13.07.2015 Views

Download (1085Kb) - Süleyman Demirel Üniversitesi

Download (1085Kb) - Süleyman Demirel Üniversitesi

Download (1085Kb) - Süleyman Demirel Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

“Diğer memleketlerde olduğu gibi biz de genel eğitim meselelerini halletmekdünyadaki eğitim cereyanlarını izlemek, yalnız okulların değil, halk eğitiminin deesaslarını hazırlamak için Eğitim Bakanlığı’nın dışında Eğitim Bakanlığı’na manevikontrol görevi yapacak bir kurula ihtiyaç vardır.”“Ama yeni kurulan Talim ve Terbiye Dairesi kendisine bağlanan umutları hayalkırıklığına uğratmış, önderlik ödevini yapamamıştır. Okullarda karma eğitime karşıgelmiş, Latin alfabesinin kabul edilmesini önlemeye çalışmış,... Necati (Milli EğitimBakanı Mustafa Necati) zamanında gerçekleştirilen reformların ve yeni eğitimatılımlarının tümü, Talim ve Terbiye Dairesi’nin direnmesine ve karşı koymasınakarşın, bakan ve onun genç kurmayları tarafından başarılmıştır. Talim ve TerbiyeDairesi, okul kitaplarının incelenmesi ve yazdırılması gibi ikinci derecede işlerleuğraşan bir kuruluş olarak kalmıştır.”3-Üniversitelerin Eğitim Sistemi Oluşturma SürecindeYetersizliği:Türkiye’nin üniversite deneyimi 1863’te açılan ‘Darülfünun’la başlar. Bu ilküniversitenin tarihçesi zaman zaman kesintiye uğramıştı ve gerçek anlamda birüniversite kimliğine kavuşamamıştı. Darülfünun, cumhuriyetli günlerde de toplumunbeklentilerini karşılayamamıştı. Bir bilim ve düşünce üreten kurum olması gerekenüniversite, toplum ve devlet yaşamında önder rolünü oynayamamıştı. Üniversitenindüşünce ve bilim üretme yeteneği yoktu ya da yetersizdi. Yokluklar içinde kıvrananTürkiye’nin kalkınmasına yönelik projeler üretememektedir. Ziya Gökalp, FuadKöprülü, Zeki Velidi Togan, Satı Bey, İsmail Hakkı Baltacıoğlu gibi değerli beyinlerinkatılması bile bu köhneleşmiş yapıyı değiştirememişti. Hatta kimi zaman, üniversitedevrimlerin karşısında yer almıştı.Yukarıdaki gerekçeler Darülfünunun sonunu hazırladı. Ne kendisine, ne ülkeyene de eğitime pek hayrı dokunmadığı düşüncesi yönetici kadrolarca paylaşılanDarülfünun kaldırılıp, yerine çağdaş üniversite kurulması kararlaştırıldı. Sonuçta,1933’te çıkarılan bir yasa ile Darülfünun yerini İstanbul Üniversitesi’ne bıraktı.1933 Yılı, aynı zamanda 2287 sayılı ‘Maarif Teşkilatı Hakkında Kanun’la MillîEğitim Şûraları’nın (Maarif Şûrası) oluşturulduğu yıldır. Millî Eğitim Bakanlığı,Türkiye’nin eğitim sistemine yön verecek, eğitimle ilgili düşünceler, politikalarüretecek bir kurumu üniversite dışında, kendi bünyesinde oluşturuyordu. EğitimŞûraları, ülkenin eğitimcilerini belirli dönemlerde bir araya getirerek ülkenin eğitimsistemi ile ilgili düşünceler üretmek, politikalar oluşturmak üzere bakanlığın en yüksekdanışma organı olmuştu. Bakanlık o güne kadar üniversitelerden beklediği, umduğu,ama bir türlü bulamadığı eğitbilimsel desteği şûralardan bekliyordu.Şûralar, bakanlığın beklentilerini boşa çıkarmadı. Üniversitenin karşılayamadığıeğitimle ilgili doyurucu düşünceler üretme işlevini yüz akıyla yerine getirdi. Gerçektede Millî Eğitim Şûraları, cumhuriyetin kurulduğu yüzyılın, Alfabe-Dil Devrimi ve KöyEnstitüleri ile birlikte Türk eğitim sisteminin köklü çağdaş yapılanmalarından biriolmuştur. Cumhuriyet devriminin hazırlanması ve başarıyla yürütülmesinde eğitimalanında üniversitenin sağlayamadığı desteği şûralar karşılamıştır.Cumhuriyet hükümetlerinin üniversiteye karşı tutumu ile Darülfünunun kendibilimsel tutumu için ilginç bir anekdot:“Özerklik adına Darülfünuna karışmamak, aslında üniversiteye hakim olanbilgisizliğe, çeşitli menfaatlerle birbirine sarılmış profesör kliklerine ve tembelliğe16

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!