12.07.2015 Views

imam mâturîdî'nin - Yeni Ümit

imam mâturîdî'nin - Yeni Ümit

imam mâturîdî'nin - Yeni Ümit

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ََmüzü ve geleceği, derin bir bakış açısıyla incelemesidir.Gülen’in eseri bildiğimiz klâsik anlamda bir tefsir olmasada, aslında o, Yüce Beyan’ın âyetlerini derinlemesineincelemiş, daha önce kimsenin ulaşamadığı neticelereulaşmıştır. O da bu zâtta, derin bir tefekkür, keskin birbakış açısı, berrak bir vicdan rikkati ve basiret keskinliğiolduğunu apaçık göstermektedir. Şunu rahatlıkla söyleyebilirizki, Gülen, Kur’ân-ı Kerîm’i yeni bir imanî okuyuşlaokumuştur. Ancak onun Kur’ân’ı bu yeni okuma şekli,Kur’ân’ın ruhundan uzak bazı muasır mütefekkirlerin iddiaettikleri bir okuma şekli de değildir.َ ا اٰتَاكَ‏ Meselâ Gülen bu açıdan Kasas Suresi‏ْتَغِ‏ ف۪يموَ‏ اب"Allah’ın sana اللهّٰ‏ ُ الدَّ‏ ارَ‏ َ اْالٰخِ‏ رةَ‏ َ والَ‏ تَنْس نَص۪‏ يبَكَ‏ مِنَ‏ الدُّ‏ ‏َا نْي‏ْتَغِ‏ َ ف۪يما اٰتَاكَ‏ اللهّٰ‏ ُ الدَّ‏ َ ار اْالٰخِ‏ روَ‏ ابverdiğinden (O’nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunuiste, ama dünyadan da nasibini unutma..." 77.âyetini şöyle yorumlamaktadır:“Bu âyet-i kerime öteden beri çokları tarafındansürekli dünyayı talep etmek şeklinde anlaşılmıştır.Hâlbuki azıcık Arap dili kaidelerine muttali olanlarhemen bu yanlışlığı anlayacaklardır. Evet, âyet siyakve sibak münasebeti içinde ele alındığında ortaya şöy-َ ةَ‏ çıkacaktır: le bir mânâ“Allah’ın sana verdiği her şeyle ahiretin arkasında ol,onu yakın takibe al.” Burada اِبْتَغِ‏ fiili, talepten içeribir talep mânâsına gelir ki, Allah’ın insana ihsan ettiğiakıl, kalb, his, şuur, idrak, sıhhat, mal-menal, çolukçocukvs. hatta bi’l-kuvve, bi’l-istidat verdiği şeylerleahiret yurdunu talepler ötesi bir taleple iste, dile de-“Dünyadan وَ‏ الَ‏ تَنْس نَص۪‏ يبَكَ‏ مِنَ‏ الدُّ‏ نْي‏َا mektir. Ardındanda nasibini unutma.” diyerek meseleyi dengelemektedir.Evet, yarınlar ve yarınlardan sonrası sürekli takibealınacak, dünyaya ait şeyler de kat’iyen unutulmayacaktır.Bunun ötesinde âyete başka bir mânâ verilecekolursa yani başta işaret ettiğimiz gibi, âyetin sadecebu ikinci kısmını ele alıp, milleti dünya ehli olmaya,dünyayı hayatın yörüngesi ve gayesi hâline getirmeyeçağrılırsa, çok ciddî bir yanlışın içine düşülmüş olur.”Gülen âyetten ikinci bir mânâ çıkararak da şöyledevam ettiriyor yorumunu: “Âyete bir değişik açıdanşöyle de yaklaşılabilir: Dünyaya, dünyanın kıymeti kadar,ahirete de ahiretin değeri kadar talip olun. Bu dabir esas olabilir. Öyleyse Kur’ân bu âyetiyle insanın elinebir ölçü veriyor ve onu bu ölçüyü değerlendirmeyeçağırıyor. Evet, âyet böyle anlaşılmalıdır; zîrâ dünya itminanaermiş ruhlar için bir Arafat’tır. Dünyada geçenzaman da, bayrama nispeten Arefe günü gibidir. Gerçekbayrama gelince, o daha ötede, ötelerin de ötesindedir.Bu itibarla denge çok iyi kurulmalı ve Arafat dolu doluyaşanmalıdır. Hac esnasında Arafat’ı kaçıran insanlar,onu bir yıl sonra tekrar yakalayabilir. Fakat dünya-âhiretteşbihi içinde verdiğimiz Arafat bir kere idrak edilir vefevt edilince de bütün bütün kaçırılmış olur.”Müellifin âyetleri tefsirdeki yöntemi ve aydınlatıcıderin imanî solukları, فَإِذَا فَر "(O hâlde)bir işten boşalınca hemen (başka) bir işe koyul." (İnşirah,94/7) âyetinin tefsirinde daha açık bir şekilde karşımızaçıkıyor. Müellif bu âyet-i kerimeden bir hareketfelsefesi ve hayat kanunu çıkararak diyor ki:“Bu âyet-i kerime, Müslüman’a önemli bir hareketfelsefesi ve bir hayat düsturu sunuyor. Evet, mü’minher zaman hareket hâlinde olmalıdır. Çalışırken hareket,dinlenirken de hareket.. bir diğer ifadeyle o, mesaisiniöyle tanzim etmelidir ki, hayatında boşluğa hiç yer kalmamalıdır.Gerçi mukteza-i beşeriyet olarak dinlenmeyeihtiyaç duyduğunda o da dinlenecektir; ama böyle birdinlenme de yine aktif dinlenme şeklinde gerçekleşmelidir.Meselâ, dimağı okuma ve yazma ile meşgul olanve yorulan biri, dinlenirken yan gelip yatabileceği gibi,pekâlâ meşguliyet değiştirerek dinlenebilir; Kur’ân okuyabilir,namaz kılabilir, kültürfizik yapabilir, musâhabeve mülâtefede bulunabilir ve hâkeza. Bunlarla yorulduğundada döner tekrar kitap mütalâasına başlar.Hâsılı, sürekli hareket, sürekli iş çizgisini bir meşgaleyibırakıp diğerine geçmek suretiyle değiştirme.. böylece‘Çalışarak dinlenme, dinlenirken çalışma’ metoduylahareket etme mü’mince bir davranış olsa gerek.”ذٰلِكَ‏ الْكِتَابُ‏ الَ‏ Yine Bakara Sûresi’nin başındakiَ غْتَ‏ فَانْصَ‏ بْ‏‏ُتَّق۪‏ ينَ‏َ ‏ْب ف۪يهِ‏ هُدً‏ ى لِلْم"İşte o kitap, onda asla şüphe رَيyoktur. O, muttakiler için ayn-ı hidayet bir yol göstericidir."(Bakara, 2/2) âyetini yorumlarken diyor ki: “Buâyet-i kerimedeki هُ‏ دً‏ ى mânâ-i masdarîdir. Bu ise, ‘Ferthidayeti bulma adına kendi çabası, gayreti olmaksızınhidayete eremez ve onunla hedeflenen noktaya ulaşamaz.’mânâsını taşır. Diğer bir ifadeyle, tenvin denazara alınarak, içinde şüphenin şemmesi olmayan bukitapta müttakilere, aşkın bir hidayet-i rabbaniye vardır..muttakilere vardır, zîrâ onlar reyb ü şüpheden ârîoldukları gibi hem şeriat-ı garranın emirlerini yerinegetirme konusunda, hem de şeriat-ı fıtriyenin prensiplerineriayet bakımından hazır ve hakkı kabule teşne,dahası ön yargılı olmadıklarından böyle bir hidayettenistifade de ancak onlara müyesserdir.”Müellif açıklamalarına devam ederek diyor ki: “Ancakcümlesindeki اُولٰئِكَ‏ عَ‏ لٰى هُ‏ دً‏ ى مِ‏ نْ‏ رَ‏ بمْ‏ ‏ِهِ‏ sayfanın sonundakiّhidaye- hâsıl-ı bi’l-masdardır. Yâni Allah’ın, kullarını هُ‏ دً‏ ىte mazhar etme adına yarattığı illet-mâlul münasebeti söz9

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!