12.07.2015 Views

kültürün merkezi istanbul'dan ekonomik - Sosyal Bilimler Enstitüsü

kültürün merkezi istanbul'dan ekonomik - Sosyal Bilimler Enstitüsü

kültürün merkezi istanbul'dan ekonomik - Sosyal Bilimler Enstitüsü

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

KültürünMerkeziİstanbul’dan144yapıdır. Samiha Ayverdi, eserde, şekil ve plânlarıyla diğerlerinden ayrılankonakların özellikle ihtiyaç sahiplerine kapılarını ardına kadar açmalarıylamahalleyi tamamladığından söz eder:“Nihayet bu, nice maceralardan nice serencamlardan artakalmış insanlar gibi hatıralarla yüklü sokakların üstündeki evler, birmeşverete bir muhabbete bir derin düşünceye dalmış dostlar gibi yanyana, baş başa, karşı karşıya sıralanmış büyük evler, küçük evler,boyalı evler, boyasız evler, yeni evler, eski evler ve bu evlersilsilesinden hacımları, şekilleri, planlarıyla ayrılıp sivrilen konaklarmahallenin muhtacına, yoksuluna, duluna, yetimine kapıları açıkvarlıklı konaklar, dirlikli konaklar, mahalleyi tamamlardı”(Ayverdi,2007:43).Konak bu bağlamda bir merkez vazifesi görür ve devrinin toplumsalçehresini, gelenek icaplarını çizgisi çizgisine aksettirir. Geleneksel kültür hayatınınbir sembolü olan konağın bu özellikleri Ramazan ayının anlatıldığı satırlarda çokdaha belirgindir. Bu ayda konağın sofrasının herkese açık olması, tüm tanıdıklararasında davetsiz olarak iftara gitmenin saygı ve nezaket kaidesi olması, fakirfukarayı kollamak için iftar sofralarının kurulması ve böylece otuz Ramazanboyunca sadece bu konağın değil tüm İstanbullunun kapılarının açık olması bubilince işaret etmektedir.Geleneksel hayatın ve yüzyılların biçimlendirdiği bir kültürel yapının buderece yoğun yaşanması, yaşanan yapının/yapıların insanı insan yapan ortakdeğerlerden hareket edilerek ortaya konmasından ileri gelmektedir. Konağın ya daorta halli diğer evlerin bu anlamda bir aidiyet bilincini ortaya çıkarması, mekânıninsan hayatını yöneten ve ilişkilerin daha yoğun yaşanmasını sağlayacak bir şekildeteşekkül etmesinden kaynaklanmaktadır. Ayverdi’ye göre zengin ya da yoksul tümbireyler arasında yaşanan bu yoğun ve anlamlı ilişkinin temelinde insanınmekânına ve çevresine olan muhabbetini kaybetmemesi yatar. Henüz hayatınıharice nakletmemiş olan birey, zevki, neşeyi ve hazzı çok uzaklarda değil kendiçevresine bulmaktan hoşlanır: “devir o devir idi ki, insanoğlu henüz kendindenkaçmıyor, tahsil, terbiye, meslek ve cemiyet icapları yanında meşgul olunacak,hizaya çağrılacak tasfiye edilecek bir iç tabiatı olduğunu da kabul ederek kendikendisinin hâkimi ve mürebbisi olmak itiyadını muhafaza ediyordu. Onun için deaynı insan oğlu, kendine yakın olduğu ölçüde, mekanına ve çevresine de yakın vemuhabbetli idi”(Ayverdi, 2007:111-112).Şifahî kültür, yüzyılların birikimini nesilden nesile aktararak cehaletinortadan kalkması için önemli bir görev üstlenmiştir. Okay’ın ifadesiyle, özellikleİstanbul’da tekkeler, camiler, konaklar, yalılar Tanzimat`a kadar bu kültürünyayıldığı mekânlardır. Tanzimat`tan sonra bunlara kahvehaneler, Beyoğlu tarafındadaha şık pastahaneler, Babıali civarında da gazete ve dergi idarehanelerieklenmiştir. Pek çok yazarın biyografisinde, otobiyografisinde, hatırâtında, dikkatlibir göz, satır aralarında bu gibi mekânların onların yetişmesinde hatırı sayılır roloynadıklarını fark eder. Bu tesir okudukları mekteplerden daha fazladır (Okay,2002:211-215). Eski kültürümüzün şifahî bir kültür olduğu düşüncesi eserin<strong>merkezi</strong>nde kendisine yer bulur. Özellikle İstanbul halkının hayata bakış açılarını,yaşama biçimlerini dile getiren çayhaneler ve kahvehaneler, şifahî kültürunsurlarına sahne olmalarıyla eserde önemli bir yer tutar. Samiha Ayverdi,eserinde, edebiyatçıların, sanatkârların devam ettiği, halk sanatçılarının sanatlarınıicra ettiği çayhanelerden uzun uzadıya bahseder. Bunlar arasında temaşasanatçılarının, fikir, edebiyat ve musiki üstatlarının toplandıkları yerler ayrı ayrıdile getirilir. Kırzıoğlu’nun ifadesiyle, bu bilgiler, Türk-İslam kültürünün şifahîözellik ve niteliklerini vermesi bakımından önemlidir(Kırzıoğlu, 1990:214).

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!