12.07.2015 Views

imam mâturîdî'nin - Yeni Ümit

imam mâturîdî'nin - Yeni Ümit

imam mâturîdî'nin - Yeni Ümit

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

nın, Kur’ân-ı Kerîm’deki ehemmiyetli yerine işaret etmesibakımından üzerinde durulması icap eder. Fakat,biz burada Fâtiha Sûresi’nin isimlerinden biri olan“Ta’lim-i Mes’ele” 3 üzerinde durmaya çalışacağız.Ta’lîm-i Mes’eleBu ismin Fâtiha Sûresi’ne verilmiş olması, onunokuyup tefekkürde bulunanlara, Cenâb-ı Hakk’a duaetmeyi ve dua âdâbını öğretiyor olmasından kaynaklanmaktadır.Ta’lîm; öğretme, ders verme ve yetiştirmegibi mânâlara gelir. Mes’ele ise “suâl” ile aynı köktenolup istemek ve dilenmek mânâsındadır. Türkçemizdesoruya suâl denmesi de cevabını istemek münasebetiyledir.Nitekim, Duhâ Sûre-i Celîlesi’nin onuncu âyet-ikerîmesinde geçen “es-sâil” kelimesi hem dilenen hemde soran mânâsına tefsir edilmiştir.Dua âciz ve muhtaç durumdaki bir kulun, KudretiSonsuz Ğaniy-yi Mutlak’a yönelişini ve O’ndan talepleriniifade eden çok cami bir ibadetin ismidir. Bu yönelişve talepte kulun bir edep dairesinde hareket etmesi, tavırve davranışlarını o edebin gereklerine göre ayarlaması–ki biz ona dua âdâbı diyebiliriz- o teveccüh ve isteklerinicabetle karşılanması için en önemli şarttır. Aksineen büyük huzurda yapılan edebe muhalif küçük gibi görünenbir inhiraf bile o huzura karşı büyük bir saygısızlıkaddedilir/addedilmelidir. Binaenaleyh kul, Rabbininhuzurunda nasıl duracağını bilmek ve o mârifete görehareket etmek durumundadır.ٰ م نِ‏ الرْ ‏َّحْ‏ س مِ‏ اللهِّٰ‏ الربِ‏“Bütün اَلْحَ‏ مْ‏ دُ‏ للِ‏ هّٰ‏ ِ رَبِ‏Mârifet ya da Allah Bilgisi‏َّحِ‏ يمِ‏ âyeti, Fâtiha Sûre-i Celîlesi’nin ilkdir. Besmelenin anlamı, “Rahmân ve Rahîm Allah’ınadıyla” şeklindedir ki, biz konumuzla alâkalı olarakbu âyet-i kerîmeden, her hayırlı işimizde olduğu gibiduaya başlarken de Allah’ın (azze ve celle) mübarekismini zikretmemiz gerektiğini öğreniriz. Zîrâ, bilir veinanırız ki, Allah’ın ismiyle başlanmayan her iş neticesizkalmaya mahkûmdur.Fâtiha Sûresi’nin iki, üç ve dördüncü âyet-i kerîmeler-ّ الْعَالَمِ‏ ينَ‏ الرَّحْ‏ ٰ م نِ‏ الرَّحِ‏ يمِ‏ مَالِكِ‏ يَوْ‏ مِ‏ ّ الدِينِ‏ inde,hamdler, Âlemlerin Rabbi Allah’adır. O Rahmân’dır,Rahîm’dir. Din (hesap) gününün tek mâliki de O’dur”buyrulmuştur. Cenâb-ı Hak, arz-ı hâlde bulunacağımızhususlarla Dergâh-ı İzzet’ine varmadan önce buhakîkatleri ikrar etmemizi, yani dilimizle söylememizive o hakîkatlerin özüne muttali olmamızı emretmektedir.Bu bir ta’limdir. Zaten pek çok müfessire göresûrenin başında, zikredilmeyen ama takdir edilen bireder. ‏”‏Söyle‏/قُ‏ emri vardır ki, ta’lime işaret لْ‏ “Bu âyetleri okuyan mü’min, Allah Teâlâ’nın, bütünâlemlerin yegâne Rabbi olduğunu, topyekün varlığınO’nun emri ve izniyle vücut bulduğunu ve yine O’nunKayyûmiyetiyle ayakta durduğunu anlar. Dolayısıylao varlığın bir cüz’ü olarak içindeki şükran ve hamd üsena hislerini sadece O’na tevcîh eder. Yine, âlemlerinO Yaratıcı’ya işaret eden alemlerle (işaret) lebâlebdolu olduğunu, binaenaleyh bütün mahlûkatın kendilisanlarıyla Allah’a (celle celâlüh) teşekkürlerini sunduğunuanlar. Zaten kâinattaki mevcûdatın yaratılmasındanmaksat da Hakk’a ibadettir.Sonra Yüce Yaratıcı’nın Rahmâniyet ve Rahîmiyetinitefekkür eder. Anlar ki, bütün kâinatla birliktekendisini vücut sahasına çıkaran zât, vücut vermekledaha başta rahmet ve şefkatini göstermiştir. Ayrıca orahmet, re’fet ve şefkat kesilmemiş, devam etmektedir.Rahmet tecellîlerinin akışında bir kesinti gözükmemekte,aksine bütün varlık âlemi o merhametincilveleriyle şenlenip durmaktadır. Bu kısacık dünyahayatındaki Rahmâniyet tecellîleri, arz-ı hâlde bulunacakmü’min için ahirette Rahîmiyet tecellîleri olarakdevam edecek ve rahmet ve merhametin aslı o bekâyurdunda görülecektir.Rahmân, Rahîm ve Âlemlerin Rabbi Allah, aynızamanda Din Gününün de Mâliki, Sahibidir. Sevdiğikullarını rahmet ve şefkatiyle asıl orada sevindirecek,burada tattırdığı nimetlerinin asıllarını oradayedirecektir. O’nun, izzet ve azametine perde vazifesigören sebeplerin aradan çekilmesiyle, dünya ve ukbââlemlerinin yegâne Sahibi olduğu herkes tarafındanayan-beyan görülecek, işte o zaman inanmayanlar âhu vahlarla inlerken, inananlar imanlarının hazlarınıgönüllerinde bir kez daha hem de en derinden duyacaklardır.Allah Teâla’nın Rabb, Rahmân, Rahîm, Mâlik gibigüzel isim ve sıfatlarını duyan ve onların tecellîlerinigörüp hisseden bir mü’min, elbette O Zât-ı zü’l-Celâlve’l-Cemâl’in daha başka birbirinden güzel isim ve sıfatlarıve o isim ve sıfatların farklı farklı tecellîleri olduğunuanlar. Bundan hareketle O Zât-ı Akdesi, kâinatıcilveleriyle dolduran esmâsıyla tanımaya çalışır.Bu ve emsali mülâhazalar, inanç ve düşüncelerFâtiha Sûresi’nin ilk üç âyetinde inananlara ta’lim buyurulanmârifet bilgileridir. İşte, Hakk’ın yüce huzurunavarıp da tezellülde bulunup ihtiyaçlarını arzedecekolan kulun, önce bu mârifet bilgileriyle kalbini doldurmasıve Cenâb-ı Hakk’ın ululuğuna yakışır hamd üsena ifadeleriyle duasına başlaması icap eder.64

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!