13.07.2015 Views

okulu terk k‹m‹

okulu terk k‹m‹

okulu terk k‹m‹

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

“TÜRK‹YE’DE ‹LKÖ⁄RET‹M OKULLARINDAOKULU TERK VE ‹ZLENMES‹ ‹LEÖNLENMES‹NE YÖNEL‹K POL‹T‹KALAR”Doç. Dr. Fatofl GÖKfiENYrd. Doç. Dr. Zeynep CEMALCILARDr. Can Fuat GÜRLESEL“Kad›nlar› Güçlendirmek: ‹fllevsel ve Siyasal Okuryazarl›k, Ebeveyn E¤itimi, Ortaklafla Eylem ve SavunuYoluyla E¤itimde Toplumsal Cinsiyet Eflitsizli¤inin Azalt›lmas› Projesi” Avrupa Birli¤i taraf›ndan finanseedilen “Kalk›nma ‹flbirliklerine Toplumsal Cinsiyet Konusunun Entegre Edilmesi Hibe Program›”kapsam›nda desteklenmektedir. Bu yay›n›n içeri¤i Avrupa Birli¤i’nin görüfllerini yans›tmaz.Araflt›rman›n bir k›sm› Hollanda Konsoloslu¤u MATRA-KAP Fonu taraf›ndan desteklenmifltir.


ÖNSÖZHerkesin kaliteli bir ilköğretimitamamlaması Türkiye’nin önde gelenhedefleri arasındadır. Kamunun sürekligayreti ve sivil toplum kuruluşlarınıngerçekleştirdikleri çeşitli kampanyalarlaokullulaşmada önemli kazanımlar eldeedilmiştir. Ancak okullulaşma bu hedefintek boyutu değildir. Bunun kadar önemlibir başka boyut, çocukların ilköğretimitamamlamasının sağlanmasıdır. Diğer birifadeyle, kız ve erkek çocukların ilköğretimdüzeyinde <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmelerinin önünegeçilmesidir.AÇEV, ERG ve KA.DER tarafından yürütülen“Eğitimde ve Toplumsal KatılımdaCinsiyet Eşitliğinin Sağlanması” projesi,kız çocuklarının kaliteli bir ilköğretimeerişimleri önündeki engelleri tümboyutlarıyla ele almaya ve ortadankaldırmaya yönelik olarak çalışanbir projedir. “Türkiye’de İlköğretimOkullarında Okulu Terk ve İzlenmesi ileÖnlenmesine Yönelik Politikalar” adınıtaşıyan araştırma da bu proje kapsamındagerçekleştirilmiş ve sorunun <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>boyutunu ele almıştır.Türkiye’de ilköğretim mevzuatı<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>i konu almamakta, sadeceokula devamsızlığı düzenlemektedir.Mevzuatımıza göre okula devamsızlık,süreklilik halini alsa bile bir ilişik kesmenedeni değildir. Dolayısıyla fiilen <strong>okulu</strong><strong>terk</strong> etmiş olan çocuklar, çağ yaşınıbitirmedikleri sürece, okula kayıtlıolarak görülmektedirler. Bu durum,Türkiye’de ilköğretimde <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>inne boyutlarda olduğunun tam olaraksaptanmasını olanaksız kılmakta,çözüme yönelik çalışmalar yapılmasını dazorlaştırmaktadır.Doç. Dr. Fatoş Gökşen, Yrd. Doç. Dr. ZeynepCemalcılar ve Dr. Can Fuat Gürleseltarafından gerçekleştirilen “Türkiye’deİlköğretim Okullarında Okulu Terk veİzlenmesi ile Önlenmesine YönelikPolitikalar” araştırması, nitel ve nicelbulguları ile sorunun arkasında yatannedenleri irdelemekte ve sonuç bölümündeyer alan politika önerileri ile sorununçözümüne katkı yapmayı amaçlamaktadır.Araştırma ayrıca, <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> konusununönemine işaret etmekte ve konununpaydaşları arasında iletişim ve işbirliğioluşumuna katkı sağlamaktadır.İllerdeki çalışmalarımız sırasında bizedestek olan yerel sivil izleme gruplarına,İl Milli Eğitim Müdürlükleri’ne, bizimlegörüşmeyi kabul eden tüm okulyöneticileri, öğretmenler, anne, baba veçocuklara teşekkürlerimizi sunarız.1


‹Ç‹NDEK‹LERSUNUŞ ..................................................................................................................................................................... 5YÖNETİCİ ÖZETİ .................................................................................................................................................... 7I. BÖLÜM İLKÖĞRETİM OKULLARINDA OKULU TERKİN TANIMI ........................................................................ 11GİRİŞ ....................................................................................................................................................................................................... 11I.1. ULUSLARARASI ALANDA OKULU TERK TANIMI VE YAKLAŞIMLAR ........................................................................ 11I.2 TÜRKİYE’DE İLKÖĞRETİM OKULLARINDA OKULU TERK TANIMI ............................................................................ 12II. BÖLÜM TÜRKİYE’DE İLKÖĞRETİM OKULLARINDA OKULU TERK İLE İLGİLİMEVCUT DURUMUN TESPİTİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ ...................................................................................... 13GİRİŞ ....................................................................................................................................................................................................... 13II.1. İLKÖĞRETİM OKULLARINDA OKULU TERK İLE İLGİLİ MEVCUT HUKUKİ VE KURUMSAL ÇERÇEVE ............ 14II.1.1 Okulu Terk İle İlgili Mevcut Hukuki Çerçeve .................................................................................................... 14II.1.2 Okulu Terk İle İlgili Mevcut Kurumsal Çerçeve ............................................................................................... 15II.1.3 Okula Devamsızlık Ve Okulu Terk İle İlgili Bilgi ve İstatistik Alt Yapısı .................................................. 15II.1.4. Mevcut Hukuki Ve Kurumsal Çerçeve İçin Değerlendirme ........................................................................ 16II.1.5 Okulu Terk Konusunda Okulların Mevcut Konumu İle İlgili Değerlendirme ........................................ 18II.2. İLKÖĞRETİM OKULLARINDA OKULU TERK SAYILARI ............................................................................................... 19II.3. MEVCUT DURUMA İLİŞKİN TEMEL SAPTAMALAR ..................................................................................................... 24III. BÖLÜM TÜRKİYE’DE İLKÖĞRETİM OKULLARINDA OKULU TERKİN NEDENLERİ VESONUÇLARINA İLİŞKİN SAHA ARAŞTIRMA ÇALIŞMASI VE TEMEL BULGULARI .................................................. 27GİRİŞ ....................................................................................................................................................................................................... 27III.1 METODOLOJİ ........................................................................................................................................................................ 28III.1.1. Nitel Yöntem ........................................................................................................................................................... 28III.1.2. Nitel Yöntem Bulguları ........................................................................................................................................ 28III.1.3. Nicel Yöntem ........................................................................................................................................................... 33III.1.4. Nicel Yöntem Bulguları ........................................................................................................................................ 35III.2 R‹SK GRUPLARINI BEL‹RLEME ........................................................................................................................................ 54IV. BÖLÜM OKULU TERKİN ÖNLENMESİNE YÖNELİK İZLEME SİSTEMİ GELİŞTİRİLMESİVE POLİTİKA ÖNERİLERİ ....................................................................................................................................... 57GİRİŞ ....................................................................................................................................................................................................... 57IV.1 İZLEME SİSTEMİ VE POLİTİKA ÖNERİLERİNE TEMEL OLUŞTURAN ANA BULGULAR ...................................... 57IV.2 POLİTİKA ÖNERİLERİ ......................................................................................................................................................... 58IV.3 İZLEME SİSTEMİ VE POLİTİKALARIN UYGULAMA ÇEVRESİNE İLİŞKİN ÖNERİLER ......................................... 65IV.3.1 Hukuki Çerçeve ....................................................................................................................................................... 65IV.3.2 Okulu Terk İle İlgili İletişim Stratejisi Geliştirilmesi Ve Uygulanması .................................................. 66IV.3.3 Kurumsal Yapıya İlişkin Öneriler ....................................................................................................................... 66IV.3.4 Haydi Kızlar Okula Kampanyasının Kurumsal Bilgilerinden Yararlanılması .................................... 67SONUÇ .................................................................................................................................................................................................... 68KAYNAKÇA ............................................................................................................................................................ 69EKLER ................................................................................................................................................................................... 70EK.1 SAHA ÇALIŞMASI : İLLERE GÖRE TABLOLAR ............................................................................................ 703


SUNU“Türkiye’de İlköğretim Okullarında OkuluTerk ve İzlenmesi ile Önlenmesine YönelikPolitikalar” başlıklı bu çalışmanın temelkonusu Türkiye’de eğitim sistemininönemli konularından biri olan “<strong>okulu</strong><strong>terk</strong>”tir ve sekiz yıllık zorunlu ilköğretimuygulamasına geçildikten sonra,ilköğretim okullarında meydana gelen<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> durumları ile sınırlıdır.18 Ağustos 1997 tarih ve 23084 sayılıResmi Gazete’de yayımlanarakyürürlüğe giren 4306 sayılı yasa ilesekiz yıllık kesintisiz zorunlu ilköğretimuygulamasına geçilmiştir. 1997-1998eğitim öğrenim döneminde başlatılansekiz yıllık ilköğretim 6-14 yaş grubundakiçocukları kapsamakta olup, kız ve erkekbütün yurttaşlar için zorunlu ve devletokullarında parasızdır.Sekiz yıllık zorunlu ilköğretimegeçilmesinin ardından öncelik verilentemel hedef okullulaşma oranlarınınbütün çağ nüfusu, ama özellikle kızçocukları için yükseltilmesi olmuştur.Okullulaşma oranlarında önemliiyileşmeler sağlanmış, bu amaçlayürütülen kapsamlı kampanyalar başarılıolmuştur. 2003 yılında okullulaşmaoranları toplamda yüzde 88,2, erkeklerdeyüzde 90,9 ve kızlarda yüzde 85,2 olarakgerçekleşmiştir. Bu gelişme önemlidir,ancak yeterli değildir.Yapılan çalışmalar, öğrencilerin okulakayıt olmaları ve sisteme katılmalarısağlandığı halde, belli bir oranınınsekiz yıllık eğitimi çeşitli nedenlerletamamlayamadığını ve zorunlu eğitiminiyarıda bırakarak <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ettiğinigöstermektedir. Bu çalışma, bu konununTürkiye’de önemli bir sorun olduğunu nicelve nitel bulguları ile ortaya koymaktadır.Çalışmanın öncelikli amacı Türkiye’deilköğretim okullarında <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>sorununun boyutunu tespit etmektir.Diğer amaçları ise, <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>e yol açannedenlerin belirlenmesi, ilköğretimde<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> davranışının yol açtığısonuç ve sorunların saptanması,<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>e ilişkin hukuki ve kurumsalçerçevenin incelenmesi ve yaklaşımlarınbelirlenmesidir. Bunlara bağlı olarak,ilköğretimde <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ile ilgili etkinbir izleme sistemi önerisi ve <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>iönceden önlemeye yönelik politikaönerileri geliştirmek, risk gruplarınısaptamak ve kamuoyunda farkındalıkyaratmak hedeflenmektedir.Çalışmada birbiri ile ilişkili olan çıktı vebulgular birbirlerini besleyen dört ayrıyöntem kullanılarak elde edilmiş veçözümlenmiştir. Öncelikle uluslararasıalandaki çalışmalar ile özellikle <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>tanımı ve sorunun tanımlanmasındakiyaklaşımlar karşılaştırmalı olarakincelenmiştir. Mevcut hukuki ve kurumsalçerçeve incelenerek Türkiye’de <strong>okulu</strong><strong>terk</strong> konusunun ele alınışı ve kamuotoritesinin yaklaşımı değerlendirilmiştir.Kapsamlı bir nitel çalışma yürütülmüş,çok sayıda ilgili taraf ile derinlemesinegörüşmeler yapılarak nitel bulgularınkişisel kanaatlerin ötesinde bulgularhaline dönüşmesi sağlanmıştır. Dördüncüyöntem olarak da nicel bulgulara sahaaraştırması ile ulaşılmıştır. Nitel bulgularsaha araştırmasının hazırlığında dakullanılırken nitel ve nicel bulgularınbirbirini önemli ölçüde desteklediğigörülmüştür.Çalışmanın nitel ve nicel sahaaraştırmaları 6 ili kapsamaktadır: İstanbul,Diyarbakır, Mardin, Şanlıurfa, Erzurumve Konya. Bu illerin seçilmesinin temelnedenleri şunlardır:Yukarıda da belirtildiği gibi, hazırlanançalışmanın ana çatısı “Eğitimde veToplumsal Katılımda Cinsiyet EşitliğininSağlanması” projesidir. Araştırmanın5


yapıldığı illerden dördü (İstanbul,Diyarbakır, Mardin ve Şanlıurfa) adı geçenprojenin yürütüldüğü illerdir.Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgeleri ilebu bölgeler içinde özellikle Diyarbakır,Şanlıurfa ve Mardin illerinde eğitimalanında cinsiyet eşitsizliği göreceli olarakyüksektir. Sosyo-ekonomik gelişmişlikaçısından alt sıralarda yer alan bu illerdesayısal ve oransal olarak ilköğretimde<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>in yüksek olduğu görülmektedir.Bu 3 il aynı zamanda Milli EğitimBakanlığı ve UNICEF tarafından başlatılan“Haydi Kızlar Okula” kampanyasınınilk aşamasında yer alan öncelikli 10 ilarasındadır. Bu nedenlerle öncelikle bu 3 ilçalışma için seçilmiştir. İstanbul ise, sosyoekonomikaçıdan çok farklı gelişmişlikseviyelerine sahip ve yoğun göç akışı ilefarklı kültürlerde alt grupları barındıranbir metropol olarak çalışmaya dahiledilmiştir. İstanbul bir bakıma kendi içindeTürkiye’nin genelini yansıtan bir resimvermektedir. Erzurum ve Konya illeri deDoğu Anadolu ve Orta Anadolu’daki diğerillere kıyasla <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> rakamları dahayüksek olduğu için seçilmiştir.Çalışma hazırlanırken azami ölçüdekatılımcılık sağlanması da hedeflenmiştir.Bu amaçla hazırlık sürecinin çeşitliaşamalarında ara bulgular ve politikaönerileri proje yürütücülerininoluturdu¤u akademik kurul ve ilgili diğerüçüncü kişiler ile paylaşılmış ve katkılarıalınmıştır. Çalışmanın ana bulguları vepolitika önerileri Milli Eğitim Bakanlığı’nınilgili birimleri ile de paylaşılmış veonların görüş ve önerileri de alınarakdeğerlendirilmiştir.Çalışmanın hazırlanması ve politikaönerilerinin geliştirilmesi aşamalarındabazı yaklaşımlar öne çıkarılmıştır.Öncelikle ilköğretimde <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>sorununa Türkiye’nin bir sosyal sermayesorunu olarak yaklaşılmıştır. Okulu <strong>terk</strong>,nedenleri ve sonuçları itibariyle sosyoekonomikboyutlara sahiptir. Bu nedenleçözüm önerilerinde de ekonomik veözellikle sosyal yön öne çıkarılmıştır.Eğitim sistemi içinde geliştirilenpolitika önerilerinde “okul”a yönelikolarak farklı bir yaklaşım benimsenmişve okulların birer “toplum merkezi”olarak geliştirilmesi, kurumsal veişlevsel kapasitesinin iyileştirilmesi öneçıkarılmıştır. Son olarak da çalışmanınönemli bir işlevinin kamuoyunda ve kamuotoritesinde farkındalık yaratmak olduğusürekli gözönünde bulundurulmuştur.Tüm bunlara bağlı olarak çalışmamızdört ana bölümden oluşmaktadır:İlk bölümde <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> tanımı; ikincibölümde Türkiye’deki hukuki ve kurumsaldurum; üçüncü bölümde nitel ve nicelsaha araştırması ve temel bulguları iledördüncü ve son bölümde <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>inönlenmesine yönelik izleme sistemi vepolitika önerileri yer almaktadır.Çalışmamızın ilgili taraflara faydalıolmasını dileriz.Saygılarımızla,İstanbul, Kasım 2006Fatoş GökşenZeynep CemalcılarCan Fuat Gürlesel6


irlikte yıllar itibariyle ilköğretim okullarında okuyanöğrenci sayılarındaki değişmeler <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ile ilgiliönemli bilgiler içermektedir. Bir üst sınıflara geçiştekiazalmalar, <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> eden öğrenci sayıları için önemlibir göstergedir.Sekiz yıllık zorunlu eğitimin başladığı 1997-1998 ile ilkmezunlarını verdiği 2004-2005 öğretim yılları öğrencisayıları dikkate alındığında ortaya çıkan tablo şudur:1997-1998 öğretim yılında birinci sınıfta okuyan toplamöğrenci sayısı 1.360.720 iken bu öğrencilerin mezunoldukları 2004-2005 yılında sekizinci sınıf toplamöğrenci sayısı 1.159.509’dur. Öğrenci sayısındakiazalma toplamda yüzde 14,78, erkek öğrencilerdeyüzde 12,77, kız öğrencilerde ise yüzde 17,12’dir.Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre (MEB, StratejiGeliştirme Başkanlığı, 2006) sağlık ya da ölümnedeniyle öğrenim dışı kalmış öğrencilerin sayısı buyüzdenin küçük bir kısmını oluşturmaktadır. Zorunlueğitim yaşının dışında kaldıkları için okulla ilişiğikesilen öğrenci sayısı ise önemli bir büyüklüktedir.Örneğin, 2001-2002 öğretim yılında toplam 123.306öğrencinin ilişiği kesilmiştir. Bunların sadece 7.759’usağlık ve ölüm nedenleriyle öğrenim dışında kalmışken115.547’si yaş sınırını aştıkları için ilköğretimlerinitamamlayamamış durumdadırlar. Yıllar itibariylebakıldığında, okulları ile ilişiği kesilen öğrencilerinortalama % 90’ının çağ yaşını aştıkları gerekçesiyleilköğretim süreci dışında kaldıkları görülecektir.Elimizde <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmiş öğrencileri saptayacakbir yasal çerçeve ve buna bağlı veri tabanı olmadığıiçin yaş sınırını aşma nedeniyle öğrenim dışındakalmış olan öğrencileri <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmiş olarakdeğerlendirmek yanlış olmayacaktır. Bu noktadanhareketle ve kaba bir hesaplamayla, yukarıda ifadeedilen öğrenci kaybı sayılarının ortalama yüzdebir eksiği ile <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> oranlarını gösterdiği ifadeedilebilir. Buna göre ifade edilen yıllar arasında yaşnedeniyle ilişik kesme sonucunda meydana gelenöğrenci kaybı % 13,50’dir. Üzerinde durulması gerekenbaşka bir önemli nokta, kız öğrencilerde bu oranındaha yüksek olduğudur. Yıllar itibariyle, kızlarınerkeklere göre % 5-10 arasında daha yüksek bir oranı<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmektedir. Sınıflar itibariyle bakıldığında<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> durumunun 5. ve 6. sınıflarda yoğunlaştığıgörülmektedir. Kız öğrencilerde bu yoğunlaşmaerkeklere oranla daha fazladır.Bu sayılara iller bazında bakıldığında belli paralellikleryanında bazı farklılıklar da ortaya çıkmaktadır.Araştırmanın kapsadığı illerde, yıllar itibariyleöğrenci sayısında çok daha yüksek oranlı azalmalarsözkonusudur. Yine bu illerde kız öğrencilerin <strong>okulu</strong><strong>terk</strong> oranları ve 5. ve 6. sınıftaki yoğunlaşma Türkiyeortalamasının üstündedir.Özetle, <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ile ilgili kapsamlı bir hukuki vekurumsal çerçeve olmamasına rağmen ilköğretimokullarımızda <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> yaşanmakta, sürmekte veönemli bir sorun oluşturmaktadır: 1999 - 2005 yıllarıarasında toplam 436.614 çocuk ilköğretim diplomasınasahip olmadan hayata atılmış durumdadır.Bu çerçevede mevcut hukuki ve kurumsal yapıyla ilgiliolarak şu değerlendirmeler yapılabilir:• Okulu <strong>terk</strong>e ilişkin standart tanım eksikleribulunmaktadır.• 222 sayılı yasanın hükümleri yeterinceuygulanmamaktadır.• Hem okul kayıt sistemleri hem de Türkiye genelindenüfus sayımı, kaydı ve güncellenmesi sağlıklıdeğildir. Kayıtlı adres ve ikametgah adreslerindesıkıntılar yaşanmaktadır; göç ve tersine göç ileyer değiştiren ailelerin çokluğu bunun en temelnedenlerindendir.• Kayıtlardaki bu sorunlar, okullarda sağlıklı bilgive istatistik altyapısı kurulmasını zorlaştırmakta,okullarda etkin bilgi işlem altyapısı veuygulamaları görülememektedir.• Okul yönetimi ve müdürlerinin <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ile ilgiliyetkileri sınırlıdır. Oysa sorunla mücadelede okulyönetiminin tutumları belirleyici olmaktadır.• Okulu <strong>terk</strong>in önlenmesine yönelik olarak okullarınkurumsal ve işlevsel kapasitesi sınırlıdır.• Okulu <strong>terk</strong> izleme sistemi ve buna bağlı olarak riskgrupları belirlemesi yoktur.8


III) SAHA ARAŞTIRMASI VE TEMEL BULGULARIBu çalışmada sekiz yıllık zorunlu eğitimitamamlamadan ölüm ya da sağlık sorunu dışındabir nedenle okuldan ayrılmış ve başka bir eğitimkurumuna devam etmeyen çocuklar <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmişolarak tanımlanmış, saha araştırması İstanbul,Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Erzurum ve Konyaillerinde yapılmış ve iki farklı aşamada nitel ve nicelyöntemler kullanılmıştır.Okulu <strong>terk</strong> etmiş çocuklar, çocukları <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>etmiş anne-babalar ve ilköğretim okullarında görevyapan öğretmen ve yöneticiler ile birebir görüşmeleryapılmış; bu görüşmeler ve çalıştaylar ile 200 kişidennitel veri toplanmıştır. Nicel çalışmada ise 6 ildetoplam 2356 kişiden veri toplanmıştır (705 <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>etmiş çocuk ve annesi, 352 okula devam eden çocuk veannesi, 241 öğretmen).Her iki yöntemin verileri birbirinden bağımsız olarakçözümlenmiş ve değerlendirilmiştir. Nitel yöntemlerile öznel düşünce, yorum ve öneriler, nicel yöntemile nesnel veriler elde edilmiş olmakla birlikte nitelve nicel verilerin büyük ölçüde birbirini desteklediğigörülmektedir.Bu sonuçlar ise şöyle özetlenebilir:• Okulu <strong>terk</strong>e yol açan nedenler, eğitim sistemive okul koşullarının yanı sıra sosyo-kültürel veekonomik koşullardan da kaynaklanmakta,öncelikleri ve ağırlıkları bölgeler itibariylefarklılıklar göstermektedir. Ayrıca kız ve erkeköğrencilerin <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> nedenleri arasında dafarklılıklar olduğu gözlenmiştir.• Okulu <strong>terk</strong> durumu 5. ve 6. sınıflardayoğunlaşmaktadır. Bu durum diğer faktörleryanında sekiz yıllık zorunlu eğitimin henüz tamolarak yerleşmediğinin de bir göstergesidir.Araştırmaya katılan çocuklar için <strong>okulu</strong>n<strong>terk</strong> edildiği sınıf 4,43; <strong>terk</strong> yaşı ise 11,61’dir.Kız çocukları için bu sayılar 4,32 ve 11,47’yedüşmektedir. Öğretmenlerin gözlemleri de bubulguyu desteklemektedir. Öğretmenlerin% 24,9’u çocukların <strong>okulu</strong> en fazla 5. sınıfta,% 34,9’u ise 6. sınıfta <strong>terk</strong> ettiklerini ifadeetmişlerdir. Ayrıca öğretmenler kız çocuklarının<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> açısından daha yüksek bir risk grubuolduğunu belirtmektedirler.Kısaca kız çocukları daha erken yaşta ve dahaerken bir sınıfta <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmekte ve bu karardaha çok aile baskısı ile alınmaktadır. Kızçocuklarının % 49’u, erkek çocukların % 73’ü <strong>okulu</strong><strong>terk</strong> kararını kendisi aldığını belirtmiş; annelerinyanıtları da bu saptamayı desteklemiştir. Ancak,çocukların <strong>okulu</strong> neden bıraktıkları sorusunaverdikleri yanıt, kararı kimin verdiği konusundaşüphe uyandırmaktadır. Çocukların % 30’u çalışmakzorunda olduğu için, % 23’ü de ailesi istemediği için<strong>okulu</strong> bıraktığını ifade etmiştir.Buna bir de çocukların % 43,7’sinin ailesine okulagitmek istediğini ve % 36,2’sinin okuldan ayrıldığıiçin ağladığını söylediği eklendiğinde <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>kararının salt çocukların kararı olmadığı ortayaçıkmaktadır. Öğretmenler de büyük bir oranla(% 71,5) <strong>okulu</strong> bırakma kararının babalartarafından verildiğini ifade etmişlerdir.• Okulu <strong>terk</strong>in sosyal, kültürel ve ailevi koşullardankaynaklanan nedenleri incelendiğinde en önemlietkenlerden birinin annenin okuryazarlık durumuolduğu görülmektedir. Okulu <strong>terk</strong> eden çocukların% 83,5’inin annesi eğitimsizdir. Devam edenlerinise % 62,2’si okuryazardır. Bu durum kız çocuklarıiçin daha da belirleyici olmaktadır. Anne okuryazarise kız çocukları % 60 oranında okula devametmekte, eğitimsiz ise % 85 oranında <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>etmektedirler.Babanın eğitim durumu çocukların eğitim durumuüzerinde belirleyici bir etken olmamaktadır. Ancakgenel olarak ailenin eğitim düzeyi, çocuklarınıneğitiminden doğan beklentiyi etkilemektedir. Bunaparalel olarak ailenin çocuğun okul durumuylailgilendiği koşullarda da okula devam oranıyükselmektedir.• Sosyal, kültürel ve ailevi koşullardan kaynaklananikinci önemli etken de evde konuşulan dilin Türkçeolup olmadığıdır. Dil sorunu özellikle çocuğun okulbaşarısını etkileyen faktörlerin başında geldiği içinönem taşımaktadır. Doğal olarak bu durum illerbazında büyük farklılıklar göstermektedir. ÖrneğinDiyarbakır’da <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmiş olan çocukların% 15’inin evinde Türkçe konuşulurken, Erzurum’dabu oran % 82,7’ye çıkmaktadır. Araştırmakapsamındaki illerin genelinde ise, <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> edençocukların % 48,1’inin evinde Türkçe konuşulduğusaptanmıştır.• Ekonomik koşullardan kaynaklanan nedenler ikitemel başlık altında toplanabilmektedir: Ekonomikyetersizlikler nedeniyle çocukların işte veya evdeçalıştırılması ve/veya eğitim harcamalarının9


karşılanamaması. Özellikle çocuğun okul dışındabir işte çalışması, ailenin sigorta kapsamındaolmaması ve aile içinde kişi başına düşen aylıkharcamanın düşük olması çocuğun <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>ihtimalini yükseltmektedir.Ev dışında çalışma zorunluluğu erkek çocukların<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> durumunu etkileyen en önemlideğişkendir. Okulu <strong>terk</strong> etmiş erkek çocukların% 51,8’i para getirecek bir işte çalışmaktadır.Kız çocuklarda bu oran %17’dir. Ekonomikzorluklar nedeniyle eğitim harcamalarınınkarşılanamayacak olması ise kız çocuklarını dahaçok etkilemektedir.• Eğitim sistemi ve okul koşullarından kaynaklanannedenler çok kapsamlıdır. Çocukların okulaaidiyetlerinin yükseldiği ölçüde okula devamınarttığı görülmüştür. Okula aidiyeti etkileyenen önemli değişkenler, çocukların öğretmenleriile kurdukları ilişkiler ve okuldaki ders dışıfaaliyetlerin çekiciliğidir. Bu değişkenlerin kızve erkek öğrenciler için büyük farklar taşımadığıgözlenmiştir. Okulun fiziksel koşulları ve okuldakigüvenlik ortamı ise kız çocuklarının okuladevamında daha belirleyici olmaktadır.• Öğretmenlerle yapılan çalışmadan elde edilenen etkileyici sonuç, % 60’ının çocukların okuladevamlarını sağlamada öğretmen kalitesinin çokönemli olduğunu vurgulamasıdır. Öğretmenlerinmaddi ve manevi doyum boyutu, eğitime kaynakayrılamaması, öğrencinin okulda başarısız olmasıgibi etkenler de <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>in nedenleri olaraküst sıralarda yer almıştır. Öğretmenler açısındaneğitim sistemi ile ilgili aksaklıklar <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>intemel nedenlerini oluşturmaktadır.Bununla birlikte öğretmenler, <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> sorunununönüne geçmek için yapılması gerekenler arasındaailelerin bilinç düzeylerinin yükseltilmesini ilksıraya koymuşlardır. Öğretmenlerin çabalarınındesteklenmesi bunu izlemektedir. Öğretmenlerin önplana çıkardıkları bir başka çözüm ise, toplumsalolarak eğitimden beklentinin artması ve ailelerineğitim düzeyinin yükseltilmesi için medyanındesteğinin sağlanması olmuştur.IV) İZLEME SİSTEMİ VE POLİTİKA ÖNERİLERİPolitika önerileri dört ana hedefin gerçekleştirilmesineyöneliktir:1. Okulu <strong>terk</strong> konusunda standartların oluşturulmasıve istatistik altyapısı ile izleme sistemininkurulması.2. Risk gruplarının belirlenmesi ve izlenmesi.3. Okulların kurumsal ve işlevsel kapasitesininarttırılması. Okulu <strong>terk</strong>in önlenmesine yönelikpolitika önerilerinin temelinde ve merkezinde“okul” bulunmaktadır.Kurumsal kapasitenin arttırılmasına yönelikpolitika önerileri, fiziksel kapasiteniniyileştirilmesini, okulların ekonomik gücününarttırılmasını, okul yönetim sistemininyenilenmesini, öğretmenlerin kapasiteleriile öğretmenlere sağlanan olanaklarıngenişletilmesini, rehberlik sistemininetkinleştirilmesini, etkin bir burs sistemikurulmasını ve mevcut hukuki düzenlemelerinuygulanmasının sağlanmasını içermektedir.İşlevsel kapasitenin arttırılmasına yönelik politikaönerileri ise, öğrencilerin okula aidiyetininarttırılmasını, okul ile ailelerin yakınlaşmasınınsağlanmasını, annelerin eğitim ve bilinç düzeyininyükseltilmesini, öğrencilerin güçlü ve zayıfyanlarının saptanması ve desteklenmesini, Türkçebilmeyen ve Türkçesi zayıf olan öğrencilere Türkçeöğretilmesini ve aile, veli, vasilerin mevcut hukukisürece ilişkin bilgilendirilmesini içermektedir.4. Ekonomik ve sosyal olanakların ve destekleringenişletilmesi. Ekonomik zorluklar nedeniyleeğitim dışında kalan ya da bu riski taşıyançocukların ve ailelerinin çeşitli fonlar veburslarla desteklenmesini, anne - çocuk eğitimprogramlarının genişletilmesini ve göç ile gelenailelerin desteklenmesini kapsamaktadır.Öte yandan izleme sistemi ve politikaların uygulamaçerçevesine ilişkin önerilerde kamu hizmetlerininalımı ile ailelerin çocuklarını okutmalarınınilişkilendirilmesini, ilkö¤retim diplomasızorunluluğunun genişletilmesini, çocuklarınçalıştırılmasının engellenmesini, ilkö¤retim çağındaolan sokak çocukları ve suçlu çocukların eğitimi ile ilgiliyasal çerçevenin netleştirilmesini, ilköğretime alternatifyasadışı kursların kapatılmasını, <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ile ilgiliiletişim stratejisi geliştirilmesi ve uygulanmasını,MEB içindeki kurumsal yapıda iş bölümünü ve “HaydiKızlar Okula” kampanyasının kurumsal bilgilerindenyararlanılmasını kapsamaktadır.10


I. BÖLÜMİLKÖĞRETİM OKULLARINDA OKULU TERKİN TANIMIGİRİŞTürkiye’de ve diğer ülkelerde yapılan<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> araştırmalarının en önemlisorunlarından biri kapsamlı vekarşılaştırılabilir bir <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> tanımınıngeliştirilememiş olmasıdır. Birçokfarklı araştırma <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> kavramınıtanımlamaya ve <strong>terk</strong> oranlarınıhesaplayabilecek bir yöntem geliştirmeyeçalışmaktadır. Okulu <strong>terk</strong> tanımı veölçme yöntemlerinin tutarlı olmamasıkarşılaştırmalı araştırmalar yapmayızorlaştırmakta ve yorum farklılıklarınayol açmaktadır. Tanımlardaki farklılıklaröğrencinin sistemden ne kadar süreyleayrı kaldığı, hangi nedenle ayrı kaldığı,hangi yaşlar ve sınıf düzeyinde ayrı kaldığıgibi unsurlara dayanmaktadır. Bu durumfarklı çalışmaların karşılaştırılmasınıgüçleştirmesinin yanı sıra tutarlı izlemepolitikaları geliştirmeyi de sınırlamaktadır.I.1. ULUSLARARASI ALANDA OKULU TERK TANIMI VE YAKLAŞIMLAROkulu <strong>terk</strong> en genel olarak eğitimin onaylı, resmibir diploma alınmadan sonlandırılması olaraktanımlanmıştır. Bu tanım kavramı “operasyonel”olarak kullanışlı kılmakla birlikte, eylemin davranışsalkarmaşıklığını yansıtmamaktadır. Örneğin Morrow(1999) eğitim sisteminden ayrılması okul tarafındanistenilen öğrencilerle, eğitimini tamamlayabilmebecerisine sahip olup ancak bırakmayı kendi terciheden öğrencilerin farklı tablolar çizdiğini ve <strong>okulu</strong><strong>terk</strong> tanımı çerçevesinde ayrıştırılmaları gerektiğinivurgulamaktadır. Bazı çalışmalar ve eğitim sistemleri,öğrenci ancak yasada belirtilmiş bir yaşa geldiğindeve hala eğitim sistemi içinde değilse <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>tenbahsetmektedirler. Başka araştırmacılar ise <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>için öğrencinin arka arkaya iki hafta izinsiz okuldanuzak kalmasını kıstas olarak almışlardır. Ancak butanım öğrencinin daha sonraki zamanlarda okula geridönüp diploma alması durumunda ortaya istatistikselsorunlar çıkarmaktadır. Uzun süreli devamsızlıklar,kayıt olmama veya hatta durumlarda başka okullaranakil, <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> olarak sayılabilmektedir. Diğer birtartışma eğitim sistemi dışında olmakla birlikteyetişkin eğitimi kurslarına giden öğrencilerin <strong>okulu</strong><strong>terk</strong> etmiş sayılıp sayılmayacağı üzerine yapılmaktadır.Tanım aşamasında karşımıza aşağıdaki sorularçıkmaktadır.1. Öğrencinin <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmiş sayılması için ne kadarsüreyle devamsızlık yapmış olması gerekir? İki haftamı, bir ay mı? Ya da yalnızca sınavlara girmek içinokula gelmek devam etme nedeni sayılacak mıdır?2. Bilişsel kapasite yetersizliği nedeniyle eğitimedevam edemeyenler <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmiş sayılmalımıdır?3. Örgün eğitim sistemi dışında (sekiz yıllık ilköğretimitamamlamadan) yetişkin eğitimi kurslarına devamedenler <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmiş sayılmalı mıdır?4. Başka bir ülkede eğitimine devam eden öğrenciler<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmiş sayılacak mıdır?Bu gibi sorular, hem içerik hem de sayısal anlamdatutarlı bir tanım geliştirebilmeyi güçleştiren durumlarıifade etmektedir.Okulu <strong>terk</strong> Cullen tarafından (2000) yasal okuldanayrılma yaşından önce ve/veya sınırlı ve gerekliformal nitelikleri edinmeden okuldan ayrılmaolarak tanımlanmaktadır. Bu tanımı niteliklerinyetersizliğinden kaynaklanan olumsuz sosyoekonomiksonuçları çerçevesinde daha geniş birdüzlemde ele almak gerekir. Okulu erken <strong>terk</strong> edençocuklar bireysel ve sosyal gelişim anlamında veişgücü piyasasında daha fazla yoksulluk ve toplumsaldışlanma riski taşımaktadırlar. Diğer bir tanım<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>i, eğitim ve öğrenime devam edebilme ve11


işgücü piyasasına girebilme gerekliliklerini yerinegetirememe olarak sunmaktadır (Kaufman, Alt, andChapman, 2004). Bu tanımlara bakıldığında <strong>okulu</strong><strong>terk</strong>in hem bireyin hem de ülkenin sosyal yaşamınaolumsuz etkisi tartışılmaz. Okulu <strong>terk</strong> eden bireyleraynı yaşta olan ve eğitimine devam etmiş bireyleregöre çok daha fazla sosyal risk altındadırlar (Ecksteinand Wolpin, 1999; Finn 1989). Okulu <strong>terk</strong>i azaltacak veokullulaşma düzeyini arttıracak etkin politikalarıngeliştirilmesi ancak <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>e yol açan faktörlerinbelirlenmesi ile mümkün olur.Öğrenciler çok farklı neden ve şekillerde eğitimsisteminin dışında kalmaktadır. Okulu <strong>terk</strong>itanımlarken, öncelikle okul seviyesinin (zorunlu,temel eğitim, ilköğretim birinci veya ikinci seviyesi,ortaöğretim, yüksek öğretim) ve <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>in çeşidinin(okula hiç başlamama, kısıtlı bir süre için okula devametmememe, mezun olmadan eğitim sisteminin dışınaçıkma) açıkca belirlenmesi gerekir (Jonasson andBlöndel, 2005).Bu anlamda, <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> kavramını karşılaştırmalıçalışmalar açısından güçleştirenin, aşağıda sayılan birçok kıstasın farklı şekillerde bir araya gelmesi olduğusöylenebilir:• Zorunlu ilköğretim aşamasının tamamlanmamasıve ileri eğitime devam edilememesi;• Gerekli niteliklerin oluşmaması veya diplomaalınamaması;• Yaş sınırına ulaşmadan eğitim sisteminin dışınaçıkılması;• İleri eğitime devam edilebilmesi için gerekenniteliklerin ve/veya belgelerin alınmaması;• İş gücüne katılım için gereken nitelikleri eldeetmeden sistemin dışına çıkılması.Bu kriterler <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> tanımı için kullanışlı birbaşlangıç noktası sağlamakla birlikte toplumunekonomik, kültürel ve sosyal konumuyla örtüşen dahaduyarlı ölçümler için yetersiz kalabilmektedir. Her nekadar “evrensel” bir tanım, karşılaştırmalı çalışmalariçin bir zorunluluk ise de ülkelerin kendilerine özgügereksinimleri, kültürel yapıları, tarihleri ya daeğitim sistemleri farklı tanımları ve ölçümleri gereklikılmaktadır.I.2 TÜRK‹YE’DE İLKÖĞRET‹M OKULLARINDA OKULU TERK TANIMITürkiye’deki mevcut hukuki çerçevede ilköğretimokullarında <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> başlığı altında bir tanımbulunmamaktadır. Bunun doğal nedeni de Türkiye’deilköğretimin zorunlu olmasıdır. Okulu <strong>terk</strong> buçerçevede yasal bir zorunluluğun yerine getirilmemesianlamına gelmektedir. Bu nedenle <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> hukukimevzuat içinde tanımlanamamaktadır.Bununla birlikte hukuki mevzuat içinde <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>yerine okula devamsızlık tanımlanmaktadır. İlgilihukuki düzenlemelerde, süre belirtilmeksizin üst üsteokula gelmeyen ve gelmeme mazereti aile-veli ya davasisi tarafından üç gün içinde okula bildirilmeyen;bu nedenle mülki amirlerin tebligatına uğrayan,buna rağmen okula gönderilmeyen öğrenciler süreklidevamsız sayılmaktadır.Mevcut hukuki çerçeve içinde devamsızlık halinerağmen kayıtlı öğrencinin ilköğretim okullundaki kaydıilköğretim çağı olan 14 yaşı bitene kadar korunmaktave ancak bu yaşın dolması halinde ilköğretim okulkaydı silinerek öğrencinin ilişkisi kesilmektedir.Mevcut hukuki çerçeve içinde öğrencilerin hangihallerde ilköğretim okulları ile ilişkisinin kesileceğiayrıca belirtilmiştir. Öğrencilerin okul ile ilişkisi sadecebu yasal dayanaklara bağlı olarak kesilmekte ve MEBde sadece bu öğrencilerin istatistiklerini tutmaktadır.Buna göre yasal olarak ilköğretim okulları ile ilişiğikesilen öğrenciler; ölüm, sağlık nedeni ile zorunlueğitim çağı süresince okula devam edemez raporualanlar, zorunlu eğitim çağını bitirenler ve diğerleridir.Hukuki mevzuat ve uygulamalar çerçevesindeTürkiye’de ilköğretim okullarında <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmiş biröğrenciyi tanımlayan unsurlar aşağıdadır:1. Sekiz yıllık bir ilköğretim <strong>okulu</strong>na kayıt yaptırmışolması;2. 14 yaşın altında olması;3. İzinsiz ve mazeretsiz sürekli devamsız olması;4. Bu süre içinde bir başka okula kayıt ve devamediyor olmaması;5. Bir sonraki dönem tekrar kayıt olmaması;6. Okuldan raporlu veya izinli olmaması;7. Ülke dışına çıkmamış olması.İlköğretim okullarında <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> konusu öncelikleyasal ve ortak bir tanımı olmaması nedeniyle daha daönem taşımaktadır. Okulu <strong>terk</strong> tanımının olmaması,bu konunun izlenmesini, boyutunun belirlenmesinive sorunun çözümü için öneriler geliştirilmesinisınırlandırmakta ve engellemektedir.12


II.BÖLÜMTÜRKİYE’DE İLKÖĞRETİM OKULLARINDA OKULUTERK İLE İLGİLİ MEVCUT DURUMUN TESPİTİ VEDEĞERLENDİRİLMESİGİRİŞİlköğretim okullarında <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>inizlenmesi ve önlenmesine yönelikpolitikalar geliştirilmesi ve bu amaçlabir saha araştırma çalışması yapılmasıöncesinde Türkiye’de ilköğretimokullarında <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ile ilgili mevcutduruma ilişkin tespit ve değerlendirmeleryapılmıştır. Çalışmaya konu olanilköğretim okullarında “<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>”,Türkiye’deki mevcut hukuki ve kurumsalçerçeve içinde “okula devamsızlık”olarak tanımlanmakta olup, çalışmanınbundan sonraki bölümlerinde iki terimde aynı anlamı ifade edecek şekildekullanılmaktadır.İlköğretim okullarında <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> konusuTürkiye’nin genel eğitim stratejileri vepolitikaları içinde önemli bir konu olarakyeni yer almaya başlamıştır. Nitekim bukonu Türkiye’nin orta-uzun vadeli stratejibelgelerinde ve AB yıllık Türkiye ilerlemeraporlarında yerini bulmaktadır:• Devlet Planlama Teşkilatı tarafındanhazırlanan ve resmi gazetedeyayınlanarak yürürlüğe giren 9.Beş YıllıkKalkınma Planı ana belgesinde EğitimStratejileri ve Hedefleri Başlığı altında2007-2013 dönemi içinde ilköğretimokullarında <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> oranlarınınazaltılması hedefi konulmuştur.• Avrupa Birliği’nin hazırladığı veTürkiye’nin yükümlülükleri ileuygulamalarının değerlendirildiği2004 ve 2005 yılı ilerleme raporlarındaeğitim başlığı altında ilköğretimkurumlarında <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>in yüksekolduğu vurgulanmakta ve azaltılmasıile AB oranlarına yakınlaştırılması talebiyer almaktadır (DPT, 2005; 2006).Bu çalışmada, eğitim stratejileri vepolitikaları içinde yer almaya başlayanilköğretim okullarında <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>konusu ile ilgili mevcut durum tespiti vedeğerlendirilmesi iki ana başlık altındayapılmıştır. Öncelikle Türkiye’de mevcutdurumun tespiti için güncel hukuki vekurumsal çerçeve incelenmiştir. Ardından,<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>in kurumsal çerçevesi ile bilgive istatistik alt yapısı değerlendirilmiş vemevcut sorun ve kısıtlar tespit edilmiştir.İlköğretim okullarında <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ile ilgilisayısal veriler zorunlu ilköğretimin 8 yılaçıkarıldığı 1997-1998 eğitim dönemindenitibaren incelenmiştir. Ancak bu konudaönemli kısıtlar olduğu ileride daha ayrıntılıolarak paylaşılacaktır.13


II.1. İLKÖĞRET‹M OKULLARINDA OKULU TERK ‹LE İLG‹L‹ MEVCUTHUKUK‹ VE KURUMSAL ÇERÇEVEOkulu <strong>terk</strong> ile ilgili mevcut hukuki çerçevenin,ilgili yasaların, yayınlanmış olan Bakanlıkgenelgelerinin incelenmesi ve hukuki çerçeveile oluşturulan mevcut kurumsal yapınındeğerlendirilmesi dışında; Milli Eğitim Bakanlığıyetkilileri, okul yönetimleri ve öğretmenler ilegörüşmeler yapılarak; ayrıca Eğitimde ve ToplumsalKatılımda Cinsiyet Eşitliğinin Sağlanması Projesikapsamında çalışmanın yapıldığı illerde kurulmuşolan sivil izleme gruplarının değerlendirmeleri degözönünde bulundurularak aşağıdaki tespitlereulaşılmıştır. Konuyla ilgili değerlendirmeler sırasında,<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ile ilişkili diğer konulardaki belge,araştırma ve çalışmalardan ve Milli Eğitimi Bakanlığıile ilgili diğer kurumların <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>e ilişkin sayısalverilerinden de yararlanılmıştır.II.1.1 Okulu Terk İle İlgili Mevcut Hukuki Çerçeveİlköğretim okullarında <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> konusu ile ilgilihukuki çerçeveyi oluşturan ve doğrudan düzenleyiciolan iki temel yasa ile iki yönetmelik bulunmaktadır.Bunlar;1- 1739 sayılı Milli Eğitim Yasası2- 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Yasası3- 2552 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretimKurumları Yönetmeliği4- 2424 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Milli EğitimMüdürlükleri Yönetmeliği’dir.Bu yasa ve yönetmeliklerin <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ile ilgili temeldüzenlemeleri aşağıda sunulmaktadır.1- Milli Eğitim Temel YasasıMilli Eğitim Temel Yasası, Türk milli eğitim sistemininyapısına ilişkin genel hükümleri düzenlenmektedir.Buna göre Türk milli eğitim sistemi örgün eğitimve yaygın eğitim olmak üzere iki ana bölümdenoluşmaktadır. Örgün eğitim içinde yer alan ilköğretim6-14 yaşlarındaki çocukların eğitim ve öğreniminikapsamaktadır. İlköğretim kız ve erkek bütünvatandaşlar için zorunludur.2- İlköğretim ve Eğitim Yasasıİlköğretim ve Eğitim Yasası <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ile ilgili olarak,ilköğretim okullarında kayıt ve kabul, okula devam,okula devamsızlık ile devamsızlık halinde izlenecekyöntem ve yaptırımları belirlemektedir.3- Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim KurumlarıYönetmeliğiİlköğretim Kurumları Yönetmeliği <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ileilgili olarak ilköğretim okullarında kayıt, kabul vedevam, okul tespitinin planlanması, yeni kayıt, okuldeğiştirme, nakil, yatılı ilköğretim bölge <strong>okulu</strong> ilepansiyonlu ilköğretim <strong>okulu</strong>na öğrenci kaydı, öğrencidosyası, veli zorunluluğu, devam zorunluluğu, dersedevamsızlık, devamın izlenmesi, özürlü devamsızlık,izin verme, okula geç gelme, ilişik kesme, öğrenimbelgesi, nakil belgesi, öğrenci belgesi ve diplomalarınhazırlanması konularını düzenlemektedir.4- Milli Eğitim Bakanlığı Milli Eğitim MüdürlükleriYönetmeliğiMilli Eğitim Müdürlükleri Yönetmeliği <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ileilgili olarak il ve ilçe milli eğitim müdürlükleriningörev, yetki ve sorumluluklarını düzenlemektedir.Yönetmelikle öğrencilerin okullara dağılımınısağlamak, istatistiksel verileri toplamak, öğrencileriizlemek ve değerlendirmek, mecburi öğrenimçağındaki çocukların okula devamlarını sağlamak vetakip etmek konuları düzenlenmektedir.14


II.1.2 Okulu Terk İle İlgili Mevcut Kurumsal ÇerçeveOkula devamsızlık ve <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ile ilgili kurumsalyap›y›, aşamalarını ve taraflarını yukarıda sunulanhukuki çerçeve belirlemektedir.Buna göre okula devamsızlık ve <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ile ilgilikurumsal taraflar aşağıda sunulmaktadır. Kurumsaltarafların çeşitli aşamalarda çeşitli görev vesorumlulukları ortaya çıkmaktadır. Aşağıdabu aşamalara bağlı kalınarak kurumsal taraflarve her aşamadaki görev ve sorumluluklarısunulmaktadır.1- Öğrenci Velisi veya Vasisi veya Aile BaşkanıÇocuğun mecburi ilköğretim kurumlarına düzenlidevamını sağlamakla ve özrü yüzünden okulagidemeyen çocuğun devamının en geç üç gün içindeokul idaresine bildirmekle yükümlüdür.2- Mülki Amirler, İlköğretim Müfettişleri ve ZabıtaTeşkilatıİlköğrenim çağındaki çocukların mecburi ilköğretimkurumlarına devamlarını sağlamakla, veli veya vasiveya aile başkanlarına ve okul idarelerine yardımla veher türlü tedbiri almakla görevlidir.3- Okul Yönetimi ve İlköğretim MüfettişleriOkula devam etmeyen öğrencilerin devamsızlıksebeplerini araştırmakla ve devama engel olanmaddi ve manevi sebeplerin giderilmesine çalışmaklayükümlüdürler. Bu sebeplerin giderilmesi mümkünolmadığı takdirde okul yönetimi ve ilköğretimmüfettişleri durumu köylerde muhtara, diğer yerlerdemülki amirlere bildirmekle yükümlüdürler. Bumakamlarda gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür.Okul idaresinin bu görevleri devamsız öğrencilerhakkındaki kovuşturmanın her safhasında devametmektedir.4- MuhtarlarHer öğretim dönemi öncesinde okul çağı içindebulunan çocukların bir listesini en geç öğretimdöneminin başlaması okul yönetiminin yukarıdaki gibibir durumu bildirmesi ardından en geç üç gün içindedurumun veli veya vasi veya aile başkanlarına tebliğinisağlarlar.Yapılan tebliğde okulca kabul edilecek geçerli sebeplerdışında çocuğun okula gönderilmemesi halinde idaripara cezası ile cezalandırılacağı bildirilir.5- Okul YönetimiMuhtarlıkça ve mülki amirce yapılan tebliğe rağmen,çocuğunu okula göndermeyen veli veya vasi veya ailebaşkanlarına okul yönetimince tespit edilen çocuğunokula devam etmediği her gün için 10 YTL idari paracezası verilmektedir. Bu para cezasına rağmençocuğunu okula göndermeyen veya göndermemesebeplerini okul yönetimine bildirmeyen veli veyavasi veya aile başkanına 300 YTL idari para cezasıkesilmektedir.6- Mülki AmirMülki amirlik para cezasına ilişkin kararın üç güniçinde ilgililere tebliğ edilmesini sağlar. Kararın birörneği öğrencinin veli veya vasi veya aile başkanına,bir örneği ilgili eğitim müdürlüğüne, bir örneğide gereği yapılmak üzere mahalli özel idareyegönderilmektedir.II.1.3 Okula Devamsızlık ve Okulu Terk İle İlgiliBilgi ve İstatistik Alt YapısıOkula devamsızlık ve <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ile ilgili ana bilgikaynağı ilköğretim okullarıdır. İlköğretim okullarındaokul yönetimleri okullarına ilişkin istatistiksel bilgilerisürekli ve düzenli olarak oluşturmakla yükümlüdür.Okullarda öğrenim gören öğrenci sayıları, devamsızöğrenci sayıları ve <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmiş olan öğrencisayılarının istatistiksel bilgiler içinde tutulmasızorunludur.İlköğretim okullarında okul yönetimlerinceoluşturulan bilgiler iki kanaldan Milli Eğitim Bakanlığıteşkilatı ve örgütlerine akmakta ve bu konudakinihai bilgiler Milli Eğitim Bakanlığı Strateji Geliştirme15


Başkanlığı İstatistik Dairesi’nde toplanmakta,düzenlenmekte ve kamu karar alıcılarının kullanımınave kamuoyunun bilgisine sunulmaktadır.Strateji Geliştirme Başkanlığı İstatistik Dairesi düzenliolarak gelen bu bilgileri toplamakta ve Türkiye geneliiçin bilgi ve istatistikler oluşturmaktadır.1- İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerine GönderilenBilgi ve İstatistiklerİlköğretim okullarında okul yönetimleri her yıl yeniöğretim dönemi başında eylül ayında ve öğretimdönemi içinde her ay sonunda bağlı oldukları ilçe millieğitim müdürlüklerine okullarına ilişkin düzenli bilgive istatistik hazırlamak ve göndermek ile yükümlüdür.Gönderilen bilgi ve istatistikler içinde yeni öğretimdönemi başında Eylül ayı itibari ile öğrenci sayıları,yeni kayıt olanlar, nakil ile ayrılanlar ve kayıtyaptırması gerekli olmasına rağmen kayıt yenilemeyenve yeni kayıt yaptırmayan öğrenci sayılarının bilgileriilçe milli eğitim müdürlüklerine iletilmektedir.Öğretim dönemi içinde yine her ay sonu itibari ilebilgi ve istatistikler içinde öğrenci sayıları, nakil ileyeni gelen öğrenci sayısı, nakil ile ayrılan öğrencisayıları ile devamsız olan ve <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> eden öğrencisayıları bildirilmektedir. Aynı dönemde okuladevamsız olan veya hiç kayıt yaptırmamış olanlardankayıt yenileyenler ile okula geri dönerek yeni kayıtyaptıranların bilgi ve istatistikleri de sunulmaktadır.Bu bilgiler her ay için aylık gelişmeler ve ay sonuitibari ile stok bilgiler olarak düzenlenmektedir.İlçe milli eğitim müdürlükleri kendilerine bağlıilköğretim okullarından düzenli olarak gelen bubilgileri yeniden düzenleyerek ve toplulaştırarakil milli eğitim müdürlüklerine göndermektedir. İlmilli eğitim müdürlükleri de farklı ilçe milli eğitimmüdürlüklerinden gelen bilgileri birleştirerek MilliEğitim Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı’nailetmektedir.2- Bilgi İşlem Altyapısı (İLSİS) İle Gönderilen Bilgi veİstatistiklerİlköğretim okullarının oluşturdukları bilgi veistatistikleri gönderdikleri ikinci kanal ilköğretimokullarında İLSİS projesi ile oluşturulan bilgi işlemaltyapısıdır. İLSİS projesi Milli Eğitim Bakanlığınabağlı tüm okulların, ilçe ve il milli eğitim müdürlükleriile Bakanlığın merkez teşkilatı arasında bilgisayar veinternet – intranet temelli iletişimin sağlanması vetüm işlerin bilgi teknolojileri aracılığı ile yürütülmesinihedefleyen bir yönetim bilgi sistemi kurulmasıprojesidir. 1987 yılında başlayan proje önemli ölçüdetamamlanmış ve uygulamaya geçilmiştir.Bu bilgi yönetim sistemi içinde ilköğretim okullarıpersonel (özlük, atama, inceleme, soruşturma, teftiş),kurumlar (özel kurumlar, devlet kurumaları),arşiv – evrak, istatistik, norm işlemleri, öğrencidevam – devamsızlık, kitap seçimi ve yönetim anamodülleri ile işlemlerini bilgisayar ortamında gerçekleştirebilmektedir. Bunlara ilişkin tüm bilgi, verive istatistikler ilçe ve il milli eğitim müdürlükleri ilemerkez teşkilatına anında (online) ulaştırılmakta vepaylaşılmaktadır. Merkez ve taşra teşkilatı ilköğretimkurumlarının oluşturduğu bilgi ve istatistiklerikullanarak gelen ve giden evrak takibini, kurum bilgileritakibini, kurumla ilgili istatistikleri, kurumda çalışanpersonel ile ilgili bilgileri, kuruma ait norm bilgileri vekurumlarda okutulan kitapları takip edebilmektedir. Buyönetim bilgi sistemi ile ilköğretim kurumları öğrencibilgilerini, okula devam, devamsızlık bilgilerini ve <strong>okulu</strong><strong>terk</strong> bilgilerini sisteme düzenli olarak girmekte, bilgi veistatistik alt yapısı oluşturulmaktadır.II.1.4. Mevcut Hukuki Ve Kurumsal Çerçeve İçin DeğerlendirmeKapsamlı bir hukuki ve kurumsal çerçeve mevcutolmasına rağmen ilköğretim okullarında <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>sürmekte ve önemli bir sorun oluşturmaktadır.Aşağıda mevcut hukuki ve kurumsal yapının sorunlarıve kısıtları ile ilgili değerlendirmeler sunulmaktadır.• 222 Sayılı Yasa Uygulan(a)mamaktadır222 sayılı Yasada okula devamsızlık gösteren çocuğunveli, vasi veya aile başkanı ile ilgili öngörülen idaricezalar uygulan(a)mamaktadır. Süreç genellikle, okulyönetimi, ilçe ve il eğitim müdürlükleri, muhtar veyamülki amirliklerden herhangi birinde kesilmekteve 222 sayılı yasada belirtilen ve cezai müeyyidegerektiren suçlar cezasız kalabilmektedir. Cezalarverilse bile uygulaması geciktirilmekte veya askıyaalınabilmektedir.Veli, vasi veya aile başkanı sıfatını taşıyan kişiler decezai müeyyidelerin uygulanmasındaki aksaklıklarıbildiği için 222 sayılı Yasanın yaptırım gücüzayıflamakta ve hatta ortadan kalkmaktadır.16


222 sayılı Yasa uygulamasında önemli bir sorun dasiyasi tercihler ve kararlardır. Okula devamsızlık ileilgili olarak 222 sayılı Yasada öngörülen işlemlerin veyaptırımların uygulamasının her aşamasında siyasitercihler nedeni ile baskılar, telkinler ve ertelemeleryaşanabilmektedir.• Okul Yönetimi ve Okul Müdürünün Sınırlı YetkileriOkul yönetimi ve okul müdürünün devamsızöğrenciler ve veli, vasi veya aile başkanları ile ilgilidoğrudan bir yaptırım yetkileri bulunmamaktadır.Bu nedenle çocuğu okulda tutma konusunda etkiliolamamaktadırlar. Okul yönetimi ve okul müdürü222 sayılı Yasada sadece öğrencinin velisi, vasisi veyaaile başkanı ile ilgili yaptırımların uygulanması içingerekli mercilere başvurmakla sorumludurlar ve tümyaptırımlar okul yönetimi ve okul müdürü dışındakikurumların yetkisinde bulunmaktadır.Okul yönetimi ve okul müdürleri çocuğu okula kendiyetkileri ile getiremediği gibi 222 sayılı Yasa gereğibaşlattığı işlemler nedeni ile ailenin, çocuğu çalıştıranişverenin veya ilgili üçüncü kişilerin çoğu zaman siyasiağırlık taşıyan baskıları ile de karşılaşabilmektedirler.• Okul Kayıt Sisteminin EsnekliğiOkula kayıt yaptıran bir öğrenci sürekli devamsızlıkyapmasına rağmen 14 yaşını bitirene kadar sistemiçinde kayıtlı tutulmaktadır. Okula kayıt yaptırmasıardından öğrenci, rapor hakkı dahil yasal tümhaklarını kullanarak okula gelmeyebilmekte, okulyönetiminin esnek olması ile yasal süresini doldursabile okula gelmemeyi sürdürebilmektedir. Böylebir öğrenci kayıt yaptırmış olduğu için sisteminiçinde yer almakta, ancak okulla ve eğitimle ilgisibulunmamaktadır. Çocukları okulda tutmayı veeğitimlerini tamamlamalarını sağlamak amacıylakoyulan kaydın çağ yaşı sona erinceye kadarsilinmemesi kuralı, bazı durumlarda çocukları veailelerini aksi yönde teşvik edebilmektedir.Yine 222 sayılı Yasa gereği, öğrenci üst üste mazeretsizgelmediği takdirde -ki burada gün sayısınınbelirtilmemiş olması ayrı bir sorun yaratmaktadır- okulyönetimi devamsızlık işlemine başlamakta, ancaköğrenci izleyen günlerde okula 1 gün bile gelse işlemlerdurmakta, ceza ortadan kalkmaktad›r. Bu süreçtençoğunlukla aile de bilgi sahibi olmaktadır.• Nüfus Sayımı, Kaydı ve Güncellemesinin SağlıklıOlmamasıOkulun eğitim haritası içinde yer alan ve ilköğretimçağında olan çocuklar ve bunların ailelerine ilişkinnüfus kayıtları ve güncellemesi sağlıklı değildir.Nüfus sayımı dönemlerinde ikamet edilen yerlerdengenellikle kırsal alana, köylere gidilmesi ve oradasayılarak kayıt olunması nüfus bilgilerini sağlıksızkılmaktadır. Okul çağı nüfus, okullulaşma, okula kayıtve devam istatistikleri tutarlı olmamaktadır.Nüfusa kayıt olmayanlar ya da nüfusa kayıtlıolup ikametgah kaydı çıkarılmamış olanlarbulunmaktadır. T.C. kimliği olmayan ve okul çağınagelen çocuklar nüfus bilgilerinde ve istatistiklerindegörülmemektedir.• Kayıtlı Adres ve İkametgah Adreslerinde YaşananSıkıntılarÖğrencinin okul yönetiminde görülen kayıtlı adresi(ikametgah adresi) ile ilgili sorunlar yaşanmaktadır.Aileler çeşitli nedenlerle hareketlidir ve taşınarakadres değişiklikleri olmaktadır. Yeni adreslerbildirilmediği ve yeni ikametgahlar alınmadığıiçin okuldan ayrılan / <strong>terk</strong> eden öğrencinin takibiyapılamamakta, bu öğrencinin izi kaybolmaktadır.Beyana bağlı olarak ailenin verdiği ikametgahadresleri doğru çıkmayabilmektedir.Göç ya da taşınma dolayısıyla, öğrencinin okuldanve muhtarlıktan nakili alınmıyor ve yeni gidilenyerde okula kaydı ve muhtarlığa ikametgah kaydıyaptırılmıyor ise, öğrencinin izi kaybolmakta, aile veçocuk bulunamamaktadır. Yeni okul eski okuldan nakilistemeden yeni kayıt yaptırıyor ise bu kez çocuk sistemiçinde kalmakta ancak ayrılan okulda çocuk süreklidevamsız olarak gözükmektedir.• T.C. Nüfus Kağıdı Olmaksızın Kayıt YapılmasıÖğrenciler sadece ikametgah adreslerinin bildirilmesive nüfus kağıtlarının olmamasına rağmen ilköğretimkurumlarına kayıt olabilmektedir. Nüfus kaydıolmaksızın kayıt yaptıran öğrencinin devamsızlığıve adresinde bulunmaması halinde nüfus ve kimlikbilgilerine dayalı olarak öğrencinin izlenmesiolanaksız hale gelmektedir.• Okullarda Sağlıklı Bilgi ve İstatistik AltyapısıOlmamasıİlköğretim kurumlarında okul yönetimleri okulailişkin istatistik bilgileri her yıl eylül ayında veeğitim döneminde her ay sonunda ilçe milli eğitimmüdürlüklerine göndermekle yükümlüdür.Bu amaçla İLSİS projesi ile oluşturulan bilgiişlem altyapısına rağmen, bilgi ve istatistiklerinhazırlanması ve paylaşılması konusunda okullardakiyetersizlikler nedeni ile sıkıntılar yaşanmakta,17


ilgiler düzenli ve tam olarak ilçe milli eğitimmüdürlüklerine gönderilmemektedir. Bilgi işlemaltyapısını kullanacak ve güncelleyecek öğretmenve teknik elemanların olmaması, teknik arızlarınyaşanması ve giderilmesinin zaman alması, bilgisayarkullanma alışkanlığının olmaması, yeterli zamanayrılmaması gibi sorunlar nedeni ile İLSİS projesindepotansiyel etkinliğe ulaşılamamaktadır. Bu nedenleokula devamsızlık ve <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>ler ile ilgili sağlıklı bilgiüretimi ve bilgi akışı olmamaktadır.II.1.5 Okulu Terk Konusunda Okulların Mevcut Konumuİle İlgili Değerlendirmeİlköğretim okullarında <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> konusunda enönemli kurumsal yapı okullardır. Bu aşamada <strong>okulu</strong><strong>terk</strong> konusunda ilköğretim okullarının mevcutkonumu ile ilgili değerlendirmede bulunmak önemtaşımaktadır.• Okulu Terke İlişkin Standart Tanım EksiklikleriBulunmaktadırOkullar içinde <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ile ilgili en öncelikli ve önemlikonu <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ile ilgili olarak tanım ve standartlarınolmamasıdır. Kurumsal olarak okullar ve okulyönetimleri <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>i farklı şekillerde algılamakta veyorumlamaktadır. Bu nedenle Türkiye genelinde <strong>okulu</strong><strong>terk</strong> ile ilgili okullarda farklı yaklaşım ve uygulamalarile karşılaşılmaktadır.• Okulu Terk İçin Oluşturulmuş Risk Grupları veİzleme Sistemleri BulunmamaktadırMevcut hukuki ve kurumsal çerçeve okullara,öğrencinin devamsızlığı halinde etkin görev vesorumluluk yüklememektedir. Bu yüzden okullar da, bukonuya yönelik özel çalışmalar yapmamakta, örneğin<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> potansiyeli olan çocukları hedef alan riskgrupları oluşturmamaktadırlar. Okullarda farklırisk gruplarına yönelik çalışmalar yapıldığı halde,<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> konusu özelinde belirlenmiş risk gruplarıbulunmamaktadır.Okulu <strong>terk</strong> etme riski taşıyan öğrencilerinbelirlenmemiş olduğu için, bu öğrencilerin <strong>okulu</strong><strong>terk</strong>lerini önlemek amacı ile <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> izlemesistemleri de kurulmamaktadır. Okullar, <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ileilgili olarak öğrencinin sürekli devamsızlığı sonrasındamevcut hukuki çerçevenin düzenlediği görevleriyerine getirmekte, hiçbir şekilde önleyici tedbirleralmamaktadırlar.• Okulu Terkin Önlenmesine Yönelik Okul VeOkul Yönetimleri İçin Yeterli Görev, Yetki VeSorumluluk BulunmamaktadırOkulu <strong>terk</strong>in önlenmesi konusunda mevcut hukukive kurumsal çerçeve içinde okullara verilen görev,yetki ve sorumluluklar sınırlıdır. Sadece hukuki veidari alanda sürekli devamsızlık fiilinin oluşmasıardından okulların görev ve sorumluluklarıbaşlamaktadır. Öğrencilerin <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>inin öncedenönlenmesine yönelik olarak okullara verilmiş olangörev, yetki ve sorumluluklar bulunmamaktadır.• Okulu Terkin Önlenmesine Yönelik OkullarınKurumsal Kapasitesi SınırlıdırOkulların öğrencilerin <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>inin öncedenönlenmesine yönelik kurumsal kapasiteleri sınırlıdır.Bunun temel nedeni okullara mevcut hukuki yapıiçinde bu konuda bir görevlendirme verilmemişolmasıdır. Rehberlik merkezleri ve rehberliköğretmenleri dışında okullar içinde <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> iledoğrudan veya dolaylı ilişkili olan kurumsal birimlerde bulunmamaktadır.• Okul İle Çevresinin Okulu Terk Konusunda İletişimiVe İlişkileri SınırlıdırOkulların, eğitim haritaları içinde yer alan çevresiile <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> konusundaki iletişimi ve ilişkilerisınırlıdır. Bu sınırlılık, karşılıklı olarak iki taraftan dakaynaklanmaktadır. Okullar için, mevcut yapıiçinde, <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> henüz sınırlı önceliğe/önemesahip bir konudur; okul çevresinin de <strong>okulu</strong><strong>terk</strong>in önemi/boyutu ile ilgili farkındalığı henüzyetersizdir.18


II.2. İLKÖĞRETİM OKULLARINDA OKULU TERK SAYILARITürkiye’de ilköğretim okullarında <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> sayılarınailişkin sağlıklı veriler bulunmamaktadır. Bunun çeşitlive önemli nedenleri bulunmaktadır.Öncelikle mevcut hukuki çerçeve içinde ilköğretimdesekiz yıllık eğitim zorunludur ve “<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>” yasalolarak bir suç oluşturmaktadır. Bu nedenle <strong>okulu</strong><strong>terk</strong> başlığı altında veri ve istatistik oluşturulmasıhukuki çerçevenin doğasına aykırıdır. Ancak bunarağmen <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>ler fiilen oluşmaktadır. Mevcuthukuki çerçeve içinde bu fiiller sürekli devamsızolarak takip edilmektedir. Ancak bu konuda ortakbir tanım olmaması nedeniyle sağlıklı bir bilgioluşturulamamaktadır. Daha önceki bölümlerdebelirtildiği gibi istatistik altyapılarının henüztam ve etkin şekilde kullanılamaması da <strong>okulu</strong><strong>terk</strong> konusunda sağlıklı bilgilerin oluşmasınıengellemektedir.Milli Eğitim Bakanlığı <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ile ilgili sayısalbilgileri ilköğretim okullarında yıllara göre ilişiğikesilen öğrenci sayıları şeklinde tutmaktadır. Bubilgiler yasada gösterilen nedenlerle ilişiği kesilenöğrenci sayılarının içermektedir. Bunlar zorunluöğrenim çağı süresince okula devam edemez raporualanlar, zorunlu öğrenim çağını bitirenler, ölümler vediğer nedenlerle ilişiği kesilenleri kapsamaktadır. MilliEğitim Bakanlığı’nın bu kapsamdaki verileri Tablo 1’desunulmaktadır.Yıllar itibari ile ilköğretim okullarında okuyan öğrencisayılarındaki gelişmeler <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ile ilgili olarakönemli bilgiler sunmakta, bir üst sınıflara geçiştekideğişim ve özellikle azalmalar <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> eden öğrencisayıları için önemli bir gösterge olmaktadır. Buçerçevede Şekil 1-6’da, Türkiye geneli ve araştırmayakonu olan illerdeki öğrenci sayıları sekiz yıllık zorunlueğitiminin başladığı 1997-1998 yılından itibaren her yılve her sınıf için kız-erkek ayrımı ile sunulmaktadır.1997-1998 yılında birinci sınıfta okuyan toplam öğrencisayısı 1.360.720 iken bu öğrencilerin mezun oldukları2004-2005 yılında sekizinci sınıf toplam öğrenci sayısı1.159.509’dur. Öğrenci kaybı toplamda yüzde 14.78,erkek öğrencilerde yüzde 12.77, kız öğrencilerde iseyüzde 17.12’dir.1998-1999 yılında birinci sınıftaki toplam öğrenci sayısıise 1.351.332’dir. Bunların 721.447’si erkek, 635.185’i kızöğrencidir. 2005-2006 yılında sekizinci sınıfta okuyanöğrenci sayısı ise 1.144.005’dir. Bunların 619.004’üerkek, 524.941’i kız öğrencidir. Buna göre öğrenci kaybıtoplamda yüzde 18.1, erkek öğrencilerde yüzde 16.54,kız öğrencilerde ise yüzde 21’dir.Yıllar itibari ile üst sınıflara geçişteki azalmanın veöğrenci kaybının tamamını <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ile açıklamakdoğru değildir. Hukuki gerekçeler başta olmak üzereçeşitli nedenlerle zorunlu sekiz yıllık ilköğretimdeortalama yüzde 15 oranında öğrenci kaybıyaşanmakta ve bu oranlarda öğrenci ilköğreniminitamamlayamamaktadır.İller bazında bakıldığında ise bu oranların farklılıklargösterdiği görülmektedir. İllerde yıllar itibari ileDiyarbakır ve Şanlıurfa örneklerinde olduğu gibiöğrenci sayısında çok daha yüksek oranlı azalmalar(<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>) meydana gelmektedir.Hem Türkiye genelinde hem de illerde kızöğrencilerdeki kayıplar erkek öğrencilere göre dahayüksektir.Yine illerde ve Türkiye genelinde öğrenci sayısındakiazalmanın (<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>in) 4. sınıfta başladığı veözellikle 5. ve 6. sınıflarda hızlandığı görülmektedir.19


ŞEK‹L. 3 ERZURUM-İLKÖĞRET‹ME DEVAM EDEN ÖĞRENC‹LERŞEK‹L. 4 KONYA-İLKÖĞRET‹ME DEVAM EDEN ÖĞRENC‹LER22


ŞEK‹L. 5 MARD‹N-İLKÖĞRET‹ME DEVAM EDEN ÖĞRENC‹LERKaynak: MEB Strateji Geliştirme Başkanlığı,2006ŞEK‹L. 6 ŞANLIURFA-İLKÖĞRET‹ME DEVAM EDEN ÖĞRENC‹LERKaynak: MEB Strateji Geliştirme Başkanlığı,200623


II.3 MEVCUT DURUMA İLİŞKİN TEMEL SAPTAMALARSekiz yıllık zorunlu ilköğretimde yaşanan <strong>okulu</strong><strong>terk</strong> ile ilgili yapılan tespit ve değerlendirmelersonucunda oluşturlan temel saptamalar aşağıdasunulmaktadır.1- Türkiye’de sekiz yıllık ilköğretimde <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>önemli bir sorundur.2- Kamu otoritesinin de gündemindedir ve kamukesiminde farkındalık artmaktadır. Uzun vadelistrateji belgelerinde ilk kez <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>in azaltılmasıyer almaya başlamıştır. Konu, 9. Beş Yıllık KalkınmaPlanı ve AB Türkiye ilerleme raporlarında yeralmaktadır.3- Milli Eğitim Bakanlığı öncelikli olarak ilköğretimdeokullulaşma, özellikle kız öğrencilerin kayıtve okullulaşması konusuna ağırlık vermekte,uygulama ve politikalarını bu aşamada belirtilenalanlara yoğunlaştırmaktadır.4- Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde çalışmanınyapıldığı dönemde ilköğretim kurumlarında <strong>okulu</strong><strong>terk</strong>e yönelik özellikli ve ayrıcalıklı bir çalışmabulunmadığı görülmüştür. Ancak okullulaşmanınartması amacıyla yapılan Haydi Kızlar OkulaKampanyası çerçevesinde <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmişöğrencilerin geri kazandırılması da önemli birhedef haline gelmiş ve bu konuda da önemliilerlemeler sağlanmıştır.5- İlköğretim sekiz yıllık ve zorunlu olmasınave bunu düzenleyen kapsamlı bir hukuki vekurumsal çerçeve bulunmasına rağmen <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>olmaktadır. Bunun ana nedeni başta 222 sayılıİlköğretim ve Eğitim Yasası olmak üzere hukukiçerçevenin etkin biçimde uygulan(a)mamasıdır.Okulu <strong>terk</strong>in kurumsal tarafları çeşitli aşamalardamevcut hukuki yükümlülükleri uygulamamaktadır.Burada siyasi kaygılar başta olmak üzere çeşitlinedenler bulunmaktadır.6- İlköğretimde <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ile ilgili ortak ve standartbir tanımın bulunmaması önemli bir eksikliktir.Okulu <strong>terk</strong> sorununun tartışılması aşamasındanitibaren soruna çözüm üretilmesine kadarher aşamada bu eksiklik önemli bir sorunyaratmaktadır.7- Devamsızlık ve <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>e ilişkin sağlıklı vedüzenli bilgi ve istatistik oluşturulması konusundada sıkıntılar ve eksiklikler yaşanmaktadır. MilliEğitim Bakanlığı bünyesinde toplanan devamsızlıkve <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> istatistikleri Bakanlığın eğitimistatistikleri yıllıklarında ve internet sitesindeyayınlanmamaktadır.8- İlköğretimde <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>in azaltılması veönlenmesine ilişkin genel hedefler olmasına karşınbuna yönelik olarak kamuoyu ile paylaşılmışstrateji ve politikalar bulunmamaktadır.9- İlköğretimde etkin bir <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> izleme sistemibulunmamaktadır. Okulların düzenli olaraktutmakla yükümlü olduğu istatistik bilgileriçinde devamsızlık ve <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> verileri de yeralmaktadır. Ancak bu bilgiler sadece istatistikolarak düzenlenmekte ve bunun dışındabir okul performans ölçütü, yaptırım aracı,politika geliştirme girdisi vb. gibi amaçlar içinkullanılmamaktadır.10- Okullara, <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>in izlenmesi ve önlenmesineyönelik somut hedefleri verilmemiştir; okullarınbu konuda görevlendirme, performans ölçümü vedeğerlendirme ihtiyaçları bulunmaktadır.11- İlköğretimde <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>i azaltma ve önlemeyeyönelik olarak “risk gruplarının” oluşturulması,izlenmesi ve <strong>terk</strong>in önceden engellenmesi gibiunsurları içeren izleme değerlendirme sistemibulunmamaktadır.12- Bununla birlikte şartlı nakit transferi gibiokullulaşmayı ve öğrencileri okulda tutmayıhedefleyen önemli uygulamalar bulunmaktadır.Bu düzenleme, okullulaşma konusunda önemlikatkılar sağlamakla birlikte, özellikle ailelerinilave gelir için çocuklarının eğitimini pazarlıkaracı haline dönüştürmesi gibi önemli riskler detaşımaktadır.13- İlköğretim okullarında yer alan rehber öğretmenlerve Rehberlik Araştırma Merkezlerinin <strong>okulu</strong><strong>terk</strong> konusunda işlevinin ve katkısının dahenüz istenilen yapıda ve seviyede olmadığıgörülmektedir.14- İlköğretim okullarında zorunlu olmasına rağmençocuklarını okula göndermeyen veli, vasi veyaaile başkanı için cezai müeyyideler bulunmaktaancak bunlar uygulanamamakta; bu esnek tutumailelerin keyfi biçimde hareket etmelerine nedenolmaktadır.15- İlköğretim kurumlarında <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>in azaltılmasıve önlenmesine ilişkin olarak Milli Eğitim Bakanlığıile diğer kamu kurum ve kuruluşları arasında daha24


III. BÖLÜMTÜRKİYE’DE İLKÖĞRETİM OKULLARINDAOKULU TERKİN NEDENLERİ VE SONUÇLARINAİLİŞKİN SAHA ARAŞTIRMA ÇALIŞMASI VE TEMELBULGULARIGİRİŞOkulu <strong>terk</strong> kavramını literatürdeincelediğimizde tanımı üzerinde kesinbir anlaşmaya varılmış olmadığıgözlenmektedir (Crowder and South,2003; Entwistle, et al, 2005; Christensonand Thurlow, 2004). Saha çalışmasındabenimsenen <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> kavramı çok dahagenel bir çerçeveyi kapsamaktadır; sekizyıllık zorunlu eğitimi tamamlamadan,ölüm dışında başka nedenlerle okuldanayrılmış ve başka bir eğitim kurumunadevam etmeyen çocuklar <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmişolarak tanımlanmışlardır.Eğitimde ve Toplumsal Katılımda CinsiyetEşitliğinin Sağlanması Projesi kapsamındayürütülen bu çalışma ana projenin çalışmailleri olan İstanbul, Diyarbakır, Şanlıurfave Mardin’in yanı sıra <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>in ağırlıklıolarak görüldüğü Konya ve Erzurum’dauygulanmıştır.Okulu <strong>terk</strong> davranışının nedenlerini vesonuçlarını incelemek amacıyla yapılansaha araştırmasında iki farklı aşamadanitel ve nicel yöntemler uygulanmıştır.Nitel yöntemde <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmiş çocuklar,çocukları <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmiş anne -babalarve ilköğretim okullarında görev yapanöğretmenler ve okul idarecileri ilebirebir görüşmeler yapılmıştır. Yaklaşık6 aylık bu süreçte, aileler evlerindeziyaret edilmiş ve okullara gidilmiştir.Bu yöntem <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> sorununa birincielden bir bakış açısı kazanılmasınısağlamış, kişilerin deneyimlerini kendiifadeleri ile duymamızın yanı sırayaşam şartlarını anlamamıza yardımcıolmuştur. Nitel yöntemin sonuçları<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> sorunu hakkında kapsamlı vedetaylı bilgi sunmakta ancak tek başınayeterli olmamaktadır. Bu yöntemlegörüşülen kişilerden alınan bilgileringenelleştirilmesi için daha büyüksayıda bir gruptan bilgi almak ve buverileri istatistiklerle desteklemekgerekmektedir. Bu amaçla, sahaçalışmasının ikinci aşamasında nitelveriler ışığında hazırlanmış olananketlerle toplam 2356 kişinin katıldığıkapsamlı bir nicel çalışma yapılmıştır.Her iki çalışmanın verileri birbirindenbağımsız olarak analiz edilmiş veraporlanmıştır. Nitel yöntem bize<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> sorunun aktörlerinin özneldüşünceleri, yorumları ve önerilerihakkında bilgi verirken, nicel yöntemnesnel veriler elde etmemizi sağlamıştır.Bulgular karşılaştırıldığında, nitel venicel verilerin büyük ölçüde birbirinidesteklediği görülmektedir.Aşağıdaki bölümlerde çalışmanınmetodolojisi, ardından da bulgularanlatılmaktadır.27


III.1 METODOLOJİIII.1.1 Nitel YöntemAraştırma alanları olarak belirlen 6 ilde (İstanbul,Konya, Erzurum, Diyarbakır, Mardin, Şanlıurfa)Erzurum dışında <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmiş çocuklar, anne/babaları, okula devam etmekte olan çocuklar, anne/TABLO. 2 DER‹NLEMES‹NEGÖRÜŞMELERİllerDiyarbakır 11İstanbul 14Konya 5Mardin 11Şanlıurfa 9Toplam 50babaları, ilköğretim öğretmenleri ve okul yöneticileriile kapsamlı derinlemesine görüşmeler yapılmıştır.Görüşme yapılacak kişileri belirleyebilmek için buillerde yer alan AÇEV ofislerindeki anne ve çocukkayıtları kullanılmıştır. Tablo. 2’de derinlemesinegörüşmelerin dağılımı görülmektedir.Ayrıca AÇEV ve Eğitim Reformu Girişimi tarafından4 ilde (İstanbul, Diyarbakır, Mardin ve Şanlıurfa’da)ilk ve orta öğretim müdür ve öğretmenleri ile bazı yerelyöneticiler ve ilçe milli eğitim müdürlerinin katılımıyla<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> sorununun yerel düzeyde tespiti ve bunlarayönelik yerel çözüm önerilerinin tartışıldığı çalıştaylardüzenlenmiştir. Bu çalıştaylarda yaklaşık 150 yetkilikişi ile görüşülmüştür.Birebir görüşmeler ve çalıştaylar ile toplam 200 kişidennitel veri toplanmıştır. Bu veriler birleştirilerek analizedilmiştir. Ayrıca bu görüşmelerin, nicel çalışmanınörnekleminin ve yönteminin belirlenmesinde de katkısıolmuştur.Nitel çalışmanın sonuçlarına göre <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>innedenleri araştırma raporunun III.1.2. numaralıBulgular bölümünde özetlenmektedir.III.1.2. Nitel Yöntem Bulgular›Bu bölümde nitel çalışmanın sonuçlarına göre <strong>okulu</strong><strong>terk</strong> nedenlerine yer verilmektedir. Değişik illerdegörüşülmüş olan çocuk, anne, baba, öğretmenve idarecilerden alınan bilgiler birleştirilmiş veraporlanmıştır. Okulu <strong>terk</strong> nedenleri şu başlıklaraltında incelenecektir:• Ekonomik Koşullardan Kaynaklanan Nedenler• Eğitim Sistemi ve Okul Koşullarından KaynaklananNedenler• Sosyal, Kültürel ve Ailevi Koşullardan KaynaklananNedenler• Bürokratik ve Siyasal Nedenler1. Ekonomik Koşullardan Kaynaklanan NedenlerÇocukların <strong>okulu</strong> bırakması ile ilgili olarak bütünillerde katılımcıların en çok üzerinde durdukları nedenailelerin ekonomik durumu, çocukların okul dışındaveya mevsimlik işçi olarak çalıştırılması ve <strong>okulu</strong>n,zaten geçinme zorluğu çeken bu ailelere getirdiğimaddi yükler olmuştur. Bu başlıkta değinilen konularaşağıda özetlenmektedir:Ekonomik Yetersizlikler Nedeniyle Çocukların İşteveya Evde Çalıştırılması• Ailelerin ekonomik durumlarındaki yetersizliknedeniyle çocuklar eğitim sisteminin dışındakalmaktadır. Bu durum iki şekilde olmaktadır; yaokul masraflarının çokluğu nedeniyle çocuk okulagönderilmemekte, ya da eve ek gelir getirmesi için28


çocuk dışarıda çalıştırılmakta, aileleri için bir gelirkaynağı olarak görülmektedir.• Geleneksel yapının bir uzantısı olarak kız çocuklardaha çok evde, anneye yardımcı olacak biçimde,ev işlerinde veya kardeş bakımında çalışmaktadır.Erkek çocuklar ise ev dışında çalışmaktadırlar.Ancak İstanbul’da bu ayırım azalmakta, kızçocuklar da erkek çocuklar kadar ev dışındaçalıştırılmaktadırlar. İstanbul’da sosyal baskınınnispeten daha az olduğu bölgelerde, göç ilegüneydoğu illerinden gelmiş aileler de kızlarınıçalıştırmakta, hatta bazı aileler için bu imkân göçsebebi bile olmaktadır.• Katılımcıların bir kısmı, eğitim için yardım yada burs alsa bile ailelerin çocuklarını sokaktaçalıştırmaya devam ettiklerini belirtmişlerdir.Bu anlamda sokakta çalışma bazı aileler için“kültürel olarak olumlanan” bir faaliyettir. Ancaksokakta çalışma çocukların okuldan zihinsel olarakuzaklaşmalarını da beraberinde getirmektedir.• Güneydoğu illerinde çocukların mevsimlik işçiolarak çalışmaları da <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>e neden olanbüyük bir sorundur. Bu sorun özellikle Mardinve Diyarbakır’da konu edilmiştir. Kendileri demevsimlik işçi olarak çalışan ailelerinin çocuklarıuzun süre okuldan uzak kalmaktadırlar. Büyükkısmı okula ancak kasım ayı sonuna doğrugelebilmekte, ocak ayındaki bir aylık tatilden sonranisan ayı içinde tekrar tarlaya dönmektedirler. Buçocukların bir sene içinde okulda olarak eğitimgördükleri süre 3,5 – 4 aydır. Öğrenciler okulageç başladıkları için uyum sorunu çekmekte vederslerinde başarısız olmaktadırlar. Bu çocuklarçoğu zaman okula devam etmedikleri günler içinizinli sayıldıklarından sınıf atlayabilmektedirler. Budurum çocukların okulla ve eğitimle olan bağlarınıdaha da zayıflatmaktadır.Özellikle düşük sosyo-ekonomik düzeylerdeeğitime “geliştirici bir faaliyet” olarak değil işkapısı olarak bakılmaktadır. Katılımcıların birkısmı çocukların çalıştır›labileceği alternatif “işkapısı” olmayan bölgelerde (mesela Diyarbakırili için Ergani, Kulp ilçeleri) okula gitme oranınınnormal düzeyde olduğunu belirtmektedirler. Uzunvadede istihdam en temel sorunlardan biridir.Eğitimin istihdamın çözümü olarak görülmesinerağmen üniversite mezunlarının bile işsiz kalmasıeğitimin gereksiz olduğuna dair bir yargıya nedenolmaktadır. Ailelerin eğitim sistemine inançsızlığıve eğitimden beklentilerinin düşük olması busorunu pekiştirmektedir.Ekonomik Yetersizlikler Nedeniyle EğitimHarcamalarının Karşılanamaması• Çocukların eve para getirmek için çalışmasınınyanısıra, <strong>okulu</strong>n aileye getirdiği mali yük boyutuvardır. Okullardaki ödenek yetersizliği nedeniylebirçok okulda ihtiyaçlar karşılanamamakta, yükailelerin ve gönüllülerin sırtına binmektedir.• Ekonomik zorluğu olan ailelere yardım amacıylaMilli Eğitim Bakanlığı tarafından ilköğretimbirinci kademede okul kitapları bedelsiz olaraköğrencilere dağıtılmakta, ayrıca Dünya Bankası’nında katkıları ile Sosyal Riski Azaltma Projesikapsamında uygulanan Şartlı Nakit TransferiProgramı dahilinde, çocuğu okula giden yoksulailelere, çocuklarının öğrenimine kesintisiz devametmesi şartıyla, aylık nakit yardımı yapılmaktadır.Ancak bu yardımların uygulamalarında bir takımsorunlar ile karşılaşılmaktadır.Şartlı Nakit Transferinin Olumsuz Kullanımı• Öğretmenlerin ve okul idarecilerinin büyükçoğunluğu Şartlı Nakit Yardımı ile hem kızhem erkek çocukların okullulaşma oranınınartmasına rağmen uygulamanın belli sorunlarda doğurmuş olduğunu belirtmekte, barındırdığıolumsuzluklar nedeniyle bu uygulamayı başarılıgörmemektedirler. Bu olumsuzluklar üç anabaşlıkta toplanmaktadır; ilk olarak öne sürülensorun, bu yardımın aileleri “dilenciliğe” alıştırmasıve yardım alma kaygısının ailelerin birbirleriyleve okul idareleriyle ilişkilerini bozma durumunagetirmesidir. İkinci olarak, aileler <strong>okulu</strong> bir yardımmerkezi olarak görmekte, okula da sadece bunedenle gelmektedirler. Durumu daha iyi olanaileler bile yardımdan yararlanabilmek içinçaba harcamakta, yardım alanlar ise yardımınkesilmemesi için çocuklarının okula devamını birtehdit olarak kullanabilmektedirler. Bu uygulamaile ilgili dikkat çeken bir başka sorun da kayıtlarınyanlışlığı ve yetersizliği nedeniyle yardımların herzaman gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşmamasıdır.• Katılımcılar Şartlı Nakit Transferi’nin varolankoşullara ve yerel farklılıklara göre yenidenbiçimlendirilmesi gerekliliğinde hemfikirdirler.Ailelere verilen yardım paralarıyla, düzenli gelirelde etmelerini sağlayacak iş olanaklarınınyaratılması; böylece yardım ve okula gitmearasındaki ilişkinin kesilmesi ve bunun yerineözellikle kız çocukların okullulaşma ve okuladevam oranlarının artması için hem devlethem STK’lar tarafından burs ve ödül sistemininyaygınlaştırılması önerilmektedir.29


2. Eğitim Sistemi ve Okul Koşullarından KaynaklananNedenlerÇocukların <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmelerinde ekonomiksorunlardan sonra konu edilen en önemli nedenokullar, öğretmenler ve genel olarak eğitim sistemi ileilgili konulardır. Bu başlık altında değinilen konularaşağıda sıralanmaktadır:Okulun/Sınıfın Kalabalıklığı• Özellikle Şanlıurfa, Diyarbakır ve İstanbul’daokulların fiziki yetersizliği ve sınıf mevcutlarınınkalabalıklığı eğitim ve yönetim sürecinizorlaştırmaktadır. Sınıflar sayı olarak yeterliolmadıkları gibi, ödenek yetersizliklerinedeniyle okulların fiziksel koşullarında dayetersizlikler bulunmaktadır. Çoğu okuldaısınma sorunu yaşanmakta, onarım ihtiyaçlarıgiderilememektedir. Köy okullarının büyükçoğunluğunda lojman olmaması nedeniyleöğretmenler ilçelerde ikamet etmekte;okuldan, öğrencilerinden ve ailelerindenuzaklaşmaktadırlar.• Sınıfların kalabalık olması öğretmenlerinöğrencilerle gerektiği gibi ilgilenememesine nedenolmakta, özellikle başarısız ve <strong>okulu</strong> bırakma riskiolan öğrencilerle birebir ilişki kurmalarını, onlarıtakip etmelerini engellemektedir.• Okulların kalabalıklığı sınıf veya branşöğretmenlerinin yanında rehberlik öğretmenlerininde öğrenci ile iletişimini çok etkilemektedir. MEBmevzuatına göre 500 öğrenciye bir rehberliköğretmeni düşmesi gerekirken binlerce öğrencininolduğu okullarda bir tek rehber öğretmengörev yapmaktadır. Ayrıca idareciler ve rehberöğretmenler bu sayının çok yetersiz olduğunu,sağlıklı bir iletişim için en fazla 200 öğrenciyebir rehberlik öğretmeni düşmesinin gerektiğinidüşünmektedirler.Mevcut Başarı Ölçme ve Sınıf Geçme Sistemi• İlköğretimde uygulanmakta olan mevcut sınıfgeçme sistemi, eğitimi kolaylaştırmakta veönemsizleştirmekte, öğrencilerin okula olanbağlılığın› zayıflatmaktadır. İlköğretimde 8 yılboyunca eğitim başarısına bağlı olarak sınıftakalma olmaması (devamsızlıktan kalma hariç), okulyönetimi, öğretmen ve öğrencileri farklı yönleri ileetkilemektedir.Okul İçindeki ve Dışındaki Güvenlik Sorunları• Okulların içinde ve dışında yaşanan güvenliksorunu ailelerin ve çocukların okuldanuzaklaşmalarının önemli bir nedenidir. Bu sorunhem Güneydoğu illerinde hem de İstanbul’daortaya çıkmaktadır.• Güneydoğu’da özellikle genel güvenlik sorunlarıailelerin çocuklarını evlerinden uzak bölgelerdeokula göndermelerini engellemektedir. Bölgedekigüvensizlik ve şiddet ortamı özellikle kız çocuklarınokula devamını etkilemektedir. Okuldan ayrılanerkek çocuklarda şiddete yönelme ve uçucumaddeleri kullanmaya başlama oranı giderekartmaktadır.• Okul eksikliği nedeniyle orta öğrenimindeuygulanan Taşımalı Eğitim Sistemi de bir çözümolamamakta; çocuğu aileden, aileyi okuldanuzaklaştırdığı için, özellilikle kız çocukların okuladevamında daha büyük sorunlar doğurmaktadır.• Ayrıca tüm Türkiye’de etkisi giderek artan“çeteleşme” olayları okulların güvensizliğiniartırmakta, ailelerin çocuklarını okulagöndermekten korkmasına sebep olmaktadır.Özelikle Diyarbakır ve İstanbul’da çocuklarınokula gitmek yerine, okul çevresindeki çetelerekatılmaları konu edilmiştir.Öğretmenlerin Yetersizliği ve Eğitimin Kalitesizliği• Öğretmenler kendilerinin ve özellikle Güneydoğu’dagörev yapan meslektaşlarının yeterliliği konusundakaygı duymaktadırlar. Aldıkları eğitimin kendileriniöğretmenlik mesleğine yeterince hazırlamadığınıve eğitimlerinin özellikle var olan koşullara uyumsağlama, çocuklarla iletişim kurma ve sorunçözme becerisine sahip olma açısından yetersizkaldığını ifade etmektedirler. Bu da onlarınsorunlarla başedememesine ve kısa sürede yerdeğiştirmelerine sebep olmaktadır. Öğretmenlerokullarını, öğrencilerini benimseyememekte, raporalarak okula devam etmemektedirler.• Öğretmenlerin nitelikleri ile tutum ve davranışlarıyanı sıra sürekliliği de ilköğretim öğrencileriiçin çok önemlidir. Özellikle ilk beş yıl sınıföğretmenlerinin ve sonraki yıllardaki branşöğretmenlerinin sürekli değişmesi çocuklarıneğitim, okul ve derslere karşı ilgisini olumsuzetkilemekte ve <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>ler için altyapıoluşturmaktadır.Okul Müfredatının Ağır ve Yüklü Olması,Öğrenci Yeteneklerinin Ortaya Çıkartılamaması• Zorunlu ilköğretimde 8 yıl boyunca öğrencileriçin tek tip müfredat uygulanmakta, öğrencilerinbecerileri, yetenekleri ve ilgi alanlarının öncedenbelirlenmesi ve bu alanların keşfedilmesi ileyoğunlaştırılmasına yönelik sınırlı etkinlik ve çabagösterilmektedir. Becerilerine, yeteneklerine ve30


ilgi alanlarına uyumlu olmayan eğitim müfredatınedeni ile öğrencilerin okula ve derslere ilgisiazalabilmekte, eğitim başarısı düşmekte vezamanla okula devamsızlık ve <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>ler ortayaçıkmaktadır.• Müfredat programları yeterince cezbedicideğildir. Yeni düzenlemeyle bu eksik giderilmeyeçalışılmıştır. Ancak her <strong>okulu</strong>n sosyo-ekonomikşartları farklı olduğu için uygulama zorluklarıtaşımaktadır. Yeni müfredatın kütüphane yada bilgisayar gibi eğitim araçlarına dayanıyoroluşu, bu olanaklardan yoksun olan okullarınmüfredatı uygulamasını zorlaştırmaktadır. Ayrıcagenç öğretmenler müfredata daha kolay uyumsağlarken, eski öğretmenler için bu daha zorolmaktadır.• İlköğretim müfredatı öğrencilerin ortalama seviyesialtında yer alan grup için ağır ve yüklü gelmektedir.4. ve 5. sınıfa kadar gelebilen öğrenciler özelliklebranş derslerine geçilmesinden itibaren zayıfkalmakta ve müfredatı izleyememektedir. Buöğrencilerin başarısı, derslere ve okula ilgisihızla düşmekte, sınıf ile uyumu azalmakta vedevamsızlıklar ile sonunda <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>ler ortayaçıkmaktadır.Okulun Öğrenci, Veli ve Öğretmen İçinCazibe Merkezi Olmaması• Okulların fiziki durumları ve ödenek sorunları,okulları daha cazip kılacak, sıkıcılıktanuzaklaştıracak sosyal faaliyetlerinyapılamamasında belirleyici olmaktadır. Zor şartlaraltında gerçekleştirilen sosyal faaliyetlere ailelerinilgisi çok az olmakta, gönüllü çalışan öğretmenlerde zamanla bu çabadan vazgeçebilmektedirler.Son dönemdeki düzenlemelerle sosyal faaliyetlerbir kalem olarak karnelere de eklendiği halde,uygulamada bir gelişme sağlanamamıştır.• Okullar çocuklar için cazip mekânlar olmadığıiçin, çocukların okula gitme isteği de giderekazalmaktadır. Fiilen <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> durumu yaşanmasada zorunlu olduğu için okula gelen çocuklarokuldan kaçarak ya da rapor alarak okuladevamsızlık etmektedirler. Sistem içinde kalıyorgözükseler de eğitime katılmamaktadırlar.Taşımalı ve Yatılı Sistemin Zorlukları• İlköğretimde uygulanan taşımalı ve yatılı sistemokullulaşma ve okula devam konusunda çokönemli katkılar sağlamaktadır. Ancak her ikisistemin de aileler açısından taşıdıkları zorluklarbulunmaktadır. Kırsal kesimde aileler bu zorluklarabağlı olarak köyünde 5. sınıfa kadar okuyançocuklarını 6. sınıftan itibaren yatılı ilköğretimbölge okullarına (YİBO) ve taşımalı sistem ileköyün dışındaki merkezi okullara göndermekistememektedir. Bu durum özellikle kız çocuklarıolan aileler için bir çekince yaratmaktadır.3. Sosyal, Kültürel ve Ailevi Koşullardan KaynaklananNedenlerÇocukların <strong>okulu</strong> bırakmaları sorunu daha geniş birçerçevede, sosyal ve kültürel nedenlerle ilgili olarak dadeğerlendirilmiştir.Göç ve Göçün Olumsuz Etkileri• Köylerden ilçelere ya da başka illere göç, okuladevamı etkileyen önemli bir nedendir. Maddiimkânsızlıklar ya da bölgedeki huzursuzluknedeniyle göç eden ailelerin çocukları yeni yerleşimyerinde okula devam etmemektedirler. Nüfus,ikamet ve okul kayıtlarının yetersizliği ve ailelerinilgisizliği okuldan ayrılan çocukların takibiniimkânsız hale getirmektedir.• Kırsal alandan şehir merkezlerine ve büyükşehirlere göç edilerek yerleşilen yeni yerlerdeaile üzerinde gelenekçi ve muhafazakar baskılaroluşabilmektedir. Özellikle ailenin kadın bireylerive kız çocuklarına yönelik bu çevre baskısı ileokuldan alınmalar ve ergenlik çağına gelen kızlariçin muhafazakar bir hayat tarzı tercih edilir halegelmektedir.Aile Yapısı, Dağılmış ve Parçalanmış Aileler• Aile yapısı öğrencilerin okula devamı için önemlibelirleyici etkenlerden biridir. Parçalanmış veyadağılmış ailelerin çocuklarının okula devamsızlıkve <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> olasılıkları daha yüksek olmaktadır.Anne veya babanın hayatta olmaması ya da olmasıancak yerinin bilinmemesi ile oluşan çevre ve yinedağılma, parçalanma ve ayrılmanın yarattığı sosyoekonomikkısıtlar okula devamsızlığa ve <strong>okulu</strong><strong>terk</strong>lere yol açmaktadır.Dil sorunu• Aileler ve çocuklar açısından bir diğer belirleyicisorun anadilde eğitim sorunudur. Özellikleilköğretimin ilk yıllarında çocukları derslerdebaşarısız kılan ve okuldan uzaklaştıran etkenlerinbaşında Türkçeyi anlamamak ve kullanamamakgelmektedir.Annenin Eğitimi ve Eğitim ile İlgili Bilinç Seviyesi• Annelerin eğitim durumu bilhassa kız çocuklarınokula devamını etkilemektedir. Görüşülenannelerden okuma – yazma bildiğini söyleyenveya 1-2 yıl da olsa okula gitmiş olan anneler,31


çocuklarının, ama özellikle de kız çocuklarının,okumaları için ellerinden geleni yaptıklarını,gerekirse babaları ikna etmek için uğraştıklarınısöylemişlerdir.• Çalıştaylara katılmış olan öğretmenler de annenineğitime bakışının ve bilincinin önemi üzerindedurmuşlardır. Onlara göre annelerin bilinci kızçocuklarının okumasını destekleyecek düzeydedeğildir. Ayrıca kız çocukların kendilerine inançlarıda zayıftır. Ev dışında çalışmak istediklerindebile vasıfsız oldukları için kendilerini yetersizgörmektedirler. Annelik bakıcılık olarakalgılanmaktadır. Hanelerdeki nüfus yoğunluğuve çocuk sayısının çokluğu da bu durumugüçlendirmektedir. Bu nedenle “büyüyünce” zatenanne olacak olan kız çocukların okuması gerekligörülmemektedir.Ailenin ve Çocuğun Eğitimden Beklentilerinin DüşükOlması• Eğitimin kendini geliştirme süreci olarak değil,görece yüksek bir gelire sahip olmanın aracı olarakalgılanması ailelerin kendi çocuklarının eğitimineolumsuz bakmasına neden olmaktadır. Benzerbir anlayışla aileler, çeşitli nedenlerle (maddiyetersizlik, <strong>okulu</strong>n uzakta olması, erken yaştaevlilik vb.) liseye devam edemeyeceği kesin olançocuklarının ilköğrenimlerini tamamlamalarını daönemsenmemektedirler.• “Ben çocuğumu neden okula gönderiyorum?”,ailelerin yanıt aradığı temel sorudur. Bu soruya biryanıt bulduklarında çocuğun okula başlaması vedevam etmesi mümkün olmaktadır. Ancak eğitim veistihdam arasında kurulan ilişki, okulların olumsuzve güvensiz koşulları, olumlu rol modellerinin azlığıgeleneksel yaşam tarzlarıyla birleşince ailelerözellikle kız çocuklarını okula göndermek içingeçerli bir neden bulamamaktadırlar.• Öğretmenler özellikle ailelerin eğitime bakışınıdeğiştirmek için velinin güvenini kazanmanınönemli olduğunu, onların kendileri ile yeterinceilgilenildiğini ve değer verildiğini düşünmelerinineğitime bakış açılarını değiştirdiğini ifadeetmişlerdir. Bu amaçla babaları işyerlerinde veyaanneleri ve çocukları evlerinde ziyaret edilmesinietkin bir yöntem olarak önermişlerdir.Be Yıllık İlköğretim Alışkanlıklarının Sürdürülmesi• Zorunlu ilköğretimin 8 yıla çıkarılmış olmasınarağmen sınırlı ölçüde de olsa eski alışkanlıklarabağlı olarak 5. sınıftan sonra okuldan ayrılmagörülebilmektedir. Ailelerin büyük bir bölümübeşinci sınıfın sonunda hala diploma alınabildiğikanısını taşımaktadırlar.Geleneksel Yapı, Kız Çocukların OkutulmasınaYönelik Önyargılar, İnançlar ve Dini Faktörler• Özellikle kız çocukların okula gönderilmemesininveya bir süre devam ettikten sonra okuldanalınmasını altında geleneksel aile yapısı veinanışlar yer almaktadır.• Cinsiyete dayalı geleneksel işbölümü kız çocuklarıneğitim sahibi olmalarını güçleştirmektedir.İnanç sistemi, kültürel ve kurumsal uzantıları ilegeleneksel yapı kız çocukların okula devamınınsağlanması önündeki en önemli engellerden biridir.Bu etkilerin güçlü olduğu yerlerde kız çocuklarıerken yaşlarda okuldan uzaklaştırılmaktadırlar.Bu kırılma özellikle 6. sınıfa geçişte sıklıklayaşanmaktadır. İlköğretimin ikinci basamağınataşımalı sistem ile devam edileceği durumlarda<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> oranı daha da yükselmektedir. Kızçocukların küçük yaşta evlendirilmeleri de budurumun bir uzantısıdır.• Özellikle Konya ilinde hem kız hem erkek öğrencileriçin, Şanlıurfa’da da daha çok kız öğrencilerle ilgiliolarak ailelerin dini inanışları yüzünden çocuklarınıokula göndermediklerine rastlanmıştır.• Şanlıurfa ilinde aşiret yapısının da etkilerindenbahsedilmiştir. Katılımcı öğretmenlerin bir kısmıbu bölgede feodal yapının bütün toplumsal yaşamıbelirlediğini, çoğu durumda aşiret reislerinin,kendi iktidarları altındaki alanlarda okulbinası yapılmasını bile engellemekte olduğunusöylemişlerdir.İyi Rol Modellerinin Eksikliği ve Medya’nın Etkisi• Ailelerin ve çocukların eğitime bakışınıbiçimlendiren bir başka önemli nokta yereldüzeyde olumlu rol modellerinin azlığıdır. Kızçocuklar açısından değerlendirildiğinde, en güçlürol modeli anneler ve kadın öğretmenlerdir.Nitekim okula gitmiş ya da okuryazarlık eğitimialmış annelerin kızları okula daha yüksek orandadevam etmektedirler. Aynı nedenle okullarda kadınöğretmenlerin varlığı büyük önem taşımaktadır.Ancak özellikle bölge dışından gelen kadınöğretmenler kalıcı olmamakta, tutarlı rol modellerioluşturamamaktadırlar.• Çalışma atölyeleri katılımcıları, yukarıdaaktarılan bütün bu olumsuzlukların medyadasunulan örneklerle pekiştirildiğini ifadeetmişlerdir. Özellikle kız çocukların eğitimikonusunda haberlerde, dizi ya da filmlerde verilenörnekler olumsuz kalıp yargıların oluşmasınave yaygınlaşmasına yol açmaktadır. Benzer birbiçimde, magazin ya da yarışma programlarıyla32


paranın en önemli değer olarak gösterilmesi,dizi ya da filmlerde çeteleşme ve mafyalaşmanınözendirilmesi, toplumsal kültürü biçimlendirmekteve kişilerin eğitime bakışını da etkilemektedir.4. Bürokratik ve Siyasal NedenlerYukarıda sayılan bütün nedenlerin yanında, özellikleokul idarecileri sistemin işleyişi ile ilgili bir takımbürokratik ve politik sorunların da <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>sorununda dolaylı da olsa bir etkisi olduğundanbahsetmişlerdir.• Okulların ödenekleri yetersizdir. Bu durum okulyöneticilerini katkı parası almaya zorlamakta,dolayısıyla eğitim masraflarının aileler için bir yükolmasına sebep olmaktadır.• İlköğretimde sınıfta kalma uygulamasınınolmaması okula devam etmeyi gereksiz halegetirmektedir. Çünkü devamsızlık sınıfta kalmanedeni olmamaktadır.• Okula devamsızlık ve <strong>terk</strong> durumlarında çocuklarizlenmemektedirler.• Okula devamsızlığın cezai uygulamaları dayetersiz kalmaktadır. Okul idareleri ceza verse bileuygulanmasını sağlayamamaktadır.• Öğretmenler ve müdürler, müdürler ve il milli eğitimmüdürleri arasında var olan hiyerarşik ilişkilerolumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Öğretmen vedevlet yöneticileri arasındaki, eğitim anlayışıfarklılığından kaynaklanan çelişkiler öğretmenlerinönlerine engeller koyulması ile sonuçlanmaktadır.• Nüfus ve okul kayıtlarında düzen ve sürekliliksağlanamaması öğrencilerin izlenmesinizorlaştırmaktadır. Özellikle mevsimlik işçilik yapanerkek çocukları ve aileleri söz konusu olduğundabunun önemi artmaktadır.Özetle, yapılan birebir görüşmeler ve çalıştaylardanalınan bilgiler bize genel olarak <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> vedevamsızlıklarının nedenlerinin çok çeşitli, çokaktörlü, dolayısıyla karmaşık bir süreç olduğunugöstermektedir. Bu verilerden yola çıkarak hazırlanananketler ile çalışmanın nicel kısmı gerçekleştirilmiştir.Ayrıca nicel kısımdaki verilerin yorumlanmasındada bu görüşmelerden elde edilen bilgilerdenfaydalanılmıştır.III.1.3 Nicel YöntemSaha çalışmasının nicel veri toplama aşamasında nitelçalışmadaki derinlemesine görüşmeler ve daha öncefarklı ülkelerde yapılmış <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> çalışmaları temelalınarak okula devam eden ve <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmiş çocukanneçiftleri ve öğretmenler için ayrı ayrı uygulanacakkapsamlı anketler hazırlanmıştır. Anne-çocukanketleri demografik sorular, okul başarı durumu,<strong>terk</strong> nedenleri, <strong>okulu</strong>n fiziksel koşulları, eğitimbeklentileri gibi modüllerden oluşmuştur. Öğretmenanketleri ise risk grubu algıları, risk grubunu belirleme,eğitim sistemi ile ilgili sorunlar gibi alt modüllerdenoluşmuştur 1 .Anketler 6 ilde (İstanbul, Konya, Erzurum, Diyarbakır,Mardin, Şanlıurfa) çalışan eğitilmiş anketörlertarafından yüz yüze uygulanmıştır 2 . Anne-çocukanketleri katılımcıların evinde anne ve çocuğa ayrı ayrıverilmiş, anne anketi sırasında çocuğun aynı mekandabulunmaması sağlanmıştır. Öğretmen anketleriise yine aynı anketörler tarafından öğretmenlereokullarında uygulanmıştır.Türkiye’de <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmiş olan öğrencilerinisimlerini ve adreslerini içeren bir veri tabanıolmaması nedeniyle tesadüfi bir örnekleminseçilebileceği bir evren de yoktur. O yüzden seçimrastsal bir yöntemle değil amaçlı örneklem ve kartopuyöntemleri ile belirlenmiştir. Okulu <strong>terk</strong> etmiş olangençlere ulaşmak için, il merkezlerinde ve çevreilçelerinde çeşitli yöntemlerle (okullara giderek ya1 Saha çalışmasında kullanılan anket fgoksen@ku.edu.tr adresinden elde edilebilir.2 Konya ilinde <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmiş öğrenci ve ailelerine ulaşmada karşılaşılan zorluklar nedeniyle gerekli sayıda veri toplanamamıştır.Konya il merkezinde ve 90 km çevresindeki ilçelerde, ilçe milli eğitim müdürleri, muhtarlar ve çeşitli STK’ların aracılığıyla anketuygulamaları için girişimler yapılmış, ancak sadece 33 <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmiş çocuk – anne ikilisinden veri toplanabilmiştir. Görüşmeyapmayı kabul etmeyenlerin daha çok bu projenin AÇEV veya Üniversite adı ile yapılmış olmasının altında bir art niyet aradıklarıbelirlenmiştir. Konya’da yapılan derinlemesine görüşmelerde de vatandaşların devlet kurumlarına güvensizlikleri göze çarpmıştır.Görüşme yapılan kişi sayısı bu il hakkında genel bir yorum yapmakta yeterli olmadığı için Konya il karşılaştırmalarına dâhiledilmemektedir.33


da AÇEV toplantılarına giden annelerden alınanbilgiler ile) 1984-1996 yılları arasında doğmuş olanve okula gitmeyen öğrenciler bulunmuş, kendileriile görüşmemize izin verenlerden ayrıca kendidurumlarında olan başka tanıdıklarının isimlerininverilmesi istenmiştir. Okula halen devam edenöğrenciler de benzeri yöntemlerle bulunmuştur.Bu veri toplama yöntemi, alınan sonuçların bütünillere veya genel olarak Türkiye’ye genelleştirilmesineimkan vermemektedir. Ayrıca uygulamanın kendikendine bildirim metodu ile yapılması da bazıverilerin yeterince nesnel olmamasını getirebilir.Ancak yine de hem annelerden hem çocuklardanhem de öğretmenlerden toplanan veriler geçerliklerikarşılaştırılabilmiş, <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmiş grupların yanındaokula hala devam eden öğrencilerden veri toplanmasıda alınan sonuçların genelleştirilmesi için fırsatvermiştir.ÖrneklemNicel çalışmanın örneklemi okula devam etmekte olançocuk ve annesi, <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmiş çocuk ve annesi veilköğretim öğretmenlerinden oluşmuştur. Diyarbakır,Erzurum, İstanbul, Konya, Mardin ve Şanlıurfa’dan705 <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmiş çocuk ve bu çocukların anneleri,356 okula devam etmekte olan çocuk ve bu çocuklarınanneleri ve 241 ilköğretim öğretmeni olmak üzere 2356kişiden veri toplanmıştır (Tablo2-3).TABLO.2 İLLERE GÖRE ÖRNEKLEM‹N DAĞILIMIOkulu <strong>terk</strong> eden Okula devam eden Öğretmen ToplamÇocuk Annesi Çocuk AnnesiDiyarbakır 102 101 50 51 31 335Erzurum 129 128 51 53 37 398İstanbul 176 175 99 100 84 634Konya 33 33 51 51 30 198Mardin 167 167 51 51 31 467Şanlıurfa 98 98 50 50 28 324Toplam 705 702 352 356 241 2356TABLO. 3 İLLERE GÖRE KIZ VE ERKEK DAĞILIMIOkulu Terk EdenlerOkula Devam EdenlerErkek Kız Erkek KızDiyarbakır 36 64 25 24Erzurum 18 109 23 29İstanbul 83 86 57 40Konya 10 23 22 28Mardin 52 113 17 34Şanlıurfa 25 72 30 20Toplam 224 467 174 17534


Okulu <strong>terk</strong> eden ve okula devam eden çocuklar veanneleri: Katılımcılar 1984 – 1998 yılları arasındadoğmuş öğrencilerden seçilmiştir. Okulu <strong>terk</strong> edenlerinyaş ortalaması 17.2, okula devam edenlerin ise 10.4’tür.Annelerin yaş ortalaması çocukları okula devamedenler 34.90, <strong>terk</strong> edenler ise 42.34’tür.Okulu <strong>terk</strong> verisinin toplandığı gençlerin hepsiyaşamlarında bir kere okula kayıt olmuşlardır.Katılımcıların % 98.2’si <strong>okulu</strong> bıraktıklarında bir devlet<strong>okulu</strong>na devam ediyor olduklarını belirtmişlerdir.Görüşülen gençlerin % 32.4’ü erkek, % 67.6’sı kızdır.Ortalama okula başlama yaşı 7.04’tür; kızlar veerkekler arasında okula başlama yaşı olarak anlamlıbir fark yoktur. Katılımcılar ortalama olarak 4.61 yılokula devam ettiklerini belirtmişlerdir, ancak sınıftakaldıkları yıl sayısını da dikkate alınca, bu grubunortalama olarak 4.4 üncü sınıfta eğitimlerini bıraktığıortaya çıkmaktadır.Öğretmenler: Araştırmaya katılan 242 ilköğretimöğretmeninin % 66’sı erkek, % 34’ü kadın, yaşortalamaları ise 34.45’dir. Katılımcılar ortalamaolarak 11 yıllık öğretmendir (en az 1 ile en çok 39 yıl)ve yarısından fazlası şu anda bulundukları bölgedeen az 5 yıldır görev yapmaktadır (ortalama 7.9 yıl).Öğretmenlerin yarısından fazlası (%57) sınıf öğretmeni,% 10.4’ü müdür veya müdür yardımcısı, geri kalanlarıise branş öğretmenidir.III.1.4. Nicel Yöntem Bulgular›TABLO. 4 C‹NS‹YETE VE İLLEREGÖRE TERK ED‹LEN SINIF VE YAŞGenelKaçıncı SınıftaOkulu Terk EtmişOkulu TerkEtme YaşıErkek 4.62 11.89Kız 4.32 11.47Toplam 4.43 11.61Nicel çalışmada 2356 kişiden toplanan veriler cinsiyetfarkı ve iller temelindeki farklılıklar da gözetilerekanaliz edilmiştir. Aşağıda önce <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmiş çocukve annesinden edinilen bilgilere göre bu çocukların<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> süreçleri ve <strong>okulu</strong> bıraktıktan sonrakidurumları özetlenmekte, sonrasında öncelikle tümanne ve çocuklardan alınan bilgilere göre <strong>okulu</strong><strong>terk</strong> nedenleri sıralamakta ve son olarak ilköğretimöğretmen ve idarecilerin <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ile ilgili algı vetutumları özetlenmektedir.Şanlıurfa Mardin İstanbul Erzurum DiyarbakırErkek 4.74 11.74Kız 4.11 11.23Toplam 4.30 11.37Erkek 4.58 11.68Kız 4.75 11.86Toplam 4.70 11.81Erkek 4.58 12.02Kız 4.09 11.55Toplam 4.36 11.80Erkek 4.69 11.69Kız 4.18 11.16Toplam 4.34 11.32Erkek 4.79 12.04Kız 4.35 11.37Toplam 4.46 11.541. Çocukların Okulu Terk Süreci, Karar MekanizmalarıVe SonuçlarÇocukların <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> süreçlerini ve <strong>terk</strong> sonrasındakidurumlarını daha iyi anlamak amacıyla, derinlemesinegörüşmelere ve anket çalışmasına dayanarakçocukların okula başlama ve bırakma yaşı, okulbaşarıları/başarısızlıkları, <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ettikten sonraneler yaptıkları, kendilerine güven ve gelecek ile ilgiliumutları sorgulanmıştır. Bunun yanı sıra <strong>terk</strong> kararınıverme mekanizmaları, <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmenin kimin kararıolduğu anne ve çocuğun bakış açılarından ayrı ayrıincelenmiştir.Okulu <strong>terk</strong> etmiş 705 katılımcının ortalama okuladevam süresi 4.61 yıldır, ancak sınıfta kaldıkları yılsayısını da dikkate alınca, bu grubun ortalama olarak4.4üncü sınıfta ve 11.61 yaşında eğitimlerini bıraktığıortaya çıkmaktadır. (Tablo. 4)Öncelikle <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etme sürecinde kız ve erkekçocuklar aras›nda fark olup olmadığı incelenmiştir.Tablo.4’de görüldüğü üzere kız çocuklar erkek35


çocuklardan daha küçük yaşlarda (erkekler=11.9,kızlar 11.5) ve daha küçük sınıflarda (erkekler=4.62,kızlar 4.32) <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmişlerdir. Ayrıca kız çocuklarınbeşinci sınıfı bitirme oranı erkek çocuklardanönemli ölçüde düşüktür. Daha da önemlisi 5. sınıfsonrası okula devam edebilmiş erkeklerin oranı %30.8 iken kızların oranı % 16’dır. Bu fark istatistikselolarak anlamlıdır (p


TABLO. 8 ÇOCUKLARA GÖRETERK NEDENLER‹birlikte okuduğumuzda tutarlı olarak kız çocuklariçin <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> kararını daha sıklıkla babanın vermişolduğunu görüyoruz. Mardin’de bu oranın diğerilerden yüksek olmasını da Mardin örneklemindeki kızsayısının diğer illere göre çok daha yüksek olmasıylaaçıklayabiliyoruz.N %Çalışmak zorundayım 44 20.18Babam istemedi 43 19.72Dersler zordu 35 16.06Sınıfta kaldım 35 16.06Tarlada çalışmamgerek18 8.26Yaşım büyüdü 13 5.96Sağlık sorunları 11 5.05Annem istemedi 8 3.67Okul uzak 4 1.83Çevrem kötüydü 2 0.92Öğretmen istemedi 2 0.92Türkçe sorunu 2 0.925. sınıfı bitirdim 1 0.46Toplam 218 100.00Nitel görüşmelerde çocuklara neden <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>ettikleri sorulduğunda ilk tepkileri çoğunluklabunun kendi kararları olduğunu söylemek olsa da,takip eden konuşmalarda bu kararın altında yatanbaşka nedenler olduğu ortaya çıkmıştır. Zaten dahaçok geleneksel bir aile yapısının olduğu bu kesimde,çocuğun bireysel olarak karar almış olduğunudüşünmek çok gerçekçi değildir. Bu amaçla, <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>kararının kendilerinin olduğunu söyleyen 218 çocuğabu kararı neden aldıkları sorulmuştur. Tablo.8’de <strong>okulu</strong><strong>terk</strong> eden çocukların kendi ifadelerinden oluşturulmuş<strong>terk</strong> nedenleri görülmektedir.Tablo. 8’de de görüldüğü gibi, kendi kararıyla <strong>okulu</strong>bıraktığını söyleyen çocukların % 30’a yakını tarladaveya bir işte çalışmak zorunluluğu nedeniyle <strong>okulu</strong><strong>terk</strong>etmiştir. Bunu aslında kararın çocuğun kararıolmadığına işaret edebilecek % 19.7 ile “babamistemedi” yanıtı izlemektedir. Buna göre, <strong>okulu</strong> bırakmakararını kendilerinin aldığını söyleyen çocuklarınbile bu kararı tamamen kendi başlarına aldıklarınıdüşünmek doğru olmayacaktır.Çocuğun <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>inde diğer önemli neden ise okulbaşarısızlığı olarak ortaya çıkmaktadır. Okula devameden ve <strong>terk</strong> etmiş çocukların okul başarılarını sınıftakalma değişkenini kullanarak karşılaştırdığımızda <strong>okulu</strong><strong>terk</strong> etmiş çocukların % 16’sı, devam eden çocukların isesadece % 5.7’si sınıfta kaldıklarını belirtmişlerdir. Bufark istatistiksel olarak anlamlıdır. Ayrıca okuldaykenderslerim kötüydü diyenler % 13.2 iken, şu an okuladevam etmekte olan öğrencilerin sadece % 1.7’siderslerinin kötü olduğunu söylemişlerdir. Görüldüğüüzere, okul başarısızlığı <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>e sebep olarakortaya çıkmaktadır.Başarısızlığın kız ve erkek çocuklar için etkisininfarklı olup olmadığına bakarsak; <strong>terk</strong> eden erkekçocukların % 26’sı en az bir kere sınıfta kalmışken,<strong>terk</strong> eden kız çocukların sadece % 10.7’sinin en az birkere sınıfta kaldığı görülmektedir (p< .05). Bu da okulbaşarısızlığının erkek çocukların okuldan ayrılmalarıiçin daha önemli bir neden olarak ortaya çıktığınaişaret etmektedir. Ancak daha ileriki aşamalardaokul başarısızlığının arkasındaki yapısal değişkenlerebakmak okul performansının <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> kararı ileilişkisini anlamakta daha aydınlatıcı olacaktır.Çocuklara, okula gitmeyi bıraktıklarında ne hissettiklerisorulduğunda aşağıdaki yanıtlar alınmıştır.TABLO. 9 OKULU BIRAKTIĞINDA NE H‹SSET‹N? (%)Kızlar Erkekler ToplamSevindim 24.2 35.1 27.2Ağladım 45.7 18.5 36.2Anneme babama okula gitmek istediğimi söyledim 50.4 32.0 43.737


Tablo.8 ve Tablo.9’u temel alarak çocukların <strong>okulu</strong><strong>terk</strong> etme kararlarını çoğunlukla kendilerinin verdiğiaslında tartışılması gereken bir sonuç olduğunusöylemek mümkündür. Çocukları bu kararı almaya itenailelerinin ekonomik zorlukları ve algıladıkları veyagerçek olan babalarının okula göndermeye çok istekliolmaması olarak yorumlanabilir. Tablo.10’daki sayılarda bu yorumu destekler niteliktedir.Okulu <strong>terk</strong> eden çocuklara okula devam emek isteyipistemedikleri ve hangi şartlar altında okula tekrardevam edebilecekleri sorulduğunda çocukların% 55.6’sı devam etmek istediklerini söylemişlerdir.Kız ve erkek çocuklar arasında fark görülmemiştir.Tablo.10 çocukların hangi şartlar altında okuladevam edeceklerini göstermektedir. Kızlar içinailenin onayı öne çıkarken erkek çocuklar için çalışmazorunluluğunun olmaması ve okul başarısı öneçıkmaktadır.Bu soruyu izleyen diğer bir soru okula tekrar başlamatalebine anne-babanın tepkisinin ne olacağıdır. Kızçocukların yarısı anne ve/veya babalarının okulabaşlamasını kabul etmeyeceğini söylerken, erkeklerinçoğunluğu bu isteklerinin anne ve babaları tarafındanonaylanabileceğini ifade etmiştir.Aynı soru annelere sorulduğunda % 40.8’i izinvereceğini, % 34.6’sı istemeyeceğini, % 10’u isebabasının karar vermesi gerektiğini belirtmiştir.Ancak kızlar ve erkekler için farklar gözlenmiştir.Erkek annelerinin % 66’sı çocukları okula gitmekisterlerse buna izin vereceklerini söylerken, kızlariçin bu sayı sadece % 28.8’dir. Okulu <strong>terk</strong> kararı vedevam etme ihtimali karşısında babanın kız ve erkekçocuklar için tepkisi farklıdır. Bu durum yukarıda dabahsettiğimiz gibi kız çocukların okullulaşmasındakisorunların tam olarak aşılamamış olduğunun birgöstergedir.2. Okulu Terkin Sonuçları: Terk Eden Çocuklar NeYapıyorlar?Okulu <strong>terk</strong> sorununa çözüm yaklaşımlarında <strong>okulu</strong><strong>terk</strong> ettikten sonra çocukların ne yaptığını, hangi türbecerilere sahip olduklarını düşündüklerini ve buradannereye gitmek istediklerini bilmek önemli olacaktır.Öncelikle <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmiş olan ve devam etmekteolan çocukların geleceğe dair beklentileri vekendine güvenleri psikolojik ölçekler kullanılarakkarşılaştırılmıştır 3 . Tablo.11, bu değişkenlerin iki grupiçin ortalamalarını göstermektedir.Beklenti değişkeni çocukların gelecekten beklentilerini“bir sorunum olduğunda onu çözebilmek için birçokyol bulabilirim”, “bence bugüne kadar yaptıklarımgelecekte başarılı olmamı sağlayacaktır”, “benimiçin önemli şeyleri elde edebilmek için yapabileceğimçok şey var” gibi ifadelere verdikleri yanıtlarlaoluşturulmuştur. Tablo.11’de görüldüğü gibi <strong>terk</strong> vedevam eden çocuklar arasında gelecekten beklentive kendine güven değişkenlerinde anlamlı farklarbulunmaktadır, okula devam eden çocuklarınortalamaları <strong>terk</strong> etmiş olanlardan daha yüksektir. Buölçekte kız-erkek farkı gözlenmemiştir. Verinin kesitselolması bu ilişkilerin nedenselliği üzerine yorumyapmamıza izin vermemektedir. Terk eden çocuklarınkendine güvenleri düşük olduğu için mi <strong>terk</strong> ettikleri,yoksa <strong>terk</strong> etme sonunda bu özelliklerinde düşüşolduğunu söylemek olası değildir.TABLO. 10 HANG‹ ŞARTLAR ALTINDA OKULA DEVAM EDERD‹N? (%)Olsaydı okula devam etmek isterdim Kızlar ErkeklerAnnem babam izin verseydi 40.3 27.5Çalışmak zorunda olmasam 13.3 32.0Derslerim iyi olsaydı 15.7 26.1Dersler çok zor olmasaydı 12.9 20.3Öğretmenimi sevseydim 9.7 18.5Diğer arkadaşlarım da okula gitseydi 8.8 13.13 Gelecekten beklenti durumunu ölçmek için R. Snyder’ın Umut (Hope) Ölçeği (1991), kendine güven durumunu ölçmek için iseRosenberg’in Kendine Güven (Self-Esteem) Ölçeği (1965) kullanılmıştır. Ölçeklerin bu örneklem için güvenirlik katsayıları sırasıile .85 ve .73’dür.38


TABLO. 11 TERK VE DEVAM EDENLER‹N GELECEKTEN BEKLENT‹LER‹- KEND‹LER‹NE GÜVEN‹Okul durumu Cinsiyet Beklenti Kendine GüvenTerk Erkek 2.92 2,85Kız 2.96 2,93Toplam 2.95* 2,90*Devam Erkek 3.37 3,03Kız 3.37 2,99Toplam 3.37* 3,00*Not: Beklenti ve kendine güven ölçekleri dağılımı 1(az) – 4 (çok) * p


sıra <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> davranışını aile ve sosyo-kültürel yapıdeğişkenleri ile de anlamaya çalışmak bu çok boyutlusoruna daha kapsamlı yanıtlar bulmaya yardımcıolacaktır. Bu çalışma, elde edilen nicel verileredayanarak <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> nedenlerini şu başlıklar altındainceleyecektir:• Sosyal-Kültürel-Ailevi Nedenler• Ekonomik Nedenler• Eğitim Sistemi-Okul-Öğretmen ile BağlantılıNedenlerSosyo-Kültürel ve Ailevi Nedenler:Sosyo-kültürel ve ailevi nedenler <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> konusundaoldukça kapsamlı bir açıklama alanı sağlamaktadır(Rumberger, 1995). Derinlemesine görüşmeler veanket sonuçlarına dayanarak bu başlık altındainceleyeceğimiz değişkenler aile yapısı (evdeyaşayan çocuk sayısı ve kişi sayısı), parçalanmış/parçalanmamış aile, anne-babanın okuma yazma veeğitim düzeyi, evde konuşulan dil, ailenin eğitimdenbeklentisi olarak belirlenmiştir. Bu değişkenler için<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> eden ve okula devam eden çocuklar arasıkarşılaştırmalar Tablo.13’de verilmektedir.Tablo.13’de anne-babanın birlikte olması dışındakitüm değişkenlerdeki <strong>terk</strong> ve devam eden çocuklararasındaki farklar istatistiksel olarak anlamlıbulunmuştur. Özellikle çarpıcı olan değişkenler çocuksayısı, annenin okuryazar olması ve evde Türkçekonuşulmasıdır. Daha az sayıda çocuk, anneninokuryazar olması ve evde Türkçe konuşulmasınınyanı sıra ailede eğitimden beklentinin yüksek olmasıokula devam etmek için daha elverişli bir ortamyaratmaktadır.TABLO. 13 TERK EDEN VE DEVAM EDEN ÇOCUKLAR ARASINDASOSYO-KÜLTÜREL VE A‹LEV‹ NEDENLER KARŞILAŞTIRMASITerkDevamEvdeki çocuk sayısı * 5.46 3.87Evde yaşayan kişi sayısı* 7.25 5.97Anne-baba beraber çocukla aynı evde yaşıyor 95.1 94.6Anne okuma yazma biliyor % * 27.5 62.2Annenin eğitim durumu *Eğitimsiz 83.5 47.0İlkokul mezunu 15.3 42.4Ortaokul-lise mezunu 1.2 8.6Üniversite mezunu .3 2.0Baba okuma yazma biliyor % * 78.9 89.4Babanın eğitim durumu*Eğitimsiz 37.5 16.9İlkokul mezunu 46.7 57.3Ortaokul-lise mezunu 14.3 21.5Üniversite mezunu 1.3 4.3Evde konuşulan dil Türkçe % * 48.1 64.5Annenin eğitimden beklentisi [0-4 arasında, ortalama]* 2.86 3.32* p


TABLO. 14 ANNELER‹N ÇOCUĞUNOKULUNA VE DERSLER‹NEGÖSTERD‹Ğ‹ İLG‹ (%)Çocuğumun… Terk DevamOkul durumunu takip ederdim/ediyorumOkula gidip gitmediğini kontrolederdim/ediyorumDerslerini yapıp yapmadığınıkontrol ederdim/ediyorumOkuldaki veli toplantılarınakatılırdım/katılıyorum70.9 95.170.6 96.865.6 93.674.7 91.1Bunun yanı sıra annelere ve çocuklarına göreebeveynlerin çocukların okul durumları ile ilgilenmeve eğitimlerine katılma ile ilgili sorulara verdikleriyanıtlar Tablo.14 ve Tablo.15’de görülmektedir.Bu sorulara verilen cevapları karşılaştırdığımızdaokula devam eden çocukların anne-babalarının <strong>terk</strong>eden gruba göre, çocuklarının okulları ile daha çokilgilendiği izlenmektedir.Okulu <strong>terk</strong> sebebiyle ilgili sosyo-kültürel ve ailevinedenlerin kız ve erkek çocuklar için karşılaştırılmasıTablo.16’da yapılmaktadır.Tablo.16’n›n da gösterdiği gibi, kız çocukların okuladevam etmesinde annenin okuryazarlığın›n en önemlifaktör olması hiç kuşkusuz en çarpıcı sonuçtur.Derinlemesine görüşmelerde de sıklıkla gözlendiğiüzere annenin yalnızca okuryazar olması veya 1-2 yılTABLO. 15 ÇOCUKLARA GÖRE ANNE VE BABANIN ÇOCUĞUNOKULUNA VE DERSLER‹NE GÖSTERD‹KLER‹ İLG‹ (%)Annem- babam Terk DevamOkul durumumu takip ederdi/ediyor 69.3 96.0Okula gidip gitmediğimi kontrol ederdi/ediyor 71.5 94.6Derslerimi yapıp yapmadığımı kontrol ederdi/ediyor 63.7 91.4Okuldaki veli toplantılarına katılırdı/katılıyor 74.2 92.3Öğretmenimle ders durumum hakkında konuşurdu 65.0 90.0TABLO. 16 TERK EDEN VE DEVAM EDEN ÇOCUKLAR ARASINDAC‹NS‹YETE GÖRE SOSYO- KÜLTÜREL VE A‹LEV‹ NEDENLERKARŞILAŞTIRMASIKızlarErkeklerTerk Devam Terk DevamEvdeki çocuk sayısı 5.62 4.04 5.09 3.71Evde yaşayan kişi sayısı 7.39 6.16 6.91 5.89Anne okuma yazma biliyor % 25.5 60.6 31.7 63.8Anne eğitimsiz % 85.0 49.1 79.0 44.8Baba okuma yazma biliyor % 80.5 88.0 75.7 90.8Baba eğitimsiz % 36.0 19.4 40.6 14.4Evde konuşulan dil Türkçe % 48.5 62.3 47.3 66.741


ŞEK‹L. 7 ANNELER‹N KIZVE ERKEK ÇOCUKLARI İÇ‹NEĞ‹T‹MDEN BEKLENT‹LER‹okula devam etmiş olması kız çocuklarının okuldakalması üzerinde çok etkili olmaktadır. Tablo. 16’dagörüldüğü gibi bu etki yalnızca kız çocukları içindeğil erkek çocukları için de geçerlidir. Aynı ölçüdeeğitimden beklentinin yüksek olması kız ve erkekçocukların okulda kalması için olumlu bir zeminhazırlamaktadır. Şekil.7’de de görüldüğü gibi annelerineğitimden beklentilerinin, kız veya erkek çocuklarınınokula devam durumuna farklı bir etkisi olmadığıbulunmuştur (p >.05).Okulu <strong>terk</strong> kararında sosyo-kültürel ve ailevi nedenler ilbazında incelendiğinde öne çıkan sonuçlar; İstanbul’da<strong>terk</strong> ve devam eden çocukların evlerindeki çocuksayıları, yine İstanbul’da <strong>terk</strong> ve devam eden çocuklarınannelerinin okuryazar ve eğitimli olma durumlarıdır(Bakınız Ek.1 Tablo.4) . İstanbul’da <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmişçocukların evdeki çocuk sayısı 4.9 iken okula devameden çocukların evlerindeki çocuk sayısı 2.9’dur. Yineİstanbul’da <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> eden çocukların annelerininyalnızca % 39’u okuma yazma bilirken, okula devameden çocukların annelerinin % 83’ü okuma yazmabilmektedir. Bu sonuçların yanı sıra bütün illerdeher değişken için <strong>terk</strong> eden ve devam eden çocuklararasındaki farklar istatistiksel olarak anlamlıdır.Şekil.8, annelerin çocukların okul durumu ileilgilenmelerini il bazında karşılaştırmaktadır. Tablo.23ŞEK‹L. 8 TERK EDEN VE DEVAM EDEN ÇOCUKLAR ARASINDA İLLEREGÖRE A‹LEN‹N OKULA VE DERSLERE İLG‹ KARŞILAŞTIRMASI42


TABLO. 17 OKULA DEVAM ETME OLASILI⁄INI ETK‹LEYENSOSYO-KÜLTÜREL VE A‹LEV‹ NEDENLERDeğişken B ExpB % Etki PEvde konuşulan dil Türkçe .51 .60 %40


kurslarına da ağırlık verilmesi yetişkin okuryazarolmayan oranlarının düşürülmesi 8 yıllık zorunlueğitim için de büyük önem taşımaktadır. Bununlailişkili olarak okul ve derslerle ilgi ve eğitimdenbeklentinin artması mümkün olacaktır. Yetişkinokuma-yazma kurslarının yanı sıra anne-babalarabaşka yollarla ulaşmak da önemi olmaktadır.Eğitimcilerin, öğretmenlerin ve okul yöneticilerininya da yerel idarecilerin çocukların anne-babalarınaulaşmaları bu çerçevede önem kazanmaktadır.Ekonomik Nedenler:Yerel ve uluslararası araştırmalarda en sıklıklabahsedilen <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> nedeni yoksulluk olarak dikkatçekmektedir. Nitel çalışmada ortaya çıkan bulgularda bu durumu işaret etmektedir. Ailelerin eğitimiçin gerekli nakit parayı ya da okul gereksinimlerinikarşılayacakları kaynakları olmadığı durumlardaçocuklar eğitim sisteminden çıkmaktadırlar. Bununlabirlikte ailenin genel yoksulluk düzeyi ve temelgereksinimlerini karşılama zorunluluğu okul çağındakiçocukları okul dışında çalışmaya itmektedir. Okulsonrası çalışan çocuklar çoğunlukla derslerindebaşarısızlık ya da okula devam edememe nedeniyle<strong>okulu</strong> bırakmakta ya da zaten çalışmaya başlarbaşlamaz eğitim sisteminden düşmektedirler.Diğer önemli ekonomik neden, sosyal bir nedenolarak da değerlendirilebilecek, göç olarak ortayaçıkmaktadır. Özellikle Türkiye’de son 15 yıl içindeyaşanan güneydoğu illerinden İstanbul’a vegüneydoğu illeri içinde kırsaldan kente göçlerdemografik yapıyı ve işgücü yapısını çok önemliölçüde etkilemiştir. Bu çalışmada da göçün, çeşitliuzantılarıyla, <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> davranışında önemli bir etkenolduğu görülmüştür.Bu çalışmada <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>in ekonomik nedenleriniyansıtması beklenen şu değişkenler incelenmiştir:göç, oturulan konutun mülkiyeti (kira/sahip), babanındüzenli işinin olup olmaması, ailenin herhangi birşekilde sosyal (SSK, Bağ-Kur) sigorta sisteminin içindeolup olmaması, okul çağındaki çocuğun işgücündeolması, hane halkı kişi başına düşen aylık harcama veoturulan konutun fiziksel durumu.Tablo.18’de karşılaştırılan ekonomik göstergelerarasındaki fark, aylık gelir dışında, istatistikselolarak anlamlıdır (p


ŞEK‹L. 9 İLLERE GÖRE GÖÇ ORANLARIailelerde 97.08YTL’dir, bu da ailenin nüfusu ile ilgilidikkat edilmesi gereken bir durumdur. Daha önce debelirtildiği gibi <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> eden çocukların ailelerindekiçocuk sayısı 5.46 iken okula devam eden çocuklarınevlerindeki çocuk sayısı 3.87dir.Şekil.9’da görüldüğü gibi göçün en yoğun olduğu ilbu çalışma örnekleminde İstanbul’dur. Okulu <strong>terk</strong>inekonomik nedenlerini il temelinde incelediğimizdedikkate değer sonuçlardan biri göçün yalnızcaİstanbul ve Mardin’de <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> davranışını etkilemişolmasıdır (Bakınız Ek.1 Tablo. 5). Ancak Mardin’degöç eden çocukların okula devamlarının daha yüksekolduğu saptanmıştır. (Mardin’de elde edilen bu bulguanket çalışmasının yoğunlukla Kızıltepe ilçesindeyapılması ve bu ilçenin tarihsel ve toplumsal olarakoldukça politik ve eğitimli olmasıyla açıklanabilir.)Göç değişkeni büyük olasılıkla diğer değişkenlerle deetkileşime girip farklı açılardan <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> davranışınıetkilemektedir. Örneğin babanın düzenli işi olduğudurumlarda ailenin göç yaşamış olup olmaması<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> davranışını etkilememektedir. Yine aynışekilde aile herhangi bir şekilde sosyal sigorta sistemiiçindeyse göçün etkisi görülmemektedir. Diğer ilginçbir bulgu evde Türkçe konuşulmuyorsa <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>davranışında göçün etkisi görülmemektedir. Ailedekişi başına düşen aylık harcama 70 YTL’nin altındaysa(medyan) göç <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> davranışı üzerinde etkiliolmaktadır. Kısacası göç kendi başına çok etkiliolmamakla birlikte yarattığı ekonomik ve istihdamsorunları üzerinden okula devamı etkilemektedir.Tekrar il karşılaştırmalarına dönecek olursak,çocuğun eve gelir getirecek bir işte çalışması, Erzurumdışında diğer bütün illerde, <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> davranışıylailişkilidir. Ailelerin çocuklarını okula göndermedekimaddi zorlukları il bazında karşılaştırılınca, sadeceDiyarbakır ve İstanbul’da çocuğu <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmişailelerin devam etmekte olanlara göre dahazorlandıkları görülmektedir.Ekonomik göstergeler <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> eden ve devam edenkız ve erkek çocuklar için ayrı ayrı karşılaştırıldığındaTablo 19 ortaya çıkmıştır:Tablo.19’daki bütün ekonomik göstergelerde kızerkekfarkı anlamlı bulunmuştur. Ev sahibi olmama,göç etmiş olma, babanın düzenli işi olmaması kızçocukların okula devamını erkek çocuklara göredaha fazla etkilemektedir. Ancak tarlada ya da başkayerde çalışma anlamlı olarak erkek çocuklarda dahayüksektir ve çalışan erkek çocukların okula devamoranı kızlara göre daha düşüktür. Şekil.10, <strong>okulu</strong><strong>terk</strong> eden çocuklar arasında illere göre kız ve erkekçocukların bir işte çalışma oranını göstermektedir.Kız çocukların çalışması en fazla İstanbul’da dikkatiçekmektedir. Bu bulgu derinlemesine görüşmelersonucu elde edilen izlenimlerle örtüşmektedir. Annebabalargöç etmeden önce kendi yaşadıkları yerlerdekız çocuklarının çalışmasına kesinlikle izin vermezkenİstanbul’a geldikten sonra bu toplumsal baskıdankurtulup ağırlaşan ekonomik şartların da etkisiylekız çocuklarının çalışmasına engel olmamaktadırlar.45


TABLO.19 OKULA DEVAM EDEN VE TERK EDEN ÇOCUKLAR İÇ‹NEKONOM‹K GÖSTERGELER: C‹NS‹YETE GÖREKızlarErkeklerTerk % Devam% Terk% Devam%Göç 23.2 17.7 27.2 22.4Ev sahibi (oturulan konutun mülkiyeti) değil 60.7 48.0 50.4 51.1Babanın düzenli bir işi var 59.4 72.7 57.3 72.9Annenin sigortası var 30.0 39.1 26.8 43.1Yazın tarlaya çalışmaya gidiyorum 20.3 6.3 23.2 10.3Eve para getirecek bir işte çalışıyorum 16.9 2.3 51.8 7.5TerkortalamaDevamortalamaTerkortalamaDevamortalamaÇocuğu okula göndermede maddi zorluk (0 -4) 3.30 3.00 3.42 2.88Oturulan konutun fiziksel durumu (0-7) 3.31 3.66 3.07 3.95Hane halkı kişi başı aylık harcama (YTL) 74.66 91.20 85.42 100.03Ev eşyası mülkiyet (0-6) 2.02 2.38 1.85 2.68ŞEK‹L. 10 TERK EDEN GRUPTA İLLERE GÖRE KIZ VE ERKEKÇOCUKLARIN B‹R İŞTE ÇALIŞMA ORANI46


TABLO. 20 OKULU TERK DAVRANIŞINDA EKONOM‹K NEDENLER‹NETK‹LER‹Değişken B ExpB % Etki PÇocuğun bir işte çalışması -1.96 .14 -%86 .


Erkek çocuklar için ise en yüksek oran Şanlıurfa’dançıkmıştır. Daha ayrıntılı incelendiğinde bu oranınyoğunlukla tarımda çalışan çocuklar olduğugörülmektedir.Ekonomik nedenlerin bir bütün olarak etkisinigörebilmek için tüm ekonomik neden değişkenleri eşzamanlı olarak lojistik regresyon analizine girilmiştir.Tablo.20 lojistik regresyon sonuçlarını göstermektedir.Tablo 20’de görüldüğü gibi <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>in en önemlinedenlerinden biri çocuğun okul dışında bir işteçalışmasıdır. Çocuğun bir işte çalışıyor olması okuladevam etme ihtimalini % 86 düşürmektedir. Babanındüzenli bir işinin olmaması okula devam ihtimalini% 25 düşürürken , oturulan evin kira olması okuladevam ihtimalini % 55 azaltmaktadır. Ailenin herhangibir şekilde sigorta kapsamı içinde olması ise okuladevam etme ihtimalini % 38 artırmaktadır. Göç ve kişibaşı aylık harcamanın ise <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etme ihtimaliniarttırıcı veya azaltıcı bir etkisi görülmemektedir(exp=1).Eğitim Sistemi-Okul-Öğretmen İle Bağlantılı Nedenler:Türkiye’de <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> tanımına ilişkin mevcut durumunortaya konulması ve değerlendirilmesi açısındanönemli bulgulara, ilköğretim okulları öğretmenlerininsaha araştırma çalışması sırasında <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ile ilgilisoruya verdikleri yanıtlarla ulaşılmıştır.Projenin saha araştırması kapsamında altı ildeilköğretim okullarında görev yapmakta olanTABLO. 22 OKUL VEÖĞRETMENLE İLG‹L‹ OKULUTERK NEDENLER‹ (ORTALAMA)TerkDevamOkula aidiyet 2.62 2.74Ders dışı faaliyetler 1.92 1.96Okuldaki güvensizlik ortamı 2.42 2.33Okulu sevme 2.32 2.41Öğretmenle iletişim 3.26 3.88Okuldaki olanaklar 2.01 3.36Sınıf mevcudu 44.46 41.05Not:• Okula aidiyet, ders dışı faaliyetler, okuldaki güvensizlikortamı, <strong>okulu</strong> sevme ölçeği 1 (az) – 3 (çok)• Öğretmenle iletişim, okuldaki olanaklar 0 (az) – 4 (çok)toplam 232 öğretmen ve müdüre, <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>i nasıltanımladıkları sorulmuştur. Öğretmenlerin kendiifadeleri ile yaptıkları <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> tanımları Tablo.21’desunulduğu gibi toplam 21 kategoride gruplanmıştır. Busonuçlar Türkiye’de ilköğretim okullarında <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>ile ilgili ortak bir tanımın olmaması dışında, ortak birfikir birliği olmadığını da göstermektedir.Farklı araştırmalarda, eğitim sistemi ve okullabağlantılı <strong>terk</strong> nedenleri başlığı altında, öğretmenleilişki ve iletişim, okula aidiyet, sınıf büyüklüğü ve<strong>okulu</strong>n fiziksel olanakları dikkate alınmıştır (Croningerand 2001; Rumberger 1995). Bu çalışmanın nitelaraştırma kısmında, anne-çocuk ve öğretmenlerleyapılan derinlemesine görüşmeler ışığında şudeğişkenler ele alınacaktır: Sınıf mevcudu, öğretmenleiletişim, okula bağlılık, ders dışı faaliyetler, okuldakigüvenlik ortamı. Çocuk anketlerinden elde edilenverilerle oluşturulan bu ölçeklere daha derinlemesinebakmak okul ortamı kavramını daha açıklayıcı halegetirecektir.Çocuk ve anne anketlerinde sorulan eğitim sistemi,okul ve öğretmen ile bağlantılı nedenlerin, faktöranalizleri sonucunda altı alt boyut oluşturulmuştur.Bu alt boyutlar şunlard›r: Okula aidiyet, okuldaki dersdışı faaliyetler, okuldaki güvensizlik ortamı, <strong>okulu</strong>sevme, öğretmenlere iletişim ve okuldaki olanaklar.Tablo.22’de görüldüğü gibi okula devam edençocukların gerek öğretmenle ilişkileri gerekse okulaaidiyet ortalamaları <strong>terk</strong> edenlere göre istatistikselolarak anlamlı bir şekilde yüksektir (p


ŞEK‹L. 11 İLLERE GÖRE SINIF MEVCUDUŞEK‹L. 12 İLLERE GÖRE OKULLARIN F‹Z‹KSEL OLANAKLARI VEÖĞRETMENLE İLET‹Ş‹M49


Şekil.12’de okulların fiziksel olanaklarının veöğretmenle iletişimin genel olarak iller bazındakidağılımı görülmektedir. Bu tabloya göre okulolanaklarının en fazla olduğu il İstanbul’dur.Mardin’deki okullarda ise genel olarak fiziki şartlarınyeterli olmadığı gözlenmektedir. Öğretmen ileiletişim ise genellikle şehirler arasında farklılıkgöstermemektedir.Tablo.23’de okul ile ilgili bağlantılı değişkenlerinkız ve erkek <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> eden ve devam etmekteolan öğrenciler için ortalamalarına bakılmaktadır.Genel olarak ders dışı faaliyetlerin kız veya erkeklerüzerinde herhangi bir etkisi olmadığı görülmektedir.Okula aidiyet, <strong>okulu</strong> sevme, okuldaki olanaklarve öğretmenler ile ilişkiler hem kızlarda hem deerkeklerde okula devam etmekte olan grup için dahayüksektir. Okuldaki güvenlik ortamı ise sadece kızlarınokula devamında etkili olmaktadır. Eğitimlerini yarıdabırakmış kızlar okurken okulda daha çok şiddet ortamıolduğunu belirtmişlerdir. Derinlemesine mülakatlardada aynı şekilde, <strong>okulu</strong>n güvenlik ortamının yeterliolmadığı durumlarda ailelerin özellikle kız çocuklarınıokula göndermedikleri ortaya çıkmıştır.Okulu <strong>terk</strong> ve devam davranışında okul ve öğretmenleilgili değişkenlerin tümünü birden lojistik regresyonanalizine koyduğumuzda okula devam davranışınıöncelikle öngören değişkenin okula aidiyetolduğunu, bunu öğretmenle iletişim ve okuldakifiziksel olanakların izlediğini görüyoruz. Okulu <strong>terk</strong>davranışında etkin okul ve öğretmenle ilgili nedenlerTABLO. 23 OKUL VE ÖĞRETMENLE İLG‹L‹ OKULU TERK NEDENLER‹:C‹NS‹YETE GÖREKızlarErkeklerTerk Devam Terk DevamOkula aidiyet 2.67 2.76* 2.49 2.69*Ders dışı faaliyetler 1.91 1.92 1.91 1.93Okuldaki güvensizlik ortamı 2.47 2.36* 2.31 2.26Okulu sevme 2.35 2.40* 2.24 2.37*Okuldaki olanaklar 1.88 3.21* 2.30 3.52*Öğretmenle iletişim 3.32 3.98* 3.12 3.79** p


Tablo.24’de verilmiştir. Okula aidiyet ve öğretmenleiletişim okulla ilgili nedenlerin en önemlileri olaraköne çıkmıştır. Okula aidiyet ölçeğindeki bir birimlikartış öğrencinin okulda kalma ihtimalini 2.8 katartırmaktadır (% 178). Bunun yanı sıra öğretmenleiletişim ölçeğindeki bir birimlik artış öğrencininokula devam etme ihtimalini 1.5 kat artırmaktadır.Okuldaki güvenlik sorunları ile ilgili bir birimlik artışise öğrencinin <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etme ihtimalini 0,7 katartırmaktadır (% 27). Okula aidiyet değişkeninin büyükölçüde öğretmenle ilgili sorulardan oluşturulduğugöz önüne alındığında öğretmenlerin <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> venedenleri hakkındaki tutum ve algılarının önemiyadsınamaz.Bundan sonraki bölümde öğretmen anketlerindenelde edilen <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> nedenleri algıları ve öğretmentutumları üzerinde durulmaktadır.4. Öğretmenlerin Okulu Terk Sorunu Hakkındaki AlgıVe TutumlarıÖğretmenlerden ilköğretimin en önemli sorunlarısıralamaları istendiğinde <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> oldukça sonlardayer almaktadır (Tablo 25). En önemli sorun olaraköğretmenler ailelerin eğitimsizliği ve sınıflarınkalabalıklığını ifade etmişlerdir. Okulu <strong>terk</strong> sonlardayer almakla beraber hem nitel hem nicel çalışmanınbulgularında gördüğümüz gibi ailenin eğitimsizliği<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>in etkin nedenlerinden biri olarak süreklikarşımıza çıkmaktadır. İlginç bir sonuç öğretmenlerinTABLO. 25 ÖĞRETMENLERE GÖRE8 YILLIK EĞ‹T‹M‹N EN ÖNEML‹SORUNUÇok Önemli (%)Ailelerin eğitimsizliği 81Sınıfların kalabalıklığı 79Okul açığı 68Öğretmen açığı 66Öğretmenlerin kalitesi 60Güvenlik 59Müfredat 55Okulu <strong>terk</strong> 50Dil sorunu 40% 60 oranında öğretmen kalitesinden bahsetmişolmalarıdır. Bu tespit okul ve öğretmenlerle ilgili<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> bulgularımızla örtüşmektedir. Diğer birilginç bulgu derinlemesine görüşmelerde çok sıklıklakarşımıza çıkan ve öğretmenler tarafından kesinçözüm bekleyen sorunlardan biri olan dil sorunununnicel verilere yansımamış olmasıdır. Dil sorunu % 58 ileen yüksek Diyarbakır’da izlenirken en düşük % 28.6 ileŞanlıurfa’da izlenmiştir.Birinci bölümde belirtildiği gibi, çocuklar <strong>okulu</strong>bırakma kararının sorumluluğunu genel olaraküzerlerine almış, anneler de bunu desteklemişlerdi.Ancak karşılaştırmalı analizler, bu durumungörüldüğü gibi olmadığını, çocukların doğrudanveya dolaylı ailevi etkiler sebebiyle bu karar›vermek zorunda kaldığın› göstermişti. Öğretmenleranne ve çocuklardan farklı olarak okul bırakmakararının en fazla baba tarafından (% 71) verildiğinisöylemektedirler. Bunu çocuk (% 24.5) ve anne(% 3.7) izlemektedir. Öğretmenlerin gözlemlerinegöre çocuklar <strong>okulu</strong> en fazla beşinci (% 24.9) ve altıncısınıfta <strong>terk</strong> etmektedirler (% 34.9).Öğretmenlere göre <strong>okulu</strong>n ortalama olarak <strong>terk</strong>edildiği sınıf açısından iller arasında bir farkgözlenmemektedir (Bakınız Ek.1, Tablo.7). Beşincisınıftan altıncı sınıfa geçmede <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> konusundaçok önemli bir kopma yaşanmaktadır. Bu bulgu dahasonra tartışılacak olan politika önerileri için önemtaşımaktadır. Beşinci sınıftan altıya geçildiği döneminkız çocukların ergenlik dönemine denk gelmesi,8 yıllık zorunlu eğitim öncesi 5 yıllık eğitimalışkanlıklarından ve algılarından kurtulamamışolmak ve derinlemesine görüşmelerde de gözlendiğiüzere ailelerin beşinci sınıf sonunda “resmi birdiploma” alınacağı yanılgısı <strong>terk</strong>in bu sınıflardayoğunlaşmasını açıklamaktadır.İller arası karşılaştırmalarda, öğretmen gözlemlerikız çocukların en fazla Konya ve Şanlıurfa’da <strong>okulu</strong><strong>terk</strong> ettiğini, erkek çocuklar içinse oranların en yüksekDiyarbakır’da olduğunu göstermektedir.Bir örnek oluşturması amacıyla, öğretmenlere genelolarak <strong>terk</strong> sorunu hakkındaki gözlemlerinin yanındakendi sınıf ve okullarında yaşadıkları <strong>terk</strong> sorunuhakkında da sorular sorulmuştur. Katılımcıların % 30’u<strong>okulu</strong> bırakma sorunu ile sık karşılaştığını söylemiştir.Bu sorun iller bazında farklılık göstermektedir(BakınızEk.1, Tablo.8). İstanbul ve Erzurum’daki öğretmenler<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> sorunu ile çok sık karşılaşmadıklarınısöylemektedirler. Öğretmenlerin son 3 yılda <strong>okulu</strong><strong>terk</strong> eden öğrencileri ortalama 5 kişidir. İçindebulunulan senede ise ortalama olarak 3 kişinin sınıfıbıraktığı söylenmiştir. Buna rağmen, bir okulda bir51


TABLO. 26 ÖĞRETMENLEREGÖRE TERK NEDENLER‹Nedenler Çok Önemli - %Öğretmenlerin maddi-manevidoyum boyutuyıl içinde <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> eden öğrenci sayısı 30’a kadarçıkabilmektedir.Ancak bu sayıları değerlendirirken, bölümün başındabelirtildiği gibi, öğretmenler arasında <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>tanımında bir fikir birliği olmadığı da göz önündebulundurulmalıdır. Bazı öğretmenler için bir çocuğun<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmesi bir yıl boyunca derslere devametmemesi demek iken, bazıları için bu bir dönem deolabilmektedir.Öğretmenlere Göre Terk Nedenleri49.4Eğitime kaynak ayrılmaması 48.5Başarısızlık nedeniyle okuldanuzaklaştırmaErken yaşta öğrenme sorunlarınıntespit edilmemesi42.339.4Eğitim fakültelerinin kalitesizliği 37.8Yetersiz okul öncesi eğitim 33.2Çocukların erken evlendirilmesi 29.5Öğretmen-öğrenci uyumu 26.6Anadilde eğitim eksikliği 23.7Okulların fiziki koşullarınınyetersizliğiOkulların sosyal koşullarınınyetersizliğiEğitim dönemlerinin esnekolmaması27.828.220.7Nitel çalışmanın bulgularında yer alan öğretmenleregöre <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> sebepleri sıralanmış ve nicelçalışmaya katılan öğretmenlerden bu nedenleri“çok önemli-önemli-hiç önemli değil” ölçeği içindedeğerlendirmeleri istenmiştir. Tablo.26’da görüldüğügibi öğretmenler <strong>terk</strong> nedenleri içinde öğretmenlerve eğitim sistemi ile ilgili olan etmenleri öncelikle“çok önemli” bulmuşlardır. Öğretmenlerin % 50’yevaran bir oranı öğretmenlik mesleğinin maddimanevidoyum boyutunun eksik ve sorunlu olmasını<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>in en önemli nedenlerinden biri olduğunubelirtmişlerdir.Öğretmenlerden <strong>terk</strong> nedenlerini kız ve erkeköğrencilere göre ayrı ayrı değerlendirmeleriistendiğinde ortaya biraz daha farklı bir tabloçıkmaktadır (Tablo 27). Ailelerin yoksulluğuöğretmenler tarafından hem kız hem de erkeköğrenciler için en önemli neden olarak ortayaçıkmıştır. Eğitimin gerekliliğine inanmamak veeğitimden beklenti daha önceki bulgularımızda daöne çıkan ve politika önerilerinde üzerinde durulmasıgereken bir sorun olarak netleşmiştir. Ailede çok fazlaçocuk yoksullukla ilişkili bir değişken olarak üçüncüsırada yer almaktadır. Kız öğrenciler için bunu kadınıntoplumsal yeri, erkek öğrenciler için ise aileye yardımzorunluluğu izlemektedir.Öğretmenlere <strong>terk</strong> sorununu engellemek için yapılmasıgerekenler sorulduğunda, % 72’si ailelere eğitimi enönemli çözüm olarak önermişlerdir (Tablo.28). Bubulgu da daha önce ifade ettiğimiz <strong>terk</strong> nedenleriyletutarlı bir öneridir ve kapsamlı bir şekilde politikaönerileri çerçevesinde düşünülmelidir. Yine diğerbulgularla tutarlı olarak öğretmenlerin çabalarınındesteklenmesi ön plana çıkmaktadır. Çocuklarınokulla ilgili <strong>terk</strong> nedenlerinden çok sıklıkla ortayaçıkan öğretmenle iletişim bu çözüm önerisine destekvermektedir. Medya desteğinin sağlanması, hemailelere eğitim vermede hem de toplumun eğitimdenbeklentilerinin yükseltilmesinde öğretmenlertarafından önerilen diğer bir çözümdür. Medya desteğive öğretmenlerin kalitesi ve ilgisi “iyi rol modelleri”yaratmakta etkili olacaktır. Öğretmenlerin % 60’ı “iyirol modellerinin” çok önemli olduğunu belirtmiştir.Bu bulgu derinlemesine görüşmeler sırasında sahadaaraştırmacılarının da sıklıkla gözlemlediği birunsurdur.Öğrencilerin okulda kalması için öğretmenlere neleryaptıkları sorulduğunda (Tablo. 29) % 75’i öğrenciylekonuştuklarını ifade etmişlerdir. Saha çalışmasındave nitel analizlerde de ortaya konan, aslındaoldukça basit görünen bu yöntemin etkili olduğuyönündedir. Diğer önemli bir yöntem anne-baba ilekonuşmaktır. Nitel araştırmada ailelerden alınanbilgilerde, öğretmenlerin eve gidip ailelerle ilişkikurmasının özellikle çok önemli olduğu gözlenmiştir.Öğretmenlerin % 77.6’sı öğrencilerinin evine herhangibir nedenle gitmiştir. Bunların içinden çocuğun <strong>okulu</strong>bırakması ile ilgili bir durum için gidenlerin sayısı ise29, yani öğretmen örnekleminin sadece % 12’sidir.Öğretmenlerin % 52’si <strong>terk</strong> riski bulunan öğrenciyirehber öğretmene göndermektedir. İlköğretimdekirehber öğretmen açığı ve rehber öğretmenlerin görevtanımlarının belirsiz olması, sorunu rehber öğretmenedevretmenin aslında bir çözüm olamayacağına işaretetmektedir.52


TABLO. 27 ÖĞRETMENLERE GÖRE TERK NEDENLER‹:KIZ VE ERKEK ÖĞRENC‹LER İÇ‹NNedenler % Çok Önemli – Kız % Çok Önemli – ErkekAilelerin yoksulluğu 55.6 58.9Eğitimin gerekliliğine inanmamak 48.1 50.6Ailede çok fazla çocuk 47.3 50Kadının toplumsal konumu 47.3 -Anneye/aileye yardım 36.9 47.7Parçalanmış aile 38.6 38.6Dini ve geleneksel baskı 33.6 22Göç 31.5 35.7Çevre baskısı 30 19.5Okul masrafları 31 34Çocukların erken evlendirilmesi 29.5 10.8Dil 14.5 10.0TABLO. 28 TERK‹ ENGELLEMEKİÇ‹N NELER YAPILMALI?TABLO. 29 TERK‹ ÖNLEMEK İÇ‹NNE YAPIYORSUNUZ?ÇOK ÖNEMLİ %Ailelere eğitim 72Öğretmenlerin çabalarınındesteklenmesiMedya desteği 61.4İyi rol modelleri 60.6Sosyal etkinlikler 57.3Meslek liselerinin etkinleşmesi veyaygınlaşması7055.6Türkçe destek programları 52Çocuk işçiliği ile ilgili mevzuatınuygulanmasıDüzenli nüfus kayıtları 27.6Cezai yaptırımların uygulanması 24.151Her zaman %Öğrenci ile konuşuyorum 74.7İyi bir rol model olmayaçalışıyorum66.0Anne-babalarını okula çağırıyorum 61.0Rehber öğretmenine yolluyorum 51.5Sosyal aktivitelere katılmalarınısağlıyorum35.7Müdüre yolluyorum 23.7Eve mektup yolluyorum 23.7Daha iyi bir kayıt sistemiuyguluyorum20.7Evlerine gidiyorum 10.4Okul dışında ek ders yapıyorum 10.4Maddi destekte bulunuyorum 7.153


III.2. R‹SK GRUPLARINI BEL‹RLEMEBu çalışmanın amaçlarından biri okula devamedememe riski taşıyan grupları belirlemektir. Nitel venicel çalışmalarda, tüm paydaşlardan alınmış bilgileregöre <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etme olasılığını arttıran risk faktörleribelirlenmiştir. Bu bölümde öncelikle öğretmenlerindoğrudan ifade ettikleri risk grupları tartışılacaktır.Daha sonra <strong>terk</strong> ve devam eden çocuk-anne ikilileriyleyapılan görüşmelerden elde edilen bulgularadayanarak, şimdiye kadar yaptığımız lojistik regresyonanalizlerinde öne çıkan <strong>terk</strong> faktörlerine bağlı bir risktablosu oluşturulacaktır.Öğretmenlere açık uçlu olarak sorduğumuz ve dahasonra açık uçlu yanıtları inceleyerek oluşturduğumuzrisk grupları Tablo.30’da verilmektedir. Bu tabloyagöre <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmede en riskli grubu, babasıçalışmayan çocuklar oluşturmaktadır. ÖğretmenlerinTABLO. 30 ÖĞRETMENLEREGÖRE EN R‹SKL‹ GRUPLAREn Riskli%Babası çalışmayan çocuklar 56.8Parçalanmış aile 51.9Eğitimsiz aile 51.5Kalabalık aile 47.3Kızlar 46.9Çevresinde okul bırakmış arkadaşı olanlar 42.7Yoksul ailelerin çocukları 40.2Yaşları büyük olanlar 39.4Okul sonrası çalışan çocuklar 33.6Göçle gelen gruplar 32.0Erkekler 31.5Dersleri iyi olmayan çocuklar 30.7Tutucu ailelerden gelenler 27.4Sağlık sorunu olanlar 23.7Aşiret bağları olanlar 20.3Yaz aylarında tarımda çalışanlar 19.9Türkçe sorunu olanlar 19.5% 57’si babası çalışmayan çocukların (kız veya erkekolmasından bağımsız) okula devam konusundaen şanssız grup olduğunu belirtmektedir. Bunuparçalanmış ailelerden gelen çocuklar, eğitimsizailelerden gelen çocuklar, kalabalık ailelerden gelençocuklar ve kız çocuklar izlemektedir. Çevresinde okulbırakmış arkadaşları olan çocuklar da risk grubundaönemli bir yer tutmaktadır. (Öğretmenlerin hangibelirtilere bakarak öğrencilerin riskte olup olmadığınıanladıkları Ek.1, Tablo.9’da verilmiştir).Tablo.30’daki değişkenler önceki bölümlerdebireysel, sosyo-kültürel ve ailevi, ekonomik, okul veöğretmenlerle ilgili <strong>terk</strong> nedenleri analizleri sonucuistatistiksel olarak anlamlı çıkan değişkenlerdir.Tekrarlayacak olursak; bireysel nedenler altındacinsiyet, okul başarısızlığı, kendine güven vegelecekten beklenti değişkenleri incelenmiştir ve enbelirleyici faktör olarak cinsiyet bulunmuştur.Sosyo-kültürel ve ailevi nedenler altında evdekonuşulan dil, ailenin okula ilgisi, ailenin eğitimdenbeklentisi, parçalanmış aile, anne-babanınokuryazarlığı incelenmiş ve <strong>terk</strong>e en fazla etki edendeğişkenlerin annenin okuryazar olmaması, aileninokula ilgisi ve eğitimden beklentisi ile dil olduğubulunmuştur. Ekonomik nedenler altında çocuğunçalışmak zorunda olması, göç, babanın düzenli işiolma durumu, yaşanılan konutun durumu, kişi başıaylık harcama, eşya mülkiyeti, ev mülkiyeti ve aileninherhangi bir şekilde bir sosyal sigorta ağı içinde olupolmadığı incelenmiştir. Bunlar içinde en güçlü etkiyiçocuğun çalışmak zorunda olması, konut mülkiyetive kişi başı aylık harcama değişkenlerinin sağladığısaptanmıştır. Son olarak okul ve öğretmenlerleilgili <strong>terk</strong> faktörleri altında okula aidiyet, ders dışıfaaliyetler, okuldaki güvenlik ortamı, öğretmenleiletişim ve okuldaki fiziksel olanaklar incelenmiş,öğretmenle iletişim, fiziksel olanaklar ve okulaaidiyetin değişkenlerinin <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>te anlamlı farklaryarattığı saptanmıştır.Bu bulgular ışığında <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> davranışında riskgrubunu oluşturan faktörler şöyle sıralanabilir:• Cinsiyet (kız çocuklar)• Okuryazar olmayan anneler• Okulla ilgisi olmayan aileler• Eğitimden beklentisi düşük olan aileler• Evde konuşulan dilin Türkçe olmaması• Çalışmak zorunda olan çocuklar54


TABLO. 31 OKULU TERK R‹SK GRUBUDeğişken B ExpB % Etki PEvde konuşulan dil Türkçe .76 .47 %53


TABLO. 32 OKULU TERK R‹SK GRUBU - KIZLAR ‹Ç‹NDeğişken B ExpB % Etki PEvde konuşulan dil Türkçe -1.09 .33 -%67


IV. BÖLÜMOKULU TERKİN ÖNLENMESİNE YÖNELİK İZLEMESİSTEMİ GELİŞTİRİLMESİ VE POLİTİKA ÖNERİLERİGİRİŞÇalışmanın bu bölümünde ilköğretimokullarında <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>in önlenmesineyönelik bir izleme sistemi kurulmasıile politika önerileri yer almaktadır. Bubölüm üç alt başlıktan oluşmaktadır.İlk olarak mevzuat değerlendirmesive saha araştırmasından çıkarılan veizleme sistemi ile politika önerilerinedayanak oluşturan öncelikli bulgulara yerverilmektedir. Ardından, bir izleme sistemiönerisi ile <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>in azaltılmasınayönelik politika önerileri, bu öneriler ileulaşılacak hedefleri de içerecek biçimdeifade edilmektedir. Son olarak ise izlemesistemi ve politikaların uygulanmaçevresine yönelik öneriler sunulmaktadır.IV.1 İZLEME SİSTEMİ VE POLİTİKA ÖNERİLERİNETEMEL OLUŞTURAN ANA BULGULAROkulu <strong>terk</strong>in önlenmesine yönelik olarak geliştirilenizleme sistemi ve politika önerilerine temel oluşturanana bulgular; <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>in mevcut durumuna ilişkintespit ve değerlendirmeler ile altı ilde gerçekleştirilensaha araştırma çalışmasının nicel ve nitel sonuçlarınadayanmaktadır. Önceki bölümlerde detaylı olarakortaya konmuş olan ana bulgular içinden, izlemesistemi ile politika önerilerini doğrudan etkilemeönceliği taşıyanlar aşağıda sunulmaktadır:1- Okulu <strong>terk</strong>in ortak ve standart bir hukuki ve tekniktanımı bulunmamaktadır.2- Mevcut hukuki ve kurumsal çerçeve içinde <strong>okulu</strong><strong>terk</strong>in izlenmesi ve önlenmesi sistemi ancaköğrencinin <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>i ile çalışmaya başlamaktave geri kazanım da büyük ölçüde hukuki ve cezaiyaptırımlar üzerinden işlemektedir. Telafi eğitimibaşladığı için geri kazanımı sadece bunlarabağlamak doğru değildir.3- Okulu <strong>terk</strong>in öğrencinin <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmesiöncesinde önlenmesine yönelik bir izleme vedeğerlendirme sistemi yoktur. Dolayısıyla öncedenönlemeye yönelik politika ve uygulama araçları çoksınırlı ölçüde kullanılabilmektedir.4- Okulu <strong>terk</strong> ile ilgili istatistik altyapısı mevcutolmadığı için bu konuda sağlıklı bilgilereulaşılamamaktadır. Bu eksiklik konunun önemininanlaşılmasını ve etkin politikalar geliştirilmesini desınırlandırmaktadır.5- Okulu <strong>terk</strong>in önlenmesinde en önemli kurum“okul”dur. Ancak mevcut anlayış okula bu konudayeterli önemi atfetmemektedir. Okul yönetimleri debu konuda yeterli farkındalık içinde değildir.6- Zorunlu ilköğretimde <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>e yol açan çoksayıda neden bulunmaktadır. Eğitim sistemi ve okulkoşulları, sosyo-kültürel ve ekonomik koşullardankaynaklanan bu nedenlerin öncelikleri ve ağırlıklarıhem bölgeler hem de cinsiyetler itibariylefarklılıklar göstermektedir.7- Okulu <strong>terk</strong>ler çoğunlukla 4.sınıfta başlamakta,5.ve 6. sınıflarda hızlanmaktadır. Kız çocukların<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>i, erkek çocuklardan oran olarak dahayüksektir.8- Kız çocuklarının okullulaşmasında elde edilenönemli kazanımlar zorunlu 8 yıllık eğitimintamamlanmasına henüz yansımamıştır. Kızçocuklar daha erken yaşta ve daha erken bir sınıfta57


<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmekte ve bu karar daha çok ailebaskısı ile alınmaktadır.9- Bölgesel olarak farklar göstermekle beraber <strong>okulu</strong><strong>terk</strong> etmiş erkek çocuklar eve para getirecek bir işteçalışırken, kız çocuklar daha çok evde ailelerine evişi veya kardeş bakımında yardım etmektedirler.10- Okulu <strong>terk</strong>in sosyo-kültürel ve ailevi koşullardankaynaklanan nedenleri incelendiğinde, anneninokuryazar olduğu, evde konuşulan dilin Türkçeolduğu, ailenin eğitimden beklentisinin yüksekolduğu ve ailenin çocuğun okul durumu ileilgilendiği durumlarda <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ihtimalininazaldığı görülmektedir. Annenin okuryazar olmasıözellikle kız çocukların okula devamını sağlamaktaetkilidir.11- Ekonomik koşullardan kaynaklanan nedenleriki temel başlık altında toplanabilmektedir:Ekonomik yetersizlikler nedeniyle çocukların işteveya evde çalıştırılması ve eğitim harcamalarınınkarşılanamaması. Saha çalışmasından elde edilenbulgular, özellikle ailenin sigorta kapsamındaolmadığı ve aile içinde kişi başına düşen aylıkharcamanın düşük olduğu durumlarda çocuğunokul dışında bir işte çalışması ve <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmeihtimalinin yükseldiğini göstermektedir.12- Eğitim sistemi ve okul koşullarından kaynaklanannedenler ise çok kapsamlıdır. Çocukların kendilerinine kadar okula ait ve okulda kendilerini ne kadargüvende hissettikleri, okuldaki ders dışı faaliyetleryani <strong>okulu</strong>n çocuklar için cazibe merkezi olması,<strong>okulu</strong>n fiziksel koşulları ve çocukların öğretmenleriile ilişkileri <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etme kararı üzerinde etkiliolmaktadır.13- Öğretmenlerin eğitimleri ve eğitmenlik tecrübeleriile beklentilerinin de öğrencileri okulda tutmaktaönemli rolü vardır.14- Okulu <strong>terk</strong>in önlenmesinde sadece eğitim ileilgili hukuki ve kurumsal politikalar uygulanmasıyeterli olmayacaktır. Okulu <strong>terk</strong> nedenleri bu denlikapsamlıyken önlenmesine yönelik politikaların dabütünlüklü ve kapsamlı olarak ele alınması gerekir.15- Okulu <strong>terk</strong>in önlenmesinde önemli bir tarafolan kamuoyunda, bu konu ile ilgili bilinç vefarkındalığın yeterli olmadığı görülmektedir.IV.2 POLİTİKA ÖNERİLERİOkulu <strong>terk</strong>in önlenmesine yönelik politika önerileridört ana hedefin gerçekleştirilmesi amacıylaoluşturulmuştur. Bu dört ana hedef şunlardır:1- Okulu <strong>terk</strong> tanımında standartların oluşturulmasıve istatistik altyapısı ile izleme sistemininkurulması;2- Okulu <strong>terk</strong> risk gruplarının belirlenmesi veizlenmesi;3- Okulların kurumsal ve işlevsel kapasitesininarttırılması;4- Ekonomik ve sosyal olanakların ve destekleringenişletilmesi.1. Okulu Terk Tanımında Standartların Oluşturulmasıve İstatistik Altyapısı İle İzleme SistemininKurulması1-a Okulu Terk Tanımında Standart OluşturulmasıOkulu <strong>terk</strong> olarak nitelendirilecek durumlar ve <strong>okulu</strong><strong>terk</strong> istatistiklerine kaydedilecek öğrenciler ile ilgiliolarak standart tanımlar oluşturulmalıdır. Bu amaçlaaşağıda önerilen <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> tanımları geliştirilmeli vekullanılmalıdır.1- Eğitim döneminde 3 okul günü üst üste mazeretsizolarak okula gelmeyen ve bu nedenle aile, veli veyavasisi hakkında tüm hukuki yaptırımlar uygulanmışolmasına rağmen okula dönmeyen öğrenciler ileaile, veli veya vasisi ile kendisine ulaşılamayanöğrenciler.2- Eğitim dönemi başında okula kaydını yenilemeyenve eğitimini bırakan öğrenciler.3- Eğitim dönemi başında veya içinde okuldannakil belgesini alan, ancak başka bir okula kayıtyaptırmayarak eğitimini bırakan öğrenciler.4- Yasaların açıkladığı sağlık ve benzeri nedenlerleokulla ilişiği kesilen ve eğitimini zorunlu olarakbırakan öğrenciler5- Okula devamsızlık oranı sürekli olarak yüksekolan, yasal okula gelmeme süresini geçiren,zaman zaman okuldan kopan, ancak tekrareğitime geri dönen ve bunu sık sık tekrarlayanöğrenciler de gizli <strong>terk</strong> olarak nitelendirilmelive istatistiklerde ayrıca tutulmalı ve izlenmelidir.58


1-b İstatistik Alt Yapısının Kurulmasıİlköğretimde kayıtlı tüm öğrencilerin, T.C kimliknumarası kullanılarak ilgili bilgilerinin bilgiişlem temelli elektronik ortamda tutulmasını vegüncellenmesini içeren bir istatistiksel altyapıkurulmalıdır. Bu istatistik altyapısının kurulmasınailişkin aşağıdaki politikalar önerilmektedir.1- Bilgi İşlem Temelli İstatistik Altyapı SistemiKurulmalıdır.a- Merkezi sistem içinde tüm ilköğretim okulları,kendi okullarına ilişkin sayısal bilgilerini,oluşturulacak standart istatistik formları ilebilgi işlem temelli olarak elektronik ortamdatutmalı ve güncellemelidir.b- Sayısal bilgiler okullar tarafından günlük/haftalık/dönemsel/yıllık olarak girilmeli, sistemonline-real time temelli olarak kurulmalı veçalıştırılmalıdır.i. sistem bilgileri merkezden (Milli EğitimBakanlığı), il milli eğitim müdürlükleri veilçe milli eğitim müdürlükleri tarafındanizlenebilmelidir.ii. okullarda yönetim kademeleri sistemegirebilmeli ve izlemelidir.c- Merkezi ve karar alıcı otoriteler sisteminbilgileri ile,i. politika ve karar alma süreçleri için hertürlü sorgulamayı yapabilmeli, veri, bilgi veistatistiklerden yararlanmalıdır.ii. okulların ve yönetimlerinin performansölçümü için sistemin veri, bilgi veistatistiklerinden yararlanılmalıdır.2- Bilgi İşlem Temelli İstatistiki Altyapı SistemininÇalıştırılmasıa- İLSİS projesi çerçevesinde, tüm ilköğretimokullarında bilgi işlem temelli merkezi biristatistik altyapı sistemi kurulmasına olanaksağlayacak bilgi işlem kapasitesi ile merkezokullararası online bağlantı sağlayacakaltyapı oluşturulmuştur. Önerilen bilgi işlemtemelli istatistik altyapı sisteminin online veözellikle öğrenci hareketleri ve <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> odaklıçalıştırılması için bu konuda ayrıca bir yazılımgeliştirilmelidir.b- İlköğretim okullarında, bir müdür yardımcısıbilgi işlem temelli istatistik altyapı sistemininkurulması ve çalışmasından sorumlu olmalıve bu konuda okul müdürü tarafından resmengörevlendirilmelidir. Müdür yardımcısı,i. bilgi, veri ve istatistiklerin sağlıklı ve günceltutulması ve sisteme girilmesinden,ii. bilgi işlem altyapısının etkin çalışmasınıngözetilmesinden sorumlu olmalıdır. Bukonuda fiilen çalışanlar müdür yardımcısınakarşı sorumlu olmalıdır.1-c Bilgi İşlem Temelli İstatistik Altyapı Sistemi İleÖğrenci Bilgilerinin ve Durumlarının İzlenmesiKurulması önerilen bilgi işlem temelli istatistikselaltyapı sisteminde, güncel okul bilgi ve istatistikleri ileöğrenci bilgileri izlenmelidir. Bu amaçla aşağıdakilerönerilmektedir.1. Öğrenci Bilgileri ve Durumları Düzenli ve SürekliOlarak İzlenmelidir.a. Öğrenciler okul kayıtlarını TC kimlik numarasıile yaptırmalı ve sistemde öğrencilerinbilgileri ve durumları TC kimlik numaraları ileizlenmelidir.b. Sisteme öğrenci TC kimlik numarası girilmesi ilebirlikte öğrenci ile ilgili olarak online ve güncelşekilde aşağıdaki bilgilere ulaşılmalıdır:i. öğrencinin kayıtlı olduğu okul ve ikametgahadresi,ii. öğrencinin <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ile ilgili risk grubuiçinde ise risk grubu,iii. öğrencinin okula devam durumu,iv. öğrencinin kayıt yenileme durumu,v. öğrencinin nakil aldı ise, yeni okula kayıtyaptırıp yaptırmadığı,vi. öğrencinin <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> statüsü; aile/veli/vasiile ilgili süreç ve gelinen aşamalar,vii. öğrencinin başarı durumu.c. Öğrenci nüfus ve ikametgah bilgileri, nüfusidaresi ve muhtarlıklardaki bilgiler ilebilgi işlem temelli sistemde (nüfus idaresive muhtarlıklar ile ara yüz oluşturularak)karşılaştırılmalı ve izlenmelidir. 52. İlköğretim Okullarının Okulu Terk İle İlgiliBilgileri ve İstatistikleri Düzenli ve Sürekli Olarakİzlenmelidir.a. İlköğretim okulları, Tablo 34’te gösterilenbilgileri belirtilen dönemler için bilgi işlem5 Raporun yaz›ld›¤› tarihte Adrese Dayal› Nüfus Kay›t Sistemi’ne henüz geçilmemiti.59


istatistik altyapı sistemine girmeli, bu bilgilerisürekli güncellemeli ve merkezi olarak bu bilgive istatistikler izlenebilmelidir.Merkezden online günlük, haftalık, aylık, dönemsel veyıllık veriler ile,i. okulların <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> verileri ile ilgili diğerveriler izlenmeli;ii. <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> eden öğrenciler izlenmeli, sistemiçinde öğrencinin hangi konumda olduğubelirlenebilmeli;iii. <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> eden öğrencinin TC kimliknumarası ve aile/veli/vasisinin TC kimliknumarası ile (ikametgah, vergi, sosyalgüvenlik ve diğer kayıtlar ile) yeri tespitedilmeli.iv. yıllar itibari ile istatistikler oluşturulmalı vekarşılaştırmalı olarak incelenmeli.3. Okulların Okulu Terk İle İlgili PerformanslarıDüzenli ve Sürekli Olarak İzlenmeli Ve Ölçülmelidir.a. Okulların kayıt ve tercih edilme performansları,b. Okulların <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> performans ölçümü vekarşılaştırmalar,c. Okul yönetimlerinin performans ölçümü vedeğerlendirilmesi,d. Performansı yetersiz okullar ile ilgili önlemleralınması.2. Okulu Terk Risk Gruplarının Belirlenmesi VeİzlenmesiOkulu <strong>terk</strong> risk gruplarının belirlenmesi ve izlenmesiile, <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>in gerçekleşmeden önce önlenmesiamaçlanmaktadır. Buna bağlı olarak hazırlananilköğretim okullarında risk gruplarının belirlenmesi veizlenmesine yönelik politika önerisi aşağıdaki adımlarıiçermektedir.1- İlköğretim Okullarında “Öğrenci İzleme VeDeğerlendirme Birimi” Kurulmalıdıra. Bu birimin amacı <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>in azaltılmasıve önlenmesi temelinde öğrenci ve aile/veli/vasilerin izlenmesidir.b. Birimin görevleri okulda kayıtlı olan öğrencilerile ilgili olarak;i. risk gruplarının belirlenmesi, öğrencilerinrisk gruplarına yerleştirilmesi ve riskgruplarının güncellenmesi,ii. risk grubu öğrencilerin aile/veli/vasileriyleilişki kurulması,iii. risk grubunda yer alan öğrencileriçin önceden alınabilecek önlemlerinbelirlenmesi,iv. çalışmaların düzenli olarak okulyönetimi ve bilgi işlem istatistik birimi ilepaylaşılmasıdır.2- Okulu Terk Risk Grupları Oluşturulmalı veİzlenmelidira. Öğrenci izleme ve değerlendirme birimleri, kayıtdönemlerinde öğrenciler ve aile/veli/vasileriyleilgili, <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ile ilişkili bilgileri toplamalıve öğrencinin risk grubu içinde olup olmadığıve risk grubu içinde ise hangi grupların içindeolduğunu belirlemelidir.b. Öğrenci izleme ve değerlendirme birimleri,topladıkları bilgiler ile, her eğitim dönemibaşında “<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> risk raporu” hazırlamalıve bunu okul yönetimi ile paylaşmalıdır.Okul yönetimi de bunu ilçe ve il eğitimmüdürlüklerine gönderilmelidir. Bu raporlar,okuldaki risk gruplarını ve öğrencilerindağılımını, özel neden ve durumlar ile alınmasıgerekli önlemleri içermelidir.c. Öğrenci izleme ve değerlendirme birimlerieğitim dönemi boyunca risk grupları içindeyer alan öğrencileri ve aile/veli/vasileriniizlemelidir.d. Öğrenci izleme ve değerlendirme birimleriizleme ve değerlendirmeleri içinde <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>eyol açacak nedenleri önceden görebilmeli,çözüm önerileri geliştirerek öğrencinin <strong>okulu</strong><strong>terk</strong>ini önlemeye çalışmalıdır. Bu konuda,rehber öğretmenler önlemlerin geliştirilmesi veuygulanmasında aktif rol oynamalıdır.e. Öğrenci izleme ve değerlendirme birimleriöğrenci eğer bir risk grubu içinde ise bunuöğrenciye ve aile/veli/vasisine de öncedenbildirmeli ve iyi bir diyalog ve iletişim hattıoluşturmalıdır. Okulu <strong>terk</strong>in sonuçları veverilebilecek destekler ile ilgili olarak öğrenci ileaile/veli/vasisi önceden bilgilendirilmelidir.f. İl ve ilçe milli eğitim müdürlükleri risk grubuöğrencilerinin yoğun olduğu okul ve bölgelereözel önem göstermeli, risk gruplarındakiyoğunlaşmaya bağlı olarak önlemlergeliştirmelidir.3. Okulların Kurumsal ve İşlevsel KapasitesininArttırılmasıOkulu <strong>terk</strong>in önlenmesine yönelik politikaönerilerinin temelinde ve merkezinde “okul”bulunmaktadır. Türkiye’de <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ile birlikte60


TABLO. 34 OKULU TERK İLEİLG‹L‹ STANDART R‹SKGRUPLARI VE ÖĞRENC‹LER‹NR‹SK GRUPLARI İÇ‹NDEK‹KONUMU (B‹R ÖRNEKLEME)Risk GruplarıAile / VeliYeni Göç Etmiş AilelerGöç Etmiş Aileler (1-5 Yıl)Anne Ve Ailenin Eğitim Seviyesi Ve BilinciDüşükParçalanmış/Dağılmış AileYoksul Ve Yoksun AilelerBabası/Annesi İşsiz/Çalışmak İstemeyenNüfusu Kalabalık/Çok Çocuklu AilelerÖğrencininKonumu√√√√diğer eğitim sorunlarının çözümünde, eğitimsisteminin iyileştirilmesinde ve sosyal sermayeningeliştirilmesinde temel kurum okullardır. Bunedenle Türkiye’de öncelikle okullar ile ilgiliönemli bir yaklaşım ve anlayış değişikliğine ihtiyaçbulunmaktadır. Bu çerçevede temel amaç okullarınkurumsal ve işlevsel kapasitelerinin arttırılmasıolmalıdır.Bu politika önerileri ile ”okul” merkezi bir rolüstlenmektedir. Aşağıda önerilen politikalarınbazılarında “okul” doğrudan uygulayıcı ikenbazılarında ise düzenleyici ve yönlendiricikonumundadır. Okulun kapasitesinin arttırılmasıile temel olarak, eğitim işlevinin kendisiningüçlendirilmesi hedeflenmektedir. Bu amaçla,<strong>okulu</strong>n kurumsal kapasitesi, <strong>okulu</strong>n fiziksel, maddi veeğitimsel koşullarının yanı sıra, öğretmenlerin ve genelolarak okul personelinin kapasitelerinin arttılmasınıda kapsamaktadır. Okulun işlevsel kapasitesiningenişletilmesi de ilgili kurumlarla diyalog veiletişiminin arttırılması gibi daha kapsayıcı bir hedefiiçermektedir. Kurumsal ve işlevsel kapasiteninarttırılmasına yönelik politika önerileri bu iki anabaşlık altında sunulmaktadır.ÖğrenciOkula Aidiyeti Ve İlgisi Zayıf Öğrenciler3.1 Kurumsal Kapasitenin Artırılmasına YönelikPolitika ÖnerileriUzak Semtlerden Gelen Sosyo-KültürelSeviyesi Düşük ÖğrencilerEğitim Ve Öğrenme Kapasitesi Sınırlı VeZayıf ÖğrencilerTürkçe Bilmeyen/Türkçesi ZayıfÖğrencilerOkul Sonrası Çalışan ÖğrencilerÇevresinde Okul Bırakmış Arkadaşı OlanÖğrencilerOkul - Sınıf4.5.6.SınıflarKalabalık SınıflarSınıf Öğretmeni Sürekli DeğişenOkul İçi Şiddet Ve Çevresinde GüvenlikZayıfUlaşım Güzergah Ve Çevresi UygunOlmayan Okullar√√√3.1-a Fiziki Kapasitenin İyileştirilmesi ve YeterliHale Getirilmesi1. İlköğretim <strong>okulu</strong> ihtiyacının düzenli olarakkarşılanması,2. İlköğretim okullarında derslik sayılarınınarttırılması ve sınıf başına öğrenci sayısınınazaltılması,3. İlköğretim okullarında ders içi ve dışı faaliyetleriçin yeterli açık ve kapalı alanların oluşturulması,4. Yönetici, öğretmen, rehber öğretmen, teknikeleman ve çalışan açığının kapatılması.3.1-b Okulların Ekonomik Gücünün Arttırılması1. Milli Eğitim Bakanlığı, bütçe olanaklarınıngeliştirilmesi ve ilköğretim okullarına ayrılanbütçenin iyileştirilmesi ile okulların ekonomikdurumları güçlendirilmelidir. Okulların, eğitimhizmetlerinin sunulmasında öğrenci velilerine olanbağımlılığı azaltılmalı ve zaman içinde ortadankaldırılmalıdır.2. Okulların öğrencilerin aidiyetelerini, ailelerin vevelilerin katılımını arttırmaya yönelik faaliyetlerdüzenlemesi için ilave kaynak ihtiyacı olacaktır.61


Bu kaynakların da öncelikle merkezi bütçedenkarşılanması sağlanmalıdır.3. Tamamen aynî yardımlardan oluşan okul fonlarıkurulmalı ve çalıştırılmalıdır. Bu fonlar için özelkişi ve kurumlar ile yerel yönetimler ve STK’lardanalınacak aynî yardımlar doğrudan ve sadeceöğrencilerin kullanımına yönelik olarak beslenme,sağlık, araç-gereç, donanım, kıyafet, servis vebenzeri olanakları içermelidir.4. Okulların ekonomik olanaklarına katkı sağlamaküzere yerel yönetimlerin kaynakları da ihtiyariolarak kullanılmalıdır. İl özel idareleri dönembaşında okulların ekonomik ihtiyaçlarına göreyerel yönetimlerden ihtiyari olarak kaynaktoplamalı ve bunları okulların bütçelerineaktarmalıdır.3.1-c Öğretmenlerin Kapasiteleri ile ÖğretmenlereSağlanan Olanakların Genişletilmesi1. Öğretmenlerin, <strong>okulu</strong>n kurumsal kapasitesininarttırılmasına katkılarını alabilmek için şu türdüzenlemeler yapılmalıdır: Öğretmenler;i. düzenli ve programlı okul etkinliklerinde görevalmalıdır.ii. öğrenci kabiliyeti ve kısıtlarının belirlenmesindegörev almalıdır.iii. sınıf öğretmenleri <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> özelinde aile ileolan ilişkilerde görev almalıdır.iv. spor ve kulüp etkinliklerinde görev almalıdır.v. sınıf öğretmenleri rehberlik merkezlerindeçalışabilmelidir.2. Öğretmenlerin dersler dışındaki okul etkinliklerindegörev almalarını özendirici tedbirler alınmalıdır.Buna yönelik olarak öğretmenlerin eğitimfakültelerinde bu tür etkinliklere ilişkin formasyoneğitimi almaları sağlanmalı ve öğretmenmaaşları bu ilave görevlendirmelere göre yenidendüzenlenmelidir.3. Öğretmenler ile ilgili ödüllendirme ve teşvikprogramları oluşturulmalı, bu programlar öncedenilan edilmeli ve uygulanmalıdır.4. Öğretmenlerin yaşam standartlarının ve kendilerinigeliştirme olanaklarının iyileştirilmesi ayrıca elealınmalıdır.5. Öğretmenlere görev yapacakları okullarla veöğrencilerinin özel koşullarıyla ilgili bilgilendiriciprogramlar düzenlenmelidir.3.1-d Rehberlik Sisteminin Genişletilmesi veEtkinleştirilmesi1. Rehberlik merkezleri ve rehber öğretmenleröğrencilerin hayata hazırlanmasında özelprogramlar oluşturmalı ve ders saatleri dışındazorunlu ve seçmeli rehberlik saatleri ayrılaraköğrencilerle bu programlar uygulanmalıdır.2. Sınıf öğretmenlerine de rehberlik öğretmeniformasyonu kazandırarak sınıf öğretmenlerininde rehberlik hizmetlerinde bulunmalarına olanaksağlanmalı, böylece bu hizmetler için karşılaşılaneleman yetersizliği aşılmalıdır.3. Rehber öğretmenler <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>in önlenmesikonusunda etkin rol almalıdır. Öğrenci izleme vedeğerlendirme birimi içinde rehber öğretmenleröğrenci ve aile/veli/vasilerin izlenmesi ve bukişilerle ilişki kurulmasında aktif rol almalıdır.Bu konuda rehber öğretmenlerin yetki vesorumlulukları genişletilmelidir.3.1-e Müfredatın Esnekleştirilmesi ve ÖzelUygulamalar Yapılması1. Mevcut okul müfredatını anlama ve öğrenmekapasitesi yeterli olmayan öğrenciler için özeluygulamalar yapılması ile öğrencinin ilköğretim<strong>okulu</strong>nu bitirmesi kolaylaştırılmalıdır.Bu öneri özürlü olan ve özel eğitim sınıflarındaözel eğitim görmesi gereken öğrencilerin dışındakalan; örneğin Türkçeyi yeterli biçimde bilememeve kullanamama nedeniyle mevcut müfredatıanlama ve öğrenme kapasitesi ortalamanın altındakalarak bir anlamda okul <strong>terk</strong>e zorlanan öğrencilerikapsamaktadır. Bu öğrencilere yönelik özeluygulamaların temel amacı, onları sekizinci sınıfınsonuna kadar diğer öğrenciler ile aynı anlama vebilgi seviyesine getirmek olmalıdır.2. Nüfusa geç kaydettirilmiş olmaları nedeni ilebüyük yaş öğrenciler için de yeterli sayı oluşmasıhalinde ayrı sınıflar açılması bir alternatif olarakdüşünülmelidir.3.1-f Esnek Okul Takviminin GeliştirilmesiMevsimlik tarım işçisi olarak çalışan öğrencileriçin esnek eğitim yılı uygulamasının geliştirilmesidüşünülmelidir. Bunun yan sıra Milli EğitimBakanlığı’na bağlı “gezici okul” uygulamaları damevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerdeyaygınlaştırılmalıdır. Bu tür düzenlemeler içinMilli Eğitim Bakanlığı, STK’lardan ve bölgeüniversitelerinden destek alabilir.62


3.1-g Başarıların Ödüllendirilmesi ve Teşvik EdiciBir Burs Sisteminin Kurulması1. Derslerinde ve diğer zorunlu etkinliklerde başarılıolan öğrenciler okul yönetimleri tarafındanödüllendirilmelidir. Ödüllendirme MEB’inhazırlayacağı bir yönetmelik çerçevesindeolmalıdır.2. Derslerinde ve diğer zorunlu etkinliklerde veyaspor, müzik gibi beceri/yetenek alanlarında başarılıolan yoksul öğrenciler için etkin bir burs sistemigeliştirilmelidir. Burs yönetmeliği MEB tarafındanhazırlanmalıdır.3.2 İşlevsel Kapasitenin Arttırılmasına YönelikPolitika Önerileri3.2-a Öğrencilerin (ve Ailelerin) Okula AidiyetininArttırılması1. Öğrencilerin okullarda geçireceği serbest saatlerarttırılmalıdır. Ders dışı saatlerde öğrenciyiokulda tutacak ve isteyerek kalmasını sağlayacakfaaliyetler yaratılmalıdır.2. Okullarda öğrenciler için sosyal olanaklar vefaaliyetler genişletilmelidir. Okullarda öğrencileriçin sürekli ve düzenli spor olanakları ve faaliyetleriile ilgi alanlarına ve kendilerini geliştirmelerineyönelik kulüpler oluşturulmalıdır.3. Okulda öğrencilere eğitim/öğretimde iyi örneklerve rol modeller sunulmalıdır. Bu konuda STK’lar ileişbirliği yapılmalıdır.4. Çevredeki STK faaliyetlerine öğrencilerinkatılımı özendirilmeli birlikte faaliyet ve projelergeliştirilmesine olanak yaratılmalıdır.3.2-b Öğrencilerin Yetenekleri ile KısıtlarınınTespiti ve Desteklenmesi1. Okullarda, öğrencilerin özel yetenekleri ileöğrenme kapasitelerinin tespitine yönelik sınıflaragöre ayrışmış, düzenli tekrarlanan çalışmalaryapılmalıdır.2. Bu çerçevede öğrenciler yetenekli olduklarıalanlara (edebiyat, sanat, tiyatro, spor, bilişim,matematik vb). yönlendirilmeli, yeteneklerinigeliştirmeleri amacıyla ders saatleri dışındaolanaklar sunulmalıdır.3. Öğrenme kapasitesi daha sınırlı olan ya da zekakapasitesi yüksek olan öğrenciler tespit edilmelive bu öğrencilere özel ilgi gösterilerek öğrencilerinkazanılması sağlanmalıdır.3.2-c Türkçe Bilmeyen ve Türkçesi Zayıf OlanÖğrencilerin Desteklenmesi1. Okul öncesi eğitim yaygınlaştırılarak çocuklarınkatılımlarının arttırılması sağlanmalı ve buaşamada Türkçelerinin geliştirilmesi için özelprogramlar düzenlenmelidir. Bu amaçla okullar,muhtarlıklar ile işbirliği içinde erken çocuklukeğitimi çağındaki çocuklardan Türkçe bilmeyenleriveya Türkçesi zayıf olanları tespit etmeli ve buçocukların okul öncesi eğitime alınmaları için özelçaba harcanmalıdır.2. İlkokul çağına gelmiş olduğu halde Türkçe bilmeyenveya Türkçesi zayıf olan öğrencilere yönelikolarak, ders saatlerinin dışında Türkçe öğretimiiçin sınıflar/dersler oluşturulmalı ve çocukların busınıflara/derslere devamı özendirilmelidir. Okulöncesi eğitimi olmayan okullarda, bu sınıflara/derslere ilköğretim çağı öncesindeki çocuklar dadevam edebilmelidir.3.2-d Okul ile Ailelerin YakınlaşmasınınSağlanması1. Okullar ile aileler arasında yakınlaşmayı artırmakiçin sürekli iletişimi sağlayacak sosyal faaliyetlerdüzenlenmeli; okullar öğrencilerin aile/veli/vasilerine açık olmalıdır. Okullar 12 ay ve haftanınher günü bu amaçla açık tutulmalıdır.2. Ailelere eğitim, bilgi, beceri sağlanması konusundaözel programlar düzenlenmeli, hafta sonları veders saatleri dışında veya seçilmiş saatlerdekütüphaneden ve diğer okul alanlarındanyararlanmaları sağlanmalıdır.3. Göç eden /yeni taşınan ailelere okul ve çevresi ileilgili bilgiler aktarılmalı bu amaçla muhtarlıklar ileortak programlar hazırlanmalıdır. Kaymakamlık veSTK’lar ile işbirlikleri yapılmalıdır.4. Okulu <strong>terk</strong> ile ilgili risk grupları içinde yer alanaileler için risklere göre şekillendirilmiş içerikteayrı programlar hazırlanmalı, bu ailelerle sürekliiletişim içinde olunmalıdır.3.2-e Annenin Eğitim ve Bilinç SeviyesininArttırılmasıÖğrenci annelerinin eğitim seviyesi ve eğitim ile ilgilibilinç seviyesinin arttırılması için programlı çalışmalaryapılmalıdır. Bu amaçla öğrenci annesinin eğitimi veeğitim bilinci ile ilgili durumu tespit edildikten sonraokul yönetimi tarafından anneler,1. Halk Eğitim Merkezleri ve STK’larla işbirliği içindeokuma yazma kurslarına yönlendirilmelidir.63


2. Halkevleri, toplum merkezleri ve STK’larla işbirliğiiçinde düzenli program ve kurslar ile eğitimkonusunda bilinçlendirilmelidir.3. Okullarda düzenlenecek sürekli toplantılar ileannelerin eğitime olan inancı yüksek tutulmalıdır.3.2-f Aile/Veli ve Vasilerin Okulu Terk KonusundaMevcut Hukuki Sürece İlişkin Bilgilendirilmesive BilinçlendirilmesiOkul yönetimleri, muhtarlıklar ve mülki amirlikleröğrencilerin aile/veli/vasileri ile düzenli toplantılaryaparak öğrencilerin okula gönderilmemesi halindekarşılaşılacak cezai hükümler ile ilgili olarakbilgilendirilmeli ve bu konuda bilinç seviyeleriarttırılmalıdır. Bu konuda özellikle risk grubu ailelerisürekli olarak bilgilendirmelidir.4. Ekonomik Ve Sosyal Olanakların Ve DesteklerinGenişletilmesiAilelerin ekonomik ve sosyal koşullarının yeterliolmaması <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>in en önemli nedenleri arasındayer almaktadır. Bu nedenle <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>in azaltılmasıamacıyla aile ve öğrencilerin ekonomik ve sosyalolanaklarının arttırılaması, buna yönelik destekleringenişletilmesi gerekmektedir. Bununla ilgili olarakaşağıdaki politikalar önerilmektedir.1- Ekonomik Gerekçelerle Okulu Terkin Önlenmesi ve İlÖzel İdaresinde Fon Oluşturulmasıa. Okullar, eğitim dönemi başında ekonomikkriterlere bağlı olarak <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> riskgruplarında izlemeye alınan öğrenci sayılarınıilçe ve il milli eğitim müdürlükleri aracılığıyla İlÖzel İdaresi’ne bildirmelidir. İl Özel İdaresi riskgrubunda izlenen öğrenci sayısına bağlı olarakilköğretim kurumlarına yönelik bütçesi içindebir acil destek fonu oluşturmalıdır. Ekonomiknedenlerle <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etme durumunda olanöğrencilerin eğitim masrafları o dönem için acildestek fonundan karşılanmalıdır.b. İlköğretimini sürdürürken eğitim harcamalarınıve/veya ailesinin ihtiyaçlarını karşılamak/katkısağlamak için çalışmak zorunda kalan -onbeşyaşından küçük- öğrenciler de <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> riskitaşıyan grupların başında gelmektedir. Buöğrencilerin çalışmayı bırakması ve <strong>okulu</strong><strong>terk</strong> riskinin ortadan kaldırılması için yineil özel idaresindeki acil destek fonundanyararlanmaları sağlanmalıdır.2- Çocuk Yoksulluğu ve Eğitim Yardımları İçinPotansiyel Çocukların Tespit Edilmesia. Her yıl ilköğretim çağında olan ve yoksulluksınırında veya altında bulunan ailelerinharcamalarının karşılanmasına yönelik gereklibütçe hesaplanmalıdır. Bu hesaplamayı MEBokullardan gelecek veriler ile yapmalıdır.Hesaplama yapılırken TÜİK’in yoksullukaraştırması veri alınmalı ve her yıl bu araştırmakapsamında eğitim dönemi başında yoksulailelerin ilköğretim çağındaki öğrenci sayısıfiilen belirlenmelidir.b. 2005 yılı için Türkiye genelinde 0-15 yaşarasındaki çocuk yoksulluğu oranı % 37’dir(UNICEF, 2006). Bu konuda TÜİK de Türkiyegenelinde bir “Yoksulluk Haritası” çalışmasıyapmayı planlamaktadır. Bu çalışma içinde“çocuk yoksulluğu” ve “ilköğretim çağındakiçocukların yoksulluğu” gibi alt başlıklarınayrıca hesaplanması, izlenmesi ve orta vadedekayıtlı gerçek ve güncel verilere ulaşılması,ayrıca bu verilerin sürekli olarak güncellenmesisağlanmalıdır.3- Anne Çocuk Eğitim Programlarının GenişletilmesiMuhtarlıklar, kayıtları ile okul öncesi eğitimdönemine gelmiş veya ilkokula başlamasına bir yılkalmış olan aileleri/anneleri okullara bildirmeli,okullar bu bilgiler ışığında anneleri anne-çocukeğitim programlarına yönlendirmeli veya buprogramların okullarda yürütülmesini sağlayarakanneleri ilköğretim çağı öncesinde bilgilendirmelive bilinçlenmelerine yardımcı olmalıdır. Anneler,çocuklarını okul öncesi eğitime başlatmaları içinteşvik edilmelidir. Bu konuda okul ve muhtarlıklarile kaymakamlıklar arasında yakın işbirliğisağlanmalıdır.4- Göç İle Gelen Ailelerin DesteklenmesiOkullar, öğrencileri içinde yeni göç etmiş veyatercihen son beş seneye kadar göç etmiş olanaileleri <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> risk grubu olarak yakındanizlemeli, bu ailelere rehberlik merkezleri aracılığıile eğitim konularında doğrudan destek vermeli,ilgili diğer konularda da yönlendirme sağlamalıdır.Kent yaşamı ve kent hizmetleri konusunda bilgilersunulmalı, okullarda özel programlar düzenlenerekbu ailelerin katılımları çeşitli biçimlerdeözendirilmelidir. Okullar bu konuda muhtarlıklar,kaymakamlıklar ve yerel yönetimler ile yakınişbirliği içinde olmalıdır.64


IV.3 İZLEME S‹STEM‹ VE POL‹T‹KALARIN UYGULAMA ÇERÇEVES‹NEİL‹ŞK‹N ÖNER‹LEROkulu <strong>terk</strong>in önlenmesine yönelik olarak geliştirilenve önerilen izleme sistemi ile politikaların etkinşekilde uygulanabilmesi ve başarı sağlanmasıiçin bunların uygulama çevresine ilişkin olarak daöneriler sunulmaktadır. İzleme sistemi ve politikaönerilerinin uygulama çevresi başlığı altında; HukukiÇerçeve, Kamu Otoritesinde Kurumsal Yapı ve İletişimStratejisi’ne ilişkin öneriler sunulmaktadır.IV.3.1 Hukuki ÇerçeveOkulu <strong>terk</strong> ile ilgili olarak önerilen politikalarınuygulanabilmesi için öncelikle düzenleyici temelyasalarda okul <strong>terk</strong>in tan›m›n›n yap›lmas› ileizlenmesi ve önlenmesinde sorumlu kurum vekiilerin tan›mlanmas› gibi hususlarda önemlideğişiklikler yapılması gerekmektedir. Bunun yanı sırapolitikalardan etkin sonuçlar alınabilmesi için bazı ekyasal düzenlemelere de ihtiyaç duyulmaktadır. Bu ekyasal düzenleme önerileri aşağıda sunulmaktadır.1. İlkö¤retim Diploması ZorunluluğununGenişletilmesiİlkö¤retim diploması olmayanların sosyal ve ekonomikyaşamının sınırlanması alternatif bir yaklaşımdır.Böylece sosyo-ekonomik yaşamın asgari ihtiyaçlarınınkarşılanması için ilkö¤retimi bitirmek bir zorunlulukhaline getirilmektedir. Kamu hizmetlerindeçalışmaktan ehliyet alınmasına kadar birçokalanda yürütülen ilkö¤retim diploması zorunluluğuuygulaması genişletilmelidir.2. Onbeş Yaşını Doldurmamış ÇocuklarınÇalıştırılmasının EngellenmesiÇocukların çalıştırılması doğrudan çalışma ve işyasaları çerçevesinde yasaklanmıştır. Bu yönü ilekonu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yetki vesorumluluk alanına giriyor olmakla birlikte ilkö¤retimçağında olan ve çalışmak için <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> eden çocuklarMilli Eğitim Bakanlığı’nın ve ilgili yasaların alanınagirmektedir.Çocuk çalıştırılmasının engellenmesi orta vadeli birprogramı gerektirmektedir ve bu konuda Çalışma veSosyal Güvenlik Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığıarasında bir işbirliği protokolü yapılmalıdır. Buprotokolün temel amacı Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanlığı’nca kaçak çalıştırılan çocukların tespitedilmesi ve bunların bilgisinin MEB ve mülkiamirliklerce paylaşılması, böylece <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmişolan çocuklara ulaşılmasıdır. Programın ikinci aşamasıise bu çocukların tekrar okula kazandırılması veaile/veli/vasiler hakkında yasal sürecin başlatılmasıolmalıdır.3. İlkö¤retim Çağında Olan ve Okulu Terk Etmiş SokakÇocukları ile Suçlu Çocukların Eğitimi KonusundaYasal Çerçevenin Netleştirilmesiİlköğretim çağında olmakla birlikte <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmişolan sokak çocukları ve suçlu çocukların eğitimiile ilgili olarak farklı yasalar çerçevesinde farklıkurumlar sorumlu bulunmaktadır. Ancak bununyol açtığı yetki ve sorumluluk karmaşası içinde buçocukların yeniden okullulaşmasını sağlamakta çeşitlizorluklar yaşanmaktadır. Bu çocukların eğitimi ileilgili olarak MEB ve ilkokul yönetimlerinin yetkileri vesorumlulukları daha açık olarak tarif edilmeli, bu yetkive sorumluluk arttırılarak yeniden düzenlenmelidir.4. İlköğretime Alternatif Yasadışı Kursların EtkinDenetimi Ve KapatılmasıBaşta kaçak kuran kursları, dini eğitim veren kurslarolmak üzere çocukların <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> etmelerine nedenolan tüm “alternatif” kurslar ve yatılı pansiyonlar gibiuzantıları mülki amirliklerce ve güvenlik güçlerinceetkin şekilde tespit edilmeli ve kapatılmalıdır.65


IV.3.2 Okulu Terk Ile ‹lgili ‹letiim Stratejisinin Gelitirilmesi VeUygulanmas›İlköğretim okullarında <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>in önlenmesineyönelik olarak politikaların geliştirilmesi veuygulanması için kamuoyu bilinci ve desteği kritik biröneme sahip bulunmaktadır. Kamuoyunun ilköğretimokullarında <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> konusu ile ilgili farkındalığı,bilgisi ve bilinç seviyesi dikkate alındığında <strong>okulu</strong><strong>terk</strong> konusunda etkin bir iletişim stratejisine ihtiyaçduyulduğu ortaya çıkmaktadır. İletişim stratejileri ilgilimerkezi ve yerel kamu otoritelerinin sorumluluğundaolmakla birlikte, ilköğretim okulları, üniversiteler, siviltoplum kuruluşları ve özellikle yazılı ve görsel medyada bu çalışmaların tarafı ve sahiplenicisi olmalıdır.İletişim stratejisi için, teker teker ya da hep birliktekullanılabilecek, aşağıdaki öneriler sunulmaktadır:1- Türkiye genelinde <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> konusunu temelalan geniş kapsamlı ve süreli bir “kampanya”başlatılmalı.2- Okulu <strong>terk</strong> oranlarının ve riskin yüksek olduğuillerde yerel “kampanyalar” başlatılmalı.3- Politikaların uygulanması aşamasında Türkiyegenelinde MEB tarafından nihai hale getirilecekstandart “bilgilendirme ve bilinçlendirmeprogramları” hazırlanmalı ve ilk bir yıl boyuncailgili kurumlarda ve ilgili kişilere yönelik olarakuygulanmalıdır.4- Yazılı ve görsel basında yayınlanan günlükprogramlar içine (haberler, açık oturumlar,dizi filmler vb) eğitimden beklentiyi pekiştirecekmesajlar verilmeli; yanıltıcı örnekler ve olumsuzrol modellerinin öne çıkarılması, denetlenmeyetkisine sahip kurumlar tarafındanengellenmelidir.IV.3.3 Kurumsal Yap›ya ‹likin ÖnerilerPolitikaların etkin uygulanması için ilgilikamu kurumları açısından aşağıdaki işbölümüönerilmektedir.1. Milli Eğitim Bakanlığı İçinde İşbölümüa. Strateji Geliştirme Başkanlığı;i. <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ile ilgili orta uzun vadeli genelstrateji ve politikaların belirlenmesi,ii. <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ile ilgili istatistik altyapısisteminin kurulması ve izlenmesi.b. Eğitim Araştırma Geliştirme Dairesi;i. <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ile ilgili politikalarıngeliştirilmesine katkı sağlanması,ii. <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ile ilgili verilerin toplanmasına vedeğerlendirilmesine katkı sağlanması.c. İlköğretim Genel Müdürlüğü;i. <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ile ilgili politikaların uygulanması,ii. ilköğretim okullarında <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>in izlenmesive performans değerlendirme,iii. iletişim stratejisinin yönetilmesi.2. MEB Kurumsal Yapısı İçinde Politika UygulamaSüreçleria. MEB Merkez;Strateji ve politikaların geliştirilmesi,politikaların uygulama sonuçlarının izlenmesi,okul performanslarının izlenmesi, politikalardayenileme ve iyileştirme.b. İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri;İlköğretim okullarında <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> potansiyelive riskinin belirlenmesi (gelen raporlar ile),okullarda <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>in izlenmesi ve okullarıngözetimi, gerekli önlemlerin alınması veuygulanması.c. İlköğretim Okulları;Politikaların uygulanması, istatistiksel bilgi veverilerin oluşturulması, <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> raporlaması,risk gruplarının oluşturulması ve izlenmesi,öğrencilerin izlenmesi, <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>in izlenmesi vemüeyyidelerin uygulanması.66


3. İlköğretim Okullarında Kurumsal ve İşlevsel YeniKapasiteİlköğretim okulları <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ile ilgili politikalarınmerkezinde yer almakta ve ana işlevi görmektedir.Okulu <strong>terk</strong> konusundaki işlevlerine bağlı olarakokullardaki kurumsal ve işlevsel yapıya ilişkinolarak yukarıda ifade edilmiş olan öneriler aşağıdatopluca sunulmaktadır:a. Bilgi işlem temelli istatistik altyapı sistemininçalıştırılması;b. Öğrencileri izleme ve değerlendirme birimikurulması;c. Okul forumu kurulması;d. Öğrenci yetenekleri ile kısıtlarının tespiti vedesteklenmesi;e. Rehberlik sisteminin genişletilmesi veetkinleştirilmesi;f. Öğretmenlerin daha etkin biçimde yeni görevlerüstlenmesi, rehberlik merkezlerinin <strong>okulu</strong><strong>terk</strong> konusunda etkinleştirilmesi, öğrencilerinyeteneklerinin belirlenmesi ve desteklenmesiiçin düzenlemeler yapılması;g. Aile/veli/vasilere yönelik olarak düzenli vesürekli bilgilendirme -bilinçlendirme - eğitimprogramları oluşturulması, sosyal etkinliklerdüzenlenmesi;h. Anne-çocuk eğitim programlarınınuygulanması;i. Ek Türkçe dersleri verilmesi;j. Okul fonlarının kurulması ve çalıştırılması.İlköğretim kurumlarının bu yeni işlevleri yerinegetirebilmesi için;a. Okul yönetimi ve öğretmenlerin yetki vesorumlulukların›n genişletilmesi;b. Hem okullar hem okul personeli için gerekliekonomik ve fiziki olanakların sağlanmasıgerekmektedir.IV.3.4 Haydi K›zlar Okula Kampanyas›n›n Kurumsal BilgilerindenYararlan›lmas›Haydi Kızlar Okula Kampanyası ile oluşturulan il veilçe yürütme kurullarında, öğrenci ve aileler ile ilgiliönemli bir bilgi ve deneyim birikimi sağlanmıştır. Okulu<strong>terk</strong>in azaltılması ve önlenmesi amacı ile bu kurumsalbilgi birikiminden yararlanılmalıdır. Bu amaçla yaoluşturulan yürütme kurulları <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>in önlenmesiamacına yönelik olarak yeniden düzenlenerekfaaliyetlerini sürdürmeli ya da yürütme kurullarındatoplanan bilgiler <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>i önleme ile ilgilenecekkurumlara aktarılmalıdır. Okullara aktarılacak bilgilerözellikle risk gruplarının belirlenmesi ve izlenmesiaşamasında kullanmalıdır.67


SONUÇBu çalışma, Türkiye’de eğitim sistemininönemli sorunlarından biri olan <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong>konusunu irdeleyerek gündeme taşımayıhedeflemektedir. Bugün Türkiye’deilköğretimde okullulaşma oranlarındakayda değer artışlar izlenmekle birlikte,ilköğretim diploması almadan eğitimsisteminden kopmalar da önemlioranlara işaret etmektedir. Araştırmalar,öğrencilerin okula kayıt olmaları vesisteme katılmaları sağlandığı halde,önemli bir oranının sekiz yıllık eğitimiçeşitli nedenlerle tamamlayamadığını vezorunlu eğitimini yarıda bırakarak <strong>okulu</strong><strong>terk</strong> ettiğini göstermektedir. Nitekim 1999-2005 yılları arasında toplam 436.614 çocukilköğretim diplomasına sahip olmadanhayata atılmış durumdadır. Bu çalışma,bu konunun Türkiye’de önemli bir sorunolduğunu nicel ve nitel bulguları ile ortayakoymaktadır.Türkiye’de mevcut hukuki çerçevedeilköğretim okullarında <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> başlığıaltında bir tanım bulunmamaktadır.Okulu <strong>terk</strong> yasal bir zorunluluğun yerinegetirilmemesi anlamına gelmekte ve bunedenle mevzuat içinde yer almamakta,bunun yerine okula devamsızlıktanımlanmaktadır. Dolayısıyla<strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ile ilgili sağlıklı verilere vedeğerlendirmelere ulaşmak mümkünolmamaktadır.Okulu <strong>terk</strong>e yol açan nedenler, eğitimsistemi ve okul koşullarının yanı sırasosyo-kültürel ve ekonomik koşullardanda kaynaklanmakta, öncelikleri veağırlıkları bölgeler itibariyle farklılıklargöstermektedir. Ayrıca kız ve erkeköğrenciler arasında <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> nedenleriarasında farklılıklar olduğu gözlenmiştir.Okulu <strong>terk</strong> özellikle 5. ve 6. sınıflardayoğunlaşmaktadır. Bu durum diğerfaktörler yanında 8 yıllık zorunlu eğitiminhenüz tam olarak yerleşmediğinin de birgöstergesidir.Okulu <strong>terk</strong>in toplumsal, kültürel ve ailevikoşullardan kaynaklanan nedenleriincelendiğinde en önemli etkenlerdenbirinin annenin okuryazarlık durumuolduğu görülmektedir. İkinci önemli etkenise evde konuşulan dilin Türkçe olupolmaması olarak gözlenmiştir. Ekonomikkoşullardan kaynaklanan nedenler ise ikitemel başlık altında toplanabilmektedir:Ekonomik yetersizlikler nedeniyleçocukların işte veya evde çalıştırılmasıve/veya eğitim harcamalarınınkarşılanamaması nedeniyle çocuklarınokula gönderilmemesi.Herkesin kaliteli bir ilköğretimitamamlaması, insan hakları çercevesindetemel haklardan biri olmasının yanında,Türkiye’nin önde gelen kalkınmahedeflerinden biridir. Kız ve erkekçocukların ilköğretim düzeyinde <strong>okulu</strong><strong>terk</strong> etmelerinin önüne geçmekiçin okulların kurumsal ve işlevselkapasitelerinin arttırılmasının yanı sırarisk gruplarının belirlenmesi, ekonomikve sosyal desteklerin genişletilmesi,çocukların çalıştırılmasının engellenmesiile ilgili yasal düzenlemenin netleştirilmesive <strong>okulu</strong> <strong>terk</strong> ile ilgili iletişim stratejilerininyerel ve ulusal düzeyde geliştirilerekuygulanması binyıl hedeflerineulaşmada Türkiye’nin önündeki enönemli sorunlardan biri olan eğitimsorununun çözülmesi için gereken politikaönerilerinin öncelikli maddeleridir.68


KAYNAKÇAChristenson, S. L. and Thurlow L. M. (2004); Schooldropouts: Prevention considerations,interventions, and challenges. CurrentDirections in Psychological Science Vol.13 No 1.Croninger, R. G. and Lee, V. E. (2001); Social capital anddropping out of high school: Benefits to at-riskstudents of teachers’ support and guidance.Teachers College Record, 103 (4), 548-581.Crowder, K. and South S. J. (2003); Neighborhooddistress and school dropout: the variablesignificance of community context. SocialScience Research, 32, 659–698.Cullen, B. (2000); Evaluating Integrated Responses toEducational Disadvantage. Dublin, CombatPoverty Agency.Devlet Planlama Teşkilatı (2005); dpt.gov.tr/ab/uyelik/ilerle05.pdf.Devlet Planlama Teşkilatı (2006); dpt.gov.tr/ab/uyelik/ilerle06.pdf.Entwisle, R., Alexander, K. and Olson, L. (2005); Urbanteenagers work and dropout, Youth and Socıety,Vol. 37 No. 1, 3-32Eckstein, Z. and Wolpin, K. (1999); Why Youths dropout of High School: The Impact of preferences,oppotunities, and abilities. Econometrica, 67(6):1295-1339.Finn, J.D. (1989); Withdrawing from school. Review ofEducational Research, 59(2), 117-142.Jonasson, J.T. and Blöndel, K.S. (2005); Early Schoolleavers and the drop out issue in Europe. InM. Johannsdottir [Ed.], Back on Track [pp. 6-9]. Reykjavik: The Icelandic Leonardo da VinciNational Agency.Kaufman, P., Alt, M.N. and Chapman, C. (2004); DropoutRates in the United States. US Departmentof Education, National Center for EducationStatistics, Washington, DC.MEB (2006); Strateji Geliştirme Başkanlığı.Milli Eğitim Bakanlığı Resmi Web Sitesi; www.meb.gov.trMilli Eğitim Bakanlığı Mevzuat BankasıMorrow, V. (1999); Conceptualizing Social Capital inrelation to the well being of children and youngpeople: A Critical Review. Editorial Board of theSociological Review, pages 744-765.TÜ‹K (2007); Milli E¤itim ‹statistikleriOECD (2007); Reviews of National Policies for Education:BAsic Education in Turkey.Rosenberg, M. (1965); Society and The AdolescentSelf-Image. Princeton, N.J.: Princeton UniversityPress.Rumberger, R. W. (1995); Dropping out of middle school:A multilevel analysis of students and schools.American Educational Research Journal,32 (3),583-625.Snyder, C.R., Harris, C., Anderson, J.R., Holleran, S.A.,Irving, L.M., Sigmon, S.T., Yoshinobu, L., Gibb, J.,Langelle, C., and Harney, P. (1991); The will andthe ways: Development and validation of anindividual-differences measure of hope.Journal of Personality and Social Psychology, 60,570-585.Unicef (2006); Education for all Global MonitoringReport, 2007. New York, US.69


EKLEREK.1 SAHA ÇALIŞMASI - İLLERE GÖRE TABLOLARTABLO.1 İLLERE GÖRE OKULU TERK EDEN ÇOCUKLARIN ÇALIŞMAORANLARIDiyarbakır Erzurum İstanbul Mardin Şanlıurfa ToplamÇalışanlar 28.3 8.7 41.7 25.5 22.7 26.4Çalışmayanlar 71.7 91.3 58.3 74.5 77.3 73.6TABLO.2 İLLERE GÖRE TARIMDA VE TARIM DIŞINDA ÇALIŞANÇOCUKLARIN ORANLARI (%)Diyarbakır Erzurum İstanbul Mardin Şanlıurfa ToplamTarımda çalışanlar 15 4 16 28 14 17Tarım dışı çalışanlar 14.2 5.7 35 21.7 11.8 20.4TABLO.3 İLLERE GÖRE KIZ VE ERKEK ÇOCUK ÇALIŞMA ORANLARIKızlarErkeklerDiyarbakır 18.8 45.7Erzurum 2.8 47.1İstanbul 31.8 51.8Mardin 16.8 44.2Şanlıurfa 5.6 72Toplam 17.0 52.370


TABLO.4 TERK EDEN (T) VE DEVAM EDEN (D) ÇOCUKLAR ARASIİLLERE GÖRE SOSYO-KÜLTÜREL VE A‹LEV‹ NEDENLER KARŞILAŞTIRMASIDiyarbakır Erzurum İstanbul Mardin Şanlıurfa ToplamT D T D T D T D T D T DEvdeki çocuk sayısı 4.88 4.88 5.25 3.65 4.94 2.86 6.19 5.54 5.98 4.22 5.46 3.87Evde yaşayan kişi sayısı 6.69 6.83 6.63 5.69 6.74 4.99 8.4 8.2 7.43 6.4 7.25 5.97Anne okuma yazma biliyor % 22.0 46.9 33.1 65.4 39.1 82.5 11.5 37.3 30.9 46.0 27.5 62.2Anne eğitimsiz % 86.0 61.2 76.4 42.3 75.1 27.8 95.2 70.6 79.0 81.4 83.5 47.0Baba okuma yazma biliyor % 80 75.5 85 94.4 77.8 96.9 74.5 90.2 84.5 84 78.9 89.4Baba eğitimsiz % 36.0 30.6 29.1 7.3 40.8 15.5 43.6 13.7 24.7 16.0 37.5 16.9Evde konuşulan dil Türkçe % 15.0 22.4 82.7 86.5 78.1 92.8 3.0 2.0 53.6 64.0 48.1 64.571


TABLO.5 OKULU TERK (T) VE DEVAMDA (D) İLLERE GÖRE EKONOM‹K NEDENLERDiyarbakır Erzurum İstanbul Mardin ŞanlıurfaT D T D T D T D T DGöç 23.0 26.5 3.1 7.7 62.7 35.1* 9.7 21.6* 14.4 6.0Ev sahibi değil (%) 47.0 46.9 71.7 48.1 33.7 51.5 63.0 41.2 82.5 38.0Babanın düzenli işi var (%) 58.0 61.7 78.4 64.7 53.7 86.3 45.4 56.9 66.0 71.4Ailenin sigortası var (%) 28.0 40.8 47.2 44.2 27.2 52.6 12.7 13.7 402 42.9Yazın tarlada çalışıyorum (%) 21 2 4.7 1.9 21.3 5.2 32.7 13.7 14.4 12.4Bir işte çalışıyorum (%) 28.0 4.1 8.7 1.9 41.4 4.1 25.5 7.8 22.7 6.0Okula göndermede maddi zorluk 3.1 2.2 2.8 2.8 3.5 2.9 3.7 3.6 3.2 3.3Oturulan konutun fiziksel durumu 2.40 3.38* 4.5 4.65 3.67 4.13* 1.60 2.23* 4.32 3.79*Kişi başı aylık harcama(YTL) 100.2 107.6 80.78 91.61 88.1 126.7* 70.40 72.50 71.26 67.11Ev eşyası mülkiyet 1.73 2.57* 2.65 2.69 2.09 3.03* 1.42 1.92* 2.35 2.17Not: Okulu göndermede maddi zorluk ölçeği 0 (zor değil)- 4(zor)* p< 0.572


TABLO. 6 OKUL VE ÖĞRETMENLE İLG‹L‹ OKULU TERK NEDENLER‹: İLLERE GÖREDiyarbakır Erzurum İstanbul Mardin Şanlıurfa ToplamT D T D T D T D T D T DOkula aidiyet 2.56 2.79* 2.62 2.82* 2.58 2.69* 2.69 2.67 2.60 2.68 2.62 2.74*Ders dışı faaliyetler 1.84 1.97* 1.88 1.94 1.94 1.93 1.82 1.78 2.12 2.02 1.92 1.96*Okuldaki güvensizlik ortamı 2.13 2.22 2.52 2.40 2.28 2.09* 2.58 2.67 2.58 2.35* 2.42 2.33*Okulu sevme 2.25 2.44* 2.30 2.45* 2.31 2.37 2.32 2.29 2.39 2.39 2.32 2.41*Okuldaki olanaklar 1.80 3.60* 1.92 3.06* 2.76 3.59* 1.21 2.03* 2.26 3.24* 2.01 3.36*Öğretmenle iletişim 3.05 3.90* 3.05 4.06* 3.22 3.89* 3.28 3.33 3.60 4.0* 3.26 3.88**p


TABLO. 7 ÖĞRETMENLERE GÖRE İL BAZINDA OKULU NE ZAMAN VEK‹MLER BIRAKIYOR?Diyarbakır Erzurum İstanbul Konya Mardin Şanlıurfa ToplamDaha fazla kaçıncısınıfta <strong>okulu</strong>bırakıyorlar5.26 5.94 5.79 5.82 5.28 5.18 5.60En fazla kimlerbırakıyor?Kızlar 35.5 51.4 42.9 66.7 45.2 60.7 48.5Erkekler 22.6 18.9 21.4 16.7 - 7.1 16.2Aynı 41.9 29.7 35.7 16.7 54.8 32.1 35.3TABLO. 8 ÖĞRETMENLERE GÖRE 6 İLDE OKULU BIRAKMA DURUMUDiyarbakır Erzurum İstanbul Konya Mardin Şanlıurfa ToplamOkulu bırakma ile sıkkarşılaşıyorum (%)Son 3 yılda <strong>okulu</strong>bırakan öğrencimortalamaBu yıl içinde <strong>okulu</strong>bırakan öğrencilerimortalama38.7 5.4 6.0 10.0 12.9 17.9 30.06.68 3.83 1.85 2.05 6.74 4.81 4.424.68 2.46 1 .55 4.77 4.81 2.6374


TABLO.9 ÖĞRETMENLER NEYE BAKARAK B‹R ÇOCUĞUN OKULUBIRAKMA R‹SK‹ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYOR (N= 176)N %Çocuğun derslere ilgisi/okula karşı tutumu 55 26Aile durumuailenin tutumu / okula yaklaşımı 11 5ailenin maddi/ekonomik durumu/yoksulluğu 25 12çocuğun ailesi ile ilişkileri 2 1ailenin dine yaklaşımı 1 1parçalanmış aile/baba işsizse 1 1Sınıf içi uyumu/davranış bozukluğu 34 16Derslerdeki gayreti/başarısızlığı 19 9Dışarıda çalışması 6 3Çevre koşulları 5 2Kendisiyle konuşarak 5 2Okul içi (öğretmen ve arkadaş) ilişkileri 4 2Eğitime önem vermemesi /gelecek beklentisi 2 1Yaş 2 1Sosyal gelişimi 2 1Ülke şartları 1 1Çocuk kendini önemli hissetmiyorsa 1 175


yazarlar fatofl gökflen, zeynep cemalc›lar, can gürlesel, kas›m 2006 yay›ma haz›rlayan zeynep k›l›çyap›m myrakoordinasyon engin do¤an, tasar›m deniz ard›ç, tasar›m dan›flman› rauf kösemen, bask› öncesi haz›rl›kharun y›lmaz, flekiller samet çolak bask› öncesi haz›rl›k koordinasyonu gülderen r. erbafl, nergis korkmazistanbul, haziran 2008


www.kizlaricinegitim.netERG Tel: +90 (212) 292 50 44 Faks: +90 (212) 292 02 95 www.erg.sabanciuniv.edu

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!