12.07.2015 Views

imam mâturîdî'nin - Yeni Ümit

imam mâturîdî'nin - Yeni Ümit

imam mâturîdî'nin - Yeni Ümit

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

kısmı esas tutmuş, emsalsiz bir tarzda muannid feylesoflarısusturan bir mânevî tefsirdir.” (Şualar, s.343-35)Afyon Mahkemesi’ne hitaben söylenmiş aşağıda verilensözleri de onun bu konudaki kanaatini açıkça ortayakoyuyor: Kur’ân-ı Azimüşşan’ın hakiki ve kuvvetli bir tefsiriolan Risale-i Nur; bu asırda, bu vatanda ve bu millete,yirmi seneden beri tesirini göstermiş Allah’ın büyük birnimeti ve Kur’ân’ın sönmez bir mucizesidir. (Şualar, s.317)Bediüzzaman’ın bu ifadesinden açıkça anlaşılıyor ki,ona göre Risale-i Nur, İlm-i Kelâmın da konuları olaniman esaslarını inceleyen, Kur’ân’ın emsalsiz hakikî vemânevî bir tefsiridir. İfadede yer alan bazı vurguları şöyleanlamak mümkündür: Risale-i Nur “emsalsizdir.” Çünküifade tarzı, ispat şekli, konulara yaklaşımı orijinaldir.“Kur’ân’ın hakikî tefsiridir.” Çünkü Kur’ân’ın asıl mesajıolan başta tevhid, nübüvvet ve haşir konularını esas almıştır.“Mânevî bir tefsirdir.” Çünkü İşârâtü’l-İ’câz tefsiridışında kalan Risale-i Nur eserlerinin takip ettiği metotta,genellikle âyetlerin metinleri veya mealleri verilmeden,Kur’ân’dan alınan mesajlar doğrudan aktarılmıştır.Lafzî Tefsir Metodunun Tercih Edilmemesinin SebebiBilinen bir gerçektir ki, Risale-i Nur külliyatı, yalnızâlimlere hitap eden ilmî bir tefsir değil, aynı zamanda vedaha çok bütün halk kesimlerine hitap eden bir mürşittir.Asrın mürşidi olarak âyetlerin Arapça lâfızlarını açıklamanın,özellikle Türkiye’de çok faydalı olmadığını yakînen bilenBediüzzaman, daha önce eşsiz bir tefsir olan İşârâtü’l-İ’caz’ı yazmasına rağmen o metottan vazgeçmiştir. BizzatNur talebeleri arasında bu İşârâtü’l-İ’caz tefsirinin Türkçeyetercüme edilmesine rağmen, yine de çok zor anlaşılması vebu sebeple de çok az okunması, Risale-i Nur külliyatındamânevî tefsir metodunun uygulanmasının ne kadar isabetliolduğunu göstermektedir. Özellikle Arapçanın resmenyasak olduğu, Kur’ân okumanın bile büyük bir suç sayıldığı,materyalist düşünce akımlarından kaynaklanan dinsizliğinalabildiğine yayıldığı bir devirde, âyetlerin Arapçalâfızlarını incelemek yerine,-gençlerin imanlarını kurtarmaadına- ilâhî mesajları âyetlerden istinbat ve istihraç ederekdoğrudan asrın idrakine sunmanın en elzem bir vazife olduğunuizah etmeye bile gerek olmadığını düşünüyoruz.Risale-i Nur’un Konusu İman EsaslarıdırRisale-i Nur’un, Kur’ân’ın mânevî ve hakikî birtefsiri olduğunu söyleyen Bediüzzaman, konuları itibariyleonun hakiki Kelâm ilmi derslerini veren eserlerolduğunu, hattâ İmam Rabbânî’nin çok önceden ondanhaber verdiğini de ifade etmiştir.Bir talebesine yazdığı cevabî mektubunda şöyle diyor:“Mektubunda ilm-i Kelâm dersini benden almak arzuetmişsiniz. Zaten o dersi alıyorsunuz. Yazdığınız umumsözler, o nurlu ve hakikî ilm-i Kelâmın dersleridir. İmamRabbânî gibi bazı kudsî muhakkikler demişler ki: Âhir zamandailm-i Kelâmı yani ehl-i hak mezhebi olan mesâil-iimaniye-i kelâmiyeyi birisi öyle bir surette beyan edecekki, umum ehl-i keşf ve tarikatın fevkinde, o nurların neşrinesebebiyet verecektir. Hatta İmam Rabbânî kendisinio şahıs gibi görmüştür. Senin şu âciz ve fakir ve hiç enderhiç kardaşın, bin derece haddimin fevkinde olarak kendimio gelecek adam olduğumu iddia edemem, hiç bir cihetteliyâkatim yoktur. Fakat o ileride gelecek acip şahsın birhizmetkârı ve ona yer hazır edecek bir dümdârı ve o büyükkumandanın pişdar bir neferi olduğumu zannediyorum.Ve ondandır ki, sen de yazılan şeylerden o acip kokusunualdın.” (Barla Lâhikası, s.173)Risale-i Nur külliyatının Kelâm ilmine ait eserler olarakda kabul görmesinin sebebi, konularının iman esaslarıile ilgili olmasındandır. Yukarıda da ifade edildiği gibi, BediüzzamanRisale-i Nur’u Kur’ân’ın mânevî bir tefsiri olarakgörmekte ve aynı zamanda Kelâm ilminin konularınıişlediğini de özellikle vurgulamaktadır.Bu konudaki ifadelerinden bazıları şöyledir: “İmamRabbânî Müceddid-i Elf-i Sânî Ahmed-i Farukî (r.a.) demiş:Hakaik-i imaniyeden bir tek meselenin inkişafı ve vuzuhu,benim indimde binler ezvak ve keramâta müreccahtır.Hem bütün tarikatların gayesi ve neticesi, hakâik-ı imaniyenininkişafı ve vuzuhudur. 15 Madem şöyle bir tarikatkahramanı böyle hükmediyor; elbette hakâik-ı imaniyeyikemâl-i vuzuh ile beyan eden ve esrâr-ı Kur’aniyeden tereşşuheden Sözler (Risale-i Nur), velayetten matlup olanneticeleri verebilir.” (Mektubat, s.330)Risale-i Nur, Kur’ân’dan MülhemdirBediüzzaman’ın, “Risale-i Nur’u zâhiren benimeserim olmak haysiyetiyle sena etmiyorum. Belki yalnızKur’ân’ın bir tefsiri ve Kur’ân’dan mülhem birtercümân-ı hakikîsi ve imanın hüccetleri ve dellâlı olmakhaysiyetiyle meziyetlerini beyan ediyorum. Hattâ bir kısımrisaleleri ihtiyarsız yazdığım gibi, Risale-i Nur’unehemmiyetini yazmakta ihtiyarsız hükmündeyim.” (Şualar,s.611) şeklindeki ifadesi, Risale-i Nur’un Kur’ân’danmülhem mânevî bir tefsir olduğu yolundaki kanaatiniaçıkça ortaya koyuyor. Buna göre denilebilir ki, işlenenkonular sadece başlık olarak kullanılmış âyetlerin açıklamasıdeğil, aynı zamanda metni verilmeyen ve fakatkonu ile ilgili olan pek çok âyetin de açıklamasıdır.Bediüzzaman’a göre, Risale-i Nur’un Kur’ân’dan mülhemolduğunu gösteren deliller vardır. Bunları muhtevanınzenginliği, her seviyedeki insanlara hitap etmesi, üstünikna kabiliyetinin olması, özellikle eserlerin telifi esnasındaKur’ân’dan başka, müellifin yanında herhangi bir kaynakeserin bulunmamasına rağmen, alışılmışın dışında bir süratleyazılmış olması gibi hususlar zikredilebilir. Müellifegöre Risale-i Nur’un muhtevası, kendi müellifinin havsalasınınüstünde bir genişliğe sahiptir. Bu ise eserlerinin51

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!