13.07.2015 Views

DALYAN VE KÖYCEĞİZ ÇEVRESİNDE GELENEK ... - Milli Folklor

DALYAN VE KÖYCEĞİZ ÇEVRESİNDE GELENEK ... - Milli Folklor

DALYAN VE KÖYCEĞİZ ÇEVRESİNDE GELENEK ... - Milli Folklor

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Millî <strong>Folklor</strong>, 2009, Y›l 21, Say› 82şimlerin incelenmesi, folklor ürünlerininkullanım alanlarındaki genişlemelerindeğerlendirilmesi ve modern yaşam içindegeleneksel olanın yerinin belirlenmeside folklor araştırmalarının kapsamınagirmektedir.3. Dalyan ve Köyceğiz’de Efsanelerve <strong>Folklor</strong>izmDalyan ve Köyceğiz, turizm faaliyetleriaçısından Marmaris ve Bodrum gibiMuğla’nın diğer ilçelerine nazaran dahayavaş bir gelişme göstermiştir, ancak buyavaş gelişim, bir eksiklik gibi görünse deaslında bölgedeki doğal ve tarihî yapısınınkorunmasına katkı yapmıştır (Doğaner1994: 95). Bölgedeki turizm, deniz vegüneş turizminden daha çok kültür ve ekoturizme dayanmaktadır. Köyceğiz ve Dalyansınırları içinde kalan tarihî Kaunoskalıntıları ve bölgenin doğal güzelliklerituristler için temel cazibe alanları olmuştur.Köyceğiz’den Dalyan’a doğru düzenlenengünlük tekne turlarına katılanlardenizden, çamurdan ve kaplıcalardanfaydalandığı gibi turist rehberleri sayesindebölgenin kültürünü de tanımaktadırlar.Özellikle bazı efsanelerin, bölgeyigezen yerli ve yabancı turistlerin ilgisiniçektiğini, bunun da turizm faaliyetleriningelişmesine önemli katkılar yaptığını belirtmekgerekir.Efsanelerin turizm faaliyetlerindekullanılması yeni değildir. Türkiye veTürkiye dışında bazı efsaneler belli bölgelericazibe merkezi haline getirmek içinkullanılmış ve buna da “folklorizm” adıverilmiştir. Örneğin, Elke Dettmer, “MovingTowards Responsible Tourism: A Rolefor <strong>Folklor</strong>e” adlı yazısında Kanada’dakiturizm faaliyetleri üzerine değerlendirmeleryaparken turizm ve halk kültürübağlamında Newfoundland’da şahit olduğubir folklorizm örneğini nakleder. Dettmer,1985 yılında aynı zamanda pansiyonhizmeti de veren otantik bir mekâna kahvaltıyapmak için uğrar. Eski bir kulübeninyeniden düzenlenmesinden oluşanbu yerin içi ve dışı geleneksel eşyalarladonatılmış ve ilgi çekici hale getirilmiştir,ancak Dettmer’in ilgisini ise bu düzenlemelerdendaha çok kahvaltı masasındagördüğü bir kâğıt çeker. Bu kâğıtta “Legendof the Kissing Rock” başlığı altındakahvaltı bahçesindeki kayanın efsanesianlatılmaktadır. Buna göre eski dönemlerdebalıkçılar denize açılmadan öncesevdiklerini bu kayada öpmüşler ve dahasonra denize çıkmışlardır. Dettmer, bubölgede böyle bir efsaneye rastlayamadığını,ancak bu efsane sayesinde pek çokturistin o pansiyonu ziyaret ettiğini, kısasürede ünlü bir mekân haline gelen pansiyonunturizm-gelenek ilişkisi açısındangüzel bir model oluşturduğunu söyler(Dettmer 1994: 190-191).Konuyla ilgili Türkiye’den iseBalıkesir’in Ayvalık ilçesinde yer alan“Şeytan Sofrası” örneğini gösterebiliriz.1965 yılına kadar “Çanaktepe” adıylabilinen ve ıssız bir dağ başı olan bölgeyeMuvaffak Girginkardeşler adlı bir işletmecinin“Şeytan Sofrası” adını vermesiyleyeni bir mekân doğmuştur. Ayrıca,Girginkardeşler’in zirvedeki bir kaya oyuğunusuyla doldurduktan sonra çevresinidemir parmaklıklarla çevirip burasının da“şeytanın ayak izi” olduğunu söylemesiyleve ayak izine bağlı efsanelerin oluşmasıylabölge çok geçmeden turizm faaliyetlerininodağı haline gelmiştir (Çobanoğlu1999: 376). Girginkardeşler’in icat ettiğibu gelenek ve bölgeyle ilgili efsaneler,turizm faaliyetlerinde sadece geleneğinürettiği somut ürünlerin değil, efsanelergibi sözel yapıların da kullanılabileceğinigöstermektedir. Ayrıca efsanelerin doğalortamının dışında, ticari amaçlarla kullanımına,yani folklorizm faaliyetlerine deiyi bir örnektir.Köyceğiz ve Dalyan çevresinde debazı efsaneler turizmde kullanılmaktadır.Köyceğiz ve Dalyan’daki onlarca kanalınoluşumunu anlatan “Byblis’in Gözyaşları”olarak da bilinen “Kaunos ve Byblis” efsanesi,Köyceğiz Gölü’nü ve Dalyan’dakikanalları gezmek için turlara katılan turistleretarihî ve doğal alanlar tanıtılırkenanlatılmaktadır. Bu sayede bölgenin54 http://www.millifolklor.com


Millî <strong>Folklor</strong>, 2009, Y›l 21, Say› 82doğal yapısı ile kültürü arasında bir bağkurulduğu gibi deniz ve güneş turizmininyanında kültür turizmiyle ilgili olanaklarda sunulmaktadır.Tarihî kaynaklardan ve bazı mitolojisözlüklerinden alınan “Kaunos ve Byblis”efsanesi, Köyceğiz ve Dalyan’da doğal yapınınoluşumu açıklanmaktadır, ancakefsanenin yazılı kaynaklardaki şekli ilesözlü şekilleri arasında bazı farklılıklarvardır. Hatta Azra Erhat’ın MitolojiSözlüğü’nde konuyla ilgili yaptığı yorumda efsaneye eklenmiştir. Efsanenin yazılıkaynaklardaki şekli şöyledir:“Apolion’un oğlu Miletos, bugün kalıntılarıSöke’nin Balat Köyü’nde bulunanMiletos’da Menderes ırmağının güzel kızıCyanee ile evlenir. Bu evlilikten Byblis ileKaunos adlı ikiz çocukları dünyaya gelir.İkizlerden Byblis, ikiz kardeşi Kaunos’aâşık olur, ancak kardeşi olduğu için aşkınıgizler. Bir gün duygularına hakim olamayarakkardeşi Kaunos’a aşkını itirafeden bir mektup yazar. Kaunos, mektubuokuduğunda çok sinirlenir ve “Seni öldürmekbana onursuzluk vermeyecek olsaydı,derhal öldürürdüm” diyerek öfkesinidile getirir. Bu olaydan sonra Kaunos,ülkesinden ayrılır ve bugünkü Dalyan’dakendi adını taşıyan bir kent kurar. Byblisise giysilerini parçalayıp atar, yollarave dillere düşer, Akdeniz kıyılarındakendinden geçmiş halde dolanır, gözüKaunos’tan başkasını görmez, artık aklınıfikrini yitirmiştir. Su perileri ise Byblis’ingözyaşlarının aktığı ve hiç kurumayan birkanal açmışlardır. Bir süre sonra Byblis,her zaman yeşil kalan ulu bir çınar ağacınınkoyu gölgesinde akan kutsal bir çeşmeyedönüşür” (Karaağaç 2006: 498).Turist rehberlerinden derlenen efsanedeise Kaunos ve Byblis, kardeş olmalarınarağmen evlenmişler ve çocuksahibi olmuştur. Bunu öğrenen Apolion,oğlunu ülkeden kovar. Kaunos da bugünküDalyan’a gelerek kendi adına bir şehirkurar. Kardeşi Byblis ise gördüğü hakaretlerve ayrılık acısı yüzünden günlerceağlar, sonunda bir kayadan atlayarakintihar eder. Byblis, o kadar çok ağlamıştırki, rivayete göre Dalyan’da labirentebenzeyen kanallar onun gözyaşlarındanoluşmuştur (Erkan Adalı). Yazılı kaynaklardaDalyan’daki kanalların Byblis’ingözyaşlarından oluştuğu yönünde birbilgi bulunmazken sözlü varyantlarındabazı eklemeler yapılmıştır. Efsanenin sonkısmına eklenen bölümün kaynağı, tespitedebildiğimiz kadarıyla Azra Erhat’tankaynaklanmıştır. Azra Erhat, Byblis’leilgili efsaneyi verdikten sonra şöyle biryorum yapar:“Bu öyküleri anlatanlar, Kaunosşehrini görmemişlerdi herhalde, yoksaöykünün sonunu bambaşka biçimde getirirlerdi:Eski Kaunos şehrinin (bugünküKöyceğiz Dalyanı’nın) önünde göz alabildiğineuzanan ve ancak oraları iyi bilengemicilerin şaşırmadan aşabildikleri birsazlık vardır. Bu bataklık nasıl meydanageldi belli, Ege kıyılarındaki bütünlimanlar gibi bir ırmağın taşıdığı millerledolmuştur, ama şair görüşüyle bu yol yolbataklığın Byblis’in tükenmez gözyaşlarıylameydana geldiği düşünülemez mi?”(Erhat 1972: 76).Erhat’ın bu yorumu, bölgeyle ilgiliefsaneleri ve anlatıları merak eden vebunları turizm faaliyetlerinde kullanmakisteyenlerin dikkatini çekmiş ve efsaneyeeklenerek anlatılmaya başlanmıştır. Erhat,farkına varmadan aslında geleneğeekleme yapmıştır. Onun bu eklemesi, bölgeninfiziki şartları ile güzel bir şekildeörtüştüğünden ve bölgeyi gezenler için deilgi çekici olacağından pek çok kişi tarafındangeleneksel bir efsane gibi anlatılmıştır.Bu efsane, bugün sözlü gelenekteyer almamasına rağmen, turist rehberleriarasında bilinmekte ve anlatılmaktadır.Bölgede yapılan araştırma ve incelemefaaliyetlerinde böyle bir efsaneye rastlanılmamıştır,ancak dar bir alanda, sadeceKöyceğiz Gölü’nde günlük geziler düzenleyentekne sahipleri veya rehberler arasındabilinmektedir. Bu yönüyle efsane,bölgenin nostaljik bir unsuru olması vehttp://www.millifolklor.com 55


Millî <strong>Folklor</strong>, 2009, Y›l 21, Say› 82bölgenin daha ilgi çekici hale gelmesineyaptığı katkı nedeniyle yeniden canlandırılmışve anlatılmaya başlanmıştır. Buanlatım da doğal bir ortam içinde değil,turizm faaliyetlerinde ticari amaçlar içinoluşturulmuş bir ortamda gerçekleşmektedir.Turistik amaçlar için kullanılan birdiğer efsane, Köyceğiz Gölü’nün kıyısındayer alan “Ölemez Dağı” ve bu dağın eteklerinekurulmuş “Sultaniye Kaplıcaları”ile ilgilidir. Bilindiği gibi kaplıcalar daturizmin önemli ayaklarından birisidir.Günümüzde kaplıcaların su değerleriyleilgili çeşitli bilimsel analizler yapılmaktave hangi kaplıcanın hangi hastalığaiyi geldiği belirlenmektedir. Ancak çeşitlihastalıklara şifa kaynağı olan kaplıcalarındaha fazla ziyaretçi almasında kimyasalözelliklerinin yanı sıra efsanelerleörülü kültürel yapılarının da etkili olduğunusöyleyebiliriz. Böyle kaplıcalar arasındaKöyceğiz’deki “Sultaniye Kaplıcası”da vardır.Köyceğiz Gölü’nü gezmek ve Kaunosuygarlığından kalma tarihî eserlerigörebilmek amacıyla düzenlenen günlükgezilerde, yerli ve yabancı turistlerin uğrakyerlerinden birisi de Ölemez Dağı’nınkıyısındaki “Sultaniye Kaplıcası”dır.Kaplıcaya gelenlere bölge hakkında bilgiverenler, öncelikle kaplıcanın “ÖlemezDağı”yla ilişkisini anlatırlar. Buna göreÖlemez Dağı, adını eteklerinden akan veölüme çare olduğu söylenen bir sudan almıştır.Başka bir rivayete göre ise bir günLokman Hekim’in yolu Ölemez Dağı’nadüşer. Dağın zirvesinden etrafı izler, gördüklerindençok etkilenir ve “İnsan istesede burada ölemez” der. O zamandan beribu dağa “Ölemez Dağı” denmektedir (Karaağaç2006: 498). Bölge halkı arasındaLokman Hekim’in geldiği ve adını koyduğubu dağdan çıkan sıcak su (Bu suyunüzerinde bugün “Sultaniye Kaplıcası”vardır) her derde devadır. Bu yönüylemeşhur olan kaplıca her yıl değişik illerdenve ülkelerden ziyaretçi almaktadır.Köyceğiz’de Sultaniye Kaplıcası’nınortaya çıkışında Lokman Hekim’in müdahalesininolduğunu söyleyen rivayetlerde vardır. Anlatılanlara göre Lokman Hekim,ölümcül bir hastalığa tutulmuş biriniÖlemez Dağı’nda tedavi etmeye çalışmaktadır,ancak bütün çabalarına ve denemelerinerağmen hastayı iyileştirememiştir.Bunun üzerine Lokman Hekim, elleriniaçarak: “Allah’ım, bugüne kadar seninverdiğin devalarla çok hasta iyileştirdim,ama bu kulunda çaresiz kaldım, bu kulununderdini devasız bırakma.” diye duaeder. O anda Lokman Hekim’in hemenyanında üzerinden dumanlar çıkan bir supeyda olur. Lokman Hekim, hastasını busuyla banyo ettirince hasta birkaç gündeeski sağlığına kavuşur. Lokman Hekim’induasıyla Ölemez Dağı’ndan çıkan su, bugünkü“ılıca” olarak da bilinen “SultaniyeKaplıcası”dır. Böyle olağanüstü bir olaydansonra oluşan suda yıkananların hertürlü derdine deva bulacağına inanılmaktadır(Nebi Güven).Köyceğiz’den Dalyan’a doğru gezintiyeçıkan grupların bu efsaneleri verivayetleri dinledikten sonra ÖlemezDağı’na ve kaplıcaya bakışlarının değiştiğinisöyleyen Yasin Yorulmaz, kaplıcayamerakı olmayanların bile buraya uğramakve kaplıcada yıkanmak istediklerinisöylemektedir. Bu yüzden Köyceğiz’denhareket eden teknelerin, SultaniyeKaplıcası’na uğramadan Dalyan boğazınahareket etmediklerini de kaynak şahsımızdefalarca ifade etmiştir. Anlatılanefsanelerde Lokman Hekim’in yer almasıdoğal olarak yerli turistlerin ilgisini dahafazla çekmektedir. Kültürümüzde ölümeçare bulduğuna ve onlarca hastaya şifadağıttığına inanılan Lokman Hekim, sağlıkveya hekim denilince bugün de aklailk gelen isimlerdendir. Toplumsal bellektedaha çok efsanelerle yaşamaya devameden Lokman Hekim, Köyceğiz’deki kaplıcanınkutsal bir boyut kazanmasındave bu yönüyle çevresinden daha fazla ilgigörmesinde etkili olmuştur.Ölemez Dağı ve kaplıcasıyla ilgilidaha çok yabancı turistlere anlatılan bir56 http://www.millifolklor.com


Millî <strong>Folklor</strong>, 2009, Y›l 21, Say› 82efsaneden daha bahsetmek gerekir. EskiÇağ’da bu bölgenin güzelliklerine sahipolmak isteyen Romalılar, dağın zirvesindebir hisar yaptırmışlardır. Bir süre sonra,“İmbros” kalesi olarak bilinen bu hisarınaltında büyük bir mağaranın bulunduğuve bu nedenle de hisarın göçme tehlikesiylekarşı karşıya kaldığı fark edilir. Hisarınayakta kalabilmesi için mağaranındoldurulması gerekmektedir. Bunun içinİmbroslu kızlar, saçlarını kesip mağarayadoldururlar. O gün bugündür mağaranınüzerindeki hisar yıkılmamış ve ölümsüzlüğünsembolü olmuştur. Ölümsüzlükleadı anılmaya başlayan bu bölgede kaplıcalarve hastaneler yapılmış, burası birsağlık merkezi haline gelmiş, ancak dahasonraki yıllarda şiddetli bir depremlehastaneler ve yerleşim yerleri suya gömülmüştür.Tarihî kaynaklarda buradakihastanenin girişinde “Tanrılar adına burayaölüm giremez” yazdığı ve “Ölemez”dağının adını bu yazıdan aldığı yönündebilgiler de vardır (Karaağaç 2006: 498).Görüldüğü gibi Ölemez Dağı ve eteklerindekikaplıca üzerine hem yerli hemde yabancı ziyaretçilerin ilgisini çekebilecekfarklı efsaneler anlatılmaktadır.Lokman Hekim’in yer aldığı efsaneler,bugün de sözlü gelenekte yaşamaya devametmesine rağmen, Romalılarla ilgiliefsane ise tarihî kaynaklardan alınarakanlatılmaktadır. Başka bir ifade ile tarihtekalmış, hafızalardan silinmiş efsaneleryeniden canlandırılmakta ve bölgeninimajına otantik bir unsur olarak dahiledilmektedir. Ancak her iki grup efsaneninde kaplıcaya olan ilgiyi arttırdığı vebölgenin daha fazla ziyaretçi almasınısağladığı da bir gerçektir.SonuçAvrupa Birliği’nin tahminlerinegöre kültürel miras, 21. yüzyılın küreseldünya şartlarında toplumların, tıpkıekonomi gibi, yaşam şartlarını etkileyecektir.Ayrıca birliğin çeşitli raporlarındakültürel mirasın, günümüz toplumlarıiçin sadece manevi bir değer değil, aynızamanda eşsiz bir ekonomik kaynak olduğuve kültürel mirasın ekonomik birkazanca dönüştürülmesinde turizminönemi de vurgulanmıştır (Tahir 2007).Turizm, pek çok kişi tarafından gezmek,eğlenmek ve dinlenmek olarak algılansada değişik kültürleri tanımak için turisttikfaaliyetlere katılanların sayısı da azdeğildir. Çünkü seyahat edilecek yerlerinseçiminde sadece doğal yapı değil, tarihîdoku ve kültürel özellikler de belirleyiciolmaktadır. İlgi duyulan kültürel özelliklerarasında ise geleneksel olarak üretilensomut ürünlerle birlikte somut olmayangeleneksel miras da vardır.Turizm ve gelenek ilişkisi ele alındığındaturizm, yerel değerlerin ulusal vedaha sonra evrensel hale gelmesi sürecineolumlu bir katkı yapmaktadır. Planlıve programlı bir şekilde yapıldığında gelenekselpek çok ürün, turizm sayesindegeniş kitlelere tanıtılmakta ve bu dabölgeye kazanç olarak geri dönmektedir.Dalyan ve Köyceğiz’de bazı efsaneler turistikamaçlar için kullanılmaktadır, ancakbu kullanım profesyonel bir seviyededeğildir. Sadece gezilere katılan tekne sahiplerive birkaç turist rehberinin anlatımındanibarettir. Buna rağmen efsaneler,bölgedeki turizm faaliyetlerinde ziyaretçilerinilgisini çekmekte, bölgenin cazibemerkezi olmasını sağladığı gibi bölgeninekonomisine de katkı yapmaktadırlar.Yukarıda değerlendirdiğimiz efsanelerdeolduğu gibi, turistik amaçlarlakullanılan sözlü ürünlerin icra ortamlarındave yapılarında bazı değişmeler vegenişlemeler olmaktadır. Çünkü turistikbölgelerdeki geleneği büyük orandaziyaretçilerin beklentileri, istekleri vetercihleri şekillendirmektedir. ÖrneğinKöyceğiz’de kaplıcayı ziyaret eden yerliturist ise Lokman Hekim’le ilgili efsane,yabancı ise Roma döneminden kalmaefsane anlatılmaktadır. Efsanelerin birkısmı sözlü gelenekten, bazıları ise tarihve mitoloji ile ilgili yazılı kaynaklardanalınmışlardır. Bazı efsanelerin ise yazılıve sözlü kaynaklardaki şekilleri farklıdır.Sözlü olarak aktarılan efsanelere bazı ek-http://www.millifolklor.com 57


Millî <strong>Folklor</strong>, 2009, Y›l 21, Say› 82lemeler yapılmıştır. Bu bakımdan turizmdegelenekten faydalanmak isteyenlerin,mümkün olduğunca folklor ürünlerinindoğal ortamını tahrip etmemeleri gerekmektedir.Aksi takdirde ticari amaçlar,geleneksel değerlere beklenmedik zararlarda verecektir. Bunu engellemek içinise bilinçli ve planlı bir turizm-gelenekilişkisine ihtiyaç vardır.KAYNAKLARAbdülaliyev, Ariz, 2004, “<strong>Folklor</strong>izm: Termin,Proses, Problem”, Etnomusiqisünaslıq, 3-4(21), 162-170.Akgül, Olcay, 2004, “Kültür Turizmi”, Turizm:İlkeler ve Yönetim, Ankara: Turhan Kitabevi, 209-226.Baker, Ronald L., 2007, “<strong>Folklor</strong>da ve EdebiyattaBireysel Yetenek ve Gelenek”, <strong>Folklor</strong>un Sahtesi:Fakelore, Ankara Geleneksel Yayınları, 87-97.Bendix, Regina, 1997, “<strong>Folklor</strong>ismus/<strong>Folklor</strong>ism”,<strong>Folklor</strong>e: An Encyclopedia of Bliefs, Costums,Tales, Music, and Art, 2 volums, Santa-Barbara, California:ABC-CLIO, 337-339.Cassia, Paul Sant, 1999, “Tradition, Tourismand Memory in Malta”, The Journal of the Royal AnthropologicalInstitute, 5(2), Jun., 247-263.Çobanoğlu, Özkul, 1999, “Halkbilimi AçısındanGelenek, Turizm ve İcad Edilmiş Gelenek BağlamındaAyvalık Şeytan Sofrası Örneği”, I. BalıkesirKültür Araştırmaları Sempozyumu Bildirileri 01-02Haziran 1998, Balıkesir: Balıkesir Üniversitesi Yayınları,373-378.Dettmer, Elke, 1994, “Moving Towards ResponsibleTourism: A Role for <strong>Folklor</strong>e”, Puttig <strong>Folklor</strong>eto Use, Lexington: University Pres of Kentucky,187-197.Doğaner, Suna, 1994, “Köyceğiz-Dalyan ÇevresindeEko Turizm”, Turizm Yıllığı 1994, Ankara:Türkiye Kalkınma Bankası, 95-106.Ekici, Metin, 2004, Halk Bilgisi (<strong>Folklor</strong>) Derlemeve İnceleme Yöntemleri, Ankara: GelenekselYayınları.Erhat, Azra, 1972, Mitoloji Sözlüğü, İstanbul:Remzi Kitabevi.Gidoni, Ofra Goldstein, 2000, “The Prodictionof Tradition and Culture in the Japanese WeddingEnterprise”, Ethnos, 65(1), 33-55.Karaağaç, Günür, 2006, Kaunos’danKöyceğiz’e, Ankara: Birol Matbaası.Kendirbaeva, Gulnar, 1994, “<strong>Folklor</strong>e and<strong>Folklor</strong>ism in Kazakhstan”, Asian <strong>Folklor</strong>e Studies,53, 97-123.Oğuz, Öcal, 2003, “Halkbilimi ÇalışmalarınınYeni Dönemi: Somut Olmayan Kültürel MirasınKorunması Sözleşmesi”, Millî <strong>Folklor</strong>, 60, Kış, 247-253.Oğuz, Öcal, 2007, “UNESCO, Kültür ve Türkiye”,Millî <strong>Folklor</strong>, 73, Bahar, 5-11.Oğuz, Öcal, 2008, “UNESCO ve İnsanlığınSözlü ve Somut Olmayan Kültürel Hazine Politikası”,Millî <strong>Folklor</strong>, 78, Yaz, 5-11.Özgüç, Nazmiye, 2003, Turizm CoğrafyasıÖzellikler ve Bölgeler, İstanbul: Çantay Kitabevi.Roginsky, Dina, 2007, “<strong>Folklor</strong>e, <strong>Folklor</strong>ism,and Synchronization: Preserved-Created <strong>Folklor</strong>e inIsrael”, Journal of <strong>Folklor</strong>e Research, 44(1), 41-66.Tahir, Myumyun, 2007, “Cultural Tourismand the Opportunities for Pesentation of the EthnoCultural Heritage”, vasil7penchev.files.wordpress.comTuleja, Tad, 1997, “Invented Tradition”, <strong>Folklor</strong>e:An Encyclopedia of Beliefs, Costums, Tales, Music,and Art, 2 volums, Santa-Barbara, California:ABC-CLIO, 466-468.Wolf-Knuts, Ulrika, 2007, “<strong>Folklor</strong>izm, Nostaljive Kültürel Miras”, <strong>Folklor</strong>un Sahtesi: Fakelore,Ankara Geleneksel Yayınları, 175-181.Adı-SoyadıDoğum Yeri veTarihiKAYNAK ŞAHISLAR1 Nebi Güven Köyceğiz / 1923 İlkokul ÇiftçiTahsili Mesleği Adresi Görüşme TarihiToparlar BeldesiKöyceğiz / Muğla24.07.20082 Yasin Yorulmaz Köyceğiz / 1979 Lise Çiftçi3 Erkan Adalı Dalyan / 1963 Lise Turizmci4 Mehmet Durmuş Köyceğiz / 1986 Lise EsnafToparlar BeldesiKöyceğiz / MuğlaGökbel KöyüDalyan / MuğlaÇalıca KöyüKöyceğiz/Muğla29.06.200718.07.200518. 01.199858 http://www.millifolklor.com

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!