13.07.2015 Views

contınuıty and change sınce the end of - Siyasal Bilgiler Fakültesi ...

contınuıty and change sınce the end of - Siyasal Bilgiler Fakültesi ...

contınuıty and change sınce the end of - Siyasal Bilgiler Fakültesi ...

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Sabahattin Nal • Demokrat Parti’nin 1950-54 Dönemi Din Siyaseti • 147V. Demokrat Parti’nin İktidar Yıllarındaki DinSiyasetiA. Demokrat Parti’nin Dinci Çevrelere Ödün VerdiğiDönem1. Ödünlerin Başlaması: Devrimler ParçalanıyorBayar tarafından başbakanlığa atanan M<strong>end</strong>eres, hükümet programınıokurken, Atatürk devrimlerine ilişkin yaklaşımlarını, din siyasetlerini “[S]eçimbeyannamemizde yazıldığı üzere millete mal olmuş inkılaplarımızı mahfuztutacağız” (DAĞLI/AKTÜRK, 1988: 161). sözleriyle ortaya koyuyordu. Birbaşka anlatımla başbakana göre, “millete mal olmuş devrimler” korunacak,“millete mal olmamış devrimler” üzerinde ise ısrar edilmeyecekti. BöyleceAtatürk devriminin zaten unutulmuş olan gerçek amacı üzerinde hiçdurulmuyor, devrim olarak adl<strong>and</strong>ırılan değişiklikler ise parçalanmak suretiylebir kısmından vazgeçilebileceği ifade edilmiş oluyordu (ÖZEK, 1968: 169).Diğer bir anlatımla, 29 Mayıs 1950’den itibaren artık ideolojik ilkeler veuygulamalar bakımından devrim yok, devrimler vardır.M<strong>end</strong>eres aynı konuşmasında, esas tehlikeli akımın sol akım olduğunu,bunu kökünden temizlemek için gerekli yasal önlemlerin alınacağını belirtiyor,sol akımın taktiklerine ilişkin savlar ileri sürüyordu. Adı geçen akımın, irticaıve ırkçılığı k<strong>end</strong>isini maskelemek için kull<strong>and</strong>ığını belirten M<strong>end</strong>eres, bunundüşünce özgürlüğü bağlamında ele alınamayacağını, bu tür bir yaklaşımıngaflet olacağını, sola kesinlikle hoşgörü gösterilmeyeceğini açıklayarak irticakonusunda şunları söylüyordu:İrticacı tahrike asla müsaade etmemekle birlikte din ve vicdan hürriyetlerininicaplarına riayet edeceğiz. Hakiki laikliğin manasını biz böyleanlamaktayız... hakiki laikliği dinin devlet siyaseti ile hiçbir ilgisibulunmaması ve hiçbir din düşüncesinin kanunların tanzim ve tatbikindemüessir olmaması şeklinde anlıyoruz. Bu itibarla gerek din derslerimeselesinde gerekse din adamları yetiştirecek müesseselerin faaliyetegeçmesi hususunda icap eden tedbirleri suretle ittihaz etmek kararındayız(DAĞLI/AKTÜRK, 1988: 162).Konuşmasının devamında, manevi değerlerle yetiştirilmemiş gençliğinbilim ve teknikle donatılsa da, özgür ve bağımsız bir ülke için güvenceoluşturamayacağını ileri süren M<strong>end</strong>eres; bundan dolayı gençliğin manevideğerlerle yetiştirileceğini belirtiyordu (DAĞLI/AKTÜRK, 1988: 176).Seçim öncesi dönemde din siyasetini açıklamadığı için dinci kesimineleştirisine hedef olan DP, M<strong>end</strong>eres’in ağzından adı geçen çevrelere yanıtvermiş oluyordu. Böylece Başbakan, Edib’in, “DP’nin din siyaseti henüz147

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!