13.07.2015 Views

diğer bağımlılıklar - Kültegin Ögel

diğer bağımlılıklar - Kültegin Ögel

diğer bağımlılıklar - Kültegin Ögel

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

DİĞER BAĞIMLILIKLAR1. Kumar bağımlılığı2. Bilgisayar ve internet bağımlılığı3. Seks bağımlılığı4. Tutkulu bağlılıklar, aşk ve ilişki bağımlılığı


SİGARA, ALKOL, UYUŞTURUCU VE DİĞER BAĞIMLILIKLAR2


DİĞER BAĞIMLILIKLAR1.KUMAR BAĞIMLILIĞI1Bağımlılık kavramı geçmiş yıllarda genellikle alkol, madde ve nikotin gibimaddelerle birlikte kullanılmıştır. Son yıllarda beyin ve beynin işlevi üzerine yapılançalışmalarda birçok davranışın kimyasal bağımlılığa yol açtığını bulunmuştur. Kumarbağımlılığı da bu davranışlardan birisidir.Kumar günümüzde hoşça vakit geçirme, eğlence ve dinlenme aracı olarak kabuledilmekte ve popülaritesi gün geçtikçe artmaktadır. Kumar, isteyerek riske girmetemelinde, kazanan ve kaybeden tarafların olduğu ve genellikle her iki tarafta da birüretim işi olmaksızın servetin yeniden dağılımıdır. Bu servet dağılımına karar verensüreç daima bir şans elementi içerir veya yalnızca şansa dayanır. ‘Şans ve beceri’ buiki sözcük neyin kumar davranışı olduğunu anlamlandırmakta önemlidir.Patolojik kumar bağımlılığı kişisel, ailevi veya mesleki hedefleri bozan, sürekli veyineleyen uygunsuz kumar oynama davranışı olarak adlandırılmaktadır (AmerikanPsikiyatri Birliği, 1995).SınıflandırmaPatolojik kumar ilk kez 1980 yılında DSM-III’te dürtü kontrol bozukluğu içindesınıflandırılmıştır. DSM III-R’ de ise psikoaktif madde kullanımı ve bağımlılıkarasındaki benzerlik vurgulanmıştır (Kaplan ve Sadock 1995). DSM-IV’de dePatolojik Kumar Oynama olarak “Başka Bir Yerde Sınıflandırılmamış Dürtü DenetimBozuklukları” başlığı altında yer almıştır. Tanı ölçütleri şöyledir (Amerikan PsikiyatriBirliği, 1995). Kumar oynama üzerine kişinin aşırı kafa yorması, İstediği heyecanı duymak için giderek artan miktarlarda parayla kumaroynama gereksinimi duyması, Birçok kez başarısız kumar oynamayı denetim altına alma, azaltma ya dabırakma çabasının olması, Kumar oynamayı azaltma ya da bırakma girişimlerinde bulunurkenhuzursuzluk ya da irritabilite duyumsaması, Sorunlarından kaçmak ya da disforik bir duygudurumdan kurtulmak içinkumar oynaması, Parayla kumar oynayıp kaybetmesinin ardından kaybettiklerini yerine koymakiçin çoğu kez geri gelmesi, Ne kadar kumar oynadığını gizlemek için aile üyelerine, terapistine ya dabaşkalarına yalan söylemesi,Bu bölüm Alper Aksoy tarafından yazılmıştır3


SİGARA, ALKOL, UYUŞTURUCU VE DİĞER BAĞIMLILIKLAR(Volberg ve Steadman 1988, Volberg 1994, Volberg 1996, Cox ve ark. 2005,Shaffer ve ark. 1999). Derevensky ve ark. 2003 yılında patolojik kumar oynamayaygınlığının, genel yetişkin nüfusa göre gençlerde %4-8 gibi bir oranla daha yüksekolduğunu belirtmişlerdir.Patolojik kumar oynama erkeklerde erken ergenlikte ve kadınlarda ileri yaşlardabaşlamaktadır ve bu gelişmelerin sonucunda hem kumara yatırılan para miktarındahem de kumar sorunu olan kişilerin sayısında belirgin bir artış izlenmektedir(Cayuela ve Guirao 1991; Walker 1992, Lesieur 1992, Lester 1994, Hollander veWong 1995).Son otuz yıl içinde kumar oynama mali sıkıntılar yaşayan hükümetler tarafındanyasal hale getirilmiştir (Blume 1996). Kumarın yasallaşması kumarhanelerin giderekçoğalması nedeniyle kumar sorunları kadınlarda ve gençlerde daha sık görülmeyebaşlanmıştır. Gençlerin % 2-3’ü kumar oynama nedeni ile problemler yaşamakta vebunların %10-15’i patolojik kumar için risk grubu oluşturmaktadır. Kumar oynama ileilgili problemi olanların %11’i 18 yaş altındadır. Bütün kısıtlamalara rağmenergenlerin %75’i bir yıl boyunca kumar oynamış, %15’i ise her hafta oynamıştır(Cayule ve Guirao 1991, Walker 1992, Hollander ve Wong 1995).McGill çalışmalarında, kumar probleminin ergenlerde genel toplumdan 4 katdaha fazla olduğunu saptamıştır. Birçok patolojik kumar oynayan kişinin kumara 19yaşından önce başladığı tespit edilmiştir (Bostancı ve Doksat 2000).Ülkemizde kumar oynayanların sayısıyla ilgili istatistiksel verilerinbulunmamasına rağmen, kumarla ilgili bazı istatistikler incelendiğinde, ülkemizdekikumar oynayan kişilerin sayısında da bir artış olduğu, örneğin 1988 yılında bir öncekiyıla göre İzmir İl merkezindeki ganyan bayilerinin sayısı yaklaşık %50 artarak 155’eulaşmış olduğu belirtilmektedir (Duvarcı ve Varan, 2001).NedenlerPatolojik kumar oynama davranışını açıklamaya çalışan birçok teori vardır.Patolojik kumarın nedenini psikolojik kuramlar davranışçı, bilişsel ve psikoanalitikkuramlarla açıklamaya çalışırken biyolojik kuramlar nörotransmitter sistemleaçıklamaya çalışmışlardır.Davranışçı teorisyenler patolojik kumar oynamayı pekiştirme aracılığıylaöğrenilmiş bir davranış olarak tanımlamaktadır. “Kazanma döneminin” pekiştirmedavranışında önemli bir rol oynadığı belirtilmektedir.Bilişsel kuramlar kumar oynama davranışında oluşmasında ve sürdürülmesindebilişsel çarpıtmaların önemi üzerinde durmaktadır. Kumar oynan kişide kontrolillüzyonu (sonuçları kontrol edebileceği düşüncesi) gibi hatalı düşüncelerin olduğunubelirtir. Düzenli olarak kumar oynayan kişilerin akıldışı düşünceye sahip olduğunu vebu kişilerin yüksek risk alıcı davranışlara yatkın olduğun ileri sürülmektedir.Psikoanalitik kuramlar kumar oynama davranışını anal dönem özellikleriyle veyafallik dönemin karmaşasıyla açıklamaya çalışırlar. Kumar oynama davranışını olan6


DİĞER BAĞIMLILIKLARkişilerde bilinçdışı bir kaybetme arzusu olduğunu ve bu yüzden kumar oynayarakpsişik suçluluk duygusunu azalttığını belirtir.Biyolojik çalışmalar kumar oynama davranışını serotonerjik, noradrenerjik vedopaminerjik işlevlere bağlı olarak açıklamaya çalışmışlardır. Kumar oynamadavranışı ve dürtü kontrol bozukluğu arasındaki benzerlik patolojik kumar oynamadavranışı olan kişilerde serotonerjik işlev bozukluğu olduğunu düşündürmektedir.Blanco ve arkadaşları (1996) yaptığı çalışmada kumar oynayan kişilerin kontrolgruplarına göre serotonerjik işlevlerinde bozulma olduğu saptamıştır. Başka birçalışmada kumar oynayan kişilerde azalmış plazma 3-metoksi-4 hidroksifenilglikol(MHPG), idrarlarında artmış norepinefrin atılımı tespit edilmiştir. Bu sonuçla birliktebu kişilerdeki heyecan arayışı noradrenerjik defisit ile açıklanmaktadır (Roy 1989).Dopaminerjik sistem ile de ödüllendirme mekanizmaları ve bağımlılık arasındakiilişkiye işaret eden çalışmalar bulunmaktadır (Bergh ve ark. 1997).Kişilik özellikleriPatolojik kumar bağımlılığı olan kişilerin depresif olma eğilimin olduğu vebundan kurtulmak için kumar oynamayı seçtikleri belirtilmiştir (Blasczynski 1994).Blaszczynski 1991 yılında yayınladığı makalesinde kumar oynayan kişilerinkendilerini kimyasal olarak iyi hissettiğini oyun bitince de huzursuz ve depresifolduklarını vurgulamıştır. Kumar bağımlılarının bazı ortak karakteristik özelliklerivardır. Bunlar: Kumar oynadıklarında kendilerini güvende hissederler. Kumaroynamadıklarında kendilerini sosyal bir çevrede hissetmeyebilirler. Büyük miktarda para kazanmak zorunda olduklarını düşünürler. Maddi sıkıntıya düştüklerinde, kumar oynayarak tekrar büyük paralarkazanabileceklerini ve maddi sorunlarını çözebileceklerini düşünürler. Yaşamlarındaki gerçeklerden uzaklaşmak ve problemlerini unutmak isterler. Özel olarak ilgilendikleri konular ya da hobileri olmadığı için zamanlarınıharcayabilecekleri bir meşgale ararlar. Para kazanmak ve rahat bir yaşama kavuşmak için fazla çalışmakistemezler. Art arda gelen ekonomik kayıplarına rağmen zengin olma hayallerindenvazgeçmezler. Güçlü bir imaja sahip olmak isterler. Kumar oynadıklarında heyecanlanırlar ve endişelerinin, asabiyetlerininkararsızlıklarının ve hayalkırıklıklarının yok olduğunu hissederler.Genel olarak baktığımızda patolojik kumar oynayan kişilerin özelliklerini dörtşekilde özetleyebiliriz. Gerçekleri kabul etmede isteksizlik ve zorlanma Duygusal güvensizlik yaşama Olgunlaşmamışlık (immatüre) Hayalperest ve lüks düşkünü olma7


SİGARA, ALKOL, UYUŞTURUCU VE DİĞER BAĞIMLILIKLARPatolojik kumar oynayan kişilerin yadsıma, batıl inançlar, kendine aşırı güvenveya güç ve denetim duygusu gibi bilişsel algılarında yanılmalar olduğu görülmüştür(Rugle, 1993).Ayrıca patolojik kumar oynayan kişilerin %47’ sinde alkol, %46’ sındadepresyon, %35’ inde uykusuzluk problemi yaşadığı görülmüştür (Commission onBehavioral and Social Sciences and Education Related Boks, 1999).Risk faktörleriKişilerin yaşamında mevcut bazı faktörlerin patolojik kumar bağımlılığı riskiniartırdığı belirtilmektedir. Bu faktörler: Davranış bozuklukları: Madde kullanımı veya psikolojik bazı sorunların varlığıriski artırabilir. Yaş: Kişi küçük yaşta kumar ile tanışmışsa, patolojik kumar bağımlısı olmaolasılığı geç yaşta başlayanlara oranla daha yüksek olacaktır. Cinsiyet: İstatistikler, kumar bağımlılarının çoğunluğunun erkek olduğunugöstermektedir. Yer: Kişi kumar oynanan yerlere yakın bir bölgede ikamet ediyorsa bu durumkumar bağımlılığı riskini artıracaktır. Aile: Anne/ babası kumar sorunu yaşayan kişilerin kumar problemiyaşamaları olasılığı diğer kişilere göre daha yüksektir. İlaç kullanımı: Bazı Parkinson ilaçları yan etki olarak kişilerin davranışlarındadeğişikliklere yol açabilmektedir. Bu değişiklikler arasında aşırı seks ve yemedüşkünlüklerinin yanında kumar eğilimi de olabilmektedir. Kişilik özellikleri: Genelde kumar bağımlıları her alanda risk almayı sevenkişilerdir. Hayata karşı pozitif bir bakışları ve bitmeyen bir enerjileri olabilir.Risk alma düşkünlüğü en çok mali konularda kendini gösterir. Dolayısıyla bukişiler kumar oynamadan kendilerini rahatsız hissederler.TürleriKumar çok çeşitli aktiviteleri içerir; iskambil, rulet, zar, spor bahisleri, oyunmakineleri, piyangolar, tombala, borsa, beceri isteyen oyunlar vb. Kumar oyunları üçgrupta toplanmaktadır.gibi1. Yalnızca şansa dayanan oyunlar; rulet, barbut gibi2. Becerinin şansla birlikte kombine olduğu oyunlar; borsa, poker, at yarışları3. Yalnızca beceriye dayanan oyunlar; briç gibiBu oyunlara baktığımızda hepsinin bağımlılık derecesi birbirinden farklıdır.Devamlı olan oyunların bağımlılık yapma potansiyeli daha yüksektir. Örneğin oyunmakineleri sürekli oynanabilen oyunlardır ve insanlar makineye para attıkları süreceoyun devam eder. Spor loto gibi oyunlar devamlı olmayan haftada bir olan oyunlardır.Bu yüzden devamlı oyunların devamlı olmayan oyunlara göre bağımlılık yapmapotansiyeli daha yüksektir.8


DİĞER BAĞIMLILIKLARÜlkemizde devlet tarafından oynatılan kumar türleri ve bağlı bulundukları resmikurumlar Milli Piyango İdaresi, Spor-Toto Teşkilatı, Türkiye Jokey Kulübü ‘dür. Ayrıcakahvelerde, derneklere bağlı lokal ve kulüplerde ve “bitirimhane” (kahvelerin özelbölümleri) olarak adlandırılan yerlerde yasadışı olarak yaygın şekilde kumaroynanmaktadır. Kazı kazan, sayısal loto, at yarışları gibi oyunlarla başlayan kumartutkusu son zamanlarda internet üzerinden ulaşılan kumar siteleriyle yeni bir boyutkazanmıştır. Kumarın türleri olduğu gibi kumar oynayan kişilerde dört grubaayrılmıştır. Profesyonel kumarbazlar: Geçimlerini kumar oynayarak sağlarlar. Kumaroynamak onların “iş”idir. Kumar dışında başka sosyal aktiviteleri demevcuttur. Sosyal kumarbazlar: Heyecan ve eğlence için kumar oynayan kişilerdir. Suçlu kumarbazlar: Genelde uyuşturucu/ silah satışı gibi yollardan eldeettikleri parayla kumar oynarlar. Bu kişilerde sıklıkla antisosyal kişilikbozukluğu görülür. Patolojik kumarbazlardan farklıdırlar. Örneğin, yasadışıyollardan elde ettikleri parayı geri ödeme amacı gütmezler, kaybettiklerizaman başkalarını suçlar, kavgalar çıkarırlar ve patolojik kumarbazlarınaksine suçluluk,pişmanlık, depresif ruh hali sergilemezler. Patolojik kumarbazlar: Kumar konusunda kontrollerini kaybetmiş kişilerdir.Kötü sonuçlarına rağmen kumar oynamaya devam ederler. Kumar oynamasıklıkları, kumara yatırdıkları para miktarı, kumar parası bulmak içinharcadıkları zaman artar ve bu artışı durduramazlar.SeyirKumar oynama davranışının seyrine baktığımızda kazanma, kaybetme,tükenme ve vazgeçme evreleri olduğunu görmekteyiz.1. Kazanma EvresiKumar oynamanın başlangıcında genellikle bir ‘kazanç’ olayı vardır (yıllık gelirinen az yarısı kadar miktarın bir defada gelmesi gibi). Oyunla ilgili zihinsel kayış,tolerans ve denetim kaybı bu dönemde gelişmeye başlar. Bu dönem kumaraharcanan emek ve zamanın arttığı bir dönemdir. Şans beklenirken becerigeliştirilmeye başlanır. Güç, zenginlik, tam güçlülük duygularının oluştuğu budönemde eylemlilik kazanan kişi “uçma” duygusu yaşarken savunma tepkileriniönemsemez. Kişi yakın ilişkilerden uzaklaşır. Tüm güçlülük duygusu ve beraberindegiderek gelişen kumar becerisi kendilik değerinin yükselmesine yol açar. Budönemde kayıplar da vardır. Ama kişi daha çok kazançları üzerinde durmayı terciheder.2. Kaybetme EvresiBu evre büyük bir kayıpla başlar ve “berbat bahis” yaşantısı olarak adlandırılır.Tam kazanacakken kaybetme diye tanımlanan bu yaşantı aynı zamanda sanalkazancın kariyeri niteliğini de taşır. Bu kayıp olağan kumarbaz için huzursuzluk vericibir olay iken patolojik kumarbaz için “narsistik darbe” niteliğindedir. Kayıpların peşinedüşme davranışı bundan sonra başlamaktadır. Kayıplar arttıkça kumar eylemigiderek öncelik kazanmaya başlar. Borç alma, kredi alma bu dönemde başlar.9


SİGARA, ALKOL, UYUŞTURUCU VE DİĞER BAĞIMLILIKLARPatolojik kumar oynayanlar para bulmak için önce yasal yolları denerler. Buyüzden patolojik kumar oynayanlarda bir borcu bir başka borçla kapatmaya çalışmaken sık görülen davranışlardandır. Bunu yapabilmek için de bu kişilerde, kredikartlarının son limitine kadar para çekme veya sahip olduğu mülkü satarak kumar içingereken parayı elde etme veya borçları kapatmaya çalışma görülebilmektedir.Kazandığı para borca ve tekrar kumara yatırılmaktadır.3. Tükenme EvresiBu dönemde kişinin elinde hiçbir şey kalmadığı dönemdir. Kumar oynayan kişimutsuzdur. Depresyon ve intihar girişimi oranı yüksektir.4. Vazgeçme EvresiBu dönem kişinin her şeyi kaybettiği dönemdir. Kişi kumar oynamayı sürdürürfakat kumar oynama davranışı gelişigüzeldir. Bu dönemde affektif komorbiditeninarttığı bir dönemdir.KomorbiditePatolojik kumar bağımlılığının çeşitli ruhsal ve sosyal sorunlara yol açtığıgörülmektedir. Patolojik kumar oynama ile madde kullanımı, duygudurum, anksiyete,dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu ve kişilik bozuklukları arasında anlamlı birilişki olduğu görülmüştür (Ibanez ve ark. 2001, deCastro ve ark. 2005, Lesieur ve ark.1986, İmona ve ark. 2005).Patolojik kumar oynamayan kişilerin %20-25’ inde intihar riski olduğusaptanmıştır (Heineman 1992, Derevensky ve Gupta 2004, Ledgerwood ve ark.2005). Patolojik kumar oynayanlarda depresyon görülme oranı %75 olaraksaptanmıştır (McCormick ve ark. 1984, Roy ve ark. 1988). Somatizasyon, obsesifkompulsif bozukluk, cinsel işlev bozuklukları, paranoya ise en sık rastlanılan diğerbozukluklardır (Petry 2000). Komorbidite ile diğer bozukluklar bireyin kumar oynamadavranışının şiddetiyle ilişkili görülmektedir.Alkol ve madde kötüye kullanımı ile patolojik kumar oynama arasında ilişkiolduğu görülmüştür (Lesieur ve ark. 1988, Ibanez 2001, Türkcan ve ark. 2001). Petry2001’ de yaptığı çalışmada madde veya alkol kullanan kişilerdeki patolojik kumaroynama yaygınlığını %13-33 arasında olduğunu bildirmiştir. Patolojik kumaroynayanların %50 sinde psikoaktif madde kullanım öyküsü saptanmıştır (İmona veark.2005). Başka bir çalışmada ise tedavi gören patolojik kumar oynayanların %19-39’un da alkol ve madde kötüye kullanımı olduğu, %47’sinin hayatlarının herhangi birdöneminde madde kötüye kullandıkları belirtilmiştir (Ramirez ve ark. 2005).Patolojik kumar oynayan kişilerin %24’ ünün esrar, %4’ ünün alkol, %11.5’ ininkokain, %4.8’ inin esrar kullandığı bulunmuştur. Ayrıca cinsiyete göre bakıldığındaerkeklerde (%11,9) patolojik kumar oynama davranışının kadınlara (%7,5) oranladaha fazla olduğu görülmüştür (Toneatto ve Brennan 2002). 372 maddekullanıcısıyla yapılan başka bir çalışmada erkek madde kullanıcılarından %14’ ündekadınlardan %10’ unun patolojik kumar oynadığı saptanmıştır (Langenbucher ve ark.2001).10


DİĞER BAĞIMLILIKLARMadde ve alkol kullananlarda yalnız alkol bağımlılığı olanlara göre patolojikkumar daha sık görülmektedir. Araştırmacılar patolojik kumar sadece oynayan kişidesorunlar yaratmakta kalmayıp aile üzerinde de olumsuz etkileri görülmektedir. Kumarbağımlısının eşinde ve çocuklarında psikiyatrik sorunlar, ebeveynlik görevinin ihmali,ayrılma ya da boşanmalar belirgindir (Blume 1996, Lesieur 1992, Politzer ve Hudak1992).Kumarın suç ile ilişkisi olduğu görülmüştür. Kumarın oynayana verdiğizararlardan belki de en önemlisi kişinin suça eğilimini artırmasıdır. Yapılan çalışmadapatolojik kumar oynayan kadınlarda borçlanılan miktarın daha az olduğu için suçişleme miktarında daha az olduğu görülmüştür. Kadınlar acı veren uyaranlara bağlıortaya çıkan ruhsal zorlayıcılardan kaçabilmek için kumar davranışına yöneldiğigörülmüştür. Patolojik kumar oynamak için erkek olmak, siyah ırk,boşanmış/dul/ayrılmış olmak, kadınlarda orta yaşta olmanın riski artırdığıbelirtilmektedir (deCastro ve ark. 2005).TedaviPatolojik kumarın tedavisinde en güncel yaklaşım bilişsel davranışçıyaklaşımdır. Bu tedavi yönteminde amaç kişinin algılama ve irrasyonel düşünme gibihatalı kognisyonlara karşı farkındalık geliştirmek ve bunları daha iyi uyum sağlayanadaptif şemalarla değiştirmek amaçlanmaktadır. Tedavi programı kişiye göredüzenlenmekle birlikte kişinin inkârının kırılması, sorunlarıyla yüzleştirilmesi,sorunlarla başa çıkma ve hayır diyebilme becerilerinin geliştirilmesi, bağımlılıkkavramının öğretilmesi temel hususlardır. Bunların yanında aileye yönelikbilgilendirme çalışması yapılması aile içindeki ilişkilerin düzeltilmesi uygulanan tedaviprogramının etkinliğini arttırmaktadır.Ayrıca patolojik kumar bağımlılığına eşlik eden depresyon, alkol veya maddekullanımı gibi hastalıkların tespit edilerek tedavi edilmesi gereklidir. Başarılı bir tedaviprogramının oluşturulmasında kişinin eski davranış şeklinin ve yaşam tarzınındeğiştirilmesi relapsların önlenmesi açısından önemlidir. Patolojik kumar oynamanınfarmakolojik tedavisini inceleyen çalışmalara çeşitli SSRI’ların, opiyadantagonistlerinin ve duygudurum düzenleyicileri kısa dönem etkili olduğugörülmüştür.Kumar oynama düşünceleriyle başa çıkabilmek için yapılan öneriler şunlardır:Kumar oynanan yerlerden uzak durmak gerekmektedir. İnternette kumaroynatılan sitelerden uzak durulmalıdır.Kumar oynama düşüncesini oluşturan şeylerden uzaklaşılmalıdır (at yarışıprogramları, “casino” reklamları, piyango biletleri vs.)Kumarla ilgisi olan kişilerden uzak durulmalıdır.Kumar üzerine yapılan tartışmalara girmekten kaçınılmalıdır.Üzerinizde günlük ihtiyacınızı karşılayabilecek kadar para bulundurulmalıdır.Kredi kartları ve ATM kartlarını kullanılmamalıdır.Davranışınızı değiştirin. Adsız Kumarbazlar üyeleri, öfke, sabırsızlık,tembellik ve kendine acıma gibi duyguların, kişileri tekrar kumar oynamayaittiğini belirtmişlerdir. Uzak durabilmek için yaşam tarzının değiştirilmesi,olumsuz alışkanlıkların yerine olumlu davranışların konulması gerekmektedir.11


SİGARA, ALKOL, UYUŞTURUCU VE DİĞER BAĞIMLILIKLARSonuçÜlkemizde kumar sorununa bağlı başvurularda özellikle kumarhanelerin açıkolduğu dönemde belirgin bir artış izlenmiştir. Bununla beraber, patolojik kumarülkemizde psikiyatri kliniklerinde diğer bozukluklara göre daha az gündeme gelen birbozukluktur.Bunun bir nedeni patolojik kumarın, çoğu zaman alkol ve madde bağımlılığı vemajör depresif bozuklukla birlikte karşımıza çıkmasıdır. Kumar sorunlarını gizlemeeğilimde olan patolojik kumar bağımlıları çoğu zaman kumarın yol açtığı diğer ruhsalsorunlar nedeniyle psikiyatristlere başvurmakta ve asıl tanı olan patolojik kumar çoğuzaman klinisyenlerin gözünden kaçmaktadır (Lesieur 1992, Politzer ve Hudak 1992).Patolojik kumar yalnız kişiyi etkilemekle kalmayıp tüm toplumu etkilediğinden,bu bozukluğun bir halk sağlığı sorunu olarak ele alınması zorunluluğu ortayaçıkmaktadır. Bu bozukluğun daha iyi anlaşılmasını sağlamak, uygulanabilir sonuç vealınabilecek sağaltımların niteliğini arttırmak için ileri araştırmaların yapılmasıgerekmektedir.Sonuç olarak, alkol ve madde bağımlılığı olan kişilerde ve buna yönelik tedavimerkezlerinde patolojik kumar oynamanın araştırılması önem taşımaktadır. Çünküpatolojik kumar bağımlılığı olan kişiler genellikle sorunlarını inkar edip durum çokciddi bir hal aldığında yardım arama girişiminde bulunmaktadırlar. Patolojik kumarbağımlılığının tedavisinde sıklıkla madde bağımlılığı tedavisi modeli uygulandığındanbu kişiler madde bağımlılığı tedavi bölümlerine yönlendirilmelidir.12


DİĞER BAĞIMLILIKLARKaynaklarAlcock CC (1986). Pathological gambling. Aust NZ J Psychiatry; 20: 259-265.Amerikan Psikiyatri Birliği (1995) . Bozuklukların Tanısal ve Sayısal El Kitabı, Dördüncü Baskı (DSM-IV). Amerikan Psikiyatri Birliği Washington DC, 1994’ de çeviren Köroğlu E, Hekimler Yayın Birliği;Ankara, 843-847.Blume SB (1987). Compulsive gambling and the medical model. J Gambling Behavior, 3:237-247.Blume SB (1996). Pathological gambling. The Principles and Practice of Addictions in Psychiatry,Norman S. Miller (Ed). W.B. Saunders Co. s. 422-432.Bostancı A, Doksat K (2000). Patolojik Kumar oynama. Yeni Symposium; 38(4):157-161.Cayuela R, Guirao JL (1991). Characteristics and situation of gambling addiction in Spain. Gamblingand Public Policy: International Perspectives, WR Eadington ve JA Cornelius (Ed).Cox BJ, Yu N, Afifi TO, Ladouceur R (2005). A national survey of gambling problems in Canada.Canadian journal of psychiatry, 50(4): 213-217.Derevensky JL, Gupta R, Winters K (2003). Prevalence Rates of Youth Gambling Problems: Are theCurrent Rates Inflated? Journal of Gambling Studies. 19 (4); 405-425.Dickerson M (1996). Problem gambling-what’s in a name. Place Your Bets, M Cathcart ve K Darian-Smith (Ed). The Australian Centre, University of Melbourne, s. 91-98.Hollander E, Wong CM (1995). Body dysmorphic disorder, pathological gambling, and sexualcompulsions. J Clinical Psychiatry, 56(suppl 4): 7-12.Ibanez A, Blanco C, Donahue E, Lesieur HR, de Castro IP, Fernandez-Piqueras J, Saiz-Ruiz J (2001).Psychiatric comorbidity in pathological gamblers seeking treatment. The American Journal ofPsychiatry.158(10):1733–5.Kaplan HI, Sadock BJ (1995). Comprehensive Textbook of psychiatry.VI. 1411-1412.Kaya B (2001). Kumar hastalık mı? Endüstri mi? 8. Ulusal Psikiyatri Kongresi Bilimsel Çalışmaları,23-31 Mayıs Lefkoşa, 119-125.Langenbucher J, Bavly L, Labouvie E, Sanjuan PM, Martin CS (2001). Clinical features of pathologicalgambling in an addictions treatment cohort. Psychol Addict Behav, 15(1): 77-9.Ledgerwood D, Petry N (2000). Psychological experience of gambling and subtypes of pathologicalgamblers. Psychiatry Research, 144 (1) ; 17-27.Lesieur H R, Blume S ve Zoppa R M (1986). Alcoholism, Drug Abuse, and Gambling Alcoholism:Clinical and Experimental Research 10: 33-38.Lesieur HR (1992). Pathological gambling, work, and employee assistance. J Employee AssistanceResearch, 1:32-62.Lesieur HR, Custer RL (1984). Pathological Gambling: Roots, Phases, and TreatmentAnnals of the American Academy of Political and Social Science, Vol. 474, Gambling: Views from theSocial Sciences, 146-156.McCormick RA, Russo AM, Ramirez LF, Taber JI (1984). Affective disorders among pathologicalgambleres seeking treatment. Am J Psychiatry, 142:215-218.Kalyoncu ÖA, Pektaş Ö, Mırsal H (2003).Bağımlılık Dergisi, 4(2):76-80.Patolojik kumar oynama: Biyopsikososyal yaklaşım.Petry NM (2001). Substance Abuse, pathological gambling and impulsiveness. Drug Alcohol Depend;63:29-38.Politzer RM, Hudak CJ (1992). Gambling disorder. Addictive Disorders, MF Fleming ve KL Barry (Ed).Mosby Yearbook, s.352-365.Ramirez LF, McCormick RA , Russo AM ve Taber JI. (1983). Patterns of substance abuse inpathologic gamblers undergoing treatment.Addictive Behavior 8 :425–428. eno, Nevada, s.679-688.13


SİGARA, ALKOL, UYUŞTURUCU VE DİĞER BAĞIMLILIKLARRoy A, Custer R, Lorenz V, Linnoila M (1988). Depreeesed pathological gamblers. Acta PsychiatrScand, 77:163-165.Shaffer H, Hall M, Vander Bilt J (1999). Estimating the prevalence of disordered gambling behavior inthe United States and Canada: a research synthesis. Am J Public Health, 89(9):1369-76.Stinchfield R, Govoni, R. Ve Frisch GR (2005). DSM-IV diagnostic criteria for pathological gambling:Reliability, validity, and classification accuracy. American Journal of Addiction, 14, 73-82.Toneatto T, Brennan J (2002). Pathological gambling in treatment in- seeking substance abusers.Addict Behav, 27(3):465-9.Volberg RA (1994). The prevalence and demographics of pathological gamblers: implications forpublic health. American Journal of Public Health, Vol. 84, Issue 2 237-241.Volberg RA (1996). Prevalence studies of problem gambling in the United States . Journal ofGambling Studies, 12( 2 ): 111-128Volberg RA, Steadman HJ (1988). Refining prevalence estimates of pathological gambling. Am JPsychiatry. Apr;145(4):502-5.Walker MB (1992). The psychology of gambling. International series in social psychology. Oxford, UK:Butterworth-Heinemann Ltd.14


DİĞER BAĞIMLILIKLAR2.BİLGİSAYAR VE İNTERNET BAĞIMLILIĞI2Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin gittikçe hızlandığı ve teknolojinin aynı hızlagünlük yaşamımıza girdiği düşünüldüğünde cep telefonları, bilgisayarlar ve internetteknolojilerinin yaşamımızdaki vazgeçilmez yeri ve önemi bir kez daha açıkçagörülebilmektedir. Ancak günümüz gelişmiş teknolojilerinden olan bilgisayar veinternet kullanımının yaşamımızda istenilen bilgiye anında ulaşabilme, bilgipaylaşımını sağlayabilme gibi olanaklar sunmasının yanı sıra sık kullanımındankaynaklanan birçok problemi de beraberinde getirdiği düşünülmektedir.İnternet’in giderek geniş kitleler tarafından kullanılmaya başlanması, bu dinamikortamın genel olarak toplumumuz, bireysel olarak da insanlar üzerindeki olumlu yada olumsuz etkilerinin farkına varmamızı güçleştirilmektedir. İnternet kullanıcılarınınsayısın artması ve internetin kişilerin özel ve iş yaşantılarında daha fazlakullanılmaya başlanması ile bazı durumlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu devasa,alan bazen yasa dışı faaliyetlere de zemin oluşturabilmekte ve adli mekanizmanın ilgialanlarından biri haline gelmektedir.Bağımlılık denince akla sadece sigara, alkol, madde gelmek ile birlikte; gelişenteknoloji ile bilgisayarların hayatımızda kapladığı yerin artması ve internet ulaşımınınyaygınlığı ile bilgisayar ve internet bağımlılığı denen yeni bir bağımlılık kavramınındaha ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu açıdan bakıldığında günümüzde internet, birbilgi ve iletişim kaynağı olmanın ötesinde, bazı kişiler için “bağımlılığa” dönüşmüşdurumdadır. Bu açıdan bakıldığında internet bağımlılığı dünyada olduğu gibiülkemizde de hızla yaygınlaşan ve bağımlılıkla ilgili psikiyatristlerin sıklıklakarşılaşmaya başladıkları bir psikopatolojidir.TanımPeele ve Brodsky, “The Truth About Addiction and Recovery: The Life ProcessProgram for Out Growing Destructive Habits” (Bağımlılık ve İyileşmesi KonusundaGerçekler: Zarar Verici Alışkanlıkların Büyümesine İlişkin Program) isimli kitaplarındabağımlılığı şu şekilde tanımlamıştır: “Bağımlılık size başka yollarla alamayacağınızhis ve tatmin edici duyguları sunar. Acı, belirsizlik ya da rahatsızlık duygularınıengeller. Dikkat üzerine odaklanan ve dikkat çeken güçlü şaşırtıcı duygular yaratır.Kişinin üstesinden gelemediği sorunları unutmasını ya da bunlarla ilgili olarakkendisini iyi hissetmesini sağlar. Yapay ve geçici bir güvenlik ya da huzur hissi,kendilik değeri ya da başarı hissi, güç ve kontrol hissi ya da içtenlik ya da ait olmahissi sağlar”. Peele ve Brodsky’nin bağımlılık tanımı, yüksek okul öğrencilerininneden interneti yoğun olarak kullandığı ve bunun neden bağımlılık yaratıcı olduğukonusunda bir bakış açısı oluşmasına yardım etmektedir.Bu bölüm Itır Tarı Cömert tarafından yazılmıştır15


SİGARA, ALKOL, UYUŞTURUCU VE DİĞER BAĞIMLILIKLARAmerikan Psikiyatri Birliği (American Psychiatric Assosiation) tarafından 1994’teyayınlanan ve DSM-IV kısaltmasıyla isimlendirilen (Diagnostic and Statistical Manualof Mental Disorders) tanı kriterleri el kitabında internet bağımlılığı adında bir tanıkategorisi bulunmamaktadır.Bağımlılık tanımlarında temel kriter olarak “vücuda yabancı bir madde alma”görülmektedir. Ancak gelişen teknoloji ve farklılaşan davranışsal değişiklikler de birtür bağımlılık olarak düşünülmeye başlanmıştır. Kimyasal olmayan etkileşimlersonucunda meydana gelen bağımlı davranışların, bir bağımlılık olarak değerlendirilebilmesiamacıyla madde bağımlılığı için hali hazırda kullanılmakta olan klinik tanıölçütlerinin yeterli olduğu düşünülmektedir.İnternetin aşırı kullanımı önceleri bilgisayar bağımlılığı, internet bağımlılığı ya dapatolojik internet kullanımı terimleriyle tanımlanırken, bu alanda yapılanaraştırmaların artması ile birlikte akademik araştırmalarda problemli internet kullanımıtanımlaması da kullanılmaktadır. İnternet üzerinde oynanan oyunlar ve bilgisayarbaşında geçirilen keyif verici anların aynı psikoaktif maddelere benzer nörobiyolojikmekanizmaları kullanarak bağımlılık yaptığı düşünülmektedir.Genel olarak internetin kullanım alanlarına bakıldığı zaman belli alt başlıklargörülecektir. Elektronik posta internetin bilinen kullanım amaçlarının başınagelmektedir. Stanford Nicel Toplum İşlemleri Enstitüsü (The Stanford Institute ForThe Quantitative Study Of Society SIQSS) 2000 yılında internet kullanım alanlarıhakkında bir araştırma yapmıştır. Bu araştırmada internet in en çok elektronikpostalara bakmak, bilgilenmek, internette dolaşmak, yenilikleri takip etmek, onlinealışveriş yapmak amacı ile kullanıldığı ortaya çıkmıştır. Araştırmaya katılan 4113yetişkinin %90’ı interneti en çok elektronik posta nedeni ile kullandıklarınıbildirmişlerdir. Bu yetişkinlerin %55’i internet kullanımlarının aile ilişkilerinibozduğunu, %59’u aile üyeleri ile de internet kanalıyla görüştüklerini bildirmiştir. Aynıaraştırmada katılımcıların %83’ü iş yerinde internet kullanımında problemyaşadıklarını bildirmişlerdir. Aynı araştırmada katılımcıların % 24’ü 30 yaş altındaolup sohbet odalarında vakit geçirdiklerini söylemişlerdir. İnternet in bir başkakullanım alanı da internette dolaşmak, web sitelerinde gezmektir. Bu şeklide bireylerdünyanın her hangi bir yerindeki bilgiyi paylaşabilmekte ya da haberleri anındaöğrenebilmektedir. Aynı araştırmanın bir başka bölümünde internetin en azkullanıldığı alanın ise gazete okumak olduğu bulunmuştur. Araştırmaya katılanyetişkinlerin %70’i gazete okumak için interneti tercih etmediklerini bildirmişlerdir(O’Toole, 2000; Ramnatah, 2004).Eğlence amacı ile internet kullanımı yaygınlık bakımından üst sıralardaolmaktadır. İnternet çoklukla müzik indirmek, film indirmek, televizyon seyretmek gibieğlence içerikli aktiviteler kullanılmaktadır. Yetişkinler kitap almak, müzik CD’sialmak, film CD’si almak gibi aktiviteler için de interneti sıkça kullanmaktadırlar.Aynı araştırmada internetin kullanım alanları içinde “online” alışverişlerin de üstsıralarda yer aldığı görülmüştür. İnternet kullanıcılarının %36’sı İnternet kullandıklarısüre zarfında internet üzerinden alışveriş yaptıklarını söylemişlerdir. İnternetüzerinden yapılan alışverişlerin avantajları olduğu gibi sakıncaları da vardır. Kişiselkimlik bilgilerinin başka kullanıcılar tarafından görülmesi bunlar arasında en önemligüvenlik sorunudur (O’Toole, 2000; Ramnatah, 2004; Lebo, 2003).16


DİĞER BAĞIMLILIKLARİnternet’in kullanım alanlarını bu kadar artması ve kullanımdan duyulan zevkradyo, televizyon, gazete gibi basın yayın organlarını da içinde barındırmasındandır.İnternet yapısı gereği eğlenceyi de içinde barındırmaktadır. Bir araştırma yaparkenbile değişik siteleri gezmek bunun bir parçasıdır. Medyanın sağladığı birçok olanağıbir arada tek başına sunan yapılanma olarak internet hem göze, hem kulağa hitapetmektedir.SınıflamaYapılan araştırmalar sonucunda madde kötüye kullanımı ve bağımlılık kriterleriniinternet bağımlılığı alanına yansıtmışlar ve bu kriterler üzerinden yeni bir sistemgeliştirilmiştir. Bunun içinde bir çok özellik, değişik tutum ve farklı durumlara verilentepkiler bulunmaktadır.Young 1999 yılında internet bağımlılığını belirlemek için sekiz kritertanımlamıştır. Bu kriterler şunlardır:1. İnternet le meşgul olma2. Daha fazla çevrimiçi zaman ihtiyacı3. Tekrarlanan, internet kullanımını azaltma denemeleri4. İnternet kullanımını azaltırken vazgeçme5. Zaman yönetimi konuları6. Çevresel endişe (aile, okul, iş, arkadaşlar)7. Çevrimiçi harcanan zaman aldatmacası8. İnternet kullanımı yoluyla ruh hali değişimiYukarıdaki sekiz kriter kumar bağımlılığı için DSM IV-TR’de kullanılan dürtükontrol kriterlerine benzemektedir. Young, internet bağımlılığını maddebağımlılığından çok dürtü kontrol bağımlılığı olarak patolojik kumar oynamabağımlılığına daha fazla benzediğini ileri sürmektedir. Yukarıdaki sekiz kriterkullanılırken bir hasta sorulardan beş ya da daha fazlasına “evet” yanıtını verdiğindeve davranışları bir manik atak tarafından daha iyi bir şekilde açıklanamadığında buhastanın internet bağımlısı olma açısından riskli hasta olduğunu düşünmektedir.Young bir hastanın bağımlı kullanımı reddetmesinin internetin, okul, iş ve istihdamiçin kullanılması uygulamasının teşvik edilmesi nedeniyle desteklenebileceğinibelirtmektedir. Bu nedenle bir hasta sekiz kriterin tümünü de karşılıyor ise internetbağımlısıdır denilebilmektedir. İnternet in topluma güçlü bir şekilde entegre olmasıortaya çıkan semptomları kolaylıkla gizleyebilmektedir.Shapira ve arkadaşlarının 2003 yılında problemli internet kullanımı içingeliştirdiği tanı ölçütleri ise şunlardır:A- Aşağıdakilerden en az biri ile ortaya çıkan internet kullanımıyla ilgili aşırızihinsel uğraş vardır.• İnternet kullanımını denetim altını alma çabalarının sonuçsuz kalması• Planladığından daha uzun süreli internet kullanımı17


SİGARA, ALKOL, UYUŞTURUCU VE DİĞER BAĞIMLILIKLARB- İnternet kullanımı veya aşırı zihinsel uğraş iş, sosyal yaşantı veya diğerönemli alanlarda işlev kaybına ya da klinik belirtilere yol açmaktadır.C- Aşırı internet kullanımı hipomani ya da mani epizodları sırasında ortayaçıkmaz ve başka bir eksen bozukluğu ile daha iyi açıklanamaz.Teknolojik bağımlılıklar “işe vuruk olarak, insan-makine etkileşimini içeren vekimyasal olmayan, davranışsal bağımlılıklar” olarak tanımlanır. Bu bağımlılıklar pasif(örneğin, televizyon) ya da aktif (örneğin, bilgisayar oyunları) olabilir. Etkileşimigenellikle, neden olan ya da pekiştiren özellikleri (örneğin, ses efektleri, renk efektleri,olay sıklığı vb.) içermekte ve bu özellikler bağımlılık eğilimini artırabilmektedir.Griffith’e göre, bağımlılığın internet üzerinde önemli rol oynayabileceği altı temelözelliği vardır. İnternet kullanımı, kullanıcıların hayatındaki en önemli faaliyet halinegelir ve o anda internetle meşgul olunmasa da, kullanıcıların düşünce, his vedavranışlarını etkiler. İnternet kullanıcısı, yine de internet düşüncesini aklında tutabilir(“dikkat çekme”). İnternet, kullanıcının mizaç, sonuç ya da diğer öznel algılarınıdeğiştirebilecek ya da düzenleyebilecek bir faaliyet rolünde de olabilir. (“moddeğiştirme”). Ayrıca internet, kullanıcıların İnternet le meşgul oldukları zamandakiisteklerini karşılamak için zaman içinde artan faaliyetlere de dayalı olabilir.İnternet kullanımı, kullanıcıların, internette harcadıkları zamanı sonaerdirmelerine ya da azaltmalarına neden olabilecek hoş olmayan etkilere sahipolabilir. (vazgeçme). İnternet kullanıcıları, interneti kullanmakla diğer faaliyetlerarasında seçim yapmakta zorlanabilirler. (çatışma). İnternet kullanıcıları, zaten aşinaoldukları için ve hatta bağımlı oldukları için internet kullanımının önceki modellerini detekrarlayabilirler. (yineleme).İnternet bağımlılığı için uzmanlara göre "on uyarı sinyali" bulunmaktadır. Businyaller aşağıda sıralanmıştır. Bu on uyarı sinyalinden bazılarının varlığı, internetbağımlılığını göstermektedir.1. Yalnızca birkaç dakika harcamaya niyetli olunduğu halde, bilgi aramak içinsaatler harcamak2. Çalışma arkadaşları, özel arkadaşlara ya da eşe bilgisayar başındageçirilen zaman hakkında yalan söylemek3. Monitörün başına her oturuşta saatlerce kaldığı için fiziksel sorunlardanmustarip olmak4. Sürekli olarak bir sonraki internet oturumunu iple çekmek5. Aranılan bilgiyi bulmaya hep "bir adımcık" kaldığını düşünmek6. Anonim bir kişiliğe bürünmek, insanlarla internet üzerinden konuşmayı yüzyüze konuşmaktan daha kolay bulmak7. E-postada bir şey var mı diye bakmak için zorlayıcı bir istek duymak8. İnternet e girmek için yemek öğünlerini, dersleri ya da randevuları boşvermek9. Bilgisayar başında bu kadar fazla zaman geçirildiği için suçluluk duyma vebüyük bir zevk alma arasında gidip gelmek10. Bilgisayardan uzak kalındığında canın bilgisayar çekmesi ve yoksunluksemptomları göstermek18


SİGARA, ALKOL, UYUŞTURUCU VE DİĞER BAĞIMLILIKLARİnternet gibi belirli bir teknolojiden kaynaklanıp kaynaklanmadığı hakkında bir sonucavarılamayacağını söylemektedir (Grohol, 1999).ABD'de her üç boşanmanın birinde boşanma nedeni olarak internet bağımlılığıgösterilmektedir. Yapılan çalışmalarda internet kullanıcılarının % 29'u ile % 50'sinininternet bağımlısı oldukları ortaya çıkarmaktadır. Bu oranlar deneklerin yaşadıklarıülkeye, toplumsal statülerine göre değişim göstermektedir(Beard, 2005).ABD'de yapılan geniş bir çalışma olan internet bağımlılığı raporuna göre internetin bağımlılık yapan ve kişilerin ilişkilerini bozan en önemli alanların başında chatodaları, oyun ve program indirilen siteler geliyor. Bilim adamları internet bağımlılığıkonusunda çok da anlaşmış değiller aslında. Ama genel bir kanıya göre internetbağımlılığı 30 yaş civarı insanlarda ve içe dönük kişiliklerde görülüyor (Lavin, Yuen,Wienman, Kozak; 2004).Morahan-Martin ve Schumacher 277 kolej öğrencisi üzerinde patolojik internetkullanımı (PİK) olarak adlandırdıkları davranışı incelemişlerdir. Bağımlı olarakdeğerlendirilen kullanıcıların haftada ortalama 8.48 saat nete bağlı kaldıkları. Ayrıcabu kişilerin UCLA Yalnızlık ölçeğine göre daha yalnız kişiler olduğu bulunmuştur(Morahan-Martin, Schumacher; 2000) .Scherer ve Bost, internet kullanımı açısından 531 öğrenciyi incelemişler vemadde istismarı ve bağımlılığı belirtilerine paralel 10 klinik belirtiyi içeren bir kontrollistesi (checklist) geliştirmişlerdir. Üç ya da daha fazla belirtiyi işaretleyenler "internetbağımlısı" olarak sınıflandırılmışlardır. Araştırmalarında elde edilen sonuçlara göre,internet te harcanan süre haftada ortalama 8.1 saat olarak bulunmuştur. Örneklemin% 13'ü internet kullanımının akademik çalışmalarını, profesyonel performanslarını yada sosyal yaşamlarını etkilediğini, % 2'si ise internetin yaşamlarına olumsuz etkisiolduğunu algıladıklarını belirtmişlerdir (Griffiths, 1999).Kathleen Scherer, Austin’deki Texas üniversitesinde 531 öğrenci üzerindeyaptığı araştırmayı haftada en az bir kez bağlanan 381 öğrenci ile devamettirmişlerdir. Deneklere sorulan on sorudan en az üçünü olumlu yanıtlayan 49 kişi(%13) bağımlı olarak kabul edilmiş, onların haftada ortalama 11 saat bağlı oldukları,diğerlerinin ise haftada ortalama 8 saat internete bağlandıklarını belirlemiştir(Walters, Matson, Baer, Ziedonis; 2005) .Chien Chou, Ming-Chun Hsiao Tayvan’da 12 üniversite ve kolejdeki 910 geçerlisonuç veren öğrenci üzerinde yaptıkları araştırmada Brenner’ın (Internt-RelatedAddictive Behavior Inventory) (IRABI) doğru yanlış tipindeki ölçeğini 4’lü likerteçevirerek adapte etmişler, Young'ın 9 adet internet bağımlılık sorusunu da D/Yşeklinde ikinci bölümde kullanmışlardır. Ölçekten en yüksek puanı alan %10 luk (110ve üstü) dilimdekiler ve soru listesinde beş ve daha fazla evet yanıtı verenlerseçilerek toplam 54 kişi (%6) bağımlı olarak belirlenmiştir. Bu grubun internetkullanım oranı haftada 20-25 saat iken, diğerleri 5-10 saat kullandıklarınıbelirtmişlerdir (Chou, Hsiao; 2000).Treuer ve arkadaşlarının 2001 yılında yaptıkları çalışmada örneklem büyüklüğü212 internet kullanıcısından oluşmaktadır. Bunların %82’si internette olmadığı zaman20


DİĞER BAĞIMLILIKLARİnternet e girmeyi hayal ettiğini, %92’si İnternet siz bir hayatın boş ve depresif birhayat olacağını düşündüklerini söylemişlerdir (Treuer ve ark, 2001).Türkiye’de durumÜlkemizde de benzer sorunlar yaşanmaktadır. Özmenler yaşadığı deneyimdelise öğrencisi ergenin evdeki bilgisayara internet bağlantısı sağlandıktan sonrabelirgin derecede artan bilgisayar ve internet kullanımı ile bunların ardından görülenders başarısızlığı dikkati çekmektedir. Diğer bir olgu ise belirgin sosyal ve meslekiişlev bozukluğuna yol açmamakla birlikte kısa süreli de olsa hemen her geceönlenemez internet kullanımı isteği ve ertesi güne sarkan yorgunluk hissi ilekarakterize olmaktadır (Özmenler, 2001).Yeniden Sağlık ve Eğitim Derneği tarafından 2004 yılında yapılan GençlikAnketi araştırması İstanbul’un 15 ilçesinden rasgele seçilen 43 okulda toplam 104adet sınıfta uygulanmıştır. Araştırmaya 3483 lise II. sınıf öğrencisi katılmıştır.Bunlardan 1562 tanesi kız, 1870 tanesi ise erkek öğrencidir. Öğrencilerin %15.8’inininternet kullandığı, %20.6’sının bilgisayarda oyun oynadığı, %6.2’sinin internetkafeye gittiği saptanmıştır. Erkeklerin kızlara göre 4.7 kat daha fazla oyun oynadığı,2.5 kat daha fazla orana internet kullandığı, 7.2 kat daha fazla internet kafeye gittiğibulunmuştur.Yeniden Sağlık ve Eğitim Derneği tarafından 2004-2005 yılında yapılan diğerGençlik Aile Anketi araştırması ise 16 ilçede 2306 lise öğrencisiyle yapılmıştır. Buçalışmaya katılanların %48.6’sı kız, %51.4’sı erkektir. Araştırmaya katılanların%32,6’sında internet bağımlılığı kriterlerine göre internet ve bilgisayar bağımlılığısaptanmıştır. Araştırmaya katılanların madde kullanımlarına bakıldığında DSM IVkriterlerine göre madde bağımlısı oların oranı %10,5 tir. İnternet bağımlısı olduğuortaya çıkan popülasyonun %44,9’u erkek; %18,’3’ü kızdır. İnternet bağımlılığıgörülme riski erkeklerde kızlara göre yaklaşık olarak 3,6 kat daha fazladır.Bu tabloda en çarpıcı bulgu bilgisayar bağımlılarında madde bağımlılığınıngörülme oranının internet bağımlısı olmayan popülasyona göre 2 kat daha fazlagörülmesidir. Bu da bize bağımlılığın başka bir bağımlılığı tetikleyebileceğinidüşündürmektedir.Nedenler ve özelliklerAraştırmacılar internet bağımlılığına yol açan etkenler arasında özelliklesosyalleşme ihtiyacını vurgulamaktadır. İnternet üzerindeki sosyal hayatın avantajlarıvardır. Bunlardan bazıları arasında şunları sayabiliriz: Günümüzün şehir hayatında kolay kolay kurulamayan sosyal bağlantılarıinternet üzerinden kurabilmek Yabancılarla kolaylıkla ve risksiz olarak ilişkiye geçebilmek İnsanların kendi kendilerini dizginlemeden, özgürce düşüncelerini,duygularını ifade edebilmeleri Kendilerini göstermek istedikleri yönlerini abartarak gösterebilmeleri İnternet üzerindeki paylaşma ortamlarında ses çıkarmadan diğerlerinidikizleme olanağının olması21


SİGARA, ALKOL, UYUŞTURUCU VE DİĞER BAĞIMLILIKLARSosyalleşme ihtiyacına, interneti çekici kılan başka unsurları da eklemek zordeğildir. Her an el altında olması, yasaklanmış olana ulaşabilmeyi kolaylaştırması,oyun oynamaya, risk almaya yardım etmesi bunlardan birkaçı olarak sayılabilir.Bilgi teknolojilerini doğru kullanmaya henüz hazır olmayan çocuklar,karşılaştıkları karmaşık bilgileri nasıl değerlendireceklerini bilememektedir. Bu durumonların duygu, bilinç ve davranış düzeyinde olumsuz etkiler yapmaktadır. Dolayısıylabu konuda ailenin denetimi ve takibi çok önemli bir husus olarak görülmektedir.İnternet kullanımının okuldaki performansını, sağlığını, ailesiyle vearkadaşlarıyla ilişkilerini etkileyip etkilemediği araştırılmalıdır. Burada dikkat edilmesigereken çocuğun akademik başarısı yüksek iken düşmesi, ya da orta iken daha fazladüşmesidir. Sağlığında olmayan bir problem yaşaması, yemek yeme alışkanlıklarınınve uyku düzeninin bozulması sonucu sağlığını etkileyen bir problem yaşaması. Ailesive arkadaşları ile geçirdiği zamanın bilgisayar kullanımı ile azalması; vaktinin çoğunubilgisayar başında geçirmeye başlaması.Ergenlerin bilgisayar ve internet ortamda ne kadar zaman geçirdiğibelirlenmelidir. Günde/ayda kaç saat bilgisayar ya da internet ortamında olduğuaraştırılmalıdır. Normal zamanda internette geçirdiği zamandan daha fazla zamangeçirmesi, internet ortamında hangi sitelere girdiği, kimler ile konuştuğununbilinmesinde fayda vardır.Ebeveynlerin kendi bilgisayar ve internet kullanımı alışkanlıkları incelenmelidir.İnternet kullanımları diğer etkilikleri ile dengeli mi? Unutmamak gerekir ki, çocuklarınörnek alacağı ilk kişi ebeveynleridir. Evin içinde ebeveynler internet kullanımındasorun yaşıyor ise çocuğun bunu örnek alması kaçınılmazdır.Ergen, internet bağımlılığı belirtileri gösteriyorsa ailenin profesyonel birdanışmana başvurması önerilmelidir. Saplantılı internet kullanımı, depresyon, öfke veözgüven eksikliği gibi başka sorunların belirtisi olabilir. İnternet kullanımınıyasaklanmamalıdır. Bunun yerine, çocuğun çevrim içi olarak ziyaret edebileceğisitelere ve neler yapabileceğine yönelik internet kullanım kuralları belirlenmelidir.Her gün ya da bir haftalık bir sürede belirli bir zaman çevrim içi olma izniverilemelidir. Süre aşımın durumunda yaptırımlar önceden koşulmalıdır. Verilençevrim içi süreyi bir günde de kullanabilir bir haftaya yayılarak da kullanılabilinir. Bununasıl kullanacağının kararı çocuk ve ergene aittir.Ödevleri bitirinceye kadar internette gezinememe veya anlık iletilerikullanamama konusunda konuşulmalıdır. Bu kurallara uymadığı taktirde yaptırımlarınne olacağı önceden çocuk ve ergene bildirilmelidir.Sohbet odalarına veya çevrimiçi yetişkin içerikli sitelere girmesine izinverilmemelidir. Bu konuda çocuk ve ergen kendisinin girmesinde sakınca olacaksiteler hakkında bilgilendirilmelidir. Bu tür internet sitelerine şifre koymak başka biryöntemdir.Bilgisayarı açık bir yerde tutulması uygundur. Bilgisayar çocuğun odasına değil,evin ortak kullanım alanlarından birine kurulmalıdır. Böylece ebeveyn olarak çocuğun22


DİĞER BAĞIMLILIKLARhangi siteler girdiği, internet üstünde neler yaptığı ve ne kadar süre internette kaldığıgözlemlenebilinir.Ergenin diğer etkinliklere katılması desteklenmeli ve teşvik edilmelidir. Özelliklede, arkadaşları ile zaman geçirmesi sağlanmalıdır. Spor faaliyetlerineyönlendirilmelidir. Okul sonrası vaktini dolduracak aktivitelere katılımıdesteklenmelidir. Ergenin internet dışında sosyalleşmesine yardımcı olunmalıdır.Hobi grupları gibi ortak ilgi alanları olan diğer ergenler ile tanışabileceği etkinliklereözendirilmelidir. Alternatifler sunulmalıdır. Ergen yalnızca çevrimiçi olma ya da videooyunlarıyla ilgileniyorsa, en sevdiği oyunla ilişkili çevrim dışı bir etkinlik önerilmelidir.Örneğin, ergen fantezi rol oyunlarını seviyorsa, fantezi kitapları okumaya teşvikedilmelidir.Çocuk ve ergenin sosyal, okul aile yaşantısı ile internet te geçirdiği zamanarasında bir denge kurulmalıdır.Sonuçİnternet, global biçimde kullanılan bir bilgilenme kaynağıdır. Bilgisayarteknolojisinin olumlu kullanımı yanı sıra olumsuz kullanım alanları da mevcuttur.İnternet üzerinden diğer bilgisayarlara hizmet sağlayan ana bilgisayarsayısındaki artış, insanlık tarihindeki herhangi bir icadın büyümesine benzememektedir.“İnternette böylesine 8 kat katlanarak büyümeyi sağlayacak kadar çekici neolabilir?” diye sorulabilir. Çekicilik alışverişte, oyunlarda, e-postada, sohbetlerde(chatting), sohbetlerin karşılayabileceği psikolojik ihtiyaçlarda ve online olarak elaltında bulunan bilgiye anında ulaşımdadır.İnternet kullanıcıları evlerinden bile çıkmadan, siberalem aracılığı ile dünyayıgezebilir ve başka şekilde asla karşılaşamayacakları insanlarla ilişki kurabilmektedirler.Ne var ki, İnternet ne kadar çekici olsa da, kullanıcılarında teknik zorluklarsonucunda hayalkırıklığı ve endişe yaratan problemlerini de beraberindegetirmektedir.Günlük hayatta, internet i kullanan kişi sayısı her geçen gün artmaktadır. 1993yılında, dünya çapında internet kullanıcılarının sayısı 900.000 iken, 2000 yılında busayı 304 milyona, Şubat 2002’de 544.2 milyona, 2004 yılı sonunda 934 milyonaulaşmıştır. 2005 yılı sonunda dünyadaki internet kullanıcı sayısı 1.07 milyara ulaşmışve 2007’de de 1.35 milyara ulaşacağı tahmin edilmektedir.Davranış bilimleri alanında çalışanlar internet kullanımının psikolojik etkileriniaraştırmaktadır. İnterneti kullanan kişi ve internette geçirilen zamanın artması“İnternette harcanan zamanın olumsuz sonuçları var mı?” sorusunu gündemegetirmektedir. Bu soruya kesin bir cevap verememekle birlikte bazı durumlarınolumsuz sonuçlar yarattığını göz ardı edemeyiz.Her durumun olumlu ve olumsuz yanları olduğu gibi internet kullanımının dabirçok olumlu ve olumsuz yanı bulunmaktadır. İnternet kullanımının olumlu yanlarınabakıldığı zaman yüz yüze olmayan ilişkinin güven verici mesafesi ilk sıralardagelmektedir. Bunun dışında evden dışarı çıkmadan kişisel bankacılık işlemlerini23


SİGARA, ALKOL, UYUŞTURUCU VE DİĞER BAĞIMLILIKLARyapmaktan, marketten alışverişinizi eve getirtmeye ve diğer insanlarla haberleşipdünyada olan biteni takip etmeye varan olumlu yönleri bulunmaktadır.Tüm bu bilgiler ışığında dünyada ve ülkemizde sosyal hayatı etkilemeyebaşlayan internetin, başta çocuklar ve gençler olmak üzere nüfusun büyükçoğunluğunu etkisi altına aldığı görülmektedir. Aileler, genç ve çocuklarının daha iyiyetişmesi adına bilgisayar ve internet kullanımını eğitim amaçlı olarakdesteklemektedir.24


DİĞER BAĞIMLILIKLARKaynaklarAdkinsson BK (2005). An Overview And Clinical Implications Of Internet Use: What EveryPsychologist Should Know. The School Of Psychology Spalding University. Doctor Degree Thesis.Kentucky.Beard KW (2005). Internet Addiction: A Review Of Current Assessment Techniques And PotantialQuestions. Cyberpsychol Behav. 8(1):7-14.Bölükbaş K (2003). İnternet Cafeler Ve İnternet Bağımlılığı Üzerine Sosyolojik Bir Araştırma:Diyarbakır Örneği. (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler EnstitüsüSosyoloji Anabilim Dalı, Diyarbakır.Chou C, Hsiao Mc (2000). Internet Addiction, Usage, Gratifcation, And Pleasure Experience: TheTaiwan College Students' Case. Computers & Education 35 65-80.Chou, C., Condron, L., Belland, J.C. (2005). A Review Of The Research On Internet Addiction.Educational Psychology Review. 17(4): 363-3887.Ekinci A (2002). Aziz Antonius'un Baştan Çıkarılması: Bir Kötü Alışkanlık Olarak İnternet . CogitoDergisi .Erkal M, Baloğlu B, Baloğlu F (1997). Asiklopedik Sosyoloji Sözlüğü. Der Yayınları, İstanbul.Esgin A. (2000). Yeni Bir Bağımlılık Türü: İnternet Kafeler ve İşlevleri. Bilim Ve Ütopya, S: 8.Green S (2007). Internet Addiction: A Critical Study. Alınma Tarihi .Grıffıths M (1999). İnternet Addiction: Fact Or Fiction? The Psychologist, 12(5), 246-250. Çeviren:Kazım Alat, İnternet Bağımlılığı: Gerçek Mi? Kurgu Mu?, Türk Psikoloji Bülteni Issn: 1300-7408.Griffiths M (1998). Does Internet And Computer Addiction Exist: Some Case Study Evidence. PaperPresented At The IRISS’98 Conference, Bristol UK, Institute For Learning And Research Technology,25-27 March.Griffiths M (1999). Internet Addiction: Fact Or Fiction? The Psychologist. 12(5): 246-250.Griffiths M (2003). İnternet Abuse In The Workplace: Issues And Concerns For Employers AndEmployment Counselors. Journal of Employment Counseling. 40(2): 87-97.Griffiths M D (1995). Technological Addiction. Clinical psychology Forum, 76: 14-19.Griffiths MD (1996). Internet “Addiction”: An Issue For Clinical Psychology? Clinical PsychologyForum, 97: 32-36.Grohol J (1999) Internet Addiction Guide. Alınma Tarihi Haziran 2007.Gürçay C, Kümbül B (2001). İnternet in Sosyal Ve Psikolojik Etkileri”. Bilişim Toplumuna GiderkenPsikoloji, Sosyoloji Ve Hukukta Etkiler Sempozyumu, Ankara.Holmes L(1997). What İs “Normal” Internet Use? [http://Mentalhealth.Miningco.Com/Mentalhealth/Library/Weekly/Aa100697.Htm]Irwansyha (2005). Internet Uses, Gratifications, Addiction And Loneliness Among InternationalStudents (A Case Study at The East West Center Housing). University Of Hawai. Master DegreeThesis.Jantz G L (1998). Hidden Dangers Of The Internet. Wheaten, IL: Harold Shaw Publishers.Joinson AN (2003). Understanding The Psychology Of Internet Behaviour: Virtual Words, Real Lives.Palgrave Macmillan Press.Köroğlu G, Öztürk Ö, Tellioğlu, N, Genç, Y, Mırsal, H, Beyazyürek, M (2006). Problemli İnternetKullanımıyla Başvuran İki Uçlu Hasta Nedeniyle Psikiyatrik Ek Tanı Tartışması: Olgu Sunumu.Bağımlılık Dergisi, 7(3):150-154.Kuloğlu C (2001). İnternet Kafeler Ve İnternet Bağımlılığı:Ankara Örneği. (Basılmamış Lisans Tezi),Hacettepe Üniversitesi, Ankara.Lavin Mj, Yuen Cn, Wienman M, Kozak K (2004). Internet Dependence In The Collegiate Population:The Role Of Shyness. Cyberpsychol Behav. 7(4):379-383.25


SİGARA, ALKOL, UYUŞTURUCU VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLebo H.(2003). Surveying The Digital Future: Year Three. The UCLA İnternet Report: UC. Regents.Li SM, Chung TM. (2004). Internet Function And Internet Addictive Behavior. Computers In HumanBehavior.Morahan-Martin J, Schumacher P (2000). Incidence An Correlates Of Pathological Internet UseAmong College Students. Computers İn Human Behavior. Vol 16, Issue 1: 13-29.Morahan-Martin JM, Shumacher P (2003) . Loneliness And Social Uses Of The Internet. Computers InHuman Behavior, 19: 659-671.Murero M (2001). E-Life: Internet Effects On The Individual And Social Change. Unpublished MasterThesis. University Of Buffalo.Newhagen, J, Rafaeli S (1996). Why Communication Researchers Should Study The Internet: ADialogue. Journal Of Communications. 46(1): 4-13.O’Toole K (2000). Study Offers Early Look At How Internet Is Changing Daily Life. StanfordUniversity. Stanford Institute For The Quantitative Study Of Society.Odabaşoğlu G, Öztürk Ö, Genç Y, Pektaş Ö (2007) . Olguluk Bir Seri İle İnternet Bağımlılığı KlinikGörünümleri. Bağımlılık Dergisi, 8(1): 46-51.Ögel K, Eke C, Taner S, Erol B (2004). İstanbul’da Öğrencilerde Riskli Davranışlar Araştırması.Yeniden Yayın No: 6. İstanbul.Peele S, Brodsky A (1992) . The Truth About Addiction And Recovery: The Life Process Program ForOutgrowing Destructive Habits. New York: Simon And Schuster.Ramnahat, RD (2004). The Assessment Of Online Usage: From Healthy Use To Online Dependence.Carlos Albizu University. Doctor Degree Thesis.Shapira NA, Goldsmith TD, Keck Jr PE, Khosla UM, McElroy SL (2000). Psyciatric Features OfIndividuals With Problematic Internet Use. Journal Of Affective Disorders. 57(1-3): 267-272.Shapira NA, Goldsmith T D, Keck PE (2000) . Psychiatric Features Of Individuals With ProblematicInternet Use. Journal Of Affective Disorders, 57: 267-272.Treuer T, Fabian Z, Füredi J (2001). Internet Addiction Associated With Features Of Impulse ControlDisorder: Is It A Real Psychiatric Disorder? Journal Of Affective Disorders. 66 (2001): 283.Walters St, Matson Sa, Baer Js, Ziedonis DM. (2005). Substance Abuse Treatment. 29(4):283-293.Yıldız Mc, Bölükbaş K (2002) . “Sanal Sohbet: Chat”. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı:2, Ekim2002.Yıldız Mc (2003) . “Bazı Sosyal Değişkenler Açısından Chat Olgusu”, İnternet Ve ToplumSempozyumu, Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi-Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 18 Nisan 2003,Diyarbakır.Young K (1999) . Internet Addiction: Symptoms, Evaluations And Treatment. University Of Pittsburg AtBradford Alınma Tarihi Şubat 2006.Young KS (1998) Internet Addiction: The Emergence Of A New Clinical Disorder. CybergPsychologyAnd Behavior, 1: 395-401.26


DİĞER BAĞIMLILIKLARİlgili internet adreslerihttp://www.stanford.edu/group/siqss/Press_Release/press_release.htmlhttp://www.netaddiction.comwww.E-Sosder.Comhttp://psychocentral.com/netaddictionhttp://www.slais.ubc.ca27


DİĞER BAĞIMLILIKLAR3.SEKS BAĞIMLILIĞI3Seks bağımlılığı son zamanlarda çok konuşulmasına rağmen en az anlaşılanbağımlılık türüdür. Seks bağımlılığı ile ilgili literatüre bakıldığında geçmişe yönelikbilgilere çok fazla ulaşılamamaktadır. Ancak son 20 yıldır seks bağımlılığının farkınavarılmaya ve bu konuyla ilgili çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Seks bağımlılığı daalkol, madde ve kumar bağımlılığı gibi son dönemlerde sosyal bir problem olarakkarşımıza çıkmaya başlamıştır.Seks bağımlılığı, bireyin psikolojik ve fiziksel ihtiyaçlarını karşılamak içindevamlı olarak cinsel içerikli aktivitede bulunma ihtiyacı hissetmesi olaraktanımlanmaktadır. Seks bağımlısı olan kişiler genelde kendilerine ve başkalarınasonuçları olumsuz olmasına rağmen artan bir şekilde cinsel öğelerle sürekli vetekrarlayıcı şekilde meşgul olurlar. Ancak cinsellik davranışı ve seks bağımlılığıbirbirinden farklı davranışlardır. Seks bağımlısı olan kişiler cinselliği zevk almakamacıyla değil acıdan kaçmak, kendilerini doyurmak ya da stresten uzaklaşmak içinkullanmaktadırlar. Seks bağımlılığında kişi mantıksız olduğunu bildiği halde kendinialıkoyamadığı düşünceler içindedir. Bu düşünceler sonucunda kişi mastürbasyondancinsel ilişkiye, internette porno site gezmekten striptiz kulüplerine gitmeye,teşhircilikten, röntgenciliğe kadar pek çok farklı faaliyette bulunmasını sağlamaktadır.TanıSeks bağımlılığı kimi zaman kişilerin düşüncelerinin mantıksız olduğunubilmesine rağmen kendini alıkoyamadığı düşünceler olarak ele alınıp obsesifkompulsif bozukluk olarak değerlendirilmiş kimi zaman ise cinsel bozukluklar içindedüşünülmüştür. Seks bağımlılığı “hiperseksualite” olarak düşünülmemelidir. Çünkü,seks bağımlısı olan kişiler ilişkiden çok zevk almazlar. Seks bağımlılığında kişininzihni uğraşı, tamamen cinsel doyum bulabilmek, cinsel ilişkiye girmek ya da cinseluyarılar içinde olmaktır. Sık mastürbasyon yapar, aynı alkol ya da maddebağımlılığında olduğu gibi, aradığını bulamadığında sıkıntılı, sinirli ve yoksunlukduyguları yaşar. Bu kriterler açısından bakıldığında hastalık bağımlılık kavramı içindeyer almaktadır.Seks bağımlılığının henüz bir tanı kriteri bulunmamaktadır. Ancak DSM-IV yeralan tanı kriterlerine baktığımızda bunların genellikle cinsel bozukluklar içindedeğerlendirildiğini görmekteyiz. Ancak bu kriterler seks bağımlılığı tanısı koymak içinyeterli değildir. Bu yüzden seks bağımlılığını değerlendirmek için 12 sorudan oluşankriterler listesi oluşturulmuştur.1. Cinsel veya duygusal etkinliklerinizi sizin için önemli olan kişilerden saklıyormusunuz? İkili bir hayat mı sürüyorsunuz?Bu bölüm Alper Aksoy tarafından yazılmıştır.29


DİĞER BAĞIMLILIKLARCarnes’in ABD’ de 1500 kişiyle yaptığı başka bir çalışmada genel popülasyondaerkeklerin %8’ nin, kadınların %3’ ünün seks bağımlısı olduğunu saptanmıştır.Özellikle internetteki pornografinin sıradan insanları seks düşkünü haline getirdiği veçoğunun bu konuda yardım almayı düşünmediği söylenmiştir.Bağımlılık TürleriSeks bağımlılığı birçok alışkanlığı içerir. Bağımlılarda bazen sadece biristemedikleri cinsel içerikli davranış bazen de birden fazlası görülebilir. Seksbağımlıları genelde sürekli ve sağlıklı olmayan cinsel içerikli davranışlarda bulunurlar.Seks bağımlılığı da alkol ve madde bağımlılığı gibi yavaş yavaş başlar. Öncemastürbasyon, flört etme, basılı veya internetteki pornografik materyaller kişininhayatına girer, sonra cinsel eylemler giderek artar. Birey sonunda sürekli birileriylesevişmek için dayanılmaz bir dürtü duyan bir kişi haline gelir. Seks bağımlılığının beşfarklı türü vardır. Bunlar:1.Röntgencilik-teşhircilikRöntgenci biri, yatak odasının penceresinde duran ya da içeride dolaşan birkadını saatlerce sıkılmadan izleyebilir. Onu görünce mastürbasyon yapabilir ve hattayanına gidip kadının karşısında boşalabilir.2. PornografiBir bağımlı, parasını ve zamanını pornografik dergilere, striptiz şovlarına, pornofilmlere ve İnternet sitelerine harcayabilir.3. Sanal seksBağımlı, pek çok pornografik site indirebilir, fahişelerle görüşmeden sohbetodalarında seks ihtiyacını karşılayabilir. İnternet yeni seks bağımlılarının ortayaçıkmasına ve bağımlıların durumunun daha kötüye gitmesine sebep olmaktadır.4. MastürbasyonHer ne kadar mastürbasyon yapmak doğal bir davranış olsa da, bağımlılarbazen kendilerine zarar verebilir. Birçok bağımlı mastürbasyonu, sekste başarısızolma ya da erkeklik konusunda eksiklik hissetme olarak yorumlayabilir.5. Para karşılığında cinsel ilişkiBazı kişiler sürekli partner değiştirmek için para karşılığında cinsel ilişkiyiyaşamayı saplantı haline getirir.NedenlerSeks bağımlılığının genellikle çocukluk ve ergenlik dönemlerinde başladığıbelirtilmektedir. Özellikle kaotik, şiddet ve ilgisizliğin olduğu ailelerde büyüyençocukların risk altında olduğu belirtilmektedir. 1997 yılında seks bağımlılarıylayapılan bir çalışmada seks bağımlısı kişilerin %60’ ının çocukluk döneminde cinsel31


SİGARA, ALKOL, UYUŞTURUCU VE DİĞER BAĞIMLILIKLARistismara uğradığını saptamıştır (Book 1997). Bu dönemlerde çocuklarınsıkıntılarından uzaklaşmak ve rahatlayabilmek için mastürbasyon yapmaya başladığı,daha sonra porno filmler ya da dergilere olan merakında artma olduğusöylenmektedir. Böylece rahatlama yolunu cinsellikle keşfeden çocuklar daha sonrabirer seks bağımlısı haline gelmektedir.Seks Bağımlılığı DöngüsüSeks bağımlılığı bir döngü halindedir. Bağımlı kişiler olumsuz düşüncelerdenkaçmak için, zihinsel uğraşlar ve alına gelen düşünceler bu bağımlılık zincirininbaşlamasını sağlar. Seks bağımlısı sürekli cinsellik düşünür durur. Cinsellik dışındakikonulara ilgisini kaybeder. Cinsel ilişkinin ardından büyük bir utanç ve suçluluk duyar,kendi kendinden nefret eder. Bir daha seks yapmamaya karar verir, ama verdiğikararı uygulayamaz. Kişi cinsel aktivitelere ağırlık verdiğinden sosyal ilişkilerindenuzaklaşır. Herkesle flört eder, sürekli internette cinsel içerikli resimler, yazılar okur,pornografik sitelere girer ve cinsel içerikli yerlere giderler.Bunları yaptıktan sonra ya da cinsellik yaşadıktan sonra kendilerini çaresiz,mutsuz ve utanç içinde hissederler. Bu yanlış inanç sistemi bağımlılık döngüsününoluşmasını sağlar. Seks bağımlılığı döngüsü 4 bölümden oluşmaktadır. Bunlar:1. Zihinsel uğraşlar: kişi sürekli cinsel içerikli düşüncelere ve fanteziler düşünür.2. Törenselleştirme: kişi cinsel içerikli uyaranlar ve bunlar karşısında yaptığıdavranışlar ve deneyimler orgazmdan daha önemli hale gelir. Bu uğraşları yapmakzevk verir.3. Kompulsif seks davranışları: Cinsel içerikli düşüncelerin davranışlaradönüşmesi.4. Karamsarlık: Kişinin cinsel içerikli davranışları yaptıktan sonra umutsuzluk,güçsüzlük ve depresif duygu durumlar yaşaması.Seks bağımlılarında 4 tür temel inanış olduğu görülmektedir. Bunlar:1. “Ben kötü ve istenmeyen bir insanım”2. “Kimse beni benim kadar sevmez.”3. “Eğer başkalarına bağlı kalmak zorunda olursam ihtiyaçlarım hiçbir zamankarşılanmayacak.”4. “Seks, benim en önemli ihtiyacım”.32


DİĞER BAĞIMLILIKLARŞekil: Seks bağımlılığı döngüsüİnanç SistemiKontrolsüzlükZarar Verici DüşüncelerBağımlılık DöngüsüZihinsel UğraşlarKaygıGerçeklikten UzaklaşmakKompulsif SexSeks Bağımlılığının SonuçlarıSeks bağımlılığının bazı olumsuz sonuçları bulunmaktadır. Bu sonuçları sosyal,duygusal, fiziksel, yasal ve finansal olarak ayırabiliriz.1. Sosyal: Bağımlı kişiler cinsel içerikli düşünler altında kaybolurlar ve duygusalilişkilerden uzaklaşırlar. Yakın arkadaşlarından ve ailesindeki kişilerle olan ilişkileriazalmaya başlar.2. Duygusal: Düşüncelerin davranışa dönüşmesi sonucunda kişilerde anksiyeteve stres seviyesinde artma görülür. Bu duyguları utanma ve suçluluk duyguları takipeder. Depresyon, intihar düşünceleri, düşük benlik duygusu, umutsuzluk, kendindennefret etme, üzüntü, kendine acıma vs. gibi duygular yaşar.3. Fiziksel: Fiziksel açıdan bakıldığında sürekli partner değiştirmek ve parakarşılığında cinsel ilişkiye girmek cinsel yolla bulaşan hastalıklara yakalanma riskiarttırmaktadır.4. Yasal: Bağımlılarda görülen müstehcen, telefon konuşmaları, teşhircilik,röntgencilik, fahişelik, tecavüz etme, ensest ilişki ve çocukları taciz etme gibi yasalolmayan davranışlarda bulunabilirler. Bazı seks bağımlıları bu davranışlarındandolayı cezaevine girerler.33


SİGARA, ALKOL, UYUŞTURUCU VE DİĞER BAĞIMLILIKLAR5. Finansal: Cinsel aktiviteleri yerine getirebilmek için porno sitelerine üyeolmak, porno dergilere ve cinsellik yaşamak için para harcamaları finansal açıdankişilere sorun oluşturmaktadır.TedaviSeks bağımlılığının, tedavisinde genelde bilişsel davranışçı yaklaşımkullanılmaktadır. Bu tedavi yönteminde amaç kişinin algılama ve irrasyonel düşünmegibi hatalı kognisyonlara karşı farkındalık geliştirmek ve bunları daha iyi uyumsağlayan adaptif şemalarla değiştirmek amaçlanmaktadır.Tedavi programı kişiye göre düzenlenmekle birlikte kişinin inkarının kırılması,sorunlarıyla yüzleştirilmesi, sorunlarla başa çıkma ve hayır diyebilme becerileriningeliştirilmesi, bağımlılık kavramının öğretilmesi temel hususlardır. Başarılı bir tedaviprogramının oluşturulmasında kişinin eski davranış şeklinin ve yaşam tarzınındeğiştirilmesi relapsların önlenmesi açısından önemlidir.SonuçSeks bağımlılığı 'sekse aşırı düşkünlük' olarak algılanmamalıdır. Seks ya dainternette porno sitelere girme vb. davranışlarının saplantı haline gelmesi budavranışın bağımlı olarak ele alınmasını sağlamaktadır. Bu kişiler işlerini vesorumluluklarını yerine getirememe, gerçeklik duygusundan kopma, ilişkilerdebaşarısızlık, suçluluk duygusu yaşarlar. Bu yüzden seks bağımlılığı diğer bağımlılıkyapan maddelerde olduğu gibi tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır.34


DİĞER BAĞIMLILIKLARKaynaklarBook P (1997). Sex & Love Addiction, Treatment & Recovery. New York: Lucerne Publishing.Carn CP, Kenneth MA (2002). Clinical Management of Sex Addiction.Carnes PJ (1991). Don’t call it love: Counselling the Sexual Addict. Bantam Books: New York.Carnes PJ, Nonemaker D, Skilling N (1991). Gender differences in normal and sexually addictedpopulations. Am J. Prev. Psychiatry Neurol, (3):16-23.Carnes, PJ (1983). Out of the shadows: Understanding sexual addiction. Minneapolis, MN:CompCare.Kasl, CD (1990). Women, Sex, and Power: A Search for Love and Power. New York, NY: Harper andRow.Knauer S (2002). Recovering from Sexual Abuse, Addictions, & Compulsive Behaviors. New York:Haworth Press.Mayo Clinic staff .Compulsive sexual behavior. Mental Health Center. Mayo Clinic. Retrieved on 2007-01-31.Quadland, M (1985). Compulsive sexual behavior: Definition of a problem and an approach totreatment. Journal of Sex and Marital Therapy, II, 121-132.Schaumburg HW (1997). False Intimacy. Understanding the Struggle of Sexual Addiction. ColoradoSprings, CO: NavPress.Silverman S (2001). Love Sick. New York: Norton & Company.35


SİGARA, ALKOL, UYUŞTURUCU VE DİĞER BAĞIMLILIKLAR36


DİĞER BAĞIMLILIKLAR4.TUTKULU BAĞLILIKLAR, AŞKVE İLİŞKİ BAĞIMLILIĞIHer insanın yaşamında bağlılıklar vardır. Psikososyal gelişim evrelerinin ilkdönemlerinde gelişen bağlanma biçimleri ve sorunları, insan yaşamında belirleyiciolabilmektedir. Bağlılıkların tutkuyla bulaşması ve benlik sınırlarının kaybı, farklı birboyut kazanmasına yol açmakta ve bağımlılığı yaratmaktadır. Bağımlılık, morbid birdurumdur. Medikal modele göre bir hastalıktır. Morbid olmayan ve tutkuyla karışmışdurumları ise “tutkulu bağlılık” olarak adlandırmak doğru olacaktır. Örneğin, bir DeClerambault sendromu ile yaşamını tümüyle bir başkasına bağlayan, psikososyalişlevleri olumsuz yönde etkilenen, yanlış olduğunu bilmesine rağmen kendini bundanalıkoyamayan bir aşık arasında fark vardır. Benzer bir örneği psikoaktif maddekullanıcıları için de verebiliriz.İnsanlar nelere tutkuyla bağlanabilir? İnternete, işe, sigaraya, alkole ya da diğerpsikoaktif maddelere, yakınlarına, karşı cinse, kısaca her şeye... Her insanyaşamının bir döneminde tutkulu bir bağlılık yaşayabilir. Tutkulu bağlılıkların temeldeörtüşen bazı özellikleri vardır. Bunlar arasında kompulsivite, kimi zaman masohizm,özdeşleşme, idealleştirme sayılabilir. Bunlar öznel duygulardır. Empati yapmak güçolabilir. Kimi zaman realitenin belirli oranda kaybı gözlenebilir. Maslow’un ihtiyaçlarhiyerarşisinde çok daha aşağılarda yer alan gereksinimlerin bir sonucu olarakdüşündüğümüzde, bağlılığın sonlanmasının ne kadar katastrofik olabileceğinigörebiliriz. Bir yaşam biçimi olarak benimsenebilir ve sosyal izolasyona kadarvarabilir. Kişiyi ikna etmek değil, önce anlamak gereklidir. Bu tür bağlılıklar üstüneliteratürde görece az çalışma vardır. Halbuki, görülme sıklığı düşük değildir ve sıklıklabu sorun günlük pratiklerimize yansımaktadır.Bağlılık duygusu insanca bir ihtiyaçtır. Yaşamımızın çeşitli kesimlerine kimizaman tümünde hissederiz. Bağlılık, daha çok bir yakınlık ve sevgi duygusu olarakaçıklanabilir. Bağlılıkta kişisel özgürlük sınırlarımız belirlidir. İnsan kendini bağlıhissedebilir, ancak bu duygu insanın bağlı olduğu nesne ya da kişi olmadığı zamanyaşamımızı devam ettirmeye engel oluşturmaz. 4Türk Dil Kurumu Sözlüğüne göre bağımlılık, “Başka bir şeyin ya da kimseninistemine gücüne ya da yardımına bağlı olan, özgürlüğü, özerkliği olmayan, tabii”olarak tanımlanmaktadır. Bağımlılık, gereksinim duyulan kişi ve nesnelere bağlılığınötesinde, varoluşumuzun devamı için mutlak ve vazgeçilmez olma duygusudur.Bağımlılık, bağlılığın sürekliliğini sağlamak amacıyla oluşan bir garanti, bir güvence,farkına varmadan, bağlılığın içine yuvalanan vazgeçilmesi zor alışkanlıklardır.Tekrarlar insana güvence ve değişmezlik duygusu sağlar. Herşey yerli yerinde ve birBu bölüm Kültegin Ögel tarafından yazılmıştır.37


SİGARA, ALKOL, UYUŞTURUCU VE DİĞER BAĞIMLILIKLARdüzen içindedir. Bu düzene insan alışabilir ve her ne pahasına olursa olsun budüzeni sürdürmek isteyebilir.Bağımlılıkta bireysel özgürlük sınırları yoktur. Bağlı olunan nesne ya da kişiyoksa, o zaman kişinin yaşamını özgürce sürdürmesine imkan yoktur. Bağımlılıktaçaresizlik ve mutsuzluk en egemen iki duygudur. Bağımlılık gereksinimleri nelerdir.Sevgi, şefkat, korunma, güven beslenme, sıcaklık gibi gereksinimler, bağımlılıkgereksinimleridir.Bağımlı yaşanan ilişkilerde, bağlı hissetmenin yarattığı engellerden dolayıoluşan çaresizlik, zaman içinde öfkeye dönüşür. Günün yeknesaklığı, geliştiriciözelliklerin olmayışı, tatminsizlik, yılgınlık, sıkıntı sıktır. Yaşamlarını bağımlı geçirenkişilerde sokağa çıkmama, fobiler, panik ataklar sık görülür.Alışkanlık, otomatik bir yaşamdır. Alışkanlık kararsızlığı ve yaşamla mücadelegereksinimini azaltır. Günlük yaşamımızı rahatlatan tekrarlar, beraberlerinde yerleşikdüzenin bildik, aşina güvencesini ve vazgeçilmez konforunu da getirir.Alışkanlıklarımızı gerçekleştirmeye çalıştığımızda engellendiğinde, huzursuzlukyaşanmaya başladığı noktanın alışkanlığın bağımlılığa döndüğü nokta olabilirMaslow’un kendini gerçekleştirme teorisiMaslow’a göre insan ihtiyaçları, birbirini tamamlayan hiyerarşik bir gelişmedüzeni içinde belirir. Bir ihtiyacın belirlenmesi, ondan bir önce yer alan ihtiyacıntatmin edilmesiyle mümkündür. Bir önceki ihtiyaç tatmin edilmeden bir sonraki ihtiyaçgerçekleştirilemez. Maslow’a göre hiyerarşik düzende sıra aşağıdaki biçimdedir.1. Temel ihtiyaçlar: Yemek yemek, su içmek, cinsellik gibi fizyolojik ihtiyaçlar.2. Güvenlik ihtiyacı: Acı ya da korku durumlarından uzak olma, değişmezlik,bağımlılık korunma, düzen, kanun gibi ihtiyaçlar.3. Sevgi ve yakınlık, ait olma ihtiyacı: İnsanın sevebileceği ve güvenduyabileceği insana olan ihtiyacıdır.4. Saygı ve itibar ihtiyacı: Kişinin kendine olan saygısı ve başkalarınıngözündeki itibarıdır. Güç, başarı, yeterlilik, özgürlük, prestij, ün, şöhret, statü gibiihtiyaçlardır.5. Kendini gerçekleştirme ihtiyacı: Kişinin varolan potansiyel ve enerjisinitümüyle yaşama geçirmektir.Bağımlılık, güvenlik ihtiyacının bir göstergesidir. Bu ihtiyaç giderildikten sonradiğerleri gündeme gelir. Bu nedenle bağımlı insanlar için sevmek kimi zaman önemliolmayabilir. Saygı, itibar beklemez veya gururlarını önemsemezler. Bağımlı olduklarımaddeyi ele geçirmek önceliklidir.Tutkulu bağlılıkların ortak özellikleriTutkulu bağlılıkların ortak özellikleri şunlardır:1. Kişi yanlış olduğunu bilir ama gene de yapar ya da yaşar (kompulsivite).2. Masohizm hakimdir. Kişi kendini yok etmeye çalışır. Bir tür intihar gibidir.3. Tümüyle adanmışlık gözlenir.38


DİĞER BAĞIMLILIKLARdimdik durur. Ama işte tam bu nedenledir ki, ayrılık ölümdür. Ayrılık kişiye ölümüyaşatır.Aşk ambivalan bir duygudur. Aşkın çelişkili bir doğası vardır. Kişi hem aşıkolduğu ile bütünleşir, hem de onun elde edilemez bilincinin farkına varır. Aşkkarşıdaki kişinin özgürlüğünü ortaya koyar. Aşık olunan kişinin elde edilemezliğiondan korkulmasına ve hatta nefret duygusunun yaşanmasına yol açar. Aşk bebeklikve çocukluk ideallerimizin yansıtılmasıysa, bir süre sonra o döneme ait ilkselsaldırganlık duygularının da yaşanmaya başlanması kaçınılmaz olacaktır.Gençlik döneminde erkeklerde kadınları aşağılama davranışı, kızlarda iseerkeğin saldırgan olacağı korkusu hakimdir. Yetişkin döneminde kişi buduygularından sıyrılır. Kişi artık aşk, cinsellik ve sevgide almayı değil, artık bunlarıvermeyi de öğrenmiştir. Artık aşık olunan kişiyle bir özdeşlik kapasitesine sahipolunmuştur. Saldırgan duygular, her ilişkinin temelinde vardır. Cinselliğe haz katan,cinselliği monotonluktan koruyan da budur. Süperego saldırganlığı yumuşatır vesorumluluk ve ilgi duymaya çevirir.Kişi aşık olurken karşındakinden bilinçli beklentileri vardır. Ama belirleyenbilinçdışı istek ve korkulardır. Kişinin uğruna savaştığı ideallerine uygun bir eş seçimi,aşkın temeli olan idealleştirmenin başarıyla gerçekleşmesini sağlar. İşte bunungerçekleşmesi, ötekine bağlanmayı ve bağlılığı artıran bir etken olacaktır.Bütün insan ilişkileri bitmeye yazgılıdır. Kaybetme, terk edilme ve ölüm tehdidiaşk ne kadar derinse o kadar büyüktür. Bunun ayrımında olmak da aşkı derinleştirir.Otto KernbergKarşılıksız aşklarda kimi zaman mazoşisttik eğilimler dikkati çeker. Eldeedilemez ve hayal kırıklığı yaratması aşikar olan kişilere aşık olunmuştur. Bu kişilerdegerçek dışı, çocuksu idealleştirmeler çok belirgindir. Aşkın karşılıksız olduğudönemde aşkın şiddetlenmesi ise çok sıktır. Bu tür ilişkiler ödipal dönemin anne yada babaya duyulan ulaşılmazlığı belirgin olan ilişki yapısını barındırır.Ümitsiz aşk aşırı idealleştirmedir. Aşırılık engellenmeyi getirir. Engellenmemazoşisttik duyguların tatminidir. Karşıdakine duyulan saldırganlık kadar, kendinekarşı yaşanan saldırgan duygular da aşkın ambivalan doğasını dürter, uyarır ve aşkıazdırır. Karşılıksız aşk, aşkı azaltmaz güçlendirir.Bu kalp seni unutur mu?Aşk kalbin içinde midir? Kalbin içine yuvalanmış, orada saklanmış mıdır? Veuyarıldığında ortaya çıkar, kalbe yaşatmadığı çarpıntıları ve dalgaları mı yaşatır.Yoksa, kalp mi aşkın içinde saklıdır. Aşk ortaya çıkınca koşuşturmaya başlar, eliayağı birbirine karışır. Aşk kişinin varolduğunu hissettirir. Aşk, ölüme meydanokumaktır. Kalp, ölümün düşmanıdır. Kalp, yaşamaktır. Aşklar kalpsiz olamaz. Kalpde aşksız....Aşk kahırlı bir mutluluktur ya da mutlu bir kahırKadınlarla erkeklerin bazen birbirine denk gelen tutkularıdır.Savaş da aşk gibidir. Yüz yüze gelmek gerekir.41


SİGARA, ALKOL, UYUŞTURUCU VE DİĞER BAĞIMLILIKLARAşk mı savaş mı bir kumardır daha çok? Hangisinde kaybedenlerin sayısı dahafazlaysa, elbette o...Çetin Altan, Sabah, 14 şubat 1998Aşk üstüne konuşmak çok kolaydır. İsterseniz saatlerce aşk üstünekonuşabilirsiniz. Herkes aşk üstüne konuşacak bir şeyleri vardır. Belki yaşamıştır,belki düşünmüştür.ÖzdeşleşmeFilmler hayatımızı anlatır. Ya da hayatımız da bir film gibidir. Bir filmseyrederken beyazperdenin ya da beyaz camın içinden birisini seçeriz. Genellikle bufilmin kahramanıdır. Onun yerine olayları biz yaşamaya başlarız. Kendimizi onunyerine koyarız. Onun üzüntüleri bizi de üzer. Onun yaşadıklarına sevinir, acıyıçekeriz. Koltukta oturan olmaktan çıkar, karelerin içinde yer alan role bürünürüz. Onuseyretmeyiz. Biz ‘o’ oluruz. Ya da ‘o’ bizdir artık.Ama seçtiğimiz kişinin filmin kahramanı olması da şart değildir. Bize uygun olanıseçeriz. O dönem iç dünyamızda ne yaşıyorsak, ona uygun birini seçeriz.İdealleştiririz bir anlamda. Onun eksiklikleri değildir önemli olan. Büründüğü anaroldür. Ya da bizim büründürdüğümüz.İşte filmlerde özdeşleştiğimiz karakterler gibidir aşklarımız da.Sonunu bilmek yolu değiştirmiyor...Bazen sonunu bildiğimiz bir filmi de seyrederiz. Hem de oldukça keyif alarak.Kovboy şehre gelmiştir. Büyük bir silahşördür ama silahı bırakmıştır. Ancak kötüadamlar onun peşini bırakmaz ve sonunda silahını kullanır. Ya da iki polis birbiriyleanlaşamamaktadırlar. Sürekli kavga ederler. Ancak kötülerle savaşların da hepbaşarıyla çıkarlar ve sonunda birbirlerini de severler.Burada önemli olan kötüye karşı verilen savaş değildir. Önemli olan filminsonunu bilmemize, hatta filmin her adımını bilmemize rağmen kendimiziseyretmekten alıkoyamayız. Seyrederken keyfimize de diyecek yoktur. Bittiğindefazla bir şey kalmaz aklımızda. Kimi zaman “bu filmi niye seyrettim ki!” diye içimizdende geçiririz.Filmin sonunu bilmek bizi o filmi seyretmekten alıkoymaz. Bile, bile yaparız.Aşklarımız da böyledir. Biteceğini bile, bile yaşarız. Olmayacağını bile, bile peşindekoşarız. Hiçbir umut olmasa bile, aşkımızı unutmayız. Kumar oynarkenkaybedeceğini bilir herkes. Ama o koku, o ses kumardan alıkoymaz kişiyi. Oynarkenhazzını alır. Ya da sigarayı bıraktıktan bir yıl sonra tekrar ilk sigarayı ağzınagötürdüğünde. Yeniden başlayacağını bilir. Ama bir daha bir daha dener ve bildiksona “merhaba” denir.Roller coaster’a bindiniz mi? Hani şu arabalar. Önce yavaş, yavaş yükselensonra hızla aşağılara düşen. Hızla raylarda yol alan, bir düşen bir çıkan. Hiçbir şeyolmayacağını biliriz sonunda. Sağ salim ayağımızı yere basma şansımız %99.999.42


DİĞER BAĞIMLILIKLARama bildiğimiz bir şey daha vardır. Heyecan duyacağımız. Adrenalin patlamasıyaşayacağımız. Haz alacağımız. Gariptir, araba hızla düşerken bas bağırır, çığlıkatar insanlar. Hazzın doruğa çıkışının sesidir bu.Bilmek yetmez bazen. Mantık yetmez. Akıl yetmez.ÖznellikTutkulu bağlılık özneldir, anlatılamaz, tarif edilemez. Başkası tarafındananlaşılamaz, empati kurulamaz ve tanımlanamaz.DışlanmaKişi madde kullandığı için toplumdan dışlanır. Ya da sevgilisinden ve imkansızaşkından o kadar çok söz etmiş, ama bir adım bile ilerlememiştir ki, insanlar onudinlemekten hoşlanmazlar, hatta kaçmaya başlarlar. Kişi o konudan söz etmediğizaman arkadaş grubu içinde bir yeri vardır. Halbuki onun da söz etmek istediği tekşey aşkıdır.Bu dışlanmayı gidermek için kişi bu sorunla baş etmeyi öğrenmek zorundadır.Bu durum kişiyi çevreden koparır ve egonun ide karşı olan otonomisini azaltır.Böylece idin istekleri daha çok su yüzüne çıkar. Dürtüler davranışlara hakim olur.İlkel dürtülerin hizmetine giren egonun nesnel realiteyi algılama gücü zayıflamıştır.İlkel dürtülerin hakimiyeti hem gerçeğin kaybına, hem de kompulsiviteye yol açar.Gerçeğin kaybıKişi gerçeği değerlendiremez. Nedenleri ve sonuçları açıklayamaz. Dürtüseldavranır. Gerçek değildir. Gerçeği insan yaratır ve kendisi yok eder. Kişi maddekullandığı zaman ya da aşık olduğu zaman gerçek yiter. Ama insan gerçeği test etmemerakındadır. Gerçeğin olduğu yerde acı da vardır. Acıdan kaçmak aslındagerçekten kaçmaktır. Acıdan kaçarak insan gerçek üstünü yakalar.Objektif realite ile fantezi ya da majik görüş arasındaki fark kalkmıştır. Öyle birşey olacaktır ki, o maddeyi bırakacaktır, ya da bir araya geleceklerdir. Hep birileri yada bir şeyler engeldir. Annesi şöyle yapsa bırakacaktır, ya da babası dese sevgilisiona dönecektir.Burada psikanalitik görüş, bilişsel davranışçı teori ile harman edilerek, bulgulartanımlayıcı (deskriptif) bakış açısıyla sunulmaktadır. Bağımlılık sözcüğü daha çokmedikal bakış açısını temsil eden bir sözcüktür. Her bağımlılığın içinde muhakkak birtutku vardır. Her tutku ise bir bağımlılık olamaz, en azından medikal modeleuymayabilir. Ancak her ikisinin birer kardeş olduğu da su götürmez bir gerçektir.Kullanılan savunma mekanizmaları hep aynıdır. Projeksiyon, introjeksiyon, inkarve depresyon. Peele bağımlılığı şöyle açıklamaktadır: “Kişinin bir duyguya, birnesneye ya da bir diğer insana bağlılığı, kendisinin ve çevresindeki diğer şeylerindeğerini ya da onlarla başa çıkma yetisini öyle azaltır ki, kişi buna yaşamındaki teködül olarak giderek bağlanır.” Cummings ise “bağımlılığın kişinin ağzına bir şeykoymaktan öte, yaşam biçimini belirleyen bir davranışlar topluluğu” olarak açıklar.43


SİGARA, ALKOL, UYUŞTURUCU VE DİĞER BAĞIMLILIKLARAcıdan kaçınmaBağımlılık bir tür acıdan kaçınma davranışıdır. Jacobs kişinin bağımlı olduğunesneden kopamamasını fobik bir korku olarak nitelemektedir. Gerçekten de kişimaddeyi bıraktığı zaman fiziksel büyük bir acı yaşayacaktır. Ancak onun da ötesindebildiği tüm hazları terk etmek zorundadır.Hazların yanında yaşam biçiminin de terk edilmesi gerek şarttır. Sevgilinin bildiğitek şey aşkını yaşamaktır. Onu bırakmayı kabullendiği zaman, ya da bir başkadeyişle gerçeğe döndüğü zaman ona haz veren hiçbir şey kalmayacaktır. Tümbunları kabullenmek kişi için katastrofik bir durumdur.TedaviBilinmesi gereken en önemli nokta “Gerçeğin” kişi için ilaç olduğudur.Sanaliteden kurtulup, realiteye geçmesi gerekmektedir. tedavi sürecinde aşağıdakikonulara uyması temeldir. Sorundan ve acıdan kaçmamalı ve ertelememelidir. Sorunla ve acıyla yüzleşmelidir. Acı çekmeyi öğrenmelidir. “Dibe batma”yı yaşamayı göze almalıdır İlişkide yaşadığı bir kayıptır, bu nedenle yasını tutmalıdırKişinin kendisiyle ilgilenmesi önerilmelidir. Bu durumlarda genel olarak kendinebakım (Self-care) düşer. Kendisini koruyacak kadar değerli görebilen bir pozitifkendilik değerinin gelişmesine çalışılmalıdır (self-esteem). Kişi kendisinikoruyabilmeyi, tehlikelerin önceden farkında olabilmeyi, dürtülerini kontrol etmeyi vehazdan vazgeçebilmeyi öğrenmesi gerekir. Acı çekmeyi, riskleri ve tehlikeleri yendiğizaman haz almayı öğrenmelidir. Sadece iç dünyasında yaşamamalı, dış dünyanın dafarkında olmalıdır.44

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!