düşünülmelidir. Çok kısa sürede yeni programlar ortaya konabilmeli ya da mevcutprogramlar yeni programlara uyarlanabilmeli ve geliştirilerek modüler (eklemli)sistemle yeni mesleklere kolayca geçiş sağlanmalı.Bu konuyla ilgili olarak, şûralarda, öğretmen eksiği yıllardır dile getirilir.Önümüzdeki şu zaman dilimi için, şu branşlarda şu kadar öğrenci yetiştirilmelidir,kararları alınır. DPT Kalkınma Planlarında şu alanlarda insangücü eksiği var, şualanlarda fazlalık var, denilerek arz-talep öngörüleri ortaya konmaktadır. Hem ülkeekonomisi, hem de üniversiteyi bitirip -alanları dışında- iş arayan, birkaç yılını işbulmak için geçiren gençlerin mutsuzluğunu önlemek için ülke ihtiyacının üzerindeöğrenci yetiştiren bölümlerde öğrenci sayısının azaltılması, ihtiyaç duyulan alanlardaarttırılması belirtilir.Ancak, uygulamaya bakıyoruz; öğretmen açığı, sağlıkçı açığı... giderilememiş,bunun yanında mühendis fazlası var. Maden mühendisinden ziraat mühendisine kadarüniversiteyi bitirmiş, alanlarında iş gücü arz fazlalığından iş bulamayan onbinlerce gençmühendis ‘atıl vaziyette’ beklemektedir. Akılcıl çözüm nedir? Siyasi ve diğer kaygılarlaihtiyaç fazlası yeni üniversiteler ve yeni bölümler açılmaz, Mühendislik fakültelerinedaha az öğrenci alınır, eğitim fakültelerinin ihtiyaç duyulan bölümlerine daha çoköğrenci alınır.Türk Eğitim Sisteminin rasyonel çözümü ise şöyledir: Petrol mühendisliğibölümünden genci mezun et ve sınıf öğretmeni olarak ata. Nasıl olsa ikisi de üniversitemezunu değil mi?“Eğitim toplumun geleceğidir.” Bunlar kalabalıklarda, panellerde, toplantılarda,basın önünde söylenir. Ama biz, bildiğimizi yaparız. Veterineri, sınıf öğretmeni atarız.Üstelik 150 yıllık öğretmen yetiştirme deneyim ve geleneğimize rağmen.Soruna çözüm olabilecek bir öneri 1979’da bir öğretmen örgütünce düzenlenen‘Birinci Türk Milli Eğitim Kurultayı’n sunulduğu biçimiyle şöyledir:“-Bakanlık memurlar olmaktan çıkarılıp uzmanlar bakanlığı haline getirilmelidir.-Bütün idareci, uzman ve memurlar millî değerlere ve ülkülere gönüldeninanmış, millî şuura sahip ve bu amacı gerçekleştirmek için kendi çıkarlarından severekfedakârlığa hazır kişilerden seçilmelidir.” 169Türkiye’de eğitilmiş nitelikli işgücü arzı yetersizdir. Kalkınma, gelişme için isenitelikli işgücü en başta gelen koşuldur. Nitelikli iş gücü yetiştirmek kadar, toplumamaliyeti oldukça yüksek olan yetişmiş nitelikli işgücünü de ülkede tutmak önemlidir.Millî Eğitim Şûraları genelde bu konuya yer vermemişlerdir. Yurttaşların eğitimi,karşılaşılan sorunlar, öğretmenlerin durumu, eğitim yapısı, eğitim finansmanı gibikonulara yer verilmiş, ancak; sistemin yetiştirdiği eğitilmiş insanın eğitim sonrasıetkinliğini bir gündem maddesi olarak ele alınmamıştır.Halbuki, DPT 3.BYKP’da aşağıdaki saptamayı yapmıştır:“Öteden beri süre gelen beyin göçü nitelikli işgücü açıklarının büyümesindeetkisini sürdürmektedir. Yapılan bir tespite göre, 1970 yılına kadar mimarları %7 si,makine mühendislerinin %5,3 ü, uzman doktorların % 8,2 si ve pratisyen dotorların %21,4 ü çalışmak için yurt dışına gitmişlerdir.” 170Türk eğitim sistemi ve toplum yukarıda geçen, işgücünü yetiştirmek için -büyükparasal sıkıntılarına rağmen- harcadığı parayı ve zamanı başka ülkelere kaptırmıştır.169 Kemal Or, Milliyetçi Eğitimin Düzenlenmesi, “Türk Millî Eğitiminin Dünü, Bugünü veGeleceği”, Ülkü-Bir Yayınları, Ankara 1979, s.121.170 DPT, 3. Beş Yıllık Kalkınma Planı , s. 81.158
Geri dönüşümünde katma değeri, harcamanın katlarca üzerinde olacak bu değerden,Türkiye, bedelini ödediği halde yararlanamamıştır.Yapılacak iş, yurtdışına giden, fakat Türkiye’nin ihtiyacı olan işgücünü çeşitliözendirici önlemlerle Türkiye’de kalmasını sağlamaktır. Türkiye gelişmiş batılıülkelerin hiç harcama yapmadan ital edeceği nitelikli işgücünü karşılayacak kadarzengin bir ülke değildir.Gelişmiş ülkeler, 2000 li yıllarda, -ülkelerinde işsizlik olması ve dönem dönemülke ekonomisini zorlayacak şekilde artmasına karşın- değişik ülkelerden insanlarıistihdam etmektedir. ABD bunu büyük parasal rakamlarla, insanları cennete davet edergibi yapmaktadır. 2000 yılında Almanya da, 2002 yılından itibaren tekrar yabancı işçialacağını duyurmuştur. Üstelik, işsizliğin, Avrupa’da en yüksek olduğu ülkelerden birisiolmasına karşın. Ama alacağı insanların geldikleri ülkenin ihtiyacı olan, yetiştirilmemaliyeti yüksek, nitelikli iş gücü olacağını duyurmuştur. Almanya için akılcıl veekonomik çözüm. Sıfır maliyetle nitelikli işgücüne sahip ol, bu iş gücünün yarattığıkatma değeri yüksek bir fiyatla o iş gücünün ülkesine geri sat, kazancı da Almanya’dakalsın.Olası gelişme (hatta mutlak gelişme) yakın gelecekte, Türkiye binbir ekonomiksıkıntılar içinde yetiştirdiği nitelikli işgücünü Almanya’ya bedelsiz olarak sunacaktır.Eğitimin iki temel işlevinden yalnızca ekonomik işlevi öne çıkmakta; devlet vehükümetler açısında ülke kalkınması için gerekli nitelikli işgücü yetiştirilmesi,yurttaşlar içinde bir işe girebilmek yönü etkili olmaktadır. Eğitimin toplumsal işlevigözardı edilmektedir. Toplumsallaşma, kendini geliştirme, evrensel değerlerinkazandırılması/kazanılması birinci işleve -ekonomik işleve- ayrılacak zaman, emek veparadan eksilme olarak algılanmaktadır.Eğitimin toplumsal işlevi yeniden öne çıkarılmalıdır. Eğitmeden öğretemezsiniz,üretemezsiniz.Bunun yanında şu durumda gözardı edilmemelidir. “Eğitimin üretime etkisi açıkseçik ortadadır. Sanayide üretim artışının % 75’i işin verimliliğinin yükseltilmesisonucudur. Strumulin (SSCB ekonomisti), ulusal gelir artışının % 23’ünün işçilerinnitelikli ve eğitim düzeylerinin yükselmesi sonucu olduğunu ileri sürmüştür. Eğitimeyapılan bir rublelik bir yatırım, ulusal geliri üç rubleden daha fazla artırmaktadır.(UNESCO, Dünya çocukları ve eğitim, 1968, sy 92 ,93).Genelde siyasi ve diğer toplumsal konularda birbirine taban tabana zıt görüşlerileri süren Amerikalı ve Sovyet bilim adamları, eğitimin ekonomik kalkınmadaki rolüve önemi konusunda birleşmektedirler” 171Türkiye eğitim sisteminin kökleşmiş sorunlarından birleştirilmiş sınıfuygulaması öğretmenleri ülke geneline dengesiz dağılımı konularında iyileşmelersağlanmış, hatta bu konudaki sorunlar çözülmüş denilebilir. 1997 de çıkarılan 4306sayılı yasa ilköğretimi sekiz yıla çıkardığı gibi taşımalı eğitime de geçişi sağladığındanbirleştirilmiş sınıf uygulamaları, taşımalı eğitime uygun olmayan bazı yerler dışındayurt genelinde yaygınlaşmıştır. 1999 da çıkarılan ‘Norm Kadro Yönetmeliği’ ile deöğretmenlerin dengeli dağılımı sağlandığı gibi, okullarda hiç derse girmeden maaş alanbinlerce öğretmene görev verilmesini sağlamıştır. Bu iki uygulama, şûra kararlarınınuygulamaya geçmesi açısından da, Türk eğitim sistemi açısından da olumlu sonuçlaraulaşılmasının örnek göstergeleridir.Ayrıca bu dönemde ilk defa 8. BYKP da 12 yıllık zorunlu ilköğretim konusugeçmişti. 21. yüzyılın bu ilk kalkınma planıyla 8 yıl ile yetinilmeyip uzun vadede171 DPT, 3. İzmir İktisadi Kongresi (4 –7 Haziran 1987), 1993, s, 48.159
- Page 1 and 2:
TCSüleyman Demirel ÜniversitesiSo
- Page 3 and 4:
İÇİNDEKİLER ...................
- Page 5 and 6:
Onaltıncı Millî Eğitim Şûras
- Page 7 and 8:
DPT :GSMH:ICA:KOSGEB:M.E.T.K.MGK:De
- Page 9 and 10:
Temel dayanak; Millî Eğitim Şûr
- Page 11 and 12:
Millî Eğitim Şûraları yasal da
- Page 13 and 14:
Millî Eğitim Şûralarının baş
- Page 15 and 16:
“Öteden beri memleketimizde bir
- Page 17 and 18:
karışmamak demektir. Türkiye Cum
- Page 19 and 20:
azılarının çok az bölümü uyg
- Page 21 and 22:
Birinci Millî Eğitim Şûrası, e
- Page 23 and 24:
yanında Köy Enstitüleri Kanunu
- Page 25 and 26:
3.Yine dikkate değer bir düşünc
- Page 27 and 28:
-Yükseköğretim görmemiş bütü
- Page 29 and 30:
kendini yönetmesi, öğrencilerin
- Page 31 and 32:
Beşinci Milli Eğitim Şûrası g
- Page 33 and 34:
5.İlköğretim müfettişliğine a
- Page 35 and 36:
11.Kız Teknik Öğretiminin amacı
- Page 37 and 38:
olanları topluma yararlı kılacak
- Page 39 and 40:
Bu yönetmelikler Talim ve Terbiye
- Page 41 and 42:
(f)Erkek Teknik Öğretmen Okulu, o
- Page 43 and 44:
konuşmasında; alınan kararların
- Page 45 and 46:
(a)Yükseköğretime hazırlamak,(b
- Page 47 and 48:
girmek için aday olma hakkı tanı
- Page 49 and 50:
Dokuzuncu Mili Eğitim Şûrası g
- Page 51 and 52:
yeteneklerinin daha belirgin olmas
- Page 53 and 54:
Teknik ve mesleki liselerin mesleğ
- Page 55 and 56:
a) Amaç :Onuncu Milli Eğitim Şû
- Page 57 and 58:
21.Örgün, Yaygın ve Çıraklık
- Page 59 and 60:
“Onbirinci Milli Eğitim Şûras
- Page 61 and 62:
7.Öğretmen yetiştirme programlar
- Page 63 and 64:
(d)Lisans ve yüksek lisans eğitim
- Page 65 and 66:
(ı)Hizmetiçi eğitim uygulamalar
- Page 67 and 68:
2.Kuram-uygulama uyuşmazlığı, O
- Page 69 and 70:
2.Sekiz yıllık mecburi öğretime
- Page 71 and 72:
Diğer akademik yöneticilerin atam
- Page 73 and 74:
59.Öğretmen istihdamında “söz
- Page 75 and 76:
3.Şûrada bu yönde bir karar alı
- Page 77 and 78:
16.Yaygın eğitim kurumlarında ç
- Page 79 and 80:
8.Eğitim yöneticiliğinde ihtisas
- Page 81 and 82:
38.Okul Öncesi Eğitimi’ne öğr
- Page 83 and 84:
1.Temel eğitim kavramı yerine “
- Page 85 and 86:
Dalında ihtiyaç kalmayan ve ihtiy
- Page 87 and 88:
57.Öğrencilerin yönelmelerine ya
- Page 89 and 90:
70.Öğrenciler mezun oldukları ö
- Page 91 and 92:
)Genel ortaöğretim,c)Mesleki tekn
- Page 93 and 94:
2.Önceki Şûralarda da yer alan M
- Page 95 and 96:
16.Yerel yönetimlere yetki verilme
- Page 97 and 98:
9.Genel eğitimi, teknolojik çevre
- Page 99 and 100:
43.Mesleki ve teknik öğretim kuru
- Page 101 and 102:
74.Mesleki ve teknik ortaöğretim
- Page 103 and 104:
sayılı kararı ile gündem konula
- Page 105 and 106:
okuma yazma bilmiyordu. Okuma yazma
- Page 107 and 108: 1942 de 4274 Sayılı Köy Okullar
- Page 109 and 110: Şûralarla hükümet programları
- Page 111 and 112: Öğretmen Arkadaş,“ T.C.Maarif
- Page 113 and 114: 1939’da ilk Şûra için İstanbu
- Page 115 and 116: uygulamaların terkedilmesidir. Ön
- Page 117 and 118: manevi değerlere bağlı, okulunu
- Page 119 and 120: u şûralarda eğitimcilerin düş
- Page 121 and 122: Yukarıdaki ifadeler şûraların e
- Page 123 and 124: Yukarıda görüldüğü üzere hed
- Page 125 and 126: Enstitüsünde uygulanmasına başl
- Page 127 and 128: Bu konuyla ilgili ulaşılan bir ve
- Page 129 and 130: öğretimini sürdürebilmesi, muht
- Page 131 and 132: 1980 lerde mahallelere kadar yapıl
- Page 133 and 134: “Planlı Dönemde saptanan sayıs
- Page 135 and 136: 1980 sonrası dönemde şûraların
- Page 137 and 138: ancak % 5,2 si yükseköğretim, %9
- Page 139 and 140: “1996-1997 öğretim yılında İ
- Page 141 and 142: u kur sistemini uygulamak istiyoruz
- Page 143 and 144: uygulamadan ilk ve ortaöğretim ka
- Page 145 and 146: uğraşan, inekleri olan ‘Ali Day
- Page 147 and 148: d. Mahrumiyet yerlerinde çalışma
- Page 149 and 150: T O P L A M 38.050 161Yukarıda 198
- Page 151 and 152: Sonuç; atıl durumda bulunan bu ok
- Page 153 and 154: Altıncı BYKP da eğitim; (1990-19
- Page 155 and 156: İslam Enstitüleri akademi haline
- Page 157: kişilerle (öğretmen ve diğer me
- Page 161 and 162: karşılaştırma olmalıdır. Kimi
- Page 163 and 164: “1983 yılında bu kadar net bir
- Page 165 and 166: “Milli Eğitim Şûrasının, say
- Page 167 and 168: Uygulanmakta olan Milli Eğitim pol
- Page 169 and 170: SONUÇLAR :Millî Eğitim Şûralar
- Page 171 and 172: ÖZET :Bu araştırma ile amaçlana
- Page 173 and 174: SUMMARY :The aim of this study is t
- Page 175 and 176: BİBLİYOGRAFYA :Ana Britannica, An
- Page 177 and 178: MEB, Beşinci Milli Eğitim Şûras