13.07.2015 Views

contınuıty and change sınce the end of - Siyasal Bilgiler Fakültesi ...

contınuıty and change sınce the end of - Siyasal Bilgiler Fakültesi ...

contınuıty and change sınce the end of - Siyasal Bilgiler Fakültesi ...

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Sabahattin Nal • Demokrat Parti’nin 1950-54 Dönemi Din Siyaseti • 155eylemlerde bulunan örgütün kökünün dışarıda olduğunu ileri sürüyor veeylemlerini düşünce özgürlüğü bağlamında değerl<strong>end</strong>iremeyeceklerinisöylüyordu (DAĞLI/AKTÜRK, 1988: 168).Söz konusu tasarı, “Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında KanunTasarısı” adıyla TBMM’ye sevk edilerek 4 Mayıs 1951’de görüşülmeyebaşlanmış, tasarıya verilen önemi göstermek amacıyla görüşmeleri Bayar daizlemiştir (Zafer, 5 Mayıs 1951).Oturum başlamadan önce Atatürk için üç dakikalık saygı duruşundabulunulmak suretiyle, TBMM’nin Atatürk’e saygısının tam olduğu mesajıverilmek isteniyordu. Söz alan tüm DP milletvekilleri konuşmalarına Atatürk’esaygılarını dile getirerek başlıyor; ancak “böyle bir yasaya gereksinim yoktur,her şahıs gibi Mustafa Kemal de eleştirilebilmelidir” diye bitiriyorlardı(Tutanak Dergisi, D. IX, C. 7, 1951: 53-74).Söz alan kimi milletvekilleri ise, adı geçen yasa tasarısının kişiye özgüolması nedeniyle, yasa yapma tekniğine ve anayasaya aykırı olduğunu ilerisürüyorlardı (Tutanak Dergisi, D. IX, C. 7, 1951: 63).Kimi milletvekillerinin bu yasayla eleştiri özgürlüğünün kısıtl<strong>and</strong>ığınıileri sürmeleri üzerine M<strong>end</strong>eres, “Biz bu kanunla tenkit hürriyetinikaldırmıyoruz. Atanın şahsına karşı olan hakaret ve terzil hürriyetinikaldırıyoruz.” (Tutanak Dergisi, D. IX, C. 7, 1951: 60) diyerek yasanın amacınıaçıklıyordu.Diğer Türk büyüklerini koruyacak yasaların çıkarılmasının da istenmesiüzerine M<strong>end</strong>eres, söz alarak, bugün bir Fatih, bir Yavuz, bir Namık Kemalsorununun olmadığını; ancak bir Atatürk sorununun olduğunu söyleyerek,yasaya neden gereksinim duyduklarını şöyle açıklıyordu:Bir gecede elli tane heykele hücum edebilmek ve memlekette fevkalade birhal vardır manzarasını uy<strong>and</strong>ırmak ve memleketi baştan başa heyecana sevketmek zor bir şey değildir. Bütün bunları vaktinde hesap etmek ve kanunitedbirleri almak mecburiyetindeyiz. Sonra arkadaşlar, hükümet tedbir aldıalmadı diye daha şimdiden kürsüden konuşuluyor. Bu memleketin sathınaserpiştirilmiş olan heykeller taarruza uğradığı takdirde bunun günahı nedenhükümete teveccüh etmiş olsun. Teşevvüşleri önlemek için Atatürkheykellerini hükümete bir hücum vasıtası olmaktan çıkarmamız çok yerindeolur (Tutanak Dergisi, D. IX, C. 7, 1951: 63).Böylece M<strong>end</strong>eres partisinin Atatürk’e ilişkin düşüncelerini de ortayakoymuş oluyordu. Bu sözlerden esas korunmak istenilenin, sahiplenileninAtatürk’ün manevi kişiliği olmadığı, somut heykelleri olduğu anlaşılmaktadır.M<strong>end</strong>eres’in ifadesiyle yasanın koruduğu şey, “memleketin sathınaserpiştirilmiş olan heykeller”di. Bir başka anlatımla, bu düzenlemeyle155

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!