74ebediyenin burada öğrenildiğini ve bunlar vasıtasıyla ehli Ġslam‟a yayıldığını ifadeetmektedir. Ġslami medreselerin, Ġslami eğitimin ilerlemesinin sona ermesi, Ġslamaleminin yerinde saymasıyla sonuçlanacaktır ve öyle de oldu, demektedir. Bununlabirlikte medreseleri görmezden gelerek Avrupa‟dan taklit yoluyla getirilen yenimaarif müesseselerinden (Nizamiye Mektepleri) yetiĢmiĢ olanlarla, sadece dinieğitim veren eski medreselerden yetiĢmiĢ olanların birbirleriyle uzlaĢmalarının kolayolmadığını söylemektedir. 281Yusuf Akçura‟ya göre, milletimizin geri kalmasının sebeplerinden bir taneside eğitim ve öğretim kurumlarının ortak bir emel vermekten uzak olması vemilletimizin ortak bir emele sahip olamamasıdır. Mahalli mektepler ve medreselerlediğer mektepleri bu hususta mukayese ettiği “Emel” adlı makalesinde, Ģunları ifadeetmiĢtir:“…Hasılı mahalle mekteplerinde hiçbir Ģey öğretilmez. Mektebin Ģakirtlerineiyi terbiye verebilecek hiçbir mürebbisi yoktur. Evet, mahalle mekteplerimiz çokkusurludur. Lakin efendiler, mahalle mekteplerimizin bütün bu kusurlarıyla beraber,mühim, pek mühim bir kemalleri vardır. Mahalle mekteplerinde öteden beriyerleĢmiĢ, kökleĢmiĢ bir anane, bir fikir, bir „emel‟, bir ideal, kendiliğinden, Ģuursuz,adeta sevk-i tabii ile takip olunur. Agleb-i ihtimal (genellikle), hoca ve kalfaefendilerin böyle muayyen bir fikre hizmet ettiklerinden haberleri bile yoktur; onlar,cansız, Ģuursuz makine gibi çalıĢırlar. Fakat Ģu muhakkaktır ki, mahallemekteplerimizin cümlesi, pek cüzi bir talim, gayet nakıs bir terbiye ile beraber,muayyen bir ideale hizmet ederler. Mahalle mekteplerinin sarih, kati bir hedefi, biremeli, bir ideali vardır: Küçük çocukları Müslüman yapmak… Mahalle mektebi,Müslüman mektebidir.” Medreselerde de mahalle mekteplerinin hedefinin, idealinin,emelinin takip olunduğunu ifade etmiĢ ve “… Medreselerin de mektepler gibi idealiMüslüman yetiĢtirmektir.” demiĢtir. 282“RüĢti ve idadi mekteplerimizde, muallimin mütenakıs, mütesadim fikirlerinitanzim edecek hepsinin fevkinde vazıh ve parlak bir gaye-i emel gösterip talebeyiona doğru sevk eyleyecek muayyen ve kati bir ahlak, bir terbiye yoktur.” diyen281 Yusuf AKÇURA, “Medreselerin Islahı”, Sırat-ı Müstakim, C. 4, 79, s. 5-9, 25 ġubat 1325/7 Mart1910 (LA)282 AKÇURA, “Emel”, Türk Yurdu, s. 485-486
75Akçura‟ya göre, mahalle mektebini bitirip tali mekteplere geçen çocuklar, dalgalararasında kalmıĢ, yelkensiz, dümensiz bir tekneye dönerler; bir tarafa yürüyemez, birĢeye kuvvetle inanamaz, hatta manevi bir Ģey sevemez bile… Nizamiyemekteplerinin ne dini, ne milli ve vatani, ne de diğer bir kavi ideal veremedikleriniortaya koyan Akçura‟ya göre, okumuĢ adamlarımızın müĢterek bir idealden mahrumolmalarına bir sebep de memleketimize kök salan ecnebi mektepleridir. “… Vekayi-itarihiyenin müessirleri, tekamül-i beĢeriyenin amilleri bir taraftan esbab-ı maddiyeise, diğer taraftan da esbab-ı fikriyedir. Fikri sebeplerin tesiri, o fikirlerin kuvvetiylemütenasiptir. Bütün vakalar, Ģiddetle iman edilmiĢ fikirlerin, yani müemmenbihideallerin semereleridir.” diyen Akçura, “… Heyet-i içtimaiyemiz yaĢamak istiyorsabir sağlam ve müspet ideal sahibi olmalıdır. Evet böyle bir ideal bulmalıyız,yapmalıyız; gençlerimize, çocuklarımıza o ideal dairesinde muttarid, mütecanis vesağlam bir terbiye, bir iman vermeliyiz; yani o ideali hayata geçirmeliyiz, tahakkukettirmeliyiz.” demektedir. 283Akçura, mekteplerdeki yabancı dille eğitimin karĢısındadır. Örnek olarakGalata Lisesi‟ni ele alan Akçura, daha önce bu okulda Fransızca eğitim verildiğini, I.Dünya SavaĢı sırasında dost ve düĢmanlarımızın netleĢmesine bağlı olarak Almancaeğitime geçildiğini ifade etmektedir. Akçura, mekteplerimizde verilecek eğitiminmutlaka kendi dilimiz olan Türkçe ile verilmesi gerektiğini belirtmekte ve bu Ģekildeöğrencilere milli Ģuurun verilebileceğine inanmaktadır. 284Akçura, milletimizde, baĢta eğitim ve öğretimimizde olmak üzere hayatımızınmuhtelif tecellilerinde, bilhassa zihniyetimizde tecelli ettiğini söylediği ve„iskolastik‟ olarak adlandırdığı düĢünce yapısına tamamen karĢıydı. Bu temaya onunyapıtlarının hemen hemen tümünde rastlanılır.Akçura, iskolastik düĢünceyi, zihinsel ve ahlaki otoriteye körü körüne boyuneğmek, var olan gerçekleri eleĢtirmeden, sınamadan, olduğu gibi kabul etmek,öykünmek olarak tanımlamaktadır. Bu, doğayı ve gerçekleri gözlemleyerek belliyargılara varmak yerine istiareye yatma eğilimiydi. Avrupa, skolastik düĢüncetarzından Rönesans döneminde kurtulmuĢtu. Fakat medreselerin Orta Çağ‟da giderek283 AKÇURA, “Emel”, Türk Yurdu, s. 487-491284 Yusuf AKÇURA, “DüĢünülecek Meselelerimizden”, Türk Yurdu, C. 7, 3, s. 2460-2462, 8Kanun-ı Sani 1330/21 Ocak 1915
- Page 7 and 8:
viiII. BÖLÜMYUSUF AKÇURA VE DÖN
- Page 9:
1GĠRĠġA. AraĢtırmanın Konusu
- Page 13 and 14:
5Sosyal olayların araĢtırılmas
- Page 15 and 16:
7kumaĢ fabrikası miras olarak kal
- Page 17 and 18:
9dönemin tanınmıĢ hocaların de
- Page 20 and 21:
12yöneltti; öyle ki, cemiyetin ü
- Page 22 and 23:
142. EserleriTürk dilinin bütün
- Page 24 and 25:
16ve yararları üzerinde durmuĢ,
- Page 26 and 27:
18B. Yusuf Akçura’nın KiĢiliğ
- Page 28 and 29:
20Sadri Maksudi Arsal‟a göre Ak
- Page 30 and 31:
22alındığı anlaĢılmaktadır.
- Page 32 and 33: 24“19. Yüzyılda dünya medeniye
- Page 34 and 35: 26Türkçülüğün teĢkilatlanmas
- Page 36 and 37: 28Türk Yurdu Cemiyeti murahhaslı
- Page 38 and 39: 30kültürle yoğrulmuĢ Türklerin
- Page 40 and 41: 32duran Osmanlı Devleti‟ni milli
- Page 42 and 43: 34tıpkı Avrupa‟da olduğu gibi
- Page 44 and 45: 36Tanzimat fikri, çağdaĢ eğitim
- Page 46 and 47: 38bulunmasına bağlı idi. Binaena
- Page 48 and 49: 40belirmeye baĢlamıĢtır. 154Osm
- Page 51: 43Avrupa‟da beliren Pan ideolojil
- Page 54 and 55: 46C. Türkçülük ve Yusuf Akçura
- Page 56 and 57: 48Ģanlı medeniyetlerin kurucusu o
- Page 58 and 59: 507. Tüm Türkleri bir araya topla
- Page 60 and 61: 52“Ben Müslüman ve Türküm”
- Page 63 and 64: 55derler, fakat biz öyle bir milli
- Page 65 and 66: 57kısmı Batı‟ya duydukları ha
- Page 67 and 68: 59Yusuf Akçura, BatılılaĢma faa
- Page 69 and 70: 61Gökalp‟e göre her millet kend
- Page 71 and 72: 63elli sahifesinden ancak birkaç s
- Page 73 and 74: 65III. BÖLÜMYUSUF AKÇURA’NIN T
- Page 75 and 76: 67Bu düĢünce daha sonra milliyet
- Page 77: 69zamanla yeni rejimin anlayıĢı
- Page 80 and 81: 72destekçilerden bir tanesi de yap
- Page 84 and 85: 76bağnazlaĢması, Müslüman din
- Page 86 and 87: 784. EkonomiOsmanlı Devleti‟nin
- Page 88 and 89: 80doğru gidiyoruz. Alınacak olan
- Page 90 and 91: 82pazarlarının Avrupa sanayi mall
- Page 92 and 93: 84Akçura, “tarih, tarih içindir
- Page 94 and 95: 86Akçura‟nın bu taksiminde Ġsl
- Page 96 and 97: 88a. Din ve Sosyal DeğiĢmeHer top
- Page 98 and 99: 90Akçura, Türk toplumunun değiĢ
- Page 100 and 101: 92Akçura, Osmanlı toplumunda son
- Page 102 and 103: 94bulunur. 350 Cemaatle kılınan n
- Page 104 and 105: 96Din, özellikle de Ġslam dini, m
- Page 106 and 107: 98ayırmaya çalıĢıyor. Bu mükr
- Page 108 and 109: 100dini, devlet ile ayrıĢtırmı
- Page 110 and 111: 102Akçura‟nın öne sürdüğü
- Page 112 and 113: 104KAYNAKÇAAKÇURA, Y., Hatıralar
- Page 114 and 115: 106_____, “Kader”, ġura-yı Ü
- Page 116 and 117: 108_____, “Unutulan Adam”, Sosy
- Page 118 and 119: 110KUR’AN-I KERĠM, Diyanet ĠĢl
- Page 120: 112ÖZGEÇMĠġKiĢisel Bilgiler:Ad