12.07.2015 Views

imam mâturîdî'nin - Yeni Ümit

imam mâturîdî'nin - Yeni Ümit

imam mâturîdî'nin - Yeni Ümit

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

medeniyeti, amelî (fonksiyonel) bir fenomen olarakele almak gerektiğine dikkat çeker. Bu takdirde medeniyetionun kanaatine göre “maddî-mânevî bir kısımşartların bütünü ve bu şartlar da herhangi bir toplumda,o toplumu meydana getiren çocuk-genç-ihtiyarhayatın her basamağında ve gelişmenin her safhasındakifertlere lâzım her şeyi vaadetmenin ve vaadettikleriniyerine getirmenin adı ya da kaynağıdır.” şeklindeele almak daha yararlıdır. (Medeniyete yaklaşımları vetanımları arasındaki benzerlik, Hocaefendi ile Malikb. Nebi’nin ıslahat projelerini karşılaştırmalı olarakincelemenin lüzumunu göstermektedir.) Medeniyet,bir fenomen olarak ele alındığı takdirde medeniyetinne olup-olmadığına ilişkin mücerret tartışmalardanve kavram kargaşasından da kurtulmak mümkün olacaktır.Ayrıca Hocaefendi, medeniyeti yalnızca teknikilerlemeye ve maddî gelişmeye bağlamanın ve ondanibaret görmenin doğru olmadığını medeniyetin ruhîve zihnî bir vak’a (fenomen) olduğunu söyler. Bu sebeplemedeniyet, “zenginlik, lüks, saray ve apartmangibi cismanî refah unsurlarında; istihsal ve istihlâk gibibedenî duygu gayyâlarında aranmamalı, belki, görüştarzı, düşünce sistemi gibi zihnî vak’alarda aranmalıdır”der. Maalesef dünden bugüne bir kısım kimseler,medeniyeti, refaha hizmet eden vasıtaların bolluk vemodernleştirilmesinde aradıklarından dolayı kitlelerihep aldatmışlardır. O, bu konuda şöyle der:“Medeniyet başka, modernleşme başkadır. Birincisindeinsan; görüşleri, düşünce tarzı, insanî yanlarıyla;ikincisinde ise bedenî hazları, yaşama vasıta veimkânlarıyla değişip yenilenmektedir. Medeniyet ayrı,hayat standartlarının yükseltilmesi veya modernizeedilmesi ayrı şeylerdir. İlim-teknik, giyim-kuşam medeniyetdeğildir; medeniyet zihnî ve ruhî bir vak’adır.Medeniyet, “ruhda, ruhun tekâmülünde ve insanınkendini yenilemesinde aranmalıdır.”Din-Medeniyet İlişkisiDinî esaslar ve gayeler çerçevesinde gerçekleştirilenbeşerî faaliyetler medeniyet olarak kabul edilsede medeniyet, bizzat dinin kendisi değildir. Dinin belirlibir zaman dilimi ve muayyen bir tarih dilimindehayata yansıması ve sosyal hayatı şekillendirmesimedeniyet olarak kabul edilebilir. Medeniyetin temelunsurları inanç, duygu ve davranış biçimleri ile teknolojidir.İnanç ve duygu davranış biçimlerini şekillendirir.İnanç ve duygu biçimlerinin kaynağı ise dindir.Bu sebeple bir medeniyetin bütünlüğünü sağlayan temelunsur dindir. (Whitehead, s. 194, 195) Ancak dininesasları evrensel ve nihai olmasına karşılık medeniyet,zaman ve mekân ile kayıtlı beşerî bir faaliyet ve fenomendir.Nitekim Hocaefendi, “Medeniyet, zamanşartlar-insanüçlüsü içinde ele alınarak, aklî ve mantıkîbir çizgide idealize edilmelidir” diyerek, medeniyetinher dönemin kendi şartları içinde yeniden şekillendirilmesigerektiğine işaret etmiştir. Ancak o, yenilenmeadına her hareketin ancak dinin ruh ve mânâsıylabeslenerek istikbal vaad edici olabileceğini de özelliklebelirtir ve “Her yeni medeniyet, yepyeni bir aşk, yepyenibir iman hamlesiyle ortaya çıkar. Bu aşk ve imanınolmadığı yerde medeniyetten de eser yoktur.” der.Zîrâ İslâm, tarih boyunca gerçekleştirilen her müspethareketin ve hamlenin hep merkezinde olmuştur. Busebeple ilerleme ve kalkınma hamlelerimizin gerçekleşmesindedinin merkezi bir misyonu olduğu unutulmamalıdır.Hocaefendi, kendimiz olarak yenidenyapılanmada ve medeniyet adına kendi üslûbumuzubulmada dinin önemini şöyle vurgular:“Bugün toplumumuz, o muhteşem geçmişini üzerinebina ettiği kendi temel dinamiklerine yönelerek yenidenhayata “bismillah” deme mecburiyetindedir. Aksine,eğer o, dînî ve millî değerlerini canlandırıp hayatageçiremez ve kendi kültür mirası itibariyle dirilemezse,bugün içine sürüklenmiş olduğu kaoslardan, sırf bir kısımmaddî imkânlar ya da teknolojik güç ve ilmî aktivitelerlesıyrılması zor görünmektedir. Bence bugün içindebulunduğumuz değişik krizlerden sıyrılabilmek için,milletimizin hemen her kesiminde yeniden bir iman, biraşk, bir heyecan ve bir ümit duygusu uyarmaya ve dininkendi orijinalitesine uygun, çağın idrakine göre yenidenseslendirilmesine ihtiyaç vardır.”Medeniyet, belirli bir dünya görüşü ya da inançetrafında toplanmış insanların bütün faaliyetlerini veürettikleri eşyayı kapsar. İnsanları birbirine bağlayangörünmeyen bir bağın görünen yüzü gibidir. Medeniyet,yalnızca toplum hayatının sürdürülebilmesi içingerekli maddî imkânlardan ibaret değildir, o aynı zamandaortak değerlerin inşa edilmesine imkân tanıyanbir güç kaynağıdır. İşte bu güç kaynağının merkezindedin duygusu vardır. Zîrâ Hocaefendi’ye göre bizimmedeniyetimiz “dünya-ukbâ düşüncesini birden kucaklar.”Bu sebeple bizim medeniyetimizin en önemlişaheserleri mâbedlerdir. Medeniyet telakkimiz sankimâbedlerde tecessüm etmiştir.Duygu ve Düşüncede <strong>Yeni</strong>lenmeMedeniyetlerin ortaya çıkışında insan unsuru çokönemlidir. Medeniyet, zaman ve mekân algısı kadar60

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!