: Yüksek Öğretim Kurumuvb: <strong>ve</strong> benzerivd: <strong>ve</strong> diğerlerivs: <strong>ve</strong> saire


TABLO VE ŞEKĐLLERSayfa NoTABLO.I-1 Đmalât Sanayii .............................................TABLO.I-2 <strong>Türkiye</strong>’de Büyüklüğüne Göre Çalışan <strong>ve</strong>Đşyeri Dağılımı .............................................TABLO. 1-3 <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde Büyüklük ÖlçekleriAçısından ĐşletmelerinSayısı <strong>ve</strong> Đstihdam Oranları ..........................TABLO. 1-4 <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> Düzeyinde Temel Göstergeler .TABLO. 1-5 <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> Đşletme Büyülük Sınıfına GöreĐstihdam ......................................................TABLO. 1-6 Almanya’da <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> <strong>Boyutlu</strong>ĐşletmelerinSınıflandırılması ..........................................TABLO. 1-7 Đngiltere’de Sektörlere Göre <strong>Küçük</strong> BoyĐşIetme Tanımları ........................................TABLO.II-1 Genel Nüfus Sayımlarına Göre<strong>Türkiye</strong>Toplam Nüfusu <strong>ve</strong>Yıllık Artış Hızları ........................................TABLO.II-2 Nüfusun Medyan Yaş <strong>ve</strong> Cinsiyete GöreDağılımı .......................................................TABLO.II-3 <strong>Türkiye</strong>’de Nüfusun Üç Anayaş GruplarınaDağılımı <strong>ve</strong> Bağımlılık Oranları ....................TABLO.II-4 Yurtiçi Đşgücü Piyasasında Gelişmeler .........TABLO.II-5 <strong>Türkiye</strong>’de Đstihdamın Sektörel Dağılımı .......TABLO.II-6 <strong>Türkiye</strong>’de Yaş Gruplarının Genel NüfustakiPayı .............................................................TABLO.II-7 <strong>Türkiye</strong>’de Yaş Gruplarına Göre ĐşgücüneKatılma Oranı ..............................................


TABLO.II-8 Genel Nüfus Sayımları Đtibariyle NüfusunSon Hafta Đçinde Đkisaden Faal OlmaDurumu <strong>ve</strong> Cinsiyete Göre Oranı .................TABLO.II-9 Đşgücüne Katılma Oranları <strong>ve</strong> ĐstihdamınSektörel Dağılımı .........................................TABLO.II-10 .................. <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde Toplam NüfusTABLO.II-11 <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde <strong>Orta</strong>lama Nüfus Artış HızıTABLO.II-12 . Avrapa <strong>Birliği</strong>’nde Doğum <strong>ve</strong> Ölüm OranlarıTABLO.II-13<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde Nüfusun Yaş <strong>ve</strong> Cinsiyete GöreYapısı ile BağımlılıkTABLO.II-14Avrapa <strong>Birliği</strong>’nde Toplam Đstihdamın Sektörel DağılımıTABLO.II-15<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> <strong>Ülkelerinde</strong> Đstihdamın Sektörel DağılımıTABLO.II-16 <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> <strong>Ülkelerinde</strong> Nüfusun Yaş <strong>ve</strong>Cinsiyete Göre Yapısı ile Bakımlılık OranlarıTABLO.II-17<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> Ülkelerinin Çalışma Çağı Nüfusunun Yıllık GelişimiTABLO.II-18 ....<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> <strong>Ülkelerinde</strong> Đşgücü PiyasasıTABLO.II-19<strong>Türkiye</strong>’de Đşsizlerin Yaş Gruplarına GöreDağılımıTABLO.II-20<strong>Türkiye</strong>’de Yaş Gruplarına Göre Đstihdam EdilenlerTABLO.II-21Avrapa <strong>Birliği</strong> <strong>Ülkelerinde</strong> Kayıtlı 25 Yaşın Altındaki Đşsiz SayısıTABLO.II-22<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> <strong>Ülkelerinde</strong> Karşılaştırılabilir Đşsizlik OranlarıTABLO.II-23 Đstihdam Edilenlerin Cinsiyete Göre DağılımıTABLO.II-24<strong>Türkiye</strong>’de Đstihdam Gruplarının Đşteki Durumu <strong>ve</strong> Cinsiyete Göre DaTABLO.II-25<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> <strong>Ülkelerinde</strong> Kadınların Đş PiyasasındakiKonumları ...................................................ŞEKIL. II-1 <strong>Türkiye</strong>’nin Nüfusu-Đşgücü <strong>ve</strong> ĐstihdamDurumu ......................................................


GĐRĐŞĐstihdam sorunu, sadece gelişmekte olan ülkelere özgü olmayıp; gelişmişülkelerin de karşı karşıya kaldıkları bir sorundur. Kalkınmış ülkeler busorunun çözümü için, işgücü piyasasını geliştirmeye yönelik yeniyaklaşımlar ortaya koyarak; istihdam potansiyeli yüksek olan <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong>orta boyutlu işletmelere (KOBĐ’lere) yönelmişlerdir. KOBĐ’lerin istihdamdakiönemi gelişmiş <strong>ve</strong> gelişmekte olan ülkelerin gündeminde; ekonomikyapılanmanın sağlanması, sermaye birikiminin artırılması <strong>ve</strong> istihdam sorunlarınıngiderilmesi şeklinde devamlı yer almaktadır.Bu bakımdan çalışmamızda<strong>Türkiye</strong> <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde KOBĐ’lerin genel durumu, istihdamyapısı <strong>ve</strong> politikaları ayrı ayrı ele alınmış <strong>ve</strong> incelenmiştir.Gerek ülkemizde <strong>ve</strong> gerekse <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> Litaratür’ünde resm( birKOBĐ tanımının bulunmayışı, tanımda farklı kriterlerin kullanılmasını ortayakoymuştur. Ekonominin hızlı gelişim <strong>ve</strong> değişimi, sosyal <strong>ve</strong> teknikdeğişimler sebebiyle ölçütlerin değişmesi, hatta ileri üretim tekniklerininistihdam kapasitesini daraltması;KOBĐ’lerin yapılan tanımlarını zamanzaman zorlaştırmıştır.Bu sebeple Birinci Bölüm’de <strong>Türkiye</strong> <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ndeKOBĐ’lerin önemi, kapsam <strong>ve</strong> tanımı ele alınıp incelenirken; KOBĐtanımlarında çalışanların sayısı, çeviri güç, sabit tesislerin değeri, ciro,katma değer vb. diğer kriterlere de yer <strong>ve</strong>rilmiştir.“<strong>Türkiye</strong> <strong>ve</strong> Avrapa <strong>Birliği</strong>’nde Đstihdam Yapısı <strong>ve</strong> Politikalar” başlığınıtaşıyan Đkinci Bölüm’de ise; işgücü, toplam nüfus <strong>ve</strong> çalışma çağındakinüfus ile istihdam politikalarının hedefleri, ilkeleri <strong>ve</strong> araçları üzerindedurulmuştur.Bir ülkenin istihdam tablosu, o ülkenin kalkınmışlık düzeyine, nüfus <strong>ve</strong>doğal kaynakları ile ekonomik şartlarına bağlıdır. Đşsizlik, dünyanın pekçokülkesinde zaman zaman artıp azalırken; çok ciddi bir sorun olarakgündemde durmaya devam etmektedir. Ülkelerin ekonomik yapıları, politikfelsefeleri, kültürel geçmişleri <strong>ve</strong> içinde bulundukları zorluklar birbirindençok farklıdır. Bu farklılıklar sebebiyle, işsizliğin boyutu da ülkeden ülkeye


önemli değişiklikler gösterir. 1 Bu bakımdan çalışmamızda, işsizlik <strong>ve</strong>işsizliğe yönelik istihdam politikaları incelenirken; gençlerin, kadınların,sakat <strong>ve</strong> özürlülerin işsizlik sorunu <strong>ve</strong> istihdam ilişkileri ayrı ayrı elealınmıştır. Dolayısıyla her ülkenin kendine has özellik taşıyan istihdampolitikaları ile alınan çeşitli tedbirler tespit edilmiştir.Yeni bilgi <strong>ve</strong> teknolojilerin hızla geliştiği dünyamızda, bu hızlı gidişe ayakuydurabilecek eğitim düzeyi <strong>ve</strong> vasıflarına sahip insan gücünün yetiştirilmesigerekir. Đnsangücü eğitimi, genç kuşaklara yönelik olduğu kadar;yetişmiş insangücünü de kapsamaktadır.Uygulamada da görüldüğü gibi vasıflı işgücü, vasıfsız işgücüne oranladaha kolay iş bulmakta <strong>ve</strong> aynı zamanda kişi temel bir takım bilgi <strong>ve</strong> becerileresahip olduğundan; gelişen teknolojiye hızla uyum sağlayabilmektedir.Bu sebeple meslek( eğitim ile teknolojik değişiklikler, daima istihdamkavramıyla birlikte düşünülmesi gerektiğinden; çalışmamızın ĐkinciBölümünde bu konulara ağılıklı bir şekilde yer <strong>ve</strong>rilmiştir.Çalışmamızın sonuç <strong>ve</strong> değerlendirme başlığını taşıyan kısmında daKOBĐ’lerin <strong>Türkiye</strong> <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde istihdama sağladığı katkılar ilebuna dayalı öneriler yer almıştır.1 DPT., Đstihdam Özel Đhtisas Komisyonu Raporu, DPT. Yayın No:DPT:2170-ÖĐK:341, Ankara, 1989, s.3


BĐRĐNCĐ BÖLÜMKOBĐ’LERĐN GENEL DURUMUĐkinci Dünya Savaşı sonrası Batı ekonomileri "Sosyal Refah Devleti"modeline kaymıştır. Bu model, kalkınmış Batı ekonomilerinde tam istihdam<strong>ve</strong> kitle tüketimi üzerine kurulduğundan; bunun tabiî sonucu işletmeler,kitle üretimine geçmeğe başlamışlardır. Böylelikle sanayi üretiminde yavaşyavaş KOBĐ’lerin yeri <strong>ve</strong> önemi zayıflamaya başlamıştır.1950-1965 yılları arası KOBĐ’ler, büyük işletmelere dönük yarı ürünihtiyaçlarını karşılar bir yapıyla; küçük üretim-onarım bağlamında varlıklarınısürdürmüşlerdir. Ancak büyük işletmelerin maliyetleri daha daaşağıya çekip, komple hizmet sunmak suretiyle; KOBĐ’lerin faaliyet alanlarınamüdahale etmeleri, onları bir bakıma iflasın eşiğine getirmiştir. Bunakarşılık KOBĐ’ler; fason üretim, ucuz ama daha düşük kaliteli mal üretmev.b. stratejiler uygulamak suretiyle faaliyetlerini devam ettirmişlerdir. 21960 sonrası Sosyal Refah Devleti modelinin sarsılmaya başlaması <strong>ve</strong>ABD’de sayıları hiç de hafife alınmayacak KOBĐ sahipleri <strong>ve</strong> çalışanlarınınbaskılarıyla "<strong>Küçük</strong> Đşletmeler Kurumu" kurulur. 1960-1970 dönemindeKOBĐ’ler; zayıf destekler <strong>ve</strong> kendi çabalarıyla zor şartlarda mücadele etmeyi,başka bir ifadeyle her ortama büyük bir esneklikle uyum sağlamayıöğreneceklerdir.1970’li yılların başında meydana gelen hammadde krizi, özellikle petrolfiyatlarındaki ciddi artışlar, uluslararası ticaret arenasında beklenmedik birortam yaratmıştır. Piyasada belirlenen sermaye birikimi <strong>ve</strong> hammaddefiyatlarına bağlı bu krizler; büyük işletmelerin eski kârlılıklarınıkaybetmelerine sebep olmuştur. Bu ortam içinde büyük işletmeler dünyakonjoktürü <strong>ve</strong> talepte meydana gelen değişikliklere uyumda zorlukçekerken; KOBĐ’lerin kriz şoklarına daha iyi uyum sağladıkları tesbitedilmiştir.2 Arif ESĐN, XXI.y.y. Ekonomilerine Doğru Bir Kalkınma Aracı <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Boy Đşletmeler (KOBĐ)-AT örneği-ĐKV Yayınları, ĐKV:97, Đst., Ocak 1991, s.5.


Dünya’da 1970’li yıllarda yaşanan iki ekonomik kriz sonucu yapılandeğerlendirmelerde; kaybolan istihdamın KOBĐ’lerce yaratıldığı, krizli dönemlerdeihracatı kısmen sırtlandıkları <strong>ve</strong> piyasa şartlarına göre malüretebildikleri gözlenmiştir. 3Batılı gelişmiş ülkelerde ekonomik durgunluk döneminin başlaması ilebirlikte istihdam bakımından önemli sorunlarla karşılaşılmıştır. Dolayısıylabüyüme <strong>ve</strong> sanayileşme konuları yeniden gündeme gelmiştir. <strong>Avrupa</strong><strong>Birliği</strong>’nde 1985 yılında iş talebinde bulunanların yaklaşık % 12’sinin işbulamadığını tesbit eden <strong>Avrupa</strong> Komisyonu, ciddi çalışmalar yapmaihtiyacını duymuştur. 4 Bu çalışmaların sonucunda komisyon, üretimteknolojisindeki hızlı değişimlere uyum sağlayabilecek şekilde işgücüyetiştirme açısından eğitime önem <strong>ve</strong>rirken; diğer taraftan da esnek üretimyapısı <strong>ve</strong> tam istihdama erişmede KOBĐ’lerin gelişme potansiyelini birçözüm olarak kabul etmiştir.I- KOBĐ’LERĐN ÖNEMĐ VE GELĐŞĐMĐDünya’da ekonomik, sosyal, politik <strong>ve</strong> kültürel yapıları bakımından <strong>ve</strong>kalkınma düzeyleri itibariyle farklılık gösteren pek çok ülke bulunmaktadır.Bu ülkeler incelendiğinde; istihdam, üretim <strong>ve</strong> teşebbüs sayısı bakımından,KOBĐ’lerin büyük bir paya sahip oldukları görülür.Bugün dünya sanayii içindeki KOBĐ’ler; az yatırımla daha çok kişiyeistihdam imkânı <strong>ve</strong>ren; teknolojik değişime daha yatkın, ekonomik dalgalanmalardançok daha az etkilenen, talep değişikliğiyle <strong>ve</strong> çeşitlerine kolayuyum sağlayan bir özelliğe sahiptirler.Bütün bunların yanı sıra ekonomik, politik <strong>ve</strong> sosyal sistemlerin denge<strong>ve</strong> istikrar unsuru olma özelliklerine de sahiptirler. 5Gelişmiş <strong>ve</strong> gelişmekte olan ülkelerin pek çoğu, ekonominin varlığınısağlıklı bir şekilde korumak <strong>ve</strong> kalkınmada öngörülen hedeflere ulaşabilmekiçin; KOBĐ’lerin kuv<strong>ve</strong>tlenmesi <strong>ve</strong> desteklenmesini kesin bir çözümolarak görmektedirler.3 Arif ESĐN, XXI. y.y. Ekonomisine Doğru, A.g.e., s.6-7.4 Đsmail BULMUŞ/Ertan OKTAY/Mete TÖRÜNER, <strong>Küçük</strong> Sanayi Đşletmelerimizin Konumu, Önemi <strong>ve</strong> AT’aGirerken Karşılaşılabilecek Sorunlar ile Çözüm Yolları, MPM, yayın no: 426, Ank., 1990, s.13.5 KOSGEB, 1990 yılı Faaliyet Raporu, Ank., 1990, s.3.


KOBĐ’lerin genel durumu <strong>ve</strong> gelişimini <strong>Türkiye</strong> <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ndeolmak üzere; ayrı başlıklar halinde ele alıp, incelemek uygun olacaktır.A- <strong>Türkiye</strong>’ de KOBĐ’lerin Önemi <strong>ve</strong> GelişimiDoğu <strong>ve</strong> Batı ticaret merkezleri arasında yer alan <strong>ve</strong> belirli kültürelgelişmelerin mirascısı olan ülkemizde KOBĐ’ler; önemli bir potansiyelesahiptir. KOBĐ’lerin önem <strong>ve</strong> gelişimini tarihi akış içinde ele aldığımızda;Osmanlı <strong>ve</strong> Cumhuriyet Dönemi olmak üzere, iki alt başlıkta incelemekdaha uygun olacaktır.1- Osmanlı Đmparatorluğu DönemiKOBĐ’lerin varlığı yönünden ülkemiz, başka ülkelerde az rastlanabilecekbir geçmişe sahiptir. <strong>Küçük</strong> işletmelerin önemini çok iyi takip eden Türktoplumu, sosyal <strong>ve</strong> ekonomik bakımdan bunu değerlendirmiştir. Esnaf <strong>ve</strong>Sanatkârın yaşam <strong>ve</strong> çalışma şeklini, toplumun ahlâkî <strong>ve</strong> ekonomikihtiyaçlarına uygun bir şekilde oluşturan Ahî Teşkilâtı; 13. yüzyıldakurulmuştur. Bu teşkilât iş aleminin ekonomik <strong>ve</strong> sosyal faaliyetlerinidüzenlemek suretiyle;devrin imkân <strong>ve</strong> ihtiyaçlarına göre işleyen mükemmelbir organizasyon oluşturmuştur. 6 Başka bir ifadeyle, ülkede; sosyalgü<strong>ve</strong>nlik, iş ahlâkı ile meslek bilgi <strong>ve</strong> dayanışması sağlanmıştır.Đstanbul’un Fethi’nden 18. yüzyılın ortalarına kadar geçen zaman;Osmanlı Devleti için çok parlak bir dönem olmuş, sanat <strong>ve</strong> ticaret hayatıüstün seviyeye ulaşmıştır. Gerek Ahîlik sistemi gelenekleri <strong>ve</strong> gerekse dahasonra kurulan Lonca teşkilâtları; Türk esnaf, sanatkâr <strong>ve</strong> sanayiiningelişmesinde çok etkili olmuştur. Bu dönemde Esnaf, Sanatkâr altın çağınıyaşarken, el sanatları <strong>ve</strong> küçük sanayideki gelişmeler artmıştır. Böylece birçok şehir sadece kendi bünyesinde üretilen ürün ile dünya piyasalarındaün kazanır hale gelmiştir. 7Batı’da Birinci Sanayi Devrimi’nin doğmasına kadarki zaman içinde,Osmanlı Devleti; dokuma, dericilik <strong>ve</strong> elsanatlarında dünyada söz sahibi6 Daha geniş bilgi için bkz.: Dündar HAZAR, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Sanayi Teşebbüslerinin Eğitim Sorunları <strong>ve</strong>Đşbaşında Eğitim, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Sanayi Teşebbüslerinin Geliştirilmesi Semineri, MPM, Yayın No:120, Ank., 1973,s:203-204; TESK, XX. Ahîlik Bayramı Kongresi Tebliğleri, <strong>Türkiye</strong> Esnaf <strong>ve</strong> San.Kon., Yayın No:5, 1 Eylül 1984,Ank.,127 S.; Đst.Es. <strong>ve</strong> San.Der.Bir.,Ahîlik <strong>ve</strong> Esnaf, Đst., 1986, 203 S.; Neşet ÇAĞATAY, Bir Türk Kurumu OlanAhîlik, Selçuk Ünv. Yayın No:1,2.Bası, Konya, 1981, 202 S.7 KOSGEB, 1993 Yılı Çalışma Programı, Ank;1993, s.21.


olurken, diğer taraftan ürün standartlarını ilk uygulayan ülke durumunada ulaşmıştır. 8Buhar makinalarının Batı sanayiinde kullanılmaya başlanması, <strong>Avrupa</strong>’daseri üretim <strong>ve</strong> teknolojik değişikliklerin meydana gelmesine sebepolmuştur. Bunun sonucu ticaret merkezleri yavaş yavaş doğudan <strong>Avrupa</strong>’yakaymaya başlamıştır.<strong>Avrupa</strong>’da bu değişiklikler ortaya çıkarken, Osmanlı Đmparatorluğu’nunel sanatları <strong>ve</strong> küçük sanayiide yaşadığı parlak dönem; Loncalarınbozulması, dış ticaretin zayıflaması, kapitülasyonlar <strong>ve</strong> ülkede hızlı bir malikriz yaşandığı sırada yabancı firmalara her türlü kolaylık <strong>ve</strong> tavizler<strong>ve</strong>rilirken, Türk esnaf <strong>ve</strong> sanatkârı <strong>ve</strong>rgi yükü altında ezilmeye başlamıştır. 9<strong>Avrupa</strong>’nın hızla makineleşmesi, seri üretim <strong>ve</strong> otomasyonuna; basittekniklere dayanan Osmanlı iş hayatının rekabet etmesi mümkün değildi.Bu durum karşısında 1864 yılında "Islahı Sanayi Komisyonu" kurularak,batılı işletmelerle rekabet edebilmek için yerli küçük işletmeleri birleştirici<strong>ve</strong> kuv<strong>ve</strong>tlendirici önlemler alınmıştır. Daha sonra sırasıyla 1879 yılındaĐstanbul, 1885 yılında Đzmir Ticaret Odaları ile 1891 yılında Đzmir TicaretBorsası kurularak; esnaf, sanatkâr <strong>ve</strong> sanayicinin bir çatı altında toplanmasısağlanmıştır. Ancak ekonomik yapıdaki çöküş, etkin bir teşkilâtlanmayafırsat <strong>ve</strong>rmemiştir. 102- Cumhuriyet DönemiYeni <strong>Türkiye</strong> Cumhuriyeti’nin kurulmasına kadar Osmanlı Đmparatorluğu’nunyirmibeş-otuz yılı, uzun süren savaşlarla doludur. Yaşanan busavaşlar, ülkedeki tüm sınaî <strong>ve</strong> ticarî faaliyetleri sekteye uğratmıştır. LozanAndlaşması ile kapitülasyonların her türlüsü tamamiyle <strong>ve</strong> ebedî olarakkaldırılmış; Cumhuriyetin ilânıyla, Atatürk’ün önderliğinde sanayileşmeninönemine dikkatler çekilmiştir.8 Hasan OLALI / Muammer DOĞAN / Uzeyme DOĞAN; <strong>Türkiye</strong>’ de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler <strong>ve</strong>Uygulanan Ekonomik, Mali <strong>ve</strong> Sosyal Politikaların <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler Açısından Değerlendirilmesi,ĐZSĐAD, Đzmir, 1993, s.36.9 KOSGEB, 1993 Yılı, A.g.p., s.21.10 Hasan OLALI <strong>ve</strong> Diğerleri, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler., A.g.e., s.37; Atila BAĞRIAÇIK, DışaAçılma Sürecinde <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Boy Firmalar (Dünya’da <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de), Dünya Yayınları: 44, Đst., 1989, s.83; AlevGÜNAL, Esnaf <strong>ve</strong> Sanatkârların Sorunları <strong>ve</strong> Çözümleri, II.<strong>Türkiye</strong> Đktisat Kongresi Sosyal Geliştirme <strong>ve</strong> ĐstihdamKomisyonu Tebliğleri, DPT Yayın No:1783, Ank., 1981, s. 234.


Sanayii canlandırmak amacıyla "Sanayi Kanunu" gibi pekçok kanunçıkarılmış, çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak için ileri <strong>ve</strong> gelişmiş bir Türktoplumu hedef alınmıştır. Hedef alınan ileri <strong>ve</strong> gelişmiş Türk toplumununtemel unsurları arasında Türk esnaf, sanatkâr <strong>ve</strong> sanayicisine gerekenönem <strong>ve</strong>rilmiştir. Sanayinin kredi ihtiyacı için "Sanayi <strong>ve</strong> Maadin Bankası"kurulmuş, bu banka daha sonra "Sümerbank" adını almıştır. Bugelişmelere rağmen, 1923 Đzmir Birinci Đktisat Kongresi’ne ülke; çok gerikalmış iş hayatı, basit teknoloji ile çalışan <strong>ve</strong> örgütlenmemiş küçükişletmelerle gelmiştir.Đzmir Birinci Đktisat Kongresi ile ekonomimizin politika <strong>ve</strong> stratejileribelirlenmiş, daha sonraki dönemlerde de belli başlı sistemleri tesis edilmeyebaşlanmıştır. Kongrede belirlenen temel amaçlar içinde, özel sektörüniktisadî hayatta önemli bir yerinin olduğu ortaya konurken; Devletin deiktisadî hayatı düzenleyici, teşvik <strong>ve</strong> himaye edici fonksiyona kavuşturulmasınayer <strong>ve</strong>rilmiştir. 11Cumhuriyetin kurulması ile birlikte, yaşanan dönemin sonucu olarak;dağınık bir yapıda olan <strong>ve</strong> oldukça önemli sorunlara sahip esnaf-sanatkârküçüküretici kesimini de bir örgüt altında birleştirmeyi öngören "Ticaret <strong>ve</strong>Sanayi Odaları Kanunu" 1924 yılında yürürlüğe girmiştir. 121927 yılında özel teşebüsü teşvik amaçlı tedbirlerin getirildiği <strong>ve</strong> 1942yılına kadar yürürlükte kalması öngörülen "Teşvik Sanayii Kanunu" çıkarılmıştır.1933-1938 yılları arasında; sanayileşme gayretlerinin arttığı, birçoksınaî tesisin Devlet eliyle kurulduğu <strong>ve</strong> kalkınmada Devlet’in faal bir rolaldığı, ekonomik <strong>ve</strong> sosyal hayatımızda olumlu gelişmelerin görüldüğü"Planlı Devletçilik" dönemi başlar. 131933 yılında esnaf, sanatkâr <strong>ve</strong> küçük sanayicinin kredi ihtiyacınıkarşılamak amacıyla <strong>Türkiye</strong> Halk Bankası kurulmuştur. 1943 yılında"Ticaret <strong>ve</strong> Sanayi Odaları, Esnaf Odaları <strong>ve</strong> Ticaret Borsaları Kanunu"yürürlüğe girerek, bu kuruluşların hızla örgütlendirilmelerine gidilmiştir.1949 yılında ise ticaret <strong>ve</strong> sanayi odaları ile esnaf odaları birbirinden ayrı-11 KOSGEB, 1993 yılı.., A.g.p., s.24.12 Uğur DEMĐRÖRS, Gelişme Süreci Đçindeki <strong>Küçük</strong> Sanayi Sektörü, III.Đzmir Đktisat Kongresi 4-7 Haziran1992, "Görüşler", DPT., Ank.1993, s.119-120; Atila BAĞRIAÇIK, Dışa Açılma Sürecinde..., A.g.e., s.84.13 KOSGEB, 1993 yılı..., A.g.p., s.22.


larak, esnaf kesimi için "Esnaf Dernekleri <strong>ve</strong> Birlikleri Kanunu" çıkarılmıştır.14Türk siyasi hayatında önemli bir dönüm noktasını teşkil eden <strong>ve</strong> çokpartili hayatın başladığı 1950 yılı; ekonominin dinamik bir hüviyete büründüğüdönemdir. 15 1950’ den sonra izlenen hızlı sanayileşmeye bağlıolarak, 1957 yılında "Sanayi Sicili Kanunu" çıkarılarak yürürlüğe girmiştir.Kanun büyük işletmeleri ilgilendirdiği gibi, esnaf-sanatkâr-küçük üreticikesimi içinde bir tanımlama yapılması gereği üzerinde durarak; bununSanayi Bakanlığı’nca yapılması hükmünü getirmiştir. 161960’dan sonraki yıllarda Türk Ekonomisi’nde planlı kalkınma dönemibaşlar. Đlk defa 1963 yılında başlatılan planlı kalkınma ile çeşitli aşamalarkatedilerek, Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı uygulamasına gelinmiştir.Otuz seneyi aşkın zaman içinde tatbikine çalışılan Kalkınma Planları-’nda; KOBĐ’ lere yönelik politika <strong>ve</strong> tedbirlere ilişkin uygulama kısacaşöyledir:1963-1967 yıllarını kapsayan Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı döneminde,KOBĐ’lere dönük politika <strong>ve</strong> tedbirler temel bir kaynak oluşturur.Ancak Plan’da belirlenen politika <strong>ve</strong> tedbirler uygulanamamıştır.1968-1972 yıllarında uygulanan Đkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’ndaKOBĐ’ler, "<strong>Küçük</strong> Sanayi <strong>ve</strong> El Sanatları" başlığı altında ayrı ayrı <strong>ve</strong> darçerçe<strong>ve</strong>de ele alınmıştır. Planda yer alan politika <strong>ve</strong> tedbirler doğrultusundagerçekleşen hedef, "<strong>Küçük</strong> Sanayi Geliştirme Merkezi" nin (KÜSGEM)kurulmasıdır.Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı dönemi 1973-1977 yıllarını kapsamınaalır. Bu dönemde yer alan politika <strong>ve</strong> tedbirler, ilk iki dönemdekigibi olup; farklı tarafı kapsamlı bir teşkilâtlanma, eğitim, teknik <strong>ve</strong> danışmanlıkhizmetlerinin yaygınlaştırılmasını öngörmesindedir.1979-1983 dönemini kapsayan, Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı-’nda; ilk defa <strong>Küçük</strong> Sanayi kesimi ile esnaf <strong>ve</strong> sanatkârların tanımı, ayrımyapılarak planda yer almıştır. Ayrıca KÜSGEM’in yerine 1983 yılında14 Atila BAĞRIAÇIK, Dışa Açılma Sürecinde..., A.g.e., s.84.;Uğur DEMĐRÖRS, Gelişme Süreci Đçindeki..., A.g.t.,s.120.15 KOSGEB, 1993 yılı..., A.g.p., s.22.16 Uğur DEMĐRÖRS, Gelişme Süreci Đçindeki.., A.g.t., s.120; Atila BAĞRIAÇIK, Dışa Açılma Sürecinde...,A.g.e., s.84.


"<strong>Küçük</strong> Sanayi Geliştirme Teşkilâtı, (KÜSGET)" 17 faaliyete geçirilerek,KOBĐ’lerin teknik <strong>ve</strong> idarî konudaki bilgi ihtiyaçları <strong>Türkiye</strong> genelindekarşılanmaya çalışılmıştır.1985-1989 yılları arasında uygulanan Beşinci Beş Yıllık KalkınmaPlanı’nda yer alan Politika, Đlke <strong>ve</strong> Önlemler; "Esnaf, Sanatkâr <strong>ve</strong> <strong>Küçük</strong>Sanayici" başlığı altında ele alınmıştır. Ayrıca bu sektörün önemli birüretim <strong>ve</strong> sosyal açıdan gü<strong>ve</strong>nilir bir istikrar unsuru olduğu ifade edilmiştir.18Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı, 1990-1994 yıllarına dönük politika <strong>ve</strong>önlemleri kapsar. 1990 yılında KOSGEB’in (<strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli SanayiiGeliştirme <strong>ve</strong> Destekleme Đdaresi Başkanlığı) kurulup, KÜSGET’in yerinialması; küçük işletmeler ile istihdam politikaları ilişkilerine, sağlıklı <strong>ve</strong> çokdaha açık çözümler getirebilecek bir gelişme sayılır. 19 Bu dönem KalkınmaPlanı’nın temel hedef <strong>ve</strong> stratejisinde;- Đstihdam başlığında; istihdamın geliştirilmesinde KOBĐ’lerin potansiyelindenyararlanılacağı, nitelikli işgücü yetiştirilmesi <strong>ve</strong> mevcut işgücününniteliğinin yükseltilmesi amaçlanmıştır (6.Beş Yıllık K. Planı, s.302-303).- Esnaf, Sanatkâr <strong>ve</strong> <strong>Küçük</strong> Sanayi başlığında; ülke ekonomisine önemliölçüde katkı sağlayan küçük teşebbüsler olarak, esnaf sanatkâr <strong>ve</strong> küçüksanayiinin desteklenmesine ilişkin politikaların geliştirileceği belirtilmiştir(6.Beş Yıllık K. Planı, s.307-308).- Meslekî <strong>ve</strong> Teknik Eğitim başlığında; ekonominin ihtiyaç olduğu nitelikliara insangücünün yetiştirilmesinde meslekî <strong>ve</strong> teknik eğitime öncelik<strong>ve</strong>rilmesi <strong>ve</strong> meslekî teknik eğitim kurumlarının, eğitim-insangücü-istihdamilişkileri çerçe<strong>ve</strong>sinde tarım, sanayi <strong>ve</strong> hizmet sektörleri ile etkili iş birliğiiçinde olmaları sağlanacaktır ilkelerine yer <strong>ve</strong>rilmiştir. Ayrıca bu okullarıngelişen teknolojiyi izlemelerini sağlayıcı tedbirlerin alınması öngörülmüştür(6.Beş Yıllık K. Planı, s.295).17 Daha geniş bilgi için bkz: 6.9.1983 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanan Milletlerarası AntlaşmaÇerçe<strong>ve</strong>sinde.18 Atila BAĞRIAÇIK, Dışa Açılma Sürecinde..., A.g.e., s.84-87; Hasan OLALI <strong>ve</strong> Diğerleri, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong><strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler.., A.g.e., s.38-43; Uğur DEMĐRÖRS, Gelişme Süreci Đçindeki, A.g.e., s.120. daha geniş bilgiiçin bkz: DPT,I-II-III-IV-V. Beş Yıllık Kalkınma Planları, Ank.19 Nusret EKĐN, Küreselleşme <strong>ve</strong> Gümrük <strong>Birliği</strong> (Rekabet Gücüne Sosyal <strong>Boyutlu</strong> Bir Yaklaşım), ĐstanbulTicaret Odası: 1996-32, Đstanbul, 1996, s.93.


- Aile-Kadın-Çocuk başlığı altında; kadınların eğitim seviyelerininyükseltilmesi <strong>ve</strong> meslekî eğitim imkânlarından daha fazla yararlanmalarısuretiyle, özellikle tarım dışı sektörlerde istihdamın yaygınlaştırılması içingerekli ortamın oluşturulacağı belirtilmiştir (6. Beş Yıllık K. Planı, s.287).- Đmalât Sanayii başlığı altında; KOBĐ’lerin modernizasyon <strong>ve</strong> kurumlaşmalarınısürdürerek ihtisaslaşmaları <strong>ve</strong> büyük sanayiiye entegre olabilecekbir yapıya kavuşmaları hedef alınmıştır (6. Beş Yıllık K. Planı, s.85). 20denilmektedir.1991 yılı Hükümet Programı’nda; Türk Ekonomisi’ne yön kazandırmakbakımından "Yeni Sanayi Stratejisi" ile "Yeni Sanayiler", "Yeni SanayiciKuşağı" <strong>ve</strong> "Üstün Becerili Emek" dengesi hedeflenmiştir. Ayrıca bölgelerarasındaki dengesizliği gidermek için "Bölgesel Gelişme Politikası"uygulanacağına da yer <strong>ve</strong>rilmiştir."Bölgesel Gelişme Politikası"nın gerçekleştirilmesinde; bölgeler arasıdengeli bir kalkınma ile nüfus erozyonunu azaltma <strong>ve</strong> gelir dağılımındakiaksaklıkları düzenleyip, sosyal refahın tabana yayılmasında KOBĐ’ler önemlirole sahiptirler. Bu sebeple Hükümet Programları’nda KOBĐ’lerindesteklenip, geliştirilmesinin gerekleri üzerinde önemle durulmuştur.Bu dönemede "<strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Sanayii Geliştirme <strong>ve</strong> DesteklemeDairesi Başkanlığı (KOSGEB)" 21 ile ilgili Kanun, yayınlanarak yürürlüğegirmiştir. Kanun’da Kuruluş’un amacı, "ülkenin ekonomik <strong>ve</strong> sosyalihtiyaçlarının karşılanmasında KOBĐ’lerin payını <strong>ve</strong> etkinliğini artırmak,rekabet güçlerini <strong>ve</strong> düzeylerini yükseltmek, sanayide entegrasyonuekonomik gelişmelere uygun biçimde gerçekleştirmek" şeklinde yeralmıştır. 22Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planın’da, önceki Plan dönemlerindekibelirlenen amaç <strong>ve</strong> ilkelerin uygulanmasına devam edilirken; Gümrük<strong>Birliği</strong> sürecinde karşılabilecek uyum güçlükleri dikkate alınarak özelprogramlar uygulanması, AR+GE faaliyetlerinin artırılması, rekabet gücününgeliştirilmesi için teknolojik seviye <strong>ve</strong> kalitenin yükseltilmesi, <strong>ve</strong>rimliliğinartırılması bakımından yan sanayinin geliştirilmesi ile birlikte20 DPT., Altıncı Beş Yillık Kalkınma Planı (1990-1994), DPT Yayın No:2174, Ank.1989.21 Daha geniş bilgi için bkz: 20.04.1990 tarih <strong>ve</strong> 20498 sayılı R.G.’de yer alan 362 Sayılı Kanun.22 Ömer GÜCELĐOĞLU, <strong>Küçük</strong> Ölçekli Đşletmelerin KOSGEB’den Beklentileri, TES-AR, Yayın No:13, Ank.,1994, s.42.


sanayiinin ihtiyaç duyduğu her kademede işgücü yetiştirilmesine yer <strong>ve</strong>rilmiştir.Ayrıca KOSGEB tarafından, yeni girişimcilerin yetiştirilmesi <strong>ve</strong> desteklenmesiiçin; teknolojik gelişmeler <strong>ve</strong> yönetim teknikleri konusundaeğitilmesi, bu konuda hazırlayacakları projelere finansman sağlanmasıbakımından danışmanlık hizmetelerini geliştirmek üzere, bir programhazırlanması öngörülmüştür. 23Her dönemde olduğu gibi, bugün de sanayiide kalkınma <strong>ve</strong> ekonomikgelişmenin arzu edilen seviyeye ulaşması; KOBĐ’lerin gelişmesi <strong>ve</strong> desteklenmesiylemümkündür. Gerçekten bu işletmeler sayı, üretim, istihdam <strong>ve</strong>katma değer bakımından ülke ekonomisinde önemli bir yer tutarlar.Büyüklükleri <strong>ve</strong> mevcut potansiyelleri ile KOBĐ’ler;- Daha az yatırımla daha çok kişiye istihdam imkânı <strong>ve</strong>rmektedir,- Daha çok kişiye meslekî <strong>ve</strong> teknik eğitim <strong>ve</strong>rmektedir,- Yapıları itibariyle ekonomik dalgalanmalardan daha az etkilenmektedir,- Talep değişiklikleri <strong>ve</strong> çeşitlerine daha kolay uyum gösterebilmektedir,- Teknolojik yeniliklere daha yatkındır,- Gelir dağılımındaki çarpıklıkları asgariye indirir,- Büyük sanayi işletmelerinin vazgeçilmez destekleyicisi <strong>ve</strong> tamamlayıcısıdır,- Politik sosyal sistemlerin denge <strong>ve</strong> istikrar unsurudur,- Demokratik toplumun <strong>ve</strong> liberal ekonominin ana sigortalarındanbiridir,- Ferdî tasarrufları yönlendirip, teşvik ederek bir hareketlilik sağlarlar. 24Devlet Đstatistik Enstitüsü’nün 1985 yılı Genel Sanayii <strong>ve</strong> ĐşyerleriSayımı sonuçlarına göre; işyeri sayısı, çalışanlar sayısı <strong>ve</strong> katma değer23 DPT, VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1996-2000), Ank., 1995, s.69.24 KOSGEB, 1993yılı..., A.g.p., s.23-25; Mahmut ÖZDEMĐR, <strong>Türkiye</strong>’ de <strong>Orta</strong> <strong>ve</strong> <strong>Küçük</strong> Đşletmelerin Sorunları,T.Đktisat, yıl:3, Sayı:7 Ank., Mart 1990, s.76-77; KÜSGET, <strong>Türkiye</strong>’ de <strong>Küçük</strong> Sanayii Araştırma Raporu,Ank.1988, s.62; Nusret EKĐN, Küreselleşme <strong>ve</strong> Gümrük <strong>Birliği</strong> (Rekabet Gücüne Sosyal <strong>Boyutlu</strong> Bir yaklaşım),A.g.e., s.71.


olmak üzere önemli üç gösterge yardımıyla, ülkemiz imalât sanayiinin genelperspektifine gözatıldığında:- 194.220 işletmenin faaliyet gösterdiği,- 1.408.802 kişinin istihdam edildiği,- Toplam imalât sanayii katma değerinin ise 1985 yılı rakamlarıyla 6,5trilyon lira civarında gerçekleştiği görülmektedir.Đmalât sanayiimizin bu toplam değerleri içinde küçük <strong>ve</strong> orta boyutluişletmelerin payı, Tablo I-1 incelendiğinde;- Toplam imalât sanayii işletmeleri içinde % 99.6’sının,- Toplam imalât sanayii istihdamının % 57.3’ünün <strong>ve</strong>- Toplam imalât sanayii katma değerinin % 31.7’sinin de bu işletmelercegerçekleştirildiği açıkca tesbit edilecektir. 25Đmalât sanayii göstergelerine göre ölçek bazında Tablo I-1 incelendiğinde;genel imalât sanayiimizin % 98,66’sını, yani tabanı oluşturan birküçük boyutlu imalât sanayii gerçeği ortaya çıkar. Đmalât sanayii için çokgeniş bir taban oluşturan bu kesim, aynı zamanda % 45,55’lik bir oranlaçok önemli bir istihdama da sahiptir.25 KOSGEB, 1994 Yılı Çalışma Programı, Ank., 1993, s.32-33., B.Mutlu GÖKÇESU, <strong>Türkiye</strong>’de Đşletme Türü<strong>ve</strong> Sektörel Nitelikler Açısından <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Sanayi Đşletmeleri Profili, TMMOB Makina Mühendisleri Odası1993 Sanayi Kongresi, Bildiriler Kitabı, 1.Cilt, <strong>Türkiye</strong> Sanayiinin Rekabet Gücü <strong>ve</strong> Stratejisi, Yayın No:160,Ank., 1993, s.246; Mahmut ÖZDEMĐR, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Orta</strong> <strong>ve</strong> <strong>Küçük</strong> Đşletmelerin.., A.g.m, s.77.


TABLO I-1ĐMALAT SANAYĐĐ (DĐE -1985) (1)ĐŞLETMEÇALIŞANLARKATMA DE⁄ERÖLÇEKSayısıPayı(%)SayısıPayı(%)Milyar (TL) Payı (%)1-910-49183574 94,528035 4,14472070 33,51169634 12,04819.3 12,50478.4 7,30<strong>Küçük</strong> Sanayii(1-49) 191609 98,66 641704 45,55 1297.7 19,80<strong>Orta</strong> Sanayii(2)(50-199) 1750 0,90 165759 11,77 778.6 11,88<strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong>Ölçekli Sanayii 193359 99,56 807463 57,32 2076.3 31,68Büyük Sanayii(200+) 861 0,44 601339 42,68 4477.7 68,32Genel ĐmalâtSanayii 194220 100,00 1408802 100,00 6554.0 100,00KAYNAK: KOSGEB, 1994 Yılı Çalışma Programı, Ank., 1993, s:34; KOSGEB, 1995 Yılı Çalışma Programı,Ank., 1995, s:13.(1) Tablonun 1985 yılına bağımlı oluşu, imalât sanayii işyerine ait bilgilerin DĐE tarafından en son 1985yılında toplanmasındandır.(2) <strong>Orta</strong> ölçekli işletmeler olarak KOSGEB Kuruluş Kanunu’nda her ne kadar 51 - 150 kişi çalıştıran sanayiiişletmeleri tanımı getirilmişse de DĐE sınıflamalarında bu gruba ulaşılamadığından, orta ölçek 50-199 şeklinde<strong>ve</strong>rilmiştir.Ayrıca işyeri sayısı bakımından Tablo I-1 incelendiğinde, 191609 işletmesayısı <strong>ve</strong> % 98,66 işletme payına sahip küçük sanayiinin yoğunluğu;183574 işletme sayısı <strong>ve</strong> % 94,52’lik işletme payına sahip 1-9 arası çokküçük işletmelerden kaynaklanmaktadır. <strong>Küçük</strong> sanayii içinde yer alan 10-49 arası kişinin çalıştığı işletmelerde ise, 8035 işletme sayısı <strong>ve</strong> % 5,14’lükişletme payının yer aldığı görülür.Bu durum istihdam için de geçerlidir. 641704 çalışanlar sayısı <strong>ve</strong> %45,55’lik çalışanlar payına sahip küçük sanayiinin (1-49), çalışanlar sayı <strong>ve</strong>payına göre yoğunluğunu; 472070 çalışanlar sayısı <strong>ve</strong> % 33,51’lik çalışanlarpayına sahip çok küçük işletmeler (1-9) oluşturmaktadır. <strong>Küçük</strong> sanayii


içinde yer alan 10-49 arası kişinin çalıştığı işletmeler de ise, 169634 çalışansayısı <strong>ve</strong> % 12,04’lük çalışanlar payının yer aldığı görülmektedir.50-199 arası kişi çalıştıran orta sanayii, ülke genelinde 1750 işletmesayısı <strong>ve</strong> % 0,90 işletme payı ile 165759 çalışanlar sayısı <strong>ve</strong> % 11,77’likçalışanlar payına sahiptir. Ülke genelinde 193.359 işletme sayı <strong>ve</strong> %99,56’lık işletme payına sahiptir. 807.463 çalışanlar sayısı <strong>ve</strong> % 57,32’likçalışanlar payına sahip küçük <strong>ve</strong> orta boyutlu işletmeler içinde yoğunluk;yine 191609 işletme sayısı <strong>ve</strong> % 98,16’lık işletme payı ile 641.704 çalışanlarsayısı <strong>ve</strong> % 45,55’lik çalışanlar payına sahip, küçük sanayiinindir.TabloI-1’de yer alan bu <strong>ve</strong>riler, <strong>Türkiye</strong> genelinde imalât sanayiindeküçük işyerlerinin önemli bir paya sahip olduğunu gösterir. Şüphesiz ülkemizdeküçük işyerlerinin toplam işyerleri içindeki payının yüksek oluşunaetki yapan pek çok faktör bulunmaktadır. Bir yandan gelişme halindekiülkelerde aslında toplam işyeri içinde küçük işyerleri yapısal faktörlerdendolayı yüksek olduğundan, <strong>Türkiye</strong>’nin de bu yapısal faktörlerinetkisinde kalması kaçınılmazdır. Kaldı ki, Batı tecrübelerine benzer şekildegünümüzde <strong>Türkiye</strong>’de de küçük işyerlerinin toplam ekonomi içinde artışıyönünden bir eğilim de görülmektedir. Ayrıca ülkemizde çalışmakanunlarından doğan bazı düzenlemeler küçük işyerlerinin sayısını artırıcıyönde etkiler yapmaktadır. 26Tablo I-2’de yer alan Çalışma <strong>ve</strong> Sosyal Gü<strong>ve</strong>nlik Bakanlığı istatistiklerinedayalı <strong>ve</strong>riler de yukarıda yer <strong>ve</strong>rdiğimiz eğilimleri destekler neteliktedir.Tablo’nun incelenmesinde, <strong>Türkiye</strong>’nin toplam işyerlerinin (1996Ocak ayına göre) % 87,66’sını, 1-9 arası işçi çalıştıran işyerlerinin oluşturduğunu;buna 10-49 arası işçi çalıştıran işlerlerini eklediğimizde, 1-49arası işçi çalıştıran işletmelerin toplam işyerleri oranının % 97,55’e çıktığınıgörürüz. Buna karşılık, 1-9 arası işçi çalıştıran işyerleri, toplam istihdamınsadece % 25,67’sini sağlamaktadır. Bu orana 10-49 arası işçi çalıştıranişyerleri oranını eklediğimizde, 1-49 arası işçi çalıştıran işletmelerin toplamistihdamın sadece % 48,78’e çıktığı görülür. Bu durum, diğer işyeribüyüklüklerine de uygulandığında; şüphesiz elde edilecek oranlar, kayıtlısektördeki yapıları aksettirecektir.88.26 Nusret EKĐN, Küreselleşme <strong>ve</strong> Gümrük <strong>Birliği</strong> (Rekabet Gücüne Sosyal <strong>Boyutlu</strong> Bir Yaklaşım), A.g.e., s.87-


89.28Nusret EKĐN, Küreselleşme <strong>ve</strong> Gümrük <strong>Birliği</strong> (Rekabet Gücüne Sosyal <strong>Boyutlu</strong> Bir Yaklaşım), A.g.e., s.89.TABLO I-2TÜRKĐYE’DE BÜYÜKLÜ⁄ÜNE GÖRE ÇALIŞAN VEĐŞYERĐ DA⁄ILIMI (Bin) (%)ĐşyeriBüyüklüğüĐşçi Sayısı Đşçi OranıĐşyeriSayısıĐşyeriOranı19951996199519961995199619951996(Temmuz)(Ocak)(Temmuz) (Ocak)(Temmuz)(Ocak)(Temmuz) (Ocak)1-9 Đşçi Çalıştıran 986.044 1.019.779 25,25 25,67 394.786 411.223 87,47 87,6610-24 Đşçi Çalıştıran 500.904 512.223 12,83 12,89 33.622 34.587 7,45 7,3725-49 Đşçi Çalıştıran 397.636 406.001 10,18 10,22 11.603 11.839 2,57 2,5250-99 Đşçi Çalıştıran 408.388 416.116 10,46 10,47 5.939 6.045 1,32 1,29100-249 Đşçi Çalıştıran 551.791 550.351 14,13 13,85 3.633 3.624 0,80 0,77250-499 Đşçi Çalıştıran 394.504 397.532 10,10 10,00 1.144 1.1158 0,25 0,25500+Đşçi Çalıştıran(a) 584.779 671.322 14,99 16,90 625 641 0,14 0,14GENEL TOPLAM 3.905.118 3.973.306 100,00 100,00 451.352 469.117 100,00 100,00KAYNAK: Çalışma <strong>ve</strong> Sosyal Gü<strong>ve</strong>nlik Bakanlığı, Çalışma Hayatı Đstatistikleri, Yayın No: 62(Gen.Md.Yay.No:18), Ank., Kasım 1995, s.103 <strong>ve</strong> Çalışma Sosyal Gü<strong>ve</strong>nlik Bakanlığı, Çalışma Hayatı Đstatistikleri,Yayın No: 63 (Gen.Md.Yay.No:19), Ank., Haziran 1996, s.111; Nusret EKĐN, Küreselleşme <strong>ve</strong> Gümrük <strong>Birliği</strong>(Rekabet Gücüne Sosyal <strong>Boyutlu</strong> Bir Yaklaşım), A.g.e., s.88’de yer alan Tablo’dan faydalanılarak tarafımdandüzenlenmiştir.a) 500+işçi çalıştıran işyerlerinde ilgili <strong>ve</strong>riler; (500-999), (1000-4999) <strong>ve</strong>5000+işçi çalıştıran işyerleri sayı <strong>ve</strong> oranları toplamından elde edilmiştir.<strong>Küçük</strong> işletmelerde görülen bu yapay artışlar, istihdama katkılarındandaha küçük bir payın toplam üretime katkı yapması ile kendini ortayakoymaktadır. 27 Aslında Tablo I-1’de yer olan <strong>ve</strong>rilere göre, ülkemizdeKOBĐ’lerin toplam istihdamdaki payına göre (% 57,32), toplam katma değerpayından (% 31,68); % 25,64 daha düşüktür. Bu durum, ülkemizdeişyerlerinde <strong>ve</strong>rimliliğin daha düşük olmasını akla getirdiği gibi; teknolojikfarklılıklar, küçük işyerlerinin bakım, tamirat <strong>ve</strong> parça yapımı gibi dahaemek-yoğun işlerde faaliyet göstermelerinden de kaynaklanmaktadır. 2827 Nusret EKĐN, Küreselleşme <strong>ve</strong> Gümrük <strong>Birliği</strong> (Rekabet Gücüne Sosyal <strong>Boyutlu</strong> Bir Yaklaşım), A.g.e., s.88-


<strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> orta boyutlu işletmeler; başarısızlığı sebebiyle büyüyememiş<strong>ve</strong> yardıma muhtaç işletmeler değildir. Aksine; hareket kabiliyetleri yüksekolan, değişen şartlara hızla uyum sağlayabilen, yenilikçi, dinamik <strong>ve</strong>fırsatları anında değiştirebilen işletmelerdir. Bu özellikleri yanında KOBĐ’-lerin istihdama olan katkısı, geniş bir tabana sahip olmaları <strong>ve</strong> sosyaldeğişimi kolaylaştırmaları bakımından; KOBĐ’lerin varlığı <strong>ve</strong> sürekliliği,ekonomimiz içinde büyük önem arzetmektedir. 29 Bu sebeple KOBĐ’lerinişyeri sayısı, üretim, katma değer <strong>ve</strong> istihdam itibariyle ülkemiz ekonomisindeçok önemli bir yer tutması; onların sanayiimiz içindeki yeri <strong>ve</strong>önemini ortaya koymaktadır.B- <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde KOBĐ’lerin Önemi <strong>ve</strong> Gelişimi<strong>Avrupa</strong>’da buhar makinasının keşfedilerek kullanılması, "SanayiDevrimi"ni başlatmış, tekstil <strong>ve</strong> demir çelik endüstrisinde büyük gelişmelerolmuştur. Sonuçta bilim, sanayiiye daha fazla uygulanmış; meydana gelenteknolojik gelişmelerle, doğal kaynaklardan daha çok faydalanılarak seriüretime geçilmiştir. Bu durum sanayi üretiminde KOBĐ’lerin yeri <strong>ve</strong> öneminiyavaş yavaş zayıflatmağa başlamıştır.Liberal ekonomilerde işletmeler büyüdükçe, önemli ölçek tasarruflarısağlanabileceği görüşü yaygınlaşmış <strong>ve</strong> çeşitli ülkelerde ölçek ekonomileriuygulanmıştır. "Büyüklüğün sağladığı maliyet tasarrufları" şeklinde ifadeedilebilen ölçek ekonomileri kavramına göre, daha düşük maliyetle üretimimümkün kılan teknolojiler; büyük ölçeklerde daha kolay uygulandığından,büyük işletmelere rekabet üstünlüğü <strong>ve</strong>rmiştir. Sonuçta bu üstünlük,KOBĐ’lerin piyasada tutunamayacakları görüşünü hakim kılmıştır.1960’lı yılların sonlarında ürün, beğeni <strong>ve</strong> standartlardaki değişimler iletüketicinin hızla artan yeni talepleri; üretimde esnekliğin önemini artırmıştır.Üretim esnekliğinin gündeme gelmesi, bu özelliğe sahip KOBĐ’lerlehine bir gelişme sayılır. Çünkü tüketicinin yeni taleplerine KOBĐ’ler, esneküretim özellikleri sebebiyle; hızla cevap <strong>ve</strong>rmektedirler. Büyük işletmeler buyapıya sahip değildirler. Ayrıca dünya ekonomisinde her zaman yenilikleryapma <strong>ve</strong> tüketici isteğini karşılamada en başarılı olanların büyük firmalar29 Fikret SÖNMEZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Đşçi Sağlığı <strong>ve</strong> Đş Gü<strong>ve</strong>nliği, ĐZSĐAD, Đzmir, Ocak 1993,s:22; Ali COŞKUN, Görüşlerimiz, <strong>Orta</strong> <strong>ve</strong> <strong>Küçük</strong> Đşletmeler Kurulu (OKĐK) Toplantısı Açış Konuşması, Ank., 21Nisan 1989, TOBB Yayını Ar+Ge. 75/172, Ank., 1990, s.70.


olduğu görüşü ilk defa bu yıllarda yıkılmıştır. Böylece dünyada "ÖlçekEkonomileri" kavramı, önemini kaybetmeye başlamıştır. 301973 petrol bunalımını takiben, dünyada büyük bir ekonomik krizyaşanmış, hammadde maliyetindeki yükselme <strong>ve</strong> talepteki gerilemeyekarşılık; büyük firmalar hammadde <strong>ve</strong> enerji kaynaklarının kesilmesi ilezorlanmaya başlarken, esnek yapıları sayesinde KOBĐ’lerin krizi daha kolayatlattıkları görülmüştür. Bu kriz, özellikle <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ndeki büyükfirmaların gerek iç <strong>ve</strong> gerekse dış piyasada zor duruma düşmelerine sebepolmuştur. 31Krizin etkisiyle bir çok KOBĐ kapanmak zorunda kalmış, ama; genelistihdama bakıldığında büyük işletmelere oranla KOBĐ’lerin istihdam hacimlerindeciddi bir gerileme olmamıştır. Yeni piyasa şartlarına ölçeklerisebebiyle iyi bir uyum sağlayan KOBĐ’ler, bir süre sonra yeni istihdamalanlarını da yaratabilmişlerdir. 32 Petrol bunalımına kadar % 8 civarındakiişsizlik oranı, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde krizden sonra % 10’lara kadar yükselmiştir.Sanayi sektöründe istihdam oranı 1973-1980 yılları arasındakidönemde % 1,5 oranında düşünce, bu dönemde KOBĐ’lerin önemi daha çokartmıştır. 33Sanayi Devrimi sonrası sanayileşmenin vazgeçilmez unsuru olan büyükfirmalar ideolojisi <strong>ve</strong> bunun ayrılmaz unsuru kabul edilen "ölçekekonomileri" kavramı hakim rol oynarken; 1980 yılı başından itibarenküçük işletme <strong>ve</strong> bu işletmelerde örgütlenme ideolojisi ağırlık kazanmıştır.Sonuçta ölçek ekonomilerine alternatif olarak "<strong>Küçük</strong> güzeldir "görüşü<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> <strong>ve</strong> dünyada daha çok kabul görmeye başlamış; gerekistihdam politikaları <strong>ve</strong> gerekse iktisat politikaları açısından hızla küçükboyutlu işyerlerinin ilgi odağı haline gelmesine sebep olmuştur. Büyükfirmalara göre küçük işyerlerinin daha çok iş imkânı yaratması, KOBĐ’lereduyulan ilgiyi daha da artırmıştır. Böylece, günümüzde KOBĐ’ler adeta"istihdam politikalarının artan ümidi" haline gelmiştir. 3430 KOSGEB, 1993 yılı..., A.g.p., s.11.31 KOSGEB, 1982 Yılı Çalışma Programı, Ank., 1992, s.21-22; Atila BAĞRIAÇIK, Dışa Açılma Sürecinde...,A.g.e., s.5.32 Arif ESĐN, XXI.y.y. Ekonomilerine Doğru...., A.g.e., s.75.33 DPT, <strong>Küçük</strong> Sanayi Özel Đhtisas Komisyonu Raporu, Yayın No: DPT; 2169-ÖĐK:340, Ank., 1989, s.186;Süleyman KARATAŞ, Sanayileşme Sürecinde <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler, Đstanbul, 1991, s.234.34 Atila BAĞRIAÇIK, Dışa Açılma Sürecinde..., A.g.e., s.5; KOSGEB, 1993 yılı..., A.g.p., s.13; Nusret EKĐN,Küreselleşme <strong>ve</strong> Gümrük <strong>Birliği</strong> (Rekabet Gücüne Sosyal <strong>Boyutlu</strong> Bir Yaklaşım), A.g.e., s.68-69.


<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> ekonomisinde, teknik <strong>ve</strong> istihdam konusunda KOBĐ’lerinsahip olduğu önem farkedildikten sonra; 1973 yılında "<strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> BoyĐşletmeler <strong>ve</strong> Elsanatları" adı altında bir birim kurulmuştur. Daha sonra bukonuda <strong>Avrupa</strong> Parlementosu, 1983 yılını "Esnaf, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> BoyĐşletmeler" yılı ilân edilerek, çok önemli bir atılımı başlatmıştır. 351983 yılının KOBĐ yılı ilân edilmesiyle birlikte, <strong>Avrupa</strong>’nın <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong>Boy Đşletmelere olan ilgisi artmış; <strong>Avrupa</strong> Parlementosu, Komisyon ileEkonomik <strong>ve</strong> Sosyal Komite bu konuda çok önemli politika <strong>ve</strong> ilkelerbenimsemiştir. Yapılan bu çalışmalar sonucu, 8-9.aralık.1983 tarihliStrasbourg Konferansı’nda; <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nin KOBĐ’lere dönük programlarıkabul edilerek, aktif bir uygulamaya geçilmiştir.Mayıs 1984, KOBĐ’ler için oldukça hareketli bir aydır. 22 mayıs 1984’teKomisyon, KOBĐ’lere uygulanacak programların; idarî, hukukî <strong>ve</strong> ekonomikçerçe<strong>ve</strong>sini belirlemiştir. Bu çerçe<strong>ve</strong>de KOBĐ’lerin gelişmesi için gerekliortamı hazırlayan şartlar Komisyonca tanımlanırken; iki gün sonra yapılan24 mayıs 1984 tarihli <strong>Avrupa</strong> Parlementosu toplantısında da bu doğrultudakararların alındığı görülmektedir.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> Konseyi, önce mart 1985’te KOBĐ’lerin gelişimi <strong>ve</strong> KO-BĐ’lerde uygulanacak eğitim programlarını belirleyerek, gerekli tanımlarıyapmıştır. Ardından kasım 1985’te Lüksemburg’ta yapılan Konsey toplantısında,<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nin sosyal <strong>ve</strong> ekonomik durumu değerlendirilerek;tesbit edilecek politikalara açıklık getirilmiştir. 36<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> KOBĐ’leri geliştirmeye yönelik politikalarını; yönlendirme,destekleme, araştırma geliştirme, KOBĐ’leri dış pazarlara yöneltme <strong>ve</strong>finansman politikaları olmak üzere beş ana başlıkta ele alarak, ortak birpolitika tesbitine yönelmiştir.Komisyon eylül 1985’te KOBĐ’lerle ilgili bütün birimleri toplayarak,yapılacak mal( yardımların işleyişi üzerinde çalışmaya başlamıştır. Yapılançalışmalar kasım 1985’te tamamlanmış, elde edilen sonuçlar daha sonrayapılacak Lahey toplantısının temel kararlarını oluşturmuştur.35 DPT, <strong>Küçük</strong> Sanayi..., A.g.e., s.216.36 Commission Of The European Communities, An Enterprise Policy For The Community, Revised Edition,Luxembourg: Office for Offical Publications Of The European Communities, 1990, s.50-51; Bkz. DPT, <strong>Küçük</strong>Sanayi..., A.g.e., s.216; Arif ESĐN, XXI.y.y. Ekonomilerine Doğru..., A.g.e., s.77; Đsmail BULMUŞ <strong>ve</strong> diğerleri, <strong>Küçük</strong>Sanayi Đşletmelerimizin, A.g.e., s.38.


Konsey haziran 1986’da Lahey’de yaptığı toplantıda; KOBĐ’lerin sanayistratejileri içindeki yerini tesbit ederek, bu yönde yapılacak yardımlarıdüzenlemiş <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde müteşebbis düşünceyi geliştirici tedbirlerigündeme getirmiştir. Bu arada esnek çalışma şartları <strong>ve</strong> işsizliğin yenidenistihdamı ele alınarak, ilk defa <strong>ve</strong> açık olarak KOBĐ’lerin büyüme <strong>ve</strong> yeniistihdam yaratmada etkili olduklarını ortaya koymuştur. 37Komisyon <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde müteşebbis düşüncenin geliştirilmesi <strong>ve</strong>bunun KOBĐ’ler düzeyinde faaliyete geçirilmesi için; kendi bünyesinden kırkkişiden oluşan bağımsız bir "<strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Boy Đşletmeler Özel HizmetGrubu’nu" (Task Force) kurdu. 1987’de KOBĐ’lere dönük bir dizi programhazırlayan bu Grup, daha sonra (1989’da); Komisyon bünyesinde çalışanbir Genel Müdürlüğe dönüştürülmüştür. 38Haziran 1986’da çalışmaya başlayan "Özel Hizmet Grubu" nun amaçları;- Komisyon ile birlikte, KOBĐ’lerle ilgili tüm faaliyetleri koordine etmek,- <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> <strong>ve</strong> ulusal politikalarının yakınlaştırılması <strong>ve</strong> daha iyi birkonuma kavuşturulması,- KOBĐ’leri temsil eden örgütler arasında ilişkilerin sağlanması,- <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> düzeyinde KOBĐ’lerin sorunlarının çözüm gayesiyle birmekanizmanın oluşturulması şeklinde belirlemiştir.Şimdiye kadar "Özel Hizmet Grubu"; girişimciliğin teşvik edilmesi, yeniteşebbüsler ile eski kuruluşların özendirilmesi, bilgi akımının yoğunlaştırılması,çeşitli programlar aracılığıyla teşvik sağlanması <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> ortakekonomik menfaatler grubu şeklinde çalışmalar yapmıştır. 39Roma Anlaşması’nın 235. Maddesi doğrultusunda, KOBĐ’lere dönükprogramların gerçekleştirilmesi için gerekli hukukî düzenlemelere ilişkinKomisyon kararları; 1988 <strong>ve</strong> 1989 yıllarında da devam etmiştir. Bilhassa1989 yılı "<strong>Avrupa</strong> Sosyal Bölgesi"nin meydana getirilmesine yönelik gelişmeleraçısından oldukça önemli bir yıldır.37 Commission Of The European Communities, An Enterprise Policy..., A.g.e., s.51.38 Đsmail BULMUŞ <strong>ve</strong> diğerleri, <strong>Küçük</strong> Sanayi Đşletmelerimizin, A.g.e., s.38; Jimmy JAMAR, AT’nun <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong><strong>Orta</strong> Boy Đşletmeler Politikası, ĐSO <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmelerin Sorunları -Uluslararası Sempozyum- 17Mayıs 1991, ĐSO Ar.Da.Yayın no: 1991/5, Đst. 1991, s.181.39 Atila BAĞRIAÇIK, Dışa Açılma Sürecinde..., A.g.e., s.34-35.


Komisyon’un 1989 yılı çalışma programında istihdam <strong>ve</strong> sosyal diyaloğayer <strong>ve</strong>rilmiş olup, istihdamla ilgili;"- Meslekî eğitim <strong>ve</strong> özelliklerinin tanınması amacıyla hazırlanan birdirektifle <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> bünyesinde meslekî hareketliliği artırma,- Yeni istihdam türlerinin desteklenmesi için bir analiz yapma,- Uzun vadeli istihdam üzerine program belirleme 40 " çalışmaları öngörülmüştür.Komisyon, 15 mayıs 1990’da Konsey’e; <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> mevzuatınınKOBĐ’lerin gelişimi doğrultusunda nasıl uygulanabileceği <strong>ve</strong> bunun <strong>Avrupa</strong><strong>Birliği</strong> ekonomisine getireceği sosyal <strong>ve</strong> ekonomik faydaları kapsayan birRapor sunmuştur. 41Bu Rapor’da Komisyon, üye devletlerdeki KOBĐ’lerin gelişmesini ikiboyutlu bir politikayla gerçekleştirmeyi amaçlamıştır. Bunun için;- KOBĐ’leri gelişmesi bakımından gerekli ortamı yaratıcı politikalarınüretilmesi,- KOBĐ’leri geliştirici <strong>ve</strong> büyük işletmeler karşısında dezavantajlarınıortadan kaldırıcı teşvik eden politikaları uygulanmasını önermiştir.Bunların gerçekleşmesi için, öncelikle KOBĐ’lerin ana sorunları ilebeklentileri araştırılmıştır. Sonuçta;- KOBĐ’lerin maliyet <strong>ve</strong> kârlılık sorunları vardır. Bunun çözümü içinbasit, açık <strong>ve</strong> anlaşılabilir bir idarî <strong>ve</strong> hukukî zeminin meydana getirilmesi,- KOBĐ’lere yatırılan sermayenin kâra geçmesini temin bakımından; yeniteknolojileri üretime sokmayı teşvik eden politikalarının izlenmesi,- KOBĐ’lerde esneklik (üretim, arz vb.) problemleri vardır. Bunun çözümüiçin bir informasyon ağı kurulup, KOBĐ’ler infoteknolojik yapılarladonatılmalı <strong>ve</strong> bu iş için gerekli hizmet-içi eğitim programları Devletçedüzenlenmelidir. 42 görüşünde karar kılınmıştır.40 Commission Of The European Communities, Report On Social De<strong>ve</strong>lopments - Year 1989, Luxembourg;Office For Official Publications Of The European Communities, 1991, s.1.41 Commission Of The European Communities, Report Of The Commission On The Impact Of CommunityLegislation on Business With Special Regard to SMEs, 15.5.1990, Cos(90) 200 final, Luxembourg: Office For OfficalPublications Of The European Communities, 1990, s.1.42 Commission Of The European Communities, An Enterprise Policy..., A.g.e., s.52.


Aralık 1992’de Edinburgh’daki <strong>Avrupa</strong> Konseyi toplantısında"transeuropen" şebeke projesi için gerekli finansmanı karşılamak üzere,<strong>Avrupa</strong> Yatırım Bankası (EIB) da<strong>ve</strong>t edilmiş; hem Komisyon hem de <strong>Avrupa</strong>Yatırım Bankası 1993 yılı içerisinde mümkün olduğunca çabuk bir şekildeKOBĐ kolaylığını uygulamak için gerekli adımların atılması kararınıalmıştır. 43Daha sonra 1993 yılı başında Kopenhang’da toplanan <strong>Avrupa</strong> Konseyi;ekonomik gelişme, rekabet edebilirlik <strong>ve</strong> işsizliğe karşı mücadeleninbaşlatılması için bir dizi önemli önlemler alınması konusunda karar aldı.Özellikle Edinburgh’da kararlaştırılan EIB geçici borç <strong>ve</strong>rme kolaylığının,KOBĐ’lere yaygınlaştırılması işlev <strong>ve</strong> hedefleri bu toplantıda belirlenmiştir. 4426 mayıs 1993 tarihinde Komisyon’ca hazırlanan raporda, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>içindeki istihdamla ilgili ana görüşleri; istihdam probleminin özü <strong>ve</strong> boyutu,istihdamda düşük ücret, istihdam <strong>ve</strong> büyüme oranı ile <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ninistihdama olan desteği başlıklarında toplanmıştır. 45Görüldüğü gibi, <strong>Avrupa</strong> Konseyi oldukça gecikmiş bu kararlara rağmen;1983-1993 döneminde <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>, KOBĐ’leri destekleyici bir diziönlemler almıştır.Gelişme <strong>ve</strong> gelişmekte olan ülke ekonomileri incelendiğinde, KOBĐ’lereyönelik göstergeler bu kesimin önemini gayet açık bir şekilde ortaya koymaktadır.Her ne kadar KOBĐ’ler, ülkelere göre değişik tanım <strong>ve</strong> yapısalfarklılıklar gösteriyorsa da dünyanın her yerinde değişmeyen bir gerçek; buişletmelerin, ülke ekonomilerinde gözardı edilemeyecek katkılara sahipoluşudur.Yakın bir gelecekte kamu sektörü <strong>ve</strong> büyük boy özel sektör işletmelerininistihdam artışına önemli katkı sağlayacakları da beklenmemektedir.Bunun yanında yeni iş sahalarının, KOBĐ’ler tarafından sağlanacağı düşünülmektedir.Bu sebeple sanayi kesiminde önemli, potansiyeli bulunan43 Commission Of The European Communities, On The Provision Of Community Interest Subsidies On LoansFor SMEs Extended By The EIB Under It’s Temporary Lending Facility, 9 July 1993, COM(93), 332 Final,Luxembourg: Office For Official Publications Of The European Communities, 1993, s.1.44 Commission Of The European Communities, On The Provision Of Community..., A.g.r., s.1.45 Daha geniş bilgi için bkz: Commission Of The European Communities, Community-Wide Framework ForEmployment, COM(93) 238 Final, 26 May 1993, Luxembourg; Office For Official Publications Of The EuropeanCommunities, 1993, s.9.


KOBĐ’lerin geliştirilip desteklenmesi; <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne dahil ülkelerdekalkınmanın temel hedefleri arasındadır 46<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde istikrarlı bir büyüme için KOBĐ’lerin sağladığıkatkılar;- Đstihdam yaratma etkileri,- Ekonomide meydana gelen konjonktürel dalgalanmalara, büyük işletmeleregöre daha az duyarlı olabilmeleri,- Bölgeler arası ekonomik <strong>ve</strong> sosyal dengesizlikleri ortadan kaldırıcı birrol oynayabilmeleri,- Teknolojik gelişmelere kolayca uyum sağlayabilmeleri,- Meslekî eğitim alanında okul işlevi görebilmeleri,- Üretim faktörlerindeki mülkiyetin topluma yaygınlaştırılmasını sağlayabilmeleri47 şeklinde sıralanmaktadır.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne dahil ülkelerde, KOBĐ’lerin sosyal, ekonomik <strong>ve</strong> teknolojikdeğişimlere uyum sağlamadaki önemi incelenmiş; yapılan çalışmalarsonucu elde edilen <strong>ve</strong>rilere göre büyüme, istihdam, sanayileşme <strong>ve</strong>uzun vadede kalkınma açısından çok önemli bir yere sahip olduklarıanlaşılmıştır. KOBĐ’lerin rekabet güçleri ile teknolojik düzeylerini artırıcıyönde teşvik önlemleri <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde alınırken, Birliğe üye ülkelerce buönlemlerin uygulanmasına da büyük önem <strong>ve</strong>rilmiştir.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye devletlerde alınan teşvik önlemleri <strong>ve</strong> uygulamalarınsonucu ortaya çıkan <strong>ve</strong>riler (Tablo I-3); KOBĐ’lerin önemi <strong>ve</strong> yeriniaçıkça ortaya koymaktadır.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> Komisyonu’nca bize kaynak teşkil eden rapor hazırlanırken,her ülkenin kendisine has <strong>ve</strong>ri elde etme metodu ile çok değişikkaynaklardan faydalanılmıştır. Kural olarak, üye devletlerin resmî istatistikservislerinden hangi tarihe kadar resmî <strong>ve</strong>ri elde edilmişse; bu tarihe kadarelde edilebilen diğer <strong>ve</strong>rilerle eksiklikler giderilerek, raporda kullanılmıştır.46 KOSGEB, 1994 yılı..., A.g.p., s.11.47 DPT, <strong>Küçük</strong> Sanayi, A.g.e., s.187.


TABLO I-3AVRUPA BĐRLĐ⁄Đ’NDE BÜYÜKLÜK ÖLÇEKLERĐ AÇISINDANĐŞLETMELERĐN SAYISI VE ĐSTĐHDAM ORANLARI - (1986 <strong>ve</strong>rileri )(1)ĐŞLETMELERĐN DA⁄ILIM ORANI(% ) (2)ĐSTĐHDAM ORANI (% ) (2)BĐRLĐ⁄E ÜYEÜLKELER-Çok - <strong>Küçük</strong><strong>Küçük</strong> - ĐşletmeĐşlet.me (4)(3)<strong>Orta</strong> KOBĐ’lerin Geniş AnlamdaĐşletme Đşlet.SayısıĐş-(5) Toplamı(6)letme Sayısı(7)Çok <strong>Küçük</strong>Đşletme(3)<strong>Küçük</strong>Đşletme(4)<strong>Orta</strong> Đşletme(5) Đstihdam lamda is-KOBĐ’lerin Geniş An-Oranı tihdamToplam Oranı (7)(6)Belçika 94,35 5,08 0,46 5,54 99,89 31,03 26,03 14,46 40,49 71,52Danimarka 71,90 26,00 1,96 27,90 99,80 16,80 42,40 23,20 65,60 82,40Almanya 86,04 12,87 0,92 13,79 99,83 18,21 27,28 18,72 46,00 64,2192,80 6,60 <strong>Orta</strong> <strong>ve</strong>Büyük0,607,20 100,00 18,60 18,90 <strong>Orta</strong> <strong>ve</strong>Büyük62,5081,50 100,00Đspanya 94,82 4,80 0,30 5,10 99,92 41,00 36,50 14,00 50,50 91,50Fransa 93,50 5,90 0,50 6,40 99,90 22,30 26,20 15,30 41,50 63,80


Đrlanda 37,23 53,75 8,18 61,93 99,16 3,69 37,04 35,94 72,98 76,67Đtalya 90,60 9,12 0,24 9,36 99,96 40,31 33,19 9,34 42,53 82,84Lüksenburg 88,20 10,74 0,95 11,69 99,89 26,36 29,92 19,46 49,38 75,74Hollanda 91,21 7,81 0,60 8,41 99,62 19,41 25,91 16,00 41,91 61,32Portekiz 95,10 4,40 0,40 4,80 99,90 35,70 27,80 17,40 45,20 80,90Đngiltere 90,09 8,75 0,99 9,74 99,83 23,17 23,86 22,94 46,80 69,97AB-(12) 91,34 8,02 0,54 8,56 99,90 26,89 28,58 16,44 45,02 71,91KAYNAK: Commission Of The European Communities, Enterprises In The European Community, Document,Lüksemburg, 1990, VI+(1.1 ilâ 17.3) S. Bahis konusu yayından faydalanılarak tablo tarafımdan düzenlenmiştir.(1) Đşletme sayısı <strong>ve</strong> istihdam oranları Yunanistan’ın 1984 yılı, Lüksemburg’un 1985 yılı <strong>ve</strong>rilerine göreKomisyonca ele alındığından, tablomuzda da aynı şekilde yer <strong>ve</strong>rilmiştir.(2) <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde işletme tanımlarında yer alan çalışan sayısı ülkelere göre değişiktir. Fransa, Đtalya,Đspanya, Hollanda, Belçika <strong>ve</strong> Portekiz’e ait çok küçük işletmelerin işletme sayısı <strong>ve</strong> istihdam oranları; kaynakeserde (0) <strong>ve</strong> (1-9) çalışan sayı gruplarına ait yüzdeler ayrı ayrı <strong>ve</strong>rilmiştir. Tablomuzda bu grublara ait yüzdelerbirleştirilerek ele alınmıştır.(6) KOBĐ’lerin işletme sayısı <strong>ve</strong> istihdam oranı yüzdesi küçük (4) <strong>ve</strong> orta (5) boy işletmelerin toplamıdır.(7) Geniş anlamda işletme sayısı <strong>ve</strong> istihdam oranı yüzdesi; çok küçük(3), küçük(4) <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong>(5) Boyişletmelerin yüzdeleri toplamıdır.(8) Yunanistan’da orta boy işletmelerin işletme sayısı <strong>ve</strong> istihdam oranı; büyük işletme sayı <strong>ve</strong> oranlarıylabirlikte kaynak eserde yer aldığından, tablomuzda da aynı şekilde yer <strong>ve</strong>rilmiştir. Bu sebeple KOBĐ’lerin işletmesayısı <strong>ve</strong> istihdam oranı toplamına büyük işletmeler de dahildir.Birliğe üye devletlerin istatistik servislerinde büyük farklılıklar vardır.Ayrıca her ülke, özellikle KOBĐ’lerle ilgili bilgi üretiminde aynı metodukullanmamışlardır. 48 Bu sebeple Komisyon’ca; 0 <strong>ve</strong> 1-9 çalışanı olanlar çokküçük, 10-99 çalışanı olanlar küçük, 100-449 çalışanı olanlar orta, 500 <strong>ve</strong>daha fazla çalışanı olanlar da büyük işletme kabul edilerek 49 tek birmetodolojik yaklaşım getirilmiştir.Bu yaklaşıma göre Tablo I-3’de, KOBĐ’lerin ülke genelindeki toplamişletme sayısı <strong>ve</strong> istihdam oranları tesbit edilirken; çok küçük, küçük <strong>ve</strong>orta boy işletme <strong>ve</strong>rileri birlikte ele alınarak kullanılmıştır.Belçika’da KOBĐ’lerin sayıları; hem ülke, hem de <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ninistihdamına katkıları açısından çok önem arzeder. Ülkede KOBĐ’ler, istihdamsayısı <strong>ve</strong> istihdam oranı bakımından genel olarak ele alındığında;48 Commission Of The European Communities, Enterprises In The European..., A.g.e., s. (2.1).49 Peter AUER/Helga Fahr DUDA; Industrial Relations In Small and Medium-Sized Enterprises EvindenceFrom Six Countries, Report To The Commission Of The European Communities Industrial Relations In Small andMedium-Sized Enterprises, Final Report, Berlin, 1988, Lüxembourg; Office for Official Publications Of TheEuropean Communities, 1989, s.13.


- Çok küçük işletmeler bütün firmaların % 94,35’i ile tüm istihdamın %31,03’ünü,- <strong>Küçük</strong> işletmeler toplam firmaların % 5,08’i ile tüm istihdamın %26,03’ünü,- <strong>Orta</strong> işletmeler tüm firmaların % 0,46’sı, toplam istihdamın da %14,46’sını karşılarlar. Buna göre KOBĐ’leri genel olarak ele aldığımızda;Belçika’daki bütün firmaların % 99,89’unu <strong>ve</strong> tüm istihdamın da %71,52’sini karşıladıkları görülür. 50Danimarka’da en önemli meslek kaynağı KOBĐ’lerdir. Çok küçük işletmelersayı bakımından ülkede yoğun olmasına rağmen bu işletmeler,bütün sektörlerdeki toplam istihdamın çok az bir payına sahiptirler.Ülkedeki işletmelerin sayı <strong>ve</strong> istihdam oranına genel olarak bakıldığında;- Çok küçük işletmelerin % 71,90’ını, istihdamın ancak % 16,80’ini,- <strong>Küçük</strong> işletmeler tüm kuruluşların toplam işletme sayısının % 26,00’sıile istihdam oranının % 42,40’ını,- <strong>Orta</strong> işletmeler tüm işletme sayısının % 1,90’ı ile toplam istihdamın %23,20’sini karşılamaktadırlar. Geniş anlamda KOBĐ’ler Danimarka’daki tümkurluşların % 99,80’ine <strong>ve</strong> toplam istihdam oranının da % 82,40’nasahiptirler. 51Almanya’da sanayi, ticaret <strong>ve</strong> hizmet sektörüne bakıldığında ülkeekonomisinin belkemiğini KOBĐ’ler meydana getirir. Bu işletmelerin ülkedekitoplam işletmelere göre, % 99,83’lük işletme sayısı <strong>ve</strong> bütün işletmelerin% 64,21’lik istihdam oranına sahip oldukları görülür 52 . Toplam istihdamaçısından KOBĐ’ler bir istikrar unsurudur. Bütün işletmeler istihdamlarınıazaltırken, KOBĐ’ler Doğu Almanya <strong>ve</strong> Doğu <strong>Avrupa</strong> ülkelerindengelen işçileri istihdam etmişlerdir. 53Đki Almanya’nın birleşmesinden sonra yeni katılan eyaletlerde, KOBĐ’leridestekleyici politikaların uygulandığı göze çarpmaktadır. Ülkeye yenikatılan eyaletlerde 420.000’den fazla KOBĐ bulunmakta olup, açılan yeni50 Commission Of The Europeann Communities, Enterprises In The European..., A.g.e., s.(10.6-10.8).51 Commission Of The European Communities, Enterprises In The European..., A.g.e., s.(12.6-12.7).52 Commission Of The European Communities, Enterprises In The European, A.g.e., s.(4.7); KOSGEB, 1993yılı, A.g.p., s.15.53 Gerd ADOMEIT, Almanya’da <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Büyüklükteki işletmeler (KOBĐ), Çev: Fulya SOYTÜRK/MuratYÖRÜNE, ĐSO, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmelerin Sorunları-Uluslararası Sempozyum 17 Mayıs 1991- ĐSOAr.Da.Yay. No:1991/5 Đst., 1991, s.75.


işletmelerin; kapananlara nazaran sayısı, oldukça fazladır. Daha önce ülkenininbatısında uygulanan gelişme politikasının, sıfırdan başlayacakşekilde doğuda da ele alınıp, geliştirilmesi hedeflenmiştir. 541986 yılı itibariyle büyüklük ölçüsü bakımından Almanya’daki işletmelerin;işletme sayısı ile istihdam oranına bakıldığında, çok küçük işletmelerintoplam işletmelerin % 86,04’lük işletme sayısına sahip olduklarıgörülür. Aynı zamanda bu işletmeler, toplam istihdamın ancak % 18,21’inioluşturmaktadırlar. Bunun yanında toplam işletmelerin % 13,79’lukişletme sayısı ile toplam istihdamın % 46’sını da KOBĐ’ler karşılar. 55Görüldüğü gibi çok küçük işletmelerde işletme sayılarının fazlalığı yanında,istihdam oranının düşük oluşu; KOBĐ’lerde ters olarak karşımıza çıkar.KOBĐ’lerde işletme sayısı azlığına karşılık istihdam oranı, ülke istihdamınınhemen hemen (% 46’ı) yarısına yakındır.Yunanistan’da mevcut sanayii sınıflandırmak için üye ülkelerde benimsenengenel kuralları uygulamada bazı zorluklar vardır. Bu zorluklarınbaşında; ülkedeki işletme sayısı <strong>ve</strong> istihdam oranıyla ilgili mevcut <strong>ve</strong>rilerinişletmeleri değil, kuruluşları kapsaması gelmektedir. Ayrıca Yunanistan’daişletmeler çok küçük <strong>ve</strong> küçük olmak üzere büyüklük sınıflandırılmasıyapılırken; orta boy işletmelerin ülke genelinde büyük işletmelerle birlikteele alındığı görülür. Bu sebeple ülkede KOBĐ’lerin küçük <strong>ve</strong> orta boyişletmeler olarak açık bir büyüklük sınıflandırması yoktur.Bu duruma göre Yunanistan’da büyüklük ölçüleri açısından işletmelerinsayı <strong>ve</strong> istihdam oranlarına bakıldığında;- Çok küçük işletmelerin ülke genelinde % 92,80 işletme sayısı <strong>ve</strong> %18,60’lık istihdam payına sahip olduğu,- <strong>Küçük</strong> işletmelerin tüm işletmelerin % 6,60’ı ile toplam istihdamın %18,90’ına sahip olduğu,- Ülke genelinde birlikte ele alınan orta <strong>ve</strong> büyük işletmeler, oldukça azişletme sayısına (% 0,60’lık) karşılık; toplam istihdamın % 62,50’sinikarşıladıkları görülür. 5654 KOSGEB, 1994 yılı, A.g.p., s.11-12.55 Commission Of The European Communities, Enterprises In The European..., A.g.e., s.(4.7).56 Commission Of The European Comminities, Enterprises In The European..., A.g.e., s.(11.2-11.8).


Đspanya’da KOBĐ’ler, istihdam bakımından diğer işletmelere (% 50,50’lik)oranla çok önemli bir paya sahiptir. Ülkenin % 99,92’lik toplam işletmesayısının % 94,82’sini çok küçük işletmeler; % 5,10’unu da KOBĐ’leroluşturur. Bunun yanında % 91,50’lik toplam istihdamın % 41,00’i çokküçük işletmelerce, % 50,50’si de KOBĐ’lerce karşılanır. 57 Başka bir ifadeyle;- <strong>Küçük</strong> boy işletmeler istihdamın % 60’ından biraz fazlasını, katmadeğerin % 60’ını,- <strong>Orta</strong> boy işletmeler ise istihdamın % 25’i, katma değerin % 35’initemsil ederler. Bu <strong>ve</strong>rilere göre, küçük işletmelerin; sanıldığının tersine,sanayinin en üretken birimleri oldukları ortaya çıkar. <strong>Orta</strong> boy işletmelerdeoldukça üretkendirler. 58 Ülkenin en geniş <strong>ve</strong> aktif çalışan kesimi küçükişletmelerdir. 1975 yılından sonra para piyasasının liberalleşmesiKOBĐ’lerin durumunu daha da iyiye götürmüştür. 59Fransa’da KOBĐ’lere yardım amacıyla oluşturulan politikalar; yapılanyardımı geliştirmek <strong>ve</strong> işletmelerin finansman imkânlarına kavuşmalarınıkolaylaştırmak üzere yoğunlaşmıştır. 60 Ülke genelinde diğer işletmelereoranla orta boy işletmeler en büyük grubu oluşturur. 61 Buna göre mevcutişletmelerin % 99,90’ını KOBĐ’ler teşkil eder. Toplam istihdam oranı içindebu işletmeler % 63,80’lik paya sahiptirler. 62Büyüklük ölçüsü açısından Fransa’daki işletme sayısı <strong>ve</strong> istihdamoranına bakıldığında; çok küçük işletmelerin % 93,50 işletme sayısı <strong>ve</strong> %22,30’luk istihdam payına sahip bulunduğu, bunun yanı sıra KOBĐ’lerin %57 Commission Of The European Comminities, Enterprises In The European..., A.g.e., s.(8.6).58 Luis Martinez AREVALO, Đspanya’da <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Büyüklükteki sanayii Kuruluşlarına DestekProgramları: Finansman <strong>ve</strong> Đhracat Teşvik Uygulamaları, ĐSO, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Sanayi ĐşletmelerininSorunları-Uluslararası Sempozyum 17 Mayıs 1991- ĐSO Ar.Da.Yay. No:1991/5, Đst., 1991, s.26.59 KOSGEB, 1993 yılı, A.g.p., s.16; Luis Martinez AREVALO, Đspanya’da <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Büyüklükteki SanayiiA.g.t., s.25.60 KOSGEB, 1994 yılı, A.g.p., s.12-13.61 Carlo LAPINI (Confindustria) Đtalya’da <strong>Küçük</strong> Sanayi <strong>ve</strong> Gelişimi; Dünya’nın Beşinci Büyük Sanayi ÜlkesininTecrübeleri, Çev: Fulya SOYTÜRK, ĐSO <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Sanayi Đşletmelerinin Sorunları-UluslararasıSempozyum 17 Mayıs 1991- ĐSO Ar.Yay.No:1991/5, Đst., 1991, s.7.62 Jacques BOURRINET, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Büyüklükteki Fransız Sanayi Đşletmelerinin Tecrübeleri, Çev: SevgiGencay ĐNCĐ, ĐSO, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmelerin Sorunları-Uluslararası Sempozyum 17 Mayıs 1991-, ĐSOAr.Da.Yay.No:1991/5, Đst., 1991, s.50; Commission Of The European Comminities, Enterprises In The European,A.g.e., s.(5.7).


6,40 işletme sayısı <strong>ve</strong> % 41,50’lik istihdam oranı ile ülke sanayiinde istihdamyaratma açısından söz sahibi oldukları görülür. 63Đrlanda’da işletme sayısı <strong>ve</strong> istihdam oranları bakımından kurumlaroldukça değişik bir tablo oluşturur. Diğer üye ülkelerde çok küçük işletmeler,işletme sayısı <strong>ve</strong> istihdam oranı bakımından yoğunluk gösterirken;Đrlanda’da bu işletmelerin sayısı, küçük kuruluşlara göre daha azdır. Đstihdamoranı bakımından da küçük kuruluşlar diğerlerinden yoğundur.Tablo I-3’deki <strong>ve</strong>rilere göre, ülkedeki işletme sayısı <strong>ve</strong> istihdam oranlarıele alındığında;- Çok küçük kuruluşlar (3-9 çalışanı olan) itibariyle toplam işletmesayısının % 37,23’ünü, tüm istihdam oranının da % 3,69’unu,- <strong>Küçük</strong> kuruluşlar ülkedeki toplam işletme sayısının % 53,73’i ilebütün istihdam oranının % 37,04’ünü,- <strong>Orta</strong> kuruluşlar, toplam işletme sayısının% 8,18’i ile tüm istihdamın %35,94’ünü oluştururlar.Yukarıda ele aldığımız küçük <strong>ve</strong> orta boy kuruluşların, işletme sayısı <strong>ve</strong>istihdam oranını birlikte ele aldığımızda da; işletme sayısı % 61,93, istihdamoranı % 72,98’dir. Bu durum diğer üye ülkelere göre Đrlanda’nın enyüksek sayı <strong>ve</strong> orana sahip olduğunu ortaya koyar. Geniş anlamda KOBĐ’lerülkedeki bütün kuruluşların % 99,16’sını, istihdamın da % 76,67’sinikarşılarlar. 64Đtalya’nın II. Dünya Savaşı’ndan sonra yeniden inşaasına başlanılmasıyla,KOBĐ’lerin önemi daha iyi anlaşılmıştır. Bu önem KOBĐ’lerin yerelihtisaslaşmayı sağlayıp, bölgesel gelişmişlik farklarını gidermesiyle daha daartmıştır. Bölgesel gelişmişlik farklarının giderilmesi bakımından GüneyĐtalya’nın kalkındırılıp, sanayileşmesi için KOBĐ’lere dayanan yenipolitikalar ortaya konulmuştur. 65 Đtalya’da KOBĐ’lerin toplam işletmesayısı,çok küçük işletmelerle birlikte ele alındığında % 99,96; toplam istihdamdakipayları ise % 82,84’dür. 6663 Commission Of The European Communities, Enterprises In The European..., A.g.e., s.(5.7).64 Commission Of The European Communities, Enterprises In The European, A.g.e, s.(14.6).65 KOSGEB, 1993 yılı..., A.g.p., s.14-15.66 Commission Of The European Communities, Enterprises In The European, A.g.e., s.(7.7.).


Lüksemburg’da da işletme sayısı <strong>ve</strong> istihdam oranı, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ndekiduruma benzer. <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> orta boy işletmelerin sayısı çok küçük teşebbüsleregöre oldukça azdır. Bunun yanında istihdam oranı yüksektir.Şöyle ki;- Çok küçük işletmeler toplam teşebbüslerin % 88,20’sini, istihdamın %26,36’sını,- <strong>Küçük</strong> boy işletmeler bütün firmaların % 10,74’ü ile istihdamın %29,92’sini,- <strong>Orta</strong> boy işletmeler tüm işletme sayısının % 0,95’i ile istihdam oranının% 19,46’sını karşılarlar. Geniş anlamda işletme sayısı <strong>ve</strong> istihdam oranıitibariyle KOBĐ’ler; tüm firmaların % 99,89 işletme sayısı ile istihdamoranının % 75,74’ünü oluşturur. 67Hollanda’da işletme sayısı bakımından yoğunluk % 91,21’lik oranla çokküçük işletmelerdir. Đşletme sayısındaki yoğunluğa rağmen bu işletmeler,toplam istihdamın % 41,91’ini oluşturmaktadır. Bu oranı % 11 işletmesayısı <strong>ve</strong> % 38,68’lik istihdam payı ile büyük işletmeler takip eder.Ülkede KOBĐ’leri sektör bazında ele aldığımızda; hizmetlerdeki % 6,70’likişletme sayısı <strong>ve</strong> % 34,70’lik istihdam payına sahiptir. Bu oran imalât <strong>ve</strong>inşaat sanayiinin, işletme <strong>ve</strong> istihdam oranlarından daha düşüktür. Đmalâtsanayii % 19,00 işletme sayısı <strong>ve</strong> % 51,90’lık istihdam oranı gösterirken;inşaat sanayiinde işletme sayısı % 15,30, istihdam oranı da % 61,60’dır.Genel olarak Hollanda’da büyüklük açısından işletmelerin sayı <strong>ve</strong> istihdamyüzdelerine baktığımızda;- Çok küçük teşebbüsler itibariyle bütün işletmelerin % 91,21’i, toplamistihdamın da % 19,41’ini,- <strong>Küçük</strong> işletmeler toplam firmaların sadece % 7,81’i ile birlikte toplamistihdamın % 25,91’ini,- <strong>Orta</strong> işletmeler toplam firmaların yalnız % 0,60’ı ile birlikte tüm istihdamın% 16’sını karşılarlar.67 Commission Of The European Communities, Enterprises In The European, A.g.e., s.(15.7-15.8).


- KOBĐ’ler geniş manada tüm işletmelerin % 99,62’si ile tüm istihdamın% 61,32’sini karşılamaktadır. 68Portekiz’de çok küçük işletmelerin % 95,10’luk işletme sayısı <strong>ve</strong> %35,70’lik istihdam oranı bakımından en fazla paya sahip oldukları görülür.Bu pay aynı zamanda işletme sayısı <strong>ve</strong> istihdam oranları ile diğer <strong>Avrupa</strong><strong>Birliği</strong> ülkelerine göre de yüksektir.Büyüklük ölçüleri açısından diğer işletmelerin istihdam oranı <strong>ve</strong> işletmesayıları ele alındığında;- <strong>Küçük</strong> işletmelerin tüm işletmelerin % 4,40’ını, toplam istihdamın da% 27,80’ini,- <strong>Orta</strong> işletmeler toplam işletme sayısının % 0,40’ını, tüm istihdamoranının da % 17,40’ını karşıladıkları görülür. <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> orta boy işletmelerbirlikte ele alındığında işletme sayısının % 4,80’i ile birlikte toplam,istihdamın % 45,20’sini oluştururlar. Geniş anlamda KOBĐ’ler ülkedekibütün kuruluşların toplam sayısının % 99,90’ını <strong>ve</strong> tüm istihdamın da %80,90’ını teşkil ederler. 69Đngiltere’de büyük sanayide yoğunlaşma politikaları izlenmesi, küçükişletmelerin azalmasına yol açmıştır. 70 Ülkede sanayinin % 25’ini oluşturanKOBĐ’lere, öncelikle pazar uyumları konusunda danışmanlık yapılmaktadır.71Genel olarak Đngiltere’de büyüklük bakımından işletme sayısı <strong>ve</strong> istihdamoranlarına baktığımızda;- Çok küçük işletmelerin ülke genelinde % 90,09 işletme sayısı <strong>ve</strong> %23,17’lik toplam iş payına sahip olduğu,- <strong>Küçük</strong> boy işletmelerin tüm işletmelerin % 8,75’i ile % 23,86’lık toplamiş payına sahip olduğu,- <strong>Orta</strong> boy işletmelerin toplam işletmelerin % 0,99’u ile % 22,94’lüktoplam iş payını karşıladıkları görülür.68 Commission Of The European Communities, Enterprises In The European, A.g.e., s.(9.2-9.8).69 Commission Of The European Communites, Enterprises In The European, A.g.e., s.(13.5).70 Carlo LAPINI (Confindustia) Đtalya’da <strong>Küçük</strong> Sanayi Gelişimi..., A.g.t., s.7.71 KOSGEB, 1993 yılı..., A.g.p., s.15.


Bu duruma göre KOBĐ’leri genel olarak ele aldığımızda; Đngiltere’dekitüm işletme sayısının % 98,83’ünü, tüm istihdamın da % 69,97’sinikarşıladıklarını görürüz. Bunun yanında ülkede yoğunlaşma politikasıuygulanan büyük işletmeler ise oldukça az (% 0,18’lik) işletme sayısınarağmen; toplam istihdamın % 30,03’ünü karşılar. 72<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde 15,7 milyon özel sektör işletmesinin, % 99,90’ınıküçük <strong>ve</strong> orta boyutlu işletmeler meydana getirmektedir. Bu işletmeleristihdamın % 71,91’ini oluşturarak, üye ülkeler için önemli ölçüde katmadeğer sağlamaktadırlar. 73TABLO I-4AVRUPA BĐRLĐ⁄Đ DÜZEYĐNDE TEMEL GÖSTERGELER (1988 Verileri)TEMEL GÖSTERGELER<strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> <strong>Boyutlu</strong>Đşletmeler(0-499)Çok <strong>Küçük</strong>Đşletmeler(0-9)Đşletme Sayısı (x Milyon) 14.6 13.6Her 1000 kişiye düşen Đşletme Sayısı 45 42Đstihdam edilen kişi sayısı (x Milyon) 62.4 26.2Đşletme başına Đstihdam 4.3 1.9Đstihdamda enerji <strong>ve</strong> tabii kaynaklar Sek.Payı(%)3 1Đstihdamda Đmalâtın Payı (% ) 27 14Đstihdamda Đnşaat Sektörünün Payı (% ) 12 13Đstihdamda Ticaretin Payı (% ) 24 30Đstihdamda diğer Hizmetlerin Payı (% ) 35 421989-1992 Performansı (Ort.Yıllık Büyüme)Đstihdam (% ) 0,7 0,9Đşletme Sayısı (% ) 1,9 1,972 Commission Of The European Communities, Enterprises In The European, A.g.e., s.(6.6).73 KOSGEB, 1994 yılı..., A.g.p., s.15.


KAYNAK: The European Observatory For SMEs (1993). 74Birliğe dahil üye ülkelerin küçük <strong>ve</strong> orta boy işletmelerinde, 1988 yılındatoplam istihdam 62.4 milyon olup; bu işletmeler istihdamın % 74’ nükarşılar. <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> orta boy işletmeler genellikle inşaat, hizmet sektörü <strong>ve</strong>imalât sanayiinde yoğunlaşmaktadır. KOBĐ’lerde 14.6 milyon olan işletmelerinher bin kişiye düşen işletme sayısı 45, işletme başına istihdamedilenler de 4,3’tür. 62.4 milyon olan toplam istihdamın; % 27’si imalâtsanayiince, % 12’si inşaat sektörünce, % 35’i de diğer hizmetlercekarşılanmaktadır. 1989-1992 yılları arası küçük <strong>ve</strong> orta boy işletmelerdeortalama yıllık büyüme % 0,7, işletme sayısıda % 1,9’dur.TABLO I-5AVRUPA BĐRLĐ⁄Đ’NDE ĐŞLETME BÜYÜKLÜK SINIFINA GÖREĐSTĐHDAM (x 1000) (1988 Bütün Sektörler)ÜLKELERÇok <strong>Küçük</strong>ĐŞLETMELER(0-9)*<strong>Küçük</strong> BoyĐŞLETMELER(10-99)<strong>Orta</strong> Boy ĐŞ-LETMELER(100-499)Büyük BoyĐŞLETMELER(500+) TOPLAMBelçika 720 620 428 793 2570Danimarka 375 628 290 403 1695Almanya 3274 5381 3380 7518 19553Yunanistan 1180 410 213 182 1985Đspanya 2967 2513 1393 1390 8262Fransa 3837 3330 1933 4435 13535Đrlanda 277 245 146 140 808Đtalya 6045 3007 1308 2358 12717Lüksenburg 32 42 30 37 141Hollanda 1180 1073 779 1151 4183Portekiz 951 715 437 514 2616Đngiltere 5354 4262 3620 7189 2042574 European Commission, The European Observatory For SMEs, First Annual Report European Network ForSME Research (ENSR) And Coordinated By Small Business Research And Consultancy (EIM), May 1993;KOSGEB, 1994 yılı...., A.g.p., s. 28.


AB(12 Ülke) 26202 22226 13956 26110 88494KAYNAK: EUROSTAT(1992); Small Busines Research and Consultancy (EIM), 1993. 75* : Kendi işletmesine sahip olarak çalışanlar (0) olarak addedilmektedir.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> genelinde; kendi işinde çalışanlar (0) <strong>ve</strong> çok küçük işletmeler(10 kişinin altında çalışanı olan) istihdamın % 30’una, küçük boyişletmeler (10-99 arası çalışanı olan) % 25’ine, orta boy işletmeler (100-499arası çalışanı olan) ise % 16’sına tekabül etmektedir. 76 Çok küçükişletmeler, iş temini açısından Đtalya <strong>ve</strong> Yunanistan’da oldukça önemlidir.Đtalya’da yaklaşık 6 milyon insan, bu işletmelerde çalışmakta olup; toplamulusal istihdamın yaklaşık % 50’si, bunlar tarafından karşılanır.Yunanistan’da ise, çok küçük işletmeler istihdamın yaklaşık % 60’ınıkarşılarlar. Diğer üye devletlerde çok küçük işletmelerin önemi sınırlıdır.Almanya’da çok küçük işletmeler, ülke istihdamının % 17’sinden azınıkarşılamaktadır . Đtalya <strong>ve</strong> Đngiltere’deki çok küçük işletmeler, <strong>Avrupa</strong><strong>Birliği</strong> istihdamının % 40’ından fazla oranına sahiptirler.<strong>Küçük</strong> boy (10-99 çalışanı olan) işletmelerin istihdamdaki payı, benzerbir ifadeyle; Danimarka’da en yüksektir. Bu ülkede küçük boy işletmeler,tüm istihdamın 1/3’ünü karşılamaktadır. Bununla birlikte Almanya’daçalışan yaklaşık 5,5 milyon işçi ile en büyük istihdam kaynağını, küçük boyişletmeler sağlamaktadır. Almanya <strong>ve</strong> Đngiltere’deki küçük firmalar birlikteele alındığında (5381 milyon+4262 milyon= 9643 milyon); <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>küçük işletmelerindeki tüm istihdamın yaklaşık % 44’ünükarşılamaktadırlar. 77Đstihdamda orta boy işletmeler özelllikle Almanya <strong>ve</strong> Đngiltere’de %50’den fazla bir oranla, oldukça büyük bir paya sahipken; Yunanistan,Đtalya, Đrlanda, Portekiz <strong>ve</strong> Đspanya’da en düşüktür. 78<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde endüstrinin yeniden yapılanmasında <strong>ve</strong> özellikleküreselleşme sürecinde KOBĐ’lerin öneminin hızla arttığı, yukarıda yer alan<strong>ve</strong>rilerden de anlaşılacağı üzere; gerek sayısal <strong>ve</strong> gerekse üretimdeki paylarıitibariyle ekonomi içindeki önlemlerin hızla arttığı görülür.75 European Commission, The European Observatory, A.g.r., s.200.76 European Commission The European Observatory, A.g.r.,s.197.77 European Commission, The European Observatory..., A.g.r., s.199.78 European Commission, The European Observatory..., A.g.r., s.197 <strong>ve</strong> 200.


Bütün bunların yanında, özellikle KOBĐ’lerin teknik yeniliklere dahayatkın, tüketici tercihlerine daha esnek karakterdeki, konjonktürel dalgalanmalarauyumdaki üstünlükleri, üretimdeki boşlukları daha hızla doldurmadakikatkıları, büyük işletmelere yönelik olumlu etkileri, bölgelerarasıdengeli büyüme tesirleri, rekabetin teşvikinde oynadığı roller, daha azbürokratik yapıları, istihdam artışına yaptıkları katkılar <strong>ve</strong> küçük işyerlerindedaha yakın personel ilişkileri gibi özellikleri sebebiyle stratejiköneme sahip olduklarını göstermektedir.KOBĐ’lerin toplum yapısında meydana getirdiği dengeler ile orta sınıfıkuv<strong>ve</strong>tlendirme yoluyla siyasî istikrara yaptığı katkılar gözönüne alınırsa,bu işletmelerin günümüzdeki önemi daha açık bir şekilde anlaşılmış olur. 79II- KOBĐ’LERĐN KAPSAM VE TANIMIGerek ülkemizde <strong>ve</strong> gerekse <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkelerde, KOBĐ’lerinkapsam <strong>ve</strong> tanımında kullanılan ölçütlerdeki farklı kriterler sebebiyle;değişik tanımlar karşımıza çıkar. Çalışmamızın bu kısmında, ülkemiz <strong>ve</strong>Birliğe dahil ülkelerin KOBĐ’ler için ele aldıkları; personel sayısı, bağımsızlık,ciro <strong>ve</strong> bilanço tutarları gibi ölçütlere dayalı, farklı kapsam <strong>ve</strong> tanımlarincelenecektir.A-<strong>Türkiye</strong>’de KOBĐ’lerin Kapsam <strong>ve</strong> Tanımı ile Planlı DönemlerdekiĐlke <strong>ve</strong> PolitikalarÜlkemizde çeşitli kanun <strong>ve</strong> kuruluşlarca ele alınan KOBĐ kapsam <strong>ve</strong>tanımlarıyla, 1960’lı yıllardan itibaren uygulanmaya başlanılan planlı dönemlerdeki;hedef, ilke <strong>ve</strong> politikalarında yer alan kriterlere dayalı tanımlarüzerinde, ayrı ayrı durmakta fayda vardır.1- Genel Olarak KOBĐ’ lerin Kapsam <strong>ve</strong> TanımıGenel olarak küçük <strong>ve</strong> orta boyutlu işletme deyimi; hukukî olmaktançok, ekonomik bir anlam taşımaktadır. Ekonomik anlamda KOBĐ’ler, herülkenin ekonomik yapısındaki farklılığa göre değişiklik göstermekle kalmaz;o ülkenin bölgeleri arasındaki farklılıklara göre de değişiklik gösterirler.Bunu bir örnekle açıklayacak olursak, Almanya, Đngiltere, Fransa gibigelişmiş ülkelerde yer alan küçük boy işletmeler; bizim <strong>ve</strong> bizim gibi gelişmekteolan ülkelerde orta boy işletmeler olarak karşımıza çıkarlar. Ko-79 Nusret EKĐN, Küreselleşme <strong>ve</strong> Gümrük <strong>Birliği</strong>, (Rekabet Gücüne Sosyal <strong>Boyutlu</strong> Bir Yaklaşım,) A.g.e., s.68.


nuya bölgesel farklılıklar açısından baktığımızda; Đtalya’nın endüstri sistemindegörülen kuzey - güney ayrımı gibi bizim ülkemizde de küçük <strong>ve</strong>orta boy işletmeler bölgelere, hatta şehirlerin gelişmişliğine göre farklılıklarortay koymaktadırlar. Marmara <strong>ve</strong> Ege Bölgesi’ndeki küçük işletmeler,Doğu <strong>ve</strong> Güney Doğu Anadolu’da orta boy işletmeler; Đstanbul’daki çokküçük işletmeler de, bir çok şehrimizde küçük işletmeler olarak karşımızaçıkarlar.Ülkemizde küçük boy işletme denildiği zaman, genellikle; bir ustanınnezaret <strong>ve</strong> denetiminde, kalifiye <strong>ve</strong> vasıfsız işçilerin çalıştırıldığı küçükatelyeler akla gelir. Bu işletmeler, imalât yaptıkları gibi; sadece onarım <strong>ve</strong>bakım yapan bir denetim özelliği arz ederler.<strong>Orta</strong> boy işletmeler ise; daha gelişmiş bir teknoloji ile üretimde bulunan,sektördeki yerini sağlamlaştırmış, profesyonel yönetici kadrosuna sahip <strong>ve</strong>rekabet güçleri daha yüksek olan işletmeler olarak karşımıza çıkar. 80Bugün KOBĐ’leri sınıflandırırken kullanılan kriterler konusunda bilimadamları, araştırmacı <strong>ve</strong> uygulayıcılar ile ilgili kuruluşlar arasında h(l) gereklibirliktelik sağlanmış değildir. <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> orta boy işletme kavramlarınınhangi boyutlu işletmeleri kapsadığı araştırıldığında; ülkedeki sınaî gelişmedüzeyine, işletmelerin faaliyette bulundukları sektörlere, hitap ettikleripazarların büyüklüğüne <strong>ve</strong> kullanılan üretim teknolojilerine bağlıdeğişikliklere bakılmaktadır. 81 Her ülkenin anlayışı, şartları <strong>ve</strong> amaçlarıdoğrultusunda işletmeleri boyutları açısından çeşitli şekillerde sınıflandırırken;yukarıda belirtilen değişiklikleri kapsayan kriterlerden hareketederek, tanım birliği sağlanmaktadır. Bu çabaların sonucu yapılacak tanımdanitel <strong>ve</strong> nicel olmak üzere iki grup kriterden hareket edilmektedir. 82KOBĐ’lerin yapılacak ortak tanımında aşağıdaki kriterlere yer <strong>ve</strong>rilmektedir.Bunları kısa başlıklar halinde ele aldığımızda :80 DPT, <strong>Küçük</strong> Sanayi, A.g.e.,s.60.81 Yıldırım KILKIŞ, <strong>Küçük</strong> Sanayici, <strong>Küçük</strong> Tacir <strong>ve</strong> Esnaf Kredi Sorunları, II.<strong>Türkiye</strong> Đktisat Kongresi SosyalGelişme <strong>ve</strong> Đstihdam Komisyonu Tebliğleri, DPT Yayın No:1783, Ank., 1981, s.260; Alev GÜNAL, Esnaf <strong>ve</strong>Sanatkârın.., A.g.t., s.233; Rüştü BOZKURT, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmelerde Yönetim Sorunları, Đzmir TicaretOdası, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmelerin <strong>Türkiye</strong> Ekonomisindeki Yeri, Sorunları <strong>ve</strong> Çözüm Önerileri Formu, 15Haziran 1988 (teksir), s.2; Özdemir AKMUT, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> Đşletmelerin Sanayideki Yeri <strong>ve</strong> Önemi, A.Ü.S.B.Fak. Der.,Cilt XXXIX, Ocak -Aralık 1984, No:1-4, s. 5; Đsmet ERGUN, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Boy Đşletmelerin TanımıÜzerine, ASO Der.Sayı:92, Yıl:12, Ank., Mayıs-Haziran 1988, s.21.82 BĐAR / KONRAD-Adenauer-Stiftung, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmelerde Yatırım Kararı <strong>ve</strong> Yatırım Teşvikleri,Ank., 1992, s.2; Daha geniş bilgi için bkz: Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler-Sorunlar, Öneriler-,Genişletilmiş Đkinci Baskı, Ank., s.41-98; Rüştü BOZKURT, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli, A.g.t., s.2.


- Nitel kriterleri; işletme sahibinin bilfiil çalışması,bağımsız mülkiyet,bağımsız yönetim, müteşebbis ile mülkiyet <strong>ve</strong> yönetimin bütünleşmesi(tekelde toplanması), pazar payının küçük olması, pazardaki etkinliğin düşükolması, sermaye <strong>ve</strong> para piyasalarına katılınamaması, yönetim biçimininbireysel nitelikte olması, üst yönetimde iş bölümü <strong>ve</strong> uzmanlaşmaya gidilememesi,aile bireylerinin ya fiilen çalışması ya da potansiyel katkılarınındüşünülmesi, finansmanın bireysel <strong>ve</strong>ya küçük sermaye grupları tarafındansağlanması, sermaye gücü <strong>ve</strong> kurumsal sınırlılık ile finansman varlığınınyetersizliği, gerek alım <strong>ve</strong> gerekse satım işlerinde işletme pazarlık gücününzayıflığı, iş<strong>ve</strong>ren <strong>ve</strong> işçi arasında yakın işbirliği bulunması <strong>ve</strong> işletmesahibinin tüm riski üstlenerek işletmeyle bütünleşmesi şeklinde sayabiliriz.- Nicel kriterleri ise; istihdam edilen işgücü sayısı, kapasite büyüklüğü,mal varlığı <strong>ve</strong> sabit sermaye yatırımları (arazi <strong>ve</strong> bina hariç), aktif toplamı,yatırılan sermaye, kâr hacmi, makina parkı, ödenen toplam ücret <strong>ve</strong>aylıklar, kullanılan toplam enerji miktarı, ihracat/satış oranı, toplamçevirici güç, katma değer, sektör içindeki pazar payı <strong>ve</strong> satış hasılatı olaraksıralayabiliriz.Aslında KOBĐ’ler nitel bir karakter taşımakla birlikte, uygulamadakarşılaşılacak problemleri gidermek bakımından; nicel kriterlere dayananbir tanım yapılması mecburiyeti ortaya çıkmaktadır. Ancak nicel kriterleresas alınarak yapılacak ayrıntılı bir tanım ihtiyaçlara tam cevap <strong>ve</strong>remez.Bu sebeple az sayıda nicel kriterler ile genel bir tanım yapılmaya çalışılmış,böylece uygulayıcı kuruluşların amaçlarına yönelik ek kriterlerinkullanılmasına imkân tanınmıştır. 83Buna göre ülkemizde bulunan işletmeleri, istihdam edilen çalışan sayısıbakımından; işyerleri (Kendi işletmesine sahip olarak sıfır çalışanlar), çok83 DPT, <strong>Küçük</strong> Sanayi..., A.g.e., s.53-55; Daha geniş bilgi için bkz:Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong><strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler..., A.g.e., s.41-98; BĐAR/KONRAD-Adenauer-Stiftung, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler...,A.g.e., s.3-4; Rüştü BOZKURT: <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli..., A.g.t., s.2; Gülay YALIM, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli SanayiTeşebbüslerinin Ekonomimizdeki Yeri, Önemi <strong>ve</strong> Tanımlanması, MPM, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli SanayiTeşebbüslerinin Sorunları, Çözüm Yolları <strong>ve</strong> Geliştirme Semineri, MPM Yayın No:358, Ank., 1987, s.35; TamerMÜFTÜOĞLU, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Sanayi Đşletmelerinin Nitelikleri, ASO Der.Sayı:92, Yıl:12, Ank., Mayıs-Haziran1988, s.13-16; Mete OKTAV / Alican KAVAS / Günel ÖNCE / Mustafa TANYERĐ, <strong>Orta</strong> <strong>ve</strong> <strong>Küçük</strong> ĐşletmelerdeĐhracata Yönelik Pazarlama Sorunları <strong>ve</strong> Çözüm Önerileri, T.Tic.San.Deniz Tic.Od. <strong>ve</strong> Tic.Bor.<strong>Birliği</strong>, TOBB YayınNo: Genel 176, Ar-ge:79, Ank., 1990, s. 1-2; Nurel ÜNER, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmelerin GenelSorunları <strong>ve</strong> Çözüm Yolları, D.E.Ü. Đk.<strong>ve</strong> Đd.Bil.Fak.Der., Cilt:6, Sayı:2, Đzmir, 1991, s.3-4.


küçük işletmeler 1-9, küçük boy işletmeler 10-49 <strong>ve</strong> orta boy işletmeler 50-199 olmak üzere dört temel grupta toplayabiliriz. 84Đstihdam edilen çalışan sayısına göre dört temel grupta toplanan buişletmelerin, kısaca genel tanımlarına baktığımızda;- ĐŞYERLERĐ: Sadece işletme sahibi ile aile fertlerinin çalıştığı işletmelerolarak tanımlanır. Đşletmelerde ücretli işçi çalıştırılmaz. Ancak aile fertleridışında ücretli işçi kapsamı dışında düşünülen çıraklar istihdam edilebilir.Ülkemizde bu gruba, ev-el sanatları ile sanatkârlar girer.- ÇOK KÜÇÜK ĐŞLETMELER: 1-9 çalışan istihdam eden işletmelerolarak tanımlanır. Bu işletmelerin belirlenmesinde başka bir nicel kriterkullanılmasına gerek yoktur. Sadece sektörel farklılaşmaya gidildiği zaman,çalışan sayısının üst sınırını 9’dan 5’e indirmek suretiyle gerekli farklılıksağlanır. Bu bakımdan çok küçük işletmelerin belirlenmesinde, makinaparkı kriterini kullanmak pek gerekli değildir.- KÜÇÜK BOY ĐŞLETMELER: Yıl içinde ortalama toplam 10-49 çalışanistihdam eden işletmeler olarak tanımlanır. Çalışan sayısına aile fertleri ileçıraklar dahil edilmez. Sektörel farklılaşmaya gidildiğinde, çalışanlar altsınırı 10’dan 5’e indirilebilir.Bu işletmelerin sınıflanmasında sadece istihdam edilen çalışan sayısıyeterli değildir. Çünkü işletmede kullanılan teknolojinin emek yoğun <strong>ve</strong>yasermaye yoğun olması, çalıştırılan işgören sayısını önemli ölçüde etkiler. Busebeple yapılan tanımlarda,makina parkı değerinin nicel kriter olarakkullanılması gerekmektedir. Makina parkı değerine kriter olarak yer <strong>ve</strong>rilmesidurumunda, istikrarlı bir para cinsinden hareket edilmelidir. Ülkemizdeçeşitli kuruluşlarca yapılan küçük boy işletme tanımlarında;makina parkı değeri üst sınırının 500 bin dolara kadar ele alınması benimsenmiştir.- ORTA BOY ĐŞLETMELER: Đstihdam ettikleri çalışan sayısı 50-199arasında değişen işletmeler olarak tanımlanır. 85 Çalışan sayısı üst sınırını99 olarak ele alan kuruluşlar olduğu gibi, bu sayıyı 199’un üstüne84 Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler, A.g.e., s.151-155; BĐAR/KONRAD-Adenauer-Stiftung, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmelerde, A.g.e., s.5; Mete OKTAV <strong>ve</strong> Arkadaşları, <strong>Orta</strong> <strong>ve</strong> <strong>Küçük</strong>Đşletmelerde, A.g.e., s.2-3; Nurel ÜNER, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli, A.g.m., s.6.85 Çalışan sayısı üst sınırı Tamer MÜFTÜOĞLU’nun araştırmaları sonucunda elde ettiği <strong>ve</strong>rilere göreönerdiği 199 üst sınırdır. Mete OKTAV <strong>ve</strong> Arkadaşları, <strong>Orta</strong> <strong>ve</strong> <strong>Küçük</strong> Đşletmelerde, A.g.e., s.2-3; Nurel ÜNER,<strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli, A.g.m., s.6.


çıkaranlar da bulunmaktadır. 86 Hatta bugün <strong>Türkiye</strong> şartlarına esas olarakişletme büyüklüğüne göre; 1-9 arası çalışan sayısına sahip olanları çokküçük işletmeler, 10-49 arası çalışan sayısı olanları küçük boy işletmeler <strong>ve</strong>50-499 arası çalışan sayısına sahip işletmeleri de orta boy Đşletme şeklindesınıflandırmanın mümkün olacağını düşünen bazı araştırmacılar dabulunmaktadır. 87<strong>Orta</strong> boy işletmelerin büyüklüğünün belirlenmesinde çalışanlar sayısıüst sınırı, küçük boy işletmelerde olduğu gibi; ikinci bir nicel kriter kullanılmasınıgerektirmektedir. Bu sebeble ülkemizdeki işletmeler için kullandıklarımakina parkı değeri, en fazla 500 milyon dolar olarak elealınmıştır. 88Beş temel gruba ayrılan, ama konumuz gereği büyük boy işletmelerikapsam dışı tutarak ele aldığımız işletmelerin; KOBĐ’ler olarak ortak tanımınıyaparken, kriter olarak yine işletmelerde istihdam edilen çalışansayısından hareket edilecektir. Ayrıca uygulamada karşılaşılan problemleriortadan kaldırma bakımından, makina parkı bilanço değeri ile kullanılanmakina enerjisi kriterlerine tanımda yer <strong>ve</strong>rilecektir.Buna göre KOBĐ’leri; 5-199 kişi arasında çalışan istihdam eden, 50HP’nin üzerinde makina enerjisi kullanan 89 <strong>ve</strong> makina parkı bilânço değeri2,5 milyar TL’ye kadar olan 90 imalât teşebbüsleri olarak tanımlayabiliriz.2- Çeşitli Kanun <strong>ve</strong> Kuruluşlarca Yapılan TanımlarÜlkemizde sanayinin kalkınmadaki öneminin kavranması I. Đzmir ĐktisatKongresi ile başlamış <strong>ve</strong> Cumhuriyetin ilânından bu tarafa geçen yetmişbirsene içinde; gerek sanayici <strong>ve</strong> işletmelerle ilgili tanımlar <strong>ve</strong> gerekse işletmefaaliyet <strong>ve</strong> örgütlenmeleri açısından çeşitli kanunî düzenlemeler yapılmıştır.Đşletmelerin faaliyet <strong>ve</strong> örgütlenmeleri ile tanımlarının yer aldığı Kanun<strong>ve</strong> Kuruluşları; 655 sayılı Ticaret Sanayi Odaları Kanunu (1924), Teşvik-iSanayi Kanunu (1927), Halk Bankası Kuruluş Kanunu (1933), 3008 Sayılı86 DPT, Çalışanlar Sayısının üst sınırını 99 olarak ele alırken (Bkz:DPT, <strong>Küçük</strong> Sanayi, A.g.e., s.56), T.HalkBankası bu sayıyı 250 olarak (Bkz: Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler, A.g.e., s.155)ele almaktadır.87 Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Sanayi, A.g.e., s.15.88 Dört grupta ele alınan işletme tanımları hakkında daha geniş bilgi için bkz: Tamer MÜFTÜOĞLU,<strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler, A.g.e., s.152-156; DPT, <strong>Küçük</strong> Sanayi, A.g.e., s.55-56.89 Ermukan ŞENGEZER, Türk KOS’u için uygun Büyüklük Tanımı, ASO Dergisi, Yıl:6, Sayı:115, Ank. Mayıs-Haziran-Temmuz-Ağustos 1992, s.18-21.90 Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler, A.g.e., s.138.


Đş Kanunu (1936), 5590 Sayılı TOBB Kuruluş Kanunu (1950), 6762 SayılıT.Ticaret Kanunu (1956), 6948 Sayılı Sanayi Sicili Kanunu (1957), 507Sayılı T. Esnaf <strong>ve</strong> Sanatkârlar Kanunu (1964), 2089 Sayılı Çırak, Kalfa <strong>ve</strong>Ustalık Kanunu (1977) <strong>ve</strong> 3308 Sayılı Çıraklık <strong>ve</strong> Meslek EğitimiKanunu’nda (1986) zaman zaman dolaylı bir şekilde işletme tanımlarına yer<strong>ve</strong>rilmiştir. Bu konuya yer <strong>ve</strong>ren kuruluşları ise; Ticaret <strong>ve</strong> Sanayi Odaları,Devlet Đstatistik Enstitüsü, T.Halk Bankası, Sanayi Yatırım <strong>ve</strong> KrediBankası, <strong>Küçük</strong> Sanayi Geliştirme Teşkilâtı ile Dünya Bankası şeklindesıralamak mümkündür. 91Şimdi çeşitli kanun metinleri ile kurluşların yaptıkları tanımlardanbazılarını ele alalım:Cumhuriyet döneminde işletmelerle ilgili bir ayrımı "En az on beygirlikmuharrik güç ile en az beş işçi çalıştıran işletmeler birinci sınıf işletmelerdir."şeklinde Teşvik-i Sanayi Kanun’unda görürüz. Daha sonra 3008Sayılı Đş Kanunu’nda bu Kanun’a tabi olup olmama açısından bir ayırımyapma amacıyla "Đşyerinde on işçiden az işçi çalıştıran kişiler küçüksanayici olarak kabul edilirler." ifadesine yer <strong>ve</strong>rilmiştir. 925509 Sayılı Ticaret <strong>ve</strong> Sanayi Odaları ile Borsalarının Kuruluşu’nailişkin Kanun’da, küçük boy işletmeler "Eğer enerji kullanımı yoksa 10’danaz, enerji kullanılıyorsa 5’den az istihdam eden birimler" olaraktanımlanmıştır. 93Temel görevi küçük boy işletmeleri desteklemek olan T.Halk Bankası ise;1980’li yılların başına kadar takip ettiği politika <strong>ve</strong> uygulamalarda "<strong>Küçük</strong>sanayi işletmeleri kendi el emeği <strong>ve</strong> gücünü ortaya koyarak tezgâhı başındabilfiil çalışan, beraberinde çırak <strong>ve</strong> kalfası bulunan, işçi sayısı tezgâhsızatölyelerde 10 kişiyi bulan, tezgahlı atölyelerde ise 5 kişi civarında olanimalâttan ziyade tamir <strong>ve</strong> onarım işleri yapan, tezgah gücü sınırlı olup,<strong>ve</strong>rimli bir imalâta henüz geçmemiş atölyelerdir." şeklindeki tanımlakarşılanmıştır.91 Bu konuda daha geniş bilgi için bkz: Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler,A.g.e., s.126-130; DPT, <strong>Küçük</strong> Sanayi, A.g.e., s.33-37; Gülay YALIM, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Sanayi, A.g.t., s.35;Hüsamettin TĐYANŞAN, Gelişen Teknoloji <strong>ve</strong> <strong>Küçük</strong> Sanayicimizin Dünü-Bugünü-Yarını, Đst., Madeni EşyaSan.Der.<strong>Birliği</strong>, Đst., 9 Kasım 1988 (Tebliğ), TESK Haber Bülteni, Yıl:3, Sayı:32, Ank., Kasım 1988, s.10.; AliCEYLAN, <strong>Türkiye</strong>’de Đşletmelerin Sorunları, TESK Haber Bülteni, Yıl:2, Sayı.23, Ank., Şubat 1988, s.28.; MeteOKTAV <strong>ve</strong> Arkadaşları, <strong>Orta</strong> <strong>ve</strong> <strong>Küçük</strong> Đşletmelerde, A.g.e., s.4.92 DPT, <strong>Küçük</strong> Sanayi, A.g.e.,s.33.93 Ermukan ŞENGEZER, Türk KOS’u için, A.g.m.,s.15.


Halk Bankası’nın bu tanımı 1980 yılından sonra ortaya çıkan ekonomikkonjonktür, enflasyon, <strong>Türkiye</strong>’nin sanayi yapısındaki hızlı gelişme <strong>ve</strong>yapılan yeniden değerlendirmeler sonucu sık sık değişmiştir. 1981 yılındaDPT <strong>ve</strong> T.Halk Bankası’nın ortak görüşleri alınarak; "Sanayi <strong>ve</strong> TeknolojiBakanlığı’nca geliştirilmiştir. Buna göre; en çok 25 işçi çalıştırarak, bilançodeğeri 20 milyon TL’ye kadar makina parkına sahip olan <strong>ve</strong> üretimyöntemleri kısmen teknik, kısmen deneye dayanan işletmeler küçük sanayiişletmeleridir." şeklinde tanımlanmıştır.T.Halk Bankası 1982 yılından sonra küçük işletmelerin geliştirilmesineyönelik çalışmalarını yerine getirirken, bu tanımdan hareket etmiştir. 1984yılında bu tanımın işçi sayısı 25 olarak aynen alınırken; makina parkınınbilanço değeri 80 milyon TL’ye çıkarılarak yeni bir küçük boy işletme tanımıyapılmıştır.1985 yılına gelindiğinde ülkenin hızla değişen ekonomik şartları, butanımı da yetersiz hale getirmiştir. Sonucunda Sanayi <strong>ve</strong> Ticaret Bakanlığı’nınonayı ile küçük boy işletme tanımındaki işçi sayısı 50’ye, makinaparkının bilanço değeri de 120 milyon TL’ye çıkarılmıştır.1988 yılında HalkBank küçük işletme tanımına yeni bir boyut getirerek,bu yıla kadar küçük <strong>ve</strong> büyük boy işletmeler olarak iki sınıflamaya tabitutulan Türk sanayiine; orta boy işletmeleri de ekleyerek, üçlü birsınıflandırmaya gitmiştir. Buna göre; 50’den az çalışanı bulunan makinaparkı bilanço değeri azami 260 milyon TL’sı olan işletmeleri küçük boy, 50-99 arası çalışanı bulunan <strong>ve</strong> makina parkı bilanço değeri azami 2,5 milyarTL’sı olan işletmeleri de orta boy işletmeler olarak tanımlamıştır.1990 Ağustos’undan sonra yine değişiklik yaparak, küçük işletmeleri ençok 100 işçi çalıştıran <strong>ve</strong> makina parkı bilanço değeri 600 milyon TL’yiaşmayan işletmeler olarak tanımlamıştır. Böylece 1988 yılı tanımına göre,küçük işletmelerde çalışan sayısının üst sınırı 49’dan 99’a; makina parkıbilanço değeri 250 milyon TL’sından 600 milyona çıkarılmıştır. <strong>Orta</strong> boyişletmelerde ise, istihdam edilen çalışan sayısı üst sınırı 99 kişiden 250kişiye çıkarılırken; defter kayıtlarındaki toplam sabit sermaye tutarının enfazla 6 milyar TL’sı olması benimsenerek tanımda önemli bir değişikliğe yer<strong>ve</strong>rmiştir. 9494 Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler, A.g.e., s.136-139; Gülay YALIM, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong>Ölçekli Sanayi, A.g.t., s.36; Ali CEYLAN, <strong>Türkiye</strong>’de Đşletmelerin Sorunları, A.g.m., s.28; Gülay BUDAK, Đzmir’deKOBĐ’ler Nerede? Sorunlar Nasıl Çözülür?, ĐTO, Đzmir, 1993, s.2; Birgül TOSYALI SARIKAYA, KOBĐ’lerin <strong>Türkiye</strong>Ekonomisindeki Yeri, ĐTO, Đzmir 1995, s.11.


Gümrük <strong>Birliği</strong>’ne girmemiz sebebiyle, KOBĐ’ler konusunda HalkBankası kendi tanımını yeniden gözden geçirmiştir. Buna göre; işyerinde ençok 100 işçi çalıştıran <strong>ve</strong> kanunî defter kayıtlarındaki (arsa <strong>ve</strong> bina hariç)sabit yatırım (makina tesis <strong>ve</strong> cihazları, taşıt araç <strong>ve</strong> gereçleri, döşeme <strong>ve</strong>demirbaşlar ile diğerleri toplamı) net tutarı 15 milyar TL’ye kadar olanişletmeler küçük boy işletme, işyerinde en çok 250 işçi çalıştıran <strong>ve</strong> kanunîdefter kayıtlarındaki (arsa <strong>ve</strong> bina hariç) sabit yatırım net tutarı 30 milyarTL’ye kadar olan işletmeleri de orta boy işletme olarak tanımlamıştır. Buarada Eximbank da küçük <strong>ve</strong> orta boy imalâtçı - ihracatçı firmalara yönelikkendi programlarında bu işletmeleri 200 işçiye kadar istihdam yapanişletmeler olarak tanımlamaktadır. 95Devlet Đstatistik Enstitüsü (DĐE) düzenli aralıklarla çeşitli yıllarda yaptığısanayi sayımlarında, işletmeler küçük <strong>ve</strong> büyük boy olmak üzere ikili birsınıflamaya tabi tutulmuştur.Bu sınıflamaya göre, 1927 yılındaki ilk sanayi sayımında; 4’ün altındaişçi çalıştıranlar küçük boy, 4’ün üzerindekiler büyük boy işletme kabuledilmiştir. 1950 yılı sanayi sayımında işletme büyüklüğü sınıflamasında işçisayısı dikkate alınmamış; bunun yerine 10 motor gücünün altı küçük boy,10 motor gücünün üstü ise büyük boy işletme sayılmıştır. 1963’de iseyapılan sayımda tekrar çalışan sayısına dönülmüş; 10 çalışan sayısının altıküçük boy, 10 çalışan sayısının üstü de büyük işletme olaraktanımlanmıştır. 1970 yılında ilk defa çalışan sayısı ile motor gücü nicelkriterlerinden oluşan bir tanım kabul edilmiştir. Buna göre; 19’dan daha azçalışan sayısı olan <strong>ve</strong> motor gücü 50 (BG)’nün altında kalan işletmeleriküçük boy, bunun üzerinde çalışan sayısı <strong>ve</strong> motor gücü kullananlar dabüyük boy işletme olarak tanımlanmıştır. 1980 genel işyerleri sayımındatekrar eski nicel kriterlere dönülmüş <strong>ve</strong> 10 çalışanın altını küçük boy, 10çalışanın üstünü büyük boy işletmeler olarak tanımlamıştır.1983 yılında yapılan genel işyeri sayımında, bir önceki sınıflamalaraorta boy işletmeler dahil edilerek; işletmeler üçlü bir sınıflandırmaya tabitutulmuştur. Bu sayım döneminde nicel kriter olarak, işletmede çalıştırılanişci sayısı benimsenmiştir. Buna göre; 1 ilâ 9 arası çalışanı bulunan95 ĐTKĐB, <strong>Türkiye</strong>’de KOBĐ’lerin Adı Bile Yok, Hedef, Đstanbul Tekstil <strong>ve</strong> Konfeksiyon Đhracatçı Birlikleri YayınOrganı, Đst., Şubat 1996, s.29.


işletmeleri küçük boy, 10 ilâ 24 çalışanı olanları orta boy, 25 <strong>ve</strong> daha çokçalışanı olan işletmeleri de büyük boy olarak tanımlanmıştır. 96DĐE’nin 1992 yılındaki son tanımlamalarında; imalât sanayiinde 10-49işçi çalıştıran işyerlerini küçük boy, 50-199 işçi çalıştıran işyerlerini de ortaboy işletme kabul etmiştir. 97<strong>Türkiye</strong>’nin çeşitli yerleşim merkezlerindeki Sanayi Odalarının tanımlarınabaktığımızda, her odanın kendi amaçlarına hizmet eden farklı tanımlargörürüz. Odaların hepsinde tanıma esas alınan ortak kriterin çalışanlarsayısı üzerinde toplandığı, bazılarının buna makina parkı değerinidahil ettiği görülür. Bazıları bu iki kriterle de yetinmeyip, bunlara dönersermaye (Milyon TL) <strong>ve</strong> sabit sermaye (Milyon TL) gibi kriterleri eklemişlerdir.Meselâ Ege Bölgesi Sanayi Odası; 5 ilâ 49 arası çalışan istihdam edenişletmeleri küçük boy, 50 ilâ 199 arası çalışan istihdam edenleri de orta boyişletme olarak tanımlarken; Ankara Sanayi Odası ise 10 ilâ 30 arası çalışanistihdam edenleri küçük boy, 30 ilâ 299 arası çalışan istihdam edenleri deorta boy işletme saymıştır. Đstanbul Ticaret Odası ise; 25’ten az işçiçalıştıran işyerlerini küçük işletme, 25’ten çok işçi istihdam edenler isebüyük işletme olmak üzere ikili sınıflamaya gitmiştir. Đstanbul SanayiOdası, 1985 yılında yaptığı bir anket çalışmasında; 1-20 işçi çalıştıranişyerlerini küçük işletme, 20-100 işçi çalıştıranlarını da orta boy işletmekabul ederek tanımlanmıştır.Bunun yanında Aydın Ticaret <strong>ve</strong> Sanayi Odası tanımında çalıştırılanpersonel sayısına hiç yer <strong>ve</strong>rmeyip, sadece yatırılan sermaye miktarı üzerindensonuca gitmiştir. Buna göre; 20 milyon TL’sinden az sermaye olanişletmelerin küçük boy, 2 milyon TL’sından fazla 100 milyon TL’sından azsermayesi olanları da orta boy işletme olarak tanımlamıştır.Gaziantep Sanayi Odası tanımında; 1 ilâ 9 arası çalışan istihdam edip,50 milyon TL’sından az makina parkı değeri olanlar küçük boy, 10 ilâ 10096 Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> orta Ölçekli Đşletmeler, A.g.e., s.134-136; Atila BAĞRIAÇIK, DışaAçılma Sürecinde, A.g.e., s.82; Mete OKTAV <strong>ve</strong> Arkadaşları, <strong>Orta</strong> <strong>ve</strong> <strong>Küçük</strong> Đşletmelerde, A.g.e., s.8-9; GülayYALIM, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Sanayi, A.g.t., s.36; Gülay BUDAK, Đzmir’de KOBĐ’ler Nerede? A.g.e., s.2.97 ĐTKĐB, <strong>Türkiye</strong>’de KOBĐ’lerin Adı Bile Yok, A.g.m., s.29.


arası çalışan istihdam eden <strong>ve</strong> makina parkı değeri 50 ilâ 750 milyon TL’sıarasında olan işletmeler de orta boy olarak ele alınmıştır. 98Sanayi Yatırım <strong>ve</strong> Kredi Bankası, küçük boy işletme tanımında; ötekilerdegenellikle ön sırada yer alan, çalışan sayısına yer <strong>ve</strong>rmemiştir. Bununyerine işletmelerin belirlenmesinde makina parkı değeri esas alınırken,bunun parasal ifadesinde TL’sı yerine doları kullanmıştır. Buna göre,işletmede çalışan başına düşen sermaye miktarı 15 bin doları aşmıyorsa;küçük boy işletme olarak kabul edilmiştir. 99Dünya Bankası, <strong>Türkiye</strong>’de "<strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Sanayiinin GelişimiĐle Đstihdam Yaratma Eğilimi <strong>ve</strong> Umutları" 100 konulu 1980 yılında hazırladığıraporda; 1 ilâ 50 arası çalışanı istihdam eden işletmeleri küçük boy, 51 ilâ200 arası çalışanı olanları da orta boy işletmeler olarak tanımlamıştır. 101<strong>Türkiye</strong>’de küçük <strong>ve</strong> orta boy sanayii geliştirmeyi amaçlayan bir başkaçalışmada ise 102 ; sabit varlıkları (arsa <strong>ve</strong> binaları hariç) 500 bin dolardan azişyerleri (1984 fiyatlarıyla) küçük boy, sabit varlıkları 500 ilâ 2.500 dolarolan ise orta boy işletmeler kapsamına alınarak tanımlanmıştır. 103<strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> orta boy işletmelerle ilgili en son <strong>ve</strong> en önemli tanım, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong><strong>Orta</strong> Sanayi Geliştirme Teşkilâtı’nın (KOSGEB) nisan 1990’da yayınlanan3624 Sayılı Kuruluş Kanunu ile yapılmıştır. Kanunda yer alan tanımlamayagöre; 1 ilâ 50 işçi çalıştıran işletmeleri küçük iktisadî işletme, 51 ilâ 150çalışan istihdam edenler ise orta boy işletme olarak sınıflandırılmıştır. 104Bunun yanında KOSGEB, imalât sektörleriyle ilgili yaptığı tanımlarda ise;98 Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler, A.g.e., s.130-134; Ermukan ŞENGEZER,Türk KOS’u için, A.g.m., s.15; Gönül BUDAK, Đzmir’de KOBĐ’ler Nerede? A.g.e., s.2; Birgül TOSYALI SARIKAYA,KOBĐ’lerin <strong>Türkiye</strong> Ekonomisindeki Yeri, A.g.e., s.10; ĐTKĐB, <strong>Türkiye</strong>’de KOBĐ’lerin Adı Bile Yok, A.g.m., s.29.99 Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler, A.g.e., s.140; Ermuhan ŞENGEZER,Türk KOS’u için, A.g.m., s.15.100 Daha geniş bilgi için bkz: World Bank, Ermena Project, IDF Division, Turkey-Prospects Small IndustryDe<strong>ve</strong>lopment And Employment Generation, Baud 1, Report Nr.2913-Tu, WB yayını, Washington, 1980.101 Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler, A.g.e., s.142-143; ErmuhanŞENGEZER, Türk KOS’u Đçin, A.g.m., s.15; Ali ESER, 2000’li Yıllara Girerken <strong>Türkiye</strong>’nin <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> ÖlçekliĐşletmeler Politikası, TOBB/KOSGEB, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler Konferansı, Ank., 27 Aralık 1993, s.23.102 Gürel TÜZÜN/Sezgin TÜZÜN, <strong>Türkiye</strong> Sanayisinde <strong>Küçük</strong> Üretim, TMMOB, Makina Müh.Od. 1989Sanayi Kongresi Bildirileri-I, MMO Yayın No:134/1, 4-9 Aralık 1989, s.304.103 Daha geniş bilgi için bkz; World Bank, Turkey: Small and Medium Scale Industry Project, WB Raporu,Washington, 1985.104 Ermuhan ŞENGEZER, Türk KOS’u Đçin, A.g.m., s.16; Ali ESER, 2000’li Yıllara Girerken, A.g.t., s.23.


9-150 işçi istihdam eden işletmeleri, küçük <strong>ve</strong> orta boy işletme olarak kabuletmektedir. 105Bu arada kısa adı (TOSYÖV) olan Vakıf tarafından pratikten gelentecrübelere dayalı olarak tesbit edilen sistemde; 0 ilâ 10 çalışan istihdameden işletmeler çok küçük, 10 ilâ 100 çalışan istihdam eden işletmeler iseküçük <strong>ve</strong> orta boy işletmeler olarak ele alınmıştır. 106Ülkemizde çeşitli kanun <strong>ve</strong> kuruluşlarca hazırlanan, işletmelerin büyüklükaçısından sınıflandırılmasına ilişkin tanımlarda; ne bilimsel birtanıma yer <strong>ve</strong>rilmiş, ne de işletmelerin birbirleriyle ilgili sınırları yeterli biraçıklıkla ortaya konulabilmiştir. 107 Hatta bu işletmelerin birbirleriyle uyumiçinde olmasını sağlayan kesin kriterleride belirlenememiştir. Bununyanında KOBĐ’lerin gelişmesine ilişkin temel bir kanun <strong>ve</strong> düzenlemeye derastlanmaz. Çeşitli kurum <strong>ve</strong> kuruluşların kanunî <strong>ve</strong> idarî düzenlemelerindeyer alan KOBĐ’leri ilgilendiren yoruma bağlı olarak çıkarılabilentanımlarda, bazı hükümlere yer <strong>ve</strong>rildiği görülür.3- Kalkınma Planlarında Yer Alan KOBĐ’lerle ilgi Hedef, Đlke <strong>ve</strong> Politikalar<strong>Türkiye</strong>’nin planlı döneme geçtiği 1963 yılından bu tarafa, yedi tane beşyıllık kalkınma planı hazırlanmıştır. Hazırlanan bütün planlarda küçük <strong>ve</strong>orta ölçekli işletmeler ya "<strong>Küçük</strong> Sanayi <strong>ve</strong> El Sanatları" ya da "Esnaf,Sanatkâr <strong>ve</strong> <strong>Küçük</strong> Sanayi" başlığı altında ele alınmıştır. Çoğu zamanküçük sanayi; esnaf <strong>ve</strong> sanatkârlar, el sanatları erbabları ile bazen deserbest çalışanlarla birlikte zikredilmiştir.Bunun sebepleri arasında; esnaf, sanatkâr, el sanatlarıyla uğraşanlar ileküçük <strong>ve</strong> orta boy sanayi tanımlarının ayrılmasındaki farklılıkların hâlâgiderilememiş olması yer almaktadır. Ayrıca tanımlar üzerinde de tam birgörüş birliğine bugüne kadar varılamamıştır.Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda (1963-1967) sadece küçük sanayiaçısından politika <strong>ve</strong> ilkeler belirlenmiş, orta boy işletmelere yer <strong>ve</strong>rilmemiştir.<strong>Küçük</strong> Sanayi politikasında; küçük işletmelerin büyük sanayiintamamlayıcısı olarak desteklenmesi, kapasitelerinden faydalanma oranının105 ĐTKB, <strong>Türkiye</strong>’de KOBĐ’lerin Adı Bile Yok, A.g.m., s.29.106 Max Georg METER, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Sanayi Đşletmelerinin Örgütlenmesi, ĐSO, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong><strong>Orta</strong> Ölçekli Sanayi Đşletmelerinin Sorunları- Uluslararası Sempozyum 17 Mayıs 1991- ĐSO Ar.Da.Yay.No:1991/5, Đst., 1991, s.108; ĐTKĐB, <strong>Türkiye</strong>’de KOBĐ’lerin Adı Bile Yok, A.g.m, s.29.107 Nusret EKĐN, Küreselleşme <strong>ve</strong> Gümrük <strong>Birliği</strong> (Rekabet Gücüne Sosyal <strong>Boyutlu</strong> Bir Yaklaşım), A.g.e., s.94.


artırılması, küçük işletmelerin hammadde ihtiyacının yakından temini,kırsal kesimdeki işgücünün bulunduğu yerde değerlendirilmesi <strong>ve</strong> dengesizkentleşmenin önlenmesi tesbit edilmiştir.Tedbirler başlığı altında ise; küçük işletmelerin teşkilâtlanma, donatım,iç <strong>ve</strong> dış pazar vs. konularında yol gösterecek bir merkezi teşkilâtınkurulması ön görülmüştür. Ayrıca ucuz hammadde temini gerekli sanayibölgelerinin kurulması, çıraklık / kalfalık / ustalık müessesesinin yenidenorganizesi, meslekî eğitimin sağlanması gibi küçük sanatların geliştirilmesiiçin gerekli tedbirlere yer <strong>ve</strong>rilmiştir. Ancak planda yer alan bu hedef <strong>ve</strong>ilkeler ait olduğu dönemde uygulanamamıştır.Đkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı döneminde (1968-1972) de, birincidönemde olduğu gibi konu küçük sanayi olarak dar kapsamda "<strong>Küçük</strong>Sanayi <strong>ve</strong> El Sanatları" başlığı altında ele alınmıştır.Bu dönem sanayi politikaları içinde; küçük işletmelerin büyük sanayi ileişbirliğinin sağlanması, büyük sanayiin konusu dışında küçük sanayiingeliştirilmesi, yaşama <strong>ve</strong> gelişme şansı olan küçük işletmelerin mevcutimkânlardan geniş ölçüde faydalanmalarının teminine yer <strong>ve</strong>rilmiştir.Yine küçük sanayiide gelişmenin hızlandırılması bakımından yaygıneğitim <strong>ve</strong> öğrenimden geniş ölçüde faydalanılması, küçük işletmelere teknolojiseçiminde yol gösterecek teşkilâtın kurulması gibi önlemler alınmıştır.Bu önlemler arasında gerçekleşen en önemli ilke "<strong>Küçük</strong> SanayiGeliştirme Merkezi" (KÜSGEM)’in kurulması olmuştur.Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı döneminde (1973-1977) de, küçük <strong>ve</strong>orta ölçekli işletme kavramına doğrudan yer <strong>ve</strong>rilmemiş; bunun yerine yine"<strong>Küçük</strong> Sanayi <strong>ve</strong> El Sanatları" başlığı altında politika <strong>ve</strong> ilkeler sıralanmıştır.Bu dönem hedefleri, sanayi <strong>ve</strong> el sanatları üretiminin geliştirilmesi anailkesinde toplanmıştır. Buna göre; üretim <strong>ve</strong> sanayiin geliştirilmesi, dışpazarlara sipariş yolu ile iş yapımının artırılması, dış talebin karşılanmasıamacıyla gerekli organizasyonun kurulması, eğitim, teknolojik yol göstermehizmetlerinin etkinleştirilmesi gibi faktörler belirlenmiştir.Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda (1979-1983), geçmiş planlardanfarklı olarak burada; organize sanayi sitelerine yer <strong>ve</strong>rilmiş, esnaf <strong>ve</strong>sanatkârlar kesimi ayırımı tanımlar bölümünde yer almıştır. Bundan önceki


ilk üç planda "Esnaf <strong>ve</strong> Sanatkârlar" adı altında ayrı bir bölüm yokken, buplanda yer <strong>ve</strong>rilmiştir.Buna göre; ticaret <strong>ve</strong> diğer hizmet dallarında çalışanlar "Esnaf", imalâtalanında el emeğine dayalı ara teknolojili işletmelerde çalışan iş sahipleri"Sanatkâr" olarak tanımlanırken, "küçük sanayi" de bir dereceye kadarmakinalaşmış <strong>ve</strong>ya modern alet <strong>ve</strong> makinalara sahip küçük imalâthanelerolarak planda yer almıştır.Önceki dönemlerde <strong>ve</strong>rilen kredilerle yapımına başlanılan organizesanayi siteleri bu dönemde tamamlanmış; pilot proje olarak başlatılan(KÜSGEM)’in ülke genelinde hizmet <strong>ve</strong>rmesi için, 1983 yılında açılan <strong>Küçük</strong>Sanayii Geliştirme Teşkilâtı (KÜSGET) kurulmuştur. Açılan bölgemüdürlükleri tarafından küçük sanayie teknolojik, idarî <strong>ve</strong> malî danışmanlıkile eğitim hizmetleri <strong>ve</strong>rilmesi amaçlanmıştır.Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda (1985-1989) da ilke <strong>ve</strong> politikalar"Esnaf, Sanatkâr <strong>ve</strong> <strong>Küçük</strong> Sanayi" başlığı altında toplanmıştır. Buna göre;507 Sayılı Esnaf <strong>ve</strong> Sanatkârlar Kanunu’nu yeniden düzenleyen 62 SayılıK.H.K. uyarınca "Esnaf <strong>ve</strong> Sanatkâr" tanımının belirlenmesi, bu işletmelerdeistihdamın artırılması, kalite kontrolünün temini amacıyla gerekliorganizasyonun sağlanacağı, küçük sanayi sitelerinin yaygınlaştırılacağı,küçük işletmelerin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücünün yetiştirileceği,küçük sanayinin orta <strong>ve</strong> büyük sanayiin yan hizmetlerini görmededaha etkili bir hale gelmesi için gerekli teşvik politikalarının uygulamayakonulmasına ilişkin politika ilkeleri belirlenmiştir.Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda (1990-1994) "Esnaf, Sanatkâr <strong>ve</strong><strong>Küçük</strong> Sanayi"nin ilke <strong>ve</strong> politikaları belirlenirken, ilk defa mevzuatta küçük<strong>ve</strong> orta boy işletmeler kavramına yer <strong>ve</strong>rilmiştir. Ayrıca bu dönemde;çıraklık eğitim merkezleri geliştirilmiş, Hazine <strong>ve</strong> Dış Ticaret Müsteşarlığı-’nda küçük <strong>ve</strong> orta boy işletmeler birimi ihdas edilmiştir.Đçinde bulunduğumuz dönem Planı’na göre belirlenen ilke <strong>ve</strong> politikaları;- Ülke ekonomisine önemli ölçüde katkı sağlayan küçük teşebbüslerolarak esnaf <strong>ve</strong> küçük sanayinin desteklenmesine ilişkin politakaların geliştirilmesi,- <strong>Küçük</strong> sanayinin geliştirilmesi amacıyla mevzuatta düzenlemeleryapılarak küçük sanayi mamüllerinin iç <strong>ve</strong> dış piyasada rekabet gücünekavuşturulması ile ilgili çalışmaların tamamlanması,


- <strong>Küçük</strong> sanayi sitelerinin yapımı, küçük sanayi potansiyeli bulunanyerleşim merkezlerinde yoğunlaştırılacak, bunun yanında küçük sanayininorta <strong>ve</strong> büyük sanayie entegre olması <strong>ve</strong> yan sanayi sistemi içinde gelişmesiiçin gerekli teşvikler sağlanacaktır. Yeniden değerleme müessesesininyaygınlaştırılması,- <strong>Küçük</strong> sanayide, kalitenin yükseltilmesi <strong>ve</strong> kontrolü ile ilgili düzenlemeçalışmaları, AT’ye giriş süreci de dikkate alınarak uluslararası standartlarda<strong>ve</strong> rekabet düzeyi yüksek mal <strong>ve</strong> hizmet üretimini sağlayacakşekilde yaygınlaştırılması,- <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> orta boy teşebbüslerin kapasite kullanım imkânlarıyla iç <strong>ve</strong>dış pazarlama potansiyelinin geliştirilmesine yönelik çalışmalar öncelikliolarak yapılacak, bu amaçla işletmelerin birlikler halinde teşkilâtlandırılmalarınındesteklenmesi,- <strong>Küçük</strong> sanayi sitelerinde bir yandan çıraklık <strong>ve</strong> işbaşı eğitimi imkânlarıgeliştirilirken, diğer yandan ihtiyaç duyulan vasıflı insan gücününeğitilmesine önem <strong>ve</strong>rilmesi,- Üni<strong>ve</strong>rsite, araştırma kurumları <strong>ve</strong> küçük sanayi işbirliği geliştirilerekdesteklenecek, teknoloji yoğun küçük işletmelerin teknoparklar çerçe<strong>ve</strong>sindeteşvikinin sağlanması,- <strong>Küçük</strong> sanayinin gelişmesine yönelik araştırma <strong>ve</strong> geliştirme faaliyetlerineağırlık <strong>ve</strong>rilmesi öngörülmüştür. 108Görüldüğü üzere sosyal <strong>ve</strong> malî alanda yaşanılan güçlükler henüzgündemden kalkmadığı için; ülkemizde kendi işini kuracaklara sağlanacakdesteklerin artırılması <strong>ve</strong> KOBĐ’lerle ilgili mevzuatta karşılaşılan zorluklarınortadan kaldırılmasına çalışılmaktadır. Bugün esnaf, sanatkâr, köysanatları, el <strong>ve</strong> ev sanatları şeklinde geleneksel küçük sanayii yaklaşımının;küreselleşen, rekabete açık piyasa ekonomilerinde <strong>ve</strong> özellikle Gümrük<strong>Birliği</strong>’ne girerek <strong>Avrupa</strong> ile bölgesel bütünleşme sürecine adım atmış<strong>Türkiye</strong>’de, üretim <strong>ve</strong> istihdama katkı yapma şansları oldukça sınırlıdır.Konuyu KOBĐ’lerin teşvik yoluyla istihdam probleminin çözümüne yardımcıolma politikalarından çıkıp; büyüme, ihracat <strong>ve</strong> istihdam hedeflerineyönelik, birbirleriyle bütünleşmiş özel KOBĐ teşvik politikalarına108 DPT, Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990-1994), A.g.e., s.307-308; Mete OKTAV <strong>ve</strong> Arkadaşları; <strong>Orta</strong><strong>ve</strong> <strong>Küçük</strong> Đşletmelerde..., A.g.e., s.5-6.


dönüştürmek gerekmektedir. Diğer taraftan KOBĐ’leri, teşvik yoluylakalkınmada öncelikli yörelerde takip edilecek istihdam politikalarından daayırmak lâzımdır. Zaman zaman hedef <strong>ve</strong> vasıtalar, birbiriyle çakışmaklabirlikte; kalkınmada öncelikli yörelere yönelik politikalarla, KOBĐ’lerinistihdam hedefine de hizmet edecek şeklinde gelişme politikalarıönerilmektedir. 109 Bütün bunlara rağmen sosyal <strong>ve</strong> malî güçlükler henüzgündemden kaldırılamamıştır.B- <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde KOBĐ’ lerin Kapsamı <strong>ve</strong> TanımıBirliğe üye ülkelerde, bugüne kadar KOBĐ’lerin tanımının nasıl olmasıkonusunda tam <strong>ve</strong> kesin bir belirleme yapılmamıştır. Đşletmelerde ortayaçıkan bünyesel değişikliklere dayalı yapılacak devlet yardım <strong>ve</strong> kredilerikonusunda, uygulamada birlikteliği sağlamak amacıyla; işletme boyutlarınınbelirlenmesine ihtiyaç hasıl olmuştur. Bu konuda gerek <strong>Avrupa</strong>Parlementosu <strong>ve</strong> gerekse Ekonomik <strong>ve</strong> Sosyal Komite; KOBĐ’lerle ilgili çalışmalarınıyoğunlaştırmıştır.Bu çalışmalara rağmen, yasal düzenlemeler de başta olmak üzere;Birliğe dahil üye ülkelerde bir sınıflandırma yapmaya imkân <strong>ve</strong>recek ortakbir tanımlama yoktur. Üye devletlerin yaptığı tanımlarda genellikle çalışansayısı kriterine bağlı kalınmış olmasına rağmen, her ülkenin 50 ilâ 500arasında değişen maksimum çalışan sayısına dayalı olarak yaptığı KOBĐtanımları birbirinden farklıdır. Çalışan sayısına göre yapılan kriterlerin çokkatı bir şekilde uygulanması, bazı yanlış değerlendirmelere yol açabilir.Çünkü 500 çalışanı olan bir işletme az gelişmiş bir ülkede önde gelen birişletme olabileceği gibi, çok sanayileşmiş bir bölgede durum bunun tamtersi olabilir. 110Üye devletler yaptıkları tanımlarda, 50 ya da daha az çalışan sayısıbulunan işletmeleri KOBĐ olarak tanımlarken; bazıları ise 500 <strong>ve</strong> daha azçalışan sayısı olan işletmeleri KOBĐ olarak kabul etmektedirler. 111 Üyeülkeleri incelediğimizde; Đngiltere’de 1-200, Belçika’da 1-50, Đtalya’da 1-500,Hollanda’da 1-200, Fransa’da 1-500, Đspanya’da 1-499, Portekiz’de 1-499,109 Nusret EKĐN, Küreselleşme <strong>ve</strong> Gümrük <strong>Birliği</strong> (Rekabet Gücüne Sosyal <strong>Boyutlu</strong> Bir Yaklaşım), A.g.e., s.94-95.110Commission Of The European Communities, The Community And Business: The Action Programme ForSmall And Medium-Sized Enterprises, European File: 3/88, February 1988, s.1.111 Commission Of The European Communites, The Community And Small And Medium-Sized Enteprises,European File: 6/83, Marc 1983, s.1.


Danimarka’da 1-50, Đrlanda’da 1-50 <strong>ve</strong> Almanya’da 1-499 arası çalışanıolanlar şeklinde KOBĐ tanımında kriter kullanmışlardır. 112Đşletmeler arasında ülkeden ülkeye değişen çalışan sayısındaki bufarklılık; gerek üye devletlerin aynı sektöründe <strong>ve</strong> gerekse aynı ülkeninekonomik yapısına göre karşımıza çıkan sektörler arasında da değişik kriterlerolarak ele alınmıştır.Bu durumu örneklendirmek için Almanya’yı ele alalım. Almanya’daimalât sanayii sektöründe 50’den az çalışan sayısına sahip olan işletmelerküçük boy, 50-499 arası çalışanı olanlar ise orta boy işletme olaraktanımlanırken, bu durum hizmet sektörü ile toptan ticaret sektöründefarklılık göstermektedir. Çünkü bu ülkenin hizmet sektöründe 2’den azçalışan sayısına sahip olanları küçük boy, 3-49 arası çalışanı olanlar iseorta boy işletme kabul edilmektedir. Yine toptan ticaret sektöründe ise budurum; 9’dan az çalışanı olanlar küçük boy, 10-99 arası çalışana sahipolanlar da orta boy işletme olarak tanımlanmaktadır. 113Üye ülkelerin aynı sektördeki durumları da bundan farklı değildir.Đmalât sanayii sektöründe Almanya’da 1-499 arası ele alınan çalışanlarkriteri, Đngiltere’deki imalât sanayiinde 1-200 çalışan olarak karşımıza çıkar.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne dahil ülkelerde küçük <strong>ve</strong> orta boy işletme sınıflandırmasıilk defa 1966 yılında Brüksel’de yapılan bir araştırmada yer almıştır.Buna göre; yıllık cirosu dikkate alınmaksızın 6-500 arası çalışanıbulunan işletmeler küçük <strong>ve</strong> orta boy işletme sayılmak suretiyle, işletmelerdeikili bir sınıflandırmaya gidilmiştir. Yine aynı raporda, sermayeninişgücüne göre daha önem arzeden sektörlerde ayırım için "Đşçi sayısı ilebelirli dönemdeki ciro miktarının birleştirilmesi" tavsiye edilmiştir. 114KOBĐ’lerle ilgili Birliğe üye devletlerin yaptıkları tanımlarda yer alannicel <strong>ve</strong> nitel kriterleri kısaca şöyle sıralayabiliriz.Nitel kriterler; işçi sayısı ciro <strong>ve</strong> sabit yatırımlardan oluşmaktadır.Bunun yanında nicel kriterler ise;112 Arif ESĐN, XXI.y.y Ekonomilerine Doğru, A.g.e., s.33.113 Cahit YERCĐ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Đşletmeler, Maliye Dergisi, Sayı:100, Ank., Ocak-Şubat1991, s.19; Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler..., A.g.e., s.110.114 DPT, <strong>Küçük</strong> Sanayi..., A.g.e., s.66-68; Tamer MÜFTÜOĞLU,<strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler...,A.g.e., s.121-122.


- Sermaye piyasasından sermaye sağlamanın imkânsız olması <strong>ve</strong> kısasüreli kredilerin bulunmasında bile güçlük çekilmesi,- Đşletme yöneticisinin aynı zamanda işletmenin de sahibi olması,- Uzmanlık kazanmış yöneticilerin nispeten az olması,- Đşletme yönetimiyle işçiler, müşteriler, mal yollayanlar <strong>ve</strong> maliklerarasında sıkı kişisel ilişkiler bulunması,- Alış <strong>ve</strong> satışlarda pazarlık gücünün zayıf olması,- Đşletme sahibi <strong>ve</strong> yöneticisinin, dahil olduğu mahallî çevre ile sıkıbağların bulunması <strong>ve</strong> yakındaki pazarlarla madde <strong>ve</strong> malzeme derlemekaynaklarına geniş ölçüde bağımlı olması 115 şeklinde sıralanabilir.1- <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne Üye Ülkelerde KOBĐ’ lerin Kapsam <strong>ve</strong> TanımıYukarıda genel olarak belirtilen kriterler ile üye devletlerin istatistiklerindedolaylı şekilde yer alan; küçük <strong>ve</strong> orta boy işletme tanımlarını, üyeülkeler bazında ele alalım.BELÇĐKA:Belçika’da KOBĐ’lere ilişkin yasal <strong>ve</strong>ya resm( bir tanım bulunmamaktadır.Bunun yanında genel yaklaşımdan hareketle yapılan tanımlara darastlamak mümkündür. Ülkede genel olarak çalışan sayısı nicel kriterindenhareket edilerek, tanımlama yapılırken; KOBĐ’lerin belirlenmesinde, işletmesahibinin bütün yetkileri elinde toplayıp toplamadığı hususu nitel kriterolarak tanımda kullanılmıştır. 116Belçika’da işletmede çalıştırılan işçi sayısı, sektörlere göre yapılantanımlarda da farklılık gösterir. Meselâ bu sayı imalât sanayiinde 50 çalışandanaz iken, ticaret sektöründe 20 çalışandan az olarak karşımıza çıkar.117 Hatta bu sınırın sanayi sektöründe 70 çalışandan az, ticaret115 DPT, <strong>Küçük</strong> Sanayi..., A.g.e., s.68.116 Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler..., A.g.e., s.110-111.117 DPT., <strong>Küçük</strong> Sanayi..., A.g.e., s.77.


sektöründe ise 40 çalışandan az olarak yer <strong>ve</strong>rilen tanımlara da rastlanmaktadır.118Ülkede genel olarak imalât sanayiinde KOBĐ’ler, 1 ilâ 50’ye kadar çalışanistihdam eden işletmeler olarak tanımlanır. 119 OECD ülkeleri <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong><strong>ve</strong>rilerine göre, Belçika için yapılan tanımda; 1-50 çalışan sayısı kriterineyer <strong>ve</strong>rilmiştir. 120Bunun yanında <strong>ve</strong>rgilendirme açısından KOBĐ’lerin sınıflandırılmasında,işletmenin satış tutarı da kriter olarak ele alınmaktadır. Bu yönden satıştutarı : 15 milyon Belçika Frankı’ndan az olan işletmeler küçük boy, 15milyon ilâ 50 milyon Belçika Frankı arası olanlar da orta boy işletme olarakkabul edilirler. 121DANĐMARKA:Pek çok ülkede olduğu gibi Danimarka’da da KOBĐ’lerin belirlenmesikonusunda resmî bir tanım yoktur. Ancak; bazı hukukî metinler ile istatistiklerdekullanılan kriterlere bakarak, bu konuda bir tanım elde edilmeyeçalışılmıştır.Yapılan tanımlarda işletmedeki çalışan sayısı büyüklüğü, tanımda kriterolarak kullanılmaktadır. Buna göre sanayi işletmelerinde; 6-20 arasıçalışanı olanlar küçük boy, 21-75 arası çalışanı olanlar da orta boyişletmeler olarak tanımlanmaktadır. 122Genelde KOBĐ’ler için geçerli çalışan sayısı sınırı, 20 işçi olarak ülkedekabul görmektedir. 123 Ayrıca OECD <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> uygulamalarında,Danimarka için 1-50 çalışan sayısı kriteri kullanılmaktadır. 124118 Bu konuda bkz: Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler, A.g.e., 61 nolu dipnot,s.488.119 Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler..., A.g.e., s.111.120 Arif ESĐN, XXI.Y.Y. Ekonomilerine Doğru, A.g.e., s.33; Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong>Ölçekli Đşletmeler, A.g.e., s.122.121 DPT., <strong>Küçük</strong> Sanayi..., A.g.e., s.77; Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler...,A.g.e., s.111.122 Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler, A.g.e., s.111; DPT, <strong>Küçük</strong> Sanayi...,A.g.e., s.77-78.123 Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler, A.g.e., s.111.124 Arif ESĐN, XXI.Y.Y. Ekonomilerine Doğru, A.g.e., s.33; Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong>Ölçekli Đşletmeler, A.g.e., s.122.


FEDERAL ALMANYA:KOBĐ faaliyetleri etkin olmasına rağmen, Federal Almanya’da resm( birtanım bulunmamaktadır. Bunun yanında bir çok çalışma <strong>ve</strong> istatistiklerdeKOBĐ’lerin belirlenmesi için genel kabul görmüş olan; istihdam kapasiteleri,yatırılan sermaye <strong>ve</strong> yıllık satış miktarları gibi kriterler esas alınmıştır. 125Federal Almanya’da ençok; işletme ile işletme sahibinin kader birliği,sermaye piyasasından fon temin edememe, işletme sahibinin işletmenintüm teknik, ekonomik <strong>ve</strong> sosyal sorumluluğunu üstlenmesi <strong>ve</strong> bağımsızlıkgibi nitel kriterler üzerinde durulmuştur. Nicel kriterler arasında da ençok;işletmede istihdam edilen çalışan sayısı yanında, yatırılan sermaye <strong>ve</strong> yıllıksatış tutarı dikkate alınmaktadır. 126Bu konuda ülkede faaliyet gösteren "<strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli ĐşletmelerAraştırma Enstitüsü" (Institut für Mittelstand forschung) tarafından yapılansınıflandırmada; işletme büyüklükleri çalışanlar sayısı <strong>ve</strong> yıllık satış tutarıolmak üzere, iki kıstasa göre belirlenmektedir. Buna göre sektörler bazındaküçük <strong>ve</strong> orta boy işletmeler Tablo I-6’da yer aldığı şekilde sınıflandırılmıştır.127Tablo I-6’da yer alan sınıflandırma incelendiğinde, bu kriterlerinF.Almanya’da sektörlere göre de değişiklik gösterdiği görülecektir. Meselâ :Đmalât sanayiinde küçük boy işletme kabul edilen bir işyeri, 1-49 arasıçalışan istihdam kapasitesinde <strong>ve</strong> yıllık satış tutarı 2 milyon DM’a kadariken; hizmet sektöründe küçük boy işletme olarak düşünülen bir işyerinde,1-2 kişinin çalıştığı <strong>ve</strong> yıllık satış tutarı 100 bin DM olarak kabuledilmektedir.Buna karşılık imalât sanayiinde orta boy işletmenin, çalışan sayısı 50-499 arası <strong>ve</strong> yıllık satış tutarı 2 milyon DM ilâ 25 milyon DM olaraksınırlandırılmışken; hizmet sektöründe orta boy işletmenin, çalışan sayısı 3-125 Arif ESĐN, XXI.Y.Y. Ekonomilerine Doğru, A.g.e., s.35.126 Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler, A.g.e., s.109-110; DPT, <strong>Küçük</strong> Sanayi,A.g.e., s.68.127 Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler, A.g.e., s.110; Đsmet ERGÜN, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong><strong>Orta</strong> Boy Đşletmelerin, A.g.m., s.21; DPT <strong>Küçük</strong> Sanayi, A.g.e., s.76-77; Hüsamettin TĐYANŞAN, Gelişen Teknoloji <strong>ve</strong><strong>Küçük</strong> Sanayicimizin, A.g.t. s.11.


49 arası <strong>ve</strong> yıllık satış tutarı 100 bin DM ilâ 2 milyon DM arası olaraksınırlandırılmıştır. 128TABLO I-6ALMANYA’DA KÜÇÜK VE ORTA BOYUTLU ĐŞLETMELERĐNSINIFLANDIRILMASIA- Đmalât Sektörü- <strong>Küçük</strong> Đşletme- <strong>Orta</strong> ĐşletmeSEKTÖRB- Toptan Ticaret Sektörü- <strong>Küçük</strong> Đşletme- <strong>Orta</strong> ĐşletmeC- Perakende Ticaret Sektörü- <strong>Küçük</strong> Đşletme- <strong>Orta</strong> ĐşletmeD- Ulaştırma-Haberleşme <strong>ve</strong> Hizmet- <strong>Küçük</strong> Đşletme- <strong>Orta</strong> ĐşletmeÇALIŞANSAYISI1-4950-4991-910-991-23-991-23-49YILLIK SATIŞTUTARI2 Milyon DM’a kadar2 Milyon DM ilâ 25 Milyon DM’akadar1 Milyon DM’a kadar1 Milyon DM ilâ 50 Milyon DM’akadar500 Bin DM’a kadar500 Bin DM ilâ 10 Milyon DM’akadar100 Bin DM’a kadar100 Bin DM ilâ 2 Milyon DM’ kadarKAYNAK: Tamer MÜFTÜO⁄LU, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler, s:110.Tablo I-6’da yer alan çalışan sayısı <strong>ve</strong> yıllık satış tutarı kriterlerine göre,sektör bazında KOBĐ’leri ele aldığımızda;- Đmalât sanayii sektöründe, 1 ilâ 499 çalışan sayısı <strong>ve</strong> yıllık satış tutarı25 milyon DM’a kadar olanlar,- Toptan ticaret sektöründe, 1-99 çalışan sayısı <strong>ve</strong> yıllık satış tutarı 50milyon DM’a kadar olanlar,- Perakende ticaret sektöründe, 1-99 çalışan sayısı <strong>ve</strong> yıllık satış tutarı50 milyon DM’a kadar olanlar,128 Arif ESĐN, XXI.y.y. Ekonomilerine Doğru..., A.g.e., s.35; Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong>Ölçekli Đşletmeler..., A.g.e., s.110.


- Ulaştırma, haberlerşme <strong>ve</strong> hizmet sektöründe; 1 ilâ 49 çalışan sayısı <strong>ve</strong>yıllık satış tutarı 2 milyon DM’a kadar olan işletmeleri, KOBĐ olaraktanımlayabiliriz.Bugün Almanya’da KOBĐ’lerin tanımı, 1-499 arası çalışan istihdam edenişletmeler olarak yapılmaktadır. Eskiden buna bir de yıllık satış tutarıeklenmekteydi. Şimdi ise yıllık satış tutarı, tanıma kesin bir belirlemegetirmediği için; bu kritere tanımda yer <strong>ve</strong>rilmemektedir. 129Federal Đstatistik Bürosu’nun <strong>ve</strong>rilerine göre Almanya’da 2,5 milyonKOBĐ bulunmakta olup, bunlar istihdamın % 60’ını karşılamaktadırlar.Büyük işletmeler istihdamlarını azaltırken; KOBĐ’ler Doğu Almanya <strong>ve</strong> Doğu<strong>Avrupa</strong> ülkelerinden gelen işçileri istihdam edip, daha çok çırak <strong>ve</strong> gençinsan çalıştırarak ülkede sosyal barışa katkıda bulunmuşlardır. 130YUNANĐSTAN:Bu ülkede de resmî bir KOBĐ tanımına rastlanmaz. Yapılan tanımlardakriter olarak çalışan sayısı esas alınmıştır.Yunanistan’da işletmelerin büyüklük sınıflaması dağılımı değişik <strong>ve</strong>rikaynaklarından faydalanılarak yapıldığından, bazı farklılıklar gösterir.Önceleri çalışan sayısı 99 <strong>ve</strong> daha az olarak ele alınmış, bilâhare bu sayı100 kişiden daha fazla çalışanı olan kuruluşların <strong>ve</strong>rileri; toplama dahiledilerek, ülkedeki işletmeler üç çalışma grubuna ayrılmıştır.Bu ayrıma göre; 0-9 arası çalışanı olanlar (iş<strong>ve</strong>ren dahil) çok küçük, 10-99 arası çalışanı olanlar küçük boy, 100 <strong>ve</strong> daha fazla çalışanı olanişletmeler de orta <strong>ve</strong> büyük boy işletmeler olarak tanımda yer almıştır.Yunanistan’da işletme büyüklüklerinde görülen orta <strong>ve</strong> büyük boyişletmelerin birbirinden ayrılmadan birlikte mütalaa edilmeleri, diğer <strong>Avrupa</strong><strong>Birliği</strong> ülkelerinde görülmez. Bu sebeple de KOBĐ’lerin açık bir tanımlamasınarastlanmaz. 131ĐSPANYA:Đspanya’da küçük sanayi işletmeleri çok önemlidir. En geniş <strong>ve</strong> en aktifiş<strong>ve</strong>ren kesimi, bu tür işletmeler temsil etmesine rağmen; bugüne kadar129 Gerd ADOMEIT, Almanya’da <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Büyüklükteki, A.g.t., s.75.130 Gerd ADOMEIT, Almanya’da <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Büyüklükteki, A.g.t., s.75.131 Commıssion Of The European Communities, Enterprises In The European, A.g.e., s.(11.1-11.2).


küçük boy işletmeleri devlet pek gözetmemiştir. Para piyasasını düzenlemeküzere çıkarılan yasalar, uzun süre küçük boy işletmelerin aleyhineçalışmıştır. 1975 yılından sonra, para piyasalarının liberalleşmesi içindevletin kurduğu özel kuruluşlar; tam olmasa da küçük boy işletmelerindurumlarını biraz tatmin etmişlerdir. 132Ülkede işletmelerin büyüklüğünü ölçmek için çalışanların sayısı, satışşekli, elde edilen kârlar <strong>ve</strong> sermaye gibi çeşitli kriterler kullanılmaktadır.Yapılan endüstriyel ilişkilerle ilgili araştırmada, çalışanların sayısı en uygunkriter değildir. Ancak bu kriter; <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> <strong>ve</strong> Đspanya Maliye Bakanlığıtarafından uygun bulunarak, tanımlarda yer almaktadır.Đspanya’da işletme büyüklüğü ile ilgili yapılan tanımlarda işletmeler; 1-49 arası çalışanı olanlar küçük boy, 50-499 arası çalışanı olanlar orta boy,500 ya da daha fazla çalışanı olanlar da büyük boy işletme olarak yeralırlar. 133Ayrıca Đspanya Merkez Bankası’nın kendi hazırladığı istatistiklere göre;1-50 arası işçi çalıştıranlar küçük boy, 50-250 arası işçi çalıştıranlar ortaboy, 250 ya da daha fazla işçi çalıştıranlar da büyük boy işletmeleri temsiletmekte 134 şeklinde bir tanıma yer <strong>ve</strong>rmiştir.Đspanya’da kullanılan çalışan sayısı kriteri işletme büyüklüğünün resmîsınıflandırılmasına göredir. Buna rağmen yapılan tanımlar büyüklüğedayalı sınıflandırma olmasına rağmen, ülkede kullanılan çalışanlar sayısıkriteri görüldüğü gibi aynı değildir.<strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> orta boy işletmeler konusunda Đspanya’da çok az araştırmayapılmıştır. Gerçekleştirilen çalışmalar daha ziyade bu işletmelerin ya <strong>ve</strong>rim<strong>ve</strong> finans kapasiteleriyle, ya da onların iş yatırımlarıyla ilgilidir. Dolayısıyla<strong>ve</strong>ri toplama metodlarında sık sık değişikliğe gidildiğinde, istatistîki <strong>ve</strong>rielde etmede <strong>ve</strong> yapılan tanımlarda her zaman aynı çalışan sayısıkullanılamamıştır. 135FRANSA:132 Luis Martinez ARAVELO, Đspanya’daki <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Büyüklükteki Sanayii, A.g.t., s.25.133 Fausto MIGUELEZ, Industrial Relations in Small and Medium-Sized Enterprises in Spain, Report to theCommission of the European Communities, Industrial Relations in Small and Medium-Sized Enterprises, FinalReport, Berlin, 1988, Luxembourg: Office for Official Poblications of the Eurapean Communities, 1989, s.214 <strong>ve</strong>224.134Luis Martinez ARAVELO, Đspanya’daki <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Büyüklükteki Sanayii, A.g.t., s.26.135 Fausto MIGUELEZ, Industrial Relations In Small and Medium-Sized, A.g.r., s.213.


Burada da KOBĐ için yapılmış bir tanım mevcut değildir. <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong>Ölçekli Đşletmeler Konfederasyonu (General Confederation for Small andMedium-Sized Enterprises) KOBĐ’lerin tanımında, sadece 1-500 arasıistihdam edilen işçi sayısını kullanmak suretiyle bir tanım yapmıştır.Konfederasyon ayrıca 50 işçiden az istihdamı olanları küçük boy, 50 <strong>ve</strong> 500arası işçi istihdam edenleri de orta boy işletme kabul etmiştir.Fransa Ekonomi <strong>ve</strong> Sosyal Komitesi (French Economic and SocialCommitee) yukarıda konfederasyonca yapılan ayrıma ilâ<strong>ve</strong> olarak, bir deyıllık satış tutarını dahil etmiştir. Buna göre, 1-500 arası çalışanı istihdameden <strong>ve</strong> yıllık satış tutarı 50 milyon Fransız Franğı’nı aşmayan işletmelerinKOBĐ sayılmasını önermiştir. Bazı devlet yardımlarının uygulanmasısırasında bu sınır 100 milyon F.F.’na kadar yükseltilmektedir.Fransa’da KOBĐ’lerin belirlenmesinde üst sınır olduğu gibi, sadecesanayi kuruluşları için bir de alt sınır uygulaması benimsenmiştir. Sonyıllara kadar, en çok 5 işçi çalıştıran işyerleri "esnaf-zanaatkâr işletmesi"olarak el sanatları içinde düşünüldüğünden, küçük sanayii’nin kapsamıdışında bırakılırken; bugün bu sınır 5 işçiden, 10 işçiye çıkarılmıştır.Buna göre işletme büyüklükleri; 1-9 arası çalışanı olanlar el sanatlar,10-50 arası çalışanı olanlar küçük boy, 51-500 arası çalışanı olanlar daorta boy işletmeler olarak tanımlanmaktadır.Ülkede KOBĐ’lerin tanımında nicel kriter olarak, çalışan sayısı kullanılırken;işletme sahibi ile işletme arasındaki kader birliği (özdeşleşme) <strong>ve</strong>işletme sahibinin işletmenin tüm teknik, ekonomik <strong>ve</strong> sosyal sorumluluklarınıüstlenmesi gibi nitel kriterlere de yer <strong>ve</strong>rilmektedir. 136Fransa’daki mevcut yasal düzenlemelere baktığımızda, KOBĐ denince;genel olarak yöneticilerinin şahsen <strong>ve</strong> doğrudan doğruya, (şekil ne olursaolsun) malî, teknik, sosyal, ahlâkî <strong>ve</strong> yasal zorunluklar yüklendiği işletmeleranlaşılmaktadır. Bazı metinlerde ise yıllık satış tutarı 200 milyon F.F.’nıgeçmeyen <strong>ve</strong> çalıştırdığı işçi sayısı 500’ü aşmayan işletmeler olaraktanımlanmıştır. 137136 Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler..., A.g.e., s.111-113; DPT, <strong>Küçük</strong> Sanayi,A.g.e., s.78; Arif ESĐN, XXI.y.y. Ekonomilerine Doğru..., A.g.e., s.35.137 Jacques BOURRINET, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Büyüklükteki Fransız Sanayii..., A.g.t., s.49.


ĐRLANDA:Bu ülkede işletme büyüklükleri için yapılan tanımlar arasında sadeceküçük boy işletme tanımına rastlanır. <strong>Orta</strong> boy işletmelerle ilgili özel birtanıma rastlanmaz. Đrlanda’da küçük boy işletmeler için "Sanayi GeliştirmeTeşkilâtı" (Industrial De<strong>ve</strong>lopment Anthority) tarafından geliştirilmiş birtanım bulunmaktadır. Yapılan tanımda kriter olarak çalışan sayısı <strong>ve</strong> sabitkıymetler değeri kullanılmıştır. Bu tanımda en çok 50 çalışan istihdameden <strong>ve</strong> sabit kıymetler değeri en fazla 200 bin Paund tutarını aşmayanişletmeleri küçük boy olarak tanımlamıştır. 138Büyüklük sınıflamasına göre ülkedeki işletmelerin % 37’sini karşılayançok küçük işletmelerde çalışan sayısı kriteri, 3-9 arası olarak yer alırken;küçük işletmeler mevcut işletmeler içinde büyük bir yoğunluğa (% 54’lükişletme sayısı oranıyla) sahiptirler. <strong>Küçük</strong> boy işletmelerde çalışan sayısıüst sınırı 50 olarak belirlenmiştir.<strong>Orta</strong> boy işletmeler (% 8’lik işletme sayısı oranıyla) ile büyük boy işletmeler(% 1’den daha az) ise çok az bir paya sahiptirler. Bu durum açıkçagösteriyor ki, ülke sanayiinde küçük işletmeler her bakımdan yoğun birözellik göstermektedir. 139ĐTALYA:Đtalyan Sanayii yapı bakımından Alman sanayiine benzemektedir. Heriki ülkenin sanayiinde tabanı küçük boy işletmelerin oluşturduğu birpramid vardır. Pramid’in orta kısmında orta boy, tepesinde de büyük boyişletmeler yer alır. Herşeyden önce Đtalya’daki küçük işletmeler, sanayileşmişülkelerdeki benzerlerinden; genelde, çok daha küçük boyutludurlar.Ülkedeki küçük işletmeler; el sanatları atölyeleri, küçük imalât <strong>ve</strong> finansakışındaki küçük hizmet işlerini içine alır. 140 <strong>Küçük</strong> boy işletmelerin varlığı,aynı zamanda Đtalyan endüstriyel yapısını da belirlemektedir. <strong>Küçük</strong> boyişletmelerin ülkenin ekonomik sistemindeki merkezi konumuna karşın; buişletmelerin tek tanımı yerine, sadece küçük boy işletmelerde farklı tanımlarkullanılmıştır. Bunun yanında el sanatları <strong>ve</strong> sanayi arasındaki ayırım138 Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler, A.g.e., s.113; DPT, <strong>Küçük</strong> Sanayi,A.g.e., s.78.139 Commission Of The European Communities, Enterprises In The European, A.g.e., s.(14.1-14.7).140 Carlo LAPINI (Confindustria), Đtalya’da <strong>Küçük</strong> Sanayi <strong>ve</strong> Gelişimi, A.g.t., s.3-11.


istisna teşkil eder. Zaten el sanatları her şeyden önce yasal bir kategoriolarak karşımıza çıkar. 141<strong>Küçük</strong> boy işletmelerin yasal tanımında;- Seri imalât yapılmıyorsa en fazla 18 işçi çalıştıranlar (çıraklar dahil)küçük işletmelerdir. Seri imalât yapıyorsa en fazla 9 işçi çalıştırılabilir.Geleneksel el sanatları <strong>ve</strong> konfeksiyon atölyelerinde çalışan sayısı 32 işçiyekadar çıkarılabilmektedir. Ulaşım firmalarında işçi sayısı 8, inşaatfirmalarında ise 10’dur.- Firma sahibi, işletme faaliyetiyle doğrudan ilgilidir.- Firma anonim ya da limited şirket olarak kurulamaz. Sahipleri işletmedebizzat çalışıyor olmalı şeklinde bazı unsurlar yer alır.Bu unsurlara rağmen, bütün küçük işletmeleri içine alabilecek; genelbir tanımlama yapmak, mümkün değildir. Bu sebeple, sektörün üretkenliği,istihdamı <strong>ve</strong> üretimini istatistiksel olarak tesbit etmek için; 99 işçiden fazlaçalıştırmayan bütün üretim birimlerini (el sanatları imalâthaneleri hariç)küçük boy işletme tanımı içine alabiliriz. 142Esasında Đtalya’daki imalât sanayii sektörel bazda dört sınıfa ayrılmaktadır.Bunlar 1-9 arası çalışan istihdam edenler mikro <strong>ve</strong> çok küçük,10-99 arası çalışan istihdam edenler küçük boy, 100-499 arası çalışanistihdam edenler <strong>Orta</strong> boy, 500’den fazla istihdam edenler de büyük boyişletme olarak tanımlanır. 143Đtalya’da resmî bir KOBĐ tanımı yoktur. Bunun yanında devletin çeşitlifinansman uygulamalarında küçük <strong>ve</strong> orta boy işletmelerin belirlenmesineilişkin çeşitli kriterler geliştirilmiştir. KOBĐ’lere yönelik geliştirilen devletyardımlarında, uygulamaya esas olmak üzere; çalışan sayısı <strong>ve</strong> sabitsermaye yatırım tutarı kriterinden hareket edilmiştir.Bu kriterlerden hareketle KOBĐ’ler; en çok 500 işçi çalıştıran <strong>ve</strong> sabitsermaye yatırımı 3 milyon Đtalyan liretini geçmeyen işletmeler olarak tanımlanmaktadır.144141 Bruno CATTERO, Industrial Relations In Small And Medium-Sized Enterprises In Italy, Report To TheCommission Of The European Communities, Industrial Relations In Small And Medium-Sized Enterprises, FinalReport, Berlin 1988, Luxembourg: Office For Official Poblications Of The European Communities, 1989, s.177.142 Carlo LAPINI (Confindustria), Đtalya’da <strong>Küçük</strong> Sanayi <strong>ve</strong> Gelişimi, A.g.t., s.3-11.143 Bruno CATTERO, Industrial Relations In Small and Medium-Sized, A.g.r., s.177.144 Arif ESĐN, XXI.y.y. Ekonomilerine Doğru, A.g.e., s.37; Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong>Đşletmeler, A.g.e., s.114-115; DPT, <strong>Küçük</strong> Sanayi, A.g.e., s.78.


LÜKSEMBURG:Ülkede işletme büyüklükleriyle ilgili ne bir yasal tanım, ne de bu konudaistatistiki ölçüler bulunmaktadır. 145Bunun yanında Lüksemburg’da en çok 10 işçi çalıştıran bütün küçüksanat işletmeleri <strong>ve</strong> esnaflar, kanunlara göre; küçük sanayi işletmelerisayılmaktadır. 146 Ayrıca Lüksemburg <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> bir bütün olarak elealındığında; hem işletmeler, hem de istihdam dağılımı açısından önemlifarklılıklar görülür.Toplam işletme sayısı, çok küçük işletmelerde oldukça yüksek olmasınarağmen (% 88.20); küçük boy işletmelerde bu sayı çok düşüktür. Hatta orta<strong>ve</strong> büyük boy işletmelerde bu sayı sıfıra yakındır.Konuyu istihdam açısından ele aldığımızda durum ters orantılı olarakkarşımıza çıkar. Bu defa küçük boy işletmeler, çok küçük işletmelerdendaha yüksek bir istihdam oranına sahiptirler (<strong>Küçük</strong> boy işletmelerde istihdamoranı % 29.92 iken, çok küçük işletmelerde % 26.36’dır). <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong>orta ölçekli işletmeler birlikte mütalâa edildiklerinde bu oran daha dayükselmektedir.Bu sebepledir ki, Lüksemburg’da KOBĐ’lerin çok küçük işletmelereoranla daha önemli bir konumu vardır. 147HOLLANDA:KOBĐ’ler konusunda genel geçerliliğe sahip bir tanım, Hollanda’da dayoktur. Bazı yasal düzenlemeler ile istatistiklerde en çok çalışan sayısı,nicel kriter olarak kullanılmıştır. Nitel kriterler arasında ise; işletme örgütününbasitliği ile tüm işletmecilik işlevlerinin işletme sahibi tarafındanüstlenilmesine yer <strong>ve</strong>rilmiştir.Esas alınan nicel kritere göre; 1-9 arası çalışanı bulunanlar küçük boy,10-100 arası çalışanı olanlar da büyük boy işletme kabul edilmiştir. 148145 DPT, <strong>Küçük</strong> Sanayi, A.g.e., s.79.146 Ertan TOSKAY, AET <strong>Ülkelerinde</strong> <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Sanayi Teşebbüsleri Đle Đlgili Gelişmeler, MPM, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong><strong>Orta</strong> Sanayi Teşebbüslerinin Geliştirilmesi Semineri, Ank., 1973, s.240.147 Commission Of The European Communities, Enterprises In The European, A.g.e., s.(15.1-15.9).148 Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler, A.g.e., s.113.


Ayrıca OECD ülkeleri <strong>ve</strong>rilerine göre, Hollanda için yapılan KOBĐ tanımında;1-200 çalışan sayısı kriter alınarak, tanım yapılmıştır. 149Bazı yasalarda da KOBĐ’ler için 25 ya da 100 kişilik sınırlarla, yıllık 7.5milyon Florin’lik ciro kaydı (satış hacmi) konulmuştur. 150PORTEKĐZ:<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne en son katılan ülkelerden biri olan Portekiz’de, işletmelerbüyüklük bakımından dörde ayrılır. Ülkedeki bu ayırım içinde,yoğunluk (% 95,20’lik oranla) çok küçük işletmelerdedir. Bu oranı küçükboy işletmeler (% 4.41’lik oranla) takip ederken, orta <strong>ve</strong> büyük boy işletmelersıfıra yakın bir yoğunluğa sahiptir.Sektörler bazında ülkedeki işletmelere baktığımızda, KOBĐ’ler genellikleimalât sanayii alanında; çok küçük işletmelerle eşit önemde görünmektedir.Hizmet sektörü için elde edilmiş fazla bir <strong>ve</strong>ri yoktur. Sadece seyahatacentaları, depolama <strong>ve</strong> anbarlama ile eğitimde KOBĐ’lerin oranı oldukçafazladır.Portekiz’de çalışan sayısı kriteri işletme büyüklüğü ile ilgili tanımlardakullanılmaktadır. Ülkede çok küçük işletme <strong>ve</strong> KOBĐ’lerle ilgili bir tanımbulunmakla birlikte; küçük boy <strong>ve</strong> orta boy işletmelerin çalışan sayısınagöre, ayrı ayrı tanımı yapılmamıştır. Buna göre yapılan sınıflamada çokküçük işletmeler için 1-9 arası çalışan, KOBĐ’ler için de 10-499 arasıçalışan sayısı esas alınarak işletmeler tanımlanmıştır. 151ĐNGĐLTERE:KOBĐ’lerin resmî bir tanımına Đngiltere’de de rastlamak mümkün değildir.Böyle bir tanım yapılmadığı gibi, ülkede ayrıca orta boy işletmeayırımına da rastlanmaz. Burada tüm sermaye şirketleri büyük boy işletmeolarak kabul edilirken; bütün şahıs şirketleri de küçük boy işletme sınıfınadahil edilmiştir. 152Bu bakımdan Đngiltere’de orta boy işletmelere yer <strong>ve</strong>rilmediğinden,sadece "<strong>Küçük</strong> Sanayi Firmaları Araştırma Komitesi" (Committes Of Inguiry149 Arif ESĐN, XXI.y.y. Ekonomilerine Doğru, A.g.e., s.33.150 DPT, <strong>Küçük</strong> Sanayi, A.g.e., s.79.151 Commission Of The European Communities, Enterprises In The European, A.g.e., s.(13.1-13.7).152 Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler, A.g.e., s.114.


on Small Firms) tarafından yapılan "<strong>Küçük</strong> Sanayi Đşletmeleri" tanımınarastlanır. 153<strong>Küçük</strong> işletmelerin tek <strong>ve</strong> basit bir formülle tanımlanmasındaki zorluk,1971 yılında "Bolton Komitesi Raporu" ile ortaya konulmuştur. Komiteningörevlendirilmesi sırasında "<strong>Küçük</strong> Đşletme; genel bir biçimde, 200 kişidenaz işçi çalıştıran işletmeler şeklinde tanımlanmıştır. Uygulamayageçildiğinde yapılan tanımın bütünüyle yetersiz olduğu görülmüştür.Sonuçta küçük boy işletmelerin;- Çalıştığı pazarın nisbeten küçük bir payına sahip olması,- Şekilci bir işletme yapısı yoluyla (profesyonel işletmeciler tarafından)değil, bizzat sahipleri <strong>ve</strong>ya ortakları tarafından yönetilmesi,- Đşletme sahipleri (yöneticileri) önemli kararlarını alırken harici birdenetime tabi olmayıp, "bağımsız" olmaları şeklinde üç karakteristik özelliğitesbit edildi. Bu özellikler küçük boy işletmelerin aynı zamanda "iktisadî"tanımını oluşturmuştur. Ancak komite bu tanımı kullanılır hale getirmekiçin, istatistiksel bir tanımlama yöntemine ihtiyaç duymuştur. 154Komite küçük boy işletme tanımını yaparken, çalışanlar sayısı nicelkriterini esas alıp, bir genellemeye gitmemiş; sektörlere göre farklı nicelkriterler kullanmıştır.Tablo I-7’de görüldüğü gibi, imalât sanayii için "200 kişiden az işçiçalıştırmak" formülü korunmuş; inşaat <strong>ve</strong> madencilik sektörü için ise küçükişletme çalışanlarının üst sınırı, "25 kişiden az işçi çalıştırmak" şeklindebelirlenmiştir. Parekende ticaret, toptan ticaret, motorlu araç ticaretiile çeşitli hizmetler için ise, istatistiksel tanımlama; çalıştırılan işçi sayısınabakılarak değil, yıllık satış tutarı esasına göre işletme tanımı yapılmıştır.Buna göre motorlu araç ticareti için 200 bin paunddan az, parekendesatış <strong>ve</strong> çeşitli hizmetler için ise 50 bin paunddan az sınırlaması kullanılmıştır.Ülkede karayolları taşımacılığı için küçük firma ölçüsü, "beş tanedenaz araç çalıştırmak" olarak tanımda yer almıştır. 155153 DPT, <strong>Küçük</strong> Sanayi, A.g.e., s.79; Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler, A.g.e.,s.114.154 R.MILLS / F.FENWICK, Đngiltere’de <strong>Küçük</strong> Firmalar, Çev:A.Cem BUDAK, ĐSO, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> ÖlçekliSanayi Đşletmelerinin Sorunları-Uluslararası Sempozyumu 17 Mayıs 1991-, ĐSO Ar.Da.Yay.No:1991/5, Đst., 1991,s.203-204.155 R.MILLS / F.FENWICK, Đngiltere’de <strong>Küçük</strong> Firmalar, A.g.t., s.204.


TABLO I-7ĐNGĐLTERE’DE SEKTÖRLERE GÖRE KÜÇÜK BOY ĐŞLETME TANIMLARISEKTÖR- Đmalât Sanayi 200 işçiden az- Đnşaat Sektörü 25 işçiden az- Madencilik Sektörü 25 işçiden azTANIM- Parekende Ticaret Yıllık satış 50 bin paund’dan az- Toptan Ticaret Yıllık satış 200 bin paund’dan az- Motorlu Araç Ticareti Bakım <strong>ve</strong> Onarım Yıllık satış 100 bin paund’dan az- Çeşitli Hizmetler Yıllık satış 50 bin paund’dan az- Karayolları Taşımacılığı (*) Beş taneden az araçKAYNAK: Tamer MÜFTÜO⁄LU, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler, A.g.e., s.114.; DPT, <strong>Küçük</strong> Sanayi;A.g.e., s.79Not: (*) R.MILUS / F.FENWICK, Đngiltere’de <strong>Küçük</strong> Firmalar, s.204’den ila<strong>ve</strong>.Buna göre motorlu araç ticareti için 200 bin paunddan az, parekendesatış <strong>ve</strong> çeşitli hizmetler için ise 50 bin paunddan az sınırlaması kullanılmıştır.Ülkede karayolları taşımacılığı için küçük firma ölçüsü, "beş tanedenaz araç çalıştırmak" olarak tanımda yer almıştır. 1562- <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> <strong>ve</strong> Çeşitli Kuruluşlarca Yapılan KOBĐ TanımlarıYukarıda tek tek ele aldığımız üye ülkelerin istatistik <strong>ve</strong>rilerinde, dolaylıbir şekilde yer alan KOBĐ tanımlarına ek olarak; <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> organ ya dakurumlarının yaptığı tanımlar da vardır. Ancak bu tanımların hiç biriüzerinde genel olarak anlaşılmış değildir. Bu tanımların üzerinde anlaşılmıştemel özellik, KOBĐ’lerle ilgili <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> faaliyetlerinin ya da tevşviktedbirlerinin gerçekleştirilmesinde esas kabul edilmesidir. Bunun dışındatanımların Birliğe üye ülkeleri bağlayıcı hiç bir niteliği yoktur.Bu tür tanımlara ilk defa <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> Komisyonu yer <strong>ve</strong>rmiştir.Komisyon 1985 yılında, KOBĐ’lerin özendirilmesi amacıyla bu tür işletmelereyapılacak devlet yardımı ile bölgesel malî desteklere uygulanan kurallarıbelirlerken; KOBĐ tanımı yapma ihtiyacını duymuştur. 157 Daha sonra156 R.MILLS / F.FENWICK, Đngiltere’de <strong>Küçük</strong> Firmalar, A.g.t., s.204.157 Cahit YERCĐ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğun’da, A.g.m., s.19.


1988 yılında Komisyonca hazırlanan bir öneride, ilk defa küçük <strong>ve</strong> orta boyişletmelerin ayrı kriterler kullanılarak tanımı yapılmıştır. 158<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde işletme tanımları; çalışanlar sayısı, üretilen katmadeğer <strong>ve</strong> ciro büyüklüğü kriterine göre yapılır. Genellikle çalışan sayısı engeçerli kriter olarak kabul edilmiştir. Bu bakımdan <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> imalâtsanayii sektöründe işletmeler; 0-99 arası çalışanı olanlar küçük boy, 100-499 arası çalışanı olanlar da orta boy, 500’den fazla işçi çalıştıran işletmelerdebüyük boy işletme olarak tanımlanmıştır. Buna karşılık; hizmetsektöründe küçük büyük arasında ayırım, 20 çalışan ile yapılmamaktadır.Fakat bu ölçü resmî istatistiklerde nadiren yer almakta, genellikle hizmetsektörü için de imalât sanayiinde geçerli olan kriterler kullanılmaktadır. 159Ayrıca <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde yapılan tanımlarda ciro kriterine de yer <strong>ve</strong>rilmektedir.Buna göre, 75 milyon ECU’dan az net sabit varlığa sahip işletmelerKOBĐ kabul edilmektedir. 160 Yapılan bu sınıflamalardaki; çalışanlarsayısı <strong>ve</strong> yıllık ciro kriterinden hareketle; 500 kişiden az işçi çalıştıran, netsabit varlıkları 75 milyon ECU’yu geçmeyen işletmeler, KOBĐ olaraktanımlanır. 161Birliğe dahil ülkelerde işletme büyüklüğü, istihdam edilen çalışanlarsayısına göre; genelde 0-9 çalışan sayısı olanlar (kendi işinde sahip olarak(00) olarak kabul ediliyor) çok küçük işletmeler, 10-49 arası çalışanı olanlarküçük boy, 50-499 arası çalışanı olanlar da orta boy işletme şeklindegruplandırılırlar.<strong>Avrupa</strong> Birilği’nde KOBĐ’lerin genellikle geleneksel sektörlerde yaygınolduğu düşünülürse, küçük <strong>ve</strong> orta boy işletmelerin son derece yüksekteknoloji gerektiren özel sanayi mallarının üretiminde de faaliyet gösterdikleri;orta boy işletmeler KOBĐ’ler arasında yer almasına rağmen, bazı-158 Commission Of The European Communities, Propasal For a Council Directi<strong>ve</strong>, COM(88) 292 Final, SYN158, Brussels, October 1988, s.2-3.159 Peter AUER / Helga Fehr DUDA, Industrial Relations In SMEs, A.g.r., s.13; Arif ESĐN, XXI.y.y.Ekonomilerine Doğru, A.g.e., s.51; Nusret EKĐN, Küreselleşme <strong>ve</strong> Gümrük <strong>Birliği</strong> (Rekabet Gücüne Sosyal <strong>Boyutlu</strong>Bir Yaklaşım), A.g.e., s.67; Nusret EKĐN, <strong>Küçük</strong> Đşyerlerinde Endüstri Đlişkileri, Kamu-Đş-Ank., 1993, s.5.160 Commission Of The European Communiteis, Evaluation Of Policy Measures For Creation andDe<strong>ve</strong>lopment Of SMEs, Bruxelles, 1989, s.13.161 Anna LEANDER, State Aids With Special Regard To The Problems Of Small and Medium-Size Enterprises,Özetleyerek Çev: Müjde YENER, (<strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Boy Đşletmelerin Problemleri Açısından Devlet Yardımları), ĐSO,<strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Sanayi Đşletmelerinin Sorunları-Uluslararası Seminer 17 Mayıs 1991, ĐSO Ar.Da.Yayın No:1991/5, Đst., 1991, s.191.


larının modern anlamda büyük boy işletme özelliklerine sahip olduklarıgörülür. Bu yüzden KOBĐ’lerle ilgili tanımlar yapılırken, bu genellemelerinyukarıda sınıflandırıldığı şekilde tüm KOBĐ’leri kapsamayacağı açıktır.Bu düşünceden hareketle; 2-3 arası çalışanı olanlar mikro firmalar, 3-20 çalışanı olanlar çok küçük işletmeler, 20-50 arası çalışanı olanlar küçükboy işletmeler <strong>ve</strong> 50-200 <strong>ve</strong>ya 50-500 arası çalışanı olanlar da orta boyişletme şeklinde bir sınıflamanın yapılabileceği de düşünülmüştür. 162<strong>Avrupa</strong>’da gerek Birlik, gerekse üye ülkeler düzeyinde KOBĐ’lerin tanımlanmasındakarışıklığa yer <strong>ve</strong>rmemek amacıyla; Komisyon’un işletmelerpolitikasından sorumlu üyesi Chiristos Papoutsis tarafından 1996 şubatındabir öneri getirilmiştir. Komisyon’ca kabul edilerek, Tavsiye Kararıolarak yayınlanan bu öneride; tanımın dayandığı ölçütler arasında personelsayısı, bağımsızlık, ciro <strong>ve</strong> bilanço tutarına yer <strong>ve</strong>rilmiştir.Yeni tanıma göre bir işletmenin KOBĐ olarak nitelendirilmesi için250’den az personel çalıştırması gereklidir. Bunun yanında öneride çokküçük, küçük <strong>ve</strong> orta boyutlu işletmelerin sınıflandırılmasındaki oranlar dabelirlenmiştir. Buna göre;- 10’dan az personel çalıştıran işletmeler çok küçük,- 50’den az işçi çalıştıran <strong>ve</strong> yıllık cirosu 7 milyon ECU’yu ya da yıllıkbilanço tutarının 5 milyon ECU’yu geçmeyenler; küçük boy,- 50’den çok <strong>ve</strong> 250’den az işçi çalıştıran <strong>ve</strong> yıllık toplam cirosu 40milyon ECU’yu ya da yıllık bilanço tutarı 27 milyon ECU’yu geçmeyenler deorta boyutlu işletmeler olarak sınflandırılmıştır. Bir işletmenin KOBĐ ya daküçük işletme olarak tanımlanması için, gereken bir diğer ölçüt de;bağımsız olması, yani sermayesinin % 25’inden fazlasının bir ya da birkaçbüyük işletmeye ait olması gerekmektedir. Bir önceki tanımda büyük işletmelerinsermaye hissesi % 33 iken, bu tanımda büyük işletmelerinsermaye hissesi limiti % 25’e indirilmiştir. 163162 Anna LEANDER, State Aids With Special Regard, A.g.r., s.191.163 AB Komisyonu, <strong>Avrupa</strong>’da KOBĐ’ler Đçin <strong>Orta</strong>k Bir Tanım, <strong>Avrupa</strong> Komisyonu <strong>Türkiye</strong> Temsilciliği, Güncel<strong>Avrupa</strong>, Sayı: 2-3, Ankara, Şubat-Mart 1996, s:4; ĐKV, AB, KOBĐ’ler Đçin Yeni Bir Tanımlama Getiriyor, ĐKV Bülteni,Đst., 1-15 Mart 1996, s.4; Nusret EKĐN, Küreselleşme <strong>ve</strong> Gümrük <strong>Birliği</strong> (Rekabet Gücüne Sosyal <strong>Boyutlu</strong> BirYaklaşım), A.g.e., s.67-68.; Meral SAYIN / Mustafa Akan FAZLIOĞLU, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde KOBĐ DesteklemeProgramları <strong>ve</strong> Diğer Teşvik Araçları, KOSGEB / <strong>Avrupa</strong> Bilgi Merkezi, Ankara, Ocak 1997, s.3-4.


Görüldüğü gibi <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde üye ülkelerde KOBĐ’lerin ne olduğukonusunda genel bir anlaşma sağlayan bir tanım yoktur. Son olarak 1996şubat’ında Komisyon’ca kabul edilen <strong>ve</strong> yukarıda yer alan ölçütleredayanan KOBĐ tanımını içeren Karar, uygulamada birliği sağlama amacıyla;üye devletlere, <strong>Avrupa</strong> Yatırım Bankası’na (AYB) <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> Yatırım Fonu’na(AYF) yönelik bir tavsiye 164 olarak hazırlanmıştır. Komisyon yetkilileri,KOBĐ’lere yönelik bu yeni tanımlamanın; söz konusu alanda tektip <strong>ve</strong> kesinbir tanımlamanın amaçlandığını <strong>ve</strong> 1 ocak 1998 itibariyle <strong>Birliği</strong>nTeknolojik araştırma <strong>ve</strong> geliştirmeye yönelik Beşinci Çevre Programıkapsamında uygulamaya gireceğini belirtmiştir. 165<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde faaliyet gösteren "European Network For SME Research(ENSR)" (SME Araştırması için <strong>Avrupa</strong> Şebekesi) raporlarını koordineeden "Small Bussiness Research And Consultancy (EIM)" (<strong>Küçük</strong> ĐşletmelerAraştırma <strong>ve</strong> Danışmanlık) tarafından yapılan büyüklük sınıflaması ile<strong>Birliği</strong>n istatistik merkezi durumunda olan EUROSTAT’ın yaptığısınıflamalar da aşağı yukarı başta yer <strong>ve</strong>rdiğimiz tanımlara benzemektedir.Bu kuruluşlar işletme büyüklüklerini; 0-9 arası çalışanı olanları çok küçükişletmeler, 10-99 arası çalışanı olanları küçük boy, 100-499 arası çalışanıolanlar da orta boy şeklinde istatistik tablolarında ele almışlardır. 166Diğer taraftan <strong>Avrupa</strong> Yatırım Bankası; net sabit varlıkları 70 milyonECU’yu geçmeyen, sermayenin en fazla 1/3’ü büyük bir işletmeye aitolabilen <strong>ve</strong> 500 işgörenden az istihdam kapasitesi bulunan işletmeleri,KOBĐ kabul etmektedir. 167OECD’ye üye ülkeler için yapılan işletme büyüklüğü ile ilgili tanımlarda,kriter olarak çalıştırdığı işçi sayısı baz alınmıştır. Buna göre; 20 işçiyekadar (20’den az) olanlar çok küçük işletme, 100’den az işçi çalıştıranlar164 Daha geni( bilgi için bkz: 30.04.1996 tarih <strong>ve</strong> OJ L 107 say(l(, KOBI’lerin Tan(m( ile Ilgili KomisyonTavsiye Karar(.165 AB Komisyonu, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda KOBĐ’ler Đçin <strong>Orta</strong>k Bir Tanım, A.g.m., s.4.; ĐKV, AB, KOBĐ’ler içinYeni Bir Tanımlama Getiriyor, A.g.m, s.4.166 EUROSTAT, 1992; Small Business Research And Consultancy (EIM), 1993; European Commission, TheEuropean Observatory, A.g.e., s.200.167 Arif ESĐN, XXI.y.y. Ekonomilerine Doğru, A.g.e., s.34; Commission Of The European Communities, TheCommunity And Business, A.g.e., s.1; Murat AKAN, AET’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Büyüklükteki Đşletmeler <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>, IKVyayını, Đst., s.61; Cahit YERCĐ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğunda, A.g.e., s.20.


küçük boy, 100-499 arası işçi çalıştıranlar da orta boy işletme olaraksınıflandırılırlar. 168UNIDO, yani Birleşmiş Milletler Sanayi Kalkınma Teşkil(tı; 1 ilâ 5 kişiçalıştıran işletmeleri çok küçük, 5 ilâ 200 kişi çalıştıran işletmeleri küçük<strong>ve</strong>ya orta, 200’ün üzerinde işçisi olan işletmeleri de büyük işletmeler olaraktanımlamıştır. 169<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>, her ülkenin <strong>ve</strong> iş kolunun özelliklerine göre ölçününbelirlenmesi gerektiğini ifade etmiştir. Çünkü KOBĐ’lerin sınırı çok küçüktutulursa, destekten sadece çok küçük işletmeler faydalanacaktır. <strong>Orta</strong>boyutlu işletmelerin asıl dayanağı olan, işletme sahibinin kendi sermaye <strong>ve</strong>işgücüyle katıldığı işletmeler ise destekten faydalanamayacaklardır. Sınırıgeniş tutulursa, küçük <strong>ve</strong> orta boyutlu işletmeleri koruma amacındanuzaklaşılmış olacaktır. Bu sebeple AB’ne üye olan ülkelerde, ekonomikyapıya bağlı olarak farklı tanım <strong>ve</strong> kriterler kullanılmıştır. Ancak ülkeekonomilerinin birbirine yakınlaşması ile birlikte AB içinde giderek tümüyeleri bağlayıcı bir tanımlama yapılmamıştır. 170<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde KOBĐ’lerin ortak tanımı bulunmamakla birlikte,yapılan tüm tanımlarda ortak özellikler vardır. Bunları kısaca ele aldığımızda;-Tanımların tümünde, çalışan sayısı kriterinin kullanıldığı,-Tanımlarda yatırılan sabit sermaye, bilanço, yıllık satış tutarı gibi nicelkriterlerin yer aldığı,-Bu kriterlerden imalât sanayiinde en çok sabit sermaye ile ticaretsektöründe yıllık satış tutarı kriterine yer <strong>ve</strong>rildiği,- Nitel kriterler arasında ençok; işletme ile işletme sahibi arasındakikader birliği (özdeşleşme) <strong>ve</strong> tüm teknik, ekonomik <strong>ve</strong> sosyal sorumluluğunişletme sahibinde toplanmasının kullanıldığı,- Üye devletlerce yapılan KOBĐ’lerle ilgili tanımlar arasında, genellikleresm (bir tanım olmaması yanında; bu işletmelerle ilgili genel geçerliliği168 DPT, <strong>Küçük</strong> Sanayi, A.g.e., s.75; Nural ÜNER, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmelerin, A.g.e., s.4;Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler, A.g.e., s.121; Birgül TOSYALI SARIKAYA, KOBĐ’lerin<strong>Türkiye</strong> Ekonomisindeki Yeri, A.g.e., s. 9.169 Ali ESER, 2000’li Yıllara Girerken, A.g.e., s.23.170 Birgül TOSYALI SARIKAYA, KOBĐ’lerin <strong>Türkiye</strong> Ekonomisindeki Yeri, A.g.e., s.9.


olan, herkesin kabul edebileceği <strong>ve</strong> her yerde geçerli bir tanımın(Komisyon’ca kabul edilerek, 1996 şubat ayında tebliğ haline getirelen öneriuygulanmaya başlanıncaya kadar) uygulanmadığı 171 gibi ortak yönler açıkçagörülecektir.171 Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler, A.g.e., s.125-126; AB Komisyonu, <strong>Avrupa</strong>’daKOBĐ’ler Đçin <strong>Orta</strong>k Bir Tanım, A.g.m., s.4.


ĐKĐNCĐ BÖLÜMTÜRKĐYE VE AVRUPA BĐRLĐĞĐ’NDE ĐSTĐHDAM YAPISI VEPOLĐTĐKALARBütün iktisadî <strong>ve</strong> sosyal faaliyetler, kişi <strong>ve</strong> toplumun refahını sağlamayayöneliktir. Bu sebeple ülkeler, iktisadî <strong>ve</strong> sosyal tüm gelişmelerinihızlandırarak; vatandaşlarının hayat <strong>ve</strong> refah seviyelerini yükseltmek, insanihtiyaçlarını tatmin amacıyla kullanılan her türlü madde <strong>ve</strong> mamulün bol<strong>ve</strong> kusursuz üretimini sağlamaya çalışmışlardır.Đnsan ihtiyaçlarını karşılayabilmek için gerekli olan üretimin, miktar <strong>ve</strong>vasıf itibariyle geliştirilebilmesi; her ülkenin beşerî kaynaklarını azamîölçüde değerlendirerek, kullanılması şartına bağlıdır.Đktisadî <strong>ve</strong> sosyal değişmeler ile gelişmelerin ana unusuru, insanfaktörüdür. Beşerî, tabiî kaynak <strong>ve</strong> güzellikler ile medeniyetlerin değerlendirilip,yönlendirilmesi; ancak insan unsuruyla gerçekleşmektedir. Đnsanunsurunu hesaba katmadan üretimi planlamak, yönlendirmek, pazarlamak<strong>ve</strong> kontrol altına almak mümkün değildir. Toplumlarda üretim tarzı nekadar değişirse değişsin, ister makineleştirilsin, isterse de tamamenbilgisayarla donatılsın; insangücü <strong>ve</strong>ya insan faktörü daima üretimin temelunsuru olmaya devam edecektir. 172Ülkelerin ekonomik kalkınmalarında, yer altı kaynaklarının zenginliği,sermaye birikimi <strong>ve</strong> ulaşılan teknolojik düzeyden çok daha önemli bir yeri;sayısal durumdan çok, nitelik bakımından yüksek olan insan gücübelirlemektedir. Bu bakımdan çalışmamızda <strong>Türkiye</strong> <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ndeistihdam yapısı <strong>ve</strong> buna bağlı olarak geliştirilen politikaları ele alırken;ülkelerin istihdam seviyelerini tayin eden toplam nüfus, çalışma çağındakinüfus ile işgücü gibi faktörlere yer <strong>ve</strong>rilerek istihdam yapısı <strong>ve</strong> seviyesiincelenecektir.172 Mehmet ÇĐFTLĐKLĐ, 2000’li Yıllara Doğru <strong>Türkiye</strong>’de Nüfus <strong>ve</strong> Đstihdam, D.E.Ü. Đ.Đ.B.F. Dergisi, Cilt:7,Sayı:1, Đzmir, 1992, s.349-350.


I- TÜRKĐYE’DE ĐSTĐHDAM YAPISI VE GELĐŞMELER<strong>Türkiye</strong>’de hızlı bir nüfus artışı gözlenmekte <strong>ve</strong> ülke nüfusunun büyükbir çoğunluğunu gençler oluşturmaktadır. Bu bakımdan <strong>Türkiye</strong>, nüfusuhızla artan <strong>ve</strong> genç nüfus karakterine sahip bir ülkedir. Nüfusun ülkedegenç karaktere sahip oluşu, bir yandan çalışma çağındaki nüfusunartmasını sağlarken, diğer taraftan her yıl işgücüne katılan nüfusunfazlalaşmasına sebep olmaktadır. 173Aşağıda yer alan Tablo II-1’de görüldüğü gibi, <strong>Türkiye</strong>’de ilk nüfussayımı 1927 yılında yapılmıştır. Bu sayıma göre 13.648.270 olan ülkenüfusu, daha sonraki nüfus sayımlarında devamlı artarak; "1990 GenelNüfus Sayımı" kesin sonuçlarına göre altmışüç yıllık bir zaman periyoduiçinde dörde katlanarak 56.473.035’e ulaşmıştır.1945 yılına kadar ülkemizde büyük bir nüfus artışı gözlenmemiştir.Bunun sebebi, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra doğurgan nüfusun azalması <strong>ve</strong>II.Dünya Savaşı sırasında erkek nüfusun asker olmasıdır. 1950’den sonraise her sayım döneminde mutlak artış, kitlenin % 10’unun üzerindeolmuştur. 174Đlk nüfus sayımının yapıldığı 1927 yılından, son nüfus sayımınınyapıldığı 1990 yılına kadar geçen altmışüç yılın; nüfus artış oranı %314’dür. 175 Nüfusumuzun aynı hızla artacağı varsayımından hareketle, 1995yılında 62.526.000, 2000 yılında 69.694.000, 2020 yılında ise 92.000.000176 177milyon olacağı tahmin edilmektedir.173 Naci ÖNSAL, Đstihdam (Ders Notları), Kamu-Đş, Ank., 1993 s.61.174 DĐE, Mayıs 1994’te <strong>Türkiye</strong> Ekonomisi Đstatistik <strong>ve</strong> Yorumlar, DĐE Mat., Ank., Mayıs 1994, s.264.175 Naci ÖNSAL, Đstihdam, A.g.e., s.61.176 DĐE, Mayıs 1994’te <strong>Türkiye</strong> Ekonomisi..., A.g.e., s.264; Ali Nazım SÖZER/Tunç DEMĐRBĐLEK, EgeBölgesi’nde Đstihdam <strong>ve</strong> Çalışma Yaşamının Genel Görünümü, ESĐAD, Ege Bölgesi Sektörel Geliştirme StratejileriProjesi, Ekonomik <strong>ve</strong> Sosyal Araştırmaları:4, ESĐADYayın No:93/ESA-4, Đzmir, 1993, s.3.177 Ülkemizde nüfus sayımları 1935 yılından 1990 yılına kadar her beş yılda bir yenilenmiştir. 1990yılından sonra (23 Şubat 1990 tarih <strong>ve</strong> 403 sayılı KHK gereği) genel nüfus sayımları 10 yılda bir sonu (0) ile bitenyıllarda yapılacaktır. Bir sonraki sayım 2000 yılında uygulanacaktır. Bkz:DĐE, <strong>Türkiye</strong> Đstatistik Yıllığı 1990, DĐEMat., Ank., 1992, s.31.


TABLO II-1GENEL NÜFUS SAYIMLARINA GÖRE TÜRKĐYE TOPLAM NÜFUSU VEYILLIK ARTIŞ HIZLARISayım Tarihleri Nüfus Yıllık Nüfus ArtışHızı(% 0)28.10.1927 13.648.270 ---20.10.1935 16.158.018 21,1020.10.1940 17.820.950 19,6921.10.1945 18.790.174 10,5922.10.1950 20.947.188 21,7323.10.1955 24.064.763 27,7523.10.1960 27.754.820 28,5324.10.1965 31.391.421 24,6225.10.1970 35.605.176 25,1926.10.1975 40.347.719 25,0012.10.1980 44.736.957 20,6520.10.1985 50.664.458 24,8821.10.1990 56.473.035 21,71KAYNAK: DĐE, <strong>Türkiye</strong> Đstatistik Yıllığı 1993, s.52Ülkemizin nüfus artış hızını ortaya koymak için Tablo II-1’e baktığımızda,1927-1945 dönemi <strong>ve</strong> 1955 yılındaki % 2,7’lik artış ile 1960 yılındaki% 2,8’lik yükseliş hariç; yıllık artış hızı diğer sayım dönemlerinde % 2ilâ % 2,5 arasında seyretmiştir. Ülkemizde yıllık nüfus artış ortalamalarının% 2’nin üzerinde seyretmesi, ekonomik <strong>ve</strong> sosyal sorunların giderekbüyümesine sebep olmuş; sonunda işsizlik oranı (eksik istihdam) hızlaartmıştır.


<strong>Türkiye</strong>’nin en önemli problemlerinin başında nüfusumuzun hızlaartması gelmektedir. 1990 genel nüfus sayımına göre <strong>Türkiye</strong>, 56,4 milyonluknüfusu ile dünyanın en kalabalık ülkelerinden biridir. Son nüfussayımına göre nüfus artış hızı % 2.17’dir.Bu hız sanayileşmiş ülkelerin ortalama nüfus artış hızı olan % 0,6’nınçok üzerinde olduğu gibi, gelişmekte olan ülkelerin ortalama artış hızındanda yüksektir. 178Nüfus artışını belirleyen temel etkenlerin başında doğum <strong>ve</strong> ölümolayları gelir. Ülkemizde ilk evlenme yaşı 18’in biraz üstünde olduğu için,kadınların doğurgan olduğu süre daha uzun olmaktadır. 179 Ayrıca ülkemizdedoğum hızları, ölüm hızlarına göre yüksek olup; 1985-1990 dönemindekaba doğum hızı % 2,84 iken, kaba ölüm hızı % 0,84’dür. Her iki hız oranı<strong>Avrupa</strong> ortalamasının üzerindedir.Ülkemizde nüfusun üç ana yaş grubu açısından dağılımına baktığımızda,0-14 yaş grubunun (üretici olmayanlar) yıllar itibariyle azalan birtrend izlediği görülür. 180 0-14 yaş grubunun toplam nüfus içindeki payı,1935 yılında % 41 iken, 1990 yılında % 35,8’e düşmüştür. Buna karşılıkekonomik yönden faal nüfusu meydana getiren 15-64 yaş grubunun payı1935 yılında % 54,7’den, 1990 yılında % 60’a çıkmıştır. 65+yaş grubununtoplamı, ölüm oranındaki azalma sonucu; % 3,8’den, % 4,2’ye yükselmiştir.Ölüm oranının azalması 1935’ten beri yaşama süresinin yükseldiğinigöstermektedir. 181Ülkemizin genç <strong>ve</strong> dinamik bir nüfus yapısına sahip olduğunun birbaşka göstergesi ise "medyan yaş"‘tır. 1935’ten itibaren nüfusun medyanyaşları incelendiğinde medyan yaşta en küçük yaş 1970 yılında 18.95olarak görülmektedir. Medyan yaş; sıralanmış yaşta nüfusu iki eşit parçayabölen en ortadaki yaşdır. Medyan yaşın küçük olması, ülkemizdeki nüfusunçok genç bir nüfus olduğunu <strong>ve</strong> doğurganlığın çok yüksek olduğunugöstermektedir. 182178 Naci ÖNSAL, Đstihdam..., A.g.e., s. 61-62.179 Naci ÖNSAL, Đstihdam..., A.g.e., s. 62.180 Ali Nazım SÖZER/Tunç DEMĐR BĐLEK, Ege Bölgesinde Đstihdam..., A.g.a., s.3.181 Koray BAŞOL, Demografi, Anadolu Mat., 4.Baskı, Đzmir, 1994, s.77.182 DĐE, Mayıs 1994’de <strong>Türkiye</strong> Ekonomisi..., A.g.e., s.264.


TABLO II-2NÜFUSUN MEDYAN YAŞ VE CĐNSĐYETE GÖRE DAĞILIMISAYIM YILIM E D Y A N Y A ŞTOPLAM ERKEK KADIN1935 21.21 19.11 23.401940 (1) 20.60 18.92 22.591945 19.65 18.80 21.681950 20.14 19.19 21.341955 20.44 19.64 21.331960 20.26 19.52 21.071965 19.34 18.74 20.011970 18.95 18.55 19.391975 19.46 19.19 19.761980 19.88 19.53 20.321985 20.91 20.58 21.24KAYNAK: DĐE, Mayıs 1994’de <strong>Türkiye</strong> Ekonomisi, s.275(1): 1940 yılı <strong>ve</strong>rileri 1945 <strong>ve</strong> 1955 yılı <strong>ve</strong>rilerinden tahmin edilmiştir.Medyan yaş 1935 yılında (21.21) iken, 1985 yılında (20.91) olmuştur.Medyan yaşın küçük olması, nüfusun çok genç olduğunun göstergesi kabuledilir. Genç nüfus, yaş bağımlılık oranının da yükselmesine sebepolmaktadır. Yaş bağımlılık oranı; iktisaden faal olmayacak nüfusun, iktisadenfaal olabilecek nüfusa oranıdır. Kısaca her 100 kişinin kendi dışındabakmakla yükümlü olduğu kişi sayısıdır. Yaş bağımlılık oranının sayımyıllarına göre değişimi incelendiğinde, nüfus artış hızı ile doğru orantılıolarak değiştiği görülür. Son yıllarda yaş bağımlılık oranında görülendüşüş, ülkemizdeki iktisaden faal nüfusun sürekli artmasının bir işaretisayılmaktadır. 183183 DĐE, Mayıs 1994’de <strong>Türkiye</strong>’nin Ekonomisi..., A.g.e., s.265.


<strong>Türkiye</strong>’de son yıllarda sağlanan yüksek büyüme hızları, sivil istihdamıartırmış; ancak 1989 yılında yaşanan ekonomik durgunluk, işsizliği oran <strong>ve</strong>mutlak sayı olarak yükseltmiştir. 184 1989’da % 8,6’ya yükselen işsizlik oranı,1990 yılının nisan ayında da aynı oranda seyretmiş; 1990 ekim ayında %7,3’e düşmüştür. 1991 yılı ekim ayında işsizlik oranı % 8,2’ye çıkmıştır.1993 yılında işsizlik oranının % 7,0 olması tahmin edilmektedir. 185Đstihdam yapısını etkileyen bir diğer faktör de "Đstihdamın SektörelDağılımı" dır. Türk ekonomisinde özellikle son yıllarda yaşanan hızlı yapısaldeğişiklikler sebebiyle, tarım sektöründe istihdam sürekli azalırken; sanayi<strong>ve</strong> hizmetler sektöründe istihdam artmaktadır. 186Sayım yıllarına göre iktisaden faal olan nüfusun toplam nüfus içindekioranı, her iki cinste de azalma eğilimi göstermektedir. Đktisaden faal olannüfusun azalmasında; eğitime devam eden genç nüfus artışının <strong>ve</strong> bununyanında kitlenin tarım sektöründen sanayi sektörüne geçmesinin önemliolduğu tahmin edilmektedir. 187A-<strong>Türkiye</strong>’de Toplam Nüfus, Çalışma Çağındaki Nüfus <strong>ve</strong> ĐşgücüBir ülkenin nüfusu, o ülkenin ekonomik yapısıyla doğrudan ilgili olduğundan;kalkınmanın imkân <strong>ve</strong> sınırlarını etkileyen unsurlar arasındanüfus yapısı, oldukça önemli bir yer işgal eder. Bu sebeple küçük <strong>ve</strong> ortaboy işletmeler bakımından, <strong>Türkiye</strong> <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkelerin istihdampolitikalarını incelerken, konumuz içinde; toplam nüfus, nüfusartışı, cinsiyet <strong>ve</strong> yaş yapısı, çalışma çağındaki nüfus ile aktif nüfusunsektörlere göre dağılımı gibi demografik gelişimlere yer <strong>ve</strong>rilecektir.1- Toplam NüfusHızla gelişen <strong>ve</strong> değişen dünyada, <strong>Türkiye</strong>’nin gerçek yerini alabilmesiiçin; ekonomik gelişmenin yanı sıra, sosyal yapısında meydana gelenolumlu gelişmelerin büyük önemi vardır. Bir ülkenin sahip olduğu insankaynağının, sayısal durumu kadar; o kaynağın nitelik düzeyi de ekonomikkalkınmayı etkileyen temel unsurlar arasında yer alır.184 TĐSK, <strong>Türkiye</strong>’de Demografik Yapı <strong>ve</strong> Đşgücü Piyasası, Araştırma, Đş<strong>ve</strong>ren Der., Cilt:XXVIII, Sayı:5, Ank.,Şubat 1990, s.7.185 DPT, Ekonomik <strong>ve</strong> Sosyal Göstergeler (1950-1992), Ank., Mayıs 1993, s.92.186 Ali Nazım SÖZER/Tunç DEMĐRBĐLEK, Ege Bölgesinde Đstihdam..., A.g.a., s.18.187 DĐE, Mayıs 1994’de <strong>Türkiye</strong>’nin Ekonomisi..., A.g.e., s.265.


Toplam nüfus; ülkelerin istihdam seviyelerini tayin eden başlıca faktörlerdenbiri <strong>ve</strong> emek arzının kaynağıdır. Bir ülkede nüfus miktarı yüksekise, haliyle o ülkede emek arzı da yüksek olacaktır. 188 Bunun yanı sıranüfusu aynı olan ülkelerdeki yetişkin nüfus oranı; çocuk <strong>ve</strong> yaşlı nüfusanazaran fazla ise, o ülkenin "emek-arz kapasitesi" daha yüksek olur. Şayetçocuk <strong>ve</strong> yaşlı nüfus oranı, yetişkin nüfusa oranla fazla ise; o ülkede "emekarzkapasitesi" nin daha az olduğu görülecektir. Çocuk <strong>ve</strong> yaşlı nüfus oranı,yetişkin nüfusa göre fazla olan bir ülkede; bu nüfus üretimekatılmadığından, toplam nüfusun tüketim fonksiyonu artacaktır. Diğertaraftan ülkemiz açısından olumlu bir gelişme, bağımlılık oranının giderekazalmış olmasında görülmektedir. 189Yaş bağımlılık oranın sayım yıllarına göre (1965-1990 arası) değişimiTablo II-3’de incelendiğinde, nüfus artış hızı ile doğru orantılı olarak değiştiğigörülmektedir. 1965 yılında yaş bağımlılık oranı binde 849 iken,1970 yılında binde 859’luk oranla en yüksek seviyeye ulaşmıştır. 1975-1990 yılları arasında yapılan sayımlarda da devamlı düşme göstererek,1990 yılında binde 667 olmuştur. Yaş bağımlılık oranının 1991 ilâ 1994yılları arasında da düşüş göstereceği <strong>ve</strong> 1994 yılı sonunda binde 639’adüşüceği tahmin edilmektedir.Ayrıca yaş bağımlılık oranının düşmesi, aynı zamanda iktisaden faalnüfusun (işgücünün) devamlı olarak yükselmesinin bir göstergesi olarak dakabul edilmektedir. 190188 Nevzat YALÇINTAŞ / Orhan TUNA; Sosyal Siyaset, Filiz Kitapevi, Đst., 1994, s.66.189 Daha geniş bilgi için Bkz:Sabahattin ZAĐM, Çalışma Ekonomisi, 9. Baskı, Filiz Kitapevi, Đst., 1992, s.88-89; Mehmet ÇĐFTLĐKLĐ; 2000’li Yıllara Doğru, A.g.m., s.352,190 DĐE; Mayıs 1994’te <strong>Türkiye</strong> Ekonomisi, A.g.e., s.265.


TABLO II-3TÜRKĐYE’DE NÜFUSUN ÜÇ ANA YAŞ GRUPLARINADAĞILIMI VE BAĞIMLILIK ORANLARI(Bin Kişi)SAYIM TOPLAM 0-14 YAŞ 15-64 YAŞ 65 + YAŞ BAĞIMLILIKYILINÜFUS NÜFUS (% ) NÜFUS (% ) NÜFUS (% ) ORANI (Binde)24.10.1965 31391 13169 41,9 16979 54,1 1243 4,0 84925.10.1970 35605 14883 41,8 19155 53,8 1567 4,4 85926.10.1975 40347 16361 40,5 22131 54,9 1856 4,6 82312.10.1980 44737 17500 39,1 25116 56,1 2121 4,8 78120.10.1985 50664 19050 37,6 29482 58,2 2138 4,2 71821.10.1990 56473 20260 35,8 33938 60,0 2371 4,1 6671991 (a) 57893 20540 35,4 34883 60,2 2470 4,2 6601992 (a) 59233 20805 35,1 35850 60,5 2578 4,3 6521993 (a) 60557 21052 34,7 36811 60,7 2694 4,4 6451994 (a) 61825 21287 34,4 37724 61,0 2814 4,5 639KAYNAK: TĐSK, <strong>Türkiye</strong>’de Demografik yapı, A.g.e., s.6. ile DPT, VI.Beş Yıllık Kalkınma Planı, 1989,s.286’dan faydalanılarak düzenlenmiştir.(a): 1991 ilâ 1994 yılları tahminleri Ekim ayı itibariyle <strong>ve</strong>rilmiştirYine Tablo II-3’de yer alan ülkemiz nüfusunun üçü ana yaş grubunagöre dağılımına baktığımızda, 0-14 yaş grubunun 1965 yılında % 41,9’lukpaya sahip olduğunu görürüz. Bu pay her geçen yıl düşme gösterdiğinden;1990 yılında % 35,8’e, 1991 yılında % 35,4’e, 1992 yılında % 35,1’e, 1993yılında % 34,7’ye 1994 yılında ise % 34,4’e düşeceği tahmin edilmektedir.Buna karşılık 15-64, yaş grubu arasındaki dağılım ise; 1965 yılında %54,1 iken, devamlı artış göstererek yükselmiştir. Buna göre 1990 yılında %60’a, 1991 yılında % 60,2’ye, 1992 yılında % 60,5’e, 1993 yılında % 60,7’ye<strong>ve</strong> 1994 yılında da % 61’e yükselmesi beklenmektedir.15-64 yaş grubundaki artışa paralel olarak, çalışan kişilerin kendileri ilebirlikte kaç kişiye yetecek kadar üretimde bulunmaları gerektiğini ifadeeden yaş bağımlılık oranı da düşmektedir. 191191 TĐSK; <strong>Türkiye</strong>’de Demografik Yapı, A.g.a., s.7.


TABLO II-4YURTĐÇĐ ĐŞGÜCÜ PĐYASASINDA GELĐŞMELER (15+Yaş) (Bin Kişi)YILLAR 1990 1991 1992 1993 1994 (1) 2000 (1)Sivil Đşgücü 19954 19967 20126 20232 20424 22462Đşgücüne KatılmaOranı (Yüzde) 56,7 56,2 55,5 54,2 53,2 50,3Sivil Đstihdam 18364 18421 18600 18702 18285 20737Tarım 8731 8714 8169 8397 8166 8427Sanayi 2773 2837 3047 2916 2880 3494Hizmetler 6860 6870 7385 7389 7239 8816Đşsiz 1590 1546 1596 1530 2139 1725Eksik Đstihdam 1271 1373 1535 1383 1904 1535Đşsizlik oranı (% ) 8,0 7,7 7,9 7,6 10,5 7,7Eksik Đstih.Oranı (% ) 6,4 6,9 7,6 6,8 9,3 6,8Đşsizlik+Eksik ĐstihdamNedeniyle Atıl DurumdaBulunan Đşgücü Oranı(%)14,4 14,7 15,5 14,4 19,8 14,5KAYNAK: DPT, VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1996-2000), (Tablo: 13 <strong>ve</strong> 15), s.49 <strong>ve</strong>55’den birleştirilmiştir. (1) TahminTablo II-4’de yer alan işsizlik oranı incelendiğinde 1990’da % 8,0,1991’de % 7,7, 1992’de % 7,9, 1993’de de % 7,6 olduğu görülür. 1990 yılında% 8,0 olan işsizlik oranı, takip eden yıllarda azalıp çoğalmasınarağmen; bu oran % 8,0’in altında seyretmiştir. 1994’de bu oranın % 10,5’eyükseleceği tahmin edilmektedir.2000 yılında toplam işgücünün 22.462.000 kişiye ulaşacağı tahminedilmekte, öngörülen hedefler doğrultusunda toplam istihdamın 20.737.000kişi, işsizliğin de % 7,7 düzeyinde olması beklenmektedir. 192Ülkemizde DPT <strong>ve</strong> DĐE tarafından işsizlik tanımları (her iki kuruluşunayrı <strong>ve</strong>rilerinden hareket etmesi sebebiyle), iki ayrı tanım şeklinde karşımıza192 DPT, VII. Beşyıllık Kalkınma Planı (1990-2000), Ank., 1995, s.54.


çıkmaktadır. DPT’ye ait işsiz tanımında, çalışma çağındaki (15+yaş)nüfustan işgücü talebi <strong>ve</strong> faal olmayanlar (öğrenci, evkadını, emekli,mahkum, hasta, sakat, yaşlı, irat sahibi gibi) düşülerek işsizlik rakamıbulunurken; DĐE iş arayanları işsiz kabul ederek, işi olmayan, çalışmayahazır <strong>ve</strong> iş arayan kişileri işsiz olarak nitelendirmektedir. Ayrıca, DPT açık<strong>ve</strong> gizli işsizleri dikkate alırken; DĐE, sadece açık işsizleri dikkate alaraktanımı yapmıştır. 193Bu sebeple DPT <strong>ve</strong> DĐE <strong>ve</strong>rileri arasında farklı oranlar ortaya çıktığı gibi,sırasında değişik yıllarda yayınlanan DPT’ye ait yayınlarda; aynı yıl <strong>ve</strong>rileribile farklılıklar gösterebilmektedir. 194 Dolayısıyla bu <strong>ve</strong>rilerden faydalananarıştırmacılarda da aynı yıllara ait bilgilerde farklı oranlar görülmektedir. 195Bunun yanında OECD’nin işsizlik oranlarına ait <strong>ve</strong>rilere baktığımızda,DPT <strong>ve</strong>rilerinden çok yüksek <strong>ve</strong> farklı oranların bulunduğunu görürüz.<strong>Türkiye</strong>’de işsizlik oranı OECD <strong>ve</strong>rilerinde 1990 yılı için % 8,0, 1991 yılı için% 7,7 olarak yer almıştır. Bu oran 1992’de % 7,9, 1993’de 8,7 olarak yeralırken; 1994’de % 12,6, 1995’te de % 14,0 olacağı tahmin edilmektedir. 196Görüldüğü gibi bu oranlar da DPT <strong>ve</strong>rilerinden çok farklıdır.<strong>Türkiye</strong>’de istihdamın sektörel dağılımı ile ilgi <strong>ve</strong>riler, Tablo II-5’degösterilmiştir. Buna göre tarım sektörünün istihdamdaki payı 1965 yılında% 71,9 iken, bu pay her sayım döneminde azalarak; 1990 yılında % 47,5’e1991 yılında % 47,3’e, 1992 yılında % 43,9’a düşmüştür. 1993 yılında ise %47,0 olması tahmin edilmektedir.193 DPT; Đstihdam Özel Đltisas Komisyonu Raporu, Yayın No: DPT:2170-ÖĐK:341, Ank., 1989, s.3.194 Bilgi için bkz: DPT, 1980’den 1990’a Makro Ekonomik Politikalar <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong> Ekonomisindeki GelişmelerinAnalizi <strong>ve</strong> Değerlendirmeler, Ank., 24 Temmuz 1990 ile DPT, Ekonomik <strong>ve</strong> Sosyal Göstergeler (1950-1992), Ank.,Mayıs 1993 isimli eserlere.195 Bilgi için bkz: TOBB, Đktisadî Rapor, 1990, A.g.e., s.65. ile Naci ÖNSAL, Đstihdam., A.g.e., s.59.196 Bkz: OECD, Economic Outlook, 55 June 1994, France, 1994, s.A23.


TABLO II-5TÜRKĐYE’DE ĐSTĐHDAMIN SEKTÖREL DAĞILIMIY I L TARIM SANAYĐ HĐZMETLER1965 71,9 7,9 20,21970 70,2 10,2 19,61975 65,1 11,5 23,41980 62,5 11,6 25,91985 58,8 12,9 28,31989 47,3 15,9 36,81990 47,5 15,1 37,31991 47,3 15,4 37,21992 47,9 16,3 39,71993(Tahmin)47,0 14,7 38,2(15+yaş), (% )KAYNAK: TOBB, Đktisadi Rapor (1990), s:68 ile DPT, VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı(1990-1994), 1994 Yılı Programı Destek Çalışmaları, Ekonomik <strong>ve</strong> Sosyal Sektördeki Gelişmeler,1994, s:102’den birleştirilerek düzenlenmiştir.Đstihdamın, sanayi sektöründeki payına baktığımızda; bu durum 1965yılında % 7,9 iken, her sayım döneminde artış göstermiştir. Bu konuda sonsenelere baktığımızda, istihdamın sanayi sektöründeki payı; 1990 yılında %15,1’e, 1991 yılında % 15,4’e, 1992 yılında da % 16,3’e yükselmiştir. 1993yılında bu oranın, % 14,7 olması beklenmektedir.Hizmet sektörüne baktığımızda istihdam payının 1970 yılı hariç ( 19,6ile), hemen her yıl arttığı görülür. Buna göre hizmet sektöründeki istihdampayı 1965 yılında % 20,2 iken, 1990 yılında % 37,3’e, 1991 yılında %37,2’ye, 1992 yılında da % 39,7’ye yükselmiştir. 1993 yılında ise bu oranın% 38,2 olması tahmin edilmektedir.<strong>Türkiye</strong>’nin en önemli problemlerinden biri, nüfusundaki artış hızındankaynaklanmaktadır. Son iki dönem Kalkınma Planları’nda takip edilen


politikalar sayesinde, bu hız düşmeye başlamıştır. Nüfus artış hızınındüşmesi, ülke nüfusunun büyük bir çoğunluğunu oluşturan genç nüfusunda düşmesine sebep olmaktadır. Nüfus hızı <strong>ve</strong> genç nüfusun düşmesi,ülkedeki işsizlik probleminin çözümünde az da olsa etkili olacaktır.Đşsizlikle mücadele de en önemli unsur, hiç kuşkusuz yatırımlarınartırılmasında aranmalıdır. Çünkü <strong>Türkiye</strong>’nin genel problemi, hızlı nüfusartışına bağlı olarak artan işgücü fazlasını istihdam edecek yeni yatırımlarıgerçekleştirememesinden kaynaklanmaktadır. Yapısal işsizlik olaraktanımlanabilecek bu işsizlik probleminin çözümünde, uzun süreli istihdamyaratma özelliği olan yatırımların teşvik edilmesi gerekmektedir. 197Bu bakımdan istihdam yaratmada büyük potansiyeli olduğu, gelişmişülkelerce de kabul edilen KOBĐ’lerin, ülkemizde de her yönden teşvikedilerek, desteklenmesi sağlanmaktadır.2- Çalışma Çağındaki NüfusEmek arzının kaynağı toplam nüfustur. Ancak nüfusun tümü, çalışmahayatına katılmaz. Ülke insanlarından, 15 yaşından aşağı çocuklar <strong>ve</strong> 64yaşından yukarı yaşlılar; prensip itibariyle çalışma çağının dışında kabuledilirler. Gerçi fiilen çalışma çağı her ülkenin mevzuatında farklı şekilde yeralmakla birlikte, genel olarak 15-64 yaş arası çalışma çağı kabul edilmiştir.Çalışma çağı, Uluslararası Çalışma Teşkilâtı ile Uluslararası Đstatistikler’dede, 15-64 yaş arası olarak yer alır.Buna göre, bir ülkede iktisadî faaliyette emeğini arz edebilecek insanlar,ilke bakımından çocuk <strong>ve</strong> yaşlılar dışındaki yetişkin nüfustur. Yetişkinnüfus miktar <strong>ve</strong> oranı, her ülkenin demografik yapısına bağlıdır. Nüfusuhızla artan genç ülkeler ile nüfusu azalmakla birlikte; yaşama süresi artanyaşlı ülkelerde, çalışma çağındaki nüfus miktarı azalacaktır. 198197 TĐSK, <strong>Türkiye</strong>’de Demografik Yapı..., A.g.a., s. 9.198 Sabahattin ZAĐM, Çalışma Ekonomisi, A.g.e., s.88-89. <strong>ve</strong> Naci ÖNSAL, Đstihdam, A.g.e., s.11.


TABLO II-6TÜRKĐYE’DE YAŞ GRUPLARININ GENEL NÜFUSTAKĐ PAYI (% )YAŞ GRUPLARI 1945 1950 1955 1960196519701975 1980 1985 1990 1994 (T) 1995 (T) 1996 (T) 2000 (T)(0-14) Çocuklar 40 38 39 41 42 42 40 39 38 36,033,0 32,3 31,7 29,6(15-64) ÇalışmaÇağındakiler57 58 57 55 54 54 55 56 58 60,562,0 63,0 63,5 64,9(65+yaş) Yaşlılar --- 3 3 4 4 4 5 5 4 4,0 4,7 4,7 4,8 5,5KAYNAK: DPT, VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990-1994), 1989, s:286; DPT, VII.BeşYıllık Kalkınma Planı (1996-200), A.g.e., s.35 <strong>ve</strong> 37 ile Sabahattin ZAĐM, Çalışma Ekonomisi,1986, s.109’dan birleştirilerek düzenlenmiştir.Tablo II-3’de yer alan <strong>Türkiye</strong> nüfusunun, üç ana yaş grubuna baktığımızda;1965 yılı itibariyle ülke nüfusu 31.391.000 kişi iken, çalışmaçağındaki nüfus 16.979.000 kişidir. Bu durum 1990 yılı nüfus sayımı itibariyle56.473.000 kişi iken, çalışma çağındaki nüfus 33.938.000 kişiyeyükselmiştir. 1994 yılı itibariyle nüfusumuzun 61.825.000 kişi, çalışmaçağındaki nüfusumuzun da 37.724.000 olacağı beklenmektedir.Çalışma çağındaki nüfusun genel nüfus içindeki payına baktığımızda(Tablo II-6); 1945 yılında bu pay % 57 iken, 1990 yılında % 60,5 olmuş,1994 yılında ise % 62,0 olması tahmin edilmektedir. Ayrıca 1990 yılı genelnüfus sayımına göre çocukların oranı % 36,0, yaşlı nüfus oranı da % 4’dür.1994’de çocukların oranı % 33’e düşerken; ortalama yaş seviyesinin (sağlık,bakım vs. yönünden) yükselmesi sonucu, yaşlı nüfus oranının % 4,7’yeçıkacağı baklenmektedir. Bu arada çocuk oranı 1995 yılında % 32,3’e,1996’da % 31,7’ye, 2000 yılında da % 29,6’ya düşeceği; yine yaşlı nüfusoranının da 1995’de % 4,7’ye, 1996’da % 4,8’e, 2000 yılında da % 5,5’eyükselmesi tahmin edilmektedir. 199 Bu duruma göre; 1945-1994 yıllarıarasında çalışma çağındaki nüfusun, genel nüfus içindeki oranı en az % 54ilâ en çok % 62,0 arasında seyretmiştir. Bu oranın devamlı yükselmesi,(1995’de % 63, 1996’da % 63,5 <strong>ve</strong> 2000 yılında % 64,9 olacağı tahmin199 DPT, VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1996-2000), A.g.e., s.35 <strong>ve</strong> 37.


edilmektedir.) ülkemizin genç nüfus yapısına sahip olduğunun birgöstergesidir.Çalışma çağındaki nüfus, aynı zamanda ülkenin emek arzı kapasitesinigöstermektedir. Şüphesiz ki, doğurganlık oranı <strong>ve</strong> genç nüfusun yüksekolduğu ülkelerle, 64 yaş üzerindeki nüfusun yüksek olduğu ülkeler; emekarzı kapasitesi bakımından, aynı nüfusa sahip ülkelerden şansızolmaktadır. 200 Bir ülke nüfusunun tamamı tüketicidir. Ancak çalışmaçağındaki nüfus; hem tüketici, hem de üreticidir. Üretim-tüketim dengesinisağlamak için üretime katılanların kendileriyle birlikte üretime katılmayanlarada yetecek kadar üretimde bulunması gerekir. Bunun ölçüsü"bağımlılık oranı" şeklinde ifade edilmektedir.Çalışma çağındaki nüfus oranı, bağımlılık oranıyla ters orantılıdır. 201Tablo II-6 incelendiğinde açıkça görüleceği üzere; çalışma çağındaki nüfusoranı 1965 yılında % 54’den 1990 yılında % 60,5’e yükselirken, bağımlılıkoranı buna ters orantılı olarak 1965 yılında binde 849’dan 1990 yılındabinde 667’e düşmüştür. Aynı zamanda bu düşüş, işgücünün deyükselmesine sebep olmuştur.3- ĐşgücüÇalışma çağındaki nüfus miktar <strong>ve</strong> oranı önemli olmakla beraber, emekarzını tesbitte yeterli değildir. Çünkü çalışma çağındaki nüfusa dahil olupda, çalışma arzusu göstermeyenler ile ev hanımları; iş hayatına atılmakistemezler. Bir kısmı da iş görmez durumda sakat <strong>ve</strong> hasta olduklarından,çalışma gücüne sahip değildirler. Buna karşılık 15 yaşından küçükçocuklar ile 65 yaşından yukarı bazı kimseler; çalışma çağı dışındaoldukları halde, iş hayatına atılırlar. Bunların tamamına "işgücü" denilir.Başka bir ifadeyle işgücünü, ülke nüfusunun üretken durumda olan <strong>ve</strong>iktisadî faaliyete katılan kesimi şeklinde tanımlamak da mümkündür. Busebeple işgücü; bir ülkede insan sayısı yönünden emek arzını ifade edenkavram olarak ele alınır. 202Đşgücünün; çalışma çağında olup, çalışma arzu <strong>ve</strong> gücüne sahip bulunan,cari <strong>ve</strong> geçerli ücret seviyelerinde emeğini sunmaya hazır durumdaki200 Naci ÖNSAL, Đstihdam..., A.g.e., s.12.201 Sabahattin ZAĐM, Çalışma Ekonomisi, A.g.e., s.90.202 Sabahattin ZAĐM, Çalışma Ekonomisi, A.g.e., s.91-92.


kişilerin meydana getirdiği topluluk olarak da tanımı yapılmaktadır. 203Đstatistik terimiyle işgücü; genelde 14 yaşından yukarı <strong>ve</strong> 65 yaşınıaşmamış olup, kazanç getirici bir işte çalışanların tamamını ifadeetmektedir.Đşgücüne katılan nüfus gruplarını; iş<strong>ve</strong>renler, başkasının nam <strong>ve</strong> hesabınaücretle çalışanlar, ücretsiz çalışan yardımcı aile fertleri, işsizler <strong>ve</strong>sayım zamınında gelir karşılığı bilfiil çalışanlar oluşturur. Bu toplamdanaskerleri çakırırsak kalan kısıma "sivil işgücü"de denir. Đşgücüne katılmayangruplar ise, hiç çalışmayan <strong>ve</strong> çalışamayacak olanlardan (yaşlılar,çocuklar, çalışmayan kadınlar ile daimi sakatlar) meydana gelir. 204Đşgücü yerine zaman zaman "faal nüfus" <strong>ve</strong> "Đktisaden faal nüfus"kavramları kullanılmaktadır. Bu kavramlarda aynı mana kastedilmiş olmasınarağmen, aralarındaki çok küçük fark ölçümdedir. "Faal nüfus, ile"iktisaden faal nüfusun" belirlenmesinde meslekte devamlılık şartı aranmaktadır.Đşgücüne ise; meslekte devamlılık şartı aranmaksızın, sayımanında geçici de olsa çalışanlar ile işsizler dahil edilmektedir. 205 Tüketicidurumunda olup, emeğini arz etmeyenler <strong>ve</strong>ya çalışma arzu <strong>ve</strong> iktidarındaolmayanlar ise "faal olmayan nüfus" olarak kabul edilmektedir. 206Ülkemizde DĐE "Đktisaden faal nüfus" kavramını kullanırken, 12 yaş <strong>ve</strong>yukarısını bu kavram içinde saymaktadır. Đktisaden faal nüfusun DĐE’dekitanımı; sayımdan önceki son bir hafta içinde, aynî <strong>ve</strong> nakdî bir gelir teminetmek amacıyla en az bir gün çalışan, çalışmadı ise işi ile ilgili devam eden<strong>ve</strong>ya işi olmayıp da iş arayan nüfus olarak yapılmaktadır. 207 DPT iktisadenfaal nüfus kavramını kullanırken, bu kavramın içine 15 yaş <strong>ve</strong> yukarısınıdahil etmektedir.Đşgücü miktarının, genel nüfus miktarına oranı; nüfusun işgücünekatılma payı <strong>ve</strong>ya oranı olarak tanımlanır. 208 Başka bir ifadeyle, işgücünekatılma oranı; çalışanlarla, işsizlerin yani işgücü arzının toplam nüfustakioranı olarak da tanımlanmaktadır. 209203 Nevzat YALÇINTAŞ/Orhan TUNA, Sosyal Siyaset, A.g.e., s.67.204 Sabahattin ZAĐM, Çalışma Ekonomisi, A.g.e., s.92.205 Sabahattin ZAĐM, Çalışma Ekonomisi, A.g.e., s.92.206 Nevzat YALÇINTAŞ/Orhan TUNA, Sosyal Siyaset, A.g.e., s.67.207 Naci ÖNSAL, Đstihdam, A.g.e., s.12.208 Daha geniş bilgi için bkz; Sabahattin ZAĐM, Çalışma Ekonomisi, A.g.e., s.93.209 Nevzat YALÇINTAŞ/Orhan TUNA, Sosyal Siyaset, A.g.e., s.70.


Genellikle bir ülkenin nüfusunu, çağ içi <strong>ve</strong> çağ dışı nüfus olarak ikiyeayırmak mümkündür. Bu ayırıma göre; 15-64 yaş grubu çağ içi nüfusu, 0-14 yaş grubu ile 65+yaş grubu ise çağ dışı nüfusu meydana getirir. 210Bir ülkedeki toplam işgücünü (emek arzını) bulmak için; çalışma çağındakinüfustan (15-64 yaş grubu), çalışma arzu <strong>ve</strong> iktidarında olmayanlarıçıkarmamız gerekir.Buna göre Şekil II-1’de yer alan <strong>ve</strong>riler incelendiğinde, 1990 yılında<strong>Türkiye</strong>’de çalışma çağındaki toplam nüfus 33.9 milyondur. Bundan çalışmaarzu <strong>ve</strong> iktidarında olmayanların miktarı olan 13.7 milyon kişidüşüldüğünde, toplam işgücü (emek arzı) bulunur. Yani 1990 yılındatoplam işgücü 20.2 milyon olmaktadır.Tablo II-4’ü incelediğimizde, toplam işgücü; 1991 yılı ekim ayı itibariyle19.9 milyon, 1992 yılı ekim ayı itibariyle 20.1 milyon olduğu görülür. Yineaynı Tablo’da yer alan tahmini rakamlara göre işgücünün; 1993 yılında20.2 milyon, 1994 yılında 20.4 milyon, 2000 yılında da 22.4 milyon olmasıbeklenilmektedir.Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı sonu olan 1994 yılı itibariyle işgücünün20.424.000, sivil istihdamın 18.285.000, işsizliğin 2.138.000 kişiyeulaşacağı; işsizlik oranının da % 10,5 olacağı tahmin edilmektedir. 211Đşgücünü tayinde nüfus miktarı temel faktör olmasına rağmen; nüfusunyaş <strong>ve</strong> cinsiyet yapısı, yani kadınların işgücüne katılma oranları daişgücünü tayinde büyük önem taşır. Đşgücüne katılma oranında erkekler,bölgeler arasında büyük farklılıklar göstermezken; kadınlarda büyükfarklılıklar görülmektedir. Bu sebeple işgücüne katılma oranları; en yüksek<strong>ve</strong> en düşük olarak, gelişmekte olan ülkelerde rastlanır.210 Nevzat YALÇINTAŞ/Orhan TUNA, Sosyal Siyaset, A.g.e., s.66.211 Bkz: DPT, VII Beş Yıllık Kalkınma Planı, A.g.e., s.49.


KAYNAK: Sabahattin ZAĐM, Çalışma Ekonomisi, 1992, s.89 ile Mehmet ÇĐFTLĐKLĐ, 2000’liYıllara Doğru <strong>Türkiye</strong>’de Nüfus <strong>ve</strong> Đstihdam, 1992, s.356’dan faydalanılarak grafik tarafımdan düzenlenmiştir.- Genel nüfustan, çalışma çağındaki nüfus çıkarıldığında; çocuk <strong>ve</strong> yaşlı nüfus elde edilir.- Genel nüfustan, çocuk <strong>ve</strong> yaşlı nüfusu çıkardığımızda; çalışma çağındaki nüfusu elde ederiz.- Çalışma çağındaki nüfustan, çalışma arzu <strong>ve</strong> iktidarında olmayanları çıkardığımızda; işgücü bulunur.- Đşgücünden, açık işsizler çıkarıldığında; istihdam seviyesi elde edilir.- Đstihdam seviyesinden, gizli işsizler çıkarıldığında; prodüktif istihdam seviyesi (gerçek istihdam) bulunur.- Đşgücünden, istihdam seviyesi çıkarıldığında; o ülkedeki işsizlik elde edilir.


Ülkemizde gelişme seviyesi ne olursa olsun, diğer ülkelerdekine benzerşekilde; erkek işgücüne katılma oranlarının, kadınlardan daha yüksekolması dikkat çekmektedir. Gerçi erkek işgücüne katılma oranları, uzundönem istikrar gösterirken; kadın oranındaki değişmeler ortalamalarabüyük oranda etki yapmaktadır. Aslında <strong>Türkiye</strong>’de kadın işgücü oranları,genellikle gelişmiş ekonomilere oranla daha yüksek; erkek işgücü oranlarıda nisbî şekilde düşük bulunmaktadır. 212 Bu sebeple ülkemizin, erkekağırlıklı bir iktisaden faal nüfusa sahib olduğu söylenebilir.TABLO II-7TÜRKĐYE’DE YAŞ GRUPLARINA GÖRE ĐŞGÜCÜNE KATILMA ORANI(%)YAŞ ERKEK KADIN12-14 25 2015-19 60 4020-24 85 4025-29 95 3530-34 97 3535-39 97 3840-44 95 3845-49 90 3550-54 78 3455-59 65 3360-64 55 2065 25 10KAYNAK: DĐE, Hane Halkı Đşgücü Anket Sonuçları, 1991, s.6.Tablo II-7’yi incelediğimizde; erkeklerin bütün yaş gruplarında işgücünekatılma oranları, kadınların işgücüne katılma oranlarından daha yüksektir.Erkek işgücüne katılma oranı; en yüksek 30-34 <strong>ve</strong> 35-39 yaşları arasında212 Nevzat YALÇINTAŞ / Orhan TUNA, Sosyal Siyaset, A.g.e., S.70.


iken, kadın işgücüne katılma oranı ise en yüksek 15-19 <strong>ve</strong> 20-24 yaşlarıarasında olmaktadır. Bu da genç nüfus yapısana sahip olan ülkemizde;kadın <strong>ve</strong> erkek ayırımı yapmadan, genç nüfusun çalışma arzu <strong>ve</strong>iktidarında olduğunu göstermektedir. Genel nüfus sayımları itibariyle sonhafta içinde iktisaden faal olan <strong>ve</strong> olmayan nüfusun durumunu elealdığımızda; her ikisinin de genel nüfus sayımlarına göre yükseldiğini görürüz.Tablo II-8 incelendiğinde; ikstisaden faal olan <strong>ve</strong> olmayan nüfus toplamı1975 genel nüfus sayımında 26.945.724 kişi iken, 1980 genel nüfussayımında 30.539.621, 1985 genel nüfus sayımında ise 35.339.299 kişiyeyükselmiştir.


TABLO II-8GENEL NÜFUS SAYIMLARI ĐTĐBARĐYLE NÜFUSUN SON HAFTA ĐÇĐNDEĐKTĐSADEN FAAL OLMA DURUMU VE CĐNSĐYETE GÖRE ORANIT: Toplam E: Erkek K: KadınSAYIM YILI1975 (1) 1980 (1) 1985 (1)T 26.945.724 30.539.621 35.339.229T O P L A M E 13.823.470 15.401.820 17.803.595K 13.122.254 15.137.801 17.535.704T 17.383.828 19.212.193 21.579.996ĐKTĐSADEN FAAL E 11.179.506 12.284.257 13.932.731NÜFUS (%) 64,31 63,94 64,56K 6.204.422 6.927.936 7.647.265(%) 35,69 36,06 35,44T 9.561.896 11.194.199 13.670.254ĐKTĐSADEN FAAL E 2.643.964 3.024.831 3.820.952OLMAYANNÜFUS(%) 27,65 27,02 27,95K 6.917.932 8.169.368 9.849.302(%) 72,35 72,98 72,05ĐKTĐSADEN FAAL OLAN VE OLMAYANLARIN TOPLAMĐÇĐNDEKĐ ORANI (%)ĐKTĐSADEN FAALOLANT 64,51 62,91 61,07E 80,87 79,76 78,26K 47,28 45,77 43,61T 35,49 36,65 38,68ĐKTĐSADEN FAAL E 19,13 19,64 21,46OLMAYAN K 52,72 53,97 56,17


KAYNAK: Ali Nazım SÖZER/Tunç DEMĐRBĐLEK, Ege Bölgesinde Đstihdam <strong>ve</strong> ÇalışmaYaşamının Genel Görünümü, 1993, s.16.(1) : 12 <strong>ve</strong> daha yukarı yaştaki Nüfus.12 <strong>ve</strong> daha yukarı yaştaki nüfus olarak, 1975 yılından sonra DĐE tarafındanele alınan "Đktisaden faal nüfus"; 1975 yılı itibariyle 17.383.828kişi iken, bu miktar 1980 yılında 19.212.193 kişiye, 1985 yılında da21.579.996 kişiye yükselmiştir. Kişi sayısı bakımından rakam olarak görülenbu artış, oran bakımından ele alındığında "Đktisaden faal olan nüfus"ta düşme olduğu görülür. 1975 yılında iktisaden faal olan nüfus, toplamnüfus içinde % 61,51’lik orana sahip iken; 1980 yılında bu oran % 62,91’e,1985 yılında ise % 61,07’ye düşmüştür. Bunun yanında iktisaden faalolmayanların toplam nüfus içindeki oranı, ilgili sayım yıllarına göre; 1975yılında % 35,49’dan, 1980 yılında %36,65’e, 1985 yılında da % 38,68’eyükselmiştir.Đktisaden faal olan nüfusun azalma göstermesinin başlıca sebepleriarasında, eğitime devam eden genç nüfusun artması ile faal nüfusun tarımsektöründen sanayi sektörüne kayması gösterilebilir. 213Genel nüfus sayımlarındaki ilgili yıllara ait iktisaden faal olan <strong>ve</strong> olmayantoplam nüfusun, cinsiyete göre oranına baktığımızda; 1975 yılındaerkeklerin iktisaden faal nüfus içindeki % 64,31’lik oranına karşılık, kadınların% 35,69’luk orana sahip olduğunu görürüz. 1985 yılında bu oran;erkeklerde % 64,56, kadınlar da da % 35,44 olmuştur. Đktisaden faalolmayan nüfus içinde kadınların sayısal yönden fazla olması sebebiyle;1975 yılında kadınların % 72,35’lik oranına karşılık, erkekler % 27,65’likbir orana sahip olmuşlardır. 1985 yılında da kadınların % 72,05’lik oranı,erkeklerde % 27,95 olarak görülür.Ülkemizde işgücüne katılma oranının düşüklüğü, işgücü piyasasınıntemel özelliklerinden birisidir. Hızlı nüfus artışı <strong>ve</strong> göç olayı ile birlikte;kentlerde sürekli bir büyüme gösteren işgücü potansiyeline karşılık, yeterlibir istihdam artışı tarım dışı sektörlerde yaratılmaktadır. Bu sebeple, yıllaritibariyle işgücüne katılma oranlarında bir azalma görülür. 214213 Ali Nazım SÖZER/Tunç DEMĐRBĐLEK, Ege Bölgesinde Đstihdam..., A.g.a., s.15.0 214 Ali Nazım SÖZER/Tunç DEMĐRBĐLEK, Ege Bölgesinde Đstihdam..., A.g.a., s.16.; Meryem KORAY,Günümüzde Đşgücü Piyasasının Özellikleri, Sorunları <strong>ve</strong> Đstihdam Politikaları, ĐĐBK. II.Đstihdam Haftası Tebliğleri,1992, Yayın No:276, Ank., 1992, s.98.


Tablo II-9’da yer alan <strong>ve</strong> 6. Beş Yıllık Plan dönemi’ni kapsayan 1990-1994, yıllları ile 1995 yılına ait işgücüne katılma oranlarına baktığımızda;ekim ayı itibariyle 1990 yılında % 56,7 iken bu oran devamlı düşerek, 1991yılında % 56,2, 1992 yılında %55,5, 1993 yılında % 54,2 olmuştur. 1994yılında ise bu oranın % 53,2’ye, 1995 yılında da % 52,2’ye düşeceği tahminedilmektedir.Böyle bir azalmanın temel sebepleri arasında; iç göçler, emeklilikşartlarında çalışanlar lehine gerçekleşen değişiklikler, bireylerin gelir seviyelerininartması ile eğitim imkânlarının gelişmesi yer almaktadır. Bununyanında, ülkemizde işgücüne katılma oranlarında ortaya çıkan azalmaşüphesiz işgücündeki artışa rağmen, daha az oranda bireyin iş piyasasınadahil olmasına sebep olmaktadır. 215TABLO II-9ĐŞ GÜCÜNE KATILMA ORANLARI VE ĐSTĐHDAMIN SEKTÖREL DAĞILIMIYILLAR 1990 1991 1992 1993 1994(Tahmin) 1995 (Tahmin)Đşgücü: 19.954 19.967 20.196 20.232 20.424 20.603Toplam (%) 56,7 56,2 55,5 54,2 53,2 52,2Đşgücüne Katılma Erkek (%) 79,7 78,4 78,1 76,5 --- ---Oranı :Kadın (%) 34,7 34,2 33,1 32,3 --- ---Toplam 18.364 18.421 18.600 18.702 18.285 18.716(15+yaş) (Bin kişi)Đstihdam : Tarım 8.731 8.714 8.169 8.397 8.166 8.329Sanayi 2.773 2.837 3.047 2.916 2.880 2.965Hizmetler 6.860 6.870 7.385 7.389 7.239 7.422KAYNAK: DPT, VI.Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990-1994), 1994 yılı Programı Destek Çalışmaları,Ekonomik <strong>ve</strong> Sosyal Sektördeki Gelişmeler, 1994, s:147.; ĐĐBK, 1994 yılı FaaliyetRaporu, Yayın No:288, Ank., 1995, s.7.215 Ali Nazım SÖZER/Tunç DEMĐRBĐLEK, Ege Bölgesinde Đstihdam, A.g.a., s.18.; Gülten KUTAL, <strong>Türkiye</strong>’deĐşsizliği Etkileyen Faktörler <strong>ve</strong> Đşsizliğin Özellikleri, Sosyal Siyaset Konferansları, 34.Kitap, Đst., 1985, s.149.


Yine Tablo II-9’de yer alan 1990-1995 yılları arasındaki, istihdamınsektörel dağılımına baktığımızda; 1990 yılında tarım sektöründe 8.731.000kişi istihdam ederken, bu sektördeki istihdam 1991 yılında 8.714.000’e,1992 yılında 8.169.000’e düşmüştür. 1993 yılında nisan ayı itibariyle busektörde istihdam yeniden yükselerek, 8.397.000 kişiye çıkmış, 1994’de8.166.000 kişi, 1995’de de 8.329.000 olacağı tahmin edilmektedir.Sanayi sektöründeki istihdam, 1990-1992 yılları arasında yükselerek;2.773.000 kişiden, 3.047.000 kişiye yükselmiştir. 1993 yılı itibariyle düşmegöstererek, 2.880.000 kişiye inmiş olup, 1994 yılında yeniden yükselerek2.880.000 kişiye, 1995 yılında da 2.965.000 kişiye ulaşacağı tahminedilmektedir.Hizmet sektöründe, 1990 yılında 6.860.000 kişi olan istihdam devamlıyükselerek, 1993’de 7.389.000 olmuştur. Bu sektörde istihdamın 1994yılında 7.239.000’e, 1995 yılında da 7.422.000’e yükseleceği tahminedilmektedir.Đstihdamın sektörel dağılımı, görüldüğü gibi tarımda yoğunlaşmıştır.Buna rağmen <strong>Türkiye</strong>’de istihdam, sanayileşme <strong>ve</strong> kalkınma hamleleriiçinde nisbî olarak; tarımdan, sanayi <strong>ve</strong> hizmetler sektörüne doğru kaymaktadır.B- <strong>Türkiye</strong>’de Đstihdam PolitikasıBir ülkenin istihdamı; o ülkenin kalkınmışlık seviyesi, nüfus <strong>ve</strong> tabiîkaynakları ile ekonomik şartlarına bağlıdır. 2000’li yıllara geçmeye hazırlandığımızşu günlerde, gelişmiş <strong>ve</strong> gelişmekte olan tüm ekonomilerin ortakproblemi işsizliktir. Đşsizlik; dünyanın pekçok ülkesinde zaman zamanazalıp-çoğalmasına rağmen, hâlâ ciddî bir problem olarak gündemdekiyerini korumaktadır.Her ülkenin ekonomik yapısı, politik felsefeleri, kültürel geçmişi <strong>ve</strong>içinde bulundukları zorluklar birbirinden çok farklı olduğundan; işsizliğinboyutu da ülkeden ülkeye değişmektedir. Bugün gelişmiş <strong>ve</strong> gelişmekteolan ülkelerde, gençler arasında büyük boyutlara ulaşan işsizlik oranı; herülkenin kendine has istihdam politikaları oluşturmaları ile bu alanda çeşitlitedbirler almalarına sebep olmuştur. Bu politika <strong>ve</strong> tedbirlerin başında;


gençler için geniş meslekî eğitim programları ile toplumun ihtiyaçlarınayönelik istihdam yaratıcı projelerin devreye sokulmasına yer <strong>ve</strong>rilmiştir. 216Đstihdam; kullanma, çalışma demektir. Bir ülkede, bir yıldaki ekonomikfaaliyetlere katılacak durumda olan insangücünün; kullanılma, çalışma<strong>ve</strong>ya çalıştırma derecesi istihdamı gösterir. 217 Ayrıca üretime yönelen emekfaktörünün kullanımı şeklinde de istihdamın tanımı yapılmaktadır. 218Dünyada olduğu gibi, ülkemizde de herkesin durumuna uygun <strong>ve</strong> gelirsağlayacak bir işde çalışması; kişinin temel hakları arasında yer almaktadır.Ülkemizdeki hızlı nüfus artışı <strong>ve</strong> son yıllarda yaşanan dış ödemelerdengesindeki sıkıntılar sebebiyle; yatırımlar azalmış <strong>ve</strong> sonucundaişsizlik oranı artmıştır. Đşsizliğin azalmasına yönelik, gerek kamu <strong>ve</strong> gerekseözel sektörce birçok faaliyetler başlatılmıştır.Bu konuda en önemli görev, 1982 Anayasası ile devlete <strong>ve</strong>rilmiştir.Anayasamızın 49’uncu maddesinde "Çalışma, herkesin hakkı <strong>ve</strong> ödevidir.Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmekiçin çalışanları korumak, çalışmayı desteklemek <strong>ve</strong> işsizliği önlemeyeel<strong>ve</strong>rişli ekonomik bir ortam yaratmak için gerekli tedbirleri alır..." 219denilmektedir. Bu hüküm gereği; çalışma arzu <strong>ve</strong> iktidarında olan herkeseiş bulmanın, devletin yükümlülüğü altında olduğu belirtilmiş; çalışmahakkı <strong>ve</strong> ödevi böylece anayasal gü<strong>ve</strong>nce altına alınmıştır.Ayrıca 10 aralık 1948 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ncakabul edilen 220 Đnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 23’üncü MaddesiI.Bendi’nde "Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil <strong>ve</strong> el<strong>ve</strong>rişliçalışma şartlarına <strong>ve</strong> işsizlikten korunmaya hakkı vardır." 221 şeklindeuyulması mecburî nitelikte hükümler bulunmaktadır. Son olarak 18 ekim1961 tarihinde yürürlüğe konulan "<strong>Avrupa</strong> Sosyal Şartı" <strong>ve</strong>ya "<strong>Avrupa</strong>216 DPT, Đstihdam, A.g.e., s.3.217 Aziz KÖKLÜ, Makro Đktisat, 2.Baskı, yayınevi, Ank., 1967, s.67.218 Mehmet ÇĐFTLĐKLĐ, 2000’li Yıllara Doğru, A.g.m., s.358.219 T.C. Anayasası, Belediye-Đş, Eğitim Yayınları I, (Anayasa, Çalışma yasaları <strong>ve</strong> yönetmelikleri-84). Đst.,1984, s.36. (Anayasa’yla ilgili 2709 Sayılı Kanun, 7.XI.1982 tarihinde kabul edilmiş; 9.XI.1982 tarih <strong>ve</strong> 17863Sayılı R.G.’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.)220 <strong>Türkiye</strong> Đnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni, 6 nisan 1949 tarihinde imzalamıştır. Bkz: SavaşTAŞKENT, Đnsan Haklarının Ulusal Dayanakları (Örgütler <strong>ve</strong> Belgeler), Belediye-Đş Sendikası, Đst., 1991, s.55.221 Adnan GÜLERMAN/Nükhet AYAZ, Sosyal Politikanın Uluslararası Boyutları (Antlaşmalar-Bildirgeler-Sözleşmeler), genişletilmiş 2.Baskı, Toleys Eğitim Yay.; 4, Đst., 1994, s.126; Savaş TAŞKENT, Đnsan HaklarınınUlusal Dayanakları, A.g.e., s.337.


Sosyal Hakları Sözleşmesi"nde 222 "Tam Đstihdamı sağlamak üzereolabildiğince yüksek <strong>ve</strong> kararlı bir istihdam düzeyine ulaşmayı <strong>ve</strong> bu düzeyikorumayı başta gelen amaç <strong>ve</strong> sorumlulukdan biri saymayı üstlenirler"(Av.Sos.Şartı Md 1/I), 223 şartı öngörülmüştür.Ülkemizde istihdam politikaları belirlenirken, yukarıda da görüldüğüüzere; başta Anayasa’mız olmak üzere, Uluslararası anlaşma <strong>ve</strong> sözleşmelerdeyer alan hükümlere uygun hareket edilmiştir. <strong>Türkiye</strong>’de tesbit edilenistihdam politikalarını; işgücü fazlalığı, eğitim, yeni istihdam imkânlarınınyaratılması, ücret <strong>ve</strong> çalışma şartı ile işgücü piyasasının oluşturulmasışeklinde ele almak mümkündür.<strong>Türkiye</strong>’de işsizliğin sebeplerinin başında hızlı nüfus artışı gelmektedir.Nüfus artışı hızı ile kalkınma hızı arasında, ters orantılı bir ilişki bulunmaktadır.Nüfusu yılda % 2,5 oranında artan ülkemizde, kalkınmahızının % 5-6 civarında gerçekleşmesi; tasarruf <strong>ve</strong> yatırım kabiliyetini sınırlayarak,yeni istihdam alanları yaratılmasını engellemiştir. Ayrıca işgücününortalama niteliğinin düşüklüğü, istihdamın geliştirilmesini kısıtlamakta<strong>ve</strong> işgücü maliyetini artıran aşırı yük <strong>ve</strong> kesintiler, istihdamıolumsuz şekilde etkilemektedir. 224Toplumumuzun genç nüfus yapısına sahip olduğu gözönüne alınırsa;bağımlı nüfus oranı ülkemizde giderek yükselmiş, yeni yatırımlar gerçekleşmediğiiçin sonuçta iş arayan insan sayısını artırmıştır. Bu durum; hızlınüfus artışını engellemek bakımından uygulanacak nüfus planlamasıylaancak, önlenebilir. 225 Nüfus artışının etkin bir aile planlamasıyla, kontrolaltına alınması; hem kişi başına düşen gelirin artırılması, hem de işsizliğinönlenmesi bakımından önem taşımaktadır. 226Ülkemizdeki işgücü fazlalığını oluşturan faktörler arasında, köydenkente hızla seyreden göç gelmektedir. Her ne kadar tarımın millî gelirdekipayı azalırken, bu sektörde çalışanların oranı h(l( % 50’nin üzerinde bu-222 Ülkemizde bu sözleşmeyi Resmî Gazete’nin 14 ekim 1989 gün <strong>ve</strong> 20312 sayısında yayınlayarak kabuletmiştir. Bkz: Adnan GÜLERMAN / Nüket AYAZ, Sosyal Politikanın Uluslararası... A.g.e., s.72-73.223 Savaş TAŞKENT, Đnsan Haklarının Ulusal Dayanakları..., A.g.e.,s.171.; Adnan GÜLERMAN / NükhetAYAZ, Sosyal Politikanın Uluslararası..., A.g.e., s.82.224 Halil ÖZBEK, <strong>Türkiye</strong>’de Đstihdam <strong>ve</strong> Đşsizlik, (Đstihdam Haftası 20-26 Mayıs 1991), Denetim, Yıl:6,Sayı:65, Ank., 1991, s:44; DPT, VII.Beş Yıllık Kalkınma Planı (1996-2000) A.g.e., s.50.225 Yalım EREZ, Đstihdamın Beş Boyutu, (Đstihdam Haftası 20-26 Mayıs 1991), Denetim, Yıl:6, Sayı:65, Ank.,1991, s:22.226 Esra BĐLEN/Bülent PĐRLER, Sosyal Yönleriyle <strong>Avrupa</strong> Topluluğu, TĐSK, Ank., 1989, s.96.


lunmaktadır. Bu tablonun değişmesi için, takip edilecek istihdam politikasıarasında; köyden kente göçün mutlaka önlenmesi bakımından, göçüdurdurmaya yönelik bölgesel kalkınma programları hazırlanmalıdır.Zaman zaman büyük boyutlara ulaşan işsizlik birtaraftan ülkemizdehüküm sürerken, diğer taraftan her seviyede kalifiye eleman sıkıntısı yaşanmaktadır.Kalifiye elemanın yetiştirilmesi için; genel örgün eğitimindışında, meslekî örgün eğitime önem <strong>ve</strong>rilmelidir. Ayrıca meslek kazandırmakursları, işbaşında eğitim <strong>ve</strong> yaygın eğitime önem <strong>ve</strong>ren istihdampolitikaları uygulanmalıdır. Bu uygulama, en fazla talep olan alanlardaeğitime ağırlık <strong>ve</strong>rilerek; eğitimin kaliteli <strong>ve</strong> ihtiyaçlara cevap <strong>ve</strong>ren halegetirilmesi sağlanmalıdır. 227Ülkemizde KOBĐ’lerin büyük sanayiiye destek <strong>ve</strong>ren yan sanayii uygulaması,daha da geliştirilmelidir. Bunlarda kullanılan teknolojilerin esnekliği,yerleşim açısından daha az kısıtlamayla karşılaşmaları sebebiyle;küçük <strong>ve</strong> orta boy işletmeler, istihdam yaratmada oldukça uygun alanlardır.KOBĐ’leri geliştirmek için, yatırımlar teşvik edilmek suretiyle; istihdamartırma politikaları ciddî bir şekilde takip edilmelidir. 228<strong>Türkiye</strong> sanayiinin dışa açılmada karşılaştığı en önemli problem, nitelikliişgücü teminidir. Đşgücü piyasamızda bir çok iş, nitelikli eleman yokluğusebebiyle doldurulamazken; diğer taraftan vasıfsız işgücü fazlalığı, çiftyönlü bir dengesizlik ortaya koyar. Bunun ortadan kaldırılması için hemsanayileşme, hem de eğitim politikalarında istihdam politikası açısındanönemli gelişmelerin yapılması mecburîdir. 229<strong>Türkiye</strong>’de ücret dengesizliklerinin son safhada olduğu bir gerçektir.Ücretlerin reel olarak yükseltilebilmesi için mutlaka <strong>ve</strong>rimlilik artışı sağlanmalıdır.Bu sağlanmadığı taktirde ücret artışlarının faturası sabit <strong>ve</strong>düşük gelirlilere yüklenmiş olacaktır. Kısa vadede ücretlerin büyük oyuttaartırılması, son zamanlarda görüldüğü gibi; işten çıkarmalar ile istihdamazalmalarına sebep olacak <strong>ve</strong> yeni yatırımlar azalarak, yeni iş imkânıyaratılması güçleşecektir. Ayrıca yüksek ücret odaklarında iş bulma kavgasıyoğunlaşırken, istihdamın dengeli bir şekilde gelişmesini de engelleyecektir.227 Yalım EREZ, Đstihdamın Beş Boyutu, A.g.m.,s:22.228 Yalım EREZ, Đstihdamın Beş Boyutu, A.g.m., s:23.229 Esra BĐLEN / Bülent PĐRLER Sosyal Yönleriyle <strong>Avrupa</strong> Topluluğu, A.g.e., s.96-97.


Hatta bununlada kalmayarak, sık sık çalışma barışının bozulması, yeniyatırımlarda sermaye yoğun teknolojileri tercih sebebi olacaktır. 230Görüldüğü gibi yeni istihdam politikaları oluşturulmaması halinde, hızlaartan işgücü arzına karşılık; talep arzı karşılanmaktan giderek uzaklaşacak<strong>ve</strong> işsizlik önlenemez biçimde, çığ gibi büyüyecektir. 231Bütün bunların yanı sıra, gençler ile kadınların istihdamı da oldukçaönem arz eder. Hatta yetişkinleri, bedensel <strong>ve</strong> zihinsel engelleri bulunanlarıda mesleğe yöneltme sisteminin kurulması gerekmektedir. Bu konuya dahasonraki bölümlerde geniş şekilde yer <strong>ve</strong>rilecektir.1- Đstihdam Politikasının Hedefleri<strong>Türkiye</strong>’de işsizliği azaltıcı tedbirlerin alınması ile istihdam <strong>ve</strong> işgücüfazlasına bir sorun olarak bakılmasına; planlı dönemlerle birlikte başlanılmıştır.232Đşsizlik, uzun yıllardan bu tarafa, çok sayıda faktörün olumsuz etkisiylemeydana gelmiş bir meseledir. Bu faktörleri kısaca sıralamak gerekirse;ülkedeki hızlı nüfus artışı, meslekî eğitim politikalarına yeterli önemin<strong>ve</strong>rilmemiş olması, kırsal kesimden kentlere doğru başlayan göçünşehirleşmeye hız kazandırması, tarım sektöründe makineleşme, yüksekenflasyon, kişilerin iş kurmaları için yeterli destek ortamının oluşturulmamışolması ile sanayi sektöründe yeterli gelişmenin elde edilmemesinekarşılık, teknolojik değişimin insanın yerini alması gibi sebepler sayılabilir.Bu faktörlerin birikimi sonucu işsizlik, büyük boyuta ulaşmıştır. 233Ülkede 1961 Anayasası ile başlayan yeni dönemde, ilk defa 1963 yılındauygulamaya konulan planlarla ekonomimizi güçlendirme gereği duyulmuştur.Bu amaçla hazırlanan beşer yıllık planlar uygulamaya konulurken,<strong>Türkiye</strong>’nin istihdam politikası da oluşturulmuştur. Konuya KO-BĐ’ler açısından baktığımızda, uzun yıllar küçük işletmelerin ekonomikgelişmeye <strong>ve</strong> istihdama katkılarıyla ilgili bir yaklaşımın ülkemizde mevcutolmadığını görürüz. Planlı dönemde küçük işletmelerin teşviki ile ilgilialınan öneriler uygulama imkânı bulamamış, istihdam politikaları içindesık sık tekrarlanan bir slogandan öteye gidememiştir. Özellikle son iki plan230 Yalım EREZ, Đstihdamın Beş Boyutu, A.g.m.,s:23.231 Halil ÖZBEK,<strong>Türkiye</strong>’de Đstihdam <strong>ve</strong> Đşsizlik, A.g.m., s:44.232 Ahmet GÖKÇEN, <strong>Türkiye</strong>’de Đstihdam Politikası, Đ.Ü.Đkt. Fak. Mec., Cilt:33, Sayı:1-4, Đst., 1976, s.145.233 T.C.Devlet Bakanlığı, Đstihdam Politikası, 2. Baskı, Devlet Bak.Yay. No:24, Ank., Ocak 1988, s.1.; NaciÖNSAL, Đstihdam, A.g.e., s.74.


döneminde; KOBĐ’lerin kalkınma stratejilerinde <strong>ve</strong> istihdam politikalarında,nispeten ağırlıklı bir yer kazandığını görürüz.Ne var ki bu strateji <strong>ve</strong> politikalar, çok sayıda Bakanlık <strong>ve</strong> kuruluşadağıtılmış; birbirinden bağımsız, temel felsefesi yeterli bir biçimde ortayakonulamamış, amacı <strong>ve</strong> hedefleri belirsiz, dağınık bir şekilde düzenlenmiştir.Bu politikalar, kısmen 1980’lerde Devlet Bakanlığı’nın geliştirmeyeçalıştığı istihdam politikaları içinde; kısmen Sanayi Bakanlığı bünyesindekurulu Genel Müdürlüklerle, eğitimle ilgili taraflar Millî Eğitim Bakanlığı ileĐş <strong>ve</strong> Đşçi Bulma Kurumu yoluyla gerçekleştirilen (çıraklık, meslekî <strong>ve</strong> teknikeğitim biçiminde sürdürülen) dağınık programlardır. Ayrıca, meslekîkuruluşların birbirinden bağımsız, parçalı bir biçimde konuya yaklaştıklarıgörülmektedir. 234Bu bakımdan ülkemizde uygulanan istihdam politikalarının hedef, ilke<strong>ve</strong> araçlarını incelerken; beşer yıllık plan dönemleri içinde ele almak yerindeolacaktır.Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1963-1967 dönemi); işsizlik meselesiniçözmek, çalışanların meslek düzeylerini yükseltmek, her kademedeyeterliliğe dayanan bir çalıştırma politikası ile yetişenleri yerinde kullanmak<strong>ve</strong> sağlam bir sosyal hareketlilik sağlamak, çeşitli meslek gruplarınınpaylaşımında görülen dengesizlikleri ortadan kaldırarak, çalışan nüfusarasında daha dengeli bir dağılış meydana getirme şeklinde istihdam politikasınınhedefleri belirlenmiştir. 235Bu dönemde % 7’lik gelir artışı <strong>ve</strong> ekonomik kalkınma hızı ana hedefolarak belirlenmiş olmasına rağmen, istihdam; bu ana hedefin gerisinde <strong>ve</strong>sosyal bir hedef olarak Plan’da yer almıştır.1968-1972 dönemini kapsayan Đkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda millîgelir artışında ana hedef, % 7’lik bir oran olarak belirlenmiş olmasınarağmen; istihdama ilişkin bağımsız bir hedefe rastlanmaz. Hatta istihdamlailgili bağımsız bir hedefin ele alınmayacağı "Hızlı nüfus artışı tesiriylegittikçe büyüyen insangücü ile mevcut insangücüne istihdam yaratmak,ekonominin hızla gelişmesinden ayrı seçilecek bir hedef değildir. Planlıkalkınmanın genel hedefleri istihdamı artırmayı, bu gelişmenin bir neticesi234 Nusret EKĐN, Küreselleşme <strong>ve</strong> Gümrük <strong>Birliği</strong> (Rekabet Gücüne Sosyal Bir Yaklaşım), Đstanbul TicaretOdası, Yayın No: 1996-32, Đstanbul, 1996, s.93.235 DPT, I.Beş Yıllık Kalkınma Planı (1963-1967), Ank., Ocak 1963, s.442.; DPT, Đstihdam, A.g.e., s.5.


olarak değerlendirmeyi mecburî kılmaktadır. Bu bakımdan Đkinci Beş YıllıkPlan’da istihdam konusu bağımsız bir hedef olarak alınmayacak,ekonominin büyümesiyle birlikte istihdam meselesinin büyük olduğubölgeler özellikle gözetilecektir. 236 " şeklinde açıkça belirtilmiştir.Đstihdamın en üst düzeye çıkarılması için Birinci Plan döneminde olduğugibi, bu dönemde de kalkınma hızı % 7 olarak belirlenmiş; bu hızıngerçekleşmesine bağlı olarak iş hacminin genişlemesi sonucu, iş imkânlarınınartırılması hedeflenmiştir. Ekonominin istihdam artırıcı yöndegenişlemesi için, özel tedbirler getirilerek desteklenmesi sağlanırken; istihdammeselesinin çok büyük <strong>ve</strong> yaygın olduğu bölgelerde özellikle gözetilmesine,Plan’ın hedef <strong>ve</strong> stratejileri arasında yer <strong>ve</strong>rilmiştir. 2371973-1977 dönemini kapsayan Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı’ndasanayileşme, ana strateji olarak yer almaktadır. Plan’ın bütününde istihdamsorununa sadece sanayileşme <strong>ve</strong> bünye değişikliği yönünden yaklaşılmıştır.Bunun yanında Plan’da bağımsız olarak işsizliği azaltıcı politikalarayer <strong>ve</strong>rilmediği gibi istihdam artırıcı tedbirlere de yer <strong>ve</strong>rilmeyerek,meselenin çözümü uzun döneme bırakılmıştır. 238Birinci Plan döneminde getirilen bütün tedbirlerin, istihdam meselesiniçözemediği görüldüğünden; Đkinci <strong>ve</strong> Üçüncü Plan dönemleri için, dahayüksek bir kalkınma hızı hedef alınması öngörülmüştür. 239 Nitekim BirinciPlan’da istihdam; kalkınma hızından sonra ikinci derecede <strong>ve</strong> sosyal birhedef olarak ele alınırken, Đkinci Plan’da bağımsız bir hedef olma özelliğinikaybederek ekonomik büyümenin fonksiyonu olarak görülmüştür. ÜçüncüPlan’da ise, sanayileşme ana hedef olarak alınmış; istihdama kısa dönemliyaklaşım bırakılarak, uzun dönemde çözüm bulunacağı hedeflenmiştir.Üçüncü Plan döneminde, % 7,4 olarak planlanan büyüme oranı % 6,5;% 7,6 olarak belirlenen gayri safi yurtiçi hasılanın büyüme oranı da % 6,9olarak gerçekleşmiştir. Bütün çabalara rağmen, bu dönemde işsizlik oranı236 DPT, II.Beş Yılık Kalkınma Planı Hedefleri <strong>ve</strong> Stratejisi, DPT Yayın No:510, Ank. 1968, s.1; DPT,Đstihdam,A.g.e., s.5.; DPT, II.Beş Yıllık Kalkınma Planı (1968-1972) Ank., Kasım 1967, s.631.237 DPT, Đkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Hedefleri..., A.g.e., s.1.;DPT, Đstihdam, A.g.e., s.6.; DPT, II.Beş YıllıkKalkınma Planı (1968-1972), A.g.e., s.631.238 DPT, Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1973-1977), Yayın No:DPT:1272 Başbakanlık Basımevi, Ank,1973, s.957,948 <strong>ve</strong> 105.239 DPT, Birinci Beş Yılık Kalkınma Plan, A.g.e., s.456.


düşürülememiş; 1973 yılında % 13,3 olan işsizlik, 1977 yılında % 13,5’eyükselmiştir. 240Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı, 1979-1983 dönemini kapsar. BuPlan döneminde, gayri safi yurtiçi hasılada % 8 artış öngörülmüş; istihdamprobleminin bir bölümü gelişmişlik seviyesi <strong>ve</strong> demografik olguların, birbölümü de geçmiş dönemlerde uygulanan politikaların getirdiği yapısalbozuklukların sonucu meydana geldiği ortaya konulmuştur.1978 yılında % 13,9 olan işgücü fazlası oranı, 1983 yılı için % 9,7 olarakhedeflenmiş; insangücü ihtiyaç tahminleri, kalkınma hızı ile diğertoplumsal <strong>ve</strong> ekonomik değişkenleri dikkate alarak hesaplanmıştır. Budönemde sanayi <strong>ve</strong> teknoloji politikalarıyla uyumlu <strong>ve</strong> tutarlı bir istihdampolitikası hedeflenmiştir. Ayrıca takip edilecek politikanın hedefleri arasında;istihdam <strong>ve</strong> ücret politikalarında işgücünün yerinde <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>rimli çalıştırılması,üretime başlamadan <strong>ve</strong>ya üretim devam ederken sürekli eğitilmesi,işgücünün sektörler <strong>ve</strong> bölgeler arasındaki dağılımında görülendengesizliklerin giderilmesi gibi ana noktalar yer almaktadır. 2411985-1989 yıllarını kapsayan Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı döneminde,ana hedef olarak istihdamı artırma öngörülmüştür. Bunun gerçekleşmesiiçin, öncelikle gençlerin istihdamı ön plana alınmak suretiyle;gençlerin işsizliği önlemeye çalışılmış, böylece işsizliği bir önceki dönemlerinaltına indirme temel politika olarak benimsenmiştir.1985 yılında 17.394.000 kişi olan sivil işgücü, 1989 yılında 19.682.000kişi olmuş; işsiz sayısı ise 1985 yılında 2.034.000 kişiden, 1989 yılında1.685.000 bine düşmüştür. Bu dönemde ülkedeki işsizlik oranı yine aynıyıllarda % 11,7’den, % 8,6’ya inmiştir. Sivil istihdam ise, aynı yıllarda15.360.000’den 2.637.000 kişilik artışla, 17.997.000’e ulaşmıştır. 242Đstihdamda sağlanan sayısal gelişmeler yanında, nitelikli işgücü yetiştirme<strong>ve</strong> mevcut işgücü niteliğinin yükseltilmesi yönünde önemli adımlaratılmıştır. Đstihdamı geliştirme <strong>ve</strong> işsizlikle mücadele faaliyetlerininkoordinasyonu için bir Devlet Bakanlığı görevlendirilmiştir. Bu amaçla,240 Naci ÖNSAL, Đstihdam.; A.g.e., s.78.; DPT, IV Beş Yıllık Kalkınma Planı (1979-1983), Yayın No. DPD:1664,Ank., 1979, s.7 <strong>ve</strong> 25.241 Naci ÖNSAL, Đstihdam., A.g.e., s.78-80.; DPT, IV Beşyıllık Kalkınma Planı, A.g.e., s.25, 251 <strong>ve</strong> 275.242 Bkz; DPT, VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı Öncesinde Gelişmeler (1984-1988), DPT yayın No:2190, Ank.,1990, s.361.; DPT, Ekonomik <strong>ve</strong> Sosyal Göstergeler..., A.g.e., s.92.


özellikle genç işsizleri; beceri kazandırma eğitimine tabi tutup, işgücüpisasasına sokulması hedeflenmiştir. 243Bu Plan döneminde getirilen çeşitli politikalar sonucunda; gerçekçi fiyatpolitikası ile daha emek yoğun teknolojilerin kullanılmasına yönelerekkapasite kullanımının yükseltilmesi, işe dönük <strong>ve</strong> hizmet içi eğitimin teşvikedilmesi yoluyla vasıfsız işgücünün vasıf kazanarak istihdamın kolaylaştırılması,mahallî teşebbüs potansiyelini değerlendiren, istihdam <strong>ve</strong>üretime olumlu etkisi bulunan sanatkâr <strong>ve</strong> küçük seviyedeki sanayininbüyümesi <strong>ve</strong> yaygınlaşması sağlanmaya çalışılmıştır. 244Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı (1900-1994) Birinci Bölümü’nde yeralan "Makro Ekonomik Hedef <strong>ve</strong> Dengeler" başlığında, Plan’ın temel amaçları;- Türk milletinin refah seviyesini açık toplum <strong>ve</strong> rekabete açık ekonomikilke <strong>ve</strong> esasları doğrultusunda, hür <strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nli bir ortamda yükseltmektemel amaçtır. Hızlı, dengeli <strong>ve</strong> istikrarlı bir kalkınma süreci içinde gelirdağılımını iyileştirmek, işsizliği, bölgesel <strong>ve</strong> yöresel gelişmişlik farklarınıazaltmak Plan’ın diğer amaçları arasında yeralmaktadır.- Üretim seviyesini artırmak amacıyla, ülke kaynaklarının en yüksekdüzeyde <strong>ve</strong> etkin kullanımı sağlanacaktır. Üretimin yapısı, <strong>ve</strong>rimlilik <strong>ve</strong>rasyonellik ilkeleri dikkate alınarak istihdam artışını sağlayacak şekildeyönlendirilecektir.- Đmalât sanayiinde dışa dönük <strong>ve</strong> rekabet gücü olan bir yapının geliştirilmesi,ihracatın sürekliliği <strong>ve</strong> çeşitliliğinin sağlanması esas alınacak;mevcut tesislerde gerekli yapısal dönüşünün gerçekleştirilmesi, <strong>ve</strong>rimliliğinartırılması <strong>ve</strong> optimum ölçeklerde yeni yatırımların yapılması özendirilecektir.- Plan döneminde sağlanacak büyüme ile istihdam imkânları artırılacak<strong>ve</strong> işsizlik azaltılacaktır.- Büyümenin kesintisiz olarak gerçekleştirilmesi amacıyla, ekonomininkalifiye işgücü ihtiyacına cevap <strong>ve</strong>recek bir insangücü planlamasısürdürülecektir.- Esnaf <strong>ve</strong> sanatkâr kesiminin üretim gücünün artırılması suretiyle;küçük teşebbüsün geliştirilmesi, küçük <strong>ve</strong> orta ölçekli sanayinin yeniliklere243 DPT, VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı öncesinde, A.g.e., s.359.; DPT istihdam, A.g.e., s.6.244 DPT, V. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1985-1989), Yayın no: DPT; 1974, Ank., 1985, s.128.


uyum gösteren bir yapıya kavuşturularak, büyük sanayie entegre olmasıteşvik edilecektir. 245 şeklinde belirlenmiştir.Bu Plan dönemi sonucunda sivil işgücü 20.424.000 kişi, sivil istihdamda 18.285.000 kişi olarak belirlenmiş; işsizlik oranının % 10,5 olarakgerçekleşmesi tahmin edilmektedir. 246VI. Plan döneminde istihdamın gelişmesini sağlayacak ortamın yaratılmasıesas alınmış olup, işsizler içindeki vasıfsızlara beceri kazandırmaamacıyla; bir önceki Plan döneminde başlatılan programlara devam edilerek,vasıflı işgücü talebi karşılanacaktır.Ayrıca gençlerin meslek <strong>ve</strong> beceri kazanmalarına yardımcı olacak, özelprogramlar uygulanırken, yeni projeler de geliştirilecektir. Bu arada kadınlarınçalışma hayatına daha fazla katılmaları, sakatların rehabilitasyonu<strong>ve</strong> istihdam sağlayacak meslek edindirme <strong>ve</strong> beceri kazandırma faaliyetlerineağırlık <strong>ve</strong>rilmesi ile istihdamın geliştirilmesinde kücük <strong>ve</strong> ortaboy işletmelerin potansiyelinden faydalanma; belirlenen ana hedeflerarasında yer almıştır. 247Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1996-2000) Đkinci Bölümü’nde yeralan "Temel Amaçlar <strong>ve</strong> Đlkeler" başlığında, Planın amaçlarına yer <strong>ve</strong>rilmiştir.<strong>Türkiye</strong>’nin yirmibirinci yüzyıla; çağdaş, üretken, gelirini adeletlepaylaşan, insan haklarını <strong>ve</strong> demokratik özgürlükleri tam olarak kullanan,barış içinde bir ülke olarak girmesi, başlıca amaç olarak ele alınmıştır.Ülkeyi yirmibirinci yüzyıla taşıyacak olan VII.Kalkınma Planı, küreselleşmeninavantajlarından en üst düzeyde faydalanarak; çağı yakalamayı <strong>ve</strong>ülkemizin gelişmiş dünya ülkeleri arasında seçkin yerini alması hedeflenmiştir.Programda çeşitli konuları kapsayan amaçlar arasında;-Ülkede hür <strong>ve</strong> demokratik bir ortamın sağlanması,-Ferdin ön plana çıkarılması,-Hızlı bir büyümenin gerçekleştirilmesi,-Toplumun hayat seviyesini yükselterek, gelir dağılımının iyileştirilmesi,-Üretken istihdamın artırılması,-Sanayileşmenin hızlandırılması,245 DPT, VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı, A.g.e., s.1-3.246 DPT, VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı, (1996-2000), A.g.e., s.49.247 DPT, VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı Temel Hedefleri..., A.g.e., s.24.


-Teknolojide atılım yapılması,-Eğitimin en önemli sektör olarak benimsenmesi,-Dünya refahından daha yüksek pay alabilmek için eğitim düzeyininyükseltilmesi,-Toplumun tüm fertlerine, kabiliyetlerine uygun eğitimin <strong>ve</strong>rilmesi,-Yurt dışındaki işçiler ile ailelerinin bulundukları ülkelerde her türlüayrımcılıktan korunması, eğitim düzeylerinin yükseltilmesi, bulunduklarıtoplumla bütünleşmelerinin sağlanması <strong>ve</strong> ekonomik girişimlerinin desteklenmesineyönelik tedbirlerin alınması,-Kültürel gelişmenin sağlanması,-Kadınların eşit statüde fertler olarak toplumsal hayatın her alanınakatılmalarının teminine çalışılması,-Ayrıca, <strong>Türkiye</strong>’nin üye ülkeler ile olan gelir <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>rimlilik farklarınınkapatılması için; yerli <strong>ve</strong> yabancı yatırımların, hızla artırılması gerekmektedir.Bu amaçla yaratılacak, uygun ekonomik <strong>ve</strong> sosyal ortam için; insangücününvasfı yükseltilecek, bilim <strong>ve</strong> teknoloji politikaları ile ekonomik<strong>ve</strong> sosyal yapıda köklü değişikliklerin yapılmasına 248 yer <strong>ve</strong>rilmiştir.Đlk Kalkınma Planı’nın uygulanmasından bu tarafa geçen otuzdört yılda,Kalkınma Planları’nda yer alan istihdam politikasının hedeflerini; kısaca elealıp özetleyecek olursak:- Đlk iki Plan’da istihdam, ekonomik kalkınma hızının gerisinde <strong>ve</strong> sosyalbir hedef olarak yer alırken; Üçüncü Plan’da sanayileşme ana hedef olarakele alınmış, istihdama uzun dönemde çözüm bulunacağının hedeflendiği,- Dördüncü Plan döneminde sanayi <strong>ve</strong> teknoloji politikalarına uyumgösteren, tutarlı bir istihdam politikasının belirlenmesi öngörülmüştür.Beşinci, Altıncı <strong>ve</strong> Yedinci Plan dönemlerinde, işsizlikle mücadele <strong>ve</strong>istihdamın geliştirilmesi amacıyla sürdürülen politikaların yaygınlaştırılması1983 yılından sonra hız kazanmıştır. Bu sebeple;- Eğitim sistemimizin gözden geçirilerek, ekonomik hayatımızın ihtiyaçlarınadaha dönük insan yetiştirilmesi amacıyla eğitimin en önemlisektör olarak benimsenmesi,- Dünya refahından daha yüksek pay alabilmek için eğitim düzeyininyükseltilmesi,248 DPT, VII. Beş Yıllık Kalkınma Plan (1996-2000) A.g.e., s.15.


- Birikmiş işsizler içindeki vasıfsızlara kısa sürede beceri kazandırarakbir yandan bu yığın eritilirken, bir yandan da vasıflı işgücü açığı sebebiyletam uygulanılamayan üretim kapasitesinin kullanıma sokulması,- Ülkede üretken istihdamın artırılması,- Kişilerin kendi işlerini kurarak, hem tüm yaratıcılıklarını seferberetmeleri <strong>ve</strong> hem de bir başkasının işine göre daha <strong>ve</strong>rimli çalışabilmeleriiçin gerekli ortamın sağlanması,- Özellikle kalkınmada öncelikli yörelerdeki işsizliğin giderilmesi içinyerel potansiyellerin değerlendirilip, istihdama dönüşebileceği bir girişimcilikseferberliği öngürülmektedir. Bu amaçla bir yandan müteşebbislikeğitimi sağlanırken, bir yandan da bölgesel kalkınma birimlerinin (teşebbüsajansları) kurulmasına ağırlık <strong>ve</strong>rilmesi,- Hızla gelişen teknoloji <strong>ve</strong> bunun şekillendirildiği yeni rekabet dünyasındalâyık olduğumuz yeri alabilmemiz için bilim <strong>ve</strong> teknolojiye ağırlık<strong>ve</strong>rilmesi,- Bilim <strong>ve</strong> teknolojinin, ekonomik <strong>ve</strong> sosyal hayatımıza daha çok katkıdabulunmasını temin edici araçların; geliştirilip, bunlara işlerlik kazandırılması,- Kısa dönemde vasıfsız işgücünü emebilecek emek yoğun projelere yer<strong>ve</strong>rilmekle birlikte, bunların uzun vadede insangücü dokumuzu olumsuzetkileyeceği gerçeği gözardı edilmeksizin; ileri teknolojilerin uzun vadededaha çok <strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nli bir istihdam yaratacağı bilinciyle, bilim <strong>ve</strong> teknolojininkullanılması,- Đstihdam yaratmmnın, toplumun tüm kaynaklarının müşterek birçabası olduğu bilinciyle; bu kaynakları bir araya getirip, istihdam yaratıcıprojelerin desteklenmesini sağlayacak "Teşebbüs Ajansları" nın kurulmasınınteşviki,- Hızlı nüfus artışının makul seviyelere indirilmesi için, gereken tedbirlerinuygulanması,- Đstihdamı geliştirici projelerin teşvik edilerek muhtelif kişi, kurum <strong>ve</strong>kuruluşların, bu alandaki çabalarını yönlendirmek <strong>ve</strong> merkezi bir mücadeleyerine; merkezi koordinasyonu <strong>ve</strong> yeniden geliştirip, uygulanan birmücadele sisteminin kurumlaştırılması,


-Yerli <strong>ve</strong> yabancı yatırımların hızla artırılması için, ekonomik <strong>ve</strong> sosyaluygun ortamın sağlanması,- Kadınların eşit statüde fertler olarak toplumsal hayatın her alanınakatılmalarının teminine çalışılması sağlanmalıdır.Đşsizliğin toplumumuzda açtığı sosyal yaraları tedricen azaltmak, belirlibir süre zarfında tam istihdama ulaşmak ana hedef olmuştur. 2492. Đstihdam Politikasının ĐlkeleriCumhuriyetin ilânından sonraki yıllarda, ülkenin geçirmiş olduğuharplerin sonucu; insangücü kaybı <strong>ve</strong> silah altına alının gençlerin fazlaolması ile askerlik süresinin uzunluğu sebebiyle, aktif nüfusa katılan işgücündeişsizlik meydana getirmemiştir. 2501923 yılında toplanan I. Đktisat Kongresi <strong>ve</strong> 1933 yılında uygulamayakonulan Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı ile başlatılan sanayileşme <strong>ve</strong> ekonomikhayatta başlatılan canlılık; ülkemizde işsizliğin artarak, sosyal <strong>ve</strong>ekonomik bir problem olmasını önlemiştir.1950 yılından sonra ülkede görülen ekonomik gelişme; bir taraftan ticarî<strong>ve</strong> sanayi alanına hız katarken, diğer taraftan ülkenin alt yapı yatırımlarındada gelişmeler sağlamıştır. Bu gelişmeler özellikle altyapı yatırımlarındaemek yoğun teknolojilerin kullanılması, tarım dışı sektörlerdeaçık <strong>ve</strong> yoğun bir işsizliğin ortaya çıkmasını engellemiştir.1961 Anayasası ile başlayan yeni dönemde, ülke ekonomisini planlı halegetirmek için, Kalkınma Planları hazırlanmıştır. Bu arada ülkemiz içingerekli istihdam politikaları oluşturulmuştur.Kalkınma Planları’nın Birincisi’nde; Plan içinde istihdam yaratıcı proje<strong>ve</strong> sektörlerin öncelikle ele alınması, inşaat sektöründe insangücüyoğunluğuna dayanan bir teknolojik kalkınma imkânlarının araştırılması <strong>ve</strong>kullanılması, insangücü fazlasının emek kıtlığı çeken yabancı ülkeleregönderilmesi, işsizliğin uzun süreli çözüm yolu için yaratılacak istihdamimkânlarıyla dengeli bir işgücü artışını sağlayacak nüfus artış hızına249 T.C. Devlet Bakanlığı, Đstihdam Politikası, A.g.e., s.1-2; DPT, VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1996-2000),A.g.e., s.15.250 Ahmet GÖKÇEN, <strong>Türkiye</strong>’de Đstihdam Politikası, A.g.m., s.145.; Adnan GÜLERMAN, Türkeye’ninEkonomik <strong>ve</strong> Toplumsal Yapısı, Anadolu Matbacılık, Đzmir, 1987, s.39.


ulaşmak bakımından gerekli nüfus politikasının uygulanması ilkelerine yer<strong>ve</strong>rilmiştir. 251Đkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda ise;- Đstihdam seviyesinin yükseltilmesi <strong>ve</strong> işsizliğin azaltılması amacıylaistihdam etkisi yüksek olan sektörlere ağırlık <strong>ve</strong>rilecek, bunun yanındamaliyet artırmaksızın işgücü yoğunluğu yüksek, sermaye tasarruf edici <strong>ve</strong>istihdam yaratıcı bütün sektörlere öncelik <strong>ve</strong>rilecek, bunun için teknolojininseçimi <strong>ve</strong> üretim faktörlerinin bölge fiyatlarına ayarlanması,- Tarım sektöründe, daha çok işgücü kullanmayı gerektiren yönde tarımteknolojisinde <strong>ve</strong> ürün tiplerinde değişiklik sağlamak <strong>ve</strong> yan bir gelirkayanağı olarak el sanatlarının geliştirilmesi,- Proje analizi çalışmalarının sadece üretim artışlarını izlemek için değil,fakat istihdam imkânları yaratılmasını izlemek amacıyla da geliştirilmesi <strong>ve</strong>seçilecek sanayi dalları yatırım projelerinin teşvik tedbirleriyledesteklenmesi,- Toplum kalkınması projelerinde emeğin yoğun olduğu kamu hizmetleriprogramlarının düzenlenmesi,- Yurtdışına işgücü gönderilmesi,- Đstihdam yaratıcı programları uygulanmasında öncelikle işsizlikprobleminin yoğun olduğu çevreler üstünde durulması 252 şeklinde istihdamilkelerine yer <strong>ve</strong>rilmiştir.Kalkınma Planı’nın Üçüncüsü’nde istihdam probleminin ilkeleri; kişilerinyetiştirildikleri meslek <strong>ve</strong> alanlarda istihdamın sağlanması, vasıflıişgücü yetiştirilmesine önem <strong>ve</strong>rilmesi, kısa dönemde istihdam yaratmaçabalarının perspektif plan döneminin gerekli kıldığı ileri <strong>ve</strong> sermaye yoğunteknolojilerin gelişmesini engellemeyecek biçimde sürdürülmesi, şehire göçeden nüfusun <strong>ve</strong>rimli işlerde istihdamı <strong>ve</strong> böylece şehir yaşantısınauyumlarını sağlamada sanayi ana planları ile şehir arasında ilişkikurulması 253 olarak yer almıştır.251 Naci ÖNSAL, Đstihdam, A.g.e., s.75-76.; DPT, Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı..., A.g.e.,s.455-456.252 Naci ÖNSAL, Đstihdam..., A.g.e.,s.76-77, DPT, II. Beş Yıllık Kalkınma Planı, A.g.e., s.134.253 Naci ÖNSAL, Đstihdam..., A.g.e.,s.77-78.


<strong>Türkiye</strong>’nin giderek büyüyen <strong>ve</strong> bugün en önemli meselelerinden birihaline gelen istihdam problemine; Dördüncü Plan döneminde gerçekçiçözümler getirmek, temel ilke olarak benimsenmştir. Toplumsal <strong>ve</strong> siyasibaskılarla kamu işyerlerinde ortaya çıkan <strong>ve</strong> ekonomik rasyonelliğe tersdüşen kadro şişkinliklerinin önlenmesi, genellikle niteliksiz <strong>ve</strong> orta nitelikliişçi kullanan sanayiler ile hizmet faaliyetlerine ait yatırımlar bu tür işgücüarzının yoğun bulunduğu bölgelerde özendirilmesi, ilkeleri gerçekleştirilecektir.254Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda yeralan istihdam politikasınınilkelerini; ortam yaratmak, küçük <strong>ve</strong> orta boy işletmelerin önceliği, teknolojikyenilik toplumu olma, koordinasyon ile sürekli revizyon olarak elealabiliriz.Bu dönem istihdam politikasının baş ilkesi; sağlıklı bir istihdam ortamınındoğması için, gerekli şartların Devlet eliyle hazırlanmasını öngörmektedir.Hazırlanan bu uygun ortamda; fertlerin girişimcilik güçlerini,yaratıcılıklarını, kaynak yaratma yeteneklerini, bilgi <strong>ve</strong> becerilerinisefererber ederek ülkemizin potansiyellerini harekete geçirmeleridir.Đstihdam bir amaç değil, sağlıklı ekonomik faaliyetler sırasında doğanbir araçtır. Bu ilke dikkate alınmaksızın, sadece istihdam yaratmış olmakiçin; Devletin sağlayacağı iş imkânları, istihdam değildir. Aslında bu ortamıntemini için, kişilerin iş kurmaları bakımından yeterli destek ortamınınoluşturulması gereklidir. Yani Devlet istihdam değil, sağlıklı bir istihdamortamı yaratmalıdır.Bu ortam, Türk ekonomisinin <strong>ve</strong> sağlıklı bir istihdam hayatının temelelementi olarak küçük <strong>ve</strong> orta boy işletmeler için çok uygundur. Bu sebeple,istihdam politikalarının ilkeleri de; genellikle KOBĐ’ler için uygunortam yaratmaya yönelik olmalıdır.Teknolojik yenilikler, ülke kalkınmasını <strong>ve</strong> istihdamı sağlayabileceközellikte olduğu için teşvik edilmelidir. Bu teşvik sağlanırken, istihdamındiğer yönleri ile meşgul kuruluşlar arasında; koordinasyonun sağlanması,öncelikle ele alınmalıdır.254 DPT, IV. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1979-1983), Yayın no DPT; 1664, Ank., 1979, s.275.


Đstihdam politikasının hedef, ilke <strong>ve</strong> araçları; şartlara <strong>ve</strong> ihtiyaçlara görezaman içinde sürekli revizyona tabi tutulmalıdır. Bu sürekli değişiklik,istihdam politikasına büyük esneklik sağlamaktadır. 255Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda istihdamla ilgili ilke <strong>ve</strong> politikalar;- Đstihdamın gelişmesini sağlayacak ortamın yaratılması <strong>ve</strong> idamesiesastır. Bu çerçe<strong>ve</strong>de, genel hedefler dağrultusunda yatırımların teşvikedilmesi, müteşebbislik ruhunun <strong>ve</strong> teşebbüs gücünün desteklenmesi,nitelikli işgücü yetiştirilmesi <strong>ve</strong> mevcut işgücünün niteliğinin yükseltmesi,işgücü piyasasında karşılaşılan <strong>ve</strong> istihdamın gelişmesini olumsuz şekildeetkileyen unsurların <strong>ve</strong> aksaklıkların ortadan kaldırılması istihdampolitikasının temel ilkeleridir.- Yatırımların teşvikinde istihdam yaratma ile teknolojik gelişme boyutu,genel hedefler doğrultusunda değerlendirilecektir.- Geniş istihdam imkânları olan hizmet sektörlerinin potansiyelindenazamî ölçüde faydalanılacak <strong>ve</strong> bu sektörlerin geliştirilmesine yöneliktedbirler alınacaktır.- Kırsal kesimde yeni iş alanları <strong>ve</strong> kırsal hane halkına ek gelir imkânlarıyaratmak amacıyla, tarım dışı iktisadî faaliyetlerin geliştirilmesineağırlık <strong>ve</strong>rilecektir.- <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> orta boy işletmelerin geliştirilmesi için mevzuatta <strong>ve</strong> uygulamadakarşılaşılan güçlükler ortadan kaldırılacak, bu işletmelerin gelişmesidesteklenecektir.- Kendi işini kuracaklara sağlanan çok yönlü destek hizmetleri aktırılacak<strong>ve</strong> yaygınlaştırılacaktır.- Eğitim sistemi içinde <strong>ve</strong> dışında, her seviyede nitelikli işgücü yetiştirilmesineağırlık <strong>ve</strong>rilecek; örgün <strong>ve</strong> yaygın meslekî teknik eğitim, becerikazandırma eğitimi, iş öncesi eğitimi, iş başı eğitim <strong>ve</strong> yeniden eğitimprogram <strong>ve</strong> hizmetleri destelenerek yaygınlaştırılacaktır.- Đşgücü piyasası berraklaştırılacak <strong>ve</strong> işgücü seyyaliyetini kolaylaştırıcıenformasyon hizmetleri gerçekleştirilecek; Đş <strong>ve</strong> Đşçi Bulma Kurumu işgücüpiyasasında etkinliği artacak biçimde organize edilecek; işgücü eğitimi,istihdam rehberliği, mesleğe yöneltme <strong>ve</strong> benzeri istihdamı geliştirme255 T.C.Devlet Bakanlığı, Đstihdam Politikası, A.g.e., s.3.


faaliyetlerine kamu kuruluşları ile özel istihdam kuruluşlarının aktifkatılımı sağlanacaktır.- Đşgücü piyasasına girişte zorluklarla karşılaşan özürlüler <strong>ve</strong> eskihükümlülerin problemlerini giderici tedbirler alınacaktır.- Kısmî zamanlı (part-time) yeni iş alanlarının açılmasına <strong>ve</strong> bu türistihdamın geliştirilmesine önem <strong>ve</strong>rilecek gerekli mevzuat düzenlemesiyapılacaktır.- Đşgücü piyasası <strong>ve</strong>rilerinin uluslararası standartlara uygun, mukayeselereimkân <strong>ve</strong>rir nitelikte <strong>ve</strong> süreklilik arzeden biçimde temini sağlanacaktır.256 şeklinde tesbit edilmiştir.VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda istihdam politikasının ilkeleri; istihdamıngelişmesini sağlayacak ortamın yaratılması, işsizler içindeki vasıfsızlarabeceri kazandırma programlarına devam edilerek vasıflı işgücütalebinin karşılanması, gençlerin meslek <strong>ve</strong> beceri edinmelerine yardımcıolacak özel programlarının uygulanarak, projelerin geliştirilmesi, kadınlarınçalışma hayatına daha fazla katılmalarını, sakatların rehabilitasyonunu <strong>ve</strong>istihdamını sağlayacak meslek edindirme <strong>ve</strong> beceri kazandırmaçalışmalarına ağırlık <strong>ve</strong>rilecek özel program <strong>ve</strong> projelerin geliştirilmesi, istihdamıngeliştirilmesinde küçük işletmelerin potansiyelinden faydalanılması257 şeklinde yer almaktadır.Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda "Đstihdamın <strong>ve</strong> Đşgücü Piyasası’nınEtkinliğinin Artırılması Projesi" başlığı altında;- Đstikrarlı, yatırım ağırlıklı <strong>ve</strong> rekabetçi ekonomik şartlara dayalı;yüksek bir büyüme hızının gerçekleştirilmesi yoluyla, üretken istihdamınartırılması,- Teknolojik gelişmeye paralel olarak, işgücünün vasfının yükseltilmesiyoluyla istihdamın geliştirilme potansiyelinin güçlendirilmesi,- Ekonomik yapının ihtiyaç duyduğu işgücünün yetiştirilmesi,- Đşgücü piyasasının işleyişi <strong>ve</strong> çalışmanın düzenlenmesine ilişkinmevzuatı; çağdaş şartlara uygun bir yapıya kavuşturma, kurumsallaştırmayıgüçlendirme <strong>ve</strong> meslek standartlarının geliştirilmesi yönünde değiştirilmesi,256 DPT, VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990-1994), A.g.e., s.302-303.257 DPT, VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990-1994), A.g.e., s.354.


- Đleri teknoloji kullanarak yüksek katma değeri yaratacak sektörleringeliştirilmesi ile vasıflı işgücü istihdamının artırılması,- KOBĐ’lerin istihdam potansiyelinden azamî ölçüde faydalanılması,- Üretken ekonomik faaliyet <strong>ve</strong> istihdam potansiyeli taşıyan somutprojelerin gerçekleştirilmesini sağlayacak çözümler; yerel ihtiyaç <strong>ve</strong> kapasiteleride dikkate alacak küçük, esnek <strong>ve</strong> etkili bir birim tarafındanhayata geçirilmesi,- Ara kademe işgücü yetiştirilmesine yönelik çalışmalara ağırlık <strong>ve</strong>rilmesi,- Hem gü<strong>ve</strong>nceli, hem de esnek bir işgücü piyasası düzenlemesiningerçekleştirilmesi,- Đşgücünün piyasa şartlarına daha iyi cevap <strong>ve</strong>rebilmesini sağlayacakbeceri eğitimi <strong>ve</strong> yeniden eğitim programlarını kapsayan uyum çalışmalarınaağırlık <strong>ve</strong>rilmesi,- Gümrük <strong>Birliği</strong> ile ilgili olarak birkaç sektörde <strong>ve</strong> özelleştirme sonucundada belirli işletmelerde işsiz kalacak olanlara; yeni istihdam imkânlarıyaratmak için, kendi işlerini kuranların desteklenmesi de dahil olmak üzerekapsamlı programların geliştirilip, uygulamaya konulması,- Sanayiinin teşvikinde, sektörel teşvikler yerine faaliyet bazında destek<strong>ve</strong>rilmesi,- Sanayiin rekabet gücünü artırabilmek için, ileri teknoloji sanayileriöncelikli olmak üzere; araştırma-geliştirme, mühendislik <strong>ve</strong> müşavirlikhizmetleri ile tasarım çalışmalarının desteklenmesi,- Araştırma-geliştirme faaliyetlerinin üni<strong>ve</strong>rsite-sanayi işbirliği ile geliştirilmesineönem <strong>ve</strong>rilmesi,- Sanayiin ihtiyaç duyduğu her kademedeki işgücünün yetiştirilmesi,- Sanayiciye yönelik hitzmet <strong>ve</strong>recek, millî bilgi merkezleri geliştirilerek;bilginin yaygınlaştırılması <strong>ve</strong> etkin kullanımına imkân sağlanması,- Yeni teknolojilerin istihdam artırıcı şekilde uygulanıp yaygınlaştırılmalarınaimkân <strong>ve</strong>recek çalışmalara başlanılması 258 , şeklinde istihdamilkelerine yer <strong>ve</strong>rilmiştir.258 DPT, VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1996-2000) A.g.e., s.53-54 <strong>ve</strong> 68-69.


Ülkemizde istihdamla ilgili ilke <strong>ve</strong> politikalarda, istihdamın gelişmesinisağlayacak ortamın yaratılması <strong>ve</strong> devamı esas alınmıştır. Bu bakımdan;genel hedefler doğrultusunda yatırımların teşvik edilmesi, müteşebbislikruhu <strong>ve</strong> teşebbüs gücünün geliştirilmesi, KOBĐ’lerin desteklenmesi, vasıflıişgücü yetiştirilmesi <strong>ve</strong> mevcut işgücü vasfının yükseltilmesi, işgücüpiyasasında karşılaşılan <strong>ve</strong> istihdamın gelişmesini olumsuz etkileyenunsurlar ile aksaklıkların ortadan kaldırılması ilke <strong>ve</strong> politikalardaöngörülmüştür. Ayrıca; işgücü piyasasının berraklaştırılması <strong>ve</strong> işgücühareketliliğinin artırılması, işgücü eğitim, istihdam rehberliği, mesleğeyöneltme <strong>ve</strong> benzeri faaliyetlere kamu <strong>ve</strong> özel istihdam kuruluşlarının aktifolarak katılmasının sağlanması ile işgücü piyasa <strong>ve</strong>rilerinin uluslararasıstandartlara uygun biçimde elde edilmesi, ilke <strong>ve</strong> politikalarda yer almıştır.Bu politikalar doğrultusunda; işgücü piyasasının daha <strong>ve</strong>rimli <strong>ve</strong> dinamikbir yapıya kavuşturulması ile sanayiinin ihtiyaç duyduğu vasıflıişgücünün yetiştirilmesi, istihdamın planlanarak geliştirilmesi için "Đstihdam<strong>ve</strong> Eğitim Projesi" uygulamasına başlanılmıştır. Dünya Bankası ilemüşterek yürütülen bu proje, 1 şubat 1993’de Dünya Bankası’nca kredilendirilerekĐkraz Antlaşması imzalanmıştır. 4 mayıs 1993 tarihli ResmîGazete’de yayımlanarak, proje yürürlüğe girmiştir. 259Bu projede genel olarak; istihdam hizmetlerinin çeşitlendirilmesi, işsiz<strong>ve</strong> vasıfsız işgücünün üretken işlerde istihdam edilmeleri, işgücü piyasasınayönelik olarak yapılacak istatistikî çalışmaların geliştirilmesi <strong>ve</strong> bu yollaişgücü piyasası kararlarının etkinliğinin artırılması ile kadınların üretkenişlerde istihdamının geliştirilmesi hedeflenmiştir. 260 Proje de yer alan buhedefler, üç ana başlıkta toplanmış olup; işe yerleştirme eğitimi, istihdam<strong>ve</strong> iş danışmanlığı hizmetleri, meslek standartları <strong>ve</strong> sertifikasyon sistemi,işgücü piyasası enformasyon sistemin geliştirilmesi, istihdam hizmetlerininçeşitlendirilmesi <strong>ve</strong> kadınların istihdamının artırılması olmak üzere altı altbölümden oluşmuştur. 261259 ĐĐBK, Đstihdam <strong>ve</strong> Eğitim Projesi, Ank., Haziran 1993, s.1; TĐSK, Meslek Standartlarını BelirlemeÇalışmaları Sürüyor, Đş<strong>ve</strong>ren Dergisi, cilt:XXXIV, sayı:11, Ağustos 1996, s.30; Mete TÖRÜNER, Đşgücü PiyasasıĐçinde Faaliyet Gösteren Özel Đstihdam Büroları Đş Yerleştirmede Önemli Katkılar sağlamaktadır, TĐSK, Đş<strong>ve</strong>renDergisi, cilt:XXXIV, sayı:7, Ank., Nisan 1996, s.8.260 TĐSK, Meslek Standartlarını Belirleme Çalışmaları Sürüyor, A.g.m., s.30.261 ĐĐBK, Đstihdam <strong>ve</strong> Eğitim Projesi, A.g.e., s.2-5. (Yukarıda yer alan altı alt bölüm hakkında daha geniş bilgiiçin adı geçen esere bakınız.)


Projenin altı alt bölümü içinde yer alan "istihdam hizmetlerinin çeşitlendirilmesi"konusu ele alınırken; gerektiği biçimde denetlenmek suretiyleyönlendirilen, özel istihdam büroları aracılığıyla istihdam hizmetlerininçeşitlendirilmesini öngörmektedir. 262 Özel Đstihdam Büroları’na, UluslararasıÇalışma Teşkilâtı’nın 96 Sayılı Sözleşmesi’nin üçüncü bölümü meşruluktanımaktadır. <strong>Türkiye</strong> bu sözleşmeyi 8.8.1951 tarihli 5835 Sayılı Kanun ilekabul etmiştir. 263Bunun yanında 1475 Sayılı Kanun, işe aracılıkta ĐĐBK’nu tek yetkilisayan hükme yer <strong>ve</strong>rmektedir. Dolayısıyla 5835 Sayılı Kanun’un kabulettiği 96 Sayılı Sözleşme’nin III. Bölümü ile 1475 Sayılı Kanun’un ĐĐBK tekyetkili sayan hükmü çatışmaktadır. Böyle durumlarda Devletler Hukuku-’nun "Kanunlar Hiyerarşisi" prensibinin uygulanması gerekir. Bu çelişkininortadan kaldırılması için birçok AB ülkesinde (Đngiltere, Fransa, Hollanda<strong>ve</strong> Danimarka’da olduğu gibi) yer alan, iş aracılıkta ılımlı <strong>ve</strong> mutlak serbestiilkesinin benimsenerek; ülkemizde de özel istihdam bürolarına yer <strong>ve</strong>renkanunî düzenlemenin (ĐŞ-KUR Kanunu) yapılmasında 264 fayda vardır.3. Đstihdam Politikasının Araçları<strong>Türkiye</strong> ekonomisini geliştirmek, planlı hale getirmek amacıyla belirlenenhedef <strong>ve</strong> ilkelerin uygulanmasını sağlamak için; birçok istihdampolitika araçları kullanılmıştır. Gerekli olan bu istihdam politika araçlarının;malî teşvik, milletlerarası işbirliği, organizasyon kurumları, istihdambilinci geliştirme, mevzuat, vasıf geliştirme, istihdam rehberliği, iş kurma,emek-yoğun istihdam, işgücü piyasası bilgi sistemi, istihdam konularınabilgi desteği sağlama, hızlı nüfus artışının analizi, yatırımlarınhızlandırılması, işgücü piyasasının esnekleştirilmesi ile küçük <strong>ve</strong> orta boyişletmelerin teşviki şeklinde sıralamak mümkündür. Şimdi bu araçları tekerteker ele alıp, inceleyelim.Malî teşvik araçları; ek istihdam için ücret sübvansiyonu, küçük <strong>ve</strong> ortaboy işletmelerin bürokratik işlemleri ile <strong>ve</strong>rgi yükünün azaltılması,bankaların iş kurma kredisi sistemi ihdas etmesi şeklinde ele alınabilir.262 Mete TÖRÜNER, Đşgücü Piyasası Đçinde Faaliyet Gösteren Özel Đstihdam Büroları..., A.g.m, s.8.263 Ali Nazım SÖZER, 96 Sayılı Sözleşme’nin III.Bölümü Özel Đstihdam Bürolarına Meşruluk Tanıyor, TĐSK,Đş<strong>ve</strong>ren Dergisi, cilt:XXXIV, Sayı:7, Ank., Nisan 1996, s.3.264 Ali Nazım SÖZER, 96 Sayılı Sözleşme’nin III. Bölümü Özel Đstihdam Bürolarına Meşruluk Tanıyor, A.g.m.,s.4. (Bu konuda daha geniş bilgi için adı geçen makaleye bkz.)


Đşinde eleman istihdam eden kişi <strong>ve</strong>ya kuruluşların; üretim artırmak,yeni ürünler üretmek, kalite geliştirmek gibi amaçlardan biri <strong>ve</strong>ya dahafazlasını gerçekleştirerek teşvik maksadıyla ek çalışan istihdamı yaratılır.Bu teşvik, çalışanın iş<strong>ve</strong>rene maliyeti (sigorta hissesi vb. gibi) düşürülmeksuretiyle sağlanabilir. 265Đsdihdam geliştirici araçlar içinde en önemli yeri, küçük <strong>ve</strong> orta boyişletmelerin yenilerinin kurulması; mevcut olanların korunup, geliştirilmesialmaktadır. Bunun geliştirilmesi, KOBĐ’ler üzerindeki tüm bürokratikişlemler ile <strong>ve</strong>rgi yükünün asgarî seviyeye indirilmesiyle gerçekleştirilebilir.Bu yolla <strong>ve</strong>rgi gelirlerinde bir azalmanın olmayacağı, aksine artış olacağıdüşünüldüğünden; yeni kurulan KOBĐ’lerin getireceği ek <strong>ve</strong>rgilerdolayısıyla, toplam <strong>ve</strong>rgide az da olsa artış olacağı beklenmektedir. 266Teknoloji geliştirme <strong>ve</strong> istihdam yaratma amacıyla; bankaların iş kurmakredi sistemi ihdas ederek, düşük faizli <strong>ve</strong> uygun ödeme şartlarını taşıyankredi desteği sağlanmalıdır. Bu destekle; yeni teknoloji alanında kendi işinikurmak <strong>ve</strong>ya kurulu işini genişletmek, yeni teknolojilere dayalı ürün <strong>ve</strong>yahizmeti pazarlama teknikleri uygulayarak, doğrudan ek istihdam yaratılmışolacaktır. 267Đstihdam politika araçları arasında milletlerarası işbirliği, oldukça önemtaşır. Bu araçlar arasında Đktisadî Đşbirliği <strong>ve</strong> Kalkınma Teşkilâtı (OECD),Birleşmiş Milletler (BM) <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> Konseyi yer almaktadır.Ülkede istihdam geliştirmeyi öngören projelerin uygulanması <strong>ve</strong>ya buamaçla yeni projelerin geliştirilmesinde; OECD, BM <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> Konseyi’ninmalî, teknik vs. yardım <strong>ve</strong> desteği ile tecrübe birikiminden faydalanılmasıdüşünülmektedir. 268Gerek milletlerarası <strong>ve</strong> gerekse yurtiçi ilişkilerde lüzumlu iletişimisağlayan organizasyon kurumları arasında; Đstihdamı Geliştirme YüksekKoordinosyon Kurulu, Çalışma Genel Müdürlüğü’nü yeniden organizeetmek <strong>ve</strong> <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Boy Sanayi Geliştirme <strong>ve</strong> Destekleme ĐdaresiBaşkanlığı (KOSGEB) gibi kuruluşlar yer almaktadır. Bu kuruluşlar vasıtasıylaistihdamın geliştirilmesi, işsizlik meselelerine çözüm yolları bu-265 T.C.Devlet Bakanlığı, Đstihdam Politikası, A.g.e., s.11-13.266 T.C. Devlet Bakanlığı, Đstihdam Politikası, A.g.e., s.14.267 T.C. Devlet Bakanlığı, Đstihdam Politikası, A.g.e., s.16.268 T.C. Devlet Bakanlığı, Đstihdam Politikası, A.g.e., S.23-27.


lunması, KOBĐ’lerin korunup geliştirilerek büyümesi <strong>ve</strong> bu konularda koordinasyonsağlanması amaçlanmıştır. 269Đstihdamı geliştirme program <strong>ve</strong> projelerinin kamuoyunda benimsenmesiiçin bir tartışma ortamı yaratmak, ortak kamu oyu oluşturmak bakımından;kitle iletişim araçlarıyla devamlı olarak istihdamı geliştirmemesajları <strong>ve</strong>rerek, kamu oyu canlılığının korunmasına yardımcı olma düşünülmüştür.270Mevzuat araçları içinde; istihdam ortamının geliştirilmesi bakımındangerekli mevzuatın çıkarılması, KOBĐ’lerin tabi olduğu mevzuatın basitleştirilmesi(ruhsat, işletme mevzuatı gibi) <strong>ve</strong> istihdamı güçleştiren mevzuatındeğiştirilmesi yer almaktadır.Bunun temini için; işsizlerin iş sahibi yapılması, mevcut işyerlerinindevamının temini <strong>ve</strong> yenilerinin kurulması, müteşebbisliğin özendirilmesi,çalışma hayatının huzur <strong>ve</strong> istikrarının sağlanması yönünden alınacaktedbir <strong>ve</strong> teşviklerin belirlenmesi ile istihdamı koruma <strong>ve</strong> geliştirme projelerihazırlamak için mevzuat eksikliklerinin düzenlenmesi amaçlanmıştır.Düzeltilen <strong>ve</strong> yeni çıkarılacak mevzuatla bürokrasiyi azaltıp, istihdamıgüçleştiren mevzuatın değiştirilerek esnekleştirilmesi öngörülmüştür. 271Vasıf geliştirme araçları arasında; mevcut işsizlerin vasıflarının yükseltilmesiyoluyla (Beceri Kazandırma Programları) istihdam imkânlarınınartırılması, çalışanların vasıflarının yükseltilmesi için beceri kazandırmaprogramlarıyla "Bilgisayar Destekli Eğitimin Yaygınlaştırılması" <strong>ve</strong> kaliteningeliştirilmesi düşünülmüştür. 272Đstihdam rehberliği araçları arasında; meslek seçimi için rehberlik sistemininkurulması, iş aramada rehberlik ile iş <strong>ve</strong> işçinin buluşturulmasısisteminin geliştirilmesi yer alır.Meslek seçimi için rehberlik sisteminde; kişilerin meslek <strong>ve</strong> eğitimle ilgilibilgileri derleme <strong>ve</strong> kullanmalarına destek olma başlıca amaçtır. Bu sistemçeşitli kaynaklardan elde edilen değişik bilgi <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>rileri; kişinin kendi özelihtiyaç <strong>ve</strong> yeteneklerine uygun olan meslekleri, sistematik bir şekildearaştırıp bulmalarına ortam hazırlar.269 T.C. Devlet Bakanlığı, Đstihdam Politikası, A.g.e., s.19-23.270 T.C. Devlet Bakanlığı, Đstihdam Politikası, A.g.e., s.31.271 Daha geniş bilgi için bkz; T.C.Devlet Bakanlığı, Đstihdam Politikası, A.g.e., s.35-48.272 Daha geniş bilgi için bkz; T.C.Devlet Bakanlığı, Đstihdam Politikası, A.g.e., s.47-64.


Ayrıca iş aramada rehberlik sistemi aracılığıyla, piyasada aranan birbeceri ya da mesleğe sahip olmasına rağmen; iş aramanın usullerini bilmediklerindenişsiz durumda olanlara ya da meslek <strong>ve</strong>ya becerisiyleuyumlu bir işi bulunmayanlara yardımcı olma düşünülmüştür. Bu aracınyanında iş <strong>ve</strong> işçinin buluşturulması sistemi de kurulmalıdır. Böylece işarayanlar ile çalıştırılacakların buluşturulmasına aracılık edilmiş olur. Buaracılık başka bir açıdan ele alındığında, işgücü piyasası izlenerek;çalıştırılacak kişi ihtiyaçları tesbit edilip, bu ihtiyaçlara uygun iş arayanlarınbelirlenmesine de katkıda bulunulacaktır. 273Đş kurma araçları arasında; müteşebbislik eğitimi, teşebbüs destekleme,tekno-parklar kurulması ile kamu kurum <strong>ve</strong> kuruluşların kendi işinikurmak isteyenleri destekleme, yer almaktadır.Bir ülkede ekonomik <strong>ve</strong> sosyal kalkınmanın temel dayanakları arasında,insanların müteşebbislik ruh <strong>ve</strong> becerisi yer alır. Kişilerde doğuştan varolduğu kabul edilen merak <strong>ve</strong> yaratıcı düşünme yeteneğinin ortaya çıkarılıpbu yeteneğin geliştirilerek, etkili olmasına fırsat sağlayıcı ortam;müteşebbislik eğitimi ile mümkün olur. Đnsanlarda müteşebbisliğingelişmesine, eğitimin yardımcı olduğu kabul edilmektedir. Kişilerin kendiişlerini kurmaları, ülkede sadece üretim <strong>ve</strong> istihdam artışı sağlamaklakalmaz; aynı zamanda dengeli gelir dağılımı <strong>ve</strong> sağlıklı bir toplum yapısınınoluşmasına da katkıda bulunur.Bu eğitimin yanında özellikle yeni teknoloji alanında kendi işini kurmak<strong>ve</strong>ya kurulu işini genişletmek isteyen müteşebbislerin; mevzuat, işyeriaçmak, teknik, finansman, uzman eleman <strong>ve</strong> pazarlama gibi alanlarda dadesteklenmesi gereklidir. Teknolojileri uyarlama kapasitesi de dahil olmaküzere teknolojik gelişmenin uluslararası rekabet gücünün artması için,gerekli düzeyin altında kalması sonucu; otomasyona geçiş uygulamalarınıngerçekleştirildiği işletmelerde ortaya çıkan, kısa vadeli istihdam azaltıcıetkileri telâfi edecek teknoloji bağlantılı faaliyetler yaratılamamıştır. AyrıcaÜni<strong>ve</strong>rsiteler ile endüstri arasında işbirliğinin geliştirilmesinde önemli biraraç olan teknoparklar kuralarak ülke sathında geliştirilmesisağlanmalıdır. 274273 T.C. Devlet Bakanlığı, Đstihdam Politikası, A.g.e., s.67-69.274 T.C. Devlet Bakanlığı, Đstihdam Politikası, A.g.e., s.73-75; DPT, VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1996-2000),A.g.e., s.50.


Emek-yoğun istihdam araçları içinde yer alan <strong>ve</strong> oldukça önemli konumubulunan; el halıcılığı, kıymetli taş işçiliği, mermercilik <strong>ve</strong> el sanatlarınıngeliştirilip, desteklenerek yeni istihdam alanları yaratma düşünülmüştür.Aynı zamanda bu, ülkemizde üretilen <strong>ve</strong>ya tabii kaynaklardanelde edilen hammaddenin, mamul hale gelmesini sağlayacağından;ülke ekonomisine de büyük katkıları olacaktır. 275Đstihdama yönelik alınacak kararlar ile kalkınma plan <strong>ve</strong> programlarınadayalı tedbirlerin başarısının belirlenmesine yardımcı olacak <strong>ve</strong> toplumyapısında çalışma hayatıyla ilgili olarak meydana gelecek gelişmelerin;sayısal olarak elde edilmesi, kurulacak işgücü piyasası bilgi sistemi ilemümkündür. Bu sistem sayesinde ülkenin; nüfus sayısı <strong>ve</strong> coğrafî dağılımı,sektörler, meslekler, eğitim, yaş, beceri, sağlık, çalışma statüsüne göreişgücünün birleşimi, gelir düzeyi ile emek <strong>ve</strong>rimliliği gibi bir takım bilgilertoplanıp karar alıcılara hizmet sunulacaktır. 276Đstihdam konularına bilgi desteği sağlama araçları içinde, yabancı ülkeyayınlarının izlenmesi <strong>ve</strong> üni<strong>ve</strong>rsitelerin istihdam konularına yönlendirilmesiyer almaktadır. Đstihdamı geliştirme konusunda yabancı ülkelerinpolitikaları <strong>ve</strong> geliştirdikleri tedbirler hakkında bilgi sahibi olmakiçin bu sahadaki yayınların incelenmesi gereklidir. Ayrıca istihdam konusundaakademik çalışmalara yer <strong>ve</strong>rmek suretiyle, gerekli çözümlerin getirilmesineyardımcı olunmalıdır. 277Đşsizliğe sebep olan unsurların en önemlilerinden biri, her yıl istihdamimkânları sağlanan miktardan daha fazla bir nüfus artış hızına sahipolunmasıdır. Đşsizliğe karşı alınması gerekli tedbirler tek taraflı olmayıp,hızlı nüfus artışını hangi sebepler meydana getiriyorsa; onların her birinekarşı olan bir paket hazırlanmalıdır. Her ne kadar yavaşlamış olmaklabirlikte, yine de yüksek bir düzeyde bulunan nüfus artış hızının; işgücü arzıüzerindeki etkisi, okullaşma oranlarındaki artış <strong>ve</strong> köyden kente göç gibisebeplerle sınırlı kalmıştır. Yapısal vasıflı birikmiş problemlerin ekonomikdaralmaya yol açtığı işsizlik de 1994 yılına kadar göreli olarak düşükseviyede seyretmiştir. Bu bakımdan hızlı nüfus artışının sebeplerinin tamolarak analiz edilip; daha sonra bunlara yönelik tedbirlerin geliştirilerekuygulanması öngörülmektedir. Özelleştirme sonucu işsiz kalacak olanlara275 T.C. Devlet Bakanlığı, Đstihdam Politikası, A.g.e., s.87-98.276 T.C. Devlet Bakanlığı, Đstihdam Politikası, A.g.e., s.104.277 T.C. Devlet Bakanlığı, Đstihdam Politikası, A.g.e., s.104.


yeni istihdam imkânları sağlanmaya yönelik "Đşgücü Uyum Projesi" <strong>ve</strong>işsizlere eğitim yoluyla istihdam yaratmayı hedefleyen "Đstihdam EğitimProjesi" 1994 yılında uygulamaya konulmuştur. 278 Đstihdam yaratan <strong>ve</strong> gelirartıran tedbirlerin en önemlilerinden biri olan yatırımların gecikmesi,bunlardan beklenen istihdam <strong>ve</strong> gelir artışını da etkilemektedir. Sanayiyatırımlarının düşük bir düzeyde seyretmesinin de etkisiyle, mevcutüretken istihdam yaratma kapasitesi; bu işgücü arzı artışını karşılamayayetecek düzeyde bulunmaktadır. AB ile Gümrük <strong>Birliği</strong>’nin gerçekleşmesafhasına gelindiği bir dönemde, milletlerarası rekabet gücünü artırmagereği istihdam perspektifi açısından da daha kritik bir nitelik kazanmıştır.Đstihdam yaratan <strong>ve</strong> gelir artıran tedbirlerin en önemlilerinden bir olanyatırımların gecikmesi, bunlardan beklenen istihdam <strong>ve</strong> gelir artışını daetkilemektedir. Bu sebeple yatırımların hızlandırılması için, yatırımprojelerinin zamanında tamamlanmasını sağlayacak bir ek finans sistemikurulup; ilgili kuruluşların kullanımına sunulması gerekmektedir. Ayrıcabunun yanında proje zamanlama izleme sistemi kurularak, yatırımlarınhızlandırılması; yatırımlardaki istenmeyen gecikmeleri önleyebileceği gibi,maliyet artışlarına da mani olunacaktır. Yatırımların erken devreye sokulması,o yatırımın açacağı yeni istihdamın biran ev<strong>ve</strong>l devreye girmesinesebep olacaktır 279Đşgücü piyasasının esnekleştirilmesi araçları arasında; kişilerin işdeğiştirmelerinin kolaylaştırılması ile çalışmakta olanlara kendi işini kurmayardımı yapılması yer almaktadır. Kişilerin daha yüksek gelir düzeyi<strong>ve</strong>/<strong>ve</strong>ya daha uygun çalışma şartları temin etmek üzere, işlerini dahayüksek vasıflı işlerle değiştirmeleri; onlardan boşalan işlere daha az vasıflıkişilerin yerleşmelerini sağlama, genel olarak istihdam hacminde bir büyümesağlayacaktır. Bu sebeple, kişilerin iş değiştirmelerini engelleyencaydırıcı faktörlerin (iş görüşmeleri yapma masrafları, çocuklarının okul <strong>ve</strong>çalışan eşin iş nakilleri, taşınma masrafları...gibi) analiz edilip, bu engelleriortadan kaltırmaya yönelik bir sistemin, istihdam artışına vasıta olması,öngörülmektedir.278 T.C. Devlet Bakanlığı, Đstihdam Politikası, A.g.e., s.165; DPT, VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1996-2000),A.g.e., s.50-51.279 TC. Devlet Bakanlığı, Đstihdam Politikası, A.g.e., s.221-222; DPT, VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı(1996-2000), A.g.e., s.50.


Ayrıca bir işde çalışmakta iken ayrılan, kendi işini kurmayı düşünenkişileri de caydıran bazı faktörler ( kazanma <strong>ve</strong> harcamaya alışık olduğugelirden mahrum olma korkusu gibi ) vardır. Bu durum kişilerin kendiişlerini kurma, yeni yatırımlar yapmalarına engel teşkil etmektedir. Kişilerikendi işlerini kurmaya teşvik etmek üzere bir sistemin kurulması, işgücüpiyasasına esneklik getirecek araçlardır. 280KOBĐ’leri teşvik araçları içinde; yurt dışı müteahhitlik firmalarının yurtiçinde alım yapmalarının teşviki, sanayi sitelerine iş merkezleri kurulması,<strong>ve</strong>rgi yüklerinin azaltılması, mevzuatın basitleştirilmesi, iş kurma araçları,işsiz kalma durumunda olanlara kendi işlerini kurabilecekleri bir ortamınsağlanması <strong>ve</strong> iş yapmayı sınırlayan engellerin giderilmesi hususları 281 yeralmaktadır. Burada daha önce ele almadığımız teşvik araçlarına yer<strong>ve</strong>receğiz.Đstihdamın geliştirilmesinde önemli bir araç olan KOBĐ’lerin desteklenmesi<strong>ve</strong> yenilerinin kurulmasının teşviki, KOBĐ’lere büyük ölçüde pazarsağlamaktan geçmektedir. Bunun gerçekleştirilmesi KOBĐ’lere pazarolabilecek yurd dışı müteahhitlik firmalarımızın; KOBĐ’lerden mal <strong>ve</strong>yahizmet almalarını engelleyen sebeblerin giderilmesine bağlıdır. KOBĐ’ler ileyurt dışı müteahhitlik firmalarımız arasında kurulacak işbirliği; KOBĐ’lerinek istihdam yaratmasını, artan gelirlerin işsizliğin olumsuz etkilerininazaltılmasına katkılarını sağlarken, yurt dışı müteahhitlik firmalarınınartan gelirleri ile yeni yatırımlara yönelmelerine de imkân sağlayacaktır. Buda ülkemizde dolaylı istihdamın artmasına yardımcı olacaktır.Ayrıca kurulan <strong>ve</strong> kurulacak olan sanayi siteleri bünyelerinde iş merkezlerikurulması (her türlü iletişim ortak kolaylıkları <strong>ve</strong> sekreteryal hizmetisağlanmış), buralarda;sanayinin ihtiyacı olan konularda kendileriniyetiştirmiş uzman müteşebbislerin kendi işlerini kurmaları, hizmet <strong>ve</strong>rdiklerisanayide teknolojik gelişmeyi <strong>ve</strong> gelir artışını sağlamak suretiyleistihdamın gelişmesine doğrudan katkıda bulunulmalıdır. 282Ekonomik değişme <strong>ve</strong> yeniliklere uyum sağlama yeteneği <strong>ve</strong> istihdamyaratma gücü yüksek KOBĐ’ler; Gümrük <strong>Birliği</strong> sürecinde karşılaşılabilecekuyum güçlükleri de dikkate alınarak, özel bir programla desteklenip280 TC. Devlet Bakanlığı, Đsdihdam Politikası, A.g.e., s.225-226.281 TC. Devlet Bakanlığı, Đstihdam Politikası, A.g.e., s.9.282 TC. Devlet Bakanlığı, Đstihdam Politikası, A.g.e., s.213-214.


geliştirilecektir. Finansman imkânlarının artırılması amacıyla, gereklimevzuat düzenlemeleri gerçekleştirilecek <strong>ve</strong> AR+GE faaliyetlerinin teşvikedilmesine çalışılacaktır. Rekabet gücünün artırılmasına yönelik olarakKOBĐ’lerde; teknolojik seviyenin geliştirilmesi, kalitenin yükseltilmesi, <strong>ve</strong>rimliliğinartırılması, etkin bir ana-yan sanayi bütünleşmesine gidilmesi,ekonomik <strong>ve</strong>rimlilik ilkeleri çerçe<strong>ve</strong>sinde özendirilecek <strong>ve</strong> yan sanayiiningelişmesine özel önem gösterilecektir. 283Kurulacak olan bu iş merkezlerinde, sadece üretim amacı güdülmemeli;aynı zamanda üretim için gerekli malzemenin mahallinde teminini sağlayan<strong>ve</strong> üretilenlerin yine mahallinde pazarlanmasını yapan satış merkezlerinesanayi siteleri bünyesinde yer <strong>ve</strong>rilerek hem gelir artışı sağlanacak, hem deek istihdam yaratılmış olacağından, istihdam politikası araçları içinde yer<strong>ve</strong>rilmelidir.Sonuç olarak KOBĐ’lerin, ülkemiz istihdam politikasının hedef, ilke <strong>ve</strong>araçları bakımından; öncelikle teknolojik değişiklikler doğrultusunda dünyaekonomisine enteğrasyonu sağlanmalıdır. Ülkemiz istihdam politikasınınhedef, ilke <strong>ve</strong> araçları arasında yukarıda ayrı ayrı yer <strong>ve</strong>rdiğimiz husus <strong>ve</strong>tedbirler; 1963 yılından sonra işbaşında bulunan hükümetlerinprogramlarında da uygulanması amacıyla yer <strong>ve</strong>rilerek istihdamın artırılması<strong>ve</strong> KOBĐ’lerin güclendirilmesine çalışılmıştır. 284 Rekabetçi piyasaekonomisinin temel taşlarını oluşturan <strong>ve</strong> dinamik bir yapıya sahip KO-BĐ’lerin; bir taraftan yenilerinin kurulması sağlanırken, mevcut olanlarınında gelişimini teşvik edici <strong>ve</strong> destekleyici politakaların yaygınlaştırılmasışarttır. Bu sebeple KOBĐ’lerin koruyucu değil, piyasa ekonomisi mantığıçerçe<strong>ve</strong>sinde üretken hale getiren politikaların acilen uygulamayakonulması gerekmektedir. 285283 DPT, VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1996-2000), A.g.e.,s.69.284 En son uygulamaya konulan VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda yer alan istihdam, işsizlik, meslekîeğitim, teknolojik değişim <strong>ve</strong> KOBĐ’lerle ilgili; hedef, ilke <strong>ve</strong> araçlara, 53 <strong>ve</strong> 54. Hükümet Programları’nda da yer<strong>ve</strong>rilmiştir. Bkz. 53.Hükümet Programı için, 13 Mart 1996 tarih <strong>ve</strong> 22579 sayılı R.G. ile 54. Hükümet Programıiçin 9 Temmuz 1996 tarih <strong>ve</strong> 22691 sayılı R.G.285 Halil SARIASLAN, <strong>Orta</strong> <strong>ve</strong> <strong>Küçük</strong> Ölçekli Đşletmelerin Finansman Sorunları Çözüm Đçin Bir Finansal PaketÖnerisi, TOBB, Ank., 1994, s.32-33.


II. AVRUPA BĐRLĐĞĐ’NDE ĐSTĐHDAM YAPISI VE GELĐŞMELER<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> 2368 bin km 2 ’lik yüzölçümü ile dünyanın % 2’sinikaplamakla beraber; oldukça sınırlı bir coğrafi alana sahiptir. Bu alan ABDtopraklarının 1/4’ü (9.372 km 2 ), parçalanmadan önceki SSCB’nin 1/10’u(22.402 km 2 ), Kanada’nın 1/4’ünden (9.976 km 2 ) biraz azdır. Bu kadarsınırlı bir alan içerisinde olmasına rağmen, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde; yoğun birekonomik faaliyet tesis edilmiş, bunun yanında üye ülkeler arasında kolaybağlantı <strong>ve</strong> iletişim imkânları da sağlanmıştır. 286II. Dünya Savaşı sırasında, <strong>Avrupa</strong>’da meydana gelen nüfus kaybınıgidermek için; savaş sonrası tedbir olarak "Bayb Boom-Bebek Patlaması"diye adlandırılan, nüfus artışına yönelinmiştir. Alınan tedbir sonucu doğumoranlarında meydana gelen artış, ülkelerin nüfuslarını süratle yükseltmiştir.O yıllarda doğan pek çok insan 2000’li yılların başında <strong>Avrupa</strong>’dayaşlı bir nüfusu meydana getirecektir. Bu sebeple <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> gündemini,bugün en çok yaşlanmakta olan nüfus yapısı meşgul etmektedir.Ayrıca <strong>Avrupa</strong>’da artan refah sebebiyle, son senelerde doğum oranlarındahızla düşüş görülmektedir. Artan refahın etkisiyle, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ndemeydana gelen daha iyi beslenme şartları <strong>ve</strong> tıptaki gelişmeler; insanlarınhayatta kalma süresini uzatarak, ölüm oranlarında azalma meydanagetirmiştir. Sonuçta, doğum oranındaki azalmayla birlikte ölüm oranının dadüşmesi; çoğu ülkede yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki payını artırmış<strong>ve</strong> yaşlı nüfus yapısının meydana gelmesine sebep olmuştur. 287 AB’dedemografik durumla ilgili, 1995’te hazırlanan bir rapor Komisyon’ca 1996yılı başlarında kabul edilmiştir. Bu raporda yer alan nüfusun yaşbileşimindeki bozulma <strong>ve</strong> bunun sonucunda nüfusun yaşlanmasınınsebepleri arasında;286 Eurostat, Basic Statistics Of the Community 29 th Edition 1992, Office For Offical Publications Of TheEuropeans Communities, Lüxembourg, 1992, s.107.; TOBB, <strong>Türkiye</strong> <strong>ve</strong> AT Ülkelerinin Sosyal Ekonomik VerilerleKarşılaştırması, Yayın No: Genel:115 AT. 2, Ank., 1989, s.39.287 TĐSK, Yaşlı <strong>Avrupa</strong> Genç <strong>Türkiye</strong>, Araştırma, Đş<strong>ve</strong>ren Der., Cilt: XXVIII, Sayı: 5, Şubat 1990, s.10.


– 1960’da medyan yaş 32 idi. (Yani nüfusun 32 yaştan genç <strong>ve</strong> yaşlıkesimlerinin sayısı birbirine eşitti). Bugün 36’ya çıkan bu rakam, 2025’te45’e yükselecek,– 20 yaştan genç olanlar ile 60’ın üzerinde olanların oranları, birbirineters yönde gelişecek; genç kesimin oranı sürekli olarak düşerken, yaşlıkesimin oranı artacak,– Nüfusa sosyal <strong>ve</strong> ekonomik örgütlenme açısından bakıldığında, nüfusuoluşturan üç grupta (çocuklar ile ekonomik bağımsızlığını kazanmışöğrenciler <strong>ve</strong> çalışan yetişkinler ile emekli yetişkinler) önümüzdeki otuz yıliçinde önemli değişikliklerin görüleceği belirtilmiştir.Beklenmedik gelişmeler yaşanmadığı takdirde; 2025 yılına kadar,AB’nde yaşanacak demografik değişiklikler şöyledir:– 20 yaşın altındaki gereçlerin sayısında 9.5 milyon düzeyinde birazalma görülecektir. Bu, mevcut rakamlara göre % 11 oranında bir azalmaanlamına gelmektedir.– 20 ilâ 59 yaş arasındaki yetişkinlerin sayısı aynı ölçüde olmasa biledüşecek (%6,4 oranında bir düşüş), nüfusun bu kesiminde 13 milyondanfazla bir azalma olacaktır.– 60 yaşın üzerindeki yetişkinlerin sayısında ise 37 milyonluk bir artışgörülecektir. Oransal olarak bu % 50’ye varan bir artışa denk düşmektedir.288 Bütün bunlar, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nin önemli demografik değişmelerlekarşı karşıya kalacağını ortaya koymaktadır.288 AB Komisyonu, Demografi, <strong>Avrupa</strong> Komisyonu <strong>Türkiye</strong> Temsilciliği, Güncel <strong>Avrupa</strong> Dergisi, sayı:4-5,Nisan-Mayıs 1996, s.27.


TABLO II-10AVRUPA BĐRLĐĞĐ’NDE TOPLAM NÜFUS (Bin kişi)Y I L L A RÜLKELER 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1.1.1990 1.1.1991 1.1.1992 1.1.1993 1.1.1994 2000(T) 2020(T)Belçika 9855 9858 9862 9870 9902 9927 9947 9987 10082 10066 10101 10279 10535Danimarka 5111 5114 5121 5127 5130 5132 5135 5146 5162 5180 5196 5276 5279F.Almanya 61175 61024 61066 61077 61450 61715 79112(a) 79700(a) 80274(a) 80974(b) 81338(a) 83741 81183Yunanistan 9895 9934 9964 9984 10004 10019 10046 10200 10280 10350(b) 39117 10573(c) 10080(c)Đspanya 38386 38505 38668 38696 38765 38851 38924 38993 39055 39048 57779(b) 39848(c) 38348(c)Fransa 54947 55170 55394 55630 55884 56017 56577 56893 57217 57529 3569 59412 63453Đrlanda 3535 3540 3541 3543 3538 3521 3506 3518 3543 3560 57138(b) 3616(c) 5876(c)Đtalya 57004 57141 57246 57345 57452 57504 57576 57746 56757(b) 56960(b) 400 57254(c) 53619(c)Lüksemburg365 367 370 372 373 374 379 384 389 395 15341 394 410Hollanda 14420 14492 14572 14665 14760 14805 14892 15010 15129 15239 9887(b) 16079 17410Portekiz 10089 10157 10208 10250 10287 10304 9878 9858 9846 9864(b) 58276(b) 9807(c) 9730(c)Đngiltere 56487 56618 56763 56930 57065 57150 57323 57485 57749(b) 58098(b) 58276(b) 59613 62080AB(12) 321269 321920 322775 323489 324610 325319 343295 344920 345223(b)347269(b) 348556(b) 355892 356033KAYNAK: EUROSTAT Not: Veriler (1984yılı) Eurostat, Basic Statistics Of The Community, 24 th Edition, 1987, s.99;(1985-1986 yılları) Eurostat, 1990/5, s.41; Eurostat, Basic Statistics Of The Communitiy, 25 th. Edition, 1988, s. 99.(1987-1988 yılları) Eurostat, Basic Statistics Of The Community 28 thEdition, 1991, s.97 <strong>ve</strong> Eurostat, 1994/10, s.39,(1989 yılı) Eurostat, Basic Statistics Of The Community 28 th Edition,1991, s. 99 <strong>ve</strong> Eurostat, 1994/10, s. 39,(1990-1991 yılları) Eurostat, Basic Statistics Of The Community, 29 thEdition, 1992, s.107.(1992 yılı) Eurostat, Basic Statistics Of The Community, 31 st. Edition,1994, s. 115.(1993-1994-2000 <strong>ve</strong> 2020 yılları) Eurostat, Basic Statistics of theEuropean Union, 32 nd Edition, 1995, s. 123’den birleştirilerek tarafımdandüzenlenmiştir.(a) Đki Almanyanın birleşmesinden sonraki (3 Ocak 1990 sonrası) nüfus.(b) Geçici,(c) United Notions tarafından artışlar toplanıp liste haline getirilmiştir.


(T) Tahmini Nüfus (NSIS tarafından artışlar toplanıp liste haline getirilmiştir.)<strong>Avrupa</strong>’da II. Dünya Savaşı’ndan sonra görülen nüfus patlaması, dahasonra hızını kaybederek devamlı düşüş göstermiştir. Bu düşüşe rağmenTablo II-10 incelendiğinde, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde yıllar itibariyle nüfusun az daolsa devamlı yükseldiği görülür.AET <strong>ve</strong> AT dönemlerini kapsayan 1951 ilâ 1986 yılları arasında, <strong>Avrupa</strong><strong>Birliği</strong>’nin demografik yapısı; üye devletler sayısındaki artış sebebiyleoldukça önemli bir değişikliğe uğramıştır. Başlangıçta altı üyeden oluşanAET, değişik yıllarda meydana gelen üye sayısındaki değişikliklerle on ikiüyeye yükselerek, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu ismini almıştır. Üye devlet sayısındakibu artış, sadece isim değişikliği yapmamış; aynı zamanda <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nintoplam nüfusunu da belirgin bir şekilde büyüterek, mevcut hetorojen yapıyıoluşturmuştur.Bir kıyaslama yapmak için <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nin genel nüfusu 1960 yılında(Altı üyeli dönemde-AET) yaklaşık 172 milyon iken 289 ; 1989 yılı itibariyle (oniki üyeli dönemde-AT) 325.319.000’a ulaşmıştır. Bu artış yaklaşık 1960yılındaki nüfusun iki katına yakındır.1990 yılı itibariyle <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nin sahip olduğu 343.295.000 kişiliknüfus, aynı yılda ABD (248.624.000 kişi) <strong>ve</strong> parçalanmadan önceki SSCB’nin (288.624.000 kişi) nüfusundan daha fazladır. 290 <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> bu nüfusmiktarıyla, dünya nüfusunun yaklaşık % 7’sini bünyesinde toplamaktadır.291289 Zeki ERDUT, <strong>Avrupa</strong> Topluluğunda Đstihdam, Đşsizlik <strong>ve</strong> Đstihdam Politikası, Kamu-Đş Hukuku <strong>ve</strong> ĐktisatDergisi, Cilt:3, Sayı:1, Ank., Temmuz 1991, s.42.290 EUROSTAT, Basic Statistics Of The Communiti, 29 th Edition 1992, A.g.e., s.107.291 Zeki ERDUT, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Đstihdam, A.g.m., s.43.


TABLO II-11AVRUPA BĐRLĐĞĐ’NDE ORTALAMA NÜFUS ARTIŞ HIZI (%)ÜLKELER 1970-1980Y I L L A R1980-19901990-20002000-20102010-2020Belçika 0,2 0,0 -0,1 -0,1 -0,1Danimarka 0,4 -0,1 -0,3 -0,4 -0,6F.Almanya 0,1 -0,1 -0,2 -0,6 -0,7Yunanistan 0,9 0,2 0,2 0,2 -0,1Đspanya 1,0 0,6 0,3 0,1 0,0Fransa 0,6 0,4 0,2 0,1 0,0Đrlanda 1,4 0,9 0,5 0,4 0,4Đtalya 0,6 0,0 -0,1 -0,2 -0,4Lüksemburg 0,7 0,4 0,2 0,0 0,0Hollanda 0,8 0,5 03 0,0 -0,2Portekiz 0,9 0,7 0,3 0,1 -0,1Đngiltere 0,0 0,1 0,1 0,1 0,1AB 12 0,4 0,3 0,1 0,0 -0,1KAYNAK: TĐSK, Yaşlı <strong>Avrupa</strong> Genç <strong>Türkiye</strong>, Đş<strong>ve</strong>ren, 1990, s:11, ile Zeki ERDUT, AT’da Đstihdam, Đşsizlik <strong>ve</strong>Đstihdam Politikası, Kamu-Đş 1991, s:43’deki <strong>ve</strong>riler birleştirilerek elde edilmiştir.Tablo II-11’de onar yıllık dönemler halinde ele alınan ortalama nüfusartış hızı <strong>ve</strong>rilerine baktığımızda, nüfus artış hızının sürekli düşüş kaydettiğinigörürüz. Buna göre 1971 ilâ 1980 yılları arasında % 0,4 olan onikiülkenin ortalama nüfus artış hızı; 1980 ilâ 1990 yılları arasında % 0,3’edüşmüş; 1990 ilâ 2000 yılları arasında % 0,1’e, 2000 ilâ 2010 yıllarıarasında % 0,0’a, 2010 ilâ 2020 yılları arasında da % -0,1’e ineceği tahminedilmektedir.Nüfus artış hızını belirleyen başlıca etkenler arasında doğum <strong>ve</strong> ölümolayı yer almaktadır. <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde doğum <strong>ve</strong> ölüm oranlarının düşmesi,iyi beslenme <strong>ve</strong> tıptaki gelişmelerin hayatta kalma süresini uzatması


sonucu; nüfus, devamlı yaşlanmaktadır. Buna göre TabloII-12’yebaktığımızda karşımıza çıkan nüfusun yaşlanması olayı, üye ülkelerindurumuna göre; ortaya çıkış zamanı <strong>ve</strong> boyutu bakımından değişiklikgöstermesine rağmen, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nin ortak problemi olma özelliğinitaşımaktadır.TABLO II-12AVRUPA BĐRLĐĞĐ’NDE DOĞUM VE ÖLÜM ORANI ( %)ÜLKELERY I L L A R1985-1990 1990-1995 1995-2000 2000-2005Doğum Ölüm Doğum Ölüm Doğum Ölüm Doğum ÖlümBelçika 11,8 10,8 12,6 10,3 12,1 9,9 11,5 9,9Danimarka 11,4 11,7 12,4 11,4 12,2 11,0 11,5 10,7F.Almanya 11,4 11,3 11,7 10,6 11,0 10,1 10,2 9,7Yunanistan 10,7 9,2 10,7 9,3 10,6 9,4 10,9 9,6Đspanya 11,0 8,7 11,4 9,2 11,4 9,5 11,6 9,7Fransa 13,7 10,0 13,3 9,4 12,7 9,0 12,3 8,8Đrlanda 16,6 9,0 15,8 9,0 16,2 8,8 16,0 8,5Đtalya 9,9 8,9 10,0 9,3 9,6 9,6 9,7 9,9Lüksemburg 11,6 10,8 12,,8 10,7 11,8 10,5 11,0 10,2Hollanda 12,7 8,8 13,2 8,7 12,4 8,7 11,4 8,7Portekiz 12,1 9,5 12,4 9,3 12,3 9,2 12,3 9,1Đngiltere 13,6 11,4 14,0 11,1 13,3 10,7 12,4 10,3KAYNAK: Rodolfo A.BULATAO/Eduard BOS/Patience W.STEPHENS and My T.VU, Europe, Middle East And Africa(EMN) Region Population Projetions 1989-1990 Edition, PPR Working Papers, Population and Human ResourcesDepartment The World Bank Washington, No<strong>ve</strong>mber 1989, s:Ixxvii-Ixxix.Gerek Tablo II-11 <strong>ve</strong> gerekse Tablo II-12’ye bakıldığında, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ndenüfus artış hızı giderek azalırken (1980-1990 yılları arası % 0,3-1990-2000 yılları arası %0,1); bu durum, doğum <strong>ve</strong> ölüm oranlarındakiazalmaların da etkisiyle, <strong>Birliği</strong>n nüfusunu özellikle etkilediği görülür. Bu


durum üye ülkelerde bir taraftan yaşlıların toplam nüfus içindeki oranıyükseltirken, diğer taraftan gençlerin <strong>ve</strong> çalışma çağındaki nüfusun daazalmasına sebep olmaktadır. Sonuçta karşımıza yaşlanan bir nüfus yapısınasahip <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> çıkmaktadır.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde 1985 ilâ 2000 yılları arası 0-14 yaş grubunun toplamoranı (kadın, erkek toplamı), % 19,5’den % 17,5’e; 15-64 yaş grubunda da% 67,0’dan, %6,1’e düştüğü Tablo II-13’de görülmektedir. 65 <strong>ve</strong> dahayukarı yaş grubunda ise toplam oran; %13,5’den, % 16,4’e yükselmiştir. 65<strong>ve</strong> daha yukarı yaş grubundaki bu yükseliş, <strong>Birliği</strong>n nüfus yapısıbakımından yaşlandığının da bir göstergesidir.Tablo II-13’de yer alan <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> (12) nüfusunun yaş <strong>ve</strong> cinsiyetegöre yapısını ele aldığımızda; nüfusun giderek yaşlandığı <strong>ve</strong> bu yaşlanannüfus içinde cinsiyet bakımından yaş gruplarında, erkeklere nazaran kadınoranlarında devamlı yükseliş görülür. Her nekadar cinsiyet bakımından<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkelerin 1985 yılı <strong>ve</strong>rilerine göre genel toplamın %48,6’sı kadın, % 51,4’ü erkeklerden oluşurken; kadınların toplam nüfusiçindeki oranı 1990 yılında % 48,7’ye çıkmış, bu oran 1995 yılında %48,8’e, 2000 yılında % 49,0’a, 2005 yılında da % 49,2’ye yükseleceği tahminedilmektedir. Bunun yanında 1985 yılında genel olarak toplam nüfusun %51,4’ünü meydana getiren erkek oranı; 1990 yılında % 51,3’e düşmüştür.Bu oranın 1995 yılında %51,2’ye, 2000 yılında da % 51,0’e düşeceği tahminedilmektedir. Görüldüğü gibi kadın oranı, genel toplam içinde yıllara göredevamlı yükselme gösterdiğinden; 2000’li yıllarda erkek oranını yakalayıpgeçmesi beklenmektedir.Yine cinsiyete göre <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> (12) nüfusunun bileşimini yaş gruplarıbakımından incelediğimizde; 0-14 yaş grubunda 1985 yılında kadın oranı %10,0’dan, 1990 yılında% 9,3’e düşmüştür. Aynı yıllarda yaş grubu içindeki erkek oranı 1985’de%9,1’e, 2000 yılında ise % 9,0’a düşerken; bunun yanında erkek oranının1995 yılında %8,7’ye, 2000 yılında da % 8,5’e düşmesi tahmin edilmektedir.15-64 yaş grubunda 1985 yılı erkek oranı (% 33,6), kadın oranından (%33,4) çok küçük sayılacak oranda (%00,2) fazla iken; 1990 yılından itibarenkadın oranı bu yaş grubunda erkekleri geçmiştir. Aynı yaş grubu için 2000yılı <strong>ve</strong>rilerinde; kadınların % 33,3, erkeklerin ise %32,8’lik bir orana sahipolacağı tahminler arasında yer almaktadır.


TABLO II-13AVRUPA BĐRLĐĞĐ’NDE NÜFUSUN YAŞ VE CĐNSĐYETE GÖRE YAPISI ĐLEBAĞIMLILIK ORANLARK: Kadın E: Erkek (Bin), (%)0-14 YaşYILLAR E K TOPLAM(Bin) (%) (Bin) (%) (Bin) (%)1985 33924 9,5 32107 10,0 66031 19,51990 32160 8,9 30464 9,3 62624 18,2AB (12) 1995 (Tahmin) 31866 8,7 30205 9,1 62071 17,82000 (Tahmin) 31685 8,5 30040 9,0 61725 17,52005 (Tahmin) 31374 8,4 29728 8,8 61102 17,2(Bin) (%) (Bin) (%) (Bin) (%)1985 113183 33,6 113464 33,4 226647 67,01990 116382 33,6 115605 33,8 231987 67,4AB (12) 1995 (Tahmin) 117479 33,3 116042 33,6 233521 66,92000 (Tahmin) 117751 32,8 115556 33,3 233307 66,12005 (Tahmin) 117296 32,2 114867 33,0 232167 65,2(Bin) (%) (Bin) (%) (Bin) (%)1985 17708 8,3 28207 5,2 45915 13,51990 19460 8,8 30212 5,6 49672 14,4AB (12) 1995 (Tahmin) 21494 9,2 32059 6,1 53553 15,32000 (Tahmin) 23672 9,7 34214 6,7 57886 16,42005 (Tahmin) 261474 10,2 36456 7,4 62630 17,61985 51,4 48,6 338593 4941990 51,3 48,7 344283 484AB (12) 1995 (Tahmin) 51,2 48,8 349145 4952000 (Tahmin) 51,0 49,0 352918 5132005 (Tahmin) 50,8 49,2 355895 533KAYNAK: I) World Populations 1992-1993 Editions Estimates and Projections With Related DemographicStatistics, WORLD BANK, 1992, (Sayfa:142, 200, 224, 236, 240, 274, 278, 314, 356, 404, 438 <strong>ve</strong> 486).II) Europe Middle East and Africa (EMN) Region Population Projections 1989-1990 Edition, WORLD BANK,1989, s:Ixxvii-Ixxix’den faydalanılarak Tablo tarafından düzenlenmiştir.Not: (1) Yaş gruplarının toplam hanesinde yer alan (%)’ler, II. kaynak eserden alınmış; (2) Bağımlılık oranlarıise bu yüzdeler ile (0-14)+(65+) yaş grupları toplamının 15-64 yaş grubuna bölünmesi suretiyle tarafımdanbulunmuştur.


<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde demografik durum, ayrıntılı olarak ilk defa 1994’dehazırlanan bir Rapor’da ele alınmış; sebepleri <strong>ve</strong> eğilimlerin analizi yapılmıştır.Son olarak AB’deki demografik duruma ilişkin olarak 1995’tehazırlanan Rapor, Komisyon tarafından 1996 başında kabul edildi. Rapor,1995’de 76.3 milyon olan 60 yaşın üzerindeki nüfusun; beklenmedikgelişmeler olmadığı takdirde 2006 yılından sonra hızla artarak, 2025 yılında113.5 milyona ulaşacağını gösteriyor.Bu artış, özellikle 2006 yılından sonra belirginleşecek <strong>ve</strong> emekliyeayrılanların sayısı daha önce görülmedik düzeylere ulaşacaktır. Buna göre,çok yaşlı insanların sayısı önemli ölçüde artacak; 80 yaş <strong>ve</strong> üzerindekinüfus şimdiki nüfus düzeyinin 1,7 katına, 85 yaş <strong>ve</strong> üzerindeki nüfus ikikatına, 90 yaş <strong>ve</strong> üzerindeki nüfus da 2,8 katına çıkacağı beklenmektedir. 292Kısaca Tablo II-13’deki <strong>ve</strong>rileri ele aldığımızda, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde 0-14yaş grubu ile 15-64 yaş grubunun düşük bir hızla azaldığı görülür. Bununyanında 65 <strong>ve</strong> daha yukarı yaş grubu (yaşlı nüfus) da artmaktadır. Budurum, Birliğe üye ülkeleri hükümet programlarında tedbir almayayöneltmiş; uygulanan teşvik politikalarında, ailelerin bir <strong>ve</strong>ya ikiden çokçocuk sahibi olmaları özendirilmiştir. 293Ayrıca 0-14 yaş grubu ile çalışma çağı nüfusu olan 15-64 yaş grubu birtaraftan düşük bir hızla azalmaya devam ederken; 65 <strong>ve</strong> daha yukarı yaşgrubunun artması, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ nde bağımlılık oranının az da olsayükselmesine sebep olmuştur. 2941996 başlarında kabul edilen Rapor’da yer alan bir başka gelişme ise,nüfusun önemli bir kesimi için çalışma hayatına katılma yaşı olan 20 yaşlailgilidir. 20 yaşındaki gençlerin sayısı 1995’te 5.1 milyon düzeyinde iken, bumiktar 2025’te 4.2 milyona düşecektir. Dolayısıyla nüfus artış hızında,geçmiş yıllara göre bir artış görülmeyecek; göçmen işçi girişlerinin azaldığı<strong>ve</strong> doğurganlık oranındaki mevcut eğilimler sürdüğü takdirde, toplamnüfusta azalma bile sözkonusu olabilecektir. 295292 AB Komisyonu, Demografi, A.g.i., s.27.293 Sefa ATALAY, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Đşgücü <strong>ve</strong> Ücret Politikaları, MPM, Yayın No: 428, Ank,1990, s:14.294 Đlhan DÜLGER, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’ nda Sosyal Politika, Geçiş Dönemi Özellikleri <strong>ve</strong> 21. yüzyılda HedefAlınan Toplum, DPT, Đkinci Baskı, Ank., 1991, s:58; Đlhan DÜLGER, AT Sosyal Politikasında Değişme Eğilimleri <strong>ve</strong>Sebepleri, Ank.Ün.A.T..Ar. <strong>ve</strong> Uygulama Merkezi, Hizmete özel, Tıpkı Basım, Ank., 1989,s:4.295 AB Komisyonu, Demografi, A.g.i., s.27


<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkelerde yapısal <strong>ve</strong> teknolojik açık işsizlik; 1970’lidöneme oranla daha yaygın hale gelmiş <strong>ve</strong> özellikle 1980’li yıllarda iyiceartmıştır. 1980’li yıllarda oldukça önemli bir işsizlik problemiyle karşıkarşıya kalınmış olup, işsizlik bugünde <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde öneminikorumaktadır. Üye ülkelerde yaşanan işsizliğin sebepleri arasında; ekonomikdurgunluk, yeni sanayileşen <strong>ve</strong> az maliyetli emek gücüne dayalıülkelerin ortaya koyduğu rekabet, ileri teknolojiye geçiş yapan sanayilerinçıkardığı orta vadeli işsizlik yer almaktadır. 296<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde 1985 ilâ 1990 yılları arasında gerçekleşen yüksekoranlı büyüme, istihdamda da önemli artış meydana getirmiş <strong>ve</strong> 9 milyonyeni iş imkânı sağlamıştır. Buna rağmen 1990 yılının ortalarından itibarenbaşlayan ekonomik gerilemeyle birlikte işsizlik oranında yeniden artışmeydana gelmiştir. 1990 yılında % 8,3 olan işsizlik oranı devamlı yükselerek1994’de % 12,1 olması tahmin edilmektedir. 297Bir ülkede "Đstihdamın Sektörel Dağılımı", o ülkedeki istihdam yapısınıetkileyen faktörler arasında oldukça önemli bir role sahiptir. Bu açıdan<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne baktığımızda, <strong>Türkiye</strong>’de karşımıza çıkan tablonuntamamen tersi ile karşılaşırız. Ülkemizin "tarım toplumu" olmasına karşılık,<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nin "sanayi toplumu" yapısına sahip olduğu; bizdeki işsizlerintarım, <strong>Avrupa</strong>’daki işsizlerin ise sanayi kökenli olduğu görülür. 298296 Sefa ATALAY, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de, A.g.e., s:15-16.297 TĐSK, OECD <strong>Ülkelerinde</strong> Đşsizliğin Önlenmesi Konusundaki Yeni Yaklaşımlar <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>, TĐSK ĐncelemeYayınları:8, Yayın No:134, Ank., s.6.298 Đlhan DÜLGER, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’da Sosyal Politika... A.g.e., s.74; Đlhan DÜLGER, AT Sosyal PolitikasındaDeğişme... A.g.e., s.21.


TABLO II-14AVRUPA BĐRLĐĞĐNDE TOPLAM ĐSTĐHDAMIN SEKTÖREL DAĞILIMI(Bin), (%)TARIMSANAYĐ HĐZMETLER TOPLAMYILLAR (Bin) (%) (Bin) (%) (Bin) (%) (Bin) (%)1985 (1) 10373 8,6 40909 33,8 69726 57,6 121007AVRUPA 1986 (2) 10090 8,3 40634 33,3 71474 58,5 122198BĐRLĐĞĐ 1987 (3) 9884 8,0 40619 32,9 73085 59,1 123589(12) 1989 (4) 9027 7,0 42136 32,5 78674 60,0 1298351990 (5) 8681 6,6 42744 32,5 80273 60,9 1317081991 (6) 8207 6,2 42332 * 32,5 82430 * 60,9 1329611992 (7) 7962 5,8 45396 32,8 84996 61,4 1389741993 (8) 7644 6,0 43330 32,0 86280 63,.0 137945100,00100,00100,00100,00100,00100,00100,00100,00KAYNAK: (1) Eurostat, Basic Statistics Of The Community, 24 th Edition, 1987 s:118-119.(2) Eurastat, Basic Statistics Of The Community, 25 th Edition, 1988, s: 118-119.; Eurostat, Raview-Revne1977-1986, 1988, s:110.(3) Zeki ERDUT, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Đstihdam..., A.g.e., s:46.; Eurostat, Basic Statistics Of The Community,26 th Edition, 1989, s:116-117.(4) Eurostat, Basic Statistics Of The Community, 28 th Edition, 1991, s:118-119.(5) Eurostat, Basic Statistics Of The Community, 29 th Edition, 1992, s:128-l29.(6) Eurastat, Basic Statistics Of The Communit, 30 th Edition, 1993, s:144-145(7) Eurostat, Basic Statistics Of The Community, 31 St Edition, 1994, s:138-139.(8) Eurostat, Basic Statistics Of The European Union, 32 nd Edition, 1995, s:146-l47.’den alınarak tablotarafımdan düzenlenmiştir.NOT: (*) Eurostat tarafından tahmin edilen.Tablo II-14’e baktığımızda tarım sektöründeki istihdam 1985 yılında %8,6 iken, 1993 yılında % 6,0’a; sanayi sektöründe ise, % 33,8’den % 32,0’yedüştüğü görülecektir. Bunun yanında hizmetler sektöründe istihdam; 1985yılında % 57,6’dan, 1993’de %63,0’e yükselmiştir. Ele aldığımız her iki yıl


arasında, sanayi sektöründeki istihdamda % 1,8’lik bir azalma yaşanırken;aynı yıllarda tarım sektöründeki istihdamda % 2.8’lik bir azalma olmuştur.Diğer taraftan hizmetler sektöründe ise ortalama % 5,4’lük bir artışmeydana gelmiştir<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde tarım sektöründe az bir nüfus istihdam edilirken; busektörde kullanılan ileri teknoloji, sektördeki fazla işgücü ihtiyacını ortadankaldırmıştır. Bunun yanında, Birlikte; geleneksel geniş bir sanayi kesimi ilesanayie dayalı hizmet sektörünün ağırlık kazandığı gözlenir. 299A- <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde Toplam Nüfus, Çalışma Çağındaki Nüfus <strong>ve</strong> ĐşgücüBir ülkenin ekonomisi, o ülkenin demografik yapısıyla doğrudan ilgiliolduğundan; ülkelerin kalkınma <strong>ve</strong> gelişmişlik düzeylerinin tesbitinde,nüfus yapısı oldukça etkilidir.Bu gün işgücüne ilişkin sosyal politika anlayışı, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde hızlıbir gelişme sürecine girmiştir. 1992 yılında <strong>Avrupa</strong> Tek Senedi’ninyürürlüğe girmesi, üye ülkelerin istihdam politikalarına da açıklık getirmiştir.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde meydana gelen değişikliğe sebep olan bu unsurları;nüfus yapısı, teknoloji kullanımı <strong>ve</strong> iş sahalarında meydana gelendeğişim ile ülkelerdeki refah <strong>ve</strong> demokrasi sonucu ortaya çıkan farklılaşmanınistihdam yapısında meydana getirdiği değişiklikler şeklinde sıralamakmümkündür. 300<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde uygulanan istihdam politikalarına açıklık getirebilmekiçin çalışmamızda; üye ülkelerin toplam nüfusu, nüfus artışı,nüfusun cinsiyet <strong>ve</strong> yaş yapısı, çalışma çağındaki nüfus ile aktif nüfusunsektörlere göre dağılımını ayrı ayrı ele alıp, incelemek yerinde olacaktır.1. Toplam Nüfus<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> başlangıçta (18 Nisan 1951’de F.Almanya, Fransa, Đtalya,Belçika, Hollanda <strong>ve</strong> Lüksemburg) altı kurucu ülkeden meydana gelmiş,daha sonra üye ülke sayısı artarak (1.1.1973 yılında Đngiltere, Danimarka<strong>ve</strong> Đrlanda - 1.1.1981 yılında Yunanistan - 1.1.1986 yılında da Đspanya <strong>ve</strong>Portekiz’in katılımıyla) onikiye yükselmiştir. <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde görülen budevamlı genişleme, miktar bakımından nüfus artışının ortaya çıkmasınasebep olmuştur.299 Safa ATALAY, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de..., A.g.e., s:18.300 Safa ATALAY, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de...., A.g.e., s.11.


Ayrıca, 1990 yılında Doğu <strong>ve</strong> Batı Almanya’nın birleşmesi sonucu; <strong>Avrupa</strong><strong>Birliği</strong> daha da genişlemiş <strong>ve</strong> nüfusu 343.295.000 kişiye yükselmiştir.Bu duruma göre Tablo II-10’a baktığımızda, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> nüfusunun;1991 yılında 334.920.000, 1992 yılında 345.423.000, 1993 yılında347.269.000, 1994 yılında da 348.556.000’e yükseldiğini görürüz. 2000yılında ise, bu artış hızına göre nüfusun 355.892.000’e ulaşacağı tahminedilmektedir.Emek arzının kaynağı olan toplam nüfus, aynı zamanda istihdam seviyesinitayinde de oldukça önemli bir role sahiptir. Bu sebeple bir ülkeninnüfus oranı yüksek ise, o ülkenin emek arzı da yüksek olur. Ayrıca eşitnüfusa sahip ülkelerde çalışan nüfus oranı, çocuk <strong>ve</strong> yaşlı nüfustan fazlaise; o ülkenin emek-arz kapasitesi de haliyle yükselecektir.Tablo II-10’da yer alan <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkelerin toplam nüfuslarınabaktığımızda; 1985 yılında F.Almanya (61.024.000 kişi), Đtalya(57.141.000 kişi), Fransa (55.170.000 kişi), Đngiltere (56.618.000 kişi) <strong>ve</strong>Đspanya’nın (38.505.000 kişi) nüfusu yoğun olan ülkeler arasında yer aldığıgörülür. 1994 yılında toplam nüfus bazı yer değişiklikleriyle; F.Almanya(81.338.000 kişi), Đngiltere (58.276.000 kişi), Fransa (57.779.000 kişi),Đtalya (57.138.000 kişi) <strong>ve</strong> Đspanya (39.117.000 kişi) arasındapaylaşılmaktadır. Bu duruma göre toplam nüfus bakımından F.Almanya,Đtalya, Đngiltere, Đspanya <strong>ve</strong> Fransa nüfusu en kalabalık; Lüksemburg,Đrlanda <strong>ve</strong> Danimarka ise <strong>Avrupa</strong> Birilği ülkeleri arasında en az nüfusasahiptirler.Onar yıllık dönemler halinde Tablo II-11’de ele alınan ortalama nüfusartış hızını, ülkeler bazında incelediğimizde; 1970 ilâ 1980 yılları arasındaĐrlanda (% 1,4), Đspanya (% 1,0), Portekiz (% 0,9), Yunanistan (% 0,9),Hollanda (% 0,8) <strong>ve</strong> Lüksemburg’da (%0,7) oldukça yüksektir. Bu yıllararası en düşük nüfus artış hızı Đngiltere (% 0,0), F.Almanya (% 0,1) <strong>ve</strong>Belçika’da (% 0,2) olduğu görülmektedir.Bunun yanında 1980-1990 yılları arasında nüfus artış hızı en yüksek;Đrlanda (%0.9), Portekiz (%0,7), Đspanya (% 0,6) <strong>ve</strong> Hollanda’da (% 0,5)görülmektedir. Yine aynı yıllarda en düşük ortalama nüfus artışınınF.Almanya <strong>ve</strong> Danimarka’da (% -0,1), Belçika <strong>ve</strong> Đtalya’da (% 0,0) olarakTablo II-11’de yer aldığı görülür. 1990-2000 yıllarında nüfus artış hızı enyüksek ülkeler arasında Đrlanda (% 0,5), Hollanda, Portekiz <strong>ve</strong> Đspanya (%


0,3) yer alırken; Danimarka (% -0,3), F.Almanya (% -0,2), Belçika (%-0,1) <strong>ve</strong>Đtalya’da (% -0,1) en düşük olarak gerçekleşmesi tahmin edilmektedir.Genel olarak <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> ülkelerinde ortalama nüfus artış hızı, yıllaritibariyle düşüş göstermektedir. Bunun sebepleri arasında doğum <strong>ve</strong> ölümoranlarının düşük olması yer almaktadır. Doğum <strong>ve</strong> ölüm oranlarınındüşük olması, toplam nüfus içinde çocuk <strong>ve</strong> çalışma çağındaki nüfusunazalmasına sebep olmaktadır. Dolayısıyla bu durum, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üyeülkelerde yaşlanan bir nüfus oluştururken; yaşlanan nüfusun ekonomikbüyüme üzerindeki muhtemel etkiler yanında, toplumun sosyal gü<strong>ve</strong>nlikharcamalarının da artmasına sabep olmaktadır.Bu olumsuz işleyişi ortadan kaldırmak için <strong>Avrupa</strong> Birilği’ne üye ülkelerdenüfusun daha fazla düşmesini engellemek, yaşlanan nüfusu durdurabilmekamacıyla; ailelerin birden fazla çocuk sahibi olmaları için teşvikpolitikaları uygulamaya başladıkları görülür. 301<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde doğum oranları 1985-1990 yılları arasında en yüksek%6,6’lık oranla Đrlanda’da görülmektedir. (Tablo II-12). Bunu Fransa(%13,7), Đngiltere (% 13,6), Hollanda (% 12,7) <strong>ve</strong> Portekiz (% 12,1) takipetmektedir. 1990-1995 yılları arasında en yüksek oran yine Đrlanda’da (%15,8) görülür. Bu dönemde Đngiltere %14,0’lık oranla ikinci sıraya yükselmiş,Fransa % 13,3’lük oranla en yüksek üçüncü ülke durumunagelmiştir. Bunları Hollanda (% 13,2), Lüksemburg (% 12,8), Belçika (%2,6),Portekiz (% 12,4), Danimarka (% 12,4) takip etmektedir. Diğer ülkeler %10,0 ilâ % 11,7 oranı arasında yer almaktadır.Aynı Tablo’da yer alan ölüm oranları, 1985-1990 yılları arasında; enyüksek %11,7’lik oranla Danimarka’dadır. Bunu Đngiltere (% 11,4),F.Almanya (% 11,3), Lüksemburg (% 10,8) <strong>ve</strong> Belçika (% 10,8) takip etmektedir.1990-1995 yılları arasında da en yüksek ölüm oranı % 11,4 ileyine Danimarka’da görülür. Danimarka’yı; Đngiltere (% 11,1), Lüksemburg(% 10,7), F.Almanya (% 10,6) <strong>ve</strong> Belçika (% 10,3) takip etmektedir.Beşer yıllık dönemler halinde Tablo II-12’de yer alan doğum <strong>ve</strong> ölümoranları genel olarak üye ülkeler bazında ele alındığında; sadece 1985-1990yılları arasında Danimarka’da ölüm oranı, doğum oranından dahayüksektir. Diğer onbir üyede doğum oranları, ölüm oranlarından fazladır.301 TĐSK, Yaşlı <strong>Avrupa</strong>, Genç <strong>Türkiye</strong>, A.g.m, s.10; Safa ATALAY, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de ..., A.g.e.,s.14.; Đlhan DÜLGER, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Sosyal Politika..., A.g.e., s.57.


Tablo II-13’de yer alan <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nin yaş yapısına baktığımızda; 0-14 yaş grubunun azaldığı, 65 <strong>ve</strong> daha yukarı yaş grubunun da devamlıarttığı görülür. Bunun yanında çalışma çağı nüfusu olan 15-64 yaş grubununda düşük bir hızla azalmaya devam ettiği gerçeği karşımıza çıkar.Yine aynı Tablo’da yer alan 1985 yılı bağımlılık oranı binde 494’den, 1990yılında binde 484’e düşmüş; yapılan tahminlere göre de bu oranın 1995yılında artarak binde 495’e ulaşması <strong>ve</strong> 2000’li yıllarda da, binde 500’ünüzerine çıkması beklenmektedir. Görüldüğü gibi, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde bağımlılıkoranının artması; hem nüfusun yaşlanması, hem de iktisaden faalnüfusun (işgücünün) devamlı olarak azalmasının göstergesi sayılmaktadır.Gelişme halindeki ülkelerde işsizlik yapısal sebeplere dayanmakta <strong>ve</strong>kronik bir problem olarak varlığını sürdürmektedir. Bunun yanında sanayileşmişBatı ülkelerinde işsizliğin artmasında 1970’li yıllardan sonrayaşanan pek çok ekonomik <strong>ve</strong> sosyal faktörün etkisi büyüktür. Uygulanançeşitli sosyal politika önlemlerine rağmen 1973 yılında yaşanan petrol krizi,hammadde problemi, demografik sebepler <strong>ve</strong> teknolojik gelişmelerinüretimde yer alması; <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde işsizliğin artmasına sebep olmuştur.Her ne kadar 1982 yılından sonra petrol <strong>ve</strong> hammadde fiyatlarında kısmenbir ucuzlama görülmesine rağmen, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ni sosyal politika problemiolarak; 1990’lı yallarda da işsizlik tehdit etmekte-dir. 302 Bugün <strong>Avrupa</strong><strong>Birliği</strong>’nde haziran 1994 itibariyle işsizlik oranı %12,0, 1995 yılında da buoranın çok az bir düşme ile % 11,9 olacağı tahmin edilmektedir. 303Birliğe üye ülkelerde işsizlik oranlarını incelediğimizde; 1985 yılı itibariyleişsizliğin en yüksek olduğu ülkelerin başında Đspanya (% 21,5) yeralmaktadır. Bu ülkeyi sırasıyla Đrlanda (% 17,4), Belçika (% 12,3), Đngiltere(% 11,6), Hollanda (% 10,5), Fransa (% 10,), <strong>ve</strong> Đtalya (% 10,2) takipetmektedir. Aynı yılda Lüksemburg (% 1,7), Yunanistan (% 7,8), Portekiz (%8,7), Almanya (% 8,0) <strong>ve</strong> Danimarka’da ( 9.0) işsizlik, diğer ülkelere göredaha az bir oranda seyretmiştir.1993 yılına gelindiğinde işsizlik üye ülkelerde kendini korumuş, hattabir çoğunda yükselme göstermiştir. Đşsizliğin 1993 yılı itibariyle en yoğunolduğu ülkelerin başında yine Đspanya (% 22,7) yer alır. Aynı yıl itibariyleĐrlanda (% 16,6), Danimarka (% 12,2), Belçika (% 11,9), Fransa (% 11,7),302 Gülten KUTAL Dünya’da <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Đşsizlik Sorunu <strong>ve</strong> Çözüm Yolları Semineri, KĐPLAS, Đzmir, 1993,s.14-15.303 OECD, Economic Outlook, 55 June 1994, France, 1994, s.A23.


Đtalya (% 10,4) <strong>ve</strong> Đngiltere (% 10,3) işsizlikten nasibini alan ülkeler arasındadır.Đşsizliğin az olduğu ülkelerin başında yine Lüksemburg (% 2,1),Portekiz (% 5,5) <strong>ve</strong> Hollanda (% 8,1) bulunmaktadır. 1994 <strong>ve</strong> 1995 yıllarıtahminlerinde de Đspanya, Đrlanda, Belçika, Almanya, Fransa <strong>ve</strong> Yunanistan’daişsizliğin önceki yıllara göre yükselerek kendini koruduğu görülmektedir.304Diğer taraftan, belirli kişi grupları arasında işsizliği incelediğimizde;gençler, kadınlar, yaşlı işçiler <strong>ve</strong> vasıfsız işçiler arasında daha yaygın olduğusaptanır. 1980-1987 yılları arasında <strong>Avrupa</strong> Birilği’nde işsiz gençlerdeazalma yaşanırken, buna karşılık işsiz kadınların sayısında artış olduğugörülür. 305Tablo II-15’de yer alan <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> ülkelerinde istihdamın sektöreldağılımına baktığımızda, 1985 yılı itibariyle tarım sektörünün toplam istihdamiçindeki payı en düşük % 2,6’lık oran (Đngiltere) ile en yüksek %28,9’luk oran (Yunanistan) arasında değişmektedir. Bu durum, <strong>Avrupa</strong><strong>Birliği</strong>’ne üye ülkeler arasında en az tarımsal istihdama sahip Đngiltere ileen yüksek tarımsal istihdama sahip Yunanistan arasında %26,3 oranındabir fark meydana getirmektedir. En yüksek tarım istihdamına sahipYunanistan’ı sırasıyla, Portekiz (% 23,9), Đspanya (%16,9), Đrlanda (% 16,0)<strong>ve</strong> Đtalya (%11,2) takip etmektedir.304 OECD, Economic Outlook, 55 June 1994, France, 1994, s.A23.305 Zeki ERDUT, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Đstihdam, A.g.m., s.48.


TABLO II-15AVRUPA BĐRLĐĞĐ ÜLKELERĐNDE ĐSTĐHDAMIN SEKTÖREL DAĞILIMI(Bin, %)T A R I M1985 (1) 1988 (2) 1989 (3) 1990 (4) 1991 (5) 1992 (6) 1993 (7)ÜLKELER (Bin) (%) (Bin) (%) (Bin) (%) (Bin) (%) (Bin) (%) (Bin) (%) (Bin) (%)Belçika 105 3,0 100 2,7 101 2,8 100 2,7 98 2,7 109 2,9 99 3,0Danimarka 182 7,1 169 6,3 160 6,0 158 5,7 144 5,5 136 5,2 131 5,0Almanya 1390 5,6 1155 4,.3 1010 3,7 961 3,4 957 3,4 1368 3,7 1272 4,0Yunanistan 1037 28,9 972 26,6 930 25,3 786 21,6 804 21,9 791 21,0Đspanya 1766 16,9 1695 14,4 1598 13,0 1486 11,8 1345 10,7 1257 10,1 1212 10,0Fransa 1582 7,6 1428 6,8 1381 6,4 1325 6,1 1196 5,4 1301 5,9 1195 5,0Đrlanda 169 16,0 166 15,4 163 15,1 167 15,0 154 13,8 154 13,8 157 14,0Đtalya 2296 11,2 2058 9,9 1946 9,3 1895 9,0 1823 8,5 1657 7,8 1488 7,0Lüksemburg 6.8 4,2 6 3,4 6 3,4 6 3,2 6 3,1 5 3,1 5 3,0Hollanda 250 4,9 248 4,8 286 4,7 289 4,6 293 4,5 238 3,9 256 4,0Portekiz 969 23,9 887 20,7 829 18,9 795 17,8 848 17,5 517 11,5 516 12,0Đngiltere 620 2,6 581 2,2 575 2,2 569 2,2 557 2,2 569 2,2 522 2,0S A N A Y Đ1985 (1) 1988 (2) 1989 (3) 1990 (4) 1991 (5) 1992 (6) 1993 (7)ÜLKELER (Bin) (%) (Bin) (%) (Bin) (%) (Bin) (%) (Bin) (%) (Bin) (%) (Bin) (%)Belçika 1069 29,9 1035 28,2 1046 28,9 1056 28,7 1050 28,5 1164 30.9 1103 29.0Danimarka 685 26,8 711 26,3 714 26,8 704 25,6 689 26,4 715 27.4 667 26.0Almanya 10252 41,0 11048 41,2 10828 39,8 11111 39,8 11189 39,2 14273 39.1 13702 38.0Yunanistan 982 27,4 996 27,2 1011 27,5 (:) 28,6 * 933 25,4 899 24,0Đspanya 3349 32,1 3829 32,5 4035 32,9 4202 33,4 4167 33,1 4075 32,7 3658 31,0Fransa 6702 32,0 6421 30,4 6452 30,1 6504 29,9 6538 29,5 6497 29,6 6023 28,0Đrlanda 305 28,9 300 27,8 306 28,4 320 28,7 322 28,9 322 28,9 157 28,0Đtalya 6896 33,6 6788 32,6 6753 32,4 6845 32,4 6916 32,3 6967 33,2 6576 32,0Lüksemburg 53.6 33,4 55 31,6 56 31,2 58 30,7 58 29,6 47 29,6 43 26,0Hollanda 1437 28,1 1570 26,5 1607 26,5 1647 26,3 1645 25,5 1541 25,2 1472 24,0Portekiz 1377 33,9 1530 35,1 1545 35,3 1559 34,9 1630 33,7 1468 32,6 1467 33,0Đngiltere 7802 32,4 7617 29,4 7797 29,5 7737 29,5 7076 27,5 7715 30,2 7399 29,0


H Đ Z M E T L E R1985 (1) 1988 (2) 1989 (3) 1990 (4) 1991 (5) 1992 (6) 1993 (7)ÜLKELER (Bin) (%) (Bin) (%) (Bin) (%) (Bin) (%) (Bin) (%) (Bin) (%) (Bin) (%)Belçika 2399 67,1 2533 69,1 2475 68,3 2519 685 2537 68,8 2498 66,2 2542 68,0Danimarka 1688 66,0 1820 67,4 1795 67,3 1890 687 1775 68,1 1761 67,4 1757 69,0Almanya 13358 53,4 14638 54,5 15370 56,5 15874 56,8 16387 57,4 20887 57,2 21138 59,0Yunanistan 1570 43,7 1689 46,2 1729 47,1 (:) 49,8 * 1942 52,8 2026 55,0Đspanya 5307 50,9 6257 53,1 6626 54,0 6890 54,8 7095 56,3 7126 57,2 6998 59,0Fransa 12632 60,4 13296 62,9 13605 63,5 13904 64,0 14398 65,1 14187 64,5 14658 67,0Đrlanda 582 55,1 612 56,8 608 56,5 627 56,3 636 57,1 636 57,1 667 58,0Đtalya 11316 55,2 11986 57,5 12133 58,2 12383 58,6 12671 59,2 12391 59,0 12203 60,0Lüksemburg 99.9 62,3 113 65,0 118 65,4 125 66,1 132 67,3 107 67,3 115 70,0Hollanda 3419 67,0 4061 68,7 4173 68,8 4332 69,1 4506 69,9 4337 70,9 4421 72,0Portekiz 1711 42,1 1890 44,2 2002 45,7 2119 47,4 2354 48,7 2523 56,0 2481 56,0Đngiltere 15643 65,0 17697 68,3 18080 68,4 17881 68,3 18124 70,4 17237 67,5 17274 69,0KAYNAK: (1) 1985 yılı için: EUROSTAT, Basic Statistics Of The Community, 24 th Edition, 1987, s.118-119.(2) 1988 yılı için: EUROSTAT, Basic Statistics Of The Community, 27 th Edition, 1990 s:116-117.(3) 1989 yılı için: EUROSTAT, Basic Statistics Of The Community, 28 th Edition, 1991, s:118-119.(4) 1990 yılı için: EUROSTAT, Basic Statistics Of The Community, 29 th Edition, 1992, s.128-129.(5) 1991 yılı için: EUROSTAT, Basic Statistics Of The Community, 30 th Edition, 1993, s:144-145.(6) 1992 yılı için: EUROSTAT, Basic Statistics Of The Community, 32 th Edition, 1994, s.138-139.(7) 1993 yılı için: EUROSTAT, Basic Statistics Of The European Union, 32 nd Edition, 1995, s:146-147.Not: (:) Elde mevcut değil.(*) Eurostat tarafından tahmin edilen.Yunanistan’ın 1988 yılı <strong>ve</strong>rileri kaynaklarda yer almadığından ilgili <strong>ve</strong>riler boş bırakılmıştır.l985-1993 yılları arasında istihdamın sektörel dağılımı, üye ülkelerdegenel olarak giderek düşüş göstermektedir. Bu düşüşe rağmen 1993 yılındatarım sektörünün toplam istihdam içindeki payı, % 2,0’lik oranlaĐngiltere’de; en yüksek payın da % 21,0’lik oranla Yunanistan’da olduğugörülür. En az % 2,0’lık oranla, en yüksek %21,0’lik oran arasındaki fark;% 19.0’dur. Yunanistan’ın en yüksek tarım istihdamını, sırayla Đrlanda (%


14,0), Portekiz (% 12,0), Đspanya (% 10,0) <strong>ve</strong> Đtalya (% 7,0) takip etmektedir.Bu duruma göre Portekiz’de 1985 yılı ile 1993 yılı arasında % 11,9’luk birazalma olmuş; böylece tarım sektöründe Đrlanda % 14,0’lik bir oranla<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde ikinci sıraya yükselmiştir.Birliğe üye ülkelerin sanayi sektöründeki istihdam oranı, tarım sektöründekiistihdam oranından fazladır. Buna rağmen üye ülkelerin 1985 ilâ1992 yılları arasında, sanayi sektörünün toplam istihdamdaki payınabaktığımızda; tarım sektöründe olduğu gibi sanayi sektöründe de birazalma olduğu görülür.1985 yılı itibariyle Almanya (% 41,0), Portekiz (% 33,9), Đtalya (% 33,6),Lüksemburg (% 33,4), Đngiltere (% 32,4), Đspanya (% 32,1) <strong>ve</strong> Fransa (%32,0) sanayi sektörü içinde yüksek istihdam payına sahiptir. Bununyanında Danimarka (% 26.8), Yunanistan (% 27,4), Hollanda (% 28,1),Đrlanda (% 28,9) <strong>ve</strong> Belçika (% 29,9) istihdam oranı ile sanayi sektörü içindeyer alır. 1985 yılında sanayi sektöründe en az istihdam payı (Danimarka %26,8) ile en yüksek istihdam payı (Almanya % 41,0) arasında %4,2’lik birfark mevcuttur.Sanayi sektöründe istihdam, hemen hemen her üye ülkede 1993 yılındaazalma göstermiştir. Bu sektörde en yüksek istihdam % 38,0’lık oranlaAlmanya’ya, en az istihdam da % 24,0’lık oranla Hollanda <strong>ve</strong> Yunanistan’aaittir. 1985 yılında en az istihdam Danimarka’ya ait iken, 1993 yılında enaz istihdama Hollanda <strong>ve</strong> Yunanistan sahiptir. Almanya sanayiide yine enyüksek ülke konumunu korumaktadır.Birliğe üye ülkelerin hizmetler sektöründeki istihdam oranı, Tablo II-15incelendiğinde; 1985-1993 yılları arasında devamlı bir artış göstermektedir.Aslında bu artış, sadece 1985-1990 yılları arasında olmayıp; 1970 yılındanbu tarafa hizmetler sektöründe yaşanır.1985 yılı itibariyle hizmetler sektörünün istihdamı içindeki en yüksekpayı, %67,1’lik oranı ile Belçika’da; en düşük oran da % 42,1’le Portekiz’deolup, her iki ülkenin arasındaki fark % 25’dir. Hizmetler sektöründe enyüksek istihdama sahip Belçika’yı; Hollanda (% 67,0), Danimarka (% 66,0),Đngiltere (% 65,0), Lüksemburg (62,3) <strong>ve</strong> Fransa (% 60,4) takip eder. Diğer


üye ülkelerin hizmetler sektöründeki istihdamı ise, 1985 yılı için ( 57,6)olan Birlik ortalamasının 306 altındadır.1993 yılı <strong>ve</strong>rilerinde en yüksek istihdam oranı, % 72,0’luk oran ileHollanda’ya ait olup; bu ülkeyi sırasıyla Lüksemburg (% 70,0), Danimarka(% 69,0), Đngiltere % 9,0), Belçika (% 68,0) <strong>ve</strong> Fransa (% 67,0) takip eder.Hizmetler sektöründe en düşük istihdam ise % 55,0’lık oranla Yunanistan’aaittir. Hollanda ile Yunanistan arasındaki fark %17,0’dır. Diğer üyeülkelerin istihdamı ise, Birlik ortalamasının (% 63,0) altındaseyretmektedir. 3071970’li yılların başından beri hizmetler sektörü, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde istihdamyaratmada önemli bir rol üstlenmiş <strong>ve</strong> kısmen sanayi sektöründeortaya çıkan gelişme yanında; istihdam bakımından bugüne kadar sonderece önemli bir sektör olma özelliğini korumuştur. Aslında <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>genelinde hizmetler sektörü, istihdam yaratıcı <strong>ve</strong> en dinamik sektör olarakkabul edilmiş; tarım sektöründe kaydedilen sürekli gerilemeyi dengeleyenbir sektör olarak kalmıştır. 308Sonuç olarak; 1970 yılından bu tarafa <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkelerde,istihdamın sektörel dağılımında belirgin bir şekilde değişiklik olmuştur. Budeğişim, tarım <strong>ve</strong> sanayi sektörlerinde istihdamda azalma şeklinde olurken;hizmetler sektöründe artan bir eğilim takip etmiştir. Böylece istihdamınsektörel dağılımında ortaya çıkan değişim, üç sektörde de kendinigöstermiştir.2. Çalışma Çağındaki NüfusÜlkelerin istihdam seviyelerini tayin eden faktörlerin arasında, toplamnüfus ile çalışma çağı nüfus önemli rol oynar. Çünkü toplam nüfus içinde15-64 yaş arasında bulunanların oranı, o ülkelerin istihdam seviyesinitayinde çok önemlidir. Çalışma çağı nüfus oranı yüksek olduğu ülkelerde,istihdam seviyesi olumlu yönde etkilenmekte; sonuçta, çalışma hayatınakatılanların da sayısı artmaktadır. 309Bir ülkede toplam nüfus içinde çocuk nüfusu fazla ise, o ülkede doğumoranı yüksektir. Yaşlı nüfusun fazlalığı ise, ortalama yaş süresinin sağlık <strong>ve</strong>306 Bkz: Tablo II-14 <strong>Avrupa</strong> Birilği’nde Toplam Đstihdamın Sektörel Dağılımı.307 Bkz: Tablo II-14 <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde Toplam Đstihdamın Sektörel Dağılımı.308 Zeki ERDUT, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Đstihdam, A.g.m., s:45.309 Nevzat YALÇINTAŞ/Orhan TUNA, Sosyal Siyaset, A.g.e., s.66.


s.43.312TĐSK, OECD <strong>Ülkelerinde</strong> Đşsizliğin Önlenmesi, A.g.e., s.7.iyi beslenme gibi sebeplerle daha yüksek oluşundan kaynaklanmaktadır.Nüfusu hızla artan genç nüfusa sahip ülkeler ile nüfusu azalmakla birliktehayatta kalma süresi artan yaşlı ülkelerde; çalışma çağındaki nüfus oranı,haliyle azalacaktır. 310<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde nüfusun yaş grupları <strong>ve</strong> cinsiyete göre yapıları incelendiğinde;nüfusun yaşlandığı <strong>ve</strong> kadınların erkeklere oranla arttığıgörülür. Bu durum Birliğe dahil ülkelerin kadın <strong>ve</strong> yaşlılara yönelik sosyalpolitikalarında değişiklik yapmalarına da sebep olmuştur. 311 Uzun dönemliişsizlik bugün hâlâ <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde önemini sürdürmektedir. Üyeülkelerde toplam % 12’yi aşan işsizlerin yarısı, bir yıl ya da daha fazlaişsizdir. Ayrıca işsizliğin bir diğer özelliği, genç nüfusun yoğunlaşmışolmasında görülür. Halen <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde iş arayanların % 16’sını 25yaşın altındaki gençler oluşturmaktadır. Birliğe üye ülkelerin istihdamseviyesi, diğer sanayileşmiş ülkelere göre düşüktür. 1992 yılı itibariyle<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde çalışma çağındaki nüfusun % 60’ı istihdam edilirken,buoran ABD <strong>ve</strong> EFTA ülkelerinde %70,Japonya’da yaklaşık 75’dir. 312Birliğe üye ülkelerin Tablo II-16’da yer alan 0-14 yaş grubunun yüzdeoranlarına baktığımızda, on iki ülkede de düşme olduğu görülmektedir.Bunun yanında, 1985 yılına göre 1995 yılı çalışma çağındaki 15-64 yaşgurubu nüfus; Belçika’da % 0,2, F.Almanya’da % 0,8, Lüksemburg’da % 0,1<strong>ve</strong> Đngiltere’de % 0,4 oranında azalma gösterirken, aynı yıllarda Fransa’dakendini korumuştur. Bu yıllara göre; Đrlanda % 4,8, Portekiz % 3,6, Đspanya% 2,5, Danimarka % 2,1, Đtalya % l,5, Yunanistan % 1,2 <strong>ve</strong> Hollanda’da %0,4 arasında az da olsa bir artış bulunmaktadır. Tüm üye ülkelerin 65 <strong>ve</strong>daha yukarı yaş grubunda ise, bariz bir şekilde artış olduğu gözlenir.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde 14 yaş <strong>ve</strong> altı ile 15 <strong>ve</strong> 64 yaş grubundaki payınazalması, geçmiş yıllarda yaşanan düşük nüfus artışından kaynaklanmaktadır.Bu durum gelecek yıllarda Đrlanda hariç, tüm üye ülkelerdekendini aynen koruyacaktır.Tablo II-16’da yer alan bağımlılık oranlarına üye ülkeler bazında baktığımızda;çalışma çağı nüfusunda düşme olan ülkelerde bağımlılık oranının310 Sabahattin ZAĐM, Çalışma Ekonomisi, A.g.e., s.108.311 TĐSK, Yaşlı <strong>Avrupa</strong>, Genç <strong>Türkiye</strong>, A.g.m., s.10.; Zeki ERDUT, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Đstihdam, A.g.m.,


yükseldiği, çalışma çağı nüfusunda yükselme olan ülkelerde ise bağımlılıkoranlarında azalma olduğu görülür.Bu duruma göre, 1985 yılı itibariyle bağımlılık oranları; Belçika’da binde484, F.Almanya’da binde 440, Fransa’da binde 519, Lüksemburg’da binde439, Hollanda’da binde 452 <strong>ve</strong> Đngiltere’de binde 524 olmuştur. 1995yılında bağımlılık oranı Belçika’da binde 517, F.Almanya’da binde 484,Fransa’da binde 526, Lüksemburg’da binde 524, Hollanda’da binde 461 <strong>ve</strong>Đngiltere’de binde 551 olması tahmin edilmektedir.1985-1995 yıllarına ait bağımlılık oranlarındaki bu kıyaslamadan dagörüleceği üzere; 1985 yılı bağımlılık oranı bu ülkelerde yükselirken, çalışmaçağı nüfusunda da azalma olduğu Tablo II-16’da yer alan yıllar itibariyleçalışma çağı nüfus toplamında açıkça görülmektedir.Bunun yanında Birliğe üye ülkelerin 1995 yılı bağımlılık oranında, 1985yılına göre azalma olacağı tahmin edilmektedir. Şöyle ki; 1985 yılı itibariyleDanimarka’da binde 505, Yunanistan’da binde 521, Đspanya’da binde 541,Đrlanda’da binde 669, Đtalya’da binde 475 <strong>ve</strong> Portekiz’de binde 550’dir. Buoran 1995 yılında Danimarka’da binde 476’ya, Yunanistan’da binde 505’e,Đspanya’da binde 451’e, Đrlanda’da binde 530’a, Đtalya’da binde 464’e <strong>ve</strong>Portekiz’de binde 485’e düşeceği beklenmektedir.Aşağıda Tablo II-17’de yer alan çalışma çağı nüfusunun 1980’den, 1985yılına kadar gösterdiği yıllık gelişime bakıldığında; 1980-1985 dönemineoranla, 1985-1990 <strong>ve</strong>


1980-1995 yılları arasında tüm üye ülkelerde (Đrlanda <strong>ve</strong> Lüksemmburghariç) hızlı bir işgücü kaybı yaşandığı görülmektedir. 1980-1985 yıllarındayılda 16.558.000 kişi artan <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> (12) çalışma çağı nüfusu, 1985-1990 yılları arasında hızla 3.142.000 kişiye düşmüş <strong>ve</strong> 1990-1995 yıllarıarasında işgücü arzının 1.096.000 kişi açık <strong>ve</strong>rmesi tahmin edilmektedir. 313313 Đlhan DÜLGER, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Sosyal Politika..., A.g.e., s.59.; Tuncer KOCAMAN, <strong>Avrupa</strong>Topluluğu Ülkeleriyle <strong>Türkiye</strong>’nin Demografik Yapısı <strong>ve</strong> Nüfus Politikaları, DPT, Ank., 1988, s.5.


TABLO II-17AVRUPA BĐRLĐĞĐ ÜLKELERĐNĐN ÇALIŞMA ÇAĞI NÜFUSUNUN YILLIKGELĐŞĐMĐ (15-64 yaş) (Bin kişi)YILLIK ÇALIŞMA ÇAĞI NÜFUSUAVRUPA BĐRLĐĞĐÜLKELERĐ 1980 - 85 1985 - 90 1990 - 95Belçika 46.4 -3.2 -12.8Danimarka 16.8 10.4 13.2F.Almanaya 299 213 273.8Yunanistan 52.4 30.2 6.8Đspanya 259.2 187.2 200.8Fransa 361.6 121.2 31.2Đrlanda ----- ----- -----Đtalya 270.4 86.8 -65.8Lüksemburg ----- ----- -----Hollanda 111.4 50.8 7.4Portekiz 55.2 36.2 49.4Đngiltere 183.4 7.6 -66AB (12) 1655.8 314.2 -109.6Yunanistan-Đspanya+PortekizYeni üç üye hariç AB (9)Toplamı366.8 253.6 257.01289.0 60.6 -366.6KAYNAK: Đlhan DÜLGER, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Sosyal Politika..., A.g.e., s.134.; Tuncer KOCAMAN, <strong>Avrupa</strong>Topluluğu Ülkeleriyle <strong>Türkiye</strong>’nin Demografik Yapısı <strong>ve</strong> Nüfus Politikaları, 1988, s.25.


Yine Tablo’da yer alan <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne en son katılan üç ülkenin ortalamayıllık çalışma çağı nüfusu hariç tutulursa, dokuz ülkenin çalışmaçağı nüfusundaki gelişim daha da kötüdür. Şöyleki; <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üyeolan Yunanistan, Đspanya <strong>ve</strong> Portekiz’in 1980-1985 döneminde yıllık çalışmaçağı nüfusu, ortalama 3.668.000’dir. Bu miktar <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> (12)toplamından düşüldüğünde, dokuz üyenin çalışma çağı nüfusunun12.890.000 olduğu görülür. 1985-1990 döneminde ise, dokuz üye devletinyıllık çalışma çağı nüfusunda sadece 606.000 artış meydana gelirken; 1990yılından sonra beliren işgücü açığı sonucu, 1990-1995 yılları arasında yıllıkçalışma çağı nüfusu ortalama 3.666.000 kişi azalacaktır.Konuya başka bir varsayımdan baktığımızda, çalışma çağı nüfustahminleri içinde öğrenciler, ev kadınları, çalışamaz durumda olan sakatlarile hükümlülerin teorik olarak bulunduğu bilinmektedir. Bu duruma göre,bahis konusu nüfus gruplarının çalışma çağı nüfusundan çıkarılmasıhalinde; <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nin işgücü açığının daha da artmış olması gerçeği ilekarşılaşılacaktır. 3143. ĐşgücüĐşgücü piyasasına yönelik programlar, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkelerde,II. Dünya Savaşı’ndan sonra uygulamaya konulmaya başlanmıştır. Savaşsırasında çıkan <strong>ve</strong> sonrası devam eden problemlerin, ancak devletmüdahalesi ile halledilebileceği görüşü ağırlık kazanmıştır. Bu anlayışiçinde hareket eden üye devletler, ülkelerinde büyüme hızı <strong>ve</strong> istihdamartışını gü<strong>ve</strong>nce altına alan sosyal reformları gerçekleştirmeye çalışmışlardır.Dünya Savaşı’ndan sonra <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkelerin işgücü piyasasındauzun süre Keynes’ci politikalar hakim olmuş; bilhassa 1960-70yılları arasında tam istihdam <strong>ve</strong> başarılı bir büyüme dönemi yaşanmıştır.Bu dönemde işsizlik oranı (% 1,3-%1,8 gibi) oldukça düşük bir seviyedeseyrederken, büyüme hızı da (% 4 gibi) oldukça yüksek bir orana ulaşmıştır.Bu dönemde işsizliğin düşük, büyüme hızının da yüksek seyretmesisonucu; üye ülkeler işgücü arzını kendi bünyelerinden rahatlıkla314 Tuncer KOCAMAN, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu Ülkeleriyle <strong>Türkiye</strong>’nin..., A.g.e., s.5.


karşıladıkları gibi, işgücü açığını kapatmak için diğer ülkelerden yabancıişçi istemeğe başlamışlardır. 3151970’li yılların ortalarına kadar başarılı bir büyüme sağlayan <strong>Avrupa</strong><strong>Birliği</strong> ülkeleri, 1973 yılında yaşanan petrol krizinin etkisiyle bir durgunlukdönemine girmişlerdir. Durgunluk döneminde <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> ülkelerindeişgücü talebi azalırken, işgücü arzında da artış görülmüş; bu da işsizliğinartmasına yol açmıştır.Đşgücü arzındaki artış sebepleri arasında "bebek patlaması" <strong>ve</strong> işgücüneçok sayıda kadının katılması yer alırken; işgücü talebinin azalmasında ise,1973’den sonra büyüme hızının (% 1,2 ilâ % 2 arasında) düşük bir orandaseyretmesi ile işgücünü azaltan teknolojik yeniliklerin de önemli katkısıbulunmaktadır. Bu durum üye ülkeleri; tam istihdam (Keynes’ci politika)uygulamasından uzaklaştırmakla kalmamış, aynı zamanda sosyal refahdevleti anlayışlarında da önemli değişiklik yapma zorunda bırakmıştır. 316<strong>Avrupa</strong> Biriliği toplam nüfusu ele alındığında genç nüfusun toplamişsizlik içindeki payı ile kadınların toplam işgücü içindeki oranları; işgücüpiyasasında küçümsenmeyecek derecede önem arzeder. Bu sebeple Birliğeüye ülkelerde gençlere <strong>ve</strong> kadınlara meslek <strong>ve</strong> iş kazandırma imkânlarınınartırılmasına yönelinmiştir. Bu ülkelerde ileri seviyede yeni teknolojininuygulanması <strong>ve</strong> çalışma çağı nüfusundaki azalmadan dolayı; gençlerimümkün olduğu kadar erken üretime sokarak, artan işgücü arzınıdurdurmaya çalışmaktadırlar. Bunun yanında işsizlikten en çok etkilenen<strong>ve</strong> işgücü piyasasına girmekte zorluk çeken kadınlara; meslek <strong>ve</strong> azınlıktaoldukları sektörlerde yeni iş imkânı sağlanması planlanmaktadır. Bupolitikaların uygulanmasıyla gelecekte ihtiyaç duyulacak işgücünün, kadınişgücü ile karşılanması amaçlanmaktadır. 317Ekonomik yönden gelişmiş bir yapıya sahip <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde, gerçekleştirilenyatırımlara rağmen teknolojik gelişmeler bazı sanayilerdegerilemelere sebep olmuş; istihdam imkânlarında kısıtlamalar görülmüş <strong>ve</strong>sonuçta işgücü talebi giderek azalmaya başlamıştır.Tablo II-18’de yer alan işgücü piyasası incelendiğinde; <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde(12 üye) toplam sivil işgücü 1985 yılında 136.655.000 iken, toplam sivil315 Meryem KORAY, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu <strong>Ülkelerinde</strong> Đşgücü Piyasasının Özellikleri, Sorunları <strong>ve</strong> ĐstihdamPolitikaları-I, ĐKV Dergisi, Sayı:84, Đst., Ekim 1990, s.30.316 Meryem KORAY, Avrpupa Topluluğu <strong>Ülkelerinde</strong> Đşgücü..., A.g.m., s.30-31.317 Safa ATALAY, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de, A.g.e., s.19.


istihdamın 121.007.000 olduğu görülür. Bu durumda 1985 yılı itibariyle15.648.000 istihdam açığı bulunmaktadır.1993 yılı itibariyle toplam sivil işgücü 153.941.000’e ulaşırken, toplamsivil istihdam da 137.576.000’a yükselmiştir. Bu duruma göre toplam sivilişgücü (aktif nüfus) ile toplam sivil istihdamın, 1985 <strong>ve</strong> 1993 yıl <strong>ve</strong>rilerikarşılaştırıldığında; on iki üye ülkenin sivil işgücü (aktif nüfus) ile sivilistihdamında artış olduğu görülür.Üye ülkeler bakımından toplam sivil işgücü oranı ile sivil istihdamiçinde kadınların oranını incelediğimizde; <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nin 1985 yılındatoplam sivil işgücü oranının (% 42,4) altında olan ülkeler arasında Đspanya(% 34,7), Đrlanda (% 36,2), Yunanistan (% 39,2), Hollanda (% 39,6), Đtalya(% 40,2), Belçika (% 41,7), Lüksemburg (% 42,2) <strong>ve</strong> Fransa (% 42,3) yeralmaktadır. Aynı yılda toplam sivil işgücü oranı, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> ortalamasının(% 42,4) üzerinde yer alan ülkeler arasında; Danimarka (%54,6),Đngiltere (% 48,1), F.Almanya (% 44,7) <strong>ve</strong> Portekiz (% 43,7) bulunmaktadır.l993 yılı itibariyle <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> toplam sivil işgücü oranına baktığımızda,bu oranın % 2,6’lık bir artışla, % 45,0’e yükseldiği görülür. Bununyanında 1985 yılına göre, toplam sivil işgücü oranının; 1993 yılında azaldığıtek ülke, Belçika’dır. Bu ülkede sivil işgücü oranı, % 41,7’den % 41,0’edüşmüştür. Aynı yılda <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> toplam sivil işgücü ortalamasının (%45,0) üzerinde yer alan ülkeler arasında Danimarka (%56,0), Đngiltere (%49,0), F.Almanya (% 49,0), Portekiz (% 48,0) <strong>ve</strong> Hollanda (%47,0)bulunurken; diğer ülkeler, % 45,0 oranının altında yer almaktadır.Yine Tablo II-18’de yer alan <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne dahil ülkelerin toplam sivilişgücünden, sivil istihdamı çıkardığımızda; o ülkelerin istihdam açığını eldeederiz. 1985 yılı itibariyle F.Almanya (2.304.000), Đspanya (2.966.000),Fransa (2.415.000), Đtalya (2.476.000) <strong>ve</strong> Đngiltere (3.178.000) istihdamaçığı en fazla olan ülkelerin başında yer alır. 1985 yılına oranla 1993yılında istihdam açığı F.Almanya (3.002.000), Fransa (2.810.000) <strong>ve</strong>Yunanistan’da (386.000) artış gösterirken; diğer üye ülkelerde azalmaolmasına rağmen, istihdam açığının devam ettiği görülür. Bu aradaLüksemburg’da 1985 yılında sivil istihdam, toplam sivil işgücünden fazlaiken; 1993 yılında bu ülkede az miktarda da olsa istihdam açığı görülmeyebaşlanır.


TABLO II-18AVRUPA BĐRLĐĞĐ ÜLKELERĐNDE ĐŞGÜCÜ PĐYASASIÜLKELER YILLAR Toplam Sivil Sivil ĐSTĐHDAM ĐŞSĐZLĐK (3) ĐŞSĐZLĐKĐşgücü (Aktif Đstihdam (1) AÇIĞI (2) (Bin) ORANI (4)Nüfus)(Bin) (%)(Bin)(%)Sivil ĐstihdamiçindeKadınlarınoranı (1) (%)1985 4113 41,7 3573 540 463 11,8 38,21988 4132 41,8 3668 464 398 10,2 39,71989 4054 40,8 3622 432 336 8,6 40,2Belçika 1990 4091 41,1 3726 365 301 7,6 40,61991 4127 41,0 3736 391 303 7,5 41,01992 4041 40,6 3770 271 332 8,2 39,41993 4073 41,0 3744 329 386 9,4 40,01985 2791 54,6 2556 235 199 7,5 45,11988 2886 56,3 2700 186 183 6,4 45,41989 2900 56,5 2669 231 219 7,7 45,7Danimarka 1990 2889 56,3 2653 236 233 8,1 45,91991 2861 56,0 2607 254 259 8,9 46,01992 2851 55,8 2637 214 278 9,5 46,31993 2875 56,0 2567 308 304 10,3 47,01985 27304 44,7 25000 2304 2012 7,2 39,01988 29156 47,5 26841 2315 1807 6,3 39,51989 29246 47,1 27208 2038 1633 (6) 5,6 (6) 40,0F.Almanya 1990 29829 47,6 27946 1883 1883 (7) 6,2 (7) 40,81991 30222 47,0 28533 1689 2199 5,6 41,01992 38944 49,1 36528 2416 2538 6,4 41,71993 39113 49,0 36111 3002 2870 7,2 42,01985 3893 39,2 * 3589 304 304 8,8 33,71988 304 7,71989 3960 39,6 3657 303 297 7,5 34,9Yunanistan1990 3967 39.5 3671 296 282 7,1 35,01991 3965 39,0 3643 322 303 7,71992 3993 40,2 3680 313 : : 34,81993 4101 41,0 3715 386 : : 35,0


ÜLKELER YILLAR Toplam Sivil Sivil ĐSTĐHDAM ĐŞSĐZLĐK (3) ĐŞSĐZLĐKĐşgücü (Aktif Đstihdam (1) AÇIĞI (2) (Bin) ORANI (4)Nüfus)(Bin) (%)(Bin)(%)Sivil ĐstihdamiçindeKadınlarınoranı (1) (%)1985 13388 34,7 10422 2966 2947 21,9 29,61988 14633 37,5 11780 2853 2825 19,3 31,21989 14823 38,2 12260 2563 2532 17,1 31,5Đspanya 1990 15021 38,6 12578 2443 2535 16,2 32,31991 15074 39,0 12608 2466 2471 16,4 35,01992 15141 39,2 12458 2683 2806 18,2 32,91993 15263 39,0 11868 3395 3519 21,8 34,01985 23331 42,3 20916 2415 2424 10,3 41,61988 23587 42,2 21144 2434 2463 9,9 42,01989 23750 42,3 21438 2312 2257 9,4 42,3Fransa 1990 23929 42,4 21733 2196 2166 9,0 42,41991 24479 43,0 22131 2348 2308 9,5 43,01992 24536 44,2 22021 2515 2468 10,0 43,31993 24718 44,0 21908 2810 2679 10,8 44,01985 1282 36,2 1056 226 239 18,4 31,31988 1297 36,7 1078 219 229 17,3 32,51989 1278 36,4 1076 202 206 15,7 31,6Đrlanda 1990 1294 36,9 1115 179 192 14,5 33,31991 1322 38,0 1114 208 219 16,2 34,01992 1322 38,0 : 208 246 17,8 :1993 1352 39,0 1149 203 255 18,4 35,01985 22982 40,.2 20508 2474 2147 9.5 33,31988 23718 41,3 20832 2886 2559 10,9 34,51989 23698 41,2 20832 2866 2561 10,9 34,7Đtalya 1990 23744 41,7 21143 2601 2356 10,0 35,21991 24063 42,0 21410 2653 2408 10,1 35,01992 23206 40,8 21015 2191 2462 10,3 35,11993 22235 40,0 19898 2337 2687 11,1 35,0


ÜLKELER YILLAR Toplam Sivil Sivil ĐSTĐHDAM ĐŞSĐZLĐK (3) ĐŞSĐZLĐK Sivil ĐstihdamĐşgücü (Aktif Đstihdam (1) AÇIĞI (2) (Bin) ORANI (4) içindeNüfus)(Bin) (%)(Bin)(%) Kadınlarınoranı (1) (%)1985 154.3 42,2 * 160.3 6 (fazla) 4 2,9 33,81988 160.5 42,8 174.1 13.6fazla)3 2,0 34,81989 164 43,4 181 17 (fazla) 3 1,8 35,1Lüksemburg 1990 167 44,0 165 2 Açık) 3 1,7 36,81991 169 44,0 167 2 (Açık) 3 1,6 37,01992 168 44,0 165 3 (Açık) 3 1,9 37,01993 169 43,0 165 4 (Açık) 4 2,6 36,01985 5732 39,6 * 5106 626 603 10,6 34,51988 6549 44,4 5934 615 609 9,3 37,41989 6623 44,6 6065 558 568 8,5 37,6Hollanda 1990 6784 45,4 6268 516 515 7,5 38,41991 6934 46,0 6444 490 493 7,1 39,01992 6931 47,0 6561 370 499 7,2 39,41993 7085 47,0 6640 445 622 8,8 40,01985 4442 43,7 * 4057 385 406 8,6 40,61988 4604 44,8 4280 324 269 5,7 41,91989 4609 44,7 4270 339 243 5,0 42,1Portekiz 1990 4694 47,9 4474 220 227 4,6 42,61991 5041 49,0 4833 208 204 4,0 43,01992 4696 48,2 4509 187 198 3,9 44,11993 4714 48,0 4464 250 162 5,1 44,01985 27243 48,1 24065 3178 3129 115 42,11988 28236 49,5 25896 2340 2410 8,5 43,21989 28264 49,4 26451 1813 2047 7,1 44,2Đngiltere 1990 28133 49,1 26187 1946 2009 7,0 44,31991 27998 49,0 25757 2241 2568 8,9 45,01992 28384 50,0 25630 2754 2965 10,2 44,51993 28244 49,0 25348 2896 3042 10,4 45,0


ÜLKELER YILLAR Toplam Sivil Sivil ĐSTĐHDAM ĐŞSĐZLĐK (3) ĐŞSĐZLĐKĐşgücü (Aktif Đstihdam (1) AÇIĞI (2) (Bin) ORANI (4)Nüfus)(Bin) (%)(Bin)(%)Sivil ĐstihdamiçindeKadınlarınoranı (1) (%)1985 136655 42,4 * 121007 15648 14876 10,9 38,01988 142503 (5) 13957 9,81989 140369 43,2 129835 10534 12861 (6) 9,0 (6) 39,3AB (12) 1990 144542 45,7 131639 12903 12727 (7) 8,7 (7) 38,41991 146264 44,0 132982 13282 13735 8,8 40,01992 152941 45,4 138974 13967 15096 9,6 40,51993 153941 45,0 137576 16365 16932 10,6 41,0KAYNAK:-EUROSTAT, Basic Statistics Of The Community, 24 th Edition, 1987, (1)=Sayfa:116.-EUROSTAT, Basic Statistics Of The Community, 27 th Edition, 1990, (1)=Sayfa:114, (3)=Sayfa:124,(4)=Sayfa:126.-EUROSTAT, Basic Statistics Of The Community, 28 th Edition, 1991, (1)=Sayfa:116.-EUROSTAT, Basic Statistics Of The Community, 29 th Edition, 1992, (1)=Sayfa:126.-EUROSTAT, Basic Statistics Of The Community, 30 th Edition, 1993, (1)=Sayfa:142, (3) Sayfa:150, (4)Sayfa:152.-EUROSTAT, Basic Statisticcs Of The Community, 31 th Edition, 1994, (1)=Sayfa:136, (3)=Sayfa:144, (4)=Sayfa:146.-EUROSTAT, Basic Statistics Of The European Union, 32 nd Edition, 1995, (1)=Sayfa:144, (3) Sayfa:152, (4)Sayfa:154.-EUROSTAT, Eurostatistics, 1994/10, (5)=Sayfa:39.-OECD, Economic Outlook, 51 June 1992, (6) Sayfa:120.-OECD, Economic Outlook, 53 June 1993, (7) Sayfa:146.Not: (*) Eurostat tarafından tahmin edilen(:) Elde mevcut değil(2) Đstihdam açığı; Toplam sivil işgücünden, sivil istihdam çıkarılarak tarafımdan elde edilmiştir.Yunanistan’ın 1988 yılı <strong>ve</strong>rileri kaynaklarda yer almadığından, 1988 yılı Yunanistan <strong>ve</strong> AB ile ilgili <strong>ve</strong>rilerboş bırakılmıştır.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> (12) <strong>ve</strong> üye ülkelerin yaş <strong>ve</strong> cinsiyete göre dağılımı TabloII-13 <strong>ve</strong> 16’da ele alınmıştır. Tablolar incelendiğinde; yaş grupları arasındakadın oranı, yıllara göre artış göstermektedir. 1985 ilâ 1995 (tahmin) yıllarıarasında, üye ülkelerin çalışma çağı nüfusuna bakıldığında; kadın miktarıBelçika, Danimarka, F.Almanya, Hollanda <strong>ve</strong> Đngiltere’de erkek miktarındanfazladır. Bunun yanında aynı yıllarda Yunanistan, Đspanya, Đtalya,Lüksemburg <strong>ve</strong> Portekizde çalışma çağı nüfusu içinde erkek miktarı;


kadınlardan daha yüksektir. Bu arada 15-64 yaş grubu içinde kadınlar,1985 yılında Fransa’da azınlıkta iken; 1990 yılından sonra kadınların,erkekleri geçtiği görülür. Đrlanda’da bu durum kadınlar açısından tersyönde gelişmiştir. Kadın miktarı 1985 yılında erkeklerden fazla iken, 1995yılında erkek miktarının kadınlardan yüksek olacağı tahmin edilmektedir.Yine Tablo II-18’de yer alan sivil istihdam içindeki kadın oranı, toplamnüfus miktarındaki yükselişe benzer özellikte bir artış gösterir. <strong>Avrupa</strong><strong>Birliği</strong>’nde sivil istihdam içinde, kadınların 1985 yılı ortalama oranı %38,0’dır. Bu yıl itibariyle Birliğe üye ülkeler arasında yer alan Yunanistan,Đspanya, Đrlanda, Đtalya, Lüksemburg <strong>ve</strong> Hollanda; <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> ortalamaoranının (% 38,0) altındadır. 1985 yılından, 1993 yılına kadar bütün üyeülkelerde; istihdam içinde yer alan kadın oranının, artış göstermesi sonucu,1993 yılında üye devletler ortalaması % 41,0 oranına ulaşmıştır. Belçika,Yunanistan, Đspanya, Đrlanda, Đtalya, Lüksemburg <strong>ve</strong> Hollanda buortalamanın altında kalırken; Danimarka, F.Almanya, Fransa, Portekiz <strong>ve</strong>Đngiltere’deki sivil istihdam içindeki kadınlar, Birlik ortalamasının üzerindeyer almaktadır.Ayrıca 1985-1993 yılları arasında işgücünün yaş ortalaması içindekikadın <strong>ve</strong> erkek dağılımı incelendiğinde; her iki grupda da işgücünün enyoğun olduğu kesim, 25-34 yaş arasında olduğu görülür. 318<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde 1995 yılında hazırlanan <strong>ve</strong> 1996 yılında Komisyontarafından kabul edilen demografik duruma ilişkin raporda; işgücü piyasasınınyaş bileşiminin de önemli ölçüde etkileneceğine yer <strong>ve</strong>rilmiştir.Çalışma çağındaki nüfus bugün 249 milyondur. Bu kesimin 210 milyonu20 ilâ 59 yaş arasında bulunuyor. AB’de "düşük artış hızı" ya da "yüksekartış hızı" senaryosu uygulamasına bağlı olarak on yıl sonra bu kesiminnüfusu 1.5 ilâ 5.5 milyon arasında artması beklenmektedir. Ayrıca bukesimin (15-64 yaş) kendi içindeki bileşimi de, önemli bir değişmeye uğrayacağışeklinde raporda yer almıştır. Buna göre;- 15 ilâ 19 yaş arasındaki kesimin sayısı bir milyon kadar azalacak (% 5azalma),- Çalışma çağı nufusun en genç kesiminde (20 ilâ 29 yaş arası) dokuzmilyon bir azalma (oransal olarak % 17) gözlenecek,318 Daha geniş bilgi için bkz: Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK O⁄UZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda SosyalPolitika <strong>ve</strong> Sosyal Gü<strong>ve</strong>nlik Sistemleri, ĐKV Yayınları, No:94, Đst., Kasım 1990, s:51-53.


- Çalışma hayatlarının sonuna yaklaşanların (50 ilâ 55 yaş arası) sayısı5.5 milyon (oransal olarak % 12) artacak,- 60 ilâ 64 yaş arasında olanların, yani çalışma çağı dışında kalankesimin sayısı yaklaşık bir milyon artması tahmin edilmektedir. 319<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne dahil ülkelerde işsizliğin kısa vadede önlenerek, istihdamınartırılması pek mümkün görülmediğinden; üye devletlerde 1986yılında istihdamın gelişimi <strong>ve</strong> istihdamla ilgili başlıca uygulamaları içerenfaaliyet programları hazırlanmıştır. Bu arada geleneksel sanayii içinde,büyük işletmelerin işgücü fazlası meydana getirmelerinin eskisi gibi olmadığıgörülmüş; istihdam yaratmada daha esnek bir yapıya sahip KO-BĐ’lerin desteklenip, güçlendirilmesine büyük önem <strong>ve</strong>rilmiştir. KOBĐ’lerindaha fazla kişiye iş imkânı sağlaması amacıyla; ekonomik, sosyal <strong>ve</strong> malîaçıdan daha etkin hale getirilip, yerel iş bulma kurumlarıyla koordinesiprogramda öngörülmüştür.Đstihdamın gelişimi <strong>ve</strong> istihdamla ilgili başlıca uygulamaları içerenfaaliyet programında; yeni işletmelerin açılmasına <strong>ve</strong> istihdamın gelişmesineyönelik teşvikler, iş piyasalarının etkinliğini artırma, eğitim <strong>ve</strong> uzun süreliişsizliğe yer <strong>ve</strong>rilmiştir.- Yeni işletmelerin açılması <strong>ve</strong> istihdamın gelişimine yönelik teşviklerarasında; KOBĐ’lere yönelik bilgilendirme, KOBĐ’lerin kurulmasına ya dagelişimine katılımlarını sağlamak için büyük boy işletmeleri desteklemek <strong>ve</strong>bunlar arasında işbirliğini oluşturmak ön görülmüştür. Gerek toplam nüfus<strong>ve</strong> gerekse istihdam içinde sayıları giderek artan kadınlar için, yerelistihdam imkânlarının güçlendirilmesine özellikle yer <strong>ve</strong>rilmiştir.- Đş piyasalarının etkinliğini artırma konusunda; yerel ekonomik kalkınmadapilot projelerin analizi ile işletmelerin iç <strong>ve</strong> dış pazarlara uyumlarıyönünde iletişim sağlanması hedeflenmiştir.- Eğitim konusunda; gençlere <strong>ve</strong> kadınlara yönelik uygulamalara ağırlık<strong>ve</strong>rilerek, gençleri mümkün olduğu kadar erken üretime sokmaamaçlanmıştır. Kadınlara meslek <strong>ve</strong> iş kazandırma faaliyetleriyle de; gelecekteihtiyaç duyulacak işgücünün, kadın işgücü ile kapatılması düşünülmüştür.Bu sebeple; gençlerin aktif hayata hazırlanmalarını temin ilekadınların meslekî bakımdan yetiştirilmesini sağlayacak eğitime ağırlık<strong>ve</strong>rilmesi amaçlanmıştır. Ayrıca programda gençler ile kadınların eğitimi319 AB Komisyonu, Demografi, A.g.i., s.27


yanında; işletme sahipleri <strong>ve</strong> ücretliler için de eğitimin sürdürülmesine yer<strong>ve</strong>rilmiştir. 320B- <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde Đstihdam Politikası<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nin kurulmasında esas amaç, ekonomik nitelik taşımaklabirlikte; kurucu antlaşmalarla bu niteliğe, daha sonra sosyal hükümler deeklenmiştir. Başlangıçta, <strong>Avrupa</strong> Kömür <strong>ve</strong> Çelik Topluluğu (AKÇT) <strong>ve</strong><strong>Avrupa</strong> Atom Enerjisi Topluluğu (AAET) Antlaşmaları tamamen sektörelnitelik taşırken; sosyal hükümler, <strong>Avrupa</strong> Ekonomik Topluluğu (AET)Antlaşması (Md. 117 <strong>ve</strong> 118) <strong>ve</strong> Tek <strong>Avrupa</strong> Senedi’nde (TAS) yer alan118/A <strong>ve</strong> 118/B maddeleriyle ilâ<strong>ve</strong> edilmiştir. 321Đşsizliğin yok denebilecek kadar az olması sebebiyle, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ninoluşumunu sağlayan antlaşmalarda; gerçek anlamda bir istihdampolitikası, başlangıçta yer almamıştır. Daha sonra AET Antlaşmasıyla, "Üstdüzeyde istihdamın sağlanması" düşüncesine yer <strong>ve</strong>rilmiş, takip edilecekistihdam politikaları; üye devletlerin insiyatifine bırakılmıştır. Birliğe üyeher devletin insiyatifinde olan istihdam politikaları arasında, eşgüdümünsağlanması için; Konsey aldığı kararlarla, ekonomik politikalar ile istihdampolitikaları arasında işbirliğini gerçekleştirmeye çalışılmaktadır.<strong>Avrupa</strong> Birilği’nde ekonomik politikalar, sosyal politikalarla desteklenmiş;isteyen herkese iş <strong>ve</strong> ekonomik bir gü<strong>ve</strong>nceye yönelik aktif <strong>ve</strong> pasifistihdam politikaları kapsamı zenginleştirilmiştir. 322KOBĐ’ler yararına Birlik eylemlerinin genel çerçe<strong>ve</strong>sini ele aldığımızda,küçük <strong>ve</strong> orta boyutlu işletmelerin, AB’nde iş alanları yaratmaya, rekabetgücünün <strong>ve</strong> büyümenin geliştirilmesine hayati bir katkıda bulunabileceğihususu, bugün geniş çapta kabul görmektedir.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye devletler KOBĐ’lerin potansiyelini bir dizi önlemlerledesteklemeye çalışmaktadır. Ancak bu önlemlerin bir çoğu sınırlıhedeflere yönelik olup, KOBĐ’lerin kolayca faydalanamayacağı ölçüde dağınıktır.Komisyonun politika önceliğini; hızla değişen ekonomik ortamiçinde bu uyumun temini <strong>ve</strong> önlemler arasındaki uyumun KOBĐ’lerle doğ-320 Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK O⁄UZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Sosyal Politika..., A.g.e., s.63.321 Daha geniş bilgi için bkz; Halûk GÜNU⁄UR, <strong>Avrupa</strong> Ekonomik Topluğu’nu Kuran Antlaşma (RomaAntlaşması), TOBB., Genişletilmiş Đkinci Bas.Ank., 1988, s.91-93.322 Meryem KORAY, Sosyal Refah Toplumu Olarak <strong>Avrupa</strong> Topluluğu Üyeleri <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’nin Konumu, DEÜ.Đk.<strong>ve</strong> Đd.Bil.Fak. Der., Cilt:6, Sayı:1, Đzmir, 1991, s.108.


udan ilişkisi olmasının sağlanması <strong>ve</strong> KOBĐ’lerin problemleri oluşturmaktadır.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nin çeşitli polikaları çerçe<strong>ve</strong>sinde, 1994 Entegre Programı323 ; KOBĐ’ler yararına Birlik eylemlerine ilişkin bir küresel çatı ortayakoymaya yönelik bir girişimdir. KOBĐ gelişiminde yer alan taraflarınortakları arasında; büyüme, rekabet gücü <strong>ve</strong> istihdam konusunda <strong>Birliği</strong>ntutumunu belirten ilk resm( rapordur.1995 Madrid <strong>Avrupa</strong> Zir<strong>ve</strong>si’nde sunulan "KOBĐ Politikası Belgesi’nde" 324 ,Komisyon; KOBĐ’ler yararına daha da iddalı bir politika geliştirerek,KOBĐ’lere yönelik yardımların istihdam yaratmada maliyet yönünden etkinbir yol olduğuna işaret etmiştir. Madrid Zir<strong>ve</strong>si’nin vardığı sonuçlarda buyaklaşım desteklenerek; Komisyon’un, politika belgesinin hedeflerini hemenuygulamaya sokması istendi. 325 Farklı katkıların, tüm stratejik hedefleryelpazesi üzerinde yoğunlaştırılabilmesi için; bu yeni öncelik <strong>ve</strong>insiyatiflerin, KOBĐ’ler yararına mevcut eylem planları ile birleştirilmesigerekir. 326Bu Tebliğ, özellikle KOBĐ Politikası için yeni Birlik önceliklerini kapsayan,1994 Entegre Programı’nı güncelleştirerek geliştirir. Ayrıca Floransa<strong>Avrupa</strong> Zir<strong>ve</strong>si 327 ile aynı doğrultuda; ulusal, bölgesel <strong>ve</strong> yerel yönetimlerin,sosyal ortaklar <strong>ve</strong> Birlik kurumlarının büyüme <strong>ve</strong> istihdam için pratikeyleme geçeceği entegre bir program çağrısında bulunur.Komisyon "Madrid KOBĐ Politikası Belgesi"nde, KOBĐ Politikası’nın siyasigündemdeki yerinin her zamankinden daha da önemli olduğunu; bununlabirlikte bir dizi öncelikli konu üzerinde odaklaşan yeni bir yaklaşımla, dahaçok fayda sağlanabileceğini belirtmiştir. Başta çok küçük işletmeler olmaküzere, KOBĐ’lerin büyüme <strong>ve</strong> yeni istihdam yaratma bakımından temel birrol oynadığı da Belge’de yer almıştır.323 1994 Entegre Programlar( ile ilgili daha geni( bilgi için bkz: 3.6.1994 tarih <strong>ve</strong> COM (94) 207 say(l(,KOB(‘ler <strong>ve</strong> Zanaat Sektörüne Yönelik Entegre Program.324 Daha geniş bilgi için bkz: “<strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Boy Đşletmeler-<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde Đstihdam, Büyüme <strong>ve</strong>Rekabet gücünün Dinamik Kaynağı” hakkında 29.11.1995 tarih <strong>ve</strong> CSE(95) 2087 Sayılı Komisyon Raporu(Bundan sonra bu belge Madrid KOBĐ Politikası Belgesi olarak anılacaktır.)325 Daha geniş bilgi için bkz: 16.12.1995 tarih <strong>ve</strong> SI (95) 1000 sayılı, Madrid Zir<strong>ve</strong>si’nin vardığı sonuçlar.326 Meral SAYIN / Mustafa Akan FAZLIO⁄LU, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde KOBĐ Destekleme Programları <strong>ve</strong> Diğer TeşvikAraçları, KOSGEB, <strong>Avrupa</strong> Bilgi Merkezi, Ankara, Ocak 1997, s.123.327 Daha geniş bilgi için bkz: 22.6.1996 tarih <strong>ve</strong> SI (96) 500 sayılı, Floransa <strong>Avrupa</strong> Zir<strong>ve</strong>si’nin vardığısonuçlar.


Ayrıca "Madrid KOBĐ Politikası Belgesi", <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ndeki KOBĐ’lerinbüyüme <strong>ve</strong> istihdam yaratma potansiyelinin henüz tümüyle gerçekleşmediğini;KOBĐ’lerin büyüme <strong>ve</strong> istihdam yaratmada temel pazar <strong>ve</strong>politika aksaklıkları ile başarısızlıklarından ötürü düşük kapasitede kaldığınıda belirtmektedir. Bu aksaklıklar analiz edilerek, düzeltici önlemlerönerilmiştir."Madrid KOBĐ Politikası Belgesi"nde yer alan öncelik önerilerini;- <strong>Avrupa</strong> girişimciliğini engelleyen bürokrasinin azaltılması,- KOBĐ örgütlerinin karar <strong>ve</strong>rme sürecine daha çok katılmasını sağlamak,- Yeni iş alanları yaratan KOBĐ’lerin finanse edilmesine katkıda bulunmak,- Pazar aksaklıklarını <strong>ve</strong> yetersizliklerini azaltmak,- KOBĐ’leri destekleyici araştırma, yenilik <strong>ve</strong> eğitim çalışmalarını teşviketmek ile- KOBĐ’lerin rekabet gücünü <strong>ve</strong> uluslararası boyutlarını geliştirmek 328şeklinde sıralamışlardır.Kısaca bugünkü sosyal politika içinde yer alan istihdam politikaları;kadın <strong>ve</strong> gençlerin korunması, çalışma şartlarının iyileştirilmesi, işsizliklemücadele konusunda ortak bir strateji geliştirilmesi, yerel istihdam imkânlarınıngeliştirilmesi, yeni teşebbüslerin kurulması, üye devlet sayısınınartmasıyla meydana gelen bölgesel farklılıkların giderilmesi <strong>ve</strong> istihdamınartırılmasına ilişkin bir eylem programının oluşturulması konusunda üyelerarasında bilgi alış<strong>ve</strong>rişinde bulunulması amacına dayanmaktadır. 329Çalışmamızın bu kısmında <strong>Avrupa</strong> Birilği’nde uygulanmakta olan istihdampolitikalarının hedefleri, ilkeleri <strong>ve</strong> araçları ele alınıp incelenecektir.1- Đstihdam Politikasının Hedefleri<strong>Avrupa</strong> Birilği’nde ortaya çıkan nüfus trendleri <strong>ve</strong> ekonomik büyümebeklentileri gibi sebepler yanında yaşanan işsizlik problemi; üye devletleri,328 Meral SAYIN / Mustafa Akan FAZLIO⁄LU, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde KOBĐ Destekleme Programları..., A.g.e. s.124.329 Commission Of The European Communities, The Social Policy of the European Community; Looking aheadto 1992, European File, August-September 1982 13/88, s.4.; Esra BELEN/Bülend PĐRLER, Sosyal Yönleriyle<strong>Avrupa</strong> Topluluğu, TĐSK, Ank., 1989, S.88.; Meryem KORAY, Sosyal Refah Toplumu Olarak..., A.g.m., s.112.


istihdam konusuna önem <strong>ve</strong>rmeye mecbur etmiştir.Bu sebeple, <strong>Avrupa</strong><strong>Birliği</strong>’nde uygulanan istihdam politikaları; işsizlikle mücadeleye <strong>ve</strong>istikrarlı bir ekonomik büyüme yanında, tam istihdamın sağlanması hedefineyöneliktir. 330Bu konuda Konsey, ilk defa 21 ocak 1974 tarihinde "Birinci SosyalEylem Programı Tavsiye Kararı"nı kabul etmiş <strong>ve</strong> üye devletler de bu tavsiyekararına ilişkin önlemleri;- <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde tam <strong>ve</strong> en iyi istihdamın sağlanması,- Gelişmede eşitlik içinde hayat <strong>ve</strong> iş koşullarının devamlı olarak iyileştirilmesi,- Birlik düzeyinde sosyal tarafların alınan ekonomik <strong>ve</strong> sosyal kararlarınuygulanmasına, yönetimde işçilerin de işletme düzeyinde katılmalarınısağlamaya yönelik üç temel hedefte toplamışlardır. Bu suretle AETAntlaşması ile öngörülen sosyal politikalara, Komisyonun eylem programındayer alan önlemlerle daha aktif bir uygulama imkânı sağlanmıştır. 331Birinci Sosyal Eylem Programı’nda yer alan önlemler, 1974 yılını ta-kipeden üç yılda hızla uygulamaya sokulmuş <strong>ve</strong> bugüne kadar da öneminikorumuştur. <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye her devlet, özellikle üst düzeyde biristihdam sağlamayı gerçekleştirmek için (AET Ant.Md. 104); hem ekonomik,hem de sosyal politikaları arasında üst düzeyde istihdam sağlamayıamaçlamıştır. Đşsizliğin yok denebilecek kadar azlığı, AET Antlaşması’nda"tam istihdam" ifadesinin yer almasına imkân tanımamıştır. Bu-nun yerine,"üst düzeyde istihdamın sağlanması" ifadesi yer almıştır. 3321960-1973 yılları arasında <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkelerde, yaşanan hızlıbüyümenin sonucu; büyük ölçüde "Tam Đstihdam" dönemi yaşanmıştır. 333Gerçekten 1960’lı yıllarda ortalama yılda % 4 oranında büyüme gösteren<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> ülkeleri, 1973 yılından sonra ortalama % 1,2 ilâ % 2 arasındakalan bir büyüme hızı göstermişlerdir. 334 1973 yılında yaşanan birinci petrol330 ĐĐBK, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>ve</strong> AT’de Đnsangücü Politikaları <strong>ve</strong> Đstihdam Geliştirici Çalışmalar, ĐĐBK Dış ĐlişkilerÇalışma Grubu, Ank., 1991, s.3.331 Zeki ERDUT, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’na Tam üyelik Bakımından Türk Endüstri Đlişkileri SistemininDeğerlendirilmesi. Kamu-iş, Ank., 1992, s.10-11.332 Zeki ERDUT, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’na Tam üyelik Bakımından..., A.g.e., s.12-13.333 Meryem KORAY, Sosyal Refah Toplumu Olarak..., A.g.m., s.109.334 Meryem KORAY, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu ülkelerinde işgücü Piyasasının özellikleri..., A.g.m., s.31.


şokunun meydana getirdiği ekonomik durgunluk, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde tamistihdamı gerçekleştirme imkânını ortadan kaldırmıştır. 335Birinci Sosyal Eylem Programı ile birinci petrol şokunun meydanagetirdiği ekonomik durgunluk aynı döneme rastlarken; işsiz sayısı 1970yılında 2.4 milyon iken, 1974’de 3 milyona, 1975’de 5.5 milyona, 1978’de 6milyona ulaşmıştır. <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> daha birinci petrol şokunun etkisiniatlatmadan, 1979 yılında ikinci petrol şoku ile karşılaşmıştır.Đşsizlik oranı, 1977 yılında <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde çalışan nüfusun %5,2’sine sahip iken, 1977’yi takip eden yıllarda devamlı artış göstermiş; buoran 1980 yılında % 6,3’e, 1985 yılında % 11,1’e, 1986 yılında % 11,2’yeulaşmıştır. 1986 ilâ 1990 yılı arasında işsiz sayısında devamlı azalmaolmuş <strong>ve</strong> 1990 yılında işsizlik oranı % 8,7’ye kadar düşmüştür. 1990yılından itibaren yeniden yükselmeye başlayan işsizlik oranı; 1991’de%9,2’ye, 1992’de % 10,3’e, 1993’de % 11,3’e ulaşmıştır. Bu oranın 1994’te% 12,0’ye 1995’de de % 11,9’a ulaşacağı tahmin edilmektedir. 336Daha birinci petrol şokunun işsiz sayısındaki etkisi atlatılmadan, ikincişoka yakalanan <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde; bugün yapısal <strong>ve</strong> teknolojik açık işsizlikyaşanmaktadır. Bu problemin asıl sebepleri arasında;- Üye ülkelerin içinde bulunduğu iktisadî durgunluk,- Geleneksel sanayilerden kurtulup, yeni sanayileşen <strong>ve</strong> ucuz emekkullanan ülkelerin ortaya çıkardığı rekabet ile,- Đleri teknolojiye geçiş yapan sanayilerin ortaya çıkardığı, orta vadeliişsizlik yer almaktadır. 337Đşsizlik meselesi, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde sosyal <strong>ve</strong> iktisadî politikalarınyeniden gözden geçirilmesini gerektirirken; <strong>Avrupa</strong> Komisyonu da sosyaltaraflarla yakın işbirliği içinde, işsizlikle mücadele konusunda ortak birstrateji geliştirme amacıyla çalışmalarını sürdürmektedir. Esasında bukonu, üye devletlerin sorumluluğuna girmekle birlikte, dikkatler millî istihdampolitikalarının uyumlaştırılması üzerine çevrilmiştir. Sonuçta; uzunsüreli işsizlikle mücadele, yerel istihdam imkânlarının geliştirilmesi, yeni335 Meryem KORAY, Sosyal Refah Toplumu Olarak, A.g.m., s.109.336 OECD, Economic Outlook, 54 December 1993, Organisation For Economic Co-Operation AndDe<strong>ve</strong>lopment, France, 1993, s.23.337 Đlhan DÜLGER, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Sosyal Politika, A.g.e., s.71.; Safa ATALAY, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu <strong>ve</strong><strong>Türkiye</strong>’de, A.g.e., s.16.


teşebbüslerin kurulması <strong>ve</strong> istihdamın artırılmasına ilişkin bir eylemprogramının oluşturulması konusunda üye ülkeler dahilinde bilgi alış<strong>ve</strong>rişindebulunulup, kararlar alınmaktadır. 338<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>, ekonomik büyüme <strong>ve</strong> istihdama olan katkısı sebebiyleyerel istihdam imkânlarının meydana getirilmesi konusuna da büyük önem<strong>ve</strong>rmektedir. Bu konuda AB <strong>ve</strong> OECD tarafından 1982 yılında KOBĐ’ler,kooperatifler <strong>ve</strong> yerel girişimlerin iş yaratmadaki potansiyelini ortayakoymak üzere bir araştırma yaptırılmış, "Kooperatif Faaliyet Programı <strong>ve</strong>Yerel Đstihdam Teşebbüsleri" konulu bir program da başlatılmıştır.Bu programda yer alan yerel istihdam teşebbüsleri, onbeş kişinin istihdamedildiği küçük boy işletmelerin kurularak sürekli <strong>ve</strong> ek bir istihdamınsağlanması hedeflenmiştir. <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> orta boy işletmelerle, kooperatiflere,yerel girişim <strong>ve</strong> geleneksel özellikte olmayan faaliyetlere; yeniistihdam fırsatları meydana getirmeleri sebebiyle, oldukça fazla önem<strong>ve</strong>rilmektedir. 339<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> ekonomisi içinde KOBĐ’lerin teknik <strong>ve</strong> istihdam konusundakiönemi daha iyi anlaşılmış olduğundan; <strong>Avrupa</strong> Parlementosu’nca1983 yılı "Esnaf, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Boy Đşletmeler Yılı" olarak benimsenmiştir.Bu suretle KOBĐ’lere dönük bir sıra programlar kabul edilmiş <strong>ve</strong> daha aktifbir uygulamaya geçilmiştir. 3401984 yılında Konsey; kadınların, gençlerin, vasıfsız işgücünün <strong>ve</strong>göçmenlerin işgücü piyasasına katılmalarını sağlamak <strong>ve</strong> üye ülkelerin bukonuda teşviklerinin devamını temin etmek üzere, yerel istihdam imkânlarınınartırılmasını benimsemiştir. 3411985 yılına gelindiğinde Komisyon tarafından tesbit edilmiş olan "gelişme<strong>ve</strong> istihdam için işbirliği stratejisi" hazırlanmıştır. Bu strateji; Tek<strong>Avrupa</strong> Senedi ile 1992 yılında tamamlanacak olan iç pazarın ekonomikboyutları yanında, meydana getireceği istihdam imkânlarını da öncedenbelirlemeye <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye devletler arasında sıkı bir eşgüdüm338 Commission Of The European Communities, The Social Policy Of The European Community: Looking aHead to 1992, A.g.e., s.4; Esra BELEN / Bülent PĐRLER, Sosyal Yönleriyle <strong>Avrupa</strong> Topluluğu, A.g.e., s.88.339 Esra BELEN / Bülend PĐRLER, Sosyal Yönleriyle <strong>Avrupa</strong> Topluluğu, A.g.e., s.92.340 DPT, <strong>Küçük</strong> Sanayi Özel Đhtisas Komisyonu Raporu, Yayın No: DPT. 2169-ÖĐK:340, Ank., 1989, s.216.;Commission Of The European Communities, An Enterprise Policy For The Community, Revised Edition,Luxembourg; Office For Official Publications Of The European Communites, 1990, s.50.341 Esra BĐLEN / Bülend PĐRLER, Sosyal Yönleriyle <strong>Avrupa</strong> Topluluğu, A.g.e., s.93.


sağlama amacına yöneliktir. Buna göre iç pazarın tamamlanmasıylaulaşılacak ekonomik gelişme; üye devletlerde fiyat istikrarı sağlarken, diğertaraftan işsizlikle daha etkili mücadeleye fırsat <strong>ve</strong>recektir. 342Đşsizliğin ortadan kaldırılması, uygun makro ekonomik politikaların rolüihmal edilmeden, öncelikle ekonomik operatörlere bağlıdır. Komisyon’un1993 tarihli büyüme, rekabet gücü <strong>ve</strong> istihdam ile ilgili Beyaz Kitab’ındaönerdiği; toplumun tüm kesimlerinin harekete geçirilmesini edefleyenstrateji, güncelliğini korumaktadır. Bugün sadece rekabet edebilen birekonomi, sürdürülebilir şekilde istihdam yaratmaya muktedirdir. Đyiyapılandırılmış bir Birlik eylemi, yüksek seviyede istihdamınoluşturulmasına katkıda bulunmalı; istihdam ile ilgili spesifik hükümler<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> Antlaşması’na dahil edilmelidir. Söz konusu hükümler; istihdamiçin ortak strateji şartlarının yaratılmasını, farklı kesimler arasındaişbirliğinin teşvik edilmesini, üye devletlerin çok seneli programlarıyla ilgiliçok taraflı denetim düzeylerinin sağlamlaştırılmasını <strong>ve</strong> Birlikpolitikalarında istihdamın dikkate alınmasına yer <strong>ve</strong>rmektedir. 343Görüldüğü üzere ekonomik politikalar, sosyal politikalarla desteklenmiş;isteyen herkese iş <strong>ve</strong> ekonomik bir gü<strong>ve</strong>nce sağlamaya yönelik aktif <strong>ve</strong> pasifistihdam politikalarına yer <strong>ve</strong>rerek, sosyal politikaların kapsam <strong>ve</strong>muhtevasını geliştirilme hedeflenmiştir. 344Aslında sosyal problemlere yol açan <strong>ve</strong>ya onları çözmede yetersiz kalanekonomik politikaların, sosyal politikalarla desteklenmesi; hem sisteminişleyişine etkinlik katmakta, hem de sistemin toplumca benimsenmesinisağlamaktadır. Bu sebeple <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde işsizlik problemi karşısındagündeme gelen ilk uygulama, istihdamı artırmaya yönelik politikalar değil;işsizliği onarmayı hedef alan politika <strong>ve</strong> uygulamalar olmuştur.Đşsizlik problemini onarmayı hedef alan politika <strong>ve</strong> uygulamaları; işsizlerebelirli bir ekonomik gü<strong>ve</strong>nce sağlamaya yönelik pasif politika <strong>ve</strong>önlemler ile istihdam yaratmaya yönelik aktif politika <strong>ve</strong> önlemler almaküzere ikiye ayırmak mümkündür. Pasif politikalar, işsiz kalanlara belirli birekonomik gü<strong>ve</strong>nce sağlamaya yönelik önlemler olarak, işsizlik ödeneklerindenoluşmaktadır. Genellikle işsizlik ödenekleri, ayrı şart <strong>ve</strong> sürelerdeödenen işsizlik parası <strong>ve</strong> işsizlik ödenekleri olmak üzere ikiye ayrılır.342 Zeki ERDUT, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’na Tam Üyelik, A.g.e., s.18.343 ĐKV, AB Komisyonu’nun Hükümetlerarası Konferans ile Đlgili Görüşü, ĐKV Bülteni, 15-31 Mart 1996, s.2.344 Meryem KORAY, Sosyal Refah Toplumu Olarak, A.g.m., s.108.


Đşsizlik ödeneklerinin süresi, ödeme tutarı <strong>ve</strong> işsiz kalanlara belli birdüzeyde gü<strong>ve</strong>nce sağlaması sebebiyle; <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde işsizlik problemikarşısında, onarıcı önlem <strong>ve</strong> politikalar yanında, problemi en azındanazaltmayı amaçlayan politikalar gündeme gelmiştir. Böylece istihdam politikalarıiçinde daha aktif politikalara geçilmiştir. 345<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde aktif istihdam politikaları birçok önlem <strong>ve</strong> uygulamayıihtiva etmektedir. Bunların bir bölümü işgücü talebini artırmaya <strong>ve</strong> işsizliğiönlemeye yönelik engelleyici önlemler; diğer bir bölümü ise yenden eğitim,erken emeklilik, işgücü hareketliliğinin sağlanması gibi işsizliği sınırlayıcıönlemlerdir.Đşgücü talebini artırmaya <strong>ve</strong> işsizliği önlemeye yönelik engelleyici önlemlerinbüyük bir bölümü, istihdamı dolaylı yoldan olumlu biçimde etkilemeyihedefleyen önlemlerdir. Uygulamaya konulan çalışma süresininkısaltılması, işyerinde kısa süreli çalışmaya geçilmesi gibi önlemler; biryandan iş kayıplarını azaltmayı, diğer taraftan yeni iş imkânları meydanagetirmeyi hedeflemektedir.Đstihdam imkânı meydana getirmeye yönelik aktif politikalar, birçokdeğişik uygulama göstermektedir. Bunları; iş yaratma, işyerinde eğitim, işkurmaya yardım ile iş <strong>ve</strong> eğitim karışımı programlar olmak üzere dörtgrupta toplanabilir.Đş yaratmaya yönelik programlar daha ziyade gençlere <strong>ve</strong>ya uzun süreliişsizlere yöneliktir. Genellikle merkezi <strong>ve</strong> yerel yönetimlerde, kâr amaçlıolmayan kuruluşlarda yer alan <strong>ve</strong> topluma hizmet götürmek amacınıtaşıyan programlardır.Đşyerinde eğitim programları, işyeri dışındaki eğitim kuruluşlarıyla daişbirliği yapılarak gerçekleştirilen <strong>ve</strong> çalışanlara yeni nitelikler kazandırmayıamaçlayan uygulamalardır.Đş kurmaya yardım programlarıyla, daha ziyade işsizlere kendi işlerinikurmaları için yardımcı olmaya çalışılmaktadır. Đş <strong>ve</strong> eğitim karışımıprogramlarla; daha çok gençlere yönelik <strong>ve</strong> onların okuldan iş hayatınageçişlerini kolaylaştırma hedef alınmıştır. 346345 Meryem KORAY, Günümüzde Đşgücü Piyasasının Özellikleri, Sorunları <strong>ve</strong> Đstihdam Politikaları, ĐĐBK, II.Đstihdam Haftası Tebliğleri, Yayın No:274, Ank., 1992, s.91-94., Meryem KORAY, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu <strong>Ülkelerinde</strong>Đşgücü Piyasasının Özellikleri, Sorunları <strong>ve</strong> Đstihdam Politikaları II, ĐKV Dergisi, sayı:87, Ocak 1991, s.11-13.346 Meryem KORAY, Günümüzde Đşgücü Politikasının Özellikleri, A.g.t., s:94-98.; TĐSK, OECD <strong>Ülkelerinde</strong>Đşsizliğin Önlenmesi, A.g.e., s:17-18.


Ekonomik büyüme <strong>ve</strong> yapısal değişim süreci içinde bulunan <strong>Avrupa</strong><strong>Birliği</strong>; üye devletlerde yaşanılan işsizlik problemini ortadan kaldırmak için,aktif <strong>ve</strong> pasif istihdam politikaları uygulamışlardır. Bugüne kadar pekçoktedbir <strong>ve</strong> uygulamalar getirmelerine rağmen; üye ülkelerde 1960-1973yılları arasında gerçekleştirilen tam istihdamı, bugün bir türlü sağlayamamışlardır.Bunun sonucu olarak, 1990’lı yıllarda çalışmalarına hız <strong>ve</strong>ren <strong>Avrupa</strong><strong>Birliği</strong>; üye ülkelerde peş peşe zir<strong>ve</strong> toplantıları düzenleyerek bir dizi yeniönlemler alırken, daha önce alınan kararların da takibini yapmaktadır.Bu faaliyetler arasında yer alan <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>, Devlet <strong>ve</strong> HükümetBaşkanları Konseyi Dönem Başkanlığı’nca Cannes şehrinde 347 hazırlananraporda; AB’nin kendi içinde vatandaşlarının haklı beklentilerinikarşılayacak şekilde hareket etmesi istenirken, öncelikle kendi kaynaklarını<strong>ve</strong> üye devletlerin kaynaklarını harekete geçirerek işsizlik problemiylemücadele etmeleri istenmiştir.Ekonomik büyüme yeniden ivme kazanmış olmasına rağmen, 1995’teişsizliğin yüksek oranda gerçekleşmesi beklenmektedir. Bu açıdan, üyeülkeler 1994 aralığında Essen Zir<strong>ve</strong>si’nde belirlenen beş temel ilkeye uygunolarak, işgücü piyasasının etkinliğini yapısal reformlarla sağlanmasıgereğini bir defa daha ortaya koymuşlardır.AB üyesi ülkelerin Devlet <strong>ve</strong> Hükümet Başkanları; istihdam artıracak birbüyümenin desteklenmesi, uzun süreli işsizler ile genç nüfusun iş hayatınakazandırılması <strong>ve</strong> özellikle dolaylı işgücü maliyetinin azaltılmasıyla işgücüpiyasasının daha etkin şekilde çalışmasına duyulan ihtiyacı vurgulamışlardır.Ayrıca girişimcilerin işe alma <strong>ve</strong> yatırıma yönelik kararlarınınbüyüme üzerinde önemli bir rol oynayacağına dikkat çekilmiş, meslekîeğitim üzerinde de durulmuştur. Özellikle çevre, hayat standartları,zanaatkârlar <strong>ve</strong> geleneksel ürünlerle ilgili hizmetler alanında yerel istihdamgirişimlerinin geliştirilmesinin önemi vurgulanmış, millî düzeyde başlatılangirişimlerin yaygınlaştırılması gereği raporda belirtilmiştir.Konsey Cannes Zir<strong>ve</strong>si sonuçları arasında, KOBĐ’lerin ekonomidekirolüne dikkat çekerek; Komisyon’u bu alanda halen yürütülen politikalar <strong>ve</strong>bunların özellikle <strong>ve</strong>rgi önlemleriyle daha etkin hale getirilmesi hakkında birrapor hazırlamaya da<strong>ve</strong>t etmiştir. Bu raporda; KOBĐ’lerin kurulmasını347 Cannes Zir<strong>ve</strong>si, 26-27 haziran 1995’te Fransa’nın Cannes şehrinde gerçekleştirilmiştir.


teşvik edecek, üzerindeki idarî yükü azaltacak <strong>ve</strong> eğitim-araştırmaprogramlarına katılmalarını kolaylaştıracak vasıfta olması yönündeönlemlere yer <strong>ve</strong>rilmesi istenmiştir. Ayrıca büyümeye açık yeni sektörlerdepotansiyel gelişmenin önemi <strong>ve</strong> bilgi toplumunun geliştirilmesiyle yenipotansiyel istihdam alanları üzerinde de durulmuştur. 348Daha sonra gerçekleştirilen <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> Madrid Zir<strong>ve</strong>si’nde 349 , istihdamyaratılmasının; <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> ile üye devletlerin sosyal, ekonomik <strong>ve</strong> politiktemel hedeflerini oluşturduğu belirtilmiş <strong>ve</strong> işsizliği azaltmak için gerekliolan tüm gayretleri sarfetmek konusunda son derece kararlı olduklarıaçıklanmıştır.Zir<strong>ve</strong>de işsizliğe karşı fırsat eşitliğinin sağlanması yönündeki mücadelenin,<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> ile üye devletlerin öncelikli görevi olduğu belirtilmiş;Essen <strong>ve</strong> Cannes Zir<strong>ve</strong>leri’nde teyid edilen stratejinin, kararlaştırılan önlemleringerçekleştirilmesi için uygun çerçe<strong>ve</strong>yi oluşturduğu ifade edilmiştir.Üye devletlerin, istihdam ile ilgili uzun vadeli programları arasında;- Đşsizler için eğitim programlarının güçlendirilmesi,- Çalışma hayatının düzenlenmesi <strong>ve</strong> çalışma saatleri ile ilgili olarakfirma düzeyindeki stratejilerin yumuşatılması,- Çalışma ile ilgili dolaylı maliyetlerin gelişiminin işsizliğin azaltılmasıhedefleri ile bağıntılı olarak sağlanması,- Mevcut ücret uygulamasının, emek yoğun istihdamı teşvik edecek olan<strong>ve</strong>rimlilik ile ilişkili olarak korunması,- Sosyal koruma sistemlerinin etkinliğinin, istihdamı olumsuz etkilemeyecekşekilde azamî seviyeye çıkarılması,- Đşsizleri korumayı amaçlayan pasif politikaların, iş yaratıcı aktif önlemleredönüştürülmesi,- Đş arayan çevreler arasında bilgi akışını sağlayan mekanizmalarıniyileştirilmesi,- Yerel istihdam girişimlerinin teşvik edilmesi,348 ĐKV, Cannes Zir<strong>ve</strong>si Sonuçları, ĐKV Bülteni, 1-15 Temmuz 1995, s.1-2.349 Madrid Zir<strong>ve</strong>si, 15-16 Aralık 1995 tarihinde Đspanya’nın Madrid şehrinde gerçekleşmiştir.


- Gençler, uzun süreli işsizler <strong>ve</strong> işsiz kadınlar gibi özel konumdaki bazıgruplara ayrıcalık tanınmasına ilişkin önlemlere öncelik <strong>ve</strong>rilmesiöngörülmüştür.Komisyon’un KOBĐ’lerin istihdam, büyüme <strong>ve</strong> rakabet gücü kaynağıolduğu belirtilen raporunda;- Đdarî formalitelerin basitleştirilmesi,- Bilgi, eğitim <strong>ve</strong> araştırmaya daha iyi bir şekilde ulaşılabilmesininsağlanması,- KOBĐ’leri etkileyen iç pazardaki engellerin kaldırılması <strong>ve</strong> uluslararasıboyutlara ulaşmalarının teşvik edilmesi,- Sermaye piyasalarına girişlerin kolaylaştırılması, <strong>Avrupa</strong> YatırımFonları’ndan KOBĐ’lerin lehine bir gelişmenin desteklenmesi <strong>ve</strong> bu şekildemalî imkânların iyileştirilmesi için belirlenen hedeflerin en kısa süredeuygulamaya konulması istenmiştir. 350<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> üyesi ülkelerin Devlet <strong>ve</strong> Hükümet Başkanları düzeyinde1996 haziranında Floransa Zir<strong>ve</strong>si’nde 351 ; işsizliğin kabul edilmez birseviyeye ulaştığı <strong>ve</strong> işsizliğe karşı mücadelenin <strong>Birliği</strong>n birinci problemiolarak devam ettiği üzerinde durulmuştur.Bu Zir<strong>ve</strong>’de daha önce Essen Zir<strong>ve</strong>si <strong>ve</strong> Beyaz Kitap’ta kararlaştırılanstratejiden esinlenerek, Komisyon’un "<strong>Avrupa</strong>’da Đstihdam için Eylem: BirGü<strong>ve</strong>n Anlaşması" Bildirisi <strong>ve</strong> Floransa Zir<strong>ve</strong>si’ne sunulan diğer dökümanlartemel alınarak; "Büyüme <strong>ve</strong> Đstihdam" konusu üzerinde çok yönlübir tartışma gerçekleştirilmiştir.Sonuçta istihdam yaratmaya yönelik strateji <strong>ve</strong> bunun uygulanmayakoyulmasına yeni bir itici güç oluşturulması benimsenmiştir. AB kurumları,hükümetler, bölgesel <strong>ve</strong> yerel düzeydeki yetkililer ile sosyal tarafların,bütünleşmiş bir yaklaşım içinde müşahhas olarak büyüme <strong>ve</strong> istihdamlehine harekete geçmeleri istenmiştir.Zir<strong>ve</strong>de Tek Pazar’ın büyümeyi sağlamak <strong>ve</strong> istihdam yaratmak yönündetemel rol oynadığı bir defa daha vurgulanmış <strong>ve</strong> ayrıca;350 ĐKV, Madrid Zir<strong>ve</strong>si Sonuçları, ĐKV Bülteni, 15-31 Aralık 1995, s.1-3.351 Floransa Zir<strong>ve</strong>si, 21-22 haziran 1996 tarihinde Đtalya’nın Floransa şehrinde gerçekleşmiştir.


- Konsey’in KOBĐ’lerin Đç Pazar’dan bütünüyle faydalanabilmeleri <strong>ve</strong>böylece istihdam yaratmaya daha etkin bir şekilde katkıda bulunabilmelerihedefi çerçe<strong>ve</strong>sinde; gelişim potansiyellerini güçlendirmek amacıyla,KOBĐ’lere yönelik yeni Eylem Planı’nı 1996 yılı sona ermeden benimsemesi,- Komisyon, yenilik yaratma konusundaki tedbirler ile ilgili bir eylemplanı oluşturmaya da<strong>ve</strong>t edilmiş,- Dublin Zir<strong>ve</strong>si’nden önce, istihdamı teşvik edici bir malî ortam yaratmaile işletmeleri <strong>ve</strong> bir çevre politikası geliştirme gereği gözönündebulundurularak; Birlik içerisindeki malî sistemlerin gelişimi ile ilgili birraporun hazırlanması, Konsey’den istenmiştir. 352<strong>Avrupa</strong> Komisyonu, KOBĐ’lere yönelik millî <strong>ve</strong> bölgesel düzeydeki eylemleridaha iyi bir çerçe<strong>ve</strong> içerisine almak, koordine etmek <strong>ve</strong> görünürkılmak amacıyla bir bütünleşmiş program oluşturdu.<strong>Avrupa</strong> Komisyonu’nun Konsey <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> Parlementosu’na yönelikolarak hazırladığı bu programın amacı; KOBĐ’leri desteklemek için yeniaraçlar yaratmak yerine, değişik seviyelerde alınan mevcut önlemler bütününündaha etkin <strong>ve</strong> şeffaf bir şekilde idare edilmesini sağlayacak globalbir çerçe<strong>ve</strong> oluşturmaktır.Floransa Zir<strong>ve</strong>si’nde de Komisyon’dan, en kısa zaman içerisinde"KOBĐ’lerin iç pazardan daha iyi faydalanabilmeleri <strong>ve</strong> istihdam yaratımınadaha etkin bir şekilde katkıda bulunabilmeleri için gelişim potansiyelleriningüçlendirilmesi"ne yönelik bir bütünleşmiş program hazırlanmasıistenmiştir.Yeni program; Madrid Zir<strong>ve</strong>si sırasında benimsenen KOBĐ’lere yönelikBirlik politikasının yeni önceliklerini gözönüne alarak, 1994 tarihlibütünleşmiş programı da güncelleştirmek suretiyle bazı öncelikler belirlemiştir.Bu öncelikler;- Đşletmeler için idarî, finansal <strong>ve</strong> malî ortamın basitleştirilmesi <strong>ve</strong>iyileştirilmesi,- KOBĐ’lere, dış pazarlara yönelik uluslararası ticaret stratejilerini uygulamayakoyabilmeleri için yardım edilmesi,352 ĐKV, Floransa Zir<strong>ve</strong>si Sonuçları, ĐKV Bülteni, 1-15 Temmuz 1996, s.1-2.; AB Komisyonu, Büyüme <strong>ve</strong>Gelişme Hedefleri, <strong>Avrupa</strong> Komisyonu <strong>Türkiye</strong> Temsilciliği, Güncel <strong>Avrupa</strong>, Sayı:6, Ankara, Haziran / Temmuz1996, s.2.


- Đşletmeci ruhun teşvik edilmesi olarak programda yer almıştır.Sözkonusu bütünleşmiş programda;- Üye devletler ile istişareler yapılarak uygulamaya koyulan spesifikeylemler,- Yapısal fonlar, Ar+Ge, <strong>Avrupa</strong> Yatırım Bankası, <strong>Avrupa</strong> YatırımFonları, malî <strong>ve</strong> parasal politikalar, krediler için garanti <strong>ve</strong>rilmesi (ELĐSE)vs. gibi diğer Topluluk politikaları çerçe<strong>ve</strong>sinde oluşturulan eylemler ile- KOBĐ’lere yönelik 1997-2000 yıllarını kapsayan program çerçe<strong>ve</strong>sindeuygulamaya konulacak üç tip eylem içermektedir. 353Amsterdam’da gerçekleştirilen <strong>Avrupa</strong> Zir<strong>ve</strong>si 354 Toplantısı’nda;Maastricht Antlaşması’nın geniş kapsamlı revizyonunun sonuca bağlanmasıile AB üyesi devletlerin çoğunluğu arasında (oy birliği sağlamanınimkansız olabileceği kimi alanlarda) daha yakın işbirliği imkanı sağlanmış<strong>ve</strong> 1995 Aralığı’nda Madrid Zir<strong>ve</strong>si’nde kararlaştırılan süreç çerçe<strong>ve</strong>sindeAB’nin genişlemesinin yolu açılmıştır.Istihdam konusunda başta gençler, uzun süreli işsizler <strong>ve</strong> düşük vasıflıişçiler olmak üzere; işsizliğin azaltılması <strong>ve</strong> istihdamın geliştirilmesine<strong>ve</strong>rilen önem, Amsterdam Zir<strong>ve</strong>si’nde de tekrarlanmıştır. Sosyal Şartı dakapsayan yeni Antlaşma’da, istihdam konusuna ayrılan bölümle; yeni işalanları yaratılması, istihdam edebilirlik <strong>ve</strong> sosyal kaynaşma arasındakihayati ilişki vurgulanmıştır. Ayrıca istihdamın artmasına yardım etmeküzere, daha fazla işbirliği <strong>ve</strong> teşvik önlemleri de öngörülmüştür.Bütün bunların yanı sıra, Amsterdam Zir<strong>ve</strong>si’nde istihdam yaratılmasınayönelik yapıcı <strong>ve</strong> tutarlı bir yaklaşım ihtiyacı hedeflenmiş, hepsindenönemlisi 1997 yılı içinde özel bir "Đstihdam Zir<strong>ve</strong>si" yapılması kararlaştırılmıştır.355Istihdam konusunda Amsterdam Zir<strong>ve</strong>si’nde yapılması düşünülen"Đstihdam Zir<strong>ve</strong>si"nin, 20-21 kasım 1997’de Lüksemburg’da toplanmasıkararlaştırılmıştır. Kararlaştırılan bu Zir<strong>ve</strong> Toplantısı yaklaşırken <strong>Avrupa</strong>353 ĐKV, <strong>Avrupa</strong> Birilği’nde KOBĐ’lere Yönelik Gelişmeler, ĐKV Bülteni, 15-31 Temmuz 1996, s.3-4.354 Amsterdam Zir<strong>ve</strong>si, 16-17 haziran 1997 tarihinde Hollanda’da gerçekleşmiştir. Alınan kararlar üyedevletlerin Dışişleri Bakanları tarafından 2 ekim 1997 tarihinde uygulamaya konulmuştur. Bu konuda bkz: ABKomisyonu, Daha Fazla Bütünleşmeye Doğru Amsterdam <strong>Avrupa</strong> Zir<strong>ve</strong>si, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu <strong>Türkiye</strong> TemsilciliğiGüncel <strong>Avrupa</strong>, Sayı:5-6, Ankara, Haziran / Ağustos 1997, s.1.355 AB Komisyonu, Daha Fazla Bütünleşmeye Doğru..., A.g.h., s.1.


Komisyonu, Zir<strong>ve</strong>de tartışılmak üzere Devlet Başkanları’na sağlam analiz <strong>ve</strong>politika rehberliği sağlama amacıyla; "Üye Devletlerin Đstihdam PolitikalarıĐçin Klavuz Đlkeler 1998", "<strong>Orta</strong>k Đstihdam Raporu 1997" <strong>ve</strong> "<strong>Avrupa</strong>’daĐstihdam Raporu 1997" olmak üzere üç belgeden oluşan bir paketi kabuletmiştir.Bu pakette yeralan "Üye Devletlerin Đstihdam Politikaları Đçin KlavuzĐlkeler 1998" adlı belgede; <strong>Avrupa</strong>’daki istihdam durumu hakkında ciddiilerleme kaydedilmesi amacıyla, Komisyon tarafından üye devletlerce izlenmesigerekli görülen kilit politika tedbirleri ile hedefleri (bazı hallerdenicel hedefler) teklif edilmiştir."<strong>Orta</strong>k Đstihdam Raporu 1997" adlı belgede ise; ulusal istihdam politikalarıhakkında malzeme ile esas olarak makro düzeyde üye devletlercebaşlatılan başarılı istihdam tedbirlerinden örnekler sunulmuş <strong>ve</strong> bu bilgilerinAB çapında paylaşılması hedeflenmiştir.Pakette yeralan üçüncü belge olan "<strong>Avrupa</strong>’da Đstihdam Raporu 1997"dede işgücü piyasası hakkında analiz <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>riler sunulmuştur. Bu raporda yüzyılın bitimine doğru AB’nin önünde duran istihdamla ilgili politikaproblemleri ile ekonomik <strong>ve</strong> parasal birlik yönündeki hamlenin yarattığıproblemler olmak üzere; iki grup konu ele alınmıştır. 356Amsterdam Zir<strong>ve</strong>si ile kararlaştırılan AB olağanüstü "Đstihdam Zir<strong>ve</strong>si" 357 ;Konsey, Komisyon, istihdam <strong>ve</strong> sosyal işlerden sorumlu Komiserler ilebirlikte AB Devlet <strong>ve</strong> Hükümet Başkanları’nın katılımıyla Lüksemburg’dagerçekleştirilmiştir.Zir<strong>ve</strong>de, Amsterdam Antlaşması’nın istihdamla ilgili yeni başlığı altındakihükümlerin derhal uygulamaya konulmasına karar <strong>ve</strong>rilmiştir. Böyleceüye devletlerin istihdam politikalarının koordinasyonuyla ilgili hükümlerin,1998’den başlamak üzere yerine getirilmesi bu kararla mümkün halegetirilmiştir. 358356 AB Komisyonu, Đstihdam Zir<strong>ve</strong>si, <strong>Avrupa</strong> Komisyonu <strong>Türkiye</strong> Temsilciliği, Güncel <strong>Avrupa</strong>, Sayı:7-8,Ankara, Eylül / Ekim 1997, s.9.357 Lüksemburg Đstihdam Zir<strong>ve</strong>si, kararlaştırıldığı üzere 20-21 kasım 1997 tarihinde Lüksemburg’dagerçekleşmiştir.358 ĐKV, Olağanüstü Đstihdam Zir<strong>ve</strong>si Lüksemburg’da Gerçekleştirildi, ĐKV Bülteni, 16-30 Kasım 1997, s.2.


Sağlanan koordinasyonla ekonomik yakınlaşma kapsamında, ekonomipolitikalarının elde edilen deneyim doğrultusunda belirlenen istihdamlailgili 1998’in yönlendirici ilkelerini;- Đstihdam edilebilirliğin iyileştirilmesi,- Girişim ruhunun geliştirilmesi,- Çalışanların işe uyum sağlamalarının teşvik edilmesi ile- Eşit imkânlar için politikaların güçlendirilmesi şeklinde belirlemişlerdir.359Toplantıda esas olarak gençler arasındaki işsizlik üzerinde duruldu. Üyeülkeler, 25 yaşın altındaki tüm işsizlere; altı ay içinde bir iş, eğitim, yükseköğrenim <strong>ve</strong>ye çalışma tecrübesi garanti edilmesine karar <strong>ve</strong>rdiler. Aynıformül, oniki ay <strong>ve</strong>ya daha uzun bir zamandan beri işsiz olan, daha yaşlıinsanlar için de benimsendi.Ayrıca üye ülkeler yeniden eğitime tabi tutulan işsizlerin oranını;şimdiki ortalama olan onda birden en az beşte bire çıkarmayı kabul ederek,KOBĐ’ler için istihdamın <strong>ve</strong>rgi yükünü azaltma gereğini de onayladılar. 360Toplantıda istihdam konusuna yönelik, farklı politik yaklaşımların; nihaisonuçlar bildirgesine yansıtılmasından, büyük ölçüde kaçınıldı. Pekçok<strong>Avrupa</strong> ülkesinde esneklik sözcüğü işçi haklarının azaltılması için bir kılıfolarak görüldüğünden; üretkenlek <strong>ve</strong> rekabet gücünün artırılmasındaişletmelere yardım edecek çalışma şekilleri için nihai sonuçlar bildirgesindeçağrıda bulunulmuştur. Ayrıca iş gü<strong>ve</strong>ncesinin önemi vurgulanmış,kadınlar için daha fazla eşitlik <strong>ve</strong> uygun olan durumlarda çalışmahayatından geçici olarak çıkma imk(nı, daha fazla mesai, daha kısa birçalışma haftası <strong>ve</strong> hayat boyu eğitim kavramı talep edilmiştir. 361Üye devletler özürlülerin çalışma hayatına katılmada karşılaşabilecekleriproblemlere özel önem <strong>ve</strong>rmeleri de Zir<strong>ve</strong> kararları arasındayeralmıştır. 362359 ĐKV, Olağanüstü Đstihdam Zir<strong>ve</strong>si Lüksemburg’da Gerçekleştirildi, A.g.h., s.2.360 AB Komisyonu, Kronik Bir Bunalımı Çözmeye Yönelik AB Gayretleri, ĐSTĐHDAM ZĐRVESĐ, <strong>Avrupa</strong>Topluluğu <strong>Türkiye</strong> Temsilciliği, Güncel <strong>Avrupa</strong>, Sayı:9-10, Ankara, Kasım / Aralık 1997, s.3.361 AB Komisyonu, Kronik Bir Bunalımı Çözmeye Yönelik AB Gayretleri..., A.g.h., s.3.362 ĐKV, Olağanüstü Đstihdam Zir<strong>ve</strong>si Lüksemburg’da Gerçekleştirildi, A.g.h., s.2.


<strong>Avrupa</strong> Birilği’nde sosyal politika içinde yer alan istihdam politikalarınıözetleyecek olursak;– Kadın <strong>ve</strong> gençlerin korunması,– Đşsizlikle mücadele konusunda ortak bir stratejinin geliştirilmesi,– Yeni teşebbüslerin kurulması,– Yerel istihdam imkânlarının geliştirilerek, üye ülkeler arasında bölgeselfarklılıkların giderilmesi,– KOBĐ’lerin desteklenmesi,– Çalışma şartlarının iyileştirilmesi,– Sakat <strong>ve</strong> yoksulların korunması,– Đstikrarlı bir ekonomik büyüme ile birlikte tam istihdamın sağlanmasıhedeflenmiştir.2- Đstihdam Politikalarının ĐlkeleriĐstikrarlı bir ekonomik büyüme yanında işsizlikle mücadele <strong>ve</strong> tamistihdam sağlamayı amaçlayan <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>; korucu antlaşmalarda yeralan hükümler gereği, çeşitli eylem programı tavsiye kararlarıyla uygulamayakoyduğu önlemlerle, istihdam politikalarının ilkelerini belirlemeyeçalışmışlardır.Konseyin, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> bünyesinde <strong>ve</strong> ulusal düzeyde uygulamayasoktuğu istihdam politikalarına ilişkin hedeflere ulaşmak <strong>ve</strong> hangi alanlardafaaliyet gösterilmesi gerektiği; ilke kararlarında yer almıştır. Bunları;– Đş piyasasının tanınmasını temin etme,– Meslekî rehberlik sisteminde kadın <strong>ve</strong> erkeklerin istihdamda fırsateşitliğinin teşvik edilmesi, ekonomik <strong>ve</strong> teknolojik gelişmeler ile meslekînitelikteki gelişmelere ilişkin bilgilerin dikkate alınması,– Đşe yerleştirme konusunda, kamu istihdam kuruluşlarının aktif bireraracı olarak çalışmalarını sürdürebilmeleri için el<strong>ve</strong>rişli bir kurumsalyapının oluşturulması,– Đşe yerleştirme konusunda, kamu istihdam kuruluşlarının aktif bireraracı olarak çalışmalarını sürdürebilmeleri için el<strong>ve</strong>rişli bir kurumsalyapının oluşturulması,


– Uygun iş bulunmasında kullanılan metodların geliştirilmesi <strong>ve</strong> üstünnitelikli hizmetlerin sağlanmasına yönelik faaliyetlerin gerçekleştirilmesi,– Đşçi iş<strong>ve</strong>ren temsilcileriyle işbirliği halinde istihdamdaki nicelik <strong>ve</strong>nitelik değişiklikleri takip edilerek değerlendirilmesi,– Meslekî eğitim <strong>ve</strong> yeniden eğitim programlarının uygulanmasını ihtivaeden, bölgesel <strong>ve</strong> mümkünse mahallî seviyede geleceğe yönelik birpolitikanın uygulanması,– Đş piyasasında özel problemlerle karşılaşması <strong>ve</strong> dezavantajlı gruplarolan gençlere, kadınlara, yaşlılara, göçmenlere <strong>ve</strong> sakatlara yönelik tedbirlerinalınması,– Bölgesel düzeyde alınacak tedbirlerle, iş piyasası politikası dezavantajlıbölgelerin kalkınma ihtiyacı ile uyumlu hale getirilmesi,– Sektörel düzeyde alınacak tedbirlerle yapısal değişikliklerin etkileriazaltılarak, çalışanların yeni işler için yeniden eğitilmelerinin teşvik edilmesi363 şeklinde sıralamak mümkündür.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nin istihdam politikaları, sosyal faaliyet programları içindede önemli bir yer tutmaktadır. Đstihdam politikalarında alınması gereklitedbirler sosyal faaliyet programlarında da aynen yer almaktadır. Bugünuygulanmakta olan <strong>ve</strong> üye devletlerin insiyatifine bırakılan istihdampolitikalarıyla, sosyal faaliyet programlarına baktığımızda; tam <strong>ve</strong> daha iyiistihdamı sağlama, yaşama <strong>ve</strong> çalışma şartlarını geliştirme ile işcilerin Birlikiçinde serbest dolaşımını gerçekleştirme amacına matuf ilkelere yer<strong>ve</strong>rildiğini görürüz.Komisyon, sosyal politikaya paralel olarak, "daha fazla istihdam içinişbirliği halinde büyüme stratejisi" adı altında bir politika teklif etmiştir."Đstihdamın Geliştirilmesi Đçin Faaliyet Programı" ile Konsey tarafındankabul edilen ilke kararında; çabaların, yeni işletmelerin geliştirilmesi suretiyleartırılması, iş piyasalarının daha fazla etkinleştirilmesi <strong>ve</strong> uzun süreliişsizlere yapılan yardımların artırılması gibi alanlarda yoğunlaştırılmasıüzerinde durulmuştur. 364Konseyin işsizlikle mücadele konusunda benimsediği ilke kararlarında,özellikle gençler arasında yüksek seviyede yaşanan <strong>ve</strong> uzun süreli işsizliğin363 ĐĐBK, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>ve</strong> AT’de Đnsan Gücü Politikaları, A.g.e., s:4-5.364 ĐĐBK, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>ve</strong> AT’da Đnsan Gücü Politikaları, A.g.e., s:9.


devam ettiği yer almaktadır. Ekonomik büyüme <strong>ve</strong> istihdam artışını teşvikedecek <strong>ve</strong> işletmelerin rekabet gücünü artıracak şekilde; kamu <strong>ve</strong> özelsektör yatırımlarının artırılması gerektiği, ilkeler arasında öngörülmüştür.Đşsizlikle mücadeleye ilişkin etkin bir <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> politikasının, uzunsüreli işsizlik problemine ciddi bir çözüm getirmesi gerektiği belirtilmiştir.Çözüm için üye devletlerden;– Uzun süreli işsizliğin özelliklerini belirlemek amacıyla ilgili <strong>ve</strong>rilerintoplanmasını sağlayacak,– Đstihdam kuruluşlarını uzun süreli işsiz hale gelmesi mümkün olanlarıçok çabuk farkedecek yapı, organizasyon <strong>ve</strong> techizata sahip kılacak,– Çalışma sürelerini yeniden ayarlanması üzerindeki engelleri ortadankaldıracak,– Kendi işini kurmak isteyen işsizlere, gelir garantisi sağlamak suretiyleyardımcı olacak <strong>ve</strong>ya teşvik edecek,– Đşsizlik tehdidine maruz bulunanlara <strong>ve</strong>ya işten çıkarma hallerinde,danışmanlık <strong>ve</strong>ya eğitim hizmeti sağlamak suretiyle; başka işler için becerikazandıracak tedbirleri almaları, istenilmektedir.Konsey, işsizlikle mücadele, mahallî istihdam <strong>ve</strong> kalkınma politikalarınınilkelerini belirlerken; bölgesel ekonomileri canlandırmak <strong>ve</strong> sosyaluyumu sağlamak bakımından, mahallî teşebbüslerin potansiyel katkılarınıdikkate almaları konusunda çağrıda bulunmayı da öngörmektedir.Bütün bunların yanı sıra Konsey, üye ülke gençlerinin meslekî eğitimineöncelik tanımış, ayrıca kadınların işsizliğine yol açan etkenleri ortadankaldırmak için belirlediği ilkelerle; kadınların kişisel haklarını geliştirecek<strong>ve</strong> onlara uygulamada fırsat eşitliğini sağlayacak tedbirlere de yer<strong>ve</strong>rmiştir. 365Bu tedbirlerle; kadın <strong>ve</strong> erkek arasında işe alımlarda, ücretlerde, çalışmaşartlarında, sosyal gü<strong>ve</strong>nlikte, eğitim <strong>ve</strong> meslekî eğitim ile meslekîyükselmelerde muamele farkı gözetilmemesi de gü<strong>ve</strong>nce altına alınmıştır. 366Konseyin, sakatlara ilişkin uyguladığı istihdam politikasında; olumsuzayırımcılığı önleme ile sakatlar için olumlu faaliyetlerin sağlanmasınayönelik ilkelere de ayrıca yer <strong>ve</strong>rilmiştir. Bu ilkeler; olumlu faaliyetler iş365 ĐĐBK, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>ve</strong> AT’da Đnsangücü Politikaları, A.g.e., s:10-11.366 Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK O⁄UZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Sosyal Politika, A.g.e., s.36.


yatırımı, koruyucu istihdam, meslekî rehabilitasyon, meslekî eğitime geçiş,rehberlik, değerlendirme <strong>ve</strong> işe yerleştirme şeklinde uygulamada karşımızaçıkar.1970’li yıllarda yaşanan iki petrol şoku sonucu yapılan değerlendirmelerde,küçük <strong>ve</strong> orta boy işletmelerin kriz şartlarına büyük işletmelereoranla, daha iyi uyum sağladıkları belirlenmiştir. 1970’li yıllara kadar geriplanda olan KOBĐ’ler, bir anda ön plana çıkmışlardır. Bir taraftan yeniistihdam imkânlarının, yeni iş yerleri açılmasına bağlı olduğu; diğertaraftan sanayi dokusu için KOBĐ gerçeği ortaya çıkmıştır. 367Đstihdam meydana getirmede büyük bir potansiyele sahip olan küçük <strong>ve</strong>orta boy işletmelerle, kooperatiflere; eğitim, patent, meslekî bilgi <strong>ve</strong> krediimkânları sağlamak suretiyle onların rekabet güçlerini artırma hususu,öngörülen ilkeler arasında yer almaktadır. 368Yine istihdamın artırılmasında önemli rol oynayan KOBĐ’ler ile bualanda girişimciliğin geliştirilmesi konusunda öngörülen bazı tedbirlerarasında; sınırlayıcı kanunî düzenlemelerin kaldırılarak istihdam artışınınteşvik edileceği görüşü, <strong>Avrupa</strong>lı iş<strong>ve</strong>renlerce de benimsenmiştir. Đş<strong>ve</strong>renlerayrıca;– Đşsizlerin kendi işlerini kurmalarını sağlamak üzere daha fazla eğitim,danışmanlık hizmeti <strong>ve</strong> teşviklerin sağlanması,– Kuruluş safhasındaki KOBĐ’lere <strong>ve</strong>rgi indirimi, danışmanlık gibi konulardadestek <strong>ve</strong>rilmesi,– AB <strong>ve</strong> üye ülkeler, uygulamayla ilgili düzenlemelerden kaynaklanangereksiz bürokratik engellerin kaldırılması <strong>ve</strong> girişimciliği teşvik edici aktifpolitikaların izlenmesi ilkelerinin uygulanmasından yanadırlar. 369<strong>Avrupa</strong> Komisyonu’nca Zir<strong>ve</strong>de tartışılmak üzere önceden hazırlanan"Üye Devletlerin Đstihdam Politikaları Đçin Klavuz Đlkeler 1998" isimli paket,20-21 kasım 1997 tarşhinde gerçekleştirilen Lüksemburg Zir<strong>ve</strong>si’nde elealınmış <strong>ve</strong> 1998 için tespit edilen yönlendirici ilkeler;- Đstihdam edilebilirliğin iyileştirilmesi,367 Arif ESĐN, XXI.y.y. Ekonomilerine Doğru Bir Kalkınma Aracı <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Boy Đşletmeler (KOBĐ)-AT Örneği,ĐKV yayın No:97, Đst., 1991, s:1 <strong>ve</strong> 19.368 ĐĐBK, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>ve</strong> AT’da Đnsan Gücü Politikaları, A.g.e., s.10.369 TĐSK, OECD <strong>Ülkelerinde</strong> Đşsizliğin Önlenmesi, A.g.e., s:21.


- Girişim ruhunun geliştirilmesi,- Çalışanların işe uyum sağlamalarının teşvik edilmesi ile- Eşit imk(nlar için politikaların güçlendirilmesi olmak üzere dört anabaşlık altında toplanarak, ele alınmıştır.- Istihdam edilebilirliğin iyileştirilmesi ilkeleri arasında; gençlerin işsizliğiile savaşılması <strong>ve</strong> uzun süreli işsizliğin önlenmesi, pasif önlemlerdenetkin önlemlere geçilmesi, ortaklık yaklaşımının teşviki <strong>ve</strong> okuldan işegeçişin kolaylaştırılması hususlarına yer <strong>ve</strong>rilmiştir.Gençlerin işsizliği ile savaşılması <strong>ve</strong> uzun süreli işsizliğin önlenmesi içinüye devletler; gençlerin işsizlik probleminde görülen artışı <strong>ve</strong> uzun süreliişsizliği önlemek amacıyla yeni bir strateji geliştireceklerdir. Stratejininuygulanması, işsizliğin yoğun olduğu ülkelerde daha uzun bir süreyeihtiyaç olduğundan; bu süreyi her üye devlet, kendi şartlarına görebelirleyecektir.Bu amaçla üye devletler, her gence işsizliğin ilk altı ayı dolmadan;eğitim, yeniden uyumlandırma, meslek( deneyim, istihdam ya da mesleğegirmesini kolaylaştıracak yeni bir başlangıç imk(nı sunacaktır. Aynı şekildeyetişkin işsizler için de işsizlikleri oniki aya varmadan önce, yine aynıyöntemlerle <strong>ve</strong>ya bireysel bir meslek( rehberlik ile yeni bir çıkış yoluönerilecektir. 370Pasif önlemlerden etkin önlemlere geçilmesinin temini için, zorunlugördüğü yerde; tazminat ödeme <strong>ve</strong> eğitim sistemleri ile mesleğe girme kapasitesinietkin bir şekilde geliştirmek <strong>ve</strong> işsizleri (bir iş yada eğitim aramaya,hatta o iş <strong>ve</strong> eğitimi kabul etmeye) teşvik amacıyla yeniden gözdengeçirilerek uyumlandırılmaları gerekmektedir. Bunun için her üye devlet;alınacak etkin önlemlerden faydalanan kişi sayısını hissedilir derecedeartırmaya çalışacak <strong>ve</strong> işsizlerin en az %20’sinin meslek( eğitimden faydalanmasısağlanacaktır. 371<strong>Orta</strong>klık yaklaşımının teşviki için, mesleğe girme konusunda istenilensonuçlara ulaşmak bakımından; üye devletler bazında girişilen eylem, yeterliolmayacaktır. Bu durumda sosyal ortaklar çeşitli sorumluluk <strong>ve</strong> eylem370 ĐKV, Olağanüstü Đstihdam Zir<strong>ve</strong>si Lüksemburg’da Gerçekleştirildi, A.g.h., s.2.; AB Komisyonu, 1998 ĐçinAna Hatlar, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu <strong>Türkiye</strong> Temsilciliği, Güncel <strong>Avrupa</strong>, Sayı:9-10, Ankara, Kasım / Aralık 1997, s.4.371 AB Komisyonu, 1998 Đçin Ana Hatlar, A.g.h., s.4.; ĐKV, Olağanüstü Đstihdam Zir<strong>ve</strong>si Lüksemburg’daGerçekleştirildi, A.g.h., s.2.


düzeylerinde; eğitim, meslek( deneyim, staj imk(nlarını ya da mesleğeyerleştirme kapasitesini kolaylaştıracak diğer önlemleri artırmayı amaçlayananlaşmalar yapmaya da<strong>ve</strong>t edileceklerdir. Bunun yanında üye devletler<strong>ve</strong> sosyal ortaklar, ömürboyu eğitim imkanlarını geliştirmeye çalışacaklardır.Okuldan işe geçişin kolaylaştırılmasını sağlamak amacıyla, iş piyasasınagirmek için gerekli yetenekleri kazanmadan okuldan ayrılanların istihdamimkânları sınırlıdır. Okulu erken bırakan genç sayısının azaltılması için üyedevletler; okul sistemlerinin kalitesini iyileştireceklerdir. Üye devletlergerektiğinde, çıraklık sistemleri kurarak <strong>ve</strong>ya bunları geliştirerek; gençlerinteknolojik <strong>ve</strong> iktisad( değişikliklere uyum yeteneği ile iş piyasasınınihtiyaçlarına uyan vasıflarla donatılmasına özen göstereceklerdir. 372- Girişim ruhunun geliştirilmesi ilkesinde üye devletler; açık, istikrarlı <strong>ve</strong>gü<strong>ve</strong>nilir bir yönetmelik yoluyla risk sermayesi piyasalarının gelişmesinisağlayacaklardır. <strong>Avrupa</strong> Yatırım Bankası’nın sunduğu yeni imk(nlar ileyeni işletmelerin kurulması daha da kolaylaşacaktır. Üye devletlerin,KOBĐ’ler üzerindeki idare <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>rgi yüklerini hafifleterek, basitleştirmelerigerekmektedir.Işsizlikle mücadelede <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> başarılı olmak istiyorsa, potansiyelbütün iş kaynaklarını, yeni teknolojileri <strong>ve</strong> yenilikleri fiilen kullanmakzorundadır. Bu amaçla sosyal ekonomi <strong>ve</strong> piyasa tarafından henüz doyurulamamışolan etkinliklerde; yerel seviyede iş yaratmasının sunduğuimk(nları tam olarak kullanma çarelerini üye devletler araştıracaklardır. 373- Çalışanların işe uyum sağlamalarının teşvik edilmesi ilkesinde; işletmeler<strong>ve</strong> sektörler düzeyinde, işletmeleri üretici <strong>ve</strong> rekabetçi hale getirmek,esneklik ile gü<strong>ve</strong>nlik arasında dengeye ulaşmak öngörülmüştür.Bunun gerçekleştirilmesi için; esnek çalışma formülleri de dahil, çalışmasaatlerinin yıl bazında tanımlanması, iş saatlerinin azaltılması, fazla mesaininazaltılması, yarım gün çalışmanın geliştirilmesi, ömür boyu eğitim <strong>ve</strong>çalışma hayatındaki kesintiler bakımından çalışma düzenlemesinin <strong>ve</strong>çalışma şekillerinin modernleştirilmesini artırmak amacıyla, üye devletlerarasında uyumun sağlanmasına çalışılmıştır. Ayrıca işletmelerde uyum372 ĐKV, Olağanüstü Đstihdam Zir<strong>ve</strong>si Lüksemburg’da Gerçekleştirildi, A.g.h., s.2.; AB Komisyonu, 1998 ĐçinAna Hatlar, A.g.h.,s.4.373 AB Komisyonu, 1998 Đçin Ana Hatlar, A.g.h., s.4-5.; ĐKV, Olağanüstü Đstihdam Zir<strong>ve</strong>si Lüksemburg’daGerçekleştirildi, A.g.h., s.2.


sağlanmasının desteklenmesi amacıyla, <strong>ve</strong>rgi engelleri yeniden incelenecek;gerekirse işletme içinde eğitimi geliştirmek için, <strong>ve</strong>rgi ye de diğer teşvikleröngörülecektir. 374- Eşit imk(nlar için politikaların güçlendirilmesi ilkesinde üye devletler;aktif olarak daha fazla kadın istihdam edilmesini destekleyerek, kadın <strong>ve</strong>erkek arasındaki işsizlik oranlarındaki açığı azaltmaya çalışacaklardır. Iş <strong>ve</strong>aile hayatının uzlaştırılmasına yönelik olarak çeşitli yönerge <strong>ve</strong> sosyalanlaşmalar ortaya koymanın hızlandırılması gerektiği Zir<strong>ve</strong>’de belirtilmiştir.Ayrıca üye devletler; belli bir ayrılıktan sonra maaşlı iş hayatına yenidendönmeyi düşünen kadın <strong>ve</strong> erkeklerin durumuna, özel dikkat göstereceklerdir.Bu amaçla yeniden iş hayatına dönüşü frenleyen engellerikademe kademe ortadan kaldırmanın çarelerini inceleyeceklerdir.Özürlülerin çalışma hayatına katılmada karşılaşabilecekleri problemlereözel önem <strong>ve</strong>rilmesi hususu da Zir<strong>ve</strong> Kararları arasında yer almıştır. 3753- Đstihdam Politikasının AraçlarıBugün <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nin sosyal politikası içinde yer alan istihdampolitikasının hedef <strong>ve</strong> ilkelerini ele alıp incelerken; kadın <strong>ve</strong> gençlerin korunmasını,çalışma şartlarının iyileştirmesini, üye sayısıyla birlikte artanyerel <strong>ve</strong> bölgesel ayırımların ortadan kaldırılmasını, meslekî <strong>ve</strong> yenideneğitim programlarının uygulanmasını, KOBĐ’lerin desteklenmesini, istikrarlıbir ekonomik büyüme ile birlikte tam istihdam yaratmaya yer <strong>ve</strong>rilmiştir.Bu hedef <strong>ve</strong> ilkelerin yürürlüğe konulabilmesi için, <strong>Avrupa</strong> Sosyal Fonu <strong>ve</strong><strong>Avrupa</strong> Bölgesel Kalkınma Fonu olmak üzere iki fon oluşturulmuştur.Bu fonlardan başka ayrıca <strong>Avrupa</strong> Yatırım Bankası tarafından da azgelişmiş bölgelere yatırım yapılması için malî destek de <strong>ve</strong>rilmektedir.Böylece <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde sosyal politikanın uygulanması için; <strong>Avrupa</strong>Sosyal Fonu, <strong>Avrupa</strong> Bölgesel Kalkınma Fonu <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> Yatırım Bankasıolmak üzere malî kaynaklardan destek sağlanmaktadır.<strong>Avrupa</strong> Sosyal Fonu (ASF), <strong>Avrupa</strong> Biriliği’nin kuruluşuyla birlikteoluşturulan bir uygulama olup, istihdam politikası konusunda, Birlik or-374 AB Komisyonu, 1998 Đçin Ana Hatlar, A.g.h., s.5.375 AB Komisyonu, 1998 Đçin Ana Hatlar, A.g.h., s.5.; ĐKV, Olağanüstü Đstihdam Zir<strong>ve</strong>si Lüksemburg’daGerçekleştirildi, A.g.h., s.2.


95.378Meryem KORAY, Sosyal Refah Toplumu Olarak, A.g.m., s:112.ganlarının sahip oldukları en büyük araçtır. 376 Roma Antlaşması’nın 123 ilâ128’inci Maddeleri <strong>Avrupa</strong> Sosyal Fonu ile ilgilidir. 377 ASF’nun temel amacı;üye ülkelerde istihdam imkânını artırıp, hayat standartlarını yükseltmektir.Hayat standartlarının yükseltilmesi, büyük ölçüde iş bulma imkânlarınabağlı olduğu bilindiğinden; desteklenen projelerle iş yaratılması <strong>ve</strong>ya işbulma imkânını artıracak meslekî eğitimin <strong>ve</strong>rilmesi gereği üzerindedurulmuştur. Bu amaçla <strong>Avrupa</strong> Sosyal Fonu bütçesinin büyük birbölümü, 25 yaşın altındaki gençlerin eğitim <strong>ve</strong> istihdamına ait projelerindesteklenmesine ayrılmıştır. 378Ayrıca Antlaşma’nın 123’üncü Maddesi’nde ASF’nin görevi, "Toplulukiçinde işçilerin meslekî <strong>ve</strong> coğrafî hareketliliğini <strong>ve</strong> istihdam kolaylıklarınıartırmak" şeklinde yer almıştır. Burada yer alan "meslekî hareketlilik"kavramıyla meslek değiştirme <strong>ve</strong> yeni istihdam şartlarına hazırlanmayıkabul eden işçilere yardımı; "coğrafî hareketlilik" ile de oturdukları bölgedenayrılarak, yeni iş imkânlarının bulunduğu yere yerleşmeyi kabul edenişgücünün yer değiştirmesine yardımda bulunulma amacı güdülmektedir. 379Konsey tarafından haziran 1988’de onaylanan yönetmelik gereği, <strong>Avrupa</strong>Sosyal Fonu’nda da reformlar yapılmıştır. Buna göre;– Gençlerin iş hayatına hazırlanmalarının <strong>ve</strong> uzun süreli işsizliklemücadelenin sağlanması,– Đstihdamda istikrarı iyileştirecek şekilde el emeğinin meslekî kalifikasyonlarınsağlanması,– Đstihdam imkânlarının artırılması öngörülmüştür.Bunun yanında Konsey, <strong>Avrupa</strong> Sosyal Fonu kapsamına giren alanları;– 25 yaşın altındaki gençlere yönelik faaliyetler,– Geri kalmış bölgeler,– Belirli yeni faaliyetler,– Diğer bölgeler <strong>ve</strong>– 25 yaşın üzerindeki kişilere yönelik faaliyetler şeklinde belirlenmiştir. 380376 Zeki ERDUT, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’na Tam Üyelik, A.g.e., s:14.377 Daha geniş bilgi için bkz: Halûk GÜNU⁄UR, <strong>Avrupa</strong> Ekonomik Topluluğu’nu Kuran Antlaşma, A.g.e., s:94-379 Zeki ERDUT, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’na Tam Üyelik, A.g.e., s:14.380 Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK O⁄UZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Sosyal Politika, A.g.e., s:118-119.


Sosyal Fon’un desteklediği yardım türleri, genellikle istihdam yaratmayayöneliktir. Bunlar;– Meslekî eğitim <strong>ve</strong> rehberlik,– Yeni işçi alımını destekleme <strong>ve</strong> ücretlere yardım,– Coğrafî mobiliteye bağlı olarak yerleşmeyi <strong>ve</strong> meslekî uyumu destekleme,– Yeni iş yaratılmasıyla ilgili hizmetler <strong>ve</strong> teknik danışmanlık projelerinedestek <strong>ve</strong>ren yardımlardır.<strong>Avrupa</strong> Sosyal Fonu, ayrıca yardımdan faydalanacak öncelikli kişileri debelirlemiştir. Bu kişiler 25 yaşın altındaki gençler olup; bunlar için ayrılanyardımların en az % 75’i tutarında olması temel ilke olarak kabul edilmiştir.25 yaşın üstündekiler için, aşağıdaki durumlara uygun projeler destekgörmektedir. Bu kişiler için de Fon yardımlarının % 22’si ayrılmışbulunmaktadır.25 yaşın üstündekilere uygun projelerden; işsizler, işsizlik tehlikesialtında bulunanlar <strong>ve</strong> işgücü fazlası olanlar, yeniden çalışmaya dönmekisteyen kadınlar, özürlü kişiler, göçmen işçiler, küçük <strong>ve</strong> orta boy işletmelerdeçalışmakta olup, teknoloji <strong>ve</strong>ya yönetim değişikliği sebebiyle yenideneğitilmeleri gerekenler desteklenmektedir. 381Bunların dışında; formasyon <strong>ve</strong>ren, yönlendirme uzmanı <strong>ve</strong> kalkınmauzmanı olarak adlandırılan kişiler de kapsama dahildir. 382Yeni KOBĐ’lerin kurulması <strong>ve</strong> mevcut KOBĐ’lerin geliştirilmesi, istihdamınartırılmasına ilişkin arayışlarda temel önem taşımaktadır. Bu sebepleKomisyon, farklı türde işletmelerin istihdama katkısı <strong>ve</strong> daha fazlaKOBĐ kurulması için girişimcilik faaliyetinin teşviki gibi konulara önem<strong>ve</strong>rmektedir.Temmuz 1993 tarihinde <strong>Avrupa</strong> Sosyal Fonu Yönetmeliği’nde yapılangeniş kapsamlı değişiklik, 383 ASF’yi çok daha esnek bir araç haline getirmiştir.384381 Meryem KORAY, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu <strong>Ülkelerinde</strong>...- II, A.g.m., s:14-15.382 Safa ATALAY, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de..., A.g.e., s:42.383 Daha geniş bilgi için bkz: 20.07.1993 tarih <strong>ve</strong> (EEC) 2084 / 93 Sayılı Konsey Yönetmeliği, OJ NoL 193,20.07.1993.


Kısacası <strong>Avrupa</strong> Sosyal Fonu; finansman yardımıyla, mevcut istihdamalanlarının korunması <strong>ve</strong> yeni istihdam alanlarının meydana getirilmesineyardımcı olmaktadır. Aslında ASF’nin müdahalede bulunabileceği iki alanvardır. Bunlardan birincisi; AB politikaları uygulamalarında istihdamdurumu şayet olumsuz yönde etkilenir <strong>ve</strong>ya etkilenme ihtimali varsa, emekarz <strong>ve</strong> talebini dengelemek için Konsey kararı ile yardım sağlayabilmektedir.Diğeri ise, Konsey kararı olmadan istihdam konusunda karşılaşılanzorlukların ortadan kaldırılması için yardım yapabilmektedir. 385<strong>Avrupa</strong> Bölgesel Kalkınma Fonu (European Regional De<strong>ve</strong>lopment Fund-ERDF), 1975’de <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> içinde bölgeler arası dengesizlikleri <strong>ve</strong>farklılıkları telâfi etmek, az gelişmiş bölgelerin gelişmesini hızlandırmak <strong>ve</strong>geriliyen sanayi bölgelerine yardım sağlamak amacıyla kurulmuştur.Bölgesel politikaya en önemli malî katkıyı sağlayan bir fondur. 386Fon, geri kalmış yörelerin bölgesel kaynaklarını seferber ederek alt yapı,sanayi, zanaat <strong>ve</strong> hizmet sektörlerinde gelişmeyi amaçlamaktadır. Aslındabu sektörlere yardım sağlanabilmesi için, hazırlanan projelerin istihdamyaratıcı ya da işlerin devamını sağlayıcı özellikte olması aranmaktadır.<strong>Avrupa</strong> Bölgesel Kalkınma Fonu, 1985 yılından itibaren desteklediğiprojelerin niteliklerinde; daha fazla sosyal muhteva ile geri kalmış bölgelerinkalkındırılmasındaki sosyo-ekonomik faktörlerin etkinliğini ön planıçıkaran değişikliklere yer <strong>ve</strong>rmiştir.Fonun 1985 yılından sonra desteklendiği proje tipleri arasında;– Topluluk Programları : Bu programlar birer toplum kalkınmasıprogramı niteliğindedir. Bölgedeki sosyo-ekonomik durumu etkileyenproblemleri çözmeyi hedef alır.– Millî Programlar : Üye devletlerce, ülkelerindeki bölgelerin kalkınmalarınıele alan programlardır.– Ferdi Yatırım Projeleri : Bunlar; sanayi, küçük sanayii, hizmet sektörü<strong>ve</strong> alt yapı yatırımlarını ele alan projeleri kapsar.384 <strong>Avrupa</strong> Komisyonu, KOBĐ’lere <strong>ve</strong> Zanaat Sektörüne Yönelik Faaliyetler, Đşletmeler Politikası, (<strong>Avrupa</strong>Komisyonu <strong>Türkiye</strong> Temsilciliği Tarafından Çevrilmiştir.), <strong>Avrupa</strong> Toplulukları Resm( Yayınlar Bürosu,Lüksemburg, 1995, s.50-51.385 ĐĐBK, <strong>Türkiye</strong> <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Đnsangücü Politikaları, A.g.e., s:3.386 Đlhan DÜLGER, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Sosyal Politika, A.g.e., s:99.; Esra BELEN / Bülent PĐRLER, SosyalYönleriyle <strong>Avrupa</strong> Topluluğu, A.g.e., s:26.


– <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Boy Đşletme Projeleri : KOBĐ’lerin pazarlama, modernteknolojilerin transferi, planlama, teknik hazırlık <strong>ve</strong> sermaye piyasalarınagiriş konularında karşılaştıkları problemleri kapsayan projelerdir. KOBĐ’-lerin bu tür faaliyetleri teşvik edilerek, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nin bölgesel politikasınayeni bir yön <strong>ve</strong>rilmektedir.– Özel Bölgesel Kalkınma Programları : Bu programlar hibe şeklindekiyardımları kapsamaktadır. Sanayileri gerilemeye başlamış bölgelere yardımcıolmayı amaçlayan programlardır. 387<strong>Avrupa</strong> Bölgesel Kalkınma Fonu; altyapı yatırımları, sanayi, küçüksanayii <strong>ve</strong> hizmetler sektörlerinde <strong>ve</strong>rimli yatırımlar ile istihdam <strong>ve</strong> bölgepotansiyeli açısından özellikle küçük <strong>ve</strong> orta boy işletmelere yardım etmektedir.388Roma Antlaşması’nın 129’uncu Maddesi’nde, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ni oluşturandevletlerin üye olduğu; bir <strong>Avrupa</strong> Yatırım Bankası’nın kurulması, hükmebağlanmıştır. Sermaye piyasalarından sağlanan ödünç fonlarla; <strong>Avrupa</strong><strong>Birliği</strong> <strong>ve</strong> bütünleşmesinin dengeli gelişimini teşvik etmeye yönelikyatırımları kolaylaştırmak amacıyla, l958 yılında banka kurulmuştur. 389Antlaşma’nın 130’uncu Maddesi’nde de bu Banka’nın görevleribelirlenmiştir.Bu Madde’ye göre, <strong>Avrupa</strong> Yatırım Bankası’nın görevi; sermaye piyasalarına<strong>ve</strong> kendi öz kaynaklarına başvurarak, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nin yararı için<strong>Orta</strong>k Pazar’ın dengeli <strong>ve</strong> engellenmeden kalkınmasına yardım etmektir. Buamaçla Banka; kazanç gayesi gütmeksizin, borç <strong>ve</strong>rerek <strong>ve</strong> teminatsağlayarak ekonominin bütün kesimlerine finansman kolaylığı sağlar. Bufinansman kolaylıkları özellikle; az gelişmiş bölgelerin kalkınmasına yönelikprojeler, üye devletlerin tek başlarına gerçekleştirmeleri mümkün olmayanbüyük kapsamlı projeler için sağlanmaktadır. Böylece bölgelerarası mevcutekonomik <strong>ve</strong> sosyal eşitsizliği düzeltmek <strong>ve</strong> iş imkânları açmak hedefalınmıştır. 390387 Esra BĐLEN/Bülent PĐRLER, Sosyal Yönleriyle <strong>Avrupa</strong> Topluluğu, A.g.e., s:26.388 Đlhan DÜLGER, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Sosyal Politika, A.g.e., s:101.389 <strong>Avrupa</strong> Komisyonu, KOBĐ’lere <strong>ve</strong> Zanaat Sektörüne Ait Faaliyetler, A.g.e., s.41.390 Esra BĐLEN / Bülent PĐRLER, Sosyal Yönleriyle <strong>Avrupa</strong> Topluluğu, A.g.e., s:23.; Đlhan DÜLGER, <strong>Avrupa</strong>Topluluğu’nda Sosyal Politika, A.g.e., s:103.; <strong>Avrupa</strong> Komisyonu, KOBĐ’lere <strong>ve</strong> Zanaat Sektörüne Ait Faaliyetler,A.g.e., s.41.; Meral SAYIN / Mustafa Akan FAZLIO⁄LU, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde KOBĐ Destekleme Programları..., A.g.e.s.93-94.


<strong>Avrupa</strong> Yatırım Bankası, işletmeleri sübvansiyonlar vasıtasıyla değil;sadece kredilerle finanse eder. KOBĐ’ler söz konusu olduğunda, işletmeleredoğrudan finansman temin etmeyip; global kredi tekniğini kullanarak,bankalar <strong>ve</strong> diğer mal( kuruluşlar aracılığıyla kredi sağlamaktadır. Bölgeselgelişme alanlarında, özellikle üretim sektörü <strong>ve</strong> alt yapı için; bağımsız olanKOBĐ’lere daha mantıklı enerji kullanımına, üretim süreçleri ile ürünlerdeileri teknoloji kullanılmaya başlanılmasına <strong>ve</strong>ya geliştirilmesine <strong>ve</strong> çevreninkorunmasına yönelik yatırımlar AYB tarafından finanse edilmektedir. 391Đşgücünün serbest dolaşımı, <strong>Orta</strong>k Pazar’ın unsurlarından biri olmasıyanında; daha geniş kapsamlı bir muhtevaya sahiptir. Serbest dolaşım,<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde istihdamın genel düzeyini artırmanın araçlarından biriolarak da düşünülmüştür.Roma Antlaşması’nın 48 <strong>ve</strong> 49’uncu Maddeleriyle hüküm altına alınanbu serbesti, ayrıca 50 <strong>ve</strong> 51’inci Maddeler ile de bütünlüğe kavuşturulmuştur.Serbest dolaşımın kapsamı, Antlaşmanın 48’inci Maddesi’nin 3’üncüBendi’nde yer almaktadır. Buna göre kamu düzeni, gü<strong>ve</strong>nliği <strong>ve</strong> sağlığısebebiyle getirilen sınırlamalar saklı kalmak üzere;– Fiilen sunulan işlere başvurmak,– Bu amaçla üye devletlerde özgürce yer değiştirmek,– Ulusal işçilerin çalışmasını düzenleyen yasa, tüzük <strong>ve</strong> yönetmelikhükümlerine uygun olarak; bir işi yapmak amacıyla üye devletlerden birindeoturmak şeklinde serbest dolaşım amacı belirlenmiştir. Buna göreserbest dolaşım, yalnızca fiilen sunulan işlere başvurmak için işçilerin yerdeğiştirmesi anlamına gelmemektedir. Serbest dolaşım aynı zamanda, fiilensunulan işin bulunduğu ülkede "<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> vatandaşı" sıfatıylaoturmasını da gerektirmektedir. 392Đşgücünün serbest dolaşımı, ekonomik amaçların yanı sıra; Birlik düzeyinde<strong>Avrupa</strong> vatandaşlığı gibi siyas( bir amacı da kapsamaktadır. Đşçilereişyeri <strong>ve</strong> ülke seçiminde tam bir serbesti tanınmasıyla; tek bir işgücüpiyasası meydana getirilirken,391 Meral SAYIN / Mustafa Akan FAZLIO⁄LU, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde KOBĐ Destekleme Programları..., A.g.e. s.94.392 Zeki ERDUT, <strong>Avrupa</strong> Topululğu’na Tam Üyelik, A.g.e., s:13.; Zeki ERDUT, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’ndaĐstihdam..., A.g.m., s:50.


Birliğe dahil tüm ülke vatandaşlarının aynı statü <strong>ve</strong> iş fırsatlarına sahipolması sağlanacaktır. 393<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde istihdam arz <strong>ve</strong> talebini dengelemenin bir diğer aracıolarak, meslekî eğitim düşünülmüştür. Meslekî eğitim kavramı, aslında işpiyasasına yeni katılacak olan gençlerin meslekî hayata hazırlanmasınıkapsamaktadır.Đşsizliğin <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde artması <strong>ve</strong> özellikle gençler arasında yayılmasısebebiyle; üye ülkeleri meslekî eğitim konusunda yeni <strong>ve</strong> ortakarayışlara itmiştir. Bu amaçla, üye ülkelerdeki istihdam <strong>ve</strong> eğitim alanındakiidarî uygulamalarda mecburî işbirliği vurgulanarak; eğitim politikasıile istihdam politikaları arasındaki ilişkinin, ortak meslekî eğitim politikasıile sağlanabileceği düşüncesi ortaya çıkmıştır. 394<strong>Avrupa</strong> Birilği’nde başlı başına <strong>ve</strong> gerçek anlamda bir istihdam politikası,başlangıçta yoktur. Đstihdam için tedbir alınması gerektiğinde, sosyalpolitika içinde alınan sosyal önlemlerle bu ihtiyaç karşılanmaya çalışılmıştır.Ancak, işsizliğin giderek artması; üye devletleri istihdama ilişkinileriye dönük bir strateji belirlemeye yöneltmiştir. Bu konuda BakanlarKonseyi, 1980 yılında "<strong>Avrupa</strong> Đşgücü Piyasası Politikası"nın oluşturulmasındanyana olduğunu ifade etmiştir.Böyle bir politika, istihdama ilişkin problemlerin daha iyi anlaşılmasını<strong>ve</strong> işgücü arz <strong>ve</strong> talebi arasında iyi bir dengenin kurulması için, üyeülkelerin Đş <strong>ve</strong> Đşçi Bulma Kurumları arasında işbirliğinin geliştirilmesininşart olduğunu ortaya koymuştur. 395Üye ülkelerde istihdam kurumlarının; F.Almanya’da "Federal ÇalışmaKurumu", Fransa <strong>ve</strong> Đspanya’da "Ulusal Đstihdam Kurumu", Đngiltere’de"Đstihdam Kurumları", Danimarka’da "Millî Đstihdam Kurulu", Belçika’da"Millî Đstihdam Ofisi" <strong>ve</strong> Hollanda’da "Đnsangücü Genel Müdürlüğü" gibideğişik isimlerde hizmet <strong>ve</strong>rdiklerini görürüz. 396393 Esra BELEN / Bülent PĐRLER, Sosyal Yönleriyle <strong>Avrupa</strong> Topluluğu, A.g.e., s:27.394 Zeki ERDUT, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’na Tam Üyelik, A.g.e., s:15-16.395 Esra BELEN / Bülent PĐRLER, Sosyal Yönleriyle <strong>Avrupa</strong> Topluluğu, A.g.e., s:89.396 ĐĐBK., Bazı <strong>Avrupa</strong> <strong>Ülkelerinde</strong> Đstihdam Kurumları, ĐĐBK Gen.Md.APK Daire Bşk’lığı, Dış Đlişkiler ÇalışmaGrubu, Ank., Mart 1991, s:1-27.


<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne dahil ülkelerde değişik isimde karşımıza çıkan istihdamkurumlarının çalışmalarını incelediğimizde, bu kurumların iş piyasasındaçok yönlü hizmetler <strong>ve</strong>rdiklerini görürüz. Bu hizmetleri;– Meslekî yeterlilik <strong>ve</strong> hareketliliğin geliştirilmesi,– Danışmanlık, iş <strong>ve</strong> işçi bulma hizmetlerini yerine getirmek,– Đş piyasası için önemli projelerin finansmanını sağlamak,– Đş piyasasının mevcut durumuna ilişkin istatistiki bilgileri toplayıp,değerlendirmek <strong>ve</strong> bunları yayınlamak,– Đş piyasasının geleceğine yönelik projeksiyonları hazırlamak <strong>ve</strong> böyleceiş piyasası ile ilgili politikaların oluşturulmasına yardımcı olmak,– Ulusal iş piyasasının işlerliğini sağlamak,– Meslekî eğitim kuruluşları ile idare arasında koordinasyonu teminederek iş piyasasında ihtiyaç duyulan alanlarda meslekî eğitim <strong>ve</strong>recekkursların düzenlenmesini sağlamak,– Sakatların istihdamı ile ilgili hizmetleri yürütmek,– Gençlerin istihdamına yönelik faaliyetlerin gerçekleştirilmesini teminetmek,– Yetişkinlerin meslekî eğitim merkezlerinde eğitimini sağlamak 397şeklinde sıralamak mümkündür.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde; yapısal değişme, <strong>Birliği</strong>n güçlendirilmesi, adem-imerkeziyetçilik <strong>ve</strong> işgücü piyasaları politikaları gibi uzun vadeli hedeflereyönelik ana politikaların temel aracı "Müteşebbis güç" tür. Sanayi <strong>ve</strong> sosyalpolitika araçları içinde; müteşebbis gücü harekete geçirmek, onun elineyeni aletler <strong>ve</strong>rmek <strong>ve</strong> müteşebbis gücü genel menfaatle bütünleşecekşekilde yönlendirip düzenlemek, kişilerdeki yaratıcı <strong>ve</strong> müteşebbis gücübaşta katılımcılık olmak üzere geliştirmek yer alır.<strong>Birliği</strong>n kuruluş döneminde uygulanan "aktif sosyal politika" metodu,geçiş dönemi özellikleri belirginleştikçe yerini "dinamik sosyal politika"metoduna bırakmıştır. Geçiş dönemi sosyal politika aracı olarak üyeülkelerde, ağırlıkla "eğitim"in kullanıldığı görülmektedir. Başlangıçta sosyalpolitika içinde yer <strong>ve</strong>rilen istihdamın, işsizliğin giderek artması sonucu;397 Daha geniş bilgi için bkz: ĐĐBK, Bazı <strong>Avrupa</strong> <strong>Ülkelerinde</strong> Đstihdam Kurumları, A.g.e., s:3-27.


istihdam politikasını ön plana çıkarmıştır. Üye ülkelerde tam istihdamınyeniden sağlanması çalışmaları arasında da eğitime fazlaca yer <strong>ve</strong>rilmiştir.Bunda; eğitimin dinamik yapısı yanında, ayrıca sosyal <strong>ve</strong> iktisadî değişimile bu deyişime uyum sağlama aracı olmasının da büyük rolü vardır. Busebeple eğitimin, iktisadî <strong>ve</strong> sosyal değişmeyi düzenleyici bir politika aracıolarak; kültürel, sosyal <strong>ve</strong> iktisadî önemi sürekli artmaya devamedecektir. 3981970’li yıllara kadar "sanayi toplumu" özelliği taşıyan <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>ülkeleri, bugün "Sanayi ötesi bilgi toplumu" olma yolunu seçmişlerdir. Bubakımdan 1970-2000 yılları arasında, üye ülkelerin yapısal değişikliği hızlayaşayacakları <strong>ve</strong> yönlendirilmeleri gereken bir geçiş döneminden geçeceklerdir.Bu geçiş döneminde sosyal politika <strong>ve</strong> istihdam politikasıaraçları arasında, öncelikli olarak;– Bilim - Araştırma - Teknoloji üretiminin artırılması,– Meslekî eğitim hızla geliştirilerek, yenilenmesi,– Bölgesel gelişme <strong>ve</strong> denge ile,– <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> orta boy işletmelerin geliştirilmesi 399 yer almıştır.1994 Aralığı’nda Essen Zir<strong>ve</strong>si’nde kurulan Rekabet Danışma Kurulu;AB’nin rekabet gücünün artırılmasına yönelik alt yapı <strong>ve</strong> kamu hizmetlerireformu, KOBĐ’lerin desteklenmesi, işletmeler <strong>ve</strong> çevre hakkında politika,temel eğitimi tamamlayıcı olarak eğitim <strong>ve</strong> formasyonun yeniden tanımlanması<strong>ve</strong> güçlendirilmesiyle ilgili önerileri kapsayan ikinci Raporu’nu 15-16 aralık 1995 tarihinde yapılacak Madrid Zir<strong>ve</strong>si’nden önce Komis-yonBaşkanı ile AB Hükümet <strong>ve</strong> Devlet Başkanlarına sunmuştur.<strong>Avrupa</strong> Biriliği’nde hayat standartlarının yükseltilmesi, işsizler içinistihdam yaratılması <strong>ve</strong> yoksulluğun ortadan kaldırılması amacıyla; rapordakiöneriler arasında, temel araç olarak rekabete yer <strong>ve</strong>rilmiştir.Yeni KOBĐ’lerin büyük bir kısmı yenilikçi faaliyetlerden çok, büyükişletmelerin faaliyetlerinin belli bölümlerinin dışarıya yaptırılmasının birsonucu olarak ortaya çıkmaktadır. KOBĐ’lerin sağlıklı bir yapıya sahip398 Đlhan DÜLGER, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Sosyal Politika, A.g.e., s:84-89; Đlhan DÜLGER, AT SosyalPolitikasında Değişme Eğilimleri <strong>ve</strong> Sebepleri, AÜ. <strong>Avrupa</strong> Topluluğu Araştırma <strong>ve</strong> Uygulama Merkezi (HizmeteÖzel), Tıpkı Basım, Ank., 1989, s.36-37.399 Đlhan DÜLGER, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Sosyal Politika, A.g.e., s.81.; Đlhan DÜLGER, AT SosyalPolitikasında Değişme Eğilimleri..., A.g.e., s.37.


olmaları <strong>ve</strong> faaliyetlerini sürdürmeleri, <strong>Avrupa</strong> ekonomisinde belirleyiciunsurları oluşturmaktadır. Bu bakımdan KOBĐ’lerin gelişmelerini desteklemeyeyönelik politikalar, <strong>Avrupa</strong>’da istihdam <strong>ve</strong> rekabet gücünü teşviketmeyi hedefleyen önlemlerin belkemiğini teşkil etmektedir. 400Sonuç olarak, 1970’li yıllara kadar tüm <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> ülkelerinde;genellikle istihdamı muhafaza etme <strong>ve</strong> yeni iş imkânı sağlama amacıylaizlenen KOBĐ’leri destekleme <strong>ve</strong> geliştirme politikaları, artık günümüzdeterk edilmiştir. Bu politikaların yerine ekonomiye dinamizm <strong>ve</strong> rekabetçi birözellik kazandıracak; canlı, yaşma <strong>ve</strong> büyüme potansiyeli yüksek olan yeniküçük işletmelerin kurulması <strong>ve</strong> gelişimini sağlayan politkalara 401 yer<strong>ve</strong>rilmekte olduğu görülür.III - ĐŞSĐZLĐK, ĐŞSĐZLĐĞE YÖNELĐK ĐSTĐHDAM POLĐTĐKALARI2000’li yıllara geçme hazırlığı yaptığımız şu günlerde, tüm ekonomilerinen büyük <strong>ve</strong> ortak problemi işsizliktir.Genelde 19.yüzyılda işsiz denildiği zaman, ilk önce; yeteneksizliğindendolayı meslek edinememiş <strong>ve</strong>ya geçimsizliği sebebiyle iş bulamamış, boşavakit geçiren haylaz bir insan tipi hatıra gelmekteydi. Đçinde yaşadığımızsanayi çağında ise bu düşünce artık geçerli değildir. En basit şekliylebugün işsizlik; işi olmayan, cari ücretle çalışmaya hazır <strong>ve</strong> iş arayan kişiolarak tanımlanmaktadır. 402Bugün yaşanılan işsizliğin, toplumların iktisadî hayatından kaynaklandığıanlaşılmıştır. Bu sebeple çalışma arzusu <strong>ve</strong> iktidarında bulunanyüzlerce hatta milyonlarca insan, günümüzde işsiz kalabilmektedir.II. Dünya Savaşı’ndan bu tarafa, tam istihdam politikası ile çalışma arzu<strong>ve</strong> iktidarında olan bütün insanlara; iş sahası bulacak şekilde, iktisadîpolitika planlaması yapılmıştır. Bu politika ile bir ülke nüfusunun çalışmaarzu <strong>ve</strong> iktidarında olan, "işgücü" diye ifade edilen; üretken kaynaklarıntamamen istihdam edilmesi amacı güdülmüştür. Ancak bu hedefe her400 ĐKV, Rekabet Danışma Grupu Đkinci Raporunu Hazırladı, ĐKV Bülteni, 1-15 Ocak 1996, s.2-3.401 Halil SARIASLAN, <strong>Orta</strong> <strong>ve</strong> <strong>Küçük</strong> Ölçekli Đşletmelerin Finansman Sorunları, A.g.e., s.32.402 Sabahattin ZAĐM, Çalışma Ekonomisi, A.g.e., s. 131; Neşe ALGAN, Sanayi Sektörü <strong>ve</strong> Đstihdam: Sektörler<strong>ve</strong> Ölçekler Düzeyinde Đstihdam Yaratma Potansiyeli Açısından Bir Değerlendirme, <strong>Türkiye</strong> Kalkınma BankasıSanayi Yıllığı 93, Ankara, 1993, s.59; Koray BAfiOL, <strong>Türkiye</strong> Ekonomisi, Anadolu Matbaası, Đzmir, 1992, s. 25 ;DPT, Đstihdam, A.g.e., s.1.


zaman tam olarak varılmadığı için; "işgücü seviyesi" ile işgücünün iş bulupçalışan kısmını ifade eden "istihdam seviyesi" arasındaki fark, işsizlikolarak devamedegelmiştir.Ülkeler bir taraftan sosyal politikalarının gereği, bazı vatandaşlarınınişsiz <strong>ve</strong> gelirsiz kalmasını önlemek; diğer taraftan iktisadî kalkınmadamevcut insan gücünden tam olarak faydalanabilmek için, işsizliği önlemek<strong>ve</strong>ya hiç olmazsa azaltma çarelerine başvurmuşlardır 403.Toplumları meydana getiren çeşitli kişi grupları vardır. Bunlar arasındayer alan gençler, kadınlar, sakat <strong>ve</strong> özürlüler ile niteliksiz işçiler gibi kişigrupları; işsizlik karşısında oldukça duyarlıdırlar. Bu sebeple işsizlik;bölgesel yapı, işsizlerin yaşı, süresi <strong>ve</strong> cinsiyete bağlı olarak da farklıözellikler arzeder.Gerek ülkemizde <strong>ve</strong> gerekse <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkelerde, bu amaçladeğişik kişi grupları <strong>ve</strong> bunların farklı özelliklerine dayalı işsizliğe ilişkinistihdam politikalarına yer <strong>ve</strong>rilmektedir. Bunları;- Gençlerin işsizliği <strong>ve</strong> istihdamı,- Kadınların işsizliği <strong>ve</strong> istihdamı,- Sakat <strong>ve</strong> özürlülerin işsizliği <strong>ve</strong> istihdamı ile,- Bölgeler arası farklılıktan doğan işsizlik <strong>ve</strong> istihdam başlıkları altındaele almak mümkündür.Ülkelerin ekonomik yapıları, politik felsefeleri, kültürel geçmişleri <strong>ve</strong>içinde bulundukları güçlüklerin birbirinden farklı olmaları sebebiyle; işsizliğinboyutu da ülkeden ülkeye farklılıklar gösterir. Đşsizliğin bu farklıboyutu; her ülkenin kendine has istihdam politikaları oluşturmalarına <strong>ve</strong>çeşitli tedbirler almalarına sebep olmuştur. Alınan bu tedbirlerin en belirliortak yönü; gençler için geniş mesleki eğitim programları uygulamaları <strong>ve</strong>toplum ihtiyaçlarına yönelik bir çok istihdam geliştirici projeninuygulamaya sokulmasındadır. 404A - Genel Olarak Đşsizliğin Tanımı <strong>ve</strong> ÇeşitleriBir toplumda üretimde bulunmayanların artması, çalışanların üzerindekiyükü artırmakta, bu da toplumda ekonomik <strong>ve</strong> toplumsal prob-403 Sabahattin ZAĐM, Çalışma Ekonomisi, A.g.e., s. 131.404 DPT., Đstihdam, A.g.e., s.3.


lemlerin odağını oluşturmaktadır. Bu sebeple <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> <strong>ve</strong> ülkemizin deiçinde bulunduğu tüm ülkelerde, önemli bir problem olmaya devam edenişsizlik; ekonomik olduğu kadar toplumsal <strong>ve</strong> siyasî açılardan da önemarzetmektedir. 405Đşsizliğin ülkeden ülkeye farklı boyut göstermesinin sonucu; işsiz <strong>ve</strong>işsizlik tanımlarında da farklı kriterlerin alınmasına sebep olmuştur.Ülkemizde kabul gören tanıma göre işsiz; çalışma arzu <strong>ve</strong> gücünde olan,piyasadaki cari ücret düzeyi <strong>ve</strong> mevcut çalışma şartlarında iş arayıpbulamayan kişi olarak kabul edilmektedir. Buna göre işsizlik ise; çalışmaarzu <strong>ve</strong> gücünde olan, ancak piyasadaki cari ücret <strong>ve</strong> mevcut çalışmaşartlarına razı olmasına rağmen uygun bir iş bulamayan kişilerin durumuolarak tanımlanmaktadır. 406<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkelerde işsizlik; "işgücü bürolarına (Đş <strong>ve</strong> ĐşçiBulma Kurumu) <strong>ve</strong>ya işçilere yardım bürolarına kayıtlı bulunan kişilerdenhiç bir işi bulunmayanlarla, her an bir başka işe geçmeye hazır bulunanları(çok az, önemli bir işi bulunanları)" kapsayacak şekilde ortak bir tanımyapılmıştır.Bir işte çalışmaya hazır olmanın esas ölçüsü, yapılan tanıma göre işgücübürolarına kayıtlı olmaktır. Ancak üye ülkelerdeki uygulamalarda çokdaha ayrıntılı şartlar aranmaktadır. Bu şartlar arasında; aranılan işinsüresine (kısmî ya da tam gün süreli olması), işin sürekli <strong>ve</strong>ya süreksizolmasına, iş arayan kişinin yaşına, belirli kişi gruplarına (gençler, ev kadınları,sakatlar, emekliler <strong>ve</strong> öğrenciler gibi) dahil olmaya <strong>ve</strong> işsiz kalınansüreye de işsizlik tanımı bakımından yer <strong>ve</strong>rilmektedir. Hatta, bu şartlarasahip kişiler; bir ülkeden diğerine değişen farklı uygulamalara tabi tutulabilmektedir.407<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde, işsizlerin işsizlik sigortası <strong>ve</strong>ya bu sigortanın yerinegeçen yardımlar arasında, "ödemeli işsizlik" uygulamasına da rastlanılmaktadır.Ödemeli işsizlik çerçe<strong>ve</strong>sinde yapılan yardımların belirlenmesinde,iş ilişkisinden doğan gelirin tam <strong>ve</strong> kısmî olarak alınması esastır.405 Neşe ALGAN, Sanayi Sektörü <strong>ve</strong> Đstihdam, A.g.m., s. 59.406 DPT., Đstihdam A.g.e., s.1., Sabahattin ZAĐM, Çalışma Ekonomisi, A.g.e., s.133., Cahit TALAS, SosyalEkonomi, Ankara, 1979, s.90.; Ali Nazım SÖZER / Tunç DEMĐRBĐLEK, Ege Bölgesinde Đstihdam, A.g.a., s.23.;Meryem KORAY / Alper TOPÇUO⁄LU Sosyal Politika, Đzmir, 1987, s. 102.; Mete TÖRÜNER / Kuv<strong>ve</strong>t LORDO⁄LU,Çalışma Ekonomisi, Beta Yay., Đstanbul, 1991, s.234.407 Zeki ERDUT, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Đstihdam, A.g.m., s. 47.


Bu sebeple ödemeli işsizlik, "tam" <strong>ve</strong>ya "kısmî" her türlü işsizlik halinikapsamına almaktadır. Tam işsizlik hali, önceden var olan iş ilişkisininkaybedilmesinden ileri gelirken; kısmî işsizlik hali ise iş ilişkisi sırasındaişyerinin bir bölümünün <strong>ve</strong>ya tamamını üretim faaliyetini geçici bir süreaskıya alınmasından kaynaklanır. Bu açıdan ödemeli işsizlik kavramı, işinkaybedilmesinden çok; dar anlamda iş ilişkisinden doğan gelirin,kaybedilmesini ifade eder. Geniş anlamda işin kaybedilmesi ise, bugünfarklı kanunî düzenlemelere konu olan; "tam işsizlik" <strong>ve</strong> "Kısmî işsizlik"yardımlarının her ikisini de ifade etmektedir. 408Đşsizlik türleri hakkında bugüne kadar çeşitli yaklaşımlar ileriye sürülmüştür.Đşsizliği, genel olarak açık <strong>ve</strong> gizli işsizlik diye ikiye ayırmakmümkündür. 409 Başka bir yaklaşımda ise, işsizlik türleri; açık <strong>ve</strong> gizli işsizlikile sürekli durgunluk şeklinde üçlü bir tasnif yapılmıştır. Açık işsizliğin;konjonktürel (devrî), mevsimlik, teknolojik, bünyevî (yapısal) <strong>ve</strong> arızî (geçici)işsizlik gibi çeşitleri bulunmaktadır. 410408 Fevzi DEMĐR, Batı <strong>Ülkelerinde</strong> Đşsizlik Sigortası, ĐĐBK., II.Đstihdam Haftası Tebliğler-1992, ĐĐBK. YayınNo:276, Ankara, 1992, s.11l-112; Fevzi DEMĐR / Zeki ERDUT, Batı <strong>Ülkelerinde</strong> Đşsizlik Sigortasının HukukiÇerçe<strong>ve</strong>si <strong>ve</strong> Uygulanması, Münir Ekonomi 60. Yaş Günü Armağanı, Ankara, 1993, s. 400-401.409 DPT., Đstihdam, A.g.e., s.1; Hüseyin AKTU⁄, Đstihdamı Geliştirme Çalışmaları, KÜSGET / DPT / OECD,Đstihdam Yaratıcı Girişimler, Teknolojik Yenilikler <strong>ve</strong> Bö1gesel Gelişme Uluslararası Semineri (Gaziantep 22 / 24Ekim 1985), Ankara, 1986,s.132.410 Sabahattin ZAĐM, Çalışma Ekonomisi, A.g.e.,s.132; Abdurrahman AYHAN, Đşsizlik Sigortası <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’deUygulama Olanağı, Muğla, 1995, s.l0-ll; Naci ÖNSAL, Đstihdam, A.g.e., s.54-55; Meryem KORAY / AlperTOPÇUO⁄LU, Sosyal Politika, A.g.e.,s.102.


Açık işsizlik; çalışma gücü <strong>ve</strong> arzusu olduğu halde cari ücret seviyesinde işarayıp da bulamayan, yani istihdam edilemeyen kişinin durumu şeklindetanımlanabilir. Açık işsizlik, emek arzı ile emek talebi arasındaki farktır. Budurum, işgücü fazlası olarak nitelendirilir. Bu işsizlik hali, çalışanın iradî(subjektif) ya da gayri irade (objektif) sebeplere dayanarak işsiz kalmalarışeklinde tanınlanır.Açık işsizliğin alt başlıkları arasında yer alan işsizlik çeşitlerini kısacaele aldığımızda:- Konjonktürel işsizlik; bir ekonominin kendi yapısından kaynaklananya da dünya ekonomisindeki dalgalanmalar <strong>ve</strong> dar boğaza girilmesi sebebiyleortaya çıkan yoğun işsizlik durumudur. Gelişmiş ekonomilerdegörülen geçici, ama yayın bir işsizlik türüdür. Bu işsizlikten, en çok dayanıklıtüketim malları üreten sanayi sektörü etkilenmektedir. Özellikle iki


Dünya Savaşı arasında konjoktürel işsizlik, oldukça fazla bir şekildeyaşanmıştır. 411- Mevsim işsizliği; çalışanın belirli mevsimlerde ya da aylarda işsizkalması durumudur. Başka bir ifadeyle mevsim değişmeleri <strong>ve</strong> hava şartlarıüretim arzına etki yaparak mevsimlik işsizliğe sebep olur. Özellikle; inşaat,tarım, turizm sektörleri ile mevsimlere dayalı mal üreten sektörlerdegörülen bir işsizlik çeşidi olup, kısa süreli bir işsizlik türüdür. 412- Teknolojik işsizlik; teknolojik gelişme, işgücü yerine makinayı koymakta<strong>ve</strong> işsizliğe sebep olmaktadır. Bu işsizlik türü, yeni teknolojilerininsan gücü yerine kullanılması sebebiyle ortaya çıkmaktadır. 413- Bünyevî (yapısal) işsizlik; ekonominin yapısından, üretim faktörlerindekioransızlıktan kaynaklanan işsizliktir. Toplumların ekonomik, sosyal<strong>ve</strong> kültürel hayatlarındaki hızlı değişmeler; yapısal işsizliğin en önemlikaynağıdır.Yapısal işsizlik sürekli <strong>ve</strong> yaygın bir işsizlik türüdür. Bu işsizliktüründe vasıfsız <strong>ve</strong> yarı vasıflı emek arzı bol olduğu halde, emek talebiuzmanlaşmış emeğe yönelik olabilir. 414- Arızî (geçici) işsizlik; işgücü piyasasında genel bir denge durumu olsabile çalışanın herhangi bir sebeple iş yerini değiştirmesi sonucu bir süreişsiz kalmasıdır.Geçici <strong>ve</strong> kapsadığı saha itibariyle de yaygın olmayan bir açık işsizliktürüdür. Bütün ekonomilerde görülen bu işsizlik çeşidi, işgücünün hareketliliğindenkaynaklanır. 415Gizli işsizlik; işgücünün istihdam edilmesine rağmen, elde olan ya daolmayan sebeplerden dolayı düşük, hatta sıfır <strong>ve</strong>rimle çalışması durumudur.Başka bir işte çalışmak isteyen, ancak bulabilme ümidi olmadığı için411 Abdurrahman AYHAN, Đşsizlik Sigortası <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Uygulanma Olanağı, A.g.e.,s.ll-l2; DPT, Đstihdam,A.g.e., s.2; Naci ÖNSAL, Đstihdam, A.g.e., s.56-57.; (Daha geniş bilgi için bkz.: Sabahattin ZAĐM, ÇalışmaEkonomisi, A.g.e., s. 147-149.)412 DPT, Đstihdam, A.g.e., s.2.; Naci ONSAL, Đstihdam A.g.e., s.56.; Daha geniş bilgi için bkz: SabahattinZAĐM, Çalışma Ekonomisi, A.g.e., s.139-141.; Müjdat ŞAKAR, Dünyada <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Đşsizlik Sigortası, ÇimentoĐş<strong>ve</strong>ren Dergisi, Cilt:6, Sayı:2, Ankara, 1992, s.8413 DPT, Đstihdam, A.g.e., s.2.; Naci ÖNSAL, Đstihdam, A.g.e., s. 57.; Daha geniş bilgi için bkz: SabahattinZAĐM, Çalışma Ekonomisi, A.g.e., s. 141-146.414 DPT, Đstihdam, A.g.e., s.2.; Naci ONSAL, Đstihdam, A.g.e., s.57.; Daha geniş bilgi için bkz: SabahattinZAĐM, Çalışma Ekonomisi, A.g.e., s. 146.; Müjdat fiAKAR, Dünyada <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de, A.g.m, s.8.415 DPT, Đstihdam, A.g.e., s.2.; Naci ÖNSAL, Đstihdam, A.g.e., s. 55-56.; Daha geniş bilgi için bkz: SabahattinZAĐM, Çalışma Ekonomisi, A.g.e., s. 149-150.


iş; değiştirme çabasında bulunmayan kişi de bu gruba dahil edilmektedir. 416Diğer bir ifadeyle gizli işsizlik; teknolojik bir değişme olmaksızın, üretimkapasitesine nazaran fazla miktarda işçinin istihdam edildiği bir hali ifadeeder. 417<strong>Avrupa</strong> ülkelerinde yapılan tanımlarda da gizli işsizlik; işgücünün istihdamedilmesine rağmen, düşük bir <strong>ve</strong>rimle çalışma durumu şeklinde yeralmaktadır. 418 Gizli işsizliğin diğer işsizlik çeşitlerinden önemli bir farkıvardır. Diğer işsizlik çeşitlerinde iş arayıp bulma problemi, ortada <strong>ve</strong>açıkken; gizli işsizlikte ortada bir iş <strong>ve</strong> çalışma olmasına rağmen, bu çalışmanıntoplam. üretime katkısı yoktur. Bir ekonomide çalışıyor görünmesinerağmen, kendilerinin o iş alanından ayrılmaları durumunda üretimdebir azalma yapmayacak kişiler varsa; o ekonomide, gizli işsizlik vardemektir. 4191929 Dünya krizinden sonra iktisatçılar tarafından asırlık <strong>ve</strong>ya süreklidurgunluk olarak yeni bir işsizlik kavramı ileriye sürülmüştür. Bu kavram,yukarıda gördüğümüz açık <strong>ve</strong> gizli işsizlik çeşitlerinin dışında yeralmaktadır. Kapitalist iktisat sistemi denen özel teşebbüs esasına dayalıiktisadî yapının yıpranmış olduğu düşüncesinin varsaydığı bir işsizlikçeşididir. Ekonomik sistemlerin durgunluğa uğramaları sonucu görülür. 420Bu tanımlara göre; genç bir nüfus yapısına sahip olan ülkemizde, hızlaartan nüfusa istihdam yaratamamaktan kaynaklanan "yapısal" bir işsizlikmevcuttur. Aslında ülkemizde büyüme hızının azalması sonucu, yatırımimkânlarının kısıtlanması sebebiyle gayri iradî işsizlik problemiyaşanmaktadır. 421Bugün <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde yaşanan işsizlik; daha çok yapısal geçici <strong>ve</strong>teknolojik işsizlik şeklinde karşımıza çıkıyor. Bu sebeple, ileri teknolojilere416 DPT, Đstihdam, A.g.e., s. 1.; Hüseyin AKTU⁄, Đstihdamı Geliştirme Çalışmaları, A.g.e., s.132.417 Sabahattin ZAĐM, Çalışma Ekonomisi, A.g.e., s. 137.; Abdurrahman AYHAN, Đşsizlik Sigortası <strong>ve</strong><strong>Türkiye</strong>’de Uygulama Olanağı, A.g.e., s. 11.418 B. MOULY / E.COSTA, Employment Policies in De<strong>ve</strong>loping Countries: A Comparati<strong>ve</strong> Analysis, Oxford:London George Allen and Umwin Ltd. 1974, s. 31.419 Meryem KORAY / Alper TOPCUO⁄LU, Sosyal Politika, A.g.e., s. 105.420 Sabahattin ZAĐM, Çalışma Ekonomisi, A.g.e., s. 150-151.421 TĐSK, Đşgücü Piyasası - Đstihdam <strong>ve</strong> Đşsizlik (Sorunlar <strong>ve</strong> Görüşler), TĐSK Đnceleme Yayınları: 6, Ankara,Tarihsiz, s.107-109.; Mete TÖRÜNER / Kuv<strong>ve</strong>t LORDO⁄LU, Çalışma Ekonomisi, A.g.e., s. 235.; TĐSK, OECD<strong>Ülkelerinde</strong> Đşsizliğin Önlenmesi , A.g.e., s.5.


geçiş sonucu işsiz kalanların; yeniden eğitilip, diğer sektörlere kanalizeedilmesine <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde büyük önem <strong>ve</strong>rilmektedir. 422Ülkemizdeki işsizlikle, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde yaşanan işsizlik arasında farkbulunmaktadır. Birliğe üye ülkeler, tam istihdam seviyesine ulaştıktansonra; toplum, teknoloji <strong>ve</strong> ekonomide yaşanan değişimden dolayı bir yapıdeğişmesi sürecine girmiştir. Bunun sonucu işgücü <strong>ve</strong> ekonomilerine yeniyapı kazandırıncaya kadar orta vadeli işsizlik dönemi yaşamayabaşlamışlardır. Diğer taraftan <strong>Türkiye</strong>; henüz toplum teşkilâtlanmasını tamgerçekleştiremediği için ekonomisini de tam istihdama ulaştıramamıştır. Bubakımdan ülkemizdeki işgücü fazlası; nüfus artışı <strong>ve</strong> ekonomimizin bunüfusu taşıyacak güce ulaşamamış olmasından oluşmaktadır. 423Her ne kadar ülkemizde <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde genç <strong>ve</strong> kadınların işsizliğiile üye ülkelerde uzun süreli işsiz oranlarında görülen artış; işsizliğinözellikleri arasında bir benzerlik meydana getirmekle birlikte, bu benzerliğinsebepleri arasında fark bulunmaktadır. Bu farkları kısaca ele aldığımızda;ülkemizde yaşanan işsizliğin sebepleri daha çok yapısal, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ndeyaşanan işsizlik ise konjonktürel işsizlik şeklinde karşımıza çıkmaktadır. 424B - Gençlerin Đşsizliği <strong>ve</strong> ĐstihdamıÜlkemizde halen devam etmekte olan yüksek nüfus artış hızı, gençnüfus yapısı oluşturmuş; yatırım <strong>ve</strong> eğitim imkânları sınırlı olduğundan,işsizlik giderek büyüyen bir problem haline gelmiştir. Bunun yanında yaşlınüfus yapısına sahip, yatırım <strong>ve</strong> eğitim imkânları gelişmiş olmasınarağmen; işsizlik <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkeleri de tehdit etmektedir. Bubakımdan işsizlik, 1990 yılından sonra; AB’de en önemli sosyal politikaproblemlerinden biri olmaya, devam etmektedir.Đkinci Dünya Savaşı’ndan sonra hızlı bir kalkınma sürecine giren <strong>Avrupa</strong><strong>Birliği</strong>’ne dahil ülkelerde, 1960’lı yılların başında tam istihdama yakınbir istihdam düzeyi yaşanırken; ülkemizde tam istihdama bugün bileulaşılamamıştır. Birliğe üye ülkelerden bazıları (F.Almanya, Fransa, Hol-422 Cevdet A. KAYALI / Ramazan GÖKBUNAR, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde Đstihdama Yönelik Devlet Yardımları, ĐĐBKĐstihdam Dergisi, Sayı:18, Ankara, Ocak-Mart 1995, s.29.423 Đlhan DÜLGER, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Sosyal Politika, A.g.e., s. 72.; Safa ATALAY, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu <strong>ve</strong><strong>Türkiye</strong>’de, A.g.e., s. 17.424 Metin KUTAL, Dünyada <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Đşsizlik Sorunu <strong>ve</strong> Çözüm Yolları (Gülten Kutal’ın TebliğininDeğerlendirmesi), KĐPLAS, Đzmir, 1993, s. 38.


landa, Belçika gibi) ekonomik gelişmelerini sürdürebilmek için yoğun birbiçimde yabancı işçi istihdamına yönelmişlerdir. Bu amaçla Birlik’e dahasonra katılan bazı üye ülkeler başta olmak üzere (Đtalya, Đspanya <strong>ve</strong> Yunanistangibi), <strong>Türkiye</strong> <strong>ve</strong> Yugoslavya’dan yabancı işçi getirerek; <strong>Ülkelerinde</strong>istihdam etmişlerdir. Ancak çeşitli sebeplerle, bu yüksek istihdamseviyesini; değişik faktörlerin etkisiyle korumak mümkün olmamıştır.Çünkü; yaşanılan birinci <strong>ve</strong> ikinci petrol krizi, hammadde sıkıntısı, teknolojikgelişmelerin üretime uygulanması, çok uluslu şirketlerin faaliyetleri iledemografik yapı gibi benzeri ekonomik faktörlerin etkisiyle dünyadayaşanılan durgunluğun oluşturduğu bir ekonomik bunalım, kendisini uzunsüre hissettirmiştir. Gerek <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> ülkeleri <strong>ve</strong> gerekse ülkemiz bubunalımdan ciddi bir şekilde etkilenmiştir. 425Konu <strong>Türkiye</strong> açısından ele alındığında, gelişmekte olan ülkelerde olduğugibi; ülkemizde de işsizliğin yapısal bir işsizlik olduğu, hızlı nüfusartışı <strong>ve</strong> faktör dengesizliğinden kaynaklandığı görülür. Özellikle insan gücüplanlamasının yetersizliği, meslekî eğitim politikasının amacındansaptırılarak uygulanması sonucu; işgücü vasıf seviyesinin düşüklüğü,problemin büyümesine sebep olmuştur. Bu sebeplerin yanında sanayidekullanılan bir çok makina, hammadde <strong>ve</strong> yarı mamüllerin yurt dışındakifiyatlarının yükselmesi enflasyonu körüklemiştir.Ayrıca yurt dışındaki fiyatartışları yapılan yatırımların uzun süre tamamlanamamasına, hammaddeyetersizliğinden atıl kalmasına <strong>ve</strong>ya eksik kapasite ile çalışmasına sebepolmuştur.Yukarıda kısaca yer <strong>ve</strong>rdiğimiz <strong>Türkiye</strong>’deki işsizlik sebepleriyle, <strong>Avrupa</strong><strong>Birliği</strong> ülkelerinde yer alan işsizlik arasında farklılık vardır. Ancak işsizliğinsebepleri <strong>ve</strong> bazı yönden çözümleri farklı da olsa; <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ndekiülkeler ile memleketimizi ciddi bir şekilde meşgul eden işsizlik problemininbüyüklüğü <strong>ve</strong> etkilediği kitleler bakımından benzerlik bulunmaktadır.Gerek <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde <strong>ve</strong> gerekse ülkemizde karşılaşılan işsizlikarasındaki benzerlik; büyük ö1çüde 15-24 yaş grubunu etkilemesi <strong>ve</strong>kayıtlı işsizler içinde genç işsiz oranının genelde yüksek olması bakımındandır.426 Çalışmamızın bu bölümünde <strong>Türkiye</strong>’de genç işsizliğinin sebeplerini,yaş gruplarına göre işsizler <strong>ve</strong> yaş gruplarına göre istihdam425 Gülten KUTAL, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu <strong>Ülkelerinde</strong> <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Genç Đşsizliği, Cahit Talas’a Armağan,Mülkiyeliler <strong>Birliği</strong> Vakfı Yayınları: 9, Ankara, 1990, s. 355.426 Gülten KUTAL, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu <strong>Ülkelerinde</strong> <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de, A.g.e., s. 357.


edilenlerin sayılarını <strong>ve</strong>rirken; <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkelerdeki sayısal<strong>ve</strong>rilere dayalı özelliklerini mukayese ederek problemin önemini vargulamayaçalışacağız.1 - <strong>Türkiye</strong>’de Gençlerin Đşsizliği <strong>ve</strong> Đstihdamı<strong>Türkiye</strong>’de hızlı bir nüfus artışı gözlenmekte <strong>ve</strong> artan nüfusun büyük birçoğunluğunu gençler oluşturmaktadır. Genç nüfusun eğitim <strong>ve</strong> istihdamistemi büyük boyutlara ulaşmış olup; okullaşma oranının yükselmesinerağmen, toplam nüfus içinde eğitim çağındaki gençlerin eğitime katılmaoranı düşerken, işsizlik oranı da yükselmektedir. 427Tablo II-19’da yer alan ĐĐBK Đstatistikleri incelendiğinde, ülkemizdekayıtlı işsizler içinde; genç işsizlerin sayı <strong>ve</strong> oran itibariyle, diğer yaşgrapları toplamından oldukça yüksek olduğu görülür.1986 yılında Kurum’abaşvuran 594.359 genç işsiz toplamının; 473.091’i erkek, 121.268’i dekadınlardan meydana gelmektedir. Aynı yıl işsizler yaş gruplarından;toplam 1.081.306 kişi, Kurum’a başvurmuştur. Bu toplamdan, genç işsizlerin(15-24 yaş arası) toplamı olan 594.359 kişi çıkarıldığında; diğer yaşgrupları ancak 486.947 kişiye ulaşır.Yıllar itibariyle kuruma başvuran yaş grupları toplamı en yüksek(1.162.548 kişiyle) 1988 yılına aittir. Genç işsizlerin kadın-erkek toplamınınen yoğun olduğu yıl (636.294 kişiyle) yine 1988’dir. Tablo’da yer alan;Kurum’a başvuran genç işsizlerin erkek-kadın toplamı yıl yıl elealındığında, bir azalmanın olduğu görülür. Bu azalma giderek, 1994 yılında250.818 kişiye düşmüştür. Bu düşmeye rağmen genç işsiz sayısı, diğer yaşgrapları toplamından fazladır.Yine aynı sayılara dayalı, toplamın genel toplam oranına baktığımızda;genç işsizlerin 1988 yılında % 54,97, diğer yaş gruplarının da % 45,03’lükbir orana sahip olduğunu görürüz.Kurum’a başvuran genç işsizlerin en yoğun oranı, 1987 yılında % 55,96ile gerçekleşmiştir. Diğer yıllarda az da olsa bu oran 1988’de % 54,73’e,1989’da % 53,47’ye, 1990’da % 53,46’ya, 1991’de % 51,05’e düşmüştür.Oran, 1992 yılında yeniden yükselmeye başlamış; 1992’de % 52,11’e,1993’de % 52,49’a <strong>ve</strong> 1994’de de % 52,44’e ulaşmıştır. Görüldüğü gibi buoranlar; Kurum’a başvuruda bulunan yaş gruplarının yarıdan fazlasını,427 ĐĐBK., <strong>Türkiye</strong>’de <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Đnsangücü Politikaları, A.g.e., s. 18.


genç işsiz oranının teşkil ettiğini ortaya koymaktadır. Buna ailesorumluluğunu üstlenme çağına gelmiş olan, 25-29 yaş grubunueklediğimizde; Tablo’da yer alan yıllarda en düşük % 74,73, en yüksek %79,91 arası oranlarla karşılaşırız. Bu da yaş grupları içinde işsizlerin3/4’ünün, 15-29 yaşları arasında yer aldığını ortaya koyar.Genç işsizlerin durumu; yerleşim yerlerinin büyüklüğü ile ekonomik <strong>ve</strong>sosyal gelişme seviyesi farklı bölgelerde işsizlerin yaş gruplarına göredağılımı, ele alınıp incelenebilir. Her iki durumda da genç işsizlerin sayı <strong>ve</strong>oran bakımından diğer yaş gruplarından fazla olduğu açıkça görülecektir. 428Buna göre 15- 24 yaş grubundaki işsizler, <strong>Türkiye</strong>’de her büyüklüktekiyerleşim yerlerinde <strong>ve</strong> her gelişme seviyesindeki bölgelerde; işsizlikten enfazla etkilenen grup olarak, işsizliğin odak noktasını meydana getirir.Ülkemizde uzayan iş arama süreleri, bir yıldan diğerine devreden işsizkayıtları; yetişkin <strong>ve</strong> ileri yaş gruplarında olduğu gibi, genç işsizler arasındada işsizliğin kronik bir vasıf kazandığını göstermektedir. 429<strong>Türkiye</strong>’nin en büyük doğal zenğinliği genç bir işgücüne sahip olmasıdır.Bu zenğinliğin ekonomik <strong>ve</strong> sosyal yönden bir problem olmaktan çıkarılmasıgerekir. 430 Genç <strong>ve</strong> dinamik bir yapıya sahip bu gücün, ülkekalkınmasında bir araç olarak kullanılması için; okul döneminde bulunanlarınokulda, iş hayatına atılanların da iş başı eğitime tabi tutularakteknolojik değişime ayak uydurmaları sağlanmalıdır. Böylece ihtiyaç duyulanvasıflı işçi yetiştiririlmiş olacak <strong>ve</strong> aynı zamanda genç işsizleri dahakısa sürede istihdam etme imkânı doğacaktır.Tablo II-20’de yer alan 1988-1992 yılları arası yaş gruplarına göre gençişsizlerin istihdamını incelediğimizde; 1988 yılı itibariyle istihdam edilenlertoplamı 18.445 kişidir. Đstihdam edilenler toplamının 2.522 kişisi 15-19 yaşgrabuna, 2.102 kişisi de 20-24 yaş grubuna aittir. Her iki yaş grubunubirlikte ele aldığımızda, ülke genelinde genç istihdam toplamının 4.624olduğunu görürüz428 Daha geniş bilgi için bkz: Gülten KUTAL, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu <strong>Ülkelerinde</strong> <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de, A.g.m., s.367-369.429 Gülten KUTAL, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu <strong>Ülkelerinde</strong> <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de, A.g.m., s. 369.430 Gülten KUTAL, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu <strong>Ülkelerinde</strong> <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de, A.g.m., s. 375.


TABLO II-20TÜRKĐYE’DE YAŞ GRUPLARINA GÖRE ĐSTĐHDAM EDĐLENLER(Bin kişi)YILLARĐstihdamEdlenlerY A Ş G R U P L A R IToplam12-14GençĐstih15-19GençĐstih20-24GençĐsth.Toplam›(15-19)+(20-24)25-29 30-34 35-39 40-44 45-49 50-54 55-59 60-64 65+1988Ekim1989Ekim1990Ekim1991Ekim1992Ekim18.44518.85619.57419.01619.5287788608938467902.5222.6032.5112.3852.3702.1021.9962.1542.0432.2114.6244.5994.6654.4284.5812.5172.4872.5942.4972.5192.2872.2782.3992.3352.4332.1312.2182.3402.2002.3771.5841.6941.8391.7751.9761.3391.2801.4141.4691.4841.1481.1281.2311.2611.1729921.0809949919575536996936977144925335125175251988Ekim1989Ekim1990Ekim1991Ekim1992EkimERKEK12.83612.87013.33312.96813.4614244955144304031.5081.4851.5211.3761.3631.3201.2471.3081.2251.3892.8282.7322.8292.6012.7521.8671.8381.8591.8431.8751.7051.6451.7211.7151.8091.5811.6301.6881.6051.7551.1611.2111.3491.3631.4179769301.0151.0221.0537787658118638097297396716476574104764934845223764013843964091988Ekim1989Ekim1990Ekim1991Ekim1992EkimKADIN5.6095.9876.2426.0486.0673533653784163881.0141.1199901.0091.0077817498478188221.7951.8681.8371.8271.829650649736654643582633678620624550581652595622423483490413558363349399448431370364420398363263342323344300144222200214192116132128121117


Kaynak: DĐE, Çal›şma Đstatistikleri – 1993, s.22’den faydalanılarak düzenlenmiştir.1988 yılı için Tablo’da yer alan 18.445 kişilik toplam istihdamın;12.836’sını erkekler, 5.609’unu da kadınlar oluşturur. Đstihdam edilen 15-19<strong>ve</strong> 20-24 yaş grubunun oluşturduğu, genç istihdam toplamı içinde; erkekler2.828’ini, kadınlar da 1.795’ini teşkil eder.Yine aynı Tablo’da yer alan erkek-kadın sayısını ayrı ayrı ele aldığımızda,erkeklerin 15-24 yaş arası genç istihdam toplamı; 1989’da 2.732’ye,1990’da 2.829’a, 1991’de 2.601’e <strong>ve</strong> 1992’de de 2.752’ye ulaşmıştır. Aynıyaş grabu arası, kadınların genç istihdam toplamı; 1989’da 1.868, 1990’da1.837, 1991’de 1.827 <strong>ve</strong> 1992’de de 1.829’dur.Đşsizliğin kronik hale geldiği ülkemizde; genç işsizliğine çare bulmakiçin; kapsamlı bir insangücü planlaması yapılmalı <strong>ve</strong> istihdam artırmayı önplana alan ciddi <strong>ve</strong> gerçekçi bir istihdam politikası uygulanmalıdır. 4312 - <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde Gençlerin Đşsizliği <strong>ve</strong> Đstihdamı<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde 1973 petrol krizinden itibaren işsizlik, ciddi boyutlaraulaşmış olup; yabancılardan sonra işsizlikten en fazla etkilenen grup, 25yaşın altındaki gençler olmuştur. Aslında genç işsizliği petrol krizinden öncede bazı üye ülkelerde (Đtalya, Fransa <strong>ve</strong> Belçika gibi) hissedilmeyebaşlanmış olup; önemli ölçüde artma <strong>ve</strong> yayılma, krizden sonra yaşanmayabaşlamıştır.Nitekim Birlik’deki genç işsiz sayısı, 1973 sonuna göre; 1974 sonunda %210 oranında artış göstermiştir. 1976 yılına gelindiğinde genç işsiz sayısı1.576’ya, 1977’de 1.989’a, 1978’de 2.769’a <strong>ve</strong> 1979’da da küçük birdüşüşle 2.574’e ulaşmıştır. 432Genç işsizliği alınan bütün önlemlere rağmen, 1980’li yıllarda daönemini korumuştur. Bu yılda genç işsizlerin sayısı 4,5 milyona ulaşırken,Birlik’in bir çok resmî yayınında her üç işsizden birinin 25 yaşın altındaolduğu belirtilmiştir. 433<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde 1983’ün sonunda, yaklaşık 5 milyon 15- 24 yaşgrubundaki genç insandan; her sekiz kişiden birisi işsiz kaydedilmiştir. Bu431 Gülten KUTAL, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu <strong>Ülkelerinde</strong> <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de, A.g.m., s.375.432 Gülten KUTAL, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu <strong>Ülkelerinde</strong> <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de, A.g.m., s.358.433 Daha geniş bilgi için bkz: Gülten KUTAL, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu ÜIkelerinde <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de, A.g.m., s.358-360.


duruma göre toplam işgücü içinde genç insanlar, işsizlerin % 40 oranındanda daha büyük bir bölümünü kapsamaktadır. 4341985 yılı itibariyle genç işsiz sayısı 6.391’e, genç işsiz oranı ise %41,12’ye yükselmiştir. 1979 yılına göre oransal artış, % 0,28 olduğu halde;genç işsiz sayısındaki artışın büyüklüğü, kayıtlı işsiz sayısındaki tüm yaşgruplarını etkilediğini göstermektedir. 435<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nin Tablo II-21’de yer alan kayıtlı işsizler sayısı 1989’da4.617 iken, bu sayı her yıl giderek yükselmiş; 1993’de 5.112’ye, 1994’de de5.140’a çıkmıştır. Üye ülkeler bazında konu ele alındığında, 1989 yılı gençişsiz sayısı ile 1994 genç işsiz sayısı arasında; Danimarka, Đspanya, Fransa,Hollanda <strong>ve</strong> Portekiz’de az da olsa azalma olmuştur. Bunun yanında diğerüye ülkelerde artış görülür. Genç işsiz sayısında en fazla artış; sırasıylaLüksemburg, Đtalya, Đngiltere, Almanya <strong>ve</strong> Belçika’dadır. Tablo’da yer alanbu azalış <strong>ve</strong> artışlara rağmen, üye ülkelerin tümünde kayıtlı genç işsizliğiyükselmiştir.434 Michael BOLLE / Christoph F .BÜCHTEMANN, Young People Without a Future, Vocational TrainingBulletin, No: 16 December 1984/III, Germany, 1984, s. 2.435 Gülten KUTAL, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu <strong>Ülkelerinde</strong> <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de, A.g.m., s.360 ; Gülten KUTAL, Dünyada <strong>ve</strong><strong>Türkiye</strong>’de Đşsizlik Sorunu, A.g.t., s. 17; Gülten KUTAL, <strong>Avrupa</strong> <strong>Ülkelerinde</strong> Genç Đşsizliği Sorunu <strong>ve</strong> UygulananBaşlıca Istihdam Politikaları, ĐĐBK, Hizmet Etkinleştirme Semineri, Yayın No: 271, Ankara, 1992, s. 65.


TABLO II-21AVRUPA BĐRLĐĞĐ ÜLKELERĐNDE KAYITLI 25 YAŞIN ALTINDAKĐ ĐŞSĐZSAYISI(Bin)Ü L K E L E RYILLARBelçika Danimarka Almanya Yunanistan Đspanya Fransa Đrlanda Đtalya Lüksemburg Hollanda Portekiz Đngiltere AB(12)1989115.259.0343.532.5936.1684.960.01649.50.6106.8111.1516.84617.91990107.059.1291.239.3764.4626.859.11680.30.584.3103.3491.34199.61991116.359.4404.547.9686.7614.072.21766.80.573.887.9697.94627.21992124.759.9408.051.4678.4627.684.71699.20.776.387.9822.24721.31993142.760.6456.248.6787.3669.786.21831.61.099.896.3832.05112.91994145.655.9464.049.8778.4664.680.01958.91.3104.5105.6732.05140.3KAYNAK : 1989 Yılı = Eurostat, Eurostatistics, Data For Short-term Economic Analysis, 1993/10, s.471990 Yılı = Eurostat, Eurostatistics, Data For Short-term Economic Analysis, 1993/12, s. 47.1991 Yılı <strong>ve</strong> di€erleri = Eurostat, Eurostatistics, Data For Short-term Economic Analysis,1996/1, s. 36


Üye ülkelerde görülen kalkınma hızı, iş piyasası <strong>ve</strong> mevcut istihdamdurumlarına göre hazırlanan <strong>ve</strong>riler; istihdamda kısa zamanda herhangi birdüşmenin söz konusu olmayacağını ortaya koymaktadır. Görüldüğü gibigençler arasındaki işsizliğin Birlik ortalamasının üzerinde olması, sadecegençlere has bir problem değil; aynı zamanda son on yıldır bütün üyeülkelerin karşı karşıya bulunduğu genel istihdam krizi <strong>ve</strong> 1980’den bu yanadaha kötü hale gelmiş bir istihdam krizine atfedilmelidir. 436Gençler arasında işsizliğin artması <strong>ve</strong> istihdamın azalmasında çeşitlifaktörler <strong>ve</strong> bunlara bağlı değişik boyutlar bulunmaktadır. Değişik yapısalfaktörler gösteriyor ki, genç insanlar özellikle istihdam problemlerindenetkilenmektedirler. Gençler, yaş <strong>ve</strong> durumları gereği iş piyasasında az ya daçok yer işgal etmektedirler. Bu durum özellikle okuldan ayrılanlar <strong>ve</strong> yeniişe başlamış olanlar için geçerli olmakla beraber; aynı zamanda bir süredirçalışmakta olan gençleri de ilgilendirmektedir.Çalışma hayatındaki kısa hizmet süreleri dolayısıyla, gençlerin işe entegrasyonları<strong>ve</strong> istihdam sistemi içerisinde faydalandıkları kanunî <strong>ve</strong> kurumsalgü<strong>ve</strong>nlikleri de nispeten sınırlıdır. Bu durum onları işsizlik riskinekapılmaya daha çok sevketmektedir.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde iş sayısının azalması yanında, doğum oranlarınınyüksek olduğu yıllarda doğanların şimdiki konumunda; onların iş bulmadakibekleyiş <strong>ve</strong> istihdam sistemine entegre edilmelerindeki ihtimallerdesürekli olarak bir bozulma görülmektedir. Geçmişi <strong>ve</strong> aldıkları eğitimin, işpiyasasında onları daha iyi bir başlangıç noktasına getirmesi beklenirken;gençlerin daha fazla <strong>ve</strong> sürekli olarak işsizlikten etkilenmeleri, bubozulmanın sonucudur. Ayrıca, iş piyasası krizi devam ettiği sürece; iş içinyapılan başvurularda daha sıkı sosyal seçim uygulaması, gençler arasındaişsizliğin yayılmasına sebep olmaktadır.Gençlerin istihdamının aynı zamanda bölgesel bir boyutu da vardır.Avrapa’nın kömür <strong>ve</strong> çelik üretim alanları gibi, yapısal krizlerden etkilenensanayi bölgelerinde; işsiz genç insanların sayısı, ortalamanın üzerindedir.Bu genç insanlar genellikle üye ülkelerin kırsal <strong>ve</strong> yapısal açıdan zayıfbölgelerindendir.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde genç işsizler, gerek kısa dönemde <strong>ve</strong> gerek uzundönemde; geçici bir işsizlik döneminden sonra, sağlam bir entegrasyonagirememektedirler. Pek çoğu, uzun süre için artan işsizlik düzeyleriyle,436 Michael BOLLE / Christoph F. BÜCHTEMANN, Young People Without a Future, A.g.e., s. 2-3.


dengesiz kariyerler elde etmişlerdir. Genelde bir yıldan daha uzun süre,sürekli işsiz kalmış gençlerin sayısı; son yıllarda Birlik’e üye ülkelerde,alarm <strong>ve</strong>ren bir düzeye ulaşmıştır.Ayrıca üye devletlerde sadece eğitim yerlerinin sayılarında değil, aynızamanda <strong>ve</strong>rilen eğitimin kalitesinde de düşüş yaşanmaktadır. <strong>Avrupa</strong><strong>Birliği</strong>’nde mesleklerin genel azalması, bugün olduğu gibi devam ederse;genç işsizler, gelecekte daha önemli istihdam problemleriyle karşılaşacaklardır.437Tablo II-22’de yer alan "<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> <strong>Ülkelerinde</strong> KarşılaştırılabilirĐşsizlik Oranları"nı, üye ülkeler bazında tek tek ele alıp incelediğimizde;nüfusu en az ülke olmasına karşılık, 25 yaşın altında kayıtlı işsizlerinoransal olarak en yüksek olduğu ülke Lüksemburg’dur. Bu ülkede 1989 yılıitibariyle, % 1,8 olan toplam işsizliğin % 3,6’sını 25 yaşın altındaki işsizlermeydana getirmektedir. 1994 yılında toplam işsizlik % 3,4’e yükselirken, buoran içinde genç işsizlerin oranı % 6,3’e çıkmıştır.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye diğer ülkelerin 1989 <strong>ve</strong> 1994 yıllarına ait, 25 yaşınaltındaki işsizlerin toplam işsizlik içindeki oranlarına baktığımızda;Đspanya’da % 36,6 dan % 45,4’e (aradaki fark % 8,8), Đngiltere’de % 9,1’den% 16,6’ya (aradaki fark % 7,5), Fransa’da % 19,8’den % 27,2’ye (aradakifark % 7,4), Belçika’da % 15,4’den % 22,0’ye (aradaki fark % 6,6),Danimarka’da % 9,9’dan % 13,8’e (aradaki fark % 3,9), Yunanistan’da %25,8’ den % 28,8’e (aradaki fark % 3,0), Almanya’da % 5,3’den % 8,2’ye(aradaki fark % 2,9) <strong>ve</strong> Portekiz’de % 11,9’dan % 14,5’e (aradaki fark % 2,6)yükselmiştir.437 Michael BOLLE / Christoph F .BÜCHTEMANN; Young People Without a Future, A.g.e., s.3-4.


TABLO II-22AVRUPA BĐRLĐĞĐ ÜLKELERĐNDE KARŞILAŞTIRILABĐLĐRĐŞSĐZLĐK ORANI (%)ÜLKELERBELÇĐKADANĐMARKAYILLAR Toplam Erkek Kadın25 YaşınAltındaki25 YaşınÜstündeki Toplam Erkek Kadın25 YaşınAltındaki25 YaşınÜstündeki1989199019911992199319949,27,67,77,68,89,76,14,85,05,16,17,714,212,011,911,412,912,415,413,115,915,116,922,08,36,86,56,67,68,17,07,98,49,610,610,76,17,27,98,79,910,38,18,89,110,611,311,29,911,110,811,511,813,86,27,17,99,210,310,1ALMANYAYUNANĐSTAN1989199019911992199319945,75,24,24,57,08,64,73,93,64,05,77,47,37,25,25,18,610,35,34,73,73,9:8,25,85,44,44,6:8,77,77,87,07,7:9,44,94,94,34,8:6,112,512,711,712,9:15,025,826,123,224,6:28,84,95,04,45,0:6,4ĐSPANYAFRANSA19891990199119921993199418,016,416,117,821,324,413,412,112,213,617,720,126,824,823,325,528,031,536,632,130,932,337,145,413,012,512,514,317,319,99,98,79,29,710,310,27,56,57,17,88,710,612,811,512,012,212,414,119,816,918,019,720,927,28,27,47,88,38,810,4ĐRLANDAĐTALYA19891990199119921993199417,215,315,717,618,415,216,614,815,217,017,515,018,616,316,718,819,915,723,820,623,126,227,824,115,213,813,515,115,813,010,99,910,310,511,211,47,46,56,87,07,99,017,015,916,216,416,815,632,929,129,029,131,031,86,16,16,36,66,97,9


ÜLKELERLÜKSEMBURGHOLLANDA25 Yaşın25 Yaşın25 Yaşın25 YaşınYILLAR Toplam Erkek KadınAltındakiÜstündeki Toplam Erkek Kadın Altındaki Üstündeki19891,81,42,63,61,49,87,014,415,18,319901,51,02,32,91,28,05,811,411,07,219911,81,32,84,01,57,45,510,310,76,619921,81,42,73,51,56,65,09,110,15,819932,41,73,65,01,88,26,510,713,86,819943,23,13,86,32,97,66,59,111,16,8PORTEKĐZĐNGĐLTERE19895,73,68,511,94,17,07,56,39,16,419904,93,46,910,73,46,36,75,78,95,519913,92,65,58,42,89,09,88,013,97,719924,53,36,19,93,310,611,99,016,89,119934,94,15,99,93,710,312,27,815,59,119946,75,97,814,55,39,711,57,316,68,3AVRUPA BĐRLĐĞĐYILLAR Toplam Erkek Kadın 25 yaşın Altındaki 25 Yaşın Üstündeki1989 9,3 7,4 12,1 17,8 7,31990 8,3 6,5 11,1 15,7 6,71991 8,7 7,1 11,0 16,7 7,01992 9,4 8,0 11,5 18,1 7,61993 10,4 9,2 12,2 19,1 8,61994 11,4 10,2 13,1 21,7 9,6KAYNAK:1989 Yılı: Eurostat, Basic Statistics Of The Community, 27th Edition, 1990, s.127-134.1990 Yılı: Eurostat, Basic Statistics Of The Community, 28th Edition, 1991, s.127-134.1991 Yılı: Eurostat, Basic Statistics Of The Community, 29th Edition, 1992, s.137-146.1992 Yılı: Eurostat, Basic Statistics Of The Community, 30 th Edition, 1993, s.153-161.1993 Yılı: Eurostat, Basic Statistics Of The Community, 31 st Edition, 1994, s.147-155.1994 Yılı: Eurostat, Basic Statistics Of The Community, 32 nd Edition, 1995, s.155-163.Ayrıca aynı yıllarda Đtalya’da % 32,9’dan % 31,8’e (aradaki düşüş farkı %-1,1) <strong>ve</strong> Hollanda’da % 15,1’den % 11,1’e (aradaki düşüş farkı % -4,0)düşme göstermiştir. Buna rağmen, Tablo’da yer alan yıllarda; AB’de 25


yaşın altındaki gençlerin oranı, 25 yaşın üstündekilerin oranından (1994yılı hariç) % 10 civarında bir artışa sahiptir. 1994 yılında bu oran % 12,1’likartış göstermiştir.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkelerden sadece Almanya’da, toplam işsizlikiçinde yer alan; 25 yaşın üstündeki işsizlerin oranı, 25 yaşın altındaki işsizlerin(Tablo’da yer alan tüm yıllarda) oranından fazla olma gibi birfarklılık ortaya koyar. Diğer üye devletlerin tamamında 25 yaşın altındakiişsizlerin oranı, üstündekilerin oranından fazladır.Yukarıda yer <strong>ve</strong>rdiğimiz genç işsizliğinin sebeplerini araştırarak, gençişsizlerin çalışma hayatına katılmalarını sağlamak üzere; <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ndeĐstihdam Komisyonu, bu konuda çeşitli incelemeler yapmıştır. Bununsonucu genç işsizliğinin sebepleri sadece ekonomik olmayıp, onlarınsanayiinin ihtiyaçlarına cevap <strong>ve</strong>rebilecekbir meslekî eğitimden geçirilmelerinin gereğini de vurgulamıştır. <strong>Avrupa</strong><strong>Birliği</strong>’nde genç işsizliğinin önlemesi <strong>ve</strong> istihdamın artırılması için; kamuyatırımlarının artırılması <strong>ve</strong> özel yatırımların teşviki şarttır. AyrıcaKOBI’lerle, yerel teşebbüslerin desteklenmesi yanında; çalışma hayatı <strong>ve</strong>sosyal gü<strong>ve</strong>nlik alanında bazı değişiklikleri kapsayan (Haftalık çalışmasürelerinin kısaltılması, emeklilikte oynak yaş sınırı gibi) önerilere yer<strong>ve</strong>rmiştir.3 - <strong>Türkiye</strong> <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde Genç Đşsizliğine KOBi’lerin ĐstihdamBakımından Katkıları<strong>Türkiye</strong>’nin en büyük <strong>ve</strong> tabii zenginliği, genç bir nüfusa sahip olmasıdır.438 Bugün ülkemizde büyük boyutlara ulaşan işsizliğin odak noktasını,gençlerin işsizliği teşkil etmektedir. Bir ülkenin toplumsal <strong>ve</strong> ekonomikkalkınmasında en büyük gösterge, çalışmak isteyenlere istihdam imkanıyaratmaktır. Çalışma arzu <strong>ve</strong> iktidarında olup da, işsizlik içinde önemli biryer işgal eden genç işsizlere; istihdam imkanı, sağlanmasında en büyükgörev, KOBĐ’lere düşmektedir.Ülke ekonomisi için KOBĐ’lerin istihdama katkısı, geniş bir tabanoluşturması <strong>ve</strong> sosyal değişimi kolaylaştırması gibi sebeplerle; KOBĐ’lerin438 Gülten KUTAL, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu <strong>Ülkelerinde</strong> <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de, A.g.m., s. 375.


varlığı <strong>ve</strong> sürekliliği 439 ekonomik kalkınma politikalarında büyük önem arzeder. Ülkemizdeki işsizliğin en önemli özellikleri arasında yer alan gençişsizliğini önlemek için, işsizlikten en fazla zarar gören; kişi <strong>ve</strong> bölgelereyönelik geniş kapsamlı bir insangücü planlamasıyla, istihdamı ön planaalan teşvik politikalarına yer <strong>ve</strong>rilmelidir.Đmalât sanayiimizin 1985 yılı <strong>ve</strong>rilerine baktığımızda 440; KOBĐ’lerin ülkeimalât sanayii içinde tüm işletmelerimizin % 99,6’sını oluşturmakta <strong>ve</strong>toplam istihdamın % 57,3’lük payına sahip olduklarını görürüz. Tabloiçinde ülkemiz ekonomisinin temel dinamiğini oluşturan bu tür işletmelerde;kişi başına daha az sermaye yatırımı ile iş imkânı yaratılmaktadır.Ayrıca ekonomik durgunluk dönemlerinde istihdam imkânlarını daraltmadıklarıgibi, ekonomik şartlara kendilerini kolaylıkla uyarlayabilmektedirler.441 Bu bakımlardan genellikle sahipliği <strong>ve</strong> yönetimi aynı kişidebütünleştiren <strong>ve</strong> müteşebbis yetiştirici birer okul olan KOBĐ’ler; kalkınmanında stratejik unsurlarıdır .442Tablo II-19’da yer alan <strong>ve</strong>riler incelendiğinde, Đş <strong>ve</strong> Đşçi Bulma Kurumu’nakayıtlı işsizlerin en yoğun olduğu yıl 1986’dır. Bu yılda Kurum’akayıtlı işsizlerin % 54,97’sini 15-24 yaş grubuna dahil genç işsizler oluşturur.Bu oran 1994 yılında % 53,44’e ulaşmıştır. 1986 yılına göre gençişsiz oranı düşmesine rağmen, ülke genelinde genç işsizliği konumunumuhafaza etmiştir. Bu sebeple eğitim sisteminden çıkmış, üni<strong>ve</strong>rsiteyegidememiş gençlerimizin; ileride ihtiyaç duyulacak meslek alanları dadikkate alınarak eğitilmeleri <strong>ve</strong> istihdam yaratmada yüksek potansiyelesahip KOBĐ’lerde istihdam edilerek, üretken hale getirilmeleri sağlanmalıdır.Ülkemizde istihdam problemleri, temelde makro ekonomik sebeplerdenkaynaklanmakta olup; ekonomik büyüme <strong>ve</strong> sanayileşme hızlandırılmadığısürece, istihdam imkânlarını geliştirip, artırmak oldukça zordur. Bugünülkemizde yaşanılan yüksek enflasyon sebebiyle bir çok işyerlerikapanmakta, yeni yatırımlara yer <strong>ve</strong>rilmediğinden işgücü arzı karşılanamadığıgibi işyerlerinde kullanılan teknolojilerin sermaye yoğun oluşu439 Fikret SÖNMEZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Đşçi Sağlığı, A.g.t., s. 22.; Ali COfiKUN, Görüşlerimiz,A.g.e., s. 70.440 Daha geniş bilgi için bkz: Tablo I-1.441 Yalım EREZ, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ö1çekli Đşletmeler Konferansı-2000’li Yıllara Girerken <strong>Türkiye</strong>’nin <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong><strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler Politikası - Açış Konuşması, 27 Aralık 1993, TOBB, Ankara, 1993, s. 12.442 Ali COfiKUN, Görüşlerimiz, A.g.e., s.70.


da istihdam problemini artırmıştır. 443 Bu problemlerin halli, sosyo ekonomikyapıya dinamizm kazandıran <strong>ve</strong> istihdam yaratma potansiyeline sahip olanKOBĐ’lerce mümkündür.Bütün dünya sanayiinde olduğu gibi ülkemizde de KOBĐ’ler; daha azyatırımla daha çok kişiye istihdam imkânı <strong>ve</strong>ren, teknolojik değişime dahayatkın, ekonomik dalgalanmalardan çok daha az etkilenen, talep değişiklik<strong>ve</strong> çeşitlerine kolay uyum sağlayan kuruluşlardır. 444 Bu yönleriyle ülkeişsizliği içinde önemli yer işgal eden, gençlere istihdam yaratmada en büyükpaya sahip KOBĐ’lerin potansiyelinden faydalanılarak; organize sanayibölgelerinin yoğunlaştırılması sonucu, genç işsizlere mahallinde istihdamimkânı sağlanacaktır.Hızlı nüfus artışı yaşanan ülkemizde, toplam nüfus içinde genç nüfusunyoğun olması genç işsizliğini artırırken; <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde doğumoranındaki azalmayla birlikte ö1üm oranının da düşmesi, yaşlı nüfusuntoplam nüfus içindeki payını artırmıştır. <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkelerdeyaşlı nüfus yapısı oluşmasına rağmen, yaşanan işsizlik içinde genç işsizliğibüyük boyutlara ulaşmıştır. Bu bakımdan <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> Komisyonu’ncagenç işsizliğini önlemek amacıyla, alınan pek çok ekonomik <strong>ve</strong> toplumsalkararlar içinde KOBĐ’lere büyük yer ayrılmıştır.Diğer ülkelerde olduğu gibi, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkelerde de KOBĐ’ler;sayısal bütünlük <strong>ve</strong> istihdam yaratma gücü açısından, ekonomik <strong>ve</strong>toplumsal kalkınmanın belkemiğini oluştururlar. 445 KOBĐ’lerin ekonomik <strong>ve</strong>toplumsal kalkınmadaki rolleri; yalnızca bu işletmelerden beklentilerdoğrultusunda ülkeden ülkeye farklılık göstermekle kalmaz. Aynı zamandabir ekonomide, sektöre <strong>ve</strong> zamana göre de değişiklik gösterir .446Genç işsizlerin istihdamıyla ilgili araştırmalara bakıldığında, Đngiltere,Đspanya <strong>ve</strong> Fransa’da; büyük işletmelere nazaran küçük işletmelerin dahayüksek bir orana sahip olduğu görülür. Bunun yanında hizmet sektöründe,443 Neşe ALGAN, <strong>Türkiye</strong>’de Đstihdamın Yapısal Analizi: Sorunlar <strong>ve</strong> Öneriler, ĐĐBK., Đstihdam Dergisi, Sayı:17,Ağustos 1994, Ankara, s.5.444 KOSGEB, 1990 Yılı Faaliyet Raporu, Ankara, 1990, s.3.445Halil SARIASLAN, <strong>Türkiye</strong> Ekonomisinde <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler-Đmal(t Sanayii ĐşletmelerindeSorunlar <strong>ve</strong> Stratejiler, TOBB, Ankara, 1996, s.9.446 Halil SARIASLAN, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmelerin Finansal Sorunları, A.g.e., s. 31.


işgücünden daha düşük vasıf <strong>ve</strong> eğitim aranması sebebiyle; bu sektördekigenç işçi oranı, imalât sanayiinden fazladır. 447<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> ülkelerinde benimsenen KOBĐ’leri destekleme politikalarında,bu işletmelerin istihdam yaratma <strong>ve</strong> ekonomik durgunluk dönemlerindeyeni iş sahaları oluşturmadaki etkileri göz önüne alınmaktadır.1973 petrol krizi sonucu başlayan ekonomik durgunluk <strong>ve</strong> gerilemedöneminde, büyük işletmelerin iş hacimlerini daraltması sonucu; <strong>Avrupa</strong><strong>Birliği</strong>’ne üye ülkelerde işsizlik artmış <strong>ve</strong> KOBĐ’lerin önemi bu dönemdeanlaşılmıştır. Sonuçta bu tür işletmeler esnek yapıları gereği o dönemdekiekonomik şartlara kendilerini kolaylıkla adapte ederek kriz dönemini kolaylıklaatlatmışlardır. 4481970’li yıllara kadar <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye tüm ülkelerde, istihdamıkoruma yeni iş imkânları sağlamada; KOBĐ’leri destekleme <strong>ve</strong> geliştimepolitikalarına yer <strong>ve</strong>rilirken, bugün bu politikaları değiştirme cihetinegitmişlerdir. Yerine; ekonomiye dinamizm <strong>ve</strong> rekabetci bir özellik kazandıracak,yaşama <strong>ve</strong> büyüme potansiyeli yüksek olan küçük işletmelerin kuruluş<strong>ve</strong> gelişimini sağlayıcı politikalara yer <strong>ve</strong>rilmiştir. 449Ayrıca işsizlikle mücadele edebilmek için alınacak önlemleri belirlemeküzere oluşturalan <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> Đstihdam Sorunları Komisyonu, yaptığıincelemelerde genç işsizliğinin sebeplerini özel olarak araştırmıştır. Gençişsizlerin çalışma hayatına katılmasını sağlamak amacıyla, <strong>Avrupa</strong> SosyalFonu’nun (ASF) bu konuda önlemler almasını önermiştir.Komisyon’a göre gençler arasında işsizlik sebebi sadece ekonomik <strong>ve</strong>demografik faktörlerle ilgili değildir. Genç işsizliğini etkileyen faktörlerinbaşında; gençlerin sanayiinin gereklerine kolay cevap <strong>ve</strong>rebilecek mesleklerdeeğitim görmemiş olması <strong>ve</strong> vasıflarının sanayiinin ihtiyaçlarını karşılayacakseviyede bulunmaması yer almaktadır.Genç işsizlere yönelik alınan diğer önlemler arasında, gençlerin kendiişlerini kurmalarını sağlayan teşvikler yer almaktadır. Böylece KOBĐ’leraracılığıyla, ekonomik hayata ücretli statüsünde değil, kendi hesabınabağımsız çalışma <strong>ve</strong>ya zamanla iş<strong>ve</strong>ren statüsünde kalmalarını sağlayan447 Nusret EKĐN, <strong>Küçük</strong> Đşyerlerinde Endüstri Đlişkileri, Kamu-Đş, Ankara, 1993, s.9.448 Halil SARIASLAN, <strong>Türkiye</strong> Ekonomisinde <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler, A.g.e., s.l5-17.; HalilSARIASLAN, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmelerin Finansal Sorunları, A.g.e., s.31-33.449 Halil SARIASLAN, <strong>Türkiye</strong> Ekonomisinde <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler, A.g.e.,s. 16.


destek politikaları uygulamaya konulmuştur. 450 Genç işsizliğini azaltmaamacıyla, her ülkenin özel şartlarına göre belirlenen önlemler arasında;işsizlikle mücadele fonları <strong>ve</strong> vakıfları kurmak, genç işsizlere sürekli bir işeyerleştirilene kadar geçici imkânları sağlamak, yatırımları işsizliğin yoğunolduğu bölgelere yöneltmek,eğitim yardımları yapmak <strong>ve</strong> gençlere işdeneyimi kazandıran iş projeleri uygulamasına yer <strong>ve</strong>rilmiştir .451Đşsizlik oranlarının yüksek olduğu <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> ülkelerinde, on yıl öncegeçerli olan <strong>ve</strong> sade istihdam yaratmayı amaçlayan istihdam politikası;bugün önemini yitirmiştir. Bunun yerine küçük <strong>ve</strong> orta boyatlu işletmelerinişletme kurma safhasından başlamak üzere, işletmelerin canlılığını koruma<strong>ve</strong> sayılarının artmasını amaçlayan politikalara yer <strong>ve</strong>rilmiştir. 452<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde Đstihdam Sorunları Komisyonu, üye ülkelerin gençişsizliğini azaltma gayretlerini; yeni istihdam imkânları yaratma <strong>ve</strong> meslekîeğitim olmak üzere iki noktada odaklaştırmaktadır.Yeni istihdam imkânları yaratmak için; bir yandan kamu yatırımlarınıişsizliğin yoğun olduğu bölgelere aktarmak, diğer taraftan işsizliğin yoğunolduğu bölgelerde kurulu KOBĐ’lerde özellikle genç işsizleri istihdam etmedüşünülmüştür.Bu amaçla genç işsizlere yeni iş imkânı yaratılması için; devlet bütçesinden<strong>ve</strong> iş<strong>ve</strong>renlerin ödediği sosyal gü<strong>ve</strong>nlik harcamalarına katkıdabulunma gibi malî destekler sağlanmıştır. Yine işgücünün vasıflarınıyükseltmek <strong>ve</strong> iş piyasasının ihtiyaç duyduğu vasıflara sahip elemanlarıyetiştirmek için; meslekî eğitim programlarına ağırlık <strong>ve</strong>rilmiştir. Bu programlardaiş piyasasında en az avantajlı olan (genç işsizler, kadınlar, sakatlar<strong>ve</strong> uzun süre işsiz olanlar gibi) gruplara öncelik <strong>ve</strong>rilmiş, bunların işpiyasasına uyum sağlamalarında KOBĐ’lerden yararlanılmıştır.Ayrıca gençlere kendi işlerini kurmaları için bazı fırsatlar hazırlanmış <strong>ve</strong>yeni istihdam imkânı yaratılması amacıyla; yaşama <strong>ve</strong> büyüme potansiyeli450 Gülten KUTAL, <strong>Avrupa</strong> <strong>Ülkelerinde</strong> Genç Đşsizliği Sorunu...,A.g..t., s. 66-67.451 Daha geniş bilgi için bkz: Gülten KUTAL, <strong>Avrupa</strong> <strong>Ülkelerinde</strong> Genç Đşsizliği Sorunu...,A.g.t., s. 67-74.452 Commission Of The European Communities, Evaluation Of Policy Measures For The Creation andDe<strong>ve</strong>lopment Of Small and Medium-Sized Enterprises, Synthesis Report, Office for Official Publications Of TheEuropean Communities, Luxembourg, 1989, s. 19.


yüksek olan, yeni KOBĐ’lerin kuruluş <strong>ve</strong> gelişimini sağlayan politikalar 453uygulamaya konulmuştur.C - Kadınların Đşsizliği <strong>ve</strong> ĐstihdamıĐstihdamı artırmak suretiyle, işsizliğin önlenmesi; hem Ülkemizin, hemde AB’ne üye ülkelerin başlıca problemleri arasındadır. Bir ülkeninekonomik <strong>ve</strong> sosyal refahı, o ülkenin işsiz sayısının azalmasına bağlıdır. Bubakımdan, çağdaş devlet anlayışının en önemli yükümlülükleri arasında;istihdamı artırmak suretiyle, işsizliği önleme yer almaktadır.Ülkemizde toplam nüfusun yarısına yakınını, AB’ne üye ükelerde detoplam nüfusun yarısını kadın nüfusu oluşturmaktadır. Kadınların hergeçen gün iş piyasasına katılımında artış görülmekle birlikte, istihdamalanında karşılaştıkları çeşitli eşitsizliklerde de; aynı oranda bir azalmaolduğu söylenemez. Bu bakımdan, kadınların ekonomideki duramlarında;arzulanan bir seviyede, gelişme kaydedilememiştir.Kadınların ekonomik <strong>ve</strong> sosyal alandaki durumunu belirlemek amacıyla,çalışmamızın bu kısmında; <strong>Türkiye</strong> <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’inde kadınların işsizliği<strong>ve</strong> istihdamına ilişkin temel özellikler ele alınırken, çalışan kadınlarınkarşlaştıkları problemler ortaya konulmaya çalışılacaktır.1 - <strong>Türkiye</strong>’de Kadınların Đşsizliği <strong>ve</strong> ĐstihdamıHızlı gelişme eğiliminde olan ülkemizde kadınlar, ekonomik <strong>ve</strong> sosyalhayatın önemli bir parçası kabul edilirler. Ülkemizde çalışan kadın, genç birişgücü olup; çalışmaya erken yaşta başlayan <strong>ve</strong> işgücü piyasasını erkenterkeden bir yapıya sahiptir. Bu sebeple kalıcı <strong>ve</strong> düzenli bir işgücüdeğildir. 454<strong>Türkiye</strong>’de nüfusun yarıya yakınını meydana getiren kadınların, 1980yıllında kadın işgücünün toplam işgücüne oranı % 35,6 iken; bu oran,1985 yılında % 36,4’e yükselmiştir. 455 Tablo II-9’da yer alan <strong>ve</strong>rilere göre;1990 yılında 19.554 kişi olan işgücü içinde, kadınlar % 56,7’lik bir oranasahiptir. Aynı yıl işgücüne katılma toplam oranı içinde, kadınların işgücüne453 Gülten KUTAL, <strong>Avrupa</strong> <strong>Ülkelerinde</strong> Genç Đşsizliği Sorunu..., A.g.t., s.76-77.454 Hüsamettin ÖRNEK, Kadının Çalışma Yaşamında Yeri, ĐĐBK., Đstihdam Dergisi, Sayı:16, Ankara, Mayıs1994, s. 23.455 Đsmail BĐRCAN, Kadınların Đşsizliği <strong>ve</strong> Đstihdamı, ĐĐBK. ,Đstihdam Seminerleri-1, Yayın No:272, Ankara,1992, s.5.


katılma oranı % 34,7’dir. Đşgücü 1991 (19.967 bin), 1992 (20.196) <strong>ve</strong> 1993(20.232) yıllarında artmasına rağmen; aynı yıllarda işgücüne katılmatoplam oranı düşme göstermiştir. Bu oran 1991 yılında % 56,2’ye, 1992yılında % 55,5’e <strong>ve</strong> 1993 yılında da % 54,2’ye inmiştir. Aynı yıllardakadınların işgücüne katılma oranları, bu düşüşe paralel olarak; 1991’de %34,2’ye, 1992’de % 33,l’e <strong>ve</strong> 1993 yılında da % 32,3’e inmiştir.Tablo II-7’de yer alan yaş gruplarına göre ülkemizdeki işgücüne katılmaoranlarını incelediğimizde; tüm yaş gruplarında işgücüne erkeklerin katılmaoranı, kadın oranından fazladır. Bunun yanında, işgücüne kadın katılmaoranı; en yüksek 15-19 <strong>ve</strong> 20-24 yaş grupları arasında olup, her yaş grubu% 40’lık bir orana sahiptir.Tablo II-20 incelendiğide, 1988 yılında 18.445 kişi olan istihdam edilenlertoplamının 5.609’unu kadınlar oluşturur. Đstihdam edilenler toplamı1989 yılında 18.856’ya yükselirken, kadın sayısı 5.987’ye ulaşmıştır. 1990yılında 19.574’e ulaşan istihdam edilenler sayısı içinde kadınlar 6.442’yeyükselmiştir. Buna rağmen, yine aynı Tablo’da yer alan yılların tamamında;istihdam edilenler toplamının yarıdan fazlası, erkeklerden oluşmaktadır.DĐE, 1985 Hanehalkı Đşgücü Anket sonuçlarına göre, <strong>Türkiye</strong> nüfusununyarısını kadınlar oluşturur. Yine aynı araştırmaya göre kadınlarınistihdamdaki pay % 30,6’dır. 456Đşgücüne katılan kadınların sektörlere göre dağılımına bakıldığında;1955-1965 yılları arasında çalışan kadınların ortalama % 95’inin tarımkesiminde yoğunlaştığı, bunu sırasıyla sanayi (% 2,5) <strong>ve</strong> hizmetler sektörleri(% 2) takip eder. 1970-1980 yılları arasında ise görünüm değişmiş, tarımkesiminde çalışan kadın sayısı % 86’ya düşerken; sanayi % 5’e, hizmetlersektörü de % 8’e yükselmiştir. 457456 TĐSK, Ülkemizde Kadın Đstihdamının Artırılması-Araştırma, Đş<strong>ve</strong>ren, Cilt: XXXIV, Sayı: 6, Mart 1996, s. 30.457 Rezzan TATLIDĐL, <strong>Türkiye</strong>’de Kadınların Çalışma Yaşamındaki Yeri <strong>ve</strong> Sektörel Dağılımı, DPT., 3. ĐzmirĐktisat Kongresi, 4-7 Haziran 1992, Sosyal Değişim <strong>ve</strong> Sosyal Gelişme Stratejileri, Ankara, 1993, s. 199.


TABLO II-23ĐSTĐHDAM EDĐLENLERĐN CĐNSĐYETE GÖRE DAĞILIMITarım Sanayi Hizmetler ĐstihdamEdilenlerBin (%) Bin (%) Bin (%) ToplamıKadın 4.326.317 74,3 543.051 9,3 954.094 16,4 5.823.462Erkek 4.221.044 31,6 2.362.475 17,7 6.764.954 50,7 13.348.473Toplam 8.547.361 44,6 2.905.526 15,1 7.719.048 40,3 19.171.935KAYNAK: TĐSK, Çalışma Hayatında Kadın, Đş<strong>ve</strong>ren, Cilt:XXXI, Sayı:6, Ankara, Mart 1993, s.8.(Nisan 1992)Tablo II-23’de yer alan <strong>ve</strong>riler arasında çalışan, kadınların sektöreldağılımı incelendiğinde; % 74,3’ünün tarım, % 16,4’ünün hizmetler, %9,3’ünün ise sanayi sektöründe istihdam edildiği görülür.1955 yılından,Tablo II-23’de yer alan <strong>ve</strong>rilerin ait olduğu nisan 1992’yekadar geçen zaman içinde tarım sektöründe (% 95’den % 74,3’e) düşmeolmasına rağmen; kadınların en fazla istihdam edildikleri sektör tarımsektörüdür. Bunu hizmetler <strong>ve</strong> sanayi sektörleri takip etmektedir. Yine aynıyıllar arası, tarım sektöründe yer alan çalışan kadın oranı % 95’den %74,3’e düşerken; diğer sektörlerde görülen artış hizmet sektörü lehindegelişmiş olup, çalışan kadın oranı % 2’den % 16,4’e yükselmiştir. Bununsebebi arasında, şehirli kadınların çalışma hayatına katılmaları ile bahiskonusu yıllar arasında köylerden şehirlere yapılan göçler yer almaktadır.Köyde tarım alanında pasif biçimde çalışan kadın işgücü, şehiregöçtüğünde; çalışma hayatına vasıfsız işgücü olarak katılmıştır. Bu durumkadınların hem daha kötü şartlarda, hem de düşük ücretle çalışmalarınazemin hazırlamıştır. 458Yukarıda yeşitli yönlerden ele alınan <strong>ve</strong>rilere göre, ülkemizde çalışankadın sayısının sanıldığı kadar düşük olmadığı <strong>ve</strong> kadınların önemli bir458 Rezzan TATLIDĐL, <strong>Türkiye</strong>’de Kadınların Çalışma Yaşamındaki Yeri..., A.g.t., s.199.


potansiyeli oluşturduğu söylenebilir. 459 Ülkemizde tarım dışı sektörlerdekadın istihdamı genellikle eğitim <strong>ve</strong> sağlık alanında yoğunlaşmıştır. Eğitimdeçalışanların % 44’ü, sağlık alanında çalışanların da % 60’ını kadınlaroluşturmaktadır. Toplam 1.4 milyon kamu personelinin % 31,2’si kadındır.460TABLO II-24<strong>Türkiye</strong>’de Đstihdam Gruplarının Đşteki Durumu <strong>ve</strong> Cinsiyete Göre Dağılımı(Nisan 1992 tarihi itibariyle)ĐŞTEKĐ DURUM TOPLAM ERKEK KADINÜCRETLĐ VEYA MAAŞLI 6.238.207 5.101.895 1.136.312GEÇĐCĐ ĐŞÇĐLER (Yevmiyeli) 1.372.310 1.170.190 202.120ĐŞVEREN 1.059.995 1.031.137 28.858KENDĐ HESABINA 4.712.158 4.198.714 513.444ÜCRETSĐZ AĐLE ĐŞÇĐSĐ 5.789.265 1.846.537 3.942.728ĐSTĐHDAM EDĐLENLER TOPLAMI 19.171.935 13.348.473 5.823.462KAYNAK: TĐSK, Çalışma Hayatında Kadın, Đş<strong>ve</strong>ren, Cilt:XXXI, Sayı:6, Ankara, Mart 1993, s.9.Yukarıda Tablo II-24’de yer alan <strong>ve</strong>riler incelendiğinde; 1992 yılı itibariyle<strong>Türkiye</strong> genelinde toplam 5.789.265 kişi ücretsiz aile işçisi olarakçalışmaktadır. Bunun büyük bir çoğunluğu, 3.942.728 kişiyle kadınlaraaittir. Kadın sayısının yüksekliği, tarım sektöründe çalışan kadınlarımızınbüyük çoğunluğunun "ücretsiz aile işçisi" durumunda olmasından kaynaklanmaktadır.Ayrıca tarım toplumundan sanayi toplumuna geçişe paralelolarak, ücret <strong>ve</strong>ya maaşlı çalışan kadınlarımızın sayısı 1.136.312 kişiile istihdam edilenler toplam sayısı içinde ikinci sırayı alır. Bunu 513.444kişi ile kendi hesabına çalışan kadınlar takip eder. Bu durum 1995 yılındada kendisini muhafaza etmiştir. Sektörler arası dengesiz dağılımın kadınlaraçısından önemi ücretli istihdam durumunun yetersizliğinde de ortaya459 TĐSK, Çalışma Hayatında Kadın-(I990) Araştırma, Đş<strong>ve</strong>ren, Cilt:XXVIII, Sayı:7, Ankara, Nisan 1990, s.12.;Đsmail BĐRCAN, Kadınların Đşsizliği <strong>ve</strong> Đstihdamı, A.g.t., s.7.460 Đsmail BĐRCAN, Kadınların Đşsizliği <strong>ve</strong> Đstihdamı, A.g.t., s. 6.


çıkar. Nitekim, istihdamdaki kadınların % 69,l’i ücretsiz aile işçisi, % 22,6’sıücretli, % 8,3’ü de kendi hesabına <strong>ve</strong> iş <strong>ve</strong>ren olarak çalışmaktadır. 461Tablo II-19’da yer alan, işsizlerin cinsiyete göre dağılım toplamınabaktığımızda; işsizliğin 1986, 1987 <strong>ve</strong> 1988 yıllarında yükseldiğini <strong>ve</strong> diğeryıllarda azalma gösterdiğini görürüz. 1988 yılında işsiz toplamı 1.162.548’eulaşmış, bu sayı 1994 yılında 469.345’e inmiştir. Buna paralel olarak 1986,1987 yıllarında yükselen <strong>ve</strong> 1988 yılında 208.921’e ulaşan kadın işsizsayısı; daha sonraki yıllarda düşme göstermiş, 1994 yılında 87.103olmuştur.Kadınların istihdamında ortaya çıkan azalmanın sebepleri arasında;çocuk bakımı <strong>ve</strong> ev işleri gibi ailevî sorumluluklar yer alır. Ayrıca toplumdakiön yargılar, işgücü piyasasındaki mevcut işlerin belli sayıdaki kadınlarınistek <strong>ve</strong> beklentilerine cevap <strong>ve</strong>rmemesi, eğitim yetersizliği gibi sebeplerde kadınların istihdama daha az katılmalarının göstergesi kabuledilmektedir. 462Bu duruma göre; kadın nüfusumuzdan ekonomik kalkınmada yeterincefaydalandığımız söylenemez. Ekonomik kalkınmada kadınlardan yeterincefaydalanabilmemiz için, ülkedeki kadın işgücü başta olmak üzere; tümişgücünün meslekî yönden vasıflı hale getirilmesi gerekir. Bu gerçekleştirildiğitakdirde, genel olarak işsizlik problemi <strong>ve</strong> kadın istihdamınaçözüm bulunacaktır. Nitekim bugün ülkemizde pek çok açık işin, vasıflıeleman yokluğu sebebiyle doldurulamadığı; buna karşılık çok sayıda vasıfsızişçinin iş aradığı da bilinmektedir.Kadınlarımızın okur-yazar oranları halen erkeklerin gerisindedir. Eğitimalanında, son yıllarda önemli mesafe kaydedilmiş olmasına rağmen; okuryazarlıkoranı erkeklerde kadınların oranına göre yüksektir. Eğitimalanında kadınların genel eğitim düzeyindeki bu düşüklük, kadınların istihdamını<strong>ve</strong> meslekî eğitime yönelik çalışmalarını olumsuz yönde etkilemektedir.4631994 yllı itibariyle 87.103 kişi olan kayıtlı kadın işsiz sayısını, eğitimdurumuna göre ele aldığımızda; en fazla lise <strong>ve</strong> dengi okul mezunu olankadınlarda (36.410 kişi) olduğu görülür. Bunu ilkokul mezunu olanlar(26.162 kişi) ile orta <strong>ve</strong> dengi okul mezunu (8.545 kişi) olanlar takip eder.461 TĐSK, Ülkemizde Kadın Đstihdamının Araştırılması, A.g.a., s. 30.462 Đsmail BĐRCAN, Kadınların Đşsizliği <strong>ve</strong> Đstihdamı, A.g.t., s. 7.463 TĐSK, Çalışma Hayatında Kadın, (1990), A.g.a., s.12-13.


Yüksek okul <strong>ve</strong> fakülte mezunu kayıtlı kadın işsiz sayısı, 1994 yılında 4.606kişidir. 464Ülkemizdeki işgücünün meslekî yönden vasfının yükseltilmesiyle genelolarak işsizlik sorununa <strong>ve</strong> kadın işgücünün istihdamına çözüm bulunmasıamaçlanmıştır. Nitekim, istihdam edilen kadınlarımızın DĐE, "Nisan 1994Hanehalkı Đşgücü Anketi"nde yeralan, eğitim düzeyine bakıldığında; %24’ünün okur-yazar dahi olmadıkları, % 7’sinin okuma-yazma bilmelerinerağmen ilkokulu bitirmedikleri, % 54,3’ünün ilkokul, % 2,6’sının ortaokul,% 5,3’ünün lise, % 5’inin de yüksekokul mezunu oldukları görülür. Meslekîbir niteliğe sahip orta <strong>ve</strong> lise dengi meslek okulu mezunlarının oranı isesadece % 1,8’dir.Yetersiz eğitim düzeyinin yanı sıra, toplum içinde kadınlara atfedilen rol;kadının aile içindeki konumu <strong>ve</strong> değer yargıları, kadın için meslek <strong>ve</strong> aileyaşamını uyumlaştıracak destek programlarının yeterince geliştirilmemiş <strong>ve</strong>yaygınlaştırılmamış olması da kadınlarımızın işgücü piyasasında etkin birşekilde yer almaktan alıkoymaktadır.Eğitim düzeyinin düşüklüğü <strong>ve</strong> kayıtlı sektördeki istihdam imkânlarınınsınırlı olması, kadın işgücünün kayıt dışı sektörde düşük ücretle, sosyalgü<strong>ve</strong>nceden yoksun bir şekilde istihdam edilmesine yol açmaktadır. 465Ayrıca, Tablo II-19’da yer alan kayıtlı işsizlerin toplamına bakıldığında;1994 yılında kayıtlı kadın işsiz sayısının (87.103 kişi), en yoğun 55.163kişiyle 15-24 yaş grubunda olduğu görülür. Bu sebeple, çalışan kadınişgücünün artırılmasında anahtar faktör; meslekî yönden, kadının vasıflıişgücü haline getirilmesinde yatmaktadır.Diğer taraftan kadının toplum içindeki rolü, aile içindeki konumu <strong>ve</strong>değer yargıları; kadınlarımızın işgücü piyasasında etkili bir şekilde yeralmasma engel olmaktadır. Bu durum kadınlarımızın emek arzı içinde yeralma bakımından isteksiz davranmalarına yol açtığından; çalışma <strong>ve</strong> aileyaşantısının uyumlaştırılması, kadınlarımız için oldukça önemli bir konumarzeder.Son yıllarda kadınların işgücüne daha fazla oranda katılmalarında,çalışma şartlarının kadın işgücü için el<strong>ve</strong>rişli <strong>ve</strong> özendirici bir seviyeye464 Daha geniş bilgi için ĐĐBK, 1994 Yılı Faaliyet Raporu, A.g.r., s.32’de yer alan Tablo-30’a bakınız.465 TĐSK, Ülkemizde Kadın Đstihdamının Artırılması, A.g.a., s. 30.


getirilmesi önem taşır. Aynca kadınları çalışma hayatında koruyan hukukîdüzenlemelere yer <strong>ve</strong>rilmiş olması, işgücüne katılımı artırmıştır. 466Kadın işgücünden faydalanma hususunda gösterilen gayretler, KalkınmaPlanları’nda da yer almaktadır. 1990-1994 yılları arasını kapsayanVI. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda, "766. Kadınların eğitim seviyelerininyükseltilmesi <strong>ve</strong> meslekî eğitim imkânlarından daha fazla yararlanmalarıamacıyla özellikle tarım dışı sektörlerde istihdamın yaygınlaştırılması içingerekli ortam oluşturulacaktır" ile "767. Çalışan kadınların çalışma hayatı,sosyal gü<strong>ve</strong>nlik, sağlık, meslekî eğitim, yeniden işe alınma gibi konulardakarşılaştıkları uygulamadan kaynaklanan güçlüklerin giderilmesi içintedbirler geliştirilecek, çocukların bakım imkânlarının artırılması teşvikedilecektir", 467 şeklinde ilke <strong>ve</strong> politika hükümlerine yer <strong>ve</strong>rilmiştir.Ülkemizde kadın-erkek arasındaki eşitsizliklerden birisi eğitim seviyesindekifarklılıktan ileri gelmektedir. VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın766. paragrafında yer alan "eğitim seviyesinin yükseltilmesi <strong>ve</strong> meslekîeğitim imkânlarından daha fazla yararlanma" politikası aslında yeni değildir.Yenilik, kadınlara meslekî eğitim <strong>ve</strong>rmede gereken önem <strong>ve</strong> önceliğin;istihdam açısından yeni bir strateji olarak benimsenmesindedir.Bu stratejilerin başında; ekonomik gelişmede kadınlara daha fazlaimkân tanınması ile kadın işsizliğinin azaltılarak, çalışma hayatındakifaaliyetlerinin artırılması yer alır. Bazı faktörler karşısında, kadınların emekpiyasasında erkeklere göre daha esnek olmaları; kadınlara ait imtiyazlı <strong>ve</strong>kalite boyutu olan, özellikle yeni mesleklerde istihdam yaratacakpolitikaların ortaya konulmasını gerektirmektedir. Kadınlara <strong>ve</strong>rilecek olanbu tür meslekî eğitimler; bir taraftan ülkede vasıflı işgücü artışı sağlarken,aynı zamanda tüm toplumun kültür düzeyini de yükseltecektir. Bu amaçla1980’li yılların ortalarından itibaren, bu tür meslekî eğitim politikalarınaağırlık <strong>ve</strong>rilmektedir. 468Kadınlarla erkekler arasında karşılaşılan eşitsizlikleri ortadan kaldırmakamacıyla, ülkemizde bir takım mevzuat çalışmaları yapılmaktadır. Buçalışmalar arasında, kadınların yer altında <strong>ve</strong> gece çalıştırılmamaları gibiyasaklar; cinsiyeti ne olursa olsun, herkese eşit işe eşit ücret ile istihdamsağlama gibi gü<strong>ve</strong>nceler bulunmaktadır.466 TĐSK, Çalışma Hayatında Kadın (1990), A.g.a., s. 13.467 DPT, VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı, A.g.e., s. 287.468 Đsmail BĐRCAN, Kadınların Đşsizliği <strong>ve</strong> Đstihdamı, A.g.t., s. 13.


Kadınların toplumdaki yerini geliştirmek <strong>ve</strong> problemlerinin çözömündeyardımcı olmak için 1991 yılında Devlet Bakanlığı’na bağlı "Kadın Statüsü<strong>ve</strong> Sorunları Genel Müdürlüğü 469 kurulmuştur. 470 Böyle bir Genel Müdürlüğeyer <strong>ve</strong>riş, çalışma hayatında kadının öneminin anlaşılmış olmasınınsonucudur.Ayrıca son yıllarda yapılan yasa düzenlemeleriyle, çocuğuna bakmakisteyen kamu çalışanı kadınlara; ücretsiz izin kullanma, sigortalı evli kadınişçiye kıdem tazminatı ödenmesi gibi haklar da <strong>ve</strong>rilmek suretiyle, kadınistihdamını kolaylaştırıcı düzenlemeler yapılmıştır. 471Bugün sanayileşmiş ülkelerde işgücü istihdam kaynaklarından yeterinceistifade edebilmek <strong>ve</strong> işsizliğin artmasını önlemek için teşvik edilenpart-time çalışma, süreli hizmet akitleriyle çalışma gibi standart dışı istihdamtürleri, özellikle kadınlar açısından önemli bir istihdam fırsatı yaratmaktadır.Ülkemizde de bu tür istihdam şekillerinin geliştirilmesi <strong>ve</strong>kanunî düzenlemeye kavuşturulması, kadınların işgücü piyasasındakipayını yükseltecektir.Kadınların istihdamının kayıtlı sektörde artırılması önem taşımaktadır.Özellikle küçük işyerlerinde kaçak olarak çalışan <strong>ve</strong> her türlü sosyalkorumadan mahrum kalan kadınların; sosyal gü<strong>ve</strong>nlik kapsamına girmelerinisağlayacak tedbirler alınmalı <strong>ve</strong> genel olarak kayıt dışı ekonomiyimeydana getiren sebeplerin üzerine gidilmelidir. 472Çalışma mevzuatımızda bir istihdam türü olarak, kısmî süreli çalışma(part-time) yer almasına rağmen; bu konuda, yasal bir düzenleme yoktur.Böyle bir düzenleme yapıldığı takdirde; hem istihdam piyasasının daha iyidüzenlenmesine katkıda bulunacak, hem de kadın istihdamını artırcı yöndeetkili olacaktır. Bu düzenlemeyle tam gün çalışmayı gerektirmeyen birtakım işler, part-time yapılacak; çalışmak isteyen işsiz kadına, ev hanımlarına,meslek sahibi genç işsizlere iş imkânı yaratılmak suretiyle işsizliğinazaltılmasına katkı sağlanacaktır.469 Kadın Statüsü <strong>ve</strong> Sorunları Genel Müdürlüğü 25 ekim 1990 tarihinde 3670 Sayılı Kanun’la kabuledilmiştir.470 TĐSK, Çalışma Hayatında Kadın, Đş<strong>ve</strong>ren, Cilt:XXXI, Sayı:6, Ankara, Mart 1993, s.7.471 Đsmail BĐRCAN, Kadınların Đşsizliği <strong>ve</strong> Đstihdamı, A.g.t., s. 9. Daha geniş bilgi için bkz: TĐSK, ÇalışmaHayatında Kadın (1990), A.g.a., s. 14-16.472 TĐSK, Ülkemizde Kadın Đstihdamının Artırılması, A.g.a., s. 31.


Nüfusumuzun yarısına yakınını oluşturan kadınların, istihdam imkânlarındanfaydalanmalarını sağlamak için; mahallî kaynakları hareketegeçirerek, yatırımları artırmak suretiyle istihdam <strong>ve</strong> girişimcilik geliştirilmelidir.Bu husus, kalkınma sürecinde kadınların potansiyel ekonomikgüçlerinden faydalanmak bakımından kadın girişimciliği de teşvik edilmelidir.Böylece mahallî istihdama kadınların daha fazla katılımı sağlanacağından,hizmetlerin etkinliği artacaktır. 473Ülkemizde genel olarak girişimciliğin önündeki engellerin kaldırılması,bu alanda kadınların da payının artmasını sağlayacaktır. Ekonomikkalkınmada serbest piyasa ekonomisi sistemini benimsemiş olan ülkemizde,bu ekonominin temel taşları olan özel girişimcilerin elde mevcut hertürlü imkânlarla desteklenmesi gerekmektedir. Bu açıdan devlete düşengörev, ülkemizdeki özel girişimcilik potansiyelini <strong>ve</strong> genel olarak istihdamı;uygun politika <strong>ve</strong> tedbirlerle teşvik etmek <strong>ve</strong> geliştirmek olmalıdır. 474<strong>Türkiye</strong>’de ekonomik gelişmeye paralel olarak, kadın girişimci sayısındada artma görülmektedir. Ülkemizde kadın girişimcilere <strong>ve</strong>ya kendi işinikurmak isteyen kadınlara yönelik özel teşvikler yoktur. Devlet Bakanlığıuygulamaları kapsamında kurulan Teşebbüs Destekleme Ajansı, Sanayi <strong>ve</strong>Ticaret Bakanlığı’nca yurt sathında açılan geleneksel el sanatları kursları,kooperatifleşmeyi teşvik eden fon uygulamaları, Halk Eğitim Merkezleri’nceyürütülen halıcılık <strong>ve</strong> el sanatları kursları, kadın kuruluşlarınca yürütülenteşvik edici çalışmalarla kadınların meslek edinmeleri, beceri kazanarakekonomik hayata katılmaları teşvik edilmektedir. 475Bunun yanında millî <strong>ve</strong> bölgesel istihdam politikaları geliştirilirken,kadınlara has bazı düzenlemelere yer <strong>ve</strong>rilmelidir. Dolayısıyla iş yerlerindemakinelerin tasarımını kadınlara göre düzenlemek suretiyle; yeniteknolojilerin istihdama katkısında, kadın işgücü devreye sokulmalıdır.Ayrıca büyük şehirlere göçü önlemek için, kırsal yörelerin geliştrilmesi <strong>ve</strong>bu yöre kadınlarının, istihdam piyasasına daha fazla katılımı sağlanmalıdır.Ülkemizde gerçekleştirilen <strong>ve</strong> gerçekleştirilecek (GAP gibi) tüm önemli473 Đsmail BĐRCAN, Kadınların Đşsizliği <strong>ve</strong> Đstihdamı, A.g.t., s. 14-15; TĐSK, Ülkemizde Kadın ĐstihdamınArtırılması, A.g.a., s. 31.474 TĐSK, Ülkemizde Kadın Đstihdamının Artırılması, A.g.a., s. 31.475 Alev GÜNAL, Mahall( Đstihdam Olanaklarının Geliştirilmesinde Kadının Rolü, TESK, Yıl:2, Sayı: 20, Ankara,Kasım 1987, s. 25.


projelerde kadınlara yönelik ayrı istihdam politikaları uygulamak suretiyle,girişimci kadınlar teşvik edilmelidir. 476Kadınların işgücüne her geçen gün daha fazla oranla katılmaları; kadınlarayönelik eğitim <strong>ve</strong> istihdam imkânlarının artırılması yönünde yapılançalışmaları hızlandırmıştır. Kadınların istihdamını geliştirmek, üretime <strong>ve</strong>aile ekonomilerine katkıda bulunmalarını <strong>ve</strong> gelir elde etmelerini sağlamakamacıyla; kadınlara yönelik işgücü eğitimi <strong>ve</strong>rilerek, istihdamlarısağlanmak suretiyle 477, kadın işsizliği önlenmeye çalışılmıştır.2 - <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde Kadınların Đşsizliği <strong>ve</strong> Đstihdamı<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ndeki ekonomik <strong>ve</strong> sosyal gelişmelerin göze çarpanözelliklerinden biri, kadınların istihdamındaki yükselmedir. Birliğe üyeülkelerde nüfusun yaşlanmasını açıklayan sebeplerin başında, ortalamaömürdeki yükselme yer alır. Yaşlanan Birlik nüfusu içinde yarıdan fazlaorana sahip kadınların, istihdamdaki artışa etki eden faktörler arasında;doğum oranlarındaki düşme, kadınların aile hakimiyetinden kurtalması,doğum kontrolü, tüketici özelliğinden kurtularak iş piyasasına girmeleri yeralır. Bu bakımdan son otuz yıl içinde çalışma hayatında evli kadınlar,istihdamdaki hızlı şekilde görülen yükselmenin büyük bir kısmını oluştururlar.478Aktif nüfus içinde kadınların ekonomik faaliyetlere artan bir şekildekatılmaları; önceleri 25 yaşın altı ile 40 yaş <strong>ve</strong> üstü kadınlar arasında dahayüksektir. Şu anda, farklı yaşlardaki kadınların istihdam oranlarınındengelenmesi için; üye ülkelerde belli bir eğilim vardır. Bunun yanındakadınların uzun süreli işsizliği, iş piyasasında he<strong>ve</strong>slerinin kırılması sonucuayrılmaları ile tekrar işe giriş <strong>ve</strong> işe devamdaki farklılıklar; kadınlarınistihdamdaki yükselmelerini engellemektedir. Ayrıca; ekonomik kriz şartlarıçerçe<strong>ve</strong>sinde kadınların istihdamında sosyal haklardan faydalanmadakarşılaştıkları farklı uygulamalar da, istihdam artışını engellemektedir. 479476 Đsmail BĐRCAN, Kadınların Đşsizliği <strong>ve</strong> Đstihdamı, A.g.t., s. 15-16.477 ĐĐBK, 1994 Yılı Faaliyet Raporu, A.g.r., s. 33.478 Commission Of The European Communites, Communication From The Commission On Family Policies,COM (89) 363 Final, Burussels,8 August 1989, s.8.479 Commission Of The European Communites, Communication From The Commission On Family Policies,A.g.r., s. 8.


Bugün <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkelerde kadın-erkek eşitliği konusunda,üç temel problem bulunmaktadır. Bunlar; kadın <strong>ve</strong> erkekler arasında ücreteşitsizliği, kadınların istihdamında yapılan ayırım ile sosyal haklardanfaydalanmada karşılaşılan ayırımcı uygulamalardır.Eşit değerde iş için erkek <strong>ve</strong> kadın işçiler arasında ücret eşitliğini öngören yaptırım, 1951 tarih <strong>ve</strong> 100 Sayılı ĐLO Sözleşmesi ile uygulamayakonulmuş olup; onaylayan ülkeleri aynı işte çalışan erkek <strong>ve</strong> kadın işçilerarasında ücret eşitliği prensibini teşvik <strong>ve</strong> teminle yükümlü tutmuştur.Birliğe dahil ülkelerde kadın <strong>ve</strong> erkekler arasında ücret eşitsizliği ile ilgili ilktedbir, Roma Antlaşması’nın 119. Maddesi’nde yer almıştır. Söz konusuhüküm gereği, cinsiyet farkı gözetmeksizin kurulan ücret eşitliği; parçabaşına ödenen ücretin, aynı ölçü birimi üzerinde hesaplanması ile zamanesasına göre ödenen ücretin, aynı işler için eşit olmasını kapsamaalmaktadır. Ancak erkek <strong>ve</strong> kadın işçiler arasında ön görülen ücret eşitliği,Antlaşma’nın ilk dönemi olan 1961 yılı sonuna kadar üye ülkelerce yerinegetirilmesi gerektiği halde; durumun kadınlar lehine çok yavaş ilerlemesi,üstü kapalı bazı ayırım faaliyetlerinin devamı, işin niteliğine dayanan farklıücret ödemeleri <strong>ve</strong> erkek işçilere bazı özel primlerin tahsisi gibi uygulamalarsebebiyle işlerlik kazanamamıştır. Konuyla ilgili olarak taraflar arasındayapılan bir çok görüşme sonrası sonuçta uzlaşmaya varılmış; 31 aralık1961 tarihli Konsey Kararı gereği, 1961 yılı sonu olarak ön görülen sürekaldırılarak, kademeli bir şekilde gerçekleştirilmesi takvime bağlamıştır.Takvim gereği kadın-erkek işçilerin 1961 yılından önce % 20-30’lara varanücret farkı; 30 haziran 1962’den önce % 15’e, 30 haziran 1963’den önce %10’a <strong>ve</strong> 31 aralık 1964’den önce de sıfıra indirilmesi kararlaştırlmıştır. 480Belirlenen bu takvime rağmen, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde halen sözkonusuilkeye aykırı olarak; kadınların çalışma hayatına girişlerinde <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>rilenücretlerde farklı uygulamalar ile göçmen işçilere ödenen ücretler arasındabüyük farklılıklar yaşanmaktadır.Kadın <strong>ve</strong> erkekler için ücret eşitliği, Antlaşma’nın 119. Maddesi’nde"aynı işte çalışan" kavramıyla beraber yer alırken; 1975 yılında kabul edilen75/117 Sayılı Yönerge’de bu kavrama, daha geniş anlam <strong>ve</strong>rilmek suretiyle"eşit değerdeki işlerde çalışan" şeklinde değiştirilmiştir. Bu surette eşitdeğerdeki işlerde çalışanlar arasında, ücret yönünden cinsiyete dayalı birs. 22-23.480 TĐSK, Sosyal Yönleriyle <strong>Avrupa</strong> Topluluğu, A.g.e., s.66.; TĐSK, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Kadın, (1990), A.g.a.,


ayırım yapılamayacağına açıklık getirilirken; diğer taraftan aynı Yönerge ileücret kavramı asıl ücret dışında ücretin eklerini de kapsar şeklinde ifadeedilmiştir. 481Bir ülkenin tam <strong>ve</strong> eksiksiz kalkınması ile dünyada refah <strong>ve</strong> barışın eldeedilmesi; kadınların erkeklerle eşit şartlarda <strong>ve</strong> her alanda en üst düzeydekatılımıyla gerçekleşeceği düşüncesi, toplumlarda ağırlık kazanmıştır.Bunun sonucu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 3 eylül 1981 günü NewYork’ta "Kadınlara Karşı Her Çeşit Ayrımcılığın Önlenmesi UluslararasıSözleşmesi"ni kabul etmiştir. (<strong>Türkiye</strong> bu sözleşmeyi 24.07.1985 tarih <strong>ve</strong>85/9722 Sayılı Bakanlar Kurulu Karan’yla benimsemiştir.)Sözleşmeye taraf olan devletler, kadınlara karşı her türlü ayrımı kınamakta<strong>ve</strong> tüm uygun yollardan faydalanarak; ayırımın gecikmeksizinortadan kaldırılması yönünde bir politika izlemeyi kabul etmişlerdir. 482<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde kadın <strong>ve</strong> erkek arasındaki fırsat eşitliği prensibineilişkin uygulamaları ele aldığımızda; üye ülkelerdeki ortak yönlerin başında,kanunlar, ulusal iş söz1eşmeleri <strong>ve</strong> mevzuatlarca sağlanan gü<strong>ve</strong>nceler yeralır. Birliğe üye ülkelerdeki fırsat eşitliği prensibi uygulamasını tek tekincelediğimizde;- Belçika’da kadın <strong>ve</strong> erkek arasındaki eşitliği; başta Anayasa, ulusal işsözleşmeleri <strong>ve</strong> sosyal mevzuat gü<strong>ve</strong>nce altına almıştır. Kadın <strong>ve</strong> erkekarasında çalışma hayatında; ücretlerde, çalışma şartlarında, işe girişte,meslekî eğitimde <strong>ve</strong> serbest meslek edinmede olduğu kadar, sosyal gü<strong>ve</strong>nlikalanında da eşit şartlar uygulanmaktadır.Kadınların çalışma hayatı ile aile hayatları arasında denge kurmakamacıyla; part-time işlerin yaygınlaştırılması, ailevî sebeplerden dolayımeslek hayatına ara <strong>ve</strong>rmek zorunda kalan <strong>ve</strong> yeniden çalışma hayatınadönmek isteyen kadınların istihdamına kolaylıklar sağlanması gibi düzenlemeleringetirildiği görülür. 483- Danimarka’da kadın <strong>ve</strong> erkek arasında; işe girişte, ücretlerde, izinsürelerinde, çeşitli üyeliklere seçilme <strong>ve</strong> kamu sektöründe idarî konseylereatanmada fırsat eşitliği prensibi, kanunlarla gü<strong>ve</strong>nce altına alınmıştır.481 TĐSK, Sosyal Yönleriyle <strong>Avrupa</strong> Topluluğu, A.g.e., s. 66-67.482 Fikret SÖNMEZ, Đşçi Sağlığı <strong>ve</strong> Đşgü<strong>ve</strong>nliği Açısından, A.g.t., s. 13.483 Hal(k CEYHAN / fiebnem KARAUÇAK O⁄UZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu Sosyal Bildirgesi Çerçe<strong>ve</strong>sinde SosyalPolitika Uygulamaları, ĐKV Yayın No:lll, Đstanbul, Mart 1992, s.135.


144.486Hal(k CEYHAN / fiebnem KARAUÇAK O⁄UZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu Sosyal Bildirgesi Çerçe<strong>ve</strong>sinde, A.g.e., s.Kadınların meslekî ehliyetlerini geliştirmeleri amacıyla, özel meslekî eğitimprogramları uygulanmaktadır. 484- Almanya’da çalışma hayatında kadın <strong>ve</strong> erkek arasında fırsat eşitliği;kanunlarla gü<strong>ve</strong>nce altına alınarak, her türlü farklı uygulama engelenmeyeçalışılımıştır.Çalışan kadınların ailevî sorumlulukları ile meslekî hayatları arasındasağlıklı bir denge kurulması için, devlet desteği sağlanmakta <strong>ve</strong> kadınlaraözel meslekî eğitim programları yaygınlaştırılmaktadır. Uygulanan politikalargereği, kadınların devamlı meslekî eğitim <strong>ve</strong> hizmet içi eğitimden % 60oranında faydalanılmasına rağmen, istihdam yaratmaya yönelik önlemlerkapsamında kadınlara sağlanan avantaj, ancak % 30’dur. 485- Yunanistan’da kadın <strong>ve</strong> erkek arasında fırsat eşitliği ilkesi, anayasagü<strong>ve</strong>ncesi altındadır. Ülkedeki meslekî eğitim programları kapsamındakendilerine has düzenlemeler oluşturulmuş olup, işsiz kadınlara vasıf kazandırma<strong>ve</strong>ya vasıflarının geliştirilmesi, iş piyasasına uyumlarının sağlanması<strong>ve</strong> iş organizasyonunda aktif rol almalarını öngören çalışmalarbulunmaktadır. 486- Đspanya’da çalışma hayatında kadın <strong>ve</strong> erkek arasındaki fırsat eşitliğiprensibi, kanunlarla gü<strong>ve</strong>nce altına alınmış olup, hükümet tarafındanuygulamaya konulan <strong>ve</strong> kadınların fırsat eşitliğini konu alan bir programla,bu alanda önemli gelişmeler kaydedilmiştir.Program kapsamında; çalışma hayatında kadın <strong>ve</strong> erkek arasında fırsateşitliğinin sağlanması, çalışan kadınların <strong>ve</strong> özellikle riskli işlerde çalışanlarınsağlığının korunması, kadınların işsizlik oranının düşürülmesi,çalışma şartlarının iyileştirilmesi, meslekî vasıflarını geliştirici eğitimprogramlarından faydalanmalarının sağlanması, ekonomik güçlükler içindeolan kadınların sosyal açıdan korunmalarının sağlanması gibi önlemlere yer<strong>ve</strong>rilmiştir. 487484 Hal(k CEYHAN / fiebnem KARAUÇAK O⁄UZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu Sosyal Bildirgesi Çerçe<strong>ve</strong>sinde,A.g.e.,s.135-136.485 Hal(k CEYHAN / fiebnem KARAUÇAK O⁄UZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu Sosyal Bildirgesi Çerçe<strong>ve</strong>sinde.., A.g.e., s.140.487Hal(k CEYHAN / fiebnem KARAUÇAK O⁄UZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu Sosyal Bildirgesi Çerçe<strong>ve</strong>sinde, A.g.e., s.136.


137.489Hal(k CEYHAN / fiebnem KARAUÇAK O⁄UZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu Sosyal Bildirgesi Çerçe<strong>ve</strong>sinde, A.g.e., s.141.490Hal(k CEYHAN / fiebnem KARAUÇAK O⁄UZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu Sosyal Bildirgesi Çerçe<strong>ve</strong>sinde, A.g.e., s.141.491Hal(k CEYHAN / fiebnem KARAUÇAK O⁄UZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu Sosyal Bildirgesi Çerçe<strong>ve</strong>sinde, A.g.e., s.- Fransa’da fırsat eşitliği, kanunların gü<strong>ve</strong>ncesi altındadır. Bununyanında kanunlar çerçe<strong>ve</strong>sinde "Yüksek Meslekî Eşitlik Konseyi" de kurulmuştur.Konsey; meslekî eşitlik, kadınların istihdam <strong>ve</strong> çalışma şartlarıgibi konularda danışmanlık hizmeti <strong>ve</strong>rmektedir. Ayrıca uygulamadaişlerliği sağlamak amacıyla; kadınların çalıştığı işlerin çeşitlendirilmesini <strong>ve</strong>kadın istihdamının az olduğu alanlarda ehliyetlerinin geliştirilmesi hedefalınmıştır. 488- Đrlanda’da 1990 yılında kurulan "Đstihdam <strong>ve</strong> Eğitim Bürosu" tarafındanoluşturalan faaliyet programı ile iş piyasasındaki tüm sektörlerdekadınların istihdamını geliştirme çalışmaları başlatılmıştır. 489- Đtalya’da kadın <strong>ve</strong> erkek arasında eşitlik ilkesi anayasa gü<strong>ve</strong>ncesindedir.Ülke millî, bölgesel <strong>ve</strong> yerel seviyede görevlendirilmiş olan yetkiliuzman kuruluşlar, eşitlik ilkesinin uygulanışını desteklemektedirler. 490- Lüksemburg’da son yıllarda gerçekleştirilen kanunî düzenlemelerle,kadın <strong>ve</strong> erkek arasında işe girişte, ücretlerde, meslekî eğitimde, çalışmaşartlarında <strong>ve</strong> sosyal gü<strong>ve</strong>nlik alanında eşitliğin sağlanması gü<strong>ve</strong>nce altınaalmıştır. Meslekî eğitim alanındaki önlemlerle, bir taraftan kadınların yeniteknolojiler <strong>ve</strong> geleneksel olmayan yeni mesleklere yönlendirilmesiuygulaması sağlanırken; diğer taraftan iş hayatına geri dönen kadınlarameslekî eğitim <strong>ve</strong> sosyal koruma <strong>ve</strong>rilmesi öngörülmüştür. 491- Hollanda’da çalışma hayatında kadın <strong>ve</strong> erkek arasında fırsat eşitliğininsağlanması, kanunların gü<strong>ve</strong>ncesi altındadır. Devlet, çalışan kadınlarınçalışma hayatındaki durumlarının iyileştirilmesine yönelik faaliyetleridestekleyen bir politika takip etmektedir. 492- Portekiz’de kadın <strong>ve</strong> erkek arasındaki fırsat eşitliği, anayasa tarafındangü<strong>ve</strong>nce altına alınmş <strong>ve</strong> mevzuatlar çerçe<strong>ve</strong>sinde fırsat eşitliği sağlayıcıdüzenlemeler getirmiştir.488 Hal(k CEYHAN / fiebnem KARAUÇAK O⁄UZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu Sosyal Bildirgesi Çerçe<strong>ve</strong>sinde, A.g.e., s.142.492Hal(k CEYHAN / fiebnem KARAUÇAK O⁄UZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu Sosyal Bildirgesi Çerçe<strong>ve</strong>sinde, A.g.e., s.142.


Kadının çalışma hayatında daha aktif rol oynaması <strong>ve</strong> ayırımcı muamelelerinengelenmesi için, geleneksel olarak erkelerin istihdam edildiğiişlerde kadınlara çalışma imkânı <strong>ve</strong>ren işletmelere <strong>ve</strong> kendi işini kurankadınlara, devletten malî destek <strong>ve</strong>ren düzenlemelerle meslekî eğitimalanlarında da kadınların iş piyasasına uyumlarını öngören özel programlarıngeliştirilmesi çalışmaları sürdürülmektedir. 493Đngiltere’de kadınlar, aktif nüfusun % 44’ünü oluşturmakta olup; kadınişsizlerin sayısı, erkek işsizlere oranla daha düşüktür. Kadın işsizlerin,erkek işsizlerden daha az olması; <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkeler arasındasadece, Đngiltere’de görülen bir özelliktir. Bunun sebepleri arasındakadınların part-time işlerde daha fazla istihdam edilmeleri başta olmaküzere, uygulanan istihdam politikaları içinde kadınlara daha avantajlı seçeneklersunulması yer almaktadır. 494<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde kadınların istihdamının geliştirilmesi için bir çokkarar <strong>ve</strong> tedbir yürürlüğe konulmuştur. Genellikle bunlardan başarılı sonuçlarelde edilmiş olmasına rağmen, bir çok konuda başarısız kalan uygulamalarında bulunduğu bir gerçektir. <strong>Birliği</strong>n, başarısız olduğu hususlararasında en önemlisi; toplam işsizlik içinde kadınlar ile 25 yaşın altındakigenç işsiz oranının, hâlâ istenilen bir seviyeye indirilememiş olmasındadır. 495Tablo II-22’de yer alan, karşılaştırılabilir işsizlik oranları incelendiğinde,1989 yılı itibariyle <strong>Birliği</strong>n % 9,3’lük toplam işsizliğin % 12,l’ini kadınlar, %17,8’ini de 25 yaşın üstündeki genç işsizler oluşturur. 1990 yılında toplamişsizlik oranı % 8,3’e inmiş, buna paralel olarak kadın <strong>ve</strong> genç işsizlerarasında da bir düşüş yaşanmıştır. Ancak 1991 yılından sonra işsizlikdevamlı surette yükselme göstermiş olup, 1994 yılında % 11,4’e ulaşmıştır.Đşsizliğin giderek artması karşısında, 1994 yılı itibariyle bu oran içinde yeralan kadın işsizlerin oranı da % 13,1’e yükselmiştir. Aynı Tablo’da yer alankadın-erkek işsiz oranları üye ülkeler esas alınıp tek tek incelendiğinde;Đngiltere hariç tüm üye ülkelerde kadın işsizlerin erkek işsizlere göre sayıcafazla olduğu görülür. Đngiltere’de ise (1994 yılı itibariyle erkekler % 11,5,493 Hal(k CEYHAN / fiebnem KARAUÇAK O⁄UZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu Sosyal Bildirgesi Çerçe<strong>ve</strong>sinde, A.g.e., s.143.494Hal(k CEYHAN / fiebnem KARAUÇAK O⁄UZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu Sosyal Bildirgesi Çerçe<strong>ve</strong>sinde, A.g.e., s.144-148.495 TĐSK, <strong>Avrupa</strong> Topluluğunda Kadın (1990), A.g.a., s. 23.


kadınlar % 7,3’lük bir orana sahip), erkek işsizler; toplam işsizlik içinde,kadınlardan daha yüksek bir orana sahiptir.Her ne kadar ülkelerin tümünde işsizlik, tek tip bir anlam ifade etmesede; 1985 yılındaki kadın <strong>ve</strong> erkek oranlarındaki nispetsizlik, mayıs 1993itibariyle <strong>Birliği</strong>n tümünde azalır. Belçika, Almanya, Portekiz, Danimarka <strong>ve</strong>Hollanda’da kadın-erkek oranları arasında görülen fark önemli bir şekildedaralırken; Fransa <strong>ve</strong> Đtalya’da bu daralma, daha yavaş gerçekleşmiştir.Bunun yanında Đspanya, Yunanistan, Đrlanda <strong>ve</strong> Lüksemburg’da işsizlikoranı yükselme göstermiştir. Başka bir ifadeyle, kadın işsizlik problemi;<strong>Birliği</strong>n daha az gelişmiş bölgelerinde erkeklere nazaran artış gösterirken,daha gelişmiş ülkelerde ise düştüğü söylenebilir. 496Birlik’te hakim olan yüksek kadın işsizlik oranı, kadınların iş bulmaktakarşlaştıkları zorlukları vurgulamaktadır. Bu zorlukların izahında bazıhususlar açıkça şöyle sıralanabilir. Đlk olarak Đngiltere hariç tüm üyeülkelerde kadın işsizlik oranları erkek işsizlik oranından mütemadiyenyüksektir. Bu durum geçen on yılın tümünde de geçerli olmuştur. 497Đkinci olarak kadınların iş bulmada karşılaştıkları zorluklar, dağınıktüm yaş grupları içinde geçerlidir. <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nin yaş <strong>ve</strong> cinsiyete göreyapısına baktığımızda, nüfusun giderek yaşlandığı <strong>ve</strong> yaşlanan nüfus içindetüm yaş grupları arasında kadınların erkeklere oranla devamlı yükseldiğigörülür. Tablo II-19’da yer alan <strong>ve</strong>rilere göre, yaş gruplarının genel toplamoranı içinde kadınlar; 1990 yılında % 48,7’ye, 1995 yılında da % 48,8’eulaşmıştır. Kadın oranındaki bu devamlı artış, 2000’li yıllarda kadınlarınerkek oranını yakalayıp geçeceğini göstermektedir.Bölgesel seviyede işsizlik oranı <strong>Birliği</strong>n güneyinde oldukça yüksektir.Bugün için Đspanya, Güney Đtalya <strong>ve</strong> Yunanistan’da 25 yaşın altındaki herüç kadından biri işsiz olduğundan; bu oranı yükselten unsurların başında,25 yaşın altındaki gençler ile kadınlar yer almaktadır. Aslında her üçkadından birinin işsiz olması, % 50 oranlı 1980’li yılların ortalarındakiişsizlikten daha düşük seviyededir.Üçüncü olarak bugün <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde devam eden işsizlik, tesirî olup;tüm ülkelerde kadınların uzun dönem işsizlik oranı, erkeklerden daha496 Commission Of The European Communities, Employment In Europe 1993, Report From TheCommission, COM(93) 314 Final, Brussels, 26.04.1994, s. 43.497 Commission Of The European Communities, Employment In Europe 1993, A.g.r., s. 164.


yüksektir. Bu durum üye ülkeler arasında da önemli farklılıklar gösterir.Çoğu ülkelerde (Belçika, Danimarka, Fransa ile kuzey <strong>ve</strong> güneydeki dörtBirlik üyesinde) uzun dönem işsizlikten etkilenen kadın sayısının,erkeklerden fazla oluşu; işsizliği yükseltmektedir. Öte taraftan diğer bir kaçülkede (Almanya <strong>ve</strong> Hollanda’da olduğu gibi), kadın <strong>ve</strong> erkek farklılığıortadan kalkar <strong>ve</strong>ya yer değiştirir. 498Bütün bunların yanı sıra kadın <strong>ve</strong> erkek arasındaki işsizlik yardımı <strong>ve</strong>geliri arasında; (Belçika <strong>ve</strong> Danimarka hariç) üye ülkelerde önemli ölçüdebir farklılık bulunmaktadır. Đşsiz erkeklerin kullandığı hakların, kadınlarınkindeniki kat daha fazla olduğu Đngiltere, Hollanda <strong>ve</strong> Đrlanda’da; bufark daha belirgindir. <strong>Birliği</strong>n tümünde 1991 yılı itibariyle, işsiz erkeklerinyarısı bu haktan faydalanırken; işsiz her üç kadından sadece birisi, budurumdan faydalanmaktadır.Birlik’te, ödemeler ile katkının oranı da aile durumuna göre farklılıkgösterir. Tüm üye ülkelerde 1991 yılı itibariyle işsizlik yardımından faydalananevli erkeklerin oranı, bekâr olanlara oranla fazladır. Bu durum kadınlariçin de geçerli olup, evli kadınların % 35’i işsizlik yardımı alırken;bekâr kadınların % 32’si bu haktan faydalanmaktadır. Bunun yanındaĐrlanda, Đngiltere <strong>ve</strong> Hollanda’da evli kadınların aldığı yardım, bekârlarınkininyarısı olarak karşımıza çıkarken; Almanya’da ise bu fark % 10’unbiraz üzerinde olup, diğer ülkelerde düşüktür. 499Çalışma hayatında karşılaşılan kadın <strong>ve</strong> erkekler arasındaki dengeyisağlamak <strong>ve</strong> eşitsizliği ortadan kaldırmak amacıyla; Birlik bünyesinde,yirmi senenin üzerinde iyileştirici mevzuat düzenlemeleri yapılmaktadır.Buna rağmen kadınlar hâlâ daha düşük <strong>ve</strong> daha sınırlı aktivitelerde,mesleklerin daha düşük seviyelerinde <strong>ve</strong> hepsinden de önemlisi part-timeişlerde yoğunlaşmaktadır. Kadınların yeni mesleklerde yeterince korunmalarınıtemin etmek amacıyla, part-time <strong>ve</strong> geçici işler konusunda bir çoküye devlette anlaşılır mevzuata ihtiyaç vardır. Kadınların yeni konumununsadece ikinci gelir kazananlar olarak değil, toplam işgücünün bir bölümüolarak; hem yaklaşım değişiklikleriyle, hem de mevzuatla tanınmasıicabetmektedir. 500498 Commission Of The European Comminities, Employment In Europe 1993, A.g.r., s. 164.499 Commission Of The European Comminities, Employment In Europe-1993, A.g.r., s. 164.500 Commission Of The European Communities, Employment In Europe-1989, Report From TheCommission, COM(89) 399 Final, Brussels, 26 July 1989, s. 11. ; Commission Of The European Communities,Employment In Europe, The Commission Presents It’s First Report On Employment, Brussels, 20 July 1989, s. 5.


Bu alanda Konsey, kadın <strong>ve</strong> erkekler arasında işe alınma <strong>ve</strong> işte yükselme,meslekî eğitim, çalışma şartları <strong>ve</strong> sosyal gü<strong>ve</strong>nlik açısından eşitlikilkesini düzenlemek amacıyla 1976 tarih <strong>ve</strong> 76/202 Sayılı Yönerge’yi uygulamayakoymuştur. 501Kadınların çalışma hayatında karşılaştıkları ücret eşitsizliği, istihdam <strong>ve</strong>sosyal haklardaki ayırımlarla ilgili çıkarılan Yönerge <strong>ve</strong> Tavsiye Kararları’narağmen; arzu ettiği sonuçları elde edemeyen <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>, uygulamadaaldığı kararların etkinliğini artırmak için iki Eylem Programı yürürlüğekoymuştur.1982-1985 yıllarını kapsayan Birinci Eylem Programı’nda; kadınlarınfırsat eşitliğinin sağlanabilmesi için, çalışma hayatındaki aktif kadın nüfusüzerinde istatistiki çalışmalar yapılmıştır. Bu istatistiki çalışmalarınsonuçlarına göre kadınların istihdam, sosyal gü<strong>ve</strong>nlik <strong>ve</strong> meslekî eğitimlerineilişkin politikalar geliştirilmiştir. Bunların yanında, mülteci olarakgelen kadınların da aynı haklara sahip olmalarını sağlayan çalışmalara;programda yer <strong>ve</strong>rilmiştir.Yine bu dönemde; fırsat eşitliği ile kadınların istihdamını korunması <strong>ve</strong>geliştirilmesi, ailevî, sosyal <strong>ve</strong> politik hayatta sorumlulukların eşitlenmesihedeflenen öncelikler arasındadır. Hedeflenen öncelikler arasında yer alan,kadınların istihdamının korunması <strong>ve</strong> geliştirilmesinde; kadınların işealınmalarına ilişkin yardımların yapılması, kadın işsizler hakkında eğitimprogramlarının düzenlemesi, sosyal ya da bölgesel fonlar aracılığı ileyardımaların tahsisi üzerinde önemle durulmuştur.1986-1990 yıllarını kapsayan Đkinci Eylem Programı’nda orta vadeli birprogram yürürlüğe konulmuştur. Buna göre;- Çalışan kadınların özellikle ekonomik durgunluk dönemlerindehaklarının gü<strong>ve</strong>nce altına alınması,- Kadınların fırsat eşitliğinin sağlanması için; kadın istihdamına ilişkinüye ülke politikalarının uyumlaştırılması, meslekî eğitimleri ile kamuhizmetlerinde istihdamlarının teşvik edilmesi,- Teknolojik <strong>ve</strong> sosyal değişmeler sonucu işsiz kalan işsizlerin yenidenistihdam edilmesi,501 TĐSK, Sosyal Yönleriyle <strong>Avrupa</strong> Topluluğu, A.g.e., s. 67.


- Yardıma muhtaç grupların hedef alındığı yeni hukukî normların tespiti<strong>ve</strong> yeni projelerin finanse edilmesini kapsayan hedefler belirlenmiştir. 502Kadın <strong>ve</strong> erkeklere uygulama eşitliği sağlamak, işsizliği önleme <strong>ve</strong> istihdamıgeliştirmek için; yukarıda ele aldığımız, çeşitli yasal <strong>ve</strong> sosyal girişimlereyer <strong>ve</strong>rilimiştir. Buna rağmen, eşitlik yönündeki artış yavaş gelişmiş<strong>ve</strong> kadınlar büyük ölçüde nispeten düşük vasıflı geleneksel işlerleyetinmişlerdir. Bu ayrım; iş piyasasındaki son yoğun değişikliklere <strong>ve</strong>kadınların işgücüne katılımlarındaki devamlı artışa rağmen, hâlâ sürmektedir.Kadınların işgücündeki artan bu katılımına; hem arz hem de talepfaktörleri katkıda bulunmuştur. Birlik’te çocukların yaşları arasındakidaralan yaş farkı, daha küçük aileler <strong>ve</strong> part-time işlerde çalışma isteği; evlikadınların iş piyasasına girişini destekleyen yerli <strong>ve</strong> sosyal faktörlerdenbazılarıdır. Aslında, bazı ülkelerde erkeklerin kariyer çalışmalarınabenzeyen bir konumda; istihdamda kendi işlerini kuran kadınlar, çalışmahayatına gittikçe belirgin bir hareketlilik getirir. 503<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde 1988 yılı itibariyle, 52 milyon çalışan kadın vardır.Bunların % 73’ü hizmet sektöründe çalışmakta olup; özellikle Danimarka,Fransa <strong>ve</strong> Đngiltere gibi ülkelerde hizmet sektöründe çalışan kadınlar,erkeklere göre daha fazladır. Diğer ülkelerde ise, hizmet sektöründe çalışankadın <strong>ve</strong> erkek sayıları arasında pek büyük bir fark yoktur. 504 Bunun aksine,kadınların sadece % 20’si sanayi sektöründe istihdam edilmektedir. Buoran sanayi sektöründe çalışan erkek oranının yarısından daha düşüktür. 505Aynı yıl itibariyle tarım sektöründe % 7 oranında kadın istihdam edilirken;part-time işlerde çalışan işçilerin de % 84’ünü kadınlar oluşturur. 506Tablo II-18’deki Đşgücü Piyasası’na ait <strong>ve</strong>riler içinde yer alan, Birlik’tekisivil istihdam sayısı ile sivil istihdam içinde kadınların oranına baktığımızda;1985 yılı itibariyle, 121.007 kişilik sivil istihdam içinde kadınlar% 38’lik bir paya sahiptir. Bu sayı <strong>ve</strong> oranlar devamlı surette artışgöstererek, 1989 yılında % 39,3’e çıkmıştır. 1990 yılında istihdam içinde502 TISK, Sosyal Yönleriyle <strong>Avrupa</strong> Topluluğu, A.g.e., s. 68-69.503 Commission Of The European Communities, Employment In Europe-1989, Chapter 7-Women’sEmployment, Report From The Commission COM(89) 399 Final, Brussels, 26 July 1989, s.85.504 TĐSK, Sosyal Yönleriyle <strong>Avrupa</strong> Topluluğu, A.g.e., s. 68.505 Commission Of The European Communities, Employment In Europe-1989, Chapter 7-Women’sEmployment, A.g.r., s. 85.506 TĐSK, Sosyal Yönleriyle <strong>Avrupa</strong> Topluluğu, A.g.e., s. 68.


kadın oranı % 38,4’e düşmüş; 1991 yılında % 40,’a, 1992 yılında % 40,5’e<strong>ve</strong> 1991 yılında da % 41’e yükselmiştir. Sivil istihdam içinde % 47’lik enyüksek oran, 1993 yılı itibariyle Danimarka’ya aittir. Bu ülkeyi Đngiltere,Fransa, Portekiz <strong>ve</strong> Almanya takip etmektedir. Diğer üye ülkeler <strong>Birliği</strong>n1993 yılı oranının (% 41’in) altındadır.Birlik’te istihdam edilen kadın sayısı, 1965’ten 1991’e 13 milyon artarken;aynı dönemde, erkeklerin bir milyon kaybı olmuştur. Kadınlar budönemde kaydedilen gelişmede tamamen pay sahibidirler. Gerçi 1980’lerdeçalışan erkek sayısı da artmış olmasına rağmen, kadınların artışı yedi katfazla olmuştur.Kadınların işgücüne katılımındaki bu artışlar; Hollanda’daki 25 yaşınüstündeki evli kadınlardan; Đspanya’daki 25 yaşın altındaki kadınlarakadar, bütün üye devletlerdeki kadınların farklı kategorilerini kapsar.1980’li yıllarda yaşlı erkeklerdeki aktif olma oranı düşerken, 50 <strong>ve</strong> dahayukarı yaştaki kadınlarda aynı oran; Yunanistan dışında tüm ülkelerdeartmıştır Kadın etkinliği hususunda en önemli artış, 25-49 yaşları arasındakibayanlarda görülmektedir. 507Farklı yaş gruplarındaki artış gösteren işgücü katılımına, Birlik’te sınırlamagetirilmiştir. Kadınların istihdam oranları, çocuk bakımı yüzündenağır bir şekilde etkilenmiştir. Üye ülkelerin çoğunda, işgücündeki kadınoranı (Belçika, Danimarka, Yunanistan, Fransa <strong>ve</strong> Portekiz hariç),çocuklulara göre çocuksuzlarda daha yüksektir. Ayrıca (Danimarka hariçtutulursa) on yaşındaki çocuk sayısı fazlalaştığından, kadınlarda çalışmaoranları da düşmektedir. Bununla birlikte; part-time çalışan kadın oranları,full-time çalışan kadın oranlarından daha az etkilenmiştir. Bu bakımdanpart-time çalışan üç çocuklu kadınların istihdam oranı, on yaşın altında ikiçocuklu full-time çalışan kadınların oranından daha yüksektir. 508507 Commission Of The European Communities, Employment In Europe-1993, A.g.r., s. 16.508 Comission Of The European Communities, Employment In Europe-1989, COM(89) 399 Final, A.g.r., s:86.


TABLO II-25AVRUPA BĐRLĐĞĐ ÜLKELERĐNDE KADINLARIN ĐŞÜLKELERErkeklere göreKadınlardaĐşsizlik Oranı(%)PĐYASASINDAKĐ KONUMLARIKadınlarınMeslekî AktiflikOranı(%)Part-Time Çalışan Tam Gün ÇalışanKadınların ToplamÇalışan KadınlaraOranı(%)Kadınların ToplamÇalışan KadınlaraOranıBelçika 2,2 35 25 26Danimarka 1,1 59 41,5 34,5Almanya 1,4 41 31 28Yunanistan 2,6 34 10 31Đspanya 2,0 30 12 26Fransa 1,8 45 24 34,5Đrlanda 0,6 33 17 27Đtalya 2,3 33,5 11 30Lüksemburg 1,4 33 15 28Hollanda 1,8 41 61,5 16Portekiz 2,2 45 10 40,5Đngiltere 0,5 49 44 27KAYNAK: Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu Sosyal Bildirgesi Çerçe<strong>ve</strong>sindeSosyal Politika Uygulamaları, A.g.e., s.145.Tablo II-25’de yer alan kadınların iş piyasasındaki konumları incelendiğinde;Đngiltere (% 0,5) <strong>ve</strong> Đrlanda (% 0,6) dışındaki tüm üye ülkelerdekadınların işsizlik oranı, erkeklerin işsizlik oranından daha yüksek olduğugörülür. Yine aynı Tablo’da yer alan "Kadınların Meslekî Aktiflik Oranı"altındaki <strong>ve</strong>rilere göre, meslekî faaliyetlere katılım oranı % 59 ile en yüksekDanimarka’da olup; <strong>Birliği</strong>n tüm üye ülkelerinde de bu oran % 50’ninaltındadır.Ayrıca Tablo’da yer alan part-time işlerde çalışan kadınların, tam günçalışan kadınlara göre; Hollanda, Đngiltere, Danimarka <strong>ve</strong> Almanya’dayüksek oranda olması, bu ülkelerde kadınların part-time işleri tercih etmeleriningöstergesidir. Bu ülkelerde kadınların part-time işleri tercih(%)


etmelerinin sebebleri arasında, ailelerine <strong>ve</strong> evlerine daha fazla zamanayırabilmeleri amacı bulunmamaktadır. Bu durum onların meslekî terfileriniengelemekte ya da onları ikinci derece sayılan işlerde çalışmayamecbur etmektedir.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde cinsiyet ayrımı; ekonomik faaliyetlerin bütün sektörlerindeolduğu gibi, sanayi bünyesindeki meslekler arasında da devametmektedir. Đstihdamdaki <strong>Avrupa</strong>lı kadınların yaklaşık dörtte üçü, hizmetsektöründe yer almalarına rağmen; bunlar genellikle düşük ücretli <strong>ve</strong> dahaaz itibarlı işlerle sınırlandırılmışlardır. Birlik’te cinsiyet ayrımının devametmesinin bir diğer sebebi, sermaye yatırımlarını artırmaktansa; işmaliyetini düşerek, <strong>ve</strong>rimlilik <strong>ve</strong> rekabeti yükseltme teşebbüslerindenkaynaklanmaktadır. Bu duruma; kadın işgücünün vasıfsız mesleklerealımında, daha esnek iş uygulamalarını kullanma da dahildir. 509Birliğe üye ülkelerdeki küçük işletmelerde, istihdam açısından farklılıklarbulunur. 1991 yılında Đspanya’da yüz işçiden daha az çalışan istihdamedilen işletmelerde, çalışanların işgücüne oranı % 74 iken; on işçidendaha az işçilerin çalıştığı işletmelerde ise çalışanların işgücüne oranı % 46dır. 1994 yılında Đspanya’da bu oranlar; % 74’den % 69’a, % 46’dan da %43’e düşmüştür. Portekiz’de yüz işçiden daha az çalışanı olan işletmelerin,çalışanların işgücüne oranı % 60 dır. Bu oran Danimarka’da % 64 olarakkarşımıza çıkarken, Danimarka dışındaki tüm Kuzey ülkelerinde çalışalarınişgücüne oranı Birlik ortalaması olan % 55’in altındadır. Belçika <strong>ve</strong>Almanya’da çalışanların işgücüne oranı yüz kişiden az olanlarda % 46, onkişiden az olanlarda ise % 17-18’dir. Lüksemburg <strong>ve</strong> Đngiltere’deçalışanların işgücüne oranı ise yarı yarıyadır. 510Kadınların geleneksel olarak "Kadın Đşi" kabul edilen faaliyet alanlarınayönelmesi, onların iş piyasasına tam bütünleşmesini engelleyen hususlararasında yer alır. Öğrenim, eğitim <strong>ve</strong> işe girmede tam fırsat eşitliğinin henüzsağlanmamış olması sebebiyle kadınlar; talî iş piyasası olarak bilinen,düşük ücretli, fazla beceri gerektirmeyen, iş gü<strong>ve</strong>ncesi yetersiz <strong>ve</strong> işçiçıkarma oranı yüksek işlerde yoğunlaşmaktadır. Talî iş piyasası dışındaki,daha iyi şartlara sahip sektörlerde çalışma imkânını bulabilenler ise;509 Commission Of The European Communities, Employment In Europe-1989, A.g.r., s.87.510 Commission Of The European, Communities, Employment In Europe-1994, Report From theCommission, COM(34) 381 Final, Brussels, 14.09.1994, s: 181.


genellikle hiyerarşinin alt düzeylerinde, yükselme imkânı sınırlı işlerdeçalışmaktadırlar.Đş piyasasında bilinçli <strong>ve</strong> bilinçsiz şekilde kadınlara yöneltilen farklı <strong>ve</strong>soyutlayıcı uygulamaların, zaman içinde ortadan kaldırılması; yapılacakekonomik <strong>ve</strong> yapısal değişmeler yanında, her seviyede yürütülecek sistemli,çok yönlü <strong>ve</strong> sürekli eğitim faaliyetleriyle gerçekleştirilebilmesi mümkünolacaktır. 511 Bunun yanında sistemli, çok yönlü <strong>ve</strong> sürekli eğitim için sırfkadınlar bakımından hazırlanacak eğitim programları; bu defa erkekleraleyhine eşitsizliği da<strong>ve</strong>t edeceğinden, bu programların kadın <strong>ve</strong> erkekleribirlikte kapsayacak şekilde uygulanması düşülmektedir. <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>Bakanlar Komitesi’nin 3 haziran 1985 tarihli Kararı’nda bu amaçlayapılması istenilen çalışmalara yer <strong>ve</strong>rilmiştir. 512Görüldüğü gibi <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkelerde, kadınların iş piyasasınakatılma oranlarında son yirmi-yirmibeş yıl içinde önemli bir artış olmuş;buna karşılık kadınlar gerek istihdam alanında <strong>ve</strong> gerekse ailevî yaşantı iletoplumsal hayatta hâlâ önemli problemlerle karşı karşıyadırlar.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde kadınların maruz kaldıkları bu problemlerin halli için;cinsiyete bağlı ayrımcı muameleler ile eğitim <strong>ve</strong> öğretim sistemlerindekiaksaklık <strong>ve</strong> farklı uygulamaların ortadan kaldırılması şarttır.Tam istihdam <strong>ve</strong> istihdamda eşitlik bakımından bir takım sakıncalarıbulunan, ancak ailevî sorumluluklarıyla birlikte tamamen işsiz kalmamakiçin seçmek mecburiyetinde kaldıkları; part-time, tele-work (Bilgisayar,kelime işlem cihazı-word processor-gibi cihazlarla firma işini evde yapma)<strong>ve</strong> geçici çalışma şekillerine (tüm kadın-erkek çalışanlar bakımından)problemlerin halli için kapsamlı yeni düzenlemeler getirilmelidir. 5133-<strong>Türkiye</strong> <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde Kadınların Đşsizliğine KOBi’lerinĐstihdam Bakımından KatkılarıGerek ülkemiz <strong>ve</strong> gerekse <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> açısından en önemli problemlerdenbiri, genel işsizlik oranı artarken; buna paralel olarak kadınlarınişsizlik oranı da artmakta olup, istihdam imkânları sınırlı kalmaktadır.511 ĐĐBK,Dış Đlişkiler Daire Başkanlığı, <strong>Avrupa</strong> <strong>Ülkelerinde</strong> Kadınların Đstihdamı, Đstihdam Dergisi, Yıl: 2, Sayı:7, Ankara, 1989, s.21.512 Daha geniş bilgi için bkz: ĐĐBK. Dış Đlişkiler Daire Başkanlığı, <strong>Avrupa</strong> <strong>Ülkelerinde</strong> Kadınların Đstihdamı,A.g.r., s.21-22.513 ĐĐBK. Dış Đlişkiler Daire Başkanlığı, <strong>Avrupa</strong> <strong>Ülkelerinde</strong> Kadınların Đstihdamı, A.g.r.,s.21-22.


<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde oldukça gelişmiş bir ekonomik yapı karşımıza çıkarken,istihdam imkânlarının sınırlı olması; teknolojik gelişmeler <strong>ve</strong> gerçekleştirilenyeni yatırımlarda ileri teknolojilerin kullanımı, bazı sanayikollarının gerilemesi, bazılarında yaşanan zorluklara karşılık işgücüneduyulan talebin giderek azalması gibi sebeplere bağlanmaktadır. Sanayitoplumlarında karşılaşılan <strong>ve</strong> ileri teknolojiye geçişin sebep olduğu Birlik’-teki işsizlik <strong>ve</strong> istihdam probleminin ülkemizdeki görünümü ise çok farklıdır.Ülkemizdeki işsizlik <strong>ve</strong> buna bağlı yaşanılan istihdam probleminin asılkaynağı; hızlı nüfus artışı yanında genç nüfusa sahip olması ile istihdamimkânlarının sınırlılığı, işsizlik oranının yükselmesine sebep olmaktadır. 514Đstihdamın sektörel dağılımına baktığımızda, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde kadınlarınaktif .nüfus içinde hizmet sektöründe yoğunlaştığını; bunun yanındaülkemizdeki kadınların da tarım sektöründe istihdam edildiklerini görürüz.<strong>Türkiye</strong>’de işsizliğin önlenmesinde en etkili yöntemler arasında; yatırımlarınsanayi sektörüne kaydırılarak teşviki <strong>ve</strong> gerekli yapının oluşturulmasıyer alır. Ayrıca <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkelerde olduğu gibi mevcutKOBĐ’ler bir taraftan desteklenirken, diğer taraftan yenilerinin kurulmasınısağlamak suretiyle; oluşturulacak yan sanayiide erkeklerin yanı sırakadınların da yeni mesleklerde istihdamına ağırlık <strong>ve</strong>rilmelidir. 515Bugünün ekonomi politikalarının temel hedeflerinden birisi de; aktifnüfusun kendi yörelerinde istihdamını sağlayarak, büyük sanayi merkezlerinegöçü önlemek suretiyle işsizliğe çare aramaktır. Bu da KOBĐ’lerinyaratacağı ek istihdam imkânlarıyla ancak gerçekleştirilir. Bu gerçekleştirildiğitakdirde, aktif işgücünün bulunduğu yörelerde kadınların çalışmaimkânı artmakla kalmaz; köyden kasabaya, kasabadan şehire <strong>ve</strong> şehirdensanayii gelişmiş şehirlere iç göçler önlenir. Ayrıca bölgeler arasında görülengelişmişlik farkları da kısmen giderilirken, millî gelirin bölgeler arasındakidağılımında da denge sağlanmış olur. 516KOBĐ’lerin mevcut potansiyelleri içinde yer alan daha az yatırımla dahaçok kişiye istihdam imkânı sağlama, teknolojik yeniliklere daha yatkın514 Hal(k CEYHAN / fiebnem KARAUÇAK O⁄UZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Sosyal Politika, A.g.e., s. 71-72.515 Haluk CEYHAN / fiebnem KARAUÇAK O⁄UZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Sosyal Politika, A.g.e., s.72.516 Hasan OLALI / Muammer DO⁄AN / Üzeyme DO⁄AN, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler <strong>ve</strong>Uygulanan Ekonomik, Mal( <strong>ve</strong> Sosyal Politikaların <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler Açısından Değerlendirilmesi,ĐZSĐAD, Đzmir, 1993, s. 33.


olmaları <strong>ve</strong> daha çok kişiye meslekî <strong>ve</strong> teknik eğitim <strong>ve</strong>rmeleri göz önünealınırsa; KOBĐ’lerin meslekî <strong>ve</strong> teknik eğitim <strong>ve</strong>ren birer okul hüviyetindeolduğu görülür. Bu yönleriyle KOBĐ’ler, ekonominin yetişmiş işgücüihtiyacını karşılayan yerler olarak kabul edilirler. 517 Đstihdamı artırmaözelliği olan KOBĐ’ler desteklenmeli kendi işini kurmak <strong>ve</strong>ya kurulu işinigenişletmek isteyen girişimcilere; finansman, eğitim, teknoloji, mevzuat,pazarlama konularında yardımcı olunmalı <strong>ve</strong> danışmanlık hizmetleri desunulmalıdır. 518Đşsizlikle mücadelede meslekî bir beceriye sahip olmak, çok büyük önemarzeder. Aslında iktisadî <strong>ve</strong> sosyal kalkınmada; beceri <strong>ve</strong> yeteneğine göreişgücünü en iyi şekilde kullanmak, değişen <strong>ve</strong> gelişen şartlara göreişgücünü yetiştirmek en önemli hedefler arasında yer alır. Ülkemizdekiistihdama yönelik problemlerden bir diğeri de vasıfsız işgücü fazlalığı <strong>ve</strong>vasıflı işgücü açığının ortaya koyduğu dengesizliktir. Türk sanayiinin ihtiyaçduyduğu vasıflı işgücü açığının kapatılması amacıyla alınan tedbirlerbelirlenirken; kadın işgücünün istihdam öncesi <strong>ve</strong> istihdam içinde yetiştirilmesineönem <strong>ve</strong>rilmektedir.Bu amaçla ülkemizde bölgelerin özelliği de göz önüne alınarak, 1988yılından itibaren Đ.Đ.B. Kurumu öncülüğünde işgücü yetiştirme kurslarıaçılmaya başlanmıştır. Sayıları her yıl giderek artan bu kurslara; 1988yılından 1993 yılına kadar değişik mesleklerde toplam 3014 işgücü yetiştirmekursu düzenlenerek, 52.162 kişi kursa katılmıştır. 1994 yılında 839işgücü yetiştirme kursu düzenlenmiş olup, bu kurslara 5.925 erkek <strong>ve</strong>9.816 kadın olmak üzere toplam 15.741 işsiz vatandaşımız katılmıştır.Yine 1994 yılında kamu <strong>ve</strong> özel kurum <strong>ve</strong> kuruluşlarla yapılan işbirliğisonucunda vasıfsız işgücü piyasasında geçerli olan bir meslekte yetiştirilerekistidamının sağlanması amacıyla; istihdam garantili turizm dalı(servis, bar, oda hizmetleri, resepsiyon, aşçı, garson) başta olmak üzere,halı dokumacılığı, bilgisayar programcısı terzi, makina nakışçısı <strong>ve</strong> kilimdokuyuculuğu gibi mesleklerde işgücü yetiştirme kursu düzenlenmiştir. 519Đ.Đ.B. Kurumu öncülüğünde Nevşehir’de "Kat Hizmetleri YetiştirmeKursu", Ordu’da "Balık Ağı Örme <strong>ve</strong> Metis Dokumacılığı" ile "Đstihdam GarantiliBakır El Đşletmeciliği Kursu", Van’da "Halıcılık Đşgücü Yetiştirme517 Hasan OLALI <strong>ve</strong> diğerleri, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler, A.g.e., s. 33.518 TĐSK, Ülkemizde Kadın Đstihdamının Artırılması, A.g.a., s. 31.519 ĐĐBK, 1994 Yılı Faaliyet Raporu, A.g.r., s. 44-45.


Kursu"; 1988 yılında açılan istihdam garantili yetiştirme kurslarından 520bazılarıdır. 1989 yılında bunlara ilâ<strong>ve</strong>ten Samsun’da "Abajur Đmalât Đşçiliği"ile "Parke Đşçiliği", Tokat’da "Đpek, Şal, Eşarp Üzerine Desen Çizme",Eskişehir’de "Konfeksiyon Đşçiliği’, Kütahya’da "Seramik Süsleyiciliği",Antalya’da "Servis Garsonluğu", Bursa’da "Konfeksiyon Dikimciliği" <strong>ve</strong>Nevşehir’de "Turizm Đşletmeciliği" gibi benzeri kurslar açılmak suretiyle 521kadın işgücünün vasıflı hale getirilmesi sağlanmıştır.1990 yılında açılan 697 işgücü yetiştirme kursuna 5.493 erkek, 6.297kadın katılırken; 1991 yılında 821 işgücü kursuna 5.562 erkek <strong>ve</strong> 8.304kadın katılmıştır. 1992 yılında 470 kurs açılırken, bunlara 3.573 erkek <strong>ve</strong>4.496 kadın, 1993 yılında 628 işgücü kursuna 4.383 erkek <strong>ve</strong> 7.148 kadınile 1994 yılında da 839 işgücü yetiştirme kursuna 5.925 erkek <strong>ve</strong> 9.816kadın işsiz katılmıştır. 522Yukarıda yer alan <strong>ve</strong>rilere baktığımızda açılan kurslara kadın işsizlerinkatılımı sayısal olarak erkeklerden daima fazladır. Đstihdam garantilikursların yanında, bağımsız çalışanlara yönelik işgücü yetiştirme kurslarındada bu durum aynıdır. 1994 yılında bağımsız çalışanlara açılan 155kursa, 429 erkeğe karşılık 2.136 kadın iştirak etmiştir. 523Ev kadınlarının istihdamını geliştirmek, üretim <strong>ve</strong> aile ekonomilerinekatkıda bulunmalarını sağlamak amacıyla; 1993 yılında sadece kadınlardanoluşan 215 işgücü yetiştirme kursu açılmış, bu kurslara 3.748 gençkadın katılımı sağlanmıştır. Aynı amaçla 1994 yılında açılan 369 işgücüyetiştirme kursuna, 5.915 genç kadın katılmıştır. 524Đşgücü piyasasına çeşitli sebeplerle girememiş bulunan <strong>ve</strong> ekonomikbakımdan gayri faal durumdaki kadınlarımızı; işgücü yetiştirme kurslarınatabi tutarak, eğitim seviyelerini yükseltmek suretiyle meslekî imkânlardandaha çok faydalanmaları sağlanmış olacaktır. Vasıflı hale getirilmiş kadıngirişimcilerin, iş kurma <strong>ve</strong> istihdam güçlüklerine; yerel istihdam520 Daha geniş bilgi için bkz: ĐĐBK, Đş Garantili Đsgücü Yetiştirme Kurslarımız, Đstihdam Dergisi, Yıl: 1, Sayı:5,Ankara, 1988, s. 22-27.521 Daha geniş bilgi için bkz: ĐĐBK, Đşgücü Yetiştirme Kurslarımızdan Görüntüler, Đstihdam Dergisi, Yıl: 2,Sayı: 7, Ankara, 1989, s. 31-34.522 ĐĐBK, 1992 Faaliyet Raporu, A.g.r., s. 73-74.; ĐĐBK, 1993 Faaliyet Raporu, A.g.r., s. 56.; ĐĐBK, 1994Faaliyet Raporu, A.g.r., s. 44.523 ĐĐBK, 1994 Yılı Faaliyet Raporu, A.g.r., s. 45.524 ĐĐBK, 1993 Yılı Faaliyet Raporu, A.g.r., s. 42 <strong>ve</strong> 46.; ĐĐBK, 1994 Yılı Faaliyet Raporu, A.g.r., s. 33 <strong>ve</strong> 46.


imkânlarının da katkısı sağlanıp gerekli destek <strong>ve</strong>rilmek suretiyle, yeniyatırım <strong>ve</strong> iş imkânları yaratılacaktır.Đşgücüne katılan kadınların istihdamına katkıda bulunmak için,KOSGEB Đstihdam Yaratma <strong>ve</strong> Bölgesel Kalkınma Faaliyetleri Grup Başkanlığı’ncayürtülen; bölgelerin özelliklerine en uygun olan projelerin, hayatageçirilmesi çalışmaları da istihdam sağlamada etkili olmaktadır.Bu konuda yapılan çalışmalar arasında;- 1992 yılında başlayan <strong>ve</strong> 1995 yılında sona eren "Anadolu El HalıcılığıGeliştirme Projesi" uygulanmıştır. Bu proje kırsal bölgelerde el halıcılığınıngeliştirilmesi, kalitenin yükseltilmesi <strong>ve</strong> istihdam yaratılması amacını güder.Pilot olarak seçilen Amasya ilinde açılan atelyelerde, tecrübeli öğreticilerleyöre halkına kurslar <strong>ve</strong>rilmiştir. Bu kurslarda ayrıca kalite yükseltilmesinede katkıda bulunulmuştur. Uygulamanın Sivas, Çankırı, Yozgat, Çorum,Tokat <strong>ve</strong> diğer illerde de tekrarlanması, 525- 1994 yılında başlayıp, 1998 yılında sona erecek olan "Uşak Yöresi ElSanatları Geliştirme Projesi" uygulamaya konulmuştur. Kilim üretimindeçok önemli olan, kilim yıkama işleminin gerektiği gibi yapılabilmesi içinkurulan tesiste üreticilere eğitim <strong>ve</strong>rilmesi, 526- 1995 yılında başlayıp, 1996 yılında bitecek olan "Çiniciliğin GeliştirilmesiProjesi" ile çinicilikte ürün kalitesinin standartlaştırılması için;kullanılan sır, metaloksit boyaları <strong>ve</strong> benzeri malzemelerin geliştirilerek,kalitenin iyileştirilmesi amaçlanmıştır. Öncelikle Kütahya yöresinin mevcutdurumu tespit edilerek, proje kapsamının belirlenmesine gidilmiştir. Bununyanında hedef alınan kitleye yönelik danışmanlık, eğitim <strong>ve</strong> bilgi teminihizmetlerinin <strong>ve</strong>rilmesi 527 yer almıştır.Bugün ülkemizde yaşanan işsizlik içinde önemli bir konuma sahip olankadın işsizliği; kuralan yeni işyerleri (KOBĐ) <strong>ve</strong> yeni mesleklerde kadınistihdamına yer <strong>ve</strong>rmek suretiyle, işsizlik önemli biçimde azaltılcaktır.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde işsizlik <strong>ve</strong> istihdam konusunda bugüne kadar bir çokönemli tedbir <strong>ve</strong> yaptırımlar uygulamaya konulmuştur. Bunun sonucunda100’den az çalışana sahip KOBĐ’lerin istihdam payları bir taraftan artarken,525 KOSGEB, 1995 Yılı Çalışma Programı, A.g.p., s. 162.526 KOSGEB, 1995 Yılı Çalışma Programı, A.g.p., s. 161.527 KOSGEB, 1995 Yılı Çalışma Programı, A.g.p., s. 165.


ir taraftan da büyük işletmelerden daha hızlı bir oranda yeni mesleklersağlamak suretiyle, istihdama katkı sağlamış oluyorlar. <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ndeKOBĐ’lerin toplam istihdama katkılarında geniş değişkenlikler vardır.<strong>Birliği</strong>n istihdam yapısı incelendiğinde Đngiltere, Đspanya <strong>ve</strong> Fransa’-da;küçük boyutlu işletmelerde kadın istihdamı diğer üye ülkelere oranla dahafazla <strong>ve</strong> kadın işgücü hizmet sektöründe daha geniş bir paya sahiptir. 528KOBĐ’ler, imalât sektöründeki mesleklerin Đngiltere <strong>ve</strong> Lüksemburg’da %20’sini; Fransa, Hollanda, Belçika, Đspanya, Portekiz, Đrlanda <strong>ve</strong> Danimarka’da% 30 ilâ % 45’ini, Yunanistan <strong>ve</strong> Đtalya’da da yarıdan fazlasınısağlarlar. 1970’li yıllar ile 1980’li yılların başlarında; diğer işletmeler az daolsa istihdam kaybederken, KOBĐ’lerin istihdam artış payı yükselmiştir. 529Birliğe üye ülkelerin özel sektöründe istihdam edilen nüfusun büyük birkısmı, küçük firmalarda yer alır. Bu firmalar çok sayıda iş sahası üretip,istihdamın büyük kısmını üstlenmek suretiyle, Birlik’teki önemlerini ortayakoymuşlardır. <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nin 1991 yılı itibariyle çalışanların ortalamaoranı; yüz kişiden az çalışanı olan işletmelerde % 55, on kişiden az çalışanıolanlarda ise % 30’dur. Yine işgücünün dağılımı açısından konuyabaktığımızda; kuzey ülkelerine nazaran (Danimarka hariç) güneyülkelerinde işgücü küçük hatta çok küçük işletmelerde toplanmıştır. 530Bütün mesleklerin yarıdan fazlasının sağlandığı hizmet sektöründe,KOBĐ’ler daha çok önem arzederler. Büyük işletmelerin istihdam azalttığıbir zamanda, özellikle yirmiden az çalışanı olan işletmelerde KOBĐ’ler yenimeslekler yaratırlar. Bununla birlikte KOBĐ’lerdeki meslek yaratılmasınispeten daha az sayıda işletmede ortaya çıkar. <strong>Küçük</strong> işletmeler tarafındanyaratılan meslekler, genelde büyük işletmelerinkinden farklıdır. KOBĐ’ler,özellikle part-time işlerde kadIn çalışanlara; diğer işletmelere oranla, dahafazla istihdam desteği <strong>ve</strong>rirler. Mesela Hollanda’da küçük işletmelerdeçalışanların % 37’si kadınlardan oluşurken, büyük işletmelerde çalışanların% 26’sını kadınlar meydana getirir.<strong>Küçük</strong> işletmelerde istihdam büyük işletmelere oranla daha istikrarsızolup, ücretler daha da düşüktür. Mesela Fransa’da büyük işletmelerdeki528 Nusret EKĐN, <strong>Küçük</strong> Đşyerlerinde Endüstri Đlişkileri, A.g.e., s. 9.529 Commission Of The European Communities, Employment In Europe-1989, Charpter 6: SME and Self-Employment, COM(89) 399 Final, A.g.r., s. 81.530 Commission Of The European Communities, Employment In Europe-1994, A.g.r., s. 180-181.


ücretler, küçük işletmelerinkinden % 60 daha yüksektir. 531 Kadınların çoğupart-time <strong>ve</strong> geçici işlerde düşük ücretle kötü çalışma şartlarına bağlıolarak çalışmaktadırlar. 532Birliğe dahil bütün üye ülkelerde istihdamdaki kadın sayısı artışgöstermiştir. Son onbeş yılda kadınların istihdama katılım oranları % 6artmıştır. Bu duruma göre kadınlar; <strong>Birliği</strong>n toplam çalışanlarının % 38’ine,toplam istihdam oranının ise sadece % 35’ine tekabül ederler. Bu,kadınların erkeklerden daha çok part-time işlerde çalıştıklarını göstermektedir.Aslında part-time çalışma, kadınlara has bir olay olarak; ileri yaşgrupları ile büyük oranda çocuklu kadınlar tarafından tercih edilmektedir.Çünkü part-time çalışma; kadınlara uygun düşen saatlerde çalışma firsatı<strong>ve</strong>rdiği için, çoğu kadın tarafından benimsenirken, bir çoğu da full-time işbulmada zorluk çektiklerinden bu çalışma şeklini (part-time) benimsemekmecburiyetinde kalmışlardır. 533Part-time işler, kadınların iş piyasasına girmesinde önemli bir rol oynamıştır.Bunun en iyi örneğini Danimarka, Đngiltere <strong>ve</strong> Fransa gibi kadınişgücü katılımında en yüksek orana sahip <strong>ve</strong> part-time istihdamın yüksekolduğu ülkelerde görürüz. Bunun aksine daha az gelişmiş Birliğe üye ülkelerde(Đtalya, Đrlanda <strong>ve</strong> Yunanistan’da) part-time işçiler için, kadınlarınişgücü oranı; 1975 ilâ 1985 arasında belirgin bir şekilde düşmüştür. 534<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> Bakanlar Komitesi işsizliği önleme amacıyla;- Genç kadınlara meslek seçiminde yardımcı olacak programlarda, yeniistihdam imkânları <strong>ve</strong> iş piyasasındaki meslek alternatifleri hakkındailetişim vasıtalarını kullanmak suretiyle bilgi <strong>ve</strong>rilmesini,- Mesleğe yöneltme, meslekî eğitim hizmetlerinde modern <strong>ve</strong> gerçekçiyöntemler kullanılması,531 Commission Of The European Communities, Employment In Europe-1989, Chapter 6: SME and the Self-Employment, COM(89) 399 Final, A.g.r., s. 81-82.532 ĐĐBK, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>ve</strong> AT’da Đnsangücü Politikaları, A.g.e., s. 7.533 Commission Of The European Communities, Employment In Europe-1989, Chapter 1: Employment In TheEuropean Community, COM(89) 399 Final, A.g.r., s. 22.534 Commission Of The European Communities, Employment In Europe-1989, Chapter 7: Women’sEmployment, COM(89) 399 Final, A.g.r., s. 88.


- Kadınların meslekî eğitim programları <strong>ve</strong> işgücüne katılım oranlarınıartırmak için sosyal tesislerin (çocuk bakım merkezleri, kreşler gibi) yaygınlaştırılması,- Düşük maliyetli <strong>ve</strong> esnek yapılı eğitim programlarının (seyyar tesisler,kadınların katılımını sağlamak için uygun zaman ayarlaması) teşvikedilmesini,- Kırsal alanda kadınların istihdamını artırıcı faaliyetlere hız <strong>ve</strong>rilmesini,- Kadınların kendi işini kurmalarını teşvik edici sosyal <strong>ve</strong> eğitime dayalıtedbirlerin uygulamaya konulması öngörülmüştür.Ayrıca <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde çalışan kadınlara ilişkin iş piyasasındaki önyargı <strong>ve</strong> farklı uygulamaların zaman içinde ortadan kaldırılması bakmından;vasıfsız işlerde yoğunlaşan kadınların, hizmetler sektörü dışındakiistihdam alanlarına kaydırılmasına çalışılmıştır. Vasıfsız işgücüne yönelikdüzenlenen bilgi <strong>ve</strong> beceri kurslarının, vasıflı kadın işgücü sayısının artmasındaetkili olacağı gayet açıktır.Bu amaçla <strong>Avrupa</strong> Meslekî Formasyonu Geliştirme Merkezi(CEDEFOP)’nin açtığı eğitim programları arasında: Dokuma Đşindeki KadınlarınEğitimi (Belçika); Uzun Bir Aradan Sonra Đş Yaşamına YenidenKatılma (Danimarka); Genç Kadınların Endüstri Sektöründeki Teknik <strong>ve</strong>Sanat Đşlerine Girebilmesini Sağlayıcı Pilot Eğitim Programı (Almanya); ElĐşleri Hakkında Bilgilendirme, Meslekî Tanıtım Kursları, Deneyimsiz ĐşçiKadınların Meslekî Eğitimi, Kadınların Bağımsız Đş Kurmaları (Fransa);Genç Kızlara Çıraklık Eğitimi (Đrlanda); Đşsiz Kadınların Elektro-TeknikKonusunda Eğitimleri (Đtalya); Güzellik Uzmanı Yetiştirme Kursları(Hollanda); Genç Kızların Telefon Santrallerinde Eğitilmesi Programı(Đngiltere) yer almaktadır.Bu programlarda eğitim görmemiş (Đlköğretim dışında) ya da eğitimi terketmiş kadınlar hedef alınmaktadır. Eğitimin gerekli finansmanı, <strong>Avrupa</strong>Sosyal Fonu başta olmak üzere; ilgili ülkenin Ticaret, Sanayi, Çalışma, Aile,Sağlık <strong>ve</strong> Eğitim Bakanlıkları ile Vakıflar gibi benzeri kuruluşlarcakarşılanmaktadır. 535Ayrıca işsizliği önlemeye yönelik politikalar arasında, Birlik’te kendi işinikurmak isteyen işsiz kadınlara; gelir garantisi sağlamak suretiyle yardımcı535 Rezzan TATLIDĐL, <strong>Türkiye</strong>’de Kadınların Çalışma Yaşamındaki Yeri..., A.g.t., s. 199.


olunmaktadır. 536 Birlik’te yeni işletme kuran kadın sayısının erkek girişimcisayısından az olduğu görülmektedir. Kadınların bölgesel seviyede istihdama<strong>ve</strong> ekonomik gelişmeye katkılarını artırmak <strong>ve</strong> kadınlar arasındagirişimciliği teşvik etmek amacıyla; Ekonomik Đşbirliği; <strong>ve</strong> KalkınmaTeşkilâtı (OECD) ile Fransa hükümetinin işbirliği sonucu mayıs 1985’de"Women-Local Initiati<strong>ve</strong>s-Job Creation" konulu bir uluslararası seminerdüzenlenmiştir. Seminer sonucu, kadın girişimcilere yönelik teşvikuygulamalarında artış gözlenmiştir. Bu çalışmaların devamlılığınınsağlanması <strong>ve</strong> ülkeler arası bilgi alış<strong>ve</strong>rişinin artılması amacıyla; 18-19mayıs 1987 tarihleri arasında OECD / ILE programı çerçe<strong>ve</strong>sinde ikincisiOslo’da düzenlenmiştir.Seminer öncesi gönderilen anket formlarının değerlendirilmesi <strong>ve</strong>seminer çalışma gruplarında yapılan görüşmelerde elde edilen <strong>ve</strong>riler dikkatealınarak, OECD/ ILE sekreteryasınca nisan 1987’de bir Rapor hazırlanmıştır.SME /ILE 87.03 sayılı bu Rapor’a göre, kadın girişimcilerinyapısal özellikleri;- % 50 <strong>ve</strong> daha fazlası evlidir.- Büyük çoğunluğu ailesinde girişimci ortamı bulmuştur.- Belli bir süre çalıştıktan sonra (ev kadınlığı <strong>ve</strong> çocuklarını yetiştirmedışında) kendi işletmelerini kurmaktadır.- Birçok kadın; bağımsızlık, başarılı olma, kişisel çalışma istiği, işletmesistemi içinde tam katılım, yer alma isteği ile kendi işlerini kurmaktadır.- Kadın girişimciler; kadınlar için alışılmış geleneksel iş alanlarınıdeğiştirerek, alışılmamış alanlara (boya, taşıma, inşaat gibi) taşmakamacında görünmektedirler.- Kadın girişimciler, yanlarında çok az işçi çalıştırmakta <strong>ve</strong>ya hiç çalıştırmamaktadırlar.- Kadın girişimciler tarafından kurulan işletmeler; mal sabipliği, ortaklık,işbirliği <strong>ve</strong> kooperatifler şeklinde özetlenmiştir. 537Bütün bu önlemler sonucu, üye ülkeler; yeni KOBĐ’lerin kurulması <strong>ve</strong>yaratılan yeni mesleklerde kadın istihdamını öngören politikalar arasında,teşvik politikalarına da yer <strong>ve</strong>rmişlerdir.536 ĐĐBK, Dış Đlişkiler Daire Başkanlığı, <strong>Avrupa</strong> <strong>Ülkelerinde</strong> Kadınların Đstihdamı, A.g.a., s.21-22.537 Alev GÜNAL, Mahall( Đstihdam Olanaklarının Geliştirilmesinde Kadının Rolü, A.g.m., s. 22 <strong>ve</strong> 22-24.


D - Sakat <strong>ve</strong> Özürlülerin Đşsizliği <strong>ve</strong> ĐstihdamıSon zamanlarda <strong>Türkiye</strong> <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye devletlerde, gösterilentüm gayret <strong>ve</strong> ekonomik büyüme alanlarında sağlanan başarıya rağmen;işsizlik <strong>ve</strong> istidamı geliştirme açısından arzulanan mesafe alınamamıştır. Busebeple gerek <strong>Türkiye</strong> <strong>ve</strong> gerekse Birlik’te işsizlik <strong>ve</strong> istihdam hâlâ öneminikorumaktadır.Toplumları uzun süre meşgul eden <strong>ve</strong> bundan sonra da etmeğe devamedecek olan, işsizlik <strong>ve</strong> istihdam problemlerinin sebepleri arasında; öncekikonularda yer <strong>ve</strong>rdiğimiz genç işsizler <strong>ve</strong> kadınların yanında, sakat <strong>ve</strong>özürlüler de bulunmaktadır.Konumuz içinde sık sık yer <strong>ve</strong>rdiğimiz "sakat" <strong>ve</strong> "özürlü kişi" terimininanlamı <strong>ve</strong> tanımı üzerinde burada kısaca durmak faydalı olacaktır. Bu ikiterimin yer aldığı ifadeler içinde "eksiklik", "noksanlık", "kusur" <strong>ve</strong>"bozukluk" kelimeleri genelde bulunduğundan; çoğu zaman iç içe <strong>ve</strong>ya biridiğerinin yerini almak suretiyle, tek olarak da kulanılmaktadır.Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nca yayınlanan "Sakat Kişilerin HaklarıBildirisi"nde "Normal bir kişinin kişisel ya da yaşantısında kendi kendineyapması gereken işleri, bedensel <strong>ve</strong>ya ruhsal kabiliyetlerindeki kalıtımsal yada sonradan olma herhangi bir noksanlık sonucu, yapamayanlara sakatdenir" 538 şeklinde yer <strong>ve</strong>rilmiştir.Çalışma yaşamının uluslararası kurallarını oluşturan ILO sözleşmeleriiçinde yer alan "Meslekî Rehabilitasyon <strong>ve</strong> Đstihdam (özürlüler)" başlığınıtaşıyan 159 Sayılı Sözleşme hükümlerinin özetinde yer alan dip notta"varlığı gereğice kanıtlanmış bir fiziksel ya da zihinsel bozukluk nedeniyleuygun bir işe girme, o işi sürdürme <strong>ve</strong> o işte ilerleme olanakları önemliölçüde azalmış bir birey" olarak "özürlü kişi" terimine anlam <strong>ve</strong>rilmiştir. 539Ülkemizde Đş <strong>ve</strong> Đşçi Bulma Kurumu’nca yapılan çalışmalarda belirlenip,kullanılan bir tanım da bulunmaktadır. Bu tanıma göre "Bedensel <strong>ve</strong>yazihinsel gücünden belli bir oranda yoksun olduğu Sağlık Kurulu Raporu’ylabelirlenen <strong>ve</strong> bir iş bulmakta genellikle güçlük çeken, fakat söz konusuyetersizliğine rağmen, herhangi bir iş yerinde bazı işleri derhal <strong>ve</strong>ya kısa bir538 Bkz: 3447 Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Kararı sonuncu yayınlanan “Sakat Kişilerin Hakları Bildirisi”,Madde 1.539 ILO, Çalışma Yaşamının Uluslararası Kuralları - Bir Özet -, Uluslararası Çalışma Bürosu <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong> ĐşçiSendikaları Konfederasyonu Yayını, Ankara, 1989, s. 27.


alıştırma dönemi sonunda yapabilecek durumda olan kimselere sakat"denilmektedir. 540Genel işsizlik <strong>ve</strong> istihdam probleminin uzun süre yaşandığı ülkemizde,sakat <strong>ve</strong> özürlülerin işsizliği ile bunların istihdamında da büyük zorluklarınyaşanacağı kaçınılmaz bir gerçektir. Hem ülkemizde, hem de <strong>Avrupa</strong><strong>Birliği</strong>’nde; her on kişiden birinin, bugün sakat olduğu kabul edilmektedir.Bu oran tüm dünya ülkeleri için de geçerlidir. 541Đnsanlığın var oluşundan bu yana, toplumda küçümsenmeyecek boyuttakibu kitleye; bütün zorluklara rağmen yeni hizmetler götürülürken,mutlaka yeni imkânların da yaratılması şarttır. Ayrıca toplumun bu konudakiduyarlılığı artırılarak, sakat <strong>ve</strong> özürlülerin iş görme yetenekleri birtaraftan geliştirilirken; bunlara ek olarak kanunî kuralların uygulanmasınımümkün kılacak ortamın geliştirilmesini sağlamak suretiyle, o toplumuoluşturan kişiler arasında çalışma hayatıyla ilgili mevcut eşitsizlikler(kadın, erkek, özürlü-özürsüz, ücret farklılığı gibi) ortadan kaldırılmışolacaktır. Böylece sakat <strong>ve</strong> özürlülerin iş <strong>ve</strong> aktif hayata hazırlanıp, işgücünedaha fazla katılmaları sağlanacaktır.Sakat <strong>ve</strong> özürlülerin hayatları boyunca toplumla bütünleşmelerinde yeralan en önemli etkenler arasında, "meslekî rehabilitasyon, eğitim <strong>ve</strong> iş"gelir. Bu temel etkenlere sağlıklı bir çözüm getirildiği takdirde, sakat <strong>ve</strong>özürlülerin; toplumsal, psikolojik <strong>ve</strong> ekonomik sıkıntıları önemli ölçüdehafifletilecektir. 542Çalışmamızın bu kısmında, gerek ülkemizde <strong>ve</strong> gerekse Birliğe üyeülkelerde sakat <strong>ve</strong> özürlülerin işsizliği <strong>ve</strong> istihdamında karşılaşılan güçlüklerile alınması gereken önlemler üzerinde duracağız.1- <strong>Türkiye</strong>’de Sakat <strong>ve</strong> Özürlülerin Đşsizliği <strong>ve</strong> ĐstihdamıÜlkemizin kurumsal yapısı incelendiğinde, sakat <strong>ve</strong> özürlülerin; işsizliği<strong>ve</strong> istihdamı problemlerine, devletin kayıtsız kaldığı söylenemez. Gerekülkemizdeki kanunî düzenlemeler <strong>ve</strong> gerekse bağlı olduğumuz uluslararasıkuruluşlarla yaptığımız antlaşmalarda, sakat <strong>ve</strong> özürlülerin başta toplumlabütünleşmelerini, daha sonra da istihdamlarını sağlamak için bazı540 Mehmet KARADUMAN, <strong>Türkiye</strong>’de Sakatların Đstihdamı, ĐĐBK, Đstihdam Dergisi, Yıl: 1, Sayı:3, Ankara,1988, s.8.541 Gürol UÇ, Sakatların Đstihdam Sorunu, ĐĐBK, Yayın No: 259, Ankara, 1991, s. 1.542 Gürol UÇ, Sakatların Đstihdam Sorunu, A.g.e., s. 1.


hükümlere yer <strong>ve</strong>rilmiştir. Ayrıca gerekli imkânların kullanılıp, uygulanmasında;sakat <strong>ve</strong> özürlülere her sahada eşitliğin sağlanması da, buhükümlerde yer almıştır. 5431982 Anayasası’nda sakatların sosyal gü<strong>ve</strong>nliği ile çalışma <strong>ve</strong> özelhaklarına ilişkin;"Çalışma Şartları <strong>ve</strong> Dinlenme Hakkı" başlıklı 50’nciMaddesi’nde,"küçükler <strong>ve</strong> kadınlar ile bedenî <strong>ve</strong> ruhî yetersizliği olanlar,çalışma şartları bakımından özel korunurlar" hükmü bulunmaktadır. 544 Buhükümle, sakatların çalışma şartları açısından özel olarak korunacaklarıbelirlenmiştir.Yine "Sosyal Gü<strong>ve</strong>nlik Bakımından Özel Olarak Korunması Gerekenler"başlıklı 61’nci Maddesi’nde, "Devlet sakatların korunmalarını <strong>ve</strong> toplumhayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirleri alır.Bu amaçla gerekli teşkilât <strong>ve</strong> tesisleri kurar <strong>ve</strong>ya kurdurur" hükmü yeralmıştır. 545Anayasa’nın 61’nci Maddesi hükmüne göre, Devlet sakat <strong>ve</strong> özürlülerintoplumla bütünleşmelerini sağlamak için; meslekî rehabilitasyon, eğitim <strong>ve</strong>iş açısından gereken her türlü tedbiri birer birer uygulamaya koymayabaşlamıştır.Sosyal <strong>ve</strong> çalışma hayatında sakat <strong>ve</strong> özürlülerin Devletçe korunmasınısağlamak için, ilk olarak diğer ülkelerdeki teşkilâtlara benzer bir şekilde;sakat <strong>ve</strong> özürlülerin işe yerleştirilmesi iş hazırlığı, iş eğitimi ile meslekîrehabilitasyonunu gerçekleştirme <strong>ve</strong> organize görevi, Đş <strong>ve</strong> Đşçi BulmaKurumu’na <strong>ve</strong>rilmiştir. 546Daha sonra 1475 Sayılı Đş Kanunu’nun 25’nci Maddesi’nin A Bendi’ndeyapılan değişiklikte 547; iş<strong>ve</strong>renin çalıştırmak mecburiyetinde olduğu sakatkimselerin, Đş <strong>ve</strong> Đşçi Bulma Kurumu aracılığıyla temin edilmesi hükmebağlanmıştır.543 Samira YENER, Sakatların Đstihdamı, ĐĐBK, Đstihdam Seminerleri-1, ĐĐBK Yayın No:272, Ankara, 1992, s.104.544Bkz: <strong>Türkiye</strong> Cumhuriyeti Anayasası, Belediye-Đş Eğitim Yayınları:I, (Anayasa, Çalışma Yasaları <strong>ve</strong>Yönetmelikler-84) Đstanbul, 1984, s. 36. (2709 Sayılı Anayasa 7.11.1982 tarihinde kabul edilmiş olup, 9.11.1982tarih <strong>ve</strong> 17863 Mükerrer Sayılı R.G.’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.)545 <strong>Türkiye</strong> Cumhuriyeti Anayasası, Belediye-Đş, A.g.e., s. 41-42.546 Samira YENER, Sakatların Đstihdamı, A.g.t., s. 105; Gürol UÇ, Sakatların Đstihdam Sorunu, A.g.e., s. 3.547 Değişiklik için bkz: 29.7.1983 tarih <strong>ve</strong> 2869 Sayılı Kanun’un 4’üncü Maddesi.


1986 yılında Çalışma <strong>ve</strong> Sosyal Gü<strong>ve</strong>nlik Bakanlığı’na bağlı "SakatlarıKoruma Millî Koordinasyon Kurulu" kurulmuştur. 548 VI. Beş Yıllık KalkınmaPlanı’nın Dördüncü Bölümü’nde yer alan istihdam başlığı altın-daki 882’nciBent’te "Đşgücü piyasasına girişte zorluklarla karşılaşan özürlü <strong>ve</strong> eskihükümlülerin problemlerini giderici tedbirler alınacaktır" 549 ifadesi yeralmıştır.Ayrıca "Sakatların Đstihdamı Hakkında Tüzük", 16.3.1987 tarih <strong>ve</strong>19402 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Buna göre,Madde I’de; Elli <strong>ve</strong> daha çok işçi bulunan işyerlerinde çalıştırılması zorunlusakatların; nitelikleri, çalıştırılabilecekleri işler, genel hükümler dışındabağlı olacakları özel şartlarla ücret şartları, Đş <strong>ve</strong> Đşçi Bulma Kurumu’ncamesleğe kazandırılmaları, iş<strong>ve</strong>renlerce nasıl işe alınacakları bu Tüzük’tegösterilmiştir." 550 şeklinde belirlenmiştir.Devlet memuru olarak çalışacak sakatlarla ilgili, 657 Sayılı DevletMemurları Kanunu’nun 50 <strong>ve</strong> 53’üncü Maddeleri’nde; sakatların memuriyetenasıl girecekleri <strong>ve</strong> hangi işlerde çalıştırılacaklarını belirlemek üzere,Maliye, Sağlık, Çalışma <strong>ve</strong> Sosyal Gü<strong>ve</strong>nlik Bakanlıkları ile Devlet PersonelDairesi’nce müştereken bir yönetmeliğin hazırlanması, hüküm altınaalınmıştır. 551Bu hükme ilişkin olarak "Sakatların Devlet Memurluğu’na AlınmaŞartları ile Hangi Đşlerde Çalıştırılacakların Hakkında Yönetmelik" 1983yılında yayımlanmıştır. 552 Buna göre durumları devlet memuru olmaya uyansakatların, "Đlk Defa Devlet Memurluğu’na Atanacaklara Uygulanacak SınavYönetmeliği"nin 39’uncu Maddesi gereği; sakatların sınava girmelerinisağlama görevi, Đş <strong>ve</strong> Đşçi Bulma Kurumu’na <strong>ve</strong>rilmiştir. Bu uygulama 1986yılına kadar devam etmiştir. Ancak, Bakanlar Kurulu’nun 1986 yılındaaldığı bir kararla; kamu kurum <strong>ve</strong> kuruluşlarının çalıştırmakla yükümlüoldukları sakat memur kadrolarının takibi <strong>ve</strong> işe yerleştirilmelerihususundaki işlemlerin Đş <strong>ve</strong> Đşçi Bulma Kurumu’nca yerine getirilmesi548 Samira YENER, Sakatların Đstihdamı, A.g.t., s. 105.549 DPT, Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı, A.g.e., s. 303.550 “Sakatların Đstihdamı Hakkında Tüzük”le ilgili daha geniş bilgi için bkz: Gürol UÇ, Sakatların ĐstihdamSorunu, A.g.e., s.37-44; Mehmet KARADUMAN, <strong>Türkiye</strong>’de Sakatların Đstihdamı, A.g.m., s. 9-10.551 Daha geniş bilgi için bkz; 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 50 <strong>ve</strong> 53’üncü Maddeleri.552 Daha geniş bilgi için bkz: 27.7.1983 tarih <strong>ve</strong> 18117 Sayılı Resmi Gazete.


uygulanmasına son <strong>ve</strong>rilmiştir. 553 Bunun yerine aynı yıl çıkartılan 86/11017Sayılı Yönetmelik gereği; sakatların devlet memuru olabilmeleri için kamukurum <strong>ve</strong> kuruluşlarına ayrı ayrı başvuruda bulunulması şeklinde biruygulama başlatılmıştır 554.Đster işçi statüsünde isterse memur statüsünde olsun, iş<strong>ve</strong>renin sakatistihdamına ilişkin durumuna baktığımızda; işyerinde çalışacak sakat oranı<strong>ve</strong> oranlara <strong>ve</strong>rilecek işin niteliğinde bir mecburiyetin olduğu görülür. 1475Sayılı Đş Kanunu’nun 25’inci Maddesi bu konuda işyerinde 50 <strong>ve</strong>ya dahafazla işçi çalıştıran kamu <strong>ve</strong> özel sektör iş<strong>ve</strong>renlerini; iş yerlerinde % 2oranında sakat kimseyi çalıştırma mecburiyetinde tutarken, bu kimselerimeslek, beden <strong>ve</strong> ruhî durumlarına uygun bir işte çalıştırmakla dayükümlü tutmuştur.Kanun’da yer alan "çalıştırılacak sakat sayısının tesbitinde daimi işçisayısı esas alınır" 555 hükmü, çoğu zaman "Daimi işçi sayısının"iş<strong>ve</strong>renceyanlış yorumlanmasına sebebiyet <strong>ve</strong>rdiğinden; işyerinde çalışan işçi sayısıdüşük gösterilmektedir. Bunun yanında bazı iş<strong>ve</strong>renler, Đş <strong>ve</strong> Đşçi BulmaKurumu’nca gönderilen sakatların beden, ruh <strong>ve</strong> sağlık durumlarına uyguniş teklif etmediklerinden; sakatların daha çok <strong>ve</strong> yaygın bir şekildeistihdamını engelledikleri de, uygulamada görülmektedir. Yine iş<strong>ve</strong>renlerin,genellikle sakatların istihdamında; sakatlık derecesi az olan elamanlarıistihdam etmeyi düşünmeleri istihdamı engelleyen sebepler arasında yeralmaktadır. 556Đş<strong>ve</strong>renin sakatları kendi istekleri ile istihdam etmeleri ender rastlananbir konudur. Genellikle sakat istihdamı devletin kanunî müdahaleleri ilegerçekleşmektedir. Buna literatürde "korumalı istihdam" denil-mektedir. Bukavram aynı zamanda ileri derecede sakatlar için özel olarak kurulupdüzenlenen işyerlerinde istihdam imkânı sağlanmasını da kapsamaktadır. 557553 Mehmet KARADUMAN, <strong>Türkiye</strong>’de Sakatların Đstihdamı, A.g.m., s.9554 Gürol UÇ, Sakatların Đstihdam Sorunu, A.g.e, s.4-6; Samira YENER, Sakatların Đstihdamı, A.g.t., s.105-107.555Daha geniş bilgi için bkz; 1479 Sayılı Đş Kanunu’nun 2869 Sayılı Kanun’la değişik, 25’inci Maddesi’nin ABendi.556 Samira YENER, Sakatların Đstihdamı, A.g.t., s. 108.557 Gülten KUTAL, Sakatların Ekonomik Hayata Katılması, Münir Ekonomi 60.Yaş Günü Armağanı, Ankara,1993, s. 392; Gülten KUTAL, Sakatların Ekonomik Hayata Katılması, Đş Hukukunun Ulusal <strong>ve</strong> Uluslararası Temel<strong>ve</strong> Güncel Konuları, Kamu-Đş, Ankara, 1993, s. 392.


Ancak gerek çevre düzenlemeleri <strong>ve</strong> gerekse alt yapı bakımından (uygunmeskenler islah edilmesi, düzgün kaldırım, yol <strong>ve</strong> binalar ile işletmelerdeözel çalışma yerleri vb.), ülkemizin bu uygulamada gerekli önlemlere sabipolduğu söylenemez. Bunun yanında kamu <strong>ve</strong> özel kuramlarda çalışansakatlara ekonomik ücret ödenmesi yerine, sosyal ücret ödemesi kısmen deolsa uygulanmaktadır. Sosyal ücret ödemesiyle elde edilen gelirler, hiç birzaman normal ücret düzeyinin altında olmamalıdır. Bu düzeyi belirlemekiçin ülkemizde sakat <strong>ve</strong> özürlülere, <strong>ve</strong>rgi muafiyeti uygulamasıyapılmaktadır. 558Devletin kanunî müdahaleleriyle gerçekleştirdiği (işyerinde çalışanlarınsayısına göre, sakatlara işletmelerde belli bir kontenjan ayrılması (kotauygulaması), <strong>ve</strong>rgi muafiyeti gibi korumalı istihdam uygulamalarına;<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkelerde görülmeyen bir yeni uygulama eklenmiştir.Ülkemizin içinde bulunduğu terör ortamının giderek büyümesi sonucu,Devletimiz terörün tırmanışını önleme amacıyla; 12.4.1991 tarih <strong>ve</strong> 3713Sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nu çıkarmıştır. Terörle mücadele içinçıkarılan Kanun’un 3’üncü Maddesi’ne, 13.11.1995 tarih <strong>ve</strong> 4131 SayılıKanun’la getirilen Ek Madde I’de; sakatların "korumalı istihdamına" yer<strong>ve</strong>rilmiştir.Terörle mücadele sırasında bir çok kişi hayatını kaybetmiş <strong>ve</strong>ya pek çokkişi sakat kalmıştır. Devlet ölenlerin geride kalanları ile çalışabilir durumdaolanlara kamu kurum <strong>ve</strong> kuruluşları ile özel sektör işyerlerinde istihdamimkânı sağlama amacıyla; Kanun’un 3’üncü Maddesi’ne getir-diği EkMadde I ile iki fıkra hükmüne yer <strong>ve</strong>rmiştir. 559Buna göre Kanun’a getirilen Ek Madde I’in (A) Fıkrası’nda; "genel katma<strong>ve</strong> özel bütçeli kurum <strong>ve</strong> kuruluşlarla, mahallî idareler <strong>ve</strong> sermayesininyarısından fazlası kamuya ait olan her nevî teşebbüs <strong>ve</strong>ya bağlı ortaklıklar,657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi memur kadroların ilesözleşmeli personel <strong>ve</strong> sürekli işçi kadrolarının % 0,5’ini, bu Kanun’un l’inciMaddesi’nde yazılı terör eylemleri nedeni <strong>ve</strong> etkisiyle;558 Gülten KUTAL, Sakatların Ekonomik Hayata Katılması, A.g.m., s. 393.559 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik <strong>ve</strong> Bu Kanun’a Bir Ek MaddeEklenmesi Hakkında Kanun (13.11.1995 tarih <strong>ve</strong> 4131 Sayılı Kanun), 16 kasım 1995 tarih <strong>ve</strong> 22465 Sayılı R.G.’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.


a) Şehit olan <strong>ve</strong>ya çalışamayacak derecede malul olan kamu görevlileriile er <strong>ve</strong> erbaşların varsa eşlerinin, yoksa çocuklarından birisinin, çocuklarıda yoksa kardeşlerinden birisinin <strong>ve</strong>ya,b) Malul olup da çalışabilir durumda olanların istihdamı için bu fıkraçerçe<strong>ve</strong>sinde belirlenecek kişileri işe almak <strong>ve</strong>ya atamak zorundadırlar"hükmü yer almıştır.Yine bu fıkrada; kapsama giren kişilerin tespiti için Đçişleri Bakanlığıgörevlendirilmiş, bu kişilerin işe alınmaları <strong>ve</strong>ya atamaları sırasında açıktanatama iznine gerek olmadığı, bu kişilerin istihdamında takip elecek usul <strong>ve</strong>esasların Maliye, Millî Savunma, Çalışma <strong>ve</strong> Sosyal Gü<strong>ve</strong>nlik Bakanlıklarıile Devlet Personel Başkanlığı <strong>ve</strong> Đş <strong>ve</strong> Đşçi Bulma Kurumu’nun görüşlerialınmak suretiyle, Đçişleri Bakanlığı’nca üç ay içinde çıkarılacak biryönetmelikle 560 belirlenmesi hüküm altına alınmıştır.Bu imkânın özel sektörce de sağlanması için, Kanun’a getirilen EkMadde l’in (B) Fıkrası’nda; "Đş<strong>ve</strong>renler, 50 <strong>ve</strong>ya daha fazla işçi çalıştırdıklarıişyerlerinde (aynı il hudutları içinde birden fazla işyeri bulunanlar içintoplam işçi sayısı dikkate alınır) % 2 oranında, daimi işçi statüsündeistihdam ile yükümlüdürler.Çalıştırılacak bu kişilerin sayısının tespitinde daimi işçi sayısı esasalınır. % 2’nin hesaplanmasında yarıma kadar olan kesirler dikkate alınmaz.Yarım <strong>ve</strong> daha fazla olanlar tama iblağ edilir.Đlgili idarelerce bu fıkra hükümlerine aykırı hareket eden iş<strong>ve</strong>ren <strong>ve</strong>ya<strong>ve</strong>killeri hakkında, çalıştırmadığı kişi başına <strong>ve</strong> çalıştırmadığı her ay için oyıl tespit edilen asgari ücretin 10 katı para cezası <strong>ve</strong>rilir" hükmü ile mecburiistihdama uymayan işletmeler için ağır para cezası getirilmiştir. 561Yine aynı fıkrada; şehit yakınları ile çalışabilir durumda olan malulleriniş<strong>ve</strong>rence istihdamında takip edilecek usul <strong>ve</strong> esasların Millî Savunma <strong>ve</strong>Đçişleri Bakanlıklarının görüşleri alınmak suretiyle, Çalışma <strong>ve</strong> SosyalGü<strong>ve</strong>nlik Bakanlığı’nca üç ay içinde çıkarılacak bir yönetmelikle 562560 Daha geniş bilgi için 29 mart 1996 tarih <strong>ve</strong> 22595 Sayılı RG’de yer alan, Đçişleri Bakanlığı’nca hazırlananYönetmelik’e bakınız.561 Bu düzenleme, iş<strong>ve</strong>ren kesimince bir tür cezalandırma olarak algılanmaktadır. Bkz.: MESS Đş<strong>ve</strong>renGazetesi, Yıl:33, Sayı:677, Đstanbul, Nisan 1996, s. 1.562 Daha geniş bilgi için 29 mart 1996 tarih <strong>ve</strong> 22595 Sayılı RG’de yer alan Çalışma <strong>ve</strong> Sosyal Gü<strong>ve</strong>nlikBakanlığı’nca hazırlanan Yönetmelik’e bakınız.


elirlenmesi <strong>ve</strong> iş<strong>ve</strong>renin çalıştırmak mecburiyetinde olduğu bu kişileri Đş <strong>ve</strong>Đşçi Bulma Kurumu aracılığı ile sağlaması hüküm altına alınmıştır.Sakatların işe yerleştirilmeleriyle ilgili Đş <strong>ve</strong> Đşçi Bulma Kurumu’nunistatistiki <strong>ve</strong>rilerini değişik yönlerden ele alıp inceleyelim. Buna göre1972’den 1990 yılı sonuna kadar, kuruma müracaat eden 171.799 sakattan;34.509’u Kamu, 31.924’ü de özel sektörde olmak üzere toplam 66.433sakat işe yerleştirilmiştir. Bu yıllar arası toplam müracaata göre, işeyerleştirme oranı % 38,6’dır.Yine 1981-1990 yılları arasında 93.163’ü erkek, 11.410’u kadın olmaküzere 104.573 sakat Kurum’a başvuruda bulunmuş olup; bunlardan43.156’sı işe yerleştirilmiştir. Toplam başvuruya karşılık, işe yerleştilmeoranı % 41,3’dür. Aynı yıllar arası sakatların sektörel dağılımınabaktığımızda, 18.346’sı erkek, 2.440’ı kadın olmak üzere toplam 20.786kişinin kamuda; 19.979’u erkek, 2.391’i kadın olmak üzere toplam 22.370kişinin de özel sektörde işe yerleştiği görülür. 5631990 yılında Kurum’a 12.576 sakat iş için başvuruda bulunmuştur.Bunlardan 1.722’si sakat meslekli, 4.685’i de vasıfsız olarak işe yerleştirilmiştir.Meslekli işe yerleştirilen 1.722 kişiden 1412’si erkek, 310’u kadınlardan;4.685 vasıfsız sakatların 4.301’ini erkek, 384’ünü de kadınlaroluşturur. Aynı yıl içinde toplam 6.407 vasıflı <strong>ve</strong> vasıfsız işe yerleştirilenlerin;5.713’ünü erkekler, 694’ünü de kadınlar oluşturur. 5641993 yılında 11.687 başvurudan 5.175’i işe yerleştirilmiş olup; bunlardan1.576’sı kamuda, 3.599’u da özel sektörde istihdam edilmiştir. Aynıyıl itibariyle sıra bekleyen sakatların sayısı 56.981’dir. 1994 yılında iseKurum’a 8.964 sakat müracaat etmiş, bunlardan 976’sı kamuda, 3.105’iözel sektörde olmak üzere; toplam 4.081 kişi, işe yerleştirilmiştir. 1994 yılıitibariyle iş için sıra bekleyen sakatların sayısı ise 58.221’e ulaşmıştır. 565Sakat kişilerin istihdamı <strong>ve</strong> işe yerleştirilmelerinde ortaya çıkan bir diğerönemli engel bu kişilerin belli mesleklerinin olmayışı ile eğitim düzeylerininyetersiz olmasıdır. 566 1994 yılında başvuruda bulunan işsiz 58.221 sakatın563 Gürol UÇ, Sakatların Đstihdam Sorunu, A.g.e., s. 9.564 Gürol UÇ, Sakatların Đstihdam Sorunu, A.g.e., s. 9.565 ĐĐBK., 1994 Yılı Faaliyet Raporu, A.g.r., Tablo:38, s.37.566 Samira YENER, Sakatların Đstihdamı, A.g.t., s.111.


eğitim düzeyleri incelendiğinde; 31.637 kişinin ilkokul, 5.402 kişinin okuryazar<strong>ve</strong> 5.891 kişinin de okuma-yazma bilmediği tesbit edilmiştir. Đlkokul,okur-yazar <strong>ve</strong> okuma-yazma bilmeyenlerin genel toplam içindeki toplamoranları % 73,74’dür.Bu üç eğitim düzeyi toplamı 42.930 kişi olup, geriyekalan 15.291 kişinin de; 7.074 kişisi orta <strong>ve</strong> dengi okullar, 7.551 kişisi lise<strong>ve</strong> dengi okullar, 666 kişisi de yüksekokul <strong>ve</strong>ya fakülte mezunudurlar.Bunlarında genel toplam içindeki toplam oranları % 26,26’dır. 567Görüldüğü gibi eğitim düzeylerinin yetersizliği <strong>ve</strong> belli mesleklerininolmayışı sebebiyle, sakatlara yapabilecekleri işler gözönünde bulundurularak,Kurum’ca meslekî eğitim kursları düzenlenmektedir. Daha çok vasıfsızsakatlara yönelik bu kurslarda genelde el becerilerinin geliştirilmesi <strong>ve</strong>sakatların kendi işini kurmaları amaçlanmaktadır. 568Bu çalışmalara paralel olarak, Anadolu Üni<strong>ve</strong>rsitesi bünyesinde kurulanMerkezi Entegre Okulları’nda; engelli çocuklar için meslekî eğitimsağlanmaya yönelik, eğitim çalışmaları yapılmaktadır. Ayrıca MEB’ndaÇıraklık <strong>ve</strong> Meslekî Teknik Eğitim Müdürlüğü, Sosyal Hizmetler ÇocukEsirgeme Kurumu <strong>ve</strong> gönüllü kuruluşların (Dernek <strong>ve</strong> Vakıf gibi) bünyesindede çeşitli kurslar açılmış; sakat <strong>ve</strong> özürlülere istihdam yaratma girişimindebulunulmuştur.Sonuç olarak; sakatların eğitim eksiklikleri <strong>ve</strong> vasıf düzeylerinin düşüklüğündenkaynaklanan problemler, onların istihdamlarında da önemlizorluğu oluşturur. Bir taraftan bunların gerekli önlemleri alınırken, diğertaraftan uygulamada görülen tıkanıklıkları gidermek için; bazı kanunlardayeni düzenlemelerin yapılması mecburiyeti ortaya çıkmaktadır. Sakatlarameslekî rehabilitasyon <strong>ve</strong> istihdama ilişkin çalışmalarda, daha iyi hizmetgötürülebilmesi bakımından; <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde olduğu gibi, bir kaynak <strong>ve</strong>fon oluşturulması girişimlerine ülkemizde de başlanmalıdır.Yaratılan kaynak <strong>ve</strong> fonlarla, sakat <strong>ve</strong> özürlülere daha fazla eğitim iletıbbî <strong>ve</strong> meslekî rehabilitasyon imkânı sağlanacağından; onları sadeceekonomiye kazandırmakla kalınmayacak, aynı zamanda tüketici durumundanüretici durumuna geçmelerine de katkı sağlanmış olacaktır.567 ĐĐBK, 1994 Yılı Faaliyet Raporu, A.g.r., Tablo:42, s.39.568 Gürol UÇ, Sakatların Đstihdam Sorunu, A.g.e., s.ll.


2- <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde Sakat <strong>ve</strong> Özürlülerin Đşsizliği <strong>ve</strong> ĐstihdamıĐnsanlık tarihi kadar eski olan sakatlık, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkelerdede bugüne kadar ortadan kaldırılamamış olup; insanlık tarihinin herdöneminde karşımıza çıkan bir vak’adır. Bugün dünyada ne kadar sakatınbulunduğunu gösteren istatistiki bilgiler yoktur. Ancak BirleşmişMilletler’in 1981 yılı istatistikleri arasında 500 milyon sakat insanın yaşadığı<strong>ve</strong> bu rakamın yüzyılın sonunda, 600 milyona ulaşacağı tahminlerarasında yer almaktadır.Bir ülkedeki sakat miktarını tesbitte, "her on kişiden birinin sakat olduğu"varsayımı tüm dünya milletlerince kabul görüp, kullanılan bir ölçüdür.569 <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nin, yıllık nüfus artışı gözönüne alınmak suretiyleelde edilmiş olan toplam nüfusu; 1.1.1994 itibariyle, 348.556 kişidir. 570 Bugörüşten hareketle, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde 34.8 milyon sakat <strong>ve</strong> özürlülerinolduğu tahmin edilmektedir.Sakat <strong>ve</strong> özürlülerin <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde bu derece önemli bir orana sahipolmasının sebepleri arasında, doğuştan herhangi bir bedensel ya da zihinseleksikliği bulunanların yanı sıra; hızla sanayileşen üye ülkelerde iş hayatınamakinaların yoğun bir şekilde girmesi sonucu iş kazaları çoğalmıştır. Yine19. yüzyılın ilk çeyreğinde, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkelerin pek çoğu; sıcaksavaşlara fiilen katılmaları sonucu, bu ülkelerde pek çok asker <strong>ve</strong> sivil halksakat kalmıştır.Birinci Dünya Savaşı sonrası yapılan tıbbî muayeneler sonucu, sakatlığısebebiyle orduya alınmayan gençlerin varlığı; sivil toplumdaki sakatlarınmevcudiyeti <strong>ve</strong> düzeyinin bir göstergesi olmuştur. Ancak sivil halk için harpöncesi korumalı işyerlerinin yaygılaştırılmasından başka, fazla bir şeyyapılmadı. Aslında sakat gençlerin açık iş piyasasına hazırlanıpyetiştirilmesi gerekirken, bu hiç düşünülmedi.Arkadan Đkinci Dünya Savaşı’nın yaşanılması, üye ülkelerde daha çokharp malulü <strong>ve</strong> sivil halkın sakat olmasına sebep oldu. Savaş sırası <strong>ve</strong>sonrası <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkelerde yaşanılan, işgücü açığı; sakatlarınaskere gidenlerin yerini almasına, daha önce yapmaları bile düşünülmeyenişlere sakatların girmelerine yol açtı. Đktisadî şartlar <strong>ve</strong> işgücü ihtiyacı, üye569 Gürol UÇ, Sakatların Đstihdam Sorunu, A.g.e., s. 1.570 Daha geniş bilgi için Tablo II-l0’da yer alan <strong>ve</strong>rilere bakınız.


ülkeler ile sanayileşmiş diğer toplumlarda, mevcut işgücünün daha akılcıkullanılmasına <strong>ve</strong> fizikî sağlamlığın her meslek için gerekli olmadığıdüşüncesinin gelişmesini hazırladı. Bütün bunlar, harpten çıkmışülkelerde; sakatlara meslekî rehabilitasyon <strong>ve</strong>rilmek suretiyle, sakatlarınkorunmasından çok, iş hayatına intibaklarının sağlanması <strong>ve</strong> işeyerleştirilmeleriyle ilgili kanunî düzenlemelerin yapılmasına sebep oldu. 571Sakatların çalışma imkânlarından daha fazla faydalanması <strong>ve</strong> onlarıntoplumla bütünleşmesine imkân <strong>ve</strong>ren tedbirlerin ciddi olarak uygulanmasına;ilk defa, 1945 yılından sonra başlanılmıştır. Bu tarihten itibarenpek çok ülkede bu amaçlara yönelik mevzuat düzenlemeleri ile bedensel<strong>ve</strong>ya zihinsel sakatlığı bulunanları; müracaat edebilecekleri bir işe yerleştirmeya da bir işte çalışabilir duruma getirme amacına yönelik teşkilâtlargeliştirilmiştir.Đnsan hakları konusundaki temel belgelerin en önemlisi olan <strong>ve</strong> 10aralık 1948’de Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen Đnsan HaklarıEvrensel Beyannamesi’nde bu konuya ilk defa yer <strong>ve</strong>rilmiştir. Buna göreBeyanname’nin özellikle 25. Maddesi, sakat kişilere yönelik olarak "Herşahsın gerek kendisi <strong>ve</strong> gerekse ailesi için yiyecek, giyim, mesken, tıbbîbakım, gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığını <strong>ve</strong> refahını teminedecek uygun bir hayat seviyesine <strong>ve</strong> işsizlik, hastalık, dulluk, ihtiyarlık<strong>ve</strong>ya geçim imkânlarından iradesi dışında mahrum bırakılacak diğerhallerde gü<strong>ve</strong>nliğe hakkı olduğunu 572 belirtmektedir.Uluslararası Çalışma Teşkilâtı’nca 1948 yılında kabul edilen 88 Sayılı"Đstihdam Servisi Sözleşmesi"nde "Devlet tam istihdamın sağlanması <strong>ve</strong>korunmasına <strong>ve</strong> üretken kaynakların geliştirilmesi <strong>ve</strong> kullanımına yönelikulusal politikanın ayrılmaz bir parçası olarak istihdam pazarının en iyibiçimde örgütlenmesini sağlamakla görevli ücretsiz bir kamu istihdamservisi kurup çalıştıracaktır" hükmüne yer <strong>ve</strong>rmiştir. Buna göre taraf ülkelerdeĐş <strong>ve</strong> Đşçi Bulma Servisleri kurulması öngörülürken, bu servisleraracılığıyla, işe yerleştirme, meslekî <strong>ve</strong> coğrafî hareketliliğin kolaylaştrılması,istihdam pazarına ilişkin bilgi akışı, işsizlik sigortasının yönetimindeişbirliği <strong>ve</strong> işsizlere yardım gibi diğer önlemlerle belirli işçi gruplarının özel571 Samira YENER., Sakatların Đstihdamı, A.g.t., s.103.572 Adnan GÜLERMAN / Nükhet AYAZ, Sosyal Politikanın Uluslararası Boyutları, A.g.e., s.126.


ihtiyaçlarını memnuniyet <strong>ve</strong>rici bir şekilde karşılamak için önlem alınmasınıbelirtmiştir. 573Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun Đnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’neek olarak 1973 yılında kabul ettiği, 3447 Sayılı "Sakat Kişiler’inHakları Bildirisi"nde yer alan tüm maddelerde tanınan haklarla, 574 sakatkişiler için ileri bir adım daha atılmıştır. Bildiri’nin 3. Maddesi’nde "Sakatkişinin insan haysiyetine saygı gösterilmesi, onun en doğal hakkıdır" ifadesiile yine 7. Maddesi’nde "Sakat kişiler ekonomik <strong>ve</strong> sosyal gü<strong>ve</strong>nlik hakkına,düzgün hayat standardı hakkına sahiptirler. Ayrıca yeteneklerine göre bir işsağlamak, yararlı, <strong>ve</strong>rimli <strong>ve</strong> kârlı bir işe girmek <strong>ve</strong>ya bir ticaret birliğineüye olmak gibi haklara sahiptirler" denilmek suretiyle, sakat kişilerle ilgiliçeşitli hususlara açıklık getirilmiştir.Yine ILO’nun 1974 yılında kabul ettiği 140 Sayılı "Ücretli Öğrenim ĐzniSözleşmesi"nde, çalışma saatleri içinde öğrenim <strong>ve</strong> yetişmenin malîimkânlarla desteklenmesi amacıyla; taraf devletlerin ücretli öğrenim izni<strong>ve</strong>rilmesini sağlayacak bir politika geliştirilip, uygulaması öngörülmüştür.Burada yer alan "Ücretli Öğrenim" terimiyle, işçiye eğitim amacıyla <strong>ve</strong> gerekenmalî imkânları sağlayarak iş saatleri içinde belirli bir süre için <strong>ve</strong>rilenizin kastedilmektedir. 575Bu konuda 1975 yılında ILO tarafından 142 Sayılı "Đnsan KaynaklarınınGeliştirilmesi" sözleşmesi kabul edilerek yürürlüğe girmiştir. Sözleşmede"Đstihdamla yakından ilişkili olarak meslekî rehberlik <strong>ve</strong> meslekî eğitimpolitika <strong>ve</strong> programlarının geliştirilmesi amacından hareketle; sözkonusupolitika <strong>ve</strong> programlarda dikkate alacağı unsurlar (istihdam ihtiyacı <strong>ve</strong>imkânları, ülkenin kalkınmışlık düzeyi <strong>ve</strong> öteki ekonomik, sosyal <strong>ve</strong>kültürel amaçları vs.), hedeflerini (kişi yeteneklerinin geliştirilmesi),izlenecek ilkeleri (hiç bir ayırım gözetilmemesi) <strong>ve</strong> getirilecek eğitim <strong>ve</strong> yetiştirmesistemlerini açıklamıştır. 5761976 yılında Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından kabul edilenDünya Đstihdam Konferansı Bildirisi’nde; temel ihtiyaçların karşılanması573 ILO, Çalışma Yaşamının Uluslararası Kuralları-Bir Özet, A.g.e., s. 25.574 Daha geniş bilgi için bkz: Gürol UÇ, Sakatların Đstihdam Sorunu, A.g.e., arka kapak iç sayfasında yeralan Bildiri Maddeleri.575 ILO, Çalışma Yaşamının Uluslararası Kuralları-Bir Özet, A.g.e., s.60.576 ILO,Çalışma Yaşamının Uluslararası Kuralları-Bir Özet, A.g.e., s.26.


yönünden, sakatların sağlamlarla hiç bir ayırıma tabi tutulmaması gerektiğiüzerinde durulmuştur. 577ILO’nun 1983’de kabul ettiği "Meslekî Rehabilitasyon <strong>ve</strong> Đstihdam(özürlüler)" başlığını taşıyan 159 Sayılı Sözleşme’nin amaçları arasında; tamkatılım <strong>ve</strong> eşitlik şartlarında özürlüler için uygun bir istihdam <strong>ve</strong> sosyalbütünleşme ortamının gerçekleştirilmesine yer <strong>ve</strong>rilmiştir. Yine aynısözleşmenin hükümleri arasında, özürlü kişilere gereken biçimdeuygulanmış meslekî rehberlik <strong>ve</strong> meslekî eğitim, işe yerleştirme, istihdam <strong>ve</strong>benzeri hizmetler sağlanması öngörülmüştür. 578Uluslararası Kuruluşlar’ca sakat <strong>ve</strong> özürlülere yapılan bu düzenlemelerle,çalışma <strong>ve</strong> sosyal hayatla bütünleşme imkânı sağlanmış olmasınarağmen; meslekî eğitim, meslekî rehabilitasyon <strong>ve</strong> istihdamda arzu edilenseviyeye bir türlü gelinememiştir.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde 1994 yılları başlarında 34.8 milyonluk (1994 başındaBirlik nüfusunun % 10’u) bölümünü oluşturan sakat kişilerin, açık işlereyerleştirilmelerini sağlamak, rehabilitasyon <strong>ve</strong> eğitim merkezlerinigeliştirmek amacıyla; 1974 yılında Birlik Eylem Programı oluşturulmuştur.Ayrıca Komisyon, sakat kişilerin istihdam imkânlarının artırılmasıhususunda yeni bir teklif hazırlamıştır.Bakanlar Konseyi tarafından, Uluslararası Sakatlar yılı olarak kabuledilen 1981 yılında; sakat kişilerin sosyal hayat <strong>ve</strong> iş hayatıyla bütünleşmelerisağlanırken, bunu engelleyen uygulamaların da ortadan kaldırılmasıhedef alınmıştır. Ayrıca sakat kişilere daha iyi bir çevre kazandırmak <strong>ve</strong>hareketliliklerini sağlamak üzere Komisyon’ca değişik projeler deoluşturulmuştur. 579<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> Bakanlar Konseyi 1988-1991 yıllarını kapsayan HELIOS(<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde Açık Toplum Đçinde Bağımsız Yaşayan Özürlü Đnsanlar)adını <strong>ve</strong>rdikleri ikinci bir Birlik Eylem Programı’nı kabul etmiştir. Buprogram, özürlü kişilerin; toplum <strong>ve</strong> iş hayatına uyum sağlayarak kimseyebağımlı olmadan yaşayabilmelerini amaçlamakta, üye ülkelerin vatandaşıolan uzun süreli işsizler ile önemli fiziksel <strong>ve</strong>ya zihinsel özürlü insanları577 Mehmet KARADUMAN, <strong>Türkiye</strong>’de Sakatların Đstihdamı, A.g.m., s.9.578 ILO, Çalışma Yaşamının Uluslararası Kuralları-Bir Ozet, A.g.e., s.27.579 Hal(k CEYHAN / fiebnem KARAUÇAK O⁄UZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Sosyal Politika, A.g.e., s. 116-117;TĐSK, Sosyal Yönleriyle <strong>Avrupa</strong> Topluluğu, A.g.e., s. 94.


ilgilendirmektedir. Ayrıca belirlenen dönem için, bu alanda Birliketkinliklerini artırmak amacıyla; 19 milyon ECU malî destek de <strong>ve</strong>rilmiştir.HELIOS programının temel hedefi, 13.12.1987 tarihinde sona erenBirinci Birlik Eylem Programı (1974) sırasında başlamış olan konuyla ilgilifaaliyetlerin artırılması suretiyle; üye ülkeler arası işbirliği <strong>ve</strong> eşgüdümetkinliklerini sürdürüp geliştirmektir. Bu bakımdan ulaşılmak istenenbaşlıca amaç, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde ilk defa özürlü kişilere ilişkin tümproblemleri kapsayan ortak <strong>ve</strong> tutarlı bir politika oluşturmasıdır.Bunun dışında HELIOS programının bir başka amacı; teknik işbirliğinihızlandırıp eşgüdümü güçlendirerek, üye ülkeler arasında bilgi <strong>ve</strong> tecrübealış<strong>ve</strong>rişini artırmaktır. Ayrıca yeniliklere önayak olup, başarılı projelerhakkında taraflara daha iyi bilgi sağlamak suretiyle; mahallî <strong>ve</strong> millîprojelerde başarı sağlanması için görüş alış<strong>ve</strong>rişinin getirilmesi gibikonuları da kapsamına almıştır. 580<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkeler Tek Pazar hedefi doğrultusunda, ekonomikalanda olduğu kadar; sosyal alanda da faaliyetlerini genişleterek, bir"<strong>Avrupa</strong> Sosyal Alanı" kurulmasına yönelik çalışmalarını hızlandırmıştır. Buamaçla, 1989 aralığında Strasbourg Zir<strong>ve</strong>si’nde onaylanan "Sosyal Şart" <strong>ve</strong>Sosyal Şart’ın uygulamasına yönelik "Sosyal Faaliyet Programı" üyeülkelerce kabul edilmiştir. 581<strong>Avrupa</strong> Sosyal Şartı’nın 15. Maddesi’in Đkinci Bendi’nde yer alan"Özürlüleri işe yerleştirmek için uzmanlaşmış iş bulma hizmetleri <strong>ve</strong> korunmalıçalışma olanakları gibi yeterli önlemleri <strong>ve</strong> çalıştırılan özürlüleri işekabul etmelerini teşvik edici tedbirleri almayı, üstlenirler" 582, hükmügereğince, <strong>Avrupa</strong> Konseyi’ne üye ülkeleri; bedensel <strong>ve</strong>ya zihinsel bakımdanözürlü kimselerin meslekî eğitim, mesleğe <strong>ve</strong> topluma yeniden uyarlanmalarıhakkının etkin bir şekilde kullanılmasını öngörmüştür.<strong>Birliği</strong>n sosyal boyutu üzerinde önemle durulması gereğini vargulayanSosyal Şart, serbest dolaşımdan, istihdam piyasası <strong>ve</strong> sosyal korumayakadar uzanan bir zincir içinde; sosyal alanda oldukça önemli düzenlemelergetirmekle kalmamış, üye ülkelerin bu düzenlemelere uymaları da istenmiştir.Ayrıca 1991 aralığında <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne yeni bir kimlik kazan-580 Hal(k CEYHAN / fiebnem KARAUÇAK O⁄UZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Sosyal Politika..,A.g.e., s. 120; TĐSK,Sosyal Yönleriyle <strong>Avrupa</strong> Topluluğu, A.g.e.,s.94.581 Hal(k CEYHAN / fiebnem KARAUÇAK O⁄UZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu Sosyal Bildirgesi Çerçe<strong>ve</strong>sinde..., A.g.e., s.1.582 Der: Savaş TAfiKENT, Đnsan Haklarının Uluslararası Boyutları, A.g.e., s. 178.


11.585Hal(k CEYHAN / fiebnem KARAUÇAK O⁄UZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu Sosyal Bildirgesi Çerçe<strong>ve</strong>sinde..., A.g.e., s.42.586TĐSK, Sosyal Yönleriyle <strong>Avrupa</strong> Topluluğu, A.g.e., s. 95.dıran Maastricht Zir<strong>ve</strong>si’nde, Birlik sosyal mevzuatı olarak benimsenmesineilişkin Sosyal Şart’ın esas alındığı; bir "Sosyal Politika Protokolü", onbirBirlik ülkesi tarafından imzalanmıştır. Đngiltere bu protokole ileri bir tarihtetaraf olma hakkını saklı tutmuştur. 583Bugün <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> ülkelerinin ekonomik, sosyal <strong>ve</strong> kültürel açıdan;farklı yapılara <strong>ve</strong> farklı kalkınmışlık seviyelerine sahip olmaları, Birlik düzeyindestandart bir sosyal politika uygulanmasını engellemektedir. Busebeple sosyal alanda kademe kademe <strong>ve</strong> dengeli bir şekilde gerçekleştirilecekuyumlaştırmalar, Birlik sosyal politikasının ana hatlarını oluşturmaktadır.Đşte bu amaçla oluşturulan Sosyal Şart’ta oniki temel alandasosyal hedefler belirlenmiştir. Bu oniki temel alandan birisi de, sakatlarınkorunmasına yöneliktir. 584Đkinci Birlik Eylem Programı’nın (HELIOS’un) 1991 yılında sona ermesiüzerine, özürlülere yönelik 1992-1996 dönemini kapsayan Üçüncü BirlikEylem Programı’nı hazırlamak üzere bir karar önerisi düzenlenmiştir. Bunagöre, ikinci programın eksikliklerini tamamlama <strong>ve</strong> öngörülen eylemlerigeliştirme amaçlanırken; özürlülerin entegrasyonunu sağlayan Birlikpolitikasının güçlendirilmesi de hedeflenmiştir. Ayrıca Komisyon, HELĐOSprogramı aracılığı ile sakat <strong>ve</strong> özürlülerin hareketliliği <strong>ve</strong> ulaşım şartlarınıniyileştirilmesi konusunu da gündeme getirmiştir. Oluşturulması öngörülenişbirliği çerçe<strong>ve</strong>sinde özürlü kişilerin hareketliliğinin iyileştirilmesi için, bukişilere gerek daha iyi istihdam imkânları <strong>ve</strong> gerekse meslekî eğitimsağlanması bakımından da faydalı olacaktır. 585<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> Đstatistik Ofisi (EUROSTAT) tarafından, 1981 yılında sakatkişilerin diğer sosyal gruplara oranla; işsizlikten <strong>ve</strong> ekonomikproblemlerden ne ölçüde etkilendikleri araştırılmıştır. Bu çalışma sonucundasosyal gruplara oranla, olumsuz ekonomik şartlardan en çok sakatkişilerin etkilendiği ortaya çıkmıştır. 586583 Hal(k CEYHAN / fiebnem KARAUÇAK O⁄UZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu Sosyal Bildirgesi Çerçe<strong>ve</strong>sinde..., A.g.e., s.1.584 Hal(k CEYHAN / fiebnem KARAUÇAK O⁄UZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu Sosyal Bildirgesi Çerçe<strong>ve</strong>sinde..., A.g.e., s.


Yine Tablo II-10’da 1.1.1994 itibariyle yer alan Eurostat <strong>ve</strong>rilerine göre,Birliğe üye ülkelerin toplam nüfus miktarına 587, "Her on kişiden birininsakat olduğu" görüşünü uyguladığımızda; nüfus yoğunluğuna göre en fazlasakat <strong>ve</strong> özürlü kişinin 8,1 milyonla Almanya’da olduğunu görürüz. BunuĐngiltere (5,8 milyon), Fransa (5,7 milyon) <strong>ve</strong> Đtalya (5,7 milyon) takipetmektedir. Bu dört ülkenin sakat kişi sayısı toplamı 25,3 milyon olup, gerikalan sekiz ülkenin toplam sakat kişi miktarı 9,5 milyondur. Başka birifadeyle, üye dört ülkenin sakat <strong>ve</strong> özürlü kişiler oranı; <strong>Birliği</strong>n üçteikisinden fazladır. Ülke nüfusları göz önüne alındığında, bu miktarlarküçümsenemeyecek boyuttadır.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde sakat <strong>ve</strong> özürlü kişilere istihdam yaratılması bakımından,gerçekleştirilen çeşitli uygulamaların yanı sıra; üye ülkelerde heriş yerinde, belli sayıda sakat <strong>ve</strong> özürlü kişi istihdam edilmesini mecburikılan mevzuatlar da bulunmaktadır. Bu konuda en yüksek kota uygulaması% 15 ile Đtalya’dadır. Bu ülkeyi Fransa (% 6), Almanya (% 6), Hollanda (bazıhallerde % 3, bazı hallerde % 7) takip ederken, diğer üye ülkelerde kotaoranı % 2 <strong>ve</strong>ya % 3’lük bir oranla karşımıza çıkar. 588Hollanda’da yer alan en az % 3 <strong>ve</strong> en çok % 7 olmak üzere bir istihdamkota uygulamasına, Birliğe üye diğer ülkelerde rastlanmaz. Sakatlarınistihdam imkânlarını genişletmek <strong>ve</strong> iş gü<strong>ve</strong>ncesini sağlamak amacıylaçıkarılan kanunla (1986 yılında) bu uygulamaya Hollanda’da başlanılmıştır.Kanun, iş<strong>ve</strong>ren örgütleri <strong>ve</strong> sendikalarına sakatlar için istihdam kotasıayrılmasını sağlayan yükümlülüğü getirmektedir. Buna göre fizikselyeteneğin önemli olduğu işlerde, sakatlar için düşük oranlı kota; fizikselyeteneğin önemsiz olduğu işlerde de yüksek oranlı kota belirlenecektir. 589Sakatların toplumla bütünleşmesinde etkili olan en önemli uygulamalararasında "korumalı istihdam" yer almaktadır. Genellikle korumalıistihdamdan, kişisel noksanlıkları <strong>ve</strong>ya özürleri sebebiyle; yaşamlarınınormal bir meslekî faaliyetle kazanamayanlar için özel olarak düzenlenipkurulan, işyerlerindeki istihdam anlaşılır. Bunlar özel eğitim <strong>ve</strong> meslekîeğitim atölyeleri dışında kalan, ağır derecede sakat olup, rekabete dayalıişyerlerinde çalışmaya uygun olmayan kişilere iş sağlamak amacıyla587 Daha geniş bilgi için bkz.: Eurostat, Basic Statistics Of The European Union, 32 nd. Edition, A.g.i., s.123.588 Daha geniş bilgi için bkz: Hal(k CEYHAN / fiebnem KARAUÇAK O⁄UZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda SosyalPolitika, A.g.e., s.123’de yer alan Tablo:21.589 Semra ÖZÇER, Sakatların Đstihdamı, MPM, Verimlilik Dergisi, Ankara, 1987/4, s.23.


uygulanmaktadır. Ancak bazı <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> ülkele-rinde, korumalı işyerlerinde sakatlar için yaratılan işyeri sayısının; rekabete dayalıişyerlerinde istihdam edilen sakatlarla karşılaştırılması yapıldığında,korumalı işyerlerinin bir hayli az olduğu görülür.Korumalı istihdamından söz ederken; muhtevası <strong>ve</strong> düzenlenmesi itibariylesakatların kullanılmasına uygun meskenler, ıslah edilmiş <strong>ve</strong> tarımael<strong>ve</strong>rişli hale getirilmiş bahçeler, düzgün kaldırımlı yollar <strong>ve</strong> sakatlara göreprojelendirilmiş işyerlerine yer <strong>ve</strong>rilmesi akla gelir. Bu konuda Hollanda’da590 591tüm korumalı istihdamın 2/5’i bu tip projelerle gerçekleştirilmiştir.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde sakatların karşılaştıkları problemlerin temelinde yeralan hususlar arasmda;- Ekonomik büyüme dönemlerinde uygulamaya konulan, belli orandasakat kişi çalıştırma yükümlüğü (kota uygulama); ekonomik gerileme dönemlerindesakat kişilerin korunmasında yetersiz ortam yaratması,- Eğitimde fırsat eşitliğinin eksikliği <strong>ve</strong> işletmelerde eğitim <strong>ve</strong>rilmesisırasında karşılaşılan zorluklar; sakat kişilerin vasıf düzeylerinin düşükolmasına sebep olmuştur. Bu durum, sakatların işe girişlerini zorlaştırmaklakalmamış; aynı zamanda ekonomik gerileme dönemlerinde, önceliklesakatlarda iş kayıplarını yaratmıştır. Bunların yanı sıra, belli teknolojikdeğişikliklerin; sakatlara yönelik istihdam imkânlarını önemli ölçüdeortadan kaldırması,- Ekonomik gerileme dönemlerinde sakat kişilere yönelik rehabilitasyonhizmetlerinin, iş<strong>ve</strong>renlerce ek maliyet unsuru olarak görülmesi,- Sakatlara sağlanan uygun fiziksel şartların (ulaşım, konut gibi) yavaşgelişmesi <strong>ve</strong> yetersizliğinin istihdamı sınırlaması,- Sakat kişilerin fiziksel görünüşü <strong>ve</strong> konuşma zorluklarının bazı hizmetalanlarında (turizm, ticaret <strong>ve</strong> büro hizmetleri gibi) istihdamı olumsuzetkilemesi,- Sakat <strong>ve</strong> özgürlü kişilere sağlanan rehabilitasyon önlemleri ile malîdestek sistemlerinin her zaman birbirleriyle uyum içinde çalışmaması,590 Gülten KUTAL, Sakatların Ekonomik Hayata Katılması, A.g.m., s. 392-393.591 Sakatların ekonomik <strong>ve</strong> sosyal hayatta toplumla bütünleştirilmesi hususunda daha geniş bilgi için bkz:Gülten KUTAL, Sakatların Ekonomik Hayata Katılması , A.g.m., s.383-398.


- Đş<strong>ve</strong>renler ile sendikaların sakat kişilerin korumasına fazla önem<strong>ve</strong>rmeyişleri sonucu, sakatların istihdamına gerekli desteğin sağlanamamasıbulunmaktadır. 592<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkelerde istihdam arzının yetersizliği <strong>ve</strong> işsizlikoranın giderek artışından kaynaklanan sosyal problemlerin yanı sıra; sakatkişilerin istihdam imkânlarının son derece kısıtlı oluşu, bu konudakiçalışmaların önemini artırmaktadır.Son olarak, 20-21 kasım l997 tarihli Lüksemburg Zir<strong>ve</strong>si’nde; özürlülerinçalışma hayatına katılmada karşılaşabilecekleri problemlere özel önem<strong>ve</strong>rilmesi kararlaştırılmıştır. 593 Ancak, sakat kişilerle ilgili problemlerinfazlalığı, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde bu konuda öngörülen faaliyetlerin halen yetersizolduğunu göstermektedir.3-<strong>Türkiye</strong> <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde Sakat <strong>ve</strong> Özürlülerin ĐşsizliğineKOBĐ’lerin Đstihdam Bakımından KatkılarıGerek ülkemizde <strong>ve</strong> gerekse <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkelerde, uzun sürediryaşanan genel işsizlik <strong>ve</strong> istihdam problemlerinin sebeplerinden birisi;toplam nüfus içinde küçümsenmeyecek boyuta ulaşan, sakat <strong>ve</strong> özürlükişilerin iş <strong>ve</strong> aktif hayata yeterince hazırlanamayışlarıdır.<strong>Türkiye</strong> nüfusunun yaklaşık 6, Birlik nüfusunun da 35 milyonunusakat <strong>ve</strong> özürlü kişiler oluşturur. Küçümsenmeyecek sayıya sahip bu kişilerinen büyük engelleri arasında, toplumla bütünleşemeyişleri yer alır.Sakat <strong>ve</strong> özürlü kişilerin toplumla bütünleşmelerini engelleyen faktörleriortadan kaldırma <strong>ve</strong>ya en aza indirebilme; onlara <strong>ve</strong>rilecek rehabilitasyon,meslekî eğitim <strong>ve</strong> iş imkânları sağlanmasıyla ancak mümkün olabilir.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> <strong>ve</strong> ülkemizde istihdamın ana kaynağını oluşturanKOBĐ’ler, az miktarda sabit sermaye yatırımı ile çok sayıda istihdam yaratırlar.Bu bakımdan sakat <strong>ve</strong> özürlülerin şartlarına uygun, yeni iş imkânlarıyaratmak amacıyla açılan; çeşitli meslek kursları vasıtası ile onlarınmeslekî eğitimleri sağlanmaktadır. Böylece onların bir taraftan toplumlabütünleşmeleri sağlanırken, diğer taraftan genel işsizlik içinde önemli biryer tutan; sakat <strong>ve</strong> özürlülerin de işsizliğine çözüm getirilmektedir.592 TĐSK, Sosyal Yönleriyle <strong>Avrupa</strong> Topluluğu, A.g.e., s.95.593 ĐKV, Olağanüstü Đstihdam Zir<strong>ve</strong>si Lüksemburg’da Gerçekleştirildi, A.g.h., s.2.; AB Komisyonu, 1998 ĐçinAnahatlar, A.g.h., s.5.


Sosyal <strong>ve</strong> psikolojik problemlerinin yanı sıra, ekonomik güçlüklerle iç içeyaşayan sakat <strong>ve</strong> özürlülerin; toplumla bütünleşmelerini engelleyensebeplerin başında, çoğunun mesleksiz oluşu yer alır. Bu durum sakat <strong>ve</strong>özürlülerin iş piyasasındaki şanslarını daha da azaltmaktadır.Sakat <strong>ve</strong> özürlülerin işgücü piyasasına girişte karşılaştıkları zorluklarıortadan kaldırmak <strong>ve</strong> onları vasıflı hale getirmek bakımından; açılanmeslekî eğitim <strong>ve</strong> rehberlik kursları aracılığıyla, onların vasıflı işgücü halinegetirilmesine çalışılmaktadır. Böylece sakat <strong>ve</strong> özürlülere kendi işlerinikurma imkânı sağlanırken, belli bir meslekte bilgi <strong>ve</strong> beceri kazanmaları dahedeflenmektedir.Gerek ülkemizde <strong>ve</strong> gerekse <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde açılan çeşitli kurslarla,her sakatın bir mesleği <strong>ve</strong> işi olması hedef alınmıştır. Daha çok vasıfsızsakatlara yönelik bu kurslarda, el becerilerinin geliştirilmesi asıl amaçtır.Açılan kurslarla sakatlara; örgü makinası işçiliği, makrome işçiliği, sayadikişçiliği, bilgisayar programcılığı, telefon santral operatörlüğü, daktilograflık,trikotajcılık, biçki dikiş, halıcılık, oyuncak bebek imali, seramiksüsleyiciliği, çinicilik, ciltcilik, çorap örücülüğü, ambalajcılık, yorgancılık,muhasebecilik, yapay çiçekçilik, ayakkabı tamirciliği <strong>ve</strong> diş protez işçiliğigibi mesleklerde eğitim <strong>ve</strong>rilmektedir. 594Açılan çeşitli kurslara katılıp vasıflı işgücü haline gelen sakat <strong>ve</strong>özürlülerin, belli mesleklerde elde ettikleri bilgi <strong>ve</strong> becerilerini en iyi KO-BĐ’lerde uygulama alanına koydukları görülür. Bu bakımdan, üye ülkelerinbir çoğunda olduğu gibi; ülkemizde de sadece sakat <strong>ve</strong> özürlülerin çalıştığıküçük üretim atelyelerinin açılmasına imk(n tanınmalıdır. Bu alandaKızılay, Bedensel Engelliler Vakfı <strong>ve</strong> Đl Đdareleri (Tokat Valiliği <strong>ve</strong> KeçiörenSosyal Yardımlaşma Vakfının) gibi gönüllü kuruluşların girişimlerimevcuttur. Gönüllü kuruluşlarca başlatılan küçük üretim atelyeleri, birtaraftan desteklenip geliştirilirken; diğer taraftan yeni küçük üretimatelyelerinin kurulmasına çalışılmalıdır. 595Đş<strong>ve</strong>renlerin sakatlık derecesi az olanları istihdam etmeleri sebebiyle,sakatlık derecesi yüksek olanlar genelde iş bulamamaktadır. Bu sebeplesakatlık derecesi yüksek olanlara, evde <strong>ve</strong>ya korumalı işyerlerinde istihdamimkânı sağlanmalıdır. Çalışma <strong>ve</strong> Sosyal Gü<strong>ve</strong>nlik Bakanlığı’nca bu konudabir araştırma yaptırılmıştır. Araştırma sonucu sakat istihdamıyla ilgili,594 Gürol UÇ, Sakatların Đstihdam Sorunu, A.g.e., s.11.595 Samira YENER, Sakatların Đstihdamı, A.g.t., s.108.


Valilikler’den alınan öneriler arasında; korunmalı işyeri açılması, pazaryerleri, gar, otogar <strong>ve</strong> çarşılarda büfe, sergi vb. açılarak iş imk(nıyaratılması yer almaktadır.Ülkemizde sakat <strong>ve</strong> özürlülerin istihdamıyla ilgili bu uygulama gibi, üyeülkelerde de düşünülen çeşitli yaklaşımlar yer almaktadır. Bunlarınbaşında; sakatların kendi hesabına, kendi kurdukları işte çalışmaları yönündedesteklenmeleri gelir. Ayrıca Doğu <strong>Avrupa</strong>’da yaygın olduğu gibisakatlar için kooperatifler kurulup geliştirilmesi ile işletmelerde sakatlariçin ayrılmış <strong>ve</strong> denetimli olarak grup halinde çalışabilecekleri küçük bölme<strong>ve</strong>ya atelyelerin kulması uygulamasına yer <strong>ve</strong>rilmektedir. 596IV. MESLEKĐ EĞĐTĐM <strong>ve</strong> ĐSTĐHDAM POLĐTĐKALARI ARASINDAKĐĐLĐŞKĐLERDünyada, yeni bilgi <strong>ve</strong> teknolojiler her gün artan bir hızla gelişmektedir.Belli bir eğitim sonrası vasıflı hale getirilen işgücü, hızla artan değişim <strong>ve</strong>gelişmelere (elde ettiği bilgi <strong>ve</strong> becerilerin yetersiz kalması sonucu) ayakuyduramamaktadır. Bu sebeple, değişen <strong>ve</strong> gelişen teknolojiler karşısındaişgücünün; yeniden eğitime tabi tutulup, yeni istihdam imkânına uyumsağlayacak şekilde yetiştirilmesi gerekmektedir. 597 Bu da ancak, işbaşıöncesi <strong>ve</strong>ya işbaşında <strong>ve</strong>rilen meslekî eğitimle gerçekleştirilebilir.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkeler, meslekî eğitimi ciddi bir şekilde ele almış<strong>ve</strong> bu alanda oldukça kapsamlı programlar geliştirmişlerdir. Ülkemizdeçağdaş bilgi <strong>ve</strong> teknolojilere uyum sağlayacak programlar ise, öneminikorumaya devam etmektedir.Çalışmamızda meslekî eğitimin <strong>Türkiye</strong> <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ndeki uygulamaları,ayrı ayrı ele alınıp incelenecektir. Ayrıca, vasıfsız işgücünün gelişenteknoloji paralelinde vasıflı hale getirilmesi için, uygulanan meslekîeğitim politikası ile istihdam politikaları arasındaki ilişki üzerinde durulacaktır.596 Samira YENER, Sakatların Đstihdamı, A.g.t., s.108-109.597 DPT, <strong>Türkiye</strong>’de Đşgücü Eğitimi, Der: Asuman YÜCEL, Ankara, Mart 1990, s.II.; TĐSK Araşt›rma Servisi,<strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, Yay›n No: 107, Ankara, 1991, s.7.


A-Genel Olarak <strong>Türkiye</strong> <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde Meslekî Eğitim <strong>ve</strong>Đstihdam ĐlişkileriBugüne kadar eğitim kavramının genel olarak pek çok tanımı yapılmıştır.Bu tanımların hemen hepsinde, temel ham maddenin insan olduğugörülür. Tanımların başlıca amacı; insana iyi davranışlar kazandırmak, birmesleğin bilgi, beceri <strong>ve</strong> tekniklerini öğrenmek suretiyle onu daha üretkenkılmaktır.Đstenilen bir yaşama seviyesine ulaşma çabası olarak düşünülen eğitim,kalkınmanın en önemli araçlarından birincisidir. Aslında eğitim; ekonomik<strong>ve</strong> toplumsal kalkınmanın gerçekleşmesinde gerekli sayıda <strong>ve</strong> vasıftainsangücü yetiştirilmesini hedefler. 598Bilindiği gibi iktisadî hayatın; üretim, tüketim, değişim <strong>ve</strong> bölüşümolmak üzere dört fonksiyonu vardır. Bunlardan üretim ele alınıp incelendiğinde;emek, teşebbüs, sermaye <strong>ve</strong> tabii kaynaklardan oluştuğu görülür.Bu dört faktörden emek <strong>ve</strong> teşebbüs insanla ilgili, sermaye <strong>ve</strong> tabiat damaddeye ait unsurlardır. Emek insanın üretime bizzat katılma fonksiyonuolarak ifade edilebilir. Emeğin üretimde kullanılır hale gelmesi; insanın birişte istihdam edilmesi, yanı çalışması demektir. 599 Emeğin üretimdekullanılabilir hale gelmesi, kişinin alacağı eğitimle ilişkilidir. Bu sebepleeğitim; bir ülkenin kalkınıp, çağdaş uygarlığı yakalamasında gerekli olan budört unsurdan emeğe vasıf kazandırma süreci olarak kabul edilmektedir.Bugün yeterli kaynak <strong>ve</strong> sermayesi olmasına rağmen, bir çok ülkeningeri kalmışlıklarının asıl sebebi; nüfusun eğitim düzeyinin çok düşük olmasındaaranmalıdır. Yeterli sermaye <strong>ve</strong> kaynağa sahip bir ülke, teknolojininbütün imkânlarına yer <strong>ve</strong>rerek; fabrika kurdurabilir, baraj yaptırabilir.Sonuçta o fabrika <strong>ve</strong> barajı çalıştırıp, işletecek olan insandır. Şayet ülkeinsanı, yapılan barajda üretilen elektriğin nasıl kullanılacağını bilmiyorsa,elindeki ham maddeyi fabrikada işleyip yeni mallar üretemiyorsa <strong>ve</strong>hepsinden de öte üretilen malı kullanacak, satacak bilgi <strong>ve</strong> beceriye sahipdeğilse; bu fabrika <strong>ve</strong> barajdan yeterince faydalanamayacaktır. Geri kalmışbir ülke, eğitim alanında da geri kalmıştır. 600 Bu geri kalmışlıktan kurtulmakiçin, ülke nüfusunun öncelikle iyi bir örgün eğitimden; daha sonra da598Mahmut ADEM, Ulusal Eğitim Politikam›z, DPT, 3. Đzmir Đktisat Kongresi, 4-7 Haziran 1992, Sosyal Değişim <strong>ve</strong>Sosyal Gelişme Stratejileri, Ankara, 1993, s.39.599 Sabahattin ZAĐM, Çal›şma Ekonomisi, A.g.e., s.1-2.600 Mahmut ADEM, Ulusal Eğitim Politikam›z, A.g.t., s.39.


eğitim gören bu işgücünün, yaygın eğitimden geçirilmesi gerekir. Böyleceişgücünün bilgi <strong>ve</strong> becerisi yükseltilmek suretiyle; yeniliklere uyumsağlanarak, geri kalmışlıktan uzaklaştırlması mümkün olacaktır.Meslekî eğitim,işgücünün vasıflı hale getirilmesinde en etkili arçtır.Bilindiği gibi vasıflı işgücü; bir takım temel bilgi <strong>ve</strong> becerilere sahip olduğuiçin, gelişen teknolojiye hızla uyum sağlayabilmektedir. Ayrıca vasıflıişgücü, vasıfsız işgücüne oranla iş piyasasında daha kolay iş bulabilmektedir.Bu sebeplerle meslekî eğitim, hem ülkemizde hem de <strong>Avrupa</strong><strong>Birliği</strong>’nde; işsizlik <strong>ve</strong> istihdam politikalarının ayrılmaz bir parçası olarakkarşımıza çıkmaktadır. 601Nüfusu hızla artan ülkemizde, yüksek teknoloji kullanılan işletmelerdevasıflı işgücü sıkıntısı çekilirken, geleneksel sahalarda da işsizliktenyakınılmaktadır. Başka bir ifadeyle işgücü piyasasında bir tarafta vasıfsızişgücü fazlalığı, diğer tarafta da vasıflı işgücü açığının bulunmasındandolayı; ülkemiz işgücünde çift yönlü bir dengesizlik görülür. Bu dengesizliğinortaya çıkmasının sebepleri arasında; eğitim planlaması ile endüstriyelgelişmeler arasında yeterli işbirliği yapılamaması bulunmaktadır.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde olduğu gibi ülkemizde de eğitilmiş <strong>ve</strong> istihdam edilmişişgücü, çok önemli bir ekonomik ser<strong>ve</strong>ttir. Đstenilen şekilde eğitiminitamamlayan bir kimsenin, üretim faaliyetlerine katılması; üretimiartırırken, aynı zamanda üretimin kalitesini de yükseltmektedir.Eğitim görmemiş <strong>ve</strong> gelişen teknolojiye ayak uyduramayan işgücü, iş<strong>ve</strong>renleraçısından da bir dezavantajdır. Bunun yanında, meslekî <strong>ve</strong> teknikeğitimden geçmiş bir işgücünün; <strong>ve</strong>rimi artmakta, işe adaptasyonukolaylaşmakta <strong>ve</strong> işi öğrenmede geçecek zaman kaybı da azalmaktadır.Meslekî eğitim iş bulmayı kolaylaştırırken, eğitimden geçen kişiye yüksekücretle <strong>ve</strong> istikrarlı bir istihdam imkânı da yaratmaktadır. 602Bugün Birlik ülkelerinin çoğunda meslekî eğitimin özellikle uzun süreliişsizliğin çözümünde etkili olacağı düşüncesi hakimdir. Meslekî eği-timpolitikaları; başta işsizlik olmak üzere, iş piyasasındaki arza göre düzenlenmelidir.Ayrıca orta <strong>ve</strong> uzun vadede Đstihdam piyasasında yaşananproblemlerin çözümünde de meslekî eğitimin etkin rol oynayacağı görüşü601 DPT, <strong>Türkiye</strong>’de Đşgücü Eğitimi, A.g.r., s.1.602 DPT, <strong>Türkiye</strong>’de Đşgücü Eğitimi, A.g.r., s.1.


üye devletlerce benimsenmektedir. 603 Bu bakımdan hemen hepsi çok hızlıgelişen <strong>ve</strong> değişen teknoloji karşısında işgücü eğitimine öncelik <strong>ve</strong>rmektedirler.Birlik nüfus artış hızının sıfıra yakın olması sebebiyle, genç işgücü arzıçok sınırlıdır. Bu ülkelerde hizmet <strong>ve</strong> gelişmiş teknolojili imalât alanlarındaişgücü açığı görülür. Bunun yanında daha düşük teknoloji <strong>ve</strong> emek yoğuniş alanlarında ise işgücü fazlası ortaya çıkar. Đşgücünde görülen budengesizlik, ya başka ülkelerden vasıflı işgücü getirmekle <strong>ve</strong>ya yüksekteknolojili işlere uyum göstermeyen kendi işgücünü meslekî eğitime tabitutmakla ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır. 604Bütün bunların yanı sıra <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde istihdamın genel seviyesininartırılması araçları arasında işgücünün serbest dolaşımı da yer almaktadır.Serbest dolaşım ilk önce kısıtlı bir şekilde <strong>Avrupa</strong> Kömür Çelik <strong>Birliği</strong>(AKÇT) Antlaşması ile öngörülmüş <strong>ve</strong> Roma Antlaşması’nın ilgilihükümleriyle kapsamı genişletilmiştir.Roma Antlaşması’nın 48, 49, 50 <strong>ve</strong> 51’inci Maddeleri’nde yer alanserbest dolaşımla ilgili hükümleri;- Serbest çalışanlar <strong>ve</strong> aile fertlerinin serbest dolaşımı,- Ücretli çalışanlar <strong>ve</strong> aile fertlerinin serbest dolaşımı,- Aktif olmayan kişilerin serbest dolaşımı <strong>ve</strong>- Üçüncü ülkelerden gelen yabancı işçilerin serbest dolaşımı, olmaküzere dört başlık altında ele alınmıştır.Đşgücünün serbest dolaşımı, ekonomik amaçların yanı sıra, Birlik düzeyinde"<strong>Avrupa</strong> Vatandaşlığı" yaratma gibi siyasî bir amacı da kapsamaktadır.Đşçilere işyeri <strong>ve</strong> çalışacağı ülke seçiminde tam bir serbestlikgetiren serbest dolaşım hakkının <strong>ve</strong>rilmesiyle; tek bir işgücü piyasasıoluşturulması amaçlanmıştır. Tek işgücü piyasasının gerçekleştirilmesi,Birlik vatandaşlarının aynı statü <strong>ve</strong> iş fırsatlarına sahip olunmasını sağlayacaktır.Böylece <strong>Birliği</strong>n her yerinde meslek edinme hakkı <strong>ve</strong>ren bu603 Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslek( Eğitim, ĐKV, Yay›nNo:119, Đstanbul, Ekim 1992, s.32.604DPT, <strong>Türkiye</strong>’de Đşgücü Eğitimi, A.g.r., s.2.


serbestlik, ekonomik hayata geniş bir dinamizm kazandırmakta; aktif <strong>ve</strong>dinamik bir iş piyasasının yaratılmasına da katkıda bulunacaktır. 605<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde serbest dolaşımla ilgili hükümler, Birlik içinde işgücününserbest dolaşımını sağlarken, üye ülkelerde ücretliler ile bağımsızçalışanları da kapsayan mesleklere yönelik eğitim <strong>ve</strong> ehliyetlerin(Diplomaların) karşılıklı tanınmasına yönelik genel bir sistemin uygulanmasınada imkân sağlamıştır. Konsey’ce kabul edilen bu sistem, 1988haziranında bir Yönerge ile uygulamaya konulmuştur.Meslekî eğitimle ilgili olarak Birlik düzeyinde 1988’den sonra geliştirilenfaaliyetler 606 <strong>ve</strong> Konsey, Parlamento, Ekonomik <strong>ve</strong> Sosyal Komite tarafındanöngörülen görüşler; aslında bir temel noktada toplanmıştır. Buna göredünyada meydana gelen ekonomik <strong>ve</strong> sosyal gelişmelere uyum sağlayabilmek,<strong>ve</strong>rimlilik <strong>ve</strong> yaratıcılığı artırabilmek ile uluslararası pazarlardarekabet gücünü kaybetmemek için; mecburî eğitim döneminin bitimindenitibaren meslekî eğitim politikalarının çok geniş bir perspektifte geliştirilipyaygınlaştırılması gerekmektedir .607Bugün <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkeler, işgücü piyasasında karşılaşılangüçlükleri ortadan kaldırmak amacıyla; meslekî eğitim <strong>ve</strong> meslekî entegrasyonaçok fazla önem <strong>ve</strong>rmektedirler. Komisyon, meslekî entegrasyonaayrılmış olan önemli miktardaki kaynaklara ek olarak; <strong>Avrupa</strong> Sosyal Fonukapsamında ekonomik, teknolojik, sosyal <strong>ve</strong> kültürel değişim süreçlerininyönetilmesini sağlamayı amaç edinmiştir. Bu sebeple Komisyon, Birlik’inher yerinde insanların vasıf düzeylerini artırmak için; meslekî eğitimeyönelik (Commet, Eurotecnet, Force <strong>ve</strong> Petra gibi) çeşitli programlarıuygulamaya koymuştur.Bu programların uygulaması l994 sonlarında tamamlanmış, ancak;bunlar ihtiyacı karşılamada yeterli olamamışlardır. Bunların yerini <strong>Avrupa</strong><strong>Birliği</strong>’nde LEONARDO adı <strong>ve</strong>rilen <strong>ve</strong> sürekli meslekî eğitimin uygulamasınıöngören bir Program; Konsey’ce kabul edilmiştir. Bu Program; meslekîeğitimdeki kaliteyi artırma <strong>ve</strong> bu alandaki yenilikçi kapasiteyi yükseltmeyi605 Esra BĐLEN / Bülend PĐRLER, Sosyal Yönleriyle <strong>Avrupa</strong> Topluluğu, A.g.e., s.27.606 Bu faaliyetler aras›nda; Komisyon’un 1988 tarihli “Toplulukta Eğitim: <strong>Orta</strong> Vade Perspektifleri” tebliği ile“1990’l› Y›llarda <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Meslek( Eğitim” konulu memorandum yer almaktad›r.607Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e., s.26<strong>ve</strong> 32.


amaçlamakta olup, l.l.l995 tarihinden 31.12.l999 tarihine kadar yürürlüktekalacaktır. 6081- <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî EğitimEkonomik gelişmeler bir taraftan yeni meslekler üretirken, bu yenimesleklere işgücünün uyum sağlaması için gerekli ortamın oluşmasınaihtiyaç duyulmuştur. 609 Önceleri üretimde insangücü hakimken, gerçekleştirilenEndüstri Devrimi’yle; insangücünün yerini, makina gücü almıştır.Günümüzde ise, üretimde robotların kullanılmasına yer <strong>ve</strong>rilmeyebaşlanılmıştır. Bu bakımdan endüstride insanın fiziksel gücüne olan ihtiyaçazalmış, bunun yerine insanın zihinsel yeteneklerine daha fazla ihtiyaçduyulmaya başlanılmıştır.Đşgücünün yeni mesleklere uyum sağlayabilmesi için, bir yandan bilgi <strong>ve</strong>becerilerini geliştirilmek suretiyle kalitesi yükseltilirken; diğer taraftan farklıkalitedeki işgücünün etkinliğinin artırılması da gerekecektir. Bu gerekliliközel bir eğitimi mecburî kılmakta olup, bu eğitime meslekî <strong>ve</strong> teknik eğitimadı <strong>ve</strong>rilmektedir. 610Meslekî eğitim, faydalı <strong>ve</strong> üretici bir işe girmek <strong>ve</strong>ya o işte ilerlemek içinişçilerin ihtiyaç duyduğu genel <strong>ve</strong> meslekî bilgileri kapsayan; beceri,yeterlilik, anlayış, tavır, iş alışkanlığı <strong>ve</strong> takdir duygularını geliştirmekamacıyla düzenlenmiş bir eğitimdir. Bu sebeple eğitim sistemimizin ayrılmazbir parçası olup; vatandaşların fizikî, medenî, sosyal, kültürel <strong>ve</strong>ekonomik yeteneklerini geliştirmek suretiyle, onların iyi vatandaş olmalarınayardım eder. Kısaca meslekî eğitimin temel amacı; ferdin meslekîbilgi <strong>ve</strong> ihtiyacını esas alarak, onu bütünüyle eğitmeye yöneliktir. 611Ülkemizde meslekî <strong>ve</strong> teknik eğitimin tarihsel gelişimini; 3308 SayılıÇıraklık <strong>ve</strong> Meslek Eğitimi Kanunu öncesi dönem <strong>ve</strong> Kanun’un yürürlüğegirdikten sonraki dönem olarak ayrı ayrı ele alacağız.608 <strong>Avrupa</strong> Komisyonu, KOBĐ’lere <strong>ve</strong> Zanaat Sektörüne Yönelik Faaliyetler, A.g.e.,s.77 <strong>ve</strong> 8l.609 Naci ÖNSAL, Đstihdam, A.g.e., s.40.610 Naci ÖNSAL, Đstihdam, A.g.e., s.40.611 Fevzi ERCAN, Đleri Teknolojinin Đnsan Gücüne <strong>ve</strong> Đstihdam Sorunlar›na Etkileri: Yeni Sorunlar m›? Çözüm Yollar›m›?, MPM, Teknolojik Gelişmeler Karş›s›nda Đşgücünün Eğitim, Uyum <strong>ve</strong> Đstihdam Sorunlar› Sempozyumu, MPMYay›n No: 362, Ankara, 1988, s.17.


Endüstri Devrimi öncesi toplumlarda ihtiyaç duyulan mal <strong>ve</strong> hizmetleriüreten becerili işgücünün yetişmesinde temel metod çıraklık olmuştur.Ülkemizde çıraklık, Osmanlı Đmparatorluğu döneminde "Ahilik" düzeniçerçe<strong>ve</strong>sinde doğmuş <strong>ve</strong> gelişmiştir. Yardımlaşma <strong>ve</strong> birlik esasına dayalıolan Ahilik, çıraklık ilişkisi açısından zamanına göre tutarlı <strong>ve</strong> ileri bazıilkeler ortaya koymuştur. 612 Türk sanatkârının Ahi <strong>Birliği</strong>’ne mensup olaraksürüp gelmesi, 18. yüzyılla kadar uzanır. Bu yüzyıldan sonra OsmanlıDevleti’nin müslüman olmayanlar üzerindeki egemenlik alanı genişleyipbüyüdükçe; sanat dalları <strong>ve</strong> sanatkârlar çoğalmış, dolayısıyla müslüman <strong>ve</strong>müslüman olmayanların ülkede artmasıyla orantılı olarak, muhtelif dindekikişiler arasında ortak çalışma mecburiyeti doğmuştur. Böylece din ayırımıgözetilmeden meydana gelen <strong>ve</strong> eski mahiyetinden (Ahilik’ten) büyük birfarkı olmayan yeni müesseseye LONCA adı <strong>ve</strong>rilmiştir. 613.614.Ahi teşkilâtı ile Lonca teşkilâtı; kuruluşlarından "Gedik" haline dönüştüğül727 yılına kadar geçen sürede, ülkenin sosyal <strong>ve</strong> ticarî hayatınayön <strong>ve</strong>rmiştir. 615Türkçe’de "tekel <strong>ve</strong> imtiyaz" anlamına gelen "Gedik" kelimesi; resmîterim olarak memleketimizde l727 yılından itibaren kullanılmaya başlanmış<strong>ve</strong> bu teşkilât l860 yılına kadar Osmanlı Đmparatorluğu’nda devametmiştir.Bu tarihden sonraki yıllarda, özellikle <strong>Avrupa</strong> Sanayi Devrimi ilebirlikte hız kazanan teknik gelişme <strong>ve</strong> yenilikleri kapsayan; Batı ölçülerindebir meslekî <strong>ve</strong> teknik eğitim sistemine duyulan ihtiyaç üzerine yapılan, bazıdüzenleme <strong>ve</strong> çalışmalarla örgün eğitime geçildiğini görürüz. 616612 Paul WITTEK, “Osmanl› Đmparatorluğu’nun Kuruluşu”,Bat› Dinlerinde Osmanl› Tarihi-I, (Çev:Güzin YALTER),Đstanbul, l97l, s.37.; Sevda TAŞTEKĐL / Tunç DEMĐRBĐLEK, Meslekî Eğitimin Đstihdam Üzerine Etkisi <strong>ve</strong> 3308 Say›l›Ç›rakl›k <strong>ve</strong> Meslek Eğitimi Kanunu’nun Değerlendirilmesi, DEÜ. Đk. <strong>ve</strong> Đd. Bil. Fak. Dergisi, Cilt:6, Say›: 2, Đzmir,1991.613 Ali ARSLAN, Ç›rakl›k Hukuku <strong>ve</strong> Mevzuat›, Anadolu Matbaas›, Đzmir, 1988, s.10.614Ahilik konusunda daha geniş bilgi için bak›n›z: Neşet ÇAĞATAY, Bir Türk Kurumu Olan Ahilik, Konya, 1981.;Yusuf EKĐNCĐ, Ahilik, Ankara, 1989.; Yusuf EKĐNCĐ, Ahilik <strong>ve</strong> Meslekî Eğitim, Đstanbul, l989.; SabahattinGÜLLÜLÜ, Ahi Birlikleri, Đstanbul, 1972.; Beşir HAMITOĞULLARI, Ahiliğin Çağdaş <strong>Türkiye</strong> Bak›m›ndan Önemi <strong>ve</strong>Değerlendirilmesi, XXI. Ahilik Bayram› Sempozyumu Tebliğleri (13-15 Eylül 1985 K›rşehir), Đstanbul, 1986.;Kemal TURAN, Ahilikten Günümüze Meslekî Eğitimin Tarihi Gelişimi, Marmara Üni<strong>ve</strong>rsitesi Đlahiyat Fakültesi Vakf›Yay.No:l29, Đstanbul, l996, s.25-51.; Kadir ARICI, “Ahilik <strong>ve</strong> Çal›şma Hayat›m›z, Ahilik Kültürünün GünümüzeUygulanabilirliği” Esnaf -Sanatkâr <strong>ve</strong> Kültür, <strong>Türkiye</strong> Esnaf - Sanatkâr <strong>ve</strong> <strong>Küçük</strong> Sanayi Araşt›rma Enstitüsü,Ankara, l993 <strong>ve</strong> diğerleri.615 Mübahat KÜTÜKOĞLU, “Osmanl› Đktisadî Yap›s›”, Osmanl› Devlet <strong>ve</strong> Medeniyet Tarihi-I, Đstanbul, l994, s.610-612.616 Kemal TURAN, Ahilikten Günümüze Meslekî <strong>ve</strong> Teknik Eğitimin Tarihi Gelişimi, A.g.e., s.50-51.


Ahilikte eğitim; yamak, çırak, kalfa <strong>ve</strong> usta silsilesi şeklinde kademelendirilmiştir.617 Yamaklık, Ahilik’te meslek eğitiminin ilk kademesi olup;mesleğe başlayacak olanlar doğrudan çıraklık eğitimine alınmamışlardır. Đkiyıllık bir deneme süresinden geçirilen aday, yamağın babası ile ustasıarasında yapılan görüşme sonucu çıraklığa yükseltilir. Bu uygulama metodolarak, modern çıraklık eğitiminde görülen; aday çıraklık eğitimine eşdeğerdir.Çıraklık, meslek kazanma yolunda geçirilmesi gereken mecburî kademelerinbaşında yer alır. Çıraklık, yalnız usta-çırak ilişkisine bağlı birsözleşme olmayıp; çalışma şartları, işyeri değiştirme, çırak sayısının sınırlandırılmasıile ustalarca mesleklerinin bütün incelikleri, kolaydan zoradoğru bir gidişle çıraklara kazandırılır. Bütün bu hususlar "Lonca"larındenetiminde gerçekleştirilir. Çıraklık döneminde uygulanan bu metodlar ile<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde bugün karşımıza çıkan eğitim teknikleri arasında büyükbenzerlik bulunmaktadır.Üç yıl <strong>ve</strong>ya biraz daha fazla bir çıraklık dönemi sonrası ustası tarafındanmeslekte yetiştiği açıklanan çırağın durumu; Lonca kurulu tarafındanonaylandıktan sonra, kalfalığa yükseltilirler. Bir törenle kalfa adayına"Şedd" kuşatılması suretiyle, ona resmen kalfalık ehliyeti <strong>ve</strong>rilmiş olur.Kalfaların usta olabilmeleri için üç yıl çalışmaları gerekir. Bu üç yıllık iştecrübesinin yanında; yeterli bir sermayenin bulunması, kalfalık süresinceiş arkadaşlarıyla iyi geçinmesi, işine bağlılık göstermesi <strong>ve</strong> bağımsız işyeriaçabilecek kadar becerikli olduğunu ispatlaması öngörülmektedir. Ustasıtarafından yeterli görülen kalfanın durumu, yiğitbaşı kanalıyla esnaflarkuruluna götürülür; uygun görülürse, törenle ustalığa yükseltilir. Bu dörtkademeden geçmeyenlere, işyeri açma ruhsatı <strong>ve</strong>rilmemiştir. 618Ülkemizde becerili <strong>ve</strong> teknik işgücünün geleneksel çıraklık sistemi ileyetiştirilmesi; 1924 yılında Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun kabul edilmesinekadar sürmüştür. 1924 yılına kadar Valilikler’e bağlı olan sanat okullarıbaşta olmak üzere bütün bilim <strong>ve</strong> eğitim kurumları; bu Kanun’la MillîEğitim Bakanlığı’na bağlanmıştır.617Mübahat KÜTÜKOĞLU, “Osmanl› Đktisadî Yap›s›”, A.g.e. ,s.609-610.; Ülker AKKUTAY, <strong>Türkiye</strong>’de Ç›rakl›kEğitimi, Ankara, l99l, s.14.618 Ülker AKKUTAY, <strong>Türkiye</strong>’de Ç›rakl›k Eğitimi, A.g.e., s.14-18.


"Ahilik" düzeni çerçe<strong>ve</strong>sinde doğup gelişen çıraklık eğitimi uygulaması,"Sanayi Đnkılâbı"nın ülkemizde yaptığı tesir sonucu etkinliğini kaybetmiştir.Bundan sonra toplumun her an değişen meslekî eğitim ihtiyaçları, meslekokulları ile karşılanmaya çalışılmıştır. Ancak kurulan bu meslekokullarından, meslekî eğitim bakımından arzu edilen sonuç alınamamıştır.619.620.Ülkemizde Cumhuriyetin ilânından sonra başlayan hızlı sanayileşmeçabaları, vasıflı işgücü ihtiyacını artırmıştır. Bu konuda 1936 yılında 3457Sayılı Kanun’la; fikir işçileri dışında işyerinde 100 işçiden fazla işçiçalıştıran sanayi karuluşlarıyla maden ocaklarında çırak, kalfa <strong>ve</strong> ustalarınmeslekî bilgilerinin artırılması için kurslar açılması öngörülmüştür.3457 Sayılı Kanun’la da çıraklık eğitiminden istenilen sonucun eldeedilememesi üzerine, 1977 yılında 2089 Sayılı "Çırak, Kalfa <strong>ve</strong> UstalıkKanunu" kabul edilerek yürürlüğe konulmuştur. Bu Kanun’la çırağın önceliklehukukî statüsü düzenlenmiş <strong>ve</strong> çıraklık eğitimine ilişkin olarak"Çıraklık Kurulu" <strong>ve</strong> "Mahallî Eğitim Komitesi"nin oluşturulması sağlanmıştır.621 Ayrıca bu Kanun’da; çıraklığın bir öğretim dönemi, çırağın da biröğrenci olarak tanımlandığını görürüz.Geleneksel çıraklık eğitiminde (Ahilik’te) tek kaynak ustadır. Çırak;mesleği için gerekli olan teorik bilgileri, işi yaparken ustasından öğrenmektedir.2089 Sayılı Kanun’a göre, Millî Eğitim Bakanlığı’nca yürütülençıraklık eğitiminde ise; çıraklar için haftada en çok sekiz saatlik teorik <strong>ve</strong>pratik meslek kursları düzenlenmesi, bu sürenin yarısının iş saatlerinde,diğer yarısının da iş saatleri dışında uygulanması öngörülmüştür. 6222089 Sayılı "Çırak, Kalfa <strong>ve</strong> Ustalık Kanunu"nun da uygulamadakiaksaklıkları giderememesi sebebiyle; daha sonra, yeni bir kanunî düzenlemeyegidilmiştir. Bu düzenlemeyle 1986 yılında 3308 Sayılı "Çıraklık <strong>ve</strong>Meslek Eğitimi Kanunu" kabul edilerek uygulamaya girmiştir. Bu Kanun’a619DPT, <strong>Küçük</strong> Sanayi, A.g.e., s.120.620 Daha geniş bilgi için bkz: Kemal TURAN, Ahilikten Günümüze Meslekî <strong>ve</strong> Teknik Eğitimin Tarihi Gelişimi,A.g.e.,s.5l-73.621 Sevda TAŞTEKĐL / Tunç DEMĐRBĐLEK, Meslekî Eğitimin Đstihdam Üzerine Etkisi, A.g.m., s.302-303.; ZekiÖZKAN, Ç›rakl›k Eğitimi <strong>ve</strong> Yetişmiş Đnsangücünün Đstihdam›, KÜSGET/ DPT / OECD, Đstihdam Yarat›c› GirişimlerTeknolojik Yenilikler <strong>ve</strong> Bölgesel Gelişme Uluslararas› Semineri, Gaziantep, 22-24 Ekim 1985, Ankara, 1986,s.183.622 Ercan TATLIDIL, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Ç›rakl›k Eğitimi <strong>ve</strong> Genç Đşsizliği, Sosyoloji Dergisi, E.Ü.Ed. Fak. Yay›n›, Say›:2, Đzmir, 1990, s.25-26.


göre çıraklık eğitimi, okul içinde <strong>ve</strong> işyerindeki meslekî öğretimi bir sistembütünlüğüne kavuşturmayı amaçlamaktadır. Kanun’un getirdiği yeniliklerincelendiğinde; çıraklar uygulamalı çalışmalarını işyerinde bellistandartlara göre ustanın denetiminde yaparlarken, bu uygulamalar içingerekli olan teori <strong>ve</strong> uygulamalı meslek bilgisini de okulda öğretmenlerdenalmaktadırlar. 623.624.Çıraklık <strong>ve</strong> Meslek Eğitimi Kanunu ile getirilen; işletmelerde meslekeğitimi sistemi, işletmeleri birer okul olarak görme anlayışının ürünü olmuştur.625 Kanun’un asıl amacı, öngörülen şartlara uygun olarak bir işyerinde meslek öğrenmek gayesiyle çalışan gençlerin; pratik <strong>ve</strong> teorikmeslekî eğitimlerinin bir plan <strong>ve</strong> program çerçe<strong>ve</strong>sinde yürütülerek, ülkemizinvasıflı işgücü açığını kapatabilmektir. Bu amaçtan hareketle, Kanun’untemel ilke <strong>ve</strong> hedefleri;- Mecburî eğitimden sonra çeşitli sebeplerle örgün eğitim kurumlarınadevam edemeyen <strong>ve</strong>ya bu öğretim kurumlarının çeşitli kademelerindenayrılan gençleri düzenli bir çıraklık eğitiminden geçirmek,- Meslekî <strong>ve</strong> teknik okullardaki öğrencilere becerilerini gerçek iş ortamındageliştirme imkânı tanımak,- Đstihdam için gerekli meslekî yeterliliklere sahip olmayan genç <strong>ve</strong>yetişkinleri meslek kursları aracılığıyla iş hayatına hazırlamak,- Meslekî <strong>ve</strong> teknik eğitim hizmetlerinin geliştirilmesi <strong>ve</strong> yaygınlaştırılmasıiçin yeni finansman kaynakları sağlamak,- Meslekî <strong>ve</strong> teknik eğitim kurumlarındaki eğitim amaçlı faaliyetlerigeliştirmek, 626 şeklinde ele alınmıştır.Bu sistemin temel amacı, meslekî eğitim kurumlarıyla sanayi arasındayakın işbirliğinin kurulmasına dayanmaktadır. Tesis edilecek işbirliği ileişletmelerin hem ara eleman ihtiyacı sağlanacak, hem de bu vasıftakielemanlara gerçek iş hayatı içinde yetişme <strong>ve</strong> daha kolay iş bulma imkânı<strong>ve</strong>rilmiş olacaktır. 627623 Ercan TATLIDĐL, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Ç›rakl›k Eğitimi, A.g.m., s.22.624 Cumhuriyet döneminde meslekî <strong>ve</strong> teknik öğretim alan›ndaki gelişmeler hakk›nda daha geniş bilgi içinbkz: Kemal TURAN, Ahilikten Günümüze Meslekî <strong>ve</strong> Teknik Eğitimin Tarihi Gelişimi, A.g.e, s.76-l54.625 Serap SOYER, Ç›rakl›k <strong>ve</strong> Đşletmelerde Meslek Eğitimi, ĐTO Dergisi, Y›l: 62, Say›:1, Đzmir, 1989, s.3.626 Sevda TAŞTEKĐL / Tunç DEMĐRBĐLEK, Meslekî Eğitimin Đstihdam Üzerine Etkisi, A.g.m.,s.304.627 Serap SOYER, Ç›rakl›k <strong>ve</strong> Đşletmelerde Meslek Eğitimi, A.g.m., s.3.


3308 Sayılı Kanun’da öngörülen esaslar çerçe<strong>ve</strong>sinde işgücü planlaması,eğitim <strong>ve</strong> becerilerinin geliştirilmesi için ülkemizde özel eğitim programlarıgeliştirilmektedir. Bu eğitim programları; "Çıraklık <strong>ve</strong> Meslek Eğitimi","Beceri Kazandırma Eğitimi", "Hizmet Đçi Eğitim" <strong>ve</strong> "Verimlilik Eğitimi"olarak uygulamaya konulmaktadır. 628Çıraklık <strong>ve</strong> Meslek Eğitimine ilişkin uygulamada il <strong>ve</strong> meslek dallarınıntesbiti; Çıraklık Meslek Eğitim Kurulu’nun görüşü alınarak, Millî EğitimBakanlığı’nca belirlenmektedir. Çıraklara meslekleriyle ilgili temel bilgi <strong>ve</strong>beceri kazandırmak amacıyla, 50’nin üzerinde değişik meslekte; çıraklıkeğitim süresi meslek özelliklerine göre 3-4 yıl arasında değişen bir eğitimuygulamaya konulmuştur.Kanun’a göre 13 yaşını doldurmuş <strong>ve</strong> 19 yaşından gün almamış olançıraklar, öğrenci olarak eğitime tabi tutulabileceklerdir. 629 Çıraklık eği-timi;aday çıraklık eğitimi, çıraklık eğitimi kalfalık eğitimi <strong>ve</strong> ustalık eğitimiolmak üzere dört kademede yapılmaktadır.Aday Çıraklık Eğitimi: Đlkokulu bitiren, ancak 13 yaşını doldurmamışgençlerin; 13 yaşını dolduruncaya kadar devam ettikleri, çıraklık eğitimikademesidir.Bu eğitimin amacı, gençlere işyerindeki çalışma şartlarını tanıtıp,mesleklerin ön bilgilerini kazandırarak; onların çıraklık döneminde kendiistek <strong>ve</strong> kabiliyetlerine en uygun meslekleri seçmelerine yardımcı olmaktır.Aday çıraklar haftada dört gün işyerlerinde pratik, bir gün de çıraklıkeğitim merkezlerinde teorik eğitim görürler. Teorik eğitimleri sırasında adayçıraklar, öğrenci statüsünde olup; kanunların öğrencilere tanıdıkları bütünkolaylıklardan faydalanırlar. Sigorta primleri Devlet’çe karşılanan adayçıraklar, iş<strong>ve</strong>renlerden asgari ücretin % 30’undan az olmamak şartıyla ücretde alırlar. 630Çıraklık Eğitimi: Bir iş yerinde meslek öğrenmek amacıyla çalışan, 14-18 yaş grubundaki gençlerin devam ettiği eğitim kademesidir. Bu eğitimin628 Güngör TURAN, Teknolojik Değişime Uyumlu Eğitim Programlar›, Çimento Đş<strong>ve</strong>ren, Cilt: 7, Say›: 2, Ankara, Mart1993. s.12.; DPT, <strong>Türkiye</strong>’de Đşgücü Eğitimi, A.g.r., s.l2.629 Sevda TAŞTEKĐL / Tunç DEMĐRBĐLEK, Meslekî Eğitimin Đstihdam Üzerine Etkisi, A.g.m., s.304-306.630 DPT, <strong>Türkiye</strong>’de Đşgücü Eğitimi, A.g.r., s.12.; Güngör TURAN Đmalât Sanayiinin Đstihdam Sorular› <strong>ve</strong> SanayideEğitilmiş Đşgücü Đhtiyac›n›n Karş›lanmas›, Sanayi Y›ll›ğ› 93, <strong>Türkiye</strong> Kalk›nma Bankas›, Ankara, 1993, s321.


amacı, gençlere mesleklerinde kalfa olabilmek için gerekli teorik <strong>ve</strong> pratikbilgi <strong>ve</strong> becerileri kazandırmaktır.Çıraklık eğitimine başlayacak olanlarda; ilkokul mezunu olmak, 13yaşını doldurup 18 yaşından gün almamış olmak <strong>ve</strong> çalışacağı işyeri ileçıraklık sözleşmesi imzalamak şartları aranır. Çıraklık eğitimine devamedebilmek için, aday çıraklık eğitimine devam etmiş olmak şartı aranmaz.Çıraklar haftada dört gün işyerlerinde pratik, bir gün de çıraklık eğitimmerkezlerinde teorik eğitim görürler. Eğitim süresi mesleklere göre 3-4yıldır. Bu eğitimi tamamlayanlar, kalfalık imtihanına girmeye hak kazanırlar.Başarılı olanlara ülkenin her yerinde geçerli olan "Kalfalık Belgesi"<strong>ve</strong>rilir. Bu belgeye sahip olmayanlar, kalfalık gerektiren işlerde çalıştırılamazlar.631Kalfalık Eğitimi: Kalfalık belgesine sahip olanların devam ettiği birçıraklık eğitimi kademesidir. Bu eğitimin amacı; kalfalık belgesine sahipgençlere mesleklerinde usta olabilmek <strong>ve</strong> bir işyeri açabilmek için gerekliteorik <strong>ve</strong> pratik bilgi <strong>ve</strong> becerileri kazandırmaktır.Kalfalık eğitimine kabul edilecek olanlarda; kalfalık belgesi yanında,mesleği ile ilgili bir işte çalışıyor olmak şartları aranır. Kalfalık süresi bütünmesleklerde üç yıldır. Bu süre içinde kalfa işyerinde pratik eğitiminitamamlarken, çıraklık eğitimi merkezlerinde de kendileri için açılankurslara devam ederler. Bu eğitimi tamamlayanlar, ustalık imtihanınagirmeye hak kazanırlar.Kalfalık eğitimine devam etmeyip, bir işyerinde en az beş yıl kalfa olarakçalıştıklarını belgelendirenler de ustalık imtihanına alınırlar. Başa-ranlara"Ustalık Belgesi" <strong>ve</strong>rilir. Bu belge ülkenin her yerinde geçerlidir. Ustalıkbelgesi olmayanlar, ustalık gerektiren işlerde çalışamaz <strong>ve</strong> çalıştı-rılamazlar.Đşyeri açabilmek, 3308 Sayılı Kanun’la; ustalık belgesine sahip olma şartınabağlandığından, bu belgeye sahip olmayanlar meslekleriyle ilgili işyeriaçamazlar. 632631 DPT, <strong>Türkiye</strong>’de Đşgücü Eğitimi, A.g.r., s.12.; Güngör TURAN, Đmalât Sanayiinin Đstihdam Sorunlar›, A.g.m.,s.321.632 DPT, <strong>Türkiye</strong>’de Đşgücü Eğitimi, A.g.r, s.12-13.; Güngör TURAN, Đmalât Sanayiinin Đstihdam Sorunlar›, A.g.m.,s.321.


Ustalık Eğitimi: Ustalık belgesine sahip olup; yanında aday çırak, çırak<strong>ve</strong>ya meslek lisesi öğrencisi çalıştırmak isteyenlere pedagojik formasyonkazandırmayı amaçlayan bir eğitim kademesidir.Kurs şeklinde düzenlenen <strong>ve</strong> kırk saat süreli bu eğitimi başarı ile bitirenlere"Usta Öğretici Belgesi" <strong>ve</strong>rilir. Bu belgeye sahip olmayanlar; yanındaaday çırak, çırak <strong>ve</strong>ya meslek lisesi öğrencisi çalıştıramadıkları gibi, onlarınişyerlerindeki pratik eğitim sorumluluklarını da taşıyamazlar. 633Ayrıca Kanun’da aday çırak, çırak, kalfa, usta <strong>ve</strong> usta öğretici tanımlarınada yer <strong>ve</strong>rilmek suretiyle; çıraklık eğitiminin çeşitli kademeleri birbirindenayrılmış <strong>ve</strong> her kademede sahip olunması istenilen vasıflar açık birşekilde ortaya konulmuştur. 634Ülkemizde uygulanan özel eğitim programlarının ikincisi "Beceri KazandırmaEğitimi"dir. 3308 Sayılı Kanun, özü itibariyle çırakları öğrencikabul ederek; 8-l0 saat genel <strong>ve</strong> meslekî eğitim için gönderilmelerini, 50 <strong>ve</strong>daha fazla işçi çalıştıran işletmelerin meslek lisesi öğrencilerine becerikazandırma yükümlülüğü getirmiştir. Đşletmelerde beceri kazandırmaeğitimi, meslek lisesi ikinci sınıfında (10 <strong>ve</strong> 11’inci sınıflarında iki yıl devametmektedir.) başlamaktadır. Beceri eğitiminden önce öğrencilere okuldatemel bilgi <strong>ve</strong> beceriler kazandırılmaktadır. Eğitim programları; üç günişletmede beceri eğitimi iki gün okulda meslek teorisi eğitimi esas alınarakgeliştirilmiştir. 635Beceri kazandırma programlarında, kişilere işgücü piyasalarının ihtiyaçduyduğu alanlarda bilgi, beceri <strong>ve</strong> davranış kazandırılarak; daha kolay işbulmaları <strong>ve</strong> kendi işlerini kurmaları amaçlanmıştır. Böylece bu kurslaryoluyla, işsizlerin yeni teknolojileri öğrenerek; <strong>ve</strong>rimli şekilde istihdamıyanında, yeni teknolojilere de uyumları sağlanmış olacaktır. 636633 DPT, <strong>Türkiye</strong>’de Đşgücü Eğitimi, A.g.r., s:13; Güngör TURAN, Đmalât Sanayiinin Đstihdam Sorunlar›, A.g.m.,s.322.634 Ülker AKKUTAY, <strong>Türkiye</strong>’de Ç›rakl›k Eğitimi, A.g.e., s.89.; Ç›rakl›k eğitimi <strong>ve</strong> uygulan›ş› hakk›nda daha genişbilgi için bkz: Ali ARSLAN, Ç›rakl›k Hukuku <strong>ve</strong> Mevzuat›, A.g.e, 192 S.635 Kaz›m ÇOMAK, 21.Yüzy›la Doğru <strong>Türkiye</strong>’de Endüstriyel Eğitim, 3. Đzmir Đktisat Kongresi 4-7 Haziran 1992,Görüşler, DPT, Ankara, 1993, s.154.; Güngör TURAN, Teknolojik Değişime Uyumlu Eğitim Programlar›, A.g.m.,s.13.; Güngör TURAN, Đmalât Sanayiinin Đstihdam Sorunlar›, A.g.m., s.322.636 Güngör TURAN, Teknolojik Değişime Uyumlu Eğitim Programlar›, A.g.m., s.13.; Güngör TURAN, ĐmalâtSanayiinin Đstihdam Sorunlar›, A.g.m., s.322; Hüseyin AKTUĞ, Beceri Kazand›rma Programlar› Teknolojik DeğişmeyeUyum Amaçl› Olarak da Uygulanabilir mi?, MPM., Teknolojik Gelişmeler Karş›s›nda Đşgücünün Eğitim, Uyum <strong>ve</strong>Đstihdam Sorunlar› Sempozyumu, MPM Yay›nlar› No:362, Ank., 1988, s.107.


Beceri kazandırma programları, istihdam geliştirmek amacı ile uygulamayakonulmuştur. Bu programlar incelendiğinde; bunların örgün eğitimprogramlarının bir alternatifi olmadığı, aksine onları tamamlar nitelikteolduğu görülür. Bu sebeple programların; mesleğin iş hayatı için geçerli darbir alanında, istihdam kuruluşlarınınihtiyaçları doğrultusunda, işgücünün hazırlanması öngörülmüştür.Đstihdamın geliştirilmesi; işletmelerde ileri teknolojilerin uygulaması ileyakından ilgili olduğundan, programların da buna göre hazırlanması ilkesigetirilmiştir. Programların hazırlanmasında hedef kitle işsizlerdir.Programların çalışanlara da teşmil edilmesi durumunda, hem istihdamıngeliştirilmesinde hem de yeni teknolojilere uyum konusunda daha etkili biraraca kavuşulmuş olacaktır. 637<strong>Türkiye</strong>’deki işletmelerde görülen teknolojik yenileme çoğu kez kısmîolduğundan, istihdam edilen işgücünün işsizliğine henüz büyük ölçüde yolaçmamaktadır. Teknolojik değişim sonucu ortaya çıkan, yeni vasıflı işgücüihtiyacı; hizmet içi eğitim <strong>ve</strong>ya teknolojik değişimin gerektirdiği eğitimi almışolan kişilerin dışarıdan istihdamıyla karşılanmaktadır. 638Hizmet içi eğitim, meslek <strong>ve</strong> iş öğrenme eğitiminden farklı olarak; çalışanlarınbilgilerini tazeleme, yeni gelişimleri takip etme, teknolojik değişimlereuyum sağlama, kişilik <strong>ve</strong> yetenek geliştirme, insan ilişkileri <strong>ve</strong> işletmeyeolan bağlılığı artırmak amacıyla zaman zaman yapılması gereklieğitim faaliyetleridir.Kamu kuruluşları <strong>ve</strong> iş<strong>ve</strong>renlerin çoğu, metodlu <strong>ve</strong> programlı bir hizmetiçi eğitim mecburiyetini benimseyememişlerdir. Ülkemizde bu konuda uzunsüredir devam eden uygulamalara rağmen, hâlâ etkili bir sistemkurulamamıştır. Sanayide hizmet içi eğitim iş<strong>ve</strong>rene bir külfet yüklemeyecekbiçimde; işyerinde işçilerin ustalar yanında, yardımcı işçi olarakyetişmeleri devam etmektedir. Bunun yanında büyük boyutlu işletmelerinkurdukları eğitim merkezlerinde, sabip oldukları işgücünü hizmet içieğitimden geçirdikleri de gözlenmektedir. 639637 Hüseyin AKTUĞ, Beceri Kazand›rma Programlar›, A.g.t., s.111.638 Ayfer ERBESLER, 1994 Y›l›nda Türk Đmalât Sanayiinde Teknolojik Durum, Eğitim <strong>ve</strong> Đstihdam Politikalar›, MPM,Teknolojik Gelişmeler Karş›s›nda Đşgücünün Eğitimi, Uyum <strong>ve</strong> Đstihdam Sorunlar› Sempozyumu, MPM Yay›n No:362, Ankara, 1988, s.77.639 Güngör TURAN, Teknolojik Değişime Uyumlu Eğitim Programlar›, A.g.m., s.13., Güngör TURAN, ĐmalâtSanayiinin Đstihdam Sorunlar›, A.g.m., s.323-324.


Genel olarak bir değerlendirme yapılırsa, hizmet içi eğitim alanındayapılan faaliyetler; ihtiyaç sahibi kitle göz önüne alındığında, henüz çokazdır. Hizmet içi eğitim yapmanın bir maliyeti vardır. Ancak, eğitim yapmamanın<strong>ve</strong>ya yetersiz eğitim yapmanın da bir maliyeti vardır. Genellikleeğitim yapmamanın maliyeti daha fazladır. 640Uygulanan eğitim programlarının sonuncusu "Verimlilik Eğitimi"dir.Ülkemizde 50 <strong>ve</strong> daha fazla işçi çalıştıran işletmelerin, çalıştırdıkları personelin;işindeki <strong>ve</strong>rimini yükseltmek, yeni teknolojilere uyumu <strong>ve</strong> mesleklerindegelişmelerini sağlamak için 3308 Sayılı Kanun’da bir yaptırımgetirilmiştir. Đşgücünün <strong>ve</strong>rimliliği başta olmak üzere, teknolojik uyum <strong>ve</strong>meslekî gelişme sağlamak için; Kanun’un 38. Maddesi gereği, işletmeleringeliştirme <strong>ve</strong> uyum kursları açmaları <strong>ve</strong>ya aynı amaçlı diğer kurumlarcaaçılan kurslara personel gönderilmesi öngörülmüştür. 641Verimlilik eğitimi, bir işletmede ihtiyaç duyulan personelin nitelik <strong>ve</strong>nicelik itibariyle teminini sağlayacak "Đnsangücü Planlaması" çalışmaları ilebaşlar. Đnsangücü Planlaması genel olarak, "organizasyonların amaçlarıdoğrultusunda, insangücü politikalarını formüle etmektir" şeklindetanımlanır. Başka bir ifadeyle, insangücü <strong>ve</strong>ya personel planlaması; uygunzamanlarda doğru işlere, doğru sayıda <strong>ve</strong> vasıflı personelin atanmasınısağlayacak plan <strong>ve</strong> programlar hazırlamaktır.Đnsangücü <strong>ve</strong>rimliliğinin artırılmasında insangücü kaynaklarının geliştirilmesi,en önde gelen faktörlerden birisidir. Verimlilik eğitimindenbeklenen faydaları; işgücü becerilerinin yükseltilmesi, zamanlarını daha iyikullanmalarının sağlanması, iş etkinliğini artıracak çalışmalarda bulunulması,işe <strong>ve</strong> iş gü<strong>ve</strong>nliğine daha çok özen gösterilmesi, iş şartlarınıiyıleştirerek geliştirilmesi ile çalışanların gelişen teknolojiye uyumununsağlanması şeklinde sıralayabiliriz. 642Ülkemizde meslekî eğitim, örgün <strong>ve</strong> yaygın eğitim kurumlarınca sağlanmaktadır.643 Cumhuriyet döneminde meslekî eğitim alanında ciddi atılımlaryapılmıştır. Devletin kıt kaynaklarına rağmen, örgün meslekî eğitimegerekli önem <strong>ve</strong>rilmiş; ancak hızlı nüfus artışı sebebiyle öğretim çağına640 Kaz›m ÇOMAK, 21. Yüzy›la Doğru <strong>Türkiye</strong>’de Endüstriyel Eğitim, A.g.t., s.156.641 Kaz›m ÇOMAK, 21. Yüzy›lla Doğru <strong>Türkiye</strong>’de Endüstriyel Eğitim, A.g.t., s.155.642 Güngör TURAN, Teknolojik Değişime Uyumlu Eğitim Programlar›, A.g.m., s.14.643 Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e.,s.110.


gelen nüfusun fazlalığı, meslekî eğitim <strong>ve</strong>ren liselerin pahalı yatırımlarolması <strong>ve</strong> orta öğretim içinde meslekî eğitimin, genel eğitimin gerisindekalmasına yol açmıştır. Bu sebeplerle örgün meslekî eğitimin yetersizkalması, yaygın meslekî eğitimin önemini artırmıştır. 644Yaygın eğitim sistemi, 12-65 yaş arasında olan <strong>ve</strong> okul öğretimi dışındakalan tüm kesimlerin katılımına açık olup, gençlerin <strong>ve</strong> yetişkinlerinmeslekî eğitimini sağlamaya yöneliktir. 645 Ülkemizde meslekî teknik eğitim<strong>ve</strong>ren kamu <strong>ve</strong> özel kurumların oldukça çok <strong>ve</strong> dağınık bir manzaraarzettikleri görülmektedir. 646 Yaygın eğitim faaliyetleri başta Millî EğitimBakanlığı (Çıraklık <strong>ve</strong> Yaygın Eğitim, Erkek Teknik Öğretim, Kız TeknikÖğretim, Ticaret <strong>ve</strong> Turizm Genel Müdürlükleri) ile diğer Bakanlıklar,Mahallî Đdareler (Đl Özel Đdareleri, Belediyeler, Köy Đdareleri) Özerk <strong>ve</strong>Akademik Kuruluşlar (Üni<strong>ve</strong>rsiteler, Açık Öğretim Fakültesi, Yüsek Okullar,Enstitüler), Bağımsız Kamu Kuruluşları (MPM, TRT, Basın Yayın <strong>ve</strong>Enformasyon Genel Müdürlüğü, TÜSSĐDE, TODAĐ, ĐĐBK, KÜSGET, SEGEMgibi), Meslek Kuruluşları, Kamu Đktisadî Kuruluşları (Bankalar, Fabrikalar)<strong>ve</strong> Gönüllü Kuruluşlar tarafından çeşitli kurs <strong>ve</strong> eğitim programlarıdüzenlenerek sürdürülmektedir. 647Sonuç olarak <strong>Türkiye</strong>’de meslekî eğitime yönelik uygulamalar ile uygulamadakarşılaşılan problemleri kısaca ele aldığımızda; Türk iş piyasasınınen önemli problemi vasıflı işgücü eksikliği olduğu görülür. Ülkemizde,işsizlik oranının oldukça yüksek olmasına karşılık; vasıflı işgücü açığınınvarlığı, söz konusu problemin önemini belirginleştirmektedir. 64821. yüzyıl sanayi yapısında, vasıflı insan kaynağına giderek daha fazlaihtiyaç duyulması ile meslekî eğitimin uluslararası pazarlarda rekabetüstünlüğü sağlamada etkili olması; ülkemizde meslekî eğitimin iyileştirilerek,yaygınlaştırılmasını mecburî kılmaktadır.644 Metin KUTAL, Modern Bir Đş Bulma Fonksiyonu Olarak Meslekî <strong>ve</strong> Teknik Eğitim, ĐĐBK, Hizmet EtkinleştirmeSemineri, Yay›n No: 271, Ankara, 1992, s.15.645 Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e.,s.111.646Metin KUTAL, Modern Bir Đş Bulma Fonksiyonu Olarak, A.g.t., s.14.647 TĐSK Araşt›rma Servisi, <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.a., s.22.; Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAKOĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e., s.110.; Ülker AKKUTAY, <strong>Türkiye</strong>’de Ç›rakl›kEğitimi, A.g.e., s.49-50.648 Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Sosyal Politika.., A.g.e., s.115.


Aslında ekonomik <strong>ve</strong> siyasi tercihini <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye olma yönündekullanan ülkemizde; sanayileşmiş Birlik üyeleri ile rekabet edebilmemiziçin, sanayi kültürümüzle çalışanlarımızın meslekî vasıflarını geliştirecek,meslekî <strong>ve</strong> sürekli eğitim programlarının uygulanması gerekmektedir.Bugün uygulanmakta olan eğitim sistemimize baktığımızda; <strong>ve</strong>rileneğitimin ne istihdam piyasasının ihtiyaçlarına cevap <strong>ve</strong>rebilecek seviyede,ne de gençler ile kadınların ilgi <strong>ve</strong> yetenekleri doğrultusunda bir meslekîvasıf kazanmalarına imkân sağlayacak tarzda olmadığı görülecektir.<strong>Türkiye</strong>’de meslekî eğitim sistemini yetersiz kılan çeşitli faktörler vardır.Bu faktörleri;- Nüfus artış hızının yüksekliğine karşılık eğitim kurumlarının yetersizsayıda oluşu,- Kalabalık sınıflarda az sayıda öğretmenlerle <strong>ve</strong>rilen eğitimin kalitesinindüşmesi,- Meslekî eğitimin sanayiden kopuk gelişmesi sonucu iş piyasasınınihtiyaçlara cevap <strong>ve</strong>rememesi,- Eğitim programlarının çeşitlendirilememiş olması sebebiyle, çağıngereklerine uyum sağlayamaması,- Meslekî vasıfların net olarak belirlenememiş olması sonucu meslekîeğitim-belge bağlantısının kurulamaması,- Eğitime ayrılan kaynakların yetersiz olması,- Eğitimin son derece önemli bir üretim girdisi olduğu bilincinin yerleşmemişolması ile- Çalışanların vasıflarını geliştirmede sürekli eğitimin de önemli oluşunungöz ardı edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür. 649Söz konusu problemlerin çözümü için;- Herşeyden önce meslekî eğitime yönelik anlayışın değiştirilmesi gerekmektedir.Bugün uygulanmakta olan eğitim sistemi, yapısı itibariyle ortaöğretim düzeyindeki gençlere iyi bir gelecek sağlamanın tek şartı olarak;üni<strong>ve</strong>rsite öğrenimi görmek şeklinde öğrenciler şartlandırılmakta <strong>ve</strong> onları649 Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e.,s.115-116.


genel eğitime yönlendirmektedir. Ancak mevcut yüksek öğretim kurumlarınınsayıca yetersiz oluşu, bir taraftan gençlerin üni<strong>ve</strong>rsite kapılarındayığılmalarını hazırlarken; diğer taraftan gençlerin hiç bir meslekî vasıf<strong>ve</strong> yeterliliğe sahip olmadan, çalışma hayatına atılmalarına sebepolmaktadır. Bunun halli için ülkemizde ilgi <strong>ve</strong> yetenekler doğrultusundabelirlenen yönlendirici eğitim sisteminin oluşturulması gerekmektedir.- Çıraklık sisteminin ülkede yaygınlaştırılması için, öncelikle işletmelerinsisteme katılımı sağlanmalı,- Gençlerin eğitim görebilecekleri alanlarla ilgili olarak bilgilendirilmeleriile yeteneklerine göre yönlendirilmelerini sağlayıcı; rehberlik <strong>ve</strong> danışmanlıkhizmetleri <strong>ve</strong>rilmeli,- Çıraklık eğitimine yönelik programların meslek standartlarına uygunolarak, okullarla işletmeler arasında kurulacak komitelerce belirlenmesi <strong>ve</strong>çağın gereklerine uyum sağlayacak şekilde, devamlı geliştirilmesi,- Eğitim konusunda önce duyarlı bir kamuoyu oluşturulmalı, eğitiminsanayiden kopukluğu giderilerek, iş piyasasının ihtiyaçlarına paralel bireğitim sistemi meydana getirilmelidir.Ülkemizde etkin <strong>ve</strong> başarılı bir eğitim sisteminin yerleştirilmesi; Türkekonomisine önemli bir itici güç sağlayacak, kalkınmanın temel faktörlerindenbirini oluşturan sağlıklı bir eğitim gerçekleştirilecektir. 650 Ayrıca, sözkonusu alanda oldukça gelişmiş politikalar uygulayan Birliğe dahilülkelerdeki sistemler incelenerek; ülkemize uygun olanlarının adaptasyonusağlanmalıdır.2- <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde <strong>Orta</strong>k Meslekî Eğitim<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde istihdam artırmada önemli bir yeri olan meslekîeğitim; aslında iş piyasasına yeni katılacak olan gençlerin meslekî hayatahazırlanmalarını kapsamaktadır. Birliğe üye ülkelerin tamamında meslekîeğitim, genel olarak temel <strong>ve</strong> sürekli eğitim sistemlerinden oluşmakta olup;her ülkenin, ulusal düzenlemeleri çerçe<strong>ve</strong>sinde gerçekleştirilmektedir.Üye ülkelerin ulusal sosyal politikalarında, meslekî eğitim önlemle-rineyer <strong>ve</strong>rilmiş olmakla birlikte; bu alanda her üye ülke, kendisine has düzenlemeleröngörmüştür. Bu sebeple, ülkeden ülkeye değişen farklı ön-650 Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e.,s.117-120.


lemler ortaya çıkmıştır. Konsey en iyi <strong>ve</strong> yüksek düzeyde istihdam yaratabilmek<strong>ve</strong> üye ülkeler arasında görülen farklılıkları ortadan kaldırmakamacıyla; üyeler arasında uyum sağlayacak ortak bir meslekî eğitim politikasınıuygulamaya koymuştur. <strong>Orta</strong>ya konulan bu uygulamaya, RomaAntlaşması’nın ilgili Maddeleri başta olmak üzere; "Tek <strong>Avrupa</strong> Senedi" ileyürürlüğe giren değişiklikler kaynaklık etmektedir.Antlaşma’nın 128’inci Maddesi ile ortak meslekî eğitim politikasınailişkin bir düzenleme getirilmiştir. 651 Buna göre; "Komisyon’un önerisiüzerine, Ekonomik <strong>ve</strong> Sosyal Komite’ye danıştıktan sonra Konsey, ulusalekonomilerin olduğu kadar; <strong>Orta</strong>k Pazar’ın da uyumlu kalkınmasına yardımedebilecek bir ortak meslek eğitimi politikasının yürürlüğe konulması için,genel ilkeleri saptar." 652 şeklinde ortak meslek eğitiminin genel prensipleribelirlenmiştir.Yine Antlaşma’nın 118’inci Maddesi, sosyal alanda Komisyon’a; özellikleistihdam ile meslek eğitimi <strong>ve</strong> gelişmesinde, üye devletler arasında sıkı birişbirliği sağlama görevini <strong>ve</strong>rmiştir. Bunun yanında 117’inci Maddesi’nde"üye devletler, el emeğinin gelişmesinde eşitliği sağlamaya yardım edecekşekilde yaşama <strong>ve</strong> iş koşullarının iyileştirilmesini hızlandırmak gereğindeanlaşır" 653 hükmüne yer <strong>ve</strong>rmek suretiyle, görüş birliğine varmışlardır.Bütün bunlardan başka, meslekî eğitim politikası ile işçilerin serbestdolaşım (Md. 48), yerleşim hakkı (Md. 52) <strong>ve</strong> hizmet sunma serbestisiniiçine alan (Md. 59) maddelerinde; eğitim <strong>ve</strong> ehliyet (diploma) denkliği iledolaşım prensipleri arasında dolaylı bir bağ kurulmuştur. 654<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nin kuruluşundan, günümüze kadar geçen zaman içinde;"<strong>Orta</strong>k Meslekî Eğitim Politikası" oluşturma yönünde kaydedilen aşamalarincelendiğinde, ilk somut adımın 2 nisan 1963 tarih <strong>ve</strong> 63/266 SayılıKonsey Kararı ile atıldığı görülür.Bu karar çerçe<strong>ve</strong>sinde, <strong>Orta</strong>k Meslekî Eğitim Politikası’na ilişkin temelprensipler belirlenirken; hükümet, işçi <strong>ve</strong> iş<strong>ve</strong>ren temsilcilerinden oluşanbir "Meslekî Eğitim Danışma Komitesi" de kurulmuştur. Bu Komite’ye651 Zeki ERDUT, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Đstihdam.., A.g.m., s.51.; Zeki ERDUT, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’na TamÜyelik Bak›m›ndan.., A.g.e., s.15.; Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong><strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e., s.10-11.652 Halûk GÜNUĞUR, <strong>Avrupa</strong> Ekonomik Topluluğu’nu Kuran Antlaşma (Roma Antlaşmas›), A.g.e., s.95.653 Halûk GÜNUĞUR, <strong>Avrupa</strong> Ekonomik Topluluğu’nu Kuran Antlaşma (Roma Antlaşmas›), A.g.e.,s.91.654 Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e., s.11.


meslekî eğitim politikasının uygulamasında, Komisyon’a yardımcı olmagörevi <strong>ve</strong>rilmiştir. 655<strong>Orta</strong>k Meslekî Eğitim Politikası oluşturulması konusunda Konsey’inonayladığı Karar’da yer alan, meslekî eğitim politikasının amaçları arasında;- Herkese meslekî eğitim sağlamak,- Çeşitli ekonomik sektörler için talep edilen işgücünü yetiştirecek eğitimimkânları yaratmak,- Meslekî eğitimi, genel eğitim temeline dayalı olarak geliştirmek,- Belirli bir mesleği yerine getirmek için herkese mümkün olan enyüksek düzeyde eğitimi <strong>ve</strong>recek şekilde teknik bilgi <strong>ve</strong> vasıf kazandırmak,- Genel eğitimden meslekî eğitime geçiş arasında boşluk bırakmamak,- Herkese, eğitim seviyesi <strong>ve</strong> yeteneklerine uygun şekilde iş hayatınailişkin bilgi <strong>ve</strong>rmek <strong>ve</strong> deneyim kazandırmak,- Meslekî eğitim ile ekonominin çeşitli sektörleri arasında ilişki kurmak,656 yer almaktadır.Söz konusu Karar’la, "ortak" bir politika tesbit edilmiş, fakat üye ülkelerdetek mevzuatın yürürlüğe konulması öngörülmemiştir. Üye ülkelermevcut farklı uygulamalarını ortak politika çerçe<strong>ve</strong>sinde sürdürebileceklerdir.Bu politikanın en belirgin amacı, eğitim düzeylerinin yakınlaştırılmasıolup; bu amaca ulaşmanın kişilerin serbest dolaşımı üzerinde de etkiliolacağı kanaati Komisyon’ca benimsenmiştir. 6571963 tarihli Konsey Kararı ile belirlenen ortak eğitim politikası prensipleriarasında;"- Tüm Topluluk üyesi ülke vatandaşlarına, meslekî faaliyetlerini gerçekleştirmekiçin gerekli en yüksek vasıflara ulaşma imkânı sağlanması,655 Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e.,s.13.; Şengül BERKSU, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu, ĐĐBK., Đstihdam Dergisi, Say›: 15, Ankara, Kas›m 1990, s.31.656 Şengül BERKSU, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu, A.g.m., s.31.; ĐĐBK, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>ve</strong> AT’da Đnsangücü Politikalar›, A.g.e., s.12-13; Şengül BERKSU, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Đstihdam <strong>ve</strong> Đkincil Mevzuat, ĐĐBK, Đstihdam Seminerleri - I, ĐĐBK. Yay›nNo: 272, Ankara, 1992, s.44-45.657 . Zeki ERDUT, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Đstihdam, A.g.m., s.52.


- Çeşitli eğitim düzeyleri göz önünde bulundurularak, sağlanan vasıflarkonusunda ortak bir anlaşmaya varılması <strong>ve</strong> meslekî eğitim alanındasertifikaların <strong>ve</strong> diğer vasıf belgelerinin karşılıklı tanınması,- Üçlü katılımcı yapıya sahip (Hükümet, işçi <strong>ve</strong> iş<strong>ve</strong>ren) Meslekî EğitimDanışma Komitesi’nin Komisyon Başkanlığı’nda yılda iki kez toplanarakkonuyla ilgili görüş alış <strong>ve</strong>rişinde bulunulması <strong>ve</strong> öneriler getirilmesi,- Bölgelerarası gelişmişlik farkları dikkate alınarak, nispeten daha gerikalkınmışlık düzeyine sahip yörelerde, bölgenin özellikleri <strong>ve</strong> ihtiyaçlarıdoğrultusunda eğitim <strong>ve</strong> meslekî eğitim imkânlarının sağlanması <strong>ve</strong>geliştirilmesi" 658 hususlarına yer <strong>ve</strong>rilmek suretiyle, arzu edilen hedeflereulaşılması düşünülmüştür. Ancak bu ilkeler Benalüks ülkeleri ile Đtalyatarafından kabul edilirken, Almanya <strong>ve</strong> Fransa tarafından reddedilmiştir.Bu sebepten dolayı 1963-1972 dönemi sonuna kadar uzun bir süre; gerekeğitim <strong>ve</strong> gerekse meslekî eğitim alanında gerçekleştirilen çalışmalaristenilen düzeye ulaşmadığı gibi üye ülkeler arasında da bir uzlaşmasağlanamamıştır. 6591973 yılından itibaren eğitim <strong>ve</strong> meslekî eğitim alanındaki gelişmelerehız <strong>ve</strong>rilmiştir. 1974 yılında <strong>Avrupa</strong> Komisyonu eğitimin millîliği ilkesineuyarak, "üye devletlerin eğitim geleneklerinin çeşitliliğine saygı duyma <strong>ve</strong>millî eğitimlerinin yapısını, yöntemlerini <strong>ve</strong> müfredatını standardize etmeyeteşebbüs etmeme" kararı almıştır. Ayrıca eğitim programının uygulanmasınıkoordine etme bakmından, Komisyon <strong>ve</strong> üye devletlerin temsilcilerindenoluşan bir Komite’ye bırakılması konusunda da görüş birliğine varılmıştır. 6601975 Nisanında Konsey’in aldığı bir kararla, (337/75 Sayılı Tüzük)"<strong>Avrupa</strong> Meslekî Eğitim Geliştirme Merkezi (CEDEFOP:European Centre Forthe De<strong>ve</strong>lopment of Vocational Trainig)" kurulmuştur. 1976 yılında ABEğitim Bakanları, eğitim <strong>ve</strong> mesleki teknik eğitimle ilgili bir dizi uygulamalarıyürürlüğe koymayı düşünmüşlerdir. Ancak, bu konu CEDEFOP’un çalışma alanına girdiğinden uygulamaların bu Kurum tarafından yerine658Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e., s.13.659 Esra BĐLEN / Bülend PĐRLER, Sosyal Yönleriyle <strong>Avrupa</strong> Topluluğu, A.g.e., s.98.; Halûk CEYHAN / ŞebnemKARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e., s.14.660 Esra BĐLEN / Bülend PĐRLER, Sosyal Yönleriyle <strong>Avrupa</strong> Topluluğu, A.g.e., s.98.; Đlhan DÜLGER, <strong>Avrupa</strong>Topluluğu’nda Sosyal Politika, A.g.e., s.89.


getirilmesini istemişlerdir 661. AB’nin birinci kuşak ademi merkeziyetçikuruluşlarından olan CEDEFOP’un merkezi başlangıçta Berlin’dedir. Ancak,Ekonomik <strong>ve</strong> Sosyal Komite; daha önce hiç bir AB Kurumunun Yunanistan’dayer almamasına rağmen politik şartlardaki değişiklikler sebebiyleCEDEFOP’un merkezini Selanik’e taşımışlardır 662.Kurum, AB düzeyinde meslekî eğitim <strong>ve</strong> hizmet içi eğitimin teşviki <strong>ve</strong>geliştirilmesi konusunda Komisyon’a yardımcı olmakla görevlidir. Bu amaçdoğrultusunda <strong>ve</strong> AB tarafından belirlenen esaslar çerçe<strong>ve</strong>sinde bilimsel <strong>ve</strong>teknik çalışmalar yoluyla ortak bir meslekî eğitim politikasınınuygulanmasına katkıda bulunur. Bunların yanısıra "<strong>Avrupa</strong> Meslekî EğitimGeliştirme Merkezi", özellikle bilgi alış<strong>ve</strong>rişini <strong>ve</strong> deneyimlerin karşılaştırılmasınıda teşvik etmektedir. 663Petrol şokunu takip eden ekonomik kriz, işsizlik oranında görülenbüyük artış <strong>ve</strong> yapısal değişimlerin yaşandığı bir dönemde kurulan CE-DEFOP; ilk yıllarda problemlerin sosyal boyutu üzerinde durmuş, daha çokişsizlik oranının yüksek olduğu kesimlere (gençlere, kadınlara <strong>ve</strong> göçmenişçilere) yönelik temel meslekî eğitimin yaygınlaştırılması doğrultusundaçalışmalar yapmaktadır. 664 Çalışmalarında hizmet içi eğitim <strong>ve</strong> meslekteilerleme eğitimine öncelik <strong>ve</strong>ren Merkez; yılda bir buçuk milyon gencinyaygın eğitimini planlamaktadır .665 Ayrıca 1994 programı çerçe<strong>ve</strong>sindeCEDEFOP; AB meslekî eğitim politikasının uygulanması amacını taşıyan <strong>ve</strong>"LEONARDO" (European Community Vocational Training Programme)olarak bilinen AB Eylem Programı’nın hazırlanmasına da destek olmuştur. 6661976 yılında Bakanlar Konseyi, önce altı maddeden oluşan ToplulukFaaliyet Programı’nı kabul etmiştir. Bu program kapsamında ön görülenfaaliyetler arasında;661 FAIST, Roger, “O<strong>ve</strong>r the Past Ten Years”,Vocational Training, CEDEFOP, Special Issue No:18, Germany,September 1985, s.2.662 EUROPEAN COMMUNITIES - ECONOMIC AND SOCIAL COMMITTIEE; Opininon On The Proposal For ACouncil Regulation (EC) Amending Regulation (EEC) No:337/75 Establishing A European Centre For TheDe<strong>ve</strong>lopment Of Vocational Training, Doc. Com (94), 20 Final, Brussels, 27.4.1994, s.1.663 Meral SAYIN / Mustafa Akan FAZLIOĞLU, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>nde KOBĐ Destekleme Programlar›..., A.g.e. s.117.664 Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e.,s.14.; Şengül BERKSU, Avrapa Topluluğu’nda Đstihdam <strong>ve</strong> Đkincil Mevzuat, A.g.t., s.46.; FAIST, Roger, “O<strong>ve</strong>r thePast Ten Years”, A.g.e., s.5.665 Đlhan DÜLGER, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Sosyal Politika, A.g.e., s.91.666 Meral SAYIN / Mustafa Akan FAZLIOĞLU, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>nde KOBĐ Destekleme Programlar›..., A.g.e. s.117.


"- Göçmen işçiler <strong>ve</strong> çocuklar için daha iyi kültürel <strong>ve</strong> meslekî eğitim,- <strong>Avrupa</strong>’nın çeşitli eğitim sistemleri konusunda daha iyi ortak biranlayış seviyesine ulaşma,- Temel belge <strong>ve</strong> istatistiklerin toplanması,- Yüksek öğrenimde işbirliği,- Yabancı dil eğitiminin iyileştirilmesi,-<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> çapında, her türlü eğitime ulaşılabilmesi için fırsateşitliğinin sağlanması" başlangıçta yer almıştır.Daha sonra bu altı maddeye, işsizlikle mücadele tedbirlerini desteklemekamacıyla;"- Gençlerin meslek eğitimlerinin geliştirilmesi,- Okul hayatından iş hayatına geçişin kolaylaştırılması için düzenlemeleryapılması,- Gençliğin istihdamını teşvik edici tedbirler alınması" eklenmiştir.Ayrıca meslekî eğitim konusunda;"- Eğitim ile iş tecrübesinin birleştirilmesi,- Birbiriyle bağlantı kurmuş programlar hazırlanması (mesleklere göre,meslekî ehliyet belgeleri <strong>ve</strong> diplomaların takibi <strong>ve</strong> tasdiki ile sosyal koruma<strong>ve</strong> eğitim izinleri amaçlı programlar),- Gençlerin sosyal <strong>ve</strong> meslekî bakımdan yetişkinliğe hazırlanması,- Kızlara meslekî eğitimde eşitlik,-Bölgesel <strong>ve</strong> mahallî seviyelerde eğitimin programlanabilmesi <strong>ve</strong> düzenlenebilmesi"konuları da ele alınarak ilâ<strong>ve</strong> edilmiştir.Son olarak teknolojik değişikliklerin, eğitime yaptığı etki göz önünealınarak;- Yeni bilgi teknolojileri konusunda eğitim ile- Eğitimde yeni teknoloji kullanımı, üzerinde de çalışmalar yapılmaktadır.Görüldüğü gibi Avrapa <strong>Birliği</strong>’nde, genel eğitimde millîlik <strong>ve</strong> karışmamailkeleri geçerli iken; meslekî eğitimde giderek artan bir işbirliği <strong>ve</strong> uyum söz


konusudur. Bu konuda <strong>Avrupa</strong> Sosyal Fonu (ASF) <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> BölgeselKalkınma Fonu (FEDER), eğitime büyük kaynaklar ayırmakta-dırlar. 667Eğitimin kalitesinin artırılmasını hedef alan bu çalışmalara rağmen, üyeülkelerin millî eğitim sistemlerindeki farklılıklar; Birlik’te tek eğitim sistemiuygulanmasını imkânsız hale getirmekte, sistemlerin uyumlaştırılması daçeşitli problemlere sebep olmaktadır. Bu sebeple Birlik’te farklı, ancakyaklaşık eğitim modelleri geliştirme prensibi benimsenmiştir. Bununsonucu, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde meslekî eğitime yönelik bir çok programuygulamaya sokulmuştur.AIRON adı <strong>ve</strong>rilen, "Eğitimcilerin Eğitimine Yönelik Program" bunlardanbirisidir. 1978 yılında uygulamaya giren bu Program’dan, eğitim uzmanları<strong>ve</strong> eğitimden sorumlu kişiler faydalanmıştır. Program’da, farklı eğitimsistemlerinin tanınmasında iyileştirme hedeflenmektedir.1980’li yıllarda işletmelerde yeni teknolojilerin kullanımının yaygınlaştırıl-ması,işletmelerin organizasyon yapılarında ortaya çıkan değişiklikler<strong>ve</strong> yen çalışma alanlarının doğuşu gibi sebeplerden dolayı; meslekîeğitime <strong>ve</strong>rilen önem de artmıştır. Bunun sonucu, üye ülkeler arasındaeğitim uygulamaları konusunda hızlı bilgi alış <strong>ve</strong>rişini sağlamak amacıyla;"EURYDICE" (<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> Eğitimi’nde Bilgi Değişim Ağı), 1980 yılındafaaliyete geçirilmiştir. Hedef olarak, eğitim sistemleri <strong>ve</strong> eğitim alanındaBirlik faaliyetlerine yönelik enformasyon getirilmesi seçilmiştir. 668Ayrıca, üye ülkelerin üzerinde hassasiyetle durduğu bir başka konu;serbest dolaşım ilkesinin gerçekleştirilmesinde, meslekî vasıfların denkliğimeselesidir. Konuyla ilgili olarak 1985 yılında Konsey, Birlik düzeyindemeslekî vasıfların karşılıklı tanınmasına ilişkin bir kararı onaylamıştır. 669Aynı yıl yeni teknolojilere ilişkin meslekî eğitim projeleri ağı olan"EUROTECHNET" uygulamaya girmiştir. 1985-1989 <strong>ve</strong> 1990-1994 dönemlerinikapsayan iki programdan oluşur. Teknolojik değişimler karşısındasanayi işçilerinin meslek eğitimini konu alan bu program; temel ya da667 Đlhan DÜLGER, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Sosyal Politika, A.g.e., s.89-91.; FAIST, Roger, “O<strong>ve</strong>r the Past TenYears”, A.g.e., s.5-6.668 Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e., s.15<strong>ve</strong> 24.669 Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e., s.15-16.


sürekli eğitim gören gençler <strong>ve</strong> işletme sahiplerini kapsamına almaktadır.Ayrıca Birlik faaliyetlerine yönelik enformasyonun geliştirilmesi programdahedeflenmektedir. 6701990-1994 dönemini kapsayan Đkinci Program 671 (EUROTECHNET-II);meslekî eğitim alanında teknolojik değişikliklerden kaynaklanan yenileştirmeyi<strong>ve</strong> bunları teşvik etmeyi amaçlamaktadır. EUROTECHNET-II,AB’nde teknolojik değişimlerden kaynaklanan, meslekî eğitimdeki yeniliklerinteşvikine yönelik bir eylem programı olup; 1990 yılında yürürlüğegirmiştir. Konsey Kararı, KOBĐ’lerin bu programın uygulanmasına katılımınınsağlanması ile elde edilen sonuçların yaygınlaştırılmasının uygunolacağını hükme bağlamıştır. Dolayısı ile bu Program; KOBĐ’lerde insankaynaklarının geliştirilmesine ilişkin yenilikçi çözümler üzerinde etkisi olanprojelere özel bir önem <strong>ve</strong>rirken, aynı zamanda proje düzeyinde faydalananlar<strong>ve</strong> program düzeyinde faydalananlar olmak üzere iki hedef kitleseçerek kapsama almıştır. 672Diğer taraftan 1986 yılında kısa adı COMETT olan (European CommunityProgramme On Cooperation Between Uni<strong>ve</strong>rsities And IndustryRegarding Training In The Field Of Technology), "Meslekî Eğitim <strong>ve</strong> YeniEnformasyon Teknolojileri" konulu bir programın uygulanması benimsenmiştir.673 Bu program, Bakanlar Konseyi tarafından 222/18 Nolu Kararıile 1986’da onaylanmış <strong>ve</strong> 1987 yılında uygulamaya konulmuşturCOMETT-I Programı <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> tarafından başlatılan, bir yandanüni<strong>ve</strong>rsitelerle işletmeler arasında; diğer yandan üye ülkeler arasındaki<strong>ve</strong>rimliliği hedef alarak, yüksek teknolojik eğitimin gelişmesini teşvik etmeyiamaçlamaktadır. 674 <strong>Birliği</strong>n meslekî eğitim konusunda hedef aldığı kişi <strong>ve</strong>670 Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu Sosyal Bildirgesi Çerçe<strong>ve</strong>sinde, A.g.e, s.30.;Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e., s.24.671 1990-1994 Program hakk›nda daha geniş bilgi için bkz: 18-12.1989 tarih <strong>ve</strong> 89/657/EEC Say›l› KonseyKarar›, OJ NoL 393, 30.12.1989, s.30.672 AVRUPA KOMĐSYONU, KOBĐ’lere <strong>ve</strong> Zanaat Sektörüne Yönelik Faaliyetler, A.g.e., s.80.; Daha geniş bilgi içinbkz: Meral SAYIN / Mustafa Akan FAZLIOĞLU, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>nde KOBĐ Destekleme Programlar›..., A.g.e. s.116-117.673 Ayfur BARIŞIK, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nun Sosyal Politikalar›, (Hizmete Özel), A.Ü. <strong>Avrupa</strong> Topluluğu Araşt›rma <strong>ve</strong>Uygulama Merkezi, T›pk› Bas›m, Ankara, Kas›m 1988, s.26.; Esra BĐLEN / Bülend PĐRLER, Sosyal Yönleriyle<strong>Avrupa</strong> Topluluğu, A.g.e., s.100.674 M. L. COSSE, Uluslararas› Đşbirliği Đmkânlar› = COMETT Program›, ĐKV, Teknolojik Gelişmeye Uygun MeslekîEğitim (4 Kas›m l988’de Đstanbul’da Yap›lan EUROCHAMBRES <strong>Avrupa</strong> Ticaret <strong>ve</strong> Sanayi Odas› 64. Genel Kurulu), ĐKV Yay›n No:74, Đstanbul, May›s l989, s.73.


gruplar, genellikle işsiz kalmış kişiler <strong>ve</strong> gençlerden oluşmaktadır. Buprogram çerçe<strong>ve</strong>sinde; yetmiş adet projenin gerçekleştirilmesi öngörülmüşolup, yılda yaklaşık 1,5 milyon gence meslekî eğitim <strong>ve</strong>rme planlanmıştır.Ayrıca programda, eksiksiz bir meslekî eğitim sağlanmasının şartı olarak;teorik <strong>ve</strong> uygulamalı (üni<strong>ve</strong>rsite-işletme) eğitimin birleştirilmesiöngörülmüştür.COMETT-I Programı’nın temel amaçlarını;- Yeni teknolojilerin uygulanması <strong>ve</strong> geliştirilmesi göz önünde bulundurularak,<strong>Avrupa</strong> genelinde işletmelerle üni<strong>ve</strong>rsiteler arasında işbirliğinigeliştirmek,- Meslekî eğitimin, teknolojik <strong>ve</strong> sosyal gelişmelere paralel şekilde gelişimini<strong>ve</strong> yapılanmasını sağlamak,- Üye ülke işletmelerinin karşılıklı stajlar düzenleyerek, Birlik düzeyindemeslekî eğitimin kalitesini yükseltip vasıflarını artırmak,- Uygulanacak yeni meslekî eğitim programları arasında paralelliksağlayacak ölçek ekonomilerinin gelişimini desteklemek,- Enformasyon <strong>ve</strong> iletişim teknolojilerinin sağladığı imkânlardan azamîölçüde faydalanmak,- Mecburî eğitim sistemlerini <strong>ve</strong> kalifiye personele, yönetim kadrolarınınsürekli eğitimini iyileştirmek,- Ulusal, bölgesel <strong>ve</strong> mahallî seviyede meslekî eğitim talebini farklılaştırmak<strong>ve</strong> geliştirmek,- Kadın <strong>ve</strong> erkeklere eşit imkânlar tanınarak, gerek üye ülkeler <strong>ve</strong> gerekseBirlik düzeyinde, mevcut eğitim düzenlemelerinde tanınmış önceliklerle,teknolojik <strong>ve</strong> sosyal değişimleri sağlamak 675 şeklinde sıralamakmümkündür.Üç yıllık bir dönemi kapsayan (1987-1989) bu Program’ın (COMETT-I)ön gördüğü hedeflere ulaşması için beş temel proje belirtilmiştir. Bu projelerde;- Meslekî eğitimde üni<strong>ve</strong>rsite-işletme işbirliği merkezlerini kapsayan birşebeke oluşturulması,675 Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e., s.17-18.; Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Sosyal Politika..., A.g.e., s.110.; EsraBĐLEN / Bülend PĐRLER, Sosyal Yönleriyle <strong>Avrupa</strong> Topluluğu, A.g.e., s.100-101.; Ayfur BARIŞIK, <strong>Avrupa</strong>Topluluğu’nun Sosyal Politikalar›, A.g.e., s.25.; DPT, <strong>Küçük</strong> Sanayi, A.g.e., s.273.


- Đşletmelerle üni<strong>ve</strong>rsiteler arasında personel değişimini öngören <strong>ve</strong> diğerüye ülke işletmelerinde öğrencilerin staj yapmasını sağlayan burs <strong>ve</strong>programların finanse edilmesi,- Enformasyon teknolojilerinin <strong>ve</strong> çeşitli iletişim araçlarının kullanılmasıyla;eğitimciler ile KOBĐ yöneticilerinin bilgilerinin geliştirilmesi,- Đşletme <strong>ve</strong> üni<strong>ve</strong>rsitelerin işbirliği ile yürütülecek, sürekli meslekîeğitime ilişkin sınırlar ötesi bir projenin gerçekleştirilmesi,- Bilgi <strong>ve</strong> tecrübe alış<strong>ve</strong>rişinde süreklilik sağlanması <strong>ve</strong> en yeni faaliyetlerinkarşılıklı tanınması, hususuna yer <strong>ve</strong>rilmiştir.COMETT-I Programı’nın başarılı sonuçlar <strong>ve</strong>rmesi üzerine, Komisyontarafından 1988 temmuzunda Konsey’e; 1990-1994 dönemini kapsayanCOMETT-II Program’ı sunulmuş <strong>ve</strong> Konsey tarafından onaylanan buProgram ocak 1989’da uygulamaya konulmuştur. 676COMETT-II Programı (1990-1994), özellikle ileri teknolojiler alanındabaşlangıç eğitimi <strong>ve</strong> sürekli eğitimle ilgili olarak; üni<strong>ve</strong>rsiteler ile işletmelerarasında <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde işbirliğinin sağlanmasına yönelik bir programolup, KOBĐ’ler için öngörülen türdeki vasıflara ilişkin ihtiyaçlara cevap<strong>ve</strong>rmekteydi. 677 Birinci Program’ı tamamlayıcı <strong>ve</strong> geliştirici özelliklere sahipCOMETT-II Programı’nın amaçları;- Ulusal, bölgesel <strong>ve</strong> mahallî seviyede meslekî eğitime yönelik talepleribelirleyip düzenlemek,- Đşletmelerle üni<strong>ve</strong>rsiteler arasında işbirliğini, teknoloji transferi <strong>ve</strong>uygulaması safhalarında devamlı şekilde takip edip, işbirliğinin Birlik düzeyindeyaygınlaştırılmasını sağlamak,- Üye ülkeler arasında bilgi <strong>ve</strong> deneyimlerin değişiminde devamlılıksağlayarak, Avrapa <strong>Birliği</strong> genelinde eğitim programlarının bütünleştirilmesinisağlamak,- Sosyal <strong>ve</strong> teknolojik değişimlere paralel olarak eğitim düzeylerini geliştirmek678 şeklinde dört temel noktada toplanmaktadır. 679676 Daha geniş bilgi için bkz: 89/27/EEC Say›l› Konsey Karar›, OJ NoL 13, 17.01.1989, s.28.677 AVRUPA KOMĐSYONU, KOBĐ’lere <strong>ve</strong> Zanaat Sektörüne Yönelik Faaliyetler, A.g.e., s.80.678 Esra BĐLEN / Bülend PĐRLER, Sosyal Yönleriyle <strong>Avrupa</strong> Topluluğu, A.g.e., s.101; Halûk CEYLAN / ŞebnemKARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e., s.18-19.


COMETT-I Programı <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde bir taraftan uygulanırken, 1987yılı içinde Sosyal Đşler Bakanlar Konseyi; Komisyon tarafından hazırlanangençlerin çalışma hayatı ile aktif hayata hazırlanmalarına ait bir Program’ıda kabul etmiştir.Bu program, gençlere yönelik meslekî eğitimin iyileştirilerek, çeşitlendirilmesininyanı sıra; teknolojik <strong>ve</strong> sosyal gelişmeler sonucu iş piyasasındaortaya çıkan, yeni talepleri karşılayabilecek vasıfların geliştirilmesineyönelik hususları da kapsamına almaktadır. Özellikle 1992’detamamlanması hedeflenen "Đç Pazar"ın, sağlıklı gelişimini sağlamak için;programın amaçları arasında meslekî eğitime <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> boyutu kazandırılmasıhususuna da yer <strong>ve</strong>rilmiştir. Bu Program’a temel teşkil edenhususları;- Eğitim <strong>ve</strong> meslekî eğitim sistemleri <strong>ve</strong> bu alanda faaliyet gösterenkurum <strong>ve</strong> kuruluşlar arasında ilişkiler kurulması <strong>ve</strong> geliştirilmesi,- Meslekî öğrenim, eğitim <strong>ve</strong> rehberlik <strong>ve</strong>ren kuruluşlarca, gençlereresmen tanınan meslekî vasıfların kazandırılmasının temini,- Meslekî eğitim alanında, gençlere rehberlik yapmak üzere mevcutsistemlerin iyileştirilip, eşgüdümün sağlanması,- Kadınlara çalışma hayatında <strong>ve</strong> meslekî eğitimde fırsat eşitliğinintanınması,- Mecburî eğitimi, yeterli düzeyde vasıf kazanmadan ya da hiç bir vasıfsahibi olmadan terk etmek mecburiyetinde kalmış gençlere vasıf kazandırılması,- KOBĐ’lerin gelişimini sağlayacak şekilde, gençlerde, girişimcilik <strong>ve</strong>yatırımcılık.niteliklerinin teşvik edilmesi, 680 şeklinde sıralamak mümkündür.Bu Program çerçe<strong>ve</strong>sinde Komisyon’un üstlendiği rol ise, ulusal meslekîeğitim politikalarına bir <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> boyutu kazandırmaktır. Bu amaçla;- Ulusal <strong>ve</strong> bölgesel eğitim projelerini birbirine bağlayacak bir "<strong>Avrupa</strong>Eğitim Girişimleri Ağı" kurulması <strong>ve</strong> bu ağ aracılığı ile gençlerin eğitim,679 COMETT-II Program› 1989’da uygulamaya konulmuş olmas›na rağmen, konunun ak›ş› gereği bütünlüğübozmamak için 1987 program›ndan önceye al›nm›şt›r.680 Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e., s.16-17.; Esra BĐLEN / Bülend PĐRLER, Sosyal Yönleriyle <strong>Avrupa</strong> Topluluğu, A.g.e., s.100.


meslekî eğitim <strong>ve</strong> rehberlik ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik işbirliğinintesisini sağlamak,- Meslekî eğitim uzmanlarının değişimini destekleyici önlemler almak,- Gençlerin yeteneklerini, sorumluluk duygularını <strong>ve</strong> yaratıcı yönlerinigeliştirmeye yönelik faaliyetlerde gençlerin bizzat kendilerinin aktif görevalmasına fırsat <strong>ve</strong>ren projeleri desteklemek, burslar <strong>ve</strong>rmek,- Meslekî eğitim alanında karşılaşılan sorunlar, eğitim programlarınınetkinliği vb. konularda araştırmalar yapılmasını teşvik etmek,- Meslekî vasıf <strong>ve</strong> niteliklerin sürekli gözden geçirilip değerlendilmesiyoluyla eksiklikleri tamamlayıcı <strong>ve</strong> yeni gelişmelere adaptasyou sağlamak, 681suretiyle çeşitli önlemler alınmıştır.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde 1987 yılında kabul edilen ERASMUS-I (EuropeanAction Scheme For The Mobility of Uni<strong>ve</strong>rsities Students), 1988 yılındauygulamaya girmiş, daha sonra da ERASMUS-II Programı kabul edilmiştir.Bu Programlar 1988-1990 <strong>ve</strong> 1991-1993 dönemlerini kapsamaktadır.Programın hedefleri arasında yüksek öğrenim öğrencilerinin hareketliliğininartırılması <strong>ve</strong> eğitimlerine <strong>Avrupa</strong> boyutu kazandırılması yer alır. 682Kısa adı IRIS olan, "Kadınlara Yönelik Meslekî Eğitim Programı"nınuygulaması; 1988-1992 dönemine rastlar. Kadınların meslekî eğitime girişleriningeliştirilmesi <strong>ve</strong> yaygınlaştırılması; bu programla sağlanmayaçalışılmıştır 6831989 yılında uygulamaya giren PETRA-I Programı (Action ProgrammeFor The Vocational Training Of Young People And Their Preparation ForAdult And Working Life) ile gençlere yönelik ilk temel meslekî eğitim uygulamasıele alınmıştır. Bu program, isteyen her gence mecburî eğitim dönemininbitiminden sonra; en az bir yıl (isteğe bağlı olarak iki yıl <strong>ve</strong>ya dahafazla) süreyle, meslekî eğitim <strong>ve</strong>rilmesini öngörmektedir. Bunungerçekleşmesi için, meslekî eğitim kararının uygulamaya konulmasınındesteklenmesi hedef alınmıştır. 684 Daha sonra 22 temmuz 1991’de,681 Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e.,s.17.; Esra BĐLEN / Bülend PĐRLER, Sosyal Yönleriyle <strong>Avrupa</strong> Topluluğu, A.g.e., s.100.682 Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e., s.22.683 Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e., s.23.684 Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu Sosyal Bildirgesi Çerçe<strong>ve</strong>sinde, A.g.e., s.31.;Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e., s.23.


87/569/CEE Sayılı Karar’a değişiklik getiren bir Karar Konsey tarafındanonaylanmıştır. Bu Karar’a göre; daha önce gençlere yönelik yürürlüğe giren"Meslekî Eğitim Faaliyet Programı" ile PETRA-I (gençlerin meslekî <strong>ve</strong> aktifhayata hazırlanmalarını konu alan) Programı değişikliğe tabi tutulmuştur.Yeni karar (PETRA-II), gençlerin ilk meslekî eğitimi ile yetişkinliğe <strong>ve</strong> işhayatına hazırlanmaları için bir Eylem Programı'nı kapsamakta olup; 1ocak 1992’den itibaren üç yıl süre ile uygulamaya konulmuştur. 685PETRA-II Programı’nın amaçları arasında;- AB sınırları içindeki bütün gençlere, tam zamanlı mecburî eğitimlerineilâ<strong>ve</strong>ten; iki yıl <strong>ve</strong>ya daha uzun süreyle <strong>ve</strong>rilecek olan <strong>ve</strong> onaylı meslekîvasıflar kazandıran ilk meslekî eğitimin sağlanmasına çaba gösterilecektir.Bu çabaya yönelik olarak, üye devletlerin yürüttükleri politika <strong>ve</strong>faaliyetlerin; AB düzeyindeki önlemler vasıtası ile desteklenerek tamamlanması,- Đlk meslekî eğitimin düzey <strong>ve</strong> kalitesini yükseltmek <strong>ve</strong> eğitim arzınıçeşitlendirmek üzere, üye devletlerin politikalarının tamamlanarak desteklenmesi,- Meslekî niteliklere bir AB boyutunun katılması,- Eğitim kurumları, meslekî çevreler ile yerel <strong>ve</strong> bölgesel gelişmedensorumlu organlar arasında; uluslarötesi eğitim ortaklıklarının geliştirilmesi<strong>ve</strong> uygulamalı işbirliğinin teşvik edilerek desteklenmesi,- Gençlere diğer üye devletlerdeki işletmelerde (özellikle KOBĐ’lere)meslekî eğitim programlarına katılmaları <strong>ve</strong>ya işe girmeleri için imkântanınması,- Meslekî bilgi <strong>ve</strong> rehberlik konusundaki işbirliğinin artırılması hususlarınayer <strong>ve</strong>rilmiştir. 686Meslekî eğitim alanında uygulamaya konulan bu Programlar ile <strong>Avrupa</strong><strong>Birliği</strong>’nde belirlenen hedeflerin tümüne ulaşılamamıştır. Bütün buçalışmalar, söz konusu alanda önemli mesafeler alınmasını sağlamıştır.Birlik’te meslekî eğitim alanında gerçekleştirilen faaliyetlerin gelişimindeönemli bir etken de "Sosyal Şart"tır. Tek pazar hedefi doğrultusunda,685 Meral SAYIN / Mustafa Akan FAZLIOĞLU, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>nde KOBĐ Destekleme Programlar›..., A.g.e. s.113.;Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu Sosyal Bildirgesi Çerçe<strong>ve</strong>sinde..., A.g.e., s.62.686 Meral SAYIN / Mustafa Akan FAZLIOĞLU, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>nde KOBĐ Destekleme Programlar›..., A.g.e. s.113.


<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkelerin bir "<strong>Avrupa</strong> Sosyal Alanı" kurulmasınayönelik çalışmalarının hızlandırmalarıyla; <strong>Birliği</strong>n geleceğe dönük sosyalpolitikasına temel oluşturan "Sosyal Şart", 1989’da onaylanmıştır.Strasbourg Zir<strong>ve</strong>si’nde kabul edilen "Sosyal Şart" <strong>ve</strong> Şart’ın uygulamasınayönelik "Sosyal Faaliyet Programı"; üye ülkelerde sosyal alanda bugünekadar gerçekleştirilmiş olan, bütün çalışmaları kuv<strong>ve</strong>tlendirici özelliktedir.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> Sosyal Şart’ı içinde yer alan oniki temel konudan birisi demeslekî eğitimdir. Buna göre, tüm Birlik üyesi çalışanları meslekî eğitimebaşlama <strong>ve</strong> bundan aktif hayatları boyunca faydalanma hakkına sahiptir.Bu çerçe<strong>ve</strong>de uyrukluk sebebiyle ayrımcı muamele yapılamaz. Üye ülkeler,sosyal taraflar <strong>ve</strong> işletmeler; kendi yetki <strong>ve</strong> işlevleri çerçe<strong>ve</strong>sinde sürekli <strong>ve</strong>daimi eğitim imkânları yaratmalı, bu imkânlardan (özellikle teknolojikgelişmelere yönelik eğitimden) herkesin faydalanması sağlanmalıdır. 687Sosyal Şart’ın uygulamaya konulmasına yönelik önlem <strong>ve</strong> faaliyetlerikapsayan Sosyal Faaliyet Programı ise; sosyal alanlarda var olan boşluklar<strong>ve</strong> eksikliklerin giderilmesini sağlayıcı düzenlemeler getirmiş, bunlarınuygulamasında sorumluluğun üye ülkelere, sosyal taraflara <strong>ve</strong> yetki sınırlarıçerçe<strong>ve</strong>sinde Birlik’e ait olduğunu ortaya koymuştur. Bu konudaKomisyon; fertlerin meslekî vasıflarını, yaratıcılığını <strong>ve</strong> uyum sağlamadakiesnekliğini geliştirme açısından meslekî eğitim yatırımlarının desteklenmesigörüşünü savunmaktadır.Yine Komisyon tarafından, Konsey’e FORCE adı <strong>ve</strong>rilen bir Karar Tasarısısunulmuştur. Bu Karar Tasarısı’nda Komisyon; meslekî eğitimindevamlılığını konu almakta <strong>ve</strong> bu hedefi geliştirici bir program önererek,ilgili tüm tarafların katılımını talep etmektedir. 688Kısa adı FORCE: Action Programme For The De<strong>ve</strong>lopment Of ContinuingVocational Training In The European Community (<strong>Avrupa</strong> Topluluğu’ndaSürekli Meslekî Eğitim) 689 olan program; <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde sürekli meslekîeğitimin geliştirilmesine yönelik bir Eylem Programı’dır. Programdanfaydalanan kesim; işletmeler, iş<strong>ve</strong>ren örgütleri, sendikalar, kamu mercileri,687Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, s.20.688Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e.,s.21.; Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu Sosyal Bildirgesi Çerçe<strong>ve</strong>sinde..., A.g.e.,s.31.689 Daha geniş bilgi için bkz: 29.05.1990 tarih <strong>ve</strong> 90/26/EEC Say›l› Konsey Karar›, OJ NoL 156, 21.06.1990.;Oğul, ZENGĐNGÖNÜL, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>nde Mesleki Teknik Eğitime Yeni Yaklaş›mlar <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong> için Bir Uyum Analizi,TOBB, Yay›n No: Genel. 342, AYDB: 159, Ank. 1998, s.90-99.


eğitim kurumları, "insan kaynakları" bölümlerinin yöneticileri, işletmepersonelinin temsilcileri ile eğitim uzmanlarıdır. FORCE’un asıl amacı,işletmelerdeki işçiler için daha fazla <strong>ve</strong> kaliteli sürekli meslekî eğitim<strong>ve</strong>rilmesinin sağlanması olup; üye devletler, başta KOBĐ’ler olmak üzereişletmeleri sürekli meslekî eğitim <strong>ve</strong> yatırım yapmaya teşvik etmişlerdir. Buamaçla, FORCE Programı uluslarötesi önlemleri, yenilikler konusundakiişbirliğini <strong>ve</strong> ortak çalışmaları, <strong>Avrupa</strong> sektör etüdlerini, sözleşme politikasıanalizlerini, vasıf <strong>ve</strong> beceri tahminlerini desteklemiştir. 690Daha sonra Konsey, Komisyon’un önerisi üzerine AB’de LEONARDO daVinci adı <strong>ve</strong>rilen; sürekli meslekî eğitim programının uygulanması içinEylem Planı’nın oluşturulmasını öngören bir Karar’ı 691 kabul etmiştir.1.1.1995’ten başlayıp, 31.12.1999 tarihine kadar yürürlükte kalacak olanbu Program’ın bütçesi 620 milyon ECU’dür.LEONARDO Programı, meslekî eğitimdeki kaliteyi artırmayı <strong>ve</strong> bualandaki yenilikçi kapasiteyi yükseltmeyi amaçlamaktadır. Bu amaçlaProgram, Birlik düzeyinde meslekî eğitime ilişkin olarak belirlenmiş olan;onsekiz hedefi vasıf olarak tanımlayan ortak bir amaçlar çerçe<strong>ve</strong>si oluşturur.Daha önceki programlarda başlatılmış bulunan; pilot işbirliği projeleri,çeşitli hedef gruplar için değişim programları ile etüdler <strong>ve</strong> analizlerdenoluşan üç tür uluslarötesi işbirliği önlemi, LEONARDO Programıkapsamında da sürdürülmüştür.Program meslekî eğitimin; başlangıç eğitimi <strong>ve</strong> çalışma hayatına geçiş,sürekli eğitim ile teknolojik yenilik transferini desteklemek için üni<strong>ve</strong>rsite-KOBĐ işbirliği olmak üzere bütün alanlarını kapsamaktadır.Meslekî eğitim alanında rol alan bütün aktörler (kamu yetkilileri, baştaKOBĐ’ler olmak üzere işletmeler, ulusal düzeydeki <strong>ve</strong> birlik düzeyindekisosyal ortaklar, kamu <strong>ve</strong> özel eğitim kurumları ile üni<strong>ve</strong>rsiteler), önlemlerpaketine dahil edilmiştir.690 Meral SAYIN / Mustafa Akan FAZLIOĞLU, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>nde KOBĐ Destekleme Programlar›..., A.g.e. s.114.;AVRUPA KOMĐSYONU, KOBĐ’lere <strong>ve</strong> Zanaat Sektörüne Yönelik Faaliyetler, A.g.e., s.81.691 Daha geniş bilgi için bkz: 6.12.1994 tarih <strong>ve</strong> 94/8/EC Say›l› Konsey Karar›, OJ NoL 340, 29.12.1994, s.8.


LEONARDO, diğer Birlik eylemleri ile 692 koordinasyona özel bir önem<strong>ve</strong>rilmektedir. Program kapsamında desteklenen eylemler, temel olarak;eğitim eylemlerinin, ürün kavramlarının <strong>ve</strong> yenilikçi yöntemlerin hazırlanmasına,sonuçların yaygınlaştırılıp çoğaltılmasına yöneliktir .693Meslekî eğitim programlarının geliştirilmesi için alınan karar <strong>ve</strong> uygulamayakonulan programların aracılığı ile <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde insan kaynağınınvasıflarının artırılması hedef alınmıştır. Alınan Karar <strong>ve</strong> Programlar’da,belirlenen ilke <strong>ve</strong> hedeflere ulaşmakla; üye ülkelerde yaygın olangenç <strong>ve</strong> kadınların işsizliğinin azaltılması, yeni iş imkânları yaratılarakistihdam artışı sağlanması, Tek Pazar ortamı oluşturarak dünya piyasalarındarekabet edebilme gücünün artırılması <strong>ve</strong> Birlik’teki kuzey-güneybölgesel dengesizliğine çözüm getirmek amaçlanmıştır.Birliğe üye ülkelerde ekonomik, sosyal, teknoloji <strong>ve</strong> kültür alanlarındameydana gelen değişimlere uyum sağlamak için; meslekî eğitim politikalarıile diğer politikalar arasında koordinasyon sağlanması gerekmektedir.Çalışma hayatında işsizlerin, işsizlik sigortası <strong>ve</strong>ya bu sigortanın yerinegeçen yardımlardan faydalanmaları; <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde "Ödemeli Đşsizlik"kavramının çıkmasına yol açmıştır.Ödemeli işsizlik uygulaması; meslek hayatına yeni başlayacak gençlerinbir işe yerleştirilmelerinden <strong>ve</strong>ya daha önce bir iş sahibi olup da işinikaybedenlerin; yeni bir işe yerleştirilinceye kadar devam eden "geçici"ekonomik sıkıntılarının hafifletilmesini amaçlar. Ancak genç <strong>ve</strong> büyük işsizleribir işe yerleştirme <strong>ve</strong>ya onların teknolojik gelişmelere uygun meslekkazanmalarına yönelik bu uygulama; meslekî eğitim çalışmalarınayönlendirici hükümlerle tamamlanamamıştır. Dolayısıyla geçici gelir temininihedefleyen bu hükümler, uygulamada; çalışmadan "sürekli gelir"sağlamaya dönüştürülmüştür. 694Bu konuda aksaklığı ortadan kaldırmaya yönelik yeni kanunî düzenlemelergetirilirken, konunun ekonomik boyutunun aşılması bakımından;işçi <strong>ve</strong> iş<strong>ve</strong>renin bu konuda eğitilmeleriyle birlikte, işe yerleştirme <strong>ve</strong> tek-692 Daha geniş bilgi için bkz: 6.12.1994 tarih <strong>ve</strong> 94/8/EC Say›l› Konsey Karar›, Md: 8, Bend:2, OJ NoL 340,29.12.1994, s.13.; Oğul, ZENGĐNGÖNÜL, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>nde Mesleki Teknik Eğitime Yeni Yaklaş›mlar, A.g.e., s.87-90.693 AVRUPA KOMĐSYONU, KOBĐ’lere <strong>ve</strong> Zanaat Sektörüne Yönelik Faaliyetler, A.g.e., s.81-83.694 Fevzi DEMĐR, Bat› <strong>Ülkelerinde</strong> Đşsizlik Sigortas›, A.g.t., s.111.; Fevzi DEMĐR / Zeki ERDUT, Bat› <strong>Ülkelerinde</strong>Đşsizlik Sigortas›n›n Hukukî Çerçe<strong>ve</strong>si <strong>ve</strong> Uygulamas›, A.g.m., s.400-401.


nolojik gelişmelere uygun meslekî eğitim çalışmalarının koordinesine de yer<strong>ve</strong>rilmelidir.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkelerde, ödemeli işsizlikten genellikle işinikaybeden büyükler faydalanırken; bazı ülkelerde işe yeni başlayacakgençlerin ödemeli işsizlikten faydalanmalarını öngören, değişik uygulamalarada rastlanmaktadır. Fransa <strong>ve</strong> Belçika’da bir meslek okulunu bitiren <strong>ve</strong>meslek hayatına yeni başlayacak gençlerin; sahip oldukları diplomayauygun bir işe, hemen yerleştirilmeleri mümkün olmamaktadır. Bu bakımdangelişen üretim tekniklerine uygun meslekî uzmanlık kazanmalarınıteşvik amacıyla, ödemeli işsizkten faydalanmaları sağlanmaktadır. 695 Buuygulamanın, Birliğe üye ülkelerin tümüne yaygınlaştırılması, işsizliğinazaltılmasına büyük katkı sağlayacaktır.Yukarıda belirttiğimiz amaçlarla uygulamaya konulan, genel <strong>ve</strong> meslekîeğitim alanlarında alınan Karar <strong>ve</strong> Programlar’ın; nasıl <strong>ve</strong> ne kadaruygulandığını tesbit edebilmek için üye ülkeleri tek tek ele alıp incelerken,bu ülkelerdeki meslekî <strong>ve</strong> çıraklık eğitimlerinin durumları üzerinde deayrıca durulacaktır. 696- Belçika’da bugün uygulanmakta olan temel meslekî eğitim; teorik ortaöğretim <strong>ve</strong> teknik orta öğretimden oluşmaktadır. Bunların birisinden mezunolanlara meslekî vasıf diploması <strong>ve</strong>rilmekte olup, bu diplomalarla yükseköğrenime giriş imkânı sağlanmaktadır. Teknik orta öğretim, son iki yılındameslekî ehliyetlerin <strong>ve</strong>rildiği; 4-5 ya da 6 yıllık bir dönemi kapsamaktadır.Ülkede 1982 yılında gerçekleştirilen eğitim reformuyla, öğrencilere 6yıllık öğretim dönemi içinde; kendi eğitimlerini planlama hakkı tanınırken,gördükleri eğitimin sonucu olarak, yüksek öğretime girmelerini sağlayanstandart bir diploma <strong>ve</strong>ya meslekî ehliyet diploması edinme imkânı datanınmıştır.Ayrıca 1983’de çıkarılan bir kanunla, 16-18 yaş arası mecburî part-timeeğitim döneminde olan öğrencilere; bir çıraklık sözleşmesi aracılığı ile teoriköğretim süreleri içinde işletme içi uygulamalı eğitimden de faydalanmalarısağlanmıştır.695 Fevzi DEMĐR, Bat› <strong>Ülkelerinde</strong> Đşsizlik Sigortas›, A.g.t., s.111-112.; Fevzi DEMĐR / Zeki ERDUT, Bat› <strong>Ülkelerinde</strong>Đşsizlik Sigortas›n›n Hukukî Çerçe<strong>ve</strong>si <strong>ve</strong> Uygulamas›, A.g.m., s.400-401.696 Birliğe üye ülkelerde meslekî eğitim alan›nda yer alan “Kurumlar <strong>ve</strong> Đlgi Alanlar›” ile “Meslekî EğitimMevzuat›” hakk›nda geniş bilgi için bkz: Nazan CANDANER, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Eğitim, ĐKV Dergisi, Say›:85-86,Đstanbul, Kas›m-Aral›k 1990, s.41-44’de yer alan Tablo-I <strong>ve</strong> Tablo-2.


Çıraklık sisteminin etkinliğinin sağlanması için, "Meslekî Eğitim Merkezi"eğitimcileri; çıraklık sözleşmesi yapılan iş<strong>ve</strong>renlerle iş birliği halindeçalışmakta <strong>ve</strong> onlara teorik eğitim sağlayıcı uygulamalı eğitim <strong>ve</strong>rebilmeleriamacıyla yardımcı olunmaktadır.1983’de çıkarılan Kanun’un uygulamada başarılı sonuçlar <strong>ve</strong>rmesiüzerine, sanayi sektöründe çıraklık eğitimini <strong>ve</strong> ücretlilerin çıraklık eğitimininyaygınlaştırılmasını sağlayıcı düzenlemeler getiren; bir başka Kanun,kabul edilmiştir. Bu Kanun’a göre genel <strong>ve</strong> teorik eğitim, işletme dışıeğitim kurumlarında <strong>ve</strong>rilmektedir. Đş<strong>ve</strong>ren ise, işletme dışı eğitim kurumlarındaöğrenim gören stajerlere; uygulamalı eğitim imkânı sağlamakta <strong>ve</strong>bunlara belli bir ücret ödemektedir.Belçika’nın özelliği olarak, ülkede Fransızca <strong>ve</strong> Hollanda dilini konuşaniki nüfus olduğudan; iki ayrı Eğitim Bakanlığı bulunmaktadır. BuBakanlıklar meslekî eğitimden sorumludur. Meslekî teknik eğitimin finansmanını,diğer eğitimlerde olduğu gibi devlet tarafından karşılanmaktadır.697 698.Meslekî eğitim alanında gerçekleştirilen reform çerçe<strong>ve</strong>sinde, yetkiBirliğe devredilmiş <strong>ve</strong> ilgili mevzuat bu yönde geliştirilmiştir. Buna göre,meslekî eğitimden faydalanmada uyrukluk sebebiyle; hiç bir ayırımcı muameleyapılamayacağı gibi Đş <strong>ve</strong> Đşçi Bulma Bürosu’na başvuruda bulunmakşartıyla, herkesin meslekî eğitimden faydalanma hakkına sahip olduğugü<strong>ve</strong>nce altına alınmıştır. 699- Danimarka’da meslekî eğitim; geleneksel çıraklık eğitimi ile (temelmeslekî eğitime ek olarak teknik <strong>ve</strong> ticarî alanda uygulanan) teorik meslekîeğitim sistemi çerçe<strong>ve</strong>sinde gerçekleştirilmektedir. Đki yıl süreli olan teorikmeslekî eğitim sonunda, yüksek teknik <strong>ve</strong> ticarî imtihanlara giriş hakkıdoğmaktadır.697 Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e., s.57-59.698 Belçika <strong>ve</strong> diğer üye ülkelerde yer alan meslekî eğitimin finansman› hakk›ndaki uygulamayla ilgili daha genişbilgi için bkz: Nazan CANDANER, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Eğitim, A.g.m., s.44-46’da yer alan Tablo-3.699 Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e.,s.59.; Belçika meslekî eğitimi hakk›nda daha geniş bilgi için bkz: CEDEFOP, Promotion of Cooperation AmongstResearch and De<strong>ve</strong>lopment Organizations In The Field of Vocational Trainnig, DEVELOPMENT OF RESEARCH INTHE FIELD VOCATIONAL TRAINNIG, First Edition, Berlin, l987, s.64-74 ile ayn› eserde yer alan VOCATIONALTRAINNIG BY THE NATIONAL MANPOWER SERVICE, s.75-82.


Ülkede çıraklık eğitimi; geleneksel <strong>ve</strong> genel türde olmak üzere iki sistemçerçe<strong>ve</strong>sinde uygulanmaktadır. Geleneksel sistem üç yıl süreli olup, iş<strong>ve</strong>ren<strong>ve</strong> çırak arasında gerçekleştirilen sözleşme esasına göre yürütülmektedir.Bu sisteme göre çırak, işletmede aldığı uygulamalı eğitimin yanı sıra; teknikya da bir meslek okulunda, teorik eğitim alımaktadır.Ülkede Eğitim Bakanlığı’nın sorumluluğunda bulunan meslekî eğitim,genel eğitim sistemi kapsamındadır. Bunun yanında çıraklık eğitimi, 1956yılından bu tarafa yürürlükte bulunan Kanun çerçe<strong>ve</strong>sinde; EğitimBakanlığı’nın yönetim organına bağlı olarak yürütülmektedir.Bütün eğitim <strong>ve</strong> öğretim kurumları ücretsiz olup, devlet tarafından finanseedilmektedir.Mecburî ilköğretimi tamamlayan herkes, Danimarka Eğitim Kanunu’nagöre meslekî eğitimden faydalanma hakkına sahiptir. Bazı durumlardaDanimarka dilini konuşma mecburiyeti getirilmek suretiyle, bu haksınırlandırılmıştır.Yetişkinlere yönelik meslekî eğitim, teknolojik gelişmeleri <strong>ve</strong> iş piyasasınınihtiyaçları çerçe<strong>ve</strong>sinde, kalifiye, yarı kalifiye <strong>ve</strong> benzeri işçigruplarına meslekî <strong>ve</strong> sürekli eğitim imkânları sunarak, bu kişilerin kapasitelerininiyıleştirilmesi hedef alınmıştır. Ayrıca eğitim imkânlarınıngeliştirilmesi yoluyla, vasıfsız işçilerin iş piyasasına kolay entegre olmalarıda gü<strong>ve</strong>nce altına alınmaktadır. 700- Alman meslekî eğitim sistemi "Dualist Sistem" olarak adlandırılmışolup, teorik <strong>ve</strong> uygulamalı eğitim programlarının bütünleştirildiği bir temeleoturtulmuştur. 701 <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> üyeleri arasında, en gelişmiş meslekî eğitimsistemlerinden birine sahip olan Alman sistemini güçlü kılan unsur, eğitimile istihdam arasında geliştirilmiş olan sıkı uyumdur.Meslekî eğitimin oldukça yaygın olduğu Almanya’da, genel diplomalar ilemeslek diplomaları aynı hiyerarşik yapı içine oturtulduğu için, birinindiğerinden üstün olduğunun söylenmesi söz konusu değildir.700Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e., s.60-62.701 Dual Sistem hakk›nda daha geniş bilgi için bkz: The Federal Minister For Education and Science, VocationalTrainnig In The Dual System (In The Federal Repablic Of Germany); An In<strong>ve</strong>st In The Future, Bonn, May l992, s.4-59.;Joachim, MUNCH; Vocational Training In The Federal Republic Of Germany, CEDEFOP, Berlin, 1991, s.1-110.


Alman eğitim sistemi; okul öncesi, ilk, orta <strong>ve</strong> yüksek öğretimdenoluşmakta olup, orta <strong>ve</strong> yüksek öğretim uzun <strong>ve</strong> kısa süreli eğitim sağlayaniki yapıdan oluşur. Bunlardan temel <strong>ve</strong> genel orta öğretim (Hauptschule) <strong>ve</strong>teknik orta öğretim (Realschule) ile bunları izleyen iki yıllık meslek lisesinde(Fachoberschule) eğitim kısa sürelidir. Üç yıl süreli uygulamalı meslekokulu (Berufsschule) ile iki yıllık tam gün süreli meslek okulunda(Berufsfachschule) uzun süreli eğitim yapılmaktadır.Almanya’da mecburî eğitim dönemi 9-10 yıl sürmekte <strong>ve</strong> 6 ilâ 15/16yaşları arasında gerçekleştirilmektedir. Bu dönemin dört yılı ilköğretimdegeçer. <strong>Orta</strong> öğretimin ilk yılında öğrenciler yönlendirme eğitimine tabi tutulurlar.Yönlendirme döneminde öğrenciler yeteneklerine göre; temel <strong>ve</strong>genel orta öğretim (Hauptschule), teknik orta öğretim (Realschule = Kısadönemli orta öğretim) <strong>ve</strong> lise birinci aşama eğitimini kapsayan (Gymnasium)bir eğitime yönlendirilirler. 702 Öğrencilerin % 40’ı Hauptschule’ye, % 30’uRealschule’ye, % 30’u da Gymnasium’a ayrılırlar. 703Dört yıllık ilköğretim eğitiminden sonra (yönlendirme dönemi dahil)eyaletlere göre 5 ilâ 6 yıl arasında temel <strong>ve</strong> genel orta öğretim(Hauptschule), Teknik orta öğretim (Realschule) ile lise birinci aşama(Gymnasium) öğretimi görürler. Bu dönemin bitiminde öğrenciler iki ya daüç yıl sure ile (18 yaşına kadar, bazı eyaletlerde 21 yaşına kadar) part-timeolarak okula devam etmek mecburiyetindedirler. Meslek lisesi(Fachoberschule) ile tam gün süreli meslek okulu (Berufsfachschule)’nuneğitim süresi iki yıldır. Bu okullardaki eğitimi tamamlayanlar yüksek teknikokula (Fachhochschule), burayı tamamlayanlar da üni<strong>ve</strong>rsite (Hochschule)öğrenimine başlarlar. Üç yıllık uygulamalı meslek okulunu (Berufsschule)tamamlayanlar ise, kısa süreli bir yüksek teknik öğretim kurumu olan <strong>ve</strong>aynı zamanda temel meslekî eğitimi bitirenlere sürekli eğitim <strong>ve</strong>ren teknikokula (Fachschule) devam edebilmektedirler. Sürekli eğitim <strong>ve</strong>ren teknikokulu tamamlayanlar, yüksek teknik okula (Fachhochschule) girmeye hakkazanırlar. Burayı da tamamlayanlar üni<strong>ve</strong>rsite (Hochschule) öğreniminebaşlayabilirler. <strong>Orta</strong> öğretimde yer alan lise ikinci aşama Gymnasium(Fachgymnasium) ile entegre okullar olarak adlandırılan kolejlerde uzunsüreli eğitim yapılmaktadır.702 Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e., s.62-63.703 Ülker AKKUTAY, <strong>Türkiye</strong>’de Ç›rakl›k Eğitimi, A.g.e., s.136.


Almanya’da genel orta öğretim dönemini tamamlayan gençlerin çoğunluğu,"Dual Sistem" olarak adlandırılan uygulamalı meslek okullarınayönelmektedirler. Alman sisteminde esas olarak meslekî eğitimin, işletmeiçinde gerçekleştirilebileceği düşüncesi hakimdir. Tam gün meslek okullarının(Berufsfachschule) dışındaki tüm meslekî eğitim okulları, eğitimlerininçoğunu işletme içi uygulamaya yöneltmişlerdir. Tam gün meslekokullarında eğitim gören gençlerin sayısı ise, toplam içinde % 18 gibioldukça düşük bir orana sahiptir. Bu okullardaki temel eğitimlerinitamamlayanların büyük çoğunluğu daha sonra dual sisteme yönelmektedirler.Almanya’da çalışan aktif işgücü içinde, meslekî eğitim diploması olmayanvasıfsızların oranı; <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkelere kıyasla düşüktür.Bunun yanında dual meslekî eğitim diplomasına sahip olanların oranı datoplam çalışma nüfusu içinde % 60’lara yakındır.Bir meslek diploması ya da sertifikasına sahip vasıflı işçilerin, Almanya’dakitoplam işçi istihdamı içinde büyük bir orana sabip olduğu görülmektedir.Yine vasıflı işçi toplamı içinde 25 yaşın altındaki gençlerin oranıda oldukça yüksektir. Bu durum meslek diplomasının çalışana sağladığıimkânlardan kaynaklanmaktadır. 704.Almanya’da çıraklık eğitimi, ortaçağ zanaatkâr sistemine dayanmaktaolup; köklü, sağlam geleneksel bir yapıya sahiptir. Çıraklık eğitiminin ortaçağmeslek kuruluşlarına dayanması, bu eğitimin aynı zamanda Almantoplumunun sosyal yapısı ile ilgili olduğunu da göstermektedir. 7051969’dan bu tarafa mecburî öğretim döneminden itibaren gençler,karma sistem içinde part-time olarak; haftada 3-3,5 gün işletmelerde uygulamalı,meslek okullarında ise haftada 1,5-2 gün teorik eğitim görmektedirler.Mesleki teknik eğitim alan bir öğrenci, işletmede gördüğü eğitimsebebiyle "stajyer" (Lehrling), mesleki teknik eğitim okulunda aldığı eğitimsebebiyle de "Mesleki Teknik Eğitim Öğrencisi" (Berufsschüler) sıfatını alır 706.Đşletmelerde gerçekleştirilen meslekî eğitim, tarafların hak <strong>ve</strong> yükümlülüklerinibelirleyen bir çıraklık sözleşmesi kapsamında uygulanır.Sözleşmede; meslekî eğitimin türü, yapısı, amacı, kronolojik sıralaması,704Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e., s.63-69.705Ülker AKKUTAY, <strong>Türkiye</strong>’de Ç›rakl›k Eğitimi, A.g.e., s.136.706Oğul, ZENGĐNGÖNÜL, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>nde Mesleki Teknik Eğitime Yeni Yaklaş›mlar, A.g.e. s.37.


mesleki teknik eğitimin başlayış <strong>ve</strong> bitiş süresi, mesleki teknik eğitim faaliyetinindüzenli günlük süresi, deneme dönemi süresi, ödenecek çıraklıkücreti, ödeme şekli <strong>ve</strong> tatil süreleri gibi konular yer alır 707.Meslekî eğitim programları genel olarak üç yıl sürmekte, bununla birliktebazı mesleklerde bu sure; iki yıla indirildiği gibi, bazılarında da üçbuçuk yıla çıkarılabilmektedir.Almanya’da genel eğitim <strong>ve</strong> meslekî eğitimin sorumluluğu Federal Bilim<strong>ve</strong> Eğitim Bakanlığı’na, işletme içi meslekî eğitimin sorumluluğu ise FederalHükümet’e aittir. Eğitimle ilgili tüzükler, Federal Bilim <strong>ve</strong> EğitimBakanlığı’na danışmanlık yapan "Karma Yürütme Komitesi" tarafındandüzenlenir. Bu Komite; işçi, iş<strong>ve</strong>ren, eyaletlerin temsilcileri ile Federasyontemsilcilerinden oluşmaktadır. 708Đşletmeler, sağladığı meslekî eğitimi kendileri finanse ederler. Herstajyere işletme tarafından meslek okulunda görülen eğitim süresini kapsayanbir eğitim ücreti ödenmektedir. Bunun yanında meslek okullarındaöğretmenlik yapanların ücreti ise, genel eğitim <strong>ve</strong>ren okullarda olduğu gibieyaletlerce karşılanır. 709Fakat, son yıllarda dual sistemin Almanya’da devrini tamamladığı görüşübenimsenmektedir. Pluralist Sistem olarak adlandırılan yeni görüşte;meslekî eğitim ile çıraklık eğitiminin yanlızca özel bir alanda değil üretiminakışı içinde çeşitli alanlarda gerçekleştirilmesinin gereği savunulmaktadır.Ayrıca işyerleri ile meslek eğitim kurumlarındaki faaliyet alanlarınınçeşitlendirildiği Pluralist Sistem’de; çalışanlar ile üretim birimleriarasındaki ilişkiler güçlenecek <strong>ve</strong> meslekî eğitim gören kişiler daha fazlasorumluluk <strong>ve</strong> insiyatif alma imkânına sahip olacaktır. Bu da yeni707 Joachim, MUNCH; Vocational Training In The Federal Republic Of Germany, A.g.e., s.48.708 Federal Almanya’da uygulanan “Dual Sistem”deki meslekî eğitim hakk›nda daha geniş bilgi için bkz: TheFederal Minister For Education and Science, Vocational Trainnig In The “Dual System..., A.g.e.,s.4-59.; CEDEFOP,The Transtion of Young People Into Employment After Completion of Apprenticeship In The Dual System, FirstEducation, Berlin, l987.; CEDEFOP, Promotion of Cooperation Amongst Resarch and De<strong>ve</strong>lopment Organization InThe Field of Vocational Training,-WORK RESULTS OF THE FEDERAL INSTITUTE FOR VOCATIONAL TRAINING,Federal Repablic of Germay, First Edition, Berlin, l987, s.45-63.;CEDEFOP, Vocational Training In The FederalRepublic Of Germany, Berlin, 1992.709 Bu konuda bkz: The Federal Minister For Education and Science, Vocational Training In The “Dual System...,A.g.e., s.26-27.


teknolojilere uyum sağlanması açısından daha esnek bir zemin yaratacaktır.710- Yunanistan’da uygulanan meslekî eğitim sistemi dört temel modeldenoluşur. Bunlardan birincisi olan meslek okullarında öğrenciler; iki yıl süreliyüksek teknik öğretime hazırlanmakta <strong>ve</strong> uygulamalı teknik eğitimgörmektedirler. Eğitim sonunda aldıkları diploma ile eğitim gördüklerisektörde çalışabilmekte ya da teknik liselere devam edebilmektedirler.Đkinci modelde, lise eğitiminden daha ileri düzeyde bir genel eğitiminyanı sıra, meslekî faaliyeti gerçekleştirebilecek seviyede teknik <strong>ve</strong> meslekîeğitim <strong>ve</strong>rilmektedir.Ülkede öğrencilerin dörtte üçü genel eğitim sağlayan okulları tercihetmekte, daha sonra meslekî vasıf sağlamaya yönelik tamamlayıcı bir eğitimeyönelmektedirler. Bu sebeple; hükümet yeni bir eğitim sistemi oluşturarak,"Çok Sektörlü Entegre Lise Modeli" adı <strong>ve</strong>rilen üçüncü bir modeliuygulamaya koymuştur. Bunların dışında; farklı uzmanlık alanlarına yönelik(turizm, sağlık hizmetleri gibi) meslek liseleri de dördüncü modeliçinde yer alırlar.Yunanistan’da; çıraklık eğitimini seçen öğrenci sayısı oldukça düşüktür.Bu sebeple "Đstihdam Bürosu" tarafından yürütülen çıraklık eğitimine,1984/85 yılında gerçekleştirilen eğitim reformuyla yeni bir yapı kazandırlarak,karma sisteme yakınlaştırılmıştır. 711 Buna göre ilk yıl öğrencilerinĐstihdam Bürosu tesislerinde teorik <strong>ve</strong> uygulamalı eğitim görmelerisağlanır. Đkinci yıl başından itibaren ise; haftada 3-4 saat işletmelerde,1-2 gün de Đstihdam Bürosu çıraklık merkezinde eğitim görürler.Çıraklık eğitimi, üç yıl süreli olup, öğrencilerin eğitim sağlayan işletmelereyerleştirilmesi işlemi "Đstihdam Bürosu" tarafından gerçekleştirilir.Meslekî eğitimden Eğitim Bakanlığı sorumlu iken, çıraklık eğitiminden de710Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e., s.69-71.711Yunanistan’la ilgili daha geniş bilgi için bkz: CEDEFOP, Promotion of Cooperation Amongst Research andDe<strong>ve</strong>lopment Organizations In The Field of Vocational Training, - SUMMARY PRORESS REPORT ON THE TRAĐNĐNGRESARCH PROGRAMMES IN GREECE-, First Edition, Berlin, l987, s.l00-l07. ; CEDEFOP, Vocational TrainingScenarios For Some Member Of The European Communitiy. A Synthesis Report For France, GREECE, Italy, Portugal,Spain, And the UK, Belgium, l990.


Çalışma Bakanlığı’na bağlı "Đstihdam Bürosu" sorumludur. Ülkede genel <strong>ve</strong>meslekî eğitimin bütün finansmanını devlet karşılamaktadır. 712- Đspanya’da meslekî eğitim; kabul şartları <strong>ve</strong> farklı meslekî özelliklerçerçe<strong>ve</strong>sinde, kısa <strong>ve</strong> uzun süreli iki modelden oluşur. Bunlardan kısasüreli meslekî eğitim; mecburî okul dönemini tamamlayan, ancak genel ortaöğretime devam etmeyen tüm öğrencilere açıktır. Đki yıl süreli kısa meslekîeğitim programlarında; genel eğitimin yanı sıra belli bir mesleğe yöneliktemel teknik eğitim sağlanmakta <strong>ve</strong> mezunlarına "Teknik Asistan" diploması<strong>ve</strong>rilmektedir.Uzun süreli meslekî eğitim sağlayan kurumlar ise, belli uzmanlıkalanlarına yönelik eğitim <strong>ve</strong>rir <strong>ve</strong> bu programı başarıyla tamamlayanlar da"Meslekî Vasıf Belgesi" alırlar.Đspanya’da çıraklık eğitimi; işletme, teknik okul ya da meslekî eğitimmerkezlerince ortaklaşa gerçekleştirilir. Bunun yanında belli programlarçerçe<strong>ve</strong>sinde, teorik eğitim dönemi süresi içinde ya da bitiminde, uygulamalıstaj imkânı sağlanıken; gençlerin meslekî hayata entegrasyonlarınıntemini amacıyla, işletmelerle öğrenciler arasında özel eğitim / istihdamsözleşmeleri de düzenlenir.Ülkede eğitim <strong>ve</strong> meslekî eğitimin sorumluluğu esas olarak merkezihükümete aittir. Meslekî eğitimin finansmanı da devlet tarafından karşılanır.Uyrukluk sebebiyle ayırımcı muameleye tabi tutulmadan, tüm üyeülke vatandaşlarının meslekî eğitimden faydalanma hakkı vardır. 713- Fransız eğitim sisteminde, Alman sisteminin aksine, genel <strong>ve</strong> teknikeğitim aynı hiyerarşik yapı içinde değerlendirilmemektedir. Bu sistem içindebakalorya düzey belirlemesi, oldukça etkili bir faktör olarak karşımızaçıkar.Öğrencilere dört yıl süreli ortaokul eğitiminin ilk iki yılının bitimindensonra, genel ya da teknik <strong>ve</strong> meslekî eğitime devam etme seçenekleri sunulur.Çeşitli branşlara ayrılmak için mutlaka bu iki yıllık genel eğitimintamamlanması gerekmektedir.712 Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e., s.71-74.713Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e., s.74-77.; Đspanya hakk›nda daha geniş bilgi için bkz: CEDEFOP, Promotion of Cooperation Amongst Resarch andDe<strong>ve</strong>lopment Organization In The Field of Vocational Training, -VOCATIONAL TRAINING IN SPAIN-, First Edition,Berlin, 1987, s.126-132.; CEDEFOP, Vocational Training Scenarios For Some Member Of The EuropeanCommunitiy. A Synthesis Report For France, Greece, Italy, Portugal, SPAĐN, And the UK, Belgium, l990.


Bundan sonra genel eğitimlerini devam ettirerek, lise diploması almak<strong>ve</strong> yüksek öğretime geçmek istiyenlerin dışında kalan gruplar; ya iki yıllıktemel meslekî eğitim görerek "Temel Meslekî Eğitim Sertifikası" ya da "ÇıraklıkMeslek Sertifikası" alırlar. Daha sonraki safhada ise, iki yıl süreli bireğitimden geçerek; temel "Meslekî Eğitim Brö<strong>ve</strong>si" ya da iki üç yıllık bireğitim sonrasında, "Meslekî Yetenek Sertifikası" alma imkânına sahiptirler.<strong>Orta</strong> okulun ikinci yılından sonra teknik sınıflara ayrılan gençler de aynısafhalardan geçerek; meslekî bakaloryaya girebilmekte, ya da teknik liseleredevam ederek "Teknik Brö<strong>ve</strong>" alabilirler. Bu eğitimi tamamlayanlar, yükseköğrenimlerini sürdümek istedikleri takdirde, yüksek teknik okullara <strong>ve</strong>meslekî uzmanlık okullarına girebilmektedirler.Fransa’da meslekî eğitim sistemi, ağırlıklı olarak okul yönetimine yöneltilmiştir.Đşletmelerin meslekî eğitime katılımları giderek artış göstermeklebirlikte, yalnızca çıraklık eğitimi gören gençler, büyük ölçüde işletmeiçi uygulamalı eğitimden faydalanmaktadır.Fransız eğitim sistemi konusunda genel bir değerlendirme yapıldığında,meslekî eğitim alanında sunulan çeşitli seçeneklere rağmen genel eğitimindaha fazla tercih edildiği görülmektedir. Burada esas problem, meslekîeğitimin vasıflılık konusunda ciddi bir kriter olarak görülmesindenkaynaklanmaktadır. Çünkü bu sistem, teorik bir anlayışa dayalı olup;meslekî eğitim gören gençlere, uygulamaya dönük yeterli bir deneyimkazandırmamaktadır. Bunun yanı sıra Fransız iş piyasasında vasıflılıkölçütü tartışılabilir özelliktedir. Bugün "Meslekî Yetenek Sertifikası" <strong>ve</strong>"Temel Meslekî Eğitim Brö<strong>ve</strong>si" belgesine sabip olmak, iş<strong>ve</strong>rence bir meslekîehliyet olarak değerlendirilmemektedir. Bu diplomalar ilgili kişinin yalnızcameslekî açıdan yetenek sahibi olduğunun göstergesi kabul edilmektedir.Ancak vasıflı olarak nitelendirilebilmesi için uzun yıllar çalışarak deneyimkazanmış <strong>ve</strong> en az iki yıl süreyle teorik eğitime devam etmiş (meslekîbakalorya) olması gerekmektedir.Fransa’da son yıllarda meslekî eğitim alanında önemli gelişmeler kaydedilmiştir.Bunları;* 1984 yılında meslekî bakalorya sisteminin kurulması,* 1987’de çıraklık eğitiminin yeniden düzenlenerek, geliştirilmesi,


* 1992’de yapılan ikinci bir revizyonla çıraklık eğitiminde asgari eğitimsüresinin uzatılması,* Đş<strong>ve</strong>ren tarafından yürütülen çıraklık programlarının; işletme komitesi,personel delegeleri <strong>ve</strong> sendika delegelerinden oluşan bir danışmakomitesince uygulanması,* Vasıflara ilişin sözleşmelerde çırakların ücretlerinin yeniden düzenlenerekartırılması,* Đş<strong>ve</strong>ren tarafından, millî meslekî eğitim komitesince belirlenen kriterlereuygun olarak bir çıraklık eğitimi sorumlusu belirlenmesi, şeklindesıralayabiliriz.Bugün Fransa’da uygulanan meslekî eğitim sistemi çerçe<strong>ve</strong>sinde,gençlerin 1/5’i çıraklık eğitiminden faydalanmaktadır. Çıraklık sözleşmeleri,ücretin kademeli olarak artış gösterdiği normal iş sözleşmesi modelindenyola çıkarak gerçekleştirilmektedir. Çıraklık dönemi; içinde çıraklık eğitimimerkezlerinde öğrenim görmek suretiyle, bir meslekî eğitim diplomasıalınmaktadır. Bu eğitim süresi yılda asgari 400 saat olarak belirlenmiştir.Belirlenen bu süre sektörlere <strong>ve</strong> mesleklere göre değişkenlik göstermekte <strong>ve</strong>gerektiği hallerde aşılabilmektedir.Fransa’da okullarda sağlanan eğitim <strong>ve</strong> çıraklık eğitiminden Millî EğitimBakanlığı sorumludur. Ancak Çalışma, Đstihdam <strong>ve</strong> Meslekî EğitimBakanlığı da çıraklığın geliştirilmesinde <strong>ve</strong> yaygınlaştırılmasında önemli roloynamaktadır.Kamuya ait meslek eğitim kurumları, devlet <strong>ve</strong> bölgesel yönetimler tarafındanfinanse edilirken; finansmanın kaynağını ise, işletmelerce ödenençıraklık <strong>ve</strong>rgileri <strong>ve</strong> bölgesel teşvikler oluşturmaktadır.1990 yılında çıkarılan Kanun ile getirilen eğitim kredisi sistemi, ülkedekiaktif nüfusun tamamını; bir işte çalışsın ya da çalışmasın, meslek eğitimhakkını gü<strong>ve</strong>nce altına almıştır. Fransa’da meslekî eğitim alanındauyrukluk sebebiyle ayırımcı muamele gözetilmemektedir. 714714Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e., s.77-87.; Fransa hakk›nda daha geniş bilgi için bkz: CEDEFOP, Promotion of Cooperation Amongst Resarch andDe<strong>ve</strong>lopment Organization In The Field of Vocational Training,-TRAINING RESEARCH PROJECTS / THE CENTERFOR STUDIES AND RESEARCH ON QUALIFICATIONS / FRANCE-, First Edition, Berlin, 1987, s.23-30.;CEDEFOP,Vocational Education And Training In France, Berlin, 1994.; CEDEFOP, Vocational Training Scenarios For Some


- Đrlanda’da mecburî eğitimin sonunda, gençlerin yaklaşık % 25’i meslekokullarına gitmeyi tercih etmektedir. Meslek okullarında iki yıllık eğitimtamamlandıktan sonra kollektif bir diploma alınabileceği gibi, bir yıl dahateknik <strong>ve</strong> uygulamalı ilk eğitim görülerek ara diploma alınabilir. Bitirmediploması alabilmek için ise, iki yıl süreli ek öğrenim görmüş olmakgerekmektedir.Ülkede gençlere yönelik meslekî eğitim sisteminin esaslarını belirleyen,çıraklık eğitim merkezlerini yöneten <strong>ve</strong> işletmeleri çıraklık eğitimikonusunda teşvik eden yetkili kurum, "Đstihdam <strong>ve</strong> Eğitim Barosu"dur.Teorik <strong>ve</strong> uygulamalı eğitimden oluşan çıraklık sistemi, "Sanayi SektörüĐstihdam <strong>ve</strong> Eğitim Bürosu" <strong>ve</strong> meslekî eğitimden sorumlu idarî makamlarınişbirliği çerçe<strong>ve</strong>sinde yürütülmektedir. Çıraklık sözleşmesi yapan işletmeler,iş yerinde uygulamalı eğitim sağlamakla yükümlüdür.Her meslek grubu için millî düzeyde teorik <strong>ve</strong> uygulamalı eğitim programlarıgerçekleştirilmekte, çıraklık eğitiminin bitiminde millî düzeydedüzenlenen imtihanlarda başarılı olan gençlere bir millî yetenek diploması<strong>ve</strong>rilmektedir.Sanayi alanında "Eğitim <strong>ve</strong> Đstihdam Kurumu"; meslekî eğitim, istihdamtanıtım programları <strong>ve</strong> stajlardan sorumludur. Bu kurum; hükümet,iş<strong>ve</strong>ren örgütleri <strong>ve</strong> sendika temsilcilerinden oluşan bir grup tarafındanyönetilmektedir.Devlet tarafından meslekî eğitime sağlanan sübvansiyonlar, Eğitim <strong>ve</strong>Çalışma Bakanlığı’nca yönetilmektedir. Bunun yanında sanayi sektörü,kendi bünyesinde düzenlediği stajların finansmanını üstlenmektedir.Tüm <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> üyesi ülke vatandaşları, uyrukluk farkı gözetilmeksizin,Đrlanda vatandaşları ile meslekî eğitimden faydalanmada aynıhaklara sahiptir. 715- Đtalya’da sekiz yıl (ilkokul döneminin ardından orta okul eğitimi dahil)mecburî eğitimini tamamlayan <strong>ve</strong> meslek eğitimi görmek isteyler için;Member Of The European Communitiy. A Synthesis Report For FRANCE, Greece, Italy, Portugal, Spain, And the UK,Belgium, l990.715 Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e., s.87-88.; Đrlanda hakk›nda daha geniş bilgi için bkz: CEDEFOP, Promotion of Cooperation Amongst Research andDe<strong>ve</strong>lopment Organizations in The Field of Vocational Training,- SUMMARY OF MAJOR RESEARCH ANDDEVELOPMENT PROJECTS / AnCo / IRELAND -, First Edition, Berlin, l987, s.8-22.


* Üç yıl sürekli teknik enstitüler ya da devlete ait meslek eğitim enstitüleri,* Genellikle iki yıl süre <strong>ve</strong> özel bir eğitim sağlayan bölgesel meslekîeğitim merkezleri,* Çıraklık eğitimi,* Doğrudan iş hayatına atılma <strong>ve</strong> eğer gerekliyse iş yerlerinde belli bireğitimden geçme (büyük firmalarda), şeklinde çeşitli seçenekler yaratılmıştır.Ülkede son yıllarda mecburî eğitimi tamamlayan gençlerin üçtebirinden fazlası meslekî eğitime yönelmektedirler.Sürekli eğitim aslında sosyal tarafların girişimiyle <strong>ve</strong> işletme düzeyindegerçekleştirilmektedir. Bu tür eğitim programlarının amacı, özellikle üretimyapısının değişimi içinde olduğundan; işletme çalışanlarının vasıflarıgeliştirilerek, meslekî hareketliliklerine imkân sağlanmasıdır.Đtalya’da millî seviyede uygulanan meslek eğitim politikasına ek olarak,işletmelerce gerçekleştirilen eğitim programları uygulaması da oldukçayaygındır. 1955’de uygulamaya konulan bir Kanun’la; çıraklıksözleşmelerinin kapsam <strong>ve</strong> süresi, her meslek kategorisi için toplu sözleşmelerlebelirlenmektedir.Stajyer konum sağlanan çıraklık eğitimi öğrencileri, yapılan sözleşmeyegöre üç ilâ beş yıl süreyle; haftada 32 saat işletmede çalışarak uygulamalıeğitim görürlerken, sekiz saat de teknik <strong>ve</strong> teorik eğitimden geçirilirler.Eğitim döneminin bitiminde stajerler, bir jüri tarafından imtihana tabitutulurlar.1984’de çıkarılan bir başka kanunla uygulamaya geçililen eğitim/istihdamsözleşmelerinde ise, 15-29 yaşları arasındaki gençlere yönelikyeni haklar tanınmıştır.Ülkede meslekî eğitim sorumluluğu Eğitim Bakanlığı’na ait olup, ilgiliprogramlar da bu Bakanlık tarafından hazırlanmaktadır. Eğitimin finansmanı,geniş anlamda Eğitim, Çalışma Bakanlıkları ile bölgeler tarafındankarşılanmaktadır.Đtalya’da uyrukluk sebebiyle, meslekî eğitimden faydalanma hakkınıkısıtlayan her türlü ayırımcı muamele yasaklanmış olup; bölgesel seviyede


gerçekleştirilen eğitim programları ile üçüncü ülke vatandaşlarının işpiyasasına intibaklarının kolaylaştırması amaçlanmıştır. 716- Lüksemburg’da meslekî eğitim, teknik orta öğretim çerçe<strong>ve</strong>sinde üç yılsürekli bir eğitim programı kapsamında ele alınmakta olup; Teknik <strong>ve</strong>Meslekî eğitimi kapsar.Bu sistem, üç yıl süreli olup; tam gün süreyle zanaat, ticaret <strong>ve</strong> hizmetsektörlerine yönelik eğitimden oluşur. Üçüncü <strong>ve</strong> son yıl, işletmelerdeuygulamaya dönük staj imkânı tanınır. Eğitim döneminin bitiminde ise, birimtihan yapılır. Başarılı olanlara "Teknik <strong>ve</strong> Meslekî Yetenek Sertifikası"<strong>ve</strong>rilir.Lüksemburg’da geleneksel çıraklık eğitimi, orta öğretim seviyesindegerçekleştirilen meslekî <strong>ve</strong> teknik eğitime oranla çok daha eskidir. Bu günsanayi, ticaret, tarım, zanaat, otelcilik <strong>ve</strong> lokantacılık arasında çıraklıkeğitimi yaygınlaşmıştır.Lüksemburg’da çıraklık eğitiminden faydalanmak için teknik orta öğretimindokuzuncu yılını başarıyla tamamlamış olmak gerekmektedir. Budönemde bir işletmeyle çıraklık sözleşmesi yapan öğrenciler, işletme içiuygulamalı meslekî eğitim süresince haftada bir gün teknik liseye devametmektedirler. Çıraklık eğitiminin ilk yılını başarıyla tamamlayanlar, ikinciyıla devam etmeye hak kazanırlar. Đki yıllık dönemin bitiminde "Teknik <strong>ve</strong>Meslekî Yetenek" belgesi almaktadırlar.Meslekî eğitim programlarına bağlı olarak yürütülen teorik eğitim <strong>ve</strong>işletme içi uygulamalı eğitimden Eğitim Bakanlığı ile Meslek Odaları sorumludur.Đşletme dışında gerçekleştirilen meslekî eğitim, eğitim bütçesinden;işletme içi eğitim giderleri ise iş<strong>ve</strong>ren tarafından karşılanmaktadır.Lüksemburg eğitim sisteminde, meslekî eğitime giriş konusunda uyrukluksebebiyle ayırımcı muamele söz konusu değildir. Yetişkinlere yönelik716 Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e., s.89-93.; Đtalya hakk›nda daha geniş bilgi için bkz: CEDEFOP, Promotion of Cooperation Amongst Research andDe<strong>ve</strong>lopment Organizations in The Field of Vocational Training,- INSTITUTE FOR THE PROMATION OF WORKERSVOCATIONAL TRAINING (ISFOL) ITALY-, First Edition, Berlin, l987,s.83-99.; CEDEFOP, Vocational TrainingScenarios For Some Member Of The European Communitiy. A Synthesis Report For France, Greece, ITALY, Portugal,Spain, And the UK, Belgium, l990.


eğitim konusunda ise devlet tarafından geniş çaplı dil <strong>ve</strong> genel kültür eğitimimkânları sağlanmaktadır. 717- Hollanda’da meslekî eğitim sağlayan okullar, genel olarak; alt, orta <strong>ve</strong>yüksek düzeyde meslekî eğitim sağlamaları açısından üçe ayrılmaktadır.Bunlardan birincisinde öğrenciler, genel bir eğitim programı çerçe<strong>ve</strong>sindemeslekî hazırlık dönemi geçirirler. Bütün meslek okullarında budönem, dört yıl sürmektedir. Sürenin sonunda belli bir düzeye gelen <strong>ve</strong>başarı gösteren öğrenciler ikinci kategoriye geçebilmekte; diğerleri isemeslekî eğitim merkezlerinde haftada iki gün part-time eğitimden faydalanarakbir iş sözleşmesi yapabilmekte ya da çırak olabilmektedir.<strong>Orta</strong> düzey meslekî eğitimde, seçilen uzmanlık alanına göre iki ilâ dörtyıl arasında değişebilen orta derece iş idaresi eğitimi <strong>ve</strong>rilir.Üçüncü kategoride Almanya’daki yüksek teknik okullarına benzer bireğitim sistemi uygulanır. Bu eğitim, hizmet sektörüne yöneliktir.Hollanda’da meslekî eğitim kurumları esas olarak; tarım eğitimi, ekonomi<strong>ve</strong> idarî bilimler eğitimi, teknik eğitim, karma <strong>ve</strong> sağlık hizmetlerieğitimi, ev idaresi eğitimi, ticaret eğitimi <strong>ve</strong> denizcilik eğitimi sağlamaktadır.Meslekî eğitim diploması olan öğrenciler çıraklık eğitimine hak kazanırlar.Đşin özelliğine göre bir ilâ iki yıl arasında değişen çıraklık dönemi birimtihanla sonuçlanmakta <strong>ve</strong> başarılı olanlara çıraklık sertifikası <strong>ve</strong>rilmektedir.Çırak statüsünde olan gençler aynı zamanda işçi olarak çalıştıklarından,toplu sözleşmelerde yer alan çalışanlara yönelik hak <strong>ve</strong>yükümlülüklere de sahiptirler. Çıraklık eğitimi görenler, çıraklık sözleşmesikapsamında aldıkları ücretten başka; asgarî bir gelirden de yararlanırlar.Teorik anlamda meslekî eğitimden, Eğitim <strong>ve</strong> Bilim Bakanlığı sorumludur.1968’de düzenlenen mevzuata göre, teknik <strong>ve</strong> organizasyon bakımındançıraklık eğitimi; millî seviyede, meslekî birliklerin sorumluluğualtındadır. Meslek okulları <strong>ve</strong> bunlara denk part-time eğitim <strong>ve</strong>ren kurumlar,devlet <strong>ve</strong> belediyelerce kurulmakta <strong>ve</strong> desteklenmektedir.717 Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e, s.93-96.; Lüksemburg hakk›nda daha geniş bilgi için bkz: CEDEFOP, Promotion of Cooperation Amongst Research andDe<strong>ve</strong>lopment Organizations in The Field of Vocational Training,- DEVELOPMENT OF VOCATIONAL TRAINING INSMALL AND MEDIUM CRAET ENTERPRISES IN THE GRAND DUCNY OF LUXSEMBOURG-, First Edition, Berlin,l987, s.l33-l38.


Đşletmeler çıraklık eğitimini finanse etmekle beraber, sosyal taraflarcakurulan <strong>ve</strong> stajyer istihdam etsin etmesin; tüm şirketlerin katılımıylasağlanan özel fondan ayrıca çıraklık eğitimi için teşvik alırlar. Meslekîeğitimin tamamı Bilim <strong>ve</strong> Eğitim Bakanlığı’nca finanse edilmektedir. Bueğitim herkese açık olup, uyrukluk sebebiyle ayırımcı muamele söz konusudeğildir. 718- Portekiz’de 1983/84 öğretim yılından bu tarafa, lise düzeyinde meslekîeğitim <strong>ve</strong>rilmektedir. Üç yıl süreli çıraklık eğitimi boyunca, teorik <strong>ve</strong>uygulamalı eğitim gören öğrenciler; bu sürenin bitiminde, ya yükseköğrenime devam ederler ya da iş hayatına atılırlar.Bu sistemin yanı sıra, bir yıl sürekli teorik eğitime ek olarak; altı aylıkuygulamalı eğitim sağlayan ikinci bir model çerçe<strong>ve</strong>sinde, işçilere bir çokalanda vasıf kazanma imkânı sağlanmaktadır.Ülkede çıraklık sistemi resmî olarak 1984’de kurulmuştur. 16-24 yaşlarıarasındaki gençlerle gerçekleştirilen çıraklık sözleşmelerinde, tarafların hak<strong>ve</strong> yükümlülükleri belirlenmektedir.Normal şartlarda üç yıl süren çıraklık eğitimi azamî dört yıla uzayabilmekte<strong>ve</strong> bir eğitim planı çerçe<strong>ve</strong>sinde sürdürülebilmektedir. Çıraklıkeğitiminin sonunda Meslekî Eğitim <strong>ve</strong> Đstihdam Enstitüsü tarafından birimtihan yapılmakta, başarılı olanlara meslekî yetenek sertifikası <strong>ve</strong>rilmektedir.Eğitim süresi içinde çıraklar, asgarî ücretin belli bir yüzdesioranında ücret de alırlar.Portekiz’de genel anlamda eğitim, Eğitim Bakanlığı <strong>ve</strong> Bakanlığa bağlıgenel servislerce finanse edilmektedir. Çıraklık kurumundan Çalışma Bakanlığısorumlu olup, Đstihdam <strong>ve</strong> Meslekî Eğitim Enstitüsü de bu alandakifaaliyetleri düzenler. Bu Enstitü, çıraklık kapsamına giren tüm eğitimprogramlarını onaylama <strong>ve</strong> stajlar konusunda tavsiyelerde bulunmayetkisine sahiptir.Genel eğitim <strong>ve</strong> meslekî eğitimin finansmanı Eğitim Bakanlığı’ncakarşılanır. Çıraklara ödenen ücretler, çıraklık eğitimini sağlayan işletmeleresübvansiyon <strong>ve</strong>ren işsizlik sandığınca karşılanmaktadır. Đş<strong>ve</strong>ren bugiderlerin finansmanına % 4 oranında katılımda bulunurken, ayrıca <strong>Avrupa</strong>718Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e., s.96-l00.


Sosyal Fonu tarafından eğitim giderlerine belli oranda katkı sağlanmaktadır.Ülkede ikâmet eden yabancı uyrukluların, meslekî eğitimden faydalanmalarınıengelleyici hiç bir kısıtlama yoktur. 719- Đngiltere’de meslekî eğitimin asıl amacı, çalışanların aktif hayatlarısüresince deneyimlerini artırmalarını <strong>ve</strong> vasıflarını geliştirmelerini sağlayacakşekilde eğitim imkânları <strong>ve</strong>rmektir. Bu amaçla uygulanan meslekîeğitim sistemi, ekonominin <strong>ve</strong> piyasanın ihtiyaçlarını karşılayacak esnekliği<strong>ve</strong> iş<strong>ve</strong>renin taleplerine cevap <strong>ve</strong>rebilecek şekilde düzenlenmiştir.Đngiltere’de meslekî eğitim, okul sonrası eğitim kapsamında değerlendirilmekte<strong>ve</strong> çeşitli eğitim kurumlarınca tam gün ya da part-time eğitim<strong>ve</strong>rilmektedir.1986 yılında hükümet tarafından meslekî eğitim sisteminin yenidenorganizesi için, üç temel hedefe yönelik faaliyet gösteren "Millî Meslekî VasıfKonseyi" kurulmuştur. Bu hedefler; ülke ekonomisinin rekabet gücünüiyileştirebilecek şekilde daha fazla kişiye vasıf kazandırmak, bugünuygulanmakta olan sistemin karmaşıklığını azaltmak <strong>ve</strong> okul diplomaları ilemeslekî diplomalar arasında bir köprü kurmak şeklinde sıralanabilir.Đngiltere’de çıraklık eğitimi süresi üç ilâ beş yıl arasında gerçekleştirilmektedir.Ancak genelde bu süre dört yıllık bir dönemde tamamlanmaktadır.Đş hayatına çalışmak üzere okuldan ayrılan <strong>ve</strong> hiç bir meslekîvasfa sahip olmayan gençlere yönelik bu programa, 16-17 yaşlarındaki isteyenher genç katılabilmektedir.Gençlere yönelik bu programların dışında yetişkin işsizliğinin meslekîeğitimini sağlamak üzere, 1988’de "Employment Training" (ET) adı <strong>ve</strong>rilenistihdam eğitimi progamı uygulanmıştır. Böylece bu tarihe kadar gerçekleştirilmekteolan çok sayıda program tek çatı altında toplanmış <strong>ve</strong> genişkapsamlı bir zemin sağlanmıştır.Okulların <strong>ve</strong> okul sonrası eğitim sistemlerinin yönetim <strong>ve</strong> denetim sorumluluğuEğitim <strong>ve</strong> Bilim Bakanlığı ile beraber Belediyelere aittir. Sanayi719 Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g. e.,s.100-104.; Portekiz hakk›nda daha geniş bilgi için bkz: CEDEFOP, Vocational Training Scenarios For SomeMember Of The European Communitiy. A Synthesis Report For France, Greece, Italy, PORTUGAL, Spain, And the UK,Belgium, l990.


sektöründeki diğer "Staj Eğitim Programları.", "Paket Progamları" <strong>ve</strong> "ĐstihdamEğitimi Programları" ise, Đstihdam Bakanlığı’na bağlı eğitimajanslarının denetimi altındadır. Programların uygulanmasında gerekli finansmanhükümet tarafından karşılanmaktadır. Ayrıca Ticaret Odaları<strong>Birliği</strong> <strong>ve</strong> çeşitli odalar; faaliyetlere etkin bir biçimde katılımda bulunmaktadır.720Sonuç olarak, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nin meslekî eğitim politikalarına baktığımızda;- Her üye ülke, kendi hayat tecrübeleri <strong>ve</strong> birikimlerinin değerlendirilmesinegöre, eğitim politikalarına yön <strong>ve</strong>rdiklerinden; üye ülkeler arasındasosyo-kültürel farklılıklar sebebiyle, standart bir meslekî eğitim politikasıtakip edilmediği görülür. Bu sebeple, Birlik’te eğitime yönelik yapılanbütün düzenlemelerde, meslekî eğitimle kazanılan vasıfların, alınandiploma <strong>ve</strong> sertifikaların karşılıklı tanınması, eğitimde fırsat eşitliğininsağlanması, herkese meslekî eğitimden faydalanma imkânının <strong>ve</strong>rilmesi,eğitimle iş tecrübesinin birleştirilmesi ile meslekî eğitimin bölgeler arasıkalkınmışlık farkları <strong>ve</strong> bölgesel ihtiyaçlar doğrultusunda yönlendirilmesihususunda temel prensipler belirlenmiştir. Belirlenen bu prensiplere, üyeülkelerin uyum sağlamasını hedefledikleri, 721Birlik’te oldukça yaygın olan gençler ile kadınların işsizlik problemlerininçözümünde; sektörler arasındaki geçişi kolaylaştıracak, iş gücünüyeni iş kollarında istihdam etmek gayesiyle meslekî eğitim çalışmalarına hız<strong>ve</strong>rilmiştir. Bu çalışmalar doğrultusunda, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde çıraklıkeğitimini ele aldığımızda; teorik bilgi <strong>ve</strong> becerilerin ağırlık kazandığı, bunakarşılık kısa süreli kurslarla bir iş kolundan diğerine geçişte oldukça esnekprogamlara yer <strong>ve</strong>rildiği, 722720 Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e.,s.104-108.; Đngiltere hakk›nda daha geniş bilgi için bkz: CEDEFOP, Promotion of Cooperation Amongst Researchand De<strong>ve</strong>lopment Organizations in The Field of Vocational Training, -GOVERMENT SPONSORED RESEARCH ANDDEVELOPMENT ON VOCATĐONAL TRAĐNĐNG AND NEW TECNOLOGY / UNĐTED KĐNGDOM-, FĐRST EDĐTĐON,BERLĐN, 1987, s.31-44.; CEDEFOP, Vocational Education And Training In The UK, Lüxembourg, 1993; CEDEFOP,The Role Of The Social Partners In Vocational Education And Training In The UK, Berlin , 1991.; CEDEFOP,Vocational Training Scenarios For Some Member Of The European Communitiy. A Synthesis Report For France,Greece, Italy, Portugal, Spain, And the UK, Belgium, l990.721Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e.,s.122.722 Ercan TATLIDĐL / Nevin S.DEMĐRCĐOĞLU, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Eğitim, Đzmir Ticaret Odas›, <strong>Türkiye</strong> <strong>ve</strong><strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> Đlişkileri <strong>ve</strong> Gümrük <strong>Birliği</strong> Sürecinde Sektörlerimiz, ĐTO Yay›n No: 13, Đzmir, 1995, s.86.


- Đşletmeler <strong>ve</strong> üni<strong>ve</strong>rsiteler arasında işbirliği sağlamak suretiyle, eğitim<strong>ve</strong> araştırma kurumları tarafından geliştirilen meslekî eğitim projelerininuygulamaya konulmasının temini <strong>ve</strong> desteklenilmesinin amaçlandığı,- Bilgi <strong>ve</strong> tecrübe alış<strong>ve</strong>rişinde süreklilik sağlanarak, en yeni teknoloji <strong>ve</strong>faaliyetlerin karşlıklı tanınmasının teminine çalışıldığı,-Eğitimde yeni teknoloji kullanımı üzerinde çalışmalar yapıldığı görülür.B-<strong>Türkiye</strong>’de KOBĐ’lerin Meslekî Eğitime Katkısı <strong>ve</strong> Đstihdam ĐlişkileriHızla küreselleşen dünyamızın, ekonomik <strong>ve</strong> sosyal yapısında KOBĐ’lerinönemi gittikçe artmaktadır. Günümüzde rekabet kavramının millî sınırlarıaşarak, uluslararası özellik kazanmasının sonucu; pek çok ülkede vasıflı işgücüne olan ihtiyaç artmıştır.Ülkemiz sanayiinin en önemli problemlerinden birisi vasıflı işgücüaçığıdır. Aslında vasıflı işgücü ihtiyacı, ülkemizde sanayileşmenin önemkazanmasıyla ortaya çıkmış <strong>ve</strong> eğitim programları da bu ihtiyaç çerçe<strong>ve</strong>sindedüzenlenmeye başlanmıştır.Bugün işsizlik probleminin çözümünde, yalnız başına ekonomik gelişmeleryeterli olmamaktadır. Đstihdam artırıcı <strong>ve</strong> vasıflı işgücü yetiştirmede,ekonomik gelişmelerin yanında; istihdam artırıcı eğitim politikalarınayer <strong>ve</strong>rmek suretiyle, işsizliğin önlenmesine çalışılmaktadır. Aynı zamandameslekî <strong>ve</strong> teknik eğitimin etkili bir şekilde uygulanması, iş yerlerinin vasıflıeleman ihtiyaçlarını da karşılayabilmelerine imkân sağlayacaktır. 723Buna rağmen meslekî eğitimde, uygulamada karşılaştığımız pek çokaksaklık mevcuttur. Bugün <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde işgücünün yaygın eğitimi,eğitim görmüş kişilerin becerî düzeyinin yükseltilmesi <strong>ve</strong> yeniliklere uyumsağlamaları amacı güdülürken; ülkemizde ise bu eğitim, örgün eğitimgörmemiş kişilere becerî kazandırma <strong>ve</strong> eksik kalan eğitimlerini tamamlamayayöneliktir. Bu uygulama oldukça yanlıştır. Çünkü örgün eğitimineksikliği, yine örgün eğitimle tamamlanmalıdır. Bizde olduğu gibi, yaygıneğitim; örgün eğitimin yerine kullanılabilecek bir yöntem olarak düşünülmemelidir.724723 Zeki ÖZKAN, Ç›rakl›k Eğitimi <strong>ve</strong> Yetişmiş Đnsangücünün Đstihdam›, A.g.t., s.184.724 DPT, <strong>Türkiye</strong>’de Đşgücü Eğitimi, A.g.r., s.42.


Son yirmi-yirmibeş yılda, iş hayatının ihtiyaç duyduğu elemanların;büyük bir hızla gelişip değişen yeni teknolojiyi anlayabilen, onu alıp kulanabilen<strong>ve</strong> sırasında yeni ihtiyaçlara göre geliştirebilen şekilde yetiştirilmesiamaçlanmıştır. Bunun gerçekleştirilmesi için bir çok meslekî teknikokul açılmış, çıraklık meslek eğitimi uygulamasına geçilmiştir. 725 Ancak,bütün bu çabalara rağmen; ne işgücü piyasasının ihtiyaçlarınınkarşılanması sağlanmış, ne de teknolojik gelişmelere uyum sağlayacakteknolojilerin kullanımı yaygınlaştırılmıştır. Hatta çeşitli sanayi dallarındarekabetin korunması için, meslekî <strong>ve</strong> hizmet içi programlarda gerekli olan;araştırma <strong>ve</strong> geliştirme ortamı da sağlanmamıştır. 726Günümüzde üretimde kullanılan teknoloji sürekli olarak değişmekte,ancak eğitim programlarımız bu gelişmeye ayak uyduramamaktadır. Budurum, okullarımızda yeteri kadar gelişmiş teknolojik araç-gerecin bulunmamasıile öğretmenlerin değişen teknolojiyi takip edememelerindenkaynaklanmaktadır. 727 Teknik okullardan mezun olarak, iş hayatına atılankişilerde; iş bilgisi <strong>ve</strong> meslek kültürü bulunmasına rağmen, sanayidegerekli iş tecrübesi yoktur. Bundan başka, sanayi dışından temin edilenişgücünün ise; iş bilgisi, meslek kültürü <strong>ve</strong> sanayide iş tecrübesi hiç bulunmaz.Bu iki kaynağın dışında sanayide çalışan kişilerin, fabrikadanyetişenlerden sağlandığı görülür. Bu işgücünün, belli işlerde iş bilgisibulunurken, aynı zamanda iş <strong>ve</strong> sanayi tecrübesine de sahip olduklarısöylenebilir. Başka bir ifadeyle, bu son kaynak; bütün bilgi, beceri <strong>ve</strong> tecrübeleriniiş başında gerçekleştirilen uygulamalarla elde ederler.KOBĐ’lerde işgücü hareketleri gözden geçirildiğinde, bunun küçük işletmelerdenorta işletmeye, orta işletmelerden büyük işletmelere doğru birakış içinde olduğu görülür. 728 Bu sebepledir ki, küçük <strong>ve</strong> orta boyutlu işletmelerdevasıflı işgücü istihdamı konusunda sıkıntı yaşanmaktadır.KOBĐ’lerde, emek yoğunluğu oldukça yüksektir.Đşletmelerde, alınan siparişleregöre farklı işler yapma mecburîyeti olduğundan; çok yönlü vasıflarasahip elemanlara, daha çok ihtiyaç duyulmaktadır.725 Suat YALKIN, <strong>Türkiye</strong>’de Esnaf-Sanatkâr <strong>Küçük</strong> Đşletmeler, ASO Dergisi, Y›l: 16, Say›: 115, Ankara, May›s-Haziran-Temmuz-Ağustos, 1992, s.30.726Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Sosyal Politika..., A.g.e., s.115.727 Birgül TOSYALI SARIKAYA, KOBĐ’lerin <strong>Türkiye</strong> Ekonomisindeki Yeri, ĐTO Yay›n No: 20, Đzmir, 1995, s.49.728 Dündar HAZAR, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Sanayi Teşebbüslerinin Eğitim Sorunlar› <strong>ve</strong> Đşbaş›nda Eğitim, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong>Sanayi Teşebbüslerinin Geliştirilmesi Semineri, MPM, Yay›n No: 120, Ankara, 1973, s.209-210.


Ülkemizde vasıflı eleman açığı çırak-kalfa-usta üçlüsünden, yüksek okulmezunlarına kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. Hatta bu yelpazeyi birazdaha açmak suretiyle, bunlara bir başka tür vasıflı eleman açığını eklemekgerekmektedir. O da, vasıflı girişimci açığıdır. 729Bugün KOBĐ’lerde yaşanan, mevzuatı bilmemekten kaynaklananproblemleri ele aldığımızda (pazar bulamama, iç <strong>ve</strong> dış piyasalarda rekabetedememe, yan sanayi olarak çalışamama gibi); bunların temelinde, meslekîeğitim eksikliğinin yer aldığını görürüz. 730Bu görüş çerçe<strong>ve</strong>sinde, vasıflı eleman ihtiyacının karşılanmasına yönelikeğitim programları; çırak, kalfa <strong>ve</strong> usta üçlüsü ile çeşitli konulardaki teknik<strong>ve</strong> idarî elemanlarla birlikte, bizzat girişimcileri (müteşebbis, işadamı,sanayici) de kapsamına almalıdır. 731KOBĐ’lerin özellikleri arasında yer alan müteşebbis (girişimci) ile yöneticininaynı kişi olması <strong>ve</strong> profesyonel bir yöneticinin işletmelerde bulunmamasısebebiyle, işletme sahibinin girişimcilik <strong>ve</strong> yöneticilik kabiliyetiişletmenin başarısını etkilemektedir. Ayrıca işletme sahipleri, işletmeninsatın almadan pazarlamaya kadar; bütün görevlerini, tek başlarınayürütürler. Bu konuda, finans yetersizliğinden dolayı; yeterli bilgi <strong>ve</strong> beceriyesahip eleman çalıştıramadıkları gibi, mevcut elemanların eğitimikonusunda da sınırlı imkânlara sahiptirler. Dolayısıyla işletmeler için gerekliuzman desteğini de alamamaktadırlar.KOBĐ’lerde bilgi eksikliği (enformasyon) de bir başka problem olarakkarşımıza çıkar. KOBĐ’ler genellikle dar bir çerçe<strong>ve</strong>de faaliyet gösterirler.Đşletme sahibi, uzman yardımı da sağlayamadığından; piyasa hakkında bilgiedinmekte yetersiz kalmakta <strong>ve</strong>ya bu konuya gereken önemi gösterememektedir.732Meslekî <strong>ve</strong> teknik okullarımızın eksikliklerini gidermek bakımından,yürürlüğe giren Çıraklık <strong>ve</strong> Meslek Eğitim Kanunu; KOBĐ’lerin çırak <strong>ve</strong> kalfaihtiyaçlarını önemli ölçüde karşılayacaktır. Bunun yanında eğiticilerin <strong>ve</strong>işletme sahiplerinin eğitiminin ihmal edilmesi büyük eksikliktir. Oysa bu729 Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler, A.g.e., s.256.730 Suat YALKIN, <strong>Türkiye</strong>’de Esnaf-Sanatkâr <strong>Küçük</strong> Đşletmeler, A.g.m., s.30.731 Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler, A.g.e., s.257.732 Birgül TOSYALI SARIKAYA, KOBĐ’lerin <strong>Türkiye</strong> Ekonomisindeki Yeri, A.g,e., s.50.


konuda, pek çok ülkede çalışanların yanında; işletmecilik <strong>ve</strong> teknik eğitimkursları düzenlenerek, işletme sahiplerinin çağın icaplarına göre eğitimlerisağlanmaktadır.KOBĐ’lerin teknik <strong>ve</strong> idarî konumlarda karşılaştıkları problemlerin çözümüiçin, ileri düzeyde danışmanlık hizmeti de <strong>ve</strong>rilmesi gerekmektedir.Bu uygulama halen proje safhasında olup (KÜSGET tarafından yürütülmektedir),ülke sathında etkin hale getirilmelidir. Görüldüğü gibi, ülkemizdeKOBĐ’lere <strong>ve</strong> özellikle sahiplerine yönelik eğitim <strong>ve</strong> danışmanlıkhizmetleri yetersiz <strong>ve</strong> dolayısıyla etkisiz kalmaktadır. 733Bugün ülkemizde vasıfsız eleman ile yüksek eğitim almış eleman teminioldukça kolaydır. Bunun yanında bütün işletmelerimizin karşılaştığı enbüyük sıkıntı, ara işgücü temininde görülmektedir. Dolayısıyla KOBĐ’lerkendi üretim alanlarında istihdam edebilmek için; ne uzmanlık eğitimialmış eleman, ne de ara eleman bulamamaktadır. Bu bakımdan yukarıdayer <strong>ve</strong>rdiğimiz meslekî eğitime dair problemler KOBĐ’leri doğrudan etkilemektedir.Meslekî eğitim almış elemana hangi vasıflara sahip olması, hangidalda ne kadar ara elemana ihtiyaç duyulacağı en iyi işletmeler tarafındanbilineceğinden; mesleğe uygun <strong>ve</strong> vasıflı insan yetiştirmeye yönelik bireğitim programı, okul-işletme <strong>ve</strong> çeşitli kuruluşlar arasında sağlanacak birişbirliği ile gerçekleştirilebilecektir. 734 Başka bir ifadeyle endüstri ile meslekîeğitim kurumları arasında böyle bir işbirliği, yeni bir hukukî düzenlemeyle;başta Millî Eğitim Bakanlığı ile Sanayi <strong>ve</strong> Ticaret Bakanlığı olmak üzere birçok kurum <strong>ve</strong> kuruluş temsilcilerinden oluşan (DPT, YÖK, ĐĐBK, TOBB,TESK, TĐSK, Türk-Đş <strong>ve</strong> Halk Bankası) bir "Meslekî Eğitim Koordinasyon <strong>ve</strong>Yürütme Kurulu" teşekkül ettirilmelidir. Bu Kurul’a, endüstrinin personelihtiyaçları doğrultusunda, eğitim politikasını, politika araçlarının tesbit <strong>ve</strong>yürütülmesi görevi <strong>ve</strong>rilmelidir.Ayrıca bu kurul; eğitim kuruluşlarının açılacağı yerin tesbitinden, öğretimelemanı ihtiyacı, fiziksel donatım, her kademe için öğrenci kontenjanınıntesbiti, ders programı, uygulama tesisleri, staj yerleri ile mecburîstajyer kabul edecek tesislerin belirlenmesi, iş alemi-eğitim kurumları733 Atilla BAĞRIAÇIK, Başka Ülkelerle Karş›laşt›rmal› Olarak <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Boy Firmalar, ĐSO, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong><strong>Orta</strong> Ölçekli Sanayi Đşletmelerinin Sorunlar›- Uluslararas› Sempozyum- 17 May›s 1991, ĐSO Ar. Da. Yay›n No:1991/5, Đstanbul, 1991, s.162-163.734 Birgül TOSYALI SARIKAYA, KOBĐ’lerin <strong>Türkiye</strong> Ekonomisindeki Yeri, A.g.e., s.49-50.; Hasan OLALI <strong>ve</strong> Diğerleri,<strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler, A.g.e., s.148.


arasında uzman değişimine kadar, bütün konularda kanunî yetkiye sahipolmalıdır. 735Sanayinin ihtiyaç duyduğu vasıflı eleman ihtiyacının karşılanmasınayönelik meslek eğitim programlarının hazırlanıp, uygulanmasında;-Vasıflı eleman yetiştirilmesinde amaç, insanların ekonomik değerleryaratabilmesi için gerekli vasıflarla donatılmasıdır. Burada kişiye sadecevasıf kazandırılması yeterli olmamakta, onun bu vasfını üretkenliğe dönüştürmekgerektiğinden; meslekî eğitim programları hazırlanırken, buamacın ayrıca gözönüne alınması,- Vasıflı eleman yetiştirilmesinde dünya ölçütleri esas alınmalı <strong>ve</strong> yetiştirilenelemanlar dünya ölçülerinde icraat gösterebilmelidir. Bu uygulamanın,çırak-kalfa-usta seviyesinden yönetici <strong>ve</strong> girişimcilere kadar tümmeslek gruplarını kapsaması,- Dünyadaki son gelişmeler ışığı altında, geleneksel eğitim programlarının;çağın icaplarına göre, yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir.Günümüzde emeğin, kol <strong>ve</strong> kas gücünden hızla değer kaybettiği; bunakarşılık beyin gücünün de büyük bir hızla değer kazandığı görülür. Bubakımdan meslekî eğitim programları başta olmak üzere, tüm eğitimprogramlarının bu gelişmelere ayak uyduracak şekilde yeniden düzenlenmesi,- Çıraklık okullarından, yüksek okul programlarına kadar tüm eğitimsisteminde; teorik <strong>ve</strong> uygulama arasında sağlıklı <strong>ve</strong> etkin bir işbirliğinintesisi,- Meslekî programların hazırlanmasında <strong>ve</strong> bunların uygulamasındameslek kuruluşlarının etkinliği <strong>ve</strong> katkılarının artırılması,- Yüksek öğretimdeki teori <strong>ve</strong> uygulama arasında uyumun sağlanmasıiçin, üni<strong>ve</strong>rsite-sanayi işbirliği geliştirilerek teşvik edilmelidir. Bu konudagerekli iş birliğinin tesisinde, KOBĐ’lerin işletme bazında ilişki kurması zorolduğundan; bu görevi meslek kuruluşlarının üstlenmesi,- Meslekî eğitim konusundaki en önemli husus, konunun önemineinanmaktır. Ekonomik başarıda temel faktörün sermaye değil insan olduğu735 Hasan OLALI <strong>ve</strong> Diğerleri, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler, A.g.e., s.149.


kabul edilerek; insanların üretkenlik kabiliyetinin artırılması için, gereklivasıfların kazandırılması, 736- Devletin teşvik imkânlarından, adil bir şekilde KOBĐ’lerin de faydalanmalarınayardımcı olmak suretiyle; araştırma-geliştirme faaliyetlerinekaynak ayırmalarına katkıda bulunarak, gelişmiş teknolojik yapı <strong>ve</strong> yöntemlereulaşmalarının sağlanması,- KOBĐ’lerin ekonomik <strong>ve</strong> teknik alanlardaki danışmanlık ihtiyaçlarınınkarşılanması amacıyla, kuruluşların oluşturulması, 737 hususlarına yer <strong>ve</strong>rmeksuretiyle tüm çalışanların eğitim seviyeleri geliştirilmelidir.KOBĐ’ler eleman istihdamında, okul eğitiminden çok, piyasa eğitimineağırlık <strong>ve</strong>rirler. Nitekim eleman seçiminde; işletmelerin % 80’i piyasa eğitimi<strong>ve</strong> tecrübesine öncelik <strong>ve</strong>rirken, % 20’si de okul eğitimini tercih ederler. Budurum, eğitim birimleriyle üretim birimleri arasındaki kopukluğu <strong>ve</strong> aynızamanda arz ile talebin vasıf itibariyle birbiriyle uyumlu olmadığını gösterir.Her ne kadar son yıllarda meslekî <strong>ve</strong> teknik okullara önem <strong>ve</strong>rilmiş,öğrencilerin haftada üç gün işyerlerinde çalışmaları sağlanmışsa da;işletmelerin istihdam ihtiyaçları karşılanamamaktadır. 738 Diğer taraftan,meslek okul mezunları çalışmaya başladıkları işyerlerinin özelliklerineuyum sağlamaları için, kısa da olsa yeniden bir eğitime tabi tutulmakzorunda kalmaktadırlar. Böylece okul eğitimi hem uzun zaman almaktahem de pahalı bir eğitim olduğundan; zaten malî imkânları sınırlı olanKOBĐ’ler tarafından benimsenmemektedir. Ayrıca farklı farklı tecrübe <strong>ve</strong>eğitim düzeyine sahip işçileri, vasıflı hale getirmek için açılacak kursprogramlarında da eşitlik sağlamak mümkün olmamaktadır.Bu sebeplerden dolayı KOBĐ’ler, kendi özelliklerine göre eleman istihdamedebilmek için; vasıfsız işgücünü iş başında eğitim <strong>ve</strong>rmek suretiyle,eleman yetiştirmek mecburiyetinde kalmışlardır. 739 Genç elemanlar KO-BĐ’lerde çalışarak bilgi <strong>ve</strong> becerilerini geliştirdiklerinden, bu işletmeler aynızamanda bir okul görevini de üstlenmektedir. 740 Bir çok kalifiye elemanın736 Tamer MÜFTÜOĞLU, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler, A.g.e., s.257-259.737 Birgül TOSYALI SARIKAYA, KOBĐ’lerin <strong>Türkiye</strong> Ekonomisindeki Yeri, A.g.e., s.52-53.738Atilla BAĞRIAÇIK, Başka Ülkelerle Karş›laşt›rmal› Olarak <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Boy Firmalar, A.g.t., s.162.;Atilla BAĞRIAÇIK, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Boy Firmalar, A.g.e., s.99.739 Dündar HAZAR, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Sanayi Teşebbüslerinin Eğitim Sorunlar› <strong>ve</strong> Đşbaş›nda Eğitim, A.g.t., s.211-212.740 Atilla BAĞRIAÇIK, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Boy Firmalar, A.g.e., s.l00.


teknik eğitim aldıkları ilk yer olma özelliği taşıyan KOBĐ’lerin aynı zamandaistihdam <strong>ve</strong> eğitimdeki payları da oldukça büyüktür. 741KOBĐ’lerde büyük boy işletmelere göre, çalışanlarda daha az uzmanlaşmayagidildiğinden; elemanlar kendi işlerinin dışındakileri de öğrenmeimkânını bulmaktadırlar. Đşletmede bir eleman boşluğu olduğunda, üretimdemeydana gelebilecek aksaklığı önleme bakımından işletme içi personelleboşluk doldurulabilmektedir.Ayrıca KOBĐ’lerde bir kişiyi istihdam etmek için gerekli olan yatırımharcaması, büyük firmalara oranla daha azdır. Bu işletmelerin desteklenipgeliştirilmesiyle; ülke düzeyinde istihdam artırılırken, işsizliğin azaltılmasıda sağlanmış olacaktır. 742C- <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde KOBĐ’lerin Meslekî Eğitime Katkısı <strong>ve</strong>ĐstihdamĐlişkileri<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nin üzerinde önemle durduğu, öncelikli sosyal konulardanbirisi de meslekî eğitimdir. Komisyon, kişinin meslekî vasıflarını,yaratıcılığını <strong>ve</strong> çalışma hayatına uyum sağlamasını geliştirme bakımından;meslekî eğitim yatırımlarının desteklenmesi görüşündedir.<strong>Birliği</strong>n meslekî eğitim alanında gösterdiği faaliyetler, meslek eğitimpolitikasının farklı yönlerini temel alan programlar bütününden hareketetmektedir. Ancak <strong>ve</strong>rilmekte olan bu meslekî eğitim programlarına, ĐçPazar’in tamamlanmasıyla ekonomik, sosyal <strong>ve</strong> teknolojik alanda ortayaçıkacak olan hızlı gelişmeler ile dünyanın küreselleşmesi sonucu rekabetinartması eklendiğinde; Birlik düzeyinde meslekî eğitim programlarının,geliştirilerek yenilenmesi mecburiyetini gündeme getirmiştir. 743Bunun yanında hemen bütün üye ülkelerde küçük işyerleri, gençleridaha yüksek oranda eğitime tabi tutmaktadır. Đtalya <strong>ve</strong> Fransa’da meslekî<strong>ve</strong> teknik eğitimle ilgili faaliyetlerin % 70’i küçük işletmelere yönelik bulunmaktadır.Almanya örneğinde görüleceği üzere küçük ölçekte üretimyapan işyerlerinde meslekî <strong>ve</strong> teknik eğitim ile çıraklık eğitimi çok yay-741 Gülay BUDAK, Đzmir’de KOBĐ’ler Nerede? Sorunlar Nas›l Çözülür, ĐTO, Đzmir, 1993, s.4.742 Birgül TOSYALI SARIKAYA, KOBĐ’lerin <strong>Türkiye</strong> Ekonomisindeki Yeri, A.g.e., s.33.743 Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu Sosyal Bildirgesi Çerçe<strong>ve</strong>sinde..., A.g.e., s.30-31.


gındır. Böylece küçük işyerleri, ülkenin işgücü eğitimine önemli ölçüdekatkıda bulunurlar. 744Üye ülkelerin gençler, kadınlar <strong>ve</strong> sakatların içinde bulunduğu işsizlikproblemlerinin çözümünde; sektörler arasındaki geçişleri kolaylaştıracak,işgücünü yeni iş kollarında istihdam etmek amacıyla meslekî eğitimçalışmalarını hızlandırdıkları görülür.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nin ilgili komisyon raporları incelendiğinde eğitim; sosyalekonomik <strong>ve</strong> teknolojik gelişmenin itici gücü olarak ele alındığı görülür.Değişen sosyal <strong>ve</strong> teknolojik ortamın, ortaya çıkan yeni ihtiyaçlara göreşekillenmesinde; "yaratıcı kimliğe sahip, değişmeye ayak uyduran" insantipi yetiştirilmesi düşüncesinde, eğitim yoluyla yeni bir "Avrapa Vatandaşlığı"nınoluşturulması amaçlanmaktadır. 745Đlk etapta <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> Komisyonu’nda KOBĐ’lerden sorumlu bir "KOBĐKomisyon Üyeliği" kuruldu. Bu Komisyon çalışmalarını KOBĐ’lerin içindebulunduğu problemler, muhtemel çözüm yolları, alınması gereken tedbirlerkonusunda yoğunlaştırarak; 1992’ye kadar gerçekleştirilmesi öngörülen bir"Uygulama Programı" hazırlandı. Söz konusu program incelendiğinde,KOBĐ’lerle ilgili;- KOBĐ’lerin geliştirilmesi için her alanda (sosyal ekonomik, siyasî,kurumsal <strong>ve</strong> yönetime ait) uygun bir ortamın yaratılması,- KOBĐ’lerin gelişmesini olumsuz yönde etkileyen engellerin ortadankaldırılıp, gereken ilgi <strong>ve</strong> desteğin sağlanması,- <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> çerçe<strong>ve</strong>sinde Tek Pazar meydana getirerek, bu pazardaKOBĐ çıkarlarının korunması,- Yönetim alanında yeni düzenlemelere gidilerek, özellikle bürokratikengellerin kaldırılması,- KOBĐ’lerin aynı iş kollarında kooperatif <strong>ve</strong>ya birlik halinde entegreolmaları özendirilerek, bu amaçla desteklenmeleri,- KOBĐ’lerin her alanda bilgilendirilip, sürekli bilgi akışının sağlanması<strong>ve</strong> onlara; iç <strong>ve</strong> dış ekonomik gidiş ile iç <strong>ve</strong> dış pazar hakkında, milletlerarasıkalite <strong>ve</strong> standartları konusunda, yeni teknolojik gelişmeler744 Nusret EKĐN, <strong>Küçük</strong> Đşyerlerinde Endüstri Đlişkileri, A.g.e., s.9-10.745 Ercan TATLIDĐL / Nevin S.DEMĐRCĐOĞLU, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Eğitim, A.g.e., s.86-88


hakkında, yeni iş imkânları ile sermaye kaynakları konularında bilgi <strong>ve</strong>rilmesi,- KOBĐ’lere teknik, idarî <strong>ve</strong> ekonomik konularda danışmanlık <strong>ve</strong> rehberlikhizmetlerinin <strong>ve</strong>rilmesi,- KOBĐ elemanlarının mesleklerinde yetişip gelişebilmeleri için "MeslekîEğitim" konusuna öncelik <strong>ve</strong>rilmesi ile,-Yeni girişimcileri desteklemek amacıyla kurulan "Đşbirliği Servisi"yleonların bilgili işletme <strong>ve</strong> işletmecilerle işbirliğine teşvik edilmesi, düşünce <strong>ve</strong>önerilere yer <strong>ve</strong>rildiği görülür. KOBĐ’lerin desteklenip, geliştirilmesineyönelik bu "Uygulama Programı"; 1986 yılında Komisyon tarafındanonaylanmış, bu konuda üye ülkeler arasında işbirliğine gidilmesi kararabağlanmıştır. 746Kararın kabulüyle birlikte doğrudan Komisyon’a bağlı bir birim olan"TASK FORCE"u (Çalışma Grubu) kurmuştur. Bir Komiser’in sorumluluğundafaaliyet gösteren bu kuruluşun amaçları arasında;- Komisyon ile birlikte, KOBĐ’lerle ilgili olan (hukukî faaliyetler, finansman,hizmetler, analizler vb.) tüm faaliyetleri koordine etmek,- Birlik <strong>ve</strong> millî politikalarının yakınlaştırılması <strong>ve</strong> daha iyi bir konumakavuşturulması,- KOBĐ’leri temsil eden organizasyonlar arasında irtibatın sağlanmasıiçin bir sistem oluşturulması,- KOBĐ’lerin mevcut problemlerini çözmek amacıyla Birlik düzeyinde birmekanizma oluşturarak, özellikle eğitim <strong>ve</strong> haberleşme alanında gelişmelerisağlamak <strong>ve</strong> vasıflı işgücü yetiştirilmesine katkıda bulunulması, 747 yeralmıştır.Bu çerçe<strong>ve</strong>de çalışan "Task Force"un bugüne kadar yapmış olduğufaaliyetler arasında; müteşebbisliğin teşviki, yeni teşebbüsler <strong>ve</strong> eski kuruluşlarıngeliştirilmesi, bilgi akışının yoğunlaştırılması <strong>ve</strong> Birlik sınırlarıiçindeki ilişkiler bulunmaktadır.746 Aişe ÇELĐK, <strong>Avrupa</strong> Topluluklar›’n›n KOBĐ’lere Yönelik Çal›şmalar› <strong>ve</strong> “BC-Net” Sistemi, TESK, Haber Bülteni, Y›l:3, Say›: 25, Ankara, Nisan 1988, s.31747 DPT, <strong>Küçük</strong> Sanayi, A.g.e., s.217.


Task Force, <strong>Avrupa</strong> Sosyal Fonu’nun malî desteği <strong>ve</strong> Meslekî FormasyonuGeliştirme Merkezi’nin (CEDEFOP) teknik yardımlarıyla; KOBĐ’lerinihtiyaç duyduğu atılımcı <strong>ve</strong> kaliteli kadro istihdamına yönelik, belli birprogram çerçe<strong>ve</strong>sinde müteşebbisliği teşvik etmiştir.KOBĐ’lerin istihdam yaratma konusundaki rolleri arasında, özelliklegençlere müteşebbislik ruhu aşılarken; ayrıca yönetici <strong>ve</strong> çalışanlarınmotivasyon eksikliğinin giderilmesi hususu da eğitim programlarında yeralmıştır.Yeni teşebbüsler <strong>ve</strong> eski kuruluşların geliştirilmesi için "Nou<strong>ve</strong>l InstrumentCommunautaire" çerçe<strong>ve</strong>sinde, modernleşme <strong>ve</strong> yenileme yatırımlarınatahsisat ayrılmıştır. Ayrıca <strong>Birliği</strong>n; Esprit, Sprite, Brite, Star,Comett gibi programları da KOBĐ’lerin araştırma <strong>ve</strong> uygulama çalışmalarınaortak edilmişlerdir. 748Yine "Task Force" içinde yer alan "Şirketleri Yaklaştırma Bürosu"(Bureau de Rapprochement des Entereprises- BRE) ile ortak iş arayanlarayardım hizmetlerini güçlendirmek üzere <strong>Avrupa</strong> düzeyinde bir "ŞirketlerArası Đşbirliği Ağı" (Businesse Cooperation Net Work = BC-NET) 749 oluşturmaksuretiyle; istihdama katkı sağlanırken, KOBĐ’ler arası işbirliği tesisedilmeğe çalışılmıştır.Bütün bu faaliyet <strong>ve</strong> uygulamaların finans yönünü karşılamak içinRoma Antlaşması’nın 123. Maddesi’ne dayalı olarak; <strong>Orta</strong>k Pazar’da işgücününistihdam imkânlarını iyileştirmek <strong>ve</strong> hayat düzeyini yükseltmeyekatkıda bulunmak için bir "<strong>Avrupa</strong> Sosyal Fonu" oluşturulmuştur. BuFon’un üstlendiği görev ise, Birlik içinde istihdam imkânlarını <strong>ve</strong> işgücününmeslekî <strong>ve</strong> coğrafî hareketliliğini gerçekleştirmektir. Fon’un amacı, serbestdolaşımın yol açabileceği sosyal problemlerin çözümüne yardımcı olmayayönelik bir işleyişin kurulmasıdır. 750Görüldüğü gibi "Uygulama Programı"nda yer alan projelerin başındaeğitim projesi bulunmaktadır. Bu projenin amacı, sağlanan eğitim desteği748DPT, <strong>Küçük</strong> Sanayi, A.g.e., s.217-220.749Aişe ÇELĐK, <strong>Avrupa</strong> Topluluklar›’n›n KOBĐ’lere Yönelik Çal›şmalar› <strong>ve</strong> “BC-NET” Sistemi, A.g.m., s.32.; DPT,<strong>Küçük</strong> Sanayi, A.g.e., s.219.; BRE <strong>ve</strong> BC-NET hakk›nda daha geniş bilgi için bkz.: Meral SAYIN / Mustafa AkanFAZLIOĞLU, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde KOBĐ Destekleme Programlar›..., A.g.e., s.24-26 <strong>ve</strong> 29-30750 Fevzi DEMIR / Zeki ERDUT, Avrapa Sosyal Fonu <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Çal›şma Koşullar›, G›da Đş<strong>ve</strong>ren, Y›l:22, Say›: 235, Đstanbul, May›s 1990, s.7.


ile teknolojik uyumu artırmaktır. <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> Komisyon’u özellikle KOBĐdüzeyinde kurulan "Task Force" aracılığıyla; konuyu yakından takipetmekte <strong>ve</strong> gerekli stratejik destek sağlanmaktadır.Ayrıca EUROCHAM-BRES bağlamında, hizmet içi eğitim stratejileri tesbit edilerek; <strong>Birliği</strong>nsanayi dokusu için gerekli kaliteli işgücü yetiştirilmeye çalışılmaktadır. 751<strong>Avrupa</strong> Sosyal Fonu 1960’li yıllarda işsizlik türleri üzerinde çalışırken,Roma Antlaşması’nın 126. Maddesi’ne dayanılarak; Konsey 1 şubat 1971tarihli Kararı ile, 1 ocak 1972 tarihinden itibaren Fon’un sistemini yenidenbelirledi. Buna göre Fon’un çalışma alanı genişletildi. Her ne kadar Fon,kendisine yönelen taleplerin sadece yaklaşık % 5’ini karşılamasına rağmen;başta eğitim çalışmaları olamak üzere, Birlik çalışmalarının başlıcaaraçlarındandır. Đstihdamın geliştirilmesi konusunda Fon’a daha aktif birrol <strong>ve</strong>rmek amacıyla; 17 ekim 1983 tarihinde 83/516 Numaralı KonseyKararı ile yeni bir reform yapılarak, bu günkü şekline ulaştırılmıştır. 752Birlik, üye ülkelerin KOBĐ’leri yönlendirme <strong>ve</strong> destekleme faaliyetleriiçerisinde, eğitim <strong>ve</strong> danışmanlık hizmetlerine de özel bir önem <strong>ve</strong>rmektedir.KOBĐ’lere yönelik olan eğitim faaliyetlerindeki asıl amaç, bu işletmelerinyönetici <strong>ve</strong> sahiplerinin; teknolojik gelişmelere, iç <strong>ve</strong> dış pazarlara, yeni işimkânları ile sermaye kaynaklarına kolay bir şekilde uyumunu sağlamaktır.Bu amaçla eğitim <strong>ve</strong> danışmanlık hizmetleri arasında yapılan çalışmaları;bağımsız bir şekilde danışmanlık hizmeti sunan kurumlar (Đngiltere’deSmall Firm Contres, Yunanistan’da bölgesel bir yapıya sahip EOMMEX <strong>ve</strong>Hollanda’da yine bölgesel özellikte olan danışmanlık merkezleri gibi) <strong>ve</strong>bağımsız kurumlar tarafından eğitim amacıyla <strong>ve</strong>rilen (Almanya <strong>ve</strong>Danimarka’daki gibi) hizmetler olmak üzere iki kategoride toplamakmümkündür. 753Bugün Birliğe üye ülkelerin çoğunda iş piyasasının konumu, meslekîeğitimin yönlendirilmesinde temel çıkış noktalarından birini oluşturmaktadır.Başka bir ifadeyle, meslekî eğitim politikalarının işsizliğin <strong>ve</strong> özellikleuzun süreli işsizliğin çözümünde etkin olacak şekilde düzenlenmesigereklidir. Meslekî eğitim bu şekilde düzenlenerek, iş piyasasındaki arzagöre çeşitlendirilmesinin; orta <strong>ve</strong> uzun vadede istihdam piyasasında ya-751 Ömer GÜCELĐOĞLU, <strong>Küçük</strong> Ölçekli Đşletmelerin KOSGEB’den Beklentileri, TES-AR, Yay›n No:l3, Ankara, 1994,s.69.752 Fevzi DEMĐR / Zeki ERDUT, <strong>Avrupa</strong> Sosyal Fonu <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Çal›şma Koşullar›, A.g.m., s.7.753 Ömer GÜCELĐOĞLU, <strong>Küçük</strong> Ölçekli Đşletmelerin KOSGEB’den Beklentileri, A.g.e., s.69.


şanan problemlerin çözümünde, etkin olacağı görüşü benimsenmiştir.Birlik genelinde iş piyasasında karşılaşılan en önemli problem işsizlikoranının <strong>ve</strong> uzun süreli işsizliğin artış göstermesidir. Bu tür işsizliğin temelinde,işgücünün vasıfsız oluşu yatar. Yeni yatırımlara paralel olarak,istihdam imkânlarının artırılmasına rağmen; vasıfsız işgücünün istihdamedilebileceği işler oldukça sınırlıdır. Bu sebeple problemin halli, istihdamimkânlarıyla birlikte meslekî eğitim imkânlarının artırılmasıyla mümkündür.754Bazı sektör <strong>ve</strong> mesleklerde işsizliğin işgücünün açığı ile birlikte görülmesi,işletmenin aradığı vasıftaki işgücü ile iş piyasası arasında yapısalbir uyumsuzluğun olduğunun göstergesidir. 755 <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde bugünişletmelerin karştıkları en temel problemlerden biri, vasıflı işgücü açığı iken;bu durum çalışanlarda ise, yeterli vasfa sahip olmama şeklinde karşımızaçıkar. Problemin halli meslekî eğitimin geliştililerek, yaygınlaştırılmasındadır.Ancak meslekî eğitim <strong>ve</strong>ren kuruluşların yetersizsayıda oluşu, problemin hallini güçleştirmektedir.Meslek eğitiminden daha geniş kitlelerin faydalanmalarına imkânsağlanarak, gençlere esnek vasıflar kazandırmak suretiyle; aktif hayatageçişlerinin kolaylaştırılması bakımından, millî düzeyde olduğu kadar,Birlik düzeyinde de yatırımların desteklenmesi gerekmektedir. Söz konusualanda yatırımların desteklenmesi, bugün mevcut olan pek çok problemingelecekte ortadan kalkmasını sağlayacaktır. 756<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde, işletmelerin ihtiyaç duyduğu vasıflı işgücünün; vasıfdüzeyinin yükseltilerek, yetiştirilebilmesi için:- Meslekî eğitim sistemleri ile işgücü piyasası arasında sıkı bir bağkurularak daha iyi bir bilgi akışı sağlanması,- Đşgücü piyasasının ihtiyaçlarına uygun meslek seçimi konusunda dahaiyi <strong>ve</strong> geniş çaplı meslek danışmanlığı hizmetleri sağlanarak, gençlerarasında görülen işsizliğin azaltılması,- Örgün <strong>ve</strong> meslekî eğitimin, çalışma hayatında gençlere temel bilgilerkazandıracak şekilde yeniden düzenlenmesi,754Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e.,s.36.755 TĐSK, Đstihdam Art›ş› Đçin Al›nmas› Gerekli Tedbirler, Unice Raporu, Đş<strong>ve</strong>ren, Cilt:XXXI, Say›:5, Ankara,Şubat 1993, s.10.756Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e., s.36-37.


- Ülkeler arasında işgücü hareketliliğini artırmak bakımından dil eğitimineönem <strong>ve</strong>rilmesi,- Mümkün olduğu kadar daha fazla gencin, meslekî eğitimden geçirilmesi,- Meslekî vasıfların, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> düzeyinde iş<strong>ve</strong>renler <strong>ve</strong> çalışanlartarafından tanınmasının sağlanması,- Đşçilerin mesleklerine bakılmaksızın, işletmelerin ihtiyaçlarına uygunolarak sık sık yeniden eğitime tabi tutulması 757 faaliyetlerine, meslekîeğitimde yer <strong>ve</strong>rilmelidir.Büyük boyutlu işletmelerde meslekî eğitimin önemi kabul edilmekte <strong>ve</strong>bu işletmeler kendi bünyelerinde; konu ile ilgili çalışmalar yapmaktadırlar.Ancak üye ülkelerin çoğunda, istihdam artışının sağlanması <strong>ve</strong> bölgeselkalkınmada önemli role sahip KOBĐ’ler, bu konuda yeterli duyarlığa sahipdeğildir. Bu konuda Ticaret <strong>ve</strong> Sanayi Odaları, kendi bünyelerindekiKOBĐ’leri; bu konunun önemiyle ilgili bilgilendirilmesini <strong>ve</strong> eğitime dönükyatırımların teşvik edilmesini sağlamalıdır. 758Đstihdamın artırılmasında önemli rol oynayan KOBĐ’ler ile bu alandagirişimciliğin geliştirilmesi konusunda da bazı tedbirler öngörülmektedir.Bunları;- Đşsizlerin kendi işlerini kurmalarını sağlamak üzere daha fazla eğitim,danışmanlık hizmeti <strong>ve</strong> teşvklerin sağlanması,- Kuruluş safhasındaki KOBĐ’lere <strong>ve</strong>rgi indirimi danışmanlık gibi konulardadestek <strong>ve</strong>rilmesi,- <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> <strong>ve</strong> üye devletler düzeyindeki düzenlemelerden kaynaklanangereksiz bürokratik engellerin kaldırılmasi <strong>ve</strong> girişimciliği teşvik ediciaktif politikaların izlenmesi,- Đstihdamın artırılmasında girişimciliği teşvik edecek uygun bir ekonomikortamın yaratılması, 759 şeklinde sıralamak mümkün olmaktadır.757 TĐSK, Đstihdam Art›ş› Đçin Al›nmas› Gerekli Tedbirler, A.g.r., s.10.758 Halûk CEYHAN / Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> Türki<strong>ve</strong>’de Meslekî Eğitim, A.g.e.,s.38.759 TĐSK, Đstihdam Art›ş› Đçin Al›nmas› Gerekli Tedbirler, A.g.r., s.10.


V. TÜRKĐYE VE AVRUPA BĐRLĐĞĐ’NDE TEKNOLOJĐK GELĐŞMELER<strong>ve</strong> ĐSTĐHDAM POLĐTĐKALARI ARASINDA ĐLĐŞKĐLERÇağımızın karakteri <strong>ve</strong> başlıca meseleleri haline gelmiş bulunan teknoloji;pek çok yönüyle bir eğitim, araştırma <strong>ve</strong> ihtisas konusudur. Teknolojinin;kişilerin davranışları, toplumsal olaylar <strong>ve</strong> sosyal yapı üzerindeönemli etkileri bulunmaktadır. Bu bakımdan toplumların ekonomik, kültürel<strong>ve</strong> siyasî yapıları, eriştikleri teknolojik seviyeyle şekillenmektedir.Teknolojik gelişme herşeyden önce bir kalkınma meselesidir. Kalkınma,daha çok <strong>ve</strong> daha kaliteli mal <strong>ve</strong> hizmet üretmektir. Bütün dünya ülkeleri,daha az kaynak kullanarak, daha çok <strong>ve</strong> iyi kalitede mal üretebilmeyi amaçedinmişlerdir. Bunun yanında ürettikleriyle daha çok ihtiyacıkarşılayabilmek için, toplumdaki bilgi birikimi artırılmaya çalışılmıştır.Bu amaçla pek çok ülkede, yaygın bir ilmî <strong>ve</strong> teknolojik alt yapıya dayalımodern araştırma merkezlerinde çalışan binlerce araştırmacı; yeniteknolojiler meydana getirerek, içinde bulundukları teknoloji yarışındabaşarılı olmaya çalışmışlardır. Bu yarış, tekonolojik gelişmeyi hızlandırmıştır.760Teknolojinin en önemli özelliği, oldukça hızlı <strong>ve</strong> devamlı bir şekildedeğişmesidir. Bugün içinde bulunduğumuz yeni teknolojiler (özellikle bilgi<strong>ve</strong> haberleşme teknolojilerindeki hızlı gelişme), ekonomik <strong>ve</strong> sosyal hayattakideğişimin kişi ile ilgili tabanını oluşturur. Aslında mal-hizmet, finanspiyasaları <strong>ve</strong> işletme yapılarındaki küreselleşme bu gelişmenin sonucuolarak hızlanmaktadır. 761Đlim, kâinatta mevcut olan imkânları tanımayı; teknoloji ise, bu imkânlarıkullanmayı sağlar. Teknolojik gelişme hızlandıkça, insan bu imkânlardandaha çok <strong>ve</strong>ya daha iyi istifade etmeye çalışır. Böylece her teknolojikgelişme, insan lehine yeni avantajlar sağlamak suretiyle hayatı dahacazip hale getirir. Kişi, teknolojinin sağladığı kolaylıklardan faydalanmakiçin; onu takip etmek, bulmak <strong>ve</strong> bilmek mecburiyetindedir. 762Pek çok bilim adamı <strong>ve</strong> araştırmacı tarafından kabul edilen en önemliteknolojik eğilim, "Buharlı Motor" un icadı ile başlayan "Sanayi Devrimi" dir.760 Đbrahim DEMĐR, Teknolojik Gelişme <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’nin Teknolojik Meseleleri, DPT Sosyal Planlama Başkanl›ğ›,Yay›n No: DPT:2051-SPB:393, Ank., May›s 1986, s.1.761DPT, VII.Beşy›ll›k Kalk›nma Plan› (1996-2000), A.g.e., s.1.762 Đbrahim DEMĐR, Teknolojik Gelişme <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’nin Teknoloji Meseleleri, A.g.e., s.3.


Bugün bunun yerini bilgisayara dayalı "Bilgi Toplumu Çağı" adını<strong>ve</strong>rdiğimiz bir dönem almıştır. Sanayi Devrimi’nde "motor" nasıl sürükleyicigüç olmuşsa; "bilgisayar" da "Bilgi Toplumu" nun itici <strong>ve</strong> yönlendirici gücüolmuştur.Sanayi toplumunun en belirgin özelliği olan, motora dayalı mekaniküretim; bilgi toplumunda önemini kaybetmiş olup, yerini bilgisayara dayalıotomasyona bırakmıştır. Başka bir ifadeyle, sanayi toplumunda mekaniküretim işleri makina ile yapılırken; otomasyonda daha ileri bir safhayaerişilmiş, makinaların yine makinalarla çalıştırılması <strong>ve</strong>ya kontrolüsağlanmıştır. 763Özellikle bilgi toplumuna geçişte, enformasyon teknolojisindeki gelişmelerinsonucu olan ileri otomasyon teknolojisi; yalnızca basit işgücü değil,belirli ölçüye kadar beyin gücünü de yerinde kullanma imkânı <strong>ve</strong>rmiştir. Buçerçe<strong>ve</strong>de vasıflı insangücüne dayanan bilgi yoğun sanayıler <strong>ve</strong> ileri üretimmetodları, hızlı gelişmenin belirleyicisi olmuştur.Bu değişmelerin yanında küreselleşmenin dinamiğini belirleyen faktörlerde hızla değişmiştir. Uluslararası sermayenin akışı <strong>ve</strong> üretim faaliyetlerindekigelişmede, geleneksel vasıfsız <strong>ve</strong> ucuz işgücü ile hammaddebolluğunun önemi giderek azalmıştır. Bunun erini; iyi yetişmiş işgücü,gelişmiş bir teknoloji <strong>ve</strong> ticarî alt yapısının varlığıyla etkili bir şekilde işleyenbir piyasa mekanizmasının aldığı görülür.Çağdaş ekonomilerde arzulanan iktisadî <strong>ve</strong> sosyal hedeflere ulaşmada;piyasalar ile devlete önemli görevler düşmektedir. Bu görevler yerinegetirilirken, birbirini destekleyici <strong>ve</strong> tamamlayıcı bir tarzda olmalıdır. Ayrıcaaraştırma <strong>ve</strong> teknoloji politikaları, bir yandan millî <strong>ve</strong> teknoloji gücünüaraştırmayı hedeflerken; diğer taraftan uluslararası işletmelerin araştırmageliştirme(AR+GE) faaliyetini dikkate almakta, bunlarla bilgi ağlarıoluşturmaya çalışmakta <strong>ve</strong> işletmeleri stratejik birliğe özendirmektedir. 764Teknolojik potansiyelin artırılması için iki yol bulunmaktadır. Bunlardanbirincisi AR+GE faaliyetlerine dayalı teknoloji üretmek, ikincisi deteknoloji transfer etmektir. Her ülke kendi durumu, ihtiyaç <strong>ve</strong> imkânlarıçerçe<strong>ve</strong>sinde; bu iki yoldan birini tercih etmekte <strong>ve</strong>ya her ikisini de aynı763 Halil SARIASLAN, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmelerin Finansal Sorunlar›..., A.g.e., s.8.764 DPT, VII.Beş Y›ll›k Kalk›nma Plan› (1996-2000), A.g.e., s.2.


derecede önemsemektedir. Bu arada en isabetli tercih; ülkeye, bölgeye <strong>ve</strong>sektöre göre değişen şartların çok iyi bilinmesine bağlıdır. Uygulamada,gelişmiş ülkelerin teknoloji üretmeye; gelişmekte olan ülkelerin ise,teknoloji transferine öncelik <strong>ve</strong>rdikleri görülür. Aslında teknoloji üretmek,ithal etmeğe oranla; hem daha güç <strong>ve</strong> masraflı, hem de daha çok zaman <strong>ve</strong>emek gerektirir. Öyle ise bilgi üretmenin en kestirme yolu, başkalarınınbildikilerini öğrenmektir. Bu bakımdan gelişmekte olan ülkeler, öncelikleihtiyaç duydukları bilgileri; mevcut teknolojik birikim içinde aramak,bulmak <strong>ve</strong> alıp kullanmak mecburiyetindedirler. 765<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkeler yukarıda yer <strong>ve</strong>rdiğimiz hususlara, teknolojikgelişim içinde yer <strong>ve</strong>rirken; <strong>Türkiye</strong> ise bir taraftan yoğun bir şekildeteknoloji ithalini öngören tedbirleri almakta, diğer taraftan da teknolojiüretmeye <strong>ve</strong> ithal edilen teknolojileri ülke şart <strong>ve</strong> ihtiyaçlarına uydurmayaçalışmaktadır. Bunun için AR+GE faaliyetlerini artırmanın yanında, bukonuda gerekli kanunî <strong>ve</strong> idarî tedbirlere de acilen yer <strong>ve</strong>rmek zorundadır.Bugün pek çok ülkenin ticaret politikalarında, yabancı sermaye yatırımlarınaönem <strong>ve</strong>rdikleri görülmektedir. Bu husus dikkate alınarak, işletmeiçi ticaret <strong>ve</strong> üretimin; uluslararası iş bölümünün asgarî maliyetleişlemesine uyum sağlanmasına, mevcut politikalar içinde yer <strong>ve</strong>rilmektedir.Uygulanan rekabet politikalarında, sadece iç piyasayı dikkate alan biryaklaşım yerine; uluslararası üretim faaliyetlerini esas alan <strong>ve</strong> işletmelerinuluslararası rekabet gücünü artırmaya, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde olduğu gibiülkemizde de ayrıca özen gösterilmektedir. Çünkü bugün teknoloji üretme<strong>ve</strong> uygulama kapasitesi, sanayiin rekabet gücünü belirleyen temel unsurhaline gelmiştir. Ayrıca, sanayi organizasyonundan sağlanacak gelişmelerinde önemi artmaktadır. Bu kapsamda, geniş teknoloji kullanımı <strong>ve</strong> üretimdeesnekliğin artması da uygulanan politikalar içinde önem taşımaktadır. 766Böylece gerek yabancı sermaye <strong>ve</strong> gerekse uyum sağlamaya çalışılanrekabet politikalarıyla; açılacak yeni işletmelerle bir taraftan yeni istihdamimkânları yaratılırken, diğer taraftan da yeni teknolojilerin ülkeye girmesisağlanmış olacaktır.Yukarıda yer <strong>ve</strong>rdiğimiz hususlar çerçe<strong>ve</strong>sinde, Birliğe üye ülkeler ileülkemiz açısından; teknoloji <strong>ve</strong> teknolojik değişimin yapılan tanımları,765 Đbrahim DEMĐR, Teknolojik Gelişme <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’nin Teknoloji Meseleleri, A.g.e., s.6-7.766 DPT, VII. Beş Y›ll›k Kalk›nma Plan› (1996-2000), A.g.e., s.2 <strong>ve</strong> 66.


teknolojinin vasfı <strong>ve</strong> önemi üzerinde durulacaktır. Yine üye ülkelerle, ülkemizaçısından önem taşıyan teknolojik gelişmenin ekonomik yönü, teknolojikgelişmeler karşısında işgücünün vasfı <strong>ve</strong> meslekî eğitimi ele alınacaktır.Ayrıca konumuz bakımından belli bir ağırlığa sahip teknolojik değişim<strong>ve</strong> istihdam ilişkisi ile teknolojik değişimin KOBĐ’lerde istihdamaetkisi üzerinde ayrı ayrı durulması planlanmıştır.A- <strong>Türkiye</strong> <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde Teknoloji <strong>ve</strong> Teknolojik Değişimle ĐlgiliGenel TanımlarEkonomik gelişmenin anahtarı durumunda olan, teknoloji <strong>ve</strong> bunadayalı terminoloji içinde, evrensel <strong>ve</strong> kesin çizgileriyle pek çok tanım yapılmıştır.Yapılan tanımların hemen hepsinde yeralan temel <strong>ve</strong> genel kriterlerin;<strong>Avrupa</strong> Birilği ile ülkemizde ortaklaşa kullanıldıkları görülür. Buortak yönler; üye ülkelerin ekonomi, sanayi <strong>ve</strong> sosyal alanlarda gelişmeleriile teknolojide de ileri gitmelerine dayanmaktadır. Ülkemizde sanayi içingerekli olan teknoloji transferi bir taraftan yapılırken, diğer taraftan bunadayalı teknik terimlerin günlük hayatımıza girdiğini görürüz.Günlük hayatımıza giren teknik terimleri; teknik, teknoloji, teknolojideğişimi, teknolojik yenilik, teknoloji transferi, teknolojik bilgi, teknolojikçaba, teknolojik kapasite <strong>ve</strong> otomasyon olarak ele alıp, bunların kısa <strong>ve</strong> özolarak tanımları yapılacaktır.Teknik: Đnsanın yaratıcılığını, zekâsını <strong>ve</strong> bilgi birikimini geliştirme <strong>ve</strong>yeni ihtiyaçlarını karşılamak için kullanma yöntemlerine denir. 767 Yunanca’dangelme bir isimdir. Bunun yanında teknik kelimesi genel olarak; birmesleğin <strong>ve</strong>ya faaliyetin icrasında takip edilen yol <strong>ve</strong> yöntem 768 şeklindesözlükte yer almaktadır.Konumuzun ağırlığını teknoloji oluşturduğundan, bu kelimenin etimolojisiniyaptığımızda; tekno köküne bilim anlamına gelen "loji" takısıeklenmek suretiyle, teknoloji kelimesi oluşmuştur. "Loji" bilim anlamınageldiğinden, teknoloji; "meslek <strong>ve</strong> faaliyet icra etme yöntemi bilimi" <strong>ve</strong>yadaha kısa bir şekilde "teknikler bilimi" anlamına gelir.767 Ayfer ERBESLER, Đstanbul Đmalât Sanayiinde Đşgücünün Eğitim Yap›s› <strong>ve</strong> Teknolojik Değişmeye Uyum Sorunlar›,MPM, Yay›n No:356, Ank., 1987, s.9.768 Redhouse, English-Turkish Dictionary, Redhouse yay›nevi, Đst., 1980, s.1004.


Teknoloji kelimesinin sözlük karşılığı "Sınaî işler ilmi, sanat <strong>ve</strong> meslekterimleri" 769 olarak karşımıza çıkar. Bir başka sözlükte ise birinci anlamıolarak "uygulanmış bilim", ikinci anlamı olarak "pratik bir amaca ulaşmanınteknik metodu", üçüncü anlamı olarak da "Đnsanlığın devamı <strong>ve</strong>refahı için gerekli her şeyi temin etmede başvurulan araç <strong>ve</strong> yolların tümü 770şeklinde teknoloji kelimesinin karşılığı <strong>ve</strong>rilmiştir.Günlük hayatta teknoloji; ekonomide üretimin gerçekleştirilmesi içinkullanılan bilgi, metod <strong>ve</strong> düzenlerin tümü anlamında kullanılmaktadır.Başka bir ifadeyle, bir işin başından sonuna kadar uygulanan teknikleretoplu olarak teknoloji adı <strong>ve</strong>rilmektedir. 771Đnsanların üretim faaliyetlerinde bulunurken kullandığı yol <strong>ve</strong> yöntemlerşeklinde, teknoloji tanımlanabileceği gibi; insanların çevresini değiştirmekiçin sahip olduğu <strong>ve</strong> kullandığı teknik türleri olarak da tarif edilmektedir. 772Yine teknoloji; "sanayi kabiliyetlerine ilişkin bilgi birikimi" 773 olarak elealınırken, bir başka tanımda "meteryal <strong>ve</strong>ya bilgi şeklindeki girdilerin çeşitliçıktılara dönüştürülmesinde kullanılan teknik <strong>ve</strong> süreçlerdir." 774 şeklinde yeralmıştır.Teknoloji insan tarafından, yine insan için meydana getirilmiş bir araçolarak ele alınmaktadır. Bu aracın insan hayatı üzerindeki etkisi, insanınonu kullanış şekline bağlıdır. Modern teknoloji; bütün yeni üretim malzeme<strong>ve</strong> metodlarının, makine <strong>ve</strong> taşıyıcıların uygulanış tarzının teşkilâtlandırılmışbir bütünü 775 olarak da tanımlanır.769 Redhouse, A.g.e., s.1004.770 Webster’s Se<strong>ve</strong>nth New Collegiate Dictionary, Cambridge, The Ri<strong>ve</strong>rside Press, USA, 1963, s.905.771 Celâl ASLAN, Teknoloji Transferi <strong>ve</strong> Đstihdama Etkisi, KÜSGET/DPT/OECD, Đstihdam Yarat›c› Girişimler,Teknolojik Yenilikler <strong>ve</strong> Bölgesel Gelişme Uluslararas› Semineri, Gaziantep, 22-24 Ekim 1985, Ank., Temmuz1986, s.174.772 Onur BERBEROĞLU, Đstihdam Politikas› Oluşturmada Genç Đşgücü’nün Yeni Teknolojiler Karş›s›nda Durumu <strong>ve</strong>Değerlendirilmesi, D.E.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Çal. Ek. <strong>ve</strong> End. Đliş. Böl. Yay›nlanm›ş Yüksek Lisans Tezi,Đzmir, 1992, s.49.773 Đlter AKAD, Endüstri Toplum Bilim, Ege Bas›mevi, Đzmir 1984, s.48.774 Ceyhan ALDEMĐR, Örgütler <strong>ve</strong> Yönetimi Mikro Bir Yaklaş›m, Bilgehan Bas›mevi, Đzmir, 1985, s.161.775C. L. BOLTZ (Çev.Toker DERELĐ) Teknoloji <strong>ve</strong> Đktisadî Gelişme, Yalç›n Mat., Đst., 1970, s.41.


Belirli bir amaca yöneltilmiş bir dizi tekniğin, işin derecelerine göre sıralanıpkullanılması yollarının bilimsel kurallara uygun olarak sistematizeedilmesi 776 şeklinde de teknoloji tanımlanmaktadır.Endüstriyel faaliyetlere ilişkin bilgilerin tümü olarak tanımlayabileceğimizteknoloji, mal <strong>ve</strong> hizmet üretimi yöntemlerini, tekniklerini <strong>ve</strong> örgütlenmebiçimlerini kapsamaktadır. 777Đnsanlık tarihiyle başlayıp günümüze kadar sürüp gelen dinamik birvak’a olarak kabul ettiğimiz teknolojik değişim, ürün iyıleştirilmesi de dahilolmak üzere bu dönüştürme sürecine getirilen her türlü iyıleştirmeleri ifadeeder. 778 Başka bir tanımda teknolojik gelişme <strong>ve</strong>ya ilerleme, tabii olarakteknolojiyi meydana getiren unsurların birinde <strong>ve</strong>ya bir kaçında ortayaçıkan köklü değişmeler (yeni üretim yöntemlerinin geliştirilmesi, yeniürünlerin üretilmesi, organizasyon <strong>ve</strong> yöntem tekniklerinde yenilik ilegelişmelerin meydana gelmesi) 779 olarak anlaşılmaktadır .780Teknolojik gelişmeyi en genel anlamda; bir üretim organizasyonundadaha az üretim faktörü <strong>ve</strong>ya faktörleri kullanarak, aynı miktar ürün <strong>ve</strong>yaaynı miktar üretim faktörü kullanarak, daha çok <strong>ve</strong> daha fazla kaliteli ürünelde edilmesine sebep olan bütün yenilikler (değişiklikler) olarak tarif etmekmümkündür.Tanıma dikkat edildiğinde; ürün miktarı <strong>ve</strong> kalitesindeki artış, üretimfaktörleri kullanım miktarlarında azalma ile üretim olmak üzere üç önemlihususun yer aldığı görülür. Teknolojik gelişmede aynı miktar üretimfaktörü kullanarak, daha fazla ürün elde etme başlıca amaçtır. Bubakımdan teknolojik gelişme, üretim artırmaya <strong>ve</strong>ya kalitede standartlaşmayayöneliktir. 781776 Ayfer ERBESLER, Đstanbul Đmalât Sanayiinde Đşgücünün Eğitim Yap›s›.., A.g.e., s.9.777 Şerife Türcan ÖZŞUCA, Teknolojik Gelişme <strong>ve</strong> Đstihdam, ĐĐBK Đstihdam Dergisi, say›:18, Ank., Ocak-Mart 1995,s.19.778 Arman KIRIM, <strong>Türkiye</strong> Đmalât Sanayiinde Teknolojik Değişim, TOBB, Ank., 1990, s.11.779 Teknolojik gelişme <strong>ve</strong> yeniliklerle ilgili daha geniş bilgi için bkz: G.DOSĐ, Sources Procedures andMikroeconomic Effects Of Innovation, Journal of Economic Literature, 26, 1988, s.1120-1170.; C.KENNEDY <strong>ve</strong> A.P. THIRLWALL, Sur<strong>ve</strong>y In Applied Economics: Technical Progress, Economic Journal, Marc, 1981, s.11-63.;K.PAVITT, Patterns of Technical Change; Towards a Taxonomy and Theory, Research Policy, 13, 1984, s.343-373.780 Şerife Türcan ÖZŞUCA, Teknolojik Gelişme <strong>ve</strong> Đstihdam, A.g.m., s.19.781Đsmail H. ÖZSABUNCUOĞLU, Teknolojik Gelişme <strong>ve</strong> Đstihdam Sorunu, KÜSGET/ DPT/ OECD, ĐstihdamYarat›c› Girişimler, Teknolojik Yenilikler <strong>ve</strong> Bölgesel Gelişme Uluslararas› Semineri, Gaziantep 22-24 Ekim 1985,Ank., Temmuz 1986, s.156.


Đster bir bölgede <strong>ve</strong>ya ülkede, isterse başka bir ülkede üretilen herhangibir malın; yeter derece iyi, son derece ucuz, yeterli miktarda bulunması,zamanında teslim edilmesi <strong>ve</strong> estetik olması gibi özelliklerini en iyi sağlayanürüne, teknolojik yenilik denir. Teknolojik yeniliklerin benimsenmesi <strong>ve</strong>istihdam yaratmada; devletin, yerel kuruluşların, işletmeler ile tüketicileringörevleri bulunmaktadır. 782Pratikte, teknolojinin bir ücret <strong>ve</strong>ya mal karşılığı yurtdışından <strong>ve</strong>yayurtiçinden işletmeler arasında alınmasına; teknoloji transferi denir. Buradayapılan transfer, teknolojinin mahsulü olan üründür. Yani makine,cihaz, proje, grafik, şema <strong>ve</strong> formüldür. Bu sebeple, öğrenilmeden transferedilen bir teknoloji, bir ülkenin ya da bölgenin kalkınmasında asla etkiliolamaz. 783En geniş anlamıyla teknoloji transferi; bütün dünyadaki teknolojikgelişmelerin takibi, ihtiyaç duyulan teknojilerin millî şart <strong>ve</strong> ihtiyaçlaraadapte edilmesi, geliştirilmesi <strong>ve</strong> yayılması olmak üzere birbirini takip edenişlemler olarak tarif edilir. 784 Uluslararası teknoloji transferinde; lisansanlaşmaları, yabancı sermaye yatırımları <strong>ve</strong> sanayi işbirliği olmak üzere üçönemli kanal bulunmaktadır. Başkaları tarafından üretilen teknoljikbilgileri sanayiide uygulamak, görüldüğü gibi yeni usullere (Bu usuller;Patent: Đhtira beratı, Know-how: Ustalık, teknik bilgi, Lisans : Kullanmamüsaadesi, Lisans anlaşmaları, Royalty : Lisans satın alanın alıcıya bellizamanlarda ödeme yapılması vb.dir.) bağlanmıştır. Bir ücret karşılığında,geliştirilen teknolojileri transfer etmek mümkündür. Burada en önemlihusus, uygun teknolojinin seçimi <strong>ve</strong> öğrenilmesidir. 785Teknolojik bilgi, teknolojinin altında yatan <strong>ve</strong> bu teknolojide operasyonelolarak yansıyan fizikî süreçler hakkında bilgidir. Teknolojik bilginin, diğerkaynaklarla birlikte mevcut teknolojilerin özümsenmesi <strong>ve</strong> uyarlanması<strong>ve</strong>/<strong>ve</strong>ya yeni teknolojiler geliştirilmesi amacına yönelik olarakkullanılmasına teknolojik çaba denir. Bir ülkenin ya da işletmeninteknolojik kapasitesi, o ülke ya da işletmenin teknolojik değişim etkinlik-782 Celal ASLAN, Teknoloji Transferi <strong>ve</strong> Đstihdama Etkisi, A.g.t., s.179-180.783Celal ASLAN, Teknoloji Transferi <strong>ve</strong> Đstihdama Etkisi, A.g.t., s.175.784 Đbrahim DEMĐR, Teknolojik Gelişme <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’nin Meseleleri, A.g.e., s.67.785Celal ASLAN, Teknoloji Transferi <strong>ve</strong> Đstihdama Etkisi, A.g.t., s.176.


lerini yerine getirebilmesi için gerekli olan; teknoljik bilgi, hüner <strong>ve</strong> deneyimiihtiva eder. 786Đnsan rehberliği <strong>ve</strong> kontrolü olmaksızın birbiri ardına gelen işlemler ilesürekli <strong>ve</strong> otomatik bir üretim yapabilmek için otamatik makinelere; işiletişim cihazlarıyla, kontrol cihazının eklenmesine otomasyon denir. 787Yukarıda yer <strong>ve</strong>rdiğimiz terminoloji içinde ele aldığımız teknoloji kelimesininbugün çok değişik tanımlarının yapıldığı, buna rağmen üzerindegörüş birliğine varılan kesin bir tanıma rastlanılmamaktadır. Teknolojisözkonosu olduğunda, ileri teknoloji, emek yoğun <strong>ve</strong>ya sermaye yoğunteknoloji <strong>ve</strong> uygun teknoloji tabirleri sık sık kullanılmaktadır. Bunlar(teknoloji dahil), herkesin üzerinde hem fikir olduğu kavramlar değildir.Teknolojiyle ilgilenen toplum bilimciler, teknik meslek mensupları, ekonomisler<strong>ve</strong> işletmeciler arasında görüş ayrılığı olduğundan; herkes kendinegöre bir teknoloji tarifi yapmaktadır. 788Ekonomistler; yeni bir malı üretme, bilinen malları geliştirme <strong>ve</strong>ya mal<strong>ve</strong> hizmetler üretmek için uygulanan her türlü yöntem olarak teknolojiyitarif ederler.Đşletmeciler ise yaptıkları tanımlarda, teknoloji faktörünü daha kapsamlıbir şekilde ele alırlar. Bunlara göre teknoloji; işletmelerin tüm görevlerindekarşılaşılan problemleri çözmeğe yönelik yöntemler bütünü olarak kabuledilmektedir. Bu hususlara uygun olarak da teknolojiyi; mal <strong>ve</strong> hizmetlerintasarımı, üretimi, geliştirilmesi <strong>ve</strong> dağıtılması gibi vazifeleri mümkün kılanmühendislik <strong>ve</strong> yöntemine ilişkin bilgilerin tümü olarak tanımlanır. 789Şimdiye kadar yapılmış tanımların ortak sonucuna göre; teknoloji, birmal <strong>ve</strong>ya hizmet üretimi için gerekli bilgi, beceri <strong>ve</strong> tecrübelerin tümüdür.Bu tanım, her türlü üretim bilgisini hiçbir ayrım yapmadan kapsamaktadır.Đnsanı teknoloji geliştirmeye zorlayan sebep, daha az kaynak kullanarak,786 Arman KIRIM, <strong>Türkiye</strong>’de Đmalât Sanayiinde Teknolojik Değişim, A.g.e., s.11.787Fevzi ERCAN, Đleri Teknolojinin Đnsangücüne <strong>ve</strong> Đstihdam Sorunlar›na Etkileri: Yeni Sorunlar m›? Çözüm Yollar›m›?, A.g.t., s.17.; Fevzi ERCAN, <strong>Küçük</strong> Sanayi Mensuplar›n›n Meslekî Eğitim Đhtiyaçlar›, MPM, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> BoySanayi Teşebbüslerinin Sorunlar›, Çözüm Yollar› <strong>ve</strong> Geliştirilmesi Semineri, Ank., 1987, s.165.788 Đbrahim DEMĐR, Teknolojik Gelişme <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’nin Teknolojik Meseleri, A.g.e., s.70.; Onur BERBEROĞLU,Đstihdam Politikas› Oluşturmada Genç Đşgücünün Yeni Teknolojiler Karş›s›nda Durumu <strong>ve</strong> Değerlendirilmesi, A.g.e.,s.50.789 Onur BERBEROĞLU, Đstihdam Politikas› Oluşturmada Genç Đşgücünün Yeni Yeni Teknolojiler Karş›s›ndaDurumu <strong>ve</strong> Değerlendirilmesi, A.g.e., s.50.


daha çok ihtiyacı temin etme fikri olduğuna göre; teknolojik terminolojide"teknoloji" den çok, "ileri teknoloji" önemlidir.Đleri teknoloji, en az girdiyle, birim zamanda en çok <strong>ve</strong> en iyi kalitede mal<strong>ve</strong>ya hizmeti üreten teknoloji şeklinde tanımlanmaktadır. Bu tanım, dahaönce bilinmeyen bir mal <strong>ve</strong>ya hizmeti üreten <strong>ve</strong> alternatifi olmayanteknolojileri de kapsamaktadır. 790Teknoljik gelişmeler, son senelerde sayıları giderek artan teknolojikbuluşların ürünü olarak karşımıza çıkar. Teknoloji, artaştırma <strong>ve</strong> geliştirmesistemleriyle (AR+GE), tarım sanayi <strong>ve</strong> hizmetler sisteminin kesiştiğifaaliyetlerin tümünü tanımlamaktadır. Yeni bir teknoloji; sanayi faaliyetlerindedaha fazla entegrasyon <strong>ve</strong> uyum sağlayıp maliyeti düşürme, yeni <strong>ve</strong>kaliteli mal üretimi sayesinde piyasayı elde etme gibi gayelerle gerçekleştirilirken;bazen yeni teknolojiler, sırf işletmelerin tesis <strong>ve</strong> malzemelerinyenilenme hırs <strong>ve</strong> arzusunu tatmin amacıyla da benimsenmektedir.Teknoloji edinme, bugün iki yoldan sağlanmaktadır. Bunlara "yatay" <strong>ve</strong>"düşey" teknoloji edinme adı <strong>ve</strong>rilir. Yatay teknoloji edinme; teknik litaratüründeğerlendirilmesi, taklit <strong>ve</strong> adaptasyon, teçhızat <strong>ve</strong> makina satınalma,mühendislik <strong>ve</strong> teknik hizmetler anlaşmaları, patent (ihtira beratı)-lisans (kullanma müsaadesi) <strong>ve</strong> know-how (ustalık-teknikbilgi) satın alma,yabancı şirketlerle ortak yatırımlar, çok uluslu şirketlerin yatırımları,kalifiye personel <strong>ve</strong> diğer yollardan gerçekleştirilmektedir.Düşey teknoloji edinme ise, dünya bilgi sisteminden alınan girdilerin,millî araştırma <strong>ve</strong> geliştirme (AR+GE) sisteminde; ülke şartlarının adapteedilmesiyle millî teknolojiye maledilmesidir. Bu, pahalı <strong>ve</strong> uzun zaman alanbir uygulama olduğu için; ekonomik <strong>ve</strong> teknolojik yarış içine girmişbulunan ülkelerde, yaygın olarak kullanılamamaktadır. Ancak, yeni teknolojininmevcut teknolojilerde olduğu gibi, millî araştırma- geliştirmesistemi <strong>ve</strong> dolayısıyla dünya bilgi sisteminden beslenerek; ülke şartlarınaadapte edilen, uygun teknolojilerin seçilmesi en sağlıklı yoldur. 791"Uygun teknoloji" nisbî bir kavramdır. Sosyo-ekonomik şartlara bağlıolarak ülkeye, bölgeye <strong>ve</strong> sektöre göre değişir. Müteşebbise göre en uygunteknoloji, en çok kârı getiren teknolojidir. Đşçi <strong>ve</strong>ya sendikaya göre uygunteknoloji, işsizlik yaratmayan <strong>ve</strong> ideal iş şartları oluşturan teknolojidir.790 Đbrahim DEMĐR, Teknolojik Gelişme <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’nin Teknolojik Meseleleri, A.g.e., s.71.791 Đsmail H.ÖZSABUNCUOĞLU, Teknolojik Gelişme <strong>ve</strong> Đstihdam Sorunu, A.g.t., s.157.


Tüketici için en uygun teknoloji, kendi tercihlerine uygun mal <strong>ve</strong>ya hizmetiüreten teknolojidir. Plancıya göre uygun teknoloji, önceden tebit edilensosyo-ekonomik hedeflere zamanında götüren teknolojidir. 792B- Teknolojik Gelişmenin Ekonomik Yönü <strong>ve</strong> ÖnemiTeknolojik gelişmenin ekonomik yönünü ele almadan önce, ekonominintemel araçlarına bakmak yerinde olacaktır. Ekonominin temel araçlarıarasında; yüksek bir istihdam seviyesi, eşit bir gelir dağılımı, oturmuş fiyatdüzeyi, ekonomik büyümeyi sağlama, kaynakların etkin kullanımı, girişimserbestliği, sosyal gü<strong>ve</strong>nliğin temini <strong>ve</strong> son zamanlarda önem kazanan çevretemizliği yer almaktadır. Bütün bu temel amaçlara kısaca; insan <strong>ve</strong>toplumun refah <strong>ve</strong> mutluluğunun sağlanmasına katkıda bulunmadiyebiliriz. Bu amaçlar arasında, ekonomi <strong>ve</strong> teknolojinin çok sıkı ilişkileriçinde olduğu görülür. Son yıllarda hızla değişen teknolojinin, ekonomikamaçlarda değişikliklere yol açtığı; onların gerçekleşmesine olduğu kadar,amaçlarından ayrılmasına da sebep olduğu kabul edilmektedir.Teknolojinin hayatımıza kazandırdığı ürünler, hayat standartlarınınartmasında çok önemli rol oynar. Đşgücünün kalitesi zaman içinde artarak,ekonomik büyümeye katkı sağlar. Đşgücünün kalitesinin artması, okullardayeni teknolojilerin sonuçlarını öğrenerek de gerçekleştirilmektedir. Teknolojibir taraftan hayat standartlarımızı yükseltirken, diğer taraftan yeniproblemler yaratmakta <strong>ve</strong> bunların çözümü için de yeni teknolojileringeliştirilmesi gerekir. Bu yönüyle teknoloji, çalışma saatleri azaltılarakinsanların kendilerine daha çok zaman ayırmalarına, çevre kirliliğiproblemini çözmeye yardımcı olmasına, sağlık <strong>ve</strong> eğitim hizmetlerininyükseltilmesine de katkıda bulunur. Başka bir ifadeyle, doğru yöndekullanılan teknoloji, toplumun problemleriyle daha kolay-lıklailgilenilmesinde <strong>ve</strong> onların çözümünde önemli rol oynar. 793Teknolojik gelişmeler aynı miktarda girdi kullanıp, daha fazla üretimyapmak suretiyle; <strong>ve</strong>rimlilik artışları sağlayarak, uzun süreli enflasyonistbaskıları azaltabilir. Bu azalma kısa sürede değil, zaman içinde <strong>ve</strong> birikimliolarak gerçekleşir.792Đbrahim DEMĐR, Teknolojik Gelişme <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’nin Teknolojik Meseleleri, A.g.e., s.71-72.793Mahir FĐSUNOĞLU, Sanayileşme <strong>ve</strong> Teknoloji Stratejileri, Sanayi Y›ll›ğ› 93, <strong>Türkiye</strong> Kalk›nma Bankas›, Ank.,1993, s.195-197.


Hızlı teknolojik gelişmelerin olduğu ülkelerde, kitle halinde işçi çıkarmasınıngörüleceği ileri sürülmüştür. Bu görüşe göre, teknolojik gelişmelerinolduğu ülkelerde "teknolojik işsizliğin" yaşanacağı ileriye sürülmüştür.Ancak bu görüş, bugün tam olarak kanıtlanamamıştır. Bununyanında teknolojik ilerlemeye yönelik buluşlar <strong>ve</strong> bunların uygulamayakonulması; sermaye <strong>ve</strong> işgücü talebini artırmasından doloyı, teknolojikilerlemelerin yer aldığı sanayılerde istihdamın yükseltilmesine sebep olur.Teknolojik ilerlemeler o ülkenin iç <strong>ve</strong> dış pazarlarında rekabet etmeşansının yükseltilmesi ile ayrıca üretim maliyetlerini de düşürdüğünden; oülkenin ihracatı artırmakta, bu da yeni iş sahalarının açılmasına sebepolmaktadır. Bundan doloyı teknolojik gelişmelerin istihdamın artırılmasındaetkili olduğu görüşü, toplumlarda hakim olmağa başlamıştır.Ekonomik büyümenin sürdürülmesi, yeni buluş <strong>ve</strong> teknolojideki atılımlarlasıkı sıkıya ilişkilidir. Bir çok sanayi, yüksek teknoloji kullanmalarınarağmen; rekabet şartları altında faaliyet gösterememektedirler. Başkabir ifadeyle; az sayıda rakip <strong>ve</strong> bunların tek tek fiyat oluşturmaları, diğerişletmelerin faaliyetlerini etkileyebilmelerini ortaya çıkarır. Dolayısıyla şuanda pazarda olan ya da yeni bir alana giren işletme, güçlü bir durumdaolabilmektedir. Pazarda ilk olmanın, gelecek için de önemi büyüktür.Bunun yanında, ileri teknoloji ürünlerinde bilginin payı göz önüne alınırsa;pazarda ilk olan işletmenin bilgiye sahip olması, onlara pazarın büyük birkısmını kontrol etme imkânını <strong>ve</strong>rir. Hatta geçici bir süre için olsa bile, yeniişletmelerin o pazara girmelerini de engelleyebilmektedir. 794Önceleri kalkınmada sanayinin anahtar rolü oynaması düşüncesine,fazla ağırlık <strong>ve</strong>rilmezdi. 1950’li yıllardan sonra, kalkınmada sanayi ağırlıkkazanmıştır. Buna dayalı olarak, başta "ithal ikâmesi" amacıyla yola çıkansanayıleşme hareketine yer <strong>ve</strong>rilmiştir. Ülkemizde de 1930’lu yıllardasanayıleşme hareketi başlatılarak, sanayileşme ile kalkınma aynı tutulmayabaşlanmıştır.Sanayileşmenin bu derece önem kazanmasının gereği üye ülkelerdedeğişik sanayıleşme politikaları ortaya atılmıştır. Ancak yakın zamanakadar, bu teoriler içinde teknoloji faktörüne yer <strong>ve</strong>rilmeyerek; sanayıleşme<strong>ve</strong> teknoloji ilişkisi gözden kaçırılmıştır.794 Mahir FĐSUNOĞLU, Sanayileşme <strong>ve</strong> Teknoloji Stratejileri, A.g.m., s.197-198.


Geleneksel (neoklasik) iktisatta teknoloji, hem işletme <strong>ve</strong> hem de ekonomiiçin "<strong>ve</strong>ri" olarak kabul edildiğinden; işletmelerin bir dizi üretimtekniğinden istediğini seçip alarak, uygulayabileceği varsayılmaktadır.Seçilecek her teknik; aynı miktarda ürünü ya da hizmeti üretebilecek,değişik miktardaki farklı emek <strong>ve</strong> sermaye girdilerinin belli bir bileşimindenmeydana gelir. Bu teknikler dizisine "üretim fonksiyonu" adı <strong>ve</strong>rilmekte <strong>ve</strong>her üretim fonksiyonu; aynı miktardaki ürünü üretebilecek, farklı emeksermayebileşimlerini tanımlamaktadır.Bu gelişmeler, teknolojinin belki de en önemli sanayıleşme unsuruolduğu görüşünün benimsenmesine yol açmış <strong>ve</strong> iktisatçıları sanayıleşmeteknolojiilişkisini tüm boyutlarıyla araştırmaya yöneltmiştir. Bununsonucu olarak, sanayıleşme politikası kavramının; teknoloji politikalarını daihtiva etmesi yaygın bir şekilde benimsenmiştir. 795C- Teknolojik Gelişmeler Karşısında Đşgücünün Vasfı <strong>ve</strong> Meslekî Eğitim.Devamlı <strong>ve</strong> hızla değişen teknolojinin, kalkınma süreci içindeki ülkemizle,Birliğe üye ülkelerin en çok karşılaştıkları problemler arasında;vasıflı işgücünün yetiştirilmesi <strong>ve</strong> bu işgücünün istihdamı yer almaktadır.Yukarıda yer alan teknoloji tanımları arasında; bilimin endüstriye, insanlarıngünlük <strong>ve</strong> çalışma hayatına, onların ihtiyaçlarını karşılayacakşekilde <strong>ve</strong> zaman tasarrufu ile kolaylık sağlayacak tarzda uygulanmasıolarak yer <strong>ve</strong>rilmiştir. Tanımda yer alan uygulamayı yine insangücü yapıp,yönettiği için; teknolojik değişme deyince ilk akla gelen onu kullananinsanın gelişmesi <strong>ve</strong> eğitimi olmaktadır.Teknolojiyi üretmek <strong>ve</strong>ya transfer ederek kullanmak için iyi eğitilmişbilim adamı, yönetici, teknolog <strong>ve</strong> teknisyen kadrolarına ihtiyaç vardır.Bunun yanında ileri teknolojide, iş türleri <strong>ve</strong> istihdamda vasıf talebi devamlıdeğişmektedir. Dolayısıyla ekonominin ihtiyacı olan iş türlerinin, işgücütalebi; hünersizden hünerliye <strong>ve</strong> teknik olana doğru vasıf değiştirmektedir.Çünkü ileri teknoloji süreci, kendisiyle birlikte "hizmet ekonomisi"ni degetirmiştir. 796Teknolojinin iş gücüne katkısı, şüphesiz faaliyetin nazarî olarak artışışeklindedir. Ancak, ileri teknoloji ürünü olan yeni tekniklerin (otomasyon,795 Mahir FĐSUNOĞLU, Sanayileşme <strong>ve</strong> Teknoloji Stratejileri, A.g.m., s.198-199.796 Ayfer ERBESLER, 1984 Y›l›nda Türk Đmalât Sanayiinde Teknolojik Durum, A.g.t., s.51-52.


ilgisayar gibi) kullanımı; performansdaki bu yükselişi, işgücü aleyhinebozmaktadır. Đleri teknolojiye dayalı <strong>ve</strong>rim artışı, beraberinde yeni işleri <strong>ve</strong>bazı sektörlerde işsizliği bir arada getirmektedir. Büyük ölçüde vasıf gerektirmeyenişlerde işgücünde azalma gerçekleşirken; teknolojik gelişmeyebağlı olarak da vasıflı işgücünün geliştiği görülür. Bu vak’a, ileriteknolojinin işsizliğe yol açtığı şeklinde değil; işgücü içinde transferlere <strong>ve</strong>yeni eğitim ihtiyaçlarına yol açtığı şeklinde ele alınmaktadır. 797Bu açıdan ileri teknolojinin işgücü <strong>ve</strong> istihdam üzerindeki etkisi, çeşitlifaktörlere bağlı olarak farklı farklı olabilir. Bu faktörlerin arasında, oülkenin gelişmişlik düzeyi <strong>ve</strong> teknolojik alt yapısı yer alırken; bunu ülkegenelinde sanayıleşme, teknolojik düzey, sermaye/hasıla oranları, ekonomikdurum, istihdam şartları, ücret düzeyleri, işsizlik oranı, uygulanansosyal <strong>ve</strong> ekonomik politikalar ile stratejiler <strong>ve</strong> eğitim sistemleri takip eder.Bu faktörlerdeki farklılıktan dolayı, teknolojinin işgücü ilişkisi ile bu ilişkisürecinde karşılaşılan problemler <strong>ve</strong> bunların çözüm yolları, haliyle farklıolacaktır. Bu sebeple teknolojik gelişme <strong>ve</strong> işgücü ilişkisi, özellikleendüstrileşmekte olan geçiş toplumlarında <strong>ve</strong> ileri teknoloji kullanan ülkelerdeayrı ayrı incelenmesi gerekir.Teknolojik değişmeye uyum konusunda ekonomik ortam kadar, politiktercihler de önemli rol oynamaktadır. Sanayi işgücünün endüstriye uyum<strong>ve</strong>ya uyumsuzluk prablemlerinin tartışmasında, ekonomik durum ne olursaolsun; uygulanan ekonomik <strong>ve</strong> sosyal stratejilerin, işgücünden yana olupolmaması, sosyal devlet anlayışının etkinlik derecesi, ekonomik politikalarınişgücüne sunduğu seçenek <strong>ve</strong> imkânlar ile kısıtlanmalar belirleyici faktörlerolarak ele alınmalıdır. Meselâ küçük işletme açmanın kârlı olduğu <strong>ve</strong> teşvikedildiği bir ortamda, ustabaşı-teknisyen seviyesindeki kabiliyetli sanayiişgöreni; sanayi ile işgören statüsünde bütünleşme yerine, belki de ileriteknoloji kullanan küçük sanayi iş<strong>ve</strong>reni statüsüne geçmeyi tercihedecektir. Bu suretle teknolojik değişime uyum sağlamış olacaklardır.Aynı şekilde, ileri teknoloji kullanımı <strong>ve</strong> otomasyonu sonucu açığa çıkanişlerin çoğunluğu; az <strong>ve</strong>ya çok orta düzeyde kabiliyet isteyen işlerdir.Otomasyon <strong>ve</strong> robot kullanımı sonucu açığa çıkan bu işgücünü; işsizliktazminatı <strong>ve</strong>rerek açıkta tutmak <strong>ve</strong>ya daha düşük ücretlerle benzeri işlerde797 Ayfer ERBESLER, Đstanbul Đmalât Sanayiinde Đşgücnün Eğitim Yap›s›, A.g.e., s.16.; Kuv<strong>ve</strong>t LORDOĞLU, Çal›şmaEkonomisine Giriş, Alan Yay›nc›l›k: 57, Başvuru Dizini: 3, Đst., 1986, s.140.; Güngör TURAN, Đmalât SanayiininĐstihdam Sorunlar›, A.g.m., s.318.


çalıştırmak ya da yeniden eğitilerek yeni işgücü talep eden sektörlerekaydırılması, politik karar organlarının tercihlerine sunulmaktadır. 798<strong>Türkiye</strong> teknoloji ithal eden bir konumda olduğundan, milletlerarasıteknolojiyi anında takip edememekte <strong>ve</strong>ya işletmelerin çok azı bu gelişmehızına ayak uydurabilmektedirler. Bir işletmeye yeni teknoloji geldiğinde,işletmede kısa dönemde gerçekleştirilen eğitimle; sadece yeni makinalarıkullanan işgücünün, yeni teknolojiye uyumu sağlanmaktadır. Vasıflı işgücününazlığı <strong>ve</strong> bunlara uygulanacak eğitimin malî yükü; iş<strong>ve</strong>renlerce,gelişmeyi engelleyen bir faktör olarak görülmektedir. 799<strong>Türkiye</strong>’deki uygulamada teknolojik değişme, henüz büyük ölçüde istihdamedilen işgücünün işsizliğine yol açmamaktadır. Teknolojik yenilenmeişletmelerde çoğu defa kısmî olmakta <strong>ve</strong> ortaya çıkan yeni vasıflıişgücü ihtiyacı; hizmet içi eğitim <strong>ve</strong> dışarıdan yeni istihdamla karşılanmaktadır.Teknolojik yenilenme sonucu açığa çıkan işgücünün istihdamdışı bırakılması yerine, daha çok işletme içinde yatay kaydırmalarla istihdamısürdürülmektedir.Teknolojik gelişmeyle birlikte, profesyonel <strong>ve</strong> teknik işlerin önemi hızlaartmış; ileri hizmetler <strong>ve</strong> ileri teknoloji imalâtında çalışan işgücünün,yeniden eğitimi gündeme gelmiştir. Üst düzeyde kabiliyet isteyen bu türişler, vasıfsız işgücünün problemlerine çözüm getirmese de; bu vak’a işgücüeğitiminin planlı <strong>ve</strong> programlı bir etkinlik olarak, sürekli gündemde kalmasıhususunda dikkat çekmektedir.Bu duruma göre; ülkemizdeki sanayi yöneticilerinin tutumu, teknolojikdeğişme karşısında işgücünü işten çıkarmak değil; bunun yerine istihdamıaynen sürdürürken, yeni istihdamla <strong>ve</strong> işbaşı eğitim yollarıyla ortaya çıkanyeni vasıflı işgücü ihtiyacını gidermek yönündedir. 800Endüstri toplumuna geçiş sürecini tüm problemleriyle birlikte yaşamaktaolan ülkemizin, henüz ne eğitim kurumları <strong>ve</strong> programları, sanayiinihtiyaçlarına cevap <strong>ve</strong>rebilecek şekilde düzenlenmiş; ne de işgücününendüstriye yönlendirilmesi, bilinçli tercih <strong>ve</strong> seçimler sonucu olmaktadır.Đşgücünün endüstriye kayması, ekonomik <strong>ve</strong> sosyal mecburiyetler <strong>ve</strong> tesadüflersonucu gerçekleşmektedir. Bu sebeple işgücünün çok az bir kısmı798 Ayfer ERBESLER, Đstanbul Đmalât Sanayiinde Đşgücünün Eğitim Yap›s›., A.g.e., s.16-18.799 Ayfer ERBESLER, Đstanbul Đmalât Sanayiinde Đşgücünün Eğitim Yap›s›., A.g.e., s.55.; Güngör TURAN, ĐmalâtSanayiinin Đstihdam Sorunlar›., A.g.m., s.319.800 Ayfer ERBESLER, Đstanbul Đmalât Sanayiinde Đşgücünün Eğitim Yap›s›, A.g.e., s.24 <strong>ve</strong> 86-87.


u genelleme dışında bırakılsa bile, <strong>Türkiye</strong>’de işi; işbaşında denemeyanılma,yap-boz yöntemleriyle öğrenmek <strong>ve</strong> zaman içinde ustalaşmakoldukça yaygın bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. 801<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkelerde teknolojik gelişmeye bağlı olarak,geçmişte tekrara dayalı vasıfsız <strong>ve</strong>ya yarı vasıflı işgücünün yaptığı işlerdeotomasyona gidilmesinin; bu tür işgücüne yönelik talebi azalttığı, diğertaraftan sayısal kontrollü makinaların <strong>ve</strong> yeni enformasyon tekniklerininkullanılması sonucu, yüksek vasıflı işgücüne çok az sayıda ihtiyaç duyulmaktadır.Bu yaklaşıma göre, yapılan işlerin standartlaştırılması <strong>ve</strong>işlemlerin basitleştirilmesine sebep olan yeni teknolojiler; vasıflı işgücüneihtiyacı azaltırken, genel bir eğilim olarak işgücünü vasıfsızlaştırmaktadır.Birlik’te otomasyon bir taraftan yeni işler yaratırken, diğer taraftan eskiişlerden bir kısmını yok etmesi sonucu; örgütsel yapı köklü bir dönüşümeuğramıştır. Yapılan pek çok işin kapsam <strong>ve</strong> niteliği, sınırlı bir teknikperformans gerektirirken; yapılan işlerin büyük bir kısmı denetleyici <strong>ve</strong>tekrar edici vasıf kazanmıştır. Örgütsel yapıdaki bu dönüşüme "YeniTaylorizm" adı <strong>ve</strong>rilmektedir. Yeni teknolojilerin çalışma sisteminde ortayaçıkardığı yeni vasıfların, çalışanlar yönünden özel bir beceri gerektirmemesi;daha önce de belirtilen tekrar edici vasıf taşıması, örgütsel yapınınTaylorizm’den etkilendiğinin belirtisidir. 802Her ne kadar yeni teknolojilerin, işgücünü vasıflaştırdığı iddia edilse de;özellikle bilgisayar destekli teknolojilerin, hemen hemen her düzeydeyüksek kalifiye işgücü ihtiyacı yarattığı bir gerçektir. Özellikle tasarım,programlama, üretim <strong>ve</strong> bakım işlerinde, vasıflı işgücü talebinin çok fazlaolduğu kabul edilmektedir.Yeni teknolojilerin kalifiye işgücünün önemini artırması, işletmelerinişgücüne bakış açılarını değiştirmiştir. Yeni teknoloji kullanımı sonucuişgücü <strong>ve</strong>rimliliğinde artış <strong>ve</strong> ürün kalitesinde iyıleştirme yapan işletmeler;işgücünü bir maliyet unsuru olarak değil, bir varlık olarak değerlendirmeyebaşlamışlardır. Dolayısıyla fiziksel yatırımların yanı sıra, beşerîkaynaklarda da planlamaya gitmişlerdir.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde teknolojik gelişmelerin işgücünün vasfı üzerindekietkisini, son bulgular içinde ele aldığımızda bazı işkollarında işgücü va-801 Ayfer ERBESLER, 1984 Y›l›nda Türk Đmalât Sanayiinde Teknolojik Durum., A.g.t., s.56.802 Şerife Türcan ÖZŞUCA, Teknolojik Gelişme <strong>ve</strong> Đstihdam, A.g.m., s.21.


sıfsızlaşırken, vasıflı işgücüne duyulan ihtiyacın da arttığını görürüz. Bununyanında, belli sektörlerde önemli miktarda kalifiye eleman açığı oluştururken;uygun ehliyete sahip olmayanlar için, uzun süreli işsizliğin ortayaçıktığını da söylemek mümkün olmaktadır. 803D- Teknolojik Değişimin Đstihdama EtkisiKalkınma süreci içinde ülkelerin en fazla karşılaştıkları problemlerinbaşında, kalkınmanın finansmanı yer alır. Bunun yanında; vasıflı işgücüeksikliği <strong>ve</strong> yetiştirilmesi ile 1970’li yıllardan bu tarafa dünyada hâlâ artanişsizlik <strong>ve</strong> buna bağımlı olan istihdam yer almaktadır.Đstihdam probleminin çözümüne katkıda bulunan politikalar arasında;kişilerin sahip olaması gereken asgari bilgi <strong>ve</strong> becerilerle donatılması ileüretim sürecinde bunlara teknolojik gelişmelerle ilgili bilgi <strong>ve</strong> becerilerinkazandırılmasına yer <strong>ve</strong>rilmelidir. Đstihdam problemlerinin çözümüne ilişkinalınması gereken önlemler arasında; teknolojik değişmelere uyumsağlayabilecek, vasıf <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>rim seviyesi oldukça yüksek işgücününyetiştirilmesi sağlanmalıdır. Ayrıca yetiştirilen bu vasıflı işgücünün,rasyonel bir işgücü politikası <strong>ve</strong> planlaması vasıtasıyla; sanayiin ihtiyaçduyduğu istihdam alanlarına kaymalarını sağlayacak şekilde seçim yapılmasıda uygun olacaktır.Đstihdam boyutları <strong>ve</strong> karşılaşılan problemlere göre, ülkelerin gelişmişlikseviyeleri farklılık arzeder. Buna göre Avrapa <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkelerdeistihdamda karşılaşılan problemler, ekonomik konjonktüre <strong>ve</strong> devamlıgelişen teknolojiye bağlıdır. Ülkemizde ise bu sebeplerin yanında; nüfusunhâlâ artması, yatırımlar için gerekli kaynağın ayrılamaması ile meslekîeğitim seviyesinin düşüldüğü yer almaktadır.Genelde yapısal bir işsizliğin yaşandığı ülkemizde; işgücü arzının hâlâgenişlemesine sebep olan nüfus artışı dolayısıyla, işgücü talebi demek olanistihdam imkânları, nüfus artışına paralel olarak yükseltilmemiştir.Đşsizlikle en büyük mücadele, yatırımların artırılmasıyla gerçekleştirildiğinden;problemin halli için uzun süreli istihdam imkânları sağlayan, özelsektör yatırımların teşvikine yer <strong>ve</strong>rilmelidir. Yatırımların artırılması sanayideolduğu kadar, ticaret <strong>ve</strong> hizmet sektörlerinde de ek istihdam imkânlarısağlayacaktır. 804803Şerife Türcan ÖZŞUCA, Teknolojik Gelişme <strong>ve</strong> Đstihdam, A.g.m., s.21.804 Güngör TURAN, Đmalât Sanayiinin Đstihdam Sorunlar›, A.g.m., s.311-313.


Teknolojik gelişmenin yaratacağı işsizliğin ciddi bir problem olmadığıgörüşü, klasik bütün iktisatçılarda yaygın bir kabul görmektedir. 19 <strong>ve</strong> 20.yüzyılda işsizlik, genellikle iktisadî hayatın, belirli elemanlarındakidengesizliğin bir sebebi olarak meydana gelmekte <strong>ve</strong> konjonktürel dalgalanmalarabağlı olarak periodik şekilde görülmektedir. 805Teknolojik değişimin istihdam üzerine etkisi, Özellikle bilgi <strong>ve</strong> iletişimteknolojisindeki gelişme <strong>ve</strong> yayılmalarda görülür. Bu etki, küreselleşmesürecinde istihdam probleminin tartışılmasına yeni boyutlar getirmiştir. Bualandaki teknolojik gelişmelerin etkileri, belli başlı üç boyutta karşımızaçıkmaktadır.Birinci boyutta teknolojilerin hâlâ iş imkânlarını ortadan kaldırdığı <strong>ve</strong>çalışmanın sonunu getirdiği görüşüne yer <strong>ve</strong>rilmektedir. Buna göre, yeniteknolojik değişmeler; daha yüksek vasıf talep etmekte <strong>ve</strong> düşük vasıflıişçilere olan talebi büyük ölçüde azaltmaktadır. Genelde bu teknolojikfaktörün, vasıflı <strong>ve</strong> vasıfsız işçiler arasındaki ücret farklarının büyümesine<strong>ve</strong> işsizliğin düşük vasıflı işçiler arasında hâlâ artışının temel sebebi olduğuda iddia edilmektedir.Teknolojik değişmenin istihdam üzerine etkileriyle ilgili ikinci boyut ise,teknoloji-<strong>ve</strong>rimlilik <strong>ve</strong> istihdam ilişkilerinde görülür. Bilindiği gibi,teknolojik gelişme <strong>ve</strong>rimliliği yükseltmekte <strong>ve</strong> belirli bir üretim seviyesindekiemek talebini azaltmaktadır. Aynı zamanda bu gelişme, maliyetleridüşürmektedir. Bu düşme sadece o teknolojilerin uygulandığı faaliyetalanında değil, bütün endüstrilerde ortaya çıkar. Bu sebeple yeni teknolojilerinuygulanması; üretimin daha yüksek oranda artış yoluyla, piyasalarıhâlâ genişletmektedir. Bu iki yönlü etkinin sonucu olarak; teknolojikgelişme ya iş tahrip etmekte, yahut da ekonomide bir bütün olarak yeniişler yaratmaktadır.Teknolojinin istihdam üzerine etkileri ile ilgili üçüncü boyut ise, küreselleşmeile ilgilidir. Bilgi <strong>ve</strong> iletişim teknolojilerinin gelişmesi, küreselleşme<strong>ve</strong> üretim sürecinin hızla geliştirilmesinde anahtar faktör rolü oynamaktadır.Đletişim <strong>ve</strong> ulaşım maliyetlerinde ortaya çıkan düşmeler, üretim sisteminindüşük maliyetli bölgelere yeniden kayması yoluyla üretim maliyet-805 Orhan TUNA / Nusret EKĐN, Otomasyon <strong>ve</strong> Sosyal Meseleler, Đ.Ü. Yay›n No: 1486, Sermet Matbaas›, Đstanbul,1970, s.88.


lerinin asgariye indirilmesini mümkün kılmaktadır. Böyle bir gelişme ise,yabancı yatırımların, gelişen ülkelere doğrudan kaymasına yol açmaktadır.Genelde istihdam <strong>ve</strong> teknoloji ilişkisinde temel düşünce, yeni teknolojileriniş imkânlarını daraltacağı yönündedir. Özellikle yazarların işaretettiğine göre, teknolojik gelişmelerin dolaylı bir biçimde istihdama etkilerinidikkate almak daha önemlidir.Aslında, bilgi <strong>ve</strong> iletişim teknolojisindekidevrim yaratan gelişmelerin ekonomi çapındaki etkileri, daha büyük birönemle dikkate alınmalıdır.Konu bu şekilde ele alındığında, yeni teknolojiler, yeni piyasalar <strong>ve</strong> yeniistihdam fırsatları yaratma yoluyla; daha yüksek büyüme <strong>ve</strong> istihdama yer<strong>ve</strong>rilecektir. Bu şartlar altında yeni teknolojiler; bir taraftan yatırımınartması yoluyla büyümenin yükselmesine yol açarken, diğer taraftan emek<strong>ve</strong>rimliliğini artırmak suretiyle üretimin daha hızlı büyümesine katkıdabulunurlar. Böylece üretimin daha da hızlı büyümesi temin edilerek,istihdamda net artışlara yol açılmış olur. 806Teknolojik gelişmelerin işsizlik yaratacağı iddiası, uzun bir tarihigeçmişe sahiptir. Bu konudaki literature baktığmızda, Keynes 1930’da;büyük hızlı değişmelerin, bir ekonomik dönemden diğer ekonomik dönemegeçişteki yeniden yapılanmaların sıkıntıları artırdığını, fazla işgücününemilme problemi çözülmeden, teknik yeniliklerin artışı sonucu teknolojikişsizliğin ortaya çıktığını söylüyordu. Keynes’e göre geçici olan bu türişsizlik, esnek olmayan ücret sistemi sebebiyle sürekli hale dönüşmektedir.Bunun yanında C.Freeman ise, başlangıçta yeni işler yaratan teknolojikyeniliklerin istihdam artırdığını, ancak zamanla yeniliklerinstandartlaşmasının (baştaki etkisinin tersine) istihdamı azalttığınısöylemiştir. Yine aynı iktisatçı; işsizlik ile teknolojik yenilik arasında geçenzaman aralığının uzun olmasının, işsizlik <strong>ve</strong> teknolojik yenilik arasındakıbağlantıyı güçleştireceğini belirtmiştir.Teknolojik gelişme <strong>ve</strong> istihdam ile ilgili genel kabul gören bir başkaaçıklama şekli de, mikroelektronik devrimin vasıfsız <strong>ve</strong> yarı vasıflı işgücütalebini azaltacağı, böylece işsizliğin artacağı yönündedir. Ayrıca bu beklentiningerçekleşmesi için, işgücü <strong>ve</strong>rimliliğindeki artışla, işsizlikteki artışınbir arada ortaya çıkması gerekliliğine işaret edilmiştir. Gelişmiş ülkelerinpek çokğunda 1960’ların sonunda belirgin bir şekilde düşme sinyalleri123.806 Nusret EKĐN, Küreselleşme <strong>ve</strong> Gümrük <strong>Birliği</strong> (Rekabet Gücüne Sosyal <strong>Boyutlu</strong> Bir Yaklaş›m), A.g.e., s.122-


<strong>ve</strong>rmeye başlayan işgücü <strong>ve</strong>rimlilik rakamları, 1973’den sonra açık birşekilde düşmeye başlamıştır. Đşgücü <strong>ve</strong>rimliliğindeki düşüş ile işsizliktekiartışın aynı dönemlerde ortaya çıkması; işsizlikteki artışı, teknolojikdeğişmeye bağlama imkânını ortadan kaldırmaktadır.Ayrıca yapılan pek çok araştırmalarda, elde edilen bulgular; etkin teknolojikullanımı sonucu işletmelerin pazar paylarının genişlediğini, bununsonucu istihdam edilen sayısında artış olduğunu ortaya koymaktadır. 807Yeni teknolojilerin istihdam hacmi üzerindeki etkileri konusunda, iktisatçılararasında görüldüğü gibi tam bir görüş birliği bulunmamaktadır.Bunun yanında, teknolojik yeniliklerin kalkınmanın ayrılmaz bir unsuruolması konusunda görüş <strong>Birliği</strong> içindedirler. Teknolojik değişikliklerin,işletmelerin rekabet gücünü <strong>ve</strong> pazar imkânlarını etkilediği düşünülmektedir.Bazı üretim organizasyonlarında <strong>ve</strong> işlem bölümlerinde, istihdam düşüklüğümeydana getiren yeni teknolojiler; yeni mesleklerin ortaya çıkmasınada katkıda bulunurlar. Dolayısıyla üretim alanına ilk defa sunulanmalzemeler, yeni ürün <strong>ve</strong> pazarları yaratırken, aynı zamanda istihdam artışşartlarını da oluşturabilmektedir.Đstihdam azalması problemini yeni teknolojilerin tek başına oluşturduğunudüşünmek, pek doğru bir yaklaşım değildir. Yeni teknolojilerin,istihdamı etkileyen unsurlar arasında olması yanında; o ülkenin uyguladığıekonomik politikalar ile ekonomik yapılanmaları da, istihdam üzerindeetkili olmaktadır. Ayrıca teknolojik değişimin, iş kolları üzerinde; farklıistihdam etkilerinin olduğu da bugün tesbit edilmiştir. Bir iş kolundaistihdam azalırken, diğerinde yükselme ortaya çıkmakta; dolayısıyla yeniteknolojilerin ülkedeki tüm istihdama yansıması farklılık göstermektedir. 808Teknolojik yenilikler standart istihdam şekillerini bozmuş, çalışmamekânı <strong>ve</strong> zamanı üzerinde önemli değişiklikler yapmıştır. Daha küçük <strong>ve</strong>daha az hiyerarşik bir yapıya dayalı esnek üretim birimleri, çok yönlü beceri<strong>ve</strong> esnekliği, işgücünde aranan vasıflar haline getirmiştir. Esnek üretimsistemi "çekirdek istihdam" adı <strong>ve</strong>rilen çok az sayıda bir işçi grubu ilebirlikte kısmî süreli çalışan işçiler <strong>ve</strong> geçici işçileri üretimde kullanmayabaşlamıştır. Bu istihdam şekilleri dışında kalan <strong>ve</strong> gizli ücretliler olarak807 Şerife Türcan ÖZŞUCA, Teknolojik Gelişme <strong>ve</strong> Đstihdam, A.g.m., s.19-20.808 Şerife Türcan ÖZŞUCA, Teknolojik Gelişme <strong>ve</strong> Đstihdam, A.g.m., s.20-21.


tanımlanan; taşaron işçi, evde işgörme, bireysel sözleşmeli olarak çalışmavb. çalışanlardan da faydalanarak, istihdamda önemli bir esneklik sağlanmıştır.809Aslında teknolojik gelişmenin en önemli sonucu, insanın muayyen birsüre zarfında daha fazla mal üretebilmesidir. Başka bir ifadeyle, belirlimalların üretilebilmesi için gittikçe daha az zamana ihtiyaç duyulmaktadır.Böylece istihdamı genişletip geliştirmeden de, gittikçe daha fazla mal <strong>ve</strong>hizmet üretebilmesi mümkün olmaktadır. Böyle bir gelişmenin beklenensonucu, hiç şüphesiz işsizliğin artması olacaktır. 810Enformasyon teknolojilerinin yaygınlaşması, rutin işlerin bir bölümününmakinalar tarafından yapılması sonucu doğmuştur. Şüphesiz, bilgi <strong>ve</strong>iletişim teknolojilerindeki bu gelişmeler; işgücünün önemli bir kısmınınvasıfsız <strong>ve</strong>ya yarı vasıflı <strong>ve</strong> yeniden eğitilmesi mümkün olmayan gruplaradönüşmesine yol açmıştır. Böylece 1990’li yıllarda uygulanan iş yaratmapolitikaları, temel olarak yeni işgücü ihtiyaçlarının dışında kalan buişgücünün vasıf seviyesinin yükseltilmesini mecburî kılmıştır. Bu durumvasıfsız <strong>ve</strong> az vasıflı işgücünün bir bölümünün işlerinin yitirilmesine yolaçmış, bu tür işgücüne yönelik talep düşmüş, eğitim <strong>ve</strong> öğrenimi yüksekişçilere yönelik talep artmıştır. Yeni enformasyon teknolojileri, nazarîdüzeyde yönetim kademelerini de etkilemiş, yeni yapılanmaların ortayaçıkması, yüksek eğitim <strong>ve</strong> öğretim fonksiyonlarına sahip orta düzey işletmecilerinistihdam içindeki payını azaltmıştır. 811Otomasyon <strong>ve</strong> bilgisayar adıyla iş hayatına giren teknolojik değişiklikler,girdikleri her yerde pek çok değişiklikler meydana getirmiştir. Nereyegirmişlerse orada üretimi artırıp, işin maliyetini düşerek; bir taraftan bazıişlerin ortadan kalkmasına <strong>ve</strong> yeni iş alanları oluşturmak suretiyle, toplumdaistihdam <strong>ve</strong> meslekî eğitim problemlerinin doğmasına yol açmıştır.Kısaca "Sibernasyon" denilen bu gelişmeler, istihdam konusunda özelliklevasıfsız <strong>ve</strong> yarı vasıflı işçilerle, orta düzey yöneticileri etkilemiştir. Yeniteknolojilerin iş hayatına girmesi ilk bakışta işsizliğe yol açacak, fakat buteknolojilerin yaratacağı yeni işler bu soruna uzun vadede çözüm getirebilecekvasıftadır.809Şerife Türcan ÖZŞUCA, Teknolojik Gelişme <strong>ve</strong> Đstihdam, A.g.m., s.22.810 Orhan TUNA / Nusret EKĐN, Otomasyon <strong>ve</strong> Sosyal Meseleler, A.g.e., s.95-96.811 Nusret EKĐN, Küreselleşme <strong>ve</strong> Gümrük <strong>Birliği</strong> (Rekabet Gücüne Sosyal <strong>Boyutlu</strong> Bir Yaklaş›m), A.g.e., s.123.;Şerife Türcan ÖZŞUCA, Teknolojik Gelişme <strong>ve</strong> Đstihdam, A.g.m., s.22.


Otomasyonun iş hayatına getirdiği en önemli problem, istihdam gü<strong>ve</strong>nliğiniortadan kaldırmasıdır. Çünkü iş otomatik olarak makinalarlayapılmakta <strong>ve</strong> kontrol edilmektedir. Đşçinin işe katkısı da hemen hemenortadan kalkmıştır. Yeni teknolojinin ihtiyacı olan vasıflara sahip olmayanişçilerin istihdamı güçleşmiştir.Her işçiye halen çalıştığı işi garanti etmek, haliyle zorlaşmaktadır.Bunun yanında, serbest bırakılan işçilere; bu güne kadar çalıştıkları işletmelerdeolmasa dahi; diğer işletmelerde <strong>ve</strong> iş alanlarında, yeni iş yerleritemin edilmesi gerekmektedir. Bu sebeple hükümetler, teknolojik gelişmeninhızla oluştuğu devrelerde, iş piyasalarını devamlı şekilde kontroletmek mecburiyetindedirler. Devletin önemli görevleri arasında; yatırımlarınyönlendirilmesi, eğitim <strong>ve</strong> yeniden eğitim ile meslek değiştirme imkânlarınınsağlanması yanında çalışanlara istihdam gü<strong>ve</strong>ncesini temin konusuna yer<strong>ve</strong>rilmelidir. 812E- Teknolojik Değişimin KOBĐ’lerde Đstihdama Etkisi<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkeler ile ülkemiz arasında pek çok alanda(kalkınma düzeyi, ekonomik, kültürel <strong>ve</strong> politik yapı bakımından) farklılıklarbulunmaktadır. Bu farklılıklara rağmen; işletme sayısı, üretimdekipayı <strong>ve</strong> istihdam yaratma bakımından KOBĐ’lerin önemli bir yer tutması,ülkelerin tek birleştikleri ortak özelliktir.Günümüzde hakim olan yüksek rekabet ortamında işletmelerin, piyasanınihtiyaç <strong>ve</strong> beklentilerine daha iyi cevap <strong>ve</strong>rebilmeleri için; yenilikleriuygulayarak, teknolojik gelişmelere anında uyum sağlamak mecburiyetindedirler.Yeniliklerin uygulanması <strong>ve</strong> devreye sokulmasına en uygunişletmeler KOBĐ’lerdir. Çünkü bu işletmeler; esnek yapıları, değişiklikleredaha hızlı uyum göstererek, yaratıcı iş ortamları sağlamada oldukça başarılıdırlar.813Bugün teknoloji <strong>ve</strong> sanayi kavramları o kadar iç içe geçmiştir ki bunlarıbirbiririnden ayırmak mümkün değildir. Bilimsel <strong>ve</strong> teknolojik gelişmeler,doğrudan sosyal gelişmelerle ilgili olduğundan; bu gelişmeler bir anlamdatoplumları şekillendirmektedir.812 Onur BERBEROĞLU, Đstihdam Politikalar› Oluşturmada Genç Đşgücünün Yeni Teknolojiler Karş›s›nda Durumu <strong>ve</strong>Değerlendirilmesi, A.g.e., s.61-62.; Orhan TUNA / Nusret EKĐN, Otomasyon <strong>ve</strong> Soyal Meseleler, A.g.e., s.174.813 M.Ali SÖĞÜT / Ömer ÖZ, Teknolojik Değişimin <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Sanayiide Etkisi, TMMOB MakinaMühendisleri Odas›, 1991 Sanayi Kongresi Bildiriler Kitab›, 9-13 Aral›k 1991, MMO.Yay›n No:148/1, Ankara,1992, s.212-213.


Teknoloji, ekonomik potansiyeli genişletmede en önemli motordur. Busebeple de bütün ülkeler az ya da çok teklonojik yarışın içindedir. Teknolojidekien önemli eğilim; yaygın teknolojilerin ortaya çıkması, teknolojikilerlemenin hızlanışı, üretim safhalarının kısalması ile araştırma <strong>ve</strong> geliştirmeişbirliğinin artan önemidir. Bu bakımdan KOBĐ’ler için bir taraftanyeni fırsatlar çıkarken, bir taraftan da çeşitli güçlükler ortaya çıkmaktadır.Karşılaşılan güçlüklerin başında, araştırma <strong>ve</strong> geliştirme ile yeni gelişmelerinortaya çıkmasında yaşanılan zorluklar gelir. 814Aslında teknolojik yenilikler, her şeyden önce AR+GE çalışmalarına <strong>ve</strong>bu çalışmalarda elde edilen sonuçlara bağlıdır. KOBĐ’lerin çeşitli malî <strong>ve</strong>teknik güçler sebebiyle AR+GE çalışmalarına yönelemedikleri de bilinmektedir.Oysa bu olumsuzluklara rağmen, yapılan incelemelere göre;KOBĐ’lerin teknolojik yenilikler alanında daha başarılı oldukları görülmektedir.KOBĐ’lerin teknolojik yenilikleri uygulamadaki başarısını sağlayan ikiönemli etken vardır. Bunlardan birincisi, boyutları bakımından <strong>ve</strong> esnekyapılarından dolayı değişiklikleri daha kolay <strong>ve</strong> çabuk kabul ederek benimsemeleridir.Diğer etken ise, yine yapıları içinde yer alan malî güçlersebebiyle; düşük maliyetli teknolojik yeniliklere açık olmaları <strong>ve</strong> kendibünyeleri içinde üretim yapılarına uygun yenilikler üretebilmeleridir. 815Aslında içinde bulundukları malî güçlükler sebebiyle, AR+GE <strong>ve</strong> yeni pazarbulmada fazla aktif olamayan KOBĐ’ler; sadece diğer işletmelerin geliştirdiğiteknolojleri kullanmakta <strong>ve</strong> pazar rekabetinin gittikçe artması sonucuhayatta kalabilmek amacıyla, teknolojik gelişmelere daha fazla ihtiyaçduymaktadırlar. 816Ülkemizde uygulanacak olan ileri teknolojinin ülke ihtiyacına göre, akılcıbir yolla seçilmesi gerekir. Akılcı yolla seçilen teknoloji, yan sanayi özelliğibulunan KOBĐ’lerin gelişmelerine imkân tanımakla kalmayacak; aynızamanda istihdama da büyük katkı sağlayacaktır. Zaten sanayıleşmenin enönemli amaçları arasında, istihdam yaratma bulunmaktadır. Bu bakımdanTürk ekonomisinde olduğu kadar, AB’de de KOBĐ’ler önemli yertutmaktadırlar.814 European Commission, The European Observatory For SMEs, First Annual Report, European Network for SMEReserach (ENSR) and Coordinated by Small Business Research and Consultancy (EIM), May 1993, s.IX.815 Betül Oran AKAN / Teoman KUYUMCU, <strong>Avrupa</strong> Ekonomik Topluluğu’nda <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Büyüklükte Đşletmeler,ĐKV, ĐKV Yay›n No: 16, Đstanbul, Aral›k 1985, s.38-39.816 European Commission,The European.Observatory..., A.g.r., s.IX.


<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde petrol krizleri sonucu yaşanan ekonomik durgunluk<strong>ve</strong> gerileme döneminde iş hacimlerinin daraltılması sebebiyle işsizlikartmıştır. Bu dönemlerde KOBĐ’ler esnek yapıları gereği, o dönemdekiekonomik şartlara kendilerini kolaylıkla uyarlayarak krizi çok kolay atlatmışlardır.Ayrıca istihdam imkânlarını daraltmadıkları gibi, büyük işletmelerinboş bıraktıkları pazarları doldurarak istihdam imkânlarını artırmışlardır.AB’de KOBĐ’ler, en büyük istihdam kaynağıdırlar. Yeni iş imkânlarıyaratmadaki özellikleri bakımından, bu işletmelerin sağladığı istihdamın;- Geniş ölçüde kısmî çalışma (part-time) şeklinde olduğu,- Büyük ölçüde kısmî çalışan (part-time) kadınlardan oluştuğu,- Sürekliliğin düşük olduğu,- Büyük işletmelere göre düşük ücretli <strong>ve</strong>- Hizmet sektöründe daha çok yoğunlaştığı görülmektedir 817lKOBĐ’lerin içinde bulundukları sermaye yetersizliklerinden başka, çeşitliidarî, kanunî <strong>ve</strong> dil farklılığından kaynaklanan güçlükleri de bulunmaktadır.Üye ülkelerin bütün bu güçlüklerle, tek başına mücadeleetmeleri çok zordur. Bu konularda, üye ülkeler çapında danışma organlarıkurularak; <strong>Birliği</strong>n teknolojik yenilikler alanında ilerleme kaydetmesineyardımcı olunmaya çalışılmaktadır. KOBĐ’ler için uygulanan çeşitliprogramların yanı sıra, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> Komisyonu tarafından 25 mayıs 1994tarihinde onaylanan "Entegre KOBĐ Programı", KOBĐ’lerin yararına bugünekadar oluşturulmuş <strong>ve</strong> halen uygulanmakta olan mekanizmalarla, yeniüretilen sistemleri bir çatı altında toplayan bir programlar bütünüoluşturmaktadır.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nin "Entegre KOBĐ Programı"; KOBĐ’ler için uygun işortamının oluşturulması, KOBĐ’lere yönelik program <strong>ve</strong> desteklerin genişkitlelere yayılımı ile etkinliğin sağlanabilmesi için ilgili tüm taraflar arasındaişbirliği sağlanmasını öngörmektedir. Ayrıca bu programda, AB’deuygulamaların şeffaflâştırılarak yaygınlaştırılması, üye ülkeler arasındabilgi <strong>ve</strong> deneyim akışının sürekliliğinin sağlanmasına da yer <strong>ve</strong>rilmiştir.817 Halil SARIASLAN, <strong>Türkiye</strong> Ekonomisinde <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler..., A.g.e., 17-18.; Halil SARIASLAN,<strong>Orta</strong> <strong>ve</strong> <strong>Küçük</strong> Ölçekli Đşletmelerin Finansal Sorunlar›, A.g.e., s.34.


<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> Komisyonu, son yıllarda KOBĐ’lerle ilgili olarak hazırladığıtüm Raporlar’da; KOBĐ’lerin <strong>Avrupa</strong> ekonomisinde büyüme, rekabet <strong>ve</strong>istihdam alanlarında anahtar rol oynadığına dikkat çekmektedir. 818<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> Konseyi’nin hazırladığı bir Plan’da; özellikle yenilikalanında gelişmeler sağlayabilecek KOBĐ’lere hizmet <strong>ve</strong>rme <strong>ve</strong> Birlik düzeyindebir alt yapı oluşturma amacı güdülmektedir. Bu Plan’da yer alanyenilikleri uygulama <strong>ve</strong> teknoloji transferine yönelik, uluslarası bir alt yapıoluşturma projesi; <strong>Birliği</strong>n sanayi alanındaki yenilik politikasının birbölümünü oluşturmaktadır. Ayrıca yine bu Plan çerçe<strong>ve</strong>sinde, yenilik <strong>ve</strong>teknoloji transferleri alanında yapılacak konferanslar ile KOBĐ’lere teknoloji<strong>ve</strong> yöneticilik konusunda danışmanlık hizmetleri yapma yönündeuluslararası işbirliğinin desteklenmesi de kararlaştırılmıştır. 819<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde KOBĐ’lerin desteklenmesi <strong>ve</strong> teknolojik seviyelerininyükseltilmesine yönelik pek çok çalışmalar bulunmaktadır. Bu çalışmalarıntemel hedefleri;- KOBĐ’lerin araştırma <strong>ve</strong> teknoloji geliştirme projelerine katılmalarınıartırmak,- AR+GE projelerinden elde edilen sonuçları, KOBĐ’ler aracılığıyla endüstriyeuyarlamak <strong>ve</strong> teknoloji transferini gerçekleştirmek,- Risk sermayesi <strong>ve</strong> yeni kurulacak KOBĐ’ler için kuruluş safhasındafinansal yardım sağlamak,- Enformasyon, eğitim <strong>ve</strong> ortak yatırım konularında destek sağlamak,- Araştırma <strong>ve</strong> teknoloji geliştirme programlarına KOBĐ’lerin kapsamlıolarak katılmaları şeklinde belirlenmiştir.KOBĐ’lerin teknoloji konusunda karşılaştıkları problemler ile <strong>Birliği</strong>nekonomik gelişmesindeki önemli rolü belirleyen bir Rapor, "Araştırma <strong>ve</strong>Teknoloji Geliştirme Komisyonu"na sunulmuştur. Komisyon, bu Rapor’u;1989 yılı aralık aynıda oy birliği ile onaylayarak, uygulamaya koymuştur. 820818 Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde KOBĐ’lere Sağlanan Destekler (Değerlendirme),ĐKV Dergisi, Say›:128, Ocak-Şubat 1996, s.16-17.819 Betül Oran AKAN / Teoman KUYUMCU, <strong>Avrupa</strong> Ekonomik Topluluğu’nda <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> BüyüklüktekiĐşletmeler, A.g.e., s.39.820 M.Ali SÖĞÜT / Ömer ÖZ, Teknolojik Değişimin <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Sanayiide Etkisi, A.g.t., s.217-218.


KOBĐ’lerin istihdam sağlama <strong>ve</strong> yaratma konusundaki öneminin ülkemizdede benzer şekilde olması beklenilmektedir. Ancak çelişkili de olsa,işsizliğin yüksek olduğu ülkemizde KOBĐ’lere gereken önemin tam <strong>ve</strong>rildiğisöylenemez. Đstihdam sağlama <strong>ve</strong> yaratmanın devletten beklenildiği <strong>ve</strong>hükümetlerin görevi kabul edildiği 1980’li yıllara kadar, takip edilenpolitikalar genelde mevcutların korunması şeklindeydi. Ancak Beşinci BeşYıllık Kalkınma Planı’nda, KOBĐ’lerin istihdamdaki önemi vurgulanmış,istihdam paylarını artırıcı tedbirlerin alınması gerektiği belirtilmiştir. 8213624 Sayılı "<strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Sanayii Geliştirme <strong>ve</strong> DesteklemeĐdaresi Başkanlığı Hakkında Kanun" yayınlanarak yürürlüğe girrniştir. 822 BuKanun’a göre, KOSGEB’in görevleri; bilgi <strong>ve</strong> teknoloji temini, müteşebbisliğindesteklenmesi, yan sanayi ilişkilerinin kuv<strong>ve</strong>tlendirilmesi <strong>ve</strong>eğitim başlıklarıda toplanmıştır.KOBĐ’lerin talep <strong>ve</strong> ihtiyacını karşılamak için gerekli olan bilgi <strong>ve</strong> teknolojitemini hususunda; gerek yurt içi <strong>ve</strong> gerekse yurt dışı kaynaklarındantedarikini sağlamak, bununla ilgili AR+GE faaliyetlerini teşvik edipdesteklemek, ileri seviyede teknolojileri bu işletmelere aktarmak, mevcutteknolojilerin geliştirilerek yenilenmesi için imkânlar hazırlamak suretiyleyurt çapında işletmelerin istifadesine sunmak şeklinde, KOSGEB çalışmalaryapmaktadır. Bu çalışmaların yanında KOSGEB’in diğer görevleri arasındayer alan hususların hemen hepsi istihdam yaratmaya büyük katkılarsağlamaktadır. 823Sonuç olarak istihdam sağlama <strong>ve</strong> yaratmada KOBĐ’ler, büyük biröneme sahiptirler. Ekonomik <strong>ve</strong> toplumsal kalkınmanın bir göstergesiolarak; çalışmak isteyen herkese istihdam imkânı yaratması bakımından,Kalkınma Politikaları’nda KOBĐ’lere özel önem <strong>ve</strong>rilmesi gerekmektedir.Bunun yanında Türk KOBĐ’lerinin AB işletmeleri karşısında rekabet güçleriniartırabilmeleri için kapasite kullanım oranlarını <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>rimlilikleriniartırmaları, teknolojilerini yenilemeleri <strong>ve</strong> standartlara uyumları sağlanmalıdır.824821 Halil SARIASLAN, <strong>Türkiye</strong> Ekonomisinde <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler, A.g.e., s.18.822 Bkz: 20 Nisan 1990 tarih 20498 Say›l› Resmî Gazete’de Yay›nlanm›şt›r.823 M. Ali SÖĞÜT / Ömer ÖZ, Teknolojik Değişimin <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Sanayide Etkisi, A.g.t., s.219-220.824 Şebnem KARAUÇAK OĞUZ, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde KOBĐ’lere Sağlanan Destekler (Değerlendirrne), A.g.m., s.13.


SONUÇ VE DEĞERLENDĐRMEHızla gelişen dünyamızda ; sosyal, ekonomik <strong>ve</strong> politik alanlarda değişim<strong>ve</strong> ilerlemeler yaşanmaktadır. Yirminci yüzyılın sonları ile gelecek yüzyılınbaşlarında en önemli eğilimlerden birisi, ferdî yaratıcılık <strong>ve</strong> müteşebbisliğedayalı piyasa ekonomisi düşüncesinin tüm dünyayı kaplaması olacaktır.Milletlerarası alanda bu düşüncenin yaygınlaşması sonucu, pazar arama <strong>ve</strong>genişletme amacıyla, ülkeler arasında ekonomik bloklaşmalar ortayaçıkmıştır. Bunun yanında, serbest ticaret anlayışı ile milletlerarası mal <strong>ve</strong>sermaye hareketleri; ülke sınırlarını <strong>ve</strong> ekonomik blokları aşarak, dünyadabir küreselleşme meydana getirmiştir.Milletlerarası rekabetin yoğunlaştığı dünyada, ülkemizin ilerleyebilmesiiçin; başta <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> olmak üzere, tüm dünya ekonomileriylebütünleşmekten başka bir çare bulunmamaktadır. Ekonomimizin dünyaekonomisiyle bütünleşmesi amacıyla, piyasa mantığı çerçe<strong>ve</strong>sinde, bir taraftanyapısal değişiklik <strong>ve</strong> düzenlemelere gidilirken; diğer taraftan, KO-BĐ’lere ilişkin ekenomik politikalarımızın gözden geçirilmesi gerekmektedir.Bunun için KOBĐ’lere, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> ekonomisindeki gelişmeler çerçe<strong>ve</strong>sinde,yeni yaklaşımlar getirmek mecburiyetindeyiz.Dünya ile bütünleşen piyasa ekonomisinin temeli olan rekabetin yerleşmesi<strong>ve</strong> sürdürülmesi, ülkemizdeki KOBĐ’lerin varlığına bağlıdır. Çünkürekabetçi piyasa ekonomisinin en vazgeçilmez temel unsurunu KOBĐ’leroluşturmaktadır.Bir ekonominin sağlıklı oluşu, çok sayıda yeni KOBĐ’lerin doğuşunu,mevcut olanların da geliştirilerek; gerek kendi sınırları içinde <strong>ve</strong> gereksediğer ülkelerdeki KOBĐ’lerle <strong>ve</strong> hatta büyük işletmelerle de rekabet edebilecekleribir ortama kavuşmalarında yatmaktadır. Ülkemizde tümişletmelerin % 98’ini (imalât sanayiinin % 99,6’sını, toplam istihdamın %56,3’ünü), <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde de % 99,9’unu (imalât sanayiinin % 96,5’ini,toplam istihdamın % 72’sini) oluşturan KOBĐ’ler; ekonominin en büyükgöstergesi olup, ekonominin temel kaynağını oluştururlar. Bu bakımdan,bağımsız olarak faaliyet yürütme <strong>ve</strong> başarma arzusuyla yönlendirilipyönetilen KOBĐ’ler; o ülke ekonomisini durgunluktan, hatta çökmektenkorurlar.KOBĐ’ler yenilikleri hemen uygulamaya koyma <strong>ve</strong> değişme niteliklerisayesinde, daha dinamik yapıya sahiptirler. KOBĐ’lerin büyük boyuttayatırımlara bağlı kalmak gibi bir mecburiyetleri yoktur. Bu işletmeler, bo-


yutlarının küçük olmaları <strong>ve</strong> üretimdeki esnek yapıları sebebiyle; yeni yönetim<strong>ve</strong> organizasyon yapıları ile yeni üretim <strong>ve</strong> pazarlama stratejilerine,kolaylıkla uyum sağlayabilmektedir.Đrili ufaklı yapılarıyla, ülkenin tüm coğrafî alanına yayılmış bulunanKOBĐ’lerin; ekenomik gelişmede arzulanan müteşebbisliği, toplumun tümkesimlerine yaymasında anahtar rol üstlendikleri görülür. Ekonominintemel amaçlarından biri olan istihdamın yaratılması <strong>ve</strong> dolayısıyla işsizliğinçözümünde de; <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> <strong>ve</strong> ülkemizde, KOBĐ’ler birer lokomotif göreviüstlenmişlerdir.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde olduğu gibi, ülkemizde de KOBĐ’ler; istihdam sağlama<strong>ve</strong> yeni iş imkânı oluşturma bakımından oldukça etkilidir. Çünkü buişletmeler daha az yatırımla, yeni iş imkânı sağlamaları yanında ; ekonomikdurgunluk dönemlerinde de ekonomik şartlara kolaylıkla uyum gösteripistihdam yaratmaları bakımından, tüm ülkelerde istihdamın anakaynağıdırlar.KOBĐ’lerin ülke kalkınmasına olan bu tür katkıları yanında, bölgeselkalkınmayı hızlandırmada da önemli rol üstlendiği görülür. Genellikle buişletmeler; büyük şehirler etrafında yoğunlaşmış bulunan büyük işletmelerinaksine, tüm ülkeye yayılmışlardır. Bu yönleriyle bir taraftan, ülkedekiekonomik faaliyetlerin bölgelerarası dağılımına katkı sağlarlarken ; diğertaraftan emek-yoğun özellikleri sebebiyle, bölgesel seviyede de istihdamakatkıda da bulunurlar. Dolayısıyla, az gelişmiş bölgelerden gelişmişbölgelere <strong>ve</strong>ya küçük yerleşim yerlerinden büyük yerleşim yerlerine olangöçü de engellerler.Ülkemizde hızlı bir nüfus artışı gözlenmekte <strong>ve</strong> nüfusun büyük çoğunluğunugençler oluşturmaktadır. Ülkemizin yapı bakımından gençnüfus karakterine sahip olması; bir taraftan çalışma çağı nüfusunu artırırken,diğer taraftan her yıl işgücüne katılan nüfusun da fazlalaşmasınasebep olmaktadır. Ayrıca istihdamın sektörel dağılımına baktığımızda; yaşananhızlı yapısal değişikliklerin sonucu, tarım sektöründe sürekli azalmalar,sanayi <strong>ve</strong> hizmetler sektöründe ise yavaş artışlar görülür. Bu daülkemizin hâlâ tarım toplumu özelliğinde olduğunu göstermektedir.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde doğum oranlarındaki düşüş <strong>ve</strong> ölüm oranlarındagörülen azalma ile refah seviyesinin artması sonucu; çoğu üye ülkede,toplam nüfus içinde, yaşlı nüfusun payı artmıştır. AB’de istihdamın sektöreldağılımı, <strong>Türkiye</strong>’de karşımıza çıkan tablonun tamamen tersi görü-


nümdedir. Ülkemiz tarım toplumu özelliği gösterirken, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ndesanayi toplumu özelliği karşımıza çıkar. Ayrıca ülkemizdeki işsizlerin tarım,<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ndeki işsizlerin ise sanayi kökenli olduğu görülür.Đşsizlik, yalnız ülkemizde değil, aynı zamanda <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üyeülkelerde de aşılması <strong>ve</strong> çözülmesi gereken bir problem olarak varlığınısürdürmektedir. <strong>Türkiye</strong>’deki işsizliğin sebepleri arasında hızlı nüfus artışı,sermaye yetersizliği gibi yapısal bazı faktörler yer aldığından; bu probleminkısa sürede çözümlenmesi mümkün bulunmamaktadır. Problemin halliiçin, istihdam politikaları içinde; uzun <strong>ve</strong> orta vadeli, tutarlı önlemlere yer<strong>ve</strong>rilmesi esastır.Ülkemizde işsizlikle mücadelede en önemli unsur, hiç şüphesiz yatırımlarınazlığında aranmalıdır. Çünkü , yaşanan hızlı nüfus artışına bağlıolarak ; yükselen işgücü fazlasını istihdam edecek yeni yatırımların gerçekleştirilmemesi,işsizliğin artmasına sebep olmaktadır. Yapısal işsizlikolarak adlandırdığımız bu işsizliğin çözümünde, uzun süreli istihdam yaratacakyatırımların teşviki gerekir.Ülkemizde büyük boyutlara varan işsizliğe rağmen, her seviyede vasıflıeleman sıkıntısı da yaşanmaktadır. Vasıflı eleman yetiştirilmesi açısından,her türlü yaygın <strong>ve</strong> örgün eğitim yeniden gözden geçirilmelidir.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde mevcut işsizlerin yarıdan fazlasının uzun süreli işsizoluşu, üye ülkelerin oldukça ciddi bir işsizlikle karşı karşıya olduğunuortaya koymaktadır. Bu bakımdan Birlik düzeyinde, mevcut istihdam politikalarınaeğilmek suretiyle; ekonomik yapılanma <strong>ve</strong> sosyal dengeleridikkate alarak, yeni uygulamalara geçilmiştir.Ekonomik yapılanma açısından; ileri teknolojiye yönelik yatırımlar <strong>ve</strong>yeniden yapılanma girişimleriyle büyümenin sürdürüleceği, yeni iş imkânlarıylaişgücü talebinin artacağı düşünülmüştür. <strong>Avrupa</strong> Tek Pazarı’nıngerçekleştirilmesiyle başta üye ülkeler arasında <strong>ve</strong> daha sonra Birlikdışındaki ülkelerle ticaretin artırılması amaçlanmıştır. Dolayısıyla üretilenmallara yeni pazarlar bulmak <strong>ve</strong> elde edilen gelirden yeni yatırımlara payayırmak suretiyle, istihdama katkıda bulunulmaktadır.Sosyal politikalar açısından, sadece istihdam imkânlarını artırmak,işsizliğin önlenmesinde yeterli olmamaktadır. Bu bakımdan AB’de öngörülengelişmeler yanında, işgücünün vasfını yeni değişimlere adapte etmeçalışmalarına da yer <strong>ve</strong>rilmiştir.


Son yıllarda <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde çok sayıda yeni iş yaratılmış olmasınarağmen, bu tedbirin işsizliğin azaltılmasında etkisi çok olmamıştır. Meydanagetirilen yeni işlerin, işsizler tarafından değil; bilhassa daha önceişsizlik oranlarına dahil edilmeyen kadınlar ile iş piyasasına ilk defa girengençler tarafından doldurulmuş olması, işsizliğin azalmasını bir ölçüdeengellemiştir.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde uzun süreli işsizlik başlıca problemdir. Son yıllardaişsizlikte önemli azalma olmasına rağmen, uzun süreli işsizlerin oranı hâlâyüksektir. Đşsizlik süresinin giderek uzaması <strong>ve</strong> bu problemin genel makropolitikalarla çözümlenemeyeceği anlaşıldığından; bu durum, Komisyonuözel bazı tedbirler almaya yöneltmiştir.Uzun süreli işsizliğin, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nin belirli bölge <strong>ve</strong> sosyal gruplarıarasında yaygın olduğu görülür. Genellikle geri kalmış bölgeler <strong>ve</strong> ekonomilerile vasıfsız işgücü arasında yer alan tüm gruplar (erkekler, kadınlar,gençler, sakatlar <strong>ve</strong> göçmen işçiler) uzun süreli işsizlikten en çok etkilenmektedir.Bu bakımdan Komisyon, üye ülkelerin işsizliğini azaltmaçabaları içinde; yeni istihdam imkânları yaratma ile meslekî eğitime ağırlık<strong>ve</strong>rmektedir. <strong>Birliği</strong>n istihdam politikası içinde; işsizlikle mücadele, istikrarlıbir ekonomik büyüme <strong>ve</strong> tam istihdam sağlama, hedeflerine yer<strong>ve</strong>rilmiştir. Ülkemizde ise tam istihdam, hiç bir dönemde gerçekleştirilememiştir.Đşsizliğin önlenmesi bakımından, istihdam imkânlarının artırılmasındaönemli yer tutan işgücü eğitimine, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> de yer <strong>ve</strong>rmiştir. Buamaçla Birlik düzeyinde pek çok eylem programı uygulamaya konularak,bu programlara her ülkenin uyma mecburiyeti getirilmiştir. Yapılanuygulamalarda her ülke istihdam <strong>ve</strong> işgücü eğitimine ağırlık <strong>ve</strong>rerek; yeni işimkânları yaratılması, iş <strong>ve</strong> eğitimin bir arada yürütülmesi <strong>ve</strong> kendi işinikuracaklara malî destek sağlama <strong>ve</strong> benzeri yollarla, uzun süreli işsizlikkonusunda özel gayret sarfetmektedir.<strong>Türkiye</strong>’nin en büyük doğal zenginliği, genç bir işgücüne sahip olmasıdır.Bu zenginliğin ekonomik <strong>ve</strong> sosyal yönden bir problem olmaktan çıkarılmasıgerekir. Genç <strong>ve</strong> dinamik bir yapıya sahip bir gücün, ülke kalkınmasındabir araç olarak kullanılması için; her şeyden önce iyi bir eğitimdengeçirilerek (örgün <strong>ve</strong> yaygın eğitim ile gerektiğinde iş başı eğitiminetabi tutulmaları), vasıflı işgücü haline getirilmesi şarttır. Bu eğitimgerçekleştirildiği takdirde, genç işsizlerin daha kısa sürede istihdam edil-


meleri sağlanacaktır. Ayrıca işsizliğin kronik hale geldiği ülkemizde, gençişsizliğine çözüm olarak; kapsamlı bir insangücü planlaması yapılmalı <strong>ve</strong>istihdam artırma önplana alınarak, gerçekçi bir istihdam politikasına yer<strong>ve</strong>rilmelidir.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde, 1973 yılından sonra devamlı yükselme gösteren genelişsizlik içinde; yabancılardan sonra işsizlikten en fazla etkilenen grup, 25yaşın altındaki gençlerdir. Gençler arasındaki işsizlik, Birlik ortalamasınınüstündedir. Genç işsizliğini önleyecek ekonomik tedbirler yanında,gençlerin sanayiin ihtiyaçlarına cevap <strong>ve</strong>rebilecek bir meslekî eğitimden degeçirilmeleri gerekir.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde genç işsizliğinin önlenmesi <strong>ve</strong> dolayısıyla istihdamınartırılması için; kamu yatırımlarına hız <strong>ve</strong>rilmesi, özel yatırımların teşviki,yerel teşebbüslerin KOBĐ’lerle desteklenmesi, çalışma hayatı ile sosyalgü<strong>ve</strong>nlik alanında bazı değişikliklerin yapılması öngörülmüştür.Bugün <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde toplam nüfusun yarısı, ülkemizde de toplamnüfusun yarısına yakınını kadınlar oluşturur. Bu bakımdan kadın,ekonomik <strong>ve</strong> sosyal hayatın en önemli bir parçasıdır.Ülkemizde çalışan kadın, genç bir işgücü olup ; çalışmaya erken yaştabaşlayan <strong>ve</strong> işgücü piyasasını erken terkeden bir yapıya sahiptir. Buyönüyle kadınlar, kalıcı <strong>ve</strong> düzenli bir işgücü olamamaktadır. Kadınlarınsektörlere göre dağılımı incelendiğinde; toplam kadın istihdamının dörteüçü tarım sektöründe, geriye kalan dörte bir oranının da çoğunluğuhizmetler sektöründe istihdam edilmektedir.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ndeki ekonomik <strong>ve</strong> sosyal gelişmeler içinde, kadın istihdamındakiyükselme oldukça fazladır. Bunu hazırlayan sebepler arasında;doğum oranlarındaki düşme, kadınların aile hakimiyetinden kurtulması<strong>ve</strong> hepsinden de önemlisi, tüketici özelliklerinden uzaklaşarak,işgücü piyasasına üretken olarak girmeleri yer alır.Kadın işsizlik oranının yüksek olması, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde kadınların işbulmakta karşılaştıkları zorlukları gösterir. Genellikle kadınlar arasındaöğrenim, eğitim <strong>ve</strong> işe girmede tam fırsat eşitliği sağlanamadığından; çoğunluklatâli iş piyasasında düşük ücretli, fazla beceri istemeyen, iş gü<strong>ve</strong>ncesiyetersiz <strong>ve</strong> işçi çıkarma oranı yüksek olan işlerde çalışmaktadırlar.Gerek ülkemizde <strong>ve</strong> gerekse AB’de, kadınların çalışma hayatındakarşılaştıkları problemlerin en önemlileri arasında; çalışma hayatında


cinsiyete göre farklı muamele yapılması, eşit işe farklı ücret ödenmesi,sosyal gü<strong>ve</strong>nlik alanlarındaki eşitsizlikler <strong>ve</strong> çocuklu kadınların çocukbakımında karşılaştıkları zorluklar yer almaktadır. Kadınların çoğu, bugünhâlâ kısmî süreli <strong>ve</strong> geçici işlerde; düşük çalışma şartlarına tabi olarakçalışmaktadır.<strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde son yıllarda istihdam piyasasında görülen gelişmeler,işsizlikden kadınların daha az etkilendiğini ortaya koymaktadır. Bununyanında istihdamdaki büyüme,çalışmak isteyen kadınların tamamınıtatmin edecek şekilde iş imkânı sağlayamamıştır. Dolayısıyla, kadınların işpiyasasındaki statüleriyle ilişkili olarak; çeşitli problemlerin AB’de <strong>ve</strong>ülkemizde önemini hâlâ koruduğunu görürüz. Çünkü kadınlar, toplumdakimevcut statüleri, erkeklere göre meslekî eğitim düzeyi, meslekte yükselme,meslekî <strong>ve</strong> coğrafî hareketlilik <strong>ve</strong> sendikal faaliyetlerde yer alma vb.konularda, hâlâ ikinci planda yer almaktadırlar.<strong>Türkiye</strong> <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’ne üye ülkelerde "her on kişiden birinin sakatolduğu," düşünülürse; ülkelerde yaşanılan işsizlik oranının yükselmesinde,sakatların büyük bir payının olduğu görülür. Sakatların ekonomikfaaliyetlerden tamamen uzak tutulması, onların üretici <strong>ve</strong> hatta yaratıcıgüçlerinin değerlendirilememesi anlamına gelir. Bu da sosyal <strong>ve</strong> ekonomikgelişme açısından büyük bir kayıptır.Sakatların istihdam problemini, ülkenin genel istihdam <strong>ve</strong> işsizliğindensoyutlamak güç olmakla birlikte; onların istihdamını, eğitim <strong>ve</strong> meslekîrehabilitasyon problemlerinden ayrı düşünmek de mümkün değildir.Sakatların eğitim eksiklikleri <strong>ve</strong> vasıf düzeylerinin düşüklüğünden kaynaklananproblemler, aynı zamanda onların istihdamında da önemli zorluklarlakarşılaşmalarına sebep olur. Bu engellerin ortadan kalkması, birtaraftan sakatların toplumla bütünleşmelerini sağlarken; diğer taraftan,genel işsizlik <strong>ve</strong> istihdam problemlerinin de çözümüne katkıda bulunacaktır.Bu arada her ülkede (<strong>Türkiye</strong>’de dahil) rehabilitasyon merkezlerininsayıları artırılarak, yeni yeni mesleklerin insangücü planlamasına uygun birşekilde seçilmesine çalışılmalıdır. Ayrıca, sadece sakatların istihdamedileceği korumalı işyerleri <strong>ve</strong> atölyeler kurularak, ülkenin her yerineyayılması sağlanmalıdır. Hatta bu konuda, AB’de olduğu gibi; ülkemizde defon kurularak, bu konu için malî destek <strong>ve</strong>rilmelidir.


Sanayi toplumunun teknoloji <strong>ve</strong> bilimdeki ilerlemelerle, bilgi çağınadönüştüğü günümüzde; üretim tekniklerindeki gelişmeler <strong>ve</strong> bunlara bağlıolarak yeni iş alanları <strong>ve</strong> yeni meslekler ortaya çıkmıştır. Bu durum, vasıflı<strong>ve</strong> sahip oldukları vasıfları devamlı geliştiren işgücüne duyulan ihtiyacıartırmıştır. Böyle bir değişim içinde, bazı meslekler günümüzde öneminikaybederken; bazılarının da tamamen yok olmaları sonucu, işsizlikproblemi artmıştır.Bütün bu olumsuzlukların azaltılması için AB’de <strong>ve</strong> ülkemizde işgücününteknolojik gelişmelere uyumunu sağlayabilmek bakımından meslekî<strong>ve</strong> işbaşı eğitimine ağırlık <strong>ve</strong>rilmesi gerekmektedir. Bu, aynı zamandasanayileşmenin modernleştirilmesinde en büyük engel olan, vasıflı işgücününeksikliğini de azaltacaktır. Başka bir ifadeyle; işin yapı bakımındandeğişime uğraması, farklı işlerden oluşan üretimde çalışanların daha faalolmaları <strong>ve</strong> kendi işlerinin dışında yer alan diğer işlerden de haberdarolacak şekilde eğitime tabi tutulmaları gerekmektedir. Bunun gerçekleştirilmesiiçin; teorik <strong>ve</strong> uygulamalı eğitimin birbirini tamamlar şekildeyapılarak, okul-işletmeler arasında sürekli <strong>ve</strong> sıkı bir işbirliğinin sağlanmasıgerekir. Ayrıca işgücüne <strong>ve</strong>rilecek olan meslekî eğitimin, işletmelerin gelişenihtiyaçlarına cevap <strong>ve</strong>rebilecek şekilde, vasıflı işgücünün yetiştirilmesiprogramlanmalıdır.AB’ne üye ülkelerin meslekî eğitim politikaları incelendiğinde; ülkelerarasında mevcut sosyal <strong>ve</strong> kültürel farklılıklar sebebiyle, standart bir eğitimpolitikası takip edilmediği görülür. Bunun yanında, üye ülkelerin eğitimeyönelik düzenlemelerinde, AB’nin eğitim alanında belirlediği temelprensiplere uyumun sağlanmasına çalışılmaktadır. Yine "dualist sistem" adı<strong>ve</strong>rilen, teorik eğitim ile uygulamalı eğitim programlarının; tüm üyeülkelerde benimsenerek, bu modelin yaygınlaştırılması konusunda çeşitliçalışmalar yapılmaktadır.Ülkemizde uygulanan meslekî eğitim sistemine baktığımızda, istihdampiyasasının ihtiyaçlarına cevap <strong>ve</strong>recek yeterlikte olmadığını görürüz.Çünkü AB’de olduğu gibi, ülkemiz sanayiinin de en önemli problemlerindenbiri, vasıflı işgücü açığıdır.Geleneksel eğitim modelinden oluşan eğitimimiz, işletme-okul işbirliğitesis edilemediğinden; meslekî eğitim, büyük ölçüde teorik kalmakta <strong>ve</strong>uygulamada başarılı sonuçlar alınamamaktadır. 3308 Sayılı Çıraklık <strong>ve</strong>Meslek Eğitimi Kanunu ile meslekî eğitimin ülkemiz istihdam politikasıylaolan yakın ilişkisi dikkate alınmış; çıraklık eğitimi, işletmelerde meslek


eğitimi ile meslek geliştirme <strong>ve</strong> uyum kurslarına ağırlık <strong>ve</strong>rilmiştir. Böyleceiş<strong>ve</strong>ren-okul <strong>ve</strong> öğrencilerden oluşan ortak işbirliği sonucu; işletmelerinihtiyaç duyduğu eğitilmiş işgüçünün yetiştirilmesine çalışılmaktadır.Ekonomimizin ihtiyaç duyduğu meslek alanlarının önceden belirlenerek,gençlerin ekonominin ihtiyaç duyduğu mesleklere yönlendirilmesine de yer<strong>ve</strong>rilmelidir. Bunun yanında işletmelerin <strong>ve</strong> bilhassa çıraklık <strong>ve</strong> meslekeğitim uygulaması içinde; KOBĐ’lerin mutlaka meslekî eğitime katılımlarısağlanarak, işletme içi sürekli eğitimin yaygınlaştırılmasına gidilmelidir.Mevcut eğitim sistemleri, ya genel bilgilerle donatılmış ya da çok teorikbilgilere sahip kişiler yetiştirdiğinden; KOBĐ’lerin asıl ihtiyaç duyduğuişgücü karşılanamamaktadır. Gerek ülkemizde <strong>ve</strong> gerekse AB’de, KOBĐ’lerinihtiyaçlarına tam olarak cevap <strong>ve</strong>rebilecek bir eğitim sistemiuygulanmalıdır. Bunun gerçekleştirilmesi için, meslekî eğitim kurumları ileüni<strong>ve</strong>rsitelerde; KOBĐ’lerin yönetiminde uzmanlaşmış kişilerin yetiştirilmesiile KOBĐ ağırlıklı derslerin konulması, büyük fayda sağlayacaktır. Ayrıca buişletmelerin en büyük noksanlığı bilgi eksikliğidir. KOBĐ’lere yönelikpolitikalar arasında, şuurlu <strong>ve</strong> etkili bir bilgilendirme politikası uygulamaksuretiyle; bu işletmelerin yapısının güçlendirilmesine bir taraftan katkısağlanırken, diğer taraftan eğitim <strong>ve</strong> danışmanlık hizmetleri degeliştirilmelidir.KOBĐ’lerin yetişmiş insangücü ihtiyacına baktığımızda; bu işletmelerinbinbir güçlükle temin ettikleri <strong>ve</strong> kendi bütçelerine göre oldukça pahalı olanmakina, teçhizat <strong>ve</strong> takım tezgâhlarının başına pratik tecrübesi olmayanelemanların getirilmesi beklenemez. Meslekî eğitim alıp da iş hayatınaatılan, ama pratik tecrübesi olmayan bu tür elemanların; belirli bir pratikeğitimden geçirilmesi, hem pahalı <strong>ve</strong> zaman alıcı, hem de oldukça risklidir.Bu bakımdan KOBĐ’ler, yetişmiş insan ihtiyacını; çıraklık seviyesindenbaşlayarak, kendi bünyelerinde yetiştirmeyi tercih etmektedirler.Bu arada, örgün <strong>ve</strong> yaygın eğitimde; ileriye dönük olarak, mevcut dileğitiminde yenilikler yapılmalıdır. Bunlardan birincisi AB’ne girmemizleilgili, ikincisi de Türkî Cumhuriyetlerle olan ilişkilerimizde yapılması gereklireformlardır.AB ‘ne girmemiz sırasında çok gerekli olacak yabancı dil eğitimi güncelhale getirilerek, işgücünün ihtiyacını karşılayacak duruma kavuşturulmalıdır.Bunun yanında, Türkî Cumhuriyetler arasında her alandaanlaşmayı sağlayacak ortak bir Türkçe’ye, eğitimde acilen yer <strong>ve</strong>rilmesi


gerekmektedir. Her iki uygulamayla; istihdam <strong>ve</strong> yeni pazar bulma ile bupazarlarda rekabet edebilme daha kolay hale gelecektir."Bilgi Çağı" olarak kabul edilen içinde bulunduğumuz bu çağ, en büyükgücünü; yoğun bilimsel araştırma <strong>ve</strong> geliştirmeler sonucu ortaya çıkan, yeni<strong>ve</strong> ileri teknolojilerden almaktadır. Ülkeler arasındaki ekonomik rekabet,bugün yerini teknolojiye bırakmıştır. Dolayısıyla teknoloji, ekonomikgelişmenin lokomotifi durumundadır. Bu bakımdan üni<strong>ve</strong>rsite ile işçevreleri arasında; teknoloji üretme <strong>ve</strong> AR+GE faaliyetlerine büyük önem<strong>ve</strong>rilmelidir.Teknoloji; insanların çalışma <strong>ve</strong> günlük hayatı ile onların ihtiyaçlarınıkarşılayıp, zaman tasarrufu <strong>ve</strong> kolaylık sağlayacak şekilde bilimin endüstriyeuygulanması olarak tanımlanabilir. Bu uygulamayı insangücü yapıpyönettiği için, teknolojik değişme denildiğinde ilk akla gelen; onu kullananinsanın geliştirilmesi <strong>ve</strong> eğitimi olmalıdır. Đyi yetşmiş işgücü oluşturulmadanteknoloji satın almak doğru değildir. Önce insangücünü eğitip,dahasonra ülke şartlarına uygun olarak satın alınan bu teknolojiningeliştirilerek, yenilerin üretilmesine çalışmalıdır.Đster ekonomi, sanayi <strong>ve</strong> kalkınma açısından, isterse işsizliği önleme<strong>ve</strong>ya istihdam yaratma bakımından konu ele alındığında; toplumlardayetişmiş insan unsuru ile eğitimi ihmal edilmeyerek önplana alınmalı,büyük bir okul hüviyetindeki KOBĐ’lere gereken önem <strong>ve</strong> sürekli destek<strong>ve</strong>rilmelidir.


I- KĐTAPLARFAYDALANILAN KAYNAKLARAB KOMĐSYONU, KOBĐ’lere <strong>ve</strong> Zanaat Sektörüne Yönelik Faaliyetler, ĐşletmelerPolitikası, (Çev: <strong>Avrupa</strong> Komisyonu <strong>Türkiye</strong> Temsilciliği),<strong>Avrupa</strong> Toplulukları Resmî Yayınlar Bürosu, Lüksemburg,1995.AKAD, Đlter, Endüstri Toplum Bilim, Ege Basımevi, Đzmir 1984.AKAN, Murat, AET’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Büyüklükteki Đşletmeler <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>, ĐKV,Đstanbul, 1988.AKKUTAY, Ülker, <strong>Türkiye</strong>’de Çıraklık Eğitimi, Ankara, 1991.ALDEMĐR, Ceyhan, Örgütler <strong>ve</strong> Yönetimi Mikro Bir Yaklaşım, BilgehanBasımevi, Đzmir 1985.ARICI, Kadir, Ahilik <strong>ve</strong> Çalışma Hayatımız ,Ahilik Kültürünün GünümüzdeUygulanabilirliği Meselesi, Esnaf-Sanatkâr <strong>ve</strong> Kültür,<strong>Türkiye</strong> Esnaf,Sanatkâr <strong>ve</strong> <strong>Küçük</strong> Sanayi Araştırma Enstitüsü, Ankara, 1993.ASLAN, Ali, Çıraklık Hukuku <strong>ve</strong> Mevzuatı, Anadolu Matbaası, Đzmir, 1988.ATALAY, Sefa, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Đşgücü <strong>ve</strong> Ücret Politikaları,PM, Yayın No:428, Ankara, 1990.AYHAN, Abdurrahman, Đşsizlik Sigortası <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Uygulama Olanağı,Muğla, 1995.BAĞRIAÇIK, Atila, Dışa Açılma Sürecinde <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Boy Firmalar(Dünya’da <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de), Dünya Yayınları:44, Đstanbul, 1989.BARIŞIK, Ayfur, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nun Sosyal Politikaları (Hizmete Özel), AÜ.<strong>Avrupa</strong> Topluluğu Araştırma <strong>ve</strong> Uygulama Merkezi (Tıpkı Basım),Ankara, Kasım 1988.BAŞOL, Koray, <strong>Türkiye</strong> Ekonomisi, Anadolu Matbaası, Đzmir, 1992.BAŞOL, Koray, Demografi, Anadolu Matbaası, 4. Baskı, Đzmir, 1994.BERBEROĞLU, Onur, Đstihdam Politikası Oluşturmada Genç Đşgücünün YeniTeknolojiler Karşısında Durumu <strong>ve</strong> Değerlendirilmesi, DEÜ. SosyalBilimler Enstitüsü Çalışma Ekonomisi <strong>ve</strong> Endüstrisi ĐlişkilerBölümü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Đzmir, 1992.BĐAR / KONRAD-Adenauer-Stiftung, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli ĐşletmelerdeYatırım Kararı <strong>ve</strong> Yatırım Teşvikleri, Ankara, 1992.


BĐLEN, Esra / PĐRLER, Bülent, Sosyal Yönleriyle <strong>Avrupa</strong> Topluluğu, TĐSK,Tisk Yayın No:97, Ankara, 1989.BOLTZ, C.L. (Çev:DERELĐ Toker) Teknoloji <strong>ve</strong> Đktisadî Gelişme, YalçınMatbaası, Đstanbul, 1970.BUDAK, Gülay, Đzmir’de KOBĐ’ler Nerede? Sorunları Nasıl Çözülür?, ĐTO,Đzmir, 1993.BULMUŞ, Đsmail/OKTAY, Ertan/TÖRÜNER, Mete, <strong>Küçük</strong> Sanayi ĐşletmelerimizinKonumu, Önemi <strong>ve</strong> AT’na Girerken KarşılaşılabilecekSorunlar Đle Çözüm Yolları, MPM, Yayın No:426, Ankara, 1990.CEYHAN, Halûk/KARAUÇAK OĞUZ, Şebnem, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda SosyalPolitika <strong>ve</strong> Sosyal Gü<strong>ve</strong>nlik Sistemleri, ĐKV Yayın No:94, Đstanbul,Kasım 1990.CEYHAN, Halûk / KARAUÇAK OĞUZ, Şebnem, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu SosyalBildirgesi Çerçe<strong>ve</strong>sinde Sosyal Politika Uygulamaları, ĐKV YayınNo:111, Đstanbul, Mart 1992.CEYHAN, Halûk/KARAUÇAK OĞUZ, Şebnem, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong><strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, ĐKV Yayın No:119, Đstanbul, Ekim 1992.Commission of the European Communities, An Enterprise Policy To theCommunity, Revised Edition, Luxembourg: Office for OfficialPublucations of the European Communities, 1990.Commission of the European Communities, Enterprises In The EuropeanCommunity, Documment, Luxembourg, 1990.COŞKUN, Ali, Görüşlerimiz, <strong>Orta</strong> <strong>ve</strong> Kçük Đşletmeler Kurulu (OKĐK) ToplantısıAçış Konuşması, Ankara 21 Nisan 1989, TOBB Yayını Ar-Ge, 75/172, Ankara, 1990.ÇAĞATAY, Neşet, Bir Türk Kurumu Olan Ahilik, Selçuk Üni<strong>ve</strong>rsitesi YayınNo:1, 2. Baskı, Konya 1981, 202 S.DEMĐR, Đbrahim, Teknolojik Gelişme <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’nin Teknolojik Meseleleri,DPT Sosyal Planlama Başkanlığı, Yayın No: DPT:2051-SPB: 393,Ankara, Mayıs 1986.DOSĐ, G. Sources Procedures and Mikro Economic. Effects of Innovation,Journal of Economic Literature, 26, 1988.DPT, 1980’den 1990’a Makro Ekonomik Politikalar <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong> EkonomisindekiGelişmelerin Analizi <strong>ve</strong> Değerlendirmeler, Ankara, 24 Temmuz1990.


DÜLGER, Đlhan, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Sosyal Politika, Geçiş Dönemi Özellikleri<strong>ve</strong> 21. Yüzyılda Hedeflenen Toplum, DPT, 2.Baskı, Ankara,1991.DÜLGER, Đlhan, AT Sosyal Politikasında Değişme Eğilimleri <strong>ve</strong> Sebepleri,A.Ü. <strong>Avrupa</strong> Topluluğu Araştırma <strong>ve</strong> Uygulama Merkezi (HizmeteÖzel) Tıpkı Basım, Ankara, 1989.EKĐN, Nusret, <strong>Küçük</strong> Đşyerlerinde Endüstri Đlişkileri, Kamu-Đş, Ankara, 1993.EKĐN, Nusret, Küreselleşme <strong>ve</strong> Gümrük <strong>Birliği</strong> (Rekabet Gücüne Sosyal<strong>Boyutlu</strong> Bir Yaklaşım), Đstanbul Ticaret Odası, Đstanbul, 1996.EKĐNCĐ, Yusuf, Ahilik, Ankara, 1989.EKĐNCĐ, Yusuf, Ahilik <strong>ve</strong> Meslekî Eğitim,Đstanbul,1989.ERBESLER, Ayfer, Đstanbul Đmalât Sanayiinde Gücünün Eğitim Yapısı <strong>ve</strong>Teknolojik Değişmeye Uyum Sorunları, MPM, Yayın No: 356,Ankara, 1987.ERDUT, Zeki, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’na Tam Üyelik Bakımından Türk EndüstriĐlişkileri Sisteminin Değerlendirilmesi, Kamu-Đş, Ankara, 1992.ESĐN, Arif, XXI. Yüzyıl Ekonomilerine Doğru Bir Kalkınma Aracı <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> BoyĐşletmeler (KOBĐ)-AT Örneği-, ĐKV Yayınları, ĐKV: 97, Đstanbul, Ocak1991.FAIST, Roger "O<strong>ve</strong>r The Past Ten Tears",Vocational Training, CEDEFOP,Special Issue No:18, Germany, September, 1985.GÜCELĐOĞLU, Ömer, <strong>Küçük</strong> Ölçekli Đşletmelerin KOSGEB’den Beklentileri,TES- AR Yayın No: 13, Ankara, 1994.GÜLERMAN, Adnan / AYAZ, Nükhet, Sosyal Politikanın Uluslararası Boyutları(Antlaşmalar-Bildirgeler-Sözleşmeler), Genişletilmeş 2.Baskı, 4 Toleys Eğitim Yayınları: 4, Đstanbul, 1994.GÜLERMAN, Adnan, <strong>Türkiye</strong>’nin Ekonomik <strong>ve</strong> Toplumsal Yapısı, AnadoluMatbaacılık, Đzmir, 1987.GÜLLÜLÜ, Sabahattin, Ahî Birlikleri, Đstanbul, 1972.GÜNUĞUR, Halûk, <strong>Avrupa</strong> Ekonomik Topluluğu’nu Kuran Antlaşma (RomaAntlaşması), TOBB, Genişletilmiş 2. Baskı, Ankara, 1988.ĐĐBK, Đstihdam <strong>ve</strong> Eğitim Projesi, Ankara, Haziran 1993.ĐĐBK, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>ve</strong> AT’da Đnsangücü Politikaları <strong>ve</strong> Đstihdam Geliştirici Çalışmalar,ĐĐBK Dış Đlişkiler Çalışma Grubu, Ankara, 1991.


ĐĐBK, Bazı <strong>Avrupa</strong> <strong>Ülkelerinde</strong> Đstihdam Kurumları, ĐĐBK Genel MüdürlüğüAPK Daire Başkanlığı Dış Đlişkiler Çalışma Grubu, Ankara, Mart1991.ILO, Çalışma Yaşamının Uluslararası Kuralları-Bir Özet-, Uluslararası ÇalışmaBürosu <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong> Đşçi Sendikaları Konfederasyonu Yayını,Ankara, 1989.Đstanbul Esnaf <strong>ve</strong> Sanatkârlar <strong>Birliği</strong>, Ahilik <strong>ve</strong> Esnaf, Đstanbul, 1986, 203S.KARATAŞ, Süleyman, Sanayileşme Sürecinde <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler,Đstanbul, 1991.KIRIM, Arman, <strong>Türkiye</strong> Đmalât Sanayiinde Teknolojik Değişim, TOBB, Ankara,1990.KOCAMAN, Tuncer, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu Ülkeleriyle <strong>Türkiye</strong>’nin DemografikYapısı <strong>ve</strong> Nüfus Politikaları, DPT, Ankara, 1988, 28 S.KORAY, Meryem / TOPÇUOĞLU, Alper, Sosyal Politika, Đzmir, 1987.KÖKLÜ, Aziz, Makro Đktisad, 2. Baskı, S Yayınevi, Ankara, 1987.KÜTÜKOĞLU, Mübahat,Osmanlı Đktisadî Yapısı,Osmanlı Devlet <strong>ve</strong> MedeniyetTarihi-I,Đstanbul,1994.LORDOĞLU, Kuv<strong>ve</strong>t, Çalışma Ekonomisine Giriş, Alan Yayıncılık: 57, BaşvuruDizini: 3, Đstanbul, 1986.MOULY, J. / COSTA,E. , Employment Policies In De<strong>ve</strong>loping Countries AComparati<strong>ve</strong> Analysis, Oxford: London George Alles and UmwinLtd., 1974.MÜFTÜOĞLU, Tamer, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> Drta Ölçekli Đşletmeler-Sorunlar,Öneriler, Genişletilmiş Đkinci Baskı, Ankara, 1991.MUNCH, Joachim, Vocational Training In The Federal Refublic Of Germany,CEDEFOP, Berlin, 1991.OKTAV, Mete / KAVAS, Alican / ÖNCE, Günal / TANYERĐ, Mustafa, <strong>Orta</strong> <strong>ve</strong><strong>Küçük</strong> Đşletmelerde Đhracata Yönelik Pazarlama Sorunları <strong>ve</strong> ÇözümÖnerileri, Tic. San. Deniz Tic. Od. <strong>ve</strong> Tic. Bor. <strong>Birliği</strong>, TOBB YayınNo: Genel: 176, Ar-Ge: 79, Ankara, 1990.OLALI, Hasan / DOĞAN, Muammer / DOĞAN, Üzeyme, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong><strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler <strong>ve</strong> Uygulanan Ekonomik, Malî <strong>ve</strong> SosyalPolitikaların <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler Açısından Değerlendirilmesi,ĐZSĐAD, Đzmir, 1993.ÖNSAL, Naci, Đstihdam (Ders Notları), Kamu-Đş, Ankara, 1993.


PAVITT, K., Patterns of Technical Change; Towords a Taxonomy and Theory,Research Policy, 13, 1984.SARIASLAN, Halil,<strong>Orta</strong> <strong>ve</strong> <strong>Küçük</strong> Ölçekli Đşletmelerin Finansman SorunlarıÇözüm için Finansal Paket Önerisi, TOBB, Ankara, 1994.SARIASLAN, Halil,<strong>Türkiye</strong> Ekonomisinde <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler-Đmalât Sanayii Đşletmelerinde Sorunlar <strong>ve</strong> Stratejiler, TOBB, Ankara,1996.SAYIN, Meral / Mustafa Akan, FAZLIOĞLU, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde KOBĐ DesteklemeProgramları <strong>ve</strong> Diğer Teşvik Araçları,KOSGEB/ <strong>Avrupa</strong>Bilgi Merkezi, Ankara, 1997.TALAS, Cahit, Sosyal Ekonomi, Ankara, 1979.TAŞKENT, Savaş, Đnsan Hakları Ulusal Dayanakları (Örgütler <strong>ve</strong> Belgeler),Belediye-Đş Sendikası, Đstanbul, 1991.TESK, XX.Ahilik Bayramı Kongresi Tebliğleri, <strong>Türkiye</strong> Esnaf <strong>ve</strong> SanatkârlarKonfederasyonu, Yayın No: 5, Ankara, Eylül 1984, 127 S.T.C. Devlet Bakanlığı, Đstihdam Politikası, 2. Baskı, Devlet Bakanlığı YayınıNo:24, Ankara, Ocak 1988.The Federal Minister For Education and Science,Vocotional Trainig In TheDual System (In Th Federal Republic of Germany); An In<strong>ve</strong>st In TheFuture, Bonn, May 1992.TOBB, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>ve</strong> AT Ülkelerinin Sosyo-Ekonomik Verilerle Karşılaştırılması,Yayın No: 115, AT-2, Ankara, 1989.TOSYALI SARIKAYA, Birgül, KOBĐ’lerin <strong>Türkiye</strong> Ekonomisindeki Yeri, ĐTO,Đzmir, 1995.TÖRÜNER, Mete / LORDOĞLU, Kuv<strong>ve</strong>t, Çalışma Ekonomisi, Beta Yayınları,Đstanbul, 1991.TUNA, Orhan / EKĐN, Nusret, Otomasyon <strong>ve</strong> Sosyal Meseleler, Đ.Ü.Yayın No:1486, Sermet Matbaası, Đstanbul, 1970.TURAN, Kemal, Ahilikten Günümüze Meslekî <strong>ve</strong> Teknik Eğitimin Tarihi Gelişimi,Marmara Üni<strong>ve</strong>rsitesi Đlâhiyat Fakültesi Vakfı YayınlarıNu:129, Đstanbul,1996.UÇ, Gürol, Sakatların Đstihdam Sorunu, ĐĐBK, Yayın No: 259, Ankara, 1991.WITTEK, Paul, Osmanlı Đmparatorluğu’nun Kuruluşu, Batı Dinlerinde OsmanlıTarihi-I, (Çev:Güzin YALTER), Đstanbul, 1971.YALÇINTAŞ, Nevzat / TUNA, Orhan, Sosyal Siyaset, Filiz Kitapevi, Đstanbul,1994.


ZAĐM, Sabahattin, Çalışma Ekonomisi, Yenilenmiş <strong>ve</strong> Genişletilmiş 9. Baskı,Filiz Kitapevi, Đstanbul, 1992.ZENGĐNGÖNÜL, Oğul, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>nde Mesleki <strong>ve</strong> Teknik Eğitime YeniYaklaşımlar <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong> Đçin Bir Uyum Analizi, TOBB, YayınNo:Genel:342, AYDB:159, Ank., 1998II- MAKALELERAB KOMĐSYONU, <strong>Avrupa</strong>da KOBĐ’ler Đçin <strong>Orta</strong>k Bir Tanım, <strong>Avrupa</strong> Komisyonu<strong>Türkiye</strong> Temsilciliği, Güncel <strong>Avrupa</strong> Dergisi, Sayı: 2-3,Ankara, Şubat-Mart 1996.AKMUT, Özdemir, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> Đşletmelerin Sanayideki Yeri <strong>ve</strong> Önemi,AÜSB. Fak. Der., Cilt: XXXIX, No:1-4, Ocak-Aralık 1984.ALGAN, Neşe, Sanayi Sektörü <strong>ve</strong> Đstihdam: Sektörler <strong>ve</strong> Ölçekler DüzeyindeĐstihdam Yaratma Potansiyeli Açısından Bir Değerlendirme, <strong>Türkiye</strong>Kalkınma Bankası Sanayi Yıllığı 93, Ankara, 1993.ALGAN, Neşe, <strong>Türkiye</strong>’de Đstihdamın Yapısal Analizi: Sorunlar <strong>ve</strong> Öneriler,ĐĐBK. Đstihdam Dergisi, Sayı:17, Ağustos 1994.BERKSU, Şengül, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu, ĐĐBK. Đstihdam Dergisi, Sayı: 15, Ankara,Kasım 1990.BOLLE, Michael / BÜCHTEMANN, Christoph F., Young People Without aFuture, Vocational Training Bulletin, No: 16, December 1984 / III,Germany 1984.CANDANER, Nazan, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Eğitim, ĐKV Dergisi, Sayı: 85-86,Đstanbul, Kasım-Aralık 1990.CEYLAN, Ali, <strong>Türkiye</strong>’de Đşletmelerin Sorunları, TESK Haber Bülteni, Yıl: 2,Sayı: 23, Ankara, Şubat 1988.COSSE, M.L., Uluslararası Đşbirliği Đmkânları: COMETT Programı, ĐKV,Teknolojik Gelişmeye Uygun Meslekî Eğitim, (4 Kasım 1988) ĐKVYayın No: 74, Đstanbul, Mayıs 1989.ÇELĐK, Aişe <strong>Avrupa</strong> Topluluklarının KOBĐ’lere Yönelik Çalışmaları <strong>ve</strong> "Bc- Net"Sistemi, TESK, Haber Bülteni Yıl: 3, Sayı 25, Ankara, Nisan 1988.ÇĐFTLĐKLĐ, Mehmet, 2000’li Yıllara Doğru <strong>Türkiye</strong>’de Nüfus <strong>ve</strong> Đstihdam,DEÜ. ĐĐBF Dergisi, Cilt: 7, Sayı: 1, Đzmir, 1992.DEMĐR, Fevzi / ERDUT, Zeki, <strong>Avrupa</strong> Sosyal Fonu <strong>ve</strong> <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’ndaÇalışma Koşulları, Gıda-Đş<strong>ve</strong>ren, Yıl: 22, Sayı: 235, Đstanbul, Mayıs1990.


DEMĐR, Fevzi / ERDUT, Zeki, Batı <strong>Ülkelerinde</strong> Đşsizlik Sigortasının HukukîÇerçe<strong>ve</strong>si <strong>ve</strong> Uygulaması, Münir Ekonomi 60. Yaş Günü Armağanı,Ankara, 1993.ERDUT, Zeki, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Đstihdam, Đşsizlik <strong>ve</strong> Đstihdam Politikası,Kamu-Đş, Đş Hukuku <strong>ve</strong> Đktisat Dergisi, Cilt: 3, Sayı:1, Ankara,Temmuz 1991.EREZ, Yalım, Đstihdamın Beş Boyutu, (Đstihdam Haftası 20-26 Mayıs 1991),Denetim, Yıl: 6, Sayı: 65, Ankara, 1991.ERGUN, Đsmet, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Boy Đşletmelerin Tanımı Üzerine, ASO Dergisi,Sayı: 92, Yıl: 12, Ankara, Mayıs-Haziran 1988.FĐSUNOĞLU, Mahir, Sanayileşme <strong>ve</strong> Teknoloji Stratejileri, Sanayi Yıllığı 93,<strong>Türkiye</strong> Kalkınma Bankası, Ankara, 1993.GÜNAL, Alev, Mahalli Đstihdam Olanaklarının Geliştirilmesinde Kadının Rolü,TESK, Yıl: 2, Sayı: 20, Ankara, Kasım 1987.GÖKÇEN, Ahmet, <strong>Türkiye</strong>’de Đstihdam Politikası, ĐÜ. Đktisat Fakültesi Mec.Cilt: 33, Sayı: 1-4, Đstanbul, 1976.ĐĐBK Dış Đlişkiler Daire Başkanlığı, <strong>Avrupa</strong> <strong>Ülkelerinde</strong> Kadınların Đstihdamı,Đstihdam Dergisi, Yıl: 2, Sayı: 7, Ankara, 1989.ĐKV, AB, KOBĐ’ler Đçin Yeni Bir Tanımlama Getiriyor, ĐKV Bülteni, Đstanbul, 1-15 Mart 1996.ĐTKĐB, <strong>Türkiye</strong>’de KOBĐ’lerin Adı Bile Yok, Hedef, Đstanbul Tekstil <strong>ve</strong> KonfeksiyonĐhracatcı Birlikleri Yayın Organı, Đstanbul, Şubat 1996.KARADUMAN, Mehmet, <strong>Türkiye</strong>’de Sakatların Đstihdamı, ĐĐBK. ĐstihdamDergisi, Yıl: 1, Sayı: 3, Ankara, 1988.KARAUÇAK OĞUZ, Şebnem, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde KOBĐ’lere Sağlanan Destekler(Değerlendirme), ĐKV Dergisi, Sayı: 128, Ocak-Şubat 1996.KAYALI, Cevdet A. / GÖKBUNAR, Ramazan, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde ĐstihdamaYönelik Devlet Yardımları, ĐĐBK, Đstihdam Dergisi, Sayı: 18,Ankara, Ocak-Mart 1995.KENNDY, C./ THIRLWALL, A.P., Sur<strong>ve</strong>y In Applied Economics: TechnicalProgress, Economic Journal, Mart 1981.KORAY, Meryem, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu <strong>Ülkelerinde</strong> Đşgücü Piyasasının Özellikleri,Sorunları <strong>ve</strong> Đstihdam Politikaları-I, ĐKV Dergisi, Sayı: 84,Đstanbul, Ekim 1990.


KORAY, Meryem, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu <strong>Ülkelerinde</strong> Đşgücü Piyasasının Özellikleri,Sorunları <strong>ve</strong> Đstihdam Politikaları-II, ĐKV Dergisi, Sayı: 87, Ocak1991.KORAY, Meryem, Sosyal Refah Toplumu Olarak <strong>Avrupa</strong> Topluluğu Üyeleri <strong>ve</strong><strong>Türkiye</strong>’nin Konumu, D.E.Ü. Đktisadi <strong>ve</strong> Đdari Bilimler FakültesiDergisi, Cilt: 6, Sayı: 1, Đzmir, 1991.KUTAL, Gülten, Sakatların Ekonomik Hayata Katılması, Münir Ekonomi 60.Yaş Günü Armağanı, Ankara, 1993.KUTAL, Gülten, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu <strong>Ülkelerinde</strong> <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Genç Đşsizliği,Cahit Talas’a Armağanı, Mülkiyeliler <strong>Birliği</strong> Vakfı Yayınları:9,Ankara, 1990.MÜFTÜOĞLU, Tamer, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Sanayi Đşletmelerinin Nitelikleri,ASO Dergisi, Sayı: 92, Yıl: 12, Ankara, Mayıs-Haziran 1988.ÖRNEK, Hüsamettin, Kadının Çalışma Yaşamında Yeri, ĐĐBK. ĐstihdamDergisi, Sayı: 16, Ankara, Mayıs 1994.ÖZBEK, Halil, <strong>Türkiye</strong>’de Đstihdam <strong>ve</strong> Đşsizlik (Đstihdam Haftası 20-26 Mayıs1991) Denetim, Yıl: 6, Sayı: 65, Ankara, 1991.ÖZDEMĐR, Mahmut,<strong>Türkiye</strong>’de <strong>Orta</strong> <strong>ve</strong> <strong>Küçük</strong> Đşletmelerin Sorunları, T.Đktisat, Yıl: 3, Sayı: 7, Ankara, Mart 1990.ÖZÇER, Semra, Sakatların Đstihdamı, MPM, Verimlilik Dergisi, Ankara,1987.ÖZŞUCA, Şerife Türcan, Teknolojik Gelişme <strong>ve</strong> Đstihdam, ĐĐBK. ĐstihdamDergisi, Sayı: 18, Ankara, Ocak-Mart 1995.SOYER, Serap, Çıraklık <strong>ve</strong> Đşletmelerde Meslek Eğitimi, ĐTO Dergisi, Yıl: 62,Sayı: 1, Đzmir, 1989.SÖZER, Ali Nazım, 96 Sayılı Sözleşmenin III. Bölümü Özel Đstihdam BürolarınaMeşruluk Tanıyor, TĐSK, Đş<strong>ve</strong>ren Dergisi, Cilt: XXXIV, Sayı:7, Ankara, Nisan 1996.ŞAKAR, Müjdat, Dünyada <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Đşsizlik Sigortası, Çimento Đş<strong>ve</strong>renDergisi, Cilt: 6, Sayı: 2, Ankara, 1992.ŞENGEZER, Ermukan, Türk Kos’u Đçin Uygun Büyüklük Tanımı, ASODergisi, Yıl:6, Sayı: 115, Ankara, Mayıs-Haziran-Temmuz-Ağustos,1992.TAŞTEKĐL, Sevda / DEMĐRBĐLEK, Tunç, Meslekî Eğitimin Đstihdam ÜzerineEtkisi <strong>ve</strong> 3308 Sayılı Çıraklık <strong>ve</strong> Meslek Eğitimi Kanunu’nun


Değerlendirilmesi, D.E.Üni<strong>ve</strong>rsitesi Đktisadi <strong>ve</strong> Đdari BilimlerFakültesi Dergisi Cilt: 6, Sayı: 2, Yıl 1991 (s.298-312).TATLIDĐL, Ercan <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Çıraklık Eğitimi <strong>ve</strong>Genç Đşsizliği, Sosyoloji Dergisi, Ege Üni<strong>ve</strong>rsitesi Edebiyat FakültesiYayını Sayı: 2, Đzmir, 1990.TATLIDĐL, Ercan / DEMĐRCĐOĞLU, Nevin S., <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong> <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’deEğitim, Đzmir Ticaret Odası, <strong>Türkiye</strong> <strong>ve</strong> AB Đlişkileri <strong>ve</strong> Gümrük<strong>Birliği</strong> Sürecinde Sektörlerimiz, ĐTO, Yayın No: 13, Đzmir 1995.TĐSK, Meslek Standartlarını Belirleme Çalışmaları Sürüyor, Đş<strong>ve</strong>ren Dergisi;XXXIV, Sayı: 11, Ağustos 1996.TĐSK, Çalışma Hayatında Kadın, Đş<strong>ve</strong>ren, Cilt: XXXI, Sayı: 6, Ankara, Mart1993.TĐYENŞAN, Hüsamettin, Gelişen Teknoloji <strong>ve</strong> <strong>Küçük</strong> Sanayicimizin Dünü-Bugünü- Yarını, Đstanbul Madeni Eşya San. Der. <strong>Birliği</strong>, Đstanbul,9 Kasım 1988 (Tebliğ), TESK Haber Bülteni, Yıl:3, Sayı: 32,Ankara, 1988.TÖRÜNER, Mete, Đşgücü Piyasası Đçinde Faaliyet Gösteren Özel ĐstihdamBüroları Đşe Yerleştirmede Önemli Katkılar Sağlamaktadır, TĐSK,Đş<strong>ve</strong>ren Dergisi, Cilt: XXXIV, Sayı: 7, Ankara, Nisan 1996.TURAN, Güngör, Teknolojik Değişime Uyumlu Eğitim Programları, ÇimentoĐş<strong>ve</strong>ren, Cilt: 7, Sayı: 2, Ankara, Mart 1993.TURAN, Güngör, Đmalât Sanayiinin Đstihdam Sorunları <strong>ve</strong> Sanayide EğitilmişĐşgücü Đhtiyacının Karşılanması, Sanayi Yıllığı 93, <strong>Türkiye</strong>Kalkınma Bankası, Ankara, 1993.ÜNER, Nurel, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmelerin Genel Sorunları<strong>ve</strong> Çözüm Yolları, DEÜ. Đk. <strong>ve</strong> Đd. Bil. Fak. Dergisi, Cilt: 6, Sayı: 2,Đzmir, 1991.YALKIN, Suat, <strong>Türkiye</strong>’de Esnaf-Sanatkâr <strong>Küçük</strong> Đşletmeler, ASO Dergisi Yıl:16, Sayı: 15, Ankara, Mayıs-Haziran-Temmuz-Ağustos 1992.YERCĐ, Cahit, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Đşletmeler, MaliyeDergisi, Sayı: 100, Ankara, Ocak-Şubat 1991.III- TEBLĐĞLERÂDEM, Mahmut, Ulusal Eğitim Politikamız, DPT, 3. Đzmir Đktisat Kongresi, 4-7 Haziran 1992, Sosyal Değişim <strong>ve</strong> Sosyal Gelişme Stratejileri,Ankara, 1993.


ADOMEIT, Gerd, Almanya’da <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Büyüklükteki Đşletmeler (KOBĐ),(Çev: SOYTÜRK Fulya/ YÖRÜNG Murat), ĐSO, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong>Ölçekli Đşletmelerin Sorunları-Uluslararası Sempozyum 17 Mayıs1991-ĐSO Araştırma Dairesi Yayın No: 1991/5, Đstanbul, 1991.AKTUĞ, Hüseyin, Đstihdamı Geliştirme Çalışmaları, KÜSGET / DPT / OECD,Đstihdam Yaratıcı Girişimler, Teknolojik Yenilikler <strong>ve</strong> BölgeselGelişme Uluslararası Semineri (Gaziantep 22/24 Ekim 1985),Ankara, 1986.AKTUĞ, Hüseyin, Beceri Kazandırma Programları Teknolojik DeğişmeyeUyum Amaçlı Olarak Uygulanabilir mi? , Teknolojik GelişmelerKarşısında Đşgücünün Eğitim, Uygum <strong>ve</strong> Đstihdam SorunlarıSempozyumu, MPM, Yayın No: 362, Ankara, 1988.ASLAN, Celal, Teknoloji Transferi <strong>ve</strong> Đstihdam Etkisi, KUSGET / DPT /OECD, Đstihdam Yaratıcı Girişimler Teknolojik Yenilikler <strong>ve</strong>Bölgesel Gelişme Uluslararası Semineri, Gaziantep 22/24 Ekim1985, Ankara, Temmuz 1986.ARAVALO, Luis Martinez, Đspanya’da <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Büyüklükteki SanayiiKuruluşlarına Destek Programları: Finansman <strong>ve</strong> Đhracat TeşvikUygulamaları, ĐSO, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Sanayi ĐşletmelerininSorunları-Uluslararası Sempozyum, 17 Mayıs 1991, ĐSO Ar-GeDai. Yayın No: 1991/5, Đstanbul, 1991.BAĞRIAÇIK, Atila, Başka Ülkelerle Karşılaştırmalı Olarak <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong><strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Boy Firmalar, ĐSO, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli SanayiĐşletmelerinin Sorunları-Uluslararası Sempozyum 17 Mayıs 1991,Ara. Dai. Yayın No: 1991 / 5, Đstanbul, 1991.BERKSU, Şengül, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu’nda Đstihdam <strong>ve</strong> Đkincil Mevzuat, ĐĐBK,Đstihdam Seminerleri-I, ĐĐBK Yayın No: 272, Ankara, 1992.BĐCAN, Đsmail, Kadınların Đşsizliği <strong>ve</strong> Đstihdamı, ĐĐBK Đstihdam Seminerleri-I,Yayın No: 272, Ankara, 1992.BOURRINET, Jacques, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Büyüklükteki Fransız Sanayi ĐşletmelerininTecrübeleri, (Çev: GENCAY ĐNECĐ Sevgi), ĐSO, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong><strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmelerin Sorunları-Uluslararası Sempozyum- 17Mayıs 1991, ĐSO Ar-Ge Dai. Yayın No: 1991 / 5, Đstanbul, 1991.BOZKURT, Rüştü, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmelerde Yönetim Sorunları,Đzmir Ticaret Odası, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmelerin <strong>Türkiye</strong>Ekonomisindeki Yeri, Sorunları <strong>ve</strong> Çözüm Önerileri Formu, 15Haziran 1988 (Teksir).


ÇOMAK, Kâzım, 21. Yüzyıla Doğru <strong>Türkiye</strong>’de Endüstriyel Eğitim, "Görüşler",DPT, 3. Đzmir Đktisat Kongresi, 4-7 Haziran 1992, Ankara, 1993.DEMĐR, Fevzi, Batı <strong>Ülkelerinde</strong> Đşsizlik Sigortası, ĐĐBK. II. Đstihdam HaftasıTebliğler- 1992, ĐĐBK yayın No: 276, Ankara, 1992.DEMĐRÖRS, Uğur, Gelişme Süreci Đçindeki <strong>Küçük</strong> Sanayi Sektörü, "Görüşler",DPT, 3. Đzmir Đktisat Kongresi, 4-7 Haziran 1992, Ankara, 1993.ERBESLER, Ayfer, 1984 yılında Türk Đmalât Sanayiinde Teknolojik Durum,Eğitim <strong>ve</strong> Đstihdam Politikaları, MPM, Teknolojik GelişmelerKarşısında Đşgüçünün Eğitim, Uyum <strong>ve</strong> Đstihdam SorunlarıSempozyumu, MPM yayınları, No: 362, Ankara, 1988.ERCAN, Fevzi, Đleri Teknolojinin Đnsangücüne <strong>ve</strong> Đstihdam Sorunlarına Etkileri:Yeni Sorunlar mı ? Çözüm Yolları mı ? MPM, Teknolojik GelişmelerKarşısında Đşgücünün Eğitim, Uyum <strong>ve</strong> Đstihdam SorunlarıSempozyumu MPM Yayınları, No:362, Ankara, 1988.ERCAN, Fevzi, <strong>Küçük</strong> Sanayi Mensuplarının Meslekî Eğitim Đhtiyaçları, MPM,<strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Boy Sanayi Teşebbüslerinin Sorunları, ÇözümYolları <strong>ve</strong> Geliştirilmesi Semineri, Ankara, 1987.EREZ, Yalım, 2000’li Yıllara Girerken <strong>Türkiye</strong>’nin <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli ĐşletmelerPolitikası - Açış Konuşması, TOBB / KOSGEB, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong><strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmeler Konferansı, Ankara, 27 Aralık 1993, TOBB,Ankara, 1993.ESER, Ali, 2000’li Yıllara Girerken <strong>Türkiye</strong>’nin <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli ĐşletmelerPolitikası, TOBB / KOSGEB, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli ĐşletmelerKonferansı, Ankara, 27 Aralık 1993, TOBB, Ankara,1993.GÜNAL, Alev, Esnaf <strong>ve</strong> Sanatkârın Sorunları <strong>ve</strong> Çözümleri, II. <strong>Türkiye</strong> ĐktisatKongresi Sosyal Geliştirme <strong>ve</strong> Đstihdam Komisyonu Tebliğleri,DPT. Yayın No: 1783, Ankara, 1981.GÖKÇESU, B. Mutlu, <strong>Türkiye</strong>’de Đşletme Türü <strong>ve</strong> Sektörel Nitelikler Açısından<strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Sanayi Đşletmeleri Profili, TMMOB MakinaMühendisleri Odası 1993 Sanayi Kongresi Bildiriler Kitabı, 1. Cilt,<strong>Türkiye</strong> Sanayiinin Rekabet Gücü <strong>ve</strong> Stratejisi Yayın No: 160,Ankara, 1993.HAMĐTOĞULLARI, Beşir, Ahiliğin Çağdaş <strong>Türkiye</strong> Bakımından Önemi <strong>ve</strong>Değerlendirilmesi, XXI. Ahilik Bayramı Sempozyumu Tebliğleri (13-15 Eylül 1985), Đstanbul, 1986.


HAZAR, Dündar, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Sanayi Teşebbüslerinin Eğitim Sorunları <strong>ve</strong>Đşbaşında Eğitim, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Sanayi TeşebbüslerininGeliştirilmesi Semineri, MPM, Yayın No: 120, Ankara, 1973.JAMAR, Jimmy, AT’nun <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Boy Đşletmeler Politikası, ĐSO, <strong>Küçük</strong><strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Đşletmelerin Sorunları Uluslararası Sempozyum-17 Mayıs 1991, ĐSO Ar.Dai. Yayın No: 1991 / 5, Đstanbul, 1991.KILKIŞ, Yıldırım, <strong>Küçük</strong> Sanayici <strong>Küçük</strong> Tacir <strong>ve</strong> Esnaf Kredi Sorunları, II.<strong>Türkiye</strong> Đktisat Kongresi Sosyal Gelişme <strong>ve</strong> Đstihdam KomisyonuTebliğleri, DPT,. Yayın No: 1783, Ankara, 1981.KORAY, Meryem, Günümüzde Đşgücü Piyasasının Özellikleri, Sorunları <strong>ve</strong>Đstihdam Politikaları, ĐĐBK. II. Đstihdam Haftası Tebliğleri, 1992,Yayın No: 276, Ankara, 1992.KUTAL, Gülten, Dünya’da <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Đşsizlik Sorunu <strong>ve</strong> Çözüm YollarıSemineri, KĐPLAS, Đzmir, 1993.KUTAL, Gülten, <strong>Türkiye</strong>’de Đşsizliği Etkileyen Faktörler <strong>ve</strong> Đşsizliğin Özellikleri,Sosyal Siyaset Konferansları, 34. Kitap, Đstanbul, 1985.KUTAL, Gülten, <strong>Avrupa</strong> <strong>Ülkelerinde</strong> Genç Đşsizliği Sorunu <strong>ve</strong> UygulananBaşlıca Đstihdam Politikaları, ĐĐBK, Hizmet Etkinleştirme SemineriYayın No: 271, Ankara, 1992.KUTAL, Metin, Modern Bir Đş Bulma Fonksiyonu Olarak Meslekî <strong>ve</strong> TeknikEğitim, ĐĐBK, Hizmet Etkinleştirme Semineri, Yayın No: 271,Ankara, 1992.KUTAL, Metin, Dünyada <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Đşsizlik Sorunu <strong>ve</strong> Çözüm Yolları(Gülten Kutal’ın) Tebliğinin Değerlendirilmesi, Kiplas, Đzmir, 1993.LAPINI, Carlo (Confindustria) Đtalya’da <strong>Küçük</strong> Sanayi <strong>ve</strong> Gelişimi: Dünya’nınBeşinci Büyük Sanayi Ülkesinin Tecrübeleri, (Çev: SOYTÜRKFulya), ĐSO, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Sanayi ĐşletmelerininSorunları- Uluslararası Sempozyum 17 Mayıs 1991, ĐSO Ar-Ge.Dai. No: 1991 / 5, Đstanbul, 1991.LEANDER, Anna, State Aids With Special Regard To The Problems Of Smalland Medium-Size Enter Prices, Özetleyerek (Çev: YENER Müjde),(<strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Boy Đşletmelerin Problemleri Açısından DevletYardımları), ĐSO, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Sanayi ĐşletmelerininSorunları-Uluslararası Seminer 17 Mayıs 1991, ĐSO Ar-GeDai.Yayın No: 1991 / 5, Đstanbul, 1991.


MEIER, Max Georg,<strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Sanayi ĐşletmelerininÖrgütlenmesi, ĐSO <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Sanayi ĐşletmelerininSorunları-Uluslararası Sempozyumu 17 Mayıs 1991, ĐSO Ar-GeDai. Yayın No: 1991 / 5, Đstanbul, 1991.MILLS, R. / FENWICK, F., Đngiltere’de <strong>Küçük</strong> Firmalar, (Çev: BUDAK, A.Cem), ĐSO, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Sanayi Đşletmelerinin Sorunları-Uluslararası Sempozyumu 17 Mayıs 1991, ĐSO Ar-Ge Dai. YayınNo: 1991 / 5, Đstanbul, 1991.ÖZKAN, Zeki, Çıraklık Eğitimi <strong>ve</strong> Yetişmiş Đnsangücünün Đstihdamı,KÜSGET /DPT / OECD, Đstihdam Yaratıcı Girişimler Teknolojik Yenilikler <strong>ve</strong>Bölgesel Gelişme Uluslararası Semineri, Gaziantep 22-24 Ekim1985, Ankara, Temmuz 1986.ÖZSABUNCUOĞLU, Đsmail H., Teknolojik Gelişme <strong>ve</strong> Đstihdam Sorunu,KÜSGET / DPT / OECD, Đstihdam Yaratıcı Girişimler, TeknolojikYenilikler <strong>ve</strong> Bölgesel Gelişme Uluslararası Semineri, Gaziantep22-24 Ekim 1985, Ankara, Temmuz 1986.SOĞÜT, M. Ali / ÖZ, Ömer,Teknolojik Değişimin <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli SanayideEtkisi, TMMOB Makine Mühendisleri Odası, l991 SanayiKongresi Bildiriler Kitabı, 9- 13 Aralık l99l, MMO Yayın No:l48/I,Ankara, l992.SÖNMEZ, Fikret, <strong>Avrupa</strong> Topluluğu <strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>’de Đşçi Sağlığı <strong>ve</strong> Đş Gü<strong>ve</strong>nliği,ĐZSĐAD, Đzmir, Ocak 1993.TATLIDĐL, Rezzan, <strong>Türkiye</strong>’de Kadınların Çalışma Yaşamındaki Yeri <strong>ve</strong>Sektörel Dağılımı, DPT, 3. Đzmir Đktisat Kongresi, 4-7 Haziran1992, Sosyal Değişim <strong>ve</strong> Sosyal Gelişme Stratejileri, Ankara,1993.TOSKAY, Ertan, AET <strong>Ülkelerinde</strong> <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Sanayi Teşebbüsleri Đle ĐlgiliGelişmeler, MPM, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Sanayi TeşebbüslerininGeliştirilmesi Semineri, Ankara, 1973.TÜZÜN, Gürol / TÜZÜN, Sezgin, <strong>Türkiye</strong> Sanayiinde <strong>Küçük</strong> Üretim, TMMOB.Makina Mühendisleri Odası 1989 Sanayi Kongresi Bildirileri - I,MMO Yayın No: 134 / 1, Ankara, 4-9 Aralık 1989.YALIM, Gülay, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli Sanayi Teşebbüslerinin EkonomidekiYeri, Önemi <strong>ve</strong> Tanımlanması, MPM, <strong>Küçük</strong> <strong>ve</strong> <strong>Orta</strong> Ölçekli SanayiTeşebbüslerinin Sorunları, Çözüm Yolları <strong>ve</strong> Geliştirme Semineri,MPM Yayın No: 358, Ankara, 1987.


YENER, Samira, Sakatların Đstihdamı, ĐĐBK. Đstihdam Seminerleri-I, ĐĐBK.Yayın No: 272, Ankara, 1992.IV- PLANLARDPT, I. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1963-1967), Ankara, Ocak 1963.DPT, II. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1968-1972), Ankara, Kasım 1967.DPT, II. Beş Yıllık Kalkınma Planı Hedefleri <strong>ve</strong> Stratejileri, DPT Yayın No:510, Ankara, 1968.DPT, III. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1973-1977), Yayın No: DPT: 1272,Başbakanlık Basımevi, Ankara, 1973.DPT, IV. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1979-1983), Yayın No: DPT: 1664,Ankara, 1979.DPT, V. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1985-1989), Yayın No: DPT: 1974,Ankara, 1985.DPT, VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990-1994), DPT Yayın No: 2174,Ankara, 1989.DPT, VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı Öncesinde Gelişmeler (1984- 1988),DPT Yayın No: 2190, Ankara, 1990.DPT, VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1996-2000), Ankara, 1995.V-RAPORLARAUER, Peter / DUDA, Helga Fahr, Industrial Relations In Small and Medium-Sized Enterprises Evindence From Six Countries, Report to theCommission of the European Communities, Industrial RelationsIn Small and Medium Sized Enterprises, Final Report, Berlin,1988, Luxembourg: Office For Official Publications Of TheEuropean Communities, 1989.CATTERO, Bruno, Industrial Relations In Small and Medium-Sized EnterprisesIn Italy, Report to the Commission of the EuropeanCommunities Industrial Relations In Small Medium-Sized EnterprisesFinal Report, Berlin 1988, Luxembourg: Office ForOfficial Publications Of The European Communities, 1989.CEDEFOP, The Transition Of Young People Into Employment After Completionof Apprenticeship In The "Dual System"(In - Plant Training and Part -Time School), First Education,Berlin,1987.


CEDEFOP, Promotion Of Cooperation Amongst Research and De<strong>ve</strong>lopmentOrganization In The Field Of Vocational Training ( Voring MeetigPapers 11 and 12 September 1986), First Edition, Berlin, 1987.CEDEFOP, Vocational Training Scenarios For Some Member Of The EuropeanCommunitiy. A Synthesis Report For France, Greece, Italy, Portugal,Spain, And the UK, Belgium, l990.CEDEFOP, Vocational Training In The Federal Republic Of Germany, Berlin,1992.CEDEFOP, Vocational Education And Training In The UK, Lüxembourg,1993;CEDEFOP, The Role Of The Social Partners In Vocational Education AndTraining In The UK, Berlin , 1991Commission Of The European Communities, Report On Social De<strong>ve</strong>lopment-Year 1989, Luxembourg: Office For Official Publications Of TheEuropean Communities, 1991.Commission Of The European Communities, Report Of The Commission OnThe Impact Of Community Legislation On Business With SpecialRegard to SMEs, 15.5.1993, Cos (90) 200 Final, Luxembourg:Office For Official Publications Of The European Communities,1990.Commission Of The European Communities, On The Provision Of CommunityInterest Subsidies on Loaus For SMEs Extented by the EIBUnder it’s Temporary Lending Facility, 93 July 1993, COM (93),322 Final, Luxembourg: Office For Official Publications Of TheEuropean Communities, 1993.Commission Of The European Communities, Community-Wide FrameworkFor Employmen, COM (93) 238 Final, 26 May.1993, Luxembourg:Office For Official Publications Of The European Communities,1993.Commission Of The European Communities, Communication From TheCommission On Family Policies, COM (89) 363 Final, Brussels, 9August 1989.Commission Of The European Communities, Employment In Europe 1993,Report From The Commission, COM (93) 314 Final, Brussels,26.04.1994.


Commission Of The European Communities, Employment In Europe 1989,Report From The Commission, COM (89) 399 Final, Brussels, 26July 1989.Commission Of The European Communities, Employment In Europe, TheCommission Presents It’s First Report on Employment, Brussels, 20July 1989.Commission Of The European Communities, Employment In Europe-1989,Chapter 7: Women’s Employment, Report From The Commission,COM (89) 399 Final, Brussels, 26 July 1989.Commission Of The European Communities, Employment In Europe-1989,Chapter 6: SME and Self-Employment, Report From TheCommission COM (89) 399 Final, Brussels, 26 July 1989.Commission Of The European Communities, Employment In Europe-1994,Report From The Commission, COM (94) 381 Final, Brussels14.09.1994.Commission Of The European Communities, Evaluation Of Policy MeasuresFor The Creation and De<strong>ve</strong>lopment Of Small and Medium-SizedEnterprises, Synthesis Report, Office For Official Publications OfThe European Communities, Luxembourg, 1989.Commission Of The European Communities, Employment In Europe-1989,Chapter 1: Employmen in The European Community, Report FromThe Commission COM (89) 399 Final, Brussels, 26 July 1989.Commission Of The European Communities, The Community and Business:The Action Programme For Small and Medium-Sized Enterprises,European File: 3/88, February 1988.Commission Of The European Communities, The Community and Small andMedium-Sized Enterprises, European File: 6/83, March 1983.Commission Of The European Communities, Propusal For a Council Directi<strong>ve</strong>,COM (88) 292 Final, SYN 158, Brussels, October 1988.Commission Of The European Communities, Evaluation Of Policy MeasuresFor Creation and De<strong>ve</strong>lopment Of SMEs, Bruxelles, 1989.Commission Of The European Communities, The Social Policy Of TheEuropean Community: Locking a Head to 1992, European File, 33/88 August-September 1982,DPT, Đstihdam, Özel Đhtisas Komisyonu Raporu, DPT. Yayın No: DPT:2170-ÖĐK: 341, Ankara, 1989.


DPT, <strong>Küçük</strong> Sanayi Özel Đhtisas Komisyonu Raporu, Yayın No: DPT:2169-ÖĐK 340, Ankara, 1990.DPT, <strong>Türkiye</strong>’de Đşgücü Eğitimi, Der. YÜCEL Asuman, Ankara, Mart1990.European Commission, The European Observatory For SMEs, First AnnualReport European Net Work For SME Research (ENSR) andCoordinated by Small Business Research and Consultancy (EIM),May. 1993.EUROPEAN COMMUNITIES - ECONOMIC AND SOCIAL COMMITTIEEOpinion On The Proposal For A Council Regulation (EC) AmendingRegulation (EEC) No:337/75 Establishing A European Centre For:The De<strong>ve</strong>lopment Of Vocational Training, DOC. COM(94), 20 Final ,Brussels, 27.4.1994.ĐĐBK. Genel Müdürlüğü, 1987 Yılı Faaliyet Raporu, Yayın No: 235, Ankara,1988.ĐĐBK. Genel Müdürlüğü, 1989 Yılı Faaliyet Raporu, Yayın No: 252, Ankara,1990.ĐĐBK Genel Müdürlüğü, 1990 Yılı Faaliyet Raporu, Yayın No: 256, Ankara,1991.ĐĐBK. Genel Müdürlüğü, 1991 Yılı Faaliyet Raporu, Yayın No: 274, Ankara,1992.ĐĐBK. Genel Müdürlüğü, 1992 Yılı Faaliyet Raporu, Yayın No: 278, Ankara,1993.ĐĐBK. Genel Müdürlüğü, 1993 Yılı Faaliyet Raporu, Yayın No: 285, Ankara,1994.ĐĐBK. Genel Müdürlüğü, 1994 Yılı Faaliyet Raporu, Yayın No: 288, Ankara,1995.KOSGEB, 1990 Yılı Faaliyet Raporu, Ankara, 1990.KÜSGET, <strong>Türkiye</strong>’de <strong>Küçük</strong> Sanayii Araştırma Raporu, Küsget, Ankara,1988.MIGUELEZ, Fausto, Industrial Relations in Small and Medium-Sized Enterprisesin Spain, Repor To The Commission Of The EuropeanCommunities, Industrial Relations in Small and Medium-SizedEnterprises, Final Report Berlin, 1988, Luxembourg: Office ForOfficial Publications Of The European Communities, 1989.


OECD, Economic Outlook, 55 June 1994, Organisation For Economic Co-Operation and De<strong>ve</strong>lopment, France 1994.OECD, Economic Outlook 53 June 1993, Organisation For Economic Co-Operation and De<strong>ve</strong>lopment, France, 1993.TĐSK, Đstihdam Artışı Đçin Alınması Gerekli Tedbirler- Unice Raporu, Đş<strong>ve</strong>ren,Cilt: XXXI, Sayı: 5, Ankara, Şubat 1993.TOBB, Đktisadi Rapor 1990, Ankara, 1990.World Bank, Ermena Project, IDF Division, Turkey-Pospects Small IndustryDe<strong>ve</strong>lopment And Employment Generation, Band 1, Report Nr:2913-TU,WB Yayını, Washington, 1980.World Bank, Turkey: Small and Medium Scale Industry Project, WB Raporu,Washington, 1985.VI- PROGRAMLARKOSGEB, 1992 Yılı Çalışma Programı, Ankara, 1992.KOSGEB, 1993 Yılı Çalışma Programı, Ankara, 1993.KOSGEB, 1994 Yılı Çalışma Programı, Ankara, 1993.KOSGEB, 1995 Yılı Çalışma Programı, Ankara, 1995.DPT, VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990-1994), 1994 Yılı ProgramıDestek Çalışmaları, Ekonomik <strong>ve</strong> Sosyal Sektördeki Gelişmeler,Ankara, 1994.VII- ĐSTATĐSTĐKLERBULATAO, Radolfo A. / BOS Eduard / STEPHENS, Patience W. / VU, MyT., Europe, Middle East And Africa (EMN) Region PopulationProjections 1989-1990 Edition, PPR Working Papers, PopulationAnd Human Resources Department The World Bank, Washington,No<strong>ve</strong>mber, 1989.DĐE, Hanehalkı Đşgücü Anket Sonuçları, Ankara, 1991.DĐE, <strong>Türkiye</strong> Đstatistik Yıllığı 1990, DĐE Matbaası, Ankara, 1992.DĐE, Çalışma Đstatistikleri 1993, Başbakanlık DĐE Matbaası, Ankara,1994.DĐE, Mayıs 1994’de <strong>Türkiye</strong> Ekonomisi Đstatistik <strong>ve</strong> Yorumlar, DĐEMatbaası, Ankara, Mayıs 1994.


DPT, Ekonomik <strong>ve</strong> Sosyal Göstergeler (1950-1992), Ankara, Mayıs 1993.EUROSTAT, Basic Statistics Of The Community, (Comporison With SomeEuropean Countries, Canada, The USA, Japan And The USSR), 24th. Edition, 1987, Luxembourg: Office For Official Publications OfThe European Communities, 1987.EUROSTAT, Basic Statistics Of The Community, (Comparison With ThePrincipal Partners Of The Community ), 25 th. Edition 1988,Luxembourg: Office For Official Publications Of The EuropeanCommunities, 1988.EUROSTAT, Basic Statistics Of The Community, (Comporison With SomeEuropean Countries Canada, the USA, Japon and The USSR), 27th. Edition 1990, Luxembourg: Office For Official Publications OfThe European Communities, 1990.EUROSTAT, Basic Statistics Of The Community, (Comporison With SomeEuropean Countries Canada, the USA, Japan and the USSR), 28th. Edition 1991, Luxembourg: Office For Official Publications OfThe European Community, 1991.EUROSTAT, Basic Statistics Of The Community, (Comporison With SomeEuropean Countries Canada, the USA, Japan and the USSR), 29th. Edition 1992, Luxembourg: Office For Official Publications OfThe European Communities, 1992.EUROSTAT, Basic Statistics Of The Community, (Comparison With ThePrincipal Partners Of The Community ), 30 th. Edition 1993,Luxembourg: Office For Official Publications Of The EuropeanCommunities, 1993.EUROSTAT, Basic Statistics Of The Community, (Comporison With ThePrincipal Partners Of The Community ), 31 St. Edition 1994,Luxembourg: Office For Official Publications Of The EuropeanCommunities, 1994.EUROSTAT, Basic Statistic Of The European Union, (Comparison With thePrincipal Partners Of The European Union),32 nd Edition 1995,Luxembourg: Office For Official Publications Of The EuropeanCommunities, 1995.EUROSTAT, Eurostatistics Data For Short-Term Economic Analyisis 1990/5,Luxembourg: Office For Official Publications Of The EuropeanCommunities, 1990.


EUROSTAT, Eurostatistics Data For Short-Term Economic Analisis, 1994/10,Luxembourg: Office For Official Publications Of The EuropeanCommunities, 1994.OECD, Economic Outlook, 51 June 1992, Organisation For Economic Co-Operation and De<strong>ve</strong>lopment, Paris, 1992.OECD, Economic Outlook, 54 December 1993, Organisation For EconomicCo-Operation And De<strong>ve</strong>lopment, France, 1993.WORLD BANK, World Populations (1992-1993) Editions Estinates And ProjectionsWith Related Demographic Statistics, 1992.WORD BANK, Europe Middle East And Africa (EMN) Region PopulationProjections 1989-1990 Edition, 1989.VIII- ARAŞTIRMASÖZER, Ali Nazım / DEMĐRBĐLEK Tunç, Ege Bölgesinde Đstihdam <strong>ve</strong> ÇalışmaYaşamının Genel Görünümü, ESĐAD, Ege Bölgesi SektörelGeliştirme Stratejileri Projesi, Ekonomik <strong>ve</strong> Sosyal Araştırmaları:4, ESĐAD Yayın No: 93/ ESA-4, Đzmir, 1993.TĐSK, <strong>Türkiye</strong>’de Demografik Yapı <strong>ve</strong> Đşgücü Piyasası (Araştırma), Đş<strong>ve</strong>renDergisi, Cilt: XXVIII, Sayı: 5, Ankara, Şubat 1990.TĐSK, Yaşlı <strong>Avrupa</strong> Genç <strong>Türkiye</strong> (Araştırma), Đş<strong>ve</strong>ren Dergisi, Cilt:XXVIII, Sayı: 5, Şubat 1990.TĐSK, Ülkemizde Kadın Đstihdamının Artırılması-Araştırma, Đş<strong>ve</strong>ren, Cilt:XXXIV, Sayı: 6, Mart 1996.TĐSK, Çalışma Hayatında Kadın- Araştırma, Đş<strong>ve</strong>ren Cilt: XXVIII, Sayı: 7,Ankara, Nisan 1990.TĐSK Araştırma Servisi, <strong>Türkiye</strong>’de Meslekî Eğitim, Yayın No: 107,Ankara, 1991.IX- ĐNCELEMEAB KOMĐSYONU, Demografi, <strong>Avrupa</strong> Komisyonu <strong>Türkiye</strong> Temsilciliği,Güncel <strong>Avrupa</strong> Dergisi, Sayı: 4-5, Nisan-Mayıs 1996.ĐKV, Cannes Zir<strong>ve</strong> Sonuçları, ĐKV Bülteni, 1-15 Temmuz 1995.ĐKV, Madrid Zir<strong>ve</strong>si Sonuçları, ĐKV Bülteni, 15-31 Aralık 1995.TĐSK, Đşgücü Piyasası-Đstihdam <strong>ve</strong> Đşsizlik (Sorunlar <strong>ve</strong> Görüşler), TĐSKĐnceleme Yayınları: 6, Ankara, Tarihsiz.


TĐSK,OECD <strong>Ülkelerinde</strong> Đşsizliğin Önlenmesi Konusundaki Yeni Yaklaşımlar<strong>ve</strong> <strong>Türkiye</strong>, TĐSK Đnceleme Yayınları: 8, Yayın No: 134,Ankara, Tarihsiz.X- SÖZLÜKRedhouse English-Turkish Dictionary, Redhouse Yayınevi, Đstanbul, 1980.Webster’s Se<strong>ve</strong>nth New Collegiate Dictionary, Cambridge, The Ri<strong>ve</strong>rsidePress, USA., 1963.XI- HABERAB KOMĐSYONU, Büyüme <strong>ve</strong> Genişleme Hedefleri, <strong>Avrupa</strong> Komisyonu<strong>Türkiye</strong> Temsilciliği, Güncel <strong>Avrupa</strong>, Sayı:6, Ankara, Haziran /Temmuz 1996.AB KOMĐSYONU, Daha Fazla Bütünleşmeye Doğru Amsterdam <strong>Avrupa</strong>Zir<strong>ve</strong>si, <strong>Avrupa</strong>Komisyonu <strong>Türkiye</strong> Temsilciliği, Güncel <strong>Avrupa</strong>,Sayı:5-6, Ankara, Haziran / Ağustos 1997.AB KOMĐSYONU, Đstihdam Zir<strong>ve</strong>si, <strong>Avrupa</strong> Komisyonu <strong>Türkiye</strong> Temsilciliği,Güncel <strong>Avrupa</strong>, Sayı:7 -8, Ankara, Eylül / Ekim 1997.AB KOMĐSYONU, Kronik Bir Bunalımı Çözmeye Yönelik AB Gayretleri, ĐS-TĐHDAM ZĐRVESĐ, <strong>Avrupa</strong> Komisyonu <strong>Türkiye</strong> Temsilciliği, Güncel<strong>Avrupa</strong>, Sayı:9 -10,Ankara, Kasım / Aralık 1997.AB KOMĐSYONU, 1998 Đçin Ana Hatlar, <strong>Avrupa</strong> Komisyonu <strong>Türkiye</strong>Temsilciliği, Güncel <strong>Avrupa</strong>, Sayı: 9-10, Ankara,Kasım / Aralık1997.ĐĐBK, Đşgücü Yetiştirme Kurslarımızdan Görüntüler, Đstihdam Dergisi, Yıl:2, Sayı: 7, Ankara, 1989.ĐĐBK, Đş Garantili Đşgücü Yetiştirme Kurslarımız, Đstihdam Dergisi, Yıl: 1,Sayı: 5, Ankara, 1988.ĐKV, AB Komisyonu’nun Hükümetlerarası Konferans ile Đlgili Görüşü, ĐKVBülteni, 15-31 Mart 1996.ĐKV, AB, KOBĐ’ler Đçin Yeni Bir Tanımlama Getiriyor, ĐKV Bülteni, 1-15Mart 1996.ĐKV, <strong>Avrupa</strong> <strong>Birliği</strong>’nde KOBĐ’lere Yönelik Gelişmeler, ĐKV Bülteni, 15-31Temmuz 1996.


ĐKV, Rekabet Danışma Grubu Đkinci Raporunu Hazırladı, ĐKV Bülteni, 1-15 Ocak 1996.ĐKV, Olağanüstü Đstihdam Zir<strong>ve</strong>si Lüksemburg’da Gerçekleştirildi,ĐKVBültemi, 16-30 Kasım l997.XII- KANUNT.C. Anayasası, (Anayasa Çalışma Yasaları <strong>ve</strong> Yönetmelikleri- 1984), Belediye-Đş, Eğitim Yayınları I, Đstanbul, 1984.


TABLO II - 19TÜRKĐYE'DE YAŞ GRUBLARINA GÖRE DAĞILIMIYAŞ GRUBLARI(Bin)YILLARCinsiyete GöreDağılımın Toplam<strong>ve</strong> Oranı (%)14 <strong>ve</strong> Az GençĐşsizler(15-19)GençĐşsizler(20-24)Genç ĐşsizlerToplamı(15-19)+(20-24)(25-29) (30-34) (35-39) (40-44) (45-6Erkek71191097381994473091235352107056478651994610901986(a)Kadın57949994712741212683434716425737342971454Toplam129014109145326859435926969912348155238242431235Toplamın Genel0,1213,0541,9254,9724,9411,425,112,241,14Toplam Oranı (%)Erkek80589941415665505606231472107410561192120911361987(a)Kadın79453995755521295473660217812894647881614Toplam159914393649221763615326807412522265065260871297Toplamın Genel0,1412,6843,2855,9623,6211,035,732,31,14Toplam Oranı (%)Erkek57289686414366504052238856112845601252404112321988(b)Kadın741563487589413224238862196751048551121721Toplam131314603449026063629427771813252070610291531404Toplamın Genel0,1112,5642,l754,7323,8911,46,072,511,21Toplam Oranı (%)YILLAR1989(b)1990 ©Cinsiyete GöreDağılımın Toplam<strong>ve</strong> Oranı (%)ErkekKadınToplamToplam GenelToplam Oranı (%)ErkekKadınToplamToplamın GenelToplam Oranı (%)14 <strong>ve</strong> Az GençĐşsizler(15-19)737108518220,183395428810,10784345020812864212,74675514962011717113,08GençĐşsizler(20-24)3556925562841132040,733182964353336183140,38Genç ĐşsizlerToplamı(15-19)+(20-24)43412610583653996253,473858479315347900253,46(25-29) (30-34) (35-39) (40-44) (45-61957233451223023522,81789262969420862023,281005401836111890111,77840821742910151111,336018410427706116,99522649550618146,90243915308296992,94231254717278423,111432244216771,661272215114881,66


1991 (d) ErkekKadınToplamToplamın GenelToplam Oranı (%)908121221200,26652454521811046313,382674064358131098737,673326518879942145051,051680882744319553123,68853951647510187012,344716710533577006.99262824564308463.74112762013132891.611992 (e)ErkekKadınToplamToplamın GenelToplam Oranı (%)3725178890,1155023412829630512,412654524258730803939,73204758386940434452,111699852241519240024,884029110359506412,35421336942490756.32211642208233723.018622127999011.28YILLARCinsiyete GöreDağılımınToplam <strong>ve</strong> Oranı(%)14 <strong>ve</strong> Az GençĐşsizler(15-19)GençĐşsizler(20-24)Genç ĐşsizlerToplamı(15-19)+(20-24)(25-29) (30-34) (35-39) (40-44) (45-64)Erkek6934323420950325273713227569628317821254762931993 (f)Kadın34931033359676700017744965352541548970Toplam1042742672454703197371500197928137036140957263Toplam Genel0,1712,1940,352,4924,6313,026.082.311.19Toplam Oranı(%)Erkek1304341381615141956529731350392209381003958141994 (g)Kadın506264482871555163170008413329615161093Toplam1810605861902292508151143135880524234115556907Toplamın Genel0,3912,9140,5353,4424,3612,535.162.461.47Toplam Oranı(%)KAYNAK:(a) ĐĐBK Genel Müdürlüğü, 1987 Yılı Faaliyet Raporu, 1988, s.61.,(b) ĐĐBK Genel Müdürlüğü, 1989 Yılı Faaliyet Raporu, 1990, s.47.,(c) ĐĐBK Genel Müdürlüğü, 1990 Yılı Faaliyet Raporu, 1991, s.80.,(d) ĐĐBK Genel Müdürlüğü, 1991 Yılı Faaliyet Raporu, 1992, s.55.,(e) ĐĐBK Genel Müdürlüğü, 1992 Yılı Faaliyet Raporu, 1993, s.58.,(f) ĐĐBK Genel Müdürlüğü, 1993 Yılı Faaliyet Raporu, 1994, s.40 <strong>ve</strong>(g) ĐBK Genel Müdürlüğü, 1994 Yılı Faaliyet Raporu, 1995, s.32'den faydalanarak Tablodüzenlenmiştir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!